Professional Documents
Culture Documents
SOSYAL SORUNLAR
• Uygulamalı Antropolojinin
Tarihsel Gelişimi
SOSYAL ANTROPOLOJİ
İÇİNDEKİLER
• Uygulamalı Antropolojinin
Sorunları Prof. Dr. İhsan
• Uygulamalı Antropolojinin
Özel Nitelikleri ÇAPCIOĞLU
• Uygulamalı Antropoloğun Özel
Rolleri
• Uygulamalı Antropolojinin
Etiği
• Uygulamalı Antropolojide Yeni
Gelişmeler
14
rolleri ve uygulamalı
antropolojinin etiği hakkında
açıklamalar yapabileceksiniz.
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Uygulamalı Antropoloji ve Sosyal Sorunlar
Etkililiğin belirlenmesi
Kurumsallaştırılma
Değişime direnç
Etkileme kanallarının
kullanımı
Planlanan Bir Etkinlikte
Karşılaşılabilecek
Sorunlar İmaj
Etnosentrizm
İdarecilerle çalışmak
Kültürlerarası hatalar
GİRİŞ
Antropolojinin yöntem ve teknikleri bölümünde de belirtildiği gibi
antropolojinin ayırt edici özelliği, katılımcı gözlem adı verilen bir teknik yoluyla
araştırmaya yönelik doğrudan ve deneysel bir yaklaşım benimsemesidir.
Antropologlar, son zamanlarda giderek artan biçimde sanayileşmiş toplumlar
üzerinde çalışmalar yapmakta olsalar da çoğu kez kötü sağlık koşulları, yetersiz
beslenme ve gıda üretimi, yüksek bebek ölüm oranları ve aşırı nüfus artışı gibi
ciddi toplumsal sorunlar yaşayan bölgelerde alan araştırmalarını sürdürmektedir.
İnsanlarla yaşamayı, onların yaşantılarını paylaşmayı ve çoğunlukla onlarla
arkadaşlık etmeyi içeren antropolojik araştırmanın doğası kültürel antropologlar
için günlük hayatta karşılaştıkları sorunları göz ardı etmeyi güçleştirmektedir.
Uygulamalı antropoloji, Dolayısıyla çok sayıda antropoloğun bu baskı yaratan toplumsal problemlerden
antropolojik bazılarını çözmeye ya da en azından azaltmaya yardımcı olma konusunda
araştırmaların sorumluluk hissetmesi şaşırtıcı değildir. Bulgularını, kuramlarını ve yöntemlerini
insanların içinde her zaman insanların problemlerinin çözümüne uygulamış olsalar da geçtiğimiz
yaşadıkları koşulların
yüzyılın ikinci yarısından itibaren sayıları giderek artan antropologlar, uygulamaya
iyileştirilmesi amacıyla
kullanılmasını ifade yönelik amaçları olan araştırmalar gerçekleştirmeye başlamışlardır. Bu
eden kavramlardan antropologlar, “uygulamalı antropoloji” olarak bilinen yeni ve gelişmekte olan
biridir. antropolojinin bir alt dalını temsil etmektedir.
Dünyadaki çağdaş popülasyonlar arasında problem yönelimli araştırma ile
nitelenen bu pragmatik antropologlar, antropolojik verileri, kavramları ve
stratejileri ülkelerindeki ve yurt dışındaki toplumsal, ekonomik ve teknolojik
sorunların çözümüne uygulamaya çalışmaktadır. İnsanların içinde yaşadıkları
koşulların iyileştirilmesi amacıyla antropolojik araştırmaların kullanılmasına
yönelik çabalara son yıllarda çeşitli isimler verilmektedir. Bu isimlerden bazıları
şunlardır: eylem antropolojisi, kalkınma antropolojisi, uygulamalı antropoloji ve
savunma antropolojisi. Ancak bu bölümdeki amaçlarımız bakımından daha yaygın
kabul gören ve genel bir terim olan uygulamalı antropoloji terimini kullanacağız.
Bu bölümde antropoloji mesleğinde uygulamalı antropolojinin tarihsel gelişimini,
insanlar tarafından nasıl görüldüğünü ve uygulamalı antropologların planlanan
değişimleri kurumsallaştırmaya ilişkin sorunlarla nasıl başa çıktıklarını ele alacağız.
antropoloji mesleği bir bütün olarak savaşla ilgili faaliyetlere katkıda bulunmaya
yönelmiştir. Amerikan Antropoloji Birliği, 1941 yılında bir açıklama yayımlayarak
tüm üyelerin, beceri ve bilgilerini savaşın başarılı bir şekilde sonlandırılması
amacıyla kullanmasını savunmuştur. Tam olarak ele alınamamış olmakla birlikte
aşağıda sunulmakta olan örnekler savaş yıllarında antropologlar tarafından
gerçekleştirilmiş olan en belirgin katkılardan bazılarını sunmaktadır:
• 1939 yılında Ulusal Araştırma Konseyi, antropoloji ve psikoloji
alanlarındaki görüşlerin savaş döneminde ulusun moralini iyileştirmek
amacıyla nasıl kullanılabileceğini değerlendirmek üzere Ulusal Moral
Komitesi’ni kurmuştur.
• 1940 yılında Ulusal Araştırma Konseyi, beslenme düzeyleri ve gıda
tercihleri konusunda bilimsel araştırmalar yapılması amacıyla Gıda
Alışkanlıkları Komitesi’ni kurmuştur. Bu araştırma sonucunda ulaşılan
bulgular, hükümetin savaş dönemi besin maddelerinin karneye
bağlanması konusundaki politikalarının belirlenmesinde kullanılmıştır.
• ABD, 1941 yılının sonunda resmen savaşa girdikten sonra çok sayıda ünlü
antropolog, Savaş Bilgileri Bürosu’na kültürel veriler sunarak savaş
çabalarına katkıda bulunmuştur. Geoffrey Gorer, Margaret Mead, Ruth
Benedict vd. tarafından gerçekleştirilen ulusal karakter çalışmaları, federal
Amerikan Antropoloji
Birliği, 1941 yılında bir hükümet tarafından ittifak hâlinde bulunulan uluslarla olduğu gibi
açıklama yayımlayarak savaşılan uluslarla -Almanlar, İtalyanlar ve Japonlarla- da ilişkiler kurulması
tüm üyelerin, beceri ve konusunda önemli kararların alınmasına yardımcı olması amacıyla
bilgilerini savaşın kullanılmıştır.
başarılı bir şekilde • Savaş yıllarında antropologların belki de en bilinen (ve en tartışmalı)
sonlandırılması
katkısı, Japon kökenli Amerikalıların Batı sahillerine yeniden
amacıyla kullanmasını
savunmuştur. yerleştirilmesine ilişkin olarak yaptıkları çalışmalardır. Conrad Arensberg,
Alexander Leighton ve Edward Spicer gibi antropologlar bu kamplarda
hem araştırmalar yapmış hem de Japon kökenli Amerikalılar ile hükümet
yöneticileri arasında bağlantılar kurmuştur. Bu antropologların mesleki
etikleri sorgulanmış olsa da (Bazı meslektaşları onların yasa dışı, ahlaka
aykırı ve insancıl olmayan bir süreci desteklediklerini düşünmüştür.) bu
antropologlar, kendilerinin daha insancıl olmayan bir süreci daha iyi bir
hâle getirmeye yardımcı olacak şekilde süreçte yer aldıkları kanaatindedir.
1950 ve 1960’larda uygulamalı antropoloji
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde uygulamalı antropoloji gelişimini
sürdürmekle birlikte bu gelişme farklı bir şekilde ve savaş yıllarındaki şevk
olmaksızın meydana gelmiştir. Önde gelen ABD’li antropologların çoğu savaş
sırasında becerilerini hükümetin hizmetinde kullanmış olsa da 1950 ve 1960’larda
uygulamalı antropoloji ile akademik antropoloji arasında daha fazla farklılık
gelişmiştir. Bu durum büyük oranda savaş sonrası yıllarda yükseköğretim
konusunda o ana kadar hiç şahit olunmamış düzeyde gelişmelerin yaşanmasının
bir sonucudur.
Projesi’dir. Bu beş yıllık deneysel proje, Peru Yerli İşleri Enstitüsü ile ortaklaşa
yürütülmüş ve üretken olmayan ve bağımlı köylülerin çalıştığı büyük tarlaların
oluşturduğu toplumun ekonomik bakımdan üretken ve kendi kendine yeten bir
topluma dönüştürülmesine odaklanmıştır. Antropologlar ve teknisyenlerin dikkatli
danışmanlığı altında bir dizi yenilik geliştirilmiştir. Bu yenilikler kapsamında yeni
tarım teknolojisi (tohumlar, gübreler, böceklerin ilaçlanması, vb.), eğitim
programları, okulda sıcak öğle yemeği verilmesine ilişkin program ve kadınlar için
dikiş programları yer almıştır.
Bu yeniliklere ilişkin köylü çiftçiler arasındaki geleneksel şüpheler derece
derece azalmış ve çiftçiler güçlendirilmiştir. Bunun sonucu olarak da çiftçiler
sorunlarına toplumsal çözümler bulmaya başlamıştır. Projenin sona ermesiyle
birlikte aile gelirinde, sağlık standartlarında ve eğitimde önemli iyileşmeler
1970 ve 1980’lerde meydana gelmiştir. Vicos Projesi’nin belki de en önemli sonucu şu olmuştur:
Angrosino’nun (1976)
Toplumda yaşayan aileler şimdi tarlalarda kiracı olarak çalışmak yerine toprağın
yeni uygulamalı
sahipliğini elde etmiştir. Dolayısıyla Vicos Projesi, planlanan toplumsal ve
antropoloji olarak
adlandırdığı bir dönem ekonomik değişimlerin uygulamalı antropologlar ile yerel idareciler ve yerel halk
yaşanmıştır. arasındaki ortaklaşa çabalarla meydana getirildiği bir kalkınma modeli projesi
olarak işlev göstermektedir.
Örnek
çalarak eğlenen çok sayıda insandan oluşan gruplar tarafından
yapılmaktadır. Müzik, insanların üretkenliğinin artmasına
yardımcı olmakta ve son derece önemli toplumsal eğlenme
imkânı sunmaktadır. Ancak paranın ekonomik sisteme girmesiyle
birlikte toprak sahiplerinin tarlada çalışan herkese para ödemesi
gerekmiş ama onlar müzisyenlere para ödemeye
yanaşmamışlardır. Dolayısıyla uzun süredir var olan bir gelenek
sona ermiştir.
Etnosentrizm sorunu
Planlanan değişiklikleri uygulayacak olan kişiler ayrıca kendi etnosentrik
yaklaşımlarından kaynaklanan sorunlara karşı da kendilerini savunmak zorundadır.
Bu kişilerin çoğu Amerika’da ve Amerikan kurallarına göre eğitim almış
Kültürlerarası bir olduğundan çoğunlukla uygun olsun ya da olmasın çalışma yaptıkları tüm
ortamda çalışmak, ülkelerde Amerikan davranış tarzını yerleştirerek projelerinin başarılı olmasını
antropologlar için çeşitli
sağlamaya çalışmaktadır. Kültürel değişkenliklere bu şekilde duyarlı olunmamasına
iletişim risklerini
beraberinde ilişkin bir örnek İran’daki bir grup insana yönelik olarak sağlık koşullarını
getirmektedir. iyileştirmek için duşlar tasarlayan “teknik uzman”ın faaliyetleridir. Bu uzman, bu
bölgedeki erkeklerin diğer erkekler tarafından bile olsa çıplakken başka kişiler
Katılımcı gözlem
20. yüzyıl antropolojisinin en belirgin özelliği olan doğrudan alanın
gözlenmesi ikincil bilgi kaynakları temel alınarak ulaşılması muhtemel toplumsal-
kültürel gerçeklikler hakkında daha eksiksiz bir anlayış geliştirilmesini sağlayabilir.
Ayrıca katılımcı gözlemden faydalanılan bir araştırma gerçekleştirirken gelişen
yakın ilişkiler uygulamalı projenin yürütülmesi sırasında da temel alınabilir.
Bölgesel uzmanlık
Son zamanlarda uzmanlaşmaya yönelik bir eğilim sergilemelerine rağmen
çok sayıda kültür antropoloğu “kültür uzmanı” olarak işlev görmeye devam
etmektedir. Örneğin Zambiya’da doktora araştırmasını yapan bir kültür
antropoloğu daha sonra alan çalışmaları yapmak üzere bu ülkeye sık sık gelecektir.
Dolayısıyla kültürel bir bölgeyle uzun dönem ilişkide olunması sonucunda
antropologlar politika yapan kişilerin çoğunda bulunmayan derinlemesine coğrafi
bilgiler sunabilecektir.
Kültürel görecelilik
Her bir antropoloğun aldığı eğitimin hayati bir parçası olan kültürel
göreceliliğin temel ilkesi hoşgörünün arttırılmasıdır. Hoşgörü, karmaşık örgütlerde
çalışan uygulamalı antropologlar için özellikle gerekebilir. Örneğin kültürel
görecelilik bakış açısından kaynaklanan hoşgörü sınıf ayrımlarıyla karşı karşıya
gelen ve çalışılan karmaşık örgütlerde (hastane, okul sistemleri vb.) bulunan
insanlarla ilişki kurması gereken antropologlara yardımcı olabilir.
Yukarıda adı geçen antropolojinin beş özelliği, bu bilim dalının politik bir
bilim dalı olarak etkisini açık bir şekilde artırabilir. Ancak diğer bilim dallarıyla
karşılaştırıldığında antropolojinin toplumsal sorunların çözümünde sahip olduğu
etkiyi kısıtlayan bazı olumsuz yönleri de mevcuttur. Bu yönler üç maddede
özetlenebilir:
• Antropologlar henüz zaman açısından etkili araştırma yöntemleri
geliştirememiştir; antropolojide en önde gelen veri toplama tekniği olan
katılımcı gözlem genellikle bir yıl ya da daha uzun bir süre inceleme
yapılmasını gerektirmektedir ve özellikle uygulamalı değişim
programlarının daha hızlı gelişen zaman planlamalarına uygun bir teknik
değildir.
• “İnsanları” koruma çabasıyla antropologlar çoğunlukla ön yargılar
geliştirmektedir ve bu tür ön yargılar da antropologların yerel halkın
çıkarları ile projeyi idare eden kişilerin çıkarları arasında bir denge
oluşturmaktan alıkoymaktadır.
• Nitel araştırma yöntemleri konusunda güçlü geleneklere sahip olan
antropologlar, son zamanlarda nicel yaklaşımlar kullanmaya başlamış olsa
da, nicel verilerin kullanılması konusunda nispeten yetersiz kalmaktadırlar.
Hem uygulamalı Bilirkişi: Genellikle bu rol kısa dönemli olarak üstlenilmektedir ve yasal
antropologlar hem de belgeler ya da doğrudan yeminli şahitlik yoluyla yargı sürecinin bir parçası olarak
kuramsal antropologlar kültürel bakımdan ilgili araştırma bulgularının sunulmasını içermektedir.
olmak üzere tüm alan
antropologları İdareci/Yönetici: Belli bir projenin idari sorumluluğunu taşıyan bir
kendilerini çeşitli ve uygulamalı antropolog bu özel rolü üstlenmiş demektir.
karmaşık toplumsal
Kültür Komisyoncusu: Bu rol kapsamında uygulamalı antropolog bir
durumlarda
bulmaktadır. yandan program planlamacısı ile idareciler arasındaki bağlantıyı sağlar, diğer
yandan da yerel etnik toplumlarla bağlantıyı gerçekleştirir.
Bu özel roller birbirlerinden tamamen farklı değildir. Çoğunlukla görüldüğü
gibi uygulamalı antropologlar aynı çalışmanın parçaları şeklinde bu rollerden ikisini
veya daha çoğunu aynı anda üstlenmektedir. Örneğin politika araştırmacısı
rolünün bir parçası olarak uygulamalı antropolog aynı zamanda bir programa
başlamadan önce ihtiyaç değerlendirmecisi, program sonuçlandırıldıktan sonra ise
değerlendirmeci olarak görev alabilir.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Uygulamalı antropoloji ile “yerleşik” ya da “akademik” antropoloji
arasındaki ilişki için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
a) 20. yüzyılda iki alan arasında bir ayrım yapılmıştır.
b) Her iki antropoloji türü nadiren birbirinin yerine geçebilir.
c) Uygulamalı antropoloji akademik antropoloji birbirlerine bağımlıdır.
d) Uygulamalı antropoloji akademik faaliyetlere katkıda bulunmuştur.
e) Her iki bilim dalı arasında bir ayrım yapmak gereklidir.
Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.c, 4.b, 5.a, 6.e, 7.c, 8.d, 9.b, 10.a
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Bates, D. G. & Fratkin, E.M. (1990). Cultural Anthropology, (3rd Edition), McGraw-
Hill Publishing Company.
Bates, D. G. (2009). 21. Yüzyılda Kültürel Antropoloji, (Çev. S. Aydın), İstanbul:
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Boas, F. (1988). The Limitations of the Comparative Methods of Anthropology. P.
Bohannan & M. Glazer (Ed.), High Points in Anthropology içinde, (s. 85-93),
(Second Edition), New York: Alfred A. Knopf, Inc.
Bozkurt, G. (1995). Antropoloji (İnsanbilim), M. Zıllıoğlu (Ed.), Eskişehir: AÜAÖFY.
C. R. Ember & E. Melvin (2001). Cultural Anthropology. (10 Edition), New York:
Prentice Hall.
Emiroğlu, K. & Aydın, S. (2003). Antropoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat
Yayınları.
Haviland, A. W. (2002). Kültürel Antropoloji, (Çev. H. İnanç & S. Çiftçi), İstanbul:
Kaknüs Yayınları.
Haviland, A. W., Prins, H.E.L., Walrath, D. & McBride, B. (2008). Kültürel
Antropoloji, (çev. İ. D. Sarıoğlu), İstanbul: Kaknüs Yayınları.
Landman, R. H. (1978). “Applied anthropology in postcolonial Britain: The present
and the prospect.” Human Organization, 37, 323-27.
Malinowski, B. (1961). Argonauts of the Western Pacific. New York: E. P. Dutton.
Mauss, M. (2003). Sosyoloji ve Antropoloji, Çev. Ö. Doğan, Ankara: Doğu Batı
Yayınları.
Örnek, S. V. (2000). İlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, İstanbul: Gerçek Yayınevi.
Partridge, W. L. & E. M. Eddy (1978). The development of applied anthropology in
America. Eddy ve Partridge (Eds.), Applied anthropology in America içinde,
New York: Columbia University Press.
Pelto, Pertti J. & Gretel H. Pelto (1970). Anthropological Research: The Structure
of Inquiry, New York & London: Harper & Row Publishers.
Pelto, P.J. (1992). Anthropological Research Methods and Applications: Taking
Stock. Jr. J. J. Poggie, B. R. DeWalt ve W. W. Dressler (Ed.), Anthropological
Research: Process and Application içinde (s. 260- 271), New York: State
University of New York Press.
Tezcan, M. (2008). Kültürel Antropoloji, Ankara: Maya Akademi Yayınları.