You are on page 1of 9

FOTOĞRAF DERS- 3

Günümüzde fotoğraf makinası olarak bildiğimiz aletin Camera


Opscura’dan başlayan öyküsününden sonra şimdi, bu alet nasıl bir şey
ve nasıl fotoğraf çekiyor; ona bakalım.
Günümüzde çok büyük oranlarda kullanılan fotoğraf makinalarının kayıt
ortamları dijitaldir. Optik görüntü film yerine, dijital görüntü sensör’ü
üzerine düşer. Dijital sensör üzerine düşen optik görüntü dijital işlemci
tarafından sayısal verilere dönüşerek fotoğraf görüntüsünü oluşturur ve
hafıza kartına kaydedilir. Film kullanan (analog) makinelerden farkı
budur. Dijital kameralarda, CCD ya da CMOS olarak bilinen görüntü
algılayıcıları (sensörler) bulunur. Bu algılayıcıların üzerinde, çözünürlük
sayısına eşit sensör vardır. Bu sensörler, üzerlerine düşen ışığı, piksel
cinsinden dijital ortama yansıtırlar.
Bütün bu işlemleri gerçekleştirmek için makinede bir mikro işlemci
bulunur. Piksel olarak adlandırılan milyonlarca sayıda noktacıklardan
oluşan dijital görüntü, bir anlamda resim yapan kişinin kullandığı
noktalara ya da fırça tuşları gibidir. Resim yapan kişi, ya da sanatçı,
yaptığı bir resimde, resminin boyutuyla ilişkili olarak binlerce sayıda fırça
tuşu ve nokta kullanır; tıpkı Empresyonist ressamların yaptığı gibi.
Özelliklede Post empresyonistler (Georges Seurat ve Paul Signac) gibi.

Görüntü kaydı yaptığımız hafıza kartları, bir anlamda dijital fotoğraf


makinesinin filmleridir. Hafıza kartları üzerine istediğimiz kadar fotoğraf
kaydı yaparak silebiliriz ve tekrar üzerine kayıt yapabiliriz. Makinamız
analogsa, bir seferde standart şekliyle en fazla 36 görüntü kaydı
yapabilirsiniz.

Fotoğraf makinası dediğimizde zorunlu olarak ilk aklımıza gelen ve görüp


bildiğimiz makine gövdesi ile objektifidir.

Dörtgen prizma, çoğunlukla da dikdörtgen prizma biçimindeki makine


gövdesi üzerinde silindirik biçimde bir objektif, vizör, deklanşör ve analog
makinalarda ise optüratör süresini belirleyen düzenekle filmi ilerleten bir
kol vardır. Gövde içinde ise, örtücü perde (optüratör) ve kayıt ortamı
bulunur. Makinanın gözü olarak adlandırabileceğimiz, diyafram
değerleriyle bütünleştirilmiş objektif. Analog ya da dijital, amatör ya da
profesyonel, tüm makinalarda zorunlu olarak bulunurlar.
Gelişmiş ve DSRL olarak adlandırdığımız, fotoğraf kaydı yapmak için
gereken olanaklara sahip bir fotoğraf makinasının şekline bakarsak çok
fazla ayrıntı yoktur:

1
Makine gövdesinin (Camera Obscura) vaz geçilmezi olan objektif.
Objektifin içinde görüntüyü oluşturacak ışık oranını düzenlediğimiz
Diyafram. Objektiften yansıtılan optik görüntüyü izlememizi sağlayan, kırk
beş derece eğimli ayna (görüntü kaydı sırasında deklanşöre
bastığımızda yukarıya kalkar ve optüratör’ ün açılmasıyla optik görüntü
kayıt ortamı üzerine düşer). Görüntü kaydı için yeterli sürede açılıp
kapanarak görüntüyü oluşturan örtücü perde (optüratör). Örtücünün
arkasında görüntü kayıt ortamı (sensör ya da film). Çekimden önce
aynadan yansıyan optik görüntüyü izleme bakacına (Vizör) yansıtan beş
yüzeyli prizma vardır.

Elbette ki tüm fotoğraf makineleri SLR değildir. Özellikle, günümüzde


daha çok tercih edilen ve bir SLR makinanın tüm özelliklerini barındıran
lensleri değiştirilebilen, Aynasız olarak adlandırdığımız makineler her
geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bu makinelerdeki farklılık, refleks aynanın
ve prizmanın olmamasıdır; bu durum kullanıcı için bir avantaj sağlar.
Çünkü, aynanın ve prizmanın olmaması makineyi, fotoğrafın kalitesinden
ödün vermeden daha küçük ve hafif bir duruma getirmiştir.

2
Aynasız bir makinede fotoğrafı çekilecek olan konunun görselliği, kayıt
ortamında kaydı yapılmadan önce tüm ayrıntılarıyla izlenir. Bu fotoğraf
çeken için olumlu bir durumdur; çünkü kaydedilecek olan fotoğrafın tüm
görsellikleri fotoğrafçının isteğine göre kontrol edilip değiştirilebilmektedir.
Kaydedilmek istenilen görüntü, vizörden ya da LCD ekrandan izlenir.

DSRL ve Aynasız Fotoğraf makinelerinin dışında, daha farklı seçenekte


dijital makineler bulunmaktadır: Ultra Compact, Compact ve DSRL Like
olarak adlandırılan bu makineler, kullanmak isteyenlerin isteklerine göre
özellikler taşırlar.

Bir Ultra Compact makine diğerlerine göre en küçük boyutta olanıdır ve


taşıma konusunda hiçbir ek araç gereç ihtiyacı yoktur; rahatça herhangi
bir cebinizde taşırsınız. Objektifi sabittir ve çoğunlukla görüntü sensörü
küçüktür, pozlandırma ve manuel ayarları sınırlıdır.

Compact makineler, yine küçük boyutta, LCD ekranlı, optik zoom’lu ve


fotoğraf çekme modları olan makinelerdir. Ultra Compact olanlara göre
fotoğraf çekenler için daha olanaklıdırlar.

3
DSRL Like olarak adlandırılan makineler ise, Yarı profesyonel makineler
olarak adlandırılan, Optik zom aralığı daha fazla olan, çekim modları
DSRL ve Aynasızlara bezeyen ve sensör’ü diğer kompaktlarınkinden
daha büyük olan makinelerdir.

Dijital makinelerde kullanılan sensörleri 35mm. (tam kare)’ye göre


sıralarsak: Tam kare (24x36mm.), APS-C (1,5x ve 1,6x kırpma faktörlü),
Four Thirds (2x çarpanlı) çoğunlukta üretilen sensörler dir.

Bunların dışında, tam kare sensörden daha büyük sensörler kullanan


makinelere Orta format makine denir. Sensör boyutları: 30 x 45 mm. 36 x
49mm. 41 x 56mm. Ya da daha büyük boyutlarda.

Dijital makinelerin en önemli özelliklerini sıralarsak, bunların: Sensörler


(algılayıcılar), Lensler ve Görüntü işlemcisi olduklarını görürüz.

Görüntü işlemcisi, sensör üzerine düşürülen ve elektrik sinyallerine


dönüştürülen optik görüntüyü işleyerek hafıza kartı üzerine kaydeder.

A. KESKİN
4
Mamut-1900

5
G. Seurat-1886

H. Edmond Cros-1893
6
P. Signac-1901

7
Van Gogh-1887

8
G. Seurat - 1883

You might also like