You are on page 1of 494

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ

2021 YILI BAHAR DÖNEMİ

OYUN TERAPİSİ
DR. YUNUS YÜCEL
2

OYUN TERAPİSİ
İlk 3 Hafta:
Oyun Terapisine Giriş; Dersin İçeriği Ve Önemi.
Oyun Terapisinin Tarihçesi Ve Fonksiyonları
Çocuğun Doğasını Anlamak
Oyun Terapisinin Aşamaları
Oyun Terapisinde Temel Konular

DR. YUNUS YÜCEL


3

Program
Oyun Nedir? Tarihçesi?
Oyun Terapisinin Fonksiyonları
Oyun Terapisinde Etik
Oyun Terapisi Kuralları
Kullanım Alanları
Çocuğun Merak Ettiği Sorular
Oyun Odası Özellikleri
Oyuncaklar
Bulundurulması Gereken Oyuncak Çeşitleri
Yaş Dönemlerine Göre Oyun (0-12 Ay, 1-2 Yaş, 2-3 Yaş, 3-4 Yaş, 4-5 Yaş, 6-8 Yaş)
Oyun Türleri
Oyun Temaları
Oyun Terapisinin Aşamaları
İlk Görüşmede Aile İle Görüşülecekler, Alınacak Bilgiler
İlk Görüşmede Çocuk İle Görüşülecekler, Zamanlama, Oyun Odası Kuralları
Terapide Sınır Koymak
4
5

Oyun Nedir?

● Oyun, somut tecrübe ile soyut düşünce arasındaki köprüdür.


● Çocuğun zeka, beden, kişilik ve sosyal gelişimini sağlayan ideal
ortam oyun ortamıdır.
Oyun yoluyla çocuk;
▪ Kendisini tanımayı ve ifade etmeyi,
▪ Düşünmeyi ve kendi başına karar vermeyi,
▪ Sorumluluk almayı,
▪ İşbirliği içinde paylaşmayı öğrenir.
▪ Dikkatini bir noktaya toplamayı ve becerilerini organize etmeyi
öğrenir.
▪ Hayal gücünü, becerilerini ve yaratıcılığını geliştirir.
6

Oyun Nedir?

● Çocuk, empati kurmayı, kurallara uymayı, başka insanlarla


etkileşim halinde bulunmayı, kendi duygularının farkına
varmayı, dürtülerini kontrol etmeyi ve okula uyum sağlayacak
davranışlar edinmeyi oyun yoluyla öğrenir.

● Çocuk için en büyük problemlerden biri hareketsizliktir. Çocuk,


oyun ile hareketsizlikten kurtulur ve bağımsızlığını ilan edebilir.
Bu da çocuğun kendine olan güvenini geliştirir.
7

Oyun Nedir?

● Piaget’e göre oyun, uyumdur.

● Karl Gross’a göre oyun bir pratiktir. Yetişkinler ileride


karşılaşacağı davranış biçimlerini oyun yoluyla elde ederler.
8

Oyun ve Önemi
● İnsanlar dahil olmak üzere çeşitli türler için oyun
neredeyse yemek ve uyku kadar önemlidir. Yavrunun
doğasıdır.
● Oyunla birlikte gelen yoğun duyusal ve fiziksel
uyarılma, beyinde elektriksel devrelerin oluşumuna
yardımcı olur ve nöron kaybını engeller (Perry,1977).
● «Çocuğun, dinlenme ve boş zaman değerlendirme,
yaşına uygun oyun ve eğlence etkinliklerinde bulunma
ve kültürel, sanatsal yaşama serbest biçimde katılma
hakkı bulunur» (Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları
Sözleşmesi 31.1 maddesi, 1989).
9

Oyunun Tarihçesi

● Oyunun çıkış tarihi tam olarak tanımlanamasa da yapılan


arkeolojik kazılar sonucu elde edilen bulgular insanlık tarihinin
en eski dönemlerinde de var olduğunu göstermektedir.
● Klasik Yunan ve Atina’da çocuk oyunları kalıntıları
bulunmuştur. Oyuncak amacıyla kullanılmış metal ve topraktan
yapılmış kaplara, oyun sahnelerinin yer aldığı duvar resimlerine
rastlanılmıştır.
● Antik Yunan düşünürleri Aristo ve Plato’nun da çocuk oyunları
hakkında görüşleri olmuştur. Özellikle 3-6 yaş döneminin oyun
açısından önemli bir dönem olduğu vurgusu eski tarihlere
dayanmaktadır.
Oyun Terapisi
10

Küçük Hans ile gerçekleştirdiği çalışmalar ile terapötik


oyun fikrini psikoterepi pratiğine alan ilk kişi Freud
(1909) olmuştur.
Moreno ise Psikodrama’nın felsefesini, göçmen çocukların
oyunlarından yola çıkarak oluşturmuştur.

Rogers’ın «danışanı merkez alan» terapi metodunu


Virginia Axline (1976) «oyun tedavisi» şeklinde
kullanmıştır.
Rogers, teknik beceriden çok, bir insan olarak terapistin
başlıca tedavi aracı olduğunun inancındaydı.
Axline, oyun arkadaşı olan terapist ve oyunun, çocuk için
tedavi aracı olduğu üzerine çalıştı.
Kuşlar uçar,
balıklar yüzer ve
çocuklar oyun oynar.
Garry L. Landreth

11
12


Oyun Terapisinin Fonksiyonları
13

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

Schaefer (1999), oyunun terapötik gücünü bütünüyle


tanımlamıştır:

Kendini ifade etme: «Çocuklar bilinçli düşüncelerini


ve duygularını oyun etkinlikleri aracılığıyla sadece
kelimelerle ifade edebileceklerinden çok daha iyi
ifade ederler.»
14

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

2.Bilinçdışına erişim: Çocuk, özel olarak seçilmiş


oyuncaklar, oyunlar ve malzemeler aracılığıyla
yansıtma, yer değiştirme ve sembolizasyon üzerinden
bilinçdışı çatışmalarını ortaya çıkarabilir.

3. Doğrudan ve dolaylı öğretim: Oyun,


danışanlardaki bilgi ve beceri eksikliklerini doğrudan
öğrenme ve üstesinden gelme imkanı sağlar.
15

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

4. Duygusal boşalma: Çocuklar stresli ve travmatik


yaşantılarını yeniden canlandırabilir ve rahatlayabilir,
böylece bunlar üzerinde bir güç ve kontrol duygusu
kazanabilirler.

5. Stres aşılama: Evden taşınma, okula başlama,


kardeş doğumu gibi yaklaşmakta olan stresli olaylar
karşısında ortaya çıkması beklenen kaygı, olayı
önceden canlandırarak azaltılabilir.
16

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

6. Olumsuz duygulanımın karşı şartlandırılması:


Kaygı ve rahatlama ya da depresyon ve oyunbazlık gibi
birbirini dışlayan iki içsel durumun aynı anda var
olması mümkün değildir.
Bu nedenle bir çocuğun karanlık bir odada saklambaç
oynamasını sağlamak çocuğun karanlık korkusunu
yenmesine yardımcı olabilmektedir.
17

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

7. Katarsis (arınma): Duygusal dışa vurum ya da


etkinlikler aracılığıyla daha önce bastırılmış ya da
kesintiye uğramış duyguların serbest bırakılmasına ve
tamamlanmasına olanak sağlar.

8. Olumlu duygulanım: Çocuklar oyun oynarken daha


az kaygılı ve depresif hissetme eğilimindedirler.
Keyifli etkinlikler mutluluk duygusunun artmasına ve
sıkıntının azalmasına katkı sağlar.
18

Oyun Terapisinin Fonksiyonları


9. Yüceltme: Kabul edilemez duyguların sosyal açıdan
kabul edilebilir alternatif eylemlere yönlendirilmesini
sağlar.

10. Bağlanma ve ilişkiyi geliştirme: Oyun, ebeveyn


ve çocuk arasındaki olumlu duygusal bağı güçlendirir.

11. Ahlaki yargı: Kurallı oyunlar ile birlikte çocuk


sınırları keşfeder.
19

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

12. Empati: Rol yapma aracılığıyla çocuklar bir


başkasının bakış açısına girebilme kapasitesini
geliştirebilir.

13. Güç/kontrol: Bir felaket esnasında hissettikleri


çaresizlik duygusuna belirgin bir biçimde zıt olarak
oyun onlara, sağlam bir güç ve kontrol duygusu sağlar.
20

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

14. Yeterlilik ve özdenetim: Oyun ve öyküler, benlik


saygılarını arttıran yetkinlik ve öz yeterlilik duygusu
kazandıran araçlar aracılığıyla yaratıcılık için sınırsız
olanak sunar.

15. Benlik algısı: Oyun çocuğa, bağımsız bir birey


olma, kendisi için düşünme, kendi kararlarını verme ve
kendinin keşfetmenin içinde saklı gücü fark etmesi
için de fırsatlar sunar.
21

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

18. Fantezinin dengelenmesi: Çocuklar oyunlarında


arzularını temsili olarak hemen tatmin edebilirler.
Korkak bir çocuk cesur, zayıf bir çocuk güçlü olabilir.

19. Gerçekliğin sınanması: Oyun, çocuklara sosyal


durumlardaki ipuçlarını okumak için alıştırma olanağı
sağlar ve çocukların fanteziyi gerçek durumdan ayırt
etmesine yardım eder.
22

Oyun Terapisinin Fonksiyonları

20. Davranışsal prova: Oyunun güvenli ortamı


içerisinde saldırganlığa karşı girişkenlik gibi sosyal
açıdan kabul edilebilir davranışlar prova edilebilir.

21. Dayanışma ilişkisi inşa etme: Özellikle terapi


sürecinde danışan ile iyi bir ilişki geliştirilmesine
aracılık eder.
23

● İnsanın içinde kendini iyileştirme gücü vardır.

Oyun terapisinde çocuk içindeki bu gücün farkına varır. Bizler


«iyileştiren» değil, iyileşme konusunda birer aracıyız. Oyun yoluyla
çocuk, yaşanmış olumsuz olaylar üzerinde kontrol ve güç sahibi olur.
Yaşanılanı daha iyi anlamlandırmaya başlar.
24


Oyun Terapisinde Etik
25

Gizlilik
Ebeveyn çocuğunun süreci hakkında bilgi almak ister.
Pek çok konuda (ev ödevleri gibi) ebeveyn desteğine ihtiyaç
vardır.
Çocuk ile terapist arasında ebeveynin dahil olmadığı bir alan
bulunmalıdır. Bu süreç ile ilgili ebeveyne bilgi verilmelidir.
Ebeveynin seans sürecini «psikoloğuna şikayet ederim, psikoloğun
bana söyledi» şeklinde kullanma ihtimaline dikkat edilmelidir.
Terapist- ebeveyn- çocuk ilişkisinde sınırları olan bir ittifak
kurulmalıdır.
Ses, video kaydı ve süpervizyon her zaman izinli uygulanmalıdır.
26

o Dokunma
Her bireyin dokunma ve dokunulma konusunda sınırları vardır.
Otizm, cinsel taciz gibi durumlarda dokunma rahatsız edici olabilir.
Dokunma erkek terapist- kız danışan ve tersi durumda yanlış
anlaşılmaya müsaittir.
Küçük çocuklar sıklıkla öğretmenine aşık olma, yakınlığı yanlış
değerlendirme eğilimindedir
27

● Kendine ve Başkasına Zarar Verme

Çocuğun kendisine ve başkasına zarar verme riski bulunduğunda


gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır. Ebeveyn ve ilgili merciilere
bildirilmelidir.

● Zarar Verme ve Yeterlilik

Psikoterapide en önemli kural zarar vermemektir. Yeterli ve Yetkin


olmadığımız konularda çalışmak zarar verme riski doğurur,
süpervizyon alınmalıdır.
28

● Özerkliğe Saygı

Çocuğun bir birey olduğu, sınırları ve sırları olduğu unutulmamalıdır.

● Hukuki Süreçler

Boşanma aşamasında çocuğun terapisti şahit gösterilebilir. Çocuğu


bilgilendirerek, anne ve babadan yazılı izin alınarak görüşmenin
kaydedilmesinde fayda vardır. Taraf tutma asla yapılmamalıdır.
29


Oyun Terapisi Kuralları
30
İlk Karşılaşma

Çocuğu, çocuğun göz hizasında ve diz «İlk


çökerek, kollarımızı açarak ve içten bir izleni
m
gülümseme ile karşılamalıyız.
önemli
»

Nilüfer
31

Oyun Terapisi Kuralları

● Çocukla Olumlu İlişki Kurabilme

Terapist, çocuk ile olabildiğince çabuk bir şekilde arkadaşça ilişki


kurmalıdır. İlk karşılaşma çok önemlidir.
32

Oyun Terapisi Kuralları

● Çocuğu Olduğu Gibi Kabul Etmek

Arkadaşça, yargılamadan, sabır ile bir ilişki kurulmalıdır. Çocuk


terapiye geldiğine göre ya kısmen yada tamamen anne baba
tarafından davranışları reddedilen bir çocuktur. Bu nedenle çocuğun
kabul görmesi çok önemlidir. Tam kabul edildiğini hisseden çocuk
suçluluk duygusunu en aza indirir. Duygularını ifade edebilme
olanağı bulur. Unutulmaması gereken nokta: «Kabul», onaylamak
değil.
33

Oyun Terapisi Kuralları

● Çocuğun İstediği Gibi Davranmasına İzin Vermek

Çocuk duygularını serbest ve hiçbir engel olmadan yaşayabilmelidir.


Terapi saati çocuk için, istediği gibi kullanabileceği bir saattir.

● Çocuğun Duygularını Yansıtabilmek

Çocuğun oyunları duygularının sembolize edilişidir. Terapist çocuğun


sembolize davranışlarını sözelleştirmeye çalışır.
34

Oyun Terapisi Kuralları

● Çocuğa Dikkat Etmek ve Saygı Duymak

Çocuğun ruhsal dengesini kurmasına olanak verilmelidir. Böylece


davranış değişiklikleri köklü olacaktır.

● Çocuğun Seansı Yönlendirmesine İzin Vermek

Çocuk terapistten yardım isterse, terapist yardım eder. Herhangi bir


şeyle nasıl oynayacağını sorarsa bilgi verir. Terapist araştırıcı sorular
sormaz.
35

Hangi Durumlarda Oyun Terapisinden Yararlanılır


● Bağlanma, ayrılma problemleri
● Gelişim geriliği
● Özgül öğrenme güçlüğü
● DEHB
● Travma, yas
● Okul problemleri
● OKB
● Depresyon
● Kaygı
● Kardeş kıskançlığı
● Yemek yeme sorunları
● Gece korkuları ve korkular
● Özgüven ve sosyal beceri
● Agresyon, saldırgan davranış
36

Çocukların Oyun Terapisine Geldiklerinde Daima Merak Ettiği Sorular

● Güvende miyim?
● Seni tanımıyorum, sen kimsin?
● Bana ne olacak?
● Ya benden istediğin şeyleri yapmazsam?
● Ya yanlış karar verirsem?
● Kabul görecek miyim?
● Yaptıklarımı beğenecek misin?
37

Oyun Odası Özellikleri

● Sessiz, güvenli, kolay temizlenebilen, düzenli olmalıdır.


● Oyuncaklar aynı düzende kalmalıdır.
● En önemlisi; oyuncaklar çocuğun ulaşabileceği yerde olmalıdır.
● Oyuncaklar oyun odasından dışarıya çıkartılmamalıdır.

Oyun odası kesinlikle olmalı demiyor kaynaklar. Taşınabilir bir


oyuncak çantası ile de uygun olabilecek mekanlarda oyun terapisi
gerçekleştirilebilir.
38

Bu Oyuncağın Adı Ne?

● Mümkün olduğunca hiçbir şeye isim vermemeye dikkat


ediyoruz.
«Bu, oyun odasında senin istediğin herhangi bir şey olabilir»
Böylece çocuğun konumlandırmalarından çıkarım yapmak da
mümkün olacaktır.

● Çocuk ısrarcı olursa; «bu bir araba ama bu oyun odasında sen ne
istiyorsan o olabilir» diyebiliriz
39

Oyuncakların Toplanması

● Oyuncakların oyun bitiminde toplanması, çocuğun tertip düzen


öğrenmesini sağlar.

● Diğer yandan oyun terapisi sırasında bilinçaltı aktive olur.


Çocuğu dış dünyaya hazırlamak, zihnini toparlamasını
sağlayacaktır.
40

Hiç Oyun Oynamazsa

● Bir süre bekleyerek zaman veriyoruz.

● Sonra odanın içindeki eşyaları gösteriyoruz. «Burada arabalar,


şurada bebekler var» şeklinde nötr ifadeler kullanıyoruz.

● «Bazen sessiz kalmayı isteyebiliyoruz, sana oyuncakları


tanıtayım, kendini hazır hissettiğinde oynayabilirsin. İstersen
ben de sana oyunda eşlik edebilirim» gibi ifadeler ile oyuna
teşvik ediyoruz ancak ısrarcı olmuyoruz.
41

Oyuncakların Taşıması Gereken Genel Özellikler

● Günlük yaşamı yansıtacak özellikte olmalıdır.


● Çabuk kırılabilecek şekilde olmamalıdır.
● Kırık oyuncaklar odada tutulmamalıdır.
● Oyuncaklar pahalı olmamalıdır.
● Oyuncaklar odanın dışına gitmemelidir. (Mesela bekleme
salonuna çıkarılmamalıdır.)
● Yaşça büyük olan çocuklar için kutu oyunları da
bulundurulmalıdır.
Oyun Odasında Bulundurulması Önerilen 42

Oyuncaklar
● Top ● Oyuncak Ayı ● Tamircilik Seti
● Arabalar ● Silah ● Doktorculuk Seti
● Ambulans, Polis, ● Mutfak Malzemeli ● Hayvanlar (Deniz,
İtfaiye Arabaları Çiftlik ve Yabani)
Oyuncaklar
● Çeşitli İpler ● Oyuncak Askerler
● Diğer Evcilik
● Biberon Oyuncakları ● Lego Duplo
● Dürbün ● Oyun Hamuru
● Oyun Evi
● Bebekler ● Boyama Kalemleri
● Banka /Kasa
● Fotoğraf Makinesi ● Hacıyatmaz
● Diğer Alış Veriş
● Çeşitli Boylarda
Kutular
Oyuncakları
● Renkli Bantlar ● Telefon (İki Adet) Kutu Oyunları
43

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Top: Etkileşim, ilişkiler, güven, yeniden değerlendirme, rekabet,


güven tazeleme, kaba motor, el-göz koordinasyon.

● Arabalar: Hareketlilik, güç, kaçış, güvenlik, koruma, yolculuk,


savunmalar, aile sorunları.
Arabalar, odayı tanımak, etrafı gezinmek için ilk seanslarda
kullanılabilir.
44

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Çeşitli İpler (ör; ayakkabı bağcıkları): Bağlanma sorunları, WC


sorunları.

● Biberon: Bebeklik dönemine geri dönme, bakım veren ile


ilişkiler, başa çıkma konuları, bebekler, kardeşler, wc sorunları.

● Dürbün: İlişki (yakın/uzak), gözetlenme, avlanma, bulma,


arama, yakınlık, kendini değerlendirme.
45

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Bebekler: Her cins bebeğin olması önemlidir. Benlik kimliği,


bebeklik dönemine geri dönme, kardeş, anatomi, rekabet,
yakınlık, arkadaşlık.

● Fotoğraf Makinesi: Kayıt, onaylanma, geçmiş, gerçek, delil,


değişim, bellek, bilgi.

● Kutu: Sır, bilinen/bilinmeyen, gizlenmiş, kontrol, kapsama,


sınırlar, inanç, teyit etme, hediye, benlik, itibar.
46

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Oyuncak Ayı: Sıcaklık, bakım veren, güvenlik, arkadaşlık,


kendini koruma.
Peluş hayvanların oyun odasında ailecek bulunmalarında çocuğun
analizi açısından fayda var.

● Silahlar: Saldırganlık, kontrol, kızgınlık, düşmanlık, güç, ölüm,


ihlal etme, korunma, sınırlar.

● Tabaklar/Evcilik Oyuncakları: İlgilenme, şefkat gösterme,


kutlama, güvenlik, dikkat, ihmal, talepler
47

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Ev: Yuva, güvenlik, içsel koruma, çatışma, ebeveynler.

● Banka / Kasa: Değer, eder, güvenlik, kayıp, itibar, saygınlık,


sır, aile.

● Tamircilik Oyuncakları
● Doktorculuk Oyuncakları
● Hayvanlar (çeşitli boyutlarda vahşi hayvanlar, deniz hayvanları,
çiftlik hayvanları)
48

Odada Bulundurulması Gereken Oyuncaklar

● Oyuncak Askerler
● Legolar
● Oyun Hamuru
● Kuru Boya, Renkli Kalemler, Bantlar.
● Telefon (2 adet olmalıdır)
● Kukla
● Boks Eldivenleri, Kum Torbası, Hacıyatmaz
● Ambulans, Polis, İtfaiye Arabaları
49

0-12 AY Oyunları

● Bebek, haz duymak ve çevreyi denetlemek için oyun oynamayı


seçer. Eğlenirken beceriler de kazanır. Anne ve babasıyla
oynamaktan zevk alır. Gıdıklama, zıplatma oyunları bebek için
keyifli alıştırmalardır.
● 9 aylık bebek yastığın yada örtünün altına saklanana oyuncağı
bulur. Alıp verme, yuvarlama gibi yer oyunlarını sever. Yaklaşık
2 yaşına kadar çevresinde başka çocuklar olsa da onlarla
ilgilenmeyip kendi oyuncaklarıyla oynayabilir.
● 10 aylık çocuklar kaşık, oyuncak gibi nesneleri yere atarak
seslerini dinlerler (merak içgüdüsü) ve bundan hoşlanırlar.
● 12 ay civarı yürümeye başladığında onunla birlikte hareket eden
oyuncakları seçebilirler. Böyle oyuncaklar bebekler yürüme
konusunda motive der.
50

1-2 Yaş Oyunları

● 1 yaşına doğru küpler, basit bloklar, tahta yada plastikten


yapılmış geçmeli oyuncaklar, takma, sökme oyuncakları, davul,
zil vb müzik aletlerinin oyuncakları, ağır olmayan kapaklı
tencereler ile oynamaya başlarlar. Yumuşak oyuncaklar, kil,
hamur, su ile oynamaktan hoşlanırlar.
● Büyüdükçe ve el hareketleri geliştikçe, rahat tutup bırakacakları
inşa edebileceği, iç içe geçirebileceği, gruplar oluşturabileceği,
yan yana üst üste dizebileceği, doldurup boşaltabileceği,
birbirine vurup ses çıkartabileceği küpler yada kaplarla oynarlar.
51

2-3 Yaş Oyunları

● Bu dönemde benmerkezci olduğu için oyuncaklarını ve ilgiyi


paylaşmak istemez.
● 2 yaş çocuğu ilgisini çeken her şeye dokunur, eller, tadar, keşfe
değer bulur.
● Dikkat süresi kısadır.
● Sonuçtan çok, aksiyon- deneyim ana güdüdür.
● Parmak boyası, hamur, kum, su oyunları, doldurma-boşaltma
oyunları, büyük boy renkli bloklar, resimli kitaplara bakma, itip
çekme uygun ve ilgisini çeken oyunlardır.
● Her iki cinste bebeklerle oynamayı severler. Favori konu ise
yedirmek, yatırmak gibi kendi günlük aktiviteleridir.
52

3-4 Yaş Oyunları

● Kasların gelişmeye başlamasıyla daha hareketlidirler.


● İnsan, araba, çiçek ve hayvan gibi şekiller çizebilirler.
● Birlikte oynamak başlamıştır. 3-4 kişilik oyunlar görülür.
● Sözel iletişime ağırlık artar.
● Dönem sonuna doğru agresyon azalır. Ancak istenmeyeni
dışlama davranışı başlar.
● İnce motor gelişse de, kaba motor hala favoridir.
● Artık iyice oyunun içine dahil olarak oynar. Oyunun sürmesi
için paylaşma davranışları gösterir.
● “Mış gibi” oyunları oynarlar. Kutu evmiş gibi, dal atmış gibi
olabilir.
53

4-5 Yaş Oyunları

● Çevre ile iletişim artar.


● Açık hava oyunları daha caziptir.
● Oyunlarda birbirleri ile görev paylaşımı ve yardım etme vardır.
● 5 yaşa doğru oyunda kazanmak önemlidir. Kurallı oyunlarda
sıklıkla mızıkçılık ve kuralları değiştirme eğilimi gözlenir.
Dolayısı ile grup oyunlarına uyumlu olsa da yetişkin denetimi
hala gereklidir.
● Özgüveni, dış dünyaya uyumu ve farkındalığı daha olumlu
olduğu için sorunlar sözel tartışmalarla çözülebilir.
54

4-5 Yaş Oyunları

● 20 dakikaya kadar sorunsuz oynayabilir.


● İstenmeyen bireyi dışlamaya devam eder. Sevdiği kişiye «en iyi
arkadaşım» der. Bu arkadaşı paylaşmak durumunda ise
kıskançlık yapar.
● Cinsler arası ve hemcinsleri ile cinsel konular ve oyunlar
gündeme gelir. Doktorculuk en sık görülen oyundur. Bedenleri
ve işlevleri ile ilgili çok sohbet olur.
● “Yalancıktan / şakacıktan” diyerek oynarlar. “Sen yalancıktan
köpek ol, ben de sahibin olayım”…
55

6-8 Yaş Oyunları

● Mantıksal düşünme ve düzen durumu vardır. Nesneleri mekan içinde


daha düzgün ve planlı yerleştirebilir. Resim ve yazılarında önceleri
kağıdın her tarafına dağınık olan parçalar artık bir merkez toplanmaya,
düzenlenmeye başlar.
● Resimlerinde ayrıntılar artar. Manzara çizerken görmediği ancak
zihninde canlandırdığı yönleri de çizer. Önden görünen ev çizerken, evin
içine eşyaları yerleştirmeye başlar.
● Rekabet, kazanma, yenilme, hoşgörü gibi duygular gelişmektedir.
● Oynarken iş birliği yapar, hayalindeki rollere girmekten zevk alır.
● Kendinden küçüklere ve hayvanlara karşı sevecenlik ve koruma
duygularıyla yaklaşır.
● Kurallı oyunlarda kurallara uymaya özen gösterir.
56

Oyun Türleri
Temel olarak oyun türleri 3 başlıkta toplanır.

● Hareketli Oyunlar: Ebeleme, yakan top, yerden yüksek vb.


Geniş alanlara ihtiyaç vardır. Kolektif oyunlardır. Kurallar ve
sınırlamalar çokçadır.
● Sözel Oyunlar: Parmak oyunları, tekerleme söyleme, bilmece,
şarkı söyleme vb. Geniş alan gerektirmez, hareket etmemesini
istediğimiz çocuklarda sözel oyunları kullanabiliriz.
● Masa Başı Oyunlar: Satranç, domino, mikado, koridor vb.
Kurallı ve malzeme gerektiren oyunlardır.
57

Oyun Türleri

Yapılarına göre oyunlar 2’ye ayrılır:

● Kurallı Oyunlar: En az iki kişi ile oynanır. İçerik ve yapılması


gereken davranışlar nettir. Kuralı bozan kaybeder.

● Hayali Oyunlar: “Mış” gibi yapılarak, hayal gücüne bağlı


gelişen oyunlardır. Oyun terapisinde sıkça kullanmaktayız.
58

Oyun Temaları
● Saklanıp Çıkma Teması ● Kırılma Bozulma Teması
● Ayrılma Teması ● Onarma Teması
● Arama Teması ● Kontrol Güvenlik Teması
● Besleme Büyütme Teması ● Alış Veriş Teması
● İyi Adam- Kötü Adam Teması ● Kendi Kendini Cezalandırma
● Saldırgan- Kurban Teması Teması
● Zayıf Figürler ile Oyun ● Başarısız Beslenme Teması
● Ölüm Teması ● İçinde Tutma Teması
59

Oyun Temaları

● Kararsızlık İstikrarsızlık ● Tehlike Teması


Teması ● Hayat Kurtarma Teması
● Sıraya Koyma, Düzene ● Köprü Teması
Koyma Teması ● Uzmanlık Teması
● Dağıtma Teması ● Kaçış Teması
● Temizleme Teması ● Başarısızlık Teması
● Keşif Teması ● Cinsel İçerikli Temalar
● Yiyip Bitiren Temalar ● Küfürlü Konuşma
● Gömme Boğulma Teması
60

Oyun Temaları

● İyi Adam- Kötü Adam:

○ Kötü adam olmayı seçme güçlü karakteri tercih etme yada


gücünü kötüye kullanmayı seçme ile ilgili olabilir.
Agresiflik ve güç hayatında vardır.
○ Kabul görme, onay alma ihtiyacı vardır.
○ Kendini belli konularda yetersiz hissetme, özgüven
eksikliği için nedeniyle oynuyor olabilir.
61

Oyun Temaları

○ Saldırgan ve Kurban Teması:

○ Günlük hayatında kendisini kurban görmekte olan çocuk


burada projektif davranarak saldırganlık yapabilir.
○ Çocuğun günlük yaşamdaki güçlüklerini çalışmak gerekir.
○ Özgüven eksikliği kurban durumunda ortaya çıkmaktadır.
○ Anne- babanın çok otoriter olduğu durumlarda çocuk bu
oyunu oynar.
62

Oyun Temaları

● Saklanıp Çıkma:

○ Terapistin güvenirliğini test ediyor olabilir.


○ Terapist beni bulmak istiyor mu?
○ Bağlanma sorunu, ayrışma, birleşme
63

Oyun Temaları

● Ayrılma Teması:

○ Çocuklarını evde bırakıp anne olarak alışverişe gidebilir.


Bağlanma sorunlarına işaret eder.
○ Aile ve beslenme sorunlarında bu tema tercih edilir.
○ Bağlılık
64

Oyun Temaları

● Arama Teması:

○ Tanrı, peri gibi gücü simgeleyen oyunlar, resimler olabilir.


Doğaüstü güçten yardım almaya çalışmaktadır.
○ Yardım çağrısı vardır.
○ Her şeyi doğru yapabilmeye ve sınırları koyacak bir
otoriteye ihtiyaç vardır.
65

Oyun Temaları

● Beslenme Büyütme Teması:


○ Özellikle anneden olmak üzere, temel ihtiyaçların
karşılanması konusunda eksiklik olabilir.
○ Ailede çocuk ve yetişkin rolleri incelenebilir.

● Zayıf Figürler:
○ Terapiste ateş edebilir.
○ Kendini patron olarak tanımlayabilir.
○ Günlük hayatta zorbalığa maruz kalan çocuklar tercihler.
66

Oyun Temaları

● Ölüm Teması:
○ Terapisti, aileyi, arkadaşlarını yada otoriteyi öldürüyor
olabilir.
○ Temel olarak ölüm birisinin kaybı anlamındadır.
○ Bir şeyi sonlandırıp yeni bir şeye başlama şeklinde de
olabilir.
«Ben bir oyuncak değilim ve eğer ölürsem seninle konuşamam,
yani eğer sen beni gerçekten öldürürsen, ben burada
olamayacağım, bunu gerçekten istiyor musun?»
67

Oyun Temaları
● Yiyip Bitiren Temalar:
○ Herhangi bir karakter yiyor, parçalıyor olabilir.
○ Agresyon ve saldırgan tavırlar anlamına gelir.
○ Yenilen nesne aracılığıyla öfkeyi dışa vuruyor olabilir.
○ Temel ihtiyaçlar karşılanmıyor olabilir. Aile besini kısıtlıyor olabilir.
○ Özümsenme ihtiyacı yani içeriye bir şey almak istiyor olabilir.

● Gömme ve Boğulma Teması:


○ Ona zarar veren şeyi etkisiz hale getirmeye çalışıyor olabilir.
○ Umutsuzluk ve depresiflik durumu düşünülmelidir. Gömerken neleri dile
getiriyor? Ne kadar derine gömüyor?
○ Gömülen yada boğulana karşı öfke yada ölüm kaygısı gözlenebilir.
○ Örtünme durumunda sırları saklama şeklinde olabilir. Ucunu açık bıraktıysa,
nereyi açık bıraktı?
68

Oyun Temaları

● Kırılma ve Bozulma Teması:


○ Hastalanan karakter, tekerleri bozulan araba gibi oyunlarda
kaygılarının olduğu düşünülebilir.
○ İncinme duygusu olabilir.
○ Özellikle kırık ev teması, evin düzensiz, dengesiz olduğu
şeklinde yorumlanabilir.

● Kontrol ve Güvenlik Teması:


○ Yangın çıkarma oyunu gibi oyunlarda öfkesi o kadar çok
güçlüdür ki onu yıkıcı bir güçle dışarı vuruyor olabilir.
Yaktığı, onda hayal kırıklığı yaratan, onu üzen şey olabilir.
○ Çatıyı küçük tercih edip evi büyük çizen çocuk güvenlik
sorunu yaşıyor olabilir.
69

Oyun Temaları
● Onarma Teması:
○ Önce kırıp, sonra yapıştırabilir.
○ İyi hissetme, kabul ettirme vardır.
○ Performasını göstermeye çalışabilir.
○ Bazen onarma konusunda başarısızlık oyunu oynayabilir. Bu kimsenin
kendisine yardım edemeyeceği düşüncesinde olduğunu gösterebilir. Depresif
çocuklarda daha sık rastlanır.

● Mağaza Alış Veriş Teması:


○ İhtiyaç, alma- verme, para, talep etme şekillerinde oynayabilir. Hangi
ihtiyacını gideriyor? Neler alıyor?

● Kendi Kendisini İhmal, Cezalandırma ve İstismar Teması:


○ Kötü bir şey yaptığını düşünüp ceza hak ettiğini dile getirebilir. Kendisine
vurabilir.
70

Oyun Temaları

● Başarısız Beslenme Teması:


○ Bebeği yedirirken yere düşürebilir.
○ İstismar, zayıf bakım, kardeş kıskançlığı incelenmelidir.

● İçinde Tutma Teması:


○ Hapishane, kafes gibi.. Bu durumlarda sırlar düşünülmedir.
Kafesten çıkmaz gibi net ifadeler var mı? Kuralları
çiğneyip çıkabiliyor mu?
○ Hislerini ortaya çıkarma ile ilgili sorunlar yaşıyor olabilir.
○ Tehlikeli gördüğü şeyi uzaklaştırma, sınır koyma, kontrol
etme çabası olabilir. Kimler arasında sınır koyduğuna, neyi
kontrol altına almaya çalıştığına bakılmalıdır.
71

Oyun Temaları

● Tehlike Teması:
○ Dış dünya ile ilgili kaygılar ve bu kaygılarla nasıl başa çıktığı hakkında bilgi
verir. Örneğin oyuncak evde bir canavar olması gibi…
○ Kaygı ile baş etme yolları konuşulabilir

● Hayat Kurtarma Teması:


○ Çocuk umutsuzluk içinde olabilir.
○ Güçlenme ihtiyacı düşünülebilir.

● Karasızlık ve İstikrarsızlık Teması:


○ Dengeyi oturtamama şeklinde oyuna yansıyabilir. Örneğin kişileri
merdivenden düşürüp çıkartabilir. Bu kişiler güven duymadığı, ona karşı
tutarsız davranan, tehlikeli gördüğü kişiler olabilir.
○ Çocuk umutsuzluk içinde olabilir.
○ Güçlenme ihtiyacı düşünülebilir.
72

Oyun Temaları

● Sıraya Koyma Düzene Koyma Teması:


○ Sıralayıp kategorilere ayırıyor olması ruhsal dünyasının
karışık olduğunu gösterebilir. Nasıl sıraya diziyor, neleri
sıraya diziyor bakılmalıdır.
○ Özellikle travma yaşayan çocuklarda bu tema yaşamı tekrar
düzene koyma ihtiyacından tercih edilebilir.
○ Küçük yaş çocuklarında kategorileştirme hoşa giden
oyundur. Büyük yaş çocuklarında obsesyon düşünülebilir.

● Dağıtma Teması:
○ Terapiste öfke duyuyor olabilir.
○ Aşırı kontrole karşı tutum olabilir.
○ Yetersizlik hissi olabilir.
73

Oyun Temaları

● Temizleme Teması:
○ Her şeyi temiz ve düzenli görmeye yönelik bir ihtiyaç olabilir. Ailede OKB
olan bir birey olabilir.
○ Arınmak için olabilir.

● Keşif Teması:
○ Terapist ile ilişki kurmak, odaya alışmak veya terapistin bilgilerini test
etmek istiyor olabilir.
○ Bu ne, bunun adı ne soruları sorabilir. Sorduğu sorunun yanıtını bildiğini
düşünüyorsak, «sen bunun adını biliyor olabilirsin» diyoruz. Israr ve inatla
soruyorsa açıklıyoruz.

● Köprü Teması:
○ Ulaşmak istediği bir yer olabilir.
○ Hayatındaki durumlarla bağlantı kurmaya çalışıyor olabilir.
74

Oyun Temaları

● Uzmanlık Teması:
○ Neler yapabildiğini terapiste gösterme ihtiyacında olabilir.
○ Ancak sadece bu oyunu oynuyorsa performans kaygısı, kendisini kabul
ettirme, beğendirme isteği olabilir

● Küfürlü Konuşma:
○ Terapistin sınırlarını görmeye çalışıyor olabilir.
○ Aileyi üzmek için söylüyor olabilir.
○ Küfür ile dikkat çektiğini düşünüyor olabilir.

● Kaçış Teması:
○ Örneğin yanan bir ormandan tek başına kaçan bir hayvan vb temaları
kuruyorsa belirli bir problemden tek başına kurtulma çabası veriyor olabilir.
○ Özerklik duyguları işlenebilir..
75

Oyun Temaları

● Başarısızlık Teması:
○ Yeteri kadar fırsat tanınmayan çocuklarda, çok koruyucu
anne babanın olduğu ailelerde, özgüveni düşük olan
çocuklarda bu tema vardır.
○ OKB de olabilir.

● Cinsel İçerikli Temalar:


○ Cinsel istismar yada anne baba cinselliğini görmüş olabilir.
Yada anlamlandıramadığı bir cinsel aktivite görmüş
olabilir.
○ Resim çizerken her yerini giydirip, belden aşağısını
giydirmez. Cinsel organları büyük yada kalın çizebilir.
Çocuğun, oyuncaklarla kendini bağdaştırması bana
çok ilginç gelmişti. Oyuncaklara nasıl davranırsam,
çocuk da öyle davranıyordu.
Oyuncağa yansıttığım duyguyu kendi üstüne
alınıyordu.
Oyuncaklara ne kadar dikkatli davranmam
gerektiğini artık biliyorum.
(Simge)

76
77

Oyun Terapisinin Aşamaları

Tüm kuramlarda aşamalar 3’e ayrılır:

1.Aşama: Dayanışma ilişkisi geliştirme

2.Aşama: Ayrıntılı çalışma

3.Aşama: Sonlandırma çalışması


78

İlk Görüşmede Aile İle Görüşülecekler

● Çocuğun duygularını ve sorunlarını bir yetişkin kadar net anlatamayacağı için,


kısıtlı bir dil gelişimine sahip olduğu için, onun anlayabileceği dilden, oyunlar
oynayarak, sorunları hakkında bilgi edinme ve üstesinden gelme yollarını yine
oyun aracılığıyla aktarılacağı bilgisi verilmelidir.
«Sizin farkında olmadıklarınızı çocuğunuzun gözünden size aktaracağım. Çocuğunuz ile
aranızdaki dengeyi sağlayacağım»
● Her seansın sonunda bilgi aktarımı yapılacağı söylenmelidir.
● Bunun bir ekip çalışması olduğu aileye aktarılmalıdır.
● Aileye çocukla en az haftada 3 gün yarım saat oyun ödevi verilmelidir. «Sizinle
olan seanslarımızda bu oyunlar hakkında bilgi isteyebilirim»
«Çocuğunuz oyun odasından çıktığında «eğlendin mi» gibi sorular sormayınız. Size
yaptıklarını gösterdiğinde «güzel olmuş» gibi nötr cevaplar vermenizi bekliyorum.
Çocuğunuz bazen eğlenerek, bazen de sıkıntılı bir ruh hali içinde bu odadan çıkabilir. Bu
yüzden nötr olmak önemlidir.»
79

İlk Görüşmede Alınacak Bilgiler

● Planlanan bir bebek miydi?


● Çocuğun doğumunda komplikasyon var mı?
● Ailede ayrılma, ölüm, taşınma gibi travmatik olaylar var mı?
Varsa ne zaman oldu? Çocuk nasıl tepki verdi?
● Ailede yaşayan kişiler kimler? Çocuğun bu kişilerle ilişkileri
nasıl?
● Çocuk yürümeyi, konuşmayı, tuvalet eğitimini, emzirme
dönemini ne zaman ve ne şekilde öğrendi?
● Daha önce çocukta psikolojik rahatsızlık oldu mu? Terapi / ilaç
alındı mı?
80

İlk Görüşmede Alınacak Bilgiler

● Sorun nedir?
● Sorun ne zaman başladı?
● Sorun başlangıcından şimdiye kadar neler değişti?
● Çocuğun tepkileri nasıl?
● Ailenin soruna ve çocuğa tepkileri nasıl?
● Soruna neden olan durumdan etkilenen başkaları var mı?
Kimler, tepkiler neler?
● Bu olaydan önce çocuğun karakteri, davranışları nasıldı? Ne
şekilde değişim gösterdi?
● Herhangi bir hastalığı ve düzenli kullandığı ilacı var mı?
81

İlk Görüşmede Çocuk İle Görüşülecekler

● Önce çocuğun odayı keşfetmesine izin verilir. Çocuk bir süre


etrafı inceleyip, oyuncak seçerek oyun oynamaya başlayabilir.
● Çocuğun terapiste alıştığı ve izin verdiği sırada çocukla ilişki
kurulur.
● «Beni tanıyor musun, ben kimim, nereye geldiğini biliyor
musun» soruları kullanılabilir.
«Ben bir oyun terapistiyim. Burada senin gibi senden daha büyük
yada daha küçük çocuklarla oyun oynarım. Burada oynadığımız
oyunlar ikimizin arasında kalacak. Bazen oyun oynarken bazı
korkular yaşayabiliriz ve istersen bu konular hakkında konuşabiliriz.
Buradaki konuşmalar ikimizin arasında kalacak, kimseye
anlatmayacağım çünkü biz sırdaşız. Ama sen istersen anlatabilirsin.»
82

İlk Görüşmede Çocuk İle Görüşülecekler

Oyun odasına gelmek ister misin» diye Evet/Hayır soruları


sorulmamalıdır.

«Oyun odasına gelmek için birkaç dakikan var. Benimle mi gelmek


istersin, kendin mi gelirsin?»
83

İlk Görüşmede Çocuk İle İlgili Değerlendirilecekler

● Nereye geldiğini yada sizin kim olduğunuzu biliyor mu?

● Sorunu konuşabiliyor mu? Farkında mı?

● Yaşıtlarından farklı gelişim gösterdiği konular neler? (Olumlu/


olumsuz)

● Sizinle ilişkisi nasıl?


84

Zamanlamayı Anlatmak

● Oyun odasında rakamları üzerinde bir saat bulundurulmalıdır.


● Çocuğa «çizgi buraya gelene kadar bu oyun odasında olacağız.
Ve çizgi buraya gelince (15 dakika) ben sana haber vereceğim.
Sonra bunun üstüne gelince dışarıda seni bekleyen anne babanın
yanına gideceğiz.»
● 8-9 yaşındaki çocuk, birkaç seans sonra zaman planlaması
yapabilir.
● 4-5 yaşındaki çocuk saat kavramını tam olarak bilemeyeceği
için biliyorum deseler de «bir kere bunun üzerinde göstereyim»
denmelidir.
85

Zamanlamayı Anlatmak

● Zaman bittiğinde, odadan çıkmazsa, «hatırlıyor musun


(parmakla göstererek) bu çubuk buraya gelince oyun odasındaki
süremizin dolacağını söylemiştim. Benim oyun terapi seansım
sona erdi, şu anda gitmem gerekiyor. Haftaya yine bu odada
istediğin oyunları oynamak için seni bekliyor olacağım»
şeklinde söylenebilir.
● Odadan çıkmamakta ısrarcı davranırsa; açıklamayı yapıp odadan
çıkıyoruz. Anne baba gelip çocuğu almalı. Biz çocukla bu
konuda karşı karşıya gelmiyoruz.
● Çoğunlukla nevrotik çocuklar son 10 dakika oyun oynamaya
başlarlar. Çıkmakta güçlük çıkarırlar.
86

Oyun Odası Kuralları Hakkında Konuşmak

● «Burası oyun odası ve neredeyse istediğin her şekilde oyun oynayabileceğin bir
yer.»
● Kuralları anlatırken «ben» dili kullanmıyoruz.
«oyun odamız» şeklinde değil, «oyun odası»
● «Seninle bu oyun odasında olacağız ancak bu odanın bazı kuralları var. Bunlar:
○ Kendine zarar vermemek
○ Bana zarar vermemek
○ Eşyalara zarar vermemek

Terapi sırasında öfke nedeniyle, zarar vermeye çalışabilir. Bu durumda kuralları yeniden
hatırlatıyoruz.
«Ben senin vurman için burada değilim, seninle birlikte olmak için buradayım. Ama
burada bir kum torbası var ve sen istersen ona vurabilirsin.»
87

Terapide Sınır Koymak

Niçin sınır koyarız:

○ Gerçek hayatta sınırlar vardır.


○ Sınırlar çocukları güvende hissettirir.
○ Çocuğun ve terapistin fiziksel güvenliğini sağlamak için
○ Oyun odasının ve oyun malzemelerinin zarar görmesini
engellemek için
88

Terapide Sınır Koymak

Haim Ginott (1959) sınır belirlemede sırası ile 4 adım önerir:


1- Çocuğun yanlış davranışının altını çizerek çocuğun
duygularını ve isteklerini ifade etmesine izin verin.
«Bana kızgınsın çünkü oyuncakları götürmene izin vermiyorum»
«Bana öfkelendiğin için bunları attığının farkındayım, ben seni
uyardım ve bu hoşuna gitmedi.»
Hala devam ederse ortamdan ayrılmak ve mümkünse çocuğu
ortamdan çıkarmak gerekir. Çocuğu ailenin çıkarması sağlanmalıdır.
Çocukla tamamen karşı karşıya gelmiyoruz.
89

Terapide Sınır Koymak

2- Açık ve kararlı bir şekilde sınır koyun.


«Eğer vurmaya devam edersen oyuncakları kaldırmak zorunda
kalacağım.»
«Bana vuramazsın.» (göz hizasını kaldırmak, ayağa kalkmak
doğrudur)
3- Uygun olmayan davranışın yerine daha uygun bir davranış koyun.
«Öfkeni göstermek için bu oyun hamurunu kullanabilirsin.»
4- Sınırlara uymasına zorlayın.
«Eğer yapmaya devam edersen gelecek hafta oyun odasında daha az
zaman geçirmeyi seçmiş olacaksın, bunu gerçekten istiyor musun?»
90


Oyun Terapisi Yöntemleri
91

Oyun Terapisi Yöntemleri

Yöntemler temel olarak 2’ye ayrılır:

Yönlendiren Oyun Terapisi: Terapistin kuralları koyduğu, seansta


oynatılacak oyunların önceden belirlendiği oyun terapisidir. Örneğin
okul fobisi olan çocuğa, okul maketi, okul figürleri verilir. Terapist
aktiftir.

Yönlendirmeden Oyun Terapisi: Çocuğun istekleri doğrultusunda,


onun belirlediği oyunlar ile gelişen oyun terapisi yöntemidir.
92

Oyun Terapisi Yöntemleri

● Psikodinamik Modeller
○ Psikanalitik Oyun Terapisi
○ Jungian Analitik O.T
○ Adlerian O.T.
○ Serbest Bırakma O.T.

● Hümanistik Modeller
○ Çocuk Merkezli O.T.
○ Filial Terapi
○ Gestalt O.T.
○ Deneyimsel O.T.
93

Oyun Terapisi Yöntemleri

● Sistemik Modeller
○ Grup Oyun Terapisi
○ Aile O.T.

● Gelişmekte Olan Modeller


○ Theraplay
○ Çözüm Odaklı O.T.
○ Bilişsel Davranışçı O.T.
○ Anlatılasal O.T. (Masal Terapi)
○ Bütüncül O.T.
94

Filial Terapi

● Bu yaklaşım anne ve çocuğun, oyun terapi becerileri


doğrultusunda oyun oynamasına dayanır. Aileler temel danışma
becerilerini öğrenirler ve bu becerileri evde çocukları ile
oynadıkları oyun oturumlarında kullanırlar, kullandıkları bu
oyun becerileri üzerine geribildirim alırlar.
● Aileler ayrıca yargılamamayı, anlamayı ve kabul etmeyi
öğrenirler. Öğrendikleri bu becerileri gerçek yaşamlarına
aktarmaları sayesinde anne-çocuk ilişkisinin olumlu yönde
geliştiği gözlemlenmiştir.
95

Filial Terapi

● VanFleet’e göre; problemler ile daha iyi baş edebilme, problem


çözme becerisinin gelişmesi, aile içi iletişimin artması, anne
babanın ileride karşılaşılabilecek problemleri bağımsız ve
başarılı bir biçimde çözmesi filial terapinin amaçlarıdır.
96

Terapide Olumlu Benlik İfadelerinin Kullanılması

Çocuklar ödülü küçük yaşta dışarıdan beklerler. Çocuk hem dil


gelişimi hem de süperego gelişimi yetersizliği nedeniyle bu konuda
yardıma ihtiyaç duyar.
● «Çok çalışmalıyım», -meli, -malı ifadelerinin kullanımı yerine
«çalışmak istiyorum» kullanılması
● Başarabilirim
● Güzel bir kule yapımının ardından terapist, «iyi bir iş çıkardım»
diye örnek olabilir. «Sen kendin hakkında ne düşünüyorsun?»
İlk seferde başarılı olamadıysa duyguları sorulabilir. Kötü bir iş
çıkardığını düşünüyorsa övgü verilebilir.
97

Genelleme Sağlama ve Relapsi Önleme

Çocuğun terapide öğrendiği davranışları okulda, evde ve sosyal


yaşamda kullanabilmesi gerekir. Bunun için;
● Çeşitli durumları içeren oyunlar
● Ailenin evde takibi

Sorunun tekrarlanması durumunda neler yapılabileceği öğretilmelidir.


Bunun için;
● Gelecek ile ilgili oyunlar
● Anahtar noktalar (kısa, öz olmalıdır. Çocuğa resim yaptırılabilir.
Yaşı büyükse kartlar yazdırılabilir.)
«Köpek görünce heyecanlanırsam, derin nefes alacağım»
98

Terapiyi Sonlandırma

Çocuk birkaç seans önceden bilgilendirilmelidir.


● «Sen …seans sonra yalnız kalacaksın ve biz birbirimize hoşça
kal diyeceğiz.»
Çocuk bu durumda üzülme belirtileri gösterebilir.
● «Biraz üzgün duruyorsun, terapiyi bitirdiğimizi söylediğim
andan itibaren, doğru mudur?»
● «Bazı çocuklar bana terapiyi bitirirken üzüldüklerini söylerler.»
● «Kuklalarda seni çok özleyecek fakat onlar sen iyi olduğun için
mutlular.»
99

Oyun Terapisinin Etkililiği

● Bratton ve Ark. (2005) tarafından yapılan bir


çalışmada oyun terapisi tam tanımı kullanılarak
yapılan 93 oyun terapisi çalışması saptanmış ve
0,80 gibi yüksek bir ortalama etki büyüklüğü
bulunmuştur.
● Ayrıca sonuçların ölçümlenmesi ve değişimlerin
saptanması için 30 ile 35 arasında değişen sayıda
seansın ideal olduğu değerlendirilmektedir.
100

Gevşeme Alıştırmaları

Yavaş ve Derin Nefes Almak


● «Kendini gergin hissettiğinde rahatlamak için bazı şeyler
yapabilirsin. Bunlardan en kolayı yavaş ve derin nefes almaktır»
Ses tonunu ve hızını iyi ayarlayarak aşağıdaki talimatları verin.
● «Karnında bir balon olduğunu düşün. Burnundan yavaşça nefes
alarak balonu şişir. Biraz öyle kalsın. (5 saniye) Sonra ağzından
yavaş yavaş nefes vererek balonu tamamen söndür. Bu sırada
bedenini sönmüş balon gibi yayıldığını ve gevşediğini hayal et.
(10 saniye)»
101

Gevşeme Alıştırmaları

Beden Kaslarını Gevşeten Alıştırmalar

Eller ve Kollar
● «Her iki elinde birer limon olduğunu hayal et. Şimdi onları
iyice sık. Limonların bütün suyunu sıkmaya çalış. Sıkarken
ellerinin kollarının gerildiğini hisset. (5 saniye)»
● «Şimdi ellerini açarak limonları bırak. Kaslarının nasıl
gevşediğini ve rahatladığını fark et. (10 saniye)»
102

Gevşeme Alıştırmaları

Beden Kaslarını Gevşeten Alıştırmalar

Kollar ve Omuzlar
● «Güneşte uyuyan bir kedi olduğunu hayal et. Kollarını ileriye doğru uzatarak
gerin. Kollarını iyice uzat ve ger. Omuz ve kollarında gerginliği hisset. (5 saniye)
Şimdi kollarını bırak, iki yana düşsünler. Gevşemenin ne kadar güzel olduğunu
hisset. (10 saniye)

Omuzlar ve Boyun
● «Şimdi bir kaplumbağa olduğunu hayal et. Deniz kenarında, kumsalda
oturuyorsun. Güneşim sıcaklığını hissederek dinleniyorsun. Tam o sırada bir
tehlike olduğunu hissediyorsun. Başını kabuğunun altına doğru çek. Omuzlarını
kulaklarına doğru kaldır. Başını eğ ve omuzlarınla gizle, öyle kal. (5 saniye)
Tehlike şimdi geçti. Tekrar gün ışığına çıkabilirsin ve rahatlayabilirsin. Dışarısı
güvenli, gevşe ve rahatla. (10 saniye)»
103

Gevşeme Alıştırmaları

Beden Kaslarını Gevşeten Alıştırmalar

Çene ve Ağız
● «Ağzında kocaman ve çok sert bir sakız olduğunu hayal et. Onu çiğnemek çok zor,
ısırmaya çalış. İyice ısır. (5 saniye) Ve şimdi gevşe. Bırak çenen açılsın. Çeneni
serbest bıraktığında ne kadar rahatladığına dikkat et. (10 saniye)»

Yüz
● «Sinir bozucu bir sinek var. Gelip tam da burnuna konuyor. Ellerini kullanmadan
onu kovmaya çalış. Yüzünü buruştur. Buruştur. Burnunu iyice buruştur. (5 saniye)
Güzel! Onu kovdun. Şimdi burnunu ve yüzünü serbest bırakabilirsin. (10 saniye)»
● «Aynı sinek şimdi de alnına kondu. Yine ellerini kullanmadan, alnını kırıştırarak
onu kovmaya çalış. İyice kırıştır. (5 saniye) Ve şimdi bırak, gitsin. Gitti! Tamamen
rahatla. (10 saniye)»
104

Gevşeme Alıştırmaları

Beden Kaslarını Gevşeten Alıştırmalar

Ayaklar ve Bacaklar
● «Bahçe sulanmıştı. Her yer çamurdu. Kaçan topunu almak için
bahçeye girince ayakların çamura battı. Çamura iyice bas ve
parmaklarının arasından çamur çıktığını hisset. (5 dakika) Şimdi
bahçeden çık, ayaklarını gevşet, parmakların gevşesin. İyice
rahatla. (10 saniye)»
105

Gevşeme Alıştırmaları

Beden Kaslarını Gevşeten Alıştırmalar

Karın
● «Küçük ve sevimli bir fil yavrusu geliyor. Nereye bastığına bakmadan yürüyor.
Çimenlerin üzerinde yattığını görmüyor. Karnına basmak üzere. Kaçacak zamanın
yok. Karnını iyice içine çek ki canın yanmasın. Karın kaslarını iyice ger. Karnın
dümdüz ve gergin olsun. (5 saniye) Şimdi fil başka tarafa yöneldi. Artık karnını
gevşek bırakabilirsin. İyice rahatla. (10 saniye)»

«Vücudun tamamen gevşedi. Sakin, rahat ve huzur dolusun. Tüm gerginlikler


vücudundan akıp gitti. Enerji dolu ve mutlu hissediyorsun.»
106

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duyguların Sıklığı ve Yoğunluğu Değerlendirme


● Pozitif mi yoksa negatif mi duygular ön planda?
● Özellikle tekrar eden bir duygu var mı?
● Bu duygular ne hızda geçişler yapmakta ve yoğunluklar ne
şekilde olmakta?
Örnek: Sürekli devam eden hafif şiddette üzgünlük hali hakim vb.
Örnek: Her duygu yaşanmakta ancak öfke duygusu diğerlerine göre
daha yoğun yaşanmakta. Yaşına göre normal şiddette değil.
107

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duyguların Dilini Kullanmada ve Duyguları Tanımlamada Zorluğu


Değerlendirme
● Başkasının ne hissettiğini sezebilmenin anahtarı, ses tonu, mimikler,
jestler, yüz ifadesi vb türden sözsüz ifadeleri okuyabilmeye
dayanmaktadır.
● Bebeklerin yüz yüze iletişimde, annenin yüz ifadesi ile sevgi dolu sesini
eşleştirerek ilk birkaç ayda duygusal sinyalleri fark ettikleri görülmüştür.
7-10 ay arasındaki bebekler yüz ifadelerine tepki gösterirler.
● 7 ay civarında kendi yüz ifadelerini ve seslerini koordineli olarak
kullanabilirler.
● Okul öncesi dönemdeki çocuklar, insanların gerçek duyguları ile ifade
ettikleri duyguyu ayırt etmede sorun yaşayabilirler.
108

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Çocuklarda Duyguları Anlamanın Tanımlanmış 3 Öğesi Vardır:


● Çocukların kişisel duygu deneyimlerini hatırlayıp tarif edebilme
becerileri
● Çocukların kendi hissettikleri duyguları tanımlayabilme becerileri
● Çocukların başkalarının duygularını tanımlayabilme becerileri

Hissedilen Duygunun Kaynağı Olan Olay İle Arasındaki İlişkiyi


Kurabilme Yeteneğini Değerlendirme
● Çocuk duygu ve olay arasında bağlantı kurmayı öğrenmişse, terapist
olay ile duygu arasındaki tutarsızlık, bilişsel çarpıtmalar, yoğunluğu ve
gerçek dışılığı üzerinde çalışabilir.
Örnek: Çocuğun öfke duygusunun nedenini anlaması
109

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duygulanım Düzenlenmesinde Kullanılan Stratejiler

Duyguların Etiketlenmesi
● Oyun esnasında pek çok duygu ortaya çıkar. Çocuklar oyun
esnasında kızmış, korkmuş, mutlu, engellenmiş hissedebilirler.
● Terapist kendi duygularını, çocuğun yada kuklanın duygularını
etiketleyebilir. Yani duyguları tanımlayabilir, isim verebilir.
(Yanlış etiketleme yapmamaya dikkat edilmelidir!)
● Burada amaç; çocuğun duyguların adlarını öğrenmesi,
farkındalık kazanması ve olay ve duygu arasında bağlantı
kurmasını sağlamaktır.
110

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duygulanım Düzenlenmesinde Kullanılan Stratejiler

Fiziksel Semptomlarla Duygular Arasında Bağ Kurma


● Operasyon oyunu; burada kırık kalp, kırışık alın, titreyen bacak gibi
oyuncak yada resimler kullanılarak semptomlara uygun duygu
bulunmaya çalışılır.
○ Çocuğun yüzünde hangi his var? Kırışık bir alın, sıkılmış dişler
○ Çocuğun bacaklarında ne var? Bacakları sımsıkı kasılmış
○ Çocuğun kalbi hızlı bir şekilde atıyor, neden olabilir?
○ Bu resimde sence çocuk nasıl nefes alıyor olabilir? Derin, hızlı,
sakin?
○ Çocuk ellerini yumruk yapmış ve ileri uzatmış. Sence ne
hissediyor?
111

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duygulanım Düzenlenmesinde Kullanılan Stratejiler

Duygusal Tetikleyicileri Anlama


● Özellikle yaşı küçük olan çocuklarda duygunun başlangıcı bilinmez.
Bilinse de kavrama sağlanamaz. Bu durum oyun yoluyla ortaya
çıkarılabilir.
Örnek: Resim yapma konusunda zorlanan bir çocuktan resim yapması istenir.
Çocuk özgüvensizlik, mutsuzluk gibi duygular yaşamaya başlar. Burada
çocuğa «resim yapmaya başladığımızdan beri mutsuz görünüyorsun» gibi
cümleler kurulabilir. Burada amaç bir duygunun öncesinde bir tetikleyici
olduğunu öğretmektir. Sonrasında «dişçiye gittiğimde korkuyorum» gibi
spesifik duygu ve tetikleyiciler arasında ilişkiler kurulabilir.
112

Duygu Durum Düzenlemesinde Oyun Terapisi

Duygulanım Düzenlenmesinde Kullanılan Stratejiler

Üzüntü Verici Düşünceleri Kontrol Etme


● Çocuğun hayali bir düğmeye odaklanması sağlanır. Yeşil ve
kırmızı butonlarla oyun odasında egzersiz yaptırılabilir. Üzüntü
verici bir düşünce aklından geçtiğinde kırmızı düğmeye bas ve
olumlu bir şey düşün ve bu kez yeşil düğmeye bas ve olumlu bir
cümle kur
113

Özgüven Sorunlarında Oyun Terapisi

● Düşük özgüvenin esas nedeni çocuğun kendisinden


beklentilerinin yüksek olmasıdır. Bu beklentilerin nedeni
çoğunlukla ebeveyn tavırlarından yada daha başarılı bir
kardeşten kaynaklanabilir. Kendisinden kapasitesinin üzerinde
bir performans beklediği için kendisini küçümsemesine ve
yapabileceği şeyleri de yapamamasına neden olur.
114

Özgüven Sorunlarında Oyun Terapisi

Tahlil Kartları
● Bir kutunun içine özgüven ile ilgili çeşitli sözler yazılır.
Bunlardan bir kağıt çekmesi istenir. Çocuğun hayatına ne
şekilde uyduğu üzerine konuşulur.
«Mükemmel değilim ama mükemmel pek çok özelliğim var.»
«Herkesin içinde başkalarının göremediği bir yetenek vardır.»
● Çocuk sevdiği bir cümlenin resmini de yapabilir.
115

Özgüven Sorunlarında Oyun Terapisi

En Üstte Yüz Tekniği


Bir suyun içine yumurta konur. Yumurta en diptedir.
Çocuğa «gördüğüm kadarıyla kendin hakkında olumsuz düşüncelere
sahipsin. Bu düşüncelerden bazıları matematikte başarılı
olamayacağın, yeni arkadaşlar edinemeyeceğin gibi cümleler».
Bu esnada suya tuz atılır ve yumurta yukarı çıkmaya başlar. «Bu tuz
senin hakkındaki olumlu düşüncelerin, sen pek çok şeyi
başarabilirsin.»
Bu sihirli hareket çocuğu heyecanlandırır. «Gördün mü bak, kendin
hakkında olumlu şeyler söylersen bu yumurta gibi yükseğe çıkarsın.»
116

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Oyun Terapisi

Çocuklarda TSSB Oluşmasına Neden Olan Faktörler


● Travma öncesi ilişkilerdeki bağlanmanın kalitesi
● Kazananın tipi
● İnsanın öfkesi (insan elinden olması travmayı arttırıcı etkendir)
● Maruz kalmanın derecesi
● Travmanın yaşamı ne derece tehdit ettiği
● Sosyal desteğin yetersizliği
● Destekleyici travmalar
● Ailenin tepkisi
● İletişim
117

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Oyun Terapisi

Amaç
● Çocuğun yaşadığı travmatik olayı hafıza kayıpları, bastırma,
inkar olmadan hatırlayabilmesi
● Travmatik deneyim esnasında yaşadığı duyguları
anlamlandırması
● Zihninin bir süre travma ile meşgul olmaktan vazgeçmesi
● Eski hayatındaki aktiviteleri yeniden yapabilir hale gelmesi

Travmatik olay oyunda tekrar yaşatılır fakat bu sefer kontrol çocuğun


elindedir. Oyun defalarca tekrarlanarak travmatik olaya maruz
bırakılır. Çocuklar fantezileri yoluyla gerçeği yeniden yapılandırır.
Çünkü çocuk odada güvendedir.
118

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Oyun Terapisi

TSSB Çalışma Aşamaları

1-2 Seans: Çocukla iletişim kurma, travmayı oyun haline getirebilme


(Bu süreçte aileden bilgi alınır. Çocuğa resim yaptırma, yazı
yazdırma kullanılabilir.)

3-4-5 Seans: Çocuğun oyuncaklar yoluyla travmatik deneyimi


anlatması hedeflenir. Kayıp halkalar yaşatılmaya çalışılır.
119

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Oyun Terapisi

TSSB Çalışma Aşamaları

6-7-8 Seans: Travmanın eksiksiz bir şekilde travmanın çocuğa tekrar


yaşatılması hedeflenir. Çocuk duygularını anlıyor olmalıdır. Çocuk
artık oyun oynuyorken korkmuyor, keyif alıyor olmalıdır.

9-10 Seans: Artık oyuna sohbetler eklenebilir. (8-10 yaş çocukları


soru sorabilecek durumdadır.) Çocuk olayı rahatça yaşıyor ve
anksiyetesi kalkmışsa süreç sonlandırılır.
120

Anksiyete Bozukluklarında Oyun Terapisi

● Anksiyete bozuklukları çocuklarda %12-20 oranında görülür.


● Semptomlar tedavi edilmezse kalıcı hale gelir ve ergenliğe
taşınır. Sonrasında yetişkinlikte anksiyetik ve depresif kişilik
için risk oluşturmaktadır.
● Anksiyete bozuklukları belirgin sıkıntı ve işlev kaybına neden
olan korku yada endişe ile karakterizedir. Bu korku, kaygı ve
endişeler şiddetli ve kontrol dışıdır.
● Ayrılık anksiyetesi bozukluğu genellikle erken çocuklukta
oluşur. Temel bağlanma figürlerinden (genellikle anne- baba)
ayrılmaya karşı gösterilen aşırı korku ve kaygıdır. 15-21. aylara
kadar normal olan ayrılık kaygısının 22. aydan itibaren azalması
beklenir
121

Anksiyete Bozukluklarında Oyun Terapisi

● Çoğu çocukta görülen normal, geçici, orta düzeyde, günlük


işleyişi etkilemeyen kaygı müdahaleyi gerektirmez.
● Müdahale gerektiren durumlar için şiddeti, işlevsellikte
bozulma, esneme durumu incelenmelidir. Ayrıca kaygıya fiziksel
semptomlar eşlik ettiğinde kaygının ciddiyeti artar.
● Örnek: Okula başlayan çocuğun annesinden ayrılması kaygı
verici olabilir. Normal bir çocuk kolayca sakinleşebilir ve birkaç
gün içinde sınıfa adapte olur. Fakat verdiği tepki diğer çocuklara
göre yüksekse (şiddet), okula gitmiyorsa (işlevsellikte bozulma),
kaygının yatıştırılamaması (esnemezlik durumu) müdahale
gerektiren bir durum olduğunu gösterir.
122

Anksiyete Bozukluklarında Oyun Terapisi

Kaygı Çocukları Nasıl Etkiler


● Kaygılı çocuklar yaşıtlarına göre daha az arkadaş edinme eğilimindedir.
● Akademik başarısını etkileyebilir
● Kaygıyı zihinsel işlemlerde yada düşüncelerde de yaşarlar. Bu
çocukların dikkatsiz olduklarını düşünebiliriz.
● Kaygı davranışları da etkiler.

Okul öncesi dönemde, çocuklarda belirli hayvanlara, doğa olaylarına ve


hayallere karşı sık görülür. (böcekler, fırtına, hayaletler vb)
Okul dönemi çocuklarda fiziksel sağlık ve yaralanma ile ilgili kaygılar
belirgindir. Ergenlik döneminde ise sosyal ortamlar, performans, sınıf önünde
kendini ifade etme gibi konularda kaygı belirgindir.
123

Anksiyete Bozukluklarında Oyun Terapisi

● Anksiyete bozukluklarında çocuğun duruşu, tepkileri


gözlemlenmelidir. Kaçıyor mu, baş etmeye mi çalışıyor, dolaylı
yoldan mı hallediyor vb.
● Çocuk uygun durumda uygun tepki vermeyi, başa çıkma
mekanizmalarını geliştirmeyi, olumlu ve gerçekçi duygular
geliştirmeyi oyun yoluyla öğrenebilir. Sonrasında davranışların
dış dünyaya uyarlamasının takibi yapılır ve süreç sonlandırılır.
124

Dikkat Eksikliği ve Hiperkativite Bozukluğunda (DEHB) Oyun Terapisi

● DEHB’nin temel özelliği kalıcı ve sürekli olan dikkat süresinin kısalığı,


engellenmeye yönelik denetimin eksikliği nedeniyle davranışlarda yada bilişte
ortaya çıkan ataklık ve huzursuzluktur.

Amaç:
● Çocuğun impuls kontrolüni sağlamak
● Dikkat toplama becerisini arttırmak
● Muhakeme yapma becerisini arttırmak
● Kendisi ve çevresi hakkında olumsuz yargılarını değiştirmek
● İletişim becerilerindeki hataları düzenlemek
● Duygularının ifadesini sağlamak
● Öfke vb duygularını kanalize edebileceği yeni alanlar oluşturmak
● Ebeveyn eğitimi
125

Dikkat Eksikliği ve Hiperkativite Bozukluğunda (DEHB) Oyun Terapisi

İlk seansta nöropsikolojik durumlarla ilgili araştırma yapılmalıdır.


● Çocuğa daha önce bir tanı konuldu mu?
● Akrabalarda fiziksel / ruhsal rahatsızlık var mı? (öğrenme güçlüğü, zeka
geriliği, üstün zeka, hiperaktivite vb)
● Akademik Sorunlar (ders çalışma şekli, öğrenme biçimleri, başarılı-
başarısız olduğu dersler)
● Uyku bozukluğu var mı (uykuya dalma, kabuslar, uyku kalitesi, süresi)
● Işığa, sese, renklere karşı hassasiyet, dikkatini dağıtan etkenler
● Sosyal sorunlar (oyunu devam ettirebilme becerisi, oyunda
konsantrasyonu, arkadaşlık ilişkileri)
● Kaba ve ince motor becerileri
126

Dikkat Eksikliği ve Hiperkativite Bozukluğunda (DEHB) Oyun Terapisi

● Ailenin disiplin stili önemlidir. Şiddet, aşağılama, dışlama gibi


yöntemler çocuğun kendini olumsuz davranışlarla
bütünleştirmesine neden olur. Çocuk gizlice daha fazla olumsuz
davranış gösterir.
● Hiperaktif bir çocuk genellikle en başta tüm oyuncaklara ilgi
gösterecektir. Bir süre odanın keşfi süreç açısından önemlidir.
● İlk seanslarda çocuğun kendilik algısı, konsantrasyonu, tepki
verme hızı, öfkesini ifade ediş biçimi gözlemlenmelidir.
Oyunlarda daha çok impuls kontrolü, muhakeme oyunları,
günlük hayatta yaşadığı sorunlara yönelik seçimler yapılmalıdır.
127

Depresif Çocuklarda Oyun Terapisi

● Korunmaya yönelik oyunlar ve otorite figürleri ön plandadır.


● Depresif çocuklar genellikle tek başlarına güzel oyunlar oynarlar.
Terapisti oyuna katmaya gerek duymazlar.
● Aileler aşırı hareketlilik ve agresyon ile başvurabilirler ancak %70
depresyon çıkmaktadır.
● Bazı vakalarda, çocuk depresyonu aileden model almış olabilir.

○ Yetersizlik duygularını pekiştiren neler?


○ Karar verememe var mı?
○ Kaygılar ve iyi olmayan arkadaşlık ilişkileri eşlik ediyor mu?
○ Öz bakım var mı?
○ Beslenme ve uyku problemleri var mı?
○ Ağladığı zamanların tablosu nasıl çizilmekte?
128

Depresif Çocuklarda Oyun Terapisi

● Bu çocuklarda suçluluk duygusu ve buna bağlı olarak


saldırganlık olabilir.

● Yine bu çocuklarda yeme reddi yada yeme bozukluğu olabilir.

Her iki durum içinde depresif çocuk temel alınarak oyun terapisi
uygulanmalıdır.
129

Geçiş Nesnesi
● Bebekler doğar doğmaz, oral erojen bölgeyi uyarmak ve bu
bölgedeki iç güdüleri tatmin etmek için yumruklarını ve baş
parmaklarını kullanırlar.
● Çocuk bir geçiş nesnesi ile gelirse, ayırmıyoruz. Onun adına bir
kutu oluşturup, içine koyuyoruz ve bakmak isterse gösteriyoruz.
Yoksa anksiyete gelişebilir.
Örnek: «Fark ettim de sana verilen görevi yapamadığında
üzülüyorsun ve emzik kullanmak istiyorsun. Bunun yerine ne yapsan
mutlu olursun?»
130

Çocuk ve Yalan

Hayalle gerçeği ayırt edememe, soyut kavramları algılayamama gibi


nedenlerle doğru olmayan şeyleri söyleme genellikle 3-7 yaş
arasındaki çocuklarda ve özellikle duyguların dışavurumunda önemli
yeri olan oyun esnasında görülür. Bu hayal ürünü ifadeleri «yalan»
olarak adlandırmaktan kaçınmak gerekir.

Çocuk 7 yaş sonrasında soyut kavramları algılamaya başlamakta, 11


yaş civarında ise doğru ile yanlışı bir yetişkin gibi ayırt edebilmeye
başlamaktadır. «Yalan» nitelendirmeleri ancak bu yaşlarda yapılabilir.
131

Çocuk ve Yalan

● Çocuk yalanı hangi durumlarda ve kimlere söylüyor?


● 3 yaşından önce çocuk yalan söyleyemez. Bu yaşlardaki
çocuklar düşüncelerin kişisel olduğunu bilmezler. Kafasından
geçen her şeyi anne babasının bildiğini zanneder. Örneğin 2
yaşında bir çocuk markette kaybolduğunda «anne beni sen
kaybettin» diyebilir. Çünkü gözden kaybolmuş olsa da nerede
olduğunu annesinin bildiğini sanır.
● 3-7 yaş arasında genellikle ebeveyn dikkatini çekmek yada
davranışlarını anlama çabasında hayal dışında yalan kullanılır.
Anne babayı memnun etmek için yalan tercihlenir.
● 7 yaş sonrasında çoğunlukla anne babanın vereceği tepkilerden
çekindiği için yalan söyler.
132

Çocuk ve Yalan

● Örnek: Çocukla beraberken, «saçlarımı kestirdim, artık yok».


(Aslında saçımız var) «Hayır, orada saçların.» Ciddi bir duruşla,
«Hayır yoklar. Haydi bunu annene de söyle.» Anneye terapistin
saçı yok diyemez. Terapist yok dediği için oyun arkadaşından
vaz geçmemek için var da diyemez. Zor durumda kalmayı anlar.
133

Çocuk ve Yalan

Hayali Arkadaşlar
● 7 yaş altında hayali arkadaşlar normaldir. Çocuk büyüdükçe
durum kendiliğinden ortadan kalkar. Çocuklar öfkeli
olduklarında yada yanlış bir şey yaptıklarında kabahati
yükleyecek birine gereksinim duyarlar ve hayali arkadaşlarla
konuşur, oynarlar. Çocuk tamamıyla içine kapanık değilse ve
başka çocuklarla da oynuyorsa bu durum sorun değildir.
● Hayali arkadaşlar çocuğun farklı rolleri denemesine, kontrol,
disiplin, güç gibi konuları incelemesine, otorite, doğru-yanlış,
ceza gibi konuları anlamasına yardımcı olur.
134

Çocuk ve Yalan

Hayali Arkadaşlar
● Aileler çocuğun hayali arkadaşla oynamasına izin vermelidir.
Çocuk, hayali arkadaşından bahsederse, dinliyoruz, tepki
vermiyoruz, öyküye katılmıyoruz. Çocuğun sunduğu durum
dahilinde hayali arkadaşla oynayabiliriz. Çocuk talep etmediği
sürece aktivitelere hayali arkadaşı dahil etmiyoruz. Çocuğun
kendi yaptığı yanlışlar için hayali arkadaşı suçlamasına izin
vermiyoruz.
● Şizofren yapılarda hayali arkadaşların yapıları farklı oluyor. 4
kollu, 15 gözlü gibi.
135

Tuvalet Eğitimi

● Tuvalet eğitimi çocuğun sosyal gelişiminde önemli bir


basamaktır. Çocuğun ilk ciddi eğitimidir. Hemen hemen
bedeninin bütün işlevleri işin içindedir.
● Bu süreçte dikkatini toplamak, vücudundan gelen sinyalleri önce
anlamlandırmak sonra değerlendirmek, bu sinyallere göre tepki
vermek, ebeveynlerinden yardım istemek gibi çok karmaşık
işlemler zinciri öğrenmektedir.
● Eğitimin ilk aşamasında lazımlık kullanımı daha uygun olabilir.
Lazımlığı birlikte seçmek ilk alışma aşaması olacaktır.
«Bunlardan bir tanesini almak istiyorum. Sence hangisini
alalım? Eve gidince üzerine resim çizip, etiket yapıştırmak ister
misin?» Lazımlığı oyun oynadığı odaya götürerek oyun
oynarken yada tv seyrederken oturmasına alıştırılabilir.
136

Tuvalet Eğitimi

● Tuvaletini lazımlık dışında bir yerlere yaparsa rahat ve anlayışlı


bir tavırla «tuvaletini yaptığını görüyorum, ama burası senin
tuvaletin değil, sen farklı bir yere yapıyorsun, gel sana tuvaletini
yaptığın yeri göstereyim» diyerek çocuğu lazımlığa
yönlendirmelidir. Çocuğu bir dahaki sefere başaracağı
konusunda yüreklendirmek gerekir.
● Çocuklar yaptıkları işlerle, oynadıkları oyunla çok meşguldur.
Bu nedenle tuvaletinin geldiğini unutabilir. Çocuğa «tuvaletimiz
geldiğinde buramız ağrımaya başlar» diyerek karnını işaret
edebiliriz.
● Bebeğin tuvaleti gelmiş diye oyuncak lazımlığa götürülebilir.
Zaten hemen arkasından gelip o da kullanacaktır.
137

Tuvalet Eğitimi

● Tuvalet eğitiminde geri dönüşler yaşanabilir. Geri dönüşlerde panik


olunmamalıdır. Eğitime biraz ara verilebilir. «Gerilememek» önemlidir.
Her başarısında çocuğu övmek yerinde olacaktır. Ödül konabilir.
● Çocuk tuvaletini yaptığında kakasından ve çişinden vaz geçmesini
sağlayacak sözler söylemek «çok koktu»
● Bu dönemde çocuğa kolay çıkarabileceği bol giysiler giydirmek
● Tuvalet eğitimini kardeş doğumu, okula başlama, taşınma gibi
durumlarla aynı döneme denk getirmemek
● Çocuk lazımlıkta otururken çocuğu yalnız bırakmamak, masal anlatmak,
kitap okumak gerekir.
● Otizmde tuvalet eğitimi resimlerle anlatılabilir. Resimler banyo duvarına
asılabilir.
138

Tuvalet Eğitimi

● Çocuk tuvalete girmiyorsa; dokun bana oynanabilir. Odalar


arasında koşuşturup birbirimize dokunma oyunu olan bu oyunda
çocuğun hep banyo/ tuvalette yenmesini yani dokunabilmesine
olanak vermek gerekir.
● Tuvaletini doğru yaptıkça lavabodan, banyo dolabından, çamaşır
makinasından oyuncak çıkabilir.
139

Oyun Dili

Oyun bir ‘lisan’dır.


Çocuk doğası gereği bu lisanı konuşur, yani oyun
oynar.
Bizlerse önceden bildiğimiz dili, kullanmadığımız için
unutur, oyun oynarken anımsarız.
Oyun Terapisi eğitimi adeta bir lisan eğitimidir.
141
142
PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ
2021 YILI BAHAR DÖNEMİ

OYUN TERAPİSİ
DR. YUNUS YÜCEL
144

OYUN TERAPİSİ
4-5 Hafta:
YÖNLENDİRİCİ OLMAYAN OYUN TERAPİSİ

DR. YUNUS YÜCEL


145

YÖNLENDİRİCİ OLMAYAN
ÇOCUK MERKEZLİ OYUN TERAPİSİ

GİRİŞ:
1950’li yıllarda Carl Rogers’ın “Danışan merkezli terapi”
yaklaşımından yola çıkarak çocuk terapilerinde çocuğun
odak olduğu yaklaşım, yani “Çocuk Merkezli Oyun
Terapisi” Virginia Axline tarafından 1960’lı yıllarda
geliştirilmiştir.
146
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Tanımı

•Çocuklarla oyun terapisi yürütürken yönlendirmesiz olan ve çocuğun


kendi davranışlarını farkedip yönetmesini benimseyen oyun terapisi türü
“Çocuk Merkezli Oyun Terapisidir” (ÇMOT).
•Terapistin çocuğu koşulsuz kabulü ve tam güveni ile çocuk oyun
içerisinde kendi sürecini yaşar.
•Çocuk esas yönlendirendir ve terapist pasiftir.
•Zamanla ÇMOT çocuğa büyüme, gelişme ve sorunların üstesinden gelme
becerileri kazandırır.
•İlişki odaklı oyun terapisi de denilebilir, bu türde esas iyileştiren şey
terapist ile çocuk arasında kurulan ilişkidir (Ray ve Landreth, 2017).
147
• Virginia Axline, Rogers’ın birey merkezli yaklaşımını çocuklara
uyarlayan ilk kişidir.
•Axline çocuk ve oyun terapisine daha hümanist ve birey merkezli bir
yaklaşım getirmiştir.
•Axline, çocukların uygun terapötik koşullar sağlandığında
kendilerini iyileştirebilmelerini sağlayacak içsel bir güçten gelen
inançlarını temel alan bir oyun terapisi ekolü geliştirmiştir.
•Oyunun çocukların kendilerini ve duygularını ifade edebilmeleri ve
yeni davranışlar keşfedebilmeleri açısından oldukça önemli olduğunu
vurgulamaktadır.
• Özellikle terapötik değişim için gerekli koşulların;
- koşulsuz olumlu kabul,
- empatik anlayış ve
- sahiciliktir.
148
• Ayrıca çocukların düşünce, duygu ve isteklerini kelimelerden
yararlanmaktansa oyun yoluyla daha iyi ifade edebildiklerini
belirtmektedir.
•Oyun terapisi;
• terapistin çocuğun bakış açısını anlamasını,
•değer vermesini ve kabul etmesini,
• inanç veya çözüm yolu empoze etmemesini,
• daha fazla işbirliği ve olumlu sonuçlar alabilme fırsatlarını
geliştirmek için
çocuğun kültürel ve ailevi değerleriyle çalışmasını amaçlamaktadır
(Axline, 1976).
149
Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin Amaçları Nedir?

•Çocuk merkezli oyun terapisinin temel ilkeleri


“çocuğun büyüme, olgunlaşma, gelişme ve kendini yönlendirme,
gerçekleştirme doğrultusunda doğuştan gelen bir kapasite ve yeteneğe
sahip olduğu” yönünde derin bir inancı yansıtır.
• Oyun terapisinin bu amaçlarını yerine getirebilmesi açısından, terapi
sürecinin tüm aşamalarında çocuğun kendini ifade ediş biçimi özenle göz
önünde bulundurulmalıdır.
•Terapötik süreç içerisinde yer alan çocuğun;
- kendisini ifade edebilmesi,
- duygusal sağaltım yaşayabilmesi,
- olumsuz duygu ve düşüncelerinin yerini
- olumlu duygu ve düşüncelerin alabilmesi,
- empati duygusunun,
- benlik saygısı,
- sosyal uyum
gibi özelliklerinin geliştirilebilmesi gibi açılardan oyun önemli bir araçtır.
150
Çocuk Merkezli Oyun Terapisti Nasıl Olmalıdır?
- Terapist yönlendirmesiz bir teknikle çocuğun kendisini keşfetmesine aracılık
eder.
-Axline çocuk ve terapist arasındaki ilişkiyi geliştirecek temel 8 prensip
belirlemiştir. Bunlar aynı zamanda ÇMOT’un basit ve temel ilkeleri arasında
sayılır (Axline,1976):

Yönlendirmeyen Oyun Terapisinde 8 Kural (Axline,1964)


1-Çocukla olumlu ilişki kurabilmek
2-Çocuğu olduğu gibi kabul etmek
3-Çocuğun istediği gibi davranmasına izin vermek
4-Çocuğun duygularını yansıtabilmek
5-Çocuğa saygı duymak
6-Çocuğun seansları yönlendirmesine izin vermek
7-Çocuğu hızlandırmamak
8-Terapisinin sınırlarını oluşturmak ve gerektiğinde uygulamak
151
Çocuk Merkezli Oyun Terapisti Nasıl Olmalıdır?

Yönlendirmeyen Oyun Terapisinde 8 Kural (Axline,1964)


1- Çocukla olumlu ilişki kurabilmek: Terapist odadayken çocukla
birliktedir, yani onunla gerçekten ilgilenir ve sıcak bir ilişki kurar.

2- Çocuğu olduğu gibi kabul etmek: Terapist çocuğu herhangi bir koşul
ileri sürmeden kabul eder.

3- Çocuğun istediği gibi davranmasına izin vermek: Terapist ilişkide


güven ve özgürlüğü sağlamalıdır. Çocuk böylece kendini ifade etme
özgürlüğüne sahip olur.
152
Çocuk Merkezli Oyun Terapisti Nasıl Olmalıdır?
4- Çocuğun Duygularını Yansıtmak: Terapist çocuğun duygularını iyi
gözlemler, yakaladıkça yansıtır ve çocuğun farkındalığının artmasını
sağlar.

5- Çocuğa Saygı Duymak: Terapist, çocukta sorumluluk duygusu


olduğuna inanır. Çocuktaki sorun çözme becerisinin olduğuna inanır.

6- Seansı Çocuk Yönetir: Terapist çocuğun iç yönlendirmesine güvenir ve


çocuğun ilişkiyi yönetmesine izin verir.

7- Çocuğu hızlandırmamak: Terapist, terapötik sürecin farkındadır ve


doğal ilerleyişini kabul eder ve terapi sürecini hızlandırmaya çalışmaz.

8- Sınır Koymak: Terapist, gerektiğinde sınır koymayı da bilmelidir.


153
Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin Uygulanışı
•Axline tarafından temelleri atılan ÇMOT daha sonra Garry Landreth
tarafından daha sistematik hale getirilmiştir.
•ÇMOT, çocuğun problemleri yerine ilişkiye odaklanmayı tercih eder. Bu
ilişkinin çocuğun iyileştirme gücünü harekete geçireceğine inanır.
•Çocuk iyileşmeyi özenle hazırlanmış oyun terapi odasındaki oyuncaklar
yolu ile gerçekleştirir.
•Çocuğun hangi oyuncağı seçip, hangi oyunu oynayacağı tamamen
çocukça belirlenir.
• Çocuğun içinden gelen oyun yönlendirmesinin, terapistin dışarıdan
sunacağı yönlendirmeden daha faydalı olacağına inanılır (Landreth,
2011).
•Çocuk merkezli oyun terapisi sürecinde 4 temel becerinin terapötik
etkinliği vardır. Bunlar yapılandırma, empatik dinleme, çocuk merkezli
hayali oyun ve sınır koymadır.
154
1. Yapılandırma Becerisi
•Oyun terapisi seanslarına başlarken, çocuğun oyun odasına girdiği andan
itibaren, yani oyun odasına girerken bile süreç ile ilgili bilgi vermektir.
- Örneğin; oyun odasında istediği şekilde oynayabileceği, eğer tuvalet
ihtiyacı varsa 1 kere çıkabileceği, oyunun bitişi ile ilgili zamanı söyleyeceği ve
bitişle seansın kesin sonlandırılacağı söylenir.
•Örnek olarak bekleme salonunda annesi ile bekleyen çocuğun yanına gidilip
tanışılır ve içeride bir oyun odası olduğu birlikte oraya gideceğiniz ve
annesinin bekleyeceği bilgisi verilir.
•Ancak çocuğun gelip gelmemesi, tepki verip vermemesine göre süreç
planlanır.
Çocuğa «Bu çok özel bir oda. Burada hemen hemen istediğin her şeyi
söyleyebilir ve yapabilirsin. Yapamayacağın bir şey olursa, sana
söyleyeceğim. Belirli bir süremiz var, ben bitmeye yakın olunca sana haber
vereceğim.» denilir.
155
2. Empatik Dinleme
•Terapist ÇMOT seanslarında aslında pasiftir ama gözlemci olarak ise
aktiftir.
•Çocuğu olduğu gibi kabul eder ama hareketlerini izleyip, orada
olduğu hissini ve çocuğun oyuncaklarının duygularını yansıtır.
•Dünyayı çocuğun gördüğü gibi görebilmek de demektir.
•Terapistin kendi kelimeleriyle, çocuğun aktivite ya da duygularını
yüksek sesle bildirmesidir.
•Oyunda empatik dinleme ve izlemeyi abartmamaya ya da fazla
boşluk bırakmamaya özen göstermek önemlidir.
156
2. Empatik Dinleme
Terapistin kaçınması gerektiği davranışlar:
Uyarı, onay veya eleştiri yapmamalıdır.
Soru sormamalıdır, çünkü oyunun akışına kesintiler oluşturur.
Oyuncakları çocuk adlandırmadan adlandırmamalı açıklamamalıdır.
Onay veya onaylamama anlamında sözlü veya sözel olmayan ifade
kullanmamalıdır.
Çocuk istemezse yardım etmemelidir.
Sınırları aşan oyuna izin vermemelidir (uygunsuz dokunma, terapiste
saldırganlık, oyuncakların kasıtlı olarak kırılması)
Çocuğun gizliliğini ihlal etmemelidir.
Çocuğu temizlik yapmaya yönlendirmemelidir. Çocuk tarafından
başlatılırsa izin verilir.
157
3. Çocuk Merkezli Hayalî Oyuna Girme
•Bu beceride terapist ÇMOT sürecinin belirleyici ve yönlendiricisi olan
çocuğun yönergesine göre kendisine sunulan rolleri ve görevleri kabul eder.
•Çocuğun isteklerini yerine getirir, çocuk istemediği sürece çocuğa soru
sorması doğru değildir. Bu, çocuğun oyunun doğallığını ve spontanlığını
bozar.
•Terapist verilen rolü çocuğun istediği gibi oynamak zorundadır. Eğer rol ile
ilgili fazla bilgi yoksa nötr durabilmek ve çocuğun talimatını beklemek
gereklidir.
- Örneğin; çocuk kuklalardan birisini terapiste verir ve “sen de anne ol” der.
Bunun üstüne terapist “ben anneyim” der. Ancak kuklayı alıp çocuk
demeden “anneyim temizlik yapıyorum” vs. derse, bu çocuğun hayal gücüne
müdahaledir, uygun değildir. “Tamam ben anneyim, bu nasıl bir anne?” gibi
tanımlayıcı sorular sorabilir.
158
4. Sınır Koyma
•Çocuk merkezli oyun terapisi yönlendirmesiz olduğu için zaten beklenildiği üzere
sırnırlar ve kuralların sayısı oldukça azdır ama sınır koyma önemli bir kavramdır.
•Çocuk terapide koşulsuz kabul edilir ama her şeye izin verici bir ortam olarak da
düşünülmemelidir. Sınırlar aslında belirli bir güvenlik çemberi de oluşturduğu için
aslında çocuklara iyi gelir.
Sınırlar şöyledir:
Odanın demirbaşlarına nesne fırlatılamaz, tekmelenemez (ayna,cam gibi)
Boyalar duvarda ya da mobilyalarda kullanılamaz.
Bir kere tuvalete gitmenin dışında oyun odasından çıkamaz.
Oyuncaklara zarar veremez.
Terapistin canını yakacak ve yaralanmayla sonuçlanacak hiçbir şeye izin
verilmez
Kum, kum tepsisinin içinde kalır.
Ayakkabılar hariç çocuğun kıyafetleri üzerinde kalır.
Çocuk her oyuncağı ağzına sokamaz (temiz biberon hariç).
159
4. Sınır Koyma

Sınır koyma süreci şöyledir:


1) Sınırı İfade etme: “Kalemle yüzümü çizmek istiyorsun ancak oyun
odasında yapamayacağın şeylerden biri, yüzümü boyamaktır.
Neredeyse başka her şeyi yapabilirsin”
2) Uyarı Verme: “Kalemle yüzümü çizemeyeceğini söylediğimi
hatırla. Eğer yüzümü ısrarla çizme isteğini sürdürmeye devam
edersen bugünkü oyun zamanımızı sonlandırmak zorunda kalacağım.
Neredeyse başka her şeyi yapabilirsin”
3) Sonucu Uygulamak: «Yüzümü çizmen halinde oyun odasından
ayrılmamız gerekeceğini söylediğimi hatırla. Yüzümü çizmeyi seçtiğin
için, şimdi odadan çıkmak zorundayız»
9 Çeşit
Sözel Tepki Vardır
161

1- Davranışı takip etme:


• Davranış takibi en temel oyun terapisi tekniklerinden
biridir. Terapist çocuğun davranışlarına, gördüğü ve
gözlemlediği şeyleri söze dökerek tepki verdiğinde
davranışı takip etmiş olur. Bu ayrıca, terapistin çocuğun
dünyasına girmesine de yardımcı olur. Çocuk dinozoru
alırken, terapist şöyle cevap verebilir: ‘Şimdi bunu
yerden alıyorsun’. Çocuk arabayı odada sürerken ‘Bunu
tüm odanın içinde gezdiriyorsun diyebilir’.
162

2- İçerik Yansıtma:
• Oyun terapisinde içerik yansıtma, yetişkin
terapisinde kullanılan içerik yansıtmayla
aynıdır.
• İçeriği yansıtmak için, oyun terapisti çocuğun
sözel tepkilerini başka kelimelerle tekrar söze
döker. İçeriği yansıtmak çocuğun deneyimiyle
ilgili algısını doğrular ve çocuğun kendiyle
ilgili anlayışına açıklık getirir (Lndreth, 2002).
• Çocuk hafta sonu izlediği filmi anlatınca,
terapist şöyle tepki verebilir: ‘ James Bond’u
izlemeye gittin ve filmde çok aksiyon vardı’.
163

• Davranış takibi ve içerik yansıtması oyun terapi süreci


için çok önemli olmasına rağmen, aynı zamanda en
temel oyun terapisi becerilerindendir.
• Çocuk yüksek düzey becerilerden faydalanabilsin diye,
terapist ve çocuk arasında ilişki kurulmasını sağlar.
• Aşağıdaki becerilerse kendilik algısı, sorumluluk ve
farkındalık yaratma; ayrıca terapatik ilişki kurulmasına
yardımcı olur.
164

3-Duygu yansıtma:
• Duygu yansıtma, seans esnasında çocuğun ifade ettiği
duygulara sözel tepki verilmesidir.
• Duygunun yansıtılması yüksek düzey bir beceri olarak
tanımlanır çünkü çocuklar nadiren duygularını sözel
olarak ifade ederler.
• Aslında çocuklar oldukça duygusaldırlar. Duygunun
yansıtılması çocuk için bazen tehditkâr olabilir ve
dikkatle yapılması gerekir.
• Duyguyu yansıtmak, çocukların duygularının farkına
varmasını sağlayarak böyle duyguların uygun bir şekilde
kabul ve ifade edilmesine yardımcı olur.
• Çocuk ‘Burası çok salakça ben eve gitmek istiyorum
derse’ terapist şöyle cevap verebilir: ‘Burada olduğun
için kızgınsın, evde olmayı tercih edersin’.
165
4- Karar vermeye yardımcı olmak ve sorumluluğu iade etmek
• Oyun terapistinin amaçlarından biri de çocuğun kendi yeterliliklerini fark
etmesine ve bunun sorumluluğunu almasına yardımcı olmaktır. Terapist
çocuğun kendi yapabileceği şeyi, çocuk için yapmaz. (Landreth, 2002).
• Karar vermeye ve sorumluluk almaya yardımcı olan tepkiler, çocuğun
kendini güçlü ve becerikli olarak deneyimlemesini sağlar.
• Çocuk ‘Burada ne yapmam gerekiyor dediğinde’,
- ‘boya yapabilirsin, kumda oynayabilirsin’ demek ve çocuğu yönlendirip,
sorumluluğu almak yerine,
- terapist‘Burada karar sana ait’ gibi daha karar vermeye yardımcı bir tepki
verebilir.
• Başka bir örnek de yapıştırıcıyı açmaya çalışıp hemen pes eden çocuk,
- ‘açar mısın?’ dediğinde,
- terapistin‘Bu senin yapabileceğin bir şey gibi görünüyor ‘ diye
sorumluluğu devretmesidir.
Tabii ki terapist ancak çocuğun bunu tek başına yapabileceğinden emin
olduğunda sorumluluğu ona devreder.
166

5-Yaratıcılık ve Doğallığa Yardımcı Olmak


• Çocuğun kendi yaratıcılık ve özgürlüğünü
deneyimlemesine yardımcı olmak oyun terapisinin bir
diğer amacıdır.
• Yaratıcılığın kabulü ve teşvik edilmesi, çocuğa kendine
özgü ve kendince özel olduğu mesajını verir.
• Uyumsuz çocuklar, katı davranış ve düşünce kalıplarına
hapsolmuştur.
• İfade özgürlüğünü deneyimlemek, düşünce ve
hareketlerde esneklik kazanmalarına yardımcı olur.
• Örneğin bir çocuk ‘Çiçeği ne renk yapmalıyım?’ diye
sorduğunda yaratıcılığı teşvik etmek isteyen terapist,
‘Burada sen ne renk istersen olabilir’ der.
167

6- Kendine güveni desteklemek ve teşvik etmek:


• Çocukların kendileri hakkında iyi hissetmelerini
sağlamak da oyun terapisinin sürekli amaçlarından
biridir.
• Kendine güven inşa eden ifadeler çocukların kendilerini
becerilere sahip kişiler olarak deneyimlemesini sağlar.
• Bir çocuk gururla bir resmi bitirdiğinde, terapist şöyle
tepki verebilir: ‘Tam istediğin gibi gözüküyor’ .
• Çocuk tabancaya mermiyi sokmaya çalıştığında ve
başardığında, terapist ‘Üstesinden geldin. Nasıl
yapılacağını buldun’ diyebilir.
168

Çocuğu övmek mi? Özgüven, Benlik Algısı


gelişimini desteklemek mi?
• Başta, oyun terapistleri övme ve kendine güven inşa
etme arasındaki farkı algılamakta zorlanabilir.
• Kendine güven inşa eden ifadelerin, çocuğun dışsal
değerlendirmeyle gelecek bir övgüye bağlı olmak
yerine, içsel bir kendilik yaratmasına yardımcı olmak
gibi daha derin bir terapatik amacı vardır.
• ‘Harika bir resim’ ya da ‘Yapış şeklini çok beğendim’ gibi
övgü sözleri, çocuğun terapist için performans
sergilemesini ve dışsal onay beklemesini teşvik eder.
• ‘Resminle gerçekten gurur duyuyorsun’ ya da ‘Tam
istediğin gibi yaptın’ gibi kendine güven inşa eden sözler
çocuğun içsel bir değerlendirme ve sonucunda da içsel
sorumluluk hissi geliştirmesine yardımcı olur.
169

7- İlişkiyi Desteklemek:
• Terapist ve çocuk arasında ilişkinin kurulmasına yönelik tepkiler
çocuğun olumlu bir ilişki deneyimlemesine yardımcı olur.
• Terapi ilişkileri, tüm yakın ilişkiler için model teşkil ettiğinden,
terapist çocuğun her girişimine ilişkiyi işaret ederek tepki
vermelidir.
• İlişkisel tepkiler, çocuğun etkili iletişim şekillerini öğrenmesine
ve terapistin çocuğa olan ilgisini belirtmeye yardımcı olur.

• İlişkisel tepkiler mutlaka hem çocuğa hem terapiste atıfta


bulunmalıdır. Terapist silahla ateş etmeye karşı olduğunu
belirtip bir sınır çizdiğinde, çocuk ‘Senden nefret ediyorum. Seni
hapse koyacağım’ derse terapist ilişkiye yardımcı olmak için
çocuğun kızgınlığını ifade ederek tepki verir:

‘Ateş etmeye karşı olduğum için bana çok kızdın ve beni


170

8-Geniş bakış açısıyla yansıtmak

• Geniş bakış açısıyla yansıtmak en ileri seviyeli oyun terapi becerisidir.


• Tam olarak anlaşılması ve uygulanması süpervizyon gerektirmektedir.
• Terapist, çocuğun oyununda tekrar eden paternleri fark edip söze dökerek bunu
yapabilir. (Her zaman mutlaka anne oyuncağıyla oynuyorsun).
• Ayrıca terapist bu beceriyi, çocukla ilgili tespit ettiği temalar hakkında yorum
yapmak için de kullanabilir.
• Geniş bakış açısıyla yansıtma, oyunun önemi hakkında çocuğun farkındalığını
artırır ve terapistin onun niyet ve motivasyonunu geniş bir empati ile anladığını
hissetmesine yardımcı olur.
• ÇMOT terapistleri yorum yapmakta çekimser olsalar da, gözlemlenen ve
hissedilen deneyimleri çocuğun farkındalığına getirerek(tabii uzun süredir
devam eden bir terapatik ilişkiden sonra) ‘Bazen oyun odasına geldiğinde, tüm
kontrolün sen de olmasını istiyorsun’ gibi geniş bakış açılı yansıtmalar yaparlar.
Bu yansıtmayı yapmak zordur ve zamanlaması çok önemlidir
171

9- Sınır Koyma:
• Sınırlar oyun odasında çocuk için güvenlik ve tutarlılığı
sağlamak için çizilen gerçekçi çizgilerdir.
• Sınırlar kısa ve basit direktiflerle çizilebilir ya da terapist ve
çocuk arasında karmaşık bir atışmaya da dönüşebilir.
172

Terapide Sınır Koymak


Niçin sınır koyarız:

○ Gerçek hayatta sınırlar vardır.


○ Sınırlar çocukları güvende hissettirir.
○ Çocuğun ve terapistin fiziksel güvenliğini sağlamak için
○ Oyun odasının ve oyun malzemelerinin zarar görmesini
engellemek için
173

Terapide Sınır Koymak


Haim Ginott (1959) sınır belirlemede sırası ile 4 adım önerir:
1- Çocuğun yanlış davranışının altını çizerek çocuğun
duygularını ve isteklerini ifade etmesine izin verin.
«Bana kızgınsın çünkü oyuncakları götürmene izin vermiyorum»
«Bana öfkelendiğin için bunları attığının farkındayım, ben seni
uyardım ve bu hoşuna gitmedi.»
Hala devam ederse ortamdan ayrılmak ve mümkünse çocuğu
ortamdan çıkarmak gerekir. Çocuğu ailenin çıkarması sağlanmalıdır.
Çocukla tamamen karşı karşıya gelmiyoruz.
174

Terapide Sınır Koymak


2- Açık ve kararlı bir şekilde sınır koyun.
«Eğer vurmaya devam edersen oyuncakları kaldırmak zorunda
kalacağım.»
«Bana vuramazsın.» (göz hizasını kaldırmak, ayağa kalkmak
doğrudur)
3- Uygun olmayan davranışın yerine daha uygun bir davranış koyun.
«Öfkeni göstermek için bu oyun hamurunu kullanabilirsin.»
4- Sınırlara uymasına zorlayın.
«Eğer yapmaya devam edersen gelecek hafta oyun odasında daha az
zaman geçirmeyi seçmiş olacaksın, bunu gerçekten istiyor musun?»
175

Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Uygulamasında Dikkat Edilecekler


Bazı Noktalar

Terapide Olumlu Benlik İfadelerinin Kullanılması


Çocuklar ödülü küçük yaşta dışarıdan beklerler. Çocuk hem dil
gelişimi hem de süperego gelişimi yetersizliği nedeniyle bu konuda
yardıma ihtiyaç duyar.
● «Çok çalışmalıyım», -meli, -malı ifadelerinin kullanımı yerine
«çalışmak istiyorum» kullanılması
● Başarabilirim
● Güzel bir kule yapımının ardından terapist, «iyi bir iş çıkardım»
diye örnek olabilir. «Sen kendin hakkında ne düşünüyorsun?»
İlk seferde başarılı olamadıysa duyguları sorulabilir. Kötü bir iş
çıkardığını düşünüyorsa övgü verilebilir.
176

Genelleme Sağlama ve Relapsi Önleme


Çocuğun terapide öğrendiği davranışları okulda, evde ve sosyal
yaşamda kullanabilmesi gerekir. Bunun için;
● Çeşitli durumları içeren oyunlar
● Ailenin evde takibi

Sorunun tekrarlanması durumunda neler yapılabileceği öğretilmelidir.


Bunun için;
● Gelecek ile ilgili oyunlar
● Anahtar noktalar (kısa, öz olmalıdır. Çocuğa resim yaptırılabilir.
Yaşı büyükse kartlar yazdırılabilir.)
«Köpek görünce heyecanlanırsam, derin nefes alacağım»
177
Oyuncakların Sembolik ve Metaforik Anlamları

• Oyuncakların temsil ettiği kavramları bilmek terapistin çocuğu


anlamlandırmasına yardımcı olur.
•Bazı oyuncakların sembolik anlamları ile ilgili bir liste sunulacaktır ama
dikkat edilmesi gereken bu oyuncakların kesin anlamları yoktur.
•Her çocuk kendi hikâyesi içerisinde kendi seçtiği oyuncağa bir anlam da
yükler. Terapist bunu da göz önünde bulundurmalıdır.
•Oyuncakların sık kullanımı, tekrarlı kullanımı da göz önünde
bulundurulur.
•Hangi temalara yatkın oyuncakları bir arada kullanıyor veya hangi konu
oyunlarda işleniyor dikkat edilir.
•Oyuncak sözlüğü denilebilecek anlam listesinden bazı örnekler şöyledir
(Norton & Norton, 2008):
178
Oyuncakların Sembolik ve Metaforik Anlamları

•Evcil Hayvanlar: Savunmasızlık, aile, korunma ihtiyacı


•Kitaplar: Bilgi, geçmiş-gelecek, sırlar
•Biberon: Oral dönem ihtiyacı, bebeklik, ilgi-bakım, kardeş
•Kırık oyuncak: Kayıp, yetersizlik, sorun
•Kil: Yaratıcılık, ifade, esneklik
•Maske: İletişim, kılık değiştirme
•Güneş gözlüğü: Kaçınma, saklanma
•Doktor seti: Saygı, ölüm-hastalık, beden, sağlık
•Aile figürleri: Bağlanma, rekabet, otorite,
•Tabaklar-mutfak seti: ilgilenme, oral dönem özellikleri bakım
179
Oyuncakların Sembolik ve Metaforik Anlamları

•Kum: İnşa, yaratıcılık, çevre, duygular


•Köpek balığı: Saldırganlık, korku
•Asker: Savaş, saldırı, insanlar
•Su: Alt ıslatma, oral ihtiyaç, gerileme, derinlik
•Mağara: Korunma, saklanma
•Ev: Yuva, barınma, güvenlik, ebeveynler
•Okul: Kontrol, otorite, sosyal ağ
•Kuş: Kaçış, özgürlük
•Tek boynuzlu at: Büyü, sihir, güzellik.
180
Çocuk Merkezli Oyun Terapisi Kullanma Alanları
Çocuk merkezli oyun terapisi geniş bir uygulama alanına sahiptir.
Öncelikle kliniklerde, okul rehberlik servislerinde, danışmanlık
ofislerinde, çocuk barınaklarında, afetzede kampları gibi sahada
bireysel veya grup olarak uygulanabilir.

Çocuk Merkezli Oyun Terapisinin Kullanıldığı Problemler


•Kaygı bozukluğu olan çocuklar,
•yıkıcı davranışları olan çocuklar,
•saldırgan davranışları olan çocuklar ve ergenler,
•doğal afetlerden kurtulan çocuklar,
•uyum sorunu yaşayan çocuklar,
•kronik hastalığa sahip olan çocuklar,
•mükemmeliyetçiliği olanlar,
•boşanmış anne-baba çocukları, herhangi bir duyusal engeli olan çocuklar,
•yetersizlik ve değersizlik hissi olan çocuklar
181

Terapiyi Sonlandırma
Çocuk birkaç seans önceden bilgilendirilmelidir.
● «Sen …seans sonra yalnız kalacaksın ve biz birbirimize hoşça
kal diyeceğiz.»
Çocuk bu durumda üzülme belirtileri gösterebilir.
● «Biraz üzgün duruyorsun, terapiyi bitirdiğimizi söylediğim
andan itibaren, doğru mudur?»
● «Bazı çocuklar bana terapiyi bitirirken üzüldüklerini söylerler.»
● «Kuklalarda seni çok özleyecek fakat onlar sen iyi olduğun için
mutlular.»
182

Oyun Terapisinin Etkililiği

● Bratton ve Ark. (2005) tarafından yapılan bir


çalışmada oyun terapisi tam tanımı kullanılarak
yapılan 93 oyun terapisi çalışması saptanmış ve
0,80 gibi yüksek bir ortalama etki büyüklüğü
bulunmuştur.
● Ayrıca sonuçların ölçümlenmesi ve değişimlerin
saptanması için 30 ile 35 arasında değişen sayıda
seansın ideal olduğu değerlendirilmektedir.
Şema Terapi’ye Giriş
Klinik Psk. Dr. Bahar Köse Karaca

pskdr.baharkose@gmail.com
Şema Terapi
Şema Tanım

• Şema:
• Karmaşık uyaran ve deneyimler kümesi içinde bir
düzen yaratmaya yardımcı olan kalıp veya
düzenleyici çerçeve anlamına gelir.
• Bilişsel psikolojide, veriyi yorumlamak ve sorunları
çözmek için rehber görevi gören soyut bilişsel bir
plan olarak düşünülebilir.
• Zedeleyici çocukluk deneyimleri sonucu edilenler

• Erken Dönem Uyumsuz Şemalar: yaşam boyunca


tekrar eden, öz yıkıcı duygusal ve bilişsel kalıplar.
Şema Terapi
Tanım
• Değiştirilmesi zor, çocukluk ve ergenlik döneminde
belirgin kökenleri bulunan psikolojik rahatsızlıklar için
tasarlanmış
• Psikodinamik yaklaşım, bağlanma kuramı, bilişsel,
davranışçı, kişiler-arası, yaşantısal teknikleri birleştiren

bütünleştirici bir teori ve tedavi


Şema Terapi
Şemalar ve Standart BDT
• Hastalar olumlu terapötik ittifaka hızlıca girerler.
(Ayrılma ve Dışlanma)
• Hastaların tedavinin amaçlarına rehberlik edecek
güçlü bir kimlik algıları ve net hedefleri vardır.
(Zedelenmiş Hareket Özgürlüğü)
• Hastalar bilişlerine ve duygularına terapi seansları
sırasında ulaşıp, ifade edebilirler. (Başkaları
Yönelimlilik)
• Hastalar tedavi prosedürlerine uyum gösterirler.
(Zedelenmiş Sınırlar)
Şema Terapi

Standart BDT Modelinden farkı


• Terapi İlişkisi’ne daha fazla ağırlık
• Duygulanıma daha fazla ağırlık
• Çocukluk yaşantılarını ve gelişimsel süreçleri daha
fazla çalışma
• Başa çıkma yöntemlerine daha fazla ağırlık
• Temel yaşam olaylarına daha fazla önem
• Evrensel ihtiyaçlara daha fazla önem
Şema Odaklı Yaklaşım

Erken Dönem Şemaları (Şemalar)


• Anılardan, bedensel duyumlardan, duygulardan ve
bilişlerden oluşurlar.

• Kişinin kendisi ve diğerleri ile ilişkileri ile ilgilidir.

• Çocukluk veya ergenlik döneminde oluşurlar, kişinin


yaşamı boyunca gelişerek varlıklarını sürdürürler.
Şema Odaklı Yaklaşım

Erken Dönem Şemaları (Şemalar)



Davranışlar

Duygu ve
Bedensel Duyum

Biliş

Temel Yaşantılar
Şema Odaklı Yaklaşım

Şemanın Kazanılması
Diğerlerine güvenli Hareket
bağlanma
Özgürlüğü,
(güvenlik, stabilite,
bakım, kabul Yeterlilik ve
içeren) Kimlik Algısı

Gereksinim ve Gerçekçi Limitler


Duygularını İfade ve
Özgürlüğü Öz Denetim
Kendiliğindenlik
ve Oyun

1. Gereksinimlerin zedeleyici seviyede engellenmesi


Şema Odaklı Yaklaşım

Şemanın Kazanılması

2. Darbelenme, Kurbanlaştırılma, Kötü Davranım


Şema Odaklı Yaklaşım

Şemanın Kazanılması

3. “İyi Şeylerin Aşırı Verilmesi”


Şema Odaklı Yaklaşım

Şemanın Kazanılması

• Seçici İçselleştirme veya Özdeşleşme


• Mizaç – Huy
• Kültürel Etkilenimler
Şema Odaklı Yaklaşım

Mizaç

Canlı –– Tepkisiz
Kötümser –– İyimser
Kaygılı –– Sakin
Takıntılı –– Dağınık
Çekingen –– Saldırgan
Huzursuz –– Şen
Utangaç –– Cana Yakın
Şema Odaklı Yaklaşım

Şemaların Özellikleri
• Yoğun duygular, kendine ve/veya başkalarına zarar
verici sonuçlar yaratabilirler.
• Temel ihtiyaçlara ulaşmayı engellerler.
• Ruhsal yapıya derinlemesine kök salmış kalıplardır.
Kendilerini sürdürürler. Kısa dönemli yöntemlerle
değişmeleri zordur.
• Biyolojik bir durum (örn: İUMB) veya şema ile ilgili
yaşam olayları ile tetiklenebilirler.
Şema Odaklı Yaklaşım

Erken Dönem Şemaları (Şemalar)


Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Alanları
Şema Odaklı Yaklaşım

Gelişimsel Gereksinimler
Diğerlerine güvenli Hareket
bağlanma
Özgürlüğü,
(güvenlik, stabilite,
bakım, kabul Yeterlilik ve
içeren) Kimlik Algısı
Ayrılma ve Zedelenmiş
Dışlanma Otonomi
Gereksinim ve Gerçekçi Limitler
Duygularını İfade ve
Özgürlüğü Öz Denetim
Başkaları Kendiliğindenlik
ve Oyun Zedelenmiş
Yönelimlilik Aşırı Duyarlılık & Sınırlar
Baskılama
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Alanları
Ayrılma ve Dışlanma Başkaları Yönelimlilik
•Terkedilme •Onay Arayıcılık
•Kuşkuculuk •Boyun Eğicilik Zedelenmiş Özgürlük
•Duygusal Yoksunluk •Kendini Feda Etme •Bağımlılık
•Kusurluluk •Dayanıksızlık
•Sosyal İzolasyon •Yapışıklık
•Başarısızlık

Zedelenmiş Sınırlar Aşırı Duyarlılık


•Haklılık •Yüksek Standartlar
•Yetersiz •Karamsarlık
Özdenetim •Duyguları Bastırma
•Cezalandırıcılık
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Alanları
Yetmezlik Evham, Vicdan,
Duygusal Yoksunluk Sorumluluk
Sosyal Izolasyon Cezalandırıcılık
Terkedilme Kendini Feda
Bağımlılık Dayanıksızlık
Başarısızlık Kuşkuculuk
Kusurluluk Ekonomik Korku
Boyun Eğicilik “Narsisistik”
İçiçelik Onay Arayıcılık
Haklılık
Mükemmeliyetçilik
Yetersiz Özdenetim
Şema Odaklı Yaklaşım

Bağlanma
Ayrılma ve Dışlanma
•Terkedilme/Tutarsızlık
Bu şema, diğerlerinin, özellikle destek ve yakınlık beklediklerimizin, bu
ihtiyaçları sağlama konusunda dengesiz veya güvenilmez oldukları ve
duygusal destek, yakınlık, güç veya aktif koruma sağlamaya devam
edemeyecekleri algısını içerir.
•‘’ Beni terkedeceklerinden korktuğum için yakın olduğum insanların
peşini bırakmam.’’
•‘Diğer insanlara o kadar muhtacım ki onları kaybedeceğim diye çok
endişeleniyorum.’’
•‘’ Bazen insanlar beni terkedecek diye onları kendimden uzaklaştıracak
kadar çok dert ederim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Bağlanma

Ayrılma ve Dışlanma
•Kuşkuculuk & Kötüye Kullanılma
• Bu şema başkalarının size zarar vereceği, sizi kötüye kullanacağı,
aşağılayacağı, aldatacağı, size yalan söyleyeceği ya da sizi
kullanacağı beklentisini içerir. Zararın genellikle kasıtlı olduğu
veya haksız ya da aşırı bir ihmal sonucu ortaya çıktığı algısını
içerir.
• ‘’İnsanların benden menfaat elde ettiklerini hissediyorum.’’
• ‘’Diğer insanlara karşı tedbiri elden bırakamam yoksa bana kasıtlı
olarak zarar vereceklerini hissederim.‘’
• ‘’Herhangi bir anda birileri beni aldatmaya kalkışabilir.’’
• ‘’Diğer insanların niyetleriyle ilgili oldukça şüpheciyimdir.’’
• ‘’Hep insanların asıl amaçlarını araştırırım. ‘’
Şema Odaklı Yaklaşım

Bağlanma
Ayrılma ve Dışlanma
•Duygusal Yoksunluk
• Bu şema, kişinin normal düzeyde duygusal destek alma arzusunun,
başkaları tarafından yeterli şekilde karşılanmayacağı beklentisini içerir.
Yoksunluğun başlıca üç biçimi bulunmaktadır: 1) Bakım yoksunluğu:
Dikkat, sevgi, şefkat, sıcaklık ve arkadaşlık yokluğu. 2) Empati
yoksunluğu: Anlayış, dinleme, kendini açma, başkalarıyla karşılıklı
olarak duyguları paylaşma yokluğu. 3) Koruma yoksunluğu: Güç,
yön veya rehberlik yokluğu.
• ‘’ Bana bakan, benimle zaman geçiren, başıma gelen olaylarla
gerçekten ilgilenen kimsem olmadı.’’
• ‘’Yaşantımın çoğunda, bir diğer insan için özel biri olduğumu
hissetmedim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Bağlanma
Ayrılma ve Dışlanma
•Kusurluluk
• Bu şema kişinin temel olarak, önemli açılardan kusurlu, kötü,
istenmeyen, aşağı veya işe yaramaz olduğu veya gerçek
benliğini görecek olsalar, önemli ötekiler tarafından sevilmez
olduğu duygusunu içerir.
• ‘’Gerçek beni tanırlarsa beğendiğim hiçkimse bana yakın
olmak istemez.’’
• ‘’Başkalarının sevgisine, ilgisine ve saygısına değer bir insan
değilim.’’
• ‘’Kendimi sevilebilecek biri gibi hissetmiyorum.’’
• ‘’Kabul edilemeyecek pek çok temel özelliğim yüzünden
insanlara kendimi açamıyorum.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Bağlanma

Ayrılma ve Dışlanma
•Sosyal İzolasyon
• Kişinin dünyanın geri kalanından, özellikle aile dışındaki sosyal
dünyadan, yalıtılmış olduğu hissidir. Bu şemaya sahip bireyler,
diğer insanlardan farklı veya hiçbir grup ya da topluluğa ait
olmadıklarını hissederler.
• ‘’Uyumsuzum.’’
• ‘’Ben diğer insanlardan temelden farklıyım.’’
• ‘’Bir yere ait değilim, yalnızım.’’
• ‘’Kendimi diğer insanlara uzak hissediyorum.’’
• ‘’Kendimi hep grupların dışında hissederim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Otonomi, Yeterlilik, Kimlik Algısı

Zedelenmiş Özgürlük
•Bağımlılık
• Bu şema kişinin becerikli bir şekilde, başkalarından yardım
almadan, gündelik sorumlulukların üstesinden gelemeyeceğine
yönelik inancını içerir.
• ‘’Kendimin günlük yaşamı tek başıma idare edebilme becerisinde
olduğunu hissetmiyorum.’’
• ‘’Gündelik işler anlamında, kendimi bağımlı biri olarak
düşünürüm.’’
• ‘’Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma yeteneğim eksiktir.’’
• ‘’Gündelik işler için benim kararlarıma güvenilemez.’’
• ‘’Ortaya çıkan gündelik sorunları çözme yeteneğimle ilgili
kendime güven duymuyorum.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Otonomi, Yeterlilik, Kimlik Algısı


Zedelenmiş Özgürlük
•Dayanıksızlık
• Bu şema felaketin yakında olduğuna, her an kişinin başına
gelebileceğine ve kişinin bunu engelleyemeyeceğine
yönelik duyduğu abartılı korkuyu içerir. Beklenen felaketler
dış kaynaklıdır ve aşağıdakilerden bir ya da daha fazlasına
odaklanabilir:
a) Tıbbi felaketler b) Duygusal felaketler c) Çevresel felaketler
• ‘’Kötü bir şey olacağı duygusundan kurtulamıyorum.
• Her an bir felaket (doğal, adli, mali veya tıbbi) olabilir
diye hissediyorum.’’
• ‘’Saldırıya uğrama endişelerim var.’’
• ‘’Para konusunda dikkatli olmam gerektiğini hissediyorum,
yoksa beş parasız kalabilirim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Otonomi, Yeterlilik, Kimlik Algısı


Zedelenmiş Özgürlük
•Yapışıklık – İçiçelik / Gelişmemiş Benlik
• Bu şema, tam bir bireyleşme sağlayamama veya normal
sosyal gelişim gösterememe pahasına, bir ya da daha fazla
kişi ile aşırı duygusal bağlanma ve yakınlık içine girmeyi içerir.
• ‘’Benim yaşıtım olan insanların yaptığı şekilde, anne
babamdan ayrılmayı başaramadım.’’
• ‘’Annem, babam ve ben birbirimizin hayatı ve sorunlarıyla aşırı
ilgili olmaya eğlimliyiz.’’
• ‘’Annem, babam ve benim için, aldatma veya suçluluk duygusu
duymadan, özel hayatımızı birbirimizden saklamamız çok
güçtür.’’
• ‘’Annem ve babamın benimle içiçe yaşadığını sık sık
hissediyorum-Benim kendime ait bir hayatım yok.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Otonomi, Yeterlilik, Kimlik Algısı


Zedelenmiş Özgürlük
•Başarısızlık
• Bu şema kişinin başarısız olduğu, kaçınılmaz olarak
başarısız olacağı ya da akranlarına kıyasla başarı
alanlarında (okul, kariyer, spor vb.) temelde yetersiz
olduğuna yönelik inancı içerir.
• ‘’İşte (veya okulda) yaptığım hemen hemen hiçbir şey diğer
insanların yapabileceği kadar iyi değil.’’
• ‘’İş becerme açısından son derece yetersizim.’’
• ‘’İş ve başarı alanlarında birçok insan benden daha yeterli.’’
• ‘’Ben diğer insanların işlerinde olduğu kadar yetenekli
değilim.’’
• ‘’İş (veya okulda) diğer insanların çoğu kadar zeki değilim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Gereksinim ve duygu ifade özgürlüğü

Başkaları Yönelimlilik, Digergamlık


•Onay Arayıcılık
• Bu şema, güvenli ve doğru bir kendilik algısı oluşturma pahasına, diğer
insanların onay, kabul ve ilgisini kazınmaya veya onlara uyum göstermeye
aşırı bir vurguyu içerir.
• ‘’Neredeyse tanıdığım herkes tarafından beğenilmek benim için
önemlidir.’’
• ‘’Beni beğenmeleri için kendimi beraber olduğum insanlara göre
değiştiririm.’’
• ‘’Kendime güvenim temel olarak insanların beni nasıl gördüklerine
bağlıdır.’’
• ‘’Paramın olması ve önemli insanları tanıyor olmak beni değerli yapar.’’
• ‘’İnsanların bana değer vermesi için fiziksel görünümüm üzerinde çok
zaman harcarım.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Gereksinim ve duygu ifade özgürlüğü

Başkaları Yönelimlilik, Digergamlık


•Boyun Eğicilik
• Boyun eğiciliğin iki ayrı görüntüsü: a) ihtiyaçları bastırma: kişinin
tercih, karar ve arzularının bastırılmasıdır. b) duyguları bastırma:
duygusal ifadenin, özellikle öfkenin, bastırılmasıdır.
• ‘’Eğer istediğimi yaparsam, başıma dert alırım diye düşünürüm.’’
• ‘’Diğer insanların isteklerine uymaktan başka yol olmadığını
hissediyorum; eğer böyle yapmazsam bir şekilde beni reddederler veya
intikam alırlar.’’
• ‘’İlişkilerimde, diğer kişinin yönlendirici olmasına izin veririm.
• ‘’Kendim için ne istediğimi bilmediğim için daima benim adıma diğer
insanların seçim yapmasına izin veririm.’’
• ‘’Haklarıma saygı duyulmasını ve duygularımın hesaba katılmasını
istemekte çok zorlanıyorum.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Gereksinim ve duygu ifade özgürlüğü


Başkaları Yönelimlilik
•Fedakarlık
• Bu şema, kişinin kendi mutluluğu pahasına, gönüllü olarak
başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzerine aşırı odaklanmasını
içerir.
• ‘’Genellikle yakınlarıma ilgi gösteren ve bakan ben olurum.’’
• ‘’Başkalarını kendimden daha fazla düşündüğüm için ben iyi bir
insanım.’’
• ‘’Yakınlarımla o kadar meşgulüm ki kendime çok az zaman kalıyor.’’
• ‘’Ben hep başkalarının sorunlarını dinleyen kişi oldum.’’
• ‘’Başkaları beni, diğerleri için çok, kendisi için az şey yapan biri
olarak görüyorlar.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Gerçekçi Limitler ve Öz Denetim


Zedelenmiş Sınırlar
•Haklılık
• Bu şema kişinin diğer insanlardan daha üstün olduğu, özel hak ve
ayrıcalıklara sahip olduğu veya normal sosyal etkileşimi yöneten
karşılıklılık ilkesi ile bağlı olmadığı inancını içinde barındırır.
• ‘’Diğer insanlardan birşeyler istediğimde cevap olarak “hayır”
denilmesini kabullenmekte çok zorlanırım.’’
• ‘’Ben özel biriyim ve diğer insanlar için konulmuş olan
kısıtlamaları kabul etmek zorunda değilim.’’
• ‘’İstediğimi yapmaktan alıkonulmaktan veya kısıtlanmaktan nefret
ederim.’’
• ‘’Diğer insanların uyduğu normal kurallar ve geleneklere uymak
zorunda olmadığımı hissediyorum.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Gerçekçi Limitler ve Öz Denetim


Zedelenmiş Sınırlar
•Yetersiz Özdenetim
• Sıradan ve sıkıcı işleri yapmaya kendimi zorlayamam.
• Eğer hedefime ulaşamazsam kolaylıkla yılgınlığa düşer ve
vazgeçerim.
• Uzun vadeli amaçlara ulaşabilmek için şu andaki zevklerimden
fedakarlık etmekte güçlüğüm vardır.
• Benim yararıma olduğunu bilsem bile hoşuma gitmeyen şeyleri
yapmaya kendimi zorlayamam.
• Kararlarıma nadiren sadık kalabilirim.
Şema Odaklı Yaklaşım

Kendiliğindenlik ve Oyun
Aşırı Duyarlılık & Baskılama
•Yüksek Standartlar
• Bu şema, kişinin genellikle eleştiriden kaçınmak amacıyla, davranış
ve kendini ortaya koyma alanlarındaki içselleştirilmiş yüksek
standartlarını karşılamak için, yoğun çaba harcaması gerektiği temel
inancını içerir.
• ‘’Yaptığım çoğu şeyde en iyi olmalıyım; ikinci olmayı
kabullenemem.’’
• ‘’En iyisini yapmalıyım, “yeterince iyi” ile yetinemem.’’
• ‘’Tüm sorumluluklarımı yerine getirmek zorundayım.’’
• ‘’Başarmak ve birşeyler yapmak için sürekli bir baskı altındayım.’’
• ‘’Kendimi kolayca sorumluluktan sıyıramıyorum veya hatalarım için
bahane bulamıyorum.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Kendiliğindenlik ve Oyun
Aşırı Duyarlılık & Baskılama
•Karamsarlık
• Bu şema, yaygın olarak ve yaşam boyunca hayatın olumlu ve iyimser
yönlerini küçümser veya görmezden gelirken, olumsuz yönlerine (acı,
ölüm, hayal kırıklığı, çatışma, suç, küskünlük, çözülmemiş sorunlar,
ihanet, potansiyel hatalar, ters gidebilecek işler vs.) odaklanmayı
içerir.
• ‘’Herşey yolunda gidiyor görünse bile, bunun geçici olduğunu
hissederim.’’
• ‘’İyi bir şey olursa, bunu kötü bir şeyin izleyeceğinden endişe
ederim.’’
• ‘’Yeterince dikkatli olamazsınız, bir şeyler neredeyse her zaman ters
gider.’’
• ‘’Ne kadar çok çalışırsam çalışayım, maddi olarak iflas edeceğimden
endişe ederim.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Kendiliğindenlik ve Oyun

Aşırı Duyarlılık & Baskılama


•Duyguları Bastırma
• Bu şema, -genellikle başkalarının kınamasından, utanç duygularından
veya dürtülerin kontrolünün kaybedilmesinden kaçınmak amacıyla-
spontan eylem, duygu veya iletişimin aşırı derecede bastılmasını
içerir.
• ‘’Olumlu duygularımı diğerlerine göstermekten utanırım (sevdiğimi,
önemsediğimi göstermek gibi).’’
• ‘’Duygularımı diğerlerine açmayı utanç verici bulurum.’’
• ‘’Sıcak ve cana yakın olmak benim için zordur.’’
• ‘’Kendimi o kadar kontrol ederim ki insanlar beni duygusuz
bulurlar.’’
• ‘’Diğerleri beni duygusal olarak soğuk bulurlar.’’
Şema Odaklı Yaklaşım

Kendiliğindenlik ve Oyun
Aşırı Duyarlılık & Baskılama
• Cezalandırıcılık
• Bu şema, insanların (kişinin kendisi de dahil) yaptıkları hatalar için
şiddetli bir biçimde cezalandırılmaları gerektiği inancını içerir.
• ‘’Elimden gelenin en iyisini yapmazsam kaybetmeyi göze
almalıyım.’’
• ‘’Eğer yanlış yaparsam, bunun özrü yoktur.’’
• ‘’Sorumluluklarını yerine getirmeyen insanlar bir şekilde
cezalandırılmalıdır.’’
• ‘’Çoğu zaman başkalarının özürlerini kabul etmem. Sadece
sorumluluk almak ve sonuçlara katlanmak istemiyorlardır.’’
• ‘’Ben cezalandırılmayı hak eden kötü bir insanım.’’
Anne Baba Kökeni
(Türkiye örneklem)

• Kuralcı/kalıplayıcı anne-baba
• Küçümseyici/kusur bulucu
• Duygusal bakımdan yoksun bırakıcı
• Sömürücü/istismar edici
• Aşırı koruyucu/evhamlı
Anne Baba Kökeni
• Koşullu/başarı odaklı
• Aşırı izin verici/sınırsız
• Kötümser/endişeli
• Cezalandırıcı
• Değişime kapalı/duygularını bastıran
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçimleri ve Tepkileri


• Çocuğun, sıkıntılı yaşam ortamına uyum
sağlayabilmek için izlediği yollardır.
• Şema teorisinin temel davranışsal bileşenidir.
• 3 yaygın başaçıkma biçimi
• Şema Teslimi : (donakalmak)
• Şema Kaçınması: (kaçmak)
• Şema Aşırı Telafisi: (savaşmak)
• Pek çok özgün, kişisel başa çıkma tepkileri bu üç
yaygın biçimden türerler.
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Şema Teslimi Şema Kaçınması Şema Aşırı Telafisi
(şemanın tersini yapma)
Terk edilme İlişkiyi sürdüremeyecek Yakın ilişkilerden Eşini uzaklaştıracak
eşler seçme (evli, kaçınma, yalnızken kadar yapışma, küçük
yabancı) alkol kullanma ayrılıklarda bile aşırı tepki
gösterme
Kuşkuculuk Kendini kullanabilecek Kimseye Başkalarını kullanma
/Kötüye arkadaşlar seçme, güvenmeme, sır
Kullanılma kullanıma izin verme paylaşmama
(Güvensizlik
suistimal
edilme
Duygusal Duygusal olarak Yakın ilişkilerden Eşine ve arkadaşına
Yoksunluk mahrum bırakan eşler kaçınmak duygusal olarak talepkar
seçmek ve ihtiyaçlarını davranmak
eşine söyleyememek
Kusurluluk Eleştirel ve dışlayan Gerçek duygu Mükemmeli oynayarak
/Utanç arkadaşlar seçmek, düşüncelerini ifade eleştirmek ve dışlamak
kendini alçaltmak etm. kaç.
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Şema Teslimi Şema Kaçınması Şema Aşırı Telafisi
(şemanın tersini
yapma)
Sosyal Topluluklarda kendi Sosyal durum ve Gruplara uyum
İzolasyon benzerlikler yerine ortamlardan kaç. sağlamak için
farklılıklara odaklanmak bukelamunlaşmak

Bağımlılık/Yet Yakınlardan kendisinin Yeni deneyimlere Kimseden bir şey


ersizlik finansal kararlarını girmekten kaçınır: istememek
belirmelerini istemek araba kullanmayı - Counterdependent -
öğrenmek gibi
Dayanıksızlık Gazetede felaket Tamamen güvenli Tehlikelere aldırmaz
haberlerini okumak ve olmayan yerlere bir tutum içine girmek
bunların karşısına gitmemek counterfobic
çıkacağını beklemek
Yapışıklık/Geli Anneye erişkinken bile Yakınlıktan kaçar; Yakınların tam tersi
şmemiş herşeyi anlatmak; eşine bağımsız kalır olmaya çalışır
Benlik göre yaşamak
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Şema Teslimi Şema Kaçınması Şema Aşırı Telafisi
(şemanın tersini
yapma)
Başarısızlık İsteksiz ya da gelişigüzel İş zorluklarından Durmadan kendisini
bir tavırda görevleri tamamen kaçınır; zorlayarak “aşırı
yapar işleri ağırdan alır başarılı” olur

Haklılık/Hak Kendi yoluna giren Üstün olamadığı, Aşırı bir şekilde


görme başkalarına zorbalık vasat olduğu başkalarının ihtiyaçları
büyüklenmecili eder; kendi becerileri durumlardan kaçınır ile ilgilenir
k hakkında övünür
Yetersiz Rutin işleri kolaylıkla Sorumluluk almaktan Aşırı özdenetimli ya da
özdenetim bırakır ve özdisiplinli olur
görevlendirilmekten
kaçınır
Boyun eğicilik Diğer bireylerin durumu Diğer bireylerle Otoriteye karşı isyan
kontrol etmesine ve karar çatışma gerektirecek eder
vermesine izin verir durumlardan kaçınır
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Şema Teslimi Şema Kaçınması Şema Aşırı Telafisi
(şemanın tersini
yapma)
Kendini feda Başkalarına birçok şey Verme ve alma Başkalarına mümkün
verir ve karşılığında gerektiren olduğunca az şey verir
hiçbir şey istemez durumlardan kaçınır

Onay arayıcılık Başkalarını etkilemek Onay vermesi çok Başkalarının


için hareket eder istenen kişilerle onaylamamasını
etkileşimden kaçınır kışkırtacak durumlara
girmez, arka planda kalır
Olumsuzluk/ Olumsuz üzerine Kötümser duygular Aşırı iyimserdir
karamsarlık odaklanır, olumluyu ve mutsuzluğu (polyanacılık); hoş
inkar eder, sürekli gizlemek için içer olmayan gerçekleri inkar
endişe duyar eder
Duyguları Durgun, duygusal İnsanlarla tartışacağı Zoraki ve anormal
bastırma olarak sakin davranışı ya da duygularını görünse bile beceriksizce
sürdürür açacağı durumlardan parti yaşamı olmasına
kaçınır çabalar
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Şema Teslimi Şema Kaçınması Şema Aşırı Telafisi
(şemanın tersini
yapma)
Yüksek Mükemmel olma Performansın Standartlarla hiç
standartlar çabasına aşırı değerlendirileceği ilgilenmez –acele
derecede zaman görevler ve dikkatsiz bir tavırda
harcar durumları geciktirir görevlerini yapar
ya da kaçınır
Cezalandırıcılık Kendine ve Cezalandırılma Aşırı affedici davranır
başkalarına sert ve korkusundan dolayı
cezalandırıcı bir başkalarından
tavırda davranır kaçınır
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Kaçınma
• Psikosomatizm
• Sıkıntıyı Yok Saymak
• Duygu Kontrolü
• Sosyal Çekilme
• Aktiviteyle Zihinden Uzaklaştırma
• Hissizlik/Duyguları Bastırma
Şema Odaklı Yaklaşım

Başaçıkma Biçemleri ve Tepkileri


Aşırı Telafi
• Statü Düşkünlüğü
• Asilik
• Kontrol
• Aşırı Bağımsızlık
• Manipülatif Olma
• Kendi Yönelimlilik
• Eleştiriye Tahammülsüzlük
• Mesafelilik
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Modeli
Tetikleyen Olay,

BaşaÇıkma Şema
Durum Davranışı
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 1



Hakkı, insanlar kendi haklarını ortaya koyuyor olsalar da,
onları aşırı otoriter görme eğiliminde (1). Diğer
zamanlarda kimsenin ondan faydalanmasını istemiyor ve
çok kontrolcü oluyor (2). “Kendimi savunursam beni
sevmezler” gibi bir düşüncesi var (3). Bazen de insanlar
ondan mantıksız isteklerde bulunduğunda kendi
duygularının önemini küçümsüyor ve “Sorun değil,
yaparım” diye cevap veriyor (4). Diğer zamanlarda, kendini
savunamayacağı insanlarla dostluk kurmaktan kaçınıyor
(5).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 1



Hakkı, insanlar kendi haklarını ortaya koyuyor olsalar da,
onları aşırı otoriter görme eğiliminde (T). Diğer
zamanlarda kimsenin ondan faydalanmasını istemiyor ve
çok kontrolcü oluyor (AT). “Kendimi savunursam beni
sevmezler” gibi bir düşüncesi var (T). Bazen de insanlar
ondan mantıksız isteklerde bulunduğunda kendi
duygularının önemini küçümsüyor ve “Sorun değil,
yaparım” diye cevap veriyor (T). Diğer zamanlarda,
kendini savunamayacağı insanlarla dostluk kurmuyor (K).

Boyun Eğicilik
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 2



Lütfü, genellikle isteksizce, neredeyese başarısızlığı
“garanti ederek” çalışıyor (1). Bazen, kıyafet ve otomobil
gibi şeylere aşırı para harcayarak, kendini başarılı, üstün
bir şekilde ortaya koymaya çalışıyor (2). Sıklıkla
güçlüklerden uzak kalıyor ve kendini bunun denemeye bile
değer olmadığına ikna ediyor (3).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 2



Lütfü, genellikle isteksizce, neredeyese başarısızlığı
“garanti ederek” çalışıyor (T). Bazen, kıyafet ve otomobil
gibi şeylere aşırı para harcayarak, kendini başarılı, üstün
bir şekilde ortaya koymaya çalışıyor (AT). Sıklıkla
güçlüklerden uzak kalıyor ve kendini bunun denemeye bile
değer olmadığına ikna ediyor (K).

Başarısızlık
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 3



Rukiye, kendinde temelde birşeylerin yalnış olduğuna ve
biri onu gerçekten tanımaya başlarsa kendisini
istemeyeceğine inanıyor (1). Kendisini aşırı eleştiren eşler
seçiyor (2). Bazen aşırı savunma geliştiriyor ve en ufak
bir eleştiride karşı saldırıya geçiyor (3). Hiçbir partnerinin
kendisine yaklaşmasına izin vermiyor ve onların “gerçek
Rukiye’yi” görmemesini sağlıyor (4).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 3



Rukiye, kendinde temelde birşeylerin yalnış olduğuna ve
biri onu gerçekten tanımaya başlarsa kendisini
istemeyeceğine inanıyor (T). Kendisini aşırı eleştiren eşler
seçiyor (T). Bazen aşırı savunma geliştiriyor ve en ufak
bir eleştiride karşı saldırıya geçiyor (AT). Hiçbir partnerinin
kendisine yaklaşmasına izin vermiyor, böylelikle onların
“gerçek Rukiye’yi” görmesinden ve reddetmesinden
kaçınıyor (K).

Kusurluluk
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 4



Rıfat orta yaşlı bir kişi. Rıfat, bazen kendisini ihtiyacı
olmayan şeyler alırken buluyor (1). Kendini günlük işleri
tek başına yapmaya yeterli görmüyor ve genellikle
başkalarının desteğini arıyor (2). Mümkün olursa,
kendisine fazla miktarda yardım eden insanlarla çalışmayı
seçiyor (3). Bazen de, birilerinin önerilerini alması iyi
olacakken, bunu reddediyor (4). Sıkıntı yaratacak işleri
mümkün olduğunca erteliyor (5).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 4



Rıfat orta yaşlı bir kişi. Rıfat, bazen kendisini ihtiyacı
olmayan şeyler alırken buluyor (K). Kendini günlük işleri
tek başına yapmaya yeterli görmüyor ve genellikle
başkalarının desteğini arıyor (T). Mümkün olursa,
kendisine fazla miktarda yardım eden insanlarla çalışmayı
seçiyor (T). Bazen de, birilerinin önerilerini alması iyi
olacakken, bunu reddediyor (AT). Sıkıntı yaratacak işleri
mümkün olduğunca erteliyor (K).

Bağımlılık
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 5



Yeşim, kendini diğerlerinden farklı görüyor ve uyum
sağlayamadığını düşünüyor (1). Bir grubun parçası olarak
bir şeyler yaptığında bile ortama gerçekten katılmıyor (2).
Bazen, grup üyelerine karşı çok saldırgan olabiliyor ve tüm
gruba eleştirel yaklaşıyor (3). Diğer zamanlarda grup
aktivitelerine bir bahane bulup katılmıyor (4). Yeşim,
arkadaşlarına göre daha fazla fıkra ve şaka biliyor (5).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 5



Yeşim, kendini diğerlerinden farklı görüyor ve uyum
sağlayamadığını düşünüyor (T). Bir grubun parçası olarak
bir şeyler yaptığında bile ortama gerçekten katılmıyor (T).
Bazen, grup üyelerine karşı çok saldırgan olabiliyor ve tüm
gruba eleştirel yaklaşıyor (AT). Diğer zamanlarda grup
aktivitelerine bir bahane bulup katılmıyor (K). Yeşim,
arkadaşlarına göre daha fazla fıkra ve şaka biliyor (AT).

Sosyal İzolasyon
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 6



Salih, diğerlerine birşey vermeyi beceremeyen partnerler
seçiyor (1)ve ona da verici olmalarını zorlaştıracak şekilde
davranıyor (2). Bazen çok talepkar ve kavgacı şekilde
davranıp partneriyle tartışmaları tetikliyor (3). Salih,
kadınlara çok yaklaşmıyor ve bu alanda bir problemi
olmadığını savunuyor (4).
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Davranışları – Örnek 6



Salih, diğerlerine birşey vermeyi beceremeyen partnerler
seçiyor (T) ve ona da verici olmalarını zorlaştıracak
şekilde davranıyor (AT). Bazen çok talepkar ve kavgacı
şekilde davranıp partneriyle tartışmaları tetikliyor (AT).
Salih, kadınlara çok yaklaşmıyor ve bu alanda bir problemi
olmadığını savunuyor (K).

Duygusal Yoksunluk
Şema Odaklı Yaklaşım

Detaylı Şema Stratejileri


KUSURLULUK/UTANÇ 
Bilişsel Davranışçı
- Kişinin kötü, sevilmez ve hatalı - Kabul edici eşler seçin
olduğu inancını değiştirin. - Eleştiriye aşırı tepki vermeyin
- Başarılar üzerine odaklanın, - Utangaçlığın üstesinden gelmek
hataları minimize edin. için kendinizden örnekler verin.
- Aşırı telafi etmeyin (örn. Statü
Yaşantısal üzerine aşırı vurgu yaparak).
- Eleştirici ebeveynlere öfkeyi açığa
vurun Terapi İlişkisi
- Kritik şema ile diyaloga girin - Yargısız, kabul edici bir ortam
- Terapistin ufak zayıflıklarını
paylaşın
- Hastayı uygun şekilde övün
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Modları
• Kişisel özellikler (Şemalar, başaçıkma şekilleri) veya
Durumlar (Modlar, Yanlar)
• “O an içindeki, kişide aktif olan şemalar ve başaçıkma
tepkileri”
• Herhangi bir andaki baskın ruh-durumumuz.
• Belirgin şemalar veya başaçıkma tepkileri güçlü
duygular yaratak tetiklendiğinde etkin hale geçerler.
• Kendiliğin, diğer parçaları ile bütünleşmemiş bir
parçasıdır (Yanlar).
• Aşırı duyarlı olduğumuz yaşam olayları ile tetiklenirler
(Bam telleri).
Şema Odaklı Yaklaşım

Yaygın Modlar
• Çocuk Modları
• İncinmiş Çocuk
• Kızgın Çocuk
• Dürtüsel / Disiplinsiz Çocuk
• Mutlu Çocuk
• Ebeveyn Modları
• Cezalandırıcı Ebeveyn
• Talepkar Ebeveyn
• Başa Çıkma Modları
• Söz Dinleyen Teslimci
• Kopuk Korungan - Yanlız Kahraman
• Aşırı Telafici
• Sağlıklı Erişkin Modu
Şemaların Kümeleşmesi: MODLAR
ÇOCUK MODLARI
• Yalnız, kırılgan Çocuk Modu

Zayıf, üzgün, umutsuz,


kaygılı ve çaresiz olabiliriz.
ÇOCUK MODLARI
Öfkeli Çocuk Modu

Karşılanmamış temel
ihtiyaçlara tepki olarak,
kişinin öfke ve hiddet
duyan ve bunu dışa vuran
tarafıdır.
ÇOCUK MODLARI
Uslu Çocuk Modu

Söz dinleyen teslimci ve


uyum gösterme durumudur.
ÇOCUK MODLARI
Spontan Çocuk Modu

Temel duygusal ihtiyaçları


karşılanmış, mutlu çocuk.
EBEVEYN MODLARI
Talepkar Ebeveyn Modu

Kişinin, kendi
üzerine yerine
getirmesi neredeyse
olanaksız olan
talepler yüklediği
yanıdır.
EBEVEYN MODLARI
Cezalayıcı Ebeveyn Modu

Kişi bu modda kurallara aşırı duyarlıdır.


Kural, amacın önüne geçmiştir. Kişi
kurallara uymayan(kendi de dahil)ların
mutlaka cezalandırılmaları gerektiğini
düşünür.
KAÇINMA MODLARI
Kopuk Korungan

Kişi insanların yardımına kendini kapatır;


kendi içine kapanır. Diğer insanlarla
duygusal alış verişte bulunmaz.
İhtiyaçlarını belli etmez. Kendini boş,
dağınık, kişiliksiz vb. hisseder.
KAÇINMA MODLARI
Ilımlı/Uyumlu
Özetle....
Erken dönemde duygusal gereksinimler

Gereksinimlerin engellenmesi
Travmatize/kurban edilme
Aşırı korunma
Ebveynin bazı taraflarıyla seçici özdeşim kurma---
içselleştirme

psikopatoloji

254
Şema Odaklı Yaklaşım

Narsist Kişilikte Mod Atlamaları

“Default” Mod:

Büyüklenmeci
Şemalar:
Haklılık
Onay Arama
Yüksek Standartlar
Kuşku

Davranışlar:
üstünlük taslar
statüye önem verir
yetkin hisseder
başkalarını eleştirir
çok az eş duyum gösterir
Şema Odaklı Yaklaşım

Narsist Kişilikte Mod Atlamaları

Mod:

onay
kaynaklarını
Yalnız Çocuk kesen durumlar
olumsuz eleştiri,
Şemalar: geri bildirim
Kusurluluk,
almak,
Duygusal Yoksunluk,
eşin boşanması,
Boyun Eğme
işten atılma

Duygular:
Değersizleşmiş hissetmek,
Üzüntü,
Acı
Şema Odaklı Yaklaşım

Narsist Kişilikte Mod Atlamaları

Mod:

Kopuk Kendini
Avutan
Davranışlar:
Madde/alkol kötüye kullanımı,
dürtüsel cinsel etkinlik,
uyaran arayışı
(kumar oynamak
yatırım yapmak),
aşırı yemek,
görkemlilik hayalleri,
işkoliklik.
Şema Odaklı Yaklaşım

Sınır Kişilikte Mod Atlamaları

“Default” Mod:

Kopuk Korungan
İşlevi:
kişiyi diğer insanlardan
ve duygusal bağlardan
ayrı tutarak
cezalandırılmadan korumak

Davranışlar:
aşırı söz dinleyen
madde kötüye kullanımı
tıkınma,
kendine zarar verme,
psikosomatik şikayetler
Şema Odaklı Yaklaşım

Sınır Kişilikte Mod Atlamaları

Mod:

zarar görme
Terkedilmiş Çocuk veya terk
edilme
Duygular: korkularını
çökkünlük, umutsuzluk,
tetikleyen
korku, değersizlik,
durumlar
sevgisizlik, muhtaçlık
kurban edilme,

Davranışlar:
Terk edilmeden kaçınmak
için çılgınca çabalar,
özkıyım
Şema Odaklı Yaklaşım

Sınır Kişilikte Mod Atlamaları

Mod:

Kızgın Çocuk
“son damla”
Kökeni: olarak
Kopuk K. ve TÇ modları
adlandırılan
olaylar
Duygu ve
Davranışlar:
hiddetli, aşırı talepkar,
küçümseyici, çıkarcı,
denetleyici, ve istismarcı
dürtüsel davranışlar, özkıyım,
aşırı cinsel etkinlikler
>> CE
Şema Odaklı Yaklaşım

Sınır Kişilikte Mod Atlamaları

Mod:

Cezacı Ebeveyn
Öfkeli
Duygular: davranışlar gibi
Kendine kin ve öfke
“yanlış” birşey
yapmak
Davranışlar:
kendini hazdan mahrum
bırakır, kendini eleştirir ve
ağır vakalarda kendini
kesebilir veya
sakatlayabilir
Şema Odaklı Yaklaşım

ŞT’nin Temel Amacı

Hastalara,
• Uyumlu davranışlar içinde,
• Uyum bozucu şemalarını, başaçıkma tepkilerini ve
modlarını değiştirerek,
temel ihtiyaçlarına ulaşmada yardım
etmek
Şema Odaklı Yaklaşım

ŞT’nin Temel Amacı


Diğerlerine Hareket
güvenli Özgürlüğü,
bağlanma
(güvenlik, stabilite, Yeterlilik ve
bakım, kabul Kimlik Algısı
içeren)

Gereksinim ve Gerçekçi
Duygularını Limitler ve
İfade Kendiliğindenlik Öz Denetim
Özgürlüğü ve Oyun
Şema Odaklı Yaklaşım

Şema Terapi Endikasyonları

• Sorun, sürekli ve uzun süreli


• 1. Eksen bozukluğu tedaviye cevapsız, süregen
relapsı
• Sorun belli-belirsiz ancak süregen
• Uzun süreli ilişki problemleri
• Çift terapisi
AMAÇ

Spontan Çocuğa
Yetişkin Sağlıklı Mod’a
yaklaşmak
Şema Terapi

• Değerlendirme

• Bilişsel Teknikler

• Yaşantısal Teknikler

• Davranışsal Düzenlemeler
Şema Terapi

• Psikoterapötik İlişki

Yeniden Ebeveynlik
PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ
2023 YILI BAHAR DÖNEMİ

OYUN TERAPİSİ DERSİ


BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI OYUN TERAPİSİ
Dr. Öğrt. Üyesi: YUNUS YÜCEL
Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi (BDOT)

Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ile Oyun Terapisinin sentezinden oluşan bir yöntemdir.

Yönlendirici ve tam yapılandırılmıştır. Her bir aşamada belirli hedefler ve amaçlar


doğrultusunda yapılacak uygulamalar ve kullanılacak teknikler bellidir. Bireysel ve grup
terapilerine uygun bir yöntemdir.

Doğaçlama ve insiyatif kullanımına çok az yer vardır.


Bilişsel Terapinin ve Davranışçı Terapinin Tarihi
• Davranışsal Terapiler
• Çevre- Davranış – Potaloji
• Klasik koşullama
• Edimsel koşullama
• Sosyal öğrenme Teorisi

• Aoron Beck ve BDT


• Bilişsel üçgen: Düşünce – Duygu - Davranış
• Otomatik düşünceler
• Ara inançlar
• Temel inançlar
Yaklaşımın özellikleri (BDOT)

• BDOT, oyunu çocukla bağ kurmak için kullanır. Çocuğa ilginç gelen bir oyun
çocuğun geliştirdiği direnci yumuşatabilir.
• BDOT, duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Hayallerin ifade
edilmesine olanak sağlar
• BDOT, baş etme stratejilerini tanıtmak ve öğretme k için kullanılır.
• BDOT; problem merkezli, süre sınırlaması olan, yönlendirici, yapılandırılmış
bir tedavi yöntemidir.
• BDOT, deneysel araştırmalarla desteklenmektedir (kanıta dayalı
uygulamalar).
Oyunun, oyuncakların ve
oyun materyallerinin kullanımı (BDOT)

• Duyguları ve Düşünceleri yansıtma işlevi.


• Dışavurum oyuncakları
• İlişki ve iletişim temalı oyuncaklar
• Özel sanat materyalleri
• Güncel sosyal yaşamı temsil eden oyuncaklar.
• Üretkenliği ve hayal gücünü harekete geçirecek basit malzemeler.
1. Terapötik ilişki değişimin temel etkeni
değildir.
2. Terapist yönlendirici ve rehber
rolündedir.
Terapistin işlev 3. Uygulayacağı uygulamaları ve teknikleri
ve rolü iyi bilmeli
4. Yöntemi belirlenen kurallar
çerçevesinde uygulamalı
5. Sürecin kontrolünü eline alıp çocuğu da
hedef doğrultusunda yönlendirmelidir.
Terapötik İlişkide Empati

• Empati değişimin temelini oluşturur.

• Çocuğun işlevsiz duygu, düşünce ve davranışlarını değiştirirken, empatik anlayış


olmazsa yapay bir durum ortaya çıkar.

• Çocuk, terapistin kendisini gerçekten anladığını hissedince değişime açık hale


gelebilir.
Terapi türü ve süresi
• Bireysel ve grup terapi seansları gerçekleştirilebilir
• Ortalama 12 ila 16 seans arası değişmektedir.
Otokontrol

Doğru davranmak
Çocukların
Doğru düşünmek
kazandığı
beceriler
Kendi kendine de kullanabileceği
birtakım baş etme stratejileri
kazanmak

Olumlu benlik algısı kazandırmak


Fayda sağlayan vakalar

Dikkat eksikliği
Otizm spektrum
hiperaktivite Dürtüsellik
bozuklukları
bozukluğu

Korku ile ilişkili


Yemek seçme Saldırganlık
sorunlar
Kullanılacak oyunlar
Kullanılacak
• İnsan ve hayvan aile figürleri seti
oyunlar
• Özellikle küçük yaş grupları için geliştirici oyuncaklar
– I
• Duygu gelişimi, duyma gelişimi, dil gelişimi, motor gelişimini destekleyen oyuncaklar
(Legolar, mozaikler vs.)
• Maskeler, kuklalar
• Metafor kuklaları
• Her boyutta toplar
• Cinsiyet gelişimini destekleyen oyuncaklar
Kullanılacak oyunlar
• Gerçek hayatı yansıtan oyuncaklar (ev, araba, aile, kamyon, uçak vs.)
• Çocuğun öfke ve saldırganlık dürtüsünü yansıtacak oyuncaklar (asker,
oyuncak silah, bıçak, kılıç, çekiç, tabanca, vahşi hayvan figürleri)
• Oyun hamuru, kil, çakıl taşı, deniz kabukları, pamuk
• Günlük hayatta kullanılan eşyaların oyuncakları (telefon, ütü, yemek
takımı, buzdolabı vs.)
• Masa başı oyunlar (satranç, domino, dama vs.)
• Tematik oyuncaklar (doktor, berber, usta, astronot vb.)
• Çeşitli müzik aletleri
1. Oryantasyon etabı
Terapi 2. Terapötik oyunlar etabı
aşamaları 3. Olumlu benlik kazandırma etabı
4. Kontrol ve sonlandırma etabı
Farklı etaplarda kullanılan uygulama ve
teknikler

Farklı etaplarda farklı


Eğitimin ilerleyen
hedefler doğrultusunda
safhalarında her bir teknik
çeşitli uygulama ve
ve uygulamanın detaylarını
tekniklerden
inceleyeceğiz.
yararlanılabilmektedir.
• Birinci etap, oryantasyon etabıdır. Oryantasyon
etabı 1 veya 2 seanstan oluşur. Seans süresi ise
45 dakika ile 1 saat arasında değişebilir. Bu
etapta amaç çocuğun terapiste, terapistin de
çocuğa alışmasıdır.
• Bu etapta çocukla olumlu duygusal iletişim
kurmak ne kadar önemli ise çocuğun oyun
I. Etap: ortamına uyum sağlaması da o derece
Oryantasyon önemlidir.
• Bu etabın hedefleri aşağıdaki gibi listelenebilir:
1. Çocuk ile olumlu bir duygusal bağ kurmak
2. Çocuğa oyun odasını tanıtmak
3. Çocuğa uyulması gereken kuralları
öğretmektir.
Oynanabilecek oyunlar

1. Çocuğu tanımaya yönelik oyunlar


2. Çocuğa ortamı tanıtmaya yönelik oyunlar
3. Geliştirici oyunlar
4. Ritüel oyun seçimi
• Terapinin ikinci etabı, terapötik oyunlar etabıdır. Bu
etap çocuğun durumuna göre 8 veya 10 seanstan
oluşur. Bu etabın amaçları; çocuğun problemini
depreştirerek çocuğu problemi ile yüzleştirmek,
probleminin farkına varmasını sağlamak ve probleme
yönelik müdahalede bulunmaktır.
II. ETAP: • Oryantasyon etabında terapist daha çok çocuğa göre
TERAPÖTİK kendini ayarlamaya çalışırken iki etapta ise (özellikle
müdahele oyunları sırasında) terapist daha aktif ve
OYUNLAR yönlendirici bir tutum sergilemelidir.
• İki etap iki farklı aşamadan oluşur. Bunlar;
1. Yüzleştirme aşaması (ilk iki veya üç seans
yüzleştirmeye ayrılmalıdır)
2. Müdahale aşaması
• Yüzleştirme aşamasında çocuğun sorununu
depreştirmek, çocuğa sorununu fark ettirmek ve
netleştirmek amaçlanır. Bu seanslarda çocuk buraya
neden getirildiğini, ne gibi sorunlarının olduğunu
anlamalıdır.
• İkinci etabın ilk aşamasının mantığı çocuğun
problemini engellemek değil, problemin bilinç
düzeyine gelmesini sağlamaktır. Bu aşamada seçilen
Yüzleştirme oyunlar duygulara yönelik olmalıdır. Çocukla hem
aşaması kendi duygularını hem de başkalarının duygularını
tanımaya yönelik oyunlar oynanır.
• Bu aşamada uygulanan oyunlar aşağıdaki gibi
sınıflandırılabilir:
1. Duygusal farkındalık kazandırma oyunları
2. Depreştirme oyunları
3. Yüzleştirme oyunları
• Çocuğun uzmana getirilme sebebi
ne olursa olsun ilk aşamada duygu
oyunları, depreştirici iki uçlu
oyunlar ve yüzleştirici oyunlar
benzer şekilde oynanmalıdır.
Müdahale aşamasına kadar çocuk
duygularının ve problemlerinin
farkına varmalıdır. Çocuk farkına
Müdahale vardığı bu sıkıntılardan kurtulmak
istemelidir.
aşaması • Müdahale oyunları ise çocuğun
problemine yönelik oyunlardır ve
her problem için birbirinden
farklıdır.
• Müdahale için oynanacak hazır
veya uzman tarafından
geliştirilecek oyunlarda bilişsel
davranışçı tekniklerden faydalanılır.
Terapötik oyun geliştirme

Bilişsel davranışçı terapi teknikleri kullanılarak birçok terapötik oyun geliştirmek mümkündür. Oyun
geliştirmek için oyuncaklara, kırtasiye malzemelerine, duygu kartlarına, uzmanın bilgi birikimi ve hayal
gücüne ihtiyaç vardır.

Şimdi de bilişsel davranışçı teknikleri kullanarak nasıl oyun geliştirilebileceğine dair örnekleri
inceleyelim.
Model alarak öğrenme tekniğine göre oyun
geliştirme – I
• Çocuğun durumuna göre insan veya hayvan figürlerinden oyuncak
seçilir. Burada önemli olan ayrıntı oyundaki bir kahramanın çocuğun
problemi ile aynı probleme sahip olmasıdır. Oyundaki kahraman
yaşadığı bu sıkıntısından dolayı sosyal uyum veya akademik başarı
sorunu yaşamaktadır. Okulda arkadaşları veya öğretmeni ile ailede anne
– baba veya kardeşleri ile çatışmaları vardır. Bundan dolayı çok üzgün,
kızgın veya utanç içindedir. Ne yapacağı konusunda kafası karışıktır.
Kendince bir şeyler denemektedir fakat bir türlü başarılı olamamaktadır.
Bir gün karşısına başka bir kahraman çıkar. Bu kahraman ya aynı sorunu
daha önce yaşamış ve atlamış biri veya BİLGE biridir. Bu yeni kahraman
bizim kahramana sorunundan kurtulabilmesi için neler yapması
gerektiğini anlatır. Yani bilge kahraman bir nevi psikolog. Kahraman
bilgenin dediklerini uygular ve hayatında bazı şeyler değişmeye başlar.
• Elbette burada çocuğa sorununun
çok basit olduğu ve üstesinden
gelmenin çok kolay olduğu mesajı
verilmemelidir. Yani oyundaki
kahraman hemen sorunundan
Model alarak kurtulmamalıdır. Adım adım, bazı
denemelerle, mücadele ederek
öğrenme olumlu sonuca ulaşmalıdır. Uzman,
tekniğine göre her seansta aynı kahramanlarla
oyun geliştirme yeni deneyimler yaşatarak bir dizi
gibi birbirini takip eden ve
– II birbiriyle bağlantılı olan oyunlar,
hikayeler geliştirmelidir. Oyun
oynandıktan sonra uzman çocuğa
oyun ve kahramanlar ile ilgili
sorular sorarak süreci
sonlandırmalıdır.
• Oyun (veya hikaye) nasıldı?
• Hikayede en çok neyi sevdin? Neden?
• Neyi sevmedin? Neden?

Örnek Oyundaki kahraman (çocukla
özdeşleştirilen) hakkında ne
düşünüyorsun?

sorular • O senin yanında olsaydı ona neler


söylemek isterdin?
• Onunla arkadaş olmak ister miydin?
• Onun yerinde sen olsaydın neler
yapardın?
• Sistematik duyarsızlaştırma tekniği
daha çok korku ve fobi
durumlarında uygulanır. Sistematik
Sistematik duyarsızlaştırma tekniğine göre
oyun geliştirirken oyuncaklardan
duyarsızlaştırma ve kırtasiye malzemelerinden
tekniğine göre oyun yararlanılabilir. Çocuğun yaşadığı
soruna en uzak noktadan başlanır
geliştirme – I ve gittikçe soruna yaklaşılır.
• Oyun geliştirme aşamalarına
bakalım şimdi de.
Oyun geliştirme aşamaları

1. Önceden çocuğun korkusu ile aynı korkuya sahip bir hayvanın hikayesi
(veya oyunu)
2. Sonra çocuk ile aynı sorunu olan başka bir çocuğun (oyuncak çocuk)
öyküsü veya oyunu
3. Sonra çocuğa korkularını sormak
4. Çocuğa korkularının resmini çizdirmek
5. Resmi anlattırmak
6. Rol yapma oyunu ile çocuğu oyuna katmak
7. Her oyundan sonra çocuğa oyun ile ilgili yukarıdaki örnekteki gibi
sorular sormak
• Taşırma tekniği ile geliştirilen oyunlar özellikle
hiperaktivite ve öfke sorunu olan çocuklarda
oldukça etkilidir. Bu oyunlarda çocuk bizzat
oyuna katılmalıdır. Materyal olarak alan
sınırlaması yapabileceğimiz bir ip, kilim ve
hulalop tarzında bir oyuncağa da ihtiyaç vardır.
Taşırma tekniği Çocuğa oyunun sadece belirlenen alanın içinde
olacağı kuralı anlatılmalıdır. Çocuk belirlenen
kullanarak oyun alanın içinde istediği kadar yaramazlık yapabilir,
geliştirme – I atlayıp zıplayabilir. Uzman çocuk yorulana kadar
çocuğa dur demez. Tam tersi «Daha hızlı»,
«Daha sert» veya «Daha fazla» diyerek çocuğu
etkilemeye çalışır. Çocuk ne zaman kendisi
«Tamam» derse oyun alanından o zaman dışarı
çıkar. Oyun alanının dışında aynı hareketler
yapılmaz.
Örnek oyun isimleri

En yükseğe
Şampiyon
zıplayan Süper boksör
karateci
maymun

Çığlık atan
Çılgınlar dansı Tarzan vs.
olabilir.
• Oyun bittikten sonra çocuğa sorular sorulur:
1. Oyun nasıldı?
2. Oyun alanı içerisinde yaptığın hareketler hoşuna
Taşırma tekniği gitti mi? Neden?
3. Aynı hareketleri okulda yaparsan nasıl olur?
kullanarak oyun 4. Aynı hareketleri evde yaparsan nasıl olur?

geliştirme – II 5. Sen derste otururken bir arkadaşın aynı hareketleri


yapsaydı hoşuna gider miydi?
6. Evde hareketleri yaparsan annenin hoşuna gider
mi?
Yönlendirilmiş keşif tekniği kullanarak oyun
geliştirme – I
• Yönlendirilmiş keşif tekniği kullanarak oyun geliştirirken farklı
karakterlerdeki kahramanlara ihtiyaç vardır. Oyun veya hikaye
oluştururken aynı probleme sahip birkaç farklı karakter kullanarak
çocuğa en doğru davranış gösterilmeye çalışılacaktır.
• Örneğin; ilk oyunda utangaçlık sorunu olan bir tavşan yavrusu utangaç
olduğu için üzgündür ama yapabileceği hiçbir şey olmadığını düşünerek
utangaç olmaya devam eder. Başka bir oyunda utangaç olan bir kedi
utangaçlıktan kurtulmak için kavgacı olmayı öğrenir. Başka bir oyunda
ise utangaç olan bir köpek yavrusu bir bilge ile karşılaşır ve o bilgeden
nasıl utangaçlıktan kurtulabileceğini öğrenir ve utangaçlıktan kurtulur.
Bu üç kahraman aynı oyunda oynanabilir. Oyunun sonunda çocuğa bazı
sorular sorulur.
1. Oyun (veya öykü) nasıldı?
2. Öyküde en çok neyi sevdin? Neden?
3. Neyi sevmedin? Neden?
4. Oyundaki kahramanlar hakkında ne
düşünüyorsun?
Örnek sorular 5. Hangi kahramanı daha çok sevdin? Neden?
6. Hangi kahraman sence daha doğru davrandı?
Neden?
7. Hangi kahraman yanlış davrandı? Neden?
8. Hangisi ile arkadaş olmak isterdin? Neden?
9. Onun yerinde sen olsaydın neler yapardın?
Aşamalı görevler oluşturma tekniği
kullanarak oyun geliştirme – I
• Bu tekniği kullanarak hiperaktif veya korku problemi olan çocuklara
yönelik oyunlar geliştirilebilir. Sistematik duyarsızlaştırma tekniğine
benzer şekilde oyun içinde çocuğa daha az kaygı verici görevler
verilir. Çocuk bu görevleri yerine getirdikçe daha zor görevler
verilir. Çocuk her aşamada pekiştirilir.
• Bir sonraki sayfada içine kapanık bir çocuğa yönelik verilen oyun
örneği yer almaktadır.
1. Çocuğa konu ile ilgili bir öykü anlatılır
2. Çocukla konu ile ilgili bir oyun oynanır
3. Oyuncaklar ile oluşturulan rol yapma
oyununda çocuktan bir oyuncağı oynatması
istenir
4. Çocuktan sahnede şarkı söylediğini
Örnek oyun canlandırması istenir
5. Çocuktan üstlendiği oyuncağın ağzından şarkı
söyletilir
6. Çocuğa rol yapma oyununda rol verilir
7. Çocuk oyunda sahneye çıkıp şarkı söyler
8. Çocuk grupta şarkı söyler
Aşamalı görevler • Oyunun her aşamasında çocuğa
oluşturma tekniği sorular sorulur ve çocuğun
kullanarak oyun gösterdiği her bir atılgan
geliştirme – II davranış pekiştirilir.
III. ETAP: OLUMLU BENLİK ALGISI
KAZANDIRMA
• Çocukların benlik algı düzeyleri birçok sorunun kaynağı olabilir. Yetersiz öz-değere sahip olan çocuklar aşırı
utangaç, aşırı uysal veya aşırı saldırgan davranabilirler. Çocuğun öz-yeterlilik algısı büyük bir oranda çevre
tarafından aldığı geri bildirimlerle şekillenir.
• Herhangi bir sebeple psikoloğa getirilen birçok çocukta öz saygı düzeyleri düşüktür veya yanlış benlik algısına
rastlanır.
• İkinci etabın sonunda çocukta olumlu yönde değişmeler olması gerekmektedir. çocuk bu süreçte probleminin
farkına varmış ve uzman yardımıyla probleminin üstesinden gelmiştir.
• Üçüncü etabın amacı çocuğun buraya kadar öğrendiklerini pekiştirmek ve bundan sonraki hayatında
kullanacağı olumlu benlik algısı ve sosyal becerileri kazandırmaktadır.
• Üçüncü etap çocuğun durumuna bağlı olarak 1 veya 2 seanstan oluşmaktadır.
Oynanan farklı oyunlar

1. Kendi davranışlarını kontrol etme tekniği kullanarak oyun


geliştirme
2. Öz-saygı kazandırma oyunları
Kendi davranışlarını kontrol etme tekniği
kullanarak oyun geliştirme – I
• Davranış kartları kullanarak oyun oluşturulabilir. Uzman,
oyuncaklarla veya başka çocuklar ile rol yapma oyunu organize
eder. Oyunda hedef, çocuğun problem davranışına benzer davranış
sergileyen bir kahraman olur. Davranış kartları çocuğun elinde
durur. Oyun devam ettikçe çocuk oyundaki kahramanlara uygun
davranış kartlarını gösterir. Bu şekilde farklı senaryolar kullanılarak
çocuğun hayatındaki farklı alanlardaki yanlış davranışlar çocuğa
öğretilir.
Örnek senaryo
• «Birbirinden farklı karakterlere sahip 4 arkadaş var. Arkadaşlardan biri çok konuşuyor ve sadece eğlenmeyi
düşünüyor, biri çok utangaç ve korkak, bir diğeri ise aşırı öfkeli ve herkese çatmaya hazır. Dördüncü arkadaş
ise örnek bir çocuk.» Oyun senaryosundaki bu çocuklar okul, ev, park veya misafirlikteki gibi sosyal
ortamlardan kesitler olacaktır.
• 5 çocukla oynanan bu oyunda uzman bu 4 farklı karakteri çocuk(lar)a detaylıca anlatır. Hangi karakterdeki
çocuk nasıl davranır? Okulda nasıl? Evde nasıl? Parkta nasıl? Alış-veriş merkezinde nasıl? Misafirlikte nasıl
davranırlar? Daha sonra çocuklara rol dağıtılır. Hangi rolün hangi çocuğa verileceğine uzman karar verebileceği
gibi çocuklara da seçme şansı tanıyabilir. Tüm çocuklar sırayla tüm karakterleri canlandırırlar. Dört çocuğa
karakterler dağıtılırken geriye kalan bir çocuk ise oyunu yönetir. Oyunun amacı her çocuğa farklı karakteri
canlandırarak alternatif tutumları göstermek ve aralarında en doğru davranışı göstermek. En doğru davranış
oyundaki örnek çocuk tabii ki.
• Oyun 5 farklı senaryo ile
oynandığında her çocuk hem
tüm karakterleri hem de kartları
yönetmeyi denemiş olur. Eğer
Kendi davranışlarını grup yok ise uzman oyuncaklar
kontrol etme tekniği
kullanarak oyun ile 4 farklı karakter oluşturur. Bu
geliştirme – II durumda uzman 4 karakteri tek
başına oynarken kart yönetimini
çocuğa verir. Her oyun bitiminde
uzman çocuk(lar)a birtakım
sorular sorar.
Örnek sorular
1. Oyun (öykü) nasıldı?
2. Hikayede en çok neyi sevdin? Neden?
3. Neyi sevmedin? Neden?
4. Oyundaki kahramanlar hakkında ne düşünüyorsun?
5. Hangi kahramanı daha çok sevdin? Neden?
6. Hangi kahraman sence daha doğru davrandı? Neden?
7. Hangi kahraman yanlış davrandı? Neden?
8. Hangisi ile arkadaş olmak isterdin? Neden?
9. Sence annen bu kahramanlardan en çok hangisini sever?
10. Ya baban?
11. Öğretmenin peki?
Öz-saygı kazandırma oyunları

• Çocuğun biricikliğini ortaya çıkartmaya çalışan, kendindeki olumlu


potansiyeli görmesini sağlayan oyunlar oynanır. Bu aşamada çocuğun
başarılı olduğu yönler ortaya çıkartılmalıdır. Çocuğun gizli kalmış
yetenekleri keşfedilmeli ve çocuk bu yeteneklerini kullanmayı
öğrenmelidir. Çocuğa başarı kazandıracak oyunlar, çocuğa beceri
kazandıran oyunlar, çocuğa kendini gösterme imkanı veren oyunlar bu
aşamada önemlidir.
• Hangi oyunun oynanması gerektiği konusunda uzman karar verebilir.
Çocuğun genel durumuna bakılarak oyun geliştirilmelidir. Sesi güzel olan
çocuk ile şarkılar söylenebilir, sportif yetenekleri olan çocuk ile hareketli
oyunlar oynanabilir, resim yeteneği olan çocukla sanat aktiviteleri
yapılabilir.
IV. ETAP: KONTROL VE SONLANDIRMA
• Dördüncü etap 1 veya 2 seanstan oluşur. Bu aşamaya kadar çocukta
olumlu anlamda birçok değişim olması beklenir. Çocuk, uzmana
getirildiği sorununun üstesinden gelmeyi öğrenmiş, özgüveni gelişmiş,
motive olmuş durumdadır.
• Kontrol etabının amacı çocuktaki değişimin gerçek hayatta da işe
yarayıp yaramadığını kontrol etmektir. Bunu kontrol etmenin en iyi
yolu çocuğu doğal ortamında gözlemlemektir. Doğal gözlem yöntemi
her zaman için mümkün olmayabilir. Bir uzman çalıştığı her çocuğun
evine veya okuluna gidecek zamanı bulamayabilir. Böyle şartlarda
sistematik gözlemle çocuğa ortam oluşturulabilir. Bunun için çocuk
son seanslarda gruba dahil edilmelidir.
Grup oluşturma
• Çocuğun katılacağı grubu seçerken bazı faktörler göz önünde
bulundurulur:
1. Çocuk için oluşturulacak grubun özelliklerini, çocuğun sahip
olduğunu sorun belirler.
2. Grup homojen veya heterojen olabilir.
3. Burada önemli olan grup üyelerinin çocuğun normal yaşamında
karşılaşacağı kişilerden seçilmesidir.
4. Grup üyelerinin çocuğun durumundan haberdar olması gerekmez.
Grup üyelerinin normal ve doğal davranmaları gerçek bilgiler
alınması açısından önemlidir.
Ortam oluşturma
• Bazı durumlarda çocuğu kontrol etmek için grup yetersiz kalabilir.
Bazen özel hazırlanmış ortamlara ihtiyaç duyulur. Örneğin,
1. Karanlık korkusu olan bir çocuk için karanlık bir yere
2. Yükseklik korkusu olan bir çocuk için yüksek bir yere
3. Hastaneden korkan bir çocuk için hastane ortamına
4. Sahneden korkan çocuk için sahneye ihtiyaç duyulur
5. Bazen sınıf ortamına bazen ise sokağa çıkmaya ihtiyaç vardır
6. Bazen de çocuğun avazı çıktığı kadar bağırabileceği uygun bir ortama
ihtiyacı olur.
Kontrol aşamasında oynanacak oyunlar
• Bu aşamada en çok maruz bırakma tekniği kullanılır. Bu aşamada
oynanacak oyunlar çocuğu zorlayan oyunlar olmalıdır. Çocuğun
durumuna göre hareketli, masa başı, sözel oyunlar tercih edilebilir. Bu
aşamada çocuk bizzat oyunun içinde olmalıdır. Çocuk uzmana hangi
problemle gelmişse o problemi depreştiren oyunlara ihtiyaç vardır.
• Örneğin korku problemi olan çocuğu korkutmak,
• Saldırganlık problemi olan çocuğu tahrik etmek
• Utangaç çocuğa şarkı söyletmek gerekmektedir.
Kışkırtıcı oyunlar – I
• Kışkırtıcı oyunların ortak özellikleri kazanan ve kaybedenin olduğu oyunlar
olmalarıdır.
• «Hadi bakalım, kim önce yapar, kim önce varır, kim önce bitirir, kim daha
güzel yapar, kim daha hızlı yapar, kim daha uzun süre hareketsiz kalır, kim
daha uzun süre sessiz kalır, kim kazanır» vs. tarzında oyunlardır bunlar.
• Süre tutulan, kurallı oyunlar, beceri gerektiren oyunlar da bu aşamada
etkilidir.
• Hiperaktif çocukla «Kim daha uzun süre hareketsiz kalabilir» veya «Kim
daha uzun süre sessiz kalabilir» oyunu oynanabileceği gibi
• Kaygı problemi olan çocukla topu potaya atmak, engelleri aşmak vb.
oyunlar oynanabilir
Kışkırtıcı oyunlar – II
• Sonuç olarak bu çocuk bir yandan grup baskısına bir yandan da
kazanma veya kaybetme telaşına kapılmalıdır.
• Tabiri caizse uzman çocuğu kurtlar sofrasına atar ve sonra da çocuğu
ve davranışlarını gözlemler.
• Çocuğun karşılaştığı sıkıntılar ile baş etme düzeyi nasıl?
• Buraya kadarki süreçte çocuğa kazandırılmaya çalışılan beceriler işe
yarıyor mu?
• Bu süreçte çocuğa verilen silahlar doğru ve zamanında kullanıyor mu?
• Bu tür sorulara verilen cevaplar çoğunlukla olumlu ise çocuk artık
kendi kanatlarıyla uçmaya hazırdır.
SONLANDIRMA AŞAMASI
• Bir çocukla ortalama 12 – 16 seans yaptıktan sonra sonlandırma aşamasına
gelinir. Haftada 1 seans yapıldıysa yaklaşık 3 aylık bir süreç arkamızda
kalmış demektir. Geçen süre zarfında terapist ile çocuk arasında bir bağ
oluşmuştur. Bu bağ sebebiyle «Hadi eyvallah» deyip süreç sonlandırılmaz.
• Küçük bir tören organize edilebilir. Çocuğun ailesi ile birlikte küçük çapta bir
kutlama yapılabilir. Cübbe ve kep giydirilebilir çocuğa. Çocuğa başarı belgesi
verilebilir. Uzman, anne-baba konuşma yapabilir. Resim çektirilebilir.
Akşam yemeğine gidilebilir.
• Bunların hiçbiri yapılmasa bile uzman güzel ve etkileyici bir konuşma
yaparak 6 ay sonra tekrar görüşmeye davet ederek çocuğa küçük bir hediye
vererek uğurlamalıdır.
PROBLEME YÖNELİK OYUNLAR
• Bilişsel Davranışçı Oyun Terapisi yönteminde belirli patolojilere çözüm
niteliğinde paket (hazır) oyunlar yer almaktadır. Bunlar daha önce
denenmiş ve etkinliği kanıtlanmış oyun ve tekniklerdir. Söz konusu
patolojiler:
1. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu
2. Korku ve fobiler
3. Karanlık korkusu
4. Saldırganlık, öfke patlamaları
5. Otizm spektrum bozukluğu
6. Yemek seçme problemi
FİLİAL TERAPİ
Oyunun Gücü ile Aile İlişkilerini Geliştirmek

PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ
2022 YILI BAHAR DÖNEMİ

OYUN TERAPİSİ DERSİ


DR. YUNUS YÜCEL
İçerik
• TEMEL KAVRAMLAR, AMAÇLAR VE TEKNİKLER
• FİLİAL TERAPİNİN AMAÇLARI
• TEKNİKLER
• OYUNUN TERAPÖTİK GÜÇLERİ
• TERAPİSTİN ROLÜ
• AİLENİN ROLÜ
• KLİNİK UYGULAMALAR
• DENEYSEL DESTEK
• MODELİ UYGUALAMAYA İLİŞKİN ZORLUKLAR
Filial Terapi
Filial terapi (FT), bir aile terapisi çeşididir.
Ebeveyn çocuk ilişkisini güçlendirmek, problemleri
çözmek ve geleceğe yönelik olumlu psikolojik gelişimi
teşvik etmek için ağırlıklı olarak oyunun gücüne
dayanmaktadır.
Filial Terapi Tarihçesi
«Kız çocuk» ya da «erkek çocuk» anlamına gelen filial terimi latindecen
gelmektedir ve geniş bir biçimde «ebeveyn-çocuk» olarak tercüme
edilmiştir.
Filial terapi, 1950’lerin sonu ve 1960’ların başında Dr. Bernard ve Louise
Guerney tarafından geliştirilmiş ve bütün kariyerleri boyunca onlar
tarafından araştırılmıştır. Saygıya dayanan güçlendirici yaklaşımı ve
uyarlanabilirliği, FT’nin kullanımını çok kültürlü ortamlarda ve dünya
çapında arttırmıştır.

Bernard ve Louise Guerney


Filial Terapi Tarihçesi
Guerney grubunun geliştirdiği FT modeli günümüzde de
uygulanabilir bir müdahale olmaya devam etmektedir.

Ayrıca, model Katrina Kasırgası’ndan zarar görmüş aileler için


koruyucu bakım altındaki ve evlat edinmiş ailelerdeki yüksek
düzeyde travmatize olmuş ve bağlanma bozukluğu olan
çocuklarda kullanmak üzere uyarlanmıştır.
Giriş
• FT’de terapistler, ebeveynleri, kendi aileleri için birincil değişim öznesi
olarak sürece dahil ederler.
• Bu, ebeveynlere çocuklarının her biri ile özel ve yönlendirmesiz oyun
seansları yürütmeleri konusunda eğitim ve süpervizyon verilmesiyle
başarılır.
• Ebeveynler, özel oyun zamanlarını yürütmede yeterli ve güvenli hale
geldikçe bunları ev ortamına taşırlar.
• Terapinin sonlandırılmasından önce terapist ebeveynlerin oyun
seanslarında kullanılan becerileri günlük yaşama genellemelerine yardım
eder.
Giriş
Filial terapi, çoğu aile için sıklıkla 10-20 seans gerektiren
görece kısa süreli bir müdahaledir.
FT, aile bağlarını güçlendirmek için birincil koruyucu yöntem
olarak,
risk altındaki ailelerde olası sorunları dengeleme aracı olarak
ve hafiften ağıra değişen sorunlar yaşayan ailelerde esas terapi
biçimi olarak kullanılabilir.
Temel Kavramlar, Amaçlar ve Teknikler
FT; hümanistik, psikodinamik, davranışsal, kişiler arası, bilişsel,
aile sistemleri, gelişim/bağlanma kuramı ve toplum psikolojisi gibi
yönelimlerin öncülerinin katkılarından faydalanan, kuramsal
olarak bütünleyici bir yaklaşımdır.

•Kavramsal olarak, FT zamanının çok ötesinde geliştirilmiş bir


modeldir.
•Günümüzün aile ve toplum müdahaleleri, dışa vurumcu
terapiler ve oyun terapisi iklimine çok daha iyi uymaktadır.
•Oyun terapistleri Filial Terapiyi tam anlamıyla benimseyen ilk
profesyoneller arasındadır ancak aile terapistleri, psikologlar,
psikiyatristler, psikolojik danışmanlar, sosyal hizmet uzmanları ve
eğitimcilerden gelen daha geniş profesyonel ilgi hızlı bir şekilde
artmaktadır.
Kavramlar

•FT, özünde psikoeğitimsel bir


müdahaledir.
•Psikoeğitimsel yaklaşımlar
problemlerin, insanların
karşılaştıkları durumlarla başa
çıkmak için ihtiyaç duydukları bilgi
ve becerilerden yoksun
olduklarında meydana geldiği fikri
üzerine kuruludur.
Temel Kavramlar, Amaçlar ve Teknikler
•Psikoeğitimsel bir modelde, terapist daha çok bir eğitimci gibi
düşünür.
•Müdahale, danışana yardımcı olma ihtimali olan bilgi ve
becerilerin belirlenmesi, bu bilgi ve becerilerin öğretilmesi ve
kişiye ya da aileye bunları kendi hayatına uyarlaması ve kullanması
konusunda yardım edilmesinden oluşur.

•Psikolojik, duygusal, davranışsal, sosyal ve gelişimsel problemler


bu biçimde ele alınır.
•Klinik bir arka plan; uygulayıcının, ailenin güçlüklerine en çok
yardımcı olacak bilgi ve becerileri belirlemesine yardım edeceği
için bu süreç değerlidir.
Temel Kavramlar, Amaçlar ve Teknikler
•FT süreç yönelimli bir yaklaşımdır.
•Bu yaklaşım terapistleri, eğer empatiye dayalı, kabul
edici ve danışan odaklı bir ortam yaratabilirlerse,
danışanların genellikle kendi problemlerinin çoğunu
çözeceğine güvenmesi anlamına gelmektedir.
•Filial Terapi çeşitli çocuk, ebeveyn ve aile amaçlarını
karşılamak için tasarlanmakla birlikte; bu, aile ilişkilerini
güçlendirerek sağlanmaktadır. Bu süreç sayesinde
amaçlara ulaşılır; bu nedenle terapistler belirli amaçlar
yerine oyunu kullanarak ilişkiyi geliştirme
üzerine odaklanır. Sürecin bütünlüğünü
sağlamak terapistin işidir.
Temel Kavramlar, Amaçlar ve Teknikler
•Ebeveynler gerçekten kendi çocukları hakkında dünyanın en iyi
uzmanlarıdır.
•Çocuklarına iyi davranamamış olabilirler, çatışmalı ve zarar
görmüş ilişkileri olabilir ama yine de çocuklarını en iyi onlar
tanır. İlişkileri idealden uzak olsa da samimidir.

•FT’de terapist ebeveynlere hak ettikleri saygı, duyarlılık ve


empati ile yaklaşır. Bu yaklaşım işbirliğine dayalı gerçek bir
ilişkinin oluşmasına yardım eder.
Filial Terapinin Amaçları
•FT süreç odaklı bir terapi olmasına rağmen, birtakım amaçları
gerçekleştirmek için tasarlanmıştır.

•Genel olarak, FT’nin amacı;


• ailelerin daha güçlü hale gelmesine;
•sevgi, anlayış,
•güven, güvenlik,
•sadakat, aidiyet,
•şefkat, arkadaşlık ve keyif üzerine kurulu daha tatmin edici
ilişkilere ulaşmasına yardım etmektir.
Aile üyelerinin bu ihtiyaçları karşılandığında sorunlar yok olma
eğilimi gösterir.
Filial Terapinin Amaçları
•Filial Terapi’nin amaçları, etkili ebeveynlik stillerine ilişkin
çalışmalarla da tutarlıdır. Guerney, ebeveynlere sosyal açıdan
yeterli çocukların ebeveynlerinin sahip olduğu tutum ve
davranışları nasıl geliştireceklerini gösterdiğini ileri sürmektedir.

•Araştırmasında aynı zamanda ebeveynler serbest oyun sırasında


empati sağladığında, çocukların ebeveynlerinin isteklerine karşı
davranışsal açıdan daha uyumlu olma eğiliminde olduğunu da
göstermektedir.
Filial Terapinin Amaçları
Filial Terapi’nin amaçları 3 alana ayrılabilir.

1. Çocukların duygularını yapıcı ve doğru bir


biçimde tanımalarına ve ifade
etmelerine; özsaygılarını ve güvenlerini
arrtırmalarına, uyumsuz davranışları
ortadan kaldırmalarına, problem çözme
becerileri geliştirmelerine, korkuları ve
diğer duyguları üzerinde üstünlük
kurmalarına, öz düzenlemeyi
arttırmalarına, olumlu sosyal davranışları
geliştirmelerine ve ebeveynlerine olan
güvenlerini güçlendirmelerine yardım
etmek için tasarlanmıştır.
Filial Terapinin Amaçları
2. Ebeveynlerin çocukları için daha gerçekçi beklentiler geliştirmesine, çocuk
gelişimi ile ilgili bilgilerini arttırmalarına; çocuklarının duygu, düşünce ve
algı davranışlarını anlama becerilerini geliştirmesine; çocuklarının oyununa
onların sağlıklı gelişiminin bir parçası olarak değer vermelerine, ebeveyn
olarak güvenlerini arttırmalarına, eş zamanlı ebeveynlik yapma becerilerini
geliştirmesine, çocuklarına empati ve kabul gösterme kapasitelerini
arttırmasına vb. destek vererek, terapi amaçlarını karşılar.
Filial Terapinin Amaçları
3. Tüm ailenin birbirinden çok keyif
almasına, mevcut problemleri en
temel düzeyde çözmesine,
iletişimi ve kişiler arası problem
çözmeyi geliştirmesine,
birbirleriyle etkileşimlerini
arttırmasına; daha bağımsız,
uyumlu ve aile yaşamından daha
fazla doyum alarak işlev gösterme
konusunda güçlenmesine yardım
etmeyi amaçlar.
Teknikler
Terapist, ebeveynlere çocuklarıyla özel çocuk merkezli oyun
seanslarını nasıl gerçekleştireceklerini öğretir.
Terapist, aynı zamanda çocuklarının iletişimlerine ve
oyunlarında dışa vurdukları ihtiyaçlara dair daha iyi bir anlayış
gerçekleştirmelerinde ebeveynleri destekler ve çocuklarıyla yeni
bir düzlemde etkileşime girerken ebeveynlerin kendi tepkileri ve
duygularından bazıları üzerine çalışmalarına da devam eder.
Teknikler
Ebeveynlerin, çocuklarının oyun temalarının sembolik
anlamlarına dair anlayış kazanmalarına yardım eder ve daha
sonra çocuklarının paylaştığı zor mesajlarla yüzleşirken
ebeveynleri empati ve bilişsel yeniden yapılandırma ile
desteklerler.
Teknikler
•Değerlendirme aşamasının ardından, FT terapistleri ailedeki çocuklardan her
biri ile bir ÇMOT seansı gerçekleştirir ve ebeveynler bu seansları gözlemler.

•Bunu, ebeveynlerin kendilerinin ÇMOT seanslarını yürütmeyi öğrendikleri bir


eğitim aşaması izler.

•Daha sonra ebeveynler oyun terapisi seanslarını çocukları ile birebir


uygulamaya başlayınca terapist onları gözlemler, iyi yaptıkları şeylere
odaklanarak ve yeterli bir düzeye
gelecekleri zamana kadar ebeveynlere
öneri veya geri bildirimler verir.
Teknikler
•Terapistler ebeveynlerin, çocuklarının oyun temalarını tanımayı
ve anlamayı öğrenmelerine bu aşama esnasında yardım eder.

•Ebeveynler bir kez oyun seanslarını güvenli ve yeterli bir biçimde


gerçekleştirince süreç ev ortamına taşınır.
•Çocuklarının her biri ile yarım saatlik haftalık oyun seansları
yürütürler ve bunları tartışmak için haftada bir ya da iki haftada
bir terapist ile görüşürler.
•Bu görüşmeler sırasında, terapist onların oyun seanslarında
kullanılan becerileri günlük yaşama genellemelerine yardım eder.
Teknikler
Filial Terapi terapistleri ebeveynlere, dördü yönlendirmesiz
ebeveyn-çocuk oyun seansları sırasında kullanılan, biri de oyun
temalarını anlamaya odaklanan beş temel beceri öğretirler.

1. Yapılandırma: Oyun seanlarının açıklık ve kabul üzerine


kurulu atmosferini belirlemek için kullanılır. Aynı zamanda
oyun seansı sona ermeden önceki 5 dakika ve 1 dakika
uyarıları gibi geniş sınırları da belirler.
Teknikler
2. Empatik Dinleme: Ebeveynlerin, çocuklarının oyun
sırasındaki eylemlerine ve duygularına dikkat etmelerine,
anlayış ve kabullerini çocuğa aktarmalarına yardımcı
olmak için tasarlanmıştır. Ebeveynler empatik dinleme
becerilerini, çocuğun söylediği şeyler ya da çocuğun hayali
oyunu üzerinde hiçbir sınırlama yoktur çünkü bunlar
çocuğun dünyasını temsil etmektedir. Gerçekte tehlikeli
veya zarar verici olmadığı sürece tüm davranışlar ve
duygular empatik dinleme becerileri kullanılarak kabul
edilir.
Teknikler
3. Çocuk Merkezli Hayali Dinleme: Bu beceri, ebeveynlerin -
miş gibi oyununa katılmaları konusunda çocuklarının
yönlendiriciliğini izleyerek, kendilerine verilen rolleri
canlandırmayı öğrenmesiyle devam eder. Ebeveynler,
kendilerine verilen karakterleri oynamak için yüz ifadeleri ya
da sesler kullanılarak canlı bir şekilde rol yapabilirler ancak her
zaman çocuğun gerçekten ne istediğini saptamaya çalışırlar.
Bazen çocuklar ebeveynlerini düzeltir ya da daha ayrıntılı
yönergeler verirler ve ebeveynler de rollerini buna uygun
olarak ayarlar.
Teknikler
4. Sınır Koyma: Bu beceriyi tedbirli bir şekilde kullanılır ancak
oyun seansının güvenliğini ve bütünlüğünü sürdürmek için çok
önemlidir. Çocuklar kendileri ya da ebeveynleri açısından
potansiyel olarak tehlikeli şekillerde oynadıklarında ya da
pahalı oyuncaklara veya çok sayıda oyuncağa zarar verdiğinde
ebeveynler kararlı ve belirgin biçimde sınır koymayı öğrenirler.
Teknikler

5. Oyunlarda Baskın Olan Temayı Bulma: Her seans sona


erdikten sonra kullanılır. Terapist, ebeveynlerin hangi
oyun temalarının ortaya çıkmış olabileceğini
belirlemelerine yardım eder ve bu temaların çocuk için
ne anlama gelebileceğini tartışır.
Teknikler
Ebeveynler çocuklarıyla süpervizyonlu oyun seanslarına başladıklarında,
terapist araya girmeden gözlemler ve sonra bir kez daha geri bildirim
sürecinden geçmek için ebeveynlerle yalnız görüşür. Çoğunlukla ebeveynler
çocuklarıyla üçüncü ya da dördünce oyun seansından sonra kayde değer bir
ilerleme gösterirler. Genellikle, terapist beş ya da altı kez gözlemledikten sonra
ebeveynler becerilerde ustalaşmalaya başlarlar ve ev seanslarına yönelik
planlar yapılır.
Oyunun Terapötik Güçleri
• Direncin üstesinden gelmek. Çocuklar FT esnasında nadiren
dirençlidirler çünkü hem oyunun duygusal güvenliğinden
hoşlanırlar hem de ebeveynleri ile eğlenmeye isteklidirler.
Ebeveynler de, FT tarafından sunulan empati ve kabul
atmosferinde daha az dirençlidirler.

• İletişim. Çocuklar, Filial Terapi’de oyunların metaforları


aracılığıyla birçok şey anlatırlar. Ebeveynlerinin yanında
muhtemelen onları zaten tanıdıkları ve zarar görmüş olsa bile
onlarla yakın ilişkileri olduğu için çabucak açılırlar.
Ebeveynlere, çocukları hakkında yeni keşfettikleri anlayışlarını
iletmeleri için bol miktarda fırsat verilir.
Oyunun Terapötik Güçleri
• Klinik ve gelişimsel yeterlilik. Çocuklar oyun aracılığıyla yeterlilik
kazanır. FT ortamında endişelerini, kaygılarını ve travmalarını
serbestçe oynayarak dışarı çıkarır ve sonuç olarak bunlarla ilişkili
korkutucu ya da rahatsız edici duygular üzerinde üstünlük
kazanabilirler. Oyunların çoğu da gelişimsel temaları ve yeterliliği
yansıtır.
• Ebeveynler açısından yeterlilik; becerileri öğrenme, kendi
davranışlarını başarılı bir şekilde değiştirme ve çocukları ile
etkileşimlerinin daha mutlu ve daha sağlıklı olmasından
kaynaklanan doyum duygusu biçiminde gelir.
Oyunun Terapötik Güçleri
• Yaratıcı düşünme. Çocuklar açısından yaratıcı düşünme, çocuk tarafından
yönlendirilen oyun seansları esnasında ortaya çıkar. Oyunu ihtiyaç duydukları
yere götürme özgürlüğüne sahiptirler ve bunu yaparlar. Kendi problemlerinin
çoğuna kendi yaratıcı çözümlerini bulurlar. Ebeveynler açısından yaratıcılık,
çocuklarıyla etkileşim kurmanın ve problemleri çözmenin yeni yollarını
keşfettikçe gelişir. Yeni becerilerin kazanılması, terapistin sürekli ve yargılayıcı
olmayan desteği sayesinde daha özgür bir şekilde düşünebilir ve plan
yapabilirler.
Oyunun Terapötik Güçleri
• Katarsis ve duygusal boşalma. Çocuklar ebeveynleri tarafından
yaratılan güvenli ve kabul edici ortam sayesinde genellikle en
güçlü duygularını oynayarak dışarı çıkarır ve travmatik olayları
yeniden canlandırırlar. Ebeveynler ise empatik bir karşılığın
güvencesi altında kuşkularını, engellemelerini, öfkelerini ve
memnuniyetlerini terapiste ifade edebilirler.

• Rol uyumu, fanztezi ve metafor. Çocuklar sıklıklıkla FT sırasında


rol oyununu kullanır. Çoğunlukla ebeveynlerini dramatik hayali
oyuna dahil ederler. Bu da ebeveynlere çocuklarının içsel
dünyaları ile ilgili içgörü sağlar. Terapistin yardımıyla aile
dinamikleri hakkında ileriye dönük yeni anlayışlar kazanırlar.
Oyunun Terapötik Güçleri
• Bağlanma oluşumu ve ilişkiyi geliştirme. Oyun sağlıklı bağlanma için güçlü
bir temel sağlar. FT seanslarında ebeveynler çocuklarının destek ve
cesaretlendirme için kendilerine geri döneceğini bilerek onların önce oyun
odasını ve sonra da dünyayı keşfetmelerine imkan tanıyarak çocukları için
güvenli bir dayanak sağlamayı öğrenirler. Filial Terapinin birincil amacı,
güçlü bağlanma bağları ve ilişkileri yaratmaktır çünkü bunlar olmadan çok
az gerçek değişim mümkündür.
Oyunun Terapötik Güçleri

• Keyif. Belki de oyun seanslarının en yararlı «yan etkisidir.»


Ebeveynler ve çocuklar oyun seanslarından birlikte keyif almayı
öğrendiklerinde birbirlerine yaklaşırlar. Keyif, ilişkilerdeki
«tutkal» haline gelir. Çoğu aile, resmi terapi seansları sona
erdikten sonra uzun süre oyun seanslarını uygulamaya devam
eder. Neden devam ettikleri sorulduğunda sıklıkla «çünkü
eğlenceli» cevabını alınmaktadır.
Terapistin Rolü
Terapistler, hem klinisyen hem de eğitmen
olarak hizmet sunarlar. Ebeveynlere ÇMOT
oyun seanslarını nasıl yürüteceklerini
öğretir ve süreç boyunca onları
cesaretlendirir, destekler. Ebeveynleri
becerileri konusunda eğitir ve onların
çocuklarına ilişkin anlayışlarını
geliştirirken, ebeveynlerin kendi tepkilerini
işlemelerine de yardım ederler.
Terapistin Rolü
FT’yi kullanan terapistler genellikle en büyük tatmini, ebeveynler
ve çocukları arasındaki ilişkinin yavaş yavaş gelişmesini izlerken
elde ederler.
Çoğu FT terapisti, çocuklarla doğrudan oyun terapisine de değer
verir ancak oyun seanslarında çocukların ebeveynlerine yönelik
tepkilerini görmek daha da ödüllendiricidir. Ebeveynlerin, bu
tepkileri «algıladığı» anları izlemek paha biçilemezdir çünkü
terapistler terapi seanslarının ötesine geçen bir etkide
bulunduklarını bilirler.
Ailenin Rolü
Ebeveynler kendi çocukları için birincil değişim öznesi olarak işlev
görür.
Terapötik süreçte gerçek ortaklar olarak karşılanırlar. Ebeveynler,
«terapist» haline gelmezler ancak terapötik ÇMOT becerilerini
kullanarak daha iyi ebeveynler olmayı öğrenirler.
Filial Terapi onlara ilk sunulduğunda şüpheci ya da bunalmış
olabilseler de ebeveynler genellikle terapistle gelişen olumlayıcı,
arkadaşça ilişkiye çabuk ve olumlu bir şekilde karşılık verirler.
Terapistin mizahı kullanması, seanslar esnasındaki neşeli atmosfer,
bazen diğer profesyonellerle güçlüklerle dolu yıllar geçirmiş
ebeveynlerle iş birliğine dayalı bir ilişkinin yaratılmasına yardım
eder.
Klinik Uygulamalar
FT çeşitli çocuk ve aile problemleri ile kullanılmaktadır.
Aile ve süreç yönelimli bir yaklaşım olduğu için geniş bir
uygulama alanı vardır. Kaygı, korku, depresyon, davranım
bozukluğu, travma, bağlanma problemleri, dikkat eksikliği,
öfke, saldırganlık, OKB, yas ve kayıplar gibi problemlerle
etkilidir.

Kurum bakımı ve evlat edinme sırasında bir köprü


oluşturmak için de kullanılmaktadır.
Klinik Uygulamalar
Filial Terapi, kültürel uygulanabilirlik ve uyarlanabilirliğe sahiptir.

Kültürlerarası cazibesinin 3 nedeni vardır.


1. Oyun çocuklar açısından evrenseldir.
2. Aile pratikleri ve gelenekleri kültürden kültüre değişse de çoğu
kültür güçlü ailelere değer verir.
3. Ebeveynler sürece ortak oldukları için aile bağlamına ilişkin
bilgileri beraberinde getirirler.
Deneysel Destek
Oyun terapisine ve FT’ye ilişkin bir meta-analiz; ebeveyn
katılımının, özellikle de FT biçiminde olduğunda, oyun terapisinin
sonuçlarını iyileştirdiğini açıkça göstermiştir.

FT ile ilgili kontrollü çalışmalar; çocuk davranışında ve mevcut


problemlerde, ebeveynsel kabul/empatide, ebeveyn becerisi
düzeyleri ve stres düzeylerinde gelişme ve aile yaşamından alınan
doyumda artmaları tutarlı bir şekilde ortaya koymuştur.
Modeli Uygulamaya İlişkin Zorluklar
Çoğunlukla aşılabilir olmasına rağmen, Filial Terapi’yi uygulamada
bir takım zorluklar vardır.
Başlangıç aşamalarında, ebeveynlerin genellikle oyun terapisinin
faydası ve neden terapiye dahil olmaları gerektiği ile ilgili soruları
vardır. Bazı ebeveynler denedikleri her şeyin başarısızlıkla
sonuçlanmış olması nedeniyle o kadar çok hüsrana uğramışlardır
ki kendilerinin katılımı olmadan terapistin sorunu halletmesini
umarlar.
Modeli Uygulamaya İlişkin Zorluklar
En büyük zorluklardan biri, ebeveynler terapistin doğrudan süpervizyonu
olmadan ev seanslarına başladığında ortaya çıkar. Bu noktaya kadar, aileler
genellikle başlangıçtaki streslerinde bazı ilerlemeler ve rahatlamalar yaşamıştır.
Bu yüzden bazen evde gerekeni yapamazlar. FT terapisti bunu izler ve
ebeveynlerin çocuklarıyla oyun seanslarına katılmaya devam etmeleri için
onlarla yakından çalışır.
Sonuç
•Filial Terapi; oyun terapisini aile terapisi ile birleştiren özgün ve
etkili bir müdahaledir.
•Çoğu çocuk problemi, FT sürecinde güçlendirilen ebeveyn-
çocuk ilişkisi bağlamında ele alınır. FT’de terapistler, ebeveynleri
kendi çocukları ile özel ve yönlendirmesiz oyun seansları
yürütme konusunda eğitir ve onlara süpervizyon verir. Aileler
de süreci terapistin gözetimi altında evde devam ettirirler.
•Bu yaklaşım, çocuklar için kalıcı değişim yaratmada çok önemli
özelliği harmanlar; yaşamlarındaki en önemli ilişkilerin bağlamı
içinde oyun seanslarının duygusal güvenliği ve kabulü.
GRUP OYUN TERAPİSİ
DR. ÖĞRT. ÜYESİ YUNUS YÜCEL
GRUP OYUN TERAPİSİ

❖Acılarla topluluk içinde savaşma potansiyeli


❖Moustakas (1997) – Grup oyun terapisi, her yaştan danışanın
’’dünyasında olmanın’’, danışan için ‘’orada bulunmanın’’ ve danışanla
‘’birlikte olmanın’’ özgün biçimidir.
Gİrİş
İki terapötik yaklaşımın doğal bir birleşimi.

• Yaratıcı ve dinamik bir terapötik süreç.

• Güvenli ve terapötik ilişkilerin gelişimini


ve devamını merkeze alır.

• Acil bir çözümün uygulanmasının


aksine, yavaş yavaş gelişen bir sürece
Oyun terapisi Grup Terapisi odaklanır.

• Önkoşul eğitim ve süpervizyonun


karşılanması çabalarına önem verir.
• Grup oyun terapisi, iki ya da daha fazla çocuk ile hem
oyun terapisi hem de grup işleyişleri konusunda eğitim
almış bir terapist arasındaki dinamik, kişiler arası ilişkidir.

• Terapist gerekli oyun gereçlerini temin ederek, kişinin


kendini anlatabileceği rahat ve güvenilir bir ortam kurar.
SÜREÇTEKİ ÖNEMLİ NOKTALAR
Her oyun terapi süreci kişiler arası dinamik bir ilişki olarak
nitelendirilmelidir.
Bu süreç terapist iki alanda da eğitim almışsa gerçekleşmelidir.
Seçili oyun malzemelerinin temini de çok önemlidir.
Güvenli ilişkilerin gelişimi de kolaylaştırılmalıdır. Bunun sonucunda ortaya
güvenlik çıkar ve bu çocukların kendilerini ve diğerlerini keşfetmelerini
sağlar.
Berg, landreth ve fall’a göre;
• Çocuklar grup danışmanlığı içinde, kendi yaşındakilerin de sorunlara
sahip olduğunu fark ederler ve yalnız hissettirecek engellerin
kalkmasından kaynaklanan bir rahatlık hissederler.
• Bir ait olma duygusu gelişir.
• ‘’Yeni yaşam karşılaşmaları’’ yaşayacağı için kişiler arası beceriler
denenir.
• Bu sayede diğerlerine karşı duyarlılık geliştirir.
• ‘’Oyun’’ içerisinde diğerlerine yardım edeceği için değerli olduklarını
keşfedebilirler.
Grup oyun terapisi

• Çocuklara oyun aracılığı ile iletişim kurmalarına izin verilir.


• İş birliğine önem verilir ve bu nedenle iş birliği desteklenir.
• Bazı kısımlarda kurallara uyma beklenir.
• Yaratıcılığa ve özgünlüğe her zaman saygı duyulur.
Van der kolk
Van der Kolk (1985), oyun terapisi grubunun, bu varsayımlara katkıda
bulunan çeşitli unsurlarını listelemiştir.
• Çocuğu tamamen kabul etmek.
• Açıklamalar, amaçlar, gerekçeler, sorular ya da beklentiler olmadan
oyuna basitçe davet etmek.
• Çocukların kendilerini ifade etmelerine ve saygı göstermelerine yardımcı
olmak.
• Terapinin başlangıcında regresif davranışa izin vermek ama bunu teşvik
etmemek.
• Zarar verici davranış haricinde tüm ‘’sembolik davranışlara’’ izin vermek.
Van der kolk
• Çocukların birbirlerine fiziksel olarak saldırmalarına engel olmak.
• Sadece gerekli olduğunda sakince, eleştirel olmayan bir biçimde ve
kısaca sınırlara uyulmasını sağlamak.
• Empati duymak ve bunu ifade etmek.
TEMEL KAVRAMLAR, AMAÇLAR VE TEKNİKLER
Grup Oyun Terapisinin Mantığı
Sweeney(1997) ve Sweeney ve Homeyer (1999), terapötik oyun
gruplarının temel avantajlarını aşağıdaki gibi özetlemişlerdir:
1) Çocuklardaki ‘’kendiliğindenliği’’ destekleme eğilimindedir. Terapistlerin
hoşgörü aktarma çabası, grup dinamikleri tarafından da attırılabilir;
böylece çocuklar risk alma özgürlüğüne kavuşurlar.
• 2) Çocukların duygusal yaşamı iki düzeyde ele alınır. Birincisi, gruba üye
bireylerin içsel meselelerinin araştırılmasına ve ifade edilmesine fırsat
tanınır. İkincisi, terapist ile çocuk arasındaki ve çocukların kendi
aralarındaki meselelere de aynı fırsat tanınır.

• 3) Çocuklara temsili öğrenme ve katarsis imkanı sağlar. Çocuklar, diğer


grup üyelerinin dışa vurumlarını gözlerlerken, alternatif kendini ifade
etme yollarını öğrenirler. Çocuklar, diğer grup üyelerinin katılımlarını
gözlemledikçe keşfetme cesareti kazanırlar.
• 4) Çocuklar kendi kendilerine büyüme ve kendilerini keşfetme fırsatı
yakalarlar. Çocuklar akranlarından aldıkları geribildirim ışığında
kendilerini değerlendirmeyi ve yeniden değerlendirmeyi öğrendikçe,
kendilerine karşı içgörü kazanacaklardır.

• 5) Oyun odasındaki çoğu dışa vurum kabul edilebilir olmasına rağmen,


arada sırada sınırların konması ve gerçeklikle bağın kurulması
gerekmektedir. Grup, toplumun somut bir minyatürü olarak işlev görür;
bu nedenle grup oyun terapisi yaşantısı da gerçekliğe somut bir şekilde
bağlıdır.
• 6) Çocukların günlük yaşamlarına dair önemli bir anlayış kazanma imkanı
vardır. Bu tedavinin planlanmasına ve ebeveynlerle ve öğretmenlerle
çalışmaya yardımcı olabilir.

• 7) Çocuğun tekrarlayıcı olma ve/veya fantezi oyununa gömülme ihtiyacını


ya da eğilimini azaltabilir.
• 8) Çocuklar günlük yaşamları için ‘’alıştırma yapma’’ olanağına sahiptir. Grup,
çocukların kişiler arası beceriler geliştirmelerine, yeni davranışlarda
ustalaşmalarına, yardım etmelerine ve yardım almalarına ve alternatif duygu
ve davranış ifadelerini denemelerine imkan tanır.

• 9) İçe dönük çocuklar, diğer çocukların terapistle olan iletişimini görünce,


genellikle ilişkiye geçerler. Kaygılarını azaltmaya yardımcı olur.

• 10) Zaman ve maliyet açısından hem çocuklara hem de ebeveynlere daha


avantajlı müdahale araçları sağlar.
AMAÇLAR
Ginott, grup oyun terapisinin öncelikli terapötik amaçlarını özetlememizi
sağlayacak çeşitli sorular sormuştur:
1) Bu yöntem, terapötik ilişkinin kurulmasını kolaylaştırıyor mu yoksa
engelliyor mu?
2) Bu yöntem, katarsisin ortaya çıkmasını hızlandırıyor mu yoksa yavaşlatıyor
mu?
3) Bu yöntem, içgörünün kazanılmasını destekliyor mu yoksa zorlaştırıyor mu?
4) Bu yöntem, gerçekliğinin sınanması olanaklarını arttırıyor mu yoksa azaltıyor
mu?
5) Bu yöntem, yüceltme için kanallar mı açıyor yoksa engeller mi koyuyor?
AMAÇLAR
Sorulara verilen cevaplar terapötik oyun gruplarının amaçlarına
odaklanır. Grup oyun terapisi, aşağıdakileri kolaylaştırmıştır.
• 1. Terapötik ilişkinin kurulması
• 2. Duyguların ifadesi
• 3. İçgörünün gelişimi
• 4. Gerçekliğin sınanması için fırsatlar
• 5. Duyguları ve ihtiyaçları daha kabul edilebilir yollarla ifade etme
imkanları
Diğer amaçlar
• Kendine ve diğerlerine güvenmeyi • Kendi kendini yönlendirmeyi,
öğrenmek bağımsızlığı ve sorumluluğu arttırmak.
• Farkındalığı arttırmak; benzersiz bir • Seçimlerin farkına varmak ve akıllıca
kimlik algısı geliştirmek. seçimler yapmak.
• Üyelerin ihtiyaçları ve sorunları • Daha etkili sosyal becerileri öğrenmek
arasındaki ortak noktaları fark etmek • Diğerlerinin ihtiyaçlarına ve
ve bir evrensellik duygusu geliştirmek. duygularına daha duyarlı hale gelmek.
• Diğerlerine ilgi ve şefkat geliştirmek. • Değerlerini açıklığa kavuşturmak ve
• Normal gelişim meseleleri ile başa bunları değiştirip değiştirmeyeceğine
çıkmak ve belirli çatışmaları çözmek ve nasıl değiştireceğine karar vermek.
için alternatif yollar geliştirmek • Öz güveni, öz saygıyı arttırmak.
Grup Seçimi ve Büyüklüğü
• Kimler uygun olmayabilir?
• Bazı çocuklar, grup oyun
terapisine iyi yanıt vermeyebilir. • Yoğun rekabet duyguları olan
kardeşler
• Bu çocuklar, bireysel olarak
• Aşırı derecede saldırgan çocuklar
görülebilir ya da filial terapiye
veya aile oyun terapisine aday • Cinsel olarak eyleme vuruk
olabilirler. davranışları olan çocuklar
• Zayıf bebek-anne bağlanmasına bağlı
güçlükler yaşayan çocuklar
• Sosyopatik çocuklar
• Aşırı derecede zayıf bir benlik algısı
olan çocuklar
Grup Seçimi ve Büyüklüğü
• Diğer önemli nokta ise, grubun büyüklüğüdür. Çocuklar ne kadar
küçükse, grup da o kadar küçük olmalı.
• Cinsiyet de önem taşır. Bir grupta tek cinsiyete dayalı bir çoğunluğun
olmaması önerilir.
• Yaş aralığı ise 12 ayı geçmemelidir. Gelişimsel gecikmeler söz konusu
olabilir.
Grup Ortamı Malzemeler
• En iyi ortam, döşemeyle kaplanmış, dayanıklı oyuncak ve mobilyalarla
donatılmış ve özel olarak oyun terapisi grupları için ayrılmış bir grup
odasıdır.
• Oda ne çok büyük ne çok küçük olmalıdır.
• Oyun malzemeleri, kuramsal yaklaşım ve tedavinin amacına göre çeşitlilik
gösterebilir.
• Her oyun malzemesinden birer tane düşecek şekilde olmamalıdır.
Oyun malzemeleri
Landreth (2002), oyun malzemelerinin çeşitliliklerinin farkında olarak,
malzeme seçimine ilişkin önerilerde bulunmuştur. Oyun malzemelerinin
aşağıdakileri gerçekleştirmesi gerektiğini belirtmiştir:
• Çok sayıda yaratıcı dışa vurumu kolaylaştırmak
• Çok sayıda duygusala dışa vurumu kolaylaştırmak
• Çocukların ilgisini çekmek
• Dışa vurumcu ve keşifçi oyunu kolaylaştırmak
• Sözel ifade olmadan keşfe ve dışa vuruma imkan tanımak
• Önceden belirlenmiş bir yapı olmadan başarı imkanı sağlamak
• Aktif kullanım açısından dayanıklı bir yapıya sahip olmak
Seansların Uzunluğu ve Sıklığı
• Yaşlar ne kadar küçükse seans da o kadar kısa olmalıdır. Çocukların
dikkat süresi göz önünde bulundurulmalıdır.
• Okul öncesi çocuklar ve küçük ilkokul çağı çocukları için 20-40 dakika
• Ortaokul ya da lise dönemine yaklaşan çocuklar için +60 dakika
• Süreler terapistin dayanaklılığına göre de ayarlanmalıdır.
• Terapötik oyun gruplarının sıklığı ile grubun amacı, klinik ortam ve
mevcut sorunun şiddeti arasında ilişki vardır.
Kuram ve Teknikler
• 1) Çocuk merkezli grup oyun terapisi grubun olumlu ve yapıcı bir yön
doğrultusunda hareket etme aracılığıyla kendi potansiyelini geliştirme
becerisine duyulan sonsuz güven üzerine kuruludur.

• 2) Adlerian grup oyun terapistleri, grup dinamiklerini, bireysel


psikolojinin temel aşamaları bağlamında değerlendirirler. Kottman’a göre
bazı aşamalarda Adlerian oyun terapisini kullanarak çalışmak idealdir.
KURAM VE TEKNİKLER
• 3) Jungian grup oyun terapisi; grubu, hem çocuk üyeler hem de
grubun kendisi açısından bir kapsayıcı olarak görür.

• 4) Gestalt oyun terapisi, Oaklender’e göre temas ve farkındalık


üzerine odaklanır.
TERAPİSTİN ROLÜ
• Birincil rolü: Sürecin kolaylaştırıcısı olarak kalmaktır.

• Değişim grup üyelerine bağlı olmasına rağmen terapistin rolünün;


umut aşılama, evrenselliği destekleme, sosyal becerilerin gelişimi ve
taklide dayalı davranışı ve katarsisi teşvik etme gibi boyutlar
içermeye devam etmektir.
Terapötik Karşılıklar
• Grup oyun terapisti, dağınıklık ve gürültüye karşı yüksek bir
tahammüle sahip olmalı ve sık sık ortaya çıkan kaosla başa çıkmada
istekli ve becerikli olmalıdır.
• Hangi yaş grubu ya da hangi ortam olursa olsun terapötik tepkilerin
zorlayıcı olmaması gerektiği belirtilmektedir.
• Çocuğun isminin kullanılması zorunludur.
• Üçüncü kişi zamiri kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Gruplarda Sınır Koyma
• Uygun terapötik sınırlar en iyileştirici ve büyümeyi en çok destekleyici
yöndür.
• Sınırlar çocuğa hem duygusal hem de fiziksel açıdan güvenlik sağlar,
seansı gerçekliğe bağlar, istikrar ve tutarlılık sağlar, terapötik ilişkinin
hudutlarını belirler, terapistin çocuğa güvenlik sağlama niyetini ortaya
koyar, çocuğun öz sorumluluk duygularını destekler ve arttırır, oyun
terapisi odasını korur.
EBEVEYNLERİN ROLÜ
• Çoğu terapist sadece çocuklarla çalışmayı tercih eder. Çünkü
ebeveynlerle çalışma konusunda yetersiz eğitilmişlerdir.

• Ebeveynler çocuklarını terapiye getirdiklerinde streslidirler. Terapistlerin


kuracağı empati ile terapi süreci kolaylaşmış olur.

• Her grup oyun terapisi seansı öncesi ebeveynlerle görüşülmelidir.


Göz Önünde Bulundurulması Gereken
Yasal ve Etik Konular
• Planlanan egzersizler çocuklara ve velilere açıklanmalıdır.

• Sweeney (2001), ‘’Çocuklarla çalışırken tedavi odağı çocuk olmasına


rağmen, yasal ve etik bir bakış açısından yasal velinin esas danışan
olduğunu akılda tutmak zorunludur.’’
KLİNİK UYGULAMALAR
• Grup oyun terapisi geniş uygulama alanları içerir.
• Travma mağdurları
• Aile içi şiddet tanıkları
• Öfke sorunları
• Okuma/konuşma güçlükleri
•…
Özel Teknikler
• Geniş çeşitlilikte psikoterapi teknikleri uygulanabilir.
• Oyun terapisi bağlamına uymayacağı düşünülen teknikler grup oyun
terapisinde kullanılmak üzere uyarlanabilir.
Aktivite Grup Oyun Terapisi
• Grup oyunu çoğunlukla çocuklarla kullanılmasına rağmen, ergenlik
öncesi çocuklar ve ergenlerle terapötik oyun gruplarının birçok örneği
vardır.
• Bunlar genelde Aktivite Grup Oyun Terapisi diye adlandırılır.
Grup Kum Tepsisi Terapisi
• Grup bağlamı içinde artan bir şekilde kullanılmakta ve
araştırılmaktadır.
• Ana yararlarından birinin, sorun olarak herhangi bir grup üyesine
odaklanmayı ortadan kaldırması olarak belirtilmiştir.
• Hughes (2004), müdahalenin beynin sağ hemisferini harekete
geçirerek içgörünün ve ilişkisel dinamiklerin artması ile sonuçlandığını
ileri sürmektedir.
Deneysel destek ve kültürlerarası uygulamalar
• Grup oyun terapisi çocuklara bir müdahale olarak kullanıldığından,
etkinliği konusunda devam eden deneyler bulunmaktadır.

• Çalışmalar, kültürler arasında grup oyun terapisinin kullanımını


desteklemektedir.
sonuç
• Grup oyun terapisi çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere birbirleriyle
karşılıklı biçimde bağ kurma fırsatı sunmaktadır.
• Çocuklar kendi iletişim araçlarını kullanarak iletişim kurmalarına fırsat
verildiğinden duygularını, isteklerini ve ihtiyaçlarını grup oyun terapisi
ortamında ifade etmek için daha fazla imkana sahip olurlar.
ADLERIAN OYUN
TERAPİSİ
PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ
2022 YILI BAHAR DÖNEMİ

OYUN TERAPİSİ DERSİ


DR. YUNUS YÜCEL
Adlerian oyun terapisi, Alfred Adler’in geliştirdiği
Bireysel Psikoloji’nin kuramsal yapısını ve bazı
terapötik müdahale stratejilerini oyun terapisinin temel
ilkeleri ile birleştirir.
TEMEL KAVRAMLAR

İnsanlar Sosyaldir

Adlerian oyun terapistleri, çocukları aileleri bağlamında gözlemek ve aile dinamikleri hakkında
bilgi almak için zaman harcarlar çünkü aile, çocukların ait olduğu ilk gruptur.
Adlerian oyun terapistleri, aile dizimini ve aile atmosferini göz önüne alarak çocuğun ait olmayı
nasıl öğrendiğini araştırır.
Aile dizimi, doğum sırası kavramına ve doğum sırasının davranışları, tutumları ve benzerlerini
nasıl etkilediğine dair çocuğun algısına dayalıdır.
Aile atmosferi; aile duygu durumuna, aile içindeki yapısal hiyerarşik ilişkilere ve aile içindeki
etkileşim örüntülerine bağlıdır.
Çocuklar 7 ya da 8 yaşına geldiklerine kim oldukları, diğerlerinin onlara nasıl davranacağı,
dünyanın nasıl işlediği, nasıl ait olabilecekleri ve önem elde edecekleri hakkında fikirler
geliştirmişlerdir.
İnsanlar Sosyaldir

• Bireyler yaşamlarını nasıl yaşayacakları konusunda her zaman seçeneklere


sahip olsalar da birey herhangi bir psikolojik müdahale görmediyse ya da
hayatını değiştiren bir çeşit krizle karşılaşmadıysa, bu yaşam biçimi yaşam
süresi boyunca nispeten sabit kılar.
• Adlerian oyun terapistlerinin, çocukların ve ebeveynlerin yaşam biçimleri
hakkındaki fikirlerini organize etmek ve terapötik etkileşimlerini yönlendirmek
için kullandığı bir araç kişilik öncelikleridir.( rahatlık, memnun etmek, kontrol
vs üstünlük)
• Kişilik öncelikleri, kişinin ait olma çabalarının en önemli boyutu olarak
tanımlanabilir.
İnsanlar Sosyaldir

• Adlerian oyun terapistleri, kişilik önceliklerini çocuk danışanları, ebeveynleri ve


öğretmenleri anlamak için bir araç olarak kullanırlar.
• Adlerian terapistler diğerlerine bağlanma duygusunu sosyal ilgi olarak adlandırırlar.
• Adler her bireyin doğuştan diğerlerine bağlanma kapasitesi ve isteği ile dünyaya
geldiğini, fakat nasıl ilişki kuracağının ve olumlu bir şekilde önem elde edeceğinin ona
öğretilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

Adlerian oyun terapisinin bir başka anahtar kavramı, insanların tüm


davranışlarının amaçlı olması ve hedefler doğrultusunda yönlendirilmiş
olmasıdır.
Adlerian terapist, davranışın altında yatan amaçları keşfedebilmek için
danışanların davranışlarını inceler.
Cesareti kırılmış çocukların uygunsuz davranışlarının amaçlarını dört ayrı
kategori altında sınıflandıracak bir yol geliştirmiştir:
İLGİ, GÜÇ,
İNTİKAM, YETERSİZLİĞİ KANITLAMA
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• İlgi çekmeye çalışan çocuklar, ilginin merkezi olmadıkları sürece ait


olmadıklarına inanırlar.
• Mızmızlanma, diğerlerini rahatsız etme, gösteriş yapma, sınıfın soytarısı olma,
tekrarlayıcı biçimde onay isteme, aşırı istekli ya da yardımsever olma, sürekli
güvence arama, mükemmellik için çaba harcama, utangaç ya da aşırı kaygılı
olma, aşırı dağınık, tembel ya da yapışkan olma eğilimleri gösterirler.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• Güç arayışı içinde olan çocuklar, önemlerinin ve aidiyetlerinin


diğerlerine hükmetmeye ve diğerlerinin onları kontrol
edemeyeceğinden emin olmaya bağlı olduğuna inanırlar.
• Tartışma, diğerlerinin söylediklerine karşı çıkma, öfke nöbetleri
geçirme, dürüst olmama, karşı gelme, çok sayıda güç mücadelesine
girme ve saygısız eğilimindedirler.
• Güç arayışı içindeki davranışın daha pasif biçimleri tembel, inatçı ya da
söz dinlemez olma; rutin sorumlulukları bile unutma; evde ya da okulda
çok az iş yapma ya da hiç iş yapmama; pasif-agresif biçimde davranma
olabilir.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• Amacı intikam olan çocuklar, diğerlerinin onları inciteceğine ve hiç kimsenin


onlardan hoşlanmayacağına ya da onları sevmeyeceğine inanır.
• Zarar verici davranışı ile diğerlerini uzaklaştırmaya çalışırlar.
• İntikam arayışındaki bazı çocuklar, diğerlerine zarar vermenin, ilişki kurmanın
ve önem elde etmenin normal bir yolu olduğuna inanıyor gibi görünürler.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• Amacı yetersizliği kanıtlamak olan çocuklar başarısız olduklarına inanırlar.


Kolayca yaptıkları işi yarıda bırakırlar.
• Risk almazlar; başarının garantili olmadığı her davranıştan çekinirler.
• Bu çocuklarla etkileşime giren yetişkinler umutsuz ve güçsüz hisseder.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• Oyun odasında güç doğrultusunda çaba harcayan çocuklar terapistle tartışabilir,


sınırlara uymayı reddebilir veya oyunun her aşamasını kontrol etmeye
çalışabilirler.
• Adlerian oyun terapisti çocuğun amacının güç olduğunu farkettiğinde sıra almayı,
diğerlerine saygılı olmayı ve benzerlerini vurgulayarak oyun odasında gücün
paylaştırıldığından emin olmak için daha fazla çaba harcar.
• Adlerian oyun terapisti, uygunsuz davranışın bu amaçlarını ebeveynlerin çocukla
daha farklı etkileşim kurmalarına yardım etme yolu olarak da kullanır.
İnsanlar Amaç Yönelimlidir

• Adlerian oyun terapistleri tarafından kullanılan bir başka strateji de olumsuz ve


zarar verici amaçlar yerine olumlu ve yapıcı amaçlar koymaları için çocukları
cesaretlendirmektir.
• Adlerian oyun terapisti çocukların diğerleri ile ilişki kurmayı öğrenmelerine,
yeterli olduklarına inanmalarına, önemli olduklarına inanmalarına ve uygun
yollarla önem kazanmalarına, risk almak ve yeni şeyler denemek için cesur
olmalarına yardım eder.
İnsanlar Gerçeği Öznel Olarak Görürler

• Ebeveynlerin, çocukların ve öğretmenlerin her biri, ilişkiler ve durumlar


hakkında farklı görüşlere sahiptir.
• Adlerian oyun terapisti her zaman bu öznel yorumların farkında
olmalıdır.
• Oyun terapisti gerçeğin tek bir doğru yorumu olmadığını hatırlaması
çok önemlidir.
• Çocuk esas danışandır ve oyun terapisti, çocuğun olayları ve
yaşamındaki etkileşimleri nasıl yorumladığını anlama çabası içinde
çocuğun bakış açısına daha fazla ağırlık vermelidir.
ADLERIAN OYUN TERAPİSİNİN AMAÇLARI VE TEKNİKLERİ

• Adlerian oyun terapisinin amaçları ve teknikleri, terapötik sürecin dört


aşaması bağlamında en iyi biçimde anlaşılabilir.
• Oyun terapisti, ebeveynler ve öğretmenlerle çalışırken, o çocuğa ve ailesine
uygun özgül amaçlar belirleyebilir.
ADLERIAN OYUN TERAPİSİNİN AMAÇLARI VE TEKNİKLERİ

• Oyun terapisti, terapinin amaçlarına ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına


dayanarak oyun terapisi sürecini belirli biçimde uyarlar; bu durum da oyun
odasında çocukla benzersiz ve bireysel bir etkileşimle sonuçlanır.
Birinci Aşama: Eşitlikçi Bir İlişki İnşa Etme

Adlerian oyun terapisinin birinci aşamasının en başta gelen amacı çocukla


eşitlikçi bir ilişki inşa etmektir.
Bu aşamada, oyun terapisti çocukla iş birliğine dayalı bir ilişki kurabilmek için
çocuğun yaptıklarını izleme, içeriğin yeniden ifade edilmesi, duyguların
yansıtılması, sorumluluğun çocuğa iade edilmesi, cesaretlendirme, sınır koyma
ve odayı birlikte temizleme gibi yöntemler kullanır.
Birinci Aşama: Eşitlikçi Bir İlişki İnşa Etme

Cesaretlendirme, özellikle Adlerian terapide kullanılan bir stratejidir.


Cesaretlendirme,
-Çocuğa olduğu gibi değerli olduğu mesajını vererek koşulsuz kabul bildirmek
-Değerlendirici sözcükler kullanmadan çocuğun çabalarını takdir etmek
-Çocuğun güçlü yanlarına ve değerli özelliklerine odaklanmak gibi unsurları
içerir.
Birinci Aşama: Eşitlikçi Bir İlişki İnşa Etme

• Adlerian oyun terapisinde sınır koymanın, bu oyun terapisi yaklaşımına özgü


belirli bir yöntemi vardır.
• Sınır koymak için formül, ‘………….. Oyun odası kurallarına aykırıdır.’ demektir.
Birinci Aşama: Eşitlikçi Bir İlişki İnşa Etme

• Adlerian oyun terapistleri odayı birlikte temizlemenin de çocukla ilişki


kurmanın bir yolu olduğuna inanmaktadırlar.
• Terapist temizlik sürecine başlamak için ayağa kalkıp ‘Odayı birlikte temizleme
zamanı geldi. Neyi sen toplamak istiyorsun, neyi benim toplamamı istiyorsun?
Diyebilir.
İkinci Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimini Araştırma

• İkinci aşama boyunca oyun terapisi sürecinin amacı çocuğun yaşam biçimini
araştırmaktır; böylece oyun terapisti çocuğun içsel ve kişiler arası dinamikleri
hakkında açık bir anlayış elde edebilir.
• Oyun terapisti, bunu yapabilmek için sanat tekniklerini; soru sorma
stratejilerini; oyun örüntülerinin gözlenmesini; davranışın amaçlarını, aile
dizimini ve aile atmosferini araştırmak için erken dönem anıların ele alınmasını
kullanır ve çocuğun tutumları, algıları, inançları, duyguları ve davranışları
hakkında bilgi toplar.
İkinci Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimini Araştırma

• Çocuğun yaşam biçimini araştırma sürecindeki diğer önemli teknikler, soru


sormak ve oyunu gözlemektir.
• Terapist, çoğu zaman çocuğun anlattığı bir hikayedeki metafor üzerinden
çocuğun hayatı ile ilgili sorular sorar.
İkinci Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimini Araştırma

• Tüm çocuklar yaşamlarında olup biteni oyunlarında dışa vururlar.


• Çocuğun dünyası hakkında bilgi edinmenin Adlerian terapiye özgü diğer bir
tekniği de erken dönem anıların ele alınmasıdır.
• Erken dönem anılar, tüm olası yaşam deneyimleri arasından-çoğunlukla ilk 4
ile 6 yıldan- kişinin hatırlamayı seçtiği anıların hatıralarıdır.
• Erken dönem anıların yorumlanması, danışmanın danışanların yaşam
biçimlerini anlamasına yardım eder.
İkinci Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimini Araştırma

• Oyun terapisti, elde ettiği bu bilgileri; çocuğa ve ilişkilerine dair düzenli bir resim
içinde bütünleştirir.
• Çocuğun yaşam biçiminin bu özeti;
-Güçlü yanları ve değerli özellikleri,
-Evdeki ve okuldaki işlevselliği,
-Oyun temalarını,
-Çocuğun doğum sırasına ilişkin algıları ve bu algıların çocuğun tutumlarını ve
işlevselliğini etkileme yollarını,
-Kişilik önceliklerine,
-Hatalı inançları içerir.
Üçüncü Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimine Dair İçgörü Kazanmasına
Yardım Etme

• Adlerian oyun terapisi sürecinin üçüncü aşamasının amacı, içsel ve kişiler arası
dinamiklere dair artmış bir anlayış aracılığıyla çocuğun yaşam biçimine ilişkin
içgörü kazanmasına yardım etmektir.
Üçüncü Aşama: Çocuğun Yaşam Biçimine Dair İçgörü Kazanmasına
Yardım Etme

• Bu aşamada yaşam biçimleri, hatalı inançlar ve değerli özellikler hakkında


gerekli bilgileri çocuğa aktarmak için kullanılan teknikler arasında üst iletişim,
çocuğun oyununu bozmak ve çizim teknikleri yer alır.
• Çocuk kendi dinamiklerine dair içgörü kazandıkça, terapist çocuğun hangi
tutumların, inançların ve davranışların devam edeceğine ve hangilerinin daha
yapıcı tutumlar, inançlar ve davranışlarla yer değiştireceğine karar vermesine
yardım eder.
Dördüncü Aşama: Yeniden Yönlendirme/ Yeniden Eğitme

Yeniden yönlendirme/yeniden eğitme aşaması daha olumlu tutum, algı, inanç,


duygu ve davranışları öğrenmesi ve uygulanması için çocuğa yardım etmek
amacıyla tasarlanmıştır.
Bu aşama çocuğun problem çözme becerilerini, sosyal becerileri, müzakere
becerilerini ve davranışlarında eksik olan diğer becerileri öğrenmesine yardım
etmek amacıyla tasarlanmış pek çok yönlendirici tekniği içerir.
TERAPİSTİN ROLÜ

• Terapist, Adlerian oyun terapisi süreci boyunca çocuklarla, ebeveynlerle,


öğretmenlerle ve kardeşlerle çalışırken ortak, cesaretlendirici ve öğretmen
rollerini üstlenir.

• Terapinin ilk aşamasında terapistin başlıca görevi, çocukla ve ebeveynler ve


öğretmenler gibi çocuğun hayatındaki önemli bireylerle ilişki kurmaktır.
• Terapist, eşitlikçi bir ortaklık inşa etme amacıyla, takım çalışmasına ve iş
birliğine dayalı bir atmosfer oluşturmaya çalışarak oyun odasındaki
kararların çoğunu çocuğun vermesini teşvik eder.
• Terapist, çocuğun yaşamındaki yetişkinlerle çalışırken, onların endişelerini
dinleyerek ve cesaretlendirme ve rehberlik sağlama yolları arayarak
önemseyici bir ilişki inşa etmeye ağırlık verir.
TERAPİSTİN ROLÜ

• İkinci aşama da terapist, çocuğun yaşam biçimini araştırma sürecinde çok daha
aktif ve yönlendiricidir; sorular sorar; gözlem yapar; tahminlerde bulunur;
çocuktan hikayeler anlatmasını, resim çizmesini, kukla gösterileri yapmasını ve
erken dönem anılarını anlatmasını ister.
• Adlerian oyun terapisinin üçüncü aşaması sırasında terapist; çocuğun hatalı
inançlara, uygunsuz davranışın amaçlarına ve sıkıntıya yol açan ya da uygunsuz
davranışa götüren diğer etkenlere ilişkin içgörü kazanmasına yardım etmek
amacıyla yorumları, geçici hipotezleri, hikaye anlatımını ve sanatı kullanarak
oyun odasında aktif olmaya devam eder.
• Dördüncü aşama da terapistin rolü, danışanlara yeni beceriler öğreterek ve
onları çaba ve ilerleme için teşvik ederek onların yeniden yönlenmesine ve
yeniden eğitilmesine yardım etmek amacıyla aktif ve yönlendirici biçimlerde
çalışmaktır.
EBEVEYNİN ROLÜ

• Oyun terapisti mümkün olan her durumda ebeveynleri, çocukla kurulan


terapötik etkileşimle aynı doğrultuda olan bir sürece dahil eder.
• Oyun terapisti ebeveynlerle eşitlikçi bir ilişki yaratmaya çalışır.
• Ebeveynlerin çocuğun yaşam biçimine ilişkin algılarını ve ebeveynlerin yaşam
biçimlerini araştırmak da oyun terapistinin üzerinde durduğu bir konudur.
• Terapistin, ebeveynlerin kendilerine ve çocuklarına dair içgörü kazanmalarına
yardım etmesini gerektirir.
• Terapist ebeveynlerin çocukla ilgili daha olumlu düşünme yollarını ve çocukla
daha olumlu etkileşim kurma biçimlerini öğrenmelerine yardım eder.
• Ebeveynlere müdahalenin odağı; ebeveynlik becerileri öğretmek ve
olabileceklerinin en iyisi olma becerilerini engelleyen kişisel sorunlar üzerine
çalışmalarına yardım etmektir.
Vaka Örneği
• Liam, hiçbir zaman yeterli miktarda tutarlı bakım almamış bir erkek çocuğuydu.
Babası Liam’ın annesini, Liam doğmadan önce terk etmişti. Annesi ise madde
bağımlılığıyla mücadele etmekteydi. Liam’ı annesine bırakarak bir süre
rehabilitasyon merkezine yatmıştı.
• Çıktığında Liam’la ‘doğru olanı yapmaya’ kararlıydı ancak Liam ele avuca sığmaz bir
çocuktu.
• Liam annesine isimler takıyor, evden kaçma tehditlerinde bulunuyor, annesinin onu
sevmediğini dile getiriyordu.
• Terapisti, Liam’ı seans esnasında, içeriği yeniden ifade ederek, duyguları yansıtarak,
cesaretlendirerek, sınır çizerek ve odayı birlikte temizleyerek Liam’la ilişki kurma
üzerine yoğunlaştı.
• Liam sıklıkla oyun odasındaki sınırları zorladı.
• Terapist, Liam’ın değerli özelliklerini kabullenmede zorluk çektiğini fark etti ve güçlü
yanları konusunda daha rahat olmasına yardım etmek için onu cesaretlendirdi.
• Terapist, Liam’la her görüşmesinde, annesiyle de ebeveyn danışmanlık seansları
gerçekleştirdi.
• Bu seanslar sırasında annesi ile iş birliğine dayalı ve destekleyici bir ilişki geliştirmeye
çalıştı.
• Daha sonraki seansta terapist, Liam’ın yaşam biçimini araştırmaya başladı. Liam’dan
aile resmini çizmesini bekledi. Çizimlerle terapist, Liam’ın hayatı ve ilişkileri hakkında
daha fazla bilgi edinmeye başladı.
• Terapist, Liam’ın hiç kimsenin onu onunla kalacak kadar sevmediğini hissettiği
sonucuna ulaştı.
• Terapist, seanslarda her zaman kendi seçtiği yolun takip edilmesini isteme
örüntüsüne ve annesinin ve öğretmenlerinin ifadelerine dayanarak Liam’ın kişilik
önceliğinin kontrol olduğuna karar verdi.
• Terapist, Liam’ın kendi kendini engelleyen tutumlar ve davranışlar sergilediği
zamanlara dikkat çekmek için, oyunu bozma ve üst iletişim yöntemlerini kapsamlı
olarak kullandı.
• Liam’ın değerli özelliklerini vurgulamak için cesaretlendirmeyi kullandı.
• Liam ve terapist, duygular ve diğerleriyle bağ kurma hakkında konuştukları sıralı
oyunlar oynadılar.
• Terapist, Liam ve annesinin içinde yer aldığı zarar verici örüntüler hakkında
içgörü kazanmasına yardım ederek annesine danışmanlık verdi. Terapist,
annesine kendi kişilik öncelikleri olan memnun etme ve rahatlığın, Liam için
tutarlı sınırlar ve kurallar koyma becerisini baltalıyor olabileceğini gösterdi.
• Sonraki seanslarda terapist, annesini oyun odasına Liam’a ve kendisine eşlik
etmeye çağırdı. Birlikte sınır koyma, duyguları ifade etme, problem çözme
stratejileri geliştirme, uzlaşma için müzakere etme ve olumlu ilişkiler kurma
üzerine çalıştılar.
• Liam’la gerçekleştirilen birçok bireysel seansta, terapist Liam’ın okul
danışmanı ile birlikte katılacağı arkadaş grubuna hazırlık amacıyla sosyal
becerilerini geliştirmesine yardım etti.
• 20. seansa geldiklerinde Liam yeterli ilerlemeyi göstermişti ki annesi, terapist
ve Liam oyun terapisini sonlandırmaya hazır olduklarına karar verdiler.
SONUÇ

• Adlerian oyun terapisi terapistin çocukla eşitlikçi bir ilişki kurmak, çocuğun yaşam
biçimini araştırmak, çocuğun yaşam biçimine ilişkin içgörü kazanmasına yardım
etmek, çocuğa yeni beceriler ve tutumlar öğretmek ve oyun odasının güvenli alanı
içinde çocuğun bu beceri ve tutumları deneyeceği bir ortam sunmak amacıyla
oyuncakları, sanat malzemelerini, kuklaları ve rol yapmayı kullandığı aktif bir süreçtir.

• Oyun terapisti, kendilerine ve çocuklarına dair içgörü kazanmalarına ve yapıcı


ebeveynlik stratejilerini öğrenmelerine yardım ederek ebeveynlere; okulda sorun
yaşayan çocuklarla daha etkili etkileşim kurma yollarını öğrenmelerine yardım ederek
öğretmenlere eş zamanlı olarak danışmanlık verir.
Yolu Çocuk Gösterir

Terapist hiçbir şekilde çocuğun davranışlarına ya da konuşmasına müdahale


etmeye yeltenmez. Çocuk liderlik eder, terapist ise izler.

Richard oyun odasına geldi, masaya oturdu ve kâğıdın üzerindeki büyük daireleri
boyamaya başladı. Portakal rengi ve kırmızı boyaları kullanıyordu. Terapiste
gülümsedi.

Richard: Para kazanmak için yabani otları topluyordum. Anneme bir hediye almak
istiyorum. Doğum günümde eve gideceğim ve halamın yanında iki hafta kalacağım.
Halam anneme yakın yaşıyor, bu yüzden doğum günümde annemi göreceğim.
Terapist: Gidip anneni göreceğin için mutlusun.
Richard: Evet. Ona güzel bir şey götüreceğim. Güzel bir hediyeyle onu şaşırtacağım.
Terapist: Ona güzel bir sürpriz yapacaksın.
Richard: Evet, İki hafta için gideceğim, belki de üç… Vay canına, burada olmamak
güzel olacak.
Terapist: Bir süreliğine buradan gittiğin için hoşnut olacaksın.
Richard: On yaşında olacağım. Dördüncü sınıftayım. Babam beşinci sınıfta olmamı
istiyor, ama ona beşinci sınıfta olmak istemediğimi söyledim. Sınıfta kalmayı
seviyorum.
Terapist: Sınıfta kalmayı seviyorsun.
Richard: Anneme doğum günümde eve gideceğimi yazıp anlattım. Ona beş yaşımda
olacağımı ve pastamın üzerinde beş tane mum istediğimi söyledim.
Terapist: Bu doğum gününde beş yaşında olmak istiyorsun.
Richard: Babamın doğum günü de gelecek ay. Babam orduya gidecek. Geçen ay
beni görmeye geldi. Bana ne sordu biliyor musun? Küçük bir kız ya da erkek kardeş
isteyip istemeyeceğimi sordu. Umurumda olmadığını söyledim. Sanıyorum bir tane
yapacaklar. (Bu sırada turuncu ve kırmızı boya damlalarının üzerini siyah çizgilerle
boyar.)
Terapist: Babana eğer bir bebekleri daha olursa umurunda olmayacağını söyledin.
Richard: Söylediğim buydu.
Terapist: Söylediğin bu, ama gerçekte umursuyorsun.
Richard: :Biliyorsun, annemle babam artık bir ilişki yaşamıyorlar. Boşandılar. Babam
tekrar evlendi. (Derince iç çeker ve boya kutusunu gürültüyle kapatır. Rafların yanına
gidip biberonu alır. Emmeye başlar)
Richard: Ben bebeğim.
Terapist: Onların bebeği olabilirdin. (Yorum)
Richard dama tahtasını alıp masaya getirir, terapistin karşısına oturur.
Richard: Benimle oyna.

Damalar tahtaya yerleştirilir ve geleneksel bir dama oyunu başlar. Oyunun


yarısında Richard terapiste dama taşının nereye hareket ettirileceğini ve nereye
konacağını söyler.

Terapist: Bana oyunda ne yapılacağını söylemek istiyorsun.


Richard: Evet. Bak. Böyle oynamanı istiyorum.
Terapist: Bana ne yapacağımı söylemek istiyorsun.
Richard: Evet. Görüyor musun? Bunları bir daha asla oynatma. (Richard bu şekilde
oyunu kazanacağına emindir, yapmak istediği budur. Sonra aniden tüm dama
taşlarını tekrar dizer) Bu yeni bir oyun olacak. Hepsini sen diziyorsun. Kırmızılar
benim, siyahlar senin. Şimdi savaşacağız. (Richard kendi adamlarını, sonra da
terapistinkileri hareket ettirir. Terapist oyundan silinir, Richard idareyi ele alır. Her
ikişinin de adamlarını hareket ettir. Birini diğerinin üzerinden atlatır.) O büyük bir
adam. İşte bu… O bir dev…Dünyada her şeyi yapabilir. ( Dev adam terapistin
adamlarının üzerine zıplar. Bazılarını dama tahtasından atar)

Terapist: Bu adam her kimse, oldukça güçlü.


Richard: O her şeyi yapabilir. (Aniden oyununu durdurur. Dama taşlarını sıradan bir
oyun için dizer. Sonra tahtanın terapist tarafındaki kral sırasının sol köşesine kırmızı
bir kral yerleştirir. Bu küçük çocuk, görüyor musun? Kaybolmuş. Aslında annesi onu
uzağa göndermiş. Elinde değilmiş, gördün mü? Çocuk için bir yer yokmuş, anne de
çalışmak zorundaymış. (Richard çok sinirlidir. Parmaklarının tahtanın üzerinde hızlıca
gezdirmekte ve hafifçe taşlara dokunmaktadır)
Terapist: Küçük çocuk annesinden uzağa gönderilmiş.
Richard: Bu çocuğun babaşı, bu da büyükbabaşı. Burada duran da babanın
evlendiği diğer anne. Bu da çocuğun halası. Buradaki de ( tüm taşların karşısında
duran taşı gösterir) çocuğun annesi. Şimdi bu insanları…(diğer taşları annesi ve
çocuğun arasına dizer) Bu insanların hiç biri çocuğun annesine gitmesine izin
vermeyecek. Diğer anne de babaşının çocuğa gitmesine izin vermeyecek, çocuk da
ağlayacak. ‘İmdat, imdat!’ diyecek. Buradaki askerler onu duyup acele ediyorlar.
Babayla kavga ediyorlar. Anne ortalıktan sıvışıyor. Baba da bu taraftan sıvışıyor.
Diğer anne ise şeyrediyor. Sonra…(Richard babayı tahtadan kaldırır, yere yuvarlar.)
Ah, hayır, yapma! (Richard şimdi heyecanla bağırmaktadır) Anne yaklaşıyor. Diğer
anne de ona doğru gidiyor. Kavga ediyorlar. ( Dama taşlarını karıştırır. Sonra tüm
taşları tahtadan atar. Değişik yönlere dağılırlar.) Anne! Anne! (Richard ağlamaktadır,
ayağa kalkar ve gözlerini siler)
Terapist: Annenle olmak istiyorsun. Hem anne hem de baba çocuğa yardım etmek
istiyorlar ama diğer anne onların yeterince yaklaşmasına izin vermiyor.
Richard (başıyla onaylayarak): Evet, olan bu. (Pencereye doğru yürür, arkası
terapiste dönük olarak dışarı bakar)
Terapist: Bu durum seni çok mutsuz yapıyor.
Richard: Doğum günümde annemle olacağım.
Terapist: Bundan hoşlanacaksın.
(Richard biberonu alır ve emer. Masaya geri dönüp terapistin karşısına oturur.)
Richard: Buraya gelmek güzel. (iç çeker) Eve gittiğimde Ned’in yerimi almasını
isterdim.
Terapist: Eve gittiğinde yerine birinin geçmesini istiyorsun.
Richard: Bir zamanlar olduğum yerde bir boşluk olsun istemem.
Terapist: Eğer Ned gelseydi ve gittiğinde bir şekilde yerini doldursaydı kendini daha
iyi hissedecektin.
Richard: Evet. Ned iyi bir çocuk. Ned bu durumdam hoşlanırdı. Ned benim yerime
gelebilir mi?
Terapist: Eğer gelmek istiyorsa evet gelebilir.
Richard: Tamam, Ned’i göndereceğim.

 Okuyucu burada oyunu yönlendirme çabası olmadığını fark edecektir.


 Sınıfta kalmayı sevdiğini söylediğinde bu duruma ilişkin soru sorma veya beş
yaşında olduğunu söylediğinde onu düzeltme girişimi yoktur.
 Terapist ona sınıfta kalmayı sevmenin ya da yaşını hatalı sunmanın iyi
olmadığını göstermedi.
 Richard’ın söz ettiği devin kimliğine burnunu sokma girişimi yoktu.
 Terapist Richard’ın yolu göstermesine izin vermiş, elinden geldiğinin en iyisiyle
çocuğu izlemiştir.
 Ona sempati ve destek önermedi. Duygularını terapi ortamının tamamen
dışında tuttu.
Jack Vakası

Altı yaşında bir erkek çocuğu oyun terapisi için kliniğe abartılmış korku ve
kaygı duyguları nedeniyle getirilmişti.
Oyuncak evinde, oyuncak bebek ailesi ile oynadı. Erkek bebeği evden dışarı
çıkararak terapiste şöyle söyledi: ‘O, erkek çocuğu bataklığın olduğu yere gönderir.
Çocuk korkmuştur. Ağlar ve annesine korktuğunu söyler, ama annesi gene de
gönderir. İşte bak! Şimdi bataklığa batıyor, batıyor’ Oldukça fazla derecede korku ve
kaygı gösteren çocuk, bebeği kuma gömer. Çocuk kesinlikle korkusunu, güvensizlik
duygusunu ve anlayıştan yoksun oluşunu oyunlaştırmaktadır.

Terapist bu duruma nasıl tepkide bulunmalıdır?

Görünüşe göre, çocuk oyununda sorunun en temel unsurunu göstermektedir.


Eğer terapist çocuğu izlerse, ‘Çocuk evden dışarı gönderildi ve korkuyor. Dışarıda
bataklık var. Çocuk ağlıyor ve annesine korktuğunu söylüyor. Ama onu gene de
gönderiyor. Çocuk da kuma gömülüyor’ diyecektir. Çocuk bir ‘erkek çocuk’ hakkında
konuşmaktadır, dolayısıyla terapist de ‘erkek çocuk’ hakkında konuşur. Görünüşe
göre çocuğun sözcüklerini ona geri söylemektedir.

Eğer ‘Korkmuştun. Annen korkularına önem vermiyor, bu da seni daha çok


korkutuyor’ deseydi, çocuğun önüne geçecek ve sözlerini yorumlayacaktı. Belki
yorumlama doğru olabilir, ancak çocuk hazır olmadan onu bir şeylere sokma
tehlikesini içerir.

Eğer çocuk ‘Ben de korkuyorum. Ağlıyorum, ama annem gene de istediğini


yaptırıyor’ derse, bu durum doğrudan bir tepkiye hazır olduğunu gösterir:
‘Korkuyorsun’ vb. Oyuncak bebeği aracı olarak kullanmanın gerekliliğini
duyumsadıkça, terapistin de onu kullanması gerekir.

Terapist ifade edilen duyguyu yakaladığında ve onu tanıdığında, çocuk o


noktadan ilerler. Terapist, çocuğun iç görü kazandığını gerçekten görebilir.
Bazen çocuğun söyledikleri ve oyunu çelişkili gibi görünebilir. Bu durum
Jack’in vakasında şöyle ortaya çıkmıştır: Jack yetimhanede yaşıyordu. Annesi ile
babaşı boşanmışlar, sonra her ikişi de yeniden başkalarıyla evlenmişlerdi. Babaşı
Jack’in abisinin bakımını üstlenmişti. Jack bu duruma,özellikle kendisiyle beraber
oyuncaklarını ve sıklıkla söylediği gibi ‘silahını’ eve getirmeye izin verilmeyişi
gerçeğine çok kızgındı.

Bir gün Jack bir ziyaret için eve gitti. Bu ziyareti uzun zamandır planlıyordu.
Oyuncaklarını almayı istiyordu. Ev ziyaretinden önce beş haftadır oyun terapisi
seanslarına geliyordu. Bu geri döndüğü ilk gündü. Jack sırıtarak oyun odasına geldi.

Jack: Şey, eve gittim. ( Boya masasına oturdu ve temiz bir kağıdı kendine
doğru çekti. Boya kutusunu açtı ve hala mutlulukla sırıtarak boyamaya başladı.)
Babamı ve abimi gördüm. Beni neden görmeye gelmediklerini biliyor musun?
Terapist: Hayır.
Jack: Çünkü onları görmenin beni üzeceğini düşünmüşler, beni burada
bırakmaları gerekecekti. Babam böyle söyledi. Beni pikniğe götürdüler, dondurma ve
şeker yedik, bot gezisine çıktık. Babama oyuncaklarımı geri getirmek istediğimi
söyledim. Silahımı sordum. Bir günlüğüne şehir dışına da gittik. (Jack hep eve geri
dönüş ziyaretinin hikayesiyle ilgiliydi. Kağıdın tam ortasında küçük yeşil bir noktayı
boyuyordu. Yeşil yerin etrafında büyüyerek genişleyen bir siyahlık oluşuyordu.
Sonunda kağıt siyah boyayla kaplandı.) Evet, eve gittim, tamam. Ama oyuncaklarımı
alamadım. Üstelik kardeşim silahımı kırmış. Kendine ait bir sürü oyuncağı var. Her
zaman eğleniyor. Orada kalıyor.
Terapist: Eve gittin, ama ziyaretin seni hayal kırıklığına uğrattı. (Bu ifade bir
yorumdur. Terapist Jack’in söylediklerinden bir sonuca varmaktadır.) İstediğin
oyuncakları alamadın. Kardeşin de silahını kırmış.
Jack: Evet. (Masadan kalkar, rafların olduğu yere gider ve biberonu alır. Onu masaya
getirir ve terapistin karşısına oturur.) Ona bir veya iki şey söyledim. Oyuncaklarımı
istediğimi anlattım. (Neredeyse ağlayacak gibidir. Terapiste bakar) Ben bebeğim.
(biberonu emer.)
Terapist: Sen şimdi bir bebeksin. Eve gittiğinde sana çok iyi davrandıklarını
düşünmüyorsun. (Bu da çocuğun ifade ettiklerinin ötesine giden bir yorumdur.
Gerçekte bunlar terapistin ev ortamı hakkında duyumsadıklarıdır. Ancak bu durum
Jack’in kabul edilebileceği duygulara yakındır.)

(Jack ağzını suyla doldurur. Öne eğilir ve suyu tükürür.)


Jack: Bak, evime tükürdüm.
Terapist: Evine tükürdün.
(Jack biberonun ucunu aniden çeker, ağzını tekrar doldurur ve bir kez daha yere
tükürür)
Jack: Kardeşime tükürdüm. Babama tükürdüm. Tam yüzlerine tükürdüm. Bana
oyuncaklarımı vermeyeceklerdi. Benim silahımı kırmış. Onlara göstereceğim, onlara
tüküreceğim. ( Tekrar tekrar ağzını suyla doldurur ve yere tükürür.)
Terapist: Babana ve kardeşine çok kızgınsın. Sana davranışlarından dolayı tam
yüzlerinin ortasına tükürmek istiyorsun.
Jack: Silahımı kırdılar. (Çeşmeye giderek biberonu tekrar doldurur. Babaşına ve
kardeşine tükürmeye devam eder.) Evin arkasına yeni bir halı almışlar. Bak şimdi
halıya tüküreceğim. Onu ıslatacağım. Onu mahvedeceğim. Kardeşimin yeni giysisini
de... Yeni giysisine tüküreceğim ve onu mahvedeceğim.
Terapist: Yeni halıyı ve giysiyi mahvedeceksin. Hatta babanla kardeşini de
mahvedeceksin.
Jack (şiddetle): Babamdan nefret ediyorum, kardeşimden nefret ediyorum!
Terapist: Babandan nefret ediyorsun. Kardeşinden nefret ediyorsun.

(Jack terapistin karşısına oturur, aniden çok sakinleşir. Sesini alçaltır. Biberonun
başını tekrar şişeye takar ve gene emmeye başlar.)

Jack: Eve gittiğimde orada ne kadar kalacağımı bilmiyordum. Yanıma yeteri kadar
giysi almamıştım. Planladığımdan daha uzun süre kaldım. Bunu asla bilemezdim.
Bana söylememişlerdi.
Terapist: Ne bekleyeceğini asla bilemezsin. Ne kadar kalacağını sana söylemedikleri
sürece plan yapamazsın. Sana söylemedikleri için yeterli giysin yoktu.
Jack (gider ve oyuncak babayı alır. Başını masaya vurur.) : Bu senin için! İşte! İşte!
Terapist: Onu döveceksin.
Jack (oyuncak babanın başını bükmeye başlayarak): Eğer kafası koparsa
gülerim.(Güler)
Terapist: Eğer başı koparsa bundan hoşlanacaksın.
Jack: Şimdi işi görülecek. Tüm oyuncakları erkek kardeşime verdi. Onları buraya
getirmeme izin vermedi. Silahımı kırdı.
Terapist: Sana iyi davrandığını düşünmüyorsun. Oyuncaklarını aldı ve kardeşine
verdi. Onları geri istiyorsun, silahını da istiyorsun.
Jack (oyuncak babayı odanın diğer tarafına atarak): Giymek için yeteri kadar giysi
almadım ve kirlenenleri giymek zorunda kaldım. Oyuncaklarımı da geri getiremedim.
Terapist: Kirli giysileri giymek zorunda kaldın ve istediğini elde edemedin.
Jack: Pis sahtekarlar!
Terapist: Senin olduğunu düşündüğün şeyleri alarak seni kandırdı.
Jack (küçük bir kil topu alarak): Bu kili alabilir miyim?
Terapist: onu almak istiyorsun ama sana veremem. Görüyorsun, o bu odaya ait.
Buraya geldiğinde kullanabilirsin, ancak oyun odasından dışarı çıkaramazsın.
Jack: Ama istiyorum.
Terapist: İstediğini biliyorum. Ancak onu alamazsın. Her çocuk buradan bir şey
almak ister. Eğer onlara izin verseydik, buraya geldiğinde oynaman için sana bir şey
kalmazdı.
Jack: O zaman bir daha gelemez miydik?
Terapist: Gelebilirdin, ama oynayacak bir şey olmazdı.
Jack (biberonu terapiste doğru iterek): Bunu benim için doldur. (Terapist doldurur.
Jack’in kendisine bakmadığını düşündüğü bir anda cebine bir parça kil attığını görür.
Ona şişeyi verir. Jack gene şişeden içer) Buradan çok hızlı akmıyor. Bir iğne var
mıydı?
Terapist: İğne yok.
(Jack kendisine neredeyse dört beden büyük gelen pantalonunu tutan çengelli iğneyi
çıkarır. Pantalonu iğneyi çıkardığında düşecek gibi olur. Biberonun başına iğneyi
batırarak onu genişletir. Sonra pantalonuna iğrenerek bakar)
Jack (kızgınlıkla): Şu giysilere bak! Benim için çok büyükler. Keşke bana uyan
giysiler alsalardı.
Terapist: Böyle rahatsız giysiler giymekten hoşlanmıyorsun.
Jack: Bana bu kilden bir parça verir misin?
Terapist: Jack, sana kili vermemi istediğini biliyorum. Eğer verirsem senin için çok
anlamlı olacağını da biliyorum. Kendi oyuncaklarını ve silahını almak istedin ama
alamadın. Şimdi sana kili vermemi istiyorsun. Ben sana onu veremem çünkü burada
kalması gerek. (Bu ifade tamamen terapistin yorumudur. Bu noktada dahil edilecek iyi
bir ifade değildir. Çocuğun basit kil isteğinin ötesine gitmektedir)
Jack (üzgünce): Kimse bana bir şey vermez. ( Bu sözler terapistin söylediklerinin
yansıtılmasıdır)
Terapist: Bu durum seni mutsuz ediyor. (Bu ifade çocuğun ses tonuna ve yüz
ifadesine dayanmaktadır)
Jack: Ama eğer eşyaları verseydin buraya gelemezdik. (Kil topunu cebinden
çıkararak masanın üzerine koyar) Buraya gelebilirdik ama oynayacak bir şey
olmazdı.
Terapist: Bu doğru.
Jack: Kili geri verdim. Gördün mü? Aldığım parça işte burada.
Terapist: Kili istedin, onu aldın ama saklamadın. Hepsini geri koyduğunu görmemi
istedin.
Jack (cebini ters yüz ederek): Gördün mü? Evet, hepsini geri koydum.( Çengelli
iğneyi pantalonuna gene tutturmaya çalışır, ama yapamaz. Sonunda iğneyi doğrudan
iter ve iğne ona batar. Jack küfreder)
Terapist: İğneyle sorun mu yaşıyorsun?
Jack: Takamıyorum.
Terapist: Sana yardım etmememi ister misin?
Jack: Keşke etseydin. Keşke üzerime uyan giysiler verselerdi.
Terapist: Sana büyük gelen giysilerden hoşlanmıyorsun.
Jack (eşduyumla): Kesinlikle hoşlanmıyorum. (Çeşmenin yanına giderek biberonu
boşaltır. Sonra geri gelir ve daima odanın köşesinde duran bezi alarak yeri siler.)
Bugün bayağı dağınıklık yaptım değil mi?
Terapist: Bugün dağınıklık yaptığını düşünüyorsun. (Jack oyun odasını temizler)
Oscar Vaka’sı

Oscar terapiye annesi tarafından getirilmişti. Babası, Oscar iki yaşındayken


öldürülmüştü. Babası öldürüldüğü gün kötü bir kızamığa yakalanmıştı ve şehir
dışındaki bir akrabaya gönderilmişti. Annesi sinir krizi geçirmiş ve üç ay hastanede
kalmıştı. Sonunda, özel asistanlık görevine dönecek kadar sağlığı yerine geldiğinde,
Oscar’ı eve geri getirmiş ve ona bakması için bir yardımcı tutmuştu. Söz konusu
yardımcı tatmin edici değildi. Gelen başkaları da oldu ve şaşırtıcı derecede kısa
aralıklarla ayrıldılar. Oscar’ın hiçbir güven duygusu oluşamadı. Yardımcılardan
bazıları ona kötü davrandılar. Oscar, hayal edilebilecek en uyumsuz çocuk haline
geldi. Saldırgan, kavgacı, olumsuz, güvensiz, küstah ve bağımlı bir çocuk oldu. Adeta
çatışan duyguların bir başyapıtıydı. Annesi onu kararsız ve sinirli bir halde psikoloğa
getirdi. Aşağıda ilk görüşmeden bir alıntı vardır.

Anne: Bu Oscar. Onunla ne yapacağınızı ancak Tanrı bilir. Ama işte burada.
Terapist: Benimle oyun odasına gelmek ister miydin?
Oscar: HAYIR! Canın cehenneme! (Bağırır.)
Anne: (o da bağırarak) Oscar! Şimdi kibar olacaksın. Kes şu saçmalığı!
Oscar: (eskisinden de yüksek sesle) Hayır, hayır, hayır!
Anne: Peki. Seni buraya niçin getirdiğimi düşünüyorsun? Gıcıklık olsun diye
mi?
Oscar: (sızlanarak): İstemiyorum!

 Yeni başlayan bir terapist bu noktada kendine sorar: ‘Şimdi ne olacak?’


 Onu oyun odasına getirmek için kandıracak mıyız?
 ‘Oyun odasında çok güzel oyuncaklarımız var. Benimle gelirsen ben de
sana oynayacak ne var gösteririm.’
 Bu yaklaşım Oscar’ı olduğu gibi kabul etmemektedir.
 Oscar gelmek istememektedir.
 Terapist, sesinde farkedilir bir üzüntü ile ‘Annen bu kadar yoldan seni
getiriyor ve sen benimle oyun odasına gelmek istemiyorsun’ mu
demelidir?
 Bu durum duygunun yansıtılmasıdır ancak içinde ince bir kınama da
barındırmaktadır. ‘Sen kaba, küçük bir nankörsün’ imasını da
taşımaktadır. Eğer terapist sadece Oscar’ın duygusunu yansıtmak
isterse ne söylemelidir?
 ‘Benimle gelmek istemiyorsun’ Terapist bunu da dener.

Terapist: Benimle gelmek istemiyorsun.


Oscar: Hayır! (Terapiste surat asar ve yumruklarını sıkar) Canın cehenneme!
Anne: Eğer oraya gitmezsen seni sonsuza dek burada bırakırım.
Oscar: (annesine yanaşarak sızlanır) Beni bırakma, beni bırakma. (Haykırarak
ağlar.)
Terapist: Oscar, annesi onu burada bırakmakla tehdit edince korktu.
(Bu durum Oscar’ın duygularının tanınmasıdır. Ancak öfkelenen annenin de
kınanmasıdır)

Anne: Bir şeyler yapmalıyım. Tanrıya karşı dürüst olmam gerekirse Oscar,
eğer susup bu hanımla gitmezsen seni bırakırım ya da seni veririm!
Oscar: Beni bekler misin? (acıklı bir halde) Geri döndüğümde burada
olacaksın.
Anne: Eğer böyle davranırsan tabii ki olacağım.
Oscar: ( adeta ölü gibi yapıştığı annesini eteğinden terapistin tarafına geçer)
Bekleyecek misin?
Terapist: Annenin seni bekleyeceğine dair söz vermesini istiyorsun.
Oscar: Söz verir misin?
Anne: Söz veriyorum.

(Terapist ve Oscar oyun odasına girerler. Terapist kapıyı kapatmaya yeltenir)

Oscar: (bağırarak) Kapıyı kapatma, kapıyı kapatma! (Gözyaşları


yanaklarından süzülür)
Terapist: Kapıyı kapatmamı istemiyorsun. Eğer kapıyı kapatırsak burada
benimle kalacağından korkuyorsun.
 Bu durum, Oscar’ın duygusunun tanınmasıdır. Şaşırarak bakar ve sonra
başını sallar.
 Şimdi ne olacaktır? Terapist çocuğun duygusunu tanıdıktan sonra bunu
göz ardı edecek ve ‘Ama biz içeri girince kapıyı kapatacağız’ mı diyecek
ve kendini bunun değerli bir sınırlama olduğuna mı inandıracaktır?
 Bunu yapmak hangi amaca hizmet edecektir? Duyguları tanıyacağımıza
fakat görmezden geleceğimize mi işaret edecektir?
 Terapist Oscar’ın kapalı kapı korkusu ve diğer korkuları ile olduğu gibi
kabul etmekte midir?
 Çocuğa, seçim yapmasına ve yolu açmasına izin vererek ne demek
istediğini göstermekte midir?
 Oscar’a gerçek duygularını ifade etmesi için izin verici bir ortam
oluşturmakta mıdır? Çocuğa karşı derin bir saygı duymakta mıdır?
 Terapist eğer kapıyı kapatırsa tüm bu ilkelerden uzaklaşacak gibidir. O
zaman ne söyleyecektir?

Terapist: Kapıyı kapatmamı istemiyorsun, Eğer kapatırsam benimle burada


kalmaktan korkuyorsun. Peki. Kapıyı açık bırakacağız. Kapıyı sen hazır hissettiğinde
kapatırsın.

(Bu durum sorumluluğu Oscar’a bırakmaktadır. Seçim yapmak ona


kalmıştır. Oscar oyun odasına bakar. Çekinliğini atar atmaz saldırganlaşmaya
başlar.)

Oscar: Buradaki her şeyi kıracağım.

Bu durumda kısıtlamalar (sınır koyma meselesi) ne olmalıdır? Terapist,


‘Burada oyuncaklarla istediğin şekilde oynayabilirsin ancak onları kıramazsın’
veya ‘Diğer çocuklar da bu oyuncaklarla oynuyor, bu yüzden onları kıramazsın’
mı demelidir? Bu yanıtlar Oscar’ın ifade ettiği duygunun yanıtları değildir. Söz
konusu yanıtlar, içeriğin ötesini duyumsamaktan çok, içeriği yanıtlamanın
tuzağına yenik düşmektir.
Terapist: Şimdi kendini güçlü hissediyorsun.
Oscar: (terapiste ters ters bakar) Seni de mahvedeceğim.
Terapist: Kendini hala güçlü hissediyorsun.
Oscar: Ben...(aniden güler). Ben... (Oyun odasında gezer ve oyuncak telefonu
alır) Bu nedir?

Bu soru terapist için başka bir davettir. Terapist, ‘Onun ne olduğunu


merak ediyorsun’ veya ‘O bir telefon’ mu diyecektir? Bu durumda baskı
yapmaktan çok, basit bir soruyu yanıtlamanın seansın ilerlemesi için daha
yardımı olacağı görülür.

Terapist: O oyuncak bir telefon.


Oscar: Onu da kıracağım.
Terapist: Telefonu da kırmak istiyorsun.
Oscar: (küçük bir melek gibi gülümseyerek) Evet, insanlara ve eşyalara zarar
vermeyi severim.
Terapist: İnsanları incitmeyi ve insanları kırmayı seviyorsun.
Oscar: (sakince) Evet. Aaa bak. Tabaklar var. Evle oynayacağım. (Masayı
kurmaya başlar, sonra telefonu alır ve telefonda konuşur) Merhaba, sen misin Mary?
Evdeyim, akşam yemeğindeyim. ( terapiste) Akşam yemeğindeyim değil mi?
Terapist: Akşam yemeğindesin.
Oscar: (telefona dönerek) Evet, akşam yemeğindeyim. Neyimiz mi var?
(sesinin tonuna bakılırsa Mary ona soru sormakta o da soruyu tekrar etmektedir.
Terapiste döner) Neyimiz var?
Terapist: Sana akşam yemeğinde nelerimiz olduğunu anlatmamı mı
istiyorsun?
Oscar: Evet, çabuk söyle.

Terapist çabucak bir menü mü söylemelidir? Yoksa ‘Sen ne istedin?’


veya ‘Benim söylememi istiyorsun değil mi?’ mi demelidir? Bir menü söylemek
oyunu daha uygun devam ettirecek gibi gözükmektedir. Terapist çabucak bazı
yiyecek isimleri sayar. Oscar, sayılanları telefonda kelime kelime tekrar eder.
Oscar: Ne? Burada bir oyuncak bebek evinin olup olmadığını öğrenmek mi
istiyorsun? (terapiste döner) Oyuncak bebek evimiz var mı?

(Oyuncak bebek evi oldukça görünürdür)

Terapist: Oyuncak bebek evimiz var.


Oscar: Hiç oyuncak askerimiz var mı?
(Oscar, oyuncak askerlerimiz var diyen terapiste dönerek bunu tekrar eder)

Oscar, odadaki tüm oyuncakların dökümünü yapmaya devam eder.


Terapist her soruya yanıt verir. Oscar ne yapmaya çalışmaktadır? Elbette
sorularının yanıtlarını bilmektedir. Odadakileri önceden gördüyse, neden
terapiste sormaya devam etmektedir? Oscar terapistle başka ne şekilde
yakınlık kurabilirdi? Görünen kadarıyla yapmaya çalıştığı budur. Görünen her
şey hakkında soru sorduktan sonra telefonda şöyle der:
Bu hanımı öpüp öpmeyeceğimi mi bilmek istiyorsun? (Sonra terapiste
dönerek) Bayan, sizi öpecek miyim?

Terapist, terapiyi tıkayabilecek çok fazla duygulanım gösterilmesine


ilişkin uyarıyı hatırlar. ‘Beni öpmek istiyorsun’ mu demelidir? Yoksa izlediği
yolda devam mı etmelidir?
Terapist: Beni öpüp öpmeyeceğini bilmek istiyorsun?
Oscar (sırıtarak) Evet.

 Oscar gelir ve kibarca terapistin elini öper. Sonra, olasılıkla eski halini
düşünerek, telaşla çekici alır ve çivi tahtasına vurmaya başlar. Kapı hala
açıktır.
 Bu durumda terapist için diğer bir sınama bulunmaktadır. Kapı ne olacaktır?
Gürültü korkunçtur. Oscar vurmayla meşgulken terapist kapıyı kapatmalı
mıdır? Oscar’ın dikkatini kapıya çekip kapatması gerektiğini düşünüp
düşünmediğini mi sormalıdır? Küçük arkadaşına olan inancını korumalı ve
gürültüden rahatsız olan biri gelene ve Oscar’ı durdurana dek beklemeli midir?
 Söz konusu bu olayda görünürde kimse gürültüden rahatsız olmadı, kapıyı
kapatmak gerekmedi. Diğer yandan, eğer biri gelmiş olsaydı, Oscar’ı
gürültünün diğer insanları rahatsız ettiği, ya kapının kapatılması ya da
gürültünün sona erdirilmesi gerektiği konusunda uyarmak; seçimi ona
bırakmak ve bu noktada ifade edeceği tüm duyguları yansıtmak için hazır
olmak terapi için gerekli olacaktı. Ancak bu durum, terapi ortamının izin
vericiliğine getirilen sınırlamayı yaratacak bir gerçekliğin içeri alınması
olacaktı.
 İzleyen haftada, oyun odasına terapistle giren Oscar kapıyı gönüllü olarak
kapattı. Kapatmamış olsaydı, terapist Oscar’ın durumuna karar vermesi için
kendi hareketini yapmasını bekleyecekti. Söylemek gerekirse, bu durum bazı
şeylerin aceleye getirilmesiydi. Kapının gönüllü olarak kapatılması, ilişkinin
kurulmasında belli bir miktar gelişmeye işaret etmektedir. Bu durum, yeni bir
bağımsızlığa ve seçim yapabilme yeteneğine doğru Oscar tarafındaki
büyümenin göstergesi olduğu kadar, terapiste olan güvenin bir ifadesi olarak
da görünür.
Çocuğu Bütünüyle Kabul Etmek

Terapist çocuğu tamamen, olduğu gibi kabul etmelidir.

Jean kliniğe annesi tarafından getirilmiştir. On iki yaşında olan Jean ele avuca
sığmamaktadır. Annesine karşı hiç saygı göstermemekte, küçük erkek kardeşi ile
kavga etmekte ve okuldaki sınıfında bulunan diğer çocuklarla hiçbir şey
yapmamaktadır.

 Tanıştıktan sonra Jean terapist ile oyun odasına gider. Terapist ortamı sözel
olarak yapılandırmayı dener. ‘Jean, buradaki istediğin oyuncakla
neredeyse istediğin şekilde oynayabilirsin. Burada boyalar, kil, parmak
boyaları ve kuklalar var.’
 Terapist, kendine canı sıkıldığı belli bir bakışla bakan Jean’e gülümser ve
biraz bekler. Jean oturur ve taş gibi sessiz kalmayı sürdürür. Devam etme
konusunda endişelenen terapist tekrar konuşur. ‘İlk önce ne yapacağını
bilmiyor musun? Oyuncak bebek evinde bir oyuncak bebek ailesi var.
Bebeklerle oynamak ister misin?’

 Jean olumsuzca başını sallar. Terapist avını izlemeye devam eder. ‘Oyuncak
bebeklerle oynamayı sevmiyorsun. Burada oynamaktan hoşlanacağın bir
şey görmüyor musun? Buradaki her şeyle istediğin gibi oynayabilirsin.’

 Jean buz gibi sessizliğini hala sürdürmektedir. Sonra terapist şöyle devam
eder: ‘Oynamak istemiyorsun. Sadece burada oturmak istiyorsun.’

 Jean aynı fikirdeymiş gibi başını salar. Terapist ‘Çok güzel’ der. O da oturur
ve ikisinin de üzerine sessizlik çöker. Ancak terapist gergindir. ‘Bunun yerine
konuşmak istemez miydin?’ diye umutla sorar. Jean ‘hayır’ der. Terapist
kalemini boş not defterinin üzerine hafifçe vurmaya başlar. Ayaklarını da vurur.
Jean’e biraz kızmış gibidir. Sessizlik çıldırtıcıdır. İkisinin arasında, Jean’in
kesinlikle farkında olduğu, sessiz bir savaş sürmektedir.
 Uzun bir sessizlikten sonra terapist şöyle der: ‘Jean burada neden
bulunduğunu biliyor musun?’ Jean ona bir bakış atar. ‘Annen seni buraya
getirdi. Böylelikle seni rahatsız eden sorunların için yardım alabilirsin.’
Jean bakışlarını kaçırır ve soğukça ‘Benim hiç sorunum yok diyerek yanıtlar.
Terapist ‘Bu saati istediğin gibi kullanabilirsin’ diye yorumda bulunur. Jean
somurtur, terapist de neredeyse somurtacaktır. Birkaç dakika geçer. Sonra:

Terapist: Bugün okula gittin mi?


Jean: Evet.
Terapist: Her şey yolunda gitti mi?
Jean: Evet. (Daha çok sessizlik)
Terapist: Jean, biliyorsun ki sana yardım etmek için buradayım. Beni
arkadaşın olarak düşünmeni istiyorum. Keşke bana seni neyin rahatsız ettiğini
anlatsaydın.
Jean (iç geçirerek): Beni rahatsız eden bir şey yok!

Terapinin tıkandığına hiç şüphe yoktur. İlişki kurulamamıştır. Jean,


terapistin onu kabul etmediğinin de belirgin şekilde farkındadır. Jean,
annesinin kötü sona karşı koyması için onu değiştirme girişimlerine yeteri
kadar kızgındır. Bu koşullar altında terapist ne yapabilirdi?

Bazen terapist, eğer kil hamurunu eline alıp özendirici bir şekilde yuvarlamaya
başlarsa, bunun yaratıcı bir faaliyet olabileceğini duyumsar. Sonra, belki şöyle
diyebilirdi: ‘Sen de böyle yapmak ister miydin?’ Terapist bu koşular altında
çocuğun hafifçe katılımını sağlayabilirdi. Ancak terapinin söz konusu hafifçe dirençli
aşamada ilerleyip ilerlemeyeceği şüphelidir.

 Söz konusu vakada, terapist terapi saatindeki faaliyetleri denetleme


girişiminde bulunmuştur.
 Kızın bir şeyler yapması terapiste önemli gibi görünmüştür. Teklif edici
davranmıştır. Akışı itmeye çalışmıştır. ‘İlk önce ne yapmak istediğini
bilmiyor musun?’ demesi, Jean’in katılımının olmamasına bir eleştiri gibi
gözükmektedir.
 Sonra, ‘Oynamak istemiyorsun. Sadece oturmak istiyorsun’ dediğinde
Jean’in duygularını tanımlamıştır. Ancak terapist bu durumu kabul
edememiştir.
 Daha fazlası için zorlamıştır.
o ‘Bunun yerine konuşmak ister miydin?’. ‘
o Hayır’.
Bu durum da kabul edilmemiştir. Hele o ayakların ve kalemin sabırsızca
vurulması…
 Sonra terapist, terapi ortamına tehditkar bir unsur sokarak bağışlanamaz bir
hatada bulunmuştur.
o ‘Burada neden olduğunu biliyor musun?’
Başka bir deyişle ‘Kendin için bir şeyler yapmaya başlasan iyi olur. Senine
ilgili yanlış giden bir şeyler olmalı, yoksa burada olmazdın’ demek
istemiştir.
 Hatta, Jean sorunu olduğunu inkar etse de terapist ‘sorun’ sözcüğüne
sürüklenmiştir. Ancak Jean’ın inkarını kabul etmemiştir. ‘Keşke seni neyin
rahatsız ettiğini bana anlatsaydın. Bu saati istediğin gibi kullanabilirsin’
demektedir. Jean ise terapi saatini direnç ve sessizlik içinde kullanmayı
sürdürür.
 Tutarsız terapist tekrar didiklemeye başlar. ‘Bugün okula gittin mi?’ Sonra ‘Beni
arkadaşın olarak düşünmeni istiyorum’ diyerek duruma tuz biber ekmiştir. Bu
sözler de durumu toparlayamamıştır.
 Terapist ne tutarlıdır, ne kabul edicidir ne de terapötiktir.

 Terapistin, kızı daha kurnazca yollarla katılıma çekmeye çalışan alternatif


önerileri de eşit derecede kabullenici değildir.
 Eğer Jean klinik dışında da kabullenilmek için kavga veriyorsa, neden burada
da devam etmek zorundadır?
 Eğer çocuğun konuşmak veya oynamak istemediği açıkça belliyse, sessizce
oturmasına izin verecek derecede kabul edici olunmalıdır.
 Oyun odasında istediği oyuncakla oynayabileceği ve terapi saatini istediği gibi
kullanabileceğini çocuğa açıklandıktan sonra, kabul edici bir terapist çocukla
beraber ilerler.
 Eğer terapi saati sessizlikle geçecekse, o şekilde geçer.

Giriş açıklamasında çocuğa, oynayıp oynamamanın veya konuşup


konuşmamanın onun ayrıcalığı olduğu, bir kere kararını verdiyse terapistin buna
uyacağını söylemek iyi olacak gibi görünmektedir.

Terapist çocuğun ifade edeceği duyguları yansıtmak için tetikte


olmalıdır.
Çocuğa Karşı Saygıyı Sürdürme

Terapist, eğer olanak verilirse, çocuğun kendi sorunlarını çözme yeteneğine saygı duyar.
Seçim yapma ve değişim oluşturma sorumluluğu çocuğa aittir.

Bill Vakası (8 yaş)

Anne bebeği alır ve baş aşağı çevirir. Bebeğin giysilerini çıkarır. Davranışlarına yönelik herhangi bir
kısıtlama yoktur. Sadece ‘Onun giysilerini çıkarmak istiyorsun’ ifadesi yer alır. Kesinlikle çok etkili bir
ifade değildir, ama hala Bill’in yaptığı ile aynı çizgidedir.

Bill: Onu döveceğim. (Büyük bir küp alır ve bebeği dövmeye başlar.)
Terapist: Onu dövermiş gibi hissediyorsun.
Bill: Şimdi onu kuma gömeceğim. Boğulacak.
Terapist: Şimdi onu kumda boğacaksın.
Bill: Hiç kimse onu bir daha görmeyecek. (Bebeği kumda derine gömer.)
Terapist: Ondan kurtuldun. Bir daha kimse onu görmeyecek.

(Bill rafın yanına gider. Bir biberon alır ve ağzına dayar. Terapiste bu durumu nasıl karşılayacağını
görmek için bir bakış atar.)

Terapist: Biberondan içmek istiyorsun.


Bill: Ben bebeğim.
Terapist: Sen şimdi bebeksin. (Bill şişeden mutlulukla emer.)
Bill: Bu eğlenceli.
Terapist: Bazen bebek olmak eğlencelidir.

 Bill, lıkırdayarak, agulayarak ve biberonu emerek yere uzanır.


 Sekiz yaşında olması burada ne fark eder ki? Şimdi bir bebektir.
 Terapist, bebek oyunundan sıkıldığını gösteren bir şey yapmamaktadır.
 Şişeden içerek yerde yatar ve yirmi dakika boyunca bebek olarak kalır. Bebek olmak istediği
sürece terapistin kendisini izleyeceğini bilmektedir.
 Bu deneyimi, ilişkide güvenli ve rahatlamış olarak yaşamaktadır.
 Bir bebek gibi emmesi veya kana susamış genç bir adam olması orada fark etmez, tamamen
kabul edilmiştir.
 Biberondan emme ve bebek olma isteğini tatmin ettikten sonra, biberonun başını çıkarır ve
suyu kalanını içer.

Bill: Şimdi de bira içiyorum, gördün mü? Tıpkı babam gibi…


Terapist: Artık bebek değilsin. Büyüdün. (Bu ifade de bir yorumdur)
Bill: Evet! (Biberonu bir kenara bırakır. Seçimini yapmıştır. Büyümek, bebek olmaktan daha
eğlencelidir.)

(Bill silahı kullanır ve askerleri bir savaş için dizer. Saldırganlığı dışa vurmaktadır. Askerleri
birer birer öldürür. Tüm bölükler alaşağı olur. Bill bağırır ve kanlı katile küfreder. Terapist onun
duygularını yansıtmaya devam etmektedir.)

Bill (bağırarak): Sizi gidi pislikler! Niye söylediğimi yapmıyorsunuz? Sizi öldüreceğim, hepinizi
öldüreceğim! (Söylediğini yapar)
Terapist: Söylediklerini yapmayacaklardı, o yüzden hepsini öldürdün.
Bill: Bu taş uçak bombası kalan çadırları da parçalayacak. Ama sadece seyret. Bu adam kaçacak.
Gördün mü? Ben buradayım. Sessizce buraya gireceğim.
Terapist: Uçak bombası onların çadırını parçalayacak. Ama sen güvenle uzaklaşacaksın. Sana bir şey
olmayacak.
Bill: O buraya doğru süzülecek. Çocuk korkmuş mu? Titremesine bir bak! Onu öldüreceklerini
düşünüyor.
Terapist: Korkuyor.
Bill: Sonra buraya geliyorlar, yanı düşmanlar. İçeri süzülüp neredeyse onu öldürüyorlar. Ama sonra
çocuk dönüyor ve düşmanlar da avucunu yalıyor.
Terapist: Neredeyse onu ele geçiriyorlardı, ama kendini kurtarmak için tam zamanında döndü.
Bill (bağırarak): Anne diye bağırıyor.
Terapist: Annesini çağırıyor, çünkü korkmuş.
Bill (bağırarak): Annesi dışarı çıktığında, onu öldürür.
Terapist: Annesi dışarı çıktığında çocuk onu öldürüyor.
Bill: Evet, çocuğun ona söylediğini yapmayacaktı.
Terapist: Onu öldürdü çünkü kendisine söylediği şeyi yapmayacaktı.
Bill: Evet, ama sonra annesine ilk yardımı yapıyor, o da gene iyileşiyor.
Terapist: Annesini tekrar iyileştiriyor.
Bill: Sonra çocukla filme gidiyor ve ‘Kırmızı Korsan’ı izlerler. Sen hiç Kırmızı Korsanı izledin mi?
Terapist: Anne ve çocuk savaş sona erdikten sonra ‘Kırmızı Korsan’ı izlemeye gittiler.
Bill: Sen onu izledin mi?
Terapist: Hayır.
Bill: Süper biridir. Odamda Kırmızı Korsan kemeri olan bir çocuk var, çok tatlı…
Terapist: Kırmızı Korsan kemerlerini ve filmlerini seviyorsun.
Bill: Radyoda Kırmızı Korsan’ı dinledin mi?
Terapist: Korkarım hayır.
Bill: Süperdi. Kırmızı Korsan kemerlerinden almak için tek yapman gereken Hunchy Crunchy
gevreklerinin kutu kapaklarından on tane ve on sent göndermek. Sonra kemeri alıyorsun. Ben de
göndereceğim.
Terapist: Sen de deneyeceksin ve kemerlerden bir tane alacaksın.
Bill: Evet. Odamdaki çocuğun kemeri kahverengi ve etrafında parıltılar var. Tıpkı bunun gibi
görünüyor. (Masaya oturur ve renkli kalemlerle kemerin bir kopyasını çizer)

 Bill bebek olmaktan yetişkinliğe, oradan da tipik sekiz yaş çocuğuna geçerken, terapist de
onunla ilerler.
 Seçimleri yapan Bill’dir. Kendi içindeki değişimi kendisi meydana getirir.
 Terapist çocuğun kendi kendine yardım edebileceğine inanır, ona saygı duyar.

İlk Görüşme (Jerry vakası )

Jerry oyun odasındaki oyuncaklara gözlerini dikip baktı. Sonra oyuncakları almaya, onlara kısa
süre bakıp yere atmaya başladı. Mırıldandı, homurdandı ancak anlaşılır bir şey söylemedi. Askeri
kamyonu aldı, çok kısa bir süre gülümsedi ve onu yere attı. Oyuncak bebek ailesinin olduğu karton
kutuyu havaya kaldırdı. İçindekileri teker teker aldı ve yere bıraktı. Sonra küplerin olduğu kutunun
yanına gitti ve aynı hareketleri tekrarladı, küpleri amaçsızca yere saçtı. Tüm bu oyun süresince durgun
bir şekilde homurdandı ve mırıldandı. Hareketleri sinirli, aceleci ve uyumsuzdu. Oyuncaklar, onları
zayıf bir şekilde kavradığı için düşüyorlardı. Jerry onları tekrar almak için hiç çaba sarf etmiyordu.
Sonra çekici aldı ve ahşap çivilere vurmaya başladı, ancak çekici kontrol edemiyordu. Çekiçle çok kısa
bir süre onadıktan sonra onu bir kenara itti ve oyuncak çatal, bıçak, kaşıkları alarak hepsini yere saçtı.
Ardından küçük vagonu alarak odanın ortasına itti.
Oyunu sırasında Jerry her güldüğünde terapist ‘Jerry bunu yapmaktan hoşlandı’ veya ‘Jerry
bunun gülünç olduğunu düşünüyor’ dedi. Jerry arada bir kamyon veya oyuncak bebek alarak
terapiste doğru homurdanıyordu. Terapist de aldığı oyuncağın ismini söylüyordu. Jerry bu durumdan
son derece tatmin olmuş gibi görünüyordu. Hareketlerini söz konusu durum etrafında odaklamaya
başladı. Oyuncağı kaldırıyor, terapiste bakıyor, terapist ismini söylediğinde gülüyor, onu yere
bırakıyor ve başka birini alıyordu.

Jerry bir süre sonra her seferinde kamyonu almaya başladı. Terapist oyuncakların ismini,
özellikle de Jerry’nin aralıklarla eline aldığı kamyonu tekrarlamaya devam etti. Sonunda oyuncağı
kaldırdığında Jerry kendiliğinden ‘kamyon’ dedi. Çoğu kez gözlerini kapalı tutar gibi görünüyordu.
Oyuncaklarla gerçekten oynamak yerine onların arasında el yordamıyla aranır gibi duruyordu.

Jerry sonunda tekrar vagonun yanına giderek onu itti. Terapist onun hareketlerine ayak
uydurarak ‘Jerry vagonu itiyor’, ‘Jerry silahla ateş ediyor’, ‘Jerry kamyonları birbirine çarpıyor’ dedi.
Sonra Jerry bağırmaya başladı. Kamyonları birbirine daha sert vurmaya başlayarak, ‘kamyon
çarpması’ der gibi bağırdı.

Daha sonra binanın yanına bir itfaiye arabası yanaştı. Jerry uğraştığı şeyi anında keserek
sızlandı terapistin yanına koştu ve onun elini tuttu. Terapist ‘Jerry sesten korktu’ dedi. Jerry aniden
gülümsedi, oyuncak bebek evinin yanına gitti, içindeki tüm eşyaları aldı ve yere bıraktı. İçlerinden
telefonu seçti, onu kulağına yaklaştırdı, sonra yere attı, pencerenin yanına gidip dışarıya bakmaya
çalıştı, sonra tekrar kamyonu aldı. İtfaiye arabaşı, çıkardığı sesle beraber geri geldi. Jerry arabanın
daha önce geçtiği sefer gibi tepkide bulundu. Terapist tekrar ‘Jerry sesten korkuyor’ dedi.

Jerry daha sonra terapistin elini tutarak ona bir mesaj vermeye çalıştı. Eşduyumla ‘yap,yap’
dedi. Terapist, ‘benim bir şey yapmamı istiyorsun’ diye yanıtladı. Jerry elini daha güçlü çekerek
tekrarladı: ‘yap’. Terapistin ona ne söylediğini anlamış gibi görünüyordu. Sonunda terapist ayağa
kalktı, Jerry onu yerde duran oyuncak kutusuna götürdü. Terapistin elini alarak oyuncak kutusuna
koydu, sonra da eline bir oyuncak bıraktı ve onu kendi eline götürdü. Böylelikle terapistin oyuncakları
ona uzatması istediğini anlatmış oldu. Terapist de bu şekilde davrandı. Her seferinde bir oyuncağı ona
verdi, o da yere bıraktı. Jerry hala terapistin elini, sanki başka bir şey daha yapmasını ister gibi sıkıca
çekiyordu. Terapist oyuncakları ona uzatırken isimlerini de söylemeye başladı. Bu davranış Jerry’nin
istediği şeydi. Önce gülümsemeye, sonra da anlaşılmayan bir şekilde konuşmaya, gülmeye ve
bağırmaya başladı. Sonunda ‘kamyon’ diye haykırdı. Ardından oyuncaklarla kaplanmış yere oturarak
onları etrafa dağıttı, gülüyor ve bağırıyordu.
Terapi saatinin sonunda Jerry oyun odasından ayrılmak istemedi. Sızlanmaya başladı. ‘Hayır’
diye bağırdı. Ancak terapist kapıdan çıkmaya başlayınca, onunla beraber gitti.

İkinci Görüşme

Jerry ikinci görüşmede, ilkine göre daha korku dolu gibi görünüyordu. Sokaktan her tramvay
geçtiğinde sızlandı ve korku belirtileri gösterdi. Saatin sonunda annesi Jerry’nin o gün kliniğe gelirken
ilk defa tramvaya bindiğini söyledi. Jerry tramvayda o kadar korkmuştu ki annesi inmeleri
gerekeceğini düşünmüştü. Buna rağmen tramvaydan inmemiş, Jerry’nin tüm ağlama ve
sızlanmalarına rağmen kliniğe kadar tramvayda kalmaya devam etmişlerdi.

Jerry terapi saati boyunca korkusunu dışa vurmaya devam etti. Tahtadan yapılmış hayvanları
ve oyuncak bebekleri dışarı çıkarıp onları etrafa saçtı. Kazara oyuncaklardan biri Jerry onu kutudan
dışarı attığında dik şekilde yere düştü. Jerry ona bakarak gülmeye başladı. Terapist ‘Jerry oyuncağın
dik şekilde durmasından hoşlandı’ dedi. Sonra oyuncakların hepsini dik tutmak için çabaladı, bunu
başarması onu sevindiriyordu. Dik konuma getirdikten sonra, hepsini vurup devirdi. Oyuncak
bebeklerle ve hayvanlarla bu şekilde on dakika boyunca oynadı. Sonra her şeyi yere attığı eski muzip
oyununa geri döndü. Zamanın çoğunu bunu yaparak harcadı. Ardından boya bezlerini alarak parmak
boyalar için olan su kabının içine daldırdı. Yaklaşık beş dakika boyunca bezin suyunu sıkmaya devam
etti.

Tramvayın her geçişinde sızlandı ve ağladı. Terapist her seferinde ‘Jerry sesten korkuyor’ dedi.
Saatin sonunda, bir tramvay geçerken pencerenin yanına gitti, ancak sızlanıp ağlamadı. Yalnızca dışarı
bakmaya çalıştı. Terapist ‘tramvay’ dedi Jerry ise ‘araba’ diye yanıtladı.

Üçüncü Görüşme

Jerry’nin son ziyaretinden bu yana oyun odasına bir kum havuzu eklenmişti. Jerry doğrudan
onun yanına gitti. Terapist havuza tırmanmasına yardım etti. Üç dakika boyunca avuç dolusu kumu
etrafa atmaya devam etti. Sonra kum havuzundan dışarı çıkmayı denedi. Terapiste onu kaldırmasını
ister gibi homurdandı. Terapist ‘Jerry kum havuzundan çıkmak istiyor’ dedi. Jerry kendi başına
çıkmaya başladı. Terapist ona en az seviyede yardım etti.
Jerry oyuncak kutusunun etrafından dolaşarak oyuncakları dışarı çıkartmaya başladı.
Terapiste baktı ve homurdandı. Terapist gülümseyerek ‘Jerry oyuncakları kutudan çıkarmak istiyor’
dedi. Jerry arkasını ona döndü ve oyuncak kutusuna doğru baktı. Kamyonu dışarı çıkardı, terapiste
uzatarak ‘kamyon’ dedi.

Jerry sonra tahta bir inek çıkararak onu da terapiste uzattı. Terapistin oyuncakların ismini
tekrar söylemesini ister gibi görünüyordu. Bu yüzden bir kez daha alışılmış şeyler tekrarlandı. Sonra
Jerry bilerek kamyonu, tahta ineği ve oyuncak bebeği seçti. Birinin ardından diğerini aldı. Terapist ona
isimlerini söyledi. Sonra Jerry ‘kamyon’, ‘inek’ ve ‘çocuk’ dedi. Onlarla beraber odanın diğer tarafına,
tekrar kum havuzuna gitti. Tek başına tırmanarak (içine girdi) ve kumu etrafa saçmaya başladı. Kum
havuzunda yaklaşık beş dakika kaldı. Sonra tekrar, yardım almadan, dışarı tırnmandı.

Jerry tramvayın her geçişinde pencereye gitti, dışarı baktı ve homurdandı. Her seferinde
terapist gürültüden korktuğunu ona geri yansıttı. Sonra oyuncak bebeği aldı, onu kollarında salladı ve
yere bıraktı.

Jerry sıranın üzerine çıkarak mavi parmak boyasının durduğu kavanozu işaret etti. Terapist
kavanozu açtı ve kağıdın üzerine biraz mavi boya sürdü. Jerry eğilerek baktı. Terapist ‘Gördün mü?’
diye sordu. Ona boyayı nasıl dağıtacağını gösterdi. Jerry homurdanmaya başladı. Bunun üzerine
terapist ‘Jerry boyadan hoşlanmadı’ dedi. Gerçekten de hoşlanmamıştı. Masadan indi. Seans saatinin
ilerleyen dakikalarında geri gelerek boyaya tekrar baktı. Sonra terapistin yanına geldi, onu masaya
götürdü, ellerini tutarak parmak boyasına sürdü. Ardından hızlıca oradan ayrıldı. Tahta çivi setinin
yanına gidip birkaç zayıf çekiç darbeşi vurdu, birkaç küpü yere dağıttı, büyük bir bebeği ve biberonu
aldı. Biberonu bebeğin ağzına dayadı. Sonra bebeği yere bıraktı, biberonu oyuncak beğişe koydu ve
pencereden dışarı bakmayı denedi. Ardından kamyonu alarak yerde itmeye koyuldu.

Dördüncü Görüşme

Jerry kendi başına kum havuzuna girdi. Kumun içinde küçük bir kamyon buldu. On dakikayı
onu kumla doldurarak, etrafta iterek, boşaltarak ve sonra tekrar doldurarak geçirdi. On dakikalık
oyundan sonra kendi başına kum havuzundan çıktı, pencereye gitti ve dışarı baktı. Sonra birkaç
oyuncak asker alarak kum havuzuna geldi ve takrar içine girdi. Kumlar ayakkabılarına dolmuştu,
onları kuvvetlice çekti ve homurdandı. Terapist onun ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı.
Her tramvay geçişinde Jerry başını kaldırdı, ancak korku belirtisi göstermedi. Terapist her
seferinde ‘bir tramvay’ dedi. Jerry başını salladı. Terapi saatinin ortasına doğru, her geçişinde
‘tramvay’ demeye başladı.

Jerry aniden kum havuzundan çıktı, terapistin elini alarak onu kapıya götürdü. Terapist onunla
gitti. Jerry bekleme odasına giderek etrafa baktı. Terapist ‘Anneni mi arıyorsun’ diye sordu. O ise
dönü ve sendeleyerek oyun odasına yürüdü, tekrar kum havuzuna girdi.

Jerry tabakları ve kamyonu kuma gömmeye başladı, sonra terapistin elini alarak onları
bulması için hareket ettirdi. Terapist kazarak oyuncakları dışarı çıkardı. Jerry güldü ve iki kamyon aldı.
Onları birbiribe vurarak ‘kamyon’ ve ‘bang, bang’ diye bağırmaya başladı. Saatin sonunun geldiğini
belirten zil çaldı. Jerry aniden sıçradı, sonra da güldü.

Terapist ayakkabılarını ve çoraplarını giydirdi. Jerry bekleme odasına geri döndü.

Beşinci Görüşme

Jerry oyun odasına geldiğinde yere oturdu. Ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmayı denedi
ancak pek beceremedi. Terapist ona az da olsa yardım etti. Kum havuzuna girerek yarım saat boyunca
kumda tabaklar ve kamyonlarla oynadı. Sonra dışarı çıktı, büyük bebeği aldı, onu bir battaniyeye
sardı, on dakika boyunca tuttu, sonra dikkatlice beşiğe yatırdı, tekrar kum havuzuna girdi ve geri
kalan yirmi dakika boyunca orada oynadı. Oyunu esnasında, her farklı bir oyuncak alışında terapist
‘Şimdi Jerry ördeklerle oynuyor’ veya ‘şimdi Jerry atlarla oynuyor’ dedi. Jerry isimleri tekrarlamak için
çaba harcıyordu, ‘ördekler’ ve ‘inek’ dedi.

Görüşme esnasında bir defa tramvay geçti. Jerry terapiste bakarak ‘tramvay’ dedi. Bu
görüşme boyunca hiç korku belirtisi göstermedi.

Saatin sonunda, Jerry ayakkabılarını ve çoraplarını alarak giymeyi denedi. Biraz yardımla
sonunda başarılı olabidi.

Altıncı Görüşme

Jerry oyun odasına geldiğinde yere oturdu, yardım almadan ayakkabılarını ve çoraplarını
çıkardı, sonra kum havuzuna girdi. Orada yaklaşık yarım saat boyunca oynadı. Ardından dışarı çıktı ve
bebeği aldı. Onu tutarak on dakika boyunca biberonla beşledi. Sonra çok dikkatli bir şekilde onu
beşiğe yatırdı . Uzun yapı bloklarını aldı ve oyuncak bebeğin üzerine yığdı. Oyuncak bebek evinin
yanına gitti. On dakikasını evdeki eşyaları dışarı çıkarıp masanın üzerine dizmekle geçirdi. Ev
boşaldığında eşyaları geri koydu, ancak aynı sırada değillerdi. Yaptığı sadece evi tekrar doldurmaktı.
Kum havuzuna geri döndü, içine girdi ve saatin geri kalanında orada oynadı.

Terapi saati boyunca ne tarmvayı ne de diğer sesleri fark etmiş gibiydi. Saatin sonunda yere
oyurarak yardım almadan çoraplarını giydi. Ayakkabılarını giyerken biraz yardıma gereksinin duydu
ancak kendi becerebimek için çaba harcadı.

Yedinci Görüşme

Jerry tüm saati kum havuzunda tabaklar, kamyonlar ve oyuncak hayvanlarla oynayarak
geçirdi. Saatin başında ayakkabılarını ve çoraplarını yardım almadan çıkardı. Saatin sonunda ise
çoraplarını kendi başına giydi. Ancak hala ayakkabılarını yardım almadan giyemiyordu.

Sekızinci Görüşme

Jerry ilk yarım saati oyuncak kutusundan çıkardığı hayvanlarla yerde oynayarak geçirdi. Onları
dizdi, etrafa itti. Oyununda belirgin bir düzen gösterdi. Sonra kum havuzuna girdi. Girmeden
ayakkabılarını ve çoraplarını hatırladı, yere oturdu ve kendi başına çıkardı. Bağcıklar yerine ayak
bileklerini bantlarla saran yeni bir ayakkabı giyiyordu. Bununla da kendi başına başa çıkabildi. Kum
havuzuna girerek favori oyuncakları olan hayvanlar, tabaklar ve kamyonlarla oynamaya başladı. Çoğu
zaman gülerek, saatin sonuna kadar orada kaldı. Saatin ortasında dışardan bir itfaiye arabaşı geçti.
Ancak Jerry ona hiç ilgi göstermedi. Gitme zamanı geldiğinde çoraplarını ve ayakkabılarını yardım
almadan giydi. Ayakkabı bantlarını bağlayamadı ama diğer zamanlarda yapabiliyordu.

İlk görüşmeden sonra anne, Jerry’de belirgin bir değişiklik olduğunu bildirdi. Sözsüz
iletişiminde daha atılgan hale gelmişti. Daha önceleri çok uysaldı, nereye bırakılırsa orada kalıyordu.
Hiçbir şey yapmadan annesinin adeta onu içinde tuttuğu bebek hapishanesinde amaçsızca
sürünüyordu. Şimdi ise oradan dışarı çıkmayı deniyordu. Annesi ona izin vermişti. Sonra, zaman
ilerledikçe başka gelişmeler de fark etti. Jerry konuşmayı deniyordu. Herkesin anlayabileceği birkaç
kelime söylemişti. ‘Kamyon’, ‘tramvay’, ‘ördek’ ve ‘inek’ diyebiliyordu. Annsi seçtiği yeni sözcükler için
ona gönüllü olmuştu. Jerry onları evde söylemek zorundaydı, çünkü annesinin terapi saatinde nelerle
oynadığını ve hangi sözcükleri söylediğini bilmesine olanak yoktu. Kendi başına ayakkabılarını ve
çoraplarını giyip çıkarmaya başladığında anne çok mutlu oldu. Ayrıca, evde daha iyi yemek yediğini de
belirtti. Etrafında olan bitenle artık daha ilgiliydi. Annesi Jerry’de oluşan en dikkat çekici özelliğin
dikkat süresinde artış olduğunu söyledi. Artık oyuncakları ile daha uzun süre, belli bir amaç
doğrultusunda oynayabiliyordu. Daha önceleri ise oyuncakları sadece alır ve yere atardı.

Jerry’de oluşan değişimler için elbette annesinin de tutumu göz önünde bulundurulmalıdır.
Jerry’nin terapi için geldiği her seferinde, annesi de yönlendirilmemiş danışmanlık almak için bir
psikoloğu görüyordu. Oğlu ile olan ilişkisindeki sorunlara dair belli bir içgörü kazanmıştı. Bu durum,
onun Jerry’e karşı olan tutum ve davranışları etkiledi. Bir seferinde, artık Jerry ile başa çıkmasının
daha zor olduğu, çünkü kendi aklını kullanmaya başladığı yorumunu yaptı. Ancak ona göre bu durum
iyiye işaretti ve değişimi hoşnutlukla karşılayacaktı.

Bu vakayı okuduğunuzda;
Jerry’de değişime neden olacak ne olmuştur?
 
ÇOCUKLAR İÇİN OYUN
TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ
EL KİTABI

• Oyun Terapisi Nedir?


• Oyun Terapisti Kimdir?
 

Ebeveynler için Notlar

Bu kitapçık, yaklaşık 4 ila 12 yaş aralığındaki, psikoterapi


düşünülmüş çocuklar için hazırlanmıştır. Kitabı çocuğunuz ile
birlikte okuyabilirsiniz. Çocuğunuz okuma-yazma bilmiyor ise
etkinlikleri yaparken sizin rehberliğinize ihtiyaç duyabilir.

Kitapçığın hazırlanmasının en önemli amacı çocukların (ve


ebeveynlerin) psikoterapi hakkındaki merak ettikleri sorulara
cevap bulmalarını sağlamak ve endişelerini gidermektir.

Bu kitapçıkta aşağıdaki soruların cevaplarını bulabilirsiniz.

Terapist kimdir?
Oyun terapisi nedir?
Bir seans sırasında neler olur?
Bir seansın ortalama süresi nedir?
Terapist çocuklara nasıl yardım edebilir?

Ayrıca;

• Çocuğunuzun muhtemel bir sorunu olabileceğini işaret eden


durumları tanımlayabilmek,
• Çocuk ve terapist arasındaki gizlilik ilkesi,
• Terapi odası ve terapide kullanılan malzemeler ile ilgili
bilgilere de ulaşabilirsiniz.
 

Biraz  sonra  anlatacağım  


hikayeler  sana  tanıdık  geliyor  
mu  bir  bakalım…
 

•  Berk  derslerde  söz  alıp  


konuşmaktan  çok  çekiniyor.  
Özellikle  öğretmenin  sorduğu  
sorulara  doğru  cevabı  
verememekten  korkuyor.  Bu  
nedenle  de  sınıfta  sessizce  bir  
köşede  oturmak  zorunda  kalıyor  ve  
Berk  kendisini  bu  yüzden  mutsuz  
hissediyor.  
 
•  Baran  okulda  oyun  oynarken  
arkadaşlarına  çok  çabuk  sinirleniyor.  
Arkadaşları  da  onu  artık  oyunlara  
almamaya  başladı.  Baran  kendisini  
yalnız  hissediyor.
 
 
 
 
 

•  Arya  evin  tek  çocuğuyken  bir  kardeşi  


oldu.  Bu  yüzden  anne  ve  babası  ile  artık  
eskisi  kadar  vakit  geçiremediğini  
düşünüyor.  Üstelik  oyuncaklarını  da  
kardeşiyle  paylaşması  gerekiyor.  Arya  
bunlardan  dolayı  kendini  mutsuz  
hissediyor.
 
 
 
 
•  Dilara  duygu  ve  düşüncelerinin  anne  ve  
babası  tarafından  hiç  anlaşılmadığını  
düşünüyor.  Ne  söylerse  söylesin  hep  
yanlış  anlaşılıyor.  Bu  yüzden  kendini  evde  
üzgün  ve  yalnız  hissediyor.  
 

Buraya  sen  de  kendi  hikayeni  yaz!    


 
                 
       -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
     -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐          
       -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
 
 
 
 
 
 
 

 
 
Peki  senin  kendi  hikayen  ile  ilgili  
duyguların  neler?  
Hikayen  ile  ilgili  hissettiğin  
duygularını  boya.  
 

 
İşte  bu  bahsettiğim  durumlardan  
herhangi  birine  sahip  olman  
güçlük  çektiğin  anlamına  gelebilir.  
 
Bazen  yaşadığın  bir  güçlük  
ağlamana,  ya  da  birine  vurmana,  
ya  da  sadece,  yalnız  kalmak  
istemene  neden  olabilir.  
 
Ama  arkadaşlarının  da    
seninle  benzer    
duyguları  yaşadığını    
biliyor  muydun?  
 
 
Aslında  yalnız  değilsin!
 

Bu  güçlükleri  neden  yaşadığını  


bilemiyor  olabilirsin,  bu  çok  
normal.  Bu  yüzden  de  yardıma  
ihtiyaç  duyabilirsin.  
 
Sana  bu  konular  ile  ilgili  
yardımcı  olacak  kişilere  
"çocuk  terapisti"  denir.  
 
Çocuk  terapistleri,  çocuklara  
güçlük  yaşadıkları  durumlarla  
ilgili  duygu,  düşünce  ve  
endişelerini  anlamaları  
konusunda  yardımcı  olurlar.
 

ÇOCUK  
TERAPİSTİNE  
GİTTİĞİNDE  SENİ  
NELER  BEKLİYOR  
OLACAK  
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İlk  olarak,  terapist  yaşadığın  
güçlüğü  anlamak  için  ailen  ile  
görüşecek.  Bazen  ilk  
görüşmeye  seni  de  davet  
edebilir.    
 
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İkinci  olarak,  ailen  seni  terapist  
ile  görüşmeye  götürecek.  
Bu  görüşme  terapistin  ile  ilk  
özel  görüşmen  olacak.
 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Daha  sonra  da  ailen  ve  terapist  
beraber  sana  yardımcı  olacak  
en  iyi  yolu  planlayacaklar.    
 
Artık  siz  bir  takımsınız!  
 

Genellikle  çocuklar,  terapist  ile  


haftada  bir  ya  da  iki  kez  
görüşürler.  
 
45  dakikalık  bu  zaman  sadece  
senin  ve  terapistin  için  ayrılmış  
özel  bir  zamandır.  
 
Terapistinle  istediğin  her  şey  
hakkında  konuşabilir,  hatta  
istersen  oyun  oynayabilirsin.  
 

Senin  ve  terapistinin  


görüşmeleri  devam  ederken,  
bazen  annen  ve  baban  da  
terapist  ile  görüşebilir.  Bunun  
nedeni  sana  daha  iyi  yardımı  
olabilmektir.  
 
 
 

   
Terapistinle  istediğin  
HER  ŞEYİ    
konuşabileceğini  
söylediğimizi  hatırlıyor  
musun?  
 
 
Bununla  ilgili  bilmen  gereken  
önemli  bir  şey  var.
 

"GiZLiLiK"    
 
Gizlilik,  tek  taraflı  bir  sırdır!  
 
Terapistler  çocukların  onlara  
anlattığı  duygu  ve  düşünceler  
hakkında  kimseye  bir  şey  
söylemezler,  hepsini  gizli  
tutarlar.  
 

Ama  çocuklar,  
 
İsterlerse  bu  duygu  ve  
düşünceleri  hakkında  
yakınlarıyla  konuşabilirler.  
 
Gizlilik  ile  detayları  daha  sonra  
terapistin  ile  konuşacaksın.
 

 
PEKİ  TERAPİ  
ODASINDA  NELER  
VARDIR
 
 

 
 
 

 
 
 

OYUNCAK!  

 
 
Ve  resim  malzemeleri  ve  
daha  birçok  şey...    
 
 
 

Sen  oyun  oynadığın  zaman  


terapist  senin  duygularını  ve  
endişelerini  anlamaya  çalışır  ve  
senin  de  anlamana  yardım  eder.  
 
Sende  yaşadığın  güçlükleri  
anladıkça  sorunların  karşısında  
kendini  daha  güçlü  hissetmeye  
başlayacaksın.  
 
   
 
 
 

PEKİ,  
BU  DUYGULARIN  
NASIL  FARKINA  
VARACAKSIN  
 

Oyun  oynayarak,    

 
 
 
Resim  yaparak,    
 
 
 
Ve  konuşarak...    
 

Terapistin  de  seni;  


 
•  Dinler    
 
•  İzler  
 
•  Anlar    
 
•  Bazen  oyun  da  oynar  
   
•  Duyguları  anlar    
 
•  Ve  bu  duygular  hakkında  
seninle  konuşur.    
 

Ve  tüm  bunlar  olurken  


sen  kendini;  
 
•  heyecanlı     •  bazen  mutlu    
•  meraklı     •  ve  daha  
•  düşünceli   birçok  farklı  
•  bazen  üzgün   şekilde  
•  bazen  kızgın     hissedebilirsin.    
 
 
 
 
 
 
 
 

Ve  bu  duyguların  hakkında  


terapistinle  oyunlar  oynayıp  
konuştukça,  problemlerin  de  
küçüldükçe  küçülmeye  başlar...    
 
 
 
 
 
 
Bu  arada  sana  bir  sır  daha;  
Terapistin  senin  hazır  olmadığın  
ve  istemediğin  bir  şeyi  
yaptırmak  konusunda  ısrarcı  
davranmaz.  
 
 
 

 
Peki  tüm  bu  oyun  seanslarının  
sonunda  ne  mi  olacak?  
 
 
  Kendini  
 
ÇOK  DAHA  iYi  
       
    hissedeceksin!  
 
 

Ve  işte  o  zaman,  
"hoşçakal"  deme  
vakti  gelmiş  olacak.    
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sence  hoşça  kal  deme  vakti  


geldiğinde  seni  nasıl  bir  hikaye  
bekliyor  olacak?  Hikayeni  yaz  veya  
hikayenin  bir  resmini  çiz.  
 

Hikayeni  buraya  yazabilirsin.      


 
       -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
       -­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐-­‐  
 
 
 
 
 

Resmini  buraya  çizebilirsin.  


 
 
 
 
 

Peki  hoşçakal  hikayenin  duygusu  


veya  duyguları  aşağıdakilerden  
hangileri  olacak?  Bu  duyguları  seç  
ve  boya.  
 
 

Hazırlayanlar:

Psikolojik Danışman Cansu Sevinç


Uzm. Klinik Psikolog Birgül Emiroğlu-Bakay

Kaynakça:

Axline, V. M. (1969) Play therapy. New York: Balantine


Books.

Gil, E. (1994). Play in family therapy. Newyork, London: The


Guilford Press.

Landreth, G. L. (2002). Play therapy: The art of the


relationship. New York: Brunner-Routledge.

Nemiroff, M. A., & Annunziata, J. (1990). A child's first book


about play therapy. Washington, DC: American
Psychological Association.
 
EBEVEYNLER İÇİN OYUN
TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ
EL KİTABI
 

Oyun Terapisi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Oyun Terapisi Nedir?


Büyükler için danışmanlık neyse çocuklar için oyun
terapisi odur. Yetişkinlerin sorunları olduğunda, bunu
güvenilir bir arkadaş ya da terapistle paylaşmaları onlara
yardımcı olur. Çocukların kendilerini kelimelerle ifade
etme yetenekleri yetişkinlerinki gibi değildir. Bu yüzden
canlarını sıkan şeyi söze dökmeleri zordur. Oyun terapisi
çocuklara düşüncelerini, duygularını, ihtiyaç ve arzularını
oyunla(onların en doğal ifade şekli) iletme şansı verir.
Eğitimli bir Oyun Terapistiyle çocuklar kendilerini ve
dünyalarını daha iyi anlamayı, problemlerini çözmek için
çalışmayı ve hayatla daha iyi başa çıkabilmek için gerekli
beceriler geliştirmeyi öğrenirler.

Çoçuğumun Oyun Terapisine Neden İhtiyacı Var?


Büyüme sürecinin bir noktasında çocukların birçoğu
yaşam tecrübeleriyle başa çıkmada zorluk çekerler. Ya da
ailelerini veya öğretmenlerini endişelendiren davranışlar
sergilerler. Eğer siz, çocuğunuz hocası ya da doktoru,
çocuğunuzun davranışlarıyla ilgili endişelenirseniz ya da
 
çocuğunuzun baş etmekte zorlandığını görürseniz,
çocuğunuza yardım etmek için önerilen yaklaşım oyun
terapisidir.

Oyun Terapisinden Ne Bekleyebilirim?


Oyun terapisi, terapistin çocukla güveli bir ilişki kurduğu,
çocuğun problemlerinin açığa çıkarıldığı ya da üzerinde
çalışıldığı, çözüme varılan, yeni becerilerin pratik edildiği
ve kapanışın hazırlandığı bir süreçtir. Oyun terapisi
esnasında duygu durumu ve davranış değişiklikleri normal
ve beklenen bir sonuçtur. Bazen işler iyiye değil de daha
kötüye gidiyor gibi görünebilir. Bu beklenen ve normal bir
şeydir. Bunu fark ederseniz, bunu çocuğunuzun
terapistiyle konuşun. Ayrıca oyun terapisinde terapist
çocuğu hayatı ya da travmatik deneyimiyle ilgili bilgi
hakkında zorlamayacak, çocuğun kendi hızında sorunları
işlemesine izin verecektir. Oyun terapi odasında çocuğa
hayatının diğer alanlarında karşılaştığından daha fazla
özgürlük olacaktır. Terapi seansı boyunca çocuğun her
düşünce ne duygusu ve nerdeyse her davranışı kabul
görür. Çocuk kabul gördüğünü, kendini açabilecek ve
sorunları ve korkuları üzerinde çalışabilecek kadar güvenli
 
bir ortamda olduğunu hissetsin diye terapi odasında
özgürlük gereklidir. Oyun terapisi ortamında sınır konulan
davranışlar, çocuğa, terapiste ya da oyun terapi
malzemelerine zarar verebilecek davranışlardır. Çocuk
bulunduğu ortamda kendini güvende hissedebilsin diye
sınırlar gereklidir. Sınır koyma ve uygun seçenekler
sağlama çocuğun kendini kontrolü öğrenmesine ve
kendine saygısının artmasına yardımcı olur.

Terapi Seansından Sonra Çocuğumla Nasıl Konuşurum?


Çocuğunuzun size oyun terapisinde olan her şeyi
anlatmak zorunda hissetmemesi önemlidir. Çocuk terapi
saatini kendisi ve terapisti arasında özel bir zaman olarak
görmelidir. Çocuğunuza terapisiyle ilgili konuşma
başlatmasına izin verin fakat konuşmama hakkı ve
özgürlüğü de tanıyın.

Çocuk Ne Sıklıkla ve Ne Süreyle Oyun Terapisine


Gelmelidir?
Her çocuk terapi sürecinde farklı bir hızla ilerler bu
yüzden terapinin süresi çocuğun kişiliğine, travmanın
derecisine, ev ve hayat koşullarına göre değişir. Çocuklar
 
yapı ve tutarlılık olduğunda daha iyi geliştikleri için
seansların tutarlı ilerlemesi çocuğunuz için en büyük
faydayı sağlayacaktır. Bu sebeple çocuğunuzu ayarlanan
seansa düzenli olarak getirmeniz önemlidir.

Terapi Süreci Nasıl Tamamlanır?


Terapi süresince, terapist çocuğunuzun zamanı artık
terapötik olarak kullanmadığını fark edecektir. Yani
çocuğun eski oyun şekli ve yoğunluğu değişip, yaşına ve
gelişimine uygun bir oyun oynama şekline dönüştüğünde,
çocuğunuzun terapiden mezun olma vakti gelmiş
demektir.
Çocuklar büyüdükçe düşünce ve hayat deneyimleri daha
olgun ve farklı bir şekilde işlendiği için, çocuğunuz yeni
baş etme zorlukları yaşayabilir ya da sizde endişe
uyandıran davranışlar sergileyebilir. Çocuğun hayatındaki
diğer yetişkinler ya da siz baş etme becerileriyle ilgili bir
sıkıntı ya da endişe verici davranışlar fark ettiğinizde
çocuğunuzu tekrar terapiye getirebilirsiniz.
 
Terapistle Ne Zaman Konuşmalıyım?
Çocuğunuzun terapisti ilerlemesini görüşmek üzere sizinle
düzenli olarak görüşmek isteyecektir. Arada seanslara da
katılmanızı isteyecektir. Bu durumda, terapist seans
boyunca destek ve rehberlik sağlayacaktır. Seanslar arası
çocukla ilgili endişe verici bir gelişme yaşanırsa özel bir
görüşme de talep edebilirsiniz.

You might also like