You are on page 1of 7

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI GRUP TERAPİSİNİN BELİRLİ PSİKOLOJİK BOZUKLUKLAR

ÜZERİNDEKİ ETKİLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI

FADİME YILDIRIM, EDANUR ULUS, SEREN KARTAL, EGEMEN GÜRCÜOĞLU,

GİZEM YILDIZ, EBRAR TAN


GİRİŞ

Yapılan araştırmalarda üzerinde çalışılan terapi yöntemi bilişsel davranışçı grup terapisidir.

Bilişsel Davranışçı Grup Terapileri, bireylerin bilişsel süreçlerine (düşünce, algı ve inanç)

odaklanan ve davranışçı müdahaleler ile var olan davranışı değiştirmeyi hedefleyen tedavi

yöntemidir. Terapist sayısının az, danışan sayısının fazla olması nedeniyle maddi ve zaman

konusundan ekonomik olmasıyla genellikle tercih edilen yöntemlerden birisidir. Anksiyete

bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk, sosyal fobi, depresyon, özgül

fobiler, alkol ve madde kötüye kullanımı, uyku bozuklukları gibi psikolojik bozuklukların

tedavisinde bilişsel davranışçı grup terapileri uygulanabilir ve olumlu sonuçlar elde edilebilir.

Grup şeklinde toplanılan bir ortamda, aynı problemlere sahip olan bireyler arasında

kişilerarası etkileşimi sağlayan bir terapi tekniğidir. Danışan; problemlerini bizzat grubun

içerisindeyken görebilir, bazı becerileri kendiliğinden öğrenebilir, benzer problemlere sahip

birisini gördüğünde kendi problemlerini de normalleştirebilir. Verilen bilgileri desteklemek

amacıyla farklı makaleler incelenmiş ve bu makalelerin sonuçları aşağıda belirtilmiştir.

GELİŞME

Yapılan bir araştırmada (Göveç ve Başgül, 2017); sınav kaygısına ne yönde etki edeceğini

araştırmak amacıyla psikodrama ve bilişsel davranışçı grup terapisi yöntemleri karşılaştırmalı

olarak incelenmiştir. Bu araştırmaya dahil olan katılımcılar İstanbul’daki bir lisede eğitim

almakta olan öğrenciler içinden belirlenmiştir. Toplamda 280 katılımcıyla yapılan bu

araştırma iki deney, iki kontrol grubu ile gerçekleşmiştir. Psikodrama tekniği uygulanan

grupta 11 öğrenci BDGT grubunda 10 öğrenci ve kontrol grubunda 11 öğrenci olacak şekilde

oluşturulmuştur. İki grupta aynı kişi tarafından yönetilmiştir. Bu araştırmada verileri toplamak

amacıyla 3 tane ölçek kullanılmıştır. Bunlar; ’Sosyodemografik Bilgi Formu’,’Sınav Kaygısı


Envanteri’’, ‘Durumluluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği’dir. Uygulanan psikodrama ve bilişsel

davranışçı grup terapisi araştırmalarının sonucunda iki yöntemin de etkili bulunduğu ancak

psikorama tekniğinin sınav kaygısını azaltmada bilişsel davranışçı grup terapisine göre daha

etkili olduğu görülmüştür.

Yapılan bir diğer çalışmada (Şafak ve ark., 2014) OKB’nin belirtilerinin azaltılmasında ve

tedavisinde BDGT’nin etkisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bir diğer hedefi ise klinik

özellikler ve sosyodemografik faktörlerin yapılan tedavi sonuçlarındaki etkililiğini ortaya

koymaktır. Birçok çalışma bize şunu göstermektedir: İlaç tedavisi ve BDT, OKB’nin

tedavisinde etkin rol oynamaktadır. Lakin çalışma bu iki tedavinin yanı sıra BDGT’ nin de

etkili olabileceğini göstermek amacıyla yapılmıştır. Katılımcılar, Psikiyatri Kliniğine gelen;

DSM 4-TR kriterlerine göre obsesif kompulsif bozukluk tanısı almış 82 danışan

oluşturmaktadır. Bireyler 8-10 kişilik gruplara ayrılıp bu kişilerle 14 seans boyunca BDGT

yapılmıştır. Veri toplama araçları olarak; Beck Depresyon Envanteri (BDE), Beck Anksiyete

Envanteri (BAE), Sosyodemografik Bilgi Formu, DSM-4 Yapılandırılmış Klinik Görüşmesi

(SCID-1),Değerlendirme Görüşmesi, Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Belirti Kontrol

Listesi (Y-BOSC-SC), Yale-Brownwn Obsesyon Kompulsiyon Derecelendirme Ölçeği (Y-

BOSC) kullanılmıştır. Elde edilen verilere göre farklı sosyodemografik özelliklerin yapılan

tedavinin sonucuna etki etmediği bulunmuştur. Elde edilen bir diğer sonuç ise bilişsel

davranışçı grup terapisinin obsesif kompulsif bozukluğun belirtilerini hafifletmesinde,

anksiyete ve depresyon semptomlarını düşürmede etkili olduğu söylenebilir. Özellikle

BDT’nin grup ortamında uygulanması OKB tedavisinde etkili bulunmuştur.

Anksiyete bireyin işlevselliğini bozacak düzeyde belirgin korku ve kaygı yaşamasıdır. Bu

makalede hem çocukların hem de ailelerinin terapi öncesi ve sonrası olmak üzere anksiyete

düzeyleri değerlendirilmiş ve anksiyete düzeyleri üzerinde bilişsel davranışçı grup terapisinin

etkililiği incelenmiştir. ( Öngider ve Baykara, 2015). Araştırma örneklemi toplam çocuklar ve


ebeveynlerinden olmak üzere 72 kişiden oluşmaktadır. Veri Toplama Araçları olarak üç tane

ölçek kullanılmıştır. Bireysel Bilgi Formu, Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI-I) ve Durumluluk

Kaygı Ölçeği (STAI-II) kullanılmıştır. Bu araştırmanın hipotezi anksiyete tanısı olan

çocukların bilişsel davranışçı grup terapisi aldıktan sonra anksiyete düzeylerinde anlamlı

düzeyde düşüş yaşanacağı şeklindedir. Cevap aranmaya çalışılan ilk soru anksiyete

bozukluğuna sahip çocuklarda terapi sonrasında bir farklılaşma olup olmadığı şeklindedir.

Çocukların terapi öncesi ve sonrasındaki anksiyete düzelerinde anlamlı ölçüde düşüş

yaşanmıştır. Bu sonuca göre araştırmanın hipotezi doğrulanmıştır. Cevaplanması beklenen

ikinci soru ise terapi grubu ve karşılaştırma grubundaki çocuklar arasında anksiyete

düzeylerinde bir farklılaşma olup olmadığıdır. Ön testte herhangi bir fark yokken, tedavi

sonrasında terapi alan gruptaki çocukların anksiyete düzeylerinin karşılaştırma grubundakilere

göre düşük olduğu sonucuna varılmıştır. Cevap aranan son soru anksiyete tanısı olan

çocukların ebeveynlerinin kaygı düzeylerinde çocuklarına uygulanan terapi öncesinde ve

sonrasında bir farklılaşma yaşanıp yaşanmadığıdır. Terapi öncesinde çocukları karşılaştırma

grubunda olan anneler ile, çocukları tedavi grubunda olan anneler arasında anlamlı düzeyde

bir farklılaşma yoktur. Ancak tedavi sonrasında çocukları tedavi grubunda olan annelerin

anksiyete düzeyleri, çocukları kontrol grubunda olan annelere göre anlamlı bir şekilde

düşmüştür. Babalardaki sonuçlar da benzer şekildedir. Burada önemli nokta anne ve babalara

bilgilendirme dışında hiçbir terapötik müdahalede bulunulmamıştır. Sonuca baktığımızda

çocuklarının ve ebeveynlerinin sahip olduğu anksiyete düzeylerinin, çocuklara uygulanan

bilişsel davranışçı terapiden sonra düşüş yaşandığı tespit edilmiştir. Sonuca bakılacağı zaman

bilişsel davranışçı grup terapisinin çoculardaki anksiyete bozukluğu üzerindeki etkililiği

kanıtlanmıştır.

Yapılan başka bir çalışmada (Yeşildal ve ark., 2014) sigara bağımlılığının tedavisinde

bilişsel davranışçı grup terapisinin etkisi incelenmiştir. 130 gönüllü sigara bağımlısı bireye
Allen Carr yöntemi uygulanarak katılımcıların sigarayı bırakmasında onlara destek

sağlanmıştır. Bu yöntem 6 saat süren 5 oturumdan oluşan bir grup psikoterapisidir. Çalışmada

Fagerström Nikotin Bağımlılık Testi, Erken Uyarı Testi, Memnun – İçmeyen Anketi

kullanılmıştır. Çalışma sonucunda Allen Carr yöntemi uygulanarak sigarayı bırakan

bireylerde bağımlılığın bittiği ve diğer yöntemlere göre geri dönüş olasılığının çok düşük

olduğu görülmüştür. Bilişsel davranışçı grup terapisinin bağımlılığı tedavi etme ile arasında

pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu gözlenmiştir.

Yapılan bir başka araştırmada (Moloud, Saeed & Mahmonir,2022); MDB tanısı alan

katılımcılarda bilişsel davranışçı tedavinin benlik saygısı ve iyimserlik üzerindeki etkisini

anlamak amacıyla girişimsel bir çalışma yapılmıştır. Katılımcılar, İran’daki Razi Psikiyatri

Hastane’sine sevk edilen, MDB tanısı almış ayaktan tedavi gören 64 katılımcıdan

oluşmaktadır. Çalışmada; ‘’Demografik Anket’’, ‘’Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği’’, ‘’

Revize Edilmiş Yaşam Yönelimi Testi’’ kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda BDGT’nin

benlik saygısı ve iyimserlik üzerinde pozitif yönde ilişkisi olduğu bulunmuştur. Uygulanan bu

anketler sonucunda, demografik özelliklerde istatiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamamıştır.

İki grupta bu açıdan homojendir. Benlik saygısı ve iyimserlik açısından iki grubu ele alırsak

müdahale öncesinde gruplar arasında fark yokken müdahale sonrasında gruplar arasında

anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. BDGT uygulanan grupta benlik saygısı ve iyimserlik

puanlarının müdahaleden hemen sonraki ölçümde en yüksek sonuçları verdiği görülmüştür

ancak son ölçümde bu puanların kademeli olarak azaldığı görülmüştür. Fakat azalsa da

aradaki anlamlı fark devam etmiştir. TAU grubu için dört ölçümde de anlamlı farklar

görülmemiştir.

SONUÇ:
Bilişsel davranışçı grup terapisi, hızlı ve etkili bir yöntemdir. Güvenirliği ve geçerliği

yüksek olması bakımından günümüzde tüm psikolojik sorunlarda kullanılabilen bir terapi

yöntemidir. Genel olarak başarılı olma olasılığı yüksektir, ancak danışanın sürece dahil

olmadığı ve tepki vermediği bir terapide başarı olasılığı oldukça düşüktür. BDGT için yapılan

çalışmalar, danışanların kendi farkındalıklarını artırmakta, seanslarda terapist ile yapılan

çalışmalar ve öğrenilen teknikleri pekiştirmekte, bireylerin gün içerisinde hem iç hem de dış

etkenler dolayısıyla yaşamış olduğu sorunlara ışık tutmaktadır (Tekinsav Sütcü, 2015).

Obsesif kompulsif bozuklukta , sigara bağımlılığında ve çocuklardaki anksiyete

bozukluklarında BDGT’nin etkili olduğu gözlemlenmiştir. Majör depresif bozuklukta ise

BDGT’nin etkinliğini zaman içerisinde yitirdiği gözlenmiştir. Psikodrama ve BDGT’nin

öğrencilerin sınav kaygısı üzerindeki etkililiğini inceleyen araştırmada ise psikodrama

tekniğinin BDGT’ye göre daha etkili olduğu sonucu bulunmuştur.


KAYNAKLAR:

Göveç, N. T., & Başgül, Ş. S. (2017). Psikodrama ve bilişsel davranışçı terapi yöntemi ile

grup çalışmasının sınav kaygısı üzerindeki etkileri. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve

Araştırmalar Dergisi, 6(1), 22-30.

Moloud, R., Saeed, Y., Mahmonir, H. et al. (2022). Cognitive-behavioral group therapy in

major depressive disorder with focus on self-esteem and optimism: an interventional

study. BMC Psychiatry 22, 299.

Öngider, N. ve Baykara, B. (2015). Anksiyete tanısı almış çocuklar üzerinde bilişsel

davranışçı grup terapisinin etkililiği. Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar

Dergisi. 4(1), 26-37.

Şafak, Y., Kara dere, M. E., Özdel, K., Özcan, T., Türkçapar, M. H., Kuru, E. ve Yücens, B.

(2014). Obsesif kompulsif bozuklukta bilişsel davranışçı grup psikoterapisinin

etkinliğinin değerlendirilmesi. Türk Psikiyatri Dergisi, 25(4), 225-33.

Tekinsav Sütcü, S. (2015). Bilişsel davranışçı grup terapileri. Psikiyatride Güncel

Yaklaşımlar, 8(1), doi:10.18863/pgy.70612.

Yeşildal, A., Oğuz, G., Güven, M., Sungur, M. Z., ve Üstünuçar, İ. (2014). Sigara bağımlılığı

tedavisinde bilişsel davranışçı grup terapisi. Bağımlılık Dergisi, 15(2), 76-84.

You might also like