You are on page 1of 3

NEOKLASİK DÖNEMDEN GÜNÜMÜZE SANAT TARİHİ

BAHAR DÖNEMİ VİZE SINAVI


BURAK ÇELENK
19280015

“Rokoko” dönemi ve stili hakkında bilgi veriniz. Bu stilde eser vermiş mimar ve
ressamlardan birer örnek inceleyiniz.

ROKOKO DÖNEMİ
Rokoko kelimesi, Fransızca’ da “kaya” anlamına gelen “rocaille” ile midye kabuğu anlamına gelen
“coquillage” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Rokoko, çıktığı dönemde “modası geçmiş
olan” anlamında kullanılmaktaydı. Günümüzde de oldukça aşina olduğumuz rokoko kelimesi,
mimari, sanat, mobilya ve müzik gibi çeşitli alanlarda belirli bir tarzı ifade etmek veya yansıtmak
için kullanılmaktadır.

Rokoko Mimari Ne Zaman ve Nerede Ortaya Çıkmıştır?


Rokoko mimari, 18. Yüzyılın başlarında Paris’te ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. Birçok sanat
akımında olduğu gibi rokoko da kendisinden önceki akım olan Barok Mimari’nin özelliklerine
karşıt bir yaklaşım olarak kendini göstermiştir. Rokoko mimari, barok mimari akımının sonunda
ortaya çıkmış ve 18. Yüzyıl sonlarına doğru yerini Neoklasisizm almıştır. Rokoko, mimari bir akım
olmasının ötesinde, Fransız kralı XIV. Louis’in 1715 yılında ölümünden 1789 Fransız devrimine
kadar geçen süreyi ifade etmektedir.
Rokoko mimarisinin ilk çıktığı yer Paris olsa da, göreceli olarak barış ortamında doğan bu tarz,
gezici sanatçılar sayesinde kısa sürede kendini Fransa’nın dışında İngiltere, Almanya, Rusya,
Avusturya ve İspanya gibi başka ülkelerde de göstermeye başlamıştır.

Rokoko Mimari Neden ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?


Rokoko Mimari, “Güneş Kral” olarak adlandırılan XIV. Louis’in sarayında yaşayan soylu saray
üyelerinin, Barok mimariden sıkılarak yenilik aramaları sonucu ortaya çıkmıştır. Le Brun
tarafından Barok klasik üslupta tasarlanan, ağır ve kasvetli iç mekanların verdiği sıkıntıyı oldukça
fazla yaşayan saray üyeleri, bunların etkisi temelinde Kral XIV. Louis’in ölümüyle beraber
Versay’dan dışarı büyük bir göç başlattı. Soylular Versay’dan ayrılarak Paris’in merkezine gitmiş
ve kentin kenar mahallelerinde kendilerine özel ferah evler ve oteller yaptırmışlardır. Bu yapılar
mimarideki yeni özgürlüğün habercisi olmuştur.

Rokoko Stilinin Özellikleri


Motif olarak deniz kabuğu ve bitki motiflerinin yanı sıra C ve S harflerinin sıkça yer verildiği
desenler yapılmaktadır. Desenler de anlam yerine görsellik ön plana çıkarılmak istenmektedir.
Daha önce baskın bir sanat akımı olan barok sanatındaki gösterişli ve fazlasıyla görkemli hale
dönüştürülen yapıların yanı sıra rokoko sanatında daha sade ve yalın bir tarz benimsenmiştir.
Kullanım alanı her gün daha çok alana yayılan Rokoko, mücevherlerden porselene kadar birçok
konuda etkisini göstermiştir.
Rokoko ile yapılan bir eserin; zarif, eğlenceli, zeki, kolay anlaşılır, oldukça yapay, abartı zenginlik
gösteren, cilalı ve süslü özellikleri bulunmaktadır. Barok sanatına göre yumuşatılmış renkler ve
motifler kullanılan bir akımdır.
Barok kadar süslü özellikleri olan ancak süslemeleri detaylarda gizli ve küçük boyutlarda
çalışılmaktadır. Rokoko stilinde çalışılmış eserlerde süslemeler ayrıntılı ve dikkatle ince ince
işlenmektedir. Rokoko stilinde çerçeve kullanılmamakla birlikte serbestliğe önem verilseydi
simetrinin dışına çıkılmasına izin verilmez.

ESER İNCELEMESİ
Linderhof Sarayı, Almanya

20 yıl hüküm süren Bavyera Kralı II. Ludwig üç saray yaptırmış. Linderhof bunlardan en küçüğü
ve genç kral hayata gizemli bir şekilde veda etmeden tek tamamlanan saray olmuş. Güneş Kral
lakaplı Fransa Kralı XIV. Louis’e taparcasına hayranmış. Belki de bu yüzden XIV. Louis’in
babasının av köşkü Versailles’i büyütüp saray yaptırması gibi o da babası Kral II Maximilian’ ın
ahşap av köşkü Könighäuschen’in yerine Linderhof Sarayını inşa ettirmiş. Mimar Georg Dollmann
tarafından planlanarak 1863-1886 yılları arasında Rokoko tarzında yapılan saray Fransa Versailles
Sarayı’nın bir küçük örneğiymiş.
Barok mimarisinden etkilenmiş bir akım olduğunu açıkça görebiliyoruz bu tarz yapılarda. Fakat iki
sanat akımını veya mimarilerini birbirlerinden ayırabilmek için kullanılan desenlere ve renklerin
sadeliğine bakılabilir. Linderhof Sarayı’nda renkler biraz daha canlı kullanılmış olsa da duvarlarda,
perdelerin kenarlarında, masanın ve sandalyenin ayaklarında, kapılarda Rokoko mimarinin stil
özellikleri kullanılarak yapılmış olduğunu görebiliyoruz. Her ne kadar karmaşık bir yapıda görünse
de, detayların daha incelikle işlenmiş olmasından kaynaklı bu göz yorucu karmaşıklık Rokoko
stilinin en önemli özelliği. Saray’a dışarıdan bakıldığında her ne kadar sade gözükse de, içi sanki
altın madeni gibi oldukça abartılı zenginlik göstergesi şeklinde yapılmış.

Jean Marc Nattier – Marie Adelaide

Fransız Rokoko ressamı Jean Marc Nattier’ in 1742 yılında yapmış olduğu Marie Adelaide tablosu.
Rokoko dönemi ressamlarının konu aldığı etmenler çoğunlukla kadın, zarafet, incelik, güzellik ve
doğal dekoratif eşyaların çizimi olmuş. Bu tabloda da gördüğümüz üzere, doğal bir ortamda
Marie’nin güzelliği, elbisesinin zarafeti ve çiçeklerin renkleri ilk göze çarpan ayrıntılar oluyor.
Portrenin muazzam bir oranla çizilmiş olması da ressamın ne kadar profesyonel olduğunun bir
kanıtı.

You might also like