Professional Documents
Culture Documents
Büyük Meseleler
Sosyal ve Kültürel Antropoloji
T h o m a s H y lla n d E R İK S E N
ütün tolum larda, insanlar arasın d a g ü ç açısından fark lılık lar var
dır. H erkesin, alın an h e r tü rlü k a ra r üzerinde tam anlam ıyla aynı
etkiye sahip olduğu te k b ir to p lu m b ile yoktur. B aşk a b ir deyişle, sos
yal farklılaşm a v e eşitsizlik, evrensel b ir Ö lü d ü r. B ütün insanların
aynı dereceye sahip oldukları v e siy asal açıdan e şit sayıldıkları y ö
nündeki ‘İlkel toplum un k ö k en i’ k o nusunda onsekizinci v e o n doku
zuncu yüzyıllardaki R om antik fikirler, ilk profesyonel etnografların
alandan dönm eleriyle b irlik te b ü tü n ü y le yıkılm ıştır. Ç o k k ü çü k grup
lar ve çok b asit teknoloji k u llan an in san lar arasında b ile derece fark
lılıkları sö z konusudur. P ek ço k "koltuk kuram cısının’ düşündüğü
nün aksine, k üçük-ölçekli toplum da içsel fark lılaşm a y o k değildir. B u
nedenle, M arx ve E ngels, o n dokuzuncu y ü zy ılın o rtalarında sosyal
farklılaşm anın, yaşlı ve genç insanlar, ericek v e kadınlar, içerden ve
dışardan o lan lar ile ‘b iz ’ ve ‘o n la r’ (b u sonuncusuna 17-18. B ölüm
lerde değinilecektir) g ib i b ir takım evrensel k ıstasları olduğunu var
sayarken haklıydılar.
B ütün so sy al fark lılaşm alar, d erecey e v e güce erişim d e fırsat
eşitsizliğ i g erek tirm ezler v e b u n ed en le, y atay v e d ik ey fark lılaş
K ü ç ü k Y e rle r, B ü y ü k M e s e le le r ♦ 202
C İN S İY E T
İŞ B Ö L Ü M Ü N D E C İN S İY E T İN Y E R İ
Ö ZEL V E K A M U SA L
HAKİMİYET VE İTAAT
K adının ik in cilfiğ i ev ren sel m idir-yani, k ad ın , h ery erd e erk eğ e k ı
y a sla daha d ü şü k b ir d erecede v e d ah a gü çsü z b ir k o n u m d a m ı
d ır? B u n a v e rile n en y ay g ın cevap e v e ttir fak at, b u so ru p ro b lem
siz değildir. B irin cisi, c in siy e t ilişk ileri b akım ından, k ad ın ın , b ü tü
209 ♦ C in s iy e t v e Y a ş |
P o rte k iz 'in L izbon şeh rin in d ış kesim lerinde bulunan yerel Sa-
lo io to p lu lu ğ u ö zerin e yapılm ış, o ld u k ça eğlenceli ve m erak uyan
d ıran çalışm asın d a Jo y ce R ieg elh au p t (1967), erkeklerin resmen her
alan d a b a sk ın o ld u k ları b ir to p lu m d a k ad ın erkek ilişkilerini masaya
y atırm aktadır. O nun alan çalışm ası sırasında, çıkartılan yeni Porte
k iz y asalarıy la, k ad ın ın ik in cil konum u, hem evde ve hem de kamu
sa l alan d a p ek iştirilm iştir. N ered ey se b ü tü n siyasal kadrolar, erkek
le rc e tutulm uştur. B ununla b irlik te , R iegelhaupt, bu toplumda ka
d ın ların uygulam ada b azen erk ek lerd en daha güçlü olduklarım sap
tam ıştır.
B u to p lu lu k ta, k ad ın ların g ü çlü b ir konum a sahip olmalarına
d air açıklam a çelişk ili b ir şek ild e k ad ın lara kocalarına kıyasla daha
geniş b ir kam usal rol v eren iş bölüm ünde yatar, görünmektedir. Er
k e k le r tarım sal işlerd en sorum luyken hanehalkm m bayan mensup
ları, v ak itlerin i, ev işleri, çocuk y etiştirm e, bazı tarım sal işler ve çar
şı p a z a r alış v erişi arasın d a bölm ektedirler. Erkekler bütün gün tarla
la rd a o ld u k ların d an gün b o y u n ca k ö y d e sadece kadınlar vardır. Ba
zen d ü k k an lard a b u lu şm ak ta v e b u esnada birbirlerini birşeylerden
h ab e rd a r etm ek te v e b eliı^ - bir^ilişkr geliştirm ektedirîer. Ayrıca ba
z e n d e m allarım satm ak iç in L izb o n ’a gitm ekte ve bu sayede de köy
d ışın d a d a b e lli b ir ilişk i iç in e girm ektedirler. Erkeklerin birbirleriy-
le o la n tem aslarıy sa, y alıtılm ış h ald e kendi köşelerinde çalıştıkların
d an , d a h a azdır.
K ad ın lar, ailen in ü rettik lerim satm aktan sorum lu oldukları için
e v b ü tç esin in d e m erk ezin d e y e r alırlar. Resm i anlamda, uçta kalan
k o n u m ların a rağm en siy asette d e etkilidirler. Yerel düzeydeki pek
ç o k siy a sal k o n u , kam usal a lt y ap ın ın ayakta tutulm ası ve iyileşti
rilm e siy le ilg ilid ir; m esela y o lların bakım ı, su kanallarının açılma
sı vb. g ib i. B ü tü n b u n la n b aşarab ilm ek için yetkililerle kişisel ola- -
ra k tem asta olm ak gerekm ektedir. B u noktada kadınlar geniş bir iliş
k i ağm a sah ip o ld uklarından g en ellik le istenen kararların çıkartıla
b ilm esi iç in y etk ili lid erlerin eşleriy le bağlantıya geçerek, kocalan-
n a etk i etm elerin i sağlam aktadırlar.
K ü ç ü k Y e rle r, B ü y ü k M e s e le le r ♦ 212
E R K E K L E R : K A D IN L A R :: K Ü L T Ü R : D O Ğ A ?
C İN S İY E T L E R
bu ikili yap ıy a veya eıkek/kadın çatışm asına k arşı çıkan ciddi sorular
soran, gönüm üz B atı toplum lanndaki vücutlu bozucu eylem leri (döv
m e yaptırm ak gibi), transseksüalizm v e hom oseksüelliği ele alm aktadır.
H om oseksüel erkeklerin p ek çok toplum da, ne tam erkek ve n e de tam
kadın olm ayıp, ‘ara’ b ir cinsiyet olarak sım fl.andınldığı defalarca göste
rilm iştir v e M arutiler de dahil olm ak üzere p e k ço k toplum da lezbiyen-
lerin, heteroseksüel kadınlardan b ir şekilde farklılık taşıdıklarına dair
yaygın b ir görüş vardır. Yeni b ir soruşturm a alanı olarak ortaya çıkan
ve ‘acayiplik teorisi’ diye adlandırılan görüşe göre, b u tü r b ir geıekçe-
lendirilm eye dayanan, cinsel uzuvlar arasındaki ilişki, cinsiyet kim liği,
cins kim liği v e cinsel uygulam alar problem lidir. B u, doğrudan gözlem
lerin açıkça varolan zorlukları nedeniyle bu türden gerçekliklere özenli
b ir dikkat gösterm enin k ritik olduğu b ir alandır. N orveç’te, A ID S karşı
tı b ir kam panya sırasında antropolog B jorge A ndersen, kendilerini ho
m oseksüel olarak tanım lam ayan ancak erkek erkeğe ilişkiye girenlere
ulaşabilm ek için kavram ı açım layarak ‘erkek erkeğe ilişkiye giren’ ta
birini kullanm ıştır (ki b u kullanım daha sonradan talihsiz b ir isim ola
rak O slo m erkezli b ir rock grubunun adına da esin kaynağı olm uştur).
M oore y alın b ir şekilde, ‘m evcut antropolojik v erilerin aslın
d a insanların çoğunluğunun kendi cinsel kim liklerini özellikle de
ğişken veya tercih m eselesi olarak görm ediğini gösterm ekte olduğu
nu* (1999, s. 158) dile getirm ekte fak at ayrıca yakın zam anda dünya
nın A vnıpa-A m erika bölgesindeki gelişm elere ayrı b ir dikkat göstere
rek cins/cinsiyet arasındaki çizginin n e karlar değişken olduğunu da
gösterm ektedir. B u tü r toplum lardaki, cin siy et iU şkilerinin v e cinsi
y et kim liklerinin doğasında v aro lan b elirsizlik v e dönüşlülüğün daha
kapsayıcı b ir olgu o lan ve tam adıyla dönüşlü k im lik denen şeyi oluş
turduğu söylenebilir (G iddens 1991). T ıpkı köşeli b ir tak ım laflarla,
iyi b ir erkek vey a kadın olm ayı ta rif etm enin z o r olm ası gib i diğer bü
tü n k im lik ler -ulusal, dini, etn ik v ey a profesyonel- de sorgulanm aya
v e m üzakere edilm eye açıktır. Z engin B atı toplum lannda birkaç yıllık
b ir süre zarfın d a ço k yaygın h ale gelm iş olan estetik am eliyat, genel
likle cinsiyetten veya yaştan daha az zorunlu veya k esin görülm eyen
kim liğin değiştirilm esi girişim i o larak görülm ektedir.
217 ♦ Cinsiyet ve Yaş |
YAŞ
k at ay rıca k işise l y etk in liğ e ek o larak sad ece b u k rite rle ri tem el alan
to p lu m lar d a vardır. B u nedenle, cin siy et v e y aşm sosyal fark lılaş
m a açısın d an Ö rneğin k ast, s ın ıf v ey a etn isitey e k ıy asla daha tem el
k ıstaslar old u ğ u n e t b ir şek ild e görülm ektedir.
Yaşm önem li b ir farklılaştıncı ilke olduğu bazı toplum larda gençlik ile
yaşlılık arasında çeşitli dereceler veya kurum sallaşm ış aşam alar vardır.
B u şekilde, Y eni G ine’de yaşayan B aktam anla, erkekler arasında yedi
yaşa bağlı derece ayrım ı yapılır ve b ir dereceden ötekine geçiş ritüeli
görece b ir yükselm eyi barındırır (B arth 1975). Yedinci derecedeki er
keklerin, b ir takım gizli sırlar (bu sırlar, özel geçiş rütüelleriyle aktarı
lırlar) da dahil olm ak üzere neredeyse B aktam anlann o ana k ad ar getir
dikleri bütün bilgilere sahip oldukları düşünülür ve b u nedenle, b u kişi
lerin siyasal alanı kontrol etm eleri ‘doğal’ karşılanır.
B u y o lla y aş, ad e ta b ir d ik ey fark lılaşm a ilk e si g ib i işle v gör
m ektedir. A yrıca y atay o larak d a h alk ı (g en ellik le sad ece erkekleri)
aynı yaş k ateg o risin e m ensup g ru p lar h aîin d e b ö le re k b e lirli b ir işle
ve sahip kılar. D oğu A frik a ’d aki k ırsal alan lard a y aşay an N u erler ve
M assai to p lu m la n gibi yaş, cin siy et v e ak rab alık d ışın d a b ir iç fark
lılaşm a k ıstasın a sahip olunm ayan y erlerd e, erk ek ler (v e b azen de
k ad ın lar), ak rab alık ü zerin d en tanım lanm ayan v e fa k a t aynı zam an
da sünnet olm aya tab i o lan yaş g ru p la n d iz ile ri şek lin d e örgütlenir
ler. B u g ruplarda ak rab alığ a b en z er ö zel b ir tü r d ay an ışm a v a rd ır v e
yaş g ru p ların ın g en ellik le b azı yüküm lülükleri m evcuttur. A kraba
lık sm ırlan n m ötesine g eçtik leri için b u tü r g ru p ların oluşturulm ası,
sosyal b ağ ın güçlenm esine ve toplum sal b ütünleşm eye k atk ıd a b u
lunm aktadır (b k z ay rıca 11. B ölüm ). B azı m odem d ev letli toplum
larda, m esela sadece İn g iliz o rta-ü st sın ıfın d an ço cu k ların okul ar
k ad aşlığ ı b ö y lesi b ir dayanışm a bağ ı sağ lam ak tad ır v ey a aynı sosyal
gruptan in san lar b irb irlerin e d estek verm ektedirler.
219 ♦ Cinsiyet ve Yaş |
A n a litik b ir K a te g o ri o la ra k Y a ş a ra -a ş a m a la rı?
B ütün toplum lar, fark lı yaşam -aşam alan arasında b ir ayrım yapar
lar. G eçiş ritiiellerine d air V an G ennep’in , T u m er’in v e diğerlerinin
y ap tık ları çalışm alar, sosyalleşm e sürecinin y aşam içerisinde nasıl
d a k açınılm az b ir şekilde, insanların b ir aşam adan ötekine geçtikle
ri, yen i statülere, h aklara v e yüküm lülüklere kavuştukları v e kırılm a
n o k talan oluşturduğunu gösterm ektedir. P eki b u yaşam aşam aları
evrensel m idir? B u noktada C olin T um bull (1985), evrensel oldu
ğunu düşündüğü beş yaşam -aşam ası ile ri sürm üştür. E ğ er o haklıy
sa o halde yaşam -aşam alan karşılaştırm alı kavram lar olarak kulla
n ılab ilir dem ektir; b u da dem ektir k i b ü tü n toplum larda aynı aşam a
ları bulm ayı bekleyebiliriz. T um bull’u n yaşam -aşam alan şöyledin
Çocukluk, b aşk aların a b ağ ım lı o lu n an v e k ü ltü re l kategorile
rin h ız la k azan ıld ığ ı dönem dir.
E sen lik, çocukluk ile erg en lik a rasın d a b ir k im sen in cinsel
b ü lu ğ a eriştiğ i ve tam b ir so sy al so ru m lu lu k iç in g id erek hazır
h ale g eld iğ i b ir dönem o larak ta rif edilm ektedir.
Gençlik, erg en lik v e y etişk in lik arasın d a g en ellik le yüksek
eğitim dönem idir. îşin aslı T u m b u ll, b u n u n ev ren sel b ir yaşam -
aşam ası olm adığını k abul eder.
Yetişkinlikr, dördüncü aşam ad ır (v ey a p ek ço k toplum da üçün
cü), T u m b u ll’a göre Ö ncekilerden ‘d ah a sık ıc ı’ b ir dönem dir; so
ru m lu lu k larla, çalışm ay la v e ru tin işle rle doludur.
S o n aşam a yaşlılıktır k i T um bull, b u dönem de fiziksel ve zi
h in se l sık ın tıların b aşlad ığ ım y a z a r fa k a t y a şlılık ta tecrübe biriki
m i ço k olduğundan ‘kalp ve ru h ’ ö n cek i h alin e göre daha canlıdır.
O hald e, yaşlanm ak ve y aşam aşam aları arasındaki geçişler
fark lı to p lu m lard a az veya çok T u m b u ll’u n im a ettiğ i aynı şeyle
ri m i b arın d ırır? M uhtem elen hayır. Ö rneğin, ço cu k lu ğ a dair Av~
ru p ad ak i k avram sallaşttrm anm on sek izin ci y ü zy ıld a geliştirildi
ği, ü zerin d e p e k ih tila f o lm ayan b ir gerçek lik tir.
| Küçük Yerler, Büyük M eseleler ♦ 220
Y A Ş L A N M A Y L A C İN S İY E T İN B E L İR G İN L E Ş M E S İ
la ca k şek ild e, cin sel o rg an ların sü n n et ed ilm esin i, dövm e yapm ayı
v ey a d iğ e r tü rlü b ir tak ım fizik sel d eğ işim e n e d e n o lan görünür et
k ileri içerm ektedir. P ek ço k toplum da, ad a y la r ay rıca başlangıç aşa
m asın d a, to p lu m u n y etişm iş b ir ü y esi o larak k en d ilerin e v erilen hak
ve y ü k ü m lü lü k leri b aşarıy la y erin e g etireb ilecek lerin i kanıtlam aları
iç in b ir fırsa t o larak g en ellik le fizik sel acı iç erik li b ü y ü k sınavlardan
geçerler. M esela N u erlerd e, erk ek lerin b aşlan g ıç ritü elİeri, birbiri
n e p a ra le l o larak tu tu lan altı ip i, a lın la k o p arm ay ı gerektirir. İplerin
alın la k o p arılm asın ın , k em iğ i g ü çlen d irici o ld u ğ u n a inanılm aktadır
(E v an s-P ritch ard 1940) ve erk ek ço cu k ların d an b u ç ile li durum bo
y u n ca ac ı duyduğunu gösterm em esi beklenm ektedir.
G E Ç İŞ R İT Ü E L L E R İ
‘G eçiş ritü e li’ (rite o f p assag e) terim i, 1909 y ılın d a Les Rites de
Passage’’yi y ay ın lay an A rn o ld v an G ennep T e ilişk ili b ir tabirdir
(van G ennep 1 9 0 9 ,1 9 6 0 ). V an G ennep, b u g ib i ritü e lle rle toplum un
k en d isin i ü rettiğ in i yazm aktadır. S osyal y ap ı d eğ işm ek sizin im an
la ra y en i statü ler v erilm ek ted ir v e serem o n ilerin kam usal karakteri,
sa k in le re h e r y ıl toplum a k arşı h ak ve ö d ev lerin i v e y erin i hatırlatı
cı olm aktadır. O ndan b u y an a V ictor T u m er (1 9 6 7 ,1 9 6 9 , 1974), şu
an d a Z am b iy a o lan N d em b u ’d a b u ritü e lle rin sağ lad ığ ı anlam dü
zey lerin e v e aşam alara y ak ın d an b ak arak v an G ennep* in b ak ış açısı
n ı d ah a ile ri götürm üştür. T a m e r’in çalışm aların d ak i g en el b ir nok
ta , geçiş ritü e lle rin in , aynı anda hem to p lu m a g iriş izn i taşıd ığ ı ve
h em de k atılım cılara ru h sal dünyaya d air v e ‘so sy al organizm ayla7
ilg i m istik b ir deneyim sunduğudur.
T um er, ritü elİeri ü ç aşam ay a b ö le re k v a n G en n ep 7in izinden
gitm ektedir: ayrılm a, lim in alite (alg ılam a v ey a duyum sam a eşiği)
v e yeniden-bütünleşm e. A yrılm a, b ilin m ey en b irşe y e d o ğ ru sosyal
y ap ıd ak i b elirli b ir n oktadan u zak tak i b ir b ire y v ey a g ru b u n h are
k eti ile k arak terize edilm ektedir. B u safh a g eçild iğ in d e fa il, kendisi
n i b ir d erece to plum un dışın d a, ‘ik i arad a b ir d ered e’ b ir ru h halin
d e h issettiğ i lim in al b ir aşam aya g eçer (T u m er 1969). B u, ak tö r İd-
Küçük Yerler, Büyük M eseieier ♦ 222
E V L İL İK V E Ö L Ü M
M O D E R N T O P L U M L A R D A G E Ç İŞ R İT Ü E L L E R İ
B azı B atılı o k u y u cu lar b elk i d e b u tü r g eçiş ritüeU erinin sad ece ‘ora
la rd a’ olduğunu v e ‘b iz im g ib i to p lu m la rd a’ b u lu n m ad ığ ın ı düşüne
b ilirler. A slında b u d oğru d eğ ild ir am a m o d em to p lu m lard a b u g ib i
ritü ellerin y u m u şatılm ış o ld u k ları d a k u şk u g ö tü rm ez b ir gerçektir.
B atı A vrupa to p lu m lan n d a h e r n e k a d a r ü ç ü , İk in ci D ünya sa
v aşın d an sonra önem ini to sm en -y itirm iş g ib i g ö rü n se d e d ö rt tem el
geçiş ritü eli, gelen ek sel o larak ön em li o lag elm iştir. C enaze tö ren i
hala ço k önem li b ir sosyal o lay o lm ay a d ev am ed erk en v a ftiz tö re
ni, onanm a (veya ilk katılım ) v e ev lilik d ah a a z y ay g ın v e çoğun
luk A vrupa to p lu m lan n d a daha az önem li b ir haldedir. B u n u n bö y
le olm asının nedeni, k ısm en b u gibi ritü e lle rin artık A vrupa toplum -
î arında etk isi azalm ış o lan dinle y ak ın b ir ilişk i içerisin d e olm asın
dandır; d iğ er b ir kısm i açık lam a d a b u gibi ritü e lle rin b ir statüden
ötekine geçişte b irey ler açısından artık p e k b ir önem taşım am ası
dır. P ro testan olan İsk an d in av to p lu m la n n d a o n an acak ad a y la n n ge
leneksel olarak In c il’e d air b İrşey ler ö ğ ren m eleri zoru n lu lu ğ u var
d ır oysa b u gerçekte b ö y le olam am ıştır. O nanm a tö ren i son rasın d a
g en çlere,b elirli so ru m lu lu k lar yük len eceğ in i d e h issettire re k takım
elbise ve saat g ib i —İsk an d in av y a’n ın b e lirli y erlerin d e b ire r y etişk in
sim geleri olarak 1930’la n n sonlarına k ad a r sig a ra ta b a k a la n v e fil
dişinden tak m a diş sem bolleri hediye ed ilird i- ‘y e tişk in ’ h ed iy eleri
K ü ç ü k Y e rle r, B ü y ü k M e s e le le r ♦ 226
O K U M A Ö N E R İL E R İ