You are on page 1of 5

BİRİNCİ HAFTA

İNKILAPLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE TÜRK İNKILABI

1.1. Kültür Kavramı


Kültür, bir insan topluluğunun belli bir zaman içinde her alanda ürettiği maddi-manevi
bütün değerlerin toplamıdır. Kültür içine ekonomik, hukuksal, siyasal bilimsel, sanatsal,
dinsel her türlü etkinliği sokabiliriz. Belli bir insan topluluğunun ürettiği bütün değerler
kültür kavramı içine sokulursa, bunların nerede ve nasıl elde edileceği sorusunu yanıtlamak
gerekir. Bu soruyu yanıtlayabilmek için de insanın ürettiği bütün değerleri ilk önce belli
kategorilere ayırmalıyız. İnsanın bütün etkinliklerini dört ana grupta toplamak mümkündür:
a. Yaşamı sürdürmeye yönelik ekonomik etkinlikler
b. Toplum düzenini sağlamak yolunda harcanan çabalar sonucu kurulan sistem içindeki
etkinlikler
c. Bir arada yaşamanın gerektirdiği manevi değerleri bulma ve onları yüceltme
d. Bilinmeyenleri arama ve bulma tutkusunu etkin duruma getirme ve yine duyguları iade
etme yollarını arayıp bulma.
Kültür içine giren bütün bu etkinlikleri başlıca dört öge içinde toplamak mümkündür:
Ekonomik öğe: İnsanın yeme, içme, barınma, örtünme, yaşamını en iyi biçimde
sürdürme etkinlikleriyle ilgili her türlü eylem, tutum ve davranış “ekonomi öge” içindedir.
Devlet ve hukuk öğesi: İnsanların üretilen değerleri koruyup geliştirebilmeleri,
kendi aralarındaki her çeşit ilişkinin düzenlenmesi ise "devlet ve hukuk ögesi”ni oluşturur.
Manevi öğe: İnsanları, doğru ve dürüst davranmaya iten kurallar ahlakın içinden
çıkar. Yine insanların pek çok davranış ve inancını düzenleyen ilkeler, binlerce yıl, dinden
de çıkmıştır. Ahlak ve din ise, hiç kuşkusuz “manevi bir öge”yi oluşturur.
Bilim ve sanat öğesi: İnsanların gerçeği arama, çevresini keşfetme, sağlık
sorunlarını çözme, yaşamın iyileştirilmesi gibi gereksinmeleri de bilimsel etkinliklerle
sağlanır, Öğrenilenler eğitim yoluyla başkalarına aktarılır; teknik de bu etkinliklerin bir
sonucudur.

1
Yine insanın gerek kendi içinden gelen, gerek çevresinin sorunlarından doğan çeşitli
duyguları edebiyat, müzik, heykel, resim, tiyatro gibi türlü sanat dalları içinde ifade edilir.
Bu da “ bilim ve sanat ögesini” teşkil eder.

1.2. Kültür ve Uygarlık


Kültür değerlerinin gelişmeye açık olabilmesi, bir toplumun yerleşik düzene geçmesi ile
mümkündür. Bundan dolayı gelişmiş kültürler kentlerden doğmuşlardır.
Böylece bu tür yüksek kültürlere kentten çıktığını göstermek için Arapça'da "medeniyet",
Batı dillerinde "civilization" Türkçe’de ise "uygarlık" denilmektedir.
Öyle ise, bir kültür yerleşik bir düzende doğmuşsa, yahut ilk önce göçebelik ortamında
belirip sonradan yerleşik bir toplumda gelişmişse "uygarlık" karşısındayız demektir.
Birbirine benzer kültürler oldukça yüksek bir düzeyde iseler, bu takdirde hepsinin birlikte
değerlendirilmesi de uygun olur. Böylece yüksek kültürlerin doğurdukları uygarlıklar bir
arada daha üst bir uygarlık oluştururlar. Batı uygarlığı, İslam uygarlığı gibi... Ama bazı
uygarlıklar doğrudan doğruya bir kültürün gelişmesinden oluşmuştur. Çin uygarlığı, Hint
uygarlığı gibi… Birden fazla yüksek kültürün ortak özelliklerine "uygarlık" adını
vermekteyiz. Örneğin; Batı uygarlığı içinde ayrı birer İngiliz, Fransız, Alman uygarlıkları
yoktur; İngiliz, Fransız, Alman kültürleri vardı.

1.3. Kültür Değişmeleri


1.3.1. Kültür Çevresi
İnsanların yukarıda anlatılan her çeşit değeri ürettikleri ortama kültür çevresi diyebiliriz.
Kültür çevresi içinde bulunan insanlar belli kültür değerlerini üretirler ve özellikle dördüncü
öğede hiçbir gelişme olmazsa ve kendi içlerine kapanıp yaşarlarsa yüzlerce yıl aynı değerleri
saklarlar; kültür değerleri, başka bir deyişle, üretilen değerler, özlerinde ve niteliklerinde
hiçbir önemli değişme olmadan kuşaklar boyu sürer gider.
İçine kapalı kültürler kendilerini, yenileyemezler. Bunun sonucu er geç başka ve ileri
kültürlerin etkisi altına girip onların içinde erirler. Doğal akışı içinde yaşayan çeşitli
kültürlerin birbirleriyle etkileşim içinde bulunmalarından kaçınılamaz. Çünkü hiçbir kültür
ürettiği değerler açısından tek başına gelişme için yeterli bir düzeyde değildir.
Kültür etkileşimi çeşitli yollarla sağlanır. Bu yolları iki ana grupta toplayabiliriz.

2
 İnsanların barış içinde özellikle ekonomik zorunluluklar nedeniyle başka kültürlerden
gelenlerle ilişki kurmalarıdır.
 İnsanların savaş, zorunlu göç gibi nedenlerle, birbirleriyle istekleri dışında ilişki içine
girmeleridir.
Kültürler kendi hallerine bırakılır ve her türlü etkileşime kapalı kalırlarsa bir değişimin söz
konusu olabilmesi çok zordur. Olağanüstü bazı olaylar cereyan etmezse kültür çevresi kapalı
olan toplumlarda gelişme hissedilmeyecek derecede ağır, hem de çok ağır olur. Kültür
gelişmesinde en önemli etken ise "etkileşim"dir. İnsanlığın ilerlemesi, başka bir deyişle
uygarlıkların yüksek düzeylere ulaşması, kültürler arası etkileşimin sonucudur ve bu
etkileşim hele günümüzde hızını hiç umulmayan biçimde arttırmaktadır.

1.3.2. Kültür Değişikliği ve Devrim


Devrimlerde bir kültür değişikliği amaçlanır, bunun yolu da devrim yöntemleridir.
 Devrim ihtiyacı doğan toplumlarda pek çok ana kurum eskimiş, donmuş, köhnemiş bir
duruma düşmüştür.
 Toplumun düzenleyicisi ve yürütücüsü olan "devlet", yani kültürün ikinci öğesinin
içinde yer alan o üstün güç, köhnemiş kurumları yenileyememektedir.
 Eskimiş, köhnemiş kurumların hepsi kültür öğeleri içindedir. Bu nedenle devrim, en
yaşamsal kültür öğelerinin hızla değiştirilmesi demektir. Başka bir deyişle devrim, bir kültür
değişikliğidir.
 Evrim yavaş, pek farkına varılmadan gerçekleşen, ama bir süre sonra kendini topluma
kabul ettiren bir gelişmedir. Başka bir deyişle evrim yoluyla gerçekleşen değişikliklerde
toplum üyelerinin '"mutabakatı", yani uyuşmaları yavaş yavaş ve kendiliğinden olur.

1.3.3. Devrimlerin Ortak Özellikleri;


a. Devrim, bir kültür değişikliğidir.
b. Devrimlerde hızlılık söz konusudur.
c. Devrimde bir kültür etkileşimi kendini gösteremez.
d. Devrimde, toplum kurumlarında köklü ve hızlı bir değişiklik yapılır.
e. Devrimi yürüten kadro, benimsediği ideolojiyi kendi toplumunun kültür kalıplarına
göre yorumlayabilir. Ama sonuçta mutlaka yozlaşmış, köhnemiş bazı kültür ögeleri

3
değişecektir. Her toplumsal kurum, belli bir kültür öğesinin içindedir. Bu bakımdan mevcut
öğelerin gerekli olanlarını tamamen veya kısmen değiştirmelidir.
f. Her devriminin bir amacı ve o amacı gerçekleştirmek için dayandığı bir ideolojisi
vardır.
g. Devrimin özünde az veya çok bir zorlayıcılık vardır. Bu zorlama toplumun bütün kültür
ögelerini değiştiremez. Gerçek bir devrimci kadro, değiştirilmesi gereken kültür ögelerini
veya o ögelerin içindeki önemli alt öğeleri saptar. Bu saptama yapılırken özellikle üçüncü
ögeye hiç dokunmamak gereklidir. Başka bir deyişle, büyük ve ani kültür değişikliği demek
olan devrimde toplumun manevi varlığını oluşturan ögeye dokunulmaz. Toplumun ahlak
değerleri devrimsel bir atılımla değiştirilemez. Gerçi kültür etkileşimi dolayısı ile elbette bu
ögede de zamanla bazı değişiklikler olabilir. Ama bu değişiklik toplumu ahlak açısından
sarsmadan, kendiliğinden, uzun bir süre içinde oluşur.

1.4. İnkılapların (Devrimlerin) Yöntemleri


Belli başlı bir devrimde izlenmesi gereken yöntemleri kısaca şöyle sayılabilir:
a. Devrim ilkelerini yerleştirmek için gereken kültür öğelerini seçip, yerlerine
konulacak yeni öğeleri saptama;
b. Bu yeni öğeleri topluma yerleştirebilmek için devrime inananların, diğer kesimleri
de kendi saflarına çekebilmesi yolunda mümkün olduğu ölçüde insancıl yolları denemesi;
c. Değişen öğelerin ne ölçüde yerleştiğini saptayabilmek için sıkı bir denetleme
gerekmektedir.
Devrimin başarısı, ona inananların en çabuk bir biçimde çoğunluğa ulaşması ile mümkün
olur. Dünyada görülen ve görülmekte olan devrimler çok çeşitli amaçları gerçekleştirmeye
yöneliktir. Bu amaçları gerçekleştirmek için tek yol kültür değişikliğini sağlamaktır.
Devrimlerde zorlama ilkesi asıl değil, istisna olmalıdır. Ayrıca “gerçek bir devrim”
demokrasiyi yerleştirmek için yapılırsa geçerli sayılabilir”. Demokrasi yerleştikten sonra
zorlamaya da ihtiyaç yoktur. Bütün bireylerin eşitliği ve özgürlüğüne dayanan demokrasi
gerçekleşirse, artık devrim yapmak da gerekmez. Sağlam kurulan bir demokrasi kendi
kendini yenileme niteliğine sahiptir.

4
1.5. Türk Devriminin Genel Yapısına Kısa Bir Bakış
Türk İnkılabı tarihte görülen en önemli kültür değişikliklerinden birini gerçekleştirmiştir.
 Devrimimizde üç kültür öğesi hemen bütünüyle değiştirilmiştir (Ekonomik öğe, devlet
ve hukuk, bilim ve sanat öğeleri). Ekonomik öge yüzlerce yıl saklandığı kalıbından
kurtulmuş ve dinamik bir yapıya dönüşmüştür. Devlet, dayandığı meşruluk esasından
başlamak üzere bütünüyle değişmiş ve eşitlikçi, çoğulcu bir demokrasiye geçiş için gerekli
alt yapının kurulmasına çalışılmıştır. Hukuk da aynı biçimde baştan aşağı yenilenmiştir.
Yurttaşın eşitliğine ve özgürlüğüne dayanan yepyeni bir hukuk sistemi getirilmiştir. Modern
bilim, ancak Türk Devrimi ile tam olarak yurdumuza yerleşmiştir.
 Diğer inkılap adımları atılırken hep bilimin çizdiği çerçeve içinde kalınmıştır. Sanatta,
yeni ve modern kalıplar, geleneksel güzellik ve toplum anlayışına geçmiş ve hemen her
alanda sanat önemli olumlu gelişmeler kaydetmiştir.
 Türk Devriminde ulusumuzun ahlak değerleri yeni kurulan hukuk sistemi içinde daha
da yüksek bir düzeye erişmiştir. Din öğesine de hiç karışılmamış, ancak bu öğenin devlet ve
hukuk öğesi içine girmesi önlenmiştir.
Türk Devrimi manevi öğeye dokunmadığı ve gerçek anlamda bir eşitlik ve özgürlük ilkesine
dayandığı için başarılı olmuştur.

You might also like