You are on page 1of 3

BULANIK MANTIK MATEMATİĞİ

BULANDIRIR MI?

CAN BAŞKENT

Hepimiz, örneğin 25’ten küçük doğal sayıların kümesini rahatlıkla yazabilir ve bu


küme üzerinde, fonksiyon tanımlamak gibi, matematiksel işlemler gerçekleştirebiliriz.
Aynı şekilde, apartmanımızda yaşayan evli çiftlerin sayısını da basit sayma işlemiyle
bulabiliriz. Fakat iş küçük doğal sayıları belirlemeye ya da apartmanımızdaki mutlu
evli çiftleri belirlemeye gelince…

1965’te İranlı bilgisayar ve elektronik bilimcisi Lütfü Askerzade (İngilizce metinlerde


Lotfi A. Zadeh), Bulanık Kümeler (Fuzzy Sets) başlıklı bir makale yayınladı. Berkeley
Kaliforniya Üniversitesi’nde profesör olan L. A. Zadeh, bu tarihin dört yıl öncesinde,
1961’de, yayımladığı bir makalesinde “olasılık dağılımıyla tanımlanamayan bulanık
ya da belirsiz nicelikler için farklı bir matematiğe” ihtiyaç olduğunu yazıyordu. Çünkü,
Zadeh doğadaki görüngülerin ve süreçlerin sonlu değerli mantıkla
açıklanamayacağını düşünüyordu. 1960’ların sonlarında Zadeh’nin makalesi kesinlik
vurgusundan vazgeçmeyen bilimsel çevreler tarafından kabul görmemiş ve hatta
ABD Kongresi’nde ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF – National Science Foundation)
kaynaklarının boşa harcanmasına örnek olarak anılmıştı! 70’lerde ise Avrupalı ve
özellikle Japonyalı bilim adamlarının bu konuda artan araştırmaları ve mühendislik
uygulamaları sayesinde bulanık mantık ve bulanık kümeler kuramı artan hızla gelişti.
Günümüzde bulanık mantık otomobillerin vites kutularından bulaşık makinelerine,
elektronik devrelerin ve yapay zekanın karar verme algoritmalarına kadar oldukça
kapsamlı teknik uygulamalara sahip; hatta Tokyo metrosu bulanık metro temelli
bilgisayar ve mühendislik sistemleriyle işlemekte. Bilgisayar ve enformatik bilimleri,
kontrol sistemleri, karar-alma algoritmaları bulanık mantığın yoğun olarak kullanıldığı
alanlar olarak beliriyor. Şimdi, bulanık mantığın matematiksel temellerine göz atalım:

Bulanık mantıkta, ikili mantığın (ya da sonlu değerli mantıkların1) aksine, önermelerin
doğruluk değeri sadece iki seçenekten (ya da sonlu değerlerden) biri olmak zorunda
değildir. Biraz açalım: ikili mantıkta bir önermenin doğruluk değeri {0,1}
kümesindendir2, 0 yanlışı ve 1 doğruyu temsil etmektedir. Bulanık mantıkta ise
önermelerin doğruluk değeri, tanımı gereği, [0,1] ⊂ ℝ kümesinden seçiliyor. Diğer bir
deyişle, 1/π ya da 0.3 doğruluk değerine sahip önermeler mümkün kılınıyor. Bununla
birlikte aynı uslamlamayı küme-eleman ilişkisine de uygulayabilmekteyiz. Klasik
Cantor küme kuramında bir eleman ve küme arasındaki aidiyete dair ancak ve ancak
iki farklı ilişki mümkündür. Bir eleman bir kümeye ya aittir, ya da değildir. Bulanık
küme kuramı ise, öngörülebileceği üzere, bir elemanın kümeye aidiyetini
derecelendirir. Bunu da, değer kümesi [0,1] ⊂ ℝ olan sürekli bir fonksiyon
tanımlayarak yapar. [Bu fonksiyonun nasıl tanımlanabileceği bu yazının konusu
dışında. Fakat, çalışılan konunun ve bilim dalının yöntemleriyle belirlendiğini
belirtmekle yetinelim.] Eğer bir eleman kesinlikle kümeye aitse, aidiyet fonksiyonu o
eleman için 1 değeri alır, eğer eleman kesinlikle kümeye ait değilse de fonksiyonun
değeri 0 olur. Bu sürekli fonksiyon, yani aidiyet fonksiyonu, Ara Değer Teoremi
gereği, elbette ki 0 ile 1 arasındaki gerçel say değerlerini de alacaktır. Dolayısıyla bir
elemanın bir kümeye aidiyeti 1/π ya da 0.3 olarak derecelendirilebilir. Öte yandan,
benzer şekilde P önermesinin değilinin doğruluk değeri ise 1 - P’dir.

Mantıksal bağlaçlar ∧ ve ∨ da bulanık mantıkta tanımlıdır. P ∧ Q ≡ min{P,Q} ve de


P ∨ Q ≡ max{P,Q} olarak rahatlıkla tanımlanabilir. Dikkat edilirse bu tanım ikili
Boolean mantığında da sağlamaktadır:
1 ∧ 0 ≡ min{0,1} ≡ 0
1 ∧ 1 ≡ min{1,1} ≡ 1
1 ∨ 0 ≡ max{0,1} ≡ 1
1 ∨ 1 ≡ max{1,1} ≡ 1

Bu bize Boolean mantığını genişleterek bulanık mantığa ulaşılabileceğine dair ipucu


vermekte.

Benzer bir şekilde iki küme arasındaki altküme ilişkisi de tanımlanabilir: Eğer A
kümesini her elemanı için, o elemanın A’ya aidiyeti aynı elemanın B’ye aidiyetinden
küçük ve eşitse; A, B’nin altkümesidir denir. Toparlayarak simgeleştirelim:
A ⊆ B ⇔ µA(x) ≤ µB(x) , ∀x. Burada µA(x), A’ya aidiyet fonksiyonunun x
elemanındaki değeridir.

Keza,
µA∪B(x) ≡ max{µA(x), µB(x)} ve µA∩B(x) ≡ min{µA(x), µB(x)} olarak
tanımlanabilir.

Bu tanımlar ışığında, temel kavramlar üzerine bazı soruları ve sorunları


belirleyebiliriz:
1. Bir elemanın bir kümeye aidiyetini derecelendirmek, acaba bu
eleman hakkında yeterli bilgimiz olmadığından mı kaynaklanıyor?
2. Hesaplamalarda kesinlik sağlanması çabası bulanık mantığın
yeni ve devrimci bir mantık sistemi olmasını neden gerektirsin? Aslında yapılan
önermelere doğruluk değeri atama çabasından ibarettir. Tamam, klasik mantıkçılar
bununla ilgilenmiyordu; fakat bu sadece mühendislik ve bilgisayar bilimlerinin
hesaplarında kesinlik sağlanmasını getirir; yeni bir mantığı değil.3
3. Bulanık mantık, çok-değerli mantığın genellemesinden ibarettir.
Dolayısıyla, bir getirisi var mıdır? Ha 3 değişkenli mantık, ha bulanık mantık..

Sayıca artırabilecek soruları bu kadarla sınırlayalım. Zira, bu sorular bulanık mantıkla


ilgili metinlerde sık sık sorulmaktadır.4

Matematik, verili koşullar altında çalışır, çıkarsamalar belirli şartlara bağlıdır. Bulanık
mantık bu koşulları, gerçel sayı karşılıklı doğruluk değerleriyle daha belirgin yapmaya
çalışırken ussal algımızı da geliştiriyor. Mutlak ve siyah-beyaz kriterler, gri olanlarıyla
değiştiriliyor ve karşımıza bulutsu bir küme kavramını çıkıyor. Elemanların aidiyeti
keskin sınırları olmayan bulutsu yapı içinde kalıyor.
Bulanık mantığa getirilen en önemli eleştiriler de bu noktada beliriyor. Bulanıklığın dış
dünyaya ilişkin değil dile ilişkin bir sorun olduğu belirtiliyor bir çok eleştiride. Bugün
gökyüzü mavi cümlesindeki bulanıklık, gökyüzünden değil, mavi sözcüğünün
kastettiği anlamın bulanıklığından kaynaklanıyor. Eğer mavi sözcüğü, sözlüklerde
belirli bir dalga boyundaki ışık olarak tanımlansaydı, yukarıdaki önerme üzerinde
tartışmak anlamsız olacaktı, çünkü basit bir karşılaştırmayla gökyüzünün maviliğini
saptayabilecektik.

Bulanık mantığın ikili mantığın sıradan bir genelleştirilmesi mi, yoksa devrimci bir
mantıksal yapı mı olduğunu zaman gösterecek sanırım. Fakat, bu hali bile beni
heyecanlandırmaya yetiyor.

Dolayısıyla dil var oldukça, bulanık mantığa da ihtiyacımız olacak gibi gözüküyor.

Kaynaklar:
1. Yen, J., Langari, R., Fuzzy Logic - Intelligence, Control, Information-,
Prentice Hall, Upper Saddle River, 1999
2. Ross, T., Fuzzy Logic with Engineering Applications, McGraw-Hill, New
York, 1995
3. Brule, J. F., Fuzzy systems - a tutorial,
http://www.austinlinks.com/Fuzzy/tutorial.html

Mart 2004, Ankara

1
Örneğin üç değerli Łukasiewicz mantığı.
2
Örneğin üç değerli Łukasiewicz mantığında doğruluk değerleri {0, ½, 1} kümesindendir, ½ mümkün anlamına
gelir.
3
Bu konuya dikkatimi çeken hocam Samet Bağçe’ye teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.
4
Örneğin, 1 numaralı kaynakça.

You might also like