You are on page 1of 6

KULLANILABİLİR KİŞİSEL GELİR Kişisel gelirin: Kullanılabilir (Harcanabilir) Gelir =

Kişisel Gelir – Gelir Nominal GSYİH= Ülke sınırları içinde üretilenlerin tümünün
değeri.

• Net Yurtiçi Hasıla = Nominal GSYİH – Yıpranma Payı

• Yurtiçi Gelir = Emek Gelirleri + Sermaye Gelirleri + Doğal Kaynakların Gelirleri


+ Müteşebbislerin Gelirleri. Daha açık bir ifadeyle, Yurtiçi Gelir = Ücret ve
Maaşlar + Faiz Gelirleri + Kira Gelirleri + Şirket, Girişim ve Serbest Meslek
Gelirleri Yurtiçi Gelir = Ücret + Faiz + Rant + Kâr

• Yurtiçi Harcamalar = Hanehalklarının harcamaları + Firmaların Harcamaları +


Kamunun Harcamaları + Yabancıların Yurtiçi Mallara Harcamaları – Yerli
birimlerin Yabancı mallara harcamaları. Kısaca, Yurtiçi Harcamalar = C + I + G + X
–M

• GSMH = GSYİH + Ülke vatandaşlarının diğer ülkelerde yapmış oldukları


üretimin değeri – Yabancıların ülke içinde yaptıkları üretimin değeri

• Safi Milli Hasıla = GSMH- Yıpranma Payı

• Milli gelir = Yurtiçi gelir + yerli faktörlerin yurtdışındaki faaliyetlerden elde


ettikleri gelir – Yabancıların yurtiçindeki üretimden elde ettikleri gelir

• Kişisel Gelir = Milli Gelir - Sosyal güvenlik ödemeleri ve emekli kesintileri –


Şirketlerin dağıtılmayan kârları - Kurumlar vergisi + Transfer harcamaları

• Kullanılabilir (Harcanabilir) Gelir = Kişisel Gelir – Gelir Vergisi

İKTİSADİ BÜYÜME (g) İktisadi büyüme ya da kısaca büyüme bir ülkede üretilen
mal ve hizmetlerin miktarının zaman içinde artmasıdır. Bu tanıma göre büyüme
üretilen mal ve hizmetlerin miktar olarak artmasıdır. Diğer bir deyişle, reel
GSYİH’nın zamanla artmasına iktisadi büyüme denir

. İktisadi büyüme yüzde olarak ölçülür ve aşağıdaki gibi ifade edilir: 𝐵ü𝑦ü𝑚𝑒 (𝑔)
= 𝑀𝑒𝑣𝑐𝑢𝑡 ü𝑟𝑒𝑡𝑖𝑚 − Ö𝑛𝑐𝑒𝑘𝑖 𝐷ö𝑛𝑒𝑚 Ü𝑟𝑒𝑡𝑖𝑚𝑖 Ö𝑛𝑐𝑒𝑘𝑖 𝐷ö𝑛𝑒𝑚 Ü𝑟𝑒𝑡𝑖𝑚𝑖

Ya da; (𝑔) = 𝑀𝑒𝑣𝑐𝑢𝑡 𝑟𝑒𝑒𝑙 𝐺𝑆𝑌İ𝐻 − Ö𝑛𝑐𝑒𝑘𝑖 𝐷ö𝑛𝑒𝑚 𝑟𝑒𝑒𝑙 𝐺𝑆𝑌İ𝐻 Ö𝑛𝑐𝑒𝑘𝑖 𝐷ö𝑛𝑒𝑚
𝑟𝑒𝑒𝑙 𝐺𝑆𝑌İ𝐻
Enflasyonun Hesaplanması

Bir ülkedeki enflasyon yüzde olarak hesaplanır. Enflasyonun genel formülü


aşağıdaki gibidir: π = 2.Dönem Fiyatları − 1.Dönem Fiyatları 1.Dönem Fiyatları

Fiyat Endeksi = Bir Sepetin Şimdiki Değeri Aynı Sepetin Temel Yıl Değeri x100

Enflasyon = İkinci Dönem Fiyat Endeksi − İlk Fiyat Endeksi İlk Fiyat Endeksi

Enflasyon Enflasyonun ortaya çıkmasının temel nedeni, toplam talebin toplam


arzı aşmasının sonucudur. Bu nedenle enflasyon talep fazlalığından ya da arz
eksikliğinden dolayı ortaya çıkabilir.

• Talep Kaynaklı Enflasyon, bir ekonomide –arza nispetle- toplam talepteki


fazlalıktan kaynaklanan enflasyondur. Toplam talepteki fazlalık, ülkedeki hane
halklarından, firmalardan, devletten kaynaklanabileceği gibi yabancıların
ülkenin mal ve hizmetlerine aşırı talebinden de kaynaklanabilir.

• Maliyet (Arz) Kaynaklı Enflasyon, toplam arzın toplam talebi karşılayamaması


durumunda ortaya çıkmaktadır. Toplam arzın yetersizliği ile ilgili en önemli
faktör üretim maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Enflasyon ekonomideki toplam
talebin toplam arzdan fazla olmasının sonucunda ortaya çıkar

İktisadi Dalgalanmalar: Büyüme, Enflasyon Ve yurtdışından satın alınan


girdilerin (petrol, elektrik, hammadde vb.) fiyatlarındaki yüksek artışlar yurt
içindeki üreticilerin maliyetlerinin yükselmesine neden olur.

enflasyon türleri

 Sürünen (Ilımlı) Enflasyon: %2, %6 gibi tek haneli enflasyon oranlarını ifade
eder. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki enflasyon oranları sürünen-düşük oranlıdır

.  Dörtnala (Aşırı) Enflasyon: %20, %70 gibi çift haneli enflasyon oranlarını ifade
etmektedir. Türkiye, özellikle 1980’lerden sonra çift haneli enflasyon
rakamlarıyla (aşırı enflasyonla) tanışmıştır.

 Hiper Enflasyon: Burada enflasyon aylık %50 ve üzeri değerdedir. Fiyat artışı o
kadar hızlıdır ki mal ve hizmetlerin fiyatları her gün değişebilir.
• Tüketim üzerindeki Etkiler. Tüketiciler açısından enflasyon, satın aldıkları mal
ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli artması anlamına gelir. Bu durumda özellikle
geliri sabit olan ücretlilerin, maaş alanların ve diğer sabit gelirlilerin alım güçleri
azalır.

• Tasarruflar ve Yatırımlar üzerindeki Etkiler. Enflasyonun ılımlı olduğu


dönemlerde yatırımlar artırabilirler. Çünkü enflasyon durumunda fiyatlar sürekli
olarak artmaktadır

• Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkiler. ücretliler ve diğer sabit gelirli hanehalkları


gelirlerini enflasyona uyduramadıkları için yükselen fiyatlar karşılığında alım
güçleri azalacağından gittikçe fakirleşirler. Ellerinde tasarruf bulunduran
hanehalkları ise alım güçlerinin değerini koruyabilmek için yerli para yerine
dövize ve altına yönelebilirler

• Kamu Harcamaları ve Vergiler üzerindeki Etkiler. Devlet, enflasyondan


kazançlı çıkabileceği gibi zarar da görebilir. Eğer devlet gereğinden fazla para
basarak ülkedeki mal ve hizmetlerden satın almışsa borçlarını ödemişse
çalışanlarına ücret ve maaş ödemişse bu durum karşısında kazançlı olabilir

• Dış Ticaret üzerindeki Etkiler. Enflasyon durumunda ülke içindeki mal ve


hizmetlerin fiyatları artacağı için nominal döviz kuru aynı iken yurt içindeki mal
ve hizmetler yabancılar için eskisine göre daha pahalı hâle gelir

İktisadi Dalgalanmalar: Büyüme, Enflasyon Ve İşsizlik malları kullanmaya


yönlendirebilir. Bu durumda da ithalat artar. İhracat azalırken ithalatın artması
durumunda dış açık ortaya çıkacaktır.

 Geçici İşsizlik. Belli bir yaşa erişen ya da belli eğitimleri tamamlayan insanların
işgücüne yeni katılmaları söz konusudur. Bu kişiler işgücüne katıldıkları anda iş
bulamayıp işsiz durumundadırlar. Yine İşini kaybeden ya da değiştirmek isteyen
kişiler yeni işlerine yerleşene kadar işsizdir. İşte işgücüne yeni katılımdan ve iş
değiştirmeden dolayı insanların bir süre işsiz kalmaları geçici işsizlik olarak
adlandırılır.

 Mevsimlik İşsizlik. Bazı iktisadi faaliyetler sürekli olmayıp zaman bakımından


düzensizlik gösterirler. Bunun en tipik örneği tarımsal üretimdir.
 Yapısal İşsizlik. Yapısal işsizlik ekonomideki talep şartlarındaki değişimlerden
veya teknolojik değişimlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak talep
şartları ve teknoloji şartlarından ortaya çıkan işsizliğe yapısal işsizlik denir.

 Devrevi (Konjonktürel İşsizlik). Makro iktisatta üzerinde önemle durulan


işsizlik türü devrevi ya da konjonktürel işsizliktir. ülkenin üretimi yani reel
GSYİH’sı zaman içinde artış ve azalışlar gösterebilir. Reel GSYİH’daki azalmalar
üretimin azalması yanında işsiz sayısının da artması anlamına gelir. O hâlde
devrevi işsizlik, ekonomideki dalgalanmalar sonucunda ortaya çıkan işsizlik
olarak tanımlanabilir

İşsizliğin Sonuçları Bir ülkede işsizlik oranının yüksek olması iktisadi ve sosyal
birtakım sonuçlara yol açar.

 İşsizliğin en önemli sonucu, iş bulamayan kişilerin mutsuz olmaları ve refah


düzeylerinin düşmesidir. İşsizliğin yaygın ve sürekli olduğu durumlarda suç
oranının yükselmesi, özel mülkiyet düşmanlığı, toplumsal huzursuzlukların
artması gibi sosyal problemler ortaya çıkar.

 İşsizliğin olmadığı bir ülkedeki üretime Potansiyel GSYİH (Potansiyel üretim,


potansiyel çıktı) denir. Bir ülkenin o yıl gerçekleşen üretimine ise hatırlanacağı
gibi Reel GSYİH denilmektedir.

.  İşsizlik hükûmetlerin sosyal harcamalarının artmasına neden olur. İşsiz kalan


insanlara yapılacak karşılıksız yardımların artması bütçe için bir yük
oluşturmaktadır.

TOPLAM HARCAMA Reel GSYİH konusundan hatırlanacağı üzere GSYİH üretim,


harcama ve gelir olmak üzere üç yolla hesaplanmakta ve aynı değer elde
edilmektedir: Reel GSYİH = Üretim = Harcama = Gelir Burada analizde hangi
ilişki ön plana çıkarılmaya çalışılıyorsa o terim kullanılabilir. Bu nedenle zaman
zaman gelir yerine üretim ya da harcama denilmesi aslında bir şey değiştirmez.

Devlet ve Büyüme

Uzun dönem büyüme hızları kamu politikaları ile çok yakından ilgilidir Bazı
önemli politikalar şunlardır: - Tasarruf ve yatırımın teşvik edilmesi (K) - Eğitim ve
insan sermayesinin teşviki (H) - Mülkiyet hakları ve siyasi istikrar (A, F) - Yabancı
sermayenin cezbedilmesi (K, A) - Nüfus artışının denetlenmesi (L) - İhracata
yönelik büyüme (A) - Araştırma ve teknolojinin teşviki (A) - Fiyat istikrarı (hepsi)
4. Enflasyonun Maliyeti Enflasyon, belirsizliği artırarak bireylerin sağlıklı yatırım ve üretim kararları
almalarını engeller ve uzun vadeli plan yapmaktan kaçınmalarına sebep olur.

. Enflasyonun Maliyeti

Enflasyon, belirsizliği artırarak bireylerin sağlıklı yatırım ve üretim kararları almalarını engeller ve
uzun vadeli plan yapmaktan kaçınmalarına sebep olur. Yatırım sürecinde;

Belirsizlik Artar

Reel Faiz Artar

Maliyet Artar

Yatırımlar Ertelen

Yatırımlar (Döviz, Altın, Gayrimenkul Gibi) Verimsiz Alanlara Kayar

Paranın tanımı

Paranın en önemli işlevlerinden biri mal alışverişini kolaylaştırmasıdır. Öyleyse paranın en önemli
işlevlerinin başında değişim aracı olması gelmektedir. Buradan hareketle para, bir toplumda değişim
ve ödeme aracı olarak genel kabul gören nesne olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla herhangi bir
nesnenin para olabilmesi için belli başlı fonksiyonları yerine getirmesi gerekmektedir

Paranın fonksiyonları

Mübadele (değişim) aracı olmak:

Hesap Birimi (Değer Ölçüsü) olmak:

Değer Saklama (biriktirme) aracı olmak

Yasal Ödeme aracı olmak:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Tarihçesi

İlk Osmanlı parası ‘Akçe’ 1326 yılında, ilk altın sikke ‘Sultani’ ise 1477 yılında bastırıldı. 1843 yılında
‘Kaime’ adında ilk defa dolaşıma çıkarılan banknotlar ise Hazine bonosu yerine de kullanılabiliyordu.

3. TCMB’nin Temel Görev ve Yetki Konuları Türkiye ekonomisinde merkez bankacılığının tarihsel
gelişimi değerlendirildikten sonra TCMB’nin temel görev ve yetki alanına giren konular maddeler
şeklinde aşağıdaki gibi sıralanabilir. Görevler:

1) Hükümet ile birlikte TL’nin iç ve dış değerini korumak için gerekli önlemleri almak,

2) Bu amaç ile TL’nin yabancı paralar ve altın karşısındaki değerini belirlemeye yönelik olarak ilgili kur
rejimini belirlemek ve uygulamaya geçirmek,
3) Bankalar ve diğer mali kurumlar tarafından dikkate alınmak üzere zorunlu kanuni karşılık oranlarını
ve genel disponilite oranlarını belirlemek,

4) Reeskont ve avans işlemleri gerçekleştirmek,

5) Ülke altın ve döviz rezervlerini ülke çıkarlarını gözeterek hükümet ile aldığı ortaklaşa kararlar
çerçevesinde yönetmek,

6) Ekonomideki TL hacmini ve dolaşımını düzenlemek, piyasalardaki TL para arzını yönetmek için açık
piyasa işlemlerinde bulunmak,

7) Finansal piyasalarda istikrarı sağlamaya yönelik olarak bu piyasalardaki gelişmeleri yakından


izleyerek para ve döviz piyasalarında gerekli önlemleri almak, Bankalardaki mevduatın vade ve türleri
ile özel finans kurumlarındaki katılma hesaplarının vadelerini saptamak, bunların yürürlük zamanlarını
belirlemek.

Para politikası stratejisi ve enflasyon hedefi doğrultusunda uygulanabilecek para politikalarına ve


kullanılabilecek para politikası araçlarına ilişkin kararların alınması, Dolaşımdaki banknotların
değiştirilmesine, dolaşımdan kaldırılmasına ve yok edilmesine ilişkin konularda düzenleme yapılması
ve karar alınması, Açık piyasa işlemleri, döviz ve efektif işlemleri, reeskont ve avans işlemleri ile
reeskont ve avans faiz oranları, zorunlu karşılıklar ve genel disponibilite uygulamaları, ayrıca 4 Hayır
dernekleri ve amaçları hayır, sosyal ve eğitim işleri ile uğraşmak olan vakıflardaki görevler ve kar
amacı gütmeyen kooperatif ortaklıkları bu hükmün dışında kalmaktadır. 140 diğer para politikası
işlemleri ve araçları ile ülke altın ve döviz rezervlerinin yönetimi hakkında karar alınması ve bu
konularda gerekli düzenlemelerin yapılması, Bilgi istemeye, risk ve istatistik bilgileri toplamaya ilişkin
gerekli kararların alınması, Bankanın bütçesinin, yıllık faaliyet raporunun, bilanço, kar ve zarar
hesaplarının ve Genel Kurul gündeminin hazırlanması, Sermayenin arttırılmasına ve Esas Sözleşme’de
değişiklik yapılmasına ilişkin olarak Genel Kurul’a öneride bulunulması, TCMB Kanununda Para
Politikası Kurulu kararına bağlı konular dışında kalan, Başkanlık (Guvernörlük) tarafından incelenmek
için ve onaya sunulacak konular hakkında karar alınması ve düzenleme yapılması.

Merkez Bankası

 Kanuni para, para basma tekelini elinde tutan kamu kuruluşları olan Merkez Bankalarını
doğurmuştur.

 Kamu tekeli: para basmak dünyanın en karlı işidir.

 Cumhuriyet öncesinde, özel bir banka olan Osmanlı Bankası para basma tekeline sahipti.

 Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 1930 yılında kuruldu ve 1932’de açıldı.

 Federal Reserve Board 1913’te kurulmuştur; ondan önce parayı ABD Hazinesi basıyordu.

 Buna karşılık Bank of England, Banque de France geçmişleri18’inci yüzyıla giden kuruluşlardır.

 Merkez Bankaları para politikasını yapar, bankacılık sistemini denetler, döviz rezervini tutar

You might also like