You are on page 1of 17

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/349960418

Jeopolitik Açıdan Sınırlar

Book · March 2021

CITATIONS READS
5 205

5 authors, including:

Servet Karabağ
Gazi University
13 PUBLICATIONS   83 CITATIONS   

SEE PROFILE

All content following this page was uploaded by Servet Karabağ on 10 March 2021.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


3. Baskı

Jeopol#t#k Açıdan

Sınırlar
Mekânın
Doç. Dr. Servet Karabağ
S#yasallaşması
Doç. Dr. Servet Karabaù

JEOPOLúTúK AÇIDAN SINIRLAR

ISBN 978-605-364-666-2

Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluùu yazar×na aittir.

© 2014, Pegem Akademi


Bu kitab×n bas×m, yay×n ve sat×ü haklar×
Pegem Akademi Yay. Eùt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. ûti.ne aittir.
An×lan kuruluüun izni al×nmadan kitab×n tümü ya da bölümleri,
kapak tasar×m×; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kay×t
ya da baüka yöntemlerle çoùalt×lamaz, bas×lamaz, daù×t×lamaz.
Bu kitap T.C. Kültür Bakanl×ù× bandrolü ile sat×lmaktad×r.
Okuyucular×m×z×n bandrolü olmayan kitaplar hakk×nda
yay×nevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yay×nlar×
sat×n almamas×n× diliyoruz.

3. Bask×: Ocak, 2014 Ankara

Yay×n-Proje Yönetmeni: ûermin Demirhan


Dizgi-Grafik Tasar×m: ûermin Demirhan
Kapak Tasar×m×: Gürsel Avc×
Bask×: Ayr×nt× Bas×m Yay×n ve Matbaac×l×k Ltd. ûti.
úvedik Organize Sanayi 28. Cadde 770. Sokak No: 105/A
Yenimahalle/ANKARA
(0312-394 55 90)

Yay×nc× Sertifika No: 14749


Matbaa Sertifika No: 13987

úletiüim

Karanfil 2 Sokak No: 45 K×z×lay / ANKARA


Yay×nevi 0312 430 67 50 - 430 67 51
Yay×nevi Belgeç: 0312 435 44 60
Daù×t×m: 0312 434 54 24 - 434 54 08
Daù×t×m Belgeç: 0312 431 37 38
Haz×rl×k Kurslar×: 0312 419 05 60
E-ileti: pegem@pegem.net
Doç. Dr. Servet Karabağ

1968 yılında Iğdır’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini


Iğdır’da tamamladı. 1989 yılında coğrafya lisansı aldı. 1990 yılında,
araştırma görevlisi olarak Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi
Coğrafya Bölümü’ne atandı. Yüksek lisansını 1992 yılında, İstanbul
Üniversitesi’nde, doktorasını da beşeri coğrafya alanında, 1997 yı-
lında Gazi Üniversitesi’nde tamamladı. 1999 yılında yardımcı do-
çent unvanını aldı. Halen aynı üniversitede öğretim üyesi olarak
görevine devam etmektedir. Çalışmalarını siyasi coğrafya/jeopoli-
tik, ekonomik coğrafya ve coğrafya eğitimi alanlarında sürdüren
Karabağ, evli ve iki çocuk babasıdır.
ÖNSÖZ
Günümüz toplumları yerel, ulusal, bölgesel ve küresel olarak hız-
lı ve yoğun etkileşimin olduğu bir ortamda yaşamaktadır. Bu etkile-
şimler sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel birçok boyutta ve karşılıklı
ilişki zinciri içerisinde gerçekleşmektedir. Toplumlar, geçmişte olma-
dığı kadar birbirinden etkilenir hale gelmişlerdir. Soğuk Savaşın sona
ermesiyle birlikte, küreselleşmenin bu etkileşimlere yol açtığına vurgu
yapılmakta ve sınırların ortadan kalktığı ya da geçirgen hale geldiği te-
ması işlenmektedir. Ancak küreselleşme günümüzde sık duyulmasına
rağmen aslında uzun bir süreçle ortaya çıkan bir olgudur. Günümüzde
sıklıkla duyulması, günümüz teknolojilerindeki hızlı gelişmelerle ilgili-
dir. Küreselleşme siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal, ekolojik vb. birçok
boyutu içeren ve ölçek olarak dünya ölçeğinde gelişmeleri ve etkileşim-
leri de tanımlayan bir kavramdır.
Küreselleşmenin siyasal boyutu içerisinde ulus-devlet ve sınırlar
adeta küreselleşmeyle eş kavramlarmış gibi anılır hale gelmiştir. ‘Ulus-
devletin erozyona uğradığı’, ‘sınırların ortadan kalktığı’ veya ‘sınırı ol-
mayan bir dünya’ gibi nitelemeler bu döneme damgasını vurmaktadır.
Ancak bu nitelemeler çelişkileri de beraberinde getirmiştir. Çünkü gü-
nümüzde sınırların ortadan kalktığı ya da sınırı olmayan bir dünyadan
bahsetmek mümkün değildir. Dahası, bilgi-iletişim teknolojileri sınırla-
ra yeni anlamlar yükleyerek farklı sınırların ortaya çıkmasını sağlamış-
lardır. Başka bir ifadeyle, sınırların geçirgenliği ülkelerin gelişmişliği ve
konumlarına bağlı olarak bazı bölgelerde artarken (AB sınırları, ABD-
Kanada sınırı gibi), bazı bölgeler için tam aksi durum görülmektedir
(ABD-Meksika sınırı ya da eski sömürgelerden Fransa, İngiltere vb. ül-
kelere olan göçlerde sınırların adeta bariyer haline dönüşmesi gibi). Ay-
rıca toplumsal, ekonomik, siyasi vb. bir düzen ve sistem ancak sınırlar
ve bunların temsil ettiği kurallarla söz konusu olabilir. Bu bağlamda, sı-
nırlar yeniden gündemde yerini almış ve akademik olarak tekrar önemli
çalışma konularından biri haline gelmiştir.
Günümüz sınırlarını ve temsil ettiği jeopolitik gelişmeleri anlama-
yı amaçlayan ‘Jeopolitik Açıdan Sınırlar’ adlı bu eser, uzun bir sürecin ve
vi Jeopolitik Açıdan Sınırlar

çalışmanın ürünüdür. Bu süreçte birçok kişi, kurum ve eserin çalışma-


ya önemli katkısı olmuştur. Doçentlik takdim eseri gibi düşünülen bu
çalışmada katkıları geçen herkese ve yetişmemde emeği olan tüm ho-
calarıma teşekkürü borç bilmekteyim. Hemen hemen kitapla eş zaman-
lı dünyaya gelen oğlum Erdem, sınav yılı olmasına rağmen fedakârlık
yapan kızım İrem ve süreç boyunca sınırsız destek veren eşim Gülin’e,
huzurlu, mutlu bir çalışma ortamı sağladıkları için teşekkür ederim.
Arkadaşlarım Yrd. Doç. Dr. Salih Şahin ve Dr. Nurcan Demiralp’e de
desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
Bilimsel eleştiriler ve yönlendirmeler, her çalışmanın ihtiyaç duy-
duğu ve bilimsel gelişmeye katkı sağlayan akademik değerlerdir. Bu
eserde eleştiriye ve yönlendirmelere açıktır. Bu konuda yapılacak katkı-
lar bizi memnun edecektir. Yararlı olması dileklerimle…

Servet Karabağ
Bahçelievler, Ankara 2008
İÇİNDEKİLER
Önsöz ....................................................................................................... v

Haritalar, Tablolar, Grafikler ve Fotoğraflar Listesi........................... xi

BİRİNCİ BÖLÜM
Giriş
(ss: 1-8)

İKİNCİ BÖLÜM
Sınırlarla İlgili Kavramlar, Süreçler ve Fonksiyonlar
(ss: 9-24)

Sınırların değişen anlamları ..................................................................... 11


Sınır belirlemede kriterler ve sınıflandırmalar ...................................... 14
Oluşum aşamaları ..................................................................................... 18
Sınır fonksiyonları ..................................................................................... 20

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Sınır Çalışmalarında Bilimsel Dönüm Noktaları
(ss: 25-36)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Sınırlara Farklı Yaklaşımlar
(ss: 37-64)

Dünya sistemleri ve kimlik yaklaşımında sınırlar ................................43


Politik yaklaşımlar ....................................................................................46
Küreselleşme ve siyasi sınırların bütünleşmesi .............................47
viii Jeopolitik Açıdan Sınırlar

Güvenlik açısından sınır yaklaşımları ...........................................49


Sosyal simge olarak sınırlar ............................................................53
Politika-Uygulama-Algı yaklaşımı ................................................55
Sınırların ortadan kalkması ............................................................58
Sosyo-mekansal kimliklerin oluşumu ...........................................60
Mülksel anlatılar ..............................................................................61
Sınırlar ve mekansal ölçek ...............................................................62

BEŞİNCİ BÖLÜM
Sınırlar ve Jeopolitik Ortam
(ss: 65-86)

Sınırlar ve dünya ekonomisi ...........................................................70


Sınırlar ve devlet ..............................................................................73
Dünya siyasi haritasını anlamak: ulus-devletler ..........................75
Bölgesel gelişmeler ve sınırlar ........................................................82

ALTINCI BÖLÜM
Sınırlar ve Küreselleşme
(ss: 87-92)

YEDİNCİ BÖLÜM
Sınırlar ve Jeogüç
(ss: 93-98)
İçindekiler ix

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Sınırlar ve Egemenlik
(ss: 99-106)

DOKUZUNCU BÖLÜM
Sınırlara Dayalı İlişkiler
(ss: 107-124)

Sınır etkileşim modelleri ..............................................................107


Yabancılaşmış sınırlar ...................................................................108
Birlikte var olan sınırlar ................................................................109
Birbirine bağlı sınırlar ..................................................................109
Bütünleşmiş sınırlar .....................................................................110
Sınır ötesi ilişkiler .........................................................................112

ONUNCU BÖLÜM
Sonuç
(ss: 125-128)

Kaynakça..................................................................................................129
Dizin .........................................................................................................139
HARİTALAR, TABLOLAR, ŞEKİLLER, GRAFİKLER VE
FOTOĞRAFLAR LİSTESİ
HARİTALAR
Harita 1. Günümüz devletleri ve sınırları. ............................................... 2

Harita 2: Güç ve düzen ilişkisi ile sınırların değişimine bir örnek;


Günümüz siyasi sınırlarına göre
Büyük İskender İmparatorluğu ................................................. 7

Harita 3: 1800’de Dünya Siyasi Haritası................................................. 78

Harita 4: 1900-2000 tarihleri arasında oluşan devletler. ...................... 81

Harita 5: AB’ye üye ülkelerin gelişimi. ................................................... 84

Harita 6: İkinci Dünya Savaşından beri meydana gelen çatışmalar . 120

TABLOLAR
Tablo 1: Sınırlara farklı yaklaşımların gelişimi. ...............................39

Tablo 2: Zamana ve kıtalara göre oluşan yeni devlet sayıları


(1900-2000). ..........................................................................79

Tablo 3: Ulusal mekan ve mülkün sekiz boyutu ..............................95

Tablo 4: 1815-1989 tarihleri arasında devletlerarası savaşların


oluşum nedenlerine göre dağılımı ...................................118
xii Jeopolitik Açıdan Sınırlar

ŞEKİLLER
Şekil 1: Bazı beşeri coğrafya alt disiplinlerinde sınır konuları .......36

Şekil 2: Güvenlik sistemleri ................................................................53

Şekil 3: Brunet-Jailly’nin (2005) önerdiği sınır çalışmalarına


yönelik analitik yaklaşım ......................................................57

Şekil 4: Dünya sisteminde mülkler ve ölçek ....................................71

Şekil 5: Agnew’in oluşturduğu güç mekanlarının gelişim seyri ....98

Şekil 6: Martinez’e göre başlıca sınır etkileşim modelleri ............108

Şekil 7: Martinez’e göre sınır alanlarını şekillendiren


ana süreçler ...........................................................................111

GRAFİK
Grafik 1: 1946-2006 yılları arasında meydana gelen
çatışmaların dağılımı .......................................................121

FOTOĞRAFLAR
Foto 1: Arpaçay’ın oluşturduğu Türkiye -Ermenistan
sınırından bir görünüş ............................................................... 16

Foto 2. Güvenlik amaçlı oluşturulan en klasik sınır: Çin Seddi ....... 48

Foto 3: Soğuk Savaşı sembolize eden ve bitişini ilan


eden Berlin Duvarı .................................................................... 65

Foto 4: Farklı gelişmişliğe dayalı asimetrik sınır ilişkisi:


Meksika-ABD sınırı ................................................................. 110
1. Bölüm

Girií

Kutup bölgeleri ve yerleşilemeyen bazı istisna alanlar hariç,


dünya politik birimlere bölünmüştür. Bu birimler ‘uluslar arası sınır-
larla’ belirlenmiş ve yasal olarak ‘egemen modern devletler’den olu-
şur. Devletlerarası sınırların en önemli vazgeçilmez özelliği ise her
sınırın kendine ait bir mülki birimi tanımlamasıdır. Bu bağlamda
uluslar arası sistem kesin sınırlarla ayrılmış üye devletlerden oluşur.
Sınırlar içsel ve dışsal bir sistemi ifade eder. Günümüz dünya
siyasal yapısı sınırlarla belirlenmiş uluslar arası sistemden oluşmak-
tadır (Harita 1). Bu sistemin temel aktörü de devletlerdir. Modern
devletlerle birlikte sınırlar netleşmiş ve yetki/egemenlik alanları
oluşmuştur. Sistem olarak devletlerden meydana gelen uluslar arası
siyasal düzendeki birliktelikler veya çatışmalar, kaynaklar, güç, ege-
menlik, sınırlar, küreselleşme vb konular bugünkü jeopolitiğin de
esas eksenlerini oluşturmaktadır.
Genellikle coğrafyanın güçle ilgili olduğu ve siyasi coğrafyanın
da yönetim, kontrol ve mülksel mekanı sabitlemek için gücün kul-
lanımına odaklandığı varsayılır. Mekanın sınırlandırılması ise ege-
menlik hatları belirlenen alanlarla mümkündür. Bu bağlamda sınır
ve sınırla ilgili bölgeler, siyasi coğrafya literatürünün merkezinde yer
alır. Çünkü siyasi sınırlar, yetkinin alansal ifadesi ve bunun ait oldu-
ğu güç sistemlerinin bir şeklidir (Minghi, 1963).
2
JeopoliƟk AçŦdan SŦnŦrlar

Harita 1. Günümüz devletleri ve sınırları.


GiriƔ 3

Bu nedenle siyasi coğrafyada birçok çalışma sınırları konu al-


mıştır. Sınırlar harita ve arazide devletlerin yetki ve egemenlik hat-
larını gösterirler. Bu hatlar boyunca devletler birbirleriyle fiziksel te-
mas kurar ve işbirlikleri geliştirirler. Sınırlar aynı zamanda tartışma
ve çatışmaların yaşandığı ve devletlerin birbirlerini derinden etkile-
dikleri hatlardır.
Devlet sınırları siyasi coğrafya geleneğinin en önemli konusunu
oluşturur (Newman ve Paasi, 1998). Siyasi coğrafyada sınır analizle-
ri çoğunlukla uluslar arası ölçekte ele alınır ve uluslar arası sınırlar
makro ölçekte siyaset ve coğrafya arasındaki ilişkiyi net bir şekilde
ortaya koyar.
Ulusların mülki sistemi olan devletler, çeşitli idari şekillere sa-
hiptir. Bir başka ifadeyle farklı kültür bölgeleri ve bunlar arasındaki
tarihi, ekonomik, siyasi, askeri ve idari şekilleri yansıtan sınırlarla,
devletler birbirlerinden ayrılır ve farklı siyasal yapıları oluştururlar.
Sınırlar, bir devletin egemenlik alanını belirleyen ve komşularından
ayıran hatlar/alanlardır. Devletlerin mülki yapıları tarihsel sürecin
ürünüdür. Mülki1 yapılar sadece iç ilişkileri ifade etmemektedir.
1 Mülk, Arapça kökenli bir kelime olup ‘m-l-k’ kökünden gelmektedir. Bir
şeye sahip olmak ve onun üzerinde tasarrufu elinde bulundurmak ya da
istediği gibi kullanabilmek anlamındadır. Sözlük anlamı olarak, sahip
olmak, sahip olunan her şey, elde etmek, kontrolü altında tutmak, hük-
metmek gibi anlamları vardır. Kral anlamında da kullanılır. Bu anlamda
güç, egemenlik ve otoriteyi vurgular (Bknz; İbn Manzûr, Lisânûl-Arab,
Beyrut, Dâr-ı Sâdır, C.10, s.492-493). Türk Dil Kurumu’nun hazırladığı
Türkçe sözlükte (1988) ‘devletin egemenliği altında bulunan toprakların
bütünü, ülke’ şeklinde tanımlanır. M. Doğan tarafından hazırlanan Büyük
Türkçe Sözlükte (1982) ise mülk ‘üzerinde tasarruf hakkı bulunan şey’, ‘bir
hükümet, idare, kuruluş, aile veya kişinin tasarrufu altında bulunan taşın-
maz varlık, (arazi, ev gibi)’, ‘Bir devletin malik olduğu arazi, hakim olduğu
toprak parçası, ülke, memleket’ şeklinde tanımlanmaktadır. Mülki ise ülke
ile ilgili olan, memleketin idare usulüyle ilgili anlamına gelir. Sözlük an-
lamlarından da anlaşılacağı gibi mülk; otorite, hükmetme, sahiplik, güç
anlamında devlete ait her şeyi ifade eder.
‘Mülk’ (territory) ve ‘mülkiyet’ (territoriality) siyasi coğrafyanın iki temel
kavramıdır (Cox, 2002). Siyasi coğrafya açısından mülk ve mülkiyet, güç,
egemenlik ve mekan kavramlarıyla örtüşür. Bir mekan olarak mülk, diğer-
lerinin iddialarına karşı savunulur ve onun için mücadele edilir. Mülk ve
4 JeopoliƟk AçŦdan SŦnŦrlar

Aynı zamanda dış ilişkileri de ifade etmekte ve küresel siyasal siste-


mi oluşturmaktadır. Modernliğin gelişimi ve devlet aynı sürece bağlı
olarak ortaya çıkmıştır. Bu devletlerin karşılıklı etkileşimini artırmış
ve aynı zamanda ekonomik, politik ve kültürel organizasyonların,
mülkiyet karşılıklı olarak birbirini gerektirir. Biri diğerinden ayrı olamaz.
Mülkiyet siyasi ve ideolojik (özellikle devlet oluşumuna giden milliyetçilik
anlamında) bir aktivitedir. Bu aktiviteler savunma, kontrol, dışlama ve sa-
hiplenmeyi içerir. Dolayısıyla mülk en kısa şekilde ‘insanları ve kaynakları
kontrol eden ve/veya bunlardan etkilenen, kontrol altındaki egemenlik
alanı’ olarak tanımlanabilir (Sack, 1986). Bu bağlamda mülk sınırlandı-
rılan ve sınıflandırılan bir alanı ifade eder. Aynı zamanda mülk, bir ku-
rum, kişi ya da grup tarafından sahiplenilen coğrafi bir alanı tanımlar.
Siyasi coğrafyada ise mülk kavramı çoğunlukla bir devlet tarafından sahip
olunan egemenliği ve ilgili unsurları ifade eder. Mülk bir devlet tarafın-
dan sınırlandırıldığında ve organize edildiğinde; yetki ve mülk arasında
iç içelik başlar; mülk yasal bir işlev kazanır ve bu fonksiyon uluslar arası
devlet sisteminde devletin oluşumuyla örtüşür. Bu şekilde devlet, Sack’ın
ifadesi ile ‘mekanda yerini somutlaştırır’. Devlet mülkü gücün uygulanma
çerçevesini ve temelini belirlediği gibi, devlete ait değer ve varlıkları da
tanımlar. Mülkiyet bireysel, kurumsal veya grup olarak insan ve onunla
ilgili mekansal unsurları etkileme ve etkilenmeyi de içeren, sahiplik ve
aidiyeti ifade eden bir kavramdır. Bu bağlamda Sack (1986:19) ‘bireysel
veya grup olarak etkilemek ve nüfuz etmek için girişimde bulunulan veya
insanları, olayları ve ilişkileri kontrol etmek için sınırlandırılan ve belirlenen
kontrol altındaki alanı’ mülkiyet olarak tanımlar. Bu alandaki sahiplik ise
devlet açısından mülk olarak adlandırılır. Mülk aynı zamanda, insanlar ve
metalar tarafından kontrol edilen alandaki etkili ‘coğrafi strateji’ olarak da
değerlendirilmektedir. Siyasal olarak kamusal ve özel mülkiyet en bilinen
egemenlik şeklidir. Ancak mülk çeşitli sosyal yapılarda farklı derecelerde
oluşur. Günlük ilişkilerde ve karmaşık örgütler için sık sık kullanılır. Bu
durum mekan ve toplumun karşılıklı etkileşim halinde olduğunu göste-
rir. Mülkiyetin değişen fonksiyonları toplum, mekan ve zaman arasındaki
karşılıklı ilişkinin tarihsel seyrini anlamamıza da yardım eder. Mülkiyet,
gücün mekansal ve sosyal ifadesi olarak görülebilir. Siyasi coğrafyada
mülk devletin idari, sosyal, ekonomik, iç ve dış güçlere dayalı yapısını,
egemenliğini ve varlıklarını vurgular. Mülkiyet egemenliğin gösterim
alanı olarak bunlara sahip olma, koruma ve geleceğe aktarma faaliyetleri
olarak da değerlendirilir. Devletle ilgili olarak mülk ve mülkiyet; içeriğe
bağlı olarak aidiyet, toprak, ülke, bölge xveya egemenlik alanı ve/veya yet-
kiyi/yönetimi ifade edecek nitelikte farklı şekillerde kullanılır. (Bakınız; R.
Sack, Human Territoriality, Its Theory and History, Cambridge University
Press, Cambridge, 1986; D. Storey, Territory: The Claiming of Space, Pren-
tice Hall, New York, 2001; K.R. Cox, Political Geography; Territory, State,
and Society, Blackwell Publishing, Oxford, 2002; D. Delaney, Territory; A
Short Introduction, Blackwell Publishing, Oxford, 2005).

View publication stats

You might also like