You are on page 1of 4

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ 2020-2021

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI “GENEL KAMU HUKUKU II” DERSİ FİNAL SINAVI

AÇIKLAMALAR: 1) Aşağıdaki ifadelerden hangileri doğru, hangileri yanlıştır? Verilen


ifadenin karşısında yer alan kutucuğa doğru için (D), yanlış için (Y) harfini yazınız. Her
doğru cevap (+2,5), her yanlış cevap (-2,5) puandır.

1 Avrupa Konseyi, 05.05.1949 tarihinde Londra’da imzaya açılan aralarında


Türkiye’nin de bulunduğu 10 devletin onaylamasıyla 03.08.1949 tarihinde
yürürlüğe giren Avrupa Konseyi Statüsü ile kurulmuştur.
2 İkinci kuşak haklar içinde yer alan mülkiyet hakkı Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin ilk halinde korunan haklardan değilken 1. Protokol ile Sözleşme
kapsamına dâhil edilmiştir.
3 Türkiye 4. Ek Protokol’ü imzalayıp, onaylamıştır; fakat onay belgesini Avrupa
Konseyine göndermemesi nedeniyle Türkiye açısında bu Protokol yürürlükte
değildir.
4 Uyuşmazlığa taraf devletle ilişkili yargıç, Dairenin doğal üyesidir.
5 Mahkeme kararlarının birinci sayfasında kararı veren daire değil, idari bir birim
olan Bölüm yazılmaktadır.
6 Büyük Daireye gönderilen davalarda, söz konusu uyuşmazlığa ilişkin karar
veren dairede yer alan herhangi bir yargıç Büyük Dairede bulunamaz.
7 AİHS’e taraf (A) devletinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini düşünen
Sözleşmeye taraf olmayan (B) devleti vatandaşı Bay (X), usulüne uygun olarak
AİHM’e başvurabilir.
8 AİHS’e taraf (A) devletinin siyasi sınırları içindeki bir bölge olan (C) bölgesi
Sözleşmeye taraf olan (B) devletinin etkin fiili kontrolü altındadır. Bu bölgede
yaşayan Bayan (Y), mülkiyet hakkı ihlal edildiği için yalnızca (B) devletine
karşı AİHM’e başvurusu kabul edilir.
9 AİHS’e taraf (A) devletinde meydana gelen olayda Bay (X) yaşamını yitirmiştir.
Olayın faili Bayan (Y) yine sözleşmeye taraf (B) devletine sığınmıştır. (B)
devletine karşı, Bay (X)’in yakınları ve (A) devletinin çabalarına rağmen -(B)
devleti etkin bir soruşturma yapmaktan kaçındığı için- yaşam hakkı ihlali
gerekçesi ile başvuruda bulunulabilir.
10 AİHS’e taraf (A) devleti, çıkan bir isyanı gerekçe göstererek uluslararası
ilişkilerini yürüttüğü (B) ülkesini işgal ve ilhak etmiştir. (A) devletinin
görevlendirdiği General (X) hem asayişten hem de isyancıların bulunmasından
ve kendi oluşturduğu askeri mahkemelerde yargılanmasından sorumludur. AİHS
md. 56 çerçevesinde (A) devleti, (B) ülkesi hakkında hiçbir zaman herhangi bir
bildirimde bulunmamıştır. General (X)’in kurduğu askeri mahkemelerde
yargılanan (B) devleti vatandaşı Bay (Y), (A) devletine karşı, (A) devleti (B)
ülkesi hakkında ülkesel bildirimde bulunmadığı için uğradığını düşündüğü
herhangi bir hak ihlali sebebiyle başvuramaz.
11 AİHS’e taraf (A) devletinde bir iş kolunda çalışan kişiler için kanun gereği
zorunlu ikamet bölgesi belirlenmiştir. Bu kişiler haklarını korumak amacıyla bir
sendika kurmuşlar ve kamusal hayatta taleplerini kolektif bir biçimde sendika
aracılığı ile savunmaktadırlar. Zorunlu ikamete dair düzenlemenin AİHS’e
aykırı olduğu iddiası ile sendika bu kişiler adına AİHM’e dava açabilir.
12 AİHS’e taraf (A) devleti vatandaşı olan Bayan (Y), yine sözleşmeci olan (B)
devletine karşı AİHS’te belirtilen haklarından birinin ihlal edildiği gerekçesi ile
AİHM’e başvurmuştur. Başvurduktan 6 hafta sonra (A) devleti vatandaşlığından
çıkarak sözleşmeye taraf (C) devleti vatandaşlığına geçen Bayan (Y)’nin
davasına (C) devleti üçüncü taraf sıfatı ile katılamaz.
13 AİHM göz ardı edilmesi mümkün olmayan ve büyük toplumsal kitleleri
etkileyen insan hakları ihlalleri karşısında re’sen harekete geçebilir.
14 AİHS’e taraf (A) ülkesinin (C) ili belediyesi seçimlerini son genel seçim ile
muhalefet konumuna yerleşen (B) partisinin adayı kazanmıştır. Seçim ertesi (C)
ili belediyesine ait araziler merkez yönetim eliyle iktidar partisinin yıldırma
politikası olarak özel kişilere ve vakıflara devredilmeye, iktidar partisine ait
belediyeler ile (C) ili belediyesi merkez yönetim tarafından farklı uygulamalara
maruz bırakılmaya başlanmıştır. (B) partisi kendi adayının seçilmesi sebebi ile
ayrımcılık yasağı ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile konuyu
AİHM’e taşıyabilir.
15 AİHS’te bahsi geçen bir hak Sözleşmeye taraf bir ülkenin iç hukukunda daha
geniş bir biçimde düzenlenmişse Mahkeme önüne gelen başvuruda artık AİHS’i
değil hakkın iç hukukta belirlendiği şekli göz önüne alır.
16 Sözleşmeye ek bir protokol, imzalandıktan sonra imzacı devlet tarafından
onaylanmasıyla birlikte yürürlüğe girdiğinden, AİHM, ilgili protokolde yer alan
hak ve özgürlüklerin korunmasında protokole taraf devlet açısından konu
yönünden yetkili kılınmış olur.
17 Devletler, ileride kanunlaştırmak istedikleri bir yasanın Sözleşme ve
Protokollerde yer alan belirli bir hükümle bağdaşmadığını düşünüyorlarsa,
Sözleşme ve Protokollerin ilgili hükmü hakkında genel olmayan nitelikte bir
çekince koyabilirler.
18 Sözleşmeci taraflar her tehlike anında değil, sadece ülkenin tümünde ortaya
çıkan bir tehlike varsa Sözleşme yükümlülüklerine aykırı tedbirler alabilir.
19 Uluslararası hukukta kabul edilen anlaşmaların geriye yürümezliği ilkesi
gereğince, Sözleşme ve Protokollerin, herhangi bir taraf devlet bakımından,
yürürlüğe girdiği tarihten önce ortaya çıkmış bir olaya uygulanması mümkün
değildir.
20 Geçerli bir fesih işlemiyle birlikte feshi gerçekleştiren ilgili devletin
Sözleşme’den doğan tüm yükümlülükleri kesin olarak kalkmış olur.

21 Mahkeme’ye kural olarak uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen


ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra başvuruda
bulunulabilir. 1 Temmuz 2021 itibariyle iç hukuk yollarını kesin olarak tüketen
başvurucu, 6 ay içinde AİHM’e başvurmalıdır.
22 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yerleşik içtihadına göre bir usul hatası
nedeniyle itiraz iç hukukta kabul edilmediyse iç hukuk yolları tüketilmiş
sayılmaz.
23 Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, kanun yararına bozma yoluna
başvurma yetkisi Adalet Bakanı’nın istemini gerektirmektedir. Bu nedenle
kanun yararına bozma Mahkemeye başvurabilmek için tüketilmesi gereken bir
yol değildir. Bu husus tüketilmesi gereken iç hukuk yollarının etkililiği
bağlamında değerlendirilir.
24 Mahkeme’nin iç hukuk yollarının tüketilmesini aramadığı durumlardan biri,
Sözleşme ile çatışan açık bir ulusal yasa hükmü nedeniyle başvurucunun dolaylı
mağdur sıfatıyla AİHM’e müracaat etmesidir.
25 AİHM, Taraf Devletlerin takdir marjını bireylerin şahsiyetlerine yönelik
hususlarda daha dar kabul ederken, devletlerin ulusal güvenlik veya genel ahlak
gibi Avrupa konsensüsünün sağlanamadığı konularda takdir marjının daha geniş
olduğunu kabul etmiştir.
26 Devamlı ihlal bir kanundan kaynaklanıyorsa kanun yürürlükte olduğu müddetçe
süre şartı aranmaksızın başvuru yapılabilecektir.
27 Sözleşme’nin 35. maddesi gereğince bir kabul edilebilirlik kriteri olarak aranan
olağan kanun yollarının tüketilmesi koşulu devletlerin egemenliğine saygı,
takdir marjı doktrini, orantılılık ve ikincillik ilkesi ile ilgilidir.
28 Sözleşme’nin 15. maddesinde düzenlenen olağanüstü hallerde dahi askıya
alınamayacak olan çekirdek haklar söz konusu olduğunda, Taraf Devletlere
takdir marjı tanınmamaktadır.
29 AİHM, sıklıkla başvurduğu lafzi yorum yönteminin temellendirilmesinde
Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 31. maddesine dayanmaktadır.

30 Mahkeme verdiği pilot kararlarda, tespit ettiği yapısal veya sistemik sorunun ya
da aksaklığın niteliğinin yanı sıra davalı devletin ulusal düzeyde alması gereken
düzeltici önlemleri ve bu önlemlerin alınması için belirlenen süreyi belirtmektir.
31 Sözleşmeci Devletler, iç hukuk düzenlemelerinde bir kavrama yüklenen anlamı
Sözleşme’nin ihlal edilmediği iddiasını desteklemek için kullanamaz.

32 AİHS’in 8, 9, 10 ve 11. maddelerinin sınırlandırılmasında kullanılan üçlü testin


aşamalarının kaynağı Mahkeme içtihatlarıdır.
33 Mahkeme’nin üç aşamalı test incelemesi sonucunda bir ihlal kararı verebilmesi
için testin her aşamasında sorulan soruya negatif cevap verilmesi gereklidir.
34 Mahkeme, başvuranın talebi olmasa da insan haklarına saygı ilkesi gereği
başvuran lehine tazminata hükmedebilir.
35 (X) kişisi AİHS m. 8 kapsamında özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden
bahisle Mahkeme’ye başvuru yapmıştır. Ancak (X), Mahkeme tarafından
kendisine gönderilen mektuplara cevap vermemiş, Mahkeme ile tüm iletişimini
kesmiştir. Bu durumda Mahkeme, “kayıttan düşme kararı” verebilir.
36 AİHM kararlarının erga omnes etkisi yoktur.
37 Otonom kavramlar doktrinine göre hareket eden AİHM için Taraf Devletlerin
Sözleşme’de düzenlenen kavramlara atfettikleri anlamın hiçbir değeri yoktur.
38 Sözleşme’ye Taraf (A) Devleti ülkesinde yaşayan Bayan (X), sosyal medya
hesabı üzerinden devlet memuru olan Bay (Y)’nin zimmetine para geçirdiğini
iddia etmiş, bu iddiası nedeniyle hakaret suçundan para cezasına mahkum
edilmiştir. İç hukuk yollarının tamamını tüketen Bayan (X), adil yargılanma
hakkının ihlal edildiğini iddiasıyla AİHM’e başvurmuştur. Eğer Mahkeme
Bayan (X)’in suçsuz olduğunu tespit ederse Sözleşme’nin 6. maddesinin ihlaline
karar verebilir.
39 Sözleşme’ye Taraf olan (A) Devletinde meydana gelen darbe girişimi
sonrasında çok sayıda devlet memurunun görevine son verilmiştir. Aynı
zamanda Belçika vatandaşı olan Bay (X) de görevine son verilen kişilerden
biridir. Belçika’nın, Bay (X)’in özel hayatına saygı hakkının ihlal edildiği
iddiasıyla AİHM’e başvuru yapması durumunda iç hukuk yollarını tüketmesi
şartı aranmaz.
40 Sözleşmeci Devlet (B) ülkesinde, meydana gelen darbe girişimi sonrasında
binlerce kişinin devlet memurluğu görevi sonlandırılmıştır. Söz konusu kişiler iç
hukuk yollarını tükettikten sonra şikayetlerini Mahkeme’ye taşımıştır. Mahkeme
sistematik bir problemden kaynaklandığını düşündüğü başvuruların çözümü için
pilot karar usulüne başvurmuş ve (B) Devleti’nin mevzuattan kaynaklanan bu
sorunu 12 ay içinde çözmesi için süre vermiştir. Mahkeme’nin yakın tarihli
içtihatlarına göre (B) Devleti’nin pilot karara uymaması durumunda yapılan her
bir başvuru ayrıca incelenecek ve ihlal kararı verilecektir.

You might also like