You are on page 1of 19

KÜLTÜR VE DAVRANIŞ

İLİŞKİSİ

• Kültür Kavramı ve Anlamı


İÇİNDEKİLER

• Kültürün Özellikleri
• Kültürün Unsurları
• Kültür Türleri
• Kültür Değişmeleri
DAVRANIŞ BİLİMLERİ

Prof. Dr.
Hasan TUTAR

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Kültür kavramını tanımlayıp,
HEDEFLER

açıklayabilecek,
• Kültürün özelliklerini ve unsurlarını
bilebilecek,
• Kültür türlerini bilecek ve
açıklayabilecek,
• Kültür değişmelerini ve türlerini
bilebilecek,
• Kültür ve davranış ilişkisini
bilebilecek,
• Davranışın kültürel temellerini ÜNİTE
açıklayabileceksiniz.

5
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kültür ve Davranış İlişkisi

KÜLTÜR ve DAVRANIŞ İLİŞKİSİ

Kültür Kültürün Kültür Kültür


Kültür Türleri
Kavramı Özellikleri Unsurları Değişmeleri

Toplumsal Zorunlu
Kültür Evrensellik Aile
kültür değişme

Serbest
Uygarlık Toplumsallık Dil Milli kültür
değişme

Medeniyet Süreklilik Teknoloji Maddi kültür

Tarihsellik Artifakt Manevi kültür

Öğrenirlik Sanat Alt kültür

Devingenlik İnanç Karşı kültür

Yayılma Töre Genel kültür

Adetler

Törenler

91
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kültür ve Davranış İlişkisi

GİRİŞ
Toplumsal incelemelerde önemli konuların başında kültür gelir. Bununla
birlikte bu sosyal bilimlerin bu kadar önemli ve önemli olduğu kadar da karmaşık
olan kavramının ne anlama geldiğini tespit etmek neredeyse imkânsızdır. Kültür
kavramı için yapılan tanımların her biri, kavramın anlamı konusunda ortak bir
anlayışın oluşmasını olanaklı kılmakta ve kültür kavramının öğeleri esas alınarak
bir senteze ulaşmak mümkün olmaktadır. Kültür, geçmiş davranışların ve
alışkanlıkların bugüne aktarılan şekilleri olarak görüldüğü gibi geleneksel sorun
çözme davranışlarında olumlu etkisinden dolayı benimsenen davranış kalıpları
olarak da görülür. Kültür belli bir toplumun yaşam tarzıdır. Kültür konusundaki bu
belirlemeler farklı içeriklere sahip olsa da aslında tümü aynı olgunun farklı
yönlerini dile getirmektedir.
Kültür öğrenilen bir değerdir. İnsanın çocukluğundan başlayarak olgunluk ve
yaşlılık dönemlerine kadar yaşadığı değişimlerin tümü, onun kültürel etkileşim
sonucunda kültürlenmesini gösterir [1]. Bu kültürlenme bir öğrenme etkinliği
sonucunda oluşur. Bilinçli veya bilinçsiz olsun, kişinin yaşadığı gündelik
deneyimleri, onun belli davranışlar ve alışkanlıklar kazanmasını sağlar. Bu süreçte
kişi çeşitli kurumlarla, anlayışlarla, inanç ve değerlerle karşılaşır. Bunları benimser
ve bu sayede ailesinin bir ferdi, toplumun bir üyesi, kurumların bir elemanı haline
gelir. Her toplum gündelik yaşamında karşılaştığı sorunları çözmek, ihtiyaçları
Kültür, en geniş karşılamak için belirli davranış modelleri, alışkanlıklar ve kurumlar geliştirmişlerdir.
anlamıyla insanoğlunun
doğada değişim KÜLTÜR KAVRAMI VE ANLAMI
yaratarak ortaya
Kültür kavramını Larausse şu şekilde tanımlamaktadır: “Kültür, bir toplumda
çıkardığı, her türlü
fiziksel ve düşünsel geçerli olan ve gelenek halinde devam eden, her türlü duygu, düşünce, dil, sanat,
birikimidir. yaşayış unsurlarının tümü, belli bir konuda edinilmiş, geniş ve sistemli bilgidir.”
Kavramın unsurları arasında yer alan gelenek, duygu, düşünce, bilgi ve dil, onun
soyut yönünü; sanat somut yönünü; yaşayış biçimi ise somut ve soyut yönünü
ifade etmektedir. Kültür, en geniş anlamıyla insanoğlunun doğada değişim
yaratarak ortaya çıkardığı, her türlü fiziksel ve düşünsel birikimidir.
Kültür üzerine yapılan tanımlar genellikle, insan gruplarının üretimlerini de
içeren belli başlı kazanımlarını, deneyimlerini, tarihi süreç içerisinde geliştirdikleri
Kültür; üst kuşaklardan sembolleri, kuşaktan kuşağa aktarılan davranış kalıplarını içermektedir. Yakın
miras olarak devralınır, çağlardan 17.yy’da Voltaire’in kültür kelimesini kullanmasından günümüze, kültür
miras yaşanır ve sonraki hakkında çok farklı alanlarla ilgili olarak değişik tanımlar yapıldı. Kültür, insanın
kuşaklara yine bir miras hazır bulduklarının yanında doğaya sonradan eklediği herşeydir.
veya gelenek olarak
devredilir. Kültür kavramı antropolojideki teknik anlamıyla ilk defa 1865 yılında
E.B.Taylor tarafından kullanılmış, sistematik olarak tanımlanmış ve yine Taylor
tarafından temel bir kavram haline getirilmiştir [2]. Kültürün Taylor tarafından
yapılan tanımının genel olarak kabul edildiğini söyleyebiliriz. Taylor’a göre kültür,
insanın bir toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlâk, hukuk ve
törelerle her türlü beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütündür. Taylor’un

92
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Kültür ve Davranış İlişkisi

yaptığı kültür tanımına baktığımızda tanımın bir toplumun tüm maddî ve manevî
yaşam unsurlarını kapsadığını görmekteyiz. Taylor’un tanımında kültürün
öğrenilen bir değer, üst kuşaklardan devralınan bir miras olduğu görülmektedir.
Kültür tanımlarını incelediğimiz zaman, üç ortak yönün varlığına tanık olmaktayız:
Kültür üst kuşaklardan miras olarak devralınır, miras yaşanır ve sonraki kuşaklara
yine bir miras veya gelenek olarak devredilir.
Ülkemizde kültür kavramını sistemli bir şekilde ilk inceleyen Ziya Gökalp
olmuştur. Gökalp’a göre kültür, bir toplumun bütün fertlerini birbirine bağlayan ve
aralarında dayanışma meydana getiren kurumlardır [3]. Kültürün millî,
medeniyetin milletler arası olduğunu ifade eden Gökalp kültürü, “Yalnız bir
milletin dinî, ahlâkî, hukukî, aklî, estetik, lisanî, iktisâdi ve fennî hayatlarının
ahenkli bir bütünüdür.” şeklinde tarif eder. Bu kurumların toplamı, o toplumun
kültürünü oluşturur. Gökalp kültürü, soyut değerler ve somut eserler bütünü
olarak görmektedir.
Bilim dalları arasında kültür, en geniş anlamına sosyolojik çerçevede
ulaşmaktadır ve buradaki anlamıyla kültür, “bir yaşam biçimi”dir. Sosyolojik
anlamda kültür, bir toplumun kendini kural ve normlarla ifade etme tarzıdır. Bu
anlamda kültür, toplumların gündelik deneyimlerini ortaya koyarken, tutum ve
davranışlarının, kısaca “yapıp ettikleri”nin bir toplamıdır.
Kültürün fonksiyonel tanımını yapan Malinowski’ye göre kültür, âletlerden
ve tüketim mallarından, çeşitli toplumsal gruplaşmalar için yapılan anayasal
belgelerden, insana özgü düşünce ve becerilerden, aynı zamanda inanç ve
törelerden oluşmaktadır. Mümtaz Turhan’a [4] göre kültür, bir toplum içerisinde
mevcut her türlü bilgiyi, alışkanlıkları, değer ölçülerini, genel tutum, görüş ve
zihniyet ile her tür davranış şekillerini içine alan, o toplumun üyelerinin
çoğunluğunda ortak olan, onu diğer toplumlardan ayırt etmeye yarayan ve
Kültür kavramının üyelerine yaşama tarzı sunan, maddî ve manevî değerlerden oluşan bir bütündür.
varlığı için ön koşul, az
sayıda da olsa bir insan Birçok tanımı yapılmış olsa da tanımların ortak özelliklerinden yola çıkarak
topluluğunun kültürün dört farklı anlamda kullanıldığını belirten Güvenç, kültürün anlamlarını
bulunmasıdır. netleştirmek için şu gruplandırmayı yapmaktadır:
 Bilim alanındaki kültür, bu uygarlıktır.
 Beşeri alanındaki kültür, bu eğitim sürecinin ürünüdür.
 Estetik alandaki kültür, bu güzel sanatların kaynağıdır.
 Madde ve biyolojik alanda kültür, bu üretme, tarım, ekin, çoğalma ve
yetiştirmeyi kapsar.

Tanımlar farklı açılardan yapılsa bile kültür tanımlamalarının tümü için ortak
olan bazı tespitler vardır ki, bunların ilki kültürün dinamik bir anlam taşıdığıdır.
Kültür kavramının varlığı için ön koşul, az sayıda da olsa bir insan topluluğunun
bulunmasıdır. Aynı zamanda söz konusu insan topluluğunun bir “yığın” veya
“kalabalık” değil bir topluluk veya toplum olarak yaşaması gerekir. Nasıl suyun
olmadığı yerde denizden veya ırmaktan söz edilemezse toplumun olmadığı yerde
de kültürden söz edilemez.

93
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Kültür ve Davranış İlişkisi

Kültür kavramını kimileri fonksiyonel açıdan, kimileri değere dayalı olarak,


kimileri ise kavramın somut sonuçlarını dikkate alarak tanımlamışlardır. Yapılan
kültür tanımlarına bakıldığında, kavramı anlamanın ve boyutlarını ortaya
koymanın kolay olmadığı görülmektedir. Zira kültürün fiziksel varlığı yoktur, açık
değildir. Boyutları kesin olarak ortaya konmuş değildir; ancak her kurum ve
kavram gündelik işleyiş sırasında davranışları yönlendiren bir dizi varsayımlar,
kavrayışlar ve kesin kurallarla birlikte ortaya çıkar.

KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ
Bir kavramı doğru anlamanın en iyi yolu, onun özelliklerini ve unsurlarını
ortaya koymaktır. Her kültür, işlevlerine göre farklı özelliklere sahiptir. Fichter,
kültürün kendisini oluşturan bütün kurumların işlevlerinin ötesinde, farklı bir
işleve sahip olduğunu ifade eder. Fichter’e göre kültürün aşağıdaki gibi dört
özelliği vardır:
 Kültür, toplumları birbirinden ayırmaya yarayan işaret ve sembollerdir.
 Kültür, içinde bulunan toplumun değerlerini içerir ve onları yorumlar.
 Kültür, bir toplumda toplumsal dayanışmanın unsurlarını oluşturur.
 Kültür, bir toplumun toplumsal gelişimini sağlayan faktörlerden oluşur.

Kültür her şeyden önce bir soyutlamadır. Toplumun yüceltilmiş, idealize


Her toplumda kültürel edilmiş veya karşı kültürle eleştirilen, değiştirilmesi önerilen genel değerler ve
yapıyı, kültürel norm ve davranışlar dizgesini dile getirir. Her toplumda kültürel yapıyı, kültürel norm ve
kalıpları gösteren bazı
kalıpları gösteren bazı özellikler vardır. Bu özellikleri aşağıdaki gibi açıklayabiliriz:
özellikler vardır.
Evrensellik: Kültürü tanımak, tanımlamak çabasına girdiğimiz zaman,
“kültür” ile değil, farklı “kültürler” ile karşılaşırız [5]. İnsanın temel davranışlarını
yansıtan kültürler birbirine benzer ve evrenseldirler; ancak insanın ikincil
davranışlarını yansıtan kültürler kişilere ve toplumlara özgüdür. Toplumlara ve
kültürlere kimlik kazandıran bu kültürel farklılıklardır.
Toplumsallık: Kültürü ortaya çıkaran bireyler değil, toplumdur. Aynı
zamanda kültürün yaşaması da toplum sayesinde olabilir. Bir kişinin tutum ve
davranışının tek başına bir anlam ifade edebilmesi için söz konusu davranışların ait
olduğu kültürel ortamda ortaya konması gerekir.
Süreklilik: Kültürün önemli bir özelliği de moda gibi gelip geçici bir heves
veya alışkanlık olmaması, tarihsel bir sürekliliğinin olmasıdır. Her toplum kendi
kültürüne sahiptir ve toplum var oldukça, kültür de var olmaya devam eder.
Bugünün toplumuna biçim veren dünün toplumunun kültürüdür ve yarınki
topluma da biçim verecek olan bugünkü toplumun kültürü olacaktır.
Tarihsellik: Kültürel niteliği belirleyen diğer bir faktör, kültürel niteliğin
tarihsel oluşudur. Burada tarihsellik kavramı kültürü oluşturan faktörlerin belli bir
zaman dilimi içinde bir anda ortaya çıkmadığı, aksine kültürel unsurların (dil, yazı,
din, bilim, giyim-kuşam, sanat, mimari vb.) oluşması için tarihsel bir sürece ihtiyaç
olduğu görülmektedir. Bu çerçevede kültür bir gelenektir.

94
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Kültür ve Davranış İlişkisi

Öğrenilirlik: Kültür genetik faktörlerle değil, adet ve alışkanlıkların


gelenekselleşmesi yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılır. Kültür sonradan öğrenilen
maddî ve manevî değerler bütünüdür. Kültür biyolojik kalıtım veya soya çekim
yoluyla değil, öğrenme yoluyla sonradan kazanılır. Bu olgu kültürün örfler, adetler,
gelenekler ve töreler yoluyla aktarıldığını gösterir. Örneğin; eğitim kurumları, millî
kültürü aktarma işlevini görürler.
Kalıtsallık: Genetik kültür tanımlamasına göre “kültür, geçmişteki davranış
normlarının geleceğe aktarılabilen sonuçları”dır. Bu sonuçların aktarılmasında
genetik faktörlerin rolü vardır. Oysa bir kültürel nitelik olan kalıtsallık niteliğine
göre kültürel aktarmada genetik faktörlerin değil, tutum ve davranışların
kalıtsallaşmasının rolü vardır. Kalıtsallık niteliğine göre kültür veya onun
kapsamına giren öğeler, doğum yoluyla geçen birer kalıt değildir.
Devingenlik ve değişkenlik: Evrende var olan her şey tarihsel bir akış
içindedir. Hiçbir şey hareketsiz değildir. Varlık dünyası her zaman ya bir oluş veya
bir çözülme sürecindedir. Bu süreçlerin ikisi de bir canlılığı ve hareketliliği ifade
eder. Kültürler de bir devingenlik ve değişkenlik gösterir. Kültürel devingenlik daha
hızlı ve daha kapsamlıdır [6]. Bir ağacın büyümesi gibi yavaş ancak süreklilik
gösterir. Zamanla kültür sürekli değişir ve bu değişim sürecinde kültüre yeni
unsurlar katılır. Kültür değişerek yeni bir bütünlük kazanır. Kültürün diğer bir
özelliği değişmesidir. Daha önce ifade edildiği gibi kültür toplumsal bir süreçtir ve
etkileşim sonucunda ortaya çıkar. Kültürel etkileşim veya kültürleşme “süreklilik”
Kültürel etkileşim veya şeklinde devam eder. Kültürel değişim akan bir nehir gibidir. Görünürde su her
kültürleşme “süreklilik” zaman vardır; ancak nehir suları hiçbir zaman aynı sular değildir. Kısaca nehir aynı
şeklinde devam eder. nehir, ancak sular aynı sular değildir.
Fonksiyonellik: Kültürün bir başka özelliği birey, grup veya toplum
yaşamında bir anlamının ve öneminin olması, kısaca işlevselliğinin bulunmasıdır.
Bilindiği gibi fonksiyon kavramı, matematikte birbirine bağlı değişkenler arasındaki
ilişkileri ifade eder. Gündelik dilde “fonksiyon”, bir varlığın kendisinden beklenen
görevi yerine getirme yeteneğidir.
Birlik içinde çokluk: Kültürler alt kültür unsurlarının uyumlu bir bileşimidir.
Adına genel kültür veya üst kültür denilen olgu, çeşitli alt kültür unsurlarından
oluşur. Alt kültürler; yerel kültürler, sınıf kültürleri veya daha geniş anlamda
bölgesel kültürlerden oluşur. Alt kültürler bir araya gelerek genel kültürü veya üst
kültürü oluştururlar. Tıpkı nehirlerin bir araya gelerek denizleri oluşturması gibi.
Nehirler, alt kültür unsurlarıdır ve içine döküldükleri denize tek başına kendi
renklerini ve tatlarını kazandırmazlar.
Yayılma: Kültür insana ve topluma ait değerler olduğu için yayılma özelliği
gösterir. Kültürel yayılma kültürün maddî veya manevî öğelerinin sürekli içten dışa
ya da dıştan içe doğru yayılma göstermesi anlamına gelir. Kültürler yayılma
sırasında benimsenirse yerleşir; aksi halde dışlanır. Kültürün özelliği benimsenen
değerlerden oluşmasıdır. Kültürel etkileşim, birbirleriyle karşılaşan farklı kültürlerin
kaynaşması sürecinde ortaya çıkar. Buna kısaca “kültürleşme”(acculturation)

95
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Kültür ve Davranış İlişkisi

denir. Kültürel etkileşimde, kaynaşma sürecine giren kültürel öğelerin birbirlerini


etkilemesi ile iki taraf birtakım değişikliklere uğrar.

Örnek
•Geleneksel Japon kültüründe kadın-erkek ayrımı yoğun
olarak vardır. En basitinden Japonca'da “erkek dili” ve
“kadın dili” vardır. Erkekler oldukça erkeksi bir dille
konuşurken, kadınların bu dile ait kelimeleri kullanması pek
doğru görülmez.

Kültür görelidir. Kültürün göreli (izafî veya genel olmama) ilkesine göre
herhangi bir kültürdeki insan veya grup davranışları o kültüre hastır ve sadece o
kültürün temel varsayımları veya değerler sistemine göre anlam kazanır [7].
Toplumların kültürünü oluşturan unsurlar her toplumda aynı değildir. Kültürü
oluşturan unsurların toplumdan topluma farklılık göstermesi, kültürün göreli
olduğunu gösterir. Örneğin; dürüstlük, cömertlik, özgürlük, şiddet, çalışkanlık,
başarı, yumuşak huylu olmak gibi kültürün manevî unsurları ile her tür âlet ve
araç, teknoloji gibi maddî kültür unsurları toplumdan topluma farklılık gösterir. Bu
farklılıklar kültürün göreliliği ile açıklanabilir.
Kültür rasyonel olmak zorunda değildir. Kültür, insanların ve toplumların
tarihsel süreç içinde edindiği tüm maddî ve manevî değerler bütünüdür ve göreli
olması yönüyle bilimsel rasyonellikten ayrılır. Rasyonel olan genellikle genel,
evrensel, nesnel ve rasyoneldir; ancak kültürel olan özel, göreli ve özü itibarîyle
Her toplumun kültürü
rasyonel olmak durumunda değildir. Örneğin, töre bir kültür unsurudur; ancak
farklı olduğu gibi
toplumların kültürleri töreye dayalı cinayetlerin rasyonel temeli yoktur.
de farklı kültür Kültür semboliktir. Kültür kendini davranışlarla, simgelerle, sembollerle,
unsurlarından oluşur. kısaca maddî ve manevî unsurlarla gösterir. Kültür gruplarının ortaya koyduğu
sembolik unsurlar farklı kültürlerde farklı anlamlar ifade eder. Söz konusu
anlamlar, sadece o kültüre hastır. Söylenenler, yapılanlar, üretilenler ve
görünenlerin farklı kültürlerde farklı sembolik anlamları vardır.

KÜLTÜRÜN UNSURLARI
Kültür; insanlara geçmiş kuşaklardan miras kalan değer, norm, düşünce,
tören, dünya görüşü ve davranış kalıplarını kapsar. Her toplumun kültürü farklı
olduğu gibi toplumların kültürleri de farklı kültür unsurlarından oluşur [8]. Kültür
ister yalın, ister karmaşık veya gelişmiş olsun kültürün unsurları; somut
faktörlerden, kurumsal ilişkilerden veya manevî sistemlerden oluşur. Kültürü
oluşturan unsurları iki bakımdan ele alabiliriz. Bunlardan ilki genel kültürü
oluşturan unsurlar, diğeri de örgüt kültürünü oluşturan unsurlardır. Kültürel
antropologların üzerinde anlaştıkları genel kültür unsurları şunlardır:
Aile: Kişinin içinde doğduğu ilk çevresi, dilini ve alışkanlıklarını öğrendiği ilk
kurumdur. Ailede kişi kültürün en önemli unsurlarından biri olan dili (Buna beden
dili de dâhildir.), alışkanlıkları, geleneği, töreyi, büyük ve küçüklerle iletişim

96
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Kültür ve Davranış İlişkisi

biçimlerini öğrenir. Aile, çocuğu özellikle okul çağına kadar yoğun biçimde ve
sonraki yaşamında da belli ölçüde etkiler.
Dil: Dil davranışlarla birlikte kültürün önemli taşıyıcılarından biridir.
Davranışların şekillenmesini sağlayan dildir. Dil aynı zamanda kültürün kuşaklar
arası aktarımının da önemli aracıdır. Dil özellikle düşüncenin, duyguların ve
anlayışların taşıyıcısıdır ve aynı medeniyete sahip olan toplumların farklı kültürlere
sahip olmasını sağlayan faktörlerin başında gelir. Dil, duygu ve düşüncelerin ses,
işaret, resim, yazı ve görüntü aracılığıyla iletilmesini sağlayan ve kendi içinde
kuralları ve sürekliliği olan iletişim aracıdır.
Eğitim: İlkokuldan yüksek öğrenime kadar eğitim kurumlarında eğitim
sürecinde kişi geçmiş nesillerin bilimsel birikimlerini öğrenme olanağı bulur.
Böylece eğitim, beceri ve görgülerinin kuşaklar arasında aktarılmasında, kültürün
değişmesi ve yeniden şekillenmesinde önemli rol oynar.
Ekonomi ve teknoloji: Ekonominin temelini üretim ve tüketim faaliyetleri
oluşturur. Üretim ve tüketim sürecinde insanlar çeşitli âletler kullanır. Bu âletlerin
şekli, üretim sürecinde kullanım biçimi kültüre göre şekillenir. Ayrıca iş bölümü,
uzmanlaşma ve mesleklerin dağılımı kültürel faktörlere göre şekillenir. Örneğin,
Türk kültüründe bayanlar tarafından yapılması hoş görülmeyen meslekler olduğu
gibi erkekler tarafından yapılması hoş görülmeyen meslekler de vardır.
Sanat: Sanatsal etkinlikler, sanatın algılanış biçimi ve sanata bakış tarzı
bütün bunlar genel kültürün önemli unsurları arasındadır [9]. Kısaca sanat,
kültürün ayırıcı özelliklerinden biridir. Her toplum kendi mimarîsini, sanatsal ve
estetik yapısını ait olduğu kültürel yapıya göre geliştirir.
İnançlar: İnsanın psikolojik sağlığının vazgeçilmez unsurlarından biri
Değerler, ahlâkî inançlardır. İnançlar, sorgulama düzleminin dışına çıkarılmış temel kabullerdir.
kodlarla ilgilidir. Kültürün en önemli unsurlarından biri inançlardır. Kurumsal davranış, kurumsal
İnançlar neye inanılıp kültür içinde anlam kazanır. Kurumsal davranışı belirleyen temel faktör ise
neye inanılmaması inançtır. Burada inanç kurumsal hedeflere inanma ve onları benimseme
gerektiğini açıklar.
anlamında kullanılmaktadır.
Değerler ve normlar: Değerler, geçmişte ve şimdi gerçeğin, iyinin doğrunun
ve erdemli olanın ne olduğuna dair bireysel bilgilerden oluşur. Değerler, tutum ve
davranışları ortaya koyarken; onlara yol gösteren insan bilincinin derininde yatan
inançlardır. İnsanların inanç ve değerleri onların tutum ve davranışlarına yansır
[10]. Bu nedenle inanç ve değerlerini değiştiren insanların tutum ve davranışları da
değişir. Değerler, ahlâkî kodlarla ilgilidir. İnançlar ise neye inanılıp neye
inanılmaması gerektiğini açıklar. Değerler; ortak iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı
tanımlar ve bunların standartlarını ortaya koyar. İnsanların eylemlerini
nitelendirme, değerlendirme ve yargılama işlevi görür. Değerler sayesinde insanlar
neyi yapıp, neyi yapamayacakları konusunda bir düşünceye sahip olurlar.
Normlar ise bireyin ne yapması veya yapmaması gerektiği hakkında toplum
tarafından oluşturulan ortak beklentilerdir. Nerede, ne zaman, nasıl davranılması
gerektiğini belirleyen davranış kalıplarıdır. Bu yönüyle değere yakın bir anlamı

97
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Kültür ve Davranış İlişkisi

vardır; ancak değer kadar soyut veya geniş bir anlam içeriğine sahip değildir.
Kültürel bir çevrede veya bir kurumda nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili ve kişiyi
değerler düzenine uymaya zorlayan davranış kalıplarıdır. Normlar en yalın
anlamıyla bir toplumda, sosyal bir çevrede veya bir kurumsal ortamda uyulması
gereken kurallar bütünü anlamına gelir.
Devlet: Toplumların ve kültürlerin ortaya çıkardığı bir üst örgütlenme
biçimidir. Devlet bir milletin belli bir merkezi otoriteye bağlı olarak ve bir toprak
parçası üzerinde örgütlenmiş şeklidir [11]. Devleti oluşturan en önemli
unsurlardan biri olan milleti ortaya çıkaran önemli faktörlerden biri kültürdür. Yani
millet varsa kültür zorunlu olarak vardır. Milletlerin inançlarına, değerlerine kısaca
kültürlerine göre farklı örgütlenme tarzları vardır.
Örnek

•İnsanın gündelik yaşantısında davranışlarının arkasında ya


inançları ya değerler ya düşünceleri ya da ideolojileri vardır ve
bunların tümü onun kültürünü, kültürü de davranışlarını
şekillendirir.

Adetler (Ritüeller): Adetler kurum üyelerinin algı ve davranışlarını, kurumsal


Kurumsal anlamda kültürle uyumlu hale getirmek için tekrarlanan ve standardize edilen eylemlerdir.
törenler, kurum tarihi
Adetler kurum içerisinde kültürel değerleri güçlendiren, alışılmış ve tekrarlanan
bakımından anlam ve
önem taşıyan bir olaya eylemlerdir. Adetler, bir topluluğun kendisinden önceki nesillerden devralıp kültür
kurumun verdiği önemi değişiminin bir gereği olarak kısmen dönüştürülmek suretiyle sonraki nesillere
gösterme aracıdır. devredilen, inanç, kurum ve seremonileri de içeren her tür sosyal uygulamadır.
Milletlerin kendilerini diğer milletlerden ayıran özellikler toplamı kültürleri
olduğu gibi aynı iş kolunda çalışan örgütleri de diğer örgütlerden ayıran özellikler
vardır. Bu özellikler de o örgütün kültürünü oluşturur. Örgüt kültürünü oluşturan
farklı unsurlar vardır. Kurum kültürünün unsurları, kurumsal bir ortamda,
kurumsal kültürün oluşmasını sağlayan değer, norm, şekil, biçim ve çeşitli
uygulamalardır. Kurumsal kültür birçok unsurdan oluşur. Bu unsurlar; sosyal ve
fizikî çevre, metaforlar, hikâyeler, mitler ve efsaneler, kuruma özgü dil, çeşitli
törenler ve ritüeller, davranış kuralları, liderler ve kahramanlar, semboller,
inançlar, değerler, tutumlar, temel varsayımlar ve kurum tarihi gibi unsurlardır.
Bunlardan en önemlilerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz [12]:
Liderler ve kahramanlar: Liderlik, insanları belli hedeflere yönlendirme,
onları inandırma ve ikna etme yeteneğidir. Liderler kişilikleri, inançları, tutumları,
davranışları, felsefeleri ve ilkeleri ile kurum üyelerine model olma özelliği
gösterirler. Lider davranışının kurumsal bir davranışa, lider düşüncesinin kurumsal
bir ilkeye, lider inancının kurumsal bir amaca, lider umutlarının kurumsal bir
vizyona dönüşmesi daha kolaydır.

98
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Kültür ve Davranış İlişkisi

Kahramanlar kararlarıyla ve davranışlarıyla örgüte yararlı hizmetlerde


bulunmuş, bu hizmetleri nedeniyle büyük saygı ve itibar kazanmış kişilerdir.
Kurumsal kültürün önemli bir unsuru olan kahramanlar, kurumsal değerleri kendi
kişilik özelliklerinde somutlaştıran kişilerdir. Liderler gibi kurumlarda model olma
özellikleri vardır; ancak kahramanların liderler gibi yöneticilik yetkileri yoktur.
Törenler: Kurumlar sosyal, mekanik, teknik ve ekonomik sistemlerdir.
Kurumların sosyal sistem olması tüm sosyal yapılarda olduğu gibi kurumsal
yapılarda da bazı törenlerin, kutlamaların, ayinlerin imge ve sembollerin olması
kaçınılmazdır. Tören bir grubun amaçlarını gerçekleştirmesini kolaylaştıran
simgesel eylemlerdir. Kurumsal anlamda törenler, kurum tarihi bakımından anlam
ve önem taşıyan bir olaya kurumun verdiği önemi gösterme aracıdır.
Törenlerin düzenleniş amacı, özel bir önem verilen bir düşünce ve davranışın
sürekliliğini sağlamaktır. Törenler kahramanlar veya liderler tarafından ortaya
konan kurumsal değer, kurumsal anlayış ve kurumsal faaliyetin kültüre
dönüştürülme aracıdır. Törenler kurumun temel değerlerini, en önemli amaçlarını,
kimlerin önemli olduğunu, kimlerin feda edilebileceğini açıklayan ve pekiştiren
davranışlardır. Kurumsal yaşama ve kurumsal kültüre anlam kazandırır.
Simge (sembol)ler: Simgeler grup için özel anlam taşıyan söz, biçim ya da
eylemlerdir. Simgeler, fikirler, değerler ve duyguların kurum üyeleri arasında
iletilmesini mümkün kılan biçimsel araçlardır. Simgeler kurumsal kültürlenmenin
önemli aracıdırlar. Simgeler kurumsal aktiflerin ve çıkarların korunmasına yardımcı
olur. Kurumun işareti olarak kullanılan objeler, logolar, flamalar, desenler,
sloganlar, şarkılar, unvanlar, giysiler, vs. gibi birçok faktör, kurum içindeki fikirlerin,
değerlerin ve duygusal anlatımların iletilmesini mümkün kılan ve
göründüklerinden fazla anlam yüklü olan önemli kurumsal simgelerdir.

Normlar, kurumsal Varsayımlar: Varsayım “doğru” kabul edilen yargı ve genellemeleri ifade
kültür içinde eder. Varsayımlar, kuramsal sonuçlara ulaşabilmek için başlangıçta “öyle”
davranışları düzenleyen oldukları kabul edilen öngörülerdir [13]. Kurumsal kültür öğesi olarak varsayımlar,
ve sosyal sistemi kurumu oluşturan birey ve gruplarca paylaşılan, kurumdaki insan unsuru,
kurumsallaştıran kurumsal ve çevresel sorunlar, insan ilişkileri ve eğilimi ile bütün bunlara ilişkin
öğelerdir. gerçek ve doğrunun doğasıyla ilgili temel yorumları içermektedir. Varsayımlar,
kurum üyelerinin algı, düşünce, his, tutum ve davranışlarını yönlendiren, onların
kurumsal yaşama ilişkin kabul ettikleri; iyi-kötü, doğru-yanlış, yararlı-yararsız,
anlamlı-anlamsız gibi ön kabullerini içerir.
Kurumsal Normlar: Normlar, olması gerekenleri ifade eden ilkelerden her
biridir. Bir başka tanımla normlar, kurumsal olarak kabul görecek tavır ve
davranışlara ilişkin ortak beklentileri gösteren kurallardır. Gruptaki insanların
ilişkilerini düzenler ve eylemlerine yön verir. Normlar, genellikle değerlerin
biçimlenmiş halidir ve bir grubun tüm üyelerince paylaşılması halinde kolektif bir
düzenleme aracı olur. Normlar, kurumsal kültür içinde davranışları düzenleyen ve
sosyal sistemi kurumsallaştıran öğelerdir. Normlar, değerler gibi kurumsal iyi ve
kurumsal kötünün çerçevesini belirleyen, doğru ve yanlışın sınırlarını gösterirler.

99
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Kültür ve Davranış İlişkisi

Çalışanlara kurum içinde davranış kurallarını, kurum içiyle ve kurumun dış


çevresiyle nasıl iletişim ve etkileşimde bulunacaklarının standartlarını belirler.
Artifaktlar: Bir kurumda tüm görünürdeki, yani gözlemlenebilir davranış
şekillerini ve kuralları ifade eder. Kurumda somut olarak algılanabilir, fenomen
olarak değerlendirilebilir her tür unsur, artifakttır. Artifaktlar, somut algılanabilir
ve anlaşılabilir biçimde var olan kategoriler ve kurumsal somut unsurlardır. Bir
kurumun kültürünü diğerlerinden ayıran somut öğelerdir. Bir örgütün kültürünü
tanımlamaya yardımcı olurlar. Artifaktlar, insanların işitebileceği, görebileceği ve
hissedebileceği somut kurumsal unsurlardır.
Hikâyeler ve efsaneler: Hikâyeler bir toplumun geçmişi, mevcut durumu ya
da gelecekteki akışını etkileyecek olayları kapsar. Kurumsal değer ve inançları
yerleştirmek amacıyla, kurumun tarihinden alınan yaşanmış olayların sözlü
ifadesidir. Kurumsal kültür anlamında hikâye ve mitler, kurumlarda birey, grup ve
alt kültür unsurlarının kurumun geçmişiyle ilgili önemli yararlılıklar göstermiş
kahramanlar ve liderler hakkında kuşaklar arasında büyük bir övgü ve takdir
duygusuyla anlatılan ve aktarılan olağanüstü nitelikteki inançlar, hikâye ve
mitlerdir. Bir kurumun kültürü, o kurumun tarihini yansıtır.

KÜLTÜR TÜRLERİ
Kültür sınıflaması farklı ölçütlere göre yapılır. Kültürün yaygınlık derecesi,
kültür öğelerinin birleşimi, kültürün oluşum biçimi, toplumların yaşam tarzları,
dilleri, folklorları, bölgesel dağılımları, hatta bireylerin ekonomik durumları kültür
sınıflandırmalarında etkili olur [14]. Kültürleri; taşıyıcısına, egemenlik alanına, çıkış
“Kültürlü adam” veya oluşum kaynaklarına, görünüş ve biçimine, kültürü belirleyen araca ve
şeklindeki bir kullanım alanlarına göre ayrıma tabi tutabiliriz. Bu değişkenleri çoğaltmak, hatta
nitelendirme, bireysel kendi içinde sınıflandırmak mümkündür. Kültürün sınıflaması yapılırken çeşitli
kültür kavramını ölçütler esas alınır. Kültürün; genel kültür, üst kültür veya alt kültür, maddî kültür
gündeme getirmiştir ve manevî kültür, bireysel kültür, ulusal ve evrensel kültür gibi türleri vardır. Kültür
türleri aşağıda şekil.5.1’ de gösterilmiştir:

Bireysel ve
Toplumsal
Kültür

Milli ve
Genel Kültür
Evrensel
ve Alt Kültür
Kültür

KÜLTÜR
TÜRLERİ
Maddi Kültür
Karşı ve
ve Manevi
Kontra Kültür
Kültür
Post figüratif,
cofigüratif,
prefigüratif
kültür

Şekil. 5.1. Kültür Türleri

100
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Kültür ve Davranış İlişkisi

Bireysel Kültür ve Toplumsal Kültür


Kültür, bireysel ve toplumsal kültür olarak sınıflandırılabilir. Bireysel kültür,
bireyin içine doğduğu genel kültürden aldığı somut ve soyut değerler bütünüdür.
Toplumsal kültür veya genel kültür ise bir toplumu oluşturan bireylerin
paylaştıkları duygu, düşünce, davranış ve inançlardan oluşan kalıplar, normlar ve
değerlerin toplamıdır [15]. Kısaca genel kültür bir toplumun topyekûn yaşam
biçimidir. Kültür, toplumsal düzlemde bazen bilgi ve birikim şeklinde görülür.
“Kültürlü adam” şeklindeki bir nitelendirme, bireysel kültür kavramını gündeme
getirmiştir. Bireysel kültür bir tanımlamadan çok, bir nitelendirmedir. Bir
yakıştırma ve kültüre bir sıfat eklemedir. Bireye, ait olduğu toplum tarafından
kazandırılan bir kimliktir. Bireyin kimliği, toplumun kültürü vardır.

Millî (Ulusal) ve Evrensel Kültür


Kültür özü ve içeriği itibarîyle özeldir; bireye ve topluma hastır. Törenler,
alışkanlıklar, mimarî ve sanat eserleri, barınma ve giyinme biçimleri toplumlara
örgüdür [16]. Zira kültürün temelinde toplumsal farklılıklar bulunmaktadır. Bu
nedenle evrensel kültür nitelendirmesi her şeyden önce kültürün özüne ve
tanımına aykırı düşmektedir. Kültürün önemli öğeleri olan giyinme, barınma,
eğlenme, yas ve sevinç ritüellerinin tümü, topluma hastır ve bunların evrensel
niteliği yoktur.
Evrensel kültür nitelemesi özellikle kendini merkezde ve dünyanın diğer
toplumlarını ve kültürlerini daha aşağı bir konumda gören Batılı hâkim kültür
tanımlamasıdır. Evrensel kültürden kastedilen Batılı ülkeler tarafından temsil
edilen kültürdür ve bunun doğu toplumlarının kültürel kodlarıyla uyum içinde
olmadığını söylemek gerekir. Evrensel kültür, bir çağa ve bir tarihsel döneme
dünya ölçüsünde hâkim olan, diğer kültürlere baskın çıkan herhangi bir “çoğul
“Evrensel kültür” kültür”dür. “Evrensel kültür” nitelemesi, Batı kültürünün egemen kültür anlayışının
nitelemesi, Batı
bir kültürel mirası olarak terminolojiye girmiştir.
kültürünün egemen
kültür anlayışının bir Genel (Millî) Kültür
kültürel mirası olarak
terminolojiye girmiştir Genel kültür ayrımı, belli bir toplumda kültürün yaygınlık derecesine göre
yapılır. Genel kültür, özel bir toplumun genel alışkanlıkları, değerleri, inançları,
sanat ve mimarî şekilleri, kısaca somut ve soyut tüm değerlerini ifade eder. Her
toplumun hem alt kültürü, hem de genel kültürü vardır. Tek tip kültürden oluşmuş
toplumlara pek rastlanmaz. Bir toplumsal yapı ne kadar büyük olursa, genel
kültürü oluşturan alt kültürdeki çeşitlilik o oranda fazla olur.
Bir milletin kültüründen söz edildiği zaman, burada söz konusu olan genel
kültürdür. Bir ülkenin veya toplumun hâkim/genel inançları, değerleri, davranışları,
törenleri, sosyal ilişkileri ve paylaşılan davranış kalıpları genel kültürü oluşturan
unsurlardır. Buna göre genel kültür, bir toplumun veya ülkenin, tüm sosyal
gruplarında ülke coğrafyasının her yerinde benimsenen, geçerli olan ve yaşanan
kültürdür. Genel kültür, toplumu oluşturan alt kültürlerin uyumlu birleşimi
sonucunda ortaya çıkan bir üst kültürdür. Bütün karmaşık toplumlarda, sayısız alt

101
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Kültür ve Davranış İlişkisi

kültür var olmuştur. Alt kültürlerin oluşmasında bölgesel iç göçlerin veya


uluslararası göçlerin etkisi büyüktür. Günümüzde sıklıkla göç olgusu
yaşanmaktadır. Göçle birlikte insanlar, yaşam şekillerini de âdeta gittikleri yere
götürürler.

Alt Kültür
Kültür, bireyler bazında farklılıklar gösterdiği gibi gruplar bazında da
farklılıklar göstermektedir. Kültür içindeki bu farklılıklar alt kültür olarak
adlandırılmaktadır. Kültür bir değerler sistemidir [17]. Bir toplumun genel kültürü,
üst bir sistem olarak, çok sayıda alt kültür veya alt sistemden oluşur. Bunlar alt
kültür unsurlarıdır. Alt kültür, bir topluma hâkim olan genel kültür veya üst
kültürden farklılık gösteren ve azınlık gruplarınca benimsenen kültürdür. Alt
kültür, genel kültürden veya üst kültürden tam bir kopma şeklinde değil,
farklılaşma şeklinde ortaya çıkar. Kültürün unsurları, birbirleriyle genel olarak
uyumlu bir bütün oluşturur. Alt kültür ile genel kültür arasında her zaman uyum
olmayabilir.
Göreli olarak küçük ve homojen kültürler dışında aynı genel kültürü
oluşturan alt kültür unsurları arasında tam bir uyum söz konusu değildir [18].
Genel kültürlerle bazı ortak yönlerinin yanında, önemli farklı yanları bulunan alt
kültürler, genel kültürden kısmen farklı olabilirler. Alt kültürler, genel kültürün bazı
hâkim değerlerini kapsar; fakat her alt kültürün kendisine özgü yaşam biçimi,
değerleri ve normları vardır.
Alt kültür unsurları bir sistem bütünlüğü çerçevesinde genel kültürü veya
millî kültürü oluşturur. Bir toplumun genel kültürü içerisinde alt kültür unsurları;
inanç farklılıkları, adetleri, farklı etnik yapıları, çeşitli sosyo ekonomik
Alt kültür unsurları bir tabakalaşmalar ve coğrafî bölge farklılaşmalarıdır. Alt kültür-genel kültür
sistem bütünlüğü çelişkisinin fazlalığı, toplumsal tabakalaşmayı arttırdığı gibi toplumsal barışı bozan
çerçevesinde genel
önemli bir faktördür.
kültürü veya millî
kültürü oluşturur. Etnik gruplar: Ülke içinde bulunan birçok etnik grup, ait oldukları grubun
özelliklerine göre benzer biçimlerde giyinir, sanatsal etkinliklerde bulunur, müzik
dinler ya da üretiminde bulunur ve kendi dilindeki gazete ve dergileri okurlar. Bu
nedenle bu gruplarda aynı türden yaygın davranış biçimleri ve satın alma
davranışları görülür. Etnik gruplar, kendi kültürel tanımlamaları için geçmişten
seçilmiş ortak gelenekleri kriter alan, genelde endogamik gruplardır.
Coğrafî alt kültürler: Ülkenin farklı bölgeleri, fiziksel ve sosyal çevre, o
bölgede oluşan kültürü etkiler. Bu özellikleri nedeniyle aynı bölgede yaşayan farklı
davranışlar sergiler. Bu da coğrafî grupların bir alt kültür olarak
değerlendirilmesine olanak sağlar. Coğrafî alt kültürleri belirlemede iki tür
yaklaşımdan söz edilebilir. Geo-demografik yaklaşımda, bir ülkede benzer
demografik karakterlere sahip olan bölgeler alt kültür olarak tanımlanır. Çünkü her
bir bölgenin kendine özgü değerleri vardır.

102
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Kültür ve Davranış İlişkisi

Maddî Kültür ve Manevî Kültür


Kültürün maddî ve manevî olmak üzere iki yönü vardır. Birincisi, insanın
kendi eseri olan yapılar, teknikler, yollar, üretim ve ulaştırma vasıtaları gibi gözle
görülür unsurlardan ibaret maddî kültür unsurlarıdır. İkincisi, bir milleti millet
yapan ve onun öz şahsiyetini belirleyen örfler, adetler, kolektif davranışlar ve
tutumlardan meydana gelen manevî kültür unsurlarıdır [18]. Maddî kültür,
toplumun yarar elde etmek amacıyla kullandığı her türlü araçlardan oluşur.
Binalar, yollar, ulaşım araçları vb. maddî kültür unsurlarıdır. Manevî kültür ise
toplumsal yaşayıştan kaynaklanan ortak duygu ve düşüncelerdir. Din, ahlâk,
inançlar, töre, adet, örf, sanatlar vb. manevî kültür unsurlarıdır.
Maddî ve manevî kavramlarının yönlendirmesiyle denilebilir ki insanların
fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan araçlar “maddî kültür” unsurlarını oluştururken,
onların psikolojik veya manevî ihtiyaçlarını karşılayan kültür araçları, “manevî
kültür” veya değerler kültürü unsurlarını oluşturur. Bir başka ayrıma göre insanın
doğayla mücadelesi sonucunda ortaya çıkardığı fiziksel faktörler maddî kültür iken;
inanç ve değerleri, manevî kültür unsurlarını oluşturur.

Karşı Kültür
Hâkim kültürün genel özelliklerini reddeden ve onunla açıkça çatışmaya
giren toplumsal grupları nitelendiren kültüre “karşı kültür” denir [8]. Hâkim kültüre
“reddiye” ve onunla çatışma özelliği ile alt kültürden ayrılmaktadır. Bir toplumda
hoşgörü sınırlarını aşan, toplum norm ve değerleri ile çatışan, sosyo-ekonomik ve
politik düzenin karşısında olan, genel kültüre uyum göstermeyen ve yerine göre
direnen kültüre “karşı kültür” denir.
Kültür değişmesi
sonucunda bir Karşı kültürler, kimi alt kültürlerin genel kültüre karşı direnmelerinden,
toplumun siyasî, resmî veya gayri resmî olarak örgütlenmelerinden meydana gelir [20]. Bu yüzden
ekonomik ve sosyal genel kültürle aralarındaki farklılığın fazla olduğu etnik dinî ve siyasî alt kültürlerin
yapısında gözle görülür karşı kültür oluşturma ihtimali daha yüksektir. Karşı kültürün en önemli kaynağı,
değişmeler yaşanır. bazı alt kültür unsurlarıdır. Bir üst sosyal sistem olarak kendi içerisinde çok sayıda
alt kültürlere sahip olan toplum yapısında, çeşitli etkilere bağlı olarak bazı alt
kültürler, genel kültürle veya diğer alt kültürlere uyumsuzluk içerisine girerek,
karşı kültüre dönüşebilirler.

Post Figüratif, Cofigüratif ve Prefigüratif Kültür


Bu kültür ayırımı, öğrenme zamanına göre yapılmıştır. Post figüratif kültür,
sonradan öğrenilen kültürdür. Yani insanların atalarından öğrendiği kültürdür.
Toplum üyeleri bu kültürü genellikle yavaş yavaş öğrenir. Daha çok ilkel
toplumlarda geçerli olan bir kültürdür. Cofigüratif kültür (eşzamanlı oluşan kültür),
bireylerin çağdaşları ile birlikte öğrendikleri kültürdür. Toplu yaşamda insanların
birlikte olmaları sonucu öğrenilen kültür biçimidir. Prefigüratif kültür, yaşlıların
gençlerden öğrendiği kültürdür. Yaşlıların, gençlerin yarattığı kültürel değerleri
benimsemesi yani yeni ve eski kültürün birleşmesidir.

103
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Kültür ve Davranış İlişkisi

KÜLTÜR DEĞİŞMELERİ
İnsana ve topluma ait tüm değerler değiştiği gibi kültür de değişir. Evrende
sabit bir şey yoktur; her şey sürekli bir akış ve oluş içindedir. Kültür de değişir,
dönüşür ve bir halden başka bir hale girer. Kültür değişmesi, hâkim veya egemen
kültürün kendisini değiştiren içsel ve dışsal faktörlerin etkisiyle kültürel yapıda
meydana gelen değişimdir. Malinowski’ye göre kültür değişmesi; bir toplumun
mevcut sosyal, maddî ve manevî yapısının bir biçimden başka bir biçime
dönüşmesi sürecidir. Kültürel değişme fonksiyonel bir durumdur, sadece soyut
veya manevî kültür öğeleriyle sınırlı değildir. Kültür değişmesi sonucunda bir
toplumun siyasî, ekonomik ve sosyal yapısında gözle görülür değişmeler yaşanır.
Kültürel değişme, toplumun genelinin veya bazı kurumlarının kültürel
özelliklerinin kalıcı birtakım değişikliklere uğraması anlamına gelir. Ancak kültürel
değişim hiçbir zaman kültürel başkalaşma anlamına gelmez [19]. Kültürel
değişimde kültürün asıl öğeleri korunurken, kültürel başkalaşmada kültürün asıl
öğeleri de ortadan kalkar ve başka bir kültürel yapı ortaya çıkar. Kültür değişmeleri
birçok faktöre bağlı olmasına rağmen, bunlardan daha önemlisi kültürün kendi
içinde değişmesidir. Bu çerçevede kültür değişmelerine etki eden bazı faktörler
vardır. Bunlardan belli başlı olanları aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.

Teknoloji ve Ekonomik Faktörler


Teknoloji üretim için kullanılan yöntemler ve araçlardır. Teknoloji yardımıyla
üretim araçları dönüştürülerek kullanım için yararlı hale getirilir. Teknoloji, fizikî
çevredeki işlenmemiş kaynakları toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir duruma
getirmek için kullanılan araçlar ve yöntemlerdir. Teknolojinin kullanılması salt bir
Her teknolojik ürün, fiziksel aracın veya âletin kullanılmasından ibaret değildir. Televizyonun, cep
onu kullanana kendi telefonları veya otomobilin toplum yaşamına girmesiyle birlikte Türk aile ve
kültürünü zamanla
toplum yapısında önemli dönüşümler yaşandı. Bu dönüşüme veya değişime neden
kabul ettirir.
olan faktörlerden biri de söz konusu edilen teknolojilerin kullanılmasıdır.
Dolayısıyla bir teknolojik aracı alıp onun kültürünü almamak mümkün değildir. Her
teknolojik ürün, onu kullanana kendi kültürünü zamanla kabul ettirir.
İnsanların ekonomik güçleri değiştikçe satın alma ve tüketim alışkanlıkları,
zevkleri, arzuları, heyecanları kısaca yaşam biçimleri de değişir. Kültürün aynı
zamanda bir yaşam biçimi olduğu dikkate alınınca ekonomik yapıda meydana
gelen bir değişim, beraberinde kültür değişimini meydana getirir [20]. Ekonomik
yapıdaki değişim teknoloji gibi öncelikle kültürün maddî unsurları üzerinde etkili
olur; ancak yaşamı maddî ve manevî olarak ayırmanın olanağı olmadığı için
ekonomik veya teknolojik nedenlerle maddî kültür unsurlarında yaşanan bir
değişim, kültürün maddî ve manevî yapısı üzerinde etki ederek kültürel değişime
neden olur.

Fizikî Çevre Faktörleri


İnsanlar bir bakıma çevrelerinin ürünüdür. Çevresini değiştiren insanların
yeme içme alışkanlıkları, yerleşim tarzları, kısaca yaşamın maddî unsurlarında

104
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Kültür ve Davranış İlişkisi

önemli değişimler yaşanır. Bu değişimlerin diğer adı kültür değişmesidir. Çevresel


faktörlerde yaşanan değişim ya köklü bir iklim değişimi sonucunda ya da göç
nedeniyle olur. İklim değişimi gibi coğrafî şartlarda yaşanan değişim, insanların
yeme, içme, barınma, giyinme gibi gündelik yaşamında önemli değişimlere neden
olur. Bütün bunlar kültürel değişmedir.

Başka Kültürlerle Temas


Adına bilgi veya iletişim çağı denilen bir dönemde toplumların birbirleriyle,
daha doğru bir ifadeyle kültürlerin birbirleriyle teması hızla artıyor. Bu dönemde
kültürel etkileşim, daha önceki dönemlerle karşılaştırılmayacak kadar hız kazanmış
durumda. Kültürleri ve inançları belli bir coğrafyada tutmak kolay olmadığı gibi
iletişim teknolojilerinin hızla geliştiği bir ortamda kültürel etkileşimin önüne
geçmek de kolay olmamaktadır [21]. Bir kültür başka bir kültürle temasa geçtiği
zaman özellikle güçlü veya egemen kültür, göreli olarak daha zayıf kültürü etkisi
altına almakta; ancak ondan da belli ölçüde etkilenmektedir.
Bir kültür başka bir kültürle temas sağladığı zaman kültürün maddî
unsurlarındaki değişimi manevî unsurlardaki değişim izler. Maddî kültürdeki bir
değişimi manevî kültürdeki değişimin izleyememesi durumunda kültürel
gecikmeden kaynaklanan bir kültürel açık ortaya çıkar. Ancak bu açık uzun süreli
bir açık veya gecikme değildir. Aristo’nun dediği gibi “Doğa boşluk kabul etmez.”
gerçeğinden hareketle, kişi ya kültürün maddî unsurunu alıp ona göre yaşamaya
başlar veya aldığı maddî unsuru kendisine benzeterek onu benimser (merdaneli
Kültürün kendi içinde çamaşır makinelerinin Anadolu köylerinde yayık olarak kullanılması gibi).
değişmesi, kültür
Kültürün Kendi İçindeki Değişme ve Gelişmeleri
unsurlarının yavaşça
değişmesi, sosyal Kültür değişmeleri konusunda önemli kavramlardan biri kültürleşme,
değişmeye yol açar. kültürleme ve kültürlenmedir. Burada kültürleşme, insanın tüm yaşam evrelerini
kapsayan bir süreçtir. Kültürleşme, insanla çevresi arasındaki kültürel etkileşim
sonucunda ortaya çıkar. Kültürleme, bireyin doğumundan ölümüne kadar
toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde kendini düzenlemesi ve uyum
yönünde çaba göstermesidir. Kültürlenme, farklı kültürler arasında etkileşim
sonucunda ortaya çıkan bir kültürel değişime durumudur. Farklı bir kültürel
Egemen bir kültürün çevrede yaşamaya başlayan bireyin kendi kültüründe bulunmayan yeni
daha zayıf bir kültürü alışkanlıklar edinmesi kültürlenmedir. Özellikle göç durumlarında bir bireyin
etkisi altına alması, onu kendine özgü kültürü, karşılaştığı yeni kültürden etkilenerek değişimler meydana
kendi içinde eritmesi
gelir. Bu değişimi sağlayan şey, karşılaştığı bu yeni kültürün öğeleridir.
şeklinde olursa buna
asimilâsyon denir. Kültür değişmelerinde önemli kavramlardan biri de kültürel yayılmadır.
Kültürel yayılma belli bir kültürü bilinçli çabalarla başka topluma kazandırma
çalışmasıdır. Geçmişte ve bugün misyonerler, tüccarlar ve diğer göçmen gruplar
aracılığıyla yayılan popüler kültür, günümüzde ise özellikle kitle iletişim araçları
aracılığıyla toplumların otantik kültürlerini ortadan kaldırarak kozmopolit bir
küresel kültür ortaya çıkarmaktadır. Kültürel yayılma bir bakıma yeni bir kültür
kazandırma faaliyeti değildir; aksine doğal ve toplumsal çevrenin denetimini
kolaylaştırmak için yürütülen kültürsüzleştirme durumudur.

105
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Kültür ve Davranış İlişkisi

Serbest Kültür Değişmesi


Kültür değişmeleri iki şekilde olur. Bunlardan biri serbest kültür değişmeleri,
diğeri zorunlu kültür değişmeleridir. Serbest kültür değişimi, farklı kültürel yapılara
sahip toplumların karşılaşması durumunda yaptıkları kültürel alışveriştir. Serbest
kültür değişimi aynı zamanda bir kültürün eğitim, teknolojik ve ekonomik
gelişmeler sonucunda kendi içinde serbestçe değişmesi anlamına gelir.

Zorunlu Kültür Değişmesi


Zorunlu kültür değişmesi, bir toplumun başka bir toplumu hâkimiyeti altına
almasıyla, kendi değerlerini, inancını ve topyekûn kültürünü diğer topluma kabul
ettirmesidir. Zorunlu kültür değişmesi bazen bir toplumda iktidar erkini ele
geçirmiş bir grubun üstten aşağıya doğru, yabancı bir kültürü veya bunun belirli
unsurlarını, çoğunluğa rağmen, toplumun geneline kabul ettirmeye çalışması
şeklinde ortaya çıkar [22]. Egemen bir kültürün daha zayıf bir kültürü etkisi altına
alması, onu kendi içinde eritmesi şeklinde olursa buna asimilâsyon denir.
Zorunlu kültür değişmeleri, çoğunlukla şu yollarla gerçekleşebilir:
 Bir toplumun, başka bir toplumu işgal etmesiyle kendi kültürünü zorla
benimsetmesi (emperyalist yöntem)
 İktidar gücünü ele geçiren bir ihtilâlcı grubun sosyal, ekonomik, kültürel ve
siyasî anlayışlarını veya ideolojilerini topluma zorla benimsetmeye
Kültür bir bireyin her çalışması
tür bilgisini, inancını,
değerlerini, Kültür ve Davranış İlişkisi
alışkanlıklarını, tutum
Kültürle davranış arasındaki ilişkiden önce, kültürle inanç arasındaki ilişki
ve davranışlarını içine
alır. üzerinde durmak gerekir. İnanç kelime anlamı itibarîyle bir düşünceye gönülden
bağlı olmak demektir. Burada bağlanılan şey kültürde olduğu gibi maddî (servet,
zenginlik, mevki makam) ya da manevî bir şey (statü, itibar, din) olabilir.
Dolayısıyla kişinin inancı gereği değerli gördüğü tüm maddî ve manevî faktörler
aynı zamanda onun kültürünün parçasıdır. Daha önce de ifade edildiği gibi kültür,
bir bireyin veya bir toplumun sahip olduğu tüm maddî ve manevî değerlerinden
oluşur. Kültür bir bireyin her tür bilgisini, inancını, değerlerini, alışkanlıklarını,
tutum ve davranışlarını içine alır.
Her toplumun kendine özgü inançları ve değerleri vardır ve bunlar o
toplumun kültürünün öğeleridir. Bunlar aynı zamanda bir kültürü diğerinden
ayıran manevî kültür unsurlarıdır. Bir kültür başarı göstermeyi yüceltirken, başka
bir kültür adaletli veya kahramanca bir davranışı daha fazla yüceltebilir. Bir
kültürde özgürlük serbestlik şeklinde anlaşılırken, başka bir kültürde özgürlük
sorumluluk tarzında anlaşılır ve bütün bu anlayış farklılıkları kişinin inancına yansır.
İnançlar ise davranışın temelinde yatan en önemli faktörlerden biridir.

106
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Kültür ve Davranış İlişkisi

Bireysel Etkinlik
•Genel kültür, toplumu oluşturan bireylerin kültürlerinin toplamından
mı ibarettir, yoksa genel kültür toplumu oluşturan bireylerin
kültüründen farklı mıdır? Çevrenizde farklı alt kültürlerden gelen
insanlarla konuşarak kendi alt kültürünüzle onlarınkiler arasındaki
farkları ve söz konusu farklılığın kaynağını tespit etmeye çalışın.

107
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Kültür ve Davranış İlişkisi

•KÜLTÜR KAVRAMI VE ANLAMI: Kültür, bir toplumun tarihsel süreçte edindiği


tüm maddi ve manevi değerler bütünüdür. Taylor’a göre kültür, insanın bir
toplum üyesi olarak edindiği bilgi, inanç, sanat, ahlâk, hukuk ve törelerle her
türlü beceri ve alışkanlıklarını içeren karmaşık bir bütündür.
KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ : Kültürel norm ve kalıpların özellikleri şunlardır:
Özet
Evrensellik, toplumsallık, süreklilik, tarihsellik, öğrenilirlik, kalıtsallık,
devingenlik ve değişkenlik, fonksiyonellik, birlik içinde çokluk, yayılma,
görelilik, rasyonel olmama, sembolik olma.
KÜLTÜRÜN UNSURLARI
Kültürü oluşturan unsurlar şunlardır: Aile, dil, eğitim, ekonomi ve teknoloji,
sanat, inançlar, değerler ve normlar, normlar, devlet, adetler (ritüeller). Örgüt
kültürünü oluşturan farklı unsurlar şunlardır: Liderler ve kahramanlar,
kahramanlar, törenler, simge (sembol)ler, varsayımlar, kurumsal normlar,
artifaktlar, hikâyeler ve efsaneler, kurumun tarihi.
KÜLTÜR TÜRLERİ
•Kültürün; genel kültür, üst kültür veya alt kültür, maddî kültür ve manevî
kültür, bireysel kültür, ulusal ve evrensel kültür gibi türleri bulunmaktadır.
Bireysel Kültür ve Toplumsal Kültür: Bireysel kültür, bireyin içine doğduğu
genel kültürden aldığı somut ve soyut değerler bütünüdür. Toplumsal kültür
veya genel kültür ise bir toplumu oluşturan bireylerin paylaştıkları duygu,
düşünce, davranış ve inançlardan oluşan kalıplar, normlar ve değerlerin
toplamıdır. Milli (Ulusal) ve Evrensel Kültür: Kültür özü ve içeriği itibarîyle
özeldir; bireye ve topluma hastır. Törenler, alışkanlıklar, mimarî ve sanat
eserleri, barınma ve giyinme biçimleri toplumlara örgüdür. Evrensel kültür, bir
çağa ve bir tarihsel döneme dünya ölçüsünde hâkim olan, diğer kültürlere
baskın çıkan herhangi bir “çoğul kültür”dür. Genel (Milli) Kültür: Genel kültür,
özel bir toplumun genel alışkanlıkları, değerleri, inançları, sanat ve mimarî
şekilleri, kısaca somut ve soyut tüm değerlerini ifade eder. Alt Kültür: Alt
kültür, bir topluma hâkim olan genel kültür veya üst kültürden farklılık
gösteren ve azınlık gruplarınca benimsenen kültürdür. Maddî Kültür ve
Manevî Kültür: Kültürün maddî ve manevî olmak üzere iki yönü vardır. Birincisi,
insanın kendi eseri olan yapılar, teknikler, yollar, üretim ve ulaştırma vasıtaları
gibi gözle görülür unsurlardan ibaret maddî kültür unsurlarıdır. İkincisi, bir
milleti millet yapan ve onun kimliğini belirleyen örfler, adetler, inanç ve
değerlerden meydana gelen manevî kültür unsurlarıdır. Karşı Kültür: Hâkim
kültürün genel özelliklerini reddeden ve onunla açıkça çatışmaya giren
toplumsal grupları nitelendiren kültüre “karşı kültür” denir. Post Figüratif,
Cofigüratif ve Prefigüratif Kültür: Post figüratif kültür, sonradan öğrenilen
kültürdür. Cofigüratif kültür (eşzamanlı oluşan kültür), bireylerin çağdaşları ile
birlikte öğrendikleri kültürdür. Prefigüratif kültür, yaşlıların gençlerden
öğrendiği kültürdür.
•KÜLTÜR DEĞİŞMELERİ ve TÜRLERİ
•İnsana ve topluma ait tüm değerler değiştiği gibi kültür de değişir. Evrende
sabit bir şey yoktur; her şey sürekli bir akış ve oluş içindedir. Kültür değişmesi,
hâkim veya egemen kültürün kendisini değiştiren içsel ve dışsal faktörlerin
etkisiyle kültürel yapıda meydana gelen değişimdir.
•Kültür değişmelerine neden olan faktörler şunlardır: Teknoloji ve ekonomik
faktörler, fiziki çevre faktörleri, başka kültürlerle temas, kültürün kendi
içindeki değişme ve gelişmeleri.
•KÜLTÜR VE DAVRANIŞ İLİŞKİSİ
•Kültürle davranış arasındaki ilişkiden önce, kültürle inanç arasındaki ilişki
üzerinde durmak gerekir. İnanç kelime anlamı itibarîyle bir düşünceye
gönülden bağlı olmak demektir. Her toplumun kendine özgü inançları ve
değerleri vardır ve bunlar değişince davranışlar da değişir.

108
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

You might also like