You are on page 1of 54

EDEBİ SANATLAR

Anlatımı güçlendirmek ve
zenginleştirmek , söyleyişe güzellik
katmak için başvurulan söz ve anlam
oyunlarına edebi sanatlar diyoruz.
Edebi sanatların çoğu şiirde ve düz yazıda
ortak kullanılır.Edebi sanatlar üç ana
kümede incelenebilir:
A- MECAZ ANLAMA DAYALI
SANATLAR
 MECAZ ( DEĞİŞMECİ)
 MECAZ-I MÜRSEL ( DÜZ DEĞİŞMECE)
 TEŞBİH ( BENZETME)
 İSTİARE ( EĞRETİLEME)
 KİNAYE ( DEĞİNMECE)
 TEŞHİS ( KİŞİLEŞTİRME)
 İNTAK ( KONUŞTURMA)
 TARİZ ( İĞNELEME )
GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR

TEZAT (KARŞITLIK)
TEVRİYE (İKİ ANLAMLILIK )
MÜBALAĞA ( ABARTMA)
HÜSN-İ TALİL ( GÜZEL NEDEN BULMA)
TENASÜP( UYGUNLUK)
TECAHÜL-İ ARİF( BİLMEZDEN GELME)
İSTİFHAM( SORU SORMA)
TERDİT ( ŞAŞIRTMA)
TELMİH( ANIMSATMA)
LEFF Ü NEŞR ( SIRALI AÇIKLAMA)
TEDRİC( DERECELEME)
TEKRİR( YİNELEME)
RÜCU ( GERİYE DÖNÜŞ)
İRSAL-İ MESEL
KAT
SESE DAYALI SANATLAR
CİNAS ( SESTEŞLİK)
SECİ (İÇ UYAK )
AKİS ( ÇAPRAZLAMA )
AKROSTİŞ
LEBDEĞMEZ ( DUDAK DEĞMEZ )
ALİTERASYON ( SES YİNELEMESİ)
MECAZ ( DEĞİŞMECE)
Sözcükleri veya sözcük gruplarını bilinen
gerçek anlamlarından başka anlamlarında
kullanılmasına mecaz denir.

İşe geç kalan çırağı görünce , usta iyice


köpürmüştü.
Artık seni görünce çenesi açılır.
Bize karşı neden soğuk davrandığınızı
anlayamadık
Kardeşlerimi çok sıcak buldu.
İnce davranışı hepimizi etkiledi.

Bu davranışlarına artık gözyummuyor.


MECAZ-I MÜRSEL
Bir sözün , benzetme amacı
güdülmeden , başka bir söz yerine
kullanılmasına denir.
Bu sanatta sözler gerçek anlamının
dışına çıkmaktadır.Bu sanat
söylenen ile kastedilen sözcükler
arasındaki anlam ilgisine
dayanmaktadır.
Çaydanlık kaynıyor, ocağı kapatabilirsin.

Kandilli yüzerken uykularda


Mehtabı sürükledik sularda

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal


Genç şairlerimizden Mahmut Bayar’ı
mutlaka okumalısınız.
Evet, oğlum Hoca sevmezdi bilirim sarayı
Ama sövmezdi de hoşlanmadığından
dolayı.
Önündeki tabağı bitirmelisin.
Ankara yarın çok önemli bir konuğunu
ağırlayacak.
Hava iyice soğudu , sobayı yak.
TEŞBİH ( BENZETME)
Aralarında ilgi kurulan iki kavramdan , ilgili
oldukları konuda zayıf olanı güçlü olana
benzetme sanatıdır.
Dört öğesi vardır.
BENZEYEN
KENDİSİNE BENZETİLEN
BENZETME YÖNÜ
BENZETME EDATI
Ah türküler, köy türküleri
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz.
Benzetme edatı olarak gibi, sanki, kadar,
güya, nitekim, misal gibi sözcükler
kullanılabilir
Sular öyle temiz ki, annemin yüzü gibi.
Şu kutu gibi dairede oturuyorlar.

Selviler içinde bir alev Emirsultan

Unutmakta haklısın kömür gözlüm.

Koca Ali, kafese konmuş bir aslanı andırıyordu.


İSTİARE
Temel öğelerden benzeyen ya da
benzetilenin biri söylenerek yapılan
benzetmeye denir.
YUVAYI YAPAN DİŞİ KUŞTUR.
İstiare iki türlü yapılır.
AÇIK İSTİARE
KAPALI İSTİARE
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Çatma kurban olayım çehreni ey
nazlı hilal!
Can kafeste durmaz uçar,
Dünya bir han konan göçer.
KİNAYE
Bir sözün , benzetme amacı
güdülmeden , hem gerçek hem mecaz
anlamını düşündürecek biçimde
kullanılmasına denir.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.

Gül dikensiz olmaz.


Korkma sönmez bu
şafaklarda yüzen al sancak !
Sönmeden yurdumun üstünde
tüten en son ocak.
Şu karşıma gögüs geren
Taş bağırlı dağlar mısın.
TEŞHİS
İnsan dışındaki varlıkları insan gibi
düşünerek, insana özgü nitelikleri o
varlıklara yakıştırarak söz söyleme
sanatına teşhis( kişileştirme) denir.
Ne vakit Maçka’dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu,
Ağaçlar kuş gibi gülerdi.
Bütün kusurumu toprak gizliyor,
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor.

Gül , hasretinle yollara tutsun kulağını


Nergis gibi kıyamete dek çeksin intizar.

Rüzgar şarkısını söylüyor, ağaçlar bildik


oyununu sergiliyordu.
İNTAK ( KONUŞTURMA)
İnsan dışı varlıklara insan kişiliği
kazandırılırsa teşhis yapılır.Bu varlıklar
konuşturulursa intak yapılmış olur.

Akıl ersin , ermesin sevdama


Senden yanayım , dedi yeşeren dal
, senden yana.
Küçük bir çeşmeyim yurdumun
Unutulmuş bir dağında
Hiç kesilmeyecek suyum
Yıldızların aydınlığında
Boyuna akar dururum.
TARİZ
Bir kimseyi iğnelemek amacıyla , bir sözün
karşıt anlamını düşündürecek biçimde
kullanılmasına tariz denir.
Büyük romancımızın hemen her yapıtında
tarihsel gerçeklere aykırı birçok şey
bulabilirsiniz.
Aferin oğlum Ahmet ,
Bu yolda devam et,
Herifçioğlu Sen Mişel’de koyuvermiş sakalı
Neylesin bizim köyü
Nitsin Mahmut Makal’ı
TEZAT
Aynı varlığın, olayın, durumun… birbirine
karşıt iki yönünü bir arada belirtmeye ya
da birbirine karşıt kavramlar arasında ilği
kurmaya denir.

Ömrümde zararsız günümü bilmem


Her senede yüz milyonluk karım var.
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabip
Kılma derman kim helakim zehr-i
dermanındadır.
Nice kafirdir yüzün görüp müselman
olmayan
Bir kız vardı yok gibi öyle güzel
TEVRİYE
Birden çok gerçek anlamı olan bir sözü
herkesçe bilinen anlamında değil de uzak
anlamını kastederek kullanmaya denir.

Bu kadar letafet çünkü sende var


Beyaz gerdanında bir de ben gerek
Bir buse mi bir gül mü verirsin dedi
gönlüm
Bir nim tebessümle o afet gülü verdi.
Avazeyi bu aleme Davud gibi sal
Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.
MÜBALAĞA
Bir olayı, durumu ya da gerçeği
olduğundan çok büyük ya da küçük
göstererek anlatmaya denir.

Gömelim gel seni tarihe! Desem sığmazsın.

Uçtuk Mohaç ufkunda görünmek hevesiyle


Dövüşüyorduk Üç Şehitlerimizde
Zorluyordu derya gibi düşman
Attığım boşa gitmiyordu
Lüzumsuzdu nişan
Hüsn-i Talil
Bir olayın ya da olgunun gerçek
nedenlerini bir yana bırakıp onu hoşa
gidecek bir nedenle açıklamaya denir.

Yeni bir ülkede yem vermek için atlara


Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına
Sen yoksun hiçbir şey yok
Güneşin rengi
Ağustos yıldızlarının sıcaklığı
Karanfil kokusu
TENASÜP
Anlamca birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada
kullanma sanatıdır.
Tenasüp olması için anlamca ilgili
sözcükler arasında karşıtlık ilgisi olmaması
gerekir.
Mest oluptur çeşm ü ebrunun hayalinde
iman
Okumaz mihrabda bir harf-i Kuran-ı dürüst.
Suya versün bağban gülzarı zahmet
çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzare
su.
TECAHÜL-İ ARİF
Şairin çok iyi bildiği bir şeyi bilmiyor
görünerek söz söylemesine denir.

Dün gece yoktu ki


Bu dağ buraya nasıl gelmiş

Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz


Sular mı yandı neden tunca benziyor
mermer?
İSTİFHAM
Cevap bekleme amacı gütmeden ,
duyguyu ve anlamı güçlendirmek için sözü
soru biçiminde yöneltmeye denir.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki veda

Bana kara diyen dilber


Gözlerin kara değil mi?
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
TELMİH
Söz arasında , herkesçe bilinen geçmişteki
bir olaya, ünlü bir kişiye , bir inanca…
işaret etmeye , onu anımsatmaya telmih
denir.
İnsanız , en şerefli mahlukuz !
Deyip de pek fazla
Övünmemiz haksız
Atamız elma çaldı cennetten
Biz o hırsızların çocuklarıyız.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Leff ü neşr
Genellikle bir beyit içinde , birinci sırada
birkaç şeyi andıktan sonra , ikinci dizede
bunlarla ilgili benzerlik ve karşıtlıkları
vermeye denir.
Hakir olduysa millet, şanına noksan gelir
sanma
Yere düşmekle cevher , sakıt olmaz kadr ü
kıymetten.
TEDRİC

Düşünceyi derece derece yükselten veya


indiren bir düzen içinde sıralamaya denir.

Geçsin günler, haftalar, aylar, mevsimler,


yıllar,
Zaman sanki bir rüzgar ve bir su gibi aksın.
TEKRİR
Anlatımın etkisini güçlendirmek için bir
sözcüğü ya da sözcük grubunu art arda
sıralamaya denir.

Mademki güzelsin güzeli yaşatmak için


Mademki iyisin iyiliği yaşatmak için
Mademki umutlusun umudu yaşatmak için
Bu yağmur…bu yağmur… bu kıldan ince
Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur
Bu yağmur… bu yağmur… bir gün dinince
Aynalar yüzümüzü tanımaz olur.
RÜCU
Bir düşünceyi daha güçlü anlatmak için ,
söylenen sözden döner gibi davranmaya
rücu denir.
Bir şarkıdır söylediği
Mavi bir sevda şarkısı
Hayır mavi değil
Ela bir şarkıdır söylediği
İrsal-i mesel
Söylenen bir düşünceyi inandırıcı kılmak
ve pekiştirmek amacıyla söze bir atasözü
ya da özdeyiş katmaya denir.

İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah


Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah.
CİNAS
Söylenişleri ve yazılışları bir, anlamları
farklı iki sözcüğü bir arada kullanmaya
cinas denir.

Bir güzel şüha dedim ki gözün sürmelidir,


Dedi vallahi seni Hind’e kadar sürmelidir.
Kısmetindir gezdiren yer yer seni
Göğe çıksan akibet yer yer seni

Bağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kar etmez
Zülfün teli bağ bana
Her nefeste işledim ben bir günah
Bir günah için çekmedim bir gün ah

Yanalı
Haylıca vakit oldu
Ben bu derde yanalı
Binme namert atına
Ya mıhı deşer ya nalı
SECİ
Cümlelerin ya da bir cümle içinde birden
çok sözcüğün sonlarındaki ses
benzerliğine seci denir.
SECİ DÜZ YAZIDA KULLANILAN
UYAKTIR.
AKİS
Bir cümle ya da dize içindeki sözleri ters
çevirerek söylemeye denir.

Her inişin bir yokuşu, her yokuşun bir inişi


vardır.
Yemek için yaşamamalı, yaşamak için
yemelidir.
Didem ruhunu gözler, gözler ruhunu didem.
AKROSTİŞ
Bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan
aşağıya doğru anlamlı bir sözcük
oluşturmasına denir.
Var olan bir sen bir ben bir de bu bahar
Elden ne gelir ki ? Güzelsin gençliğin var,
Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes
İnan ki bir daha geri gelmez bu günler
Alemde bu andır bize dost esen rüzgar.
LEBDEĞMEZ
İçinde B,P ,F , M ,V gibi dudak ünsüzleri
bulunmayan sözcüklerle yazılan şiirlere
lebdeğmez denir.
ALİTERASYON
Bir şiirde ya da düzyazıda ahenk yaratmak
amacıyla aynı ses ya da hecenin
yinelenmesine denir.
Sokaktayım ,kimsesiz sokak ortasında

You might also like