Professional Documents
Culture Documents
Oyuk Topraklar
İsrail'in İşgal Mimarisi
o y u k t o p r a k la r : İs r a il'in iş g a l m im a r is i
eyal vveizman
a ç ılım k ita p : 78
1:1 a t la s d iz is i: 7
d iz i e d itö r ü : selim kaıfıtekin *
y a y ın a h a z ır la y a n la r : özge açıkkol ve uğur gezen
s o n o k u m a : alperen gençosm anoglu
y a y ın e v i s e r t if ik a n o : 22 78 7
ıs b n : 978-9944-105-76-7
b irin c i b a s k ı: ocak 2 0 1 6
iç d ü z e n -k a p a k : tekin öztürk
*
SUNUŞ - Pelin T an.......................................................... ............................................. 7
G İRİŞ: SİN İR M İM A RİSİ........................................................................................ 15
Bir sınır senaryosu.................................................................................................. 15
Esnek Coğrafya........................................................................................................ 22
Laboratuvar............................................................................................................... 27
Ayırma p olitikası......................................................................................................28
Dikeylik politikası................................................................................................... 30
ARA BÖLÜM - 1 9 6 7 .................................................................................................. 3 7
1 . KUDÜS: KUTSAL ŞEHİR’İ TAŞLAŞTIRM AK............................................ 4 7
Storrs’un “Medusa bakışı” ................................................................................... 51
M imari D önüşüm ler.............................................................................................. 60
Kasten y ık ım ............................................................................................................. 63
Eski Ahit A rkeolojisi.............................................................................................. 65
M imari İçinde A rk eo lo ji.......................................................................................69
Eski Şehir’in Yeniden Ü retim i............................................................................. 75
Dem ografik M im ari................................................................................................77
2 . SAVUNMA YAPILARI: ARİEL ŞARON’UN M İM ARİSİ........................... 8 9
İhlal B irim i.................................................................................................................97
Askerî M atris.............................................................................................................99
Gazze’nin “H aussm anlaştınlm ası” .................................................................. 105
Hattı D elm ek...........................................................................................................108
Politik Parçalanm a................................................................................................116
Banliyö m atrisi....................................................................................................... 120
3 . YERLEŞİM LER: T EPE DORUKLARI İÇİN VERİLEN M ÜCADELE 1 2 9
Yerleşim Kaosu....................................................................................................... 134
Yasal Taktikler........................................................................................................ 140
Stratejik Yerleşim ler............................................................................................. 143
Kum perdesi............................................................................................................ 146
K alıcı G eçicilik....................................................................................................... 150
Güvenlik ile Savunma Karşı Karşıya...............................................................153
6 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
1
httpyAvww.forensic-architecture.org
SU N U Ş 9
Pelin Tan
Kasım 2014, Mardin
im 2: Batı Şeria'doki Yahudi yerleşim lerinin haritası. B'Tselem ve Eyal Weizman, 2002]
1999 yılında birkaç yerleşim ci, Kudüs’ten Kuzey Batı Şeria’daki yerle
şim lere uzanan ana otoban Karayolu 6 0 ’taki virajlardan birinde, cep te
lefonlarında çekm e sorununun ortaya çıkuğını bildirerek şikâyette bu
lundu. Bunun üzerine cep telefonu operatörü O range, alana bir anten
dikm eyi kabul etti. Yerleşim ciler anten direği için potansiyel alanlar
dan biri olarak, bahsedilen viraja yukarıdan bakan yüksek b ir tepe do
ruğunu önerdiler. Bu tepe daha önce başarısızlıkla sonuçlanan yerleşim
girişim lerinin vuku bulduğu bir alandı. Ü ç yıl önce yerleşim ciler bura
sının, İncirde adı geçen M igron şehrinin üzerinde oturan ve arkeolojik
önem e sahip bir tepe olduğunu iddia etm işlerdi. Yapılan arkeolojik ka
zılar sonucunda küçük bir Bizans köyünün kalıntılarından başka bir şey
bulunam am ış olm asına rağm en tepeye “M igron” adı verilm iştir. İk i genç
yerleşim ci tepeyi işgal etm iş, eve dönüştürülm üş nakliye konteynerleri-
nin içinde bir süre yaşam ış ve alanı geliştirm eye yönelik bir um ut olm a
yınca fazla geçm eden burayı terk etm işlerdir.
Yamaçlarına in cir ve zeytin ağaçlan ekilm iş olan tepe, burayı hayvan
larım otlatm ak için kullanan, E in Yabrud ve Burka köylerinden gelen
çiftçilere aitti. Ancak İsrail ordusunun sahip olduğu a d i durum yetkile
rine göre bir baz istasyonunun inşası, güvenlik m eselesi olarak görülebi
liyordu ve dolayısıyla toprak sahiplerinin izni olm adan m üstakil arazilere
girilerek bu yapılar kurulabiliyoıdu. Orange tarafından yapılan talebin ar
dından sözde inşaat işine geçit verm ek üzere İsrail Elektrik Kurum u te
peye elektrik verm iş, ulusal su idaresi de tepeyi su sistem ine bağlam ıştır.
A nten direğinin inşası ertelem eler yüzünden b ir türlü tam am lana
madığından, 2001 yılının Mayıs ayında yerleşim dler uydurma bir anten
dikerek bu anteni 2 4 saat koruyacak bir özel güvenlik elem anı tutm ak
için ordudan izin aldılar. G üvenlik elem anı direğin dibine yerleştirilm iş
bir karavana taşındı ve zirvenin çevresini tellerle kapattı; bundan kısa b ir
süre sonra güvenlik elem anının karısıyla çocukları onun yanına taşındı,
karavan da alanda zaten m evcut olan elektrik ve su kaynaklarına bağ
landı. 3 M art 2 0 0 2 tarihinde bu aileye beş aile daha kauldı ve M igron
resm i olarak bir yerleşim d kam pı45hâline geldi. Burası düzenli olarak bü
yümeye devam etti. İsrail Konut ve İnşaat Bakanlığı, kam pta oturm akta
olan aileler için , bir çocuk yuvası inşa etti, yurtdışından gelen bağışların
bir kısm ı da evlerin yakınına kurulan bir sinagogun inşaat m asraflarım
karşıladı.3 M igron bugün Ban Şeria’ya yayılm ış olan 103 yerleşim d kam -
4 O rijinal metinde “outpost” olarak geçen bu yerleşim bölgelerini diğer benzeri yerle
şim yerlerinden ayıran özellik, bu yaşam alanların, İsrail devletine göre de yasadışı
yerler olmalarıdır (y.h.n.)
5 Konut ve İnşaat Bakanlığı buna ek olarak taşla döşenm iş bir erişim yolunun in
şaat masraflarım da karşıladı. Sokak lambaları ve 20 metrelik aralıklarla köpeklerin
GİRİŞ: S IN IR M İM A R İS İ 17
zincirlendiği çift katmanlı tel çitlerin masrafı ordu tarafından karşılandı. D ior Etkes,
“Construction in unauthorized outposts: April-August 2006”, Peace Now, http://www.
peacenow.org.il/site/en/peace.asp?pi=61&dodd=1936
6 Talya Sasson, ‘A interim legal opinion submitted to Prime Minister Ariel Shaıon on
the subject o f illegal outposts in the W est Bank’. İbranice versiyonu için: http:/Avww.
pmo.gov.il/NR/rdonlyres/0A0FBE3C-C741-46A6-8CB5-F6CDC042465D/0/sason2.
pdf. İngilizce versiyonu için: http://www.peacenow.oig/h0t.asp7dds39O.
7 Agence France Presse, 15 Kasım 1998.
18 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
uzak yerleşim ci kam pı inşa edilm iştir. B unun arkasındaki m antık ise arazi
üzerindeki stratejik yerlere “dem irlem e n o k talan ” ekip, devlet planlam a
teşkilatının, Duvar’ın izlediği yönü değiştirerek bu noktalan “İsrail tarafr’na
dâhil etm esine olanak tanım ak olm uştur. D olayısıyla yerleşim ci kam plan,
İsrail-Filistin çatışm asının en tartışm alı sın ır n oktalan n d a bulunur. G e
nelde 2 0 yaşım geçm eyen bireylerden oluşan “tepenin gen çleri”, sıklıkla
ebeveynlerinin banliyö kültürünü reddederek W estem film lerinde görü
len kaba ve sert kahram an m itind en olduğu kadar İsraillilerin yirm inci
yüzyıl başm da ortaya çık an öncü Siyonist yerleşim ci m itind en de eşit de
recede etkilenerek vahşi sın ır bölgelerin i deneyim lem ek için , bulund uk
ları yerden buralara taşınırlar. Silahlı yerleşim ciler sık sık F ilistin li yerel
çiftçiler ile çatışırlar ve o n lan şiddet kullanarak tarlalarından uzaklaştırıp
ü rünlerini çalarlar. M isillem e olarak da F ilistin li m ilitanlar sık sık silah
lanarak bu yerleşim cilerin yaşadığı yerlere saldırır. B unun üzerine, yer
leşim cilerin öldürüldüğü yerlerin yakınlarına “cezai tedbir” olarak başka
yerleşim ci kam p lan kurulur.
[Resim 4: Anten Tepesi'ndeki yerleşimci kampı. Kampın merkezinde yer alan anten dire
ğine dikkat ediniz. Milutin labudoviç'in Peace Now için çektiği bir fotoğraf, 2 0 0 2 ]
doğrudan eylem lerde bulunurlar. 2 0 0 4 yılında bir grup İsrailli banş ak-
tivisti, M igron’dan beş karavan çalm ayı başarıp bunları Tel AviVdeki Sa
vunma Bakanlığı binasının önüne kışkırtıcı bir şekilde yerleştirerek yerle
şim ci kam plarının istendiğinde boşalûlabileceğini ispatladı.8 İnsan haklan
avukatlan, İsrail Yüksek A dalet M ahkem esi’ne sınıra yalan yerleşim ci
kam plarına bir dizi yasal itiraz dile getiren dilekçeler gönderdiler. Migron’a
itiraz olarak yollanan son dilekçe hâlâ karar beklem ektedir.9 Uluslararası
baskı arttıkça İsrail hüküm etleri, İsrail hukukunu uygulayamaya ve bir
grup yerleşim ci kam pım boşaltm aya karar verdiklerini -geneld e büyük
bir tantanayla- ilan etm işlerdir. Arada bir hüküm et ve yerleşim ci kuvvet
ler arasında çatışm alar meydana gelir: binlerce polis, televizyondan da iz
lenecek olan bu kavga için sm ınn öte yakasından gelm iş yerleşim cilerle
çarpışır. A ncak bu çatışm alar genellikle bir uzlaşm a ile sonuçlanır: kara
vanlar araçlara yeniden bağlanır ve Filistin’in sınırlan dâhilinde olan di
ğer bir tepeye taşınır.
Sabit ve durağan yerlerden oluşan bir coğrafya ile doğrusal ve belir
lenm iş egem enlik sınırlan boyunca kendini gösteren bir dengenin aksine,
sınırlar derin, yer değiştiren ve parçalardan oluşan esnek bölgelerdir. Da
im i olm ayan sınırlarla işaretlenen geçici çarpışm a hatlan politik m ekânın
sınırlan ile kısıdı değildir, politik m ekânın derinlikleri içinden varlığını
gösterir. “İçerisi” ile “dışarısı” arasındaki ayrım lar açık b ir şekilde sapta-
namaz. Aslına bakılırsa, “Yeni Dünyalar”m bir ucundan diğerine uzanan,
söm ürgeciliğin resm i sınırlan düzgün, geom etrik ve soyut olmaya ne ka
dar eğilim liyse, etkin kontrol bölgeleri de o kadar parçalı ve dinam ik bir
hâle geldi k i, geleneksel haritalam a tekniklerinin hiçbiri ile resm edile-
m ez oldu.10 İşgal Edilm iş Filistin Topraklan’m bu gibi bir sınır alanı ola
rak görm ek mümkündür. Ne var ki, antik im paratorlukların boyutlanyla
8 BBC: “Activists demolish W est Bank outpost”, 8 Eylül 2004. Bu operasyon, Peace
Now örgütü üyesi D ior Etkes tarafından gerçekleştirildi. Burada hedeflenen, hare
kete geçmeye isteksiz olan bakanlığın istese bu yasayı uygulayıp hüküm etin verdiği
sözleri hayata geçirerek yerleşim ci kamplarım ortadan kaldırabileceğini göstermekti.
9 26 Eylül 2006 tarihinde insan haklan avukatı M ichael Sfard, Savunma Bakam Amir
Peretz ile Merkez Komutanlığı Tümgenerali Yair Naveh’e M igronün Filistinli toprak
sahipleri adına bir mektup göndererek yasal olmayan bu yerleşimci kampının derhal
boşaltılm asını ve bu arazinin yasal sahiplerine geri verilmesini talep etti.
10 Yaygın algının aksine, sınır bölgesi ilk olarak Avrupa'nın Amerika, Avustralya ya da
Afrika'ya yayılmasıyla ortaya çıkm adı, m odem dönem öncesi imparatorlukların böl-
geselliğinin bir parçasıydı. Antik Roma ve Çin İmparatorluklarının yanı sıra Aztekler
ve İnkalann sınırlan Antik Yunan’dan bu yana “barbarlar” olarak tanımlanan insan
larla savaşların yapıldığı derin, değişken ve yetersiz olarak belirlenmiş kültürel alış
veriş ve çarpışma alanlarıydı. Bu imparatorluklar, merkezle çevre arasında varolan ve
bölgesel yakınlık yerine güç, ticaret ve ikili bağlantılar tarafından belirlenen esnek bir
20 I O Y U K T O P R A K L A R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
ilişki üzerine temellenmişti. Bkz. Paul Hirst, Space and Pcnuer, Politics, War and Arc-
hitecture, Londra: Polity, 2005, sayfalar 63-64.
11 Sharon Rotbaıd, “Pıeface”, A Civilian Occupation, The Politics o f Israeli Architecture,
Londra ve Tel Aviv: Veıso ve Babel, 2002, sayfalar 15-16.
GİRİŞ: S IN IR M İM A R İS İ 21
12 Çatışma bir kuvvet alanı olarak görülebilir. Nietzsche’ye göre topraklar, tıpkı görün
mez eneıji alanlarından oluşan kozmik bir küre gibi, “bir kuvvet alt-katmanTdır. Bkz.
Friedrich Nietzsche, The Wıll to Power, parça 545, W alter Kaufmann (editör ve çevir
m en), New York: Random House, 1967, s. 293. Gilles Deleuze’ün Michel Foucault’nun
eserlerini okuyuşuna göre: “Güç . . . bir öznitelik değil, bir ilişkidir: güç ilişkisi, hem
tahakküm altındaki hem de tahakküm kurmuş kuvvederin içinden geçen olası iliş
kiler dizisidir.” Gilles Deleuze, Foucault, Minneapolis ve Londra: Univeısity o f Min
nesota Press, 1988, s. 27. Aynı zamanda Deleuze’ün “kuvveder arasındaki ilişkilerin
haritası” terimini kullandığı s. 36’ya da dikkat çekm ek istiyorum. Mimar ve kuram a
Greg Lynn, Deleuze’ün izlediği yolu takip ederek esnekliği biçim in devamlı gelişimi
ve dönüşümü olarak tarif etmektedir: “Bükülebilir olma, mimarinin karmaşık olanla,
esneklik aracılığıyla temas kurmasına im kân tanımaktadır...” Ve başka bir yerde: “eğ
rilikle nitelendirilen duyarlıklar, kendilerine etki eden planlı, yapısal, ekonom ik, es
tetik, politik ve bağlamsal dış etkenlere karmaşık deformasyonlarla cevap verme ka
pasitesine sahiptir”. Bkz. Greg Lynn, Foldst Bodies & Blobs, Collected Essays, Brüksel:
La Lettre Volöe, 1998, sayfalar 1 1 0 ,1 1 5 . Lynn’in süreç odaklı yaklaşımı aynı zamanda
D’Arcy Thompson’m “biçim bir kuvvet diyagramıdır” mottosunu kendine model al
mıştır. “Şekillendirici kuvvetler” -p o litik rasyonellikler, mekân şekillendirme pratik
leri ve uzmanlık yelpazesi- m ekânın içine gömülmüş olduğundan mekânsal analiz
bunlann dışan çıkarılıp ifşa edilmesi için kullanılabilir. Bu son yargı, bu yaklaşım bil
gisayarın sanal dünyasının dışında, politika ve eylem dünyasının içinde uygulanırken
modifiye edilmelidir. Politik kuvvetlerin kendilerini maddesel organizasyonda eksik
siz bir şekilde göstermediği barizdir. Politikanın karmaşıklığı ve özgüllük, özgünlük,
tekillik ve rastlantıya duyarlığı, mekânsal dönüşümlerin belirlenmesi ve dolayısıyla
haritalanmasınm imkânsız bir hâle gelmesine neden olmaktadır. Sınır bölgeleri her
yerde ihtilaf ve rastlantıyla temas hâlinde olduğundan, onların analizi hiçbir zaman
coğrafî determinizm ya da “biçim ler kuralTnın çevçevesine uyamaz.
22 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
sürdürm ekte olan çeşitli m ekânsal m ekanizm aların tarihim ve modus ope-
randi’s ini araştırarak “arşivsel b ir sonda” oluşturur.13 Oyuk Topraklar, gö
rünürde şuadan olan yapıların yam sıra gizlenm em iş b ir şekilde açıkta
duran denetim araçlarının, nasıl yoğun tarihsel ve politik anlam lara gebe
olduklarım gösterir. Kaplama ve çatı yapım ıyla ilgili ayrıntılar, taş ocak
ları, sokak ve otoban aydınlatm a planlan, konutlann belirsiz m im arisi,
yerleşim lerin biçim i, konutlann korunm asına yönelik yapıların inşası ve
yapıların savunma am açlı olarak çevrelenm esine dair yöntem ler, dolaşım
kontrolü ve akış yönetim inin m ekânsal m ekanizm alan, gözlem yöntem leri
ve haritalam a teknikleri, toprak ilhakının yasal taktikleri, kriz ve felaket
alanlarının fiziksel organizasyonu, çok gelişm iş silah teknolojileri ve kar
m aşık ordu taktiği kurandan; bunların hepsi değişmez bir şekilde, poli
tik rasyonelliğin, kurum sal çatışm aların ve bunlan oluşturan uzm anlık
yelpazesinin göstergeleri olarak tarif edilir.
M im arlık bu m etinde iki ayn şekilde kullandır. Kitap bir yandan, iş
galin sürm esini sağlayan yapılann m im arisi üe m im arların bu yapılan ta
sarlayarak karıştığı suç ortaklığını ele alu. Bu çalışm a, “İsrail m im arisinin
p olitikasrm , sosyal, ekonom ik, ulusal ve stratejik kuvvetlerin, ev, altyapı
ve yerleşim lerin organizasyonu, biçim i ve dekorasyonu hâlinde nasd vü
cu t bulduğuyla dişkdi olarak okumaya çalışır. Diğer yandan ise, m im ari,
politik m eselelerin inşa edilm iş gerçeklikler olarak anlaşılm asının kav
ram sal bir yolu olarak kullanılır. Bu kitabın ikinci başlığının da -İsrad ’in
İşgal M im arisi- üstü kapalı bir şekilde ifade ettiği gibi işgal, m im ari ni
telikleri olan bir şey olarak görülm ektedir. Çünkü, genel kavrayış, işgal
altındaki toprakların yaratılm a, anlaşılm a, oıganize edilm e ve işletilm e
biçim lerinin bu m im ari “inşa”nm bir taslağı çlduğu yönündedir. Dolayı
sıyla bu kitapta adı geçen m im arları asker, m ilitan, politikacı, politik ve
tür tür aktivisder olarak adlandırabiliriz. Bu aktivist tanım lam asına, giriş
bölüm ünün son kısm ında geri döneceğim .
Esnek Coğrafya
Migron’un kuruluş anlatısının da gösterdiği gibi İşgal Edilmiş Topraklar’m
sınırlan sabit ve kaskatı değildir; tam tersine bu şuurlar esnektir ve sürekli
bir dönüşüm içindedir. Ulus devletin askerî ve politik m ekânsallığından
m iras kalm ış kartografik b ir hayal olan doğrusal sınır, bölgeyi isteğe bağlı
olarak daraltan ve genişleten çok sayıda geçici, taşınabilir, stratejik ola
rak düzenlenebilir ve ortadan kaldırılabilir, sınır eşanlam lısı kavram lar
karm aşık hâle getirm eyi hem de doğallaştırm ayı hedefler. Söz konusu
strateji, Batı Şeria’nm sınırlan boyunca, bölüm lem e biçim indeki hedıangi
bir bölgesel çözüm ün olası olm asını sağlayacak aşın karm aşık ve m antık
dışı koşullar yaratan süreçler başlatırken (yerleşim lerin çoğu gerçekten
de “çözüm lenem ez bir coğrafya” yaratm a hedefiyle inşa edilm iştir) aynı
anda bu karm aşıkhğa b ir çözüm getirm ek için geıekh olan bilgiye sadece
İsrail hüküm eti sahipm iş gibi davranarak uygulanmaktadır.
E n önem li kafa karıştırm a stratejilerin d en b iri de term inolojiktir.
İbranicede görülen eşsiz yerleşim term inolojisi, 1967 yılından sonra İsrail
ve işgal ettiği alanlar arasındaki sın ın bulam klaşürm ak am acıyla kullanıl
maya başlandı ve karm aşık bir tür sem antik aklam a olarak işlev göldü.
Birçok tartışm aya konu olan İbranice terim hitnahlut, kökeni İn cil’e da
yanan, ulusal m iras olan topraklarda yer alan yerleşim leri ifade eden bir
terim dir ve İsrail’de genel olarak Gazze ve Batı Şeria’da, Filistin şehirleri
nin yakınındaki sıradağlarda halk tarafından inşa edilm iş ulusal-m esihçi
sağ yerleşim lere denk gelecek şekilde anlaşılır. Yaygın işgal gram erinde,
m erkez-sol İşçi Partisi iktidarları tarafından kurulan yerleşim lerden ise
daha vurgulu bir şekilde “Kibutz” ve “Moşav” türünden kırsal Yeşuvim (İs
rail’deki Yahudi yerleşim leri için kullanılan genel bir terim ) olarak bahse
dilir, bu yerleşim ler “banliyöler”, “kasabalar”, ya da genişletilm iş Kudüs’ün
sınırlan içinde yer alıyorlarsa “m ahalleler” ( Şhunot) olarak görülür. Buna
ek olarak “yasal” yerleşim ler ile “yasal olm ayan” yerleşim kam plan ara
sında, bu yerleşim türlerinden İkincisinin genelde tam am en yasadışı bir
projenin parçası olarak birinci yerleşim türünün gelişim indeki ilk aşa
maya karşılık gelm esine rağm en sem antik aynm lar yapılmaktadır. İsrail
halkı için yukanda adı geçen terim lerin her biri farklı bir ahlak yasası
taşır. A riel, Em anuel, Kiryat Arba ve Ma’ale Adumim gibi geniş kentsel
yerleşim ler, nüfusları İsrail’in uluslararası alanda tanınan sınırlan içinde
şart olarak koşulan dem ografik eşik olan 2 0 .0 0 0 ’i “tam am en” geçm eden
çok önce, istisnai bir süreç içinde resm î olarak “kasaba” ( Arim ) ilan edil
m işlerdi.16 Bu, söz konusu yerleşim lerin İsrail’in söylem inde doğallaşma-
batı tarafında yaşayan Filistinliler), “yabancı” (otom atik olarak Filistin sempatizanı
Avrupalılar olduklarından şüphelenilm ektedir), “konuk işçi” (tarımsal yerleşimler
deki işçilerin çoğu Çin ve Tayland’dan buralara gelm iştir), “solcular” (evet - Batı
Şeria’da, özellikle de Hebron’un [El Halil] çetin yerleşimlerinin yakınlarında yer alan
ve ordunun, liberal-seküler bir “görünüş”e sahip olan İsraillileri sokmadığı bölgeler
bulunm aktadır), “terörist” (askerî bir kanadı olan Filistin örgütlerinin tüm üyeleri)
v b -g ö re farklı şekillerde uygulanmaktadır. Çatışmanın bazı tuhaf çelişkilerine bakı
lınca bir Filistinli 1DF askeri olabilmekte ve bir asker haftasonu izninde politik ak-
tivistlik yapabilmektedir.
16 İsrail’de 1992 yılında yürürlüğe giren yasaya göre, İçişleri Bakanlığı’nın, nüfusu
3.000’den az olan topluluklara yerel konsey statüsü ya da nüfusu 20.000’den az olan
26 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
sına, varlıklarının bir gerçek olarak ortaya konm asına, coğrafi konum ları
nın belirsiz kılınm asına ve bu yerleri anlaşm a m asasından uzak tutmaya
yönelik bir girişinim parçası olarak yapılm ıştı.*17 G erçekten de, buna uy
gun bir şekilde çoğu İsrailli hâlâ, Kudüs’ün işgal edilm iş kısm ındaki Ya
hudi m ahalleleri ile Batı Şeria’nm geniş kasabalarım , yerleşim olarak de
ğil, “yasal ve m akul” kalıcı konut alanları olarak görm ektedir. Bu kitapta
Yeşil Hat’trn 1949 yılında belirlenen sınırlarının ötesine yapılm ış tüm ko
nut inşaatlarından “yerleşim ler” -b u bağlamda “koloniler” olarak anlaşıl
m alıd ır- olarak bahsedilm ektedir.
A slına bakılırsa, işgalin sürm esini sağlayan, yasal, bölgesel ve inşa
edilm iş gerçekliklerin karm aşıklığına rağm en, Israil-F ilistin çatışm ası
kolonizasyon, el koym a, direniş ve bastırm adan oluşan, göreceli olarak
açık ve basit bir süreç olm uştur. İsrailli m uhalif yazar ilan Pappe şöyle
açıklar: “nesiller boyunca İsrailli ve İsrail-yanlısı akadem isyenler, tıpkı
devletlerinin diplom atlarının yapüğı gibi, Filistinlilere yönelik davranış
şekillerindeki bariz acım asızlığa dair eleştirileri savuşturm ak için karm a
şıklığın oluşturduğu perdenin arkasına gizlendiler . . . ve bunu İsrail'in
şu m esajım tekrar ederek yapülar: Bu, İsraillilere bırakılm ası gereken kar
m aşık bir m eseledir . . .”18 Çatışm anın çözüm e kavuşm asıyla ilişkili m e
seleleri genel halkın erişim inin dışında, uzm anların ilgi alanına konum
landırm a girişim i İsrail'in bugüne kadar kullandığı en önem li propaganda
tekniklerinden biri olm uştur. Bu kitap, işgalin karm aşıklığım ve denetim
m ekanizm alarının çok yönlü acım asızlığım incelem em izin yam sıra, bun
ların gerçek doğasım da kavramaya davet eder.
topluluklara belediye statüsü vermesi yasaktır. Ne var ki bu yasa, “özel şartlar ve du
rumlar varolduğunda” bu statüleri verme kararım bakana bırakmaktadır. 2001 yılı
nın sonlarından bu yana Batı Şeria’daki yerel konseylerin on dördünden dördünün
nüfusu 3.000’den azdı ve üç belediyeden ikisinin nüfusu 20.000’in altındaydı. Bkz.
Lein ve Weizman, Land Grab, Kudüs: BTselem , 2002.
17 Politik kuram a David Campbell, A Civilian Occupation adlı kitabı konu aldığı eleş
tiri yazısında yerleşim tipolojileri arasındaki farkın altım çizmiş (kendisi bunu, benim
Yehezkel Lein ile birlikte hazırladığım insan haklan raporu Land Grab1den topladığı
bilgilere dayanarak yapmıştır) ve bunların etim olojik kökleri arasındaki bazı aynm-
lara işaret etmiş, ancak genel olarak İsrail ile işgal ettiği bölgeler arasındaki sınırlan
bulanıklaştırmak amacıyla bu “karm aşıklık”tan faydalanan, bunu daha da manipüle
eden ve vurgulayan politik gündemi kavramada başarısız olmuştur. Campbell dolayı
sıyla İsrail halkı için kurulmuş olan dilsel tuzağın içine düşmüştür. David Campbell,
“Construction Site: Architecture and Politics in Israel/Palestine”, Theory and Event
7:4, 2004.
18 ilan Pappe, “Occupation Hazaıd”, Bookforum , 13 Şubat 2006.
GİRİŞ: S IN IR M İM A R İS İ 27
laboratuvar
Bu kitabın büyük b ir bölüm ü, 1 9 6 7 y ılı ile bugün arasındaki dö
nem i inceliyor ve öncelikle Ban Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki İşgal Edil
m iş Topraklar’ı konu ediniyor am a bununla birlikte, İsrail ile F ilistin
arasındaki çatışm anın m ekânsal adaletsizliklerinin yalnızca, 1967 yılı
rım Haziran ayında gerçekleşen A ltı G ün Savaşı’ndan sonra başladığım
ve bugün görülen adaletsizliklerin sadece 1967 yılında işgal edilen böl
gelerle sınırlı olduğunu iddia etm e çabası içinde değildir. Savaştan önce
gelen yüzyıllık Siyonist kolonileşm e, m ülk kapma ve el koym a sürecini
de hafife alm az. Ancak bu m etin, çatışm anın içerdiği adaletsizlik ve acı
ların, İsrail’in İşgal Edilm iş Topraklardaki hâkim iyetim ve bunun adına
günlük olarak gerçekleştirilen dehşet eylem lerim sonlandırarak uygun
bir şekilde ele alınm asının bir gereklilik olduğunu ileri sürer. Aynca iş
galin kendisine odaklanm ak, İsrail’in m ekânsal stratejilerinin en acım a
sız ve şiddetli tezahürlerinin sanki bir “aşırılık laboratuvan” içindeym iş
gibi incelenm esine olanak tanır. İsrail’in , Baü Şeria ve Gazze’deki Filis
tinlileri devamlı olarak kolonileştirm esini m üm kün kılan denetim tek
nolojileri, Siyonist yerleşim in tarihi boyunca geliştirilm iş olan kolonizas-
yon, işgal ve idare tekniklerinden oluşan evrim sel bir zincirin sonunda
yer alır. Bunun yanı sıra, işgal coğrafyasında görülen her değişim , zama
nın teknik ve teknolojileri aracılığıyla ve dünya çapındaki diğer gelişm e
lerle bağlantılı olarak gerçekleşm iştir. 1980’li yıllarda Batı Şeria’daki ko-
lonizasyon m iktarında görülen ana artış, Reagan dönem inde Am erikalı
orta sınıfların kaçışı ve koruyucu duvarlar arkasına geçm esiyle aynı za
manda meydana geldi; her iki oluşum da kendi yarattığı yoksulluk ve
şiddeti karşısına alıyordu. Korku, ayırm a, inziva ve görsel denetim politi
kalarını kusursuzlaştıran yerleşim ler, kontrol noktalan, duvarlar ve diğer
güvenlik önlem leri, aynı zamanda etrafı yaban a topraklarla çevrili böl
gelerin sertleştirilm esi ve yakın geçm işteki “terörizm e karşı açılm ış kü
resel savaş” bağlam ında sım rlann fiziksel ve sanal olarak genişlem esine
dair en son adımlardır. Bu şekilde İsrail işgalinin m im arisini, diğer küre
sel politik süreçlerin hızlandıncısı ve bu süreçlerin hızlandırılm ası ola
rak görm ek m üm kündür; bu işgal m im arisi, kapitalist küreselleşm enin
en kötü senaryosuna denk gelir ve onun m ekânsal negatif yan etkisidir.
Bu “laboratuvar”m yayılan önem i, hükm etm e teknikleri ve aynı zamanda
bunlara karşı direnm e tekniklerinin, küresel şehirlerin m etropoliten mer
kezlerine varasıya genişleyip çoğalm ış olm alarında yatmaktadır. Bu tek
nikler, eleştirel coğrafyaa Derek Gregory’nin telaffuz ettiği “kolonyal şim
diki zam ari’ın içinde ve bunun ötesine yayılm ışlardır.19
Ayırma Politikaları
Takip eden bölüm lerin adandığı m ekânsal teknoloji ve pratiklerin her
biri, hem birer kolonyal denetim sistem i hem de ayırm a aracıdır. Ban Şe
ria ve Gazze’deki İsrail hâkim iyeti, her zam an dikkatli yapılan tercihlerle
kararlaştırılan fiziksel varlık ile yokluk arasında gidip gelm iştir. Fizik
sel varlık İsrail’in bölgesel stratejisi, fiziksel yokluk da -b e lli bir arazinin
içinde yaşam akta olan insanlar olm adan o araziyi ele geçirm eyi hedefle
y e n - dem ografik stratejisi ile ilişkili olm uştur. Böylece bu hâkim iyet, her
bir ölçekte ikiye ayrılm ış ve bölüm lenm iş karm aşık b ir m ekânsal dışlam a
20 Makram Khouıy-M achool, “Losing the battle for Arab hearts and minds”, www.open-
democraqr.net, 10 Mayıs 2003.
[Resim 5: Gazze Şeridi'nden çıkan yükseltilm iş Filistin bağlantı yolu. Çîzim: Eyal to/eizman, 2002]
Dikeylik Politikası
21 Bkz. BTselem tarafından verilen sayılar 2006 yılında İsrail-Filistin çatışmasında 683
kişi hayatım kaybetmiştir, httpyAvww.btselem.org/english/Press_Releases/20061228.
asp, 28 Aralık 2006.
22 Aslında Oslo ve Camp David’de Filistinliler ile sürdürülen banş sürecinin tamamım
emekli ya da hâlâ görev yapan 1DF generalleri idare etmiştir. “Barış” ve “güvenlik”in
İsrail’in algısında nasıl içsel olarak ilişkili olduğuna işaret eden bir örnek de 1996 ve
1999 seçim leri sırasında, oy verenlere sunulan alternatiflerin “Banş ve Güvenlik” ve
“Güvenli Bir Banş” olmasıdır. Bkz. Baruch Kimmerling, The Invention and Decline
o f Israeliness: Society, Culture and the Military, Berkeley, CA: University o f Califom ia
Press, 2001, sayfalar 227, 209.
GİRİŞ: S IN IR M İM A R İS İ 31
Buna uygun bir şekilde, çatışm anın m uhtelif sınırlan kendilerim farklı
topoğrafik enlem ler olarak gösterm işlerdir. Yerleşim nâzım planlam acı-
lan , dağlık arazinin yüksekte kalan yam açlarına yerleşim ler inşa ederek
Baü Şeria’da bölgesel denetim i elde etm eyi hedeflediler. Bu parçalı coğ
rafya boyunca İsrail’e ait farklı yerleşim ler üç boyudu m ekânın içinden
geçirilen altyapı hatlan tarafından bir bütün oluşturacak şekilde birbi
rine örülm üştü: Filistin ’in sahip olduğu yeralü geçideri genelde İsrail’in
sahip olduğu çok-şeritli otobanlann altına kazılırken, İsraillilerin bulun
duğu yerleşim leri birbirine bağlayan yollar Filistinlilerin rotası ve toprak
lan üstünde yer alan genişletilm iş köprüler ile yerden yükseltilm ekte ya
da buraların altından geçen tünellere dalmaktadır.
Filistin li m ilitanlar, İsrail’in inşa etm iş olduğu duvar ve bariyerlerin üç
boyutta kolayca atlatılabileceğini kendi başlarına keşfettiler. Gazze’nin du
varlarının altından kazılm ış tüneller aracüığıyla rutin olarak içeri gizlice
insan ve patlayıcı sokulurken, bu tünellerin üstündeki hava sahasından
da el-yapım ı rokeder ateşlenm ektedir. Duvar’ın inşası son bulduğunda,
hiç şüphesiz duvarın altında kalacak şekilde, Bati Şeria’daki dağların ta
banından tüneller kazılacaktır.
2002 yılında, Oslo Süreci’nin m im arı olarak bilinen Ron Pundak, bana
yollar ve tünellerin ü ç boyutlu bir m atrisini çıkarm anın, aksi takdirde
“bölünem ez” olacak b ir bölgenin her bir parçasını ayırm anın ve bunu
sürdürebilm enin tek pratik yöntem i olduğunu açıklam ıştı.23 2 0 0 0 yılırım
Temmuz ayında Camp David’de yapılan müzakerelerde Başkan Clinton’m
Kudüs’ün parçalara ayrılm ası için çizdiği taslak, şehrin Yahudilerin ikam et
ettiği kısım ların İsrail’e, Filistinlilerin ikam et ettiği kısım ların da Filistin
devletine ait olacağım bildirerek bölgesel/dem ografik statükoyu tem el
alıyordu. C linton’m ayırm a prensiplerine göre, toplam da 6 4 kilom etre
uzunluğundaki duvarlar, şehri ulusal sınırlar boyunca birbirinden ayn
kara parçalarından oluşan iki sistem e ayırm ayı am açlıyordu. Bu da bir
birine kom şu olan bu izole edilm iş, etrafı yabancı topraklarla sanlı yer
leşim yerlerini kırk köprü ve tünelin birbirine bağlayacağı anlam ına ge
liyordu.24 Clinton’m ayırma prensibi, aynı zamanda Eski Şehir’deki bazı
23 Ron Pundak röportajı, Peres Banş Enstitüsü, Tel Aviv, 12 Şubat 2002.
24 Nadav Shragai, “Dividing Jerusalem ”, Ha’antz, 28 Mayıs 2002. Cenevre Girişimi ne
redeyse tamamen C lintonin Kudüs için belirlediği eylem planı üzerine temellenmişti.
Aralarında İsrailli mimar Ayala Ronel’in de bulunduğu İsrailli ve Filistinli trafik mü
hendisleri ve planlamacılardan oluşan bir ekip, Kudüs'te Clinton Plam’mn ayrıntıla
rını kararlaştırmak için çalışmalara başlamışü. Bu ekibi oluşturanlar birçok yerde pla
nın yalnızca “ulusal trafik”in, diğer yerleşimcilerin bölgeleri ve evlerinin üzerinden
ya da altından geçecek şekilde yemden yönlendirilmesiyle başarılı bir şekilde uygu
lanabileceğini keşfetmişlerdi. Altım çizdikleri örnekler arasında şehir merkezinden
32 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Fransız Tepesi Yahudi mahallesine, Pisgat Ze’ev ve Ram ofa, Scopus Dağı ile Ma’ale
Adumim arasındaki yola bağlanan ve Filistin mahalleleri Beyt Hanina, Şuafat ve Beyt
Safafa’yı birbirine bağlayan ana yolu içerm işti. Ekibin üyeleri aynı zamanda Eski Şe
hir duvarlarının güneydoğu sınırından Zeytinler Dağı’na uzanan yolla buradaki an
tik Yahudi mezarlığı arasına bir köprü inşa etme olasılığını da keşfetmişlerdi. Bkz.
Menahem Klein, The Geneva Initiative - an Insider Vîew, Kudüs: Carmel, 2006, say
falar 160-165 (îbranice).
25 Gilead Şer ile Birleşik Krallık M illi Kütüphanesinde yaptığım görüşmeden, Londra,
23 Şubat 2002.
26 1995 yılında imzalanan “G eçici Anlaşmamdaki Ek Madde 1, şunu şart koşmaktadır:
“Batı Şeria ve Gazze Şeridinin tek bir bölgesel birim olarak bütünlüğünü sürdürmek,
buraların ekonom ik gelişimini ve ikisi arasındaki demografik ve coğrafi bağlantıları
desteklemek amacıyla her iki taraf da insanlar, araçlar ve malların . . . Batı Şeria ile
Gazze Şeridi arasında normal ve sorunsuz bir şekilde hareket etmesini sağlayarak ve
buna saygı duyarak bu Madde’nin koşullarım yerine getirmelidir.” Bkz. http://www.
mideastweb.org/meosinthtm.
27
Aimtılandığı yer: Eli Kamir, “Safe Passage”, Ma’arive, 8 Nisan 1998.
33
1 Bölgesel Kooperasyon Bakanlığı, “The Safe Passage” (Güvenli G eçit), bakanlık tara
fından yayımlanmışür, 1999. İsrailli köprü mühendisi Yoram Şimon tarafından ha
zırlanan ve aralarında 50-60 metre mesafe bulunan kolonların üzerine yerleştirilecek
bir köprünün planlarım içeren projenin yaklaşık 1 milyar dolara mal olacağı tahmin
edilmişti. Proje maliyetini belirlem ek için yapılan hesaplamalar, su üzerinden New
Orleans’a bağlanan ve 50 kilometre uzunluğundaki benzer bir köprü baz alınarak ya
pılmıştı. Bkz. Shai Elias, “An expensive solution, but stili possible”, Ma’arive, 8 Ni
san 1998.
2 Doug Suisman, The Arc: A Formal Structurefor a Palestinian State, Santa Monica, CA:
Rand Corporation, s. 33.
34 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
6 Yigal Alton, Curtain o f Sand, Tel Aviv: Hakibutz Hamuhad, 1988 (1959). [İbranice] s.
52, 61-82, 366-367. Allon, üç tip karşı saldın belirler: “cevap niteliğindeki karşı sal
dın”, “paralel karşı saldın” ve “önleyici karşı saldın”. Kendisi bunlardan en çok so
nuncusunu beğenmiş ve bu saldın türünü “düşman kuvvetlerinin toplanmasını en
gellemek için harekete geçme, düşman bir saldın düzenlemek için oıganize olurken
düşmana ait bölgelerdeki stratejik alanlan ele geçirme” olarak tanımlamıştır (s. 62).
Allon bu stratejiyi, banş hâlindeki uluslar arasında gerçekleşen “önleyici savaş” strateji
sinden ayırmakta, “önleyici” ve “karşı saldın” gibi terimleri bir araya getirmenin çeliş
kili olduğunu kabul etmekle birlikte bunu Arap devlederiyle İsrail arasında bir “savaş”
durumunun varolduğu gerçeğinden kaynaklandığım belirtmektedir. İsrail'in savunma
doktriniyle Almanya'nın on dokuzuncu yüzyılın sonlanyla yirminci yüzyılın ortası
arasındaki savunma doktrinleri arasındaki benzerlik ilgi uyandırıcıdır. Almanya'nın
Avrupa'nın ortasındaki stratejik konumu, istila ve kuşatmalar karşısında savunma
sız kalmasına ve bir Einkreisung (çevreleme) korkusunun ortaya çıkmasına neden ol
muştur. Amiral Alfred Tirpitz, Birinci Dünya Savaşı’dan önce Almanya'nın stratejik
durumunu “kabuksuz bir yumuşakça” ifadesiyle tarif etmiştir. Kont Alfred Schlieffen
tarafından Birinci Dünya Savaşı’ndan önce hazırlanan meşhur plan, Almanya'nın et
rafındaki orduların Alman topraklarında buluşmasını engellemeyi hedeflemiştir. 1894
yılında Kont Schlieffen, Almanya'nın yalnızca hızlı ve kesin bir zaferin ardından ha
yatta kalabileceğine karar vermiş ve bu zaferi, batıda Fransa'yı bir yıldırım saldırısıyla
alt ederken doğuda Rusya'nın ilerleyişini engellemeyi hedefleyen bir saldın başlata
rak elde etmeyi planlamıştır. Bkz. Stephen Kem , The Culture o f Time and Space, 1880-
1918, Cambridge, MA: Harvard University Press, 2003, sayfalar 249-251.
38 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
7 İsrail görünüşte bu yolun güvenliğini sağlamak amacıyla, biri Ürdün Vadisi biri de
Kudüs’e giden yolun üzerindeki Latrun anklavı olmak üzere Ban Şeria’da iki alanı
Filistinli sakinlerinden “anndırm ışür”. Ürdün’e gitmeye zorlanan yaklaşık olarak
300.000 Filistinliden yalnızca 17.000*inin geri dönmesine izin verilmiştir.
8 1967 yılında Gazze Şeridi’nde 385.000 Filistinli yaşıyordu ve bu sayının yansından
fazlasını m ülteciler oluşturuyordu. 1967 savaşmdan önce Ban Şeria, aşağı yukan bir
milyon sakini banndınyordu ve bunların neredeyse 300.000’lik bir kısm ı çatışma sı
rasında ve çatışma son bulduktan sonra Ürdün’e kaçü. Ban Şeria’m n 2.5 milyonu
A R A B Ö LÜ M - 1 9 6 7 39
Aralık ayında İsrail hüküm eti, 1949 Ateşkes Anlaşmaları ile belirlenm iş
olan, uluslararası çapta kabul edilen ve İsrail’i Batı Şeria ile Gazze’den
ayıran Yeşil Hat’ı, yayımladığı tüm atlas, harita ve ders kitaplarından sil
meye karar verdi. Ancak Kudüs’ün etrafındaki alan dışında İsrail bu böl
geleri topraklarına katmadı ve uluslararası kanunlara göre bu bölgeler “iş
gal edilmiş bölge” statüsünü korumaya devam etti; bu bölgelerde İsrail
ordusu, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini üsdendi.9
İşgal edilen alanın belirgin topoğrafik özellikleri vardı. Filistin’deki dağ
sıralan, kuzeyden güneye, Golan Tepeleri’nden Afrika'nın doğudaki Hint
Okyanusu kıyılarına uzanan 5 .0 0 0 kilom etrelik tektonik bir çatlak olan
Büyük Rift Vadisi’nin ayrılarak yarıklar oluşturmasıyla ortaya çıkmıştır.
Ban Şeria, bu dağ sırasının merkezde kalan kısmında yer alır. Bu alanın
doğu sının ise sıcak, kuru ve sannlı bir havaya sahip Ürdün Vadisi’nden
dolambaçlı bir şekilde geçen Ürdün Nehri’dir. Bu alanda yaşayan Filistinli
nüfusun çoğunluğu, Kudüs-Amman yolunun üzerinde bulunan bir çöl
vahası olan Eriha şehrinin etrafında yer alan küçük köyler ve yan-göçebe
Bedevi kamplarına yerleşmiştir. Rift Vadisi’nin batısında dağ silsileleri hızlı
ve dik bir şekilde yükselm ekte, dağ geçideri, derin kanyonlar ve kayalık
lar tarafından oyulmaktadır. Dağ sırasının kendisi de yükseklikleri deniz
seviyesinden 5 0 0 ile 1.000 metre yukarıda yer alan çıkıntı ve kıvrımların
tekrar tekrar art arda gelmesiyle meydana gelen diziler sayesinde dalgalı
bir biçim alır. Zirveler çorak, kayalık ve rüzgâra açık iken, aralarında ka
lan vadiler verim lidir ve buralarda sık sık tarlalar ekilip biçilmektedir.
Batı Şeria’nın en fazla nüfusa sahip olan altı Filistin şehri -C en in , Nablus,
Ramallah, Kudüs, Beytüllahim ve El H alil- Ban Şeria’daki en önem li ta
şıma yolu olan Dağ Yolu (bugünkü adı Yol 6 0 ) kenarında, dağ sırasının
akarsu havzalarım birbirinden ayıran sederinin oluşturduğu hat boyunca
bulan şimdiki nüfusunun yaklaşık üçte birlik bir kısmım m ülteciler oluşturmakta
dır; Gazze’nin yaklaşık 1.5 milyon kişiden oluşan nüfusunun ise neredeyse yansım
m ülteciler oluşturmaktadır.
9 Buna uygun bir şekilde Osmanlı, İngiliz Mandası (özellikle de 1945 yılının acil durum
düzenlemeleri), Ürdün, M ısır yasalarından (bölgeden bölgeye değişmiştir), İsrail’in
ve ordunun belirlediği kurallardan oluşan karmaşık bir yasal sistem yerleştirilmiş ve
Filistinlilerin yaşanılanın düzenlemek ve İsraililerin buralara yerleşmesini teşvik et
mek amacıyla hep beraber ya da ayn ayn uygulanmıştır. Komutanlar yasalan yürür
lüğe sokm alannın yanı sıra, yasalan iptal etme ve askıya almalarına imkân tanıyan
yetkiler kazanmış ve bu da onların yasal sistem i, İsrail’in politik amaçlarına uygun
olarak devamlı yeniden biçimlendirmesine olanak tanımıştır. İşgal sırasında askerî
komutanlar, işgal edilen bölgelerin nüfusunu oluşturan kişilerin yaşanılanım ı her
boyutuna hükmeden en az 2.500 yasa çıkarmıştır. Bkz. Neve Gordon, IsraeVs Occu-
pation: Soverrignty, Discipline and Controls Berkeley, CA: Califomia Univeısity Press,
2008 (giriş kısm ı).
40 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
10 Altmıştan fazla memba ve kuyu, Duvar’m batısında bırakılmıştır. Bkz. Jan e Hilal ve
Sandıa Aşhab, “The H 2 0 Factor”, City o f Collision (editörler: Philipp Misselwitz ve
Tim Rieniets), Basel ve Londra: Birkhauser, 2006, sayfalar 184-192.
11 Yoav Peled, “Zionist Realities: Debating Israel-Palestine”, New Left Review 38, Mart-
Nisan 2006.
A R A B Ö LÜ M - 1 9 6 7 I 41
Bakam Effi Eitam bunu “Su İntifadası” olarak adlandırm ıştı.15 Yerleşim
cilerin lideri hâline gelmiş bir askerî generalin hayal gücüne göre, Filis
tinliler dağ topoğrafisini yeni bir tür “kim yasal-biyolojik-savaş’’m yollan
olarak kullanıyordu. Ancak bu suçlama, İsrailli otoritelerin, doğrudan iş
gal dönemi boyunca Filistinliler için gereken m inim um kanalizasyon alt
yapısını sağlamakta başarısız olduğu gerçeğini göz ardı ediyordu, üstelik
bu, işgali gerçekleştiren kuvvetin yasal göreviydi.16 Batı Şeria’daki Filis
tinlilerin sıhhi durumlan, İsrail’in, Filistinlilerin içinde yaşadığı kasaba ve
köyleri her türden bariyerle izole eden ayırma politikası sayesinde daha
da kötüleşmişti. Bu politika, kamyonlar dolusu atığın kasaba ve köylerin
yanmda bulunan vadilere döküldüğü 3 0 0 ’den fazla korsan atık dökme
alanının ortaya çıkm asına neden oldu.17 Çelişkisel olarak, insan akışına
getirilen kısıtlamalar insanların çöplerinin sım r-ötesi akışını hızlandırdı.
Dahası, İsrail’deki şirketler bile kendi atıklarından kurtulm ak için Batı
Şeria’daki alanları kullanm ıştı. Bir örnekte, Tel Aviv m etropoliten bölge
sindeki evlerden toplanan on binlerce tonluk çöp, Nablus yakınlarında
yer alan, Batı Şeria’daki, terk edilmiş en geniş madene dökülm üştü.18 Bu
bölgenin her yerinde kanalizasyon sistem lerinin tamamen bozulması söz
konusu oluyor. Varolan az sayıdaki atık işleme projesinde de lağım taşı
yor ve vadilerin çoğunda lağım suyu üstü açık bir şekilde yer üstünden
geçiyor. Batı Şeria’nın yabani sınır bölgesinde, İsrail’in planlama kaosu,
15 Amiram Cohen, “Eitam prohibits Palestinians from drilling for water in W est Bank”,
Ha’aretz, 10 Şubat 2005.
16 Oslo Süreci’nin başlangıcından bu yana uluslararası camia, Batı Şeria’daki atık su alt-
yapılan için 230 milyon dolardan fazla maddi destekte bulunmuştur. IDF tarafından
düzenlenen askeri operasyonlar bu altyapıların büyük bir kısm ının imhasını berabe
rinde getirmiştir. Haziran 2006’da Filistin’in Gazze*deki elektrik santralinin İsrail ta
rafından bombardımana tutulması elektrik pompalarının aktivitesini yitirmesine ve
Gazze’deki üç kanalizasyon antma tesisinde taşmaya neden olmuştur. İntifada’dan bu
yana, ve özellikle de Hamas’ın 2005 yılında iktidara gelmesinden bu yana gittikçe ar
tan bir şekilde, uluslararası olarak finanse edilen birçok proje ertelenmiş ya da engel
lenmiştir. Danyl l i ve Yehezkel Lein, Act ofVerıgeance: IsraeVs Bombing o f the Gaza Po-
wer Plant and its Effects, Kudüs: B’tselem, 2006. Bazen İsrail, uluslararası olarak finanse
edilen su ve kanalizasyon projelerini, bunların hizmetinin yerleşimcileri de içine ala
cak şekilde genişletilmesi koşuluyla onaylayabileceğim bildirmiştir. Bu talepler hem
maddi desteği yapan topluluk hem de Filistinliler tarafından ısrarlı bir şekilde redde
dilmiş ve projelerin daha da fazla ertelenmesine ve iptal edilmesine neden olmuştur.
Zecharya Tagar ve Violet Qumsieh, A Seeping Time Bomb: Pollution o f the Mountain
Aquifer by Solid Waste, Amman, Bethlehem ve Tel Aviv: EcoPeace/Dünya Orta Doğu
Dostlan Örgütü, O cak 2006.
17 Tzafrir Rinat, “Contamination doesn’t stop at the green üne”, Ha’aretz, 14 Ağustos
2003.
18 David Ratner, “Israel plans to dump tons o f garbage in the W Bank”, Ha’aretz, 4 Ni
san 2005.
A R A BÖ LÜ M - 19 67 43
19 Büyük bir yerleşim kasabası olan Ariel’in ürettiği lağım suyunun yönü, suyun çoğu
nun Filistin kasabası Salfit’in içinden geçmesine neden olacak şekilde değiştirilmiştir.
Lağım suyu, kasaba sakinlerinin ev içinde kullandığı suların büyük bir kısmım sağ
layan pompa istasyonunun birkaç metre uzağından geçmektedir. Kasaba konseyinin
su mühendisi Salah Afani’ye göre bu lağım kanalı kuyunun sularını kirletmektedir
ve yapılan incelem eler bu suyun kirlilik düzeyinin yüksek olduğunu gösterdiğinde
bazen belediyeye, pompalama işlem inin durdurulmasının emredilmesi gerekmekte
dir. Buradaki bilgiler benim 30 Aralık 2001’de Bati Şeria’daki Salfit şehrinde Yehez-
kel Lein ile birlikte çıktığım bir turda Salah Afani ile yaptığım bir konuşmadan alın
mıştır. Bati Şeria’nın batidaki yamaçlarında Kalkilya’mn lağım sulan Duvar’m altından
İsrail'in devlet sınırlarının içine doğru akmaktadır. Tul Karem ve Nablus’un lağım su
lan ise, İsrail’in kıyı düzlükleri boyunca akıntı yönünde kıvrılan İskender Nehri’nin
sulanna karışmaktadır. Hanelerin atık sulannı endüstriyel atık sularla karıştıran la
ğım suyu daha sonra Hebron’dan [El Halil] dışanya, Be’er Sheva’mn ücra bölgelerine
doğru akarak birkaç Bedevi köyünün içinden geçmektedir. Dünya Ortadoğu Dost
lan Örgütü (FoEM E)’ne göre İsrail ve uluslararası topluluğun Hamas’ın iktidara gel
mesinin ardından benimsediği hiçbir işbirliği yapmama yaklaşımı Filistin’de kanali
zasyon çalışmalarının durumunu ciddi ölçüde kötüleştirmiş ve İsrail’in sınırlarının
içine daha fazla lağım suyunun akmasına neden olmuştur. Bkz. Tagar ve Qumsieh,
A Seeping Time Bomb.
20 Mary Douglas, Purity and Danger: An Analysis o f Concepts o f Pollution and Taboot
Londra: Routledge & Kegan Paul, 1966. [Saflık ve Tehlike: Kirlilik ve Tabu Kavram
larının Bir Çözümlemesi, Metis Yayınlan, 2007.]
44 OYUK T O P R A K LA R : İSRA İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
İsrail, pislik ve işlenm em iş atığı teşvik ederek, ayırma ve ırkçılık gibi h ij
yenik pratiklerinin daha fazla uygulanmasını talep etmeyi sürdürebilirdi.
Bu eylemlerin meşruluğu, kendi ihlaline anında verilen bir tepki olarak
tanımlanır. Bunun sonucunda, sürekli radikalleştirmeye devam eden bir
geri besleme döngüsü ortaya çıkar, buna bağlı olarak atık su, devletin sağ
lığından endişe duyan mecazi politik kavramı ve sefilliğin gerçek fizik
sel hissini çağrıştıran iki anlam arasındaki çarpışma noktasına denk gelir.
Böylelikle ayırma politikası, keskin eşyükselti eğrileri tarafından birbir
lerinden uzağa çekilen ve atık suyunun akışı ile birbirine örülen ayn bi
rim lerin meydana getirdiği oyulmuş ve bölüm lere ayrılmış bir peyzajın
oluşturduğu çehrenin ortaya çıkışını hızlandırmıştır. Ayırma duvarlarının
tam bir ayırma ilüzyonu yaratacak kadar yüksek olduğu noktalarda duvan
aşarak bu yapıların altından akan köpüklü ve koyu renkli suların yarat
tığı ince yol, paylaşılan bir ekosistem in son kalıntısı olarak kalmaktadır.
21 Kampın boşaltılmasıyla birlikte evsiz kalan Cahalin Bedevisi kabilesine ait üyele
rin yalnızca Filistin köyü Azarya’nın yanında bulunan bir atık döküm alanının yakı
nına yerleşmesine izin verilmiştir. Gideon Levy “The sewage of Ma’ale EdummmT,
Ha’aretz, 22 Şubat 1998.
A R A BÖ LÜ M - 19 67 45
22
Dominique Laporte, History o f Shit, Cambridge, MA: M IT Press, 1993, s. 56.
23
Amos Harel, “A com m unition o f careful fratemity”, Ha’aretz, 11 Şubat 2005.
46 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
[Resim 8: Şmuei HanavFnin Yahudi mahallesi, 1970'li yılların başı. Bu resim İsrail Projesi
(İP) arşivi Zvi Efrat ve Zvi Elhyanihin izniyle kitapta yer almaktadır.]
1.
1 İsrail'in topraklarına katılan alanda yaşayan Filistinlilere İsrail vatandaşı olma seçeneği
verilmiştir, ancak bunu yapabilmeleri için Ürdün vatandaşlıklarından feragat etme
leri şart koşulmuştur. 8u şartı buradaki Filistinlilerin yalnızca küçük bir kısm ı kabul
etmiştir. Buna rağmen bu Filistinlilerin tamamı kalıcı Kudüs sakinleri hâline getiril
miş ve yerel seçimlerde oy kullanmalarına izin verilmiştir. Eitan Felner, A Policy of
Discrimination, Land Expropriation, Planning and Building in East Jerusalem , Kudüs:
BTselem , 1995.
2 Şuurlar, o zamanlar Genelkurm ayın Operasyon Birimi başkanmm asistanı olarak gö
rev yapan General Rehavam Ze’evi’nin liderliğini yaptığı bir askeri komite tarafından
belirlenmiştir. Bu belirleme sürecine kılavuzluk eden kam, bu sınırların en sonunda
devletin sınırlan hâline geleceği kanışıydı. Bu noktada, bu sınırların ötesindeki her
şeyin bir banş anlaşması imzalanmasının ardından Ürdün’e geri verileceği düşünü
lüyordu. Bkz. Felner, A Policy o f Discrimination: Land ExpmpriationyPlanning and Bu
ilding in East Jerusalem , s. 10.
48 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
kısm ını, 28 Filistin köyünü, onların tarla ve bahçeleriyle çöl alanlarım tek
bir metropoliten bölge içinde “birleştirerek”, “kutsal”, “ebedî” ve “bölün
m ez” bir Yahudi başkenti hâline getirme arayışının bir yansımasıydı. Yıl
lar sonra Kudüs Belediye Başkam Teddy Kollek (kendisi 1965’ten 1993’e
kadar İşçi Partisi adına bu görevi sürdürm üştür), bu sınırlar içinde ya
kalanan uyumsuzluk hakkında şunlan söyleyecekti: “Kudüs büyük ola
sılıkla sınırlan dâhilindeki köylerde yaşayan çiftçilere kuraklık tazminatı
ödeyen tek m odem başkenttir...”3
Bundan bir sene sonra, şehir için hazırlanan yeni kentsel nazım pla
nında bugün Kudüs olarak adlandınlan kentsel birlikteliğe kılavuzluk
edecek olan temel gelişim ve “birleştirm e” prensipleri, çizim ler ve sözlü
talimatlar ile ana hatlanyla belirlendi. “[1968 nazım planının] birinci ve
en fazla önem taşıyan ilkesi, [Kudüs’ün] birleştirildiğinden... şehrin ile
ride yeniden parçalara ayrılması olasılığını engelleyecek bir şekilde inşa
edildiğinden emin olm aktır”.4 Bu nazım planının ve İsrail işgalinin kırk
yılı boyunca gelen bir dizi nazım planı, düzeltme ve güncellem enin ar
dından, işgal edilerek şehre katılan alanlarda uzaktan yönetilen on iki
hom ojen Yahudi “mahallesi” kuruldu. Bunun sebebi, şehre ek olan F i
listinli mahalle ve köyleri kuşatan ve iki eşit parçaya bölen, inşa edilmiş
bir doku hattını tamamlamaktı. Endüstriyel alanlar, yerel yönetim in yetki
sahibi olduğu alanın kenarlarındaki yeni mahallelerin ötesine yerleştirildi
ve bu şekilde şehre ucuz ve “esnek” bir iş gücü sağlayan (bu, 2 0 0 0 yı
lının sonbaharında ikinci İntifada’nm başlangıcından itibaren Filistinli
lerden oluşan iş gücünün neredeyse tamamen yasaklanmasına kadar de
vam etm işti) Batı Şeria Filistinlileri şehir dışında tutuldu. Daha dışarıda
yer alan -işçileri banndıran bir dizi banliyö, yerleşiminden oluşan, İsra
illi planlamacılar tarafından “organik duvar” ya da “ikinci duvar” olarak
adlandınlan- ikinci bir yerleşim çem beri, yerel yönetim sınırlannm dı
şına kuruldu ve böylece şehrin m etropoliten erişim mesafesi daha da ge
nişletildi. Betondan yapılmış Ayırma Duvan bugün bu “ikinci, organik
duvar”ın etrafından kıvnlmaktadır. Bu dağınık kentsel coğrafyanın tama
men farklı olan küçük parçalanın birbirine dokumak için sürekli olarak
genişleyen bir yol ve altyapı ağı inşa edildi. Böylece, etrafındaki alanlan
da içine alan “Büyük Kudüs”, Filistinlileri Kudüs’teki kültürel m erkez
lerinden izole ederek ve Batı Şeria’m n kuzeyini güneyinden kopararak
3 Şlomo Gazit tarafından yazılmış olan The Carrot and the Stick: IsraeVs policy in Judas
and Samaria, 1967-68 adlı eserden almtılanmıştır, New York: B’nai B’rith Book Ser
vice, 1995, s. 226.
4 Avia Hashimshoni, Yoseph Schweid ve Zion Hashimshoni, Kudüs Belediyesi, Mas-
terplanfor the City o f Jerusalem , 1968 (1972).
KUDÜ S: K U T S A L Ş 6 H İR İ T A Ş L A Ş T IR M A K 49
“c ' hZ &iHr* , 2 _
[Resim 9: Kudüs bölgesindeki Duvar. Kırmızı çizgi, Duvarın Kudüs'ün etrafında ve içinde
yer alan inşa edilmiş ve resm îleşm iş kısımlannı içermektedir. Noktalı kırmızı çizgi, Duvar'a
eklenmesi planlanan Ma'ale Adumim yerleşiminin etrafını saracak olan ek yapıyı temsil
eder. Koyu renkli alan Kudüs'ün yerel yönetim sınıriannın uzanabildiği tüm alanları
gösterir. Mahalleler / yerleşimler mavi ile işaretlenmiştir. Filistinlilerin yaşadığı köyler ve
kasabalar kahverengi ile gösterilir.]
1968 nazım planının özel bir kısm ı, İngiliz Mandası döneminde ge
çerlilik kazanan bir yerel yönetim yasasım konu edinen, yani şehrin ilk
askerî belediye başkanı Ronald Storrs tarafından 1918 yılında çıkarılan,
toplu olarak ve günlük konuşma dilinde “Kudüs Taşı” diye bilinen farklı
birkaç çeşit kireç taşının, şehrin dış duvarlarında kullanım ına izin verilen
tek malzeme olduğunu bildiren yerel yasayı konu edinen bir tartışmaya
ayrılmıştı.7 İsrail devletinin işgale kadarki ilk yıllan boyunca (1 9 4 8 -6 7 )
bu yerel yasa resmî olarak, özellikle de Kudüs’ün baü kısmının merkezinde
radikal bir dönüşüme uğratmıştı. Kudüs’ün savaş m ültecileri için bir va
rış noktası hâline gelmesiyle birlikte çamur, odun ve teneke ile inşa edil
miş yapılar çoğalmaya başladı. İngiliz yönetim i için, acil ilgilenilm esi ge
reken kentsel sorun, şehrin “parazitik... din adamları, bekçiler, keşişler,
misyonerler, dindar kadınlar, katipler, avukatlar ve ayak takımından olu
şan nüfusu” idi. Yahudi M ahallesi’nden, “güney-doğu Avrupa’daki şe
hirlerin son derece pis ve nahoş çirkinliği ve uyumsuzluğuna” sahip bir
getto olarak bahsediliyordu.11 Aynca onlarca yıl boyunca şehir duvarla
rının dışına dökülmüş olan atıklar, burada yapay bir topoğrafinin oluş
masına neden olmuştu.
[Resim 10: Kudüs'te bir bina 1967-72: Film kareleri, Konut ve İnşaat Bakanlığı]
11
Charles Robert Ashbee (editör), Jerusalem 1918-1920 Being the Recorâs o f the Pro-
Jerusalem Council durirıg the First Tvvo Years o f the Civil Administration, Londra: Joh n
Murray, 1924, s. 33-39.
KUDÜ S: K U T S A L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 53
görülebilen çanlar da dâhil olm ak üzere Eski Şehir içinde bulunan tüm
yeni yapıların “taş kullanılarak inşa edilmesi ve taşla kaplanması”m öne
ren bir başlangıç raporunu askerî idareye sundu.12 Dahası, M cLearîe göre
yerel yönetim , binlerce ağacın dikileceği yüzük şeklinde bir park için yer
açm ak amacıyla Eski Şehir duvarının dış sınırlarının bitişiğindeki tüm
çöpleri ve “harap binalar”ı ortadan kaldırmalıydı. Eski Şehir’in, bu yeşil
park arazisinin merkezinde yer alması sağlanarak kıym etli bir taş, Eski
Ahit’le ilişkili, sergilenebilecek, yaşayan bir arkeolojinin eseri olarak su
nulması planlanm ışa. 8 Nisan 1918 tarihinde, McLean’in şehri terk etme
sinden bir hafta sonra Storrs, Eski Şehir’in içinde ve çevresinde sürmekte
olan tüm inşaatların dondurulduğunu bildirdi. Ardından Storrs sıva, ça
mur, çadır bezi ya da oluklu demirin yapı malzemeleri olarak kullanılma
sını yasaklayarak Eski Şehir’in etrafındaki alana inşa edilen yeni binalar,
ilave yapılar ve çatılarda sadece yerel kireç taşının kullanılacağım belirt
t i . 1 3 Kendisi daha sonra Kahire’deki görevi sırasında tanıştığı, İngiliz Arts
and Crafts [Sanat ve El Sanatları] akımına bağlı bir m im ar ve “sömür
geci bölgeselcilik’in önde gelen destekçilerinden biri olan Charles Robert
Ashbee’yi, 1919 yılında şehrin korunm ası ve M cLearîin plamna uygun
olarak inşa edilmesini denedem ek amacıyla düşünülen ve yeni kurulan
Kudüs Yanlıları Dem eği’nin yöneticisi olması için şehre davet etti.
Storrs’a göre taş, Eski Ahit geleneğini somutlaştırıyordu. “Kudüs, ger
çek anlamda kaya üstüne kurulm uş bir şehirdir. Kesildiğinde yumuşak
olan, fakat kuruduğunda sertleşen bu kayadan, üç bin yıldır, zaman içinde
hava koşullarının etkisiyle mavi-gri ve kehribar sarısı bir renk alan açık
beyaz renkli bir taş çıkarılm aktadır ve bu taşla inşa edilen sağlam duvar
lar, sivri uçlu beşik kem erler yüzyıllar boyunca antik ve kutsanmış bir
geleneği korum uştur.”14 Taş kullanımıyla ilgili düzenleme, doğululaştınl-
mış yerelliğin bir imgesini kuvvedendirme çabasını içerm esine rağmen,
aynı zamanda yeni inşa edilen yapıların mali değerini de, yalnızca zen
ginlerin, İngiliz yetkililerin ve büyük denizaşırı örgüderin gücünün yete
ceği bir m iktara taşım ıştı; dolayısıyla çelişkili olarak bu düzenleme, yapı
masraflarım Kudüs’ün yerel nüfusunun ahm gücünün ötesine götürerek,
şehrin kendisine ait olduğu kabul edilen bölgesel el sanatları ve mimari
ile birlikte şehrin yerelliğini de bozdu.
12 W îlliam H. McLean, City o f Jerusalem - Town Planning Scheme, Explarıatory Note, 1918.
Ayrıca bkz. Henry Kendal tarafından yazılmış olan Jeruscdem: the City Plan. Preser-
vation and Development During the British Mandate 1918-1948 adlı eserdeki McLean
planı incelem esi, Londra: HMSO, 1948.
13 McLean, Town Planning Scheme, s. 20.
14 Storrs, Orientations, s. 44.
54 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
M cL e a riin p lan ı ve S to rrs’u n taşla ilg ili y ö n etm eliğ in in h ed efi, E sk i Şeh ri
k e n d isin i çev reley en alan lard an iz o le e tm e k v e fa rk lıla ştırm a k o lm u ş
o lsa da, Sto rrs’u n K udüs’ü terk ed işin d en o n y ıl so n ra, 1 9 3 6 Y ılı Şeh ir
Planlam a Yasası’nd a b u y ö n etm elik y erel y ö n etim b ö lg esin in tü m ü n e ve
daha ö n em lisi, E sk i Ş eh ir d u v arların ın ö tesin d ek i alan a h ızla yayılm akta
o lan y en i m ah allelere u y g u lan ab ilecek şek ild e g en işletilm işti. Bu yasa d e
ğişikliği, duvarların dışında da aynı m im ari k atılığ ı talep ed erek daha dışa
rıda y er alan m ah allelerin şeh rin g örsel k arak terin e d ah il olm asın a olan ak
tan ıd ı.15 K udüs’ü n yayılarak g en işlem esi g eçm işte 1 9 2 0 ’li y ılların g ö receli
ek o n o m ik can lılığ ı ve yapı tek n o lo jisin d ek i g elişm eler sayesin d e h ızlan
m ıştı. B eto n te k n o lo jisin in ilerlem esi ve b e to n y ap ıların daha u cu z, eri
şileb ilir ve e tk ili b ir h âle g elm esiyle b irlik te , A sh bee ve S to rrs tarafınd an
K udüs Y anlıları D em eğ i aracılığıyla d estek len en , g elen ek sel taş inşasını
vurgulayan A rts an d C rafts [San at ve E l San atları] gelen eğ i, şe h ir p lan la
m acıları ve m ü teah h id er tarafın d an topa tu tu ld u . İk in ci D ünya Savaşı ve
İn g iliz M and ası d ö n em in in so n u n a doğru şeh rin g elişm esin i talep ed en
baskılar, taş y ö n etm eliğ in d e, g örü n ü rd e k ü çü k b ir m etin sel d eğ işikliğ in
tem sil ettiğ i b ir tavize y o l açtı. B ir ö n ce k i 1 9 3 6 Y ılı Yasası “tü m b in ala
rın d ış d u v arların ın taş ile inşa edilm esi”n i talep ed erk en , 1 9 4 4 y ılın ın
n azım p lan ı, y aln ızca “ev lerin d ış du varları ve k o lo n la rı ile b ir y o lu n b i
tişiğind e o lan h er d u v an n y ü zü n ü n doğal, kare şe k li v erilm iş taşlar ile
kap lan m asın ı talep ettiğ in d e, zaten u ygu lanm akta o lan p ratik leri onay
lam ıştı [vurgu b e n im d ir].16 B u yasa d eğ işik liğ i, taşın ro lü n ü yapı m al
zem esin d en kap lam a m alzem esin e düşürdü. T aş, y en i in şaaü a E sk i Şe
h ir arasınd a g ö rsel b irlik olu ştu rm aya yarayan ve b ö y lece yerel y ö n etim
sın ırların ı g örsel o larak d oğru layan, y a p ıştın lab ilir b ir öge h âlin e geld i;
h erh an gi b ir b in a taştan y ap ılm ış g ib i görü n d ü ğü nd e, K udüs şe h rin in b ir
parçası o larak algılanıyord u . *
15 Kudüs Bölgesi İnşaat ve Şehir Planlama Komisyonu, Şehir Planlama Yasası, 1936.
İngiliz Mandası dönemine gelindiğinde gelenekselci ve m odem ist gelenekler arasın
daki çelişkiler modemizmle oryantalizmin özelliklerini birleştiren bir mimari tarz
(bu tarzın en iyi örnekleri Erich Mendelsohn’un Filistin’deki eserleridir) ile çoktan
somutlaştırılmıştı. Mendelsohn’a göre “Filistin... Arap dünyasının bir parçasını oluş
turmaktadır. Yahudinin Filistin’de karşılaştığı sorun, onun komşuları arasında nasıl
eşit bir mertebeye erişeceği, kendisinin ırk, dil ve karakterleri bakımından gerçek
ten ait olduğu gelecekteki bir Sami ulusunun bir hücresi hâline nasıl geleceği mese
lesidir.” Heinze-Greenbeıg tarafından yazılmış olan Architecture in Palestine adlı eser
den almdlanmıştır, New York: M onacelli Press, 1999. sayfalar 206-207. Ayrıca bkz.
Alona Nitzan-Shiftan, “Contested Zionism - Altemative Modemism: Erich Mendel-
sohn and the Tel Aviv Chug in Mandate Palestine”, Architectural History 39; 1996,
sayfalar 154-158.
16 Kudüs Şehir Planlama Yasası, 1936; ve Kudüs şehir planlama haritası taslağı [değişik
lik] , 1944. Aynca bkz. Arthur Kutcher tarafından yazılmış olan The New Jerusalem, Plan-
ning and Politics adlı eserdeki inceleme, Londra: Thames and Hudson, 1973, s. 51-54.
KUDÜ S: K U T SA L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 55
22 Yosef Sharon, The Supreme Court Building, Kudüs: Yad Hanadiv, Rothschild Vakfı,
1993, s. 94.
23 Meron Benvenisti, City o f Stone, The Hidden History o f Jerusalem , Berkeley ve Los An
geles: University o f Califomia Press, 1996, s. 147.
24
Aynı eserde, s. 147.
[Resim 11,12: Yukarıda: Fransız Tepesindeki Yahudi mahallesi. Altta: Doğu Talpiyot
mahallesi, 19701i yıllann başı. Resimler IPnin izniyle kullanılmaktadır]2
5
[Resim 13: Gilo'daki Konut Kümesi, 1972 (Mim ar Salo Herşman). Resim IPnin izniyle
kullanılmaktadır]
Mimari Dönüşümler
Kudüs taşı yasası, doksan yıllık tarihi boyunca farklı m imari dönem,
tarz ve modalar bağlanımda uygulanmıştı. Bu yerel yasarım özellikleri,
bunlardan herhangi birine özgü olmadığı için, bu farklı türden bağlam-
lar dâhilinde bugüne kadar farklı şekillerde kavrandı ve uygulandı. Taş,
sömürgeci bölgeselciliğin “geleneksel” bağlanımda talep edildi ve uygu
landı, m odem akım ın “uluslararası tarzı”nda olan binaların, otellerin ve
KUDÜ S: K U T SA L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 61
26 Zvi Efrat, The Israeli Project, Israeli Planning and Construction 1948-1973, Tel Aviv: Tel
Aviv Museum o f Art, 2000 (sergi olarak) ve 2005 (katalog olarak).
27 Alona Nitzan-Shiftan, “Seizing Locality injerusalem ”, Nezar AlSayyad’ın editörlüğünü
yaptığı The End o f Tradition? adlı eserde, Londra ve New York: Routledge, 2004, s.
231-255.
28 Bu dönüşümün ana kuramsal referansı, çelişkili bir şekilde Martin Heidegger’in eser
leri olmuştur. Konuyla en alakalı olan m etin Poetry, Language, Thought adlı eserdeki
“Building Dwelling Thinking” adlı bölümdür, Albert Hofetadter (çeviri), New York:
Harper Colophon Books, 1971. Bkz. bu m eselenin Nitzan-Shiftan tarafından yazıl
mış olan “Seizing Locality” adb metinde ele alınış biçim i, s. 238.
62 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Kasten yıkım
10 Haziran 1967 akşamında İsrail ordusu, henüz ateşkes ilan edilmemişken
ve hâlâ savaşın kaldırdığı sis bulutunun almadayken, Eski Şehir’in güney
doğu kenarında, Ağlama Duvan’m n hem en önünde bulunan Mağripli-
ler (kuzey Afrikalı) Mahallesi’nin tümünü dümdüz ederek İşgal Edilmiş
Topraklardaki ilk kaydadeğer kentsel dönüşümü gerçekleştirdi. Bu imha
işlem ine, Yahudi M ahallesi ile Ağlama Duvan arasmda uzanacak devasa
bir plaza için yer açm ak amacıyla başlanmıştı. Ordu tarafından hükümet
ten gelen net bir em ir olmadan girişilen bu kentsel dönüşüm, ordunun
bu işgal edilmiş alandan geri çekilm ek gibi bir niyetinin olmadığım her
şeyden iyi kanıtlamaktadır. İşgal Edilm iş Topraklardın ilk askerî belediye
başkam olan ve sonradan İsrail’in altıncı cum hurbaşkanı seçilen İrlanda
doğumlu Haim Herzog, toplamda 125 evde yaşayan birkaç bin inşam ba
rındıran yoğun nüfuslu bu m ahallenin ortadan kaldırılmasından büyük
ölçüde kendisinin sorumlu olduğunu belirtm işti: “Ağlama Duvan”m zi
yaret ettiğimizde duvara bir tuvalet eklenm iş olduğunu gördük... bunu
duvardan ayırmaya karar verdikten sonra Ağlama Duvan’m n önündeki
alanın tümünü boşaltabileceğimiz sonucuna vardık... bu, bir daha hiç ya
kalayamayacağımız tarihi bir fırsattı... 14 Haziran tarihine denk gelen bir
sonraki Cuma gününde Şavuot Bayramı’nın kutlanacağını ve birçok insa
nın dua etm ek için buraya geleceğim biliyorduk... yıkım işlem lerinin bu
zamana kadar tamamlanması gerekiyordu.”32 Dünya Siyonist Organizas
yonu başkam Haim W eizmann, 1917d e Kudüs’ü işgal etmesinden bir
kaç ay sonra İngiliz ordusuna da aynı şeyi yapması için nafile bir şekilde
yalvarmıştı. Mağripliler Mahallesi’nin ayakta kalmasıyla birlikte Ağlama
Duvan’na girişler sadece küçük ve dolam baçlı bir geçit ile yapılıyordu ve
bu da Ağlama Duvan’nda dua etm ek için seyahat eden Yahudilerle bu
bölgede oturanlar arasında gerçekleşen birçok anlaşmazlığın odak nok
tası hâline gelmişti.
Mağripliler Mahallesi’nin tamamen yıkılm asının ardından ordu, 1948
savaşmdan kaçarak Yahudi M ahallesi’ne yerleşmiş olan 3 ,0 0 0 Filistinli
m ülteciyi bölgeden çıkarmaya başladı. Yahudi Mahallesi’nin batı kısm ı
önceden Mağripli Mahallesi’nin bitişiğinde yer alıyordu ve şimdi ortadan
kaldırılmış olan bu mahalle ile Ağlama Duvan arasındaki devasa yıkım
alanına yukandan bakıyordu. Yahudi Mahallesi, 1948’de Ürdün Lejyonu
tarafından kuşatılm ış ve m ahallenin yaklaşık 2 .0 0 0 kişilik nüfusu burayı
terk etm ek zorunda bırakılm ıştı. Bunun ardından Mahalle, İsrail egemen
liğine giren alanlardan kaçan Filistinli m ültecilerin vanş noktası hâline
32
Gazit’in The Carrot and the Stick adlı eserinden alıntılanmıştır, s. 53.
64 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
yalnızca birkaç metre altında, yüzeyi kısm i olarak silinm iş bir parşömeni
andıran, kültür ve yaşamların, savaş ve imhaya dair anlatım ların üst üste
gelmesiyle oluşmuş kronolojik bir yığın olan 5.000 yıllık enkaz, toprak ve
taş tarafından sıkıştırılm ış bir şekilde durmaktadır. Araştırmalarında Eski
Ahit’i konu alan İsrailli arkeologlar, dikkaderini yakın geçm işteki, Mişna
ile ilişkili yorumsal dinî çalışmalarda bahsedilen döneme yönelterek, ge
nelde Eski Ahit’te sözü geçen zaman dilimini ve İsa’nın doğumundan son
raki ilk dört yüzyılı kapsayan Bronz ve Demir Çağlan’m n daha derinde
kalan seviyeleriyle ilgilendiler.38 Müslüman ve Osmanlı dönem lerinin üst
katmanları ise kazı ve müzelerde bir kenara atılarak sık sık durgun bir
dönemi temsil eden şeyler olarak göz ardı edildiler, “çok yeni” oldukları
iddia edilerek bir köşeye atıldılar ya da sadece çürümeye ve ufalanmaya
bırakıldılar.39 Bu, araştırmalarında Eski Ahit’i çalışan İsrailli arkeologla
rın tarihi es geçme eğilimini yansıtıyordu. Bu bakımdan İsrail arkeolo
jisin in politikleştirilm e biçim i, diğer ulusal akım ların hizm etinde olan
Press, 2000, s. 11-54. 1967 savaşından sonra bu türden ilk yerleşimlerden biri, Baü
Şeria’daki Hebron [El Halil] şehrinde, “Patrikler Mağarası” olduğuna inanılan antik
bir caminin yakınında yer alan bir bölgede oluşturulmuştur. Hebron’da daha yakın
zamanda kurulmuş Yahudi yerleşimlerinden biri, 1999 yılında “Davut’un Şehri” ol
duğuna inanılan, Bronz Çağı’ndan kalınülann bulunduğu bir arkeolojik kazı alanı
nın üzerine inşa edilmiş olan Tel Rumeyda yerleşimidir. Tel Rumeyda, İsrail yerleşim
leriyle arkeoloji arasındaki ilişkinin en somut örneğidir. Kendisi için rekabet edilen
mağaranın, yoğun nüfuslu bir Filistin mahallesinin yüzeyine çıkmasıyla birlikte bu
rası arkeolojik alan ilan edilmiş ve ordu bu alana acil ve geçici bir “kurtarma kazısı”
için derhal el koymuştur. Bunun ardından geniş bir beton çaüyı desteklemek ama-
cıyla kazının yanma kolonlar yerleştirilmiştir. Tam da bu inşanın tamamlandığı ta-
rih olan Mart 2001’de iktidara gelen Ariel Şaron’ıfn birlik hükümeti, hiç zaman kay
betmeden bir grup yerleşimcinin küçük kazı alanının üstüne yerleştirilmiş çatının
üzerine, yedi adet tekerlekli evden -a ltı yeni oda ve bir Tevrat çalışma salonu - olu
şan küçük bir yerleşimci kampı kurmasına izin vermiştir. Shimon Riklin, Israeli His-
tory in Palestinian Hands, Makor Rishon, 11 Eylül 1998; Gideon Samet, “The hidden
threat of the outposts”, Ha’aretz, 23 Ekim 2002; Akiva Eldar, “Unnatural Growth” ,
Ha’aretz, 1 Mayıs 2001; Nadav Shragai, “Tel Rumeida getting permanent housing”,
Ha’aretz, 3 Eylül 2002; Nadav Shragai, “Sharon orders new Hebron Jew ish housing”,
Ha’aretz, 19 Kasım 2002.
38 İsrail’de Eski Ahit dönemi arkeolojisi alanında kronolojik sınıflandırma ulusal önem
kazanmıştır. Bronz Çağı “Kenardılar dönem i” olarak adlandırılırken, Dem ir Çağı
“İsrailliler dönemi” olarak adlandırılmıştır. Bkz. Colin Renfrew ve Paul Bahn, Archa-
eology; Theories, Methods and Practice, Londra: Thames and Hudson, 2000, 20-25.
39 Neil Asher Silberman, Between Post and Present: Archaeology,; Ideology and Nationalism
in the Modem Middle East, New York: H. Holt, 1989; Shulamit Geva, “Biblical Arc
haeology as its Infancy”, Zmanim sayı 4 2 ,1 9 9 2 ; Nadia Abu El-Haj, Facts on the Gro-
und: Archaeological Practice and Territorial Self-Fashioning in Israeli Society, Chicago:
University of Chicago Press, 2001.
KUDÜ S: K U T SA L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 67
43 İsrail’de Eski Ahit arkeolojisi, 19501i yıllarda İsrail Savunma Kuvvetlerinin ikinci
Genelkurmay Başkam Yigal Yadin’in liderliğinde ortaya çıkmıştır. Daha yeni oluş
maya başlayan İsrail toplumuna 1948 Bağımsızlık Savaşinm paraleli niteliğinde olan
tarihsel olaylar kazandırm ak isteyen Yadin, kazı çalışm alarım Eski Ahit’te geçen,
İsrailoğullarinın Kenan'daki “İşgal ve Yerleşim” dönemine, Birinci ve İkinci Tapınak
dönemlerinin kralları tarafından yapılan savaşlar ve devasa savunma yapılarına ve
kazılardan önce ya da sonra epik ulusal m itoloji alanları olan yerlerde (Hazor, Me-
giddo ve Massada) gerçekleşen Bar Kokhba ayaklanmasına odaklamıştır. Yadin, 1967
savaşmdan üç yıl sonra Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nde Arkeoloji Enstitüsü Baş
kam olmuş ve bu görevdeyken daha yeni işgal edilmiş bölgelerde birkaç kazı çalış
masına önderlik etmiştir. Bu yılların önde gelen asker-arkeologlanndan biri de Moşe
Dayan olmuştur. Ordudaki kariyeri ve Savunma Bakam olarak görev yaptığı dönem
boyunca arkeolojiyle kişisel bir uğraş olarak ilgilenmiştir. 1967 yılından sonra Dayariın
faaliyederi, 1974’e kadar onun Savunma Bakam ölarak doğrudan yönetebildiği İşgal
Edilmiş Topraklar’a yayılmıştır. Dayan, Batı Şeria, Gazze ve Sina'nın çeşidi bölgele
rinde yer alan otuz beş kazı alanım talan ederek, bulunan arkeolojik objeleri askeri
görevliler, helikopterler ve kamyonlar aracılığıyla Tel Aviv’in banliyölerinden birinde
yer alan evine taşıttırmıştır. Neil Asher Silberman, A Prophetfmm Amongst You: The
Life o f Yigal Yadin: Soldier, Scholar, and Mythmaker o f Modem Israel, Boston, MA: Ad-
dison Wesley Publishing, 1993; Raz Kletter, “A Very General Archaeologist: Moshe
Dayan and Israeli Archaeology”, The Journal o f Hebrew Scriptures, 4, 2003; Shabtai
Teveth, Moshe Dayan, New York: Quarter Books, 1972, s. 202.
44 Neve Gordon, IsraeVs Occupation: Sovereignty, Discipline and Contrvl, Berkeley, CA:
Califom ia University Press, 2008 (bölüm beş). Uluslararası yasaların işgal edilmiş
bölgelerde arkeolojik kazılar yapılmasını ve buluntuların bu bölgelerden dışan çıka
rılmasını yasaklamasına rağmen 1967 yılından bu yana Batı Şeria’da yaklaşık 5.000
arkeolojik kazı çalışması yapılmıştır. Birinci İntifada'nm ardından İsrailli akademis
yenler, Batı Şeria’da kazı çalışmaları yapmaktan kaçınmaya başlamış ve kazıların bü
yük bir kısm ı son yirmi beş yıl boyunca İzak M ageriin işgal ettiği bir görev olan, or
dunun 'arkeoloji kurmay subayı’nm önerliğinde yapılmıştır. Bkz. Meron Rapoport,
‘Buried treasuıe that’s kept in the dark', Ha’anetz, 17 Aralık 2006.
45 Shulamit Geva, Biblical Archaeology, s. 93.
KUDÜ S: K U T S A L ŞE H İR 'İ T A S L A Ş T IR M A K 69
44 Nadia Abu El-Haj, Facts on the Grmmd, Arthaeological Practice and Territorial Self Fas-
hioning in Israeli Society adlı eserden almtılanmışnr, Chicago: University of Chicago
Press, 2001, s. 182.
47 “The Restoration o f the Hurva: a Symposmm”, David Casuto’nun editörlüğünü yap-
üğı The Hurva Reconstructed: Comments and Criticisms on the Restoration o f the Syna-
gogue o f “Hurvat Rabi Yeduda Hahasid" adlı eserde, Kudüs: Eğitim ve Kültür Bakan
lığı, 1970.
48 Shimon Gardi, “Rehabilitation of the Jevvish Quarter”, Harlap’m Israel Builds adlı ese
rinde, s. 161; Peter Bogud, “The Caıdo - the Jew ish Street and Habad Road”, Harlap’m
Israel Builds adlı eserinde, s. 173.
70 I O Y U K T O P R A K L A R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
i
şekilde dikey olarak genişletildi.49 Bazı durumlarda yeni evlerin üst kat
lan bu evlerin arkeolojik ayak izlerinin gerçek anlamda birer uzantısı
hâline gelirken bazı binalar, alt katlannda eski taşlar, üst katlannda ise
yeni taşlar kullanılarak inşa edildi: diğer binalar yalnızca eski gözükecek
şekilde inşa edildi.
50 Ram Karmi, “Human Value in Urban Architecture”, Harlap’m Israel Builds adlı ese
rinde, s. 31. Karmi’nin yakın geçmişte yayımlanan bir kitabında bu kavramların ba-
zılan tekrarlanmaktadır: Ram Karmi, Lyric Architecture, Tel Aviv: Ministry of Defense
Press, 2001 [İbranice].
51 Karmi, Human Value, s. 31.
52 Aynı eserde, s. 35.
53 Nitzan-Shiftan, “Seizing Locality”, s. 242.
72 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
54 Abu El-Haj, Facts on the Ground, s. 153. Aynı zamanda bkz. Gil Eyal, “Betvveen East
and West: The Discourse on the ‘Arab Village’ in lSrael”, (ed.) Yehuda Shenhav, Colo-
niality and the Postcolonial Condition: Implicationsfor Israeli Society, Kudüs: Van Leer
Enstitüsü ve Hakibutz Hamuhad Yayınevi 2004, s. 208, 2 1 7 ,3 9 -5 5 (İbranice).
55 EUa Shohat, Forbidden Reminiscences, A Collection o f Essays, Tel Aviv: Kadem Pub-
lishing, 2001, s. 321. Moşe Dayan benzer şekilde gençliğinde, yetiştiği yerleşim olan
Moşav Nahalal’ın yakınlarında topraklarım bir çift öküzle süren Filistinli çiftçilerin,
ona zaman içinde yerlerinden edilmiş, Kitab-ı Mukkades dönemine ait kişiler olarak
göründüğünü ve “İsrail ulusunun ataları ve kahram anlan”m akla getirdiğim anlat-
mıştır. Moşe Dayan, Living m th the Bible, New York: W Morrow, 1978.
56 Bemard Rudofsky, Architecture mthout Architects: A Short Introduction to Norı-Pedigreed
Architecture, Albuquerque, New Mexico: University of New Mexico Press, 1987 [1964].
Bu eserin kaliteli bir analizi için bkz. Felicity Scott, “Bemard Rudofsky: Allegories of
Nomadism and Dwelling”, Sarah Goldhagen ve R6jean Legault tarafından yazılmış
olan Arvcious Modemisms: Experimentation in Postwar Architecturcd Culture, Cambridge
MA: M IT Press ve Montreal: Kanada M imarlık Merkezi, 2000, s. 215-237; Felicity
Scott, “Undemeath Aesthetics and Utility: The Untransposable Fetish o f Bemard Ru
dofsky”, Assemblage 38, Nisan 1999 s. 58-89; Felicity Scott, “Revisiting Architecture
without Architects”, Harvard Design Magazine, Güz 1998, s. 69-72.
KUDÜ S: K U T S A L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 73
Ma’ale Adum iırii planlamak için yurtdışında çalışarak geçirdiği bir döne
m in ardından İsrail’e dönmüş olan bir diğer Londra AA M im arlık Okulu
mezunu Thom as Leitersdorf tarafından yapılan şu gözlemde kısa ve öz
bir biçim de anlatılmıştı: “güzellik bakım ından onlar [Filistinliler] bizden
çok daha ilerideler! ‘Mimarsız Mimari’ - bu Arap köyünün kendisi, bu
da güzelliği... Ben Arap köylerinin m orfolojisine im renerek bakıyorum.
Arap köyünün güzelliği onun biriktiren ve bir biçim de akıldışı olan do
ğasında yatmaktadır... bu, her zaman, bir m imarın devreye girmesinden
daha iyidir çünkü köylülerin aksine m antıksal bir şekilde çalışmak zo
runda olan m im arın yaptığı tek şey, birçok şeyi berbat etm ektir...”57 Lei
tersdorf ve çağdaşlan, Filistin’deki köylerin modernizasyonunu -karm aşık
bir sosyo-politik varlık olarak gelişimi, tarımsal ekonom isinin yan-kent-
sel bir ekonom iye dönüştürülmesi, geleneksel taş ile inşa etme yöntemi
nin ve hatta, daha ironik* olarak, İsrail’in kültürü, ekonom isi, mimarisi
ve inşa tekniklerinin terk edilm esi- büyük ölçüde göz ardı etmeyi sür
dürdü. Ancak Leitersdorf, Filistin’deki köyleri, kaçınılm az olarak kalıcı
bir rom antik çağdışıhğa, “ilerlem e” okyanusu içinde bir “gelenek” adası
olmaya m ahkûm eden58 oryantalist bakışının ötesinde, kendi eserlerin
deki çelişkiyi görememişti: Filistinlilerin yaşadığı köylere tepeden bakan,
onun tasarladığı binalar, bu köylere geri dönülmez bir şekilde hasar ve
ren şeyin ta kendisiydi.
Kudüs’teki Yahudi Mahallesi’nin “yeniden inşa”sınm sonunda orijinal
binaların yalnızca yüzde 20’lik bir kısm ı gerçek anlamda korunmuştu.
Geri kalan binalar hüküm etin buraya daha fazla insan yerleştirme hede
fine uygun bir şekilde daha fazla kadı olarak yeniden inşa edildi. Bugün,
üçte birlik bir kısm ı dünyanm her yerinden gelen y eşim öğrencilerinden
oluşan 4 .5 0 0 ’den fazla kişi, Yahudi Mahallesi’nde yaşamaktadır. Buranın
sakinlerinin çoğu ulusal-dindar Yahudi’dir ve birçoğu da ABD’den gel
miştir, ancak “şehir m erkezine geri dönüş” kültüründen etkilenen birkaç
sanatçı ve m imar da buraya taşınanlar arasında yer alır. Bu son bahsetti
ğim türdeki yerleşimcilere bir örnek mimarlar Moşe Safdie ve sonradan
Kudüs Bölgesi’nin Baş M im an olan, Paris ve Roma’da okuyup çalışarak
geçirdiği zaman diliminden sonra 1977 yılında İsrail’e geri dönen Elinoar
Barzacchi’dir. Barzacchi, yakın geçm işte buraya yerleşme kararını şöyle
açıkladı: “Ben Avrupa’dan yeni gelmiştim ve Kudüs’te yerleşebileceğin en
57 Eran Tamir-Tawil, “To Start A City From Scratch: An lnterview with Architect Tho
mas M. Leitersdorf’, Rafi Segal ve Eyal Weizman’m editörlüğünü yapüğı A Civilian
Occupation, The Politics o f Israeli Architecture, Tel Aviv ve Londra: Verso Press ve Ba-
bel Press, 2003, s. 160.
58 Gil Eyal, “Arab Village”, s. 208.
harika yerin Eski Şehir olduğunu düşünüyordum. Roma’da Eski Şehir’de
oturuyordum. Paris’te ise Montmartre’da yaşıyordum. Burası, Yahudi Ma
hallesi, olabildiğince otanük ve çokkültürlü olan en Kudüs’lü mahalle
gibi görünüyordu bana.”59
[Resim 16: Porat Yosef İlahiyat Akadem isi'nin Yahudi Mahallesinde Ağlam a Duvarina yu
karıdan bakan m odeli 1 9 7 0 (Mim ar M oşe Safdie). Resim IPnin izniyle kullanılmaktadır]
59 Esther Zandberg, “Stepping down off the fence”, Ha’aretz, 18 Nisan 2006.
Eski Şehir'in Yeniden Üretimi
Yahudi M ahallesinin “yeniden inşa edilmesi”ne olanak tanıyacak şe
kilde Filistinlilere ait mülklere el koyma işlem i, kentsel alanın periferi-
sinde gerçekleşmeye başlayan bir el koyma dalgası ile aynı zamana denk
gelmişti. Devlet tarafından el konan toprakların üçte birinden fazlası “ka
musal ihtiyaçlar”ı karşılama bahanesiyle Filistinli sahiplerinin elinden Ya
hudi mahaUelerinin kurulması ve genişletilmesi için alındı. Burada “kamu”
terim inin kullanım ı her şeyden önce hüküm etin politik taraflılığım açığa
çıkarmaktadır: el koyma işlem lerine zorla maruz kalan “kam u” her za
man Filistinlilerden, el koyma işlem lerinin tadını çıkaran “kam u” ise her
zaman yalnızca Yahudilerden oluşuyordu.60
Yahudi M ahallesi yeniden inşa edilm esine rağmen, Kudüs’ün şehir
merkezi merkezkaç kuvveden tarafından parçalara ayrıldı. Savaştan on yıl
sonra, 1977 yılında sağcı Likud Partisi, İşçi Partisi’nin ardından iktidara
geldiğinde, aşağı yukan 50.000 İsrailli Yahudi İsrail’e çoktan katılmış olan
işgal edilmiş topraklann sınır bölgelerindeki yeni Yahudi yerleşimlerine
çoktan yerleşmişken, Yahudi Mahallesi yaklaşık olarak 4 .0 0 0 kişiyi ba-
nndm yordu.61 Şehirde yaşayan ve şehrin baü kısm ındaki aşın kalabalık,
çok sayıda etnik grup içeren ve birçok tartışmaya konu olan eski mahal
lelerine şüpheyle yaklaşan Yahudi sakinler, banliyölerin etnik, kültürel ve
sosyal hom ojenliğini tercih etti. Bu banliyö konudan, doğalan, ekonomi
leri ya da merkezden uzakhklanndan dolayı değil de, hâlâ Kudüs yerel
yönetim alanının çok genişleyen sınırlarının içinde yer almalan nedeniyle
“yerleşim ler” yerine “kentsel m ahalleler” olarak adlandınlıyordu.
60 Yüksek Adalet Mahkemesi 5601/94, “Odeh Aida Abu Tier ve d. v. The Prime Minis-
ter ve d.” 1994 yılında İsrail Yüksek Adalet Mahkemesi, avukat Daniel Seidemann ta
rafından Arap mahalleleri Umm Tuba ve Bet Sahurdun sakinleri adına mahkemeye
sunulan bir dilekçenin ardından Doğu Kudüs’teki ayrımcı el koyma politikasını ele
almak için devreye girmiştir. Bu dilekçe, 1991 yılının Nisan ayında sonradan “Har
Homah” olarak bilinen yeni bir Yahudi mahallesi inşa etmek amacıyla el konan ara
ziyi ilgilendiriyordu. Bkz. Lein ve Weizma, Land Grab.
61
Lein ve Weizman, Land Grab.
76 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
62 Yaski & Co. M im arları, “Gilo, Housing Cluster 7, in Harlap”, Israel Builds, s. 206-
207.
KUDÜ S: K U T SA L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 77
varolan topoğrafisinin şeklini almış çok sayıda küçük teraslı evin bir araya
gelmesiyle oluşmuş biçim siz, sınırsız kümeler... sözümona ‘bölgesel’ bağ
lantıların etkisi altında kalm ış ‘bağlamsal’ mimari, duygulara hitap eden
binalar, antiklik ve ulusal köklerle olan ilişkiyi somutlaştıran Doğu’nun
ve Akdeniz çevresinin bir taklidi olan sahte tarihi ürünler.”63 Bu mimari,
daha sonra, olayların seçm eci bir tavırla bir araya yığılması ve öğelerin
bir müzedeki gibi düzenlenmesi aracılığıyla yeni bir ulusal kim liğin sağ
lam bir bütün hâline getirilmesi ve genişletilmiş olan şehrin yerlileştiril-
mesi için gerekli görülen hayalî görüntüyü sağlayacaktı. Bu söz konusu
mimari, merkezden uzakta yer alan ve yeni inşa edilmiş olan banliyölerin
her birini “Yahudi halkının birleşik ebedî başkenti”nin sınırlarının içine
ve böylece de çoğu İsrailliye göre, müzakere masasının uzağına konum
landırdı. Böylece ismiyle, mimarisiyle ve yapılarında taş kullanılmasıyla
Kudüs adı verilen her yer,‘İsrailli ortak görüşün kalbine yerleşti. Gerçek
ten de, 2 0 0 0 yılının Temmuz ayında Camp David’deki görüşmelere katı
lan İsrail müzakere ekibi, Kudüs’te bulunan ve İsrail’in el koymasından
önce Filistinlileri barındıran mahalle ve kentsel köylerin iade edilmesini
talep eden öneriyi Clintorim prensipte kabul etmesine rağmen, Kudüs’ün
İsrail’de “Yahudi Kudüs” olarak bilinen, merkezden uzaktaki taş kapla-
malı banliyö m ahalleleri üzerinde egemenliğin sürdürülmesinde ısrar et-
tiler. Askerî bir kom ite tarafından tasarlanmış olan sınırlar, görsel olarak
öylesine yerlileştirilm iş ve kültürel olarak o kadar doğallaştınlmıştı ki, bu
sınırların içine inşa edilmiş devlet konut projelerinin reddedilmesi ya da
ortadan kaldınlm âsı politik olarak çekişm eli bir “Kudüs’ü bölm e” eylemi
hâline gelmişti. Dolayısıyla bugün Kudüs olarak bahsedilen alandaki ko
lonilerin bağımsızlaştmlmasım amaçlayan her girişim, Kudüs’ün genelin
deki Yahudi mahalleleri/yerleşimlerin sekülerleştirilm esini içeren ve bu
yerlerin doğallaştırılmasını önleyici bir süreç ile başlamahdır.
Demografik Mimari
Birçok kolonyal şehirde olduğu gibi Kudüs’te de, yerli sakinler için,
sım r polisi tarafından m ahalleler arasındaki beklenm edik kontrol nokta
larıyla idare edilen, karanlık anklavlar mevcuttur. Yahudi sakinlerin ak
sine, Kudüs’ün Filistinli sakinleri için yaşadıkları alanları terketm eleri
dışında bir şey planlanmamıştı. Şehrin yerel yönetim sınırlan dâhilinde
63 Efrat, Israeli Project, s. 935. Şehir duvarlarının dışında yer alan “Davud’un Köyü” ma
hallesi, mimar Moşe Safdie tarafından bu eğilimi sergileyecek şekilde neo-oryantal bir
tarzda, zengin yabancıların yerleşeceği bir Eski Ahit dönemi köyü olarak tasarlan
mıştır. Bu mahalle iki ya da üç kadı teraslı binalar, farklı çeşideıde kubbeler, kemer
ler ve “Davud’un tadı sesi” ya da “sürülerin çobam” gibi adlara sahip sokaklar içer
mektedir.
78 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
64 Yerel Planlama ve İnşaat Komitesi toplantı tutanakları, Eitan Felner tarafından yazıl
mış olan A Policy o f Discrimination: Land Expropriattorı, Planrıing and Building in East
Jerusalem adlı eserden alıntılanmış tır, Kudüs: B’tselem, 1995.
65 Bu politikaya son zamanlarda yapılan göndermeler için bkz. Kudüs İsrail Çalışma-
lan Enstitüsü, The Jerusalem Metropolis - A Master Plan and Delevopment Plan, Ku
düs, 1994 ve Kudüs Belediyesi, Jerusalem City Plan 2000.
66 Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü. (Statünün tamamı için bkz.: http://www.
un.org/law/icc/statute/romefra.htm.) Madde 8.3.b.viii, “İşgali gerçekleştiren gücün do
laylı ya da dolaysız olarak kendi sivil popülasyonunun belli parçalanın, işgal ettiği
bölgeye aktarması ya da işgal edilen bölgenin popülasyonunun tamamı veya bir kıs
mım bu bölgenin içine ya da dışına taşıması veya kovması”nı yasaklamaktadır.
67 İnşa edilmiş çevrenin, bilgisayar ekranlannda, çizim masalarında hazırlanan plan
larla düzenlenmesiyle bağlantılı olduğu düşünülen suçlar, mimarlar/planlamacılann
ilk defa uluslararası bir mahkemede sanık koltuğuna oturtulmasını gerektirebilir. İs
railli Başsavcı Elyakim Rubinsteiriın İsrail’de Knesset’e “her binanın (İşgal Edilmiş
Topraklardaki) bir savaş suçu olarak görülmeye başlanmasını” ve İsrailli planlama
cılar, mimarlar, inşaatçılar, inşaat malzemesi tedarikçileri ve yerleşim sakinlerinin
suçlanmasını engellemek için ICC’ye resmî onay vermekten kaçınm asını ısrarla tav
siye etmiştir. O dönemde Dışişleri Bakanhğı’nda yasal danışman olarak görev yapan
KUDÜS: K U T SA L ŞEH İR'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 79
Ailen Baker, bu durum u daha cesur ifadeler kullanarak dile getirm iştir: “Başbakan
dan İsraiT’de yaşayan herkese kadar, vatandaşların işgal edilmiş topraklara yerleştiril
m esi karannın verilm esinde rol oynayan her bir kişinin tutuklanm ası m üm kündür.”
O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 17: Üstte: Q lo mahallesinin modeli (Mimarlar Avraham Y asla Yaakov Gil, Yosef Sı
van). Altta* GHo'yu konu alan bir tasanm toplantısı 19701i yılların başı. Merkezde duran
eliyle bir çizime işaret eden kişi daha sonradan bu tasanm ı ile İsrail Ödülünü alan takım
lideri Avraham Yastfdir. Ram Karmi (güneş gözlüklü ve uzun favorili) resmin merkezinde
oturur hâlde görülebilir.]
68 Nathan Marom, The Planrıing Dreadlock: Planning Policies, Land Regularization, Buil-
ding Permits and House Demolition in East Jerusalem , Kudüs: Bimkom-Planlama Hak
lan Yanlısı Planlamacılar ve Ir Şalem, 2004 (tbranice). Bu raporun bir özeti İngilizce
olarak yayımlanmıştır, bkz. Nathan Marom, “The Planning Dreadlock: House Demo
lition in the Palestinian Neighborhoods of East Jerusalem ”, Philipp Misselwitz ve Tim
Rieniets’in editörlüğünü yaptığı City o f Collision adlı eserde, Basel ve Londra: Birkha-
user, 2006, s. 347-352.
69 Mimar Nathan Marom tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 18.000’den fazla bina
-D oğu Kudüs’te Filistinlilerin yaşadığı konut birim lerinin y an sı- “yasa dışı” olarak
inşa edilmiştir. 1987 ila 2004 arasında bu evlerin yaklaşık 500’ü yıkılmıştır. İkinci
İntifada’nm başlangıcından bu yana yıkım oram artış göstermiştir: yalnızca 2004 yı
lında 120 ev yerle bir edilmiştir. Bkz. Nathan Marom, The Planning Deadlock. Aynı
zamanda bkz. Rassem Khamaisi, “Villages under Siege”, Missehvitz ve Rieniets’in
KUDÜ S: K U T S A L ŞE H İR 'İ T A Ş L A Ş T IR M A K 81
70 Rassem Khamaisi ve Rami Nasrallah, The Jerusalem Urban Fabric: Demography, Infrast-
ructure and Institutions, Kudüs: International Peace and Cooperation Çenter, 2003, s.
126. Aynca bu eserin özederi için bkz. Rassem Khamaisi, “Villages under Siege”, ve Ras
sem Khamaisi ve Rami Nasrallah, “Jerusalem: From Siege to a City’s Collapse?”, Missel-
witz ve Rieniets’in editörlüğünü yaptığı City of Collision, s. 120-129 ve s. 163-169.
71 Sarah Kaminker, Planning and Housing Issues in East Jerusalem , Kudüs: Report Pre-
pared for the Society of St. Yves, in Response to High Court Petition 1091/94, 1994,
s. 15. Felner tarafından yazılan A Policy o f Discrimination adlı eserden almtılanmışür.
[Resim 18: Kudüs (kuzey). 1. Scopus Dagı'ndaki İbrani Üniversitesi; 2. Fransız Tepesindeki
Yahudi mahallesi; B. Hükümet binalanna aynim ış bölge; 4. Şuafat Tepe Dizisindeki Yahudi
mahallesi; 5. Ram ofdaki Yahudi mahallesi; Şuafat mülteci kampı; 7. Anata'daki Hlistin ma
hallesi; 8. Beyt Hanina'daki Filistinli mahallesi; 9. Pisgat Z e rd e k i Yahudi mahallesi; 10. İs-
sawa'daki Hlistin mahallesi; 11. Filistinlilerin bina inşa etmesinin yasak olduğu bölge olan
"A pk Yeşil Alan"; 12. Erich Mendelsohn'un Hadassah-İbrani Üniversitesi hastane kompleksi;
13. Kudüs çevre yolunun tünel ağzı; 14. "Dikey kavşak"; 15. Şuafaftaki Hlistin mahallesi;
16. Eski Kudüs-Ram allah yolu]
1 Popülist görüş ve tavırlara yakın olan İsrailli politikacılar, 1949 yılının ateşkes şuur
larım rutin bir şekilde devletin varlığım tehdit eden bir tehlike olarak tarif etmişler
dir. Savaş karşıtı olduğu iyi bilinen Dışişleri Bakam Abba Eban dahi -sonradan bu
sözünden geri adım atacak olsa b ile - İsrail’in uluslararası sınırlarının “Auschwitz
hatlarTndan başka bir şey olmadığım dile getirmiştir. Benny Morris, Righteous Victims,
Londra: Jo h n Murray, 2000, s. 308. 1967 savaşından önce ikinci bir Yahudi Soykı
rım ı yapılacağına yönelik korkuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için bkz. Idith Zer-
tal, Death and the Nation: History Memory Politics, Or Yehuda: Dvir Publishing House,
2002. “Savunulamaz hatlar” algısı, dönemin askerî gerçekliklerini tam olarak yansıt
mıyordu. Moşe Dayan, bununla ilgili olarak şu noktaya dikkat çekmişti: “Şam’dan
Tel Aviv’e giden yol, Tel Aviv ile Şam arasındaki yoldan kısa bir yol değildir.” Mar
tin van Creveld tarafından yazılmış olan Deferıding Israel adlı eserden alınnlanmıştır,
New York: St. Martin’s Press, 2004, s. 9.
90 İ O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
2 Ateşkes sınırlan, Yahudilerin kutsal saydığı alanlann birçoğunu içerm elerine rağmen
Kutsal Topraklarin Eski Ahit’te geçen tanımlarından hiçbiriyle uyumlu değildi. Azami
biçimlerinde bu hatların genelde kuzeyde Fırat Nehri’nden güneyde Sina’ya, doğuda
Ürdün’ün çöl alanlarına ve baüda Akdeniz’e uzandığı düşünülmüştür.
3 Allon planının politik ana hatlan, Batı Şeria’da Ürdün Vadisi boyunca yaklaşık yirmi
kilometre genişlikte bir şeridi İsrail topraklarına katma ve Kudüs’ün içinden geçe
rek burayı İsrail’in kıyı düzlüklerine bağlayan bir taşıma koridoru oluşturma arayı-
şmdaydı. Bu planı hazırlayanlar, bu iki toprak parçasının ileride en sonunda Ürdün
Krallığı ile birleştirileceğim, özerk bir Filistin bölgesi hâline geleceğini düşünüyor
lardı. Allon planı ayrıca, Ban Şeria’da bundan başka iki alanı - Siyonist yerleşimlerin
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 91
nüfuslu olduğu gerçeği, savaş sırasında yeni sınır çizgilerini koruma al
tına almak isteyen İsrail ordusunun Ürdün Vadisi’ndeki Filistinli köyle
rini (Eriha şehri hariç), Golan Tepeleri’ndeki Suriyeli köyleri ve kasabala
rıyla Bedeviler dışında Sina’daki tüm Mısır vatandaşlarının yaşadığı yerleri
boşaltıp ortadan kaldırmasından kaynaklanıyordu. Allon, genelde kurak
olan, İsrail’in yoğun nüfus m erkezlerinden uzakta kalan ve şimdi seyrek
bir nüfusu banndıran bu kara şeride NAHAL Birlikleri -İsrail Savunma
Kuvveden (ID F)’nin yerleşim k o lu - tarafından kullanılacak birkaç sayıda
yan-askerî üssün yanı sıra bir dizi tanm a dayalı Kibutz ve Moşav yerleşi
m inin kurulm asını teklif etti.*4 Allon planı, hüküm et tarafından asla resmî
olarak desteklenm em esine rağmen, İsrail işgalinin ilk on yıknda İşçi Par
tisi iktidarlan tarafından aşamalı olarak uygulamaya kondu. Batı Şeria’nm
en doğusundaki sınır bölgesinde bulunan Ürdün Vadisi yerleşimleri, bu
sının Ürdün Nehri boyunca sağlamlaştırıp daha güvenli bir hâle getirme
işlevi görecekti. Bu yerleşim lerin kurulması, İşçi Siyonizmi’nin yenilen
mesi ve bu hareketin taşıdığı tanm sal öncülüğün yeniden canlandırıl
ması olarak algılandı. Kuraklığın baskın olduğu bu manzarada dağdaki
su havzasından aşın derecede su çekilm esiyle sürdürülen tanm , yaygın
bir Siyonizm sloganına göre “çölün çiçek açmasını sağlama”ya yönelik bir
girişim olarak görülüyordu.5 Ürdün Vadisi, askerî üsleri ve tanmsal yer
leşimleri birbirine bağlayan dört paralel yolun böldüğü karma bir askerî/
sivil savunma alanı olarak düşünülmüştü. Doğudan zırhlı araçlarla yapı
lacak bir işgal girişiminde, vadinin ekin ekilmiş tarlalanna su basılabilirdi
ve yerleşimler, ordunun organize olmasına ve bu işgal kuvvederini İsrailli
kuvvedere ayrılmış belli ateş alanlanna yönlendirmesine olanak tanıyacak
savunulabilir konum lar hâline gelerek sağlamlaşacaklardı. Dahası, Allon’a
göre bu bölgeye askerî üsler yerine sivil bir nüfusun konumlandırılmasının
1948 savaşında ele geçirildiği Kudüs’ün güney batısındaki Etzion Yeleşim Bloğu ve
Doğu Kudüs’ün Arapların yaşadığı k ısm ı- İsrail topraklarına katmak istiyordu. 1967
ila 1977 arasında Allon planına uygun olarak Ürdün Nehri boyunca on beş, Golan
Tepeleri’nde yirmi ve Sina Çölü’nde beş yerleşim inşa edilmiştir.
4 NAHAL, “Noar Halutzi Lohem”in (Savaşçı Öncü Gençlik) İbranice kısaltmasıdır. NA
HAL, askerlik görevini savaş biriminde yapmayı, askerlik görevim yeni bir yerleşim
kampında sivil olarak yapmayla birleştiren bir askerî birliktir. Bu birliğe üye olan as
kerler, günün sekiz saatim çiftçilik yaparak, geri kalan birkaç saati ise tatbikat yapa
rak geçirirler.
5 Su havzalarının fazlalaşan kullanımı, dağ sırasındaki Filistinli yerleşimlerini olumsuz
etkilemiştir. Ürdün Vadisi’ndeki 6.200 yerleşimcinin su tüketimi, Ban Şeria’mn Filis
tinli nüfusunun tamamının evsel ve kentsel su tüketim inin yüzde 75’ine eşitti. Bkz.
BTselem , Not Even a Drop, The Water Crisis in Palestinian Villages Wıthout a Water
Network, Temmuz 2001, www.btselem.oig.
arkasındaki neden, İsrail’in bu sınır bölgesini topraklarına katmadaki po
litik kararlılığım kanıtlamaktı.
[Resim 21: Bar Lev Hattfnın inşası, 1971 dolaylarında. Film kareleri, IDF film birimi.
Resimler IPnin izniyle kullanılmaktadır]
[Resim 22: Ariel Şaton, Güney Kom utanlığı Başkom utanı (sıranın sonunda, solda); Hakti
Bar Lev, Genelkurmay Başkanı (ortada, solda); ve David ben-Gurion, Bar Lev Hattfnda
Süveyş Kanalı, 1971]
Ne var ki Bar Lev Hattı, planlanmış bir inşa sürecinin sonucu olmak
tan ziyade, küçük adımlarla ilerleyen bir evrimin -A dan’m , askeri kuv
vetleri devam lı top ateşinden korum aya yönelik sistem im temel alan
bir dizi “çözü ıri’ü n - sonucuydu. 1968-71 yıllan arasında gerçekleşen,
sonradan “Yıpratma Savaşı” olarak bilm en yoğun ve şiddetli çatışma
lar sırasında Hat, muazzam bir altyapısal girişim hâline geldi. 20 metre
6 Avraham Adan, On Boih Sides o f the Suez, Kudüs: Idanim ve Yediot Ahronot edisyon-
lan, 1979, s. 47 [İbranice].
94 O YUK T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
7 Korgeneral Saad El Şazli, The Crossing o f the Cemal, San Francisco: American Mide-
ast Research, 2003, s. 329. 1983 yılında Şazli, iddiaya göre bu kitapta askerî sırlan
ortaya döktüğü, ancak aslında Sedat'ı ve İsrail ile Mısır arasındaki banş sürecini üstü
kapalı bir şekilde eleştirdiği için Mısır’da bir askerî hapishanede gıyabında üç yıl kü
rek cezasına çarptırıldı. Şazli 1992 yılında, Cezayir’de sürgünde geçirdiği on yılın ar
dından Mısır’a geri döndü ve tutuklandı.
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 95
içindeki su, “ikinci engel ise düşman tarafından inşa edilmiş, doğu kıyısı
boyunca uzanan devasa kum tepesiydi. Altı yıl boyunca İsrail’in buldo
zerleri buralara zahmedi bir şekilde kum yığmaya devam ederek bu te
pelerin daha da yükselm esini sağladı ve bu buldozerlerin en sürekli ça
balan doğal olarak m uhtem el kesişme noktalannda yoğunlaşmıştı... Bu
heybetli bariyerin üzerinde üçüncü bir engel yükseldi: Bar Lev Hattı’nm
35 kalesi... Düşman, bizim görüş alanımıza girmeden aniden güç kaybe
den herhangi bir noktaya kuvvet takviyesi yapmak için zırhlı araçlannı
hareket ettirebiliyordu ...”8
Şazli, Bar Lev Hattı’nın topraktan yapılmış devasa siperlerinin en bü
yük hedeflerinden birinin aynı anda hem İsraillilerin M ısır kuvvetlerinin
bulunduğu bölgeleri gözlemlemesine olanak tanıyacak topoğrafik koşul
lan yaratmak, hem de M ısır ordulannın İsrail kuvvetlerinin Sina’daki ko-
num lannı görmesini engeflemek olduğunu ileri sürdü. Sovyet uçaksavar
füzesi teknolojisinin 1970’lerin başlannda Batı’nm savaş uçaklanna karşı
elde ettiği nadir avantaj, hava fotoğrafçılığı görevlerinin güvenilmez bir
hâle gelmesine neden olmuş ve savaş alammn zeminini, göz seviyesi pers
pektifinin yeniden stratejik önem kazandığı yatay, iki boyudu bir yüzey
hâline gelecek şekilde düzleştirm ek gibi bir sonucu beraberinde getir
mişti. M ısır ordusunun bakış açısına göre Bar Lev Hattı, görsel bir bari
yerdi. Buraya kurulmuş seder, onların, işgal edilmiş bölgeleri görmelerine
izin vermeyen bir “kör bölge” oluşturarak M ısırlı kuvvederin gözlem ala
nına doğrudan bir sınır getirdi.
1967 savaşından yalnızca üç ay sonra Bar Lev Hattı’mn inşası başladığı
anda, o zamanlar askerî eğitimi idare eden Ariel Şaron bu hattın somut
laştırdığı savunma stratejisini sorgulamaya başladı. Şaron’un bu hamlesi,
İsrail Genelkurmay Başkanlığında İsrail’in savunma kavramıyla ilgili ilk
büyük tartışmayı başlattı. Bu mesele, kritik bir mesele olarak görüldü ve
Şaron’un bir avuç general -İsrail Tal, Rafael Eitan ve Mattityahu Peled-
ile birlikte G enelkurm ayın geri kalan üyeleriyle tekrar tekrar çatışmasına
neden oldu. Bu tartışma, savunma tekliflerinin her ikisi de varolan te
rimlerden türetilmiş iki mekânsal model -doğrusal savunma yapılan ve
askerî kalelerden oluşan bir ağın içine derinlikli bir şekilde yerleştirilmiş
8 “Dördüncü bariyer gizliydi. Düşman, kum setlerin derin kısımlarına yanıcı sıvıyla
doldurulmuş, akışları en yakındaki kalelerden kontrol edilen depolar yerleştirmişti.
Birkaç dakika içerisinde bu sıvı Kanal’m içine akarak yüzeyini cehenneme çevirebi
lecekti.” Aslmda bu gizli silah hiçbir zaman başanlı bir şekilde kullanılamadı. Bunun
sebebi, Şazli’nin iddia ettiği gibi Mısırlı dalgıçların onu engellemesi ya da bazı İsrailli
generallerin iddia ettiği gibi mekanizmalarındaki teknik bir sorundan dolayı bozul
ması olabilir. Şazli, Crossing, s. 7-8.
96 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
ile ilişkilendirildi. 1973 yılından sonra, İşçi Partisi yönetim inin düşüşü ve
bunun dört yıl ardından sağ lik u d ’un iktidara gelişi, Şaron’un 1973 yı
lındaki askeri rolünün geriye dönük olarak daha fazla dikkat çekm esini
ve onun bir ulusal kahram an olarak yansıtılm asını sağladı. ABD ordusu
bile Şaron’da, birliklerinin Vietnam’da yaşadığı başarısızlıkların ardından
ihtiyaç duyduğu askerî dönüşüm ün gerçekleşm esini sağlayabilecek bir
komuta m odeli görerek Şaron’un bir “askerî deha” olduğu m itinin oluş
turulmasına katkıda bulundu. Şaron’un hızlı ancak pek sıra dışı olmayan
bir şekilde popüler bir askerî general iken 1977 yılında ilk Likud hükü
metinde yerleşim faaliyederinden sorumlu olan bir bakana dönüşmesi,
onun askerî doktrini ve dinam ik bir savaş alanının prensiplerini, sivil
yerleşim lerin planlama pratiklerinde ve politik “gerçeklerin toprak üze
rinde” oluşturulmasında uygulamasına olanak tamdı.
t
İhlal Birimi
Askerî kariyeri boyunca Şaron, her türlü hat ve sınırın ihlal edilmesini
övgü ile karşılayan İsrail’in “sınır bölgesi m iti”nin canlı bir örneği olmuş
tu.10*Tıpkı bir zamanlar ABD’nin sım r bölgelerinin olduğu, gibi İsrail’in
sım r bölgeleri de ulusun karakterini ve kurum lanın biçim lendiren m itik
bir alan olarak anlaşılıyordu. Bu bölge aynı zamanda yeni mekânsal stra
tejiler ve bölgesel biçim lerin deneylere konu olmasına ve doğmasına ay-
nlm ış bir laboratuvardı. İsrailli sosyolog Adriana Kemp’e göre, 1948 ile
1967 yıllan arasında İsrail devleti sım r bölgesini, ulusun sem bolik mer
kezi, ‘“yeni Yahudi’ olarak tarif edilen bir bireyin yaratılması için kurul
muş bir laboratuvar” olarak sunan bir dizi “sözbilimsel ve kurumsal me
kanizma” oluşturdu.11
Ariel Şaron’un komutası altında sınır bölgelerine baskınların düzenlen
mesi amacıyla Özel Komando Birim i 101’in kurulması, devlet sınırlannı
bulanıklaştırdığı ve neyin politik devletin “içine” ve “dışına” karşılık gel
diği gibi bir aynm getirdiği için m erkezî bir önem taşıyordu. 1953 yılının
ikinci yansında birkaç aylık ömrü boyunca bu bağımsız birim , farklı tür
lerde sınırlan ihlal etti, aştı ve bozdu: jeopolitik olarak birim in düzenlediği
operasyonlar devletin sınırlannı aşmıştı; hiyerarşik olarak birim in üyeleri
emirlere ve operasyonların ön planlarına neredeyse hiç uymamış ve sık sık
kendi kararlarına göre hareket etmişlerdi; disiplin açısından üyeler hiçbir
10 Adriana Kemp, “Border Space and National Identity in Israel”, Theory and Criticism,
Space, Land, Home, On the Normalization o f a “New Discourse”, sayı no. 16, yaz 2000,
s. 282 [İbranice].
11
A.g.e., s. 19.
98 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
12 A.g.e., s. 23.
13 Benny M onis’e göre bu, İsrail komutanlığının 1948 savaşı sırasında sergilediği eski
eğilimlerin bir devamıydı. Hukukun ya da tarihin otoritesi karşısında tedbiri elden
bırakmayan David Ben-Gurion’un, ID F n in 1947-1948 yıllarında harekete geçme
sini sağlamak için tek yapması gereken ID Fn in yüksek rütbeli görevlilerinin tanıdığı
S A V U N M A YA PILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 99
A skerî M atris
Şaroriun, Bar Lev Hattı’m n, statik ve doğrusal bir şekilde savunma ya
pılan tarafından korunmasına dair görüşleri, 1967 savaşından sonra tipik
bir biçim de açık sözlülükle dile getirilmişti. Kendisi de sonradan bu ko-
nuyla ilişkili olarak şunları yazdı: “başından beri bunun gibi bir savunma
yapısı hattnun, felaketin habercisi olan bir hata olacağına inanıyordum...
bu yoldan gidersek kendimizi statik savunmaya emanet edecektik... Ken
dimizi sabit bir hedef hâline getirecektik... konumlarımız ve hareketlerimiz
devamlı olarak takip edilecekti. Prosedürlerimiz yaygın olarak bilinecekti.
Birliklerim izin hareketleri ve askerî ikmal konvoylarımız pusular, mayın
lar ve bombardımanlar karşısında savunmasız kalacaktı.” Şaron, ID Fn in
Filistinlilerin kovulmasını dilemekti. Bkz. Benny Morris, The Birth o f the Palestinian
Refugee Problem , 1947-1949, Cambridge: Cambridge University Press, 1987.
14 Gorenberg, The Accidental Empire, New York: Times, 2006, s. 227.
15 Uzi Benziman, Shanm, cm Israeli Caesar, Londra: Robson Books, 1985, s. 115-116.
100 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
“savunma savaşım bir dış hatta [kanal hattında] kazanam ayacağını id
dia ediyordu. Bunun yerine, bu savunma savaşımn “olması gerektiği gibi
- en ileride yer alan bir hatta değil, derinlemesine olarak...” savaşılma
sın! teklif etti.16 Şaroriun alternatif askerî stratejisi, Dayan’ın politik ola
rak hassas olan, Süveyş Kanalı’nın terk edilmesine yönelik argümanına
önem kazandırma gibi bir avantaja sahipti; Şaron büyük bir olasılıkla bu
stratejiyi geliştirmesi için Dayan tarafından gaynresmî olarak desteklen
m işti - ancak resmî olarak Dayan, müdahale etmemeyi tercih etti.
[Resim 23: Bcim 1973'ten önce İsrail'in Süveyş Kanalında yer alan savunm a yapılarını
işaretleyen "Sinüs Planı". Derinlemesine düzenlenmiş olan askerî kaleler kahverengi "yu
murtalar" olarak işaretlenmiştir.]
Askerî bakım dan, Şaron’un sistem i geleneksel bir doktrin olan de
rin savunmanın esnek bir adaptasyonuydu. Bu sistem Şaron’un, Adan’m
Ma’ozim (sığınaklar) olarak bahsettiği yapılarından ayırt etmek için Ta’ozim
olarak adlandırdığı, taktiksel önem taşıyan konumlarda yer alan bir dizi
tepeye yayılmış olan ve kanala aşağı yukan on iki kilom etre uzaktan ve
yukarıdan bakan bir grup askerî kale üzerine kuruluydu. Şaron, bu kü
çük kaleler arasında birliklerin araçlarla, planlanmadan ve önceden tah
min edilmesi imkânsız bir şekilde devriye gezmesini önerdi. Bu düzen
lem enin arkasındaki gerekçe, M ısır ordusuna bariz bir hedef, M ısırlı
16 Arici Şaron ve David Chanoff, Warriort the Autobiography o f Arici Sharon, New York:
Simon & Schuster, 2001, s. 219.
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 101
17 Zeev Schiff ve Eitan Haber, Israel, Army and Defence, A Dictionary, Kudüs: Zmora, Bi-
tan, Modan-Publishers, 1976, s. 5 4 2 [İbranice].
18 Şaron, Warrior, s. 208.
19
Martin van Creveld, Command in War, Cambridge MA: Harvard University Press,
1985, s. 204.
102 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
20 Aslında ordunun ‘ağlar’ (bahsedilen şeyin hiyerarşik olmayan bir yapıya sahip oldu
ğunu düşündürmektedir) olarak adlandırdığı kavramdan teknik olarak ‘sistem ler’
(komutanın merkezîleştirildiği, belli bir alana dağıtılmış yapılar) terimi kullanılarak
bahsedilmelidir. Askerî ‘ağlar’ dolayısıyla çoğu zaman kılık değiştirmiş ‘sistemler’dir.
21 Şimon Naveh, In Pursuit o f Military Exeellenee, The Evolution o f Operatiorıal Theory,
Londra ve New York: Frank Cass, 2004 [1997], s. 269-271.
S A V U N M A YA PILA R I: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 103
Bar Lev Hatü’nın arkasındaki m antık, M ısırlıların hattın tem sil ettiği
jeopolitik statükoyu bozmasını engellemekken, Şaron’un planı bunun ak
sine M ısırlıların b ir saldın gerçekleştirm esini sağlamaya çalışıyordu; böy-
lece İsrail kuvvederi böylece düşmanın askeıî ikm al hatlannm aşın ge
nişlediği anda bir karşı atak ile cevap verecekti:22 “M ısırlıların [kanalı]
geçmesi söz konusu olduğunda, onların Sina'nın 1.5-3 km içine girme
sine izin verebilirdik. Bunun ardından yineleyen saldırılarla onlan yora-
bilmemiz ve uygun gördüğümüz zamanlarda zayıf noktalarım vurmamız
mümkün olacaktı... [sonra da] yapmayı iyi bildiğimiz serbest akışlı gezici
saldınyı başlatmaya uygun bir konumda olacaktık.”23
Dolayısıyla hat, birbirine düşman iki devleti ayırma arayışında olan
askerî-geom etrik bir araçken, ağın mekânsal-örgütsel modeli bulunduğu
alana daha fazla yayılmış ve daha dinam ik bir coğrafya yaratır. Bu man
tık takip edildiğinde, derin'savunm a sistem inin, m ekân ve zamanı değiş
tokuş yapabilme gibi bir kapasiteye sahip olduğu görülür. Bu sistem , sal
dırının başlangıcında m ekân vererek zaman alır: saldırıyı yaparım mekân
elde etm esine izin veren savunucu, örgütlenme zamanı kazanır; saldınyı
yapanm ağın dokusunun içine hapsolması savunucunun sonradan ilerle
yerek saldıran tarafın korunaklı olmayan arka tarafına saldırmasına ola
nak tanıdığında savunucu zaman verip m ekân alır.
İsrail halkı, Şaron, Bar Lev ve diğer Genelkurmay heyeti arasında ge
çen gizli tartışm alardan 1969 yılında, bu tartışm alar doruk noktasına
ulaştığında haberdar oldu. Bu tartışmaları basına sızdıran ve bunun ar
dından adsız olarak yaptığı yorumlarda askerî ve politik seçkinleri gerici
“yavaş düşünürler” olarak tasvir eden Şaroridu ve bu taktik, özellikle İs
rail halkının, yavaş ve cansız konuşm a tarzıyla alay etmeyi sevdiği Bar
Lev’i kaydadeğer ölçüde etkiledi. Anlaşmazlık aynı zamanda kaba, sert ve
teknik düşünen tank subaylarıyla Şaroriun cardı bir örnek oluşturduğu
başına buyruk, öncü sınır sakini/asker-komando arasında cereyan eden
bir kavga olarak sunuldu.24
1969 yazma gelindiğinde, Bar Lev artık Şaroriun medyayı Genelkur
may heyetinin geri kalan üyelerine karşı harekete geçirme becerisini de-
netleyemeyeceğinin farkına varıp onu teknik bir ayrıntıyı gerekçe gös
tererek askerî görevden aldı: Şaron ordu sözleşmesinin yenilenmesi için
rutin dokümanları imzalamayı unutmuştu. Bar Lev’in bu hamlesi, Birim
İO l’in aktif olduğu dönem i ve Şaroriun tüm İsrail hüküm etini bir odaya
kilitleyerek 1967 savaşımn başlaması için gereken emri vermeye zorlama
22 Adan, Both Sides o f the Suez, s. 47; Uzi Benziman, Sharorı, s. 110.
23 Şaron, Warrior, s. 219.
24 Benziman, Sharorı, s. 111.
104 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
[Resim 24: Cabalya mülteci kampının içinden geçirilen yeni yollar, Gazze Şeridi. İsrail Sa
vunm a Kuvvetleri, 1972]
26
Stephen Graham, “Constructing Urbicide by Bulldozer in the Occupied Territories”,
Stephen Graham tarafından yazılmış olan Cities, War and Terrorism adlı eserde, Ox-
foıd: Blackwell, 2004, s. 333.
106 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 25: Bar le v Hattfnda geçitler açmaya çalışan ve hattın öbür taratma doğru hare
ket eden Mısırlı askerî mühendisler, Ekim 1973]
108 O YÜ K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
H attı Delmek
1973 yılında Bar Lev Hattı, Dayan’ın m uhtem elen propaganda am açlı
olarak “[onu] aşm ak için Am erikan ve Sovyet m ühendis birliklerinin
güçlerini birleştirm esi gerekir” diyerek övünmesini haklı çıkaracak kadar
sağlam gözüküyordu.29 Mısır’da günlük olarak yayımlanan El-A hranim,
savaştan yaklaşık olarak otuz yıl sonra iddia ettiği üzere, önem li bir nok
taya dikkat çekm ek isteyen bazı Sovyet askerî uzmanlar, 1973 yılında bu
yapıyı taktiksel bir nükleer patlamadan daha güçsüz hiçbir şeyin dele-
meyeceğini ileri sürmüşlerdi. Ancak, Yahudi bayramı Yom Kipur’a denk
gelen 6 Ekim 1973 tarihinde iki cepheli sürpriz bir Suriye-M ısır saldırı
sında, İsrail’in savunma yapılarının geleneksel askerî stratejiler kullanıla
rak aşılması yalnızca birkaç saat sürdü. General Şazli, M ısır cephesindeki
İsrail hatlarının delinmesiyle sonuçlanan ve neredeyse mekanik bir düzen
lilik ve hassasiyet ile gerçekleştirilmiş olan operasyonu şöyle anlatmıştır:
T am o la ra k 1 4 :0 0 ’te 2 0 0 u çağ ım ız a lça k ta n u ça ra k k a n a lın ü zerin d en
g eçti, u çak lar Sin a’n ın d erin lik lerin e doğru y o l a lırk en g ö lg eleri d ü şm an
h atların ın ü zerin e d ü şü yord u... b u u çu ş, to p çu larım ızın h arek ete g eçm ek
için b ek led iğ i sin y ald i... b irin ci sa ld ın gru bu n d an 4 .0 0 0 ask er [M ısır or
dusu tarafın d an in şa ed ilm iş] sed erin ü zerin i kap lad ı ve su y u n k en arın a
doğru d isip lin li b ir şek ild e sıralar h âlin d e sü rü n erek ilerled i... 1 4 :2 0 ’d en
b irk a ç d akika so n ra k ap sü llerin sis b u lu tla n p ü sk ü rtm ey e başlam asıyla
b irlik te b irin ci sa ld ın gru bu m u z k an alın d iğer tarafın a doğru h ızlıca k ü
rek çek iy o rd u .30
[Resim 26: Delinmiş Bar Lev H atı 1 9 7 4 dolayiannda. Rlm kareleri, IDF film birimi (Resim
ler IPnin izniyle kullanılmaktadır)]
29 Galal Nassar, Dam-busters on the Bar-Lev Line, Ekim Savaşı’ndan önce ve bu savaş sı
rasında askerî mühendis birliklerine komutanlık yapmış Tümgeneral (em ekli) Gamal
Muhamed Ali ile yapılan bir röportaj, Al-Ahram Weekly internet versiyonu, http://we-
eklyahram.oig.eg/
30
Şazli, The Crossing, s. 222.
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 109
35
Benziman, Sharon, s. 163.
S A V U N M A YAPILARI: ARİGL Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 111
36 Ronen Bergman ve Gil Meltzer tarafından yazılmış olan The Yom Kippur War - Mo
ment o f Truth adlı eserden almülanmıştır, Tel Aviv: Miskal-Yedioth Ahronoth Books
ve Chemed Books, 2002, s. 1 5 2 ,1 9 9 [İbranice].
112 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Bundan ü ç gün önce, 14 Ekim ’de, savaşın ikinci haftasında M ısır or-
dusu, kanalın birkaç kilom etre doğusunda yer alan dar bir köprübaşı ele
geçirerek Sina’nın daha da içine girmeye çalıştı.38 ID F n in savunma yapı
larının olduğu alanın derinliklerine giren M ısır ordusuna ait dört tugay,
hava kararmadan yok edildi. M ısır ordusu, kanalın doğu tarafmı kaybet
memek için buraya daha fazla kuvvet aktarm ak zorunda kaldı. Bu yeni
sayısal denge sayesinde Şaron, nihayet bir karşı saldın için hazırlık yapma
ve kanalın batı tarafına geçme izni alabildi. Bu operasyonun, Şaron’un Gü
ney Komutanlığı Başkomutanıyken tasarladığı, planladığı ve hazırladığı
“Cesur Yürek” adlı plana uygun olarak gerçekleştirilm esine karar verildi.
Savaşm son aşamalannda Şaron, saldmyı M ısır ordusunun hatlanndaki
savunmasız bir boşluktan yönlendirdi, ikinci Mısır Oıdusu’nu üçüncüden
kopardı, kanala erişti, Bar Lev Hattı’m hızlıca aştı ve kanalın batı kıyısında
yer alan ve ID F n in “Afrika” lakabını taktığı, küçük bir anklavdaki su bi
rikintisinin üzerine iki köprü inşa etti. ID F n in , Adan ve yardımcısı Dov
Tamari’nin önderlik ettiği zırhlı araçlarının büyük bir kısm ı, bu köprü
lerin üzerinden geçerek üçüncü M ısır ordusunun arkası ile çarpıştı; ID F
şimdi Kahire’ye son derece yakın bir konumdaydı.39 Bu, İngiliz savaş te-
orisyeni Basil Liddell Hart’ın “dolaylı yaklaşım” olarak adlandırdığı şeyin
mükemmel bir örneğidir.40 Bu doktrine göre, bir orduyu alt etm ek için bu
ordunun zayıf noktalarına ve savunmasız arka kısm ına saldın yönelterek
onun örgütsel m antığının dengesini bozmak* ye terlidir. İsrail birliklerinin
bir karşı saldın ile kanalı geçmesi, iki ordunun kanal boyunca taraf -v e
k ıta - değiştirmesine neden olarak tuhaf bir çıkm az meydana getirdi. Üç
haftadan kısa süren bir savaşta, her iki yönde de iki kez katedilen doğ
rusal savunma hattının gücü (ya da güçsüzlüğü) bu kadardı.
37 Ronen Beıgman ve Gil Metzer, “Bulldozer: A New Research Opens up the W ar över
History”, Yediot Ahronot hafta sonu eki, 13 Ocak 2006 [İbranice],
38 Benny Morris, Righteous VıctimsyLondra: Jo h n Murray, 2000, s. 421.
39 Abraham Rabinovich, Yom Kippur War The Epic Encounter That Transformed the Middte
EastyWestminster, MD: Knopf Publishing Group, 2004, s. 416-433.
40 Basil Liddell Hart, Strategy, Londra: Plume, 1991. “Stratejide tercih edilebilecek yol
ların en uzunu, varılmak istenen yere giden en kısa yoldur; hedefe doğrudan yak
laşma, saldırıyı yapan tarafın yorulmasına ve direnişin sıkışma yoluyla sertleşmesine
neden olurken dolaylı bir yaklaşım, savunma yapan tarafın dengesini bozarak kont
rolünün gevşemesini sağlamaktadır.”
S A V U N M A YA PILA R I: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 113
tin gayri safı yurtiçi hasılasının yüzde 2 3 ’ü gibi muazzam bir değere, dev
let bütçesinin neredeyse yüzde 3 0 ’una ulaşarak 1974-85 yıllan arasında
İsrail’in ABD’den aldığı finansal ve poütik desteğe bağımkhğmı daha da
arttıran devasa bir ekonom ik krizi beraberinde getirdi.47
Politik Parçalanma
İki farkü askeri bölgesel organizasyon doktrini -doğrusal savunma ya
pılan ve bu yapıların dermhği boyunca yayılan bir askeri kale a ğ ı- ara
sındaki tartışma, Antonio Gram sci’nin önerdiği “konum savaşı” ile “ma
nevra savaşı” arasındaki karşılaştırm alan, benzer poütik eylem kahplan
ve yöntem lerle birlikte akla getirir.48 Gram sci, bu birinci savaş türünden
İkinciye geçişin poütik hegemonyada gerçekleşecek bir aşınmayı gerektir
diğini düşünmüştür. Gram sci, doğrusal savunma “sayısız bir insan kitle
sine ihtiyaç duyarak muazzam fedakarlıklar talep ettiği”nden “daha önce
eşi görülmemiş yoğunlukta bir hegemonyanın ve dolayısıyla içsel parça
lanm anın ‘imkânsızlığı’m sürekli olarak -p oü tik, idari vs. gibi her türden
kontrol ile - organize edecek, daha ‘müdahaleci’ bir hüküm etin gerekü
olduğu”na -b elk i de alegorik o larak - dikkat çekm iştir.49 Bunun aksine,
poütik nitelikte olan “manevra savaşı” Gramsci’ye göre devletin gücüyle
saldııgan bir şekilde rekabet eden m erkezileştirilm em iş ve gevşek bir şe
kilde koordine edilmiş çok sayıda eyleme göre varolmaktadır.
Yerel açıdan, Bar Lev Hattı’nm delinmesiyle ilk m odel son model ha
line gelmiş gibi görünüyordu. Savaşm kendisi ve hatan aşılması, askerî
coğrafya dışında da parçalanmalara neden oldu. Bunlar aynı zamanda, İs
rail toplumunu birlikte tutan bağlı yapılan yerinden söktü ve devletin bir-
üği ve hegemonyasını paramparça eden genel bir sosyal ve poütik kargaşa
sürecim başlatü. Gerçekten de, 1973 sonrası dönemde parçalanma süreç
leri sosyal, ekonom ik, poütik ve coğrafi arenalarda gerçekleşti. İşçi hare
ketinin poütik üstünlüğü de daha geniş, daha karm aşık ve çok kutuplu
bir poütik manzara içerm eye başlayan çeşidi m ikro-poütik, devletten ba
ğmışız, parlamento dışı örgüder ve baskı gruplanna güç devretmeye baş
ladı. Bu örgüder, en iyi şekilde “Devletçilik” terimiyle tarif edilen devlet
47 İsrail’in güvenlik bütçesinin yaklaşık yüzde 30’hık bir kısm ı, enformasyon bazlı silah
üretimi alanında yapılan askerî araştırma ve geliştirme çalışmalarına ayrılmıştır ve bu
çalışmaların etrafında, sonradan İsrail’in sağlam ve sağlıklı yüksek teknoloji endüst
risini doğuran iş hizmetlerinden oluşan bir ağ ortaya çıkmıştır. Bkz. Shlomo Swirsld,
The Price o f Occupation: Tel Aviv: Mapa, 2005, s. 67 [İbranice].
48 Antonio Gramsci, Selections fm m the Prison Notebooks (Qum tin Hoare ve Geoffrey
Nowdl tarafından düzenlenmiş ve çevrilmiştir), Londra: Lawrence and W îshart, 1998
[19711, s. 229-239.
46
A g.e., s. 238.
S A V U N M A YA PILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 117
50 Tamar Herman, “Social Protest in State and Security”, Anat Kurtz’un editörlüğünü
yaptığı Thirty Years Later: Challenges to Israel since the Yom Kippur War adlı eserde,
Tel Aviv: Jaffee Stratejik Çalışmalar Merkezi, 2004, s. 4 7 [İbranice].
51 İsrailli Kara Panterler (HaPanterim HaShkhorim), Müslüman ülkelerden gelmiş ikinci
nesil Yahudi göçmenler (Mizrahi Yahudileri) tarafından devlet ayrımcılığına karşı mü
cadele etmek amacıyla 1971 yılında Kudüs’te oluşturulmuş bir protesto hareketiydi.
Bu hareketin üyeleri, harekete ABD’de Afrika kökenli Amerikalılar tarafından kurul
muş olan Kara Panter Partisi’ne gönderme yaparak Kara Panterler adının verilmesi
nin ardından bu adı hareketin resmî adı olarak kabul ettiler.
52 Bu kaymadan önce devlet, elit gruplar arasındaki kültürel ve sosyal yakınlıkla ve sözde
“bağımsız” entelektüellerle devlet politikacıları arasındaki karşılıklı çıkar ilişkisiyle ni
telendirilirken, bunun ardından U kud hükümeti kendisiyle “yüksek” kültür arasına
mesafe koydu, ancak bu mesafe kasıtsız olarak medya ve akademi dünyalarına ait
bazı kişilerin güvenlikle ilgili meseleleri konu alan tartışmalara katıldığı daha liberal
bir kültürel yaklaşımı beraberinde getirdi. Buna ek olarak, bu denge onlann otono
misine katkıda bulundu ve farklarla etnisiteleri vurgulayan, Siyonist “ulusal birlik”in
temelinde yer alan miûeri sarstı, onlarca yıl sonra post- ve anti-Siyonist olarak sınıf
landırılan harekeüer ya da düşünce okulları oluşturan bir eleştirel kültürü doğurdu.
Şlomo Sand, întellectuals, Truth and Power From the Dreyfus Affair to the GuîfWar, Tel
Aviv: Am Oved, 2000, s. 162-173 [İbranice].
118 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
53 Mark Heller, “The PLO and the Israeli Question”, Kurz tarafından yazılan Thirty Ye-
ars Later adlı eserde, s. 28.
54 Jam es Rosenau, Turbulence in World Politics, New York: Harvester W heatsheaf, 1990.
S A V U N M A YA PILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 119
kırıklığına uğratmıştı. Şüphesiz olarak, m esihçi bir süreç olan yerleşim sü
reci bir kere başladığında, kutsal toprakların herhangi bir kısm ına ilişkin,
hüküm etin vereceği geri çekilm e em irlerinin hiçbiri kabul edilmeyecekti.
Aynı zamanda Guş Em unim ’in ortaya çıkışım , genel olarak politik di
nin, İran'dan ABD’ye dünya çapında yemden canlanmasının bir parçası
olarak görm ek mümkündür, tüm bu harekeder de kabaca “köktencilik”
başlığı altında toplanır. Guş Erminim, Siyonizm’in içinde yer alan ve ön
ceden baskı altında tutulan m esihçi görüşleri serbest bırakmaya ve İsrail
toplumu içindeki sosyal hiyerarşiler ve kültürel değerleri ters çevirmeye
çalışıyordu.55 Bu örgüt özellikle de seküler ve dolayısıyla geçici olan “İs
rail devleti”nin yerine, eksiksiz ve kalıcı “İsrail topraklarTnm doğaüstü
gücünü koyma arayışmdaydı.56 Guş Emunim’in yerleşimcileri için Batı Şe-
ria ve Sina’nın sınır bölgeleri, hüküm etin boğucu “devletçiliği”nden daha
özgür bir alan, sım r bireyciliğinin sert ve kaba özelliklerinden bazılarım,
yasaya ve m erkezî hüküm ete karşı hoşgörüsüzlüğü, dine bağlılık ve din
darlığın hüküm sürdüğü bir yaşam tarzı ile birleştirm e arayışındaki yeni
bir İsrailliliğin oluşturulacağı kavramsal araziydi.57
1973 savaşından sonra terhis edilen askerler, aynı zamanda, 1978 yı
lında Peace Now’a dönüşen bir organizasyonun tem elini oluşturdular.
Guş Em unim ’in hedefine tamamen karşıt bir hedefe sahip olan bu orga
nizasyon, Arap hükümederiyle güvenlik düzenlemelerini ve “banş karşı
lığında toprak” formülünü temel alan banş antlaşm alan yapılmasını teş
vik etm ek hedefindeydi. Güç kaybetmiş, m erkezileştirilmiş bir devlette
bu iki sivil toplum kuruluşu genişletilm iş bir politik alanın yemden şe
killendirilmesinde anahtar rolü oynayan kahramanlar oldular. Ancak hü
küm etin zayıf noktalanndan ve örgütsel kaostan faydalanarak genişleyen
bir -m in i- devlet imparatorluğu içinde kendisi için küçük bir yerleşim
imparatorluğu inşa etmeyi en iyi beceren Guş Em unim oldu.
55 Jacqueline Rose, The Question o f Zion, Princeton, NJ: Princeton Press, 2005.
56 Guş Emunim hareketi üyelerine, Haham Zvi Yehuda Kook’un ruhani liderliği altında
İsrail Topraklan’mn tamamının günahlardan arınmasının, dünyanın günahlardan arın
masında kilit rol oynadığı Mesih devrinin başlangıcında oldukları öğretilmiştir. Bir
birlerinin dostu ya da düşmanı olmalarına bakılmadan her bir kişiye dünyanın gü
nahlardan arınmasına yardımcı olm ak gibi kutsal bir görev verilmiştir. Bkz. Baruch
Kimmerling, Invention and Decline o f Israeliness: Society, Cülture and the Military, Ber-
keley ve Los Angeles: University o f Califom ia Press, 2001, s. 124.
57 İlk defa Amerikan Tarih Demeği (AHA)’nin Chicago’da 12 Temmuz 1893 tarihinde
yaptığı bir toplantıda okunan, Frederick J . Tumer’m “The Significance of the Fron-
tier in American History” m etnindeki klasik ve çok tartışılan sınır bölgesi tasviriyle
karşılaşürma yapınız. Bu m etin, ilk defa Proceedings o f the State Historical Society o f
Wisconsin adlı eserde yayımlanmıştır, 14 Aralık 1893. Metni internette şu adreste bul
mak mümkündür: www.fordham.edu/halsall/mod/1893tumer.html.
120 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Banliyö matrisi
Savaşın ardından hüküm sürmeye başlayan ateşli politik iklim, liku d ’un,
dış politikayı müdahalenin olmadığı bir ekonom ik politikayla birleştiren
sağcı kombinasyonunu 1977 yılının Mayıs ayında Menahem Begin lider
liğinde iktidara taşıdı. Şaron bu seçimde Likud partisinin aday listesinde
yer almayıp kendi kurduğu küçük “Şelom tzion” partisinin lideri olarak
seçimlere katılm ıştı. Yalnızca iki koltuk kazandıktan sonra, bu partiyi Li
kud ile birleştirdi. Bu birleşm enin ardından Şaron Savunma Bakanlığı’nı
talep etti, ancak bunun yerine Tanm Bakanlığına atandı ve buna ek ola
rak Bakanlığa Bağlı Yerleşim Komitesi’nin idaresini devraldı. Şaron bu son
görevini -kend isi gibi siyasi çizgi değiştirerek Likud’a kaülm ış olan, Da
yan dışında, hepsi kalıcı politik muhalefet rollerine alışmış olan ve hü
kümette herhangi bir tecrübesi olmayan politikacılardan oluşan bir yö
netimde güçlü ve nüfuzlu bir mevki hâline getirdi.
Likud iktidara geldiğinde, Batı Şeria’da aşağı yukan 4 .5 0 0 Israilli’yi
banndıran ve çoğunluğu Allon planının sınırlan içinde yer alan, ancak
Hebron’a [El Halil] ve Kudüs’ün güneybatısındaki Guş Etzion’a da yayıl
mış olan yaklaşık otuz yerleşim in inşası çoktan tamamlanmıştı.58 Şaron,
Bar Lev Hattı’nın eksikliklerini halkın göreceği bir şekilde ortaya çıkar
masının ve savaşı, haklı olduğunu İsrail halkına kanıtlam ak için kullan
masının ardından İşçi Partisi’nin savunma hatlarından İkincisine yöneldi.
1973 Sina mücadelesinden alman dersleri uygulama arayışında olan Şa
ron, şöyle bir iddiada bulundu: “Ürdün planına [yani doğrusal Allon
planı] uygun inşa edilen yerleşimlerden oluşan ince bir hat, bu hattın ar
kasında yer alan yüksek arazi savunma yapılarıyla güçlendirilmediği sü
rece geçerli bir savunma sağlamayacaktır... geçmişte de karşımıza çıkan
can alıcı stratejik mesele, kıyıdaki düz alana nasıl derinlik kazandırıla
cağı olmuştur... bunun cevabı, bu düz alana bakan tepelere kentsel, en
düstriyel yerleşimlerden oluşan bir [ağ] inşa etm ektir”.59
Bakanlık görevine başladıktan kırk gün sonra Şaron, Batı Şeria bo
yunca Yahudi yerleşim lerinin oluşturulm asına yönelik ilk öneriyi bir
dizi plan şeklinde duyurdu. Bu planlar, Hayfa’daki Technion Teknoloji
Enstitüsü’nde profesörlük yapan mimar Avraham W achm an ile birlikte
hazırlanmıştı. W achman bu projeye dâhil olmadan önce, 1958’de koreog
rafların, kompozitörlerin nota yazımına benzer bir şekilde, bir dansı “yaz
malarına” olanak tanımak için tasarlanmış olan Eşkol-W achm an Hareket
Notasyonu’nu bulunmasında oynadığı rol ile zaten dünya çapında tanınan
58 Yehezkel Lein ve Eyal Weizman, Land Grab: IsraeVs Settlement Poliçy in the West Bank,
Kudüs: B’Tselem, Mayıs 2002. www.btselem.oig adresinde yayımlanmıştır.
59
Şaron, Warrior, s. 358.
S A V U N M A Y A PILA R I: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 121
ağının da bu yollar boyunca yer alan diğer yerleşim ler tarafından koru
nacağı düşünülmüştü.
Şaron-W achman planına göre, yerleşim ler aynı zamanda Filistinlile
rin yaşadığı dağ bölgesini hem doğudan hem de batıdan kuşatan ve bu
raları İsrail’e ait doğu-batı trafik koridorları ve Filistin’in yol ağlan üze
rinde konum lanan yerleşim ler sayesinde içeriden bölümlemeye yarayan
bariyerler olarak işlev görüyordu. Dolayısıyla Şaron-W achman planı boş
ve soyut bir mekâna yerleştirilmiş olan savunma yapılanndan oluşan bir
ağ değildi; bunun yerine bu plan başka bir ağın, önceden varolan ve F i
listinlileri barındıran m ekânın üstüne konan bir ağ idi. İsrail yerleşimleri
ve yollarının amacı, Filistin yerleşimlerini ve yollarım birbirine örerek felç
etmeyi hedefliyordu. Bunun sonucunda, her biri büyük şehirlerin etra
fında yer alacak ve bağlantı yollan İsrail tarafından kontrol edilecek olan,
Filistin’e ait izole edilmiş, eyalet benzeri birkaç küçük bölge ortaya çıka
caktı. Bundan yıllar sonra İsrailli aktivist Je ff Harper, Batı Şeria’da çeşidi
yerlere inşa edilmiş yerleşim, yol, bariyer ve askerî üs gruplarının birbi
rine kenedenmesi sonucu ortaya çıkan yapıyı “denetim m atrisi” olarak
adlandırmış ve -bilm eden Deleuze ve Guattari’ye gönderme yaparak- bir
“Go” oyununa benzetm işti:63 “Birbirine kenedenen bir dizi girift kont
rol mekanizmasından oluşan Matris, Japonların ‘Go’ oyununu akla ge
tirmektedir. Bu oyunda kişi, satrançta olduğu gibi rakibi alt etm ek ye
rine diğer tarafın hareketini kısıdayarak, rakibin her hamlesinde başka
bir engel ile karşılaşmasını sağlayacak şekilde bir m atrisin anahtar nok
talarının kontrolünü ele geçirerek oyunu kazanmaktadır.”64 Batı Şeria’nın
kontrol m atrisinin düğümleri, hareketi düzenleyen aç/kapa vanaları ola
rak işlev görerek Filistin şehirlerinde İsrail kuvvetlerinin zorunlu fiziksel
varlığının yerine geçmekteydi. Bu dağınık m antık, daha sonra İsraillile
rin, Oslo Anlaşması’m n koşullarına bağlı olarak Filistin’e ait yoğun nü
fuslu bölgelerden geri çekilm elerine rağmen, Filistinlilerin harekederini
uzaktan kontrol ederek onlara fiziksel, kolektif ve politik olarak hükm et
melerine olanak tanıdı.
Şaron-W achman planının daha küçük taktiksel ölçeğinde her bir yer
leşim, stratejik bir tepe noktasına konum landınlm ıştı ve böylece gözlem
[Resim 27: IDFnin Batı Şeria boyunca yayılan derin savunm ası 19701i yılların sonlan.
Halitadaki "yumurtalar” askerî kaleleri temsil etmektedir. Jaffee Stratejik Çalışmalar Mer
kezi 1982.]
Şaron’un planı ilk Begin hüküm eti tarafından resmi olarak kabul edil
medi. Aslına bakılırsa üyelerin çoğu için anlaşılması güç bir plandı, an
cak hüküm et bazı yerleşim lerin inşasına izin verdi ve Şaron’un kişisel
65 Aluf Benn, “This is how the evacuation plan was bom ”, Ha’aretz, 30 Aralık 2006.
66 Emmanuel Sivan, “The lig h ts of Netzarim”, Ha’aretz, 7 Kasım 2003.
124 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
girişim leri sayesinde resm i izin olm adan daha fazla yerleşim yeri inşa
edildi. 19701i yılların sonlarına ve 1980’li yıllarında başlarına gelindiğin
deyse Şaıon’un, yürütme gücüne yakınlığının göstergesi olan b ir inşa çıl
gınlığı başladı. Yapılardan oluşan ve bir örüm cek ağım andıran, sürekli
büyüyen sistem , Batı Şeria’nm her yerine yayılmaya başladı. Birkaç yıl
önce Sina’da olduğu gibi burada da arazi, bölgesel genişlem enin ortak-
yaşamsal ve sin a je tik iki aracı olan, yerleşim noktalan ve yol şebekeleri
ile oyuldu. Yol şebekesi yerleşim noktasına hizm et etti, yerleşim noktası
da yol şebekesini yukandan izleyip korudu.
Hükümetten tam destek alamayan ve projesinin iptal edilip kurduğu
yerleşimlerin ortadan kaldırılacağından korkan Şaron, planlarım sırayla
uygulayarak bir yerleşim in ardından diğerini inşa etmeye isteksiz olm uş
ve bunun yerine eş zamanlı bir yaklaşımı benim sem işti. Şaron, “ilk önce
[her noktada] bir varlık oluşturduktan sonra yerleşim leri aşamalı olarak
kurm a”nın önem li olduğuna inanıyordu.67 İşgal coğrafyasının iskeleti
nin tümünü oluşturmak, bu iskeleti zem in üzerinde, kökü kazınamaz bir
gerçek olarak sunm ak ve daha sonra bunun evrimleşip sağlamlaşmasına
olanak tanım ak istiyordu. Bunun ardından Şaron, kurduğu her yerin bir
kere zemin üzerine oturduktan sonra bir yerleşim hâlini alabileceğinin bi
lincinde olarak Batı Şeria’ya bazıları yalnızca çadır ve karavanlardan olu
şan, tutunma noktası niteliğindeki küçük yerleşim ci kampları serpmeye
başladı. Bu dönemde bu meseleyle ilgilenen gazeteciler, yazılarında bu yer
leşim ci kamplarım Amerika'nın Vahşi Bau’s ına benzeyen yerler olarak ta
rif ettiler: buradaki karavanlar, rüzgârlı bir tepenin çevresinde halka şek
linde düzen kurmuştu ve tüfeklerinin kayışlan omuzlarında, kaba ancak
hevesli yerleşimcileri banndınyoıdu. Mukayeseyi tamamlamak gerekirse,
bu yerleşim cilerin tsitsit’leri (dindar Yahudilerin kıyafederine bağladıklan
püsküller) bile pançoların püsküllerini andınyordu.
Yerleşimci kam plan doğrudanlık, hareketlilik ve esneklik potansiyeli
taşıyordu; bu kamplar kolonizasyonun en m ükem m el araçlanydı. Ça
dırlar ve prefabrike evler hızlı bir şekilde gece karanlığında kamyonların
arkasında ya da yol yoksa helikopterlerle sağa sola yayılabiliyoıdu. To-
poğrafik enlem lerine göre - “tepe 7 7 7 ”, “tepe 8 5 1 ”- adlandırılan yerle
şim ci kam planndan sıklıkla İbranicede “yerdeki noktalar” olarak, ve tek
bir yerleşimden bazen yalnızca -İbraniced e “nokta” anlamına g elen - Ne-
kuda (N ekuda aynı zamanda yerleşim ci hareketinin resmî dergisinin adı
dır) kelim esi kullanılarak bahsedilir. Bu, yerleşimi özünde içinde insanla
rın yaşadığı bir yerden ziyade stratejik konumuyla ilişkili olarak anlayan
67
Şaron, Warriorys. 366.
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 1125
[Resim 28: Tarım Bakanı ve Hüküm et Yerleşim Kom itesinin başkanı olarak Ariel Şaron,
1979. Fotoğraf: Am old Newman, Getty Images.]
çıkarları için kullanmada uzman olan Şaron, şöyle bir uyanda bulundu:
“Eğer biz Yudea ve Samraya’ya [Batı Şeria’ya] yerleşmeye başlamazsak,
Ürdün’ün topçu kuvvetleri bize gelecektir.” Kendisi daha sonra bu proje
ile somutlaş tınlan savunmanın mantığım, konunun askerî boyutuyla iliş
kili olarak şöyle açıklam ıştı: “Herhangi bir saldında hatlarımız kısıdı dü
zenli kuvvederle birlikte, görevleri sınırlanmızda bekçilik yapmak, yollan
güvenli kılm ak, iletişim i sağlama almak vs. olan sivil topluluklar tarafın
dan korunmak zorunda olmuştur... [Batı Şeria yerleşimlerinin] kendi silah
ve cephaneleri, beklenm edik durum planlanyla genel savunma sistem ine
katılarak savunma için organize olm alan planlanm ıştır.”68 Mukavemet
noktası, ilerleme, delme, çevreleme, kuşatma, gözedeme, kontrol ve ik
mal hattı gibi savaş alanı terim leri askerî alandan sivil alana göç etti. M i-
mar/general Şaron için politika, savaştı savaş ise politikaydı ve bunların
her ikisi de m ekân oluşturmada uygulandı. “D erinlik” kavramı da aynı
zamanda sivilleştirildi. Esneklik, İsrail cephesi boyunca Şaron’un bir m i
mar olarak çalışm alanm n alameti farikası hâline geldi. Tekerlekli ev ve
sonradan küçük, kırm ızı-çatılı tek aile evi, temel bir savaş birim i olarak
tankın yerini aldı; evler, tıpkı zırhlı bölükler gibi tepe işgal etm ek, düş
manı çevrelemek ya da düşmanın iletişim hatlarını kesm ek için bir ope
rasyon bölgesinin çeşitli yerlerinde konum landırılarak düzenlendiler. Şa
ron, “yerleşimlerin nereye yerleştirileceğine karar verm ek için bir yerden
ötekine yürüyerek, elinde haritayla tepeleri tırm anarak, önem taşıyan
yüksek araziler ve kritik yol kavşakları aramış”tı.69 Mimari ve planlama,
Şaron ve onun takipçileri ve m eslektaşları tarafından savaşm başka bir
şekilde devamı olarak sunuldu. Askerî terim lerin sivilleştirilm esi ileride
sırayla hayatın diğer tüm alanlarının askerileştirilm esine neden oldu. Sa
vaşm sonlanm asının tek nedeni, her yere yayılmasıydı.
S A V U N M A YAPILARI: A R İE L Ş A R O N 'U N M İM A R İS İ 127
3.
Yerleşimler: Tepeler Savaşı
1
Zvi Efrat, “The Plan”, Rafi Segal ve Eyal Weizman (editör), A Civilian Occupation,
Londra ve New York: Verso Press, 2003, s. 61.
YERLEŞİM LER: T EPELER S A V A Ş I 131
Onun bu reddi, takip eden üç yılda bu mevkiye hüküm etin izni olmadan
yerleşim inşa etmeye yönelik sekiz ardışık girişimi beraberinde getirdi.
Bu “tırm anışlar” -yerleşim kurm ak amacıyla çıkılan seferler- Elon
Moreh’in “yerleşim çekirdeği’’ni oluşturan bir grup yerleşim ci adayının
önderliğinde, İsrail Ulusal-Dindar Parti’nin lojistik desteği ile gerçekleşti
rilmişti. Zaman zaman bu gruba hahamlar, üniversite profesörleri, yazar
lar ve Knesset üyelerini içeren geniş bir kafile eşlik ediyordu. Tırmanışı
yapan grup, sık sık Siyonist sol yanlısı göstericilerle karşı karşıya geldi
ve ordu tarafından dağıtıldı. Şaron, bazı tırmanışları organize etmede ve
bu tırmanışları bozmaya yönelik askerî girişimleri atlatmada bizzat etkin
bir rol oynadı. 1974 yılının Temmuz ayında Şaron, bir grup yerleşimciye
liderlik ederek askerî barikatları aştı ve başka bir yerleşim ci grubunun
başka bir yönden alana sessizce ulaşm asını sağlamak için askerleri et
raftaki tepelerde nafile bir kovalamacaya sürükledi. Bu ikinci yerleşimci
grubu demiryolu istasyonuna ulaştığında, grubu oluşturanlar o zaman
lar Batı Şeria’nın askerî valisi olan Arieh Şalev’in “canlı insan bedenlerin
den inşa edilmiş bu yerleşimi bir arada tutan demir zincirleri kırm ak için
Nablus’taki cezaevinden büyük bir çekiç getirtm ek” zorunda kalmasını
sağlayacak şekilde kendilerini birbirlerine zincirledi.2 Şubat 1974’te, Elon
Moreh’in çekirdeğini oluşturan üyeler ile başka birtakım ulusal-dindar
gruplar bir araya gelerek Guş Em unim ’i oluşturdu. 1976 kışında bir di-
ğer tırm anışın ardından, Hanuka bayramı sırasında hüküm et Sebastia de-
miryolu istasyonunun ana salonunda yerleşim cilerle bir uzlaşmaya vardı.
Meşhur “yaratıcı çözü m lerind en bir diğerim gerçekleştiren Şimon Peres,
yerleşim cilerin Nablus’un güneybatısında yer alan Kadum askerî üssü
nün özel olarak ayrılmış bir kısm ının içinde kalmasına izin verdi. Peres,
bu dönemde Golda Meir’ın Nisan 1974’teki zorunlu istifasının ardından
oluşturulan İzak Rabin hüküm etinde Savunma Bakanı olarak görev ya
pıyordu. Sonraki iki yıl boyunca, yerleşimcilere ayrılmış bu alan askerî
üssün tamamının boyutunu aşacak şekilde genişleyerek resmî olarak Ke-
dumim adını aldı ve sivillerin kontrolüne bırakıldı.3
Bu modus operandi, Guş Em unim ’in gücü ve kapasitesinin bir örne
ğiydi. Bu grup, aynı anda hem güçlü liderlerin bir araya geldiği salon
larda parlamento dışı bir aktivist baskı grubu görevi görüp, hem de Batı
Şeria tepelerinde yerleşim organizasyonu rolü oynaması nedeniyle iki
2 Röportaj 15 Nisan 2006, Jaffee Stratejik Çalışmalar Merkezi, Tel Aviv Üniversitesi.
3 David Newman, Jewish Settlement in the West Bank: The Role o f Gush Emunim, Dur-
ham: Ortadoğu ve İslam Araşdrmalan Merkezi, 1982, s. 40-43. Daniella Weiss 1985
yılında Guş Emunim’in genel sekreteri olmuştur ve şu anda Kedumim’in belediye
başkamdir.
132 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
taraflı bir işleve sahipti. Grup, bu şekilde kendisini 1948 öncesi İşçi Par
tisi öncü hareketinin gerçek varisi olarak biçim lendirm eye çalışıyordu.
Guş Emunim, Batı Şeria’m n tepe zirvelerine yaptığı “tırm anışlar”da aynı
zamanda Siyonizm’in bölgesel yaklaşımında doğal olarak varolan para
doksu çözüme kavuşturma girişiminde bulunuyordu: aslında “vaat edi
len topraklar”a geri dönme arayışında olan erken dönem Siyonistler, ve
rim li tarımsal topraklara sahip olan ancak İsrail halkının tarihinde fazla
yer kaplamayan sahil düzlüklerine ve kuzeydeki vadilere yerleşmişlerdi.
Daha sonraki “tırm anışlar”, tepelerin m istik niteliğinin de etkisiyle “ru
hun yeniden canlandırılm ası” ve “kişisel ve ulusal yenilenm e”nin elde
edilmesi olarak görüldü. Bu yerleşim ciler için 1967 işgali, yalnızca ya
tay genişleme ekseni üzerinde gerçekleşen bir ilerlem e değildi. Öncelikle
İsrail’in kıyıdaki düzlüklerinden Baü Şeria’nın dağlarına, Suriye’deki Go-
lan Tepeleri’ne ve Sina Dağlan’na yapılan, yukarıya doğru bir saldırıydı.
Bu dağlan hem stratejik bir konum , hem de ulusun beşiği olarak görü
yorlardı. Bundan yıllar sonra, Ulusal-Dindar Parti’yi daha da radikalleş
tirmiş olan emekli General Effi Eitam , Batı Şeria’daki dağ yerleşim lerini
dağıtmaya yönelik herhangi bir girişime şu şekilde karşı çıkm ıştı: “Bizim,
düzlüklere, en değersiz kısımlara, kumlara ve dünyevi olana geri dönme
mizi, kutsal tepeleri yabancılann ellerine bırakmamızı öneren her kim se,
saçma bir öneride bulunmaktadır.”4
Guş Em unim üyeleri, devletin “zayıf h ü kü m etlerin in , 1973 savaşı
gibi felaketlerden sorum lu olan yönetim lerin, grubun dışarıya akıttığı
dinî enerji ve m istik güç aracılığıyla bastm labileceğini düşünüyorlardı.
Yerleşimler, halk ile İsrail devletinin egemenliği arasındaki m odem mü
cadelede bir araç hâline geldi.
1967 savaşmdan sadece üç ay sonra, hüküm etin baskı yoluyla yerle
şim kurmaya ve yerleşim izni vermeye ikna edilebileceği, bu yılın Eylül
ayında Kfar Etzion, Batı Şeria’da Kudüs’ün güneybatısına inşa edilen ilk
yerleşim haline geldiğinde net olarak anlaşıldı. Bu yerleşim, hüküm et ta
rafından belirlenen genel ilkelere karşıt bir şekilde, bir kısm ı 1948 sava
şırım başmda Filistinli m ilislerle Ürdün Lejyonu’nun eline düşen birkaç
Yahudi topluluğundan biri olan Kfar Etzion’un orijinal sakinlerinin ak
rabalarından oluşan bir yerleşim ci grubunun ısrarlı baskısına cevap ola
rak kurulmuştu.
Guş Emunim’in en etkili taktiği, varlığı zaten gerçekten yerli yerine
oturtulmuş olan yerleşimlere geriye dönük bir m eşruluk vermesi için hü
kümeti zorlamak niyetiyle, elverişli alanları hüküm etin izni olmadan yer
leşim yeri hâline getirmekti. Bunun için kullanılan stratejiyse, hüküm etin
5 Sonraki yıllarda Guş Emunim yerleşimcilerinin Batı Şeria’mn dağlık bölgesinin ko-
lonizasyonunda öncü rolü oynamış olduğu, ancak hiçbir zaman büyük bir rol oyna
madığı açıldığa kavuşmuştur. Bugün Guş Emunim yerleşimcileri, Baü Şeria’daki yer
leşim cilerin toplam sayısının yüzde 10’undan az bir kısırımı oluşturmaktadır. Bkz.
Şlomo Swirski, The Price o f Occupation, Tel Aviv: Mapa Publishers, 2005 [İbranice],
s. 51.
6 Uzi Benziman, Sharorv an Israeli Caesar, Londra: Robson Books, 1985, s. 209.
134 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
Yerleşim Kaosu
Şaıon’un askerî kom utasının ve sivil bakanlığının özelliklerinden biri
de, kesin operasyon planlan çizmeye isteksiz oluşuydu. Kendisi bununla
ilişkili olarak, sık sık “neresi uygunsa oraya kuruyorum” ifadesini kullan
mıştı. Şaron’un söylediği, yaptığı ve teklif ettiği şeyler, harekete geçm esi
nin bir gereklilik olduğu, harekete geçm e firsatı bulduğu ya da harekete
geçm ek zorunda olduğunu hissettiği anlarda karar verdiği genel doğaç
lamalar üzerine temellenmişti. Bir sonraki gün ne yapacağım kendisi bil
mediğinden, düşm anlan ve rakiplerinin de bilm esini olanaksız kılm ış ve
bu yaklaşımı ile kaydadeğer bir avantaj kazanmıştı. Şaron’un bariz yete
neklerinden bir diğeri de haritalan ve kartografiyi kullanırken gösterdiği
beceriydi. Çeşitli dönemlerde çekilm iş, Şaron’u asker ve politikacı olarak
gösteren fotoğraflarda, haritalar üzerinde ayrıntılı birtakım noktalara işaret
ettiği veya kolunun altında dürülmüş bir haritayla yürüdüğü görülm ek
tedir. Şaron, kendisi gibi hüküm ette görev yapan m eslektaşlannın dene
yim eksikliğinden yararlanarak, kolayca anlaşılması imkânsız olan kar
m aşık yeni yerleşim haritalan çizdi ya da m eslektaşlarının becerilerine
tamamen hakaret edecek şekilde, tartışmalar sırasında söz konusu olma
yan yerleşimlere ait haritalan göstermesine rağmen, kendi istediği karar
ların çıkm asını sağladı.7 Bazen de yeni yerleşim lerin aslında özel am açlı
“işçi kam plan”, “askerî üsler” ve “arkeolojik alanlar” olduğunu iddia
ederek, bu yerleşim lerin diğer bakanlardan gizlenmesine yardımcı oldu.
1978 yılının başlannda Şaron, bir grup Guş Em unim üyesine Incil’de
adı geçen Şilo şehrinin bulunduğu yer olduğu tahm in edilen alanda ar
keolojik kazılarda kullanılacak bir “çalışma kampı” kurulmasına izin ver
mesi için hükümeti ikna etti. Burada, bugünkü Ramallah ve Nablus’u bir
birinden ayıran bir dağ sırasının eteklerindeki tepelerde, Incil’de geçen,
Kenan'ın Yiışa Bin-Nun tarafından “işgal edilip yerleşim yeri hâline ge
tirildiği” dönemde, Mişkan’ın Kudüs’e yolculuğunda bir süre dinlendiği
düşünülüyordu. “Arkeologlar” kazı yapmaktan çok dua ve dans etm ekle
meşgul olmalarına rağmen, kazı derinleştikçe kamp alanı da o kadar sağ
lam laşa. Bundan kısa bir süre sonra, “arkeolojik kazı”yı gerçekleştirenler
7 A.g.e., s. 223.
YERLEŞİM LER: T EPELER S A V A Ş I 135
[Resim 30: Solda: Allon Hanı, 1967-77. Koyu renkli kısımlar Ürdün'e geri verilecek alan-
lan (Batı Şeria'nın yüzde 58'lik bir kısmı) gösterir. Sağda: Şaron Ram (H Ram), 1977-82.
Birbirinden ayrılmış otonom Filistin bölgeleri Batı Şeria'nın yüzde 40'ına yayılacaktı. Her
iki planda da Batı Şeria'nın ayrı kısımlarının sınırötesi yollarla birbirine bağlanması düşü
nülmüştü.]
8 Guş Emunim ile hükümet arasındaki çatışmalar, Menahem Begin’in liderlik ettiği bi
rinci Likud hükümetinin iktidarda olduğu dönemin büyük bir kısm ı boyunca devam
etmiş, ancak 1981 seçimlerinden kısa bir süre önce merkezci Demokratik Değişim
Hareketi hükümetten istifa ettiğinde sonlanmıştır.
136 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
son derece kuvvetli olan bu meseleyle ilişkili açık ve net bir şekilde be
lirlenm iş bir politikayı ana hatlanyla sunarak kamuoyunu bölme riskini
göze almamaya karar verdiler; bunun yerine olayların doğal gidişatına
müdahale etmemeyi seçtiler.
Ancak bu dönemde birkaç kolonizasyon planının hazırlandığı doğru
dur; gerçekten de bu dönemde planlama, bir tür saplanü hâline gelmişti.
İsrailli teknokratlar, ideologlar ve generaller kendi hazırladıkları planlan
sunuyor, Baü Şeria’dan kopanlıp İsrail’e katılacak farklı alanlar öneriyor
lardı. 1970’li yıllar boyunca bu kolonizasyon planlannın her biri, sahip
olduğu bölgesel hedefler sayesinde diğer planlann önüne geçmeye çalı
şarak sürekli büyüyen kuvvetli bir bölgesel radikalizasyon sürecinin baş
lamasına neden oldu. 1967 savaşının hem en ardından Eşkol hükümeti,
Batı Şeria’yı ileride Ürdün’e geri vermek zorunda olacağım düşünmüş, an
cak yalnızca Kudüs’ün AYap kısm ını ve bu bölgenin etrafındaki alanları
İsrail topraklarına katma arayışında olm uştu.111967 savaşmdan sonra hü
küm et tarafından tartışılan ilk yerleşim planı, daha önce de bahsedildiği
gibi Allon planıydı1112 ve bu plana göre stratejik ön koşul, Batı Şeria’mn,
doğu sınırındaki Arap ülkelerinden aynlmasıydı. Bunun bir sonucu ola
rak bu planda yerleşim lerin, birincil olarak Batı Şeria ile Ürdün arasmda
kalan Ürdün Vadisi boyunca nehrin batı kıyısına yayılması öngörülmüştü.
Savunma Bakanı Moşe Dayan’ın en büyük politik rakibi Allon, bu dö
nemde başbakan olarak Eşkol’un yerini alması en muhtemel olan aday
olarak görülüyordu. 1968 yılında Dayan, Allon’un planına tepki olarak -
ve hiç şüphesiz onu tamamen farklı bir vizyonla çürütmek iç in - bu pla
nın tamamen zıddı olan ve en önem li stratejik gerekliliğin aslmda yerle
şim lerin kıyıya bitişik düzlüklerdeki İsrail şehirlerine yukarıdan bakan
yüksek araziye, Baü Şeria’nın dağ şeridine kurulması olduğunu dile ge
tiren bir çözüm sundu. Dayan, bu maksada Baü Şeria’nm merkezindeki
dağ sırası boyunca beş büyük askerî üssün inşa edilmesini ve bunların,
kendi ifadesiyle “[Filistinlilerin] bölgesel devamlılığını parçalama” yo
luyla “yumruk görevi görecek Yahudi yerleşim leri” ile sarılmasını öner
di.13 Allon’un yerleşim lerinin aksine bunlar tarımsal değil, yerel Filistinli
nüfusu ucuz iş gücü kaynağına dönüştürecek endüstriyel yerleşimlerdi.
Yine aynı dönemde Merkez Komutanlığı Başkanı Rehavam Ze’evi de bir
stratejik plan sundu. Bu plan, yerleşimleri askerî bir manüğa göre Baü
Şeria’nm derinliğinin tamamı boyunca taktiksel önem taşıyan tüm kav
şakların yakınındaki bölgelerde konum landırıyordu. Şaron’un, birkaç
yıl sonra gelen planı, önceki planların çeşitli öğelerini bünyesinde top
ladı: yerleşimleri Ürdün Vadisi’nde Allon planının ana hatlarına ve dağ
lık bölgelerde Dayan’ın planına uygun olarak yerleştirdi. Şaron’un plana
yaptığı özgün katkı ise Filistin’e ait yerleşmeye uygun alanları tamamen
kuşatarak bu alanlara yalan olan, İsrail’in Filistinli vatandaşlarının ya
şadığı köy ve kasabalardan fiziksel olarak ayıracak yerleşim bloklarının
Ban Şeria dağlarının ban yamaçlarına inşa edilmesi fikriydi.14 Guş Ermi
nim , kendi hazırladıkları dâhil hiçbir resm î planı takip etm em iş olm a-
sına rağmen, hükümete Şaron’un önerisini daha da radikalleştiren ve tep
kiyle karşılaşması son derece m uhtem el olan bir dizi nazım planı sundu.
Bu planlarda Guş Em unim , yalnızca askerî-stratejik m antık ya da eko-
nomi-banliyö mantığına değil, aynı zamanda ulusal-dindar bir mantığa
uygun olarak yerleşim lerin “Kendi topraklarının her yerinde güvenli bir
şekilde yaşayan sağlıklı bir ulus olarak Yahudi halkının, bulunduğu yere
köklenm esi için... tarihsel [yani, Araplara ait] şehirlerin” yakınma ko-
numlandınlmasmı önerdi.15
Hükümet içinde veya dışındaki kişiler tarafından oluşturulan yerle
şim nazım planlarının çoğu aynı zamanda parçalara ayırma planlarıydı:
planlamacılar, yerleşimleri hüküm etin İsrail topraklarına katm ak istediği
alanlara yerleştiriyorlardı. İşgal Edilm iş Topraklar’m parçalara ayrılma
sının arkasındaki m antık, seçici mevcudiyetle mevcut olmama arasında
salınıyordu. Bu durum, her zaman İsrail’in birbiriyle çelişen iki strateji
sine işaret ediyordu: bölgesel (varolan topraklara m üm kün olduğu kadar
fazla boş arazi katma girişim i) ve demografik (Filistinli nüfusun en yo
ğun olduğu alanları dışlama girişim i) strateji. Dahası, önceden de görül
düğü gibi art arda gelen planların her biri, önceki planların tem elini po
litik olarak sarsmaya çalışıyordu. Bu yıllarda, İsrail’deki politikanın içsel
ve dışsal çatışmalarını Batı Şeria’nm tepelerinde eylemsel olarak canlan-
dınldığı görülmektedir. Birbirinden farklı planlara ait belli öğeler yerle
şimlerin inşa sürecine dâhil edilse de, planların hiçbiri tutarlı bir yerleşim
politikasının tem elini oluşturacak nitelikte değildi ve hüküm et tarafın
dan resmî olarak kabul edilmedi.
Hükümetler zaman ilerledikçe yerleşim kaosundan nasıl faydalana
caklarını öğrenmeye başladılar; gerçekten de bazen birtakım suçların iş
lenmesine olanak tanıyan atmosferi yaratarak bu kaosu desteklediler ve
hatta daha da şiddetli bir hâl almasına neden oldular.16 Politik girişimin
17 Benzer şekilde Noam Chomsky, CIAnın “deli adam” kuramına göre ABD Yönetimi’nin
düşmanlarına her zaman biraz akıl dışı görünmesi gerektiğini öne sürmüştür. Noam
Chomsky, Rogue States: The Rule o f Force in World Affairs, Londra: Pluto, 2000, s. 20-
21 .
18 Bu gibi işlevsel bir yaklaşımı iki Alman tarihçi Martin Broszat ve Hans Mommsen’in
eserlerinde bulm ak mümkündür. Onlar birbirlerinden bağımsız olarak imhacı ve di
namik Ulusal Sosyalist Parti’nin resmî-yasal devletin aşınmasının bir sonucu oldu
ğunu ileri sürmüşlerdir. Gücün ele geçirilm esinin hemen ardından kaos, hükümetin
parçalara ayrılması, hükümette düzensizlik ve kurumsal yapıların kişiselleştirilmesi
Mommsen’in “küm ülatif radikalizasyon” olarak adlandırdığı bir süreci beraberinde
getirmiştir. Bu “küm ülatif radikalizasyon”, bir kere serbest kaldığında sürecin ken
disi kendi kendisini üretmeye ve en sonunda kendi kendisini imha etmeye başlamış
tır. Hans M ommsen, “Cumulative Radicalization and Progressive Self-Destruction
as Structural Determinants of the Nazi dictatorship”, lan Kershaw ve Moşe Levin’in
140 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Yasal Taktikler
19 Lahey Kara Savaşı Sözleşmesi ve bunun eki olan 1907 tarihli Lahey Düzenlemeleri
www.icrc.org/ihl.nsf adresinde bulunabilir.
20 Uluslararası yasalar, işgali gerçekleştiren ordunun özel mülke devlet adına el koyma
sını yasaklamakta, ancak savaş hâli devam ettiği sürece ordunun belli arazileri geçici
olarak askerî amaçlar için kullanmasına izin vermektedir (Madde 46).
21 Uluslararası insancıl hukukun koşullarına bağh olarak, savaş durumundaki işgaller
için geçerli olan yasalar, işgal edilen bölgenin hüküm eti otoritesini artık uygulayama
dığında devreye girmekte ve başka bir hükümet, kendi otoritesini bu bölgede uygu
layabilecek ve bu bölgeyi kontrol edebilecek bir durumda olduğunda etkisini kaybet
mektedir. Yoram Dinstein, Laws o f WaryTel Aviv: Schocken ve Tel Aviv Üniversitesi,
1983, s. 209-220 [İbranice].
YERLEŞİM LER: T EPELER S A V A Ş I 143
Stratejik Yerleşimler
Askeri amaçlarla el konan belli bir toprak parçasına yerleşim inşa edil
m esinin yasallığını sorgulayan ilk Yüksek Adalet M ahkemesi dilekçesi,
1972 yılında, o dönem hâlâ ID F n in Güney Komuta Başkomutanı olan
Ariel Şaron tarafından yapılan birtakım girişimlere tepki olarak sunuldu.
Gazze’deld kontrgerilla harekâtlarının bir parçası olarak Şaron, şeridi, Sina
Çölü’nden ve böylece çölün bir tarafından öbür tarafına uzandığı iddia
edilen FKÖ gerilla ikm al hatlarından ayırmak istemişti. Gazze’nin güne
yinde yer alan ve Rafah Salient olarak bilinen alan, 5,000 kişilik bir Be
devi kabilesini barındırıyordu. “Kum tepelerinin arasında, az miktarda
yağmur sularının toplandığı yerlerde Bedevi çiftçiler badem, şeftali, zey
tin, hintyağı ağaçlan ve buğday tarlalan ekiyordu. Yeraltı suyunun nere
deyse yüzeye çıktığı kıyı şeridinin yakınlarında çiftçiler, daha bol hasat
veren birkaç yüz m etre genişliğindeki bir şeridi ekip biçiyordu. Koyun
ve keçi sürüleri bu çiftçilerin geçim lerini sağlamalarına katkıda bulunu
yordu... onlar belli bir bölgeye yerleşmiş kabilelerdi; bazılan çadırlarda ba
rınıldı, ancak çoğunluğu teneke kulübelerde ve beton evlerde yaşardı.”22
1972 kışında Şaron, net bir hüküm et em ri olmadan, büyük olasılıkla Da
yan tarafından verilen dolaylı bir sözlü öneriye cevap olarak meyve bah
çelerinin ortadan kaldınlm asm ı, su kuyularının kapatılmasını ve köylü
lerin sınırdışı edilm esini emretti. Haritada kamp alanının konumlandığı
yere bir çizgi çizdi ve buldozerlerin bu çizgiyi takip edip önlerine ge
len her engeli ezerek onlarca m etre genişliğinde bir alan oymasını istedi.
Bedevilerin yaşadıkları topraklardan boşaltdm asım öfkeyle karşıla
yan, yakınlardaki bir Kibutz’un üyeleri buna tepki olarak, kabile reisleri
Süleyman Hüseyin Uda Ebu Hilo aracılığıyla, genel olarak îsrad devle
tine ve özellikle askerî kom utan Ariel Şaron’a karşı hazırlanan bir dilek
çenin sunulm asının ardından Yüksek Adalet M ahkemesi’nde köylüleri
tem sil etm esi için bir insan haklan avukatım görevlendirdiler. Köylüle
rin tahliyesi mahkemede şu şekilde anlatılmıştı: “1972 yılırım O cak ayı
rım on dördüncü gününde sabahın erken saatlerinde 1 Numaralı Davacı
[Ebu H ilo], kabilesinin üyeleri tarafından, İsrail Savunma Kuvvederi as
kerlerinin sözlü olarak kabile üyelerine evlerini ve topluluklarım terk et
m elerini em rettiklerinden aceleyle haberdar edildi. 1 Numaralı Davacı,
bu ID F askerlerinin yanına giderek onlara kumandanlık eden asteğmen
ile konuşmayı talep etti ve ondan askerlerinin gerçekleştirdiği eylemleri
22
Gershom Gorenberg, The Accidental Empire, Israel and the Birth o f the Settlements,
1967-77, New York: Times, 2005, s. 197.
144 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Kum perdesi
1979 yılının Haziran ayında, Ariel Şaron’un yönettiği bir diğer ope
rasyonda, Elon Moreh yerleşim ci grubunun çekirdek ekibi, bir kez daha
Nablus yakınlannda yer alan bir bölgede bir “tırm anış” gerçekleştirdi.
G eçici kamp alanının kurulduğu arazinin Filistinli sahipleri Azat Mu-
hammed ve Mustafa Dveykat, diğer on altı toprak sahibini tem sil ederek
Yüksek Adalet Mahkemesi’ne, m ülklerine İsrail devleti tarafından el kon
masına tepki olarak bir dilekçe sundu.27 O dönem hâlâ Ariel Şaron’dan
himaye gören ID F Genelkurmay Başkam Refael Eitan (bu ikili arasındaki
ilişki, 1982 Lübnan Savaşı sırasında ve Filistinli m ülteci kampları Sabra
ile Şatila’da yapılan katliam ın sorum lusunun kim olduğuyla ilgili tartış
malar nedeniyle nahoş bir hâl alm ıştır), hüküm etin bu konudaki duru
şunu desteklemek için mahkemeye sunduğu yem inli beyanda Siyonist
yerleşimlerin askerî işlevinin tarihsel bir açıklamasını verdi. Eitan’m bunu
yapmasının sebebi, tıpkı tarihsel öncülleri gibi Elon M oreh yerleşim inin
de, son derece önem li bir askerî gereklilik olduğunu göstermekti. Mah
kemeye sunulan bu açıklama, erken dönem tşnm sal öncü yerleşim lerin
Yahudilerin kontrolü altındaki alanların sınırlarım yerli yerine oturtma ve
desteklemedeki önem ini vurgulayan Siyonist m itolojilerin, nasıl sonunda
bugünün kentsel yerleşim lerinin kurulm ası ve kurulduktan sonra meş-
rulaştmlmasmda kullanılan bir dizi yasal argüman hâlini alacak şekilde
evrimleştiğini anlamaya bir derece yardımcı olabilir.
Kelimeleri tasarruflu kullanm a alışkanlığı (ve düz kafiyeyle konuş
mak gibi tuhaf bir eğilime sahip olduğu) yaygın olarak bilinen Eitan’ın
28 Kule ve Duvar yerleşimleri, mimar Yochanan Ratner tarafından 1936-1939 yıllan ara
sında gerçekleşen Arap Ayaklanması’nm başlangıcına denk gelen bir dönemde, 1936
yılırım Nisan ayında geliştirilmiştir. Bu yerleşimler, kurşun geçirmez bir duvar biçi
mini alan fiziksel savunma yapılarım bir gözlem ve iletişim kulesiyle birleştirmiştir.
Bkz Sharon Rotbard, *Wall and Tower\ Rafı Segal ve Eyal Weizman tarafından yazı
lan A Civilian Occupation, The Politics o f Israeli Aızhitecture adlı eserde, Londra ve Tel
Aviv: Verso Books ve Babel Publishers, 2004, s. 39-58.
29
29 Yigal Allon, Curtain o f Sand> Tel Aviv: Hakibutz Hamuhad, 1988 [1959], s. 254.
148 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
30 A.g.e., s. 244.
31 Bkz. Adan’ın Bar Lev Hattı tasarımının incelem esi, Bölüm 2, s. 60-61.
32 S. ilan Ttoen, Imagjnirıg Zion, New Haven, CT ve Londra: Yale Univeısity Press, 2003,
s. 65.
33 1948 savaşı sırasında Moşavlar, Yahudi göçm enleri Kibutzlann, tamamen işbirliğine
dayanan yaşam biçim inin gerektirdiği ideolojik ve sosyal hazırlık süreçlerine başvur
mak zorunda kalmadan Arap ülkelerinden çekip çıkarmak için kullanılan ana yön
tem olarak önem bakımından Kibutzlann önüne geçmiştir. Bu amaca uygun olarak
Moşavlar, birincil olarak 1948 yılında İsrail’in kontrolüne giren alanlann içinde bu
lunan temizlenmiş Filistin arazilerine kurulmuştur.
34 Troen, Imagining, s. 67.
YERLEŞİM LER: T EPELER S A V A Ş I 149
[Resim 33: Lahiş bölgesindeki M oşav Yerleşimleri, İsrail, 1953. Resim IPnin izniyle kulla
nılmaktadır]
Kalıcı Geçicilik
“Yalnızca geçici olarak askerî amaçlarla el konan topraklara kalıcı bir yer
leşim kurmanın nasıl olası olduğu sorusunu... cevaplamak gerekirse... Bu,
ciddi bir sorudur. Sivil yerleşim, IDI; topraklan bir el koyma emrini te
mel alarak elinde tuttuğu sürece varolmaya devam edebilecektir. Bu sa
hipliğin bir gün uluslararası hukuk altında kuvvet kazanarak yerleşimin
kaderim tıpkı İşgal Edilmiş Topraklardaki diğer tüm yerleşimler gibi be
lirleyecek yeni bir düzenleme ile sonuçlanabilecek uluslararası müzake
relerin bir sonucu olarak sonlanması mümkündür.39
40 Ag.e.
41 Bu, Yüksek Adalet Mahkemesi’nin Gazze’deki yerleşimcilerin 2005 yazında evlerin
den çıkarılmalarına karşı yaptığı itirazları reddederken dayandığı prensip olmuştur.
Yüksek Adalet Mahkemesi 1661/05 Hof Azdh Regional Coulcil v. The Knesset.
42 Samera Esmeir, “lntroduction: In the Name o f Security”, Adala’s Review, Cilt 4, Ba
har 2004, s. 5.
43 Hebrorida [El Halil] askerî otoritelere ısrarla ricada bulunan yerleşimcilerin, Nisan
1968’de şehre girmesine ve burada yalnızca Hamursuz Bayramı’nın kutlandığı hafta
boyunca kalm asına izin verilmiştir. Ancak bu yerleşim ciler, buradaki varlıklarım
152 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
yasal oyunla suç ortaklığı olarak görm ek mümkündür. Bir “işgal”, poli
tik ya da askerî olarak çözüm e kavuşturulma ya da ortadan kaldırılma
sürecinde olan bir geçiş hâli olarak anlaşılmaktadır.
“Geçicilik” kategorisinin, bu çatışma bağlanımdaki yasal kullanımında
bir diğer anormallik göze çarpmaktadır. Uluslararası hukukta “geçidlik”in
tanımı, “savaş” ve “banş” durumlarının net bir şekilde ayırt edilebilir ol
m asını tem el alır. Devleder arasında yapılan savaşlar, uzun sürseler de
net bir şekilde saptanabilen başlangıçlar ve sonlara sahip olma eğilimin
dedir. Bunun aksine Îsrail-Filistin çatışması, diğer birçok sömürgeci ça
tışma gibi, bir devlet ile devlet benzeri aktörler arasında varolan, bir türlü
son bulm ak bilm eyen asim etrik, çok yoğun olmayan bir çatışmadır. Bu,
zamanın akışım bozm ak yerine, zaman boyunca varlığım sürdüren bir
çatışmadır. İşgal sürecinin başmdan sonuna kadar “savaş” ve “banş”, ar-
ük basit diyalektik karşıtlıklar olm aktan çıkarak genişletilmiş, aralıksız
tek bir bütüne kaülır. Direniş şiddedi ve sabit olsa da düzensizdir; dire
nişleri alt etmeye yönelik misyonlar bazen acımasız, bazen de bürokra
tiktir. Banş olasılık dışıdır, ancak savaşın sonu yoktur.
1967 ila 1979 yıllan arasında hükümet, “geçicilik” ve “güvenlik” istis
nalarım gerekçe göstererek, Batı Şeria’da özel arazilere el konması için on
larca em ir verdi. Bunun ardından hüküm et ve ordu, acil güvenlik ihtiyaç-
lannın gerçekten varolduğunu kamtlamalan istendiğinde, genelde yüksek
mevkide bulunan askerî görevlileri ya da Genelkurmay Başkam’nm ken
disini belli bir yerleşim in yerel yollan birleştiren bir ana yola ya da başka
bir stratejik konum a egemen olduğuna ve genel “bölgesel savunma” ça-
basına veya düşman bir nüfusun denedenip kontrol edilmesine katkıda
bulunabileceğine tanıklık etmesi için davet ederek iddialarım kanıtladılar.
Bu iddia ayakta tutulabilir olduğu sürece, Yüksek Adalet Mahkemesi F i
listinli toprak sahiplerinin tüm dilekçelerini reddetti ve hüküm etin, “ge
çici askerî gereklilik” terim ini yorumlama şeklini kabul etti.
45 David Kretzmer, The Occupation ofJustice, The Supreme Court o f Israel and the Occu-
pied Territories, New York: State University of New York Press, 2002, s. 120.
46 Leon Shelef, “The Border of Activism is the Green Line: in the Margin and in the
Pathways of High Court o f Justice ruling in the occupied territories”, Legal Review,
17 (2) 1993, s. 890-757 [İbranice].
47 Yüksek Adalet Mahkemesi 390/79 [Elon Moreh].
Y ERLEŞİM LER: T EPELER S A V A Ş I 155
48
A.g.y.
156 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
hiçbir şekilde izin vermedi. Ancak benzer bir gerekçe olan “acil ve geçici
askerî ihtiyaçlar”a dayah olarak “güvenlik” ile ilgili nedenlerle toprağa el
koyma, yerleşimcilerin çevre otobanlarının ve bundan yıllar sonra Ayırma
Duvan’m n inşası için yerleşim lerin etrafında “steril güvenlik alanlarının”
oluşturulmasına olanak tanımayı sürdürdü. Filistinlilere ait özel araziler
1979 yılından sonra da, özel toprak sahipleri İsrail Yüksek Adalet Mah
kem esi ile temas kurm ak için gereken kaynaklara, fiziksel erişime ya da
politik eğilime sahip olmadığından, m ahkem e kararından bağımsız ola
rak kullanılmaya devam etti.50
Liberal basın Elon Moreh davası kararım Likud hükümetine karşı elde
edilen bir zafer olarak kudasa da, bu kararın yalnızca bir Pirus zaferi ol
duğu sonradan açıldığa kavuştu. Elon M oreh sadece alternatif bir alana
kurulm akla kalmamış, aslmda kararda kullanılan ifade biçim inin, karan
okuyan herkese Filistinlilere ait arazilerin kullanılmasına yönelik alterna
tif yöntem ler gösterdiği anlaşılmıştı. Mahkeme, İşgal Edilmiş Topraklarda
gelecekte arazilerin yerleşim inşa etm ek amacıyla kullanılmasına askeri
gücün sorumluluğuna bırakılm ış olan halka açık arazilerde izin verile
ceğini onaylamış ve devletin bu prensibe uygun hareket etmesi duru
munda kendisinin, sonraki yerleşim kurma çabalarına müdahale etmeyi
49 Ag.y.
50 D ror E tk es ve H agit O fran, Breaking the Law in the West Bank: The Private
Land Report, Peace Now, Kasım 2 0 0 6 , httpyAvww.peacenow.org.il/site/en/peace.
asp?pi=61 &fld= 191 & docid=2024. Bu rapora göre, şu anda Ban Şeria’daki yerleşim
ler, yerleşimci kam plan ve endüstriyel bölgelerin yer aldığı arazilerin toplam alanının
(tam olarak 158 kilometre kare) yaklaşık yüzde 40’ı Filistinlilere ait özel mülklerden
oluşmaktadır. Hep beraber yerleşimlerdeki binaların 3.400’ünden fazlası Filistinlilere
ait özel m ülklerin üzerine inşa edilmiştir.
158 O YUK T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
51
Ronen Shamir, “Landmark Cases and the Reproduction of Legitimacy: the Case of
Israel High Court of Ju stice”, Law and Society Revievv, 24 (3) 1990, s. 788.
159
4.
Yerleşimler: Görsel Şehircilik
Likud hüküm eti 1978’de, iktidara gelişinden bir yıl sonra, yerleşim
projesini doğaçlama bir atılımdan, ayrıntılı olarak planlanmış bir devlet
projesine dönüştürmeye yönelik ilk girişimlerden birinde bulundu. Bu
hüküm et, Batı Şeria’daki Yahudiye Çölü’nün yukarıda kalan yamaçlarına,
Kudüs’ün birkaç kilom etre doğusunda bulunan ve bundan üç yıl önce
resmî hüküm et izni olmadan ancak eski Savunma Bakam Şim on Peres’in
aktif desteğiyle yirmi üç aileyi barındıran geçici bir “işçi kampı”nm kurul
duğu yere bir şehir inşa etmeye karar verdi.3 Hükümetin bu şehri tasar
laması için - o dönem Likud’un bir parçası o la n - Liberal Parti ile bağlan
olan mimar ve planlamacı Thomas LeitersdorPu görevlendirmeye yönelik
1 Mourid Barghouti, I Saw Ramallah, Ahdaf Soueif (çeviri), Londra: Bloomsbury Pub-
lishing, 2005, s. 29.
2 Ramallah yalanlarındaki köylerden birinde yaşayan bir Filistinli, Danny Rubenstein’ın
“Preparing for a civil war” adlı yazısından almülanmıştır, Ha’aretz, 18 Aralık 2006.
3 1974 yılında İşçi Partisi, bu mevkiye bir yerleşim inşa etm ek istemiştir. Bu fikir,
Kudüs’ün etrafım 1967’te belirlenen genişletilmiş yerel yönetim sınırlanılın içinde
yer alan mahalleler ve bu sınırların hemen dışında kalan yerleşimlerle sarmaya yö
nelik bir girişimin parçası olmuştur.
160 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
4 Eran Tamir-Tawil, “To Start a City from Scratch, An Interview with Architect Tho-
mas M. Leitersdorf”, Rafı Segal ve Eyal Weizman, A Civilian Occupation, The Politics
o f Israeli Architecture, Londra ve Tel Aviv: Verso Books ve Babel Publishers, 2004, s.
45.
YERLEŞİMLER: G Ö R S a ŞEHİRCİLİK 161
yerleştirilmiş bir düzine civan tekerlekli evden oluştuğu bir dönemde, bi
rinci evrede 2 .6 0 0 ’den fazla konut birim i içerecek şekilde tasarlanmış ve
inşa edilmişti. Bu çalışmalar sıkı bir programa bağlı olarak gerçekleştiğin
den ve kontratların gizli kalması amacıyla (bu tür geniş çaplı bir girişimin
İsrail için diplom atik sorunlar yaratacağına yönelik bir korku varolmuş
tur) kamu ihalesi yapılamadığından, Leitersdorf basitçe birlikte çalışmayı
tercih ettiği şirketleri görevlendirdi. Kendisi daha sonra Konut ve İnşaat
Bakanlığının resmî dergisinde bu başarısıyla övünmüştür:
“H ızlı g elişm e ih tiy a cı, g en eld en ö zele d oğru aşam alı o la ra k ilerley en
(b ö lg esel p lan , k e n t in şası p lan ı, alan p lan ı, b lo k p lan ı, b in a p lan ı v s.)
g elen ek sel p lan lam a yak laşım ım terk etm eyi b ir g erek lilik h âlin e getirdi.
B u n u n y erin e, ço k d isip lin li b ir e k ib in h e r düzeyde aynı anda [çalışacak
şek ild e] görevlen d irilm esin e k arar verild i. D olayısıyla altyapı sistem leri
n in in şasın a y ö n e lik çalışm alar k e n tin k o n u m u on ay lan d ıktan so n ra, 4
aydan k ısa b ir sü re için d e başlad ı. G erek li tü m k ay n ak ların ö n ced en ay
rılm ası, b u n d an d ö rt y ıl so n ra, ilg ili alan ların u zm an lan ve d an ışm an
lard an o lu şan 8 0 k işilik b ir g ru b u n , 1 0 in şaat şirk etiy le işb irliğ i yaparak
2 .6 0 0 k o n u t b irim i in şa etm elerin i m ü m k ü n k ıld ı. B u , İsrail’de eşi b en
zeri g örü lm em iş b ir g elişim o ran ıd ır.”
[Resim 35: Ma'ale Adumim. Milutin Labudovic tarafından Peace Now için çekilmiş bir
fotoğraf, 2 0 0 2 ]
162 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
Bu oran, Leitersdorfun ofisi ile diğer tüm ekipler arasında, paralel bir
şekilde çalışmalarına olanak tanımak ve böylece “kent inşa planı tamam
landığında tüm m ahallelerin tasarımının b itm esin i. . . ve tüm inşaat şir-
kederinin aynı anda işe başlamasını” sağlamak için “seri bir geri beslem e
süreci”nin oluşturulmasıyla elde edilebildi.5
[Resim 36: Film kareleri, "Çölde Bir Şehir Ma'ale Adumim", 1983 (İsrail Konut ve
İnşaat Bakanlığı tarafından çekilmiş bir film). Soldaki karede ayakta duran kişi: Thom as
Leitersdorf.]
5 A g .e., s. 4 4 .
6 A g.e. Ma’ale Adumim’in inşa edildiği arazi Ebu Dis, Anata, Azariya, At-Tur ve Isawiya
köylülerine aitti. Bu yerleşim in inşa edildiği tepelerde yaşayan Bedevi kabilesi Yahalin,
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 163
zor kullanılarak buranın bitişiğindeki bir çöp döküm alanına taşınmıştı. Ma’ale Adu
mim, Leitersdorfun da öne sürmüş olduğu gibi “İsrail’in politik konsensüsünün iyice
içinde” yer alm ıştır ve bugün 32.000 yerleşimciyi barındırmaktadır. Burası, Duvar’m
şimdi etrafından dolaşmasıyla birlikte Baü Şeria’mn, Tel Aviv’den daha geniş bir ye
rel yönetim alanına sahip en büyük şehir yerleşimidir. Ma’ale Adumim aynca hede
fine de ulaşmış, yani Batı Şeria’nm kuzeyini güneyinden koparmış ve Kudüs’ü Batı
Şeria’mn geri kalanından izole etmiştir.
7 Konut ve İnşaat Bakanlığı, A City in the Desert: Ma’ale Adumim, 1983 (tamdm filmi).
8 Ebenezer Howaıd, Garden Cities o f To-Morrow, Londra: Faber, 1965 [ 1902]. İlk “Bahçe
Şehir” mimar Raymond Unwin tarafından Londra’nın kuzeyinde Letchworth’de ve
Hampstead Garden Suburb’de oluşturulmuştur.
9 Gilbert W erbert ve Silvina Sosonovsky, Bauhaus on the Carmel: The Corning o f Modem
Architecture to Hadar Hacarmel, Hayfa: The Technion Press, 1985 [İbranice]; Patrick
Geddes, Cities in Evolution: An Introduction to the Town Planning Movement and to the
Study o f Civics, Londra: Benn, 1968, s. 154.
10 Geddes, Cities in Evolution, s. 154.
İM O Y U K T O P R A K L A R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
dairesel diyagram ının biçim ini bozan organik düzenlem eler bulabilm ek
için ilk uğraşı olan biyolojiyi kullandı. Geddes kentsel tasarım ı yeni bir
sosyal düzenin icat edilm esine olanak tanıyabilecek bir araç olarak gö
rüyordu. Bu da, W eizm an’ın b ir ulusun nasıl yem den canlandırılacağına
yönelik görüşünün yanı sıra, özünde İngiliz olan her şeye hayranlık duy
m asıyla uyumluydu. Tel Aviv için hazırladığı m eşhur kentsel planlarının
aksine Geddes, Hayfa için hiçbir çizim yapm adı, bunun yerine burayı sa
dece bir kez ziyaret ettikten sonra yazdı b ir rapor oluşturulm asına yardım
etti. G ilbert W erbert ve Silvina Sosonovsky, Karmel’deki m odem m im ari
nin tarihini konu alan ayrm tıh araştırm alarında bu projenin bazı prensip
lerini şöyle tarif ettiler. “Geddes için topoğrafiye saygı duym ak en fazla
önem taşıyan prensipti... norm al şebeke planı ile yapılan planlamaların
aşın basitliğinden hiç hoşlanm am ış [kendisinin ifadesiyle, ‘kağıt üzerine
cetvelle çizgiler çizm ek kolay b ir ofis işidir’ bunun yerine m asa başında,
kapalı alanlarda yapılan tasanm cılığm bırakılm asını ve ‘tasarım ın inşa
alanında’ yapılm asını istem iştir.”11 Şehir biçim iyle insan bedeni arasında
direkt b ir ilişki kurulm asını sağlayacank kentsel tasanm , planlam acı söz
konusu gelişm e alanım yaya olarak gezerken gerçekleştirildi. O zaman
lar altm ış beş yaşında olan Geddes, Hayfa’nm toprağına ayak basm asm -
dan sonraki beş günü Karm el D ağinın yukarıda kalan yam açlarım yü
rüyerek, kendisine yetişm ekte zorlanan Siyonist yoldaşlanna ve özellikle
onlarla birlikte yürürken defterine n ot düşen ve skeçler çizen, Geddes’in ,
sonradan m eşhur b ir m im ar olan damadı Kaptan Frank M ears’a kafasın
daki planlan sözlü olarak aktararak geçirdi. U zun yürüyüşçülerin pren
sibi ve aynı zamanda Geddes’in büyük ihtim alle İskoçya’daki dağlık ara
zilerde çıktığı yürüyüşler sırasında öğrenm iş olduğu bir alışkanlık olan,
topoğrafinin eğrilerim takip ederek sabit b ir irtifa çizgisi boyunca yü
rüm e, yollar ve altyapıların topoğrafik çizgilerin bitişiğine inşa edildiği
m odem planlam a prensipleri ile bir hayli uyumluydu. Geddes’in “yürü
yerek oluşturduğu” planda şehrin m ahalleleri, dağın doğal biçim im izle-
yerek aralarında kalan vadileri açık yeşil alanlar olarak bırakacak şekilde
tepelere konum landırıldı.1112
[Resim 37: R m kareleri "Emanuel: A City that is a Hom e" ["Emanuel: Ev Niteliğinde Bir
Şehir"! 1 9 8 4 (Film İsrail Konut ve İnşaat Bakanlığı tarafından çekilmiştir). Planlamacı
•Thom as Leitersdorf]
Ekim Stratejileri
Toprağa erişim in düzenlenmesi, Begin hüküm etinin yerleşim proje
sini devlet kontrolü altında resmîleştirmeye yönelik girişiminin bir diğer
bileşeniydi. 1979 yılında artık, “güvenlikle alakalı nedenler”le yerleşim
edilmesini tavsiye eden 1943 yılı “Londra P1am”m hazırlayan kişi olarak ün kazanmıştır.
13 Konut ve İnşaat Bakanlığı, Ma’a le Adumim.
14 Thomas Leitersdorf, “Development Plan for Neighboriıoods A (02), B (04), E (03),
Ma’ale Adumim”, Amiram Harlap’ın editörlüğünü yaptığı Israel Builds adlı eserde,
Kudüs: Konut ve İnşaat Bakanlığı, 1988, s. 164.
15
Tamir-Tawil, uTo Start...”, s. 158.
166 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
18 Filistinlilere ait ekilip biçilm eyen arazilerin İsrail devletine ait olduğunun bildiril
mesi, İsrail ordusunun bir “düşman devleti”ne ait mülklere el koyma ve kendi ka
rarlarına bağlı olarak idare etme yetkisi veren 1967 tarihli “Hükümete Ait Mülklerle
İlgili Em ir” temel alınarak yapılmıştı. “Order Regarding Government Property (Judea
and Samaria) (No. 59 ), 5727-1967”, Planning, Building and Land Laws, s. 520-523.
19
Lein ve Weizman, Land Grab.
168 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
20
Batı Şeria ve İsrail’in havadan haritalandınlma süreciyle ilgili daha fazla bilgi için bkz.
Moşe Saban, “Aerial Photography and Photom etrics”, Harlap, Israel Builds, s. 53.
YERLEŞİM LER: G Ö RSEL ŞEH İRCİLİK 169
girişme derdinden kurtarır. Birkaç bin kilom etre karelik bir alanın fo-
toğraflanması yalnızca dört saat sürer. Havadan çekilen ve nefes kesen
bir nedikte çeşitli ölçeklerde çoğaltılabilen fotoğraflarla yapılan fotomet-
rik arazi ölçüm ü, bir bölgeyi incelem enin en hızlı ve pratik yolu olarak
şimdi geleneksel arazi ölçümü yöntemiyle yapılan haritaların yerini al
mıştır. 1967 yılından bu yana her iki yılda bir havadan kapsandı arazi
ölçüm leri yapılmaktadır.
Haritalandırma projesi, Devlet Savcdığı Bürosu’na bağlı hukuk daire
sinin müdürü, aşın Ortodoks Plia Albek tarafından yönetilmişti. Albek,
İsrail’in yerleşim halkbilim ine, Batı Şeria’daki dağlan helikopter ile Hırla
yarak, tartışma konusu olan alanlardan ciplerle geçerek, toprak mülkiye
tini zeytin ağaçlarının gövdelerini kesip gövdedeki halkalan sayıp (her bir
yıl ağaç gövdesindeki halkalardan birine karşılık geldiğinden bir meyve
bahçesinin yaşını bu şekilde saptayabilmiştir) belirleyerek ve kendi poli
tikasına olası itirazlan ve planlanm n karşısına çıkabilecek olası engelleri
kayda geçirm ek için Filistin köylerinin otorite sahibi üyeleriyle birlikte
el konm ası planlanan arazilerde yürüyerek giriş yapmıştır. Albek tarafın
dan yapılan incelem elerin hedefi, en az art arda üç yıldır işlenmemiş bir
şekilde duran ve böylece um irî” araziye dönüşen özel “m ülk” arazilerini
ve on yıldan az bir süredir işlenen ve bundan dolayı henüz çiftçinin özel
mülkü hâline gelmemiş olan “m ülk” arazilerini belirlemekti.
[Resim 38: "Devlet arazisi" parçalan, Binyamin Bölgesel Konseyi Hebron (8 Halil) yöresi]
170 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Bu arazi kapma sistem i genel bir pratik hâline gelmeden önce, İsrail
askerî hüküm eti Filistinlilerin tarımsal üretim inin geliştirilm esi ve arttı
rılmasına odaklanmıştı. İşgalin ilk on yılı boyunca İsrail’de devlete bağlı
organizasyonlar, Batı Şeria’daki tüm köylerin yaklaşık yansında 3 0 .0 0 0
çiftliği kapsayan bir incelem e gerçekleştirerek, tanm alanlannın kulla
nım ım ve bu alanlann verim ini gözden geçirdi. Bu incelem enin ardın
dan Filistinli çiftçilere bu organizasyonlar tarafından tanm sal ekipman
ve makine satın alm alan için gelişim kredileri sunuldu, yapay gübre ve
böcek ilaçlan sağlandı, ekilebilen tohum çeşitlerinin kalitesi arttınldı ve
aşağı yukan 2 0 .0 0 0 Filistinli çiftçinin m odem ekipm an ve teknolojiyi
kullanm ak için eğitilmesini içeren yaklaşık 4 0 0 örnek plan hazırlandı.21
İsrailli politik kuram cı ve aktivist Neve Gordon’a göre bu politika, ilk
olarak Moşe Dayan’ın önderliğinde Savunma Bakanlığı tarafından tasar
lanmış olan, işgal altındaki bölgeleri yoksulluğu azaltarak ve genel ya
şam kalitesini yükselterek Filistinlilerin İsrail’e olan bağlılığını arttırma
yoluyla şiddetten arındırma arayışında olan bir idare m antığının parça
sıydı. Dayan, aydınlanmış bir hükümdar olarak anılm ak istiyordu. Hü
küm et toplantılarında yaptığı konuşmalardan birinde İsrail’in aydınlan
mış kolonyalizm m odelini takip etm esi gerektiğini ifade etmişti. Onun
ifadesiyle, Batı Afrika’daki Togo Cumhuriyeti’nde “insanlar bugün bile
Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki Alman kolonisi dönemine ait iyi anı
lara sahiptir... Almanlar arkalarında ‘meyve ağaçlan ve kültür’ bıraktılar.
İsrail... hayırsever kolonyalizmin izinden gitmelidir.”22 Dayan’ın politika
sının etkisi, işgalin ilk beş yılında tanm sal verim liliğin her yıl yüzde 16
oranında artmasıydı; yine aynı politika Filistinlilerin önceden işlenm e
miş hâlde duran arazileri ekip biçm esine olanak tanıdı.23 1976 yılında
21 İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin dikm esine yardım ettiği ağaçların sayısı
yalnızca 1968 yılında 618.000’i bulmuştur. Bu sayı, İsrail tarafından ikinci İntifada’nın
ilk üç yılında imha edilen 226.000’den fazla ağaç ve Gazze’deki tanmsal arazilerin
yüzde 10’undan fazlasıyla karşılaştırma yapılarak görülmelidir. Bkz. Neve Gordon,
IsraeVs Occupation: Sovereignty, Discipline and Control, Berkeley, CA: Califomia Uni-
versity Press, 2008 (G iriş). Gordon’m Manthly Statistics o f the Administered Territori-
es’deki kendi verileri, 1, (8) Merkezî İstatistik Bürosu, Ağustos 1971, sayfalar xiv-xvi.
22 Gorenbeıg’in Accidental Empire adlı eserinden almtılanmıştır, s. 1 7 4 .1 8 8 4 yılında Togo
bir Alman kolonisi hâline gelmiştir. Almanlar bu ülkenin ana ithalat ürünlerinin (ka
kao, kahve ve pamuk) yetiştirilme yöntemlerini geliştirme amacıyla bilim sel deney
ler yapmış ve burarım altyapısını Afrika’daki en yüksek düzeye taşımışlardır. Dayan
aynı zamanda İsrail’in Filistinlilerin hastaneleri, yollan, su işleri ve elektrik hatlarına
yatırım yapmasını sağlama arayışında olmuştur. O, Filistinlilerin bunlara m innettar
kalacağına ve Araplar ile Yahudilerin yalnızca İsrail’in askeri idaresi altında bir arada
yaşayabileceğinin farkına varacaklarına inanmışür.
23 Gordon, IsraeVs Occupation (G iriş). Bu, hızlı ekonom ik gelişim ile el ele gitmiştir:
1968 ile 1973 yıllan arasında Filistin’e Ait İşgal Edilmiş Topraklar’ın gayri safi m illî
hasılası neredeyse yüzde 20 oranında artış göstermiştir.
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 171
24 Shlomo Swirski, The Price o f Occupation, Tel Aviv: Mapa Publishers, 2005, s. 28 [İb-
ranice]. Sonucu şu istatistiklerle özetlemek mümkündür: İsrailli çiftçiler devletin sı
nırlan dâhilindeki tanma elverişli toprakların yüzde 95’ini sulamayı başanrken, F i
listinli çiftçiler ekime elverişli topraklarının yalnızca yüzde 25’ini sulayabilmiştir.
25 Ekili araziler 1965 yılında yaklaşık 2.435 km2 iken, 1985 yılına gelindiğinde 1.735
km2’ye kadar düşmüştür. Bu veriler Neve Gordon tarafından yazılan IsraeVs Occupa
tion (G iriş) adlı eserden alınmışür.
26 Dror Etkes ve Hagit Ofran, Breaking the Law in the West Bank: Israeli Settlement Bu-
ilding on Private Palestinian Property, Peace Now, Kasım 2006. http://www.peacenow.
org.il/site/en/peace.asp? pi=61 &fld= 191 & docid=2024; httpyAvww.peacenow.oig.il/
data/SIP_STORAGE/fıles /9/2569.pdf.
27 Saul Ephraim Cohen, The Politics o f Planting, Chicago: Chicago University Press,
1993.
172 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
28 JN F yeni çam ağaçlan dikerken, ordu utabiat çıplaklaştırma” olarak adlandırdığı ope
rasyonların bir parçası olarak, güvenlik bahanesiyle (iddia ettiğine göre ağaçlar ve
meyve bahçelerinin Filistinli keskin nişancılar tarafından siper olarak kullanılmasını
engellemek amacıyla) yerleşimlerin ve yerleşimlerin yakınından geçen yolların etra
fındaki zeytin ağaçlarım kökünden sökmektedir.
29 Yahudi yerel otoritelerin İsrail’in yasalarına bağlı bölgesel anklav statüsünü kazan
masını onaylayan iki kritik askerî em ir 1979 yılında verilmiştir: Bölgesel Konseyle
rin İdaresine İlişkin Em ir (No. 783) ve Yerel Otoritelerin İdaresine İlişkin Em ir (No.
8 9 2 ). Birkaç istisna dışında bu emirler seçimler, konseylerin yapısı, bütçeler, plan
lama ve inşaat, eğitim ve yerel meseleler için mahkemeler gibi konularda İsrail’in ye
rel otoritelere ilişkin yasalarım kopyalamaktadır.
30 Aslma bakılırsa biri kişisel, biri de bölgesel olmak üzere, İsrail’de sivil yasalara bağlı
iki tür anklav oluşturulmuştur. Bölgesel anklavlar dağ zirvelerinde bulunan binlerce
“devlet arazisi” adaşım İsrail’in yasalarına tamamen bağlı hâle getirirken, kişisel ank
lavlar etkili bir şekilde İşgal Edilm iş Topraklarda yaşayan her İsrail vatandaşının
İsrail’in sivil yasalarına bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu da, bir Filistin kasabasında
herhangi bir suça kanşan yerleşimcilerin İsrail’in yasalarına bağlı olacağı, aynı du
rumdaki bir Filistinlinin ise askerî idarenin d ine bırakılacağı anlamına geliyordu. Yer
leşim cinin bedeni, bu güne kadar yasal olarak devletin sınırötesi bir som ut örneği
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 173
bir şekilde geçerli olduğu iki alana böldü. D evletin yasaları dağ zirvele
rinde geçerli olurken, ordu tarafından belirlenm iş kurallar hâlâ bu dağ
ların altında ve arasındaki ekili vadilerde etkisini korum aya devam edi
yordu.31 Yerleşim cilerin hayatları, aslen, İsrail’deki İsrail vatandaşlarının
hayatlarına benzem ekteydi.
ik in ci Begin hüküm etinde Savunma Bakam olarak görev yapan Ariel
Şaron 1981’de, İsrail’i Lübnan’da savaşa sürüklem esinden bir yıl önce,
Batı Şeria ve Gazze’deki Filistin nüfusunun idaresiyle m eşgul olm ası için
tasarlanm ış, orduya bağh bir yan kurutuş olan Sivil Yönetim’i kurdu. Si
vil Yönetim ’in yöresel bölgesel kom utadan ayrılm ası, ordunun bu dö
nem de İşgal Edilm iş Topraklarda oynadığı iki rol -İsra illi sivillerin ko
runm ası (Filistinlilerin baskı altında tutulm ası yoluyla) ve Filistin li nüfus
üzerinde egem enlik—arasında açık ve net bir ayrım ın yapılm asını sağladı.
Bu ikin ci rolü üsdenm esinfn ardından Sivil Yönetim , İsrail’in işgali kalıcı
bir hâle getirm edeki kararlılığını ve işgal sürecim norm alleştirm eye de
vam etm eye yönelik arzusunu vurguladı.32
Sivil Yönetim altında, İşgal Edilm iş Topraklar için hazırlanan gelişim
planlan benzer şekilde birbirini tamamlayan iki paralel doğruyu izleye
rek uygulandı: bu doğrulardan birincisinin hedefi Yahudi yerleşim lerinin
inşa edilm esini desteklem ek, İkincisinin hedefiyse Filistin köyleri ve ka
sabalarının genişlem esini kısıtlam aya çalışm aktı. Sivil Yönetim , b ir yan
dan bölgesel Yahudi konseylerine “özel planlam a kom itesi” statüsü verdi
ve bunların ayrıntılı ön planlar hazırlam a, sunm a ve içinde bulundukları
bölgenin yerel yönetim sınırlan dâhilindeki yerleşim lere inşa izni çıkarm a
gibi yetkilere sahip olm asını sağlayarak,33 planlam a ve gelişim süreçle
rin i etkili b ir şekilde hızlandırdı. Bu arada Filistinlilerin yaşadığı alan
larda, topraklarını planlam a ve geliştirm e girişim inde bulunan Filistin
lilerin önüne akla gelebilecek her türlü engel kondu. Sivil Yönetim , Ban
Şeria ve Gazze’deki planlam a sistem ini düzenlerken 1 9 4 0 lı yıllarda İngi
liz Mandası’na bağh planlama görevlileri tarafından genel nüfusun şim diki
olarak anlaşılmıştır. Dolayısıyla, bu bedenin ihlal edilmesi bölgesel bir ihlale yalan
dır. Bkz. Lein ve Weizman, Land Grab.
31 A.g.e.
32 Ag.e. Sivil Yönetim genel merkezi, 1978 yılında Yüksek Adalet Mahkemesi tarafından
“stratejik” yerleşim olarak yasallaştırılan Bet-El yerleşiminin yakınında yer alıyordu.
33 Yeni bir yerleşimin ya da varolan bir yerleşimde inşa edilecek bir binanın planı ön
onay aldıktan sonra, bilgilendirme Arapça ve İbranice dillerinde yaym yapan yerel
gazeteler aracılığıyla yapılmakta ve itiraz tarihi kararlaştırılmaktadır. Ne var ki Filis
tinli sakinlerin yerleşimler için hazırlanan ön planlara itiraz etme becerisi, çizimleri
incelem ek için yerleşimlerin içinde bulunan planlama ofislerine erişmeye çalışırken
karşılaştıkları fiziksel zorluklar nedeniyle ciddi ölçüde zarar görmektedir. Filistinli
lerin karşılaştığı bir diğer zorluk ek ibranice dilinde yapılan bir oturuma katılmaktır.
Bu nedenlerden dolayı birçok ön plan hiçbir itiraz olmadan onaylanmaktadır.
174 OYUK T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
[Resim 39: Efrat yerleşimi - yerleşimin etrafında ve içinde yer alan, Filistinlilere ait
tarlalara ve soldaki çam ağaa dikili küçük alanlara dikkat ediniz. Milutin Labudovic
tarafından Peace Now organizasyonu için çekilmiş bir fotoğraf, 2 0 0 2 ]
34 Zorunlu ön planlar, işgalin gerçekleştiği dönem de zaten kentsel planlam a için tam a
m en akıl dışı bir tem eldi ve bu durum bugün daha da kötüleşm iştir. Dahası, o dö
nem de Filistin’de çalışan İngiliz planlam acılar yalnızca dört toprak kullanım ı kate
gorisi -tan m , gelişim , doğa rezervleri ve kıyı rezervleri- kabul etm iş, bazıları m odem
ekonom iler için olm azsa olm az olan endüstriyel bölgeler, turizm bölgeleri gibi diğer
tüm kullanım ları görm ezden gelmiştir. Jerusalem District Outline Regional Planning
Scheme RJ/5, 1 9 4 2 yılında onaylanm ıştır ve Sam ana Regional Planning Scheme S15,
1 9 4 5 yılında sunulm uş ancak hiçbir zam an nihai onay alam am ıştır. Bu konuda daha
fazla ayrıntı için bkz. Bim kom tarafından hazırlanm ış bir planlam a değerlendirm esi,
“Villages in Area C W ithout O utline Plans” [İbranice], Planlam a Değerlendirm esi,
Haziran 2 0 0 1 (yayım lanm am ıştır). Bkz. Lein ve W eizm an, Land Grab.
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 175
leşim süreci aynı zamanda dini-ideolojik (Eski Ahit’te adı geçen alanlara
yakın olan yüksek zirvelere yerleşim kurma arayışı), politik (Filistin’in
en fazla önem taşıyan kent ve kasabalarının etrafındaki alanlara yerleşim
inşa ederek bölgesel taviz ihtim alini önceden engellemeye çalışma) ve
ekonom ik (m etropolitan m erkezlerin yakınına banliyö ve kentsel uzantı
inşa etm ek için ucuz arazi arama) unsurlar gibi diğer harekete geçirici
etkenler sayesinde m om entum kazandı. Bu yaklaşım ların her biri Batı
Şeria’nın dağlarını farklı bir tür kaynak olarak görmüş, buradaki arazi
lerin yüzey eğrilerinde kendi gereksinim lerini karşılayabilecek farklı ko
numlara rastlamıştılar. İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşimlere yönelik po
litikası, yıllar geçtikçe önem li konumlardaki yöneticilerin farklı politik
görüşlerini, bu alanda aktif olan türlü çıkar gruplarının göreceli ağırlı
ğını ve uluslararası arenadaki gelişm eleri yansıtarak çeşidi değişimlere
uğradı. Birbirinden farklılaşan bu yaklaşımların, yerleşimlerin inşası için
ayrılmış kaynaklar kapsamında ve bu yerleşim lerin inşa edilmesine ka
rar verilen bölgelerde kendim göstermesine rağmen, bugüne kadar tüm
İsrail hüküm ederi, İşçi Partisi, Likud ya da Birlik hüküm ederi, yerleşim
projesinin kuvvedenmesine, gelişm esine ve genişlem esine aktif bir şe
kilde katkıda bulundu.
İsrail orta sınıfının şehir merkezlerinden banliyölere kaçmasını tetikle-
yen m erkezkaç kuvveden, 1980’li yılların başlarında m omentum kazan
maya başladı. Bu kuvveder, Amerika ve Güney Afrika’daki kapalı sitelerle
son derece benzerlik gösteren, etnik ve dinî olarak hom ojen topluluk-
lann içine girerek yalıtılmayı ve m etropoliten m erkezlerin dışına doğru
dallanmalan içeren küresel bir fenom enin aynasıydı. Batı Şeria’daki dağ
sıralarına yerleşen ulusal-dindar Guş Emunim dışında, yerleşimcilerin bü
yük bir çoğunluğu Tel Aviv ve Kudüs’ün yakmlannda yer alan, 1967 Yeşil
Hattı’nın yalnızca birkaç kilom etre ötesinde kalan banliyö yerleşimlerine
taşındı. Bu yerleşimciler, kendilerine yüksek yaşam standartlan, çok uy
gun bir fiyata daha iyi bir yaşam kalitesi vaat edildiğinden buralara yer
leşme düşüncesini çekici buldular.
Banliyö yerleşim lerinin sakinleri yaşadıklan bölgenin dışında iş ara
m ak zorunda olduklanndan, kendilerini Tel Aviv ve Kudüs civarındaki
m etropoliten alanlardaki iş m erkezlerine taşıyacak bir yol sistemine bel
bağlarlar. Bu yerleşimlerin nüfusu genelde seküler, orta sınıf İsraillilerden
oluşmakta, ancak hüküm et tarafından bu bölgeye taşınmaya teşvik edilen
176 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
35 Gadi Algazi, “Offshore Zionism”, New Left Review, 40, Temmuz-Ağustos 2006.
36 Bu incelemeye göre Konut Bakanlığı, Yeşil Hat’uı ötesinde yer alan evlerden birini
satın alan herkese 5.000 dolar yardım yapmakta ve buna ek olarak yansı on beş yıl
sonra bağışa dönüştürülen, 15.000 dolara varan borçlar vermektedir. Ulusal Altyapı
Bakanlığı ise geliştirme maliyetlerini yüzde 50 oranında azaltmakta ya da kiralama
ücrederinde yüzde 69 oranında indirim yapmaktadır. Devlet, şimdiye kadar konut
projelerine 2.2 milyar dolar harcamıştır ve bunun 500 milyon dolan 1992 yılında
Ariel Şaron’un Konut Bakam olarak görev yaptığı dönemde haıcanmışür. Buna ek ola
rak, Eğitim Bakanlığı anaokullannm eğitim ücretlerinde yüzde 90 oranında indirim
yapmakta ve başka çeşidi avantajlar sunmaktadır. Ticaret ve Endüstri Bakanlığı, fi
nansman ihtiyaçlarının yüzde 30’unu karşılayarak ve endüstriyel faaliyederin getirdiği
gelirler için gelir veıgisi avantajian sunarak endüstriye elverişli koşullar sağlamakta
dır. Finans Bakanlığı, gelir vergisine yüzde 7 oranında indirim yapmaktadır. Aynca
yerel otoritelere daha fazla para aktarılmaktadır. Yerleşimlerin genelde İsrail’de eko
nomik olarak ortalama nüfustan daha güçlü olan varlıklı banliyö toplulukları olduğu
bir gerçek olsa da, Batı Şeria’da hükümetin yerel otoritelere yaptığı fınansal aktarma
ların İtişi başına değeri İsrail’de olduğundan 2.25 kat fazladır. M oti Bassouk, T h e
price of setdements”, Ha’aretz, 26 Eylül 2003; Shlomo Swirsky, The Price a f Occupa-
tion, Tel Aviv: Mapa, 2005 [İbranice].
YERLEŞİMLER: GÖRSEL ŞEHİRCİLİK 177
37 Bu plana göre, yirm i ü ç yeni kom ünal ve kırsal yerleşim in yam sıra yirm i NAHAL
askerî yerleşim inin inşa edilmesine karar verilmiştir. Buna ek olarak, Batı Şeria’da yal
nızca bu yerleşim lerin Yahudi sakinlerinin kullanabileceği, uzunluklan toplam da 3 0 0
ile 4 5 0 kilom etre arasında olacak yeni yolların inşa edilmesi planlanmıştır. Tanm Ba
kanlığı ve Dünya Siyonist Ö ıgütü’nün Yerleşim Birim i, Master P lanfor Settlement fo r
Judea and Samaria, Development P lan for the R egionfor 1983-1986 , Kudüs, 1983. Bu
plan hayata geçirilirken hüküm et inşa edilen yeni yerleşim lerin sayısı bakımından
hedefine ulaşm ış ancak nüfusun önceden tahm in edilen değere ulaşm asını sağlaya
m am ıştır; 1 9 8 6 yılının sonlarına gelindiğinde nüfus yalnızca 5 1 .0 0 0 ’de kalmıştır.
38 Aynı zam anda bkz. M atityahu Drobless, MasterpUmfor the Development o f Settlement
in Judea and Samaria fo r the Years 1979-1983 , Kudüs: Dünya Siyonist Û ıgütü Yerleşim
178 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Topluluk Yerleşimi
44
Ören Yiftachel, Pkmntng a \fixed Region in Israd: The Political Geography o f Arab-Jc-
m sh Relations in the Galilee, Aldershot: Gower Pubhshing, 1992, s. 376.
45
Bu pratik, 1948 savaşı sırasında uluslararası görüşlerin Filistinlilere ait toprakların
temizlenmesi ve İsrail topraklarına katılmasına karşı verdiği tepkilerin, David Ben-
Gurioriun aklım meşgul ettiği bir dönemde ortaya çıkmıştır. “Yahudi devletinin Arap
ların topraklarına d koyması söz konusu olmayacaktır” sözünün ardından Gurion, bu
toprakların W ZO ya ve buradan da Yahudi İsraillilere aktarılmasını sağlayarak kendi
verdiği sözü atlatmak istemiştir.
46
Çünkü yerleşimler ABDnin politikasına aykırıydı ve Yahudi Ajansı’mn artık ABD’de
toplanan bağışlarda vergiden m uaf olmasına izin verilmiyordu. Bu nedenle, 1971 yı
lında Dünya Siyonist Ûıgütü’nün Yerleşim Birim i kuruldu; bu departman, İşgal Edi
len Topraklar7da yerleşimlerin inşasıyla ilgili tüm meselelerde Yahudi A jansındaki
Yerleşim Departm anının gördüğü işlevi gördü. Bkz. Lein ve Weizman, Land Grab.
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 181
buralara arazi verm ekte ve bu noktadan sonra üyeleri denetlenm eye de
vam etm e görevi, yerleşim in kooperatif dem eğine em anet edilm ektedir.47
Bu yerleşim lerde konut inşası hüküm ete bağlı gelişim şirkederi ve kâr
am açlı gayrim enkul geliştirm e firm aları tarafından, ya da özel olarak ger
çekleştirilebilir. M im ari tarzın istikran, çoğu zam an yalnızca tek ve çift
kadı, bahçeli aile evi çeşiderini içeren küçük b ir tasarım yelpazesinin sü
rekli olarak tekrarlanm ası zorunlu kılınarak sağlanmaktadır. Yerleşimle
rin bazılannda varolan bir diğer seçenek de, yerleşim cinin “hayalindeki
evi” tasarlamaya ve küçük bir toprak parçasına inşa etmeye teşvik edildiği
“evinizi inşa edin” planıdır.48 Tüm bu yerleşim türlerinde kırm ızı renkli
eğim li çan, Yahudi yerleşim lerinin am blem i, evrensel sem bolü hâline gel
m iştir. Bir röportajda, Batı Şeria’da çalışan genç b ir m im ar bu m eseleyi
bana şu şekilde açıklam ışu:
I*
47
2000 yılında Yeşil Hat’ın İsrail tarafında kalan Katzir “topluhık yerleşimTııin içinde ya
şama haklarıyla ilişkili olarak m alikaneye başvuran bir Filistinli-İsrailli aile -K a’adan
ailesi- Yüksek Adalet M ahkem esinde bu pratiğe başardı bir şekilde meydan oku
muştur. İki ayn vakada yerleşim kabul kom itesi, Adel Ka’adan’ın ulusal kökenindan
dolayı onun ailesinin bu kasabada toprak kiralamasını yasaklamıştır. Yüksek Adalet
M ahkem esftıin, yerleşime ve Yahudi A jansina karşı karar vererek Ka’adariın başvu
rusunun yeniden değerlendirilmesini emretmesi beş yılım almıştır. Ka’adan ailesinin
bu davayı kazanmış olmasına ve bu yerleşim içerisinde toprak satın alma (dilekçenin
mahkemeye sunulduğu yıl olan 1995 yılı fiyatlarına göre) hakkı elde etmiş olmasına
rağmen, genel dışlama pratiği hâlâ uygulanmaktadır ve yasaklanmamıştır. 2003 yı
lında Ka’adan ailesine bu toplulukta bir arsa sunulmuştur, ancak bu arsaya inşa edi
lecek ev için inşaat çalışmaları, ertelemeler nedeniyle hâlâ başlayamamıştır. Bkz. Neta
Ziv ve Ronen Shamir, “Politics and Sub-Politics in the Struggle Against Land Discri-
mination’’, Yehuda Shenhav (ed.) Theory and Criticism, Space, Land, House, Tel Aviv:
The Van Leer Jerusalem lnstitute / Hakibutz Hamuhad Yay., sayı no. 16, Bahar 2000,
s. 281
48
Bu program ilk olarak Likud hüküm eti tarafından gelişim kasabalarındaki devlet ko
nutlarında yaşayan sakinlerin, yaşam standartlarını yükseltmelerine imkân tanımak
amacıyla başlatılmış ve aynı zamanda bazı yerleşimlerde de uygulanmıştır. Program,
İsrailli yerleşimcilerin devlet arazilerini özel olarak kiralamasına ve daha sonra 250-
500 metrekarelik küçük bir bahçeyle özel bir ev tasarlayıp inşa etmesine olanak tanı
mıştır. Bu proje sonradan halk tarafından tutularak başan elde etmiştir. İsrail'de kal-
kınm ış kasabalarda devletin sponsorluk ettiği geniş konut gruplarının oluşturduğu
arka planın önünde bağımsız olarak tasarlanmış tek aile evlerinden oluşan yapı sı
ralan, İşçi Partisi’nin önceki diyasporik kim liklerin Sabra modemizminin potasında
eritilm esini temel alan kolektiflik fantezisiyle Likud’un sık sık etnik bir diyasporik
kimliğin “geri dönüşü”nü teşvik eden liberalizm fantezisi arasındaki estetik-ideolo-
jik kontrastı nedeştirmiştir. Bu projenin hedefleri ve başarısızlığı için bkz. Dan Raz
(Baş Mimar, Konut ve İnşaat Bakanlığı), “Planning Guidelines for B u ikl Your Own
Home’ Neighborhoods”, Hariap, îsrad Builds, s. 388.
182 OYUK T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
bu, yaklaşık yirmi yıl önce yaygın bir pratik olarak uygulanmaya başlandı
ğından... uzaktan gelseniz bile bir yerleşimin Yahudi yerleşimi olduğunu
anlayabiliyorsunuz!... bu özelliği taşıyan yapıların çevreleriyle kaynaş
madığı doğru olabilir, ancak bu sayede bir merkezî (oryantasyon) nok
tayı işaretlediği ve şu yargıyı güçlü bir şekilde ortaya koyduğu inkâr edi
lemez: bu yerleşim bir Yahudi yerleşimidir!”49
V*.
[Resim 41: Solda: 1980'li yıllarda bir Yahudi yerleşimindeki evlerden biri; Sağda: bir
Filistin köyündeki evlerden biri]
İahl
Ma r}-e li Stahmwr-
asiutfif
& U K h a llç
l\ \ \ I T
M*» e*> { ,
Hcwî>ii*îi
4oo
■HaÜMMrt IB S
uommerciaı centre
Educotional ınstıtutlons
PEDESTRIAN W A Y S — VIEVVS
Pedestrian Ways and Parka
Öpen space
Views
[Resim 42: Ticaret merkezi, Eğitim kurum lan Yaya yollan ve parklar. Açık alan Görüş
alanlan
Yukarıda, Geva'ot yerleşimi (yol planı); aşağıda, Har Şmuei yerleşimi (ön plan)]
186 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Görsel Şehircilik
52 M ichael Boneh, Building and Development in the Mountain Regions, Kudüs: K onut ve
İnşaat Bakanlığı, 19 8 4 . Bu el yazm ası bundan dört yıl sonra Harlap’ın Israel Builds
adlı eserinde kopyalanmıştır.
53 K üçük tarım sal yerleşim ler eğim leri yüzde 15 ile yüzde 2 5 arasında olan alanlar için,
banliyö yerleşim leri eğim leri yüzde 2 5 ile yüzde 5 0 arasında olan daha sarp yam aç
lar için tavsiye edilmiş ve eğimi yüzde 5 0 veya bundan fazla olan yam açlar için ise
yalnızca bölgesel kasabalar önerilm iştir. Boneh, Building and Development, s. 9 .
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İRCİLİK 187
54 Bina tipolojileri yamaç eğimlerine göre ayrılmaktadır: üç katlı bina: yüzde 15-20: tek
aile evleri: yüzde 25’e kadar; apartman sıralan: yüzde 20-45; her katında iki daire bu
lunan yüksek binalar: yüzde 20-40; her katında dön daire bulunan yüksek binalar:
yüzde 25-35. Bkz. Boneh, Building and Development, s. 10.
55
A.g.e.ys. 14.
O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
56
ja n e ja co b s’ın The Death and the Life o f Great American Cities adlı eserindeki fikirleri
ile karşılaştırınız, New York: Vmtage Books, 1992 11961], s. 35-36.
YERLEŞİM LER: G Ö R SEL ŞEH İR C İLİK 189
57 Louis Althusser, “Ideology and ldeological State Apparatuses”, Skrvoj Zizek (ed.) M ap
pmg Ideology, Londra ve New York: Verso, 2000, s. 105-137 ve Louis Althusser, For
Manc, Londra: Verso, 2006.
58 Bkz. ahntınm Bölüm 3’te verilen tam versiyonu, s. 99-100.
59 Yüksek Adalet Mahkemesi 258/79, Abn Hilo et a l v. Government o f Israel et a l [Bet
El).
60 Yerleşimlerin gözetlemeyi mümkün kılm ası, sınır belirlem e, nüfus kontrolü, kim lik
kartlan, denetlemeler, para birim i kontrolü vb. gibi elektronik aygıtlar kullanılarak
uygulanan bir dizi teknik aracılığıyla işlev gören, anlaşılması daha zor ve daha yay
gın bir sistem in öğelerinden yalnızca biridir. Bkz. Elia Zureik, “Constructing Pales-
tine through Surveillance Practices”, British Journal o f Middle Eastem Studies, 2001,
s. 205-207.
tellerle içeri kapatmasının, yerleşim lerin bu dış bariyerlerinin ötesinde
artık bölgesel taleplerde bulunamayacağı anlamına gelebileceği düşünül
müştür. İsrailli film yapımcısı Avi Mugrabi, belgesel filmlerinden birinde
bir Batı Şeria yerleşiminde Şaron’u kayıtdışı olarak şu şekilde övünürken
filme alarak, bu argümanı doğrulamıştır: “[Onlara] şunu söyledim: yer
leşimlerinizin etrafını tel çit ile çevirmeyin. Çit inşa ettiğiniz zaman yer
leşiminizin genişlemesini kısıtlıyorsunuz... bizim kendi yerleşimlerimizin
değil, Filistinlilerin etrafını çitlerle kapatmamız lazım .”61 Diğer yandan,
bazı yerleşim ciler görsel denetlem enin sağladığı öz-korum anın bir sa
vunma duvan ya da bir çitin sağlayacağı maddesel korumayı gereksiz ve
hatta engelleyici kıldığına inanıyordu. Kedumim yerleşim inin güvenlik
görevlisi Şlomi Hazoni, bunu İsrailli güvenlik m em urlarının Filistinliler
ve Araplara karşı beslediği düşünülen önyargıları onaylayan bir biçim de
dile getirmiştir: “Çitler Arapların hissedebileceği bir korkuyu dışa yansı-
üyor... Onlar bizim korkumuzu sezdikleri zaman saldırıya geçecekler...
çitler bir güvenlik önlem i olarak kesinlikle işe yaramıyor.” Hazoni, bu
nun yerine “yerleşimin planı ile yerleşimin içindeki evlerin tasarımının
tek bir güvenlik konseptinin parçası olması g erek tiğ in i iddia etmiştir.62
Güvenliği, görme duyusunda arayan Yahudi yerleşim leri çok yoğun
bir şekilde aydınlatılır. Gece vakti bu yerleşim leri, m anzaranın bir ya
nından diğer yanma yayılan ve Arap köyleri ve kasabalarının ışıklarının
sarımsı rengiyle zıdık oluşturan son derece parlak beyaz ışık demederi
olarak görm ek mümkündür. Diğer yandan, güvenliklerini görünm ez-
likte arayan Fillistin mahalleleri, kendilerini ne zaman geleceği belli ol
mayan hava saldınlanna karşı korum ak için karartma yolunu tercih eder.
İntifada sırasında ordu nihayet yerleşim lerin etrafının çit sistem lerinden
oluşan birkaç katman, gece görüşü kabiliyetine sahip kameralar ve hatta
61 Avi Mograbi, How I Leamed to Overcome My Fear and Love Arık Sharon, belgesel, 1977.
62 Her iki alıntı da Kadumiıriin güvenlik görevlisi Shlomi Hazoni’nin 21 Kasım 2002 ta
rihinde Mira Asseo ile yaptığı bir röportajdan alınmıştır. Mira Asseo, tarafımdan araş
tırma asistanı olarak görevlendirilmişti.
yerleşimin çevresini saran çitlerin üzerine yerleştirilen hareket detektör
leri ile sarılmasına karar vererek, çıplak gözün işlevini daha da genişlet
miştir. Bu tek taraflı görüş hiyerarşisini pekiştirecek şekilde, İşgal kuvvet
leri tarafından 2003 yılının sonlarında çıkarılan angajman kurallarında,
yerleşimleri dürbünlerle ya da “şüphe uyandıran bir şekilde” gözlemle
yen tüm Filistinlilere karşı ölümcül kuvvet kullanmasına izin verilmiştir.63
Filistinlilerin muhtemelen yerleşimlere bakmaktan bile sakınması gerekir.
Ancak bugün Batı Şeria’nın herhangi bir yerinden etrafa bakıp da bir
yerleşim görmemek zordur. İsrailli gazeteci Gideon Levy, bununla ilişkili
olarak şunu yazmıştır:
Batı Şeria’da yerleşim yeri inşa eden İsrailli mimarların çoğu, panora
mayı, stratejik ya da savunmasal bir kategoriye karşılık gelecek şekilde
63 Amos Harel, “Soldiers can shoot Gazans spying on Netzarim”, Ha'aretz, 5 Kasım
2003. İsrailli asker Shahar Ginossar, bu prosedürü şu şekilde tarif etmiştir: “Ateş
açma düzenlemeleri yeterince açık ve netti: çatıya çıkm ış her Filistinlinin ‘gözcü’ ol
duğu varsayılıyor ve keskin nişancılar bu kişileri hemen vuruyordu... Bir keresinde
çauda duran dürbünsüz bir kişi görmüştük. Bu adam hiçbir şey yapmıyor, yalnızca
duruyordu... Bana ateş açma izni verilm işti...” Bkz. Shahar Ginossar, “Shooting and
Hitting”, http://www.shovrimshtika.oig/newspapers_e.asp7numbers311.
64 Gideon Levy, “The Lowest Points in Israel”, Rafı Segal ve Eyal Weizman (ed.) A Ci-
vilian Occupaüon, The Politics o f Israeli Architecture, Londra ve Tel Aviv: Verso ve Ba-
bel, 2004, s. 170.
192 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
yerine okunm ası da gereken yazısal bir anlam ağma sahip, yorum layıcı
bir manzara oluşturdu. Dolayısıyla Ban Şeria’nın dağlık bölgesi hem fi
ziksel bir varlık, hem de hayali, m itik bir coğrafya hâline geldi. Eski Ahit
panoram ası, kişide içten derin düşüncelere dalma isteği uyandırm aktan
ziyade, katışıksız bir coşku duygusuna kapılmaya neden olan dini bir ri-
tüelin odak noktasını oluşturdu. Önde gelen bir yerleşim ci liderinin eşi
olan M enorah Katzover, Baü Şeria dağlarının Homeş yerleşim inde bulu
nan evinin oturm a odasındaki pencerelerden görünüşü hakkında şunu
söylem işti: “Bana o kadar heyecan veriyor ki bundan alçakgönüllü bir şe
kilde bile bahsedem iyorum .”68
[Resim 45: Maıine Hougnier, Territories II" [Bölgeler II] adlı filmden bir kare 2 0 0 5 ]
68 Daniel Ben Simon, “it is strange to die after the second meetmg”, Ha’arctz, 29 M an
2002 [tbranice].
194 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
69 Şilo’nun bir arkeolojik işçi kampı olarak inşa edilme şekli Bölüm 3’te tarif edilmiştir.
70 www.shilo.co.il
üretilm ektedir. Panoram a, tıpkı bir tiyatro sahnesi gibi ışıkların yanma
sıyla birlikte sahneden inm esi gereken görünm ez sahne çalışanları tara
fından bir araya getirilen düzenlenm iş bir manzara olarak görülür. Farklı
durumlarda Filistinlilerin, tehlikenin, Eski A hit otantikliğinin, yerel pas-
toralliğin ve politik görünm ezliğin görsel direnişçileri arasında varolması
m üm kün olm uştur. Bu son etkenin boşluğu en iyi şekilde, Batı Şeria’daki
Ariel Ü niversitesinin m im arlık bölüm ünde başkanlık yapan Sa’adia Man-
del tarafından, m im arlık öğrencilerinin sınıfın pencerelerinden dışan bak
tığında “Arap köylerini görüyorlar, ancak fark etm iyorlar. Bakıyorlar an
cak görmüyorlar. Ve bunu olum lu bir şekilde söylüyorum ”71 diye iddia
ettiğinde belirgin kılınm ıştır.
71 Esther Zandbeıg, “As close as you can get”, Ha’aretz, 3 Nisan 2003.
196 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 46: Allenby Köprüsü terminalinde, Filistin’e ait sınır kontrol noktası. Miki Kratsman,
1999. Kratsm an bu fotoğraf hakkında şunu söylen "B u fotoğrafı çekmek için Filistinli sınır
kontrol memurunun om zunun üstünden baktığımda birdenbire ariom da bana hitap eden
5.
Kontrol Noktaları:
Ayrık 6gem en ve Tek Yönlü Ayna
1993 yılının yazında O slo’da bir araya gelen İsrailli ve Filistin li banş
bürokratları, tek bir çizgi bile çizm eden işgalin en karm aşık m im ari ürün
lerinden birini tasarladı. G azze-Eriha Anlaşm ası’nın (aynı zamanda Oslo
Anlaşm ası olarak da bilin ir) Birinci Ek’inde yer alan 10. Madde’deye “G e-
çider Maddesi” adı verilm iştir; bu madde, farklı şekilde tanım lanm ış çeşitli
bölgeler arasında bulunan ve ortak sınır niteliğindeki yüzeyler, özellikle
de “dış” dünya ile kısıtlı Filistin kontrolüne devredilmiş alanlar arasındaki
sınır bağlantılarıyla ilgilidir.1 Bu bölgeleri birbirine bağlayan term inalle
rin m im arisi İsrail’in , güvenliğin genel kontrolünü sürdürm esine olanak
tanırken, Filistin ekonom isinin işlev görm esini sağlamaya yönelik, çeliş
k ili görünen isteğin sonucu olarak ortaya çıkan yapısal paradoksu çö
züm e kavuşturm a arayışındaydı. Filistin li m üzakerecilere göre, sınır ter
m inalleri ve bu term inallerden geçiş süreci, ortaya çıkm akta olan otonom
bir ulusal öz-yönetim in önem li sem bolleriydi. M üzakerelere liderlik eden
İsrailli subaylar ise term inallerin, Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistin
lilerin, olay yerindeki doğrudan kontrolünü İsrail’in genel “görünm ez”
kontrolü altında olan ve yeni yeni ortaya çıkm aya başlayan Filistin Ulusal1
6 Mourid Barghouti, I Saw Ramallah, Ahdaf Soueif (çeviri), Londra: Bloomsbury, 2005,
s. 12, 20.
200 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
7 Gideon Levy, wTwilight zonc: more than meets the eye”, Ha’cuetz, 3 Eylül 1999. Ay
rıca bkz. İsrail’in İsrail’deki şehirler ve İşgal Edilmiş Topraklardaki gözedeme tekno
lojilerini inceleyen çok iyi bir makale: Elia Zureik, “Constructing Palestine through
Surveillance Practices”, British Journal ofMUküe Eastem Studies 2 8 ,2 0 0 1 , s. 205-227.
8 Oslo Anlaşmaları sekiz ayn anlaşmayı içermektedir: (1) G eçici Özerk Yönetim Dü
zenleme İlkelerinin Bildirgesi (1 3 Eylül 1993); (2 ) Paris Ekonom ik İlişkiler Proto
kolü (29 Nisan 1994); (3) Gazze Şeridi ve Eriha Bölgesi’ne İlişkin Anlaşma (4 Ma
yıs 1994); (4) Güç ve Sorumlulukların İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü Arasında
Hazırlık Amacıyla Devredilmesine İlişkin Anlaşma (29 Eylül 1994); (5 ) Batı Şeria ve
Gazze Şeridi G eçici Anlaşması (aynı zamanda Oslo II olarak da bilinm ektedir) (28
Eylül 1995); (6 ) Hebron Protokolü (17 O cak 1997); (7 ) Wye Nehri Memorandumu
(23 Ekim 1998); (8) Şarm el-Şeyh Memorandumu (4 Eylül 1999).
9 Dördüncü Cenevre Sözleşmesi (1 2 Ağustos 1949), Bölüm III/Kısım III: İşgal Edilmiş
Topraklar, http7Avww.yale.edu/lawweb/avalon/lawofwar/geneva07.htm.
10 M khel Foucault, Discipline and Punisk The Birth o f the Prison, Alan Sheridan (çeviri),
New York Vintage, 1977.
K O N T R O L N O K T A LA R I: A Y R IK EGEM EN V E T EK YÖ N LÜ A Y N A 201
Akışları Düzenlemek
İsrail’in güvenlik fikri, her zam an, Filistinlilerin “İsrail’e ait” m ekânlar
içinde gerçekleştirdiği dolaşım ı idare etm ek am acıyla tasarlanm ış karm a
şık b ir bölgesel, kurum sal ve m im ari aygıt içerm iştir. İsrailli yazar-akti-
vist Tal A rbel, bundan “İsrail’in hareketlilik rejim leri” olarak bahseder.1112
1966 yılına kadar İsrail askeri yönetim i Filistin li vatandaşlara dayatılm ış,
Filistin köy ve kasabalarının içine ve etrafına konum landırılm ış kontrol
noktalarıyla özel izin belgeleri olm adan seyahat etm eleri olanaksız kılın
m ıştı. 1967 yılından sonra Savunma Bakam M oşe Dayan’m “açık köprü
politikası”, 1966’da Bati Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistinlilerin Ürdün’e
yolculuk etm esini ve İsrail’e giriş yapm asına izin vererek İsrail’in İşgal
Edilm iş Topraklar’a giden Filistin li vatandaşlarına uygulanan seyahat k ı
sıtlam alarının gevşetilm esine yönelik adım lan daha da ileriye taşıdı. Bu,
hedefi “yerli b ir Arap vatandaşın hayatım ... İsrailli b ir tem silciyi görm e
den ya da onunla konuşm adan yaşayabilm esini” sağlam ak olan, Dayan
tarafından “görünm ez işgal” olarak adlandırılan genel politikanın b ir par
çasıydı. Dayan, Filistinlilerin kendi hayatlarım ve topluluklarım , algıla-
nam asa da genel bir şekilde varlığım sürdüren bir İsrail kontrolü altında
idare etm elerine olanak tanıyan bir durum un ortaya çıkm asına izin ver
m ek istiyordu. Bu politika bağlanım da, İsrail ordusunun Filistin şehir
lerinde devriye gezm ekten kaçınm ası, İsrail bayraklarım m üm kün ol
duğunca az sayıda tutm ası ve Filistinlilerin gündelik yaşam ından uzak
durm ası planlanm ıştı.13 Bu politikanın am açlarından biri de, Filistin li iş
çileri İsrail’in iş gücüne katm aktı. Dayan’m bu ham lesinin “insancıl” ol
duğu ileri sürüldü, ancak Allenby Köprüsü’nü açıp kapayabilme, Dayan’m
işgal edilmiş bölgelerdeki hüküm et faaliyetleri koordinatörü Şlom o Gazit’e
göre aynı zamanda güvenlik ya da politik durum bunu gerektirdiğinde
“ayrıcalıkların inkân”na izin veren davranışsal bir “ödül-ceza” politika
sının bir parçasını oluşturuyordu.14 Aslında, Batı Şeria ve Ürdün arasın
daki köprüler niyet edilenden daha fazla kapatılıyor ya da -F ilistin lilerin
yalnızca çıkış yapm asını m üm kün kılacak şek ild e- tek yöne açılıyordu.
İşgal sürecinin devam ettiği yıllar boyunca Filistinlilerin hareketine ko
nan kısıtlam alar, aşam alı bir biçim de artış gösterdi. Seyahat izin belgeleri
ilk olarak 1981 yılında Sivil Yönetim’in -B a tı Şeria ve Gazze’deki F ilis
tinlileri idare etm ekle görevli olan, ID F’ye bağlı yan ku ru lu ş- kurulm a
sıyla birlikte verilm eye başladı. Bu belgelerin kullanım ı, köyler, kasaba
lar ve şehirlerin sokağa çıkm a yasağının uzun süreli olarak uygulandığı
yerler hâline geldiği Birinci İntifada (1 9 8 7 -1 9 9 1 ) sırasm da hız kazandı.15
İsrail Başbakanı İshak Şam ir 1991 yılında, ilk Körfez Savaşı süresince, ilk
kez, İşgal Edilm iş Topraklar’ın tam am ının kapatılm asını İsrail’e ve dün
yanın geri kalanına em retti.
Oslo yıllarında kapatm a politikası daha da uzatıldı, m ükem m elleşti
rildi ve norm alleştirildi. 1994 yılında İsrail’in güvenlik kontrol noktalan,
Filistin nüfusunun toplandığı m erkezleri birbirine bağlayan yollara doğru
geri çekildi. 1994 ile 1999 arasında İsrail 230 kontrol noktası kurdu ve
toplamda 4 9 9 gün süren kapatm alar dayatıldı.16 İsrail’in üstün otoritesi,
İşgal Edilm iş Topraklar’ın tam am ında ve bu bölgeler ile “dışarısı” arasın
daki hareketi engellem e, filtrelem e ve düzenlem e becerisi kullanılarak
rirıi, bölgesel olarak üst üste gelen ancak gittikçe artan bir şekilde adalaşan
otarşik ağlar halinde idare etm eye kalkışan bir dizi “yasal” ve bürokratik
prosedürden oluşuyordu.
Gerçekten de, Oslo sürecinin bürokratik altyapısı “işgal” yerine “idare”yi
koym a arayışmdaydı. İsrailli sosyolog Yehuda Şenhav, O slo yıllannda İs
rail ordusunun deneysel bir projeyi -T am Kalite Yönetim i’nin (Total Qu-
ality M anagem ent, TQ M ) Gazze’deki İsrailli güvenlik görevlileri ve F i
listinliler arasındaki ilişkilerin tüm ünün idaresi için uygulanm ası- nasıl
başlattığım şu şekilde anlatm ıştır: TQM m üşteri m erkezli, “kanlım ı te
m el alan, m üşteri m em nuniyeti sayesinde uzun vadeli başan elde et
m eyi hedefleyen ve organizasyonun her üyesine faydası olan bir... yöne
tim yaklaşım ıdır.”19 Bu sistem uluslararası çapta üretim , eğitim ve hizm et
17 Bu anlaşma, İsrail’in Filistin’e ait anklavlann oluşturduğu ada gruplarım birbirine bağ
layan su ağlarındaki boruların çapım, bu borular İsrail’in idare ettiği alanlardan geç
tiğinde belirlemesine izin vermiştir. Bu şekilde İsrail, belli konumlar arasında taşınan
suyun miktarım ve akış oranını etkili bir biçimde kontrol edebilmiştir. Bkz. Amira
Hass, “Colonialism under the Guise of a Peace Process”, Theory and Criticism , 24,
Bahar 2004, s. 192.
18 İsrail hükümeti, Oslo Anlaşmaları bağlanımda Filistinlilere ve Birleşik Devletler’e yeni
yerleşimlerin inşa edilmeyeceğinin ve varolan yerleşimlerin “doğal büyümesi” hari
cinde inşa edilmiş olan yerleşimlerin genişletilmeyeceğinin garantisini vermiştir. İsrail,
bu “doğal büyüme”nin sağladığı korumadan faydalanarak yeni yerleşimleri, varolan
yerleşimlerin “yeni mahalleleri” olarak göstererek inşa etmiştir. İlkeler Bildiıgesi’nin
imzalandığı Eylül 1993 ile ikinci Intifada’nm patlak verdiği Eylül 2000 arasında Batı
Şeria’daki (Kudüs hariç) yerleşimlerin nüfusu, yüzde 90’lık bir büyüme oranına kar
şılık gelecek şekilde 100.500’den 191.600’e büyümüştür. Yine aynı dönemde Doğu
Kudüs’te nüfiıs 1993 yılında 146.800’den 2001 yılında 176.900’e çıkarak yüzde 20
oranında artış göstermiştir. Bkz. Lein ve Weizman, Land Grab.
19 Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO ) -çeşitli ulusal standart öıgüderinin temsilci
lerinden oluşan uluslararası standart belirlem e örgütü (www.tqm.org)- tarafından
204 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
Şeffaf Sınır
belirlenen tanımdır.
20 Yehouda Shenhav, Manufacturing Rationality, Oxfoıd: O xfoıd University Press, 1999.
Aynı zamanda bkz. Uri Ben-Eliezer, “Post-M odem Armies and the Question o f Pe-
ace and Wan The lsraeli Defence Forces in the “New Times”, International Journal o f
Middle East Studies, 36, 2004, s. 49-70.
K O N T R O L N O KT A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E TEK YÖ N LÜ A Y N A 205
24
Gilles Deieuze, “PostScript on the Societies o f Control”, October, 59, Kış 1992, 3-7.
K O N T R O L N O KT A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E T EK YÖ N LÜ A Y N A 207
23 OCHA, Batı Şeria, “Closuıe Count and Analysis”, Eylül 2006. Gazze’nin Ağustos 2005’te
boşaltılmasından Eylül 2006y a kadarla dönemde bu kısıtlamalar yüzde 39 oranında
artış göstermiştir. Bkz. www.ochaonline.un.org. BTselem tarafından yayımlanan Frte-
dom o f Movement —Siege adlı durum raporuna göre 457 toprak yığını, 95 beton blok
ve 56 hendek bulunmaktadır. Raporun tamamı için bkz. www.btselem.org.
26 Dünya Bankası tarafından yapılan dikkatli hesaplamalara göre Ban Şeria ve Gazze’de
Gayri Safi M illi Hasıla (GSM H) 1999 ile 2005 yıllan arasında yüzde 3 0 oranında
azalmıştır. 2005 yılında Filistin Ulusal Yönetimi’nde işsizlik Gazze’de yüzde 4 0 , Ban
Şeria’da yüzde 29 oranında olm uştur ve şu anda Gazze’de fakirlik sınırının alanda
208 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
lilerin bir dizi taktiksel gereklilik olarak gördüğü şeye verilen b ir dizi ye
rel tepki olarak aşama aşama ortaya çıkm ış olm asına rağm en, ana hedefi
Filistinlilerin hayatlarına, şehirlerine, kasabalarına ve köylerine kadem eli
olarak sokulm ak zorunda kalm adan ve bariz bir şekilde şiddet kullan
maya ihtiyaç duymadan (çoğunlukla) hükm etm ek ve yönetm ek olan ek
siksiz bir bölgesel sistem i meydana getirecek şekilde, genel bir stratejik
planı gittikçe daha çok benim sem eye başlam ıştır. Bu farklı türden bari
yerler, Batı Şeria’yı Filistinlilerin toplandığı “nüfus m erk ezlerin in (kaba
olarak O slo dönem inin sınırlarına, A ve B bölgelerine karşılık gelir) etra
fında sayısı yaklaşık 200’ü bulan ayn, etrafı kapatılm ış bir dizi “bölgesel
hücre”ye bölecek şekilde parçalam ış ve bu hücrelerin arasındaki trafiğin
ordu kontrolündeki dar geçitlerin içinden geçm esini sağlamışür. Seyahat
etm ek isteyen Filistinlilerin, her biri farklı kategorilerdeki kişilerin farklı
kontrol noktası kategorilerinin içinden farklı kategorilerdeki m ekânlara
yolculuk etm esine izin veren, bir düzineden fazla farklı seyahat belgesi
için otoritelere başvurm ası gerekm ektedir. Buna ek olarak, Filistin lile
rin elde etm esi neredeyse im kânsız olan birtakım izin belgelerine sahip
olm adıkları sürece Ürdün Vadisi’ne, Kudüs’e ve Duvar ile Yeşil Hat ara
sına sıkışm ış anklavlara girm esi yasaktır.27 K ontol noktası sistem inin ta
sarım am açlarından biri de tam bir kapatm a politikasını -İşg al Edilm iş
Topraklar’dan İsrail’e hareketin tam am en yasaklanm asını- dayatmak ve
sürdürmektedir. Bu politika, bir terör saldırısı gerçekleşeceğine yönelik
bir şüphe ya da işaret olduğunda plansız olarak, ya da Yahudi bayram
ları ve dini tatillerinde rutin olarak, çoğu zaman M üslüm anların bayram
ları ve dini tatillerinde, özel durumlarda (Yaser Arafat’ın ölüm ü gibi) ya
da İsrail’de Avrupa basketbol şam piyonası m açları gibi uluslararası, ge
niş çaplı spor etkinlikleri düzenlendiğinde (bu bile tek başına uluslara
rası spor kuruluşlarının İsrail’de etkinlik düzenlem eyi kabul etm eyi ye
niden düşünm esi için iyi bir neden olm alıdır) uygulamaya konm aktadır.
yaşayanların oranının ikinci İntifada’nın öncesindeki oranın (yüzde 22) iki katını
aşarak yüzde 56’ya (2007 yılında Gazze sakinlerinin yüzde 75’inin bu sınırın alunda
yaşadığı hesaplanmışür) ulaşmasıyla birlikte bugün Gazze nüfusunun yüzde 70’i, ai
lelerinin gündelik yiyecek ihtiyaçlarını yardım olmadan karşılayamayan bireylerden
oluşmaktadır. Dünya Bankası’na göre bunun ana sebebi, insanlar ve malların hareke
tine getirilen kısıtlamalardır. Bkz. Dünya Bankası, “W est Bank and Gaza Econom ic
Update and Potential Outlook”, httpı//www.worldbank.oıg/we. BM Yardım ve Bayın
dırlık Ajansı (UNRWA) tarafından son dönemde hazırlanan bir rapor, sınır geçitlerinin
malların Gazze’den M ısır’a ulaşmasını engelleyecek şekilde sık sık kapatılmasının bir
sonucu olarak temel yiyecek maddelerinde kaydadeğer bir kıtlığın ortaya çıkacağının
uyarısını yapmaktadır. Bkz. http7Avww.un.org/unrwa/news/index.html.
27
Amira Haas, “Israeli restrictions create isolated enclaves in W est Bank”, Ha'aretz, 24
Mart 2006.
K O N T R O L N O K T A LA R I: A Y R IK EG6MEN V E TEK YÖ N LÜ A Y N A 209
Filistin Tıbbi Yardım Kom iteleri Birliği’ne göre, Batı Şeria’daki insanların
yüzde 8 5 ’lik bir kısm ı İntifada’nın ilk üç yılında sokağa çıkm a yasaklan
ve kapatm alardan dolayı köyünden çıkm am ıştır.28
Kontrol noktası sistem inin güvenlik m antığı, aynı zamanda m ekân içe
risinde dolaşım yapmasına izin verilen Filistinlilerin sayısının, bu mekânın
güvenlik düzeyi ile ters orantılı olduğu inancı üzerine de tem ellenm iş
ti.29 Avi D ichter, GSS’nin (G enel G üvenlik Servisi, ya da Şabak) başkam
olarak kontrol noktası sistem inin en güçlü destekçilerinden biriydi ve bu
desteğin derecesini D ichter’in şehirlerin bütününü gereksiz olarak ceza-
landırdıklannı düşündüklerinden bazı kontrol noktalarım ortadan kaldı
ran askeri görevlileri cinayede suçlam asından da anlam ak m üm kündü.30
Askerî kontrol noktalarında yapılan insan haklan ihlallerini yalandan
gözlem lem eye adanm ış bir kadın örgütü olan M achsom [kontrol noktası]
Watch [M achsom İzlem e G rubu], kontrol noktası sistem inin neden ol
duğu şiddet ve aşağılam ayı, tıbbi bakım a ihtiyaç duyan hastalann, yaşlı
ların ve bebeklerin bekletilm esini, insanlann kaldınm larda doğup ölm e
sini; Filistinlilerin günlük hayatlannm her boyutunu delm e ve ihlal etme
şeklini aynntılı ve özenli bir şekilde kayda geçirm iş ve rapor etm iştir. Böy
lelikle, dolaşım rejim inin, gündelik olarak hayatta kalm a m ücadelesi ve
ren insanları bekleterek, küçük düşürerek ve bitkinleştirerek Filistinlilerin
politik direniş gerçekleştirm esini onların kapasitesini aşan bir şey hâline
getirerek im kânsız kılam aya çalışm asını da (kendi iddia ettiklerine göre)
kayda geçirm iş oldular.31 M achsom Watch aktivistleri, Nablus’un güne
yindeki Huvvara kontrol noktasında İsrailli otoriteler tarafından verilen,
Filistinliler için seyahat etm eyi belirsiz bir deneyim hâline getirm ek ve
çoğu zaman Filistinlileri yıldırm ak için tasarlanm ış em irlerin doğasındaki
keyfiliği ve gelişigüzelliği de rapor ettiler. Örneğin 6 Eylül 2004 tarihinde
İsrailli askerler kontrol noktasından geçm ek isteyen her dokuzuncu ye
tişkin erkeği gözaltına almaya karar verdiler, aynı ayın 19’uncu gününde
ise çok fazla sayıda kişinin geçici olarak nezarete alınm asına neden ola
cak şekilde adı Muhammed olan her erkeği gözaltına aldılar. Bazen, yine
rastgele bir biçim de bazı yolculardan dört saat beklem eleri istendi; ba
zen de önceden herhangi bir uyan ya da bildiri yapılmadan kontrol nok
tası kapaüldı. Filistinli yolculann oluşturduğu sıralar kontrol noktalarının
28 Alice Rothchild, ‘Pitching in for health on the W est Bank’, Boston Globe, 6 Mart 2004.
Gordon tarafından yazılan IsraeVs Occupation adlı eserden (bölüm 6) alınülanmıştır.
29 Zygmunt Bauman, Society Under Siege, Londra: Polity, 2002.
30 Raviv Drucker ve Ofer Sheiah, Boomerang, The Israeli Leadership Failures during the
Second Intifadah, Kudüs: Keter Books, 2005, s. 330.
31 www.machsomwatch.org.
210 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
her iki tarafında da uzamaya devam ederken, Yahudi yerleşim ciler birbi
rinden ayn kapıların içinden ilerleyip yalnızca Yahudilerin kullanm asına
izin verilen yollara bağlanan korum alı koridorlardan hiç engellenm eden
serbest bir şekilde geçm ektedirler.
Kontrol noktası sistem i, işgal altındaki bölgelerde yaşayan Filistin li
lerin yaşam larının akla gelebilecek her yönünün idare edilm esini müm
kün kılacak kadar yaygınlaşm ış ve bulunduğu alana m üdahale etm iştir.
Filistinli-İsrailli parlam ento üyesi, yazar ve politik aktivist Azmi Bişara’nın
yakın zamanda yayım lanan kitabı Checkpoints’de [Kontrol N oktalan], İs
rail artık adıyla anılm ak yerine “kontrol noktalan devleti” olarak adlan-
dınlm akta, İşgal Edilm iş Topraklar’dan “kontrol noktalan diyan”, İsra
illilerden “kontrol noktalannın sahipleri” ve Filistinlilerden de “kontrol
noktalan diyannın halkı” olarak bahsedilm ektedir. “Kontrol noktası bir
insanın sahip olduğu her şeyi, onun çabalanm n, zam anının ve sinirle
rinin tümünü alır... kontrol noktası hem kargaşa hem düzendir, o hem
yasanın içinde hem dışındadır, hem düzen hem düzensizlik aracılığıyla
rasyonalite ve kişiye özel eğilim lerle işlev görür.”32 Filistinlilerin kontrol
noktalarından geçm ek için uzun zaman beklem esi, birinci ekonom inin
keyfiliğinden beslenen ikinci bir ekonom inin -F ilistin li yolcuların alaylı
bir şekilde “gümrüksüz satış yeri” olarak adlandırdığı, eldeki m ateryallerle
kurulm uş bir yiyecek ve m al p azan - doğmasına sebep olm uştur. Filistin
ekonom isinin derin bir buhranda olm ası nedeniyle, bu pazarlar Filistin’de
işlev gören neredeyse tek kamu alanı hâline gelecek şekilde aşam alı ola
rak genişlem iştir. Kontrol noktasının aralarına girerek ayırdığı m ahalle
ler, şehirler ve köyler ise buram n banliyöleri olm uştur.
32
Azmi Bişara, Checkpoints: Fragments o f a Story, Tel Aviv: Babel Press, 2006 [İbranice],
s. 10.
33
A.g.e., s. 17.
K O N T R O L N O KTALARI: A Y R IK EGEMEN VE TEK YÖ NLÜ A Y N A 211
K ontrol n ok talan yalnızca m ekânı oym akla kalm ıyor, zam am da bö
lüyordu. İsrail, göksel düzene ve gün ışığı seviyesine bağlı dua vakitlerine
sahip olan aşın O rtodoks partilerle yapılan koalisyon anlaşm alarından do
layı yaz saatine dünyanm geri kalanından b ir ay sonra geçer. F ilistin U lu-
\
sal Yönetim i ise saatlerini kuzey yanm kü renin geri kalanıyla uyum içe
risind e yaz saati uygulam asına göre kaydm r. Bahar m evsim inde kontrol
n ok talan n m ik i tarafı arasında b ir saatlik zam an farkı ortaya çıkar, bu da
ik i farklı zam an d ilim inin oluşm asına neden olur.34 “İş günü yerel saate
göre 1 8 :0 0 ’de, kon trol n oktası saatine göre ise 1 9 :0 0 ’da sona erer. K ont
rol n oktası kendi saatine göre 1 9 :0 0 ’da kapanır. H erkes saati geri alıp iş
ten b ir saat ö n ce çıkm aya alışana kadar, kon trol noktasındaki yaz saati
askerlerine, evlerine geri dönm eye izin verm eleri için yalvaran yüzlerce
kış saati işçisi ile dolup taşıyordu.”35
İnsancıl Tasarım
kaçınm ak için Filistin yaşam ının dokusuna verilen haşan mimim um a in
dirm e” hedefini güden “A nother Life” [Başka Bir Hayat] program ım baş
lattı.36 Bu program , “hayırseverliği”, İsrail tarafından düzenlenen askerî
operasyonlarda stratejik bir kategoriye dönüştürdü ve İsrail’in çeşitli kont
rol aygıtlarının tasarım ına etkide bulundu. 2 0 0 4 yılının O cak ayında Ariel
Şaron, Savunma Bakanlığı’nda çalışan em ekli ID F subayı Baruch Spiegd’i
“ID F sivil ve insani m eseleler başkam ” olarak atadı. Spiegel’m görevlerin
den biri, kontrol sistem inin neden olduğu verim sizlikler ve insani sorun
ları ayrıntılı ve eksiksiz bir şekilde incelem ek ve düzeltm ekti. Bu göreve
getirilm esinin ardından Spiegel, dünyamn her tarafına, Finlandiya-Rusya,
Malezya-Singapur, ABD-M eksika arasındaki sınırlarda ve Çin’in sınırla
rında kullanılan kontrol teknolojilerini araştıracak İsrailli tem silciler gön
derdi; İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa ile Almanya arasında ya
pılan sınır düzenlem eleri bile gözden geçirildi.37 Spiegel, bundan ik i ay
sonra, M art 2 0 0 4 ’te, görünüşte “Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistin
lilerin hayatlarım kolaylaştırm ak” için oluşturulm uş b ir planın ilk kıs
mım yayımladı. Yabancı hüküm etleri yatıştırm ak için İngilizce yazılm ış
olan bu plan, kontrol noktalarında görev yapan ID F askerlerinin acım a
sızlıkları ve yetersizliklerim şiddetle eleştirerek birtakım önem li değişik
likler öngörüyordu.
Spiegel’m planı, askerî term inolojiyi takip ederek kontrol noktaların
dan bahsederken iki genel kategori kullanıyordu: Spiegel’ın toplam sayı
şım azaltm ak istediği, Filistinlilerin içinde yer aldığı farklı “bölgesel hüc
reler” arasındaki hareketi düzenleyen bir kontol noktası olan “kuşatm a
kontrol noktası” (M achsom K eter); Filistinlilerin bulunduğu alanlar ile
Duvar’m genelde “İsrail” tarafı olarak adlandırılan batı tarafı arasındaki
hareketi -bazen işgal edilm iş bölgelerin içinde konum lansa b ile - düzen
leyen “kapatma kontrol noktası” (M achsom Seger). Spiegel planı, Du
var boyunca on iki kalıcı “kapatm a kontrol noktası” inşa edilm esini ve
bunların uluslararası sınırlarm ış gibi İsrail Havalimanı O toritesi tarafın
dan işletilm esini önerdi.38 Bu kontrol noktalarının inşası için gerekli olan
36 Amos Harel ve Avi Isacharoff, The Seventh War, Tel Aviv: Miskal - Yedioth Aharonoth
Books ve Chemed Books, 2004, s. 343.
37 Baruch Spiegel, “Issues o f the W all”, Kudüs’te Van Leer Enstitüsü’nde yapılan sunu
mun metni, 17 Şubat 2006. Bu plan, başka hedeflerin yanı sıra ABD yönetimim ya
tıştırmayı ve hükümet tarafından resmî olarak benimsenmeyi hedefleyen bir plan ol
duğundan İngilizce yayımlanmıştır.
38 Savunma Bakanlığı Basın Bülteni: uDefence Minister Mofaz appoints Brig.-Gen. (Res.)
Baruch Spiegel to head team dealing with civilian and humanitarian issues vis-a-vis
security fence”, 27 Ocak 2004, http://www.israel-mfa.gov.il/MFA/Govemment/Com-
muniques/2004; Driker ve Shelah, Boomerang, s. 331.
KONTROL NOKTALARI: AYRIK EGEMEN VE TEK YÖNLÜ AYNA 213
43
OCHA, “Closure Count”, dipnot 27.
Arbel, The Kings Head. Aynı zamanda bkz. M achsom W atch, A Coımtervievv, Check-
points 2004, www.machsomwatch.org.
K O N T R O L N O K T A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E TEK YÖ N LÜ A Y N A 215
46
Amira Haas, “The humanitarian lie”, 28 Aralık 2005, www.counterpunch.oig.
K O N T R O L N O K T A LA R I: A Y R IK EGEM EN V E T EK Y Ö N LÜ A Y N A 217
47 Aluf Benn, Am on Regufar ve Akiva Eldar, “Rice: Israel and PA Clinch Deal on Gaza-
Egypt Border Crossing”, Ha’aretz, 15 Kasım 2005; Jam ie Chosak, “Opening Gaza to
the W ider World: The Israeli-Palestinian Agreement on Movement and Access", Was-
hington: W ashington Enstitüsü, 30 Kasım 2005, httpyAvww.washingtoninstitute.org/
tem plateC05.php?CID=2412.
48 Refah Geçidi için kararlaşonhmş olan prensipler “Agreement on Movement and Ac
cess” adlı yazıda ana hatlanyla belirtilmiştir, httpyAvww.usembassy.itMewer/article.
asp?article=/Ble2005_l l/alia/a5111510.htm .
49 Gözlem cilerin geçide erişim ini İsrail kontrol etmektedir: Avrupalı (şu anda İtalyan)
gözlemciler İsrail’de yaşarlar. İşe gidebilmek için, terörist saldırıların planlandığına
yönelik bilgi alındığı bildirilerek İsrail tarafından sık sık kapatılan askerî bir geçitten
geçm ek zorundadırlar. Gözlem ciler ortada olmadığında ise Refah geçidi kapak tutul
maktadır. Kaynak B’tselem’den Savunma Bakam’na: “Stop using Rafah Crossing to
pressure Gaza civilians”, www.btselem.otg, 30 Ağustos 2006.
Z18 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
50 İsrail, bu izin sistemi aracılığıyla Batı Şeria ve Gazze’de nüfus kayıtlannı kontrol et
meye devam etmektedir. Filistin Ulusal Yönetimi’nin kayıtlarda yapmak istediği de
ğişikliklerin neredeyse tümü İsrail’in önceden onayım gerektirmektedir. İsrail, nüfus
kayıtlannı kontrol ederek kim in “Filistinli sakin” ve kim in “yabancı” olduğunu belir
leyebilmektedir. Refah ve Allenby geçitlerinden yalnızca “sakinler”in geçmesine izin
verilmektedir.
K O N T R O L N O KT A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E TEK YÖ N LÜ A Y N A 219
[Resim 50: İsrail/Rlistin köyü Q sr el-Zarka ve bu köyü Kayserya kasabasından ayıran doğa
manzarası, Eyal Weizman, 2 0 0 4 ]
Anklavlar Eksklavlar
Protez Egemenlik
51 Bkz. bu politikanın Kudüs'te ele alınış şeklinin incelem esi, Bölüm 1, s. 47-52.
52 Vatandaşlık ve İsrail’e Giriş Yasası, 2003/544 - bu yasa İsrailli vatandaşların Gazze ya
da Ban Şerialı eşlerinin İsrail’de kalıcılık statüsü almasını yasaklamaktadır.
K O N T R O L N O K T A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E T EK YÖ N LÜ A Y N A 221
m üzakere m asasına oturup oturm ayacağı gibi sorular, bu gibi bir Filis
tin U lusal Yönetim i’nin varlığı tarafından gündelik olarak doğrulanan ol
gulara kıyasla, önem bakım ından ikin ci sırada yer alır. Hamas’m O cak
2 0 0 6 ’da yapılan Filistin m eclis seçim lerinde elde ettiği zafer, protez ege
m enlik sistem inin çöktüğünü değil, çelişkisel bir şekilde doruk noktasına
ulaştığım gösterm ektedir. Hamas hüküm etinin ideolojisi ve direniş pra
tiği, İsrail egem enliğinin dışında yer alan bağım sız bir otoriteyi her şey
den daha çok doğrular.
“Neden İsrail’in güvenlik kontrolü, görünm ez olduğu izlenim ini ver
meye çalışıyor?” 1949 yılında yapılan ve askerî işgallerde geçerli ulusla
rarası yasaları belirleyen Dördüncü Cenevre Kongresi, işgali gerçekleşti
ren gücün, işgal altındaki Filistinlilerin hayatlarım idare eden kurum lann
-d iğerlerinin yanı sıra kam u yardım ı, sağlık, yargı ve eğitim kurum lan-
yönetim sel sorum luluğunu üstlenm esini talep etm ektedir. Burada özel
likle konuyla yalandan ilgili olan ise, Dördüncü Cenevre K ongresinin
55. maddesidir: “Erişim i dâhilinde olan kaynaklann tümünü kullanarak
nüfusa yiyecek ve tıbbi m alzem e sağlam ak, İşgali G erçekleştiren Güç’ün
görevidir...”53 Filistililerin hayatlanm İsrail’in askerî rejim ine tahsis etm ek,
onların devletin sorumluluğunda olan objeler hâline gelm esini sağlamıştır.
Kendi verdiği hasarların doğurduğu tüm sonuçlarla yüzleşm ek zorunda
olan taraf İsrail’in kendisi olduğundan, bu sorum luluk askeıî şiddeti yu
muşatmada rol oynayan bir kısıtlam a m ekanizm ası olarak işlev görm üş
tür.54 Ne var k i, 3 .5 m ilyon Filistin liyi gündelik olarak idare etm enin
masrafları ve iki İntifada da (1987-93 ve 2000’den bu yana) karşılaşılan şid
detli direnişler göz önünde bulundurulduğunda, İsrail'in neden genel “gü-
venlik kontrolü”nü kaybetmeden işgali gerçekleştiren güç olarak üsdendiği
sorum luluklardan kendisini kurtarm ak istediği anlaşılır hâle gelmektedir.
İsrail’in aşırıya kaçan güvenlik eylem lerinin şiddetinin önceden ekonom ik
ve işlevsel değerlendirmelerin ardından Oslo Anlaşmalarından, İntifada’nm
başlangıcından ve Gazze’de Ağustos 2 0 0 5 ’te yapılan boşaltm alardan bu
53 Ayrıntılı bir analiz için bkz. Eyal Benvenisti, The International Law o f Occupation, Prin-
ceton: NJ Princeton University Press, 1993, s. 7-25 ve s. 107-148. İsrail hükümetleri
nin 1967 yılından bu yana benimsediği yaklaşım bugüne kadar Cenevre Sözleşmesinin
Batı Şeria ve Gazze’ye uygulanabilir olduğunu reddetmeyi (burada işgalden önce ulus
lararası olarak tanınmış bir egemenliğin varolmadığım iddia ederek) gerektirmiş ol
masına rağmen İsrail, bu sözleşmenin “insancıl” olarak adlandırdığı fıkralarına bağlı
kalmayı bir sorumluluk olarak kabul etmiştir.
54 Jam es Ron, Fnmtiers and Ghettos: State Violence in Serbia and Israel, Berkeley, CA:
University o f Califom ia Press, 2003, s. 262. Bkz. bu kitabın Neve Gordon tarafından
yazılan “Theorizing IsraePs Occupation” adlı metindeki incelem esi, HAGAR, Studies
in Culture, Polity and Identities, 6 (2) 2006, s. 115-135.
222 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
l l ’lik bir büyüme oranına ulaşarak Oslo öncesi yıllardaki ithalat büyüme oram olan
yüzde 7 y i geride bırakmıştır. Leila Farsakh, “The Econom ics o f Israeli Occupation”.
Ayrıca Sara Roy, “Decline and Disfigurement: The Palestinian Economy after Oslo”,
Care/nin The New intifada adlı eserinde, Londra ve NY: Verso, 2001, s. 91-110.
58 OCHA, “Closure Count”.
224 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
Seçim ile göreve gelm iş b ir “hüküm ete” ve “parlam entoya” sahip m ev
cu t F ilistin U lusal Yönetim i, F ilistin toplum unda sosyal ve p olitik parça
lanm anın yanı sıra tam b ir kaıgaşam n hüküm sürd üğü gerçeğinin üzerini
örtm ektedir. H üküm et kontrolü , b ir yandan silah lı organizasyonlara (ve
bunlar arasındaki çatışm alara), öte yandan yerel çetelere, bunlara ek ola
rak b ir de uluslararası ve insani oıganizasyonlara kaptırılm ış, kaydadeğer
etkilerde bulunan hizm etler ve m alzem eler F ilistin U lusal Yönetim i’n in
m ekanizm aları ve bürokrasisini es geçm iştir.59 İntifada’n ın başlangıcından
bu yana uluslararası cam ia tarafından h er yıl F ilistin U lusal Yönetim i’ne
bağışlanan 8 0 0 m ilyon doların büyük bir kısm ı kriz yönetim ine, b ir kısm ı
da -h a y ret verici de o ls a - periyodik olarak gerçekleşm eye devam eden
İsrail ordusu akın lan m n sebep olduğu hasarları tam ir etm eye ayrılm ıştır.
Böylece İsrail, Filistin için yaşam sal önem i olan altyapıları, uyguladığı öl
çüsüz şiddetin etkilerinin yatıştırılacağım ve neden olduğu hasarın başka
devletler tarafından tam ir edileceğini bilerek, kendinden em in bir şekilde
hiç ayrım yapmadan bom balayabilm iştir. Uluslararası organizasyonları ve
işgal edilm iş alanlarda insani yardım faaliyederiyle uğraşan bağım sız si
vil toplum kuruluşlarının oynadığı rolü m anipüle etm enin bir diğer yolu
da kontrol noktalarıydı. “Y aban cıların İşgal Edilm iş Topraklarca giriş ya
pabilm eleri ve İsrail kontrolünde olan kontrol noktalarından geçebilm e
leri için İsrail’den “güvenlik izni” alm aları gerekir. Dolayısıyla İsrail, bu
şekilde basitçe hoşuna gitm eyen organizasyonların ve bireylerin izin için
yaptığı başvurulan askıya alabilm ekte ya da iptal edebilm ektedir.60 Birta
kım uluslararası yardım organizasyonlarında, özellikle de Uluslararası Kı
zıl Haç Kom itesi’ndeki (IC R C ) görevliler, kendilerine verilen görev ve yet
kilerin uluslararası hukukun, işgalci güç olarak İsrail’in sorum luluğunda
olan eylem ler olarak tanım ladığı eylem leri içerip içerm ediğini sorm uş,
hatta çalışm a koşullarım protesto etm ek için birkaç kez b ir günlük grev
ler gerçekleştirm işlerdir.61
Ariella Azoulay İşgal Edilm iş Topraklardı açlığın sınm na getirm iş ol
m asına rağm en, İsrail hüküm etinin, ileride m uhtem elen BM tarafından
60 İsrail'in insani eylemler üzerindeki kontrolünün bir örneği, 2006 yılının Nisan aynıda
UNKWÂnin yiyecek ve sağlık malzemesi yardımlarıyla ilgilenen yerli Filistinli çalı
şanları, İsrail ve Birleşik Devletler taralından kara listeye alınmaktan korkarak Hamas
bağlantılı görevlilerle işbirliği yapmaktan kaçındıklarında ortaya çıkmıştır. Bu işbirliği
eksikliği, Gazze’de kuş gribinin 2006 yılında hızla yayılmasının olası sebeplerinden
biri olarak gösterilmiştir. Akiva Eldar, “Corning Soom Kosovo in Gaza? Aid Oıgani-
zations in Gaza Paralyzed Fearing Ties with Hamas-led Government”, Ha’aretz, 4 Ni
san 2006.
61 Bu durum Rony Brauman, David Rieff ve diğerlerinin “insani çelişki” olarak adlan
dırdığı kavramın, yani savaş bölgelerinde çalışan insani organizasyonlar ve STKlarm
karşılaştığı ikilem in merkezinde yer almaktadır. Bu çelişki, bu organizasyonların yal
nızca insani düzeyde (insani mekânı apolitik, nötr bir mekân olarak sunarak kriz yer
lerine daha iyi erişebilmeye yönelik insani um utlar) işlev görmelerine rağmen, politik
bir araç hâline getirilmekten kaçınamayacaklarım ve böylece istemeden gücün kendi
sine hizm et edebileceklerini ifade etmektedir. Dahası hayırseverlerin, araç hâline ge
tirilebilecekleri durumlardan kaçma girişiminde bulunarak ve “tanık” işlevi görerek
(Brauman’m savıdır) iyileştirme çalışmalarım politikleştirme tehlikesiyle karşı karşıya
olmaları söz konusudur (Rieff)* Bkz. Rony Brauman, “From Philantrophy to Huma-
nitarianism”, South Atlantic Quarterly, 2/3, Bahar 2004, s. 3 9 7-417; ve David Rieff, A
Bcd fo r the Night Humanitarianism in Crisis (New York: Simon and Schuster, 2002).
OCHA’nm başkam David Sheaıer, Gazze’deki durumun 1999’dalti Kosova krizini ta
kip eden döneme benzemeye başladığım ve bu dönemde alman önlemlere benzer ön
lem leri, yani bu bölgede uluslararası bir BM mandasını talep edeceğim öne sürmüş
tür. OCHA, Gaza Strip Situation Report, 29 Mart 2006, http://www.humamtarianinfo.
oıg/opt/docs/UN/OCHA/ochaSR_Gaza290306.pdf.
226 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
62 Ariella Azoulay, “Hunger in Palestine: The Event That Never W as”, Anselm Franke,
Rafı Segal ve Eyal Weizman (ed.) Territories, Islands, Camps and Other States o f Uto-
pia, Köln: Walter Koening, 2003, s. 134-137. Askerî istihbarat başkanı Amos Gilead,
bu konuyla ilişkili olarak “açlık, insanların etrafta karınları şişmiş bir hâlde dolaşması
ve en sonunda yere düşüp ölmesi demektir. Filistin’e ait bölgelerde açlık yoktur.” de
miştir. Druker ve Shelah, Boomerang, s. 329. Azoulay, Hunger, s. 154-157. Hamas’m
Ocak 2006’da seçim yoluyla iktidara gelmesinden bu yana İsrail, yasal olarak Filistin
Ulusal Yönetimine aktarmakla yükümlü olduğu, Filistinlilerden aldığı vergilerin -ayda
yaklaşık olarak 60 milyon dolar- tamamım elinde tutarak ekonom ik boğma silahım
bir politik baskı aracı olarak kullanmıştır. İsrail aynı zamanda uluslararası camiayı,
Hamas “İsrail’in varolma hakkTnı kabul edene ve bir politik sürece girene kadar tüm
yardımları askıya almaya ikna etmiştir. Ne var ki Hamas hükümetine baskı uygula
mak amacıyla Gazze’de yaşayanların uluslararası çapta boykot edilmesi ters tepki ya
ratmıştır ve bunun bir sonucu olarak hem İsrail hem de bağışçı ülkeler bir çıkış yolu
aramaktadır. Gazze’de ortaya çıkan fakirlik gittikçe daha tehdit edici olmaktadır.
K O N T R O L N O KT A LA RI: A Y R IK EGEM EN V E T EK YÖ N LÜ A Y N A Z27
yolda etkili bir aşam anın işareti olm aktansa, tek yönlü aynanın arkasın
daki m antığın kaçınılm az olarak yayılm ası anlam ına gelecektir. Güvenlik
denetim i ve yönetim kavranılan arasındaki bağın yem den oluşturulm ası
ve egem enliğin işleviyle ilişkili olarak tarif edilen bölünm enin düzeltilmesi
için yapılan çağn, on dokuzuncu yüzyıl em peryalizm ine, bu emperyaliz
m in hüküm et teknolojilerine ve kolonyal otoriteye bağlı birey üretm e şek
line geri dönm ek için yapılan b ir çağn değildir. Ama, son derece pahalı
bir işe girişerek güvenlik kontrolü altındaki insanların sorum luluğunu
tam am en üsdenm ek ve bu parayı haıcayam ayacak durumda olduğunda
veya bunu yapmayı istem ediğinde “güvenlik” m üdahaleleri yapmaktan
kaçınm a arasında bir tercih yapm ası için iktidara yapılan bir çağndır.
Filistin li sosyolog Elia Zureik, 1990’k yıllarda Allenby Köprüsü ter
m inalinden geçen Filistin li yolcuların aslında bu term inalin m im arisinin
son derece bilincinde olduğuna dikkat çekm işti.63 Bundan dolayı, bu bö
lüm ün son görüşü onlara ait olacak. Öğleden sonranın geç saadetinde,
güneş ışığı term inaldeki, baüya bakan, İsrailli güvenlik görevlilerinin
çalışüğı kontrol odasının dış penceresine vurduğunda, o anda kararm ış
olan koridor ile kontrol odası arasındaki ışık dengesi güneşin batmaya
başlam asıyla neredeyse eşidenir. Bu da tek yönlü aynanın, arkasında du
ran İsrailli güvenlik görevlilerinin sduednin, ve bununla birlikte protez
egem enliğin, b ir tasarım ürünü olan tiyatrosunun görünür hâle gelme
sine olanak tanıyacak kadar saydamlaşmasına neden olur. Filistin’e geri
döndüğünde M urid Baıguti de benzer olarak term inalin m im ari m ani-
pülasyonunu pek aid atla bulm am ıştı: “A klım ı [sınır polisi olarak görev
yapan Filistinli] adam ın içinde bulunduğu tuhaf durumla fazla meşgul
etm edim . A nlaşm alaf’ın onu, kendi başına hiçbir karar alamadığı bir du
rum a sokm uş olduğu açıkü.”64
■ • ■ .................» V •
, - \ .• t:-*.,'-,-
■#$A-
229
1 Nadav Sharagai, “Same Sharon, same Temple M ount, same potential for explosion”,
Ha’arttz, 28 Mayıs 2003.
2 Bu paragraftaki alıntıların hepsi şu metinlerden alınmıştır: Dana Gilberman, “Trying
to make the W all transparent”, Ha’arttz, 1 Nisan 2004 ve Esther Zandbeıg, “The Isra-
eli Aıchitectural Association does not want to faee reahty”, Ha’arttz, 18 Kasım 2003.
230 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Ancak Batı Şeria’nın tam am ının etrafım saracak şekilde, Yahudi yerle
şim lerini ve İsrail’deki şehirleri Filistin kasabaları ve köylerinden ayırm ak
için inşa edilen bir bariyer olan Duvarcın, geçm işi belli bir m im ar tarafın
dan tasarlanmamış olm ası, bir mimariye sahip olm adığı anlam ına gelmez.
Değişim li olarak ya da aynı anda Duvar’ı meydana getiren bileşenler - 8
m etre yüksekliğindeki beton bloklar, elektrikli çitler, dikenli teller, radar,
kameralar, derin siperler, gözlem istasyonları ve devriye yollan3- ID F’nin
M erkez K om utanlığına bağlı Bölgesel ve Stratejik Planlam a Departm anı
tarafından tasarlanm ış ve sıralanm ıştır. “G üvenlik tasannu” alanında uz
man sivil m ühendislerin görevlendirildiği bu departman, 1994 yılından bu
yana Oslo döneminde Filistin anklavlannm (A ve B bölgeleri) değişken sı
nırlarım ana hatlanyla çıkarm akla m eşgul olm uş uzm an bir kartograf, ye
dek subay ve ulusal-dindar Batı Şeria yerleşim cisi Danny Tirza’m n idaresi
altında olm uştur. Tirza, kendisini “Savunma Bakanlığının Batı Şeria Gü
venlik Bariyeri’nde Görevli Ana M im an” olarak adlandırıyor ve Şaron’un
kişisel dostu olduğunu düşünm ekten hoşlam yordu. Bölgesel ve Stratejik
Planlama D epartm anının rolü, Duvar’ın izlediği yolun hüküm et tarafın
dan onaylanan genel politik planım bu yapının inşa edildiği çeşitli alan
ların özel topoğrafik koşullarına adapte etm ekti. Ne var ki Tirza ayrıntılı
tasarım ı tamamlamakla görevlendirildiğinden, tüm projenin doğasına ve
takip ettiği yola etkide bulunm ayı becerebildi.
Bu proje 2 0 0 2 yılırım Nisan ayında duyuruldu ve Bölgesel ve Stratejik
Planlama Departm anı ile birlikte projenin genel m üteahhiti olarak rol oy
nayan Savunma Bakanlığının kontrolüne bırakıldı. Planlamanın ilk aşama
larında duvarın izlem esi planlanan yol, her biri onlarca kilom etre uzun
luğunda olan ve ayn olarak, Savunma Bakanlığı’nm listelerinde bulunan
yirm i iki özel m üteahhitten birine teklif edilen alt bölüm lere ayrılm ıştı.
M üteahhitler, kendi aralarında kalite, ücret ve hız üzerinde rekabet etti.
Duvar’ın inşası Haziran 2002’de başladı ve küçük eklem elerle küm ülatif
olarak gerçekleştirildi: bazı bölüm lerin inşası tam am lanm ışken, bazı bö
lüm lerin planı hâlâ bitirilm em iş ya da daha hazırlanm aya bile başlanm a
m ıştı. H üküm etin başlangıçta projeyi kesin ve eksiksiz bir rotadan ziyade
bir konsept olarak onaylam ası, projeye ilgi duyan farklı tarafların henüz
3 Bu bariyer, genişliği 35 ila 100 metre arasında değişen bir dizi duvardan oluşmakta
dır. Bariyerin ana bileşenini 150 cm derinliğinde bir beton temel üzerine yerleştirilen
(altının kazılmasını önlem ek amacıyla) ve üzeri dikenli teller ile kapatılan (tırm anıl-
masını önlem ek amacıyla) üç metre yüksekliğindeki dokunuşa duyarlı ve “akıllı” çit
oluşturmaktadır. Bu çit, aynı zamanda gündüz/gece görüşlü video kameralara ve kü
çük radarlara sahiptir. Filistinlilerin yaşadığı şehirlerin içinden ya da etrafından ge
çen veya geçmesi planlanan duvarların uzunluğu yaklaşık olarak 60 kilometreyi bul
maktadır.
D U V A R : İM K Â N S IZ A Y IR M A P O LİT İK A SI 231
inşası bitm em iş bölüm lerin gidişatına m üdahele etm esine ve etkide bu
lunm asına olanak tam dı. Duvar’m özü ve varlığının, devletin ideolojisi
ve ulusal güvenlik kavrayışının vücut alm ış, katılaşm ış hâli olduğu bariz
olsa da, Duvar’m izlediği yol hiyerarşik bir hüküm et planlam asının di
rekt ürünü olarak anlaşılm am alıdır. Bunun yerine, bu bölüm ün de gös
tereceği gibi, Duvar’m gidişatında gerçekleşm eye devam eden dalgalan
m alar egem enlik, güvenlik ve kim lik gibi politik kavram ların yanı sıra
bölge, dem ografi, su, arkeoloji ve gayrim enkulle ilgili m eseleler üzerine
çok sayıda teknik, yasal ve politik anlaşm azlığa işaret eder. Bu dalgalan
m alar aynı zamanda birçok organizasyon ve tem silcinin -F ilistin li “halk
çiftçi kom iteleri”, İsrailli gayrim enkul geliştiricileri, yerleşim ci dem ekleri
ve bunların politik lobileri, çevreci aktivistler, sadece Yahudilerin üye ola
bildiği dini organizasyonlar, politik haklar ve insan haklan gruplan, si
lahlı param iliterler, yerel ve uluslararası m ahkem eler ve uluslararası dip
lom asi- etkilerini de yansıtm aktadır. İnşa süreci boyunca Duvar, sürekli
olarak orijnal rotasından saptı ve tekrar yönünü buldu, gidişatı uzunluğu
boyunca tekrar tekrar değişti ve böylece Tîrza’m n da dikkat çektiği gibi
“kontrolden çıkm ış bir politik sism ograf” olarak ortaya çıktı. Duvar’m iz
lediği yolda karşım ıza çıkan katlanm alar, deform asyonlar, esnem eler, bu
luşm alar ve kıvnm lar yalnızca hüküm etin politik vizyonunun bir yansı
m ası değildi, bu farklı politik m enfaat gruplarının nüfuzunu ve ellerindeki
gücü kullanarak değiştirebilm e seçeneğine sahip oldukları eylem leri gör
sel olarak tem sil ediyordu.
İsrail’de halkın ezici bir çoğunluğu, Duvar’m som utlaştırdığı ayırma
politikasını desteklem ektedir.4 Ne var ki, İsrail’in politik yelpazesinin her
farklı çizgisi, Yeşil Hat ile Filistin’deki “dem ografik m erkezler”in etrafında
bulunan, parçalı bölgelerden oluşan bütünün arasında kalan bir yerden
geçen “kendi yolunu” destekler (tek lif Yeşil Hat’a ne kadar yakınsa o ka
dar sol eğilim lidir). Duvara yapılan itirazların çoğu ayırm anın tem el dü
şüncesi ve politikasına değinm ez, bunun yerine Filistin topraklarından
geçm ek için hangi yolu kullanm ası gerektiğine odaklanır. Yerleşimci orga
nizasyonlarının, ilk başta Duvar’m inşası fikrinin er ya da geç kendi böl
gesel hedeflerim kısıtlayacağını ve en sonunda Bati Şeria’nın belli parçala
rının Filistinlilere verileceğini anlayarak bu fikri reddetm elerine rağm en,
bu organizasyonların büyük bir kısm ı zam anla bu projeyi kabul etm eyi
ve Duvar’m izlediği yolu kendi çıkarlarına uygun bir şekilde m anipüle
4 2002 yılının Haziran ayında Ma’ariv ve “M arket W atch” tarafından yapılan bir an
ketle İsrail’de halkın yüzde 60’ının Duvar’ı desteklediği, yüzde 25’inin ise Duvar’a
karşı olduğu saptanmıştır. “Peace Index” tarafından yapılan ankete göre ise 2004 yı
lının sonlarında İsrail halkının yüzde ‘83’ü Duvarı desteklemiştir.
232 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
bir alan olan bir “güvenlik alanı” oluşturm aktı. Bu projenin tam m ahi
yeti, hüküm et ve genel halk tarafından net olarak anlaşılm asa da, hükü
m et Şaron’un kararım onayladı. Bundan iki ay sonra, Haziran 2002’de
Savunma Bakam Binyam in Ben-Eüezer, Baü Şeria’nm kuzeyinde, Filistin-
İsrail köyü Salem ile C enin yöresi arasında kalan, zeytin ağaçlannm ekili
olduğu bir arazinin doğuya bakan yam açlarının bitişiğinde, çeşitli savunma
yapılanım ı ve sensörlerin art arda sıralandığı 4 kilom etre uzunluğunda
ve 100 m etre genişliğindeki Duvar’m inşasının ilk evresini başlattı. Sa
vunm a sistem inin m erkezinde 3 m etre uzunluğunda, dokunm aya du
yarlı bir “akıllı çit” yer alıyor, bunun hem en batısından izinsiz giriş yap
m ak isteyenlerin ayak izlerinin silinm eden kalabileceği bir patika geçiyor,
devriye yollan boyunca her yolun her iki tarafında da siperler bulunu
yor ve piram it şeklinde bölüm lere aynlm ış dikenli telli çider uzanıyordu.
İsrail ile Batı Şeria arasında bir ayırm a bariyeri inşa etm e fikri ilk kez
bundan birkaç yıl önce, 1999 yılında Başbakan Ehud Barak ve İçişleri
Bakam Haim Ram on tarafından Barak’m O slo dönem i “Barış Bürosu”
aracılığıyla teklif edilm işti. Bu fikrin tem elinde, Filistin liler ile İsrail’in
önerilen bölgesel ana hatlarına uygun olarak nihai bir statü anlaşm ası
im zalandığında her şeyin yolunda gideceği -bariyer, devlete ait olduğu
tartışm asız olan arazilerde yer alacak tı- varsayım ı yatıyordu. Ancak İs
rail, bir anlaşm a im zalanam am ası durum unda tek taraflı b ir ayırmaya
hazırdı. 2 0 0 0 yılının Temmuz ayında Camp David m üzakerelerinin ba
şarısızlıkla sonuçlanm asının hem en ardından Barak, tek taraflı ayırma
yolunu tercih ederek biri uluslararası Yeşil H at boyunca uzanacak, diğeri
de Batı Şeria’nm derinliklerine girip yerleşim bloklarının etrafından kıv
rılarak bunlan kom şu oldukları Filistin köy ve kasabalarından ayıracak
iki bariyerin inşasını teklif etti.
2 0 0 2 ’nin baharında Şaron, ileride ortaya çıkm ası olası askerî acil du
rum lara ve politik baskılara kendi bölgesel genişlem e politikasını dönü
şüm e uğratarak ve politik rakiplerinin tekliflerim benim seyerek boyun
eğmiş gibi gözükse de, başlangıçta Duvar’m gidişaü için belirlediği yol bu
nun tam tersinin doğru olduğuna işaret ediyordu. Şaron ilk başta parçalara
ayırm a fikrim beğenm edi, ancak bunu birinin yapması gerektiğinde bu iş
için en iyi adayın kendisi olduğuna inanıyordu. İnşa aşaması başladığında
Şaron, projenin gerçekleştirilm e sürecinin kendisine âşık olarak bir kez
daha “Buldozer Şaron”a dönüştü, saaderce haritaları ve planlan inceledi,
araziyi havadan ve karadan dolaştı, söylediği her sözü dikkade dinleyen
m uhabirlerden ve güvenlik personelinden oluşan geniş bir grup ile bir
tepeden diğerine yürüdü, üzeri naylonla örtülü haritalar üzerinde teatral
234 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
bir şekilde kaba hatlar işarededi (“H erkes şim di ne yaptığım a dikkat ke
silsin”) ya da u fiık çizgisine karşı parm ağıyla hayali güzergâhlar çizdi.
Şaron tarafından çizilen ilk güzergâh, kabaca Ban Şeria’n ın yansım kendi
tarafına dâhil etm işti.5 Bu planlarda Duvar’ın güzergâhı yalnızca Filistin
lilerin yaşadığı dağlık yörenin batısından değil, aynı zamanda bu yöre
nin arkasından, doğusundan ve Ürdün Vadisi’nin banda kalan yam açla
rından geçirilm işti. Şaron tarafından halka sunulan plan, m im ar Avraham
W achm an ile birlikte 1977 yılında “Ç ifte K olon” ya da “H” Planı olarak
hazırladığı planın ana hatlarının yem den çizilm iş bir versiyonunu sergi
liyordu.6 Bu planın güncel varyasyonunda Duvar’m farklı bölüm leri, bü
yük Ban Şeria şehirlerinin her birinin etrafında bulunan, Filistin’e ait böl
gelerin oluşturduğu birkaç ayrık anklavm etrafım sarm ışn. D ahası, plan
Filistinlilerin arazinin yüzeyinde kuşaülm asm ın yanı sıra hem yukarıdan
hem de aşağıdan, dikey olarak çevrelenm esini de garantiliyordu. İsrail’in
böylece Filistin’e ait alanların altındaki dağ akiferleri ve bunların üstündeki
hava sahası üzerinde etkili bir şekilde kontrol sahibi olacağı düşünülü
yordu. Aşamalı olarak, politik ve güvenlik şartlan “elverdiğinde”, etrafı
kapatılm ış anklavlardan oluşan bu adalar grubunun George Bush tara
fından desteklenen “yol haritası”nda “geçici sınırlar içindeki Filistin dev
leti” -F ilistin lilerin istediklerinde bir devlet olarak adlandırm akta serbest
olduğu, geçici sınırların içinde yer alan “yum uşak” bir Filistin egem en
liğ i- olarak adı geçen şeye dönüşm esi planlanm ışu.7 Ne var ki, Şaron ve
hüküm etin de fazla geçm eden farkına vardığı gibi, farklı politik baskıla
rın planlanan yol üzerine etkisi oldu. Sonraki aylarda Duvar’m Filistin
lilerin yaşanılan üzerindeki korkunç etkisinin açığa çıkm asıyla birlikte
Birleşm iş M illetler, İsrail Yüksek Adalet M ahkem esi, yerel ve uluslararası
,\
sivil toplum ku ru lu şları, U luslararası A dalet M ahkem esi, m edya ve
görünür ya da gizli diplom atik kanalları kullanarak etkide bulunan çok
sayıda yabancı hüküm et aracılığıyla sürdürülen yaygın bir küresel m üca
dele, Şaron’un orijinal planında çizilm iş olan hatların gidişatım değiştir
mede başarılı oldu. Avrupalı liderler projenin iptalini talep ederken, Ame
rikalı görevliler kaydadeğer güzergah değişim lerinin yapılm asını teklif
5 Raviv D rucker ve Ofer Shelah, Boomerang , The Israeli Leadership Failures during the
Second Intifadah , Kudüs: Keter Books, 2 0 0 5 , s. 2 5 5 -2 6 6 .
6 H planı için bkz. s. 8 0 -8 2 .
7 Filistinlilere, kendilerine aynlan izole edilmiş bölgesel kara parçalarında ne tür bir
egemenliğin verilebileceğine karar verm ek am acıyla -h ü k ü m et değil - IDE varolan sı
nırlı ya da “hafif’ egemenlik biçim lerini incelem esi için Genel Askerî Avukat Ofisi’nin
Uluslararası Hukuk birim inde özel bir ekip oluşturm uştur. Bu bağlam da araştırılan
vakalar arasında, m odem Porto Riko’dan İkinci Dünya Savaşı’m takip eden on yılda
işgal kuvvederinin otoritesi altındaki Alm anya’ya kadar çeşitli örnekler yer almıştır.
DU VAR: İM K Â N S IZ A Y IR M A PO LİT İK A SI 235
etm işlerdi. ABD yönetim i, özellikle Tel Aviv m etropol bölgesinin doğu
sunda, B atı Şeria’m n m erkezinde yer alan ve h ızlı b ir şekilde genişleyen
A riel ve K am ey Şom ron yerleşim ci kasabalarım kapsayacak şekilde ta
sarlanm ış olan ilm iği “endişe verici” bulm uş ve hatta inşa işlem leri dur
durulm azsa ceza olarak kredi tem inatlarının azaltılacağını bild irm işti.8
8 Ariel ilmiği, nüfusu 1 7 .0 0 0 olan yerleşim kenti Ariel’i İsrail tarafına dâhil etm ek için
Baü Şeria’m n kalbine uzanan ve özellikle engelleyici olmasıyla dikkat çeken bir kıv
rımdır. D uvann bu ilmiği izleyeceği 2 0 0 3 yılının Temmuz ayında ilan edilmiş ve bu
karar hiç gecikm e olm adan uluslararası çapta şiddetli diplom atik itirazlarla karşılaş
mıştır. Ariel bölgesi, İsrail’in yerleşim ci nüfusunun en yoğun bölgesidir. Bu bölgede
zengin banliyö yerleşim leri, fakirlikle m ücadele eden Filistinli köyleri ve kasabalarının
son derece yakınında bulunm aktadır. İsrail’in kişi başına düşen GSMH’s ı Filistin’in-
kinden yirm i kat fazla olduğundan, burada birbirine kom şu olan topluluklar arasın
daki ekonom ik eşitsizlik (D uvar’ın teklif edilen güzergâhı ile betonlaştınlm aktadır)
dünyanın diğer kom şu nüfusları arasında görülen en büyük eşitsizliklerden birisidir.
236 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 54: Kalkilya yöresinde D uvar'n izlediği yol. Solda: Hüküm et tarafından onaylanan
y o l A ğustos 2002. Sağda: Mart 2 0 0 3 'te onaylanan yol, tamamlanma tarihi Temmuz 2 0 0 3
(İsrail yerleşimleri beyaz yazı ile gösterilmektedir).]
9 Danny Tırza, “The Strategic Logic o f Israel’s Security Barrier”, The Jerusalem Institute
fo r Contemporary A ffairs, 5 , (1 8 ), 8 M art 2 0 0 6 , httpy/w w w jcpa.or^briePbriefÖ 05-18.
htm .
D U VAR: İM K Â N S IZ A Y IR M A P O LİT İK A SI 237
10 Bu pratik, İsrail Yüksek Adalet Mahkemesi tarafından açık ve net olarak, yalnızca
Ocak 2006’da bir dilekçenin bunu açığa çıkarmasının ardından yasaklanmıştır. Bkz.
Yüksek Adalet Mahkemesi 143/06.
11 Yehezkel Lein, Behind the Barrier, Humarı Rights Violations as a Result o f IsraeVs Sepa-
ration Barrier, Kudüs: BTselem , Nisan 2003, www.btselem.org.
D U V A R: İM K Â N S IZ A Y IR M A PO LİT İK A SI 239
kez daha değiştirilm esini sağladı. Bunun sonucu olarak, lobicilik ve kar
m aşık yasal m ücadelelerle m eşgul olm ayan ve birbirlerinden kuş uçuşu
birkaç m etre uzaklıkta bulunan Filistin kasabalan Kalkilya ve Habla’nın
arasındaki bağ koptu ve bunlar, etrafı kapatılm ış iki çıkm az anklav hâline
geldi. A ileler ikiye bölündü, çocuklar okullarından, kasaba sakinleri de
hizm et ve dükkânlardan koparıldı. Ve bunların hepsi, yerleşim cilerin yo
lunun ik i kasaba arasından güvenli bir şekilde geçm esine ve M atan sa
kinlerinin birkaç yüz m etre ötede rahatsız edilm eden uyum asına olanak
tanım ak için yapıldı.
İnsan haklan organizasyonu BTselem ile bir İsrailb planlam a haklan
grubu Bim kom tarafından 2005 yılı sonlarında ortak yayım lanan bir ra
por, Duvar’m güzergâhının Alfey-M enaşe’nin bulunduğu alandan geçiril
m esinin en önem k sebeplerinden birinin yerleşim lerin kendisini kuşatm a
ve kapsam anın yam sıra, bu yerleşim lerin genişletilm esi için kullanılm ası
düşünülen tepe zirvelerini ele geçirm ek olduğunu ve bu güzergâhın ordu
tarafından belirlenen ve Duvar’m tasarım ının tem elinin tamamım oluş
turan güvenlik prensipleri pahasına kararlaştırıldığım gösterdi.12 Bu ra
por, bazı durumlarda güzergâh değişikliklerinin arkasındaki sebeplerin,
zaten büyük yatırım lar yapm ış oldukları araziler için inşaat kontradan
im zalam ış gayrim enkul şirked erinin çıkarlanm yansıttığım öne sürü
yordu. K olonize edilm iş toprakların varolan topraklara katılm ası, mu
azzam m iktarlarda kâr getirm e potansiyehne sahipti. Duvar’m yönünün
değiştirilm esinin çok kazançb -y a da kazançsız- olabileceği gerçeği bu
yola dair anlaşm azlıkların şiddetinin artm asına sebep oldu.13 Gerçekten
de Duvar’ın doğusunda bırakılan m ülkler, İsrail’in kapitalist kolonizas-
yon prensiplerine uygun bir şekilde hem en değerlerinin yüzde 10-15’ini
kaybetti; bunu Eylül 2 0 0 2 ’de ikin ci İntifada’nın patlak verm esiyle fiyat
ların kaydadeğer ölçüde düşm esi takip etti.14 Duvar’m batı tarafında ka
12 ‘Under the Guise of Security: Routing the Separation Barrier to Enable Israeli Settle-
m ent Expansion in the W est Bank’, Bimkom, Planlama Haklan Yanlısı Planlamacı
lar ve BTselem tarafından ortak olarak hazırlanmış bir rapordur, Aralık 2005. Bkz.
httpyAvww.btselem.org/english/Publications/summaries/200512_Under_the_Guise_
of_Security.asp.
13 Duvar’m izlediği yolun üzerinde yer alan, aralarında Tzufin ve Modi’in İllit’in de yer
aldığı birkaç yerleşimin genişletilmesine yönelik projelerle ilgilenen en önemli giri
şim ci, aslında bir elmas kralı ve İsrail’in en güçlü ve nüfuzlu iş adamlarından biri olan
Lev Leviev’dir. (Kendisi aynı zamanda Ariel Şaton ile Kazakistan ve Özbekistan’ın baş-
kanlan arasında aracı işlevi görmüştür.) Bil’in köyünün fakir Filistinli köylülerinden
çalınm ış arazilere inşa edilmekte olan yapı gruplarından biri de 230 milyon dolarlık
devasa bir projeye bağlı olarak planlanmış olan 5.800 apartmandır. Bkz. Gadi Algazi,
“Offshoıe Zionism”, New Left Revievv, 40, Temmuz-Ağustos 2006, s. 31-33.
14 Arik Meirovsky, “The Separation Fence reduced the price o f flats in the Occupied
Territories by 10 to 15 per çent”, Ha'aretz, 28 Mart 2006.
240 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
lan yerleşim lerde ise, İsrailli tarihçi ve aktivist Gadi Algazi’nin dikkat
çektiği gibi, “yerel Filistin li yerleşim cilerin barikatlarla görüş alanından
çıkarılm asıyla birlikte gayrim enkul geliştiricileri orta sın ıf İsraillilere, ka
pak sitelerin sunduğu lüks ve güvenliği vaat edebildiler.15
Duvar’ın güzergâhı üzerinde etkisi bulunan başka faktörler de vardı.
2003 yılında dindar partilerin hüküm ete, D uvarın güzergâhının Kudüs’ün
güneyindeki kısm ım değiştirm esi için yapüğı baskılar başarıyla sonuç
landı. Eski Ahit’te Rahel’in gömülü olduğu yer olarak geçen alan olduğuna
inanılan arkeolojik sit alanım da kapsam ak için Beytüllahim ’in inşasal do
kusunun içinden geçen birkaç m etre uzunluğunda küçük bir beton il
m ek oluşturuldu. B ir keresinde Tirza bile Yüksek Adalet M ahkem esi ta
rafından sıkıştm ldığm da, “arkeolojik etkenlerin bariyerin güzergâhında
çeşitli değişim lerin yapılm asına neden olduğu”nu itiraf etti.16 G erçekten
de, aralarında eksiksiz bir antik M ısır şehrinin bulunduğu on adet arke
olojik sit alanı, Duvarım tem elleri kazılırken ortaya çıkarıldı ve bazı du
rumlarda Duvar’m izlediği yol, bu alanları “İsrail” tarafına dâhil edecek
şekilde değiştirildi.17
Ö zellikle tuhaflığıyla dikkat çeken bir örnekte, Yeşil Hat’ın yalanla
rında bulunan Sal’it yerleşim inin bazı sakinleri, Duvar güzergâhının ken
dilerini F ilistin li hizm etçilerinin yaşadığı yakınlardaki Ar-Ras köyün
den koparm asını protesto ettiler am a bu başarısızlıkla sonuçlandı. Başka
b ir yerde, Duvar ile yeraltm daki kaynaklar arasında b ir bağlantı kurm a
arzusu, dağ akiferinin su çıkarm a noktalarının Duvar’m “için e” katılm ası
ile sonuçlanırken, İsrail’in hava sahasındaki çıkarlanm gözetm e arzusu,
Savunma Bakanlığt’m , uluslararası uçuş güzergâhlarından U r om uz fü
zesinin m enzili kadar uzaktaki alanların Ben-G urion havalim anına dâhil
edilm esini sağlayacak U r yeniden düzenlem eyi zorla gerçekleştirm e gi
rişim ine yönlendirdi.18
Batı Şeria’n ın kuzey sınırında bulunan bir dağ sıra boyunca yapılan
güzergâh değişikliği, nadir bulunan bir süsen türünün doğal rezervinin
korunm asının yalnızca bu rezervin İsrail kontrolünde kalm asıyla garanti
edilebileceğine inanan İsrailli çevrecilerin uyguladığı baskıya cevap ola
rak geldi; bu çevreciler aynı zamanda Duvar’m Beytüllahim yakınlarındaki
antik Ebu Sudah orm anının içinden geçm ek yerine etrafından dolaşm ası
gerektiğini öne sürdüler. Aslında (ve Gideon Harlap’ın iddialarının aksine)
bazı peyzaj faktörleri göz önünde bulundurulm uş ve projenin çeşitli aşa
m alarında m im arlar da başlıca peyzaj tasarım cıları ve Bölgesel ve Stratejik
Planlama Departmam’nm danışm anlan olarak yer almışlardı. Bununla iliş
kili olarak, İsrailli peyzaj tasanm cılan dem eği tarafından yayım lanan bir
m akalede projede rol oynam ış m im arlardan birinin iddiasına göre, “bari
yerin güzergâhının belirlenm esinde insan güvenliği en önem li faktör ol
m asına rağm en, diğer faktörler peyzajın ve doğanın değeri ile bunların
topoğrafiyle olan ilişkisini göz önünde bulundurm aktadır... birçok yerde
güzergâh, kayalıklar ve pınarlar ya da kartal yuvalarına sahip özel ve has
sas alanları koruyacak şekilde değiştirilm iştir... benim umudum ayırma
bariyerinin ileride İsrail devletinde bir peyzaj güzergâhı, çeşidi tüllerde
m anzaralardan geçen turistik b ir güzergâh hâline gelm esidir.”19 Ayırma
güzergâhının Kudüs’ün m erkezinden, Yahudi m ahalleleriyle Filistin ma
hallelerinin arasından geçm esini öneren, bir resm îliği bulunm ayan liberal
“Cenevre Anlaşm ası” -e s k i bakanlar Yossi Beilin ve Yasser Abed Rabbo
tarafından önderlik edilen, biri İsraillilerden biri de Filistinlilerden olu
şan ik i ekip arasında yapılan m üzakereler sonucunda elde edilen bir ba
rış p lan ıd ır- oluşturulurken görevlendirilen İsraillilerden oluşan taktında,
haritaların çizim inden sorum lu olm anın yanı sıra duvar benzeri araçla
rın inşası için “orijinal” fikirler sunm uş olan Ayala Ronel adlı bir m im ar
yer alm ıştır. Ronel’in sunduğu fikirlerin biri de, ayırmayı tabiat öğeleri
ya da yoğun bitki örtüsüyle kam ufle etm ek olm uştur. İsrail’in sınırlarla,
son derece göz a h a m anzaraların dışında bırakılacağı bazı yerlerde say
dam plastik ayırm aların yapılm asını önerm iş, bazı yerlerde de İngiltere’nin
rom antik dönem peyzaj tasanm alanm n tabiatla m ülkleri birbirine karış
tırm a fikrini kullanarak sınırın taraçalarla işaretlenerek, alay a bir şekilde
bir tarafın diğer taraftan daha yüksek olm asının sağlanmasını teklif etm işti.
havaalanını füzelerden korumak için havaalanının yakınındaki alana bir ikili çit inşa
etmek istiyorduk ancak bu alanda 19.000 Filistinli yaşıyordu [ve] ABD Devlet Sek
reteri Condoleezza Rice, İsrail’in insanları anklavlann içinde yaşamaya terk edeme
yeceğini söylem işti.” Bkz. Tirza, “The Strategic Logic”.
19 httpYdsala.judysenglish.co.il/paper.htm (artık internetten ulaşılamamaktadır).
242 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
20 Bil’in’de İsrailliler ile Filistinlilerin ortak olarak yaptığı gösteriler şiddet kullanılarak
dağıtılırken 200’den fazla kişi yaralanmış ve birçok kişi tutuklanmıştır. Algazi, “Off-
shore Zionism”, s. 30-31.
21 Bu projenin semantiğini ilgilendiren, çok perspektifli bir problem bulunmaktadır: İs
railliler bariyerin görünen ölçeğini minimuma indirmeyi ve onun tehlikesiz ve nere
deyse —“iyi komşuluklar iyi çider sayesinde oluşur” sözüne uygun olarak- domestik
görünmesini sağlamayı umut ederek “ayırma çiti” ve “anti-terörist çit” ifadelerindeki
“çit” terim ini kullanmayı tercih etmektedir. Bu projeye karşı olan İsrailli ve Filistinli
ler ise, bariyerin kentsel bölgelerde duvar biçim ini aldığı gerçeğini vuıgulayarak “Du
var” terimini tercih etmektedir. Onların verdiği mücadele bu bariyeri Batı’mn hayal
gücünde, benzer şekilde güzergâhının büyük bir kısırımda bir çit sistemi olarak oluş
turulmuş olan Berlin Duvan ile eşitlemeyi umut etmektedir. Başkan George W. Bush,
eski Filistin Devlet Başkam Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmeler sırasında bu bari
yerden “bir duvar” olarak bahsetmiş, Şaron ile konuşurken ise “bir çit” ifadesini kul
lanmıştır. Uluslararası Adalet Mahkemesi “Duvar” terim ini genel bir terim olarak ve
bariyerin söz konusu kısm ının maddesel doğasmdan bağımsız olarak kabul etmiştir.
244 O YU K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
olarak proje, Güney Afrika rejim inin, barbarlığının doruğa ulaşüğı dö
nemde bile buna benzeyen bir bariyer inşa etm em esine rağm en, özellikle
“apartheid” kelim esi ile de ilişkilendirilm eye başladı.22
İsrail toplum unun ve İsrail’deki m ahkem elerin hâlâ sürm ekte olan bu
eylem leri görm ezden gelm esine olanak tanım ıştır.28 H üküm et, kendisine
mahkem ede böyle devasa bir yapının nasıl “geçici” olarak görülebileceği
sorusuyla karşı çıkıldığında, geçm işte gerçekleştirdiği çeşidi güzergâh de
ğişikliklerini Duvar’ın izlediği yolun ileride birçok kez değiştirilebilece
ğinin ve hatta Duvar’ın - “içinde bulunulan güvenlik durumu izin verdi
ğinde”- tam am en ortadan kaldırılabileceğinin kam u olarak gösterm iştir.
Duvar’ın sahip olduğu “esneklik”in onun “geçiciliği”ni doğrulam ası bu
şekilde olm uştur. G eçici “acil durum ” zaman için neyi ifade ediyorsa, bu
esneklik de m ekân için onu ifade etm iştir. Bu ilkeye uygun olarak İsrail’in
planlam a sistem i, sürekli gelişen ve hızla dönüşüm geçiren güvenlik teh-
diderini, her aşamada ad hoc bir tepki olarak açıklanabilen, ancak en so
nunda tutarlı bir stratejik gerçekliği oluşturacak ve som udaştıracak şe
kilde birbirine eklenen geçici güvenlik önlem lerini inşa etm ek için nasıl
kullanacağını öğrenm iştir.
“G eçicilik ”in bu şekilde yasal önlem olarak kullanılm ası, İsrail’in
hâkim iyet ve kontrol sistem inin altında yatan paradoksu açığa çıkarır:
işgal edilen bölgelere banş ve düzenin getirilm esi için “geçici” güvenlik
ön lem lerin e başvurm ak gerekm ekted ir, an cak F ilistin lile r ilk başta
kendilerim yatıştırm ak için kurulan güvenlik önlem lerine (yerleşim ler)
isyanla karşılık verdiğinden, gittikçe aşın bir hâl almaya başlayan dire
niş ve şiddeti kontrol altına alm ak için başka “geçici” güvenlik önlem leri
(Duvar) inşa edilm ekte ve bu süreç böylece devam etm ektedir. Böylece
İsrail’in tüm askerî faaliyederinin, güvenlik tehdiderine verilen tepkiler
olarak tanım lanm ası, bu faaliyederin yayılm asını haklı çıkaran koşulun
varolmaya devam etm esine yarar.29 Şiddet, ad h oc görünen ancak aslında
stratejik olan güvenlik önlem lerinin sürekli uygulanm ası için gerekli bir
koşul hâline gelm ekte ve devlet bütçesi kısıtlam alannm askıya alınm ası
ve güvenlik sağlam ak am acıyla muazzam kaynakların ayrılm asını haklı
çıkarm aktadır. İkin ci İntifada’ıun ilk yıllarında, acil güvenlik durum ları
ile ekonom ik durgunluğun b ir araya gelm esi 2002 yılında M aliye Bakam
Binyam in Netanyahu taralından desteklenen neo-liberal reform ları karak-
terize eden hüküm et harcam alarında; güvenlik dışında kalan tüm kamu
projelerinde yapılan büyük kesintiler ve bütçede yapılan köklü yeniden
yapılandırm aların zem inini oluşturdu. Netanyahu, dikkat çeken bir şe
kilde bu planlardan birincisine “Ekonom ik Savunma Kalkanı” adım ve
rerek, neo-liberal yeniden yapılandırm aların, Nisan 2002’de gerçekleştiri
len ve Filistin Ulusal Yönetim i’nin kuram larıyla Filistin’de birçok kentsel
alanın im hasını beraberinde getiren ve İsrail’de son derece popüler bir
askerî operasyon olan “Savunma Kalkanı” ile karşılaştırılabilecek bir acil
durum önlem i olarak görülm esi gerektiğini üstü kapak olarak, kurnazca
ifade etm iştir.30
Yüksek Adalet M ahkem esi sayesinde Duvar’m güzergâhında yapılan
zorunlu değişiklikler, bu güzergâhın üzerinde yaşayan Filistin li topluluk
ların ağır yaşam şartlarının biraz daha katlanılabilir hâle gelm esine yaradı.
A cı ve sefaleti hafifletm ede başardı olan her eylem övgüye değerdir ve
desteklenm elidir; ne var k i hukuk bilgini Aeyal Gross’un da işaret ettiği
gibi, Duvar’m arkasındaki rejim Yüksek M ahkem e tarafından verilen ka
rarların bir sonucu olarak yargısal ve ahlaki m eşruluk kazanm ıştır.31 İsrail
Yüksek Adalet M ahkemesi’nin, otoritesini kullanarak güzergâhta yaptırdığı
“düzeltm eler” Duvar aracüığıyla dayaülan rejim in tam am ının görünürde
“hoşgörülebilir” olm asını sağlam ış, ya da en azından bu rejim in Filistinli
ler için hoşgörülebilir olm asını hedeflem iştir. Yüksek M ahkeme’nin yatış-
tın cı etkisi, aynı zamanda hüküm etin uluslararası çapta m edyanın eleşti
rilerine ve özellikle de Lahey’de Uluslararası Adalet M ahkem esi (IC J)’nin
Danışm a Görüşü’ne uym asını isteyen politik taleplere karşı koym asına
yard ım a olm uştur. 2 0 0 4 yılının Temmuz ayında İsrail’in Yüksek Adalet
M ahkem esi’nde ilk güzergâh değiştirm e davasının karara bağlanm asının
üzerinden daha bir ay geçmeden, Uluslararası Adalet Mahkemesi tarafından
dağıtılan b ir bildiri işgal edilen topraklara inşa edilen bu projenin tama
m ının ve Duvar ile ilişkilendirilen rejim in uluslararası yasalan çiğnediğini
ilan etm iştir.32 Sert uluslararası eleştirilerden dolayı, Duvar’m inşa edil-
- - /
30 Shlomo Swirski, The Price o f Occupation, Tel Aviv: Mapa Publishers, 2005, s. 93 [İb-
ranice].
31 Aeyal M. Gross, “The Construction of a Wall between The Hague and Jerusalem : The
Enforcem ent and Limits o f Humanitarian Law and the Structure o f Occupation”, Le-
iden Journal o f International Lawf 2006.
32 Alan Dershowitz, “Israel follows its own law, not bigoted Hague decision”, Jerusalem
Post, 11 Temmuz 2004. Uluslararası Adalet Mahkemesi, İsrail hükümetinin, bariyerin
güzergâhının, yerleşimlerin etrafından geçmesinin “taktiksel bir gereklilik” olduğuna
248 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
m eşinin bir sonucu olarak ortaya çıkan insani sorunları çözüm e kavuş
turarak dikkati tüm projenin tem el politik ve yasal gayrim eşruluğundan
başka bir tarafa çekm ek, her zam an hüküm etin işine yaram ıştır. İsrail’in
Yüksek Adalet M ahkem esi, sık sık hüküm ete karşı son derece düşmanca
bir tavır takınıyor gibi görünse de, güzergâhın belli kısım larının değiş
tirilm esini sağlayarak ve insan haklanın güvenliğe karşı “dengeleyerek”
Duvar’m tasarım ında etkin bir rol oynam ıştır. D ahası, m ahkem e karar
larım takip eden dönem de ordu uluslararası hukukun kelim e dağarcı
ğım kullanm aya başladığında, “ölçü lü lü k” gibi ilkeler “verim lilik” ve
“gereklilik” gibi askerî hedeflerle gitgide uyumlu b ir hâle gelerek, Duvar
için daha sürdürülebilir bir güzergâh oluşturulm asını sağlam ış ve askerî
m üdahalelerin daha ekonom ikleşm esine yardım a olm uştur.33 G erçekten
de, güzergâhın sık sık değiştirilm esi hüküm ete fazladan 2 0 0 m ilyon do
lara m al olm uş ve Tîrza, ileride açılabilecek davalara karşı “bağtşıkkğı”
daha yüksek bir güzergâh oluşturm ası için baskı altında tutulm uştur.34
[Resim 56: Solda: Duvar'ın izlediği yol (2 0 0 3 'te planlanan hali) tarafından kuşatılan Hlistin'e
ait bölgeler. Sağda: planlanan y o l "derinlik bariyerleri" ve yerleşim çitleri ile birlikte.]
D anny Tırzda, Duvar’ın tasarım ının sonraki aşam alarından birinde be
nim sediği “in san i” yaklaşım la bizzat şu şekilde övünm üştür:
35 Tirza, “The Strategic Logic”. Savunm a Bakanlığının internet sitesinde “İnsani En
dişeler” kategorisi altında şöyle bir yazı yer alm aktadır: “İsrail hüküm eti, Güvenlik
Çiti’nin inşasının m asum Filistinlilerin hayatlarına birtakım zorluklar getireceğinin
farkındadır ve bu durum u üzüntüyle karşılam aktadır. Bu gibi sorunları m inim um a
indirm eye yönelik birçok girişim de bulunulm uştur ve bu girişim ler gerçekleşmeye
250 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
Sınırötesi Adalar
devam edecektir. Filistinli köyleriyle şehirleri arasındaki sivil ilişki ve bağların -ekon o
mik, eğitimsel, tıbbi v s.- oluşturduğu matrisin kendisi, bu m atrisin Güvenlik Çiti’nin
inşasından etkilenme biçimiyle birlikte ayrıntılı olarak İncelenmektedir.” httpı//www.
securityfence.mod.gov.il/Pages/ENG/Humanitarian.htm.
D U V A R: İM K Â N S IZ A Y IR M A P O LİT İK A SI 251
36 Nadav Shragai, ‘Settlers plan mass court petitions över revised fence route’, Ha'aretz,
26 Ağustos 2004.
37 Aluf Benn, “New fence route to be presented to U.S. first, then cabinet”, Ha'aretz, 7
Eylül 2004.
252 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
[Resim 57: Solda: Kudüs'ün şehir merkezini Q b mahallesine bağlayan yolun altından Filistin
kasabası Beyt Safafa'nın iki kısmını birbirine bağlayan alt geçit Eyal Weizmarx 2001. Sağda:
Alfey-M enaşe'ye giden ve yalnızca yerleşimcilerin kullanabildiği yolun altından Habla'yı
Kalkilya'ya bağlayan alt geçit. OCHA, 2 0 0 5 ]
38
2004 yılının O cak ayında BTselem ’den Yehezkel Lein, benden bu konuyla ilgili bir
vaka araştırması üzerine “uzman görüşü” sağlamamı istemişti. Savunma Bakanlığının
iddialarının aksine, bariyerin güzergâhım topoğrafiye göre çizmenin arkasındaki askeri
mantıktan, devlet, yerleşimlerin ileride genişleyip yayılması için ayrılmış olan alanlan
İsrail tarafına katmayı hedeflediğinde taviz verilmektedir. Kalkilya’nm kuzeyinde bu
lunan Tzuffin yerleşimi vakasında, bariyerin güzergâhı Tzuffin’in yerel yönetim ala
nındaki toprak parçalarından bazılarım çevrelemek amacıyla yerleşimin nüfusunun
yayıldığı alanın 2 kilometre doğusundan geçirilmiştir. Bunun bir sonucu olarak, Cey-
yus köyünün sakinleri sahip oldukları üzüm bağlarından ayrılmıştır. Başka bir de
yişle, bariyerin güzergâhı yerleşim konseyinin ve bu arazileri geliştirmek için yatınm
yapmak isteyen gayrimenkul geliştiricilerinin çıkarlarım destekleyerek askeri man
tıktan ödün vermiştir.
39
Yerleşim konseylerinin uyguladığı baskının ardından IDF, şimdiye kadar on yedi “özel
güvenlik alanTnı - ID F sözcüsü tarafından “derinlik bariyerleri” ya da “m ini bari
yerler” olarak bahsedilmiştir - onaylamış ve bunlardan üçünü çoktan Batı Şeria’nm
kuzey kısm ına inşa etmiştir. Bkz. Nagav Shragai Nathan Guttman, “ID F proposes
400-m etre security zone around Settlements”, Ha’aretz, 3 Ekim 2003.
254 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
40 Filistinliler, yalnızca Yahudilerin kullanabildiği kırk bir “steril” yolun üstünde yer alan
ve uzunlukları 700 kilometreyi aşan Batı Şeria yollarına yalnızca kısm i olarak erişe-
bilmektedir. Yehezkel Lein, Forbidden Roads: The Discriminatory West Bank Road Re-
gime, Kudüs: BTselem , Ağustos 2004. www.btselem.org.
D U VAR: İM K Â N S IZ A Y IR M A PO LİT İK A SI 255
dağıtmaya yönelik bir arzu veya politik kararlılık gösterm em iştir.41 Bun
ların geleceke İsrail’e ait bölgelerin içine katılm ası, Başkan Bush tarafın
dan 2 0 0 4 yılının Nisan ayında Ariel Şaron’a gönderilen bir m ektupta da
üstü kapalı bir şekilde ifade edilm iştir.42 Bu tahliyeler olm adan arazinin
parçalı ve devam sız b ir hâlde kalm ası kaçınılm azdı. Duvar, kesintisiz
bir politik sınır oluşturam asa da hatta belki de bu sın ın oluşturam adı-
ğından, böyle bir sınırın güven tazeleyen ikonografisini sergilem e girişi
m inde bulunm aktadır. Güzergâhının sürekli olarak değişm esine rağm en,
İsrail Devleti tarihindeki en büyük ve en pahalı proje olm asını sağlayan
devasa fiziksel varlığıyla duvann, çok güçlü korunan bir sınır olarak gö
rünm esi istenm ektedir. Beton, dikenli tel ve gözeüem e teknolojisiyle sağ
lam laştırılan ve tek taraflı olarak korunan bir dizi hatla İsrail ve Filistin’in
sıradan, bölgesel olarak tanım lanan ulus devleder hâline gelebileceği il
lüzyonu, değişken bir söm ürgeci sım r bölgesinin şiddetli gerçekliğinin
üzerini örtm ektedir.43
Oyulm uş Topraklar
Duvar, daim i geçici Filistin devletinin etrafm ı saracak bir şekilde bü
tünleştiğinde, çevreleri tam am en kapatılm ış “egem en alanlar”dan olu
şan bir ada grubuna dağınık bir hâlde yerleştiğinde ve İsrail’de devletin
sahiplik talep ettiği bölgelerden meydana gelen adalar tarafından daha
fazla delindiğinde bir diğer çelişkinin çözüm e kavuşturulm ası gerekecek.
Filistin’in yerel yönetim alanlarının parçalara ayrılm ası, görünüşe bakılırsa
Şaron’un 2003 yılında halka verdiği söz ve Başkan Bush’a, 2 0 0 4 yılında
41 Başbakan Olmert’in uygulanıp uygulanmayacağı belirsiz olan tek yönlü “yeniden hi
zalama planı”, Batı Şeria’daki kara parçalarının oluşturduğu ada grubu coğrafyasının
ilkelerini değiştirmeyi hedeflememektedir. Bu plan, yalnızca izole edilmiş yirmi yer
leşim in boşaltılmasını ve diğerlerinin de daha geniş yerleşim bloklarının içine katıl
masını gerektirmektedir.
42 Şaron, Gazze’delö yerleşimler ve askerî üslerin tek taraflı olarak boşaltılmasına yö
nelik planım duyurmuştur ve böylelikle Gazze’nin tahliye edilişi, Batı Şeria’daki ara
zilerin İsrail topraklarına katılmasına yönelik planlarla kasıtsız olarak ilişkilenmiştir.
Bu da Başkan Bush’un, Şaron’a verdiği bir “ödül” olmuştur: “kalıcı müzakerelerin so
nucunda 1949 yılının ateşkes sınırlarına tamamen ve eksiksiz bir şekilde geri dönü
leceğini beklem ek pek gerçekçi değildir ve iki devletli bir çözüm için önceden yapı
lan müzakerelerin hepsi aynı sonuca varmıştır.” Bkz. ABD Uluslararası Enformasyon
Programlan, usinfo.state.gov/mena/archive/2004/apr/14-125421.html adresinde.
43 Savunma Bakanlığı, internet sitesinde bu konuyla ilgili birtakım ayrıntılar sunmak
tadır: 10 milyon metre kareden fazla toprak yer değiştirmiş ve uzunluklan toplamda
3.000 kilometreyi geçen dikenli teller çekilmiştir. Bariyerin kilometre başına düşen
inşa maliyeti 2 milyon dolan bulmaktadır ve bu proje, İsrail’de bu güne kadar girişi
len en büyük (hem boyutu hem de bedeli bakımından) ulusal altyapı projesidir. Bkz.
http://vvww.securityfence.mod.gov.il/Pages/ENG/execution.htm.
tesim 58: D u v a r 'ın T ü n e l Y o lu e t r a f ı n d a i z l e d i ğ i g ü z e r g â h ın b ir k o p y a s ı . D a n ie l
0 0 3 ( ç iz im : E y a l W e iz m a n f Z 0 0 4 ] \
44
Aluf Benn, “PM says would allow contiguous Palestinian territory in W Bank”,
Ha’aretz, 5 Aralık 2002.
Cala’nın altından geçen bir tünele girer- Bu “m ühendislik harikası”nı ya-
zılannda konu edinen M eron Benvenisü, yolun bölgesel etkilerini, “üç
boyutun, üçü Filistin’e üçü de İsrail’e ait olan altı boyut hâline gelecek
şekilde parçalara ayrılm ası” olarak tarif etm iştir.43 Yol İsrail kontrolünde
olm asına rağm en, üzerinden geçtiği vadiyle altına daldığı şehir, Filistin
kontrolü altında olan alanlardır. Yol, kendisini farklı yerel yönetim alan
larının bu kadı, topoğrafik düzenlem esinin içinden dikkatli bir şekilde ta
şırken, İsrail’e ait bölgeler değişim li olarak Filistin’e ait bölgelerin altında
olm akla üstünde olm ak arasında gidip gelir. Taşıma altyapısında görü
len bu fiziksel ayrılm a, aynı zamanda O slo Anlaşm aları tarafından oluş
turulan bölgesel labirenti delerek geride bırakır. Tünelle köprü tamamen
İsrail’in kontrolünde (C Bölgesi), köprünün altındaki vadi Filistin li si
villerin kontrolü altında (B Bölgesi), tünelin üzerindeki şehir ise Filistin
ordusuyla Filistin li sivillerin kontrolündedir (A Bölgesi). Köprünün ko
lonlarının Filistin ’e ait topraklar üzerinde durduğu yerlerde “sınır”, bü
yük ihtim alle kolon ile kirişler arasındaki term odinam ik bağlann nokta
larından geçm ektedir.4546
Bölgesel ve Stratejik Planlam a Departm anı, bu üç boyutta parçalara
ayırm a prensibini takip ederek “kılavuz işlevi görecek” otuz beş yolun
inşa edilm esiyle oluşturulm aya başlanacak ve içinde bulundukları ulusa
45 Meron Benvenisti, “An Engineering W onder”, Ha’aretz, 5 Haziran 1996. Bu baş ma
kale daha sonradan Fransızca olarak yayınlanm ıştır Pre/occupations (TEspace/Jerusa-
lem au Pluriel, Marsilya: Image En Manoeuvres Editions, 2001, s. 171-173.
46 2006 yılırım sonlarında gelindiğinde, “Tünel Yolu”nun güney uzantısı iki paralel dü
zeye genişletilmiştir, zemin seviyesinde bulunan orijinal yol El-Arub mülteci kampına
bağlanırken, alttaki yolun üzerinde kolonlar yardımıyla duran üst seviyedeki yol, Et-
zion yerleşim bloğuna bağlanan ve yalnızca Yahudilerin kullanabildiği yoldur.
258 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
göre ayrılacak, Batı Şeria boyunca uzanan paralel iki yol ağının birbirine
dolaşmasıyla meydana gelen bir doku tasarladı. İki yol ağının kesiştiği
yerlerde köprüler ve tünellerin yardım ıyla oluşturulan dikey kavşak
lar yoluyla trafik sistem lerinin ve Filistinliler ile İsraillilerin birbirinden
ayrılm ası planlandı. Bugün bu türde yirm i altı dikey kavşağın inşası ta-
mamlanmıştır; bunlardan diğer on dokuzu ise ya planlanma ya da inşa aşa-
masındadır.47 Batı Şeria’da yer alan ve 2003 yılında Duvar’ın iki ayn ank-
lava böldüğü kom şu kasabalar Habla ve Kalkilya, Savunma Bakanlığı’na
bağlı m üteahhitler tarafından inşa edilen, Duvar ile İsrail’e ait yolun al
to d an geçen bir yeraltı tüneli aracılığıyla bu prensibe uygun olarak ye
niden birbirine bağlanm ıştır.
Danny Tirza, bu ayırma m antığını yerleşim cilerle Filistinliler arasın
daki “tehlikeli çatışm a”nm şiddetinin “belli bir sayıda dikey kavşakla F i
listinlilerin alana bir yönden [ve yerleşim cilerin başka bir yönden] giriş
yapmasına olanak tanındığında azalabileceğim ve “böylece İsrailliler ile
Filistinlilerin birbirlerinin alto d an veya üstünden geçerek seyahat edebi
leceğini” belirterek açıkladı.48 Yol sistem inin bu şekilde aynlm ası, Duvarcın
inşasını bütünleyen bir projedir. Bu proje, İsrail yerleşim lerinin tahliye
sine gerek kalm adan ve bölgeler birbirinden koparılm adan, Filistin ’e ait
bölgelerin etrafının duvarlarla kapatılm asını daha kolay hâle getirir. Tra
fik ağlan, belli yerlerde birbirlerinin yanından geçm esine rağm en, fizik
sel düzenlem eler bilişsel bir karşılaşm a olasılığını dahi ortadan kaldınr.
Tirza’ya göre İsrailliler, “alttan geçen Filistinlilerin farkına bile varmadan”
üstteki otoyollarda seyahat edebilm elidir.49
G erçekten de, Tel Aviv’den yola çıkıp M odi’in üzerinden Kudüs’e var
m ak için Yol 4 4 3 ’ü kullanan İsrailliler, yolun her iki tarafının da yüksek
beton duvarlarla kuşatıldığı bir kısım dan geçerler. 2004 yılında yolun ken
disi bir sınır haline geldi ve bu yolun iki tarafım kaplayan, çevredeki ta
biatı tem sil eden idealleştirilm iş resim leri sergileyen beton duvarlar yol
cuları gerçek tabiatın taşıdığı tehlikelerden korum ak am acıyla yükseltildi.
Bu duvarlar aynı zamanda şehre sık aralıklarla gidip gelen İsraillilerden,
yolun bu kısm ının bir Filistin köyünün -El-M uvahil (ya da Çam ur Ma
h a llesi)- üzerinden geçen bir köprü olduğu gerçeğini saklam aktadır.50
ayırma politikasının asıl kısıtlam asını açık ve net olarak sergilem ektedir.
“Mükemmel ayırma” biçim leri ve m ekanizm aları için girişilen sonsuz ara
yıştan, başarılı olacak ya da etkinliği sürdürecek bir çözüm ün bölgesel
tasarım alanında yatm ak zorunda olm adığının farkm dalığı doğmaktadır.
[Resim 59: IDF mühendisleri Tulkarm mülteci kampında çalışırken. Nir Kafri, 2 0 0 3 ]
261
7.
Kentsel Savaşlar: Duvarların İçinden
Geçmek
İsrail ordusuna ait birim lerin, 2 0 0 2 yılının N isan ayında Batı Şeri-
a’daki Nablus şehrine yapılan saldın sırasında gerçekleştirdiği manevra,
bu birim lere kom utanlık eden Tuğgeneral Aviv Kohavi tarafından, bir
dizi m ikro-taktiksel eylem aracılığıyla “ters geom etri” terim iyle tarif edil
m işti. Bu terim , kentsel sözdizim inin yeniden düzenlenm esi dahilinde or
taya çıkm ıştı. A skerler şehir içindeki hareketin m antığım belirleyen cad
deler, yollar, dar sokaklar ve avluların yam sıra, binalardaki hareketin
düzenini oluşturan öğelerden; dış kapılar, iç m erdivenler ve pencereleri
1 W alter Benjam in, One-Way Street and Other Wntings, Edmund Jephcott ve Kingsley
Shorter tarafından çevrilmiştir, Londra ve New York: Verso, 1979, s. 295.
2 Georges Perec, Species o f Space and Other Pieces, Jo h n Şturrock tarafından çevrilmiş
ve düzenlenmiştir, Londra: Penguin Books, 1999.
3 Nuha Khoury, “One Fine Curfew Day”, Kudüs: Miftah (www.miftah.oig).
262 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
4 Ben bu konferanslardan bazılarına şahsen katıldım. 2003 yılırım Ocak ayında Step
hen Graham, SMI adında bir güvenlik enstitüsü tarafından Londra’da her yıl düzen
lenen “Kentsel Savaş Konferansı”na katılmam için 1.000 paunt değerindeki biletinin
yansım bana vermişti. Bu, askerî görevliler, silah satıcılan, NATO, Birleşik Krallık,
Birleşik Devletler ve İsrail’den akademisyenler ve RAND şirketinden temsilcilerin,
konferans salonunda ve akşam yemeği sırasında kentsel askerî operasyonlar ve te
mel ekipmanlarla ilgili pratik ve teorik görüşlerini birbirleriyle paylaşüğı süıreel bir
etkinlikti. 2002 yılında Hayfa Üniversitesi Coğrafya Fakültesi tarafından düzenlenen
benzer bir askerî konferans için bkz. Stephen Graham, “Remember Falluja: Demo-
nizing Place, Constructing Atrocity”, Society and Space, 2005, 23, s. 1-10, ve Step
hen Graham, “Cities and the W ar on Tenor”’, International Journal o f Urban and Re-
gional Research, 20, 2 Haziran 2006, s. 255-276.
5 Simon Marvin, “Military Urban Research Programs: Normalising the Remote Cont-
rol of Cities”, konferans m etni, Cities as Strategic Sites: Militarisation, Anti-Globaliza-
tion & Warfare, Sürdürülebilir Kentsel ve Bölgesel Gelecekler Merkezi, Manchester,
Kasım 2002.
264 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
tarafından dikkatli bir şekilde gözlem lenm esine nedeni oldu.8 G erçekten
de, “Operasyon Savunma Kalkanı” sırasında Batı Şeria, buradaki m ülk
ler, altyapı ve yüzlerce sivilin hayan pahasına dev b ir kentsel savaş labo-
ratuvan hâline gelm iştir.
Kendisiyle yapuğım görüşmede Naveh, ikinci İntifada’nm ilk yıllarında
İsrail ordusunun, kullandığı yöntem leri değiştirm esine sebep olan koşul
lan şöyle açıkladı: “Bilgi toplam a sistem leri ve teknolojilerine muazzam
miktarlarda yaünm yapılm asına rağm en, şehrin içinde savaşmak hâlâ dü
zensiz ve önceden hesap edilm esi im kânsızdır. Şiddet, olayların önceden
kestirilm esini im kânsız kılm akta ve birçok şeyi şansa bıraktırm aktadır.
Çarpışmaların senaryosu yazılamaz. Kom utanın, durum un genel görünü
münü elde etm esi olanaksızdır. Harekete geçm e kararlan rastlantı, olası
lık, kesinsizlik ve fırsat üzerine tem ellendirilm eli ve yalnızca faaliyet ala
lım da ve gerçek zam anlı olarak alınm alıdır.”9 H akikaten de, söz konusu
ordu olduğunda kentsel savaş, savaşm nihai postm odem biçim idir. Man
tıksal olarak yapılandırılm ış ve önceden belirlenm iş bir rotadan ayrılm a
yan bir savaş planına duyulan inanç, kentin şiddetti karm aşasının içinde
barındırdığı karm aşıklık ve belirsizlik karşısında ortadan kaybolm akta
dır. Kom uta etm e görevine sahip kişiler, savaş senaryoları ya da tek bir
yolu izleyen planlar hazırlam akta zorlanırlar; siviller savaşçılar hâline ge
lir, savaşçılar da tekrar sivillere dönüşür; cinsiyet ne kadar hızlı taklit edi-
lebiliyorsa kim lik de o kadar hızlı değiştirilebilir: bir kadının eli silahlı,
savaşçı bir erkeğe dönüşm esi, “Araplaşm ış” bir İsrailli gizli askerin ya da
kam ufle olm uş bir Filistin li gerillanın eteğinin altından bir m akineli tü
fek çıkarm asıyla aynı hızda gerçekleşebilir.
8 “U.S. Marines uses Israeli Tactics in Falluja Baghdad”, Middle East Nevvsline, 6 (418),
10 Kasım 2004; Justin Huggler, “Israelis trained US troops in Jenin-style urban war-
fare”, The Independent, 29 Mart 2003; Yagil Henkin, “The Best Way Into Baghdad”,
New York Times, 3 Nisan 2003.
9 Şimon Naveh ile yapılan röportajlar, 15 Eylül 2005 (telefon üzerinden), 7 Mart 2006
(telefon üzerinden), 11 Nisan 2006 ve 22-23 Mayıs 2006 (Tel Aviv yakınlarında, Gli-
lot’daki bir askeıl istihbarat üssünde) tarihlerinde gerçekleşmiştir. Bu röportajların me
tinleri ve bu metinlerin İngilizceye çevrilmiş versiyonlarının içeriği Naveh tarafından
onaylanmıştır. Bundan sonra bu röportaja yapılan göndermelerin tümü, aksi belirtil
mediği sürece yukarıdaki görüşmelere ilişkindir.
K E N T SE L SA V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 267
10
Ağ terminolojisinin çizgisel olmayan kökleri, İkinci Dünya Savaşandan bu yana askerî
söylemin içinde bulunmaktadır. Bu term inoloji, 1982 yılında ABD ordusunun servis
ler arası işbirliğini ve düşmanın dengesini bozmak için onun -köprüler, karargâhlar
ve ikmal hatlan g ib i- sistematik darboğaz noktalarım (akışın yavaş olduğu nokta
lar) hedef almayı vurgulayan bir “Havakara savaşı” doktrininin oluşturulmasında ki
lit rolü oynamıştır. Bu doktrin, Sovyetler’in Merkezî Avrupa’yı işgalini durdurmak
için tasarlanmış ve ilk olarak 1991 yılında Körfez Savaşı’nda uygulanmıştır. Soğuk
Savaş’m sona ermesinin ardından, bu doktrinin geliştirilmesinin sonucunda Askerî
Meselelerde Devrim (RMA) kuramıyla ilişkili olarak “Ağ Merkezli Doktrin” oluştu
rulmuştur.
11
Jo h n Arquilla ve David Ronfeldt’in editörlüğünü yaptığı Networks and Netwars: The
Future o f Tenor, Crime, and Militancy, Santa M onica, CA: RAND, 2001, s. 15; aynı za
manda bkz. David Ronfeldt, Jo h n Arquilla, Graham Fuller ve Melissa Fuller, The Za-
patista ‘Social NetwaF in Mexico, Santa M onica, CA: RAND, 1998. Bu ikinci kitapta
yazarlar, sürü oluşturmanın geçmişte göçebe kabileler arasındaki savaşlarda kullanıl
dığım ve günümüzde sosyal-politik çatışma yelpazesi boyunca farklı örgütler -terö-
risder ve gerilla öıgüderi, mafya suçluları ve şiddet karşıtı sosyal aktivistler- tarafın
dan uygulanmakta olduğunu açıklamaktadır.
K E N T SE L SA V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 269
12 Eric Bonabeau, Marco Dorigo ve Guy Theraulaz, Swarm Intelligence: From Natural to
Artificial Systems, Oxford: Oxford University Press, 1999; Sean J . A. Echvards, Swar-
ming an the Battlefield: Past, Present and Future, Santa Monica, CA: RAND, 2000; Ar-
quilla ve Ronfeldt, Networks and Netwars.
270 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
som utlaştırılan, önceden belirlenm iş bir olay sırasını takip etm e arayı
şında olduklarından, zam ansal olarak çizgisel bir yapıya sahiptirler. Bu
nun aksine bir sürünün faaliyederi, sürüyü oluşturan birim lere bağlı olan
ancak bu birim lerin aktivitelerini ön koşul kabul etm eyen eş zam anlı ey
lem ler üzerine tem ellenir. Böylece savaş planının anlatısının yerini, bi
rim lerin, ortaya çıkan durum lar ve senaryolarla başa çıkm ak için ihtiyaç
duydukları araç gereçleri edindikleri, ancak bu olayların hangi sırayla
gerçekleşeceğini önceden kestirem edikleri, Naveh’in “alet çantası” yak
laşım ı alır. Sürünün farklı kısınılan, karar verm e eşiğini gerçek zam anlı
taktiksel düzeye düşürerek ve yerel girişkenliği teşvik ederek, on doku
zuncu yüzyıl askerî filozofu Cari von Clausewitz’in sürtünme olarak ad
landırdığı kontrolsüz ihtim allere, belirsizlik ve olasılık biçim lerine vere
cek birer cevap aram alıdırlar.13
Sürü oluşturm a kavramı, İsrail ordusunun, “sm ırsızlaşdrm a” dilini be
nimsemeye ve ordunun örgütsel ve taktiksel “çizgisellik” olarak algıladığım
“çizgisel olmama” hâline dönüştürmeye yönelik ortak girişim inin m erkezî
bir bileşenidir. Bununla ilişkili olarak O TRI’de öğretilen derslerde önem li
bir tarihsel referans da Ariel Şaron’un askerî kariyeriydi. Şaron yalnızca
[Resim 63: Solda: Balata m ültea kam pı IDF tarafından çekilmiş bir fotoğraf, 2002.
Sağda: Nablus, Miki Kratsm aa 2 0 0 2 ]
Balata Saldırısı
İsrail güvenlik kuvvetleri, her zaman m ülteci kamplarım hem direnişin
odak noktası hem de direnişin “ürem esi” için gereken kentsel koşul olarak
görmeye m eyilli olm uştur. Dolayısıyla bu kamplar, İsrail’in basitleştiril
m iş coğrafi tahayyülünde kötü ve tehlikeli yerler, ID F n in girmeye cesaret
edemediği “kara delik”ler olarak yansıtılm ıştır.16 ID F n in birinci (1987-
14 Bkz. Bölüm 2.
15 “The Generalship o f Ariel Sharon”, ID Fn in Kurmay ve Komutanlık Akademisi’ne
bağlı Operasyonel Teori Araştırma Enstitüsü (O TR I)’nde yapılan yuvarlak masa tar
tışması, 24-25 Mayıs 2006.
16 Stephen Graham, “Constructing Urbicide by Bulldozer in the Occupied Territories”,
Stephen Graham’in editörlüğünü yapuğı Cities, War and Tenvrism adlı eserde, Ox-
ford: Blackwell, 2004, s. 332.
272 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
17
Tadtus, The Agricola and The Germania, Londra: Penguin Classics, 1971.
18
Raviv Druker ve Ofer Shelah, Boomerang, Kudüs: Keter, 2005, s. 197, 218.
K E N T SE L S A V A Ş L A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 273
19 Şimon Naveh’in “Betvveen the Striated and the Smooth: Urban Enclaves and Fractal
Maneuvers” adlı metninden almülanmıştır, Cabinet Magazine, Temmuz 2006, s. 81-88.
20 29 Mart - 22 Nisan 2002 arasında, Nablusta en az 80 Filistinli hayatım kaybetmiştir.
Aynca bu zaman aralığında dört İsrailli asker ölmüştür, bkz. www.amnesty.org.
274 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
odaya aniden girm esine şahit olan beş yaşındaki bir çocuğun deneyim-
lediği dehşeti hayal etm eye başlam ak bile m üm kün m üdür?”
Bir kitaplığın kapladığı diğer duvara işaret ederek, şunu ekledi: “Ve
buradan çıktılar. Duvan patlayıcılarla delerek kom şum uzun evinden iler
lem eye devam ettiler.”23
İsrailli askerlerin Balata m ülteci kampım “işgal ederken” sergilediği be
ceri, Batı Şeria’dan sorum lu ID F M erkez Kom utanlığının, 3 Nisan 2002’de
başlayan Cenin m ülteci kam pında ve Nablus’taki eski şehir m erkezinde
(Kasbah) düzenlenen saldırıların yöntem i olarak bu manevra biçim ini
benim sem esine neden oldu.
İsrailli bir asker, kendisiyle yaptığım bir görüşmede Cenin savaşımn
başlangıcını şu şekilde açıklam ıştı: “H içbir zam an binalardan ayrılmadık
ve hareketim izin tam am ı bir evden diğerine ilerlem ekten ibaretti... kam
pın dışından m erkezine doğru birkaç düzine kadar güzergâh oyduk...
hepim iz -tü m tugay- Filistinlilerin evlerinin içindeydik, hiçbirim iz so
kaklarda değildik... neredeyse hiç dışan çıkm adık... Karargâhlarımız ve
uyuduğumuz kamp alanları bu binaların içinde yer alıyordu... araçlar bile
evlerin içindeki, oyularak açılm ış alanlara yerleştiriliyordu.”24 Sonradan
bu saldın sırasm da yaşadıklarını konu alan bir kitap yazan bir başka as
ker, duvarlann içinden yapılan hareketi aynntılı bir şekilde tarif etm işti:
“İçinde bulunduğum uz evi, güneyindeki eve bağlayan bir duvar bulm ak
için havadan çekilm iş bir fotoğrafı inceledik. Peter eline çekici alarak işe
koyuldu, ancak duvar yıkılm ayı reddediyordu - ilk defa boşluklu be
ton bloklan yerine saf beton kullanılarak inşa edilm iş bir duvar ile kar
şılaşm ıştık... akla gelen en m antıklı çözüm patlayıcı kullanm aktı. D elik,
içinden geçm em ize olanak tanıyacak kadar büyük bir hâle gelene kadar
en az dört [patlayıcı] bloğu patlattık.”25 Filistin li gerilla savaşçıları da ma
nevralarım duvarlann ve önceden planlanm ış geçitlerin içinden gerçek
leştirdiğinden, çarpışm alann büyük bir kısm ı özel evlerin içinde yapıldı.
İsrailli askerlerin, Filistinlilerin kapana kısıldığı katların hem üstünde hem
de altında bulunm asıyla birlikte, bazı binalar çok katlı pastalan andın-
yordu. İsrailli birliklerin Nablus’a yaptığı saldında yaylım ateşine tutularak
birçok yönden sıkıştınlan Filistin li bir savaşçı bu, durumu şöyle tarif et
m işti: “İsrailliler her yerdeydiler: arkam ızda, yanlarda, sağda ve solda...
Bu şekilde nasıl savaşabilirsiniz?”26
23 Süne Segal, “W hat Lies Beneath: Excerpts from an Invasion”, Palestine Monitor, Ka
sım 2002; www.palestinemonitor.oig.
24 Gil Fishbein ile yapüğım röportaj, Tel Aviv, 4 Eylül 2002.
25 Ofer Segal-Az ICariel, Fighting in Jenin 2002 , Tel Aviv: Ma’arachot Publications, Sa
vunma Bakanlığı, 2006, s. 45 [İbranice].
26 Henkin’in wThe Best Way Into Baghdad” adlı metninden almülanmıştır.
276 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
ID I; yakın geçm işte Batı Şeria ve Gazze’nin tam am ınm iç kapı ve pen
cerelerin bulunduğu yerler de dâhil olm ak üzere her bir evin karm aşık
ayrıntılarını gösteren 3 boyudu bilgisayar m odellerini üretm eye yöne
lik çalışm alarım tamamladı. Ne var ki, 2 0 0 2 yılında askerler hâlâ, askerî
konum lar arasında iletişim kurm ayı kolaylaştırm ak am acıyla evlere dört
haneli ayırt edici num araların verildiği kuşbakışı fotoğrafları kullanı
yordu. Yön belirlem e küresel konum landırm a sistem lerinin (G PS) yar
dımıyla yapılm ış ve insansız hava araçlarıyla çekilm iş fotoğrafları kulla
nan kum andanlar tarafından m erkezî olarak koordine edilm işti. Askerler
bir duvan deldiklerinde, asker trafiğini düzenlem ek ve şehrin büyük bir
kısm ını oyarak meydana getirm iş oldukları labirentin çıkış yolunu bu
labilm ek için deldikleri duvarların üzerine sprey boyalarla hızlı ve kaba
bir şekilde “giriş”, “çıkış”, “girilm ez”, “. . .’a gidiş yolu” ya da “. . .’dan
geliş yolu” yazmışlardı.
Filistinli m im ar Nurhan Abujidi’nin Nablus ve Balata’ya yapılan sal
dırıların ardından yaptığı ayrıntılı incelem e, askerî birlikler tarafından
kullanılan güzergâhların Nablus’ta Kasbah’taki binaların yansından faz
lasının içinden zorla geçirildiğini ve bunun sonucunda bu binaların du-
varlan, zem inleri ve tavanlannda sayısı bir ile sekiz arasında değişebilen
deliklerin birkaç gelişigüzel çapraz güzergâh meydana getirdiğini gösterdi.
Abujidi, bu güzergâhların basit çizgisel ilerlem eleri tarif eden şeyler ola
rak anlaşılam ayacağım gördü; ona göre bunlar, açık ve net bir yöne sa
hip olmayan son derece kaotik bir manevraya işaret ediyordu.27 Yapılan
harekederin tüm ü, duvarların içinden ve evlerin arasından geçm em işti;
eski şehir m erkezindeki, aralarında on sekizinci yüzyıl Osm anlı Kervan
sarayı el-Vakala el-Farukiye ve hem Nablus’un hem de Kenan olarak ad
landırılan bölgenin sabun fabrikalarının bulunduğu tarihi binalar da dâhil
olm ak üzere birçok bina havadan bom balanm ış ve tam am en im ha edil
m işti. Buna ek olarak Abdülhadi Sarayı, O rtodoks K ilisesi ve el-N asr ca
m isi de ağır hasara uğram ıştı.28
Orduda kariyer yapan birçok subay gibi Kohavi de, ordudaki aktif gö
revine üniversite diplom ası elde etm ek için bir süre ara verm işti. Kohavi,
başta m im arlık okum ak istem esine rağmen sonunda İbrani Üniversitesinin
felsefe program ına katıldı ve ileride askerî pratiklerinin her iki disiplinin
de kaydadeğer ölçüde etkisi altında kaldığım ileri sürdü; askerî subay ola
rak aynı zamanda O TRI’de verilen derslere de kaüldı.3536 Kohavi’nin, ken
disiyle yapüğım bir röportajda, bu saldırılan tarif ediş şekli, askerî ku
ram la pratik arasındaki ilişkinin nadir ve hayret uyandıran bir görünüşü
olarak dikkat çeker.
“G özlerinle gördüğün m ekân, bakışlarının nesnesi olan bu oda [röpor
tajın yapıldığı yerden, Tel Aviv yakınlanndaki bir askerî üste bulunan bir
odadan bahsediyor] senin onu yorum layış şeklinden başka bir şey değil.
Şim di sen yorum unun sınırlarını çekip uzatabilirsin, ancak bunu sınırsız
bir biçim de yapam azsın; çünkü sonuçta, içinde binalar ve ara sokaklar
bulunduğundan fizik yasaları tarafından kısıtlanıyor. Burada sorulm ası
gereken soru, senin ara sokağı nasıl yorum ladığın. Sen onu tıpkı her mi
m ar ve her planlam acının yaptığı gibi insanın içinden yürüdüğü bir yer
olarak m ı, yoksa içinden yürüm enin yasak olduğu bir yer olarak m ı yo-
rum luyorsun? Bu yalnızca yorumlamaya bağlı. Biz, ara sokağı içinden yü
rüm enin yasak olduğu, kapıyı içinden geçm enin yasak olduğu ve pence
reyi de içinden bakm anın yasak olduğu bir yer olarak yorum ladık, çünkü
ara sokakta bizi bir silah, kapının arkasında ise bizi bir bubi tuzağı bekli
yordu. Düşm an, m ekânı geleneksel, klasik bir biçim de yorum ladığından
35 Aviv Kohavi, 2006 yılının Şubat ayında ID Fn in Baş Yasal Danışmam onun İngiltere’de
savaş suçlanyla alakalı olarak mahkemeye verilebileceğinden korkarak Kohavi’ye İn
giltere’deki bir askeri akademiye yapacağı, önceden planlanmış bir ziyareti iptal etme
sini tavsiye ettiğinde, medyanın dikkatim çekm iştir; Kohavi’nin savaş suçlarına bu
laşmasıyla ilgili daha eski bir m etin için bkz. Neve Goıdon, “Aviv Kochavi, How Did
You Become a W ar Criminal?’’, www.counterpunch.org^nevegordon 1.html.
36 C hen Kotes-Bar, “Bekichuvo” [“Starring Him: Intervievv w ith BG Aviv Kohavi”],
Ma’ariv, 22 Nisan 2005 [İbranice].
280 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
ve ben onun yorum una itaat ederek onun kurduğu tuzaklara düşm ek is
temediğimden bunu yapıyorum. Aynca ben yalnızca onun kurduğu tu
zaklara düşm ek istem em ekle kalm ıyor, onu şaşırtm ak da istiyorum . Bu,
savaşm özünde yatar. Ben, beklenm ediğim bir yerden ortaya çıkm alıyım .
Ve işte bu, bizim yapmaya çalıştığım ız şeydi.
[Resim 64: Nablus saldırısı Nisan 2002; haritadaki yıldızlar, öldürülen Filistinlileri temsil
etmektedir. Diyagram: OTRI, 2004.]
Duvarların içinden yürüm ek gibi bir yöntem i tercih etm em izin ne
deni buydu... Tıpkı önündekini yiyerek ilerleyen bir solucan gibi biz de
belli noktalarda ortaya çıkıyor, daha sonra ortadan kayboluyorduk. Böy-
lece [Filistinlilerin] evlerinin içinden bu evlerin dışına beklenm edik şe
killerde hareket ediyor ve bizi bir köşenin arkasında bekleyen düşmana
arkadan yaklaşarak onu vuruyorduk... Bu yöntem i ilk defa [böyle bir öl
çekte] test ettiğim izden operasyon sırasında kendim izi söz konusu kent
sel mekâna nasıl adapte edeceğim izi ve benzer olarak söz konusu kent
sel m ekânı kendi ihtiyaçlarım ıza nasıl adapte edeceğim izi öğreniyorduk...
Biz, [duvarların içinden yürümeye yönelik] bu m ikro-taktiksel pratiği ala
rak onu bir yöntem e çevirdik, ve bu yöntem sayesinde m ekânın tama
m ını faldı bir biçim de yorumlamada başarılı olabildik... Ben askerlerim e
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİN D EN GEÇMEK 281
“Neden Tschum i?!” (m im arlık tarihi üzerine olan eserlerde Tschum i’ye
solun “radikal” b ir m im an olarak özel bir onur koltuğu ayrılır) diye sor
duğumda Naveh bu sorum u şöyle cevapladı: “Tschum i’nin Architecture
and Disjunction [M im arlık ve Ayrışım ]38 adlı kitabında som utlaştırılan
ayrışma fikri bizim için önem li bir hâl almaya başladı [...] Tschum i’nin
epistem olojiye başka bir yaklaşım ı daha vardı; o tek perspektifli bilgi ve
m erkezileştirilm iş düşünce ile bağlarım koparm ak istiyordu. Dünyayı
birbirinden farklı, çeşitli sosyal pratikler aracılığıyla, sürekli olarak deği
şim gösteren b ir bakış açısından görm üştü...” Bunu duyduğumda, ona
öyleyse neden Derrida’yı ve dekonstrüksiyonla ilgili eserleri okum adığım
sordum. Naveh şöyle cevapladı: “Derrida bizim okuyucu kidem iz için bi
raz fazla yoğun ve anlaşılm az olabilir. Bizim m im arlarla daha çok ortak
noktam ız var; biz teori ve pratiği birleştiriyoruz. Okum ayı bilm enin yanı
sıra inşa etm eyi, yıkm ayı ve bazen öldürm eyi de biliyoruz.”
2004 yılında verdiği bir derste Naveh, bir dizi m antıksal ilişkiyi askerî
kuvveder ve gerillalar tarafından düzenlenen operasyonlarla alakalı birta
kım konuların karşısına yerleştirerek bir “karşıtlık karesini” andıran di
yagramım sundu. F ark ve Tekrarlam a - Yapı ve Yapı Oluşturma D iyalektiği,
“Biçim siz” Rakip Varlıklar, Fraktal M anevra; Hız ile Ritimlerin Karşılaştırıl
m ası; Vahhabi Hareketinin Savaş M akinesi, Postm odem Anarşistler, G öçebe
Teröristler gibi başlıklar Fransız filozoflar G illes Deleuze ve F elix G uattari
tarafından kullanılan dilden faydalanm ıştı.39 Deleuze ve Guattari’ye yapı
lan göndermeler, ID F içinde yakın geçm işte gerçekleşen dönüşüm lere işa
ret eder, çünkü bu yazarlar, savaş çalışm alarının etkisi altında kalm alarına
rağmen, devlet ve devletin ordusunun baş düşman olduğu, devletçi olm a
yan şiddet ve direniş biçim leriyle ügilenm işlerdi. Deleuze ve G uattari, A
Thousand Plateaus [Bin Yayla] adlı kitaplarında iki tür bölgecilik belirle
yerek önem li bir aynm yaparlar: hiyerarşik, Kartezyen, geom etrik, kan,
hegem onik ve m ekânsal bir esnekliğe sahip olm ayan bir devlet sistem i;
ve esnek, değişken, pürüzsüz, m atris benzeri “göçebe” m ekânlar.40 Yazar
38 Bemard Tschumi, Architecture and Disjunction, Cambridge, MA: M IT Press, 1997. Na
veh, Tschumi’nun kitabının bazı bölüm lerini İbranice’ye çevirisini kısa bir süre önce
tamamlamıştır.
39 Terminoloji, birincil olarak şu eserlerden alınmıştır: Gilles Deleuze ve Felix Guattari,
A Thousand Plateaus, Capitalism and Schizophıtnia, Brian Massumi (çeviri), New York
ve Londra: Continuum, 2004, ve Gilles Deleuze, Difference and Repetition, New York:
Columbia University Press, 1995.
40 “Yerleşik mekân duvarlar, kapatmalar ve kapatmalar arasındaki yollar tarafından çiz
gili hâle getirilirken göçebesel mekân pürüzsüzdür ve yalnızca m ekânın içinde hare
ket edenin izlediği eğriyle silinen ve yerinden edilen “karakteristik özellikler”e kar
şılık gelen izleri barındırmaktadır. ” G illes Deleuze ve F£lix Guattari, A Thousand
Plateaus, s. 420. Rizom için bkz. Giriş, s. 3-28, savaş makinesi için bkz. s. 387-467:
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 283
pürüzsüzlük ve çizgililik için bkz. sayfalar 523-551. Deleuze ile Guattari, devletler
ve tem silcilerinin kendilerini savaş makinelerine dönüştürebileceğinin ve benzer şe
kilde “pürüzsüz m ekân” kavrayışının hâkimiyet araçları oluşturmaya yardım a ola
bileceğinin farkındaydı.
284 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
[Resim 66: Genin mülteci kampının içinden oyulan yeni güzergâhlar, bir Filistinli sivilin
kendi kamerasıyla çektiği görüntülenjen alınmış film kareleri. Nisan 2 0 0 2 ]
Cenin m ülteci kam pı, Batı Şeria’m n kuzeyinde ve Yeşil Hat’ın yakınla
rındaki Cenin şehrinin batısında yer alan tepelerin üstünde bulunur. Bu
kam pın İsrail’deki bazı şehirlere ve kasabalara yakınlığı, İsrailli sivillere ve
askerî kuvvetlere yapılan birçok saldırırım kaynağı olm asının nedeniydi ve
dolayısıyla İsrail ordusu, Cenin kam pına saldın isteyen hüküm et ve hal
kın büyük baskısı altındaydı. ID Fd en yakın gelecekte gelm esi olası olan
bir saldınya hazırlık am acıyla kam pın savunma kuvvederine kum andan
lık eden eski polis memuru Hazman Kubha “Ebu-Candel”, kam pı 15 böl
geye bölerek her bir bölgeyi, aralarında suni gübre kullanarak yüzlerce el
yapımı bom ba hazırlayan Filistinli polis m em urlarının da yer aldığı birkaç
düzine savunma savaşçısına devretti.41 Bu saldın, Nablus’a yapılan saldı-
nyla aynı tarihte, 3 Nisan’da, önceden kullanılanlara benzer yöntem leri
uygulayan İsrailli askerler tarafından başlatıldı. Askerî buldozerler kam
pın sınırlarına ilerleyerek, içinde Filistinlilerin yaşadığı sınır binalarının
dış duvalanna delikler açtı. Ardından zırhlı araçlar, bu evlere geri geri
yanaşarak, bu delikler aracılığıyla askerleri doğrudan Filistinlilerin evle
rine bıraktı ve böylece onlan keskin nişancılardan korudu. Bu noktadan
sonra askerler ortak duvarları kullanarak bir evden diğerine ilerlem eyi de
nediler. Tüneller ve İsrail helikopterlerinin m erm ilerinin ulaşam adığı alt
katlardaki gizli bağlantıların içinden hareket eden Filistinli savaşçılar, çar
pışm aların, evlerin içinde ve arasında gerçekleştiği süre boyunca, sınırlan
delerek içeri girmeye çalışan bir ID F bölüğünün tam am ım zapt edebildi
ler. Bu saldırıya öncülük eden İsrailli askerler, askerî deneyim i büyük öl
çüde Balta ve Nablus’a saldıran birim lerden daha az olan yedek askerle
rin gelişigüzel bir şekilde toplanm asıyla elde edilm iş bir gruptan ibaretti.
41
Amos Harel ve Avi Isacharoff, The Severıth War, Tel Aviv: Miskal - Yedioth Aharonoth
Books ve Chemed Books, 2004, s. 254-255.
K E N T SE L S A V A Ş L A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 285
[Resim 67: Genin'de inşa işleri. Genin mülteci kampında inşaat çalışmaları (solda): UNRW A
mühendisi Ahm ed A'bizari (sağda).]
44 Çoğu ev olan üç yüz elli bina yıkılmış, 1.500 bina hasar görmüş ve yaklaşık olarak
4.000 kişi evsiz kalmıştır. Buna ek olarak, yirmi üç İsrailli asker hayatım kaybetmiş
tir. Uluslararası Af Örgütü, Shieîdedform Scrutiny: IDF Violations in Jenin and Nablus,
4 Kasım 2002; ve Stephen Graham, “Constructing Urbicide by Bulldozer”.
45 Takip eden bilgiler büyük ölçüde Nadav Harel, Anselm Franke ve benim tarafımdan
2004 yılının Ağustos ayında kampın yeniden inşası sırasında filme alınarak yapılmış
araştırmaların üzerine temellenmektedir.
K E N T SE L SA V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 287
[Resim 68: Tüm video kareleri, Nadav Harel, Anselm Franke, Eyal Weizman, 2004.]
46 Nadav Harel, Eyal Weizman ve Anselm Franke, filme alınmış röportaj, Cenin, Ağus
tos 2004.
288 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
UNKWA teklifinin kam pın trafik yönetim inin daha iyi bir hâl alm ası
için tasarlanm ış basit bir düzenlem e olduğu öne sürülse de, silahlı öıgüt-
lerin kritik ölçüde etkide bulunduğu kam pın halk kom itesi,47 yolların ge
nişletilm esinin, İsrail ordusunun istediği zaman tanklarla buraya girm esine
im kân tanıyacağına dikkat çekerek bu teklife itiraz etti. Kom ite üyelerin
den biri, planın “İsrail’in tanklarının kam plara girm esini kolaylaştırm ak
yerine zorlaştırm ası gerektiğin d e ısrar etm işti.48 Bu tartışm a, UNKNVÂnm
kam pı ilgilendiren m eseleler üzerindeki egem enliğim kullanarak kam pta
yaşayanların itirazlarına rağm en daha geniş yolların inşa edilm esi için sü
reci devam ettirm esiyle sonlandı. UNRWAnm ikin ci proje başkam Bert-
hold W illenbacher, sonradan özür dilem e am acıyla yaptığı b ir yorum da
şu gözlem de bulundu: “İsrailli askerlerin tanklarla geçebileceği b ir yol
tasarladık ve bunu hiç yapm am alıydık, çünkü silahlı direnişçilerin bu
yollardan kaçıp kurtulm a şansı, dar yollarda olduğundan daha düşük.
Biz onların görüşlerim göz önünde bulundurm adık.”49
Kampa tankların giriş yapm asını kolaylaştırm anın tehlikelerini gözler
önüne seren trajik bir örnek, bundan altı ay sonra, 2 0 0 2 yılının Kasım
ayında İsrail ordusuna ait tanklar kam pa yem den giriş yaptığında sah
nelendi. M akineli tüfek kullanan askerlerden biri, birinci UNRWA proje
başkam İngiliz Iain Jo h n Hook’u vurup öldürdü ve sonradan kendisini
Filistinli, cep telefonunu da el bom bası sandığım iddia etti.
UNRNVA’n ın planlam a program ı, devam eden çatışm a durum unda
m im arinin sağlığı ve bakım ının sorum luluğunu üsdenerek -in sa n i yar
dım ın sonuçta baskıcı güce hizm et edebileceğine dikkat ç e k e n - “in
sani paradoks”un en bariz vakalarından birin e yakalanm ıştı. D ahası,
yeni evler daha önce kam pta görülm em iş bir standartta inşa edilm iş ve
UNRVVA ilk defa, ID F tarafından im ha edilen yetersiz kanalizasyon ve su
47
Halk komitesi, Birinci İntifada sırasında ortaya çıkm ış bir politik temsil biçimidir. Bu
komiteler, işgal edilen köyler, m ülteci kampları ve işgal altındaki şehirlerin içinde ge
lişen katılım a demokrasiyi temel almıştır. Çoğu yerde Filistin Kurtuluş Ûrgütü’nün
yanı sıra Hamas ve İslami Cihat’m içindeki ana alt gruplardan politik partiler, temsil
cileri belirlemiştir.
48
Gideon Levy, “Tank lanes built betıveen new Jen in homes”, Ha’aretz, 10 Mayıs 2004.
49
“Biz bunu bu şekilde yaptığımız için suçlanm ıştık ama bizim yollan genişletmemizin
sebebi arabalar ve ambulansların rahat geçebilmesini sağlamaktı - bunu yapmamak
aptalca olurdu. İstediğimiz normal bir yaşam alanı oluşturmaktı... buna teknik bir
perspektiften bakıyoruz, savaşla alakalı olarak düşünmüyoruz; İsrailliler heıhalükârda
buraya girecekler.” Bkz. Justin McGuirk, “Jenin”, Icon Magazine, no. 24, Haziran 2005,
http*y/www.icon-magazme.co.uk/issues/ö24/jenin_text.htm. Ne var ki, halk kom itesi
üyeleri yollan genişletme kararının UNRWA tarafından bilinçli olarak yeni evleri ko
rumak am aayla hayata geçirildiğini ve bir sigorta poliçesi tarafından belirlenen şart
larla alakalı olduğunu düşünmüştür.
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİN D EN GEÇMEK 289
düzenlem elerini değiştirm e fırsatı bulm uştu.50 Cenin kam pının halk ko
m itesinin üyelerinden birinin BM tarafından yeni inşa edilen ve ona göre
kam pın sahip olduğu geçicilik statüsünü silen, krem rengi, k a b a görü
nüşlü evleri gördükten sonra “geri dönm e hakkım kaybettik” diye bildir
m esini ancak bu bağlamda anlam am ız m üm kündür.*31
"Akıllı Yıkım"
90 Dahası, bu kampta yaşayan yaklaşık yüz aile, Saddam Hüseyin’in iktidardan devril
mesinden birkaç ay önce ondan (inansal yardım almayı başarmıştır: evini kaybeden
her aile 2 5 .0 0 0 dolar alm ıştır ve bu paralar genelde iç m ekânlan yenilemek, mobilya
ve elektrikli eşya eklem ek için kullanılmıştır. Levy, “Tank Lanes”, Harel, Weizman ve
Franke, filme alınm ış röportajlar.
31 Lev/nin “Tank Lanes” adh m etninden alınmıştır. Bu, yeni evlerinden son derece
mudu olan diğer mültecilerde tipik olarak görülmeyen bir bakış açısıdır.
290 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
K E N T SE L S A V A Ş L A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK Z91
[Resim 69: Kentsel savaş tatbikat alanı Chicago (Tze'elim üssü), Negev çölü. İç mekânda
çekilmiş olan fotoğraf, duvarlara beton dökülürken açılmış deliklen gösterir (Adam Broom-
berg ve Oliver Chanarin, 2005). Chicago'nun tarihi, IDPnin güvenliği ve güvenlik ile şehir
ler arasındaki ilişkiyi kavrayış biçimindeki değişiklikleri yansıtarak 19801i yıllardan bu yana
Orta Dogu'da askeri tarihin büyük bir kısmını gölgede bırakmıştır. Chicago'nun tarihi, onun
temsil edilen çevresinde gözlemlenen aşamalı değişim sayesinde anlaşılabilir. Chicago'nun
çekirdeği, 19801i yıllann ortalarında askerlerin, İsrail'in Lübnan’a yapacağı işgal saldınlanna
hazırlanmasına elverişli olan bir Lübnan köyünü taklit eden küçük bir tatbikat alanı olarak
inşa edilmiştir. Bu alan daha sonradan İsrailli özel kuvvetlerin Saddam Hüseyin'i 1992 yı
lında Irak'taki Tikrit kasabasında suikastle öldürmek için planlanan operasyona bu operas
yon iptal edilmeden önce (birkaç İsrailli askerin bir kazada hayatım kaybetmesinin ardından
bu operasyon terk edilmiştir) hazrtanması için uygun bir ortam sağlam ak amacıyla daha bü
yük bir kentsel çevre hâline gelecek şekilde genişletildi 2 0 0 2 yılnda tatbkat alanı Filistin'de
karşılaşılabilecek tüm farklı kentsel çevre türlerini taklit edecek şekilde daha da genişletildi
ve şimdi dar ara sokakların baskm olduğu yoğun bir pazar alanım a mülteci kampı görünü
m ünde bir kısm ıa daha geniş sokaklar ve kırsal köyleri andıran bir mahallenin bulunduğu
bir şehir merkezi bölgesinin yer aldığı, Kasbah olarak adlandmlan bir alanı içerir. 2 0 0 5 ya
zında burası Gazze'deki Yahudi yerleşimlerinin boşaltılması için yapılan hazırlıklarda tatbi
kat alanı olarak kullanılmıştır.]
292 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Duvarı Duyarsızlaştırmak
92 Alınulandıgı y e r Hannan Greenberg, “The Limited Conflict, This is How you Trick
Teırorists”, Yedioth Ahanmoth, www.ynet.co.il.
93 Zuri Dar ve Oded Hermoni, “Israeli Start-Up Develops Technology to See Through
Walls”, Ha’arztz, 1 Temmuz 2004; Amir Golan, “The Components o f the Ability to
Fight in Urban Areas", Ma’arachot, 384, Temmuz 2002, s. 9 7 ; ABD Savunma Bakan
lığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA), yapılan belli bir uzaklıktan taramak
ve binaların iç mekânlarının ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için sensör teknolo
jilerinin geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla VisiBuilding programım başlatmıştır.
Ross Stapleton-Gray, “Mobile mapping: Looking through Walls for O n-site Reconna-
issance”, Journal fo r Net Centric Waıfare C4ISR, 11 Eylül 2006.
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 293
dijital ekrana akm asıyla oluşm uş soyut ve bulanık bir ortam ın içinde yü
zen (fetüsler gibi) belirsiz “ısı izleri” olarak görülür. Buna ek olarak stan
dart 5 .5 6 mm’lik NATO m erm ileri kullanan silahların eksiklikleri, kire
m it, odun ve güneşte kurutulm uş kirem iti (kerpiç) izlediği yoldan fazla
sapmadan delebilen 7 .6 2 mm’lik m erm iler kullanılarak tamamlanmak
tadır. Bu pratiklerin ve teknolojilerin, ileride askeri pratiklerin, m im ari
ve genel olarak inşa edilm iş çevre arasındaki ilişkisi üzerinde radikal bir
etkisi olacaktır. “A ktüel saydam lık” araçları, şehrin bulunduğu m ekânın
b ir okyanus kadar (ya da bilgisayar oyunlarında olduğu kadar) harekete
elverişli bir hâle geldiği, akışkanlığı sınırsız b ir askeri fantezi dünyası ya
ratm ak için girişilen arayışta ana bileşenlerdir. İsrail ordusunun duvarla
rın arkasında neyin saklandığım görm ek ve bu duvarların içinden mermi
atm ak için elinden geleni yaparak, m odem teknolojileri m etafiziğin bu
lunduğu seviyeye çıkarm a arayışına girdiği, fiziksel gerçekliğin şim di ve
buradasırun ötesine geçm eye ve zam anla m ekânın katlanm asını sağla
maya çalıştığı görülm ektedir.
Duvarın üzerindeki örtüyü kaldırıp duvarın öbür tarafım görm e ve
onun “ötesine geçm e”ye yönelik bu arzu, tek başına ordunun 1 9 6 0 lı ve
1970’li yılların sanan ve konvansiyon dışı kuram larına gösterdiği ilgiyi
açıklam ak için yeterlidir. En edebi olarak, duvarların içinden geçm e tek
nikleri A m erikalı sanatçı G oıdon M atta-Clark’ın “duvarın duvarsızlaşn-
nlm ası” kavramım akla getirir.54 M atta-Clark, 1971’den 1978’de ölüm üne
kadar terk edilm iş binaları dönüştürm e ve pratik olarak parçalara ayır
mayla m eşgul oldu. M atta-Clark, “bina kesintileri” olarak bilinen bu eser
lerde ve anarşim im ari (anarşik m im ari) adım verdiği yaklaşım da çekiçler,
keskiler ve yay testereler kullanarak binaların belli kısım larım dilim le
m iş, dom estik ve endüstriyel iç m ekânlara delikler açm ışü.55 Bu, dom es-
tik m ekânın baskıcı düzenini ve onun som utlaştırdığı güçle hiyerarşiyi
yıkm aya yönelik b ir girişim olarak anlaşılabilir. M atta-Clark’ın “bina ke
sintileri” O TRI’de yapılan sunum larda -ID F n in Filistinlilerin duvarlarına
açtığı deliklerle ilişkili o larak - ele alınan konular arasmda yer alm ıştır.
O TRI’nin değindiği diğer tipik kentsel kuram referanslarının arasmda
cterive (Sitüasyonistlerin psikocoğrafya olarak bahsettiği, şehrin farklı
M Brian Hatton, “The Problem o f our W alk”, The Journal o f Anchitecture, C ilt 4, Bahar
1999, s. 71. Krzysztof W odiczko, Public Adress, Walker Sanat Merkezi, Minneapolis,
1991, W alker Sanat Merkezi’nde düzenlenen bir sergi ile birlikte yayımlanmıştır, Min
neapolis, 11 Ekim 1992-1993-3 O cak 1993, ve Çağdaş Sanat Müzesi, Houston, Ma
yıs 22-Ağustos 2 2 ,1 9 9 3 .
55 Pamela M. Lee, Object to Be Destmyed The Work o f Gordtm Matta-Clark, Cambridge,
MA: The M IT Press, 2001.
294 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
56 Robin Evans, “The Rights o f Retreat and the Rights o f Exclusion: Notes Towards
the Definition o f the W all”, Translations from Drawing to Building and Other Essays,
Londra: AA Mimarlık Okulu, 1997, özellikle s. 38; Brian Hatton, “The Problem of
Our W alls”, Journal o f Architecture 4 (7 1 ), Bahar 1999, s. 66-67.
K E N T SE L S A V A Ş L A R : D U V A R L A R IN İÇİN D EN GEÇMEK 295
iki çeşit duvarla (ya da duvar benzeri yasalarla) garantiye alınır: politiğin
bölgesini belirleyen, şehri çevreleyen duvar; ve özel m ekânları kam u ala
lım dan ayırarak dom estik alanın otonom luğunu koruyan duvarlar.37 Buna
ek olarak yasa/duvar [law/wall] sözcüklerinin İngilizcede neredeyse ek
siksiz b ir palindrom ik dilsel yapıya sahip olm ası, bu iki ayn yapının inşa
ürünü olan dokuyla yasal dokuyu birbirine eşideyen bir karşılıklı bağlı
lıkta birbirine daha sıkı b ir şekilde yapışm asına yardım cı olur. Duvarın
duvarsızlaştınlm ası, her durumda istisnasız olarak yasanın im hası hâline
gelir. B ir askerî pratik olarak —ev ya da şehir ölçeğind e- “duvarların için
den yürüm e”, inşanın fiziksel nitelikleriyle bu m im ari, sosyal ve politik
düzen sentaksı arasında b ir bağlann kurm aktadır. Dolayısıyla, askerlerin
duvarların arkasındaki yaşayan organizm aları görm esine im kân tanım ak
ve onların duvarların içinden yürüyebilm esini ve ateş edebilm esini kolay
laştırm ak için geliştirilm iş olan yeni teknolojiler yalnızca duvarın mad-
deselliği ile değil, aynı zamanda duvar kavram ının kendisiyle de ilgilidir.
Duvarın artık fiziksel ya da kavram sal olarak katı veya yasal olarak delin
m esinin im kânsız olm am asıyla birlikte, duvarın yaratm ış olduğu fonksi
yonel m ekânsal sentaks yerle bir olur. “Kamp”m içinde, Agamben’in iyi
bilinen gözlem lerinden biri Arendt’in izini takip eder, “şehir ve ev ayırt
edilm esi im kânsız hâle gelir.”5758 Fiziksel, görsel ve kavram sal sınınn/du-
vann delinm esi, politik gücün yeni alanlara erişm esini sağlar ve böylece
“istisna durum u” kavram ının en net fiziksel diyagramım çizer.
Ölümcül Kuram
Çağdaş kuram ların ordu tarafından kullanılm ası tabii ki yeni bir du
rum değildir. M arcus Aurelius’tan Robert McNamara’ya kadar,59 iktidar
57 Hannah Arendt, The Humarı Condition, Chicago: University of Chicago Press, 1998,
s. 63-64.
58 Giorgio Agamben, Homo Sacer, Sovereign Power and Bare Life, Stanfoıd, CA: Stanford
University Press, 1998, s. 187.
59 Robert McNamara bu bağlamda özellikle önem taşıyan bir isimdir, çünkü “en iyi ve
en parlak kişilerin bir araya geldiği yönetim ” olarak adlandırılan JF K yönetimi al
anda bir grup akademisyen ve üst düzey şirket yöneticisi, yürütme gücüne terfi et
tirilmiştir. McNamara’nm savunma bakam görevini üstlenmesiyle birlikte, teknokra-
tik yönetim kuramı 1960’k yıllarda Pentagon’da tüm askerî meseleler için kullanılan
baskın dil hâline gelmiştir. McNamara’nm “harika çocuk”laıdan oluşan grubu, kuram
sal “modeller”, sistem analizi, operasyonel araştırma, “oyun kuramı” ve rakam bazlı
yönetimi kendisine kılavuz alarak savaşm, hesaplanan maliyetler, getiriler ve ölüm
oranlarıyla ilgili rasyonel bir iş olduğuna ve yalnızca bu değişkenler maksimuma çı-
kanlabildiğinde kazanılabileceğine inanmıştır. Pentagon, McNamara liderliğinde ilk
önce model oluşturma, daha sonra bu modellere göre savaşmaya büyük çaba har
camasına rağmen, VietnamlI gerillalar Pentagon’un piyasa ekonom isinde “verimli
296 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
61 Alistair Hom e, A Savage War o f Peace: Algeria 1954-1962, New York: Viking, 1978.
291 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
62 Mareşal Thomas Bugeaud, La Guerre des Rues et des Maisons, Paris: J.-P Rocher, 1997.
Bu el yazması, 1849 yılında Bugeaud tarafından, 1848’deki olayları hızlı bir şekilde
bastırmada başarısız olm asının ardından Dordogne’deki malikânesinde yazılmıştır.
Bugeaud bu kitap için bir yayımcı bulamamış, ancak iş arkadaşlarına bu kitabın kü
çük bir baskısını dağıtmıştır. Bu metinde Bugeaud, Paris’in sokaklarının genişletil
mesini ve daha geniş bir görüş alanına imkân tanımak için stratejik kesişme nokta
larında, köşelerde bulunan binaların ortadan kaldırılmasını önermiştir. Bugeaud’nun
bu ve diğer önerileri bundan birkaç yıl sonra Haussmann tarafından hayata geçiril
miştir; bkz. Sharon Rotbard, White City, Black City, Tel Aviv: Babel, 2005, s. 181. [İb-
ranice] Aynı zamanda bkz. Thom as Bugeaud, The War o f Streets and Houses, Bölüm
3: “Offensive Against The Riot”, http://www.cabinetmagazine.oig/issue5/22/bugeaud.
php adresinde.
63 Auguste Blanqui, Instructions pour une Prise d’Armes, Paris: SociCtC encyclopedique
française, 1972; bkz. www.marxists.org(francais/blanqui/1866/instructions.htm
64 Rotbard, White City, Black City, s. 178.
63 Benjamin Runkle, “Jaffa, 1948, Urban Combat in the Israeli W ar o f Independence”,
Albay Joh n Antal ve Binbaşı Bradley Gericke’nin editörlüğünü yapuğı City Fights adlı
eserde, New York: Ballantine Books, 2003, s. 297.
K E N T SE L SA V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 299
66 Bununla ilgili olarak bkz. Ryan Bishop, “The Vertical Order Has Come to an End: The
İnsignia of the Military C3I and Urbanism in Global Networks”, Ryan Bishop, John
Phillips ve Wei-Wei Yeo’nun editörlüğünü yaptığı Beyond Descriptiorv Space Histori-
city Singapore, Ardıitext Series, Londra ve New York: Rouüedge, 2004, s. 66-78.
300 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
67 Hannah Greenberg, “The Commander o f the Gaza Division: The Palestinians are in
shock”, Ynet, 7 Temmuz 2006, www.ynet.co.il.
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİN D EN GEÇMEK 301
Kurumsal Çatışmalar
Daha önce de belirttiğim gibi, İsrail ordusunun, Nablus’a saldırm ak
için Deleuze’e neredeyse h iç ihtiyaç duymadığı ve Paul Hirst’ün geçm işte
alaylı b ir şekilde belirttiği gibi, aslen askerî operasyonlarda “savaş m aki
nelerinin petrol ve köm ür ile çalışüğT69 ve “oıgansız bedenler”in savaşta
ölen ya da yaralananları ifade ettiği doğru olsa da teori, 1DF içindeki
çağdaş dönüşüm le birlikte orduya, kendi içinde ve başkalarıyla konuş
m ak için kullanabileceği yeni b ir dil sağlamada başarılı oldu. Teori, yeni
fikir ve kavrayışları dile dökm eye yardım cı oldu, ancak birincil olarak
askerî deneyim ve pratik bilginin farklı alanlarının içinde, birbirlerinden
bağım sız olarak ortaya çıkan fikirleri açıklam aya, haklı çıkarm aya ve ile
tişim aracılığıyla aktarm aya yard ım a olm ası için kullanıldı. Belki de, şu
an için pratik bazlı kuram ın işlevsel boyutu bir kenara bırakılırsa, ordu
nun kuram sal dili kullanm a biçim inin b ir kurum olarak ordunun ken-
dişi üzerine nasıl yansıdığını anlam ak m üm kün olabilir.
Naveh ile röportajım da verdiği yanıtlardan biri, bu bakım dan aydın
latıcıydı. Naveh, kullandığı kuram ların ideolojik ve politik tem ellerinin
uyumsuzluğu hakkında ne düşündüğünü sorduğumda, bana şu şekilde
68 Amir Rapaport, “Dan Halutz is a Bluff, Interview with Shim on Naveh”, Ma’ariv, Yom
Kippur Eki, 1 Ekim 2006.
69 “Ağlar genelde hiyerarşilerin içine yerleştirilmiştir, göçebeler deve sürmeye ve başlan
yapmaya devam etmektedir ve savaş makineleri kömür ve petrolle çalışmaktadır”. Paul
Hirst, Space and Power: Politics, Wfar and Architecture, Londra: Polity, 2005, s. 4.
302 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞGAL M İM A R İS İ
70 Naveh, bunu Yahudi teolojisinden ödünç aldığı bir mecazla açıklamıştır: “bu, Hasidim
ve Mitnagdim arasında varolan kurumsal bir çatışmadır” İbranicede “rakipler” anla
mına gelen Mitnagdim, on sekizinci yüzyıl sonlarından iübaren Hasidik Yahudilik’in
yeni dinî pratiklerine karşı çıkan Aşkenazi Ortodoks Yahudiler için kullanılan bir te
rimdir. Bu terim, yaygın olarak Yahudilik bağlammda yenilikçiler ile muhafazakârlar
arasındaki iç kurumsal çatışmalardan bahsedilirken kullanılmaktadır.
K E N T SE L S A V A ŞL A R : D U V A R L A R IN İÇİNDEN GEÇMEK 303
71 Devlet murakıbı, Naveh’in aynı zamanda Tel Aviv LJniversitesi’nde yan zamanlı ola
rak çalışmasının ve araştırmacıların fazladan saatler için aldığı yüksek ücrederin izah
edilmesini talep etmiştir. ID Fde insan kaynaklan komutan vekili tarafından yapılan
soruşturmanın ardından OTRI bu gibi şüphelerden aklanmıştır, ancak Genelkurmay
bu soruşturmayla ilgili basma bilgi sızdırmıştır. Bkz. Caroline Glick, “Halutz’s Stali-
nist moment: W hy were Dovik Tamari and Shimon Naveh Fiıed?” Jerusalem Post,
17 Haziran 2006 ve Rapaport, “Dan Halutz is a BlufF’. Bu günlerde Naveh, ABD De
niz Piyade Kolordusu Geliştirme Komutanlığı’nda “Sefer Savaşçısı” adlı operasyonel
deneyde kıdemli akıl hocası (bilge) olarak görev yapmaktadır.
72 Yaakov Amidror, “There is no Remote Control W ars”, Ha’aretz, 4 Temmuz 2006.
304 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
geri çekilm elere istikrarlı bir şekilde karşı çıkm ıştı. O TRI ile alakalı ola
rak Amidror, “kuram sal karm aşıklık”m gücün işlevsel m antığıyla kesin
likle çelişkili olduğunu düşünüyordu: “enstitünün [O TRI] kapanm ası iyi
oldu, çünkü ordu üzerindeki etkileri b ir felaket kadar zararlıydı... net bir
dil kullanm ak yerine kafa karıştırm ayı am açlayan ‘anlam sız ve gösterişçi’
bir dili benim siyordu... ID Fye getirdiği postm odem geleneğin öncülerine
uygun bir şekilde, doğruyu yanlıştan ayırmaya isteksizdi... Ben gerçekten
[onların öğrettiği şeyleri] anlayabilen herkese im reniyorum , çünkü bu
şeyler benim kapasitem in çok ötesinde kalıyor.”73 Naveh’e göre Amidror,
tam tersine ID F n in , “askerî tecrübeyi idealize etm e, kuram sal çalışm a
larla eleştirel araştırm aları reddetm e... kavram sal söylem e karşı sabırsız
lık, edebiyat kuram ım hiçe sayma ve felsefi söylem e karşı hoşgörüsüz
lük” gibi niteliklerinin ldşileşm iş hâlidir. Naveh, görevden alınm asını, bu
kararda rol oynam ış olabilecek diğer faktörleri göz önünde bulundurm a
yarak “O TRI ve kuram a karşı bir darbe” olarak ifade etti.74
Bu askerî tartışm a, böylece, bir bütün olarak İsrail toplum unun için
deki güncel politik farklılıklar ile bağlantılıydı. Naveh, O TRI’deki eski
m eslektaşlarının çoğuyla birlikte bölgesel geri çekilm eleri destekleyen ve
İsrail’de “Siyonist sol” olarak bilm en hareketin b ir parçasrdır. Gazze’deki
yerleşim leri boşalüp yok etm eyi hedefleyen askerî operasyonda kom u
tan olarak görev yapmayı hevesli b ir şekilde kabul etm iş olan Kohavi de
benzer şekilde, bu operasyondan bir yıl sonra Gazze’de yapmakla suçlan
dığı gaddarca eylem lere rağm en “solcu” bir subay olarak görülm ektedir.
ID F içindeki, kuram la ilgili çatışm aların b ir kısm t, bu şekilde ordu için
deki politik çatışm alarla ilişkili oldu.
A ncak İsrailli “solcu” subayların, genel olarak ID F n in zalim liğinin
um utlu bir alternatifi olduğu yanılgısına düşm em ek gerekir; aslına bakı
lırsa bunun tam tersi doğru olabilir. 2 0 0 2 yılında Cenin ve Nablus’a ya
pılan saldırılar arasındaki bir karşılaştırm anın, “bölgeselliği ortadan kal
dırılm ış”, “zeki” subayların yaptığı genel etkiyi daha yıkıcı kılabilecek bir
çelişkiyi ortaya çıkarm ası olasıdır: duvara açılm ış bir delik gerçekten de
evin tam am en yıkılm ası kadar tahrip edici olm ayabilir, ancak işgal kuv-
vetlerinin Cenin’de yapakları gibi m ülteci kam plarım im ha etm eden bu
kam pların alanlarına girem edikleri b ir durum da, yerel ve uluslararası di
renişler de göz önünde bulundurulursa, bu kuvveder büyük olasılıkla
m ülteci kam plarına saldırm aktan kaçınacaklardır ya da en azından daha
75 Hebron Anlaşması’m konu alan bir basın toplantısında, eski Başbakan Binyamin Ne-
tanyahu bununla ilgili olarak şunu söylemiştir: “Sıcak takip bir alt meseledir. Bu me
sele, genel m eselenin özel durumudur ve bu genel mesele, İsrail’in vatandaşlarım her
yerde ve herhangi bir yerden çıkabilecek her tehlikeye karşı korumak için eylemde
bulunma özgürlüğüdür.” Dışişleri Bakanlığı, www.mfa.gov.il.
306 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 71: Gazze'de bir yürüyüş fotoğrafta görülen model ateşe verilmek üzeredir.
Reinhard Krauss, 2 0 0 1 ]
309
8.
Tahliyeler: Mimarlığı Sömürgesizleştirmek
1 Bu bölüm ün temellerini oluşturan bilgilerin büyük bir kısm ı, benim tarafımdan Fi
listin Planlama Bakanlığı’nda görev yapan planlamacılarla tahliye sürecinde yaptığım
görüşmeler ve yerleşimlerin İsrailli kuvvetler tarafından tek parça hâlinde bırakılır
larsa nasıl yemden kullanılabileceğini konu alan plan ve tartışmalar sırasında ilk el
den toplanmıştır. Bakanlık tarafından, bu projeye katılm ak üzere davet edilmiş ve
2005 yılırım Nisan ayıyla yerleşimlerin imha edileceğinin açıklığa kavuştuğu Ağus
tos ayı arasında yapılan birkaç toplantıda şahsen bulunmuştum. Buradaki konuşma
lar ve alıntıların bir kısm ı, aralarında Filistin Diasporası ve M ülteci Merkezi Shaml’da
310 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
birkaç gün önce Gazze’deki yerleşim leri ziyaret eden İsrailli b ir gazeteci,
“eskiden özel bahçelerin bulunduğu alanların m erkezine yığılm ış m oloz
tepeleri... yiyecek artıklarından yayılan rahatsız edici kokular... su ve la
ğım pisliği göletleri... bir türlü sonu gelm eyen sinek sürüleri... ve kilo
m etrelerce naylon paket ruloları” gördüğünü anlattı.2 Yüzlerce sersem le
miş sokak kedisi, kıyam etvari manzarada açlık ve susuzluktan ölm eye
bırakılm ıştı. Enkaz ve sıvı atıkların oluşturduğu bu bataklıkta dibi boy
lamamış olan yapılar ise sadece, Gazze’nin, İsrail Yüksek Adalet M ahke
mesi karan ve son dakikada yapılan bir hüküm et oyuyla yıkım lan dur
durulan on dokuz sinagoguydu. Bu sinagoglardan biri -D avud Yıldızı’nın
üç boyudu kalıbı olarak tasarlanm ış ve güçlendirilm iş betonla (m im an
Gerşon Şevah’ın ifadesiyle,"Tahudiler kendilerini diyaspora kom pleks
lerinden kurtarabilsin” diye) inşa ed ilm işti- İsrail’in işgal sanatının es
tetik dolaysızlığı ve kaçınılm az kaderini en iyi şekilde som utlaşm ıyor
du.3 Geri çekilm enin bir gün ardından, Filistin li gençler Yüksek Adalet
Mahkemesi’nin yanda bıraktığı işi tam am layarak sinagog binalannı ateşe
verdiler. Her türlü Filistin li organizasyona ait binlerce bayrak ve birçok
Filistinli liderin ve “şehit”in resim lerini taşıyan afişler bu yerleşim in en
kazının üstünde yükseldi. Filistin U lusal Yönetim i rehberli geziler dü
zenledi ve yıkılan yerleşim lerin bazılannın adım değiştirerek bunlara ölü
m ilitan ve liderlerin adlannı verdi. Neve-Dekalim harabeleri Yaser Arafat
Şehri, Kfar Darom harabeleriyse Şeyh Ahmed Yasin Şehri adını aldı. Kut
lamalar sona erdikten ve yeniden kullanılm aya elverişli her şey toplan
dıktan sonra, im ha edilen yerleşim lerin çoğu m ilitan örgütler tarafından
işgal edildi; sınır yakınında yer alan yerleşim ler, el yapım ı Kassam roket
leri Gazze’nin bitişiğinde bulunan İsrail köy ve kasabalarına atılırken ateş
leme sahası olarak kullanıldı. M oloz tepeleri, İsrail Hava Kuvvederi’nin
bombalamaları ve İsrail ordusunun ağır silahlarıyla aralıksız olarak ver
diği darbelerle rutin olarak birbirine kanlıyor ve böylece ordunun, avcı
jederinden attığı broşürlerde, tahliye edilm iş alanlan tüm Filistinlilerin
“erişim i dışına alm ak” am acıyla yapılan “havadan zorunlu kapatm a” ola
rak adlandırdığı durum daha da sağlam laştınlıyordu.
Geri çekilm eden önce, yerleşim lerin yakında yıkılacağından habersiz
finansal çıkar sahibi yerel ve uluslararası taraflar yerleşim lerdeki binala
rın olası yeniden kullanılm a biçim leriyle ilgili birkaç alternatif senaryo
6 Kasım 2004 tarihinde yapılan bir yuvarlak masa tartışmasının da yer aldığı diğer
toplantılardan alınmıştır.
2 Esther Zandbeıg, “A pile o f garbage with a view to Gaza’s beach”, Ha’aretz, 1 Eylül
2005
3 A.g.e.
TAH LİYELER: M İM A R LIĞ I SÖ M Ü R G E S İZ L E ŞT İR M E K B il
G azze yerleşim lerin in ekon om isi, ö n celik li olarak tarım sal faaliyet
lere ve özellikle de, O slo sü recin in başlangıcım takip eden dönem de aşa
m alı olarak F ilistin li işçilerin yerini alan Ç in ve Tayland’dan gelm iş dü
şü k ücretli işçiler tarafından yetiştirilen Avrupa’ya ihraç edilen m ahsullere
dayanıyordu. Bu yerleşim lerin on yedisi Gazze’n in güneybatı kıyısındaki
geniş G uş K atif anklavunn için d e toplanm ış, geri kalan yerleşim ler ise
Filistin ’deki şeh irler ve m ü lteci kam plarının yakınındaki bölgelere, izole
edilm iş kaleler ya da bu şehirleri ve m ülteci kam plarım birbirine bağlayan
ana güzergâhların üzerine trafik vanaları olarak stratejik b ir biçim d e yer
leştirilm işti. D iğerlerinden daha fazla “izole edilm iş” olan yerleşim ler, aynı
zam anda Filistin d eki ken tsel bölgelerde yapılan askerî operasyonlar için
birer köprübaşı olarak işlev görüyordu. İk in ci İntifada’n ın Eylül 2 0 0 0 ’de
başlam asının ardından, yerleşim lerd en b azıların ın etrafı geçm işte B atı
Şeria’daki Duvar’m inşasında ku llanılan m odüler bileşen ler ku llanılarak
inşa edilm iş, 8 -1 2 m etre yüksekliğinde b eto n duvarlarla sarıldı. Yerleşim
duvarlarının etrafını saran yüzlerce ev ve Filistin lilere ait yüzlerce m eyve
bahçesi, ID F n in “tabiat çıplaklaştırm a operasyonları” olarak adlandırdığı,
TAHLİYELER: M İM A R LIĞ I SÖ M Ü R G E S İZ L E ŞT İR M E K 313
sinagogunun yıkılm asına itiraz etm ek için bir dilekçe sunduğunda, hü
küm et Gazze Şeridi’ndeki on dokuz sinagogun parça parça helikopter
lerle taşınm asını gerektirecek b ir yem den konum landırm a seçeneğinin
incelenm esini teklif etti.
ABD yönetim i, yerleşim lerin yıkılm asına sert bir şekilde karşı çıktı.
Evlerin, kam u binalarının, tarım sal ve endüstriyel varlıkların devredil
m esi, Başkan Bush ve Condoleezza R ice tarafından ekonom ik bakım
dan harekete geçirici olan, uyancı bir etkenden fazlası gibi görülüyordu.4
Am erika’nın O rta Doğu’yu, yaygın orta sın ıf değerlerine sahip liberal bir
toplum hâline gelecek şekilde uygarlaştırm a planı, Filistinlilerin Ame
rikan tarzı m üstakil aile evlerinde yaşam asını sağlam akla ideal ölçüde
uyumluydu. ABD’nin taleplerine cevap olarak İsrail hüküm eti, yerleşim
lerdeki evleri yıkm a kararını yeniden değerlendireceğini bildirdi. Başba
kan Yardım cısı Şim on Peres, bu evleri Filistinlilere satm a ya da Filistin
lilerin şim di İsrail kontrolündeki alanlarda bulunan ve 1948 yılında terk
etm ek zorunda bırakıldıkları evler için sunabilecekleri m ülkiyet taleple
rini “karşılam ak” için onlara geri verm e arayışına girdi.5 G österişli Arap
iş adamı M ohamed Alabbar (The Apprentice adlı televizyon program ının
pan-Arap versiyonunda sunucu rolünü üsdenm esi için Donald Trump’m
dengi olarak seçilm işti), yerleşim lerin boşaltılm asından altı ay önce İsrail’i
ziyaret ederek Şim on Peres ve kısa bir süre için Ariel Şaron ile bir araya
gelm iş ve Guş K atif teki yerleşim lerde bulunan evlerle diğer gayrim enkul
varlıklarının tüm ünü 56 m ilyon dolara alm ayı teklif etm işti. Alabbar, Bir
leşik Arap Em irlikleri’ne kayıdı, Dubai’nin çılgınlık boyutlarına ulaşan ge
lişim inde bugüne kadar m erkezî bir rol oynayan ve tem alı, kıyıya yakın
konut ve turizm projelerinin hızlı bir şekilde inşa edilm esi üzerine uz
m anlaşan devasa gayrim enkul şirketi Em aar Properties’in yönetim kurulu
başkamdir. Alabbar, K atif i turist anklavı inşa etm eye elverişli olabilecek
bir alan olarak görüyordu.6 Bu da Dubai tarzı, büyük, çok kadı ve asan
sörlü otel kom pleksleri için hazırlanan tuhaf ve grotesk planlarla, yerle
şim ci evlerinin şim di “Akdeniz’in en güzel plaja sahip tatil köyü” olarak
adlandırılan bir alanda bir dizi turist köyünün bir parçası hâline gelm esi
fikrini beraberinde getirm işti; bu planlar hayata geçirildiğinde, bahsedilen
kom plekslerin etrafım saran şiddedi yoksulluğun karşısına yerleştirilm iş
4 Nathan Gutman ve Shlomo Shamir, “Rice: there is no place for the wholesale destruc-
tion of settlers’ homes in the Gaza Strip during evacuation”, Ha’aretz, 7 Nisan 2005;
Erica Silverman, “Getting closer, Settlers göne, Gazans look fonvard to the Withdra-
wal of Israeli military forces”, Al-Ahram, 1-7 Eylül 2005.
5 Yiıval Yoaz ve Aluf Ben, “Sharon: Ideally I would have left the hom es standing”,
Ha'aretz, 3 Mayıs 2005.
6 “Arab Billionaiıe Offers to Buy Evacuated Gaza Settlements”, Ha’aretz, 18 Şubat 2005.
316 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
7 Greg Myre’ın “Homes o f Israeli Settlers Pose a New Set o f Aıudeties” adlı yazısından
alıntılanmıştır, The New York Times, 23 Ocak 2005.
8
A.g.e.
TAHLİYELER: M İM A R LIĞ I S Ö M Ü R G E N L E Ş T İR M E K 317
İsrail’de, her iki taraf da farklı konum ların tekinsiz olduğunu düşünür. Bu
rada hiç kim se hiçbir zaman “ilk ” ya da ‘‘orijinal” işgalci değildir; şim diki
düşmanlardan ya da hayali veya antik b ir m edeniyetten sonra gelen bir iş
galci olm ak eski şehirlerin, arkeolojik alanların, savaş alanlarının ve tahrip
edilm iş köylerin yaşama yerleri hâline getirilm esini, kültürel bakım dan,
birlikte ya da ötede yaşamaya dair karm aşık eylem lere dönüştürür.9 Bina
ların kendisi, gelişm eye devam eden bu politik dramda aktif bir rol elde
etm iştir. Yerleşim lerdeki evler yalnızca “hayaleder” içeren, kötü ruhların
dadandığı alanlar olarak görülm ekle kalm am ış, aynı zamanda dışarıdan
bakıldığında, çan, pencere, kapı ve duvar gibi m im ari öğelerin, cardı or
ganlar olarak görülm esine neden olan, b ir tür öznellik kazanm ış yapılar
olarak kendilerini gösterm iştir. İçinde barındırdığı kötü ruhlardan kur
tulm ası için m im arinin yakılm ası gerekm iştir; Elvezir, bunun “katartik
bir boşalm a”yı ortaya çıkaracağı görüşündeydi.101
Filistinlilerin boşaltılm ış yerleşim lerdeki evlere yeniden yerleşm esi öne
risine yapılan itirazın arkasındaki diğer nedenler, tipik planlam a dili kul
lanılarak ifade edildi. Yerleşim evlerinin üç ila alu bireyden oluşan aileler
için uygun olabileceği her ne kadar doğru olsa da, Gazze’de yaşayan geniş
ailelerin her biri tipik olarak bu sayının ik i katından fazla bireyden oluşur.
Dahası, boşaltılm ası planlanan 1 .500 ev, yarım m ilyondan fazla Filistinli
nin acil konut ihtiyacı karşısında önem im neredeyse tam am en yitirm işti.
Filistin Planlam a Bakanlığı tarafından hazırlanan planlar, yerleşim le
rin çoğunun im hasını ve boşaltılan alanların yeniden kırsallaştırılm asını
öngörüyordu. Planlama Bakanlığı Genel Başkam Halil Nicem’in Ramallah’ta
bana gösterdiği kıyıya yakın yerleşim bloğu K atifin bulunduğu alanın na
zım planlarında bu bölgeler, boşaltılm ış yerleşim lerin yerini alacak plaj
lar, dinlenm e alanları ve doğal rezervleri tem sil edecek şekilde biber ve
züm rüt yeşilinin farklı tonlarıyla boyanm ıştı. Bu tabula rasa senaryosu,
işgalden önce G azzelilerin Akdeniz’in kıyılarındaki beyaz kum tepeleri
nin arasında yer alan bu gibi alanlara girip buraları kullanabildiği döneme
duyulan b ir nostaljinin canlanm asıyla kaydadeğer ölçüde uyum luydu.11
Tahliyelerin başlam ası için kararlaştırılan tarihten birkaç ay önce,
eski D ünya Bankası başkam Jam es W olfensohn’u n ABD, BM , AB ve
Rusya Federasyonu’ndan oluşan “Dördü” adına Gazze’den geri çekilm e
9 Anthony Vıdler, The Arthitectural Uncanny, Cambridge, MA: M IT Press, sayfalar 3-62.
10 Myre, “Homes”.
11 Bana gösterilen planlama belgesine iliştirilen bir tasan metninde şu yazı dikkatimi
çekm işti: “Kuzey ve güneydeki kum ul alanlarında yer alan koloni blokları, kentsel
gelişim için kullanılmamalı ve tüm koloni öğelerinden temizlenmelidir... bu manza
ralar kaydadeğer ölçüde kalite sahibidir; bu alanlar nadir ve olağanüstü manzara ve
doğa değerleri bulunan alanlardır.”
318 O Y U K T O P R A K L A R : İS R A İL 'İN İŞ G A L M İM A R İS İ
işlem leriyle ilgilenm esi için yeni oluşturulan Ö zel Tem silcilik görevine
atanm ası, bu projeyi ilgilendiren uluslararası bağlılıklar ve anlaşm ala
rın çapının genişliğine kanıt oldu. Ne var ki bu ham le, aynı zamanda
Dörtlü’nün benim sem ek istediği ekonom ik yaklaşım ın türünün altım
çizm işti. W olfensohn’un ilk başta “tüm yapıların barışçıl bir şekilde tes
lim edilm esi” için pazarlıklar yapma girişim inde bulunm asına ve hatta
İsrail’e ait seraların Gazzeli çiftçilerin kullanabilm esi için geri alınm asına
yardım etm ek am acıyla kendi cebinden yanm m ilyon dolar verm esine
rağmen, diğer birtakım ekonom ik ihtim aller onun fikrini değiştirm esine
sebep oldu. W olfensohn, baş neo-m uhafazakâr Paul W olfowitz’in başkan
lığı alünda Dünya Bankası ile işbirliği yaparak ve onun bir refleks ola
rak verdiği özelleştirm e tepkisiyle uyumlu çalışarak, aralarında Mohamed
Alabbar’ın da yer aldığı, boşaltılan ve kullanılm ayan arazileri çeşitli özel
konut planlan için uzun süreli olarak kiralayabilm e karşılığında büyük
miktarlarda para yatınım yapmaya hazır olan varlıklı gayrim enkul geliş
tiricilerini içeren bir koalisyon oluşturdu.12
Mültecileri Kampsızlaştırmak
12 Abbas, bu arazilerin Filistin hükümetine geri verilmesini gerektiren bir hükümet ka
rarnamesini imzalamıştır. Bazı Filistinli toprak sahipleri, yerleşimlerin inşa edilme
sinden önce bu arazilerin bir kısmına sahip olduklarım belgelerle kanıtlamış, bazı-
lanysa talep ettiklerini almak için yerel milis çetelerinin desteğini almıştır. Hamas,
iktidara gelmeden önce İsraillileri Gazze’den kovmasını gerekçe göstererek bu arazi
lerin bir kısmım talep etmiştir.
13 Aluf Ben, “Pullout Stili Poses Rubble Trouble”, Ha’aretz, 13 Temmuz 2005.
14 Orta Doğu Banş Vakfı, “Setdement Database and Suitability Assessment”, http:/Avww.
frnep.oıg/settlement_info/settlement_database.html ya da http://asp.frnep.oig/app/sett-
lement/ShowSetdementTablePage.aspx; Filistin Planlama Bakanlığı, ‘Regional Plan of
the Southern Govemorates 2005-2015’, http://withdraw.sis.gov.ps/english/RPhtml.
T A H L İY e ie R : M İM A RLIĞ I S Ö M Ü R G e S İZ ie Ş T İR M E K 319
15 Bu tek başına, Batı Şeria’da Deyehşa gibi m ülteci kamplarında neden buranın sakini
olarak kayıtlı insan sayısının 12.000 ve burada gerçekten yaşayanların sayısının 8.000
olduğunu açıklayabilir.
16 Bu tartışmayı, Bölüm 7d e Cenin m ülteci kampının yeniden inşası incelemesinin özel
bağlamı dâhilinde değerlendiriniz, s. 204-205.
17 Bu stratejiyi ilk uygulayanlar, on dokuzuncu yüzyılın Marksist devrimcileriydi. De
ğişimin, egemen gücü provoke ederek onun yasallık maskesini çıkarmasını ve ken
disini köylüler ve işçilere sahip olduğu gaddarlığın tümünü seıgileyerek gösterme
sini sağlayacak şekilde tasarlanmış ayrımsız şiddet eylemleriyle hızlandınlabileceğini
düşünmüşlerdi. Bu politique du pire, aynı zamanda gerillaların sık sık yaşam şartları
nın iyileşmesini engellediği ve bazen nüfusun bel bağladığı yapılar ve hizmetleri yok
etme yoluna bile başvurduğu Vietnam, Cezayir ve Güney Amerika gibi yerlerde de
sömüıgesizleştirme ve devrim süreci boyunca kendisini göstermiştir. Bu bağlamda
bu strateji, görevi bu yapı ve hizmetleri sağlamak olan egemen gücü suçlayan popü-
lasyonu politikleştirmede başarılı olmuştur. Bkz. Michael Ignatieff, The Lesser Evil,
Princeton, NJ: Princeton University Press, 2004, s. 61, 67-68, 102.
320 O YU K T O P R A K LA R : İS R A İL ’İN İŞG AL M İM A R İS İ
29 Bu politika 1976 yılında, Rabin hüküm etinin iktidarda olduğu dönemde o zamanlar
Savunma Bakam olarak görev yapan Şimon Peres, Gazze mültecilerine ev inşa etmek
için uluslararası sponsorluk bulma arayışına girdiğinde bir kez daha hız kazanmıştır.
Böyle bir amaç için açık bir şekilde finansal destek almanın politik hassaslığını kav
rayan Peres, yurtdışındaki özel bağışçılardan gelen paralarla işlev görecek ve mülteci
lere toprak parçalan sağlamaya devam edecek olan “M ültecilerin Ekonom ik Gelişimi
ve İyileştirilmesi İçin Vakıf Fonu”nu gizlice oluşturmuştur. Hazbun, “Resetdement
Schemes”.
30 Gazze’de m ülteciler için hayata geçirilen konut projeleri: Kanada projesi, 1972 - 891
aile (5.370 kişi) için 4 8 8 ev; Han Yimus’ta $ukayri projesi, 1973 - 135 aile (848 kişi)
için 128 ev; Han Yunus’ta Brezilya projesi, 1973 - 43 6 aile (2.820 kişi) için 422 ev;
Gazze Şehri’nde Şeyh Rıdvan projesi, 1974 - 790 aile (5.029 kişi) için 809 ev; Han
Yunus’ta el-Amal Projesi, 1979 - 802 aile (4.853 kişi) için 842 ev. Arazi parçalan ve
finansal yardımın sağlandığı bölgeler: Gazze kasabasındaki Nasr bölgesi, 1974 - 36
aile (186 kişi) için 36 arazi parçasının üzerine 36 ev inşa edilmiştir; Şeyh Rıdvan
projesi, Temmuz 1 9 7 6 ,1 .1 8 6 aileyi (7.190 kişi) barındıran 1.000 arazi parçası ayrıl
m ıştır; Cebeliye’de Beyt Lahya projesi, Ekim 1077 - 832 (5.280 kişi) aile için 472 ev
inşa edilmiştir; Refah’ta Tel el-Sultan projesi, Nisan 1978 - 1 .0 4 1 aile (6.399) için 943
ev; Han Yunus’ta El-Amal projesi, Temmuz 1979 - 343 aile (2.084 kişi) için 184 ev;
Refah Brezilya projesi, Temmuz 1979 - 161 aile (1.038 kişi) için 109 ev; Gazze ka
sabasındaki Nazleh bölgesi, Nisan 1981 - 163 aile (1.195 kişi) için 168 ev. Bu veri
ler UNRWA’dan alınmıştır, Konaklama Ofisi, Gazze, Haziran 1 9 8 9 ,1 9 9 1 , Hazburiun
“Resetdement Schemes” adlı yazısından almdlanmıştır.
31 Hazbun’a göre Şeyh Rıdvan yeniden yerleşim planıyla taşınan mültecilerin yüzde 95.6’sı,
ulusal mücadeleyi kavrayışı ve bu mücadeleye yaptığı katkının taşınma sürecinden
324 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
Sömürgesizleştirilmiş Mimarinin
Yeniden Yaşam Alanı Hâline Getirilmesi
önce olduğu kadar güçlü olduğunu düşünmektedir. Bkz. Hazbun, “Resettlem ent
Schemes”.
TAH LİYELER: M İM A R LIĞ I SÖ M Ü R G E S İZ L E ŞT İR M E K 325
bağım sızlık m ücadelesi sırasında eğer ortadan kaldınlm azsa söm ürgeci
dünyanın fiziksel ve bölgesel olarak yeniden düzenlenm esi bir kez daha
“söm ürgeleştirilen b ir toplum örgüdenirken kılavuz işlevi görecek ana
hatları belirleyebilecektir” şeklinde bir uyanda bulunm uştu.32
İngiliz kuvvederi, F ilistin ’in b ir İngiliz m andası olduğu dönem de,
1936-1939 yıllan arasında gerçekleşen Arap Ayaklanması sırasında Filis
tin’deki şehirlerin içine ya da yakınlanna bir dizi askerî üs inşa etm işti.
1948 savaşından sonra İsrail’e ait bölgelerde kalan İngiliz askeri altyapı-
lanm n büyük bir kısm ı, sonradan polis karakollan ve askeri üsler olarak
faaliyet gösterdi. Filistin’e ait alanlara inşa edilen bu üslerin bazdan, ilk
başta inşa edilm elerinin arkasındaki neden olan nüfusu kontrol etmeye
yönelik taktiksel görevi devam ettirm elerine olanak tanıyan m ükem m el
konum lara yerleştirilm işti.33
Ramallah’taki Filistin Diyasporası ve M ülteci M erkezi’nde (Sham l) ya
pılan yuvarlak masa tam şm alanm n katilım cılanndan bazdan, Gazze’deki
boşaltılm ış Israü yerleşim lerinin postkolonyal adaptasyonunun, yeni
den kullanm aya yönelik kolonyal eylem kalıplarım takip ederek bu yer
leşim leri “lüks” Filistin banliyölerine dönüştürüp işgalin yabancılaşm a,
düşm anlık ve şiddetini özünde barındıran bir durumu yeniden ortaya
çıkarabdeceğine dikkat çekerek uyanda bulundular. Bu banliyölerin etra
fım saran duvarlar, çider ve gözedem e teknolojderinden oluşan sistem le
rin, banliyölerin, yundışından ülkelerine geri dönen Filistin li elifier için ,
kesintisiz ve sorunsuz bir şeküde kapak sitelere dönüşm esini hızlandıra
cağından korkuyorlardı.
A ncak kolonyal m im ari, tahkye edildiği her durum da, önceden sa
hip olduğu güç yapılarım zorunlu olarak yem den üretm ez. İngiliz ordu
sunun Ban Şeria ve Gazze’deki tahliye edilm iş savunma yapılarının bir
kısm ı, m ülteci kam plan için birer çekirdek hâline gelm işti. Nablus şeh
rinin doğu girişindeki Balata m ülteci kam pıyla Gazze Şeridi’nin güney sı-
nınndaki Refah m ülteci kam pı, tahliye edilm iş İngiliz ordusu üslerinin
içine yerleştirilm iş kamplardır. Birbirine paralel ve birbiriyle kesişen çiz
gilerin baskın olduğu askeri b ir geom etriye uygun olarak bulunduk-
lan alanlara dağıtdm ış bu kam pa dönüştürülm üş üsler, gündelik insan
aktivitelerinin biçim siz topolojilerine teslim oldu. Genişlem eleri olanaksız
32 Franz Fanon, The Wrttched o f the Earth, Londra: Penguin, 2003, s. 27.
33 Bunlardan bir tanesi olan, Ramallah’taki El-M ukata, ilk başta tngilizler tarafından
polis karargâhı olarak inşa edilmiş, 1948 ile 1967 yıllan arasında Ürdün Ordusu ve
1967’den sonra da IDF tarafından bir üs ve hapishane olarak kullanılmıştır. Bu yapı,
1993 yılında Arafat'ın korumalı karaıgâhı hâline gelmiş ve 2002 baharında İsrail or
dusu tarafından neredeyse tamamen imha edilmiştir.
326 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
[Resim 75: İsrailli kuvvetlerin gerçekleştirdiği bir hedefti suikastin ardından bombalanan
arabadan geriye kalanlar Han Yunus, Gazze. Miki Kratsman, 2 0 0 5 ]
9.
Hedefli Suikastler:
Havadan Gelen İşgal
Hava kuvveti konusundaki daimi aşın iyim serlik, birbirini takip eden
nesillerden havacılan, -yirm in ci yüzyılın başlarından erken dönem hava
bom bardım anı kuram cısı İtalyan G iuilo Douhet’ten bu y an a- daha önce
eşi benzeri görülm em iş teknolojik gelişim lerin, savaşların havadan kaza
nılm asına, bom bardım anlarla politikacıların boyun eğm esinin sağlanm a
sına ve yerli nüfusların hava gücüyle yönetilm esine im kân tanıyacağına
inanm aya itm iştir. D olayısıyla ucuz havadan işgal, ya da “havasal ola
rak gerçekleştirilen söm ürgeleştirm e” fantezisi, hava kuvvetlerinin ken
disi kadar eskidir. W inston C hurchill, 1920’li yıllarda Savaş ve Hava Ba
kam olarak hava gücünü söm ürgeci kontrolün gerektirdiği zahm etli ve
pahalı işlere alternatif olarak ekonom ik bakım dan verim li, çabuk, tem iz,
9 Sven Linqvist, A History o f Bombirıg, Linda Haverry Rugg (çeviri), New York: The
New Press, 2000, madde başlığı no. 101.
10 Philip Anthony Towle, Pilots and Rebels: The Use o f Aircraft in Unconventional War-
fare , J 918-1988, Londra: Brassey’s Defence Publishers, 1989, s. 17; David Wıllard Par-
sons, “Biritish air control: a model for the application o f air power in low-intensity
conflict?”, Airpower Journal, Yaz 1994, httpyAvww.airpower.maxwell.af.mil/airchro-
nicles/apj/apj94/parsons.html adresinde.
11 Ahntılandığı yer: Yarbay David J . Dean, USAI; ‘Air power in small wars: the British
air control experience\ Air University Revievv, 3 4 (5 ), Temmuz-Ağustos 1985.
12 Aynı yerde; David Omissi, Air Power and Colonial Control: The Royal Air Forte 1919-
1939, Manchester: M anchester University Press, 1990; David M aclsaac, *Voices from
the Central Blue, the Air Power Theorists’, Peter Paret tarafından düzenlenen Makers
334 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
“24 Ağustos 2006 Perşembe günü saat 23:30’da ID Fde görev yaptığım id
dia eden bir şahıs, Abed A-Rahman’ın Cabalya m ülteci kampındaki evine
telefon açtı. Evin telefonu Filistin’deki telefon şirketi tarafından faturala
rın ödenmemesi sebebiyle önceden kapatılm ıştı, ancak sırf bu aramanın
o f Modem Strategy, From Machiavelli to the Nuclear Age, Oxfoıd: Oxford University
Press, 1986, s. 624-647, özellikle s. 633.
13 Linqvist, A History o f Bombing, madde başlığı no. 102.
HEDEFLİ SU İK A ST LE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 335
Operasyonel Planlama
16 8u alıntı, Segoli ile yapılan bir röportajdandır. 2002 yılının Kasım ayında Yemen’in ücra
bir bölgesinde insansız bir Predator dronundan ateşlenen bir füze hareket hâlindeki
bir arabayı havaya uçurarak el-Kaide üyesi olduğundan şüphelenilen altı kişinin öl
mesine neden olmuştur. ABD yönetiminin bu saldırının sorumluluğunu açık bir şe
kilde üstlenmemesine rağmen, resmî görevliler bu saldırının C1A tarafından yapıldı
ğım bildirmişlerdir. Haziran 2006’da Ebu Musab el-Zerkavi’nin ölümüyle sonuçlanan
saldın ve Ocak 2006’da Aymen el-Zevahiri’ye yapılan suikast girişimi, hava araçlan
kullanılarak yapılmıştır. Önceki saldırılarda ise el-Kaide’nin askerî lideri Muhammed
Atef ve Pakistan’da faaliyetlerini sürdüren yüksek rütbeli el-Kaide üyesi Hamza Ra-
bia öldürülmüştür. Şu anda ABD ordusu gözetleme yapmak ve hedef vurmak için
kullanılan Predator ve Global Hawk dronlannm sayısını iki katma çıkarmayı plan
lamaktadır. Bkz. Anthony Dworkin, “The Yemen Strike: the war on terrorism goes
global”, Savaş Suçlan Projesi, 14 Kasım 2002, http://www.crimesofwar.oıg/onnews/
news-yemen.html adresinde; Chris Downes “Taıgeted Killing’ in the age of tenor:
the legality o f the Yemen Strike’, Journal o f Conflict and Security Law, 9 (2 ), 2004, s.
277-279.
17 Segoli röportajı.
HEDEFLİ S U İK A S T IE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 337
18 Aharon Yoffe, “Focus preemption, chances and dangers”, Nativ, 109 (2 ), Mart 2006
[tbranice]. Aynı zamanda bkz. Ya’ari ve Assa, Diffused Warfatt, s. 37.
19 Bir İsrail Hava Kuvveden pilotuyla yapılan röportaj, 10 Nisan 2006.
338 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
füzesini geliştirdi. Bu füze, küçük bir kontrol kolu ile yönlendirilen “op
tik gözlü” bir “kam ikaze” dronudur.20
Hedefli suikastler, çoğunlukla kara birim leriyle yapılan işbirliğine da
yalıdır. Askerî istihbarat ve GSS tarafından ortak olarak yönetilen gizli bir
birim olan Birim 504, yabancı ajanların varolan kuvvetlere dâhil edilm esi,
yönlendirilm esi ve Filistinlilerin işbirliği yapmaya m ecbur bırakılm asın
dan sorumludur. Birim 5 0 4 , Hayfa’nın güneyinde yer alan üslerinden bi
rinde Filistinli komandolardan oluşan gruplara hedef işaretlem eyi, bom ba
yerleştirm eyi ve patlatm ayı ya da “Hava Kuvveden için ağaç sallam ayı”
öğretir.21 Aynı zamanda, “idari tutuklular”m tutulduğu Guantanam o tarzı
bir gizli hapishane olan Tesis 1391 de burada bulunur. Ö nceki yıllarda
ID F n in Filistinlilerden oluşan bu askerî birim inin üyeleri, İsrailli pilot
lar için hedef belirlem ek am acıyla arabalann tavanlanna m orötesi boya
dökerlerdi.
Hedefli suikasderin planlanm a aşam asında, Hava K uvvetlerinin gele
neksel operasyonel planlama prensipleri izlenir. İsrail Hava Kuvvederi’nin
“operasyonel grubu”nun bir parçası olan “operasyonel analiz” birim i, bom
balam a görevlerim m üm kün olduğunca etkili bir hâle getirm ekle sorum
ludur. Bu sorum luluk, en basit düzeyde silah ve cephaneleri hedeflerle
eşleştirm eyi ve belli bir hedefi ortadan kaldırm ak için ne tür ve hangi bo
yutta bir bombaya ihtiyaç duyulduğunu hesaplamayı içerir. Analiz birim i,
bu rolüyle ilişkili olarak iki kez yetersizliğine dikkat çeken eleştirilere
maruz kaldı: ilk eleştiri, birim , 23 Temmuz 2 0 0 2 ’de, Gazze’de Hamas’ın
askerî kanadının lideri Salah Şehade’nin geceyi geçirdiği konutu im ha et
m ek için bir tonluk bom ba kullanılm asını önerdiğinde binanın çökm esine
ve Şedahe’nin yam sıra yansından fazlası çocuk olan on dört Filistin li si
vilin ölm esine neden olduğunda geldi.22 İkinci eleştiri ise bundan iki yıl
sonra geldi ve birim in, Hamas liderlerinin toplantısına yapılacak saldın
için çeyrek tonluk bom bayı gerekli görm esine odaklandı. Bu bom ba ise
binanın çökm esini sağlamada başarısız olm uş ve liderlerin zem in katın
dan hiçbir zarar görm eden dışan çıkm asına izin verm işti.
Bu birim in işlevi, fiziksel im hanın ötesine uzanır. Bu birim , belli bir
hedefin im ha edilm esinin, düşm anın genel operasyon sistem i üzerindeki
etkisini öngörmeye ve planlamaya çalışmaktadır. “Sistem analizi” prensipleri
20 David A. Fulghum ve Robert W all, “Israel starts reexamining military missions and
technology”, Aviation Week, 20 Ağustos 2006.
21 Birim 504’ün eski bir üyesiyle yapılan röportaj, Mayıs 2006.
22 Ariel Meyerstein, “Case Study: The Israeli strike against the Hamas leader Salah She-
hadeh”, Savaş Suçlan Projesi, httpy/www.crimesofwar.orgfonnews/news-shehadeh.
html, 19 Eylül 2002.
HEDEFLİ SU İK A ST LER : H A V A D A N GELEN İŞGAL 339
23 Ludwig von Bertalanffy, sistemi birbirleriyle etkileşim içerisinde olan öğelerden olu
şan bir bütün olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla, Bertalanffyye göre sistem in so
runları politika, ekonom i, endüstri, ticaret ve askeri yönetim gibi alanlarda karşılaşı
lan çok sayıdaki değişkenin karşılıklı ilişkileriyle ilgili sorunlardır. Bkz. Ludwig von
Bertalanffy, General System Theory: Foundations, Development, Applications, New York:
Geoıge Braziller, 1976.
24 Bu mantık, İsrail’in Genel Güvenlik Servisi (GSS)’nin eski başkam Avi Dichter’in 2006
yılının Mart ayında W ashington DC Brookings Enstitüsü’nde Amerikalı güvenlik gö
revlilerine yaptığı sunumda kendisini belli etmiştir. Hedefli suikastlerin taktiksel ba
şarısı ve sık olarak uygulanmasının arkasındaki itici güç olan Dihter, şöyle bir göz
lemde bulunmuştur: “bir devlet, tutuklamalar (tercih edilen yöntemdir) ya da hedefli
suikasüer (yalnızca kesinlikle gerekli olduğunda kullanılmaktadır) aracılığıyla, terör
oluşturan kişileri eleyerek terör öıgüderinin operasyonlarım etkili bir şekilde bozabi
lir.” Bkz. Avi Dichter ve Daniel Byman, IsraeVs Lessonsfor Fighting Terrvrists and Their
Implications fo r the United States (Analiz M etni No. 8 ), Mart 2006, Brookings Ensti
tüsündeki Saban Orta Doğu Siyaseti Merkezi, W ashington, DC.
25 Şimon Naveh ile yapılan röportajlar 15 Eylül 2005 (telefon üzerinden), 7 Mart 2006
(telefon üzerinden), 11 Nisan 2006 ve 22-23 Mayıs 2006 (Tel Aviv yakınlarında, Gli-
lot’daki bir askeıi istihbarat üssünde) tarihlerinde gerçekleşmiştir. Bu röportajların me
tinleri ve bu m etinlerin İngilizceye çevrilmiş versiyonlarının içeriği Naveh tarafından
onaylanmıştır. Bundan sonra bu röportaja yapılan göndermelerin tümü, aksi belirtil
mediği sürece yukarıdaki görüşmelere ilişkindir.
340 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
26 BTselem , “IDF helicopter missile-fire kills four Palestinian civilians and wounds do-
zeiıs”, Ağustos 2002, httpy/www.btselem.oı^English/Testimomes/20020831_Tubas_
KiUing_Witness_Aref_Daraghmeh.asp.
H6DEFLİ SU İK A ST LE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 341
Suikastleri Yasallaştırm a
27 Neve Gordon, “Rationalizing extra-judicial executions: the Israeli press and the le-
gitimization of abuse”, International Journal o f Human Rights, 8 (3 ), Sonbahar 2004,
s. 305. 2005 yılında İsrail’in günlük yayımlanan liberal gazetesi Ha’anetz, benimse
nen politikanın gerektirdiği bu olduğundan, öldürülen Filistinlilerin adlarım yayım
lamaya başlamıştır.
342 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
28 Gerçekten de, 1991 Körfez Savaşı sırasında “kamikaze bom bası” görüntüleri, halka
ABD ordusunun teknolojik üstünlüğü ve becerilerinin keskinliğinin kam dan olarak
gösterilmiştir. Harun Farocki, “W ar from a distance”, Güzel Sanatlar Akademisinde
yapılan bir konuşmanın metni, Viyana, 13 O cak 2005.
29 Gallup şirketi tarafından yapılan ve 10 Ağustos 2001 tarihinde Ma’ariv gazetesinde ya
yımlanan bir anket, halkın yüzde 76’s ınm suikasderi desteklediğim saptamıştır. Son
raki yıllarda, özellikle de öldürülen masum sivillerin sayısının artmasının bir sonucu
olarak, halkın desteği kaydadeğer ölçüde azalmıştır. 2003 yılırım Haziran ayında Ha-
mas liderlerim suikasderle öldürmek için düzenlenen operasyonların gerçekleşmeye
başladığı dönemde, günlük yayımlanan Yedioth Ahnmoth gazetesi tarafından yapılan
bir görüş anketinde ankete katılan İsraillilerin yüzde 58’i ordunun en azından geçici
olarak hedefli suikasderi durdurması gerektiğini söylemiştir. Bkz. Raviv Druker ve
Ofer Shelah, Boomerang, Kudüs: Keter Press, 2005, s. 216.
30 Bu argüman, lu lkarm ’da suikasde öldürülen E l-F etih H areketi sekreteri Thabet
Thabet’in karısı Siham Thabet’in O cak 2001’de Yüksek Adalet M ahkem esine ilk di
lekçesini sunarak mahkemeden yargısız infaz yöntem inin kullanılm asını yasaklama
sını istemesinden sonra ortaya çıkmıştır. Thabet Thabet, 2000 yılının son gününde
HEDEFLİ SU İK A ST LE R : H A V A D A N GELEN İŞG A L 343
vesi, meydana gelen olayların tem posuna b ir tepki olarak gelişm e kay
detm iştir. İkin ci İntifada’nm başlangıcının hem en ardından, ID F n in ya
sal m eselelerle ilgilenen birim ine başkanlık eden Albay D aniel Reisner
Filistin ’de karşılaşılan şiddetin düzeyi ve sıklığının yüksek olm ası nede
niyle İsrail’in İşgal Edilm iş Topraklardaki askerî operasyonlarım “düşük
şiddetli silahlı çatışm alar” olarak tanımlamaya başlayabileceğim belirterek
İnüfada’yı ceza hukuku değil, uluslararası hukuk bağlam ına yerleştirdi.31
Bu tanım , Filistin’deki m ilitan örgüt üyelerini öldürm ek am acıyla (ancak
hapsetm e am acıyla değil), düşmanca eylem ler gerçekleştirm ekte ya da tu
tuklanm aya direnm ekte olm asalar da ak tif savaşçılar olarak görülm ele
rini ve böylece istendiği zam an bir saldırıya hedef olm alarım m antıksal
olarak beraberinde getirm iştir.32 Uluslararası hukukta “içeri” ve “dışan”
arasında yapılan ayrım ların güvenlik operasyonlarının m antığım düzen
lediği (“içsel” operasyonlar kontrol ve güvenlik çalışm aları; dışsal operas
yonlar ise askerî çalışm alar olarak algılanır) ve “içeri”nin tanım ının, bir
devletin söz konusu bölge üzerinde “etkili kontrol” sahibi olup olmadı
ğına dayalı olduğu göz önünde bulundurulduğunda,33 Gazze Şeridi’nin
tek taraflı olarak boşaltılm asının, İsrail’in hedefli suikastlerin yasal oldu
ğuna yönelik kanaatini daha da güçlendirdiği ve dolayısıyla bunların bir
yöntem olarak kullanılm asını daha da sıklaştırdığı net bir şekilde görül
m ektedir. Politik olarak İsrail, yerleşim leri boşalttıktan ve Gazze’nin etra
fındaki uluslararası sınıra geri çekildikten sonra uluslararası topluluğun
bu askerî eylem biçim lerine daha fazla tolerans gösterm esini beklem iştir.34
kuramTna yaptığı katkılardan ötürü 2005 yılında Thomas Schelling ile birlikte No-
bel Ekonom i Ûdülü’nü almıştır.
40 Amos Harel ve Amon Regular tarafından yazılan “1AF probe: civilians spotted too
late to divert missiles in Gaza strike” adlı metinden alınülanmıştır, Ha’aretz, 7 Mart
2006. Aynı zamanda bkz. Soha Abdelaty, “intifada tim eline”, Al-Ahramt 30 Eylül-6
Ekim, 2004, httpyAveekly.ahram.oig.eg/2004/710/fo5.htm; Vincent Cannistraro, ‘As-
sassination is wrong - and dumb’, The Washington Post, 30 Ağustos 2001.
41 Ya’ari ve Assa, Diffused Watfare, s. 147. O zamanlar Genelkurmay Başkam olarak gö
rev yapan Ya’alon, Haziran 2003’te yapüğı bir açıklamada hedefli suikasderin tama
men politikanın yerini aldığını dile getirmiştir. Ya’alon, “elemeler”in “politik düzey
leri işgal edenlere bir yön değişimi yaratmak için kullanabilecekleri bir araç vermiş”
olduğunu öne sürmüştür. Druker ve Shelah, Boomerang, s. 162 ve not 96.
HEDEFLİ SUİKASTIER: HAVADAN GELEN İŞGAL 347
42 Yaser Arafat, yıllarca İsrail’in en çok arananlar listesinin zirvesinde yer almaya devam
etmiştir. Sanki dibbuk tarafından kontrol ediliyormuş gibi hareket etmeye başlayan
İsrailli güvenlik servisleri neredeyse her politik çıkmazda ya da şiddetin patlak ver
diği her durumda Arafat'ın “mantıksız karakteri”ni suçlamıştır. Arafat’ı kişisel bir sap
lantı hâline getiren Askerî İstihbarat Başkam Amos Gilead, onun “içinde bulunduğu
psikolojik durumun, en iyi ihtimalle çatışma, alevler, acı ve karım baskın olduğu bir
hâli içerdiği”ni belirtmiştir. Yalnızca Bush’un Şaron’dan büyük zorluklarla aldığı net
bir söz ID Fnin gerçekten yapmak istediği şeyi yapınasım engellemiştir. Gil Eyal, The
Disenehantment o f the Orient Expertise in Arap Ajfairs and the Israeli State, Palo Alto,
CA: Stanford University Press, 2006, s. 189.
43 A.g.e., s. 183.
44 Birkaç örnek vermek gerekirse: Nablus’ta 31 Temmuz 2001’de yapılan suikast saldı
rısı, Hamas militanlarının 9 Ağustosta Kudüs’teki bir pizzacıda yaptığı bombalı intihar
saldırışım beraberinde getirmiştir. 4 Ağustos’taki intihar saldırısı, İsrail’in 23 Temmuz
2002’de Salah Şehade’nin suikastle öldürülmesine cevap olarak gelmiştir. 10 Haziran
2003’te İsrail’in Gazze’de, Hamas’ın önde gelen politik liderlerinden biri olan Abdüla-
ziz Rantisi’yi öldürmek amacıyla yapılan ancak Rantisi’nin yaralanması ve dört Filis
tinli sivilin hayatım kaybetmesi ile sonuçlanan suikast girişimi, 11 Haziran’da Kudüs’te
meydana gelen ve on altı İsraillinin ölümüne neden olan otobüs bombalama saldırı
şım beraberinde getirmiştir.
HEDEFIİ SUİKASTLER: HAVADAN GELEN İŞGAL 349
"İnsani Sa v a ş"
Yerleşim lerin boşaltılm asını takip eden (İsrailli askerin kaçırılm asın
dan önceki) aylarda hedefli suikastler, bu dönem de Gazze’yi çevreleyen
çiderin etrafında ve bu bölgenin üzerindeki hava sahasında konum la
nan İsraü ordusunun kullanabüeceği neredeyse tek saldın biçim iydi. F i-
listinhlerin el yapım ı Kassam rokederi, İsraü’in yeni inşa edilm iş kasaba
larına atddı. Suikast oram daha da arta, Nisan 2 0 0 6 ’ya kadarki dönemde
bu gibi saldınlarda 5 2 Filistin li öldürüldü.47
2006 yılırım M art ayında İsraü Hava Kuvvederi, insansız dronlann bir
dondurma kam yonunun içine sığınm ış ik i İslam i Cihat m ilitanım öldür
m ek için bu kam yona füze attığı son derece korkunç bir saldm yla ilişküi
olarak çeşitli eleştirilerin odak noktası hâline geldi. Bu olayda, bahsedüen
m üitanlann yam sıra bir adam ve iki çocuk -R a ’ad ve M ahmud El-Bataş
adında ik i kard eş- hayatım kaybetti. İsraü Hava Kuvvederi Komutam Eli-
ezer Şkedi, bu saldırının yol açuğı geniş çaplı kınam alara tepki olarak bir
basm toplantısı düzenledi ve konuşm asında Hava Kuvvederi’nin “hava
saldırılarında hayatlarım kaybeden masum sivillerin sayısını düşürm ek
45 BTselem , “Palestmians killed by the Israell security forces during the course o f an
assassination”; httpyAvww.btselem.oig/English/5tatistics/Palestmians_killed_during_
the_course_of_anu_assassination.asp.
46 2005 yılının Temmuz ayında sekiz kişi suikastlerde hayatım kaybetmiştir ve bunlar
dan altısı kaşıdı olarak öldürülmüştür. Gazze Şeridi’nin Ağustos 2005’te boşaltılma
sından on ay önce İsrailli kuvveder burada 563 Filistinliyi öldürmüş, bundan önceki
on aylık dönemde ölenlerin sayısı ise 264’ü bulmuştur. BTselem : “Palestinians killed
by the Israeli security forces during the course o f an assassination”.
47
A.g.e.
350 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
48 Amos Harel ve Am on Regular, “IAF probe: Civilians spotted too late to divert missi-
les in Gaza strike”, Ha’aretz, 7 Mart 2006.
49 Harel, “Nothing ‘“suıgicar”. BTselem verileri httpy/www.btselem.oıg/English/Statis-
tics/Casualties.asp adresinde bulunabilirdir.
50 Chris McGreal, “We’re Air Force pilots, not mafia. We don’t take revenge”, Guardian,
3 Aralık 2003.
51 İsrail Hava Kuvvederi’nde görev yapan bir insansız dron operatörü ile yaptığım rö
portaj, Nisan 2005.
HEDEFIİ SUİKASTIER: HAVADAN GELEN İŞGAL 351
32 Almtılandığı y e r M erin Rapoport, “Italian TV: Israel used new weapon prototype in
Gaza Strip”, Ha’aretz, 12 Ekim 2006. Ortadaki tüm ipuçlan İtalya’daki bağımsız bir so
ruşturma takım ının bu patlayıcıların “Yoğun Non-Reaktif Metal Patlayıcılar” (DIM E)
olduğunu düşünmesine neden olmuştur. Bu tür patlayıcılar, tü n e te n tozu -ç o k yük
sek sıcaklıktan iletebilen bir m etal- ile doldurulmuş karbon-fiber kılıflardan oluşmak
tadır. Patlatılma anında tungsten parçacıktan görece küçük (yaklaşık olarak 4 metre)
ancak son derece ölüm cül bir bulut hâlinde dışa doğru hareket ederek ciddi yanık
lara, uzuv kayıplarına ve iç yanıklara sebep olmaktadır. Hava Kuvvederi Araştırma
Laboratuvan, 2005 Başan Raporu, http:ZAvww.afri.af.mil/accomprptAnay05/accomp-
may05.asp.
53 Yüksek Adalet Mahkemesi 769/02. The Public Committee against Tortum in Israeli v.
The Government o f Israel. Bu tarihten önce, Yüksek Adalet M ahkem esine hedefli sui-
kasdere karşı sunulan dilekçeler (örneğin Yüksek Adalet Mahkemesi 5872/2002, M .K
Muhammed Barake v. Prime Minister and Minister o f Defence) reddedilmiştir.
352 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
eleştiri biçim i bulunmadığmda ise, kişinin İsrail’in daha düşük ölü sayı
sıyla tem sil edilen “ehven-i şer” durum unun ya da durum larının her iki
taraf için de daha fazla acı ve ölüm le tem sil edilen hayalî ya da gerçek bir
“kötünün kötüsü”ne karşı ölçülm esinin gerekli olduğu bir nekro-ekonom i-
nin koşullarım kabul etm e m ecburiyetinde kalm ası kaçınılm az olacaktır.54
Kanada Liberal Partisi’nin liderlerinden biri olan insan haklan araş
tırm acısı M ichael Ignaüeff, bu argüm anın kuram sal koşullanna açıklık
getirm iştir. Ignatieff, “terörle m ücadele”de dem okratik toplum lann terör
saldırılan gibi potansiyel “ehven-i şer” durum larından kaçınabilm ek ya
da bunlan m inim um a indirebilm ek için bazı tem el insan haklarını çiğ
nem eye ve güvenlik servislerinin, devlet adına gizli saklı yapılan ve ah
laki açıdan pek hoş olmayan başka eylem lerle -o n a göre bunlar “kötünün
iyisi” olan eylem lerdir- m eşgul olm asına izin verm eye ihtiyaç duyabile
ceğini öne sürm üştür.55 Buna ek olarak Ignatieff, İsrail’in hedefli suikast-
lerini İsrail Yüksek Adalet M ahkem esi tarafından “kötünün iyisinin etkili
ahlaki-politik çerçevesi içinde yer alabilen” şeklinde ifade edilen koşullara
benzer koşullar altında değerlendirm eye bile razı olm uştur.56
Hedefli suikastler, bu nekro-ekonom i bakım ından hem İsrailliler hem
de Filistinlilerin başına gelebilecek m uhtem el kötünün kötüsü durumları
nın “ehven-i şer” alternatifleri olarak anlaşılm alıdır. Bu operasyonları dü
zenleyen taraf olan İsrail, hedefli suikast yöntem im kullanm ası sayesinde
nüfiısun tamamım etkileyecek daha sert ve acım asız önlem leri zapt ederek
57 Amos Harel ve Avi Isacharoff tarafından yazılan The Seventh War adlı eserden alınn-
lanmıştır, Tel Aviv: Miskal-Yedioth Aharonoth Books ve Chemed Books, 2004, s. 343.
58 Ophir, The Önler o f Evils, bölüm 7. 100.
39 BTselem , “A death foretold: firing o f ‘rubber’ bullets to disperse demonstrations in
the Occupied Tem tories”, Kasım 1998. httpyAvww.btselem.oig/english/publications'
summaries/199805_a_death_foretold.asp.
354 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Oyuk Topraklar
İsrail’in Filistin işgalinin bölgesel m anûğı, dikey eksen boyunca zıt
yönlerde kendim gösteren sinsi bir ilerlem eyle gitgide gözler önüne se
rilm ektedir. İsrail Hava Kuvvederi’nin im ha kapasitesi ne kadar verim li
hâle geldiyse, direniş de yerin o kadar derinine geri çekilm ek zorunda
kalm ıştır. Bu gerçeklik, bu asim etrik çatışm anın sonuncu sim etrisini güç
lendirir: hava sahası ve uzay (ABD ordusu bunu Vietnam ’da, Sovyeder
de Afganistan’da acı bir şekilde öğrenm iştir) ne kadar kontrol altındaysa,
düşman da yeralu savaşında o kadar ustalık kazanır.65
Politik egem enlik, geleneksel olarak devletin yer üzerindeki bölge
leri kontrol etm esinde kendim gösterm esine rağm en, bugün en etkili ve
üzerine en fazla rekabet edilen politik alan Filistin’e ait bölgelerin üze
rindeki hava sahasıdır. Bugüne kadarki tüm politik m üzakerelerde İsrail,
karada gerçekleştireceği bölgesel geri çekilm elerin hepsinin yalnızca bu
bölgelerin üzerindeki hava sahasında kontrol sahibi olm ayı sürdürm esi
64 Halutz alıntılan Amir Oren’in “The tenth round” adlı yazısından alınmıştır, Ha’aretz
hafta sonu eki, 14 Ocak 2006; Dayan alıntısının alındığı yer: Orta Doğu Banş Vakfı,
“Sharon’s Enduring Agenda: Consolidate Territorial Control, Manage the Conflict”,
Settlement Report, 14 (1), Ocak-Şubat 2004, httpy/www.fmep.oı^eportsAroll4/nol/01-
sharons_enduring_agenda.html.
65 Stephen Graham, “Vertical geopolitics: Baghdad and af ter”, Antipode, 36, s. 12-23,
özellikle s. 18; Shaul Shai, “Subterranean warfare”, Ma’arachot, 389, Mayıs 2003, s.
36-43 [İbranice].
HEDEFLİ SÜ İK A ST L6 R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 357
dikey bir kısıtlam aya karşılık gelm iştir.68 Liberal Cenevre G irişim i bile İs
rail Hava K uvvetlerinin Filistin üzerindeki hava sahasında “yüksek irti
fada askerî tatbikat” yapma hakkım korumuştur. İsrail Hava Kuvvetlerinin
tatbikat kisvesi altında sürdürdüğü faaliyetlerin tam olarak ne olduğunu
görm ek neredeyse im kânsız olacağından, İsrail’in, Filistin’e ait kara par
çalarının üzerindeki alana hiçbir ceza alm adan hava sensörleri ve hava
kuvveden konum landırm ası m üm kün olm uştur.69
Başkan Arafat’ın Filistin’e ait bölgelerin oluşturduğu parçalı bütünün
içinde seyahat ederken hava sahasına bel bağlam ası, Başbakan Ehud
Barak’m 2 0 0 0 yılında, ik in ci İntifada’m n başlangıcında Dahaniya’daki
Gazze uluslararası havalim anını kapatarak Batı Şeria’dan Gazze’ye yapı
lan uçuşlan engellem esinin arkasındaki ana nedendi. Aralık 2 0 0 1 ’de Şa-
’ ron, Barak’m izlediği bu yolu takip etti, ancak ondan bir adım daha öteye
giderek Filistin’deki uçak pisderini bom balam a ve Filistin’in hava filosu
nun tamamım -A rafat’ın başkanlık uçağı ve kendisine ait iki h elikop teri-
im ha etm e yoluyla Filistin’in hava sahasını tam am en kapattı.70
ID I; 1982 yılında M ısır’ın Sina Yanm adası’ndan tam am en geri çe
kilm eden önceki son askerî eylem inde Refah sım r şehrinin inşa ürünü
dokusunun içinden kod adı Philadelphi olan 10 kilom etre uzunluğunda
ve onlarca m etre genişliğinde büyük bir güvenlik koridoru oyarak şehri
ik i kısm a ayırdı: Filistin ’e ait olan kısım ve M ısır’a ait olan kısım . Bu
bariyerin oluşturulduğu tarihten bu yana, sım r bölgelerinin yüzeyinin
altı İsrail’in savunma yapılarım atlatan ve eskiden tek bir şehri oluştu
ran yabancılaştırılm ış iki toprak parçasını birbirine bağlayan yüzlerce tü
nelle oyuldu. İlk başta sınırın her iki tarafında da üyeleri bulunan aileler
68 Avraham Şay, bununla alakalı olarak şunu söylemiştir: “[İsrail ve Filistin’in üzerinde
yer alan hava sahasını bölerek parçalara ayırmak imkânsızdır çünkü bu alan, içinden
geçen nesnelerin hızına göre çok küçüktür... bu sebeple bu bölge üzerindeki hava
sahası, işlevsel bakımdan birleşmiş olmalı ve merkezî olarak düzenlenmelidir”. Mira
Asseo ile birlikte Avraham Şay ile yaptığım röportaj, 21 Kasım 2002.
69 İsrail ordusunun dünyanın atm osferinin dışındaki alanı kullanım ı, 2 0 0 2 yılında
Ofek-5 ajan yer gözlem uydusunun fırlatılması ve üç gelişmiş askerî uydunun, istih
barat toplama amacıyla daha da geliştirilmesi sayesinde kaydadeğer ölçüde hız ka
zanmıştır. Bkz. Amnon Barzilai, “Israel successfully sends Ofek 5 spy satellite into
orbit”, Ha'aretz, 28 Mayıs 2002.
70 Bu havasal hâkimiyet stratejisine uygun olarak, İsrail’in Gazze’den kuvvetlerim çek
mesi Hava Kuvvederi’nin görev yapüğı hava sahasının değiştirilmesini içermemiştir.
Boşaltma sürecinden önce hükümet, boşaltmanın ardından “İsrail devletinin bu ara
zinin dış yüzeyini izleyip denedeyeceğini, Gazze’nin hava sahasını tamamen ve tek
başına kontrol edeceğini ve Gazze Şeridi’nin kıyı şeridi boyunca askeıl faaliyederini
devam ettireceğini” bildirmiştir. Almtılandığı yer: “Prime M inister Ariel Sharon’s four-
stage disengagement plan”, Ha'aretz, 28 Mayıs 2004; Am on Regular, “PA: Gaza will
remain occupied territory”, Ha'aretz, 10 Aralık 2004.
HEDEFLİ SU İK A ST LE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 359
— NATANIA---, T R A R 8 R O N D E R O PER AT IO N
A NAT l CCFOR6 *NT«R#tO T f l- A V IV F » OPCRATE
— 8£N GURION-----
PURLA TYVR 118.3 Mhz
WS2OS.* apr 120.5 Mhz
nV/DEENA TMA 119.5 Mhz
NORTHERN SE C T O R U T A
y / »3? om a t » 132.5 Mhz
J J 6 L A V İV C O N T R O l
4nrr-Uı 3#,<
İSOUTH ERN S E C T O R I İ S C
SHIRA . ■
FOINT A 8 0 V F 10.000
N3I İ23
0 3 * zt.e
71 Bir tünel aynı zamanda uzunluğu ve kalitesine bağlı olarak birkaç on bin dolara sa
tılabilmiştir. İnsan Haklan İzleme Örgütü, “Razing Rafah: mass home demolitions in
the Gaza Strip”, Ekim 2004. ID Fn in 2004 yılında bu tünellerden birkaçım bulması
nın ardından tek bir 7.62 mm’lik AK47 mermisinin fıyaü 7 dolara fırlamıştır.
HEDEFLİ S U İK A S T IE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 361
72 Bir IDF sözcüsüne göre 29 Eylül 2002, 17 Aralık 2003 ve 25 Haziran 2004 tarihle
rinde benzer saldırılar gerçekleşmiştir.
73 BTselem , “Destruction o f houses and property on the Rafah-Egyptian border”, YıVopJ/
www.btselem.org/english/Razing/Rafiah_Egyptian_Border.asp.
74 İnsan Haklan İzlem e Örgütü, “Razing Rafah”. İsrail Dışişleri Bakanlığı, wWeapon
smuggling tunnels in Rafiah - Operaüon Rainbow”, 17 Mayıs 2004.
75 IDF bu tünellerin çökm esini sağlamak için içi boşaltılmış zeminin dengesini bozmak
amacıyla kuvvetli patlayıcılar kullanarak rastgele noktalan havaya uçurmayı tercih
362 O Y U K T O P R A K LA R : İS R A İL 'İN İŞG A L M İM A R İS İ
etmektedir ve bir keresinde Gazze’nin sınırlan boyunca derin bir kanal kazıp bu kanalı
deniz suyu ya da işlenmemiş lağım suyuyla doldurmayı bile düşünmüştür. Bu fikir,
jeologlar, böyle bir projenin eldeki kıyısal akifer sularının kirlenmesine neden olacağı
ve Gazze’ye daha fazla su sağlanmasına yönelik uluslararası talepleri beraberinde ge
tireceğini belirterek ID Fyi uyardığında terk edilmiştir. Conal Urquhart ve Ewen Ma-
cAskill, “Two-mile Gaza moat to foil tunnels to Egypt”, Guardian, 18 Haziran, 2004.
76 Aıel Segal, “Subterranean Corps”, Ma’arachot, 389, Mayıs 2003, s. 34-45 [İbranice].
HEOEFLİ SU İK A ST LE R : H A V A D A N GELEN İŞGAL 363
olan yüzlerce sığınaktan meydana gelir ve özel konut niteliğinde olan ba
ğm ışız ve birbirinden ayn konaklam a alanları, kom uta m erkezleri, depo
lam a tesisleri ve kam ufle edilm iş füze fırlatm a konum larım bulundurur.
Lübnan savaşı sınııötesi egem enliğin iki alanı -İsra il kontrolündeki hava
sahasının “üst Lübnan”ıyla köyler, sivil m ahalleler ve açık arazilerin altına
kazılm ış “alt Lübnan”- arasında yapılm ıştı. İsrail Hava K uvvetlerinin je t
leri stratosfere yakın irtifalardan bom balarım atm ayı bitirdiklerinde, Hiz-
bullah gerillaları İsrail’in şehirleri ve köylerine daha fazla füze fırlatm ak
için sığınaklarından tırm anarak yeryüzüne çıkıyordu.
Dolayısıyla durum un askeri boyutuna balonca, Gazze ve Lübnan’ın
yeraltı tüneli kazan işçileri, gerçekten de duvarları inşa edenleri ve hava
sahasının efendilerim alt etm iş olabilir, ancak tarafları ve askeri birim
leri birbirinden ayıran sınır, sivillerin hayatta kalm ak için m ücadele ver
diği ince toprak katm anı, şim di göze hiç olm adığı kadar savunmasız gö
rünm ektedir.
365
Ek Bölüm
1 “Mimarsız mimari” sergisi, ilk kez 1964 yılında New York’ta MoMA’da gösterilmesi
nin ardından m odem mimariyi canlandırma arayışında olan mimarlardan oluşan bir
jenerasyonun en büyük esin kaynaklarından biri hâline gelmiştir. Bem aıd Rudofsky,
Architecture Wîthout Architects: A Short Introduction to Non-Pedigreed Architecture, Al-
buquerque, NM: University of New M exico Press, 1987 [1964], Mimarlık kuramcısı
Felicity Scott, Rudofsky’nin nasıl yerel mimarinin biçim sel boyutuna odaklanarak,
mimari eserleri büyük övgü görmüş insanların bazılarının daha karmaşık politika
ve tarih süreçlerim silen romantik (ve bazen oryantalist) bir tavır sergilediğini gös
termiştir. Bkz. Felicity Scott, “Bemard Rudofsky: allegories of nomadism and dwel-
ling”, Sarah Goldhagen ve Röjean Legault’nun editörlüğünü yapuğı Arvcious Moder-
nisms: Experimentation in Postwar Architecturcd Culture, Cambridge, MA: M IT Press
ve Montreal: Kanada Mimarlık Merkezi, 2000, s. 215-237; Felicity Scott, “Undeme-
ath aesthetics and utility: the untransposable fetish o f Bemard Rudofsky”, Assemb-
lage, 38 (N isan), 1999, 58-89; Felicity Scott, “Revisiting Architecture without Archi
tects ”, Harvani Design Magazine, Güz, 1998, s. 69-72.
2 Robert Venturi, Denişe Scott Brown ve Steven İzenour, Learningfrom Las Vegas: The
Forgotten Symbolism o f Ardıitectural Form , Cambridge, MA: M IT Press, 1977.
366 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
Vegas kitabının başlığında yer alan “öğrenm ek” ifadesi (bu diğer tüm çağ
daş şehirler, fenom enler ve yerlerden öğrenm ek için de eşit ölçüde geçer-
lidir) m im ari araştırm a yapmanın arkasındaki ana sebebin hâlâ bu araştır
m anın bir tasarım planına uygulanm ası olduğunu, m im ari araştırm anın
çekirdeğinde yansıtm a am açlı uygulam alı araştırm a olduğunu dolaylı bir
şekilde ifade eder.
Bu kitabın hedefleri bundan çok farklıdır. Çatışm a alanlarında belli bir
eylem planına tamamen bağlı kalınarak yapılan m im ari araştırm a, uygula
m alı araştırm a yöntem lerinin tem elinde yatan önerm enin en iyi ihtim alle
bencilce görünm esine neden olur. Yaratıcı m im ari araştırm anın “Gazze
hâkim iyetinden öğrenip” Londra’ya uygulayacağı ne vardır ki? Fakat ça
tışm a alanlarındaki araştırm a ve pratik biçim leri, başka sorunları bera
berinde getirir. Filistin’de büyük bir kısm ı, Kudüs Uygulamak Araştırm a
Enstitüsü3 (A RIJ) ve Bim kom (Planlam a H aklan Yanlısı Planlam acılar)4
gibi bağım sız organizasyonlara üye olan m im ar ve planlam acılar, Filistin
lilerin haklarının, inşa ürünü çevrenin dönüşüm e uğratılarak çiğnenm e-
sini ayrıntılı olarak kayda geçirm ekte ve itiraz dilekçeleriyle m ahkem eye
taşımaktadır. Ö zellikle insani öıgüder ve farklı BM tem silcilikleri aracılı
ğıyla hareket eden diğer m im arlar ise, Filistin m ülteci kam planm n tasa
nnu ve iyileştirilm esi, yıkılan evler ve kam u kurum lanm n yeniden inşası
ve Batı Şeria Duvan tarafından, ait olduklan topluluklardan aynlan sağlık
ocağı ve okulların taşınm asına yardım cı olm aktadır. Bu birinci gruba ait
m im arların çalışm alan, İsrail hüküm etine işgali sonlandırm ası için baskı
uygulamayı hedefleyen aktif destek eylem leridir; ikinci grubu oluşturan
m im arların gerçekleştirdiği eylem ler ise İsrail’in işgal rejim i altında ha
yatlarım sürdüren Filistinlilerin hayatlannı biraz iyileştirerek daha kat
lanılabilir hâle getirm eyi am aç edinen doğrudan müdahalelerdir. A ncak
bu kitabın da gösterm eye çalıştığı gibi,3 işgal kuvvederinin geride bırak-
üğı korkunç karm aşayı toparlamaya ve iyileştirm eye çalışm ak farklı türde
sorunlar doğurmaktadır. Her ne kadar iyi niyede yapılırsa yapılsın, üzerinde
fazla düşünülm eden gerçekleştirilen doğrudan m üdahale, yıkım a neden
olan gücün am açlarının suç ortağı hâline gelebilir. Bu tarz m üdahaleler1
1 http://www.mj.org/back_/back-index.htm.
4 http://www.biinkom.oig/aboutEng.asp.
5 Bu konu bu kitabın birkaç bölümünde ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bölüm 3’te, el
konan arazilerini geri almak için Yüksek Adalet M ahkem esine başvuran Filistinli top
rak sahiplerinin elde ettiği Pirus zaferinde ifade edilmiştir. Bölüm 5’te, Bati Şeria bo
yunca kontrol noktası sistem ini geliştirmek amacıyla hayırseverlerle ordu arasında
kurulmuş gibi görünen suç ortaklığında gösterilmiştir (s. 149-153). Bölüm T dt ise
Cenin M ülteci Kam pfnın yeniden inşa mantığında bir kez daha kendisini göstermek
tedir (s. 201-205).
EK B Ö LÜ M 367
6 Gioıgio Agamben, bunun hayırseverlerin “savaşmaları gereken güçlerle gizli bir da
yanışma içerisinde olmaya devam etmesi”nin sebeplerinden biri olduğunu gözlemle
miştir. Ona göre, her iki taraf da varlığın “politik” boyutu yerine “insani” boyutuna
odaklanmaktadır. Agamben aynca “insani problemlerin insani hiçbir çözümü yok
tur” uyarısında bulunmuştur. Bkz. Gioıgio Agamben, Homo Sacer: Sovereign Power
and Bare Life, Stanford, CA: Stanford University Press, 1998, s. 133 (yukandaki alınü
için bkz.).
7 “M SI; insani yardım sağlarken... bir tanık rolü oynamaktadır veya gizli ya da açık bir
şekilde, M SFin çalışmalarının odak noktasında yer alan, tehdit altındaki nüfusların
içinde bulunduğu sıkıntılı hâl hakkında konuşacaktır.” Bkz. www.msf.oig “About
M SF”. İşgal Edilmiş Topraklarda farklı insani müdahale biçimleri bulunmaktadır: nötr
müdahale (Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, UNRWA), müdahaleyi tanık rolü oyna
mayla birleştiren insani eylem (M SI; Oxfam) ve işgal altındaki nüfusun korunmasını
hedefleyen yeni popüler aktivizm biçim i (sivil misyonlar, Uluslararası Dayanışma Ha
reketi (ISM ), Ta’ayush). MSI; Filistin’e ait bölgelerde sürdürdüğü çalışmalarda şaşır-
ücı bir şekilde tanıklık etme yerine, nötr olmaya yönelik bir yaklaşımı benimsemiş
tir. Bkz. Sari Hanafı ve Linda Tabar, “The intifada and the aid industry: the impact of
the new liberal agenda on the Palestinian NGOs”, Comparative Studies o f South Asia,
Africa and the Middle East, 23 (1-2), 2003, s. 205-214.
368 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
im ha edilen evleri “yasadışı” olarak yeniden inşa etm e gibi biçim ler alan
m üdahalelerinin, aynı anda hem insani yardım hem de soruşturm a yapma
eğilim li araştırm a olarak nitelendirilm esi mümkündür. Bu birinci rolün,
ihtiyaç duyan insanlara barınak ve yardım sağlamayı içerdiği için olmazsa
olm az olduğu barizdir. İkin ci rol ise, ICAHD’nin katiyetlerinin Kudüs’ün
planlam a sistem ini kendisinin ayrılm az bir parçası olan söm ürgeci doğa
sım açığa vurmaya ikna etm edeki etkisinde kendim belli etm ektedir.101
Bu provokatif m üdahale biçim i, bu aktivistleri aynı anda -çatışm anın
içinde yer alan aktörler ve bu çatışm ayı analiz etm elerine ve eleştirm ele
rine izin veren b ir konum da bulunan kişiler o larak - hem içeriye hem de
dışarıya yerleştirm ektedir. Farklı türde bir araştırm a için bir m odel ola
rak ICAHD’nin pratikleri, araştırm anın inşayı (ya da kuranım pratiği)
beraberinde getirdiğim savunan geleneksel görüşü tepe taklak etm ekte
dir. ICAHD yalnızca yapı inşa etm ek am acıyla araştırm a yapmakla kal
m am akta, aynı zamanda planlam a pratikleri ve yürürlükteki yasalarla il
gili bilgileri ayıklayıp açıldığa kavuşturm ak am acıyla inşa etm ektedir. Bu
m im ari araştırm a biçim i, böylece radikal bir eleştirel pratik biçim i hâline
gelm e sürecinde göze im kânsız görünen şeylerden oluşan ve inşam felç
eden güçlü b ir sistem in içinde olası aracılık alanları için yer açmaktadır.
Bu araştırm anın yöntem leri, araştırm a m im arlığın içinden yapıldığında
kendisinin de m im arlık -v e buna ek olarak m im arinin aleyhine dönen
m im ari p ratik - hâline gelebileceğim gösterm ektedir. ICAHD üyelerinin
büyük bir kısm ı, nitelikli m im arlar olm am alarına rağm en, bu üyelerin
çalışm aları m im arlık m esleği, kültürel-politik bağlantısına sahip olmayı
sürdürecekse m im arların eğitim inin içinde yer edinm esi gereken bir rol
olan aktivist-m im ar’ın taze bir örneğinin belirlenm esine yardım a olabilir.11
Bu çatışm anın benim ilgi odağım hâline geldiği dönem de özellikle bir
dizi proje, benim farklı bakış açılarıyla tanışm am ı ve bu kitabın faydalan
dığı kaynak m ateryaller ve insani bağlantıların büyük bir kısm ım sağlamış
tır. Bu projeler arasında benim insan haklan organizasyonu BTselem ile
birlikte yaptığım çalışm alar, Ram allah’ta Filistin Planlam a Bakanlığından
bilgi toplamaya çalışarak geçirdiğim b ir dönem , Anselm Franke ve Rafı
Segal ile beraber organize edip yönettiğim bir dizi sergi ve yayınla ID F n in
askeri kuram cılanyla birlikte görüntü ve ses kaydı alınarak yapılan uzun
görüşm eler yer alm ıştır. Ben bunlardan, bu kitapta karşılaşılan perspektif
ve analizlerin bir bütün oluşturacak şekilde toplanm asına olanak tanıyan
çeşitli yöntem ve araçlara işaret etm ek am acıyla bahsediyorum .
2001 yılında BTselem ’de araştırm acı olarak çalışan Yehezkel Lein, beni
Filistinlilerin insan haklarının, inşa ürünü çevreye yapılan değişiklikler
ve özellikle de İsrail yerleşim lerinin planlanm a biçim i aracılığıyla ihlal
edildiğini gösterm eyi hedefleyen Land G rab [Arazi Gaspı] adlı kapsam lı
bir raporu oluşturm ak için kendisiyle birlikte çalışm aya davet etm işti.
Bu raporun oluşum aşamasında bir dizi çizim , düzenlem e, eylem ve yapı
planım analiz ettikten, inşa alanlarında ölçüm ler yaptıktan ve bu alan
ları hava araçlarıyla yukarıdan inceledikten sonra biz, en olağan mimar
lık ve planlam a uygulamalarında bile uluslararası yasaların ihlal edildiği
kanaatine vardık. İsrail’in İşgal Edilen Topraklar’da uluslararası anlaşm a
ve yasaları çiğneyerek yapı inşa ettiği gerçeğine ek olarak, Filistinlilerin
yaşartılan ve geçim kazanm a şekillerini doğrudan ve olum suz olarak et
kileyen, bu inşa işlem leri gerçekleştirilirken kullanılan m im arlık ve plan
lama yöntem leriydi. Suç, m im arlar ve planlam acılar tarafından işlenm işti
ve onların gelişim planlanna çizdiği çizgilerde kendini belli ediyordu. Ka
nıt çizim lerdeydi. İşgalde m im arinin suç ortağı olarak rol oynadığı iddia
sını desteklem ek için kanıt topladıktan sonra, bulduğumuz tüm çizinıleri
ve tüm nazım planlannı birleştirerek tek bir haritada topladık.12 Bu hari-
Politics and the Primacy o f Preemption (2007). Naveh bu konuyla ilgili şunu belirtmiş
tir: “Baskınlar bir araştırma aracıdırlar... kışkırtma yoluyla düşmanın, sahip olduğu
düzeni açığa çıkarmasını sağlarlar... en fazla işe yarayan bilgiler, düzenlenen saldırı
ların temelini oluşturmaları için toplanmamaktadır, bunun yerine saldırılar, düşma
nın sistemi hakkında bilgi elde etme biçim leri hâline gelmektedir.”
12 Bu haritada yerleşimler ve Filistinli toplulukların inşa ürünü dokusu, yerleşimlerin
yerel yönetim sınırlan, İsrail topraklarına katılmış olan ve şimdi yerleşimler ileride
geliştirilip genişletildiğinde kullanılacak arazi rezervleri olarak yerleşimlerin bölgesel
konseylerine verilen “devlet arazilerTnin kapsamı işaretlenmiştir. Aynca Ban Şeria’mn
toplam arazisinin yüzde 2’sinden az bir kısm ını işgal eden bir inşa ürünü dokuya sa
hip yerleşimlerin nasıl bu seviyede bir kontrol elde ettiği ve bu gibi bölgesel parça
lanmalara neden olduğu sorusunu soran bölgesel paradoksu çözüme kavuşturmak
amacıyla ek bir analize girişilmiştir.
EK BÖ LÜ M 371
13 Harita için bkz. Eyal Weizman ve BTselem, West Bank Settlement Map, Kudüs: BTselem,
2002. www.btselem.org/Downloads/settlements_map_eng.pdf adresinde yayımlanmış
tır. Rapor için bkz. Yehezkel Lein ve Eyal Weizman, Land Grdb: Israefc Settlement Po-
licy in the West Bank, Kudüs: BTselem , 2002. www.btselem.oig adresinde yayımlan
mıştır.
14 Bu araştırma, haritayla birlikte Uluslararası Adalet M ahkem esinin Lahe/de 2003 yı
lının kışında Duvar’a ilişkin kararım vermesinden önce Filistinli profesyonellerden
oluşan yasal ekip tarafından mahkemeye kanıt olarak sunulmuştur. Bu belgeler, hü
kümete karşı “eylem kamu” statüsü kazanmasına rağmen, Lein ve ben, sonradan İs
rail Savunma Bakanlığı’na bağlı planlamacıların bu belgeleri kendi amaçlan için kul
lanmış olduğunu öğrendiğimizde korkuya kapılmıştık.
15 www.btselem.oig/Downloads/seperation_barrier__map_eng.pdf. Bu harita birkaç ayda
bir güncellenmektedir.
372 O Y U K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG A L M İM A R İS İ
16 tt... [Filistinlilerin] Oslo’da kendilerine ait ayrıntılı haritalan yoktu; buna ek olarak,
inanılması zor bir şekilde müzakere ekiplerinde İşgal Edilmiş Topraklar’m coğrafya
sını, verilen kararlan tartışabilecek ya da alternatif kararlar sunabilecek kadar tanıyan
bir kişi bile yer almıyordu.” Said’e göre, coğrafyaya gösterilen ilginin yetersizliği “bu
günkü krizin başladığı tarihten bu yana basılan ya da yayınlanan düzinelerce habe
rin hiçbirinde çatışmanın neden bu kadar şiddetli bir hâle geldiğini açıklamaya yar
d ım a olan bir haritaya yer verilmediği” gerçeğinde kendisini belli etmiştir. Edward
Said, “Palestinians under Siege”, London Review o f Books, s. 22; www.hb.co.uk, 24
Aralık 2000.
EK B Ö LÜ M 1373
17 2005 yılının başında İsrail Mimarlar Birliği, A Civilian Occupation adlı kitabın etra
fında oluşan güncel tartışmaları, her yıl düzenlediği konferanslardan birini mimar
lık ve politika arasındaki ilişkiye adayarak cevaplandırmaya karar vermiştir. Buna ek
olarak, koleksiyona katkıda bulunanların katıldığı Archi-Politics adım taşıyan bu iki
günlük konferansın her bir gününün açılışım yapmaları için Başbakan Yardımcısı
Şimon Peres ve Eğitim Bakam Şimon Şitrit davet edilmiştir. Konferansın sonunda,
IAUA’m n yeni başkam Yitzhak Lir yasaklamanın sona erdiğini açık bir şekilde ilan
etmiş ve özür dilemiştir. Yasağın bu şekilde geri çekilm esi, İsrail'de mimarların oluş
turduğu topluluğu güçlü bir şekilde etkilemiş ve bir dizi yeni tartışmayı beraberinde
getirmiştir. Katalog 2003 yılında yayımlanmıştır. Bkz. Rafı Segal ve Eyal Weizman, A
Civilian Occupation: The Politics o f Israeli Architecture, Tel Aviv ve Londra: Babel Press
ve Verso Books, 2003.
18 http://roundtable.kein.oig/node/146.
374 O YU K T O P R A K LA R : İSR A İL'İN İŞG AL M İM A R İS İ
net adresinde yayım landı.19 A Civilian Occupation [Sivil İşgal], AIUA ta
rafından yasaklanm asından bir yıl sonra Haziran 2 0 0 2 ’de Verso Books ve
Babel Publishers tarafından basıldı. Bu koleksiyonda, Rafi Segal ile bir
likte yazdığım “M ountain Setdem ents: P rinöp les o f Building in H eight”
[“Dağ Yerleşim leri: Yüksek Yerlere Yapı İnşa Etm enin Prensipleri”] adlı
bölüm , büyük ölçüde önceden “T he Politics o f Verticality”nin [“D ikeylik
Politikası”] bölüm lerinden biri olarak yayım lanan “O ptical Urbanism ”i
[“G örsel Şehircilik”] tem el alıyordu. Bu bölüm genişletildi, güncellendi
ve bu kitabın içine 4. Bölüm olarak yerleştirildi. Anselm Franke ile dü
zenlediğim iz Territories [Bölgeler] adlı katalogun (K öln’de W alther Kö-
nig Yayınlan tarafından basılm ıştır) üç cildi de bu kitapta gücelleştirilen
ve genişletilen m ateryallerin bir kısm ım içeriyordu.
Bu araştırm anın diğer kısım larının, derlem e kitaplann, dergilerin ve
diğer süreli yayınların bir parçası olarak yayım lanm ası için bana yardım
eden şu kişilere teşekkür etm ek istiyorum : Shum on Basar, O le Boum an,
D enişe Bratton, Sarah Breitberg-Sem el, Haim Bresheeth, Eduardo C a-
dava, David Cunningham , Cynthia Davidson, Daniela Fabricius, Step-
hen Graham , Haifa Hammami, Brian H olm es, Branden W Josep h, C hris-
tian Holler, Bechir Kenzari, W alther König, Rem Koolhaas, Aaron Levi,
M arkus M iessen, Phihp M isselw itz, Sina N ajafi, Adi Ofir, Andreas Ruby,
Sharon Rorbard, M eike Schalk, Fehcity Scott, M ichael Sorkin ve Sven-
Olov W allenstein.
M ichael Sorkin’e 1999 yazında bana, m im arlık ve İsrail-Filistin çatış
m ası konulan üzerine ilk defa konuşm a hrsan verdiği ve bu araştırm ayı
gelişim aşamasında desteklem eye devam ettiği için bir kez daha teşek
kür ediyorum. Beni bu araştırm ayla ilgili dersler verm eye davet eden di
ğer kişilerden özellikle Güney A fnka-Johannesbuıg’daki W itw atersrand
Üniversitesi’nin M im arlık Fakültesi’nde görev yapan Lindsay Brem ner’a,
2004 yıhnda Rusty Bem stein’i Anma Konferansı’nda konuşm a yapmaya
beni davet ettiği için ; Annabel W harton ve Duke Ü niversitesi’nin Sanat,
Sanat Tarihi ve G örsel Çalışm alar Fakültesi’ne Rafi Segal ile beni 2005
yıhnda üç kez Benenson Konferanslan’na konuşm acı olarak davet ettik
leri için; M ichigan Ü niversitesi’nin M im arlık O kulu Fakültesi’ne 2 0 0 5 ’te
Raul W allenbeıg Stüdyo K onferansı’na konuşm acı olarak davet ettiği
için; ve Kanada M im arlık M erkezi ile Londra Ekonom i Okulu’na 2 0 0 6
ve 2007 yıllarında Jam es Stirling Anma Konferanslan’na ev sahipliği yap-
üklan için teşekkür ediyorum . Aynı zamanda Andrew Benjam in, Stefano
Boeri, David Cam pbell, liev e n De Cauter, Patricia Clough, Teddy Cruz,
19
Eyal Weizman, “The Politics o f Verticality”, www.opendemocracy.net 24 Mart 2002.
EK BÖLÜM 375
Catherine David, Zvi Efrat, Steve Fagin, Je ff Harper, Şirine Hamadeh, Abe
Hayeem, Thom as Keenan, D eclan M cGonagle, Dan M onk, Roger Owen,
Nezar Al-Sayyad, H aııs U lrich O brist, W alid Ra’ad, Jo h n H. Sm ith, Neil
Sm iths, Anthony Vidler, M ark W igley ve Alejandro Zaero-Poro’ya beni
görev yaptıktan kurum laıda konuşm a yapmaya ve ilginç tartışm alara ka-
ülmaya davet ettikleri için teşekkür etm ek istiyorum .
Bazı kısınılan Territories sergisinde gösterilen birkaç tamamlanmamış
belgesel film i ve bu kitabın biçim lenm esine katkıda bulunan materyal
leri birlikte ürettiğim Nadav Harel’e teşekkür ediyorum. Aynca fotoğrafçı
Adam Broom berg, O liver Chararin, M arine Hougonier, N ir Kafri, M iki
Kratsm an, Bas Princen, D aniel Bauer ve Zohar Kaniel’e fotoğraftan aracı
lığıyla bana kendi gözlerim le görem ediğim şeyleri gösterdikleri için teş-
şekür ediyorum . Zvi Efrat ve Zvi Elhyani’ye kendi çabalanyla bir araya
getirdikleri İsrail m im arisi arşivlerim ( “İsrail Projesi” ve “Elhyani İsrail
M im arisi Arşivi”) kullanm am a izin verdikleri için teşekkür ediyorum.
Londra K onsorsiyum unun akadem ik üyelerine,20 özellikle de Paul
H irst’e, doktora tezim i tamamlamam için ihtiyaç duyduğum akademik
yuvayı ve bursu sağladıktan için teşekkür ediyorum. Bu kitap benim dok
tora tezim değil, ancak bu tez, kitabın bazı bölüm lerinin tem elini oluş
turdu. Paul H irst, M ark Cousins ve Steven Connor kam usal etkinlikler
(seıgiler, haritalam a, yayınlar, insan haklan çalışm alan) ile akademik araş
tırm a arasında üretken b ir etkileşim in oluşturulm asına yard ım a oldu.
Paul’un bu kitabı görm esini ve kendisiyle yapüğım uzun sohbeüerin so
nucunun, onu m em nun ettiğim görm eyi çok isterdim . Jacqueline Rose
ve R o b ertja n v a n Pelt tezim i severek, titizlikle incelediler, yüce gönüllü
lükleriyle değerli önerilerde bulundular.
Bu araştırm anın büyük bir kısm ı, benim Filistin, İsrail ve Avrupa’daki
şehirlerde tamşüğım Filistin li ve İsrailli m imarlar, planlam acılar, akade
m isyenler, hüküm et görevlileri, askerler ve aktivisderle yaptığım görüş
m eleri tem el alm aktadır. Bu kişilerden Filistin Planlam a Bakanlığı Genel
Başkam Halil Nicem ’e, bu bakanlıkta çalışan N orveçli planlam acı Knut
Felbeıg’e, Beyrut A m erikan Ü niversitesi’nden Sari Hanafi’ye, Gazze’de
Kültür Bakanlığı’nda görev yapan Akram İcla’ya, Londra’da yaşayan Fi
listinli yazar Adanya Şibli’ye ve Kudüs’te yaşayan m im ar Om ar Y iısuf a te
şekkür ediyorum. Bu kişilerin ve bana bildiklerini anlatarak yardım a olan
herkesin, cöm ertlikleri ve yardımseverlikleri için onlara ne kadar m innettar
21 Zvi Efrat, açılışı 2000 yılının Ekim ayında Tel Aviv Müzesi’nde yapılan “İsrail Projesi”
adlı serginin küratörlûğünü yapmıştır. Bu sergi, İsrail'in kuruluş yıllarının mekânsallığı
ve bunu destekleyen devlet projesinin ilk eleştirel analizini sunmuştur. Katalog için
bkz. Zvi Efrat, The Israeli Project, Building and Architecture 1948-1973, Tel Aviv: Tel
Aviv Museum, 2005. Aynı zamanda bkz. Zvi Efrat, “The Plan”, Segal ve Weizman’m
editörlüğünü yaptığı A Civilian Occupation adlı eserde, s. 59-78.
22 Sharon Rotbard, Tel Aviv kökenli Babel Publishers’da “Architectures” adım taşıyan
kitap dizisini başlatmış ve bu dizide yer alan White City; Black City adlı cildin -T el
Aviv ve Yafa’nm tarihlerini ele alan, öncü niteliğinde bir eleştirel incelem edir- yazar
lığını yapmıştır. Bu kitap, Tel AviVin inşa ürünü olan Siyonist m itolojisinin büyük
bir kısmını, bu şehrin sahillerindeki kumların tabula rasa’s ı kullanılarak inşa edilmiş
bir Beyaz Şehir olarak yerle bir etmektedir. Şaron Rotbard, W hite City,; Black City, Tel
Aviv: Babel Publishers, 2005. Aynı zamanda bkz. Sharon Rotbard, “W all and Tower:
the Mould of Israeli Aıchitecture”, Segal ve Weizman (yay. haz.), A Civilian Occupa
tion adlı eserde, sayfalar 39-58.
EK BÖLÜM 377
daha önem li bir rol oynayarak kitabın oluşm a aşamasında gerçek bir or
tak hâline gelen harika editör Tom Penn’in eleştirel m erakı ve gayretle
rinden büyük b ir zevk aldığım ı söylem eliyim .
Kız kardeşim Elian W eizm an, bu kitabın oluşm a aşam asının son bir
ayında araştırm a yaparak kitaba katkıda bulundu. Aynı gen havuzunu
paylaşmamıza rağm en onun yeterliği, zekâsı, dikkati ve titizliği benim
bu kritik anlarda ihtiyaç duyduğum şeylerdi. Eşim Ines o kadar çok tas
lak okudu, konuşm a dinledi, eleştiri, yorum ve önerilerde bulundu ki,
onun fikirlerinin nerede bittiği ve benim fikirlerim in nerede başladığım
bu noktada ayırt etm em çok zor.
Burada adı geçenler, bu kitaba cöm ert ve içten bir şekilde katkıda bu
lundular; bu projenin gelişim ine kişisel ya da kurum sal olarak etkide bu
lundular ve projenin m üm kün olm asında büyük b ir rol oynadılar. Özgün
tarzlarıyla, cöm ertçe yapılan profesyonel bir işbirliğinde, dostluğun da her
zam an m evcut olduğunu bana öğrettiler.
379
3 8 ,3 9 ,4 0 ,4 1 ,4 2 ,4 3 ,4 4 ,4 8 , 104, 271, 3 3 3 ,3 4 4
49, 55, 59, 65, 68, 7 2 ,8 1 ,8 3 , Birim 504 338
89, 9 0 , 9 7 , 1 0 0 , 1 0 4 , 1 1 8 , Birinci Dünya Savaşı 3 7 ,1 6 9 ,3 5 7
1 1 9 ,1 2 0 ,1 2 1 ,1 2 2 ,1 2 3 ,1 2 4 , Birinci İntifada 68, 201, 288
1 2 5 ,1 2 6 ,1 2 8 ,1 2 9 ,1 3 0 ,1 3 1 , Birleşik Arap Em irlikleri Kızılayı
1 3 2 ,1 3 4 ,1 3 5 ,1 3 6 ,1 3 7 ,1 3 8 , 287
1 3 9 ,1 4 0 ,1 4 9 ,1 5 1 ,1 5 2 ,1 5 6 , Birleşik Devletler 1 1 2 ,1 1 3 ,1 6 1 ,
1 5 8 ,1 5 9 ,1 6 1 ,1 6 2 ,1 6 5 ,1 6 6 , 190,192, 202, 203, 223, 248,
1 6 7 ,1 6 8 ,1 6 9 ,1 7 0 ,1 7 1 ,1 7 2 , 263
1 7 4 ,1 7 5 ,1 7 6 ,1 7 7 ,1 7 8 ,1 8 0 , Birleşik Devleder Askeri Eğitim ve
1 8 5 ,1 8 7 ,1 8 8 ,1 8 9 ,1 9 0 ,1 9 1 , Doktrin Komutası 112,113
1 9 3 ,1 9 6 ,1 9 7 ,1 9 8 ,1 9 9 , Birleşmiş M illetler 24, 33, 34, 38,
200,
201, 202, 206, 207, 208, 211, 45, 8 5 ,1 0 5 , 206, 207, 221,
212, 213, 217, 220, 221, 222, 224, 234, 248, 286, 287, 289,
2 2 4 , 230, 231, 233, 234, 235, 3 1 1 ,3 1 3 , 3 1 7 ,3 2 0 ,3 2 7 , 328,
237, 238, 240, 241, 244, 245, 366
251, 252, 253, 254, 255, 256, Birleşmiş M illetler Filistin Özel
258, 259, 261, 266, 275, 276, Komitesi 33, 34
278, 284, 299, 301, 3 0 6 ,3 1 2 , Birleşmiş M illeder İnsancıl İlişkiler
316, 318, 319, 320, 321, 322, Koordinasyon Merkezi 206,
3 2 5 ,3 2 7 , 330, 340, 347, 358, 221
359, 366, 370 Birlik hükümederi 174
Bauhaus 1 2 9 ,1 6 2 ,1 6 3 BM Yardım ve Bayındırlık Ajansı
Be’erSheva 43 (UNRWA) 2 0 7 ,2 2 3 ,2 8 6 ,
Beitarİllit 175 287, 288,320, 3 2 3 ,3 6 7
Benny Morris 88, 97, 9 8 ,1 1 1 Bölgesel Kooperasyon Bakanlığı 33
Berlin Mimarlık Kongresi 373 Bölgesel ve Stratejik Planlama
Bemard Tschumi 265, 281, 282, Departmanı 230, 241, 257
294 Bronz Çağı 6 6 ,6 7
Berthold W illenbacher 288 Bruno Zevi 62
Beş-parmak planı 106 B’Tselem 8, 24, 2 6 , 3 0 , 4 1 , 4 6 , 4 7 ,
Bet-El 1 3 9 ,1 4 4 ,1 4 9 ,1 5 0 ,1 5 3 , 9 0 ,1 1 9 ,1 6 5 , 206, 238, 239,
172,188 240, 245, 253, 254, 274, 278,
Bet Sahur 75 332, 335, 340, 344, 349,350,
Beyaz Saray 197, 212 3 5 3 ,3 6 1 , 3 7 0 ,3 7 1 , 372
Beyit Surik 244 Budrus 243
Beyt Çala 256 Burka 16
Beyt Hanina 32, 82 Bush 203, 212, 234, 243, 255, 256,
Beyt Safafa 32, 252 3 1 5 ,3 4 8
Beytüllahim 3 9 ,4 9 , 7 6 ,1 9 0 , 240, Büyük Rift Vadisi 39
241, 259, 265, 335 Büyük Yarık Vadisi 89
Biddu 243
Bil’in 2 3 9 ,2 4 3 C
Bili Pereira 159 Cabalya 1 0 4 ,1 0 5 ,3 3 4
Bimkom 8 0 ,1 7 3 , 239, 366 Camero 292
Binkom 239 Camp David 30, 31, 32, 7 7 ,8 4 , 86,
Binyamin Ben-Eliezer 233, 278 149, 233, 357
Binyamin Netanyahu 3 2 ,4 5 , 247, Cari von Clausewitz 108, 270
256, 305, 314, 344 Cebeliye 45, 321, 323
Birim 101 9 6 , 9 7 , 9 8 , 1 0 1 , 102, Celalabad 334
382 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
3 2 5 ,3 4 7 ,3 5 0 Kanalizasyon 4 1 ,4 2 ,4 3 ,4 5 ,4 6 ,
İsrail Projesi 4 6 ,1 2 9 ,1 3 9 , 375, 186, 288
376 Kapatma kontrol noktası 211
İsrail Tal 94 Karmel Dağı 1 6 2 ,1 6 3
İsrail ve Filistin Ulusal Yönetimi 41 Kamey Şomron 235, 251
İsrail Yapı Standartlan 55 Kasbah 265, 275, 276, 277, 289,
İsrail Yüksek Adalet Mahkemesi 291, 297
19, 2 0 ,6 4 , 7 5 ,1 2 8 ,1 3 9 ,1 4 1 , Katzir 180
1 4 2 ,1 4 3 ,1 4 4 ,1 4 5 ,1 4 8 ,1 4 9 , Kayserya 217, 218
1 5 0 .1 5 1 .1 5 2 .1 5 3 .1 5 4 .1 5 5 , Kedumim 1 3 0 ,1 8 9 , 251
1 5 6 ,1 6 5 ,1 7 2 ,1 8 0 ,1 8 8 , 232, Kenan 6 8 ,1 3 3 , 276
234, 237, 238, 240, 244, 247, kentsel mahalleler 75
248, 250, 252, 310, 314, 342, KfarDarom 3 1 0 ,3 2 6 ,3 2 7
3 5 1 ,3 5 2 , 366 KfarEtzion 131
İşçi Partisi 2 5 ,4 8 , 70, 75, 90, 95, KfarŞalom 323
9 6 ,1 0 3 ,1 0 9 ,1 1 2 ,1 1 6 ,1 1 9 , Kızıldeniz 326
1 2 8 .1 3 1 .1 3 2 .1 3 8 .1 5 3 .1 5 5 , Kibutz 25, 90, 9 2 ,9 3 ,1 4 2 ,1 4 6 ,
1 5 8 ,1 6 7 ,1 7 4 ,1 7 7 ,1 7 8 ,1 8 0 , 1 4 7 ,1 7 8
221, 232 Kibya Köyü 97
İşçi Siyonizmi 90 King David Hotel 103
İşgal Edilmiş Filistin Topraklan 19, Kireç taşı 50, 57
20, 21, 22, 27, 29, 30, 34, 63, KiryatArba 25
68, 78, 8 9 ,1 0 0 ,1 1 4 ,1 2 2 , Kiyat Sefer 175
1 2 9 .1 3 7 .1 3 8 .1 4 9 .1 5 1 .1 5 5 , Knesset 37, 45, 78, 8 4 ,1 0 3 ,1 3 0 ,
1 5 6 ,1 5 7 ,1 6 9 ,1 7 0 ,1 7 1 ,1 7 2 , 1 4 6 ,1 5 0 , 321
175, 17 9 ,1 9 9 , 200, 201, 202, Kontrol noktalan 23, 27, 28, 29,
203, 207, 209, 221, 223, 224, 1 9 5 ,1 9 6 , 201, 202, 205, 206,
2 6 4 ,3 0 3 , 3 1 1 ,3 2 1 ,3 4 3 ,3 6 7 , 207, 208, 209, 210, 211, 213,
368, 371, 3 7 2 ,3 7 6 218, 221, 222, 334, 366
İzakMagen 68 Konut Kümesi 60, 76
İzak Rabin 3 8 ,1 2 0 ,1 3 0 , 135, 323 Körfez Savaşı 201, 268, 314, 342
İzzeddin el-Kassam 267 Kubbetü’s Sahra 3 2 ,8 3 , 84, 85
Kudüs 16, 25, 26, 31, 32, 36, 38,
J 3 9 ,4 1 , 42, 4 5 ,4 6 ,4 7 , 48, 49,
Jabal al-Mukaber 83 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57,
James Wolfensohn 3 1 7 ,3 1 8 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 67,
JaneJacobs 7 6 ,1 8 7 68, 69, 70, 71, 72, 73, 75, 76,
Javier Solana 318 77, 78, 80, 81, 8 2 ,8 3 , 85, 89,
Jeff Harper 2 4 ,1 2 1 ,3 7 5 9 0 ,9 2 ,1 0 0 ,1 0 3 ,1 1 6 ,1 1 7 ,
JohnArquilla 268 119, 120, 1 2 9 ,1 3 1 ,1 3 2 ,1 3 3 ,
Judit Carrera 373 1 3 5 ,1 3 6 ,1 5 8 ,1 5 9 ,1 6 2 , 164,
JulesVem e 34 1 6 5 ,1 7 0 ,1 7 4 ,1 7 5 ,1 7 6 ,1 7 7 ,
1 7 8 ,1 8 2 ,1 8 3 ,1 8 5 ,1 9 2 ,1 9 7 ,
K 202, 207, 208, 211, 212, 214,
219, 226, 234, 235, 238, 240,
Kâbil 334 241, 242, 243, 244, 249, 251,
Kafr Beytü-Decen 190 252, 253, 254, 256, 258, 259,
Kahire 5 3 ,9 3 ,1 1 1 ,1 1 6 261, 267, 272, 276, 277, 285,
Kalkilya 43, 236, 239, 252, 253, 320, 321, 342, 345, 348, 362,
258, 347 3 6 6 ,3 6 8 , 369, 371, 375
DİZİN 387
Patrikler Mağarası 65 S
Paul Hirst 2 0 ,3 0 1 ,3 7 5
Paul Wolfowitz 318 Saad El Şazli 93, 94, 107,108
Peace Index 231 Sa’adia Mandel 193
Peace Now 9, 17, 18, 19, 24, 118, Sabra 1 4 5 ,1 8 0 ,3 2 3
124, 1 5 6 ,1 6 0 , 170, 173 Saddam Hüseyin 289, 291
Peyzaj 40, 8 3 ,1 0 8 , 132, 241 Sadıklar Bloğu 117
Philadelphi 358, 360, 361 Saeb Erekat 86, 316
Pisgat Ze’ev 32 Saflık ve Tehlike 43
Planlamacılar 30, 33, 48, 56, 57, Salah Afani 43
78, 129, 1 3 7 ,1 7 3 , 259, 313, Salah Şehade 338, 347, 348
3 3 0 ,3 6 6 , 370, 375 Salem 233, 335
Planlama Haklan Yanlısı Salfit 43
Planlamacılar 80, 239, 366 Sal’it 240
PliaAlbek 168 SaloHershman 76
Samiriye Dağlan 185
R Samraya 125
SarahHerda 373
Ra’ad Karmi 346
Saraya el-Kudüs 267
Rachel Corrie 361 Sari Nusseybeh 242
Rafael Eitan 94 Savunma Bakanlığı 1 9 ,4 4 ,1 1 9 ,
Rafah Salient 139, 142, 1 4 3 ,1 4 9 , 1 6 9 ,2 1 1 ,2 1 2 , 2 1 3 ,2 3 0 ,2 4 0 ,
153 245, 249, 251, 253, 255, 258,
Rafı Segal 11, 12, 73, 129, 146, 275, 292, 320, 345, 371
1 5 9 ,1 9 0 , 224, 370, 372, 373, Savunma Kalkanı 247, 265, 266,
374 272, 277, 289
Rahmeh Şahin 335 SayertMatkal 344
Ramallah 11, 15, 39, 49, 59, 82, Scopus Dağı 32, 36, 82
1 3 3 ,1 3 9 ,1 4 4 ,1 5 1 , 158, 190, Sebastia 126, 1 2 9 ,1 3 0
198, 214, 225, 259, 265, 314, Sha’ar Efrayim 212
316, 317, 325, 343, 347, 370, Shahar Ginossar 189
373 Sharon Rotbard 2 0 ,1 4 6 , 298,376
RamatEşkol 81 Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF)
Ram Karmi 69, 70, 71, 79, 347 367, 368
RAND Şirketi 33, 268, 296 Siham Thabet 342
Reagan 27 Silvina Sosonovsky 162,163
Refah 86, 105, 215, 216, 217, 321, SimonMarvin 263
323, 325, 326, 358, 361 Sina 38, 68, 89, 90, 92, 9 4 ,1 0 0 ,
Refah Salient 326 102, 1 0 3 ,1 0 6 ,1 0 7 ,1 0 8 ,1 1 1 ,
Rehavam Ze’evi 47, 136 112,113, 1 1 8 ,1 1 9 ,1 2 3 ,1 2 4 ,
Richard Kaufmann 163 131,132, 1 3 8 ,1 3 9 ,1 4 2 ,1 4 4 ,
Rift Vadisi 39 149, 1 6 1 ,3 2 1 ,3 2 6 , 358, 374
RMA 268 Sina Yanmadası 38, 89, 9 2 ,1 0 6 ,
Robert McNamara 295 1 3 8 ,3 5 8
Rockefeller Müzesi 68 Sirius Planı 99
Rommel 9 5 ,1 1 0 Sir Percy Cox 333
Ronald Storrs 50, 51, 58 Sitüasyonistler 294
RonPundak 31 Sivil İşgal 1 1 ,1 2 ,3 7 2 ,3 7 4
Rony Brauman 223, 224, 367, 368 Sivil Yönetim 17 2 ,1 7 3 , 201, 202,
277
390 OYUK TOPRAKLAR: İSRAİL'İN İŞGAL MİMARİSİ
Siyonist 1 5 ,1 8 , 27, 51, 63, 83, 90, 331, 337, 339, 369, 370, 376
1 1 6 ,1 3 0 ,1 3 9 , 1 4 5 ,1 4 6 , 147, Şimon Peres 130, 13 5 ,1 5 8 , 315,
162, 1 6 3 ,1 7 5 , 1 7 6 ,1 7 7 , 178, 323, 373
179, 185, 238, 296, 298, 304, ŞlomiHazoni 189
314, 376 Şlomo Gazit 48, 98, 201, 322, 376
Siyonist sol 130, 304 Şuafat 32, 81, 82
Siyonizm 43, 65, 9 0 ,1 1 7 ,1 1 8 , 131,
145, 1 4 6 ,1 4 9 , 178 T
Sodom ve Gomora 67 Taberiye Gölü 146
Soğuk Savaş 243, 263, 268 TalArbel 200
Sosyalist Siyonizm 178 Talpiot-Mizrah 83
Sömürgeci bölgeselcilik 53 Tam Kalite Yönetimi 202, 203
Sör Edmund Allenby 51 Tank taburları 100
Spike 337 Tanzim el-Fetih 267, 335, 346, 347
Stephen Graham 104, 263, 271, Ta’ozim 99
2 8 6 ,3 5 6 , 374 Tapmak Tepesi 32, 83, 84, 229
Su havzası 41 Taş kaplama 51, 56, 57, 59, 62
Su İntifadası 42 Tayyibe 212
Suriye 38, 66, 8 8 ,1 0 7 ,1 3 1 ,1 4 8 , Technion Teknoloji Enstitüsü 119,
204 1 2 0 ,1 6 2
Suudi Arabistan 204, 357 Teddy Kollek 45, 46, 48, 56, 61,
Süleyman Hüseyin Uda Ebu Hilo 82, 285
142 Tek yönlü ayna 203, 204
Süleyman Tevfik Eyüb 144 TelACineyn 316
Süveyş Kanalı 38, 88, 89, 91, 92, Tel Adaşim Moşav 148
93, 98, 9 9 ,1 0 0 , 1 0 3 ,1 0 8 , Tel Aviv 19, 20, 31, 37, 41, 42, 54,
1 1 4 ,1 1 7 , 149 59, 6 1 ,6 8 , 7 1 ,7 2 , 7 3 ,8 4 , 88,
SylvainBulle 1 8 1 ,1 8 2 1 1 0 ,1 1 5 ,1 1 6 , 13 0 ,1 3 2 , 141,
ŞarmEl-Şeyh 89 1 4 3 ,1 4 6 ,1 5 1 , 15 9 ,1 6 2 , 163,
Şaron Rotbard 298, 376 1 7 0 ,1 7 4 ,1 7 5 ,1 7 7 ,1 8 0 ,1 9 0 ,
Şaron-Wachman planı 121 209, 211, 218, 235, 238, 240,
Şati 105,321 243, 244, 246, 247, 258, 264,
Şatila 145 266, 275, 279, 281, 284, 289,
Şaul Mofaz 211, 277, 278, 344, 346 292, 298, 303, 321, 330, 331,
Şavuot Bayramı 63 339, 340, 353, 357, 373, 376
Şehir Planlama Yasası 54 Tel Aviv Müzesi 376
Şelomtzion 119 Tel Aviv Üniversitesi 130, 141, 264,
Şeria Nehri 38 303, 376
Şeyh Abbas Müsavi 332, 335 Tel Rumeyda 66
Şeyh Ahmed Yasin 310, 346 Tepe 777 123
Şeyh İbrahim Hamed 347 Tepe 851 123
Şeyhjarrah 81 Teröre karşı savaş 28
Şeyh Rıdvan 323 Tesis 1391 338
Şeyh Zayed Bin Sultan al-Nahyan Tevrat 66
287 ThabetThabet 342
Şilo 133, 1 3 4 ,1 9 2 The Crossing of the Canal 93
ŞimonNaveh 1 0 1 1 9 ,1 0 1 ,1 1 3 , Thomas Bugeaud 297, 298
114, 264, 265, 266, 268, 269, Thomas Keenan 2, 373, 375
270, 273, 278, 282, 283, 299, Thomas Leitersdorf 72, 73, 158,
301, 302, 303, 304, 305, 306, 159, 160, 161, 1 6 2 ,1 6 4 , 186,
DİZİN 391