You are on page 1of 2

Türkiye’deki Göçmenlerin Entegrasyonu: Durumu ve Gelişimi İçin Öneriler

Günümüz dünyasında en önemli problemlerden biri farklılıkların bir arada huzur ve


barış içinde yaşamaya çalışmasıdır. Bu bağlamda ‘’çokkültürcülük’’ kavramının önemli bir
yeri vardır. Çokkültürcülüğün uygulandığı ülkelere bakacak olursak sosyal, tarihi, coğrafi ve
kültürel koşullar açısından birbirinden farklı özelliklere sahip olduklarını görürüz. Günümüz
dünyasında var olan devletlerin neredeyse tamamı etnik, dinsel ve kültürel açıdan farklı
özelliklere sahip topluluklardan oluşmuşlardır. Bu devletler yüzyıllar boyu göç almış ve bu
sebeple entegrasyon politikaları üretmeye başlamışlardır. Özellikle son yıllarda artış gösteren
göçmen çeşitliliği, var olan yasal ve gündelik politikaların düzenlenip geliştirilmesini gerekli
kılmıştır. Özellikle kurumlar açısından belirtmek gerekirse sağlık, siyaset, eğitim gibi
alanlarda sosyal ve kültürel problemlerin ev sahibi toplumla birlikte aşılması hem göçmenler
için kalıcı çözümler sunacağı gibi hem de ev sahibi toplum içerisindeki dayanışma ve uyumu
sağlayacaktır. Mevcut göçmenlerin entegrasyonu her zaman sosyal ve kültürel, siyasi,
ekonomik, dini, tarihsel ve coğrafi zeminde değerlendirilmesi gereken bir konu olarak;
politika yapıcılar, araştırmacılar, hizmet sağlayıcıları ve göçmen grupları arasında önemlidir.
Entegrasyon, genellikle göç eden kişinin göç ettiği ülke ve vatandaşına uyum sağlaması
olarak düşünülür çünkü göç politikaları özellikle göçmenlerin ve mültecilerin göç ettikleri
ülkeye uyumunu esas almıştır. Fakat entegrasyon süreçleri ev sahibi ve göçmenler açısından
ele alınması gereken bir olgudur. Bu sebeple entegrasyon süreç olarak ele alınırsa ve karşılıklı
sorumluluklar yerine getirilirse, başarılı politikalar üretebilir. Türkiye’de ise mevcut
geçerlilikleri üzerinden entegrasyon, kabul ve bütünleşme politikaları geliştirilmesi gereken
konular arasındadır. Entegrasyon kavramı göç ve göçmen bağlamında ele alındığında uyum
ve asimilasyon gibi kavramlar üzerinde ilerlemektedir. Fakat son dönem çalışmalarda
entegrasyon bu çizgilerin dışına çıkmış olup çokkültürcülük ve kültürleşme temaları
içerisinde tartışılır hale gelmiştir. Türkiye’de bulunan göçmenlerin entegrasyon süreçlerinde
de kültür tartışmaları görülmüştür. Türkiye’de göçmen grupları arasında sayıca fazla olan
Suriyeli bireyler üzerinden değerlendirilen entegrasyon süreçleri dikkate alındığında,
Türkiye’de göçmen entegrasyonunun oldukça karmaşık bir süreç şeklinde ilerlediğini
görürüz. Bu karmaşık süreçler birtakım uyum sorunlarını da berberinde getirmiştir. Kısa
sürede yaşanan yoğun göç dalgaları gerekli düzenlemeleri oluşturma ve yaşama geçirme
konusunda planlı bir çalışma yürütülememiştir. Türkiye’nin halen sürdürülebilir göç ya da
sığınmacı politikasının olduğu söylenemez. Özellikle bu politikaların uygulanması konusunda
gerekli hukuksal düzenlemelerde değişiklik yapılması ve bu konuda tek bir sorumlu birimin,
kurumun tanımlanması gerekmektedir. Türkiye’deki sığınmacıların gelecekteki konumlarının,
ülkede kalıp kalmayacaklarının ve hangi koşullarda yaşayacaklarını, sığınmacılar gibi göç ve
sığınmacı politikalarını düzenleyip hayata geçirenlerin de bilmesi gerekmektedir. Suriyeli
sığınmacılar temel insani haklarından ülkemizde eğitimsizlik ve ekonomik yetersizlikler gibi
nedenlerle yararlanamamaktadırlar. Bunun sonucu olarak da sığınmacıların uyum ve
entegrasyon sorunları ortaya çıkmaktadır. Uyum sorunları sığınmacılar ve vatandaşlar
arasında gerginlikler ve istenmeyen olaylara neden olmaktadır. Bu gibi sorunlar yetersizlik ve
ilgisizlikten kaynaklı olarak toplumdan, sosyal yaşamdan dışlanmaları sonucunda hırsızlık,
şiddet ve benzeri suç olaylarında artışa neden olmaktadır. Bunların sonucunda ise
sığınmacıların kendilerini topluluk içinde güvenceye alma isteği doğurmakla birlikte
mafyalaşma türü gruplaşmalara gitmelerine sebebiyet vermektedir. Bu sorun kaynaklarının
giderilmesi için ülke genelinde, etkili planlı, uzun vadeli, geliştirilebilir bir göç politikasının
benimsenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Göçmen ve sığınmacılarla ilgili özel bir yasa
çıkarılmalı ve adalet çerçevesinde bağımsız bir Göç Bakanlığının kurulması gerekmektedir.
Bunlarla birlikte güçlü ve sürdürülebilir bir göç politikası oluşturulmalı ve denetlenmelidir.
Sığınmacıların topluma uyumuna yönelik gerçekçi ve geniş kapsamlı bir ekonomik, siyasi,
toplumsal ve kültürel programların oluşturulması, bu programlarda eğitim, sağlık, toplumsal
barış konularına önemle vurgular yapılmalıdır. Oluşturulan göç politikasıyla uyumlu güvenlik
politikaları ve diplomatik ilişkiler geliştirilmeli, sığınmacıların bazı menfaatçi suç örgütleri
tarafından kullanılmasının önüne geçilmelidir. Göçmen ve sığınmacıların ülkelerine geri
dönmelerini kolaylaştıracak dış politika hamlelerine yönelik öncelikler verilmelidir. Bu
doğrultuda Suriye’nin toprak bütünlüğü desteklenmeli, Suriye’de yaşamlarını uygun devam
ettirebilmeleri için siyasi ve ekonomik yapıların oluşmasında sağlam temeller atılmalıdır.
Böylelikle ilerleyen yıllarda meydana gelebilecek sorunlar elimine edilerek yarı kapsamlı
entegrasyondan tam kapsamlı entegrasyona geçilebilir. Bu sayede, ülkemizin bir göç
politikası olmakla beraber, başka bir göçle karşılaştığında uygulanabilecek plan ve programı
olacaktır.

Kaynakça
Ok Şehitoğlu, B. (2021). Türkiye’de Göçmenlerin Entegrasyonu: Mevcut Durum ve Öneriler, (Politika
Notu: 2021/35). İstanbul: İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı.

Akkoyunlu Ertan, K. & Ertan, B. (2017). Türkiye’nin Göç Politikası . Contemporary


Research in Economics and Social Sciences , 1 (2) , 7-39

You might also like