You are on page 1of 12

Türk Psikoloji Yazıları, Haziran 2012, 15 (29), 13-22

Serotoninin Bilişsel İşlevlerdeki Rolü


Metehan Irak
Bahçeşehir Üniversitesi

Özet
Serotonin memelilerde birçok bilişsel işlev ve davranışla yakından ilişkilidir. Bu derleme çalışmasında bilişsel iş-
levler ve serotonin arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar derlenmiş, çeşitli hasta grupları ya da sağlıklı gönüllü-
lerle yürütülen, serotonin düzeyinin farmakolojik olarak değiştirildiği ve bu değişikliğin dikkat, bellek, karar verme
ve bilişsel esneklik gibi bilişsel işlevler üzerindeki etkisinin incelendiği çalışmaların sonuçları değerlendirilmiştir.
Serotoninin duygusal bilgi işleme süreçleriyle ilişkisi ayrıca incelenmiştir. Bu çalışma kapsamında incelenen far-
makolojik müdahaleler yalnızca seçici serotonin geri alım engelleyicilerinin etkisini inceleyen ilaçlarla sınırlı tutul-
muştur. Sonuçlar, serotonin düzeyindeki artma ya da azalmanın bilişsel performansı olumlu ya da olumsuz yönde
etkilediğini, ayrıca serotonin düzeyindeki değişikliğin bilişsel sisteme girecek ve işelenecek olan bilginin duygusal
açıdan türünü (olumlu, olumsuz ya da yansız) etkilediğini göstermiştir. Bu sonuçlar ayrıca serotoninin sisteme giren
uyaranların seçimi, uyaranın türüne karar verilmesi, uyaranların bazılarının elenerek sistem dışına atılması ve uya-
ranların gerektiğinde hatırlanmak üzere bellekte depolanması şeklinde özetlenebilecek bilgi işleme sürecinde önemli
bir aracı rolü olduğuna işaret etmektedir.
Anahtar kelimeler: Serotonin, bilgi işleme, bellek, dikkat, karar verme

Abstract
There are close relationships between serotonin and several cognitive functions and emotions in mammals. In this
study, several studies which investigated the relationship between serotonin and cognitive functions were reviewed.
The focus was on the results of previous studies that investigated the psychopharmacological manipulations in either
healthy volunteers or different patient groups, and explored the effects of this serotonin manipulation on different
cognitive functions such as, attention, memory, decision making, and cognitive flexibility. In addition, the relation-
ship between serotonin and emotional information processing were reviewed separately. Regarding the pharma-
cological applications, only effects of SSRIs were investigated. Results showed that changes on level of serotonin
either have significant positive or negative effect on cognitive functions. Also changes in serotonin level has signifi-
cant effect on emotional aspects (positive, negative, neutral) of stimulus which are receiving and processing by the
cognitive system. Results also indicated that serotonin has an important mediator role in the information processing
system by selecting or eliminating the stimulus, deciding the type of stimulus, and also by storing the information
which will be retrieved in the future.
Key words: Serotonin, information processing, memory, attention, decision making

Yazışma Adresi: Doç. Dr. Metehan Irak, Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Beyin ve Biliş Araştırmaları Laboratuvarı, Çırağan
Cad. No: 4 Beşiktaş İstanbul 34353
E-posta: metehan.irak@bahcesehir.edu.tr
14 Türk Psikoloji Yazıları

Serotoninin (5-hidroksitriptamin, 5HT) çok sayıda han depletion) olarak bilinen yöntemdir (Moore ve ark.,
davranışla ya da işlevle yakından ilişkisi olduğu bilin- 2000). Bu yöntemle insan beynindeki serotonin düzeyi
mektedir. Bunlar arasında özellikle duygu durumunun geçici bir süre için azaltılmaktadır. Ayrıntılandırılacak
düzenlenmesi, algılama, dikkat, motor davranışlar, cin- olursa, bu yöntemle serotoninin insan beynindeki öncü-
sel istek, düşmanca tutum, saldırganlık ve dürtüsellik/ sü (precursor) olan L-triptophan’ın (TRP) ulaşılabilirli-
tepkisellik öne çıkmaktadır. Serotonerjik sistemdeki ği veya düzeyi azaltılmakta ve böylece 5HT ve 5HIAA
bozukluklar birçok davranış bozukluğuyla da ilişkili- düzeylerinde anlamlı düzeyde azalma meydana getirile-
dir. Depresyon, bipolar bozukluk ve obsesif-kompulsif bilmektedir. Diğer bir ifadeyle, ATA yöntemiyle gerekli
bozukluk bunlara verilebilecek ilk örneklerdendir. Hay- aminoasit triptopan (acid tryptophan: TRP) düzeyi düşü-
vanlar üzerinde yapılan çalışmalar serotoninin normal rülmekte, bu durum beyindeki TRP’nin kullanılabilirli-
ve normal dışı bilişsel işlevlerle ilişkili olduğunu da ğini düşürerek serotonin sentezlenmesini engellemekte-
ortaya koymuştur. Örneğin, düşük serotonin işleyişinin dir. Bu yöntemle örneğin, insanda ATA uygulamasından
depresyonda bozulan bazı bilişsel işlevlerden sorumlu yaklaşık beş saat sonra serotonin sentezindeki azalmanın
olduğu rapor edilmiştir (Riedel, Klaassen ve Schmitt, yaklaşık olarak %87 ile %97 arasında olduğu gözlenmiş-
2002). Benzer şekilde, serotonin işleyişindeki azalma ile tir (Nishizawa ve ark., 1997).
Alzheimer hastalığında bozulan bilişsel işlevler arasında İnsanda tedavi amaçlı olarak kullanılan SSRI ya
bir ilişki olduğu görülmüş, bu durumun yaşla birlikte bi- da trisiklik antidepresanların (SSRI’lardan önce keşfe-
lişsel işlevlerde meydana gelen performans kaybı ya da dilmiş ve depresyonun tedavisinde sıklıkla kullanılan ol-
bozulma için bir açıklama olabileceği belirtilmiştir (Da- dukça eski grup ilaçlardır) beyindeki serotonin düzeyini
vis, Charney, Coyle ve Nemerhoff, 2002; Lai ve ark., arttırıcı etkiye sahip oldukları bilinmektedir. Bu ilaçlar
2002). yoluyla serotoninin nöral yolaklardan geri alımı engel-
Serotoninin bilişsel işlevlerle ilişkisini ya da bu lenmekte ve böylece serotonin düzeyinde artış meydana
işlevler üzerindeki etkisini inceleyen oldukça başarılı gelmektedir. Sözü edilen bu çalışmalar çoğunlukla hasta
hayvan çalışmaları ve bunların sonucunda geliştirilmiş grupları üzerinde ve tedaviye yönelik olarak yürütülmek-
modeller bulunmaktadır. bu gözden geçirme çalışma- tedir. Bu çalışmalarda öncelikli amaç tedavi etkinliğinin
sında ise serotoninin insan bilişsel işlevleri üzerindeki incelenmesi olmakta, ilaçların bilişsel işlevler üzerindeki
rolünü ve etkisini ele alan çalışmaların bugün geldiği etkisinin incelenmesi ise ikincil amaç olmaktadır. Daha
nokta özetlenmeye çalışılmıştır. Ayrıntılı olarak, çeşitli az sayıdaki çalışmalarda ise bu ilaçlar sağlıklı gönüllü
hasta grupları ya da sağlıklı gönüllülerle yürütülen, se- katılımcılara uygulanmakta ve ilaçların bilişsel işlevler
rotonin işleyişine farmakolojik müdahalelerin etkisinin üzerindeki etkisinin incelenmesi birincil amaç olmakta-
incelendiği ve bu müdahalelerin çeşitli bilişsel işlevler dır. SSRI dışındaki diğer ilaçların bilişsel işlevler üzerin-
üzerindeki etkisinin incelendiği çalışmaların sonuçları deki etkisini inceleyen çalışmalar olmakla birlikte, SSRI
değerlendirilmiştir. Ancak bu değerlendirmede ele alı- grubu ilaçların bu tür çalışmalarda kullanım sıklığı daha
nan bilişsel işlevler dikkat, bellek, bilişsel esneklik ve fazla olduğu için, bu gözden geçirme çalışmasında yal-
karar verme başlıkları ile sınırlı tutulmuştur. Diğer yan- nızca SSRI kullanılan araştırmalar ele alınmıştır. Ayrıca
dan bu çalışma kapsamında incelenen farmakolojik mü- bu araştırmalarda incelenen bilişsel süreçler göz önünde
dahaleler yalnızca seçici serotonin geri alım engelleyi- bulundurularak bulgular sırasıyla dikkat, bellek, bilişsel
cilerinin (selective serotonin re-uptake inhibitor: SSRI) esneklik ve karar verme alt başlıkları altında sırasıyla
etkisini inceleyen ilaçlarla sınırlı tutulmuş, antidepre- sunulmuştur. Çalışmanın son bölümünde ise sertoninin
sanların etkilerini inceleyen araştırmalar kapsam dışında duygusal bilgi işleme süreçleriyle (emotional informati-
tutulmuştur. Bu amaçla 2011 Haziran dönemine kadarki on processing) ilişkisini ele alan çalışmaların sonuçları-
Med-Line ve PsycInfo veri tabanları taranmış, çeşitli na ayrıca yer verilmiştir.
hasta grupları ya da sağlıklı gönüllülerle yürütülen, sero-
toninin farmakolojik olarak değişimlendiği (ilaç isimleri Serotonin ve Dikkat
olarak taramalarda sitalopram, essitalopram, fluoksetin, Dış dünyanın farkında olma algıyla başlar. Algıyı
fluvoksamin, paroksetin ve sertralin kullanılmıştır) ve bu belirleyen ya da etkileyen en önemli süreçlerden biri
değişimlemenin dikkat, bellek, bilişsel esneklik ve karar de dikkattir. Buna bağlı olarak bilgi işleme süreçlerinin
verme türü bilişsel işlevler üzerindeki etkisinin incelen- temelini algılama ve dikkat oluşturmaktadır. Genel ta-
diği çalışmalar incelemeye dahil edilmiştir. nımıyla dikkat, bireyin duyu organlarıyla ulaşabildiği,
İnsanda serotonin ve bilişsel işlevler arasındaki duyu organlarıyla farkında olduğu çevresinde meydana
ilişkileri incelemeye yönelik olarak farklı psikofarmako- gelen uyarıcıya ya da uyarıcılara zihinsel alıcılarını yön-
lojik yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar arasında son yıl- lendirmesidir (Pashler, 1998). Dikkatin yaşamsal önemi,
larda öne çıkan ve giderek daha yaygın olarak kullanılan çevremizde aynı anda varolan uyarıcılar arasından seçim
yöntem akut triptophan azaltması (ATA; acute tryptop- yapma, gerekli olanları sisteme alma, gereksiz olanları
Bilişsel İşlevler ve Serotonin 15

ise eleme ya da filtreleme işlevlerinden gelmektedir. Bu Dikkat sürecinde, sürdürülen dikkat ya da canlılık/
yönüyle dikkat, canlıların hayatta kalabilmesini (örn., aktif uyarılmışlık (vigilance), ortaya konan bir faaliye-
tehlikeli uyarıcının farkına varma) ve çok karmaşık zi- tin icrası sırasında, görevin ya da faaliyetin gerektirdiği
hinsel işlevleri gerçekleştirebilmesini sağlayan geniş bir kapasite miktarının organizma tarafından tayin edilmesi,
etkinlik yelpazesine sahiptir. Bu konudaki çalışmaların belirlenmesi ve dikkatlilik durumunun sürdürülmesidir
dikkatin iki genel türü üzerinde yoğunlaştıkları görül- (Lezak, 1995). Dikkatin sürdürülmesi testlerinde ya da
mektedir. Bunlar odaklanmış dikkat ve dikkatin sürdü- görevlerinde genellikle, beklenmedik, sıklığı ve sürekli-
rülmesidir. İlerleyen bölümlerde bu dikkat türleriyle ilgi- liği değişken türden uyarıcılar yer almaktadır. Serotonin
li değerlendirmelere sırasıyla yer verilmiştir. ve dikkatin sürdürülebilirliği arasındaki ilişkileri incele-
Odaklanmış ya da seçici dikkat terimi genelde, bir yen çalışmalarda Markworth Saat Testi’nin (Mackworth
uyarıcının ayırdedici özelliklerinin farkına varılmasını Clock Test) sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Bu test
ifade etmektedir. Sınırlı bir kapasiteye sahip olan dikkat- 2. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Hava Kuvvetleri’nde
te, eğer sistem uyarıcının o andaki kritik özelliklerinin çalışan radar teknisyenlerinin uyanıklık/uyarılmış-
seçilip alınması süreciyle meşgul ise, organizmanın o lık düzeylerini test etmek amacıyla geliştirilmiş radar
uyarıcı için seçici davrandığını söylemek mümkündür. benzetimi (simulation) temelli bir görevdir. Serotonin
Yani, seçici dikkat sırasında uyarıcının ayırdedici olma- alımının,insanda dikkatin sürdürülebilirliği performan-
yan özellikleri uyarılma eşiğini aşamamaktadır (Pashler, sı üzerinde, örneğin uzun zaman boyunca çevreye karşı
1998). Serotonin ve odaklanmış dikkat ilişkisinin ince- uyanık (alert) kalmak gibi, bir etkisi olduğu bulunmuştur.
lendiği çalışmalarda çoğunlukla Stroop görevi ve ikili Ramaekers, Muntjewerff ve O’Hanlon’un (1995) bir ça-
dinleme görevinin kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bilin- lışmasında fluoksetin alımının,Markworth Saat Testi ile
diği gibi, ikili dinleme görevinde her iki kulağa farklı ölçülen dikkatin sürdürülebilirliği performansında azal-
işitsel uyaranlar gönderilmekte, katılımcılardan her iki maya neden olduğu görülmüştür. Ayrıca benzer etki ven-
kulağa ya da yalnızca bir kulağa gelen uyaranlara dik- lafaksin alımından sonra da gözlenmiş ve etkinin gücü
kat etmeleri istenmektedir. Sağlıklı gönüllülerle yapılan tedavinin ilk haftasından sonra giderek artmıştır. Buna
bir çalışmada, ATA uygulaması sonrası Stroop bozucu karşın Deijen, Loriaux, Orlebeke ve de Vries (1995) pa-
etki (interferance) ve ikili dinleme görevi sırasındaki roksetin kullanan sağlıklı gönüllülerle, sahte ilaç (pla-
odaklanmış dikkat performanslarında olumlu yönde bir cebo) alanların dikkatin sürdürülebilirliği performansları
değişim meydana geldiği bulunmuştur (Schmitt ve ark., arasında anlamlı bir fark elde etmemişlerdir. Sonraki ça-
2000). Bu bulgu bu konuda daha önce yapılmış olan lışmalar sertralin değil ancak paroksetin (Edgar ve ark.,
çalışmaların bulgularıyla, yani, bozucu etki puanında 2004), sitalopram (Riedel, Eikmans, Heldens ve Schmitt,
olumlu yönde azalma ve tepki hızında artışın gözlendiği 2005) ve esitalopram (Edgar ve ark., 2004) alımının dik-
çalışmaların bulgularıyla (Coull ve ark., 1995) uyumlu- katin sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediğini
dur. Ancak ilginç bir şekilde bu bulgular daha sonraki göstermiştir. Bu farklılığa tarama çalışmalarında dikkat
çalışmalar tarafından desteklenmemiştir. Sonraki ça- çeken Schmitt, Wingen, Ramaekers, Evers, ve Riedel
lışmalar ATA uygulamasının Stroop bozucu etki puanı (2006), diğer SSRI’larla karşılaştırıldığında yalnızca
üzerinde olumlu etkisi olduğuna işaret etse de, bu etki- sertralinin dikkatin sürdürülebilirliği üzerinde olumsuz
ler istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (Schmitt, etki yaratmadığını belirtmişlerdir. Bunun nedeni olarak
Wingen, Ramaekers, Evers ve Riedel, 2006). Araştırma da sertralinin dopamin geri alımını engelleyerek kortikal
sonuçları arasındaki bu farklılıklara dikkat çeken yazar- düzeydeki uyarılmayı kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olma
lar, bunun nedenleri arasında örneklemlerin özellikle yaş özelliğine işaret etmişlerdir . Diğer bir ifadeyle, seroto-
ve aile öyküsü (psikolojik ya da psikiyatrik sorunlara nin uyarımıyla dikkatin sürüdürülebilirliğinde meydana
sahip bireylerin varlığı) bakımından oldukça çeşitlilik gelen bozulmanın, dopamin geri alımının engelleneme-
gösterdiklerini rapor etmişlerdir. mesiyle ilişkili olabileceği yorumu yapılmıştır.
Sağlıklı gönüllülerde farklı SSRI’lar kullanılarak Depresif hastalarla yapılan çalışmalarda, başarılı
değişimlenen serotoninin odaklanmış dikkat üzerindeki farmakolojik tedavinden sonra (SSRI kullanılarak yapı-
etkisini inceleyen çalışmaların bulguları arasında farklı- lan) bilişsel işlevlerde olumlu yönde bir iyileşme oldu-
lıkların olduğu görülmektedir. Genel olarak bakıldığın- ğu görülmektedir. Ancak Schmitt, Wingen, Ramaekers,
da, Stroop performansının iki hafta süreli paroksetin Evers ve Riedel’e (2006) göre bu durum tamamen an-
(Hindmarch ve Harrison,1998; Kerr, Fairweather, Ma- tidepresan tedavisinin bir sonucu değildir. Ayrıntılı ola-
hendran, Hindmarch, 1992) sertralin (Schmitt ve ark., rak, bilişsel işlevlerde gözlenen iyileşme, serotonerjik
2002) uygulamasından etkilenmediği görülmüştür. Ek antidepresan tedavisi ile serotonin düzeyinde meydana
olarak ikili dinleme görevi altında elde edilen perfor- gelen artışın doğrudan bir sonucu olmadığı gibi, depresif
mansın da sertralin uygulamasından etkilenmediği bu- belirtilerin azalmasına bağlı dolaylı (ikincil) bir sonuç da
lunmuştur. değildir. Bu durumda, klinik belirtilerdeki iyileşmenin,
16 Türk Psikoloji Yazıları

bilişsel işlevlerdeki iyileşme ile ilişkili (korelasyonel) suz etkisi olmadığı görülmüştür (Schmitt ve ark., 2000).
bir süreç olduğu yorumu daha kabul gören bir yaklaşım Bu sonuçlar ATA uygulamasının, öğrenilmiş olan yeni
olacaktır. bilginin USB’de kalıcı bir bilgi haline gelmesi sürecine
Özetle serotonin ve dikkat arasındaki ilişki dik- olumsuz etkide bulunduğuna işaret etmektedir, çünkü
katin türüne göre değişmektedir. Buna göre, serotonin daha önceden öğrenilmiş olan (eski) bilgilerin hatırlan-
alımının dikkatin sürdürülebilirliği üzerinde olumsuz bir masında, ATA uygulamasının doğrudan olumsuz etki
etki yaratmakta olduğu, buna karşın dikkatin bir uyarıcı- yaptığını gösteren bir çalışma henüz bulunmamaktadır.
ya odaklanması, dikkatin bölünmesi ya da dikkatin kay- Ancak bu yorumu destekleyecek yeni araştırmalara da
dırılması söz konusu olduğunda, serotoninin olumsuz bir ihtiyaç duyulmaktadır.
etkisinin olmadığı görülmektedir (Mendelsohn, Riedel Bellek çalışmalarında bellek görevini oluşturan
ve Sambeth, 2009) . Bu durumun bir nedeni olarak, sero- uyarıcıların türünün önemli olduğu bilinmektedir. Özel-
tonin uyarımı sonrasında dikkatin bir uyarıcıya odaklan- likle kelimelerin kullanıldığı görevlerde kelimelerin ta-
ması sürecinde bir bozulma olmaması, ancak serotonin şıdığı duygu yükü (olumlu, olumsuz ya da yansız gibi)
uyarımı sonrası dopamin geri alımı inhibitörlerinin faa- önemli bir durumdur. Bununla ilgili bir çalışmada ATA
liyetlerine devam etmesi nedeniyle dikkatin sürdürülebi- uygulamasının olumsuz duygu yüklü kelimelerin hatır-
lirliğinin kesintiye uğraması gösterilmiştir. lanmasına etki etmediği, ancak olumlu ve yansız (nötr)
kelimelerin hatırlaması üzerinde olumsuz etkisinin oldu-
Serotonin ve Bellek ğu bulunmuştur (Klaassen, Riedel, Deutz ve Van Praag,
Belleğin tek bir parçadan oluşan, bölünmez bir 2002). Bu bulgulardan hareketle yazarlar, serotonin dü-
sistem olmadığı kabul edilmekte ve bellek birbirinden zeyindeki azalmanın olumsuz kelimelerin hatırlanmasıy-
ayrı fakat birbirini etkileyen ve birbiriyle etkileşen sis- la ilgili bir bellek yanlılığına yol açtığı yorumunu yap-
temlerin bir temsili olarak tanımlanmaktadır. Schacter ve mışlardır. Bu yorumu destekleyen bir diğer çalışmada
Tulving’e (1982) göre sözü edilen bu sistemlerin ortak (Kilkens, Honig, van Nieuwenhoven, Riedel ve Brum-
bir işlevi vardır: edinilmiş ve kesinleşmiş olan bilgilerin mer, 2004) ATA uygulamasının, olumlu anlam yüküne
kullanımına olanak sağlamak. ATA uygulaması sonrası sahip kelimelerle ölçülen KSB performansını azalttığı
uzun süreli bellek (USB) performansında belirgin bir görülmüştür. Bu sonuçlar bir arada ele alındığında, sero-
azalmanın meydana geldiği oldukça yaygın bir bulgudur. tonin düzeyinin azaltılması ile olumsuz duygu durumun
Bu konudaki ilk çalışmaların birinde Riedel, Klaassen, ortaya çıkışı arasında korelasyonel bir ilişki olduğu gö-
Deutz, van Someren, ve van Praag (1999) kelime listesi rülmektedir. Bu ilişkinin de olumsuz duygu/anlam yüklü
kullanılarak ölçülen USB performansının ATA uygula- uyaranların daha fazla hatırlanması yönünde bir bellek
ması öncesi ve sonrası farklı olduğunu bulgulamışlardır. yanlılığına yol açabileceği söylenebilir. Aktarılan bu
Ayrıntılı olarak, serotonin düzeyindeki azalma, hatırla- çalışmaların sonuçları arasında çelişkiler göze çarpmak-
ma ve tanıma performansındaki düşüşle ilişkili bulun- tadır. Bu çelişkilerin kaynağına ilişkin açıklamalara bu
muştur. Ancak bu azalma kelimelerin sunumuyla bellek bölümün sonunda yer verilmiştir.
ölçümleri arasında geçen sürenin 30 dakika ya da daha Sağlıklı gönüllülerle yürütülen ve SSRI kullanımı-
uzun olduğu durumda ortaya çıkmıştır. Bu bulgular, se- nın bu katılımcıların bilişsel işlevleri üzerindeki etkisini
rotonin düzeyindeki azalmanın, sisteme giren yeni bir inceleyen çalışmaların sonuçları arasında da farklılıklar
bilginin kısa süreli bellekten (KSB) USB’ye aktarılarak bulunmaktadır. Örneğin farklı dozlarda sertralin kulla-
özümsenmesi ve kalıcı bilgi haline getirilmesi sürecine nan sağlıklı yaşlı katılımcıların KSB ve USB perfor-
etki ettiği, ancak KSB performansını olumsuz etkile- manslarında herhangi bir değişiklik gözlenmemiştir
mediği şeklinde yorumlanmıştır. Sonraki çalışmalar se- (Coffey, Jenkyn, Coffey ve Wells, 1994). Buna karşın si-
rotonin düzeyindeki azalmanın, resimlerin (McAllister- talopram kullanan orta yaşlı sağlıklı katılımcıların USB
Williams, Massey ve Rugg, 2002), şekillerin (Sobczak performansında anlamlı azalmalar gözlenmiştir (Riedel,
ve ark., 2002) ve görsel ya da işitsel olarak sunulmuş Eikmans, Heldens ve Schmitt, 2005). Ek olarak benzer
olan kelimelerin (Rowley, Van, Mortimore ve Cornell, bir bulgu, paroksetin kullanan orta yaşlı sağlıklı katılım-
1998; Schmitt ve ark., 2000) gecikmeli tanınması ve cıların gecikmeli hatırlama performansları üzerinde de
hatırlanması üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu gös- gözlenmiştir ve USB performansında anlamlı bir azal-
termiştir. manın olduğu rapor edilmiştir (Schmitt, Kruizinga ve
Bu bulgulara karşın, ATA uygulamasının USB per- Riedel, 2001).
formansı üzerinde olumsuz etki yaratmadığını gösteren Yukarıda aktarılan serotonin azaltımı ve USB ara-
çalışmalar da bulunmaktadır (Hughes ve ark., 2003; sındaki ilişkileri inceleyen çalışmaların sonuçlarına ge-
Shansis ve ark., 2002). Örneğin, kelime listesinin öğre- nel olarak bakıldığında, sağlıklı katılımcıların serotonin
nilmesini gerektiren bir bellek görevinden sonra yapılan kullandıktan sonra bellek performanslarında belirgin bir
ATA uygulamasının, USB performansı üzerinde olum- azalma olduğunu söyleyebilmek için elimizde henüz ye-
Bilişsel İşlevler ve Serotonin 17

terli sonuç bulunmamaktadır. Buna karşın, bazı bulgular Kumar Görevi, Cambridge Kumar Görevi gibi) katılım-
serotonerjik sistemde meydan getirilen aşırı uyarılmanın cıların süregiden karar verme sürecinde ödül ve ceza ara-
bellek performansında bir azalmaya yol açtığına işaret sındaki ilişkiyi (en az ceza, en yüksek ödül ya da düşük
etmektedir (Schmitt, Wingen, Ramaekers, Evers ve Rie- ceza, düşük ödül gibi) öğrenmesi istenmektedir. Bilişsel
del, 2006). Ancak, bu azalmanın daha çok olumsuz duy- esnekliği ölçmede sıklıkla kullanılan bir diğer görev türü
gu yüklü uyarıcılara yönelik bir bellek yanlılığına yol ise tersine öğrenme görevidir. Tersine öğrenme deneyle-
açtığını belirtmek gerekir. Diğer yandan, bu konudaki rinde genel olarak görsel ayırdetme görevi kullanılmak-
tarama makalelerinde Mendelsohn, Riedel ve Sambeth tadır. Bu görevde katılımcılar önceki öğrenmeyle ilişki-
(2009), kullanılan bellek görevlerinin çeşitliliği, aynı siz ve tersi yönde sunulan uyarıcılar karşısında yeni bir
bellek görevlerinde farklı uyarıcıların kullanılması gibi uyarıcı-ödül ilişkisine göre tepkide bulunmak zorunda-
nedenlerin serotonin ve bellek işleyişi arasında kurulabi- dırlar. Bu görevde, katılımcıların davranışlarını (sosyal
lecek ilişkiyi zorlaştırdığını belirtmişlerdir. Buna karşın ve duygusal) uyarıcı-ödül ilişkisinde beklenmedik yönde
araştırma sonuçlarına genel olarak bakıldığında, ATA meydana gelen değişiklere göre yeniden uyarlamaları ge-
uygulamasının olaysal bellekteki sözel bilginin özüm- rekmektedir (Clark, Cools ve Robbins, 2004). Beyin gö-
senmesini olumsuz etkilediğini, buna karşın anlamsal rüntüleme çalışmaları orbitofrontal ve singulat korteksin
bellek performansının ATA uygulamasından etkilenme- bilişsel esneklik türü görevlerle yakın ilişkisi olduğunu
diğini rapor etmişlerdir. göstermiş, ayrıca farklı bilişsel işlevlerin de, bilişsel es-
Laboratuvarda deneysel yöntemle ölçülen bellek neklikle ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu işlevler
performansının dış geçerliğinin iç geçerliği kadar yük- arasında özellikle ket vurmanın (inhibition) kontrolü ile
sek olmadığı gözönünde bulundurulduğunda, gündelik ödülün ve duygunun anlamlandırılması üzerine yapılan
yaşamda serotonin faaliyetinin olağan/normal bellek işlemlerin öne çıktığı vurgulanmıştır (Krawczyk, 2002;
performansı için tek belirleyici olmadığı yorumu yapı- Kringelbach ve Rolls, 2003).
labilir. Diğer yandan, aktarılan çalışmaların sonuçları Hayvanlar üzerinde yapılan birçok çalışmada sero-
arasındaki çelişkilerin nedenlerine bakıldığında, katı- tonin düzeyi ile tersine öğrenme görevi arasında anlamlı
lımcı gruplarının yaş aralığının çok geniş olduğu (bazı ilişkiler bulunmuştur. Clarke, Dalley, Crofts, Robbins ve
çalışmalarda örneğin 20 ile 58 arası) görülmektedir. Di- Roberts’ın (2004) bir çalışmasında ATA uygulamasının,
ğer yandan, aynı bellek süreçlerini ölçmede kullanılan sağlıklı gönüllü katılımcıların tersine çevirme görevi
görevlerin farklı olması (örn., tanıma, hatırlama, ipuçlu performansı üzerinde olumsuz etki yarattığı gözlenmiş-
hatırlama gibi), buna karşılık yapılandırılmış ve standar- tir. Buna karşın, Evers ve arkadaşları (2005) ise ATA
dize edilmiş bellek testlerinin kullanılmamış olması bir uygulamasının katılımcıların tersine çevirme görevi per-
diğer eksiklik olarak görülebilir. ATA ve SSRI uygulama formansı üzerinde bir etki yaratmadığını gözlemlemişler
süresinin yanı sıra, bellek ölçümlerinin bu uygulamalar- ancak, bu davranış sırasında dorsomedial prefrontal kor-
dan ne kadar sonra yapıldığına ilişkin olarak da çalışma- teks faaliyetinde artış olduğunu rapor etmişlerdir. Sağ-
lar arasında farklılıklar olduğu görülmektedir. Kullanı- lıklı katılımcıların, olumsuz geri bildirim aldıklarında,
lan ilaçların etki sürelerinin farklı olduğu bilinmektedir. dorsomedial prefrontal korteks faaliyetlerinde anlamlı
Bellek performansına ilişkin ölçümlerin bu ilaçların etki artış olduğu diğer birçok çalışmada gözlenmiştir. Bu
süreleri gözönüne alınarak yapılıp yapılmadığı bu araş- sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde, serotonin düze-
tırmalarda ayrıntılı olarak belirtilmemiştir. Sözü edilen yinde meydana gelen azalmanın, olumsuz geri bildirime
bu durumların, araştırma sonuçlarını değerlendirirken olan duyarlılığı arttırdığı ve bunun da bilişsel esneklik
göz önünde bulundurulması gerekmektedir. performansında bir azalmaya neden olabileceği yorumu
yapılmıştır (Schmitt, Wingen, Ramaekers, Evers ve Ri-
Serotonin, Bilişsel Esneklik ve Karar Verme edel, 2006). Diğer yandan bu konudaki araştırma bulgu-
Bilişsel esneklik süregiden davranışlarda yeni/de- larını, çalışmalardaki yöntemsel sorunları (örn., örnek-
ğişen durumlara göre değişikliğe gitme yeteneği olarak lem büyüklüğü, ön-son ölçümler arasındaki zaman farkı,
tanımlanabilir. Bilişsel esneklik çok bileşenli bir süreç ATA uygulamasındaki farklılıklar gibi) göz önüne ala-
olup geribildirimin analizi, davranış uyumu, yeni uya- rak değerlendirmekte yarar vardır. Bu durum seroto-
rıcı ve ödül arasındaki ilişkinin öğrenilmesi, davranış nin ve tersine öğrenme arasındaki ilişkiyi inceleyecek
ketlemesi gibi alt süreçlerden oluşmaktadır. Bilişsel ve yöntemsel açıdan belirtilen sorunların en aza indir-
esnekliği ölçmede, karar verme görevleri ve Winconsin gendiği yeni araştırmalara ihtiyaç olduğunu göstermek-
Kart Eşleme Testi (WKET) sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tedir.
tür görevlerde genel olarak katılımcılar gelen uyarıcılar Serotoninin çevredeki ödül ve ceza durumlarını de-
ya da geribildirimler temelinde uygun davranışa karar ğerlendirerek uygun davranışı seçme yeteneği ile ilişkili
vermektedirler. Karar verme (şans/kumar oyunları da olduğu önceki bölümlerde belirtilmişti. Bilişsel esnek-
(gambling) bu gruba dahildir) görevlerinde (örn., Iowa likle ilgili kullanılan diğer bir görev de karar verme gö-
18 Türk Psikoloji Yazıları

revidir. Yukarıda da belirtildiği gibi bu çalışmalarda ka- süresinde uzamaya yol açtığı görülmektedir. Ek olarak
tılımcılardan çeşitli koşullar altında kazanma-kaybetme bu azalma ‘kazan-kaybet’ türü durumlarda karar verme
durumlarını değerlendirerek en uygun davranışa karar sürecini olumsuz yönde etkileyerek risk alma davranışı-
vermeleri istenir (Kolb ve Whishaw, 2003). Serotoni- nın sıklığını arttırabilmektedir. Rogers’a (2011) göre bu
nin, frontal korteksin ventromedial ve orbital alanlarıyla sonuçlar serotoninin, verilen bir kararın sonuçlarının iyi
ilişkili karar verme işlevlerini düzenlemede aracı bir rol ya da kötü olacağına ilişkin anlamsal değerlendirmeleri
oynadığı vurgulanmaktadır. Serotoninin bu rolü özellikle etkilediğine işaret etmektedir.
en iyi sonucun hangisi olabileceğine ilişkin karar verme Harmer’e (2008) göre depresyonda görülen olum-
sürecinde daha belirgin olmaktadır. Nitekim, ATA uygu- suz yöndeki bilişsel yanlılık (olumsuz duygu yüklü uya-
laması sonrası, katılımcıların özellikle seçenekler üze- ranlara yönelik dikkat ve bellek yanlılıkları), dopaminer-
rinde düşünme sürelerinde artış ve karar verme hızların- jik sistemle karşılaştırıldığında serotonerjik sistemden
da azalma meydana geldiği gözlenmiştir (Long, Kuhn ve daha fazla etkileniyor görünmektedir. Bu durum sağlıklı
Platt, 2009; Rogers, 2011). Ayrıca, ATA uygulamasının, yetişkinlerle yapılan ATA uygulaması sonucu serotonin
örneğin birbirine çok yakın iki seçenekten doğru olma- düzeyinde geçici olarak meydana getirilen azalmayla bi-
yan seçeneği eleme, seçenekler arasından hangisinin en lişsel yanlılık arasındaki ilişkiyi açıklamada kullanılabi-
yüksek kazanca ya da en az kayba yol açacağına yönelik lir. Bu yorum tedavi sonrası serotonin faaliyetinde mey-
değerlendirmelerde olumsuz etkiye yol açtığı görülmüş- dana gelen artış ile bellekte olumlu yöndeki uyaranların
tür (Rogers ve ark., 2003; Talbot, Watson, Barrett ve Co- daha fazla işlendiğini ve karar verme süreçlerinin olumlu
oper, 2006). yönde arttığını gösteren araştırma bulgularıya (Harmer,
Karar verme davranışı bir risk alma durumunu da Rogers, Tunbridge, Cowen ve Goodwin, 2003) tutarlı
beraberinde getirmektedir. Bu tür bir davranışı test et- görünmektedir.
mede katılımcılar ödülün (kazan) ve cezanın (kaybet) Serotonin ve karar verme süreçleri arasındaki iliş-
büyüklüğü, yüksek ve düşük risk durumlarını değerlen- kide, dopaminin de önemli bir rolü bulunmaktadır. Ör-
direrek bir tercihte bulunurlar (Damasio, 1994). ATA neğin, rodentlerle yapılan çalışmalarda nukleus akkum-
uygulamasının risk alma davranışının belirli bir türü bensdeki dopaminerjik nöronların lezyona uğratılması,
üzerinde etkisi olduğu, risk alma davranışını tamamen tersine öğrenme görevi performansını olumsuz yönde
etkilemediği gözlenmiştir. Örneğin, Mobini ve arkadaş- etkilemiştir (Taghzouti, Louilot, Herman, Le Moal ve
larının (2000) çalışmaları, serotonin düzeyindeki azal- Simon, 1985). Buna karşın bir diğer çalışmada, cüce
manın yalnızca, gerçekte tercih edilme olasılığı çok az maymunların (marmosets) dopamin sistemi amfetaminle
olan ancak tercih edildiğinde en büyük ödülle pekiştiril- uyarılmış ve tersine öğrenme görevi sırasındaki ısrarcı
diği durumu etkileyebildiğini göstermiştir. Long, Kuhn davranışlarda (perseverative) anlamlı düzeyde azalma
ve Platt’ın (2009) makak maymunları üzerinde yaptığı meydana gelmiştir (Ridley, Haystead ve Baker, 1981). Bu
çalışmada ATA uygulaması, en yüksek olasılıklı ödül sonuçlar, mesokortikolimbik dopamin sisteminin ödülle
seçeneğinin tercih edilmesinde bir azalmaya yol açmış, ilişkili öğrenmede (reward-related learning), bilişssel es-
riskli kararların tercih edilme sıklığını ise arttırmıştır. neklik gerektiren durumlarda ve davranışın yeni koşul-
ATA sonrası karar verme sürecinde gözlenen bu değişik- lara göre uyarlanmasında önemli bir rolü olduğunu ileri
liklerin, ödüle ilişkin değerlendirmedeki değişiklikten süren açıklamaları (örn., Clark, Cools ve Robbins, 2004;
etkileniyor olabileceği yorumu yapılmıştır. Diğer bir de- Robbins ve ark., 1989; Schultz, 2002; Schultz, Apicella,
ğişle serotonin, ödül, ödülün değeri, olası kayıp ve bunun Scarnati ve Ljungberg, 1992) desteklemektedir. Sonraki
bedeli (ceza) ile davranış arasında kurulan ilişkiyi etkile- dönemde yapılan çalışmalar da bu görüşü desteklemiş,
mektedir. Bu etki, daha çok yüksek ödül elde edebilmek örneğin, bir dopamin-2 agonisti olan bromokriptin (bro-
için riskli davranışların oranını arttırma yönündedir (Ro- mocriptine) alan sağlıklı katılımcıların tersine öğrenme
gers, 2011). Serotonin düzeyindeki azalma, çağrışımsal görevi performansında bozulma, uzaysal bellek görevi
öğrenme, karar verme ve bilişsel esneklik türü davranış- performansında ise artış gözlenmiştir (Mehta, Swainson,
lar için aracı rol oynayan kortikal ve alt kortikal alanların Ogilvie, Sahakian ve Robbins, 2001).
işleyişi üzerinde olumsuz etki yaratarak bu etkiyi ortaya Bu sonuçlar bir arada ele alındığında, ATA uygu-
çıkarıyor olabilir. Çünkü örneğin, karar verme gibi bir laması sonucu serotonin düzeyinde geçici olarak mey-
süreç monoaminerjik sistemlerden etkilenebilmekte, bu dana getirilen azalma, karar verme ve tersine öğrenme
durum da limbik sistem ve prefrontal korteks arasındaki türü görevlerde bir değişikliğe yol açmakla birlikte, bu
döngüsel işleyişi etkileyerek sözü edilen risk alma davra- değişikliğin yalnızca serotonin düzeyindeki değişiklikle
nışının artmasında etkili rol oynayabilmektedir (Ander- açıklanamayacağı görülmektedir. Serotonin ve dopamin
son, Richell ve Bradshaw, 2003; Rogers ve ark., 2003). arasındaki ilişkiler ile dopaminin sözü edilen bu bilişsel
Özetle, ATA sonrası serotonin düzeyinde meydana gelen faaliyetler üzerindeki önemli rolü, bu konudaki araştır-
azalmanın, bilişsel esneklikte azalmaya, karar verme ma sonuçlarını yorumlarken serotonin ve dopamin et-
Bilişsel İşlevler ve Serotonin 19

kileşimine yönelik açıklamaların birarada ele alınması Genel olarak bakıldığında, ATA uygulamasının duygusal
gerektiğine işaret etmektedir. uyaranların kullanıldığı karar veme ve bellek görevleri
üzerindeki etkisinin incelendiği araştırmaların sonuçla-
Serotonin ve Duygusal Bilgi İşleme rı arasında bazı tutarsızlıklar olduğu görülmektedir. Bu
Serotoninin duygusal içerikli uyaranlarla ilişkili tutarsızlıklar, çalışmaların yöntemsel farklılıklarından
bilgi işleme süreçleri üzerindeki etkisi bu konuyla il- kaynaklanıyor gibi görünmektedir. Örneğin, hatırlama
gili bir başka araştırma alanını oluşturmaktadır. Genel performansını ölçmede kullanılan duygu yüklü kelime-
olarak, kısa süreli SSRI alımının sağlıklı gönüllü katı- lerin nasıl seçildikleri, kelimelerin uzunlukları (hece
lımcıların korku ve mutluluk türü duygularını arttırıcı sayısı gibi), farklı duygu yüklü kelimelerin (olumlu,
etkisi olduğu görülmüştür. SSRI’ın düzenli olmayan olumsuz ve yansız) birbirine göre oranları, bu kelimele-
(sub-kronik) uygulaması ise sağlıklı gönüllülerde tersine rin sunum sırası ve sunum süresi bakımından çalışmalar
bir sonuç doğurmuş, örneğin mutluluk ve korku içerikli arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. SSRI ve ATA
uyaranları tanıma performansında azalmaya yol açmıştır. uygulamalarının süresi ve bu uygulamalardan ne kadar
Bu sonuçlara paralel olarak, Luciana ve arkadaşlarının süre sonra performans ölçümü alındığı noktasında da
(2001) sağlıklı gönüllüler üzerinde yürüttüğü bir çaış- çalışmalar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Önemli
mada, farklı dikkat ve bellek görevleri kullanılmıştır. Bu bir diğer farklılık ise, kullanılan görev türünün çeşitliliği
görevler arasında sayı dizisi testleri, görsel-uzaysal dik- ile ilgilidir. Bu görevler, duygu yüklü yüz ifadelerinin
kat testleri, sözel işaretleme testi, kelime akıcılığı testi ve ya da kelimelerin tanınması ya da hatırlanması, yap/yap-
duygusal çalışma belleği görevleri bulunmaktadır. SSRI ma görevi kullanılarak duygu yüklü uyaranlar altında
düzeyi arttırıldığında motor koordinasyonda ve duygusal ket vurma (inhibition) davranışının ölçülmesi ya da bu
çalışma belleği performansında azalma meydana geldiği uyaranlara ilişkin genel dikkat ya da görsel ayırdetme
(sadece olumsuz yüz ifadelerine yönelik), buna karşın performansının ölçülmesi yönünde olmuştur. Kullanılan
korku ve mutluluk ifadeleri içeren uyaranların tanınma- görev türü ve performans ölçümüne ilişkin bu çeşitlilik-
sında ve bunlarla ilişkili dikkat performansında ise artış lerin, araştırma sonuçları arasındaki çelişkiler açısından
olduğu rapor edilmiştir. önemli bir belirleyici olabileceği düşünülebilir. Son
Merens, Van der Does ve Spinhoven’in (2007) araş- olarak, ATA ya da SSRI uygulamasından sonra, katılım-
tırma bulgularına göre, ATA uygulaması sağlıklı katılım- cıların duygu yüklü uyaranları hatırlama ya da tanıma
cılarda ve belirti düzeyi hafif depresif hastalarda birçok performanslarında gözlenen artma ya da azalmanın, bazı
bilişsel işlevi etkilemektedir. Buna karşın yazarlar, bek- çalışmalarda istatistiksel farktan çok bir eğilimi yansıt-
lendiği gibi, ATA’nın bütün bilişsel işlevleri etkilediğini tığı rapor edilmiştir. Örneklem sayısının sınırlı olduğu
söylemenin doğru bir yaklaşım olmayacağını da belirt- bu çalışmaların sonuçları değerlendirilirken bu hususlara
mişlerdir. Ayrıntılı olarak, ATA uygulamasının sağlıklı dikkat edilmesi gerekmektedir.
gönüllü katılımcılarda yüz ifadelerinin hatırlanması ve Bu konuyla ilgili ayrıntılı tarama çalışmasında
yansız uyaranlarla ilgili dikkati etkileyerek belirgin dik- Merens, Van der Does ve Spinhoven (2007) birçok ça-
kat yanlılığına yol açtığı belirtilmiştir. Murphy, Smith, lışmada serotonin düzeyi üzerindeki değişimlemenin
Cowen, Robbins ve Sahakian’ın (2002) bir çalışmasında sağlıklı katılımcıların ve tedavisi tamamlanmış depresif
sağlıklı kadın katılımcıların, duygusal yap/yapma, tersi- hastaların duygusal bellek performansını etkilediğini
ne öğrenme, Lonra Kulesi ve karar verme görevleri altın- belirtmişlerdir. Örneğin, serotonin düzeyi azaltıldığında
daki performanslarının ATA uygulamasından ne derece olumlu uyaranlarla ilişkili bellek performansında bozul-
etkilendiği incelenmiştir. ATA sonrası duygusal içerikli ma meydana gelirken, serotonin düzeyi arttırıldığında
uyaranlardan oluşan yap/yapma görevinde, mutluluk ise olumlu uyaranlarla ilişkili bellek performansında ar-
ifadesi belirten kelimelere yönelik karar verme süresin- tış meydana geldiğini rapor edilmiştir. Bu sonuçlar bir
de yavaşlama olduğu, ayrıca ATA’nın görsel ayırdetme arada değerlendirildiğinde, serotoninin duygusal bilgi
performansında da yavaşlamaya yol açtığı görülmüştür. işlemenin çeşitli türleriyle farklı düzeyde ilişkisi olduğu
Aynı grubun daha önceki bir çalışmasında (Murphy ve görülmektedir. Ancak, bu işleyişte de serotoninin diğer
ark., 1999) depresif hastaların mutluluk ifadesi belirten nörotrasmitterlerle (özellikle dopamin ve GABA) iliş-
kelimelere yönelik karar verme süresinde sağlıklı gönül- kisinin oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Yapılacak
lülere göre anlamlı bir artış olduğu rapor edilmiştir. Buna yorumlarda bu ilişkinin de göz önünde bulundurulması
karşın, benzer görevlerin kullanıldığı bir diğer çalışmada yararlı olacaktır.
(Rubinsztein ve ark., 2001) ATA uygulaması sonrasın-
da sağlıklı gönüllü katılımcıların, duygusal yap/yapma Genel Sonuç ve Değerlendirme
görevi performansında bir fark elde edilmemiştir. Buna Aktarılan çalışma bulguları serotoninin bilişsel
karşın, görsel örüntü tanıma türü görevlerde ise görsel süreçlerin işleyişinde oldukça önemli bir rolü olduğuna
tanıma süresi performansında yavaşlama gözlenmiştir. işaret etmektedir. İnsanda ve hayvanlar üzerinde yapı-
20 Türk Psikoloji Yazıları

lan çalışmalar farklı bilişsel süreçlerin farklı bileşenleri Buna karşılık, önceki bölümlerde aktarıldığı gibi
olduğunu, bu bileşenlerin beynin bazı özelleşmiş böl- bu konuda yapılan çalışmaların sonuçları arasında önem-
geleriyle daha yakın bir ilişki içinde olduğunu göster- li yöntemsel farklılıkların olması, bulgular arasındaki
mekle birlikte, bilişsel süreçlerin beyne yaygın olduğu çelişkilerin temel kaynaklarından biri olarak görülebilir.
daha güçlü ve geniş çaplı kabul gören bir yaklaşımdır. Kullanılan görevlerin çeşitliliği, katılımcıların yaş aralı-
Bu doğrultuda, serotoninin farklı bilişsel süreçlerle fark- ğının bazı çalışmalarda çok geniş olması, katılımcıların
lı derecede ilişkisi olduğu, serotonin düzeyindeki art- aile öyküsü, konrollü seçkisizleştirilmiş desenlerin çok
ma ya da azalmanın bilişsel performansı olumlu ya da fazla tercih edilmemesi (Knorr ve kessing, 2010), ATA
olumsuz yönde etkilediği, ayrıca serotonin düzeyindeki ve SSRI uygulama süreleri arasındaki farklılıklar ile
değişikliğin bilişsel sisteme girecek ve işelenecek olan performas ölçümlerinin ATA ve SSRI uygulamalarından
bilginin duygusal açıdan türünü (olumlu, olumsuz ya ne kadar zaman sonra yapıldığına ilişkin farklılıklar öne
da yansız) etkilediği görülmektedir. Serotoninin fark- çıkan durumlar olarak görünmektedir. Bu konuda ileri-
lı bilişsel süreçlerle ilişkisini ele alan ve bu çalışmada de yapılacak olan araştırmalarda sözü edilen durumların
aktarılan araştırmaların sonuçlarına genel olarak bakıl- kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu yönde yapıla-
dığında, serotonin alımının dikkatin sürdürülebilirliği cak olan araştırmalar bilişsel işlevlerin işleyişine yönelik
üzerinde olumsuz bir etki yaratmakta olduğu, buna kar- var olan modellerin geçerliğinin sınanmasına, olası yeni
şın dikkatin odaklanması, bölünmesi ya da kaydırılması modellerin geliştirilmesine ve sözü edilen bilişsel işlev-
söz konusu olduğunda serotoninin olumsuz bir etkisinin lerin bozulduğu davranış bozukluklarının tanı ve tedavi-
olmadığı görülmektedir. Serotonin ve bellek ilişkisini sine önemli katkılar sağlayacaktır.
ele alan çalışmalarda, ATA uygulamasının olumsuz duy-
gu yüklü uyaranların daha fazla hatırlanması yönünde Kaynaklar
bir bellek yanlılığına yol açabileceği görülmüştür. Buna
Anderson, I. M., Richell, R. A. ve Bradshaw, C. M. (2003).
karşın, ATA uygulamasının, olaysal bellekteki sözel bil- The effect of acute tryptophan depletion on probabilistic
ginin özümsenmesini olumsuz etkilediğini, buna karşın choice. Journal of Psychopharmacology, 17, 3-7.
anlamsal bellek performansının ATA uygulamasından Clark, L., Cools, R. ve Robbins, T. W. (2004). The neuropsy-
etkilenmediği araştırmalarca rapor edilmiştir. ATA sonu- chology of ventral prefrontal cortex: Decision-making
cu serotonin düzeyinde geçici olarak meydana getirilen and reversal learning. Brain and Cognition, 55, 41-53.
Clarke, H. F., Dalley, J. W., Crofts, H. S., Robbins, T. W. ve
azalma, karar verme ve tersine öğrenme türü görevlerde Roberts, A. C. (2004). Cognitive inflexibility after pre-
bir değişikliğe yol açmaktadır. Duygusal bilgi işleme ve frontal serotonin depletion. Science, 304, 878-880.
serotonin ilişkisini inceleyen çalışmaların sonuçlarına Coffey, D. K., Jenkyn, L. R., Coffey, A. K. ve Wells, B. B.
göre, serotonin düzeyi azaltıldığında olumlu uyaranlarla (1994). Sertraline vs. amitriptyline vs. placebo: effects on
ilişkili bellek performansında bozulma meydana gelir- cognitive and motor functioning in the elderly. Neuropsy-
chopharmacology, 10, 222S.
ken, serotonin düzeyi arttırıldığında ise olumlu uyaran- Coull, J. T., Sahakian, B. J., Middleton, H. C., Young, A. H.,
larla ilişkili bellek performansında artış meydana gel- Park, S. B., McShane, R. H. ve ark. (1995). Differential
diği sonucu elde edilmiştir. Bu sonuçlar serotoninin sis- effects of clonidine, haloperidol, diazepam and tryp-
teme giren uyaranların seçimi, uyaranın türüne karar tophan depletion on focused attention and attentional
verilmesi, uyaranların bazılarının elenerek sistem dışına search. Psychopharmacology, 121, 222-230.
Damasio, A.R. (1994). Descarte’s error: Emotion, reason and
atılması ve uyaranların gerektiğinde hatırlanmak üzere the human brain içinde (148). New York: Grosset/Put-
bellekte depolanması şeklinde özetlenebilecek bilgi işle- nam.
me sürecinde önemli bir aracı rolü olduğunu göstemek- Davis, K. L., Charney, D., Coyle, J. T., Nemerhoff, C. (2002)
tedir. Neuropsychopharmacology: The fifth generation of prog-
Serotoninin yukarıda aktarılan ve bilişsel işlevler ress. American College of Neuropsychopharmacology,
16, 214-222.
ile ilişkisini ele alan çalışmaların sonuçlarını değerlen- Deijen, J. B., Loriaux, S. M., Orlebeke, J. F. ve de Vries, J.(1995).
dirirken, bu işlevlerde serotoninin diğer nörotransmit- Effects of paroxetine and maprotiline on mood, perceptu-
ter maddeler ile olan ilişkisinin de gözardı edilmemesi al-motor skills and eye movements in healthy volunteers.
gerekmektedir. ATA ya da SSRI uygulamaları sonucu Journal of Psychopharmacology, 3, 148-155.
serotonin düzeyinde meydana getirilen değişiklikler, Edgar, C. J., Preskorn, S., Erickson, M., Friesen, S., Werder,
S., Waddington, G. ve ark. (2004). Randomized, double-
serotoninin diğer nörotransmitterlerle olan ilişkisini de blind, parallel group comparison of the effects of escitalo-
etkilemektedir. Bu durum, serotonin düzeyindeki değiş- pram vs. sertraline on cognition. Journal of Psychophar-
menin, bilişsel işlevlerde meydana gelen değişiklikler macology, 18, A13.
için tek başına bir açıklama olamayacağını göstermekte- Evers, E. A. T., Cools, R., Clark, L., van der Veen, F. M., Jolles,
J., Sahakian, B. J. ve ark. (2005). Serotonergic modula-
dir. Böylece, serotoninin diğer nörotransmitterlerle bir-
tion of prefrontal cortex during negative feedback in
likte ilişkisini ele alan yaklaşımların açıklama gücünün probabilistic reversal learning. Neuropsychopharmacol-
daha fazla olacağı yorumu yapılabilir. ogy, 30, 1138-1147.
Bilişsel İşlevler ve Serotonin 21

Harmer, C. J., Rogers, R. D., Tunbridge, E., Cowen, P. J. ve Merens, W., Van der Does, A. J. W. ve Spinhoven, P. (2007).
Goodwin, G. M. (2003). Tryptophan depletion decreases The effects of serotonin manipulations on emotional in-
the recognition of fear in female volunteers. Psychophar- formation processing and mood. Journal of Affective Dis-
macology (Berlin), 167, 411-417. orders, 103, 43-62.
Harmer, C. J. (2008). Serotonin and emotional processing: does Mobini, S., Chiang, T. J., Al-Ruwaitea, A. S., Ho, M. Y., Brad-
it help explain antidepressant drug action? Neuropharma- shaw, C. M. ve Szabadi, E. (2000). Effect of central
cology, 55, 1023-1028. 5-hydroxytryptamine depletion on inter-temporal choice:
Hindmarch, I. ve Harrison, C. (1998). The effects of paroxetine a quantitative analysis. Psychopharmacology (Berlin),
and other antidepressants in combination with alcohol in 149, 313-318.
psychomotor activity related to car driving. Human Psy- Mobini, S., Chiang, T. J., Ho, M. Y., Bradshaw, C. M. ve Sza-
chopharmacology, 3, 13-20. badi, E. (2000). Effects of central 5-hydroxytryptamine
Hughes, J. H., Gallagher, P., Stewart, M. E., Matthews, D., depletion on sensitivity to delayed and probabilistic rein-
Kelly, T. P. ve Young, A. H. (2003). The effects of acute forcement. Psychopharmacology (Berlin), 152, 390-397.
tryptophan depletion on neuropsychological function. Moore, P., Landolt, H., Seifritz, E., Clark, C., Bhatti, T., Kelsoe,
Journal of Psychopharmacology, 17, 300-309. J. ve ark. (2000). Clinical and physiological consequenc-
Kerr, J. S., Fairweather, D. B., Mahendran, R. ve Hindmarch, es of Rapid Tryptophan Depletion. Neuropsychopharma-
I. (1992). The effects of paroxetine, alone and in com- cology, 23, 601-622.
bination with alcohol on psychomotor performance and Murphy, F. C., Sahakian, B. J., Rubinsztein, J. S., Michael, A.,
cognitive function in the elderly. International Journal of Rogers, R. D., Robbins, T. W. ve ark. (1999). Emotional
Psychopharmacology, 7, 101-108. bias and inhibitory control processes in mania and de-
Kilkens, T. O. C., Honig, A., van Nieuwenhoven, M. A., Riedel, pression. Psychological Medicine, 29, 1307-1321.
W. J. ve Brummer, R. M. (2004). Altering serotonin syn- Murphy, F. C., Smith, K. A., Cowen, P. J., Robbins, T. W. ve
thesis by the acute tryptophan depletion method: a model Sahakian, B. J. (2002). The effects of tryptophan deple-
for irritable bowel syndrome. Gut, 53, 1794-1800. tion on cognitive and affective processing in healthy vol-
Klaassen, T., Riedel, W. J., Deutz, N. E. ve Van Praag, H. M. unteers. Psychopharmacology, 163, 42-53.
(2002). Mood congruent memory bias induced by trypto- Nishizawa, S., Benkelfat, C., Young, S. N., Leyton, M., Mz-
phan depletion. Psychological Medicine, 32, 167-172. engeza, S., de Montigny, C. ve ark. (1997). Differences
Knorr, U. ve Kessing, L.V. (2010). The effect of selective sero- between males and females in rates of serotonin synthesis
tonin reuptake inhibitors in healthy subjects. A systematic in human brain. Proceedings of the National Academy
review. Nordic Journal of Psychiatry, 64(3), 153-163. of Sciences of the United States of America, 94, 5308-
Kolb. B. ve Whishaw, I. Q. (2003). Fundamentals of human 5313.
neuropsychology (5. baskı) içinde (485). New York: Pashler, H.E. (1998). The psychology of attention içinde (s. 89).
Worth Publishers. Cambridge. MIT Press.
Krawczyk, D. C. (2002). Contributions of the prefrontal cortex Ramaekers, J. G., Muntjewerff, N. D. ve O’Hanlon, J. F. (1995).
to the neural basis of human decision making. Neurosci- A comparative study of acute and subchronic effects of
ence and Biobehavioral Reviews, 26, 631-634. dothiepin, fluoxetine and placebo on psychomotor and
Kringelbach, M. L. ve Rolls, E. T. (2003). Neural correlates of actual driving performance. British Journal of Clinical
rapid reversal learning in a simple model of human social Pharmacology, 39, 397-404.
interaction. Neuroimage, 20, 1371-1383. Riedel, W. J., Eikmans, K., Heldens, A. ve Schmitt, J. A. (2005).
Lai, M. K. P., Tsang, S. W. Y., Francis, P. T., Keene, J., Hope, Specific serotonin reuptake inhibition impairs vigilance
T., Esiri, M. M. ve ark. (2002). Postmortem serotonergic performance acutely and after sub-chronic treatment.
correlated of cognitive decline in Alzheimer’s disease. Journal of Psychopharmacology, 19, 13-21.
Neuroreport, 13, 1175-1178. Riedel, W. J., Klaassen, T., Deutz, N. E., van Someren, A. ve
Lezak, K. (1995). Neuropsychological assessment içinde (s. van Praag, H. M. (1999). Tryptophan depletion in nor-
315). Oxford: Oxford University Press. mal volunteers produces selective impairment in memory
Long, A. B., Kuhn, C. M. ve Platt, M. L. (2009). Serotonin consolidation. Psychopharmacology, 141, 362-369.
shapes risky decision making in monkeys. Social Cogni- Riedel, W. J., Klaassen, T. ve Schmitt, J.A.J. (2002). Trypto-
tive and Affective Neuroscience, 4, 346-356. phan, mood and cognitive function. Brain, Behavior, and
Luciana, M., Burgund, E. D., Berman, M. ve ark. (2001). Ef- Immunity, 16, 581-589.
fects of tryptophan loading on verbal, spatial and affec- Ridley, R. M., Haystead, T. A. ve Baker, H. F. (1981). An analy-
tive working memory functions in healthy adults. Journal sis of visual object reversal learning in the marmoset after
of Psychopharmacology, 15, 219-230. amphetamine and haloperidol. Pharmacology, Biochem-
McAllister-Williams, R. H., Massey, A. E. ve Rugg, M. D. istry and Behavior, 14, 345-351.
(2002). Effects of tryptophan depletion on brain potential Robbins, T. W., Cador, M., Taylor, J. R. ve Everitt, B. J. (1989).
correlates of episodic memory retrieval. Psychopharma- Limbic-striatal interactions in reward-related processes.
cology, 160, 434-442. Neuroscience and Biobehavioral Reviews, 13, 155-162.
Mehta, M. A., Swainson, R., Ogilvie, A. D., Sahakian, B. J. Rogers, R. D., Tunbridge, E. M., Bhagwagar, Z., Drevets, W.
ve Robbins, T. W. (2001). Improved short-term spatial C., Sahakian, B. J. ve Carter, C. S. (2003). Tryptophan
memory but impaired reversal learning following the do- depletion alters the decision-making of healthy volun-
pamine D(2) agonist bromocriptine in human volunteers. teers through altered processing of reward cues. Neurop-
Psychopharmacology, 159, 10-20. sychopharmacology, 28, 153-162.
Mendelsohn., D. ve Riedel, W. J. (2009). Effects of acute tryp- Rogers, R. D. (2011). The roles of dopamine and serotonin in
tophan depletion on memory, attention and executive decision making: Evidence from pharmacological experi-
functions: A systematic review. Neuroscience and Biobe- ments in human. Neuropsychopharmacology Reviews,
havioral Reviews, 33(6), 926-952. 36, 114-132.
22 Türk Psikoloji Yazıları

Rowley, B., Van, F., Mortimore, C. ve Cornell, J. (1998). Ef- M. P., Vuurman, E. F. ve Riedel. W. J. (2002). Additional
fects of acute Tryptophan Depletion on tests of frontal dopamine reuptake inhibition attenuates vigilance decre-
and temporal lobe function. Journal of Psychopharma- ment induced by serotonergic reuptake inhibition in man.
cology, 12, A60. Journal of Psychopharmacology, 16, 207-214.
Rubinsztein, J. S., Rogers, R. D., Riedel, W. J., Mehta, M. A., Schmitt, J. A., Wingen, M., Ramaekers, J. G., Evers, E. A. ve
Robbins, T. W. ve Sahakian, B. J. (2001). Acute dietary Riedel, W. J. (2006). Serotonin and human cognitive
tryptophan depletion impairs affective shifting and de- performance. Current Pharmaceutical Design, 12, 2473-
layed visual recognition in healthy volunteers. Psychop- 2486.
harmacology, 154, 319-326. Shansis, F. M., Busnello, J. V., Quevedo, J., Forster, L., Young,
Schacter, D. L. ve Tulving, E. (1982). Amnesia and memory S., Izguierdo, I. ve ark. (2002). Behavioural effects of
research. L. S. Cermark, (Ed), Human memory and am- acute tryptophan depletion in healthy male volunteers.
nesia içinde (1-32). Hillsdale, NJ: Erlbaum. Journal of Psychopharmacology, 14, 157-163.
Schultz, W. (2002). Getting formal with dopamine and reward. Sobczak, S., Riedel, W. J., Booij, I., Aan Het Rot, M., Deutz,
Neuron, 36, 241-263. N. E. ve Honig, A. (2002). Cognition following Acute
Schultz, W., Apicella, P., Scarnati, E. ve Ljungberg, T. (1992). Tryptophan Depletion: differences between first-degree
Neuronal activity in monkey ventral striatum related to relatives of bipolar disorder patients and matched healthy
the expectation of reward. Journal of Neuroscience, 12, control volunteers. Psychological Medicine, 32, 503-
4595-4610. 515.
Schmitt, J. A., Jorissen, B. L., Sobczak, S., van Boxtel, M. P., Taghzouti, K., Louilot, A., Herman, J. P., Le Moal, M. ve Simon,
Hogervorst, E., Deutz, N. E. ve ark. (2000). Tryptophan H. (1985). Alternation behavior, spatial discrimination,
depletion impairs memory consolidation but improves and reversal disturbances following 6-hydroxydopamine
focused attention in healthy young volunteers. Journal of lesions in the nucleus accumbens of the rat. Behavioral
Psychopharmacology, 14, 21-29. and Neural Biology, 44, 354-363.
Schmitt, J. A., Kruizinga, M. J. ve Riedel, W. J. (2001). Non- Talbot, P. S., Watson, D. R., Barrett, S. L. ve Cooper, S. J.
serotonergic pharmacological profiles and associated (2006). Rapid tryptophan depletion improves decision-
cognitive effects of serotonin reuptake inhibitors. Journal making cognition in healthy humans without affecting
of Psychopharmacology, 15, 173-179. reversal learning or set shifting. Neuropsychopharmacol-
Schmitt, J. A., Ramaekers, J. G., Kruizinga, M. J., van Boxtel, ogy, 31, 1519-1525.
Turkish Psychological Articles, June 2012, 15 (29), 23-24

Summary
The Role of Serotonin in Cognitive Functions
Metehan Irak
Bahçeşehir University

Serotonin (5-hydroxytryptamine, 5-HT) is known measured by Stroop task and auditory dual task para-
as several closely related behaviors or functions. These digms was increased. However, these findings have not
include in particular the regulation of emotions, percep- been supported by following studies (e.g., Schmitt, Win-
tion, attention, motor behaviors, sexual desire, hostil- gen, Ramaekers, Evers, & Riedel, 2006). Although these
ity, aggressiveness, and impulsivity. Many behavioral following studies found ATA depletion had positive ef-
disorders such as depression, bipolar disorders, and fect on Stroop performance, these differences were not
obsessive-compulsive disorder associated with dysfunc- statistically significant.
tion in the serotonergic system. In this review paper, the Previous studies indicated that the relationship be-
role of serotonin in human cognitive functions, namely tween serotonin and attention depends on the type of at-
memory, attention, decision making, and emotional in- tention. In details, taking serotonin has negative effect
formation processing were summarized. In particular, on vigilance. On the other hand, taking serotonin did not
the studies has been investigated the effect of pharma- have any negative effect on focused attention, divided
cological serotonin depletion (using with SSRI only) on attention and attention shifting (Mendelsohn, Riedel, &
cognitive functions among healthy individuals and/or Sambeth, 2009). The main explanation regarding this is-
various patient groups were included. A literature search sue is that after serotonin stimulation, not focused atten-
was performed with PubMed and PsycInfo databases tion but vigilance is deteriorate due to the continuation of
(until January 2011) using the following key words: dopamine reuptake inhibitor activity.
serotonin, SSRI (including, citalopram, escitalopram,
fluoxetin, fluvoxamine, parxetine and sertralin), trypto- Serotonin and Memory
phan, depression, anxiety disorders, emotional informa- Many studies indicated that long-term performance
tion processing, cognition, memory, cognitive flexibility, was negatively affected from ATA depletion. In one of
decision making and attention. the earliest study by Riedel, Klaassen, Deutz, van Som-
In order to examine the relationship between se- eren, and van Praag, (1999) showed that participants’
rotonin and cognitive functions in humans, different long term memory performance which was measured by
psychopharmacological methods have been developed. word-pairs list, significantly decreased after ATA deple-
However, in recent years, acute tryptophan depletion tion. But the decrease was effective after 30 minutes of
(ATA) method has been used more frequently than other learning period. This and other similar results suggest
methods (Moore et al., 2000). Using this method, sero- that impaired storage and/or consolidation of new in-
tonin levels in the human brain are reduced for a period formation, rather than the failure to access and retrieve
of time. In this article, only studies that investigated the information, underlie failure long-term memory perfor-
effect of ATA depletion on cognitive functions in healthy mance after serotonin depletion (McAllister-Williams,
individuals and/or various patient groups were evalu- Massey, & Rugg, 2002). ATD significantly reduced de-
ated. layed recall, delayed recognition of visually presented
words, spoken words, pictures and figures (McAllister-
Serotonin and Attention Williams, Massey, & Rugg, 2002; Rowley, Van, Morti-
Studies which have examined the relationship be- more, & Cornell, 1998; Schmitt et al., 2000). On the
tween serotonin and focused attention are mostly used other hand, some studies (e.g., Coffey, Jenkyn, Coffey,
the Stroop task and dual task paradigm. Early studies & Wells, 1994) indicated that taking SSRI did not change
(e.g., Coull et al., 1995) found that after ATA depletion, short-term and long-term memory performance. The au-
participants’ focused attention performance which was thors of the latter study suggested that the results may

Address for Correspondence: Assoc. Prof. Metehan Irak, Bahcesehir University Department of Psychology, Brain & Cognition
Research Lab. Ciragan Cad. No:4 Besiktas Istanbul 34353 Turkey
E-mail: metehan.irak@bahcesehir.edu.tr
24 Turkish Psychological Articles

have been hampered by the modest levels of tryptophan Serotonin and Emotional Information Processing
depletion and/or SSRI application. Investigation effect of emotional stimulus on
memory performance after ATA depletion has produced
Serotonin, Cognitive Flexibility and Decision Making inconsistent results. Reduced serotonin levels are associ-
Wisconsin Card Sorting Test (WCST), reverse ated with the deterioration in memory performance for
learning tasks, and decisions making tasks have been positive stimuli. On the other hand, increase in memory
frequently used to measure cognitive flexibility. Animal performance is associated with increased serotonin lev-
studies showed that there is a significant relationship els for positive stimuli. Also, increased SSRI levels are
between level of serotonin and reverse learning perfor- resulted in low motor coordination and low emotional
mance. Clarke, Dalley, Crofts, Robbins, and Roberts working memory performance for negative faces, but
(2004) found that ATA depletion significantly decreased recognition and attention performance increased for fear
healthy individuals’ reverse learning performance. On and happiness related stimulus. There are some possible
the other hand, Evers et al (2005) did not find any chang- reasons for these inconsistent results, such as heteroge-
es on healthy individuals’ reverse learning performance neity of samples (eg., age, gender, and family history),
after ATA depletion. task differences, type of ATA application, duration of
Moreover, gambling studies (e.g., Rogers et al., ATA application, and type of SSRI. These issues should
2003; Talbot, Watson, Barrett, & Cooper, 2006) indicat- be considered in following studies.
ed that ATA application increased risky behaviors, evalu- Consequently, in this paper current literature that
ation period (making comparison between options) and investigated the relationship between serotonin and cog-
reaction time (e.g., Long, Kuhn, & Platt, 2009; Rogers, nitive functions namely, memory, attention, decision
2011). According to Rogers (2011) this effect might be making, and emotional information processing were re-
related to decision-making process regarding the evalua- viewed. General findings showed that serotonin has an
tion of reward and punishment, and after ATA depletion important mediator role in the information processing
frequency of risky behaviors are generally increased. On system by selecting or eliminating the stimulus, deciding
the other hand, this effect cannot be only explained by the type of stimulus, and also by storing the information
the changes in serotonin levels. The interaction between which will be retrieved in the future.
serotonin and dopamine must be considered in order to
explain the relationship between serotonin and decision
making.

You might also like