You are on page 1of 5

EDATLAR (İLGEÇLER)

 Kendi başlarına anlamı olmayan, diğer söz ve söz öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan sözcüklerdir.
 İlgeçler cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı bozulur.

GİBİ
 Kendinden önceki sözcüklere bağlanarak onlara:
1) benzetme 2) karşılaştırma 3) olabilirlik/tahmin 4) hemen/oyalanmadan 5) yaklaşıklık anlamları katar.

“Gibi” edatının aşağıdaki cümlelere kattığı anlamla ilgili numarayı parantez içine yazınız.
Kuş gibi hafif hissediyorum kendimi. [ ]
Bardağı kaptığı gibi tepesine dikti. [ ]
Hava akşama doğru bozacak gibi. [ ]
Saat iki buçuk üç gibi geldiler. [ ]
Kardeşi, ablası gibi çalışkan değildi. [ ]

 Eklendiği sözcüğü “sıfat” ya da “zarf” yapar.

Aşağıdaki cümlelerdeki “gibi” edatı ile kurulmuş söz öbeğinin altını çiziniz, türünü boş bırakılan yere yazınız.
Buz gibi suyu vardı bu dağların. [ ]
Zaman su gibi akıyor. [ ]
Rüya gibi bir yazdı, yarattın hevesinle [ ]
Onun gibi birine her zaman rastlanmaz. [ ]
***
Onun gibisine her zaman rastlanmaz. [ ]

İÇİN
 Eklendiği söz veya söz öbeğini genellikle yükleme bağlar ve eklendiği söz öbeğine:
1) amaç 2) neden-sonuç 3) hakkında 4) özgülük 5) görelik anlamları katar.

“Aşağıdaki cümlelere “için” edatının kattığı anlamla ilgili numarayı parantez içine yazınız.
Seni görmek için geldim. [ ]
Onlar için özel masa ayrılmış. [ ]
Yüzme bilmediği için bozuldu. [ ]
Bunca fedakarlığı küçük bir mutluluk için yaptık. [ ]
Arkadaşınız için sakın endişelenmeyin. [ ]
Benim için ikisi de bir. [ ]

GÖRE
 Kendinden önceki sözcüğe daima “-e hâl eki”yle bağlanır ve cümleye:
1) görecelik (kanaat bildirme) 2) karşılaştırma 3) göz önünde bulundurarak gibi anlamlar katar.

“Aşağıdaki cümlelere “göre” edatının kattığı anlamla ilgili numarayı parantez içine yazınız.
Programı senin gelebileceğin saate göre ayarlayalım. [ ]
Arkadaşlarına göre boyu bir hayli uzundu. [ ]
Bana göre bu işte onun parmağı var. [ ]
Babama göre öğretmen olmam daha iyiymiş. [ ]
YALNIZ, ANCAK, SADECE, BİR, TEK
 Bu sözcükler, edat olarak kullanıldıklarında cümleye “sadece” ve “olsa olsa” anlamları verir.

!!! “Ancak ve yalnız” sözcükleri cümleye “sadece” ve “olsa olsa” anlamları veriyorsa edat, “ama, fakat” anlamları
veriyorsa bağlaçtır.

“Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerin türlerini yazınız.


O çocuktan şikâyetçi olan yalnız sen değilsin. [ ]
Yıllardır bu ahşap evde yalnız yaşıyor. [ ]
Tercümeleri yaparım yalnız para alırım. [ ]
Dün sabah yapılan toplantıya üyelerden yalnız o gelmedi. [ ]
Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek. [ ]
Yalnızlar barınamaz bu dünyada. [ ]
Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben. [ ]
Bilmezler yalnız yaşamayanlar nasıl korku verir sessizlik insana [ ]
Çok yalnızım, diye söyleniyordu. [ ]

Bu odaya ancak beş kişi sığar. [ ]


Söylediklerine inanıyorum ancak benim yapabileceğim bir şey yok. [ ]
Memlekete ancak ulaşmıştır. [ ]
Otobüs geldi ancak içinde yolcu yoktu. [ ]
Çalışırım ancak sen de benim hakkımı ver. [ ]
Tek bu olay değil, daha çok sebep var beni kızdıran. [ ]
Tek vuruşta tuğlayı ikiye böldü. [ ]
Tek sen gel yeter. [ ]
Kimse sormasa da olur, bir o sorsun hâlimi yeter. [ ]
Yokluğunla içimizi bıçak gibi bir acı oyar. [ ]
Tatile çıkmamıza bir gün kaldı. [ ]
Sadece onunla konuşacağım; siz çıkın. [ ]

KADAR
 Eklendiği söze:
1) karşılaştırma 2) benzerlik 3) ölçü, derece, miktar 4) eşitlik 5) zamanda sınırlama 6) eylemin bittiği yer
7) ölçüde /sayıda yaklaşıklık 8) çokluk gibi anlamlar katar.

“Kadar” edatının aşağıdaki cümlelere kattığı anlamla ilgili numarayı parantez içine yazınız.
Senin kadar akıllı bir öğrenci değildir o. [ ]
Gözleri kömür kadar karaydı. [ ]
Burası ona geldiği köy kadar bile güzel görünmedi. [ ]
Beni okula kadar takip etti. [ ]
Övünüp durma kardeşim, paran kadar konuş. [ ]
Sağ olun içmiş kadar oldum. [ ]
Bu konuda o da senin kadar üzgün. [ ]
Sözlerinden o kadar hoşnut oldum ki… [ ]
Tatilde yüz kadar kitap okudum. [ ]
2014 yılına kadar üretim sürecek. [ ]

!!! “Kadar” edatının yerine kullanılan “dek, değin, denli” edatları vardır.
İLE
 cümleye 1) vasıta, araç (ne ile?) 2) birliktelik (kim ile) 3) durum

“Aşağıdaki cümlelere “ile” edatının kattığı anlamla ilgili numarayı parantez içine yazınız.
Yemek yaparken elini bıçakla kesmiş. [ ]
Ona yaptığının doğru olmadığını güzellikle anlattım. [ ]
Bu konuyu değişik örneklerle açıklayalım.
O, herkesle iyi geçinirdi. [ ]
Üsküdar’a vapurla geçip otobüse bindik. [ ]
İki yıldır görmediğim arkadaşımı birden karşımda görünce hasretle kucakladım. [ ]
Öfke ile kalkan zarar ile oturur. [ ]
Onlarla bu konuyu uzun uzun tartıştık. [ ]

!!! “İle” sözcüğü hem edat hem de bağlaç olarak kullanılır. Eğer “ile”nin yerine “ve” sözcüğü getirilebiliyorsa
bağlaç, getirildiğinde anlam bozuluyorsa edattır.

Eviyle işi arasında geçiyor tüm hayatı. [ ]


Elindeki sopayla gelene geçene vuruyordu. [ ]
Yaraladı beni bir acı söz ile. [ ]

KARŞI
 Cümlede “-e karşı” şeklinde kullanılır. Edat olarak kullanıldığı cümlelerde “zamana, kişiye, mekana vb.
yönelme” anlamları taşır.

“Aşağıdaki cümlelerde “karşı” sözcüğünün türlerini boş bırakılan yerlere yazınız.


Irmağın karşısına geçmek için basit bir köprü yapmışlar. [ ]
Size karşı çok mahcubum. [ ]
Karşı kaldırımdan yürümeliyiz. [ ]
Sabaha karşı uyuyabildi. [ ]
Seyirci karşı takımın oyuncularını da alkışlamıştı. [ ]

DOĞRU
 Cümlede “-e doğru” şeklinde kullanılır. Edat olarak kullanıldığı cümlelerde “zamana, kişiye, mekana vb.
yönelme” anlamları taşır.

“Aşağıdaki cümlelerde “doğru” sözcüğünün türlerini boş bırakılan yerlere yazınız.


Programın sonuna doğru herkes çok yorulmuştu. [ ]
Akşama doğru bize geldiler. [ ]
Sen şimdi doğru eve git, ben birazdan gelirim. [ ]
İşte bu, doğru adres. [ ]
İnsana doğrudan zarar gelmez. [ ]
Tahtaya bir doğru çizdi. [ ]
Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz. [ ]
Birisi bize bu işin doğrusunu anlatsın. [ ]
BAŞKA
 Cümlede “-den başka” şeklinde kullanılır. Edat olarak kullanıldığı cümlelere “ayrıca, dışında, üstelik”
anlamları kazandırır.

“Aşağıdaki cümlelerde “başka” sözcüğünün türlerini boş bırakılan yerlere yazınız.


Senden başka herkes oradaydı. [ ]
Başka bir gün yine gelebiliriz. [ ]
Başkası seni benim kadar düşünemez. [ ]
Başka bir isteğiniz var mı?
Bu paketten başka iki koli daha kırtasiye malzemesi var. [ ]
Yaşadıkları semti ilk bölümde başka sonraki bölümlerde başka anlatmış. [ ]

BERİ
 Cümlede “-den beri” şeklinde kullanılır. Eylemin başladığı yeri ve sürenin başlangıcını belirtir.

“Aşağıdaki cümlelerde “beri” sözcüğünün türlerini boş bırakılan yerlere yazınız.


O günden beri ağzına bir lokma koymadı. [ ]
Ankara’dan beri aynı müziği dinliyoruz. [ ]
Biraz beri gel. [ ]
Biraz beriye gel. [ ]
Siz beri tarafa geçin. [ ]
Koltuğun berisinde de siz oturun. [ ]


 Asıl işlevi cümlelere soru anlamı katmaktır.

Aşağıdaki cümlelerde “mi soru edatı” hangi ögeyi buldurmaya yönelik kullanılmıştır?
Bu dergiler mi bize modern sanat ve edebiyat zevkini aşılayacaktı?
Oyundan sahneye aktarılamayacak bölümleri çıkardınız mı?
Hüzünlü şiirleri mi çok severdi?
Toplantı bu salonda mıydı?
Arkadaşınla otobüste mi karşılaştı?
Seminer bu akşam mı yapılacak?

Diğer Bazı Edatlar:


Karşın, Rağmen: Birdenbire nutku tutuldu ve bütün gayretlerine rağmen (karşın) konuşamadı.

İşte : “Gösterme edatıdır.” İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler."

Değil: Bugün, dünkü kadar hasta değilim.


Değil arkadaşım, kardeşim olsa affetmem.

Üzere: Okula gitmek üzere evden ayrıldı.


Sanki: Burası bir cennet bahçesi sanki
…dair: Konuya dair hiç konuşmadı.
EDAT ÖBEKLERİ

Edatlar, ad ve ad soylu sözcüklerle öbekleşir; yani grup oluşturabilirler.

Edat Öbeği= İsim ya da İsim Unsurları + Edat

!!!! Edat öbekleri cümlede sıfat veya zarf görevinde kullanılabilir.

Aşağıdaki cümlelerde geçen edat öbeklerinin altını çiziniz ve sözcük türlerini yazınız.

El kadar çocuk size ne yapmış?

Akşama kadar evde kitap okuduk.

Zaman su gibi akıyor.

Araba yıldırım gibi geçti yanımızdan.

Dünya kadar derdim var.

Bu yüce dağların suyu buz gibiydi.

!!!! Edat öbekleri cümlede “özne, nesne, tümleç veya yüklem” olabilir.

Yarın balığa çıkmak için sözleştiler.

Akşama doğru hava birden bulutlandı.

Bir demir testeresi ile zinciri kestiler.

Sabaha dek sizi kapının önünde bekledi.

İstanbul gibi bir şehir hiçbir ülkede yoktur.

Öğleye doğru beni aradı.

Atlıların ayaklarında zaman


Ezilir gibiydi

Akıyor Çanakkale toprağı sonsuzluğa


Bir bıçak gibi

Benim derdim, dünyalar kadardır.

Bu adam, sanatçı değil, arabesk tüccarıdır.

Bu adam, gerçek bir sanatçı değildir.

ÜRF

You might also like