You are on page 1of 2

Tardigratlar: Evrenin En Dayanıklı Canlıları

Araştırma Problemi: İnsanların uzayda yaşamlarını devam ettirebilmek için zorlayıcı koşullardan
korunamaması. Bu problemin çözümünde evrenin en dayanıklı canlıları olan tardigratlardan
yararlanılablir mi?
Özet: Tardigratlar, ekstrem çevre koşullarında hayatta kalabilmeleriyle bilinen mikroskobik
canlılardır. Sıcaklığa, basınca, radyasyona ve hatta uzaya dayanabilmeleri, onları evrenin en
dayanıklı canlıları olarak kabul ettirmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, aşırı iyonlaştırıcı
radyasyon seviyelerinde ve birçok zorlayıcı çevre koşullarında hayatta kaldıklarını göstermiştir. Bu
yazıda, tardigratların özellikleri, yaşam alanları ve dayanıklılığına katkıda bulunan faktörler
hakkında bilgi verilecektir. Ayrıca, tardigratların uzay araştırmaları ve biyoteknoloji gibi alanlarda
potansiyel uygulamaları da değerlendirilecektir.
Giriş:
Tardigratların Tanımı ve Sınıflandırılması: Su ayısı olarak adlandırılan ve mikroskobik omurgasız
hayvanlar olan “Tardigratlar” ilk kez 1773-1776 yılları arasında doğa bilimcileri tarafından
gözlemlenmiş ve farklı şekillerde tanımlamaları yapılmıştır. Bu yıllara kadar bağımsız olarak birçok
defa gözlemlenmiş olmalarına rağmen resmî olarak tardigratların keşfini ilk kez 1773 yılında
yayımlayan ve tardigratların tanımlamalarını yapan bilim insanı Alman Zoolog Johann August
Ephraim Goeze olmuştur. Goeze, bu minik canlıların görünüşü, bacaklarında bulunan pençeye benzer
tırnakları ve yavaş hareketleri nedeniyle onları ayıya benzeterek küçük su ayısı anlamına gelen
“Kleiner Wasser Ba’’ ismini vermiştir [1]. Bundan sonraki yıllarda ise tardigratlarla ilgili birçok
tanımlama kullanılmıştır. Pavia Üniversitesinde doğa tarihi profesörü olan Lazzaro Spallanzani’nin
tardigratlar hakkındaki tanımı ise şu şekilde olmuştur: “Onları her gördüğümde su yüzeyinde çarpık
bir şekilde hareket ediyorlardı. Onları bir yerden başka bir yere taşımak hayli güçtü. Hatta onlardan
biri birçok kez sırtüstü yatmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Sonraki gözlemlerimdeyse su
yüzeyinde adlandıramadığım bir şekilde sürüklenmeye başladılar. Ama sedimentin üzerine geldiğinde
yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Bir rotifer ile yan yana geldiğinde adeta su yüzeyinde sürünen
küçük bir kaplumbağa gibi görünüyordu.’’ demiştir. Lazzaro Spallanzani, 1776 yılında tardigratların
bu kaplumbağa benzeri hareketlerini tanımlamak için onlara yavaş adımlayan anlamına gelen “il
Tardigrado’’ adını vermiştir ve günümüze kadar Tardigrada filumu olarak adlandırılmışlardır [2].
Tardigratlar, Tardigrada şubesine aittir. Tardigrada, Ecdysozoa üstşubesine bağlı bir hayvan şubesidir.
[3]
Özellikleri:
Su ayılarının ortalama uzunluğu 0,1 ile 1 milimetre arasındadır. Vücutları her birinde pençeli bir çift
bacak olan dört gövde bölümünden ve bir baş bölümünden oluşur.
Su ayılarının aktif kalabilmesi için vücutlarının etrafında ince bir su tabakasının bulunması gerekir. Bu
nedenle karada yaşayan su ayıları genellikle nemli bölgelerde bulunur.
Su ayıları, yaşam koşullarının uygun olmadığı durumlarda kriptobiyoz olarak isimlendirilen ve
metabolizma faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiği pasif bir hâle geçer. Bu özellikleri
sayesinde çok yüksek irtifalarda, denizlerin derinliklerinde -253 °C gibi çok düşük sıcaklıklardan
+151 °C’ye kadar hayatta kalabilirler. Hatta bazı türler -272 °C gibi mutlak sıfıra çok yakın
sıcaklıklarda bile yaşamlarına devam etmektedir. Yapılan bazı çalışmalar bu canlıların 6.000 atm’lik
yüksek atmosfer basıncı, yüksek seviyelerdeki gama ve x ışımaları; H 2S (hidrojen sülfür),
OsO4 (osmiyum tetroksit), etanol ve metil bromür gibi kimyasallara karşı dahi son derece dayanıklı
olduklarını bizlere göstermiştir [1].
Tardigratların anüs veya kloak adı verilen bir açıklıkla sonlanan ön bağırsak, orta bağırsak ve arka
bağırsaktan oluşan tam bir sindirim sistemi bulunmaktadır. Özelleşmiş bir solunum ve dolaşım
sistemleri yoktur. Solunum kütikül yoluyla gerçekleştirilir ve vücut boşluğu solunum ve dolaşımda
görev yapan çok sayıda depolama hücresi içermektedir. Bu yolla verimli bir beslenme ve gaz alışverişi
sağlanmaktadır. Genellikle alg, bakteri, nematod ve rotifer gibi mikroorganizmalarla beslenen
tardigratlar aldıkları besinleri yanak bezlerinde erittikten sonra atık maddeler kütikül ve boşaltım
bezleri yardımıyla vücuttan uzaklaştırır. Tardigratlarda kas sistemi gelişmiş olup enlemesine ve
uzunlamasına kaslardan oluşmaktadır. Özellikle enine kaslar bacaklardaki hareketlerden sorumludur.
Sinir sistemi ventral bir sinir sistemi üzerinde dorsal 3 loblu ve somatik olmayan bağlarla birbirine
bağlı dört gövde gangliyonundan oluşmaktadır. Tardigratlarda üreme denizel ve yarı karasal türlerde
farklılık göstermektedir. Deniz tardigratları neredeyse her zaman biseksüel olup hermafrodit türler çok
nadirdir ve partenogenez görülmez. Karasal türler de eşit sayıda erkek ve dişi birey gözlemlenirken
yarı karasal türler tek eşeylidir yani sadece partenogenezle üreyen dişilerden oluşur.
Günümüz biyoçeşitlilik çalışmaları ile birlikte bilinen tür sayısında artış olsa da henüz mevcut tür
sayısı tam olarak bilinmemektedir. Dünya üzerinde oldukça geniş yayılım gösteren tardigratların en
yaygın olduğu habitatlar liken, kara yosunları ve yaprak döküntüleridir. Bunlar dışında dağılımları
için herhangi bir sınırlama olmayan tardigratların ekvatordan kutuplara; çöllerden denizlere hatta
yüksek dağ zirvelerinde bulunan tatlı su ve karasal habitatlardan 2022 yılına kadar 1.400 [4], denizel
ortamlarda ise 280’inin üzerinde tür tanımlaması yapılmıştır.
Sonuç: Uzaydaki zorlayıcı koşullara maruz kalan su ayılarının çoğunun, Dünya’ya döndükten sonra
hayatta kalmayı başardığı ortaya çıktı. En çarpıcı olanı ise hayatta kalan su ayıları uzay
yolculuğundan sonra bile üreme yeteneklerini kaybetmedi. Tardigratların stres etmenleri ile ilgili
dayanıklılık sınırları hakkında çok çeşitli çalışmalar olsa da hâlâ bu koruyucu mekanizmalarının ne
olduğu hakkında tam bir bilgiye sahip değiliz. Bu mekanizmaların anlaşılması ve sorumlu genlerin
bilgisi gelecekte tardigratlarla ilgili pek çok astrobiyolojik araştırmalar yapılmasını mümkün
kılacaktır. Uzay araştırmalarının son yıllardaki en öncelikli hedeflerinden biri Mars'ta bir koloni
kurmak. İnsanların Mars’ta yaşamlarını sürdürebilmesi için uzaydaki zorlayıcı koşullardan
korunmalarını sağlayan yaşam alanlarının kurulması gerekiyor. Ancak su ayılarının uzay
koşullarında nasıl hayatta kalabildiği anlaşılabilirse bu soruna alternatif bir çözüm bulunabilir.
Kaynaklar:
[1] Nelson, D. R., Guidetti, R., & Rebecchi, L. (2015). Phylum Tardigrada. Thorp and Covich's
freshwater invertebrates (Fourth Edition), Ecology and General Biology, 347-380.
[2] Ramazzotti, G., & Maucci, W. (1995). The Phylum Tardigrada (C. W. Beasley, Trans.; 3rd ed.).
McMurry University. (Original work published 1983)
[3] “ITIS”
[4] Degma, P., & Guidetti, R. (2022). Actual checklist of Tardigrada species (2009-2022, 41th
Edition: 16-05-2022).
https://gelecekbilimde.net/tardigratlara-genel-bir-bakis/
https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/su-ayilari-tardigradlar
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tardigrada

You might also like