Ana Karaktereler:Uzun İhsan Efendi, Arap İhsan Efendi
Yan Karakterler: Kubelik, Bünyamin, Ebhere, Dertli, Alibaz, Hınzıryedi Zaman: İsa Mesih'ten 1681 yıl sonra, 17.y.y'da geçmektedir. Kozmik zaman. Mekan: İstanbul Bakış açısı: İlahi bakış açısı Tema: İnsanın başına ne gelirse gelsin kendi hayallerinin peşinden koşması Kişisel değerlendirme: Çok fazla anlamadığım kelime vardı bu yüzden tam anlamıyla kitabın içine giremedim. Olay örgüsü: Uzun İhsan Efendi bir dünya haritası yapma sevdasına kapılmıştır. Bu atlası hayalleriyle düşleriyle yapma gayretindedir. Ve içtiği sıvı nedeniyle günün büyük bölümünü uyuyarak geçiriyorfur. İhsan Efendi’nin dayısından kalan bir kitap kendisini çok etkiler ve kafası karışır. Ihsan Efendi oğlu Bünyamin’e, tamamladığı atlası vererek başı sıkıldığında bu atlasa bakmasını söyler. Bünyamin Zülfüyâr adlı bir casusu kurtarmak için bir kuşatmaya katılır. Zülfüyâr elindeki kapkara mıknatıslı parayı Bünyamin’e verir. Ebrehe parayı almak için Bünyamin’i arar ve babası İhsan Efendi’ye işkence yapar. Bünyamin babasını aramaya başlar. Bünyamin babasının izini yazılan kitaptan okuduğu bir cümle ile bulur. Atlas’ta Bünyamin’e ithafen yazılan yazıyla her şeyin bir düşten ibaret olduğu, anlatılanların İhsan Efendi’nin rüyaları olduğu anlaşılır. Dil ve üslup: Eski Türkçe bu yüzden ağır bir dil. CANLANMA
Kişi kadrosu: Terzi, marangoz, imam, Sis.
Zaman: Kozmik zaman Mekan: Kars'a giden yol Bakış açısı: İlahi bakış açısı Tema: Olay örgüsü: Bir gün bir terzi, bir marangoz ve bir imam Kars'a doğru yolculuk yaparken karşılaşırlar ve yola beraber devam etmeye karar verirler. Saat akşam saatlerine vardığında dinlenmek için aralarında nöbet tutacaklardır. İlk önce marangoz nöbet tutar. Marangoz nöbet tutarken birden bir silüet görür ve kendisini birinin izlediğini sanır. Silüete seslenir ama ses gelmez. O da yaklaşır ve silüetin aslında büyük bir kütük parçası olduğunu farkeder. O an da aklına bir fikir gelir. Hazır yapıcak hiç bir işi yokken bu kütüğü oymaya başlar. İşi bittiğinde kütüğe bakar ve harika bir insan figürü yaptığını görür. Bu süre zarfında yorulmuştur ve gidip terziyi kaldırır, ve kafasını koyduğu gibi uyur. Terzi uyandığında dolaşmaya kalkar ve uzakta bir insan görür. O da marangoz gibi seslenir ama ses gelmez. Yaklaştığındaysa bunun bir heykel olduğunu görür. Gözlerine inanamaz ve marangozun ne kadar yetenekli olduğunu düşünür. Bu sırada aklına bir fikir gelir, madem arkadaşı böyle güzel bir fikir yapmış kendisi de buna bir katkı sağlamak ister. Heykele güzel elbiseler, şallar, takılar giydirir. En sonunda heykele baktığındaysa mükemmel bir kadın yarattığını görür. O da artık çok yorulmuştur ve gidip imamı kaldırır. İmam kalktığında bir dere bulmak için dolaşmaya başlar. Hava da iyice soğumuştur eve ateş yakacaktır. Dolaşırken ileride bir kadının olduğunu görür. Seslenir, ses gelmez. Kadına yaklaştığında ise bunun bir heykel olduğunu görür. Gözlerine inanamaz ve arkadaşlarının bu yetenekleri onu şok eder. İmam kendi ne yapabileceğini düşünür. En sonunda Allah'a bu güzel kadını canlandırma için dakikalarca dua eder. Birden arkasında bir sıcaklık hisseder. Kendisinin yakmayı planladığı ateş yakılmıştır ve başında bir kadın oturuyordur. Çok şaşırır, hemen gidip arkadaşlarını kaldırır. Arkadaşları uyanıp kadını görünce gözlerine inanamazlar. Kadın konuşmaz, sadece adını söyler. Adı Sis'dir. Artık sabah vakti olduğu için yola çıkmaları gerekiyordur. Ve bu üç arkadaş aralarında Sis'in hangisine ait olduğuna dair bir kavgaya tutuşur. Sis çok korkar. Arkadaşlar sonunda bir hocaya gitmeye karar verirler. Hocanın yanına geldiklerinde hocaya olanları anlatırlar ve Sis'in hangisiyle evlenmesi gerektiğini sorarlar. Hoca onların saçmaladığım düşünüp onları kovar. Sadece Sis ve hoca kaldığında hoca Sis'e "Ben olmasam onlar seni paylaşmaya çalışıyordu. Ben seni onlardan kurtardım, benimle evlenmelisin." der. Sis çok korkar ve ordan kaçar. Koşar koşar ve toprak bir alanda durur. Ayakları yavaşça toprağa batmaya başlar, sonra vücudu... Sis eski formuna geri dönüp bir ağaca dönüşür. Dil ve üslup: Akıcı bir dil kullanılmıştır.