You are on page 1of 42

> ART DECO

> Görsel Tasarım Tarihi


> Dr. Öğr. Üyesi Tezcan BAHAR

https://www.history.com/news/second-industrial-revolution-advances
1920 ve 30'larda özellikle FRANSA'da yaygınlaşan ve mimarlık, iç mimarlık, mobilya ve dekoratif sanatlar
alanlarında etkili olan akım. Adını 1925'te Paris'te düzenlenen Uluslararası Modern Dekoratif Sanatlar ve
Endüstri Sanatları Sergisi'nden (Exposition International des Arts Décoratifs et Industriels Modernes) almıştır.
Art Deco, ortaya çıktığı Fransa'nın sınırlarını kısa sürede aşarak uluslararası bir nitelik kazanmıştır.

The Exposition des Decorative Arts Paris Sergi Afişi


Desenleri geometriktir. Art nouveau'da olduğu gibi gotik süsleme öğelerinden yararlanılır. 1930'lardan sonra
mimarların mimariyi süsten ayırmak istemeleri ve süslemeyi değil işlevselliği savunmalarıyla son bulmuş; fakat
1960'lı yıllarda yeniden itibar görmeye başlamıştır.
Avant-garde ile geleneksel sanat arasında stilizasyon ağırlıklı
bir akım olan Art Deco'nun estetik kökeni
DIŞAVURUMCULUK,
KÜBIZM ve GELECEKÇİLİK akımlarına dayanır:
ayrıca ART NOUVEAU, DE STIJL,
BAUHAUS ve Rus YAPIMCILIK akımlarından da izler taşır.

Art Deco, Art Nouveau'nun asimetrik düzeninin ve eğrisel


çizgilerinin tersine simetrik bir düzene ve köşeli, doğrusal
çizgilere sahiptir.

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)
En tipik bezeme örgeleri ise
doğa kaynaklarının yanı sıra
Amerikan Yerli sanatının,
Mısır sanatının ve Eski Yunan
sanatının Erken Klasik
döneminin izlerine rastlanır.
Çıplak kadın figürleri,
hayvanlar(özellikle geyik,
antilop ve ceylan), yapraklar
ve güneş ışınları kullanılan en
karakteristik öğelerdi.

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)
Mimaride Art Deco tarzının başarılı
örnekleri arasında en başta, Eliel
Saarinen’in Helsinki Garı, Ankara
Tren Garı, Chrysler Binası,
Rockefeller Center, New York’taki
Empire State Binası ve Radio City
Music Hall gösterilir.

Helsinki Garı, Art Deco tarzında ilk binalardandır (1919).


Ankara Gar Binası 30 Ekim 1937 tarihinde tamamlanmıştır.

Empire State Binası 1930’ların iyimserliğinin bir anıtı olarak inşa edildi.
Solda 61. kat kartalları,
sağda 31.kat süslemeleri

Chrysler Binası

Chrysler Binasında Art Deco


tasarımlı asansör kapıları
New York şehrinde yer alan Art Deco tarzında bir
gökdelendir. 319 metre yüksekliğe sahip olan gökdelen
açılışından 11 ay sonra tamamlanan Empire State Binasının
onu geçene kadar, dünyanın en yüksek binası ünvanına
sahipti.

Art Deco mimarlık alanındaki klasikleşmiş örneklerden birisi


olarak gösterilen Chrysler Binası, birçok çağdaş mimar
tarafından New York’taki en güzel binalardan birisi olarak
nitelendirilir.

Chrysler Building
Art deco stildeki ilk 14 binanın inşaatı
1939 yılında tamamlanmıştır.

Rockefeller Center

Radio City Müzikholü Büyük Fuaye


Art Deco geçmiş akımlardan etkilenmesine rağmen, geleceğe de yönelmiştir. Ayrıca, Art Deco tasarımcıları,
tasarımlarıyla uyum sağlayabilecek egzotik kültürel elemanların arayışına da girmişlerdir. Bunun sonucunda,
Antik Mısır, Mezopotamya, Asya, Afrika ve Orta Amerika’yı içeren zengin bir kültürel motif de ortaya çıkmıştır.
Bu akım ilk global dekoratif akım olurken aynı zamanda, motiflerin seçiminde yerel Art Deco çeşitleri de
kullanılmıştır.
Mimari, tasarım, dekorasyon, görsel
sanatlar ve moda gibi alanlara yansıyan
sosyal değişimlerin etkisi Art Deco’nun
şekillenmesinde de etkili oldu.

Art Deco uygulamaları başlıca, yüksek


fiyatlı materyallerin kullanılmasıyla ayırt
ediliyor. Art Deco stilinde tasarlanan
binalarda düz ve keskin hatlar,
geometrik şekiller, aerodinamik formlar
ve aydınlık renkler öne çıkıyor.

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)
1. Dünya Savaşı’nın ardından ortaya çıkan
bunalımlı atmosferi hiçe sayarcasına canlı renkler
ve görkemli detaylarıyla kısa sürede popüler olan
Art Deco, başlangıçta yalnızca bir ‘süsleme’
akımıydı. Özellikle mimari yapılar bünyesinde
kendini bu süslü detaylarla ortaya koyuyordu.

Helsinki Garı, belki art deco tarzında ilk binaydı (1919).


Daha sonra kübizm ile tanışan bu akım, 30’lu
yılların ardından uluslararası De Stijl ve
Bauhaus akımlarının da yoğun etkisi altında
kaldı. Söz konusu tasarım olduğunda
işlevselliğe değer veren Art Deco, bu disiplini
hem tasarımcı hem de kullanıcılar için çok daha
eğlenceli ve renkli bir hale getirdi.

Art Deko tarzı, Atelier Français mobilyalar, 'Art et decoration' (1914) dergisinden
Plastik sanatlardaki konumu
Eserlerinde Art Deco tarzının en çok hissedildiği sanatçılardan biri de Rus-Polonya asıllı portre ressamı Tamara
de Lempicka. Sanatçının ‘The Musician’ adlı tablosu ve Amerikalı heykeltıraş Paul Manship’in ‘Prometheus’
isimli bronz heykeli, Art Deco’nun plastik sanatlardaki önemli temsillerinden kabul ediliyor.

"Prometheus" (1934), Paul Manship

"The Musician" (1929), Tamara de Lempicka.


Tuval üzerine yağlı boya
Tamara de Lempicka (16 Mayıs 1898 - 18 Mart 1980)
Polonyalı Art Deco ressam ve kişisel yaşamı ile de "şöhret olan ilk kadın
sanatçı". Kübizm akımından etkilenen Lempicka, Art Deco sanat akımının
iki kıtadaki önde gelen temsilcisi olmuş, "fırçalı barones" olarak anılmıştır.
Döneminde, aristokratlar ve sosyete arasında son derece revaçta bir portre
ressamı olmuş, arkadaş çevresinin de etkisiyle çağın en önemli salonlarında
resimleri sergilenmiştir.

1925 tarihli çalışması Otoportre


(Tamara Yeşil Bugatti'de), sanat
tarihinin ikonlarından biridir. 1974
tarihli Auto Journal, eser hakkında
şöyle der:

"Tamara de Lempicka'nın otoportresi, özgür kadınının gerçek


görüntüsüdür. Elleri eldivenlidir, kendisi bir miğfer takmaktadır, ve
erişilmezdir; soğuk ve neredeyse rahatsız edici güzelliği, heybetli
görüntünün içine işler -işte bu kadın, özgürdür!"
Reklam grafiğinde sıkça kullanılan
tasarım üslupları ve tipografi, Art Deco
stiline biçim veren başlıca unsurlar
olmuştur.

Buna karşın, Art Deco stilinin belirli bir


ideolojisi yoktu. Gerek sosyalistler,
gerekse faşistler propaganda
malzemelerinde Art Deco biçimlerinden
geniş ölçüde yararlandılar. Bu stilin en
güzel örneklerini veren sanatçılar,
Cassandre ve Paul Colin dir.
Dünya Savaşı sonunda teknoloji
ve makineleşmenin tasarıma
getirdiği biçimsel özellikler ve
Kübist sanat ilkeleri Amerikalı
tasarımcı Edward McKnight
Kauffer ve Paris de çalışan Rus
göçmeni A.M. Cassandre'yi
etkiledi. Cassandre nesneleri
yalınlaştırıp ikonografik biçimlere
dönüştürerek sentetik kübizme
oldukça yaklaştı.
Modern Afişin En Önemli Tasarımcısı Cassandre

Cassandre 20. yüzyılın en büyük poster tasarımcılarından biri. Gerçek


adı Adolphe Mouron. 1901'de Ukrayna'da doğdu. Ailesi siyasi
karışıklıklar nedeniyle Paris'e göçmek zorunda kaldı. Paris Güzel Sanatlar
Okulu'nda resim bölümünde okudu. 22 yaşında Cassandre adıyla poster
tasarımları yapmaya başladı.
Cassandre'nin posterleri o
günlerin hayat tarzını
karakterize eden yeni lüks
taşıtları öven bir nitelik taşıyor.

Kübist, Fütürist ve Konstrüktivist


görsel anlatım niteliklerinden
yararlanmıştır. “Étoile du Nord”
ve “Nord Express” gibi hızlı
trenlerin stilize imgeleri
perspektif çizgileri içerisinde,
derinlik duygusu uyandıran
dinamik bir illüzyon yaratmıştır.
“Afiş, satıcıyla tüketici arasında kurulan bir iletişim
aracıdır. Afiş sanatçısı bu ilişkide bir telgraf
memurunun rölünü üstlenir. O haberi veya bilgiyi
kendi yaratmaz sadece iletir. Kimse onun fikrini
sormaz, onun tek görevi, mesajı net, iyi ve tam olarak
görsel anlatıma aktarabilmektir” Cassandre

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)
1930’ların sonuna doğru Cassandre ABD’ye giderek Harper’s Bazaar, Container
Corporation of America ve N.W Ayer’la çalışmıştır.
Cassandre, 1923 – 1936 yılları arasında ürettiği afişlerle modern sanat hareketinin biçimsel
dilini Fransız reklam tasarımlarına uyarlamıştır.

Cassandre’nin tasarımları 20. yüzyılın ilk yarısındaki reklâm sanatını büyük ölçüde etkilemiştir.
Cassandre, "Bir poster tasarımı yapmak sıradan insanın anlayabileceği bir dille teknik ve ticarî
bir problemi çözmek anlamına gelir," demiştir. 1926'da Alliance Graphique adlı reklam ajansını
kurdu. Bu ajans 20. yüzyılın Fransız tarzındaki birçok klasik tasarımını yarattı.
Biçimsel Özellikleri:

• Cassandra’nın tasarımları, net ve sadeleştirilmiş renk


planlarından oluşan iddialı bir yalınlık taşımıştır.

• Fikri sembolize etmiş ve tipografiyle bütünleştirmiştir.

• Fütürizm’in dinamik duygusuna ve Konstrüktivizm’in


kompozisyon anlayışına yer vermiştir.
Dubonnet şarap şirketi için 1932 yılında yaptığı “Dubo Dubon
Dubonnet” posterleri, özellikle hızla giren arabalardan okunmak
için tasarlanan ilk posterlerdi. Casandre aynı zamanda seri poster
fikrini geliştirdi: bu şekilde, birbiri ardınca görülen bir grup poster
bütünsel bir fikir veriyordu.
Cassandre, Bifur (1929), Acier Noir (1935) and Piegnot (1937) gibi çeşitli klasik art
deco fontlarını yarattı. Posterlerinde, özellikle büyük boyutlarda görüldüğünde daha
okunaklı olduğu düşüncesiyle sadece büyük harfler kullandı. Cassandre'nin
posterlerinde harfler ayrı bir unsur değildir ana tasarımın bütünsel konseptini
yaratmada imgeyle bütünleşiktir.
Paul Colin, Fransa'nın en büyük poster sanatçılarından
biriydi. Josephine Baker'ın kariyerine başlamasına yardımcı
olan Revue Nègre posteriyle 1925'te ünlendi, tiyatroda kırk
yılı aşkın bir süre çalıştı ve sadece posterler değil aynı
zamanda çok sayıda set ve kostüm yarattı.
Colin yaşamı boyunca
1.900'den fazla postere ek
olarak kitap tasarımları,
tiyatro setleri ve kostüm
tasarımları üretti.

Organik ve figür konularını


geometrik formlarla ustaca
bütünleştirmesinden ötürü
takdir edildi.

Hem Kübizm hem de


Sürrealizmden etkilenen
üslubu, sıklıkla cesur şekiller,
çarpıcı renkler, karikatürler
ve oldukça stilize formlar
kullandı.

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)
Edward McKnight Kauffer
Edward McKnight Kauffer, hayatının
büyük bir kısmında İngiltere'de yaşayan
Amerikalı bir sanatçı ve grafik
tasarımcıydı. Çoğunlukla poster
sanatında çalıştı ancak ressam, kitap
çizer ve tiyatro tasarımcısı olarak da
aktifti.
Poster for the Office of the Coordinator of Inter-American
Affairs, circa 1941
Muhteşem Gatsby (The Great Gatsby) ABD'li yazar F. Scott Fitzgerald tarafından
kaleme alınmış bir roman. İlk basımı 10 Nisan 1925'te yapılmıştır. Hikâye 1922
yazında New York ve Long Island'da geçmektedir. 1920'lerin ekonomik durumu ve
I.Dünya Savaşı sırasındaki bunalım ve kargaşa anlatılmıştır. Amerikan rüyası
düşüncesine karşı yazılmıştır.
KAYNAKÇA
Dr. Öğr. Üyesi Tezcan BAHAR Ders Notları
Becer, E. (1999). İletişim ve grafik tasarım. Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.
Dr. Öğr. Üyesi Bilge Kınam Ders Notları
Dilek Bektaş (1992). Çağdaş Grafik Tasarımın Gelişimi, İstanbul: Yapı Kredi
Gevgilili, A., Hasol, D. ve Özer, B. (1997). Eczacıbaşı sanat ansiklopedisi. İstanbul: Yem Yayın.
https://tr.wikipedia.org/
https://www.tasarimakademi.org/art-deco-sanat-akimi.html
http://www.milliyetsanat.com/haberler/sanat-terimi/art-deco/7639
https://mimarobot.com/forum/wiki/art-deco/
https://www.nef.com.tr/blog/renkleriyle-kalplerde-taht-kuran-art-deco-ve-tarihi
http://informadik.blogspot.com/2015/01/art-deco.html

© Tezcan Bahar ( Bu bölüm izinsiz bir şekilde kopyalanamaz ve bilgilerinde değişiklik yapılamaz.)

You might also like