Professional Documents
Culture Documents
I (Ben)
You (Sen)
He (Erkekler için O)
She (Kadınlar için O)
(Cansız / hayvanlar için
It
O)
We (Biz)
You (Siz)
They (Onlar)
Aşağıdaki örneklerde, cümle içindeki ismin yerini alan şahıs zamirlerini inceleyiniz.
John (He)
Mary (She)
John and Mary (They)
John, Mary and me (We)
My dog (It)
My dog and cat (They)
My dog, cat and you (You)
My dog, cat and me (We)
You and Joe (You)
Joe and Michelle (They)
Nesne zamirleri, cümlede nesne durumundaki ismin yerini alırlar. Aşağıdaki tabloları inceleyiniz.
I Ben Me Beni/Bana
You Sen You Seni/Sana
He O (erkek) Him Onu/Ona
She O (kadın) Her Onu/Ona
It O (cansız/hayvan) It Onu/Ona
We Biz Us Bizi/Bize
You Siz You Sizi/Size
They Onlar Them Onları/Onlara
Subjec Objec
t t
I I know Sue (Sue'yu tanıyorum) Sue knows me (Sue beni tanır) me
You know Sue (Sue'yu
You Sue knows you (Sue seni tanır) you
tanıyorsun)
He He knows Sue (O Sue'yu tanır) Sue knows him (Sue onu tanır) him
PRONOUNS
She She knows Sue (O Sue'yu tanır) Sue knows her (Sue onu tanır) her
We We know Sue (Sue'yu tanırız) Sue knows us (Sue bizi tanır) us
Sue knows them (Sue onları
They They know Sue (Sue'yu tanırlar) them
tanır)
GENEL AÇIKLAMALAR
► Şahıs zamirlerinin -i, -e halleri cümlede fiillerden sonra yer alır. Bu zamirler isimlerin yerine
kullanılır ve kendilerinden önce edat (preposition) olabilir.
I like Burak and Taner. (Burak ve Taner'i severim.)
► İyelik zamirleri bazı fiillerden sonra “-i, -e” hallerinin dışında anlam kazanırlar.
They met him at 9 00. (Onunla saat 9'da buluştular.)
- It is me. (Benim)
- Who wants an apple? (Kim bir elma istiyor?)
- Who is that man? Why are you looking at him? (Şu adam kim? Niçin ona bakıyorsun?)
- We are going to the theatre. Do you want to come with us? (Biz tiyatroya gidiyoruz. Bizimle gelmek
ister misin?)
I Ben My Benim
You Sen Your Senin
He O (erkek) His Onun
She O (kadın) Her Onun
It O (cansız/hayvan) Its Onun
We Biz Our Bizim
You Siz Your Sizin
They Onlar Their Onların
Note: Possessive ‘s as possessive adjective => Niteleme sıfatı konumunda ismin kendisine aitlik
anlamı veren ‘s eki getirerek aitlik belirtebiliriz.
Ali’nin arabası => Ali’s car
My father’s name is Cevat.
Possessive pronouns Türkçe'ye genelde, benim ki, senin ki, onun ki diye çevrilen kelimelerdir. En
önemli özelliği kendisinden sonra isim kullanılmamasıdır. Aşağıdaki tabloları ve örnekleri
inceleyiniz.
KULLANIM
► Possessive Adjectives'lerden (my, your, his) sonra mutlaka bir isim kullanırız.
- My hands are cold. (Ellerim soğuktur.)
- My book is expensive. (Onun kitabı pahalıdır)
- Her teacher is from Canada. (Onun öğretmeni Kanada'lıdır.)
► Possessive Pronouns'lardan (mine, your, hers) bir isim kullanamayız. Aşağıdaki tabloyu
inceleyiniz.
Possessive Adjectives Possessive Pronouns
It is my book (O benim kitabımdır) It is mine (O benimkidir)
It is your book (O senin kitabındır) It is yours (O seninkidir)
It is his book (O, onun kitabıdır) It is his (O, onunkidir)
It is her book (O, onun kitabıdır) It is hers (O, onunkidir)
It is our book (O bizim kitabımızdır) It is ours (O, bizimkidir)
It is their book (O, onların kitabıdır) It is their (O, onlarınkidir)
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Is this pen mine or yours? (Bu kalem benim ki mi, senin ki mi?)
- I didn't have an umbrella. Sue gave me hers. (Benim şemsiyem yoktu. Ann kendisininkini bana
verdi.)
- It is our problem. Not theirs. (Bu bizim problemimiz. Onların değil.)
PossessIve ‘s
PRONOUNS
► İyelik sahiplik bildirir ve bir ismin sonuna basitçe bir (‘s) getirilerek yapılır. Aşağıdaki örnekleri
inceleyiniz.
- John's car (John'un arabası)
- Jane's book (Jane'in kitabı)
► sonu zaten -s ile biten isimlerin sonuna iyelik getirmek için sadece ' (apostrof) getirilir:
The Pepins' house is the big blue one on the corner. (Pepinlerin evi köşede büyük, mavi olandır.)X
The lions' usual source of water has dried up. (Aslanların su kaynakları kurudu)
The babies' beds were all in a row. (Bebeklerin yatakları sıra halinde duruyor.)
► İngilizce'de isim tamlamaları iki farklı şekilde yapılır. Birincisi bir şahsa ait herhangi birşeyden
bahsederken kullanılırlar. Bu durumda Türkçe'mizdeki -nın, -nin, -nün, -nun eki karşılığı olarak şahıs
isminin sonuna bir ters virgülle bağlanmış “s” getirilir.
► İkinci çeşitlerde ise tamamlayan isim bir şahıs değildir, eşyadır. Örneğin: “Evin kapısı” veya
“odanın penceresi” demek istenirse Türkçe'dekinden farklı bir durum ortaya çıkar. İngilizce'de
tamamlanan isim başta kullanılır. Yani arabanın kapısı yerine kapısı arabanın şeklinde bir sıralama
izlenir ve iki kelimenin arasına "of" koyulur. Her zaman geçerli olmasa da, genelde insanlardan
bahsederken 's takısı, eşyalardan bahsederken ise de "of" kullanılır.
Bir eylemin özne ve nesnesi aynı kişi ya da eşya ise, o eylem dönüşlür. Dönüşlü zamirler (reflexive
pronouns) tekil şahıslar için “self”, çoğul şahıslar için “selves” ekleri kullanılarak yapılır. Aşağıdaki
tabloyu inceleyiniz.
PRONOUNS
► Bu konuda en sık yapılan hatalardan birisi object pronouns ve reflexive pronouns kullanımlarını
birbirine karıştırmaktır. Aşağıdaki Türkçe cümleye bakın.
- I cut me with a knife. (Beni bıçakla kestim.)
Bu cümle yanlıştır, çünkü bu cümlede "beni" yerine "kendimi" kelimesi kullanılmalıdır. Yani burada
kullanılması gereken reflexive pronoun "myself" olmalıdır.
- I cut myself with a knife. (Kendimi bıçakla kestim.)
- As the object of a preposition, referring to the subject (Özneyi gösteren bir edatın nesnesi olarak)
I bought a present for myself. (Kendim için bir hediye aldım.)
She did it by herself (=alone). Kendi kendine yaptı. (=tek başına)
That man is talking to himself. (Adam kendi kendine konuşuyor.)
- When you want to emphasize the subject (Özneyi vurgulamak istediğiniz durumlarda)
I'll do it myself. (Kendim yapacağım.) (Hiçkimse bana yardım etmeyecek)
I myself came here.
They ate all the food themselves. (Bütün yemeği kendileri yediler.) (Başka hiçkimse yemedi)
Did you prepare yourself for the test? (Kendini sınava hazırladın mı?)
How did she injure herself? (Kendini nasıl yaraladı?)
Let's get ourselves some ice cream. (Hadi kendimize dondurma alalım.)
I myself drew this map. (Bu haritayı ben kendim çizdim.)
I cut myself with a knife. (Kendimi (elimi) bıçakla kestim.)
PRONOUNS
She fell off her bicycle and hurt herself. (Bisikletinden düştü ve kendini incitti.)
I sometimes talk to myself. (Bazen kendimle konuşurum.)
He saw himself in the mirror. (Kendini aynada gördü.)
They paid for themselves. (Kendi hesaplarını ödediler.)
I hurt myself. (Kendimi incittim.) (kendi kendimi)
The band call themselves "Cranberries". (Grup kendine "Cranberries" diyor.)
He shot himself. (Kendini vurdu.) (kendi kendini)
I bought a present for myself. (Kendime hediye aldım.)
She did it by herself (=alone). (Kendi kendine yaptı.) (tek başına)
That man is talking to himself. (O adam kendi kendine konuşuyor.)
İşaret zamirleri konuşmacının nesne veya insanla olan münasebetini bildirirler ve Türkçe'de bu, şu,
bunlar, şunlar anlamında kullanılır.
This (bu) and these (bunlar) nesne veya insanın konuşmacıya yakın olduğunu bildirir. That (şu)
and those (şunlar) nesne veya insanın konuşmacıya uzak olduğunu bildirir. Bu fiziksel yakınlık ya da
uzaklık olabilir. Örneğin:
- Who owns that house? (uzak) (Şu evin sahibi kim?)
- Is this John's house? (yakın) (Bu John'un evi mi?)
Ya da bu psikolojik bir uzaklık da olabilir. Örneğin:
- That's nothing to do with me (uzak) (Benimle hiçbir alakası yok)
- This is a nice surprise! (yakın) (Bu ne güzel bir sürpriz!)
USE (KULLANIM)
► Before the noun. (İsimden önce)
- Can you see that house? (Şu evi görebiliyor musun?)
► Alone when the noun is 'understood'. (İsim önceden biliniyor ve anlaşılıyorsa tek başına
kullanılabilir.)
- I will never forget this. (Bunu asla unutmayacağım.)
► This veya that kullanımına karar veren kişi dinleyen değil, konuşandır. Dinleyen de cevap
verirken kendisine göre uzaklığı ve yakınlığı kararlaştıracaktır. Aşağıdaki örnek cümleleri
inceleyiniz.
- Is this a chair? (Bu bir sandalye midir?)
- Yes, it is a chair. (Evet, o bir sandalyedir.)
- Is this a pen? (Bu bir tükenmez kalem midir?)
- No, it is not a pen. (Hayır, o bir tükenmez kalem değildir.)
Some/Any (BIRAZ/HIÇ)
Some, biraz, birkaç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen, hem de sayılamayan isimlerle
birlikte kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle birlikte kullanıldığında birkaç, sayılamayan isimlerle
kullanıldığında ise biraz anlamlarına gelir.
PRONOUNS
Some, sayılabilen isimlerle kullanıldığı zaman isimler çoğul olur, sayılamayan isimlerle kullanıldığında
ise her zaman tekil olarak gelir. Birkaç istisna durum haricinde some her zaman olumlu cümlelerde
kullanılır. Bu istisna durumlar aşağıda açıklanacaktır.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There are some children in front of your house. (Evinizin önünde birkaç çocuk var.)
- There are some flowers in a vase on his table. (Masanın üstünde vazo içerisinde birkaç çiçek var.)
- Her mother has some pairs of shoes. (Annesinin birkaç çift ayakkabısı var.)
- Some people called the police this morning. (Birkaç kişi bu sabah polisi aradılar.)
Yukarıdaki cümlelerde some, sayılabilen isimlerle kullanılmaktadır ve isimler hep çoğul olarak
görülmektedir.
► Some kelimesi normalde olumlu cümlelerde kullanılır. Fakat bazı durumlarda soru cümlelerinde de
kullanılabilir. Eğer soru cümlesini kuran kişi cevabın evet olacağını düşünüyor veya öyle bir cevap
umuyorsa, soru cümlesinde some kullanılabilir.
- Have you got some coffee? (Biraz kahveniz var mı?)
- Dad, can you give me some money? (Baba bana biraz para verir misin?)
► Some ayrıca, rica veya teklif anlamı içeren soru cümlelerinde de kullanılır. Bu cümleler yapı olarak
soru cümlesi olsa da, anlam olarak soru değil, rica veya teklif cümleleridir.
- Would you like some more orange juice? (Biraz daha portakal suyu alır mıydınız?)
- May I have some of your pens? (Kalemlerden birkaçını alabilir miyim?)
Any kelimesi hiç anlamında kullanılmaktadır ve hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle
kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle kullanıldığında her zaman çoğul, sayılamayan isimlerle
kullanıldığında ise hep tekil olur. Any kelimesi yalnızca olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- There aren't any students in the classroom. (Sınıfta hiç öğrenci yok.)
- Are there any cars in the garage? (Garajda hiç araba var mı?)
- Did he bring any friends to the party last week? (Geçen hafta partiye hiç arkadaş getirdi mi?)
- Doesn't your teacher have any books on this subject? (Bu konu hakkında hocanızın hiç kitabı yok
mu?)
Yukarıdaki cümleler sayılabilen isimlerdir ve görüldüğü gibi hepsi çoğuldur.
- There isn't any jam in the fridge. (Buzdolabında hiç reçel yok.)
- Have you got any money in your purse? (Cüztdanında hiç para var mı?)
- Don't you eat any butter for breakfast? (Kahvaltıda hiç tereyağı yemez misin?)
► Any kelimesi, yalnızca If ve weather gibi bağlaçlarla birlikte kullanılırsa, olumlu cümlelerde
kullanılabilir.
- I'm not sure if/weather there is any jam in the jar. (Kavanozda reçel olup olmadığından emin
değilim.)
- I'll always help you if you have any problems. (Problemlerin olursa size daima yardımcı olacağım.)
Bir önceki derste anlatılan some ve any kullanım kuralları, bu dersteki zamirler için de geçerlidir. Yani
olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde kullanımları aynıdır. Fakat anlam olarak birbirlerinden
farklıdırlar. Aşağıdaki tabloda, indefinite pronouns (belgisiz zamirler)in kullanımına ilişkin detaylı
açıklamalar ve örnekler verilmiştir.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- They didn't see anyone/any body in the room. (Odada hiç kimseyi görmediler.)
- They saw no one / nobody in the room. (Odada hiç kimseyi görmediler.)
- He doesn't want anything. (Hiçbir şey istemiyor.)
- He wants nothing. (Hiçbir şey istemiyor.)
- I am not going anywhere. (Hiçbir yere gitmiyorum.)
- I am going nowhere. (Hiçbir yere gitmiyorum.)
- We want go to somewhere. (Bir yere gitmek istiyoruz.)
- The man is going to buy something. (Adam birşey alacak.)
- Your father is talking to somebody / someone. (Baban birisiyle konuşuyor.)
- Can anybody lift this heavy stone? (Herhangi biri bu taşı kaldırabilir mi?)
- Will you go anywhere? (Bir yere gidecek misin?)
- Do you want anything to read? (Okuyacak birşey istiyor musun?)
► No ile başlayan zamirler yapı olarak olumlu cümlede kullanılırlar, fakat anlamları olumsuzdur.
Bu durum Türkçe'de yoktur.
- I saw nobody at the party. (Partide hiç kimseyi görmedim.)
Bu cümlenin Türkçe'ye birebir çevrilmiş hali, "Partide hiçkimseyi gördüm" şeklindedir. Görüldüğü
gibi cümlede olumsuzluk eki not kullanılmamıştır, fakat cümlenin anlamı olumsuzdur.
► Any ile başlayan zamirler olumsuz cümlelerde kullanıldığında, hiç anlamındadır.
- I didn't see anybody at the party. (Partide hiç kimseyi görmedim.)
► Anybody de özne olarak kullanılır ancak o zaman herhangi biri anlamına gelir.
- No one / nobody is coming to my wedding. (Düğünüme kimse gelmiyor.)
PRONOUNS
- Anybody can cook an egg. (Herhangi bir kişi / herkes yumurta pişirebilir.)
► Any, (her, herhangi bir) manasında kullanılır ve olumlu mana verir. Tekil olarak düşünülür.
- Any man in my company can solve this problem. (Şirketimdeki herhangi bir kişi / herkes bu problemi
çözebilir.)
- Anything in this shop is expensive. (Bu dükkandaki herşey pahalıdır.)
- You can ride any horse in my stable. (Ahırımdaki her atı sürebilirsin.)
► No, (hiçbir ) manasında kullanılır. Bu manada kullanıldığı zaman hem tekil hem de çoğul olarak
kullanılabilir.
- No man in his village will invite you for dinner. (Köyünde hiçbir adam seni akşam yemeğine davet
etmez.)
- There is no bus now. We have to walk. (Şimdi bir otobüs yok. Yürümek zorundayız.)
- We slept in the car. Because there were no hotels in the town. (Arabada uyuduk. Çünkü kasabada
hiç otel yoktu.)
► SOME OF; sayılabilen isimlerle kullanıldığı zaman çoğul isim alır ve "bazıları veya bir kısmı"
anlamına gelir. Sayılamayan isimlerle kullanıldığında (bir kısmı) şeklinde çevrilir.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Some of the cars were new. (Arabalardan bazıları yeniydi.)
- Some of the student were answering the question. (Öğrencilerin bir kısmı sorulara cevap veriyordu.)
- Some of the money was stolen. (Paranın bir kısmı çalındı.)
- I found some of them. (Onların bazılarını buldum.)
- He drank some of the orange juice. (Portakal suyunun bir kısmını içti.)
► ANY OF; olumsuz cümlelerde "hiçbiri" anlamına gelir. Olumsuz cümlelerde özne olarak
kullanılamaz.
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- I don't like any of them. (Onların hiçbirinden hoşlanmıyorum.)
- They don't want to see any of us. (Hiçbirimizi görmek istemiyorlar.)
- I can't answer any of the questions. (Soruların hiçbirine cevap veremem.)
Any of; soru cümlelerinde ve olumlu cümlelerde "herhangi biri" anlamına gelir.
- Have you seen any of them? (Onlardan herhangi birini gördün mü?)
EXAMPLES (ÖRNEKLER)
- Most of the students were listening to the teacher. (Öğrencilerin çoğu öğretmeni dinliyordu.)
- Most of them wanted to stay here. (Onların çoğu burada kalmak istiyordu.)
- I answered most of the questions. (Soruların çoğuna cevap verdim.)
- Most of us were ready. (Çoğumuz hazırdık.)
PRONOUNS
► NONE ; None tek başına kullanılır ve "hiçbir şey, hiç kimse" manalarında kullanılır. Bunlardan
hangisinin yerinde kullanıldığı cümlenin gelişinden veya olayların akışından anlaşılır.
A: Have you got any brothers? (Hiç kardeşiniz var mı?)
B: None. ( I have none.) (Hiç yok.)
► NONE OF; none of (hiçbirisi) anlamında kullanılır. Tekil ya da çoğul olarak kullanılabilmektedir.
Çoğul olarak kullanımı daha yaygındır. Olumlu cümlelerde kullanılır ve olumsuz mana verir.
- None of the boys are / is happy. (Çocuklardan hiçbiri mutlu değil.)
- None of them want / wants to go. (Onların hiçbirisi gitmek istemiyor.)
►BOTH, SEVERAL, MANY, FEW zamir olarak çoğul fiiler ile kullanılır.
-Few are unhappy with the result of the project.
-Many students are aware of their learning process but several don’t care much.
-I have two cats. Both are males
►ONE, EITHER, NEITHER, EACH, ENOUGH zamirleri tekil fiil ile kullanılır.
-I have two cats. One has yellow fur, the other has black fur.
-There are two students in the garden. Neither of them is in my class.
►ALL, MOST, NONE, SOME, ANY yukarıda verilen benzer kullanımlarda da olduğu gibi sayılabilen
isimlerde çoğul fiiler ile, sayılamayan isimlerde tekil fiil ile kullanılır.
-I had a lot of money on the way to Bodrum. Most is gone with my stolen bag.
-Many people in this cafe smoke in the garden. Some are non-smokers.
►ONE ve YOU herhangi biri anlamında kullanılabilir. THEY zamiri belli bir gruba gönderme yapar.
-They say that Aleyna Tilki has some surgical operations.
-One can do whatever they want if they feel their own strengths.
-You can not be successful without revising regularly.
ONE/ONES
► One sayılabilen tekil isimlerin, ones ise sayılabilen çoğul isimlerin yerine kullanılır.
-Of the two students in the garden, the one with the jacket has lost his parents.
-The ones wtihout any books or notebooks will get a low performance mark.
FORMS of “OTHER”
PRONOUNS
Other’ın çeşitli kullanımları vardır. Gelecek tablolarda ve örneklerde “book” kelimesi bir sembol
olarak kullanılmıştır. Şimdi bunlara bir göz atalım.
1. INDEFINITE
Adjective Pronoun
Another book, one more book/an extra book anlamındadır. Türkçeye, bir başka kitap, ekstradan bir
kitap daha biçiminde çevrilir.
- When I had no reply to my first message, I sent Tina another message.(Bir mesaj daha)
Another, zamir olarak kullanılır ve bir başka anlamındadır.
- The cookies are wonderful. May I have another (one)?
- Germany is one European country, and France is another.
Other books, Türkçeye başka kitaplar ya da diğer kitaplar biçiminde çevrilir. Sayısı belli olmayan bir
grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılınca kullanılır.
- We’re ten students in the class. I’m from Turkey, but the rest of the students are from other
countries.
Others; başkaları, diğerleri anlamındadır. Zamir olarak kullanılır. Burada da sayısı belli olmayan bir
grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılır.
- While some people are opposed to the government’s new policy, others are in favor of it.
Not:
Others, genelde some ..., others ... biçiminde kullanılır.
- Some novels are easy to read, but others are quite difficult.
- Some students like mathematics while others prefer literature.
Not:
Other gibi başka anlamında kullanılabilen “else”, ismi niteleyen sıfat gibi işlev görmekten çok who,
what, etc. gibi soru zamirleriyle yada anyone, someone, etc. gibi belgisiz zamirlerle kullanılır.
- Who else did you see at the party? (Partide başka kimi gördün?)
- What else will you tell him?
- Has anyone else missed the bus?
- Someone else could help you.
Not:
Sağına bir isim almaksızın, tek başına other kullanılmaz.
Correct: They need the other.
Correct: They need another.
Correct: They need the others.
Correct: They need others.
Incorrect: They need other
2. DEFINITE
Adjective Pronoun
The other book, bir grubun içindeki son nesne ya da kişiye gönderme yapıldığında kullanılır. “The last
(one)” biçiminde düşünülebilir. Türkçeye diğer kitap biçiminde çevrilir.
- We have two major problems. One is housing and the other problem is pollution.
The other, diğeri anlamındadır. Zamir olarak kullanılır. Burada da bir grubun içindeki son nesne ya da
kişiye gönderme yapılır.
- There’re three people in the room. Two of them are chatting, and the other is watching TV.
The other books, sayısı belli olan bir grubun geride kalan elemanlarına gönderme yapılınca
kullanılır. Diğer kitaplar anlamındadır.
- Normally I have five dictionaries, but now I have only one with me. The other dictionaries are at
home.
The others, Türkçeye diğerleri biçiminde çevrilir. Burada da sayısı belli olan bir grubun geride
kalan elemanlarına gönderme yapılır.
- Out of 20 students, just 3 failed. The others passed the exam.
Other’ın çeşitli kullanımlarını gördükten sonra şimdi de dikkat etmemiz gereken bir kaç noktaya daha
değinelim.
some, any, many, two, three, four, etc. + other / the other / another
Yaukarıdaki formülde de gösterildiği gibi some, any, many, two, three, etc. gibi nicelik belirten
determiner’lar ile the other ve another gibi determiner’lar ile başlayan yapılar art arda kullanılamaz.
Bunun sebebi İngilizcede art arda iki belirtecin (determiner) kullanılamamasıdır.
- some the other / other questions.
- any another / other pencil.
- many the other / other computers.
- three the other / other students.