You are on page 1of 17

ENDÜSTRİ TOPLUMU: SAINT

SİMON

• Saınt-Simon ve TarihselArka
İÇİNDEKİLER

Plan
• Endüstri Toplumu Kuramı KLASİK SOSYOLOJİ KURAMLARI
• Politka ve Toplum Modeli
• Eşek Arıları ve Bal Arıları
• Yeni Hristiyanlık

Prof. Dr.
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Mevlüt ÖZBEN
HEDEFLER

• Saint-Simon ve onun
düşüncelerinde belirleyici olan
tarihsel arka plan hakkında bilgi
sahibi olabilecek,
• Endüstri toplumu kavram ve
kuramının ortaya çıkışını öğrenmiş
olabilecek,
• Saint-Simon'un politika ve toplum
modeli ile ilgili bilgi sahibi
olabilecek,
• Bal arıları ile eşek arıları
benzetiminin neyle ilgili olduğunu ÜNİTE
öğrenebilecek, ÜNİTE
• Yeni Hristiyanlık hakkında bilgi
sahibi olabileceksiniz. 1
©
1
Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Endüstri Toplumu: Saint-Simon

SAINT-SİMON

Endüstri
Pozitivizm
Toplumu

Yeni Yeni Dünya Bal Arıları-eşek


Hristiyanlık Düzeni Arları

Sanayiciler-
Newton Dini İlim
bilim Adamları

Endüstri Aylaklar

Sevgi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

GİRİŞ
Endüstriyel toplumun yükselişiyle sosyolojinin ortaya çıkışı arasındaki
koşutluğu Sosyolojiye Giriş dersinden hatırlayacaksınız. Endüstri Devrimi ve
kapitalizmin gelişimi, sosyolojik teorinin oluşumunda çok önemli bir etki
kaynağıdır. Çünkü sosyoloji Endüstri Devrimi ve kapitalizmin gelişiminin doğrudan
bir sonucu olan modern toplumları anlamak ve açıklamak iddiası ile ortaya çıkmış
bir bilimdir. Başka bir ifade ile sosyoloji modern toplumların bilimidir ve bu toplum
türünün temel taşı olan endüstriyel üretimin koyutladığı koşullardan kavram ve
teori üreten bir bilimdir.
Özellikle 19. yüzyıl ve sonrasında endüstrileşme, tüm Batı Avrupa ülkelerinin
gerçeği durumundadır. Endüstri Devrimi’yle paralel giden siyasi devrimlerin de
etkisiyle insanların yaşayış, düşünüş ve çalışma biçimlerinde köklü değişiklikler söz
konusu olmuştur. Ev ile iş yerinin ayrılmasından, zamanın planlanmasına ve
çalışma koşullarının değişmesine varıncaya kadar, ortaya çıkan yeni düzen dev bir
bürokrasiyi de beraberinde getirmiştir. Öyle ki, modern toplumları karakterize
eden temel şeylerden biri de bürokrasi olmuştur. Toplumlar modernleştikçe
bürokratikleşmişlerdir.
Üretim biçiminin toprağa dayalı olduğu biçimden,- ki bu binlerce yıllık
uzunca bir tarih dönemine karşılık gelir- endüstriyel üretime dayandığı bir
dönüşümü ifade eden modern toplumlar endüstri toplumları olarak da anılırlar.
Endüstri Toplumu Kuramını, bu ünitede Endüstri Toplumu terimini ilk kez
kullanan Claude Henri de Saint-Simon’un düşünceleri etrafında ele alınacak ve bu
ana konu etrafında onunla ilişkili olan detaylara yer verilecektir.

SAINT-SIMON VE TARİHSEL ARKA PLAN


18 ile 19. yüzyıllar arasında bir köprüyü temsil eden Claude Henri de Saint-
Simon (1760-1825) aristokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Fransız
Devrimi (1789) ile birlikte servetini ve unvanını kaybeden Saint-Simon, varlıklı ve
gösterişli bir hayattan sonra yoksulluk içinde yaşamıştır.
Fransız Devrimi’ni yaşamış ve Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na katılmış olan
Simon, çağının toplumunun neredeyse bütün tabakalarını yaşamında
deneyimlemiştir. Onun bu dalgalı yaşamı, kendisinin toplum konusundaki bilgi ve
görgüsünü artırarak olgunlaştırmıştır [1].

Endüstri Toplumu Çeşitli sosyal sınıfların farklı farklı hayatlarını fiilen yaşamış olmak Simon’un
terimini ilk kullanan sosyolojiye olan ilgisini artırmıştır. Bu doğrudan ve katılmalı gözlem yoluyla
Saint-Simon’dur. edindiği görgülerin onun düşüncelerinde ve sosyoloji çalışmalarında önemli
katkıları olmuştur. Ne var ki, düzensiz bir yaşayış ve düşünce biçimine alışmış
bulunması, onun görüşlerini ve bilgilerini sistematik bir biçimde işleyip sunmasına
engel olmuştur.
Pozitivist bilginlerden dersler alan ve onların bilimler gelişiminin pozitif bir
toplum bilimiyle tamamlanacağı görüşünü benimseyen Simon, pozitif siyaset,
sosyal fizik veya siyaset bilimi adı verilecek yeni bir bilimin, toplumsal yaşamın
yasalarını bulacağını ve geleceğin toplumsal düzenini kuracağını ummuştur. Ona
göre, doğa bilimleri doğanın yasalarını bulmak suretiyle nasıl doğaya egemen
olmanın önünü açmışsa; benzer şekilde yeni bilim de toplumsal olguların yasalarını

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

bularak toplumsal yaşama egemen olmada ve onu düzenleyip örgütlemede aynı


görevi yerine getirecektir.
Sosyolojiye pek çok alanda yeni düşünceler kazandırmış olan Saint-Simon’u,
yukarıda ifade edilen temel görüşlerini de dikkate alarak, A.Comte ve
E.Durkheim’den daha çok, pozitivizmin ve sosyolojinin kurucusu olarak kabul
edenler vardır. Kaldı ki, tarihin akışı içinde 19. yüzyılın başlıca görevinin,
toplumların kaçınılmaz olan reformuna uygulanabilir olan, gözlemlenebilir
olgulardan hareket ederek inşa edilmiş yararlı bir organik bilgi oluşturmak olduğu
söylenebilir.
Simon, düşüncelerin çok Tanrılı evreden tek Tanrılı Hristiyan anlayışa ve
buradan da pozitif evreye ilerlediğini öngören bir tarih yasası geliştirmiştir. Buna
göre insanlık tarihindeki her düşünce sistemi toplumsal düzenin devamı açısından
Simon’a göre temel önemdedir ve her geçiş evresinde bir kriz döneminin yaşanması
pozitivizme geçiş, kaçınılmazdır. Demek ki, pozitivizme geçiş, feodal düzen ve onun dinsel
feodal düzenin dayanaklarının yıkılmasıyla ve Kıta Avrupa’sında pozitivist bilim kültürüne sahip bir
yıkılmasıyla ve Kıta sanayi toplumunun kurulmasıyla mümkün olacaktır [2].
Avrupa’sında pozitivist
bilim kültürüne sahip
bir sanayi toplumunun
kurulmasıyla mümkün
olmuştur

Resim 1.1. Sanayi Toplumu Teriminin Mucidi Claude Henri de Saint-Sİmon [7]

1816’da Liberal Parti’nin ileri gelenleri ile tanışan Simon, kendi düşünceleri
ile onların düşünceleri arasında paralellik görmektedir. Onların yardımıyla,
endüstrinin modern toplumdaki önemi ile ilgili, her ay 300-400 sayfalık bir dergi
çıkarmayı planlayan Simon bu düşüncesini, 1816 Aralık ayında Endüstri Dergisi’nin
ilk cildinin yayımlanmasıyla gerçeğe dönüştürmüştür (Meriç, 1995: 32-33).
Bankacılar, fabrikatörler ve tüccarların çıkışını desteklediği Endüstri Dergisi,
insanın iktisadi ve sosyal faaliyeti üzerinde o ana kadar hiç kimsenin üzerinde
ısrarla durmadığı kadar durmuş, emeği yüceltmiş ve aylaklığı yermiştir. Bu dergide
yayımlanan düşüncelere bakılırsa tüm toplum üretime dayandığı gibi varlığının da
biricik garantisi üretimdir. Bu bakımdan üretimin gelişmesine en uygun olan
durum, toplum için de en faydalı olandır.
Saint Simon’un Endüstri Dergisi’ni çıkardığı dönemde Fransa’da siyaseten iki
rakip düşünce mevcuttur:
 Aristokratik ve Teokratik Düşünce
 Liberal ve Devrimi Destekleyen Düşünce

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

Bu iki karşıt görüş birbiriyle çatışadursun, Simon aristokratlarla liberaller


arasındaki zıt eğilimleri gerçekçi bir sentez içinde birleştirmeye çalışmıştır [3].

ENDÜSTRİ TOPLUMU KURAMI


Kıta Avrupa’sında gerçekleşen endüstrileşme, en genel tanımıyla, büyük
makinaları çalıştırmak için ileri düzey enerji kaynakları kullanılarak yapılan mal
üretimidir. Bu üretimin gerçekleştiricisi olan endüstriyel teknoloji, insanların, başta
çevreleri olmak üzere, yaşamlarına ilişkin o kadar çok şeyi değiştirmiştir ki, ortaya
yeni bir toplum tipini, yani endüstri toplumun çıkarmıştır.
Örnek

•Örneğin, Kıta Avrupa'sında daha 1900'lü yılların başında demir


yolu neredeyse her yere ulaşmış durumdadır. Buharlı gemiler
denizlere açılmış, çelik yapılı gökdelenler tarım toplumlarının
simgelerinden biri olan eski katedrallerin hepsinden daha yükseğe
çıkmış durumdadır. Telgraf, otomobiller, elektirik, telefon,
buzdolapları ve pek çok şey yeni bir toplumda yaşanıyor
olduğunun kanıtlarıdır [4].

Endüstriyel teknolojinin toplumsal yaşamın geleneksel kalıplarını kırarak


ortaya çıkardığı yeni yaşam biçimine, yeni siyasal arayışlara ve diğerlerine kayıtsız
kalmayan, hatta süreci gelecek adına heyecanla, coşkuyla takip eden (üzerine
düşünen) pek çok düşünür vardır. Bunlar arasında Simon Endüstri Toplumu
terimini ilk kez kullanmış olmakla önemli bir yere sahiptir.
Simon endüstrileşme
19. yüzyıl sosyolojisi, sosyalizm ve Marksizmin gelişimi üzerinde de oldukça
sürecini barışçıl bir
temelde tanımlamıştır. etkisi olan bir düşünür olan Sain-Simon’un Endüstri Toplumu terimini ilk kez
kullanmış olmasına da şaşırmamak gerekir.
Endüstrileşme sürecini barışçıl bir temelde tanımlamış olan Simon’un asıl
ilgisinin feodal toplum tipinden endüstri toplumuna geçiş olduğunu söyleyebiliriz.
O, insanlığın, doğası gereği, ilk olarak askerî rejimlerde, sonrasındaysa pozitif
bilimlerin ve endüstrinin zaferiyle birlikte, yönetim ve endüstri rejiminde olmak
üzere, toplum hâlinde yaşamaya yazgılı olduğunu düşünmektedir [5].
Endüstriyel rejim, demektedir Simon, insan soyunun kesin organizasyonu
olacaktır. Bu rejim, endüstrinin atılımına bağlı bilimsel çalışmaların ön plana çıktığı
bir sistemdir ve zorunlu olarak da toplumsal ilişkilerin yeniden örgütlenişini
gerektirmektedir [6].
Her şeyin endüstriden geçtiğini ve onun için olduğunu düşünen Simon’a
göre, bir ulus da büyük bir endüstri toplumundan başka bir şey değildir. Onun
endüstri toplumu, fonksiyonel bir hiyerarşi, rasyonel disiplin ve seçime dayalı
liderlik ilkeleri etrafında örgütlenmiş bir sistemdir. Kaldı ki, endüstri toplumu
komünist bir ütopya değil, bilimciler ile sanayicilerden oluşan yeni bir yönetici sınıf
üretmiş olan hiyerarşik bir yapıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

Bu son tanımlamalarından hareketle diyebiliriz ki, Saint-Simon’un


düşüncelerinde otoriter bir damar da vardır. Bu damar kendini, özellikle,
demokrasiye ve temsilî kurumlara olan güvensizlikte göstermektedir. O daha
sonraları daha belirgin hâle gelecek olan, devletin üretim araçları üzerindeki
otoritesi ve üretim araçlarını en verimli şekilde kullanacak olanlara dağıtması
biçimindeki düşünceleri ile sosyalizmin tohumlarını atan kişi olarak da anılır.
Pek çok bakımdan bir kargaşa ve yeniden oluşum ya da şekillenme
döneminde yaşamış olan Simon’un, yaşadığı toplumu yeniden inşa etmek için
bilim adamları ve sanayicilerden faydalanılmasının gerekliliğine yaptığı vurgu, bir
Simon bilim adamları ve hayli ilgi çekicidir. Bu düşüncesini yaygınlaştırmak için periyodik olarak bir dizi
sanayicilerden
yayın oluşturup bunların editörlüğünü üstlenmiş olan Simon, endüstri toplumunu
faydalanılmasının
önemine dikkat inşa etmek için sosyoloji biliminin önemine işaret etmiş olan A. Comte üzerinde de
çekmiştir. derin etkiler bırakmıştır.
Simoncu anlamda endüstri şu iki şeyi ihtiva etmektedir:
 Endüstri dünyanın fethi-ilmidir
 Endüstri kaynaşmış bir toplum idealidir [3].

Feodal ve teolojik bir sistemden endüstri rejimin geçişte endüstriyel ve


bilimsel sistem son derece önemli roller üstlenir. Bu bağlamda, endüstri toplumu
bunların katkılarıyla, insanların iradesinden şeylerin iradesine geçiştir. Endüstriyel
sistemde devletin rolü asgariye indirgenir. Burada amaç toplumun büyük
çoğunluğunun olabildiğince az yönetilmiş olmasıdır. Simon, bu son cümle ile eski
sistemle yenisi arasındaki bir farka da işaret etmektedir. Ona göre idari veya
militer ağırlıklı eski rejim, genel olarak buyrukla yönetilmiştir. Oysa endüstriyel
sistemde, eski rejimdekine benzer bir yöneticilik için artık yer yoktur. Çünkü yeni
sistemde, yani endüstriyel toplumda halk yönetilen değil, daha çok ortaktır. Ancak
burada Simon oldukça dikkatlidir ve endüstriyel rejimin eşitliğin devrimci
tutkusundan kendisini uzak tutması gerektiğini de hatırlatır. Ona göre endüstriyel
rejim herkese yeteneklerine göre, herkese ürettiklerine göre ilkesinden hareket
etmektedir. Buradan hareketle denilebilir ki, endüstriyel sistem, mesleki
yarışmanın bireysel dinamiğin dürtüsü olduğu bir işlevler hiyerarşisidir [6].
Simon endüstri terimini bir hayli kapsayıcı kullanmıştır. Ona göre hem kafa
hem kol emeği hem yönetim ve uygulama, hatta ticaret bile endüstridir.
Endüstrinin geçerli olduğu toplum, üretime dayanır. Çünkü refah ve gelecek
üretimdedir.

Politika ve Toplum Modeli


Saint-Simon endüstri toplumunun, kendisinden önceki toplumsal
örgütlenme biçimlerinden farklı olarak, merkezîleşmiş bir iktidar yapısına değil,
tam tersine, sivil toplum kurumlarına dayanması gerektiğini düşünmektedir. Bu
bağlamda, o, mülkiyet ile güç arasındaki zorunlu ilişkiye odaklanmış ve politik
anayasaların toplumların o andaki durumlarını ifade etmesini ve mutlaka
toplumsal gerçekliğe uygun bir yapıda olması gerektiğini ileri sürmüştür.
Endüstri toplumunu iş birliği ve uzlaşı temelinde tarif eden Saint-Simon
için politika, iyi niyeti değil, ekonomik ve politik yapılar arasındaki dengeyi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

sağlaması gereken bir kurumdur. Ona göre, eski rejimde, güç toplumsal birliği
sağlayan aracı oluştururken; endüstri toplumu tebaa değil, vatandaşları,
emekçileri, hatta en varlıklı mülk sahiplerini de kapsayan ortaklaşa iş birliği
biçimlerini ortaya çıkaracaktır [5].
Toplumu baştan başa endüstriye dayanan bir modelde kavramaya çalışan
Simon için üretime en uygun sosyal sistemi bulmak ve uygulamak gerekmektedir.
Bu bağlamda o politikayı üretim ilmî olarak da tanımlar. Ona göre politik
toplumların takip etmeleri gereken tek makul ve doğru yol, faydalı nesnelerin
üretimidir. Çünkü yaşamın devam ettirilmesi ve refahla ilgili menfaatleri üzerinde
herkes mutabıktır. Bunlar üzerinde insanlar kolayca anlaşabilirler, hatta anlaşmak
zorundadırlar. Politika, der Simon, bunlarla uğraşmalıdır. Politik kavrayış, üretime
en elverişli durumun toplumun da yararına olan olduğunun farkında olmalıdır.
Simon üreticiler Buradan hareketle Simon, üreticilerin yönetici pozisyonunda olduğu bir
yanında kılavuzluk politik modelden yana tavır koyar. Üreticilerin yanında filozoflara da büyük bir
anlamında filozoflara da görev düşmektedir: kılavuzluk.
büyük görevler
düştüğünü düşünür. İçinde olunan çağa uygun en elverişli sosyal düzeni bulmak adına filozoflara
görevler yükleyen Simon, filozofların yaşadıkları toplumu iyi izlemeleri gerektiğinin
altını çizer. Eski rejimde, demektedir Simon, toplumlara rahipler kılavuzluk
etmişlerdir. Endüstri toplumunda ise topluma filozoflar, bilginler, sanatçılar
kılavuzluk edeceklerdir [5].
Saint-Simon’a göre toplumun birbirleriyle uyum içinde işleyen ekonomik ve
politik sistemlerle bilimsel-pozitif ilkeler üzerinde örgütlenmesi gerekir. Onun
toplum modeli de, A. Smith’e benzer şekilde astronomiye dayanmaktadır.
Astronomların yalnızca gözlemle doğrulanan olguları kabullenmelerinden ilham
alan Simon, toplum için de aynısını öngörür. Ona göre bilim pozitiftir.
Toplum araştırmasını fizyolojinin bir dalı olarak görmekle, toplumun da,
tıpkı organik bir yapı gibi, bilimsel gözlemlere dayanılarak açığa çıkartılabilecek
doğal gelişme yasaları tarafından düzenlendiğini düşünene Simon’a göre, bir
organizma olarak toplum özellikle gelişme, düzen, istikrar ve normal-dışı
patolojileri vurgulayan bir toplumsal düzen araştırmasıyla incelenebilir.
Saint-Simon’un toplum modeli anlaşılabileceği gibi bütüncüldür. Başka bir
deyişle, Saint-Simon’a göre toplum organik bir bütündür. Bu bakımdan sağlıklı bir
toplum, çeşitli parçaların bütünle işlevsel bir uyum içinde var olduğu bir toplum
modelini öngörür. Buradan da anlıyoruz ki, Simon’un toplum modeli, organizmacı
anlayışın bir sonucu olarak parçaların bütün için gördüğü işleve oldukça önem
vermektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

• Saint-Simon'un politika ve toplum modeli ile ilgili olarak

Bireysel Etkinlik
buraya kadar söylenenler dikkate alındığında, sağlıklı bir
toplum için üretici sınıfın nasıl bir öneme sahip olduğunu
yazarak ifade etmeye çalışınız.

Şimdi, buradan şu sonucu da çıkarmak olanaklıdır: Saint-Simon’un toplum


modeli yükselen burjuvazinin teorisi ile paralellik göstermektedir. Öyle ki, onun
politika ve toplum modeline ilişkin görüşleri, endüstri rejiminin sınıfları ile eski
feodal rejimin sınıfları arasındaki sınıf mücadelesini de vurgulamaktadır [5].
Simon’a göre Fransız Devrimi (1789) sonrasında şekillenmeye başlayan
modern toplumu bir arada tutacak değerleri, yalnızca teorik ve pratik, kafa ve kol
emeğine dayalı, kısaca her türlü yararlı çalışma biçimini öngören endüstri ortaya
çıkarabilir. Başka bir deyişle endüstri, dayanışma ve uzlaşmanın lehine olacak
şekilde, zora dayalı yönetim biçimlerinin sonunun geldiğini işaret eden yeni bir
çağın öncülüğüne karşılık gelmektedir.
Simon’a göre idari güç Simon’a göre politik ve toplumu ilgilendirdiği ölçüde toplumsal olacak
eninde sonunda askeî
şekilde güç (idari güç), eninde sonunda askerî güce baskın çıkacak ve feodal askerî
güce baskın çıkacak ve
feodal gücün yerini eylemin yerini alacaktır.
alacaktır. Askerler ve hukukçular, demektedir Simon, yönetmeye en yetenekli
kişilerden emir almalıdırlar; çünkü, aydınlanmış bir toplum idare edilmeye ihtiyaç
duyar. Toplumsal gücün yol gösterici ilkelerini, yönetme konusunda en yetenekli
olanlar getirmelidir; şimdi, en önemli sanayiciler en büyük yönetme yeteneğine
sahip insanlar olduklarını kanıtlamış kişiler oldukları için, kazandıkları önemi bu
alandaki becerilerine borçlu oldukları için, toplumsal çıkarların yönünü de doğal
olarak onlar belirlemelidir [5].
Aslında, yukarıda yazılanlardan da anlaşılabileceği gibi bütün mesele
toplumu yeniden kurmaktır. Simon 1822’lerde bilimin geliştirdiği endüstrinin yeni
dünyayı idare etmeye yetmeyeceğini düşünmektedir. O, ısrarla, yeni dünyada
sevgiye de ihtiyaç olduğunu vurgular.
Simon’un yeni dünya düzeninde şu üç şey ön plana çıkmaktadır:
 İlim
 Endüstri
 Sevgi
Saint-Simon’un Fransız Devrimi’nden daha önemli gördüğü Endüstri Devrimi
sonrası toplumsal yapı ve yönetime ilişkin görüşleri sonraları sosyalist geleneğin
tarihsel arka planına katkıda bulunmuştur.
Bal Arıları ve Eşek Arıları
En baştan belirtmek gerekir ki, Saint-Simon bir sınıf teorisi geliştirememiştir.
Onun, üretken sınıflar ile üretken olmayan sınıflar (aylak sınıflar) şeklindeki ayrımı
da, bilimsel olmaktan çok polemik içeriklidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

Simon’un tüm ilgisi üretenlerle tüketenler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu


bakımdan, bir sınıf teorisi olarak okumamak gerekse de, onun üretkenlerle (bal
arıları) tüketenler (eşek arıları) arasındaki yaptığı ayrım ve bu ayrım üzerine inşa
ettiği düşünceler, endüstri toplumunun bu önemli düşünürünü anlamak
bakımından önemlidir.

Resim 1.2. Sain-Simon’un, Endüstri Toplumu ve Bal-Eşek Arıları Benzetmesi [8]

Elbette başta Adam Smith’ten başlamak üzere, liberal ekol için tüketici ön
planda olmuştur her zaman ve bu anlaşılabilir bir durumdur. Ancak Saint-Simon
(ona malını sunan) üreticiyi önemli görmüştür. Herkesin harcadığı emeğe, diğer bir
deyişle ortaya koyduğu sermayeye göre karşılık alması gerektiğini düşünen
Simon’a göre tüketici başkalarının yarattığı değeri yok edendir.
Simon, A. Smith’den daha kesin bir biçimde, devlet yönetiminin,
Bozuk düzen, endüstrileşme sürecinin doğurduğu yeni ortaya çıkan toplumsal sınıflara düşman
üreticilerin sırtından
ve asalak bir yapıya sahip olduğunu iddia etmektedir. Onun bakış açısına göre
geçinilen düzendir.
tüketicilerin üreticilerin sırtından geçindiği düzen, bozuk düzendir. Öyle ki, Simon
endüstrinin toplumu üretime yönelteceğini düşünür.
Emeği sosyal bir ödev olarak görmekle, işin bir zorunluluk, bir angarya ve
belki bir yük biçiminde değil, bir zevk olmasının önemine vurgu yapan Saint-Simon,
tek sınıfın kalması gerektiğine, yani bir tek çalışan-üreten sınıfın var olması
gerektiğine inanır. O, devleti çalışanlar şirketine, toplumu da atölyeye benzetir.
Ona göre insanı insan yapan yaratıcılığıdır [3].
Çalışanlar ve aylaklar şeklindeki sınıflandırmadan hareketle Simon aylakları
eşek arılarına benzetir. Rahipler, askerler ya da toprağa terini akıtmayan mülk
sahipleri bu benzetmenin muhataplarıdır. Diğer taraftan, toplum için yararlı işler
görenler, yani çalışanlar-üretenler bal arılarıdır. Tüccarlar, fabrikatörler, çiftçiler,
bankacılar, bilginler, sanatçılar, memurlar ve işçiler bal arılarına benzetilir.
Daha önce de ifade etmeye çalıştığımız gibi Saint-Simon endüstriyel
sistemini sanayici veya üretici aktörlerden hareketle oluşturmuştur. Başka bir

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

deyişle Simon’un endüstriyel sisteminin merkezinde üreticiler vardır. Onun


düşüncesine göre, serbest rekabet rejiminin toplumsal eşitsizliği derinleştirdiğini
görmek gerekir. Bu bakımdan bırakınız yapsınlar ilkesinin geçerli olduğu durumda,
herkese kapasite ve yeteneğine göre iş ve kazancın doğal bölünmesi değil,
toplumun aylak ve emekçi sınıf şeklindeki bölünmesi ortaya çıkacaktır.
Simon, özellikle, içerikten çok biçimle, şeylerden çok sözcüklerle, olgulardan
çok prensiplerle hukukçuları, metafizikçileri de ağır bir biçimde eleştirir. Bunların
karşısında ise, yararlı çalışmalar yaptıklarına inandığı bilim adamlarını göklere
çıkarır. Ona göre bilginler geleceği gören adamlardır. Gelecekte önemli görevler
yüklenecek olan mühendisler olacaklardır. Gerçekte ise, bilim adamları ve
sanayiciler laik bir din olan pozitivizmin yeni rahipleri olacaklardır.
Tüm bunlardan şu sonuca ulaşılabilir:
 Bilim, dinin işlevsel dengi olarak kullanılacaktır.
 Aylak sınıflar ortadan kaldırılacaktır.
Ancak, belirtmek gerekir ki, Simon’un toplumun bu yeniden organizasyonu
hakkındaki düşünceleri, hastalanması ve ölümü arasındaki, 1814-1825 arasında
büyük ölçüde değişmiştir [2].
Bal ve eşek arıları benzetmesi ve diğer söylenenlere bakıldığında şu yanlış
kanıya da varmamak gerekir. Buna göre Simon, ne lüksün ne de servetin
karşısındadır. Onun başlıca kaygısı toplumun refahıdır.
Simon çalışanların, yani bal arılarının, aylaklar ve eşek arıları tarafından
Simon’un başlıca kaygısı sömürülmesini önlemek için büyük ölçüde yönetim tarafından kontrol edilmesi
toplumun refahıdır.
gerektiği düşünse de, insanların kendi potansiyellerini gerçekleştirmekte özgür
olmaları gereğine de inanmaktadır. Onun endüstriyel sisteminde, serbest girişimci
bir ekonomi ve bununla uyumlu olacak bir hükümet kontrolünün karışımı vardır.
Bu nedenle Simon pek çok yorumcu tarafından sosyalizmin kurucusu olarak da
kabul edilir.

YENİ HRİSTİYANLIK
Eski düzenin bilindik doğaüstü temelinin endüstri toplumunun gerçeği olan
pozitivizmle bir arada olamayacağını düşünen Simon’un bir dünya ahlakı fikrinde
ısrarcı olduğu söylenebilir. Ona göre dünya ahlakı endüstri toplumunun temel
taşlarından biridir ve süreç içerisinde bu ahlak pozitivizm aracılığıyla dinin de
işlevsel dengi olacaktır.
Simon’un yayımlanan ilk eseri olan Bir Cenevrelinin Çağdaşlarına
Mektupları’ndan (1803), onun, ruhani bir iktidar olarak dinin yerine geçmeye aday
bir bilimin yeniden örgütleyici yeteneğine sonsuz bir güven duyduğunu
görebiliyoruz [6].
Ekonomik ilişkiler örgüsü içinde insanları bir araya getiren kozmopolit maddi
bağın, ruhani bir bağ olmaksızın tasarlanamayacağını düşünen Simon için
toplumun endüstriyel mekanizması, bir ruhu, bir ahlaki birliği yerleştiren bir
inançlar birliğini varsaymaktadır. Bu görüşün, sanayicilerin maddi iktidarının öteki
yüzü olan ruhani iktidar olarak bilimsel iktidarın sunduğu toplumsal yeniden

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

örgütlenme ile ilgili ilk çalışmalarından itibaren Saint-Simon’da yerleşmiş olduğu


söylenebilir.
Peki, ama bilimsel iktidar ya da bilimin iktidarı insanlığı mutluluğa
kavuşturmak için yeterli midir?
Saint-Simon piyasanın farklı ve genellikle birbiriyle çatışan çıkarları, ahlaki
bir birlik etrafında uyumlulaştırmaya hizmet ettiği yönündeki görüşünü reddeder.
Ona göre toplumsal birlik, yalnızca ekonomik güçlerin özgürce hareketinden
çıkmayacaktır.
İlk başlarda oldukça rasyonalist olan Saint-Simon’un, yıllar içerisinde,
maddeci felsefenin etkinliğine rağmen dinin, hâlen varlığını devam ettirmesinden
Simon insanı egoizmin
etkilendiği ileri sürülebilir. O, insanı egoizmin zindanından ancak ahlakın
zindanından kurtaracak
şeyin ahlak olduğunda kurtarabileceğine inanmaktadır [3].
ısrarcıdır. Simon için merkezî ilgisi olan endüstriyalizmin kaçınılmaz şartı olan
uluslararası birliği mümkün kılacak olan da dindir. Peki, bu din neye dayanacaktır?
Saint Simon’a göre geleneksel sistemin geride kalan otorite biçimleri
endüstri toplumunda ahlaki bir boşluk ve toplumsal bir krize neden olmaktadır. O,
söz konusu ahlaki boşluğu doldurmak ve süren toplumsal krizi sonlandırmak için
yeni, dünyevi ve laik bir din önermiştir. Öyle ki, bu yeni din endüstri toplumun
ahlaki temelini oluşturacak ve toplumsal birliği sağlayacaktır. Ona göre, köprünün
altından çok sular akmıştır ve ruhban sınıfının toplumu bir arada tutacak gücü
kalmamıştır. Tam da bu noktada, endüstri toplumunun yeni dini liderlerini
bambaşka bir grubun üstlenmesi kaçınılmaz olmuştur: bilim adamları. Bilim
adamlarının yanında sanatçılar ve sanayiciler de bu dinin öncüleri olacaklardır.

Newton’un Dini
Saint-Simon rüyasında Tanrı’nın kendisiyle konuştuğunu ve ona Newton’un
Dini’ni açıkladığını ileri sürmüştür. Buna göre on iki tanesi birinci sınıf (üç
matematikçi, üç fizikçi, üç kimyacı ve üç fizyolojist) ve dokuz tanesi ikinci sınıf ( üç
edebiyatçı, üç ressam ve üç müzisyen) olmak üzere toplam, Tanrı’nın
yeryüzündeki 21 temsilcisi Newton’un Konseyi’ni oluşturacaklardır. Simon’a göre
bunlara bir matematikçi başkanlık edecektir. Bu konsey insanlığı İngiliz, Fransız,
Alman ve İtalyan olmak üzere dört bölüme ayıracaktır ve bu bölümlerden her biri
de kendi içinde bir yönetici konseyden oluşacaktır. Dünyanın neresinde yaşarsa
yaşasın, her insan mutlaka bu bölümlerden birini seçmek zorundadır. Ayrıca, her
insan dâhil olduğu konseyin üyelerini seçme hakkına da sahip olacaktır. Her
konsey, mutlaka, Newton’un onuru adına içinde bir mozolenin bulunduğu tapınak
inşa etmek zorunda olacaktır. Daha ilginci her çocuk doğumundan hemen sonra
buraya getirilecektir [6].
Bu alegori hayalcilikle, Hristiyanlık dininin dünyevi bir kopyası olmakla
(özellikle doğan her yeni çocuğun tapınağa getirilmesi gibi benzerlikler) ve başka
pek çok bakımdan eleştirilebilir. Ancak, Simon bunların tümünü, endüstri
toplumunun içinde bulunduğu krizden çıkması, kısacası düzen ve barışı kurmak
için tasarlamıştır denebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

Resim 1.3. Simon’un Yeni Hıristiyanlığı Adadığı Newton’un Dini [9]

Sonuç olarak Simon, Yeni Hristiyanlıkta felsefi anlamdaki bireyciliğin


egoizmine zıt olan dünyevi bir din şeklinde tanımladığı endüstri toplumu, çıkarları
insanların çıkarlarıyla aynı olan sanatçılar, bilimciler ve sanayicilerden oluşan bir
ruhban sınıfı aracılığıyla etkili olan güçlü bir ahlaki merkezi zorunlu kılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

•Özellikle 19. yüzyıl ve sonrasında endüstrileşme, tüm Batı Avrupa ülkelerinin


gerçeği durumundadır. Endüstri Devrimi'yle paralel giden siyasi devrimlerin
de etkisiyle insanların yaşayış, düşünüş ve çalışma biçimlerinde köklü
değişiklikler söz konusu olmuştur.
•Simon, pozitif siyaset, sosyal fizik veya siyaset bilimi adı verilecek yeni bir
Özet
bilimin, toplumsal yaşamın yasalarını bulacağını ve geleceğin toplumsal
düzenini kuracağını ummuş olmakla, onun sosyolojinin kurucularının başında
geldiğini iddia edenlere güçlü bir argüman vermektedir. Ona göre, doğa
bilimleri doğanın yasalarını bulmak suretiyle nasıl doğaya egemen olmanın
önünü açmışsa, benzer şekilde yeni bilim de toplumsal olguların yasalarını
bularak toplumsal yaşama egemen olmada ve onu düzenleyip örgütlemede
aynı görevi yerine getirecektir.
•Simon, düşüncelerin çok Tanrılı evreden tek Tanrılı Hristiyan anlayışa ve
buradan da pozitif evreye ilerlediğini öngören bir tarih yasası geliştirmiştir.
Buna göre insanlık tarihindeki her düşünce sistemi toplumsal düzenin
devamı açısından temel önemdedir ve her geçiş evresinde bir kriz döneminin
yaşanması kaçınılmazdır. Demek ki, pozitivizme geçiş, feodal düzen ve onun
dinsel dayanaklarının yıkılmasıyla ve Kıta Avrupa’sında pozitivist bilim
kültürüne sahip bir sanayi toplumunun kurulmasıyla mümkün olacaktır.
•Kıta Avrupa’sında gerçekleşen endüstrileşme, en genel tanımıyla, büyük
makinaları çalıştırmak için ileri düzey enerji kaynakları kullanılarak yapılan
mal üretimidir. Bu üretimin gerçekleştiricisi olan endüstriyel teknoloji,
insanların, başta çevreleri olmak üzere, yaşamlarına ilişkin o kadar çok şeyi
değiştirmiştir ki, ortaya yeni bir toplum tipini, yani endüstri toplumun
çıkarmıştır.
•Simon, endüstri toplumunu inşa etmek için sosyoloji biliminin önemine
işaret etmiş olan A. Comte üzerinde de derin etkiler bırakmıştır. Simon'cu
anlamda endüstri şu iki şeyi ihtiva etmektedir:
•Endüstri dünyanın fethi-ilmidir.
•Endüstri kaynaşmış bir toplum idealidir
•Endüstriyel sistemde devletin rolü asgariye indirgenir. Burada amaç
toplumun büyük bir çoğunluğunun olabildiğince az yönetilmiş olmasıdır. Bu
bağlamda,endüstriyel sistemde, eski rejimdekine benzer bir yöneticilik için
artık yer yoktur. Çünkü yeni sistemde, yani endüstriyel toplumda halk
yönetilen değil, daha çok ortaktır.
•Saint-Simon’un toplum modeli bütüncüldür. Başka bir deyişle, Saint-Simon’a
göre toplum organik bir bütündür. Bu bakımdan sağlıklı bir toplum için,
çeşitli parçaların bütünle işlevsel bir uyum içinde var olduğu bir toplum
modeli ön görülmektedir.
•Simon’un tüm ilgisi üretenlerle tüketenler üzerine yoğunlaşmıştır. Bu
bakımdan, bir sınıf teorisi olarak okumamak gerekse de, onun üretkenlerle
(bal arıları) tüketenler (eşek arıları) arasındaki yaptığı ayrım ve bu ayrım
üzerine inşa ettiği düşünceler endüstri toplumunu anlamak bakımından
önemlidir.
•Başlarda oldukça rasyonalist olan Saint-Simon’un, yıllar içerisinde, dinin,
maddeci felsefenin etkinliğine rağmen hâlen varlığını devam ettirmesinden
etkilendiğini ileri sürülebilir. O, insanı egoizmin zindanından ancak ahlakın
kurtarabileceğine inanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

•Simon’un endüstriyel sisteminin merkezinde üreticiler vardır. Onun


düşüncesine göre, serbest rekabet rejiminin toplumsal eşitsizliği
derinleştirdiğini görmek gerekir. Bu bakımdan bırakınız yapsınlar ilkesinin
Özet (devamı) geçerli olduğu durumda, herkese kapasite ve yeteneğine göre iş ve kazancın
doğal bölünmesi değil, toplumun aylak ve emekçi sınıf şeklindeki bölünmesi
ortaya çıkacaktır.
• Simon çalışanların, yani bal arılarının, aylaklar ve eşek arıları tarafından
sömürülmesini önlemek için büyük ölçüde yönetim tarafından kontrol
edilmesi gerektiği düşünse de, insanların kendi potansiyellerini
gerçekleştirmekte özgür olmaları gereğine de inanmaktadır.
•Saint- Simon’a göre geleneksel sistemin geride kalan otorite biçimleri
endüstri toplumunda ahlaki bir boşluk ve toplumsal bir krize neden
olmaktadır. O, söz konusu ahlaki boşluğu doldurmak ve süren toplumsal krizi
sonlandırmak için yeni, dünyevi ve laik bir din önermiştir.
• Sonuç olarak Simon, Yeni Hristiyanlıkta felsefi anlamdaki bireyciliğin
egoizmine zıt olan dünyevi bir din şeklinde tanımladığı endüstri toplumu,
çıkarları insanların çıkarlarıyla aynı olan sanatçılar, bilimciler ve
sanayicilerden oluşan bir ruhban sınıfı aracılığıyla etkili olan güçlü bir ahlaki
merkezi zorunlu kılmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Saint-Simon aşağıdakilerden hangisine aktif olarak katılmıştır?
a) Fransız İhtilali
b) Bolşevik İhtilali
c) Amerikan Bağımsızlık Savaşı
d) 30 Yıl Savaşları
e) I. Dünya Savaşı

2. Endüstri Toplumu terimini ilk kullanan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?


a) A. Comte
b) S. Simon
c) K. Marx
d) E. Durkheim
e) M. Weber

3. Saint-Simon’un Endüstri Toplum Modeli’nde yeni yönetici sınıfı,


aşağıdakilerden hangisi oluşturacaktır?
a) Bilimciler-sanayiciler
b) Bilimciler-din adamları
c) Sanayiciler-askerler
d) Askerler-din adamları
e) Bilimciler-askerler

4. Endüstri toplumunun birinci ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?


a) Güç
b) Tüketim
c) İnanç
d) Üretim
e) Sevgi

5. Aşağıdakilerden hangisi Saint-Simon’un politikayı tanımlama biçimidir?


a) Üretim ilmi
b) Ekonomi ilmi
c) Siyaset ilmi
d) Tüketim ilmi
e) Sevgi ilmi

6. Saint Simon, endüstri sisteminin aşağıdaki sistemlerden hangisinin yerini


aldığını öne sürer?
a) Avcı ve toplayıcı sistem
b) Tarım sistemi
c) Postmodern sistem
d) Sanayi-sonrası sistem
e) Feodal askerî sistem

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

7. Saint-Simon’un Yeni Dünya Düzeni’ni oluşturan bileşenlerin doğru sıralaması


aşağıdakilerden hangisidir?
a) İlim-endüstri-sevgi
b) Endüstri-inaç-ilim
c) İlim-sevgi-inanç
d) İnanç-sevgi-endüstri
e) Endüstri-ilim-tüketim

8. Saint-Simon’un endüstri sisteminde dinin işlevsel dengi aşağıdakilerden


hangisidir?
a) Sevgi
b) Üretim
c) Bilim
d) Tüketim
e) Güç

9. Toplum için yararlı işler görenleri, yani çalışanları, Simon aşağıdakilerden


hangisine benzetir?
a) Sevgi kelebekleri
b) Eşek arıları
c) Atom karıncalar
d) Bal arıları
e) Cırcır böcekleri

10. Saint Simon geleneksel sistemin geride kalan otorite biçimlerinin endüstri
toplumunda ahlaki bir boşluk ve toplumsal bir krize neden olduğunu belirtirken
bu sorunu aşmak adına aşağıdakilerden hangisini önermiştir?
a) İnsanlık dini
b) Yeni Hıristiyanlık
c) Tüketimcilik
d) Sosyalizm
e) Toplumlar birliği

Cevap Anahtarı
1.c, 2.b, 3.a, 4.d, 5.a, 6.e, 7.a, 8.c, 9.d, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Endüstri Toplumu: Saint-Simon

YARARLANILAN KAYNAKLAR
[1] Kemerlioğlu, E. (1990), Sosyoloji Notları, Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
[2] Jonathan, H. Turner ve diğerleri, (2012). Sosyolojik Teorinin Oluşumu, Çev:
Ümit Tatlıcan, Bursa: Sentez Yayınları.
[3] Meriç, Cemil, (1995). Saint-Simon: İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, İstanbul: İletişim
Yayınları.
[4] Macionis, John, J. (2012). Sosyoloji, Çev Ed: Vildan Akan, Ankara: Nobel
Yayınları.
[5] Swingewood, Alan, (2010). Sosyolojik Düşüncenin Kısa Tarihi, Çev: Osman
Akınhay, 3. Basım, İstanbul: Agora Kitaplığı.
[6] Mattelart, Armand, (2005). Gezegensel Ütopya Tarihi, Çev: Şule Çiltaş,
İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
[7] Resim 1.1. Sanayi Toplumu Teriminin Mucidi Claude Henri de Saint-Sİmon (Kay:
https://www.britannica.com/biography/Henri-de-Saint-Simon- Erişim
tarihi:7.7.2017/Saati: 17:10)
[8] Resim 1.2. Sain-Simon’un, Endüstri Toplumu ve Bal-Eşek Arıları Benzetmesi
(Kay: http://eskipaper.com/bee-cartoon.html#gal_post_9050_bee-cartoon-
1.jpg Erişim tarihi: 7.7.2018/Saati: 1716)

[9] 1.3. Simon’un Yeni Hıristiyanlığı Adadığı Newton’un Dini


(Kay: https://universidadedocotidiano.catracalivre.com.br/o-que-
aprendi/sociesc/quem-foi-isaac-newton/ Erişim Tarihi: 26.6.2018-Erişim
saati: 01:59).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

You might also like