You are on page 1of 4

Canlandırmaya

Genel Bir Bakış

Macar sineması gibi köklü bir geçmişe sahip olan canlandırma


da hem önceki sosyalist dönemdeki nitel durumu hem de dok­
sanlarda başlayan değişimi açısından kısaca göz atmak için
önemli bir tür. Canlandırma da altmışlarda ve yetmişlerde de­
vam eden sinemanın görece gelişimiyle aym derecede başarı
sağlar. Disney sitilini Macaristan koşullarına taşıyan bir canlan­
dırmaca olarak da bilinen Attila Dargay'la beraber, farklı sembo­
lik, sanatsal ve felsefi içerikli çalışmalann yapıldığı yetmişler ve
seksenlere 'canlandırma yılları' denebilir. Bu yıllar MAFILM'in
canlandırmayla ilgili stüdyosu Pannönia çatısı altında bir 'ay­
dınlanma' dönemidir. Pannönia'da Dargay'm dışında grafik
sanatçısı Istvân Orosz görsel paradokslardan, anamorfozdan30
oluşan kısa canlandırmalarıyla kişisel bir dil oluşturur. Doğu
Avrupa ülkelerinde felsefi sorunlara değinen canlandırma eği­
liminden etkilenerek, yetmişlerin sonlan ve seksenlerde kil ve
kum sanatıyla canlandırmalar yapan Ferenc Cakö da Ad Astra
(1982), Ab Ovo (1987) ve Ad R an (1989) filmleriyle gerçeküstü-

50 Biçimi bozulmuş imgelerin uygun şekilde yerleştirilmiş bir ayna yardımıyla


anlaşılabilir bir şekilde görülebilmesi.

149
natüralistik bir motif oluşturarak canlandırma türiinii zenginleş­
tirir. Seksenlerde canlandırmanın bir başka başarısı, Ferenc
Röfusz'un Oscar ödüllü ilk filmi A Legy (Sinek, 1980) ile kendini
belli eder. Bir böcek koleksiyoncusunun evinde kapana sıkışan
bir sineği kendi gözünden anlatarak, sinekle psikolojik bağ kur­
duran Röfusz, diğer canlandırması Holtpont'u (Ölümkapanı,
1984) da, yüksek duvarlarla çevrili bir avluda sıkışmış, idamını
bekleyen birinin öznel bakışından filme alır. Doksanlar ve son­
rasında ise Cakö kum imgelemi ve kuklaları bütünleştirerek
Hmnu (1994), Kövek (Kaı/alar, 2000) ve Pszichopardde (Psycho­
Parade, 2002) filmlerini yapar. Röfusz ise seksenler ve doksan­
larda Amerika'da birkaç filmin canlandırma bölümlerinde çalış­
tıktan sonra Tüzct szüntessl'te (Ateşkes!, 2003) savaşın yıktığı
evler arasında kalmış bir çocuğun psikolojisini kendi psiko-
iıngesel tarzıyla aktarır. Pannönia'ya bağlı bir diğer canlandırma-
cı Kati Macskâssy de Van itt jö is, rossz is (İyi Şeyler Vardır ve Kö­
tüler Buradadır, 1997) canlandırmasıyla çocukların bakış açısıyla
Macaristan'ı ve çocukların sosyo-psikolojik■durumlarını dile
getirir.
Pannönia Film Stüdyosu'dan gelen canlandırmacıların dı­
şında kapitalist dönemde iyi canlandırma filmleri çok fazla de­
ğildir. Pannönia'nın özelleşmiş olması, ticari kaygının gelmesi,
okulların ve eğitim koşullarının değişmiş olması gibi daha önce
de değinilen nedenler bu düşüşe işaret eder denilebilir. Bunun
dışında, Kediler Şehri (Macskafogö, 1986) ile kedi-fare çekişmesi
üzerinden dünya düzenine; siyasi, toplumsal ve ahlaki düzene
iyi bir mizahi eleştiri getireren Bela Ternoszky'nin, ilkindeki
alaycı eğretiyi yakalayamadığı devam filmi Kediler Şehri 2
(Macskafogö 2 - A Satım Macskâja, 2007) de canlandırmadaki ha­
yal kırıklığını gösteren filmlerdendir. Aynı zamanda Macaristan
etnik gruplarının, N yöckerl'deki gibi yüzeysel siyasi komediler­
deki eğilim de canlandırmadaki eksiklikleri hissettirir. Yine de
gerçeküstü bir çizgi film olan Mflcsfro'ııun (2005) yönetmeni

150
Geza M. Töth gibi yeni kuşak canlandırmacılar arasında
karşılaşılaşılan birkaç isim ve film, önceki örnekleri anımsatarak
yeni dönemin son yıllarında bir canlanma gösterir.

Ad Rem (Perene Cakö, 1989)

.•1 Lâğy {Sinek, Perene Rofusz, 1980)

151
Maestro (Geza M. T 6th, 2005)

Istvân O rosz'u n bir gösteri afişi

152

You might also like