Professional Documents
Culture Documents
org/makale/306
Evr m, türler n sadece dış görünüşler n bel rleyen b r b yoloj k süreç değ ld r. Bu doğa yasası, türler n terc hler n ,
eğ l mler n ve karar mekan zmalarını da bel rleyen b r süreçt r. Elbette b r canlının her özell ğ %100 genlere bağlı
olarak bel rlenmez. Özell kle sosyal yapısı olan canlılarda çer s ne doğulan kültür, bu kültürün yapısı, ebeveynler n
yavrulara olan (olumlu veya olumsuz) katkıları, b reyler n kend başlarından geçenler (yaşam h kayeler ) ve daha
n ce öngörülemez, evr m tarafından şek llend r lemez, kaot k b r b ç mde etk eden unsurlar b r canlı soy hattının
g d şatına etk eder. Ancak b reyler bazında değ l de, toplumun genel bazında çalışılacak olursa ve b r tür ç n var
olan; ancak değ ş me de açık olan "normlar" ncelenecek olursa, bazı terc hler m z n o kadar da öznel olmadığı,
türün bell seçeneklere d ğerler ne göre daha yatkın olduğu görülür. Bu ortak terc hler elbette b r türün tüm b reyler n
tanımlamaya yetmez; ancak y ne de b ze türün evr msel geçm ş hakkında çok kıymetl b lg ler sunarlar.
Unutulmaması gereken en kr t k nokta, evr msel ps koloj n n ayıklamaya çalıştığı bu ortak terc h eğ l mler n n b z m
b yoloj k evr m m zle lg l olduğudur. Ancak türümüz, artık sadece b yoloj s yle tanımlanamayacak b r türdür. Çünkü
b yoloj k evr m, kültürel evr m n h çb r türde görülmed ğ kadar karmaşık ve güçlü b r şek lde nsan organ zmasını
şek llend rmes n tet klem ş ve mümkün kılmıştır. Dolayısıyla kültürümüz de terc hler doğrudan etk lemekte,
şek llend rmekte, hatta yer geld ğ nde b yoloj k evr m m zle zıt düşecek noktalara taşıyab lmekted r. Bunlar da
ps kologlar, zoologlar, antropologlar ve etologlar tarafından ncelenmekted r. Öneml olan bu k sahanın ver ler n
b rleşt rerek varlığımızı ve nasıl evr mleşt ğ m z , günümüzde nasıl kararlar aldığımızı ve bu kararlarımızda
b yoloj m z le kültürümüzün ne kadar rol oynadığını anlayab lmekt r. Bu açıdan, k tür evr m m z n de anlaşılmasının
muazzam öneml olduğu kanaat ndey z.
İşte bu yazımızda, erkekler le d ş ler n b rb rler n genel ve yüzeysel olarak hang özell klere göre seçt ğ , türümüzün
nasıl hayatta kaldığı ve bu terc hler n var oluşumuzda nasıl roller oynadığına göz atacağız. Yan burada, belk de
türümüz üzer nde artık kısmen daha az etk l olan b yoloj k evr m n sonuçlarına ve bunun ps koloj m z üzer ndek
etk ler ne bakacağız. Coğrafyadan coğrafyaya, zamandan zamana, a le yapısından a le yapısına değ şen ve
evr mleşen kültürlere değ nmeyeceğ z (çünkü bu zaten ancak devasa b r k tabın konusu olab l r). Bu konuda
Desmond Morr s' n Çıplak Erkek, Çıplak Kadın ve Çıplak Maymun s ml 3 k tabını okumanızı tavs ye eder z.
Erkekler n b r kadına uzun sürel ğ ne bağlanma arzusunu arttıracak beş potans yel adapt f yarar vardır: B r eş
cezbetmektek başarının artması, daha arzulanır b r eş elde etmektek başarının artması, babalık kes nl ğ n n
artması, çocukların hayatta kalma başarısının artması ve babalık yatırımı sayes nde çocukların üreme başarısının
artması (Buss, 1999). Ne var k , tüm bu kayda değer yararları sağlamak steyen erkekler çözülmes cap eden b r
d z b lmece beklemekted r. Üreme değer ve ebeveynl k yet ler yüksek olan b r kadın tesp t etmek bu problemlerden
b r d r. Bu problemler çözmekte yeters z kalan erkekler evr msel sürec n ardından yerler n söz konusu problemler n
üstes nden gelen erkeklere bırakmışlardır (Buss, 1998).
Erkekler n uzun sürel eş terc hler , babalık şüphes (patern ty uncerta nty) ve üreme değer problemler n çözmeye
yönel k terc hlerd r. Kadınlar –vücudun ç nden gebe kalan d ğer tüm memel lerde olduğu g b – annel kler nden h çb r
zaman şüphe duymazlar. Doğurdukları tüm çocukların yüzde yüz kend ler n n olduğunu b l rler. Buna mukab l
erkekler babalıklarından h çb r vak t tam olarak em n olamazlar. Erkekler bu babalık şüphes sorununun çözümü ç n
uzun sürel l şk ye g rmey amaçladıkları kadınlarda ffet ve c nsel sadakat aramaktadırlar (Buss ve Schm tt, 1993).
Erkekler n uzun sürel l şk lerde önem verd kler ölçütlerden b r yaştır. Kadınların aks ne erkekler eşler n n
kend ler nden daha genç olmasını arzulamaktadırlar (Buss, 2002); çünkü erkeğ n üreme potans yel yaşından çok
fazla etk lenmezken, kadınlar ç n aynı durum söz konusu değ ld r. Kadınların bell b r yaştan sonra doğurganlıkları
tamamen ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle b r erkek hang yaşta olursa olsun henüz doğurganlığını y t rmem ş
kadınlarla uzun sürel l şk ye g rmekted r. Örneğ n, 50 yaş grubundak erkekler evlenmek ç n 34-35 yaş c varındak
kadınları seçmekted rler (Buunk, D jkstra, Kenr ck, ve Warntjes, 2001).
Kadınların yaşı ve doğurganlığıyla yakından alakalı olan f z ksel görünüş, erkekler n eş seç m nde sabetl karar
vermeler ne c dd ölçüde yardımcı olan puçlarından b r d r. F z ksel görünüş –b rçok araştırmanın ortaya koyduğu
g b – b r kadının sağlığı, doğurganlığı ve üreme değer yle lg l bolca şaret barındırmaktadır. Gençl ğe da r puçları
olarak dolgun dudaklar, pürüzsüz c lt, parlak saçlar; sağlığa da r puçları olarak se yarasız ve tem z c lt, beyaz d şler,
s metr k vücut sayılab l r (Buss, 2007).
Eş k altı yöntemlerle yapılan çalışmalar da erkekler n eş seç m nde f z ksel çek c l ğ n ne denl müh m olduğunu
gösterm şt r. Maner, Ga ll ot ve DeWall’un (2007) görsel nokta zleme (dot probe) prosedürü uygulayarak
gerçekleşt rd kler b r çalışma gösterm şt r k , erkekler n d kkat çek c kadın fotoğraflarına yapışıp kalmakta ve bu
nedenle ver len görevdek tepk süreler uzamaktadır. Bununla b rl kte aynı etk , eş arama mot vasyonu arttırılan
kadınlarda da çek c erkek fotoğraflarına maruz kalmaları durumunda gözlenm şt r.
Tüm bu bulgularla paralel olarak, kadınlar da eş bulma stratej ler nde kend f z ksel çek c l kler n öne
çıkarmaktadırlar. Katılımcılarına eş bulma platformu sağlayan bazı nternet s teler nde kend ler n tanıtan kadınlar,
f z ksel çek c l kler ne erkeklerden daha fazla vurgu yapmaktadırlar (Badahdah ve T eman, 2005).
F z ksel çek c l ğ n bel rley c ler arasında öneml b r yer olan bel-kalça oranı (wa st-to-h p rat o) hakkında yapılan
b rçok çalışma gösterm şt r k , düşük bel-kalça oranına sah p olmak kadınların caz bes n arttırmaktadır. Östrojen ve
testosteron hormonları vücuttak yağın hang bölgelerde toplanacağını ve yağ dağılımını etk lemekte, buna bağlı
olarak da bel-kalça oranı değ şmekted r. Yağın bel bölges nden z yade kalça bölges nde toplanması sağlık ve
doğurganlık açısından kadını arzulanır kılmaktadır; çünkü düşük bel-kalça oranı genel vücut sağlığına l şk n
güven l r b r pucudur. B r araştırmada 0,7 bel-kalça oranı en çek c ve sağlıklı oran olarak değerlend r lm şt r (S ngh,
1995; Akt., Hughes ve Gallup, 2003). Yakın zamanda yapılan b r çalışma da, görme engell erkekler n dokunma
yoluyla yaptıkları değerlend rmelerde düşük bel-kalça oranını daha çek c algıladıklarını gösterm şt r (Karremans,
Frankenhu s, ve Arons, 2010).
Erkekler eş seç m nde kadınların sosyal başatlık düzey n de göz önünde bulundurmaktadırlar. Hem kısa hem uzun
sürel b rl ktel klerde sosyal açıdan kend ler n n altındak konumlarda bulunan kadınları terc h etmekted rler; ayrıca
uzun sürel l şk lerde bu yöndek terc hler daha da kesk nleşmekted r (Brown ve Lew s, 2004).
Erkekler n üreme hızının kadınlardan çok daha fazla olduğu ve rastgele c nsel b rl ktel kler n bedel n n daha düşük
olduğu d kkate alındığında, kısa sürel l şk ler yaşamak konusunda erkekler n daha stekl olacakları sonucuna
ulaşmak zor değ ld r. Erkekler n kısa sürel eşlerde aradıkları özell kler çoğunlukla uzun sürel eşlerde aradıklarıyla
aynı olsa da, f z ksel çek c l k kısa sürel l şk ler bağlamında daha büyük önem kazanmaktadır (Curr e ve L ttle,
2009). Bununla b rl kte erkekler, kısa sürel l şk lerde eşleşme şansını arttırmak maksadıyla standartlarını kadınlara
göre daha fazla düşürme eğ l m nded rler. Kenr ck, Sadalla, Groth ve Trost’un (1990) araştırmaları erkekler n bu
eğ l m n açıkça spatlamıştır. Örneğ n b r erkek potans yel eşte sevecenl k özell ğ n uzun sürel l şk lerde % 63
oranında arzularken, kısa sürel l şk lerde bu oran % 45’e kadar düşmekted r (Akt., Schm tt, Shackelfort, ve Buss,
2001). Kapanış saat (Clos ng t me) fenomen de erkekler n standartlarını düşürme eğ l mler n açıklayan b r
kavramdır. Bu eğ l m ortaya koyan b r araştırmada, genell kle eş bulmak ç n g d len b r bardak erkeklerden
mekandak kadınların çek c l kler n değerlend rmeler stenm ş, barın kapanış saat yaklaştıkça erkekler n verd kler
çek c l k puanlarının arttığı gözlenm şt r. Erkekler, olası b r c nsel b rl ktel k fırsatını değerlend rmek ç n bardak
kadınları gece yarısına doğru daha çek c algılamaktadırlar (Gladue ve Delaney, 1990; Akt., Buss, 1999).
Evr msel geçm şler boyunca değ ş k adapt f problemlerle karşılaşmalarından ötürü kadınların ve erkekler n eş
terc hler bazı bakımlardan farklılıklar serg lemekted r. Aynı zamanda hem kadınlar hem erkekler, kısa sürel ve uzun
sürel l şk ler bağlamında da farklı seç m kıstasları gözetmekted rler. Bu aşamada kadınların önce uzun sürel eş
terc hler , ardından kısa sürel eş terc hler ele alınacaktır.
Yeterl kaynaklara sah p uzun sürel b r eş seç m yapmak, şüphes z kend ne özgü karmaşık b r çabayı gerekt r r.
Günümüz kadınlarının, eş olarak kabul edeb lecekler erkekler hakkındak b lg ve öngörüsü başarılı kadın atalardan
m ras kalmıştır (Buss, 1999). Bu m ras sayes nde bugünkü kadınlar, kend ler n n ve doğacak çocuklarının ler de
sonuçlarından zarar görmeyeceğ sabetl eş seç mler yapab lmekted rler.
B r kadın ç n uzun sürel l şk yaşayacağı erkekte aradığı en vazgeç lmez özell kler kaynak sağlamayla l şk l
özell klerd r. Bunlar arasında gelecek vaat eden y f nansal durum, sosyal statü, yaş, hırs ve çalışkanlık vb.
sayılab l r.
Atasal çevre göz önüne get r ld ğ nde, kadınların f z ksel kapas teler dolayısıyla bazı hayat ht yaçlarını yeter nce
g deremed kler b r doğal ortamla karşılaşılacaktır. B lhassa küçük yaştak çocukların korunması, sağlıklı şek lde
büyümeler ç n zarur olan bes nler n sağlanması g b sorunların üstes nden gelmek tek başına b r kadın ç n zordur.
Hurtado ve H ll’ n (1992) çalışmaları babadan mahrum kalmanın çocuklardak olumsuz etk ler n ortaya koymuştur.
Buna göre, 1-5 yaşları arasında babaları ölen çocukların gelecekte hayatta kalma ht maller d ğerler nden daha
düşüktür (Akt. P llsworth ve Haselton, 2007). Bu nedenle çeş tl kültürlerde yapılan çalışmalar (örn., Buss ve Schm tt,
1993; P llsworth, 2008) açıkça gösterm şt r k , kadınlar ekonom k kaynakları bol olan ve bu kaynakları kend ler ne ve
çocuklarına aktarmaya n yetl olan erkekler terc h etmekted rler. Kadınların bu tutumuna uygun olarak erkekler de,
uzun sürel b r eş ararlarken kaynak potans yel n serg leme takt ğ n n en etk l takt k olduğunu düşünmekted rler
(Schm tt ve Buss, 1996).
Ekonom k esenl kle doğrudan bağlantılı olan sosyal statü ve yaş da uzun sürel eşleşmelerde kadınların d kkat ett ğ
unsurlardır. H yerarş n n öneml olduğu sosyal yaşam b ç mler nde yüksek sosyal statü b rçok avantajı beraber nde
get rmekted r. Amer kan kadınları eşleşmelerde eğ t m düzey ve meslek dereceye büyük önem vermekted r (Buss
ve Schm tt, 1993). İnternettek çöpçatanlık s teler n nceleyen b r araştırmada da, Müslüman kadınların erkeklerde
en çok aradığı özell kler ç nde d n nancın b r nc , sosyal becer ler n k nc , eğ t m düzey n nse üçüncü sırayı aldığı
gözlenm şt r (Badahdah ve T eman, 2005). Bu araştırma, örneklem n n Müslüman kadınlardan oluşması dolayısıyla
önem taşımaktadır; çünkü eş seç m konusundak çalışmalar daha çok Batılı ve Hır st yan örneklemlere
dayanmaktadır. Müslüman kadınların da eş seç m nde, erkeklerde statünün, dolayısıyla ekonom k esenl ğ n güçlü
bel rley c ler nden olan sosyal becer ve yüksek eğ t m düzey özell kler n araması, kadınların eş terc hler n n d n ve
ahlak değerlerden bağımsız olduğunu göstermekted r.
Genç b r erkek, çoğunlukla gerek sosyal statü, gerekse ekonom k açıdan henüz arzulanır vaz yette değ ld r,
dolayısıyla kadınlar kend ler nden yaş bakımından daha büyük erkekler terc h etmekted rler. Yaş terc hler yle lg l
gerçekleşt r len b r çalışmada, 20 yaşındak kadınlar evlenecekler erkekler n kend ler nden en az 2–3 yaş (ortalama
değer) c varı daha büyük olması gerekt ğ n bel rtm şlerd r. Ancak bu sonuç kadınların yaşlılık kr ter n n sonsuz
toleranslı olduğu manasına gelmemekted r. N tek m bu çalışmada y ne 20 yaş grubundak kadınlar kend ler nden en
çok 7–8 yaş büyük erkeklerle evlenmey kabul edecekler n söylem şlerd r (Buunk, D jkstra, Kenr ck, ve Warntjes,
2001).
B r erkek her ne kadar bol ekonom k kaynaklara, yüksek sosyal statüye sah p olsa da, kadınlar söz konusu erkeğ n
bu durumunu gelecekte de devam ett receğ n n ve kaynaklarını paylaşacağının güvenceler n aramaktadırlar. Bu
amaçla erkekler n uzun vadede yeterl kaynaklara sah p olacağının güvences olarak hırs, çalışkanlık; bu kaynakları
paylaşmaya stekl olacağının güvences olarak da güven rl k, duygusal tutarlılık, aşk ve bağlılık g b öğeler n varlığını
uzun sürel eş seç m nde göz önünde bulundurmaktadırlar.
Kadınlar kısa sürel b r b rl ktel ğ n peş nde oldukları zaman, eş seç m ne farklı b r pencereden bakma
eğ l m nded rler; z ra kısa sürel b r eşleşme yalnızca c nsel l şk y kapsar. Evr msel süreçte doğal seç l m, b r kadının
bu şek ldek l şk lerden zarardan çok fayda sağlamasını mümkün kılan davranışları seçm şt r. Gündel k b rl ktel kler
sonucu b r kadının ham le kalma r sk n n b r hayl yüksek olduğu düşünüldüğünde, bu maksatla terc h ed len
erkeklerde aranan tek kr ter n ne olduğunu tahm n etmek zor değ ld r: Sağlıklı genler.
Potans yel eş n f z ksel özell kler , kadınların uzun sürel eş terc hler nde de önem n korusa da daha çok kısa sürel
eş terc hler nde ön plana çıkmaktadır. Kadınlar tek gecel k l şk lerde f z ksel çek c l kle lg l özell kler konusunda
daha seç c davranmaktadırlar (Gaul n ve McBurney, 2001). B r erkeğ n cüsses , kuvvet , atlet k yeteneğ
tehl kelerden korunma problem n n çözümüne da r s nyaller şaret eder. Bu özell kler aynı zamanda sağlıklı genler n
de emares d r.
Kadınlar kısa boylu erkekler ne kısa ne de uzun sürel b rl ktel kler ç n arzulanır bulmamaktadırlar. Buna karşılık
uzun boylu, atlet k, adalel erkekler daha arzulanır olarak değerlend r lmekted rler (Buss ve Schm tt, 1993).
Erkeğ n ses yapısı, kısa sürel l şk ler ç n b r başka çek c l k ölçütüdür. Menstrüel döngüde doğurgan evrede
bulunan kadınlar, kısa sürel eşleşmeler söz konusu olduğunda düşük perdel sese sah p olan erkekler terc h
etmekted rler (Puts, 2005).
Omuz-kalça oranı kadınların d kkate aldığı d ğer b r f z ksel özell kt r. Yüksek omuz-kalça oranına sah p erkekler
düşük omuz-kalça oranına sah p hemc nsler ne nazaran, daha erken yaşlarda c nsel deney m yaşamakta, daha çok
partner bulmakta ve daha çok evl l k dışı l şk ye g rmekted rler (Hughes ve Gallup, 2003).
Bütün f z ksel çek c l ğ n değerlend r lmes nde yüz çek c l ğ beden çek c l ğ nden daha öneml d r (Curr e ve L ttle,
2009). Bu nedenle kısa sürel l şk lerde olduğu g b uzun sürel l şk lerde de çek c yüz erkeğ n caz bes n
arttırmaktadır. Yüzün s metr k (Buss, 1999) ve erkeks (Penton-Voak, Jacobson, ve Tr vers, 2004) olması kadınların
c nsel çek c l k değerlend rmeler nde yükselt c etk yapmaktadır; çünkü s metr k ve erkeks b r yüz sağlıklı genler n
varlığına da r sağlam b r pucudur.
phys cal attract veness. Evolut on and Human Behav or, 30, 409-416.
19. Penton-Voak, I. S., Jacobson, A., & Tr vers, R. (2004). Populat onal d fferences n attract veness judgements
of male and female faces: Compar ng Br t sh and Jama can samples. Evolut on and Human Behav or, 25,
355-370.
20. Maner, J. K., Ga ll ot, M. T., & Dewall, C. N. (2007). Adapt ve attent onal attunement: Ev dence for mat ng-
related perceptual b as. Evolut on and Human Behav or, 28, 28-36.
21. Karremans, J. C., Frankenhu s, W. E., & Arons, S. (2010). Bl nd men prefer a low wa st-to-h p rat o. Evolut on
and Human Behav or.
22. Brown, S. L. & Lew s, B. P. (2004). Relat onal dom nance and mate-select on cr ter a: Ev dence that males
attend to female dom nance. Evolut on and Human Behav or, 25, 406-415.
Et ketler: