You are on page 1of 24

7.10.

2021

Uygulanan yükler altında zemin davranışının tahmin edilebilmesi için zemin parametrelerinin
gerekli derinliğe kadar bilinmesi gereklidir. Zemin parametreleri laboratuvar ve arazi deneyleri
yardımı ile belirlenebilmektedir.

Arazi deneylerine duyulan gereksinim aşağıda sıralanan maddelere bağlı olarak açıklanabilir.

• Killi zeminlerden örselenmemiş numune alınabilmesine karşın alınan numunedeki gerilme


durumu değişiminden dolayı tam anlamı ile örselenmemiş sayılamayacağı bilinmektedir.
Ayrıca; numune alma işlemi sırasında fiziksel etkiler nedeni ile az veya çok örselenmeler

ARAZİ DENEYLERİ meydana gelmektedir.

• Örselenme etkisi göz ardı edilse bile laboratuvarda üzerinde deney yapılan numune alındığı
tabakanın çok küçük bir parçasını temsil ettiğinden bu numune için elde edilen özellikler tüm
tabakayı temsil etmeyebilir.

• Arazi deney yöntemlerinde laboratuvardaki gibi gerilme şartlarının tekrar oluşturulma sorunu
DOÇ. DR. ERDAL UNCUOĞLU yoktur.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
2019 • Kohezyonsuz zeminlerden örselenmemiş numune alma son derece zor ve pahalıdır. Bununla
birlikte; hassas ve yumuşak killerde, özellikle, büyük derinliklerde örselenmemiş numune
almak son derece zordur.

1 2

Zeminin türü ve yeraltı su seviyesi arazi deneyinin tipine karar vermede önemlidir. Arazi
deneylerinin en önemli avantajları ise aşağıda sıralandığı gibidir.
Zemin etütleri kapsamında zeminin yerinde sıkılık veya kıvam durumunu
• Deneyler, gerçek gerilme durumu ve anizotropi koşulları altında yapılır.
belirlemek amacı ile arazi deneyleri yapılmaktadır.
• Arazi deneylerinin sonuçları hızlı bir şekilde elde edilir.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan arazi deneyleri aşağıda sıralanmıştır.
• Bazı arazi deneyleri bir amaç için yapılırken bazı arazi deneyleri birden fazla amaç için
yapılabilmektedir. • Standart Penetrasyon Deneyi (SPT)
Arazi deneyleri, yıllar süren araştırmalar boyunca, laboratuvar deneylerini tamamlama amacı ile
• Konik Penetrasyon Deneyi (CPT)
geliştirilmiştir. Aslında; laboratuvar deneylerinin eksiklikleri arazi deneylerinin avantajları ile
dengelenirken tersi durum da geçerlidir. Bu yüzden; en iyi arazi araştırma programı, arazi ve • Pressiyometre Deneyi (PMT)
laboratuvar deneylerinin birleşiminden oluşmaktadır.
• Arazi Kanatlı Kesici Vane Deneyi (VST)

• Plaka Yükleme Deneyi (PLT)

3 4

1
7.10.2021

1927 yılında geliştirilmiş olan Standart Penetrasyon Deneyi (SPT), günümüzde, temel zemini
araştırmalarında kullanılan en popüler ve en ekonomik arazi deneyidir.

SPT deney yöntemi, 1958 yılında ASTM D 1586 numarası ile bir standarda sahip olmuştur.
Periyodik revizyonlar geçiren bu standart günümüzde de kullanılmaktadır.

Bu deney yöntemi, esasen, örselenmemiş numune alınamayan kumlu-çakıllı zeminlerde

3.1. STANDART PENETRASYON DENEYİ yerinde deney yapabilmek amacı ile geliştirilmiştir.

(SPT) Diğer arazi deneyleri ile karşılaştırıldığında SPT’ nin bazı üstünlükleri bulunmaktadır.

• Deneyde kullanılan mekanik ekipman (tij, numune alıcı, tokmak vb.) genel olarak basit
dayanıklıdır.
• Sondaj çalışmaları sırasında kolaylıkla uygulanabildiğinden maliyeti düşüktür.
• SPT yapılan sondaj çukurlarından numune alınabilmektedir.
• Deney, hemen hemen bütün zemin gruplarında ve y.a.s.s. altında uygulanabilmektedir.

5 6

Deney, 63.5 kg ağırlığındaki tokmağın 762 mm yükseklikten düşürülerek ayrılabilir


Bu deney için ‘Standart Penetrasyon Deneyi’ terimi ilk olarak Terzaghi tarafından 1947’ de standart numune alıcının (split-spoon sampler) sondaj kuyusu içerisinde istenilen
düzenlenen Teksas Zemin Mekaniği Konferansında kullanılmış ve örnek alıcı bir tüpün derinlikte zemine çakılmasına dayalı olup standart numune alıcının zemine 305 mm
zeminin içerisine çakılması olarak tanımlanmıştır.
çakılması için gerekli darbe sayılarının (N) sayılması esasına dayanmaktadır.

Deneyin bütün dünyada yaygın olarak kullanılması sonucu, deneyin yorumlanmasına


yönelik zengin bir bilgi birikimi ve veri tabanı oluşmuştur. Deneyde elde edilen örnek,
zeminin sağlıklı bir şekilde tanımlanmasını sağlamaktadır. Bu nedenlerle uygulamada tüm
zemin etütlerinde SPT deneyi yapılmaktadır.

SPT, birçok zeminde uygulanabilse de özellikle iri granüler danelerin olmadığı kumlu
zeminlerde gerçekçi ve tutarlı sonuçlar vermektedir. Çok yumuşak ve hassas killerde
yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Deney esnasında alınan örnekler örselenmiş örneklerdir.
Bu zemin örneklerinden zemin tipi ve sınıfı belirlenir. Standart Penetrasyon Deneyi Standart Numune Alıcısı Boyutları – ASTM D 1586-84

7 8

2
7.10.2021

Standart Penetrasyon Deneyinin Yapılışı


• Sondaj çalışmaları sırasında SPT deneyi yapılacak derinliğe gelindiğinde sondaj delgi burgusu çıkarılır.
• Standart numune alıcı çakma tijleri yardımıyla kuyu tabanına yumuşak bir şekilde düşürülmeden
indirilir.
• Çakma tijleri üzerine çakma başlığı (örs) ve kılavuz tij takılır.
• Kılavuz tij üzerine 76 cm düşme yüksekliği işaretlenir.
• Kendir halat kullanılarak çakma başlığı üzerine kılavuz tij yardımı ile 63.5 kg ağırlığındaki şahmerdan
yerleştirilir.
• Sondaj makinesi çalıştırılıp kendir halat tambura 2 tur sarılarak serbest bırakılması için gerekli enerji
sağlanır ve düşürülür.
• Bu hareket 76 cm yükseklikten ritmik olarak tekrarlanır.
• Her 15 cm mesafenin çakılması için gerekli darbe sayısı kaydedilir.
• Numune alıcının zemine 300 mm girmesi için gerekli vuruş sayısı SPT N değeri ya da N darbe sayısı
olarak adlandırılır.
• Kaydedilen değerlerden son iki değerin toplamı SPT N değerini verir.
• Deney özel durumlar dışında (tabaka değişimi vb.) genellikle her 1.5 m’ de bir tekrarlanır.

9 10

11 12

3
7.10.2021

STANDARD PENETRATION TEST (SPT) • Numune alıcının zemine ilk 150 mm’ lik penetrasyonu için gerekli vuruş sayısı referans amacıyla muhafaza edilir.
Fakat, sondaj sırasında kuyu tabanında meydana gelen örselenmeler, kuyu cidarlarından dökülen gevşek malzemelerin
Since 1902 kuyu tabanını doldurması, sondanın kuyuya indirilmesi ve kuyu tabanına yerleştirilmesi, SPT deney başlangıcı gibi
nedenlerden dolayı meydana gelen örselenme etkileri sebebi ile SPT N sayısının hesaplanmasında kullanılmaz.

• Numune alıcının sondaj kuyusu tabanına oturtulması ve ilk 150 mm’ lik ilerleme ile numune alıcı örselenmemiş
zemine girmektedir.

• 1967’ den önce yapılan SPT deneylerinde, ASTM standardı, numune alıcının sondaj kuyusu tabanına oturtulmasını ve
numune alıcının 305 mm ilerleyecek kadar çakılmasını öngörmekteydi. Bu durum; elde edilen SPT N darbe sayılarının
gerekenden yaklaşık olarak %50 az olmasına neden oluyordu. Çünkü; numune alıcının örselenmemiş zemine gelmesi
için gerekli olan ilk 150 mm’ lik ilerleme daha sonraki 305 mm’ lik ilerleme sırasında numune alıcı üzerinde önemli
bir sürtünme direnci oluşturmaktadır. Günümüzde kullanılan SPT N değerlerine dayalı birçok korelasyon bu N darbe
sayılarına dayanılarak elde edilmiştir.

• Sondaj loglarında refü olarak adlandırılan durumla karşılaşıldığında o derinlikte SPT deneyi durdurulmaktadır.
Aşağıda sıralanan durumlar refü olarak adlandırılır.

• Herhangi bir 150 mm’ lik ilerleme için (ilk, ikinci ya da üçüncü 150 mm’ lik kısım olabilir) 50 vuruş sayısı
gerekli ise,
• Numune alıcının zemine girmesi için (≈ 450 mm) 100 vuruş uygulandı ise,
• 10 vuruşta herhangi bir ilerleme sağlanamadı ise

13 14

Standart Penetrasyon Deneyindeki Yorumlama Hataları


SPT deneyi, temiz ince-orta kumlar, çok ince çakıllı kumlar ve az siltli kumlar ve plastik
SPT deneyindeki yaygın yorumlama
olmayan silt zeminlerin mühendislik özelliklerinin tahmini için güvenilir sonuçlar veren bir
hatalarından biri şekilde görüldüğü gibi fıçı
deney yöntemidir. Deney, taşlı, çakıllı ve çok sert zeminler için uygun değildir.
şeklindeki numune alıcının uç kısmının,
SPT deneyi, silt ve kil zeminlerin mühendislik özelliklerinin tahmininde de kullanılmaktadır. çapından daha büyük çaptaki taşlara rastlaması
Deneyin önemli kusurlarından birisi siltli ve killi zeminlerde zeminin kuru ya da ıslak olduğu durumunda karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir
durumlarda farklı çakma dirençleri sergilemesidir. Eğer bu tip zeminler deney tarihinden durumda; çok yüksek darbe sayıları elde
sonra daha ıslak olurlarsa deney sırasında elde edilmiş sertliği ya da katılığı edilirken bu tabakalar yanlış yorumlanarak ana
sergileyemeyebilirler. Bu tip zeminler için elde edilen korelasyonlar yaklaşık ifadelerdir ve bu kaya şeklinde tabir edilebilir ya da refü olarak
yolla elde edilen zemin parametrelerinin kullanımı mühendislik tecrübesi ve yorumu yorumlanabilir. Sondaj çalışmaları sırasında
gerektirmektedir.
operatörler, genellikle, kaya olduğu varsayılan
SPT deneyi, kil zeminlerin mühendislik davranışları ile ilgili güvenilir bilgiler taşımaz. tabaka içerisinde 3m ilerleyerek yorumlarından
Ancak; genel zemin profilindeki SPT darbe sayısı değerlerinin kıyaslanması ile genel bir fikir emin olurlar. Bu aşamada; sondaj direnci
edinilebilir. SPT deneyi sırasında kohezyonlu zeminlerden örselenmemiş zemin örnekleri belirleyici olup sadece numune alıcının
alınabilir. Bu yüzden; kil zeminlerde, standart numune alıcı ile örselenmiş ve tüplerle de çakma direncine göre değerlendirme
örselenmemiş numuneler alınarak laboratuvarda yapılacak deneylerden elde edilen sonuçlara yapılmaz.
göre hareket etmek daha güvenilir bir yoldur.

15 16

4
7.10.2021

Terzaghi, standart numune alıcının penetrasyon direnci ile arazide karşılaşılan zeminlerin
Az karşılaşılan bir diğer problem de şekilde
görüldüğü gibi tabaka kalınlığının etkisi ve
kıvamı ve sıkılığı arasında yararlı korelasyonlar ortaya konabileceğini belirtmiştir. Terzaghi,

rijitliğindeki değişimlerdir. Numune alıcının uç geliştirilen bu korelasyonların kum zeminlerde silt ve kil zeminlerden daha güvenilir
kısmı, oldukça katı bir tabakaya doğru olduğuna dikkat çekmiştir. Tablolarda görülen SPT N değerleri, arazide gözlenen
yaklaşıldığında, yumuşak tabaka içerisinde düzeltilmemiş darbe sayılarıdır. Bu korelasyon değerleri, genellikle, yüzeysel temel
ilerliyor olsa dahi penetrasyon direnci artacaktır. araştırmalarında kullanılmaktadır.
Bu durum; sadece, SPT darbe sayılarına bağlı
olarak, mukavemet, sıkılık ve sıkışabilirliğin Peck ve Ark. (1953)
olduğundan fazla tahmin edilmesine neden Rölatif Sıkılık, DR (%) Kıvam
olacaktır. SPT deneyinde elde edilen darbe Kum ve Çakıl SPT N Silt ve Kil Mukavemet (kPa) SPT N
sayısı, numune alıcının çevresindeki zemin için Çok Gevşek 0-4 Çok Yumuşak 0-25 0-2
30 cm kalınlık + numune alıcının uç kısmının Gevşek 4-10 Yumuşak 25-50 2-4
çapının 5 katı mesafedeki sıkışma bölgesine ait Orta Sıkı 10-30 Orta Katı 50-100 4-8
ortalama darbe sayısı olup deney yönteminin Sıkı 30-50 Katı 100-200 8-16
önemli dezavatajlarından birisidir. Çok Sıkı > 50 Sert 200-400 16-32
Çok Sert > 400 > 32

17 18

SPT deneyinde en önemli noktalardan biri numune alıcı tüpe aktarılan enerji tekrarlılığını sağlayabilmektir. SPT N darbe sayılarının geniş bir aralıkta değişebilir olmasının başlıca nedeni olarak çakma
Verilen bir zemin tabakası için SPT sonuçlarında geniş bir değişim aralığına sebep olan birçok faktör bulunmaktadır.
enerjisi ve numune alıcıya aktarılan bu enerjinin numune alıcıyı çevreleyen zemin içerisinde
Bu değişim veya deneyin tekrarlanabilirliğinin düşük olması SPT deney sonuçlarının yorumlanmasında ve verilerin
güvenle kullanımında sıkıntılara neden olmuştur. Bu konudaki sıkıntıların aşağıdaki nedenlere bağlı olduğu
sönümlenmesi gösterilebilir. Darbe sayılarının kullanılan çakma enerjisi ile doğrudan ilişkili
söylenebilir. olduğu açık bir gerçektir.
• Farklı firmaların üretmiş olduğu sondaj ekipmanlarının kullanımı

• Deneyde kullanılan tokmak sistemi ve tokmak-örs ilişkisi numune alıcıya aktarılan enerji oranını etkilemektedir.

• Tokmağın serbest düşüş yüksekliğinin otomatik olarak mı yoksa kedi başına sarılı bir halat yardımı ile mi yapıldığı

• Halatın kedi başı etrafında 2 turdan fazla sarılması tokmağın serbest düşüşünü engellemektedir. Ölçülen SPT N
değerlerinin olması gerekenin üzerinde elde edilmesine neden olur.

• Şahmerdanın çakma başlığı üzerine eksantrik olarak çarpması durumunda darbe enerjisi düştüğünden ölçülen SPT
N değerleri olması gerekenden fazla olacaktır.

• Standart numune alıcının ucunda hasarlı bir uç kullanılması darbe sayılarını etkiler. Ucun hasarlı olması uç alanını
azaltabildiği gibi genişletebilir de.

DONUT

SAFETY
• Standartlarda belirtilenden daha ağır tijlerin kullanılması daha fazla enerji sönümlemesi yapacağından SPT N

AUTO
değerini yükseltir.

• 100 mm çaptan daha büyük sondaj kuyuları önerilmemektedir. Daha geniş çaplı sondaj kuyularında ölçülen SPT N
değerleri olması gerekenin altındadır.

19 20

5
7.10.2021

Son yıllarda, özellikle, SPT tokmaklarının arazideki enerji değerlerinin ölçülmesi ve SPT
W, tokmak ağırlığı ve h, tokmağın serbest düşüş yüksekliği olmak üzere çakma enerjisinin
dinamiği üzerine mevcut araştırmalar SPT sonuçlarına ait bilgileri önemli ölçüde
teorik değeri aşağıdaki gibi hesaplanır.
geliştirmiştir. Bunun sonucu olarak da darbe sayıları üzerindeki değişimler
Einput = Eteorik, teorik eşitlik kullanılarak elde edilen çakma enerjisidir.
azaltılabilmektedir.

EÖlçülen ise numune alıcıya iletilen gerçek çakma enerjisi değeridir.


Tokmağın düşürülmesi sonucunda delgi tijlerinden standart numune alıcıya aktarılan enerji
oranı, ER ise aşağıdaki ifade ile tanımlanır.

ASTM D 4633 - Energy Measurements


SPT Analyzer by Pile Dynamics Inc.

21 22

Belirli bir derinlikteki zemin cinsi için bu zemine özgü bir N darbe sayısı olması gerektiğini
ummak mantıklı bir yaklaşımdır. Kullanılan ekipman ve personele bağlı olarak enerji oranı
SPT deneyleri, çeşitli ülkelerde farklı şahmerdan tipleri ve düşürme teknikleri kullanılarak
değeri ER ve bunun sonucu olarak da N darbe sayısı değerleri geniş bir saçılma aralığına
yapılmaktadır. Bunun sonucu olarak da deney prosedürüne bağlı olarak penetrasyon
sahiptir.
esnasında zemine aktarılan enerji miktarında farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Enerji oranı ile darbe sayısı değerlerinin çarpımının sonucu sabittir.


Sonuçta; zemine aktarılan enerji değişmekte ve ölçülen SPT N değerleri aynı koşullar
altındaki aynı zemin için farklı olabilmektedir. Aynı zemin koşullarında göreceli olarak
ER1 x N1 = ER2 x N2
düşük enerji ile yapılan deneylerde daha yüksek penetrasyon değerleri kaydedilmektedir.

ER = 45 için N = 20 ve ER = 90 için N=10 olsun. ER’ nin standart değeri olan N60’ ın
Bu farklılığın giderilmesi amacı ile SPT N değerlerine uluslararası bir sistem
kullanımı her iki sondaj ekipmanı için de kullanılabilecek bir N değeri verecektir.
uygulanmaktadır. Bu düzeltme uygulamasında %60 standart enerji göz önüne alınmaktadır.
45 x 20 = 60 x N2 N2 = 15
90 x 10 = 60 x N2 N2 = 15

23 24

6
7.10.2021

SPT N değeri, aktarılan enerji ile orantılı olup belirli bir ortak enerji oranına göre STANDARD PENETRATION TEST (SPT) IN UNIFORM SAND
standartlaştırılmalıdır. Kullanılan güncel uygulama; SPT N değerini %60 sondaj tij
enerjisine (ER = 60) göre normalize etmektir. Numune alıcıya aktarılan enerji, bir vuruş için Measured N-values Corrected N60
0 10 20 30 40 50 0 10 20 30 40 50
teorik olarak maksimum enerjinin %60’ ı olmalıdır. Bu değer, güvenli tokmak tarafından 4
4
aktarılan enerji oranı değeridir. Güvenli tokmaktan başka bir tokmak kullanılması Donut
ER = 34 (energy ratio)
6 6 Safety
durumunda arazide ölçülen vuruş sayısı teorik enerjinin %60’ ı olan enerji değerine göre 55 45
60 Trend
düzeltilmelidir. 40 8

Depth (meters)
8

Depth (meters)
56 41
63
41 10
10
63
Enerji düzeltme katsayısının kullanılmasının amacı; teorik enerjinin %60’ ını veren bir 39
63 12
sistemle deney yapılmamış ise ölçülmüş SPT N değerlerini %60 enerji veren bir sistemden 12 47

Donut 64 56
elde edilecek N değerlerine göre düzeltmektir. 14 14
Saf ety
69
Sequence
16 16

Data modified from from Robertson, et al. (JGE 1983)

25 26

NORTHWESTERN UNIVERSITY
NATIONAL GEOTECHNICAL EXPERIMENTATION SITE (FINNO 2000)

SP - Sand Layer - 0.15 < D50 < 0.30 mm

27 28

7
7.10.2021

N60 = (ER/60) x Nölçülen = CE x Nölçülen

N60  CE ∙ CB ∙ CS ∙ CR ∙ Nölçülen = Düzeltilmiş N Değeri


Tij Uzunluğu Düzeltmesi
Numune Alıcı Kılıf Düzeltmesi
Sondaj Kuyu Çapı Düzeltmesi
Enerji Düzeltmesi
 Literatürde yer alan güncel korelasyonlarda
önerilen bağıntının hangi standart enerjiye göre
verildiği belirtilmektedir.
 1985 yılından önce önerilen korelasyonlarda
herhangi bir enerji düzeltme faktörü dikkate
alınmamıştır. Bu korelasyonlarda enerji düzeltme
faktörünün 0.50 – 0.55 seviyelerinde olduğu
söylenebilir.

29 30

Derinlik ya da Örtü Yükü Düzeltmesi


σ΄vo ; SPT deneyinin yapıldığı derinlikteki efektif düşey gerilme,
 D’ Appolonia (1969); kum zeminlerde, çevre basıncının derinlikle beraber arttığını
Pa ; Atmosfer basıncı, Pa ≈ 100 kPa.
ortaya koymuştur. Zeminin gerilme tarihçesi de göz önüne alındığında bu durum SPT
penetrasyonunu önemli derecede etkileyebilmektedir.
 Zeminin homojen, derinlikle değişmeyen birim ağırlık ve su içeriğine sahip olması
durumunda SPT N değerleri derinlikle artmaktadır. Bunun nedeni; derine inildikçe örtü
yükü gerilmelerinin artması dolayısı ile de deneyin daha yüksek düşey ve yatay çevre
basınçları altında gerçekleştirilmesidir. Sonuçta; aynı penetrasyonu sağlayan darbe sayısı
artmaktadır.
 Aynı malzeme içerisinde farklı derinliklerdeki darbe sayılarının karşılaştırılabilmesi için (N1)60 = CN N60
referans bir basınç değerine göre düzeltme yapılması önerilmiştir.
 Örtü yükü düzeltmesi, deney esnasında zemin davranışının drenajsız koşullarda olduğu
 Efektif gerilme düzeltmesi de denilen düzeltme, genellikle, Liao ve Whitman (1986)
gerekçesi ile, kohezyonlu zeminlerde uygulanmamalıdır.
tarafından önerilen yaklaşımla yapılır.
 Kohezyonlu zeminlerde tüm derinlikler için CN = 1 dir.

31 32

8
7.10.2021

Fletcher, SPT’ nin yaklaşık 43 m. derinliklere kadar kullanılabileceğini


belirtmiştir. Bu derinliğin ötesinde elde edilen SPT sonuçları yüksek ve
güvenilir olmamaktadır. Buna karşılık; Farrar ve ark. (1998); 30 m.’ den
sonra her 3 m. tij uzunluğu için enerjide %1 azaltma düzenlemesi yapılarak
43 m.’ den daha büyük derinliklerde de SPT yapılabileceğini belirtmiştir.
Diğer bir yaklaşıma göre de sondaj tijlerinin ağırlığının aşırı artması nedeni
ile SPT deney uygulama derinliği 30 m., tercihen 20 m.’ yi geçmemelidir.

33 34

35 36

9
7.10.2021

37 38

3.2. STATİK KONİ PENETRASYON DENEYİ


(CPT)

39 40

10
7.10.2021

En önemli statik sonda deneyi olan Koni Penetrasyon Deneyi (CPT), ilk kez
1930’ larda Hollanda’da kullanılmış olup Hollanda (Dutch) Koni Deneyi
olarak da adlandırılır.

Statik (Koni) Penetrasyon deneyinin esası; standart konik bir ucun itilerek
zemine sokulması ile oluşan çevre sürtünmesi ve uç direncinin ölçülmesidir.
bazı modellerinde boşluk suyu basınçları da ölçülerek kayıt edilmektedir.

CPT deneyi, çoğunlukla, yumuşak ya da gevşek zeminlerde başarılı sonuçlar


vermektedir. Bu tip zeminlere örnek olarak; siltli kumlar, gevşek kumlar,
tabakalı kum zeminler, siltler ve kil zeminler gösterilebilir. Bununla birlikte;
CPT deneyi, çakıllı zeminler, kayaç içeren zeminler ile SPT N değeri > 50 olan
zeminler için uygun değildir.

41 42

Standart konik uç 35.70 mm çapında ve 60° tepe açılı koni şekilli


bir uç ve 35.70 mm çaplı 133.70 mm uzunluktaki silindirik bir kol
olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. CPT deneyi; 10 cm² en
kesit alanına sahip konik uç ile 150 cm² kesit alanına sahip
sürtünme ceketinden oluşan standart sondanın sabit bir hızla
10 cm² En Kesit Alanı
zemin içerisine itilerek penetrasyon direncinin ölçülmesi esasına
dayanır.

Sondanın zemine penetrasyon hızı 20 mm/sn mertebesindedir. Uç


direnci ve çevre sürtünme direnci okumaları 5 cm aralıklar ile
Çevre Sürtünmesi, fsc
yapılmaktadır.

CPT deneyi, yumuşak kil zeminlerden katı silt zeminlere, sıkı kumlara ve sert aşırı
konsolide kil zeminlere uygulanabilir. Ancak; çakıllar, taşlar ve kaya ortamlar için uygun bir
deney değildir. Uç Direnci, qc

43 44

11
7.10.2021

https://www.geoengineer.org/education/site-characterization-in-situ-testing-general/cone-penetration-testing-cpt

45 46

Sondanın zemine penetrasyonu sırasında uç direnci (qc), çevre sürtünmesi (fc) eğim ölçümü, kullanılan
CPT tipine bağlı olarak boşluk suyu basıncı ve kayma dalgası hız ölçümleri yapılabilmektedir. CPT deneyi, sondaj kuyusu olmaksızın çelik
bir sondanın sabit bir hız oranında zemine
sokularak zeminin gösterdiği direncin
ölçülmesi ile gerçekleştirilir.

Deney, CPT için gerekli ekipman olan


standart penetrometre, 1 m uzunluğunda 35
mm çağındaki tij çubukları, elektrik kablo
ve veri toplama ünitesini de içeren 20 – 25
ton ağırlığındaki CPT kamyonu kullanılarak
gerçekleştirilir.

CPT’ nin ekipman detay ve uygulanışı,


mekanik CPT için ASTM D 3441’ de
elektrikli CPT’ ler için ASTM D 5778’de
detaylı şekilde mevcuttur.

47 48

12
7.10.2021

49 50

Elde edilen CPT ölçümlerinin büyüklüklükleri, qt > fs ve qt > u1 > u2 > u3 olarak Ölçülen uç direnci, qc, koninin uç alanında değişken şekilde (eşit olmayan şekilde)

sıralanabilir. Kum zeminlerde ölçülen koni uç gerilmeleri oldukça yüksek olup etkiyen boşluk suyu basınçları için düzeltilmelidir. Bu durum; özellikle, yumuşak –

(qt > 5 MPa) drenajlı durumdaki mukavemeti ifade ederlerken kil zeminlerdeki uç katı – sert kıvamdaki çatlaksız kil ve silt zeminler için önemlidir. Ölçülen uç

gerilmeleri düşük olup (qt < 5 MPa) düşük permeabilitelerinden dolayı drenajsız direnci düzeltilerek toplam uç gerilmesi, qt, aşağıdaki eşitlik ile tanımlanabilir.

koşulardaki mukavemet özelliklerini yansıtırlar. Yer altı su seviyesi altındaki qt = qc + (1 – an)u2


doygun kum zeminlerde ölçülen penetrasyon boşluk suyu basınçları, çoğunlukla,
an, net alan oranı olup pentrometrenin üç eksenli hücre içerisinde kalibrasyonu
hidrostatik su basıncı dolaylarında (u2 ≈ u0) iken çatlaksız kil zeminlerde,
sonucu elde edilmektedir.
hidrostatik su basıncı değerlerinden oldukça yüksektir (u2 > u0). Gerçekte; u2 / u0
oranı kilin katılığındaki artış ile birlikte artmaktadır. Çatlaksız yumuşak kil Temiz kumlarda ve sıkı granüler zeminlerde, qt ≈ qc, olup düzeltme yapılması çok
zeminler için bu oran yaklaşık 3 civarında iken katı killerde 10 civarında olup çok önemli değildir. Ancak; kil zeminlerde, önemli miktarda boşluk suyu basınçları
katı – sert killerde 30’ a kadar çıkabilmektedir. Bununla birlikte; kil zemin çatlaklı oluşacağı için düzeltme yapılması son derece önemli olmaktadır. Benzer şekilde,
ise o zaman sıfır ya da negatif değerlere sahip boşluk suyu basınçları gözlenebilir elde edilen sürtünme direnci için de düzeltme yapılması yararlı olacak olmasına
(Mayne, et al. 1990). karşın standartlarda bu tarz bir gereksinim belirtilmemiştir.
NCHRP Project 20-05 Topic 37-14
Cone Penetration Testing State-of-Practice

51 52

13
7.10.2021

SPT deneyinde boyuna yarık tüp ile deney yapılan derinlikten örnek alınması
mümkün olmakta ve bu örnek üzerinde tanımlama deneyleri yapılarak zeminin türü
belirlenebilmektedir.

CPT deneyinde örnek almak mümkün olmadığından zemin türü


belirlenememektedir.

Yapılan araştırmalar sonucu, zemindeki sürtünme oranının (Rf) zemin ile bağıntılı
olduğu ortaya çıkmış ve CPT deneyinde ölçülen uç direnci ve sürtünme oranına
bağlı olarak zemin sınıflarını belirleyen abaklar geliştirilmiştir.

Uygulamada CPT sondaları ile zemin sınıfı belirlendikten sonra yeterli sayıda
klasik sondaj, örnekleme ve SPT deneyleri yapılarak CPT sonuçları ile korele
edilmelidir.

53 54

Örnek:

Bir arazide 15 m. derinliğe kadar CPT deneyi yapılmıştır. 6 – 8 m. aralığından


alınan CPT sonuçları qc = 8 Mpa ve fc = 250 kPa dır. Bu verilenlere göre zemin
tabakasının sınıfını belirleyiniz.
qc = 8 Mpa = 8000 kPa = 80 kg/cm²,
fc = 250 kPa,
Rf = ( fc/qc) x 100 ise
Rf = (250 / 8000) x 100 = %4 olarak elde edilir.
Abak kullanılarak zemin sınıfı Drenajsız Killi Silt - Siltli Kil olarak tanımlanır.
Ölçülen qc, fsc ve u’ nun derinlikle değişimi grafik olarak aynı sayfada anlaşılır bir
şekilde gösterilmelidir.

55 56

14
7.10.2021

CPT’ nin Avantajları ve Dezavantajları

57 58

3.3. PRESİYOMETRE DENEYİ


(PMT)

59 60

15
7.10.2021

Presiyometre deneyi (PMT), bir arazi gerilme-deformasyon deneyi olup önceden açılmış bir
sondaj kuyusuna indirilen silindirik bir probe ile gerçekleştirilir. Kuyuya indirilen bu probe
radyal olarak şişerek sondaj kuyusu duvarlarına basınç yapar. PMT deney aleti ilk olarak
1957 yılında Menard tarafından tasarlanmış ve kullanılmıştır.

PMT hem zeminlerde hem de kayalarda uygulanabilmektedir. Her türlü zemin koşullarında
uygulanabilmesi açısından presiyometre kapasiteleri genelde 2.50 ila 10 MPa dır. Sert
zeminlerde ve zayıf kayaçlarda kapasite 10 ila 20 MPa aralığına kadar çıkabilmektedir.

Presiyometre deneyi, bir sondaj kuyusu içerisine düşey pozisyonda yerleştirilen silindirik
Presiyometre deney aleti temel olarak probe, kontrol ünitesi ve boru sistemi olarak adlandırılan üç
bir hücrenin (sondanın) esnek bir membran yardımı ile kuyu çeperine üniform yayılı radyal
kısımdan oluşmaktadır. Kontrol ünitesi; zemin yüzeyinde yer alan birimdir ve sondaj kuyusuna yakın bir
bir basınç uygulaması esasına dayalı bir yöntemdir. Deney esnasında uygulanan basınç ve
noktaya yerleştirilir. Probe’ a gönderilecek gaz ve su basınçlarının kontrol ve idare edildiği birimdir. Boru
kuyu çeperindeki deformasyonlar kaydedilmektedir. Membranın hacim değişiminden ve
sisteminin görevi ise kontrol ünitesi ile probe arasındaki gaz ve su dolaşımını sağlamaktır.
uygulanan yanal basınçtan hareketle zemin özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Presiyometre deneyi aşağıda sıralanan adımlar uygulanarak gerçekleştirilir;
Deney sırasında probun boyunun sabit olduğu ve hacim artışlarının sadece yanal yönde  Sondaj kuyusunun açılması

olduğu kabul edilir.  Probun kuyuya indirilmesi ve istenilen derinlikte sabitlenmesi


 Deneyin yapılması

61 62

Kontrol ünitesine bağlı basınçlı bir gaz tankından (CO2 vb.) koruyucu hücrelere
Presiyometre sondası, şişirilebilen bir esnek lastik membran olup kendi içerisinde ortada yer alan bir ölçüm hücresi ve
basınç uygulanır. Aynı basınç, ortada yer alan ölçüm hücresine bağlı olan kontrol
ünitenin alt ve üst uçlarına ölçüm hücresinin mümkün olduğunca radyal genleşmesini sağlamak amacı ile ünitesindeki sıvı tankına da uygulanmaktadır. Koruyucu hücreler gaz ile ölçüm
yerleştirilmiş iki adet koruyucu hücreden oluşmaktadır. Koruyucu hücreler, ölçen hücreyi alttan ve üstten sınırlayarak
hücresi ise sıvı ile şişirilmektedir. Ölçüm hücresi, koruyucu hücrelerin varlığı
düşey doğrultuda deformasyonunu önleyerek sadece radyal doğrultuda genleşmesini sağlamaktadır. Bununla birlikte; nedeni ile zemine sadece yatay yönde radyal basınç uygular ve hücre yanal
probun kuyu içerisinde deney derinliğinde sabit tutulmasını sağladıkları gibi ölçen hücrenin kuyu içerisinde zarar
yönde genişler.
görmesini de engellerler. Koruma hücreleri, ölçüm hücresi ile aynı basınçta olmalıdır. Böylelikle; ölçen hücrenin
düşey yöndeki hacim değişimini önlenebilir. Hücrenin yanal yönde hacimsel genleşmesinin boyutu da kontrol ünitesindeki
sıvı tankında yer alan hacim ölçer sistem tarafından kaydedilir. Hücrenin yanal
Zorlu zemin koşullarında lastik membranın hasar görmemesi amacı ile tüm hücre esnek çelik şeritlerden oluşan bir
deformasyonlarının hücreye giren sıvı miktarı ile ölçüldüğü bu sistemler
kılıf (Çin Feneri) içerisine alınmaktadır.
literatürde Tip 1 Presiyometreler olarak tanımlanmaktadır.

63 64

16
7.10.2021

Presiyometre deneyleri, genellikle, derinlik boyunca her 1 m’ de bir yapılır. Sondaj kuyusu, zemini en
az örseleyecek uygun bir delme aleti kullanılarak açılır. İçinde deney gerçekleştirilecek sondaj kuyusu
çapı 1.03 Dp < Dh < 1.20 Dp şartını sağlamalıdır. Dp, probun sönük haldeki çapı ve Dh da sondaj
kuyusunun çapıdır. Deney öncesi, sistem kalibrasyonu mutlaka yapılmalıdır.

Vc ; ölçüm hücresinin başlangıçtaki ( sönük haldeki) hacmidir.

Ölçüm hücresi aracılığı ile zemine etkiyecek basınç eşit basınç artırım yöntemi ya da eşit hacim artım
yöntemlerinden biri kullanılarak uygulanabilir. Deney, maksimum probe hacmine ulaşılıncaya kadar ya
da sondaj kuyusu yan yüzlerinde kırılma meydana gelinceye kadar devam ettirilir. Deney süresi 10 ila
15 dakikadır. Buna bağlı olarak; deneyin, kil zeminlerde drenajsız, kum zeminlerde de drenajlı bir
deney olduğu söylenebilir.

65 66

Ölçüm hücresindeki basınç artırıldığında sondaj kuyu çeperleri deforme olmaya başlayacaktır. Ölçüm Deney sonrasında, uygulanan basınç / ölçülen hacim değerlerine aşağıda belirtilen

hücresi içerisindeki basınç artım değeri yaklaşık olarak 60 sn (120 sn) kadar sabit tutulur ve zamanın düzeltmeler uygulandıktan sonra pressiyometre deney eğrisi elde edilir.
tamamlanmasının ardından oluşan hacim değişimi not edilir. Benzer şekilde, bir sonraki adımda, basınç
• Presiyometre Hücresinin Şişmeye Karşı Direnci
değeri tekrar artırılıp 60 sn beklendikten sonra oluşan hacim değişimi kaydedilir. Bu işlem sınır basınç
değerine ulaşıncaya kadar tekrarlanır. Genelde; limit basınç değerine, on ila 15 eşit basınç artımı ile on • Kontrol Ünitesi ve Bağlantı Tüplerinin Esnekliği
ila on beş dakikalık süre içerisinde ulaşılması yeterli bir yaklaşımdır.
• Hidrostatik Basınç Düzeltmesi
Tip 1 Presiyometrelerinde basınç kontrollü deney yöntemi uygulanmaktadır. Basınç kademeleri, Deney sırasında kontrol ünitesinde yer alan manometre zemin yüzeyindeki basıncı
yumuşak killerde 15 kN/m²’ ye, sert killerde 50 kN/m²’ ye ve zayıf kayalarda 100 kN/m²’ ye kadar göstermektedir. Ancak; kontrol ünitesini presiyometre ünitesine bağlayan plastik kablo
uygulanmaktadır. Her basınç kademesi 1 veya 2 dakika sabit tutulur ve 15, 30, 60 ve 120’ inci
ya da tüpler sıvı ile doludur ve deney noktasında hidrostatik basınç uygulamaktadır.
saniyelerde hacim değişimi okumaları alınır.
Dolayısı ile deney noktasındaki reel basınç, kontrol ünitesi manometre basıncı +
Gerilme kontrollü deneylerin tercih edilme nedenleri arasında; yapının inşası sırasında yüklemenin hidrostatik basınç olarak düzeltilmelidir. Diğer bir ifade ile kontrol ünitesi ile ölçüm
gerilme kontrollü olması ve creep (sünme) davranışının mevcut olması gösterilebilir.
hücresi orta nokta arasındaki kot farkı ile sıvının birim hacim ağırlığı çarpılarak elde
Eşit kademelerle hacim artışı yolu ile yapılan yüklemelerde, prob hacmi her artım kademesinde %5 edilen basınç değeri kontrol ünitesinde okunan basınca eklenmelidir.
oranında artırılır ve her bir artım sonrasında 30 sn beklenildikten sonra basınç okumaları kaydedilir.
Mair ve Wood (1987), tekniğine uygun ve hassas bir kalibrasyon yapılmadığı durumlarda
Yükleme yapılıp okumalar alındıktan sonra zeminin gerilme-deformasyon eğrisi elde edilir.
presiyometre deneyinin hiçbir şekilde işe yaramayacağını ifade etmişlerdir.

67 68

17
7.10.2021

Deneysel gerilme-deformasyon eğrisi üç bölümden oluşmaktadır.


1) arazi gerilme koşullarına geri dönüş - A noktası
2) doğrusal elastik kısım – A noktasından B noktasına kadar
3) plastik kısım – B noktasından C noktasına kadar.

69 70

Doğrusal elastik kısım, deney eğrisinin A ve B noktaları arasındaki düz


Sondaj kuyusu açılıp burgu çıkarıldıktan sonra kuyu çeperleri genleşecektir.
dopru kısmını temsil eder. B noktası sünme gerilmesine ulaşılan basınç
Bu nedenle kuyu içi hacminde bir azalma meydana gelir. Presiyometre
hücresi, başlangıçta şişirildiğinde kuyu çeperleri delgi öncesi orijinal değeri olup zeminde yenilme başlamıştır. B noktasının koordinatları vf;pf

konumuna itilir. A noktası, kuyu boşluk hacminin tamamı ile başlangıçtaki dir.
orijinal durumuna döndüğü noktayı işaret eder.
Temellerin oturması deformasyon modülü EPMT kullanılarak tahmin

A noktasının koordinatları v0 ; p0 olarak tanımlanır. edilebilir. EPMT değeri, deney eğrisinin doğrusal elastik kısmı kullanılarak
elde edilir. EPMT değeri; poisson oranı, doğru kısmın eğimi ve doğrusal
kısmın kuyu içi boşluk hacminin bir fonksiyonu durumundadır. Bununla
A noktasında sükunet halinin oluşturulduğu kabul edilmektedir. A noktası, açılan sondaj kuyusunda, kuyu çeperlerinin kuyu içerisine birlikte; kuyu içi boşluk hacmi elastik kısım boyunca artış gösterdiğinden
doğru genleme eğiliminden kaynaklanan örselenme etkisinin de kaldırıldığı bölümdür. Kuyu genleşmesi sadece A noktasında dikkate EPMT hesaplanırken kuyu içi boşluk ortalama hacminin ortalama değeri,
alınmaktadır. A noktası, kuyu etrafındaki zeminin yeniden yüklenmeye başlayacağı bölümdür. vm, kullanılır.
∆𝑝
V0; A noktasındaki boşluk toplam hacmi, 𝐸 = 2 1+𝜇 𝑉
∆𝑣
Vc; Ölçüm hücresi ya da probe’ un sönük haldeki (başlangıçtaki) hacmi, volumetredeki sıfır okuması
v0; Sönük haldeki presiyometre probunu şişirerek, sondaj kuyu çeperlerini delgi öncesi orijinal durumuna itmek için gerekli hacim μs; poisson oranı, tipik olarak 0.33 değeri kullanılır.
değeridir
V; doğrusal elastik kısım boyunca kuyu içi boşluk hacmi, V = Vc + vm,
V0 = Vc + v0
V0; ölçüm hücresinin başlangıçtaki hacmidir. V0 = Vc,
Pom; A noktasındaki toplam yatay basınç değeridir. Bowles (1997); zeminle tam temas halindeki hücre zarının genişleme basıncı olarak
arazi yatay gerilme değeri ph’ ın alınabileceğini belirtmiştir. Bu değer, zeminin sükunetteki yanal toprak basıncı katsayısı K0 değerinin vm; elastik kısım ortalama hacim değeridir. vm = (vf + v0) / 2 dir.
tahmininde kullanılır. doğrusal elastik kısmın eğimi de Δp / Δv dir.
p0m ; zeminin başlangıç yatay toplam gerilme değeridir. p0m= [(γ*z)-u] K0 + u, u = γw (z – hw)
hw; yer altı su seviyesinin zemin yüzeyinden derinliğidir.
p0m; v0’ a karşılık gelen ph yatay basınç değerine eşit olmasına rağmen deney verilerinden ph değerinin doğru olarak tanımlanması kuyu
çeperlerindeki örselenme etkilerinden dolayı zordur.

71 72

18
7.10.2021

Eğrinin plastik kısmı B noktasında başlayıp limit basınca asimptot


olan C noktasına kadar uzanmaktadır. C noktasının koordinatları
vL;pL dir. C noktasında, hacim artışı devam etmesine rağmen basınç
sabit kalmaktadır. Diğer bir ifade ile göçme meydana gelmiştir.

Ölçüm hücresinin başlangıçtaki (sönük halde) hacmi Vc olup Vc


değeri sondaj kuyusu boyutlarına bağlıdır. Limit basınç değerinde
ölçüm hücresine enjekte olmuş hacim değeri, vL aşağıdaki eşitlik ile
ifade edilebilir.

vL = v0 + Vc + v0 = 2v0 + Vc

Net limit basınç pL* kavramı temel tasarımında kullanılmakta olup aşağıdaki şekilde elde edilir.
pL* = pL – p0m
pL; limit basınç değeri,

Limit basınç, pL, genellikle, yanal yüzlerde kırılmaya neden olan basınç değeridir. zeminde göçmenin gözlenmediği
• p0m değerinin tanımlanması oldukça zor olduğundan dolayı p0h değeri p0m değerine eşit olmayabilir. Ancak; eşit
durumda, başlangıç kuyu hacminin iki katı hacime karşılık gelen basınç değeri olarak da tanımlanır.
olduğu kabulü ile yapılacak işlemlerin de ihmal edilebilir hatalar içerdiği söylenebilir.
Limit basınç, zeminin taşıma gücünün ölçüsüdür.
• İzotropik ortamlar dışında yatay ve düşey rijitlik modülleri birbirlerinden farklıdır. Presiyometre deneyinden elde
Referans basınç ve referans hacim değerleri (kuyu çeperlerine tam temasın olduğu ve deformasyonun başladığı an) edilen modüllerin yatay olduğu unutulmamalıdır. Oturma hesaplarında, düşey elastisite modülü kullanılmakla
bilinmelidir. birlikte presiyometre elastisite modülünün yatay yüklü kazıkların tasarımında kullanımı oldukça uygundur.

73 74

Yumuşak ve hassas killerde örselenme nedeni ile laboratuvar deneyleri


için numune alımı güçleşebilir. Bu koşullarda drenajsız kayma
dayanımının yerinde tayini için kanatlı kesme deneyi tercih edilir.

Kanatlı kesme deneyi (Vane Shear Test - VST) yumuşak – katı killer ve
silt zeminlerin belirli aralıklarla (her 1 m de bir) derinlik boyunca
drenajsız kayma mukavemetini belirlemek amacı ile yapılır. Deney,
ASTM D 2573’ e göre gerçekleştirilir.

Deney,birbirine dik ve eşit boyuttaki 4 adet keskin kanatın kil zemine


itilmesi, kanatlı sistemin, zemin yüzeyinden, düşey bir eksen etrafında
3.4. KANATLI KESME DENEYİ sabit hızda döndürülmesi ve zeminin kanatlara karşı gösterdiği direncin
ölçülmesi esasına dayanmaktadır. Uygulanan burulma momenti (tork),
(VST) zeminin silindirik bir kayma düzlemi boyunca yenilmesine kadar
artırılmaktadır. Deney sırasında ölçülen pik tork değeri, limit denge
yaklaşımı kullanılarak zeminin drenajsız kayma mukavemeti, suv, ile
ilişkilendirilir.

Deney sırasında hem pik hem de örselenmiş (remoulded) haldeki kayma


mukavemeti ölçülebilir. Her iki mukavemet değerinin oranı ise hassaslık,
St, olarak tanımlanır.

75 76

19
7.10.2021

Kanatların boyutları, şekilleri ve kanat dizilimi ile ilgili bir seçim yaparken zeminin kıvamı
ve mukavemeti göz önünde bulundurulmaktadır. Standart kanat, dikdörtgen geometriye
sahip olup çapı, D=65 mm, yüksekliği, H = 130 mm (H/D = 2) ve kanat et kalınlığı, e = 2
mm dir.

Kanatlı kesici deneyi, en iyi şekilde, önceden açılmış bir sondaj kuyusunda, kanatların
sondaj kuyusu tabınından zemine itilmesi ile yapılır. Sondaj kuyu çapı B kabul edilirse
kanat üst kotu sondaj kuyu tabanından itibaren en az 4B kadar zemin içerisine itildikten
sonra deney gerçekleştirilir. Kanatların zemine yerleştirilmesi ile birlikte yaklaşık 5 dakika
içerisinde kanatlar döndürülerek deneye başlanmalıdır. Döndürme, 6°/dakika (0.1°/saniye)
sabit hızda gerçekleştirilmeli ve tork değeri sıklıkla ölçülmelidir.

Çok yumuşak kil zeminlerde, sondaj kuyusu açılmaksızın, özel bir koruyucu kılıf içerisine
konan kanatlı sistem, kılıfın zemin yüzeyinden itilmesi ile istenilen deney derinliğine
ulaştırılabilir.

77 78

Maksimum tork (Tmax) değerini kullanarak drenajsız kayma mukavemetini elde eden Deney, genellikle, suv < 200 kPa olan yumuşak – katı kıvamdaki malzemeler için uygundur. Deney,
siltler, organik zeminler, atık çamuru gibi malzemelerde de kullanılmaktadır. Deney sırasında kısmi
geleneksel yaklaşımda, kesici kanatların hem alt hem de üst yüzeyleri boyunca kayma
drenaja izin veren kum, çakıl veya benzeri yüksek derecede geçirgen zeminlerde uygulanmamaktadır.
gerilmelerinin üniform dağıldığı ve kanat yüksekliğinin kanat çapına oranının H/D = 2
Bu deney özellikle; yumuşak/hassas zemin koşullarının oluştuğu deniz çökellerinde başarılı sonuçlar
olduğu kabülleri yapılır.
vermektedir.

Suv = 6 Tmax / 7πD³ (kN/m²) Drenajsız kayma mukavemeti, suv’ nin pik değeri elde edildikten sonra kanatlar hızlı bir şeklide 10 tam
tur boyunca çevrilerek remolded ya da residual (residüel) mukavemet değeri elde edilir. Daha sonra da
zeminin arazideki hassaslığı, St = suv-peak / suv-remolded ilişkisi ile elde edilir.

79 80

20
7.10.2021

Bütün kanat tipleri için (dikdörtgen, her iki ucu konik, sadece alt ucu konik,herhangi bir açı ile teşkil Yapılan araştırmalar sonucunda; zemin kütlelerinde toptan göçme sırasında mobilize olan drenajsız
olmuş paralel kenar şeklindeki kanatlar) drenajsız kayma mukavemetinin elde edilebileceği genel ifade kayma dayanımının kanatlı kesme deneyinden elde edilen kayma dayanımından farklı olduğu ortaya
aşağıda verildiği gibidir. çıkmış ve deney sonuçlarına bir düzeltme yapılması önerilmiştir.

Deney sırasında ölçülen mukavemet değeri stabilite analizlerinde (yumuşak zeminler üzerine yapılan
dolgular, taşıma gücü ve yumuşak killerdeki kazılar gibi) düzeltme uygulandıktan sonra
kullanılmalıdır. Bu durumda; mobilize kayma mukavemeti değeri τmobilized = λR suv olarak elde edilir.
iT, üst konik kısmın yatayla açısı
iB, alt konik kısmın yatayla açısı

81 82

 Plaka yükleme deneyi (PLT), rijit bir plakaya uygulanan yük ile birlikte plakanın yapacağı oturmanın
ve göçmenin ölçülmesine dayanmaktadır. Deney sığ derinliklerde yapılabildiği gibi bir muayene
çukurunun tabanında da uygulanabilir.

 Kullanılan çelik levhalar, genellikle, 25 mm kalınlıkta 300-1000 mm arasında değişen çaplara sahip
daire veya bir kenarı 305 mm olan kare şeklindedir. 25 mm’ lik plaka kalınlığı, yeterli rijitliği
sağlayan minimum kalınlıktır.

 Deney sonuçlarının anlamlı bir şekilde yorumlanabilmesi için plaka ve gerçek temel boyutları
arasındaki farklılığın tam anlamı ile dikkate alınması gerekmektedir.

3.5. PLAKA YÜKLEME DENEYİ  Plaka genişliğinin en az 4 ila 5 katı genişlikte açılan çukurda, deneyin üniform zemin şartlarında
uygun sonuçlar verdiği bilinmektedir. Plakanın davranışında, plaka genişliğinin 2 katı kadar derinlikte
(PLT)
yer alan bir bölgenin özelliği etkili olacağından homojen olmayan (farklı tabakalaşma) zeminler için
PLT deney sonuçları sağlıklı olmayabilir.

 Eğer yer altı su seviyesi temel taban kotu üzerinde ise temel çukurundaki yer altı suyu dikkatli bir
şekilde uzaklaştırılır ve yer altı su seviyesi temel taban kotu altına düşürülür.

 Yükleme biçimi; doğrudan ağırlıklarla yükleme, ağırlıklardan veya çekme kazıkları ve zemin
ankrajlarından sağlanan tepkiye karşılık hidrolik kriko yardımı ile yapılabilir.

83 84

21
7.10.2021

Plakanın etki derinliği plaka çapı Eğer zemin profili derinlere kadar homojen olarak devam
ya da genişliğinin 2 katı kadar etmiyorsa plaka yükleme deneyi çok yanıltıcı sonuçlar
derinlik içinde yer alan zemin verebilir. Plaka genişliği ya da çapının küçük olması nedeni ile
karakterini kapsamaktadır. Bu deney sonuçları sadece en üstte yer alan zemin tabakasının
derinlik gerçek temel için geçerli özelliklerini yansıtır. Şekilden bağımsız olarak tabakaların
etki derinliği yanında çok yüzeysel zemin1 ve zemin2 olarak adlandırıldığını varsayalım. Zemin1,
olup büyük hatalara neden olabilir. zemin2’ den sağlam ise temel tasarımımız emniyetsiz
olacakken Zemin1’ in zemin2’ den zayıf olduğu tersi durumda
ise aşırı güvenli olacaktır.

Bu dezavantajlarından dolayı günümüz mühendislik uygulamalarındaki temel tasarım problemlerinde


plaka yükleme deneyleri tercih edilmemektedir. Bu deneyler; havaalanı ve yol inşaatları ile dolgu
inşaatlarında dolgu kalitesinin belirlenmesi için kullanılmaktadır.

85 86

Zeminin rijit bir plaka ile yüklenerek plaka çapının iki katı bir derinlikte son taşıma gücü, deformasyon modülü ve
yatak katsayısının hesaplanmasını sağlayacak verileri elde etmede kullanılan plaka yükleme deneyi, TS 5744’ e göre
yükün kademeli bir şekilde uygulanması ve boşaltılması yolu ile gerçekleştirilmektedir. Aşağıda deney adımları
sıralanmıştır.

 Uygulamalarda, genellikle, 30 cm çapında ve 25 mm kalınlığında dairesel çelik plakalar kullanılmaktadır. Plaka


temel zeminine düzgün bir şekilde yerleştirilir. Zemin yüzeyinde yapılacaksa üstteki bitkisel toprak kaldırılır.
 Üç ayaklı sehpa, plaka oturmasından etkilenmeyecek mesafelerde mesnetlenir. Deplasman ölçen 3 adet hassas
(1/100 veya 1/200 mm) saat plakanın oturmasını ölçebilecek şekilde yerleştirilir.
 Sistem yük alacak hazır hale getirilir ve ön yük (yaklaşık 10 kPa) sıfırlanır. Belirlenen yükler plakaya kademeli
olarak uygulanır. Her bir yük artımında, öngörülen nihai taşıma kapasitesinin 1/10’ u veya güvenli taşıma
gücünün 1/5’ i kadar yük uygulanır. Gerilme artımlarının ΔP = 100 kPa seçilmesi de uygun bir yaklaşımdır.
 Yük artışları 15 dk. dan az olmamak üzere her yükleme kademesindeki oturmalar sona erinceye kadar yeterli bir
süre plakaya uygulanır. Her yükleme kademesinde üç okuma saati ile elde edilen oturmaların ortalaması alınarak
o yük değerine karşılık gelen plaka oturma değeri elde edilir.
 İstenilen gerilme seviyesine çıkıldığında veya sistemin kapasitesine ulaşıldığında deneye son verilir. İstenirse
boşaltma da kademeli olarak yapılabilir.
 Elde edilen deney sonuçlarına göre bir yük-oturma eğrisi çizilir. Deneyin geçerli olabilmesi için yük-oturma
eğrisinde en az 6 nokta bulunmalıdır.
 Sonuçların sağlıklı olması için deney, birbirinden uzaklıkları kullanılacak en büyük plaka çapının 5 katından az
olmayan en az 3 ayrı yerde tekrarlanmalıdır.

87 88

22
7.10.2021

 Yük-deformasyon eğrisinin doğruya (elastik)  Yatak katsayısı, ks, zeminin elastiğe yakın
yakın tarafında herhangi iki gerilme değeri özelliklerinden, mümkün olan en büyük plaka
σ01 ve σ02 seçilir. Bu gerilme değerlerine çapları kullanılarak sadece birinci yükleme-
karşılık gelen oturma değerleri s1 ve s2 boşaltma ilmeğinde hesaplanır. Bu amaçla; σ-s
eğrilerden okunur. Zeminin seçilen aralıktaki eğrisinin doğruya en yakın bölümü uzatılarak
deformasyon modülü aşağıda tanımlandığı oturma ekseni olan s’ i kestiği yer gerçek sıfır
gibidir. noktası olarak bulunur ve aşağıdaki eşitlikle ks
hesaplanır.

Deney, plaka 25 mm’ lik bir oturma yapıncaya kadar ya da zeminin göçtüğü oturma
değerine kadar (hangisi önce gerçekleşirse) devam ettirilmelidir. Eğer taşıma gücü
aşılmamış ise yüklemenin ortalama plaka oturmasının plaka çapının %10’ una erişmesine
kadar sürdürülmesi faydalı olacaktır. Maksimum yüke gelindikten sonra deneyin
tamamlanması için yük 3 eşit kademede boşaltılır.

89 90

3.1.6. Jeofizik Deneyler 61

Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Ana Bilim Dalı

91 92

23
7.10.2021

3.1.6. Jeofizik Deneyler 62

Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Ana Bilim Dalı

93 94

95

24

You might also like