You are on page 1of 11

MENAHEM BEGİN

Menahem Begin, 16 Ağustos 1913


tarihinde Brest, Beyaz Rusya’da
doğmuştur. Annesi bir haham ailesinden
geliyordu, babası da Yahudi cemaatinin
sekreteriydi. Menahem Begin 16
yaşındayken radikal bir Siyonist gençlik
hareketi olan Betar’a katıldı.

Varşova’da Varşova Üniversitesi’nde


hukuk eğitimi görürken bu örgütün
liderliğine yükseldi. 1935 yılında Polonya
Betar Örgütünün şefi olan Menahem Begin
1939 yılında yaklaşmakta olan Alman
birliklerinden kaçmak zorunda kaldı.
Annesi, babası ve erkek kardeşi Nasyonal
Sosyalist terörün kurbanı oldular; yalnız bir
kız kardeşi kurtulabildi. Menahem Begin,
1939’da Polonya’yı işgal eden Nazilerden
kaçtı. İkinci Dünya Savaşı sırasında
Litvanya’nın Vilna kentine gitti. Burada
Menahem Begin 1940’ta Polonya’ya giren
Sovyet Birliklerince tutuklandı. Bir
mahkeme tarafından “Emperyalizmin
ajanı” suçlamasıyla 8 yıl zorunlu çalışma
cezasına çarptırıldı, Sovyet yetkililerince
tutuklanıp Sibirya’ya gönderildi. 1941’de
serbest bırakılınca Polonyalı general
Wladyslaw Anders komutasındaki
birliklere yazıldı.
Menahem Begin Mayıs 1942’de Filistin’e
göç etti.

Menahem Begin Filistin’e geldikten sonra


İngiliz manda yönetimine karşı bir Yahudi
yeraltı örgütü olarak kurulan Irgun Zwai
Leumi’ye katıldı. 1943’ten sonra 10.000
kişilik gerilla birliğinin komutanlığını
üstlenen Begin, gerillaları sistematik bir
biçimde İngilizlere karşı terör
hareketlerine (öncelikle bombalı saldırılar)
yönlendirdi. Yalnızca İngiliz yetkililerine ve
silahlı Arap gruplarına karşı değil, ırgun’un
terör yöntemlerini kullanmayı reddeden
David Ben Gurion’un önderliğini yaptığı
yeraltı Yahudi ordusu Haganah’a karşı da
savaşım verdi. “1 Numaralı Terörist” olarak
gıyabi bir tutuklama emriyle aranan
Menahem Begin’in başına 2000 sterlinlik
bir ödül konuldu. İsrail bağımsızlığa
kavuştuktan sonra, Menahem Begin ancak
askerlerden gelen baskı üzerine örgütünü
resmî orduya katmayı kabul etti.

Irgun, Begin’in silahlanma çağrısına kulak


verdi ve bu savaşçılar İngilizleri ve Eretz
Yisroel’deki güçlü imparatorluğunun
sembollerini hedef alırken, ülkede bir
huzursuzluk dönemi başladı. Bu sabotaj
operasyonlarının en dikkate değer olanı,
1946’da Kudüs’teki King David otelinin
bombalanmasıydı. İngilizler, bu Yahudi
savaşçılara karşı sert bir politika
uygulamaya devam etti ve Begin öfkelendi.
Bu düşmanlıklar, Begin’in daha sonra
hayatının en zor kararı olarak
adlandıracağı bir olaya yol açtı. İngilizlerin
bir Irgun savaşçısını infaz etmesine yanıt
olarak Begin, yakalanan iki İngiliz çavuşun
infazını emretti. İngiltere şok oldu, ancak
Eretz İsrail’de bir daha asla başka bir
Yahudiyi infaz etmediler.

Irgun örgütü dağıldıktan sonra 1948


yılında, günümüz Likud partisinin temelini
oluşturan, İsrail’in antik çağlardaki
sınırlarına kadar yayılmasını amaçlayan sağ
görüşlü Herut (Özgürlük) partisini kurdu.
1949’daki ilk seçimlerde milletvekili seçildi
ve 3. Parti durumuna gelen Herut 18
sandalye kazandı.1948-1977 arasında,
Menahem Begin başkanlığındaki Herut
partisi, iktidardaki İşçi partisinin en büyük
muhalifi oldu.

Altı Gün Savaşından sonra 1967’de


sandalyesiz bakan olarak Ulusal Birlik
Hükümetine girdi. 1970 yılında Golda Meir
hükümetinde Kabine çoğunluğunun,
İsrail’in güvenli sınırlara çekilmesini
öngören (Roger Planı), ABD Dışişleri Bakanı
William Rogers’ın israil-Arap bunalımının
görüşmelerle çözülmesini öneren planını
kabul edince, hükümetten ve bu
görevinden istifa etti.
Menahem Begin için İsrail halkının vatanı,
Akdeniz’den Ürdün’e dek uzanan
topraklardı. Bu nedenle, Filistin
topraklarında bir Filistin devletinin
kurulmasına karşı çıktı; Şeria’nın batısında
Yahudi kolonileri oluşturulmasını savundu.
Aynı zamanda Güvenlik Konseyi’nin 1967
Kasım tarihli kararına da karşı çıktı.

Filistin’in İngiliz mandası altında olmasına


karşı Yahudi askeri direnişinde anahtar
rolü oynayan Menahem Begin,
başbakanlığı öncesindeki sekiz seçimde de
yenilgiye uğramasına rağmen 1977
seçimlerini kazanarak İşçi Partisinin 30
yıllık iktidarına da son verdi. Mayıs 1977
ayında bir ulusal birlik hükümeti kurdu.
Likud’un politikası, Filistin’in tüm arap
kesimlerine İsrail egemenliğini kabul
ettirme ve Filistinlilerin tanınmaması
düşüncesine dayanıyordu.

Temmuz 1977 ayında Washington’da ABD


Başkanı Jimmy Carter ile görüştü, Kasım
1977 ayında da Kudüs’te Enver Sedat’ı
kabul etti. Böylece, bir Arap devlet
başkanını kabul eden ilk İsrail yöneticisi
oldu.

26 Mart 1979 tarihinde, dışişleri bakanı


Moşe Dayan ve savunma bakanı Ezer
Weizman’ın yardımlarını da alarak, Mısır
devlet başkanı Enver Sedat ile İsrail-Mısır
Barış Antlaşmasını imzaladı. ABD başkanı
Jimmy Carter’ın da desteği ile gerçekleşen
bu antlaşmaya göre, İsrail Sina
Yarımadasını tümüyle Mısır’a bırakıyordu.
(Camp David anlaşmaları). Öte yandan
İsrail’in yasallığı da ilk defa bir Arap ülkesi
tarafından tanınmış oluyordu.

Bu antlaşmaya olan katkılarının


uluslararası arenada yarattığı pozitif
etkinin sonucu olarak Menahem Begin ve
Enver Sedat, 1978 yılında Nobel Barış
Ödülü’nü birlikte aldılar.

Menahem Begin, Araplara karşı öteden


beri izlediği ödünsüz ve meydan okuyucu
politikayı, Mısır’la anlaştıktan sonra da
sürdürdü. Nitekim, 1981’de bunu, Irak’ta
Tamuz nükleer santralını, Lübnan’da
Beyrut’un Filistinliler kesimini
bombalamak ve Suriye’ye ait Golan
bölgesinin ilhakını parlamentoya
onaylatmakla gösterdiği gibi, 1982’de
Lübnan’ın güneyini ve Beyrut’u işgal
ederek de ortaya koydu. Bu girişimleri
uluslararası tepkilere yol açtıysa da, onu
yolundan alıkoyamadı. BM kararlarına,
uluslararası tepkilere ve Arapların şiddetli
muhalefetine rağmen Batı Şeria’da Yahudi
yerleşme yerleri kurulacağını ilan ederek
uygulamaya başladı.

Haziran 1981 seçimlerinde yeniden


kazanarak başbakanlığa devam etti.
Kazandığı zaferi her şeyden önce doğu
kökenli gelenekçi Yahudilere borçlu olan
Menahem Begin, Batı Ürdün için
tasarladığı yerleşim planlarıyla ve
Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepelerini
ülkesine katarak çatışma dönemini
yeniden başlattı. 1982 yılında İsrail
Birliklerinin Lübnan’a girmesini emrederek
burada yerleşik Filistin Kurtuluş Örgütü
(FKÖ) Birliklerinin dağıtılmasını emretti.
Bir suikast sonucu öldürülen Lübnan
başbakanı Beşir Cemayel ile barış yapmayı
umuyordu ancak Washington’a yaptığı
resmi bir gezi sırasında Menachem Begin
Amerika Başkanı Ronald Reagan’ı ziyaret
ederken 14 Kasım 1982 tarihinde
İsrail’deki eşi Aliza Begin’in ölüm haberini
alınca tekrar politikadan uzaklaştı. 1983
Ağustos’unda politikadan çekildi ve
başbakanlık ofisini, eski dostu İzak Şamir’e
bıraktı.

Hayatının geri kalanını inzivada geçirdi,


sadece karısının anma törenlerinde veya
torunlarının düğünlerinde halkın arasında
bir an göründü.
Menahem Begin, 9 Mart 1992 tarihinde
Tel Aviv, İsrail’de 79 yaşında ölmüştür.
Sade bir törenle, devlet erkânının
gömüldüğü Hertzel Dağı yerine vasiyeti
gereğince Zeytin Dağı’nda toprağa verildi.

You might also like