You are on page 1of 3

İktisadî Terimler ve Önemli Kelimeler Compound interest: Bileşik faiz

Absolute: Mutlak Comprehension: Anlama, Kavrayış


Ad Valorem: Değer Üzerinden Consensus: Fikir Birliği, Uzlaşı
Adjustment: Düzenleme Constant: Sabit
Advance Payment: Avans Consumer : Tüketici
Aggregate Demand: Toplam Talep Controversy: Çekişme, Anlaşmazlık
Aggregate Supply: Toplam Arz Customer (client): Müşteri
Agreement: Anlaşma Debate: Tartışma
Alternative Cost: Alternatif maliyet Debt: Borç
Appreciation: Takdir etmek, beğenmek Deficit: Açık, eksiklik
Appropriate: Uygun Deliberate dishonesty: Kasıtlı Sahtekârlık, Yalancılık
Arrangement: Düzenleme Delivery: Teslimat, gönderi
Ask price: Satıcının bir hisse senedi veya döviz için Demand: Talep
satmaya razı olduğu en düşük bedel Despite: Rağmen
Asset: Aktif Determined: Belirlenmiş, Belirli
Assets: Mal varlığı Discount: İndirim
Assignment: Ödev Disequilibrium: Dengesizlik
at first glimpse: İlk Bakışta Dismissal (to fire): Kovma, İşten Çıkarma
ATM (Automated Teller Machine): Para çekme Duplication: Tekrar Yayım, Kopya Etme
makinesi Econometrics: Ekonometri
Auction: Açık arttırma, müzayede Economics: Ekonomi Bilimi, İktisat
Audit: Denetim Economist: İktisatçı
Authority: Otorite Economy: (Bir ülkenin durumundan bahsederken)
Average: Ortalama Ekonomi
Aware of: Farkında Efficiency: Etkinlik
Balance of Payments: Ödemeler dengesi Employee: Çalışan
Bankruptcy: İflas Employer: İşveren
Barter: Takas Entrepreneur: Girişimci
Bid price: Alıcının bir hisse senedi veya döviz için Equal: Eşit
ödemeye razı olduğu en yüksek bedel Equality: Eşitlik
Bill of Lading: Konşimento Equilibrium: Denge
Bill: Fiş, Fatura Even though: Buna rağmen, hatta, … halde
Black Economy: Yer altı ekonomisi Exchange rate: Döviz kuru
Black Market: Kara borsa Expense (expenditure): Harcama
Bookkeeper (accounts clerk): Muhasebe sorumlusu Export: İhracat
Brain drain: Beyin Göçü Factors of Production: Üretim Faktörleri
Branch: Şube 1-Nature: Doğa(l kaynaklar), toprak
Break-even Point: Başabaş Noktası, Kâra (veya 2-Capital: Sermaye
zarara) Geçme Noktası 3-Labor: İşgücü (emek)
Budget: Bütçe 4- Entrepreneurship: Girişimcilik
Business Cycle: İş Döngüsü Falsification: Çarpıtma
Buyer: Alıcı Firm: Firma
Capacity: Kapasite Fiscal policy: Maliye politikası
Capital Goods: Sermaye Malları Fixed Cost: Sabit Maliyet
Capital: Sermaye Fluctuation: Dalgalanma
Cash: Nakit Force: Güç
Ceteris Paribus: Diğer Şeyler Sabitken (Latince Foreign Trade: Dış Ticaret
ifadeye örnek) Foundation: Temel, Kurum
Commerce: Ticaret Free Goods: Serbest Mallar
Commercial Goods: Ticari Mallar (Ekonomik Mallar) Freight: Navlun (Taşıma bedeli)
Committee: Komite GDP (Gross Domestic Product): Gayrisafi Yurtiçi
Commodity: Mal Hasıla
Company: Şirket GNP (Gross National Product): Gayrisafi Milli Hasıla
Comparative advantage: Karşılaştırmalı (mukayeseli) Goal: Hedef
üstünlük Government: Hükümet, Devlet

Sayfa 1 / 3
Graph: Grafik Producer: Üretici
Homo Homini Lupus Est: İnsan İnsanın Kurdudur Product: Ürün
(Latince ifadeye örnek) Production: Üretim
IBAN (International Bank Account Number): Profit Margin: Kâr Marjı
Uluslararası Banka Hesap Numarası Profit: Kâr
Immediately: Hızlıca, acilen Prosperity: Refah
Import: İthalat Purchase: Satın alma
Improvement: Geliştirme, Gelişme Quantity: Miktar
Income: Gelir Quotation: Fiyatlandırma, fiyat teklifi
Index: Endeks Range: Alan, menzil
Inequality: Eşitsizlik Receivable: Alacak
Inferior Goods: Düşük Mallar Reduce: Azal(t)ma
Inflation: Enflasyon Referee: Hakem
Inquiry: Fiyat teklif talebi Reference: Kaynak, referans
Insurance: Sigorta Remains: Kalan, artık(lar)
Interest rate: Fazi oranı Representative: Temsilci
Intersection: Kesişim Request: İsteme, talep, rica
Issue: Konu, Sorun Retailer: Parakendeci
Labor-intensive: Emek-yoğun Revenue: Hasılat
Laissez Faire Laissez Passer: Bırakınız Yapsınlar, Salary: Aylık ücret, maaş
Bırakınız Geçsinler (Fransızca ifadeye örnek) Sales: Satışlar
Letter of credit: Akreditif Salvation: Kurtulma
Liberty: Özgürlük Scarce Recources: Kıt Kaynaklar
Loss: Zarar Scarce: Kıt
Lost: Kayıp Scarcity Law: Kıtlık Kanunu
Maintenance: Bakım, koruma, sürdürme Scarcity: Kıtlık
Manufacturer: İmalatçı Science: Bilim
Marginal Cost: Marjinal Maliyet Scientific Ethics: Bilim Etiği
Marginal Product: Marjinal Ürün Scientific Fraud: Bilimsel Saptırma
Marginal Utility (m.benefit): Marjinal Fayda Scientific Misconduct: Bilimsel Yanıltma
Market Economy: Piyasa Ekonomisi Scientific Negligence: Bilimsel (konularda) ihmal,
Market: Piyasa, Pazar, market savsaklama
Minus: Eksi Scientific: Bilimsel
Misuse: Yanlış Kullanım Scientist: Bilim İnsanı
Nation: Ulus Seller: Satıcı
National Income: Ulusal (millî) Gelir Shareholder: Ortak, pay sahibi
Natural Resources: Doğal Kaynaklar Shortage: Açık, Kıtlık, Sıkıntı
Negotiations: Görüşmeler, pazarlık süreci Slice: Dilim
Objective: Amaç Slicing: Dilimleme
Offer: Teklif Sloppy Research: Disiplinsiz Araştırma
Open Information: Açık Bilgi Source/Resource: Kaynak
Opportunity Cost: Fırsat maliyeti Stagflation: Durgunluk içinde enflasyon
Order: Emir, sipariş Stagnation: Durgunluk
Overall: Tüm, kapsamlı State (government) Intervention: Devlet Müdahalesi
Payment: Ödeme Steady: Sabit
Per capita income: Kişi Başına Gelir Stock exchange: Borsa
Perfect Competition: Tam Rekabet Strike: Grev, vuruş
Piracy: Korsanlık Subcontractor: Taşeron
Pirate: Korsan Sunk: Batık, iflas etmiş, mahvolmuş
Plagiarism: İntihal, Aşırma Supply Chain: Tedarik zinciri
PPI (Purchasing Power Index): Satın Alma Gücü Supply Services (Procurement Services): Tedarik
Endeksi Hizmetleri
Price Ceiling: Fiyat Tavanı Supply: Arz
Price: Fiyat Surplus: Fazla, artık
Primary: Birincil Tariff: (Gümrük) Tarifesi

Sayfa 2 / 3
Taxable: Vergilendirilebilir
Theory: Teori
Thought: Düşünce
Threat: Tehdit
Throughout: Boyunca, tamamıyla
to Accompany: Eşlik Etmek
to Add: Eklemek
to Borrow: Ödünç Almak
to Buy: Almak
to divide: Bölmek (aritmetikte)
to exchange: Mübadele (değiş tokuş) etmek
to fix: Sabitlemek
to Fluctuate: Dalgalanmak
to Hire: Kiralamak
to Lose: Kaybetmek
to Misunderstand: Yanlış Anlamak
to Multiply: Çarpmak (aritmetikte)
to Occur: Oluşmak
to Overcome: Üstesinden gelmek
to Produce: Üretmek
to Provide: Sağlamak
to Sell: Satmak
to Shift: Kaymak
to Sign: İmzalamak
to Sink: Batmak
to Subtract: Çıkarmak (aritmetikte)
Topic: Gündem, Konu Başlığı
Trade union (labour union): Sendika
Trade: Ticaret
Trade-off: Bir şeyi elde etmek için başka bir şeyden
vazgeçme.
Trader: Tüccar
Various: Çeşitli
Wages: Ücretler
Wealth of Nations: (Ulusların Zenginliği) Adam Smith
tarafından yazılan ilk bilimsel iktisat kitabı (kısa adı)
Wealth: Varlık, Zenginlik
Welfare: Refah
Wholesaler: Toptancı

Sayfa 3 / 3

You might also like