Professional Documents
Culture Documents
ULAŞILAN
UYUM
Toskana ve Roma,
XVI. yüzyıl başları
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 2
XVI. yüzyılın başlangıcı, İtalyan sana5nın en ünlü ve tüm çağların ise en parlak dönemlerinden biridir. Bu çağ İtalya’da
Leonardo da Vinci ve Michelangelo’nun, Raffaello ve Tiziano’nun, Correggio ve Giorgione’nin, Kuzeyde ise Dürer ve
Holbein ile daha birçok ünlü sanatçının çağıdır.
Yüksek Rönesans
• Bu dönemi hazırlayan koşulların başlangıcı, GioPo’nun döneminde görülür. GioPo’nun ünü o denli yaygınlaşmış5 ki,
böyle büyük bir ustaya sahip olmakla gurur duyan Floransa kenR, katedrallerinin çan kulesini onun tasarlamasını istedi.
Binalarını güzelleşRrmek ve ölümsüz yapıtlara sahip olmak amacıyla büyük ustaların hizmeRni sağlamada birbiriyle
yarışan kentler, sanatçıların da kendi aralarında yarış etmesine önayak oldu. Bu durum, benzer kentsel gururdan yoksun
olan Kuzeyin feodal uluslarında hemen hemen hiç bilinmeyen bir şeydi.
• İtalyanlar’ın daha sonra, perspekRf yasalarını incelemek için matemaRk bilimine, insan vücudunun yapısını incelemek
için anatomiye yönelmeleriyle, büyük buluşlar dönemi başladı. Bu buluşların sonucunda sanatçının uTu genişledi. O
ar5k herhangi bir zanaatkar değildi. O başlı başına bir ustaydı ve doğanın gizemlerini araş5rıp evrenin gizli yasalarını
incelemediği sürece şan ve şeref kazanamazdı.
• Durumları eski Yunan’dan beri değişmemişR. Yalnızca kafasıyla çalışan bir şair, züppe tabaka taraWndan kabul görüvor,
elleriyle çalışan bir sanatçı bu onura ulaşamıyordu. Sanatçıların karşısındaki bu engel, onları daha büyük başarılar elde
etmeye ateşledi. Böylece bütün dünyaya, kendilerinin sadece zengin atölyeleri olan saygın kimseler değil, eşsiz bir tanrı
vergisine sahip üstün insanlar olduğunu kabul eYreceklerdi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 3
• Sanatçıların önyargıları yenmesine yardım eden şey, yine sanat koruyucuların ün tutkusu oldu. İtalya’da bir an önce
saygınlık ve üne kavuşmak isteyen birçok küçük krallık vardı. Görkemli binalar yaptırmak, çok güzel mezarlar veya
büyük fresko dizileri sipariş etmek ya da ünlü bir kilisenin büyük sunak masasına bir resim adamak, kişinin adını
sonsuza dek sürdürmesi ve yeryüzündeki yaşamını belgeleyen uygun bir anıta sahip olması için güvenilir bir
yöntemdi.
• En ünlü ustaların hizmetini elde etmek için yarışan çok sayıda merkez olduğu için de, sanatçıların kendi koşullarını
öne sürme olanağı doğdu. Önceleri prensler sanatçılara eser siparişi vererek onları onurlandırırdı. Şimdi iş nerdeyse
tersyüz olmuştu. Zengin bir prensi veya güçlü bir kişiyi, siparişini kabul ederek onurlandırma ayrıcalığı sanatçıya
geçmişti.
• Bunun sonucu olarak, sanatçılar, artık istedikleri siparişi kabul ediyorlar ve eserlerini, sipariş verenlerin kaprislerine
uydurmak zorunda kalmıyorlardı. Bu durumun başlangıçta özgürleştirici bir etkisi oldu ve sanatçıların, içlerinde
tuttukları için biriken müthiş enerjinin ortaya çıkmasına olanak verdi. Nihayet sanatçı, özgürlüğüne kavuşmuştu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 4
Bu değişikliğin etkisi mimarideki yüksek oranda olmadı.
Brunelleschi zamanından başlayarak, bir mimarın klasik mimari
hakkında bilgi sahibi olması zorunlu idi. AnRk mimari dü-
zenlerinin, yani “sütun sistemleri”nin kurallarını ve ölçülerini
bilmek zorundaydılar. Eski kalın5ların ölçümlerini yapmalı, klasik
yazarların el yazmalarını incelemeliydi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 5
• Bu sanatçılardan birisinin, geleneksel biçimleri ve amaca
uygunluğu feda etmeye hazır, önemli bir sanat koruyucusu
bulması, unutulmayacak bir olay oldu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 6
• Büyük ustaların en yaşlısı Leonardo da Vinci (1452-1519) bir Toskana
kasabasında dünyaya geldi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 7
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 8
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 9
• Leonardo karşılaştığı sorunlar kendi deneyleriyle çözmeye
çalışıyordu. Doğada, onun merakını uyandırmayan hiçbir şey
yoktu. Otuzdan fazla kadavra keserek insan vücudunun
gizlerini araştırdı.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 10
• Prensler ve komutanlar; bu olağanüstü “sihirbazı”, tahkimatlar, yeni
silahlar ve daha başka buluşlar yap5rtmak için, kendi hizmetlerinde
çalış5rmak istediler.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 11
• Leonardo gibi insanların amacı, resmin de bir Bilim olduğunu göstermek, resimde kullanılan el emeğinin bir şiiri ya-
zarken kullanılandan farklı olmadığını kabul ettirmekti.
• Bu düşüncenin, Leonardo ile onun koruyucuları arasındaki ilişkiyi çoğu zaman etkilemiş olması mümkündür. Belki de
o, herkesin gelip resim sipariş edebileceği bir atölye sahibi olarak görülmek istemedi. En azından, Leonardo’nun
kendisine verilen siparişlerin çoğunu sonuçlandırmadığını biliyoruz. Müşterinin tüm sıkıştırmalarına karşın, başladığı
tabloyu yarım bırakıyordu. Ayrıca, bir yapıtın bitip bitmediği konusunda ancak kendisinin karar verebileceğini
vurguluyor, tablonun bittiğine kendisi inanmadıkça, onu kesinlikle teslim etmiyordu. Bu yüzden Leonardo’nun
yapıtlarından pek azının bitmiş olması şaşırtıcı değildir.
• Çağdaşları, önce Floransa ile Milano arasında mekik dokuyan, peşinden, kötü bir ün yapmış Cesare Borgia’nın
hizmetine giren, ardından yine Roma’ya giden, en sonunda da, Fransa Kralı I. François’nın sarayında çalışan ve orada
1519’da anlaşılmaktan çok, sadece hayran kalınan bir insan olarak ölen bu olağanüstü dehânın, vaktini tüm bu yer
değiştirmelerle harcamasını üzüntüyle seyretmişlerdir.
• Leonardo’nun olgunluk çağında tamamladığı az sayıdaki yapıtın günümüze çok kötü bir durumda ulaşmış olması
inanılmaz bir talihsizliktir.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 12
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 13
• İtalya’da Masaccio’nun izinden giden 15. yy ustalarının üstün
eserlerinde ortak bir özellik vardır: figürleri adeta tahtadan
yapılmış gibi ka5dır. İşin tuhaW, bu etkinin sorumlusu ne sabırsızlık
ne de bilgi eksikliğidir. Doğanın taklidi konusunda hiç kimse Van
Eyck’ten daha sabırlı değildir. Hiç kimse doğru çizim ve perspekRf
bakımından Mantegna’dan daha uzman değildir.
• Yine de onların doğa beRmlemelerinin tüm görkemlilik ve
etkililiğine karşın, figürleri yaşayan varlıklardan çok, heykele
benzerler. Belki de bunun nedeni, bir figür ne kadar çizgisi çizgi-
sine, ayrın5sı ayrın5sına resmedilirse, onun gerçekten yürüyüp
soluk alabildiğini hayal edebilmenin zorlaşmasıdır.
• Ressamlar, bu zorluğu aşmak için çeşitli yollar denediler. Örneğin
BoYcelli saçların dalgalanmasını ve giysilerin uçuşmasını
vurgulayarak, figürlerinin dış katlarını yumuşatmaya çalış5. Fakat
sorunun doğru çözümünü yalnız Leonardo buldu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 14
Ressam bazı şeyleri seyircinin hayal gücüne bırakmalıdır.
Dış hatlar çok ka5 çizilmez ve biçim, sanki gölgede
kayboluyormuşçasına biraz belirsiz bırakılırsa, her türlü
ka5lık ve kuruluk izlenimi yok olacak5r. İşte Leonardo’nun
İtalyanlar taraWndan sfumato adı verilen ünlü buluşu
budur.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 15
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 16
• Yapıtlarıyla 16. yy başlarındaki İtalyan sanatına büyük ün kazandıran Floransalı ikinci büyük sanatçı
Michelangelo Buonarroti’dir (1475-1564).
• Uzun yaşamı boyunca, sanatçının durumunda yaşanan tam bir değişimin tanığı oldu. Bir bakıma bu değişimi
getiren de kendisiydi.
• Michelangelo gençliğinde herhangi bir zanaatkâr gibi eğitim gördü. 15. yy sonları Floransa’nın en önde gelen
ustalarından biri olan Domenico Ghirlandaio’nun (1449- 1494) işlek atölyesine üç yıllığına çırak olarak
verildiğinde on üç yaşındaydı.
• Ghirlandaio, yapıtlarına, özel sanatsal değerlerinden çok, çağın renkli yaşamını yansıttıkları için hayran
kaldığımız ustalardan biriydi. Kutsal bir öyküyü, sanki Medici ailesi çevresindeki zengin Floransalıların
arasında yeni gerçekleşmiş gibi, hoş bir şekilde ifade etmesini biliyordu.
• Meryem’in Doğuşu (1491) isimli eserde Meryem’in doğuşunu betimliyor. Meryem’in annesi Azize Anna’nın
akrabalarının, Anna’yı kutlamaya gelişlerini görüyoruz. 15. yy sonlarının modasına uygun bir ev içinde,
yüksek sosyeteden kimi hanımların resmî bir ziyaretine tanık oluyoruz. Ghirlandaio, figür gruplarını etkili bir
biçimde düzenlemeyi ve hoş bir görüntü yaratmayı biliyordu. Çağdaşları gibi o da antik sanat temalarına ilgi
duyuyordu. Bu yüzden odanın arka duvarına çalgı çalan çocukların betimlendiği klasik üslupta bir kabartma
yerleştirmeye dikkat etmiştir.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 17
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 18
• Michelangelo’nun sanat hakkındaki düşünceleri hocasından daha
farklıydı. Ghirlandaio’nun kolay tarzını öğrenmek yerine, GioPo,
Masaccio, Donatello gibi geçmişin ustalarının yapıtlarını ve Medicilerin
koleksiyonunda görebildiği Yunan ve Roma heykel ürünlerini
incelemeye koyuldu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 19
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 20
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 21
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 22
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 23
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 24
• Floransa’da 1504 yılında Michelangelo ile Leonardo
üstünlük için çekişirken, kente, Umbria bölgesindeki
Urbino’dan genç bir ressam geldi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 25
• Raffaello’nun en önemli tabloları, üstlerinde hiç çaba harcanmamış iz-
lenimini verir. Bu yüzden de onları, durmak bilmeyen zor bir çalışmanın
ürünü olarak görmek zordur.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 26
• Raffaello, Floransa’da birkaç yıl
kaldıktan sonra Roma’ya giY.
Michelangelo’nun da SisRna
Şapeli’ni resimlemeye başladığı
1508 yılında oraya vardı.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 27
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 28
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 29
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 30
• Bu özellik, Raffaello’nun, AgosRno Chigi adında zengin bir
bankacının villasına yap5ğı daha küçük boyuPa bir başka fresko
için daha az geçerlidir.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 31
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 32
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 33
IŞIK VE RENK
Venedik ve kuzey İtalya
XVI. yüzyıl başları
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 34
• Venedik…
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 35
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 36
• Ortaçağlı ressamların nesnelerin “gerçek” renklerine gösterdiği ilgi,
gerçek biçimlere gösterdiği ilgiden farklı değildi. Minyatürlerde, mine
işlerinde ve tablolarda, bulabildikleri en saf ve en değerli renkleri
kullanmayı seviyorlardı: parlak altın sarısı ve katıksız, ultramarin mavisi
bir arada kullanılması en çok sevilen renklerdi.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 37
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 38
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 39
• Giovanni Bellini; Verrocchio, Ghirlandaio ve Perugino ile
aynı kuşaktandı. Venedik’in ünlü ressamları Giorgione ve
Tiziano da Bellini çevresinden yeRşip çık5.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 40
• Bu resmi en mükemmel yara5lardan biri yapan şey, konusu değildir. Figürlerin özel bir dikkatle çizilmesine ve kompozisyonun
sanatsal açıdan bir hayli basit olmasına karşın, resim sadece her yere nüfuz etmiş ışık ve hava sayesinde kaynaşıp bir bütün
oluşturuyor.
• Bu ışık, Wr5nanın tuhaf ışığıdır ve ilk kez olarak resimdeki kişilerin, önünde hareket eYkleri manzara sadece bir arka düzlem
değil. Resim gerçek konusu olarak, kendisi için orada bulunuyor. Figürlerden, bu küçük tablonun çoğunu kaplayan manzaraya
bakıyoruz, sonra tekrar figürlere dönüyoruz.
• Giorgione, kendisinden önce gelenler ve çağdaşları gibi önce nesneleri ve kişileri çizip sonra onları bir mekâna yerleşRrmiyor,
doğayı, toprağı, ağaçları, ışığı, havayı, bulutları ve kentleri, köprüleriyle insanları bir bütün olarak düşünüyor. Bir bakıma bu,
hemen hemen perspekRfin keşfedilmesi ölçüsünde, ileri doğru a5lmış büyük bir adımdı. O zamandan başlayarak resim
sana5, çizim ve renk toplamından öte bir şey oldu. Resim sana5, ar5k kendine özgü yolları ve kendine özgü gizli yasaları olan
bir sanap.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 41
• Giorgione, gerçekleşRrdiği bu büyük buluşun tüm ürünlerini toplayamadan, çok
genç yaşında öldü. Bunu, onun yerine, bütün Venedikli ressamların en ünlüsü
Tiziano (1485 -1576) sonuçlandırdı.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 42
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 43
• Tiziano, bu sunak resminde, resmi sipariş edenlerin portrelerini
de resme koyma geleneğini yeniden canlandırmış ama bu işi
yepyeni bir biçimde ele almış5r.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 44
• Tiziano’nun çağdaşları arasında kazandığı ün, çoğunlukla,
yaptığı portrelere dayanır.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 45
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 46
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 47
• Sanatçılar, yeni olasılıkları ve yeni yöntemleri sadece Venedik
gibi büyük merkezlerde gelişRrmiyorlardı. Daha sonraki
kuşaklar tarafindan o dönemin en “ilerici” ve en cesur
yenilikçisi olarak görülen bir ressam, İtalya’nın kuzey
bölgelerinde küçük bir kent olan Parma’da yalnız bir yaşam
sürüyordu. Bu sanatçı Antonio Allegri’ydi ve Correggio
(1489-1534) adıyla tanınıyordu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 48
• İsa’nın Doğuşu (1530)
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 49
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 50
• Correggio’nun sonraki yüzyıllarda en çok taklit edilen yönü,
kilise tavan ve kubbelerini resmetme yöntemi oldu.
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 51
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 52
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © 53