You are on page 1of 10

Cevabı Bulunamayacak

Dr. Mahir E. Ocak [ TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi

Avusturyalı matematikçi Kurt Gödel’in 1930’larda yayımladığı “eksiklik teoremi”


matematik dünyasını derinden sarsmıştı.

O yıllarda pek çok matematikçi, 1928 yılında David Hilbert tarafından ortaya atılan “karar verme problemi”
üzerinde çalışıyordu. Söz konusu matematik olduğunda herhangi bir önermenin doğru ya da yanlış olduğunun
ispatlanabileceği düşünülür. Hilbert de bu düşüncedeydi ve düşüncesinin doğru olduğunun matematiksel
yöntemlerle ispatlanmasını istiyordu. Karar verme problemi kısaca şu soruyu sorar:
Matematiksel önermelerin doğru olup olmadığına karar verebilecek genel bir algoritma var mıdır?
Eğer böyle bir algoritmanın var olduğu gösterilebilirse bu durum herhangi bir önermenin doğru ya da yanlış
olduğunun ispatlanabileceği anlamına gelecekti. Fakat Gödel tam sayılarla ilgili doğru ancak ispatlanması
imkânsız önermeler olduğunu gösterdi. Eksiklik teoreminden önce matematiksel bir önermenin
ya doğru ya da yanlış olduğu düşünülürdü. Gödel ise doğru ya da yanlış olduğuna “karar verilemeyecek”
önermeler de olduğunu ispatladı. Böylece karar verme probleminin cevabının olumsuz olduğu da anlaşıldı:
Matematiksel ifadelerin doğru olup olmadığına karar verebilecek genel bir algoritma yoktur.

Yakın zamanlarda yapılan bir çalışmaysa karar verilemeyecek soruların


sadece matematikle sınırlı olmadığını gösteriyor.
Üç araştırmacı, Nature’da yayımladıkları bir makalede
temel bir fizik sorusunun karar verilemez olduğunu gösterdi.
Peki, bu durum tam olarak ne anlama geliyor?

Bilim ve Teknik Şubat 2019


23
Karar Verme Problemi
Her matematik önermesinin ispatı, doğru ol- Karar verme probleminin cevabı olumsuzdur:
duğu bilinen diğer önermelere bina edilerek ya- Aksiyomlar kullanarak herhangi bir matematiksel
pılır. Bu ispatlar zincirinde en temelde yer alan önermenin doğru olup olmadığına karar verebile-
önermelere aksiyom denir. Aksiyomlar, tüm ma- cek genel bir algoritma yoktur. Cevabın olumsuz ol-
tematiği üzerine kurduğumuz, doğru ve tutarlı ol- duğunun anlaşılmasında birkaç önemli gelişmeden
duğunu varsaydığımız, ancak ispatlayamadığımız bahsedilebilir. Bunlar arasında Kurt Gödel’in eksik-
önermelerdir. Örneğin Öklid, Elemanlar kitabında lik teoremleri, Alonzo Church ve Alan Turing’in al-
“paralel doğruların kesişmediğini” aksiyom olarak goritma kavramını tanımlaması ile Alan Turing’in
kabul eder. Düzlem geometriyle ilgili pek çok teo- Turing makineleri üzerinden “hesaplanabilirlik”
remin ispatında bu aksiyomdan yararlanılır. Ancak kavramını tanımlaması ve durma problemiyle karar
aksiyomun kendisini düzlem geometrideki diğer verme problemi arasında ilişki kurması sayılabilir.
aksiyomları kullanarak ispatlamak mümkün de-
ğildir. Hatta eğik uzaylardaki geometriler, paralel
doğruların kesişmediğini aksiyom olarak tanımla-
manın gereksiz olduğunu, bu aksiyomun diğer ak-
siyomlar kullanılarak ispatlanabileceğini düşünen
matematikçilerin beyhude çabalarının sonucudur.
David Hilbert tarafından 1928 yılında ortaya
atılan “karar verme problemi”, aksiyomlar kullanı-
larak herhangi bir matematiksel önermenin doğ-
ru ya da yanlış olduğuna karar verebilecek genel
bir algoritma olup olmadığını sorar. Hilbert’in
kendisi böyle bir algoritmanın var olduğunu dü-
şünüyordu. Eğer öyleyse tüm matematiği sağlam
temellere oturtmak için “gerekli tüm aksiyomları”
tanımlamak yeterliydi. Daha sonra bu aksiyomları
kullanarak herhangi bir matematiksel önermenin
doğruluğuna ya da yanlışlığına mantık yoluyla ka-
rar verilebilirdi.

David Hilbert, (1862-1943)


Alman matematikçi
Geometriyi bir dizi aksiyoma indirgeyen ve
matematiğin biçimsel temellerinin oluşturulmasına
önemli katkıda bulunan Hilbert
integralli denklemlere ilişkin çalışmalarıyla
fonksiyonel analizin 20. yüzyıldaki gelişmesine
öncülük etmiştir.

24
Eksiklik Teoremi
Gödel’in eksiklik teoremleri tutarlı aksiyom sis- Hilbert’in karar verme problemi açısından asıl
temleriyle ilgilidir. Elinizde matematiksel bir öner- önemli olan birinci eksiklik teoremidir. Bu teo-
me varsa ya doğru ya da yanlış olmasını beklersi- rem herhangi bir aksiyom sisteminin tüm doğru
niz çünkü hem doğru hem de yanlış olamaz. Eğer önermeleri ispatlamak için yeterli olmadığını ifa-
bir aksiyom sistemi matematiksel önermelerin her de eder. İlk bakışta, doğru ancak ispatlanamayan
durumda ya doğru ya da yanlış olduğunu göste- önermelerin yeni aksiyomlar olarak sisteme dâhil
riyorsa sistemin “tutarlı” olduğu söylenir. Tutarlı edilebileceği düşünülebilir. Ancak Gödel’in teore-
aksiyom sistemleri kullanılarak mantık yürütme mi daha çok sayıda aksiyom içerecek yeni sistem
yoluyla bir önermenin hem doğru hem de yanlış için de geçerli olacaktır. Dolayısıyla bu daha büyük
olduğu sonucuna varılamaz. sistemi kullanarak da mantıksal akıl yürütme yo-
Gödel’in birinci eksiklik teoremi, herhangi bir luyla tüm doğru önermeler ispatlanamaz. Kısacası,
tutarlı aksiyom sistemiyle doğal sayıların aritme- hiçbir aksiyomatik sistem tüm doğru önermeleri
tiğiyle ilgili tüm doğru önermelerin ispatlanama- ispatlamak için yeterli olamayacağı için bir aksi-
yacağını söyler. Doğal sayılarla ilgili, doğru ancak yom sistemini kullanarak herhangi bir önermenin
ispatlanamayacak önermeler her zaman olacaktır. doğru ya da yanlış olduğuna karar verebilecek ge-
Gödel’in ikinci eksiklik teoremiyse sistemin kendi nel bir algoritma da olamaz. Dolayısıyla Hilbert’in
tutarlılığını gösteremeyeceğini söyler. karar verme probleminin cevabı olumsuzdur.
Gödel’in kendisi eksiklik teoremini yalancı
paradoksuna benzetir. Birisinin “Bu cümle yalan-
dır” dediğini düşünün. Cümle doğru mudur, yoksa
yanlış mıdır? Cümle doğru olamaz çünkü kendisi
yanlış olduğunu söylemektedir. Ancak cümle yan-
lış da olamaz çünkü o zaman doğru olması gere-
kir. Gödel’in eksiklik teoremiyle başardığı da temel
aritmetik kullanarak yalancı paradoksunun bir tür
matematiksel versiyonunu oluşturmaktı. Tıpkı ya-
lancı paradoksundaki cümlenin doğru ya da yanlış
olduğuna karar verilememesi gibi, Gödel’in eksik-
lik teoremi de ne kadar yeni aksiyom tanımlanırsa
tanımlansın doğruluğuna ya da yanlışlığına “karar
verilemeyecek” önermeler olacağını söyler.

Kurt Gödel, (1906-1978)


Avusturyalı-Amerikalı mantıkçı, matematikçi
ve matematik felsefecisi
Teoremlerinde tam sayı aritmetiğini içerecek kadar
karmaşık herhangi bir sistemin içinde,
sistemin aksiyomlarından yola çıkarak doğruluğu veya yanlışlığı
kanıtlanamayacak önermeler bulunacağını ispatlamıştır.
Bunun için ise Gödel numaralandırması ismi verilen
bir metot geliştirmiştir.
Meşhur teoremini Viyana Üniversitesindeki
doktora çalışması sırasında 1931 yılında ispatlamış,
bununla 20. yüzyıl matematiğinin
yönünü değiştirmiştir.

25
Bilgisayar bilimindeki temel kavramlardan biri
Turing Makineleri, hesaplanabilirliktir. En genel anlamıyla bir soruyu

Hesaplanabilirlik ve çözebilme yetisini ifade eder. Bir sorunun hesap-


lanabilirliği, o soruyu çözmek için kullanabilecek
Durma Problemi bir algoritmanın varlığıyla yakından ilişkilidir.
Herhangi bir algoritmayı uygulayacak Turing ma-
kinesi kurmak mümkündür. Bu sebeple algoritma
Alan Turing 1936’da hesaplamanın matematik- kavramının matematiksel tanımı olarak Turing
sel modelini kurdu. Bu modelde, günümüzde Tu- makineleri kullanılır. Bir Turing makinesi tarafın-
ring makinesi olarak adlandırılan soyut bir makine dan uygulanan sürece algoritma denir.
vardır. Turing makinesi sonsuz uzunlukta bir şeri- Alan Turing, 1936 yılında hesaplanabilirlikle
din üzerindeki sembolleri okur, kendisine verilmiş ilgili temel bir sorunun “karar verilemez” olduğu-
komutlara göre bilgileri işler ve şeridin üzerindeki nu ispatladı. “Durma problemi” olarak adlandırılan
sembolleri silerek yenilerini yazabilir. Model her ne bu problem, herhangi bir girdiyi işleyen herhangi
kadar basit olsa da ilke olarak modern bilgisayarlar bir bilgisayar programının eninde sorunda durup
için yazılmış herhangi bir algoritmayı uygulayabi- durmayacağını söyleyecek genel bir algoritma
lecek bir Turing makinesi üretmek mümkündür. olup olmadığını sorar. Bir algoritmayı uygulaya-

Turing
Makineleri

A
lan Turing’in bilgisayar biliminin
temellerini atarken tanımladığı
soyut Turing makinelerinin çalış-
ma ilkesi gayet basittir. Makine sonsuz u-
zunlukta olduğu varsayılan bir şeridin üze-
rine yazılmış girdileri okur ve işler, çıktıları
da yine bu şeridin üzerine yazar. Şerit, her
biri sadece tek bir sembol içeren ya da boş
olan karelere bölünmüştür. Makinenin ka-
fası her seferinde sadece bir kareyi okuya-
bilir. Okuduğu veriyi işledikten sonra o ka-
redeki sembolü silerek yeniden yazabilir
ya da hiçbir şey yapmayabilir. Ayrıca maki-
Alan Mathison Turing, (1812-1954) nenin okuma ve yazma işlemlerini yapan
İngiliz matematikçi, bilgisayar bilimcisi ve kriptolog
kafa kısmı işlemi tamamladıktan sonra bir
Bilgisayar biliminin kurucusu sayılır.
Geliştirmiş oldugu Turing testi ile makinelerin ve birim sağa ya da sola hareket eder.
bilgisayarların düşünme yetisine sahip olup olamayacakları
konusunda bir kriter öne sürmüştür.

26
cak bir Turing makinesi kurduğunuzu ve girdiyi sonra duracağı açıktır. Ya da makineye verilen tek
sonsuz uzunluktaki bandın üzerine yazıp makine- komut “Sıfır yaz ve bir birim sağa kay” ise makine-
ye verdiğinizi düşünün. Verileri okuyup işlemeye nin sonsuz uzunluktaki bant üzerinde hiç durma-
başlayan makine bir süre sonra durup size cevabı dan sürekli sıfır yazarak ilerleyeceği açıktır. Ancak
mı verir, yoksa sonsuza kadar çalışmaya devam mı Turing’in ispatı makinenin durup durmayacağına
eder? Bu sorunun cevabını verecek genel bir algo- karar verebilecek genel bir algoritma olmadığını
ritma var mıdır? Alan Turing durma probleminin söyler. Başka bir deyişle makinenin durup durma-
karar verilemez olduğunu, yani herhangi bir iş için yacağını belirlemenin tek yolu makineyi çalıştırıp
üretilmiş bir Turing makinesine herhangi bir gir- beklemektir. Eğer makine bir noktada durup size
di verildiğinde makinenin eninde sonunda durup cevabı verirse durduğunu bilirsiniz. Ancak bir süre
durmayacağını söyleyebilecek genel bir algoritma önce çalıştırdığınız makine hâlâ verileri işleyip
olmadığını ispatladı. çalışmaya devam ediyorsa bir süre sonra durup
Durma probleminin karar verilemez olması, durmayacağını kesin olarak söyleyemezsiniz. Do-
bir Turing makinesinin durup durmayacağının layısıyla durma problemi “karar verilemez” ya da
hiçbir zaman bilinemeyeceği anlamına gelmez. Ör- “hesaplanamaz”dır.
neğin makineye verilen tek komut “Okuduğun ve-
riyi sil ve dur” ise makinenin ilk okuduğu veriden

Her bir Turing makinesi belirli bir algoritmayı (komutlar 0’sa ve 0 rakamını okuyorsa, makineye 0 rakamını silip
dizisini) uygulamak üzere tasarlanır. Her ne kadar maki- 1 rakamını yazdıktan sonra bir birim sola kayması ve iç-
nenin işleyebileceği veri miktarının sonsuz olduğu var- sel durumunu 10 olarak değiştirmesi söyleniyor. İkinci
sayılsa da makineye verilecek komutların sayısı sınırlıdır. komutta eğer içsel durumu 0’sa ve 1 rakamını okuyor-
Makinenin hangi durumda hangi komutu uygulayacağı- sa, makineye şeridin üzerinde yazılı simgeye hiçbir işlem
nın “içsel durumu” tarafından belirlendiği söylenir. Her yapmadan bir birim sağa kayması ve içsel durumunu 2
bir işlemden sonra makinenin içsel durumu değişebilir. olarak değiştirmesi söyleniyor. Üçüncü komutta eğer
Örneğin girdilerin ve çıktıların 1’lerle ve 0’larla kodlan- içsel durumu 10’sa ve okuduğu rakam 0’sa, makineye 0
dığı durumda bir Turing makinesine verilen komutlar şu rakamını silip 1 rakamını yazdıktan sonra bir birim sağa
şekilde olabilir: kayması ve içsel durumunu 0 olarak değiştirip durması
söyleniyor. Bir Turing makinesi çalışmaya başlarken gir-
00-> 101L diler kafanın sağındadır. Makine durduktan sonra verdiği
01->21R sonuçsa kafanın sol kısmında yazar.
100->01R.DUR
Turing makinesinin veri işleyen modern işlemcilerin ge-
Bu komutlarda küçük puntolarla yazılan rakamlar ma- nel bir örneği olduğu söylenebilir. Gerçek bir bilgisayar
kinenin içsel durumunu, büyük puntolu rakamlarsa ma- tarafından yapılabilecek herhangi bir hesap Turing maki-
kinenin okuduğu (solda) ve yazdığı (sağda) simgeleri neleriyle de yapılabilir. En temel fark, gerçek bilgisayarla-
gösteriyor. Komutların sağ tarafındaki R ve L harfleriyse rın aksine, Turing makinelerinin okuyabileceği, işleyebi-
makinenin işlemi gerçekleştirdikten sonra şeridin üze- leceği ve yazabileceği veri miktarının sınırsız olmasıdır.
rinde sırasıyla bir birim sağa ya da sola hareket etmesini Ancak sınırlı zaman içinde bir Turing makinesinin kulla-
söylüyor. Dolayısıyla birinci komutta eğer içsel durumu nabileceği ve yazabileceği veri miktarı da sınırlıdır.

27
Spektral Boşluk ve
Karar Verme Problemi
Üç matematikçi Nature’da yayımladıkları bir
makalede spektral boşluk probleminin “karar ve-
rilemez” olduğunu gösterdi. Aynı durum pek çok
başka fizik sorusu için de geçerli olabilir.
Spektral boşluk, bir malzemenin temel enerji Kısaca özetlemek gerekirse araştırmacılar önce bir
seviyesiyle ilk uyarılmış enerji seviyesi arasındaki malzeme tasarlıyorlar. Öyle ki malzemenin temel
farktır. Bu farkın sonlu büyüklükte olduğu mal- enerji seviyesinde çok sayıda özdeş Turing maki-
zemelerin boşluklu, sıfır olduğu malzemelerinse nesi kodlanıyor. Makinelerin bir kez çalışmaya baş-
boşluksuz olduğu söylenir. Araştırmacıların bir ladıktan sonra durması malzemenin boşluklu, dur-
malzemenin boşluklu ya da boşluksuz olmasının mamasıysa malzemenin boşluksuz olduğunu gös-
karar verilemez olduğunu göstermek için takip et- teriyor. Durma probleminin kendisi karar verile-
tiği yöntem hayli karmaşık. Makalenin eklerindeki mez olduğu için bu durum spektral boşluk proble-
ispatların toplam uzunluğu yüz sayfanın üzerinde. minin de karar verilemez olduğu anlamına geliyor.

Turing makinelerinin işlemleri nasıl yaptığıyla ilgili bir- işlemde makinenin içsel durumu 0 olduğu ve okuduğu ra-
kaç örnek verelim. İşte bir n sayısını alarak n+1 sayısını kam 1 olduğu için ikinci komutu (01-> 11R) uygular: Ma-
hesaplayan bir Turing makinesinin komutları: kinenin kafası yine okuduğu rakamda bir değişiklik yap-
madan bir birim sağa kayar, ancak bu kez işlemden sonra
00-> 00R, 01-> 11R, 10-> 01R.DUR, 11-> 11R. içsel durumunu 1 olarak değiştirir. Yeni durum 011100’dır.
Üçüncü ve dördüncü işlemde dördüncü komut (11->
Bu Turing makinesinde bir n tam sayısı n tane ardışık 11R) uygulanır: Makinenin kafası okuduğu rakamda bir
1 ile temsil ediliyor. Örneğin üç sayısına karşılık gelen değişiklik yapmadan sağa kayar ve makinenin içsel duru-
girdi 0001110000, beş sayısına karşılık gelen girdiyse munda bir değişiklik olmaz. Bu iki adımdan sonra durum
0011111000 şeklinde olabilir. Şeridin sonsuz uzunlukta ol- şudur: 011100. Beşinci işlemde makinenin içsel durumu
duğunu (baştaki ve sondaki sıfırların sonsuza kadar uzan- 1 olduğu ve okuduğu rakam 0 olduğu için üçüncü komut
dığını), başlangıçta makinenin kafasının girdinin sağ tara- (10-> 01R.DUR) uygulanır: Makine okuduğu 0 rakamı-
fında olduğunu, makine durduktan sonraysa cevabın ma- nı silip 1 rakamını yazdıktan sonra bir birim sağa kayar
kinenin kafasının sol tarafında olduğunu unutmayın. Ör- ve içsel durumunu 0 olarak değiştirip durur. Son durum
neğin üç sayısının bir fazlasını hesaplamak için başlangıç- 00111100’dır. Makinenin kafasının sol tarafında kalan şe-
ta içsel durumu 0 olan makineye 011100 girdisini verelim. ritte ardışık dört tane bir rakamı olduğu için cevap 4’tür.
Makinenin kafasının okuduğu rakamın altını çizerek gös- Bu örnek hayli basitti, daha karmaşık iki örnekse aşağıda.
terirsek başlangıç durumu şudur: 011100. Makinenin içsel Bir tam sayının iki katını hesaplayan Turing makinesi:
durumu 0 olduğu ve okuduğu rakam 0 olduğu için birinci
komutu (00-> 00R) uygular: Makinenin kafası, okuduğu 00-> 00R, 01-> 10R, 10-> 101L, 11-> 11R, 100-> 110R,
karede hiçbir değişiklik yapmadan bir birim sağa kayar ve 101-> 1000R, 110-> 01R.DUR, 111-> 111R, 1000->
içsel durumu da değişmez. Yeni durum 011100’dır. İkinci 1011L, 1001-> 1001R, 1010-> 101L, 1101-> 1011L.

28
Araştırmacılar, makalelerinde spektral boş-
luğun karar verilemez olmasıyla ilgili iki teorem
ispatlıyorlar. Birincisi, algoritmik karar verilemez-
lik: Tüm etkileşimler bilinse bile bir malzemenin
boşluklu mu, yoksa boşluksuz mu olduğuna karar
verebilecek genel bir algoritma yoktur. İkincisi, ak-
siyomatik karar verilemezlik: Elinizde tutarlı bir
aksiyomlar sistemi olsa bile boşluklu mu, yoksa
boşluksuz mu olduğu bu aksiyomlar tarafından
belirlenemeyecek malzemeler vardır. Birinci teo-
remdeki karar verilemezlik durma probleminin
karar verilemezliğine, ikinci teoremse Gödel’in ek-
siklik teoremine benziyor.

Turing Makinesi

Bu makineye de n sayısını girdi olarak vermek için bant Turing Makinesi


üzerine n tane ardışık 1 sayısı yazılıyor. Makine sonsuz uzunlukta olduğu varsayılan bir şeridin üzerine yazılmış
girdileri okur ve işler, çıktıları da yine bu şeridin üzerine yazar.

İki tam sayının en büyük ortak bölenini hesaplayan Tu- Şerit, her biri sadece tek bir sembol içeren ya da boş olan
karelere bölünmüştür.
ring makinesi:
Makine çalışmaya başlarken girdiler kafanın sağındadır.
Makine durduktan sonra verdiği sonuçsa
00-> 00R, 01-> 11L, 10-> 101R, 11-> 11L, 100-> 10100R, kafanın sol kısmında yazar.
101-> 110R, 110-> 1000R, 111-> 111R, 1000-> 1000R,
1001-> 1010R, 1010-> 1110L, 1011-> 1101L, 1100->
1100L, 1101-> 11L, 1110 -> 1110L, 1111-> 10001L,
10000->10010L, 10001-> 10001L, 10010-> 100R, 10011-
> 11L, 10100-> 00R.DUR, 10101-> 10101R.

Sonsuz uzunlukta şerit


Bu Turing makinesi girdi olarak aralarında bir adet 0 Okuma, yazma ve
olan ardışık 1’ler alıyor. Örneğin 8 ile 6’nın en büyük or- silme birimi

tak bölenini bulmak için makineye girdi olarak üzerinde


00111111110111111000 yazılı bir şerit veriliyor.

Turing makineleriyle ilgili daha çok şey öğrenmek için


bu yazıdaki örneklerin de kaynağı olan Roger Penrose’un
Her bir işlemden sonra
Kralın Yeni Usu kitabını inceleyebilirsiniz. makinenin kafası (ya da şerit)
bir birim sağa ya da sola
hareket eder.

29
Spektral Boşluk

K uantum mekaniğini klasik me-


kanikten ayıran en temel fark-
lardan biri süreksizliktir. Klasik meka-
ğındaysa daha yüksek enerjili seviye-
lere geçer (uyarılır). Temel enerji sevi-
yesi ile birinci uyarılmış enerji seviyesi
Bu ve benzeri faz dönüşümlerinin
mutlak sıfırda bile gerçekleşmesi an-
cak malzemenin boşluksuz olmasıyla
nikte bir nesnenin enerjisi herhangi arasındaki farka spektral boşluk denir. mümkündür. Çünkü boş uzayda her
bir değer alabilir. Ancak maddeye Bazı malzemelerin spektral boşluğu daim meydana gelen kuantum salı-
atom ölçeğinde bakıldığında aynı du- hayli büyüktür. Bazı malzemelerdeyse nımlarından ödünç alınacak en ufak
rumun geçerli olmadığı görülür. Örne- hiç spektral boşluk yoktur. Malzeme- miktarda enerji bile malzemenin uya-
ğin hidrojen atomunda elektronların nin “boşluklu” mu, yoksa “boşluksuz” rılmasını ve faz dönüşümü geçirme-
bulunabileceği belirli enerji seviyele- mu olduğu özellikle düşük sıcaklıklar- sini sağlayabilir. Boşluklu malzemeler
ri vardır. Elektronların farklı seviyeler daki davranışlarını belirler. Örneğin içinse bu mümkün değildir. Dolayısıy-
arasında geçiş yaparken soğurduğu boşluksuz malzemelerde kuantum la kuantum faz dönüşümlerinin tam
ve yaydığı fotonların enerjilerini öl- faz dönüşümleri gerçekleşirken boş- olarak anlaşılabilmesi için malzeme-
çerek hidrojen atomunun spektrumu luklu malzemelerde bu gerçekleşmez. lerin hangi koşullarda boşluklu ya da
(tayfı) belirlenebilir. Söz konusu tek Peki, neden? boşluksuz olduğunun belirlenmesi
tek atomlar olduğunda farklı enerji gerekir. Yoğun madde fiziğindeki pek
seviyeleri arasında büyük boşluklar Faz dönüşümleri sırasında malze- çok başka soru da yine spektral boş-
vardır. Ancak çok sayıda atomun bir menin özelliklerinde önemli deği- luk problemiyle ilişkilidir. Hatta Clay
araya gelmesiyle oluşan karmaşık şiklikler olur. Günlük hayatta aşina Matematik Enstitüsü’nün çözenlere
malzemelerdeyse boşluklar daha kü- olduğumuz erime ve donma gibi faz Milenyum Ödülü’nü vaat ettiği yedi
çüktür, hatta bazen hiç boşluk yoktur. dönüşümleri malzemenin çevresiyle sorudan biri olan “Yang-Mills kütle
ısı alışverişi yapmasıyla gerçekleşir. boşluğu”nun da spektral boşluk prob-
Bir malzemenin temel enerji seviyesi, Kuantum faz dönüşümleriyse hiç ısı leminin bir türü olduğu söylenebilir.
o malzemenin bulunabileceği en dü- enerjisinin olmadığı mutlak sıfırda Parçacık hızlandırıcılarda yapılan de-
şük enerjili seviyedir. Bilim insanları, bile gerçekleşebilir. Örneğin bir mal- neyler, en hafif parçacığın kütlesinin
malzemeleri temel enerji seviyeleri- zemenin etrafındaki manyetik alan (kütle boşluğunun) sıfır olamayacağı-
ne indirmek için sıcaklıkları neredey- değiştirilerek yalıtkan halden süpe- na işaret eder. Yang-Mills kütle boşlu-
se mutlak sıfıra düşene kadar soğu- riletken hale ya da katı halden süpe- ğu problemi de bu hipotezin kuramsal
turlar. Malzeme dışarıdan enerji aldı- rakışkan hale geçmesi sağlanabilir. yöntemlerle ispatlanmasıyla ilgilidir.

Spektral Boşluk
Atomlarda enerji seviyeleri arasında her zaman Uyarılmış seviye (4)
Yüksek

boşluklar vardır. Ancak çok sayıda atomdan oluşan


malzemelerse boşluklu ya da boşluksuz olabilir.
Sistemin enerji seviyeleri

Uyarılmış seviye (3)


Boşluklar
Boşluklu Sistem
Uyarılmış seviye (2)
Enerji seviyeleri arasında boşluklar vardır.
Malzemeyi uyarmak için Boşluklar
gerekli bir minimum enerji miktarı
Uyarılmış seviye (1)
vardır.

Enerji
Düşük

ÇEKİRDEK
Temel seviye
Yüksek

Elektron
Sistemin enerji seviyeleri

Temel seviye

Boşluksuz Sistem
Temel enerji seviyesiyle birinci uyarılmış Temel seviyeden
Uyarılmış seviye daha yüksek enerjili
enerji seviyesi arasında boşluk yoktur. En herhangi bir seviye
ufak miktarda enerji bile mümkündür.
malzemeyi uyarmak için yeterlidir.
Düşük

30
Temel seviye
Aslında boşluklu ve boşluksuz terimleri, mate-
matiksel olarak, sadece malzeme sonsuz büyüklük-
te olduğu durumda anlamlıdır. Gerçek hayatta ise
hiçbir malzeme sonsuz sayıda parçacık içermez.
Makro büyüklükteki malzemeler 1023 civarında
atom içerir. Bu çok büyük sayının pratik amaçlar
için neredeyse sonsuz olduğu varsayılabilir. An-
cak hangi malzeme için hangi büyüklüğün yeter-
li olduğu bilinmez. Deneyciler farklı büyüklükte
malzemelerle aynı ölçümü yapar, benzer sonuçlar
elde ettikleri durumlarda termodinamik limite ula-
şıldığını (malzemenin sanki sonsuz büyüklüktey-
miş gibi davrandığını) varsayarlar. Benzer biçimde
bilgisayar benzetimleri yapan kuramcılar da farklı
büyüklükteki sistemler üzerinde hesaplar yapar ve
Sonuç benzer sonuçlar elde ettiklerinde termodinamik li-
mite ulaşıldığını varsayarlar. Ancak araştırmacıla-
Laboratuvara girip bir malzemenin boşluklu rın yaptığı ispatların bir diğer önemli sonucu, han-
mu, yoksa boşluksuz mu olduğuyla ilgili bir de- gi büyüklükte termodinamik limite ulaşılacağının
ney yaptığınızı düşünün. Elde ettiğiniz veriler ya tahmin edilemeyeceği. Spektral boşluk sorusunu
spektral boşluğun sıfır olduğunu (malzemenin ele alalım. Diyelim ki 1023 civarında atom içeren bir
boşluksuz olduğunu) ya da spektral boşluğun son- malzeme üzerinde deneyler yaptınız ve boşluklu
lu büyüklükte olduğunu (malzemenin boşluklu olduğu sonucunda vardınız. Ancak malzemeye tek
olduğunu) söyleyecektir. Peki öyleyse yapılan is- bir atom dahi eklendiğinde bile aynı sonucu elde
patlara göre spektral boşluk sorusunun (ya da baş- edeceğinizden emin olmanızın bir yolu yoktur.
ka herhangi bir fizik sorusunun) karar verilemez Farklı büyüklükte malzemelerin benzer sonuçlar
olması ne anlama geliyor? vermesi termodinamik limite ulaşıldığını göster-
İlk olarak elde edilen sonuçlar, bazı fizik sorula- mez. Benzer biçimde bir kuramcının yaptığı farklı
rının “genel” çözümünün bulunamayacağını gös- büyüklükteki benzetimlerin benzer sonuçlar ver-
teriyor. Ancak tıpkı Turing makinelerinin durma mesi de termodinamik limite ulaşıldığını göster-
probleminin karar verilemez olmasının belirli bir mez. Bu çıkarımın sıcaklık ya da çevresel etken-
Turing makinesinin durup durmayacağının hiçbir lerdeki değişimle değil, sistemin büyüklüğündeki
zaman bilinemeyeceği anlamına gelmediği gibi, değişimlerle gerçekleşen yeni bir tür faz dönüşü-
bir fizik sorusunun karar verilemez olması da bu müne işaret ettiği de söylenebilir.
türden belirli problemlerin doğru cevabının hiçbir Özetle, araştırmacıların yaptığı ispatlar mate-
zaman bulunamayacağı anlamına gelmez. Yapılan matiğin yanı sıra fizikte de karar verilemeyen prob-
ispatlar spektral boşluk probleminin tüm malze- lemlerin var olduğunu gösteriyor. Sadece spektral
meler için çözülemeyeceğini gösterse de belirli boşluk problemi değil, başka pek çok fizik sorusu
malzemeler için doğru cevabı bulmak mümkün. da karar verilemez türden olabilir. n
Ancak spektral boşluk problemini çözen genel bir
Kaynaklar
algoritma bulunamaz. Bir sistemin mikro ölçekteki
Cubitt, T. S., ve ark., “Undecidability of the spectral gap”, Nature, Cilt 528, s. 207, 2015.
tüm etkileşimleri bilinse bile her durumda malze- Cubitt, T. S., ve ark., “The un(solv)able problem”, Cilt 319, Sayı 4, Scientific American, s. 28-37, 2018.
menin boşluklu mu, yoksa boşluksuz mu olacağını Penrose, R., Kralın Yeni Usu, TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları, Ankara, 2000.

söylemek mümkün değildir.

31

You might also like