Professional Documents
Culture Documents
Hazırlık döneminde Batı edebiyatından çeviriler yapılır. TANZİMAT II. DÖNEM ŞİİRİ (1876-1896)
Akif Paşa, Münif Paşa, Ethem Pertev Paşa, Mütercim
asım, İbrahim Şinasi Fransız edebiyatından yaptıkları • “Sanat sanat içindir.” anlayışı benimsenmiştir.
çevirilerle Tanzimat edebiyatını hazırlarlar. Halk için sanat üretme kaygısı yoktur. Eserlerin
fikirlerin açıklandığı bir tür olmasından ziyade sanat
TANZİMAT I. DÖNEM ŞİİRİ (1860-1876) değeri taşıması önemsenir.
• Bu dönem sanatçılarına göre edebiyat, halkı • II. Abdülhamit dönemindeki siyasi baskılar
eğitmede bir araçtır. Sanatın amacı toplumu sanatçıların toplumsal konulardan uzaklaşmasına
eğitmektir. neden olur. Siyasi koşulların ağırlığından bireysel bir
• Çeviriler örnek alınarak ilk yerli ürünler verilir. edebiyat yapılmıştır. Toplumsal konulardan ve
siyasetten uzak durulur. Gazetecilik duraklar, dergiler
• Siyasi ve toplumsal konular ön plandadır. ön plana çıkar.
Fransız devrimi ile yayılan millet, vatan, eşitlik, hak,
hukuk, hürriyet, adalet gibi kavramlar şiirde • Eserlerde dil ağırlaşmış, sanatlı söyleyişe önem
işlenmiştir. Fakat şekil olarak divan şiiri nazım şekilleri verilmiştir. Gerçeklerden kaçarak bir edebiyat
kullanılmıştır. oluşturuyorlar.
• Her iki dönem şairleri biçim yönünden Divan Ağır, süslü ve sanatlı bir dil kullanılmıştır. Sade dil
şiiri geleneğine bağlı kalmışlardır. savunulsa da ağır bir dil kullanılmıştır.
• Her iki dönem şairleri romantizmin etkisinde Aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi konular; vatan, hürriyet,
kalmışlardır. Bu dönem şiirinin Batı düşüncesiyle millet, kanun gibi konular işlenmiştir.
klasisizm ve romantizm edebi akımlarıyla ilişkisi vardır.
Sanat için sanat anlayışı; toplum için sanat anlayışı
• 1.dönem şairleri toplum için sanat anlayışını; benimsenmiştir.
2.dönem şairleri ise sanat için sanat anlayışını
benimsemişlerdir. 1. Dönem toplumsal faydayı. 2. Şiirde parça güzelliği; şiirde konu birliği/bütün güzelliği
Dönem bireysel faydayı esas alıyor. esas alınmıştır.
• 1.dönem şairleri vatan, millet, adalet, özgürlük Şiirde başlık kullanılmamıştır. Şiirde başlık
gibi konuları ele alırken; 2. dönem şairleri aşk, doğa, kullanılmaya başlanmıştır.
ölüm gibi konuları ele almışlardır. Dolayısıyla konu ve Her iki dönemde de kafiye, redif gibi ahenk unsurları
temada yenilik yapmayı başarmışlardır. kullanılmıştır.
• 1.dönem şairleri dilde sadeleşmeyi amaçlamış Mazmunlara özgü bir imge dünyası vardır.
ancak bunda başarılı olamamışlardır. 2. dönem şairleri Mazmunlardan uzak özgün bir imge dünyası
ise ağır olan bu dili daha da ağırlaştırmışlardır. Şiirde oluşturulmuştur.
sanatlı söyleyiş ikinci dönemin önemli özelliğidir.
Mesnevi, surname, gazavatname, şehrengiz, tezkire, Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç
seyahatname gibi türler kullanılmıştır. Roman, hikaye, olarak görmüştür. Halkın anlayabileceği bir dil
tiyatro, biyografi, fıkra, anı, deneme, makale gibi kullanmış, abartılı söyleyişlerden kaçınmış, atasözü ve
türlerin ilk örnekleri verilmiştir. deyimlere yer vermiştir.
TANZİMAT DÖNEMİ ŞAİRLERİ: Agâh Efendi ile birlikte 1860′ta ilk özel gazete
olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk
ŞİNASİ: başyazarı sayılır.
Tanzimat edebiyatı İbrahim Şinasi ile başlar. Türk edebiyatında ilk makale örneği olan
Tanzimat edebiyatının ve Batı etkisindeki Türk Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü
edebiyatının kurucusu, ilk bilinçli temsilcisi ve olarak yayımlamıştır. Bu makalede gazete çıkarmanın
yeniliklerin ve ilklerin öncüsüdür. Fransa’dan gerekliliğini anlatmıştır. İlk makalenin yanında
döndükten sonra Mustafa Reşit Paşa için; Kaside-i başmakaleyi de o yazmıştır.
Lamiye, Kasise-i Raiye ve mesnevi tarzında Methiye NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser
yazar. Bu şiirler Türk şiirine getirdiği yeniliklerin ilk yazmamıştır.
örnekleridir.
Edebiyat kelimesini bizde ilk kullanan yazar, Şinasi’dir.
Bir kısım fikirleri edebiyatımıza ilk kez getiren,
çıkardığı gazetelerde bu fikirleri yayarak yeni ESERLERİ:
edebiyatın temellerini atan ŞİNASİ'dir.
• Tercüme-i Manzume (Çeviri Şiirler)
Batı edebiyatı yolunda ilk nazım ve nesir Lamartine’den, Gilbert ve Fenelon’dan bazı dizeleri
türlerinde eserler veren odur. tercüme ederek edebiyatımızda ilk şiir çevirilerini
yapmıştır.
Klasisizm akımından etkilenmiştir.
• Noktalama işaretlerini ilk kez o kullanmıştır.
Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire Klasisizmin etkisindedir.
konuşma dilini getirmiştir.
• Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860.
Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini Türk edebiyatında yazılan ilk batılı tiyatro eseridir,
kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler fakat oynanmamıştır. Tercüman-ı Ahval gazetesinde
yapmıştır. Divan şiirinin mazmun yapısını, hayal tefrika edilmiştir. Görücü usulü ile evlilik.)
dünyasını ve söz sanatlarını kullanmamıştır.
• 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i
Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır. Agah Efendi ile çıkarmıştır. 1862’de ikinci özel gazete
Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Divan Tasvir-i Efkar’ı çıkarmıştır.
edebiyatı nazım biçimlerini kullanır. Arz-ı Muhabbet • La Fontaine’den Kurt ile Kuzu adlı fablı
gibi şiirlerine ad koyması bakımından divan şiiri çevirerek, edebiyatımızda ilk fabl çevirisini yapmış,
geleneğinden ayrılır. Daha sonra edebiyatımızda Batılı anlamda ilk fablları
Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine yazmıştır.
önem vermiştir. • Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirlerinde Seçmeler)
Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, • Divan-ı Şinasi (ölümünden sonra Ebuziya
medeniyet, hak, millet, devlet, reis-i cumhur, adalet, Tevfik yayınlamıştır.)
kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir.
• Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri) Türk
Akılcı ve mantıkçıdır. Münacât adlı şiirinde, edebiyatında ilk atasözü derlemesi ve folklor çalışması
Allah’ın birliğine akıl yoluyla ulaşır. Sorgulayıcı bir tavır
sergiler. Şiirimizde akılcılığın ilk temsilcisidir. • Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme makaleler,
2 cilt)
• Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat • Toplum için sanat ilkesine bağlı kalmıştır.
edebiyatındaki ilk makaleyi ve başmakaleyi yazmıştır.)
• Şinasi’yle tanışıncaya kadar tümüyle divan şiiri
NAMIK KEMAL (1840-1888) çizgisinde yazmıştır. Şinasi’yle tanıştıktan sonra divan
şiirinden uzaklaşarak Batı şiiri çizgisine yaklaşmıştır.
• 21 Aralık 1840'da Tekirdağ'da doğmuş, 2
Aralık 1888'de vefat etmiştir. Namık ismini ona Eşref • Şiirinde üç farklı dönem vardır:
Paşa verir. Leskofçalı Galip sayesinde Encümen-i Şuara
şairlerinin arasına katılır. a. İlk dönem şiirleri, biçim bakımından eski, konu (öz)
bakımından eskidir. (Gazelleri)
• İlk şiirleri konu ve biçim açısından divan şiiri
geleneğindedir. 1862’de Şinasi ile tanışır ve onun b. Daha sonraki şiirleri, biçim bakımından eski, konu
etkisiyle toplumsal ve siyasi konulara yönelir. (öz) bakımından yenidir. (Hürriyet Kasidesi)
Şinasi’den önce ve Şinasi’den sonra edebi kişiliği c. Son dönem şiirleri biçim ve konu (öz) bakımından da
farklıdır. yenidir. (Vaveyla)
• Tanzimat döneminin "en gür sesli vatan şairi" • Divan şiirini, abartılı bir biçimde eleştirmiştir,
olarak tanımıştır. kocakarı masallarına benzetmiştir.
• Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan • Romantizm akımının etkisinde kalmıştır.
şairdir.
• Romanları teknik açıdan kusurludur. Araya
• Divan edebiyatı nazım biçimlerini ve aruzu girip bilgi vermiştir.
kullanmıştır. Gazel, kaside, murabba gibi eski nazım
biçimleriyle yeni kavram ve konuları işlemiştir. Eski • Düz yazılarında (nesirlerinde) sanatkârane
yani divan şiiri nazım biçimleriyle yeni şiirler yazmıştır. (edebi) bir üslup kullanmıştır.
• “Kanun, vatan, hürriyet, millet, milli şuur, • Yazıda konuşma dilinin kullanılmasından yana
insan iradesi, zulüm, adalet, hak, hukuk, haksızlıkla olmuş ve özellikle tiyatrolarını sade bir dille yazmıştır.
mücadele” gibi konuları işlemiştir. Şinasi’nin Paris’e
• Tiyatroyu halk eğitiminde bir araç olarak
gidişiyle Tasvir-i Efkar’ı çıkarmaya devam etti. Ziya
görmüştür.
Paşa ile Londra’da yurtdışında çıkarılan ilk gazete olan
Hürriyet’i çıkardı. Ebuziya Tevfik ile İbret gazetesini de • Tiyatro yapıtlarının konularını günlük hayattan
çıkarmıştır. veya tarihten almıştır.
• 93 Harbi’nin yol açtığı felaketlerden dolayı • Ona göre “Tiyatro bir eğlencedir ve
yazdığı Vaveyla, Vatan Mersiyesi, Bir Muhacir Kızın eğlencelerin en faydalısıdır.”
İstimdadı ve Hilal-i Osmani şiirleri ve Hürriyet Kasidesi
şiiri büyük yankı uyandırmıştır. • Tiyatrolarının tümü dramdır.
• Tiyatrolarında geçen bazı şiirlerinde hece • Türk edebiyatındaki yerini, düz yazı alanında;
ölçüsünü kullanmıştır. özellikle roman, tiyatro, makale, biyografi, eleştiri,
tarih türünde yazdığı yapıtlar belirlemiştir.
• Şiiri, düşüncelerini aktarmak için bir araç
olarak kullanmıştır. • Gazetecilik yönü de vardır, Ziya Paşa ile
birlikte Hürriyet gazetesini çıkarmıştır.
• Şiirde sosyal konulara ağırlık vermiştir.
Osmanlıcılık düşüncesini benimsemiştir, Yeni • Sosyal ve siyasi konularda hicivler de
Osmanlılar Cemiyeti’nin kuruluşunda yer almıştır. yazmıştır. Romanlarında sosyal faydayı, kıssadan hisse
Sura-yı Devlet ve Kanun-i Esasi kuruluşlarında yer alır. çıkarmayı önemsemiştir. Fikirlerini aktarmak için
romanı vasıta olarak görür.
• Encümen-i Şuara topluluğunda yer almıştır. ZİYA PAŞA (1825-1880)
Osmanlıcılık düşüncesini benimsemiştir.
• Şinasi ve Namık Kemal'le birlikte Tanzimat'la
• “Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı başlayan yeni Türk edebiyatının ilk aşamasını
Mülahazat-ı Şamildir” makalesinde dil ile ilgili oluşturan üç sanatçıdan biridir.
görüşlerini ortaya koymuştur.
• Ziya Paşa meşrutiyetçi ve toplumcu bir şairdir.
• "Renan Müdafaanamesi"ni Fransız tarihçi Şinasi’den sonra akılcılığı (pozitivizm) benimser.
Ernest Renan’ın “İslamiyet, ilerlemeye engeldir.”
düşüncesini çürütmek için yazmıştır. • Çeşitli devlet kademelerinde çalışmış, politika
ve sanatla uğraşmıştır. Şiir ve İnşa makalesinde halk
ESERLERİ Roman İntibah (Edebiyatımızda ilk edebi edebiyatını, Harabat adlı antolojide divan edebiyatını
roman) , Cezmi (Edebiyatımızda ilk tarihi roman) övmüş bu çelişkili durum nedeniyle N. Kemal
tarafından eleştirilmiştir. N. Kemal bu nedenle Tahrib-
Tiyatro i Harabat (edebiyatımızda ilk eleştiri) ve Takib-i
• Vatan Yahut Silistre, (Edebiyatımızda Harabat adlı eleştiri kitaplarını yazmıştır.
sahnelenen ilk tiyatro) Celalettin Harzemşah, Zavallı • Düşünceleriyle yenilikçi, yapıtları ve
Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Karabela yaşantısıyla eskiye bağlı bir sanatçı olan Ziya Paşa’daki
Eleştiri tezat ve ikilik hem yaşantısına hem de yapıtlarına
yansımıştır.
Tahrib-i Harabat, (Türk edebiyatında ilk eleştiri) Takib-i
Harabat, İrfan Paşa'ya Mektup, Renan Müdafaanamesi • Hürriyet gazetesinde çıkan "Şiir ve İnşa"
makalesinde Halk edebiyatını ve dilini savunur, gerçek
Anı şiirimizin halk şiiri olduğunu belirtmiştir. Bir süre sonra
hazırladığı "Harabat" adlı antolojide Divan şiirini
• Magosa Hatıraları (edebiyatımızda ilk anı)
yücelterek Halk şiirini kötülemiş ve halk ozanlarının
• Biyografi: Fatih Sultan Mehmet, Selahaddin-i şiirlerini "eşek anırması" olarak nitelemiştir.
Eyyubi, Yavuz Sultan Selim
• Ziya Paşanın yaşadığı bu çelişkiye Namık
Çıkardığı Gazeteler: Tasvir-i Efkâr, Hürriyet, İbret Kemal tepki göstermiş ve onu eleştirmek için Tahrib-i
Harabad adlı eleştirileri yazmıştır.
Tarih: İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi,Evrak-ı
Perişan,Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Kanije Muhasarası • Hem biçim hem de hayalleri ve duyuş tarzı
bakımından divan şiirine bağlıdır.
• Tanzimat ikinci dönem sanatçılarından • Kulak için kafiye anlayışını benimseyen şair,
Recaizade Mahmut Ekrem; şiir, roman, tiyatro, hikaye Muallim Naci ile kafiye konusunda tartışır.
ve eleştiri türünde eserler vermiş, dönemin genç • Çocuklarının ölümü üzerine yazdığı ağıtlarla;
kuşaklarına örnek olmuş bir sanatçıdır. edebiyatımızda Mersiye (ağıtlar) Şairi olarak tanınır.
• Döneminde "üstad" olarak tanınır. Galatasaray Şiire aile ile ilgili kavramları sokar.
Sultanisinde edebiyat öğretmenliği ve milli eğitim • Düzyazı alanındaki en önemli eseri,
bakanlığı yapmıştır. Divan edebiyatından uzak, Batılı edebiyatımızın Batılı anlamdaki ilk realist romanı
bir edebiyat oluşturmaya çalışmıştır. Servetifünun’un sayılan Araba Sevdası'dır. Bu eserde, yanlış ve
oluşmasında katkılarından dolayı, Üstat Ekrem olarak bilinçsizce Batıyı takip etmeye çalışan Bihruz Beyin ne
anılır. hallere düştüğü anlatılır. Realist çizgilerle ve ince bir
• Bu dönemde eski edebiyat taraftarlarıyla, mizahla bilinçsiz şekilde Batılı olmaya çalışan insanlar
özellikle Muallim Naci ile, (Malumat adlı dergide) bu eserde göz önüne serilir.
kalem mücadelesi yapan öncü sanatçılardandır. Yeni • Şiirlerinde romantizmin, tiyatrolarında
edebiyatı savunanların hocası olmuştur. klasisizmin etkileri, roman ve öykülerinde realizmin
• Servetifünun dergisinin başına Tevfik Fikret'i etkisi görülür.
getirerek Edebiyatıcedide hareketinin hazırlayıcısı • Edebiyatla ilgili görüşlerini Talim-i Edebiyat
olmuştur. adlı ders kitabında anlatır.
Tevfik Fikret'in akıl hocasıdır. • Şiir: Nağme-i Seher, Yadigâr-ı Şebâb, Zemzeme
• Şiirleri sanat bakımından pek güçlü olmayan I-II-III, Tefekkür, Pejmürde, Nijad Ekrem, Nefrin.
sanatçı, sanat için sanat ilkesiyle yazmış, kulak için • Roman: Araba Sevdası.
kafiye görüşünü ilk kez ortaya atarak bu konuda büyük
bir tartışma başlatmış; göz için kafiye anlayışında olan • Öykü: Saime, Muhsin Bey Yahut Şairliğin Hazin
Muallim Naci ile büyük bir tartışmaya girmiştir. Bir Neticesi, Şemsa.
• Hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri de olmakla • Oyun: Afife Anjelik (İlk romantik dram), Atala
birlikte, aruza bağlı kalmıştır. Yahut Amerikan Vahşileri, Vuslat Yahut Süreksiz
Sevinç, Çok Bilen Çok Yanılır, Ders Kitabı: Talim-i
• Güzel olan her şeyin şiir olabileceği fikrinin Edebiyat,
savunucusudur. Zerreden kürreye kadar her şeyin
şiirin konusu olabileceğini savunur. • Eleştiri: Takdir-i Elhan, Zemzeme III
Mukaddimesi. Biyografi: Kudemadan Birkaç Şair
• Batı edebiyatı nazım şekillerini başarıyla
kullanmıştır. Muallim Naci:
Nabizade Nazım: şiiri güçlü değildir. Heves Ettim, Mini • Türk edebiyatını kesin olarak modernleştiren
mini yahut Yine Heves Ettim şiir kitaplarıdır. Servetifünun büyük bir hızla sonuç aldığı ilk edebi tür
şiirdir.
Her iki dönemde de aruz ölçüsü kullanılmıştır. Topluluk 24 Şubat 1910’da Servetifünun dergisinde bir
bildiri yayımlar, bu bildiri edebiyatımızda bir edebiyat
Gazel, kaside, murabba gibi divan edebiyatı nazım topluluğunun kamuoyuna yayımladığı ilk bildiridir.
biçimleri kullanılmıştır. Sone, terzarima, triyole,
serbest müstezat gibi yeni nazım biçimleri
kullanılmıştır. Fecriati Bildirisindeki Görüşler
Divan edebiyatında anlamın beyitte tamamlanma Memleketimizde edebiyata yeteri kadar önem
anlayışı devam etmiş; anlamın beyitte tamamlanması verilmemiştir. Edebiyat anlaşılıp halka
kuralı yıkılmış, anjambmanlar kullanılmıştır. anlatılamamıştır.
Tiyatroya önem verilmiş, sahnelenmek içim tiyatro Edebiyat ve sanat boş vakit geçirme yöntemi değil,
eserleri yazılmıştır. Tiyatro pek önemsenmemiş, teknik duyguları eğiterek milletin ilerlemesine öncülük eden
bakımdan zayıf tiyatrolar yazılmıştır. bir faaliyettir. ‘Sanat, şahsi ve muhteremdir.’ Fikrini
Gazetecilik ön plandadır, yazarların çoğu gazete benimsiyorlar.
çıkarmıştır. Gazetecilik nerdeyse yoktur, dergicilik Fecriati, bir bakıma Servetifünuncuların bıraktığı
vardır. boşluğu doldurmak için ortaya çıkmıştır. Şimdilik
Roman hikaye tiyatro gibi türlerin ilk örnekleri Avrupadaki benzerlerinin küçük bir örneğin temsil
verilmiştir. Roman ve hikaye türlerinin olgun ve etmeye çalışacaktır.
başarılı örnekleri verilmiştir. Sevetifünun dergisi Fecrati’nin de yayın organı
Klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm akımları olacaktır.
etkilidir. Realizm, natüralizm, parnasizm ve sembolizm Halka açık konferanslar verilecek, halkın edebi zevki
akımları etkilidir. yükseltilecektir.
Y. Kadri, R. Halit, Hamdullah Suphi, Şahabettin *Haşim, anlamca kapalı olan şiirleri sever. İdealizm ve
Süleyman, Ali Canip gibi pek çok isim Milli Edebiyat Schopenhauer’in kötümserlik ve karamsarlık
Akımı’na katılmıştır. felsefesini benimser.
*Fecr-i Âti topluluğunun en güçlü şairidir. Bu topluluk *”Piyâle” Haşim’in olgunluk dönemi şiirlerini
dışında başka bir toplulukta yer almaz. kapsamaktadır.
*Şiirlerinde musiki önemlidir. Gürültüden ziyade *Bu dönemde hayat ve kadın karşısında kendisini
sessizlik kaynaklı bir musiki ister. Saf (öz) şiir anlayışını yalnızlık içinde bulan sanatçının ruh yansımaları vardır.
benimsemiştir. Toplumsal konulardan uzak durur. *Ahmet Haşim, hece ölçüsünü musiki açısından yeterli
*Empresyonizm ve sembolizmin etkisiyle şiirler yazar. görmez, serbest müstezatı Servet-i Fünûnculardan
Şiirlerinde bilinçaltına yer verir. Şiirleri anlam daha rahat kullanır.
bakımından kapalıdır. Dış dünyayı öznel bir şekilde, Bütün şiirlerini aruzla yazmış, hece ölçüsünü hiç
algıladığı gibi anlatır. İlk şiiri Hayal-i Aşkım’dır. kullanmamıştır. Hatta bu ölçüyü “Köylü Vezni” olarak
Aşk, tabiat, çocukluk anıları, şiirlerinin temel nitelemiş ve küçümsemiştir.
konularıdır. Şiirlerinde gerçek hayattan uzak, hayali bir *Şiirlerinde tasvire yer veren sanatçı sıfatları da çok
aleme sığınma isteği dikkat çeker. O Belde, şiirinde kullanır.
mutluluğu bulabileceği hayali bir mekandan bahseder.
Kadın, ayrılık, ölüm, hüzün, gam, keder, hayal ülke, *Sembolizmin ahenk ve anlam kapalılığı ilkesinden;
hayali yolculuk, çöl, ay, hayaller sığınma gibi konular empresyonizmin izlenimlerinden yararlanır.
işlediği diğer konulardır.
*Sanatçı, toplumsal sorunlara ilgisizdir. Şiirlerinin
* Ahenk kavramına büyük önem verir. Ona göre şiir, konusunu hüzün, yalnızlık, ölüm, aşk gibi bireysel
anlamın ve ahengin uyumundan doğar. Anjambmana konular oluşturur.
ve uzun zincirleme tamlamalara yer verir.
*Haşim’e göre şiir, anlaşılmak içim değil, duyulmak
* Merdiven, Süvari, Karanfil, Ağaç, Tahattur, Havuz, üzere vücut bulmuş, musiki ile söz arasında; fakat
Yollar şiirleri önemlidir. Şiir-i Kamer’de yer alan şiirleri sözden çok musikiye yakın bir dildir. Şiir dili bir
önemlidir. Şiirde kendi kişiliğini bulması ve ünlenmesi açıklama vasıtası olmaktan ziyade, bir telkin
Şiir-i Kamer adlı eseriyle olur. vasıtasıdır. Şiirde musiki anlamdan önce gelir.
Kelimeler, şiire anlam değerinden çok, musiki bir
Sembolist şairlerin tercih ettiği, akşam, gurup, şafak, terennüm katar. Şiirin doğduğu yer şuuraltıdır. Konu
gece, mehtap, yıldızlar, göl, orman gibi hayal kurmaya sadece terennüm için bir vesiledir. Şiirde ahenk ön
elverişli tabiat unsurlarını kullanan şair edebiyatımızda planda, mana yani anlam ikinci plandadır. Konunun
Akşam Şairi olarak da tanınır. Renk şiirlerinde göze nasıl ele alındığı önemlidir.
Şiirlerin, açık ve anlaşılır olmasına karşıdır. Haşim; sarı, SAF(ÖZ) ŞİİR:
kırmızı, siyah renkleri kullanır.
Saf şiir “şiirin şiirsel olmayan unsurlardan ayıklanarak
*Şiirlerinde duygusallığa anlam kargaşalığına önem saflaştırılmış bir duruma getirilmesi” demektir. Paul
veren sanatçı nesirlerinde açık, yalın, anlaşılır bir Valery’nin, şiirde dili her şeyden üstün tutan
üslupla karşımıza çıkar. Sanatçının fıkraları, edebi görüşünden etkilenen, divan şiirin biçimsel yapısından
tenkitleri, gezi yazıları vardır. Ayrıca nesirlerinde yararlanmaya çalışan, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, A.
sosyal konulara da ağırlık verir. Hamdi Tanpınar gibi şairlerde görülen ortak bir zevk
anlayışıdır. Öz şiir de denir. Bu anlayışta önemli olan
1921’de Dergah dergisinde yayımladığı Bir Günün güzel şiir yazmaktır. Estetik önemlidir. Şairler, şiir
Sonunda Arzu şirinden dolayı çok sert eleştirilir. rahat yazılabilmeli, dil üstün tutulmalı, ilkesini
Kendini savunmak için Şiirde Mana ve Vuzuh adlı bir benimsemişler, okurda estetik bir zevk uyandırmaya
yazı yazar. Bu yazı daha sonra Şiir Hakkında Bazı çalışarak, şiirin bir düşünceyi anlatma aracı olarak
Mülahazalar adıyla Piyale adlı kitabın önsözünde kullanılmasına karşı çıkmışlardır. Düşsel ögelere
yayımlanır. Bu yazı edebiyatımızda ilk poetika (şiir fazlaca yer vermişler, şiirde musikiyi ve biçimi
üzerine yazılan ilk yazı) kabul edilir. önemsemişlerdir. İmge, nazım birimi, kafiye, ölçü gibi
ŞİİRLER: Göl Saatleri (1921) Piyale (1926) FIKRA VE şekil unsurlarını ustaca kullanarak kusursuz şiirle
SOHBET: Bize Göre (1926) Gurabahane-i Laklakan yazmaya çalışmışlardır. Temanın biçimsel özelliklerle
(1928) GEZİ: Frankfurt Seyahatnamesi (1933) birleşerek müzikal bir ifade oluşturmasına dikkat
edilir. A. Haşim’in ‘Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar’
makalesiyle Türk edebiyatında saf şiir eğilimi başlar.
• Sembolizmden etkilenmişlerdir.
Faik Ali Ozansoy: Fecriati’nin isim babasıdır. Topluluğa • Ahmet Haşim sembolizm, Yahya Kemal Beyatlı
başkanlık yapmıştır. Şiirlerine hüzün teması hakimdir. ise parnasizm akımının etkisinde şiir yazmıştır.
Fani Teselliler, Elhan-ı Vatan, Temasil, Şair-i azam’a
Mektup şiirleri, Payitahtın Kapısında, Nedim ve Lale • Farklı nazım birimleri ve nazım şekilleri
Devri tiyatrolarıdır. kullanmışlar; Ahmet Haşim serbest müstezat, sone
gibi biçimler kullanırken Yahya Kemal Beyatlı divan
Celal Sahir Erozan: Fecriati’ye başkanlık yapmış daha edebiyatı nazım şekillerinden yararlanmıştır.
sonra Milli Edebiyat’a katılmıştır. Kadın şairi olarak
bilinir. Kadın güzelliği ve aşk şiirlerinin başlıca SAF ŞİİR ÖRNEĞİ: MERDİVEN
temalardır. Beyaz Gölgeler, Buhran, Siyah Kitap şiir Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
kitaplarıdır.
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Enis Bülent Serdaroğlu: Girit için yazdığı Kin şiiri ile
tanınır. Bu şiiri Victor Hugo’nun Mavi Gözlü Yunan Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak
Çocuğu şiirine karşı yazmıştır. Çöller, Hacer ve İsmail,
Hisarlara Karşı şiirleri ünlüdür. A. Haşim’den sonra
topluluğun en güçlü şairidir. Sular sarardı yüzün perde perde solmakta
Tahsin Nahit: Mina Urgan’ın babasıdır. Tabiat, aşk, Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta
sevgili, sanat şiirlerinin konularıdır. Şiirleri Ruh-ı Bi-
Kayd adıyla kitap haline getirilmiştir.
Millî Edebiyat Dönemi'nde Saf Şiir Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
• Millî Edebiyat Dönemi’nde Yahya Kemal Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer
Beyatlı ve Ahmet Haşim bu anlayışla şiirler yazmıştır.
Alınlarında da çepçevre gülden efserler, Türk Ocağı çatısı altında bir araya gelen Şairler
Derneği’ne mensup F. Nafiz, O. Seyfi, Ö. Seyfettin,
Yayar bu mahfile asabı gevşeten bir bu
Selahattin Enis, Yusuf Ziya, Hasan Zeki gibi bir kısım
Ve gözleriyle derinden bakar gülümserler edebiyatımızın tanınmış simaları olan sanatçılar,
eserlerini Servetifünun dergisinde yayımladılar.
Sicilya kızları üryan omuzlarında sebu.
Z. Gökalp, Ö. Seyfettin, Ali Canip, Fuat Köprülü, Yusuf MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ:
Akçura, Mehmet Emin, Şükufe Nihal, Halide Nusret, 1911 ile 1923 yılları arasındaki dönemdir. Bu tarihler
Müfide Ferit, Beş Hececiler Topluluğu, Necip Asım, aynı zamanda milli mücadele dönemi yani Kurtuluş
Aka Gündüz, Bursalı Tahir temsilcileridir. Savaşı dönemi olarak da adlandırılır.
Milli Edebiyat dönemi Şiirinin Genel Özellikleri Aruz ölçüsüyle sanat için sanat anlayışıyla,
Sembolizmin etkisiyle, bireysel konularda yazılan
• Sanatta toplumsal yarar ilkesi benimsenmiştir. şiirlerdir. Temsilcileri. Y. Kemal, Ahmet Haşim’dir.
Geniş okur kitlesine seslenebilme kaygısı güdülmüştür.
(Servetifünun, Fecriati …) c) Halkın Yaşayışını Esas Alan Şiir:
• Sanat yapmaktan çok belirli bir düşünceyi Sade bir dille halkın sorunları ve yaşayışı esas alınmış,
aktarma amaçlanmıştır. (Türkçülük) toplum için sanat yapılmış, sosyal konuları ele alan ve
bunları anlatan bir edebiyat yapılmıştır. Manzum
• Didaktik ögelerin ön plana çıkması anlatımda hikayeler yazılmış, aruz ölçüsü kullanılmıştır.
kuruluğa neden olmuştur.
Temsilcileri M. Akif Ersoy ve Tevfik Fikret’tir.
• Şiir dili olarak İstanbul Türkçesi esas alınmış,
yabancı sözcük ve tamlamalardan uzak durulmuştur.
• Yazı dili ile konuşma dili arasındaki ikilik • 1911’de yayın hayatına başlayan Genç
kaldırılmaya çalışılmış ve yalın bir anlatım Kalemler dergisinde toplanan şairler; kullandıkları dil,
benimsenmiştir. biçim,
• Milli ölçümüz olan Hece Ölçüsü benimsenmiş, ölçü ve işledikleri temalarla Millî Edebiyat’ın
bu dönemin bağımsız isimleri Yahya Kemal ve M. Akif, oluşumunu sağlamıştır. Türkçülük akımının
Ahmet Haşim aruz ölçüsünü kullanmıştır. savunucusu Mehmet Emin Yurdakul, Millî Edebiyat
akımının öncü ismidir. Servetifünun şiirinin zirvede
• Halk şiiri nazım biçimleri ve birimleri esas olduğu dönemde onun toplum için, yalın bir dille ve
alınmakla birlikte Batılı biçimlerde kullanılmıştır. hece ölçüsüyle yazıp yayımladığı Türkçe Şiirler, Millî
(serbest müstezat, sone, terzarima) Edebiyat şiirinin habercisi niteliğindedir.
• Yoğunlukla toplumsal temalar ele alınmış, • Bu dönem şiirlerinde yalın ve anlaşılır bir dil
kahramanlık, yiğitlik, Anadolu, memleket sevgisi, kullanılmış, hece ölçüsü benimsenmiştir
halkın dert ve sıkıntıları, kadın, aile gibi konular
işlenmiştir. • Dönem şairleri halk şiiri nazım şekillerinden
faydalanmıştır
• Milli edebiyat akımı ve Türkçülüğün önde Zafer Yolunda (1918) İsyan ve Dua (1918) Aydın Kızları
gelen temsilcileri arasında yer aldı. (1919) Mustafa Kemal (1928, şiir ve düzyazı)
• Şiirlerinin çoğu manzum öykü şeklindedir. Memleket sevgisi, memleket sorunları, yurt
güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik konularını
işlemişlerdir. Anadolu manzaraları, Anadolu Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Kutsi Tecer, Kemalettin
yaşayışıyla şiire Anadolu gerçeğin sokmuşlardır. Kamu, Orhan Şaik Gökyay, Ömer BedrettinUşaklı gibi
şairler; Memleket Edebiyatı akımı doğrultusunda eser
Memleket edebiyatı anlayışını benimsemişler, vermiştir. Cumhuriyet Dönemi şiiri, farklı anlayış ve
milliyetçilik ve Türkçülük düşüncesini işlemişlerdir. akımlarla gelişimini sürdürmektedir.
Halkın niteliklerini yeterince tanıyamadıkları için,
romantik halkçılık anlayışından kurtulamamışlardır.
Gerçekçi olmak isterken, savaşın etkisiyle Faruk Nafiz Çamlıbel, "Sanat" adlı şiirinde sanat
gerçekliklerini yitirmişlerdir. hakkındaki görüşlerini ifade etmiştir. Bu şiir,
memleketçi şiirin bir bildirisi gibidir. Şair, yalın bir dil
Özentiden uzak, yalın ve sade bir dil kullanmışlar, ve lirik bir eda ile yazdığı şiirde anlatma ve betimleme
İstanbul Türkçesini esas almışlardır. Şiirleri didaktiktir, anlatım tekniklerinden yararlanmıştır. Anadolu’ya,
taklitten yola çıktıkları için, şiirleri derinlikten millî kültüre yöneliş şiirde açıkça görülmektedir:
yoksundur, şairlerin şiirleri birbirini andırır.
yıllarında devam edilmiştir. Şiirde millî duyarlılığa • Beş Hececilerin en önemli ismidir. Mizahi
önem verilmiş, ağırlıklı olarak halk şiirinden gelen şiirlerinde Çamdeviren, Deli Ozan, Akıllı Ozan takma
ögeler (yalın dil, hece ölçüsü, dörtlük nazım birimi vb.) isimlerini kullanır. Sanat adlı şiiri memleket
kullanılmıştır. Bu dönemde Millî Edebiyat zevk ve edebiyatının bildirisi niteliğindedir. Bu şiirde memleket
anlayışını sürdüren bir şiir çizgisi görülür. edebiyatının felsefesini ortaya koymuştur. Han
Duvarları şiiriyle Anadolu’yu gerçekçi bir şekilde
anlatır. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl
Marşı’nı yazmıştır.
Kurtuluş Savaşı kazanılmış, sıra vatanın ve milletin
maddi ve manevi yönden kalkınmasına gelmiştir. Bu • Anadolu’yu ve Anadolu’nun sıkıntılarını
düşüncede millî bir heyecanla hareket eden şairler, anlattığı Canavar adlı tiyatrosu hece ölçüsüyle
şiirlerinde genellikle Anadolu’yu ve Anadolu insanını yazılmıştır. Mustafa Kemal’in isteğiyle Akın, Özyurt
konu edinmiş; böylece Memleket Edebiyatı adı verilen tiyatrolarını yazmıştır. Akın, Atatürk’ün milli tarih
bir akım oluşmuştur. İlk örneklerini II. Meşrutiyet’ten tezine dayandırılarak yazılmıştır. Akın’da Türklerin
sonra vermeye başlayan memleketçi şiir, bu akım Orta Asya’dan göçleri Özyurt’ta Türklerin denize
içinde varlığını güçlü biçimde sürdürmüştür. ulaşmaları ve gittikleri yelere medeniyet götürmeleri
Anadolu’ya yöneliş, memleket manzaraları, vatan ve işlenir. Bu eserlerinde çağdaş bir oğuz Kağan Destanı
millet sevgisi bu akımın işlediği başlıca temalardır. Bu yaratmak amacı taşır.
akımda Batı edebiyatının zevk ve anlayışıyla yerli
anlayış, memleket edebiyatı düşüncesi etrafında • Aruz ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerden sonra daha
birleşmiş; millî kimlik, edebî eserlerin merkezine çok heceyi kullanmaya başlamıştır.
yerleşmiştir. • Aruzu tamamıyla terk etmeyen şair her iki
vezni de usta¬ca kullanmıştır. "Şarkın Sultanları" ve
"Gönülden Gönüle" şiirlerini aruzla yazmıştır.
• “Sanat” adlı şiiriyle “memleketçi edebiyat”
anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Bu şiir, memleketçi
şiirin ilk bilinçli bildirisi kabul edilir. Yurtseverlik Orhan Seyfi Orhon: Fiske imzasıyla yazdığı mizahi şiir
şiirlerinde işlediği temalardan biridir. ve yazılar Fiskeler adıyla yayımlanmıştır. Y Ziya Oretaç
ile birlikte mizah dergisi Akbaba’yı çıkarır. Papağan,
• "Folklor" ve "Halk Edebiyatı" Faruk Nafiz Resimli Dünya, Güneş, Edebiyat Gazetesi, Aydabir,
Çamlıbel'in sanatını süsleyen önemli unsurlardır. Çınaraltı dergilerini yayımlar. Heceyle yazdığı ilk şiir
Gözlerde Seyahat adını taşır. Bireysel konuları; aşk,
• Hem bireysel duygularını hem de memleket sevgili, kadın konularını işler.
konularını şiirlerinde işlemiştir.
• Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nda da Akından Akına, Cenk Ufukları, Aşıklar Yolu, Yanardağ,
etkili bir isimdir. Bir Selvi Gölgesi, Kuş Cıvıltıları, Bir Rüzgar Esti şiir
ESERLERİ ŞİİR: Şarkın Sultanları (1919) Gönülden kitapları; Kürkçü Dükkanı, Şeker Osman, Üç Katlı Ev,
Gönüle (1919) Dinle Neyden (1919) Çoban Çeşmesi Göç romanları; Binnaz, Name, Kördüğüm tiyatrolarıdır.
(1926) Suda Halkalar (1928) Bir Ömür Böyle Geçti
(1933) Elimle Seçtiklerim (1934) Akarsu (1937)
Enis Behiç Koryüek: Ahmet Haşim’in aruzla yaptığı
Tatlı Sert (Mizah Şiirleri, 1938) Akıncı Türküleri (1938) serbest müstezat biçimini hece ile denediği Süvariler,
Heyecan ve Sükûn (1959) Zindan Duvarları (1967) Gemiciler, Uğursuz Baskın şiirleri başarı sağlamıştır.
Han Duvarları (Seçme Şiirler, 1969) Aşka yer vermekle birlikte daha çok milli duyguları ve
tarihi kahramanlıkları anlatan şiirler yazdı; Çanakkale
OYUN: (çoğu manzumdur) Canavar (1925) Özyurt Şehitliğinde, Tuna Kıyısında, Süvariler, Gemiciler,
(1932) Akın (1932) Kahraman (1933) Venedikli Korsan Kızı en tanınmış olanlarıdır. Dini-
tasavvufi şiirlerini Varidat-ı Süleyman adı altında
Yayla Kartalı (1945) Vazife
toplamıştır. Aynı şiirde birkaç hece kalıbını kullanır
ROMAN: Yıldız Yağmuru (1936) Ayşe’nin Doktoru