Professional Documents
Culture Documents
EDAT (İLGEÇ)
Edat (ilgeç) : Tek başına bir anlamı olmayan, cümlede başka sözcüklerle ilgi
kurarak anlam kazanan sözcüklere edat denir.
Edatların Özellikleri
1. Edatlar, tek başlarına kullanılmazlar, çünkü edatların işlevi cümle içerisinde
anlam ilgisi kurmaktır. Cümle içerisinde kullanıldıklarında bir anlam
kazanıp o cümlenin parçası olurlar.
5. En çok kullanılan edatlar: ‘’ gibi, göre, kadar, için, ile, üzere, -e karşı, -e
doğru, ancak, yalnız, sadece, sanki, -e karşın, -e rağmen, -e değin, tek, bir, -
e dek, -den dolayı, -den başka, denli, ötürü, değil, mı/mi…”
1
Kasabada onun gibi cesuru yoktur.
Hırsız, çantayı kaptığı gibi koşmaya başladı.
Birazdan yağmur yağacak gibi.
Örnek:
» Bana göre bu iş olmayacak. (görelik)
» Ona göre bu daha çalışkan (karşılaştırma)
İle: Eklendiği cümleye ‘’neden, birliktelik, araç, durum’’ vb. anlamlar katar.
Sözcüğe genellikle ‘’-le, -la’’ biçiminde eklenir.
Örnek:
3
» Okula gitmek üzere evden çıktı. (amaç)
» Yarın ödemek üzere sana yüz lira veririm. (şartıyla)
» Yasalarda belirtildiği üzere bu bir suçtur. (gibi)
» Paramız bitmek üzere. (yaklaşık, neredeyse)
4
Dolayı / Ötürü (-den dolayı / -den ötürü)” Edatı
Neden bildiren edatlardır. Kendilerinden önce gelen sözcükle “-den dolayı”, “-
den ötürü” şeklinde öbekleşerek kullanılırlar.
Örnek(ler)
» İki günden beri bekliyoruz. (zaman)
» Sabahtan beri çalışıyorum. (zaman)
Ancak – Sadece – Yalnız – Tek – Bir :Eklendikleri cümleye ‘’ sadece, olsa olsa’’
anlamı katarlar.
Bu sözcükler birbirlerinin yerine kullanılabildiklerinde edat görevinde
olurlar.
Anlatıma sınırlama getirirler.
» Hayatı boyunca yalnız ailesi için çabaladı. (sadece)
» Yüreğim tek senin için atıyor. (sadece)
» Zor günümde bir o vardı yanımda. (sadece)
» Toplantıya sadece üç kişi katıldı.
Örnek:
Bu benzin bizi ancak elli kilometre götürebilir.
Bu bölüme sadece görevliler girebilir.
Sadece sen ona yardım edebilirsin.
Bir senin gezdiğin bahçede açar çiçekler.
Bu sınıfta tek sana ısınamadım.
5
Uyarı: ‘’ancak, yalnız’’ sözcükleri hem edat hem de bağlaç görevinde
kullanılabilir.
> Bu sözcüklerin yerine ‘’sadece’’ sözcüğünü getirebiliyorsak edat görevindedir.
> Bu sözcüklerin yerine ‘’ama, fakat’’ sözcüklerini getirebiliyorsak bağlaç
görevindedir.
> “Yanında başkaları bulunmayan, tek başına olan” anlamı taşıyorsa isim,
sıfat veya zarf görevinde kullanılmıştır.
Örnek:
» İstanbul’a kadar yalnız onu görmeye geldim. (edat)
Örnek:
Bu havada dışarıya mı çıkılır?
Seni söylediğin laf mı şimdi?
Yarın sınav var mı?
Geniş mi geniş bir salonları vardı.
Bunları ben mi yapmışım?
6
Şu çantayı verir misiniz?
Sonbahar geldi mi bir hüzün çöker üstüme.
Yanlış bir şey söyledi mi her şey biter.
“Diye” Edatı
Cümleye amaç ve neden (sebep) anlamı katar.
"sanki"
Benzetme edatıdır.
Bu edatı bulunduran cümlelerde "sanmak, zannetmek" anlamları vardır.
"benzetme, sözüm ona, sözde, inanmama" anlamları katar.
BAĞLAÇ
7
Bağlaç: Tek başına anlamı olmayan, anlamca ilgili cümleleri, eş görevli
sözcükleri, sözcük gruplarını ya da ögeleri birbirine bağlayan sözcüklere bağlaç
denir.
Cümleye değişik anlam ayrıntıları katar.
Cümleden çıkarıldığı zaman anlam bozulmaz.
Zaman zaman cümlenin anlamını daraltsa da bu durum bir noktalama
işareti ile giderilebilir.
‘’ ve, de, ile, ki, veya, ya da, çünkü, ama, fakat, lakin, ancak, hatta, dahi,
bile, halbuki, mademki, zira, ise, ne…ne, hem…hem, ister…ister, gerek…
gerek’’ bağlaç görevinde kullanılan sözcüklerdir.
Örnek:
» Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor. (neden-sonuç)
» İnsan çalışmalı ki sınavı kazansın.(şart)
» Bir baktım ki ortalıkta kimse kalmamış. (şaşma)
» Evden çıkacaktı ki telefon çaldı. (o anda)
» Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku)
» Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın. (amaç-sonuç)
» Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış. (tahmin)
Sıfat Yapan Ki: Eklendiği sözcüğe yer-yön anlamı katarak sıfat yapar. ‘’-de’’ hal
ekiyle birlikte kullanılır.Örnek:
Sokaktaki adam durmadan bağırıyordu.
Zamir Yapan Ki: İsmin yerini tutar ve ‘’-ın, -in’’ tamlayan ekiyle birlikte
kullanılır. Örnek:
Seninki daha güzel yazıyor.
NOT: Bağlaç olan ki her zaman ayrı yazılır ancak bazı sözcüklerde kalıplaştığı
için bitişik yazılır.
Uyarı: Bağlaç olan ‘’de/da’’ ile hal eki olan ‘’de/da karıştırılmamalıdır.
o Hal eki olan her zaman bitişik yazılır.
o Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı bozulur.
o Hal eki olan sertleşme sonucu ‘’te/ta’’ya dönüşür.
Örnek:
» Bakkalda sebze de satılıyormuş. (Bağlaç)
10
» Kitaplarım okulda kalmış. (Hâl eki)
Ama–Fakat–Lakin–Ancak–Yalnız–Oysaki–Halbuki:
Bu bağlaçlar eklendikleri cümleye ‘’karşıtlık’’ anlamı katar.
Örnek:
Onu severim ama onunla ortak iş yapmam.
Sen haklısın fakat sorunu böyle çözemezsin.
Onu çok uyardık ancak o bizi dinlemedi.
Çok çalışıyor yalnız başaramıyor.
Bana kızmış oysaki ben ona bir şey yapmadım.
Hiç tepki vermedi hâlbuki sevinmesini bekliyordum.
11
Diğer Bağlaçların Cümleye Kattığı Anlamlar:
Bisiklet ya da/veya/yahut/veyahut motosiklet alacağım.
Eve gittim çünkü/zira babam çağırmıştı.
Bilgili diyordum meğer hiçbir şey bilmiyormuş.
Son sınavda düşük not almış demek/demek ki hiç çalışmamış.
Kızınız güzelmiş üstelik efendi.
Okulu temizlemişler hatta sınıfları bile süslemişler.
Ağzı kulaklarına vardı yani çok sevindi.
Hem teyzesini hem de halasını aramış.
Ne aradı ne sordu.
İster çalış ister oku, sen bilirsin.
Kâh tiyatroya gidiyordu kâh sinemaya.
ÜNLEM
ÜNLEMLERİN ÖZELLİKLERİ
‘’A, aman, bravo, ay, eyvah, hoppala, oh, ah, üf, of, vah vah, yazık’’ gibi
ünlemler doğrudan duyguları yansıtır.
Örnek:
Eyvah, anahtarımı evde unutmuşum!
Yazık, kedicik çok üşümüş!
O, çok lezzetli olmuş!
12
Ay! Nedir senden çektiğim?
NOT: Bazı ünlemler isim çekim eklerini alarak ünlem olma özelliğini yitirip
isimleşirler. Bunlar artık isim görevindedir.
Örnek:
Ahı gitmiş, vahı kalmış hepimizin.
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
13