You are on page 1of 14

PRONOUNS

Subject pronouns (Özne konumundaki zamirler)

I (Ben)
You (Sen)
He (Erkekler için O)
She (Kadınlar için O)
(Cansız / hayvanlar için
It
O)
We (Biz)
You (Siz)
They (Onlar)

*Cümlede kişi zamirlerinden sonra fiil kullanırız.


George is a doctor. He lives in New Jersey.

Aşağıdaki örneklerde, cümle içindeki ismin yerini alan şahıs zamirlerini inceleyiniz.
John (He)
Mary (She)
John and Mary (They)
John, Mary and me (We)
My dog (It)
My dog and cat (They)
My dog, cat and you (You)
My dog, cat and me (We)
You and Joe (You)
Joe and Michelle (They)

*Özne konumundaki zamirlere “Who?” ve “What?” sorularını yöneltiriz.


Who is standing next to the door? Ali. He is my brother.
What happened yesterday? An earthquake. (It)

object pronouns (nesne konumundaki zamirler)

Nesne zamirleri, cümlede nesne durumundaki ismin yerini alırlar. Aşağıdaki tabloları inceleyiniz.

I Ben Me Beni/Bana
You Sen You Seni/Sana
He O (erkek) Him Onu/Ona
She O (kadın) Her Onu/Ona
It O (cansız/hayvan) It Onu/Ona
We Biz Us Bizi/Bize
You Siz You Sizi/Size
They Onlar Them Onları/Onlara
Subjec Objec
t t
I I know Sue (Sue'yu tanıyorum) Sue knows me (Sue beni tanır) me
You know Sue (Sue'yu
You Sue knows you (Sue seni tanır) you
tanıyorsun)
He He knows Sue (O Sue'yu tanır) Sue knows him (Sue onu tanır) him
PRONOUNS

She She knows Sue (O Sue'yu tanır) Sue knows her (Sue onu tanır) her
We We know Sue (Sue'yu tanırız) Sue knows us (Sue bizi tanır) us
Sue knows them (Sue onları
They They know Sue (Sue'yu tanırlar) them
tanır)

GENEL AÇIKLAMALAR
► Şahıs zamirlerinin -i, -e halleri cümlede fiillerden sonra yer alır. Bu zamirler isimlerin yerine
kullanılır ve kendilerinden önce edat (preposition) olabilir.
I like Burak and Taner. (Burak ve Taner'i severim.)

I like them. (Onları severim.)


The soldiers killed John. (Askerler John'u öldürdü.)

The soldiers killed him. (Askerler onu öldürdüler.)

► İyelik zamirleri bazı fiillerden sonra “-i, -e” hallerinin dışında anlam kazanırlar.
They met him at 9 00. (Onunla saat 9'da buluştular.)

Mark talked to me. (Mark benimle konuştu.)


► Object Pronouns bazen subject pronouns'a tercih edilir. "Be" fiilinden sonra genellikle object
pronouns kullanılır.
- Who is it? (Kim o?)

- It is me. (Benim)
- Who wants an apple? (Kim bir elma istiyor?)

- Me, please. (Ben, lüften)


► Than ve as gibi kelimelerden sonra da object pronouns kullanılır.
- John is taller than me. (John benden daha uzundur.)

- I am more handsome than him. (Ben ondan daha yakışıklıyım.)


► Prepositions'lardan (at, in, for) sonra object pronouns kullanılır.
- This postcard isn't for me. It is for you. (Bu kartpostal bana değil. Senin için.)

- Who is that man? Why are you looking at him? (Şu adam kim? Niçin ona bakıyorsun?)

- We are going to the theatre. Do you want to come with us? (Biz tiyatroya gidiyoruz. Bizimle gelmek
ister misin?)

EXAMPLES (ÖRNEK CÜMLELER)


Steve kicked the ball to me. (Steve topu bana çekti.)
Douglas wants to talk to you. (Douglas seninle konuşmak istiyor.)
Liz doesn't like him. (Liz onu sevmez.)
John kissed her. (John onu öptü.)
Give it to me please! (Lütfen, onu bana ver!)
The politician lied to us (Politikacı bize yalan söyledi.)
Mary didn't invite them. (Mary onları davet etmedi.)
PRONOUNS

PossessIve adjectIVES ( AiTLIK sIfatlarI)

I Ben My Benim
You Sen Your Senin
He O (erkek) His Onun
She O (kadın) Her Onun
It O (cansız/hayvan) Its Onun
We Biz Our Bizim
You Siz Your Sizin
They Onlar Their Onların

Aitlik sıfatları kendilerinden sonra daima bir ismi nitelendirirler.


A : What is your name ?
B: My name is Sue.
Bu örnekte, “your” ve “my” kelimeleri öncesinde geldikleri ismin (name) kime ait olduğu bilgisini
verdi.
► Bu konuyla ilgili de en çok yapılan hataların başında Türkçe düşünerek cümle yazmak veya
söylemek gelir. Aşağıdaki örneği incelerseniz durum netleşecektir.
Türkçe düşünerek İngilizce konuşmaya çalışan birisi şöyle bir cümle kurabilir.
A: Hey, this pen is my. (Hey, bu kalem benim.) YANLIŞ !
Görüldüğü gibi, my Türkçe'de benim olmak anlamına gelse de, cümle içinde bu şekilde kullanılamaz.
Mutlaka sonrasında bir isim gelmek zorundadır.
► İyelik sıfatları ister tekil olsunlar, ister çoğul olsunlar önemli olan iyelik sıfatından sonra
kullanılan isimdir. Bu isim tekilse sıfat tamlaması tekil işlemi görür. İsim çoğulsa bu sıfat tamlaması
çoğul işlemi görür.
- My book is blue. (Benim kitabım mavidir.)
- My books are blue (Benim kitaplarım mavidirler.)
- Our teacher is good. (Bizim öğretmenimiz iyidir.)
- Our teachers are good. (Bizim öğretmenlerimiz iyidir.)
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
His school (onun okulu)
His girlfriend (onun kız arkadaşı)
Her car (onun arabası)
Her house (onun evi)
Your mother (senin annen)
Your mistake (senin hatan)
Our family (bizim ailemiz)
Our living room (bizim oturma odamız)
Our teacher (bizim öğretmenimiz)
Their money (onların parası)
Their table (onların masası)
Their television (onların televizyonu)
My sister (benim kız kardeşim)
My exam (benim sınavım)

Note: Possessive ‘s as possessive adjective => Niteleme sıfatı konumunda ismin kendisine aitlik
anlamı veren ‘s eki getirerek aitlik belirtebiliriz.
Ali’nin arabası => Ali’s car
My father’s name is Cevat.

PossessIve pronouns ( AiTLIK zamIrlerI)


PRONOUNS

Possessive pronouns Türkçe'ye genelde, benim ki, senin ki, onun ki diye çevrilen kelimelerdir. En
önemli özelliği kendisinden sonra isim kullanılmamasıdır. Aşağıdaki tabloları ve örnekleri
inceleyiniz.

Subject Pronouns Object Pronouns Possessive Adjectives Possessive Pronouns


I Ben Me Beni/Bana My Benim Mine Benim ki
You Sen You Seni/Sana Your Senin Yours Senin ki
He O (erkek) Him Onu/Ona His Onun His Onun ki
She O (kadın) Her Onu/Ona Her Onun Hers Onun ki
It O (cansız/hayvan) It Onu/Ona Its Onun Its Onun ki
We Biz Us Bizi/Bize Our Bizim Ours Bizim ki
You Siz You Sizi/Size Your Sizin Yours Sizin ki
They Onlar Them Onları/Onlara Their Onların Theirs Onların ki

KULLANIM
► Possessive Adjectives'lerden (my, your, his) sonra mutlaka bir isim kullanırız.
- My hands are cold. (Ellerim soğuktur.)
- My book is expensive. (Onun kitabı pahalıdır)
- Her teacher is from Canada. (Onun öğretmeni Kanada'lıdır.)

► Possessive Pronouns'lardan (mine, your, hers) bir isim kullanamayız. Aşağıdaki tabloyu
inceleyiniz.
Possessive Adjectives Possessive Pronouns
It is my book (O benim kitabımdır) It is mine (O benimkidir)
It is your book (O senin kitabındır) It is yours (O seninkidir)
It is his book (O, onun kitabıdır) It is his (O, onunkidir)
It is her book (O, onun kitabıdır) It is hers (O, onunkidir)
It is our book (O bizim kitabımızdır) It is ours (O, bizimkidir)
It is their book (O, onların kitabıdır) It is their (O, onlarınkidir)

EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Is this pen mine or yours? (Bu kalem benim ki mi, senin ki mi?)
- I didn't have an umbrella. Sue gave me hers. (Benim şemsiyem yoktu. Ann kendisininkini bana
verdi.)
- It is our problem. Not theirs. (Bu bizim problemimiz. Onların değil.)

► friend kelimesinden sonra genelde possessive pronouns kullanılır.


- He is a friend of mine. (O benim arkadaşım)
- Are those girls friends of yours? (Şu kızlar sizin arkadaşınız mı)

► Yukarıda belirtilen kurallara göre aşağıdaki cümleler yanlıştır.


- This is mine book. (Doğrusu - This is my book)
- This book isn't mine. It is your. (Doğrusu - This book isn't mine. It is yours.)

PossessIve ‘s
PRONOUNS

► İyelik sahiplik bildirir ve bir ismin sonuna basitçe bir (‘s) getirilerek yapılır. Aşağıdaki örnekleri
inceleyiniz.
- John's car (John'un arabası)
- Jane's book (Jane'in kitabı)

► sonu zaten -s ile biten isimlerin sonuna iyelik getirmek için sadece ' (apostrof) getirilir:
The Pepins' house is the big blue one on the corner. (Pepinlerin evi köşede büyük, mavi olandır.)X
The lions' usual source of water has dried up. (Aslanların su kaynakları kurudu)
The babies' beds were all in a row. (Bebeklerin yatakları sıra halinde duruyor.)

► Düzensiz çoğul haller için iyelik eki getirilecekse ‘s in eklenmesi gerekir.


She plans on opening a women's clothing boutique. (O bayanlara yönelik bir butik açmayı planlıyor.)
The geese's food supply was endangered. (Kazların yiyecek kaynakları tehlike altında.)

► İngilizce'de isim tamlamaları iki farklı şekilde yapılır. Birincisi bir şahsa ait herhangi birşeyden
bahsederken kullanılırlar. Bu durumda Türkçe'mizdeki -nın, -nin, -nün, -nun eki karşılığı olarak şahıs
isminin sonuna bir ters virgülle bağlanmış “s” getirilir.

- Jane's book (Jane'in kitabı)


- John's father (John'un babası)
- This is Mary's pen. (Bu, Mary'nin kalemidir.)
- This is Jim's table. (Bu, Jim'in masasıdır.)
- Where is Tom's sister? (Tom'un kızkardeşi nerededir?)
- Tom's sister is at home. (Tom'un kızkardeşi evdedir.)

► İkinci çeşitlerde ise tamamlayan isim bir şahıs değildir, eşyadır. Örneğin: “Evin kapısı” veya
“odanın penceresi” demek istenirse Türkçe'dekinden farklı bir durum ortaya çıkar. İngilizce'de
tamamlanan isim başta kullanılır. Yani arabanın kapısı yerine kapısı arabanın şeklinde bir sıralama
izlenir ve iki kelimenin arasına "of" koyulur. Her zaman geçerli olmasa da, genelde insanlardan
bahsederken 's takısı, eşyalardan bahsederken ise de "of" kullanılır.

- The door of the house. (Evin kapısı.)


- The window of the room. (Odanın penceresi.)
- This is the door of the room. (Bu, odanın kapısıdır.)
- That is the wall of the room. (Şu, odanın duvarıdır.)
- This is the room of the house. (Bu, evin odasıdır.)

Note: Aitlik sorgularken “whose” sorusunu kullanırız.

Whose car is this? => It is Jane’s.


It is Jane’s car.
It is my car.
It is mine.

reflexIve pronouns(DÖNÜSLÜLÜK ZAMIRLERI)

Bir eylemin özne ve nesnesi aynı kişi ya da eşya ise, o eylem dönüşlür. Dönüşlü zamirler (reflexive
pronouns) tekil şahıslar için “self”, çoğul şahıslar için “selves” ekleri kullanılarak yapılır. Aşağıdaki
tabloyu inceleyiniz.
PRONOUNS

I myself I cut myself with a knife (Bıçakla kendimi kestim)


you yourself/yourselves You cut yourself with a knife (Bıçakla kendini kestin)
he himself He cut himself with a knife (Bıçakla kendisini kesti)
she herself She cut herself with a knife (Bıçakla kendisini kesti)
we ourselves We cut ourselves with a knife (Bıçakla kendimizi kestik)
they themselves They cut themselves with a knife (Bıçakla kendilerini kestiler)

► Bu konuda en sık yapılan hatalardan birisi object pronouns ve reflexive pronouns kullanımlarını
birbirine karıştırmaktır. Aşağıdaki Türkçe cümleye bakın.
- I cut me with a knife. (Beni bıçakla kestim.)
Bu cümle yanlıştır, çünkü bu cümlede "beni" yerine "kendimi" kelimesi kullanılmalıdır. Yani burada
kullanılması gereken reflexive pronoun "myself" olmalıdır.
- I cut myself with a knife. (Kendimi bıçakla kestim.)

Aşağıda reflexive pronoun'ların kullanımlarına ilişkin örnekler verilmiştir.


- She fell off her bicycle and hurt herself. (Bisikletinden düştü ve kendini incitti.)
- I sometimes talk to myself. (Bazen kendimle konuşurum.)
- He saw himself in the mirror. (Kendisini aynada gördü.)
- They paid for themselves. (Kendi hesaplarını ödediler.)

► Reflexive pronoun üç temel durumda kullanılır.


- When the subject and object are the same (Özne ve nesne aynı olduğunda)
I hurt myself. (Kendimi incittim) (kendi kendimi)
The band call themselves "Dire Straits". (Grup kendine "Dire Straits" diyor.)
He shot himself. (Kendini vurdu) (kendi kendini)

- As the object of a preposition, referring to the subject (Özneyi gösteren bir edatın nesnesi olarak)
I bought a present for myself. (Kendim için bir hediye aldım.)
She did it by herself (=alone). Kendi kendine yaptı. (=tek başına)
That man is talking to himself. (Adam kendi kendine konuşuyor.)

**by+reflexive pronoun kullanımı;


Cümlede kendi başına anlamını vermek istediğimiz zamanlarda “by” ile dünüşlü zamir kullanmamız
gerekir. Aynı anlamı aynı zamanda on+possessive adjective+own kalıbı ile de veririz.
Jeremy did all the housework by himself = on his own.
They finished that project by themselves = on their own.

- When you want to emphasize the subject (Özneyi vurgulamak istediğiniz durumlarda)
I'll do it myself. (Kendim yapacağım.) (Hiçkimse bana yardım etmeyecek)
I myself came here.
They ate all the food themselves. (Bütün yemeği kendileri yediler.) (Başka hiçkimse yemedi)

EXAMPLES (ÖRNEK CÜMLELER)

Did you prepare yourself for the test? (Kendini sınava hazırladın mı?)
How did she injure herself? (Kendini nasıl yaraladı?)
Let's get ourselves some ice cream. (Hadi kendimize dondurma alalım.)
I myself drew this map. (Bu haritayı ben kendim çizdim.)
I cut myself with a knife. (Kendimi (elimi) bıçakla kestim.)
PRONOUNS

She fell off her bicycle and hurt herself. (Bisikletinden düştü ve kendini incitti.)
I sometimes talk to myself. (Bazen kendimle konuşurum.)
He saw himself in the mirror. (Kendini aynada gördü.)
They paid for themselves. (Kendi hesaplarını ödediler.)
I hurt myself. (Kendimi incittim.) (kendi kendimi)
The band call themselves "Cranberries". (Grup kendine "Cranberries" diyor.)
He shot himself. (Kendini vurdu.) (kendi kendini)
I bought a present for myself. (Kendime hediye aldım.)
She did it by herself (=alone). (Kendi kendine yaptı.) (tek başına)
That man is talking to himself. (O adam kendi kendine konuşuyor.)

DEMONSTRATIVE pronouns (ISARET ZAMIRLERI)

İşaret zamirleri konuşmacının nesne veya insanla olan münasebetini bildirirler ve Türkçe'de bu, şu,
bunlar, şunlar anlamında kullanılır.
This (bu) and these (bunlar) nesne veya insanın konuşmacıya yakın olduğunu bildirir. That (şu)
and those (şunlar) nesne veya insanın konuşmacıya uzak olduğunu bildirir. Bu fiziksel yakınlık ya da
uzaklık olabilir. Örneğin:
- Who owns that house? (uzak) (Şu evin sahibi kim?)
- Is this John's house? (yakın) (Bu John'un evi mi?)
Ya da bu psikolojik bir uzaklık da olabilir. Örneğin:
- That's nothing to do with me (uzak) (Benimle hiçbir alakası yok)
- This is a nice surprise! (yakın) (Bu ne güzel bir sürpriz!)

USE (KULLANIM)
► Before the noun. (İsimden önce)
- Can you see that house? (Şu evi görebiliyor musun?)

► Before the word 'one'. ('one' kelimesinden önce)


- This car looks cleaner than that one. (Bu araba, şundan daha temiz gözüküyor.)

► Before an adjective + noun. (Sıfat + isimden önce)


- Do you remember that graet day in London? (Londra'daki o mükemmel günü hatırlıyor musun?)

► Alone when the noun is 'understood'. (İsim önceden biliniyor ve anlaşılıyorsa tek başına
kullanılabilir.)
- I will never forget this. (Bunu asla unutmayacağım.)

► This veya that kullanımına karar veren kişi dinleyen değil, konuşandır. Dinleyen de cevap
verirken kendisine göre uzaklığı ve yakınlığı kararlaştıracaktır. Aşağıdaki örnek cümleleri
inceleyiniz.
- Is this a chair? (Bu bir sandalye midir?)
- Yes, it is a chair. (Evet, o bir sandalyedir.)
- Is this a pen? (Bu bir tükenmez kalem midir?)
- No, it is not a pen. (Hayır, o bir tükenmez kalem değildir.)

Some/Any (BIRAZ/HIÇ)
Some, biraz, birkaç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen, hem de sayılamayan isimlerle
birlikte kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle birlikte kullanıldığında birkaç, sayılamayan isimlerle
kullanıldığında ise biraz anlamlarına gelir.
PRONOUNS

Some, sayılabilen isimlerle kullanıldığı zaman isimler çoğul olur, sayılamayan isimlerle kullanıldığında
ise her zaman tekil olarak gelir. Birkaç istisna durum haricinde some her zaman olumlu cümlelerde
kullanılır. Bu istisna durumlar aşağıda açıklanacaktır.

EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There are some children in front of your house. (Evinizin önünde birkaç çocuk var.)
- There are some flowers in a vase on his table. (Masanın üstünde vazo içerisinde birkaç çiçek var.)
- Her mother has some pairs of shoes. (Annesinin birkaç çift ayakkabısı var.)
- Some people called the police this morning. (Birkaç kişi bu sabah polisi aradılar.)
Yukarıdaki cümlelerde some, sayılabilen isimlerle kullanılmaktadır ve isimler hep çoğul olarak
görülmektedir.

- There is some water in the bottle. (Şişede biraz su var.)


- I have got some money in my purse. (Cüzdanımda biraz param var.)
- Dad is going to buy some sugar. (Babam biraz şeker alacak.)
- He needs some medicine. (Biraz ilaca ihtiyacı var.)
Bu cümlelerde some sayılamayan isimlerle kullanılmıştır va tekil olarak düşünülmüştür.

► Some kelimesi normalde olumlu cümlelerde kullanılır. Fakat bazı durumlarda soru cümlelerinde de
kullanılabilir. Eğer soru cümlesini kuran kişi cevabın evet olacağını düşünüyor veya öyle bir cevap
umuyorsa, soru cümlesinde some kullanılabilir.
- Have you got some coffee? (Biraz kahveniz var mı?)
- Dad, can you give me some money? (Baba bana biraz para verir misin?)

► Some ayrıca, rica veya teklif anlamı içeren soru cümlelerinde de kullanılır. Bu cümleler yapı olarak
soru cümlesi olsa da, anlam olarak soru değil, rica veya teklif cümleleridir.
- Would you like some more orange juice? (Biraz daha portakal suyu alır mıydınız?)
- May I have some of your pens? (Kalemlerden birkaçını alabilir miyim?)

Any kelimesi hiç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle
kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle kullanıldığında her zaman çoğul, sayılamayan isimlerle
kullanıldığında ise hep tekil olur. Any kelimesi yalnızca olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.

EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There aren't any students in the classroom. (Sınıfta hiç öğrenci yok.)
- Are there any cars in the garage? (Garajda hiç araba var mı?)
- Did he bring any friends to the party last week? (Geçen hafta partiye hiç arkadaş getirdi mi?)
- Doesn't your teacher have any books on this subject? (Bu konu hakkında hocanızın hiç kitabı yok
mu?)
Yukarıdaki cümleler sayılabilen isimlerdir ve görüldüğü gibi hepsi çoğuldur.

- There isn't any jam in the fridge. (Buzdolabında hiç reçel yok.)
- Have you got any money in your purse? (Cüztdanında hiç para var mı?)
- Don't you eat any butter for breakfast? (Kahvaltıda hiç tereyağı yemez misin?)
► Any kelimesi, yalnızca If ve weather gibi bağlaçlarla birlikte kullanılırsa, olumlu cümlelerde
kullanılabilir.
- I'm not sure if/weather there is any jam in the jar. (Kavanozda reçel olup olmadığından emin
değilim.)
- I'll always help you if you have any problems. (Problemlerin olursa size daima yardımcı olacağım.)

INDEFINITE pronouns (BELGISIZ ZAMIRLER)


PRONOUNS

Bir önceki derste anlatılan some ve any kullanım kuralları, bu dersteki zamirler için de geçerlidir. Yani
olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde kullanımları aynıdır. Fakat anlam olarak birbirlerinden
farklıdırlar. Aşağıdaki tabloda, indefinite pronouns (belgisiz zamirler)in kullanımına ilişkin detaylı
açıklamalar ve örnekler verilmiştir.

somebody Birisi Somebody stole my wallet (Birisi cüzdanımı çaldı)


someone Birisi I saw somene outside. (Bahçede birisini gördüm.)
something Birşey There is something on your head. (Kafanda birşey var.)
somewher
Biryer I left my glassess somewhere. (Gözlüğünü bir yerde unuttum.)
e
anybody Hiç kimse / Herhangi bi kimse I didn't see anybody at home. (Evde kimseyi görmedim.)
Hiç kimse / Herhangi bir
anyone Is there anyone in the class? (Sınıfta kimse var mı?)
kimse
anything Hiçbir şey / Herhangi bir şey I didn't buy anything yesterday. (Dün hiçbir şey satın almadım.)
We didn't go anywhere last summer. (Geçen yaz hiçbir yere
anywhere Hiçbir yer / Herhangi bir yer
gitmedik.)
nobody Hiçbir yer I saw nobody at school. (Okulda hiç kimseyi görmedim)
noone Hiç kimse I met noone at the party. (Partide hiç kimseyle tanışmadım.)
nothing Hiçbir şey I sold nothing yesterday. (Dün hiçbir şey satmadım.)
nowhere Hiçbir yer I went nowhere last holiday. (Geçen tatil hiçbir yere gitmedim.)

EXAMPLES (ÖRNEKLER)

- They didn't see anyone/any body in the room. (Odada hiç kimseyi görmediler.)
- They saw no one / nobody in the room. (Odada hiç kimseyi görmediler.)
- He doesn't want anything. (Hiçbir şey istemiyor.)
- He wants nothing. (Hiçbir şey istemiyor.)
- I am not going anywhere. (Hiçbir yere gitmiyorum.)
- I am going nowhere. (Hiçbir yere gitmiyorum.)
- We want go to somewhere. (Bir yere gitmek istiyoruz.)
- The man is going to buy something. (Adam birşey alacak.)
- Your father is talking to somebody / someone. (Baban birisiyle konuşuyor.)
- Can anybody lift this heavy stone? (Herhangi biri bu taşı kaldırabilir mi?)
- Will you go anywhere? (Bir yere gidecek misin?)
- Do you want anything to read? (Okuyacak birşey istiyor musun?)

► No ile başlayan zamirler yapı olarak olumlu cümlede kullanılırlar, fakat anlamları olumsuzdur.
Bu durum Türkçe'de yoktur.
- I saw nobody at the party. (Partide hiç kimseyi görmedim.)
Bu cümlenin Türkçe'ye birebir çevrilmiş hali, "Partide hiçkimseyi gördüm" şeklindedir. Görüldüğü
gibi cümlede olumsuzluk eki not kullanılmamıştır, fakat cümlenin anlamı olumsuzdur.
► Any ile başlayan zamirler olumsuz cümlelerde kullanıldığında, hiç anlamındadır.
- I didn't see anybody at the party. (Partide hiç kimseyi görmedim.)

► Nobody ve somebody özne olarak kullanılabilirler ve daima tekil olarak düşünülürler.


- Somebody called my name. (Birisi ismimi söyledi.)
- Somebody always follows me. (Birisi beni her zaman takip eder.)

► Anybody de özne olarak kullanılır ancak o zaman herhangi biri anlamına gelir.
- No one / nobody is coming to my wedding. (Düğünüme kimse gelmiyor.)
PRONOUNS

- Anybody can cook an egg. (Herhangi bir kişi / herkes yumurta pişirebilir.)

► Some, bir, herhangi bir manasında kullanılır ve tekildir.


- Some day I'll be rich and help the poor. (Bir gün zengin olup fakirlere yardım edeceğim.)

► Any, (her, herhangi bir) manasında kullanılır ve olumlu mana verir. Tekil olarak düşünülür.
- Any man in my company can solve this problem. (Şirketimdeki herhangi bir kişi / herkes bu problemi
çözebilir.)
- Anything in this shop is expensive. (Bu dükkandaki herşey pahalıdır.)
- You can ride any horse in my stable. (Ahırımdaki her atı sürebilirsin.)

► No, (hiçbir ) manasında kullanılır. Bu manada kullanıldığı zaman hem tekil hem de çoğul olarak
kullanılabilir.
- No man in his village will invite you for dinner. (Köyünde hiçbir adam seni akşam yemeğine davet
etmez.)
- There is no bus now. We have to walk. (Şimdi bir otobüs yok. Yürümek zorundayız.)
- We slept in the car. Because there were no hotels in the town. (Arabada uyuduk. Çünkü kasabada
hiç otel yoktu.)

OTHER INDEFINITE PRONOUNS


Some of.. any of.. most of.. one of.. all of.. none of..

► SOME OF; sayılabilen isimlerle kullanıldığı zaman çoğul isim alır ve "bazıları veya bir kısmı"
anlamına gelir. Sayılamayan isimlerle kullanıldığında (bir kısmı) şeklinde çevrilir.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Some of the cars were new. (Arabalardan bazıları yeniydi.)
- Some of the student were answering the question. (Öğrencilerin bir kısmı sorulara cevap veriyordu.)
- Some of the money was stolen. (Paranın bir kısmı çalındı.)
- I found some of them. (Onların bazılarını buldum.)
- He drank some of the orange juice. (Portakal suyunun bir kısmını içti.)

► ANY OF; olumsuz cümlelerde "hiçbiri" anlamına gelir. Olumsuz cümlelerde özne olarak
kullanılamaz.

EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- I don't like any of them. (Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum.)
- They don't want to see any of us. (Hiçbirimizi görmek istemiyorlar.)
- I can't answer any of the questions. (Soruların hiçbirine cevap veremem.)

Any of; soru cümlelerinde ve olumlu cümlelerde "herhangi biri" anlamına gelir.
- Have you seen any of them? (Onlardan herhangi birini gördün mü?)

► MOST OF; "çoğu" anlamına gelir.

EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Most of the students were listening to the teacher. (Öğrencilerin çoğu öğretmeni dinliyordu.)
- Most of them wanted to stay here. (Onların çoğu burada kalmak istiyordu.)
- I answered most of the questions. (Soruların çoğuna cevap verdim.)
- Most of us were ready. (Çoğumuz hazırdık.)
PRONOUNS

► ONE OF; "biri" anlamına gelir ve tekil fiille kullanılır.


EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- One of the boys was ill. (Çocuklardan biri hastaydı.)
- One of them was waiting for you. (Onlardan biri seni bekliyordu.)
- I liked one of the cars. (Arabalardan biri hoşuma gitti.)
- One of the players is ill. (Oyunculardan biri hasta.)

► ALL OF; "hepsi" anlamına gelir.


EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- All of the animals were hungry. (Hayvanların hepsi açtı.)
- All of us were waiting for the teacher. (Hepimiz öğretmeni bekliyorduk.)
- He didn't eat all of the apples. (Elmaların hepsini yemedi.)

► NONE ; None tek başına kullanılır ve "hiçbir şey, hiç kimse" manalarında kullanılır. Bunlardan
hangisinin yerinde kullanıldığı cümlenin gelişinden veya olayların akışından anlaşılır.
A: Have you got any brothers? (Hiç kardeşiniz var mı?)
B: None. ( I have none.) (Hiç yok.)

A: How much money do you want? (Ne kadar para istiyorsun?)


B: None. (I want none.) (Hiç istemiyorum.)

► NONE OF; none of (hiçbirisi) anlamında kullanılır. Tekil ya da çoğul olarak kullanılabilmektedir.
Çoğul olarak kullanımı daha yaygındır. Olumlu cümlelerde kullanılır ve olumsuz mana verir.
- None of the boys are / is happy. (Çocuklardan hiçbiri mutlu değil.)
- None of them want / wants to go. (Onların hiçbirisi gitmek istemiyor.)

►BOTH, SEVERAL, MANY, FEW zamir olarak çoğul fiiler ile kullanılır.
-Few are unhappy with the result of the project.
-Many students are aware of their learning process but several don’t care much.
-I have two cats. Both are males

►ONE, EITHER, NEITHER, EACH, ENOUGH zamirleri tekil fiil ile kullanılır.
-I have two cats. One has yellow fur, the other has black fur.
-There are two students in the garden. Neither of them is in my class.

►ALL, MOST, NONE, SOME, ANY yukarıda verilen benzer kullanımlarda da olduğu gibi sayılabilen
isimlerde çoğul fiiler ile, sayılamayan isimlerde tekil fiil ile kullanılır.
-I had a lot of money on the way to Bodrum. Most is gone with my stolen bag.
-Many people in this cafe smoke in the garden. Some are non-smokers.

►ONE ve YOU herhangi biri anlamında kullanılabilir. THEY zamiri belli bir gruba gönderme yapar.
-They say that Aleyna Tilki has some surgical operations.
-One can do whatever they want if they feel their own strengths.
-You can not be successful without revising regularly.

ONE/ONES
► One sayılabilen tekil isimlerin, ones ise sayılabilen çoğul isimlerin yerine kullanılır.
-Of the two students in the garden, the one with the jacket has lost his parents.
-The ones wtihout any books or notebooks will get a low performance mark.

FORMS of “OTHER”
PRONOUNS

Other’ın çeşitli kullanımları vardır. Gelecek tablolarda ve örneklerde “book” kelimesi bir sembol
olarak kullanılmıştır. Şimdi bunlara bir göz atalım.
1. INDEFINITE

Adjective Pronoun

another book another

other books others

Another book, one more book/an extra book anlamındadır. Türkçeye, bir başka kitap, ekstradan bir
kitap daha biçiminde çevrilir.
- When I had no reply to my first message, I sent Tina another message.(Bir mesaj daha)
Another, zamir olarak kullanılır ve bir başka anlamındadır.
- The cookies are wonderful. May I have another (one)?
- Germany is one European country, and France is another.
Other books, Türkçeye başka kitaplar ya da diğer kitaplar biçiminde çevrilir. Sayısı belli olmayan bir
grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılınca kullanılır.
- We’re ten students in the class. I’m from Turkey, but the rest of the students are from other
countries.
Others; başkaları, diğerleri anlamındadır. Zamir olarak kullanılır. Burada da sayısı belli olmayan bir
grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılır.
- While some people are opposed to the government’s new policy, others are in favor of it.

Not:
Others, genelde some ..., others ... biçiminde kullanılır.
- Some novels are easy to read, but others are quite difficult.
- Some students like mathematics while others prefer literature.
Not:
Other gibi başka anlamında kullanılabilen “else”, ismi niteleyen sıfat gibi işlev görmekten çok who,
what, etc. gibi soru zamirleriyle yada anyone, someone, etc. gibi belgisiz zamirlerle kullanılır.
- Who else did you see at the party? (Partide başka kimi gördün?)
- What else will you tell him?
- Has anyone else missed the bus?
- Someone else could help you.

Not:
Sağına bir isim almaksızın, tek başına other kullanılmaz.
Correct: They need the other.
Correct: They need another.
Correct: They need the others.
Correct: They need others.
Incorrect: They need other

2. DEFINITE

Adjective Pronoun

the other book the other


PRONOUNS

the other books the others

The other book, bir grubun içindeki son nesne ya da kişiye gönderme yapıldığında kullanılır. “The last
(one)” biçiminde düşünülebilir. Türkçeye diğer kitap biçiminde çevrilir.
- We have two major problems. One is housing and the other problem is pollution.
The other, diğeri anlamındadır. Zamir olarak kullanılır. Burada da bir grubun içindeki son nesne ya da
kişiye gönderme yapılır.
- There’re three people in the room. Two of them are chatting, and the other is watching TV.
The other books, sayısı belli olan bir grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılınca
kullanılır. Diğer kitaplar anlamındadır.
- Normally I have five dictionaries, but now I have only one with me. The other dictionaries are at
home.
The others, Türkçeye diğerleri biçiminde çevrilir. Burada da sayısı belli olan bir grubun geride
kalan elemanlarına gönderme yapılır.
- Out of 20 students, just 3 failed. The others passed the exam.
Other’ın çeşitli kullanımlarını gördükten sonra şimdi de dikkat etmemiz gereken bir kaç noktaya daha
değinelim.

another + plural noun → another + a number(two, three, four..) + Plural Noun


another books → another two books another days →another two days
another pencils → another three pencils another miles →another three miles
another dictionaries → another four dictionaries another dollars →another five dollars
Yukarıdaki örneklerde de gösterildiği gibi normalde another’dan sonra Plural Noun gelmez; ancak
another’dan hemen sonra two, three, four, etc. gibi nicelik belirten bir ifade kullanılırsa another’dan
sonra Plural Noun gelebilir.

some, any, many, two, three, four, etc. + other / the other / another
Yaukarıdaki formülde de gösterildiği gibi some, any, many, two, three, etc. gibi nicelik belirten
determiner’lar ile the other ve another gibi determiner’lar ile başlayan yapılar art arda kullanılamaz.
Bunun sebebi İngilizcede art arda iki belirtecin (determiner) kullanılamamasıdır.
- some the other / other questions.
- any another / other pencil.
- many the other / other computers.
- three the other / other students.

the others / others + noun


Yukarıda da gösterildiği gibi sonu “s” ile biten zamirlerden sonra isim gelmez. Çünkü burada “s” zaten
isim işlevi görmektedir.
- the others tables →the others / the other tables
- others tables →others / other tables
- the others people →the others / the other people
- others people →others / other people

Each Other and One Another


Each other ve one another; birbirimize, birbirinize anlamındadır. Günümüz İngilizcesinde aralarında
bir fark olmamakla birlikte genel ifadeler için daha çok “one another” kullanılırken daha spesifik
durumlarda “each other” tercih edilmektedir.
- Nowadays people don’t trust one another. (general)
- The couple don’t seem to like each other any more. (specific)

Each Other’s / One Another’s


PRONOUNS

Her iki ifadede iyelik bildiren ‘s kullanılabilir.


- Caner and Cenk were looking at each other’s/one another’s project.
―selves / Each Other(One Another)
-selves ile each other(one another) arasındaki farka dikkat ediniz.
- Ali and Recep are talking to themselves. (Ali kendi kendine, Recep kendi kendine konuşuyor.)
- Ali and Recep are talking to each other(one another). (Ali ve Recep karşılıklı olarak birbirleriyle
konuşuyor.)
Every other + a singular noun
İki haftada bir, iki günde bir (gün aşırı), iki saatte bir, iki dakikada bir, vs. gibi ifadelerde yukarıdaki
formül uygulanır.
- I go to the gym every other day. (İki günde bir jimnastiğe giderim.)
- The meeting is held every other month. (Toplantı iki ayda bir yapılır.)
Not:
Altta bulunan ifadelerin aynı anlama sahip olduğuna dikkat ediniz.
every other day = every two days (İki günde bir)
every other week = every two weeks (İki haftada bir)
every other month = every two months (İki ayda bir)

You might also like