You are on page 1of 8

Masumiyet Kavramı

25 Nisan 2016

Al-i Muhammedin Kaimi


Abdullah Haşim Eba Sadık
(aleyhisselam)

İkinci Mehdi ve Ahmedi Barış ve Nur Dini’nin Lideri

Daha fazla bilgi, diğer hutbeler ve kitaplar için lütfen


https://theahmadireligion.org/ adresindeki web sitemizi ziyaret edin.
Kovulmuş Şeytandan Allah’a sığınırım,
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla,
Allah’ım, Muhammed ve Al-i Muhammed’e, İmamlara ve
Mehdilere salât ve selâm eyle.
Hepinize selam olsun. Bugün inşallah size bir konu hakkında konuşmak
istiyorum. Bu önemli bir konudur. Arapça konuşacağım, sonra İngilizce
konuşacağım, böylece Arapça bilenler de, İngilizce konuşanlar da beni
anlasın. Bugün masumiyet konusunu açıp bundan bahsetmek ve İmam
Ahmed El-Hasan'ın (aleyhisselam) masumiyet kavramı hakkında bize
öğrettiklerinden bahsetmek istedim. Bugün sizinle masumiyet ve masumiyetin
anlamı hakkında konuşmak istiyorum.
Masumiyet temelde iki kısma ayrılır. Zâtî masumiyet ve kazanılmış masumiyet
vardır. Her birinin tanımına bakarlım, hangisinin ve kimin hangi kategoriye
girdiğini görelim. İlk önce zati masumiyetten başlayalım.
Zati masumiyet, tanım gereği, bu kategoriye giren kişinin doğası gereği masum
olduğu ve doğduğu günden öldüğü güne kadar masum olduğu anlamına gelir.
Bu kişi, yaşamı boyunca herhangi bir hata veya günah işlemez. Ve sadece 14
kişi bu kategoriye dahildir. Ve onlar Hz. Muhammed (ona ve ailesine selam olsun)
ve Fatıma'tüz Zehra (aleyhisselam) ve Ehlibeyt'ten (aleyhisselam) olan
Müminlerin Emiri Ali bin Ebu Talib ile başlayan ve İmam Mehdi (aleyhisselam)
ile biten 12 İmamdır. Bu 14 isim, bu 14 şahsiyet, zati ve doğası gereği masum
olanlardır.
Tarih onların tek bir hatasını bulamaz. Tarih onların tek bir günahını bulamaz.
Tarih, bu kişiler için hiçbir zaman herhangi bir günah veya herhangi bir hata
kaydetmemiştir. Aksini iddia eden de bunu ispatlamak zorundadır. Ve elbette
bu, Şiilerin ve Merceiyet takipçilerinin 14 masum hakkında sahip oldukları
normal inançtır, hepsi buna inanıyor. Ayrıca Ehl-i Sünnet, Hz. Muhammed'in
(ona ve ailesine selam olsun) doğduğu günden öldüğü güne kadar masum
olduğuna inanır. Bu neden böyledir?

2
Allah, Muhammed ve Al-i Muhammed'den (onlara selam olsun) başkasını
yaratmamıştır. Onlar Rabbin mükemmel suretleridir. Allah onları kendi
suretinde yarattı. Ve bununla kastettiğim, Muhammed, Fatıma, Ali, Hasan ve
Hüseyin'dir (onlara selam olsun). Allah onları mükemmel surette yarattı ve
yaratılışın geri kalanını da onlar yarattı. Evet, her şeyi Allah yaratır ve herkesi
Allah yarattı, çünkü insanlara yaratma kabiliyeti veren O'dur. Ama Allah
doğrudan bir yaratıcı olarak, sadece o saf ruhları yarattı. Ve bu saf ruhlar diğer
ruhları yarattı. Ve bu ruhlar başka ruhlar yarattı. Ve bu şekilde devam etti.
Masumiyetin diğer ve ikinci türü olan kazanılmış masumiyete gelince, 14
masum dışında bütün peygamberler ve salihler bu kategoriye girer. Yani
onların masumiyeti kazanılmış masumiyetti. Muhammed (ona ve ailesine selam
olsun) dışında her nebi ve resul hata yapmıştır. O (ona ve ailesine selam olsun)
peygamber olduğunu bilmeden önce de hata yapmamıştır, peygamber
olduğunu öğrendikten sonra da hata yapmamıştır.
Kazanılan masumiyet, bireyin masum olarak doğmadığı ve kendiliğinden
masum olmadığı anlamına gelir; daha ziyade, samimiyeti ve Allah'a bağlılığıyla
belirli bir masumiyet derecesine ulaşmış olur. Kazanılan masumiyet, zati
masumiyetten daha azdır, çünkü doğası gereği masum olmayan kişi, kesinlikle
geçmişinde bazı hatalar veya günahlar yapmıştır.
Bu konu Kur'an-ı Kerim'de birçok farklı yerde çok açık bir şekilde
anlatılmaktadır. Ve ispat için tek bir örnek yeterli olsa da, Kur'an-ı Kerim'den
birçok farklı örneğe bakalım.
Örnek 1: Adem (aleyhisselam)
Âdem (aleyhisselam) bir Peygamberdi, ilk Peygamberdi ve her ne kadar
peygamber ve masum olsa da büyük bir hata işledi çünkü fıtri olarak masum
değildi, zati masum değildi. Aksine o, kendisini Allah'a adayarak belirli bir
zaman noktasında masumiyet kazandı.
Adem (aleyhisselam)'ın yaptığı bu hata, Allah Adem'e ağaçtan yememesini
emrettiği zaman oldu. Her şeyin Yaratıcısı, Adem'den ağaca yaklaşmamasını,
ağaçtan yememesini istedi, Adem Allah'a isyan etti, Allah'ın doğrudan emrine

3
karşı geldi, ağaçtan yedi ve İblis'e (Allah ona lânet etsin) itaat etti. İblis ona
vesvese verdi ve dedi ki:
{Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik
ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” Bunun üzerine onlar
(Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri
kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar.
Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı. Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini
kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi.} (Taha Suresi, 120-122)
O halde Peygamberlerden bazılarının hata yaptığı konusunda bir tartışma
yoktur. Bu, gayet açıktır. Allah onların hatalarından bahsetti. Bu da
örneklerden biriydi, Adem (aleyhisselam).
Örnek 2: Nuh (aleyhisselam)
Allah ona vadetti ki, tüm salih insanlar kurtulacak ve onunla birlikte
Yeryüzüne varis olacaklar. Bu, Allah’ın Nuh’a (aleyhisselam) vaadiydi ve o, bu
vaade iman etti ve 950 sene onu tebliğ etti. Nuh, Ulül-Azim (En Azimli
Peygamberler) Peygamberlerinden olmasına ve Ulül-Azim’in, peygamberlerin
en büyüğü olmasına rağmen, ikinci kez Allah’ın hükmüne şüphe etti ve
Allah’ı, ona verdiği vaadi yerine getirmemekle itham etti. Kur’an’da şöyle
geçiyor:
[Nuh Rabbine seslendi: 'Rabbim! Oğlum benim ailemdendi. Doğrusu Senin
vaadin haktır. Sen hükmedenlerin en iyi hükmede-nisin' dedi. Allah buyurdu
ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir.
O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden
olmamanı tavsiye ederim. Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında
bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve
esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!] (Hud Suresi 45-47)
Nuh, Allah'tan diler ve O'na söyler ki; eğer sana karşı yaptığım bu günahı,
Sana karşı yaptığım bu hatayı benim için bağışlamazsan, o zaman ziyana
uğrayanlardan olurum. Ve işte Kur'an-ı Kerim'den, Peygamberlerin ve hatta
Nuh (aleyhisselam) gibi Ulül-Azim peygamberinin zati masumiyete sahip
olmadığının ikinci örneği.

4
Örnek 3: Musa (aleyhisselam)
Musa Kur’an’da büyük bir hataya düşüyor ve sonra apaçık tevbe ediyor. O,
Allah ile görüşmeye gittiğinde, Ulül-Azim peygamberi olmasına rağmen,
Allah'a 'Seni görmek istiyorum' dedi. Ulül-Azim peygamberi olmasına
rağmen, şu anda bahsetmeyeceğimiz büyük bir hata [..] yaptı. Ama mesele o
yere ulaştı ki, buluşma zamanı gelip de Rab onunla konuşunca Musa
(aleyhisselam) Rabbine dedi ki, Rabbim, Sana bakmama izin ver, Seni göreyim.
[Musa, tayin ettiğimiz zamanda gelince, Rabbi onunla konuştu. Musa dedi ki:
“Ey Rabbim, Kendini bana göster, seni göreyim” (Rabbi): «Sen beni asla
göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni
göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa
da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana
tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.] (Araf Suresi 143)
Örnek 4: Yusuf (aleyhisselam)
Yusuf dördüncü örnektir. Yusuf birçok hata yapmıştı. Ve işte Yusuf'un
Kuran-ı Kerim'deki birkaç hatası. Yusuf'un Züleyha hakkında düşünceleri
vardı ve onun da Yusuf hakkında düşünceleri vardı ve bu elbette Yusuf'un
kendisinin de itiraf ettiği yanlış bir eylem ve yanlış bir davranıştı. Kurani
Kerimde buyuruluyor:
[Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi
o da kadına meyletmişti. İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan
uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik). Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı.]
(Yusuf Suresi 24)
ve Yusuf dedi ki,
[Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefs, Rabbimin merhameti olmadıkça,
kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim bağışlayan-dır, merhamet edendir.]
(Yusuf Suresi 53)
Yusuf ayrıca, doğrudan Yaradan'dan yardım istemek yerine, Allah'ın yarattığı
bir insandan yardım istemekle de hata yapmıştı. Ve Kur'an-ı Kerim'de bundan
bahseder:

5
[İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: 'Efendinin yanında beni an'
dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unuttur-du ve Yusuf bu yüzden
daha birkaç yıl hapiste kaldı.] (Yusuf Suresi 42)
İmam Ahmed El-Hasan (aleyhisselam) geçenlerde bu hikaye hakkında yorum
yaptı. O (aleyhisselam) dedi ki, Allah başlangıçta Yusuf'un 3 yıl zindanda
kalmasını takdir etmişti, ancak Yusuf bu hatasından sonra 4 yıl daha zindanda
kaldı.
Örnek 5: Yunus (aleyhisselam)
[Zünnûn’u da hatırla. Hani öfkelenerek (halkından ayrılıp) gitmişti de
kendisini asla sıkıştırmayacağımızı sanmıştı. Derken karanlıklar içinde,
“Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni eksikliklerden uzak tutarım. Ben
gerçekten (nefsine) zulmedenlerden oldum” diye dua etti.] (Enbiya Suresi 87)
Ve Yunus'un balinanın karnındaki hikayesi meşhur bir hikayedir ve Tevrat'ta,
İncil'de ve tüm kutsal metinlerde geçer. Yunus'un hatası çoğu insandan gizli
değildir ve Kur'an-ı Kerim'de de adı geçmektedir.
Ve böylece Kur'an'da Allah'ın 5 Elçisi'nin hata veya günah işlemiş olduğuna
dair 5 örneğiniz var. Ehl-i Beyt'in (onlara selam olsun) hadisleri de bundan çok
daha fazlasını zikretmektedir. Ve bu 5 örnek, Adem, Nuh, Musa, Yusuf ve
Yunus'tur, onlara selam olsun.
Peygamberlerin zati masum olduklarının, yani onların doğdukları günden
öldükleri güne kadar masum olduklarının delilinin aşağıdaki ayette olduğunu
söyleyenlere gelince, bu ayeti delil göstererek bu iddialarını ispat ederler:
[Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi: «Beşikteki bir çocukla nasıl
konuşuruz?» dediler. O dedi: «Haberiniz olsun ben Allah'ın kuluyum. O, bana
bir kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı.] (Meryem Suresi 29-30)
Bazı kimseler, İsa'nın (aleyhisselam) beşikten konuştuğu sırada meydana gelen
mucizeye işaret ederek, İsa'nın ve dolayısıyla tüm peygamberlerin doğuştan
itibaren ölünceye kadar zati masum olduklarını söylemektedirler. Bu, Elçiler
için zati masumiyetin bir kanıtı değildir. Çünkü İsa'nın (aleyhisselam)

6
konuşması, annesi Meryem'in suçsuzluğunu ilan etmek için tanıklık ederken
geldi.
Ve bu, Yusuf'un iffetine ve itham edildiği, Züleyha ile korkunç bir şey
yapmadığına tanıklık eden çocuğun saraydaki konuşmasının aynısıdır.
Yusuf'la birlikte sarayda bulunan o çocuk ne bir nebi ne de bir resul idi. Bu
nedenle insanlar, İsa'nın beşikteki konuşmasını, onun zati masumiyetinin bir
kanıtı olarak kullanamazlar. Bilakis, bu daha çok örneklerden bir örnekti. O
zaman için bir mucizeydi ve zati masumiyetin bir kanıtı değildi.
İşte, bunlar Kur’an-ı Kerim’den olan 5 örnektir.
İmam Ahmed El-Hasan (aleyhisselam) İncil'den yanlış yaptığı başka bir
Peygamberden başka bir örnek vermiştir. O, İsa'nın (aleyhisselam) yaşamı
boyunca birçok hata yaptığını söylemiştir. Bunlardan biri, çarmıha gerilmeye
dayanamaması, çarmıha gerilmek istememesi ve Allah'ın çarmıha gerilme
emrini kaldıramamasıdır. Ve bu İncil'de açıkça gösterilmiştir.
Bu, Benzer'in İsa'dan daha iyi olduğu anlamına gelmez. Aksine, İsa ve Ulül-
Azim, Benzer'den ve belki de diğerlerinden çok daha iyidir. Ve şimdi size
peygamberlerin sadece Kur'an'dan ve İncil'den olan hatalarını zikrettik.
Gerçekten sizden gizlenen daha büyüktür. Ve bütün övgüler Allah'a aittir.
Allahın salatı ve selamı Muhammed ve Al-i Muhammed’in, İmamların ve
Mehdilerin üzerine olsun.
Doğuştan masum olanlar büyük günahlar yapmaz, bu imkansızdır, fakat
sonradan masumiyet kazananlara gelince, bu mümkündür, ta ki onlar da
masumiyet kazanıncaya kadar. Ahmed El-Hasan (aleyhisselam) buyurdu ki,
bugün mevcut olan Ahmed El-Hasan’ın bu enkarnasyondaki masumiyeti,
kazanılmış masumiyettir. Ona nasıl masum olmayı öğreten onun babası İmam
Muhammed bin Hasan’dır (aleyhisselam). İmam Mehdi (aleyhisselam) onunla
konuştu ve onu, kardeşi İsa bin Meryem (aleyhisselam) ile birlikte disipline etti.
Ruhun her enkarnasyonda değişip değişmemesine gelince, değişmeyen ve
sabit kalan tek şey ruhtur. Evet, doğduğu devire, etkilere, bulunduğu ortama,
geleneklere ve ailesine vb. koşullara bağlı olarak o ruh için farklı imtihanlar ve

7
zorluklar vardır, fakat ruh aynı kalıyor. Bir bedende gelen bir ruh, yeryüzünde
birçok farklı zamanlarda enkarne ediyor.
Ahmed El-Hasan (aleyhisselam) bugün 14 masumdan biri olarak gelmemiştir,
yani Ahmed El-Hasan olarak, isim olarak. Fakat o, Musa El-Kazım
(aleyhisselam) ve Hüseyin (aleyhisselam) olarak 14 masumdandır ve o zamanlarda
onun masumiyeti zati masumiyetti.
Allahın selamı, rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun. Allahım, Muhammed
ve Al-i Muhammede, İmamlara ve Mehdilere salat eyle.

Daha fazla bilgi, diğer hutbeler ve kitaplar için lütfen


https://theahmadireligion.org/ adresindeki web sitemizi ziyaret edin.

You might also like