You are on page 1of 65

İbn-i Sina kimdir?

İbn-i Sina kimdir?


İbn-i Sina'nın tam adı Ebu Ali el-Hüseyin ibni Abdullah ibn-i Sina el-Belhi'dir. Samanoğulları sarayı maliye kâtiplerinden ve
saygın bir bilim adamı Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sina, Batı'da "Avicenna" adıyla tanınır.
980 yılında günümüz Özbekistanında yer alan Buhara yakınlarındaki Afşana kentinde doğdu. Yalnız doğuda değil, ortaçağ
Avrupa'sında da en büyük tıp bilgini sayılan İranlı Müslüman bir bilgin ve düşünürdür. Olağanüstü bir zekâ sahibi olduğu için
daha 10 yaşındayken Kur'an-ı Kerim'i ezberledi.

İbn-i Sina, Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. Buhara'da babasından ve döneminin ünlü bilginlerinden özel ders
ve iyi bir eğitim aldı. Olağanüstü hafızası ve zekası da bu konuda ona çok yardımcı oldu. 14 yaşına geldiğinde öğretmenlerini
geçmeye başlamıştı. Felsefe, edebiyat, matematik, tıp gibi çeşitli alanlarda engin bir bilgi birikimine ulaştı.

16 yaşında tıbba döndü ve bu konudaki bilgileri öğrenmekle kalmayıp yeni tedaviler de geliştirdi. 19 yaşında doktor ünvanı
elde etti ve ücret almaksızın hastaları tedaviye başladı. Samani Hükümdarı Nuh bin Mansur'un hastalığını iyileştirmesi
üzerine, Buhara'daki olağanüstü zengin kitaplıktan dilediği gibi yararlanmasına izin verildi. Burada bulup okuduğu kitaplar,
bilgisinin daha da derinleşmesine ve düşüncelerinin gelişmesine büyük katkıda bu¬lundu. 21 yaşına geldiğinde dönemin en
bü¬yük hekimlerinden biri sayılıyordu.

Gazneli Mahmud'un Samani hanedanına son vermesi üzerine Buhara'dan Harzem'e gitti. Düzensiz yaşayışıyla Gazneli
Mahmud'u kızdırınca Harzem'den ayrılarak Irak-ı Acem (İran'ın güneydoğu Azerbaycan bölgesi), Gürgenç ve Rey'de dolaştı.
Bu gezgin yıllarında zaman zaman hekimlik yaptı. Bir süre Hemedan'da Büveyhi Emiri Şemsü'd-Devle'nin vezirliğin¬de
bulundu. Siyasal nedenlerle hapsedildi. Hapisten sonra düşmanlarının kötülüğünden kurtulmak için kentten kente göç etti.
Sonun¬da İsfahan'da, Kâkûyi Hükümdarı Alaü'd-Devle'nin sarayına girdi. Hükümdarla çıktığı bir sefer sırasında 10 Temmuz
1036 tarihinde mide rahatsızlığından Hemedan'da öldü.

İbni Sina'nın en büyük yapıtlarından biri Kitabu'ş-Şifa'dır ("Sağlık Kitabı"). İnsanlık tarihinde tek bir kişi tarafından yazılan en
kapsamlı yapıt olan Kitabu'ş-Şifa mantık, fizik, geometri, astronomi, matematik, müzik ve metafizik konularında dönemin tüm
bilgi¬lerini bir araya getiren bir ansiklopedidir. İbni Sina'nın belki de en ünlü yapıtı olan el-Kanun fi't-Tıb ("Hekimlik Yasası"),
Yunan hekimlerinin bulgularına olduğu kadar kendi gözlem ve deneylerine de dayanan bir tıp ansiklopedisidir.

İbn Sina yaşamının son yıllarında, Kita-bu'ş-Şifa'y Kitabu'n-Necat ("Kurtuluş Kita¬bı") adıyla özetledi. Bunun da özeti olan
İşarât ve't-Tenbihât ("Belirtiler ve Uyarılar"), kendi felsefe sistemini en özlü biçimde dile getirdiği yapıtıdır.

Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve becerinin muhtelif alanlarında seçkinleşmiş olan, İbn
Sînâ matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları ve astronomi alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması
konularıyla ilgilenmiştir. İbni Sînâ, her şeyden önce bir hekimdir ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınmıştır. Tıpla ilgili birçok
eser kaleme almıştır; bunlar arasında özellikle kalp-damar sistemi ile ilgili olanlar dikkat çekmektedir.

İbni Sînâ dendiğinde, onun adıyla özdeşleşmiş ve Batı ülkelerinde 16. yüzyılın ve Doğu ülkelerinde ise 19. yüzyılın başlarına
kadar okunmuş ve kullanılmış olan el-Kânûn fî't-Tıb (Tıp Kanunu) adlı eseri akla gelir. Beş kitaptan oluşan bu ansiklopedik
eserin Birinci Kitab'ı, anatomi ve koruyucu hekimlik, İkinci Kitab'ı basit ilaçlar, Üçüncü Kitab'ı patoloji, Dördüncü Kitab'ı
ilaçlarla ve cerrâhî yöntemlerle tedavi ve Beşinci Kitab'ı ise çeşitli ilaç terkipleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir.

İbni Sînâ, çoğu fizik, astronomi ve felsefeyle ilgili olarak 150 civarında eser yazdı. Farsça olan birkaçı dışında bunların hepsi
Arapça'dır. Bilhassa tıp ilmine dair araştırmaları son derece orijinal ve doğrudur. Bu yüzden doğu ve batı hekimliğine
kelimenin tam anlamıyla, 600 yıl, hükmetmiştir. İbni Sînâ, tıp araştırmaları yaparken bazı hastalıkların bulaşmasında göze
görünmeyen birtakım yaratıkların etkisi olduğunu, yani mikropların varlığını sezmiş ve bu bilinmeyen mahluklardan
eserlerinde sık sık bahsetmiştir. Mikroskobun henüz bilinmediği bir devirde böyle bir yargıya varmak çok ilginçtir.

O çağın Fransa'sının en meşhur tıp fakülteleri olan "Montpellier" ve "Lauvain" Üniversiteleri'nin temel kitabı İbni Sînâ'nın
yazdığı "el-Kanun fi't-Tıb" oldu. Durum XVII. yüzyılın ortalarına kadar böyle devam etti ve İbn-i Sina, 700 yıl Avrupa'nın tıp
hocası oldu. Altı yüzyıl önce Paris Tıp Fakültesi'nin kütüphanesinde bulunan 9 ana kitabın en başında İbn-i Sina'nın Kanûn'u
yer almıştır.

Bugün hala Paris Üniversitesi'nin tıp fakültesi öğrencileri St. Germain Bulvarı yanındaki büyük konferans salonunda
toplandıklarında iki kişinin duvara asılı büyük boy portresiyle karşılaşırlar. Bu iki portre, İbn-i Sina ve er-Razi'ye aittir.
Başlıca eserleri: el-Kanun fi't-Tıb, ("Hekimlik Yasası"); Kitabü'l-Necat, ("Kurtuluş Kitabı"); Risale fi-İlmü'l-Ahlak, ("Ahlak
Konusunda Kitapçık"); İşarat ve'l-Tembihat, , ("Belirtiler ve Uyarılar"); Kitabü'ş-Şifa, ("Sağlık Kitabı").
İLGİLİ SON HABER
İbn-i Sina bin yıl önce kaleme adı... Her derde deva 20 mucize besin!
Besinler doğanın bizlere sunduğu yaşam kaynağı. Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu birçok maddeyi karşılayan besinler bizi
hastalıklara karşı da korur. Batılı kaynakların "Hâkim-i Tıb", diğer bir deyişle "Hekimlerin Piri ve Hükümdarı" olarak
nitelendirdikleri İbn-i Sina'nın bin yıl önce kaleme aldığı Küçük Tıp Kanunu kitabında bahsettiği mucize besinler ise herkesin
bol bol tüketmesi gereken besinlerden. Peki en sağlıklı besinler neler? İbn-i Sina'nın kitabındaki besinler hangileri? İbn-i
Sina'nın mucizevi reçetesindeki besinler neler? İşte İbn-i Sina'nın tavsiye ettiği 20 şifalı besin...
el-KĀNÛN fi’t-TIB

‫القانون في الطب‬

İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) ansiklopedik ve sistematik tıbbî eseri.

Müellif:

ESİN KAHYA

İbn Sînâ el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ı 403 (1012) yılında gittiği Cürcân’da yazmaya başlamış, Büveyhî hânedanının Rey,
Hemedan ve İsfahan’daki saraylarında hekimlik yaptığı dönemde çalışmasını on yılı aşkın bir sürede tamamlamıştır. Müellif
dağınık vaziyetteki Helenistik, Bizans ve Süryânî tıp literatürünü derleyip sistemleştirmesi yanında bunlara kendi gözlemlerini
de katarak kitabı güncelleştirmek suretiyle İslâm tıp tarihinin en büyük eserini meydana getirmiştir. İbn Sînâ’dan bir asır
sonra kaleme aldığı Çehâr Maḳāle adlı eserinde (s. 71) Nizâmî-i Arûzî el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın önemini, “Bukrat (Hipokrat) ve
Câlînûs (Galen) sağ olsalardı bu kitabın önünde secde etmeleri gerekirdi” cümlesiyle ifade eder.

el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb beş kitaptan meydana gelir. “el-Külliyât” (tıbbın genel ilkeleri) başlığını taşıyan ve teori ağırlıklı olan
ilk kitap dört kısımdan oluşur. Birinci kısımda tıp biliminin tanımı verildikten sonra klasik usule uygun olarak önce anâsır-ı
erbaa, ahlât-ı erbaa ve dört mizaç teorisi ele alınıp açıklanır; insanın anatomik yapısı hakkında bilgi verilir ve her bir organın
yapısı ayrıntılı olarak incelenir. İkinci kısımda hastalığın tanımı yapılır; uyku ve uyanıklık, alışkanlıklar ve besinler, banyo ve
güneşin hastalıkla ilgili tesirleri tartışılır: Ayrıca ısı, anormal hareketler, zevk ve acının vücut üzerindeki etkileri gibi özel
hastalık sebeplerinden söz edilir. Koruyucu hekimliğe dair üçüncü kısımda sağlık, hastalık ve kaçınılmaz ölüm sebepleri
hakkında bilgi verildikten sonra çocuk yetiştirme, yetişkinlerin ve yaşlıların izlenmesi gereken hayat düzeni üzerinde
durulmakta, mizaç anormallikleri ve iklim değişikliklerinin etkileri hakkında bilgi verilmektedir. Tedavinin ana hatlarıyla ilgili
dördüncü kısımda genel tedavi ilkeleri, müshillerin kullanımı, kan alma ve kusma konuları ele alınmıştır.

Basit ilâçlarla (droglar) ilgili olan ikinci kitabın ilk kısmında İbn Sînâ, tıbbî birikimi yanında kendi deneylerinden de
yararlanarak ilâçların tabii özellikleri üzerinde durur. Onun ilâçlara dair deneysel çalışmaları daha çok ilâçların vücut
üzerindeki etkileriyle ilgilidir. İkinci kısımda ebced sistemiyle 800’e yakın ilâcın adı verilerek her bir ilâcın mahiyeti, kullanım
miktarı, tabii özellikleri ve etki alanları incelenmiştir.

Patolojiyle ilgili üçüncü kitapta tek tek organlara mahsus hastalıklar üzerinde durulur; bu hastalıkların belirtileri,
teşhis ve prognozları hakkında bilgi verilir. Meselâ başla ilgili hastalıklar arasında beyin rahatsızlıkları, baş ağrıları, sara,
paraliz, göz, burun, boğaz ve diş hastalıkları; sindirim sistemiyle ilgili olanlar arasında mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi
hastalıkları; üreme organları hastalıkları ve bu münasebetle döllenme ve gebelik hakkında bilgi verilir.

Belli organlara has olmayan hastalıkların ele alındığı dördüncü kitap dört kısma ayrılmış olup ilkinde ateşli
hastalıkların (humma) belirtileri arasında ishal, iştahsızlık, fazla kilo kaybı, korku, ağrı, ateş ve hormonal dengesizliğin
görüldüğü belirtilir; ateşli hastalıklarda kusma, ateş, susuzluk, ishal gibi belirtilere göre tedavi uygulandığı görülür. Şişmelerle
ilgili ikinci kısımda yaralar ve onların küçük cerrahî denilen tedavileri; üçüncü kısımda metaller, bitkiler ve hayvanî ürünlerden
kaynaklanan zehirlenmeler, insan ve hayvan ısırmalarından doğan rahatsızlıklar; dördüncü kısımda estetikle ilgili problemler
üzerinde durulur. Şişmanlık ve zayıflık başta olmak üzere saç, tırnak ve deri bakımı, kötü kokular ve renk solgunluğu da
dördüncü kısımda ele alınmış ve ayrıca deri hastalıklarıyla ilgili olarak ilk defa ayrıntılı bir frengi açıklaması verilmiştir. el-
Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın beşinci ve son kitabı reçetelerden meydana gelen bir kodeks niteliğinde olup 650 kadar ilacın terkibi ve
uygulanış şekli hakkında bilgi verir.

Pek çok yazması bulunan (Brockelmann, GAL, I, 457-458; Suppl., I, 823-824; Şehhâte el-Kanavâtî, s. 196-204; Ergin, s.
38-39) el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın ilk baskısı 1593’te Roma’da yapılmış, daha sonra Kahire (1290), Bulak (1294), Leknev (1298) ve
Lahor’da (1905) yayımlanmıştır. İdvâr el-Kaş (I. Al-Qashsh), eser ve müellif hakkında bilgi veren bir mukaddime ve ara
başlıklar, açıklayıcı dipnotlar gibi bazı ilâveler yaparak Bulak baskısını esas alan yeni bir neşir gerçekleştirmiştir (Beyrut 1987,
1993; diğer bazı baskıları için bk. Janssens, s. 26-27).

el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb, ilk defa Gerard de Cremone tarafından 1150-1187 yıllarında Tuleytula’da (Toledo) Latince’ye
çevrilmiş, bu çeviri 1473’te Milano’da, 1476’da Padoa’da, 1482’de Venedik’te basılmıştır. Andreas Alpago’nun İbrânîce
çevirileriyle de karşılaştırarak düzelttiği bu tercüme tekrar yayımlanmıştır (Venedik 1527). Padoa Üniversitesi hocalarından
Andrea Graziolo’nun çevirisinin ilk bölümü 1585’te Venedik’te neşredilmiştir. Max Meyerhof, el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın XV ve XVI.
yüzyıllarda Avrupa’da otuz altı defa basıldığını kaydeder (Terzioğlu, Yeni Araştırmalar Işığında Büyük Türk-İslâm Bilim Adamı
İbn Sina [Avicenna] ve Tababet, s. 54, 64). Bunun dışında büyük bölümü Latince’ye, bazı bölümleri İbrânîce’ye olmak üzere
çoğu kısmî sekseni aşkın çevirisi yapılmıştır. İlk İbrânîce çeviri Nathan Ha-Meati tarafından 1279’da Roma’da gerçekleştirilmiş
ve 1491’de Napoli’de basılmıştır. Ayrıca Tokatlı Hekim Mustafa Efendi eseri 1760’larda Türkçe’ye çevirmiştir (TSMK, III.
Ahmed, nr. 1903; Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 1015; Râgıb Paşa Ktp., nr. 1335). el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın 1564’te Venedik’te
neşredilen Latince tercümesinin göz hastalıklarıyla ilgili bölümleri Berlin Üniversitesi’nde 1889-1900 yıllarında doktora tezi
olarak Cuan Cueva, Paul Uspensky, Theodor Bernikow ve Elias Michailowsky tarafından Almanca’ya çevrilip incelenmiştir (bu
çalışmalar için bk. Terzioğlu, a.g.e., s. 59; Janssens, s. 33-34). Eserin tamamı bir komisyon tarafından beş cilt halinde Rusça’ya
(Taşkent 1954-60), birinci cildi Esin Kâhya tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Ankara 1995) (eserin Doğu ve Batı
dillerine diğer bazı kısmî çevirileri için bk. Terzioğlu, a.g.e., s. 51-56; Janssens, s. 32-34).

el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb üzerine Fahreddin er-Râzî, Kutbüddîn-i Şîrâzî, İbrâhim b. Ali es-Sülemî el-Mısrî, Şemseddin el-Âmülî
gibi âlimler tam ve kısmî pek çok şerh yazmıştır. Bunların en önemlisi İbnü’n-Nefîs’e ait Şerḥu teşrîḥi’l-Ḳānûn başlıklı
çalışmadır (Kahire 1988). el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb’ın anatomiye dair ilk üç bölümünün şerhi olan eser, özellikle İbn Sînâ’nın akciğer
kan dolaşımıyla ilgili görüşünü düzelterek bu hususta tıbbî bir keşif ortaya koyması bakımından büyük önem taşır. Bu şerhin
Andreas Alpago tarafından yapılan Latince çevirisi 1547’de Venedik’te basılmıştır (el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıbb üzerine yapılan şerh,
hâşiye özet tarzında çalışmaların bir listesi için bk. Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1311-1313; Şehhâte el-Kanavâtî, 204-211)

BİBLİYOGRAFYA

İbn Sînâ, el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb (nşr. İdvâr el-Kaş), Beyrut 1413/1993, I-IV, tür.yer.; Nizâmî-i Arûzî, Çehâr Maḳāle (nşr.
Muhammed Kazvînî), Leiden 1909, s. 71; Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1311-1313; C. de Vaux, Les penseurs de l’Islam, Paris 1921, II, 269;
Serkîs, Muʿcem, I, 130-131; Brockelmann, GAL, I, 457-458; Suppl., I, 823-824; G. Şehhâte el-Kanavâtî, Müʾellefâtü İbn Sînâ,
Kahire 1950, s. 192-213; Osman Ergin, İbn Sina Bibliyografyası, İstanbul 1956, s. 38-39, 112-118, 127; J. L. Janssens, An
Annotated Bibliography on Ibn Sīnā (1970-1989), Leuen 1991, s. 26-37; Arslan Terzioğlu, Yeni Araştırmalar Işığında Büyük
Türk-İslâm Bilim Adamı İbn Sina (Avicenna) ve Tababet, İstanbul 1998, s. 31-65; a.mlf., “İbn Sînâ [Tıp]”, DİA, XX, 331-335; A.-
M. Goichon, “Ibn Sīnā”, EI2 (Fr.), III, 969.

Esin Kâhya

Dünyanın Tıp Hocası Olan Müslüman İbn-i Sina'dan Hastalıklara Şifa Olacak Tavsiyeler Ve Buluşlar

Erol Egemen Erol Egemen

ÜNLÜLER

| 21.06.2015 12:25 |

Son Güncelleme
24 Ekim 2018

2015'in TÜBİTAK'ı bile icraat yerine laf üretirken, bundan yüzyıllarca yıl önce yabancıların Avicenna dediği İbn-i
Sina'nın bilim ve felsefe dünyasını aydınlatan işlerinden bazılarını ve tavsiyelerini listeledik.

YORUM YAP0

Dünyanın Tıp Hocası Olan Müslüman İbn-i Sina'dan Hastalıklara Şifa Olacak Tavsiyeler Ve Buluşlar

997 yılında henüz 17 yaşındayken Buhara Emiri Nuh Bin Mansur'u ölümcül hastalıktan kurtardı.

10 yaşında Kuran'ı ezbere bilmesi, 16 yaşında fizik ve kimyaya olan ilgisi, hastaları tedavi için kullandığı yöntemlerle
çoktan ün yapmış olan İbn-i Sina, bu olayla birlikte kendini kanıtladı. Bunun ödülü olarak ise sadece kütüphaneyi kullanmak
istedi ve burada dünyanın ünlü bilginlerinin kitaplarını inceleme fırsatı buldu. Yazmış olduğu El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu)
17. yüzyıla kadar Avrupa'da okullarda okutuldu.

Şifa kitabı anlamına gelen Kitabü'ş-Şifa da yine tüm dünyada kabul görmüş bir eseridir. Tıp adına buluşları

Kanın gıdayı taşıdığını

Gözle görünmeyen mikropların hastalığa sebep olduğunu

Suyun da mikroplardan arınması için temizlenmesi gerekliliğini

Hastalıkların genetik yoluyla geçebilir olduğunu

Kemiklerin de iltihaplanabileceğini söyledi

Ameliyatlar için uyuşturucu etkili ilaçlar kullandı

Şarbon ve sarılık gibi hastalıkları keşfetti...

Bunlar gibi nice tıbbi buluşa imza attı.

Baş ağrısından, böbrek taşına kadar birçok hastalığın şifasını yıllar önce söylemiş.

El Kanun El-Sağir fi’t Tıbb isimli kitabı Bahçeşehir Üniversitesi tarafından Türkçe'ye çevrildi. Kitapta yer alan şifalı
önerilerin bir kısmı ise bugün bile geçerli. Aşağıdaki bilgilerin kaynağı olan kitabı online olarak okumak için tıklayabilirsiniz.

Cinsel isteksizlikte

Hastaya yağlı acı yayık, şekerli süt ve zencefil içirilir. Beline menekşe yağı sürmüşse tatlı içeceklerden alıkonulur, balık
eti yedirilir. Şayet soğuk tabiatlı bir kimse ise terbiyelenmiş zencefil, rafadan yumurta ve uzun biber yedirilir. Keza bal ile
soğangiller, şişman piliç, kuş eti yedirilip bayat içecekler içirilir. Beli yoğurt ve yasemin yağı ile yağlanır. Mantar ve uçuk
tedavisi

“Uçuk ve mantar tedavisine bölgeye uygulanacak olan ilaç, sarı terminalia tohum özü, meyan kökü yaprağı
karışımının ezilmesi bölgeye sirke yağ ve petekle sürülmesidir. Gıda hafifletilir.’’ Cinsellik ve gözlerin ilişkisi

“Cinsel iktidarın varlığının göstergesi yaş ne kadar ilerlerse ilerlesin cinsel ilişkiye şehvet duymaktır. Çocuk denecek
kadar küçük yaştaki arzuya cinsel iktidar denilemez. Bu haldeki bir cinsel arzunun terk edilmesi kişiyi bunaltır, yemeğe olan
isteği iptal eder. Bu konuda aşırı gitmek bedeni bitkin düşürür, görmeyi zayıflatır ve akıl dengesini bozar.’’ Tatlılar yararlı mı?

İbn-i Sina kitabında: "Tatlılar iki türlüdür. Ballı ve hamurlu. Ballı olanlar ağızda eriyip mideye giderse sindirime
yardımcı olur. Hamurlu olanlara gelince, bunlar katıdır, sindirimi ağırdır. Damar ve eklem tıkanıklarına sebep olur. Tatlılar kan
yapıcıdır, cinsel iktidara yardımcıdır." diyor. Böbrek taşı için ne yapılmalı?

“Böbreklerde şiddetli ağrı meydana gelir ve hastanın idrar kabında kum kalırsa böbreklerde oluşmuş taşlardan
dolayıdır. Hastaya şu ilaçlardan biri verilir: Kabuksuz karpuz çekirdeği veya çekilmiş üzüm çekirdeği veya kereviz ve anason
çekirdeği verilir. Diken çekirdiği, gül çekirdeği, gül, hatmi tohumu, molehiya tohumu birer dirhem ağırlığında öğütülür, taze,
mayhoş meşrubatla ezilerek içilir. Ağır yemekler ve süt ürünlerinden men edilir, acı badem yağı ile siyah nohut yedirilir.’’
Astım için ne yapmalı?

“Bir kimse yürürken hareketlerinde nefes darlığı ile birlikte sert sallantı ve göğsünde ağırlık varsa pişirilmiş kuru zufa
otu yedirilir, ada soğanı sıyrığı (yalamtık), geven, sarı incir, kabuksuz badem ve bal ile birlikte yedirilerek içirilir. Ceviz yağı ile
birlikte nohut suyu, dereotu, yedirilir ve sıcak su içirilir.’’ Aşk acısı çekene
“Aşktan hüzün, uykusuzluk, sayıklama meydana gelirse akli dengesini kaybetmesinden korkulur. Bu durumda çorba
türü sıvı yiyeceklerle beden nemlendirilmelidir. Her gün hamama götürülür. Menekşe yağı koklatılır. Bu bedenin ilacıdır.
Ruhun aşkına gelince bu bir psikolojik hastalık türüdür. Bu kişiye nasihat edilmelidir. Ta ki duyguları olabildiğince hafiflesin. Ya
da daha başka işlerle düşüncesinin meşgul edilmesi gerekir.’’ Baş ağrısı için ise kan verip, yumurta yemeyi öneriyor

“Ateşli baş ağrısı kandan olur. Alameti ise yüz kızarması, damarların barizleşmesi, nabız atılının büyümesidir. İlacı kan
vermek ve hacamat (vücuttaki pis kanın atılması) yaptırmaktır. Alınması gereken gıda yumurta sarısı, hindiba ve sirkedir.’’
Peki başka ne yaptı İbn-i Sina?

Felsefeden, matematiğe, fizikten, astronomiye kadar birçok konuda önemli çalışmalara imza atmıştır. Aristo'nun
eylemsizlik kuramından, Simyacılara kadar birçok farklı konuda görüşleri dünyada kabul görmüştür. Tanırının varlığını us ile
açıklayan İbn-i Sina tasavvuf ve din adına da birçok eser bırakmıştır.

İbn-i Sina Kimdir? İbn-i Sina’nın Eserleri ve Hayatı

09/12/2016 Bilim

Gerçek adı Ebu Ali Hüseyin, çağdaşları Şeyhü’l-reis öğrencileri Reis, Batı dünyasının ise Avicenna adıyla tanıdığı İbn-i
Sina, her ne kadar hekim olarak şöhret yapmışsa da matematik, astronomi, fizik, kimya, jeoloji, felsefe, teoloji, şiir ve müzik
onun dehasıyla zenginleşmiştir.

İbn-i Sina, 980’de Buhara (Özbekistan) yakınındaki Efşene’de doğdu. 10 yaşında Kuran’ı ezberler, ne aritmetik, ne de
Arap şiiri onun için zordur. Kuşyar adlı bir doktorun yanında okuduğu tıp kitapları sayesinde tıpta yoğunlaştı. İbn-i Sina on
yedi yaşında bir hekim olarak şöhret kazanmış ve elli yedi yıl gibi kısa sayılabilecek bir ömre, birçok bilimsel ve felsefi
çalışmanın yanı sıra devlet adamlığını da sığdırmıştır.

ibn-i sina

Samani hanedanından Nuh İbn-i Mansur’u tedavi etmiş, bu sayede saray kütüphanesini kullanma hakkına sahip
olmuştur. Burada başka disiplinlere ait öğretileri de öğrenme fırsatını yakalamıştı. Aristo ve diğer filozofların teorilerini
öğrendi. Aristo’nun metafiziğini, Farabi’nin kitabı sayesinde kavradı. Mansur ölünce, Harezm’e gitti ve Emir Ali’nin doktoru
oldu. Gazneli Mahmut, İbn-i Sina’nın kendi emrine girmesini isteyince bunu reddetti. Mahmut’tan korktuğu için farklı
bölgelerdeki emirlerin saraylarında çalıştı. Tıpla ilgili 2 önemli kitabı vardır. Bunlardan ilki, kalp ilaçları konusunda yazılmış
eczacılık ile ilgili bir eser olan, Kalp İlaçları Risalesi ve Kanun’dur. Bu eserinde önce kalp hakkındaki teorileri ve genel olarak
ilaçların özelliklerini ele almış, sonrasında kalp ilaçlarını ele alıp, alfabetik sırayla onların özelliklerini ve hangi kalp
rahatsızlığına iyi geldiğini belirtmiştir.

ibn-i sina

Diğeri de İslam dünyasının yanı sıra Avrupa’da da tanınmasını sağlayan El Kanun Fi’t Tıb (Tıbbın Kanunu) isimli
eseridir. Yaklaşık altı yüzyıl boyunca Asya ve Avrupa’daki tıp okullarında okutulan bu eser 5 ciltten oluşmaktadır ve Çin, Hint,
Mısır’ın geleneksel tıp bilgilerini de içermektedir. Birçok kez Latinceye çevrilen eserin ilk çevirisi XIII. yüzyılda Cremonalı
Gerard tarafından yapılmıştır. Eserde kanıta dayalı tıp, deneysel tıp, klinik testler, verimlilik analizi, risk faktörü ve sendroma
dayalı hastalık teşhisi gibi konular yer almaktadır. Ayrıca farmakoloji alanında önemli bilgilerde bulunur. Ancak, eserin gözlem
ve deneye dayanan ama bir yandan da hurafelerden tam olarak da kurtulamayan özelliği de görülür. 700 küsur ilacın da yer
aldığı eser XIX. yüzyıla kadar tıp okullarında el kitabı olarak kullanılmıştır. Leonardo da Vinci’nin de kitabın etkisinde kaldığı
söylenir. İbn-i Sina zamanına göre çok derin psikiyatri bilgisine sahipti. O dönemde hastanın psikolojik yönü, hekimlerden çok
din adamları tarafından yürütülmekteydi. İbn-i Sina’ya göre ruh ve beden olarak iki cevher bulunmaktadır. Bunların her
birinin kendine özgü hastalıkları vardır.

ibn-i sina

Hastalıkları muayene ederken, bünyelerine, mizaçlarına, yaşayışlarına, aldıkları gıdalara, yaptıkları beden
hareketlerini büyük dikkatle sorar ve dinlerdi.

Hasta vücudunu baştan ayağa kadar tetkik eder, karaciğer ve dalağı eli ile yoklar, muhtemelen göğsü dinlerdi. Nabız
ve idrarı muayene ederdi.

Kanseri, hacmi gittikçe artan ve kökleri civar hücreler içine sokulan, tahrip edici bir ur olarak anlatırdı.
Gözün altı bölümden olduğunu iddia etmiş, retinanın görmede olan rolünü bildirmişti. Gözbebeklerinin hareketini
açıklamıştı.

Beyinde tümör teşekkül edebileceğini belirtmiştir.

Yüz felçlerini, mide ülserini çok güzel açıklamıştır.

Diyabetin belirtilerini tetkik etmiştir.

Sarılığın çeşitlerinin nedenini araştırmıştır.

Vebanın yayılmasında sıçanların rolünü sezmiştir.

Bazı bulaşıcı hastalıkların plasenta yolu ile geçebileceğine dikkati çekmiştir.

Güç doğumlarda iptidai bir forseps kullanılmasını tavsiye etmiştir.

Tedavide lavmanlara, buz keselerine, sıcak soğuk su banyolarına, spora ve içilecek memba sularına önem verirdi.

İbn-i Sina matematikte mantık ve öklit geometrisini ünlü matematikçi Abdullah Natili’den, fizik, matematik ve
metafiziği kendi kendine öğrenmişti. Matematik kavramları üzerinde duran İbn-i Sina’nın matematik felsefesinin
kurucularından biri olduğu söylenebilir.

ibn-i sina

Fizikle ilgili olarak optik, fizyolojik optik ve dinamik konularına ilgi duyan ve bu konudaki klasik bilgileri tartışarak yeni
görüşler ileri süren İbni Sina, fizikteki önemli konulardan birisi olan hareketin açıklanmasında, Aristo’nun görüşüne karşı çıkar
ve herhangi bir cisim bir engelle karşılaşmıyorsa onun hareketinin sürekli olduğunu söyler. Bu, daha sonra Newton tarafından
da aynı şekilde ifade edilen Birinci Newton Yasası’dır.

Kimyada (simya) transmutasyon teorisinin doğruluğunu araştırmış ve reddetmiştir. Çünkü, her maddenin kendine ait
özellikleri vardır. Teorisinin doğruluğunu deneysel olarak da göstermiş, saptamış ama onun yerine koyulacak yeni bir önerisi
de yoktu. İbn-i Sina astronomide de Aristo’dan farklı düşünmez. Takvim çalışmasına girer, mikrometreyi ve Azimut kadranını
(astronomik pusula) bulur, bu da teknolojik gelişmelere katkıda bulunduğunu gösterir.

İbn-i Sina’nın çizimiyle insan anatomisi

İbn-i Sina’nın çizimiyle insan anatomisi

İbn-i Sina felsefeyle de ilgilenmiş. İslam dünyasının önemli filozoflarından biri haline gelmiştir. El-Kindi, El-Farabi ve
İbn-i Rüşd ile birlikte dört Aristotelesçi İslam filozofu arasında yer alan İbn-i Sina’ya göre felsefe ilimleri teorik ve pratik olmak
üzere ikiye ayrılmaktadır. Teorik olanlar yani matematik, doğa bilimi ve metafizik aklı sürekli düşünür bir hale getirerek, ruha
düşünme yetisini kazandırır. Pratik felsefe ise teorik düşünme yetisini kişinin karakter özellikleriyle birleştirerek eylemler ile
ilişkilendirir. İbn-i Sina Aristo metafiziği ile İslamiyeti kaynaştırmaya çalışmıştır.

İbn-i Sina, 32 yaşındayken Büveyhi Devleti hükümdarı Şemsed Devle’yi ağır bir hastalıktan kurtarır. Bu başarısı onun
vezirliğe yükselmesine sebep olur. Aristo felsefesinin yorumu olan önemli eseri Kitab al-Şifa’yı yazmıştı. Koruyucusu Şemsed
Devle ölünce yerine geçen oğlunun vezirlik teklifini kabul etmemiş, bu sebepten Funcan Şatosu’na hapsedilmişti. Dört ay
zindanda kalır. Asistanı Cürcani tarafından zindandan kaçırılır. İbn-i Sina’nın yüzden fazla eserinin 40’ı tıpla ilgilidir.

ibn-i sina

“Ruhum kitaplarda yeni ile eskiyi aramasına ve

Kılı kırk yarmasına rağmen idrak edemedi bir tekini dahi.

Gönlümde binlerce güneş yanarken,

Çözemedim tek bir zerrenin manasını dahi”

İbn-i Sina, anısına kurulan hastane, fakülte ve üniversiteler vardır. Dante, 14. yüzyılda yazdığı ünlü İlahi Komedya
oyununda onun adına yer verdi. Paris Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde portresi asılıdır. Ay üzerindeki bir kratere İbn-i Sina
Krateri adı verildi. Çeşitli ülkeler, onun anısına madalyon, para, zarf ve pul bastırdı. Son 12 yılını Ebu Cafer’in (Müslüman bilim
adamı) yanında geçirdi ve 1037’de öldü.

Kaynak
İbn-i Sina’nın Bilim Tarihindeki Yeri: Kuhn’ca Bir Yaklaşımla, İbn-i Sina Doktorların Doktoru, RONAN, C. A., Bilim Tarihi:
Dünya Kültürlerinde Bilimin Tarihi ve Gelişimi, Çev. Eklemeddin İhsanoğlu ve Feza Günergun, Ankara: TÜBİTAK Yayınları, 2003

Eserleri Avrupa’da ders kitabı olarak okutulan alimdir.

Dünyada ilk mide ameliyatı gerçekleştiren kişidir.

Farmakolojinin kurucusu kabul edilir.

"Tıbbın Hükümdarı" olarak anılmıştır.

Mikrobu tarif etmiştir.

Ali İbn Abbâs


10. yüzyılda yaşamış olan Ali İbn Abbâs İslam dünyası içerisinde yapılan tıp alanı çalışmalarının ilklerinden biri olma ünvanına
sahiptir. Tıbbın bütün konuları ile alakalı bilgileri derlemiş olduğu Tıp Sanatı adlı bir kitabı yazmıştır. Bu çalışması İbn Sina’nın
Tıp Kanunu adlı kitabı yazılıncaya kadar İslam dünyasında yıllarca el kitabı olarak bilim dünyasında kullanılmıştır.

Râzî
Toplumda yerleşmiş inançları sorgulayan aykırı, felsefi düşünceleri ile tanınmış, bir rasyonalist Muhammed İbn Râzî (865-925)
kimya, tıp gibi alanlarda çok önemli çalışmalar yapmıştır. Otoritelerin düşüncelerini değil, kendi gözlemlerini benimsemeyi
bilimsel bir tavır haline getirmiştir. Rey’de doktorluk yaptığı sıralarda hastalarını dikkatli şekilde gözlemlemiş, özellikle nabız,
idrar ve terleme gibi bir takım göstergeleri ilk kullanan doktor olmuştur. Bu nedenle muazzam klinik deneyimli bir
klinisyendir. Ortadoğu ülkelerinin çoğunda sık sık görülen çocuk hastalıkları olan çiçek ve kızamık hastalığının tanısını yapmış
ve bunların farklarını belirlemiştir.

Zehrâvî
Endülüs’de doğan Zehrâvî İslam dünyasının en ünlü cerrahlarındandır. Tıp konusunda tüm zamanların en önemli eserini
kaleme almıştır. Tasrif ismindeki bu özgün yapıtında cerrahi bilgilerini derleyen Zehrâvî, yeni bir takım cerrahi tedavi
yöntemlerini çok ayrıntılı şekilde tanıtmıştır. Yaraların dağlanması, canlı hayvanlar üzerinde ameliyatların yapılması ve
kadavraların teşrihlerini anlatmıştır. Konuyu o döneme kadar hiç rastlanmayan ölçüde ayrıntılı şekilde anlatması ve cerrahi
bir takım aletlere yer vermesi bakımından Tasrîf kitabı büyük bir önem teşkil etmektedir. Avrupa ülkelerinde son dönemlerde
ortaya çıkan tıbbi tedavinin benimsenmesi ve geliştirilmesinde çok büyük etkisi olan bu eserde, ameliyatlarda kullanılan bazı
aletlerin resimlerinin bile çizilmiş olması ve bunların işlevlerinin anlatılması tıbbın ilgi odağı olmasını sağlamıştır.

İbn-i Sînâ

Tüm zamanların en büyük tıp duayeni olan İbn-i Sînâ (980-1037) gözlemsel ve tarihsel bilgilerini Tıbbın Kanunu adlı yapıtında
derlemiştir. Bu kalıcı eser anatomi, fizyoloji, kimya, biyoloji, patoloji, cerrahi ve eczacılık gibi konularda detaylı bilgiler içerir
ve 5 tane kitaptan oluşur. İlk kitap ayrıntılı anatomi açıklamalarının yanında hastalık ve tedaviler, ilaç ve halk sağlığı
konularında bilgiler yer almaktadır. Diğer 4 kitapta, birinci kitapta bahsedilen konular daha ayrıntılı olarak tartışılmıştır.

10. SEZA ÖZEN


Araştırmalarını Çocukluk romatizmal hastalıkları üzerine yoğunlaştırmıştır.

Prof. Dr. Seza Özen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimini ve
Pediatrik Nefroloji Yan dal uzmanlık eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nin ilgili bölümlerinde tamamlamıştır. Kaliforniya’da
Stanford Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarından sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim dalına öğretim görevlisi olarak dönmüştür. Çalışmalarına daha sonra burada devam eden Prof. Dr. Seza
Özen 2000 yılında Profesör unvanını almıştır. Prof. Dr. Özen daha sonra Pediatrik Romatoloji uzmanlığını da almıştır. Prof. Dr.
Seza Özen Pediatrik Romatoloji Bilim dalında görevini (bilim dalı başkanı) sürdürmektedir. Prof. Dr. Seza Özen 2010 yılında
TÜBİTAK Bilim ödülünü, 1998 de TÜBİTAK Ailevi Akdeniz Ateşi ödülünü, 1998‘de TÜBİTAK Teşvik ödülü, 1996’da Hacettepe
Üniversitesi Bilim Teşvik ödülü, 1993’te Eczacıbaşı Tıp Teşvik ödülünü almıştır. Pek çok ulusal ve uluslararası projeye katılan
Prof. Dr. Özen’in pek çok referans kitabında bölümleri ve 400’ün üzerinde makalesi bulunmaktadır.

9. FEZA H. REMZİ
Kolorektal hastalıklar ve bunların cerrahisinde uzmandır.

NYU Langone Health’de kolorektal cerrahlık yapan Prof. Dr. Feza Remzi, Crohn hastalığı ve ülseratif kolit olarak da bilinen
inflamatuar barsak hastalığının cerrahi tedavisinde uzmandır. Remzi, Pelvisik kese ameliyatı ve komplike abdominopelvik
reoperatif cerrahiyi, rektum kanseri için sfinkter tasarrufu sağlayan cerrahiyi, kolorektal durumları yönetmek için minimal
invaziv teknikler uygulamaktadır. Kolorektal cerrahide ulusal ve uluslararası bir uzman olarak, inflamatuar barsak hastalığı,
ileal J-kese cerrahisi ve ameliyat öncesi abdominopelvik cerrahinin cerrahi tedavisi üzerine birçok makale ve kitap bölümleri
yayınlayan Prof. Dr. Remzi, Amerikan Cerrahi Derneği üyesidir. Prof. Dr. Feza Remzi, Inflammatory Bowel Disease Center’ın
müdürü olarak görev yapmaktadır.

8. ŞÜKRÜ H. EMRE
Organ nakli, kanser alanlarında araştırmalar yürütmektedir.

Yale Üniversitesi’nde organ nakli üzerine çalışmalar yapan ve üniversitede Organ nakli Direktörü olan Emre, New York Times
Gazetesi’nde ABD’nin en iyi 30 doktorundan biri olarak gösterildi. 2005 yılında gerçekleştirdiği “tıp mucizesi” diye anılan, tek
karaciğeri iki kişiye naklettiği bir domino operasyonla üne kavuşan bilim insanı, 3 boyutlu yazıcıda organ yapımı, zeno
transplantasyon yani hayvandan insana organ nakli ve karaciğer hücre nakli gibi alanlarda çalışmaktadır. Prof. Emre, yetişkin
ve pediatrik karaciğer transplantasyonlarında uzmandır. En küçüğü 16 günlük, en büyüğü 75 yaşında olan 2 binden fazla
hastaya karaciğer nakli gerçekleştirdi. Ayrıca, karaciğer kanseri için rezeksiyon, portal hipertansiyon cerrahisi, kompleks safra
kanalı yaralanmaları onarımı ve biliyer atrezi için Kasai prosedürü de dahil olmak üzere hepato-biliyer cerrahide
uzmandır.1997-2017 yılları arasında ziyaretçi araştırmacı olarak gittiği Porto Riko San Juan Üniversitesi’nde pediatrik
gastroenterologlarla çalışmış ve karaciğer hastalığı olan çocukları tedavi etmiştir. Araştırma alanları içinde Budd- Chiari
Sendromu, Karaciğer sirozu tedavisi, Karaciğer Transplantasyonu, Organ nakli, Karaciğer Yetmezliği, Soğuk İskemi, Sıcak
İskemi bulunmaktadır.

7. ALP İKİZLER

Nefroloji uzmanıdır. Beslenme bozuklukları ve metabolizma alanında uzmanlaşmıştır.

Amerika’daki Vanderbilt Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Nefroloji alanında yaptığı çalışmalarla adından söz
ettirmektedir. Böbrek hastaları üzerindeki metabolik ve kalıtsal etkiler üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Tıp eğitimini
İstanbul Üniversitesi’nde tamamlayan İkizler, 2008 yılında Vanderbilt Üniversitesi’nde Profesörlük unvanını aldı. Vanderbilt
Üniversitesi Poliklinik Diyaliz Ünitesi’nin Tıbbi Direktörü olan İkizler, Nefroloji alanında sertifika sahibidir. İkizler, Amerikan
Klinik Araştırmalar Derneği, Amerikan Nefroloji Diyaliz Danışma Grubu Derneği üyesidir ve Böbrek Hastalığında Uluslararası
Beslenme ve Metabolizma Derneği’nin başkanıdır. Amerikan Nefroloji Derneği Dergisi ve Renal Beslenme ve Böbrek
Enternasyonal Dergisi’nin yayın kurulu üyesidir. Nefroloji alanındaki araştırmaları için pek çok fon ve ödül almıştır. Prof.
İkizler’in ana araştırma alanı, enflamasyon ve oksidatif stresle bağlantılı böbrek hastalığının beslenme ve metabolik
yönleridir.Son çalışmalarından biri, böbrek yetmezliği hastalarında yüksek mortalite riskleri ile ilişkili olan protein-kalorik
malnütrisyon için güvenilir ve pratik testlerin tanımlanmasını ve bu testlerin farklı tedavi stratejilerini değerlendirmek için
kullanılmasını içermektedir. Araştırmaları pek çok kitap ve bilimsel dergide yayınlanmıştır.

6. ORHAN SEZER

Hematoloji alanında uzmandır ve Multipl Myelom ile ilgili özel araştırmaları bulunmaktadır.
İstanbul Memorial Hastanesi’nde Hematoloji Bölüm Başkanı olarak çalışmalarını sürdürmüş olan Prof. Orhan Sezer, 2010-
2013 yılları arasında Hamburg Üniversite Hastanesi’nde Hematoloji, Kemik İliği Transplantasyonu ve Onkoloji Bölümü’nde
çalışmıştır. 1996-2009 arasında ise Berlin Üniversite Hastanesi’nde Hematoloji ve Onkoloji Bölümü’nde çalışmıştır. 2004
yılında Profesör olan Sezer, Amerikan Yıllık Hematoloji Kongrelerinde, Alman, Avusturya, İsviçre Yıllık Hematoloji ve Onkoloji
Kongrelerinde Oturum Başkanlığı yapmış ve çeşitli konferanslara katılmıştır. Türk Hematoloji Derneği, International Myeloma
Working Group, Alman Hematoloji ve Onkoloji Derneği, Amerikan Hematoloji Derneği ve Amerikan Klinik Onkoloji Derneği
üyesidir. Pek çok kitabı ve uluslararası tıbbi dergilerde yayınlanan 200’ün üstünde yayını bulunmaktadır.

5. FATİH M. UÇKUN

Lösemi-Lenfoma hastalığı için geliştirdiği tedavi yöntemleriyle tanınmaktadır.

Prof. Dr. Fatih Mehmet Uçkun, Alman hükümetinden aldığı bursla tıp öğrenimini Almanya Heidelberg Üniversitesi’nde
tamamladı. Prof. Uçkun, ardından ABD Minnesota Üniversitesi’nde İmmünoloji ve Kemik İliği Nakli doktora sonrası
araştırmacı eğitimini, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana dalında uzmanlık eğitimini ve Çocuk Onkolojisi üst uzmanlık eğitimini
bitirdi, T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan da uzmanlık diplomalarını aldı: (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Onkolojisi). 1986
yılından itibaren Minnesota Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yardımcı doçent, doçent ve profesör olarak çalıştı. 1996’da Prof.
Uçkun için Minnesota Üniversitesi “Hughes Chair in Biotherapy” adı altında bir şeref kürsüsü kurdu. 1995- 1997’de
Minnesota Üniversitesi Biyoterapi Enstitüsü başkanlığını, 1997-2008 arasında Minnesota’da özel bir kanser araştırma
enstitüsünün (Hughes Institute) başkanlığını yapan Uçkun, 2009-2015 arasında Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde profesör
olarak çalıştı ve aynı üniversitenin çocuk kanser merkezinde Lösemi-Lenfoma Araştırma Bölüm başkanı olarak bilimsel
çalışmalarını sürdürdü.2008-2016 arasında ABD Ulusal Kanser Enstitüsünün Nanoteknoloji programında birçok liderlik
pozisyonunda görev aldı. Edindiği tecrübe ve bilgileri Türkiye’deki yeni nesillere aktarmaktan gurur duyan ve birçok Türk
doktor ve bilim insanı yetiştiren Prof. Uçkun, 2015’ten beri kanser ilacı ve yeni kanser tedavi yöntemleri geliştirme
çalışmalarına Ares Pharmaceuticals firmasının icra komitesi başkanı ve Syneos firmasının Executive Medikal Direktörü olarak
devam etmektedir.Prof. Uçkun’un, keşfettiği kanser tedavilerini ve ilaçları kapsayan 70’den fazla patenti vardır. ABD’de pek
çok kuruluştan çok sayıda ödül kazanan Prof. Uçkun’un Türkiye’de aldığı ödüller arasında 1995- TÜBİTAK Bilim Ödülü, 1986-
Sedat Simavi Vakfı Sağlık Bilimleri Ödülü, 1985-TÜTAV Tanıtma Ödülü ve 1985-TÜBİTAK Teşvik Ödülü gibi ödüller bulunuyor.

4. SERDAR BULUN

Üreme endokrinolojisi üzerine çalışmaları bulunmaktadır.

ABD’nin Chicago kentinde Nortwestern Üniversitesi Hastanesi Kadın Doğum Bölümü Anabilim Başkanı olan Prof. Dr. Serdar
Bulun, Yale Üniversitesi Nörovasküler Cerrahi ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Murat Günel ile birlikte tıp alanında ABD’nin
en saygın kurumlarından biri olan ‘Ulusal Tıp Akademisi’ (NAM) üyeliğine seçilmiştir. Buffalo, Tıp Fakültesi ve Biyomedikal
Bilimler New York Eyalet Üniversitesi’nde obstetrik ve jinekoloji uzmanlık eğitimini alan Bulun, Chicago College of
Medicine’de Illinois Üniversitesi’nde dört yıl boyunca üreme endokrinoloji infertilitesi müdürü olarak çalıştı.2003 yılından bu
yana Feinberg Okulu’nda Üreme Biyolojisi Araştırma Bölümü’nü kurdu ve steroid hormon ile ilişkili endometriyum, rahim
fibroidleri, meme kanseri ve intrauterin gelişme geriliği patolojisine odaklanan bir ekip kurdu. Ekibiyle birlikte uterus, meme
ve plasental bozukluklarda kullanılmak üzere 60 milyon dolarlık araştırma fonu ile ödüllendirildi. Bulun, 2010 yılında Ulusal
Sağlık Enstitüleri (NIH) MERIT ödülünü, 2015 yılında National Academy of Medicine ödülünü kazandı. Aynı zamanda
Amerikan Bilim Adamları Klinik Araştırma ve Derneği üyesi ve Üreme Araştırmaları Derneği’nin 2015 başkanıdır.

3. CEZMİ AKDİŞ

Bağışıklık bilimi ve alerji alanlarında araştırmalar yapmaktadır.

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eğitiminin ardından 1994 yılında merkezi Davos’ta bulunan İsviçre Alerji ve Astım
Araştırma Enstitüsü (SIAF)’a araştırmacı olarak giren Cezmi Akdiş, 1998 yılında SIAF İmmünoloji Bölüm Başkanı oldu.
Direktörlüğünü yaptığı bu enstitüde bağışıklık bilimi üzerine araştırma grubu bulunmaktadır. Ayrıca Avrupa Alerji Klinik
İmmünoloji Akademisi’nin (EAACI) Başkanlığını yapmıştır. Araştırmalarında Türk araştırmacılara da destek veren Akdiş, Dünya
Alerji Organizasyonu tarafından Bilimsel Başarı Ödülü’ne layık görülmüştür. Akdiş, araştırmalarında insanlarda bağışıklık
toleransı mekanizmalarına odaklanmış, yeni aşılar ve tedavi yöntemleri geliştirmiştir.Alerji ve astımda hastalık endotiplerinin
ve hassas ilaç kavramlarının başlamasına büyük katkıda bulunmuştur. Alerji ve astıma çözüm bulmak için sürekli olarak aşı,
insan immünolojisi, akciğer ve deri araştırmaları yapmaktadır. Araştırmaları için şimdiye kadar 30 milyon euro fon
kazandırmış, arı, kedi ve ev tozu alerjilerine karşı aşı geliştirmiştir.Akdiş’in çalışmaları aralarında Ferdinand Wortman Ödülü,
Sedat Simavi Tıp Ödülü, TÜBİTAK Özel Ödülü gibi pek çok ödüle layık görülmüştür. Üç Küresel Atlas’ın editörlüğünü yapmıştır.
Bu atlaslar Alerji, Astım ve Alerjik Rinit ve Kronik Rinosinüzit ile ilgili 269 illüstrasyon ve 92 tablo içerir.

2. GÖKHAN HOTAMIŞLIGİL

Metabolizma, genetik, obezite ve diyabet üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.

2005 yılından beri Harvard Üniversitesi’nde görev yapmaktadır. Diyabet ve karaciğer yağlanması gibi hastalıkları
durdurabilecek “lipokin” adlı bir hormonu keşfetmiştir. Obezite ve buna bağlı metabolik bozukluklarla ilgili çalışmalarıyla
TÜBİTAK Bilim Ödülü’ne layık görülmüştür. TÜBA Asil Üyeliği ve Amerikan Obezite Vakfı Asil Üyeliği görevleri de sürmektedir.
Harvard Üniversitesi Genetik Hastalıklar Laboratuvarı’nı yönetmektedir. 1986’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden
mezun olmasının ardından Harvard’da doktora yapan Hotamışlıgil, Harvard Üniversitesi Genetik ve Karmaşık Hastalıklar
Bölümü Başkanıdır.Hotamışlıgil’in buluşları çok sayıda ilaç geliştirme programının temelini oluşturdu. Prof. Dr. Hotamışlıgil,
bugüne kadar diyabet, obezite ve kalp sağlığı alanında sayısız çalışmaya imza attı. Çalışmaları ile tüm dünyayı etkileyen bir
bilim adamı olarak tanınan Prof. Hotamışlıgil, TASSA (Turkish American Scientists & Scholars Association) ve Boston Türk
Biyoloji grubunda yapmış olduğu çalışmalar nedeni ile Amerikan-Türk camiası tarafından Altın Türk ve Toplum Lideri olarak
ödüllendirilmiştir.Prof. Hotamışlıgil; Markey, Pew, Sandler, ADA, NIH ve Harvard Üniversitesi’nden çok sayıda ödüle layık
bulunmuştur. Son olarak, araştırma ekibiyle birlikte, kolesterol seviyesi hücre içinde yükseldiğinde uyarı veren ve
kolesterolün zararlı etkilerine karşı hücreleri koruyan bir mekanizma geliştirmiştir.

1. AZİZ SANCAR

Metabolizma, genetik, obezite ve diyabet üzerine çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.

1997 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Karolina Üniversitesi, Chapel Hill’de Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde
Sarah Graham Kenan Profesörü olarak görev yapmaktadır. ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilen ilk ABD’li Türk olarak da
tanınır.DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu anlatan araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü
kazanmıştır. Aziz Sancar’ın “maxicell” tekniği ile buluşunu yapıp ismini koyduğu “excinuclease/excision nuclease” enzimi
terimleri Oxford Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Sözlüğü’ne girmiştir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of
Health) Ödülü, ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi (American Academy of Arts and Sciences) Ödülü, Vehbi Koç Ödülü gibi
ödüllerin sahibi olan Sancar, ABD (Ulusal Bilimler Akademisi ve TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesidir.

20. AHMET HÖKE

Periferik nöropatilerin mekanizmaları; sinir rejenerasyonu alanında tedaviler geliştirmektedir.

2009 yılından beri Baltimore Johns Hopkins Üniversitesi’nde Nöroloji ve Neuroscience’da çalışmalarını sürdüren Prof.
Dr. Ahmet Höke, periferik sinir hastalıklarına özel

ilgi gösteren nöromusküler hastalıklara odaklanmaktadır. Sinir iletim çalışmalarında, elektromiyografi, sinir ve kas
biyopsisi alanında uzman olan Höke, tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde tamamladı. Daha sonra Cleveland, Ohio’daki
MetroHealth Saint Lukes Tıp Merkezi’nde tıpta staj ve stajyerlik yaptı. Doktora programını tamamladı. The Johns Hopkins’teki
çalışmalarına başlamadan önce Case Western Reserve Üniversitesi’nde nöroloji bilimi alanında Ph.D’sini tamamladı.Höke’nin
araştırma alanları arasında periferik aksonların ve Schwann hücrelerinin temel biyolojisi ve periferal sinir sistemini etkileyen
bozukluklar ile ilgili çalışmalar bulunmaktadır. İn vitro ve in vivo modellerle aksonal dejenerasyon ve rejenerasyon
mekanizmalarına odaklanan ve devam eden araştırmaları vardır.

19. M. GAZİ YAŞARGİL

Nöroşirurji alanında mikrocerrahinin kullanılmasını sağlayan çalışmaları bulunmaktadır.

Mikro cerrahinin nöroşirurji alanında kullanılabilirliğini keşfeden Prof. Dr. M. Gazi Yaşargil, epilepsy ve beyin
tümörlerinin tedavisi için yeni yöntemler buldu. Nöroşirurji alanında yüzyılın çok önemli gelişmelere imzasını atan ve
mikroskobu beyin ameliyatlarında devreye sokan Yaşargil, anevrizmaya karşı ilk müdahale tekniğini geliştiren isim olarak tıp
tarihine geçti. Tıp eğitimini Almanya’da Friedrich Schiller Üniversitesi’nde alan Yaşargil, Zürich Üniversitesi Beyin Cerrahisi
Kliniği’nde rutin beyin cerrahisi çalışmaları yanında, ilk 12 sene (1953-1965) serebral anjiografi ve 1957- 1965 yıllarında
stereotaktik teknikle Parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının tedavisine yönelik ameliyatlar yaptı. Zürich’de
Nörofizyolog Prof. Oscar Wyss’in yardımıyla ilk defa yüksek-frekanslı koagülasyon tekniğini kullandı ve bu teknik küresel
kabullendi.Profesör Yaşargil ismi altında Oxford-İngiltere, Little Rock-ABD ve Beijing-Çin’de mikrocerrahi laboratuarları
kurulmuştur. Zürich İsviçre Tıp Fakültesi tarafından Kasım 2014 yılında “Yıllık Yaşargil” konferansları başlatılarak Yaşargil’in
Zürich Üniversitesi’nde çalışmaları ve katkıları onurlandırılmıştır. Yaşargil, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
çalışmalarına devam etmektedir.

18. MÜNCİ KALAYOĞLU

Karaciğer nakli konusunda dünya çapında çalışmalar yapmaktadır.

Ankara Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Kalayoğlu, 1981-83 yılları arasında Pittsburg Üniversitesi Transplantasyon
Bölümü’nde, karaciğer transplantasyonunda öncü olan Prof. Thomas Starzl’ın yanında çalışmalar yaptı. Prof. Kalayoğlu,
1983’de Wisconsin Üniversitesi’nde Karaciğer Transplantasyonu Programı’nı başlattı.1988 yılından bu yana, bu programın
başkanlığını da yürüten Kalayoğlu, Amerika’da web dünyasının en prestijli kuruluşlarından “Top Master’s in Healthcare
Administration” tarafından “Dünyanın Yaşayan En Yaratıcı 20 Çocuk Cerrahından Biri” seçildi. Bugüne dek iki binden fazla
karaciğer nakline imza atan, gerçekleştirdiği 45 bin ameliyat ve literatüre giren çalışmalarıyla tıp dünyasında adından söz
ettiren Prof. Dr. Kalayoğlu, çalışmalarını Memorial Şişli Hastanesi’nde sürdürmektedir.

17. TARIK TİHAN

Beyin tümör sınıflamasında bulunan bir çok tümör tipinin tanımlanmasına katkıda bulunmuştur.

Tarık Tihan 1985 İstanbul Tıp Fakültesi mezunudur. İstanbul Tıp Fakültesi’nde Biyokimya Anabilim dalında araştırma
görevlisi olarak çalışmış ve sonrasında Avusturya hükümetinden aldığı bursla gittiği Viyana Üniversitesi’nde Tıbbi Biyokimya
doktorası yapmıştır. Ardından ABD’de University of South Florida İç Hastalıkları Anabilim dalında araştırma görevlisi olarak
çalışmış, aynı zamanda Moffitt Cancer Center’da araştırmacı olarak görev almıştır. 1991’de New York, Beth Israel Medical
Center’de Beyin Cerrahisi anabilim dalında araştırma görevlisi ve uzmanlık öğrencisi olan Tihan, aynı hastanede Patoloji
Anabilim dalına uzmanlık öğrencisi olarak kabul edilmiştir. ABD’de onkolojik patoloji ve nöropatoloji yandal ihtisaslarını
tamamlamıştır. 1997’de Johns Hopkins Medical İnstitutions’da yardımcı doçent olarak çalışmaya başlamış, 2002 yılında da
University of California, San Francisco’da önce doçent sonra da Profesör olarak devam etmiştir. Halen aynı üniversitenin
nöropatoloji bilim dalında görev yapmakta ve Brain Tumor Research Center’da araştırma yürütücüsü olarak
çalışmaktadır.Profesör Tihan, Dünya Sağlık Örgütü Beyin Tümörleri Sınıflandırma Grubu ve Dünya Sağlık Örgütü Endokrin
Tümörler Sınıflandırma Grubu dahil olmak üzere 30’un üzerinde ulusal ve uluslararası organizasyonda görev almıştır. United
States and Canadian Academy of Pathology ve American Association of Pathology organizasyonlarının yönetim kurumlarında
yer almıştır. Ülkemizde Bilim Akademisi üyesi olan Prof. Tihan, Türkiye’de 50 den fazla Tıp fakültesinde konuşmacı olarak
bulunmuştur.2017 yılı itibariyle 3 kitap, 20 den fazla kitap bölümü, 200 den fazla abstrakt ve 230’un üzerinde bilimsel
makalesi bulunmaktadır. 2000 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü beyin tümör sınıflamasında bulunan bir çok tümör tipinin
tanımlanmasına katkıda bulunmuştur. Nöropatoloji dünyasında pilomiksoid astrositom olarak bilinen tümör tipini ilk olarak
tarif eden yayının ilk yazarı olarak bilinir.

16. BİYKEM BOZKURT

Kalp Yetersizliği ve Kardiyak Transplantasyon, Kardiyovasküler Hastalıklar alanında çalışmaktadır.

Amerika’da Baylor College of Medicine’de Kardiyoloji Bölümü’nde profesör olan Biykem Bozkurt aynı zamanda aynı
üniversitenin Kalp Yetmezliği Araştırma Kışlar Merkezi İç Hastalıkları Mary ve Gordon Cain Başkanı’dır. Amerikan İç
Hastalıkları Kurulu’ndan Kalp-damar hastalığı ve İleri Kalp Yetmezliği ve Kardiyak Transplantasyon sertifikalarına sahiptir.

15. ÖMER KÜÇÜK


Özellikle prostat kanserinde ve diğer genitoüriner kanserlerde kemoprevansiyon, beslenme ve kanser alanları üzerine
çalışmaktadır.

Türkiye’nin dünyaca tanınmış tıp profesörü Ömer Küçük, 1975’te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun
oldu, dahiliye uzmanlığını ABD’de Illinois’ye bağlı Evanston şehrindeki Saint Francis Hastanesi’nde tamamladı. Chicago’da
Northwestern Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde medikal onkoloji ve hematoloji dallarında uzmanlığını alan Küçük, 1981-1984
arasında Northwestern Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, 1984-1991 arasında Chicago Medical School’da, 1991-1995 arasında
Hawaii Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ve 1995-2008 arasında Wayne State Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak
görev yaptı. 2008 yılından itibaren Emory Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam
etmektedir.Küçük, 2009’da American College of Nutrition Derneği “Mark Bieber” Ödülü’nü ve 2016’da “Gateway Foundation
Cancer Researcher of the Year” Ödülü’nü kazandı. 2015-2017 arasında Türkiye Bilimler Akademisi asli üyeliğini sürdürdükten
sonra 2017 yılında şeref üyeliğine seçildi. Prof. Dr. Küçük’ün uzmanlığı, özellikle prostat kanserinde ve diğer genitoüriner
kanserlerde kemoprevansiyon, beslenme ve kanser alanları üzerinedir. Prostat kanserli hastalarda likopen ve soya
izoflavonlarının faydalı etkileri (PSA seviyesinin azalması, tümör küçülmesi, kolesterol seviyesinin azalması) ve bu bileşiklerin
hiçbir yan etkisinin olmadığı bilimsel literatürde ilk kez kendisi tarafından yayınlanmıştır. Kemoterapi ve radyoterapi alan baş-
boyun kanserli hastalarda çinko ile ilgili yaptığı araştırmalarda, tedavileri sırasında çinko alan hastalarda daha az enfeksiyon
ve hastaneye yatış olduğunu belirleyerek çinkonun antioksidan etkileri ve bağışıklık sistemi için öneminin anlaşılmasını
sağladı. Halen yürütmekte olduğu çalışmaları, mikro besinlerin ve fitokimyasal maddelerin çeşitli kanser türlerindeki hücre
büyümesi, apoptoz, metastaz, oksidatif stres ve enflamasyon biyobelirteçlerinin belirlenmesi üzerine odaklıdır.

14. HALUK TOPALOĞLU

Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında, kas-sinir hastalıklarıyla ilgilenmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1978’de mezun olan Prof. Dr. Haluk Topaloğlu, 1984-1985’te Calgary,
Kanada’da, 1990, 1994-1995’te Londra, İngiltere’de ve 1998-2000 yıllarında Bethesda, ABD’de (Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde)
çalıştı. 1997 Bayındır Hastanesi, 2003 Hacettepe Üniversitesi ve 2003 Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK)
Bilim ödüllerinin sahibi olan Topaloğlu, 2001’den beri Dünya Kas Cemiyeti’nin (WMS) Genel Sekreterliği’ni yapmaktadır. 2008
yılında Avrupa Tıbbi Araştırmalar Konseyi Türkiye temsilcisi olmuştur. Omurilikte yer alan kasların görevlerini yapmamasıyla
sonuçlanan Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastalığının tedavisiyle ilgili çalışmaları bulunmaktadır.

13. DENİZ KIRIK

Nörobilim, Parkinson ve Huntington hastalıkları ile ilgili araştırmaları mevcuttur.

Lund Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren Kırık, Brains Unit isimli araştırma bölümünün de kurucusudur. Bölümün
adı “Nöral Sistemlerde Beyin Onarımı ve Görüntüleme” (BRAINS) olarak adlandırılmaktadır. Dünya, Parkinson ve Huntington
hastalıkları hakkında bilinenlerin birçoğunu Kırık’a ve onun araştırmalarına borçludur. Kırık, Parkinson ve daha yakın zamanda
Huntington gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisi için hücre ve gen tabanlı teknikleri kullanarak ileri terapilerin
geliştirilmesine odaklanan bir araştırma grubunu yönetmektedir.Kırık, Lund Üniversitesi’nde Biyo-Görüntüleme Merkezi’nin
kurulmasında önemli bir rol oynamıştır ve halen Lund’daki Biyomedikal Merkez’de bulunan klinik öncesi görüntüleme
platformlarından sorumlu direktör olarak görev yapmaktadır. Alanıyla ilgili çok sayıda ödüle layık görülen Kırık, günümüzde
gen terapisi üzerine bir araştırmasına yoğunlaşmış durumdadır. Parkinson hastalığı alanındaki çalışmaları 2 milyon dolarlık
fonla desteklenmektedir.

12. TEVFİK BEDİRHAN ÜSTÜN

Standartlaşmış sağlık terminolojilerinin geliştirilmesi üzerine çalışmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü Ruh Sağlığı Bölümünde Direktörlük yapan Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün, Sağlık ve Engellilik
Sınıflandırması ve Değerlendirilmesi konusunda çok sayıda uluslararası ağ oluşturmuştur. Genel Sağlık Hizmetlerinde
Psikolojik Sorunlar gibi geniş ölçekli epidemiyolojik araştırmalar yürütmüştür; Dünya Ruh Sağlığı Araştırmaları ve Dünya Sağlık
Araştırmaları da diğer çalışma alanları arasındadır.Üstün, 100’den fazla makalenin, psikiyatri, birinci basamak, sınıflandırma
ve sağlık değerlendirmesiyle ilgili birçok kitabın yazarı ve yazarlarından biridir. Standartlaşmış sağlık terminolojilerinin
geliştirilmesi; sağlık bilgi standartlarının derlenmesi üzerine çalışmaktadır. Uzmanlık Alanları; Sınıflamalar, Sağlık
Terminolojileri,
Sağlık Bilgi Standartları, Sağlık Epidemiyolojisi, Engellilik, Sağlık Değerlendirmesi, Ruh Sağlığı ve Anketler üzerinedir.
Prof. Üstün, Koç Üniversitesi’nde görev yapmaktadır.

11. ZİYA LEVENT GÖKASLAN

Çalışmalarında omurilik tümörlerinin tedavisine odaklanmıştır.

ABD’deki Johns Hopkins Hastanesi Nöroşirürji Omurga Servisi Direktörü Prof. Dr. Ziya Gökaslan, İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Eğitimine ABD Houston’da Baylor Tıp Fakültesi’nde, doktora sonrası klinik araştırma, genel
cerrahi, beyin cerrahi ile devam etti. Aynı üniversitede beyin cerrahı ve New York Üniversitesi Hastanesi’nde omurilik cerrahı
olarak, ardından Houston Anderson Kanser Merkezi’nde görev aldı. Rhode Island ve The Miriam Hospital’de Nöroşirurji
Bölümü ve Kapsamlı Omurga Merkezi Direktörlüğü de yapan Gökaslan, Brown Üniversitesi Nöroşirurji Bölümü Başkanıdır.
ABD’de ‘omurgayı yeniden tanımlayan Türk’ olarak bilinen Prof. Dr. Ziya Gökaslan, ekibiyle birlikte yaptığı omurilik
ameliyatlarıyla tanınıyor. Prof. Gökaslan, 2003 yılında Johns Hopkins Hastanesi Nöroşirürji Omurga Servisi Direktörlüğü’ne
getirildi.Nöroşirürji, Onkoloji ve Ortopedi Profesörü Ziya Gökaslan, özellikle omurilik bozukluklar, tümör ameliyatları ve en
zor tip omurilik kanserleri üzerine geliştirdiği ameliyat metodlarıyla tıp literatürüne adını yazdırmıştır.

30. TURGAY DALKARA

Nörolog ve farmakolog olarak araştırmalar yapmaktadır.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üye’sidir. Harvard
Üniversitesi’nde uzun seneler araştırmalar yapmıştır. Beynin çalışma şekli üzerine çalışmaları mevcuttur.

Farmakoloji, anatomi, embriyoloji, genetik ve biyokimya gibi birçok bilim dalının birleşmesiyle oluşan nörobiyoloji alanındaki
çalışmaları bilim insanlarına yol göstermektedir. European Academy of Sciences and Arts’a üye seçilmiştir. TÜBA asli
üyesidir.Araştırma alanları arasında, iskemik beyin hasarı ve migrenin temel mekanizmaları bulunmaktadır. Aynı zamanda
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne misafir öğretim üyesi olarak görev yapmanın yanı sıra yapmanın yanı sıra farmakolog
olarak da Harvard Üniversitesi Massachusetts General Hospital’da da araştırma projelerine katkıda bulunuyor.Dalkara, 2002
yılında TÜBİTAK Ödülünü almıştır. 2010 yılında ise beyin hastalıkları ve migren konusundaki uluslararası araştırmaları
neticesinde tıp bilimine yaptığı katkılardan dolayı Vehbi Koç Ödülü’ne layık görülmüştür.

29. FAHRETTİN KELEŞTEMUR

Endokrinoloji alanında uzmandır ve çalışmalarını nöroendokrin alanında yoğunlaştırmıştır.

Prof. Dr. H. Fahrettin Keleştemur, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiştir. Endokrinoloji eğitimini İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Diyabet ve Endokrinoloji kliniklerinde ve Londra Üniversitesi Tıp Fakültesi St. Bartholomew’s Hastanesi
endokrinoloji bölümünde yapmıştır. Temel ilgi alanları nöroendokrinoloji ve üreme endokrinolojisi olan Keleştemur,
çalışmalarını son yıllarda strese endokrin cevap ve özelikle de kafa travmasına bağlı olarak gelişen nöroendokrin değişiklikler
üzerine yoğunlaştırmıştır. Keleştemur ve ekibi ilk defa kavga sporu yapan sporcularda hipofiz yetmezliği gelişebileceğini
göstermişlerdir. Bu alandaki çalışmalar başta BBC olmak üzere birçok uluslararası TV kanalında haber konusu olmuştur.2002
ve 2005 yıllarında iki defa Trier Üniversitesi Psikobiyoloji Bölümü’ne, 2006’da Oxford Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji
Bölümü’ne ve 2007’de Cleveland Clinic Endokrinoloji Bölümü’ne misafir öğretim üyesi olarak davet edilmiştir. Türkiye
Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği başkanlığı, Avrupa Endokrinoloji Derneği (European Society of Endocrinology) ve
Avrupa Nöroendokrin Derneği (European Neuroendocrine Association) yönetim kurulu üyeliklerinde bulunan Keleştemur,
Avrupa Nöroendokrin Tümör Derneği (European Neuroendocrine Tumor Society) danışma kurulu üyesi olarak görev
yapmıştır. 2015’te merkezi Amerika’da bulunan ‘Pituitary Society’ yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. 2012’de Türkiye
Bilimler Akademisi (TÜBA) asli üyeliğine getirilmiştir, iki dönem TÜBA konsey üyeliği yapmıştır.Çok sayıda ödül alan
Keleştemur, 2011’de Cambridge’de düzenlenen British Society of Neuroendocrinology (BSN) kongresinde ‘Award lecture’
konuşmacısı seçilmiştir. 2013 yılı Bayındır Tıp Ödülü, 2014 yılı TÜBİTAK bilim ödülü sahibi olan Keleştemur, 2008-2015 yılları
arasında Erciyes Üniversitesi rektörü olarak görev yapmış ve Haziran-2015 tarihinden itibaren Türkiye Sağlık Enstitüleri
(TÜSEB) başkanlığı görevini yürütmektedir.
28. HÜLYA KAYSERİLİ KARABEY

Çalışmalarını genetik alanında sürdürmektedir.

Prof. Dr. Hülya Kayserili Karabey, 1984’de İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aile Hekimliği uzmanlığını, Şişli Etfal Eğitim
ve Araştırma hastanesi ile Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. Genetik
Doktorasını 1991-1998 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Enstitüsü - Sağlık Bilimleri
Enstitüsünde tamamladı. 1992-2004 yıllarında İstanbul Üniversitesi Prenatal Tanı ve Araştırma Merkezinde uzman doktor,
2004- 2015 yıllarında Tıbbi Genetik AD & Pediatrik Genetik BD, İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesinde öğretim üyesi
olarak görev yaptı. Kasım 2000’de Tıbbi Genetik Doçenti ve 2009’da profesör unvanını aldı.Şubat 2015’ten itibaren Koç
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik bölümünde tam zamanlı öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Özellikle
akraba evliliklerinden doğan çocuklardaki genetik bozukluklarla ilgili çalışmaları bulunmaktadır.

27. SERAP AKSOY

Epidemiyoloji, biyomedikal ve tropik hastalıklar üzerine çalışmaktadır.

Uyku hastalığına neden olan ve ölümlerle de sonuçlanabilen tripanosoma paraziti üzerine çalışmalar yapmaktadır. Afrika
kıtasında birçok yerde epidemiyoloji üzerine çalışmalar yapmıştır. Hastalıkla ilgili gerçekleştirdiği araştırmalar birçok ölümü
engelleyebilecek niteliktedir.Serap Aksoy 2002-2010 yılları arasında Yale Üniversitesi’nde Mikrobiyal Hastalıklar
Epidemiyolojisi Bölümüne başkanlık yapmıştır. Yale Üniversitesi’nde ekip arkadaşlarıyla birlikte çalıştığı laboratuvarda
özellikle Afrika tripanosomlarını ileten ve çoklu simbiyotik mikropları barındıran çeçe sineklerinin biyolojisini anlamayı
amaçlamaktadır. Prof. Dr. Serap Aksoy başkanlığındaki 140 kişilik uluslararası ekip, 10 yıl süren araştırmalar sonucu, özellikle
Afrika kıtasında ölümcül uyku hastalığının taşıyıcısı olan Çeçe sineğinin gen haritasını çıkarttı. Bu sayede Afrika’da insanlarda
uyku, hayvanlarda ise nagana hastalığına sebep olan çeçe sineğinin mücadelesinde önemli bir ilerleme sağlanmış oldu.
Aksoy’un laboratuvarı, çeçe popülasyonlarını azaltmak veya hastalık iletme yeteneklerini azaltmak için yeni yöntemlerin
geliştirilmesine odaklanmaktadır. Aksoy, sık sık bu alanda yapılan uluslararası eğitim programlarına katılmaktadır. 2015’te,
Entomological Society of America’nın Onur Üyesi seçilmiştir.

26. MUSTAFA ŞAHİN

Çocukluk dönemi nörolojik hastalıklarına yeni tedaviler geliştirmektedir.

Kariyerini sinir hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurdukları temel mekanizmaları araştırmaya ve bu süreçlerin ters gittiği
nörolojik rahatsızlıkları olan hastalara bakmaya adayan Prof. Mustafa Şahin, çocuk nöroloğu olarak eğitim aldıktan sonra
laboratuvar çalışmaları yapmaya başladı ve araştırmalarını epilepsi ve otizmle ilişkili bir nörogenetik bozukluk olan Tüberoz
Skleroz Kompleksi’ne (TSC) yönlendirdi. Şahin, halen Boston Çocuk Hastanesinde (BCH) çok disiplinli TSC kliniğinin müdürü
olarak, TSC ve ilgili nörolojik hastalıklarla ilişkili sorunların erken tespiti, tedavisi ve önlenmesi yoluyla beyin gelişiminden elde
edilen kazanımları hasta bakımındaki gelişmelere çevirmek üzere çalışmalarını yürütmektedir.

25. MURAT GÜNEL

Beyin kanseri tedavisinde çığır açacak bir çalışmaya imza atmıştır.

Çalışmalarını ABD’de Yale Üniversitesi’nde sürdüren, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi mezunu Türk bilim insanı Prof. Dr. Murat Günel
ve ekibi, beyin kanseri tedavisinde dünyada çığır açacak bir çalışmaya imza attı. Yale Üniversitesi Nörovasküler Cerrahi
Programı’nın şefliğini yürüten Prof. Dr. Günel, Türkiye ve Almanya’dan bilim insanlarıyla işbirliği içinde yaptığı çalışmada,
beyin kanserlerinin iyi huylu tümörlerden genetik olarak kansere dönüşmesine neden olan mekanizmaları keşfetti. Beyin
anevrizmalarını ve vasküler malformasyonları tedavi etmek için özel araştırmalar yapmaktadır, özellikle arterio-venöz
malformasyonlar ve kavernöz malformasyonlar üzerinde durmaktadır. Ayrıca karotis hastalığı ve gama bıçak cerrahisi
(radyocerrahi) gibi oklüziv vasküler bozukluklarda da uzmanlığa sahiptir.

24. MURAT EMRE

Parkinson ve Alzheimer hastalıkları üzerinde çalışmaktadır.


Alzheimer Derneği’nin eski dönem başkanı, günümüzde de onursal başkanıdır. Ekibiyle birlikte 2004 yılında tamamladığı bir
çalışmayla yeni bir ilacın Parkinson hastalığına bağlı bunamada etkili olduğunu göstermiştir. Alzheimer Derneği ve Alzheimer
Vakfı’nın kurucusudur. Profesör Murat Emre 1996 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda “Davranış
Nörolojisi ve Hareket Bozuklukları Birimini” kurmuştur.İstanbul Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalar sırasında Alzheimer
hastalığı için yeni bir yatkınlık geni saptayarak uluslararası bir başarıya imza atmıştır. Prof. Emre’nin ana araştırma alanları
Parkinson Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı’dır. Başlıca bu hastalıklar konusunda olmak üzere çok sayıda uluslararası yayını
bulunmaktadır.

23. EMRAH DÜZEL

Hafıza, kişiselleşen tıp ve nörobilim üzerine çalışmalar yapmaktadır.

Epilepsi, Alzheimer, unutkanlık ve Parkinson başta olmak üzere birçok hastalığın teşhis ve tedavisi üzerine çalışmaktadır.
Alzheimer hastalığının bilinenin aksine bulmaca çözerek değil fotoğraf ve resimlere bakarak gerilediğini keşfetmiştir. Aynı
zamanda egzersiz yapmanın da hafızayı güçlendirdiğini belirtmektedir. Institute of Cognitive Neuroscience’ta araştırmalarını
devam etmektedir. Hafıza üzerine araştırmalar yapan nöroloji uzmanı Prof. Dr. Düzel, Alzheimer hastaları için “bulmacayı
bırak fotoğrafa bak” teziyle Otto-von-Guericke Üniversitesi 2011 yılı araştırma ödülünü almıştır.Londra Üniversitesi (UCL) Tıp
Fakültesi Nöroloji Enstitüsü’nde araştırmalar yapan Düzel, aynı zamanda Magdeburg Üniversitesi Kognitif Nöroloji ve Demans
Araştırmalar Enstitüsü Başkanlığı yapmaktadır. Düzel’in Magdeburg DZNE (Alman Nörojenaratif Hastalıklar Merkezi)’nde
bozuk ya da yaralı dokuların yeniden oluşması veya oluşturulmasına müdahale yöntemleri üzerine araştırmaları
bulunmaktadır.

22. ÖMER AKYOL

Ateroskleroz, kalp ve diyabet alanlarıyla ilgili çalışmalar yürütmektedir.

Araştırmalarını kardiyolojik hastalıklar üzerine yoğunlaştırmıştır. Elektronegatif lipoproteinlerin kalp hastalıklarında etkisini
incelemiştir. 150’den fazla makalesi yayımlanan Akyol, aynı zamanda antioksidanlar, radikal biyoloji ve oksidanlarla da
ilgilenmektedir. Spinal kord hasarlarında dokudaki biyokimyasal değişiklikleri ve Mn-SOD polimorfizmini araştırmaktadır.
TÜBA’nın üyelerinden biridir. Araştırmalarını ABD’de Texas Kalp Enstitüsü ile Hacettepe Üniversitesi’nde sürdürmektedir.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde tıp eğitimini alan Akyol, Fırat Üniversitesi’nde Tıbbi Biyoloji ve Genetik alanında
doktora yapmıştır. Prof. Dr. Ömer Akyol’un bilimsel araştırma alanları arasında ADAMTS proteinleri ve L5 bulunmaktadır.

21. UĞUR ŞAHİN

Kanserli hücreler üzerinde genetik araştırmalar yapmaktadır.

Prof. Dr. Uğur Şahin, farklı yaşam bilimleri ve biyoteknoloji alanlarında 60’tan fazla bağımsız patente önemli katkılarda
bulunan bir araştırmacıdır. BioNTech AG’nin kurucu ortağı olan Şahin, bilimsel fikirleri bireysel hastalara yardımcı olan
yeniliklere dönüştürüyor. Alman Hemato-Onkoloji Derneği, Alman İmmünoloji Derneği, Alman Eğitim ve Araştırma Bakanlığı
ve Amerikan Klinik Onkoloji Derneği’nden prestijli ödüller alan Şahin, BioNTech’te kanserli hücreler üzerine gerçekleştirdiği
genetik araştırmalarla kişiye özel karma aşılar geliştiriyor. Uğur Şahin’e göre kişiye özel geliştirilen tedavi yöntemi, kanser
terapisindeki en önemli gelişme. Şahin ve ekibinin “Truva atı aşısı” metodunun başarıya ulaştığı geçtiğimiz yıllarda
açıklanmıştı.

40. TANER DEMİRER

Kök hücrenin kansere karşı kullanımı konusunda çalışmalar yapmaktadır.

Dr. Demirer 1984 yılında Ankara Tıp Fakültesinden dönem üçüncüsü olarak mezun olmuş ve 1987-1997 yılları arasında 10 yıl
süre ile Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitim görmüştür. Amerika’da bulunduğu dönem içerisinde iç hastalıkları ihtisasını
Wisconsin Tıp Fakültesi’nde, Tıbbi Onkoloji, Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyonu ihtisaslarını ise Washington
Üniversitesi’ne bağlı Fred Hutchinson Kanser Merkezi’nde yapmış ve kendisine bu enstitüde Üstün Başarı ödülü verilmiştir.
Amerikan Federal Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı tarafından kendisine İç hastalıkları ve Tıbbi onkoloji uzmanı unvanları ve
diplomaları verilmiştir. 1998 yılında ülkemizde hematoloji alanında verilen ‘ROCHE Tıp Araştırma Ödülü’nü almıştır.Prof. Dr.
Demirer, 2001-2007 yıllarında kısa adı EBMT olan Avrupa Kemik İliği Transplantasyon Birliği’nin Solid Tümör Grubu Başkanlığı
ile kısa adı FECS olan Avrupa Kanser Federasyonu konsey üyeliği görevlerini yürütmüştür. Dr. Demirer aynı zamanda
Hematoloji ve Onkoloji alanında uluslararası düzeyde tanınmış dergilerin editöryal komisyonlarında da danışman olarak
görev yapmaktadır. Demirer, ülkemizde Sağlık Bakanlığına bağlı ilk kemik iliği transplant merkezini Ekim 1999’da Ankara
Numune Hastanesinde kurmuş ve Ekim 2001 yılına kadar bu ünitenin direktörlüğünü yapmıştır. Ayrıca Temmuz 2003 ve Mart
2015 tarihlerinde İstanbul’da yapılan Avrupa Kemik İliği Transplantasyon Kongresinin Başkanlığı’nı yapmıştır. 2002 yılında
Sağlık alanında TÜBİTAK Bilim Ödülünü almıştır. Türkiye Bilimler Akademisi Konsey üyesi, Avrupa Bilimler Akademisi Asli
Üyesi ve Dünya Akademiler Birliği (IAP) Seçici Kurul üyesidir. Dr. Demirer aynı zamanda TÜBA Kanser ve Kök Hücre Çalışma
Gruplarının başkanlıklarını da yürütmektedir.Ülkemizi uluslararası platformlarda üstün temsil kabiliyeti ve kök hücrenin
kansere karşı kullanımı konusunda yaptığı üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle Ekim 2014’te Türkiye Büyük Millet Meclisi
(TBMM) Onur Ödülü’nü almıştır.

39. MURAT AKOVA

Kanserli hastalarda enfeksiyonlar üzerine çalışmaktadır.

Prof. Dr. Murat Akova, Hacettepe Üniversitesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nde çalışmalarını ve
araştırmalarını sürdürmektedir. İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olan Akova, İç Hastalıkları uzmanlık Eğitimini Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. 1988-1989 yılları arasında “London Hospital Medical College, Department of
Medical Microbiology”, Londra, İngiltere’de, 2002-2003 yılları arasında Boston, ABD’de, “Tufts University School of Medicine,
Center for Adaptive Resistance and Microbiology” bölümünde çalıştı.Özellikle gram- negatif bakterilerde beta-laktamaz
direnci aracılığı ile gelişen direnç konusunda Hacettepe’deki ekip arkadaşları ile birlikte yaptığı çalışmalar, ülkemizde
antibakteriyel direnç konusunda takiben yapılan pek çok araştırmaya öncülük etmiş, geçtiğimiz yıllarda Türkiye kaynaklı çok
sayıda yeni farklı enzimin tanımlanmasını sağlamıştır. Dr. Akova, kanserli hastalarda infeksiyonlar-febril nötropeni alanında
da Türkiye’de önde gelen bilim insanlarından biridir.Son 20 yıl içinde ekip arkadaşları ile birlikte yaptığı çalışmalarla
uluslararası platformda da konuyla ilgili tanınan bilim insanları arasına girmiş ve pek çok uluslararası çalışmanın
yürütülmesinde, çeşitli tanı ve tedavi rehberlerin hazırlanmasında ve bu sayede evrensel anlamda bilgi üretimine katkıda
bulunulmasında önemli rol oynamıştır.

38. VEDAT HAMURYUDAN

İltihaplı romatizmal hastalıkların tanı ve tedavisiyle uğraşmaktadır.

Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, 1980 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı fakültede
1984 yılında iç hastalıkları uzmanı, 1990 yılında da romatoloji uzmanı oldu. Halen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları
Anabilim Dalı Romatoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir. Romatoid Artrid hastalığının
erken teşhisi ve tedavisi üzerine araştırmaları ve çok sayıda makalesi bulunmaktadır.Hamuryudan aynı zamanda Türkiye
Romatoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmektedir.

37. MEHMET HABERAL

Ünlü cerrah, organ nakli alanında uzmanlaşmıştır.

Türkiye’de ilk organ nakli ameliyatını gerçekleştiren Haberal, Amerikan Cerrahlar Koleji tarafından şeref üyeliğine seçilen ilk
Türk’tür. Çalışmalarını Başkent Üniversitesi’nde gerçekleştirmektedir. Organ nakli işleminin yanı sıra organ naklini bekleyen
hastaların psikolojileriyle de ilgilenmiş, bu alandaki çeşitli araştırmalara danışmanlık yapmıştır. Türkiye’de ilk organ nakli
kongresini düzenleyerek alanda gelişmelere ön ayak olmuştur.1974 ve 1975 yıllarında Colorado Üniversitesi Tıp Fakültesi
Transplantasyon Merkezinde çalıştı. Aynı yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümüne bağlı olarak
Yanık ve Transplantasyon Ünitesi’ni kurdu. 3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi
Bölümü’nde, Türkiye’de ilk kez annesinden 12 yaşındaki bir çocuğa, akrabalar arası böbrek naklini gerçekleştirdi. Alanında
birçok ilke imza atan Haberal, 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli” yasasının hazırlanıp, 3
Haziran 1979’da yürürlüğe girmesine de öncülük etti.1988’de Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türkiye’de ilk kadavradan karaciğer
naklini gerçekleştirdi.
36. ÖZCAN EREL

Tıbbi biyokimya alanında uzmanlaşmıştır.

Prof. Dr. Özcan Erel, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak,
Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Laboratuvarlar Koordinatörü olarak çalışmaktadır. Bilimsel çalışma
alanları; yenilikçi biyokimya test ölçüm yöntemi ve kiti geliştirme, oksidanlar, antioksidanlar, enzimler ve iz
elementlerdir.Prof. Erel’in geliştirdiği biyokimya test ölçüm yöntemleri tüm dünyada kullanılmakta ve ülkemizde üretilen
yenilikçi biyokimya test ölçüm kitleri özellikle gelişmiş ülkeler başta olmak üzere 20 den fazla ülkeye ihraç edilmektedir.
Bilimsel projelerine TÜBİTAK ve endüstriden çok sayıda finansal destek kazanmıştır. Prof. Erel, XI th Annual John M. Kinney
International Award (ABD), TÜBİTAK Bilim Ödülü sahibi ve Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesidir.

35. GÖKHAN M. MUTLU

Akciğer hastalıkları, kritik bakım ve uyku bozuklukları uzmanıdır.

Amerika’da Chicago Üniversitesi’nde Akciğer ve Kritik Bakım Bölümü’nün şefliğini yapan ve aynı yerde çalışmalarını sürdüren
göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Gökhan M. Mutlu, özellikle solunum yolu hastalıkları ve uyku bozuklukları ile ilgilenmektedir.
Mutlu’nun araştırmaları, Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu, Solunum yetmezliği, Obstrüktif uyku apnesi, Merkezi uyku apnesi,
akciğer iltihabı sendromunun mekanizmalarına odaklanmaktadır.NUCATS İnovasyon Ödülünü, son zamanlarda hava kirliliğine
bağlı kanser hastalıklarının çok arttığını, her yıl akciğer kanserinden ölenlerin sayısının meme, kolon ve prostat
kanserlerinden ölenlerin toplamından daha fazla olduğuna dikkat çeken ve nanopartiküllerin akciğer kanserinin tedavisinde
kullanımı üzerinde çalıştığı projesi ile kazanmıştır. Mutlu, hava kirliliğinin akciğerlere etkisine dair pek çok yeni araştırma
projesi yürütmektedir. Amerikan Klinik Araştırma Derneği’nin seçilmiş üyesidir. Pek çok bilimsel yayında editörlük çalışmaları
yapmaktadır.

34. CİHAN YURDAYDIN

Karaciğer hastalıkları ve tedavisi üzerinde çalışmaktadır.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi olan Prof. Dr. Cihan Yurdaydın, Dünya
Gastroenteroloji Örgütü’nün (World Gastroenterology Organisation-WGO) de Genel Sekreteridir. Yurdaydin, Avusturya
Viyana Üniversitesi’nde hepatik ensefalopatisi üzerine bir yıl çalışmış ve 1991-1993 yılları arasında Ulusal Sağlık Enstitüleri
Karaciğer Hastalıkları Bölümü’nde misafir araştırmacı olarak görev yapmıştır. AASLD, EASL ve Türk Gastroenteroloji
Derneği’nin aktif bir üyesi olan Profesör Yurdaydın, aynı zamanda Karaciğer ve Türk Transplantasyon Derneği’nin
üyesidir.Karaciğer hastalıklarının karaciğer dışı belirtilerinin santral sinir sistemi kaynaklı olduğunu gösteren Yurdaydın bu
çalışmasıyla ülke sınırlarını aşarak Brezilya’da yaşayan Amazon yerlilerinin sağlığına bile büyük katkı sağlamıştır. Yurdaydın
özellikle santral serotoninerjik ve opyaterjik sistemlerin rolleri konusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

33. BERRAK YEĞEN

Gastrointestinal peptitlerin biyolojik etkileri üzerine çalışmaktadır.

Halen Marmara Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapan Berrak Yeğen, araştırmalarını; Gastrointestinal
motilite ve düzenlenmesinde rol oynayan nöral ve humoral faktörler; İnflamasyon modelleri; Gastrointestinal peptitlerin
biyolojik etkileri üzerine yoğunlaştırmıştır. Yeğen, ayrıca eğitim alanında da araştırmalar yürütmektedir.Prof. Berrak Yeğen’in
Sandoz Bilim Ödülleri Farmakoloji Bilim Dalında üçüncülük ödülü, İstanbul Tabip Odası Tıp Bilim Ödülü, 1997 Sedat Simavi
Vakfı Sağlık Bilimleri ve Eczacıbaşı Tıp Teşvik Ödülü gibi pek çok ödülü bulunmaktadır.

32. ÖZLEM TÜRECİ

Tümör antijenlerinin karakterizasyonu için SEREX teknolojisini geliştirdi.

Özlem Türeci, 20 yıldan fazla bir süredir kanser araştırmaları yapıyor. Araştırmalarının odak noktası, hematolojik olmayan
kanserler için immünoterapötik ilaç hedeflerinin tanımlanması ve antikor geliştirmenin yanı sıra aşı bazlı tedavilerin
belirlenmesidir. Özlem Türeci, 2001 yılında Mainz, Almanya’da bulunan GANYMED Pharmaceuticals AG’yi kurdu ve Kasım
2008’den bu yana Genel Müdürlük görevini yürütmekte

ve Başhekimi olarak görev yapmaktadır.Tümör antijenlerinin karakterizasyonu için SEREX teknolojisini geliştiren Türeci, 1995
yılında Alman Hematoloji ve Onkoloji Derneği Vincenz Czerny Ödülü ve 1997’de University Saarland’ın Calogero Pagliarello
Araştırma Ödülü’nü kazandı.

31. AHMET GÜL

Behçet hastalığı ve Ailevi Akdeniz ateşi üzerine çalışmaktadır.

Halen İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Romatoloji Bilim Dalı’nda profesör olarak çalışmakta olan Ahmet
Gül’ün araştırmaları Behçet hastalığı patogenezinde genetik ve immünolojik faktörlerin tanımlanması ve Ailevi Akdeniz Ateşi
hastalığının moleküler genetiği üzerine yoğunlaşmıştır. Bu konularda kendi fakültesi dışında Karolinksa Enstitüsü (İsveç),
Manchester Üniversitesi, Epidemiology Research Unit (İngiltere) ve National Institute of Arthritis, Musculoskeletal and Skin
Diseases (Amerika Birleşik Devletleri)’de araştırmalar yapmıştır.TÜBİTAK da dahil olmak üzere çeşitli ödülleri bulunan ve Prof.
Gül, Romatizma Derneği, Behçet Hastalığı ile Savaş Derneği (Yönetim Kurulu Başkanı), İmmünoloji Derneği, Romatoloji
Araştırma ve Eğitim Derneği (Yönetim Kurulu Üyesi), International Society for Behçet’s Disease, Ailesel Akdeniz Ateşi
Araştırma ve Dayanışma Derneği (Yönetim Kurulu Üyesi) Üyesidir.

6 Eylül 2018

50. FERİDUN CAHİT TANYEL

Kasık bölgesi cerrahi hastalıkları ile ilgilenmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’nda çalışmalarını sürdüren Prof. Dr. Feridun Cahit Tanyel,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fakülte Kurulu ve Yönetim Kurulu üyelikleri, Hacettepe Üniversitesi Deney Hayvanları
Etik Kurulu Başkanlığı, Bilimsel Araştırmalar Birimi Tıp ve Sağlık Bilimleri Alt Komisyonu Başkanlığı, Hacettepe Üniversitesi
Bilimsel Araştırmalar Birimi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu üyeliği, European Association of Pediatric Surgeons
Bilimsel Kurul üyeliği, Hacettepe Üniversitesi Bilim ve Sanat Ödülleri değerlendirme komisyonu üyeliği, Hacettepe
Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü Müdürlüğü ve Doku ve Organ Nakli Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürütmüştür.Türkiye
Bilimsel Teknik Araştırma Kurumu, Hacettepe Üniversitesi Araştırma Fonu, Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Birimi
ve Eczacıbaşı Bilimsel Araştırma ve Ödül Fonlarınca desteklenen çeşitli projeleri yürütmüştür. 1990-1991 döneminde
Fulbright bursu ile Wisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Bölümü’nde çalışmıştır. TÜBİTAK teşvik, Hacettepe
Üniversitesi Bilim, Sedat Simavi Sağlık Bilimleri, TÜBİTAK Bilim ödülleri kazanmıştır. 2002 yılında Türkiye Bilimler Akademisi
Asli üyeliğine seçilmiştir. TÜBİTAK Bilim Kurulu Üyeliğine atanmış, bu dönemde TÜBİTAK Kurumsal Etik Kurulu ve TÜBİTAK
Araştırma ve Yayın Etiği Kurulu üyeliklerinde de bulunmuştur. European Journal of Pediatric Surgery yardımcı
editörlerindendir. Journal of Pediatric Surgery başta olmak üzere, çeşitli dergilerde danışman olarak görev almaktadır.Bilime
en önemli katkıları testisin inişi, fıtık hidrosel ve inmemiş testis konularını açıklamaya yöneliktir. Çocuk Cerrahisi Eğitimi ve
Geliştirme, Türkiye Çocuk Cerrahisi ve Fulbright dernekleri üyesidir.

49. TAYFUN ÖZÇELİK

Genetik haritalama ve genom dizilemesi ile kalıtsal hastalıklarla ilişkili genlerin aydınlatılması başlıca araştırma konusudur.

Prof. Dr. Tayfun Özçelik, insan genetiği alanında kalıtsal hastalıkların moleküler temellerinin belirlenmesini amaçlayan
bilimsel çalışmalar yapmaktadır. 1979-1986 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi, Oxford, Cenevre ve Yale Üniversiteleri’nde
tıp eğitimi almıştır. 1986-1987 Ludwig- Maximillian Münih Üniversitesi, Fizyoloji Enstitüsü’nde, 1987- 1989 Yale Üniversitesi
Tıp Fakültesi, İnsan Genetiği Anabilim Dalı’nda, 1989-1993 Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Howard Hughes Tıp
Enstitüsü’nde fizyoloji ve insan genetiği alanlarında araştırmalarını yürütmüştür. 1991 yılında Tıbbi Genetik uzmanı
olmuştur.İnsan Genom Projesi kapsamında 18.kromozomun haritalanmasında yer almış, Prader-Willi sendromu, Charcot-
Marie-Tooth tip 1A ve tip VIII glikojen depo hastalıkları ile ilişkili genleri tanımlanmıştır. 1992 yılında Nature Genetics dergisi
tarafından yılın en önemli bilimsel gelişmesi seçilmiştir. Prader-Willi sendromu’nun geninin bulunması makalesi Stanford Tıp
Fakültesi girişinde bulunan keşifler yolunda granit üzerine işlenmiş olarak yer almaktadır. 1993 yılında Türkiye’ye dönerek
İstanbul Üniversitesi, Aziz Sancar Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü (DETAM), Genetik Anabilim Dalı’nın kurucu başkanlığını
yapmıştır. Ülkemizde DNA incelemesine dayanan ilk kimliklendirme çalışmalarını Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu ile işbirliği
içinde yürütmüştür. 1995 yılında Bilkent Üniversitesi’ne katılmıştır. Halen Fen Fakültesi Dekanı olarak görev
yapmaktadır.Ülkemizde yürütülen araştırmalarla ailesel pediatrik kanserlerin nedeni MLH1 genini; insanlarda el- ayak
üzerinde yürüme ile ilişkili Ünertan sendromdan sorumlu VLDLR, WDR81, ATP8A2 genlerini ve esansiyel tremor - Parkinson
hastalıkları ile ilişkili HTRA2 genini tanımlamıştır. 2016 yılında sonuçlanan, 19 ülkeden 180 araştırmacının katılımı ve yaklaşık
100 milyon dolar bütçe ile yürütülen Akdeniz Havzası ve Orta Doğu Bölgesi Genom Projesi’nin önderliğini yapmıştır. TÜBİTAK
Bilim, Bayındır Bilim, GATA Bilim ve TÜBİTAK Teşvik Ödülü sahibidir. Türkiye Bilimler Akademisi Asli Üyesidir.

48. BÜLENT C. URMAN

Üreme sağlığı ve İnfertilite konusunda çalışmaktadır.

1982 yılında Ankara Tıp Fakültesini bitiren Bülent Urman, 1984-1989 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde
Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalında ihtisasını yaptı. 1989-1991 yılları arasında Kanada’nın Vancouver şehrinde
British Columbia üniversitesinde Reprodüktif Endokrinoloji ve İnfertilite üst uzmanlık eğitimi alan Urman, 2005-2007 yılları
arasında TSRM (Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği) Genel Sekreterliği ve 2007-2011 yılları arasında da başkanlığı yapmıştır.
2010 yılında Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilmiştir. 2010 yılında Koç Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyeliğine atanmıştır ve 2011 yılında da Profesör
olmuştur.American Society of Reproductive Medicine (ASRM), American Society of Reproductive Surgeons üyesidir.
European Society of Human Reproduction and Embryology (ESHRE): Bu kuruluşun iki Türk Bilim insanından biri olarak Board
of National Representatives (Ulusal Temsilciler Komisyonu) üyesidir. Ayrıca Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) ve
İstanbul Jinekoloji ve Obstetrik Derneği üyelikleri bulunmaktadır.

47. MUSTAFA TEKİN

Genetik, mutasyon analizi, moleküler tıp ve moleküler genetik alanlarında uzmanlaşmıştır.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitiren ve halen Amerika’da Dr. John T. Macdonald Vakfı İnsan Genetiği
Anabilim Dalı’nda Profesör olan ve buranın başkanlığını yürüten Mustafa Tekin, genetik eğitimini ise Virginia Commonwealth
Üniversitesi’nde tamamladı.Tekin, çeşitli genetik bozuklukların fenotipik ve genotipik karakterizasyonu üzerine
araştırmalarını yoğunlaştırmaktadır. Klinik ve moleküler genetik uzmanı olan Tekin’in Laboratuvarı, mutasyonlarla
bozulduğunda insanlarda hastalıklara neden olan çok sayıda gen keşfetmiştir. Çalışma ve araştırma alanı olan Mutasyonlarla
ilgili çok sayıda yayını bulunmaktadır. Tekin, genetik değerlendirmelerin hastalara fayda sağlayabileceği diğer uzmanlıklara
genişletilmesi için çalışmalar yapmaktadır.Çeşitli bozuklukların genetik karakterizasyonu konusunda dünyaca ünlü bir uzman
olan Tekin’in özellikle işitme kaybı alanındaki genetik bozuklukları araştırdığı yeni bir projesi mevcuttur. Duyu kaybı üzerine
çalışırken bulduğu gen ile hastalığın tanı ve tedavi kısmına yardımcı olmuştur.

46. YUSUF ALPER SÖNMEZ

Diyabet üzerine önemli araştırmaları bulunmaktadır.

Lisans, Tıpta Uzmanlık ve Yandal Uzmanlığı eğitimlerini Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde alan Yusuf Alper Sönmez, Sağlık
Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi’nde Prof. Olarak çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye’de Erişkin Diyabet
Hastalarında Glisemik ve Diğer Metabolik Parametrelerin Regülasyon Durumunun Araştırılması (TEMD Çalışması); Ailevi
Hiperkolesterolemi Kayıt Çalışması: Türkiye’de Klinik Durum Tespiti (A-HIT 2), gibi önemli projelerde görev almıştır.Amerikan
Endokrin Derneği (Endo Society), Türkiye Endokrin ve Metabolizma Derneği, Avrupa Endokrinoloji Derneği ve Türk Kardiyoloji
Derneği’ne üyedir. Türk Diyabet Vakfı ve Diyabet Cemiyeti tarafından düzenlenen kongrelerde yaptığı sunumlarla önemli
ödüllerin sahibi olmuştur. Özellikle diyabet ve obezite konusunda dersler vermektedir. Pek çok uluslararası yayında
makaleleri yayımlanmıştır.

45. SERHAT ÜNAL

Özellikle HIV/AIDS, Hastane Enfeksiyonları üzerinde çalışmaktadır.

Dr. Serhat Ünal, 1981 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde İç Hastalıkları (1981-1985) ve infeksiyon hastalıkları (1989-1990) uzmanlık eğitimi almıştır. Prof. Dr. Ünal,
Amerika Birleşik Devletleri Harvard Tıp Fakültesi New England Deaconess Hastanesi İç Hastalıkları Departmanında da
İnfeksiyon Hastalıkları (1990-1992) Uzmanlık eğitimi almıştır. 2003-2007 yılları arasında European Society of Clinical
Microbiology and Infectious Diseases «Nosokomiyal İnfeksiyonlar Çalışma Grubu» Başkanlığı, 2009 yılında EFIM Kongre
Organizasyon Komite Başkanı ve Kongre Başkanı görevlerini yürütmüştür.Ünal, 2000 yılında kurulan Türk Hastane
İnfeksiyonları Derneği’nin kurucu başkanıdır. Ayrıca 2010 yılında da Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği’nin de başkanlığına
seçilmiştir. 2001-2013 tarihleri arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı başkanlığı görevini
yürütmüştür. 2013 yılından itibaren Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’na atanmış ve
halen bu görevini sürdürmektedir. Gram pozitif bakterilerde değişik antibiyotiklere direnç mekanizmaları, moleküler biyoloji
tekniklerinin infeksiyon hastalıkları tanısında kullanımı ve HIV infeksiyonu araştırma ilgileri arasındadır.Ünal, İhsan Doğramacı
Ödülü; Royal Hospital for Sick Children, Glasgow, İskoçya (1980), Eczacıbaşı Tıp Teşvik Ödülü (1995), TÜBİTAK Tıp Teşvik
Ödülü (1996), Gönüllü Kuruluşlar Kadın Sağlık Komisyonu (KASAKOM)- Milenyum Gönüllüleri Üstün Hizmet Ödülü (HIV/AIDS
alanında yaptığı çalışmalardan dolayı)(2002), Rotary Yılın Başarılı Adamı Ödülü (2006) ve The Centenary Medal of Polish
Society of Internal Medicine, Polonya (2008) ödüllerini almıştır.

44. MERAL BEKSAÇ

Hematoloji alanında uzmanlaşmıştır.

Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezuniyeti takiben iç hastalıkları eğitimini Ankara Yüksek İhtisas hastanesi’nde İmmunoloji ve
Doku Tiplendirme Laboratuvarlarını kurulması izlemiş ve İç hastalıkları doçentliği ünvanını almıştır (1987). Eğitimi süresince
Karolinska Hospital, Stockholm (1983-1984), Heidelberg Universitesi, Royal Marsden Hospital, London University College
Hospital ve Stanford gibi birçok saygın kuruluşta çeşitli sürelerde araştırmacı olarak çalışmıştır. Ankara Tıp Fakültesi’nde
hematoloji yan dal ihtisasını tamamladıktan sonra aynı bilim dalı içerisinde doku tiplendirme, moleküler hematoloji ve akım
sitometri laboratuvarlarını kurarak hematodiagnostik yüksek lisans programını başlatmıştır. Takiben Ankara Üniversitesi’nde
Türkiye’nin ikinci akraba dışı doku bankasını kurmuş ve ülke çapında 500’ü aşkın naklin gerçekleşmesine katkıda bulunan bu
yapılanmanın ABD ve Dünya’daki benzerleri ile uluslararası iletişim ve işbirliğini oluşturmasını yürütmesini sağlamıştır.Bu
birikim ile 1994’ten başlayarak ülkemizde ilk kez kordon kanı kök hücrelerinin insan kullanımına girmesi, ilk kordon kanı nakli
(1995), ilk akraba dışı kordon kanı nakli ve ilk -tek uluslararası akredite (FACT/NETCORD) Akraba Dışı Kordon Kanı Bankası’nı
kurmuştur. Son dönemde kalıntı hastalık ölçümünün tedavide gereği konusunda ülkemizde öncül rol oynayarak bu alandaki
çalışması 2017’de New York’taki Lenfoma&Miyeloma kongresinde en başarılı temel bilim araştırması ödülüne layık
bulunmuştur. Ankara Üniversitesi bünyesinde geliştirilen yeni ilaç molekülleri ile in vitro anti-miyelom etkisine yönelik
sonuçlar iki patent başvurusuna yol açmıştır.Prof. Beksaç halen Balkan Miyelom Çalışma Grubu’nun başkan yardımcılığını,
Türk Hematoloji Derneği’nin İmmunohematoloji alt komite başkanlığını, Türkiye kemik İliği Transplantasyon Vakfı’nın
başkanlığını yürütmektedir.

43. MEHMET KANBAY

Böbrek hastalıkları üzerine çalışmaktadır.

Prof. Dr. Mehmet Kanbay, 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa İngilizce Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. İç
Hastalıkları ihtisasını 2005’te Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Dünya Nefroloji Derneği bursu ile nefroloji
ihtisası için 2007-2008 tarihleri arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde klinik fellow olarak çalıştı. 2010 yılında Doçent
unvanını aldı.

Nefroloji alanında yapmış olduğu çalışmalar nedeni ile 2013 yılında Avrupa Nefroloji Derneği Seçkin Akademisi Üyeliği’ne
seçilmiştir (Distinguished Fellow of European Renal Associaton; FERA).2014 yılında nefroloji alanında yapmış olduğu
çalışmalar nedeniyle TÜBİTAK bilim teşvik ödülünü kazanmıştır. 2015 yılında Profesör unvanını almıştır. Nefroloji alanında
200’den fazla makalesi olup birçok derginin yayın kurulu üyesidir. Avrupa Nefroloji Derneği dergisi olan Clinical Kidney
Journal dergisinin Kardiyovasküler Hastalık ve Hipertansiyon bölüm editörüdür. Eylül 2014’ten itibaren Koç Üniversitesi Tıp
Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı’nda görev yapmaktadır.

42. NEJAT AKAR

Çocuk sağlığı, pediatrik hematoloji ve moleküler genetik araştırmaları yapmaktadır.

Tıp ve ihtisas eğitimini Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamlayan Prof. Dr. Nejat Akar, çocuklarda Akdeniz Kansızlığı
gibi kalıtsal hastalıklar üzerine çalışmalar yapmaktadır. Akar, özellikle Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının moleküler genetiğini
araştırmıştır. Özellikle çocuklarda gözlenen çinko eksikliği ve Pika sendromu konularında araştırmaları bulunmaktadır.
Uluslararası alanda faaliyet gösteren birçok derneğe üyeliği bulunmaktadır. Ayrıca Türk Hematoloji Derneği, Thromboz
Hemostaz ve Anjioloji Derneği üyesidir.TOBB ETÜ Hastanesi’nde araştırmalarını sürdürmektedir. İtalya (Cagliari Üniversitesi)
ve ABD’de (National Institute of Health/National Cancer Institute) moleküler genetik konusunda çalışmalarda bulundu.
1987’den itibaren kurucusu olduğu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim dalı, Pediatrik
Moleküler Genetik Bilim dalında öğretim üyesi olarak çalıştı. 2004-2006 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı başkanlığı;
2001-2008 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü kurucu müdürlüğünü yaptı. Çeşitli yayınlarda sosyal
pediatri ile ilgili yazıları yayınlandı.1989 yılı TÜBİTAK Araştırma Teşvik Ödülü, 1995 Prof. Dr. Bahtiyar Demirağ Ödülü, 2000 yılı
Ankara Üniversitesi Araştırma ödülü sahibidir. “Birinci Dünya Savaşı ve Çocuklar”; “Bozkır Çocuklarına Bir Umut: Ord. Prof.
Dr. Albert Eckstein” gibi kitaplar yazmıştır.

41. SELİM MEHMET ARCASOY

Akciğer nakli konusunda çalışmaktadır.

Tıp eğitimini Ege Üniversitesi’nde tamamlayan Selim M. Arcasoy, Columbia Üniversitesi’nde Akciğer ve Kritik Bakım biriminde
çalışmalarını sürdürmektedir. Dünyada en zor organ nakillerinden biri sayılan akciğer transplantasyonunu gerçekleştirebilen
sayılı hekimler arasında yer almaktadır. Akciğer nakli sonrası hasta sağ kalım oranlarının yükseltilmesiyle ilgili çalışmalar
yapmaktadır.Arcasoy, Amerikan Organ Nakli Derneği, Amerika Toraks Derneği, Uluslararası Kalp ve Akciğer Transplantasyonu
Derneği gibi kurumların üyesidir. 2002 yılından beri her yıl Amerika’nın en iyi doktorları listesinde yer almaktadır. Arcasoy’un
başlıca araştırma alanları arasında akciğer nakli öncesi ve sonrası ilerlemiş akciğer hastalığı olan hastaların sonuçları,
transplant sonrası komplikasyonlar, klinik çalışmalarla transplant sonrası immünsüpresyonun optimizasyonu ve organ reddi
ve diğer transplantasyon sonrası tanı için genetik test çalışmaları yer almaktadır.Uzmanlık alanları arasında ise Akciğer
Transplantasyonu, Gelişmiş Akciğer Hastalığı, İnterstisyel Akciğer Hastalığı, Pulmoner Tromboembolizm ve Nadir Akciğer
Hastalıkları bulunmaktadır.

60. OKHAN AKHAN

Radyoloji alanındaki çalışmaları ile bilime katkıları bulunmaktadır.

Prof. Dr. Okan Akhan, uzmanlık eğitimini 1987’de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı’nda
tamamladı. 1989’da doçent ve 1996’da profesör unvanını alan Akhan, 1986- 1987’da sekiz ay süreyle İsveç’teki Lund
Üniversitesi Radyoloji Bölümü’nde karın radyolojisi ve girişimsel radyoloji alanlarında ve 1997’de altı ay süreyle Belçika’da
Brüksel Katolik Leuven Üniversitesi Radyoloji Bölümü’nde karın radyolojisi üzerine çalıştı.Prof. Dr. Okan Akhan, 1996’da
TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü aldı. 10’dan fazla Uluslararası ödüle sahip olan Prof. Dr. Okan Akhan karın radyolojisi ve damar-dışı
girişimsel radyoloji alanlarında çalışmaktadır. Bir dönem Türk Radyoloji Derneği Başkanı olan Okan Akhan, Hacettepe
Üniversitesi’nde araştırmalarına devam etmektedir.Amerikan Tıbbi Ultrason Enstitüsü Fellow’larından biridir. 2008’de
Macaristan Radyoloji Derneği tarafından Onur Üyesi seçilmiştir. Perkütan lenfokist tedavisi, tümer tedavisinde RFA ve IRE,
karın bölgesindeki hastalıkların tanısı, karaciğer kitlelerinde görüntüleme bulguları ve böbrek kist tedavileri gibi alanlarda
çalışmaları mevcuttur.

59. AYŞE AYHAN

Patoloji alanında uzmandır.

Hacettepe Tıp Fakültesi’nde Tıp eğitimi alan Ayşe Ayhan, Hacettepe Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü, Tümör Biyolojisi ve
İmmünolojisi’nde tez çalışmasını tamamladı. Doktorasını Japonya Hiroshima Üniversitesi’nde yapan patoloji uzmanı Prof.
Ayşe Ayhan, 1994-2004 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi’nde Patoloji Anabilim Dalı’nda profesör olarak çalışmalarını
sürdürdü.

2003-2004 yılları arasında İngiltere Queen Mary’s University Department of Gynecologic Oncology’de misafir öğretim üyesi
olarak görev yaptı.Halen patoloji alanındaki çalışmalarını konsultant patolog olarak Hamamatsu Seirei Mikatahara
Hastanesi’nde sürdürmektedir. Ayrıca Hamamatsu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Jinekolojik ve meme patolojisi üzerine
araştırmalarını ve çalışmalarını sürdürmektedir. Araştırma alanları neoplastik hastalıklar, özellikle jinekolojik malign
tümörlerin patolojisi çerçevesindedir.
58. İBRAHİM CELALETTİN HAZNEDAROĞLU

Hematoloji alanında uzmandır.

Prof. Dr. İbrahim Celalettin Haznedaroğlu 1988 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda başladığı uzmanlık eğitimini 1993’te bitirerek İç Hastalıkları uzmanı
olmuştur. 1996 yılında Hacettepe Üniversitesi Hematoloji Ünitesi’nde yan dal eğitimini tamamlayarak Hematoloji uzmanı
olmuş ve aynı sene Doçentlik sınavında başarılı olmuştur. 1996-2003 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Ünitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Haznedaroğlu, Şubat 2003’te
profesörlüğe yükselmiştir.Kanaması olan hastalarda kanamayı durduran bir ilacı ekibiyle birlikte geliştirmiştir. Lenfoma akut
ve lösemi gibi hastalıklar başta olmak üzere kemik iliği, lenfler ve kan ile ilgili hastalıkları incelemektedir. Patolojik hemostaz
mekanizmaları başlıca çalışma alanlarındandır.Avrupa Birliği tarafından fonlanan European Leukemia Network’ün kurucu
katılımcısıdır. Araştırmalarını Hacettepe Üniversitesi’nde gerçekleştirmektedir. Beş bitkiden geliştirilen “kan durdurucu”
projesinde de etkin rol oynamıştır. Türk Hematoloji Dergisi ve UHOD-Uluslararası Hematoloji ve Onkoloji Dergisi’nin Yardımcı
Editörü olan Haznedaroğlu, 2002 yılında, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’ndan Bilimsel Tanıtım Ödülü’nü ve
ertesi yıl TUSAV’dan İbn-i Sina Tıp Bilimi Ödülü’nü almıştır. Temel klinik ve araştırma alanları hematolojik neoplazmlar, kronik
miyeloid lösemi ve hemostazdır. Kuruluşundan bu yana Avrupa Lösemi Net WP4 (CML) üyesidir.

57. ULUS SALİH AKARCA

Gastroenteroloji alanında uzmandır.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde araştırmalarını sürdüren Akarca, Türkiye’de hepatit tedavisine önemli katkıları olan
isimlerden biridir. Karaciğer kanserinin önlenmesi, tedavisi ve tanısı adına da araştırmalar yöneten Akarca, kronik böbrek
yetmezliği olan hastaların karaciğer rahatsızlıklarını da araştırmaktadır. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) üyesidir.
Yurtdışında yürütülen ilaç geliştirme projelerine katılımı ve Hepatit B Virolojisi ile ilgili çalışmaları nedeniyle makalelerine
binlerce atıf yapılmıştır.Tıp lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi’nde alan Prof. Dr. Ulus Salih Akarca, iç hastalıkları
uzmanlığını Erciyes Üniversitesi’nde tamamlamıştır. 1993 yılında ise Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, Gastroenteroloji Yan
Dal Uzmanlığını bitirmiştir. 1995’te Amerika Tulane Üniversitesi’nde araştırma yapmıştır.

56. AKSEL SİVA

Baş Ağrıları, Klinik Nöroimmünoloji, Multipl Skleroz, Nörobehçet, Nöroonkoloji üzerine çalışmaktadır.

Prof. Dr. Aksel Siva, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 1978 yılında mezun oldu. Uzmanlığını İstanbul
Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji anabilim dalında, 1983 yılında tamamladı. Aynı üniversitede 1985 yılında
doçent, 1994 yılında profesör oldu.Prof. Dr. Aksel Siva’nın Türkçe ve İngilizce başta olmak üzere, birçok bilimsel makalesi
mevcuttur. Türkiye Multipl Skleroz (MS) Derneği kurucu üyesidir. MS ile ilgili deneysel çalışmalar ve genomik araştırmalar
yapmaktadır. Çalışmalarını halen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde sürdürmektedir.

55. MEHMET ŞÜKRÜ SEVER

Böbrek yetmezliği konusunda çalışmaktadır.

İstanbul Üniversitesi Nefroloji Bölümü’nde profesör olan Mehmet Şükrü Sever, İstanbul Tıp Fakültesi mezunudur. Sever,
renal afet hazırlığı konusunda uzmandır ve akademik çalışmalarının çoğu, AKI’nin kitlesel felaket mağdurları tarafından
değerlendirilmesi, önlenmesi ve tedavisi üzerine yoğunlaşmıştır. Marmara Depremi’nden sonra, çoğu bilimsel makalenin
temelini oluşturan ezilme sendromu

hastaları için en büyük veri tabanını hazırlamıştır.2005 yılında “Kargaşa Sendromu ve Marmara Depreminden Öğrenilen
Dersler” adlı kitabı, İsviçre Karger Yayınları tarafından yayımlandı. Sever, birçok felakette afet yardımı koordinatörü ve saha
doktoru olarak görev yaptı; son olarak, 2010 yılının Şubat ayında, 200 binden fazla ölüme ve 300 binden fazla yaralanmaya
neden olan depremin ardından Haiti’ye gitti; Renal Afet Yardım Görev Gücü (RDRTF)- MSF’nin takım lideri olarak
çalıştı.İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bölümü›nde özellikle felaket ve böbrek nakli sırasında böbrek hastaları konusunda
çalışmalarına devam etmektedir.
54. REZAN TOPALOĞLU

Böbrek nakli ve sistinoz konusunda çalışmaktadır.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Rezan Topaloğlu, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini 1984 yılında tamamlamıştır. 1988 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na öğretim görevlisi olarak atandı.1988-1990 yılları arasında
Pediatrik Nefroloji ve Romatoloji Ünitesi’nde üst ihtisasını tamamladı.1994-1995 yılları arasında TÜBİTAK NATO bursunu
alarak Londra Guy’s Hastanesi ve Hammersmith Hastanesi’nde kronik böbrek yetmezliği, transplantasyon ve sistemik lupus
eritematozis konularında çalıştı. Topaloğlu’nun başlıca ilgi alanları renal transplantasyon, sistinoz, IgA nefropati, Lupus ve
HSP nefriti, Nefrotik sendrom ve Ailesel Akdeniz Ateşidir.Ekibiyle birlikte 1998 de Ailevi Akdeniz Ateşi konusunda TÜBİTAK
Araştırma Ödülü’nü aldı. 1999’da pediatri profesörü oldu. 2002 yılında Avrupa Pediatrik Nefroloji Kurumu (ESPN) araştırma
ödülünü aldı. 2013’ten itibaren Dünya Peditarik Nefroloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Genç Nefrolog Eğitim Komitesi
Başkanı’dır.

53. NECİL KÜTÜKÇÜLER

Pediatrik immünoloji alanında projeler yürütmektedir.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini birinci olarak bitiren Prof. Dr. Necil Kütükçüler, 1985-1989 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında uzmanlık eğitimini tamamladı. Ardından aynı bölümde başasistan
olarak göreve başlamıştır. İngiltere’de, University of Newcastle upon Tyne, The Medical School’da Honorary Research
Associate konumunda ve transplantasyon immünolojisi alanında 1 yıl görev yapmıştır (Eylül 1991-Ekim 1992). 1993-1994
yıllarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Pediatrik İmmünoloji laboratuvarının ve
ardından Pediatrik İmmünoloji Bilim Dalının kurulmasını sağlamıştır.Kütükçüler, 2003 yılında Laboratory of human genetics of
Infectious Disease, Pediatric Immunology and Hematology Unit, Necker Medical School, Paris’te bilimsel çalışmalar
yürütmüştür. 2011 yılından bu yana Çocuk Romatoloji Uzmanlığı ve 2012 yılından bu yana da Çocuk Alerji ve İmmünoloji
Uzmanlığı yapmaktadır.Halen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında öğretim üyesi
olarak görevini sürdürmektedir.

İki büyük uluslararası araştırma projesini de (Harvard Medical School, Boston E-RARE Neutronet (Fransa-Almanya-Belçika)
koordinatör olarak yürütmektedir.

52. METİN ÖZATA

Endokrinoloji, tiroid, diyabet, metabolizma ve obezite üzerine çalışmaktadır.

Hipoglisemi, şeker düşüklüğü, gizli şeker, diyabet ve metabolizma uzmanıdır. Kan şekeri üzerine araştırmaları bulunmaktadır.
Hormonları da inceleyerek kilo alma nedenlerini incelediği çalışmaları mevcuttur. Araştırmalarına kurucusu olduğu
Endokrin’de devam etmektedir. Özellikle tiroit alanındaki çalışmaları bilim dünyasında birçok atıf almıştır.1982 yılında GATA
Askeri Tıp Fakültesi’den birincilikle mezun olduktan sonra 1990 yılında İç Hastalıkları Uzmanı, 1992 yılında Endokrinoloji ve
Metabolizma Hastalıkları Uzmanı, 2003 yılında profesör olan Özata, 1986 yılında Federal Almanya’nın Wiesbaden Şehrinde
USAF Regional Medical Center’de; 1992-1993 yıllarında Chicago Üniversitesi Endokrinoloji-Tiroid Kliniğinde çalışmıştır.Prof.
Özata’nın yaptığı bilimsel araştırmalar nedeniyle ‘TÜBİTAK Bilim Teşvik Ödülü’, ‘TÜBİTAK Türkiye Tıp Araştırma Ödülü’,
‘İstanbul Üniversitesi Bilim Ödülü gibi pek çok ödülü vardır. Yurtdışındaki saygın tıp dergilerinde yayınlanmış 100’den fazla
araştırma makalesi bulunmaktadır. Prof. Dr. Özata’nın 18 kitabı ve editörlüğünü yaptığı çok sayıda kitap bulunmaktadır.

51. ATEŞ KADIOĞLU

Androloji alanında çalışmaları mevcuttur.

İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1983 yılında tıp diplomasını aldı. Aynı fakültede 1990’a kadar asistanlık ve sonrasında baş
asistanlık yaptı. 1994 Yılında doçent, 2000 yılında profesör oldu. Türk Androloji Derneği’nin 2002-2009 yılları arası
başkanlığını yaptı. Halen Türk Androloji Derneğinin onursal başkanıdır. İstanbul Tıp Fakültesi Androloji Bilim dalının
başkanıdır. Türk Üroloji Derneğinin 2008-2012 arası başkanlığını yürüttü. Halen Türk Üroloji Akademisi
Koordinatörüdür.İstanbul Tıp Fakültesi’nde 2011-2014 yılları arasında dekan yardımcılığı yaptı. Seksüel tıp, infertilite ve
prostat hastalıkları konusunda klinisyen, eğitimci ve araştırmacıdır.Hakemli uluslararası dergilerde toplam 100’den fazla
makalesi yayınlanmıştır.

Seksüel tıp konusunda 1991 yılında San-Francisco Tıp Fakültesi/Kaliforniya’da, erkek kısırlığı konusunda 1994 yılında Baylor
Tıp Fakültesi/ Houston’da eğitim almıştır. ESSM, EAU, AUA, ISSM, ISWISH ve ASRM üyesidir. “European Urology”, ‘Journal of
Sexual Medicine’, “Andrology”, “Asian Journal of Andrology” ve “World Journal of Clinical Urology” dergilerinde hakem
olarak görev yapmaktadır. ESAU (European Section of Andrological Urology) board üyesidir.

0. ALİ AYHAN

Jinekolojik onkoloji alanında uzmandır.

Kadın kanserleri ile kanser öncüsü lezyonların tanı ve tedavisi, kanser taraması ve kolposkopi ile ilgilenen Prof. Dr. Ayhan,
2007 yılından itibaren Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda görev yapmaktadır.
Mikrocerrahinin temel prensipleri üzerine çalışmıştır. Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği’nin kurucu üyesi ve başkanıdır.
European Society of Gynecologic Oncology (ESGO) Ortadoğu Temsilcisi olarak görev yapmıştır.2016 IGCS Lizbon
Toplantısı’nda Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almıştır. 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden birincilikle mezun
olan Ayhan, 1982 yılında State University of New York at Buffalo’da jinekolojik onkolojide tanı ve yenilikler, kolposkopi ve
lazer üzerine çalışmalar yaptı. Aynı yıl University of British Columbia-Vancouver’da mikrocerrahinin temel

prensipleri üzerine çalıştı. Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Derneği, Hacettepe Kadın
Doğum Kliniği Geliştirme Derneği, Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği, üyeliği yanında Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği’nin
kurucu üyesi ve halen başkanıdır. Ayrıca ‘International Gynecologic Cancer Society’ üyesi olup, 2005 - 2009 yılları arasında
ESGO (European Society of Gynecologic Oncology)’nin ortadoğu temsilcisi olarak görev yapmıştır.

69. ERKAN ALPSOY

Behçet hastalığıyla ilgili çalışmaları bulunmaktadır.

Tıp eğitimini Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde alan Prof. Erkan Alpsoy, uzmanlık eğitimini aynı üniversitede Dermatoloji
Anabilim Dalı’nda almıştır. Mart-Eylül 1999 tarihleri arasında 6 ay süreyle “The Free University of Berlin, Department of
Dermatology’ de başlıca “Behçet hastalarının serumlarının sağlıklı insan monositleri üzerindeki etkisi” başlıklı araştırma
projesi olmak üzere immünodermatoloji eğitimi görmüştür. Halen araştırmalarına Akdeniz Üniversitesi’nde devam
etmektedir.Türk Tabipler Birliği, Antalya Tabip Odası, Türk Dermatoloji Derneği, Deri ve Zührevi Hastalıkları Derneği, Akdeniz
Deri ve Zührevi Hastalıkları Derneği, European Academy Of Dermatology And Venereology, European Society Of
Dermatologic Research gibi kurumlara üyedir. Sağlık Bilimleri alanında Akdeniz Üniversitesi 2002 Yılı Teşvik Ödülü de olmak
üzere özellikle Behçet hastalığıyla ilgili yaptığı araştırma ve sunumlar dolayısıyla pek çok ödülün sahibidir. Behçet hastalığı
patogenezinde serbest oksijen radikallerinin önemi; Behçet hastalığı’nın

oral ve genital ülserleri; Behçet hastalığı’nda toll-like receptor-2 gen polimorfizmi; Kitin ve kitinazın allerjik reaksiyondaki
rolü; Pemfigus hastalarında HLA Class I ve II antijenlerinin dağılımıgibi araştırma projelerine imza atmıştır.Alpsoy’un temel ilgi
alanları arasında İmmünodermatoloji (Behçet Hastalığı, psoriasis, atopik dermatit, vb.), Melanom ve Monosit-makrofaj hücre
kültürü gelmektedir.

68. FATOŞ YALÇINKAYA

Çocuk nefrolojisi alanında uzmandır.

Prof. Dr. Fatoş Yalçınkaya, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Anabilim Dalı ve Çocuk Nefroloji - Çocuk Romatoloji Bilim Dalında görev yapan Prof. Yalçınkaya’nın araştırma alanları Ailesel
Akdeniz ateşi, Hipertansiyon, Vaskülit, Pediyatrik Diyaliz ve Kronik böbrek yetmezliği üzerinde yoğunlaşmaktadır.Hacettepe
Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini alan Yalçınkaya’nın makaleleri Turkish J Pediatrics, Pediatric Nephrology, Nephrology Dialysis
Transplantation, J Rheumatology, Clinical Rheumatology, Acta Pediatrica, European J Pediatrics gibi pek çok yabancı
uluslararası yayında yayınlanmıştır.

67. TAMER DEMİRALP


Nörosistemler alanında çalışmalarını sürdürmektedir.

İstanbul Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Bölümü Fizyoloji Anabilim Dalı’nda ve İstanbul Üniversitesi, Hulusi Behçet Yaşam
Bilimleri Araştırma Laboratuvarı’nda çalışmalarını sürdürmekte olan Prof. Dr. Tamer Demiralp, özellikle Nörofizyoloji,
Biyopsikoloji, Nörosistemler, Biyomedikal Görüntü İşleme, Biyosinyal İşleme ve Kognitif Nörobilim alanlarındaki
araştırmalarıyla tanınmaktadır.İstanbul Tıp Fakültesi’nde tıp eğitimini alan Demiralp, yüksek lisansını Boğaziçi Üniversitesi
Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde yapmıştır. Frontiers in Human Neuroscience dergisinde yardımcı editör olan Tamer
Demiralp, Beyin Araştırmaları Derneği üyesidir. 2003 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü’nü almıştır. Sinir sistemi ağlarında
gerçekleşen sinyal aktarımı ve bilgi işleme entegre analizi üzerine ve klinik nörobilim araştırmaları üzerine çalışmaları
mevcuttur.

66. LALE TOKGÖZOĞLU

Ateroskleroz, koroner arter hastalığı, pulmoner hipertansiyon konusunda çalışmaktadır.

Lale Tokgözoğlu dahiliye ihtisasını Hacettepe Tıp Fakültesi’nde 1988 yılında tamamladı. Ardından Houston’da Baylor College
of Medicine and the Methodist Hospital’da Kardiyoloji İhtisasını tamamladı. Dr. Tokgözoğlu Türkiye’ye dönerek Hacettepe
Tıp Fakültesinde 1991 yılında Doçent, 1998 yılında Profesör unvanını aldı. Halen Hacettepe Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim
Dalında Profesör olarak çalışmaktadır.Prof. Tokgözoğlu, 2003-2005 yılları arasında Avrupa Ateroskleroz Derneği Yönetim
Kurulu üyeliği, 2005-2009 yılları arasında Genel Sekreterliği yaptı. 2009-2013 yılları arasında Avrupa Ateroskleroz Derneği
Eşbaşkanlığına seçildi. Bu görev tamamlanınca halen bu Derneğin Eğitim Komisyonu Başkanlığını sürdürmektedir. 2008
yılında 77’nci Avrupa Ateroskleroz Derneği Kongresini ilk kez Türkiye’ye aldı. Prof. Tokgözoğlu, Dünya Ateroskleroz Derneği
Avrupa Federasyon Başkanlığını 4 yıl süreyle yapmış, ardından 60 ülkenin oyu ile bu derneğin de Genel Sekreterliğine
seçilmiştir. Halen bu Derneğin yönetim kurulunda devam etmektedir.Prof. Tokgözoğlu, Fellow of the American College of
Cardiology ve Fellow of the European Society of Cardiology unvanını taşımaktadır.

65. KEMAL SITKI TÜRKER

İnsanlarda refleks kontrolü üzerine araştırmalarını sürdürmektedir.

Koç Üniversitesi’nde Fizyoloji profesörü olarak çalışmalarını sürdüren Kemal Sıtkı Türker, doktora eğitimini İskoçya’da
bulunan Glasgow Üniversitesi Fizyoloji Bölümü’nde yapmıştır. 1983 ve 2007 yılları arasında Avustralya’da Adelaide
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde araştırmalarını yürütmüştür. Daha sonra Marie Curie Avrupa Birliği Başkanı olarak Türkiye’ye
dönmüştür.Kemal Türker, reseptörlerden insan kaslarını sinir sistemine bağlayan motor nöronları ve sinaptik girdileri
kavrayabilmek için araştırmalar yürütmüştür. Halen yürüttüğü projeler; perioral reseptörler ile çiğneme kontrolünden
hareket esnasında çeşitli reflekslerin modülasyonuna kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.

64. MERT ERKAN

Genel cerrahi alanında uzmandır.

Prof. Dr. Mert Erkan, 1970 yılında İstanbul’da doğdu. 1995’de İ.Ü., İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Genel
Cerrahi ihtisasını 2001’de İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi’nde tamamladı ve aynı hastanede uzman olarak 2002 yılına kadar
çalıştı. 2003-2007 yıllarında Heidleberg Üniversitesi European Pancreas Center’ın moleküler biyoloji laboratuarında post
doktoral araştırmacı olarak bulundu ve “The influence of tumor modulated microenvironment on pancreatic cancer
behavior” isimli doktora tezini “summa cum laude” derecesi ile tamamladı.2007 yılında Münih Teknik Üniversitesi Cerrahi
Bölümünde çalışmaya başladı. 2010 yılında Almanya’da Sindirim Sistemi yan dal uzmanlığını tamamlayarak, Münih Teknik
Üniversitesi’nde cerrahi servis direktörü (Oberarzt) oldu. 2011 yılında Münih Teknik Üniversitesi’nden Genel Cerrahi Doçenti
unvanını aldı. 2013 yılında aynı üniversitenin Pankreas Cerrahisi Bölüm Başkanı oldu. Ekim 2014’den itibaren Koç Üniversitesi
Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü’nde görev yapmaktadır.International Hepato-Pancreato- Biliary Associaton
(IHPBA/EHPBA), International Association of Pancreatology (IAP), European Pancreatic Club (EPC), Deutscher Pankreasclub
(DPC), Türk Hepato Pankreato Bilier Cerrahi Derneği gibi kurumlara üyedir.

63. ESEN KARAMÜRSEL AKPEK


Kornea nakli konusunda uzmandır.

Esen K. Akpek, 1999’dan beri Baltimore’da Wilmer Göz Enstitüsü’nde görev yapmaktadır. Kornea nakli alanında dünyaca ünlü
bir isimdir. Dr. Akpek şu anda Wilmer’de kornea ve dış hastalıklarda burs programı direktörüdür ve alanında liderlik yapan
çok sayıda oftalmolog yetiştirmiştir.Akpek, keratoprotez cihazları alanında patent sahibidir, Cora Verhagen İmmünoloji
Ödülü, Amerikan Oftalmoloji Başarı Ödülü ve başka pek çok ödüle sahiptir. Kornea ve oküler yüzey hastalıklarının cerrahi
tedavisinde uzman olan Akpek, her türlü donör ve yapay kornea nakli ameliyatlarını gerçekleştirebilmektedir. Zorlu katarakt
ameliyatlarında ve komplike ön segment rekonstrüksiyonu vakalarında da uzmanlaşmıştır. Klinik uzmanlığı, enflamatuar göz
bozuklukları, korneanın alerjik ve immünolojik hastalıkları ve konjonktiva, sklerit, üveit, katarakt cerrahisi, korneal
transplantasyon, limbal kök hücre transplantasyonu ve keratoprotezidir.Doktora derecesini Hacettepe Üniversitesi’nden
alan, Ankara’da staj ve stajyerlik eğitimini takiben Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Massachusetts Göz ve Kulak Burun
Boğaz Kliniği’nde Oküler İmmünoloji dalında uzmanlık eğitimi alan Akpek, daha sonra Wilmer Göz Enstitüsü’nde kornea,
katarakt ve dış hastalıklarda cerrahi burs programını tamamlamıştır.

62. SEDAT KİRAZ

Romatoloji alanında uzmandır.

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Sedat Kiraz, 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde İç
Hastalıkları uzmanlık eğitimine başladı ve 1993 yılında İç Hastalıkları uzmanı oldu. 1993 yılında başladığı Romatoloji yan dal
eğitimini, 1996 yılında tamamladı. 1999 yılında Romatoloji Doçenti, 2004 yılında da Romatoloji Profesörü

olan Sedat Kiraz halen Hacettepe Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı’nda çalışmaktadır.Prof. Dr.
Kiraz’ın yabancı dergilerde yayınlanmış 100’e yakın yayını ve bunlara alınmış çok sayıda atıf bulunmaktadır. Özellikle
Ankilozan spondilit başta olmak üzere iltihaplı romatizmal hastalıklarla ilgili çalışmalar yürütmektedir.

61. AHMET ELMAAĞAÇLI

Hematoloji, onkoloji ve kök hücre transplantasyonu alanlarında çalışmaktadır.

Prof. Dr. Ahmet Elmaağaçlı’nın uzmanlığı dahiliye, hematoloji ve onkoloji alanındadır. 2017’den beri Hematoloji, Onkoloji ve
Kök Hücre Transplantasyonu Anabilim Dalı Başhekimi olarak Asklepios Klinik St. Georg, Hamburg’da çalışmalarını
sürdürmektedir. Daha önce, uzun yıllar boyunca Essen Üniversitesi Hastanesi’nde görevliydi ve burada en son kemik iliği
transplantasyonu için poliklinik üst yönetiminden sorumluydu. Hematolog olan Prof. Elmaağaçlı, kök hücre ve kemik iliği
transplantasyonu konusunda uzman olarak kabul edilmektedir.Başarılı profesörün araştırma alanları arasında Lenfatik
sistemin malign hastalıkları - malign lenfomalar, Multipl miyelom, Akut ve kronik lösemi, Bağışıklık sistemi hastalıkları
(örneğin şiddetli aplastik anemi), Miyelodisplastik sendrom / miyeloproliferatif bozukluklar, Katı organlarda tümör
hastalıkları ve Kemo/immünoterapi yer almaktadır. İlik nakli konusunda önemli çalışmalar yapmakta ve Türkiye’de bu konuda
konferanslara katılmaktadır.

80. TİMUR GÜRGAN

Üreme tıbbı, yardımcı üreme teknikleri, mikrocerrahi ve endoskopik cerrahi alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.

Akademik kariyerine 1985 yılında Hacettepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalında Yardımcı Doçent
olarak başladı, 1988 yılında Doçent, 1995 yılında Profesör oldu. Hacettepe Üniversitesi Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite
Departmanı’nın 10 yıl süreyle başkanlığını yaptı; jinekolojik endoskopi, tüp bebek, androloji ve menopoz departmanlarının
kuruluşunu gerçekleştirdi.Yurtdışında pek çok üniversite ve önemli merkezlerde üreme tıbbı, yardımcı üreme teknikleri,
mikrocerrahi ve endoskopik cerrahi alanlarında çalışma imkanı buldu. Üreme tıbbı ile ilgili pek çok uluslararası dernekte
yönetim kurulu üyesidir, ulusal ve uluslar arası pek çok kongre, sempozyum ve workshop düzenlemiştir. Ulusal ve
Uluslararası bilimsel dergilerde editörler kurulunda görev almaktadır.European Society of HR and Embriology yönetim
kurulunda 6 yıl görev yapmıştır. 2016 yılında Dünya Yardımcı Üreme Teknikleri ve Kısırlık Derneği Başkanı seçilmiştir. Görev
süresi içinde 2017 Ekim ayında Antalya/Türkiye’de yapılmakta olan Dünya Kısırlık ve Tüp Bebek Kongresinin de başkanlığını
yapmıştır. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır. Ovülasyon indüksiyonu, ART, PCOS,
Endometriozis, İmplantasyon, Endoskopik Cerrahi özel ilgi alanlarıdır. Akademik çalışmalarının yanı sıra felsefe, biyoteknoloji
gibi alanlarla da ilgilenmektedir ayrıca Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu üyesidir. Halen; 2000 yılında kurmuş olduğu Gürgan
Clinic Kadın Sağlığı, İnfertilite ve Tüp Bebek Merkezi’nde Bilimsel Direktör olarak görev yapmaktadır.

79. HAKAN YARALI

İlgi alanları tüp bebek (klinik ve laboratuvar), endoskopik cerrahi, polikistik over sendromu, üreme hormon bozuklukları ve
menopozdur.

1986 yılında Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Hakan Yaralı, 1987–1991 yılları arasında
Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Anabilim Dalı’nda Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisası yaptı. 1991-
1992 yılları arasında Kanada’da Columbia Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Üreme Endokrinolojisi ve
İnfertilite Ünitesi’nde Üreme Tıbbı ile ilgili üst ihtisas yaptı. 1992’de tekrar Hacettepe Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve
Doğum Anabilim Dalı’na dönen Dr. Yaralı, 1994’de Yardımcı Doçent, 1996’da Doçent ve 2003’de Profesör unvanlarını
aldı.2009-2011 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi,Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı olarak
görev yaptı. Prof. Yaralı, tüp bebek bölümünün Hacettepe Üniversitesi’nde 1990’lı yılların başında kurulmasında aktif olarak
çalıştı. Prof. Yaralı, tüp bebek uygulamalarının klinik tarafı yanı sıra laboratuvar kısmına da aktif ilgi duymaktadır. Bu
kapsamda, 2000 yılında Harvard Üniversitesi Hastanelerinin (Mass. General Hospital, Brigham Hospital ve Boston IVF) tüp
bebek laboratuvarlarında çalışmıştır. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafınca, gerek klinik gerekse de laboratuvar olarak
sertifikalı nadir klinisyenlerden biridir.İlgi alanları tüp bebek (klinik ve laboratuvar), endoskopik cerrahi, polikistik over
sendromu, üreme hormon bozuklukları ve menopozdur. Bu konularda 100’ün üzerinde saygın uluslararası dergide
yayınlanmış makalesi ve 11 kitap bölümü vardır. Prof. Dr. Hakan Yaralı, yurtiçi ve yurtdışında bir çok saygın dergide bilimsel
yayın danışmanlığı yapmaktadır. Üreme tıbbı ile ilgili Turkish Society of Reproductive Medicine (TSRM) derneğinin 2005-2007
yılları arasında Başkanlık görevini üstlenmiştir. Ankara’da özel bir tüp bebek merkezinde çalışmalarını sürdürmektedir.

78. MUZAFFER DEĞERTEKİN

İlaç salgılayan kalp stentlerinin dünyada ilk uygulamalarını gerçekleştirmiştir.

1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, 1991 yılında İstanbul
Koşuyolu Kalp Hastanesi’nde kardiyoloji ihtisasına başladı. Aynı hastanede 1995 yılında ihtisasını tamamladı ve 1998 yılında
Kardiyoloji Doçenti unvanını aldı. Koşuyolu Kalp Hastanesi’nde değişen aralıklarla Başasistanlık ve Klinik Şefliği görevlerinde
bulundu.2005 yılında Yeditepe Üniversitesine Kardiyoloji Anabilim dalına Profesör olarak atandı. 2008 yılında Kardiyoloji
Bölüm başkanlığına atandı. 2000 yılında Avrupa Kardiyoloji Derneği Eğitim bursu ödülünü kazandı. 2001-2003 yıllarında
Hollanda Erasmus Üniversitesi Thoraxcenter kardiyoloji bölümünde çalıştı ve İlaç salgılayan kalp stentlerinin dünyada ilk
uygulamalarını gerçekleştirdi ve 2003 yılında Erasmus Üniversitesinde PhD unvanını aldı. Türk Kardiyoloji Derneğinde
yönetim kurulu üyeliği ve genel sekreter yardımcılığı yaptı. Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyoloji Birliği Kurucu
Başkanlığını 2010-2012 yılları arasında yaptı. 2010 yılında 52 ülkenin üye olduğu Avrupa Kardiyoloji Derneği yönetim
Kurulu’na Türkiye`den tek yönetim kurulu üyesi olarak seçildi.Kalp Damarlarına Takılan İlaçlı Stent ve Sanal Kalp Anjiyosu (BT
Anjiyografi), kalp kapağı hastalıkları temel araştırma alanlarındandır. Bu konuda basılmış kitapları vardır. Kardiyoloji Alanında
yurtdışında basılmış pek çok yayını bulunmaktadır. Yayınlarına Bir çok uluslararası kardiyoloji kuruluşunun danışma
kurulunda yer almaktadır. Avrupa Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyoloji Birliğinde Bilimsel Danışma kurulu üyeliği
yapmaktadır

77. MURAT TOPBAŞ

Halk sağlığı ve çevre sağlığı alanlarında uzmanlaşmıştır.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Halk Sağlığı alanında çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Murat Topbaş’ın
araştırma alanları arasında Halk Sağlığı, Çevre Sağlığı (su, elektromanyetik alan, gıda, hava, toprak, sosyal çevre), İş Sağlığı,
kronik hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar ve epidemiyoloji bulunuyor. Organ Nakli Koordinasyonu sorumlu öğretim üyesi olan
Topbaş, “Su Ürünlerinde ve Balıkçılarda Ağır Metal-Eser Element Yükü ve Risk Haritalandırması” isimli TÜBİTAK Projesinde
yönetici, “Çay ve Fındık Tarımı Çalışanlarında İş Sağlığı Güvenliği Risklerinin Değerlendirilmesi ve Rehber Geliştirme Çalışması”
isimli TÜBİTAK projesinde araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürüyor.Ulusal ve uluslararası bilimsel dergilerde editörlük
görevi yapan Topbaş, Türkiye’de uluslararası katılımlı Su ve Sağlık kongrelerinin gerçekleştirilmesine de önayak olmaktadır ve
bu kongrelerde panelist ya da oturum başkanı olarak görev yapmaktadır.
76. HALDUN MÜDERRİSOĞLU

Girişimsel kardiyoloji alanında uzmandır.

Hacettepe Üniversitesi’nde Kardiyoloji ve İç Hastalıkları uzmanlığını tamamlayan Prof. Dr. Haldun Müderrisoğlu Texas’ta
Baylor College of Medicine Kardiyoloji Bölümü’nde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen Başkent Üniversitesi Ankara
Hastanesi’nde çalışmalarını sürdüren Müderrisoğlu’nun araştırma alanları arasında Girişimsel Kardiyoloji (Koroner
anjiyografi, kalp kateterizasyonu, koroner girişimler, stent koroner pıhtı çıkarma, akut miyokard infarktüsü esnasında tıkalı
kalp damarlarının açılması vb.), Kan yağlarında yükseklik, damar sertliği, Kalp yetersizliği, Kalp nakil adaylığı, Kalp nakli
yapılmış hastaların izlemi, miyokard biyopsi alma işlemi bulunmaktadır.Haldun Müderrisoğlu; Türk Tabipleri Birliği, Ankara
Tabip Odası, Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), İç Hastalıkları Derneği, Türk Hipertansiyon ve Ateroskleroz Derneği, Türkiye
Organ Nakil Derneği, Amerikan Kalp Cemiyeti, Amerikan Hipertansiyon Derneği, Avrupa Kardiyoloji Derneği, Transplantation
Derneği gibi derneklere üyedir.

75. CEM EVEREKLİOĞLU

Göz hastalıkları konusunda uzmandır.

Erciyes Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürmekte olan Prof. Dr. Cem Evereklioğlu’nun uzmanlık alanları arasında Katarakt ve
Modern Cerrahisi, Göz ve Göz Çevresi Estetik Cerrahisi, Protez (Oküloplasti), Göz Kapağı ve Kaş Düşüklüğü Tedavisi, Üveit ve
Behçet Hastalığı bulunmaktadır. Tıpta uzmanlığını İnönü Üniversitesi’nde Göz Hastalıkları Bölümü’nde tamamlayan
Evereklioğlu, doktora ve sonrası çalışmalarını Erciyes Üniversitesi’nde yapmıştır ve halen aynı üniversitede çalışma ve
araştırmalarına devam etmektedir. Üniversitede Oküloplastik, orbital ve lakrimal cerrahi gibi dersler vermektedir. Pek çok
ulusal ve uluslararası yayında makaleleri yayınlanmıştır. “Fakoemülsifikasyon uygulanan katarakt olgularinda ameliyat
sonrasında oluşan kornea endotel değişiklikleri ve çeşitli faktörlerin bu değişim üzerindeki etkilerinin incelenmesi” başlıklı
projenin yöneticisi olarak çalışmıştır.Evereklioğlu’nun Türk oftalmoloji Derneği, Oküloplastik Cerrahi Birimi, Türk oftalmoloji
Derneği, Glokom Birimi, Türk oftalmoloji Derneği, Uvea-Behçet Birimi üyelikleri görevleri de bulunmaktadır. Bilimsel
dergilerde hakemlik ve çeşitli uluslararası yayınlarda yayın kurulu üyesidir. Erciyes Üniversitesi tarafından pek çok kez
“Bilimsel Yayın Onur Ödülü’ne layık görülmüştür.

74. HALUK ÖZEN

Böbrek, Mesane, Prostat ve Testis Kanserleri ile Benign Prostat Hiperplazisi alanlarında çalışmaktadır.

Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu olan Haluk Özen, mezun olduktan sonra aynı yıl Hacettepe Tıp Fakültesi Üroloji anabilim
dalında asistanlık görevine başladı. 1985 yılında İngiltere’de Cambridge Üniversitesi Addenbrookes Hastanesi’nde Pediatrik
Üroloji konusunda 1 yıl çalıştı. 1989 ABD’de Stanford Üniversitesi Üroloji Kliniği’nde 1 yıl süre ile ürolojik kanser konusunda
çalıştı. 1986 yılından bu yana Hacettepe Tıp Fakültesi’nde ürolojik kanser konusundan sorumlu olarak çalışmaktadır.1991
yılında Avrupa Kanserle Savaş ve Araştırma Organizasyonu (European Organization of Reseach and Treatment of Cancer)
Genitoüriner sisteminin 3 Türk delegesinden biri olarak seçildi. 1994 yılında TÜBİTAK Tıp Teşvik ödülünü aldı. 1996 yılında
Hacettepe Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülüne layık görüldü. 2000 yılında Ankara Ürologlar Derneği başkanlığına seçildi.
2010’dan bu yana European Society of Oncological Urology (ESOU)’da yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaktadır.

73. KUDRET AYTEMİR

Kardiyak aritmiler, elektrofizyolojik çalışma ve ablasyon yöntemleri ile ilgilenmektedir.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Prof. Dr. Kudret Aytemir, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Kardiyoloji
Ana Bilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini 1996’da tamamladı. 2000’de doçent oldu. 1998-1999’da İngiltere’de Londra’daki St.
George Hastanesi Kardiyolojik Bilimler Bölümü’nde bir yıl süreyle araştırmacı olarak çalıştı. 2002’de Uluslararası Non-İnvazif
Elektrokardiyoloji Derneği’nin genel sekreterliğine seçildi.Temel elektrofizyolojik çalışmalar, Atriyal fibrilasyon ablasyonu,
Ventriküler ve supraventriküler taşikardi ablasyonu, Sol atriyal appendix kapatma, pil çıkarılması alanlarında çalışmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nden Kardiyoloji Anabilim Dalı Girişimsel ve Elektrofizyoloji Laboratuvarları Sorumlusu
Prof. Dr. Kudret Aytemir ve ekibi ani ölüme neden olan Brugada sendromunu kalp piline gerek kalmadan, kalp kasına radyo
dalgası vererek tedavi etti.

72. ÖNDER ERGÖNÜL

Enfeksiyon hastalıkları konusunda uzmandır.

Prof. Dr. Önder Ergönül, 1965 yılında Gaziantep’te doğdu. 1989 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun
oldu. Uzmanlık eğitimini, 1996 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı’nda tamamladı. 2000-2002 yılları arasında University of Utah, School of Medicine, Department of Internal
Medicine Division of Infectious Diseases, Utah, ABD’de araştırmalarda bulundu. Yüksek lisans eğitimini, 2003 yılında Harvard
School of Public Health, Boston, ABD’de “sayısal yöntemler” alanında tamamladı.2004 yılında Bayındır Hastanesi Araştırma
Ödülü’nü, 2007 yılında ise Türk Tabipleri Birliği Prof. Dr. Nusret Fişek Halk Sağlığı Bilim Ödülü’nü aldı. 2006- 2010 yılları
arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi
olarak çalıştı. 2010 yılında Profesör oldu.

Prof. Dr. Ergönül, 2011 yılından bu yana VKV Sağlık Kuruluşlarında Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nde Bölüm Başkanı olarak
görev yapmaktadır. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ve Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve
Bulaşıcı Hastalıklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesidir.

71. M. NECMETTİN PAMİR

Nöroonkoloji, Nörovasküler cerrahi, Gamma-Knife radyocerrahi, Ağrı cerrahisi alanlarında çalışmaktadır.

1976 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa tıp fakültesinden mezun oldu. Beyin ve sinir cerrahisi ihtisas eğitimini
Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. 1984 ve 1985 yılları arasında İsveç-Karolinska ve İsviçre- Zürih üniversitelerinde klinik
nöroşirürji çalışmalarında bulundu. 1991 yılında Marmara Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü Başkanlığına getirildi. 1992
yılında ABD’de Pittsburgh, Virginia ve George Washington üniversitelerinde klinik nöroşirürji konusunda çalışmalar yaptı.Prof.
Pamir 1986’da Marmara Üniversitesi Nöroşirürji AD başkanı oldu ve bu görevi 2008 yılına kadar yürüttü. Ayrıca Marmara
Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Marmara Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği görevlerini yürüttü;
Marmara Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü Vakfı, Marmara Üniversitesi Döner Sermaye Yönetim Kurulu ve Marmara
Üniversitesi Döner Sermaye Satınalma Departmanı Üyesi oldu. Pamir, 2008 yılından beri Acıbadem Üniversitesi Nöroşirürji
AD başkanlığını yürütmektedir. Prof. Pamir 2008-2012 yılları arasında Acıbadem Üniversitesi Kurucu Rektörlük görevini
yerine getirmiştir.Pamir, dünya beyin cerrahisinin en üst kuruluşu olan Dünya Nörolojik Cerrahi Akademisi (World Academy
Neurological Surgery) başkanlığına seçilen ilk Türk beyin cerrahıdır. Nörolojiyle ilgili dünyada ve Türkiye’de pek çok derneğin
üyesidir. Halen Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etmektedir.

90. MUHARREM YAZICI

Özellikle çocukların doğumsal ve kas-sinir hastalıklarına bağlı iskelet sorunlarıyla ilgilenmektedir.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1987’de mezun oldu. Ortopedi ve Travmatoloji ihtisasını Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde 1992’de tamamladı.

1992-1996 yılları arasında İnönü ve Ondokuz Mayıs Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1997’de doçent,
2003’te profesör oldu. 1995 ila 1996 yılları arasında ABD’de Kansas Üniversitesi’nde omurga cerrahisi alanında 1 yıl süreyle
uzmanlık sonrası eğitimini tamamladı.Uluslararası Skolyoz Araştırmaları Derneği’nin (SRS-Scoliosis Research Society) 2002
International Travelling Fellowship ve Avrupa Pediatrik Ortopedi Derneği’nin (EPOS-European Pediatric Orthopedic Society)
2003 Travelling Fellowship ödüllerini kazanarak birer ay süreyle ABD’nin 14 ayrı merkezinde omurga cerrahisi ve pediatrik
ortopedi alanlarında konferanslar verdi. 2001 yılında Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Rıdvan Ege
Bilimsel Araştırma Ödülü’ne ve 2005 yılında TÜBİTAK Bilim Teşvik Ödülü’ne layık görüldü.Özel uzmanlık alanları çocuk
ortopedisi ve çocuk omurga hastalıklarıdır. Özellikle çocukların doğumsal ve kas-sinir hastalıklarına bağlı iskelet sorunlarıyla
ilgilenmektedir. Çocuk ortopedisi, Omurga cerrahisi, Serebral palsi cerrahisi, Doğumsal şekil bozukluklarının düzeltilmesi, Kas
ve sinir hastalıklarına ikincil ortopedik sorunlarda uzmandır. Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği, Türk Omurga
Cerrahisi Derneği ve Türk Pediyatrik Ortopedi Derneği, European Pediatric Orthopedic Society, Growing Spine Study Group,
Spine Society of Europe üyesidir. Omurga cerrahisi konusunda İngilizce iki kitabın editörlüğünü yapmıştır.
89. FEZA KORKUSUZ

Uzmanlık alanları arasında biyomalzeme, doku mühendisliği ve rejeneratif tıp uygulamaları, hücresel tedaviler spor fizyolojisi
başta gelmektedir.

1986’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Feza Korkusuz 1987-1992 yılları arasında Gazi
Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanlığı eğitimini ve 1989-
1990 yılları arasında da Osaka Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedik Cerrahi Bölümünde Omurga ve Spor Cerrahisi konularında
klinik ve deneysel araştırma çalışmaları gerçekleştirdi, 1999 yılında ODTÜ Mustafa Nevzat Parlar Vakfı Genç Araştırıcı ve 2000
yılında Sağlık Bilimleri alanında TÜBİTAK Teşvik ödülünü, 2009’da Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği, Prof. Dr.
Rıdvan Ege Araştırma ve Yayın Ödülünü aldı.2013’te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı
olan Prof. Korkusuz 2013-2017 arasında HÜ Beytepe Hastanesi’nin Başhekimliğini yaptı. 1991-2016 arasında Orthopaedic
Research Society ve 2008 yılından beri de Association of Bone and Joint Surgeons derneği üyesi olan Prof. Korkusuz, 2006
yılından beri Clinical Orthopaedics and Related Research dergisinin corresponding ve deputy editor’lük görevlerini
yürütmekte. Çok sayıda meslek derneği üyesi olan Prof. Korkusuz 2017 yılından beri de Türkiye Bilimler Akademisi Asil
Üyesidir.1997 ve 1998’de TÜBİTAK ve Association of International Education of Japan (AIEJ) Research Follow- Up
Programlarıyla Japonya’da bulunan Korkusuz’un üç patente katkısı vardır. 2016’da Springer yayınevinden çıkan
Musculoskeletal Research and Bacis Science kitabının editörlüğünü üstlenmiştir. 2013 ve 2016 yıllarında Temel Bilimler ve
Araştırma Kitabının da editörlüğünü yapmıştır. 12 uluslararası ve 15 ulusal kitap bölümü yazan Prof. Dr.

Feza Korkusuz Mart 2018’den beri TÜBİTAK Başkan Yardımcılığı görevini vekaleten yürütmektedir.

88. MUTLU HAYRAN

Prevantif Onkoloji dalında uzmandır.

Tıp Doktoru ve Kanser Epidemiyolojisi Bilim Uzmanlığı unvanlarını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden almıştır. Halk
Sağlığı Uzmanlığı’nı ABD’de Pittsburgh Üniversitesi Halk Sağlığı bölümünü tamamlayarak elde etmiştir. Aynı zamanda Dünya
Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Kanser Enstitüsü (NCI),
Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavisi Organizasyonu (EORTC), A.B.D.’de Michigan ve İtalya’da Pavia Üniversiteleri tarafından
düzenlenmiş klinik araştırma yöntemleri, epidemiyoloji, biyoistatistik ve kanser kontrolü konulu kurslara katılmıştır. İki yıl
süreyle Pittsburgh Üniversitesi Kanser Enstitüsü’nde (UPCI) Kanser Kontrol ve Prevansiyon ünitesinde uzman araştırıcı olarak
çalışmıştır.Farklı ulusal ve uluslararası sertifika programlarında eğitmen olarak görev almıştır. 2012-2014 yılları arasında
Johns Hopkins Üniversitesi, Bloomberg Enstitüsü ve Dünya Sağlık Örgütü ile ortaklaşa gerçekleştirilmekte olan toplum tabanlı
tütün kontrolü saha çalışmalarında yer almaktadır. Halen, Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji
Anabilim Dalı Başkanlığı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Teknik Destek Birimi Koordinatörlüğü, T. C. Sağlık
Bakanlığı Ulusal Kanser Danışma Kurulu, Prevantif Onkoloji Altkurulu üyeliği görevlerini yürütmektedir. 2012 yılından itibaren
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asosiye üyesidir. Bireylerde kanser riskinin değerlendirilmesi, bireyin çevresinde kansere
yol açabilecek bireysel etkilenimlerin ve bunların kansere yol açma mekanizmalarının kontrolü yoluyla kansere yakalanmanın
önlenmesi alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.

87. VEDAT ŞAR

Çocukluk ve erişkinlik çağı travmaları, aile sorunları, ve dissosiyatif bozukluklar konusunda uzmandır.

İstanbul Tıp Fakültesi Mezunu olan Prof. Dr. Vedat Şar, Psikiyatri uzmanlık eğitimini Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde
yapmıştır. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul (1992-2014) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda 25 yıl boyunca
öğretim üyeliği yapan Vedat Şar 1993 yılında Klinik Psikoterapi Birimi›ni, 1994 yılında ise aynı birime bağlı olarak Türkiye’de
ilk kez Dissosiyatif Bozukluklar Araştırma ve Tedavi Programı’nı kurmuş, 20 yıl boyunca yönetmiştir. Aralıklı olarak Basel
Üniversitesi (İsviçre) Psikiyatri Bölümü’nde misafir hekim olarak çalıştı. Psikotravmatoloji ve dissosiyatif bozukluklar
konusundaki bilimsel çalışmaları nedeniyle çok sayıda uluslararası ödül aldı.Bilimsel çalışmaları nedeniyle Uluslararası Travma
ve Dissosiyasyon Çalışmaları Derneği’nce (ISSTD) David Caul Memorial Award (1995 ve 1999), Morton Prince Scientific
Achievement Award (2001 ve 2010) ile ödüllendirilmiştir. Uluslararası Travma ve Dissosiyasyon Derneği (ISSTD) ve Avrupa
Travmatik Stres Derneği’nin (ESTSS) başkanlıklarını yaptı. Halen Koç Üniversitesi Tıp Fakültesinde klinik öğretim üyesi olan Dr.
Şar, 2014 yılından beri V.K.V. Sağlık Kuruluşları Psikiyatri Bölümü’nde çalışmaktadır. Vedat Şar, çocukluk çağı travmalarının
yaşam boyu ruhsal sonuçları ve dissosiyatif bozukluklar konusunda uluslararası uzman olarak tanınmaktadır.
86. YASEMİN ALANAY

Osteogenezis imperfekta’ya neden olan, çekinik kalıtılan yeni bir gen bulmuştur.

Prof. Dr. Alanay, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Genetik Hastalıkları konusunda uzmandır. Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi İngilizce Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Yasemin Alanay, mezuniyet sonrası kısa süre Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD’da asistanlık yaptı. 1997-2001 arasında Hacettepe ÜTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
AD’da uzmanlık eğitimi aldı. 2001-2002 döneminde Pediatri Başasistanlığı yaptı. 2002 sonlarında Down Sendromlu çocuklarla
ve anneleri ile ilgili uzmanlık tezini yürüttüğü Çocuk Genetik Ünitesi’nde uzman olarak çalışmaya başladı. 2005- 2006
döneminde 1 yıl Los Angeles Cedars Sinai Tıp Merkezi’nde “İskelet Displazileri” konusunda eğitim aldı.2010’da Hacettepe
Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü’ne layık görüldü. 2011 yılında Çocuk Genetik Hastalıkları Türkiye’de ilk kez Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Uzmanlığı sonrası üst ihtisas olarak kabul edildi. Dr. Alanay Yan Dal Diploması alan ilk hekimler arasında yer aldı.
2013 yılında Profesör ünvanı aldı. Dr Alanay, Avrupa ve ABD’de çok-merkezli çok sayıda çalışmanın içinde yer almış, pek çok
hastalığın genetik nedeninin aydınlatılmasına katkıda bulunmuştur. Özellikle çekinik kalıtılan ostegenezis imperfekta ve yüz
gelişiminde rol alan genlerin tanımlandığı çalışmalarda baş araştırmacıdır. Bu alanlarda iki yeni gen tanımlamıştır.Çocuk
Genetik Hastalıkları Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Alanay ayrıca, International Skeletal Dysplasia Society, European
Society of Human Genetics, Milli Pediatri Derneği, Türk Tabipleri Birliği, American Society of Human Genetics (ASHG), Türk
Pediatri Kurumu üyesidir. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesi, pek

çok kitap bölümü mevcuttur. 2013 yılında ilk kez basılan Osteogenezis İmperfekta Kitabında tanımladığı gen üzerine kitap
bölümü yazmıştır. Prof. Dr. Yasemin Alanay, halen Acıbadem Sağlık Grubu’nda çalışmalarını sürdürmektedir. İlgi alanları
çocukların genetik hastalıkları, klinik genetik, iskelet displazileri ve genetik hastalıkların toplumsal etkileridir.

85. SELAHİTTİN ÇAYAN

"Erkek infertilitesi ve kadın ve erkek Cinsel Sağlığı" alanında çalışmalarını sürdürmektedir.

Prof. Dr. Selahittin Çayan, ilk ve orta öğrenimini Mersin’de tamamladıktan sonra yüksek öğrenim için 1985’te İstanbul
Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi’ne girerek 1991’de “Tıp doktoru” ünvanı aldı. Tıpta Uzmanlık Sınavı sonrası yine aynı
üniversitesinin Üroloji Anabilim Dalında Üroloji ihtisasına başlayarak 1997 yılında “Üroloji Uzmanı” oldu. Daha sonra 1997-
1998 tarihlerinde Ardahan Asker Hastanesinde askerlik hizmetini uzman doktor olarak tamamladıktan sonra 1998 yılında
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne Yardımcı doçent olarak başladı. Aralık 1999-Ocak 2001 tarihleri arasında 13 ay boyunca
Amerika Birleşik Devletleri, San Francisco şehrinde bulunan “California Üniversitesi San Francisco Tıp Okulu” Üroloji
bölümünde “Androloji ve Kadın Ürolojisi” alanlarında klinik ve deneysel çalışmalarda bulundu. 1 Nisan 2003 tarihinde
“Doçent” ve Ağustos 2009 yılında “Profesör” ünvanına sahip oldu. Halen, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim
Dalı öğretim üyesi olarak Androloji (erkek üreme ve kadın ve erkek cinsel sağlığı) alanında klinik ve deneysel çalışmalarına
devam etmektedir.Aralık 2012-Aralık 2015 arası Türk Androloji Derneği Başkanlığı görevini yaptıktan sonra halen Türk Üroloji
Derneği Genel Sekreteri ve Türk Androloji Derneği Bilimsel Kurul başkanlığını sürdürmektedir. Ayrıca 2015 yılından beri ESSM
Strateji Komitesi Başkanlığını yürütmektedir.Üroloji alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası makaleye imza atan Prof. Dr.
Selahittin Çayan’ın araştırma alanları arasında erkek üreme sistemi hastalıkları, erkek ve kadın cinsel sağlığı ve prostat
hastalıkları bulunmaktadır.

84. AYLİN YILDIRIR

Girişimsel kardiyoloji alanında çalışmalarını sürdürmektedir.

Çalışmalarını Başkent Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda sürdüren Prof. Dr. Aylin Yıldırır, tıp eğitimini
Hacette Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aldıktan sonra aynı üniversitede Kardiyoloji uzmanlık eğitimini tamamladı. ABD’de
Cornell Üniversitesi’nde 1999 yılında misafir doktor olarak çalıştı.Aylin Yıldırır; Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), Avrupa
Kardiyoloji Derneği, Avrupa Ateroskleroz Derneği, Avrupa Girişimsel Kardiyoloji Derneği, Türk Girişimsel Kardiyoloji Birliği ve
Ankara Tabip Odası üyesidir. Prof. Yıldırır’ın uzmanlık alanları içinde; Girişimsel Kardiyoloji (Koroner anjiyografi, kalp
kateterizasyonu, koroner girişimler, stent, damardan pıhtı çıkarma, damar içi akım ve basınç ölçümü, damar içi ultrason),
Akut koroner sendromlar, Miyokart enfarktüsü, Kalp Kapak Hastalıkları, Lipit bozuklukları (Kolesterol ve Trigliserid yüksekliği)
ve Hipertansiyon bulunmaktadır. Yayınlanmış kitapları ve ulusal ve uluslararası makaleleri bulunmaktadır
83. FATMA NURHAN ÖZDEMİR

Nefroloji ve Dahili Hastalıklar konusunda çalışmaktadır.

Ankara Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Fatma Nurhan Özdemir, uzmanlığını Ankara Üniversitesi İç Hastalıkları’nda
tamamladı. Tıpta Yandal Uzmanlığını ise 1993’te Ankara Üniversitesi, Nefroloji (İç Hastalıkları) Bölümü’nde bitirdi. Halen
çalışmalarını Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Nefroloji Servisi’nde sürdüren Fatma Nurhan Özdemir’in çalışma alanları
özellikle Nefroloji, Böbrek Nakli ve İç Hastalıklarıdır. Prof. Dr. Fatma Nurhan Özdemir’in ulusal ve uluslararası bilimsel
dergilerde pek çok makalesi yayınlanmıştır.

82. AKGÜN HİÇSÖNMEZ

Pediatrik cerrahi alanında uzmandır.

1955 yılında Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi’ni bitiren Prof. Dr. Akgün Hiçsönmez, 1959’da Ege Üniversitesi, Genel Cerrahi
bölümünde uzmanlığını tamamlamıştır. 1966 yılında ise Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Cerrahisi bölümünde uzmanlık eğitimi
almıştır.Hacettepe Tıp Fakültesi’nde Çocuk cerrahi bölümünün kurulmasında Akgün Hiçsönmez’in çok önemli katkıları vardır.
Ulusal ve uluslararası yayınlarda yüzlerce makalesi yayınlanmıştır. Prof. Dr. Akgün Hiçsönmez, Başkent Üniversitesi Ankara
Hastanesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir.

81. KÜRŞAD ÜNLÜHIZARCI

Endokrinoloji ve metabolik hastalıklar konusunda çalışmaktadır.

1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı, 1990-1995 arasında Erciyes
Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde İç Hastalıkları Uzmanlık Eğitimini tamamlamıştır. 1995-1996’da Hebrew University Hadassah
Medical Center’da çalışan Ünlühızarcı 1996 yardımcı doçent olmuştur. 1995-1998 arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi
Endokrinoloji Bölümü’nde Uzmanlık Eğitimini bitirmiştir.Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları alanlarında uzman olan ve
araştırmalarını sürdüren Ünlühızarcı, 2003 yılında Endokrinoloji Doçenti olmuştur. 2007 yılında TÜBİTAK Teşvik Ödülü’ne
layık görülen Ünlühızarcı 2008 yılından beri Profesör olarak Erciyes Üniversitesi Endokrinoloji Bölümü’nde araştırmalarını
sürdürmektedir

100. ŞAHBETTİN SELEK

Tıp Eğitimi ve Biyokimya alanlarında çalışmaktadır

Lisans eğitimini Cumhuriyet Üniversitesi’nde bitiren Prof. Dr. Şahbettin Selek, Tıpta Uzmanlık eğitimini Harran
Üniversitesi’nde 2006 yılında tamamlamıştır. Uzmanlık tezini “Anjiyografi ile Koroner Arter Hastalığı Teşhisi Konulan
Hastalarda Yüksek Dansitelli Lipoproteinin Enzimleri Olan Paraoksonaz ve Arilesteraz Enzim Aktivitelerinin ve Lipid
Oksitlenebilirliğinin Araştırılması” üzerine yapmıştır. Biyokimyasal Araştırma Yöntemleri, Biyokimya ve Moleküler Biyoloji,
İmmünoloji, Tıbbi Laboratuvar Teknolojisi üzerine araştırmaları ve yayınları bulunmaktadır. Prof. Dr. Şahbettin Selek,
çalışmalarını Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nda sürdürmektedir.

99. FATİH TANRIVERDİ

İç hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları alanında uzmandır.

Prof. Dr. Fatih Tanrıverdi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmesinin ardından Erciyes Üniversitesi’nde İç Hastalıkları
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları ihtisaslarını tamamladı. 2002-2003 yılları arasında İngiltere’de University College
London, Royal Free College, Molecular and Neuroendocrinology Bölümü’nde çalıştı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
çalışmalarını sürdüren Tanrıverdi, aynı zamanda Acıbadem Sağlık Grubu’nda çalışmaktadır.Araştırma alanları arasında
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Nöroendokrinoloji, Travmatik beyin hasarı ve hipofiz üzerine etkileri, Spora bağlı
kafa travması ve hipofiz ile Erişkinde Growth hormon eksikliği bulunmaktadır. Prof. Dr. Fatih Tanrıverdi, 2012 yılında TÜBİTAK
Teşvik Ödülü almıştır. Nöroendokrinoloji Derneği , European Neuroendocrine Association, Türk Diabet Cemiyeti, Endocrine
Society (USA), European Society of Endocrinology, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği üyesidir.
98. FİGEN SÖYLEMEZOĞLU

Nöropatoloji alanında uzmandır

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. Figen Söylemezoğlu, 1987-1991 yılları arasında Marmara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalında Araştırma Görevlisi, 1992-1993 yılları arasında, Zürih Üniversitesi
Nöropatoloji Enstitüsü’nde Araştırmacı olarak çalışmıştır. 2001 yılından bu yana çalışmalarını Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda sürdürmektedir.2005 yılı Hacettepe Üniversitesi Bilim Ödülü’ne sahip olan
Söylemezoğlu’nun 150’nin üzerinde makale ve araştırması bulunmaktadır. Zürih Üniversitesi Nöropatoloji Enstitüsünde
nöropatoloji alanında uzmanlaşmıştır. Dünya Sağlık Örgütü Kanser Araştırma Ajansında (IARC) 2000 ve 2003’te beyin
tümörleri üzerine çalışmalar yapmıştır. Çalışma alanları arasında Sinir sistemi tümörleri, epilepsi patolojisi, göz tümörleri
bulunmaktadır.

97. BÜLENT OKAN YILDIZ

Uzmanlık alanları obezite, metabolik sendrom, diyabet, hirşutizm, polikistik over sendromudur.

Hacettepe Üniversitesi’nde İç Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları üst ihtisasını tamamlayan Bülent Okan
Yıldız, 2011 yılında profesör oldu. 2002-2004 yılları arasında ABD’de Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles kampüsünde (UCLA)
obezitede yağ dokusu fonksiyon bozuklukları, iştah hormonları, insülin direnci ve polikistik over sendromu alanlarında
doktora sonrası çalışmalar yaptı. Aynı süreçte Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri “Advanced Training Program in Translational
Investigation” fellowship programını tamamladı.Dr. Yıldız, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere
birçok ülkede düzenlenen kongre ve konferanslarda davetli konuşmacı, panelist ve moderatör olarak yer almıştır.
Uluslararası dergiler ve araştırma kuruluşları için hakemlik yapan ve çeşitli komite görevlerinde bulunan Dr. Yıldız, halen
Journal of Endocrine Society dergisinin yardımcı editörlüğünü yürütmektedir.Ulusal ve uluslararası birçok ödülü bulunan Dr.
Yıldız’ın bu ödülleri arasında Amerikan Endokrinoloji Derneği “Hot Topics in Endocrinology” Seyahat Ödülü, Hacettepe
Üniversitesi Bilim Teşvik Ödülü, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Derneği En iyi Genç Araştırmacı Ödülü,
Türkiye Bilimler Akademisi GEBİP Ödülü, TÜBİTAK Bilim Teşvik Ödülü ve Eisenhower Vakfı Uluslararası Liderlik Ödülü
bulunmaktadır. Dr. Yıldız’ın Eisenhower Fellowship programı kronik hastalık modeli olarak diyabet ve obezitede araştırma,
hizmet ve sağlık politikalarının geliştirilmesinde akademi-hükümet- endüstri ilişkileri konusundadır.

96. ÖZGÜR KASAPÇOPUR

Çocuk romatoloji alanında uzmandır

Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1986 yılı mezunudur.

Aynı fakültede uzmanlık, doçentlik ve profesörlük almıştır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı, Çocuk Romatolojisi Bilim Dalı’nda çalışmalarını sürdüren Kasapçopur, 2002 yılından bu yana Cerrahpaşa Tıp Fakültesi,
Klinik araştırmalar Etik Kurulu, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman üyesi ve raportörüdür. Alanıyla ilgili çeşitli klinik araştırma
kurslarında eğitici olarak görev yapmıştır.Özellikle çocuklarda romatoid artrid ve diğer romatolojik hastalıkların yanı sıra diğer
çocuk hastalıkları ve çocuk sağlığı üzerine çalışmaktadır. Çocukluk çağının (0-16 yaş) en çok karşılaşılan romatolojik hastalığı
olan Jüvenil İdiopatik Artrit’in alt grubu olan Sistemik Jüvenil İdiopatik Artrit (SJIA) hastalığı da özel ilgi alanı içindedir.
Rheumatology International gibi önemli bilimsel dergilerde Editörler Kurulu Üyesidir ve aynı dergide hakemlik yapmaktadır.
Çocuk Romatoloji Derneği’nde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısıdır.

95. BÜLENT GÖRENEK

Çalışmalarını Kardiyoloji alanında sürdürmektedir.

Tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde alan Prof. Dr. Bülent Görenek, tıpta uzmanlığını Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü’nde tamamladı. Aynı üniversitede yardımcı doçent, doçent ve profesör unvanlarını
aldı. Prof. Dr. Bülent Görenek halen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Kardiyoloji
Anabilim Dalı’nda çalışmalarını sürdürmektedir. Prof. Dr. Bülent Görenek, Avrupa Kardiyoloji Derneği Kongre Bilim Kurulu
üyeliğine seçilmiştir.Prof. Dr. Görenek, 2017- 2018 kongrelerinin bilimsel programına özellikle aritmi (kalp çarpıntıları)
konusundaki bilgi ve deneyimlerini aktarmak üzere Avrupa Kardiyoloji Derneği yeni başkanı tarafından seçilmiştir. Halen
Avrupa Kardiyoloji Derneği Eğitim Komitesi üyeliği yapmaktadır. 2016 yılında Çağdaş Gazeteciler Derneği Eskişehir Şubesi
tarafından Bilim Ödülü’ne layık görülmüştür. Çeşitli bilimsel kitaplarda yazdığı bölümler, ulusal ve uluslararası makaleleri
bulunmaktadır.

94. İBRAHİM HANİFİ ÖZERCAN

Gastrointestinal patoloji, Hepato-biliar patoloji ve pankreas patolojisi alanlarında uzmandır

İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, Fırat Üniversitesi Tıp fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda
uzmanlığını tamamladı. 2007 yılında aynı üniversitede profesörlük unvanını aldı ve Patoloji anabilim dalının başkanlığını
üstlendi. Fırat Üniversitesi Hayvan Deneyleri Etik Kurulu’nda Başkan ve üye olarak görevde bulundu. Prof. Dr. İbrahim Hanifi
Özercan halen aynı üniversitede çalışmalarına devam etmekte ve Tıp fakültesi Fakülte Kurulu üyeliğini sürdürmektedir.Türk
Patoloji Derneği ve Ege Patoloji Derneği üyesidir. Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan’ın çalışma alanları özellikle gastrointestinal
sistem patolojilerine odaklanmıştır. Ulusal ve uluslararası yayınlarda yayınlanmış çok sayıda araştırma ve makalesi
bulunmaktadır.

93. YUSUF YILMAZ

Yağlı karaciğer hastalığındaki bazı bilimsel araştırmaları dünya literatüründe de öncü olmuştur.

2007 yılında ‘İç Hastalıkları Uzmanı’ olan Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, 2011 yılında ‘Gastroenteroloji Uzmanı’ olmuştur ve 2012
yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne ‘Öğretim Üyesi’ olarak atanmıştır. 2017 yılında tıp fakültesine atanan en genç
‘Profesör’ olmuştur. Prof. Dr. Yusuf Yılmaz’ın uluslararası yabancı dergilerde yayımlanmış 150’ye yakın bilimsel araştırması
bulunmaktadır.Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, 2007 yılında dahiliye asistanı iken yağlı karaciğer hastalığı ile ilgili özgün çalışması
nedeniyle Türkiye Hepatoloji Vakfı Zafer Paykoç Ödülü’nü almıştır. Eczacıbaşı Bilim Teşvik Ödülünü 2011 yılında, Bayındır Tıp
Teşvik Ödülünü 2012 yılında almıştır. Bilimsel araştırmaları yağlı karaciğer hastalığının taranması, teşhisi, şiddetinin
belirlenmesine yarayacak invazif olmayan yöntemlerin keşfedilmesine ve klinik kullanımına ilişkindir. Prof. Dr. Yusuf Yılmaz,
Yağlı karaciğer hastalığındaki bazı bilimsel araştırmaları

dünya literatüründe de öncü olmuştur. Avrupa Karaciğer Araştırmaları Derneği, Amerikan Karaciğer Araştırmaları Derneği,
Amerikan Kronik Karaciğer Vakfı üyeliği bulunmaktadır. Prof. Yusuf Yılmaz, Fibroscan kullanımındaki deneyimini gerek
yurtiçinde gerekse yurtdışında hekimlere yönelik eğitim kurslarıyla meslektaşlarıyla paylaşmaktadır.

92. ABDULLAH BEREKET

Pediatrik endokrinoloji alanında çalışmaktadır.

Çocuk endokrinoloji ve diyabet uzmanı olan Prof. Dr. Abdullah Bereket, 1986 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu.
1991’de Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlığını, 1995 yılında ise Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet uzmanlığını tamamlayın
Bereket, 1991-1996 yılları arasında Pediatrik Endokrinoloji Üst İhtisası yapmak üzere, ABD’de State University of New York at
Stony Brook’ta bulunmuştur.1996-1999 yıllarında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalında
çalışmalarını yürüten Prof. Bereket halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı olarak
çalışmalarını sürdürmektedir. (2003-2005) arasında Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanlığı yapan Bereket, Avrupa
Çocuk Endokrinolojisi Derneği (European Society for Pediatric Endocrinology, ESPE) ve Çocuk Endokrin ve Diyabet Derneği
üyesidir. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmış 100’ün üzerinde makalesi ve üç uluslararası bilimsel dergide editör
yardımcılığı vardır. 2001 yılında Türkiye Bilimler Akademisi Üstün başarılı genç bilim adamı ödülünü kazanmıştır.

91. İBRAHİM TEKDEMİR

Anatomi alanında uzmandır.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Prof. Dr. İbrahim Tekdemir, 1987 yılında Ankara Üniversitesi Anatomi Anabilim
Dalı’nda asistan olarak göreve başladı ve 1989 yılında anatomi uzmanı unvanını aldı. 1990 yılında aynı kürsüde öğretim
görevlisi olarak tekrar görev aldı ve 1993 yılında Doçent, 1998 yılında Profesörlüğe yükseldi. 1995 yılında TÜBİTAK’tan aldığı
Royal Society bursu ile üç ay süre ile İngiltere’de Sheffield Üniversitesi Nöroradyoloji bölümünde radyolojik anatomi
çalışmalarına katıldı.Çalışmalarını halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Anatomi Anabilim Dalı’nda sürdüren Prof. Dr.
İbrahim Tekdemir, Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği, Anatomi Araştırmaları Derneği üyesidir. Clinical Anatomy gibi bilimsel
dergilerde hakemlik görevi yapmıştır. Anatomi alanında düzenlenen pek çok eğitim programlarına ve bilimsel toplantılara
katılmıştır, ulusal ve uluslararası yayınlarda araştırmaları yayınlanmıştır.

En iyi 5 türk hekimi

Ajans Press geçtiğimiz yıl dünyada ve Türkiye'de adından en çok bahsedilen en başarılı Türk hekimler ile ilgili kapsamlı bir
rapor hazırladı.

Giriş Tarihi: 2.4.2015 15:26

En iyi 5 türk hekimi

İşte son dönemdeki başarılarıyla uluslararası alanda adından söz ettiren Türk hekimleri: Prof. Dr. Ömer Özkan, Prof. Dr. İhsan
Bakır, Doç. Dr. Alper Çelik, Dr. Nihat Tanfer ve Prof. Dr. Sertaç İşlekel.

CESARET VE BİLGİNİN GÜCÜ

Doç. Dr. Alper Çelik; ilk kez 2011'de gerçekleştirdiği "şeker ameliyatı" ile diyabet hastaları için ümit oldu. Doç. Dr. Alper Çelik,
dünyada bu operasyonu yapabilen 7 doktordan biri; Türkiye'de ise tek doktor. Günümüze kadar yüzlerce ameliyatta diyabete
son veren uzman doktor; tıp alanının medyatikler kadrosuna dahil olarak tam 350 haberde adından söz ettirdi. Yaptığı son
çalışmalar iki önemli uluslararası hakemli dergide yayımlanan Doç. Dr. Alper Çelik, yakın zaman içinde bu alanda kendisinin
yürüttüğü ve dünyanın en geniş hasta serisinin sonuçlarını yayımlayacak.

TIP LİTERATÜRÜNÜN ÖNCÜLERİ

Son yıllarda dünyada adından en çok bahsettiren Türk hekim kuşkusuz Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof.
Dr. Ömer Özkan, oldu. Yaptığı başarılı operasyonlarla sadece Türkiye'de değil dünya basınında da adından çok bahsedildi.
Hatta yaptığı rahim naklinden sonra Nobel Tıp Ödülü'ne aday gösterileceği bile konuşuldu. Türkiye'de ilk "yüz nakli"ni
gerçekleştiren isim olan Prof. Dr. Ömer Özkan, aynı zamanda Türkiye'de ilk çift kol nakli ve dünyada kadavradan ilk rahim
naklini yapan kişi olarak biliniyor ve tıp dünyasının en önemli isimleri arasında sayılıyor. Prof. Dr. Ömer Özkan, başarılı
operasyonlarının ardından basında 5.987 kez yer aldı.

Robotik açık kalp ameliyatlarının Türkiye'de yaygınlaşması için bir kamu hastanesinde Robotla açık kalp cerrahisi programını
ilk olarak başlatan Prof. Dr. İhsan Bakır, bir hastada robotla tek cerrahi seansta 4 kalp hastalığını birden tedavi ederken bir
başka hastada da robot yardımıyla kalpte bulunan bir tümörü çıkarmayı başardı. Prof. Dr. Bakır'ın başarılı operasyonlarının
sonucu olarak ise hakkında tam 331 haber yapıldı.

2012'de Dr. Nihat Tanfer, bir ilki başararak hayvan kemiğinden yaptığı "yapay çene" ile çene kemiği eriyen ve diş şansı
olmayan bir hastanın umudu oldu. Bu devrim niteliğindeki operasyon, toplam 115 kez medyada yer buldu.

Hastanın uyutulması risk teşkil ettiği için, ilk lokal anestezi ile açık beyin ameliyatını gerçekleştiren Prof. Dr. Sertaç İşlekel;
2013 yılındaki bu başarısı ile oldukça konuşuldu. Başarılı cerrah hakkında toplam 51 haber yapıldı.

ALANINDA EN İYİ OLAN DOKTORLAR...

#35349 gönderen bengu

20.12.2005 - 18:40:21

İşte alanlarının en iyileri


Türkiye'nin alanlarında en başarılı sayılan doktorlarını, yine aynı uzmanlığa sahip doktorlar seçti. Ankete 20 ilden 467 hekim
katıldı. Toplam 32 branşın en iyi isimlerini oylayan uzmanlar, hizmetleriyle öne çıkmış beş hastaneyi de belirledi

İbrahim GÜNEL

Başlarken...

Türkiye genelinde 20 ilde, tıpta 32 uzmanlık alanında 467 doktorla bir anket çalışması yürüttük. Türkiye'deki 26 tıp fakültesi
ve çevresinde yaptığımız çalışma ile her branşta en iyi doktorlar ve hastaneleri belirlemeye çalıştık. Anket çalışmasıyla, bire
bir görüştüğümüz her doktora kendi alanlarının 'en iyi'lerini sorduk.

Yüzyüze görüşülen her doktora, "Sizce kendi alanınızda Türkiye'nin en iyi beş doktoru kimdir" ve "Sizce kendi alanınızda
Türkiye'nin en iyi beş hastanesi ya da sağlık merkezi neresidir" dedik. Radikal gazetesi olarak bu çalışmayı yürütürken, bilim
kuruluşu veya tıp alanında yetkin bir kurum olmadığımızı göz önünde bulundurarak, kendi alanlarında bilimselliğine
güvendiğimiz bilim adamlarına ya da çalışmalarıyla kendini kanıtlamış doktorların görüşüne başvurduk. Bazı doktorlar,
yapılan bu çalışmaya bilimsel açıdan karşı çıktı. Ancak sorularımız genel olarak bu tür bir çalışma için olumlu karşılandı.

Anket çalışması sonucunda, tıpta 32 uzmanlık alanında en çok oyu alan beş doktor ve hastaneyi belirledik. Bunu yaparken de,
doktorların her alanda kimin bilimsel çalışmalarında iyi olduğunu belirleyebileceğine güvendik. Ayrıca, ankete katılan
doktorların adları Radikal'de saklı olmak kaydıyla bu çalışmayı yürüttük ve sonuçlandırdık.

Dizi boyunca her gün sizlere dört ayrı branşın tanıtımını yapacağız. Yani, her uzmanlık alanının bedenimizin hangi bölgesiyle
ilgilendiğini, hangi hastalıkları tedavi ettiğini, alt branşlarını anlatağız.

Bunun yanında, her alanında kaç doktorun anket çalışmasına katıldığını ve çıkan sonuçlara göre sıralamaya giren beş
doktorun ve hastanenin ya da sağlık merkezinin adlarını sayfamızda okuma olanağını bulacaksınız. Anketimizi Türkiye
genelinde yürüten Doğan Haber Ajansı (dha) muhabirlerine de ayrıca teşekkür ediyoruz.

Sağlıklı günler dileğiyle...

İç hastalıkları

İnsan vücudunun tüm iç organlarının sağlık durumunun korunması ve hastalıklarının ilaçla tedavisiyle ilgilenen bilim dalıdır.
Kalp ve damarlar gibi dolaşım sistemi, akciğer ve tüm solunum sistemi, karaciğer de dahil olmak üzere tüm sindirim sistemi,
kan ve bağışıklık sistemi , kaslar ve eklemler ile kemikler gibi hareket sistemi, böbrek ve tüm boşaltım sistemi gibi sistemler iç
hastalıkları branşının ilgi alanında bulunuyor.

İç hastalıkları uzmanlık alanın yan dalları da şöyle sıralanıyor: Alerji hastalıkları immunoloji (bağışıklıkı sistemi hastalıkları),
endokronoloji ve metabolizma hastalıkları, gastroenteroloji (sindirim sistemi hastalıkları), nefroloji (böbrek hastalıkları),
hematoloji (kan hastalıkları), iş ve meslek hastalıkları, geriatri (yaşlılığa bağlı hastalıklar), tıbbi onkoloji (ilaçla kanser tedavisi),
romatoloji (romatizmal hastalıklar)...

• En iyi beş doktor

İç hastalıkları alınında 31 doktor anketimize katıldı. Anket sonucunda dereceye giren beş doktorumuz şunlar: Prof. Dr. Tanju
Atamer, Prof. Dr. Ali Gürçay, Prof. Dr. Faruk Aykan, Dr. Aydoğan Öbek, Dr. Ayda Uluhan...

• En iyi beş hastane

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi (Çapa) Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15
20, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hast. Tel: (0216) 327 10 10,
International Hospital Tel: (0212) 663 30 00

Dermatoloji

Deriye ait her türlü sağlık sorunlarının cerrahi dışı yöntemlerle giderilmesini amaçlayan bilim dalıdır. Cinsellikle bulaşan
hastalıklar da bu bilimin uğraşı

alanı içine girer. Dermatolojinin alt dalı ise alerji hastalıkları...


Bu uzmanlık alanının ilgilendiği hastalıklar da şunlar: Deri mantarları, egzama, ihtiyoz (değişik şiddet ve yaygınlıkta olmak
üzere, deride pul oluşumuyla ve üst deride soyulmayla ya da pul pul dökülmeyle belirgin deri hastalığı), kabarcıklı
epidermoliz (eller, sırt ve ayaklarda görülen yassı siğillere benzer, kabartılı plaklarla kaplı ender deri hastalığı), darier hastalığı
(genişlemiş kıl yağ kesesi deliğinin ağzını dolduran esmer gri renkli bir kabukla örtülü küçük mercimek büyüklüğündeki
sivilceler halinde ortaya çıkar. Deriye kirli ve pürtüklü bir görünüm verir), ehlers danlos hastalığı, deri iltihabı, suçiceği,
doğuştan olan kabarcıklı deri hastalıkları, sedef hastalığı, bakteri kökenli deri hastalıkları, uyuz, tropikal asalaklardan
kaynaklanan deri hastalıkları, ben, çil, melanosit (deride bulunan ve siyah pigment tanecikleri içeren, bu sayede içorganları
güneş ışınlarından, özellikle morötesi

ışınlardan koruyan özel hücre hastalığı), melanom (melanositlerden gelişen ur), deri tümörleri, siğil...

• En iyi beş dermatalog

Bu alandaki anketimize 19 dermatalog katıldı. Onların şeçtiği en iyi beş doktor şöyle: Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir, Prof. Dr.
Ahmet Murat, Prof. Dr. Yalçın Tüzün, Prof. Dr. Orhan Baransu, Prof. Dr. Fikret Külemen...

• En iyi beş hastane

Bu alanda sırlamaya giren beş hastane de şunlar: İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, İÜ
Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Tel:
(0212) 311 20 00, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20.

Ortopedi ve travmatoloji

Ortopedi ve travmatoloji bilim dalı, vücudun iskelet sistemi ile kemilkelrin eklem yerlerinde oluşan hastalıkların tanısı ve
tedavisiyle ilgilenir. Ayrıca, darbe ve çarpmalardan oluşan rahatsızlıkların giderilmesiyle uğraşır. Bu uzmanlık alanını yan dalı
da el cerrahisidir.

Bu branşın ilgilendiği hastalıklar da şöyle: Bel ve boyun ağrıları, diz eklemi rahatsızları, genel romatizmal hastalıklar, omuz
eklemi rahatsızlıkları, kırık çıkıklar, doğuştan şekil bozuklukları, sonradan olma eklem deformeleri, spor yaralanmaları, sırt
ağrısı, disk fıtığı, skolyoz (omurga eğrilikleri ve kamburluk), iskelet deformasyonları, kalça çıkığı, ayak eğrilikleri, düztabanlık,
burkulma, eklem lezyonları, raşitizm (D vitamini eksikliğinden meydana gelen bacak eğriliği)...

• En iyi beş ortopedist

Bu alanda Türkiye genelinde anketimize 10 doktor katıldı. Seçtikleri doktorlar şöyle sıralanıyor: Prof. Dr. Mümtaz Alparslan,
Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr. Rıdvan Ege, Prof. Dr. İlker Çetin, Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu...

• En iyi beş hastane

Bu alandaki uzmanların seçtikleri hastaneler de şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp
Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (0232) 388 19 20, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 214
10 10, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 259 59 59, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel. (0312) 363 33 30

Spor hekimliği

Bu bilim dalı, spor yaparken meydana gelen sakatlanmalarda kemiklerde ve kaslarda oluşan rahatsızlıkları tedavi eder. Ayrıca,
gerekmesi durumunda cerrahi müdaheleleri de yapar. Bu branşın ilgilendiği rahatsızlıklar da şunlar: Burkulma, kırık, ezik, kas
lezyonları, çıkık, muhtelif lezyonlar, menüsküs, kiriş iltihapları, eklem ve kemik hastalıkları, travmalar, solunum sorunları, kas
yırtılmaları...

• En iyi beş doktor

Spor hekimliği alanında anketimize 2 doktor katıldı. Şeçtikleri hekimler şöyle: Prof. Dr. Tunç Alp Kalyon, Prof. Dr. Emin Ergen,
Prof. Dr. Çetin İşleğen, Doç. Rüştü Güner, Doç. Dr. Hakan Gür...

• En iyi beş hastane

Bu alanda seçilen en iyi beş hastane de şunlar: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30, İÜ Tıp Fakültesi Tel:
(0212) 534 00 00, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tel: (0312) 325 12 11,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakülte-si Tel: (0312) 305 15 20
Fizyoloji

Çoğu zaman farkında olmadığımız yaşam fonksiyonlarımızı, vücut iç ortamımızın korunmasına yönelik homestatik
mekanizmaları (vücuttaki sıvı elektrolit dengeleri) ve organ sistemlerinin fonksiyonlarını inceler. Bu dal içerisinde uzmanlar
hücre kültürü, organ banyosu, 'langendorf sistemi' ve 'ın vivo sistemik araştırmalar' (hastanın vücudunun içerisinde yapılan
çalışmalar. Vücuda ilaç verilip film çekmek gibi) laboratuvarlarında bilimsel araştırmalar yaparlar.

• En iyi beş fizyolog

Bu alandaki çalışmaya yedi doktor katıldı. Anket sonucu seçilen doktorlar şöyle: Prof. Dr. Ünal Tan, Prof. Dr. Şakir Pöğün,
Prof. Dr. Aysel Ağar, Prof. Dr. Sema Yavuzer, Prof. Dr. Nimet Gündoğan...

• En iyi beş hastane

Seçilen hastaneler de şunlar: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi
Tel: (0216), İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20

Kardiyoloji

Kardiyoloji branşı, bedenimizin en önemli organı olan kalp ve ona bağlı olarak gelişen hastalıkların tanısı, tedavi yöntemleri
ile ilgilenir. Bunun yanında, kalbe bağlı olarak doğumsal kalp hastalıkları, romatizmal kalp hastalıkları, kroner kalp hastalıkları,
göğüs anjini, kalp krizi, damar sertliği, düzensiz kalp atışları, miyokard (Kalp kasında meydana gelen olumsuzluklar), perikardit
(Kalp dış zarında meydana gelen bozulmalar), kalp ritminde bozukluklar, hipertansiyona bağlı olarak gelişen kalp hastalıkları,
akciğer hastalığına bağlı olarak gelişen kalp hastalıkları, kalp kası rahatsızlıkları, kalp zarı hastalıkları gibi hastalıklar,
kardiyoloji alanının kapsamındadır.

• En iyi beş doktor

Kardiyoloji alanında Türkiye genelinde 30 doktor anketimize katıldı. Çalışmanın sonucunda sıralamaya giren beş doktor şöyle:
Prof. Dr. Ali Oto, Prof. Dr. Çetin Erol, Prof. Dr. Derviş Oral, Prof. Dr. Ferhan Özmen, Prof. Dr. Kamil Adalet...

• En iyi beş hastane

Anket sonucu, en çok oyu alan beş hastane şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0312) 305 15 20,
Florance Nightingale Hastanesi Tel: (0212) 224 49 50, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0312) 363 33 30, Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0232) 388 19 20, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Tel: (0312) 310 30 80.

Kulak-burun-boğaz hastalıkları

Bu uzmanlık alanı, adından da anlaşılacağı üzre kulak, burun ve boğazda oluşan hastalıkların tedavisiyle ilgileniyor.

Bademcik, geniz eti, saman nezlesi, uçuk, miere, yutma hastalıkları, gürültü ve işitme bozuklukları, horlama hastalıkları, baş
ve boyun kanseri, burun gerisinde akıntı, burun estetiği, burun kanaması, kulak çınlaması, orta kulak intihabı, baş dönmesi ve
araç tutması gibi hastalıkların nedenlerini inceler ve tedavi eder. Ayrıca, ses ve boğaz ile ilgili bozuklukların tıbbi ve cerrahi
tedavisiyle ilgilenir. Bunun yanında, üst solunum yollarını etkileyen alerjinin, yüz ve boyun kozmetik işlevsel ve onarıma
ihtiyaç duyan anormalik-lerinin tedavisini üstlenir.

Çocuklarda kulak-burun-boğaz hastalıklarının tıbbi ve cerrahi tedavisine bakan bu uzmanlık alanı, dış, orta ve iç kulağın
travmatik bozukluklarının giderilmesine çalışır. Ayrıca, bölgesini içeren kanserlerin tedavisiyle ve bozukluklar ile dengeyi
etkileyen sinir yolları ile ilgili bozuklukları kapsayan bu branş, bunların cerrahi müdahalesini de yapar.

• En iyi beş doktor

Bu alanda yaptığımız ankete, Türkiye çapında 20 doktor katıldı. Anket sonucunda dereceye giren dotrolar şöyle: Prof. Dr.
Metin Önerli, Prof. Dr. Mehmet Ali Şehitoğlu, Prof. Dr. Aras Şenvar, Prof. Dr. Nermin Başerer, Prof. Dr. Mehmet Ada...

• En iyi beş hastane


Anket sonucu dereceye giren beş hastane şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi
Tel: (0212) 534 00 00, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20,
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 00

Göğüs hastalıkları

Göğüs hastalıkları branşı, akciğer ve onu çevreleyen yapılarda meydana gelen ve insan sağlığını olumsuz etkileyen
hastalıkların tespit edilmesi, takip edilmesi ve tedavisini içerir.

Tedavisi cerrahi olmayan bütün bu bölgedeki bütün hastalıklar göğüs hastalıkları branşının ilgi alanına girer. göğüs hastalıkları
alanındaki rahatsızlıklar arasında: Doğuştan gelen akciğer hastalıkları, kistler, akciğer tümörleri, tüberküloz, bronşit, zatürree,
uzun süreli sigara içimine bağlı akciğer rahatsızlıkları, nefes darlığı, göğüs kafesinde doğuştan meydana gelen hastalıklar,
akciğer kanseri, üst solunum yolu enfeksiyonları, akut bronşit, bronşial astım, mesleki hastalıklar, solunum yetmezliği, akciğer
embolisi sayılabilir.

Göğüs hastalıkları branşının yan dalı ise alerji hastalıkları.

• En iyi beş doktor

Göğüs hastalıkları alanındaki anket çalışmamıza toplam 30 doktor katıldı. Bu doktorların seçtikleri en iyi beş doktor şunlar:
Prof. Dr. Haluk Türktaş, Prof. Dr. Feyza Erkan, Prof. Dr. Yusuf İzzettin Barış, Prof. Dr. Ali Kocabaş, Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan.

• En iyi beş hastane

Göğüs hastalıkları branşında anketimize katılan doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: İÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Tel:
(0212) 534 00 00, Hacettepe Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma
Hastanesi Tel: (0442) 316 63 33, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0312) 259 59 59, Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10 10.

Enfeksiyon hastalıkları

Genelde, salgın hastalıklarla ilgili olarak koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini kapsar. Özellikle, çocuklarda enfeksiyon
hastalıklarıyla ilgili olarak koruyucu hekimliği de içeren bu branş, salgın hastalıklara neden olan virüsler ile mikropların ortaya
çıkış nedenlerini ve insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini araştırır. En önemli sağlık sorunlarından biri olan çocuk
ölümlerinin azaltılması için bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yürütür. Ayrıca, çocukluk çağındaki enfeksiyon hastalıklarının
tedavisi de bu alanın kapsamı

içerisindedir. Bu uzmanlık alanının yan dalları da şöyle: Alerjik hastalıklar, immünoloji, hematoloji...

• En iyi beş doktor

Enfeksiyon hastalıkları alanında anket çalışmamıza 12 doktor katıldı. Onların seçimine göre dereceye giren beş doktor şunlar:

Prof. Dr. Semra Çalangu, Prof. Dr. Volkan Korten, Prof. Dr. Haluk Vahapoğlu, Doç. Dr. Aydemir Lermi, Prof. Dr. Murat Akova...

• En iyi beş hastane

Anket sonucu, enfeksiyon hastalıkları alanında en iyi beş hastane de şunlar: İÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0212) 534 00 00,
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10
10, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30, Başkent Üniversitesi Hastanesi (Ankara) Tel: (0312) 212 68 68.

Üroloji

Tıpta, böbreğin, erkek ile kadında idrar yollarının, erkekte üreme organlarının hastalıklarını inceleyen ve tedavisiyle uğraşan
cerrahi dalıdır. Bu branşın ilgi alanına giren hastalıklar da şöyle: Üriner sistem taş hastalığı, böbrek, mesane ve idrar yolları
taşları, ürolojik enfeksiyonlar, böbrek, mesane, idrar yolları ve genital organların iltihaplı hastalıkları,

prostat iltihabı, cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar, prostat büyümesi, kısırlık, iktidarsızlık, ürolojik tümörler, böbrek, mesane,
prostat, testis ve jenital organ tümörleri, doğuştan olma ürolojik anormallikler, böbrek ve idrar yolları ile ilgili çeşitli
anomaliler, ürolojik bölgeyle ilgili yaralanmalar ürolojinin çalışma alanına girer. Bu branşın alt dalları, üreme endokrinolojisi,
infertibilite ve çocuk ürolojisi.

• En iyi beş ürolog

Bu branştaki anketimize 19 ürolog katıldı. Onların seçtiği en iyi beş doktor şunlar: Prof. Dr. Atıf Aktaş, Prof. Dr. Haluk Özen,
Prof. Dr. Ali Rıza Kural, Prof. Dr. Haluk Ander, Prof. Dr. Tarık Esen...

• En iyi beş hastane

Üroloji alanında anket sonucu en çok oyu alan beş hastane de şöyle: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15
20, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Marmara Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10 10, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30.

Çocuk cerrahisi

Çocuk hastalıkları alanında cerrahi müdahaleleri gerektiren rahatsızlıklarla ilgilenen bilim dalıdır. Bu alan, aynı anda genel
cerrahi uzmanlık dalının bir alt branşı olarak hizmet verir. Tüm cerrahi müdahaleleri çocuklar üzerinde uygulayan branştır.

• En iyi beş çocuk cerrahı

Bu alanda anketimize 14 doktor katıldı. Onların seçtiği beş en iyi çocuk cerrahı şöyle: Prof. Dr. Cahit Tanyel, Prof. Dr. Nebil
Büyükpamukçu, Prof. Dr. Daver Yeker, Prof. Dr. Tolga Dağlı, Prof. Dr. Işık Olcay, Prof. Dr. Mehmet Emin Şenocak...

• En iyi beş hastane

Çocuk Cerrahisi alanında seçilen beş hastane de şunlar: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20,

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Tel: (0322) 338 60
60 , İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00...

Çocuk hastalıkları

Çocuğun, yeni doğduğu andan yaklaşık 15 yaşına kadar geçirdiği süre içinde sağlığının korunması ve hastalıklarının cerrahi
yöntemler dışında tedavi edilmesi ile ilgilenen uzmanlık dalıdır. Çocukluk çağında görülen bütün bulaşıcı hastalıklar,
metabolizma bozuklukları, ateşe bağlı olarak gelişen hastalıklar, gece işemeleri, akut romatizmal hastalıklar, aşılar, ishal,
doğumsal hastalıklar, akciğer, böbrek, kalp gibi organlarda meydana gelen hastalıklar, alerji gibi yaklaşık bilinen 200 hastalık
bu bilim dalının içine girer. Bu alanda çocuklarda görülen hastalıkların teşhisleri konularak gerekli tedaviler uygulanır. Bu
uzmanlık alanının yan dalları ise şöyle: Çocuk kardiyolojisi, çocuk endokrinolojik ve metabolik hastalıkları, çocuk hematolojisi,
çocuk nefrolojisi, çocuk nörolojisi, çocuk allerjisi, çocuk onkolojisi, çocuk gastroentolojisi, çocuk enfeksiyon hastalıkları,
neonatoloji...

• En iyi beş çocuk doktoru

Çocuk sağlığı ve hastalıkları alanında anketimize 28 doktor katıldı. Anket sonucunda en çok oy alarak seçilen doktorlar şunlar:
Prof. Dr. Olcay Neyzi, Prof. Dr. Şinasi Özsoylu, Prof. Dr. Leyla Ağaoğlu, Prof. Dr. Özdemir İlter, Prof. Dr. Feyzullah Sakaoğlu...

• En iyi beş hastane

Anketimize katılan doktorların bu branşta seçtikleri en iyi beş hastane şöyle: Hacettepe Tıp Fak. Hastanesi Tel: (0312) 305 15
20, İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fak. Hastanesi Tel: (0212) 534 00 00, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Hastanesi Tel: (0212) 588 48 00,
Ege Üniversitesi Tıp Fak. Hastanesi Tel: (0232) 388 19 20, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10 10.

Embriyoloji ve histoloji

Embriyoloji ve histoloji branşı, doku ve organların mikroskobik yapısının incelenmesi ve bu alanlarda meydana gelen
herhangi bir farklılaşmanın tespit edilmesi ile ilgilenir. Bu branşta normal gelişen organ ve dokular incelenerek farklı bir yapı
sergileyen doku ve organların teşhisi yapılır. Özellikle gelişim bozukluklarının teşhisinde önemlidir. Kadın doğum
hastalıklarında embriyonun gelişimi takip edilerek hastalıklar ve farklılıklar erken teşhis edilebilir. Histolojide vücut
sisteminde kas, sinir, kemik, bağ dokuları incelenerek hastalıklar teşhis

edilebilir ve tedavinin sonuçları görülebilir.

• En iyi beş doktor

Bu alandaki anket çalışmamıza toplam

6 doktor katıldı. Anket çalışmamızda en fazla oy alarak dereceye giren doktorlar şunlar: Prof. Dr. Ramazan Demir, Prof. Dr.
Meral Tekelioğlu, Prof. Dr. Mehmet Kaya, Prof. Dr. Esin Aşan, Prof. Dr. Aysel Şeftalioğlu...

• En iyi beş hastane

Anket çalışması sonucunda histoloji ve embriyoloji alanında doktorlar tarafından seçilen en iyi beş hastane ise şunlar:
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi Tel:(0212) 534 00 00, Marmara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tel: (0216) 327 10 10, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel:
(0312) 363 33 30.

Nükleer tıp

Nükleer tıp, vücut içindeki radyoaktif maddelerin teşhis ve tedavisinde fonksiyonel görüntüler oluşturan bir bilim dalıdır.

Özellikle nükleer onkoloji, kardiyoloji, kanser vakalarında nükleer tıbbın çalışma alanına girer. Kanser vakalarıda tümörün
görüntülenmesinden hastanın tedaviye yanıt vermesine kadar birçok görüntünün ortaya çıkmasına ve tedavinin
şekillenmesini sağlar. Nükleer tıptaki görüntüleme radyolojiden farklı olarak fonksiyonel bir görüntülemedir. Özellikle tiroit
kanseri ve hipertiroidizm tedavisinde başarılı sonuçlar veren nükleer tıp, özellikle tümörün kemiğe yayıldığı ve tedavisi
imkânsız olan hastalarda yoğun ağrıların giderilmesinde kullanılıyor.

• En iyi beş doktor

Nükleer tıp alanında anket çalışmamıza 9 doktor katıldı. Katılımcı doktorların seçtikleri nükleer tıp branşında en iyi beş doktor
şu isimlerden oluşuyor. Prof. Dr. Hatice Durak, Prof. Dr. Hikmet Bayhan, Prof. Dr. Biray Caner, Prof. Dr. Mustafa Ünlü, Prof.
Dr. Kerim Sönmezoğlu...

• En iyi beş hastane

Anket çalışmamıza katılan doktorların nükleer tıp alanında seçtikleri en iyi beş hastane ise şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel:
(0232) 259 59 59, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30, İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00.

Göğüs cerrahisi

Göğüs hastalıkları alanında cerrahi müdahale gerektiren rahatsızlıklar ve bunların tedavileri, yapılması gereken cerrahi
operasyonlar bu dalın çalışma sahasına girer. Göğüs cerrahisinde akciğer ve

ona bağlı olan organlarda ilaç tedavisinin yeterli olmadığı durumları kapsar.

En iyi be doktor

Göğüs cerrahisi alanındaki anket çalışmamıza 14 doktor katıldı. Anket çalışmamıza katılan doktorların seçtikleri en iyi beş
doktor şöyle sıralanıyor: Prof. Dr. İlker Öktem, Prof. Dr. Göksel Kalaycı, Prof. Dr. Şinasi Yavuzer, Doç. Dr. Adem Güngör, Dr.
Güven Çetin...

En iyi beş hastane

Bu alandaki anket çalışmamıza katılan göğüs cerrahi uzmanlarının seçtikleri en iyi beş hastane ise şu şekilde sıralanıyor:
Ankara Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Merkezi Tel: (0312) 355 21 10, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi
Tel: (0212) 546 96 00, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Tel: (0312) 310 33 33, Akdeniz Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tel: (0242) 227 43 43, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00
Çocuk psikiyatrisi

Çocuk psikiyatrisi çocukların ruhsal olarak sağlıklı bir yaşam sürmelerini amaçlayan bir bilim dalıdır. Bu ruhsal sorunların
temellerini inceleyen, nedenleri üzerinde çalışan ve sorunların çözülmesi için gerekli olan çalışmaları düzenler. Özellikle
küçük yaşlardaki çocukların ruh sağlığı sorunlarının temelindeki nedenlerin derinlemesine incelenmesi bu branşın ilgi
alanlarından biridir. Çocuk psikiyatrisinde çocuğun ruhsal durumunu etkileyen biyolojik etkenler, kalıtım, kimyasal ve
çevresel faktörler de ele alınır. Bu dalın ilgi alanına giren rahatsızlıklar arasında şunlar sıranalabilir: Zekâ problemleri,
öğrenme güçlükleri, kekeleme, fonolojik bozukluklar (konuşma bozuklukları), otistizm, yeme bozuklukları, dikkat eksikliği ve
hiperaktivite, tik, altını ıslatma, anksiyete bozukluğu, depresyon, psikosomatik bozukluklar, sosyal fobi, uyku bozuklukları,
dürtü kontrol bozukluğu, uyum sorunu psikososyal stres faktörleri, davranım bozuklukları.

• En iyi üç doktor

Çocuk psikiyatrisi alanındaki anket çalışmamıza beş doktor katıldı. Beş çocuk psikiyatristinin seçtiği üç doktor şunlar: Prof. Dr.
Atalay Yörükoğlu, Prof. Dr. Bahar Gökler, Doç. Dr. Ümran Tüzün...

• En iyi beş hastane

Çocuk psikiyatrisi alanında anketimize katılan doktorların seçtiği en iyi beş hastane şöyle sıralanıyor: Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0212) 534 00 00, Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Tel:(0312) 363 33 30, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel:(0232) 259 59 59, Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0232) 388 19 20.

Radyasyon onkolojisi

Radyasyon kullanarak kanserin tedavisini amaçlayan, bu gaye ile radyasyonun etkilerini ve tümörlerin davranışlarını
inceleyen, bu konuda eğitim ve araştırma yapan tıp dalıdır. Meme kanseri, akciğer kanseri, ses teli kanseri, uterus kanseri,
rahim ağzı kanseri, cilt kanserinin maing melanom dışında kalanı, rektum kanseri, testis kanserinde sıklıkla kullanılır. Vücut
içindeki her türlü tümörün davranışı, gelişimi, tedavi şekilleri, gerilemesi veya yayılması gibi konular bu dalın inceleme
alanına girer.

• En iyi beş doktor

Radyasyon onkolojisi alanında yaptığımız anket çalışmasına katılan toplam 6 doktorun seçtiği en iyi beş doktor şu isimlerden
oluşuyor: Prof. Dr. Münir Kınay, Prof. Dr. Sait Okkan, Prof. Dr. Ahmet Öber, Prof. Dr. Lale Atahan, Prof. Dr. Gökhan Töre...

• En iyi beş hastane

Anket çalışması sonucunda radyosyon onkolojisi alanında seçilen en iyi beş hastane şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, DEÜ
Tıp Fakültesi Tel: (0232) 259 59 59, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 214 10 00.

Kadın hastalıkları ve doğum

Kadın cinsel organlarını, bunların fizyolojisini ve hastalıklarını inceleyen uzmanlık dalı. Şekil bozukluklarının düzeltilmesi,
dölyatağı sarkmaları, dölyatağı borusundan dolayı meydana gelen kısırlığın tedavisi, dölyatağı, yumurtalık ve rahimde oluşan
urların tedavisi de bu branşın çalışma alanına girer. Bunun dışında menopoz ve ergenlik döneminde yaşanan problemlerin
çözümü de bu branşı ilgilendiriyor. Kadın hastalıkları ve doğum branşının çalışma alanları içerisinde, gebelik, doğum ve
endikasyonları, sancılı adet görme, adet düzensizliği, akıntılar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kısırlık, menopoz, jinekolojik
kanserler, hormon dengesizlikleri gibi hastalıklar da yer alır. Bu dalın yan dalları arasında perinatoloji (bebek anne
karnındayken ultrason gibi yöntemlerle anormallikleri tespit etme), üreme endokrinolojisi ve infertilite (kısırlık tedavisi),
jinekolojik onkoloji yer alıyor.

• En iyi beş doktor

Kadın hastalıkları ve doğum alanında yaptığımız anket çalışmasına toplam 25 doktor katıldı. Çalışma sonucunda seçilen en iyi
beş doktor şöyle sıralanıyor: Prof. Dr. Timur Gürkan, Prof. Dr. Hasan Serdaroğlu, Prof. Dr. Erdoğan Ertünge Alp, Prof. Dr.
Moşe Benhabib, Prof. Dr. Ali Ayhan.

• En iyi beş hastane


Bu branşta doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: International Hospital Tel: (0212) 663 30 00, Vehbi Koç Vakfı
Amerikan Hastanesi Tel: (0212) 311 20 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, İstanbul Memorial Hastanesi Tel: (0212) 210 66 66.

Genel cerrahi

El ve bazı aletlerle canlı insan vücudu üzerinde ameliyat yapmayı öngören tıp dalıdır. Cerrahlık yetkisi tıp fakültesini
bitirdikten sonra herhangi bir tıp fakültesinin cerrahi anabilim dalında ya da devlet hastanelerinin hariciye bölümlerinde
uzman hekimlerin yanında ve yönetiminde 4 yıllık bir uzmanlık öğrenimi ve staj gördükten sonra elde edilir. Genel cerrahi,
insan vücudundaki safrakesesi, mide, bağırsak, karaciğer, dalak, anüs gibi bölgelerindeki bütün cerrahi operasyonları kapsar.
Genel cerrahinin çalışma alanına giren rahatsızlıklar arasında, yemek borusunun cerrahi hastalıkları, delinmesi, divertikul,
tümör, midenin cerrahi hastalıkları, ülser, ince ve kalınbağırsağı cerrahi hastalıkları, damar tıkanıklığı, akut apandisit,
hemoroit, karaciğerin cerrahi hastalıkları, safrakesesi ve safra yollarının cerrahi hastalıkları, pankreasın cerrahi hastalıkları,
dalağın cerrahi hastalıkları, tiroit hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları, genel vücut travmaları ve yanıklar yer alıyor.

Genel cerrahinin yan dalları ise gastroentrolojik cerrahi ve onkolojik cerrahi.

• En iyi beş doktor

Genel cerrahi alanındaki anket çalışmamıza toplam 25 doktor katıldı. Anket çalışması sonucunda yapılan değerlendirmede en
çok oyu alan beş doktor şunlar:

Prof. Dr. İskender Sayek, Prof. Dr. Ali Akyüz, Prof. Dr. Dursun Buğra, Prof. Dr. Serdar Tezelman ve Prof. Dr. Metin Özgür...

• En iyi beş hastane

Genel cerrahi alanında anket çalışmamıza katılan doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: İstanbul Üniversitesi (İÜ)
Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Tel: (0212) 588 48 00, International Hospital Tel: (0212) 663 30 00, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0212)
327 10 10.

Plastik cerrahi

Plastik ve rekonstrüktif cerrahi genel olarak kazalar veya yaralanmalarla meydana gelmiş doku hasarlarını restore etmeyi
amaçlar. Bu uzmanlık alanı, bazı ünlülerin genç ve güzel olmak için bıçak altına yatmasıyla da sık sık gündeme gelmektedir.
Plastik cerrahi Yunanca 'plastikos' kelimesinden gelir ve şekil verme anlamı taşır. Plastik cerrahi işlemleri,

'rekonsrüktif' ve 'kozmetik' olarak iki ana gruba ayrılır. Rekonstrüktif ameliyatların amacı kaza, hastalık veya doğumsal
anormaliklere bağlı vücudun herhangi bir parçasının form ve fonksiyonlarını restore etmektir. Yüzde ciddi yaralanmalar ve
yüz kemiklerinde kırıklar ile bunların tedavileri plastik cerrahinin en sık ilgilendiği konulardır. Çok ciddi yaralanmalarda, deri
kanserinin tedavisinde, yanık tedavileri de yine bu branşın çalışma sahasına girer. Rekonstrüktif cerrahi, anormal vücut
bölgelerinde daha normal bir görünüm oluşturmak ve fonksiyonlar geliştirme için uygulanan cerrahi işlemlere denebilir.
Kozmetik cerrahi ise şekil ve fonksiyon olarak normal sınırlar içinde bulunan daha güzel olmasını amaçlayan cerrahi
işlemlerdir.

• En iyi beş doktor

Plastik ve rekonstrüktif cerrahi alanında anket çalışmamıza atılan 18 doktorun seçtiği en iyi beş doktor şöyle sıralanıyor: Prof.
Dr. Onur Erol, Prof. Dr. Fethi Orak, Prof. Dr. Gürhan Özcan, Prof. Dr. Namık Kemal Baran, Prof. Dr. Erdem Yarmuk....

• En iyi beş hastane

Bu branşta seçilen en iyi beş hastane ise şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi
Tel: (0212) 534 00 00, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Tel: (0212) 311
20 00, International Hospital Tel: (0212) 663 30 00.

Kalp-damar cerrahisi
Vücudun en önemli organı olan kalp ve ona bağlı olan damarlarda gelişen hastalıkların cerrahi müdahaleleri bu dalın çalışma
alanına girer. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale gerekir. Bu branşın yan dalı ise çocuk kalp-damar
cerrahisi.

• En iyi beş doktor

Kalp-damar cerrahisi alanında anketimize katılan 12 doktorun seçtiği en iyi beş hekim şöyle sıralanıyor: Prof. Dr. Bingür
Sönmez, Prof. Dr. Aydın Aytaç, Prof. Dr. Cevat Yakut, Prof. Dr. İsa Durmaz, Prof. Dr. Tayyar Sarıoğlu...

• En iyi beş hastane

Bu branşta doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: Koşuyolu Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi Tel: (0216) 326 69
69, Florance Nightingale Hastanesi Tel: (0212) 224 49 50, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi Tel: (0312) 310 30 80.

Radyoloji

Teşhis ve tedavi amacıyla x ışınlarını radyoaktif izotopları ve ses ötesi dalgalar gibi iyonlaştırıcı olmayan dalgaları kullanan tıp
dalı. Radyoloji branşında tümör hücrelerini yok edebilmek amacıyla özel cihazlardan elde edilen ışınların kullanılması yoluyla
hastalar tedavi edilir. Radyoterapi sadece tedavi uygulanan vücut bölgesindeki hastalıklı hücreleri (dokuları) öldürür.
Hastalıklı hücreler ışın tedavisinden normal hücrelere göre daha fazla etkilendiklerinden daha büyük oranda yok edilirler.
Tedavi uygulanan vücut bölgesindeki normal hücreler de radyoterapiden etkilenirler, fakat normal hücreler hastalıklı
hücrelere göre kendilerini çok daha hızlı bir şekilde ve çok daha yüksek bir oranda tamir edebilme yeteneğine sahiptir.

• En iyi beş doktor

Radyoloji alanında anket çalışmamıza 10 doktor katıldı. Bu doktorların seçtikleri en iyi beş doktor şöyle: Prof. Dr. Aytekin
Besim, Prof. Dr. Okan Akan, Prof. Dr. Kemal Suat Aytaç, Prof. Dr. Mahmut Oğuz, Prof. Dr. Tuğrul Pınar...

• En iyi beş hastane

Bu alanda doktorların seçtikleri en iyi beş hastane ise şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20,
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Tel : (0232) 259 59 59, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30,
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 214 10 00.

Patoloji

Fizyoloji yöntemleri kullanılarak hastalıkların fizyolojik, fiziksel, kimyasal koşullarının incelenmesini içeren bilim dalıdır. Hücre
zedelenmesi ve temel reaksiyonları, iltihap, rejenerasyon, metabolizma bozuklukları ve dejenerasyonlar, genetik hastalıklar,
beslenme ve dolaşım bozukluğu, nekroz ve tipleri, büyüme bozuklukları, immünolojik reaksiyonlarla oluşan hastalıkları,
radyasyon patolojisi, tümör sınıflandırılması, genel özellikleri, tümör biyolojisi, enfeksiyon hastalıkları, solunum ve dolaşım,
kas iskelet, üriner boşaltım, endokrin üreme, sindirim ve sinir sistemleri patolojisi bu dalın içine girer. Bu dalın yan dalları
arasında, silopataoloji, jinekopatoloji, dermopatoloji ve nöropatoloji bulunuyor.

• En iyi beş doktor

Patoloji alanında anket çalışmamıza 5 doktor katıldı. Çalışma sonucunda belirlenen en iyi dört doktor şöyle: Prof. Dr. Nafi
Oruç, Prof. Dr. Feriha Öz, Prof. Dr. Şevket Ruacan, Prof. Dr. Mistent Demiryont...

• En iyi beş hastane

Bu alanda hekimlerin seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, İÜ Tıp Fakültesi
Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi Tel:

(0216) 327 10 10, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30.

Fiziksel tıp ve rehabilitasyon


Doğuştan ya da sonradan harhangi bir nedenle bedensel ya da psikososyal yapıda oluşan sakatlığı teşhis etmek, ortadan
kaldırmaya çalışmak ya da en aza indirmek, hastayı toplum içinde bağımsız kendi başına iş görür hale getirmeyi amaçlayan
bilim dalıdır. Fiziksel tıp, tıbbın pek çok disiplinine uygulanabilir. Nöroloji, nöroşirurji, ortopedi, genel cerrahi, toplum
hekimliği, pediatri, romatizmal hastalıklar, dahiliye, kardiyoloji, üroloji ve spor bilimleri gibi dallarda hasta tedavi ve
rehabilitasyonu yapılabilir. Hareket kuvvet, koordinasyon ve bir aktiviteyi arka arkaya yapabilme yeteneğini artırarak kas ve
iskelet sisteminin fonksiyonlarını geliştirmek, hareket yetersizliklerini azaltmak, fiziksel uyum sağlamak ve fonksiyonel
kapasiteyi geliştirmek amacı ile ve kişilere göre değişen özel egzersiz programları uygulanır. Bu branşın yan dalları ise
ramotoloji (romatizmal hastalıklar) ve hidroklimatoloji (su ile tedavi).

• En iyi beş doktor

Fiziksel tıp ve rehabilitasyon branşındaki anketimize 14 doktor katıldı. Onların seçtiği en iyi beş doktor şöyle: Prof. Dr. Yeşim
Gökçe Kutsal, Doç. Dr. Hürriyet Yılmaz, Prof. Dr. Ender Berker, Prof. Dr. Tansu Arasıl, Prof. Dr. Mehmet Beyazova...

• En iyi beş hastane

Bu branşta anket çalışmamıza katılan

doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şunlar: İstanbul 70. Yıl Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Tel: (0212) 442 22 00,
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Tıp Fakültesi
Tel: (0212) 534 00 00, Ankara Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Tel: (0312) 310 32 30.

Sualtı hekimliği ve hiberbarik tıp

Sualtı hekimliğinde profesyonel olarak dalgıçlık yapan askeri birimlerin, araştırma amaçlı olarak dalan araştırmacıların ya da
amatör olarak dalgıçlık yapan kişilerin dalmaya müsait olup olmadıklarını inceleyen bir dal. Hiberbarik tıp ise tıbbın diğer
dallarından gönderilen bazı hastalıklar üzerinde çalışmalar yapar. Şekerden dolayı iyileşmeyen ayak yaraları, kemik iltihapları,
yumuşak doku iltihapları, duman-gaz zehirlenmeleri, kanser hastalarından radyoterapiye bağlı olarak gelişen iltihapların
tedavilerinde yardımcı olur.

Deprem veya trafik kazalarında meydana gelen ezilmeler ve sporculardaki kas dokusunun ezilmesi tedavileri de bu alana
giriyor. Gazlı kangren, beyin apseleri, ani görme ve işitme kayıpları gibi rahatsızlıklar

ise her iki alanın da çalışma sahasında yer alıyor.

• En iyi üç doktor

Bu alan ülkemizde sadece iki hastanede hizmet vermektedir. Sualtı hekimliği ve hiberbarik tıp alanında anket çalışmamıza
katılan iki doktorun seçimleri şöyle: Prof. Dr. Mahide Cimşit, Prof. Dr. Şamil Aktaş, Doç. Dr. Mehmet Emin Elbüken...

• En iyi iki hastane

Su hekimliği ve hiberbarik tıp şu iki hastanede: Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tel: (0312) 325 12 11, İÜ Tıp Fakültesi Tel:
(0212) 534 00 00.

Göz hastalıkları

Geniş bir alanı kapsayan göz hastalıkları anabilim dalı, hem gözün yapısına bağlı olarak gelişen hastalıkları hem de diğer
hastalıklar nedeniyle gözde meydana gelen hastalıkları inceler. Görme bozuklukları, şaşılık, gözyaşı sistemi ve hastalıklar,
yakın görme kusurları, kırma kusurları, miyop, hipermetrop, astigmat, göz bakterileri, gözyaşı bezi hastalıkları, korneaya bağlı
olarak gelişen hastalıklar, behçet hastalığı, şekere bağlı olarak gelişen göz hastalıkları, göz tansiyonu, travma sonrası göz
rahatsızlıkları, metobolik hastalıklara bağlı olarak gelişen göz hastalıkları, katarakt gibi birçok hastalığı inceler ve bunları
tedavi eder. Her türlü görme bozukluğu, bulanık görme, çift görme, yakını veya uzaklığı görememe, göz hareketlerinde
kısıtlılık, görmenin azalması, görme alanında daralma, gözde ağrı, gözde kızarıklık, kaşıntı, yanma, şaşılık, çapaklanma, akıntı,
sulanma, batma, gözde yabancı cisim hissi, gözkapağı düşüklüğü, gözkapağında büyüyen kitle, kirpiklerde şekil bozukluğu,
gözkapağı yaralanmaları, göz büyüklüklerinin asitmetri olması, gözbebeklerinde beyazlık, korneada bulanıklık, korneanın
damarlanması, her türlü göz yaralanması ve yabancı cisim kaçması, zehirli maddelerde temas, gözde koyu renkli lekelerin
çıkması, bazı ilaçların uzun süre kullanımı gibi durumlarda mutlaka göz doktoruna başvurulmalı.

• En iyi beş doktor

Göz hastalıkları alanındaki anket çalışmamıza katılan 23 doktorun seçtiği en iyi beş hekim şunlar: Prof. Dr. Hayati Falun, Prof.
Dr. Murat Karaçorlu, Prof. Dr. Ali Şefik Saraç, Prof. Dr. Murat İrkeç, Prof. Dr. Ünal Bengisu...

• En iyi beş hastane

Bu branşta göz doktorlarının seçtiği en iyi beş hastane ise şöyle: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00, Dünya Göz
Hastanesi Tel: (0212) 281 11 11, İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15
20, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 214 10 00.

Aile hekimliği

Aile hekimliği uzmanı, sizin ve aile bireylerinizin sağlık durumunu bilen, istediğiniz her an ulaşabileceğiniz, tüm sağlık
gereksinimlerinizde sorumluluk alan ve koordinatör işlevini gören hekimdir. Pek çok gelişmiş ülkede uygulanmakta olan 'aile
hekimliği' ülkemizde son 10 yıldır bir uzmanlık dalı olarak yerini almıştır. Aile hekimliği uzmanlık eğitimi, mezuniyet sonrası 3
yıllık bir süreçte dahiliye ile çocuk sağlığı ve hastalıkları ağırlıklı olmak üzere cerrahi, kadın hastalıkları doğum ve psikiyatri
dallarını kapsar.

Temel hedefi; sağlığı koruma ve erken tanıdır. Aile hekimliği sistemi mevcut rahatsızlıklarınızın tanı, takip ve tedavilerinin
yanı sıra sağlığınızın geliştirilmesi ve hastalıkların önlenmesini temel alan bir ekip çalışmasıdır. Aile Hekiminiz, sizin ve aile
bireylerinizin sağlığı ile ilgili tüm bilgileri sistematik olarak kaydeder. Daha ileri tetkik ve tedavi gerektiğinde en doğru yere, en
doğru bilgilere ulaşmanızı sağlar.

Kayıt ve takip sistemi sayesinde sağlığınızı tehdit edebilecek risk faktörleri belirlenir. Bunlara göre yapılması gereken
araştırma ve önlemler (koruyucu çekaplarınız) ileriki yılları da kapsayan bir program dahilinde size hatırlatılır. Yapılacak
periyodik muayeneler, olası hastalıklara ait risklerin belirlenmesi ve koruyucu önlemlerin yanı sıra, hastalıkları belirti
vermediği dönemde saptayarak erken tanı ve tedaviyi sağlar.

• En iyi dört doktor

Aile hekimliği alanındaki anketimize katılan dört doktorun seçtiği en iyi dört doktor şunlar: Doç. Dr. Okay Başak, Dr. Süleyman
Görpelioğlu, Dr. İlhami Ünlüoğlu, Dr. Ender Saraç...

• En iyi dört hastane

Anket çalışması sonucunda bu alanda

hizmet veren en iyi dört hastane ise şöyle: Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (0216) 327 10 10, Trakya
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0284) 235 46 55, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi

Tel: (0322) 338 60 60, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0262) 233 59 80.

Psikiyatri

Kalıtımsal kökenli ya da sonradan gelişen beyin yapı ve biyokimyasındaki değişiklikler sonucu oluşan akıl hastalıkları ile aile
düzeni, eğitim süreci, meslek ya da evlilik gibi çevresel etkenlerin etkisi ile gelişen psikolojik rahatsızlıkların tanısı ve tedavisi
ile uğraşır. Psikiyatrik rahatsızlık dendiğinde kişinin işlevselliğinin bozulması ve kişide belirgin bir sıkıntı ve beraberinde ruhi
ve vücutsal belirtiler oluşturarak önemli derecede gerilime yol açar. Psikiyatri bu gibi durumlarda bireyin bu sorunlarla uygun
bir biçimde baş edebilmesi, olgun ve başarılı bir çözümler üretebilmesini, kendisi ve çevresiyle barışık mutlu bir hayat
sürdürmesini amaçlar. Psikiyatrinin inceleme alanları içerisinde cinsel bozukluklar, demans, depresyon, dissosiyatif
bozukluklar, fobiler, intihar, karmaşık duygular, kendine zarar verme, travma sonrası bozukluklar, kişilik bozuklukları, mani,
obsesif kompulsif, panikatak, psikomatik, şizofreni, paranoya, stres ve buna bağlı gelişen hastalıklar gibi kişinin ruhsal
anlamda kendini farklı ve kötü hissetmesine neden olan bütün rahatsızlıkları inceler ve bunların tedavi yöntemleri hakkında
araştırmalar yapar.

• En iyi beş doktor


Psikiyatri alanında anket çalışmamıza toplam 22 doktor katıldı. Onların oylarıyla belirlenen en iyi beş doktor şunlar: Prof. Dr.
Özcan Köknel, Doç. Dr. Oğuz Karamustafalıoğlu, Prof. Dr. Erdal Işık, Prof. Dr. Aysel Ekşi, Prof. Dr. Engin Eker...

• En iyi beş hastane

Bu alanda doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şöyle: Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Tel: (0212) 543 65 65,
Hacettepe Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 363 33 30, İÜ Tıp Fakültesi Tel:
(0212) 534 00 00, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20.

Nöroloji

Sinir sistemi hastalıkları ile uğraşan tıp dalı. Başağrısı, baş dönmesi, merkezi sinir sistemi damar hastalıkları, hareket
bozuklukları, parkinson gibi sinir sistemi hastalıkları, felçler, bunama, epilepsi, uyku bozuklukları bu dalın inceleme alanına
girer. Bu dalın yan dalı ise çocuk nörolojisi.

• En iyi beş doktor

Nöroloji alanındaki anket çalışmamıza katılan toplam 15 doktorun oyuyla seçilen en iyi beş doktor şöyle sıralanıyor:

Prof. Dr. Cumhur Ertekin, Prof. Dr. Aksel Siva, Prof. Dr. Turgay Dalkara, Prof. Dr. Yakup Sarıca, Prof. Dr. Kaynak Selekler...

• En iyi beş hastane

Anket çalışmamıza katılan doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şöyle: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20,
İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212)

534 00 00, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tel: (0212) 588 48 00,
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0242) 227 43 43.

Acil tıp

Temel görevi, beklenmeyen bir sağlık probleminde veya yaralanma durumunda hastayı değerlendirmek, tanımak, tedavi
vermek ve ölüm veya daha ileri sakatlıktan korumak olan bir uzmanlık dalıdır. Acil tıp hastanın talebine yönelik, yaygın ve
kesintisiz olarak ulaşılabilir bir bakım olmalıdır. Acil tıp hizmeti, akut hastalık veya yaralanması olan bir hastaya tanı koymak,
değerlendirmek, stabilizasyonunu sağlamak, tedavi etmek ve bakımını sonuçlandırmak üzere eğitilmiş hekimler tarafından
uygulanır. Acil tıp öncelikle hastanelerin acil servislerinde uygulanır. Ancak acil tıp hizmetlerinde görev alanların, felaket
durumlarında ve hastane öncesi acil tıbbi sistemlerin işleyişinde önemli sorumlulukları bulunur.

• En iyi beş doktor

Toplam 8 doktorun katıldığı anket sonuçlarına göre seçilen en iyi beş doktor şunlar: Dr. Feridun Çelikmen, Yrd. Doç. Dr. Oktay
Eray, Yrd. Doç. Dr. Cem Oktay, Prof. Dr. John Fowler, Yrd. Doç. Dr. Ülkümen Rodoplu...

• En iyi beş hastane

Anket çalışması sonucunda doktorların acil tıp alanında seçtikleri en iyi beş hastane ise şöyle: Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ)
Tıp Fakültesi (0232) 259 59 59, İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi
Tel: (0322) 338 60 60, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0242) 227 43 43, International Hospital Tel: (0212) 663 30 00.

Beyin ve sinir cerrahisi

Santral sinir sisteminin beyin ve omurilik ameliyatla tedavi edilebilen hastalıkları kapsar. Beyin tümörleri, tümör benzeri
oluşumları, beyin kanamaları, inme, omurga ile ilgili hastalıklar, kafa travmaları, omurga travmaları, doğuştan gelen
bozukluklar bu alana girer. Beyin ve sinir cerrahisinin ilgilendiği hastalıklar arasında: Beyin, omurilik ve sinir tümörleri, hipotiz
tümörleri, anevrizma gibi damar hastalıkları, göz çukuru tümörleri, bel sırt ve boyun fıtığı, doğumsal anomaliler, beyin
kanaması, omurga kırıkları, omurilik kanamaları, sinir kesikleri yer alıyor.

• En iyi beş doktor

Beyin ve sinir cerrahisi alanında anket çalışmamıza toplam 17 doktor katıldı. Bu çalışma sonucunda ortaya çıkan en iyi dört
doktor şöyle sıralanıyor:

Prof. Dr. Necmettin Pamir, Prof. Dr. Tunç Alp Özgen, Prof. Dr. Cengiz Kuday, Prof. Dr. Ali Kanpolat...

• En iyi beş hastane

Bu branşta doktorlar tarafından seçilen en iyi beş hastane ise şunlar: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15
20, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10 10, İÜ Tıp Fakültesi Tel: (0212) 534 00 00, Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0232) 388 19 20, İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Tel: (0212) 588 48 00.

Toplum hekimliği

Organize edilmiş toplum çalışmaları sonucunda çevre sağlığı koşullarını düzelterek bireylere sağlık bilgisi veren, bulaşıcı
hastalıkları önleyerek hastalıkların erken tanı ve koruyucu tedavisini sağlayan, sağlık örgütleri kurarak toplumsal çalışmaları
her bireyin sağlığını sürdürecek bir yaşam düzeyini sağlayacak biçimde geliştiren, hastalıklardan korunmayı, yaşamın
uzatılmasını, beden ve ruh sağlığı ile çalışma gücünün artırılmasını sağlayan bir bilim dalıdır. Bu dalın yan dalları ise,
epidemiyoloji, iş ve meslek hastalıkları, okul hekimliği, çevre sağlığı, üreme

sağlığı ve aile planlaması.

• En iyi beş doktor

Toplum hekimliği alanında anket çalışmamıza katılan toplam 6 doktorun oylarıyla seçtiği en iyi beş doktor şöyle: Prof. Dr.
Necati Dedeoğlu, Prof. Dr. Ayşe Akın, Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu, Prof. Dr. Nazmi Bilir,

Prof. Dr. Ahmet Saltık...

• En iyi beş hastane

Bu alanda çalışan doktorların seçtiği en iyi beş hastane ise şöyle: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0312) 305 15 20,
DEÜ Tıp Fakültesi Tel: (0232) 259 59 59, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tel: (0242) 227 43 43, Uludağ Üniversitesi Tıp
Fakültesi Hastanesi Tel: (0224) 442 84 00, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tel: (0216) 327 10 10...

Ne kraliyet ailelerinin verdiği değerli hediyeler, ne paha biçilmez sanat koleksiyonu, ne geliştirdiği teknikler ne de aldığı
ödüller... Hiçbir şey fakir bir çocuk hastasının hediyesi eski bir tahta kutunun yerini tutamadı... İşte sadece tıp alanındaki
başarılarıyla değil hayata bakışıyla da herkese örnek bir Türk'ün gurur veren hikâyesi...

'BEN KALP CERRAHI OLACAĞIM'

Birçok okur, Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos'la bu röportaj sayesinde tanışacak. Ailesinin dördüncü nesil doktoru. Büyük
dedesi Ksenofan Zografos Paşa, Sultan Abdülaziz zamanında saray başhekimliği yapmış. Onun oğlu da doktormuş. Sonra Prof.
Dr. Kalangos'un babasına gelmiş sıra... Baba Konstantin Kalangos, iç hastalıkları uzmanlığını seçmiş. Ailede bu kadar çok
doktor olunca insanın bu mesleği seçmesi kimseyi şaşırtmaz. Ama o buna daha 7 yaşında karar vermiş. Gazetede Güney
Afrikalı cerrah Christiaan Barnard'ındünyada ilk kez kalp nakli yaptığı haberini okuyunca öyle etkilenmiş ki bir sabah, traş olan
babasının karşısına dikilmiş ve kararlılıkla "Ben" demiş "kalp cerrahı olacağım..." Dediğini de yapmış. Tıbbı kalp cerrahı olmak
için okumuş...

'BABAMIN ADI YEŞİLKÖY'DE BİR SOKAĞA VERİLDİ'

"Ya olamasaydınız" diye soruyorum. Yüzüme "Bunu hiç düşünmedim" der gibi bakıyor ve "Herhalde ya diplomat olurdum ya
da orkestra şefi" diyor. O, Cenevre Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp - Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı ve Kardiyovasküler
Departmanı Direktörü. Günde 4 saat uyuyan, 20 saat çalışan, mutluluğu ve kişisel tatmini yüzünden okunan biri...
Yardımseverliği babasından geliyor. Baba Konstantin Kalangos, savaş yıllarında yoksulluğu iliklerine kadar yaşamış.
Paylaşmanın ve yardım etmenin manevi doyumunu da babasında görmüş. Diyor ki oğul Kalangos, "Babam bu köşkün
bahçesinde haftanın 3 günü fakir hastaları bedava muayene ettiği için bahçemiz hastalarla dolar taşardı. Bununla da
yetinmez, bu insanların ceplerine ilaç alacak para koyardı. Ablamla ben, "Baba neden bir de para veriyorsun" diye sorunca
"Paraları yoksa nasıl ilaç alacaklar, teşhisi koyup göndermek yetmez" deyip bizi azarlardı.

TAHTA KUTUNUN SIRRI

Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos, bir yandan cumhurbaşkanlarını, bakanları, dünyaca ünlü sanatçıları ameliyat ederken diğer
taraftan 15 yıl önce kurduğu "Hearts For All" adlı dernek ile Eritre'den Madagaskar'a, Kamerun'dan Azerbaycan'a az gelişmiş
ülkelerde kalp kapak ameliyatı bekleyen çocukların operasyonlarını ücretsiz yapıyor.

Bununla da yetinmiyor ve topladığı yardımlarla bu ülkelerin önde gelen cerrah ve sağlık personelini Cenevre'de eğitiyor, geri
kalmış ülkelere hastaneler ve sağlık merkezleri açıyor. Bugüne kadar 12 bin çocuğu bu yolla yaşama döndüren Kalangos'a
sorun bakalım, "Bugünkü konumu mu, Nobel adaylıkları mı, yoksa kurduğu dernek aracılığıylae yaşama döndürdüğü minik
kalpler mi kendisini daha fazla mutlu ediyor?

İşte sorunun yanıtı: Prof. Dr. Kalangos, 2000 yılında Gürcistan'da 8 yaşında çok fakir bir çocuğu ücretsiz ameliyat edecekken,
çocuğun ailesinin bulundukları yere gelebilmek için tarla sattığını sonradan duyuyor. Küçük kıza çok riskli bir ameliyat
yapılması gerekiyor. Kalangos aileye operasyonun tüm risklerini anlatıyor. Anne baba öyle çaresiz ki...

Kızlarını İsviçre'den gelen meşhur bir cerrahın ameliyat edecek olmasını çok büyük bir şans olarak görüyor ve rıza
gösteriyorlar. "Benim bile beklemediğim kadar başarılı geçen ameliyattan sonra taburcu günü gelen küçük kız ve annesi
hastaneden ayrılmadan önce yanıma uğradılar" diyen Kalangos devam ediyor: "Küçük kız elinde eski bir tahta kutu
tutuyordu. 'Size verecek değerli bir şey aradım ama bulamadım. O yüzden bunu getirdim' dedi. 'İçine koyacak bir şeyim
yoktu, onun için teşekkür duygumu gösteren binlerce öpücükle doldurdum...' Bu beni öyle duygulandırdı ki o kutu benim en
değerli varlığım oldu..."

Şimdi Cenevre'deki çalışma masasında duran o küçük tahta kutu için Kalangos, "Her gün işe başlamadan önce bu kutuyu
açarım. O kutu bana neden bu mesleği yapmam gerektiğini, yapacak daha çok işim olduğunu, dünyada 12 milyon kalp kapak
hastası çocuk bulunduğunu ve okyanusta bir damla da olsa yaptığım işin önemini hatırlatıyor" diyor...

ALTIN KALPLİ BİR KARİYER

Saint Benoit Fransız Lisesi'nin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirdi. Mecburi hizmetini Giresun'da
tamamladı. İhtisasına Siyami Ersek Göğüs Kalp - Damar Merkezi'nde başladı. Londra'da Imperial College'de bulundu. Paris'te
4 yıl süreyle dünyaca ünlü Fransız Cerrah Alen Carpentier'nin yanında kalp kapak tamirleri konusunda çalıştı. Ardından
İsviçre'ye giderek Cenevre Tıp Fakültesi'nde görev yapmaya başladı. Sonra ABD ve ikinci Paris deneyimlerini tamamlayıp 2000
yılında Cenevre Tıp Fakültesi'nde sınavla kürsü başkanlığına atandı. 2011'deyse kardiyovasküler departmanının
direktörlüğüne getirildi...

10 bin hasta onun buluşuyla hayatta

Kalp kapak tamirlerinde geliştirdiği çok sayıda yöntemi bulunan Prof. Dr. Kalangos' un bio-emilir kalp-kapak halkası
günümüzde 10 bin hasta tarafından kullanılıyor. Bio-emilir maddeler üzerinde yaptığı çalışmalar kendisine 2 kez Nobel Tıp
Ödülü adaylığını ve dünyanın en prestijli tıp ödülü sayılan Fransız Tıp Akademisi Ödülü'nü getirdi. Biyolojik kapakla ilgili yeni
projeleriyse büyük bir Amerikan firmasıyla ilerleme aşamasında. "Suni akciğer" adını taşıyan projesinin damar yetersizliği
olan bacaklarda, koroner arterlerde, damar ve akım yetersizliği sorunu olan hastalarda kullanılmasını hedefliyor.

700 kişilik ekibi yönetiyor

Şu anda başında olduğu kardiyovasküler departmanda 700 kişi görev yapıyor. Bunlara araştırmacıların eklenmesiyle sayı daha
da artıyor. Cenevre Tıp Fakültesi'nin bütçesinin 1.1 milyar Euro olduğunu söyleyen ve bunun Afrika'daki birçok ülkenin sağlık
bütçesinden fazla olduğuna dikkat çeken Kalangos, kardiyovasküler departmana verilen 267 milyon İsviçre Frankı tutarındaki
bütçeyle; hem araştırma yapıyor hem hasta bakıyor hem eğitim veriyor, hem de idareciliğini hatasız şekilde sürdürmeye
çalışıyor.

'EN BÜYÜK BAĞIŞÇIM 5 MİLYON EURO VERDİ'

Prof. Dr. Kalangos, "Bugüne kadar kişi olarak en büyük bağışçınız kimdi" diye sorusuna "Bir kadın hastam 5 milyon Euro
bağışladı" diyor. Bağışı yapan 89 yaşındaki kadın hastasının en büyük mutluluğunun yaptığı yardımla hayata dönen çocukların
fotoğraflarını görmek olduğunu söyleyen Kalangos, yaşamı boyunca bu yardımsever kadına ameliyatını yaptığı çocukların
fotoğraflarını ilettiğini söylüyor. Yapılan yardımın duyurulmaması gerktiğine inanan Kalangos, "Yardımseverlikle kariyer
olmaz" diye de ekliyor.

BİR ÇOCUĞUN YAŞAMI İÇİN 2000 DOLARINIZ VAR MI?

Şimdiye kadar 12 bin çocuğun hayatta kalmasını sağlayan "Hearts For All" Derneği'nin Türkiye'deki faaliyetlerine yardımcı
olmak amacıyla, 10 Nisan'da Süzer Plaza'da bulunan Art Galeri'de bir müzayede yapılacak. Müzayede de dünyaca ünlü
ressam Renee Niklan'ın 20 tablosu satışa sunulacak. Tıbbi ekipler gönüllü çalıştığı ve ilaç firmaları da önemli destek
sağladığından, açık kalp ameliyatı masrafları dahil bir çocuğun hayatını kurtarmak için ek olarak sadece 2 bin dolara ihtiyaç
duyuluyor. Müzayededen elde edilecek gelirin dünyanın gelişmemiş ülkelerinde çok sayıda kalp hastası çocuk için umut
olacağı belirtiliyor. Daha önce Clinton Fonu'ndan aldıkları 30 milyon dolarlık bağışla Vietnam'da bir eğitim merkezi
oluşturduklarını belirten Kalangos, bu müzayedenin de ilgi görmesini bekliyor.

'Dikişi çarpık çurpuk kalbi sevmem'

"İnsanın mutluluk anlayışı zamanla değişiyor" diyor Kalongos. Eskiden kendisini, yaptığı zor ameliyatların mutlu ettiğini
söyleyerek bir dönem "Her doğum günümde kendime özel bir ameliyat hediye ederdim" diyor. Kalbe bakmanın, ruhunda
güzel bir tabloya bakmaya benzer bir haz uyandırdığını söylüyor. Tamir edilmiş bir kalbin bile gözüne estetik görünmesi
gerektiğini belirtiyor. "Dikişleri çarpuk çurpuk bir kalbi sevmemn mümkün değil" diyen Kalangos, burada da estetik
düşkünlüğünü ortaya koyuyor.

'Türkiye'yle bağımı hiç koparmadım'

Prof. Dr. Kalangos, ayda bir Türkiye'ye gelerek Bahçeşehir Üniversitesi'nde kurulacak yeni tıp fakültesinde araştırma
çalışmalarını başlatacak ve ders verecek. Ayrıca Göztepe Medical Park Hastanesi ve Cenevre Tıp Fakültesi işbirliğiyle ihtiyacı
olan hastalara
ameliyatlar yapmaya başlamış...

26 yılda 13 bin ameliyat

Bu zamana kadar yaptığı ameliyat sayısı için Prof. Dr. Kalangos "26 yılda 13 bin civarında" diyor. Afrika ülkelerinde
yaptığı ameliyat sayısının çok daha fazla olduğunu söyleyen Kalangos, bu ülkelerde günde 5 ameliyata girdiğini belirtiyor.

Üsküdar Üniversitesi, İran asıllı dünyaca ünlü bilim insanı ve beyin cerrahı Prof. Madjid Samii’ye, nörobilim alanında
dünya çapında gerçekleştirdiği önemli çalışmalar ve bilimsel katkılardan dolayı fahri doktora unvanı verecek.

20 Ekim’de Türkiye’ye gelecek olan Prof. Madjid Samii, “Beyin cerrahisi alanında dünyadaki gelişmeler” başlığı ile bir
konferans verecek, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nde adının verileceği Nöroşirurji Merkezi’nin de açılışını gerçekleştirecek.

Üsküdar Üniversitesi Senatosu, İran asıllı dünyaca ünlü bilim insanı ve beyin cerrahı Prof. Madjid Samii’ye araştırma ve klinik
uygulamalara etki eden “Nörobilim” alanında dünya çapında gerçekleştirdiği önemli çalışmalar ve bilimsel katkılarından
dolayı Fahri Doktora unvanı verme kararı aldı.

20 Ekim’de törenle verilecek

Üsküdar Üniversitesi’nin daveti ile 20 Ekim’de Türkiye’ye gelecek olan Prof. Madjid Samii “Beyin cerrahisi alanında dünyadaki
gelişmeler” başlığı ile bir konferans verecek. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan tarafından Prof. Madjid
Samii’ye aynı gün “Fahri Doktora Unvanı” belgesi ve cübbesi takdim edilecek. Prof. Madjid Samii, aynı zamanda isminin
verildiği NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroşirurji Merkezinin açılışını da gerçekleştirecek.

Binlerce sinir cerrahı yetiştirdi

Dünyanın en iyi beyin cerrahları arasında yer alan Prof. Madjid Samii, kariyeri boyunca, birçok prestijli ulusal ve uluslararası
ödül, şeref ve madalyanın sahibi oldu. Beyin cerrahisi alanında şimdiye kadar 17 kitabı ve 500'den fazla bilimsel makalesi
yayınlanan Prof. Samii'nin en önemli başarılarından biri, dünyada binlerce sinir cerrahını yetiştirmesidir. Bugün bu beyin
cerrahlarının çoğu kendi ülkelerinde lider konumda bulunuyorlar.

Prof. Dr. Madjid Samii, 19 Haziran 1937’de Tahran’da, bilimle iç içe olan bir ailede dünyaya geldi. İran’da liseyi bitirdikten
sonra Almanya’ya taşınan ve Mainz Üniversitesi’nde tıp ve biyoloji eğitimi alan Samii, Mainz Üniversitesi’nde beyin cerrahisi
alanındaki özel çalışmalarına başladı ve 1970 yılında beyin cerrahisi kuruluna kabul edildi. Henüz 32 yaşındayken asistan
profesör olarak kariyerine başladı ve Mainz Üniversitesi’nde beyin cerrahisi bölümü müdür yardımcılığı görevine getirildi. Bir
yıl sonra beyin cerrahisi profesörü oldu. 1977 yılında, Almanya'nın Hannover kentindeki Beyin Cerrahisi Departmanı
(Nordstadt Hastanesi) Yönetim Kurulu Başkanı oldu ve 2003 yılına kadar bu görevde kaldı.

Kafatası taban cerrahisinde ilk kursu düzenledi

2000 yılında Hannover'de Uluslararası Nörobilim Enstitüsü'nü (INI) kurdu. 2003 yılında Nordstadt Hastanesi ve Hannover Tıp
Fakültesi görevlerinden emekli oldu ve kendisini Uluslararası Nörobilim Enstitüsü’ne adadı. Prof. Samii'nin bilimsel kariyerinin
en önemli yönü, eğitime ve beyin cerrahisinin geliştirilmesine olan bağlılığıdır. Beyin cerrahı profesörü olarak meslek
hayatının başından beri, dünyanın dört bir yanından beyin cerrahlarının eğitimine büyük önem verdi. 1971'den bu yana
Mainz Üniversitesi'nde düzenli olarak cerrahi alanında dersler verdi. 1979'da Hannover’da kafatası taban cerrahisinde
dünyanın ilk eğitim kursunu düzenledi. 2004 yılında, INI-Çin'in başkanı olarak, klinik beyin cerrahisi alanında uluslararası
kurslar düzenledi.

Adına dernek kuruldu

2002 yılında, öğrencileri ve arkadaşları “Uluslararası Sinir Cerrahları Madjid Samii Kongresi (MASCIN)” adı altında uluslararası
bir beyin cerrahisi topluluğu kurdu, daha sonra adı “Madjid Samii Uluslararası Beyin Cerrahları Derneği (MASSIN)” olarak
değiştirildi. Almanya’dan Hindistan’a, Çin’den Rusya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinde düzenlenen beyin cerrahisi
toplantılarında onur konuğu oldu. Uluslararası kongrelerde özel davet edilen öğretim görevlisi olarak 1000'den fazla ders
verdi.

Dünyaca ünlü beyin cerrahı Prof. Madjid Samii İstanbul’a geliyor 2

Madjid Samii Onur Madalyası veriliyor

2011 yılında, Dünya Beyin Cerrahisi Dernekleri Federasyonu (WFNS), örneği rastlanmamış şekilde Prof. Dr. Madjid Samii
adına onur madalyası verilmesini kararlaştırdı. “Madjid Samii Madalyası” her iki yılda bir dünya çapındaki en önemli sinir
cerrahlarına veriliyor. Bu ödül, kazanan için yüksek bir onur anlamını taşıyor. İlk madalya ve ödül töreni 2011 yılında WFNS
toplantısı sırasında Brezilya'da gerçekleşti, ödüle ilk layık görülen sinir cerrahı ise Marsilya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Maurice
Chox oldu.

İleri düzey teknolojiye sahip Nöroşirurji Merkezi

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Prof. Madjid Samii Nöroşirurji Merkezi, sahip olduğu ileri düzey teknoloji sayesinde beyin
cerrahisi, omurga cerrahisi, boyun ve bel fıtığı, skolyoz ameliyatları, çocuk beyin, sinir ve omurilik cerrahisi, tümör, anevrizma
operasyonları, Tremor, Distoni, Majör depresyon, OKB, Epilepsi, Tourette Sendromu, Derin beyin stimülasyonu (DBS),
Parkinson ve hareket bozuklukları ile nöromodülasyon cerrahilerinin tamamının yapılmasına imkân sağlıyor.

Türkiye’nin ilk 1A Ultra Clean ameliyathane donanımı

Prof. Madjid Samii Nöroşiruruji Merkezi’nde robotik cerrahiden anevrizma cerrahisine, Parkinson ve Epilepsi ameliyatlarına
kadar pek çok alanda hizmetin verildiği biri 1A olmak üzere 2 laminar flow üniteli dijital ameliyathane ve 16 yatak kapasiteli
yoğun bakım ünitesi bulunuyor. Türkiye’nin ilk ve tek 1A Ultra Clean ameliyathane donanımıyla cerrahi operasyonları asiste
eden ileri teknolojik alt yapısı ile ameliyat riskleri minimum düzeyde gerçekleşiyor. Yoğun bakım biriminin Seviye 3’e kadar
tüm seviyelerdeki yoğun bakım hastalarına tam teşekküllü hizmet verecek donanımı bulunuyor.

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Prof. Madjid Samii Nöroşiruruji Merkezi, akıllı donanıma sahip entegre sistemi ile başarılı
cerrahi operasyonlar için tüm imkanları barındırıyor. Floresan boyama ile tümör ameliyatı yapabilen ileri mikroskobik cerrahi
ile tümörlerin daha başarılı çıkarılması sağlanıyor.

Beyin, sinir ve omurilik cerrahisinde, çocuk beyin cerrahisi, tümör, anevrizma operasyonları gibi ameliyatlar için O-Arm MR
CT navigasyon ve ICG, frame teknolojieri hata oranının sıfırlanması hedefleniyor. Otomatik skolyoz çekimi yapabilen dijital
röntgenin de bulunduğu merkezden nöronavigasyon destekli ileri düzey beyin cerrahi mikroskopu ile sodyum floresan
rehberliğinde vasküler - onkolojik cerrahi hizmeti hedefi kolay tespit etmeyi amaçlıyor.

Nöronavigasyon destekli üst düzey intra operatif, renkli doppler ultrasonografi cihazı ile kontrollü cerrahi operasyon olanağı
ile komplikasyonların bertaraf edilmesi amaçlanırken nöronavigasyon destekli üç boyutlu görüntüleme sistemi ile operasyon
öncesi ve esnasında hedefe kısa ve hızlı yoldan ulaşılması hedefleniyor

İki Türk doktor, dünyadaki cerrahlara robotik cerrahi öğretiyorTürkiye'de hem kamu hastanelerinde hem de özel
hastanelerde robotik cerrahi ile başarılı ameliyatlar yapılmaya devam ediyor.

İki Türk doktor, dünyadaki cerrahlara robotik cerrahi öğretiyor

Robotik cerrahi başta üroloji olmak üzere, kadın hastalıkları, genel cerrahi, göğüs cerrahisi, kulak burun boğaz alanlarında
kullanılıyor. Türk cerrahlar ise bu alanda dünyaya örnek çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda Avrupa Üroloji Derneğinin Robotik
Üroloji Grubunda yer alan Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Erdem Canda ve Prof. Dr. Derya Tilki de dünya cerrahlarına eğitim veriyor.

Yaptığı bilimsel çalışmalarla dünyaca bilinen Avrupa Üroloji Derneğinin yönetim kurulundaki iki Türk cerrah, İngiltere,
İspanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerin cerrahlarına eğitim vermeye devam ediyor.

Avusturalya'dan gelen cerrahlara eğitim verdiler

Prof. Dr. Erdem Canda ve Prof. Dr. Derya Tilki bu defa da Belçika'da bulunan dünyanın en büyük Robotik Cerrahi Eğitim
Merkezi'nde Avusturalya'dan gelen cerrahlara eğitim verdi. Bu merkezin de eğitmeni olan her iki cerrah, yaptıkları canlı
ameliyatlarla çok sayıda cerraha, robotik üroloji ameliyatları ile ilgili ders verdi.

Derya Tilki ve Erdem Canda, "İki Türk olarak Avrupa'nın merkezinde yer alan dünyanın en büyük robotik cerrahi eğitim
merkezlerinden birinde Avusturalya'dan gelen meslektaşlarımıza eğitim vermekten mutluluk duyuyoruz. Oldukça ilgi gören
ve başarılı geçen bu kurslarımızın sayısının giderek artacağını düşünüyoruz'' dedi.

Almanya'da bir kliniğin Prostat Kanseri Merkezi'nde çalışan Prof. Dr. Derya Tilki, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Canda ile birlikte Avrupa Üroloji Derneğinin Robotik Üroloji Yönetim Kurulu
üyeleri olarak dünya cerrahlarına eğitim veremeye devam edeceklerini belirtti.

Türk cerrah dünyadaki 23 hekimin arasına girdi


“Minimal invaziv cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği’nde ülkemizi ilk kez temsil eden Doç Dr. Koray Baş, "Bu
alanda bu diplomaya sahip dünyadaki 23 cerrahtan biri olma başarısını elde ettim. Ülkemiz adına bir ilkti, bu sebeple çok
mutlu ve gururluyum" dedi.

13:00 - 7 Temmuz 2019

Haberler

Sağlık

Türk cerrah dünyadaki 23 hekimin arasına girdi

“Minimal invaziv cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği'nde ülkemizi ilk kez temsil eden ve Avrupa Cerrahi Bilim
Kurulu Akademik Üyeliği diplomasını almaya hak kazanan Doç. Dr. Koray Baş, bu alanda ülkemizin adını tüm dünyaya
duyuran ilk cerrah oldu. Doç. Dr. Baş, birliğin şimdiye kadar bu diplomaya layık gördüğü dünyadaki 23 cerrahtan biri olmayı
başardı.
1958 yılında Brüksel'de kurulan Avrupa Uluslararası Tıp Uzmanları Birliği listesine “minimal invaziv cerrahi” alanında bir Türk
cerrah da katıldı. İzmirli cerrah Doç. Dr. Koray Baş, Türkiye’nin ilk kez kendisi tarafından temsil edildiği “Minimal İnvaziv
Cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu Akademik Üyeliği diplomasını almaya hak
kazanarak, bu alanda ülkemizin adını tüm dünyaya duyuran ilk cerrah oldu.

ULUSLARARASI BAŞARI

İspanya'da yapılan Avrupa Tıp Uzmanları Birliği ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu'nun ortak düzenlediği kurulda kapalı ameliyat
olarak da bilinen minimal invaziv cerrahi alanında diploma almaya hak kazanarak bu alanda dünyadaki 23 hekimden biri olan
SBÜ İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Koray Baş, “Bu başarı ülkemiz adına
bir ilkti, bu sebeple çok mutlu ve gururluyum. 1958 yılında Avrupa'da kurulmuş olan Avrupa Tıp Uzmanları Birliği tarafından
bu alanda kendisini ispatlamış genel cerrahi uzmanlarına verilen bu diplomayı ülkemize getiren ilk cerrah olmayı başardım.
Bu değerlendirmeye katılan birçok ülkeden meslektaşlarımız vardı. Bazıları başarılı oldu, bazıları ise olamadı. Bu alanda bu
diplomaya sahip dünyadaki 23 cerrahtan biri olma başarısını elde ettim. Avrupa Tıp Uzmanları Birliği, 40'tan fazla farklı
branşta alt grupları olan büyük bir organizasyon olup, Avrupa'nın en eski ve en büyük tıp uzmanları birliğidir. O yüzden
ülkemizi böyle bir camiada temsil edebilmek benim için büyük bir mutluluk oldu” dedi.

KAMERA EŞLİĞİNDE AMELİYAT

Minimal invaziv cerrahinin laparoskopik, endoskopik ya da robotik yöntemler ile ameliyat sahasına kameralar eşliğinde küçük
deliklerden girilerek uygulandığını ifade eden Dr. Koray Baş, “Bu yöntemde temel olarak ortak amaç hastada olabildiğince az
cerrahi travma oluşturarak hastanın cerrahi tedavisini sağlamaktır. Birçok kanser ameliyatı dahil açık cerrahi ile yapılabilecek
hemen her türlü müdahale günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte minimal invaziv yöntemler ile uygulanabilmektedir. Bu
sayede cerrahi sonrası hastada çok az yara yeri izi kalmaktadır. Hatta yeni geliştirilen bazı ameliyat yöntemleri ile
hastalarımızda görünen hiçbir iz bırakmadan da cerrahi tedavilerini sağlayabilmekteyiz” ifadelerini kullandı.

Minimal invaziv cerrahi yöntemlerinin günümüzde klasik cerrahinin yerini birçok alanda almaya başladığını ifade eden Dr.
Baş, “Aslında minimal invaziv cerrahinin temelleri 1980'li yılların sonunda laparoskopik cerrahideki gelişmeler sonucunda
atılmıştır. O dönemlerde az sayıda hastalıkta uygulanabilen bu yöntemler, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle hastalara
sağladığı büyük avantajlar ile birçok farklı hastalıkta kendine yer bulmuştur” diye konuştu.

KANSERDE DE KULLANILABİLİYOR

Birçok hastalığa ilişkin ameliyatlarda, hatta çoğu kanser ameliyatlarında bile minimal invaziv cerrahinin kullanıldığını ifade
eden Dr. Koray Baş, “Artık günümüzde safra kesesi, reflü hastalığı, kasık fıtığı, karın fıtıkları, daha önce geçirilmiş
ameliyatlardan sonra gelişen fıtıklar başta olmak üzere; mide, ince ve kalın bağırsak, karaciğer ve dalak hastalıkları, tiroid,
paratiroid ve böbrek üstü bezi hastalıkları ameliyatlarında da uygulanabilmektedir. Artık bilimsel olarak şunu biliyoruz ki
uygun durumlarda kanserli organların cerrahi tedavisi için de minival cerrahiyi güvenle kullanabilmekteyiz” dedi.

HASTALAR DAHA AZ AĞRI HİSSEDİYOR

Minimal invaziv cerrahinin açık cerrahiye göre birçok avantajı olduğunu belirten Dr. Baş, “Hastanın ameliyat travması
minimal olacağı için ameliyat sonrası daha az ağrı hissedecektir. Hastaların iyileşme dönemi daha kısa sürmekte ve daha
konforlu geçmektedir. Bu sayede hastalarımız sosyal yaşantı ve iş hayatlarına daha kısa sürede döndükleri için ülkemizin
sağlık ekonomisine de büyük katkılar sağlıyor” diye konuştu.

Modern cerrahi eğitiminin günümüzde hasta üzerinde uygulama öncesinde, simülasyon laboratuvarlarında maketler, cansız
modeller ve eğitim mankenleri üzerinde oluşturulan senaryolarla verilen ön eğitimler ile başladığının altını çizen Dr. Koray
Baş, “Bir sonraki hedefim ülkemizdeki genç cerrah arkadaşlarımızın bu ön eğitim uygulamalarının yaygınlaşması konusunda
çalışmalarda bulunmak olacaktır” dedi.

SBÜ İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Enver İlhan da Doç. Dr. Koray Baş'ın bu alanda
uluslararası bir başarıya imza atmasından dolayı kendileri ile gurur duyduklarını ve başarılarının devamını dilediklerini ifade
etti.

Mehmet Öz
Doğum Yeri : ABD

Doğum Tarihi : 11.6.1960 -

Mehmet Öz Kimdir ?

Mehmet Öz, 11 Haziran 1960, Cleveland, Türk-Amerikan hekim ve sunucu. Mehmet Öz, 11 Haziran 1960'da babasının görev
yaptığı Cleveland'da doğdu. Harvard Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Kliniksel uzmanlık alanları minimal invasif kalp
cerrahisi, kalp cerrahisi, kalp kapakçığı ve aort cerrahisi, yetişkin kalp nakli, mekanik kalp yardımcılığı ve koroner baypastır.
Mehmet Öz, minimal invasif kalp cerrahisi, tamamlayıcı ilaç, kalp bakımı sonuç analizi ve kalp değişimi ile ilgili araştırmalarda
bulundu.Columbia Üniversitesi’nde başkan yardımcısı ve cerrahi profesörü. Mehmet Öz, 11 Haziran 1960'da babasının görev
yaptığı Cleveland'da doğdu. Harvard Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Kliniksel uzmanlık alanları minimal invasif kalp
cerrahisi, kalp cerrahisi, kalp kapakçığı ve aort cerrahisi, yetişkin kalp nakli, mekanik kalp yardımcılığı ve koroner baypastır.
Mehmet Öz, minimal invasif kalp cerrahisi, tamamlayıcı ilaç, kalp bakımı sonuç analizi ve kalp değişimi ile ilgili araştırmalarda
bulundu.

Kendisi gibi doktor olan Lisa Öz ile evli olan Mehmet Öz'ün, Defne Nur, Anabella Sezen, Zoe Yasemin ve Oliver Mustafa
adında dört çocuğu vardır. Mehmet Öz, halen Columbia Universitesi Tıp Merkezi Kardiyoloji Direktörlüğü'nün yanı sıra
Columbia Üniversitesi Doktorlar ve Cerrahlar Fakültesi'nde, cerrah olarak mesleğini devam ettirmektedir.

Ekonomi dergisi Forbes, 2011 yılının en etkili 3. kişisi, Hippocrates Magazin Dergisi tarafından "Yılın Doktoru", Halthy Living
Magazin Dergisi tarafından "Milenyum'un İyileştiricisi", New York Magazin Dergisi tarafından "Yılın En İyi Doktoru", World
Economic Forum tarafından "Yarının Küresel Lideri" seçildi. Aynı zamanda 1996 yılında "Yılın Türk-Amerikalısı" seçildi. Adı
"Castle Connolly Almanağı"na da geçen Mehmet Öz, birçok ödülün de sahibidir.

"For Healing from the Heart" kitabı ile "Books for a Better America Award"'a değer görüldü. Robert E. Gross Araştırma
Bursuna hak kazandı. (AATS, 1994-96) "American Society of Laser Medicine and Surgery" Araştırma Ödülü'nün de sahibi olan
Mehmet Öz, Columbia Üniversite Doktorlar ve Cerrahlar Fakültesi'nin "Blake more Research Ödülü"'nü de aldı. Birçok
profesyonel dernek ve kuruluşa üye olan Mehmet Öz, American Board of Thoracic Surgery (2004) ve American Board of
Surgery (1992)'nin Yönetim Kurulu'ndadır. People dergisine verdiği bir röportajda bağırsağında bir kitleye rastlandığından söz
edilmiştir. Ancak, bunun zararsız bir polip olduğu anlaşılmış ve basit bir operasyonla tedavi edilmiştir.

Prof. Dr. Gazi Yaşargil


Beyin ve Sinir Cerrahisi
Bölümü : Beyin ve Sinir Cerrahisi

Uzmanlık Alanı : Beyin ve Sinir Cerrahisi

Mezun Olduğu Fakülte ve Yılı : Basel Üniversitesi - 1949

Doğum Yeri ve Yılı : Diyarbakır - 6 Temmuz 1925

Uzmanlık Yılı ve Yeri :Zürich Üniversitesi - 1953Doçentlik Yeri ve Yılı :Zürich Üniversitesi - 1960Profesörlük Yeri ve
Yılı :1965- Profesör, 1973 - Ordinarius ProfesörYurt Dışı Eğitim :Basel Üniversitesi, Zürich Üniversitesi,

Burlington-Vermont ÜniversitesiYabancı Diller :İngilizce, AlmancaMesleki Ödüller :1957 İsviçre oftalmoloji derneği A.
Vogt ödülü

1968 İsviçre tıp bilimleri akademisi Robert Bing ödülü

1976 İsviçre Devlet (Marcel Benoist) ödülü

1981 Uluslar arası mikrocerrahi derneği öncü mikrocerrah ödülü, Sidney, Avustralya

1988 Universite di Napoli e della compagna (onur madalyası)

1992 Türkiye Cumhuriyeti Tıp ödülü

1997 Dünya Nöroşirurji dernekleri federasyonu altın madalyası

1998 Arkansas tıp bilimleri üniversitesi seçkin öğretim üyesi ünvanı

1998 Brezilya Nöroşirurji derneği’nce “Yüzyılın Nöroşirürjiyeni” ünvanı

1999 Avrupa Nörolojik cerrahlar birliği onur madalyası

2000 Amerikan nörolojik cerrahlar kongresi “Yüzyılın Adamı1950–2000” ünvanı

2000 Arkansan Tıp Bilimleri Üniversitesinde M.Gazi Yaşargil adına beyin cerrahisi kürsü vakfı kuruldu

2000 Alman beyin cerrahisi derneğinin Fedor Krause madalyası

2000 Amerika cerrahlar koleji onur üye madalyası

2000 Tüba ödülü

2000 Türkiye cumhuriyeti Devlet Nişanı

2002 Uluslararası Francesco Durante, ödülü, İtalya

2002 Puusepp Onur Madalyan, Tartu Üniversitesi, Estonya

2005 Dünya Beyin Cerrahları Akademisi ilk altın onur ödülü

2005 Milli Egemenlik Onur Ödülü, Türkiye Büyük Millet Meclisi

2006 Tassa Türkis-American scientists and scholar assucistiu annual Conference Drexel University Philadelphia

2007 Independence Medal of the First Order of United Arab Emirates

2008 Türkiye Büyük Millet Meclisi ÖdülüMesleki Yayınlar :13’ü Monograf Olmak Üzere Toplam 340 Yayın (Peer
Reviewed Journal)

1957 Roentgenological diagnosis of exophtalmus unilateralis (Almanca)

1957 Vascular diseasesof the vertebral and basialar atreries (Almanca)

1958 The cerebral aneurysm (Almanca)

1962 The vertebral angiography (Almanca)

1965 Cerebral angiography (Almanca)


1967 Mikro – Vascular Surgery (İngilizce)

1968 Cerebral angiography (İngilizce)

1969 Microsurgery applied to neurosurgery (İngilize)

1984 Microneurosurgery Vol. I: intracranial Aneurysms (İngilizce)

1984 Microneurosurgery Vol. II: intracranial Aneurysms (İngilizce)

1987 Microneurosurgery Vol. IIIA: AVM of the Brain (İngilizce)

1987 Microneurosurgery Vol. IIIB: AVM of the Brain (İngilizce)

1994 Tumors of the Central Nervous system (İngilizce)

Microneurosurgery Vol. IVA:

Microneurosurgery Vol. IVB:

1996 Tumors of the Central Nervous system (İngilizce)Kariyer Özeti :

Prof. Dr. M. Gazi Yaşargil 6 Temmuz 1925 tarihinde babasının kaymakamlık görevi yaptığı Diyarbakır’ın Lice
kasabasında doğdu. Aynı yıl aile Ankara’ya yerleşip, 5 kardeş Ankara’da okullara gittiler. Gazi, Atatürk Lisesi’nde Latince
öğretilen klasik şubeden Mayıs 1943’de mezun oldu. Sonbahar 1943’de Almanya’da Friedrich Schiller Üniversitesi’nde, Jena-
Thüringen, tıp tahsiline başladı. İki sömester sonra Mart 1945’de İsviçre’ye geçti. Basel Üniversitesi’nde tıp tahsiline devam
edip sonbahar 1949’da mezun oldu. Üç ay Anatomi Enstitüsü’nde beyin anatomisi üzerine Dr. Josef Klingler’in yanında çalıştı.
1950-1953 yılları arasında birer sene nöroloji-psikiyatri, dahiliye ve genel cerrahide asistanlık yaptıktan sonra Ocak 1953’de
Zürich Üniversitesi’nde beyin cerrahisi kliniğinde Prof. H. Krayenbühl ve Prof. G. Weber yanında uzmanlığını yaptı. 1960
yılında doçent, 1965 yılında profesör, 1973’de ordinarius profesör olup aynı klinikte 1993 yılına kadar direktörlük yaptı.

Zürich Üniversitesi Beyin Cerrahisi Kliniği’nde rutin beyin cerrahisi çalışmaları yanında, ilk 12 sene (1953-1965)
serebral anjiografi ve 1957-1965 yıllarında stereotaktik teknikle Parkinson hastalığı ve diğer hareket bozukluklarının
tedavisine yönelik ameliyatlar yaptı. Zürich’de Nörofizyolog Prof. Oscar Wyss’in yardımıyla ilk defa yüksek-frekanslı
koagülasyon tekniğini kullandı ve bu teknik küresel kabullendi.

Ekim 1965 - Aralık 1966 tarihleri arasında Amerika’da Burlington-Vermont Üniversitesi’nde hayvan laboratuarında
Prof. M.P.R Donaghy ve ameliyat hemşiresi Bayan Jackie Robert’ın yanında mikrovasküler cerrahi öğrendi ve bu tekniği ilk
defa hayvan beyni damarlarında (500-1000 mikron çapında) uyguladı.

Ocak 1967’de Zürich Beyin Cerrahisi Kliniği’ne dönüp mikrotekniği ve sisternal açılım yöntemini tüm beyin ve
omurilik cerrahisinde kullanmaya başladı. Bu teknik beynin revaskülarizasyonunda, anevrizma, AVM, kavernom, ekstra-
aksiyal ve intra-aksiyal beyin-omurilik tümörlerinde ve temporal epilepsi cerrahisinde rutin olarak kullanılarak nöroşirurjide
yeni bir çağ açıldı. Zürich’de mikrocerrahi laboratuarını kurup 1968-1993 yıllarında beş kıtadan 3000’den fazla cerraha
mikrocerrahi tekniği öğretildi.

Zürich Üniversitesi Nöroşirurji kliniğindeki şeflik görevinden Ocak 1993’de emekli oldu. Ekim 1994’de Amerika’da
Little Rock şehrinde yaş sınırı olmayan Arkansas Üniversitesi’nde kendisine Profesörlük görevi verildi. Bu hastanede
ameliyatlar yaptı, dersler verdi, yayımlar yaptı, mikronöroşirurji laboratuvarı kurdu ve mikronöroşirurji kursları hazırladı.
Ekim 2013 ARKANSAS Üniversitesi’nden emekli oldu.
Profesör Yaşargil Kasım 2013’den itibaren Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde cerrahi çalışmalarına, derslere,
konferanslara, laboratuar çalışmalarına ve mesleki yayınlara devam etmektedir.

Profesör Yaşargil ismi altında Oxford-İngiltere, Little Rock-ABD ve Beijing-Çin’de mikrocerrahi laboratuarları
kurulmuştur. Arkansas Üniversitesi, “Yaşargil Kürsüsü’nü kurarak ve “Gazi ve Dianne Yaşargil Yıllık Konferansı”nı yaparak
çalışmalarını onurlandırmıştır.

Zürich İsviçre Tıp Fakültesi Kasım 2014 yılında “Yıllık Yaşargil” konferansları başlatılarak Yaşargil’in Zürich
Üniversitesi’nde çalışmaları ve katkıları onurlandırılmıştır.

ONURSAL PROFESÖR

1990 İbni Sina Üniversitesi, Ankara, Türkey

1991 Cerrahpaşa Üniversitesi, İstanbul, Ankara

1993 Onursal Nöroşirurji Prof. Yaşargil, Üniversite Zürich

1999 Univercity of Lima, Peru

2000 Hacettepe Üniversitesi Ankara, Turkey

2001 Capital University of Medical Sciences Beijing, China

2001 Fourth medical university, Xian, China

2003 Tartu Üniversitesi, Tartu – Estonya

2003 Ondokuz Mayıs Üniversitesi Samsun, Türkiye

2003 Friedrich Schiller Üniversitesi, Jena, Almanya

2005 Moskova, Burdenko Üniversitesi

2013 UAMS, Little Rock Arkansas (USA)

FAHRİ TIP DOKTORLUĞU

1990 Ankara üniversitesi İbni Sina Hastanesi

1991 İstanbul üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi


1999 Lima üniversitesi, Peru

2000 Hacettepe üniversitesi

2014 İzmir Ege Üniversitesi

Mesleki Eğitimi

Ocak 1944 şubat 1945, Friedrich von Schiller üniversitesi tıp fakültesi Jena, Almanya (iki sömestr)

Mayıs 1945 –Eylül 1949, Basel Üniversitesi Tıp Okulu, İsviçre (10 sömester)

Eylül – Aralık 1949 aylarında, Basel üniversitesi anatomi bölümünde beyin anatomisi araştırması

2 Mart 1950, Basel Üniversitesi Tıp Doktoru Diploması

15 Mart 1950- 15 Mayıs 1951, Psikiatri asistanlığı, Münsingen, Bern, (İsviçre)

16 mayıs 1951 – 30 Aralık 1951, İnterlaken, (İsviçre) hastanesinde İç hastalıkları asistanlığı

1 ocak 1951 – 15 Aralık 1952, İnterlaken, (İsviçre) hastanesinde genel cerrahi asistanlığı

15 Aralık 1957 – 15 nisan 1965, Başasistanlık

4 Ocak 1953 – 14 Aralık 1957, Zürich Üniversitesi Nöroşirürji kliniği asistanlığı

25 Ekim 1965 – 4 ocak 1967, Burlington Vermont Üniversitesi nöroşirurji bölümünde (Burlington, ABD) mikrovasküler
cerrahi laboratuar araştırması (Profesör R.M.P. Donaghy)

Ocak 1967 – Nisan 1973 Associate Profesor, Zürih Üniversitesi nöroşirurji kliniğinde labataruvarda ve klinikte
mikrotekniklerin uygulanması

16 nisan 1973 – 1 ocak 1993, Ordinaryüs Profesör ve Zürih Üniversitesi nöroşirurji kürsüsü başkanı

1 ocak 1993 Zürih Üniversitesi Nöroşirurji kliniğinde yaş sınırına gelince emekli oldu.

Ekim 1994ten Ekim 2013 Little Rock ARKANSAS

UAMS(university of Arkansas for Medical Sciences) nöroşirurji profesörü

Kasım 2013 İstanbul, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi, Nöroşirurji Profesörü

AKADEMİK DÜZEY

1960 – 1964 Nöroşirurji doçenti

1965 – 1973 Nöroşirurji asistan profesörü

1 Nisan 1973 – 31 Aralık 1992 Ordinaryüs Profesör ve Zürih Üniversitesi Hastanesi Nöroşirurji Kliniği kürsü başkanı

1974 – 1976 İsviçre Nöroşirurjiyenler Birliği Başkanı

Ağustos 1994 –Ekim 2013 Nöroşirurji Profesörü UAMS (University of Arkansas for Medical Sciences)

Kasım 2013 Yeditepe Üniversitesi İstanbul, Nöroşirurji Profesörü


Bilimsel Yayınları

13’Ü MONOGRAF OLMAK ÜZERE 340 YAYIN (Peer Reviewed Journal)

1957 Roentgenological diagnosis of exophtalmus unilateralis (Almanca)

1957 Vascular diseasesof the vertebral and basialar atreries (Almanca)

1958 The cerebral aneurysm (Almanca)

1962 The vertebral angiography (Almanca)

1965 Cerebral angiography (Almanca)

1967 Mikro – Vascular Surgery (İngilizce)

1968 Cerebral angiography (İngilizce)

1969 Microsurgery applied to neurosurgery (İngilize)

1984 Microneurosurgery Vol. I: intracranial Aneurysms (İngilizce)

1984 Microneurosurgery Vol. II: intracranial Aneurysms (İngilizce)

1987 Microneurosurgery Vol. IIIA: AVM of the Brain (İngilizce)

1987 Microneurosurgery Vol. IIIB: AVM of the Brain (İngilizce)

1994 Tumors of the Central Nervous system (İngilizce)

Microneurosurgery Vol. IVA:

Microneurosurgery Vol. IVB:

1996 Tumors of the Central Nervous system (İngilizce)

ÖZEL KONFERANSLAR

1978 H.Olivecrona Konferansı Stockholm, İsveç

1981 Wilder Penfield konferansı Calgary, Kanada

1984 William Cone Konferansı Montreal, Kanada

1985 Hollins konferansı New York, ABD

1985 J.Bonnal’ı Anma Günü Brüksel, Belçika

1987 Sixto Obrador Konferansı Madrid, İspanya

1989 Stanley Gore Konferansı Zermatt, İsviçre

1990 W.Dandy konferansı Baltimore, ABD

1990 II Egaz Moniz Konferansı Lizbon, Portekiz


1991RMP Donaghy Konferansı New Orleans, ABD

1993 Charles Drake Konferansı Charlottesville, ABD

1994 Avrupa Lecture, EANS Kuipo, Finlandiya

1996 Wilder Penfield Konferansı London, Ontario, Kanada

1997 E.H. Botterel Konferansı Toronto, Kanada

1999 Charles Drake Konferansı London, Ontario, Kanada

2000 Gurdijan Konferansı Detroit, ABD

2000 George T. Tindall Konferansı Atlanta, ABD

2000 Mayfield Konferansı Cincinati, ABD

2000 Greenwood Konferansı Galveston, ABD

2001 Bennett-Tarkington Konf. Evanston, ABD

2002 Puussep Konferansı Tartu, Estonya

2003 Theodor Kurze Konferansı San Diego, ABD

2004 First Zeiss Lecture Frankfurt, Almanya

2005 Kuske Konferansı Irvine Unv. CA, ABD

2005 N.H and J.A Pracky Lecture Washington D.C

2008 Swami Dayananda Lecture Calcuta, İndia

2008 Gardner Lecture Cleveland, USA

2011 Rasmüssen Lecture Montreal, Kanada

2011 L. MALİ Lecture Detroit, USA

2011 First Yaşargil Lecture Denver, USA

2012 First Yaşargil Lecture Antalya, Türkiye

2014 Güney Doğu Avrupa Nöuroscience Kongresi, Üsküp-Makedonya

2014 Konya Selçuk Üniversitesi Açılış Konuşması

2014 İzmir Ege Üniversitesi Açılış Konuşması

2014 Eylül Yeditepe Üniversitesi

2014 Ekim Türk Tıp Dünyası Kurultayı

2014 Aralık ZÜRİCH ÜNİVERSİTESİ, Senelik YAŞARGİL “Lecture” başlatılması

2014 TÜBA 46 yıl Açılış Konferansı

DİĞER MERKEZLERDE MİKRONÖROŞİRURJİ KURSLARI (1967-2014)

5 kıtadaki üniversitelerde visiting profesörlük, Microcerrahi tekniklerinin ve anatominin genç kuşak beyin
cerrahlarına ve tıp öğrencilerine anlatıldığı konferanslar. Chicago for Residents Rewiev Kursunda yıllık konferans Chicago,ABD
(1994-2013)
LABORATUVAR KURSLARI (1968-2013)

. Sidney, Avusturalya

. Newyork, Cincinnati, San Francisco, St-louis, Little Rock (USA),

. Tokyo, Kyoto, Nagoya, (Japonya)

. Peking, Xiang, (Çin)

. Taipei (Taiwan)

. BRASİLİA, Sao Paulo (Brasilia)

. Yeditepe İstanbul (Türkiye)

. Tutlingen (Almanya)

. Zürich (İsviçre)

. Taipe ıt Taıwan, Nagoya (Japonya)

DİĞER HASTANELERDE MİKRONÖROŞİRURJİ AMELİYATLARI

. Cape Town Güney Afrika 1970

. Boston, MGH, USA 1972

. Barcelona, Madrid, Sevilla (Ispanya) 1973

. Mexiko City, Mexico 1973

. Luzern, Bern, ST. Gallen (İsviçre) 1993

. Bonn, (Almanya) 1994

. Helsinki, (Firlandiya) (2001, 2002, 2003)

. Beijing ve Xian (Çin) (2001, 2003)

YAŞARGİL ADINA KURULMUŞ MİKROCERRAHİ LABORATUARLARI

Radclife Royal Infarmary, Oxford, England

Capitol university Hospital, Beijing, China

University of Arkansas for Medical Sciences, Little rock, arkansas USA

Dernek Kulüp Üyelikleri :


1976 Brezilya tıp akademisi

1977 Nörolojik Cerrahlar Derneği, ABD (USA)

1979 Amerikan kalp birliği Dallas Teksas, ABD

1981 Kanada Nöroşirurji Derneği

1986 Nörolojik Cerrahlar kongresi (USA)

1987 Japon Nöroşirurji Derneği, Nöroşirurjiyen Birliği

1989 Harvey Cushing Derneği, (USA)

1989 İsviçre Nöroradyoloji Derneği,

1990 Kraliyet tıp derneği Londra Nöroloji Bölümü Royal Society of Medicine London Section Nephrology

1990 Türk Nöroşirurji Derneği

1990 Uluslar arası Kafa tabanı derneği (ISBS)

1993 İsviçre Nöroşirurji Derneği

1994 Arjantin Nöroşirurji Derneği

1998 Amerikan Nöroradyoloji Derneği

1999 Peru Nöroşirurji Derneği

2000 Türk Bilimler Akademisi (TÜBA)

2000 İtalyan Nöroşirurji Derneği

2002 Hong Kong Nöroşirurji Derneği

2004 Georgia Nöroşirurji Derneği (USA)

2004 Polonya Nöroşirurji Derneği

2006 Türkis-American scientists and schulav assucistiu

2006 Postugal Nöroşirurji Derneği

2006 Taiwan Nöroşirurji Derneği

2008 Yunan Nöroşirurji Derneği

Kanserin şifresini çözdü: Çalışmalarını Yale Üniversitesi'nde sürdüren Profesör Murat Günel ve ekibi,
beyin kanseri tedavisinde dünyada çığır açacak bir çalışmaya imza attı. Yale Üniversitesi Beyin Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı
Günel, Türkiye ve Almanya'dan bilim adamları ile işbirliği içinde yaptığı çalışmada, beyin kanserlerinin iyi huylu tümörlerden
genetik olarak kansere dönüşmesine neden olan mekanizmaları keşfetti.

Murat Günel yabancı eşi Jennifer Günel ile...

Günel, “Kanser tedavilerinde en önemli gelişme, kanserin niye olduğunu, nasıl ortaya çıktığını anlayabilmek. Beyin
tümörleri bazen iyi huylu olarak başlayabiliyor. İyi huylu olduğu halde, bazen 10 sene, bazen 20 sene sonrasında, uzun
sürelerden sonra habis hale dönüşüp maalesef bir sene içinde hayatın kaybına yol açıyor. İki tümör dokusunu da, iyi huyluyu
da, kötü huyluyu da alıp, bunların şifresini okuyarak farklılıkları belirledik. Bize bu kanserin nasıl ortaya çıktığını gösterdi”
dedi.

İyi huylu tümörlerin kansere dönüşebildiğinin bilindiğini ancak şimdiye kadar bunu engelleyecek bir yöntem
olmadığını belirten Günel, “Ameliyatla çıkarılabildiği kadar çıkarılıyordu. Söz konusu beyin olduğu için çoğu tümör tam olarak
çıkarılamıyor. Geri kalan tümörün de her zaman kansere dönüşebileceğini biliyorduk. Ama ne zaman dönüşeceğini
bilmiyorduk, nasıl dönüştüğünü bilmiyorduk. Şu anda, bu çalışmayla nasıl bunların kanser haline geldiğini anladığımız için,
bunları tedavi etme konusunda en azından bir ışık doğdu” dedi.

Prof. Dr. Hulusi Behçet (1889 - 1948)


Hulusi Behçet, 20 Şubat 1889, İstanbul doğumludur. Tıp öğrenimini 1910 senesinde tamamlamış ve 1914 Temmuz'una kadar
Gülhane Dermatoloji Kliniğinde asistan olarak çalışmıştır.

1914 yılında Kırklareli Askeri Hastanesi başhekim muavinliğine tayin edilmiştir. 1918 yılına kadar da Edirne Askeri
Hastanesinde dermatoloji uzmanı olarak çalışmış daha sonra Budapeşte'de, Berlin'de Charité Hastanesinde çalışmış ve
1919'da yurda dönmüştür.

1923 yılında meşhur bir diplomatın kızı olan Refika Davaz ile evlenmiştir. Evliliklerinden bir kızı vardır. Hulusi Behçet 1933’de
İstanbul Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği’ni kurdu ve profesör oldu. 1939 yılında ise bu kez aynı üniversitenin
aynı bölümünde ordinaryus profesör unvanını aldı.

Yıllar boyunca şark çıbanı, arpa uyuzu, ham incir dermatidi ve mantar hastalıkları gibi çeşitli dermatoloji konularını inceledi
ve bu konular üzerine yurt içinde ve dışında pek çok makale yayımladı. Ancak onu dünya çapında üne kavuşturan ve geniş
kitlelerce tanınmasını sağlayan asıl çalışması kendi adıyla anılan yeni bir hastalığı tanımlamasıydı: Behçet Hastalığı.

Tüm dünyaya tanıttığı Behçet Hastalığı sayesinde tanınan Hulusi Behçet, bunun dışında 196 kalıcı eser bıraktı. Bunlardan en
önemlileri olarak “Frengi Dersleri”(1936) ve “Klinik ve Pratikte Frengi Teşhisi ve Benzeri Deri Hastalıkları”(1940) adlı iki eserini
sayabiliriz. Ortaya koyduğu tüm bu çalışmalarla çağa damgasını vuran Türk bilim adamı, 1948 yılında vefat etti.

Prof. Dr. Hulusi Behçet (1889 - 1948)

Prof. Dr. Hulusi Behçet (1889 - 1948)

Hulusi Behçet, 20 Şubat 1889, İstanbul doğumludur. Tıp öğrenimini 1910 senesinde tamamlamış ve 1914 Temmuz'una kadar
Gülhane Dermatoloji Kliniğinde asistan olarak çalışmıştır.

1914 yılında Kırklareli Askeri Hastanesi başhekim muavinliğine tayin edilmiştir. 1918 yılına kadar da Edirne Askeri
Hastanesinde dermatoloji uzmanı olarak çalışmış daha sonra Budapeşte'de, Berlin'de Charité Hastanesinde çalışmış ve
1919'da yurda dönmüştür.

1923 yılında meşhur bir diplomatın kızı olan Refika Davaz ile evlenmiştir. Evliliklerinden bir kızı vardır. Hulusi Behçet 1933’de
İstanbul Tıp Fakültesi Deri Hastalıkları ve Frengi Kliniği’ni kurdu ve profesör oldu. 1939 yılında ise bu kez aynı üniversitenin
aynı bölümünde ordinaryus profesör unvanını aldı.
Yıllar boyunca şark çıbanı, arpa uyuzu, ham incir dermatidi ve mantar hastalıkları gibi çeşitli dermatoloji konularını inceledi
ve bu konular üzerine yurt içinde ve dışında pek çok makale yayımladı. Ancak onu dünya çapında üne kavuşturan ve geniş
kitlelerce tanınmasını sağlayan asıl çalışması kendi adıyla anılan yeni bir hastalığı tanımlamasıydı: Behçet Hastalığı.

Tüm dünyaya tanıttığı Behçet Hastalığı sayesinde tanınan Hulusi Behçet, bunun dışında 196 kalıcı eser bıraktı. Bunlardan en
önemlileri olarak “Frengi Dersleri”(1936) ve “Klinik ve Pratikte Frengi Teşhisi ve Benzeri Deri Hastalıkları”(1940) adlı iki eserini
sayabiliriz. Ortaya koyduğu tüm bu çalışmalarla çağa damgasını vuran Türk bilim adamı, 1948 yılında vefat etti.

Prof. Dr. Hulusi Behçet (1889 - 1948)

You might also like