You are on page 1of 14

GOTİK SANAT

1125’e doğru Île de France’da ortaya


çıkan ve yüzyıl içinde tüm
Avrupa’ya yayılan Gotik üslup,
Ortaçağ sanatsal gelişiminin son
büyük evresi olmuştur. Kaynağını
Kuzey Fransa’da Sens, Reims ve
Rouen piskoposluklarından almıştır.
Gotik sanatın yayılım alanı
13. yüzyılda olgunluk aşamasına ulaşan Gotik
sanat, özellikle İngiltere’de hızla yayılmıştır. 15.
yüzyıla kadar çeşitli aşamalardan geçen bu
üslup,15. yüzyılda doruk noktasına ulaşıp
Uluslararası Gotik adını almıştır.
15. ve 16. yüzyıllarda İtalyan hümanistleri, Antik
çağa yöneldikleri için Ortaçağ sanatını ve özellikle
mimarlığını Barbar sanatı olarak
nitelendirmişlerdir.
İstilacı kavimler
arasında adı en çok
bilinen, Gotlara mal
edilen Gotik sözcüğü
tedesco sözünün
Fransızca karşılığı
olarak Ortaçağ sanatını
aşağılayıcı anlamında
kullanılmıştır. 17. yüzyıla
kadar Avrupa’nın tüm
bölgelerine yayılmış olan
bu sanat, 19. yüzyılda ise
Yeni Gotik
(Canlandırmacılık)
akımıyla gerçek anlama
Gotlar
Romanesk üslubun heykel ve mimarlığına
oranla daha bütünsel bir üslup olan Gotik,
Fransa, İngiltere, İspanya ve İtalya’da
bölgelere göre farklılıklar göstermiştir. Bu
üslup birliğinin de, nitelikli işçi ve sanatçıların
çalışma olanakları buldukları kentlerde
dolaşmış olmalarına bağlanabilir. Merkezi
krallık yönetiminin güçlenmesi ve kralların
belli kentlere önem vermeleri, 12. ve 13.
yüzyılların yaşam biçimi, gelişen kentlerdeki
bankerlik, ziraat ve ticaretle zenginleşen
burjuva sınıfının ortaya çıkışı da bunun
etkisindedir.
Ayrıca Fransa’daki saray yaşamı, dönem
içerisinde saray üslubunun ortaya çıkmasına yol
açmıştır. Bu yaşantı biçiminin diğer Avrupa
saray çevreleri tarafından benimsenişi
Uluslararası Gotik üslubunun doğuş nedenleri
arasında yer almaktadır.
GOTİK MİMARİ
Gotik daha çok bir mimarlık üslubudur ve bunda
Yunan ile Roma mimarisinin etkisi olmamıştır. Gotik
mimarinin başlangıcını ve sona ermesini belirtmek
için yapı alanında iki olay karşımıza çıkmaktadır.
Bunlardan birincisi, Piskopos Suger’in 1137’de Paris
civarında Gotik biçimler içeren St. Denis’in yapımını
başlatmasıdır.

Piskopos
Suger’in
yapının
inşasını
başlatma
emri
İkincisi de 1430’da
İngiltere’de Norwich
Katedrali’nin çapraz nefinin
bitirilmesidir.
Böylece göksel olan ile gerçek
olan arasında uyum ve denge,
yumuşak ve zarifçe uzatılmış
biçimler, dinsel konuların
yanı sıra din dışı konuların ele
alınışı Saray üslubunun
verdiği etki ile
yansıtılmıştır.13. yüzyıldan
itibaren kilisenin kent ve kent
yaşamı üzerinde büyük bir
etkiye sahip olması ile birlikte
saray üslubunun yanı sıra
Norwich Katedrali
kent üslubu da ortaya
Katedral Gotik
sanatın anıtsal bir
ifadesidir.
Katedral
cathedradan yani
kardinal makamı
anlamına gelen
bir sözcükten
türetilmiştir.
Genellikle
kiliseler ve
katedraller 4
katlı olup kalın
ve ağır sütunlar,
büyük
yapraklarla
bezeli
başlıklarla biter.
Her kat yatay
silmelerle
ayrılmıştır.
13. yüzyıl başında üst
katlar, yerlerini zemin
katın uzantısına ve yüksek
pencerelere bırakır. Bu
yüzyılın ortasından
başlayarak triforium
(tabaka kemerlemesi),
yüksek pencereler
boyunca uzanan boşluklu
bir duvarın üzerine açılır.
Böylece yapıya giren ışık
orta nefi aydınlatmıştır.
Bezemelerde
dikey çizgiler
artarak
sütunlar ince
silmelerden
oluşan haç
biçiminde
ayaklar
durumuna
gelmiştir.

You might also like