You are on page 1of 7

The Philosophy of Everything

Online Academic Journal of Philosophy & History


Volume 1/ Number 1, Winter / 2020, Istanbul/ TURKEY

AKADEMİK ARAŞTIRMALAR

Paul Wittek, Paul Lindner ve Herbert Gibbons'un Görüşleri


Ekseninde Gaza ve Cihad Politikasının Osmanlı Devleti'nin
KuruluŞunda Yeri ve Önemi

Hazırlayan

Kemal BOZKAYA

Haklar:Telif ve Kullanım Hakları


*
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bedelli veya bedelsiz olarak telif hakkı devri
yapılmayacaktır. Ayrıca bu eserden, dipnot veya kaynakça gösterilmek şartıyla, bilimsel platformlarda
yararlanılmasına izin verilmektedir. Eserin, bütünüyle kopyalanması, basılması yasaktır.

Çalışma Sahibi : Kemal BOZKAYA

İSTANBUL- 2020
Paul Wittek, Paul Lindner ve Herbert Gibbons'un Görüşleri Ekseninde Gaza ve Cihad
Politikasının Osmanlı Devleti'nin Kuruluşunda Yeri ve Önemi

Giriş

Osmanlıların ortaya çıkışlarından itibaren, politik gelenekteki başlıca etken


Hıristiyan komşulara karşı mücadeleydi. Gazi ideali ise sadece kaçınılmaz son ve zamana
bağlı olan Osmanlı başarısının itici gücüdür. Bir uç beyliği olarak ortaya çıkan Osmanlı'daki
gazi karakteri; fetihleri, kültürleri ve askeri sınıfı derinden etkilemiştir. Sonra Avrupa
topraklarına geçtiler. 1352'de gelibolu'ya girildi. İnsanları etrafında topladı. Paşa sancağı
böyle oluştu. Bundan sonraki adımda uç beyleri iç ve dış siyasette önemli roller oynuyordu.
Askeri teşkilatta Orhan Bey'den sonra uçlardaki kuvvetler olan Mihail Bey, Hacı İlbeyi,
Turhan Bey gibi önemli rol oynadılar. Uç beylerinin baskısına maruz kalan Balkan prens ve
beyleri bu otoriyete mecburen boyun eğiyorlardı. Askeri sınıfın ilerlemesinin önemli
nedenlerinden biri sultanın temsilcisi olduğu için her türlü vergiden muaftırlar. Teşkilatta
önemli bir durumda Askeri sınıfa girmek ve o teşkilatta yer almak için iki yol
bulunuyordu.Birincisi devşirme usulü, ikincisi ise uçlarda yiğitlik göstermektir. Böylece
Sultanın beratı ile bu sınfta yer edinilebiliyordu. İşte tüm bu anlattıklarımız dışında bir
başka önemli konu var ki o da bu dersimizin çalışma konusu olabilecek Gaza ve Cihad
fikrinin, Osmanlı kuruluş aşamasında askeri teşkilatı nasıl etkilediği konusudur.Bilindiği
üzere Osmanlı devletinin kuruluş aşamasında Aşıkpaşazade'nin belirttiği dört unsur öne
çıkar. Bunlar; Ahiyan-ı rum, Abdalıyan-ı rum, bacıyan-ı rum ve Gaziyan-ı rum'dur. Biz bu
unsurlardan Gaziyanırum kısmı ile ilgili olanları dersimiz olan Osmanlı Askeri Teşkilatı
ekseninde ele almaya çalışacağız.

1. Gaza ve Cihad Kavramının Anlamı Üzerine Söylemler


Gaza, dar anlamda düşmanla savaşma seklinde tarif edilen bir kelimedir. Osmanlı
Beyliği’nin ortaya çıktığı 13. y.y’ın sonları ve 14. y.y ın başlarında Anadolu uç boylarında
yaşanan çatışmalarda, Türkmen beylikleri ve toplulukları arasında çok defa motivasyon
hem de meşruiyet unsuru olarak kullanılmıştır. İslamiyet’i yaymak, Müslümanların
yönetimindeki toprakları, nüfus alanını genişletmek için akınlara katılmak ve “cengetmek”
anlamını kazanmıştır. Ortaçağda Müslüman toplulukları arasında kullanımı çok eskilere
dayanan bu kavramın Anadolu’da nasıl yayıldığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak 13
y.y’ın sonlarında Anadolu’nun batı ve kuzey batısında kullanılmakta olduğu bilinmektedir.

2
Gaza ruhunun Osmanlı Devleti’nin kurulup genişlemesinde oynadığı rol, uzun zamandır
üzerinde durulan ve çok işlenilen konuların başında gelir. Gaza veya cihad kavramlarının
hiç şüphesiz savaş, muharebe dışında da anlamları vardır.1 Gaza veya cihad kavramlarının
hiç şüphesiz savaş, muharebe dışında da anlamları vardır. Nefisle mücadele, nefsi terbiye
anlamının yanında, ilim, bayındırlık ve imar hareketleri de bu çerçevede değerlendirilmiş ve
hatta cihad-ı ekber sayılmıştır.2

2.Paul Wittek'in Ahmedi Bağlamında Gaza Fikrini Değerlendirmesi


Wittek, gaza fikrini Ahmedi ekseninde değerlerdirmiştir. Paul Wittek, 1937'de Londra
Üniversitesi'nde gazi tezini üç derste açıkladığından beri, hemen bütün önemli Osmanlı
tarihçileri fikri istisnasız onayladılar. Wittek'in bir Türkolog olarak mükemmelliği, berrak,
kısa ve açık uslübu, sıcak ve karizmatik kişiliği, bu fikre meydan okumaya niyetli herkesin
şüphelerinin üstesinden geldi. Gerçekte Wittek' in bütün çalışmaları, bu alanda derhal, fakat
aynı zamanda sürekli bir etki bırakmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun yükselişi hakkında ileri
sürdüğü fikirler, o andan bugüne kadar, bu konudaki bütün modem bilime hakim oldu.3
Wittek bu değerlendirmeleri ile gaza fikrini diğer fikir adamlarına karşı savunmuştur ve en
çok ta köprülü ona karşı çıkmıştır. Köprülü, aşiretsel karakterin daha etkili olduğunu iddia
ederken; Wittek ise toplum yapısında özel bir sınır kültür ile beraber, uç toplunu olmanın
etkili olduğuna inanmaktadır. Wittek, gerçekte, Osmanlı Devleti'nin sosyo-politik yapısını-
temel olarak islami sınır organizasyonu geleneğinin belirlediğini ve fetihlerle yeniliklerin
dinamizmini de, yine islami bir gelenek olan "gaza" anlayışının kazandırdığını
düşünmekteydi. Her iki bilimadamı da,Türkmenlerin bu sosyo-politik yapıdaki merkeii'
rolüüzerinde ve kırsal göçebelik üzerinde durmuş, fakat kuruluş dönemlerinde bu toplumun
yapısını ve içsel değişimlerini incelemeye yanaşmamışlardır. Köprülü'nün temel çalışması,
13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu'daki sosyo-dini yaşamı anlatır. Bir çok çarpıcı konuyu
açıklıyorsa da, bu eser, toplunun nasıl olup da bir devlet haline dönüştüğünü veya Osman
Gazi'nin nasıl askeri politik bir lider olabildiğini cevaplamamaktadır.4 Eserinde, M. Fuat
Köprülü ise Osmanlı’nın erken dönemlerindeki başarılarının ardında yatan sebeplerin
çeşitliliğini savunmaktadır. “Gazi”ler önemliydiler fakat bunlar tek başlarına fazla bir şey

1
Süleyman Demirci, Erken Dönem Osmanlı Tarihi " Kara Bir Delik / A Black Hole' mi? ", Osmanlı Devleti'nin
Kuruluşu " Gazi / Gaza " İdeolojisi İle İlgili Tartışmalar, Hıstory Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, 2013, s. 91
2
Mehmet Öz, Kuruluştan Fatih Devrine Kadar Osmanlılar ve Gaza, Hacettepe Üniv. SBE Dergisi, s. 5
3
R. C. Jennings, Gaza Tezi Üzerine Bazı Düşünceler, Çev: Salih Pay, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,say:7,
Cilt:7,1998, s. 661
4
Halil İnalcık, The Question of the otloman State, International Sournal of Turkish Studies II, 1980, Çev: Tahir
Sünbül,Osmanlı Kuruluş Sorunu,Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih
Araştırmaları Dergisi Cilt: 15 Sayı: 26 Yayın Tarihi: 1991

3
ifade etmezlerdi5
Paul Wittek'in Ahmedi kaynağı ile hareket ettiğini söylemiştik. Ona göre bu eser
Osmanlıların kendi devletleri hakkında Osmanlıların Gaziler Cemaatine mensup olduklarını
bildiriyor. Ahmedi Gaziyi’ de şöyle tarif ediyor; “Bir gazi Allah’ın dinin aletidir, o dünyayı
putperestliğin çirkefinden temizleyen Allah’ın hizmetkarıdır. Gazi Allah’ın kılıcıdır. İman
edenlerin hamisi ve sığınağıdır.” Wittek’e göre Ahmedi bu esasa dayanarak Osmanlı Tarihini
yazmıştır. Bu eserin doğruluğunu ortaya koymak için ise Osmanlı hükümdarlarından birine
ait, 1337’de bir caminin inşaası münasebetiyle yazılan bir kitabeyi göstermektedir. Bu
kitabenin ilgili kısmında Osmanlı hükümdarı kendine şu unvanları veriyor; “Gazi, Sultanın
oğlu Sultan, Gazi oğlu Gazi, Ufukların Beyi, Cihanın Kahramanı”. Kısacası Wittek,
Ahmedi’nin metnini ve kitabeyi Osmanlı tarihinin gerçek karakterinin delilleri olarak
görmüştür.6 Yukarıda Wittek'in bahsettiği kitabe 1337 tarihli Bursa kalesindeki kitabedir. Bu
görüşler neticesinde Wittek, Kutsal savaş heyecanının ilk dönem Osmanlıları etkilediğini
açıkça bizlere kanıtlarla beyan etmektedir. Özellikle Seyyid Battal Gazi Türbesinin
ziyaretgah olması amacıyla inşaa edilmesi süreci de Wittek'in Osmanlı gazi ruhunun ve
zihniyetinin devam ettiğini göstermesi açısından önemli kanıtıdır.

3. Paul Lindner ve Kutsal Savaş Heyecanı


Öncelikle Lindner gaza fikrini karşıdır ve bu yönde de kanıtlarını bizlere sunmuştur.
Lindner'e göre kutsal savaş düşüncesinin Osmanlı’nın doğuşu ve kuruluşu ile alakasının
olmadığını belirtir. Ona göre Osmanlıların ilerlemelerinde dinsel kaygının fazla bir önemi
bulunmamaktadır.. Zaten Dini heyecan kavramı tanım olarak tolerans ve hoşgörülü inanışlar
ile birlikte yaşayamaz. Gazi ruhu da böyle şeylerle iç içe yaşamak zorunda kalsaydı uzun
süre dayanmazdı.Dini heyecan ılımlılıkla bağdaşmaz. Ya itici güç ya da meşrulaştırıcı olarak
yaşar. Bursa kalesindeki kitabedende meşrulaştırıcı rolünü tercih edebiliriz. Bursa Kitabesi
bir kanıt olabilir ancak yeterli değildir. Buna mukabil Osmanlılar fetih yaparken hem
müslümalara hem de hıristiyan güçlere karşı savaşmışlardır. Bu da gaza fikrini ortadan
kaldırmaya yeter gibi sözlerle Lindner görüşünü temellendirmeye başlar.Örneğin
karacahisar'ı Germiyanoğullarının müslüman beylerinden kazandılar. Ayrıca kaynakların
Osmanlı ve Bizans ilişkilerinin iyi olduğunu yazdığını belirtir ve böylece görüşlerini
sağlamlaştırır.

5
Fuat Köprülü, Osmanlı Devletinin Kuruluş ve Gelişmesinde İtici Güçler , Osmanlı Siyaset, Cilt: 1, 1999, s. 156-
157.
6
Paul Wittek, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Çeviren:Güzin Yalter, Türkiye Yayınevi, İstanbul 1966, s. 16-
18

4
4. Herbert Gibbons ve Tezi
H. A. Gibbons, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu adlı eserinde baş kaynak olarak
kullandığı İbn Batuta ve el–Ömeri’ye dayanarak baş argümanını Bizans’ın zayıflığı üzerine
geliştirmiştir.7 Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda yabancı unsurlar hâkim olmuştur. Buna
göre, Osman Gazi o tarihlerde henüz Müslüman olmamış ve onun kabilesi ile buradaki gayri
müslim halkın karışıp kaynaşmasından “yeni bir ırk millet oluşmuş” ve bu grup Osmanlı
Devleti’ni kurmuştur.8 Hatta bir sonraki aşamada Gibbons sonradan müslüman olduğuna dair
bir takım hikayelerde anlatır.Tabii Gibbons değerlendirmelerine Osmanlı'nın dini geçmişine
dair açıklamalarda bulunarak başlar ve şu hikayeyi anlatır : Osman Bey, Şeyh Edebali’nin
evinde konuk olur, ona Kur’an-i Kerim ile ilgili bir takım sorular yönelttiğinde Osman bey
bilemez ve bu yüzden de Gibbons Osman bey'in müslümanlığı henüz bilemediğini
söyler.Yani bundan önce Osmanlılar müslüman değildi der ve yeni nmüslüman olduklarını
anlatır. Devrin kaynaklarında yer alan rivayetlere göre, Osman Bey, Şeyh Edebali’nin evine
misafirken hiç uyumamış ve sabahın ilk ışıklarına kadar beklemiş, şeyhinin niçin böyle
davrandığını sorması üzerine, Kur’an’ı işaret ederek Kuran'ın bulunduğu yerde uyumasının
edep anlayışına aykırı olduğunu belirtmişti. Bundan sonra Osman Bey, şeyhe yorumlaması
için göbeğinden çıkan bir çınarın büyüyerek bütün dünyayı kapladığını gördüğü o rüyayı
anlatmıştı. Şeyh Edebali ise bu rüyadaki çınarın, Osman Bey’in kuracağı devlete işaret ettiği
şeklinde yorumlamıştı.9 Tartışmalara Köprülü de dahil olur, Köprülü ; daha evvel örnekleri
Selçuklu ve diğer Oğuz taifesinde yaygın olarak rastlanan ağaç motifinin mitolojik döneme
ait bir algılama anlayışı olduğunu, aslında gerçeği yansıtmadığını düşünmektedir. Köprülü,
bu tür hayal ürünü, küçültme veya abartma anlayışı üzerine kurulu menkıbelerin devrin
epistemolojik niteliğini kavramaktan öteye bir değer taşımayacağını, bunların modern
tarihçilik nokta-i nazarından asla ciddiye alınamayacağını, bunu ciddiye almanın bilimle alay
etmek olduğunu iddia eder.10

7
Herbert Gibbons, The Foundation of the Ottoman Empire 1300-1403, London
8
Şükrü Karatepe, Klasik Dönem Osmanlı Siyasi Kurumları, İstanbul, 1989, s.7
9
Fuad Köprülü, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, Ankara 1959, s.
10
Salih Yılmaz- Cengiz Karataş, "Osmanlı Devleti’nin Kuruluşuyla İlgili Temel Görüşler ve Türk Romanından
Hareketle Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sürecine Tematik Bir Yaklaşım", TYB Akademi Dil Edebiyat ve Sosyal
Bilimler Dergisi, Ocak 2014, S.80

5
SONUÇ YERİNE
İncelemiş olduğumuz bu üç bilim adamının tezlerinde önemli bir nokta gözümüze
çarpar. Her bir dayanak noktası olarak Osmanlı Kroniklerini kesinlikle görmekteyiz. Ancak
ne var ki kroniklerde çıkar ilişkilerinin bozulması sonucu ortaya çıkan yorumlara da pekala
rastlamaktayız. Örneğin, Aşıkpaşazade'nin Osmalı ile Bizans ilişkilerinin iyi olduğuna dair
Yahşi Fakihten almış olduğu pasajlar 1337 Tarihli Bursa Kitabesi ile uyuşmazlık gösterir.
Aşıkpaşazadenin düşünceleri ile hareket eden Lindner bu sefer Ahmedi ile ilgili söylemlerde
bulunarak, Ahmedi'nin felsefi ve edebi yanını çok iyi ustalıkla kullandığını belirtir.
Ahmedinin bu edebi yönü de Wittek'i yanlış yönlendirmiştir diye yorumlamalarda bulunur.
Lindner'e göre Ahmedi'nin çalışmaları seçilmiş tarihsel olayların yorumundan öteye
gidememiştir. Aslında biraz da alt metni görebilirsek Lindner'in doğru bir bakış açısı ile
gittiğini görebiliriz. Çünkü Ahmedi'nin olayları çarpıtmasının sebebi olarak Yıldırım
Bayezit'in Timur'a yenilmesini bastırmak olarak ta görmemiz yanlış olmayacağını
düşünüyorum. Ahmedi'nin Osmanlı'yı din savaşçıları olarak resmetmesi ve Osmanlı'yı
Hıristiyan topraklarında İslamın lideri olarak göstermesi, bir bakıma Osmanlı'nın müslüman
komşulara karşı saldırganlığının izlerini silmek içindir diye rahatlıkla söyleyebiliriz.
Özellikle gazi ruhunun itici güç olduğunu söylerken ve bu itici gücün Osmanlı ve
Danişmendli'lerde en sıkı bir şekilde yaşandığını biliyorsak, niçin bu kutsal savaş arzusu ve
heyecanı Osmanlı'larda başarıya yol açarken, Danişmendliler de tam tersi bir etki yaratmıştır.
Yani gazi ruhu gerçekse yani itici güçse niçin farklı sonuçlar yarattı. Bundan sonra Gibbons'a
geldiğimizde, onun da hikayelerden, mitolojik unsurlardan yola çıktığını görmekteyiz.
Burada ise Köprülü'ye katılmanın daha doğru bir sonuç verip veremeyeceğini bilemeyiz
lakin eğer tarih bilimin sadece salt düşünceler ve somut gerçeklerden olmadığı ve bunun için
tarihin hikayeci ve tasvirci kısımları da ele alınarak her yönden destekleyici sağlam bir tarihi
ve dahi felsefi çıkarımlar ile sonuca ulaşılması gereklidir.

6
KAYNAKÇA

DEMİRCİ, Süleyman, "Erken Dönem Osmanlı Tarihi " Kara Bir Delik / A Black Hole' mi?
", Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu " Gazi / Gaza " İdeolojisi İle İlgili Tartışmalar", Hıstory
Studies, Cilt: 5, Sayı: 1, 2013,

GİBBONS Herbert, The Foundation of the Ottoman Empire 1300-1403, London

İNALCIK, Halil, "The Question of the otloman State, International Sournal of Turkish
Studies II", 1980, Çev: Tahir Sünbül,Osmanlı Kuruluş Sorunu,Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi , Cilt: 15 Sayı:
26 Yayın Tarihi: 1991

JENNİNGS, R. C, "Gaza Tezi Üzerine Bazı Düşünceler", Çev: Salih Pay, Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,say:7, Cilt:7,1998,

KARATEPE Şükrü, Klasik Dönem Osmanlı Siyasi Kurumları, İstanbul, 1989, s.7

KÖPRÜLÜ Fuat, Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu, Ankara 1959,

KÖPRÜLÜ Fuat, Osmanlı Devletinin Kuruluş ve Gelişmesinde İtici Güçler , Osmanlı


Siyaset, Cilt: 1, 1999, s. 156-157.

ÖZ, Mehmet, Kuruluştan Fatih Devrine Kadar Osmanlılar ve Gaza, Hacettepe Üniv. SBE
Dergisi,

YILMAZ Salih – KARATAŞ Cengiz, "Osmanlı Devleti’nin Kuruluşuyla İlgili Temel


Görüşler ve Türk Romanından Hareketle Osmanlı Devleti’nin Kuruluş Sürecine Tematik Bir
Yaklaşım", TYB Akademi Dil Edebiyat ve Sosyal Bilimler Dergisi, Ocak 2014,

WİTTEK Paul, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu, Çeviren:Güzin Yalter, Türkiye


Yayınevi, İstanbul 1966,

You might also like