Professional Documents
Culture Documents
• Sosyal/kültürel antropolojinin konusu, tek kelimeyle, kültür'dür. Ancak kültürü, değil bir kelime, başlı başına
bir “deneme”yle bile anlatmak, tanımlamak kolay bir iş değildir.
• Amerikalı iki antropolog kültür ve kavramının 164 farklı tanımını derlemiştir. Bu derlemeyi eleştiren bir
sosyal bilimci (Berelson, 1964) bilimsel bir kavramın bu kadar çok tanımı varsa onun tanımlanamayacağını
kabul etmek gerekir, demektedir.
• «Kültür» kavramı neden tanımlanamıyor? Uzmanlar belli bir tanım üzerinde neden
anlaşıp birleşemiyorlar? Güçlük nereden geliyor?
Güçlüğün kökeni kültür sözünün “çok anlamlı” oluşunda aranabilir.
Kültür, şu temel kavramlar karşılığında kullanılan soyut bir sözcüktür.
• Kültür, bir toplumun ya da bütün toplumların birikimli uygarlığıdır. (Bütün kültürler,
eğitim türleri, sanatlar ve teknolojiler)
• Düşünüş Olarak
• Kültür, belli düşüceler sistemi ya da bütünüdür. (Wissler)
• Kültür, ya da uygarlık, bir toplumun üyesi olarak, insanoğlunun öğrendiği (kazandığı)
bilgi, sanat, gelenek-görenek ve benzeri yetenek, beceri ve alışkanlıkları içine alan
karmaşık bir bütündür.
• Kültür, öğrenilmiş, saklanmış ve öğretilen; eğitimle yeni kuşaklara aşılanan bir muhtevadır.
• Kültürün ne olup olmadığı öğrenmek için onun bazı özellik ve ilkeleri üzerinde daha
ayrıntılı ve açıklayıcı olarak durmakta yarar vardır.
KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ
1. Kültür Öğrenilir
Kültür, içgüdüsel ve kalıtımsal değil, her bireyin doğduktan sonraki yaşantısı içinde
kazandığı alışkanlıklardır. (davranış ve tepki eğilimleri)
İnsanlar nasıl oluyor da bir yiyeceği diğerine tercih ediyorlar? Neden at eti yemiyor
veya dana eti yemeyip domuz eti yiyor? Müzik zevkleri nasıl kazanılıyor?
Kültür genellikle doğrudan bir iletişimle aile içinde veya okullarda kazandırılır.
Anne babanın çocuğuna, birisi ona bir şey verdiğinde teşekkür etmelerini söylemeleri
gibi. Kültür gözlem yoluyla da aktarılabilir. Çocuklar çevrelerinde olup bitene dikkat ederler.
Davranışlarını sadece diğer insanlar söylediği için değil, gözlemleri ve içinde bulundukları
kültürün neyi doğru neyi yanlış bulduğuna ilişkin artan bilinçleri sonucunda da değiştirirler.
• 2. Kültür Tarihîdir ve Süreklidir
• Bütün hayvanlar öğrenme yeteneğine sahiptirler ve bir şeyler öğrenirler. Fakat kazandığı
alışkanlıkları ve öğrendiği yeni bilgileri tümüyle yavrusuna öğretebilen tek varlık insan'dır.
• Bir köpek evcilleştirilebilir, bazı davranış ve becerileri öğrenip kazanabilir. Fakat köpek bunları
kendi yavrularına öğretemez; onların yeniden ele alınıp terbiye edilmeleri gerekir. İnsanın bu
alandaki üstünlüğü ve biricikliği belki de bir dili konuşma yeteneğinden geliyor. Eğer, kültür bir
kuşaktan diğerine geçiyorsa, yani sürekliyse, onun her kültürde ortak nedenleri ve sonuçları
vardır.
• Eğitim, çocuğun yalnız bakımını ve korunmasını değil, onun doğuştan gelen eğilim ve
dürtülerinin sosyal hayatın koşullarına göre sınırlanmasını, kısıtlanmasını öngörür. Her kültürel
sistem üyelerini besler; fakat kimlerin nerelerde, ne zamanda, neleri, nasıl yiyeceklerini yine
kültür belirler. Kültür dendiğinde akla önce töreler gelir. Çünkü kültürün sürekliliğini gelenek ve
görenekler sağlar. İşte bundan ötürü, kültürün «yaradılışa» uzanan dolaylı bir geçmişi vardır.
• 3. Kültür Toplumsaldır, Paylaşılır
Kültürel sistemin öğretileri, örgütlenmiş birliklerde, kümelerde ya da toplumlarda
yaşayan insanlarca yaratılır ve ortaklaşa paylaşılır. Bir grubun üyeleri tarafından paylaşılan
alışkanlıklar, kabul edilen davranış, tutum ve değerler o grubun kültürüdür.
Dünyanın pek çok ülkesinde kültür, yaş, bölge, etnik hareketler, din, sınıf ve diğer
sosyal faktörler tarafından çeşitlilik gösterir.
Ülkemizde güney illerinde yetişen insanların özellikleriyle Batı bölgelerinde yetişen insanların
damak tatları, yemek tercihleri, konuşma tonlamaları ve ilgileri arasında farklar vardır.
Bunlara rağmen bu insanlar belirli sembolleri, dil kalıplarını, inanç sistemlerini paylaşarak ortak
bir kültür oluştururlar. Bütün kültürler, kendi yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar ve bu çabalarında
birbirlerine benzerler.
• 4. Kültür semboliktir, dil aracılığıyla aktarılır
Kültürü belirgin kılan şey insanların davranışlara ve objelere
atfettikleri sembol ve anlamlardır.
• Manevi Öğeler: Bunlar toplumun yaşamını düzenleyen değer, inanç, yasa, gelenek,
görenek ve ahlak kurallarından oluşur.
Kültürün Maddi ve Manevi öğeleri
• Din • Mimari
• Şehircilik
• Halk İnanışları
• Sinema
• Ahlak
• Spor
• Tiyatro
• Müzik
• Tarih
• Ekonomi
• Eğlence
• Gelenek
Kültüre Ait Bazı Kavramlar
• Kültür içindeki bir farklılık gerçek ve ideal kültür olarak belirlenen bir uyumsuzluktur.
• İdeal kültür toplumu bir arada tutan norm ve değerlerin sadece kurallarda geçerli olmasıdır.
• Gerçek kültür ise bu norm ve değerlerin pratikteki, günlük yaşamdaki uygulanış veya
bulunuş biçimidir.
• Örneğin, eşitlik değeri üzerinde özellikle duran bir toplumda eğer milyonlarca insan
gerçekte açlık ve sefalet içersinde yaşıyorsa ideal ve gerçek kültür arasında farklılık var
demektir.
• Veya benzer bir biçimde demokratik hak ve özgürlükler üzerinde özellikle duran bir
toplumda, bireylerin seçme ve seçilme özgürlükleri yoksa burada da ideal ve gerçek
kültür farklılığını görebiliriz.
Yüksek Kültür
• Alt kültür üyelerinin diğer alt kültürlere etnosentrik tutumları vardır. Yani kendi alt kültürünü
üstün görüp diğerlerini aşağılarlar.
• Alt kültürler arasındaki farklılıklar büyüdükçe bu gruplar arasındaki sosyal çatışmaların
derecesi de artar.
Alt Kültürler
Karşıt Kültür
• Karşıt kültür (counter culture) ise bir alt kültür olup değer, norm ve yaşam
biçimleri açısından içinde yaşanılan kültüre ters düşen tutum ve davranışları
içerir. Bu gruplar toplumun sahip olduğu hatta gurur duyduğu norm ve değerleri
reddederek, karşıt tutum ve davranışlara sahiptirler.
• Karşıt kültürler özellikle gençler arasında yaygın olarak görülür. Çünkü, yirmi yaşında
bir gencin yeni kültürel standartlara uyumu daha kolayken, altmış yaşında bir insanın
yeniliklere uyumu kolay değildir. Yaşlılar içinde yaşadığı baskın kültüre artık
etnosentrik duygularla bağlanmışlardır.
Bir karşıt kültür örnekleri
Bir başka karşıt kültür örneği: 1960’lardaki Hippiler Ya Da Çiçek Çocuklar
KÜLTÜREL SÜREÇLER
Kültürleme (Enculturation):
Sosyal bilimlerdeki sosyalizasyon ya da geniş anlamıyla eğitim. Doğumdan ölüme kadar,
bireyin, toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde etkilenmesi ve değiştirilmesi.
Kültürel Yayılma (Diffusion):
Belli bir toplumda, dıştan içe doğru ya da içten dışa doğru, maddi ve manevi öğelerin sürekli
yayılması.
• Kültürleşme (Acculturation): Kültürel yayılma süreciyle gelen maddi ve manevi öğelerle,
başka kültürden gelen birey ve grupların, belli bir kültürel etkileşime girmesi ve var karşılıklı
etkileşim sonunda her ikisinin de değişmesi.
• Kültürlemenin tersi bir süreçtir. Kültürleme süreci kendi toplumundan öğrendikleri iken
kültürleşme başka toplumlardan alınan ya da karşılıklı etkileşimdir.
• Kültürlenme (Culturatition):
Belli bir toplumun alt kültürlerinden ya da farklı topluluklarından kopup gelen birey ve grupların buluşması ve
bir etkileşim süreci sonunda, asıl kültür ve alt kültürde bulunmayan yepyeni bir birleşime varılması, ulaşılması.
• Kültür Şoku (Culture shock):
Bir kültürden başka bir kültüre giden bireylerin, yeni kültüre uyum sağlamakta karşılaştıkları güçlükler, sıkıntı
ve bunalımlar, gösterdikleri tepkiler.
• Zorla Kültürleme (Trans-culturation):
• Bir kültüre mensup birey ve grupların, başka bir kültür tarafından zorla
değiştirilmesi. Osmanlı Devleti’nde gayri Müslim çocukların Enderun mekteplerinde
yetiştirilmesi.
• Kültürel özümseme (Assimilation):
Bir kültürel sistemin başka bir kültürel sistemi, giderek, kendine benzetmesi, kültürel
egemenliği altına alması.
• Kültürel Değişme veya Kültür Değişmesi (Cultural Change):
Anlatılan bütün süreçlerin ve öteki etkenlerin bir bileşkesi olarak, toplumun bütünüyle
veya bazı kurumlarıyla değişmesi ya da değişikliğe uğraması.
KAYNAKLAR