You are on page 1of 672

Latince Türkçe Sözlük

Erdal Alova
SOSYAL YAYINLARI

Babali Caddesi, No. 14 Caalolu - stanbul


Tel: (212) 5283314 — (212) 5277982
Erdal Alova
LATNCE TÜKÇE SÖZLÜK

Yayma hazrlayan: Zeynep Aytekin


Kapak tasarm: Diren Yardml

BENC BASKI: Aralk, 2013


ISBN 978-605-127-842-1

Bask ve cilt:

Cinius Sosyal Matbaas


Çatalçeme Sokak No: 1/1
Eminönü, stanbul
Tel: (212) 528 33 14

Sertifika No: 12640


Latince
Türkçe
Sözlük

Erdal Alova

SOSYAL #1 YAYINLAR
m
1

Digitized by the Internet Archive


in 2014

https://archive.org/details/latincetrkeszlkOOerda
ÖNSÖZ

Kültür dünyamzn yllardr derinden hissettii bir ihtiyaca,


belli bir ölçüde de olsa, cevap verecei düüncesiyle hazrladmz
bu Latince/Türkçe Sözlük ülkemizde kendi türünün
, ilk örneidir Bu
alanda, bundan önce de baz çalmalar yaplm olmakla birlikte,
bunlar, ne yazk ki, tamamlanma aamasna eriememitir. Sözü-
nü ettiimiz bu giriimlerin en önemlisi ve en kayda deer olan,
sayn Prof. Faruk Zeki Perek' in, ancak "D” harfine kadar yaymlana-
bilmi olan zahl Latince/Türkçe Sözlük' idürS Bu itibarla, okuyu-
1)

cunun elindeki bu sözlük, bu alanda ilk olmak gibi kvanç verici


bir özellie sahip olmann yansra, bu niteliinden kaynaklanan
ar bir sorumluluk da tamaktadr.
ki noktadan kaynaklanyor bu sorumluluk. Birincisi, yukar-
daki açklamadan da anlalaca gibi, bir Latince/Türkçe sözlük
hazrlama çalmasna giriirken, literatürümüzde bu tür bir girii-
mi destekleyecek, daha mükemmel bir sözlük meydana getirmede
bize yardma olacak herhangi bir yaptn bulunmamasdr. kinci-
si, sözlük çalmalarnn, geni organizasyonu ve iyi yetimi
bir
uzman kadrolar gerektiren bir i olmasdr. Bu alanda büyük iler-
lemeler kaydetmi olan ülkelerin, bu tür organizasyonlardan ve
uzmanlam elemanlardan yana sahip olduklan mkânlar göz
önüne alnacak olursa, bizim burada üstlendiimiz iin ne gibi
güçlükler arzettii kolayca anlalr. Söz konusu ülkeler, yüzyllar-
dan beri sürüp gelen bir klasik filoloji ve sözlük geleneine sahip-
tirler. Bizde ise, klasik filoloji, bir kurum, daha dorusu bir bilim

dal olarak, ancak Cumhuriyet döneminde teessüs etmi olup, he-


nüz çok ksa bir geçmie sahiptir.
Bu sözlüün hazrlanmasnda, yukarda sözünü ettiimiz gele-
nein, uzman elemanlarn ve organizasyonlarn eseri olan yaban-
c sözlüklerden büyük ölçüde yararlandk üphesiz. Ancak, unu
önemle belirtmek gerekir ki, bu yabana sözlükler, herhangi bir la-
tince sözcüün, örnein askerî, hukukî, siyasî, vb. bir kavramn ve-
ya terimin, ya da basit bir arlk veya uzunluk biriminin karl-
n verdikleri zaman, bunu belli bir dilin ve bu dilin konuulduu
O) zahl Latince/Türkçe Sözlük, stanbul Üniversitesi edebiy at Fakültesi,
No. 507. stanbul, brahim Horoz basmevi, 1952.

- v-
ülkenin kurumlanna göre yapmaktadrlar. Dolaysyla, bu kar-
lklardan dorudan doruya yararlanmak mümkün deildir.
Kald ki, bu yabanc sözlükleri hazrlayanlar dahi, kendi dille-
ri,bizim dilimizden farkl olarak, latince gibi HInt-Avrupa dil aile-
sine mensup olduu halde, herhangi bir latince sözcüün karl-
n verebilmek için sk sk kendi dillerinin kurailann ye yaplarn
zorlamak, bu kural ve yaplarn dna çkmak durumunda kal-
mlardr ister istemez. Bunun nedeni açktr: bunun nedeni, söz
konusu olan dilin ölü bir dil olmasdr; baka bir deyile, bat dille-
rinin baz sözcükleri içinde çounlukla biçim ve anlam deitirerek
erimi olan, iki bin küsur yl öncesine ait bir dil olmasdr. Aynca,
daha da önemli bir husus olarak unu da belirtmek gerekir ki, so-
run sadece bir dil sorunu da deildir; bu dilin, içinde iletiim arac
olarak görev yapt ve bugün artk hepten yok olmu bulunan bir
uygarl da göz önünde bulundurmamz gerekir. Çünkü, bu dil,
yani latince, bundan yüzyllarca önceki bir hayatn, bu hayatn
günlük aknn, bu hayat sürdüren insanlann toplumu, evreni,
kendi öz benliklerini alglay, düünü ve ileyi biçimlerinin sesi
ve yanksdr. te, ölü bir dile ait bir sözlüün, çada dillere ait
sözlüklerden en büyük aynl bu noktadadr. Baka bir deyile,
böyle bir sözlükte, karl bulunmas gereken asl ey, sözcüklerin
dayand ve bugün artk çok gerilerde kalm, çoktan bir gerçek
olmaktan çkm bir uygarln, bir tarih sürecinin kendisidir, da-
ha dorusu hayalidir. Örnein, her eyden önce, kehânet kurumu
gibi bir kurumun resmiyet tad çoktunna bir uygarlk söz ko-
nusudur burada. Dolaysyla, bu uygarln dinsel dili, tektanno
dinsel dile oranla apayr özellikler gösterir. Bu tür farkllklara, hu-
kuk, siyaset, askerlik, teknoloji alanlannda da rastlamak kaçnl-
mazdr. Latin toplumunun köleci bir toplum olduu da unutulma-
maldr. Bu durum göz önünde tutulmayacak olursa, latince söz-
cüklerin karlklan, gerek hakiki anlamlar, gerekse eanlamlany-
la asl yerlerine oturtulamaziar; içerikten yoksun, kof sözcükler, ya
da srf bugünkü toplumsal gerçee ilikin iaretler durumuna dü-
"
erler. örnein, bugün rnakina " denildiinde, bunu makinann en
ilkel ekline bile indirgesek, buhar gücüyle kendi kendine ileyen

bir sistem gelir her eyden önce aklmza. Yoksa, insan ya da hay-
van gücüyle, ya da buna benzer basit bir güçle çaltrlan mani-
vela, bocurgat ya da mancnk gibi bir sava âleti, bir tiyatro düze-
ni, bir köprü kurma arac gibi bir sistem düünülemez. Oysa, eski

Romaliar'n, gözünde, bütün bu ve buna benzer sistemler, tek tek


-vi-
)

ve toptan, makina ( machina ) kategorisi içinde yer alrlar. Ayn ey,


fabrika ( fabrica sözcüü için de geçerlidir.
Eski Romallar, evlerden i yerlerine ya da pazar yerlerine git-
mek eylemini "aa
gitmek" fiili ile dile getirmekteydiler. Peki, ni-
çin "aa gitmek" ya da yaygn ekliyle "inmek"? Çünkü, Roma
kenti, tepeler üzerine kurulmu bir kenttir. Genellikle konutlar te-
pelerin üstünde, i yerleri, pazarlar, meydanlar, resmî binalar ise
aadaki düzlüklerde bulunuyordu. Böyle olunca da, eski Romal
oturduu evden bu gibi yerlere gitme eylemini (sadece bu durum-
lar için) "aa gitmek" fiili ile ifade ediyor. Burada ilginç bir nok-
tay da belirtelim. Latince, zarflar konusunda modem diller gibi
gelimi olmadndan, öne, arkaya, ileriye, geriye, yukar, aa,
yana, vb. gibi çeitli yönlerle ilgili hareketleri çeitli zarflarla deil,
çou kez, her yön için ayr bir fiil kullanarak dile getirir. Örnein,
"aaya gitmek" derken "aaya" sözcüü bir zarf deil, "git-
mek" fiilinin önekidir. Yani burada Latin diline özgü kurallara gö-
re kaynam tek bir sözcük söz konusudur. Öte yandan, sözcüklere
hakiki anlamlannn yansra, derece derece, birtakm mecazî an-
lamlar yüklenmitir. Bu yüzden, latincede, ayn bir sözcük çok çe-
itli, hatta birbirine kart anlamlar içerebilir. Bu durum, eski dille-

re özgü bir zaaf olup, bu dillerle ilgili metinlerin anlalmasnda


en büyük zorluu oluturmaktadr. Gerçi, eski Roma dünyasnda
Latin dili, eski Yunanllardan esinlenerek, gerek edebiyat, gerek fel-

hukuk alannda - özellikle bu alanda-,


sefe ve hitabet ve gerekse
bugünkü Türkçemizin dahi kâbna eriemedii güçlü ve evrensel
çapta bir gelime düzeyine ulamtr. Ama, dili dorudan ya da
dolayl olarak etkileyen, yüzyllann türlü çeit süreçlerinden, dene-
yimlerinden, ihtiyaçlarndan ve ilerlemelerinden zorunlu olarak
yoksun kald için, çamzn gelimi dilleri gibi aynntlaama-
m, özelleememitir. Baka ya da her
bir deyile, her aksiyonun,
olu'un bütün anlarn kapsayan, çeitli aamalarn ya da du-
rumlarn ayn ayn ve kesin bir biçimde belirleyen bamsz yeni
yeni sözcükler türetememi, ya da türetme aamasnda kalmtr.
Bunun sonucu olarak, genellikle ayn bir sözcüün içinde, farkl
anlamlar, âdeta dolak bir yumak halinde, çözülmeyi bekler hal-
dedir. üphe bu durum latincenin özünden kaynaklanan
yok ki,

bir kusur deildir; zamann bir dayatmas, bir gerektirmesidir. Yal-


nz, bunu söylerken, latincenin büsbütün donup kalm bir dil ol-
duunu ileri sürdüümüz sanlmamaldr. Çünkü, latince, kendi
içinde, zamanla, dil yasalajt uyarnca çeitli deiikliklere ura-

- vii -
m, daha dorusu bir evrim süred geçirmitir. Nitekim, ortaça la-
ya da Vatikan latincesi böyle bir evrim sürecinin so-
tincesi, Kilise,

nucu olarak ortaya çkmtr.


Latincenin evrimi yalnz bu yukardaki dorultuda olmamtr.
O, ayn zamanda, vaktiyle konuulup yazld topluma yakn ya
da uzak toplumlann dilleriyle derece derece kaynaarak ve bu kay-
nam haliyle sürekli bir gelime göstererek, çeitli toplumlann
bugünkü ulusal dillerini oluturmutur. üphe yok ki, bu gelime
süreci bugün de devam ediyor. Fakat, bizim burada sözlüünü
sunduumuz latince, 1Ö. I. ve II. yüzyllar kapsayan ve klasik latin-
ce ad verilen dönemin latincesidir. Yani, yukarda belirttiimiz ba-
z özellikleri -buna zaaflar ya da belirsizlikler de diyebiliriz belki-
tayan latincedir bu.
Öte yandan, burada, sözlüün hazrlanmasnda bavurduu-
muz yöntemle ilgili bir noktay da belirtmekte yarar görüyoruz.
Batl ülkelerde vücuda getirilmi olan bu türden sözlükler, kap-
sam bakmndan bir ölçü olarak ele alnacak olursa, elinizdeki bu
sözlük, ortay boy sözlükler kategorisine girebilecek bir sözlüktür. O
ülkelerde küçük ve orta boy sözlüklerin yansra, bilindii gibi, La-
tin dilini en küçük aynntlanna kadar içeren ve her sözcüü latin-
ce metinlerden çeitli alntlarla açklayan sözlükler de vardr ki,
bunlar büyük boy sözlükler kategorisinde yer alrlar. Bu ülkelerde,
küçük ya da orta boydaki sözlükler, geni kadrolar tarafndan
uzun yllar süren çalmalarla meydana getirilmi olan büyük söz-
lüklerden sonra ve onlardan yararlanlarak, daha dorusu onlann
özetlenmesi yoluyla ortaya çkmlardr. Büyük çapta yatmmlar ve
geni kadrolar gerektiren bu tür sözlüklerin meydana getirilmesine
ülkemizin bugünkü koullan henüz elvermediinden, biz burada,
o ülkelerin bavurduu yöntemin tersine olarak, orta boydaki bir
sözlükten büyük boydaki sözlüklere gitmenin en uygun yol olduu
düüncesinden yola çktk. Sonuçta ortaya çkan bu Latince/Türkçe
Sözlük'ün, çok daha mükemmel ve çok daha zengin sözlüklerin
meydana getirilmesi iinde, mütevaz bir balangç olacan ve
yeniçaimalan tevik edeceini umuyoruz. Umudumuzun gerçek-
letiini görmek, bize sonsuz bir mutluluk verecektir.

Dr. Sina Kabaaaç


.

KISALTMALAR
ar. anzi inh. -in hali
ask. askerlik terimi kb. kubilicilik
ats. atasözü kd. konuma dili
b. bileik h. kyaslamal
bag. balaç * kii
bh. bulunma hali mat. matematik
bk. bildirme kipi mec. mecazi
blk. belki mi. mimarlk
bz. benzemeli m od. modern
cns. cinssiz isim ms. mastar
co. corafya olm. olumsuz
ç. çoul or. ortaç
çgnl çounlukla öz. özellikle
çkz. çekimsiz ret . retorik
d. diil isim s. sfat
den. denizcilik se. soru edat
dg. -dili geçmi siy- siyaset
dh. -den hali sin. seslenmeli
dilb. dilbilgisi sy- saysal
dn. dinsel .Z. imdiki zaman
ed. edebiyat f.zam.or. imdiki zaman ortac
edl. edilgen }k. art kipi
edt. edat ahssz
eh. -e hali fa. tanm
ek. eksik tek. tekil
em. emir tp tp
er. eril isim tL ticaret
fel. felsefe tiyatro
gb. gökbilim m. tanmlk
gç. geçmi Od. üstünlük derecesi
gçf. geçili fiil ün. ünlemsel
gedo geçmi edilgen ortaç üni. üniversite
geo. geçmi etkin ortaç ünl. ünlem
gf. geçisiz fiil y- yerinde
gl. gelecek yh . yaln hal
gör. görece £ zarf
ih. -i hali za. zamir
ilg. ilgi zamiri

- ix -
ALFABE
Latin alfabesi 23 harften olumutur Latince sesli harfler o, «,
i, o, u, y'dir. A seslisi ksa veya uzun olabilir. Uzun olduu takdirde,
-iareti ile â eklinde gösterilir. Çift-sesliler ae, au, ei, oe, uî'dir. o
çift-seslisi bir hece oluturacak ekilde birlemi olan iki sesliden
oluur; ve daima uzundur.
I harfi hem sesli hem sessizdir. Eer kelimenin bandaysa ya da

iki sesli harfin arasnda bulunuyorsa (ör. iubeo, maior gibi), sessiz

bir harf olarak ilem görür. Bazen sessiz i'nin sesli i'den ayrdedil-
mesi için i harfi } olarak yazlr.

TELAFFUZ
SESLLER ,
Uzun Ksa
dös 5 : dat
me e : et
: hîc î : hc
höc ö : hoc
l : ta ü : tum

ÇFTS ESLLER
ae (ay) : prae
au (av) : laudö
ei (ey) ; deinde
oe (oy) : proelium
eu (ev) : heu
ui (yu) : hulus

SESSZLER
c : cum i : iubeö
9 gero bs, bt : urbs, obtineö
s : sed gu . sanguis
t : tum ch : pulcher
V ; veniö ph :
philosophia
X : lSx th : theötrum
z Zephyrus ds : adsum

-x
HECELER

Latince bir kelime, içinde bulunan sesli harf says kadar heceye
sahiptir. Ör. mea (me-o) kelimesi iki sesliden oluur; bu nedenle
iki hecesi vardr. Laudöbat (lau dâ bat) ise üç heceye sahiptir.
Latince bir kelime u ekillerde hecelere aynlr:
1. Sesliler arasndaki bir sessiz harf ikinci sesli ile birlikte hecele-
nir. Ör. dî-cö.
2. Sesliler arasndaki iki sessizharf dic-tus kelimesinde görül-
düü ekilde aynlr. Ama 1 ve r harflerinin takip ettii p, b, t, d, c,
9 harfleri bir tek sessiz harf olarak kabul edilir ve kendilerini izleyen
bir sesliyle birlikte hecelenirler. Ör. po-tris.
3. Bileik kelimeler kendilerini oluturan parçalara aynlrlar.
Ör. ad-est.

AKSAN

Latince bir kelimede aksan kesinlikle son hecenin üzerinde bu-


lunmaz. iki heceli bir kelimede aksan ilk hecededir. Ör. di'- co. ki-
den fazla hecesi olan kelimelerde aksan kelimenin sondan bir ev-
velki hecesi (eer bu hece uzunsa) üzerinde bulunur. Sondan bir ev-
velki hece ksa ise, aksan sondan ikinci hecenin üzerinde bulunur.
Ör. di-ce'- bam. Burada aksan ce hecesinin üzerindedir, çünkü e
uzundur. Ancak, ho-mi'- ni-bus kelimesinde aksan mi'nin üze-
rindedir,, çünkü sondan bir evvelki hecenin i'si ksadr.
Bir hece, bir uzun veya bir çift sesliden olutuunda doal ola-
rak uzun okunur. Bir hece kapal bir hece ise, yani bir sessizle son
buluyorsa, durumu gerei (artl olarak) uzun okunur. Saepe:
sae-pe, burada sae hecesi bir çiftsesli bulundurduu için uzundur;
mittentur: mit-ten-tur, burada ise, mit-ten heceleri bir sessiz
harfle bittikleri için uzundur.

SESL HARFLERN NCEL


Latince bir kelime, telâffuzu için gereken sürenin uzunluuna
bal olarak ksa veya uzun olur. Bütün seslilere uygulanacak genel
bir kural yoktur.
Bir sesli harf u artlarda ksa olur
1. nt,nd harflerinden önce gelirse.
Ör. amant, amandus.
-X -
2. Baka bir sesli ve h harfinden önce gelirse.

Ör. nihil, meus.


3. Son harfi m veya t olan kelimelerden önce gelirse.
Ör. mittet, mittam.
Bir sesli u artlarda uzun olur:
1. ns, nf, nx, nct'den önce gelirse.
Ör. men s, înfero, coniunx, sânctus
2. Bir kelimenin ksaltlmas durumunda.
Ör. nihil: nfl.
1

£ a I $ septiesdedes

â* îÛ« s x> -0
quIndedSs

$ i
duodevlaes

2 -S -2
Sayl semel
U
12 3 *2 S O- sedeaös

</»

5. m v « ti O
y C 4» c 3
•s?
jO
53
*-> ü* O wj w» o T3 3 -O 2 a*

saylan

I denl

- S denl
Ületirme
3 '3s c Sc | ? i
duodgviceni

* S , „
septenîdSnî

singull
£ '3

S ° E
§
i I ! % % o-
qulnnl

seni

dedmus

dedmus

dedmus

saylar
duodgvîcesimus

quîntus
septimus
prtnus
sextus

Sra

saylar
<u

£ 6 6
•a *-
quîndedm septendedm
duodevîgintî

ünus a C ü2 lo o

-d a
I*S
sededm

Asl 3 £ 8 n % *

•o a* <r 3> S o c

_ ~ S > XVIII

k 3 £:>>>~^
XVII
XVI
> Û X X X X X XV

N M ^ lO S oo o O <N en ^
vfl «-<
15 16 17 18

m-
Ö

ai
Z3
belirteçleri
vldes &
s s
)S VJ S 2> .8 * ? S
et
3 S i? a ® 01
5» 9 -
S *
Of •a -c £ §
ündevîdSs

% M U * g
-

'|'s' 5 >a»'S c c
u — c
5 o>

Say
vldes semel

nah cr cr S
0,
«
h
O I
c s
o
3*33
u
£
ro
a
cr
.3

cr

saylan

singull S c C »S *3
J
a>£
C u S
*3
Ületirme
ündSvîcenl
£ ‘8
S B •s
§>
H f
îr«
s K3
I
B Sai -c
(O»
15?
i B
1

c -g
vlcSnl
T3 «y
O XI l
S a
£T
,S
p o) io
’2 5 o
x a tî
- I
%U &U 5Ö .5
3 G 3 3
n3 h£ 3cr cr
vîcenî
3 X
n a b •n
cr ar
<u <Ü
ia O

prîmus

3
6 _
saylar
ünd&vTcesimus

Oi Jj
vîcfeimus
vîc§simus
3 O» K? $ lÖ 2
lîB

Sra Kg Sc -G *G sG fi
8 8 c 8 8 8

saylar

ünctevigintl
Ünus

u
S o
4*
K3
4
G
C 3
—*

ta -£
Sî K3
IÖ -3
K3
s o
“|i| k
O
*3
G G
!G
c
«,
c
a*

*
.3
£
^
3O c
s
cr
T3 e o)
*6
G g 2§ 3
O)
c
£ K3 2
Itt)
vîgintl vîgintl
X3 g u G
a .3
e e |g
*5 -S a 'G X
<H
u
Asl 3 G a 8- 3 «> 3 3
XJ 13 f I E<
cr «» W» O C u o *î o* r

X s> u u
XIX XXI U ~ X
XX
X X X X X u u u U U U D
19 20 21 ooa^OOOOOOOOt-fM
NNP 01*iflVON» 0»OON 8 8

-xiv-
» 1

X
#! 5
#
o
c
II X
1 ili
V ?1 ,3

$excentiSs
o*
G
| I5
a| e =
T3
-S
e 3
£ i£ §•
C «sS
o c
* S e
S 1 e 6 I 6 *2 CJ
1
TJU G

3
cn
c
w
O Ö G 2 .2 §
^ ^ ^ S ^ d
Çb p bc t .2 5C 5 1
C
I§“
S
m- T3
c a o a ûic c
^ 3 3 Ç (i ^ a s
o s
sexcenî
CT)
c cn cd o u 2
£
c s

S .s
« .s
« £
o %
a*

ll 1 ! 1 s
Ü.a.S3S3'î! illin ,H « §
w S
sescent§simus

lHlflfl
eel $ o- •ss-a

I
3
s c 2
C3 G 4»
§> G
fI & j! I 2 G
sSscenö

IfO
v> 1G
~4
l

E
t~4 M*
£ £ £

u u ^
u u u ~ ^
DC
D D D 2 2 2
CN
600
8 8 8
rs oo o> 8 2
rH r-» PO »O

XV-
)

LATNCE / TÜRKÇE
SÖZLÜK

fi, ab, abs edt. (-den haliyle


A abac/us -1 er. her türlü masa;
-den; -den sonra, -den beri; tepsi, tabla; büfe; pano, du-
yannda, yaknnda; göre; ab var panosu; oyun masas.
epistulls, fi man Q muhabe- abalien/5 -fire -avî -fit um
rat servisi efi ( imparatorluk gçf. satmak, vermek, elden ç-
devrinde); ab hfic parte bu karmak; uzaklatrmak, ya-
yanda; ab Integrfi yeniden; banclatrmak.
fi nöbfs bizim tarafta; fi Ab/Ss -antis er. bir Argos kra-
tergfi arkada, geride; cöpiö- l; -antiades er. Aerisius ya
sus fi frOmentfi taneden ya- da Perseus.
na zengin (tahl, buday); abav/us -I er. büyükbabann
«gut ab -den sonra, bun- babas.
dan böyle, abb/fis -fitis er. manastr ba-
fi, fili ünl ah! rahibi; -fitia d. manastr;
abfictus gedo. abigfi -fitissa <L kadnlar manastn
abd abi

ba rahibesi. yoldan çkmak, doru yoldan


Abdlr/a -örum ya da hm sapmak, dalâlete sapmak; in-
ya da d tek. Trakya'da
cns.ç. hiraf etmek; ara vermek, du-
-îtânus s.; -iti* er.
bir kent; rup soluk almak,
Demokritus ya da Protago- abfore gl.ms. ab sum
ras. abfui gç. obsum
abdicâti/5 -önis d. istifa, fe- abfutürus gl.or. obsum
ragat, terk. abhinc z. bundan böyle,
obdic/5 -ire -âvl -ât um gçf. abhorr/eö -öre -ul gf. kaçn-
istifa etmek, feragat etmek, mak, tiksinmek; mutabk ol-

terk etmek. mamak, çelimek, uyuma-


abd/lcö -içere -1x1 -Ictum mak, tutarsz olmak.
gçf. müsait oimamak, elveri- ab/iciÖ -çere -iecl -lectum
li olmamak, gçf. atmak, frlatmak, reddet-

abditus gedo. abd 5 mek; yere atmak, devirmek;


ab d/ö -ere -idi -it um gçf. terketmek, brakmak; rütbesi-
saklamak, gizlemek; kaldr- ni indirmek.
mak, ortadan kaldrmak, abiectus gedo. obiciö s. umut-
uzaklatrmak; yer deitir- suz, meyus, bedbin; aalk,
mek. alçak, rezil.
abdovn/et -ini cns. kannal- obiegnus s. çam aacndan,
t; oburluk. köknardan.
abd/9c5 -ücere -üxi -uç- ob/ns -euntis f z. or. abeÖ.
tum gçf. alp götürmek; ab i/ es -eti* d. çam, köknar;
ayartmak, batan çkarmak, gemi.
abductus gedo. obdücö ab/igö -i gere -ögl -Sctum
abecedâr/um -l cns. alfabe, gçf. kovmak, defetmek; araba

abigl gç. abigö ile gitmek ya da götürmek,

ab/ed -ire -il -itum gf. git- obit/us -ûs er. hareket, gidi,
mek, ayrlmak, hareket et- aynlk^ terk; çkyeri,
mek; ölmek, sona ermek; de- obiudic/o -öre -övf -âtum
imek; çekümek ( bir görev- gçf. alp götürmek (yarg kara-
- ite böyle yap.
den); sic ryla).
abequit/5 -öre -övi -ât um ab iü net us gedo. abungÖ
gf. alp
çekip gitmek, bam abiün/gö -ungere -9nxl
gitmek,uzaklamak, -Onctum gf. boyunduruu-
aberroti/ö -ön i s d. dikkatsiz- nu çkarmak; ayrmak.
lik, dalgnlk. ab0r/5 -öre -övf -2tum gf.
aberr/5 -re -SvV -Stum gf. yeminle red ve nkâr etmek.
abl 1 abs
d
ab tu s gedo. a ufer ö geçersiz klma,
ablegoti/ö -onis d kovma, . oboll/a -oe d. palto,
yola koyma. obömin/or -örf -öt us gçf.

ablSg/o -öre -övl -otum gf. kar koymak, iddetle itiraz


baka bir tarafa göndermek, etmek; nefret etmek, iren-
saptrmak, uzaklatrmak, mek, tiksinmek; -ötus s. la-

sürmek. netlenmi melun.


abligurr/ö -îre -ivi -îtum Aborfgn/es -um er. ç. Ro-
gçf tutumsuzca harcamak, mallarn ilk atalan; yerliler,
zevk ve sefa uruna sarfet- ilk oturanlar,
mek. obor/ior -îrf -tus gf. batmak;
obIoc/5 -öre -övl -otum gçf. sönmek, ölmek.
kiralamak. aborti/Ö -ön is d. çocuk düür-
oblü/dö -dere -sf -sum gf. me, çocuk aldrma,
birbirinden farkl olmak, ben- obortlvus s. erken domu;
zememek; akortsuz ve usul- tam olumam,
süz çalmak. abort/us -us er. çocuk düür-
obl/uö -uere -u -ütüm gçf. me, vakitsiz doum,
ykayarak temizlemek; orta- abrö/dö -dere -sf -sum gçf.

dan kaldrmak, gidermek, kazyarak silmek, tra et-


obueg/ö -öre -övl -otum mek, kazmak; zorla almak,
gçf. reddetmek, geri çevirmek, soymak.
obnep/ös -Ötis er. torunun to- obra /sus gedo abrödö .

runu. obreptus gedo. abripiö


obnoct/ö -öre gf. bütün gece obr/piö -ipere -ipuf
danda kalmak, -eptum gçf. sürükleyip gö-
abnörmis s. geleneklere kar, türmek, kapp götürmek, zor-
âdetlere, kurallara aykn. lakoparmak.
abn/uö -uere -uf -Otum gçf. abrogöti/ö -Önis d. fesih, ip-
reddetmek, geri çevirmek; tal.

yadsmak. obrog/ö -öre -övl -Ötum


obol/eo -ere -Svl -îtum gçf. gçf. bozmak, ilga etmek, iptal
kaldrmak, bozmak, ilga et- etmek, -den yoksun etmek,
mek. absc/edö -edere -essi
abol/öscö -escere -evî gf. ya- -essum gf. ayrlmak, gitmek,
va yava bozulmak, harap hareket etmek, geri çekilmek;
olmak, batp gitmek, yok brakmak, vazgeçmek,
olup gitmek. obscl/dö -dere -di -sum gçf.
oboliti/ö -onis d. iptal etme. kesmek, ayrmak, parçala-
obs 2 abs
inak. beraet ettirmek; bitirmek, so-
absci/ndo -ndere -dî -ssum na erdirmek; ödemek, ifa et-
gçf yrtmak, koparmak, kes- mek.
mek; bölmek. absonus s. müziksel olmayan;
obscissus gedo. abscindö- uyumayan, aykm.
abscisus gedo. abscîdö s. dik; absor/beö -bere -bul -ptum
kesik. gçf. bütün bütün yutmak; te-
abscond/ö -ere -I & di kel altna almak; tümüyle
-itum gçf. gizlemek, gizli tut- örtmek; sürüklemek,
mak; gözden kaybetmek, ört- obsp- bak. asp-
mek. absque edt. ( dh . le) -sz, -siz,
abs/ens -entis z. ç. obsum s. olmadan; ... olmasa
yok, gaip, nâmevcud. abstemius s. lml, mutedil;
obsenti/o -ae d. yokluk, gay- içkisiz.

bubet. obster/geo -gere -si -sum


absil/iö -ire -iî & uî gf. ileri- gçf. silmek; uzaklatr-
( mec,.)

ye doru sçramak, sçrayp mak, ortadan kaldrmak,


kaçmak. .
absterr/eo -ere -ui -itum
absimilis s. birbirine benzeme- gçf korkutup kaçrmak, cay-
yen, farkl. drmak; (mec.) menetmek,
absinth/ium -I & il cns. pelin abstin/ens -entis s. mutedil;
(bitki); ac, ama yararl bir -enter z. itidalle, dürüstlük-
ey. le.

abs/is -Idis d. kemer, kubbe; abstinenti/a -ae d. snrllk,


(dn.) kilisede mihrabn yann- tahdit, aza kanaat; öz-
da bulunan bölme. denetim; perhiz.
abs/istö -istere -titî gf. uzak- abst/ineÖ -inere -inuî
lamak, çekilmek; vazgeç- -entum gçf. geri tutmak,
mek, brakmak. yaklatrmamak, uzak tut-
absolüti/o -önis d. suçsuzluk mak; gf çekinmek, kaçn-
hükmü, beraet; ( Fe\ . ve Mit.) mak, geri durmak, kendini
yetkinlik, mükemmellik. tutmak; se- kendini tutmak,
ab$olut/us gedo. absoluö s. obstitî gç. obslsto
yetkin, tamam, tam, bütün; abst/ö -öre gf uzak durmak,
-e z., tamamen, tümüyle; ke- abstractus gedo. obstraho
sinlikle; yetkin olarak. abstra/hö -here -xî -et um
absol/vo -vere -vî -ut um gçf. sürüklemek, götürmek;
gçf. çözmek, serbest brak- ayrmak, çevirmek,
mak; (yasa) suçsuz çkarmak, abstrü/do -dere -si -sum
abs 3 acc
gçf gizlemek, saklamak, obû/tor -tî -sus gf (dh. He) tü-
abstrlsu gedo. abstrüdö s. ketmek, harcamak, kötü kul-
derin, anlalmas güç, mu- lanmak.
lak; saklanlm, ayrlm, Abyd/os Abyd/us -I er, Ça-
mücerret. nakkale Boaz'nda kent;
abstull gç. aufero -enus s.
absum abesse âful gf. uzakta Ac bak. atque
olmak, yok olmak, mevcut ol- Academi/a -ae d. Platon'un
mamak, uzak olmak; -sz ol- Atina'da kurduu okul; Pla-
mak; farkl olmak; eksik ol- ton'un felsefesi; Cicero'nun
mak; yaramamak, yakma- villas; -cus -ca cns. ç. Ci-
s.

mak; fontum abest ut -den cero'nun Akademi felsefesi


çok uzak; haud multum üstüne yazd kitap.
âfult quîn az kalsn, ocalanthi/s -dis d. saka ku-
absüm/o -ere -psl -ptum u.
gçf. tüketmek, istihlâk etmek; Acc/a Larenti/a -ae -ae d.
yerle bir etmek, öldürmek; Romal tanrça.
( zornan ) harcamak, acc/edâ -edere -essî -essum
absurd/us s. ahenksiz; saçma, gf gelmek, yanamak, yak-
anlamsz; -e z. akortsuz, lamak; saldrmak; eklen-
uyumsuz; saçma bir biçimde. mek, itirak etmek; uvrmak,
abund/5ns -ontis s. takn, ayn düüncede olmak; ad
pek bol, mebzul; zengin; çok rem pübiicam- siyasete
olan, mebzul olan; -anter z. atlmak; prope - ad benze-
mebzulen, bol bol. mek; -edit quod, höc 4dt
abundanti/a -ae d. bolluk, ut bundan baka.
mebzuliyet, pek çok, bereket- acceler/ö -öre -övl -ât um
li; zenginlik. gçf & gf acele ettirmek, acele
abundS z. bol bol, mebzulen, etmek.
yeterinden çok. acc/endö -endere -endi
abund/o -öre -âvf -ât um gf -ensum yakmak; st-
gçf.

tamak, çok bol akmak; çok mak; aydnlatmak; (mec.)


olmak, mebzul olmak, bol ol- tahrik etmek, öfkelendirmek,
mak. kkrtmak; tevik ethek.
abusi/ö -on is d. (ret.) sözcük- accens/eö -ere -uî -um gçf.
leri ve deyimleri yanl kul- atamak, tayin etmek.
lanma. accSnsus gedo. accendo ve
abusque edt. (dh. ile) -den iti- accenseâ-
baren, -zamanndan beri. accens/us -I er. yüksek bir me-
acc 4 acc
m urun yannda hizmet gö- (duygu ve zihinle) almak, an-
ren kimse; er. (ask.) kadro lamak, iitmek, görmek; ma-
d ç.

fazla askerler, ruz kalmak, duçar olmak;


accent/us -us er. aksan; id- onaylamak, tasvip etmek,
det. accpit/er -ris er. ahin; haris
accepf gç. acciplö kii.
accepti/ö -önis d. alma, ka- acc'isus gedo. accîdö
bul etme. occft/us gedo. acciö
accept/us gedo. accipiö 5. ka- occlt/us -ûs er. resmi davet,
bul olunabilir, makbul; -um celp.
cns. makbuz; n
- referre bi- Acc/ius -I er. Roma'l trajedi
rinin alacana kaydetmek, airi; -finus s.
accersö bak. arcessö acclâmöti/ö -önis d. bar-
accessi/5 -ön is d. gelme, ge- ma, (onay ya da onaylama-
14, ziyaret etme; bavurma; ma).
saldn; artma, art, ek, ilave, acclöm/ö -öre -övf -öt um
access/us -üs er. yaklama, birine kar feryat etmek;
gf.

geli; met ve cezir; serbest gi- banmak; selamlamak,


ri. acclör/ö -öre -övf -atam
occestis occessistis yerine, açklamak, ifa etmek,
öccl/dö -dere -df -sum gçf. acclinis s. dayanm, meylet-
kesmek, kesip devirmek; boz- mi, eimli, meyilli.
mak, zayflatmak, parçala- occlin/5 -öre -övf -ötum
mak, yiyip bitirmek, gçf. dayamak, yaslandrmak;
accid/ö -ere -I gf. dümek, si— e doru eilimli olmak;
çarpmak (duyular); olmak, -ötus 5. eimli, yatk, yatm,
vaki olmak, zuhur etmek, so- acclfvis s. yoku yukan giden,
nuç vermek ( çnl talihsizlik),
. dik.
accin/gö -gere -xl -ctum acclivit/ös -ötis d. eim, irti-

qçf. sarmak, çevrelemek, ku- fa; yoku.


atmak, silahlandrmak; accol/a -ae er. komu.
( mec.) hazr etmek. acc/olö -o ler e -oluf -ultum
occ/15 -re -Ivl -Itum gçf. ça- gçf. yaknnda oturmak, kom-
rmak, çartmak, celp et- usu olmak.
mek; tedarik etmek, elde et- accommodöti/ö -önis d. uy-
mek. durma, uygun hale getirme;
acc/ipiö -i pere -ipî -eptum sayg, nezaket.
gçf. almak, kabul etmek; üze- accommod/ö -öre -övl
rine almak; tevarüs etmek; -ötum gçf. uydurmak, yak-
)

acc 5 ace
trmak; düzeltmek, ayarla- koma, kouma; toplanma,
mak, uygulamak, tatbik et- accusöbilis s. suçlamaya la-
mek; $5- kendini adamak; yk.
-ötus s. uygun; -5t5 z. uy- accüsöti/ö -önis d. suçlama,
gun biçimde, accüsativus, a, um. (casus
occommodus s. uygun. ile) Gram: -i hali,

accrSd/5 -er e -di -itum gf. accüsöt/or -ör is er. suçlayan


inanmak. kimse, davac; -örius s. da-
accr/escö -escere -evi vacya ait; -örie z. davac gi-
-etum gf. artmak, çoalmak, bi.

büyümek. accös/ö -öre -övi -ötum gçf.


accreti/ö -ön is d. artma, ar- suçlamak, dava açmak; ku-
t, büyüme. sur yüklemek, sitem etmek;
accubiti/ö —önis d. bir yere ambitös- rüvetten dava aç-
dayanma, yaslanma; dayan- mak.
ma (yemeklerde), acer -is er. akçaaaç.
occub/o -5re gf. yanma uzan- ac/er -ris s. keskin, (duyum)
mak; bir tarafa yaslanmak, iddetli, sert ac; (duygu) id-
uzanmak (yemeklerde), detli; (akl) keskin; (davran)
accu/mbö -mbere -bul istekli, cesur; aceleci, evkli;
-bitum gf. uzanmak, yann- (koullar) iddetli; -riter z.

da yatmak, yaslanmak; (sof- acerbit/ös -ötis d. aclk, eki-


ra) bir tarafna yaslanmak, lik, keskinlik; (mec.) hainlik,
uzanmak, yer almak; in terslik, iddet, sertlik; hüzün,
sinil- yanma oturmak. keder.
acctmul/5 -öre -av -ât um acerb/ö -öre -övî -ötum gçf.
gçf.. ymak, toplamak, birik- iddetlendirmek, arlatr-
tirmek; yüklemek; -ot? z. bol mak, kötületirmek,
bol. acer b/ us s. ac, keskin, eki;
accürati/ö -önis d. kesinlik, (mec.) zamanndan önce
doruluk, dikkat, özen, olan; (kii) kaba, huysuz; (ey-
accür/ö -öre -av -ötum gçf. ler) elim, ac, müziç; -e z.

dikkat etmek; -ötus s. dikkat- acernus 5 akçaaaca ait.


.

lice yaplm, mükemmel; acerr/a -ae d. tütsü kab,


-Öte z. özenerek, acervötim z. kümeler halinde,
accu/rrö -rrere -currî & acerv/ö -öre -övî -ötum gçf.
-rri -rsum gf acele etmek; ymak, küme küme yap-
( fikirler ortaya çkmak, mak.
accurs/us -ü r. acele etme, acerv/us -* er. küme, yn.
)

ace 6 act

acesc/5 -ere acul gf ekile- zehir.


mek. ac/or -öris er. eki tad, ekilik.
acet/ um -I er. sirke; (mec.) mi- acqu!/escd -escere -5vf
zah, nükte. -et um gf.
dinlenmek; ölmek;
Achaeus s. Akhaia'ya ile ilgili; asayi içinde olmak; mem-
er.Akha'l. nun olmak, tatmin edilmek.
Achâi/a -ae d. Baü Yunanis- acquî/rö -rere -sv -st um
tan'da bölge; Yunanistan; gçf. ek olarak elde etmek, ka-
Roma'da eyalet; -cuss. zanmak.
Achât/es -ae er. Aeneas'n acrötophor/um -î cns. arap
yolda. küpü.
Achelö/us -I er. Kuzey Bat Yu- âcriculus s. titiz, huysuz, ters,

nanistan'da rmak; rmak asabi.


tanrs; -ius s. âcrlmdnî/a -ae d. aa tad;
Achill/es -is er. Yunanhlann (konuma, eylem iddet, sert-
destans kahraman, Akhille- lik, kuvvet.
us; -Sus 5. öcriter z. âcer
Achîvus s. Akhaia ya da Yuna- âcroöma -tis cns. elence, e-
nistan'la ilgili; er. ç. Yunanl- lenti, elendiren.
lar. âcroîis/is -is d. halka verilen
Acd2U/a -ae d . Venüs; -us s. konferans, ders, inat.
acidus s. eki, mayho; (mec.) act/a -ae d. kumsal.
huysuz.
ters, âct/a —ör um cns ç. resmi ar- .

aci/es -el d. keskin kenar ya iv, senatonun müzakere ka-


da uç; (göz) keskin bak, gö- rarlan; -d i uma -püblica
rü gücü, gözbebei; (akl) günlük resmi gazete.
güç, kavray, (ask.) birlik saf- Actaeus s. Attike ya da Ati-
lan, sava düzeni, ordu, sa- na'yla ilgili; er.ç. Attike halk,
va; (mec.) tartma; prîmo- Atina'llar.
keif kolu. âcti/ö -ön is d. eylem, yapma;
acfnac/es -s er. enli klç, pa- resmi görevler, müzarekeler;
la. (yasa) hukuk davas, iddiana-
acin/us -I er. acin/um -I cns. me, itham, duruma; (ret.)

tane, üzüm; meyva çekirdei. konuma tarz; (oyun) plan;


acipSns/er -eri -is -is er. -grâtiârum ükran ifadesi;
mersin bal. -önem intendere înstitue-
acly/s -dis d kayl ksa. mz- re birine dava açmak.
rak. âctit/ö -öre -öv —ât um gçf
aconît/um -I cns. boan otu; çok defa davay savunmak,
act 7 ad
çok defa oynamak, temsil et- ac/uö -uere -ul -ütüm gçf.

mek. keskinletirmek; sivriltmek;


Act /i um -I & il cns. Kuzey Bat akl uyarmak, eyleme geçir-
Yunanistan'da kent; Augus- mek; arttrmak, iddetlendir-
tus’un büyük zaferi; -«us mek.
-iacus 5. ac/us -üs d. ine, i, toplu i-
Sctivus s. eylemle ilgili, ameli, ne, mil; acü pingere üzerine
oct/or -öris er. süren, hareke- nak ilemek; rem acö tan-
te getiren, yapan baaran; gere tam üzerine vurmak,
{yasa) davaa, avukat; (i) acûtulus s. oldukça ince,
acenta; {ret.) hatip; {oyun) acüt/us s. keskin, sivri uçlu;
oyuncu; -püblicus kamu {duyumlar) keskin; (ses) yük-
mülkiyeti yöneticisi; -sum- sek perdeli; iddetli, zeki; -e z.

morum veznedar, kasadar. ad (yer) -e, -e doru; -de, yak-


octuorioK/um - er. küçük nnda, civarnda; arasnda,
mavna. nezdinde (= apud); (zaman) -e
âctuori/us 5 hzl (gemi); -5 d.
. doru (akama doru); -e
büyük filika. -kadar; (en ileri yana ka-
Sctuös/us s. çok aktif, çok fa- dar); -de (belirli saatte); {say)
al. -e kadar, -e vanncaya kadar;
ogö
act us gedo. (ayn tek fikre kadar) aa
âct/us -üs er. kmldama, ha- yukar, hemen hemen; ka-
reket etme, sürme; sürüler ya dar;(hemen hemen dört bin
da araçlar için yolun sa; i, amacyla;
kii); (amaç) -için
fiil, amel; {oyun) oynama, re- -e bakmndan, hususunda
sital, oyun perdesi. (sava bakmndan); (farz) -e
Sctütum z. hemen, derhal, göre, tarznda, biçiminde; (se-
imdi. bep) -üzerine, -den dolay, so-
acul gç. acescö; gç. acuo nuç olarak; {karlatrma) -e
ocul/a -ae d. küçük dere, nazaran, kyasen, -e bakn-
oculetu s. dikenli; {sözcükler) ca; (ek) -in yansra; -e ek ola-
ineleyici; kaçamakl, rak; {deyimlerde) od m«, te,
acule/us -I er. diken, ine, di- rem vs. bana, sana, konuya
kenli tel; (mec.) ine, diken; vs. dair, -ile ilgili; nil od hiç-
tahrik edici, tevik, olmamak; od tem-
bir ilgisi
acüm/en -ini cns. sivri uç, di- pus tam zamannda, uygun
ken; (mec.) kurnazlk, hüner, bir zamanda; ad hoc bunun
maharet; hile, hilekârlk; {lez- yansra, buna ek olarak; od
zet) keskinlik, aalk. praesens imdilik; imdi bu
) )

ada 8 add
anda; ad locam o noktada, gçf arlatrmak, arttrmak,
o yerde; ad verbum kelimesi büyütmek; (kurban) etmek,
ad summant ge-
kelimesine; kurban kesmek.
ad extre-
nel olarak, ksaca; adauisc/5 -ere gf daha bü-
mum, ad postremum, ad yük olmak, artmak.
ultimum sonunda, son ola- odbib/5 -ere -î gçf. içmek;
rak, en nihayet; (yer, zaman, (mec.) doya doya seyretmek
sra) son derecede, tamamiy- ya da dinlemek.
le, bütün bütün; ( derece ad adblt/ö -ere gf yanma gel-
unum omnes istisnasz hep- mek, yaklamak,
si; ad urbem esse ehrin ka- odc- bak. acc-
psnn dnda beklemek. addec/et -ere gçf. yarar; pek
adâct/Ö —önis d . zorlama, çok yarar, pek uygun düer.
mecbur etme, addens/e5 -ire gçf. bir yere
addetas gedo. adigö toplamak, sktrmak,
adâct/us -üs er. (diler) vur- add/î cö -fcere -îxî -i ctum
ma, bastrma, gf. ( kehanet alametler uygun
adaegue z. eit olarak, olmak, elverili olmak; gçf.
adaegu/ö -d re -fivi -otum raz olmak, tasvip etmek; ( hu-
eitlemek, düz etmek; ay-
gçf. kuk) hüküm vermek; devletçe
n düzeye getirmek, bir say- müsadere etmek; (mezat) iha-
mak; gf. eit olmak, le etmek; en yüksek arttrana
adam/ös -anüs er. çok sert brakmak; (mec.) tahsis et-

çelik, sert maden, elmas; mek; devretmek; vakfetmek,


(mec.) inatç, çok dayankl hasretmek, adamak; (kötü)
bir ey; -anteius -antinus s. brakmak.
adam/5 -are -âvl -ât um gçf addictl/o -dis d. (yasa) tah-
( birine) âkolmak; hayran sis; terk.

olmak, çok deer vermek, oddietus gedo. oddlcS er.

adaper/io -re -ul -tu m gçf mahkum; (mec.) -e bal,


açmak, örtüsünü kaldrmak, mecbur.
adapertilis s. açlabilir. oddi/sco -scere -dici gçf da-
adaqu/ö -âre -övf -otum ha çok örenmek,
gçf. (bitkiler, hayvanlar) sula- additament/um -I cns. art,
mak; -or gf su getirmek, su artma, ek.
salamak. additus gedo. addö
adauct/us -üs er. büyüme, ge- addö -ere -idi -it um
gçf. ek-

lime. lemek, katmak; pay vermek,


adau/ge5 -gere -xf -ctum vermek; ilhak etmek, bala-
ad d 9 adf
mak; -gradum yürüyüü kim; -den se, -den çok; ot-
hzlandrmak; -e quod bun- que-, ive- ve daha çok, ve
dan baka, yan sra, tercihen; usque- o kadar
addoc/eö -ere -uî -tum gçf. • uzak, o kadar uzun, o kadar
fazla, ilave olarak öretmek, fazla.
addubit/ö -öre -avf -öt um od/eps -pis er., d. iman, se-
gf. kuku içinde olmak; gçf. miz; imanlk, etlilik; (hay-
kabul etmemek, itiraz etmek, van) yumuak ya, iç ya,
add/ücö -öce re -öxî ya-
-uçtum gçf götürmek, getir- adepti/ö -onis d. elde etme,
mek; çekmek, kendine çek- kazanma.
mek, gerginletirmek, sk- adeptus geo. adipîscor
mak; (mec.) ikna etmek, te- adequit/ö -öre -av -öt um
vik etmek, aklna yatrmak, gf -e doru at ile gitmek,
adductus gedo addücö 5 ka- . adesdum buraya gel! yanma
slm, çekilmi, büzülmü, gel!
çatk; (mec.) iddetli, ciddi, adesse ms. adsum
ar. adesus gedo. adedo
ad/edö -edere -edl -esum adföbilis s. kolayca konuula-
gçf yemeye balamak; yiyip bilir, görüülebilir, kibar,
bitirmek; andrmak; tüket- mültefit.
mek. adföbilit/ös -ötis 5. nezaket,
ademi gç. adimo kibarlk.
adempti/ö -onis d. alma, adfabre z. ustalkla, maharet-
mahrum brakma, le.

ademptus gedo. adimo adfatim z. bkncaya kadar,


ad/eo -re iî -itum gçf Sr gf. yeterli derecede; nau-(ad
gitmek, yaklamak; üzerine seam) tiksindirici derecede,
almak, yüklenmek, kabul et- adfâ/t ur -rl -t us gçf. (ek.) (bi-
mek, girimek; bavurmak; rine) konumak; (tanrlara)
ziyaret etmek; (dümanca) dua etmek, yalvarmak, ba-
yaklamak, hücum etmek, vurmak.
adeö z. o noktaya kadar, o de- adfâtus geo. adfötur
rece, öyle, (za. 'dan sonra) adföt/us -us er. (birine) ko-
tam, tam tamna; (ba. 'dan numa, hitap.
sonra z., s.) (amaç) bunun adfectöti/ö -onis d. srarla
için,bu amaçla, gerçekten; arzulama, talip olma, göz
(biraçklamaya ek olarak) as- dikme; (ret.) yapmack,
lnda, gerçekte, böylece, nite- adfecti/ö -onis d. durum,
odf 10 adf
münasebet; düünü tarz, trmak; honöre- onur ver-
mizaç, ruh hali; mizaç; ei- mek, hürmet etmek; bz. yeri-
lim, muhabbet, sevgi; (gb .) ni tutan fiilleri ifade eden
yldzlarn nisbi durumu. öbür isimlerle birlikte,
adfect/ö -öre -övî -otum adftctus gedo. adfîngö
gçf.amaç edinmek, hedefle- odfi/gö -gere -xi -xum gçf.
mek; galip olmaya çalmak; saptamak, balamak, tak-
yapar gibi görünmek, yalan- mak, ilitirmek; (mec.) sürekli
dan yapmak; viam - ad elde balamak, raptetmek, tespit
etmeye çalmak; -ötus s. etmek.
{ret.) özentili. odfi/ngö -ngere -nx -ctum
adfectus gedo. adficiö hazr- gçf. yapmak, tekil etmek, bi-

lanm, tekil ya da tertip çim vermek; (-nn parças


edilmi; donatlm;
-ile etki olarak); tasavvur etmek, icat
altnda kalm, maruz kal- etmek, uydurmak,
m, deneyimli (dh .); (kii) odfîn/is -is er., d. komuluk;
müteessir, rahatsz; (eyler) (evlilik yoluyla) akrabalk; s.
zayf dümü. bitiik; komu; (eh. ya da inli.)
adfect/us -üs er. mizaç, tabi- ilgili, ortak.
at,eilim, huy, ruh hali; dü- adfînit/ös -ötis d. akrabalk
künlük; (ç.) sevilen kiiler. (evlilik yoluyla); (mec.) irti-

adferö adferre attul odla bat, münasebet,


tu m
& ollâtum gçf. getir- adfirvnâti/ö -ön »s d. bildi-
mek, nakletmek; tamak; rim, beyan, onay, teyit, srar.
kullanmak; bildirmek, haber adfirm/5 -öre -övî -öt um
getirmek; öne sürmek (açkla- gçf. bildirmek, beyan etmek;

ma); katkda bulunmak (ya - teyit etmek, dorulamak, ka-


uygulamak, kul-
rarl bir ey); ntlamak; -öte z. kati olarak.
lanmak; dokundurmak; ya- odfxus gedo. adflgö
ma etmek, soymak; (neden, od-flöt/us er. esinti, rüzgâr;
kant özür)
; ileri sürmek; buhar, ya da koku yaylmas;
(mec.) eklemek, meydana ge- soluk, nefes, soluk alp ver-
tirmek; yararl olmak; ilham me; (mec.) esin,
etmek, salamak. adfl/eö -ere gf. alamak,
adf/icö -îcere -2cl -ectuvn adflfctöti/ö -önis d. na, st-
gçf. etkilemek, etki brakmak; rap, elem.
bahetmek, ihsan etmek; ile adffct/ö -öre -övî -öt um
donatmak (dh.); exsili$- sür- gçf. sarsmak, parçalamak,
gün etmek, kovmak, uzakla- zarar vermek; rahat verme-
adf 11 adh
mek, yormak, üzmek; gf. mü- adgem/5 -ere gf. inlemek, ah
teessir olmak, ac çekmek. etmek.
adflîct/or -öris er. tahrip adglomer/o -Öre gçf. üzerine
eden, mahveden (kimse ya da eklemek, üzerine sarmak; ek-
?<?)• lemek, birletirmek,
adflîctus gedo. adfllgö 5. s- adglütin/ö -öre gçf. yaptr-
kntl, üzüntülü, kederli; ha- mak, raptetmek,
rap, viran; ayartlm, batan adgravesc/ö -ere gf. arla-
çkm; meyus, mahzun; adi, mak; kötülemek,
alçak. adgrav/ö -öre -fivî -ütüm
adfl/igo -fgere -Ix -îctum gçf. arlatrmak; kötületir-
gçf. vurmak, çarpmak, yere mek.
frlatmak; (mec.) bozmak, ha- adgre/dior -di -ssus gçf. yak-
sar vermek, ezmek, sarsmak, lamak, yaklap hitap et-
parçalamak. mek; bavurmak; saldrmak;
adfl/ö -öre -öv! -ütüm gçf. üstlenmek, bir görevi üstüne
& gf. üzerine esmek, soluu almak.
ile etki etmek, yere vurmak; adgreg/ö -Öre -avi -otum
yaymak. gçf. eklemek; toplamak, bir-
adflu/ens -en t is s. -ce zen- letirmek, katmak, raptet-,
gin, bol; -enter z. bol bol, mek.
mebzulen. odgressi/ö -ön is d. -e gitme,
adfluent/a -ae d. -e akma; hücum; (mec.) önsözde belir-
(mec.) bolluk, çokluk, bereket. tilen düünceler,
adflu/ö -ere -xl -xum gf. ak- odgressus geo. adgredior
mak; (mec.) çok olmak, bol adhae/reö -rere -si -sum gf.
olmak; tehacüm etmek, top- yapmak, (mec.) bal ol-
lanmak. mak, yaknnda olmak.
adfore gl. ms. adsum -m dg. adhaeresc/Ö -ere gf. yap-
k. mak, bal olmak; tereddüt
adful gç. adsum göstermek; (konuma) sürç-
adful/geö -gere -sî gf. üzeri- mek, kekelemek,
ne parlamak; ldamak; adhaesi/ö -on i s d. yapma,
(mec.) görünmeye balamak. adhoes/us -us er. yapma, s-
adf/utdö -undere -udi kca birleme.
-usum gçf. üzerine dökmek; adhib/eo -ere -ul -itum gçf.
sulamak; yaymak; -Osus s. -e çevirmek, uzatmak; -üze-
yere uzanm. rine koymak, tatbik etmek;
adfutürus gl. or. adsum (mec.) tevcih etmek, vermek
)

adh 12 adi

takdim etmek; eklemek; bir (eh.).

amaç için kullanmak, istimal adipât/us 5. yal; (mec.) ka-


etmek, tatbik etmek; getir- ba, ar.
mek, çarmak, davet etmek. ad/iplscor -pfscl -eptus gçf
adhinn/iö -ire -îvi -t um gf. yetimek; erimek; varmak,
kinemek; (mec.) sevinçten ulamak, ele geçirmek,
barmak, haykrmak. adit/us -üs er. gidi, yakla-
adhortöti/5 -önis d. tevik, ma, ( bir kiiye yanama; gi-
öüt. ri; (mec.) yol, olanak, frsat,
adhortât/or -öris er. tevik adiüdic/ö -öre -av -âtum
eden (kimse). gçf hüküm(hakem kararyla)
odhort/or -ör! -âtus gçf. ce- vermek, yüklemek, atfetmek,
saretlendirmek, tevik etmek, adiüment/um -I cns. yardm,
sevketmek. destekleme araa.
odhüc z. bu noktaya kadar; adüncti/Ö -önis d. birletir-
hatta; imdiye kadar henüz, ,
me, birleme; ek, ilave; (ret.)
daha; hâlâ, el'an; -nön he- tekerrür, tekrar yapma,
nüz deil. adiünct/us adiungö s.
gedo.
adiac/eo -öre -uf gf. yanna ilintili, rabtal; -a cns. ç. bir
uzanmak, snr komusu ol- olayla yakn ilgisi olan art-
mak. lar.
ad/iciö -çere -iecl -lectum adi/ungö -ungere -ünxl
gçf. frlatmak, atmak; ekle- -ünctum gçf boyundurua
mek; gözlerini, ya da zihnini komak; ilitirmek; (düünce)
-e doru çevirmek. eklemek.
adiecti/ö -önis d. ek, ilave; adiür/ö -öre -övi -âtum gçf
ilhak. & gf yemin etmek, yeminle
odiectus gedo. adiciö pekitirmek; (bir eyin üzeri-
odiect/us -üs er. yaklama. ne) yemin etmek.
od/igo -igere -egi -öctum adiüt/ö -a re -övî -âtum gçf.
gçf. (-e doru) sürmek; zorla- yardm etmek.
mak; sürüklemek; fis adiüt/or -öris er. yardma;

iürandum- yemin etmeye (ask.) yardma, muavin; (siy.)


zorlamak; in verba - zorla muavin; (f/y.) yardma oyun-
birine sadakat yemini ettir- cu; -rîx -rlcis d.
mek. odiütus gedo. adiuvös
ad/ivnö -ime re -emi -emp adi/uvö -uvore -övî -Otum
tnm gçf -den almak, geri al- gçf.yardm etmek; tevik et-

mak, ortadan kaldrmak mek, cesaretlendirmek.


ad | 13 adm
ad} bak. adi- mak.
adlö/bor -bî -psus 9/; kay- odl/iciö -içere -exf -ectum
mak, (-e doru) akmak, yak- gçf çekmek, cezbetmek; ikna
lamak. etmek.
adlabör/ö --fire -övf -otum odil/dö -dere -si -sum gçf
gf sk çalmak, fazlaca ça- çarpmak, vurmak; (mec.) in-
lmak. citmek, zarar vermek,
adlacrfm/5 -fire -övf -ütüm adli g/ö -öre -övf -ötum gçf
gf. gözya dökmek, balamak, sarmak; (mec.)
adlöpsus geo. adlöbor tespit etmek; engel olmak,
adlöps/us -üs er. sinsi yakla- balamak, yükümlülük altn-
m; -e doru kayma, da brakmak.
adlötr/ö -are -övî -otum odl/inö -inere -övf -ît um
gçf. havlamak; (mec.) söv- gçf sürmek, svamak; (mec.)
mek, yermek, -e bulatrmak, lekelemek,
adlotus gedo. adferö bozmak.
adloud/ö -are -övî -dtum odlfsus gedo. odlfdö
gçf çok övmek. odlocüti/ö -önis d. söylev; ra-
adlect/ö -öre -övî -otum hatlatc sözler,
gçf ayartmak, cezbetmek, odlocütus gedo. adloguor
çekmek. odloqu/ium -i & il cns. ko-
adlectus gedo. adlegö numa; cesaretlendirme, te-
adlectus gedo. adliclö vik.
adlegöti/ö -önis d. görev; de- ad!o/quor -quî -cGtus gçf
lege gönderme. konumak, söylev vermek;
adleg/ö -öre -ovî -Ötum gçf tevik etmek.
(lf, görev için ) göndermek, gö- odlüdi/ö -öre -övf -ötum gf
revlendirmek; zikretmek; (ile) oynamak.

-ötî er. ç. vekiller. adlö/dö -dere -si -sum gf.


odl/egö -eere -egî -ectum -ile oynamak, elenmek,
gçf seçmek. odlu/ö -ere -î gçf. ykamak;
odlevöment/um -I cns. ferah- yaknnda akmak, yalayp
lama, iç rahatlamas, teskin, geçmek.
odlevöti/ö -önis d. kaldrma, odluvi/5 -önis d. su tamas,
yükseltme; (mec.) rahat ettir- sel; çl. sulann çekilmesinden
me, skntdan kurtarma, arta kalan çöküntü toprak,
odlev/ö -öre -övî -ötum gçf alüvyonlu toprak.
yukan kaldrmak; yattr- odmötör/ö -öre -övî -ötum
mak, teselli etmek; zayflat- gçf. olgunlatrmak, süratle
adm 14 adm
meydana getirmek, odmissâr/ius -I & î er. da-
adme/tior ~tfrl -nsus gçf mzlk at, aygr,
ölçmek, ölçüp ayrmak, ölçe- odmissus gedo. admitto
rek bölmek. odm/ttö -itte re -îsl -issum
adntinicul/or -ori -öt us gçf gçf müsaade etmek, kabul et-
smk dikmek, hereklemek; mek; dörtnala gitmek; izin
(mec.) desteklemek. vermek; suç ilemek; equo -
admincul/am -f cm. destek, ssö doludizgin; -issum cns.
payanda; (mec.) destek, yar- suç.
dm. admixti/ö -önis d. katp ka-
administ/er -rî er. yardmc, rtrma, kanma, birletir-
hizmetçi; ( ask.) içi, mühen- me.
dis. ad mi xt us gedo. admisceo
administrâti/Ö -önis d. yar- admoder/or -ârî -âtus gçf
dm etme, yardm, ibirlii; snrlamak; -öte z. uygun
hizmet; yönetim, olarak.
administrötor -eri er. yöne- odmodum . pek, çok, tam, ta-
tici. mamiyle; evet, elbette; ( olum-
adminstr/ö -öre -avf suz ifadelerde) asla, katiyen,
-otum gçf. yardmda, hiz- admon/eö -ere -uî -ît um
mette bulunmak; yönetmek, gçf hatrlatmak, aklna getir-
sevk ve idare etmek; ifa, icra mek, öüt vermek, uyarmak.
etmek. admoniti/5 -önis d. hatrlat-
adntîrâbili/s s. olaanüstü, ma, ima, uyan, fikir verme;
artc; -ter z. artc bi- öüt, tembih.
çimde; garip bir ekilde, admonit/or -öris er., -rîx
admirabilit/ös -âti s d. a- -rfcis d. öüt veren, tembih
lacak durum, olaanüstülük, eden (kimse).
admirötî/ö -on is d. hayran- admonita teklif, istek, talep,
lk, hayret, beeni, hatrlatma.
admfr/or -ârf -ât us gçf a- admor/deö -dere -sum gçf.

mak, beenmek, takdir et- diini geçirmek; (mec.) hile


mek; armak. yapmak, dolandrmak,
admi/sceö -scere -scuî admorsus gedo. odmordeö
-xtum gçf kantrmak, kat- odmöti/ö -önis d. uygulama,
mak, bir karm oluacak bi- admotus gedo. admoreö
çimde eMemek; (mec.) içine odm/oveö -övere -övi
almak, içermek; $5- kar- -otum gçf. götürmek, evke t-
mak, müdahale etmek. mek, yaklatrmak; uygula-
adn 15 adr
inak, yönlendirmek, dürt- yümek, yetimek, olgunla-
mek; kulak vermek, dikkatini mak, artmak.
vermek. Adon/is -is Sr idis er. Ve-
admurmurâti/ö -ön i s d. m- nüs’ün âk olduu yakkl
rldama, mnlt. genç.
admurmur/o -fire -âv adopertus s. örtülü,
-fitlim gf. (onaylayc ya da adoptfiti/ö -Ön i s d. evlatla
reddedici) mrldanmak, kabul etme.
admutil/ö -fire -fivî -fitum adopti/Ö -onis d. evlatla
gçf. dibinden krpmak; (mec.) kabul.
hileyapmak. adoptfvus 5. evlat edilen,
ad ne/cto -etere -xuî -xum eden; evlat edilmeyle ilgili,

gçf. balamak, raptetmek. adopt/ö -fire -fivî -fitum gçf


adnex/us -üs balant, irti-r. seçmek, edinmek; evlatla
bat, ilgi. kabul etmek; (aaç) ala-
adnîsus, adnîxus gedo. mak.
odnltor od/o r -ör is & oris cns. kzl
adnî/tor -ti -sus & -xus gf buday; -öreus s. -öreo d.
dayanmak; çabalamak, ur eref, an, öhret,
ramak. odor/ior -ri -tus gçf. yakla-
odn/o-fire gçf & gf yüzmek. mak, sokulmak; saldrmak;
adnot/o -fire -fivî -fitum gçf girimek; bavurmak,
-üzerine iaretlemek; dikkat- adörn/ö -fire -fivî-fitum
le gözlemek, not etmek. gçf hazrlamak, donatmak,
adnumer/o -fire -fivî -fitum süslemek.
gçf saymak, hesaplamak; odör/o -fire -fivî -fitum gçf
ödemek. hitap etmek, bavurmak;
odn/uö -uere -ul -ütüm gf (mec.) yalvarmak, yakarmak;
onaylamak için ban e- tapnmak, hürmet etmek,
mek; raz olmak, muvafakat odortus geo. adorior
etmek; söz vermek; iaret et- adp- bak. app.~
mek. adrfi/do -dere -si -sum gçf.

ad/oleö -olere -ohî -ultum dipten kazmak, tra etmek,


gçf büyütmek, süslemek; adrâsus gedo. adrâdö
(mec.)sunan üzerine koy- odreetus gedo. adrigd s.

mak, ymak, sunulan eyleri adrep/ö -ere -s -t um gf sü-


yakmak; yakmak. rünmek, emeklemek, gizlice
odolescen- bok. odulescen- girmek.
odol/escö -escere -evî gf bü- odreptus gedo. adripiö
adr 16 ads
Adria, vs. bak. Hodri o vs. mak.
adrf/deo -dere -sî -sum gçf adsecul/a -ae er. maiyetinde-
& gf. gülmek, gülümsemek; kilerden biri (küçültücü).
(mec.) uygun olmak, mem- odsödî gç. adsideo; gç. ad-
nun etmek; houna gitmek, sidö
adr/igö -igere -exî -ectum adsensi/ö -önis nza, onay,
d.

gçf. kaldrmak, yükseltmek; muvafakat; duyulur al-


( fel .)

(mec.) canlandrmak, uyan- gnn gerçekliini kabul et-


drmak. me.
adr/ipiö -ipere -ipul -ep- odsens/or -oris er. onayla-
tum tutmak, yakala-
gçf. yan kii.
mak, zaptetmek: almak, ken- adsensus geo. adsentior
dine mal etmek; ele geçir- odsens/us -üs er. nza, onay,
mek; çabuk örenmek; {yasa ) muvafakat, tasvip, onama;
tutuklamak; hicvetmek, yank; (fel.) duyulur algnn
adr ö/do -dere -sî -sum gçf gerçekliini kabul etme.
kemirmek, azar azar srmak, adsentöti/o -önis d. dalka-
adrog/öns -ottis s. kibirli, vukluk; -uncula d. saçma
terbiyesiz, arsz; -onter z. övgüler.
adroganti/a -oe d. kibir, ken- odsentöt/or -oris er. -rx
dini beenme, haddini ama, -rlcis dalkavuk; -örie z.
d.

küstahlk, gururlu olma, dalkavukça.


adrogâti/o -Önis d. evlat ads/entö -entlre -ensî -?n-
edinme. sum -entior -entfrî -ensus
adrog/ö -ore -ovf -otum gf raz olmak, anlamak;
gçf sormak; birletirmek; ta- onaylamak, tasvip etmek.
lep etmek, iddia etmek, üzeri- odsent/or -örf -öt us gf raz
ne almak, (mec.) hükmen ver- olmak, anlamak; yaltaklan-
mek. mak, dalkavukluk etmek.
odsc- bak. asc- odseguor hjuI -cûtus gçf ye-
adsecla bak. adsecula timek; varmak, ulamak, er-
odsectâti/o -önis d. hizmet, mek; kazanmak, elde etmek,
refakat. erimek; zekâyla kavramak.
adsectöt/or -oris er. taraftar, odser/ö -ere -uî -tum gçf.
maiyet. (yasa) özgür ilan etmek {ge-
odscct/or -firî -ât us gçf biri- nellikle causö ve mönü ile)

nin devaml peinden git- azad etmek (köle); sahip çk-


mek, maiyetinde hazr bu- mak, almak, mal etmek; -in
lunmak, hizmetinde bulun- servitütem köle olarak talep
e

ads 17 ads
etmek. lunan; yorulmaz, ylmaz;
ads/ ro -erere -evi -itum (eyler) sürekli; -e -ö z. sürekli
gçf yaknma ekmek, dikmek. biçimde, daimi olarak,
odserti/5 -onis d. bir kiinin adsidu/us -î er. vergi ödeyen
köleliini ya da özgür oluu- kimse.
nu resmen bildirme. adsignöti/ö -onis d. toprak
adsert/or -ör is er. koruyucu, hissesi, datm,
hami, savunan kimse, birisi- adsign/ö -öre -av -öt um
nin kendi kölesi olduunu id- gçf bölütürmek, tahsis et-

dia eden kimse. mek (öz. toprak); tahsis et-


odserv/iö -ire gf. yardm et- mek; yüklemek, isnat etmek,
mek. vermek, hamletmek; iaretle-
adserv/ö -öre -övf -ât um mek, mühürlemek,
gçf. dikkatlice gözlemek; ko- ads/iliö -ilîre -ilul -ultum
rumak, saklamak. gf üzerine atlamak, sçra-
adsessi/ö -onis d. yannda mak.
oturma. adsimili/s s. benzer, gibi, mü-
odsess/or -öris er. danman, abih; -ter z. benzer biçimde,
öüt veren (kimse). adsimul/ö -öre -övî -öt um
odsess/us -üs er. yannda gçf & gf kyaslamak; yapar
oturma. gibi görünmek, yalandan
adseveranter z. ciddi ekilde, yapmak; öykünmek; -ötus s.
kesinlikle. benzer; öykünme, sahte, yap-
adseveröti/ö -onis d. iddia, ma, yapmack, uydurma,
teyit; ciddilik. ads/istö -istere -titî gf ayak-
adsever/ö -öre -övî -Öt um ta durmak, yaknnda dur-
gçf ciddi olarak yapmak; id- mak; savunmak,
detle iddia etmek, dorula- odsitus gedo. odserö
mak. adsol/eö -ere gf allm
ol-
ods/ideö -idere -edl -essum mak, adet üzre olmak,
gf oturmak; -ile me-
yanna odson/ö -öre gf karlk ver-
gul olmak,yardm etmek; ku- mek, mukabele etmek; yank-
atmak; benzemek. mak, çnlamak,
ads/Idö -îdere -edî gf yan- adsp- bak. asp-
na oturmak. adstern/ö -ere gçf. yere ser-
odsiduit/ös -ötis d. sürekli e- mek, yere ykmak,
lik, bakm; devam, sü-
sürekli adstipulöt/or -öris er. (muka-
rek, sk sk yineleme.
beka; ve/e) taraf olan kimse; (rnec.)
adsidu/us 5. sürekli hazr bu- bir düüncede olan kimse,
. )

ads 18 adu
destekleyici. cut olmak; desteklemek, yar-
odstipul/or -ari -ot us (mu- dm etmek (öz. yasada); gel-
kovele) birlikte kabul etmek; mek; huzurunda bulunmak
(mec.) gf uyumak, görü bir- (mahkeme); animö- dikkat
liinde olmak. etmek; iam aderö birazdan
odstitl gç. adsistö; gç. adstö- geleceim.
adst/ö -öre -4ti g( yannda adsüm/Ö -ere -psî -ptum
durmak, dikilmek, ayaa gçf üzerine almak, kabul et-
kalkmak; yardm etmek. mek; ek olarak almak, ekle-
ad$trep/o -ere gf. gürültüyle mek; ( soyut eyler) kazanmak;
karlamak, gürültü yapmak; ( mantk küçük önermeyi
alklamak. oluturmak; ( dil.bilg .)
asupta
adstrict/us gedo adstringö verba.
s. sk, dar; ksa, muhtasar, odsümpti/ö -ön is d. alma,
cimri, hasis; -e z. ksaca, kabul etme; küçük önerme
adstri/ngö -ngere -nxl (mantkta).
—et um gçf. üzerine bala- adsümptîvus s. (yasa) hariç-
mak, raptetmek, sktrmak; ten delillerle savunulun,
balamak, mecbur etmek, adsümpt/us gedo. adsumö
zorlamak; ksaltmak, adsu/ö -ere gçf üzerine dik-
adstru/ö -ere -xî -ctum gçf. mek, dikerek ilitirmek, ya-
yanna bina etmek; eklemek, mamak.
adstup/eö -«re gf. hayret et- adsur/go -gere -rexî -rec-
mek, amak. tum gf kalkmak, ayaa
adsuef/aciö -acere -ecî kalkmak, dikilmek; yüksel-
-o ctum gçf altrmak, mek; büyümek,
adsue/scö -scere -vî -tum odt- bak. att-
gf almak. odulâti/ö -önis d. yaltaklan-
adsuetüd/ö -ini d. âdet, al- ma (köpek); dalkavukluk, kö-
kanlk, itiyat, huy. olma durumu,
le gibi

odsuetus gedo. adsuescö s. adulöt/or -öris er. dalkavuk,


allm, mutad. tufeyli; -orius s. dalkavukluk
adsult/o -öre -âvî -öt um gf eden, ikiyüzlü.
atlamak, sçramak; saldr- adulesc/ens -entis er., d.

mak. genç adam ya da kadn (ge-


odsult/us -üs er. saldr, hü- nellikle 15-30 yaaras).

cum. adulescenti/a -ae d. genç


od/sum -esse -ful gf hazr ol- (15-30 ya aras),
mak; yaknnda olmak, mev- adulescentul/a -ae d. kzca-
adu 19 adv
z; -us -I er. çok genç bir alevlendirmek; tahrip etmek.
adam. adusque edt. (h. ile) -e kadar,
adul/ö -üre -av -ütüm -e varncaya kadar, -e gelin-
adul/or -ar -otus gçf. & gf. ceye kadar; z. tamamen, her
fazla iltifat etmek, yaltaklan- taraftan.
mak, dalkavukluk etmek, odüstus gedo. oduro s. esmer,
adulter -î er., -a -ae d. zina yank, kavrulmu,
yapan erkek, zina yapan ka- advectîcius s. dardan geti-
dn; 5. zina eden, rilmi olan, ithal edilmi.
adulterînus s. gayri meru ili- advect/Ö -öre gçf sk sk ta-
kiden meydana gelen; sahte, mak, getirmek, ithal etmek,
kalp. advectus gedo advehö
.

adulter/ium -I & ii cns. zina, odvect/us -us er. getirme, na-


adulter/ö -öre -övî -otum kil, ithal.

gçf. & gf zina ilemek; tahrif adve/hö -here -xl -ctum gçf
etmek, bozmak. tamak, götürmek; (edl.) ata
adultus gedo. adolesco s. ye- binmek.
tikin, ergin, olgun, advel/ö -ore gçf taç giydir-
adumbrâtim z. ana hatlany- mek.
la, taslak halinde, adven/a ~oe er., d. bir yaban-

adumbrati/ö —onis d . taslak; c, göçmen; s. yabana, ecne-


kroki, ema. bi; acemi göçmen,

adumbr/o -ore —âvî -otum adv/eniö -enire -eni -en-


gçf gölgelendirmek, gölge tum gf varmak, gelmek,
vermek; taslak yapmak; gös- odventîcius s. yabana, dtan
termek, tasvir etmek, tasarla- gelen, haricî; rastlantsal; faz-
mak, öykünmek, kopya et- ladan.
mek; kefetmek; -otus s. tas- advent/ö -üre -âvî -otum
la yaplm; sahte, yapma, gf. daha yakna gelmek, hzla

eksik, kusurlu. yaklamak.


oduncus s. çengelli, eik, bü- advent/or -oris er. ziyaretçi;
kük. müteri.
aduncit/âs -âti s d. kavislen- advent/us -us er. geli, van,
me, bükülme, erilme, yaklama.
odurg/ed -ere gçf. yakndan od ver sor /i us -I & ii er. dü-
izlemek, sktrmak, man, muhalif; s. -e kar dön-
adü/rd -rere -ssl -stum gçf mü, kar çkan, engel olan,
yakmak, tututurmak; don- zt, düman; -ia cns. ç. not
durmak; (mec.) yakmak, defteri.
adv 20 aed
adversâtr/îx -fcis d. (kadn) rak mahkemeye çarmak.
muhasm, kar çkan, muha- advol/5 -âre -âvf -otum gf
lif. -e doru uçmak, uçmak; ani-
odversi/ö -onis d. yöneltme, den saldrmak.
tevcih; kullanma. advo!/v5 -vere -vî -öt um
advers/or -ar -ât us gf. kar gçf -e doru yuvarlamak, yu-
koymak, kar çkmak, diren- varlayarak getirmek; ayakla-
mek. rna kapanmak,
advers/us gedo. advertö s. advor- bak. adver-
zt, aksi, kart, önünde, dü- odyt/um -I cns. tapnak içinin
man; -o flümine akntya en en gizli ve dip bölü-
kutsal,
kar, -ae res talihsizlik, bed- mü; ibadethane.
bahtlk. Aeac/us -I er. Peleus'un baba-
adversus, adversum edt. (h. s, ölüleri yarglayan kimse;
ile) karsnda, kar; önünde; -ides -idae er. Akhilleus;
-e göre; z. -e göre, karlat- Pyrrhos.
rarak. A eoe/a -ae d. Kirke'nin adas;
adver/tö -tere -tî -sum gçf. -us s. Kirke'ye ait.

döndürmek, çevirmek, yö- aed/es -is d. tapmak; (ç.) ev.


neltmek; dikkatini çekmek; aedicul/a -ae d küçük ev, .

animum- dikkat etmek, far- oda; küçük tapmak,


kna varmak, anlamak, idrak aedificöti/d -onis d. yap, bi-
etmek; (ad ile) bakmak, üzeri- na; -uncula d. küçük ev.
ne almak; (in ile) cezalandr- aedificöt/or -oris er. yapc,
mak. mimar.
advesperâ/scit -scere -vit aedific/ium -I & iî cns. yap,
gf. akam oluyor. bina.
advigil/o -âre gf bekçilik et- aedific/ö -âre -âvî -ât um
mek, nöbet beklemek. gçf ina etmek, yap yap-
advocâti/ö -onis d. (mahke- mak.
mede) yardrh, danma, mü- aedîlicius s. (eski Roma’da)
avere, avukatlk; yasal müh- bayndrlk memuruna ait;
let, erteleme. er. emekli bayndrlk memu-

advocât/us -î er. bir davada ru.


savunan kimse, müdafi kim- cedî!/is -is er. (eski Roma'da)
se, danman. bayndrlk memuru,
advoc/ö -âre -övl —otum aedllit/âs -ötis d. bayndrlk
gçf. çarmak, davet etmek, memurluu.
celp etmek; (yasa) tank ola- aed/s -is bak. aedes
.

aed 21 aeq
aedtum/us aeditim/us -I med, birisine öykünmeye ça-
tapmak bekçisi.
er. lan kimse.
Ae2t/es -oe er. Medeia'nn ba- aemul/or -Sri -ât us gçf. ra-
bas. kip olmak, rekabet etmek, öy-
Aegae/us s. Ege'ye ait; cns. Ege künmek, taklit etmek; ks-
Denizi. kanmak, hased etmek.
aeg/er nrî s. hasta, sayn; üz- aemul/us -I er. rakip (kimse);
gün, kederli; zayf. s. rekabet eden; kskanç; öy-
aegi/s -dis d. Iupiter ya da At- künen.
hena'mn kalkan. Aen/Sds -ae er. Troia'I önder
aegoce r/os ~5ts er. olak ve destannn
Vergillus'un
burcu. kahraman; -cad /is -ae er.
aegre z. aa vererek, meakkat- Troia'I; Roma'l; -eri us s.
le, honutsuz bir biçimde; Aene/is -idis & idos d. Vergi-
güçlükle; güç bela; hemen lius'un Aeneis destan.
hiç, ancak; -ferre taciz edil- aeneus s. bronzdan, bronz ren-

mek, usanmak. gi; bronz gibi.


aegresc/ö -ere gf hastalan- oenigmo -Üs cns. bilmece,
mak; arlamak, kötüle- muamma, gizem, sr.
mek; üzülmek, muzdarip ol- aert/us s. bronzdan; bronz gibi
mak. sert, metin; -um -î cns. bronz
aegrimöni/a -ae d. üzüntü, kap.
endie, hüzün. oequâbili/s s. eit; birbirine
aegrtüd/d -ini d. hastalk; uygun, tutarl, insicaml;
hüzün, keder, denk, müvazi; tarafsz, yan-
aegr/or -âris er. hastalk. sz; -terz. her zaman ayn bi-

aegrotâti/5 -on is d. hastalk, çimde, eit olarak, düzgün bi-


rahatszlk, illet. çimde.
oegrot/5 -ore -âvl -otum gf. aequâbilit/âs -âtis d. eitlik,

hasta olmak; (mec.) muzda- tam benzerlik; tarafszlk,


rip olmak; zayflamak, yanszlk.
aegrotus s. hasta, rahatsz. oeguaevus s. ayn yata, yat.
Aegypt/us -I d. Msr; er. Da- oequol/s s. düz, düzgün;
naos'un kardei; -ius s. denk, eit, ayn, tpk, benzer;
oelin/os -I -on er. at, mersi- ayn yata, çada, akran;
ye. -ter z. düz bir durumda, eit
oemuloti/9 -Önis d. rekabet olarak.
ya da kötü); kskançlk.
(iyi aequâlit/ös -âtis d. düz olu,
aemulöt/or -ör is er. öykün- düzlük, düzgünlük; eitlik (si-
aeq 22 aes

yasette, yata), benzerlik. ait; er. Roma'da en alt snf-


aequanimit/âs -atis d. iyi ni- tan olan yurtta; -a d. ma-
yet, hüsnüniyet, lütufkarlk, den; -um cns. hazine; tribü-
evkat; sakinlik, huzur; sabr. nl -I maa kâtipleri; Ro-
aequâti/o -öm s d. eit da- ma'da varlkl orta snf.
lm. aerötus s. bronzdan, bronza
aeque z. eit olarak; tpk, ayn- ait.

s (ac, atque, et, quam ile); oereus s. bakr ya da bronz-


hakl olarak, adaletle. dan.
aequinoct/ium -î & il cns. oerifer -î s. büyük zil tayan
ekinoks, gün-tün eitlii; (kimse).
-ialis s. aerip/es -eds s. bronz ayakl.
oequiper/ö -öre -avî -ât um âerius s. havaya ait; yüce,
gçf. kyaslamak; eit yapmak, marur.
denk saymak; ayn düzeyde aerüg/ö -ini d. bakr pas,
olmak, eit olmak, denk ol- pas; (/nec.) gpta, haset, ks-
mak; rekabet etmek; -âbilis kançlk, hrs, tamah.
karlatrlabilir.
s. aerumn/o -ae d. sknt, dar-
aequit/ös -ât is d. aynlk, lk, eza, cefa; -osus s. kötü
tam benzerlik; hakkaniyet; halde, perian, sefil; felaketli,

yanszlk; doruluk; itidal; tehlikeli.


zihnin sakinlii. aes aeris cns. bakr, bronz; pa-
aequ/ö -öre -âvl -âtum gçf. ra; (ç.) bakr ve bronzdan ya-
düzeltmek, düzlemek; eit kl- plma nesneler, (öz.) heykel-
mak; ayn düzeye getirmek; ler, çalglar, kaplar; asker
kyaslamak; eit olmak; mvia. -alienum borç; -cir-
solü- yerle bir seviyeye getir- cumfo râneum ödünç al-
mek. nan para; -grave Roma sik-
aequor -is cns. düz yüzey, de- kesi.

niz; -«us s. denize ait. Aeschyl/us -î er. Yunanl tra-


aequ/us s. düz, yatay, ufkî, jedi airi, Aiskhylos.
eit; uygun, müsait, elverili, Aesculöp/ius -I er. hekimlerin
dost, hakl, haktanr; sakin; tanrs.
-um -i cns. düz alan, ova, aesculet/um -î cns. mee or-
doruluk; -o onîmö sabrla, man.
tahammülle; -um est akla Aesop/us -î er. Yunanl masal
yatkn; ex -o eit olarak; âer yazan, Aisopos; -ius s.

öeris er. hava, iklim; sis, pus. aest/âs -ât is d. yaz.


oerari/us s. bronzdan; paraya aestifer-îs. scaklk getiren.
aes 23 aga
aestimöti/ö -ön is d. deer trmak, ölümsüzletirmek.
biçme, deer; lîtis- hasar tes- aetern/us s. ebedi ve ezeli, ön-
biti. cesiz, sonrasz, baki, ölüm-

aestimöt/or -öris er. bilirkii, süz; in -utn sonsuza kadar,


deerini ölçen kimse; deerbi- ilelebet.

lir kii. aeth/er -eri er. gökyüzü, cen-


aestim/Ö -öre -öv -otum net; hava.
gçf.deerlendirmek, deerini aetherius s. esirle ilgili, esir-
takdir etmek;kymet vermek, den yaplm; havayla ilgili,
saymak, tahmin etmek, dü- havada meydana gelen; gök-
ünmek; mögnî- çok kymet le ilgili, göksel.

vermek. Aethiop/s -is . Habe; (mec.)


oestîv/us 5. yazlk; -a -örum aptal.
cns. ç. yaz ordugâh; yaz sefe- aethr/a -a d. gökyüzü.
ri; yazlk otlak. Aetn/a ~ae d. Sicilya'da Etna
aestuör/ium -I & iî cns. gelgit yanarda; -aeus, -ensis d.
sularyla açkta kalan alan, Aetöl/ia -iae d. Yunanis-
tuzlu bataklk; koy, haliç. tan'n kuzeyinde bir bölge;
aestu/ö -öre -övî -a tu gf. m -us, -icus s.

yanmak; çok scak olmak; oevit/ös -ötis aefas'm eski bir


(deniz ve eyler) kabarmak, biçimi.
iddetle sallanmak; ( mec.) he- aev/um -I cns. ömür, hayat;
yecanlanmak; tutkuyla yan- sonsuzluk; in- daima.
mak; tereddüt etmek. Af/er -rl s. Afrika'l, Afrika ile

aestuösus s. çok scak, kzgn; ilgili.

tahrik olmu, cokun, köpür- ofore absum un gelecek zaman


mü. mastar.
aest/us -us er. s, scaklk; de- Afrön/ius -I er. Latin komedi
nizin kabarmas; gelgit; airi.
(mec.) tutku; tereddüt, ikircik- Afric/a -oe d. Roma'da eya-

lenme. let, günümüzde Tunus;


aet/ös —ötis d. ya, yaam; za- -önus s. iki Scipio'nun ad;
man; -ötem z. yaam bo- -önae d. ç. -ms s.
panterler;
yunca. Afrikal; er, güney-bat rüzgâ-
aetötul/a -at d. küçük va, r.
çok genç ya. öfui, âfutûrus (jç., <//., or. ab-
oeternit/ös -ötis d. sonsuz- sum
luk, ebed'yet, ezel, öncesizlik. Agamemn/ön -ön is er. Tro-
aetern/ö -öre gçf. sonsuzla- ia'ya kar Akha'lann önderi;
aga 24 agn
-on i us 5. va ya da yan arabas sürü-
agâs/ö -Öns er. seyis; ünifor- cüsü.
mal uak. agit/5 -öre -övl -âtum gçf.

09e, agedum haydi gel! Pe- hareket ettirmek, tahrik et-

kala! mek; (sürü, eyler) gütmek,


ageli/ us -I er. küçük bir arazi. sevketmek; (av) ardna dü-
Agön/ör -öris er. Europa'nn mek; ( rüzgâr ve su) dalgalan-
babas; -oreus s. -orides drmak, sallamak; (mec.)
-oe er. Kadmos; Perseus. sarsmak, kkrtmak; tevik
ag/evts -entis s. (ret.) etkili, etmek; izlemek, rahatsz et-
ag/er -r er. arazi, tarla; kr, mek; aalamak, alay et-
rn em ]f ket. mek; ( hareket faaliyet) sürdür-
,

agg- bak. adg- mek, -ile megul olmak; kut-


099er -is er. kale duvan, sur, lamak; (zaman) geçnitk, ge-
siper; toprak yn, küme, çirmek; yaamak; (düünce)
tümsek, toprak setler, yapma üzerinde düünmek; (nutuk)
yn. tartmak, incelemek, tahkik
agger/ö -öre -av -ât um gçf etmek.
ymak, biriktirmek; artr- agm/en -ini cns. hareket,
mak, toplamak, ilerleme, yürüme; yürüyü
agge/rö -rere -ssî -stum gçf. kolu, hareket halinde ordu;
tamak, getirmek, toplamak, kalabalk, sürü; -cloudere
biriktirmek, artrmak; tahrik bir.srann sonunda yürü-
etmek. mek; novissimum- artç,
aggest/as -üs er. yma, birik- dümdar kolu; prfmum- ke-
tirme, toplama. if kolu.
ogilis s. kolayca hareket edebi- agn/a -ûe d. dii kuzu.
lir; edilebilir, hafif; tetik, ça- agnfi/scor -sel -ts gf. sonra-
buk, çevik, atlgan; (mec.) dan domak, babas öldük-
canl, cevval, faal; er. i ada- ten sonra domak.
m. agnât/as -I er. akraba (baba
agillt/âs -âtis d. devingenlik, tarafndan).
çeviklik, hafiflik, ognell/us -I er. küçük kuzu,
agitöbilis s. hafif, seyyal, süt kuzusu.
agitöti/o -önis d. devinim, ognfn/us s. kuzuya ait; -o d.

çalkalanma, hareket, faali- kuzu eti.

yet, etkinlik; meguliyet; üze- <agniti/o -önis d. tanma; bil-

rinde çalma; tatbik, temrin, gi-


agitât/or -öris er. sürücü, sa- agnltus gedo agnoseö .
ogn 25 ala

agn5m/et -Inis cns. ek soya- agrcol/a -ae er. çiftçi, köylü,


d (öm. Africonas). agrpet/a -ae er. toprak bölü-
agn/osco -öscere -övî ümünden pay isteyen kimse;
-itum gçf. tanmak, kabul et- toprak reformu yanls.
mek; tehis etmek, onayla- Agripp/a -ae er. Romal aile
mak, doruluunu kabul et- ad, öz. Augustus'un damad.
mek; anlamak. Agyî/eus -eî & eos er. Apollo.
ago agere ög âctum gçf. sür- âh, â ün/, al!; heyhat! (üzüntü
mek, gütmek, yol göstermek, belirtisi.)

yamalamak, talan etmek, aha ünl. azarlama ya da gülme

ileriye doru itmek ya da sür- durumlarnda kullanlr; a!,


mek, ileri sürmek, ortaya koy- o!
mak; (mec.) harekete geçir- ahen- bak aen- .

mek, uyandrmak; yapmak, Ai/âx -öcis er. Ajax, Troia'da


ilemek, icra etmek, yerine iki Yunan kahramann adla-

getirmek; (zaman) geçmek, r.


harcamak; ( taahhüt) yönet- aiö gçf. (ek.) kabul etmek, evet
mek, sürdürmek; ( kamu söyle- demek; söylemek, konumak;
vi) rica etmek, yalvarmak, ain tü? ain vero? gerçekten
tartmak; görümek, müza- mi? quid ais? ne söylüyor-
kere etmek, anlama koulla- sun? ne demek istiyorsun?
rn görümek; (tiy.) oyna- âl/a -ae d. kanat; koltuk alt;
mak, rol yapmak; -cum po- (ask.) ordu kolu, yan kanot;
pulo halka seslenmek; age yan.
hadi, devam et! pekala, age alabast/er -rî er. kokulann
age pekiyi!; animam- nefe- sakland kutu,
sini vermek, bitmek, sona er- alac/er-ris s. canl, hareketli,
anttm guartum- üç
mek; alacrit/ös -ötis d. çabukluk,
yanda olmak; catsam- dakiklik, canllk; sevinç, ne-
dava etmek; id - ut hedefle- e, vecde dalma,
mek, amaa - olmak; lâge- alap/a -ae d. surata vurulan
dava etmek; nll agis yarar- amar; kölenin özgürlüü.
sz; quid agis? naslsn?; se- Slâri/us 5 (ask.) kanatta bulu-
.

gitmek, gelmek. nan; -î er. ç. yardma birlik-


agrâri/us s. kamu arazisine ler.

ait; -i er. ç. toprak reformu âlâtus 5. kanatl,


yanllar; lex -a arazi yasas. alaud/a -ae d. tarla kuu; C a-
agrestis s. krsal, köye ait; ka- esar'n ordusunda bir lejyon,
ba, yabanl, barbar; er. köylü. alâz/on -ön is er. övüngen
olb 26 ali

kimse. ölSc bok. allec


Alba longa ~ae -oe d bir ole/o -onis er. kumarbaz,
Latin kasabas; Roma'nn ol/es -iti s. kanatl; çabuk,
müjdecisi. tez, hzl; er. d. ku; kehanet,

albâtus 5. beyaz giysili (kim* ol esc/ö -ere gf. yetimek, bü-


se). yümek.
alb/eö -ere gf. beyaz olmak; Alexand/er -ri er. Yunan ad;
gündoumu olmak; afak Paris; Makedonya kral Bü-
sökmek. yük skender.
olbesc/ö -ere gf. beyazla- Alexandr/ea (sonra -lo)
mak; aarmak. -erae d. Msr'da skenderiye
olbic/ö -öre gf. beyaz olmak. kenti.
albidus s. beyaz, ak; akms. al g/a -ae d. deniz yosunu,
AJbi/ön -onis Britannia'nn al/geö -gere -si gf. souk his-
eski ad. setmek, üümek; (mec.) ihmal
albitüd/ö -ini d. beyazlk, edilmek, savsaklanmak,
aklk. algesc/o -ere gf. souk al-
albulus s. beyazms. mak.
olb/us s. beyaz, donuk beyaz; algdus s. souk; Algd/us -f
(mec.) parlak; -um - cns. be- er, Latium'da da.
yazlk; ariv. alg/or -oris er. soukluk, so-
Alcae/us -I er. Yunanl lirik a- uk; -ü souun etkisiyle,
ir. aliâ z.baka bir taraftan,
olced/ö -Inis d. yalçapkn, aliös bir baka zamanda;
z.

iskece kuu; -onia cns. ç. k baka yerde; bazen bazen; ...

ortasnda iyi havalar. (mec.) baka bakmdan,


alc/es -is d. iri boynuzlu bir alibî z. baka yerde, dier bir
Kuzey geyik türü. yerde; (mec.) baka bakm-
Alcibiad/es -is er. Atina'l po- dan
litikac. alicunde z. herhangi bir yer-
Acid/es -oe er. Herakles. den.
âl e/o -oe d. kumar, zar; (mec.) olid aliud un eski biçimi,

talih, ans, tesadüf, tehlike, olienoti/ö -onis d. nakil, ge-


riziko;iacto - est zar atld, çirme, transfer; yabancla-
ok yaydan çkt; in - om ris- ma; (Jc/O aynlma, anlamaz-
ke girmek. lk; (zihin) aknlk, bilinç bo-
âleât/or -ör s er. zar oyuncu- zukluu.
su; kumarbaz; -ârius s. ku- olienigen/o -ae er. yabanc;
marbaz veya kumarla ilgili. -us s. yabana; ayn türden,
.

ali 27 alm
heterojen. nunda imdi, artk.
olien/o -öre -övî -otum gçf. aliqucmtisper z. bir süre için.
mülkü sat yoluyla devret- aliquantul/us 5. oldukça az;
mek, satmak; yabanclatr- -um cns. pek az; z. biraz, bir
mak; akln kantrmak. ölçüye kadar.
alienus s. bir bakasna ya da aliquantus s. bir miktar,
bakalanna yabana, ec-
ait; önemli bir miktar; -um s. bir
nebi; (dh. ya da ab ile) -e uy- çok, bir hayli; z. oldukça; -d
mamak, -e yakmamak, z. (Jb. ile) biraz, bir ölçüye ka-
-den farkl; düman; er. ya- dar.
banc. aliquâtenus z. bir noktaya ka-

âüger -î s. kanatl, dar (yer); bir dereceye kadar.


aliment/um -I cns. gda, ye- ali/quî -qua -quod s. her-
mek, besin; çocuklann ebe- hangi bir, bir.
veynlerine olan yükümlülü- ali/quis -quid za. biri, birisi,
ü, nafaka; ( mec.) destek; bir kimse, bir ey; önemli biri
-orius gdaya ait.
s. ya da önemli bir ey.
alimön/ium -i & il cns. besin, aliquö z. herhangi bir yere.
beslenme, gda. aliquot s. (çkz.) bir miktar, bir-
ali$ z. öbür yöne, baka bir ye- kaç.
re; bir yere ... baka bir yere; aliquotiens z. zaman zaman,
baka bir amaca. çeitli zamanlarda,
aliöqul aliöquîn z. baka tür- aliter z. baka türlü, baka e-
lü, yahut, yoksa, olmazsa, ge- kilde; bir ekilde ... baka bir
nel olarak; aksi halde, bun- ekilde.
dan baka. olitus gedo. alo
aliörsum z. bir baka yönde; âl /i um -î & iî cns . sarmsak.
farkl biçimde. aliunde z. baka bir yerden.
ölip/Ss -edi 5 . ayaklan ka- alius alla aliud 5. dier, ba-

natl. ka; alius alius biri ... di-


...

allpt/es -ae er. spor eiticisi. eri; alius ex aliö birbiri ar-
aliquö z. u ya da bu yolla; dna, arka arkaya; in alia
(mec.) herhangi bir biçimde, omnia fre aleyhine oy ver-
herhangi tarzda. mek.
oliquam z. -diü bir süre için; ali- bak. adl-
-multi önemli bir miktarda. allec -is cns. balk salamuras.
aliquandö z. herhangi bir all/ex -icis er. ayak ba par-

gün, bir gün; zaman zaman, ma.


bazan; bir zamanlar; en so- almus s. besleyen; müfik, se-
aln 28 alv

vecen. vanlan).
oln/us kzlaaç, kzla-
-I d. altisonus s. yükseklerde gürle-
açtan yaplan ey. yen.
al/5 -ere -uî -tum & Itum altitonöns -ant is s. yüksek-
gçf. beslemek, besleyip büyüt- lerde gürleyen; ulvi,
mek, yetitirmek; iddetlen- altitüd/ö -ini d. yükseklik,
dirmek. derinlik; (mec.) yücelik; (akt)
Alp/es -i um d. ç. Alpler; -inus ketumluk, sr tutma,
s. altivolöns -antis s. yüksekler-
Alphe/us -I er. Peloponne- de uçan.
sos'un en önemli nehri. alt/or -öris er. besliyen adam,
alsl gç. algeö ya 5a ey; babalk,
alsius, alsus s. souk, serin, altrlnsecus z. öbür yandan.
altâr/ia -ium cns. ç. sunaklar, altr/lx -Icis d. besliyen kadn,
kurban talan. ya da ey; süt anne,
alt5 z. yüksek, yüksekten, üs- alt/us s. yüksek, derin; (mec.)
tünden; derinden, uzaktan, soylu; yüce, heybetli; eski, ka-
alter -îus s. (öz. iki eyden) biri, dim; -um -t cns. gök; deniz
dieri; ikind, beriki, yandaki; (gen. açk deniz); ex -5 re-
hemdns, farkl, deiik; -ego p et! t us doal olmayan, zo-
-idem ikinci bir ben, ayns; raki.
-um tontum ikinci bir o ka- âlucin/or -firî -ötus gf. saç-
dar;Gnus et- bir veya iki. malamak, çlgnca konu-
altercfiti/5 -ön is d. tartma, mak, sayklamak.
müzakere, münazaa, aluî gç. alö
alterc/or -5rî -ât» gf çeki- alumn/us -I er. evlâtlk, süt
mek, tartmak; sorguya çek- evlât; örenci.
mek, sktrmak, olGt/a -ae d. yumuak kösele;
altern/ö -öre -övî -Öt um ayakkab, kese, güzellik için
gçf. mübadele etmek, deitir- yüze yaptnlan bir parça,
mek; gf. sra ile yapmak, alveâr/ium -I & iî cns. an ko-
altern/us s sral, karlkl,
. van.
almak, münavebeli; ata alveol/us -I er. tabla, küçük
ait, atsal (iir); -Is z. sray- yalak, küçük kab.
la, münavebeyle, alv/eus -el er. oyuk yer, çukur;
alter/ üter -lusutrîus s. iki- tekne, yalak, oluk; gemi am-
sinden biri veya dieri; ve- u bar; banyo teknesi, nehir ya
ya bu, ikisinden biri, tag.
altilis s. semiz (öz. kümes hay- alv /us -I d. barsaklar; ra-
)

ama 29 amb
him; mide. amboct/us -î er. büyük birine
amâbili/s s. sevimli, sevilir, tabi olan kimse.
cana yakn, ho; -ter z. ambâg/Ss -s d. dolama, kv-
omobillt/âs -âtis d. sevimli- nntl yol; ( konuma dolam-
lik, çekidlik, cazibe. baçl yoldan konuma; kaça-
3mand/o -öre -fivî -otum makl söz; muamma, bilme-
gçf. uzaa yollamak; -âtio d. ce.

uzaa yollama. omb/edö -«dere -edî -«sum


am/âns -antis seven, âk, s. gçf. tüketmek, kemirmek,
dükün; er. âk; -onter z. ambesus gedo. ombedö
sevgiyle, muhabbetle. ambig/ö -ere gçf. & gf. dola-
amannens/is -is er. yazc, p durmak; kuku, tereddüt
kâtip. tartmak; çe-
içinde olmak;
amârac/us -I er. d. -um -I kimek.
cns. mercan kök; -inum ambiguit/âs -âtis d. belirsiz-
-ini mercankök ya.
cns. lik, mulaklk.

amâriti/es -el d. amârltûd/ ambigu/us s. deiken, kuku-


5 -ini d., amâr/or -oris lu, güvenilmez; belirsiz, mu-
aalk, naholuk, keskinlik. lak; z. kukulu olarak,
omSr/us s. aa; ( mec.) naho, omb/io -ire -il -ît um gçf. et-

keskin; ( duygular) kederli, rafnda gezinmek, kuatmak,


mahzun, gaml; huysuz, ters, etrafn çevirmek; (siy.) kap
serke; (söz) merhametsiz, id- kap dolaarak oy toplamak. *
detli; -â z. ambti/ö -onis d. oy toplama;
amâs/ius - & iî er. âk. yaranma, yaltaklanma; hrs,
Amath/üs -Ontis d. Kbns'da ihtiras.
kent; -usia d Venüs. . ambitios/us s. sarmal, dolam-
amoti/ö -ön is d. sevme, sevi- baçl; yükselmek, kendini be-
me. endirmek amaanda olan,
amât/or -oris âk, sevgili;
er. hrsl, ihtirasl; çkara, göste-
dost, arkada, -e dükün kim- riçi; gösterili; -e z. gösterili
se, çapkn; -orculus er. za- bir biçimde,
vall, âk; ~rlx -ricis d. sev- omltus gedo. ambiö
gili. amb it /us -üs er. ylankavi ha-
amatori/us s. aka ait, erotik; deveran; dolam-
reket, devir,
-e z. âkâne. baçl yoldan konuma; oy
Amâz/ön -ön is d. Amazon, toplama, rüvetçilik; lex de
savaç kadn; -onides d. ç. kar yasa,
-Ö rüvetçilie
Amazonlar; -onus s. ambö ambae ambü sy . her
amb 30 omo
ikisi, her kisi de, ikisi de. omîcul/us -I er. yakn dost,
ambros/a -ae d. tonnlann amîc/us -I er. dost, arkada;
gdas; -us s. tanrsal, lâhi, -o -ae d . dost, arkada; sev-
ambüböi/a -ae d. Suriyeli gili; s. dost, dükün; iter, -e z.

flütçü kz. âmissi/Ö -önis d. kayp, zi-

ambulâcr/um -i cns. cadde, yan, zarar, hasar,


geni yol, gezinti yeri, aaçl ömissus gedo. öntittö
yol. amit/a -oe d. hala,
ambulöti/ö -ön is d. yürüyü, om/ittö -ittere -isi -issum
gezinti,yürüme; yaya yolu, gçf uzaklatrmak, gönder-
gezinti yeri; -uncula d. ksa mek; elden kaçrmak, yitir-
yürüyü. mek.
ambui/ö -öre -övî -otum gf. Ammon -is er. luppiter'le öz-
yürümek, gitmek; yolculuk deletirilen Msr tanrs;
etmek. -OCUS 5.
ambü/rö -rere -ssî -stum amnicol/a -oe er. rmak ky-
gçf. yakp bitirmek; souktan snda bulunan.
dondurmak, kurutmak; omn/is -is er. rmak; -icus s.

ykmak, tahrip etmek,


(rnec.) -iculus%r. çay, dere,
ambüstus gedo. ambürö am/o -öre -övî -otum gçf
amell/us -î er. bir çiçek, âk olmak, sevmek, been-
âm/öns -entis s. deli, çlgn; mek; (kd.) minnettar olmak,
aptal. müteekkir olmak, teekkür
ömenti/o -oe d. delilik, çlgm- borçlu olmak,
lk; aptallk. omöbö lütfen!
âment/um -T cns. cirit atmaya amoenit/ös -öt i s d. güzellik,

yarayan kay. irinlik (özellikle manzara),


am/es -iti er. ku ovasnn s- amoen/us s. güzel, irin, ho.
n, srk, ömöl/ior -îri -itus gçf kaldr-
amfr- bak. anfr- mak, uzaklatrmak; (mec.)
omic/iö -ire -t us gçf. giydir- nazara almamak, zikretme-
mek, kaplamak, mek.
amciti/a -oe d. dostluk; itti- amöm/um -i cns. kakule, trl
fak. bir bitki.
amictus gedo amiciö . om/ or -öris er. ak, sevgi, mu-
amict/us -us er. giyini tarz; habbet; ( mec.) güçlü arzu; ih-
üstten giyilen bir elbise; iba- tiras; ak, Ak tanns; Cupi-
dette kullanlan ba örtüsü, dus.
amicul/um -I cns. pelerin. ömöti/ö -önis d. uzaklatr-
omo 31 amp
ma, bertaraf etme, sarma; kucaklama,
ömötus gedo. âmoveo omplificoti/ö -önis d. geni-
âm/oveo -övere -ovî -otum letme, çoaltma; (ref.) etkile-
gçf. uzaklatrmak, bertaraf yici pasaj.
etmek, çekmek; sürgün et- amplifice z.
mek. amplific/ö -öre -övl -otum
amphiboli/a -oe d. iki anla- gçf geniletmek, artrmak,
ma gelme. büyütmek; (ret.) geni ve yük-
Amphî/Ön —önis er. müzisyen sek bir tanmn yapmak,
ve Thebai'm kurucusu; ompli/o -öre -ovî -otum gçf
-onius s. geniletmek, artrmak, bü-
amphitheötr/um -i er? s. ge- yütmek; (yasa) bir davay ve-
nel oyunlar ve gösteriler için ya karan tehir etmek.
yumurtams ya da yuvarlak Ömplitüd/ö -ini d. genilik,
bina. hacim; (mec.) önem, iti-
irilik,

Amphitrît/e -es c/j Neptu- bar, paye, büyüklük; (ret.) ifa-


nus'un kans ve deniz tanr- dede zenginlik ve ihtiam,
ças; deniz. amplius z. -den daha fazla,
Amphitry/ö -önis er. Alkme- daha ziyade (öz. miktar ve sa-
ne'nin kocas; -onîades er. y); artk, daha ileri, daha
Hercules. uzun; -du-centî 200'den faz-
amphor/o -oe d. iki kulplu la; -nön petere daha fazla
testi; bir sv ölçüsü; (den.) to- birhak iddiasnda bulunma-
naj ölçüsü. mak.
Amphrys/us -I er. Thessa- ompl/us s. geni, vasi; büyük,

lia'da nehir; -ius s. Apollo'ya çok miktarda; kuvvetli, bü-


ait. yük, muazzam, muhteem;
ample/ctor -ctî -xus gçf. et- (üd.) güzide, seçkin; -iter, -e
rafna sanlmak, etrafna do- z.

lanmak, etrafn çevirmek; ampull/a-oe d. iki kulplu tes-

(mec.) benimsemek; (zihin) ti, küçük bir arnphora, küçük


anlamak, kavramak; (konu- küp, çömlek; (mec.) ifade mü-
ma) münakaa etmek, zikret- kemmellii; -örius -öri er.
mek, temas etmek. ompull/or -öri gf. tumturakl

ontplex/or -örî -öt us gçf sa- kullanmak,


bir dil
nlmak, sarmak; kucakla- amput/ö -öre -övî -otum
mak; sevmek, holanmak. gçf kesmek, budamak; (mec.)
omplex/us geo. ampleetor ksaltmak, azaltmak, orta-
omplex/us -us er çevirme, dan kaldrmak; -ötus s. (ref.)
amp 32 ang
amputati/5 -önis d. kesme, babas; -Eu s s. -lades er. Ae-
budama. neas.
Amfil/is Alba Longa
-I er. an efl/e-Is cns. yumurta biçi-
kral; kardeiNumtor'un to- minde kalkan, öz. Numa dö-
runlar Romulus ve Romus'u neminde gökten dütüü söy-
Tiber nehrine attrd, lenilen kalkan.
omurc/a -ae d. sklm zeyti- anclll/a -ae d. hizmetçi; -ârts
nin posas. s. -ula d. küçük hizmetçi kz.

amussîtâtus s. iyi tarzda dü- ancîsus s. etrqfmdan kesilmi,


zeltilmi, ayar edilmi, ancor/a -ae d. gemi demiri,
amygdal/um -i en 5. badem, çapa; -ârius s.

badem aac. ancorâl/e -Is cns. gemi demi-


amysti/s -dis d. bir barda rinin zinciri veya halat.
bir dikite boaltmak, Anc/us Marc/ius -î -I er. 4.
an ba. veya; belki; haud Roma kral.
sdö- eminim ki, veya mu- Anc?r fa -ae d. Ankara, Gala-
hakkak ki. tia'nn baehri,
Anacre/ön -on tis er. Yunan andabat/a -ae er. miferinde
Ürik air. göz delii yeri bulunmayan,
anadema -tis cns. ba band, görmeden döüen gladya-
kordele. tör.

anagnöst/es -ae er. okuyucu, an drogy n/us -î er., -e -es d.


anapaest/us s. -pes iki ksa hem erkeklii hem diilii
ve bir uzun heceden oluan olan yaratk.
vezin teflesi; -um -I cns. bu Andromach/E -es d. Hec-
vezinde yazlan iir, toriun kans.
ana/s -tis d. ördek; -tTnus 5. Andromed/a -ae d. Perse-
-ticula d. ördek yavrusu, pa- us'un kans, bir takmyldz.
laz. Andronic/us -I er. Uvius, en
anatocism/us -1 er. bileik fa- eski latin airi.
iz. Andr/os (-us) -I er. Ege deni-
Anaxagor/âs -ae er. ilk îo- zinde bir ada; -ius s.

nia'l filozoflardan. önelt/us -I er. küçük yüzük,


Anaximand/er -r er. ilk îo- aneth/um -î cns. dereotu,
nia'l filozoflardan, finfrâct/us -ös er. kvnm; do-
anc/eps -pitis s. iki bal; lambaçl yol; (sözcükler) müp-
çift; üpheli, kank; tehlikeli; hem, mulak, dolambaçl,
müphem, anlaml.
iki angell/us -T er. aç, köe, uç.
Anchis/es -ae er. Aeneas'n angin/a -ae d. anjin, boak.
ang 33 an
angîport/us -üs er., -um -î ongust/us s. dar; (zaman) ksa;
cns. dar yol. (araçlar) ktlk, darlk; (zihin)

ang/ö -ere gçf. daraltmak, sk- vasat; (sav) ince; (durumlar)


mak, boazn skmak; (mec.) zor; -um -î cns. darlk; tehli-
ikence etmek, endie ver- ke; -e dar snrlar içinde, az
z.

mek, skmak. ve öz olarak, ksaca,


ang/or -oris er. boulma; an- anhelit/us -us er. nefes nefese
jin; (mec.) eziyet, sknt, ke- kalmak; nefes alma, soluma;
der, elem, azap. (mec.) buharlama, buhar,
anguicomus s. ylan saçl. buu.
anguîcul/us -î er. küçük y- onhel/ö -öre -av -otum gf.

lan. zorlukla nefes almak, nefes


ongulfer -I s. ylan tayan, y- nefese kalmak; teneffüs et-
lanl. mek, soluk gibi azndan saç-
onguigen/o -oe er. ylandan mak, çkarmak,
domu; Thebai'lilere verilen anhelus s. nefesi kesilmi,
lakap. anicul/a -oe d. yal kadn,
anguîll/o -oe d. ylan bal; kocakan.
(mec.) ylan bal derisinden anîli/s s. yal bir kadna ili-
yaplan kay. kin; -ter z. yal bir kadn gi-,

angufmats s. ylan elli; hor- bi; -tös -tötis d. yallk.


tumlu; fil. anm/a -oe d. rüzgâr, esinti,

anguip/Ss -edîs s. ylan ayak- hava; soluk; yaam; ruh, zi-

l. hin; hayalet (Ölülerin); -om


angu/is -îs er. ylan; Draco ta- ogere, efflöre nefes vermek,
kmyldz. sona ermek; -om compri-
angul/us -I er. aç, köe; tenha vnere nefesini tutmak.
yer; od pores ~os dik açlar anfmadversi/Ö -öis d. göz-
halinde; -ötus s. köeli. lem, müahede; ceza, tecziye,
ongust/ae -Srum d. ç. dar onfmodvers/or -oris er. göz-
geçit, boaz; (zaman) ksalk, lemci.
darlk; ( araçlar) ktlk; (durum- anfmadver/tö -tere -tî
lar) zorluklar, kanklklar; -sum gçf. dikkat etmek, dik-
(zihin) dar görülülük; (söz- kate almak; anlamak, gör-
cükler) incelik, ihtisar. mek; knamak, eletirmek;
ongusticlövius s. mork renkli, cezalandrmak; -în cezalan-
dar çizgili elbise giyen (kim- drmak.
se). anim/al -âl is cns. canl var-
ongust/ö -öre gf. daraltmak. lk, hayvan.
an 34 ant
otimolis s. havaya ait; canl, yüksek memurluklara girebil-
yaayan; yaamla ilgili. mek için ya hesab yapan
onm/âns -ants er. d., cns. kanun; -es -ium er. ç. yllk,
yaayan canl bir varlk, ya- vakaname.
ratk; hayvan. anne bak. an
anîmâti/o -ön is d. yaam anniculus s. bir yllk, bir ya-
verme, can verme; varlk, nda.
anfmöts s. niyeti olan, ei- anniversörius s. yllk, her yl
limli; cesur, yürekli, vaki olan,
anim/ö -öre -av -ötum gçf. annön veya deil,
yaam vermek; belli bir ruh, annön/a -ae d. yllk ürün;
mizaç veya cesaret vermek, hububat; ürün fiyat; piyasa,
anîmos/us s. hava dolu; ce- annösus s. yal, eski,
sur, gururlu; -e z. cesaretle, annötinus s. son yla ilikin,
istekle, hevesle. bir yanda.
animul/a -ae d. hafif rüzgâr, an n/us -I er. yl; -mâgnus
esinti; küçük ruh; -us -î er. astronomik büyük yl; -soli-
sevgili, cancier, dus tam bir yl.
anim/us -i er. zihin, ruh; bi- annuus s. biryla ilikin; yllk,
linç, akl, düünce, fikir, ha- anguî/rö -rere -sv -sltum
yal; huy, karakter; kalp, duy- gçf. aratrmak; dikkatle tet-
gular; bellek; cesaret, yürekli- kik etmek; (yasa) yasal ara-
lik, gurur, kuvvetli duygu; is- trma yapmak (de i/e) ve da-
tenç, amaç; huysuzluk, ga- va açmak (dh. ya da in/.).
zap; -I zihinde, kalpte; -I ons/a -ae d. kulp, sap, kabza;
couso elence, zevk için; -ö ( mec.) frsat; -ötus s. sapl,

fingere hayal etmek; -o kulplu; (mec.) elleri kalçalar-


male est baylyorum; ae- na dayal.
guö -ö esse sabrl olmak, ânser -îs er. kaz; -înus s.
sakin olmak; botö -o esse ante edt. (i/.ile) önünde, -den
cesaret almak; iyi durumda önce, -den evvel; (zaman, yer,

olmak; ex -45 kalpden, sami- karlatrma); imdiye kadar,


mi olarak; ex -o efflvere bugüne kadar (bir olumsuzla );
unutulmak;
am aylamak;
n
—ö habere
meö -ö fikrime
z. (yer) evvel, önde;
evvel, evvelce, önce;
(wnmn)
—<|ua*n
göre. ba. -den önce.
Ann/o Perenn/a -a e d. yerli anteâ z. önceden, daha Önce,
Vsvr V' r AVA-

onnâl/iv *>" v
.

ant 35 ant
-eptum gçf. önceden almak, sum gçf önden göndermek,
daha önce elde etmek; önce- göndermek,
ileri

den salamak; ( bir kavrama) antemn/a -ae d yelken sere-


doutan ftri olarak sahip ol- ni.
mak; önceden önlemek, anteptlön/T -ör um er. ç.
antec/edö -edere -essl -es- ( ask .) ön safta yer alan asker-

sum gf önünde gitmek; ön- ler.

ceden vaki olmak; üstün ol- ontep/önö -önere -ossui


mak, temayüz etmek, -ositum gçf. öne yerletir-
anteceptus gedo. antecapiö mek; tercih etmek.
antecessi/ö -ön i» d. önden ontequam ba. -den önce,
gitme; önceki neden, -den evvel.
antecess/or -Öris er. önden Anter/ös, ötis er. akna kar-
giden. lk görmeyen; bir tanr,
antecurs/or -öris er. önceden ant/es -ium er. ç. sralar, saf-
giden, öncü. lar.

ante/eö -re -il gf. önden git- ontesignön/us -i er. (ask.) ön-
mek, önünden gitmek; üstün cü; ç. sancak koruyucular;
olmak, baskn çkmak; önle- önder, rehber.
mek; kar gelmek, antest/ö, antist/ö -öre -«ti
ante/ferö -ferre -tul gf üstün olmak, daha seçkin,
-lü t um gçf. önde tamak; üstün olmak.
tercih etmek; önce davran- antest/or -örî -ötus gf. tank,
mak. çarmak; tanklk için ba-
antefix/us s. öne raptedilmi; vurmak, niyaz etmek,
cns. ç. bina cephelerinin üst antev/eniö -enire -eni -en
taraflanndaki süsler, tum gçf. & gf önünde gel-
ontegre/dior -di -ssus gçf mek; önlemek; geçmek, üs-
önden gitmek, daha önce va- tün olmak.
ki olmak {zaman). ontever/tö -tere -ti -sum
antehab/eo -ere gçf tercih et- gçf. önden gitmek; önlemek;

mek. tercih etmek.


ontehâc z önceden, önceleri, anticipöti/ö -önis d. dou-
bundan evvel, tan bilgi, kavram,
antelötus gedo. anteferö anticip/ö -öre -av -öt um
ontelöcânus s. afaktan önce, gçf. önceden almak, önüne

antemeridiönus s. öleden geçmek, önlemek; geçmek,


önce. üstün olmak.
antem/ittö -ittere -îs -is- Antigon/e -es d Oedipus'un
ant 36 apb
kz. nf; -orius er. yüzük yapm-

Antioch/la -oe d. Suriye'deki cs; -otus s. yüzüklü, küpeli,


Yunan krallannm merkezi; ön/u s -I er. makat; yüzük, hal-
mod. Antakya. ka.
Antioch/us -I er. birçok Suriye an/u s -üs d. yal kadn, yal
kralnn ad. rahibe, kâhine; s. yal.
ant!quÖr/ius -I & if er. eski onxiet/ös -öt is d. endie, zi-

çalara bal kii. hinsel huzursuzluk.


antfquit/ös -âtis d. eski ça; onxifer -i s. azap veren.
eskiler; doruluk, dürüstlük anxi/us s. zihinsel açdan hu-
(eski zaman). zursuz; azap veren; e z.
antîqutu$ z. uzun zaman ön- anxitüd/Ö -ini d. strap, ke-
zamanlardan beri.
ce, eski der, endie.
ant!qu/ö -öre -ov! -otum Aon/es -um er. ç. Boiotia'llar;
reddetmek; veto etmek.
gçf. -ia d. Boiotia'nn bir bölgesi;
antiqu/us 5 eski, kadîm, ilkel;
. -ius s. Boiotia'ya ait.
önceki, yal; dürüst,
evvel, Aorno/os -î er. Avemus gölü,
doru, mübarek; -lor daha opoge ünl. uzakla! defol!
önemli; -issimus çok önem- apeliöt/Ss -oe er. dou
li; -e z. eski tarzda. rüzgân.
antist/es -iti er. d. ba rahip, op/er -rl er. yaban domuzu. .

ba rahibe; (mec.) herhangi oper/iö -îre -ui -tu gçf. aç- m


bir sanatta usta. mak, göz önüne veya ortaya
Antisthen/Ss -is & ~ae er. çkarmak; girilebilir hale ge-
Kynik felsefesinin kurucusu. tirmek, -e yol açmak, sala-
ântistt/a -oe d. ba rahibe. mak; (mec.) aça vurmak, if-
antithet/on -I as. (ret.) tezat; a etmek.
zt düünceleri etkili tarzda opert/us gedo. aperlö s. açk,
birletirme yetenei. örtüsüz; açk, aikâr, gizli ka-
Antönfn/us -î er. Roma impa- pakl olmayan; (kii) içten;
ratorlannn ad, öz. Pius ve -um -î cns. açk alan, açklk;
Marcus Avrelius. -in -ö esse âikâr olmak; -45

Antön/ius -I Roma'l ad,


er. z. açkça, açk bir biçimde,

öz. ünlü bir hatip ve Marcus operuî gç. aperis


Antonius. op/ex -icis er. zirve, doruk, uç
ontr/um -î cns. maara, ko- nokta; taç, kasket, mifer, Ro-
vuk, oyuk. ma rahiplerinin balanna
önui/us -I er. yüzük; mühür taktklar apka,
yüzüü, yüzük, halka; atl s- ophroct/ us -î d. açk uzun ge-
mi. oppâriti/ö -önis d. hizmet;
opiör/ius -I & il er. ana, an evin hizmetkârlar.
besleyen kii. appSrt/or -öris er. hiz-
apcul/a -ae d. küçük an. metkâr, bir memura hizmet
ap/is -is d. an, bal ans. eden.
op/Iscor -Iscî -tu gçf eri- appar/ö -5 re -av -otum
mek, elde etmek, ulamak, gçf. hazrlamak, salamak.

kazanmak. oppellot/ö -önis d. konu-


ap/im -î & il cns. su kerevizi, ma, hitap etme; bir yüksek
aplustr/e -is cns. geminin pu- makama, ya da halka ba-
pasna süs olarak yerletiril- vurma; bir ad ile çarma; te-

mi aaç parça. laffuz, okunu.


apodyter/ium -I & il cns. so- appellöt/or -öris er. bavu-
yunma odas ( hamam). ran kimse.
Apoll/ö -Inls er. Yunan Güne appellitötus s. genellikle ça-
tanrs; -ncir is -ines 5. nlan.
lödi -inâres Apollon erefi- appell/ö -öre -övî -otum
ne oynanan oyunlar, gçf. -e konumak, hitap et-
apolog/us -i er. öykü, masal, mek; bavurmak; sktrmak,
opophoret/o -orum cns. ç. mahkemeye vermek; ad ver-
misafirlere eve götürmesi için mek, çarmak; telaffuz et-
verilen hediyeler, mek.
apoproegmen/a -orum cns. app/ellö -ellere -ulî -u Ist m
ç. ( fel .) reddedilen ey. gçf -e doru sürmek, getir-
apothec/a -ae d. depo, am- mek; (den.) karaya yanatr-
bar (arap için). mak.
apparâti/ö -ön Is d. hazrla- appendicul/o -ae d. küçük
ma, hazrlk. bir ek.
apparât/us s. hazr, hazrlkl; append/ix -icis d. ek, ilave,
muhteem, parlak, zeyil.
apparöt/us -üs er. hazrlama; app/endö -endere -endi
donanm, aletler, levazm; ih- -ensum gçf tartp vermek;
tiam, saltanat, gösteri, ödemek; (zihin) tartmak, mü-
appâr/eö -ere -uî -itum gf. lahaza etmek.
görünmek, ortaya çkmak; appet/ens -entis s. çok istek-
görülür olmak, kendini gös- li; hasis, açgözlü; -enter z.

termek; hizmetinde görün- oppetenti/o -ae d. arzu, he-


mek, hizmet etmek; -et açk- ves, hrs.
tr, aikârdr. appetlti/o -önis d. ele geçir-
) .

opp 38 app
me, iddetli arzu, hasret, güç- mek; göreve atamak; hesaba
lü eilim. yazmak, eklemek,
oppettus gedo. appetö apporrectus s. yanna, yak-
oppett/us -us er. ihtiras, id- nma serilmi, uzatlm.
detli arzu; ( manta kar) do- apporto -öre -övl -otum gçf.
al arzu, tutku; itah. getirmek, tamak; sebep ol-

appet/5 -ere -Ivî -ît um gçf. mak.


-e doru gitmek; ele geçir- apposc/ö -ere gçf ek olarak
mek, kavramak, elde etmeye talep etmek.
çalmak; saldrmak; arzula- opposit/us gedo appönö s.

mak; gf. yaklamak, yanma konmu; (meç.) biti-


opping/o -ere gçf. resmet- ik; uygun, elverili; -e z. uy-
mek; yazlan bir eye ekle- gun surette.
mek. apposuî gç. oppönö
App/ius -î er. Romal ön ad; appötus 5. sarho,
Vio -i a Roma'dan Capua ve apprec/or -Örf -ötus gçf dua
Brundisium'a giden anayol, etmek.
applau/dö -dere -*î -sum oppreh/endö -endere -endî
gçf çarpmak, vurmak; gf al- -ensum gçf yakalamak, tut-
klamak. mak; (ask.) ele geçirmek, igal
applicöti/ö -önis d. zihinsel etmek; (sav) ileri sürmek; ( zi-

ballk, eilim; iüs -önis cli- hin kavramak, anlamak,


ens ile efendisi arasndaki apprîme z. özellikle,
ilikilerden doan hak. oppr/imö -mere -essî
applic/otus -itus gedo. op- -essum gçf skmak, basmak,
plico. opproböti/ö -önis d. onay;
opplic/ö -öre -övl & ul kant, kant etme,
-otum & itum gçf. bir eyi opproböt/or -ör is er. onayla-
dierinin üzenne koymak, yan kimse.
birletirmek, yaknna yerle- opprobe z. çok iyi, mükem-
tirmek; vermek, vakfetmek; mel.
(den.) karaya yanatrmak; opprob/Ö -öre -av -otum
se onimum- kendini ver- gçf onaylamak; kantlamak;
mek, zihnini vermek, beendirmek, onayn sala-
opplör/ö -öre gçf yannda mak.
alamak, acmak, appömitt/ö -ere gçf kefil ol-
öpp/önâ -önere -osv -osi- mak, bir söz vermeye katl-
tum gçf yanna ya da yak- mak.
nna koymak, yemek ver- approper/Ö -öre -övî
app 39 aqu
-otum gçf. hzlandrmak, gf. -de; est - mi benim var;
acele etmek. sum - mi aklm bamda.
app ro pinquâti/ö -ön is d. Apûl/io -ioe d. Güneydou
yaklama. talya'da bir bölge.
appropiinqu/ö -öre -av oqu/a -oe d. su; -mihl hae-
-otum gf. yaklamak, ret anyorum (derdimi an-
appugn/ö -öre gçf. saldr- latmakta güçlük çekiyorum),
mak, savamak, -intercus bedenin belli bir
oppulsus gedo. oppellö bölgesinde su birikmesi; -m
oppuls/us -üs er. karaya ya- adspergere canlandrmak;
nama; yaklama, -m proebere arlamak, bir
apricöti/o -on i s d. güneylen- ziyafete çarmak; -m et ter-
me, günete snma, ram petere teslimiyet iste-
apric/or -orf gf. günete sn- mek; -o et ignl interdlcere
mak, günete durmak, ( birine ) su ve atei (yaam için
opric/us s. güneli; güne al- gerekli olan eyleri) yasakla-
tnda snan; in -um pröfer- mak; -oe d. ç. ifal sular, l-
re gün
karmak.
na
getirmek, ç- calar.
aquaeduct/us -üs er. kemerli
Aprîlis s. nisan, nisan ayma su yolu.
ait. oquöI/is -is s. su ile ilgili; er.,
oprugnus s. yaban domuzuna d. su kab, ibrik; -iculus er.

ait. küçük su kab; mide, karn.


öps- bak. obs- oquârius s. suyla ilgili; er. su
apt/o -$ire -ovî -otum gçf. taya, saka; su yollan mü-
takmak, uydurmak, üzerine dürü; bir takmyldz.
koymak, tatbik etmek; (mec.) aquâticus s. suda ya da su ke-
uyarlamak; hazrlamak, do- narnda yaayan; yamur ge-
natmak. tiren; nemli, ya, rutubetli.
opt/us s. uygun, elverili; -e z. aquâtilis s. sudu veya su kena-
skca, tam tamna uyacak nnda bulunan, yaayan.
ekilde; elverili ekilde, oquâti/o -Önis d. su getirme;
opud, oput edt. (ih. ile ) ( kiiler- su alman, getirilen yer.
le ); yaknnda,
dvannda, aquat/or -oris er. su tayan,
evinde, arasnda; (konuma) sucu, saka.
huzurunda, önünde; (yarg) aquil/a -oe d. kartal; bir lejyo-

düüncesinde; (etki) ile, naza- nun sanca; (mi.) alnlk; bir


rnda; (yazarlar) eserlerinde; takmyldz; -oe senectûs
(
yerler) yaknnda, yannda, dinç yallk.
s

aqu 40 arc
i
aquilifer -i er. sancaktar. rençper, çiftçi; ç. kamu arazi-
aquillnus s. kartala ait. sini eken çiftçiler,

oqul/o -önis er. kuzey rüzgâ- arötr/um -I cns. saban.


r, poyraz; kuzey. Aröt/us -I er. Yunan airi,
aqil3nus kuzeyde bulu-
s. arbit/er -rî tank; hakim,
er.

nan, kuzeyle ilgili, imali. hakem, arac; ba, üstat, hü-


aquilus s. koyu esmer. kümdar; -blbendf içkili bir
Aquîn/um -I cns. Latium'da ziyafette hakem,
kasaba; -ös -atis s. arbitr/a -ae d. kadn tank.
oquor -orî -öt us gf. su almak, arbtröri/us s. belirsiz; -5 z.
su getirmek. belirsiz olarak.
aq«o$us s. slak, nemli, rutu- arbitröt/us -üs er. karar;
betli, yamurlu. meö -O düünceme, (karan-
aquu!/a -ae d. ince bir su s- ma) göre.
znts. arbitr/ium -I & l cns. bir ha-
5r/a -ue d. sunak; (mec.) s- kemin karan, yarg; kontrol,
nak; bir takmyldz, idare, hüküm.
araborch/es -ae er. Msr'da arbitr/or -örf ~ötu$ gçf. & i
gümrük memuru. (-in) tan
olmak; bir sonuca
Arab/a -iae d. Arabistan; varmak, kanaatinde olmak;
-cus -s -us s. -ce z. Arabis- düünmek, sanmak,
tan'n bütün kokularyla (ra- arb/or arb/Ös -oris d. aaç;
yihalanyla). . gemi direi, gemi kürei, ge-
Arachne -s d. Lydia'l örümce- mi; -infelix daraaa.
e dönüen kadn, arboreus s. aaçlarla ilgili, bir
orone/o -ae d örümcek; . aaç gibi.
örümcek a; -ola d., -olu orbust/um -i cns. aaçlk,
er. küçük Örümcek, aaç dikili yer; meyva bahçe-
arâneösus s. örümcek alary- aaçlar,
si; ç.

la dolu; örümcekli. ar büst us s. aaçl,


arâne/us -I er. örümcek; s. arbuteus s. kocayemi aac-
örümceklere ait; -um -î cns. na ait.
örümcek a. orbut/us -I d. kocayemi aa-
arati/ö -önis d. saban sürme, c; -um -î ç. kocayemi.
çift sürme, ekip biçme, çiftçi- arc/a -oe d. sandk; para ka-
lik; ekilebilir toprak; -uncu- sas, para çekmecesi; tabut;
la d. ekilebilir küçük alan, hapishane hücresi; ex -3 ob-
toprak, tarla. solvere pein ödemek.
ara /tor -ör is er. çift süren kii, Arcad/ia -iae d. Güney Yuna-
arc 41 ard
nistan'da bölge; -es -um er. okulundan Tarentum'lu filo-

ç. Arkadia'llar; -icus, -4us s. zof.

ar can /us s. gizli; gizemli eyle- arcften/ens -entis s. yay ta-


ri saklayabilen; -um -I cns. yan; er. Apollo.
giz, sr esrar; -ö z. gizlice,
f
Arctophyla/x -cis er. BoStes
arc/eâ -ere -uî -tu gçf. içi- m Bokar takmyldz,
ne kapatmak; yasaklamak, arct/os -I d. büyük ay, küçük
men etmek, uzak tutmak, ay; kuzey, kuzey rüzgân; ge-
arcessitu davet üzerine, ce.
arcessftus gedo. urcessö s. su- Arctur/us -î er. Bakar takm-
ni, zoraki. yldznn en parlak yldz,
arcess/â -«re -Ivî -i tu m gçf. arctus vs. bak. artus vs.
alp getirmek, getirmek; (ya- arcui gç. arceö
sa) mahkemeye çarmak, arcul/a -ae d. küçük kutu,
dava etmek, itham etmek; çekmece; (ref.) dil hâzinesi,
(mec.) çkarmak ( kaynan- süs.
dan ). arcu/5 -Sre -âvi -ât um gçf.
orchetyp/us -I er. ilk, asl, öz- emek, kavisli yapmak,
gün. arc/us -Os er. yay; gökkua;
Archiloch/us -I er. iambos kemer kubbe, tak; (mat.) ka-
vezninde iirler ve hicivler ya- vis.

zan Yunan air. ar de/a -ae d. balkçl kuu.


archimagir/us -i er. açba. Arde/a -ae d. Latium'da kasa-
Archmed/es -is er. ünlü ma- ba; -âs —âtis -âtin us s.
tematikçi. ardeli/o -onis er. ukalâ,
archiplrât/a -a e er. korsan ârd/^ns -entis s. ateli, ya-
ba. nan, alevli, scak, kzgn;
architect/ân -onis er. mi- (mec.) ateli, evkli, gayretli;
mar; entrikac. -enter z. tutkulu bir ekilde,
orchitect/or -örf —âtus gçf. hararetle, ihtirasla,
ina etmek, yapmak; (mec.) âr/deo -dere -si -sum gf
icat etmek; düzenlemek, yanmak, alevlenmek, ate
architectûr/a -ae d. mimar- saçmak, panldamak; (mec.)
lk sanat, mimari, ateler içinde olmak, -için çr-
architect/us -I er. mimar, pnmak, iddetle arzu etmek;
kalfa; (mec.) yaratc, yanp tükenmek (duygular).
orch/on -onis er. arkhon, Ati- 5rdSsc/5 -ere gf ate almak,
na'nn en yüksek memuru. alevlenmek, tutumak; (mec.)
Archyt/ös -ae er. Pythagoras kzmak, iddetlenmek, pa-
ard 42 arg
nldamak. madeni.
ârdor -öris er. ate, alev, hara- argentâtus s. gümü kapl;
ret, parlaklk; (mec.) hrs, id- parayla desteklenmi.
detli arzu, tutku, ak. argenteuss. gümüten yapl-

ordu/us s. dik, dikilmi, sarp, m, gümüle ilgili, gümüle


yüksek; zor, çetin, yorucu, donatlm; gümü renginde;
zahmetli; -«m -I en s. sarp gümü çana ait.
yer, uçurum; zorluk. argent/um -î cns. gümü, gü-
ore/a -ae d apk saha, bo mü tabak; para.
alan, oyun alan; harman ye- Arglet/um -I cns. Roma'da
ri; (mec.) kou alan, faaliyet kitapçlanyla ünlü bir semt;
alan. -anüs s.
âref/acio -acere -ec! argill/a -ae d. beyaz balçk,
-oetum gçf kurutmak. çömlekçi topra.
arena bük. harena Arg/o -üs d. Iason'un gemisi;
ör/eo -ere gf. kurumak; -ens -ÖUS 5.

-entis s. kuru, kurumu, kav- Argonaut/ae -örum er. ç. Ar-


rulmu; susuz, susuzluktan go gemicileri; -icus s.

kavrulmu. Arg/os cns., -î -orum er. ç.

âreol/a -ae d. küçük avlu. Güneydou Yunanistan'da


Areopag/us -I er. Atina'da kasaba; -olis -olidis dl. Ar-
Ares tepesi, ar ceza mahke- gos yaknlarnda bir bölge;
mesi; -tes er. mahkeme üye- -eus, -Ivus, -olîcus s. Ar-
si. gos'lu; Yunan'l.
Ar/es -Is er. Yunan sava tan- argümentâti/o -önis d. is-
ns. pat, muhakeme, delillerini
âresc/5 -ere gf. kurumak; ka- gösterme, istidlal.

tlamak. argüment/or -ar -ât us gçf.

Arestorides, -ae er. Ares- & gf kantlamak, delillerini


toriun olu, Argos. göstermek; sonuç çkarmak,
aretâlog/us -I er. arlatan. istidlal etmek.
ArgS/i -orum er. ç. Roma'daki arg û men t/ um -î cns. delil, is-

kutsal yerler; her yl Tiber pat; esas konu, konunun özü,


nehrine atlan sazdan insan yaz, eser, piyes; (sanat) konu,
ekilleri. motif.
argentâri/us s. gümü veya arg/uö -uere -uî -utum gçf
paraya ait; er. banker, sarraf; kantlamak, ispat etmek, aç-
-a -ae banka, banker dükkâ- a vurmak, ifa etmek; itham
n, sarraf dükkân; gümü etmek, suçlamak, knamak,
arg 43 arm
-den ikâyet etmek. -US 5.
Arg/us -I er. yüz gözü olan ca- Aristotel/es -s er. Peripatelik
navar. okulunun kurucusu ünlü Yu-
argöti/ae -ârum d. ç. ince nan'l filozof; -eus, -îus s.
hareketler, imal hareketler; arithmetic/a -ör um cns. ç.
incelik, zekâ, a^n incelik, ze- aritmetik, hesap bilimi.
rafet. öritGd/ö -ni d. kuruluk.
a rgut/or -örî -ât us gf geve- artt /a -ör um cns. ç. silah,
zelik etmek. kalkan, zrh; silahlar (savun-
argûtulus 5. oldukça zeki. ma ve saldn için kullanlan);
argüt/us s. (görü) açk, canl, bölük, tabur, harp, sava; si-

zarif; (ses) açk, keskin, cvl- lahl askerler; asker oca;


dayan, hnldayan; (zihin) ze- (mec.) savunma, koruma; do-
ki, nükteli; (kötülük) kurnaz, nanm, aletler; gemi donan-
hilekâr; -e zekice. m.
argyraspi/s -dîs s. gümü ormâment/a -ör um cns. ç.
kalkanl. aletler, takmlar, bir geminin
Ariadn/a -oe d. Ariadne, Girit donanm.
kral Minos'un kz; -aeus s. armâmentâr/ium -i & il cns.

âridulus s. biraz kuru. silah deposu.


ârid/us s. kuru, kavrulmu; a- ormâriol/um -î cns. küçük
lz; sönük, yoksul, yavan, tat- sandk, çekmece.
sz; (üslup) donuk, yavan, armârium -I 6r il cns. dolap,
zevksiz; -um -î cns. kuru yer, çekmece, sandk.
kara. armâtü er. dh. silah; grovî-
Aristae/us -î er. anal in- ar silahl askerler.
sanlara öreten; Apollon ile armatür /a -oe d. silah, dona-
Kyrene'nin olu. nm; levis - hafif silahl as-
Aristarch/us -I er. Iskendert- ker.
ye okuluna üye gramerci; Armeni/a -oe d.Bat Asya'da
eletirmen. bir ülke; -us s. -aca -acae d.
Aristîd/es -is er. dürüstlüüy- kays aac; -ocum -oci
le ünlü Atina'h devlet adam. kays.
cns.
Aristipp/us -î er. Yunan hedo- armentâlis s. sürü ile ilgili.
-eus s.
nist filozofu; ormentâr/ius -T 6r il er. ço-
oristolochi/a -a e d. çocuun ban, srtmaç.
doumunda yararl bir bitki. arment/um -i cns. sr, çift

Aristophan/es -is er. Yu- hayvan, iri ba hayvan, hay-


nan’l komedi airi; -eus van sürüsü (srlar, atlar ve
art 44 art

dier hayvanlar), atardamar; -5 -ör cns. ç. um


armifer -4 s. silahl, cengçi. arthrîticus s. gut hastalna
ar mi ger 4 er. silah tayan tutulan, gutlu.
kimse; s. silahl; silahörler orticulâtim z. parça parça, k-
yetitiren. sm ksm; (konuma) ayn ay-
armill/a -ae d. bilezik; 4tus r, açkça.
s. bilezikli. articul/ö -öre -övl -öt um
armipot/ens -entis s. sava- gçf. bölümlere ayrmak; apk-

ta güçlü. ça söylemek.
armisonus s. silahlanma sesi orticulösus s. çok eklemli; çok
pnlayan. bölümlere ayrlm.
ar m/o -5 re -övl -öt um gçf articul/us 4
er. eklem, oynak

silahla donatmak, silahlan- yeri; uzuv, organ; (bitki) bu-


drmak; silaha sanlmas için dak, boum; (söz) bir ksm,
kkrtmak. bölüm; (dlb.) harfitarif; (mev-
arm/us 4 er. omuz; omuz kü- ki) derece; (zaman) dönüm
rei (öz. hayvanlar). noktas, en önemli' an; in
Arn/us 4 er. Amo nehri; ipsö -o tempo ris tam za-
4ensis s. mannda.
ar/ö -öre -övl -âtum gçf çift artif/ex -icis er. sanatkâr, i-
sürmek, topra ilemek; çift- çi, usta; (mec.) kâif, yaratan;
çilikle geçinmek; (mec.) yanp s. hünerli, yetenekli, maha-
geçmek (deniz). retli, sanatkârane yaplm,
Arpîn/tm 4
cns. Latium'da yapay.
bir kasaba,Cicero'nun do- ortifîciös/us s. hünerli, yete-
um yeri; -ös -âti s s. nekli, sanatkârane yaplm,
arguötus s. yay eklinde, eri, yapay; -e z. sanatkârane, us-
kavisli. taca.
arr- bak adr-. artifîc/ium 4
& iî cns. el yete-
ars artis d. yöntem, usul, vas- nei, içilik; sanat, zenaat,
ta; sanat, zanaat, ticaret; us- meslek; bir sanatn kural, sis-

talk, yetenek, hüner (herhan- temi; yaratclk, maharet;


gi bir sanatta); bilgi, bilim, ku- (kötülük) hile,* kum azlk.
ram; el kitab; sanat eseri; ah- ort/ö -öre gçf. tazyik etmek,
laksal nitelik, erdem; oyun, iddetle skmak; (mec.) ksalt-
hile, desise, kurnazlk, mak, tahdit etmek.
örsi gç. Srdeö artolagan/us 4 er. bir dns çö-
örsus gedo. Srdeö rek.
arteri/a -ae d. nefes borusu; artopt/a -ae er. ekmekçi; ek-
) )

art 45 osp
mek piirme tavas, las.
art/us 5 dar, sk, skk; ( uy-
. asc/îscö -îscere -îvl -itum
ku derin; (mec.) ^k, dar, s- gçf. onaylayarak kabul et-

nrl, kt, iddetli, sert; -e z. mek; (ortakla) kabul etmek;


smsk, ksaca. ( âdetler
,
gelenekler) kendine
art/us -ös er. mafsal, eklem, mal etmek; kendi kendine at-
iki kemiin birletii yer; ç. fetmek; -Um dandan al-
s.

uzuvlar, beden; (mec.) güç. nan, yabana, yapay.


ârul/a -ae d. küçük sunak, Ascr/a -ae d. Boiotia'da Hesi-
arundö vs., bak. harundo vs. odos'un doum yeri; -aeus s.
arvîn/a -ae d. iç ya, kuyruk Ascra'ya ait; Hesiodos'a ait.
ya, et ya. ascri/bö -bere -psl -ptum
arv/us s. sabanla sürülmü; gçf eklemek, ilave etmek; at-
-um -I cns. arazi, tarla; de- fetmek; kaydetmek,
niz, memleket, ova. ascriptîclus s. kaydedilmi,
orx orcîs d. kale, hisar; da, ascrîpti/o -onis d. ek, ilave,
zirve; (mec.) siper, snak; ascriptîvus s. (ask.) gerekli
arcem facere e cloâca olandan fazla.
habbeyi kubbe yapmak, ascrlpt/or -Ör is er. taraftar,
as ossis er. ( arlk libre ( l/2 kilo yardma, destekleyen,
kadar): (para) bakr külçe, dü- ascrîptus gedo. ascribö
ük bir deere ilikin; (miras) asell/a -ae d., asell/us -I er.

bütün, parçaya bölün-


12 küçük eek, spa.
mü; ad assem son kuruu- Asi/a -ae d. Roma eyaleti; Kü-
na kadar; herös ex asse tek çük Asya, Asya; -us -anüs
varis. -ÖtCUS 5.
AscÖn/ius -I er. Aeneas'm o- asil /us -î er. atsinei.
lu. asin/us -I er. eek; aptal kim-
asc/endö -endere -endi se.

-ensum gçf. & gf. trman- Asi/s -dis d. (iirde) Asya,


mak, çkmak, binmek; (mec.) asöt/us -I er. zevkine dükün,
yükselmek. hovarda, sefih adam,
ascensî/ö -onis d. çkma, tr- asparag/us -I er. kukonmaz,
manma, binme; (mec.) ilerle- ospargö bak. aspergö
me. aspectöbilis s. görülebilir
ascens/us -ös er. çkma, tr- olan.
manma, yükselme; yoku, -e aspect/ö -öre bakmak, gçf.

doru yükselen yol. bakmak; dik-


gözlerini dikip
ascl/a -ae d. balta; svaa ma- kat etmek, bakmak; (yerler)
)

asp 46 ast

bir yana bakmak, gçf -e bakmak, görmek, mü-


aspectus gedo. ospîclö ahede etmek; (yerler) bir ta-
aspect/us -ös er. bakma, ba- rafa bakmak, karsnda ol-

k, nazar, görü; görme yeti- mak; (mec.) dikkatle incele-


si, göz; görü mesafesi; görü- mek, tefti etmek, düünmek;
nü, çehre. saymak, sayg göstermek,
aspetl/ö -«re gçf uzaklatr- as pr öt i /ö -onis d. esme (üze-
mak, tardetmek. rine); buu veya koku yayma;

asper -I s. kaba; (faf) ac; sert, baz harflerin boazdan


keskin; (hava) sert, iddetli; okunmas.
(üslup sert, iddetli, ac, kes- aspîr/ö -öre -övf -Öt um gf.

kin; (kii) hain, sert, kaba; üzerine esmek, üfürmek; yar-


( hayvan ) kaba, yabani; (du- dm etmek; erimeye çal-
rumlar, artlar) çetin, zor; -e z. mak, emelinde olmak; gçf
asper/gö -gere -si -sum gçf. üzerine estirmek, göndermek,
üzerine serpmek, saçmak; s- aspî/s -dis d. engerek ylan,
latmak, sulamak; eklemek; asportöti/ö -onis d. naklet-
lekelemek; aquam- canlan- me, tama.
dnnak, yeniden yaam ver- asport/ö -öre gçf nakletmek,
mek. tamak, götürmek,
asperg/ö -ini d. üzerine saç- aspret/a —örum cns. ç. arzal,
ma, serpme; serpinti, pürüzlü yerler.
asperit/âs -atîs d pürüzlü- .
Assarac/us -î er. Aeneas'm
lük, anztllk, ini çkl ol- Troia'l atas,
ma; (mec.) iddet, sertlik, ka- ass- bak. ads-
balk, vahet; zorluk, çetinlik, asser -is er. direk, snk, kazk,
sertlik. assul/a -ae d. yonga, tala,
aspernâti/o -onis d. küçüm- krpnt; -atim z. parçalar
seme. halinde, krpntlar halinde,
aspern/or -örf -ötus gçf red- ass/us s. kzartlm, kzarm;
detmek, küçümsemek, kuru; -um -« cns. kzartma: ç.
asper/ö -öre -âvf -attm gçf buharl banyo.
pürüzlendirmek, arzalandr Assyri/a -ae d. Bat Asya'da
mak, dalgalandrmak; sivrilt- ülke. Asur ülkesi; -us s. Asu-
mek. bilemek; kzdrmak, ga- lu; doulu.

zaba getirmek, ast edt. ama, ancak, dier yan-


aspersi/ö -onis d. sprpme. dan. (yasalar; yeminlerde;
uspersus gedo. aspergo seslilerden önce; karlatr-
asp/iciö -içere -exî -ectum ma ifadesi için).
)

ast 47 atq
ast- bak. adst- sürpriz, ifade eder) vay! ya! A!
Astrae/a -ae d. Adalet tanr- acayip!
ças; Sümbüle takmyldz. atav/us -i er. dedenin dedesi-
Astrae/us -i er. rüzgârlann nin babas; ata.
babas; -I frotrüs rüzgârlar. Atell/a -ae d. Campania'da

astrolog/a -ae d. yldzbilim, eski bir Osk kasabas; -ânus


astronomi. s. föbula -öna Roma'da
astrolog/us -I er. astronomi yaygn olan bir çeit komik
bilgini; müneccim, bilici, gösteri; -Snius, -önicus s.
astr/uvn -I cns. yldz, göksel ât/er -rî s. kara, donuk siyah;
cisim, takmyldz; yüce yük- hazin, bedbaht; kötü niyetli,
seklik; gök, ölümsüzlük, uursuz; dies -ri uursuz
astu cns. ( çkz .) ehir, öz. Atina, günler.
ast /us -üs er. kurnazlk, hü- Atham/âs -antis er. Thessa-
ner. lia kral; -anteus -antia- s.

astüti/a -ae d. hüner, maha- des er. Palaemon; -antis d.


ret, marifet; kurnazlk, hile, Helle.
astüt/us s. akll, zeki; kurnaz, Athen/ae -arm d. ç. Atina;
hilekâr; -e z. akllca. -aeus, iensis s.

Astyana/x -ctls er. Hektor ve athe/os -I er. tanntanmaz.


Andromakhe'nin olu, athlet/a -ae er. güreçi, spor-
asyl/um -I cns. smak, sn- cu, atlet.
lacak yer, mabet, athletlce z. atletik tarzda.
asymbolus s. katks olmayan Ath/os eh. -o, h. -S, -on,
{ölende). -önem er. Makedonya'da At-
at bag . ama, bununla
( zarfsal) hos da, im. Aynaroz.
beraber, dier taraftan; {kar Atl/âs -ântis er. Atlas dalan;
çkma) ancak denebilir ki; (s- -anteus, -antcus s. ar e m
nrlama) en azndan, ancak -anticum Atlas Okyanusu;
en azndan; {devam etme -antiades er. Mercurius;
sonra, bunun üzerine; {yeni ve -antis d. kaybolan Atlas
iddetli hitap vs.) fakat, ite! adas.
bak!-enim evet, ancak, ta- atom/us -I er. bölünemez un-
mam, ancak; -tamen buna atom.
sur,
ramen. atgue, ac ba. {kelimeleri* ba-
Atabul/us -î er. Apulia'da lantl) ve, ve gerçekte; ( cümle-
esen kavurucu rüzgâr, kei- lerle balantl) ve bundan
leme. baka, ve hatta, ve yine de,
atat, attat üni. {korku, ac , ve... de; (kyasta) -den,
)

atq 48 att

...kadar; ...ve; -adeö ve hat- na'ya miras olarak brakan


ta, ve gerçekte; -sî sanki, gü- Bergama kral; -Ycus s. Atta-
ya; alius- -denbaka, farkl; lus'a ait; Bergama'ya ait; al-

contro- kart; dem-


-e tnla bezeli; -ica cns. ç. sr-
... kadar ayn, gibi ayn; mayla ilenmi,
plüs- -den daha çok. attamen ba. buna ramen,
atgu ba. ( zarf gibi) ve yine de, attat bak. atat
buna ramen, fakat, elbette; attegi/a -oe d. kulübe,
(
pekitirme her eye ramen; attemperâte z. tam zamann-
(küçük önerme) ise ... de; -sî da.
eer gerçekten, fakat, eer, atten/do -dere -di -t um gçf.
fitrâment/um -I cns. mürek- (dikkati)yöneltmek, çevir-
kep; siyah boya. mek; dikkat etmek, farkna
Stratus s. siyah yas elbisesi gi- varmak.
yinmi. attentl/ö -ön is d. dikkat,
Atr/eus -eî er. Pelops'un olu; özen, ihtimam.
-Ides er. Agamemnon; Mene- attent/ö attempt/ö -fire
taus. -av -otum gçf. snamak,
âtriens/is -is er. eve bakan yoklamak, denemek; kar-
köle, kâhya. mak, etkilemeye çalmak;
âtriol/um -I cns. küçük giri saldrmak.
salonu, küçük hol. atten/tus gedo. attendö s.
atr/ium -I & T cns. hol, Roma dikkat kesilmi, uyank; iiyle
evinde açk merkezi oda; ma- çok megul, iine dükün,
bedin ana salonu; hol, salon dikkatli; (öz. para konusunda)
(dier binalarda). -e z. dikkatli bir biçimde,
atröcit/ös -fitis d. dehet, fe- attentus gedo. attineö
nalk; gaddarlk, vahet; (fel- attenuöt/us s. zayf, kuru; (üs-
sefe) iddet, sertlik. lup) ksa, arnm; düz, ya-
Atrop/os -I d. kader tannçala- van; -5 z. yaln bir biçimde,
nndan biri. attenu/ö -fire -öv -ütüm
atr/ox -öcis s. zalim, menfur, gçf. zayflatmak, iddetini
vahi, korkunç; hain, sert, azaltmak, indirgemek; kü-
vahi, iddetli; -ociter z. za- çültmek, gururunu krmak,
limce. alçaltmak.
attâctus gedo. attingö ott/erö -erere -rîv -rîtum
attâct/us -üs er. temas, gçf. üzerine sürtmek, sürmek;
attagen -is er. da tavuu, çil. andrmak, ezmek; ( mec.) iti-
Attal/us -I er. kralln Ro- bann kaybetmek.
att 49 auc
ottest/or -örl -ötus gçf. ta- mek; ( komedi) yolmak, dolan-
nklkla ispat etmek. drmak.
attex/ö -ere -ul -tum gçf. ottonitus 5 yld nm çarpm,
.

üzerine örmek; ( mec .) ekle- korkutulmu, arm;


ilham
mek. alm; çlgn; meczup.
Atthi/s -dis d. Attika; atton/5 -öre -uî -ît um gçf.
Sappho'nun kz arkada. korkutmak, hayret içinde b-
Attic/a -oe d. Attika; merkezi rakmak.
Atina'da olan Yunanistan'da attönsus gedo. ottondeo
bir bölge; -icus s. Attika'l, attorgu/eö -ere gçf. frlat-
Atinal; düz ve dolaysz
(ret.) mak, atmak.
bir üslup; -e z Atinal gibi;
. attractus gedo. attraho
issö gf. Atinal gibi konu- attra/ho -here -xi -ctum
mak. gçf. zorla çekmek, sürükle-

attigî gç attingö
. mek, kendine çekmek, cezbet-
att/ineö -inere -inuî -en mek; (mec.) çekmek, kkrt-
tum gçf. alkoymak, brak- mak.
mamak, muhafaza etmek; -e ottrect/ö -öre gçf. dokun-
yetimek; gf ilgilendirmek, mak, el sürmek; kendine mal
alakadar etmek, - için öneni etmek.
olmak. attrepid/ö -Öre gf. titrek
att/ingö -ingere -igî admlarla, sendeleyerek git-
-âctum gçf. dokunmak, te- mek, ilerlemek.
mas etmek; saldrmak; -e attrib/uo -uere -uî -ütüm
varmak, -e yetimek; temas gçf. tahsis etmek, tayin et-

etmek; etkilemek, tesir etmek; mek, vermek; eklemek; isnat


bahsetmek; üzerine almak, etmek, atfetmek; vergi koy-
megul olmak; ilikisi olmak, mak.
ilgilendirmek; benzemek. attribüti/ö -önis d. (para)
Atti/s -dis er. Kybele'nin havale, nakil; (dilb.) yüklem;
Phrygia'l rahibi. sfat.
Att/ius, Acc/ius -I er. Latin ottritus gedo. otterö s. yen-
airi; -iönus s. mi, anm; çürümü, ezil-
attoll/ö -«re gçf yükseltmek, mi; (mec.) arsz, yüzsüz,
kaldrmak; ina etmek; (mec.) utanmaz,
yükseltmek; çok övmek, attull gç. adferö
att/ondeo -öndere -ondî ou ünl. (ac çekme ve aknlk
-onsum gçf. krpmak, buda- ifade eder) O! ya! heyhat!
mak; (mec.) azaltmak, küçült- auc/«ps -upis er. kubaz;
auc 50 aud
(mec.) merakl; eletiri için fr- leme, kontrat, anlama; an-
sat kollayan. lamayla saptanan ücret, ki-
auctör/ium -î & il cns. fazla, ra.
ilave. auctörâtus s. (sözleme, ye-
ouctificus s. artran. minle) snrl; kiralanm (üc-
oucti/o -önis d. artma; me- retle).

zat. auctörit/ös -âti s d. 1 kay- .

auctiönârius s. mezatla ilgili; nak, menba; rehberlik, ön-


tobulae -ae sat listeleri. derlik; 2. yarg, hüküm; ka-
Auction/or -örf -ât us gf. me- rar; destek; yol gösterme; (se-

zat kurmak. natoyla ilgili) resmi karar, res-


auctit/ö -are gçf. fazlasyla mi emir; 3. güç; (ahs) nüfuz,
artrmak. etki, otorite, itibar: (eyler)
auct/ö -are gçf. artrmak; önem, ehemmiyet; (davran)
(mec.) refah ve mutluluk ih- örnek; (bilgi) teminat; (mülk)
san etmek. mülkiyet hakk.
auct/or -öris er., d. 1 yara- . auctumn- hak. autumn-
tan; (aileyle ilgili) cet, ata; (bi- aucts gedo. augeö s. geni,
nalarla ilgili) kurucu, bina büyük.
eden; ( ilerle ilgili) yapan; auct/us -us er. büyüme, art-

2. yazan; (yazlarla ilgili) ya- ma, genileme.


zar, tarihçi; ( bilgiyle ilgili) tah- aucup/ium -î & îl cns. yabani

rik eden, aratran; ( haberlerle ku avlama; (mec.) -için pu-


ilgili) haber veren, malumat suya yatma; ar
merak, te-
veren; 3. kkrtc; ( eylemle il- cessüs; saçma sapan itiraz,
gili) akl veren; (kanunlarla il- manasz mücadele.
gili) destekleyen, taraftar; tek- aucup/o -fire gçf. -için pusu-
lifeden; 4. nüfuzlu insan, ya yatmak; gözetlemek; -or
(kamu yaamnda) lider; (dav- -âr -ât us gf. ku avlamaya
ranla ilgili) model, örnek; gitmek; gçf. peine dümek,
(
garanti ile ilgili) kefil, tank; avlamak; (mec.) yakalamaya
( malla ilgili) satc, bayii; (ka- çalmak.
dnlar ve rütünü ispat etmemi- audöci/a -ae d. atlganlk, ce-
ler için ) mutemet, mümessil; saret; düüncesizlik; cüretkâr-
hami; { bakalarnn refah ile il- lk, küstahlk; ç. cüretkâr i-
savunucu kimse; me -
gili) ler.

öre teklifimce, teklifim üzeri- aud/âx -âcis s. (iyi) atlgan,


ne. yürekli, cesur; (kötü) düünce-
auctörâment/um -I cns. söz- siz, hayasz, pervasz, cüretli,
aud 51 aug
küstah, kibirli; -îicter, öci- aufero uuferre abstulî abla
ter z. tum gçf. götürmek, tamak,
aud/ens -entis s. cesur, atl- uzaklatrmak; yanl yola
gan; -enter z. sevketmek, baka yola sevket-
audenti/a -ae d. atlganlk, mek; zorla almak, gasp et
cesaret. mek; ( bir gayret sonucu) ka-
au/deö -dere -sus gçf & gf. zanmak, elde etmek,
cüret etmek, cesaret etmek, auf/ugiö -ugere -ûgl gf ka
göze almak; cesaret göster- çp uzaklamak, gçf -den
mek. kurtulmak.
audi/ens -entis er. dinleyici; Auge/âs -ae er. ahrlar H<*

s. söz dinleyen, itaatkar. rakles tarafndan temizlen-


audienti/a -ae d. dinleme; mi olan Elis kral,
-m t'acere ( birisi için) sala- au/geö -gere -xi -ctun j(f
mak, temin etmek. arrmnk, büyütmek; zen jm-
aud/iö -îre -îvî & -ii -îturn letirnek, donatmak; yükselt-
gçf. dinlemek; iitmek; ören- mek, methetmek; gf artmak,
mek, iiterek örenmek; söy- augesc/ö -ere gf büyümpyo
lenmek; dinlemek, dikkatle balamak, gelimek,
dinlemek, bir öretmenin augm/en -ini cns. artma, bü-
devam etmek, ö-
derslerine yüm O.
retmen himayesinde çal- augur -is er. kubilic. kâhin;
mak; bir davay tahkik et- rahip, alametleri yorumla-
mek; kabul etmek; itaat et- yan kii.
mek, önem vermek, dikkat et- augurâi/is s. kubiliciye ait;

mek, dinlemek; bene, male- falclkla, kehanetle ilgili;. -e


kötü veya iyi bir üne sahip ol- -s cns. kehanetlerin alnd
mak. yer.
audîti/ö -ön is d. dinleme, iit- ugurâti/ö -onis d. kehanet,

me; rivayet, haber. •lk, gelecei kefetme,


audlt/or —öris er. dinleyici; augurât/us -üs er. kubilicilik
örenci. ii.
audltör/ium -I & if cns. ders, augur/ium -I & iî cns. kubili-
okuma, ya da konferans salo- cilik; gözetleme, yorma; önce-
nu, mahkeme salonu; dinle- den sezme.
yiciler. ougurius s. kubilicilere ait.

audît/us -us er. iitme duygu- augur/o -üre gçf & gf. keha-
su; iitme, dinleme; rivayet, net alametlerine bakmak; ke-
haber. hanet alametleriyle kutsa-
aug 52 aur
mak; önceden sezmek; -âtd ait; ahane; -I -5rum er. ç.

kehanet alametlerini aldk- saray halk.


tan sonra. Aul/is -idis Sr s d. Boeotia'da
augur/or -ârî -ât us gçf. & gf. Yunan'llann Troia'ya hare-
kubilicilik yapmak, kehanet ket ettikleri liman,
alametlerine bakmak; keha- auloed/as -i er. flüt eliinde
netlerebakarak önceden söy- ark söyleyen kimse,
lemek; tahmin etmek, gelece- aur/a -ae d hava, esen hava,
.

i önceden söylemek. meltem; hava, gök; duman,


August/a -ae d imparatorun . koku, n; (mec.) rüzgâr, yel,
annesine, eine,
kardeine verilen Unvan.
Augustâl/s s.
kzna

Augustus'la
ve kz

il-
bora
gün ; ( insana yarar getiren),
bu dünya, yeryüzü,
aurâri/us s. altndan; altnla
lüdî -Ss Augustus erefi-
gili; ilgili; -a -ae d. altn madeni,

ne yaplan oyunlar; proefec- aurâtus 5 altnla süslenmi,


.

tus -is Msr valisi; sodöles altn yaldzl; altn.


-€s tanrlatrlan Augus- Aurel/ius -I er. Romal bir so-
tus'un rahipleri. yad; lex -la mahkeme heye-
august/us 5. kutsal, mübarek, tinin düzenlenmesine ilikin
muhterem, saygdeer; (mec.) yasa; vla -ia Roma 'dan ku-
hametli, azametli, görkemli, zey batya giden ana yol.
soylu;-€z. aureolus s. altn; altndan ya-
August/us -i er. ilk Roma im- plm; altn deerinde, aa-
paratoru C. Octavius'a ve '
al, görkemli.
sonra dier imparatorlara ve- auceus 5. altn, altndan; altn-
rilen Unvan; s. imparatora la ilenmi, altn yaldzl, al-
ait; austos, austosa ait. tn gibi parlak; (mec.) güzel,
aul/a -ae d. bir Yunan evinin görkemli, muhteem; er. altn
avlusu; bir Roma evinin salo- madeni para.
nu; saray, kral saray; saray aurichalc/um -I cns. altn-
halk; krallk yetkesi. dan üstün söylencesel bir ma-
atla bak. olla den.
aulae/um -I cns. üzeri nak auricomus s. altn saçl; altn
ili perdeler, yatak örtüleri; yaprakl.
(tiyatro) perde; (oyunun ba- auricul/a -ae d. d kulak; ku-
nda sahneden aaya bra- lak.
klr, oyunun bitiminde yük- aurifer -i 5. altn bulunan
seltilirdi.) (içinde, üzerinde).
aûlic/us 5. kraliyet sarayna aurif/ex -Icis er. altn ileyen
aur 53

kii, kuyumcu. mek, taat etmek.


aurfg/a -ae er. sava ve yan auslm h. oudeö
arabas süren kii, arabac, Auson/es -um er. ç. Orta tal-
sürücü; seyis; dümenci; bir ta- ya'nn ilk sakinleri; -io d.
kmyldz. talya; -ius, -is s. Ausonia il*

auriget/a -«e s. altndan (talya, Latlnler, Roma'llarla)


domu. ilgili; -idae er. ç. talya sakin-
auriger -1 5. üzerinde altn bu- leri.

lunan, altn yaldzl. ausp/ex -icis er. kularn uçu-,


aurfg/5 -«ire gf yanlarda una vs. bakarak
gelecei
araba sürmek. kefeden kâhin, falc; koruyu-
our/is -4s d. kulak; iitme du- cu, hami; evlilik töreninde a-
yarl, kulak zevki; (ret.) hü- hit olan kimse.
küm; (fa.) saban kula; ad auspcötö z. kehanet alamet-
-em odmonere kulana f- lerini aldktan sonra; uurlu
sldamak; in utramvis -em bir zamanda, tam zamann-
dormire derin uykuda ol- da.
mak. auspicötus s. kehanet alamet-
arîtul/us -I er. "Uzun Kulak- lerine bakarak kutsanm;
l", eek. uurlu, hayrl.
auritus 5. uzun kulakl; dikkat- auspîc/ium -I & i» cns. kula-
li, dinleyen. ra bakma, gözetleme, kular-
aur5r/a -ae d. afak, tan vak- la ilgili kehanet, falclk; ke-
ti, gün aarmas; afak tann- hanet alametleri alma hakk;
ças; Dou, ark. idare, sevk, komuta; iaret,
aur /um -î cns altn;
. ( altndan alamet; -focere bir iaret
yaplm eyler) altn tabak, vermek.
kadeh, yüzük, vs... para; pa- auspîc/ö -öre gf. kehanet ala-
Altn ça.
rlt, altn rengi; metlerine bakmak.
auscultâti/o -ön is d. itaat, auspîc/or -örf -öt us gf ke-
söz dinleme, dinleme: casus- hanet alametlerine bakmak;
lukyapma. hayrl bir balangç yapmak;
auscultöt/or -ör is er. dinleyi- gçf balamak, (ie) girimek.
ci. oust/er -rf er. güney rüzgâr,
auscult/ö -öre -âvi -ât um lodos; güney.
gçf -e kulan vermek, dik- ousterlt/ös -ötis d. iddet,
katle dinlemek; gizlice dinle- sertlik.
mek; gf. ( hizmetçilerle ilgili) ouster/us s. sert, eki, keskin;
kapda emir beklemek; dinle- ciddi; donuk; mat; çetin, ar;
aus 54 ave
5 z. ska, kasvetli. auxi!i/or -Sri -ötus gf. yar-
austrSlis s. lodosla ilgili; gü- dm etmek, yardmna gel-
neyde bulunan, mek.
austrfnus s. güneyden. ouxil/rum -î & l cns. yardm,
aus/ us geo. audeö -um -î cns. müzaheret; -la -lorum cns.
teebbüs, giriim, ç. yardma birlikler; askeri
aut ba. veya; ya ... ya; aksi 9üç.
takdirde, veya en azndan, ya a var ti/ a ae d. hrs, ihtiras,
da daha ziyade. tamah, bencillik.
âutevn ba. (kart düünce ifade avâriti/es -el d. hrs, tamah.
eden) fakat, dier yandan; avâr/us s. aç gözü doymaz,
( baka bir düünceye geçerken) haris, tamahkâr: iddetle ar-
bundan öte, imdi, ve; (diya- zu eden; -e -iter z.
logda) gerçekte. avö, avete, oveto em. Uurlar
autheps/a -ae d. tencere, ka- olsun!
zan. Sve/hö -here -xî -ctum gçf.
autographus s. kendi eliyle götürmek, tamak; (edl.) at
yazlm. ile gitmek; gemiyle gitmek.
Autolyc/us -î er. Tann Mercu- av/ello -ellere -elli & uls
rius'un hrsz olu, (o isi) -ulsum (olsum) gçf
automat/us s. kendiliinden; çekip koparmak, yrtmak;
-on -î cns. kendi kendine ha- zoria götürmek, zorla ayr-
reket eden makina. mak, koparmak.
Automed/ön -ontis Akhile- aven/a -ae d. yulaf; hububat
us'in arabacs; arabaa. sap, saman; (müzik) çoban
outumn/us -I er. sonbahar; s. kaval, kam kaval.
sonbahara ait. Aventln/us -î er. Rom a 'da
auxî gç. augeö Aventinus tepesi; s. Aventi-
autum/ö -öre gçf. farzetmek, nus'a ait; -um -I cns. Aventi-
zannetmek; ileri sürmek. nus tepesi.
auxiliöris yardm eden, yar-
s. ov/eo -ere gçf. arzu etmek, öz-
dm getiren; yardma birlik- lemek; -€ns -entis s. çok id-
lere ait; er. ç. yardma birlik- detli arzu eden.
ler. Avernus -I er. Cumae yaknn-
auxiliârius s. yardm eden, da bir gol; buradan öbür dün-
yardm getiren. yaya girildii söylenir; öbür
auxiliöt/or -oris er. yardm- dünya; -olls s. Avernus gölü-
c, ne ait.
auxi!iât/us -us er. yardm. âverrunc/ö -öre gçf. önle-
ave 55 axi

mek, uzaklatrmak, bertaraf atalarla ilgili; çok eski,

etmek. av/us yoldan uzak, ssz,


s.

aversSbilis s. menfur, irenç, yolsuz, sapa; yolundan çk-


pek çirkin. m; -a -ör um cns. ç. el de-
overs/or -ar -âtus gf. yüzü- memi bölge, kr, ssz yerler,
nü çevirmek, uzaklamak; âvocâment/um -i cns. din-
gçf. karsndan uzaklatr- lenme, geveyip dinlenme,
mak, defetmek; küçük gör- elence.
mek, kaçnmak, âvocât/ö -ön is d. çevirme,
âvers/or -oris er. zimmetine baka yana yöneltme,
geçiren, aran kimse, övoc/ö -âre gçf -den geri ça-
âvers/us gedo. över 1 5 s. dön- rmak, çevirmek, geri çek-
mü, çevrilmi, arka tarafn- mek, uzaklatrmak; elen-
da; kart; düman. dirmek, dinlendirmek,
Sver/tö -tere -II -sum gçf. çe- avol/ö -âre gf uçarak uzak-
virmek, baka yöne döndür- lamak, uçmak; kaçmak; hz-
mek; baka yöne yöneltmek; la uzaklamak, yok olmak,
zimmetine geçirmek; aleyhi- övolsus, avulsus gedo. ovellö
ne çevirmek, düman etmek; ovuncul/us -î er. annenin
çevirmek; uzaklatrmak, de- kardei, day; -mögnus bü-
fetmek; gf. çekilmek, yük day.
avi/a -ae d. büyükanne, ov/us -î er. büyükbaba, dede;
aviâri/us s. kularla ilgili; ata.
-um -î cns. kuhane, Axen/us -î er. konuk sevme-
âvidit/âs -at d. hrs, ihtiras, yen deniz olarak Karade-
tamah, açgözlülük, iddetli ad.
niz'in ilk
arzu. axici/a, axiti/a -ae d. ma-
avid/us s. iddetli arzu eden, kas.
haris; aç gözlü, doymaz, ha- axilla/a -ae d. koltuk alt, kol-
sis; obur, doymaz, tuk.
av/i s -is d. ku; ( kehanette) ia- axis (assis) -Is er. dingil; dün-
ret, alamet; -alba ender ey yann ekseni, kutup, gök, se-
için kullanlr. ma; ülke, iklim; tahta, kalas.
avîtus s. büyükbabaya ait;
baba e ünl. (hayret, onay ya da
BBacctr/a -Örum cns. ç. Orta
sevinç ifade eder) a! acayip! Asya'da Baktria'nn baken-
pekâlâ! fevkalade! ti; m od. Belh. -ânus -us s.

Babyl/on -önis d. Babil, Frat -iöna d. Baktria.


üzerinde antik kent; -önia bacul/um -I cns. -us -I er.

Babil ülkesi; -önius s. Babil denek, sopa, baston.


ülkesine ait; -önicus, Baet/is -is er. Ispanya'da r-
-öniensis s. mak; mod. Guadalquivir;
baca -ae d. küçük ve yuvarlak -icus s. -ica d. Roma' da eya-
bir meyva tanesi; zeytin; let; mod. Endülüs.
meyva; inci. Boi/ae -örum d. ç. Campania
böcâtus s. inciye ait, ncili, kysnda kaplcalanyla ünlü
bacca bak. baca ehir; -ân us s.
baccar -is cns. siklamen, bu- böiul/ö -öre gçf. bir ey ar
hurumeryem çiçei. tamak.
Baccha -ae d. Bakkhos rahi- bâiul/us -I er. hamal.
besi. bâloen/a -ae d. balina.
Bacchânâl -âl is cns. Bakk- balan/us -î d. palamut; bir tür
hos'a ve Bakkhos ayinlerine Arabistan cevizi; bir tür mid-
ait yer;Bakkhos enlii,
ç. ye.
bacchöti/ö -önis d. Bakkhos balatr/o -önis er. akac kim-
enliklerindeki gibi çlgnca se.

elenme. bâlât/us -ös er. koyun mele-


bacch/or -ör i -ötus g( Bakk- mesi.
hos enliini kutlamak; balbus s. kekeme, pepe.
Bakkhos rahibeleri gibi çl- balbüt/iö -ire gçf. & gf. keke-
gnlk etmek, çlgnca elen- lemek, dili dolamak; ( mec.)
mek, bu halde dolamak. anlalmaz bir biçimde ko-
Bacch/us -i er. arap, bitki, i- numak.
ir ve dinsel vecit tanns; as- balineum vs., bak. balueum
ma, arap; -eus -icus -ius s. vs.

bâcifer - s. zeytin veren, ballist/a -ae d. ( ask .) manc-


bacill/um -I cns. küçük de- nk; mancnkla atlan gülle.
nek, asâ, çubuk; Metodun ta- ballistör/ium -I & iî cns.
d sopa. manank.
bal 57 bat
balne/ae -aram d. ç. banyo, vahi, zalim; er. yabanc kim-
hamam. se, barbar kimse,

balneâr/us s. banyo ya da barbötulus s. ksa sakall,


hamama ait; -a -örum cns. barbötus s. sakall, yetikin;
ç. banyo odas. eski Roma'l; filozof (magister
balneât/or -öris er. hamam- ile).

c. barbiger -I s. sakall,
balneol/um -I cns. küçük borbit/os ih. -on er. lir.
banyo. barbul/a -ae d. ksa sakal,
bâl/ö -âre gf. melemek. bardus s. kaln kafal, gabi,
balsam/um -I cns. pelesenk, aptal.
pelesenk aac. bard/us -î er. Gallia’l mins-
balte/us -î er., -a -orum cns. trel.

ç. kemer, kuak; öz. klç bâr/ö -ön is er. ahmak ya da


omuz kay; kadn kemeri; kaln kafal kimse,
kölelerin dövüldüü kay. barr/us -I er. fil.
baptisma -t is cns. vaftiz, vaf- bascaud/a -ae d. bir tür sepet
tiz töreni. (masa için).
baptiz/5 -öre gçf. ( dn .) vaftiz bâsiâti/Ö -ön is d. öpme,
etmek. öpü$.
barathr/um -I cns. uçurum, basil ic/ a -ae d. borsa ve mah-
girdap; öbür dünya; (mec.) keme olarak kullanlan resmi
açgözlü kimse. bina.
barb/a -ae d. sakal. basilic/us s. kral gibi, muhte-
barbare z. yabana bir dilde, em; er. en ansl at (zar): e
Latince; uygar olmayan bir z. muhteem bir tarzda; -um
biçimde; kabaca, acmaszca. -I cns. krala yakr elbise,
borbori/a -ae -es ih. -em d. muhteem elbise,
bir yabana ülke, Yunanistan bösi/ö -âre gçf. öpmek,
ya da talya dnda bir ülke; bas/is -Is d. yürüme, adm at-
(sözcükler) kötü ifade tarz; ma; taban, kaide,
(tavr) kabalk, uygar olma- bös/ium -I & iî cns. öpü, öp-
y. me.
barbaricus s. yabanc, ecnebi; Bassar/eus -el er. Bakkhos.
yabanl; talyan (Greklere gö- Batöv/I -orum er. ç. Batavia
re). halk; mod. Hollanda,
barbarus s. yabana; barbar; batill/um -1 cns. ate kürei.
(Yunanlya göre) Italyan; ka- Battiad/es -ae er. Kallimak-
ba, uygar olmayan; yabanl, hos.
bat 58 ben
bâtu/5 -ere -I gçf. vurmak, Bellön/a -ae d. sava tanrça-
dövmek. s.
baub/or -ar gf. (köpek) hav- belllus s. ho, irin,
lamak, ulumak. bell/um -î as. sava, çarp-
Bauc/s -idis d Philemon'un . ma; -5 savata.
kans. bell/us s. ho, irin, yakkl,
beötit/üs -âtis d. mutluluk, güzel; -e z. güzel bir biçimde,
beotitud/o -ini d. mutluluk. latifçe; -habere sal iyi ol-

beâtu)/us -î er. mutlu kimse, mak.


beât/us s. mutlu; müreffeh, be!u/a -ae d. iri yabanl hay-
zengin, varlkl; -e z. van, canavar; herhangi bir
Belg/ae -ürum er. ç. Kuzey hayvan; (mec.) (kötü söz) hay-
Gallia halk; mod. Belçika, van; -Cactula ndia fil.
bellari/a -orum cns. ç çerez, bel uü t us s. üzerine hayvan re-
yemi, ekerleme, ilpnmi.
simleri
bellût/or -öris er. savaç, beluösus s. canavarlarla dolu,
muharip kimse; s. cenkçi, dö- bene z. (k. melius üd. optî-
vüken; savaa ait. me) iyi, uygun, çok pek; do-
bellütörius s. saldrgan. ru olarak; kazançla; ini bra-
bellötr/îx -icis d. savaç ka- vo! iyi! -dîcere yerinde söyle-

dn; s. cenkçi; dövüken (ka- mek; övmek; -emere uaza


dn). sarin almak; -est tibi iyisin,
Belleroph/ön -on t is er. Pega- mutlusun; -facere iyi etmek,
sos’un binicisi, Khimaira’nn iyi hareket etmek; -facis te-

katili; -onteus s. ekkür ederim; rem -gerere


bellicosus s. savasever, sava- baarl olmak; -se habere
ç. ho vakit geçirmek; -habet
bellic/us s. savaa ait, askeri; ala, mükemmel, yeterli; -te!
-um conere saldn ya da yü- salnza! -ven-dere paha-
rüyü için iaret vermek, l satmak; -vvere mutlu bir
belliger -I s. savaç, savase- hayat sürmek.
ver. bened/co -çere -xî
belliger/ö -üre -ovi -otum -ietum gçf. hakknda iyi söz
gf. sava sürdürmek. etmek, övmek; dn. kutsamak.
beilipot/ens -entis s. savata benefcettl/a -ae d. lütuf,
güçlü. merhamet.
bell/ö -üre -av -ütüm gf. sa- beneficiüri/I -örum er. ç. ay-
vamak; -or -ürî gf. müca- rcalkl askerler,
dele etmek, savamak. benefle/ium -I & il cns . iyilik.
a )

ben 59 bif

lütuf; (siy., osk.) terfi, yüksel- hayvanlarla dövüen kimse,


me; -o tuö senin sayende, bestiol/a -ae d küçük hay- .

ben e fi c us s. cömert, lütufkâr, van.


iyiliksever. bet/a -ae d paz (bitki). .

Benevent/um -i cns. Güney beta as. çkz. Yunannda beta


talya'da bir ehir, harfi.
benevol/ens entis s. iyi yü- bibîgç. bibo
rekli, lütuikâr. bibliopöl/a -ae er. kitap sa-
benevolenti/u -ae d. lütuf, tan kimse.
hayrhahlk, iyilik, dostluk, bibliothec/a -ae, -e -es d. ki-
benevol/us s. lütufkâr, hayr- taplk, kütüphane,
hah, dostane, hizmetçiler bib/ö -ere -î gçf. içmek; rma-
için) bal; -e z.
(

n kysnda yaamak; (flu-

benigne z. seve seve, istekle, men ile emmek, massetmek,


nazikçe; cömertçe, bol bol; içine almak; (nec.) (aure; ouri-
hayr, teekkür ederim;
(kd.) bus ile)can kulayla dinle-
-facere birisine lütufta bu- mek; -aquas boulmak;
lunmak, iyilik yapmak, Groeco m Öre- sal-
birinin
benignit/âs -ötis d. iyilik, lü- na içmek.
tuf, hayrhahlk; cömertlik, bibulus s. içkiye dükün, çok
benignus 5. iyi, dostane, lü- içen, susam; (eyler) su çe-
tufkâr; cömert, verimli, zen- ken, masseden,
gin,münbit. bic/eps -ipitls s. iki bal,
be/Ö -öre -âvf -otum gçf. biclln/ium -î & iî cns. iki kii-
mutlu etmek, honut klmak. lik yemek kanepesi,
Berecynt/us -î er. Kybele için bicol/or -öris s. iki renkli,
kutsal olan Phrygia'da bir bicorniger -I s. iki boynuzlu,
da; -i us s. Kybele'ye ait; -i bicornis s. iki boynuzlu; (r-
d. Kybele. maklar) iki azl,
Berenic/e -es d . bir Msr kra- bicorpor -is s. iki gövdeli,
liçesi; coma -es bir takmyl- bid/evts -entis s. iki dili; er.

dz. iki dili bahçvan çapas; d.

beryll/us -i er.gök zümrüt, sra dii tamam kurbanlk


iki

bes, bessis er. bir as'm üçte iki- hayvan.


si; bir birimin üçte ikisi, bident/al -âlis cns. yldrm
besti/a -ae d. hayvan; arena- • çarpm yer.
ya çkanlan yabanl hayvan, bidul/um -I cns. iki gün.
bestiörius 5 yabanl hayvan-
.
bienn/ium -i & iî cns. iki yl.
lara ait; er. arenada yabanl biföriam z. iki yerde, iki par-
bif 60 bis

çaya, iki yöne; iki yanda, ren.


biler 4 s. ylda iki kez ürün ve- bfmulus s. henüz iki yanda,
ren. bfmus s. iki yanda, iki yllk,
bifidus s. ikiye ayrlm, blnî bnae bina sy. bir çift,

biforis kanatl kap;


s. iki çifte, çift; ikier ikier, her keresin-
biförmötus, biformis 5. iki de, ya da her birine iki.

biçimli, çift ekilli, blnoct/ium -I & if ms. iki ge-


bifr/öns -on t is 5. iki bal, çift ce, iki gecelik süre,

alnl. binöminis 5. iki adl.


bifurcus 5. iki çatall, çatallan- Bi/ön -ön is er. yergileriyle ün-
m. lü filozof; -oneus s. yergili.
bîg/ae -ör um d. ç. çift atl bi pal mis s. iki kan uzunlu-
araba. unda.
bfgâtus 5. üzerinde çift atl bipartît/us s. ikiye bölünmü;
araba resmi bulunan, -ö z. iki parça olarak, iki yön-
biiugis, biiug/us s. koulmu de.
bir çift (hayvan); -i -örum bipat/ens -en t Is 5. iki kanad
er. ç. yan yana koulmu bir açk.
çift at; iki atl araba. bipedölis s. iki ayak uzunlu-
bi!lbr/a -oe d. iki libra arlk; unda, geniliinde ya da ka-
-Is s. iki libra arl nda. lnlnda.
bilinguis 5. iki dilli; iki dil ko- bipennifer 4 s. sava baltas
nuan; hain, ikiyüzlü, tayan.
d. safra, öd; (mec)
bîl/is -Is bipennis 5. iki azl; d. sava
hiddet,gazap, öfke; -ot ra, baltas.
nigro melankoli, karakayg; bipertîtö bak. bipartftö
cinnet, delilik. bip/es -edi s. iki ayakl; er. iki
bil/lx 4cis s. çifte iplikle ya da ayakl mahluk ( insan için kü-
telleörülmü. çümseme).
bilustris 5. on yllk, on yl sü- biremis s. çifte kürekli, iki sra
ren. kürekli; d. bir çifte kürekli ka-
bimoris 5. iki deniz arasnda yk; iki sra kürekli kadrga,
yer alan. bis z. iki kere, iki defa; -ad
bimarît/us -I er. iki kanl kim- eundem ayn yanl iki kez
se. yapmak; -dle, in die günde
bmSt/er -ris s. iki anneli, iki kez; 4antö, tan t um iki

bimenbris s. yan hayvan, ya- kat daha çok; 4erque sk


n insan olan; ç. Kentauroslar. sk; -terre ender olarak.
bimestris s. iki aylk, iki ay sü- Biston/es -um er. ç. Thracia
)

bis 61 bon
halk; -ius s. Thrada'l; -is d. mek.
Thrada'l kadn, Bakkhos ra- blatt/a -ae d. güve,
hibesi. blenn/us -I er. budala, bön.
bisulcilingu/a -ae s. çatal biliteus 5. yavan; aptal,
dilli; ( mec.) yalana, yaltakç, bllt/um -I cns. bir tür yaban
bisulcuss. çatal, yank. kerevizi.
Bthyn/ia -iae d. Anadolu'da boöri/us s. srlara ait; fo-
eyalet; -icus, -ius, -us s. rum -um Roma'daki hay-
blt/ö -ere gf. gitmek, van pazan.
bitum/en -ini cns. bitüm, as- Bodotri/u -ae d. skoçya'nn
-ineus s.
falt; dousunda körfez; mod. Firth
bivi/us s. iki yollu, iki geçitli; of Forth.
-um cns. iki yol kava, iki Boeöt/ia -iae d. Boiotia, Yu-
yol. nanistan'n ortasnda bölge;
blaesus s. kekeme, pepe, pel- -ius, -us s. -arches er. Boio-
tek. tia’nn ba yargc,
blandidicus s. tatl dilli. boi/ae -arum d. ç. boyuna ge-
blandiloguent/a -ae d. gö- çirilen halka.
nül okayc söz; fazla övücü, Boioh«em/l -ör um cr. ç. Bo-
iirid söz. hamyallar.
blatdilogu/us, -entulus s. böiet/us -î er. bir tür mantar,
gönül okayc sözler söyle- bolu/s -I cr (zar) atma, atm;
yen. (ag) frlatma; (mec.) kazanç,
blandîment/um -î cns. iltifat; kâr; âlâ lokma, çok iyi parça,
yüze gülme, yaltaklanma; bomb/us -I er. bouk ses,

(mec.) çekicilik, güzellik, uultu, vzlt,


bland/ior -îrî -Itus gf. oka- bombycinus s. ipekten.
mak, iltifat etmek, yaltaklan- bomb/yx -yeis er. ipek böcei;
mak; ( eyler hoa gitmek, ipek.
cezbetmek. Bon/a D e/a -ae -ae d. kadn-
blanditi/a -ae d. yüze gülme, larn tapt bir tanrça,
iltifat; (ey/er) çekicilik, füsun, bonit/âs -ât i s d. iyilik; doru-
blandîtim z. okayarak, gönül luk, dürüstlük; lütufkârlk.
okayn bir biçimde, Bonöni/a -ae d. Kuzey tal-

bland/us s. tatl dilli, yüze gü- ya’da ehir; mod. Bologna


len; ho, çekici, füsunkâr; -ö z. -ensis s.
blater/o -üre gf. gevezelik et- bon/um -I cns. iyilik, hayr;
mek. deerli, yararl ey; ç. mülk-
b!at/iö -îre gçf. gevezelik et- ler; cui -o? kime yararl ol-
bon 62 bre
du? kim kazançl çkt? Boadicea denilen Ingiliz kra-
bon/us s. (ki. melîor üd. opti- liçesi.

mus) iyi; muktedir, mahir; bovârius bak. boârius


kibar; cesur; erdemli; elveri- boviltus s. öküz ya da sra
li; er. muhit, muhafa-
ç. iyi ait.

zakâdar; -a oetus genç ya, brâc/ae -ânm d. ç. bir tür


gençlik; -o anivnö neesi ya pantolon.
da keyfi yerinde olmak; ~«e brâcâtus s. pantolonla; bar-
artes genel kültür veren ko- bar; öz. Alpler'in ötesinde bu-
nular, genel kültür eitimi; lunan kabileler,
-a dicta nükteli sözler; -o brocchiolis 5 kola . ait.

fides iyi niyet, içtenlik; - bracchiol/um -î cns. zarif


möres ahlak; -î numml ha- kol.
kiki para; -«» pars geni bö- bracch/ium - & iî cns. ön
lüm, ksm; -oe res konfor, kol, kol; pençe; {aaç) dal;
refah, lüks, saadet, ikbal, ah- > (deniz) kol; (den.) seren; (ask.)
laksal doruluk; -â veniâ iz- irtibat hatt; limann yann
ninizle; -a verba iyi kehanet çeviren set.
tayan sözler; seçkin bir dik- bracteo bak. brattea
siyon; -a vox yüksek ses. brassic/a -ae d. lahana,
boo -üre gf. yüksek sesle bar- bratte/a -ae d. altn yaprak,
mak; kükremek. varak.
Boot/es -ae cns. Bakar takm- bratteol/a -ae d. çok ince al-

yldz. tn yaprak.
Bore/os -ae er. kuzey rüzgân, breviör/iuvn -î & il cns. özet,

poyraz; kuzey; -us s. istatistik aratrma, resmi ra-


Borysthen/es -is er.Dnyeper por.
rma; -i us s. -idae er. ç. breviculus s. oldukça ksa boy-
Dnyeper kenannda oturan lu.
kimseler. brevfloqu/es -en t is s. az
bos bovls er., d. öküz, inek; bir sözle anlatan, muhtasar,
tür kamç; -Lûca fil. bov brev/is s. ksa, küçük, s; ksa
clitellâs impönere birine ömürlü; ksa, veciz; hafif,
yapamayaca bir ii yükle- önemsiz; -I z. ksaca, az son-
mek. ra; birkaç kelimede; -iter z.
Bospor/us -I er. Boaziçi; -ius az ve öz olarak; -ia -ium cns.
s. -Cimvnerius Kerç Boaz; ç. s yerler.
-ân us s. brevit/âs -otis d. ksalk, kü-
Boudicc/a -ae d. yanllkla çüklük; (söz, zaman) ksalk.
bri 63 byz
Britann/ia -iae d. Britanya; bücerus s. boynuzlu,
Britanya Adalar; -us, -icus bûcin/a -ae d. çobann çald-
5. -icus er. imparator Claudi- boynuz; askeri boru,
us'un olu. bücinöt/or -oris er. boru ça-

Brom/iis -î & iî er. Bakkhos. lan kimse.


brum/a -ae d. K gündönü- bucolic/a -örum cns. ç. çoba-
mü, k
ortas; k. nl iir.
Brumolis s. k
gündönümüne bûcul/a -ae d. yavru inek,
ait; ka ait; -flexus olak buf/o -onis er. kara kurbaa. .

dönencesi. bulb/us -î er. bitki soan; so-


Brundis/ium -I & il cns. Gü- an.
ney Dou talya'da liman; böl/e -es d. Yunan senatosu;
mod. Brindisi; -inuss. -euta er. senatör; -euter^

Brutti/î -orun er. ç. tal- ium cns. senato binas,


ya'nn Güney ucunda oturan bull/a -ae d. su kabarc; top,
halk; -us s. yumru, çivi ba; düme;
brütus s. ar, hantal, hareket- muska.
siz.; aptal, aklsz, duygusuz. bullâtus s. bulla taknm; he-
Brût/us -I er. Roma'y krallar- nüz bir çocuk.
dan kurtaran kimse; Cae- bümast/us -î d. bir tür üzüm,
sar'n katili. bür/is -is er. sabann gövdesi.
bubl/e -is cns. öküz ahin. Burrus Pyrrhus’un eski biçimi,
böb/o -ön is er., d. bayku. bustirap/us -I er. mezar hrs-
bubulcit/or -örî gf. öküz güt- z.
mek. bustuârius s. cenaze törenine
bubulc/us -î er. öküzle çift sü- ait, ölü yaklan yere ait.

ren kimse, çiftçi. bust/um -I cns. ölü yaklan ya


bubul/us s. sra ait; -a -ae da gömülen yer; mezar, gö-
d. sr eti. müt.
bücaed/a -a* er. öküz deris- buxifer -î s. imir aaçlaryla
sinden srmla kamçlanm ünlü.
köle. bux/um -I cns. imirlik; flüt,

bucc/a -ae yanak, avurt;


d. kaval; tarak; topaç.
az; geveze hatip; lokma. bux/us -î d. imir aac; flüt.
bucc/ö -ön is er. geveze kimse, Byzant/ium -I & ii cns.
lafazan. Byzantion, Bosphoros üzerin-
buccul/o -ae d. küçük yanak; de kurulmu olan kent, daha
miferin çene kay. sonra Constantinopolis, mod.
bucculentus s. iri yanakl. stanbul; -ius s.
) )

cabollînus s. ata ait.


c (akc eyler) dökülmek, ya-
caball/us -I er. at. mak; halsizlemek; ( kurban
cachinnoti/5 -ön is d. kahka- kesilmek; (rüzgâr, hiddet, cesa-
ha, yüksek sesle gülü. ret)dinmek, yatmak, kesil-
cachinn/Ö -fire gf. kahkahay- mek, kinim ak; (sözcükler) bit-
la gülmek. mek; kaybetmek, baarama*
cachinn/ö -önis er. kahkayla mak; (tiyatro oyunu) tutunma-
gülen kimse, alay eden kim- mak; (eh ile) bana gelmek,
se. nasip olmak, olmak; -in gö-
cachlnn/us ~î er. kahkaha; rü birliinde olmak; -sub
(dalga ses çkarma, manz olmak; anims cesa-
cac/ö -öre gf. barsaklar bo- reti kmlmak causö davay
altmak, abtes bozmak, kaybetmek.
-ötuss. pis, kirli, cödüceöt/or -ör i s er. atekes
cacoeth/es -is cns. (mec.) ka- bayrayla gönderilen elçi.
nt; çban. cöduce/us -I er. atekes için
cacul/a -ae er. askerin kölesi, giden elçinin tad
çubuk;
cacfim/en -ini cns. uç, zirve, Mercurius'un çubuu.
son, aaan tepesi; (mec.) son, cödücifer -I s. haberci çubuu
snr. tayan kimse.
Cacus, I er. Vulcanus'un olu, coduc/us s. düen, dümü;
cacümin/o -öre gçf. sivrilt- (mec.) geçici, fani, clz, narin;
mek. (yasa) varissiz cns. vârissiz
cadâver -is cns. ceset, le, ka- mülk.
davra. -ösus s. ceset gibi. cad/us - er. iri küp, ie biçi-
Cadm/us Thebai kenti-
-î er. minde kap (öz. arap için);

nin kurucusu. -ös, -eius, - ölünün küllerinin konduu


eus s. Cadmus'a ait; The- kap.
bai 'ye ait. -ea -eoe d. Thebai Caecil/ius -î er. Roma'l ad;
^

kalesi, -eis -eidis d. Agare; öz. Latin komedya airi;


Ino; Semele. önus s.

cad/ö -ere cecidi câsum gf. caecit/âs -ötis d. körlük.


dümek; canlln yitirmek, caec/ö -öre -övf -ât um gçf.

ölmek, öldürülmek; (gb.) bat- kör etmek; anlalmaz hale


mak; (saç, yaprak) dökülmek; getirmek, karanlk klmak.
cae 65 cae
caec/us s. kör; görünmez, giz- oymak, hâk etmek; (mec.) iir
li; karanlk, koyu; ksz; düzmek.
(mec.) sonucu belirsiz, bilin- cael/tm -I cns. oymaclann
meyen. oppâret -ö gün gibi ya da hakkaklarn kalemi.
m
açk, do us -a penceresiz cael/um -I cns. gök, sema,
ev. -5 die emere veresiye al- gökkubbe; hava, iklim, bir
mak. bölgenin havas; (mec.) mut-
caed/3s -is d. kesme, klçtan luluk, refah, baan ve onu-
geçirme, öldürme, katliam; run en yüksek derecesi, -um
(mec.) kesilen ya da Öldürü- ac terrös nniscere kaos ya-
len kimseler, maktuller; akan ratmak. ad -um ferre öv-*
kan. mek, yüceltmek, de ~o ser-
caed/ö -«re cecldî caesum vare gökteki belirtileri gözle-
gçf.vurmak; kesmek; (sava) mek. de -5 tangl yldrm ta-
yenmek, darmadank et- rafndan çarplmak, digito -
mek; dövmek; öldürmek; um attingere göün yedin-
(hayvanlar) kurban etmek, ci katnda olmak, in -o esse

caelâm/en -ini cns. oyma i, fazlasyla sevindirilmek.


kabartma. caement/um -î cns. yontul-
caelât/or -oris er. oymac, mam duvar ta, moloz.
hakkak. caenösuss. çamurlu, bataklk-
caelâtür/a -ae d. oymaclk, l.
hakkâklk sanat (öz. ma- caen/um -I cns. çamur, pislik,

den); oyma iler, kir; (mec.) kir, pislik ( ahlaksal)

cael/ebs -ibi s. evlenmemi, caep/a -ae d. caep/e -is cns.


bekâr; (aaçlar) üzerine asma soan.
sannmam. Caer/e cns. çkz. (nh. -iti dh.
cael/es -iti s. göksel, semavi -5te d.) eski Etrüsk kenti, -es
er. ç. tannlar. -iti & eti s s. -te cerâ
caelest/is -is s. göksel, sema- dignl oy verme hakkna sa-
vi; lâhi; er. ç. tannlar. cns. ç. hip olmayan kitleler gibi.
gökteki eyler, olaylar, caerimöni/a -ae d. kutsallk;
caeliböt/us -üs er. bekârlk. dinsel tören; sayg, ihtiram
caelico/a -ae er. tann. (hareket olarak).
câelifer -î s. göü tayan, caeruleus caerulus s. mavi,
cael/ius -I er. Roma'l ad; Ro- koyu mavi, koyu yeil, kuru-
ma'nn yedi tepesinden biri, ni; cns. deniz.
cael/ö -üre -övî -öt um gçf. Caesar -is er. Julius Caesar,
(tahta ya da maden üzerine) büyük Roma'l asker ve dev-
cae 66 cûI

let odam, yazar; Augustus; afete uram; -e z.

imparator, -«us, -iönus, - çalam/ us -î er. kam; sap; ka-


inus 5 . mtan kalem, düdük, ok, ba-
caesanötus s. saçl, uzun saç- lk tutma arac.
l, çal saçl. colathisc/us -f er. küçük se-
ca«sari/cs -«« d. sakal kl. pet.
cuesîcus s. mavimtrak, koyu calath/us -î er. (ç/çek, yün,
mavi. neyva) sepet; tas, bardak.
caesi/ z. keserek: kese kese; k- calöt/or -orîs er. hizmetçi;
lcn keskin azyla; (ref.) ke- münadi.
sik cümlelerle. calcöne/um -î cns. topuk,
caesius 5. kuruni mavi; mavi ökçe.
gözlü. calc/ar-öris cns. mahmuz.
caesp/es -iti er. çimen, çim; calcf'üment/um -î cns. kun-
çimenlik, sunak, mezbâh. dura, ayakkab.
caest/us -üs er. boksörlerin el- calceötus, -us er. ayakkab,
diveni, mula pabuç, sandal.
cuesus gedo- caedö. calceolör/ius -I & iî er. kun-
caetr/a -ae d ksa kalkan. - . durac.
âtus s. bu kalkanla silâh- cnlceol/us -î er. küçük ayak-
lanm. kab.
Caic/us -I er. Kaikos, mod. calce/us -I er. kundura, ayak-
Anadolu'da Bakur Çay. kab.
Câiet/a -ae, -e -es d. Lati- Calch/ös -antis er. Troia'da-
um'da kasaba. ki Yunan bilicisi, Kalkhas.
Câius, bak. Gaîus. calcitr/ö -öre gf. tekme at-

Calab/ei -ae d. Calabria, tal- mak, çifte atmdk; (mec.) di-

ya'nn C.üney-dousunda bir renmek.


yanm ada. colc/ö -öre -avî -otum gçf.
Calam/is -îdîs er. Yunan hey- ayak altnda çinemek, ez-
keltra. mek, üzerinden geçmek;
Calamist/er -rî er. -rum -rî (mec.) hor görmek, istihkar
cns. saç kvrma maas; (ref.) etmek.
süs. -rötu 5. kvnk, bukleli. calcul/us -I er. küçük ta, ça-
calamit/ös -ötis d. felâket, kl; ( dama
ta, pul; hesap
v^s.)

musibet, (ask.) yenilgi; (fa.) etmede kullanlan ta; hesap,


zarar, ziyan. hesaplama; -os subdücere
cala-mitos/us s. afet getiren, hesap etmek, ad -ös vocöre
felâkeli; musibetli, zararl; ince bir hesaba tabi tutmak.
)

cal 67

caldörius s. lk su içeren, (akil) bulanklk, .sersemlik;


caldus, bok. calidus. (k.) felaket, zulmet.
Caledoni/a -«e d. Britanya' cölîg/ö -Öre gf. side ya da du-
nn kuzeyi nod. Iskoçya'mn manla örtülü olmak, duman-
kuzeyindeki dalk bölge, -us l olmak; (mtc.) bu ni ulumak
s. sersemletmek.
cale/faciö, cal/facio, Caligul/a -ne er. imparator
-facere -factum gçf stmak, Gaius.
ltmak; ( mec.) kztrmak, Caîi/x -cis er. arap kadehi;
heyecana getirmek, tencere, çömlek.
calefact/ö -öre gçf. stmak. Call/eö -ere gf derisi kaln ol-

Calendae, bak. Kalendae. mak (mec.) sertlemek, duy-


Cal/eö -ere gf. lk ya da scak yusuzlamak; bir ite çok de-
olnak, kzgn olmak, yan- neyim sahibi olmak: usta ol-
mak; ( akt) tahrik edilmek; mak, becerikli olmak, gçf bil-
(eyler hararetle izlenmek, mek, anlamak.
devam etmek; taze olmak. callidit/ös -ötis d. hüner,
Cal/es, ium
Campania' d. ç. maharet, uzmanlk, ustalk;
da kasaba; -enus Cales'li. (ask.) eytanca hileler.

cns. Cales arab. culid/us s. hünerli, deneyim-


Colesc/ö -uî -ere gf. snmak, li, uzman, mahir; kurnaz, hi-
kzmak, hararetlenmek; lekâr. -e z.
(mec.) ateiyle yanmak, tu- Câllimach/us -î er. skenderi-
tumak. ye’n Yunan airi, Kallimak-
Calid/us, cold/us s. lk, scak hos.
(mec.) hararetli, ateli, iddet- Calliop/e -es, ~ea -e a e d. iir-
li; çabuk, hzl; düüncesiz d. de, özellikle destan türünün
scak su. cns. scak içki, -e z. Musas, Knlliopc.
derhal, çabucak, bir an önce, call/is -is er. çoban yolu, pati-
caliendr/um -I cns. peruka, ka; geçit; (mec.) yayla, otlak.
calig/a -ae d. askerlerin giydi- Callist/ö -üs d. Arkadia kral

i bot, çizme; (mec.) askerler. Lykuon’un kz, Kallisto; Bü-


-Ötus ar asker çizmesi yük Ay takm yldz.
(botu) giyinmi. caliösus s. kaln derili, nasrl.
cölîginösus s. bulank, sisli, Call/um -I cns. kaln ya da
puslu; (mec.) karanlk, muz- sert deri; sk et; (mec.) sertlik,
lim. duygusuzluk.
cölîg/ö -ini d. bulanklk, sis, cal/Ö -Öre -övi -otum gçf
duman, karanlk, zulmet; çarmak, toplamak.
CQ 68 cam
cöl/5 -önis er. askerin hizmet- ya zorunlu olmak.
çisi; uak, köle. Calyd/ön -înis d. Kaîydon,
cal/or -ör is er. scaklk, s, Aetolia'da kasaba. -ön is, _

hararet, ( mec .) tutku, ak ate- -onius s. Kalydonyo'l: d. De-


**• ianira.
calpurn/ius -î er. Roma'l ad. Calyps/o -Gs (h. -5) d. Odys-
-ianus s. seus’u Ogygia'da alkoyan
calth/a -âe d. kadife çiçei, nymphe. Kalypso.
calthul/a -oe d. san giysi, camelînus s. deveye ait.
caluî gç. calescG. camell/a -ae d. arap kadehi,
calumni/a -ae d. dalavere, f- canel/us -î er. deve.
rldakçlk, bahane; hakikati Camen/a -I er. Musa; iir sa-
tahrif; (yasa) hileli dava; ifti- nat.
ra davas, -am lürâre kötü camer/a -ae d. kubbe, kubbe-

niyetle dava açmadna ye- li ya da kemerli tavan, ke-


min etmek. mer.
calumntöt/or -oris er. sahte Camill/us -î er. Rona’llan
dava açan kimse, iftirac, hi- Gallia'ldan kurtann olan
lekar. Roma'l kahraman.
calumni/or -âri ~atus gçf. Camn/us -I er. fnn, ocak;
tahrif etmek, ifsat etmek; maden ya da tasfiye fnn,
(yasa) haksz yere dava et- oleum addere -0 bir kötülü-
mek, aslsz ithamda bulun- ü körüklemek,
mak, iftira etmek -s€ kendini cammar/us -I er. stakoz.
gözden düürmek, Campân/ia -iae d. Bat tal-
colv/a -ae d. saçsz ba, kafa- ya'da bölge, -icus, -us, -us
tas. s. Campania'l, Capua'l.
calvit/ium -I & -iî cns. daz- camp/e -es d. kvnrn, dolam-
laklk. baç.
colv/or -Sri gçf. aldatmak, campest/er -ris s. ovaya ya
hile yapmak, da düzlüe ait; Campus Mar-
calvus s. saçsz, dazlak. tius'a ait; cns. sporculann
cal/x —cis d. topuk, ökçe; -ce kulland ksa önlük; cns . ç.

petere, ferlre tekme atmak. düz arazi, düzlük ova.


cal/x -cis d. küçük ta; kireç camp/us -I er. düz arazi, ova,
ta, kireç; (mec.) kireçle çizi- çayr; spor alan; (rner.) tiyat-
len çizgi; bitirme çizgisi ad ro, arena. -Martius Tiber k-

carceres 5 -ce revo câri ysnda toplanma, spor, aske-


bir eye yeni batan balama- ri eitim alan.
))

cam 69 can
çamur -î s. eri, iç tarafa kv- ( akl) açklk, içtenlik: (üslup)

rlm. yalnlk, açklk (söz) parlak-


canöl/is -is er. kanal, mecra, lk, revnak.
ark, su yolu, su borusu, cön/eö -ere -uî gf aarmak,
cancell/î -ör um er. ç. par- ak olmak -ens -entis s. be-
maklk, çit, korkuluk; snr, yaz; kül rengi; aarm.
hudut. canesc/Ö -ere gf aarmaya
canc/er -rî er. yengeç; Yengeç balamak; aarmak; (mec.)
Takmyldz; güney, tropikal yalanmak, kocamak,
scaklk; (f/p) kanser, canicul/a -ae d. küçük dii
candefac/iö -ere gçf. parlak köpek; (mec.) Sirius yldz,
• beyaz hale getirme, coninus s. köpee ait, köpek
candel/a -a e d. müm, mea- cinsine ait; garezkâr. kinci;
le; balmumu sürülmü ip. -littero R harfi,
-a m appönere evi atee ver- can/is -is er. d köpek, dii kö-
.

mek. pek ya da kurt; (mec.) utan-


candelâbr/um -I cns. am- maz ya da kzgn kimse; tu-
dan, asma amdan, feyli, çanak yalayc kim*e;

cand/ens -entis s. parlak be- (za) en kötü; (gb.) Büyük Kö-


yaz, parlak. pek Takmyldz, Küçük Kö-
cand/eo -€re gf. parlamak, pek Takmyldz; ( mitoloji)
panldamak; ( sdan kzar- Kerberos.
mak, kzgn olmak, canistr/um -î cns. ekmek
condesc/ö -ere gf. beyazla- yada çiçek sepeti,
mak; (sdan) kzarmaya ba- coniti/es -e d. grilik, boz
lamak. renk, ak saç; yallk,
canditât/us s. beyaz giyin- cânn/â -ae d. kam; flüt, ka-
mi. er. (bir mevki için aday - val; gondol.
orius s. bir adaya ait. cannab/is -is d. kenevir.
candidulus s. güzel beyaz Cann/ae -ârum d. ç. Romal-
renkte. larn Hannibal tarafndan
condid/us s. beyaz, parlak; a- bozguna uratldklar Apu-
aal, güzel; beyaz giysili; lia'da bir köy -ensis s.
(üslup) açk; (akl) açk, içten; canö canere cecini gçf fr gf
(k.) mutlu -u sententia suç- ark söylemek, terennüm et-

suzluk hükmü, beraet. -e z. mek, çalg çalmak; tekdüze


beyazlar içinde; içtenlikle, bir tonda konumak: (ask.)
catd/or -öris er. beyazlk, iaret vermek; (kular) ak-
parlaklk, güzellik; (mec.) mak; kehanette bulunmak.
can 70 cap
can/or -öris er. ark, name, vermek; büyü yapmak, sihir
ezgi, hava. yapmak.
conör/us s. ahenkli, nameli; cont/or -öris er., -rîx -ricîs
tekdüze bir tonla, cns.uyum- d. arkta, okuyucu, müzis-
lu üslup. yen, air; oyuncu,
contöm/en -ini cns. büyü, cant/us -üs er. ark söyleme,
sihir, efsun. terennüm, teganni, çalma;
canthar/is -idis d. bir tür bö- ark, name; gelecei söyle-
cek; öz. kuduz böcei, me; büyü, sihir, efsun,
conthar/us -î er. marapa, cönus s. ak, beyaz, kr, boz; ka-
çömlek; bir tür balk, dim, eski, mübarek, er. ç. kr
conther/ius -I & ii er. idi saçlar.
at. -înus 5. ata ait. copöcit/ös -ötis d. içine ala-
cantic/um -î cns. Latin kome- bilme yetenei, istiap, hacim.
disine özgü bir sahne; ark, cap/öx —öcis s. içine çok ey
name; (ret.) tekdüze ton. alabilen, geni, vasi; kolayca
contilen/a -ae d. eskimi ve tatmin edilmeyen, doymaz;
çok yinelenmi ark; gereksiz (akt) kavrayl anlayl, ye-
söz, masul -a m
eandem c ti- tenekli, muktedir,
nere ayn masal okumak, caped/ö -ini d. kurban töre-
canti/ö -öns d. ark; büyü, ninde kullanlan kulplu kap,
sihir, efsun, bardak.
cantit/ö -öre -övî -otum capell/a -ae
d. dii keçi; (gb.)

gçf. & gf. sk sk ark söyle- Auriga takmyldznda par-


mek, tekrar tekrar terennüm lak yldz.
etmek. Capen/a -ae d. Etruria'da ka-
Cont/ium -î er. Britannia'da saba mod. San Martino. -ös,
bir bölge; mod. Kent, -us s. Porto -a Roma'nn
cantiuncul/oe -ör um d. ç. güney dousunda, Via Ap-
çekici, ho ark, pia'yc açlan kap,
cant/ö -öre -övî -otum gçf. cop/er rl er. keçi, teke; (mec.)

& gf. ark söylemek, teren- koltukalt kokusu,


nüm etmek; çalmak; tekdüze caperr/ö -Öre gf. burumak.
bir söylemek (nutuk);
sesle gçf bunturmak.
(kular) ötmek, akmak; copess/ö -ere -îvî -Itum gçf
( mec.) terennüm etmek; met- yakalamak, kapmak, hrsla
hetmek; tekrar etmek, uzat- almak, ulamaya çalmak,
mak; oynamak,
(oyuncu) rol -e doru gitmek; (mec.) üzeri-
temsil etmek; önceden haber ne almak, eline almak, giri-
cap 71 cap
mek, giriimde bulunmak; capitolis s. ölümlü, fani;
katlmak, rem publicam - (yasa) birinin yaam ya da
politikaya girmek, medeni durumuna ait; va-
capillâtus s. uzun saçl; eski him, amansz, tehlikeli, en
tarzda, eski döneme ait. yüksek, en ileri.
capill/us -I er. saç, kl, sakal, copit/o -önis (er.) iri kafal
cap/io -ere cep! coptum gçf. adam.
yakalamak, ele geçirmek, al- Capitöl/ium -4 cns. Roma’da
mak; (asfc.) igal etmek; tut- Juppiter tapna bulunan
sak almak; (den.) karaya var- tepe. -înus s. Capitolum'a
mak, liman tutmak; (mec.) ait; Juppiter'e ait.

zorla almak, hileyle ele geçir- capitulotm z. özet olarak,


mek, elde etmek, kendine capitul/um -I cns. küçük ba;
mal etmek; (edl.) zayflamak, kii, yaratk; sütun bal.
sakatlanmak, yoksun olmak; Cappadoci/a -ae d. Anado-
elde etmek, tuzaa düür- lu'da bölge, Kappadokia.
mek, ayartmak, teshir etmek; copr/a -ae d. dii keçi; koltuk
(dava ya da tartmada ) ma- alt kokusu; (gb.) Capella.
lup etmek, mahkum etmek, capre/a -ae d. dii yaban ke-
seçerek almak, seçmek; be- çisi; karaca.
enmek; {vergi, kâr) almak; Capre/ae -orum d. ç. Capri
kavramak, idrak et-
(zihin.) adas.
mek, içine almak, ihtiva et- capreol/us -î er. yaban keçisi;
mek; tevarüs etmek; karaca; (ç.) destekler.
cönsilium - bir karara var- Capricorn/us -î er. Olak ta-
mak, initium - balamak, kmyldz.
oculo capi gözünü kaybet- caprific/s -I d. yabani incir
mek. mente coptus deli, çl- aac.
drm. cupîdö etim cepit caprigenus s. keçi cinsinden;
ayartld. keçiden domu,
capi/s -di* d. tek kulplu kur- caprfimulg/us -I er. keçi çoba-
ban çana. n.
copistrotus s. yular vurulmu, caprinus s. keplere ait.
capistr/um -I cns. yular; caprip/es -edi s. keçi ayakl,
üzüm mengenesinin bir kay- caps/a -ae d. tahta kutu (az.
papirüs tomarlan için.)
copit/al -âli* cns. ölüm ya da capsu arkoik gl. capio.
sürgün cezasn gerektiren capsul/a -ae d. küçük kutu,
suç. çekmece.
-

cap 72 car
Capt/a -ae d. Minerva. kii, birey; yaam; yurttalk
captöti/s -onis d. yakalama- haklan; (kii) ba, önder,
ya çalma. (kent) ba; (para) sermaye,
captât/or -oris er. bir eyi ya- mebla; (yaz) ana bölüm,
kalamaya çalan, peinde balk; ana nokta, ana konu;
olan kimse; miras avcs, -cenae esas yemek, -iti
capti/o -onis d. aldatma, accüsâre medeni durumu-
hile, desise; zarar, kayp; ( tor na ait suçlamada bulunmak,
fma) sofizm, safsata, -its damnâre ölüme mah-
captiös/us s. aidatla, sahte; kum etmek, -iti deminûtiö
tehlikeli, zararl; batl, safsa- siyasal haklarn kayb, -iti
tai. -e z. poena ölüm cezas. -ta
captiuncul/a -ae d. kaçamak cönferre gizlice görümek,
cevap, savma cevap, sofizm, in -ita her bir kiiye, kii ba-
captlvit/âs -âtîs d. tutsaklk, na. suprâ -ut esse bann
kölelik; fetih, igal, üstünde dolamak, pek yakn
captlvus s. yakalanm, tutsak olmak.
edilmi, zapt edilmi; sava carbaseus s. spanyol ketenin-
tutsaklanna ait er, d. sava den yaplm.
tutsa. carbas/us -î d. (ç. -a -ör um

capt/5 -öre -övf -olum gçf. cns.) ince spanyol keteni;


yakalamaya çalmak, pein- ince keten giysi; yelken; perde
de olmak; elde etmeye çal- ya da tente.
mak, temin etmeye çalmak, carb/o -önis er. odun kömü-
.

sinsice gözetlemek, pusuda rü, yanan kömür,


beklemek. carbönâr/ius -1 & il er. kö-
captus gedo. capiö. er. tutsak, mürcü, kömür yakan kimse,
copt/us -us er. yakalama, ele carbuncul/us -I er. küçük kö-
geçirme; (mec.) anlay, kav- mür; kzl yakut; kum ta,
ray, zihniyet. carcer -is er. hapisane; (rnec.)

Copu/a -oe d. Campania'hn hapishanedeki mahkumlar;


en önemli kenti, yan balangç
alannda
capulöris s. tabuta ait, tabuta yeri, ad â calce revo-
-es
lâyk. cörî hep tekrar balamak zo-
copul/us -î er. tabut, lahit; runda olmak.
kulp, sap, tutamak, carcerârlus s. hapisaneye ait.

cap/ut -iti as. ba, kafa; carches/Ium -î & iî cns. içki

akl, idrak; tepe, son; (rmak) içilen kap; (den.) gemi direi-
kaynak, ( daha seyrek) az; nin çanakl.
car 73 car
cordioc/us -4 er. midesi eki- ler.

yen kimse. carnâr/ium -î & ii cns. et çen-


card/o -ni er. mihver, mil; geli; kiler.

(gb.) kutup; en önemli nokta, Carnead/es -is er. Yunan filo-


her eyin üzerinde döndüü zofu, Yeni Akademi 'nin kuru-
nokta. cusu. -eus s.
cardu/us -I er. deve dikeni. carnif/ex -icis er. cellat; katil,
cârect/um -î cns. sazlk. carnificfn/a -ne d. cellatlk;
câr/eö -ere -u gf. ( dh ile) . ikence, zulüm, idam, -am
yoksun olmak, -sz olmak, - facere cellat olmak.
olmamak; -den uzak olmak, carnifc/ö -öre gçf. parçala-
malik olmamak; -den sakn- mak, kesmek,
mak, kaçnmak, uzak dur- cornuf- bkz. carnif-.
mak; yitirmi olmak, muhtaç car/ o -nis d. et.
olmak. câr/ö -ere gçf. yünü, pamuu
câr/ex icis d. (bitki) bir tür saz. taramak.
Câr/a -oe Anadolu'nun Gü- Carpath/us -i d. Girit ile Ro-
ney Bats'nda bölge. C5r -is dos arasndaki ada. -ius s.
er. Karyal Caricus s. Karyal corpatin/o -ae d. çark,
d. kuru inör. carpent/um -î cns. iki teker-
cari/es (ih. -em dh. -5) d. çü- ve üstü örtülü araba,
lekli

rüme, tahtann çürümesi. carp/ö -ere -si -t um gçf. top-


carin/a -ae d. gemi omurgas, lamak, dermek, koparmak,
karina, teknenin sualt bölü- biçmek, yolmak; (yün) bük-
mü; gemi. mek, taramak; (mec.) çar-
carînâr/is -î & II er. sanya mak, toplamak; ypratmak,
boyayan bir tür boyac. andrmak; taciz etmek; za-
corlosus s. çürümü, bozul- rar vermek; parçalara yn da
mu, bölümlere ayrmak; yola ko-
câr/is -idls d. bir çeit pavur- yulmak, yolculua çkmak,
ya, karides. carptim z. parça parça, ayn
cdrit/âs -âtis d. pahallk, ayn, birer birer; ayn yerlerde,
yüksek fiyat; derin sayg, mu- çeitli noktalardan; çeitli za-
habbet. manlarda.
carm/en -ini cns. ark, na- carpt/or -öris er. yemekleri
me, ezgi; iir, manzum yapt; bölen ve kesen kimse,
kehanet; büyü, sihir; (dinde çarp tu s gedo- carpü.
ya da yasoda) formül, düstur; carr/us -î er. dört tekerlekli
mesel, atasözü; ahlaksal söz- yük arabas.
car 74 cas

Curthög/ö -ini d. Kartaca; kale mürettabat, garnizon,


-iniensis s. -Novo Ispan- castellâtim z. çeitli kalelere,
ya'da kasaba, mod. Cartage- cattell/um -î cns. kale, hisar,
na. istihkâm; ( mec.) snak, mel-
caruncul/a -ae d. et parças, ce.
câr/us s. pahal, yüksek fiyatl; casteri/a -ae d. gemide kürek-
-e z.
aziz, sevgili, deerli. çilerin dinlendii bölme,
Caryst/os -i d. Euboea'da castîgâbilis s. cezaya lâyk,
mermeriyle ünlü kasaba, castigâti/ö -önis d. azarla-
c as/a -ae d. küçük ev, kulübe, ma, tekdir.
cascus s. eski. castlgöt/or -oris er. azarla-
câseol/us -i er. küçük peynir, yan kimse, eletiren ya da ce-
cöse/us -I er. peynir, zalandran kimse,
casi/a -ae d. yabani tarçn; castlg/ö -âre -övi -ât um
yak aac. gçf. düzeltmek, cezalandr-
Caspiuss. Hazar Denizi. mak; azarlamak, çkmak,
Cassandr/a -oe d Kassandra; . eletirmek; zaptetmek, tut-
Priamos ile Hekabe'nin kz, mak; -ötus s. küçük, narin,
Troia'î prenses ve kâhine, castimöni/a -ae d. temizlik,
cass/es -i um er. ç. a, tuzak; saflk, ahlak doruluu, te-

örümcek a. miz ahlak, erdem; iffet, per-


cassid/a -ae d. mifer, tolga. hiz ( din adamlar için).
Cassiop/e -es, Cassiepe/a castit/âs -ötis d. iffet, ismet,
-ae d. Andromeda'nn anne- namusluluk.
si, Kassiopeia; bir takmyl- cast/or -oris er. kunduz.
dz. Cast/or -oris er. Kastor, Tyn-
Cass/ius -I er. Roma'l aile ad dareos'un olu; PoIlux'un
-iânus s. ikiz kardei; Gemini takmyl-
cass/o -öre gf. sallanmak, dznda yldz.
cass/us s. bo; -den yoksun, castore/um -I cns. kunduz-
-sz (c/h.); bo, yararsz, bey- dan elde edilen keskin kokulu
hude; -lOvnine ölü. in -um madde.
bo yere. castr/a -örum cns. ç. or-
Castali/a -ae d. Kastalia, Par- dugâh, kamp; bir günlük yü-
nassos'da bir pnar, -us, -s s. rüyü; askerlik hizmeti;
-des -d um d. ç. Musalar. (mec.) parti, frka, mezhep
castane/a -ae d kestane aa-
. -movere ordugâh kaldr-
c; kestane. mak. -mSnîre ordugâh kur-
catellânus s. kaleye ait. er. ç. mak. -ponere ordugâh kur-
c as 75 cau
mak. bina- iki ordugâh, buka; ba, engel; sra, silsi-

castrensis s. ordugâha ait, as- le.

keri. catenötus s. zincire vunlmu,


castr/o -öre gçf. idi etmek, zincirli.

hadm etmek; (mec.) zayflat- caterv/a-ae d. kalabalk, küt-


mak. le, sürü; (ask.) alay, güruh:
castr/um -i cns. kale, hisar, (f/y.) aktör grubu.
cast/s s. temiz, saf, ar, temiz catervâtîm z. gruplar ya da
ahlâkl, masum; kutsal, lâhi, takmlar halinde; kütleler, y-
aziz, dinsel, dindar, -e z. nlar halinde.
casul/a -ae d. küçük kulübe, cathedr/a -ae d. koltuk, san-
câs/us -us er. düme, sukut; dalye, iskemle; öretmen kür-
yklma, malubiyet; olay, süsü; tahtrevan.
sonuç, akbet, rastlant, olas- catholicus s. ( dn .) inançlarna
lk, kaza; ölüm; frsat, vesile; bal.
(zaman) son. (dilb.) hal. -u Catilîn/a -ae er. suikast girii-
rastlantsal olarak, mi Cicero tarafndan ortaya
catagraphus s. resimli, renkli. çkanlan Roma'l. -ârius s.
Catamît/us -I er. Ganymedes. cotill/o -öre gçf. tabak yala-
cataphract/es -ae er. demir mak.
pullu zrh, -us s. demir pullu catlll/us -Ier. küçük tabak.

zrh giyen. cotin/us -I er. tas, çanak.


cataph/us -î er. bir geminin Cat/o -önis er. eski Roma'l ti-
limana girmesi. pinin örnei saylan kii; Ca-
catapult/a -ae d. ( osk .) man- esar'a dümanlyla tan-
cnk; ( mec .) mancnkla at- nan ünlü Stoik ve cumhuri-
lan ok. -ârius s. mancnkla yetçi önder, -onîânus s. -
atlan. önînî er. ç. Cato'mn destek-
cataract/a -ae d elale; indi- . çileri.

rilip kaldrlan kap; set, ba- caton/ium -« & iî cns. cehen-


raj. nem.
catast/a -ae kölelerin satl- Catul/us -î Latin airi
d parmaklkl yer.
d.

catei/a -ae d. ksa mzrak,


-ionus s.
catui/us -î
er.

er. hayvan yavru-


lirik

catell/us -I er., -a -ae d. kö- su;köpek yavrusu, enik.


pek yavrusu, enik, cat/us s. keskin zekâl, anlay-
catell/us A er., -a -ae d. kü- l, akll; kurnaz, eytan -« 2.
çük zincir. Caucas/us -î er. Kafkas dala-
caten/a -ae d. zincir; köstek; r. -i us s.
m

cau 76 cav
caud/a -ae d. kuyruk, -a causârius s. (ask.) hizmete uy-
iactare yaltaklanmak, -am gun olmayan, hasta, hasta-
trahere alay konusu olmak. lkl.
caudeus aaçtan yaplm.
s. causi/a -ae d. bir Makedonya
ca»d/ex, cöd/ex -âcis er. göv- apkas.
de, beden; aqç blok; kitap, causidic/us -I er. dava vekili,

ana hesap defteri. ( mec.) avukat.


mankafa, dangalak. causific/or -ârî gf özür gös-
caudicâlis s. aaç kütüüne termek, bahane etmek,
ait. caus/or -ârî -âts qçf & gf.
caul/ae -ör um d. ç. menfez, neden ya da bahane olarak
delik; koyun al, mandra. ileri sürmek, özür göstermek,
caul/is -is er. bitki sap; laha- caussa bak. causa.
na. causul/a -ae d. önemsiz dava,
caup/ö -ön s er. küçük esnaf, cautel/a -ae d. önlem, tedbir,
satc, hana. ihtiyat.
coupon/o -oe d. küçük dük- caut/ös -is d. sivri kaya,
kân, -is s. cautim z. önlem alarak, ted-
caupön/or -ârî gçf. ticaret birle, ihtiyatla.

yapmak. cauti/ö-önis d. önlem, tedbir,


caupötul/a -ae d. küçük ihtiyat, dikkat; (yasa) kefalet,
han. teminat, senet, mihi -est
Caur/us, Cör/us -I er. kuzey- dikkat etmeliyim, mea -est
bat yeli. -e bakmak bana düer,
caus/a, causs/a -ae d . fiili caut/or -orîs er. önlem alan,
neden, uydurma neden, ba- ihtiyatl bulunan, dikkat
hane; özür, mazeret; i vazife; eden kimse; kefil,

siyasal dava, parti; koul, du- caut/us gedo. caveö s. dikkat-


rum, hal; (yasa) dava; (ret.) li, ihtiyatl, tedbirli; emin, te-

tartma konusu. -am minatl. -e z. dikkatli olarak,


agere, örare bir davay sa- tedbirli olarak, ihtiyatla; em-
vunmak. -am defendere niyetle, garantili olarak,
savunma amaçl konuma cavaed/ium -I & -If ms. bir
yapmak, -am dîcere bir da- evin iç avlusu.
vay savunmak, -â uruna, cave/a -ae d. ahr, kafes, kü-
cum -â doru, hakl neden- mes, in, ar kovan; (tiy.) se-
lerle. guâ de -â bu sebepten, yircilerin oturduu bölüm
in -â esse sorumlu olmak, prima- soylulann oturduu
per -am bahanesiyle. bölüm, ultima- snf- aa
cav 77 cel

larn oturduu bölüm, um yeri,


cav/eo -ere covî cautum gçf cecidî gç. cadö.
-den saknmak, kaçnmak, - ceddi gç. caedö.
kar uyank olmak, gf ("ab cecingç. conö.
veya dh. ile) -e kar tedbirli Cecrop/s -is er. Kekrops, Ati-
olmak; {eh. ile) himayesi alt- na'nn ilk kral, -ius s. Ati-
na almak, -e bakmak; (ne nalI. d. Atina, -ide* -idue er.
ile) olmamasna dikkat et- Theseus; Atina'l. -is -idis d.

mek, -den saknmak; (.k. Aglauros; Prokne; Philomela;


veya ms. ile) olmamasna dik- Atinal, Atina'yla ilgili,

kat etmek, yapmamaya dik- ced/ö -ere cessl cessum gf


kat etmek; (yasa) birinin hu- gitmek, vasl olmak: oyul-
kuki çkarlarn korumak; (ti.) mak, çekilmek, uzaklamak;
garanti etmek, kefil olmak, sona ermek, ölmek; sonuç
teminat vermek, vermek, tecelli etmek, çk-
cavern/a -ae d. oyuk, boluk, mak; -den aa
olmak, ma-
çukur, maara; (den.) ambar, lup olmak, boyun emek, gf
cavill/a -ae d. elenme, alay, vazgeçmek, brakmak, ihsan
istihza. etmek; kabul etmek, -bonis,
cavillati/ö -önis d. alay, is- possessione bir eyin mülki-
tihza; mugalata, kaçamakl yetini birine brakmak, terk
söz. etmek; -forö iflas etmek; -
cavillât/or -oris er. alay loco tahliye etmek, çekilmek;
eden, istihza eden kimse, -memoriâ unutulmu ol-
cavill/or -arî -ât us gçf. alay mak.
etmek, istihza etmek, elen- cedo (ç.cette) em. ver bana,
mek. gf mugalata yapmak, getir bana; söyle bana, söyle
kaçamakl söz söylemek. bakaym, iitelim; bak! ite!;
cav/5 -öre -av -âtum gçf brak beni, izninle,
oymak, kazmak, delmek., cedr/s -I d. sedir aac, kat-
cavus cns. delik, oyuk, boluk; ran aac; sedir kerestesi; se-
(rmak) derin yatakl; s. ke- dir ya.
merli, kubbeli. CeIoen/5 -Cs d. Kelaino, At-
Caystr/os -u -I er. Lydia'da las'n kz, Pleides'ten biri;
kugulanyla ünlü nehir, -ce Harpyialar'dan biri,

kelimelere bitiik olarak yaz- celeb/er -ris s. kalubahk, i-


lan gösterme eki. lek, sk; çok söz edilen, ünlü;
C e/a -ae, Ce/ös h. -o d. sk sk yinelenen,
Ege'de ada, Simonides'in do- celebrâtiö -ön» d. kalabalk
cel 78 c en

toplant, içtima; enlik, bay* cel/ox -ocis s. hzl, seri, ça-


ram. buk. d. hzl gemi, kotra, yat.
celebrit/as -âtis d. fazla mik- celsus s. yüksek, dik; (mec)
tar, çokluk; (mec.) kalabalk yüksek, büyük, ulvi; marur,
halinde kutlama, parlak en- azametli.
lik; öhret, ün. Celt/oe -ör um er. ç. Keltler.
celebr/ö -öre -üv -ât um öz. orta Gallia halk, -icus s.

gçf kalabalk halinde ya da Keltçe. cns. Keit ulusu.


sk sk gitmek, ziyaret etmek; Celtiber/I -orum er. ç. orta Is-
( mec ) doldumak, çnlatmak;
. panya halk, -ia -iae d. bu
sk sk yapmak, çok yinele- halkn ülkesi, -icus s.
mek; parlak bir biçimde kut- ce/a -oe d. Roma'llnrda gü-
lamak; ününü yaymak, ilan nün en önemli yemei, öley-
etmek; -âtus s. çok kalaba- le akam arasnda yenilen
lk, ilek; parlak bir biçimde yemek, inter -om sofrada,
kutlanan; çok kullanlan; çok yemek srasnda,
sözü edilen, tannm, ünlü. cenâcul/um -I cns. yemek
çeler -is s. çabuk, hzl, seri; odas, üst kat, tavan aras. .

acele, acil, -iter z. cenöticus s. bir yemee ait.


Celer/es -um er. ç. kraliyet atl cenâti/ö -önis d. yemek oda-
muhafz ktas. s.
celerip/es -edi s. seri ayakl, cenchre/ae -ör um d. ç. Ko-
kouda hzl. rinthos liman.
celerit/âs -ât is d. hz, sürat, cenit/o -âre gf sk sk yemek
çabukluk. yemek.
celer/Ö -âre gçf. hzlandr- cen/ö -âre -övî -otum gf ye-
mak, çabuklatrmak, gf. ace- mek yemek, yemeini yemek;
le etmek, çabuk olmak. gçf yemek, - yemek, -otus
cell/a -ae d. ambar, mahzen, geo. yemeini yemi olan,
kiler; basit oda; tavan aras; yemekten sonra,
hücre; mihrap; hamam oda- cens/eö -ere -ul -um gçf
s, kabine. (kii, mal, mülk) deerini biç-

cellârtus s. ambara ait. er. ki- mek; (censor'lar) Roma yurt-


lerci, vekilharç. talarnn adlarn ve servet-
cellul/a -ae d. küçük oda. lerini saptamak, nüfus say-
cel/ö -âre -âvl -otum gçf m yapmak; servet beyann-
gizlemek, gizli tutmak, ört- da bulunmak; (mec.) biçmek,
mek; id me -ot ona benden takdir etmek, deer vermek;
saklyor, oto cns. ç. srlar. (senato ya da baka organ) bir
c en 79 cen
fikirde bulunmak, karar ver- centiceps s. yüz bal,
mek; (üye) görü bildirmek, centi/ens -es z. yüz kez; (mec.)
kansnda bulunmak, görü pek çok kez, yüz kez.
öne sürmek, ifade etmek, oy- centimanus s. yüz elli, yüz eli
lamak. olan.
censi/ö -önis d. deer biçme; cent/o -önis er. yama ii.
vergi tarh; saym. centum sy. yüz says: {mec.)
cens/or -oris er. censor pek çok.
Roma'da iki yüksek memura centum geminus s. herhangi
verilen ünvan; (mec.) iddetle bir eyden yüz taneye sahip
eletiren kimse, eletirmen. (
yüz gözlü, yüz kollu gihî).
censörius s. censorlar'a ait; centumplex s. yüz kat.

(mec.) ciddi, iddetli, homö centumpond/ium -I & il cns.

-an eski censor. yüz libre arlk,


censür/a -oe d. censorluk, centumvirâlis s. cerfumviri
censorîuk görevi; iddetli ele- ile ilgili.

tiri. centumvir/î -ör um er. ç.


cens/us gedo censeö copite önemli hukuk davalanna ha-
-î Roma yurttalar arasnda kan yargçlar kurulu,
en yoksul snf. centuncul/us -I er. türlü par-
cens/us -üs er. Roma'l yurt- çalardan yaplm bez, renkli
talarn ve mülklerinin sap- eer örtüsü.
tanmas ve tescili, saym; centuri/a -ae d. (ask.) lejyo-
saym cetveli, listesi;
(mec.) nun bir bölümü, bir süvari
saymda kayd yaplan ser- birlii: (s/y.) Roma halknn
vet; mülk,
servet, -um bir bölümü.
agere, habere sayma, say- centuriötim z. centuria'lnra
sn saptama, sine -ü yoksul. göre.
centaure/um -i cns. kentaron centuriât/us s. centrü'\(\rc\
(tpta kullanlan bir bitki). aynlm. comitio -o centu-
Centaur/us -I er. Kentauros, rialar halinde olutumlan
yan insan yan at biçiminde meclis.
efsanevi yaratk, -eus s. centuriât/us -üs er. centuria-
centen/î -um sy. yüz kez, yü- lar'a aynlma; centuria rii »be-

zer, yüz. si.

centesim/us yüzüncü, d.
s. centuri/ö -âre -âvî -ât um
yüzde bir parça, yüzde bir; gçf. centurialar'a ayrmak,
(faiz) ayda yüzde 1 (ylda centur/ö -önis er. (ask.) bir

yüzde 12). centuria komutan.


c en 80 cer

centuss/is -is er. yüz as. ya ait, -ia -ftum cns. ç. Ceres
cenul/o -«e d. küçük yemek. bayram.
Ceös bak. Cea. cerebrosus s. çabuk kzan,
Ceph/eus -el (h. -en) er. Kep- hiddetli.
il eus, Aithiopiû kral, Andro- cerebr/um -î cns. beyin;
meda'nn babas, -eis d. (mec.) anlay, idrak; hiddet,
Andromeda. -eius s. Kephe- öfke.
us'a ait. -öus s. Aithiopia'l. Cer /es -eri d. tanm tannças;
Cephîs/us -I er. Kephissos, (mec.) ekmek, zahire, bu-
orta Yunanistan'da bir r- day.
mak. -s s. -ius er. Narkissos. cereus balmumundan yapl-
s.

cepî gç. capiö. m; balmumu renginde;


cer/a -ae d. balmumu; bal pe- (mec.) balmumu gibi, yumu-
teinin gözleri; balmumu sü- ak; er. mum.
rülmü yaz tahtas; balmu- ceriâri/a -ae d. mum yapan

muyla yaplan mühür; bir kadn.


atann bulmumu tasviri, cerinth/a -<e d. ançiçei.
prim a- birinci sayfa. cerîn/a -örum cns. ç. balmu-
Ceromîc/us -I er. Atina'da mu renginde giysiler,
mezarlk. cern/ö -ere crevi crStum
cerar/ium -I & il cns. mühür gçf. açkça görmek, fark et-

vergisi. mek; anlamak; temyiz et-


cerast/es -ae er. boynuzlu y- mek; karar vermek, hüküm
lan. vermek; (yasa) kendisini varis
cerar/us -î d. kiraz aaa; ki- ilan etmek, bir miras kabul
raz. etmek.
cSrâtus s. balmumu sürülmü. cernuuss. öne doru eilmi,

Cerauni/T Ceraurti/a -örum ciröm/a -atis cns. güreçile-


er. cns. F.piros dalan. rin sürdüü bir tür ya.
Cerber/us -I er. Kerberos, Ha- -«ticus s. yalanm,
des'i bekleyen üç bal köpek, cerrîtus s. çlgn, deli,
-eus .î. cert âm/en -ini cns. karla-
cercopithec/us -I er. may- ma, muharebe, çarpma;
mun. (mec.) rekabet, mücadele,
cercür/us -î er. Kbnsllar'n certötim z. rekabet yoluyla,
kulland bir gemi. mücadele ederek,
cerd/o -önis er. alt snftan bir certöti/ö -önis d. mücadele,
içi. karlama, yanma; rekabet;
Cereâl/is s. Ceres'e ait; buda- tartma.
cer 81 cna
certe z. elbette, kukusuz; hiç cessîgç. cedo.
olmazsa, bari, en azndan, cessi/ö -5nis d. teslim, terk.

certo z. kesinlikle, emin ola- cess/o -are -avî -otum gf.


rak; (yantlarda) evet, elbette. geciktirmek, durdurmak, kes-
cemt/5 -a re -av -otum gt. mek; ihmalci olmak, dikkat-
karlamak, çarpmak, ya- siz olmak; isiz olmak, hiçbir

rmak; ( ask.) çarpmak, mu- ey yapmamak, bo durmak;


harebe etmek; (yasa ) tart- (toprak) dinlenmek; (tapnak)
mak, iddia etmek, savun- ziyaret edilmemek; (yasa)
mak. mahkemeye gelmemek,
cert/us s. kararl, azimli; ka- cestrosphendon/e -es d.

rarlatrlm, saptanm, be- (ask.) ta atma arac,

lirli; emin, güvenilir; (bilgi) cest/us -I er. kemer (öz. Ve-


doru, kesin, emin; mihl nüs'e ait).

-um est kararm verdim, cetâr/ium -4 & iî cns. balk


-um pro -o habere
scîre, havuzu.
emin olmak; -iorem facere cetâr/ius -I & il er. balkç,
haberdar etmek, balk sahas.
cerul/a -ae d. balmumu par- ceter/I -ör um s. kalan, bütün
ças. -miniata krmz ka- dier, (tek.) dier kalan, -a ,

lem. z. bütün dier bakmlardan,

ciruss/a -ae d. kurun karbo- -um z. yoksa; öbür yandan;


nat, -âtus 5. kurun karbo- bununla beraber.
natyla boyanm, ceteröquî, -n z. bakaca, fazla
cerv/a -ae d. dii geyik, geyik, olarak.
cervc/al -Süs cns. yastk, cetr- bak. caetr-.
minder. cette bak. cedo.
cervicul/a -ae d. zarif boyun, cet/us -I er. (-e cns. ç.) deniz
cervfnus s. geyie ait. canavan, balina,
cerv/îx -Ics d. boyun, ense. ceu z. gibi, aynen... gibi, güya,
in -fcibus esse tehdit etmek, ...mi gibi.
cerv/us - er. geyik; (ask.) Cholci/s -dis d. Euboea'nm
aaçtan ve kazklardan yap- merkez ehri. -densis,
lan engel. -dicus 5.
cessîti/o -on is d. gecikme; i- Chald/aef -aeorum er. ç. Kel-
sizlik, meguliyetsizlik, aylak- dani'ler; biliciler, -âiucus s.
lk. chalybeius s. çelikten yapl-
cessöt/or -oris er. haylaz, m.
tembel, aylak kimse. Cholyb/es -um er. ç. demir i-
cha 82 cho
çilikleriyle ünlü bir Pontus Chimaer/a -ae d. Khimoira,

kavmi. azndan ate saçan cana-


chalyb/s -is er. çelik. var. -ferus s. Khimaira'nm
Châon/es -um er. ç. Epeiros'ta doum yeri.
bir kavim, -ia -iae d. Chi/os d. Sakz adas. Chîus

Cho/os (dh. sonsuz
-5) C7J5. s. Sakz adas arab; bu-
cns.
boluk; cehennemin karan- rada dokunan ince bez.
lklar; evrenin özünü olutu- chîrograph/um -I cm. elya-
ran kank kürle. zs; elyazsyla yazlm se-
charistî/a -Ör cns. um
ç. net, vesika, belge.
Roma'da bir aile bayram. Chîr/ön -önis er. Khoiron, bil-

Charit/es -um d. ç. Gratia’lar. gisiyle ünlü birkentauros.


Char/ön -onts er. Kharon, chlronom/os -I er., d., -on -
Hades'in kaykçs. unts er. mim oyuncusu,
chort/a -ae d. papirüs yapra- chîrûrgi/a -ae d. cerrahlk,
, kât; yaz, mektup; ince cerrahî; (mec.) iddetli ilaçlar,
levha, yaprak. tedaviler.
chartul/a -ae d. küçük kât, chlamydötus s. asker kaputu
pusula. giyinmi.
Charybd/is -is d. Messina bo- chlamy/s -dis d. Yunanlla-
aznda bir girdap; ( mec.) yu- rn giydii askeri kaput, pele-
tan. rin.

Chatt/f -örum er. ç. Orta Al- Choeril/us -î er. baarsz sa-


manya'da bir kavim. ylan Yunan destan airi,
Chel/ae -ar um d. ç. (gb .) Ak- chorâg/ium -I & iî cns. bir
rep takmyldznn kollar, koronun yetitirilmesi ve do-
Terazi burcu. natlmas için yaplan mas-
chelydr/us -i er. su ylan. raf.

chel/ys (h. -yn) d. kaplumba- chorâg/us -I er. bir koronun


a; kaplumbaa kabuun- giderlerini karlayan kimse,
dan yaplm bir çalg. choraul/es -ae er. koro dans-
cheragr/a -ae d. elde görülen na flütle elik eden kimse,
damla hastal. chord/a -ae d. müzik arac
Cherrones/us, Chersones/us teli; ip.

-I d. Gelibolu yanmadas; K- chore/a -ae d. dans,


rm yarmadas. chore/us f d. dans,
chîliarch/us -I er. bin kiilik chore/us -I er. iirde bir uzun,
birliin komutan; ran'da bir ksa heceden oluan ayak,
vezir. trokhaios.
cho 83 cin

chor/us -î er. koro dans; koro, cicur -is s. eve il, ehli,
arkclardan ve dansçlar- cicüt/a -oe d. baldran: bald-
dan oluan topluluk; grup, ran sapndan yaplan kaval,
kafile. çoban kaval.
Christ/us -I er. sa. -ânus s. cied elere clvi citum gçf. tah-,

Hristiyan, -iönism/us -I er. rik etmek, harekete getirmek;


Hristiyanlk. kabartmak, dalgalandrmak;
Chrys/es -«e er. bir Apollon (bir ey aleyhine) çarmak;
rahibi. -«is -eidis d. (mec.) adyla çarmak, zik-
Khryses'n kz. retmek; harekete getirmek,
Chr^sipp/us -î er. Khrysippos, meydana getirmek, neden ol-
Stoac filozof. -3us s. mak, çkarmak, calcem-
chrysolith/os -î er., d. san ya- satrançta hamle yapmak.
kut; zebercet ya da topaz, Cilici/a -ae d Kilikya, Güney
chrys/os -i er. altn, Anadolu'da bölge, -ensis,
cibörius s. yiyecekle ilgili; âdi, -us.
baya, cns. ç. yiyecek, gda, Cili/x -cis -ssa s. Kilikya'l.
erzak. cns. keçi ktndan yaplan
cibât/us -üs er. yiyecek, erzak, kaba giysi.
gda. Cimbr/1 -orum er. ç. Kuzey
cibör/ium -î & i cns. bir çeit Almanya'da kavim, -icus s.
içki barda, kadeh, cîm/ex -cis tahtakurusu.
cib/us -î er. yiyecek, erzak, Cimmeri/i -orum er. ç. K-
yem; gda, besin, rm'da bir kavim; Cumae ya-
cicâd/a -ae d. austosböcei. knndaki maaralarda yaa-
cicâtrîcdsus s. yara izi bulu-
nan.
m efsanevi kavim, -us
cinaedicus s. çapkn,
s.

sefih,
cicâtr/îx -Icls d. yara izi, uçan.
yara yeri; (bitki) kesim yeri, Cnaed/us -I er. ecinsel erkek,
cicc/us -I er. nar tanelerini k.lampara; ibne, luti; hafif-
ayran zar. merep dansör,
cicer -is cns. nohut. cincintötus s. kvrck saçl.
Ccer/o -önis er. Romu'l bü- Cncinnât/us -I er. eski Ro-
yük hatip, devlet adam ve ma'da bir diktatör,
yazar, -oniûnus s. cincinn/us -I er. kvmlm
cichore/um -î cns. hindiba. saç, kvrck saç, bukle; (mec.)
Cicon/es -um er. ç. Thracia'da özentili konuma.
bir halk. Citc/ius -I er. Roma'l tribu-
ciconia -ue d. leylek. nus; Roma'l tarihçi.
cin 84 cr
ci netle ul /us -î er. küçük ke- cipp/us -î er. mezarta; (ç.)

mer, kuak, kazklarla yaplan engel, a-


n
e et us gedo- cingÖ. rampol.
clnct/us -üs er. kuanma; circâ z. çevrede, bütün çevre-
-Gabinus toga'y törenler de, civarda, yaknda., edt (Ih.

için Ö2el giyinme biçimi, ile) (yer) yaknnda, civann-


dnetutus s. kuanm, da; (kii) çevresinde; (hareket)
cinefactus s. kül olmu, kül çevreye, her tarafa; (zaman) -
haline getirilmi, e doru, sralannda, aa
cinerâr/lus -î & II er. saç kv- yukan ... de; (say) yu- aa
ran kimse, berber, kan, kadar; (mec.) hakknda,
cin/gö -gere -xl -et um gçf. dair.
kuatmak, çevirmek; (klç) circamoer/ium -î & II cns.
kuanmak; (giysi) kuatmak, bir surun iki yanndaki açk
sarmak; taç giydirmek; (ask.) alan.
çevirmek, kuatmak; koru- Circ/e -5s & -ae d. Aeaea'da
mak, örtmek; asker yerletir- yaayan büyücü tanrça, Kir-

mek; birine elik etmek, fer- ke. -aeus s.


rum -or klcm kuanyo- clrcens/is s. sirke ait. -es
rum. -ium er. ç. oyunlan.
sirk
cingul/a -ae d. kuak, kemen circin/ö -Sre gçf. yuvarlak ya
kolan. da daire halinde yapmak.
clngul/um -I cns. kuak, ke- clrcin/us -I er. pergel.
mer. circlter z. (zaman, say) yakla-
cingul/us-I er. mntka. k olarak, takriben, -kadar
cinîfl/5 -ötls er. saç kvran edt. (ih. ile) (yer) yaknnda, d-

kimse, berber. vannda, (zaman) dolaylann-


cin/is -eri er. kül; (mec.) y- da.
knt, harabe. circu/eo, circum/eö -ire
Cinn/a -ae er. Marius'un yan- -Ivî & II -i tu m gçf. & gf. çev-
da; Catullus'un dostu olan resini dönmek, dolamak;
bir air. (ask.) kuatmak; dolamak,
clnnamöm/um, ci rinam/ ziyaret etmek, tefti etmek;
um -I cns. tarçn. (mec.) aldatmak, atlatmak,
cinxl gç. cingö. yenmek.
Cînyphius s. Libya'da küçük circultl/o, circumiti/5 -ön is
bir rmak. d. (ask.) devriye gezme; (mec.)
Cnyr/âs -ae er. Adonis'in ba- dolak, kinayeli söz.
bas. -e i us 5. circuitus gedo- circueo-
cr 85 cir

circuit/us, cr camit /us -üs circumclG/dö -dere -si


er. devir, deveran, çevresini -sum her tarafndan ka-
gçf.

dolama; dolak yol, çevre, patmak ya da çevirmek.


muhit; (mec.) kank ibare, circumcol/5 -ere gçf. çevre-
dolak söz. yaknnda oturmak.
sinde,
clrcuISt/or -orfs er. seyyar crcumcurs/S -öre gf. çevre-
sata. sinde komak, çevrede ko-
circul/or -Sri gf. gruplar ha- mak, uraya buraya komak,
linde toplanmak. circumd/o -are -edl -otum
circul/us -I er. daire, çevre; gçf. etrafna koymak; (mec.) -

dairevi yol, yörünge; yüzük, ile çevirmek, ihata etmek, ku-


çember, halka; toplumsal atmak.
grup, cemiyet. cftrcumd/îicS -Ücere -öxî
crcm z. yaknnda, dvann* -uçtum etrafnda dola-
gçf.

da, edt. (Ih. ile) yaknnda ci- trmak, sevk etmek, dolatr-
varnda; (kii) çevresinde, ya- mak; bir yerden öbürüne gö-
nnda, maiyetinde. türmek; (mec.) aldatmak, hile
circum/agS -a gere -egî yapmak; (konuma) uzatmak,
-âctm gçf. döndürmek, çe- dolambaçl bir ifade kullan-
virmek, devir ettirmek, edl. mak.
(zaman) dönmek, devretmek, circumductus gedo - cir-
geçmek; (duygu) duygularn cundGcö.
deitirmek, u
ya da bu yöne circumeö bak. circueS.
eilim göstermek. circumeguit/ö -öre gçf. çev-
circtunar/ö -öre gçf. çevresi- resini atla dolamak,
ni sabanla sürmek. circum/fero -fer re -tulf
circumcoesBr/a ~ae d. d bi- -lâtum gçf. çevrede dolatr-
çim, d hatlar. mak, gezdirmek; (göz) çevre-
circumcî/dö -dere -dî -sum de gezdirmek; (dn.) arndr-
gçf. çevresinden kesmek, bu- mak, dînen temizlemek;
damak, krpmak; (mec.) k- (mec.) her yana yaymak;
saltmak, azaltmak, -sus s. (kitap, edl.) herkesin elinde ol-

çevresinden kesilmi, kesik, mak; (edl.) dönmek, devret-


dik, sarp; ksaltlm, özetlen- mek.
mi, ksa. circumfle/ct5 -etere -xf
cirrumcirca z. bütünüyle et- -xum gçf. çevresinde dön-
rafta. mek, devretmek.
circumcisus gedo- circum circumfl/5 -öre gçf. (mec.)
cidö- her taraftan esmek, hücum
cir 86 cir

etmek. her tarafn yalamak, her


circumflu/ö -«re -xl gçf. & tarafna sürmek; -ile yala-
gf. çevresinde akmak; (mec.) mak.
bol miktarda bulunmak; -ile circumlu/o -ere gçf çevresin-
dolup tamak. de akmak, ykamak,
circumfluus s. çevresinde circumluvi/o -önis d. alüv-
akan, etrafm çeviren; suyla yonlu toprak.
çevrilmi. circumm/ittö -ittere -îsî
circtmforâneus s. seyyar, ge- -issum gçf çevreye yolla-
zici; ödünç alman para. mak.
circumf/undo -undere -udi circummoen/iö, circum
-usum gçf. çevresine dök- mün/iö -ire -ivî -ît um gçf
mek. etrafn çevirmek, sar- duvarla çevirmek, tahkim et-

mak. mek.
circumgem/ö -«re gçf. çevre- circummünîtl/ö -önis d. ku-
sinde homurdanmak, bar- atma, muhasara,
mak. circuvnpadânus s. Po vadisi-
circumgest/ö -öre gçf. çevre- ne ait.

ye tamak. circumpend/eö -ere gf çev-


circumgre/dior -dî -ssus resinde asl olmak, aslmak,
gçf. & gf çevresini dolamak, circumplaud/ö -ere gçf. her
çevirmek. yandan alklamak,
crcuvniac/ed -ere gf çevre- circuvnple/ctor -ctl -xus gçf
sinde bulunmak, bitiik ol- sarmak, çevirmek, kuatmak.
mak. circumpIc/ö -âre -Svî
circum/iciö -içere -iecf -otum gçf. çevresine kvra-
-iectum gçf çevresine at- narak sanlmak, çevresini sar-
mak, yerletirmek; etrafn çe- mak.
virmek. -iectus s. çevreleyen, circump/önö -önere -osul
etrafnda bulunan, cns. ç. -ositum gçf. çevresine koy-
komu, bitiik. mak ya da yerletirmek,
circumiect/us -üs er. çevir- circumpötâtl/o -önis d. s-
me, sarma; çevre. rayla hazr bulunanlann
circumit- bak. clrcuit- hepsinin içmesi,
circumlig/5 -âre -Svî circumret/iö -ire -îvf -îtum
-ûtum gçf -e balamak, gçf. ala çevirmek, tuzaa
raptetmek; -le balamak, düürmek.
sarmak. circumröd/ö -ere gçf. bütün
circumli/nö -nere -tam gçf çevresinden kemirmek; (mec.)
cr 87 cr
sözle iftira etmek. me, kuatma, muhasara, ab-
circumsaep/iö -ire -si -t um luka.
gçf. çitle çevirmek, ihata et- circumsessus gedo- circum-
mek, kapatmak. sedeö.
circumscind/ö -ere gçf. üze- circumsld/ö -ere gçf. çevresi-
rinden giysilerini yrtmak, ne yerlemek, kuatmak.
soymak. circumsl/iö -re gf. çevresin-
circumscri/bö -bere -psi de hoplamak, sçramak ya
-ptum gçf. çevresine bir çizgi da dans etmek; (mec.) babo
çizmek, daire çizmek, daire olmak.
içinealmak; snrn belirle- circums/istö -stere -tet et-

mek, snr iaretlemek, snr- rafn çevirmek, etrafnda di-

lamak; (memurun) yetki sn- kilmek, durmak.


rn saptamak; hariç brak- circumson/ö -öre gf. her
mak, hükümsüz brakmak, yandan ses vermek, çnla-
iptal etmek, çürütmek; hile mak; gçf. bütün çevresinde
yapmak, aldatmak, tuzaa çnlamak; her tarafn çnlat-
düürmek, -ptus s. snrl; mak, bütün çevresini sesiyle
(ret.) tam cümleyle ifade edi- doldurmak.
len; -pte z. uzun cümleli bir crcumsonus s. sesli, gürültü-
konuma ekliyle, tam ola- lü.

rak. circumspectâtr/îx -Icis d.

crcumscrlpt/ö -on is d. dai- casus.


re; snr, hudut, çevre; uzun circumspecti/ö -önis d. çev-
ve zincirlenmi cümlelerden resine baknma; ( mec .) dik-
oluan ifade; aldatma, hile, kat, basiret.
desise. circumspect/ö -öre gçf. gf.

crcumscrîpt/or -ör is er. hi- çevresine dikkat ve tasayla


lekâr, aldatan kimse. bakmak; baknmak, gözetle-
crcmscrptus gedo- cir- mek.
cumscrîbü circumspectas gedo- circum-
circumsec/ö -âre gçf. etrafn- spiciö s. dikkatle incelenmi,
dan kesmek. düünülmü ya da tartlm;
circums/edeö -«dere -edî (mec.) akll, tedbirli, basiretli.
-essum gçf. çevresinde otur- circumspet/us -ös er. çevresi-
mak, çevirmek, kuatmak. ne baknma, inceleme, tetkik,
clrcumsepiö bak. circumsae- mülahaza.
piö. circumsp/iciö -içere -exl
circumsessi/ö -önis d. çevir- -ectum f. çevresine bak-
cir 88 cir

mak, baknmak; ihtiyatl ya çevirmek, abluka altna al-


da basiretli olmak, dikkatli mak.
olmak, gçf. çevresine göz gez- circumvecti/5 fini d. ta-
dirmek, baknmak; çevresine ma, nakil; (güne) devir, deve-
bakarak görmek, kefetmek; ran.
(mec.) zihninde evirip çevir- circumvect/or -firî çevresin-
mek; incelemek, üzerinde dü- de dolamak, seyretmek ya
ünmek; çevresinde aratr- da sefer yapmak; (mec.) tasvir
mak. etmek.
clrcumstet! gç. circumststo circumve/hor -hî -ctus gçf.

gç. crcumstö- & gf. gemi, at ya da arabayla


circuvnst/ö -fire -eti gçf. & gf. çevresini dolamak; (mec.)
çevresinde durmak, dikilmek; tasvir etmek.
çevresini almak, çevirmek, et- crcumvel/Ö fire gçf. çevresi-

rafnda yerlemek; (mec.) ku- ya da sarmak.


ni örtmek
atmak, sarmak -antes circnmv/enio -enire fini
an ti um er. ç. seyirciler, hazr -entum gçf. çevresini dön-
bulunanlar. mek, dolamak, ya da çevir-
circumstrep/ö -ere gçf. çev- mek; kuatmak, muhasara
resinde gürültü yapmak, vel- etmek; (mec.) bask yapmak,
vele koparmak. tazyik etmek; aldatmak, hile
circumsurg/Sns -en t is yapmak.
.zom.oa her yandan yükse- circomvert/5 crcumvort/5
len. -ere gçf. etTafmda ya da üze-
circumtentus gedo- her ya- rinde dönmek.
nndan gerilen ya da sanlan. circumvest/d -ire gçf etraf-
circumter/ö -ere gçf. çevresi- n örtmek ya da sarmak.
ne toplanmak. circnmvinc/iö -ire gçf. her
circumtextus gedo- her yan- yanndan balamak, bala-
na ilenmi ya da sürülmü. mak.
circumton/Ö -fire -ul gçf. circumvis/ö -ere gçf. çevresi-

çevresinde gök gürlemek. ne baknmak, her yanna göz


circumvâ/dö -dere -s gçf. gezdirmek.
her yanndan çevirmek, sar- circumvolit/ö fire fivi
mak, saldrmak. fitum gçf. & gf. çevresinde
circuvfivagus s. çevresinde do- tekrar tekrar uçmak, uçarak
laan, akan ya da uzanan. dolamak; (atllor) dört nala
circ ura vali /ü -fire fivî koarak çevirmek, uraya bu-
-fittim sur ya da tahkimatla raya komak.
cr 89 civ

circumvol/o -öre gçf. çevre- nöt - zor.


sinde uçmak. cit/o -Sre -Svf -otum gçf.

circumvol/vö »vere gçf. çev- iddetle harekete geçirmek,


resinde yuvarlanmak, iddetle sarsmak, tahrik et-

circ/s -T er. daire, halka; mek; çarmak, davet etmek,


Roma'dak ünlü yan alan,, tankla çarmak, (ismen)
Circus Maximus; yan saha- zikretmek, -Ötus s. çabuk,
s. seri, hzl, aceleci.
cirr/us -î er. saç buklesi, buk- eltro z. bu yanda, beri yanda,
le, lüle, perçem. daha yaknda, yakma; edt.
cis edt. (ih. ile) beri tarafnda, (ih. ile) bu tarafnda, bu ya-

bu tarafnda; (zaman) içinde. nnda; daha yakn tarafnda;


Csolpînus s. Alpler'in Italyan (zaman) -den beri; (mec.)
tarafnda. daha aa, daha az deerli.
cis/ium —i 8r il cns. iki teker- citreus s. turunçgiller familya-
lekli araba. sna ait bir aaca ilikin.
Cissei/s -dls d Hekabe.. citrö bu yana, beriye, yakn
z.

cist/a -«e d. sandk, çekmece, tarafa; ultrö-que öteye, beri-


kutu. ye.
cistell/a -oe d. küçük kutu. citr/us -î d. turunçgiller famil-
cistellötr/lx -icis d. para ku- yasna ait bir aaç; aaç ka-
tusunu koruyan kadn, vunu aac.
clstellul/a -oe d. küçük kutu, cltus gedo- cieö hzl, çabuk,
cisfern/a -oe d. sarnç, seri.

cistophor/us -I er. Asya sikke- cTvic/us s.yurttalarla ilgili,


si. kentle ilgili, uygar; corSno
cistul/o -oe küçük kutu,
d. -o mee yapraklanndan ya-
cit/erlor (üd. -imus) s. bu ta- plan, savata bir yurttan
raftaki, berideki, yakndaki, yaamn kurtarana verilen
cithor/o -oe d. kitara, lir. çelenk.
cthorlst/o -oe er., clthori- clvfl/s s. yurttalara ait, sivil;

stri/o -oe d. kitaraa. siyasal, devlete ait; yurtta


ctharz/5 -Sre gf. kitara çal- gibi, kibar, nazik; -e medeni
mak. haklar; Medeni Kanun;
cithoroed/as -I er. ark söy- Roma yasasnda muhakeme
leyerek kitara çalan kimse, usulleri; -iter z. yurtta gibi,

citimus s. en yakn, yurttaa yakr biçimde; ki-

ct/o (ki. -ius üd. -issime) hz- barca, nazikçe, iltifatla.

la, çabukça, az zamanda. cîvflit/ös -âtis d. yönetim, yö-


ov 90 ela

neticilik; kibarlk, nezaket, il- z.

tifat. elang/or -oris er. ses, gürültü.


cîv/is -is er. d. yurtta, clör/eö -ere gf açk olmak,
cfvit/ös -otis d. yurttalk, bir parlak olmak; belirgin ol-
kentin hemerilii; millet, mak; ünlü olmak.
devlet; -5te dönöre
kent. clöresc/ö -ere elârul gf (ses)
yurttala kabul etmek, açklk kazanmak, iitilir

clöd/es -is d. zarar, ziyan, ka- hale gelmek; (mec.) (göz) açk
yp, felaket, musibet; (sava) hale gelmek, parlaklamak;
malubiyet, hezimet, boz- (zihin.) açk hale gelmek; ün
gunluk, zayiat; afet, belâ kazanmak.
-em tahrip etmek, cförigöti/ö -onis d. dümana
elam z. gizlice, özel, mahrem resmi ültimatom; yasak bir
olarak edt. ( ih . ile) haberi, bil- snn geçenden ceza alma.
gisiolmadan, -me haber? clörg/ö -öre gf resmi tazmi-
benden gizlemek, nat istemek, ültimatom ver-
elâmât/or -oris er. yaygara- mek.
c. clörisonus s. (ses) açk ya da
clömitâti/ö -onis d. bar- yüksek.
ma, yaygara. clorit/as -ötis d. açklk, sara-
clömit/ö -5 re -5vl -atam hat, vuzuh; (ret.) açklk; ün,
gçf & gf. iddetle barmak, eref, an; (göz için ) parlaklk.
bara bara söylemek, hay- cI5rtfld/5 -ni d. parlaklk,
krmak. aaa; ün, eref, an.
elâm/o -öre -övî -Ötum gçf clör/ö -öre gçf. aydnlatmak;

& gf barmak, çarmak, açkça göstermek; ünlü et-


bararak feryat etmek, ya- mek, ün kazandrmak.
knmak; (mec) ilan etmek, Clor/os -î d. Ionia'da kent
açkça beyan etmek, (Apollon tapnayla ünlü).
clöm/or -oris er. yüksek sesle -ius s. Klaros'a ait; er. Apol-
çarma, barma, banma, lon.
haykrma, çlk, velvele; al- elor /us s. açk, par-
( göz için)

ki*. lak, vazh; açk, yüksek;


(ses)
clömösus s. gürültücü, gürül- (akl) açk, aikar; (kii) ünlü,
tülü. mehur; (kötü anlamda) nam-
cloncuium z. gizlice, mahrem l. vir -issimas seçkin bir ki-
olarak; edt. (ih ile) -den gizli, iye verilen resmi olmayan
haberi olmadan. bir ünvan. -e z. (ses) açkça,
dandestTn/us s. gizli, sakl -5 net olarak, yüksek sesle; (göz
ela 91 ele

çin) açkça, net olarak; (zihin) setmek; (sava) abluka etmek,,


açkça, sarih. kuatmak, agmen- kolun
dassiârius s. donanmaya ait; sonunda yürümek, artç ol-
er. ç. deniz kuvvetleri, deniz mak.
askerleri, denizciler. claudö, hak. cloudeö
classicul/a -ae d. küçük do- claudus s. topal, aksak; (iir)
nanma. elejiye ait; (mec.) kusurlu,
classic/us s. birinci snfa ait; clausf gç. daudo.
donanmaya ait; er. ç. deniz claustr/a -5rum çns . ç. kilit,

askerleri, donanma efrad; sürgü, kol; set, engel, mania,'


-um -î cns. sava borusuyla barikat; bent, dalgakran;
verilen iaret; boru, borazan. tahkimat; abluka hatt,
elass/is -Is d yurttalarn bir clausul/a -ae d. son, nihayet,
bölümü; ordu; donanma, hitam; (ref.) uzun bir cümle-
filo. nin sonu.
clâthr/T, clötr/î -dram er. ç. claus/us gedo- cloudo- -um
parmaklk, kafes demirleri. -I cns. kapal yer.
clâtrâtus 5. demir çubuklarla dov/o -ae d. budakl dal, de-
kapatlm. nek; (ask.) meç.
claud/eâ -ere, claud/ö -ere elâvâr/ium -& fti cns. kun-
gf.topallamak, topal olmak, dura çivisi almalan için as-
aksamak; ( mec.) kusurlu ol- kerlere verilen para,
mak. dâvât/or -öris er. elinde sopa
cIaudlcât/5 -onis d aksa- tayan (k/mse).
ma, topallama. clâvicul/a -ae d. ince asma fi-

claudic/o -âre gf. topalla- lizi.

mak, aksamak; sallanmak; clâviger -I er. sopa tayan;


eksik olmak; kusurlu olmak. anahtar tayan,
Claud/lts -t er. Patrid'den clâv/is -Is d. anahtar,
ünlü bir aile ad;
ünlü öz, clâv/us -i er. çivi; (mec.) dü-
kensor, Appius Claudius Cae- men yekesi, dümen, tunik
cus; imparator Caudius; üzerindeki erguvan renkli çiz-
-ius, -i ân us, -4 âl is s. gi. -um ant! movere yln

clau/dö -dere -s -sum gçf. balangcn hesap etmek.


kapatmak, kapamak, sürme- Cleanth/Ss -Is er. Stoac bir fi-

lemek; (yol geçif) kapamak,


,
lozof.
kesmek, durdurmak; sona er- clSm/ens -entls s. mülayim,
dirmek, bitirmek, ikmal et- iyi huylu sakin, nazik, mer-
mek; bir yere kapatmak, hap- hametli; sabrl; (rüzgar) ya-
ele 92 clu

va, durgun, sakin, yumuak; clin3m/en -ns cm. sapma,


(i baka eyler için) yumuam, eim, meyil.
sükûnet kazanm; -enter z. elinotas s. eimli, meyletmi,
sakin bir biçimde, yava ya- eilmi.
va, hafifçe;sabrla merha- Cli/ö -Os d. tarih Musa's.
metle, hogörüyle, iyilikle; cllp«âtus 5. kalkanla donan-
(mec.) yava yava, azar m, kalkanl.
azar. el ipe/ as -I er., -um -I cm. yu-
clementi/a -a® d. yumuak- varlak kalkan; üzeri ili kal-
lk, mülayimlik, insaniyet, kan biçiminde madeni levha,
merhamet, lütuf; (hava) dur- madalya; güne kursu.
gunluk, sükunet. clfitcll/ae -ör um d. ç. semer.
Cleopatr/a -ae Msr kraliçe- clitclldrius s. semer vurulmu,

si. semer tayan.


clep/5 -ere -cf -tum gçf. çal- clivösus s. inili, yokulu, da-
mak, armak. lk.
depsydr/a -o® d. konumac- cllv/us -I er. ini, eim, yoku,
lann konuma süresini ayar- bayr, tepe; -sacer Via Sac-
lamada kullanlan su saati, ra'nn bir bölümü.
-om dar® konuma süresi clodc/o -o® d. yeralt kanal,
vermek; -om peter® konu- lam.
ma süresi istemek. Cloücft/a -o® d. Venüs.
clept/a -o® er. hrsz. CI5d/us -f er. Roma'da pleb
cli/Sns -cntls er. yüksek bir ad. öz. Çiçero'nun düman
kimsenin korumas altnda olan tribunus.
bulunan kimse; tabi, yanda; Cloeli/a -o® d. Tiber'i yüzerek
bal, tabi ve müttefik ulus- geçen Roma'l kz.
lar. Clöth/ö (h. -5) d. üç Par-
cl®nt/a -o® d. yüksek bir kim- ca'dan biri; iplik eiren ka-
senin korumas altnda bulu- dn.
nan kadn, kadn cliens. clu/co -öre, -®or -örf gf. ça-
clentel/o -o® d. yüksek bir nlmak, söz edilmek, ünlen-
kimsenin korumasnda bu- mek.
lunma; ( Roma'da ) himaye, clQn/is -* er., d. (hsan ve hay-
hamilik; ç. tabiler, yandalar; vanda) arka, geri, kuyruk so-
(Roma dnda) tabiler, mütte- kumu bölgesi, san, but.
fikler. clurlnus s. maymunlara ait.

clientul/as -I er. önemsiz kim- Clüs/um -4 cns. eski Etriisk


se, tabi. kenti, mod. Chiusi; -Inus s.
clu 93 coe
Clüs/ius -I er. lan us. coan gust/ö -fire gçf. daralt-
ClytaemnSstr/a -ae d. Aga- mak, snrlamak,
memnon'un kans. coarct- bak. coort-
Cni d/ «15 -î d. Knidos, Karya'da coortgu/o -ere -f gçf. kesin is-

kent; Venüs tapnayla ün- pat etmek, göstermek.


lüdür; -ius 5. coartfiti/5 -önis d. skk du-
coacervötî/Ö -önis d. yma, rumda toplanma, skma,
toplama, biriktirme, coort/o -fire -fivî -Stum gçf
c oacerv/ö -fire gçf ymak, toplanmak, birikmek, doldur-
toplamak, biriktirmek, mak; daraltmak,
coac/escö -Jscere -uf gf. ek- coccineus, coccinu* s. al
imek. renkli, al.
coâct/ö -fire gçf fazla bask
'. cocc/um -î cns. al boya veren
yapmak, zorlamak, bir meyva tanesi; al boya,
coöct/or -Sri* er. tahsildar, cocle/a, cochle/a -oe d. sal-
-SrS* ogminis artç; bir ie yangoz; sümüklü böcek,
zorlayan kimse, coclefir/e -is cns. kak,
cofictus gedo - cögö cocl/es -iti er. tek gözlü
cofict/us -üs er. zorlama, ce- adam; Tiber köprüsünü savu-
bir. nan Horatius’un soyad,
coaedfic/5 -fire -Stum gçf. coctilis s. pimi, yanm; tu-
üzerine inaat yapmak. ladan yaplm.
coaequ/o -fire, -fivf -fi t um coctus gedo- coguö s. (mec.)
düzeltmek; (mec.) eit kl-
gçf. iyi planlanm, iyice düünü-
mak, ayn düzeye indirmek, lüp düzenlenmi,
coagmentâti/o -fini* d. bir- cocus bak. coguus
leme. Cöcft/os -us -I er. Cehen-
coagment/5 -fire -fivî nem'de bir rmak; -u* s.
-Stum gçf. birletimek, ya- cöda bak. Cauda
ptrmak, eklemek, cödex bak coudex
.

coogment/um -I cns. birle- cfidlcill/f -oram er. ç. küçük


me; balant yeri, yaz, mektup, not, ek; vasiyet-
cofigul/um -I cns. bir svy name.
phtlatran ey, maya. Codr/us -4 er. Atina'nn son
cool/SscS -Sscere -uî -it um kral.
birlemek, kaynamak; (mec.) coeg gç. cogö
birlemek ittifak etmek; uyu- coel- bak. coel-
mak; kök salmak, iyi geli- co/em -emere -imi
mek, yetiim k -emptum gçf hepsini satn
coe 94 cog
almak. me, bir araya gelme; toplan-
coempti/ö -önis d. Roma'l t,kalabalk; cinsel birleme.
evlenme biçimi; bir mülkün cögitati/ö -önis d. düünme,
sahte sat. tefekkür; düünce, fikir, plan,
coemptiönülis 5. yalandan tasavvur düünme melekesi,
satta kullanlan; deersiz, düünme yetenei, zekâ.
coen- bak. cen-ya do caen- cögit/ö -öre -üvi -ütüm gçf.
co/eö -ire -îvî & îi -i tu gf. m & gf. etraflca düünmek,
bir araya gelmek, toplan- tartmak; düünce ya da niyet
mak; muharebeye girimek, beslemek, duygu beslemek;
çarpmak; toplanarak birlik kurmak, niyet etmek, düün-
oluturmak; (cinsel iliki) bir- mek, -ötus s. iyi düünül-
lemek; (mec.) pltlanmak, mü; cns. ç. düünceler, fikir-

(yara) kapanmak; (duygu, ler; -öte z. etraflca düüne-


istek ) birlemek, uyumak, rek, tartarak.
anlamak, gçf. -societütem cognöti/5 -önis d. (oyn kan-

ortak olmak, müttefik olmak, dan gelme) akrabalk, hsm-


bir topluluk oluturmak, lk; (mec.) yaknlk, benzerlik,
coep/iö -«re -î -tum gçf. & gf. iliki; aile.
balamak, (öz. yç.de) cognöt/us -I er., -a -ae d.

coept/ö -öre -övî -ütüm gçf. arolannda kan ba bulu-


& gf. balamak, girimek, nan; akraba, hsm; (mec.)
coept/us gedo- coepiö -um -î yakn ilikili, benzer.
cns. balangç, giriim, teeb- cogniti/ö -önis d. bilgi edin-
büs. me, bilgi; kavram, düünce;
coept/us -ös er. balama, (yasa) soruturma, muhake-
coepulön/us -I er. bir ziyafete me.
birlikte katlan kimse; sofra cognit/or -öris er. (yasa) kefil,
arkada. tank; vekil, dava vekili, mü-
coerötor bak. cürötor messil; (mec) yanda, taraf-
coerc/eo -ere -uî -ît um gçf. tar, müdafi.
her yandan sarmak, çevir- cognitus gedo- cognöscö
mek; içine almak, içinde tut- cognöm/en -ini cns. aile
mak, kapamak, bask altnda ad, soyad (öm. Cicero); ad,
tutmak, denetlemek, düzen isim.
içinde tutmak, düzeltmek. cognSment/um -f cns. aile
coerciti/$ -önis d. cebir, bas- ad, soyad; ad.
k. cognöminis 5. ayn ad ta-
coet/us, coit/us -üs er. birle- yan, ada.
cog 95 coî

cognömin/ö -«re -övî mek: onur vermek,


-«turu gçf.soyad vprmek.
-e cohorr/escö -escere -uî gf
verha -öto eanlamllar, rpermeye balamak her
cogn/ösco -öscere -övî van titremeye balamak
-itum gçf bilmek amacyla cohor/s -ts d. çitle çevrilmi
inceleme yapmak, tanmak, alan, avlu, mandra, al,
örenmek, anlamak: tan- (mec.) maiyet: (ask.) yaklak
mak, fpshs etmek; (yasa) in- alt yüz kiilik yardmc k.ta:
celeme yapmak. ( ûsk .) ara- öz. bir eyalet prnefor'una ait.

trmak, kefetmek, cohortâti/o -onis d t«<vik


cög/o -ere coegi coâctum etme, tevik, cesaret vprme,
gçf bir araya getirmek, topla- heveslendirmek,
mak; (svlar) koyulatrmak, cohorticul/a -ae d. küçük
phtlatrmak, younlatr- müttefik, küçük bir asken
mak; zorlamak, bask yap- alay
mak; (dar bir duruma) sok- cohort/or -ör? -âtus gçf te-
mak. agmen- kolun sonuna vik etmek, cesaret vermek,
yürümek, coöct/um -i cns. heveslendirmek,
kaim yatak örtüsü, coiti/ö -onis d. buluma, top-
cohoerenti/o -ae d birbirine lanma. içtima; (kötü amaçla)
yapma, birleme, ittifak; suikast,

cohoe/reo -çere -s -sum gf coitus IkjIc. coetus


birbirine yapmak, tutun- colaph/us -î er. yumruk, to-
mak, birlemek; -e skca ya- kat.
pmak; ( mec.) uyumlu ol- Colch/is -idis d. Karadeniz'in
mak, uyumak. dousunda yer alan ülke. Me-
cohaeresc/ö -ere gf. birbirine dea'nm ülkesi, -is -us -icus
yapmak, birbirine tutun- s. Kolkhis'li, Kolkhis'e ait.
mak. cöleus bak. culleus
cohaesus gedcb cohaered cölis bok. caulis
coher/es -edi er. ortak vâris, collabâsc/ö -«re gf - ile bir-

cohib/eö -ere -uî -itum gçf likte sendelemek, yalpala-


içine almak, içermek, tut- mak, sallanmak.
mak, çevirmek, sarmak; b- collabefact/Ö -öre gçf. id-
rakmamak, zaptetmek, men detle sarsmak, devirmek,
etmek; (mec.) (duygu) men et- collobe/fîö -fierî -factus gf
mek, tutmak, denetlemek, mahvolmak, parçalanmak,
durdurmak. collö/bor -bî -psus gf ykl-
cohonest/o -öre gçf. yükselt- mak, çökmek, yklp mah-
col 96 col

volmak, harap olmak, bata- fik, arkada.


a saplanmak. collSgi gç. colligö
collacerâtus s. parça parça colleg/itm-I & lî meslek
cns.
edilmi, parçalarna ayrlm, arkadal; ayn meslekten
collocrimâti/ö -on i s d. bir- olan insanlar topluluu, he-
likte alama, gözya dökme, yet, cemiyet, cemaat,
collacte/a -ae d. süt kzkar- collfbert/us -I er. ayn efendi-
de. nin azatls.
collöpsus geo- collöbor collib/et, collub/et -uit &
collör/e -is cns. boyun halka- tum est. gf. hoa gider,
s, tasma. collî/dö -dere -si -sum gçf.

Collöt/ia -iae d. Roma yak- birbirine vurmak, çarpmak,


nnda eski bir kasaba; -înus çarparak krmak; (mec.) kar-
s. bu kasabaya ait; er. Lucre- lamak, çarpmak,
tia'nn kocas. colligöti/ö -onis d. ba, rab-
collöti/ö -onis d. bir araya ta.

getirme, toplama; {para) ha- collig/ö -öre -övf -âtum gçf.


yr ii için toplanan para; balamak, raptetmek; (mec.)
(ret.) kyaslama; (fel.) analoji, gçf. balamak, birletirmek;
collöt/or -öris er. katkda bu- durdurmak, engel olmak.
lunan kimse, coll/gö -i gere -eg -eetum
collötus gedo- cönferö gçf toplamak, bir araya getir-
collaudati/ö -onis d. övgü, mek; sktrmak; (dar bir yere)
sitayi. toplamak; skmak; durdur-
collaud/ö -öre -av -öt um mak; (mec.) temin etmek; tek-
gçf. pek çok övmek. rar kazanmak; anlamak,
collax/ö -öre gçf. genilet- üzerinde düünmek; sonuç-
mek, gevek yapmak. landrmak. animam, men-
colSct/a -ae d. gider hissesi. tem - kendine gelmek, cesa-
coIlSctîcius s. aceleyle toplan- retiniyeniden kazanmak, se-
m. cesaretini toplamak.
collecti/ö -onis d. toplama, Collîno Porto Roma'nn ku-
birletirme; (ret) (bir konu- zeydousundaki kap,
nun bellibah noktalanm) colllne/ö -öre gçf. <5r gf nian
tekrar özetlemek, alarak yöneltmek, düz bir çiz-
collectus gedo- colligü gi üzerinde -e yöneltmek, ni-
collet/us -Os er. toplanm, bi- an almak; hedefe vurmak,
riktirilmi yn, isabet etmek.
colleg/o -oe er. meslekta; re- coll/inö -inere -evi -itum
) )

col 97 col

gçf. (ya vs.) sürmek, yala- mak.


mak; 0mec.) kirletmek, lekele- coll/um -I cns. boyun; -tor-
mek. quere, obtorquere, ob-
coIIiquefactus 5. çözümlen- stringere tutuklamak, tevkif
mi, eritilmi. etmek.
coll/is -4* er. yüksek yer, yük- coll/uö -vere -ul -ütüm gçf
seklik, tepe, ykamak, temizlemek, çalka-
collisi gç. collîdö lamak.
collîsus gedo- collîdö collus bak. collum
collitus gedo - collinö collüsi/ö -önis d. gizli anla-
collocöd/ö -önis d. bir araya ma.
yerletirme, tertip, tanzim; collüs/or -Ör i s er. oyun arka-
evlendirme. da, kumar arkada.
colloc/ö -öre -övf -otum collüstr/ö -öre -övf -ötum
gçf. bir araya yerletirmek, gçf.aydnlatmak, üzerine k
tertiplemek, tanzim etmek; saçmak; (gözleriyle aratr-
evlendirmek; (para yatr- mak, incelemek.
mak, kullanmak, harcamak; colluvi/Ö -önis -es -em ~e d.

(mec.) tertip etmek, yerletir- bulak suyu, pis su; pislik,

mek; megul etmek, süprüntü; (mec.) güruh, kar-


collucuplöt/ö -öre -övf gçf. gaalk.
zenginletirmek. collyb/us -I er. sarraflk, para
collocQtf/Ö -önis d. konu- bozma ii; (mec.) para bozar-
ma, mülakat, müzakere, kon- ken alman fark, sarrafiye.
ferans. collyr/a -ae d. tel ehriye;
colloqu/ium -i & ii cns. ko- -CUS 5.
numa, mülakat, müzakere, collyr/ium - & T cns. sv bir
konferans. göz merhemi.
col!o/quor -quî -cütus gf col/ö -ere -uî cultum gçf
konumak, görümek, konu- (fa.) ilemek, ekip biçmek,
ma yapmak, müzakere et- çiftçilik yapmak, yetitirmek;
mek. (yer) oturmak, yaamak; (in-

collubet bak. collibet sanlar için) bakmak, özen gös-


collöc/eö -ere gf. çok parla- termek, süslemek; (nitelikler,

mak, panldamok; (mec.) deb- duygular) -ile megul olmak,


debeli olmak. »e kendini vermek, icra et-

collQ/dö -dere -sî -sum gf mek; (tannlar) tapmak; (in-

birlikte ya da -ile oynamak; sanlar) sayg göstermek, hür-


gizli anlama yapmak, uyu- met etmek; (yaam tarz) yap-
col 98 col

mak, yaamak, geçirmek; colubr/a -ae d. ylan, dii y-


(mec.) bakmak, himaye et- lan.
mek, korumak; vîtam- yaa- colubrifer -I s. ylanl, üzerin-
mak. de ylan bulunan,
co locas /a -ae d -a -orum ., colubrlnus s. ylan gibi, kur-
cns. ç. bir tür nilüfer çiçei. naz, hilekâr.
colon/a -ae d. köylü kadn, coluî gç. colü
çiftçi kars. cöl/um -î cns. süzgeç,
colöni/a -ae d. ikametgâh, columb/a -ae d. güvercin,
mesken; koloni, muhacirler kumru.
vs. tarafndan kurulan kent; columb/ar -öris cns. bir tür
( mec.) koloniciler, muhacir- demir halka.
ler. columbö/ium -I & ii cns. gü-
colönicus s. koloniye ait; tar- vercinlik; (mec.) küllerin ko-
ma ait. nulduu aile mezarl,
colot/us - er. çiftçi, rençper, columbinus s. güvercin ya da
köylü; koloni halkndan kim- kumruya ait; er. güvercin pa-
se, kolonici, muhacir. laz.
col/or (colös) -öris er. renk; columb/us -I er. erkek güver-
ten rengi, beniz, çehre; güzel- cin yada kumru,
lik, yüz güzellii; (mec.) d coluvnell/a -ae d. küçük sü :
görünü; d
durum; (ret.) üs- tun, direk.
lup, ton; bahane; -örem colum/en -ini cns. tepe, zir-
muta re sapsan olmak; ve, dam, çat; (mec.) en güçlü;
homö nllîus -öri s meçhul direk; mesnet.
kimse. coiumn/a -ae d. sütun, direk;
colör/5 -öre -av -ötum gçf. Forum Romanum'da bir sü-
renk vermek, boyamak; tun; (mec.) direk, istinatgah;
(mec.) (zihin, üslup) renk ver- hortum, kasrga; -öt us s. sü-
mek; -öt us s. salkl bir ren- tunlar üzerinde duran,
ge sahip. columnar/ium -i & ii cns. sü-

coloss/us -I er. büyük heykel, tun vergisi.


öz. Rodos'daki Apollon hey- columnör/us -i er. mahkum
keli. edilmi kimse, cani ya da
colostr/a, colustr/a -ae d. borçlu.
doumdan sonra ilk gelen colurnus s. fndk aacndan
süt, az. yaplm.
colub/er -rî er. ylan, kara y- col/ us -I & üs d. (er. er.) öreke.
lan. cölyphi/ a -orum cns. ç. atlet-
com 99 com
lere özgü bir yiyecek. tarznda.
com/a -ae saç; (mec.) yaprak- com/is s. nazik, kibar, mülte-
lar, yeillik. fit, hatrinas; -iter z.
com/ons -antis s. saçl, yeleli; cömissabundus s. gürültü ve
yapra çok, yaprakl. amatayla iret eden, ele-
comorch/us -î er. köyün ida- • nen.
re memuru. comissâti/o -on is d. Bakkha-
comotus s. uzun saçl; sk yap- lann ireti, amatal elence.
rakl; Gallia- Gallia Cisalpi- cömissüt/or -ör is er. ama-
na. tayla elenen, iret eden kim-
combib/Ö -ere -4 gçf. tümüyle se, ayya.

içmek, massetmek, emmek, cömiss/or -arî -üt us gf. a-


yutmak. matayla elenmek, iret et-
combib/ö -on is er. kadeh ar- mek.
kada. cömit/ös -âtis d. nezaket, ki-
combü/ro -re re -ssf -stum barlk, lütufkarlk, lütuf.
gçf. tümüyle yakmak; (mec.) comitSt/us -üs er. bir kiiye
mahvetmek. elik eden kalabalk, alay;
combüstus gedo combürö - imparatorun maiyeti; birlikte
com/edö -esse -edî -e su m& yolculuk eden grup ya da ka-
-estum gçf yiyip bitirmek, file.

yemek; yutmak; (mec.) yiyip comitiülis s. seçimlere ait;

bitirmek, israf etmek; yiyerek -morbus sara.


mahvetmek; se - bitkin bir comitiot/us -ûs er. halkn se-
hale gelmek, zayflamak, bit- çimlerde toplanmas.
mek. co mit/ i um -î & il cns. Forum
covn/es -iti er. d. yol arkada- da bir toplant yeri; -la
, yolda; arkada, ortak, re- -lorum cns. ç. yüksek me-
fik, lala; maiyet erkânndan murlar seçmek için toplanan
biri. halk meclisi, öz. —centurio-
comes, comest z. kipi come- ta; seçimler.
do comit/ö -öre -ov! -otum gçf
co mest us comes us gedo- elik etmek, hazr bulunmak,
comedo izlemek.
comet/es -ne er. kuyrukluyl- comit/or -öri -ot us gçf & gf.
dz. elik etmek, hazr bulunmak,
cömic/us -I er. komedi oyun- izlemek.
cusu, komedi yazan. 5. kome- commocul/Ö -üre -üvî
diye ait, komik; -5 z. komedi ''

|
-otum gçf. lekelemek, kiriet-
com 100 com
mek. edilen, makbul, deerli,
commonpulSr/is -Is er. commensus geo- commetior
aym birlie ait asker. commentâriol/um -I cns. kü-
commeSt/us -üs er. geçit, yol; çük risale, yaz; not, erh,
(ask izin; nakil, tama, se-
.) commentör/lus -I & II er.,
fer; kafile; (ask.) rtibat hatla- -tum -I & II cns. not defteri;
levazm, erzak,
n; günlük; (yasa) yasal hüküm-
commedit/or -ar! gçf. tam lerin özeti.
olarak icra etmek. commentöti/ö -önis d derin
commemin/I -isse gçf. & gf. düünce, tefekkür, ciddi ince-
iyice hatrlamak, leme.
eommemorâbilis s. hatrla- commentlcius s. aynntl dü-
maya deer, ayan-1 dikkat; ünülmü; tertip edilmi; icat
zikre deer. edilmi; düsel, hayali, mu-
commemorâti/o -önis d. ha- hayyel; uydurma, sahte,
trlatma, zikretme, yadetme. comment/or -Sri -Üt us gçf.
commemor/ö -âre -avî & gf etraflca düünmek, in-
-ütüm gçf hatrlamak; ba- celemek; (mec.) tertip etmek,
kalarnn hatnna getirmek, uydurmak, icat etmek; hazr-
hatrlatmak; zikretmek, nak- lamak, yazmak, telif etmek,
letmek. comment/or -öris er. tertip
commendübills övgüye de-
s. eden kimse, mudt.
er, muteber, makbul, comment/us gedo- comm
coifimendâticius s. tavsiyeye niscor s. uydurma, hayali;
ait, tavsiye eden, takdim -um -I cns. uydurma ey, ef-
eden, sunan. sane, yalan; tertip, plan,
commendüti/ö -önis d. tav- comme/ö -Üre gf gidip gel-
siye etme, tavsiye; deer, yet- mek, öte tarafa geçmek; çok
kinlik, mükemmeliyet, ziyaret etmek.
commendât/or -öris er., commerc/ium -I Sr il cns. ti-

-rîx -rlcis d. tavsiye eden, cari iliki, ticaret, alveri; ti-

öven kimse. caret yapma hakk; (mec.)


commend/o -Üre -avî iliki, muamele.
-ütüm gçf ( birisine ) teslim et- commerc/or -orî -ötus gçf. -
mek, havele etmek, emanet ticaret yapmak, satn almak,
etmek; ( bir kimseyi) tavsiye et- commer/eö -öre -ul -itum
mek; makbul klmak, ho ya -eor -örf -Itus gçf tümüyle
da deerli yapmak, övmek, layk olmak, hak etmek; suç-
yüceltmek; -üt us s. tavsiye lu olmak; sorumlu olmak.
com 101 com
comme/tior -tîrl -ts us gçf. mak, merhamet etmek,
ölçmek. comniser/or -örf gçf. aç-
commet/5 sk sk ziyaret et- mak, esef etmek; gf. (ref.) aa-
mek, gitmek. ma duygusu uyandrmaya
commictus gedo- com çalmak.
mingO. commissi/5 -önis d. oyunun
commigr/ö -öre -övf -öt um balamas.
gf. bir yerden öbürüne git- commissür/a -oe d. birleme,
mek, göç etmek, balanma, düüm; mafsal,
commîlit/ium -I & il cns. bir- commlss/us gedo- commit/
likte savama; silah arkada- tö -um -I cns. giriim, teeb-
l; (mec.) arkadalk. büs; suç, cürüm; sr.
couunilit/5 -ön is er. silah ar- comm/ittö -ittere -Is
kada. -issum gçf. birletirmek, rap-
comminöti/ö -önis d. tehdit, tetmek, bir araya getirmek;
korkutma. üzerine almak, girimek, ba-
commingö -ngere -inxf lamak; (sava) muharebeye
-ictum gçf. kirletmek, girimek, tutumak; - gerekti-
comminsc/or -I commen recek bir suç ilemek; (ceza)
tus gçf.kurmak, icat etmek, maruz kalmak, uramak; tes-
tertip etmek, uydurmak, lim etmek, emanet etmek, ö
commin/or -örl -ötus gçf. n acrem - cüret etmek.
tehdit etmek. commixtus gedo- commi
commn/uö -uere -uf sceö
-Otum gçf. azaltmak, küçük commodit/ös -Öts d. uygun-

parçalara ayrmak, parçala- luk, münasip olu, doru


mak; eksiltmek, zayflatmak, oranda ya da ölçüde olma;
comminus z. çok yakn mesa- (üslup) ifadede uygunluk;
feden, göüs göüse; hemen (zaman) uygunluk, elverili
yaknda, yannda, elinin al- olma; rahatlk, huzur, letafet,
tnda. güzellik; (kiiler) nezaket, lü-
commi/sceö -scire -seni tuf, iyilik.

-xtum gçf. -ile kantrmak, commod/5 -öre -övf -öt um


birletirmek, katmak. gçf. bir ölçüye göre düzelt-
comniserÖt/ö -önis d. aa- mek, tanzim etmek; arzusu-
ma; (ref.) aama duygusu na göre davranmak, nazik ve
uyandrmak amacyla dü- lütufkar olmak; vermek, te-
zenlenmi parça. min etmek,
commseresc/5 -ere gçf. ac- commodul/ö z. güzelce,
com 102 com
elverili. iv.jua olarak. galey n; -unculo i n..»:; bir
commod/üM -i cm. elverili rahatszlk
f * uyg
* m
koullar, uygun commütus gedü- commoveö
dunun: avantaj, yorar, istifa s. heyecanl, hararetli; hid-
de, çkar, menfaat: maa, detli, iddetli; bozuk, mec-
ödül, mükafat, ikramiye: »9 nun, deli.
reti alman ey: -ö tuo senin co mm/oveö -övere -övl
için uvgun bir zamanda, -otum gçf hareket getirmek,
conrnoduiii z. tam zamann- hareket ettirmek, tahrik et-

da. vaktinde, srasnda; tam mek, kartrmak; (zihin) den-


o sra, tam o anda, gesini bozmak, rahatsz et-
comnod/us s. tam, doru öl- mek, tahrik etmek, tevik et-
çüde, tamam, dolu; uygun, mek; endie vermek; kzdr-
münasip, elverili; (eyler) ko- mak, hiddete getirmek.
ullara uygun, elverili; comnünicutl/ö -önis d. or-
(tamun) uygun; (kii) ho, se- tak yapma, paylama: (ret.)

vecen, müfik, nazik: -e z. uv hatibin dnlev'i.v Tartma


gn biçimde; rahatça, kolay- vu kaüvor gibi göstermesi.
ca; tam zamannda, srasn- commûnic/ö -Üre -âvî
da; nazikane. -otum gçf -ile paylamak
comvnöl/ior -Irî gçf. harekete (alarak veya vererek): - ile gö-
getirmek. rümek. müzakere etmek, da-
commone/fûciö -fa çere nmak.
-fecî -factum gçf. hatrlat- commiini/5 -ire -îv & iî
mak, ihtar etmek; açkça ha- -itum gçf. (istihkâm) kurmak;
tra getirmek. tahkim etmek, takviye et-

common/eö -ere -uf -itum mek.


gçf. hatrlatmak, ihtar etmek; covnmOni/ö -önis d. katlm,
hatrna getirmek, itirak, bir eye ortaklaa sa-
commonstr/ö -öre gçf açk- hip olma.
ça göstermek, iaret etmek, commün/is s. ortak, müte-
commorûti/ö -önis d. gecik- rek, umumi, genel; (kii) na-
me, kalma; (ref.) önemli bir zik, samimi, teklifsiz; -ia
nokta üzerinde durma, loca umuma açk -es yerler;
commor/or -örf —a t us gf. bir locî genel düünceler; -is
süre durmak, beklemek; dur- sensus akl-selim; aliguid
durmak, alkoymak, tehir et- -e habere ortak bir eye sa-
mek. hip olmak; -e -is cm. ortak
commoti/o -önis d. heyecan, mülkiyet; devlet, in -e ortak
com 103 com
bir amaç için; eit bir ekilde; comp/ör -oris er. d. arkada,
genellikle; -iter z. ortaklaa, yolda, refik, e; s. eit, denk.
birlikte. comporobilis s. kyaslanabi-
communit/as -ofis d. kat- lir.

lm, itirak, ortak bir hal, ko- comporâti/o -önis d. kyas-


ul, topluluk ba; toplum lama, mukayese; gb .) nisbi (

olarak yaama duygusu; ne- durum; anlama; hazrlama,


zaket, iltifat. hazrlk; temin, tedarik.
commünti/ö —ön is d. bir yo- comparötîvus s. kyaslamaya
lun inas; mukadime.
(ret.) ait, mukayeseli.
com m ur m ur/ or -5rî —atus compâr/eo -ere gf açkça gö-
gf kendi kendine mnldtn- zükmek, meydana çkmak,
mak, fsldamak, aikar olmak; mevcut olmak,
cornmütâbilis 5. çabuk dei- hazr bulunmak.
en, deiebilir, mütehavvil. compar/ö -öre -övî —otum
commütöt/iö -iönis d., -us gçf birletirmek, kavutur-
-us er. deime, tahavvül. mak; karlatrmak, kyas et-
conmüt/ö -üre -övî -ât um mek; (siy.) anlamak, uyu-
gçf tiimüyle deitirmek, tah- mak (if terin bölütüriilrnesin-
vil etmek; - ile deitirmek, de); salamak, temin etmek;
tebdil etmek; mübadele et- tedarik etmek; düzenlemek,
mek. tanzim hazrlamak;
etmek;
cötn/ö -ere -psî -ptum gçf. ( kurmak; elde etmek,
gelenek )
birletirmek, düzenlemek; edinmek; -öte z. kyaslaya-
(saç)örmek, düzeltmek, bi- rak göstermek.
çim vermek. compâsc/ö -ere gçf sürüyü
cömoedi/a -oe d. komedi, ortak otlatmak.
cömoedic? z. komedide oldu- compöscuus s. herkese ait me-
u gibi. rayla ilgili.

cömoed/us -I er. komedi compec/lscor -sçi -tus gf


oyuncusu. uzlamak, anlamaya var-
comösus s. çok saçl; (bitkf) çok mak; -tum -ti cns. uzlama,
yaprakl. anlama.
compâcti/ö -önis d. birletir- comped/iö -ire -Itum gçf
me, raptetme. kösteklemek, zincir vurmak.
compâctus gedo- compingü compegî ,ç. compingö
compâg/Ss -is -ö -ini d. bir- compellâti/ö -önis d. tekdir,
letirme, balama, raptetme; azar, paylama.
( mec.) ek yeri; yap, bünye. compell/ö -öre -övî -ötum
7

com 104 com


gçf. birisine yaklap konu- competlt/or -öris er., -rlx
mak, hitap etmek, çarmak; -rîcis d. rakip.
(yasa) bir suçlamaya yant compet/ö -ere -îvî & i

vermeye çarmak, itham et- -Itum gf noktada birle-


bir
mek, dava etmek; ( mec.) tah- mek, örtümek, uyumak;
kir edici söz söylemek; suçla- muktedir olmak.
mak, sözle saldrmak, compfIöt/5 -önis d. yama,
compendiörius s. ksa, kolay, çapulculuk; devirme bir ya-
compend/ium -4 & IV cns . pt.
(para vs. için ) artrma, tasar- compîl/ö -öre -övî -öt um
ruf, iktisat, kazanç; (mec.) k- gçf yama etmek, soymak.
saltma, -I facere ksaltmak. comp/ngo -ingere -îgi
compisâti/8 -ön is d. bir e- -actum gçf birletirmek,
yin karl, muadili, raptetmek; terkip etmek, ina
compins/ö -öre -övf -otum etmek; çine atmak,
(mec.)
gçf. iki eyi birbiriyle tartmak; kapatmak, hapsetmek.
iki ey arasnda denge kur- comptölicius s. conpitalia
mak, telâfi etmek, bayramyla ilgili.
comper/cö -çere -sî gçf St gf. compitöl/U s. dörtyol azla-
dikkatle artrmak, biriktir- rna ait; -ia -i um & iörum
mek, saklamak; esirgemek, cns. ç. Lores compitales onuru-
saknmak. na yaplan enlikler,
comperendinöt/ö -iönis d., compit/um -7 cns. yollarn
-«* -Üs er. bir davann iki birletii yer, dörtyol az,
gün sonraya ertelenmesi, comploc/eö -ere -uf & itus
comperendin/ö -öre gçf da- sum gf çeitli kimselerin
vay iki gün sonraya ertele- ayn zamanda houna git-

mek. mek; çok houna gitmek, be-


comper/iö -îre -I -t um (ar. enilmek.
-lor) gçf soruturmak, bilgi complön/ö -öre gçf. düzelt-
edinmek, örenmek, -tu* mek, tesviye etmek, ykp yer-
meydana çkarlm; suçlu le bir etmek.
bulunmu; -tu habere ke- m comple/ctor -ctî -xus gçf s-
sin olarak bilmek, kca sarlmak, kucaklamak,
comp/es -edi d. ayaklar çin sarmak, çevirmek; ( konuma,
zincir, köstek, buka, yaz) içermek, kapsamak;
compesc/ö -ere -uî gçf. itaat (akl) kavramak, anlamak,
altna almak, durdurmak, idrak etmek; (sevgi, ilgf) gös-
menetmek; temek, deer vermek, sev-
-)

com 105 com


mek. mek; ( dümanlan) karlatr-
complSmett/um -T cns. dol- mak, çarptrmak; (hukuk)
duran, tamamlayan, muvacehe etmek; dostluk (

compl/efi -ere -îvf -ît um bartrmak, birletirmek; bir


gçf doldurmak; ( ask .) igal et- bütün olarak birletirmek,
mek, asker yerletirmek; (say- yaratmak, ina etmek; yaz-
sm, kadrosunu ) tamamla- mak, kaleme almak, sapta-
mak; ( mec.) (zaman, görev, mak, kararlatrmak, üzerin-
söz) bitirmek, yerine getir- de anlamak, uyumak; dü-
mek; -etus s. yetkin, mükem- zeltmek, tanzim etmek, tertip
mel, tam. etmek; (ceset) cesedi defnet-
compleci/ö -fini birleme,
d. mek için hazrlamak; göm-
terekküp; (ret.) uzun ve tam mek; yattrmak, teskin et-
bir cümle; ( mantk) bir kya- mek; gf ban yapmak,
sn sonucu; ikilem. comport/fi -fire gçf bir araya
complex/us -us er. sarma, ku- getirmek, bir yere getirmek,
caklama; (mec.) tutuma, çar- tamak, toplamak,
pma; konuma
( ) balant, compo/s -ts s. egemen olan,
complic/ö -fire gçf. sarmak, sahip olan; bir eye ortak Sa-
çevirerek sarmak, hip olan, bir eyde pay olan,
complorât/ifi -4 ön is d., -us paylaan; votl- dilei- yerine
-üs er. yüksek sesle alama; getirilmi.
figan. compost/5 -fini d. bir ara-
complör/S -fire -fivf -fitum ya getirme, birletirme; ( ha
gçf. -için yüksek sesle ala- karlatrma, çarp-
stnlan)
mak; figan etmek, aamak. trma; (dostluk) banürma;
compIDr/es -i um 5. çok, bir (sözcükler) düzen, tertip,

çok, bir çok sayda, composit/or -firis er. düzen-


complüriens z. birçok kez. leyen kimse, tanzim eden
complüscul/î -örum 5. ol- kimse.
dukça çok, haylice, compositflr/a -at d. ba, ra-
compluv/ium -I & V cns. bta.
Roma evinin ortasnda yer composit/us gedo. compfi-
alan dört köe açklk. 10 düzgün, muntazam, ni-
comp/$no -önere -osul zaml; mürekkep; sahte, uy-
-ositum gçf. toplu olarak bir durma; iyi düzenlenmi, yi
yere koymak, yerletirmek, hazrlanm, yetkin, mükem-
ymak, biriktirmek; (mec.) mel, uygun, -e yarar özellik-
birletirmek, bir araya getir- te; sahte bir ifadeye bürün-
)

com 106 com


mü; sakin, lml; ( sözcükler comprendö bak. compre-
bileik; -« düzenli ve tertipli hendö
bir biçimde, usulüne göre, gü- compressi gç. comprimö
zel bir üslupla. compressi/ö -onis d. kucak-
compötöti/o —ön s d. birlikte lama, sarma; (ref.) ksaltma,
çme. compressus gedo. comprimö
compot/iö -îre gçf. bir eyin compress/us -üs er. skma,
hâkimi yapmak. tazyik; kucaklama,
compöt/or -oris er., -rîx compr/imö -imere -ess
-rîcisd. kadeh arkada. -essum gçf. skmak, sktr-
comprûns/or -oris er. sofra mak, basnç yapmak, tazyik
arkada. etmek; kucaklamak, kapa-
comprecâti/ö -onis d. toplu, mak; men etmek, tutmak,
ortak dua. durdurmak, brakmamak;
comprec/or -5r -ot us gçf. & animom- nefesini tutmak;
gf. yalvarmak, niyaz etmek, -essîs manibus ellerini ka-
dua etmek. vuturarak.
compreh/endö, compre/ comproböti/ö -onis d. tü-
endo -endere -endi -en müyle onaylama, tasvip, tak-
sum gçf. birbirine balamak, dir etme.
birletirmek; (mec.) birletir- comproböt/or -oris er. onay-
mek, içermek, ihtiva etmek, layan, beenen, destekleyen
içine almak; duyguyla kendi- kimse.
ne balamak; yakalamak, s- comprob/ö -öre -övi -otum
kca tutmak; tutuklamak, gçf. ispat etmek, dorulamak,
zaptetmek; (zihin) kavramak, teyit etmek, hakl çkarmak;
anlamak; (sözcükler) kapsa- onaylamak, tasdik etmek, ta-
mak. nmak, kabul etmek,
comprehesbilis -ön is d. ya- comprömiss/um -I bir hake-
kalanabilir; (mec.) anlalabi- min karanna uymak için ve-
lir, idrak edilebilir, görülebi- rilen karlkl taahhüt,
lir. compröm/ittö -ittere -isf
comprehensi/o -onis d. (dü- -issum gçf. bir hakemin ka-
ünceyi) yakalama, tutna; ranna uymak için karlkl
(zihin) Anlay, idrak; (ret.) taahhütte bulunmak,
sözcükleri bir tam cümle için- cömpsl gç. cömö
de toplama. cömptus gedo. cömö s. düzen-

comprehensus, comprensas süslenmi, özenle giyinmi,


li,

gedo. comprehendö cdmpt/us -üs er. saç ya da ba


com 107 con
için süs. bükmek.
compulî gç. compellö concavus s. oyuk, bo, ortas

compulsus gedo. compello eilmi; içbükey,


çukur;
comp/ungö -un gere -önxî conc/edö -edere -essi
-ü net um gçf iddetle batr- -essum gf terketmek, brak-
mak, sokmak, delmek; döv- mak, uzaklamak, çekilmek,
me yapmak. gitmek; görünmez olmak,
coiYiput/ö -öre -Övî -otum gözden kaybolmak, geçip git-
gçf. saymak, hesap etmek. mek; teslimiyet göstermek,
Cöm/um -I as. kuzey tal- arzusuna raz olmak; gçf terk
ya'da kasaba, Novum etmek, brakmak; izin ver-
Cömun olarak da bilinir. mek; lütuf olarak bala-
mod. Como. -ensis, Novo- mak, ihsan etmek, bahet-
cumensis s. mek; feda etmek,
cönöm/en -ini cns. çalma, concelebr/ö -öre -Övî
giriim, gayret; destek, da- -otum gçf sk sk gitmek, bu-
yak. lunmak; hayat vermek, can-
cönöt/a -ör um cns. ç. cü- landrmak; (mec.) -ile çok
retkar giriim. megul olmak; kendini ho.s-
cönât/us -ös er. giriim, gay- retmek; parlak bir biçimde
ret, çalma; (mec.) eilim, gerçekletirmek, kutlamak,
eim. tören yapmak; tantmak,
concaed/es -ium d. ç. kesil- ününü yaymak,
mi aaçlardan barikat. concenöti/ö -önis d. birlikte

concole/fociö -facere -feci yemek yeme.


-factum gçf. iyice stmak, concenti/ö -önis d. birlikte
kzdrmak. ark söyleme; ahenk,
concal/eö -ere gf. çok scak concenturi/ö -öre gçf topla-
olmak. mak.
concal/escö -escere -uf gf concent/us -us er. birlikte ar-
snmak, kzmak. k söyleme, terennüm, kon-
concall/escö -escere -uî gf uyum, uygunluk,
ser; (mec.)

tümüyle katlamak, sertle- conceptl/ö -önis d. gebe kal-


mek, nasrlanmak; duygu- ma; hukuki formüllerin dü-
suzlamak, duygusunu yitir- zenlenmesi.
mek. conceptîvus j. (tatiller) tarihi
concastlg/o -Öre gçf. iddetle deien.
cezalandrmak. conceptus gedo concipiÖ .

concav/ö -öre gçf. emek. concept/us -ös er. ate alma;


COY! 108 con
gebe kûlma; (bitki) filizlenme, boya veren sedef; erguvan
çiçek açma; cenin; toplama, boya, erguvan; erguvan giy-
biriktirme; kütle, si.

concerp/ö -er* -sil -t um gçf. cotcid/ö -ere -î gf. dümek,


yrtmak, parça parça etmek; yklmak, çökmek; düüp öl-
(mec.) kötüye kullanmak, mek, ölmek; yklmak, çök-
tahkir etmek. mek, harap olmak, yok ol-

concertöti/ö -on is d. tart- mak, kesilmek.


ma, münakaa, ihtilaf, concf/dö -dere -df -sum gçf
concertât/or -öris er. rakip, parça parça etmek, parça
concertötörius s. tartmaya,
parça kesmek, parçalamak,
ait. doramak, parçalarna ayr-
concert/ö -öre -övf -ötum mak, kesmek, öldürmek;
gf. çarpmak, kavga etmek; (kamç vs.) iddetle vurmak,
tartmak. çok dövmek; (mec.) kesmek,
concessi/Ö -ön is d. verme, nkitaya uratmak; mahvet-
terk etme; (mec.) tartmada mek, yok etmek, ortadan kal-
bir noktay kabullenme; ka- drmak; (tartmayla) reddet-
bul, teslim; bir yanll itiraf mek, hata ettiini ispat et-
etme ve af isteme, mek; (ret.) çok küçük bölüm-
concess/ö -öre gf. brakmak, lere ayrmak.
vazgeçmek, durdurmak, conc/ieo -iere -Ivf -it um
concessus gedo. concedö conc/iö -ire -Itum gçf. top-
concess/us -üs er. izin, müsa- lamak; iddetle tahrik etmek,
ade. harekete getirmek, sarsmak;
cotch/a -ae d. midye; midye (mec.) tahrik etmek, kkrt-
kabuu; inci veren stiridye; mak; meydana getirmek.
erguvan boya veren sedef; er- conciliöbul/um -I cns. genel
guvan boya; boru, ya, koku toplanma yeri.
vs. için bir kab. cotcliöf/ö -öts d. birlik,
conch/is -is d. bir tür fasulye, ba, rabta; (dostça duygusu-
conchlt/a -ae er. kabuklu kazanma, kendi tarafna
nu)
hayvanlar tutan, toplayan, kazanma; (fel.) eilim. stek.
conchyiiötus s. erguvan renge concillöt/or -Ör is er. arac,
boyanm, erguvan; erguvan fail.

giysi giyinmi, erguvan giysi- conciliötr/îx -Icis -Icul/a


li. -o® d arac, vasta; çöpça-
conchyi/nt *4 & T cns. kü- tan.
çük midye; stiridye; erguvan concili/ö -öre -övî -ötum
. .

c on 109 con
gçf. bir araya getirmek, birle- mak; emmek, massetmek;
tirmek, raptetmek; ( mec.) bir (kûdn) gebe kalmak; (mec.)
duygu ya da düüncede bir- duymak, hissetmek, farket-
letirmek, uzlatrmak, dost mek; (zihin) idrak etmek, an-
etmek; dostluunu temin et- lamak; tasavvur etmek, ta-
mek, tarafna kazanmak; te- hayyül etmek; (duygu, tutku)
sis etmek, yapmak, kazan- kurmak, beslemek; bir araya
mak, elde etmek; -ât» s. -e getirmek, toplamak, ihtiva
kar eilimi olan, -e eilimli, etmek; kesin olarak bildir-
concil/ium -i & IV 075 bir ara- . mek; usulüne göre, özel de-
ya çarma, toplama; {eyler) yimleriyle ifade ve ilan et-

birletirme; terkip; ( kiiler) mek.


toplant, meclis; ( danma , gö- concsi/o -önis d bir cümleyi
rüme) genel toplant, meclis, ksa bölümlere ayrma.
concinnit/âs -ötis -üdö concf us gedo. concîdö
-üdinis d zerafet, güzellik; concitâd/ö -önis d. hzlan-
(ref.) ritmik üslup. drma, tadl etme, seri hare-
concinn/Ö -öre -SvT -ât um ket; (zihin) iddetli heyecan,
gçf. düzenlemek, tertip et- tutku, ayaklanma, isyan, ka-
mek, düzeltmek; sebebiyet rklk.
vermek, dourmak; (sfat ile) concitot/or -örts er. tahrik
etmek, olmasna sebebiyet eden, kkrtan, ayakland-
vermek. ran kimse.
concinnus s. düzgün, orantl, concitât/us gedo. concitö s
güzel, muntazam; (üs/up) iyi çabuk, hzl; heyecana gel-
düzenlenmi, zarif, güzel; mi, iddetli, heyecanl; -ö z.
(kii) kibar, ho; (kiide tavr ve concit/ö -üre -üvf -otum
horeket) nazik, ho, cazip; -ö gçf. hzla hareket ettirmek,

z. sürmek; kkrtmak; ayaklan-


concin/o -ere -uî gf birlikte drmak; uyandrmak, kabart-
ark söylemek, çalmak; öt- mak.
mek; (mec.) uyumak, ittifak concit/or -öris er. tahrik
etmek; gçf. terennüm etmek; eden, tevik eden kimse.
kutlamak; kehanette bulun- concfttus, concltus gedo. con-
mak. cied, conciö
conciö bak. concieo conclâvnât/ö -önis d. iddet-
concio- bak. contio- li çlk, barma; alk.

conc/iplö -4 pere -epî conclömit/ö -öre gf. banp


-eptum gçf. almak, içine al- durmak, barmay sürdür-
con 110 con
mek, feryad etmek, mek; hazmetmek; (mec.) bit-
conclöm/ö -âre -övî -otum mek, mahvolmuk; taham-
gçf. & gf. barmak, haykr- mül etmek, çekmek, hazmet-
mak; (risk.) silah bana ça- mek; (düünce) iyice düün-
rmak, saldn iareti ver- mek, mülahaza etmek.
mek; (ö/ü) (alar ya do açnr- concordi/a -oe d. duygu birli-
adyla çarmak;
ken) ölüyü i, birlik, uyum.
yardma çarmak; vösa - concord/o -âre gf. bir düün-
ordugâh toplama buyruu- cede olmak, uyumak.
nu vermek. concor/s -dis s. ayn düünce-
conclöv/e -is cns. bir oda. de, hemfikir, uyuan: -diter
conclü/dö -dere -sî -sum z. uyumlu bir biçimde, birlik
gçf. kapatmak, hapsetmek, olarak.
etrufm çevirmek; içine al- concrebr/escö -escere -uî
mak, kapsamak; bitirmek, ik- gf. sklamak, çoalmak, art-

mal etmek, sona erdirmek; mak.


(fel.) çkarmak, istidlal etmek, concred/o -ere -dî -ftum
ispat etmek; (hitabet) uyumlu gçf. tümüyle emanet etmek,

bir biçimde bitirmek, tevdi etmek.


conclösi/ö -ön is d. (ask.) ab- concrem/5 -öre -övî -otum
luka, muhasara; (mec.) son, gçf yakp kül etmek, yak-
nihayet; ( hitabet ) bir nutkun mak.
sonu; tam cümle; (mantk) concrep/o -âre -uî -tum gf.
varg. gürültü etmek, gcrdamak,
conclûsiuncul/a -a e d. batl, aklamak, iddetle çarp-
.

abes bir istidlal; kaçamakl mak, sesi çnlamak, vurmak;


söz. iki anlaml söz. (gçf.) çnlatmak, aklatmak.

conclus/us gedo. conclüdö concrS/sco -scere -vî -t um


-um -i cns. mantksal varg, gf. katlamak, phtlamak,

-e z. hitabet yöntemine göre donmak; biçim almak, par-


ilenmi cümlelerle, çalarn birlemesiyle teekkül
concoctus gedo. concoquö etmek.
covtcol/or -oris s. ayn renk- concreti/ö -ön is d. parçala-
te. rn skmas, donmas: mad-
concomitâtus s. -ile birlikte, de, maddesel varlk.
refakatinde. concret/us geo. concrescö s.

conco/quö -rjuere -xî bileik, mürekkep; kesif, yo-


-ctum gçf. iyice piirmek; un, phtlam, donmu,
kaynatp gaz haline çevir- kat; bir bütün haline getiril-
c on 111 con
mi; Him -I cns. kat madde. mak.
concrimin/or -Sri -öt us gf concursfiti/ö -onis d. bir yere
ikayette bulunmak, iddetle kouma, toplanma; (ask.)
suçlamak. çarpma; (rüya) riiyalann
concruci/ö -öre gçf çok i- hakikate uymas; (mec.) ka-
kence yapmak. rarszlk, duraksama,
concubfn/a -a e d., -us -I er
. concursât/or -ör is er. (ask.)

metres. ava, hafif piyade askeri,


concublnât/us -üs er. nikâh- concursi/ö -onis d. rastlama,
sz birlikte yaama. çarpma; (ret.) baz sözcükle-
concubit/us -üs er. ayn ya- rin srarla yinelenmesi,
takta yatma, ayn sofrada yer concurs/ö -fire gf. uraya bu-
alma; (mec.) cinsel iliki. raya komak, koumak;
concub/ius s. -iü nocte gece (ask.) ufak çarpmalar yap-

el ayak çekilince; cns. ilk mak, ava çarpmalan yap-


uyku vakti. mak; gçf ziyaret etmek, bir
conculc/ö -fire gçf ayaklan yerden bir yere gitmek,
altnda çinemek, ezmek, çok concurs/us -üs er. rastlama,
kötü muamele etmek; hor toplanma, birleme; (mec.)
görmek. birleme, imtizaç; ayn zama-
concu/mbü -mbere -bul na rastlama; (ask.) saldr,
-bitum gf. birlikte yatmak; .hücum, hamle; çarpma, ça-
(mec.) cinsel ilikide bulun- tma.
mak. concussigç. concutiö
cotcup/Isco -sçe re -ivf concussus gedo. concutiö
-t um gçf çok arzu etmek, concuss/us -üs er. sarsma,
özlemek; emelinde olmak, sarsnt.
-için uramak, çalmak. concu/tiö -tere -ssî -ssum
concür/ö -öre gçf. özenle bak- gçf birbirine çarpmak, vur-
mak, ihtimam etmek. mak; iddetle sarsmak, salla-
cotcur/rö -rere -rî -sum gf mak; (duygular) sarsmak, tah-
birlikte komak; koumak; rik etmek, korkuya düür-
hzla toplanmak; birbirinin mek, kantrmak; ( kudret ikti- ,

üzerine koumak; çarp- dar) sarsmak, zayflatmak,


mak; ( ask.) birbirine saldr- kantrmak; harekete geçir-
mak, çarpmak; (rnec.) ayn mek; (kendini) iyice incele-
zamana rastlamak, ayn za- mek.
manda vaki olmak; birle- condal/ium -î fir iî cns. köle-
mek; ltica etmek, bavur- ler için bir yüzük.
)

con 112 con


condec/et -«re gçf. (z.) (çok) yapmak; tahnit etmek; (mec.)
yakr, yarar. (yiyecek vs.'yi terbiye etmek,
condecor/5 -5re gçf. çok gü- lezzet verecek eyler koymak;
zel süslemek, tezyin etmek, (dil) zarafet vermek; -itus s.

condemnfit/or -oris er. terbiye edilmi, lezzet, çeni


mahkûm ettiren kimse. verilmi; (üslup) süslü, zarif,

condemt/5 -fire -övf -otum ince.


gçf. itham etmek; mahkum condiscipul/us -T er. okul ar-
ettirmek; suçlamak; (mec.) kada.
takbih etmek; caplti»- ölü- condi/scfi -scere -dlcî gçf.

me mahkum etmek, iyice örenmek, ezbere ören-


condens/fi -fire -efi -ere sk- mek.
latrmak, skk yapmak, conditifi bak. condiciö
kesif yapmak, younlatr- condîti/o -fini d. koruma;
mak. verme,
tat, lezzet

condfinsus s. çok sk, youn, condit/or -ör is er. kurucu,


kesif, derin. müessis; halik, yaradan; ya-
condic/fi -on isd. uzlama, zar, müellif.
anlama, itilaf, mukavele, conditfir/ium -4 & V cns. ta-
art, hüküm; koullar, hü- but, ölü küllerinin konuldu-
kümler; evlenme anlamas, u vazo; mezar,
nikah; durum, vaziyet, hal; conditus gedo. condfi
koul, art; mevki; hareket condltus gedo. condifi
tarz, efi -dne ut u koulla cond/S -ere -idi -i tu m gçf.

ki... sub -fine koula bal kurmak, ina etmek; yaz-


olarak, hî* -finibusbu art- mak, yaratmak, terennüm et-
larla;vîtae- yaam biçimi, mek, tasvir etmek; (kurum)
cond/fcfi -çere -4xf -ictum kurmak; tesis etmek; bir yana
& gf. uzlamak, üzerinde
gçf. koymak; saklamak, biriktir-
anlamak, söz vermek; ad mek, depo etmek; (kiiler)
cenam - yemee r
söz ver- hapsetmek; ölüyü gömmek;
mek. (zaman) geçirmek, bitirmek;
condidf gç. condfi ikmal etmek, sona erdirmek;
condign/us s. tümüyle layk, gizlemek, saklamak; (klç) k-
deer; -fi z. nna koymak.
condîment/um -I cns. baha- condocefac/ifi -ere gçf. terbi-

rat ye etmek, iyice terbiye etmek,


cond/ifi -re -îvî -t um gçf. öretmek.
turusunu kurmak; salamura condoc/efi -ere -ul -t um gçf.
con 113 con
terbiye etmek, öretmek, ye- la görevli köle, kilerci,
titirmek. cöne/ctâ -etere -xuf -xum
condol/escö -escere -ul gf gçf balamak, raptetmek,
(çok) strap çekmeye bala- birletirmek; ( manttk) sonuç
mak, aa ve an duymaya çkarmak, ispat etmek.
balamak, armak. cötex/us gedo. cönectö s.
condöulti/5 -Snls d bala- . bal, münasebeti olan; (za-
ma, hibe. man) izleyen (günler) -um -I
condön/ö -öre -5vl -otum mantksal sonuç.
cns.
gçf.vermek, armaan etmek, cönex/us -üs er. birletirme,
balamak; feda etmek; (bor- cönföbul/or -Sri -ât us gf
cu) balamak, (suçu) ba- konumak, tartmak.
lamak. cönfarreöt/5 -Ön is d. Ro-
condorm/I sco -fscere -îvî mallar arasnda en geçerli
gf, derin uykuya dalmak. evlenme biçimi.
condüc/biUs s. yararl, uy- c5nfarre/9 -öre -otum gçf
gun, muvafk. confarreatio töreniyle evlen-
cond/Ocö -flcere -Qxî dirmek.
uçtum gçf bir araya getir- cönfotâlis s. ayn yazgnn
mek, toplamak; birletirmek; hükmüne bal,
kiralamak, tutmak; taahhüt conföcf gç. cönficiö
etmek; gf yararl olmak, ya- cönfecti/ö —o tis d. bitirme,
ramak; gerekmek. ikmal; (baaryla) sona erdir-
conductîcius s. kiralanm, me; (yiyecek) çineme, yiyerek
ücretli. bitirme.
conducti/o -Ön is d. birletir- confect/or -örfe er. bitiren
me; kiralama; iltizam. kimse; sona erdiren; tahrip
conduct/or -5ris er. kirac, eden, yok eden,
icarc; müteahhit. confectus gedo. cönflciö
conduct/us gedo. condücö -I confer/ciö -cîre -t um gçf
-orum er. ç. ücretli askerler, tkmak, sktrmak,
-um -I ctis. kirayla tutulmu cön/ferö -ferre -tulî lötum
ya da kiraya verilmi herhan- gçf bir araya getirmek, bir
gi bir ey. yere toplamak, ymak, bir-
conduplic/ö -o re gçf. iki kat letirmek; ( ione para
,
vs.) öde-
yapmak. mek; ( mec.) görümek, müza-
condür/o -öre gçf çok sertle- kere etmek; (ask.) muharebe
tirmek. vermek, çarpmak; biçimini
cond/us -î er. erzak korumak- deitirmek; (bir amaç için)
) .

con 114 con


(zaman vs.) kullanmak, has- icat.
retmek, vakfetmek; atfetmek, confictus gedo. confingö
hamletmek; ertelemek, tehir confîd/ens -entis .zam.or.
etmek, geri brakmak, gra- cönffdö s. kendine güvenen,
dum —cum yannda yürü- cüretkâr, küstah, -enter z.
mek, elik etmek. sermGnes korkusuzca; itimatla, güven-
konumak, görümek- le; pervaszca, küstahça,
slgno- savaa tutumak, cönfldenti/a -ae d. güven,
confertim z. sk bir kütle ola- emniyet, itimat, özgüven;
rak, halinde. pervaszlk, küstahlk, utan-
confertus gedo. cönfercio s. mazlk.
sk, kesif, kalabalk; - ile tka confîdentiloquus s. güvenle,
basa doldurulmu, itimatla konuan,
cönfer/vesco -vescere -bul cönfi/dö -dere -sus -sum gf.
kaynamak, scaklamak.
gf. her bakmdan güvenmek,
cönfess/ö ~önis d. kabul, iti- inanmak, emin olmak,
raf. confî/gö -gere -xî -xum gçf
confess/us gedo confiteor s. birbirine balamak, raptet-
kabul edilmi, apaçk, aikar; mek, tutturmak; delmek, de-
in -ö esse, in -um venîre lik deik etmek; (mec.) kötülü-
genellikle kabul edilmek, e kötülükle karlk vermek,
confestim z. hemen, derhal, cönf/ingö -ingere -inxf
süratle. -ictum gçf. yapmak, icat et-
cönf/iciö -içere -€cf -ectum mek, yalandan göstermek;
gçf yapmak, meydana getir- -mi gibi yapmak,
mek; (bir giriim vs.) bitirmek, cönfînis s. snn ortak olan, bi-
ikmal etmek, ifa etmek, yap- tiik, komu; (mec.) yakn ilgi-

mak; zaman ya da uzakl-


( bir si olan, benzer, müabih,
) tamamlamak, bitirmek; cönffn/ium -I cns. ortak snr;
( ruhsal etkiler neden olmak, ç. komular; (mec.) yakn ili-

yaratmak; (fei) etkin neden ki.

olmak; toplamak, salamak; cön/fi5 -fleri ar. edl.

düürmek, za-
bitirmek, bitap conficiö
yf düürmek; yormak, mah- cönfirmâti/ö -ön i s d. sa-
vetmek; (mal, mülk) yiyip bi- lamlatrma, takviye; (kii)
tirmek, tüketmek; (yemei) tevik; (olay ya da ifade) onay,
çinemek, hazmetmek; (man- teyit, (ret.) kantlann göster-
tk) sonuç çkarmak, me.
cönficti/ö -on is d. uydurma, confrmSt/or -Öris er. teyit
)

c on 115 c on

eden kimse; kefil, cönfl/ö -öre -övi -ötum gçf


cönfirm/ö -öre -övi -öt um üfleyerek tututurmak, yak-
gçf. güçlendirmek, kuvvetlen- mak; (fu/Jcu) alevlendirmek,
dirmek, takviye etmek, tah- tahrik etmek; eritmek, atete
kim etmek: (mec.) güçlendir- kzdrarak ilemek; (mec)
mek, takviye etmek; resmi ( ic- oluturmak, tekil etmek, uy-
raat) tasdik etmek; kuvvet durmak.
vermek, tevik etmek: bir ifa- cönflu/ö -ere -xi gf (iki r-
deyi onaylamak; doru oldu- mak) birlemek, kavumak;
unu temin etmek, teyit et- (mec.) koumak, üümek,
mek. toplanmak; -öns -en Us
cönfisc/ö -öre gçf. bir sandk- -enfes -en ti um er. iki rma
ta saklamak; müsadere et- n kavutuu yer.
mek. cönf/odiö -ödere -ödî -os
cönflsi/ö -önis d. güven, iti- sum gçf kazmak; (kesici bir
mat, emniyet, aletle , silahla) delmek, kes-
cönfisus geo. cönfdö mek, öldürmek; (mec.) eletir-
cönf/iteor -iteri -essus gçf. mek.
& gf onaylamak, kabul et- cönfore gi. ms. consum
mek, itiraf etmek; kimliini, cönformöti/ö -önis d. biçim
ya da bir eyini apklamak, verme; ekil, biçim; ( kelimeler
göstermek. düzenleme; düzgün ifade; ( il -
cÖYifixus gedo. cönfîgö hin) fikir, kavram; (ret.) güzel
cöflagr/ö -öre -övi -ötum konuma sanatna göre dü-
gf. ate almak, yanmak, zenleme.
cönflfcti/ö -önis d çarpma; .
cönform/ö -öre -övi -Ötum
karlama. gçf biçim vermek, tekil et-

cönflict/ö -öre -övi -ötum mek, tertip etnek.


gçf (ile) iddetle çarpmak; cönfossus gedo. cönfodiö s.
(edl.) taciz edilmek, muzdarip her yandan delinmi, delik-
olmak, kötü muamele gör- ]
e dolu, delik deik,
mek; alt üst etmek, ykmak, cönfröctus gedo. cönfringö
cönflîct/us -üs er. birlikte çar- cöafragösus s. inili çkl,
pma, mücadele; güre, pürüzlü, sarp, düz olmayan,
cönflî/gö -gere -xî —et um bozuk; (mec.) zor (artlar vs.)
gçf birbirine çarpmak, çar- cönfregl gç. cönfringö
ptrmak; karlatr-
(mec.) confrem/ö -ere -uf gf yüksek
mak; gf çarpmak, vun- sesle uuldamak, inlemek,
muk. cönfric/ö -öre gçf. iyice u-
con 116 con
mak, sürtmek, sürnek. mek.
cönfr/ingo -ingere -Ögl cong/er -rf er. ylan bal,
-öctum gçf. krmak, parça mira.
parça etmek; (mec.) mahvet- congerl/Ss -II d. yn, küme,
mek, yok etmek, israf etmek, kütle.
cönf/uglö -uger« -ögî gf. s- conge/rö -rere -m -stum
nmak, yardm için bir yere gçf.toplamak, ymak, birik-
kaçmak; (mec.) bavurmak, tirmek, ina etmek; (düman-
tevessül etmek. ca hareket) yadrmak; (ko-
confug/ium A fit il cm. s- numa) ymak, toplamak;
nacak yer, snak, bannak. tekrar etmek, çoaltmak;
cönf/undö -undere -udi (mec.) -e garketmek, yadr-
-usum gçf. dökerek kartr- mak.
mak, kartrmak, karmaka- conger/5 -ön Is er. hrsz,
rk yapmak, düzenini boz- congerr/ö -Önis er. elence
mak; (zihin) bulandrmak, a- arkada.
rtmak; yaymak, datmak. congestfclus s. ylm, y-
confÜsl/5 -Önis d. bir bütün oluturulmu,
larak
oluturmak için kantrma, congestus gedo. congerG
terkip; kanklk, düzensizlik, congest/us -üs er. toplama,
öris- kzarma, utanma, biriktirme; yn, küme, küt-
cönftls/us gedo. cönfundö 5. le.

kank, mulak, düzensiz; congÖr/um -I fit II cns. hal-


(ruh ve yüz) karm, arm; ka yaplan ihsan, iane; asker-
-e z. kank, düzensiz olarak. lere datlmak üzere para
cönfüt/5 -d re -âvf -ât um olarak verilen armaan,
gçf. suyun kaynayp tamas- cong/ius -î fit l er. Roma'da
na engel olmak; (mec.) önle- bir sv ölçüsü; -lölls s. bir
mek bastrmak; yattrmak, cong/usluk.
sözle susturmak; ret, iptal et- conglaci/ö -öre gf. donmak,
mek. congllsc/ö -ere gf. iddetle
congel/ö -öre -övi -otum yanmak, alevlenmek; (mec.)
gçf. dondurmak, sertletir- genilemek, artmak,
mek; gf. donmak, uyumak, congloböti/ö -önis d. yma,
congevnin/ö -öre -övl toplama.
-otum gçf. iki kat arttrmak. conglob/ö -öre -övl -öt um
congem/5 -ere -ul gf. yüksek gçf. toplayarak yuvarlak yap-
sesle inlemek, feryat etmek; mak; toplamak, bir araya ge-
gçf. (ölüye) alamak, feryat et- tirmek; (insanlar için) topla-
c on 117 c on

mak, cem etmek, z. uygun olarak.


conglomer/ö -öre gçf. sanp congru/5 -«re -t gf. ayn yere
yumak yapmak, sarmak; rastlamak; ayn alanda yer
(mec.) ymak, toplamak. almak; (mec.) ayn zamanda
conglOtîndtf/S -ânts d. birbi- olmak, ayn zamana rastla-
rine yaptrma, raptetme; mak, uymak; tekabül etmek,
(mec.) bileim, terkip. uygun dümek; (duygu, fikir)
conglBtI/5 -Bre -=övl anlamak, uyumak,
-anm gçf. birbirine yapt - congruus s. uygun, münasip,
mak, raptetmek; (mec.) skca co/iciö -içere -iecî
birbirine birletirmek, terkip -ectum gçf. toplu halde at-
etmek; tertip etmek; cat et- mak, frlatmak; hzla atmak;
mek; tesis etmek. savurmak; zorla atmak, sür-
congraec/5 -öre gçf. Yu- mek, saplamak; (mec) bir so-
nandlar gibi parasn ar- nuç çkarmak, tahmin et-
lklara harcamak, mek; (kufbilicilik) belirtilerden
congrâtul/or -ârl nitu gf. kefetmek, gelecei haber
birbirini kutlamak, tebrik et- vermek; tabir etmek, yormak;
mek. atmak, stinat etmek, bir du-
congre/dior -di -ssus gçf. & rum içinde brakmak, s£-
gf. birlemek, bulumak, rast- hzla frlamak, komak; ken-
lamak; çarpmak, muharebe dini -e vermek, vakfetmek,
etmek, harbetmek. coniecti/ö -on s d. atma, fr-
congregâbilis s. topluluk ha- latma; yorum, tahmin, tabir.
lindeyaayan. conect/5 -âre gçf. ayn yere
congregâti/d -önis d. toplu- atmak, frlatmak; (mec) çka-
luk, cemiyet, birlik. rm yapmak, sonuç çkar-
coagreg/5 -öre -âvl -ât um mak, tahmin etmek.
gçf. (insanlar) toplamak, cem conect/or -Srs er. -rfx
etmek; birletirmek; (kuf, hay- -ricis d. yorumcu, bilici,kâ-
vanlar) sürü halinde topla- hin.
mak; küme yapmak. coniectür/a -ae d. tahmin, ç-
congressi/9 -Önis d. birleme, karsama; kehanet vs. yoluyla
toplanma; görüme, müla- kefetme; rüya ve alâmetleri
kat. yorma, tabir etme,
congressus geo. cotgredlor conlectürölis s. (ret.) san ve
congru/ens -entls s. uyan, tahmine dayanan, tahmini,
muvafk, uygun; uyumlu, coniectts gedo. coniciö
düzgün, muntazam, -enter coniect/us, -üs er. bir yere
)

c on 118 con
atma, yma, toplama; top- hit, müttefik; (kan, evlilik) h-
lanma, birleme; atma, frlat- sm, evli, -ura -I cns. (ret.)

ma; ( gözler zihin) döndürme,


,
balant, irtibat, ilgi; (fel.)

yöneltme. (bedenin) içsel, doasnda var


cönifer, cöniger -4 s. koni bi- olan özellii, töz; -e z. birlik-
çiminde meyva veren. te, mütereken, ayn zaman-
cdnT/tor -tl -sus & xus gf. da; dostluk ve samimiyet
üzerinedayanmak, yaslan- içinde; ( mantk vanaym ola-
mak; büyük gayret harca- rak.
mak, uramak; sknt çek- coni/ungö -Sngere -ünxl
mek. -ünctum gçf. birletirmek,
conlugâlis 5. evlenmeye ait. rpptetmek, bir araya getir-
conugâti/ö -önis d. birle- mek, balamak, yanatr-
me, raptetme; (ret.) etimolo- mak; (mec.) birletirmek, ba-
jikbalant. lamak, katmak, birlikte yap-
coniugat/or -ör Is er. birleti- mak; (sava) güçleri birletir-
ren, balayan kimse. mek; (evlilik, dostluk ya da
coniugiölis 5. evlenmeye ait. siyaset botyla balamak); ara-
coniug/um -4 & iî cns. birle- lksz sürdürmek .

me; (mec.) evlenme, izdivaç, con/ünx -ugis er., d. e, zev-


koca, kan. ce, kan, koca, zevç; ç. evli bir
coniug/5 -fire gçf. (dostluk) çift, kan-koca; nianl,
oluturmak; -âta verba eti- conifiröti/ö -önis d. yeminle

molojik olarak ilikileri olan oluturulan ittifak; (ayaklan-


sözcükler. ma vs. amacyla) ittifak, sui-
conGnctim z. birlikte, bera- kast, fesat.
ber,müterek. conifiröt/T -ör ura er. ç. sui-
conGnctft/ö -önis d. birletir- kastçlar, fesatçlar.
me, raptetme; (mec.) birlik, coniGr/ö -öre -âvî -ütüm gf.
rabta; anlama, cemiyet; (si- birlikte yemin etmek, yemin
yasette ve özel olarak) dostluk, ederek birlemek, ittifak et-

içtenlik; (fel. ve hitabet) dü- mek; birlemek; yeminle gö-


ünceler, ya da önermeler rübirtiine varmak; (mec.)
arasndaki ba; (gram.) ba- birlemek, badamak; sui-
laç. kast düzenlemek; -ötus ye-
coniünct/us gedo. coniungö min etmi, yeminle birlemi,
s. (yer) bitiik, komu, yakn, ttifak etmi.
yannda; (mec.) ilgili, uygun, coniux bak. coni3tx
benzer; dost, samimi, mütte- cönl/veö -vîre -vf & xl gf
c on 119 c on

gözünü kapamak, krpmak; olmak.


(mec.) (zihin) uyank olma- conquinisc/5 -«re gf. çömel-
mak, uyumak; göz yum- mek, eilmek.
mak, görmezlikten gelmek, conquî/r5 -«ere -sîvî
müsamaha etmek, -sit um
aramak, aratr-
gçf.

conj- bak. conl mak, toplamak.


conl- bok. coll conqu!sItI/5 -onis d. arama,
conm- bak. comm aratrma, toplama, elde
conn- bak. cön etme; (ask.) asker yazma, top-
Conön -Is er. Atina'l komu- lama.
tan; Yunanl gökbilimci. conqulsît/or -öris er. asker
conop/eam (-sum) -el cns. yazma ya da toplama memu-
cibinlik. ru; ücretle tutulmu alkç.
cön/or -Srf -âtus gçf. teeb- conquîsIt/us gedo. conquîrö
büs etmek, denemek, çal- s. dikkatle seçilmi, seçkin,
mak, gayret etmek, güzide, nadir; -€ z. dikkatli
conp- bak comp- . olarak.
conquassât/5 -onis d. id- cont- bok. corr-
detle sarslma. cönsocp/iö -re -s -t um gçf.
conquass/5 -fire -fitvm gçf. çitle çevirmek, çit çekmek, et-
iddetle sarsmak, sallamak; rafn kapatmak; -tum -ti
(mec.) parçalamak, krmak. cns. etraf kapal yer.
conque/ror -rY -stus gçf. &gf. cönsal BtStft/5 -fini d. selam-
çok yaknmak, aa ac yakn- lama, selamlama.
mak. c5nsalfit/5 -Sre -övf -fitum
conqaesti/ö -önis d. yalan- gf. selamlamak, selamla-
ma, ikayet; (ref.) dinleyicile- mak.
rin merhametine seslenme. cfinsfin/K -esc ere, -ul gf.
conquestus geo. conqueror tümüyle yilemek, iyi olmak,
conqaest/ns -üs er. iddetli ifa bulmak.
yaknma, feryat. cönsangulneus s. ayn kan-
conquf£/scö -scere -rî -tam dan, kanda, hsm, akraba;
gf dinlenme durumunda bu- er. ç. hsmlar, akrabalar.

lunmak, stirahat etmek, dur- c8nsanguinit/as -fitli d.


mak; (mec.) huzur bulmak; kandalk, ayn soydan olma,
(amaç, niyet vs.) durmak, ha- akrabalk.
reketsiz kalmak, gevemek; c5nsceler/5 -3re -fivf
(eyler) durmak, dinmek, b- -âtum gçf. bir dnayetle ar
raklm olmak, kullanlmaz leke sürmek, kirletmek; -fitus
c on 120 c on

s. çok fena, bozuk, fasit, mak, kaleme almak, telif et-


cönsc/endö -endere -endi mek; (mec.) üzerine yaz yaz-
-ensum gçf. & gf. trman- mak; (gözya vs.) slatmak.
mak, çkmak, binmek. çönscrlpt/ö -ön is d. kayt,
cönscöns/ö -ön is d. gemiye £abt.
binme. cönscrîpt/us gedo. conscrf-
cönscönsus gedo. cönscendö. bo. patrös cönscrlptl er. ç.
cönscienti/a -ae ortak bilgi, aile reisleri ve yeni seçilenler
mahrem mahremiyet;
bilgi, (senatörler).
bilinç, idrak, bilgi, duygu; iyi- cönsec/ö -öre -uf -t m gçf
lik ya da kötülük duygusu, kesip küçük parçalara ayr-
ahlâk duygusu, vicdan; vic- mak.
dan azab. cönsecrâti/ö -önis d. tanrla-
cönsci/ndö -ndere -d ra ithaf; tanrla dönütür-
-*sum gçf. yrtmak, parçala- me.
mak. cönsecr/ö -öre -SvV -öt um
cönsc/lö -Ir« gçf. bir suçun bi- gçf. kutsal hale getirmek, kut-
lincinde olmak, kendisini sal klmak, dinsel törenle bir
suçlu hissetmek, tannya tahsis ve ithaf etmek;
cönscî/scö -«çere -vl & il (kiiler vs.) tanr saymak;
-Itm gçf ortak olarak karar ölümsüzletirmek, kutsamak,
vermek, ortaklaa onayla- ebediletirmek, caput- ölü-
mak, rade etmek; -e karar me mahkum etmek.
vermek; morfem (sibi) - in- cönsectörfus s. mantksal so-
tihar etmek. nuç; cns. ç. sonuçlar, çkarm-
cönscssus gedo. cönscfndö. lar.

c önsel ts gedo. cönsclscö. cönsectöti/ö -önis d. srarla,


cönscius s. bilgiyi paylama; merakla elde etmeye çal-
mahrem tank; bilen,
olan, ma, peinde olma.
müdrik, vakf, haberdar olan, cönsectötr/Ix -îcis d. (mec.)
bilincinde; kendini suçlu his- srarla elde etmeye çalan,
setme; er. d. ortak, erik, ta- peinde olan.
nk. cönsccti/ö -önis d. kesip par-
cönscre/5r -Sri gf yüksek ayrma, kesme.
çalara
sesle boazn temizlemek, consect/or -örf -ötus gçf s-
cönscri/bö -bere -psl rarla izlemek; eldeetmeye ça-
-ptum gçf. (asker vs.) listeye lmak, peinde olmak, reka-
kaydetmek, ( askere ya da hiz- bet etmek, taklit etmek; (dü-
mete almak, toplamak; yaz-
}
man olarak) yakndan zle-
c on 121 con
mek, kovalamak, peini b- cönse/quor -quî -cfltus gçf.

rakmamak. yakndan izlemek, takip et-

cönsecflti/ö -ön is d. (fei) so- mek; (mec.) (zaman) izlemek,


nuç, netice; (ret.) sra, düzen. -den sonra gelmek; (olay) iz-
cönsSdl gç. cönsldö lemek, domak, hasl olmak;
cönsen/iscö 4scere -s*I .gf. (düünce, hareket) izlemek, ka-
birarada ihtiyarlamak, koca- bul etmek, taklit etmek, uy-
mak; güçten dümek, çök- mak, örnek almak; yetimek,
mek, bozulmak, zayflamak, kavumak, varmak; (amaç)
harap olmak; (mec.) yürür- erimek, elde etmek, kazan-
lükten kalkmak, mak; (birinin) düzeyine eri-

cönsensi/d -ön is d. duygu ve mek, - gibi olmak, eit ol-


düünce birlii, mutabakat, mak; (söz) hakkyla ifade et-
uygunluk, ittifak; suikast, fe- mek; (zihin) anlamak, tah-
sat. min etmek, kefetmek,
cönsSnsus gedo. cönsentiö cöns/erö -erere -ivf -tlim
cönsens/us -üs er. ortak duy- gçf. birbirine yakn ya da bir

gu; ittifak, görü birlii, mu- araya ekmek, dikmek.


tabakat; (fei) ortak duygula- cönser/5 -ere -ui -t um gçf
nm. (mec.) (eyler arasnda) birletirmek, balamak, rap-
uyum; -ü z. tam ittifakla. tetmek; (ask.) savaa katl-

cönsent3ne/us s. ayn görüte mak; manam, man üs- gö-


olan, mutabk, uygun; -um üs göüse çarpmak; ex
«t t makuldür, uygundur. iGre manam- ayn anda do-
c$iu/ent5 -en tire -ensî kunmak; bir davada tart-
-inam gf. ayn düüncede mal konu üzerine her ki
bir
olmak, görü birliiyle karar tarafn praltor'un önünde el-
vermek; (kötü bir amaç için) it- lerini koymas durumunda,
tifak etmek, suikast ya da fe- sernonem- konumak,
sat hazrlamak; (fei) ortak cönsert/us gedo. cönserö -e
duygulanmlara sahip ol- z. birbiriyle likili olarak,
mak; (eyler arasnda) uygun cönserv/a -ae d. kölenin ka-
dümek, uymak, mutabk ol- dn köle arkada,
mak; bellum- sava karan conservöti/ö -önis d. sakla-
vermek. ma, muhafaza.
cönsequ/£ns -entis .zam.or. cönservöt/or -oris er. muha-
cönsequor s. akla yatkn, fz, koruyucu.
makul; mantksal bir sonuç cönservît/ium -I & il cns. or-

olan; cns. sonuç. tak kölelik.


)

con 122 con


cönserv/ö -öre -övî -ât um mak, batmak; (söz) sona er-
gçf dikkatle korumak; yaa- mek; iitilmemek, unutul-
mn balamak; (mec.) ria- mak.
yet etmek, saymak, tümüyle cönsgn/3 -öre -övf -ât um
korumak; (yemin ) tutmak, gçf. mühürlemek, mühür bas-

conserv/us -I er. bir kölenin mak, imzalamak; (mec.)


köle arkada. onaylamak, tasdik etmek,
cönsess/or -oris er. yonma dorulamak, belgelemek, e-
ya da yaknma oturan kimse, hadet etmek; kaydetmek.
masada elik eden; (mahke- consilSsc/o -ere gf hiç ses ç-
mede) yardma üye. karmamak, susmak.
c5fsess/us -üs er. bir arada cönsilör/ius -4 & il er. öüt
oturma; (yasa mahkeme. veren, nasihat eden; dan-
cSnsevf gç. cönserö man. müavir; mahkemede
cönsîderati/5 -önis d. ncele- yargç yardmcs.
me, tetkik, müahade, göz- cönsiliât/or -oris er. dan-
lem. man, müavir.
consîder/ö -üre -SvT -ât um cânsill/or -örI -otus gf da-
gçf. dikkatle bakmak, ncele- nmak, istiare etmek; tavsi-
mek, tetkik etmek, muayene yede bulunmak, öüt ver-
etmek, tefti etmek; (mec.) (zi- mek.
hin) üzerinde yice, etraflca cdnsil/ium -I & II cm. dan-
düünmek, mülahaza etmek; ma, istiare, müzakere; (mec.)
-otus s. (k^) düünceli, ted- birbiriyle görü alveriinde
birli, ihtiyatl; (eyler) etrafl- bulunan kurul, meclis, sava
ca düünülmü, mülahaza kurulu; (zihin) düünce, akl
edilmi; -Ütâ z. düünceyle, yürütme, muhakeme, niyet,
iyice düünerek, tedbirli ve karar,amaç; öüt, tavsiye,
ihtiyatl olarak. hüküm, yarg; siyaset; -um
cöns/îdâ -fdere -âdi -essum capere, infre karara var-
gf.oturmak, yere oturmak, mak; 15 kasten, mahsus; e5 -
yerlemek; (mahkeme, meclis) iü ut maksadyla; prîvâto -
oturum yapmak; (ask.) yerle- iö özel, ahsi amaç için.
mek, mevzi almak; yerle- cönsimiiis s. her bakmdan
mek, yurt tutmak; (mec.) (ey- benzer, gibi.
ler)çökmek, dibe çökmek, c3nslp/5 -ere gf akl yerinde
batmak, sönmek; ( heyecan ) olmak.
yatmak, hafiflemek; sürekli câns/istâ -stere -titf gf bir
olarak yerlemek, -e gark ol- yere yerlemek, durmak,
c on 123 con
mevzilenmek; (mec.) -den cfinsomni/5 -fire gçf. rüya-
ibaret olmak, -e bal olmak; snda görmek.
( metanet ,
devam, srar) dur- cfinson/5 -fire -uî gf. birlikte

mak, sebat etmek, kalmak; ses vermek, ada vermek;


demir atmak, kara-
(gemicilik ) (mec.) uymak, mütenasip ol-
ya oturmak; (yolculuk) dur- mak; çnlamak, uuldamak,
mak; ( iadamlar ) yerlemek, sesi yanstmak.

yurt edinmek; ( mec.) (eyler) consonus s. birlikte ses veren;


durmak, kesilmek; (soyut) (mec.) uygun, muvafk.
durmak, sükunet bulmak, ke- cfinsöp/ö -ire -Itm gçf. de-
silmek; bulunmak, mevcut lin uyku vermek, uyutmak.
olmak, vaki olmak, cönsor/s -tis s. ortakl olan,
cfinsiti/fi -onis d. ekme, dik- ortaklaa bir eye sahip olan;
me. ortaklaa sahip olunan, er.,
cönsit/or -oris er. eken, diken d. ortak.
kimse. consorti/fi -onis d. ortaklk,
cfinsitus gedo. cfinserfi itirak.
consöbrin/us -I er., -a -a e d. cfinsort/ium -I Er l cns. or-
amca, hala, teyze ya da day taklk, itirak.
çocuu. cfinspectus gedo. conspico s.
cönsociöti/ö -onis d. toplu- görünür.
luk, birlik. conspect/us -üs er. bakma,
cfinsoci/5 -Üre -Jvf -otum bak; görme, görü, gözlem,
gçf. ortak olmak, paylamak, göz, görü alan, görü gücü;
birletirmek, birlikte yapmak. (mec.) (zihin) görü, gözlem,
cfinsolâbls s. avutulabilir, inceleme, tetkik; in -um ve-
teselli edilebilir. nirc gprü sahasna çkmak,
cfinsolfiti/fi -onis d. avutma, yakna gelmek.
teselli verme, metanet ya da cdnsper/gö -gere -sî -sum
güven verme; avutmak üzere gçf. üzerine dökmek, slat-
yazlan yaz, yapt, mak; serpmek.
cfinsölât/or -oris er. avutan, cfinsp/icifi -içere ~exî
teselli eden kimse, -eetum gçf açkça görmek,
cfinsölfitfirius s. avuntu ve- gözlemlemek, müahade et-
ren, teselli veren, mek; ( istekle hayranlkla) bak-
,

cönsol/or -Sri -fitus gçf. nee mak, temaa etmek; (edi) gö-
vermek, cesaret vermek, tesel- rünmek, göze çarpmak, mey-
li etmek, yattrmak; (eyler) dana çkmak; dikkati çek-
yattrmak, telafi etmek. mek; (akl) alglamak;
con 124 con
çlendin s. görmeye, bakma- da, ayn biçimde; vekarla,
ya deer, dikkate layk, metanetle; uyumlu, düzgün
cönspic/or -5rl -ât us gçf. bir biçimde.
açkça görmek, fark etmek, cönstanti/a -ae d. metanet,

cönspicnus s. görülebilir; açk- sebat, srar; bir kararda de-


ta, aikar; bariz, güzide. vam, istikrar; ahlaksal meta-
c5nspfrötl/ö -önis d. birlikte net, temkin, sessizlik ve ve-
soluk alma, üfleme; (mec.) kar, uyum, tevafuk, tutarllk,
birlik, beraberlik, uyum, itti- cönsternöti/ö -Önis d. ürk-
fak; suikast, fesat, me, panik; panik, dehet, kor-
cönspfr/ö -öre -övT —Öt um ku, tela; kargaalk, isyan,
gf.birlikte üflemek, çalmak; kyam.
(mec) birlikte hareket etmek, cönst/ernö -emere -rövî
birlemek, ittifak etmek; ( kötü -rotum gçf. her tarafna yay-
anlamda) plan tertip etmek, mak, semlek, döemek, üzeri-
suikast tertip etmek; (müzik) ni örtmek; -röta növis gü-
birlikte ses vermek, verteli gemi.
cönspons/or -öris er. ortak cönstern/Ö -öre -övî -öt ura
ketli. gçf.ürkütmek, ürkütüp dat-
cönspu/ö -ere gçf. üzerine tü- mak ve kaçrmak; (mec.) faz-
kürmek. la korkutmak, tela ve heye-
c5nspurc/ö -öre gçf. kirlet- can vermek, dehet vermek,
mek, pisletmek. artmak.
cönspGt/ö -öre gçf. (küçük gö- cönstfp/ö -öre gçf. bir araya
rerek) üzerine tükürmek. sktrmak, toplamak,
c5nstobil/iö -re -Tvf -ftum cönstit! gç. cönsstö
gçf. düzenlemek, kurmak, cönstit/uö -uere -uf -Otum
salam bir biçime sokmak, gçf. koymak, yerletirmek;
cönst/öns -antis .zam.or. vaz etmek; (ask.) yerletir-
consto s. salam, metin, sa- mek, tertiplemek; yerletir-
bit; (mec.) kararl, salam, sa- mek, iskân etmek; (mec.) (kii-
bit, olgun, kemale gelmi; de- leri bir makama) tayin etmek,

imez, düzgün (eyler için); atamak, seçmek; (fiyat, ceza


metin, azimli, emin, sadk, vs.) kararlatrmak, sapta-
bal (kiiler için); birbirine mak; ( bir hareket tarzn) ka-
uyan, tutarl, ayn kararda; rarlatrmak, karar vermek;
-onter z. salam bir biçim- düzenlemek, tanzim etmek,
de, skca; metanetle, azimle, oluturmak, örgütlendirmek;
srarla, sebatla; hep bir karar- tesis etmek, kurmak, ina et-
con 125 con
mek, yapmak; -Otum cor- zan, fsat eden kimse.
pas iyi bir kurum; -Otum cönstupr/Ö -öre gçf. kandr-
-ütl cns. anlama. mak, ayartmak, ifal etmek,
cöns titüti/ö ^nis d durum, lekelemek.
hal, vaziyet, bünye, düzenle- cönsuöd/eö -ere gf srarla
me, tesis; irade, yasa; (b/r tar- tavsiye etmek.
tmada) asl sorun, sorunun Cönsuöl/ia -ium cns. ç. Con-
özü. sus bayram.
cönst/ö -öre -iti -öt um gf. cönsuos/or -öris er. srarla
bir arada durmak; -e karlk tavsiye eden kimse,
gelmek, tekabül etmek, uy- cönsüd/o -öre gf çok terle-

mak, tutmak; sabit kalmak, mek.


sabit ve kararl durmak, se- '-önsue/fucö -focere -ficî -
bat etmek, dayanmak; ol- .actum gçf. altrmak.
mak, var olmak; -den ibaret cönsue/scö -scere -vT -tum
olmak; (olgular) aikâr ol- gçf. altrmak; gf almak,
mak; (tfc.) mal olmak; sib- âdet edinmek; ( gç zamanla-

uygun olmak; inter omnes rnda) adetinde olmak,


-at herkes biliyor; mihi -at cönsuötüd/ö -ni d. âdet, iti-

karann daym; dorudur. yat; toplumsal iliki, samimi-


cönstaröt/us gedo. cön- yet, özellik; ak ilikisi; ( dil)

stertö deyim, tabir; -ne, ex -ine


conströt/um -I cns. döeme, her zaman olduu gibi; âdet
döeme tahtas. olduu üzre; epistulörum -
cönstr/inçö -ingcre -inxl mektuplama.
-ictum gçf. birbirine bala- cönsuöfus gedo. cönsuescö $.
mak, raptetmek; (mec.) birbi- allm, mutad.
rine balamak, skca bala- cönsuövf gç. cönsuöscö
mak, bal tutmak; ( hitabet ve cönsul -s er. konsül, Roma
mantk) birkaç sözcüe sk- Cumhuriyeti 'n de devletin en
trmak; younlatrmak. yüksek makam; -designa-
cönstructi/ö -on is d. ina tus seçilmi ama göreve ba-
etme, ina; (ret.) düzen, dü- lamam konsül; -ordina-
zenleme, sralama, dizme, rius tam dönemlik konsül;
tanzim, tertip. -sutffectus yl içinde bir die-
cönstru/ö -«re -xl -ctum rinin yerine seçilen konsül;
gçf. ymak, biriktirmek; yap- -terum, fert i um ikinci,
mak, ina etmek. üçüncü kere konsül; -em
cönstupröt/or -öris er. bo- creöre, dlcere, facere kon-
)

c on 126 con
sül seçmek; yln tarihini be- bulunan kimse, danman,
lirtmek için L. DomitiÖ müavir; (edl.) danman.
App. Claudiö -ibus; yani cönsultr/îx -îcis d. salayan,
I.Ö. 54 ylnda. temin eden, tedarik eden,
consulâr/is s. konsüle ait; edindiren ey.
konsül rütbesine ait; er. eski cönsult/um -I cns. karar, ira-
konsül; -iterz. konsüle layk de. plan, buyruk, (öz. Sena-
bipmde. to'nu); (biliciye) bavuru, da-
cönsulât/us -üs er. konsüllük nma.
mevkii ya da görevi, konsül- cönsult/us gedo. consulü s.

lük. deneyimli, bilgili; hünerli, be-


cönsul/Ö -ere -uî -tu gf. m cerikli, usta; er. avukat, dava
görümek, müzakere etmek; vekili: iüris -us avukat; -e z.

düünmek, incelemek, tetkik biterek, kasten,


etmek; (mec.) bir karara var- cönsuluf gç. consulö
mak; (da t. ile -ile megul ol- (con/sum) -futürum -fore
mak, ilgilenmek, temin et- gf ( sadece gelecek zaman için)
mek, (de ya da in ile) hak- olmak, vaki olmak,
knda hüküm vermek, ceza consumt/o -Öre gçf. topla-
uygulamak; gçf. danmak, mak, cem etmek; tamamla-
fikrini sormak; (bir eyi) tavsi- mak, sona erdirmek; -ötus s.
ye etmek; bonl, optimî- iyi yetkin, mükemmel, tam, ku-
bulmak, onaylamak, been- sursuz.
mek, holanmak. consüm/ö -ere -psî -pturn
cönsultöti/ö -önis d. etrafl gçf kullanp bitirmek, bitir-

görüme, danma, müzake- mek; yiyip bitirmek, yutmak;


re, inceleme, tetkik; önerisini para
(
vs.) harcayp bitirmek,
sorma; tartma konusu, israf etmek; (mec.) (kiiler için)

dava. mahvetmek, yok etmek, öl-


cönsult/ö z. bilerek, bile bile, dürmek: (eyler için) yok et-
kasten, mahsus. mek; kullanmak, harcamak,
cönsult/ö -öre -övî -otum sarfetmek; (bir eye) hasret-
gçf. & gf etraflca düünmek, mek; (zaman) geçirmek.
incelemek, tetkik etmek; da- cönsumpt/ö -önis d. ykm,
nmak, müzakere etmek; nahv, tahrip.
(dat. ile) -ile ilgilenmek; çka- cönsûmpt/or -öris er. tahrip
nn gözetmek; düüncesini, eden, yok eden, mahveden
önerisini sormak. ey.
cönsult/or -ör is er. öneride cönsûmptus gedo. cönsumo
)

con 127 con


cons/uö ~uere -ul -ütüm gçf ma; (huy) bulama; kötü ör-
birbirine dikmek, dikmek; nek, kötü bir eye ortak ol-

( mec. kapatmak, raptetmek, mak.


cönsur/gö -gere -rexî -rec- con tâ mi n/ö -üre -üv
tum gf kalkmak, ayaa -ütüm gçf temasa getirmek;
kalkmak, yükselmek; bir ey kantrmak, birletirmek;
için harekete geçmek; ko- (mec.) kirletmek, lekelemek;
mak; ( çkmak, zuhur
eyler) -ütus s. kirli, lekeli.

etmek, balamak, contechn/or -örl -ütus gf


cönsurrecti/ö -önis d. hep fesatlar kurmak, tertip et-

birden ayaa kalkma, kalk- mek.


ma. cont/egü -eere -exl
Cöns/us -I er. Roma'da hasat -ectum üstünü ya da her ya-
tanns; gizli planlar tanns. nn örtmek; (mec.) korumak,
cönsusurr/ö -üre gf. birbirine himaye etmek; gizlemek, sak-
fsldamak. lamak.
consütus gedo cönsuö . contemer/ö -üre gçf. kirlet-

contâbefoc/id -ere gçf zayf- mek, pisletmek, bulatrmak.


latmak ypratmak, eriyip bi-
,
contem/nö -nere -psi
tirmek. -ptum gçf deer vermemek,
contüb/escö -escere -uî gf saymamak, küçümsemek,
tümüyle erimek, eriyip bit- hakir görmek.
mek, zayflamak, contemploti/ö -önis d. dik-
contabuloti/ö -önis d tahta . katle bakma, gözlemleme,
döeme, katlar arasndaki müahade etme; inceleme,
bölme. tetkik, düünme, teemül; ni-

contabul/ö -öre -ovî -otum an alma.


gçf üzerine tahta döemek, contemplöt/or -öris er. göz-
tahta bölme yapmak; kat kat lemleyen ve inceleyen, üze-
ina etmek. rinde etraflca düünen kim-
contüctus gedo. contingö se.

contüct/us -üs er. dokunma, contemplüt/us -üs er. üzerin-


temas; bulama, de ince ve ayrntl düünme,
contög/es -is d. dokunma, te- tetkik, müahade, gözlemle-
mas. me.
contügl/ö -önis d.contâg/ contempl/ö -üre -Övî
ium -I & il cns. dokunma, te- -otum, -or -orî -ütus gçf.
mas; temas etme; (mec) te- bakmak, gözlemlemek; ince-
mas, iliki; ( hastalk) bula- lemek; (mec.) üzerinde düün-
) . m

c on 128 c on

mek, teemiil etmek; ( kehânet mek için urama, çok gayret


için) alâmet alann, yani etme; (ret.) anlamca birbirine
templum’u saptamak, belirle- çeliik ve kart sözcükleri bir
mek. arada, ayn ibarede toplama
contempsf gç. contemnö sanat, tezâd.
contemptim z. önem verme- content/us gedo contendö . s.

yerek, küçük görerek, hor gö- gerilmi, gergin, sk, kat;


rerek. ( mec.) gayretli, azimli; -i z.

contempti/5 -ön is d hor gör- iddetli ya da ciddi bir tarzda.


me, önemsememe, saygsz- content/u gedo continÖ s. .

lk. honut, memnun, tatmin ol-


contempt/or -örts er., -rîx mu.
-rcis d. küçümseyen, hakir conterminus s. bitiik, snr-

gören. da, yakn komu,


contemptus gedo. c on- cont/erö -erere -rîvf -rltum
temnö- s. hor görülen, ha- gçf. toz edercesine ezmek,
kir, deersiz, baya. dövmek, sürterek andr-
contempt/us -ös er. küçümse- mak, mahvetmek; (mec.) hep-
me, istihfaf, hakir görme, sini bitirmek, tüketmek;
önem vermeyip hor bakma; usandrmak, bo yere yor-
(ed/.) küçümsenme; -ul esse mak; çürütmek; (zaman) ge-
küçümsenme konusu olma. çirmek, bo yere geçirmek,
conten/dö -dere -dî -tu heba etmek.
iddetle germek, çekmek; conterr/eö -Öre -uf -tam
(alet) akort etmek; (çaba) sar- gçf. korkutmak, dehete dü-
fetmek; (sav) ileri sürmek, id- ürmek.
dia etmek; ( kyas kyasla- contest/or -örf -ötus gçf ta-
mak, karlatrmak; gf. u- nk tutmak; yalvarmak, ni-
ramak, çabalamak; süratle yaz etmek; Iftem- tank gös-
ilerlemek; seyahat etmek; yü- tererek dava açmak; -ötus s.
rüyü yapmak; uramak, kantlanm.
mücadele etmek, çarpmak, contex/ö -ere -ui -tum gçf
çekimek; rica etmek, yakar- birbirini örmek, örmek, rap-
mak. tatmek, birletirmek; (mec.)
contenti/Ö -on is d. savam, (tahta, aaç) birbirine tuttura-
mücadele; sava, muhalefet, rak ina etmek, yapmak;
rekabet; karlatma, muka- yaz s.) tertip etmek, yazmak;
(

yese; fazla kuvvet verme; u- (iir okuma) devam etmek;


rama, gayret; bir eyi elde et- -tus s. birbirine bal, yap-
con 129 con

k, aralksz, sürekli, rabtal; mamak, zaptetmek, men et-

-te z. birbirine bal olarak. mek, denetlemek,


context/us -üs er. birbirine s- cont/ingö -ingere -igl
kca örme, tutturma, yaptr- -5 c t um gçf. temas etmek,
ma; balant, irtibat, zincirle- dokunmak; bitiik olmak, s-
me, teselsül. nrda olmak; akrabal ve
contic/esco (-isco) -escere ilikisi olmak; yakn olmak;

-uî gf. sessizlemek, susmak, yetimek, vasl olmak, var-


sesini kesmek; (mec.) susmak, mak, vurmak; (zihin) etki et-,
durmak. mek; gf. olmak, vaki olmak;
contigîgç. contngö -den domak.
contignöti/ö -önis d. kat, conting/5 -«re gçf. slatmak,
bina kat. nemlendirmek.
contign/5 -«re gçf. tahta dö- continuöti/ö -önis d. kesinti-
emek, aaç döemek, siz, arasz bir dizi, devam;
contiguus s. bitiik, komu, (ret.) çeitli yardma dimleie-
yakn; aralksz; yetiilebilir. ri içeren tam bir cimle, perio-
contin/ens -entis .zam.or. dos.
contineö s. bitiik, snrda; contnuî gç. contineö
aralksz, aras kesilmeyen; continuö z. derhal, durma-
(zaman) kesintisiz; (kii) lm- dan, hemen, gecikmeden;
l, kanaatkar, mutedil; cns. (tartma) zorunlu olarak,
kara, kta; (bir tartmada) en continu/ö -öre -övî -otum
önemli nokta; -enter (za- gçf.birletirmek, aralksz s-
man) arasz, faslasz, devam- ralamak, aralksz sürdür-
l olarak; (kii) lml olarak, mek; (mec.) kesintisiz, aralk-
kanaatkar olarak, sz sürmek, icra etmek;
continenti/a -o e d. denetle- verba- bir cümle olutur-
me, kontrol etme, tutma, mak.
men etme; nefsine hakimiyet, continu/us s. bitiik, arasz,
cont/ineö -inere -inuî kesintisiz, devaml birbirini
-entum arada ya da
gçf. bir izleyen; (olaylar) aralksz,
toplu bir halde tutmak; bir s- mütemadi; (kiiler) bkmaz,
nr içinde tutmak, çevirmek, srarl, ara vermeyen; -S
kapatmak; kendi içinde tut- noete ertesi gece; triduum -
mak, içermek, ihtiva etmek, um üç gün ard ardna,
kapsamak, amil olmak; conti/ö -önis d. resmi bir kii,
(edl.) -den olumu, müteek- rahip ya da komutanca dü-
kil olmak; sk tutmak, brak- zenlenen toplant; (mec.)
con 130 con
halk toplants, toplant mak.
önünde söylenen nutuk, hita- contort/us gedo. contorqueö
be; hatibin söz söyledii yer, s. iddetli, güçlü; kank,
hitabet kürsüsü; -önem mulak; -« z. kank biçimde.
habere halk toplants yap- contrö z. (yer) karda, kar
mak; prö -öne halk toplant- karya; (konuma) karlk
snda. olarak, cevaben; (hareket)
cöntiönöbundus s. halk top- karlk, muhalefet için: (so-

lantsnda söyleyen, nutuk nuç, e*se le) kar olarak,


veren. muhalefet ederek; (kartlk)
cöntiönölis s. halk toplants- tam tersine, bilakis; (sav) di-

na ait, onalayik. er yandan, buna karlk;


cöntiönörius s. halk toplant- -atque, quom -den baka
larna ait, layik. türlü, -e ters olarak; edt. (h.
cöntiönöt/or -öris er. halka -e kar, kar karya; -e
ile)

nutuk söyleyen, hatip; (kötü hücum için, -e kart, aksine,


anlamda) demagog, tahrikçi. zt olarak.
cöntiön/or -ör i -öt us gf. top- controcti/ö -Önis d. çekilip
lanmak, toplant yapmak, iç- toplanma, büzülme; ksal-
tima etmek: toplant önünde ma; strap.
söz söylemek, nutuk vermek; contractiuncul/a -a e d. ha-
toplantda beyan etmek. fif hüzün.
keder,
cöntiuncul/a -ne d. ksa contractus gedo. contrahö s.

önemsiz konuma. toplanm, büzülmü,


çekilip
contor/queö -quere -s burumu, daralm; dar, s-
-tum gçf. iddetle döndür- nrl; inzivada.
mek. çevirmek; (silahlan) id- contrö/dfcö -dfcere -dfxî
detle atmak, frlatmak; (keli- -dictum (çnl. iki sözcük)
meler) güçlii ve iddetli sözler gçf. h gf. tersini söylemek,

kullanmak. redde! m ek, kar çkmak;


contorti/ö -ön» d. hzla dön- (yasa) kar tarafa öüt ver-
dürme, savurma; (mec.) ifa- mek.
dede karklk. contrödicti/ö -Ön» d. kar
contort/or -ör» er. yanl yo- çk, muhalefet, itiraz, ret.
rumlayan kimse, tahrif eden contro/hö -here -x -ctum
kimse. gçf bir yere, bir araya topla-
contortulus s. biraz kark, mak; sebep olmak, hasl et-
mulak, anlalmaz. mek; (i) anlama yapmak,
contortuplicötus s. çok kar- icra etin ek. akdetmek; daha
)

con 131 con


yakna çekmek, toplamak; k- ma, münakaa; anlamazlk,
saltmak, azaltmak, daralt- kuku,
ihtilaf, itiraz,

mak; ( ayplama ) manz kal- conttöversiosus s. çok tart-


mak, uramak, hedef olmak; mal ya da ihtilafl.,
(a//n) buruturmak; (gökyüzü contröversus s. tartma ko-
karartmak; (mec.) daraltmak, nusu olan, tartmal, ihtilaf-
menetmek, zaptetmek; sk- l.
mak, kederlendirmek, contrucîd/ö -fire -ovî
con tr Sr/us s. karda, kar- -otum gçf. kesip parçala-
snda,kar yanda, karki; -e mak; klçtan geçirmek,
kar gelen, muhalif; (hareket) contrü/do -dere -si -sum
tersi; cns. -in zdd, tersi olan gçf. araya toplamak, tk-
bir
ey; ex -fi bilakis, tersine; -e mak, doldurmak.
ya da baka bir tarzda,
2. ters contrunc/Ö -fire gçf. ban
contrectâbiliter z. hissedile- kesmek, parçalamak,
bilecek bir biçimde, contrüsus gedo. contrudö
contrectöti/ö -ön is d. do- contubernöl/is -Is er., d. ça-
kunma, el sürme, kullanma, dr arkada; generale hizmet
contrect/ö -öre -ovî -öt um eden kurmay subay; (mec.)
gçf. dokunmak, yakndan te- arkada, refik; (bir kölenin) ka-
masa gelmek, muamele et- ns ya da kocas,
mek; (mec.) (zihin) üzerinde contubern/ium -I fr il cns.
dikkatle durmak, düünmek, çadr arkadal; küçük rüt-
contrem/lscfi -iscere -ul gf. bede kurmay subay olarak
iddetle titremeye, sarslma- hizmet etme; (mec.) arkada-
ya balamak; (mec.) titremek; lk, yakn iliki; köleler ara-
gçf. -den fazlaca korkmak. snda evlenme; erkek kadn
contrem/5 -ere gf. bütün var- birlikte yaama; ortak askeri
l titremek, sarslmak, çadr; kölelerin erkek-kadm
contrib/uö -nere -ul -utum ortak meskeni.
gçf. birletirmek, ilhak etmek, contu/eor -eri -itus gçf. -e
ayn zümreye katmak; ortak- dikkatle bakmak, incelemek,
laa vermek, katmak, gözlemlemek, müahade et-
contrist/ö -öre -övi -otum mek; görmek, farketmek, seç-
gçf. hüzünlendirmek, yeis, ke- mek.
der vermek. contuit/us, contüt/us -üs er.
contrîtus gedo. conterö s. es- dikkatli bak, gözlem.
kimi, baya; deersiz, contull gç. conferö
contröversi/a -a e d. tart- contumücî/ö -ae d. inat, dik
c on 132 cot
kafallk; ( iyi anlamda) sebat, birbiriyle evlenme hakk.
metanet. cön/us -I er. koni, mahrut;
covttum/«Sx -5c Is s. natç, (mifer] tepe.
küstah, dik kafal, -öclter z. convad/or -örl -öt us gçf.
contum£Ii/a -ae d. ( sözel) ha- (yasa) kefalete balamak.
saldr; ( fiziksel)
karet, küfür, conval/escö -escere -uî gf.
kötü davran, tecavüz; (de- gücünü tekrar kazanmak, iyi-
nizde) sarsnt, iddet, lemek; (mec.) güçlenmek,
contumeliös/us s.hor gören, güç ve saln
kazanmak.
tahkir eden; -e z. hor görerek, convall/is -Is d. her yandan
hakaret ederek. dalar ve tepelerle çevrilmi
contumul/ö -öre gçf. üzerini vadi.
höyükle örtmek, gömmek, convös/ö -öre gçf. (tanacak
cont/undö -undere -udi biçimde) toplayp sarmak,
-usum gçf. dövmek, ezmek, toplamak.
öütmek; mec parçalamak,
( .) convect/ö -öre gçf. bir yere
ezmek; malup etmek, boz- tamak, ymak.
guna uratmak, convect/or -orls er. yolculuk
contuor bak. contueor arkada.
conturbâti/ö -ön is d. zihni conve/hö -here -xî -ctum
kanklk, aknlk, endie, gçf. bir araya tamak, topla-
dehet. mak, ymak.
conturb/ö -5re -övî -Öt um cotv/ellö -ellere -elli -ul-
gçf. tümüyle kantrmak, sum & olsum gçf. zorla çe-
bozmak, bozguna uratmak; kip koparmak, ayrmak, sök-
(ruh ve siyasal durum vs.) boz- mek, zorla almak; (mec.) par-
mak, kartrmak, aknlk çalamak, tahrip etmek, devir-
vermek, endie vermek; mek; ( sözleme hüküm) boz-
,

(para) borçlann ödeyeme- mak; yürürlükten kaldrmak;


mek, iflas etmek; -ötus s. ka- signa- ordu veya karargah
rk, dehet içinde; akn; kaldrmak, kamp bozup çe-
bozuk; bulank. kilmek.
cont/us -î er. uzun snk, karg. conven/a -ae s. birleen, ka-
contusus gedo. contu ndö vuan; -ae -ör um er., d. ya-
contüsus bak. contuitus banclardan, serserilerden,
cönûbialis s. evlenmeye ait, mültecilerden oluan kalaba-
nikaha ait. lk.
cönüb/iuvn -4 & iî cns. evlen- conveni/ens -entis .zam.or.
me, ius -I Roma hukukunda conveniö s. birbiriyle anla-
con 133 con
an, uyuan, mütecanis, samimi iliki, arkadalk,
uyumlu; uygun, elverili; dostluk.
-enter z. uygun olarak, mu- conversi/o -onis d. dönme,
tabk olarak, uygun biçimde. devretme, devir; (mec.) (ret.)

convenient/a -ae d uyu- cümlelerin tam biçimini ver-


ma, mutabakat, uyum, me; tam bir deime.
ahenk. convers/5 -öre gçf. tümüyle
conv/eniö enire -eni ~en- döndürmek, çevirmek,
tum gf bir araya gelmek, conversus gedo. converrö
toplanmak, içtima etmek; ( ki- gedo. converto
iler) uyumak, ayn düünce- conver/tö (convorto) -tere
de olmak; (eyler) uymak, uy- -ti -sum gçf. döndürmek,
gun gelmek, iyi gelmek; (z.) geri döndürmek, çevirmek;
uygundur, muvafktr, uygun (mec.) tümüyle çevirmek; tü-
düer, yarar, dorudur, gçf müyle deitirmek, tahvil et-

görümek, ziyaret etmek, bu- mek; tercüme etmek; biryöhe


lumak. çevirmek, bir hedefe yönelt-
conventîc/ius s. toplanmaya, mek; gf. dönmek, geri dön-
birlemeye -ium -I 8r il
ait; mek; bakalamak, dönü-
cns bir
. otunma katlona ve- mek.
rilen ücret. convest/o -îre -îvî -ît um
conventicu!/um küçük
-i cns. gçf giydirmek, örtmek, sar-
toplant, meclis; toplant yeri, mak.
conventi/ö -onis d uzlama, convexus s. yuvarlak, daire bi-
anlama. çiminde, kubbeli, kemerli,
convent/um -I cns. uzlama, dbükey; cns . ç. kubbe, ke-
anlama, mukavele, mer (;nec.) eilimli,
conventus gedo. conveniö convîciot/or -orls er. söven
convent/us -us er. toplanma, kimsp, tahkir eden kimse,
toplant; eyalette toplanma; convlci/or -ârî -öt us gçf.

(i) kumpanyas, ir-


ticaret sövmek, tahkir etmek,
ket; birleme; (mec.) anlama, convîc/ium -î & iî cns. yük-
uzlama, sek ses, gürültü, velvele; yük-
conver/ro (convorrö) -rere sek sesle sövme, sövüp say-
-rî -sum gçf süpürerek top- ma, hor görme; (itiraz an/a-
lamak, temizlemek; (mec.) mnda) iddetle barma;
toplayp kendine mal etmek, azar, tekdir.
kazanmak; iyice frçalamak, convîcti/ö -onis d. arkada-
conversâti/ö -onis d. (-ile) lk, samimiyet.
.

con 134 cop


convfct/or -örls er. sofra ar- convol/vö -vere -vî -ütüm
kada, samimi arkada, gçf.ayn yere yuvarlamak,
convictus gedo. con vinçli yuvariayp götürmek; deve-
convlct/u -Us er. bir arada ran etmek; (ylan) kangal biçi-
yaama, toplumsal liki; zi- minde dolamak; birletirerek
yafet. örmek, sarmak.
conv/tncö -ncere -Icl convom/5 -ere gçf. her taraf-
-ictum gçf. reddetmek, yan- na kusmak, kirletmek,
l olduunu ispat etmek; suç- convortö bak. convertö
lu olduunu ispat etmek; ger- convulner/ö -öre gçf. ciddi
çek olduunu göstermek, ekilde yaralamak,
convis/ö -ere gçf. her tarafna convulsus gedo. convellö
bakmak; her tarafn ara- cooper/iö -ire -al -tum gçf.
mak, aratrma yapmak, nü- tümüyle örtmek; altnda ez-
fuz etmek; (mec.) {k) yayl- mek.
mak, aydnlatmak, cooptötî/ö -on is d. (yeni üye-
convftium bok. convfcium lerle ilgili) seçme,
convîv/a -ae er., d. sofra arka- coopt/ö -öre -övt -ötum gçf.

da, konuk, davetli, seçmek, seçimle kabul ve ta-


convivölis s. ziyafete ait, ye- yin etmek.
mee ait. coor/or -Irî -tus gf. ortaya
convfvöt/or -öris er. ziyafet çkmak, domak, zuhur et-

veren, arlayan kimse, ev sa- mek.


hibi. coort/us -üs er. doma, mey-

convfv/ium -4 &l cns. ziya- dana çkma.


fet, ç. davetliler, misafirler, cöp/a -ae d. meyhaneci ka-
convfv/or -örf -ât us gf. bir- dn.
likte yemek yemek, elen- cophin/us -î er. sepet,
mek, iret etmek. cöpi/a -ae d. bolluk, çokluk;
convocöt/ö —ön is d. toplan- çok miktar; öz. ç. iae vasta-
tya davet, toplama, lar; askeri malzeme, leva-
convoc/ö -öre -avî -ât um zm, mühimmat; kiisel ser-
gçf. toplantya çarmak, da- mal mülk; (mec.) ( canl
vet,
vet etmek, toplamak, varlklar) çok miktar, kalaba-
convolnerö bak convulnerö lk, çokluk; (asfr.) ç. askeri
convol/ö -öre -övt -ötum gf. güçler, birlikler, askerler; (ke-
hzla uçarak toplanmak, bir limeler, düünceler) bolluk,
araya gelmek; koumak, dolgunluk, zenginlik; ( hare-

convolsus bak. convulsus ket, faaliyet) yetenek, kabili-


) )

cop 135 cor

yet, kudret, frsat, kolaylk; cöram z. ahsen, bizzat; huzu-


pro -5 kudretine, olanana runda, önünde, yüzüne kar;
göre. açkça, açktan aça; edt.
cöpiol/ae -ârum d. ç. küçük (dh. ile) huzunndo, önünde,
askeri güç. corb/is -Is er., d. sepet,
cöpios/s 5. bol, mebzul, bere- corbit/a -oe d. hz az bir tür
ketli;çok miktarda, zengin; yük gemisi.
( konuma akc, açk ve düz- corbul/a -oe d. küçük sepet,
gün; -e z. çok miktarda, meb- corcul/um -I au. (sevgi ifade-
zulen, bol bol. si) sevgili; zavall kalb.
cöp/is-is s. zengin, dolgun. Corcfr/o -oe d. Korkyra, F.pei-

copul/a -oe d. ba, ip, erit vs. ros kys yaknnda ada;
mec ba, rabta.
( .
mod. Korf -oeus s. ;

cöpulâti/o -on is d. balama, cordât/us s. akll, anlayl,


birletirme; toplumsal birle- mukl: -î z.
me, toplum. cordol/ium -I & î cns. kalb
cöpul/ö -öre -5vî -otum gçf ars, derin keder,
balamak, raptetmek, birle- coriandr/tm -s cns. kini
tirmek; (mec.) konumak, kini.
otu,
sohbet etmek; -ötus s. ba- Corinth/us -I d. Korinthos,
lanm, raptedilmi, bal; -acus -lenss -ius s. -i um
karmak. aes Korinthos pirinci (altn-
coqu/a -oe d. kadn aç. dan, gümüten ve bakrdan
coqufn/o -âre gf. yemek piir- alam).
mek. cor/ium (corîus er.) -î & il
coquînus s. yemek piirmeye cns. deri, cilt; (mec.) (bitkiler)
ait, açla ait. kabuk; tabaklanm deri, kö-
co/quo -quere -xî -ctum gçf. sele.
piirmek, kaynatmak, kzart- Cornel/ius -I er. ünlü Roma'I
mak; (mec.) kzartmak, ka- aile ad; öz. Sdpo'lar, Slla,
vurmak, yakmak, kurutmak; Gracchus'lar; -îa -îae d.
(zihin)planlamak; üzmek, Gracchus'lann annesi;
endie vermek, rahatsz et- -fanus -fus s. leges -îae
mek; olgunlatrmak, kemale Sulla yasalar.
erdirmek. corneolus s. boynuza benzer,
coqu/us (cocus) -I er. aç. corneus s. boynuza ait; boy-
cor cordis cns. yürek, kalb; nuzdan yaplm, boynuz
ruh; akl, zekâ, akl yürütme; gibi.
cordi esse uyumak. corneus s. kzlck aacna ait,
-

cor 136 cor

kzlcktan yaplm, coron/a -ae d. çelenk, taç;


cornic/en -cinis er. boru ya (gb.) Iklile takmyldz; etraf-

da borazan çalan kimse, ta duran, halka oluturan se-


cornlcul/a -ae d. küçük (za- yirciler; ( ask .) bir yeri saran
vall) karga. askerler, kuatma hatt; -a
corniculör/ius -î & il er. emir vendere, venîre açk arttr-
subay, yaver. ma ile satlmak.
cornicul/um -î cns. küçük corönârium aurum zafer ka-
boynuz; boynuz biçiminde zanan bir general için eyalet-
nian. lerde toplanan altn.
corniger -I s. boynuzlu, Corön/ea -eae d. Orta Yuna-
cornip/es -edi s. boynuz nistan’da kent; -aeus, -eus,
ayakl. -ensis 5.

corn/lx -îcis d. karga, corön/o -öre -öv -otum gçf.

corn/ü -us -um -î cns. boy- çelenk takmak, çelenkle süs-


nuz, boynuz eklinde herhan- lemek; (mec.) etrafn çevir-
gi bir py (rmak kollan, koy- mek, sarmak.
larn uçlan); (mec.) güç, kud- corporeus s. maddpye ait,

ret, cesaret; ( boynuzdan yapl maddi; etten ibaret, vücuda


ma) yay, boru, borazan; ait; cisman.

fener; sofraya özgü zeytinya- corpulentus s. iman, etli.


iesi; siil; (hayvan) trnak; corp/us -öris cns. gövde;
ku gagas; hilal biçimindeki madde, cisim, cevher; (gövde)
ayn uçlan; miferin tepesi; et; cansz gövde; ceset; birey,
yay ucu; kitara’nm boynuza fert; bütün, bütün varlk, küt-

benzeyen taraf; bir yerin le, bünye; (mec.) gövde, genel


ucu:ordunun yan; -cöplae iskelet, çat.
Amalthea'nn boynuzu, bol- corpuscul/um -I cns. tanecik,
luk simgesi. zerre, atom; küçük gövde; kü-
corn/um -î cns. kzlck, çük ve zarif gövde.
cornum bak. cornü corrâ/dö -dere -si -sum gçf.

corn/us -I d. kzlck aac; kazyp toplamak, tarayp


(mec.) kzlck aacndan ya- toplamak.
plm bir ey; mzrak sap, correcti/o -onis d. düzgün
mzrak. yapma, tashih; (hitaltft) ön-
coroll/a -«e d. küçük çelenk, ceden söyleneni düzeltme.
coröllâr/ium - & iî cns. correct/or -öris er. düzelten
oyunculara verilen çelenk; kimse, slahatç.
küçük bir ödül, bahi. correctus gedo. corrigö
cor 137 cor

correp/5 -ere -*î gf usulcack corr/umpö -umpere -öp!


girmek, sokulmak. -uptum gçf tümüyle mah-
corrept/us gedo. corripio; -e vetmek, harap etmek, imha
z. ksaca. etmek, yak etmek; (kii) safi-

corrîd/eö -ere gf. yüksek sesle yetini bozmak, çürütmek, za-


gülmek. rar vermek, ayartmak; (belge,
corrigi/a -ae d kundura vs. 'yi) bozmak.

ba. corru/e -ere -I gf. yklp ha-


corr/igö -igere -exî -Sctum rap olmak, çökmek, ykl-
gçf düzeltmek, düzgün yap- mak, yere dümek; gçf sars-
mak; düzeltmek, slah etmek, mak, mahvetmek; biriktir-
tashih etmek. mek, ymak.
corr/ipio -i pere -ipuf corruptel/a -ae d bozma, i-
—eptum gçf. çabukça tut- fal; kandran, ifal eden kim-

mak, yakalamak, ele geçir- se.

mek, kapmak, hzla ya da corrupt/ö -onis d rüvet ver-


iddetle alp götürmek, uzak- me, ifsat; (edl.) çürüklük, bo-
latrmak; zaptetmek, soy- zukluk. hastalk,
mak, yama etmek; (ölüm, corrupt/or -ör is er., -r!x
hastalk vs.) alp götürmek, -rcis d bozan, ifal eden,
musallat olmak, yakmak, ha- rüvet veren kimse,
rap etmek; (heyecanlar, tutku- corrupt/us gedo. corrumpö
lar) yakalamak, -e kaplmak, . bozulmu, bozuk, fena,
-ile yanmak, -e gelmek; (ko- kötü; -e z. yolsuz olarak, fa-
numa) azarlamak, tekdir et- gevek bir biçimde.
sit;

mek; (kelimeler) ksaltmak, Corsus s. KorsikalI.


ksa kesmek; viam- hzla cort/ex -Icis er. d. (bitki, aaç)
ilerlemek. kabuk; mantar aac, man-
corröbor/ö -Öre -öv! -ât um tar.

gçf canlandrmak, kuvvet- cortîn/a -ae d derin kab, ten-


lendirmek, zindelik vermek. cere, kazan; Apollon'un üç
corrö/dö -dere -si -sum gçf ayakl kazan; (mec.) etrafta
sra sra yiyerek bitirmek, toplanan dinleyiciler.
kemirip bitirmek. Cörus bak. Caurus
corrog/ö -öre gçf sadaka is- corusc/ö -öre gçf hzla hare-
teyerek toplamak, bir araya ket ettirmek, titretmek, salla-
getirmek. mak. savurmak; tos vurmak,
corrüg/ö -öre gçf. burutur- tokumak; gf (k) parlda-
mak. mak; (imek gibi) çakmak.
cor 138 cra

coruscus hzla sallanan, cottab/us -I kottabos oyu-


5.

dalgalanan; panldayan,
saçan; aaal.
k nu (birkaç
er.

damla arap
tlarak tunç bir kaba vurulur)
frla-

corv/us -I er. karga, kuzgun; cotton/a -ânm cns. ç. Suriye


(ask.) kanca. inciri.
Corybant/es -i um er. ç. Kybe- cottfdSn/us s. gündelik, gün-
le rahipleri; -us s. lük; (öz.) günlük, genel, alela-
cöryc/us -I er. kum, un vs. ile de.
dolu bir torba. cottîdie z. her gün, günlük.
corylSt/um -I cns. fndklk, coturnAx -îcis d bldran.
fndk korusu. Cotytti/a -oram cns. ç. Thra-
coryl/us, corul/us-I d fndk kia tannças Kotytto için ya-
aaa. plan enlik.
corymb/us -î er. salkm, çe- Cous bak. C5s
lenk; öz. sarmak taneleri; Covinnâr/us -4 & if er. sava
-ifer Bakkhos. arabas üzerinden savaan
coryphae/us -I er. önder, reis, askerler.
cöryt/os -us -I er. okluk, ok k- covint/us -I er. sava arabas;
lf, tirke, tirdan. yolcu arabas.
cos, cötis d bilei ta, çak- cox/a -ae, coxend/x -îcis d
mak ta. kalça kemii.
Cos, Cous CoT d. Ege'de ada; Is- coxî gç. coquö
tan köy;Cous s. Kos'lu; cns. cröbr/5 -onis er. büyük eek
Kos arab; cns. ç. Kos kete- ans.
ninden yaplma giysiler, cramb/e -es d bir tür lahana;
cosmet/a -ae er. hanmnn -repetîta kabak tad veren,
tuvalet ilerine bakan köle, çok tekrar edilen.
cost/a -ae d kaburga kemii, Crant/or -oris er. Akademial
ee kemii; yan, duvar, filozof.
cost/um -I cns. kokulu bir bit- crâpul/a -ae d fazla içki

ki. içme, sarholuk; öz. bunun


cothurnâtus s. ayana cot- sonucunda ertesi gün duyu-
humus giymi; trajediye ait; lan rahatszlk.
yüce, ulvi, ciddi, cropulârius s. sarholua ait.
cothurn/us -I er. (Yunanllara crds z. yann; (rnec.) gelecekte.
özgü) av çizmesi; trajedi; Yu- crassitüd/ö -ini d kalnlk;
nan trajedisinin yüksek üslu- younluk.
bu. crass/us s. kaln; kat, koyu,
cotîd- bak. cottîd- [
kesif, ar; (mec.) kaln kafal.
cra 139 ere
gabi; -öz. kabaca, inceliksiz; gf.emanet etmek, tevdi et-
kark olarak. mek; güvenmek, itimat et-
Crass/us -I er. ünlü hatip; M. mek; inanmak; sanmak, -
Ucinius Crassus, triumvir (Ca- fikrinde olmak, kansnda ol-
esar ve Pompeius'la birlikte) mak, düünmek; -itum -iti
- Sn us s. cns. ödünç verilen ey, borç,
crâstin/us s. yannki; diö -4 credulit/ös -ötis d. her eye
yann; -um -I cns. yann. inanma, safdillik,
cröter -is er., -o -ne d. arap credulus s. her eye inanan,
kab, öz. su ve arab kartr- safdil, saf.

mak için; bir krater; bir ta- crem/ö -öre -âvî -otum gçf
kmyldz. yakmak, yakp kül etmek.
erot/is -is d. dallardan sepet Cremön/a -oe d. Kuzey tal-
gibi örülmü ey; kafes, çit; ya'da kasaba; -önsis s.

çiftçi tara, trmk; kalkann crem/or -öris er. özsu, bitki,


parçalan; ( ask.) hendekleri et ya da balk suyu,
doldurmaya yarayan çal de- cre/ö -öre -övi -otum gçf
meti; ( mec.) mafsallar, eklem- yaratmak, meydana getir-
ler. mek, yapmak; (bir göreve) seç-
creöti/5 -ön i s d. seçim, bir mek; neden olmak; dünyaya
makama seçme, getirmek; -otus (dh. ile) -
creât/or -ör is er., -rlx -rîcis den neet etmi; -den do-
d. dünyaya getiren kimse, mu.
baba, anne; kurucu, müessis. creper -4 s. karanlk; (mec.)
creb/er -ri s. sk yetimi, sk, kukulu, güvenilmez,
kesif, çok, bol, bereketli; crepid/a -ae d. sandal (taban
(maddi eyler) sk, youn, ke- ve boaklardan ibaret),
sif,kalabalk, çok; (mec.) sk, crepidötus s. sandal giyinmi.
mükerrer; -rö z. sk sk, birbi- crepîd/5 -ini d. temel, kaide;
ri ard sra. kaldnm, yol, ose; nhtm,
crebr/escö -escere -uî gf sk- dalgakran, set, su bendi,
lamak, çoalmak, artmak, crepidul/a -ae d. küçük san-
yaylmak. dal.
crebrit/Ss -a ti s d. sklk, yo- crepitâcill/um -I cns. küçük
unluk, kesafet, çokluk. çocuk zrlts.
credibili/s 5 nanlr, itima-
. crepit/5 -öre gf takrdamak,
da layk; olas, muhtemel, çatrdamak, çtrdamak;
credlt/or -örs er. alacakl, gümbürtü, hrt vs. gürültü
cröd/o -«re -idi -Itura gçf. & çkarmak.
ere 140 eri

crepit/us -ös er. takrdama, crSsco


çatrdama, çtrdama, akr- Creüs/a -oe d. Kreousa; Kre-
dama, uuldama, on'un kz, Iason'un kans;
crepö -fire -uî -it um gf gcr- Priamos'un kz, Aeneas'n
damak, çatrdamak, akrda- kans.
mak, gürlemek, gümbürde- crevî gç. cernö; gç. eresefi
mek; gçf. ses çkarmak; (mec.) crîbr/um -î cns. kalbur, elek,
-hakknda gevezelik etmek, crlm/en -inls cns. suçlama, it-
azndan dümemek, ham, ikâyet, dava; bir suçla-
crepundi/a -oram cns. ç. ço- mann konusu, nedeni; cina-
cuk znlts, çngrak, yet, suç; bir kötülüün so-
crepuscul/um -î cns. alaca- rumlusu; esse in -ine suç-
karanlk, akam karanl, lanmak, dava edilmek,
tan, afak. criminfiti/ö -onis d. suçla-
Cr/?s ~€tis er., Cress/a -o e d., ma, itham, ikâyet; (kötü an-
Girit'li. in mda) iftira.

cre/scö -scere -vî -tum gf. criminfit/or -öri s er. suçla-


meydana gelmek, domak, yan kimse; (kötü anlamda) if-
hasl olmak; büyümek, art- tira eden kimse, müfteri,

mak; (mec.) kabarmak, i- erimi n/ö -fire gçf. suçlamak,


mek, çoalmak, yükselmek; itham etmek.
-t us -den domu, meydana crîmin/or -firî -fit us bir suç-
gelmi. la tham etmek, ikâyet et-
Cr3t/a -oe d. Girit; -aeus, mek; iftira etmek,
-5nss, -cus, -is -idis s. crîminös/us s. bir suçlamay
cret/a -ae d. tebeir, içeren; iftira eden, iftirac; -e
cretfitus s. tebeirle iaret edil- z. suçlar, dava eder biçimde;
mi ya da beyazlatlm; be- iftira ederek.
yaz giyinmi. crînâlis s. saça ait; cns. saç i-
Crite bak. Creta nesi, firkete; kurdele,
cröteus s. tebeir ya da balçk- crln/is -is er. saç; (kuyruklu-
tan yaplm. yldz) kuyruk.
cretl/ö -onis d. bir miras res-- crînît/us s. uzun saçl; uzun
men kabul etme. bukleli; (mec.) tulu; stella
crStosus s. çok miktarda tebe- -o kuyrukluyldz,
ir ya da balçk içeren, crîsp/ö -fire gçf. (saçlar) kvr-
cretl/a -oe d. mühürlemekte mak. bukle yapmak; (mec.)
kullanlan beyaz balçk, sallamak, savurmak; -fins
cretus gedo. cernö; gco. -antis s. kvnk, buruuk.
eri 141 crt
crîspus s. (saç*) kvrck, dalga- crGdöl/is s. acmasz, zalim,
l; (kiiler) kvrck saçl; (mec.) merhametsiz, gaddar; -ter
dalgal, buruuk; titrek, z.

crist/a -ae d. (hayvanlar) sor- crüdelit/ös -öt is d. zulüm,


guç, tepelik, ibik; (mec) tu, zalimlik, acmaszlk, gaddar-
sorguç. lk.
cristötus s. tepeli, sorguçtu; crGd/escö -escere -uî gf. id-
(mec.) sorguçlu, tulu, detlenmek, arlamak, fena-
critic/us -î er. eletirmen, lamak.
croceus s. safrana ait; safran crüdlt/âs -fitls d. hazmszlk,
renginde, san. crîldus s. kanl, kanayan; pi-
crocfnus s. san, safran rengin- memi, çi; (deri vs.) ham, i-
de; cns. safran ya. lenmemi; (meyva) ham; (yiye-
cr5c/5 -re gf karga gibi öt- cek) hazmedilmemi; (kiiler)
mek, barmak, hazmszlktan muztarip;
crocodîl/us -i er. timsah, (duygu) hissiz, merhametsiz,
crocötörius s. safran renginde zalim; (ses) hain, kaba; (ya)
giysilere ait. dinç.
crocötul/a -ae d. safran ren- cruent/ö -öre gçf kan içinde
ginde giysi. brakmak, kana bulamak, k-
croc/us -I er., -um -I cns. saf- lçtan geçirmek; (mec.) incit-
ran; (mec.) safrandan çkan- mek, yaralamak,
lan koku, esans; safran rengi. cruentus s. kanl, kana bulan-
Croes/us -I er. Kroisos, zengin- m, kana boyanm; kana
liiyle ünlü Lydia kral. susam, zalim; kan krmz,
crotalistr/a -ae d. kastan- crumet/a -ae d. küçük kese;
yetle oynayan kadn, para.
crotal/um -4 cns. kastanyet, crumill/a -ae d. küçük kese,
zil. cru/or -ör s er. kan; (mec.)
cruciâment/um -I cns. iken- kan dökme, katil,
ce, eziyet; ç. ikenceler; iken- cruppellöri/î -ör um er. ç.
ce araçlan. - zrh giyinmi gladyatörler,
cruciât/us -üs er. ikence, ezi- crûrifrag/ius -î & î er. krk
yet, ikence etme; (mec.) bacakl.
felâket mohv; ç. ikence araç- cr/Os-Gris cns. bacak, incik,
lan. crflst/a -ae d. gövdenin sert
cruci/o -öre -övî —öt um gçf. yüzeyi, kabuk, baa, deri;
ikence etmek, eziyet etmek; sva, kakma ii, oyma ii, mo-
keder vermek, strap vermek. zayik; (mec.) badana, sva.
. )

cru 142 cul

crûstul/um -I cns küçük çö- lk.


ekerleme.
rek, ctcQl/us -I er. guguk kuu,
crSist/um -I cns. çörek, pasta. ccum/ls -eri er. hyar, sala-
cr/ux -uci* dL kazk, çarmh; talk.
( mec.) felaket, harabiyet; - cucarblt/a -«e d. kabak, su
kence eden kimse, kaba; (mec.) hacamat ie-
crypt/o -ae d. yeralt geçidi, si.

dehliz, maara. cucurrî gç. currö


cryptoportic/us -üs d. üzeri cud/ö -ere gçf. vurmak, döv-
örtülü yol, geçit, mek; ( madenleri) döverek ile-
crystallinus 5 kristale ait; cns.
. mek, dövmek; (para) basmak,
ç. kristal vazolar, cufcuimodî her ne tarzda, her-
crystoll/um -î cns. -as -I er. hangi bir cins.
kristal; necef ta; billurdan cuiö/s -tis za. hangi ülkeden
yaplm herhangi bir ey. ya da kentten?
cubiculâris cubiculörius s. cüius za. (se.) kimin? (re/.) -ki
yatak odasna ait; er. yatak onun.
odasnda hizmet gören uak, culcit/a -«e d. yatak, minder,
cubicul/um -V cns. yatak oda- yastk.
s. cüleus bak. culleus
cubîl/e -is cns. yatlacak yer, cul/ex -icis er., d. sivrisinek,
yatak; (hayvanlar) yuva, in; tatara k.
(meç.) günein batt yer. culln/a -«e d. mutfak; (mec.)
cubit/al -ölis cns. yastk, min- yemek, sofra.
der. culle/us, cüle/us -I er. tulum,
cubitölis s. bir cubitum uzunlu- deri torba; svlar için büyük
unda. bir ölçü.
cubit/ö -5re gf. yatakta yat- culm/en -ni cns. sap; dam,
mak; ( dinlenme ) uzanmak, çat, tepe, zirve; (mec.) en
cubit/um -I as. dirsek; (mec.) yüksek derece.
yaklak yanm metrelik bir culm/us -î er. sap, bitki sap;
uzunluk ölçüsü. saman.
cubit/us -üs er. yatakta yat- culp/a -ne d. hata, suç, kaba-
ma, uyuma. hat, kusur, noksan,ayp; in
cub/5 -üre -*f -itam gf. ya- -d sum, mea -o est suçlu-
takta yatmak, uzanmak; sof- yum, kabahatliyim,
rada uzanmak; (yer eimli culpit/o -öre gçf. azarlamak.
bir dunmda olmak. culp/Ö -öre -övf -öt um gçf.
gucuII/us -I er. kukulete, ba- azarlamak, suçlamak, iftira
)

cul 143 cum


etmek; ayplamak, beenme- ket ve durumlar, onlann e-
mek; -ötus s. ayplamaya la- killeri için kullanlr); -deci-
yk, sorumlu, kabahatli, mö üç misli, üç kat;
cultell/us -I er. küçük bçak, quod u artla ki; -prfmls

çak. özellikle; -periculo suo ken-


cult/er -r er. bçak; saban de- di mesuliyeti altnda,
miri,saban bça, cum, quom bo. (zaman)
culti/ö -önis d ileme, tanm. ...dii zaman, ...olduu za-
cult/or -oris er. ziraatçi, çiftçi; man, iken, sonra, her ne za-'

tevik
bir yerin sakini; (mec.) man; (sebep) madem ki,

eden kimse, koruyucusu olan ...dii için; ( imtiyaz) ...olduu


kimse; -e tapan kimse. vakit; (kyas) halbuki; multi
cultr/Ix -îcis d bir yerde otu- anni sunt-in aere meö es t
ran, sakin olan kimse; (/nec.) birçok yldan beri bana borç-
bakan, koruyan kimse. luydu. -möxime hemen im-
cuitGr/o -«e d. ileme, ekip di, biraz evvel, tam imdi, o

biçme, çiftçilik, tanm; (zihin, esnada, derken; -prîmum


ruh) terbiye, yetitirme; (a- olur olmaz; - ...t um sadece
hs) hürmet gösterme, ... deil, ayn zamanda ... da,
cult/us gedo. colo s. ilenmi; hem ...hem.
(mer.) temiz giyinen, süslen- Cumae -ör um d. ç. Campania
mi, zarif; ( zihin ve ruh terbi- kysnda eski bir kent; Sibyl-
ye görmü, ince, zarif; cns. ç. la’syla ünlüydü; -oeus,
ilenmi toprak; -45 z. zarif, -ön us 5 . -önüm -ön i cns.
nazik bir biçimde, Cicero'nun Cumae yaknn-
cult/us -üs er. ileme, ekip biç- daki malikanesi,
me; bakma, yetitirme; (mec.) cumb/o, cymb/a ~ae d. hafif
yetitirme, terbiye; (yaaran kayk,
bir sandal,
tarz) kültür, terbiye, uygar- cumer/d ~oe d. hububat de-
lk; yaam biçimi; giyinme bi- posu, ambar.
çimi, kyafet, giysi; (tanrlar) cumin/um -I s. kimyon. m
tapma; (insanlar) hürmet, cumque, cunque, quomque
sayg. z. herhangi bir, herhangi bir
culull/us -I er. büyük bardak, zaman,zaman, bir
tas. cumul/ö -öre -övî -öt um
cül/us -î er. makat, kç. gçf. ymak, biriktirmek, top-
cum edt. (dh. ile) birlikte, bera- lamak; yarak arttrmak,
ber, ile (birlik, yaknlk, duy- arttrmak, yükseltmek, tü-
gu birlii, birlikte olan hare- müyle doldurmak, fazla yük-
cum 144 CU P
letmek; tamamlamak, ikmal yatro) seyirci yerlerinin sah-
etmek; -otus s. tam, dolu; neden itibaren gittikçe geni-
-öte z. fazla, daha çok mik- leyen bölümü.
tarda, bol bol, mebzulen. cunîcul/us -I er. tavan;
cumul/us -I er. yn, küme, (mec.) yeralt geçidi; (ask.) la-
kütle; tamamlayc ek; doruk, m.
en yüksek aama, cunque lxk. cumgue
cünöbul/a -ör um cm. ç. be- cup/ a -o« d. zeytin ezme ma-
ik; {hayvan) yuva, kinasmn kolu; varil, fç,
cün/ae -ör um d. ç. beik, cupidit/ös -âtis d. iddetli
cunctâbundus s. tereddüt gös- arzu, istek, hrs, ihtiras; {ikti-

teren. oyalanan, geciken, dar vs.) hrs, ihtiras; {para vs.)

cunct/öns -aitti s s. tereddüt- hrs, tamah; taraftarlk,


lü, ar, üenen, iini sonraya cupîd/ö -ini d. arzu, stek,
brakan; -anter z. tereddüt- heves; ihtiras; (para vs.) hrs,
le,duraksayarak, tamah.
cunctöti/ö -önis d. duraksa- Cupfd/Ö -ini er. ak tanrs,
ma, tereddüt, oyalanma, ge- Venüs'ün olu; -neus s.
cikme, yavalk, tehir, cupid/us s. istekli, arzulu, he-
cunctât/or -oris er. tehir vesli, hararetli, gayretli; {ikti-

eden, vakit kazanan kimse, dar vs.) haris; {duygu) seven, -


tereddüt eden kimse; öz. dü- e bal; -ö z. hrsla, iddetli
man oyalayarak devletini arzuyla, sabrszlkla,
kurtaran Q. Fabius Maxi- cupi/ens -en ti s .zam.o.
mus'un lakab. cupiö s. istekli, azru eden,
cunct/or -örî -otus gf. tered- hevesli; -en ter z.
düt etmek, duraksamak, ya- cup/iö -ere -î ft iî -ît um gç(
va yava gitmek, gecikmek, arzu etmek, istemek, hevesli
oyalanmak, vakit kazan- olmak; -in lehine, -e eilimli
mak. olmak, tarafn tutmak; (eh.
cunctus s. bir bütün olarak, ile) temenni etmek,

tekmil, bütün; ç. hep birlikte, cupt/or -oris er. arzu eden


bütün. kimse.
cuneötim z. kama ya da üç- cupîtus gedo. cupiö
gen biçiminde. cuppedi/a ~ae d. lezz.etli ye-
cuneötus s. kama biçiminde, mek merak; boazna dü-
cune/us -I er. kama; ( ask .) kün olma; -a -örum cns. ç.
kama ya da üçgen biçiminde lezzetli yemekler, tatl yemek-
tertip edilmi askeri kta; (ti- ler ve ekerlemeler.
cup 145 cr
cuppedi nâr/i us -î er. ekerci, curculi/ö -onis er. buday
cupped/o ini - d. arzu, heves, biti, zahire kurdu,
ihtiras, tutku. curruliunrul /us -î er.ufak
cüppe /s -dis s. lezzetli yemek- buday biti; (mer.) önemsiz
lere merakl; ikemperver, ey.
cupresset/um ~î m.s. servilik, Cüret/es -um er. ç. Kmretes,
cupresseus s. serviden yapl- Girit’te efsanelik bir kavim.
m. Cüri/a -ae d. Roma hnlknrt
cupressifer -î s. servilerle ör- Romulus tarafndan sapta-
tülü. nan 30 bölümünden biri; ru-
cupress/us -I d. servi, servi ria'nn toplant yeri; senato;
aac. senato binas.
cur,quor z. niçin? neden? curiâl/is -is er. birama üyesi,
cür/a -ae d. dikkat, özen, ihti- cüriâtim z. amalar halinde,
mam, itina, merak; ( devlet i- curiât/us s. ruria'lard.m olu-
ten) yönetim, görev, kuman- an; amVlurca kabul edilen;
da; (hukuk) vasilik, velilik; -a en eski Roma meclisi,
(tp) deva, ilaç; (çiftçilik) bak- cüri/ö -onis er. bir rur/o'nn
ma, yetitirme; (mec.) dikkat bakan, ya da rahibi; -mâxi-
ve özen gösterilen, korunan mus bütün amalarn ba,
ey; (yaz, kitap, eser) ç. koru- cüri/ö -onis s. dertten, üzün-
yan, bakan kimse; endie, ke- tüden zayflam,
der, merak, üzüntü, dert; ak cüriösit/ös -ötis d. merak, tp-

derdi, kederi; sevilen ey, sev- cessiis.

gili; -est endieliyim, eüriös/us s. dikkatli, düünce-


cürobilis s. endie ve merak li, yapan, gayretli:
özenle
veren. aratran, merakl; kavkdan
cürol/ium -î & il cns. krmz ypranm, bitkin; -e z. dik-
mercan. katlice: merakla,
curati/ö -onis d. yönetme, d. mzrak,
cur/is, guir/is -îtis
nezaret, dikkat, itina; devlet cür/ö -öre -av -otum jçf.
ilerinin yönetimi, resmi gö- dikkat etmek, özen göster-
rev; (tp) tedavi, iyi etme, mek, bakmak, nezaret etmek,
cürât/or -öris er. bakan, ne- - ile megul olmak; ( genindi-
zaret eden kimse, yöneten ve vum ile) salamak, hunin et-
denetleyen kimse; (hukuk) mek, -i yaptrmak; (devlet ile-
vasi, veli. ri) bakmak, yönetmek, denet-

cüratür/a -ae d. dikkat, (göv- lemek, nezaret etmek: (dinsel


deye) iyi bakma. iler) nezaret etmek; (gövde)
)

cur 146 cus

bokmok, özen göstermek; yönü; (mec.) (eyler) seri hare-


(tp) tedavi etmek; ( çiftçilik ket, hareket, hz, .seyir, ak;
bakmak, yetitirmek; (para) rota; seyir yönü, hzla ilerle-
salamak. ödenmesini sala- me; gidi, yön, istikamet;
mak; aliud -«S merak etme, -rerum olaylann ak; -um
zarnn yok; corpus, cutem - fenere rotay tutturmak:
kolayna kaç; -ötus s. srarl, mögno -0 tam hzla,
ciddi; dikkat edilmi, iyi bakl- curt/ö -öre gçf ksaltmak, ek-
m; -öt5 z. dikkatli olarak, siltmek, sarfetmek.
curricl/um -4 cns. koma, curt us s. ksa kesilmi, ksaltl-
kou, yan; (mec.) seyir, deve- m; krlm; sakatlanm; i-
ran, süre; yan alan; yan di edilmi; kuyruu kesilmi;
arabas; -5 ot tam hzla, (mec.) eksilmi, eksik, zayf,
curr/ö -ere cucurrl cursum curülis 5 bir arabaya ilikin;
.

gf komak, hzla gitmek, iler- sella- resmi makam koltu-


lemek, acele etmek; gçf. bir u; equî- oyunlar için Sena-
yandan öbür yana komak, to tarafndan salanan atlar,
geçmek; -en te m
incitöre curvöm/en -ini cns. kavis,
bir eyi istedii halde bo yere curvötür/o -oe d. kavis,
srar etmek. curv/ö -öre -övî -ötum gçf
curr/us -us er. araba; sava emek, bükmek; (mec.) etkile-
arabas; zafer alay; yan mek, raz etmek, yola getir-
arabas; tekerlekli saban; mek.
(mec.) araba atlan; gemi, curvus s. eri, eilmi, bükük,
cursim z. hzla, süratle, acele, kavisli, kemerli; (kii) yal;
çabukça. (mec.) bozuk, çarpk.
cursitS -üre gf. uraya buraya cusp/s -dis d. sivri uç, sivri
komok, koup durmak, uçlu ey; mzrak, karg: sivri

curs/o -öre gf uraya buraya bon.


uçlu
komak, durmadan komak, custüdel/o -oe d. bekçilik,
curs/or -öris er. koua, yan- muhafaza, nezaret,
ç; haberci; efendisinin ara- custödi/o -oe d. bekleme, gö-
bas önünde koan köle, zetleme, nezaret, himaye; (a-
cursür/a -oe d. koma, acele, hlar) bekçiler, muhafzlar;
hz. (yer) bekçi ya da muhafzn

curs/us -Qj er. koma, aceley- bulunduu yer, karakol; ha-


le gitme; hz; yolculuk, sefer, pisane: hapisler, esirler: libe-
uçu; yolculuk için uygun ro- kendi evinde mahpus
hava ya da zaman; seyir olma.
cus 147 cyt

custöd/iö -re -îv & if cymb< bak. cumba


-ît um gçf. beklemek, koru- cymbol/um -î ms. zil.
mak, himaye etmek, savun- cymb/ium -4&Ü cns. iki kulp-
mak; hapiste tutmak; gözetle- lu bardak; kadeh.
mek, beklemek, nezaret et- Cynlc/ium -I er. Kinik filozof,
mek; dikkatle bakmak, öz. Diogenes; s. köpeksi; Kinik
cust/ös -ödis er. d. bekçi, mu- felsefesine ait; -5 z. Kinikler
hafz, nöbetçi, himaye eden gibi.
kimse; gözcü; casus; muhafa- cynocephol/us -T er. köpek
za eden araç; ok klf, bal maymun.
cuticul/a -a e d. deri, dit. Cytosör/a -ae d. Küçük Ay
cyathiss/o -öre gf akilik et- takmyldz; -is -idis s.
mek. Cynth/us -î er. Kynthos, Delos
cyath/us -I er. tek kulplu bar- adasnda da; Apollon ve Di-
dak; (ölçii) sextQrius'\n on iki- ann'nn doum yeri; -lus -î
de biri. er. Apollon; -4a -ioe d. Diana,
cybae/a -oe d. bir tür yük ge- cypariss/us -I d. servi, servi
misi. aac.
Cybel/S (Cybebe) -es d. Frig- Cypr/ls -dis d. Venüs.
ya tannças, ana tanrça, Cypr/us -I d. Kbns adas, ve-
Magna Ma f er; -eius s. topra ve Venüs'e ta-
rimli
Cyclad/es -um d. ç. Ege'de bir pnmasyla ünlü; -ius s. Kb-
grup ada. nsl; bakr.
cycl/os -adis d. kadnlar için Cyret/e -üs d. -ae -ör um d. ç.

dairevi kenar olan resmi giy- Kuzey Afrika'da kent: -a£us


si. -o i cus -ensis s. -atî, -aicl
cy eli d us s. geleneksel destan er. ç. Aristippos'un takipçileri.
öykülerine ait. Cyrneus s. KorsikalI.
Cyclöp/s -Is er. tek gözlü dev; Cfr/us -I r. Kyros, Pers kral.
Tepegöz; öz. Polyphemus; Cytae/is -dis d. Medea.
-US 5. Cyther/a -ae d. Kythera, Yu-
cycnSus s. kuuya ait. nanistan'n güneyinde, Ve-
eyen/us -I er. kuu, nüs'e tapmann merkezi ola-
cygnus bak. eyenus rak bilinen ada; Cyther/eus
cyllndr/us -I er. silindir; top- -eius -iias, Cytheriacus j.
ra düzleyen silindir. Kytheral; Venüs'e ilikin.
Cyllen/e -es & oe d Arka- Cyther/Ça -eae -e i a -eiae
dia'da da; -eus, -Is, -lus s. -5is -eidis d. Venüs,
-lus -I er. Mercurius. eytis/s -î er., d. bir tür yonca.
a )

D5c/I -orum er ç. Dacia'llar;


D damn/o -öre -av -otum gçf.
aa Tuna'da bir boy; -ia mahkum etmek, suçlu oldu-
-iae d. bunlarn ülkesi; tnod. una hükmetmek; (mec.) biri-
Romanya; -icus -icî er Do- ni mahkum ettimek; ( vasiyet-

mitianus zamannda baslan name bir ey vasiyet


etmek;
altn sikke. itham reddetmek,
etmek,
dactylicus s. bir açk, iki kapa- men etmek; capitis capite-
l heceden oluan eski Yunan ölüme mahkum etmek;
ve Latin vezniyle yazlm nöiestât s, de mâiestâte-
olan. hyanetten mahkum etmek;
doctyl/us -f er bir açk, iki ka- vötl- adan yerine getirme-
pal heceden oluan eski Yu- ye zorlamak; -Ötus s. cani, ci-

nan ve Latin vezni. nayetten suçlu; menfur.


duedalus s. hünerli, yaratc- domnos/us s. zararl, ykan,
lkta yetenekli, mahir; ( edl .) mahveden; (e d.) zarara ma-
sanatla, hünerle yaplm, ruz kalm; -e z. mahvedecek
parlak. biçimde.
Daedal/us -I er Daidalos, Ati- damt/um -I cns. zarar, kayp,
na'l söylencesel mimar ve ziyan, hasar; (hukuk) zarar,
kaif; -e us s. ziyan, ceza; -facere zarar et-

Ofllmut/ue Delat/ae mek.


-ârum er. ç. Dalmaçyallar, Dana/e -es d. Perseus'un an-
Adriyatik kysnn dousun- nesi;-eius s.
da yaayan bir halk; -ia -iae Dana /us -î er. Dannos, Argus
d. Dalmaçya; -icus s. kral; - s. Yunanl; -î -orum
dam/ damm/a —ue d. geyik, & um er ç. Yunanllar; -des
karaca; geyik, karaca gibi -idum d. ç. Daaus’un kzla-
hayvanlann eti. r.
Damasc/us -f d. Damaskos, danist/a -ae er faizle para ve-
moci. am; -en us s. ren, tefeci kimse.
damnöti/ö -Ön is d. mahkum danîsticus s. tefecilikle ilgili.
etme. danö bok. dö-
damnûtorius s. mahkumiyete Danuv/ius -I er yukan Tuna.
ait. Daphn/e ~«s d. Daphne, r-
damnificus s. muzr, zararl. mak tanns Peneios'un kz.
dap 149 deb
Daphn/is -idis (//». -im & in) (zaman) -den sonra; (düünce
er. Sicilya' l söylencesel ço- konuma ,
eylem) üstüne, dair,
ban. hakknda; (neden) -den dola-
dapin/Ö -âre gçf yemei sof- y, nedeniyle; (bakm) - e göre,
raya koymak. -e uyarak; -industria bile-
daps dapis d. dinsel ziyafet, rek, kasten; -integrö yeni-
kurban ziyafeti; (mec.) ziya- den, yeni batan, tekrar;
fet, yemek, ölen. -nocte geceleyin; diem -die
dapsilis s. bol, mebzul, zengin, günden güne.
mükellef. de/a -ae d. tanrça.
Dardan/us -I er. Dardanos, dealb/ö -âre gçf. her yann
Iupiter ve Elektra'nn olu, beyazlatmak, kireçle sva-
Troia'l krallonn atas; -us, mak, badana etmek.
-ius -is -idis s. Troia'yo ait; deambulâti/o -onis d. gezin-
-ia -iae d. Troia; -des me, gezme.
-id a e er. Troia'l; öz. Aeneas. deambul/ö -âre -âvi -5 1 um
Dare/us -I er. Pers kral Darei- gf. gezinmek, gezinti yap-
os, Dara. mak.
datSrius s. verilebilir ya da ve- deam/ö -âre -âvi -ât um gçf.
rilmesi gereken. çok sevmek, ak
olmak; çok
datâtim z. srayla birbirine ve- minnettar olmak.
rerek ya da atarak. dcarmâtus s. silah alnm,
datl/ö —ön »s d. verme; (mec.) silahsz.
maln bakasna devretme. deartu/ö -âre -âvi -ât um
dat/ö -üre gçf. sk sk vermek, gçf bir eyin uzuvlnnn kopa-
vermek. rp ayrmak.
dot/or-oris er. veren, verid. deasci/5 -âre gçf. baltayla
Dauli/s -d» d. Phokis'te kent; yontarak düzeltmek; (mec.)
Prokne ve Philomela söylen- aldatmak.
cesiyle ünlüdür; -as -adis s. debacch/or -âr -âtus gf. çl-
Daun/us -i er. Apulia krat, gnca elenmek; (mec.) id-
Tumus'un atas; -ius s. Dau- detle hüküm sürmek (ate).
nus ya da Apulia'ya ait ya da debellât/or -orîs er. fatih, fet-
talya'ya ait; -as -iadis d. heden kimse.
Apulia. debell/ö -âre -âvî -otum gf
di edt- (dh. ile) ( hareket ) -den sava bitirmek; gçf savaa-
aaya, -den uzaa; -den rak hükmü altna almak,
aa; (köken) -den, soyun- malup etmek; savasla çöz-
dan gelmi, -den domu; mek.
) -

deb 150 dec


deb/eö -ere -ui ituvn gçf kilmek: (resmi görev çekil-
borçlu olmak: (ms. ile) bir eyi mek, aynlmak; gözden kay-
yapmakla yükümlü olmak, bolmak; ( canllar ölmek; )

yapmak zorunda olmak; te- ( canszlar )azalmak, hafifle-


ekkür borçlu olmak, borçlu mek, gitmek, durmak, bit-
olmak; ( edl .) birine tahsis mek; (mülk, durum, Imk dü- ,

edilmi olmak. ünce, inanç) sapmak, vazgeç-


debilis güçten yoksun, güç-
s. mek, caymak, feragat etmek,
süz; dermansn
sakat, malul. teslim olmak; içtinap etmek,
deblit/âs -ötls d. sakatlk, -den kaçnmak, saknmak,
güçsüzlük, zaaf, felç, malul -den geri durmak; (mec.) ya-
olma. nlmak; de viö - yoldan ay-
debilitöti/ö -önis d. zayflat- rlmak.
ma, sakat erine, felce urat- decem sy. on says.
ma. Decemb/er -ris s. Aralk ay-
debilit/o -öre -övî -otum na ait; er. Aralk ay.
gçf. güçsüzletirmek, zayflat- decemped/a -ae d. on -ayak
mak, sakat etmek; (mer.) fel- uzunluunda bir ölçek,
ce uratmak; sinirlerini boz- decempedöt/or -örfe er. ara-
mak, cesaretini krmak. zi ölçme ya da mesaha me-

döbiti/ö -önis d. borçlu olma, muru.


borçluluk, borç. decempl/ex -icis s. on kat, on
debit/or -örfe er. borçlu kim- misli.
se. decemprîm/f -ör um er. ç.

deblt/um -I rns. borç, alacak, talya kentlerinde ya da


matlup. Roma kolonilerindeki senato-
deblater/ö -öre gçf. gevezelik da 10 esas kii.
etmek, boboazlk etmek. decemscalmus $. on kürekli,
decant/ö -öre -âvî -öt um decemvirölfe s. decemvir'e ait.
gçf. ark söylemeyi ya da tek- decem viröt/ us -üs er. decem
rar etmeyi sürdürmek; tekrar v/rln görevi, mevkii.
tekrar söylemek; büyü teker- decemvtr/T -örum & um er.
lemelerini söylemek ya da ç. on kiilik komisyon (kamu

tekrar etmek; gf. ark söyle- ve din ileriyle ilgili),

meyi kesmek, durdurmak. decentis 5 on yla ait.


.

dec/edö -edere -essl -essum dec/ens -entfe s. yakk alr,


gf. ayrlmak, gitmek; çekil- uygun münasip, layk; güzel,
mek, çekilip gitmek; ( osk .) ön- yakkl; -enter z. uygun bir
ceki konumdan aynlmak, çe- ekilde.
dec 151 dec
decenti/a -ae d. güzellik, ya- döcess/us -üs r. ayrlma, ayr-
kkllk. lp gitme, (resmi görevden) çe-
deceptus gecio. decipio kilme, (öz. eyaletteki yönetici-
dec/ernö -ernere -rev likten); azalma, küçülme,
-ret um gçf kararlatrmak, gözden kaybolma, aynlp git-
karar vermek, karara bala- me; ölme; ölüm; (gelgit ) sula-
mak; hüküm vermek, karar- nn çekilmesi.
name ile buyurmak, ilan et- dec/et -ere -uit gçf St gf ya-
mek; savaarak bir karara kr, uygun düer.
varmak, (sava) son vermek; decid/ö -«re -I gf -den dü-
(askerlik ve askerlik d) sava- mek; dökülmek (rmak, vb.);
mak mücadele etmek; -i oy- telef olmak, ölmek; dümek,
lamak, oylayarak kabul et- azalmak, eksilmek: d»-n ay-
mek ya da seçmek. rlmak, sapmak, çekilmek,
decerp/ö -ere -si -t um gçf. terketmek; baarszla ura-
koparmak, devirmek, topla- mak.
mak; (mec.) çkarmak, ürün decl/dö -dere -dl -sum gçf
vermek, holanmak, zevk al- kesmek; kesip atmak ya da ç-
mak. karmak; karara varmak, ka-
decertötl/ö -önis d. tartma rarlatrmak, saptamak, be-
karan, kesin çatma ya da lirlemek, sonuca balamak;
ihtilaf. son vermek.
decert/ö -öre -övi -otum gf. dedens deciös z. on kez.
kesin bir mücadele ya da ça- decim/us decum/us s. onun-
tmaya gitmek ya da baar- cu; cum -ö on kat; -um
mak; davasn çatma ya da onuncu kez.
savamla halletmek; (asker- dec/ipiö -i pere -epf -eptum
lik d) mücadele etmek, çaba gçf tuzaa düürmek; aldat-
harcamak, uramak; reka- mak, yalan söylemek, ayart-
bet etmek. mak, dü knklna urat-
decessi/5 -önis d. çekilme, çe- mak.
kilip gitme, aynlma; azalma, declsi/ö -önis d. karar, hü-
eksilme, küçülme, azal; göz- küm.
den kaybolma. döcîsus gedo. decîdö
decess/or -öris er. görevli ol- Decius -I er. Roma'l pleb ad.
duu eyaletten çekilen yük- öz. kendilerini savamaya
sek devlet memuru, resmi gö- adam baba ve oul P. Deci-
revden çekilen ya da ayni an us Mus; —ius -iönuj s.
kimse, selef. declamati/ö -önis d. nutuk
)

dec 152 dec


söyleme çalmas ya da al- doru yoldan gkmn, inhiraf
trmas, söz söyleme çalma- etme; saknma; -den kaçn-
s ya da uygulamas; inat ma: (ret.) konud söz, ara-
etme; inat konusu, temas, söz: (dilb.) çekim.
causa da denir; (kötü anlam- declin/ö -öre -âvî -fitum
da) yüksek sesle ve hzl ko- gçf. bir tarafa çevirmek ya da

numa, haykrma, bar bar döndürmek, saphrmok, inhi-


barma. raf ettirmek, çevirmek; (göz-
declâmöt/or -oris er. inat kapatmak; kaçnmak, sa-
ler)

eden kimse (hatiplikten fark- knmak; gf. sapmak, yoldan


ldr); hatip. çkmak; dna çkmak, konu-
declömötörius s. güzel ya da dan ayrlmak.
uz söz söylemeye aitya da il- declîvis s. eimli, sarp, dik, yo-
gili, inat ile ilgili ya da ait; ku aa; ms. eimli yüzey,
hitabetle ilgili. bayr, yoku, ini.
declömit/ö -d re gf. hitabet dSclîvit/Ös -ötis d. eimli ze-
veya inat ile ilgili çalma min, dik ini.
yapmak; hatipçe söz söyle- decoct/or -oris er. iflas etmi
mek ya da konuma yap- kimse, müflis.
mak; (kötü anlamda yaygara decoct/us gedo. decoguö s.

koparmak; yüksek sesle patr- (üslup) olgun, özenli; -a -ae


d koparmak; (mec.) hukuk- d. souk içki.

sal bir davann uygulamasn decöl/ö -öre gf. boa çkmak,


ve altrmasn yapmak. tükenmek, güçsüzlemek.
declâm/5 -fire -âvî -fitum dScol/or -oris s. rengi kaçm,
gf. kamu önünde konuma renksizlemi, solmu; (mec.)
altrmas yapmak; hatipçe bozuk, bozulmu, ifsat edil-
ya da konuma
söz söylemek mi; -aetâs yozlam bir
yapmak; (kötü anlamda yük- )
Ça-
sek sesle patrd koparmak, decol ör âti/ö -on s d. rengini
yaygara koparmak. atma, solma.
dSc!âröti/ö -ât is d. ifade, bil- decolör/ö -öre -övi -ât um
dirim, beyan etme, gçf. rengini bozmak, soldur-

declâr/ö -öre -övi -ât um mak.


gçf. bildirmek, beyan etmek; deco/guÖ -quere -xf -ctum
ilan etmek; haber vermek, gçf tamamen kaynatmak.
ifade etmek, ifa etmek, açk- halamak; piirmek; gf iflasa
.

lamak, göstermek, gitmek.


doclînöti/ö -fini d. sapma, dec/or -örs er. yakkllk.
.

dec 153 dec


güzellik, süs. uzanmak; masaya yaslan-
decor/5 -öre -övf -öt um gçf mak, hasta olarak yatmak,
süslemek, donatmak, güzel- hastalktan kalkamaz olmak;
letirmek; (mec.) mehur et- gladyatör) çökmek,
( ylmak.
mek, yüceltmek. decumus bak. dec i m us
decör/us s. uygun, münasip, decuri/o -ae d. on'lu grup, on
yarar) elverili; güzel, soylu; kiiden olumu bölüm;
süslü; -um -î cns. uygunluk; Roma toplumunda toplum-
-e z. uygun olarak, güzel bir sal bir birim; (mec.) bölüm, s-
biçimde. nf.
döcrepitus s. çok eskimi, yp- decuriöti/ö -onis d. decu-
ranm, ihtiyarlktan cismi röt/us -ös er. decurin halin-
gitmi hayali kalm. de ayrma.
decre/scö -scere -vi -tum gf. decuri/ö -öre -av -Öt um
azalmak, eksilmek; gittikçe gçf decuria halinde ayrmak
küçülmek, gözden kaybol- ya da bölmek.
mak. decuri/ö -öns er. decuria'rn
decret/us gedo dScernö -um ba; (ask.) süvari subay; ta-
-I cns. resmi buyruk, karar; ra kentinin ya da bir koloni-
(fel.) öreti. nin senatörü.
decrev gç. decernö gç. decu/rrö -rrere -currl &
dec rese ö -rrî -rsum gçf. & gf (yüksek
decum/a -ae d. ondalk, öür; bir noktadan) aaya doru
eyalet aar vergisi; bahi, ih- komak, yoku aa
komak,
san. aaya doru hzla, aceleyle
decumöt/us s. aar vergisi gitmek; akmak, aajva do-
ödeyen; (ask.) 10'uncu lejyo- ru seyretmek ya da yelkenle
na ya da piyade taburuna gitmek, aaya doru yüz-
ait; er. aar vergisi toplayan mek; (gök cisimlen) yörüngele-
kimse; -a -ae d. aar vergisi rini tamamlamak, batmak,
toplayan kimsenin kans; -I aa doru hareket etmek;
-orum er. ç. 10'uncu lejyo- (ask.) ilerlemek, harekete geç-
nun porto -a
askerleri; mek; manevra yapmak; (za-
Roma ordugâhnn ana kap- man) gelip geçmek; bavur-
s. mak.
de cuma t /es -îum s. ç. aar döcursT/ö -onis d. askeri ma-
vergisine tabi. nevra.
decu/mbo -mbere -bu i gf. döcursus gedo decurrö.

(yatak, döek, sedir) yatmak, decurs/us -us er. ini, inme,


)

dec 154 ded


an doru koma, aa mak.
doru ak, seyir; (ask.) ma- deditc/ius -î & il er. teslim
nevra, saldn; (zaman) hzla olan kimse, -e kendini veren
akma. kimse.
decurtâtus s. kötürümlemi, dediti/ö -önis d. teslim, fera-
sakatlanm. gat, teslim olma.
dec/us -Öris cns. ziynet, süs, dedit/us gedo dedö- s. al-
an, eref, debdebe, güzellik; m, tiryaki; ( kendini) adam,
onur, erdem; ç. kahramanca vakfetmi, bal; -ö opera
iler. bilerek, kasten.
decuss/o -öre gçf. çapraz böl- de d/ö -ere -dî -it um gçf.

mek. vazgeçmek, teslim olmak,


decu/tio -tere -ssî -ssum gçf. ba emek, feragat etmek;
darbeyle yere ykmak, silkip kendini adamak.
atmak. dedoc/eö -ere gçf bildiini
dedec/et -ere -uit gçf. -e ya- unutturmak, örendiini
kmaz, yakk almaz. unutmasna sebep olmak,
dedecor/ö -öre gçf. gözden tersini öretmek.
düürmek, rezil etmek. dedol/eö -öre -ul gf. keder-
dedecorus s. rezil, namussuz, lenmeye, yas tutmaya son
onursuz. vermek.
dödec/us -ör is cns. gözden ded/üco -ücere -öxf -uçtum
düme; ayp, rezalet, yüz ka- gçf alp götürmek, götürmek,
ras, utanç; er, fenalk, kötü- sevk etmek, gidip getirmek,
lük, cüriim, suç. aaya çekmek, indirmek,
dedi gç. dö doru bir yönden çevirmek,
dedicâti/ö -ön is d. kutsama, saptrmak, bir eyi -den ç-
kutsal bir saygyla ithaf etme. karmak, -den çekip çkar-
dedlc/ö -Öre -övl -ötum gçf mak; (ask.) klavuzluk etmek,
kutsamak, ithaf etmek, ada- geri çekmek ya da almak; (ge-
mak, vakfetmek, hasretmek; lin) eve getirmek; ( koloni) yer-
(mal saymnda) mülk beya- lemek, kurmak; (saç) tara-
nnda bulunmak. mak, ayrmak; (önemli kii)
dedidt gç. dedö elik etmek; (yasa tahliye et-

dedign/or -örf -ötus gçf kü- tirmek; durumaya getirmek;


çümsemek. tahkir etmek, red- (para) hesaptan dümek; (yel-
detmek. ken) açmak; (gemi) kzaktan
dödi/scö -scere -dicT gçf. ö- suya indirmek; (plik) eir-
rendiini unutmak, unut- mek, bükmek; (yaz ) düzenle-
ded 155 def
mek, tertip etmek; (mec.) yam; eksik gelme, baarsz-
azaltmak, indirmek, çevir- noksanlk, kusur;
lk, eksiklik,
mek, yoldan çevirmek ya da yoksunluk; gözden kaybol-
çkarmak, ayartmak, kandr- ma; bitkinlik, takatsizlik, za-
mak; çkarmak ya da türet- yflk, kendinden geçme, ba-
mek, sonuç çkarmak, sonuca ylma; (gb.) tutulma,
gitmek. defect/or -oris er. firari, ka-
deducti/Ö -önis d. yol göster- çak, isyana.
me, klavuzluk etme; götür- defectus gedo. deficiö s. zayf,
me, sevk etme; koloni yerle- zaaf, kusur.
tirme ya da kurma; mahke- defect/us -Ps er. kusur, eksik,
me kararyla malndan gelme, eksiklik, bozukluk; is-

olma, müsadere; azaltma, in- yan,ayaklanma: gözden


dirme; bir eyi -den çkarma, kaybolma (gb.) tutulma,
sonuç çkarma, çkarsama, defen/dö -dere -dî -sum gçf.
deduct/or -oris er. elik, refa- defetmek, tardetmek; geri
kat. püskürtmek; savunmak, ko-
deductus gedo. dedücÖ s. rumak; (yasa) savunmak
.
ince, narin, zayf, amacyla konumak, bir id-
deerr/ö -öre -övî -otum gf dia ileri sürmek; (tiyatro-m*)
kötü yola sapmak, oynamak; erimen- bir suçla
deesse ms. desunm may yantlamak,
defne c/o -öre -âvî -otum döfensi/â -önis d. savunma,
gçf. (tortu vb.'den) temizle- konuarak savunma,
mek, tasfiye etmek, incelt- döfensit/ö -âre gçf sürekli sa-
mek, artmak, ykamak; saf vunmak.
ya da lekesiz klmak; sakin- defens/ö -âre gçf savunmak,
letirmek, rahata kavutur- defens/or -öris er. savutu-
mak. ran, geri çeviren kimse; savu-
defatf9âti/ö -önis d. yorgun- nan, koruyan kimse, muha-
luk, bitkinlik, bezginlik, fz.
defatlg/ö -o re -övf -ât um de/ferâ -ferre -tali -lâtum
gçf. yormak, tüketmek, bitir- gçf. getirmek, götürmek, ta-
mek. mak, bir yerden bir yere ta-
defotlscor bak defetlscor. mak, nakletmek; (güç, onur)
defecti/ö -Önis d. istinkâf, vermek, tevcih etmek; (bilgi)
( toplum zümre, ordu
, vb.) çekil- vermek; (yasa) aleyhinde
me, terk etme, brakp kaç- ikâyet etmek, ihbar etmek;
ma, firar, kaçaklk; isyan, k- itham etmek, -e kar dava
def 156 def
açmak; (kamu hizmetleri için) sin, belirli, tanmlanm, bel-
tavsiye etmek; ad c önsi- li, özellii olan, kuku ya da
Hum- göz önünde bulundur- itiraz götürmez; -te z. kesin
mak. olarak.
defer/vescö -vescere -vî & defînlti/ö -onls d. snrlama;
bul gf sükunet bulmak, öfke- belirleme; tanm,
si geçmek. deffnîtfvus s. açklayc, nihai,
defessus s. bezgin, bitkin, tü- son.
kenmi. def/îö -ieri gf yapamamak,
dSfetîgö bak. defatîgd olmamak, eksik olmak.
defe/tfscor -tîscî -ssus gf. dlflagrâti/Ö -önls d büyük
yorulmak, bezgin hale gel- yangn.
mek. deflogr/ö -öre -Svî -otum
def/iciö -içere -ecî -ectum gf yanp kül olmak; sonuna
gçf. & gf terketmek, aynl- kadar yanmak, yanarak yok
mak, yüzüstü brakmak; ihti- olmak; yatmak, bastnlm
yaç duymak; eksik ya da ku- olmak.
surlu olmak; azalmak, tüken- defle/ctö -etere -xî -qum
mek, bitmek: iflas etmek, göz- gçf kvrmak, bükmek, e-
den kaybolmak; (gb .) tutul- mek; (mec.) saptrmak, ifsat
mak, eksilmek ( ayn dönemle- etmek; gf sapmak, yoldan
ri); (ate, k) sona ermek, çkmak, bir yana dönmek,
sönmek. defl/eö -ere -evi -e tu gçf m
defl/go -gere -jcî -xum gçf! (biri için) yas tutmak, feryat

sokmak, çakmak, kakmak; etmek; gf ac ac alamak.


balamak: (göz, akl) dikmek, deflexus gedo. defleetö
tesbit etmek, delmek; (mec.) deflör/esco -escere -uî gf çi-
akna çevirmek, an dere- çek dökmek; (mec.) solmak,
cede artmak; (büyü) yap- de fi «1/ d -ere -xl ~xum gf
mak. yüksekten akmak, azar azar
defing/ö -ere gçf yapmak, e- akp durmak, szmak, yava
kil vermek, resmetmek. yava dümek, damlamak,
defin/ iö -îre -îvi -ît um gçf (mec.) -den gelmek, tiirempk;
snrn iaretlemek, snrlan- akpgeçmek; (mec.) yok ol-
drmak. tahdit etmek, tefrik mak, tükenmek,
etmek, tespit etmek, belirle- def/odiö -ödere -âd
mek, tayin etmek, açkla- -ossum gçf kazmak, kazp
mak, tanmlamak; bitirmek, çkarmak; gömmek; (mec.)
son vermek; -îtus s. tam, ke- gizlemek.
def 157 deg
defore gl. ms. desum defufgç. desurn
d efor mi s 5. biçimsiz, çelimsiz, defunctus K geo. defungor s.

çirkinletirilmi; ( mec .) rezil, yaplm, ifa edilmi: ölü, öl-

utanç verici, irenç, menfur, mü.


deformit/ös -ötis d. biçimsiz* def/undö -undere -Gd
lik, sakatlk, çirkinlik, irenç- -usum gçf. dökmek,
lik, korkunçluk; alçaklk, def/ungor -ung -üne tu s gf.
deform/ö -Öre -âvi -otum (dh. yapmak, bitirmek,
He)
gçf. biçim vermek, biçimlen- baarmak, ( görevi) ifa etmek;
dirmek; resmetmek, çizmek, ölmek.
biçimini çizmek, biçimini defutürus gl. ç. d es um
yapmak; taslan sunmak, degener -is s. yozlam, soy-
kaba taslak resmini yapmak, suzlam, demez, lovk ol-
deform/ö -öre -övî -otum mayan, alçak, odi.
gçf. biçim sizletimek, çirkin- degener/ö -Öre -övî -öt um
letirmek, bozmak; rezil et- gf. bozulmak, yozlamak,
mek, erefini ya da namusu- soysuzlamak, kötülemek,
nu ihlal etmek, eref ve na- deerden dümek; gçf. göz-
musuna dokunmak, den düürmek, saygnlktan
defossus defodiö
gedo. etmek: -otum -ötî cns. yoz-
defraud/ö defrüd/ö -öre lam kiilik.
gçf. aldatmak, dolandrmak; deer/' o -ere gçf. kapp götür-
gen i um- feragat etmek, mek, kaçrmak.
dcfrenötus s. gem vurulma- deg/o -ere -î gçf. (zaman) ge-
m. çirmek, harcamak: (sava)
defric/ö -öre -ul -ütüm & sürdürmek; gf. yaamak,
tum gçf. amak, oalamak, degrandinot iddetle dolu ya-
masaj yapmak; (mec.) yer- yor.
mek, hicvetmek. degrav/ö -öre gçf. yüklemek,
defr/ingö -ingere -egî an yüklemek; hakkndan
-öctum gçf. krmak, kopar- gelmek, yenmek; arlatr-
mak. mak, hantallatrmak, rahat-
defrüdo bok. defraudo sz etmek, zahmet vermek,
defrut/um -i cns. kaynatlm belini bükmek.
taze arap. dögre/dior -d -ssus gf. aa-
def/ugiö -ugere -ügî gçf. ya yürümek, inmek,
-den kaçmak, yan çizmek, at- degrunn/iö -ire gf. iddetle
latmak, görevden kaçmak; homurdanmak.
gf. firar etmek, kaçmak. degust/ö -öre gçf. tatmak, ta-
deh 158 del

dno bakmak; (mec.) dene- kasndan.


mek, tecrübe etmek, sna- deinde, dein z. buradan, bu
mak. yerden; bundan sonra, sonra;
dehinc z. buradan; bundan sonraki.
sonra, bundan böyle; sonra, Deiotar/us -î er. Cicero'nun
dehisc/ö -ere gf. esnemek, savunduu Galatla kral.
dehonestâment/um -4 cns. Deiphob/us -I er. Troia kral
biçimsizlik, çirkinlik, Priamos'un olu, Helena'nn
dehonest/ö -öre gçf. gözden kocas.
ikinci
düürmek, itibardan düür- deiung/ö -ere gçf ayrmak,
mek. bölmek, tefrik etmek,
dehort/or -Örf -âtus gçf. cay- deiuv/o -öre gçf yardm et-

drmak, vazgeçirmek; cesare- memek,


tini krmak. def- bak. dei-
Deianîr/a -oe d. Herakles'in dela/bor -bî -psus gf -den
kans. dümek, -den akmak, -den
de/ciö -içere -iecl -iectum kaymak, inmek, batmak;
gçf atmak, hzla atmak, sa- (mec.) gafil avlanmak,
vurmak, yere indirmek; yk- delacer/o -Öre gçf. parçalara
mak, devirmek, öldürmek; ayrmak.
(
gözler) indirmek; (yasa) tahli- delöment/or -örî gçf ( biri
ye ettirmek; ( ask .) siperden ç- için ) ac ac alamak, yas tut-

karmak; (gemi) rotasndan ç- mak.


karmak; (umut, namus, eref) delöpsus geo. delâbor
boa çkarmak, kaybettir- deloss/ö -öre gçf. yormak,
mek, yoksun etmek, delöti/ö -onis d. itham, suçla-
deiecti/ö -ön is d. tahliye etti- ma, ihbar, ifa.
rilme (mahkeme kararyla). delât/or -öris er. ihbar eden,
deiects gedo. deiciö 5. aa- ifa eden, haber veren kimse,
ya devrilmi, aada bulu- delectöbilis s. ho, tatl, zevk-
nan; ümidi, hevesi, cesareti li.

kmlm, neesiz, keyifsiz, delectöment/um -T cns. e-


deiect/us -üs er. atma, devir- lence, zevk.
me; dik bayr, yoku, delectöti/ö -onis d. zevk, ke-
deier/ö -üre -övl -ütüm gf. yif, haz.
ciddi bir biçimde yemin et- delect/ö -öre gçf cezbetmek,
mek. büyülemek, sevindirmek,
de in bak. deinde memnun etmek, elendir-
deinceps z. srayla, birbiri ar- mek.
del 159 del

delectus gedo. deligö delîberât/or -oris er. göz


delect/us -üs er. bir nmccn önünde tutan, hesaba katan
uygun olarak seçme, ayrma kimse.
(bak. dîlectus). delîber/ö -5re -avî -otum
delegöti/ö -on is d. atama, ta- gçf & gf. düünmek, göz
yin etme, önünde tutmak, mütalaa et-
delegî gç. deligö mek, üzerinde durmak; da-
delig/ö -fire -fivî -otum gçf. nmak, bavurmak; karar
atamak, tayin etmek; uzaa vermek, belirlemek; -örî po-
göndermek, delege olarak test kukuludur; -ötus $. ke-
göndermek; tahsis etmek, tev- sin. kararl, azimli, belli,

di etmek: emanet etmek, ak- de 1Tb /ö -öre -övî -otum gçf


tarmak, devretmek; yükle- tatmak, yudum yudum iç-
mek ya da atfetmek, mek; toplamak, bir araya ge-
delenificus s. çekici, cazibeli, tirmek; deerden düürmek,
alml. bozmak, sakatlamak.
delenîment/um -I cns. avun- delibr/Ö -ere gçf. kabuunu
tu, teselli; çekme, cezbetme, soymak.
meftun etme. delib/uö -uere -uî -Otum
delen/io -îr e -ivî -ît um gçf. sürmek, bulatrmak, sva-
yumuatmak, teskin etmek, mak; iyice slatmak, iba et-
avutmak, teselli etmek; mek.
ayartmak, azdrmak, akln delicöt/us 5 ho, latif, güzel,
.

bandan almak, irin: nazik, kolay incinir, yu-


delenlt/or -oris er. yaltakla- muak; sefahate dükün,
narak kandran kimse, zevk dükünü, kadns: titiz,
del/eö -ere -evi -et um gçf itinal; -e z. tantanal ya da
tahrip etmek, imha etmek, zevk ve sefaya dalm olarak,
yok etmek; silmek, bozmak, delici/ae -örum d. ç. zevk,
tannmaz hale getirmek. haz; lezzet; sevinç, keyif,
Deli/a -5e d. Diana; -acus s. memnuniyet; acayip merak-
Delos’a ait. lar, kaprisler; mizahi elence-
dellberobundus $. üzerinde ler (kii) sevgili, mauka,
düünen, mütalâa eden, deliciol/ae -örum d. ç. sevgi-
deliberoti/ö -önis d üzerin- . li. mauka.
de düünme, mütalaa, müla delic/ium -I (t iî cns. çok sevi-
haza, göz önüne alma, len kimse yo da ey, gözde,
dellberötîvus s. düünceli, ih- sevgili.
tiyatl. delic/ö -öre gçf. açklamak.
del 160 dem
deliect/um -î cns. kusur, ka- Del/os -î d. Ege'de ada, Apol-
bahat, hata. lân ve Diana'nn doum yeri;
de Ucu us 5. eksik olan, yoksun -ius, -dcus s.
olan. Delph/î -ör um er. ç. Orta Yu-

del/igfi -igere -egî -ectum nanistan'da Apollon tapma-


gçf. seçmek, bir araya getir- yla ünlü kent; Delphoi'lu-
mek; bir yana koymak, ayr- lar; -icus s.
mak. delphn/us -î, delphln -is er.

delig/o -öre -üvî -ütüm gçf. yunus bal.


balamak, raptetmek, dü- Deltöt/on -î rns. Triangulum
ümlemek. takmyldz.
deling/ö -ere gçf. yalamak, de luhr/um -I rns. kutsal ma-
delini- bak. deleni- hal, mescit niteliinde kursal
del/inguö -inguere -qul yer, tapmak, mabet.
-ictuvn gf. baaramamak, deluct/ö -fire, -or -firî gf. gü-
yetersizkalmak; hata yap- remek.
mak, kabahat ilemek, yanl- delüdific/o -fire gçf birisiyle
mak. alay etmek, elenmek.
deli/guesco -guescere -cuî delû/dö -dere -sî -sum gçf.
gf. erimek, eriyip gitmek, çö- hile yapmak, aldatmak,
zülmek; (iner.) yava yava oyun çevirmek, yanl yola
güçten dümek, eriyip yit- sevketnek.
mek, gözden kaybolmak, delumbis s. zayf, güçsüz, der-
deligul/o -ör» i s d. eksiklik, mansz.
delirfinent/um -î cns. saçma delumb/ö -fire gçf. zayflat-
ey, bo laf, anlamszlk, mak, geveklik vermek.
delîrâti/o -ön is d. aptallk, demad/escö Hcere -ul gf.

bunaklk, çlgnlk, slatlmak, snlsklam olmak.


delîr/o -5re gf. deli olmak, çl- demand/5 -fire gçf. emniyet
drmak. etmek, emanet etmek, teslim
delrus s deli, çlgn, etmek, tevdi etmek.
delit/escö -escere -u gf. sak- demurch/us -I er. Attica'da
lanmak, hrsz gibi gizlen- köyün banda bulunan
mek, pusuya yatmak; (mec.) muhtar niteliindeki kii.
kaytannak, atlatmak, svp dem/ens -entis s. deli, aklsz,
gizlenmek. aklsal ve duygusal yetilerden
delîtig/o -üre gf. azarlamak, yoksun olan; -en ter z.

tekdir etmek. demens/us geo demetior


Delmat- bak. Dalmat- -um -i aw. köle tayn ya da
5

dem 161 dem


az, ödenek. demir/or -örf -ât us gçf -e
dementi/a -ae d. delilik, bu- hayret etmek, amak, hay-
dalalk. ran olmak.
dement/iö -ire gf. his ve du- demissicius s. akp giden,
yulardan yoksun olmak, de- demissi/ö -önis d. indirme,
lirmek, hezeyan etmek. batrma; ( mec .) kasvet, keder,
m
de er/e o -ere -ul -it um, hüzün, can sknts,
-eor -eri gçf. kazanmak, demiss/us gedo. demittö 5 .

edinmek, hak etmek, layk ol- aaya yollanm, getirilmi


mak. müstahak olmak. ya da yukardan gönderilmi,
demer/gÖ -gere -si -sum gçf. indirilmi; (yer) alçak, yüksek-
batrmak, daldrmak, suya te olmayan, batk; (evler)
batrmak. aaya sarkan; alçakgönül-
demessus gedo. demet lü, mütevaz, gösterisiz; ke-
diml/tior -tîrî -«s us gçf bü- derli, mahzun, meyus; (kö-
tünüyle ölçmek, ölçmek. ken) intikal eden, soyundan
deme/ tâ -tere -ssul -ssum gelen; -e z. gösterisizce, tevn-
gçf orakla biçmek, hasat et- zuyla; alçakgönüllülükle,
mek, biçmek. demîtig/ö -öre gçf. yumuat-
dömigröti/ö -önis d. göç, hic- mak; ( edl .) yumuamak,
ret. dem/ittö -ittere -isi -issum
demigr/5 -öre gf. -den göç et- gçf aaya göndermek ya da
mek; -den ya da -e ayrlmak, yukardan yollamak: düür-
gitmek. mek; sarktmak,
indirmek;
demin/uo -uere -ul -ütüm sarkmasna neden olmak,
gçf küçültmek, ufaltmak, ek- batrmak, daldrmak, uzat-
siltmek; -den alp gitmek, mak, büyütmek; (gemi) kara-
azaltmak; ( dlb .) ad ya da s- ya getirmek; (birlikler) (aa-
fat küçültme ekleriyle küçült- da bir yere) götürmek: sevket-
mek; capite- yurttalk hak- mek; (mec.) ümidini krmak,
larndan yoksun etmek; se krmak; sc- cesare-
cesaretini
capite- yurttalk ya da yurt- knlmak; alçalmak,
ti

talk haklarndan yoksun demi ur g/us -I er. kimi Oek


kalmak. kent devletlerinde bas yöneti-
deminüti/ö -önis d. ekitme, ci; (fcl.) evrenin yapcs,
küçültme, ufaltma, azaltma; dem/ö -ere -psî -ptum gçf.
(yasa) mülkiyeti devretme alp gitmek, çkarmak, çek-
hakk; capitis- siyasal hak- mek.
larn kayb. Democrit/us -I er. Pcmokri-
dem 162 den
tos, Abdera'l filozof; -icus, dÖmurmur/Ö -Öre gçf. mrl-
-ius, -eus 5. danmak.
demöl/ior -iri gçf. ykmak, d. deiim,
demötöti/ö -ön i s
tahrip etmek. deime, bakalama,
dömöllt /5 -ön is d. ykma, demüt/ö -öre gçf. deitir-
devirme. mek, kötületirmek; gf. fikrini

dömönströti /5 -ön is d. iaret deitirmek.


etme, belirtme, açklama, dönör/is -I & T er. Roma'da
demönströtfvus 5. {ret.) iaret kullanlan gümü sikke,
eden, gösteren; {ret.) övme ve denârr/ö -öre gçf. bütünüyle

azarlama ifade eden (nutkun anlatmak, söylemek, tama-


bir türü). men nakletmek, hikâye et-
demönströt/or -ör is er. ia- mek.
ret eden, gösteren, detös/ö -öre gçf. burunsuz b-
demönstr/ö -öre -övf rakmak.
-ötum gçf. iaret etmek, be- denat/ö -öre gf. aaya yüz-
lirtmek; açklamak, göster- mek, aknt dorultusunda
mek, tasvir etmek, ispat et- yüzmek.
mek. deneg/ö -öre -Övf -ötum
demör/ior -T -tra gf. ölmek; gçf. yadsmak, inkâr etmek,
gçf. ( birine) âk olmak, geri çevirmek, reddetmek.
demor/or -örî -Ötus gf ge- de/I -ör um 5. onar; onuncu,
cikmek, beklemek; gçf. al- dönicölis s. ölümden sonra
koymak, geciktirmek, arnmaya ilikin,
demortuus geo. demoror denigue z. sonunda, son ola-
Demosthen/es -is er. ünlü rak; (özet) ksaca; (vurgu)
Atina'l hatip. tam, tamamen, kesinlikle,
dem/oveö -övere -Övf denömin/ö -öre gçf. isim ver-
-ötum yerinden çkarmak, mek, ünvan vermek,
yerini deitirmek, denörm/ö -öre gçf. kural ya
dempsi gç. demö da düzen dna
çkmak,
demptus gedo. demö denot/ö -öre -övf -ötum gçf.
demügîtus s. böüren, böür- belirtmek; açkça izah etmek;
tülerle. önem vermek, dikkat etmek,
demul/ceö -çere -si gçf ok- dens dentis er. di; fildii: sivri

amak, sevgiyle okamak, uç.


demum z. (zaman) sonunda, döns/Ö -öre -Övf -ötum,
en sonunda; (vurgulu) tama- dens/eö -ere gçf koyulatr-
men, tam, aynen, kesinlikle. mak, sklatrmak, istif et-
den 163

mek, sktrmak, katlatr- ramak; (komedi) kamçla-


mak. mak; kaalamak,
dens/us s. kaln, youn, sk, dlpectu geo. depeciscor
kat; sk sk olan; {üslup) özlü; depecûlöt/or -ör is er. zim-
-ö z. tekrar tekrar. metine para geçiren kimse,
dentöl/a -i um cns. ç. saban döpecül/or -örl -atus gçf.

oku. yamalamak, soymak,


dentâtus 5. dili; (kât) ince- dep/ellö -ellere -ulf -ulsum
letirilmi. gçf. kovmak, def etmek, sür-

dent/ö -ire gf di çkarmak. mek, ortadan kaldrmak,


denü/bÖ -bere -psl -ptum uzaklatrmak, aa
atmak;
gf. evlenmek. (ask.) yerinden çkarmak, si-
dinfid/o -öre -övi -öt um per vb.'lerinden çkarmak;
gçf. soymak, çplaklatrmak; (bebekler) memeden kesmek;
(mec.) açmak, ifa etmek. (mec.) vazgeçirmek, caydr-
denûntiati/d -Önis d. ima, mak, men etmek, baka yöne
uyan. çevirmek.
dinönti/ö -öre -övT -öt um depend/eö -ere gf. sallan-
gçf. ima etmek, bildirmek, be- mak, asl durmak, sarkmak;
yan etmek; tehdit etmek, bal olmak, tabi olmak, eti-

uyarmak; (yasa) tank olarak molojik açdan türemek, is-

çarmak. tihraç etmek.


dönuö 1. yeniden, tekrar, ba- dep/endö -endere -endi
tan, bir daha. -ensum gçf. tartmak; öde-
deoner/5 -öre gçf. boaltmak, mek.
yüklememek. deperd/ö -ere -idî -tum gçf.
deorsam, deorsus z. aaya tümüyle yok etmek, ykmak,
doru. tahrip etmek.
deöscul/pr -Örf gçf. çtenlikle döper/eö -ire -iî gf. mahvol-
öpmek. mak, tümüyle yok edilmek,
depacîscor bak. döpeciscor tümüyle harap olmak; ihmal
depö/scö -scere -vî -stum edilmek, perian olmak; gçf
-scor -sel gçf. beslemek, yi- umutsuzca âk olmak.
yip bitirmek; (mec.) yutmak, depexus gedo. depectö
mahvetmek, budayp atmak. dep/ingo -ingere -nxf
depec/îscor -isçi -t us gçf. -ictuvn gçf. boyamak; (mec.)
(bir konuda ) uyumak için pa- portresini çizmek, tasvir et-
zarlk etmek. mek.
depe/ctö -etere -xum gçf. ta- deplan/gö -gere -xî gçf çil-
dep 164 dep
gm bir biçimde feryat etmek ten yurda getirmek; (yasa)
ya da alamak. ömürboyu sürgün etmek;
deplexus s. tutan, kavrayan. (mec.) kazanmak.
deplöröbundus 5. aa ac a- depo/scö -»çere -puscl gçf
layan. talep etmek, istemek, büyük
deplör/5 -öre -övl -otum gf. bir istekle dilemek; iddia et-
aa aa alamak; gçf. ac aa mek.
feryat etmek, kederlenmek; dipostus gedo. depönö s.

umutsuzlua kaplmak, me- ölen, umutsuz; -um -i


ölü;
yus olmak. rns. güven, itimat, emanet.
deplu/it -«re gf. yamur ya- diprâvâti/5 -önis d. eri
yor. bürü etme, çarptma.
dep/önö -önere -osul depröv/ö -öre -övî -öt um
-ositum gçf bir yana koy- gçf eri bürii etmek, çarpt-
mak; koymak; (bir yerde) top- mak, biçimini bozmak; (mec.)
lamak, saklamak, biriktir- saptrmak, ifsat etmek, ayart-
mek; (bir yere) brakmak, ter- mak, batan çkarmak; -öte
ketmek; feragat etmek; birin- z. aksilikle.
den kurtulmak, bandan deprecöbundus s. yalvaran,
defedip kurtulmak; bahis tu- dileyen.
tumak; emanet etmek, ha- d£precöti/ö -önis d. (belâ,
vale etmek, tevdi etmek; tehlike vb.'lerini) yalvanp ya-
(mec.) vaz geçmek. kararak savuturma, önleme;
depopulöti/ö -önis d. tahrip srarla engel olmaya çalma,
etme, harnb etme, yamala- tasvip etmeme; (dinsel) öz. ya-
ma. talan etme. lana tank ya da yalan ye-
depoplât/or -öris er. çapul- min edenlerin cezalanmas
cu, yamac; yemi, ürün hr- için tanrlara yalvanp yakn-
sz. ma; balanmak adna yal-
depopul/or -ur -öt us -o varma yaknma; inkisar, bed-
-âre gçf. tahrip etmek, luroh dua, ilenç.
etn^k, mahvetmek; yama- deprecöt/or -öris er. ( tehlike ,

lamak, talan etmek; (mec.) ,


ba-
belâ vb.'lerini kendi ya da
bouna harcamak, israf et- kaiminin üzerinden) val varp
mek, hecier etmek, yok et- yakararak savuturan ya da
mek. saptran kimse, aran, arabu-
deport/ö -a re -öv -Öt um lucu. efaatçi.
gçf tamak, götürmek, alp deprec/or -örî -ötus gçf (bir
götürmek, nakletmek; eyalet- kötülüü, kendi ve bakalarnn
)

dep 165 deq


üzerinden ) en içten ricalar, bastnlm brakmak,
yalvarlarla savuturmak, deproeli/or -ârl gf. iddetle
önlemek; srarla engel olma- çarpmak; mücadele etmek,
ya çalmak, tasvip etmemek; savamak.
{kötülükleri savuturmak önle- , depröm/3 -ere -psî -ptum
mek ya do ilenmi kötülükler , gçf. alp getirmek, getirmek,
günahlar adna af dilemek için çekip çkartmak, çkartmak,
rica etmek, yalvarmak, ya- deproper/d -âre gf! acele et-
knmak; efaat etmek, araya mek, çabuk olmak; gçf. çok
girmek, araclk etmek, acele ettirmek, çabuklatr-
depreh/endo -deprendö mak.
-endere -endi -en su gçf. m deps/o -ere gçf. yourmak,
yakalamak, tutmak, kabaca hamur haline getirmek.
yakalamak, kapmak, m usu depud/et -ere -uit z. fiil

dere etmek; durdurmak, yolu- utanç vermez.


na çkmak, -ile karlamak, depügis s. zayf butlu; hutsuz.
birden karsna pkmak, a- depugn/o -âre -âvî -âl um
rtmak, akna çevirmek; gf. iddetle savamak, çarp-

(maddi) meydana çkarmak, mak, dövümek,


bulmak; ( mec .) anlamak, id- depulî gç. depeHo
rak etmek, farketmek, bul- depulsi/â -önis d. yön dei-
mak, kefetmek (zihinsel). tirtme; savuturma; kovma,
deprehensi/o -on is d. tutma, sürüp uzaklatrma; (göz)
yakalama, artma; keif, aaya indirme,
meydana çkarma, bulma, depuls/o -âre gçf. itip defet-
deprehensus deprensus mek, bir yana sürmek,
gedo. deprehendo depuls/or -oris er. defeden,
depressî gç. deprimö kovan, sürüp uzaklatran;
depressus gedo. deprlmö $. kötülükleri kovan ya da
alçak, aadaki, uzaklatran olarak Juppite-
depr/imo -imere -essî -es- rin bir lâkab,
sum ezmek, bastrmak,
gçf. depulsus gedo. depello
yük altna koymak; (bitki rc dipürg/ö -âre gçf. temizle-
baka eyleri) derine batr- mek; boaltmak,
mak, derine daldrmak; (bit- deput/o -âre gçf. budamak;
ki) derine dikmek, derin kaz- üzerinde düünmek, addet-
mak; (gemi) batmak; (mec.) mek ya da saymak.
bastrmak, sindirmek, yüksel- dSpygis bak. depugis
mesine izin vermemek ya da degue z. aa, aaya.
der 166 des

derect/u s gedo. derigö s. do- sözcüklerin etimolojisi.


ru, dikey, dik, dik açl; doru dlrîv/5 -üre -övf -otum gçf.

sözlü, dürüst; -d -ö -5 z. do- yönünü de-


(svlar) yolunu,
ru, açkça, dobra dobra. itirmek, baka yana çevir-
dSrelcti/3 -on is d. önemse- mek; datmak, tevzi etmek;
meme, ihmal etme, kaytsz (dlb.) türetmek.
olma; terk etme, brakma. derog/5 -Sre gçf. ( huk .) bir ya-
derel/inquö -inquere -qul say tadil ya da deitirmeyi
-ictum gçf. terk etmek, vaz önermek, onu tahdit etmek,
geçmek, yüzüstü brakmak, daraltmak; (mec.) deerden
derepente z. birdenbire, ans- düürmek, eksiltmek, azalt-
zn. mak, alp götürmek, geri çek-
derep/ö -«re gf. sürünmek, mek, geri almak.
derî/deö -dere -s -sum gçf. derosus s. kemirilmi, kemiri-
gülmek, alay etmek, istihza lip bitirilmi.
etmek. deruncin/5 -öre gçf rendele-
derîdiculus s. gülünç, gülü- mek, rendeleyip düzeltmek;
nür; -um -î cns. alay, istihza, (com.) mzkçlk yapmak, do-
alay konusu, saçmalk, landrmak, aldatmak.
derig/escö -esçe re -ui gf. deru/ö -ere -î gçf. ykmak,
sertlemek, phtlamak, tahrip etmek.
dir/lgd -4 gere -exl -ectum deruptus s. dik. cns. ç. uçurum,
gçf dönmek, hedefe doru çe- sarp kayalk.
virmek, yöneltmek, tevcih et- desaev/ö -re gf. gazaba gel-

mek; (mec.) düzenlemek, tan- mek, iddetli öfke duymak;


zim etmek. iddetli öfkeyi bitirmek.
der/ipiö -ipere -ipul desc/endd -endere -endi
-eptum gçf koparmak, yr- -ensum gf inmek, dümek,
tp koparmak; iddetle sök- sürmek, batmak, azaltmak,
mek; indirmek. çökmek, binek hayvanndan
ders/or -ors er. alayc kim- inmek; (ask.) resmi yürüyü
se, hicivci kii, yapmak; (nesneler) dümek,
derlsus gedo. derîdeo batmak, delip geçmek; (mec.)
derls/us -ös er. küçük görme, kendini küçük düürmek, te-

tahkir, alay, istihza. nezzül etmek.


d€rlvat/5 -öns d. yönünü descSnsi/ö -dnis d. inme,
deitirme, baka yöne çevir- ini.
me, dorultusundan sapma, descens/us -ös er. ini; yoku
-den balama; (dlb .) türetme, aa inen yol.
des 167 des
desc/isco -iscere -îvi & il hizmet etmek,
-t um gf. terketmek, brak- des/es -dis s. aylak, babo,
mak, brakp kaçmak, çekil- atl.
mek, öbür tarafa geçmek ya desiccö -fire gçf. kurutmak,
da öbür taraftan olmak, suyunu boaltmak ya da
ayaklanmak, isyan etmek; aktmak.
aynlmak; sapmak, birbirin- des/idefi -îdere -edl gf. ay-
den ayrlmak; sadakatsiz ya lakça oturmak, pineklemek,
da güvenilmez olmak, deslderâbüis s. arzu edilir, öz-
descrî/bö -bere -psl -ptum lenir.

gçf. kopya etmek, suretini ç- desîderati/o -fini d. arzu,


karmak; çizmek, resmetmek, özlem.
taslak yapmak; resim ya da desîder/ium -I & il cns. has-
yazyla tasvir etmek, betimle- ret, özlem, kayp duygusu;
mek; (bak. ayrca dîscrlbö). yokluk, eksiklik; rica, istir-

descrfpti/ö -ön is d. suret; çi- ham, temenni, dilek; me- te-


zim, resim tasla, diyagram, net urbis Roma'y özlüyo-
çizge; tasvir, betim, rum.
descrîptus gedo. describö deslder/ö -üre -övl -ât um
(bak. aynca dfscrîptus). gçf. eksikliini duymak, im-
m
desec/Ö -öre -uî -tu gçf. ke- renmek; özlemek, hasretini
sip çkarmak, kesip atmak, çekmek; arzulamak; bekle-
kesmek; (mec.) reddetmek, mek; kaybetmek; (edl.) yitiril-
deser/ö -ere -«I -t um gçf. ter- mek, kaybedilmek,
ketmek, brakmak, görevden dfisid/a -oe d. aylaklk, ba-
kaçmak, yüzüstü brakmak; boluk, duygusuzluk, hare-
(kefalet) ceza olarak kaybet- ketsizlik, atalet, batilik,

mek. desidifis/us s. tembel, aylak;


de sert /or -Sri s er. terk eden geveme, rahatlama; -e z. ay-
ya da brakp kaçan kimse; lak aylak.
(savaca) asker kaça, des/Idö -îdere -edl gf. bat-
desert/us gedo. deserö s. çöl mak, çökmek; (mer.) fenala-
olan, çölümsü, iskân edilme- mak, bozulmak,
mi, terk edilmi, metnk, s- designâti/ö -önis d. kesinlik-
sz, bo, tenha; cns. ç. çöller; le belirleme, tayin etme; (yük-
d. boanm kadn ya da zev- sek memurlar) seçim,
ce. designâtor bak. dissignâfor
deserv/iö -re gf. köle olmak, design/o -öre -ovî -otum
tabi ya da hizmetinde olmak, gçf. plann ya da taslan
des 168 des
çizmek; iaretlemek, iaret et- suzluk, keder, yeis; delice ce-
mek, göstermek, tasrih et- sur olma.
mek; tanmlamak; dala- despir/ö -öre -övî -öt um
mak; (s/y.) seçmek; (sana/) gçf & gf umutsuzluk duy-
tasvir etmek, betimlemek, mak, kederlenmek, yeis için-
gösterime sunmak; -ötus s. de olmak; terketmek, vazgeç-
seçilmi, mek; -ötus s. umutsuz, umu-
desiî gç. desinö dunu kesmi; kaygsz, perva-
de/siliö -illre -üu! -ultum sz.
gf aaya atlamak, konmak despexi gç. despiciö
(ku vb). despicöti/ö -önis d. küçük
dest /nö -nere -I gçf. terk et- görme, hor görme,
mek, brakmak; gf. durmak, despicötus 5. nefret edilen,
vaz geçmek; sona ermek, aalk, zelil, rezil, habis,,
desipienti/a -ae d. aklszlk, deni.
ahmaklk, alklk, anlaytan despicöt/us -ös er. küçük gör-
yoksunluk. me, hor görme.
desip/iö -ere gf. aptal olmak, despicienti/a -ae d. küçük
maskara olmak; -lens -ien- görme, hor görme,
ti$ s. sersem, akn, budala, desp/iciö -içere -exi -ectum
des/isto -istere -titf -titum gçf yukardan bakmak; (mec.)
gf ( bir eyden) geri durmak, küçük görmek, hor görmek.
durmak, terk etmek, brak- despoliöt/or -Ör i s er. yama-
mak, vaz geçmek, c, çapulcu.
de s it us gedo. desinö despoli/ö -öre gçf soymak,
desöl/O -öre -Övî -ât um gçf yamalamak, talan etmek,
yalnz brakmak, terk etmek, desp/ondeö -öndere -ondî
despec/tö -öre gçf yüksekten & opondî -onsum gçf taah-
bakmak, aa
bakmak, hüt etmek, söz vermek: nian-
manzaraya hakim olmak; lanmak; adamak; vazgeç-
küçümsemek, tepeden bak- mek, umutsuz olmak; ani-
mak. mum- umudunu yitirmek,
despectus gedo. despicîö 5. meyus olmak.
aalk; alçak, rezil, despu/mö -öre gçf köpüü-
despect/us -ös er. kubak nü almak, kayman almak,
bakma, görünü, görünüm; despu/ö -ere gf yere tükür-
küçük görme, hor görme, mek; gçf reddetmek.
desperanter z. umutsuzca, de$i|uöm/ö -öre gçf pullarn
desperâti/ö -önis d. umut- kazyp çkarmak, kabuunu
)

des 169 det


yo da derisini soymak. destru/ö -ere -xl -ctum gçf.
destil!/ö -öre gf yere damla- ykmak, tahrip etmek; mah-
mak, damla damla damla- vetmek.
mak; gçf. damtmak, desubitö z. anszn, birdenbi-
desti mu 1/5 -öre gçf. dürtüp re.

tahrik etmek, uyartmak, ten- desüdösc/o -ere gf. terlemek,


bih etmek ter dökmek, smlsklam terle-
desti nöti/ö -önis d. çözme, mek.
aynma; atama, tayin, desüd/ö ‘-öre gf. çabalamak,
destin /o -öre -övî -otum uramak.
gçf balamak, raptetmek; ta- dösuefactus s. allmam,
yin etmek, belirlemek; çöz- mutad olmayan,
mek. halletmek; ( okçuluk he- disuetus s. allmam, kulla-
deflemek; ( mec.) satn alma- nlmam, metruk, zaman
ya niyetlenmek; -ötus s. ka- amna uram, artk kulla-
rarlatnlm, duraan, sabit; nlmyan, uygulama d.
cns. iaret; niyet; -ötum est desuetGdö -Inis d. kullanl-
mihi karar verdim, may, kullanlmaz olma, za-
destitî gç. desistö man amna urama,
desti t/ uo -uere -uî -Otum desult/or -orls er. -sirkte ata
gçf. birkenara ayrmak, yer- binen kimse; (mec.) kararsz
letirmek; yüzüstü brakmak, âk.
yalnz brakmak, terk etmek, d5sultür/a -ae d. sçrama ya
güç bir zamanda terk etmek da aaya atlama,
(bir dostaya da ortaa ), hiya- de/sum esse -fuî gf. bulun-
net etmek. mamak, mevcut olmamak;
destitüti/ö -önis d. yüzüstü eksik olmak, baaramamak,
brakma, umudunu boa ç- görevde baansz olmak,
karma, terk etme, desum/ö -ere -psî -ptum
destitütus gedo. destituö gçf.seçmek, ayrmak, aykla-
destrictus gedo. destringö 5. mak; üzerine almak, üstlen-
sert, iddetli, hain, mek.
döstr/ingö -ingere -inxi desuper z. yukardan, üstten,
-i etu m gçf. (yapraklar) soy - desurg/ö -ere gf. yükselmek,
mak; (gövde) omak, oala- det/egö -eere -exî -ectum
mak, masaj yapmak; (klç) gçf. örtüsünü kaldrmak, aç-

çekmek; syrmak, synp geç- mak; gözönüne sermek, çp-


mek; gçf. knamak, eletir- lak hale getirmek, üstünü aç-
mek. mak; (mec.) ifa etmek, aça
det 170 det
vurmak, bulmak, kefetmek, mek, aman dilemek, yalvar-
düt/endö -endere -inam mak; baka yöne çevirmek.
gçf (çadr) bozmak, detex/ö -ere -ui -t um gçf
ditentus gedo. deti neo dokumak, örmek, dokumay
deter/90 -gere -s -sum gçf. bitirmek; (mec.) tasvir etmek,
silmek, silerek kurutmak, te- betimlemek.
mizlemek; silerek temizle- det/neö -inere -nuî
mek; soyup çkarmak, süpür- -entum gçf. zapt etmek, al-
mek ya da süpürüp temizle- koymak; igal altnda tut-
mek. mak.
diterl/or -ör is s. daha aa, det/ondeö -öndere -ondf
daha alçak, rütbece aa, -önsum gçf krkmak, krp-
daha kötü; -us z. daha kötü mak; soymak.
bir biçimde. deton/ö -öre -ul gf. gürleme-
diterminoti /5 -ön s d. snr; ye son vermek.
sonuç. detor/queo ~qere -si -t um
determin/ö -öre -Svi -ötum gçf. bir yana döndürmek, yö-

gçf. snrlamak, snr koy- neltmek; çarptmak, yanl


mak; tespit etmek, kararla- anlatmak, tahrif etmek.
trmak, belirlemek. detroct/ö -önis d. alp götür-
det/erS -erere -rfvi -ritum me, çekilme, geri alma, nakil,
gçf sürtmek, andrmak, yp- tama; aynlma.
ratmak, bozmak; (üslup) süs- detractö bak. detrectö
lemek; (mec.) zayflatmak, detroctus gedo detraho .

azaltmak, mahv etmek, detra/hö -here -xl -ctum


deterr/eö -ire -ul -itam gçf gçf çekmek, alp götürmek,
korkutmak; caydrmak, cesa- aaya çekmek; geri çekmek,
retini krmak; önlemek, geri almak, terketmeye zorla-
detersus gedo. detergeö mak; eksiltmek, deerden dü-
detestâbilis 5. mel'un, lânete ürmek, saygnln bozmak,
layk, nefret verici, kerih, aleyhinde bulunmak, kötüle-
menfur. mek.
detestâti/S -önis d. lanet, dötrectâti/ö -önis detrac-
nefret, savuturma, defetme, d. kabul etmeme, reddetme.

detest/or -Sri -atus gçf. nef- dStrectSt/or -öris detract-


ret etmek, irenmek; lanet et- er. kabul etmeyen ya da red-

mek, beddua etmek, bela deden kimse; kötüleyici kim-


okumak; (feh/ike vb.'lerinî) se, küçülten kimse.
üzerine çarmak, tehdit et- dStrect/ö -öre -Svi -Stum
det 171 dev
gçf. otlatmak, görevden ka- deüt/or -I gf. kötü davran-
çnmak; deerden düürmek, mak; eziyet etmek.
kötülemek, saygnln boz- d2vast/ö -öre gçf. harap et-
mak. mek, mahvetmek.
detrfmcntösus s. zararl, deve/hö -here -xl -ctum gçf
detrîment/um -I cns. kayp, tamak, nakletmek, tayp
zarar, ziyan, hasar; (ask.) ye- götürmek, alp götürmek,
-capere felakete ura-
nilgi; iletmek, (at, araba, gemi vb.)
mak, zarara uramak, ile götürmek; (edl.) gitmek,

detrîtus gedo. deterö aa doru gitmek, inmek.


detrü/dö -dere -sî -sum gçf. dev/ellö -ellere -ellT & olsT
aa sürmek, itip defetmek; -ulsum gçf. koparmak, yol-
yerinden çkarmak, tahliye mak, çekmek.
ettirmek; ertelemek; (mec.) dev£l/ö -öre gçf. örtüsünü aç-
zorlamak. mak, ortaya çkarmak.
detrunc/ö -öre -övf -otum devener/or -örî gçf. tapn-
gçf. kesip atmak, kafasn kes- mak, ibadet etmek; dua ya
mek, kötürüm etmek, da yalvanlarla baka yöne
detrüsus gedo. detrödö çevirmek.
deturb/ö -öre -ovî -otum dSv/eniö -enire -eni -en-
gçf. iddetle sürmek, indir- tum gf varmak, ulamak,
mek, devirmek, aaya at- gelmek, vasl olmak; (mec.)
mak, alaa etmek; kaçrt- erimek.
mak, dan atmak; yerinden deverber/Ö -öre -övf -otum
çkarmak; (mec.) yoksun kl- gçf. iddetle dövmek, dayak

mak. atmak.
Deucaliön -onîs er. Promete- devers/or -örî gf. geçici ola-
us'un olu; Theselia'da rak oturmak, kalmak ( konuk

Phthia kral; Pyrrha'nn ko- olarak).


cas. devers/or -öris er. konuk, mi-
deun/ x -cis y. safir.

deu/rö -re re -s sî -stum gçf. deversöriol/um - cns. küçük


yakp bitirmek; (iklim) don- mesken.
durmak. deversor/us s. mesken niteli-
de/us -f (sin. deus ç. di deos inde ya da kabilinden;
denin dls) er. tann; di me - um -I & il cns. han, mes-
liüro! tann korusun! dî t? ken.
oment! seni kutsasnlar, deverticul/um -I cns. yan yol;
deüstus gedo. deürö çknt; konu d
söz; geçid
dev 172 dev
mesken yeri, han; ( mec.) s- mak; (bir yere) çarmak, alp
nak. getirmekya da götürmek;
döver/tö, devortö -tere -ti cezbetmek, kendine çekmek.
-sum -tpr -tî gf baka bir devol/ö -âre gf alçaktan uç-
yana dönmek, baka istika- mak; üzerine inmek, çullan-
mete gitmek ya da sapmak; mak, uçumak, (bir nesneden
yatya kalmak, geçici olarak öbürüne) geçmek, uramak;
kalmak; bavurmak, müra- uçup gitmek, gelip geçmek,
caat etmek; konudan aynl- yok olmak.
mak. devol/vö -vere -vî -Otum
devexus 5. eimli, inili, dik. gçf yere yuvarlamak, düür-
devin/ciö -cire -xl —ctum mek; (edi) kendini yerde yu-
gçf. skca balamak, düüm- varlamak, baüstü dümek;
lemek; (af vb.'ni bir yere) ba- (yün) eirmek.
lamak; (mec.) skca birletir- devor/ö -âre -övf -otum gçf
mek; taahhüt etmek, üzerine yutmak, yutuvermek; girdap
almak, yükümlü klmak, yü- içine çekip yutmak, hrsla ye-
kümlülük ya da mecburiyet mek; (para) çarçur etmek;
altnda brakmak, yükümlü- (
gözya ) tutmak; (bela) sabr-
lük altna sokmak. la dayanmak.
dev/înco -incere -îcî devors- devort- bak. devers-
-ietum gçf. tümüyle hezime- devert-
te uratmak, bozguna urat- devorti /a -ör um cns. ç. yan
mak, yenmek, alt etmek, zor- yollar.
la itaata getirmek, boyun e- devöti/ö -önis d. adama;
dirmek, sava kazanmak, lanet, beddua, nefret, nkisar
galip gelmek. etme; yasa dna çkarma;
devit âti/ 5 -önis d saknma, büyü, efsun, büyücülük usulü
karnma. ya da reçetesi.
devit /ö -3 re gçf kaçnmak, devöt/ö -öre gçf büyü yap-
saknmak. mak, cezbetmek.
dövius s. yolun dnda, sapa, devötus gedo. devoveö s.
dolak, iri bürü, dolanbaç- adanm, balanm, ba
l, sapm, çaprak; (kip’) yal- eik, sadk, vefal; lanetlen-
nz, bir tarafa çekilmi; (mec.) mi, meum.
sebatsz, kararsz, deiken. döv/oveö -övere -övf -ötum
devoc/ö -öre -avl -otum gçf gçf adamak, adak sunmak,
çarmak ya da davet etmek, istimdat etmek, dua ya da
geri çarmak, üst üste çar- yalvarp yakararak yardm
a

dev 173 dic


-f—
istemek; ithaf etmek; vazgeç- dlâri/a -orum cns. ç. günlük
mek; lanetlemek; büyü yap- gda ya da para ödenei,
mak. dibaph/us -I d. Romallarda
devulsus gedo. devellö resmi giysi.
dexteII/o -ae d. küçük sa ei. dic/ -ae d. dava.
dext/er -eri & rî s. sa; ie dicScit/os -âtis d. aka yollu
yatkn, becerikli, mahir, alay, hazrcevap sözlerle dolu
uurlu, uygun bir kehânet konuma.
iaretiyle ilgili; d. sa el, sa dicâculus s. arsz, mark,
el yönü; el; dostluk yemini; küstah.
rfi edt. (ih. ile) -nn sanda; - dicâtiö -ön is d. yurttalk bil-

rî (ki. -«rius) . hünerle. dirimi.


dexterit/5s -dtis d. hüner, dic/âx -acs s. zeki, nükteli,
marifet. açkgöz.
dextrö/rsum -rsus -vorsum dichore/us -î er. biti uzun biri
z. saa doru, ksa iki heceli vezin.
di ç. deus tannlar. dici/5 -ön is d. güç, hüküm,
diabathrâr/ius -I & il er. ter- otorite, yetki, nüfuz,
lik yapmcs. dic/ö -a re -övi -otum gçf t-
diabol/us -î er. eytan, iblis, haf etmçk, kutsamak, kutsal-
diâcon/us -I er. (dn .) diyakoz, latrmak, takdis etmek, tan-
kilise görevlisi. rya adamak, vakfetmek;
diadema -tis cns. taç, krallk tanrlatrmak, tahsis etmek,
tac. hasretmek, teslim etmek,
diaet/a -ae d. perhiz; oturma dî/cö -çere -xf dictum gçf.
odas. söylemek, anlatmak; zikret-
dialectic/s s. diyalektie ait; mek, demek, ifade etmek; tes-
er. mantki; -a -«e, -e -5$ d. miye etmek, adlandrmak;
diyalektik, mantk; cns. ç. resmi bir dille söylemek; (ret.)

mantksal somlar; -î z. diya- nutuk vermek; (yasa) dava


lektik olarak. açmak; (iir) tasvir etmek,
Dioiis s. Iuppiter'e ait ya da il- kutlamak, tesit etmek; (me-
gili; er. Iuppiter'in barahibi, muriyet) atamak; (zaman, yer)
dialog/us -I er. diyalog, mu- yerlemek, saptamak; gf. her-
havere, konuma. kesin önünde söylemek; cau-
Diân/a -ae d. bakire av tann- sam- dava açmak: üs- ve-
ças, oynca ay ve Hecate ile rilmi hükmü ya da karan
de özdeletirilir; -i us s. cns. açklamak; sententiam- fik-
Dinna'nn tapna. rini açklamak, oyunu ver-
dc 174

mek; -co yani, öyle ki; -xl dîd/Ücö -üçer e -üxl -uçtum
bitirdim; dictum factum gçf ayrmak, yarmak, çatlat-
yaplmas ile söylenmesi bir mak; (ask.) datm yapmak;
oldu. (mec.) bölmek, parçalara
dicrot/um -î cns. çift sra kü- ayrmak.
rekli eski zaman kadrgas, diecul/a -ae d . bir küçük gün.
dictamn/us -I d. geyikotu; bir dierectus s. çarmha gerilmi,
tür yabani mercankök, di /es -el er. d. gün; (gen . d.) bir
dictöt/a -ör um cns. ç. dersler, günlük yolculuk; (mec.) za-
kurallar. man; -vneas doumgünüm;
dictât/or -öris er. diktatör -em oblre ölmek; -em de -e
-örlus s. diktatöre ait. -em ex -e günden güne; n
dictâtür/o -ae d. diktatörlük. -es günlük.
Dct/i -5» d. Girit'te bir da; Diesplt/er -ris er. luppiter.
Juppiter bu dada büyütül- diffom/ö -üre -avî -âtum
mütü; -aevs s. Giritli, gçf ifa etmek, aça vur-
dictî/o -ön is d. konuma, bil- mak; iftira etmek, yermek,
dirim, üslup, ifade, anlatm, differenti/a -oc d. ayrlk,
hitabet; ( bilicilik ) kehanet, fark, çeitlilik; tür.
dictit/ö -öre gçf. söylemeyi differit/âs -otis d. aynlk,
sürdürmek, sürekli söylemek, fark.
iddia etmek, tekrarlamak; sü- diff/ero -erre distulî dîlâ-
dava açmak,
rekli tum gçf datmak, ayrmak;
dict/ö -âre -ovi -âtum gçf. apa vurmak,
ifa etmek;
sürekli söylemek, tekrarla- (mec.) artmak,
rahatsz et-
mak, bir yaz aya, örenciye mek, endie vermek; (zaman)
yazdrmak ya da tertip, terkip ertelemek, geciktirmek; gf
etmek. baka olmak, farkl olmak,
dict/uj gedo. dc 5/ um -I cns. benzememek, seçkin olmak,
söz, lakrd, sözcük; atasözü; mümtaz olmak.
nükte; aka, espri; komut. differfus s. tka basa dolu; t-
Dictynn/a -ae d. Britomartis; kanm, -ile doldurulmu,
Diana; -aeus s. (bir eyin içine) sokulup doldu-
didicî gç. discö rulmu.
dld/ö -«re -idî -itum gçf. da- diffic/lis s. güç, zor; belâl,
tmak, yaymlamak, neret- icra edilemez, zahmetli, tehli-
mek. keli; (k//) idaresi zor, dik ka-
Did/ö -Üs & -on is (ih. -ö) d. fal, titiz, hain, ters; -ulter
Kartaca kraliçesi. -liter z. güçlükle.
.

dif 175 dig

diffcult/ös -atis d. güçlük, diffundS -undere -udi


zorluk, dert, sknt, darlk, üsum gçf. her yana akt-
meakkat; terslik, aksilik, mak, dökmek, boaltmak;
mükiiat, yoksulluk, yokluk, yaymak, dökmek; sevindir-
dik kafallk. mek, memnun etmek,
diffld /en* -entis 5. özgüven- diffüsilis i. dank ve aynnt-
den yoksun, çekingen, endi- h.
eli, sklgan; -enter z. gü- diffûs/us gedo. diffundö s.
venmeyerek. yaylan, dalan; (yar) geni,
diffldentft/a -ae d. güvensiz- dank; -3 z. yaylarak, ge-
lik, itimatszlk; çekinme, ka- nileyerek.
çnma. dlge/rd -rere -ssl -stum gçf.

diffl/do -dere -su» gf güven- bölmek, datmak; düzenle-


memek, itimat etmemek; mek; yorumlamak,
umudunu kesmek, meyus ol- digesti/ö -onis d. (ret.) düzen,
mak. digestus gedo. dîgSro
dff/ndö -«dere -di -ssum digitul/us -I er. küçük par-
gçf. yarnak, ayrmak, aç- mak.
mak, koparmak, digit/us -I er. parmak; ayak
difflng/o -ere gçf. yeniden parma; (ç.) sayma becerisi;
yapmak, yeniden olutur- attfngee caelum -ö mutlu-
mak. luun en yüksek mertebesine
difflssus gedo. diffindo varmak; liceri -5 müzayede-
difflsus geo diffldö de fiyat yükseltmek; mon-
difflt/eor -eri gçf. ( bir hareket strârl -ö ünlü biri olmak,
ya da sözün) kendisine ait ol- parmakla gösterilmek; ex-
duunu kabul etmemek; treml; s um mî -I parmak
inkâr etmek. uçlan;concrepâre -Is par-
d£fflu/5 -ere gf. akp gitmek, maklan çtrdatmak,
her dorultuda akmak, eriyip digladi/or -ârl gf. iddetle
gitmek; (mec.) kendini sefa- kavga etmek.
hata vermek. dignâti/d -onis d. onur, va-
dîffring/ö -ere gçf. krmak, kar.
paramparça etmek, dignit/âs -ât is d. deer, iti-

diff/ugiö -ugere -ugl gf. ya- bar; deerlilik, vakar, haysi-


ylmak, dalmak; ortadan yet, yüksek makam ya da rüt-
kaybolmak. be, mevki, paye; siyasal gö-
diffug/Ium —i & il cns. dat- rev.
ma, dalm. dign/ö -öre gçf ( birisine bir e-
dig 176 dil

yin) deer olduunu düün- mek; (zaman) kayp gitmek,


mek; -or -Sri gçf. (birisine bir dîlacer/ö -öre gçf parçalara
eyin) lâyk olduunu düün- ayrmak.
mek, kendisi için uygun, elve- dilömn/5 -öre gçf ikiye ayr-
rili ya da deer olduu görü- mak ya da yarmak.
ünde olmak; tenezzül etmek, dTlani/ö -öre -övî -atam
dîg nösc/ö dînösc/ö -ere gçf. gçf ince eritler ya da parça-
tefrik etmek, ayrt etmek, lar halinde yrtmak,
ayrmak. dîlapid/ö -öre gçf. israf et-
dignus 5. deerli, layk, reva; mek, çarçur etmek, heba et-
( eyler) uygun, münasip, ya- mek, harcamak; ykmak,
kr; -e 2 . tahrip etmek,
dlgre/dior -dî -ssus gf. aynl- dîlöpsus geo. dilöbor
mak, aynlp gitmek, ksm k- dlarg/ior -îri gçf. gelii güzel
sm aynlmak; sapmak, inhi- balamak, vermek,
raf etmek, istikametinden ay- dîlöti/o -önis d. erteleme, te-
nlmak; sadetten ya da konu- hir etme, geciktirme; iki du-
dan aynlmak. ruma arasndaki süre,
dîgressi/Ö -onls d. ksmlara dîlât/ö -öre -övî -a t um gçf.
ayrma; inhiraf etme, sapma; yaymak, geniletmek; (söz)
sadetten ya da konudan ay- yaymak, tevsi etmek; (mec.)
nlma. uzatmak, büyütmek,
dîgressus geo. dîgredlor- dîlöt/or -öris er. iini ertele-
dîgress/us -Cs er. ksmlara yen kimse.
ayrma, bölme ile ayrma, dîlötus gedo. differö
dîiudicöti/ö -ön is d. karar, dîland/ö -öre I gçf an öv-
dîiudic/ö -öre gçf. karar ver- mek.
mek; ayrt etmek, tefrik et- dllect/us gedo. dîlgö s. sevi-
mek. len, sevgili.
diiun- bok. dislun- dllect/us -us er. aymn, seç-
dlö/bor -bl -psus gf küçük me, toplama; (as/c.) zorunlu
parçalara aynlmak, parçala- askere alma; -um habere
np gitmek, ufalanmak; eri- asker kaydetmek.
yip girmek, çözülmek; akp dlexî gç. dîligo-
gitmek; dalmak, kaçmak; dîlig/ens -entis s. dikkatli,
çürümek, bozulmak, ykl- gayretli, usanmaz, sebatl; tu-
mak, devrilmek; (mec.) inhi- tumlu, idareli; seven, bal
tal etmek, zevale yüz tutmak, olan; -enter z.

mahvolmak, yok olmak, yit- dtligenti/a -ae d. özen, itina,


)

dil 177 dio


ihtimalin; dikkat; tutum, ev dîmic/ö -ore -öv! -otum gf
idaresinde tutumluluk; gay- kavga etmek, dövümek, mü-
retlilik; hamaratlk; sadakat, cadele etmek, çarpmak; ya-
dîl/igö -igere ~exî -ectum nmak.
gçf. özellikle çok deer ver- dîmidiâtus s. yanm, yanya
mek, kymet biçmek, say- bölünmü.
mak, itibar etmek; sevmek, dîmidius s. yanm; cns. yar,
dîlörîc/ö -ore gçf. yrtarak aç- dlmissi/ö -ön is d. uzaa gön-
mak. derme; azletme, hizmetine
dîlüc/eö -ere gf. açk olmak, son verme.
aikâr olmak. dlmissus gedo. dîmittö
dîlü/cescit -cescere -xt gçf. dlm/ittö -ittere -isi -issum
afak sökmek, tanyeri aar- gçf uzaa yollamak ya da
mak. göndermek, farkl yönlere
dilücid/us s. açk; vazh, belli; göndermek; brakmak, koyu-
-e z. vermek; ( toplant datmak,
dîlucul/um -I cns. afak, tan. bertaraf etmek; {ask.) terhis
dilud/ium -î & il cns. aralk, etmek; (mec) terketmek, yü-
fasla. züstü brakmak; {evlilik) boa-
dll/uö -uere -uî -ütüm gçf. mak.
suyla sürüklemek, eritmek, dînimi nu/ö -ere gçf krmak,
sulandrmak; açklamak; parça parça etmek,
(mec.)zayflatmak, ortadan dim/oveö -övere -övi
kaldrmak, bertaraf etmek, -otum gçf ayrmak; dat-
diluv/ies -ieî d., -ium -I & il mak, yaymak; ayartmak.
cns. tufan,büyük sel, takn, Dindym/us -i er. Mysia'da bir
dîluvi/ö -öre gçf. suyla kapla- da; Cybele'ye kutsald; -ene
mak, su basmak, -enes d. Cybele.
dîmön/o -öre gf. etrafa yayl- dînöscö bak. dîgnöscö
mak. dlnuvneroti/ö -onis d. say-
dlmensi/ö -on is ölçüm, ma, saym; para sarfetmek.
dme/tior -tlrî -nsus gçf. öl- dinumer/ö -öre gçf saymak,
çüyle ya da ölçerek dat- hesaplamak; ödemek,
mak, tevzi etmek; -nsus s. öl- diöboloris s. iki obol deerin-
çülü, ölçülmü. de.
di met/ ö -ore, -or -örf gçf s- diöeces/is -is d. mntka, böl-
nrlann ölçmek, ge.
dîmicâti/ö -ön is d. kavga, dioecet/es -ae er. haznedar,
mücadele, savam. veznedar.
dio 178 ds
Diogen/es -Is er. ünlü kinik fi- ran kimse.
Carneades'in öretme-
lozof; dr/igö -igere -exî -eetum
ni Stoac filozof. gçf. hizaya sokmak, düzenle-
Diome/dçs -Is er. Troia sava- mek (bak. derigö).
na katlm Argos'lu ünlü dlr/imö -imere -emi -emp-
kahraman; -e us s. tum gçf bölmek, ayrmak;
Diön/5 -es -a -ae d Venüs'ün kesmek, fasla vermek, araya
annesi; Venüs; -aeus s. girmek; sona erdirmek.
Dionys/ius -I er. Syraasae ti- dir/ipiÖ -»pere -ipuî
ran. -eptum gçf. parçalara ayr-
Dion^s/us -I er. Bakkhos; -Iû mak; yamalamak, talan et-
- iörum cns. ç. Bakkhos en- mek; tahrip etmek, harap et-
lii. mek; (mec.) zihnini baka
diot/a -ae d iki kulplu arap yöne çevirmek, rahatsz et-
küpü. mek, zdrap vermek,
diploma -tis cns. tavsiye mek- dirit/ös -ât is d. felaket, zarar,
tubu. ziyan, hasar; zalimlik, insaf-
Dipyl/on -î cns. Atina'nn bir szlk.
kaps. dir/umpö disrumpo -um-
Dire /e -es d Boeotia’da ünlü pere -üp -uptum gçf. par-
bir pnar; aeus s. Boeotia'l. çalaraayrmak; parçalamak,
dîreetus gedo. dîrgö s. doru, krmak, yarmak, koparmak;
müstakim, düz, dikey, dik; (mec.) hrstan patlamak,
yaln (bak. dereetus). dlru/ö -ere -î -tum gçf. tah-
direml gç. dirimö rip etmek; datmak, saç-
diremptus gedo. dirimö mak; -tus s. iflas etmi kim-
dirempt/us -üs er. ayrlk, ay- se; oere -tus kumar oynama

nlma. sonucu mahvolmu,


dîrepti/ö -önis d. yama, ta- dîruptus gedo. dîrumpö
lan. dîrus s. meum, uursuz, kor-
dîrept/or -oris er. yamac, kunç; korku yaratan, ürkütü-
talana. cü. dehet verici; d. ç. kötü ta-
dreptus gedo. dlripiö lih; Furia'lar, söylencesel y-
dîrexî gç. dîrlgo lan saçl üç tannça; cns. ç.

dîrib/eö -ere gçf. oylan ayr- korkunç eyler,


mak. dîrutus gedo. dîruö
dtribiti/ö -önis d. oylar ayr- dls dîtis s. zengin.
ma. Dîs Dîtis er. ölüler diyannn
dîribit/or -oris er. oylan ay- tanrs, Pluto.
dis 179 dls

disc/edö -edere -essi ~es- laksz, sefih.


sum gf. (yer ayrlp
ve kiiden) disci/ndö -ndere -dî -ssum
gitmek; ( ilikiyi) terketmek, b- gçf. yrtmak, kesip açmak,

rakmak; (ask.) ordugâh kal- discit/go -gere -xî -ctuvn


drp çekilmek; bir nedenle gçf. kuangevetmek ya da
ava meydanndan ayni- çözmek.
ni ak; (s/y.) farkl bir politika- disciplfn/a -ae d. öretim, *

ya geçmek, düüncesini de- öretme, eitim; örenme, bi-


itirmek; ortadan kaybol- lim, öreti, sistem; talim, ter-
mak, gözden yitmek; ab biye, disiplin; adetler.
signîs- sava hattn terket- discipu]/us -î er., -a -ne d.
mek. örenci, çrûk, mürid.
disceptöti/ö -önis d. tart- discissus gedo. discindö
ma, münakaa. disclû/dö -dere -sî -sum gçf.
disceptât/or -öris er., -rlx etmek, ayrmak, böl-
tefrik
-ricis d. hakem, mek.
discept/ö -öre gçf. tartmak, disc/ö -ere didicl gçf. ören-
münakaa etmek; (yasç) hü- mek, tanmak, ahsen bil-
küm vermek, karar vermek, mek.
disc/erno -emere -revl discol/or -öris s. farkl renk-
-retum gçf. bölmek, ayr- ten, renk renk, alaca; farkl,
mak; ayrt etmek, tefrik et- discondücit lâyk deildir, de-
mek. eri yoktur, demez,
discerp/5 -ere -si -tu m gçf. disconven/iö -îre gf. uyu-
yrtp ayrmak, datmak, mamak, uygun dümemek,
ayrmak; (mec.) sövmek, yer- tutarsz olmak.
mek. discordöbilis s. uyumayan,
discessi/5 -Önis d. ayrma; gi- uygun dümeyen,
di, aynl; ( senato) bölünme, discordi/a -ne d. uyumsuz-
discess/us -üs er. aynlma; gi- luk, görü aynl, anlamaz-
di, aynl; askeri yürüyü, lk, ihtilaf.
discid/ium -I & il cm. aynlp discordiösus s. fitneci, arabo-
parçalanma; aynlma; boan- zucu.
ma; uyumsuzluk, fikir aynl- discord/ö -öre gf. uyuma-
s>- mak, ayn düüncede olma-
discld/ö -ere gçf. parça parça mak, ihtilaf halinde olmak,
kesmek, parçalara ayrmak, çatmak; farkl olmak,
discinctus gcdo. discîngö s. discor/s -dis s. aralnnnda
gevek, ihmalci, kaytsz; ah- uyumazlk bulunan, kar,
dis 180 dis

muhalif, çelikili, tutarsz, discu/rrö -rrere -currî & rrî


discrepanti/a -ae d ayn gö- -rsum gf koumak, farkl
rüte olmama; anlamazlk, yönlere komak,
ihtilaf. discars/us -üs er. uraya bu-
discrepöti/ö -ön i s d. itiraz, raya koup durma,
tartma. disc/us -I er. disk,
dlscrepit/ö -5re gf çok farkl discussus gedo. discutiÖ
olmak. discu/tiö -tere -ssl -ssuvn
discrep/ö -âre -u gf. uyum- gçf parçalara ayrmak, krp
suz olmak; ihtilaf halinde ol- parçalamak; datmak, saç-
mak, uyumamak, farkl ol- mak, defetmek.
mak; tartmak, itiraz etmek, disert/us s. akc, beli, bela-
discretus gedo. discernö gatl; apaçk, aikâr; -e -im
discrf/bö -bere -psl -ptum z. kesin bir biçimde; beli ola-
gçf. datmak, tevzi etmek, rak.
paylatrmak, snflandr- dis/iciö -içere -ieci -iectum
mak. gçf. uraya buraya atmak,
dlscrîm/en -ini cns. ara, fa- datmak, saçmak, parçala-
sla, bölme çizgisi; fark, tefrik, mak, parçalar halinde yrt-
ayrt etme; dönüm noktas, mak; bozguna uratmak;
bunalm, tehlike,
hayati an, ykmak, tahrip etmek; (mec.)
discrfmin/ö -öre gçf bölmek, alt etmek, yenmek, boa ç-
ayrmak. karmak.
dîscrlpti/ö -onis d. paylatr- disiect/ö -öre gçf oraya bura-
ma, datma, tevzi etme, ya frlatmak, savurmak, da-
dîscrîpt/us gedo. dîscrîbö s. tmak, saçmak,
aynlm, tecrid edilmi; iyi disiect/us gedo. disiciö
düzenlenmi; -e z. yi sralan- disiect/us -üs er. saçma, da-
m olarak.
discrucl/ö -Öre gçf ikence
tma.
disüncti/ö -ön i s d. ayrma;

etmek; ( mec.) eziyet, cefa ver- fark etme, benzememe; {man-


mek; rahatsz etmek, zahmet tk) ayak önerme; (ret.) ksa
vermek. ve birbiriyle eit cümlelerin
discu/mbö -mbere -buî ardkl, cümlenin bölüm-
-bitum gf (Roma usulü) ye- leri arasnda balaç kullan-
mek yemek için sofraya mama.
uzanmak; yataa gitmek, disiünct/us gedo. disiungö 5.
discup/îo -ere gf çok iste- ayn, farkl, uzak, ilgisi olma-
mek, arzulamak. yan; (konuma) dank;
dis 181 dis

(mantk) zt; -tus z. daha çok boyere harcamak, israf et-


bir ikilem eklinde, mek.
disi/ungo -ungere -ünxî disper/eö -ire -il gf tama-
-ü net um gçf ilikisini boz- men yok olmak, mahvol-
mak, arasn bozmak, ayr- mak, telef olmak, perian ol-
mak; boyunduruktan kurtar- mak.
mak; sütten kesmek; uzakla- disper/gö -gere -si -sum gçf
trmak. datmak, yaymak, saçmak.
disp/andö (dispennö) önde- dispers/us gedo. dbperö -e z.
re -ânsum & -essum gçf. orada burada.
yaymak. dispert/ö -îre -îvî -ît um,
disp/ör -aris 5. eit olmayan, -lor -îrf gçf. paylatrmak,
benzemeyen. datmak.
disparilis 5. birbirine benze- dispertlti/ö -önis d. bölme,
meyen, farkl. bölüm.
dispar/ö »öre -âvi -öt um dispessus gedo, dispandö
gçf ayrmak, tefrik etmek, disp/iciö -içere -exi -ectum
bölmek. gçf. açkça görmek, batan

dspart- bak. dlspert- baa görmek, ayrt etmek,


dispectus gedo. dlspiciö fark etmek; (mec.) üzerinde
disp/ellö -ellere -ull -ulsum düünmek.
gçf farkl yönlere sürmek, da- displic/eö -öre gf (eh. ile) da-
tmak defetmek,
, rltmak, cann skmak; sibi-
dispend/îum -I & II cns. mas- kötü bir ruh halinde olmak,
paha, zarar, ziyan;
raf, fiyat, kendinden memnun olma-
(mec.) zaman kayb, mak.
dispennö bak. dispandö displö/dö -dere -sum gçf. gü-
dispensöti/ö -önis d. yöne- rültüyle patlamak.
tim, dare, vekilharçlk. disp/önö -önere -osuî -osi-
dispönsöt/or -öris er. vekil- tum gçf uraya buraya koy-
harç, haznedar. mak, ya da yerletirmek; sra-
dispöns/ö -öre -âvî —öt um ya koymak; tevzi etmek; yer-
gf. ödemek, tediye etmek; tar- letirmek; düzenlemek, tertip
tarak datmak, tevzi etmek; etmek; (as/c.) tertibat almak;
paylamak; (mec.) düzenle- konulandrmak; nizama
mek, yönetmek, idareli kul- sokmak; tahsis etmek.
lanmak. dispositi/ö -önis d. düzenle-
disperd/Ö -ere -di -i tu m me, tanzim; usule göre ya da
gçf harap etmek, ykmak; mutad tertip.
.

dis 182 dis

dispostör/a -ae d. düzenle- lk, uyumazlk, çekime,


me, tanzim, usule göre ya cja dissentoneus s. ters, kar,
mutad tertip. aksi.
disposit/us gedo dispönö s. diss/entiö -entîre -ensi
düzgün, intizaml; -45 z. yön- -ensum gf. uyumamak,
tem li olarak. ayn fikirde olmamak, farkl
disposit/u$ -üs er. düzenleme, olmak; benzer olmamak; ya-
tanzim etme, tertip etme, lanlamak, tekzip etmek; bo-
dispud/et -ere -uit fiil/z. çok zumak ya da kavga etmek,
utanç verir. dissep- bak. dissoep-
dispulsus gedo. dispellö diss/ero -erere -evi -i tu m
disputâti/ö -on is d. tartma, gçf. tohum ekmek, aralklarla

münakaa. dikim yapmak.


disputöt/or -ör is er. tart- diss/ero -ere -ul -t um gçf. s-
mac. rayla yerletirmek, düzenle-
disput/ö -öre -övî -ât um mek; incelemek, görümek,
gçf. düünmek, düünüp ta- müzakere etmek,
nmak, açklamak; incele- disserp/ö -ere gf. fark edilmez
mek, tartmak. bir biçimde yaymak ya da
disquîr/ö -ere gçf. sorutur- sermek.
mak, dikkatle soru sormak, dissert/ö -öre gçf. görümek,
incelemek. müzakere etmek, tartmak,
disquisiti/ö -önis d. sorgu, diss/ideö -4 dere -idi -essum
soruturma. gf. uzak olmak; uyumamak,

disrumpo bak. dlrumpo ayn düüncede olmamak,


dissaep/iö -ire -si -t um gçf. bozumak ya da çatmak;
bir snrla ayrmak ya da çe- farkl olmak, benzer olma-
virmek, ayrmak, bölmek, mak; düzgün olmayan.
dissoept/um -i cns. bölme, dissignöti/5 -önis d. düzenle-
ayrma, taksim. me, tanzim.
dissövi/or -örl gçf. tutkuyla dissignöt/or -oris er. törenle-
öpmek. rin lideri; bir ii üstlenen kim-
dissedl gç. dissidö se.

dissemin/ö -öre gçf. tohum dissign/ö -öre gçf. düzenle-


ekmek, tohum saçmak; saç- mek, tanzim etmek, tertip et-
mak, yaymak, neretmek, mek (bak. designö).
dissinsi/ö -önis d. uyumaz- dissil/io -ire -uî gf. birdenbi-
lk, çatma. rekopup aynlmak, bir yana
dissens/us -üs er. anlamaz- sçramak, atlmak, parçalar
dis 183 dis

halinde frlamak, parçalan- dissociöt/ö -ön is d. ayrma,


mak; (mec.) kmlmak, çözül- aynlma, ayrlk.
mek. dissoci/ö -öre -âvf -otum
dissimil/is 5. benzersiz, farkl; gçf. ayrmak, aralanm boz-

-iter z. farkl olarak, benzer- mak, aralann ayrmak, ya-


siz bir biçimde. banclatrmak.
dissimilitüd/o -ini» d. ben- dissolfibiüs s. çözülür, ayra-
zememe, farkllk, bilir.

dissimulanter z. gizlice, dftssoliiti/o -önis d. çözülme,


dissimulanti/a -a e d. yalan- eritme, parçalama; ykma,
cktan yapmak; gibi görün- tahrip; inhilal; (yasa ) çürüt-
me; baka biçimde görünme, me, tekzip; (kii) zayflk, gev-
dissimulâtiö -ön is d gizle- . eklik, kadnslk, ahlâkszlk.
me, yalancktan yapma, gibi dissolüt/us gedo. dissoluö s.
görünme; klk deitirme; gevek, sk olmayan; kayt-
Sokrates tarznda ironi, sz, ihmalci; hafif merep,
dissimulât/or -öris er. gizle- uçan; -um -I cns. cümlenin
yen kimse, örtbas eden kim- bölümleri arasnda balaç
se, gibi görünen kimse, kullanmama; -e z. gevek bir
dissimul/ö -öre -av -ât um biçimde, dikkatsizlikle, ba-
gçf. gizlemek, saklamak, ört- tan savma.
bas etmek; önem vermemek, dlssol/vö -vere -vî -ütüm
bilmezlikten gelmek, gibi gö- gçf. çözmek, serbest brak-
rünmek, iki yüzlülük yap- mak; ayrmak; tahrip etmek,
mak. ortadan kaldrmak, bozmak,
dssipâbiIs 5. yaylr, intia ilga etmek; çürütmek, yalan-
eder. lamak; ödemek, borcunu
dlssipâti/5 -ön is d. datma, ödemek; özgür brakmak, sa-
saçma, yayma. lvermek.
dissip/ö dissupö -öre -övf dissonus s. ahenksiz, ahenksiz
-otum gçf. datmak, saç- ses çkaran; uyumsuz, uyu-
mak, yaymak; sermek, ne- mayan, farkl.
retmek; tahrip etmek, yerle dlssor/s -tis s. paylalma-
bir etmek; (ask.) bozguna u- yan, paylalmam, bölün-
ratmak. memi; deiik yazglarla il-
dlssitus gedo. disserö gili.

dissociâbilts 5. ayn, uyumsuz, dissuâ/deö -dere -sî -sum


birletirilemeyen, telif edil- gçf. vazgeçirmek, caydrmak;

mez, birbirine uymaz. aleyhine konumak.


. )

di s 184 dis

dissuösi/o -önfs d vazgeçir- ka yöne çekmek; alkoymak,


me, caydrma, aleyhine ko- megul etmek; önlemek.
numa. distin/guo -guere -xî —ctum
dissuas/or -Sri* er. muhalif gçf. bölmek; ayrt etmek, tef-
kimse. rik etmek, ayrmak; noktala-
dissult/o -öre gf. bir yana fr- mak; süslemek, tezyin etmek.
lamak, sçramak, atlmak, dist/ö -öre gf. ayn olmak,
dissu/ö -ere gçf çözmek, aç- uzak olmak; farkl olmak.
mak, sökmek, distor/queö -guere -sî -t um
dissupö bak. dissipö gçf. bükmek, burmak, çarpt-
dlstaed/et -ere fiil z. nefret mak.
verir. distorti/ö -onis d. burulma,
distanti/a -ae d. bakalk, ay- bükülme, çarptma.
rkslk, çeitlilik, dlstortus gedo. distorgueö s.
disten/dö (-nö). -dere -di çarptlm; cüce gibi; biçimi
-t um gçf. uzatmak, germek, bozulmu.
yaymak, geniletmek; ( mec . distracti/ö -onis d. bölünme,
iirmek, kabartmak, aynlma; ihtilaf, uyumazlk,
distentus gedo. distendö s. çeliki.
ikin, dolgun; gedo. disti- distractus gedo. distrahö s.
neo s. megul. ayn, ayrlm.
distermin/d -öre gçf. böl- distra/hö -here -xi -ctum
mek, snrlamak, gçf. yrtp ayrmak, ayrmak,
distich/on -i cns. beyit, parçalara ayrmak; parça
distincti/ö -onis d. ayrma, parça satmak, perakende sat-
ayrt etme, fark; (dilb.) nokta- mak; ya da ilgiyi
(aht) zihni
lama; (ret.) sözcükler arasn- baka yöne çekmek, zihnini
daki farkllk. kantrmak; contröversiüs-
distinct/us gedo. distinguö 5. bir uyumazl sona erdir
ayn, aynim , farkl, baka; mek; vöces- aralk brak-
süslenmi, güzelletirilmi, mak, fasla vermek.
tezyin edilmi; berrak, açk; distrib/uö -uere -uf -ütüm
-5 2 açk bir biçimde, belir-
. gçf. datmak, tevzietmek,
gin olarak. bölmek; -öte z. yöntemli bir
distinct/us -üs er. fark, ayr- biçimde.
lk. distribüti/ö -onis d. datm,
distineö -inere -iiuî tevzi, datma, bölme, tak-
-entum gçf. ayn tutmak, sim.
ayrmak, bölmek; ilgiyi ba- districtus gedo. distringo 5.
dis 185 div
megul; igal edilmi, zihni diatfn/us s. uzun, sürekli
kank; akl bulank; keskin, olan; -S z. çok, pek, süresince,
iddetli. diatius -isslme bak. diG
distri/ngo -ngere -nxî diüturnit/âs -ât is d. uzun
-ctm gçf. bir yana çekmek; süre, uzun zaman,
ilgisini baka yöne çekmek; diüturnus s. uzun, sürekli,
(asfc.) -e kar düman farkl dfv/a -ae d. tannça.
mntkalarda megul etmek, dlvöric/ö -âre gçf. yaymak,
distrunc/ö -5 gçf. kiye böl- datmak.
mek. dîv/ellö -ellere -elli -ulsum
distulf gç. dlfferö gçf. parçalamak, parçalara
disturb/ö -âre -av -otum ayrmak; ayrmak; ortadan
gçf. karkla sürüklemek; kaldrmak, tahrip etmek;
ykmak, tahrip etmek; boa (duygu) uzaklatrmak,
çkarmak, dü kmklna u- dlvend/ö -ere -itum gçf. par-
ratmak; mahvetmek. ça parça satmak,
dîtesc/5 -«re gf. zenginle- dlverber/o -âre gçf. bölmek,
mek. taksim etmek.
dîthyrambicus s. kaside tar- diverb/ium -I & ü cns. (kome-
znda yazlm iir, diyalogda bölüm,
di)

dithyramb/us -i er. içki üzeri- diversit/âs -âtis d. çeliki, ih-


ne vahi ve düzensiz bir üs- tilaf, uyumazlk, fark,
lupla yazlm iir, dfvers/us, dîvorsus gedo.
dti/ae -aram d. ç. zenginlik, dlvertö s. farkl yönlerde,
'
servet, varlk. ayn; farkl, deiik; uzak; zt,
dltiö bak. dlciâ çatan; hasm; er. r. bireyler;

dit/ö -âre gçf. zenginletir- -e z. farkl yönlerde, farkl


'
mek. olarak.
dia (k. di ûti us ud. diütis- dfver/to -tere -ti -«um gf.
sime) z. uzun bir süre; uzun yön deitirmek, uzakla-
müddet, uzun bir süre önce; mak; farkl olmak, aykn ol-
'
gündüzün. mak.
diurn/us s. günlük, günübir- dîv/es -iti s. zengin.
lik; gündüzün, gündüze ait, dîvex/o -âre gçf. talan etmek,
güncel; -um -I tns. günlük; yamalamak.
açta -a Roma'daki gündelik dlvidi/a -ae d. endie, merak,
gazete ya da resmi haber bül- tasa, kayg.
teni. dlv/do -idere -îsî -Isum gçf.
dîus s. ilahi, göksel, soylu. bölmek; krp açmak; dat-
)

div 186 doc


mak, paylatrmak; ayrmak, dîvti/ae -örum d. ç. servet,
ayn tutmak; ayrt etmek; varlk; (mec.) zenginlik,
( mücevher süslemek; senten dlvor- bak. dlver-
tiam- bir önergenin bölüm- dlvort/ium -I & T cns. aynm;
lerine birbirinden bamsz isteyerek boanma; iki rmak
olarak oy vermek, havzas arasndaki set.
dfviduus s. bölünebilir; bölün- dîvulg/ö -öre -âvî -ötum
mü. gçf. yaymlamak, ilan etmek;
dîvînöti/ö -ön is gelecei d. -ötus s. yaygn,
kestirme, kehanet; en uygun dvulsus gedo. dlvellö
savann seçimi için bavuru- dîv/um sub
-i cns. gökyüzü;
lan kehanet. -ö açk havada,
divlnit/5s -âtis d. tannsal dtvus s. ilahi, göksel, semavi;
yap, tanrlk; tannsallk; ke- tannlatnlm; er. tanr.
hanet, bilidlik; tanrsal özel- dîxf gç. di cö
lik. dö dare dedi datm gçf ver-
dvinitus z. tanrdan, tannsal mek; izin vermek, bala-
etkiyle; mükemmelen, mak, ihsan etmek; hasl et-
dîvîn/ö -öre -âvî -ötum gçf mek, neden olmak, yapmak;
önceden görmek, kehanette vazgeçmek, vakfetmek; am
bulunmak. latmak, söylemek; atfetmek,
dlvin/us s. tannsal, ilahi, tan- hamletmek, isnat etmek; fâ-
nlara ya da kehanete ait, in- bulam- oyun sahneye koy-
sanüstü, fevkalbeer, mü- mak; n fugom kaçmaya
kemmel; er. bilid, kâhin; cns. zorlamak; litterös- mektup
kurban; yemin, ahit; rös -a yollamak; manSs- teslim et-
dinsel tören, kurban; - mek ya da olmak; nömen-
Kumâna^ue yerdeki ve gök- kaydetmek; operam- dikka-
teki herey; -e z. tannsal et- tini vermek, önem vermek;
kiyle; kehanetle; hayranlk poenös- cezay ödemek;
uyandracak ekilde, völa- yelken açp kalkmak;
dvîsl gç. dlvidö verba- aldatmak, dolandr-
dlvfsi/ö -önis d. bölüm, böl- mak.
me; datm, tevzi, doc/eö -öre -uî -tum gçf ö-
dvls/or -oris er. data, da- retmek; bilgi vermek, anlat-
tmc. mak; fabulam- oyun sahne-
dîvfs/us gedo dlvidö
. s. ayn, ye koymak.
münferit. dochm/is -i & il er. iirde bir
dîvfs/us -üs er. bölüm. vezin ekli (v--v-).
doc 187 dom
docilis s. kolay eitilir, söz din- rak;ine, zehirli ine; pruva
ler, uysal. gabya yelkeni.
docilit/âs -âtis d. örenmeye Dolop/es -um enç. These-
uygun olma. lia'da bir halk; -la -iae d. ül-

doct/or -oris er. öretmen, keleri


belletmen. dol/or -oris er. ac, strap; id-
doctrîn/a -ae öretme, talim, detli ar, sz; keder, dert, s-

eitim, bilgi; bilim, knt; öfke, gazap, kzma, gü-


doct/us gedo. doceâ- 5. bilgili, cenme, darlma; (ref.) merha-
hünerli; marifetli, usta, zeki; met ve duygudalk gibi his
-e z. hünerli biçimde, zekice, uyardrma gücü ve yetenei;
document/um -I cns. ders, ör- Pathos.
nek, kant, delil. dolös/us s. hilekâr, aldatc,
D5don/a -ae d. Epiros'da Jup- yalana; kurnaz; -e z.

piter'in kehanet merkezi ol- dol/us -i er. hile, yalan, desise,


makla ünlü bir kent; -ae us, kurnazlk; -mal us bilerek
-is -idls 5 . yaplan aldatmaca.
dödr/âns -antis er. dörtte üç. domâbilis s. altrlr, ehlile-
dogma -tis cns. felsefi doktrin, tirilir.

prensip, dogma, nas. domesticus s. eve ait, evcil, ev


dolâbr/a -ae d. iki ucu sivri halkna ait; kiisel, özel; biri-
kazma. nin ülkesine ait; er. ç. ev hal-
dol/ens -entis .zam. or. do- k; bellum- iç sava.
leö s. aakl, aas çok, kederli; doml z. evde.
-enler z. hazin bir biçimde, domlcil/ium -4 & i cns. ev,
kederli olarak. mesken.
dol/e$ -îr e -uî -itum gf. aal domln/a -ae d. hanm, ev sa-
olmak, ac çekmek, muzdarip e, kan, sevgili; ( mec.)
hibesi;
olmak; alamak, yas tutmak, hanmefendi.
üzülmek; gçf. ac vermek, st- domin/âns -antis zm. or do-
rap vermek, an
vermek, minör s. (sözcükler) kelimesi
döliâris s. fç gibi, kelimesine; er. müstebit, ti-

doliolum -î cns. küçük fç, ran.


dol/ium -I & il cns. geni a- dominâti/ö -onis d. hakimi-
rap fçs. yet, yönetim, stibdat, tiran-
döl/o -ere -5vî -Ütüm gçf. lk.
balta vs. ile kesmek ya da dominât/or -oris er. efendi,
yontmak. hükümdar; -rlx -rlcls d.

dol/o -onis er. karg, ksa mz- kraliçe, kadn yönetici.


e

dom 188 dra


dominöt/us -us er. idare, ege- yük armaan, ihsan, teberru.
menlik. dönec (dönicum, dönique)
domin/ium -î 6c il cns. mut- ba. dein, kadar; - iken, sü-
lak hakimiyet, güç; ziyafet, resince.
ölen. don/ö -öre -av -ötum gçf.
domin/or -örî -ât us gf. yö- sunmak, takdim etmek, ar-
netmek, hüküm sürmek, maan vermek, ihsan etmek;
efendi olmak. balamak, göz yummak,
domin/us -î er. efendi, sahip, kusura bakmamak; ( mec.)
hükümdar; mülk sahibi; ev kurban etmek.
sahibi; müstebit. don/um -I cns. armaan, he-
Domit/ius -I er. Roma pleb diye; sunu.
ad; -iânus s. er. bir Roma dorca/s -dis d. ceylan, gazal.
imparatoru. Dör/Ss -um er. ç. Dor'lar;
domit/5 -öre gçf. ehliletir- —4cus s. Dor.
mek, uysallatrmak, büyük Dörf/s -dis d. su perisi; deniz.
ba hayvanlan itaat altna dorm/i5 -itum
-ire -Ivî gf.

almak. uyumak, uykuda olmak.


do mi t /o r -öris er. -rlx -rîcis dormitât/or -5ris er. dü gö-
d. fatih, hayvan terbiyecisi. ren (kimse).
domitus gedo. do m 5 dormit/ö -öre gf. uykulu ol-
domit/us -üs er. terbiye etme, mak, (uyuklarken) ba öne
evcilletirme. dümek.
dom/5 -öre -uî -t um gçf. dors/um -I cns. srt, arka; da
terbiye etmek, eitmek, evcil- srt.
letirmek, altrmak; fethet- dös dötis d. çeyiz; (mec.) hedi-
mek, ele geçirmek. ye; yetenek.
dom/us -Gs & î d. ev (öz. kent- dötölis s. çeyizle ilgili, çeyiz ka-
te); yurt, asl memleket, aile; bilinden.
(fel.) frka, mezhep; -I evde; döt/d -öre gçf. bahetmek, ih-
ban içinde; -um eve doru; san etmek; -ötus s. zengin
-o evden. bir ekilde bahedilmi ya da
donöbilis s. bir armaana la- ihsan edilmi.
yk. drachm/a (drachuma) -o
dönör/ium -î & )î cns. sunti; d. Yunan gümü sikkesi.

sunak; tapnak. drac/ö -onis er. ylan, ejder-


dönoti/o -onis d. sunma, he- ha; (gb.) bir takmyldz.
diye etme, sunu. drucöni gen/a -o e s. ejderha-
donötiv/um -I cns. bahi, bü- nn dilerinden sçram, do
dra 189 duc
mu;. kusuz olarak.
dröpet/o -a e er. kaçak köle. ducen/i -orum s. ikiyüzer.
Drepan/um -i -ae -orum ducentesim/a -ae d. yüzde
cns. Sicilya'nn batsnda bir bir buçuk.
kent. ducent/T -orum sy. iki yüz;
droma/s -di* er. tek hörgüçlü -ies, -lens z. iki yüz kez.
deve. dO/cö -çere -xî ductum gçf.

drom/os -î er. Sparta'da yan sevk etmek, klavuzluk et-:


pisti. mek, götürmek; yol göster-
Druide/s -um -ae -orum mek, rehberlik etmek, getir-
Druid'ler, Gallia'da dinsel gö- mek, götürmek; çekmek, çe-
revliler. kip götürmek; saymak, telak-
Drus/us -î er. Roma'l soyad, ki etmek, gözönünde
öz.Augustus çanda Alman- bulundurmak, mütalaa et-
ya'daki ünlü komutan; mek; ( ask .) sevketmek, yürüt-
-ianus 5 . mek, komuta etmek; {soluk)
Dryades -um d. ç. orman peri- solumak; (tören) yönetmek;
leri. (deiik görünüm) kazanmak;
Dryopes -um er. ç. Epiros'lu (dans) etmek; (içki) büyük yu-
bir halk. dumlarla içmek; (maden) e-
dubitâbil* 5 . kukulu. kil vermek, dövmek; (akl) çel-

dubitanter z. kukulu bir bi- mek, cezbetmek, kandrmak;


çimde, tereddütle, ikirciklene- (kürek) çekmek; (köken) çkar-
rek. mak, türetmek, izlemek, zu-
dubitâti/5 -ön is d. duraksa- hur etmek; (zaman) uzatmak,
ma, tereddüt, belirsiz, kuku, temdit etmek, tehir etmek, ge-
kukulanma; kararszlk. ciktirmek, ertelemek; (inek
dubit/ö -öre -av -otum gçf. memesi) süt samak; (yün )
& gf. tereddüt etmek, durak- eirmek; (eser) kurmak, tertip
samak, kukulu olmak, me- ve terkip etmek, düzenlemek,
rak etmek; üphelenmek. yapmak; (i) hesap etmek;
dubi/us s. duraksayan, tered- ilia- kanatlar krlmak; in
düt eden, belirsiz, kukulu; numerö hostium- düman
kararsz, güvenilmez, istikrar- saymak; ös- alay ederek yü-
sz; cns. kuku, üphe; -5 z. zünü gözünü tuhaf ekillere
kukulu bir biçimde; in -um sokmak; parv- az deer ver-
vocâre söz konusu etmek; in mek; rationem- hürmet et-
-um venîre söz konusu ol- mek; uxörem- evlenmek.
mak; sine -S. haud -i ku- düetim z.
duc 190 dup
ductit/Ö -Öre gçf. yol göster- dfimetum -î cns. sk çallk, di-

mek, aldatmak; evlenmek, kenli çallar.


duct/d -âre gçf. yol göster- d u mm od o bo. u koulla,
mek, götürmek, sevk etmek, eer.
önüne kâtip götürmek; eve dümosus s. dikenli.
götürmek, elik etmek; dolan- dumtaxat z. en azndan; yal-
drmak. nzca, ancak,
duct/or -oris er. önder, komu- düra/us -I er. dikenli çal,
tan; rehber, klavuz, duo, duae duo sy. iki says,
ductus gedo. ducö duodeci/ens -es z. on iki kez.
duc t/ us -us er. götürme, reh- duodecim sy. oniki says.
berlik etme; iletici, nakledici duodecmus s. onikinci.
ey; ( ask .) sevkiyat; yönetim, duoden/i -orum s. onikier,
komutan, komutanlk; ifade, bir düzine.
yüz hatlar; biçim, duodequadrâgesimus s. otuz
dudum z. biraz önce, hemen sekizinci.
imdi; bir süredir; haud- ya- duodequadrâgintâ sy. otuz
kn zamanda; lam -odsum sekiz.
uzun süredir ya da çoktandr, duodequâgesimus s. krk se-

çoktan buradaym,
beri, kiz.
duellum bak. bellum duodetrfclens z. yirmi sekiz
Duill/us -i er. Kartaca'llan kez.
deniz savanda yenen Roma duodetrfgintâ sy. yirmi sekiz,
konsülü. dudevlcenî s. onsekizer.
dum f.
zam. k. dö duodevîgintî sy. on sekiz,
dulced/o -ini d. tatllk; ho- duoetvfcesimus s. yirmi iki;
luk, çekicilik, albeni, cazibe, -dni -onornm er. ç. 22. lej-
dulcesc/o -«re gf. tatlla- yonun askerleri,
mak, holamak, duovirî duumvirî -orum er.

dulciculus 5. oldukça tatl, ç. iki kiilik kurul; koloniye


dulcifer -î s. tatl, ait yüksek memurlar; -nö-
dulc/is 5 tatil; ho, sevimli;
. vâlSs denizcilik kurulu (teç-
nazik, sevgili, aziz; -î -iter z. hizat ve tamirat için);
dulcitüd/o -ini d. tatllk. -sacrdrum Sibylla kitaplan-
dülicS z. bir köle gibi, nn koru yu culan.
dum ba. iken, süresince; u dupl/ex -Icis s. iki kat, çift, iki

koulla, eer, keke; dein, misli; ikisi birden; (kii*) ya-


kadar, dek; ( olm ile) ama, an-
. lana, güvenilmez; -iciter z.

cak, lâkin, gerçi. çift çift.


ö

dup 191 dyr


dupllcör/ius -I & iî er. iki kat etmek, sürmek; (akl) duygu-
para alan asker, suzlamak.
duplic/ö -âre -av -ât um durul gç. d ur esc
gçf. iki kat yapmak, artr- dur/us s. kat; kaba, sert; daya-
mak; bükmek, emek, nkl, mukavim; kaba saba,
duplus s. iki kat, iki misli, iki eitimsiz; (karakter) duygu-
kere; cns. iki kat, çift, iki misli; suz, sert, edepsiz, küstah, cim-
d. fiyatn iki kat, ri, hasis; (k.) amansz, ac-
dupond/ius -î & il er. iki as masz; -e, -ite* z. dimdik ola-
deerinde sikke, rak; dayankl olarak; kaba
duröbilis s. süren, devam bir biçimde, sertçe, huysuzca,
eden. duumviri bak. duovirî
duram/en -ni cns. katlk, dux ducis er. önder, klavuz;
durateus s. aaçtan, ba; (ask.) komutan, general,
dür/esco -escere -ui gf. kat- d 0x1 gç. dGcö
lamak. Dym/ös —antis er. Hecuba'm
dürit/âs -ât is d. kabalk, babas; -antis -antidis d.
dür iti /a -ae, -es -em d. kat- Hecuba.
lk; dayankllk; sertlik; duy- dynam/is -is d. bolluk, meb-
gu eksiklii. zuliyet.
dur/â -öre -övf -âtum gçf. dynast/es -ae er. hükümdar,
katlatrmak, pekitirmek ya prens.
da sertletirmek; dayankl DyrrhacHiuvn (Dyrra-
klmak, dayanmaya altr- chium) -i cns. Adriyatik de-
mak; (akl) körletmek; gf. kat- nizinde bir liman; günz. Dur-
lamak, pekimek; sabrl ol- razo; -in us s.

mak, dayanmak, tahammül


2 edt. bak. ex
E mi.
e'a d. s; »dem d. idem -pse d. eburneolus s. fildiinden,
kendisi. eburneus eburnus s. fildiin-
eö z. orada, o ekilde; -dem ay- den; fildii beyaz,
n ekilde; ayn zamanda, ecastor ünl. Ey Castor!
ebenus bak. hebenus ecc/c z. bak! ite! al sana! -a
Çbib/ö -ere -î gçf. içip bitir- -ant -llam -sta ite o! m
mek; bo yere harcamak, is- (kadn); -um, -illum ite o!
raf etmek; içine çekmek, mas- (erkek); -os -as ite onlar!
setmek, emmek, eccere ünl. bak! ite orada!
ebland/ior -Irî gçf. dil dök- eccheuma -tis cns. danya
mek, yaltaklanarak kandr- aktma.
mak, yüzüne gülerek istedii- ecclesi/a -ae d. eski Yunanis-
ni elde etmek, dalkavuklukla tan'da halk meclisi; (dn.) ce-
elde etmek; -itus dalkavuk- maat, kilise.
lukla elde edilmi. -eccum bak. ecce
2briet/âs -ötis d. sarholuk, ecdicus -I kamy avukat,
er.

esriklik. kamu hukuk danman,


ebriolus s. sarho, çakrkeyif, ecf - bak. eff-
ebriösit/âs -ötis d. içkiye dü- echidn/a -ae d. engerek yla-
künlük, ayyalk, n; öz. Furia'lann engerek y-
ebriösus s. ayya; içkid olm.; lanlarndan saçlan; (özel ad
(meyva) sulu. olarak) Lema Hydra's.
ebrius s. sarho; dolu, doygun echîn/us -I er. deniz kestanesi;
(svyla: öz. içki); (mec.) mest kirpi;çalkalama kab.
olmu. Echiön -onis er. Thebai'l kah-
ebull/iö -ire gf. kaynamak, f- raman; -onius s. Tebai'l;
krdamak; övmek, büyük
gçf. -om des er. Pentheus.
konumak; -ani sonmum Ech/ö -us d. orman perisi;
nefesini vermek, yank.
ebul/us -I er. -um -I cns. ya- ecloga -ae d. seçme; eglog;
ban mürveri. derleme; ksa iir; çoban ko-
ebur -s cns. fildii; fildii ii. numalarndan olumu ço-
eburötus s. fildii kaklm, fil- ban kasidesi; Vergilius'un Bu-
diiyle tezyin edilmi, süslen- colica adl yaptna verilen
ecq 193 edo
baka bir ad ( Eclogae). edisc/ö -ere -ödidicf gçf. iyi

ecquandö z. ( heyecanl bir so- örenmek, ezberlemek,


ruturmada kullanlr) herhan- ödisser/ö -ere -uî -tum gçf
gi birzaman. aynntlanyla açklamak, ke-
ecquî -ae -od s. ( heyecanl bir limesi kelimesine çözümle-
soruturmada kullanlr) her- mek, zikretmek, anlatmak.
hangi biri, herhangi bir ey. edissert/Ö -öre gçf. tam ola-
ecquis -id za. (se .) herhangi rak açklamak, çözümlemek,
bir kimse, herhangi bir ey; zikretmek, anlatmak,
-id -i z. acaba; -5 z. herhan- editcius s. davaa tarafndan
gi bir yerde, seçilmi; ilan edilmi, bildiril-

eculeus -î er. tay. mi, zikredilmi,


eddcitas -âtis d. oburluk. editi/ö -onis d. yayn (yapt),
ed/öx -âcis s. obur; (mec.) yu- yaynlama; beyan, demeç,
tan, yiyip bitiren, öz. (ate takrir; (yasa) bir davann ta-

için); kemiren, öz. (endie, ta- yini.


sa için). editts gedo. €dö s. (yer) yük-
edentulus s. disiz; yal. sek, yüce, ulu; cns. yükseklik,
edî gç. edö e/dö edere & esse ödî esum
ed/îcö -içere -1x1 -ictum gçf. gçf yemek; (mec.) israf etmek;
bildirmek, beyan etmek; ço- (cansz eyler) yakp kül et-

altp yaymak, tebli yayn- mek, yok etmek; içini kemir-


lamak, tantmak; ilan etmek, mek, yiyip bitirmek.
duyurmak; resmen emret- ed/Ö -ere -idî -itum gçf da-
mek; irade etmek, mukadder n vermek, çkarmak, öz. (ruh,
klmak; ihtar etmek, soluk, yoam) tüketmek; bo-
ödicti/ö -onis d. emir, buy- altmak; dünyaya getirmek,
ruk, tebli. dourmak, üretmek; (konu-
edict/o -öre gçf. yüksek sesle ma) bildirmek, beyan etmek,
ya da açkça söylemek; ilan nakletmek, hikâye etmek;
etmek, bildirmek, beyan et- (eylem) ifa etmek, yol açmak;
mek. (kitap) yaymlamak; (siy.) res-
edict/um -I cns. ilan, bildiri, men ilan etmek; lüdös- gös-
beyan, tebli; yüksek bir dev- teri düzenlemek; tribüs- jüri

memurunun ya da bako-
let üyelerini tayin etmek. *

mutann halka durumu açk- edoc/eö -ere -uî -ctum gçf.


layan beyanat; praetor'un açkça bilgi vermek, aynnt-
resmi duyurusu, lanyla öretmek; (ev) göster-
edidl gç. edö mek, kantlamak.
) )

edo 194 eff

edom/o -öre -ul -ituvn gçf e f fa t us geo. effor s. ciddi bir


fethetmek, galip gelmek, alt biçimde söylenmi, bildiril-

etmek, üstesinden gelmek. mi, beyan edilmi; cns. aksi-


Edönus 5. Thracia'l. yom, belit; ç. kehanetler,
edorm/iö -îre gf. iyi uyku effecti/ö -onis d. yerine getir-
uyumak; gçf. uyuyarak geçin me, yapma, cra, ifa; etkin
mek, uyuyarak gidermek. neden.
edormisc/5 -ere gçf uyuya- effect/or -öris er., -rix -rîcis
rak geçirmek, uyuyarak gi- d. üreten, yapan, neden olan

dermek. kimse ya da ey; yazar,


educöti/ö -onis d. yetitirme, effectus gedo. efficiö
altrma ya da talim ettirme, effect/us -us er. bitirme, ta-
terbiye etme, eitim, mamlama, yerine getirme,
educöt/or -öris er. eiten, ye- yapma, icra, etki, sonuç,
titiren kimse; üvey baba; effemin/ö -öre -övî -otum
özel öretmen. gçf kadnlatrmak; zayflat-
educötr/îx -îcls d. yetitiren mak, geveklik vermek;
ya da büyüten kadn, sütni- -ötus s. kadns; -öte z.
ne, dad. effer/cio -clre -tum gçf az-
educ/ö -öre -av -otum gçf na kadar doldurmak,
yetitirmek, talim ve terbiye efferitas -ötis d. yabanllk;
etmek, eitmek; üretmek, barbarlk.
ed/ücö -ucere -uxî -uçtum effero -Öre -övî -ütuvn gçf
gçf dan çkarmak, çekip ç- yabaniletirmek; (mec.) kz-
karmak, çkartmak, alp gö- drmak, öfkelendirmek;
türmek; yükseltmek, kaldr- -ötus s. yabanl, vahi,
mak, dikmek, ina etmek; effer/ö ecferö -re extulT
(yasa) celp etmek; (ask.) ileri- elâtum gçf danya çkart-
ye sevketmek, alp götürmek, mak, danya tamak; da
çkartp götürmek, danya satmak, ihraç etmek; iletmek;
götürmek; (gemi denize açl- alp götürmek, kendisiyle gö-
mak; {yavru yumurtadan çk- türmek; ortaya çkarmak, göz
mak; yetitirmek, eitmek, önüne sermek; göstermek,
edûliss. yenebilir, yenen ey. aça vurmak, ortaya dök-
Edür/Ö -öre gf devam etmek, mek, ifa etmek, açklamak;
sürmek, bitmemek, tükenme- ifade etmek, anlatmak, söyle-
mek. mek, demek; yükseltmek, kal-
edürus s. çok kat, drmak; (ölü) mezara ta-
effarciö bak. efferclö mak, topraa vermek, göm-
eff 195 efff

mek; {heyecan) ban


döndür- toplamak; {toprak) ürün ver-
mek, kendinden geçirmek, mek; (kuram) ispat etmek, is-
coturmak; (onu/) yüceltmek; pat etmeye çalmak,
{haber) yaymak; {toprak) effictus gedo. effingö
ürün vermek; (dert) sonuna effgi/es -el -a -oe d. kopya,
kadar dayanmak; se- (ya da taklit, benzerlik, suret; haya-

edilgen biçimde) kendini yü- let; portre, tasvir, küçük ya da

celtmek^ ululamak, imek, büyük heykel; (mec.) hayal,


kabarmak ( herhangi bir ey yü- ideal, remiz, simge, ifade,
zünden). effi/ngö -ngere -nxî -ctum
effertus gedo. efferciö 5 . tka gçf. biçimlendirmek, dökmek
basa dolu, dolu, (sanatl bir biçimde); tasvir et-
efferus s. yabaml, vahi, mek, resmetmek, tarif etmek;
effer/vescö -vescere -bul gf silip temizlemek; nazik bir bi-

kaynayp tamak, kaynayp çimde ovalamak, svazlamak


kabarmak; (mec.) heyecan- ya da okamak.
lanmak, tela etmek, galeyan efflögitöti/ö -ön is d. acil ta-

etmek, öfkelenmek. lep.


efferv5 -ere gf kaynayp ka- efflögitöt/us -üs er. acil istek,
barmak, kaynayp tamak; efflâgit/ö -öre gçf. acilen ta-
darda kümelenmek {anlar). lep etmek.
effetus s. tükenmi, bitmi. efflîctim z. umutsuzca,
efficöcit/Ö$ -«iti d. güç, kuv- efflîct/ö -öre gçf. ölümcül bir
vet. biçimde vurmak, çarpmak,
effic/öx -öcis s. yeterli, muk- yok etmek, öldürmek,
tedir, yetenekli, etkili; -aci- efflî/gö -gere -xî -ctum gçf.
ter z. etkili bir biçimde, yok etmek, imha etmek, kö-
efficiens -en ti s .zam. o, ef- künü kazmak.
flcîo 5 . etkili, yeterli, ehliyet- effl/ö -öre -övî -öt um gçf.
li, üretken, etkin, faal; -enter soluk vermek, üflemek; gf.

z. yeterli olarak, becerikli ola- dalgalanmak; animam-


rak. son nefesini vermek; ölmek,
efficienti/a -ae d. güç, kuv- efflör/escö -Sscare -ul gf. çi-
vet; ehliyet, yeterlik; etki. çeklenmek, bahar açmak,
eff/ic5 -çere -5cl -ectum mamur olmak, bayndr ol-
gçf. yapmak, etmek, ifa et- mak, bol ya da bolca olmak.
mek, bitirmek, tamamlamak; efflu/5 -ere -xi gf. dan çk-
baarmak; neden olmak, yol mak, dan akmak, neet et-
açmak, hasl olmak; {saylar) mek; ortaya pkmak, çkmak;
. ;

eff 196 ege


(mec.) geçip gitmek, gözden eff/undo -undere
-Odî
kaybolmak, yok olmak; (söy- -üsum dökmek, danya
gçf.
lenti) bilinir hale gelmek, bi- aktmak; (üriin) bol miktarda
linmek, ifa edilmek; ex üretmek; (mzrak) frlatmak;
animö- unutulmak, (biniciler) at srtndan dü-
effluv/iun -T & iî cns pk, . mek; ( konuma ) aça vur-
mahreç, az. mak; (çaba) boa çkmak; (pa-
eff/odi5 (ecfodiö) -ödere ra) çarçur etmek; (dizgin) b-
-odî -ossum gçf. kazp çkar- rakmak; se-, -uufî müptela
mak; (göz) oyup çkarmak olmak.
(ev.) soymak. effusi/ö -önis d. aktma, da-
eff/or -arî -ât us gçf. konu- nya dökme; bolluk, mebzuli-
pak, beyan etmek; (kb.) bir yet; anlk, ifrat; taknlk.
yer belirlemek, kutsamak; effüs/us gedo. effundo s. ge-
(mantk) önerme fade etmek ni, engin, vâsi, yaygn; da-
ya da saptamak, nk, ayn ayr; savurgan, an;
effossus gedo. effodio e z. her yerde; savurganca,
effrenöti/ö -ön is d. aceleci- tutumsuzca.
lik, düünmeden yapma, effüt/iâ -îre gçf. gevezelik et-
effrenât/s s. dizginsiz; (mec.) mek, bo sözler söylemek.
zaptedilmez, takn, itidalsiz, egelidus s. serin, lk (lodos);
azgn, dizginlenmez, küstah, mülayim, yumuak, temkin-
sert, âsi, azl; -e z. li.

effrSnus s. azgn, gem vurul- eg/ens -entis .zam. oc. ege d


mam. s. muhtaç, fakir, yoksul.
effr/ingö -ingere -egf egenus s. yoksun, mahrum,
-âctum gçf. knp açmak, ez- muhtaç.
mek, parça parça etmek, eg/eo -ere -u gf. muhtaç ol-

eff/ugio -ugere -ögl gf. koa- mak; (dl. ya da inh. ile) ge-

rak uzaklamak, kaçmak; reksinmek, ihtiyaç duymak;


gçf. -den kaçmak, saknmak, istemek.
kaçnmak; dikkatinden kaç- ege/rö -rere -ssî -s tu m gçf.

mak. tamak, getinnek, alp götür-


effug/itm —î & il cns. uçu, mek; dar vermek, ihraç et-
kaç; kaçnma; kaç araçla- mek; (yük. vb.) boaltmak, ç-
n. karmak.
efful/geö -gere -si gf. k egest/âs -âti s d. zonnluluk,
saçmak, panldamak. gereksinim, ktlk; yoksulluk.
effultus 5. destekli. egestus gedo. egerö
egi 197 eiu

egi gç. ogö gördün mü? hadi bakalm!


ego zq. ben; -met ben '(vurgu- eiacul/or -Sri gçf. hzla at-
lu). mak, savurmak, dan frlat-
Sgre/dior -di -ssus gf. çk- mak.
mak, yerinden pkmak, evden e/ciö -içere -ecî -ectum
aynim ak; trmanmak, yuka- gçf. dan atmak, dan sür-
nya çkmak; (ask.) ordugâh- çkarmak; efius z. s.
mek,
tan çkmak, aynlmak; (den.) Onun; -modl kovmak; (ek-
gemiden karaya çkmak, de- lem) yerinden pkarmak; (akl)
nize açlmak; (konuma) ko- düünceyi kovmak; (den.) ka-
/

nudan aynlmak; gçf. amak, raya pkarmak, karaya otur-


öteye geçmek, brakmak, geç- mak; (binici) atn srtndan
mek; (mec.) haddini amak, dümek; (konuma) beyan et-
baskn çkmak. mek; (f/y.) bir aktörü slkla-
Sgregi/us s. önemli, göze çar- mak.
pan, geçen, baskn çkan; üs- eiectöment/a -ör um cns. ç.
tün, seçkin, yetkin, ünlü; -e z. geri çevirme, reddetme.
mükemmelen, olaanüstü bi- eiecti/5 -önis d. sürgün.
çimde, müstesna olarak, eiect/ö -5re gçf. yukanya at-
ögressus geo. egredior mak.
egress/us -üs er. çk, -den eectus gedo. eicio 5 . kazaya
aynlma ya da hareket; hare- uram (gemi).
ket; konu d söz, ara söz; eiect/s -üs er. danya savur-
(den.) karaya çkma; (rmak) ma ya da atma; salverme,
az. salma.
eguî gç. egeö öier/ö eiurö -öre gçf. reddedi-
egurgit/ö -âre gçf. bol bol ini, yadsmasn ya da bir
harcamak, israf etmek, eyden vazgeçtiini yemin
ehem ünl. (arma ifade eder) ederek pekitirmek; (resmi gö-
vay! oh! ya! öyle mi? rev) istifa etmek; bonom
îhen ünl. (üzüntü ifade eder) ey- cöpiam- iflasn ilan etmek.
vah! yazk! vah vah! eiulâti/ö -önis d., eiulötus
eho ünl. (azar ifade eder) buraya -ös er. feryat etme, yas tut-
bak! ma.
ef eh. s eiul/ö -âre gf. feryat etmek, fi-
ei ünl. (korku, dehet fade eder) gan etmek, yüksek sesle ba-
oh! o! rarak yas tutma.
eia, hela ünl. (akac paylama , eius za. onun; -modî bu biçim-
ve cesaretlendirme anlatr) vay! de, bu tarzda.
ej 198 ele

ej- bak. el- ince.


elö/bor -bl -psus gf kayp electi/ö -onis d. ayrma, ayk-
gitmek; synlmak; svmak; lama; seçme, tercih, ihtiyar
kaçmak; ( bir duruma) dü- ya da istee bal olma, zo-
mek; uzaklamak, geçip git- runlu olmama.
mek, kaybolmak. elect/o -öre gçf tatl sözlerle
Elabör/ö -öre -övî -ât um gf. kandrmak, gönlünü yap-
çabalamak, uramak, çal- mak.
mak, çok zahmet ya da eziyet elect/o -öre gçf. seçmek, ayr-
çekmek; gçf. incelikle ile- mak, ayklamak.
mek, yapmak, halleltmek; Electr/a -ae d. bir Pleiad, At-
-ötus s. düünerek yaplm, las'n kz; Orestes'in kz kar-
elâmentâbilis s. çok üzgün, dei.
çok kederli. electr/um -I cm. kehribar; al-
elangu/escö -escere -I gf tn ve gümüten bir alam.
baygn hale gelmek; geve- elSct/us gedo. elgo s. seçme,
mek; yavalamak, tavsamak. seçilmi, seçkin, güzide; devi-
Çlopsus geo. elâbor rilmi; -E z. seçkin bir biçim-
eIöti/5 -onis d. vecd halinde de.
olma, kendinden geçme, he- elect/us -iis er. seçme, tercih,
yecan, aka gelme. tercihhakk.
Slâtr/Ö -öre gçf. havlamak; ele/göns -antis s. zarif, ince,
bararak alamak, zevkli, titiz, mükülpesent;
elöt/us gedo. eftferf s. yüksek, (nesneler) incelikli, güzide,
yüceltilmi, ulu, yüce; -e z. seçkin, üstün; -anter z. zevk-
gururla, iftiharla, le.

el/avö -avare -av -autum eleganti/a -ae d. lezzet, tat,

& -otum gçf. ykayp temiz- çeni; uygunluk, münasip ol-

lemek; (mec.) denizdeykan- ma, yakk olma; incelik, ze-


mak, deniz banyosu yapmak, rafet; titizlik, mükülpesent-
deniz kazasna uramak; (ko- lik.

medi). Slegl aç. eligo


Elea -ae d. Güney talya'da eleg/i —ör um
er. ç. at, mersi-
kent, Parmenides'in doum ye dizeleri.
yeri; -âte, -Öticus s. elegl/a -ae d. at ya da mer-
Elecebr/a ae d. kadn hilekâr, siye.
dildökerek kandran kimse, Ele/eus -el er. Bukkhos;
dalkavuk otlakç kimse. -eides -e id um d. ç. Bakkhos
Electilis s. seçkin, güzide, zarif. rahibeler
ele 199 eli

element/um -I cns. ilk ilke, ilk vurmak, çarpmak, darbe in-

basit madde, öe, eleman, dirmek;krmak; skmak, ez-


unsur; ç. ilk ilkeler, bilim ve mek; paramparça etmek;
sanattan mebadisi, ilk adm- bomak, boazlamak; kov-
lar; esaslar, mebdeler; alfabe- mak; yok etmek, tahrip et-
nin harfleri; Aristoteles'in on mek.
kategorisi; Öteki nesnelerin el/igö -igere -egî -eetum
balangc. gçf seçmek, ayrmak; ele-
eleneli/ us -I er. armut biçimli mek; devirmek; ayklamak;
birinci. oy vermek, intihab etmek; bi-
elephontomoch/a -ae er. fil rer birer ayrmak,
üstündeki savaç. elîmin/o -âre gçf darya ta-
elephant/us -I, elephös mak; kap dan etmek; bo-
-an ti s er. fil; fildii. boazlk etmek, azndan ka-
Eleusîn -Is d. Eleusis, Deme- çrmak.
ter'in gizemleriyle ünlü Atti- elîm/ö -âre gçf doldurmak,
ca kenti. azna kadar
doldurmak;
eleutheri/a -ae d. özgürlük. ya da özenle
(mec.) incelikle
elev/ö -öre gçf. kaldrmak, yu- ilemek, ayrntlaryla hazr-
kan kaldrmak, yükseltmek; lamak, terbiye etmek; ta-
hafifletmek; küçültmek; ek- mamlamak, ikmal etmek,
siltmek; deerden düürmek, yetkinletirmek, mükemmel-
saygnlm bozmak, küçük letirmek.
düürmek. Slinguis s. dilsiz, konuama-
elle/ 15 -ere -ui -it um gçf. yan; açk ve düzgün olmayan
çekmek, çekip çkarmak; cez- ifade.
be tm ek, akln bandan al- elingu/5 -âre gçf dilsiz ol-
mak; (d/n) dinsel eylemlerle mak, dilden yoksun olmak.
tannlan yardma çarmak, El/is -idis d. Bat Peloponne-
niyaz etmek; ( büyücülük) bü- sos'ta Olimpiyat oyunlaryla
yücülük yöntemleriyle sihirli ünlü bir bölge ve kent.
güçleri çarmak, büyücülük Eliss/a -ae d. Dido.
yöntemlerini uygulamak; ç- elîsus gedo. elido
karmak, sonuç çkartmak, is- Slixus s. kaynam, halanm,
tihraç etmek, pkarsamak; elleborosus s. tam çlgn,
meydana çkarmak, hasl et- ellebor/us -I er. -um -î cns.
mek; tahrik etmek, -lendir- delilie kar iyi geldii düü-
mek (öfke vb.). nülen bir bitki, herbak, çöple-
elf/do -dere --si -sum gçf. me ya da danakran.
elo 200 ema
eloc/ö -öre gçf. mültezime vuturmak; ayartmak, aldat-
vermek, kiraya vermek, mak, kötüye kullanmak, kö-
elocfiti/ö -önis d. konuma tü niyetle oyalamak, iini
tarz, nutuk söyleme tam; ko- bozmak; alay etmek, alaya
numa sanat, almak, elencesi yapmak; gf.
ölocutus geo. Sloquor oyun oynamay bitirmek;
elog/ium -I & iî cm. ksa söz, oyun ya da elenceyi durdur-
vecize, özdeyi; kitabe, yazt; mak, oyunca yenmek.
(vasiyet) madde. ölü/geö -gere -xl gçf. -in ya-
eloqu/ens -e ut is s. hitabet ye- sm tutmak, -i için yasta ol-
teneine sahip ya da haiz; mak.
söyleyen, konuan; beli, be- elumbis s. zayf, güçsüz, der-
lagatt; -enter z. mansz.
eloquenti/a -ae d. belagat. el/uö -iere -uf -Otum gçf. y-
eloqu/ium -î & il cns. ifade, kayp temizlemek, artmak;
belagatl olma, belagat; ko- (para) çarçur etmek, israf et-
numa. mek; (mec.) ortadan kaldr-
elo/quor -quf -cutus gçf. & mak, silmek, bandan sav-
gf. açkça söylemek, güzel bir mak ya da atmak.
biçimde söylemek, beyan et- el D sus gedo. elüdö
mek, ifade etmek, ölütus gedo. eluö s. sönük, tat-
ölü/ceö -cîre -xl gf. saç-
mak, panldamak; (mec.) göze
k sz, yavan.
eluvi/es -em -8 d. takn, su

çarpmak, görünmek, aikâr basmas, fezeyan; aknt, ce-


olmak. reyan; (mec.) (takn nedeniy-
eluct/or -Sri -âtus gf. müca- le) yank, yar, kayalk dere çu-

dele etmek, uramak; gçf. kuru.


üstün gelmek, baskn çk- Sluvi/ö -önis d. tufan, büyük
mak, altetmek. sel.

elücubr/ö -fire -or -Sri Elysium I cns. cennet; -lus s.

-Stus gçf lamba nda cennete alt,cennet gibi.


yazmak, geceleyin çalmak; em ünl. ite! Al sana! Gördün
çok çalmak, didinmek. mü!
Slüdific/or -Sri -Stus gf. do- emancipöti/ö -önis d. baba-

landrmak, aldatmak; yal- lk yetkilerinden feragat et-


taklanmak, tabasbus etmek, me; azatl ya da serbestlii
elüdö -dere -sî -sum gçf. (gla- bildirme, kölelik ya da esirlik-
diator oyunlarnda darbe vb. \ni) ten kurtulma; azatlk; (mül-
çelmek, berteraf etmek, sa- künden) fera.
em a 201 eme
imatcip/5 -âre gçf. babalk mak; -itus yalandan yapl-
yetkilerinden feragat etmek, m, mahsustan yaplm,
azatlk ya da özgürlüü ilan emerc/or -Örl gçf satn al-
etme, köle ya da esirleri azad mak.
etmek; devretmek, vazgeç- emer/eo -ere -uî -i t um,
mek, satmak. -eor -eri gçf. tam olarak hak
imân/ö -üre -fivî -âtum gf. etmek, hak kazanmak, lâyk
danya akmak; (-den) fkr- olmak, deer olmak; müs-
mak, çkmak, zuhur etmek, tehâk olmak ( iyi anlamda );
neet etmek; (haber) szmak, yükümlülük altna girmek;
yaylmak, bilinmek. hizmet süresini tamamla-
Emathi/a -at d. Makedonia mak.
bölgesi; Makedonya; Thessa- emer/go -gere -sî -sum gçf.
lia -us s. MakedonyalI; Phar- dan çkarmak, öz. su
salia'l; -des -dum d.ç. Mu- vb. 'den; (mec.) kurtarmak, ç-
sa'lar. karmak, öz. kötülük, korku,
emâtur/escÖ -escere ~ul gf. hayvanlk gf
vb.'lerinden;
olgunlamak, yumuamak. kalkmak, dorulmak, do-
em/âx -acis s. satn almaya mak, görünmek, belirmek;
dükün. (mec.) yükselmek, erimek,
emblema -tis cns. kakma ii, ortaya çkmak.
mozaik. emeritus geo. emereor s. hiz-
embol/ium -I & i cns . arada meti tamamlam, görevini
olan. bitirmi, emekliye ayrlm,
Emendâbilis s. düzeltilebilir, yorulmu, tükenmi; er.

tashih ya da slah edilebilir. emekli kimse,


emendâti/ö -ön is d. düzelt- emersus gedo. emergö
me, tashih. «metic/a -ae d. kusturucu
emendât/or -önis er., -rix ey.
-ricis d. düzeltmen. evne/tior -tîrf -nsus gçf. öl-

Emendât/us s. kusursuz, do- çüp ayrmak; ( belli bir yer) bir


ru, mükemmel; -e z. yandan öbür yana geçmek
emend/ö -âre -av -âtum boydan boya geçmek, atlayp
gçf. düzeltmek, slah etmek. geçmek, üstünden geçmek;
emensus geo. emetior gedo. (zaman) bir zaman dilimini
çapraz. yaayarak geçirmek; (mec.)
Ement/ior -Irî -t us gf yalan ihsan etmek, vermek,
söylemek; gçf yalandan yap- emet/ö -«re gçf. biçmek, ha-
mak, gibi görünmek, uydur- sat etmek.
emi 202 emo
emi gç. emo verme, brakma, boalt-
izin
emic/o -öre -ol -ât um d- gf. ma.
ar frlamak, öne atlmak; imissus gedo. emittö
hzla görünmek; göze çarp- emJssus -üs er. dar verme,
mak, frlak olmak; ( mec.) yayma, neretme, ihraç,
önemli ya da ünlü olmak, te- em/ittö -ittere -isî -issum
barüz etmek; seçkinlemek. gçf. yollamak, dan yolla-
Smigr/5 -öre -av -âtm gf. mak; danya brakmak, kaç-
(yerden) aynlmak, hareket masna göz yummak; koyver-
etmek, yola çkmak, göç et- mek; brakmak, serbest brak-
mek. mak; kaçrmak, elinden ka-
emn/ens -entis .zam.or. çrmak; (mzrak) atmak; (kii)
emineö s. yüksek, yüce, çok brakmak, özgür kl-
serbest
yüksek, çarpc, öne frlam; mak; çkarmak; (yaz)
(ses)

(mec.) seçkin, güzide, faik, yaymlamak.


ünlü. em/5 -ere emi -e mp tu m gçf.

Smlnentl/â -ae d. önem, ün, satn almak; salamak, teda-


göze çarpan ey; (resim) k, rik etmek; çok miktarda al-
emin/eö -ere -uî gf ileriye fr- mak ya da hemen almak,
lam olmak, çknt yapmak; karln vermek, kazan-
önemli olmak, göze çarp- mak, ele geçirmek; rüvetle
mak, ayrd edilmek. almak; bone- ucuza satn al-
Smn/âr -örî gf. gözünü kor- mak; male- pahal satn al-
kutmak, tehdit etmek, mak; in diem- krediyle satn
eminus z. bir uzaklktan ya da almak.
bir uzaklkta, uzakta ya da emoder/or -âri gçf. tadil et-
uzaktan; (sava) klç ucu öte- mek, hafifletmek ya da azalt-
sinde, ok atm uzakta, mak.
inir/or -Sri gçf. (bir eye) emodul/or -örî gçf. terennüm
hayretle bakmak; amak. etmek, dizelerle övgüsünü di-
emissör/um -I & il cns. da- le getirmek; türkü yakmak;

r çkacak yer, kap, az, kutlamak, tesit etmek,


mahreç, lam, mecra, emol/ior -Ir gçf. baarmak,
emisâr/ius —¥ & il er. gözcü, üstesinden gelmek; kkrt-
muhbir, casus. mak, tahrik etmek,
emissîcius s. merakla bakan, emoll/iâ -re -il -itnmi gçf.

gözetleyen, mütecessis, casus- yumuatmak; yatnrmak,


luk eden. takatten düürmek, geveklik
Smissi/5 -önis d. gitmesine vermek.
)

emo 203 ene


emolument/um -I cns. kâr, salamlatrmak ya da güç-
yorar, çkar, menfaat, lendirmek, tahkim etmek,
emon/eö -ere gçf. iddetle tav- takviye etmek, güvenlik alt-
siye etmek. na almak; çevresine duvar
imor/ior -I -ta us gf. ölmek; çekmek; girilebilir klmak,
( mec.) geçip gitmek, yol açmak.
emortuölis s. ölüme ait, ölüm- en ünl. ( dikkat çekme ) bak! (so-

lü. ru) gerçekten mi, öyle mi?


emoveo -övere -övî -otum enörröbilis s. tasvir edilebilir,
gçf. dan çkarmak, yerini betimlenebilir; açklanabilir
deitirmek, yerinden oynat- ya da anlalr.
mak, uzaklatrmak; sürüp enarr/ö -öre -övî —ât um gçf.
götürmek, defetmek. aynntlanyla betimlemek; tü-
Empedocles -is er. SicilyalI fi- müyle açklamak; naklet-
lozof; -e us s. mek, hikaye etmek; yorumla-
empiric/us -î er. sadece de- mak.
neysel bilgiye sahip olan he- enö/scor -scî -t us gf büyü-
kim. mek; sürmek, filiz vermek,
empor/ium -î & il cns. pazar boy atmak, domak.
yeri, ticaret yeri, alveri enat/ö -öre gf. aça yüzmek,
merkezi ya da kolonisi, yüzüp gitmek; (mec.) yüzerek
empti/ö -önis d. satn alma; kaçmak.
mubayaa, alm, satlm nes- enötus geo. enöscor
ne. enövig/ö -öre gf. deniz yolcu-
emptit/ö -öre gçf. sk sk satn luuna çkmak, gemiyle yola
almak. çkmak; (mec) kardan kar-
empt/or -öris er. satn alan ya geçmek.
kimse. Enceladus -4 er. Etna yanarda-
emptas gedo. emo nn altndaki dev.
emulg/eö -ere gçf. (su vb.'ni) endromi/s -dis d. kaba yüz-
boaltmak ya da aktmak, den pelerin; atletler için bir
emunctus gedo. emungö s. giysi.
fark eden, ayrt eden, tefrik Endyml/on -önis er. Ay’n
eden. âk olduu ve sürekli uyu-
emun/gö -gere -x -ctum maya mahkum güzel genç.
gçf. burnunu silmek, temizle- Snec/Ö, enicö -öre -ul &
mek; ( komedya dalavere çe- -övî -tu m & otum gçf. öl-
virmek. dürmek; tüketmek, bütünüy-
emün/io -îr e -îvî -îtum gçf. le eskitmek; ikence etmek.
ene 204 enu
eziyet etmek; tahrip etmek, kaçmak; gçf. yüzerek kar-
kasp kavurmak, dan karya geçmek, (bir yere
enervis s. cansz, zayf dü- doru) yüzmek.
mü, dermansz, enödöti/ö -ön i s d. çözme, aç-
enerv/ö -öre ~övi -âtum gçf. ma, sökme; sonuç, gelime,
zayflatmak, takatten düür* inkiaf, açklama, izah.
mek, kadnlatrmak, güçten Enödis 5 düümsüz; düz; es-
.

yoksun klmak; -otus s. yu- nek; sade, anlalr.


muak, eilip bükülebilen. enod/ö -öre -övî -âtum gçf.
enicö bak. enecö düümlerini çözmek; açkla-
enim bo. (onay) evet, gerçek- mak, izah etmek; -öte z. ko-
ten,hakikaten, filvaki; (açk- lay anlalr biçimde, vazh
lama) çünkü, zira, Örnein, olarak.
sözgelimi. enörvnis s. düzensiz, kuralsz,
enimverö ba. elbette, tabii, nizamsz, biçimi olmayan, bi-
kesinlikle. çimsiz; engin, snrsz.
Eni/peus -e er. Thessalia'da enöt/escö -escere -uî gf ta-
bir rmak, nnmak.
enfsus geo. entor enot/ö -öre gçf. kaydetmek,
eniteö -ere -ul gf. parlamak; kayt dümek, iaret koymak;
aydnlk olmak; (mec.) çok ze- aklna yazmak.
ki olmak, seçkinlemek. ertscul/us -I er. küçük klç,
ent/esco -escere -u gf. par- dar ve uzun klç.
lamak, k saçmak, parlak ensiger -I s. klç kuanan.
olmak. ens/is -is er. klç; öksü; (mec.)
eni/tor -tî -sus & xus gf. ça- sava; Orion takmyldz (En-
balamak, gayret sarfetmek, sis).

büyük çaba harcamak; gçf. enthymento -tis cns. üç ön-


yukan çkmak, trman-
(yer) cülden birinin açklanmad
mak; dourtmak, meydana kyas türü, tartma.
getirmek. enü/bo -bere -psf gf. kendi s-
enîx/us geo. enîtor s. gayretli, nfndan evlilik yapmak, ev-
faal, hararetli; -e z. istekli lenmek ve memleketini b-
olarak. rakmak.
Ennius -î er. döneminin en bü- enucleö -öre gçf. çekirdekleri-
yük Latin airi; -iönus s. ni çkarmak; (ceviz vb.) ko-
Ennosigaeus -î er. topra sal- buklann ayklamak; açkla-
layan. Neptün us. mak, izah etmek; -ât us s.
en/5 -öre -övî gf. yüzerek (üslup) sade, süssüz; (oy) hile-
enu 205 epi

siz; -St* z. yaln bir biçimde. Eös d . tan, afak; Eöus s. tan
inumerâti/5 -Önis d sayma, . vakti, afakta, douya ait; er.

saym; (net.) özet, tan yldz, seher yldz; Do-


önumer/ö -öre saymak, gçf. ulu, Dou'ya özgü.
hesap etmek; ödemek; özetle- Epaminond/as -ae er. The-
mek. bai'lünlü komutan,
Enöntiöti/ö -önis d. önerme, epheb/s -I er. eski Yunanis-
ifade tarz, ilan, tan'da 18-20 yalanndaki er-

enüntiât/um -I cns. önerme, kek Grek gencine verilen ad.


inunti/ö -öre gçf. söylemek, ephemer/is -idis d. günce,
dile getirmek (öz. gizli tutul- günlük.
mu eyler); ifa etmek; anlat- Ephes/us -I d. bat Anado-
mak, nakletmek, hikaye et- lu'da kent, mod. Efes; -ius s.

mek; ifade etmek, açklamak, ephippiötus s. eyerli ya da


ilan etmek. eyer taklan.
enöpti/ö -önis d. kendi soyu ephipp/ium -i & il cns. eyer,
'
dnda evlilik yapma, semer.
enûtr/iö -ire gçf. beslemek, ephor/us -I er. Spartal yüksek
büyütmek; ilerletmek, terfi et- bir memur.
tirmek, mesnet olmak, yar- Eyhyr/a -ae -e -es d. Korint-
dm etmek, arka çkmak, hos; -öius s.

eö re Ivi & il itum gf. gitmek; Epichorm/us -I er. Epicurosçu


(ask.) resmigeçit yapmak; ( za- ünlü filozof ve air,
man ) geçmek; (olay) ilerle- epichys/is -is d. bir tür testi,
mek; in olta omnia- bir ya- epicüpus 5 kürek çeken.
.

sa tasarsna kar oy kullan- EpicGr/us -i er. Gargettuslu


mak; in sententiam- bir ünlü filozof.
öneriyi desteklemek, epicus s. destans, menkbevî,
eö z. (yer) oraya, o yöne, orada; epik.
(amaç) amaayla; (derece) Epidaur/us -i d. Dou Pelo-
imdiye kadar; (zaman) çok ponnesos'ta bir kent; -ius s.

uzun; (neden) bu nedenden, epidîcticus s. (ret.) gösteri ka-


bu yüzden; (kl. ile) ne kadar, o bilinden, in a ta ait.

kadar; accedit eo bundan epigramma -tis cns. bir hey-


baka, aynca; res erat eö kelin kaidesindeki yazt, kita-
locî mesele bu vaziyetteydi, be; epi gram.
eödem z. ayn yere, ayn ama- epilog/us ~î er. son söz, hati-
ca, ayn kiiye; -löcl ayn me, son.
yerde. epimeni/a -örum cns. ç. bir
.

ep 206

aylk azk. equ/a -o e d. ksrak.


Epi methi/s -dis d. tanr Epi- equ/es -iti er. atl, süvari as-
metheusun kz, Pyrrha. keri ya da at; ç. süvari snf;
epired/îum -I & iî cns. iz, Roma'da ikinci büyük top-
eser, nian. lumsal snf; atl snf üyesi.
Epirus, -os -i d. Kuzey Bat Yu- equest/er -ris s. atl snfn-
nanistan'da bölge;-ötes dan (kimse); süvari snfna
-otae er. Epiros'lu; -oticus ait.

-ensis 5. equdem z. (onay) elbette, ku-


episcopus -I er. piskopos, kuuz, bana kalrsa, bence;
epistoliuvn -i & il cns. ksa (kabullenme) elbette, tnutla-
not. ka.
epistula -a e d. mektup; ab -s equnus s. ata ait.
kâtip, yazman. equlri/a -orum cns. ç. tann
epitaph/ium -I & iî cns. cena- Mars'n onuruna Campus
ze töreni söylevi, Martus"da ylda bir kez yap-
epfthec/a -ae d. ek, ilave, lan at yanlan.
epitom/a -ae -e -es d. ksalt- equitot/us -üs er. süvari sn-
ma, özetleme. f.
epitf r/ant -I cns. peynirle ye- equit/o -fire gf. ata binmek;
nen bir salata. süvari olmak, süvari eitimi
epop/s -is er. çavukuu, ibi- görmek.
bik, hüthüt. equuleus bak. eculeus
ep/os (ç. -e) cns. destan, equul/us -I er. tay, spa.
epot/o -fire -fivî -um gçf. iç- equ/us -I er. at; (gb .) Pegasus;
mek, çekmek, yutmak, -bipes denizat; -5 merere
epul/ae -firum d. ç. tabak ça- atl smfinda hizmet görmek;
nak ; ziyafet, resmi ve dinsel -is virîsque var güçle, elden
ziyafet. geldii kadar.
epulöris 5 ziyafette ölene ait.
. er/a -ae d. (evin) hanm, ba
epul/o -fini er. ziyafet konu- kadn; nianl, sevgili; (tanr-
u, dinsel ziyafette görev ça) ilahe.
alan rahip. erfidîc/5 -fire gçf. kökünden
epul/or -firl -öt us gf. ziyafet- sökmek, tahrip etmek,
te olmak; gçf. ziyafet çekmek, erfi/dfi -dere -si -sum gçf. sil-

epul/um -I cns. görkemli ve mek, kökünden kazmak, yok


masrafl yemek ya da yemek etmek, izale etmek.
takmlan, ziyafet, ölen, ak- Eratö d. lirik iirin Musas.
am yemei. Eratosthen/es -is er. ünlü s-
.

ere 207 err

kenderiyeli corafyac. drmak, yukan kaldrmak,


Ereb/us -î er. yeralt karanl- yükseltmek; tahrik etmek,
n simgeleyen karanlk tann- kkrtmak, heyecanlandr-
s; öbür dünya; -eus s. mak, tevik etmek, yüreklen-
Erechth/eus -«i Atina'nn
er. dirmek.
söylencesel kral; -eus s. Erigon/e -es d. Virgo takm-
-idae er. ç. Atmallar; -is yldz; -elus s.
-idis d. Orithyia; Procris. erilis s. aile reisine ait, efendi-
erectus gedo erigö s. dikey, ye ait.

dik, yüksek, âli; soylu, ma- Erîn/ps -yos d. Furia'lar; öç


rur, kibirli; tetik, uyank, ger- tanrlar; ( mec.) lanet, çlgn-
gin; azimli kararl, lk.
erep/ö -«re -sî gf. sürünmek, Eriphylo -oe d. Alcmaeon'un
trmanmak; gçf. üzerinde sü- annesi; bu olu tarafndan
rünmek, trmanmak, öldürüldü.
erepti/ö -ön is d cebri, zorlu; er/ipiö -ipere -ipul -eptum
yakalama, zapt; hrszlk, gçf yrtmak, yrtp ayrmak,
erept/or -oris er. hrsz, ya- koparmak, zorla çevirip bük-
maa. mek, alp gitmek; kurtarmak,
ereptus gedo. eripio azad etmek, serbest brak-
erga edt. (Ih. ile) -e doru; kar- mak, yoksun etmek; soymak
snda. kapp gitmek ya da kaçmak;
ergastul/un -I cns. slahane, s 5- kaçmak.
dükünler evi, hapishane (öz. erogöti/ö -ön is d. ödeme; da-
köleler için); ç. mahkumlar, tma, tevzi etme, bölütür-
ergö z. bu yüzden, bundan do- me.
lay, sonuç olarak, bu neden- erogit/ö -fire gçf sorutur-
le, binaenaleyh; ( sorular buy- , mak.
ruklar) nedir yani? (yeniden örog/ö -fire -fivf -âtum gçf.

bolama) söylediim gibi; ödemek, harcamak, sarfet-


(inh. ile) uruna, akna, mek, öz. devlet hâzinesinden;
-den dolay. vasiyette brakmak; vasiyet
öric/üs -4 & er. kirpi. etmek.
Eridan/us -I er. Po rmann errfibundus s. amaçszca do-
söylencesel ad. laan, gezinen; rastgele, rast-
erifug/a -ae er. kaçak köle, lantsal, lâalâtâyin.
er/igö -i gere -exi -e um d errâticus s. avare dolaan; yer
gçf. dikmek, skca dikmek, deritiren, seyyar.
reks etmek, dikletirmek, kal- errâti/ö -ön is d. amaçszca
err 208 esc

dolama, avare dolama, ge- Srudltulus s. bir dereceye ka-


zinme. dar hünerli.
er rat/ um -4 cns. yanl, hata, erudlt/us gedo. Srudiö s. bil-

kusur, yanlg. gili, eitimli, hünerli; -3 z. de-


errat/us -üs er. amaçszca do- rin bilgiyle, âlimane.
lama, gezinme, er/umpö -umpere -flpi
err/ö -öre -avl -otum gf. -uptum krp
açmak;
gçf
amaçszca dolamak, oradan yarmak, ileri frlatmak; gf. d-
oraya gezinmek; doru yol- an frlamak, ileri frlamak;
dan ayrlmak, yolunu kay- sonuçlanmak.
betmek ya da gaflete delâlete eru/o -ere -î -t um gçf. kökün-
dümek; duraksamak, tered- den sökmek, yrtmak, kopar-
düt etmek; hata yapmak, ya- mak; tahrip etmek, yerle bir
nlgya dümek; gçf. bir yan- etmek; aydnla ç karmak,
dan öbür yana geçmek; stel- ortaya çkarmak; kurtarmak.
lae -ant es gezegenler, 3rupti/Ö -onis d patlama, .

err/ö -onis er. serseri, avare, püskürme; ( ask.) kuatma s-


err/or -öris er. amaçszca do- rasnda askerlerin saldnya
lama; dolambaçl yol, labi- geçmesi.
rent; kuku, tereddüt, belirsiz- eruptus gedo. erumpo
lik; hata, yanl, kusur, hile, er/us -I er. evin reisi; mal sahi-
oyun; aldatma, aldanma, ya- bi.

nlg, delâlete ya da gaflete erv/um -I cns. burçak.


düme. Erycînus bak. Eryx.
erub/esc5 -Sscere -ul gf. k- Erymanth/us -4 er. Arca-
zarmak, krmzlamak; dia'da bir da; Hercules, bu
utançtan kzarmak, utanç dada yabani bir domuz öl-
duymak; gçf utanmak; sayg dürdü; -i us, -Is s.

duymak. Ery/x -cis er. Sicilya’nn bat


erüc/a -ae d. göbeksiz laha- ucunda kent ve da; -cinus
na, kolza. s. Eryx'e ait; Venüs'e ait; Sicil-

eruct/ö -5 re gçf. geirmek, yalI; d. Venüs.


kusmak; sarho bir biçimde esc /a -ae d. gda, besin, lezzet-
konumak; ani bir ekilde d- lokma, çerez; olta ya da ka-
li

an atmak, çkarmak, pan yemi.


erud/iö -îre -iî -Itum gçf escârius s. gdaya ait; lezzetli
eitmek, bilgi vermek, lokmaya ait; cns. ç. tabak ça-
erudîti/d -onis d. eitim, bil- nak.
gi, malumat; örenim. esc/endâ -endere -endi
)

esc 209 euh


-ensum gf. trmanmak, yu- da, yansra; (vurgulu) hatta,
karya çkmak; gçf. üzerine gerçekte; (onay) evet, kesinlik-
çkmak, trmanmak, le; ( kzgn )
öyle mi? gerçekten
escensi/ö -önis d. trmanma; mi?; (zaman) hâlâ, imdiye
(kydan) baskn yapma; ka- kadar, yine; -ntgue - tekrar
raya çkarma ya da çkma, tekrar; nihil- asla deil, hiç
esculentus s. yenebilir, tatl, deil.
lezzetli. etinin imdi bile; nunc -num
Esquiliae -iorum d. ç. Ro- z. hâlâ, imdiye dein, o za-
ma'da bir tepe. mana dein; {yansra bun-
essedârius -I & il er. sava dan baka.
arabasndaki döüçü. etinmsî ba. olsa bile, gerçi,
essed/um -î cns. sava araba- her ne kadar, olsa da.
s. etinm/tum -tunç z. o zama-

essit/Ö -are gçf. yemek yemek na dein, hâlâ.


(olaan), Etrüri/n -ne d. Roma'nn ku-
est .zam. edo zeyinde bölge; Etruscus s. Et-
estr/x -icis d. obur kimse, rüsk.
esuriölis s. açla ilikin, etsî ba. olsa bile, her ne ka-
esur/iö -ire -itum gf aç ol- dar, ise de, velev.
mak; gçf açlk çekmek, etymologi/n -ne d. etimoloji,
esurîti/ö -önis d. açlk; açlk kökenbilim, itikak ilmi.
çekme. eu ünl. çok iyi! aferin!
esus gedo. edo Eunn Euhon er. Bakkhos.
et ba. ve; (tekrar) hem ... hem; Eunnd/er -rus -ri er. Palati-
( vurgu ekiyle) gerçekten, evet; nus tepesinde bir kent kuran
(kyas) gibi, kadar, -den -dan; Hermes ve Carmenlis'in olu.
z. aynca, ayn zamanda, de, eunx ünl. Yaa! (alk ve zafer

dahi, hem de; hatta, bile, ünlemi).


etenim ba. (açklama ekleme) Eub/oen -eae d. Ege'de bir
iin dorusu, gerçekte, haki- ada; mod.) Eriboz; -eicus s.
(

katte. Eubea'l.
etesi/ne ~örum d. ç. Etesia euge -pne ünl. yaa! saln-
rüzgarlan, Akdeniz'in dou- za!
rusundan yazn esen rüzgâr- euhnns -an t is s. Bakkhos en-
lar; -us 5 . liklerinde 'Euhan' diye ba-
etholog/us -i er. taklit eden, ran.
mukallit, meddah, Euh/ius Euius -I er. Bakkhos;
etinin z. aynca, ayn zaman- -ins d. Bakkhos rahibesi.
euh 210 eve
euhoe euoe üni Bûkkhos en- mak, gerçeklemek; gçf geç-
liklerine katlanlann attklan mek, üzerine gkmak ya da
coku çl. üzerine binmek; -den sakn-
Eumenid/es -um d. ç. Furta- mak.
lar. Sva/gor -ör i -ât us gf. ( ask .)
eunQch/us -î er. hadm edil- manevra yapmak; (mec.)
mi kimse. uzanmak, yaylmak; gçf ih-
Euphrât/es -Is er. Frat rma- lal etmek, bozmak.

. evalescö -escere -uî gf büyü-


Eupoli/s -dîs er. Atina'l ko- mek, gelimek, artmak, ol-
medi airi. gunlamak; muktedir olmak,
Eurîpid/es -is er. Atina'l tra- olmak; rabet ka-
yetki sahibi
gedya yazan. zanmak, yaygn olmak.
Eurîp/us -* m. Euboea ile ana- evân/esco -escere -uî gf göz-
kara arasndaki boaz; ka- den kaybolmak, etkisiz hale
nal. dümek.
Euröp/a -a e -e -es d. Fenike evungel/ium -î & il cns. (d/.)

kral Agenor'un kz; söylen- ncil.


ceye göre bir boann srtn- evânidus 5 kaybolan, gözden
.

da götiiriilmütür; Avrupa k- kaybolan.


tas; -aeus s. evâsi gç. evâdo
Eurötâs -ae er. Sparta'da bir evast/ö -âre gçf. harap et-
rmak. mek, viran etmek, mahvet-
Eur/us -î er. Dou rüzgân, Gü- mek.
neyDou rüzgân; -öus s. do- eve/ho -here -xî -ctum gçf
uya ait. don tamak, dan götür-
Eurydic/e -es d. Orpheus'un mek; yükseltmek, kaldrmak,
kans. yukan kaldrmak; ( memleket
Eurysth/eus -eî er. Mycenae dna) yaylmak, ( edl .) at sür-
kral; Hercules, 12 yllk ceza- mek, yelken açmak, dan
sn (10 i) bu kraln emrinde çkmak.
çekti. evello -ellere -elli -ulsum
euschemü z. zarafetle, incelik- gçf koparmak, aslmak, as-
le. lp çekmek; kökünden söküp
Euterp/e -€s d. müzik Musas. atmak, bozmak, silmek, kaz-
Euxnus .s. Karadeniz. mak.
evâ/dö -dere -si -sum gf gk- ev/eniö -enire -enî -entum
mak, yerinden çkmak; tr- gf gkmak, meydana gkmak;
manmak; kaçmak; sonuçlan- sonuçlanmak, sonuç vermek,
eve 211 evo

sona ermek; bana gelmek; çaba harcamak, özenli çal-


olmak, vaki olmak, zuhur et- mak.
mek. evllesc/ö -ere gf. degersizles-
event/um -I cns. sonuç, son, mek.
akbet; olu, ortaya çkma, evin/cio -cîre -xl -ctum gçf.
olay; talih, baht, deneyim, sarmak, etrafn sarmak; çe-
event/us -üs er. sonuç, son, lenk yapmak, taçlandrmak.
akbet; encam; talih, baht, ev/inco -fncere -Icî -ctum
yazg, kader. gçf galip gelmek, yenmek,
Svcrber/ö -fire gçf iddetli alt etmek; üstesinden gelmek;,
olarak vurmak ya da döv- ispat etmek.
mek. evir/5 -üre gçf hadm etmek,
everricul/um -I cns. dip a. idi etmek.
iver/r5 -rere -r sam gçf. eviscer/o -üre gçf. barsakla-
batan aa süpürmek, ba- rn çkarmak, içini boalt-
tan aa temizlemek, mak; parçalar halinde yrt-
eversi/ö -önis d. ykma, dü- mak, parça parça etmek.
ürme, yere vurma, tahrip et- evitöbilis s. kaçnlr, saknlr.
me. evlt/ö -öre -Övî -ât um gçf
5vers/ö -oris er. tahrip edici, kaçnmak, saknmak.
tahrip eden (kimse), evocöt/f -orum er. ç. gönüllü
eversus gecio. everrö gedo. eski askerler.
iverto evocöt/or -oris er. (asker)
ever/tö -tere -ti -sum gçf. de- kaydeden kimse.
virmek, altüst etmek, tepetak- evoc/ö -öre -övî -ötum gçf.
lak etmek, alabora etmek; yüksek sesle çarmak, celp
kovmak, tardetmek, dan at- etmek; meydan okumak; as-
mak; ykmak, yere vurmak, keri göreve çarmak; ortaya
tahrip etmek, mahvetmek, çkarmak, meydana getir-
evestlgötus s. kefedilmi mek.
olan, izlenerek bulunan, evol/o -öre -övî -otum gf.
evietus gedo. evinco uçmak, uçumak, havalan-
evid/ens -entis s. görülebilir, mak; aceleyle çkmak, hzla
net, belirgin, aikar; -enter z. dan frlamak; (ruh. vb.)
evidenti/a -ae d. açklk, fark- uçup gitmek, geçip gitmek;
llk, vuzuh. uzaklamak, görünmez ol-
evigil/o -a re -âvî -ât um gf mak; ( tehlike vb.) kaçmak, s-
uyank olmak, tetikte olmak; vmak; yükselmek, yukan
nöbet tutmak; gçf. dikkatlice çkmak; erimek.
evo 212 exa
evolûti/ö -ânis d. ( bir kitab) exöct/or -ör is er. kovan, (d-
açma. ar) süren; talib, zorla yapt-
evol/vö -vere -vf -uçtum ran; nezaretçi, miras infaz
gçf yuvarlamak, devirmek; eden; vergi memuru; yöneti-
tomar açmak, kvnmlann ci.

açmak; (kitap) açmak, oku- exöctus gedo. exigö s. tam, ke-


mak; ( mec .) açmak, ifa et- sin, kati, sahih, doru.
mek, çözmek, serbest brak* exac/uö -uere -ul -Otum gçf.
mak. , bilemek, keskinletmek, sivrilt-

evom/o -«re -u -itum gçf. mek; (tat, bak) keskinletir-


kusmak, dar çkarmak; geri mek; (zihin) keskinletirmek,
atmak, kovmak; geri vermek, canlandrmak; (hastalk) ar-
iade etmek; reddetmek; (öfke latrmak; uyarmak, gayrete
vb.)-den almak, üzerine bo- getirmek, tevik etmek, tahrik
altmak. etmek.
evuig/ö -öre -övl -otum gçf exadversum, -us z., edt. (ih.

aça vurmak, ifa etmek, ile) tam tersine, -e kar ola-


evulsi/ö -Sn» d. çekip çkar- rak; yüz yüze, kar karya.
ma. exaedificöti/Ö -önis d. yap,
evulsus gedo. evellö inaat, ina etme; (nutuk vb.).
ex, e edt. (dh. ile) (yer) -den d- exaed ific/ö -are gçf inaat-
ar; -; -dan, -den aa; (sü- ntamamlamak, ina etmek;
re) sonra, hemen sonra, beri; tamamlamak.
bitirmek,
(deiim) balangçtan; (kay- exaequöti/Ö -önis d. ayn dü-
nak, madde) -den -dan; (ne- zeye getirme, eit klma, eit-
den) -den dolay, yüzünden; lik.

(uygunluk) - göre, -e uygun exaequ/ö -öre -övl -ötum


olarak; ex itinere yürüyüte; gçf bir düzeye getirmek, bir
ex porte ksmen; ex quö be- hizaya sokmak; dengelemek;
ri; ex re, ex Gsu yaranna; e denklemek; eit bir tabana
re publicS anayasaya göre; oturtmak; eit ya da denk
ex sententia fikrine ya da olarak görmek ya da telâkki
kansna göre. etmek; eit etmek, eitlemek.
exacerb/ö -öre gçf. kzdr- exoestu/ö -öre gf. köpürmek,
mak, öfkelendirmek, kkrt- kaynayp kabarmak, taham-
mak, sinirlendirmek. mür etmek, mayalanmak;
exöcti/ö -ön is d kovma, ko- gçf. kaynatmak.

vulma, tard; tefti, nezaret; exageröti/ö -önis d. yma,


vergi; (borçlar) toplama. kümeleme; yükseltme, yücelt-
exa 213 exa
m e (sadece mecazi ). tartmak; göz önünde tut-
gçf.

exag9erö -Öre -övl -otum mak, mütalaa etmek, üzerin-


gçf. ymak, kümelemek, de düünüp tanmak, imti-
yükletmek, biriktirmek, dol- han etmek, yoklamak, dene-
durmak; (mec.) yükseltmek, mek, snamak, denetlemek;
büyütmek, abartmak, (deeri- gf. (an) oul vermek, küme-

ni ya da fiyatm) artrmak. lemek.


exagitöt/or -orls er. eletir- examssim z. kesinlikle, ta-
men. mamen, mükemmel olarak.
exagit/ö -öre -övî -ütüm exancl/o -öre gçf. (su, arap
gçf. (yer ya da konumundan ) vb. bir svy) çekmek ya da

sürüp çkarmak, ç- dna aktmak; sonuna kadar da-


kartmak, hareketini sürdür- yanmak, katlanmak.
mek; rahatsz etmek, rahat exanimâlfts s. ölü; ölümcül.
vermemek, tedirgin etmek, exonimâti /5 -ön is d. havasz
huzurunu bozmak, eziyet et- brakma, soluk aldrmama;
mek, cefa vermek, canm sk- isterik hrs; ürküntü, korku,
mak; azarlamak, paylamak, dehet.
kabahatli bulmak, dil uzat- exotimls, exonimus 5. can-
mak, iddetle saldrmak, ten- sz, ölü, soluksuz; dehete
kld etmek, eletirmek, hicvet- dümü.
mek, taklmak ya da alaya exonim/ö -âre -âvf -otum
almak; sinirlendirmek, heye- gçf. soluksuz brakmak, solu-
canlandrmak, uyartmak, unu kesmek; yaam ve can-
kkrtmak, tahrik etmek. dan yoksun brakmak, öldür-
exagög/a -ae d. ihraç etme, mek; zayflatmak, eskitip yok
ihracat. etmek, tüketmek, sersemlet-
exalb/escö -escere -ul gf. be- mek, cesaretini krmak; (kor-

yazlamak; (korku vb. 'den) ku vb. ile) felç etmek, iddetle


bembeyaz kesilmek, rengi korkutmak, dehete düür-
solmak, solgunlamak. mek, kkrtmak; (edl.) soluk-
exöm/en -ini cns. kalabal- suz kalmak, yorgun dümek,
n dan uramas, üüme; güçsüzlemek, tükenmek, öl-
kalabalk, tahaccüm, an kü- mek: (ey) eskiyip gitmek,
mesi ya da oulu, balk sürü- ezanimus bak. exanimis
sü; terazi dili; üzerinde dü- exor/descö -descere -si
ünme, mütalâa, mülahaza, -sum gf. tutumak, ate al-
gözden geçirme.
dikkatlice mak, alevlenmek; (mec.) öf-

examin/ö -âre -av —otum kelenmek, patlak vermrk; (iyi


ex 214 exc

ve kötü anlamda) yanp tutu- takviye etmek, salamlatr-


mak, kkrtlmak. mak.
exîi/esco -<sc«re -uî gf. ku- exuuguröti/o -onis d. kutsal
rumak, bütün bütün kura- bir ey? kar saygszlkta bu-
mak, suyu çekilmek; (mec.) lunma, saygszlk, telvis.
saranp solmak, kuruyup git- exougur/ö -are gçf. kutsal bir
mek, mahvolmak. eye kar saygszlkta bulun-
«xurm/o -öre gçf. silahszlan- mak, telvis etmek, dine oykn
drmak. davranmak.
exar/ö -5 re -övî -otum yçf. exauspic/ö -öre gf kehanette
saban sürmek, çift sürmek, bulunmak.
topra ilemek; tarlay sürüp exbibö bak. ebibö
ekmek, kazp çkarmak, ka- exc aec/ö -öre gçf kör etmek;
zp topra açmak; üretmek; (rmak) tkamak ya da körlet-
tarlay sürerek ürün üretmek, mek: (parlak renkleri) karart-
ürün toplamak; alnn kr- mak, donuklatrmak; çirkin-
trmak, buruturmak; (yaz) letirmek, biçimini bozmak;
yazmak, yazya geçirmek. (bitki) koncalanndan yoksun

exörsî gç. exördesco etmek.


exosciotus s. yontarak ekil- excandescenti/a -ae d. kz-
lendirilmi; uygun bir biçim- gnlk, heyecanllk, kabaran
de hazrlanm. ya da gittikçe büyüyen öfke.
exosper/o -öre -âvî -otum excand/escö -öscere -uî gf
gçf. pürüzlendirmek; (mec.) yanmak, alev almak, scak-
tahrik etmek, kkrtmak, si- lamak, panltyla yanmak,
nirlendirmek, delice öfkelen- tutumak; (mec.) yanmak, içi-
dirmek. ne ate basmak, öz öfke yüzün-
exauctdr/o -öre -âvî -ât um den.
gçf. ( ask .) terhis etmek, ser- excont/o -öre gçf. büyüle-
best brakmak; iine son ver- mek, sihirlemek, büyü ya da
mek, kovmak. sihir yoluyla meydana koy-
exaud/iö -ire -v! -îtum gçf. mak, göstermek.
açk seçik duymak, ayrd et- excarnific/ö -öre gçf. yrta-
mek, faik etmek; dinlemek; rak parçalara ayrmak, do-
anlamak, kavramak, göz ramak; eziyet etmek, ikence
önünde tutmak; kulak ver- etmek.
mek, aldrmak, söz dinlemek, excav/ö -öre gçf içini oymak.
kabul etmek. exc/edo -edere -essî -essum
exaug/eö -öre gçf. artrmak, gf. darya çkmak, u2aa
)

exc 215 exc


gitmek; ölmek, gözden kay- excerp/ö -ere -sî -tu m gçf.

bolmak; ilerlemek, ileri git- seçmek, (arasndan gö/lr) se-

mek; dna
çkmak, konu- çip almak, ayrmak; tercih et-

dan aynlmak; gçf. terk et- mek, ( seçerek) ayklamak ya


mek, geçmek, amak, haddi- da devirmek, iktibas etmek;
ni amak. seçip birini almak, seçkin ya
excell/ens -entis .zam. or. da mütebariz yapmak; çkar-
exce!lo s. yükselen, aan, mak, hafzetmek, darda b-
yüksek; göze çarpan, önemli, rakmak; istisna etmek, hariç-
üstün,, faik, seçkin, yetkin, te brakmak; ihmal etmek,

mükemmel; -enter z. atlamak.


excellenti/a -ae d. üstünlük, excess/us -üs er. yaamdan
yetkinlik, mükemmellik. aynl, ölüm; zihinsel haki-
excell/ö -«re gf. seçkin olmak, miyeti brakma ya da yitir-

üstün olmak, faik olmak, geç- me, vecd; belli bir snnn öte-
mek ( herhangi nitelikte). sine çkma; konudan aynl-
excelsit/âs -âti s d. yücelik, ma.
yükseklik ( hem mecazi hem de- excetr/a -ae d. ylan, kötü hi-
il). lekâr kadnlara taklan bir
excels/us s. yüksek, yükseltil- ad.
mi; (mec.) yüce, seçkin, ünlü, excidi/ö -önis d. harap etme,
mümtaz, üstün, yetkin, soy- mahvetme, yok etme.
lu; -um -I cns. yükseklik; -5 excid/ium -I &i cns. ykma,
z. marurca. devirme, harap etme, mah-
excepti/ö -ön is d. istisna, s- vetme.
nrlama, koul, tahdit; (yasa) excid/ö -ere -I gf. dümek,
tiraz. -den dümek; -den svmak,
except/ö -<ire gçf. alp çkar- kaçmak; ( konuma ) azndan
mak, -den almak, kaldr- kaçmak, istenmeyerek söy-
mak, yakalamak; burnuna lenmi olmak; ayn fikirde ol-
çekmek. mamak, fikirce aynlmak; ge-
exceptus gedo. excpiö çip gitmek; ansndan çk-
exc/entö -emere -revî mak; (Jnpi) kaybolmak, göz-
-re t um gçf. kalburdan geçi- den kaybolmak, yok olmak;
rip ayrmak, ayklamak, baylmak, kendinden geç-
ayklyarak temizlemek; ayr- mek, kendini kaybetmek;
mak, ötesinde tutmak ya da (zevce) umudu boa çkmak.
yanatrmamak; ( vücuttan excî/dö -dere -di -sum gçf.

çkartmak, dan aktmak. kesmek, kesip atmak, kesip


exc 216 exc
çkarmak, balta vb. kesmek, excfsus gedo. excldö
biçmek, kesip devirmek; y- excit/ö -öre -övî -otum gçf.
kp yerle bir etmek, ortadan uyandrmak, canlandrmak,
kaldrmak, imha etmek; buyrukla çarmak, celp et-
(mec.) sürgün etmek. mek; -den göndermek; yap-
exc/iö -ire -Ivf & l -itum & mak, ina etmek, yükseltmek
tum -ieö -iîre gçf. -den ça- ya da bina etmek, dikmek,
rmak, çarmak, celp et- kurmak; {mec.) cesaretlendir-
mek; neden olmak, vesile ol- mek, canlandrmak, heye-
mak, meydan vermek, mey- canlandrmak uyandrmak,
dana getirmek; uyandrmak, uyartmak, kkrtmak, tahrik
tedirgin etmek; heyecanlan- etmek; (çeitli) bavurmak,
drmak, kkrtmak, korkut- neden olmak, yol açmak;
mak, dehete düürmek. (afe) tututurmak; -ötus s.

exc/ipiÖ -ipere -epî -eptum yüksek (ses), güçlü.


gçf. çkarmak, -den çekip al- excitus, excftus gedo. exciö
mak; kaldrmak ya da yukan exclamöti/ö -onis d. bar-
çekmek; kurtarmak, serbest, ma, nida.
Özgür brakmak, muaf tut- exclöm/9 -öre -övî -ötum
mak; istisna yapmak, -in d- gf.haykrmak, barmak; ça-
nda brakmak; art ko- trdamak, gürültü çkartmak;
mak, (ihtiyat olarak) sakl gçf. çarmak, bararak söy-
tutmak; {yasa, rhet.) adyla lemek, aniden söylemek.
ifade etmek, özel olarak be- exclO/dö -dere -si -sum gçf
lirtmek ya da özellikle belirt- danda brakmak, hariç tut-
mek, yasal ayncalk yapmak; mak; ayrmak, durdurmak,
(kötü, yi) elde etmek, tut- kapamak, uzak tutmak, yak-
mak, yakalamak, kabul et- latrmamak; (yumurta ) yu-
mek; arkasndan gelmek, murtadan çkmak; (mec.) en-
-den sonra gelmek; (fp) bire- gellemek, önlemek; istisna et-

yi bireye katmak, kartr- mek, ayn tutmak.


mak; {eylem ya da oluu) dur- exclösiö -onis d. darda b-
durmak, kesmek, arasna gir- rakma.
mek; desteklemek, arka çk- exclusus gedo. exclüdö
mak, {[görev vb.) üstlenmek; excoctus gedo. excoquö
kulak misafiri olmak, gizlice excögitöti/ö -onis d. düü-
dinlemek. nüp sonuç çkarma, tasarla-
excfsi/ö -onis d. harap etme, ma, tertip etme, icat etme.
mahvetme, yok etme. excögit/ö -öre -övî -ötum
exc 217 exc
gçf. düünerek halletmek ya mek; ( mec.) gözünü açm.ak,
da sonuç çkarmak, kurmak, uyank olmak, tetikte olmak.
tertip etmek, icat etmek, ihti- excG/dö -dere -dî -sum gçf
ra etmek. vurmak, çarpmak, çekiçle
exc/oiö -olere -olui -ultum vurmak; (yumurta) civciv ç-
gçf dikkatle çalmak; geli- kartmak; (mec.) tertip ve ter-
tirmek, terbiye etmek; iyile- kip etmek.
tirmek, slah etmek; asilletir- exculc/5 -öre gçf ayakla ez-
mek; tasviye etmek, incelt- mek, sk bir biçimde bas-
mek, artmak, mükemmelle- mak, çinemek.
tirmek, yetkinletirmek, excultu$ gedo. exco!o
tamamlamak, bitirmek. excurrö -rrere -currî & -rrî
exco/quö -quere -x -ctum -nura gf koup çkmak, fr-
gçf kaynatarak buharlatr- layp çkmak; gezinti yap-
mak, kaynata kaynata bitir- mak; ( ask .) yarma ya da çk
mek, eritmek; (bir kap içinde hareketi yapmak; (yer) uzan-
ya da atete) antmak; safla- mak, çknt yapmak; (mec.)
trmak; tümüyle kurutmak, genilemek, yaylmak; kendi-
atete kurutmak. ni göstermek, kendini tehir
excor/s -dis s. duygusuz, ap- etmek; -ile ban sürdürmek;
tal, anlaysz. (söz) usandna olmak.
excriment/uv -i cns. salg, excursi/5 -ân is d. akn, bas-
*
ifrazat. kn, çk, huruç; ( hareket) ile-
excreö bok. exscreo riye doru adm atma; (mec.)
excre/scö -scere -vî -tam gf. balangç.
büyümek, gelimek. excuras/or -ör i s er. kefe ç-
excretus gedo. excernö kan asker, (ask.) avc, casus.
excruci/Ö -are -av -âtum excurs/us -üs r. ileri ya da d-
gçf ikence etmek; strap ver- ar koma; gezinti; çk ha-
mek, aa vermek, skntya reketi, huruç; saldn, hücum,
sokmak, rahat vermemek, üz- akn, baskn; istilâ.

mek, incitmek, eziyet etmek. excîisöbilis s. mazur görülebi-


excub/ae -örum d. ç. nöbet lir, balamaya deer.
tutma; gözetleme; nöbetçi. excusöti/o -ön is d. özür, ma-
excubit/or ~öris er. gözcü, zeret.
muhafz, bekçi, nöbetçi. excus/ö -öre -övî -âtum gçf
excub/ö -o re -uî -i t um gf balamak, mazur görmek;
danda yatmak, uyumak; (-den) özür dilemek, özür ola-
bekçilik etmek, nöbet bekle- rak ileri sürmek; -öte z. ba-
) )

exc 218 exe


lûnacok hiçimde. etmek.
excu$sus gedo. excutio ex/eÖ -ire -il -itum gf. dan
excusus gedo. excüdö çkmak, terk etmek; ortaya
excu/tiö -tere -ss -ssum gçf. çkmak, yaynlanmak; (ask.)
atmak, sarsmak, düür-
silkip yürümek, ilerlemek; (süre)
mek, indirmek; atmak; defet- bitmek, son bulmak; yüksel-
mek, kovmak, çkarmak; kor- mek, yukan frlamak, çk-
kutmak, ürkütmek, kkrt- mak; gçf. öteye geçmek; sa-
mak, tahrik etmek; vurup ç- knmak; -ex pot es t öte de-
karmak; skartaya çkarmak netimi yitirmek.
ya da atmak; yoklamak, exeq- bak. exseq-
aratrmak, denetlemek, in- exerc/eö -ere -uî -itum gçf.

celemek. nezaret etmek, denetlemek;


exdorsu/o -üre gçf. klçn- ( toprak ilemek, çalmak;
dan, kemiinden ayrmak. (ask.) eitim yapmak, talim

exec- bok. exsec- yapmak; (akl) megul etmek,


ex/edö -esse -edî -es um gçf. kullanmak; (i) uygulamak,
yiyip bitirmek, kemirmek, izlemek, yerine getirmek;
yutmak; andrmak; tahrip rahatsz etmek, tedirgin
(dert)

etmek; (duygu) skmak, skn- etmek; se- pratik yapmak,


t vermek. egzersiz yapmak, talim et-

exedr/a -ae d. salon, konfe- mek. kendini altrmak.


rans salonu. exercitâti/ö -ön is d. uygula-
exedr/iuvn - & iî cns. oturma ma, klglama, altrma, ta-
odas. lim, mümarese, deneyim.
exemî gç. exmo exercitötus s. meleke edinmi,
exempl/ar -ârs cns. nüsha; mahir, usta, talim edilmi,
benzerlik; model, örnek, nu- terbiye edilmi, yetitirilmi,
mune, misal; -âres er. ç. nüs- deneyimli, üstad, bilgin; te-
halar. dirgin, üzgün.
exempl/um -I cns. nüsha; ör- exercit/um -4 & iî cns. altr-

nek, numune, emsal, meal, ma yapma, talim yapma ya


mostra; uyan; -dare örnek da etme.
oluturmak; - causâ, gra- exercit/d -5re gçf. altrma
tiâ örnein, sözgelimi. yapmak, çaltrmak.
exemptus gedo. exim5 exerclt/or -oris er. eitici, ei-
exenter/Ö -âre gçf. ( komedi ten kimse.
barsaklann çkartmak, bo- exercitus gedo. exerceö s. in-
altmak; temizlemek; eziyet r zibat altna alnm, eitil-
exe 219 ex
m, tecrübe edilmi, bilgili; göstermek, tehir etmek, ser-

tedirgin, üzgün; zahmetli, s- gilemek; neden olmak, yol


kntl, üzüntülü. açmak, vesile olmak.
exercit/us -üs er. ordu; öz. pi- exhilaratus s. neeli, mem-
yade; halk meclisi; bölük, ta- nun, sevindirilmi.
bur, alay; altrma. exhorr/Sscö -4?scere -ul gf.
exero bak. exserö korkmak, dehete dümek;
exes/or -öris er. andran, çü- gçf. dehete düünnok.

rüten. . exhortöti/ö -enis d. cesaret


exesus gedo. exedö verme, yüreklendirme, tevik
exhâlâti/ö -on is d. buhar, te- etme.
bahhur, herhangi bir eyden exhort/or -Sri -d t us gçf. ce-
çkan koku veya buhar. saretlendirmek, yüreklendir-
exhâl/ö -öre gçf. koku, buhar mek, tevik etmek.
halinde çkarmak, solukla ex/igÖ -igere -îgi -öctum
salmak, buharlatrmak, te- gçf. kovmak, defetmek, it-

bahhur ettirmek; gf. buhar- mek, dürtmek; (zevce, kadn)


lamak, nefes vermek, solu- boamak; (ödeme) icbar et-

mak, buhar, koku vb.'lerini mek, mecbur etmek, zorla-


neretmek; sona ermek, bit- mak, tahsil etmek, zorla < !-
mek, ölmek. mak; talep etmek, istemek;
exhaur/iö -rire -si -stum (mal) satmak, elden çkar-
gçf. (hendek, lam vb. ile) su- mak; (zaman) geçmek, ta-
yunu aktp boaltmak, (bir mamlamak; (/) bitirmek,
yerin)suyunu tümüyle çek- (haber) aratrmak, tahkik et-
* mek, akaçlamak, boaltmak; mek; denetlemek, yoklamak,
ortadan kaldrmak, defet- incelemek, göz önünde bu-
mek; (mec.) tüketmek, bitir- lundurmak, üzerinde düün-
mek; (dert, bela) katlanmak; mek.
sonuna kadar dayanmak. exiguit/ös -âti s d. küçüklük,
exhered/ö -öre gçf. mirastan ufaklk, zayflk, etkisizlik.

mahrum etmek. exigu/us s. tam, doru, sahih;


exhSr/Ss -edi s. mirastan küçük, ufak, ksa; yetersiz,
mahrum
edilmi. önemsiz, deersiz; cns. biraz,
exhib/eö -ere -uî -itum gçf. bir parça; -i z. kt olarak, ek-
uzun boylu izah etmek, arz sik olarak; ksaca.
ve teklif etmek, sunmak; nu- exiliö Imk. exsiliö
tuk vermek, vermek, ortaya exîli/s s. sk, dar, ince uzun,
koymak, meydana çkarmak; ince, zayf, küçük, ufak; kt,
ex 220 exo
az; nahif, neesiz, kasvetli; küm; (para) kredi.
deersiz, riyakâr, vefasz; ve- exîstimot/or -oris er. yargç,
rimsiz, kuru, yetersiz; {üslup) eletirmen.
düz, yavan; -ter z. zayfça, exlstim/ö existumö -öre
güçsüzce. -övî —a tu m
gçf. deerini ölç-
exi!it/os -otis d. incelik, zayf- mek, paha biçmek, takdir et-
lk. mek, yarglamak, düünmek,
exUium bak. exsilium gözönünde bulundurmak,
exim bak. exînde tahmin etmek.
eximi/us s. muaf, müstesna, ex istö bak. exsisto
ayn tutulan; seçkin, güzide, exitiabilis 5. tahrip edid; öldü-
mümtaz; üstün, yetkin, mü- rücü, ölümcül.
kemmel; -e z. ender olarak, exitidlis s. tahrib edici, ölüm-
nadiren. cül, öldürücü.
ex/imö -imere -emi exitiösus s. tahrib edici, muzr,
-emptum gçf. dan çkar- zararl, tehlikeli, ölümcül.
mak ya da çkartmak, alp exit/!um -I & iî cns. harap et-
götürmek, baka yere naklet- me, mahvetme, ykm, zarar;
mek; salmak, serbest brak- ykm nedeni, tahrip edid
mak, özgür brakmak; ba- güç.
k tutmak, muaf tutmak; d- exit/us -üs er. çk, git- dan
nda brakmak, istisna yap- me, gidi, aynlma; yeri, çk
mak, ayncalk tanmak; mahreç, az; bitim; ölüm;
(zaman) boa harcamak; son, akibet, son verme; so-
mec.) sürgün etmek.
( nuç; araç, vesile, yöntem,
exin bak. exfnde ytarz, çözüm.
exinön/ö -re, -il -it um gçf. exl/ex -egis s. yasann üstün-
boaltmak, tahliye etmek; de, yasa tanmaz, yasasz.
bertaraf etmek, imha etmek, exocuI/9 -öre gçf. gözlerin-
yok etmek, harab etmek. mahrum etmek.
den
exinde exin exlm z. (yer) ora- exod/ium - & iî cns. asl pi-
dan, sonra, hemen sonra; (za- yesten sonraki oyun; fars; (ti-

man) o zaman, ondan sonra, yatro dnda) sonuç, son bi-

sonra, hemen sonra; (ölçü) tim.


göre, binaen. exoIS/scö -scere -vî -t um gf.

exîstimöti/ö -on is d. görü, gelimesinin snnn amak,


yarg; ad, ün, saygnlk, iti- inkiraz etmek, zeval bulmak;
bar, karakter; tahmin, karar, kullanm
zaman
d
kalmak, eskiyip
amna ura-
takdir, mahkeme karan, hü- yitmek,
,

exo 221 exo


mak, geçip gitmek, (güç, etki, neet etmek, vücuda gelmek,
etkinlikten) kesilmek, dur- balamak, görünmek, olmak.
mak. exörnöti/ö -ön is d. süsleme,
exoner/ö -öre -âvl -attm güzelletirme, süs.
gçf. yük boaltmak, yükünü exörnât/or -oris er. süsleyen,
indirmek, boaltmak; (mec.) güzelletiren, tezyin eden.
ferahlatmak, serbest brak- exörn/ö -üre -öv -öt um gçf.

mak, salvermek, yattr- donatmak, teçhiz etmek, ge-


mak, teskin etmek; temize ç- reksinimini salamak, teda-
karmak, izhar etmek, suçsuz rik etmek, ikmal etmek, tez-

çkarmak, ödemek. yin etmek, süslemek; methet-


exopt/ö -ore -âvf -âtum gçf. mek, sena etmek.
özlemek, -in özlemini çek- exör/ö -öre -övf -ötum gçf.
mek, -e can atmak, çok arzu- gönlünü yapmak, raz etmek,
lamak; -ötus s. sevindirici, ikna etmek; salamak, temin
makbule geçen. etmek, niyaz ya da yalvara-
exöröbilis s. sevimli, cana ya- rak kazanmak ya da elde et-
kn, scakkanl, duyduda. mek.
exörât/or -oris er. yalvara exörsus geo. exördior cns. ç,
yakara elde eden kii, ricaa balangç, önsöz.
ya da yalvana, baarl da- exörs/us -us er. balangç,
vaa ya da avukat. balama.
exör/dior -dîrî -sus gçf. do- exortus geo. exorior
kumadaki atk ipliklerini ha- exort/us -üs er. yükselme,
zrlamak, argaçlamak, doku- doma.
maya hazrlanmak, doku- ex/os -ossis s. kemiksiz.
mak; (rnec.) balamak, ba- exöscul/or -örl -ötus gçf.
langç yapmak, öz. konuma, sevgiyle öpmek, özlemle öp-
nutuk. mek.
exörd/ium -i & iî cns. bala- exoss/ö -öre gçf. kemiklerini
ma; dokumadaki atk iplikle- ayrmak, kemiklerinden ya
ri, balangç; ( konuma düz- , da kemikten yoksun etmek;
yaz, kitap, iir) önsöz, dibaçe, gücünü krmak, yardmsz b-
mukaddeme; yazma, risale, rakmak.
bilimsel yaz. exöstr/a -oe d. ( tiyatro) müte-
gf. yukanya
exor/ior -rî -tu s harrik ya da hareket edebilen
frlamak, yukanya hareket sahne; kuatlan kentin du-
etmek, çkmak, yükselmek; varlarna kuatanlarcca ya-
ortaya çkmak, zuhur etmek, plan~bir tür asma köprü;
exo 222 exp
(mec.) kamu, halk. expedîti/ö -önis d. (nak.) se-
exo$us j. nefret eden, tiksinen; fer, keif heyeti ya da seferi,

(edl.) nefret edilmi, nefretle giriim.


dolu; berbat, irenç, menfur, expedît/us gedo. expediö 5.
nefret verici. engellenmemi, yükü ya da
exoticus yabana, dardan
s. arl olmayan, hafif silah-
olmayan.
gelen, harici, yerli l; tez davranan, rahat, skn-
expall/escö -escere -u gf tya dümemi; hazr; müna-
soluklamak, rengi atmak, sip, uygun, zamannda; er.

çok solgunlamak; -den ürk- hafif silahl asker; in -o esse,


mek, korkmak. habere hazrda olmak; -e z.
expalp/ö -öre gçf. tatl sözler- seve seve, gönüllü olarak, öz-
le kandrmak, yaltaklanarak gürce.
elde etmek. exp/ellö -ellere -ulî -ulsum
expund/ö -ere gçf. yaymak, gçf. sürüp uzaklatrmak,
geniletmek, meydana koy- kovmak, defetmek, tardet-
mak, açklamak, izah etmek. mek; zorlamak, mecbur et-
expatr/ö -öre gçf. çarçur et- mek, sürmek, ortadan kaldr-
mek, bo yere harcamak; so- mak, reddetmek.
na erdirmek; bitirmek. exp/endö -endere -endi
expavesc/ö -ere expövi gf. -ensum gçf. tartp ayrmak;
dehete dümek; gçf. çok ödemek; (ceza) çekmek: zihin-
korkmak, korku ve endie düünmek, yarg-
de tartmak,
duymak. lamak, deer biçmek, karar
expect- bak. exspecî- vermek, kefaretini çekmek.
exped/iö -îre -îvî & iî -ît um expens/um -I cns. ödeme,
gçf. serbest brakmak, azat et- harcamahaslat ve tediye.
mek, kurtarmak, dolam bir experge/faciö -facere -feci
eyi çözmek; hazrlamak; dü- -factum gçf. uyandrmak,
zeltmek, dorultmak, tanzim tahrik etmek, heyecanlandr-
etmek, tertibe koymak; açk- mak.
lamak, aikâr klmak, aydn- exper/9scor -gîscî -reetus
latmak, engelleri kaldrmak gf uyanmak, uyank olmak,
(eylem ifa etmek; anlat-
için) tetikte olmak.
mak; ie yarar olmak, yararl experg/o -«re -î -itum gçf.
olmak, kazançl, kârl olmak, uyandrmak.
münasip, muvafk, uygun ol- experi/ens -entis .zam. or.
mak; (z.) yararldr, uygun- experior s. giriimde bulu-
dur. nan, deneyimli, etkin, faal,
exp 223 exp
çalkon. ma, talan etme, yama, ça-
exper»enti/a -ae d. deney; ça- pul, talan.
ba, gayret; deneyim, uygula- expllöt/or -oris er. yamac,
ma, tatbikat, deneysel bilim. çapulcu, talana.
experîment/um -I cns. kant, expl/ö -öre -övf -öt um gçf
delil; deneyim. soymak, yamalamak, talan
exper/ior -ri -tus gçf sna- etmek.
mak, denemek; tecrübe et- exp/ingö -ingere -inxl
mek, görüp geçirmek, katlan- -ictum gçf resmetmek, res-
mak: boy ölçümek, güç de- mini yapmak, ( konuma) tas-
nemesi ya da yarmas yap- vir etmek.
mak; girimek, çalmak; expi/o -öre -övî -otum gçf
(yasa) mahkemeye bavur- (dinsel) antmak, temizlemek;
mak; (gç. zamanlar) tecrübey- balatacak harekette bu-
le bilmek, örenmek. lunmak, tazmin ya da telafi
experrectus geo. expergîs- etmek, kefaret etmek, özür di-
cor lemek, kurban ya da sunular-
exper/s -ti s s. dahil olmayan, la artmak; kötülüü def et-
katlmayan; -den yoksun, mek; (beddua vb.'lerinin) gü-
-den yoksun, -den âri; -sz, cünü krmak; -için tazminat
-siz. vermek, tamir etmek.
expertus geo experior s. is-
. expîrö bak. exspîro
patlanm, denenmi; dene- expisc/or -örî -ötus gçf bul-
yimli, -nin ehli, uzman; gör- maya ya da anlamaya çal-
gülü, bilgili. mak, seçip almak, aramak,
expetes$/ö -ere gçf. iddetle aratrmak.
istemek, arzulamak. explânöti/ö -önis d. açkla-
expet/ö -ere -iv & iî -îtum ma, yorumlama.
gçf -e emel beslemek, -in öz- explânat/or -oris er. yorum-
lemini çekmek, ( bir eyin) pe- cu, çevirmen.
inde komak; haset etmek, explön/ö -öre -övf -öt um
imrenmek; iddetle istemek; gçf aikâr etmek, açkça ifa-
saldrmak; talep etmek; gf. ol- de etmek, beyan etmek; yo-
mak, vaki olmak, zuhur et- rumlamak, apklamak; açk-
mek. bana gelmek. ça söylemek; -ötus s. apaçk,
expati/Ö -ön is d. kefaret, taz- aikâr, sarih, vazh, farkl,
minat. baka; -öte z.
expictus gedo. expingö explaudö bak. explödö
expîlâti/Ö -Önis d yamala- .
exp!ement/um -î cns. doldur-
exp 224 exp
ma; (nufuk) ek, zeyil. ifade etmek, beyan etmek,
expl/eö -ere -evi -etum gçf. açklamak; -ötus s. yaylm;
*
tümüyle doldurmak, tamam- açk, düz, yaln; -itus s. ko-
lamak; (istek) doyurmak, tat- lay; -öle z. açkça.
min etmek, yattrmak, tes- explö/dö -dere -si -sum gçf.
kin etmek; {görev) yerine ge- slklayarak kovmak, sürüp
tirmek, ifa etmek; (zarar) öde- uzaklatrmak; {mec.) reddet-
mek; (süre) bitmek, mek, geri çevirmek, onayla-
tamamlanmak. mamak.
exp!eti/ö -onis d. doyurma, explöröti/ö -ön is d. casusluk
tatmin etme. etme; inceleme; keif.
explelus gedo. expleö s. dolu, explörât/or -öris er. kâif, ca-
doygun; tamam, tam, bütün, sus, gözcü, keif kolu.
bitmi. exp!ör/ö -öre -öv! -ölüm
explicâti/o —ön is d. kvnmla- gçf. aratrmak, yoklamak,
nn ya da kangaln açma ya incelemek; {osk.) casusluk
da çözme, yayma; açklama, yapmak, kefe çkmak; dene-
izah etme, yorum, erh; çö- mek ya da snamak; -ötus s.
zümleme, analiz etme. kesin, emin, kaçnlmaz;
exp!icât/or -öris er., -rx -öte z. kesinlikle.
-ricis d. açklayan, yorumla- explö$f gç. explödö
yan, anlatan kii ya da ey. expo!/iö -ire -îvî -tum gçf.

explicöt/us -üs er. açklama, düzeltmek, düzletirmek, cila-


aynntlanyla bildirme, erh, lamak, süslemek, tezyin et-
tefsir, yorum. mek; (rnec.) inceltmek, güzel-
explic/ö -öre -Svî fit uî letirmek, incelikle ilemek.
-otum & itum gçf. kvnmla- expo!îti/ö —önis d. düzletir-
nn ya da kangaln açmak, me, perdahlama; cilalama,
çözmek, krk ya da buru- parlatma; güzelletirme.
uklann apnak, düzeltmek; exp/öno -önere -osuî
yaymak, sermek; {kitap) aç- -ositum gçf. danya koy-
mak; (deniz) sakinletirmek; mak ya da yerletirmek, ç-
(asfc.) saa sola yaymak, yay- karmak; {çocuk) brakmak;
mak; {güçlik ve karklk) çöz- {den.) gemiden karaya çkar-
mek, yoluna koymak; tanzim mak ya da boaltmak; {para)
etmek, sraya koymak, tertip vermek, sermaye olarak ver-
etmek, nizamlamak, düzelt- mek; {mec.) ileri sürmek, can-
mek, kurtarmak; ( konuma ) latmak, nakletmek, hikâye
gelitirmek, inkiaf ettirmek, etmek, sergilemek, tehir et-
)

exp 225 exp


mek, göstermek; ( konuma expressus gedo. exprmö s.

açklamak, açmlamak, erh ayn, farkl, baka, açk, belli,


etmek. vazh; ünlü, önemli, göze çar-
exporr/9$ -igere -€xî pan.
-ectum gçf. uzatmak, yay- expr/imö -imere -essl
mak, buruuk eyi düzelt- -essum gçf. skmak, ezmek,
mek, düzletirmek; hallet- sktrmak, bükmek, bükerek
mek. skmak; zorlamak, [skp) su-
exportâti/ö -Ön is d. ihraç et- yunu çkarmak; ( mec .) zorla
me, dan tama. elde etmek, gaspetmek; ( re-

export/ö -öre -âvî -otum sim ) resmini yapmak, modeli-


gçf. dan tamak; ihraç et- ni çkartmak; ekil vermek,
mek; alp göndermek, naklet- biçimlendirmek; basarak ya
mek. da skarak biçimlendirmek;
exposc/ö -ere expoposcî gçf. sergilemek; [sözcükler) öykün-
iddetle istemek, talep etmek; mek, kopyasn çkartmak;
yalvarmak, rica etmek, niyaz betimlemek, ifade etmek, be-
etmek. lirtmek; (yabanc di) çevirmek;
expositîcius s. terkedilmi, b- telaffuz etmek, heceleri ayra-
raklm. rak telaffuz etmek, söylemek.
exposit/ö -önis d anlat, yo- exprobröti/ö -önis d. kna-
rum; açklama; tanmlama; ma, azar.
(çocuk) terketme. exprobr/ö -öre -övf -öt um
expositus gedo. expönö s. gçf sitem etmek, serzenite
açk, meydanda, içine girile- bulunmak, itham etmek, ku-
bilir; serbest, halka açk; na- sur, kabahat bulmak, tenbih
zik, hatr gönül bilir; (yazar) etmek, azarlamak, payla-
anlalr, akc; (kötü anlam- mak.
da) baya, amiyane, avama, expröm/ö -ere -psf -ptum
ayak takmna ait. gçf danya ya da ileriye ç-
expostulöti/ö -önis d. ezici karmak, darya getirmek,
ya da zorlayn talep; dostça danya çekmek; gözönüne
itiraz, tevbih, ikâyet, dert koymak, izhar etmek; göster-
yanma. mek, sergilemek, tehir et-
expostuI/ö -öre -övf -otum mek; meydana çkarmak,
gçf. acil olarak talep etmek; bulmak; (fiil, i) uygulamak;
-den yaknmak, dostça itiraz [duygu) aça vurmak; [konu-
etmek. ma) ifa etmek, agkça söyle-
expötus gedo. -epötö mek, beyan etmek.
exp 226 exs

expugnöbilis s. hücum edile- neden ya da (hakl) mazur


bilir, hücumla ele geçebilir. görülme, gösterme, hakkn
exp»gnöti/ö -5nU d. saldra- koruma ya da savunma, hak-
rak herhangi bir yeri ele ge- l pkartma, özür, mazeret.
çirme, saldrma. expOrg/ö -öre gçf. temizle-
expugnöt/or -öris er. sald- mek, paklamak; annmak;
ran, zapteden kii. hakl çkarmak, doruluunu
expugnöcî/or -öris s. daha kantlamak, hakkn koru-
etkili. mak; mazur göstermek, akla-
€Xpugn/ö -fire -fivf -otum mak, temize çkarmak; (ka-
gçf hücum ederek almak, hü- bahat, kusur, eletiriden bir
cum etmek, boyun edirmek; kimseyi) temizlemek; özür di-

zaptetmek, fethetmek; (mec.) lemek..


yenmek, kazanmak; gasp et- exput/ö -öre gçf. budamak,
mek, zorla almak. krpmak; (mec.) içyüzünü an-
expulf gç. expellö lamak, düünmek, göz önün-
expulsi/ö -ön is d. kovma, ko- de bulundurmak, anlamak,
vulma, tard. idrak etmek, kavramak.
expuls/or -öris er. kovan exquf/rö -rere -sivl -sîtum
kimse (erkek). gçf. aratnp örenmek, ara-

expulsus gedo. expellö trmak, dikkatle aramak, dik-


expultr/x -fcis d. kovan kim- katle bakp muayene etmek;
se (kadn). soruturmak, tahkikat yap-
exp/ungö -un -gere -ûnxi mak; tasarlamak, kurmak,
-ü net um gçf. (ine, diken gi- icat etmek.
bi) batmak, sokmak, delmek exquisit/us gedo. exquîrö 5 .

ya da inelemek; silmek, boz- dikkatlicearatnlm, olgun-


mak, çkarmak hazfetmek; ca düünülmü, seçkin, güzi-
( listeden ) sivri bir eyle kaz- de, üstün, mükemmel; -e z.

yp' silmek; (borcu, alnm özel bir dikkatle.


puanlan, saylar) silmek; exsaev/iö -re gf. öfkelenmeyi
(ask.) terhis etmek; (yüküm, kesmek.
görev) brakmak, deitirmek exsanguis s. kansz, cansz, so-
(çkar yüzünden); (hesab) dü- luk, uçuk; zayf, güçsüz, der-
zeltmek; hesap etmek, yekûn mansz, tükenmi.
etmek, saymak; (mec.) ifa et- exsor/ciö -clre -tum gçf.
mek, icra etmek, yapmak, ye- onarmak, tamir etmek, ya-
rine getirmek. mamak, slah etmek.
expörgöti/ö -onis d. hakl exsoti/ö -öre gçf. doyurmak,
exs 227 exs

tka basa doyurmak; tatmin um, melun.


etmek. exsectfi/fi -fini d. kesip çkar-
exsaturfibilis 5. doyurulur, ma.
doyurul abilir. exsecQti/o -fini d. yönetim,
exsatur/d -fire gçf. doyur- idare, görüme müzakere.
mak; tatmin etmek. exsecüts geo. exsequol
exsce- bak. esçe exsequi/oe -aram d.ç. cenaze
exscl/ndfi -nelere -d -ssum töreni, cenaze töreni ayinleri.
gçf. kökünden sökmek, kökü- exsequialis s. cenaze törenine
nü kazmak, yok etmek, m- ait.

ha ya da tahrip etmek. exse/quor -quî -cütus gçf. z-


exscre/5 -fire gçf. öksürüp p- lemek, takip etmek, kovala-
karmak, tükürük gibi saç- mak; sonuna kadar refakat
mak, boazdan balgam ç- etmek; {görev) yerine getir-

karmaya çalmak. mek, baarmak; (konuma)


exscrl/bfi -bere -psl -ptum betimlemek, hikâye etmek;
gçf.kopya etmek, suretini p- (bela, dert) uramak, bana
karmak; yazvermek, altna gelmek; (hakszlk) intikam al-

notdümek, kaydetmek. mak, cezalandrmak.


exsculp/5 -ere -si -tum gçf. exser/fi -ere -ul -tum gçf
oymak, hakketmek; silmek, sürmek, uzatmak,
itmek,
kazyp pkarmak, (maden) yaymak, pkartmak; soymak,
kalemle ilemek; hazfetmek, Örtüsünü kaldrmak, meyda-
pkarmak; (mec.) zorla al- na pkamak, ortaya sermek,
mak, gasp etmek. göstermek.
exsec/fi -fire -ul -tum gçf. ke- exsertfi -fire -den pkartmak,
sip pkarmak; idi etmek, -den çekip çkartmak; örtüsü-
hadm etmek, kesmek. nü kaldrmak, meydana p-
exsecrfibilis 5. lanet eden, karmak, soymak.
beddua eden; ( edl.) lanet edil- exsertus gedo. exserfi s. pknt
mi, nefrete uram, menfur. yapan, prtlayan.
exsecrfiti/o -fini d. ilenç, la- exslbil/fi -fire gçf. -i slkla-
net, beddua; lanetle birlikte mak, -i slkla çarmak.
yaplan kutsal yemin, ahdet- exsicc/3 -fire -fivf -fi t um
me. gçf. bütünüyle kurutmak; su-
exsecr/or -firî -ât us gçf la- yunu aktmak; -fitus s. (üs-

net etmek, ilenmek, beddua lup) ilgi çekmeyen.


etmek; (beddua yemin et-
ile) exscfi bak exsecfi
mek; fitus s. lanetlenmi, me- exsqn/fi -fire gçf. aynntla-
exs 228 exs

nyla yazmak, kaydetmek, me, beklenti, umma, ümit et-


aaya not dümek. me, intizar; bekleme ya da
exsil/iö -îre -uî gf yukanya ümit etmenin konusu.
frlamak ya da sçramak, d- exspect/5 -üre -âvf -ât um
arya, ileriye frlamak ya da gçf. (birini bir eyi) beklemek,
sçramak, atlamak, sekmek. görmek istemek; özlemle, kor-
exsil/um -I & iî cns. sürgün kuyla, umutla, endie, le, ta-
etme, sürgün, sürgün yeri; ge- sayla, merakla, arzuyla vs.
ri çekilme. beklemek; dilemek; -âtus s.
exs/ist5 -istere -titî -tîtum endieyle beklenen ya da bek-
gf. çkmak, zuhur etmek, or- lenmi olan, özlenilmi, has-
taya çkmak; neet etmek, reti çelfllmi; samimiyetle ya

domak, hasl olmak, olmak. da memnuniyetle karlayan.


exsol/vö -vere -v -Otum gçf. exsper/gö -gere -sum gçf
çözmek, gevetmek, açmak; serpmek, datmak, saçmak,
serbest brakmak, özgür kl- yaymak.
mak; -den kurtulmak, üstün- exspes 5 . ümidi olmayan,
den atmak; (borç, söz) yerine ümitsiz, nevmit.
getirmek, ödemek; ( sözcükler) exsplrâti/ö -önis d. soluk
açklamak. alp verme, soluk verme.
exsomnis s. uykusuz, tetik, exspîr/ö -öre -Övî -ât um
uyank. gçf soluk vermek, soluk gibi
exsorb/eö -ere -uî gçf em- dan vermek, danya yay-
mek, massetmek, sourmak, mak ya da çkarmak, üfür-
suyunu çekmek, boaltmak; mek, buhar ve koku yaymak;
bütün bütün yutmak, imha son nefesini vermek, süresi
etmek. dolmak, mahvolmak, sonu-
exsor/s -tis s. seçilmi, özel; -e na erimek, ölmek; dar fr-
katlmayan, -den yoksun. lamak; tebahhur etmek, din-
exspargo bak. exspergö mek, durmak.
exspati/or -öri -ât us gf yo- exsp!endesc/d -ere gf panl-
lundan sapmak; dorultu- damak, k
saçmak: tefrik
sundan çkmak; yaylmak, edilmi, ayrd edilmi.
uzanmak; sadet ya da konu- exspo!i/o -öre gçf. yamala-
dan aynlmak, istedii gibi mak, talan etmek.
geçmek. exsp/uö -uere -uî -utum gçf.
exspectöbilis s. umulmu tükürmek, tükürür gibi saç-
olan, beklenilmi. mak; (mec.) kovmak, defet-

exspectâti/ö -ön is d. bekle- mek, sürgün etmek.


exs 229 exs

exstern/o -öre gçf. dehete sis etmek, inaatlarla doldur-


uratmak. mak; tasvir etmek, muhayyi-
exstül/ö -öre damlamak,
gf. le ile kurmak, çalarak hasl
damla damla akmak. etmek.
exstimulöt/or -öris er. kkr- exsüd/ö -öre gf terle atlmak,
ta kimse. ter gibi dan vermek, çk-
exstimul/ö -öre gçf. dürtmek, mak, szmak; gçf. (mec.) terle-

sürmek; tevik etmek, heye- yerek ya da zorluk çekerek ifa

canlandrmak, tahrik etmek, etmek; zahmet çekmek, kat-


uyarmak, uyartmak. lanmak.
exstincti/o -önis d. söndür- exsü/gö -gere -xî -ctum gçf
me, sönme; yok etme, imha. emmek, massetmek, içine
exstnct/or -öris er. söndürü- çekmek ya da sormak.
cü; tahrip edici, tahrip eden exsul, exul -is er. d. sürgün.
kimse. exsul/ö -öre -övî -ötum gf.
exstin/quö -guere -xî sürgün olmak, sürgün edil-
-ctum söndürmek; ya-
gçf. mek, sürgünde yaamak.
am ya da güçten yoksun kl- exsultöti/ö -onis d. büyük se-
mak, öldürmek; tahrip et- vinç, sevinçten zplama ya da
mek, yok etmek ortadan kal- sçrama.
drmak. exsultim z. neeyle, canllkla.
exstirp/ö -öre gçf. ( hem meca- exsult/Ö -öre -övî -ötum
zi,hem sözcük sözücüe) kö- gçf. sçramak, sçrayp oyna-

künden sökmek, kökünü ka- mak, serbestçe hareket et-


zmak, defetmek, mahvet- mek, serbest gezip dolamak;
mek. çok sevinmek, comak, en-
exstiti gç. exsistö lik, elence yapmak; böbür-

exst/ö -öre gf ileriye frla- lenmek, ar gururlanmak.


mak, çknt yapmak; belir- exsuperöbilis s. yenilmesi
gin olmak, dikâr olmak; gö- mümkün, hakkndan geline-
rünür olmak; var olmak, ol- bilir, çaresi bulunabilir; (etk.)
mak, mevcut olmak, baki ol- galip gelen, cebir ve kuvvetle
mak. yenen, kar konulmaz, dlre-
exstructi/ö -ön is d. ina et- nilemez.
me, bina etme, tesis etme, exsuperantî/a -a e d. üstün-
dikme, yap, kurulu. lük.
exstru/ö -ere -xl -ctum gçf exsuper/Ö -öre -övî -ötum
ymak, kümelemek; dike gf trmanmak, çkmak;
mek, ina etmek, kurmak, te- mümtaz olmak, yüksek bir
exs 230 ext

dereceye erimek, ilerde ol- dit etmek, geçirmek, harcet-


mak; üzerinden geçmek ya mek; sö- çabalamak, ura-
da amak, (herhangi bir e- mak; ire per -tum fünevn
yin) üzerinde kule gibi yük- cambaz ipinde yürümek.
selmek; baskn çkmak, üstün extönsus gedo. extendö
olmak; alt etmek, yenmek. extent/ö -öre gçf. çok germek,
exsurd/ö -öre gçf. kulan zorlamak, uzatmak; ura-
sar etmek; (mec.) sersemlet- mak, çaba harcamak, gayret
mek. etmek.
exsur/gö -gere -rexî -rec- extentus gedo. extendö s. ge-
tum gf. yükselmek, kalkmak, ni, vasi, yaygn, ilave edil-
ayaa kalkmak; gücünü ye- mi, eklenmi.
niden bulmak. extenuöti/ö -otis d. (ret.) kü-
exsuscit/ö -öre gçf. uyandr- çültme, ufaltma, azaltma,
mak; (ate) körüklemek, tu- tahfif etme.
tuturmak; (akl) harekete ge- extenu/ö -öre -övi -öt um
çirmek, tahrik etmek. gçf. inceltmek, seyrekletir-
ext/a -örum cns. ç. iç organ- mek, seyreltmek, hafifletmek,
lar. younluunu azaltmak: za-
extöb/Sscö —esçe re -uî gf. tü- yflatmak, azaltmak.
müyle geçip gitmek, kaybol- exter exterus s. dardan, d,
mak, gözden kaybolmak, yok zahiri; yabana bir ülkeden;
olmak. yabana.
ex töris s. kurbana ait, bütün exterebr/ö -öre gçf. delik aç-
ç organlara ait ya da ilgili; iç mak, oymak, oyarak çkart-
organlan piirme ile ilgili. mak; zorla almak, gaspet-
extemplÖ z. hemen, derhal, mek.
annda, gecikmeksizin, do- exter/geö -gere -s -sum gçf.
rudan doruya, ilkin; quom- silmek, silip kurutmak ya da
olur olmaz, yaparyapmaz. bozmak; yamalamak.
extemporölis s. hazrlksz, exteri/or -öris s. dtaki, da-
son anda düünülen, sümme- rdaki; harici, d, danya
tedarik. doru, zahiri, dtan, dta
extempulö bak. extemplÖ olan; -us z. darda.
exten/dî -dere -d -tu m & extermin/ö -öre gçf. kovmak,
extensum gçf. yaymak, uzaklatrmak, sürmek; (snr-
uzatmak, açmak, sermek, ge- larn ötesine) sürüp yollamak,
niletmek; artrmak, büyüt- sürgün etmek; (mec.) bir yana
mek; (zaman) uzatmak; tem- brokmak, uzaklatrmak, or-
.

ext 231 ext

tadan kaldrmak; yok etmek, virereksöküp almak; yerin-


kökünü kazmak, imha et- den çkarmak; (mec.) zorla ele
mek, geçirmek, gaspetmek.
externus 5. d, harici; yaban- extorris s. sürgüne gönderilen,
c, ecnebi. ülkeden sürülüp atlan.
ext/erö -erere -rlvl -rîtum extort/or -oris er. gaspeden,
gçf. silip çkarmak, oarak ya zorla alan kii, gasp.
da sürterek çkarmak; yprat- extortus gedo. extorquSo
mak, andrmak. extrâ z. darda, danya, ha-
exterr/eo -ere -ui -i t um gçf ricen, -sz, -siz; -quam -den
korkutmak, dehete düür- dnda, müstesna, gayn,
mek. -medikçe, meer ki; edt. ih (

extersus gedo. extergeo ile) dnda, ötesinde; -den


exterus bak. exter sz, siz: hariç.
extex/o -ere gçf. dokunmu extra/hö -here -xî -ctum
eyi sökmek; (mec.) aldat- gçf. -yyden çkarmak, -den

mak. çekip çkarmak; sökmek; kur-


extim/escö -escere -uî gf. tarmak; çkarsamak; kökün-
çok korkutulmak; korku için- den söküp çkarmak: ortadan
de beklemek; gçf. çok kork- kaldrmak, defetmek: (sürp)
mak. uzatmak, temdit etmek.
extimus s. en dtaki, en uzak- extröne/u$ -i er. yabana kim-
taki. se; s. d, harici, yabana.

extin- bak. exst!n- extraordinârîus s. görülme-


extisp/ex -icis er. hayvanla- dik, allmadk, sra ola- d,
nn iç organlarna bakarak anüstü.
kehanette bulunan kii, falc, extrörius s. d, harici; er. ya-
kâhin.
bilici, banc kimse.
extoll/5 -ere gçf. yukarya extremit/âs -atis d. uç niha-
,

kaldrmak, yükseltmek; (bi- yet, son, bitim; (geometri) yü-


na) dikmek, ina etmek, yap- zey.
mak; (mec.) meth ve sena et- extrem/us s. en dtaki, en uç-

mek, büyütmek, yüceltmek, taki;sonuncu; en uzak, en


övmek, methetmek, (ses) ko- son, en büyük; -um -I cns.
numaya balamak; süsle- son; ad -um sonunda, niha-
mek, tezyin etmek, güzelle- yet; -um z. son kez.
tirmek; (zaman) ertelemek. extric/ö -üre -av -ütüm
extor/queö ~quere -s -t um gçf. serbest brakmak, çkar-

gçf. zorla çevirip burmak, çe- mak, kurtarmak, ayrmak.


ext 232 exu
dolak bir eyi açmak, aydn- exGber/o -öre gf. çok olmak,
latmak; (mec.) çözmek, aç- bol olmak.
mak, halletmek. exul bak. exsul
extrTnsecus z. dardan, ya- exulcer/ö -öre -âvf -ât um
bandan; danda. gçf. arlatrmak, kötületir-
extrftus gedo. extero mek, ülserletirmek.
extrü/dö -dere -si -sum gçf. exulul/o -öre gf. vahice ulu-
dürtmek, itmek, danya sür- mak; gçf. alayarak dua et-

mek, sürüp götürmek; kov- mek.


mak, uzaklatrmak; (mec.) ex8nctus gedo. exungö
her eyini satp bitirmek, tas- exund/o -öre gf. tamak.
fiye etmek. exung/5 -ere gçf. bol bol ya-
extulf efferö
gç. lamak, meshetmek.
extum/eo -ere gf. imek, ka- ex/uö -uere -ui -Otum gçf.
barmak. dan çekmek, çkarmak; bir
ext/undo -undere -udi kenara koymak, soymak.
-usum vurmak, dövmek,
gçf. exû/r5 -rere -ssf -stum gçf
çarpmak; çekiçle vurmak, çe- yakp bitirmek; tümüyle ku-
kiçle ilemek; (mec.) biçimlen- rutmak; yakarak ortadan
dirmek, oluturmak, meyda- kaldrmak; (mec.) tahrik et-
na getirmek. mek, kzdrmak, öfkelendir-
exturb/Ö -öre -övf -at um mek.
gçf. kovmak, uzaklatrmak, exOti/ö -on is d. büyük yan-
dan atmak, vurup krmak; gn.
(kar) boamak; (mec.) defet- exütus gedo. exuo
mek, tardetmek, azletmek; exuvi/ae -urum d. ç. giysiler,

rahat vermemek. kollar; post; yama, çapul.


)

F
fab/a -ae d. fasulye; -âlis s. fâbul/or -âri-öts gf. konu-
fasulyeye ait. mak, sohbet etmek; gçf uy-
fâbell/a -ae d. ksa öykü; durmak, söylemek,
oyun. fâbulösus s. efsanevi, söylen-
fab/er -*rî er. (maden, ta, ceye ait.

aaç) zenaatkâr, esnaf kimse, facess/ö -ere -Ivf -ît um gçf


demird; ( ask .) zenaatg; -fer* yapmak, yerine getirmek, ifa
rurius demird, nalbant; -ti- etmek; dert açmak; gf aynl-
gnâriu marangoz; s. hüner- mak, gitmek, çekilmek,
li; -re z. hünerli bir biçimde. faceti/ae -ör um d. ç. nükte,
Fabius -î er. Roma'l aile ad, incelikli söz, zekice konuma,
öz. Q.F. Maximus Cunctator, mizah.
Hannibal'e kar savaan facet/us s. nükteli, mizahl; in-
-iânus s.
diktatör; -ius, celikli, zarif, kibar; -e z. mi-
fabre/faciö -facere -fecî zahl bir biçimde; zekice.
-factum gçf. yapmak, ina fac/es -eî d. biçim, ekil, ka-
etmek, demiri ocakta döv- lp, yüz, ifade^görünü, suret;
mek. karakter.
fabric/a -ae d. sanat, zenaat; facil/s 5. kolay, çok elverili;
sanat zenaat ii; ilik,
eseri; hazr, çabuk; (kii) iyi huylu,
atölye; ( komedya hile. cana yakn; talihli; -e z. ko-
fabricâti/ö -önis d. yap. laylkla; kukusuz olarak; se-
fabricot/or -öris er. sanat- ve seve, gönüllü olarak; zevk-
kâr, sanat erbab. le.

Fabric/ius -I er. Roma'l aile facilit/âs -otls d. rahat, hu-


ad, öz. C.F. Lusanus; -ius, zur, hazr olma; (konuma)
-ftanus 5 . akc; (kii) iyi huy, nezaket,
fabric/or -ârl -ât us -5 -âre facinorüsus s. suçlu, mücrim,
gçf. yapmak, ina etmek; de- facin/us -öris cns. i, fiil,
miri ocakta dövmek. amel, eylem; suç.
fobrilis s. sanat erbabna ait; fac/iö -«re feci factum (em.
cns. ç. aletler. fac. edl. fo) gçf. yapmak, ya-
fabul/a -ae d. öykü, hikâye; ratmak, oluturmak, neden
oyun, piyes; masal; -ae! saç- olmak; etmek, yerine getir-
ma! mek, icra etmek, uygulamak,
foc 234 fol

tatbik etmek; (meslek) icra et- facund/us s. aka, zarif; -i z.

hükmü altna al-


mek; (mülk) foeceus s. saf olmayan, kat-
mak; (deer) deer vermek, k.
saymak, etmek; (sözcufc-
itibar faecul/a -ae d. arap tortusu,
ler) ifade etmek; ima etmek, faenebris s. tefecilie ait.
zannetmek; gf. yapmak, eyle- foeneroti/o -ön is d. tefecilik,
mek; (din) kurban olarak sun- foenerâtfi z. faizli,
mak; (z. ya da eh. le) geçerli foenerfit/or -ör i s er. faizci,

olmak, kullanlr olmak, ya- tefeci.

rarl olmak; copiom- frsat faener/or -firl -öt us, -ö


oluturmak; do n um- ziya- m -fire gçf. faizle vermek; tefeci-
na uramak; metum- heye- lik yoluyla mahvetmek;
canlandrmak, korkutmak; (mec.) faiz karlnda para
proelium- savamak; rem- vermek.
para kazanmak; verbo- ko- foenlli/o -um cns. ç. otluk, sa-
numak; mögnl- çok çok de- manlk.
er vermek. faen/um -I cns. kuru ot, sa-
foctl/o -önis d. yapma, etme; man; -ha be t in cornü tehli-
küme, öbek; parti, hizip (öz. keli.

siyasette ve araba yarlann- foen/us -öris cns. faiz; faizle


da). verilmi sermaye; (mec.) kâr,
factiösus s. fitned, fesatç, hi- menfaat, çkar.
zipçi, ihtilaf çkaran; oligari- foenuscul/um -i cns. düük
ye ait. faiz.

factit/ö -fire -fivf -otum gçf. faex foecis d. tortu, posa; sala-
yapmay ya da etmeyi sür- mura, tuzlu su; (mer.) çöp,
dürmek; uygulamak; bildir- süprüntü.
mek, beyan etmek, fögineus, fogînus s. kayn
fact/or -firis er. (spor) topa aaana ait. .

vurma sras gelen oyuncu, ffig/u s -î d. kayn aaa.


foc t /us gedo. facifi -um -1 fol/ a -oe d. kuatma kulesi;
cns. i, teebbüs, giriim, çal- direk, sütun.
ma, ura; baanlar. folâric/a -oe d. alevli odun
focul/a -ae d. küçük meale, parças, meale,
focult/fis -ofis d. araç, vasta; folcör/ius -I & iî cns. orak ya-
frsat; yetenek; bolluk, teda- pmcs.
rik. folcfitus s. trpanlanm; orak
fficund/a -o e d. güzel söz biçimli.
söyleme, belagat, fesahat. folcifer -I s. trpan tayan.
fal 235 fan
Falernus s. Kuzey Campa- (mec.) hrs, tamah; (rrt.) ifade
nia'da arabyla ünlü bir böl- yetersizlii.
ge; en* Falemus arab. famigefati/ö -önis d. söylen-
fallâcla -a« oyun, de-
d. hile, ti, ayia.
sise. dolap, aldatma. fSmigerât/or -ör i s er. dedi-
fall/2x -öcis s. hilekâr, aldat- koducu kimse.
c; -öclter z. famili/a -ae d. hizmetçi, eve
fal/lö -lere fafelll -sum gçf. ait köleler; aile mülkü, çiftlik;
aldatmak, dolandrmak, aile, ev; okul, mezhep; pater

ayartmak; düknklna u- -fls evin efendisi, aile reisi;

ratmak; ihanet etmek, umu- -ant döcere bir mezhebin


dunu krmak; (vaad) tutma- topluluun vs. olmak, ba
mak; dikkatinden kaçmak; familiâri/s s. eve ait ya da il-
(edl.) yanlmak, hatal ol- gili, beyti, ev halkna, aileye

mak; mi -Ht hatalym; bil- ilikin; evsel, ailesel; çok ya-


miyorum. kn dostlua ait, içten, sami-
falsidicus 5. yalan söyleyen. mi, dost ( sfat niteliinde); ai-
falsifics s. aldatan. leden biri saylan; er. hizmet-
falsiiürius s. yalan yere yemin çi; dost; -ter z. dostça koul-
eden. larda.
falsiloquus s. yalan söyleyen. familiârit/ös -âti s d. teklifsiz
falsipar /em -«ntis s. babal- ve çok mahrem dostluk, çok
olan. yakn arkadalk,
fals/us gedo. fallö s. yanl, favnösus s. ünlü, öhretli; ad
hatal, kusurlu; aldata, hi- kötüye çkm, iftira niteliin-
lekâr; sahte, tahrif edilmi; de.
taklit, yapmack, uydurma; famul/a -ae d. kadn hizmet-
cns. yalan, yanl, hata, ga- çi, evlatlk, besleme.
lat; -5, -i z. yanllkla, yan- famulSrs s. hizmetçilere ait
l bir biçimde; hileyle, sah- ya da ilgili.

tekârlkla. famulât/as -üs er. kölelik,


falx falcis d. orak, trpan; bu- famul/or -örf gf. hizmet et-

dama bça; (as/c.) kuatma mek, hizmetçilik etmek,


kancas. famul/as -I er. hizmetçi, hiz-
f3m/a -ae d. konuma, söy- metkâr, refakatçi; s. hizmet
lenti. gelenek; kamuoyu; ün, kullanl, ie yarar,
edebilir;
an; rezalet, alçaklk. fânâticus s. esinli; çlgn, ken-
famelcus s. aç. dinden geçmi,
fam/is -is d açlk; . ktlk; fandî fiiUisim for
fan 236 fat

fon/um -î cns. tapnak, ma- rnn kütükleri.


bet, ibadethane, fastîd/io -re -il -ît um gçf.

far farris cns. kaplca buday; nefret etmek, hiç sevmemek,


msr; elenmemi un. tiksinmek, küçümsemek, ha-
farc/iö -cîre -si -lum gçf. t- kir görmek; gf. irenmek, tik-
ka basa doldurmak, tkamak, sinmek; kibirli olmak,
farin/a -ae d. elenmemi un, fostidiös/us s. irenen, çabuk
un. tiksinen; titiz, mükülpesent;
farrâg/p -ini d. lapa; türlü huysuz, hoa
gitmeyen; -5 z.
yemei; karmakank ey. irençlikle; tenezzül etmeye-
farrâtus s. msrla ilgili; msr- rek, hor görerek,
la dolu. fostld/ium -f & î cns. renç-
farsl gç. farclö lik, tiksinti, zevk almay, sev-
fart/em -im d. ih. tkma, tk- meyi; irenme, stikrah; kü-
trma; kyma, çük görme, hor görme, kibir,
fart/or -ör i s er. tavukçu, fastigât/e z. eimli bir ko-
fartus gedo. farclö numda; -us z. yukarya ya
fös cns. tanrsal yasa; hak; -est da aaya
eimli olarak,
yasaya uygundur; caizdir, fastîg/ium -I & II cns. çat al-
fasci/a -ae d. erit, bant, kor- tndaki üç köeli yan duvar,
dele, sarg, ba; gökyüzünde alnlk; eim, meyil; yüksek-
bulut çizgisi. lik, derinlik; doruk, üst, tepe;
fascîcul/us -î er. bohça, paket, yüksek derece, ol-
(mec.) en
fascin/ö -öre gçf. büyü yap- gunluk doruu, itibar; (konu-
mak, cezbetmek; öz. kem göz- ma) ana balklar,
le. fâstus s. kamu ileri için yasa-
fascin/um -I cns. -us -î er. al- ya uygun ya da caiz,
beni, cazibe. fost/us -üs er. küçük görme,
fascio!/a -ae d. küçük sarg, tepeden bakma, gurur,
fasc/is -is er. demet; asker fatöli/s s. kaçnlmaz, mukad-
dengi, yük; (ç.) en yüksek me- der, nasip olan; öldürücü,
murlarn önünde tanan çu- mahvedici, ölümcül; -ter z.

buklarla sanlm baltalar; kapnlmaz bir biçimde,


yüksek görev öz. konsüllük. fa/teor -teri -ssus gçf. itiraf

fassus geo. fateorö etmek, teslim etmek, kabul


föst/I -Hrum er. ç. yasa ve ka- etmek; ifa etmek, aça vur-
mu hizmetleri çin günlerin mak, tanklk etmek,
kütüü; takvim; yüksek me- fatic/anus, -n us s. kehanetle
murlar ve öbür kamu kaytla- ilgili.
fat 237 fec

fötidicus s. kehanetle ilgili; er. fautr/îx -Ics d. hâmi kadm


kahin. fave/a -ae d. gözde köle,
fötlfer -Is. ölümcül, öldürücü, faveö -5 re fâvl fautum gf.
fatîgöti/ö -on is d. bezginlik, (eh. ile) tarafn tutmak; dost-

yorgunluk. ça davranmak, desteklemek;


fatlg/ö -a re -övî -âtum gçf. -linguîs sessiz olmak,
yormak, bitkin bir hale getir- favül/a -ae d. kor, köz, kül;
mek, gücünü tüketmek; can- (mec.) kvlcm.
n skmak, srarla istemek; favtor bak. fautor
eziyet etmek. FavOn/ius -I er. bat rüzgar,
fâtilogu/a -ae d. kadn kâ- fav/or -öris er. tarafm tutma,
hin. iltizam, destek; alk, takdir,
fotîsc/ö -ere -or -T gf. çatla- favöröbilis s. uygun, lehinde,
mak, yarlmak, krlmak; mutabk; iyi, hoa giden,
(mec.) bezgin hale gelmek, favus -I er. bal petei.
fatuit/âs -âti s d. ahmaklk, fax facis d. meale, evlilik tö-

fât/um -I cns. kutsal söz, ke- reni mealesi, cenaze töreni


hanet; yazg, kader, ksmet; mealesi; evlilik, ölüm; (gb .)
tanrsal bedbahtlk,
irade; gökta; (mec.) alev, ate; k-
kör talih, ölüm; -5 obire do- krtc kimse; klavuz, rehber;
al biçimde ölmek; Föta ç. facem praeferre bir lider
kader tançalan. gibi hareket etmek.
fâtur, fâtus 3'üncü ahs; geo . faxim faxö fac/o'nun eski di-
for. lek kipi ve gelecek zaman bi-

fatuus s. ahmak; hantal, ka- çimi.


ba; er. aptal kimse, febrîcul/a -ae d. düük ate,
fauc/es -itim d. ç. grtlak, bo- febr/is -is d. ate ( vücud).
az; geçit, dar kanal; (mec.) Februâr/ius -î er. ubat; s. u-
az. bat’a ait.

Faun/us -î er. ormanlann ve febru/um -I cns. temizleme,


çobanlarn tanns, Lati- temizlenme, antma: Februa
nus'un babas, Pan ile bir tu- ç. ubatta yaplan arnma
tulur; orman perileri,
ç. enlii.
foustit/âs -öts d. iyi talih, fecî gç. faciö
verimlilik, münbitlik. . fecurdit/ös -öt is d. verimli-
faust/us s. uurlu, hayrl, lik, bereketlilik; (üslup) co-
ansl; -5 z. kunluk.
faut/or -öris er. destekçi, fecund/ö -öre gçf verimini
hâmi. patron. artrmak, verimli klmak.
5

fec 238 fer

fecundus
ren,
s. verimli,
meyvedar; verimli hale
yemi ve- d teskere (araba); tabak, ça-
nak, kap.
getiren; (mec.) bol, mebzul, fer5, ferme z. hemen hemen,
zengin; dourgan, neredeyse, az daha, aa yu-
fefelll gf. fail kan; her yönüyle, tamamen,
fel fellis cn s. safra kesesi, öd, tam, kesin olarak; çounluk-
safra; zehir; (mec.) kin, dü- la, çok kere, genellikle; (o/m.
manlk. He) güçbela, güçlükle.
fel/Ss -is d. kedi, ferentâr/us -I & l er. hafif si-
fellcît/âs -âti s d. mutluluk, lahl asker.
iyi talih. Feretr/ius -I er. Iuppiter'in bir
fel/lx -Icis s. verimli, meyva lakab.
veren, meyvedar; uurlu, ha- feretr/um -I cns. cenaze teske-
yrl, lehte; talihli, bahtiyar, resi (araba).
mutlu, baarl; -fciter z. bol fSrl/ae -ârum d. ç. enlik,
bol; lehinde; mutlu bir biçim- bayram ya da tatil günleri;
de. (mec.) huzur, sükûn.
femell/a -ae d. kz. feriâtus s. isiz, aylak; tatile
femin/a -ae d. dii, kadn, ait.

femiteus s. kadna ait, kadn- ferinus s. yabanl hayvanlara


lara ait;kadmsal. ait; d. oyun.
fem/ur -ör is 6r ini cm. uy- fer/iö -re gçf. vurmak, çarp-
luk, but. mak; öldürmek, kurban et-
fen- bak. faen- mek; (komedya) aldatmak;
fenestr/a -ae d pencere; . foedus- bir anlamaya var-
(mec.) mazgal delii, mak.
fer/a -ae d. yabanl hayvan, ferit/âs -Stis d. yabanllk,
vahi hayvan. vahilik.
ferölis cenaze törenine ait;
s. ferme bak. fere
Feralia 'ya ait; ölümcül; cns. ç. ferment/um -I cns. maya;
ubatta yaplan ölüler enli- (mec.) tutku; sinirlenme, kz-
9i- ma:
fer/öx —Scîs s. meyva veren, fero ferre tul lâftm gçf. ta-
meyvedar, verimli, üretken; mak, getirmek, götürmek;
-öcius z. daha verimli ola- meydana getirmek, üretmek;
rak. hareket ettirmek, yerini dei-
ferbuî gç. ferveö tirmek, yukan kaldrmak,
fercul/um -î cns. dinsel tören- yükseltmek; kapp götürmek,
lerde kutsal nesnelerin tan- kaçrmak, süpürüp temizle-
fer 239 fer

mek, yamalamak; (edl.) ko- ferrâment/um -I cns. araç,


mak, acele etmek, uçmak, ak- alet.
mak, sürüklenmek; (yol) gös- ferrârius s. demirden: faber-
termek; (dert) dayanmak, çek- demirci, demir
nalbant;
d.

mek, tamak; (duygu) sergile- madeni, demir ileri.


mek, göstermek; (konuma) ferrâtus s. demir kapl, demir
hakknda konumak, söylev naili; er. ç. zrhl askerler.
vermek, ilan etmek; (muhase- ferreus s. demirden, demir;
becilik) deftere yazmak; (k.) (mec.) zalim, aamasz, kat;
istemek, talep etmek; izin ver- güçlü, sert, boyun emez.
mek; se- komak, hareket et- ferrügineus 5. pas renginde,
mek; (olduunu) iddia etmek; koyu.
gururlanmak, böbürlenmek; ferrüg/ö -in is d. pas; koyu
condi-ciönem, leeni- bir renk; kasvet.
yasa teklif etmek, iödicem- ferr/um -i cns. demir; klç;
dava açmak; sententiam, herhangi bir demir araç; si-
suffrâgium- oy vermek; lahl güç; -et ignis harap et-
signa- yürümek; saldrmak; me, viran olma.
aegre, graviter- (birine) ca- fertilis 5. bereketli, üretken; ve-
n sklmak; laudibus- öv- rimini artran.
mek, yüceltmek, lehinde ko- fertilit/âs -âti s d. verimlilik,
numak; in oculls- çok dü- bereket.
kün olmak; proe se- göster- ferul/o -ae d. rezene; denek,
mek, bildirmek; fertur, asa.
ferunt denir, derler; ut mea ferus s. yabanl, vahi; uygar

fert opîniö bana göre, fik- olmayan, zalim; er. vahi


rimce. hayvan.
feröci/a -ae d. cesaret, evk, fervefac/iö -ere -tu gçf. m
heves, canllk; gurur, haddi- kaynamak.
ni ama, cüret. ferv/ens -entis .zarn. o. fer-
ferocit/os -öt is d iddet, sert-
.
veo s. scak; hiddetlenen;
lik, saldrganlk; haddini a- çabuk öfkelenen, hid-
(mer.)
ma, cüret. dettengözü dönmü, gözü
Feröni/a -ae d. eski Italyan kararm; -enter z. heyecan-
tannças. la, ateli olarak.
fer/öx -Öcis s. cenkp, dövü- fer/veö -vere -buî, -vo
ken, cesur, cüretli; gururlu, -vere -vî gf. kaynamak,
küstah; -ociter z. yiitçe; yanmak; (mec.) gazaba gel-
küstahça. mek, çok öfkelenmek, tela
fer 240 fid

etmek, tahrik edilmek, rulama; üreme; kuluçka,


fervesc/ö -«re gf. kaynamak, fetus s. gebe; yeni hasl edil-
scaklamak. mi; (mec.) üretken, dolu,
fervidus s. scak, köpürme; fet/us -us er. dourma, üreme,
(mec.) ateli, hararetli; iddet- yavrulama; tama, üretme;
li. kuluçka, yavru; dölüt; mey-
ferv/or -âris er. halama, va, ürün; (mec.) üretim,
kaynatma; s; (mec.) gayret, fib/er -rl er. kunduz,
evk, tutku. fibr/a -ae d. lif, iplik, tel; akci-
Fescenntus s. Fescenia ile il- er ya da karacierin bir bö-
gili ya da ait. lümü; barsaklar.
Fescenin/ -o mm er. ç. Fesce- fibu]/a -ae d. toka, kopça,
nia kentinden kaynakland bro, ine; mengene, kskaç,
söylenen, alayc ve yergili di- kenet.
zelerle icra edilen bir tür gü- fîcedul/a -ae d. talya'da eti
lünçlü kaba oyun, yenen küçük bir ku, "Orphe-
fessus s. yorgun, bezmi, tü- us" ötleeni.
kenmi. fictiliss. killi, topraktan; ou.

festlnanter z. aceleyle, telala, kavanoz; kilden kabartma,


festnöti/ö -ön is d . acele, te- fîct/or -öris er. heykeltra,
la?. yontucu; yaratc, mucit.
festîn/o -öre gf. acele etmek, fictr/x -îcis d. yapc, yapan,
çabuk olmak; gçf. acele ettir- fictür/a -ae d. biçim verme;
mek, hzlandrmak, vücuda getirme, icat,
festnus s. acele, tez. çabuk, fict/us gedo. fîngö s. sahte,
festvit/ös -öt i s d. enlik, ne- yapna, taklit, uydurma; cns.
e, keyif, cümbü, elenti; mi- yolan: -e z. yalan olarak,
zah, gülmece, aka, ficulnus s. incir aacna ait.
festlv/us s. neeli, en, keyitli; fîc/us -I & üs d. incir aac; in-
zevkli; (konuma) mizahl; -e cir.

z. neeyle; mizahl bir biçim- fideli/a -ae d. kap, kavanoz,


de. kova, gerdel; de eödem -ö
festüc/a -ae d. kölelerin azat duös parietes dealbötre
edildikleri özel bir denek, bir tala iki ku vurmak,
festus s. bayrama ait; ou. kut- fi del/is s. sadk, bal, vefal;

sal gün, tatil; ölen, güvenilir, itimada layk,


fetiöl/is -is er. sava ve bar emin; -iter, -e z. emin ola-
ilannda âyini yöneten rahip, rak, ballkla, imanla, meta-
fetür/a -ae d. dourma, yav- netle, sebatla.
fid 241 fin

fidelit/ös -ötis d. ballk, sa- fldûciârius s. emanet edilen,


dakat, iman, hulûs. emniyet edilen.
Fiden/oe -ârum ç. d. eski La- fîdus s. güvenilir, sadk, emin,
tin kasabas; -as -atis s. fi/gö -gere -xî -xum gçf. sa-

fîd/ens -entls . zam. o. fido s. bitletimek, balamak, tut-

cesur, gözüpek, atlgan, turmak, raptetmek: delmek,


azimkar, kararl, sebat ve me- içine ilemek; (konuma) sa-
tanet sahibi; -enter z. tamak.
fîdenti/a -ae d. özgüven, figulöris s. çömlekçiye ait.

fi d/es -el d. inanç, itikat, figul/us -î er. çömlekçi; yapc,


iman, güven, itimat, emni- inaatç.
yet; güvenilirlik, eref, bal- figür /a -ae d. biçim, ekil, su-
lk, hakikat, gerçek; söz, va- ret, endam; doa, tür, cins;
ad, teminat, yemin; garanti, hayalet; (ret.) mecaz,
himaye, koruma; (i) kredi; figür/ö -öre -i & il gçf. biçim-
(yasa) iyi niyet; -mala
na- lendirmek, ekil vermek,
mussuzluk, onursuzluk; res filötim z. lif lif.

-gue bütün kaynaklar; -em fli/a -ae d. kz evlat,


facere ikna etmek, inandr- filicötus s. ereltiotu gibi, Fili-

mak; -em servüre erga sö- cineae snfndan bir bitkiyle


zünde durmak; dî vostram süslü.
-em! Tann akna! ex fide fîliola -ae d. küçük kz evlat,
bono iyi niyetle, fîliol/us -I er. küçük oul,
fîd/es -is d. ( çnl. ç.) yayl çal- fîlius -î fit iî er. oul: terrae-

g, lir, ut; (gb.) ilyak takm- bilinmeyen bir kimse.


yldz. fili/x -cis d. ereltiotu gibi, Fi-
fidî gç. findö licineae snfndan bitki,
fidicert -fnis er. müzisyen; li- fîlum -î cns. lif, iplik: yün sar-
rik air. g; saç kurdelesi; kaytan, kor-
fidicin/a -ae d. müzisyen kz. don, erit, fitil; d hatlar, bi-
fdicula -ae d. küçük ut. çim, suret; (konuma) örgü,,
Fid/ius -î er. Iuppiter'in bir la- nitelik.
kab. flmbri/ae -ârum d. ç. kenar,
fi/dö -dere -sus gf. (eh. ya da uç, son.
dh. ile) güvenmek, itimat et- fitt/us -I er. kir, pislik, hayvan
mek. tersi, gübre.
ffdûci/a -ae d. güven, itimat, f/ndö -ndere -d -ssum gçf.
özgüven; (yasa ) rehin, temi- yarmak, çatlatmak, bölmek,
nat, güvence, emanet. fing/ö -ere finxî fictum gçf.
fin 242 fs
biçimlendirmek, ekil ver- firmâm/en -ini cns. destek,
mek, yapmak; kalp yapmak, firmument/um -î m.s. destek,
model yapmak; düzenlemek, takviye, güçlendirme; (mec.)
tanzim etmek, tertip etmek: payanda.
eitmek: (akl, konuma) ta- firmat/or -ör is er. sertleti-
hayyül ve tasavvur etmek, ren. pekitiren, güçlendiren,
zannetmek, farzetmek; be- tahkim eden; kuran,
timlemek. tasvir etmek: ksa- fîrnit/ös -âtis d. katlk, sert-

ca tanmlamak; uydurmak, lik, güç; sebat, metanet, da-


düzmek; vultum- herhangi yankllk, tahammül,
bir ifade taknmak. firmitüil/ö -ini d. güç. kuv-
fî/io -re -îvî -it um gçf. s- salamlk, sabitlik,
vet,
nrlamak; kstlamak; nizam frn S -öre -Övl -otum gçf.

koymak, tanmlamak, belir- güçlendirmek, takviye etmek,


lemek; bitirmek, sona erdir- desteklemek, tahkim etmek;
mek, tamamlamak; gf. bit- (zihin) canlandrmak, evk-
mek, ölmek. lenciirmek; (olgu) dorula-
fîn/is -is er. (ar. d.) snr, ke- mak, teyid etmek, ispat et-

nar; ( ç.) arazi, ülke; snr, hu- mek, ispat ve iddiayla beyan
dut; son; ölüm; en yüksek etmek.
nokta, doruk; hedef, amaç; - fir m
us s. güçlü, sarslmaz, ka-
bonörum en büyük iyi; t, pek. salam; (mec.) güçlü,
quem od --em? ne kadar sadk, emin, doru, sözüne
uzun? -e genüs dizboyu. güvenilir: -e, -iter z. güçlü
fînit/imus, -umus s. komu, olarak, durmadan, muntaza-
bitiik; benzer, yakn, akraba; man: düzenli olarak,
er. ç. komular, komu devlet- fiscell/o -oe d. örülmü sepet,
ler. fiscin/o -oe d. örülmü sepet,
fînlt/or -oris er. müfetti, de- fisc/us -i er. kese, para kesesi;
netleyen. devlet hâzinesi; kraliyet hâzi-
finît/us gedo. fini o s. (re f.) ge- nesi. imparatorun özel para
ni kapsaml; -e z. mutedil dairesi.
olarak, lml olarak. fissilis s. yanlabilir, bölünebi-
finxl gç. fingö lir. vanlmas kolay,
fîö fierî foctus gf. olmak, zu- fs si /ö -önis d. bölme, ayr-
hur etmek, ortaya pkmak; ma.
vuku bulmak; at fit her za- fîssus gedo. findö cns. düz ve
man olduu gibi; quid me uzun yark, çatlak, rahne,
fet bana ne olacak? fistüc/o -oe d. kazk çakmaya
)

fis 243 fîo

yarayan tokmak; kaldrma kabahat, ayp, rezalet, utanç;


tokma. alçak, adi ve habis kimse,
fistul/a -ae d. boru, tüp: ço- flâgit/ö -üre -âv gçf. -âtm
bûn flütü, düdük; {tp) ülser, talep etmek, srarla istemek,
flstulat/or -ori s er. kaval vo- rarln alacan istemek; (va-
lan. sa) ccip etmek.
fs us geo. fidö flugr/âns -antis .zatn. o.
tflxî gf fîgö tlogrö- s. scak, alev saçan;
lîxus gedo. figö s. sabit, sk, parlak; tutkulu; -anter z. tut-
sürekli, daimi. kulu bir biçimde,
flîibellifer/u -ue d. yelpaze flagraniî/a d. alevlendir-

tayc. me. k
saçma; (mec.) utanç.
flübell/um -I cns. yelpaze, f!agr/o -Öre gf. alevlendir-
flâbilis s. hava gibi hafif, ha- mek, k saçmak, yakmak,
vai. yanmakta olmak; (duygular)
flabr/a -ör um cns. ç. âni heyecanlanmak, alev almak;
rüzgârlar, boralar; rüzgâr. (kotu niyeti kurban olmak,
fl«cc/eö -ere gf. gevemek, flugr/um -I cns. krbaç, kam-
flaccescö -ere gf. gevemeye ç, kamç darbesi,
balamak, gevemek, güçten flâm/en -ini er. belirli- bir
dümek. tanrnn rahibi.
flaccidus s. sarkk, yumuak, flümen -ini cns. âni esen
gevek, zayf, güçsüz, rüzgâr, sert rüzgâr, bora,
flocc/us 5 sarkk kulakl.
. flâninic/a -ue d. bir rahibin
Flacc/is -« er. Horatius’un so- kans.
yad. Flâminfn/us -i er. Roma so-
flagell/o -öre gçf. kamçla- i öz. Macedonia'l V. Phil-
mak, kamçyla dövmek, lippos' yenen.
flogell/um kamç, kr-
-î cns. flömin/îum -« & il cns. rahip-
baç; kay, snm; asma filizi; lik.

( ohtapot kol; (duygular) ineli Flâmin/ius -I er. Roma'l aile


söz. ad, Hannibal tarafndan
öz.
flügitâti/o -önis d. istek, ta- bozguna uratlan konsül;
lep. -us, iânus s. Via -ia Ro-
flâgitât/or -oris er. talep e- mn'dar. Arminum'a giden
den kimse, sktran alacakl, kuzey dou yolu,
flâgitios/us s. çok ayp, utanç fi umm/a -ae d. alev, ate; me-

verici; -e . rezilcesine, ale, yldz; ate rengi: (mec.)


flâgit/ium -1 & il cns. kusur, tutku; tehlike, feiaket, bela.
fla 244 flo

flammeol/um -I cns. gelin fl/eö -ere -evi -et um gf. a-


duva. lamak. gözya dökmek, fer-
fl ammese /ö -ere gf. kzgn- yat etmek; gçf. yasn tutmak.
lamak. flet/us -üs er. alama, gözya-
flamteus s. ateli, ateten, lar.
alev saçan, ate renkli; cns. flexanimus s. ruha tesir eden,
gelin duva. bir tarafa yönelten.
flammifer -i s. ateli, ateten. flexî gç. fleetö
flamm/ö -5re -övl -ât um gf. flexkbilis esnek, eilip bükü-
k
s.

alevlendirmek, saçmak; lebilir; dönek, kararsz.


gçf. tututurmak, atee ver- flexilis s. esnek, eilip büküle-
mek, yakmak; (mec.) tahrik bilir.

etmek, öfkelendirmek, kzdr- t1exiloquus s. beliniz, müp-


mak. hem.
flammul/a -ae d. küçük alev. flexi/5 -Önis d. eme, bükme,
fi ât/us -üs er. esme, ü fi eme, kvrma, dönemeç, dolam-
soluk; meltem; (mec.) kibir, baç; (ses) hufifletme, tonlu
küstahlk. geçi.
flâv/öns -en ts s. son, altn flexipes -edi s. eri bacakl;
renginde. saran, büken, burkan.
flövesc/ö -«re gf. sarya dön- flexuösus s. eri bürü, do-
mek. lambaçl.
Flâv/ius -I er. Roma'l aile ad, flexür/a -ae d. eme, bükme,
öz. imparatorlardan Vespasi- kvrma.
anus, Titus ve Domtianus; f1exus gedo. fleetö s. dolam-
ionus s. baçl.
flâvus 5. san, altn renginde. f1ex/us -üs er. dönemeç; bük-
flebii/s s. yasl, ackl; gözya me, eme; deime.
dolu, alayan, kederli, üz- flîct/us -üer. çarpma.
gün, mahzun; -ter z. fl/Ö -öre -âvî -ât um gçf # gf.
fle/ctö -etere -xî -xum gçf. esmek, üflemek; (sikke) bas-
kvrmak, bükmek, döndür- mak.
mek, çevimek; bir yana dön- flocc/us -î er. yün krpnts;
dürmek, çark gibi çevirmek; önemsizlik; -î nön faciî zer-
(dalk burun) çevresini dola- kadar aldrmyorum.
re
mak; (akt) yöneltmek, dön- Flör/a -ae d. çiçeklerin tann-
dürmek, ikna etmek, caydr- ças: -âlis s.

mak, vaz geçirmek; gf dön- flör/ens -entis .zam. o.


mek, yürümek. flöreö s. çiçek açm; parlak;
)

flo 245 flu

refah içinde. kargaalk; -Gs ç. in sim-


flor /«o -ire -ul gf. çiçek ver- pulö bir bardak suda firtma.
mek, bahar açmak, çiçek aç- flu /in* -entis .zam. o. fluö s.
mak; (ya) olgunluk döne- sk olmayan, güçten
gevek,
minde olmak; (arap) köpür- dümü; (konuma) akc;
mek; (mec.) yldz parlamak, -enter z. aka bir tarzda,
baan kazanmak. fluent/u -Örum en s. ç. sel, ta-
fliSrSsc/ö -ere gf. çiçek açma- kn.
ya balamak; baanl olma- fluentisonus s. dalga dalga
ya balamak. yankyan.
flores s. çiçeklere ait ya da il- fluidus, flüvidus s. aka, ak-
gili, çiçekli. kan; gevek; yumuak; geve-
flöridulus 5. sevimli; irin, tid.
flöridus s. çiçeklere ait, çiçekli; fluit/ö -öre gf. akmak, su yü-

taze, güzel, ho; (üslup) çok zünde gitmek, yüzmek; dal-


süslü, atafatl, galanmak, hafifçe sallan-
flor ifer -I s. çiçekli, mak, düzensiz ya da devam-
fldrilegus s. çiçek koparan, sz hareket etmek; (mec.) du-
toplayan. raksamak, tereddüt etmek,
flSrus s. güzel. flüm/en -ini cns. akarsu, r-
fl/ös -öris er. çiçek; çiçek özsu- mak; (mec.) aknt, ak; ad-
yu; (arap koku, rayiha; (ya) versd -ine akntya kar; se-
en enerjik ça; (genç.) ince cundö -ne aknt yönünde,
tüylü sakal, yeni bitme sakal, flüminecs s. rmaa ait ya da
gençlik masumluu; (mec.) ilgili.

eref, itibar; (konuma) süs. flu/ö -ere -xf -xum gf. ak-
flöscul/us -I er. küçük çiçek; mak; seyelân etmek, tamak;
(mec.) görkem, süs. damlamak; üümek, kay-
flOctifragus s. kabaran, dal- mak; çekilmek, kaybolmak,
galanan. gözden kaybolmak, ortadan
flüctuûtiö -on i s d. dalgalan- kalkmak, yok olmak; (mec.)
ma. çkmak, neet etmek, hasl ol-
fluctu/5 -orc gf. çalkalamak, mak, sâdr olmak; deveran
dalgalanmak; (mec.) çok öf- etmek, cereyan etmek, hare-
kelenmek, kabarmak, köpür- ket etmek, yaylmak; (konu-
mek. ma) aka olmak, çok sözlü,
flüctuösus 5. frtnal, uzun olmak, tnapl olmak,
flüct/us -üs er. dalga; sel, ta- tekdüze olmak.
km. tufan; (mec.) kanklk, flOtö bak. fluito
flu 246 fon
fluviâlis s. rmaa ait, rmaa foed/ö -öre -âv ~atum gçf
özgü, rmaksak bozmak, ihlâl etmek: sakatla-
fluviötilis s. rmaa ait ya da mak: biçimini bozmak, çir-
ilgili. kinletirmek; gözden düür-
flüvidusbaJk. fluidus mek, kirletmek, lekelemek,
fluv/ius -î & ii er. rmak, akar- foed/us s. irenç, pis, murdar,

su, çay ya da dere. çok çirkin, kerih, korkunç;


f1uxi gç. fino aa, aalk, rezil, alçak,
fluxus s. aka, gevek, szntl: utanç verici; -e z.

(kii)kaytsz, ihmalci, tem- foed/us -eri cns. antlama,


bel, dikkatsiz,ahlaksz, sefih: birleme, ittifak; anlama,
kolay knlr, süreksiz, geçici, mukavele, sözleme; koul; ti-
zayf, çürümü, yok olmaya cari anlama, pazarlk; yasa,
yüz tutmu. foen- bak. faen-
focâl/e-is cns. earp, atk, foet/eö -ere gf. pis kokmak,
focul/us -î er. soba, frn, ate, kokumak.
foc/us -I er. frn, ocak: ölüleri foetidus s. pis kokan,
yakmaya mahsus odun y- foet/or -oris er. kötü koku, le
n, sunak, kurban ta; (mec.) kokusu.
yurt, ev. foetu- bak. fetu-
fodic/o -öre gçf. dirsek ya da foliöt/um -t cns. sümbül ya,
elle dürtmek, hafifçe dürterek fol/ium -I & iî cns. yaprak,
kaz etmek, dürtüklemek, follicul/us -i er. küçük çanta;
sarsmak. yumurta kabuu,
fod/iö -ere lodl fossum gçf. foll/is -is er. körük; küçük deri
kazmak; hafriyat yapmak, çanta, kese; boksörlerin yum-
kazp çkarmak, kazp aç- ruklama topu, havayla iiril-
mak: (ine, diken vb.) batmak, mi oyun topu, havayla ii-
sokmak, delmek, sivri bir rilmi yastk; mide; iirilmi
araçla yaralamak (bçak vb.) yanaklar.
saplamak; (mec.) dürtmek, föment/um -î cns. yara lapa-
dürterek tahrik etmek, yürüt- s, pansuman, sarg; (mec.)
mek ya da tedirgin etmek, hafifleme; avuntu, teselli,

foederötus s. birlemi, ittifak föm/es -iti er. kav, çra,


etmi, birletirilmi, müttefik, fons fontis er. pnar, kaynak;
foedifragus 5 ittifak bozan,
. su; (mec.) köken, mene, kay-
sadakatsiz. nak.
foedit/âs -âti s d. bozukluk, fontönus s. kaynaa ait.
kirlilik, irençlik, korkunçluk. fonticul/us -I er. küçük kay-
for 247 for

nak. ren.
for far fâtus gçf. & gf. konu- formîd/ö -öre -âvî -ât um
mak, söylemek; fandutn -I gçf. <5r gf korkmak, dehete
cns. söylenebilen, münasip, dümek.
meru. formid/o -ni d. dehet, kor-
forâbilis s. delinebilir. huu, hayet; bostan kor-
ku,
forâm/en -ni cns. delik, kuluu.
açklk. formldolös/us s. korkulu,
forâs z. darda, darya, d- dehet salan; korkmu; -e z.
nda. form/o -5re -övl -otum gçf
forc/eps -ipis er., d. maa, biçimlendirmek, yapmak;
kerpeten, pens. tertip etmek.
fore, for em gl. ms., dg., k. es- formo$it/âs -öts d. güzellik,

se- formösus s. güzel, yakkl,


forensis s. halka ait, mahke- formul/a -ae d. kural, nizam;
meye ait; puzaryerine ait; Ro- (yasa) ilem, muamele, usul;
ma forum'una ait. (fel.) ilke.

for/is -is d. (çnl. ç.) kap; fornâcu/a -ae d. küçük fnn.


( mec.) giri. forn/âx -âcs d. ocak, fnn,
forîs z. kapnn dnda, dar- tula ya da kireç oca,
da, hariçte, Roma'nm dn- fornicâtus s. kemerli, tonozlu.
da, d ülkelerde; dardan, forn/lx -icis er. kemer, tonoz,
d ülkelerden. çat kemeri; genelev,
form/a -ae d. biçim, ekil, gö- for/o -fire gçf delmek, içine i-
rünüm; (kii) güzellik; (mer.) lemek.
herhangi bir ey üzerine ge- fors fortis d. ans, talih, baht;
nel düünce; doa, tür. z. belki, ayet, muhtemelen,

formâment/um -I cns. biçim- bir olaslkla; -te ans eseri;

lendirme, tertip etme, biçim. ne -te her durumda, behe-


förmotür/a -ae d. biçimlen- mehal.
dirme, tertip etme,yapma. forsan, forsit, forsltan z. bel-
Formî/ae -orum d. ç. Güney ki.

Latium'da bir yer; -ânus s. fortass/e -is z. belki, olaslk-


Formae'ye ait; cns. For- la, muhtemelen, olanak el-

miae'da villa. verdiinde, imkan dahilinde;


formic/a -ae d. karnca. (olay) çok münasip ya da çok
formlcînus s. sürünen, emek- güzel olarak.
leyen. forticulus s. oldukça c*»sur.

formîdâbllis s. dehete düü- forti/s s. güçlü, dayankl, me-


fora 248 fra

tanetli; cesur, mert, yiit, tingere kamu yaamna gir-


azimli, metin; -ter z. gayret- mek; cedere -o iflasa git-
le; cesur bir biçimde, mek; ut! -o bir durumdan
fortidüd/o -ini d cesaret, yi- yararlanmak.
itlik, mertlik; güç, takat, forus -î er. yol, geçit; tiyatroda
fortuît/us s rastlantsal, tesa-
. oturma yerleri dizisi; (bir ko-
düfen olan, rastgele, kaza vann) petek; petek gözeleri,
eseri olan, anzî; -5 z. ans foss/a -oe d. hendek, ark, si-

eseri. per.
fortun/a -ae d. ans, baht, ta- fossi/5 -5nis d. kazma, topra-
lih,ksmet, kader; iyi talih, belleme.
baan; talihsizlik, bedbaht- foss/or -oris er. kazc, hen-
lk; ksmetsizlik, nasipsizlik; dek kazan kimse, lama,
ahval, olaylar, durum, mev- fossus gedo. fodiö
ki, mertebe; ç. servet, mal, fotus gedo. foveo
mülk; kader tannças; -ae fove/a -a e d. küçük bir çukur;
flHus kaderin kayrd; -am hendek eklinde tuzak, tuzak,
habere baanl olmak, fov/eö -ere fovf fötum gçf.
fortünât/us s. mutlu, ansl; stmak, scak tutmak; (tp)
hali vakti yerinde olan, zen- pansuman yapmak; oka-
gin, takdis edilmi, mübarek, mak, beslemek, yedirip içir-
mutlu, kutsal; S z. mek; (mec.) aziz tutmak, ba-
fort un/o -öre gçf. kutsamak, nna basmak, sevmek, refah
takdis etmek, ansl klmak, ve bolluk içinde büyütmek,
uurlu klmak, mutlu etmek, tarafn tutmak, desteklemek,
muvaffak klmak, yardm etmek, tevik etmek,
forul/î -orum er. ç. kitap do- yüreklendirmek; castra- or-
lab. dugâhta kalmak,
for/m -I cns. açk alan, hal- fractus gedo. frango s. fasla-
ka ya da umuma
özgü alan, ya uram, kuralsz; (mec.)
alan; Palatinum
pazaryeri; zayf, baygn.
ve Capitolum arasnda kalan frag/a -orum cns. ç. çilekler,
Roma Forum'u, çevresi revak- fragilis s. gevrek, knlgan; ko-
l dükkanlarla çevriliydi; ka- lay bozulur, çabuk geçen,
mu ileri, mahkemeler; i; ömürsüz.
-boârium hayvan pazan; fragilit/as -âtis d. kmlgan-
-olitorium sebze pazar; k.
-piscatorîum balk pazar; fragm/en -fnis cns. ç. parça-
-agere narh koymak; -at- lar, ykntlar, enkaz.
)

fr a 249 fre

frogment/um -I cns. parça, frauduientu* s. hilekâr, aida-


kalnt. tla, hileli, sahte,
frag/or -oris er. çatrt, gürül- fr/uus -audls d. hile, yalan,
tü, patrt; ayrlp dalma. dolandmalk; oyun, düzen;
fragösus s. çatrdayan, gürle- kusur, kabahat, suç, yanl;
yen, gümbürdeyen: knlr; zarar, ziyan, hasar; legl
kaba. -dem facere kaçamak yo-
frögr/öns -antis s. güzel ko- luyla bir yasadan kurtulmak;
kulu, rayihal. in -dem încidere dü krk-
frome/o -5e d. Germenlerin lna uramak; sine -de za-
kulland bir tür ok, mzrak. rarsz.
frango -angere -egl -actum fraxineus, fraxînus s. dibu-
gçf krmak, paramparça et- dak aaandan, dibudak
mek, harap etmek; ezmek, aaayla ilgili.
öütmek; (mec.) ilemez hale fraxin/us -I d. dibudak aa-

getirmek, zayflatmak, bur- c, dibudak aaandan yapl-


nunu sürtmek; {duygu) etkile-
mek, müteessir etmek; cervî-
m ok.
Fregelloe -o -örum d. ç. Gü-
cem- bomak, boazlamak. ney Latium'da bir kasaba;
frâter -ris er. erkek karde; ye- -ön us s.
en; ( mec.) arkada, dost, fregî gç. frango
müttefik. fremebundus s. gürleyen,
frâterculus -I er. erkek karde fremlt/us -Ös er. gürleme, ho-

( küçültmeli kardecik, karde- ruldama, gürültü,


ciim. frem/ö -ere -uî -it um gf.
fröternilas -ötis kardelik. gürlemek, horuldamak, ho-
fröternus s. kardesel, karde- murdanmak; gçf. yaknmak,
le ilgili, kardee ait; -e z. bir yaygara koparmak,
karde gibi. frem/or -oris er. mrldanma,
frötricfd/a -ae er. kendi kar- frend/ö -ere gf. di gardat-
deini öldürme. mak.
fraudöti/ö -ön is d. hile, ya- fren/ö -öre -âvî -ölüm gçf
lan, dolandmalk. gem vurmak, dizginlemek;
fraudöt/or -oris er. doland- (mec.) tutmak, engellemek,
rc. kstlamak.
froud/ö -öre -öv¥ -olum gçf. fren/um -î cns. (ç. -a -orum)
aldatmak, dolandrmak; çal- crs., -î -orum er.) gem,
mak, geçersiz hale sokmak, (mec.) engel, mani, fren; -os
iptal etmek, ilga etmek. dare aça vurmak.
)

fre 250 fro

frequens -en ti s 5. kalabalk, frîgerâns s. serinletin, serinle-


pek çok, youn nüfuslu; ku- ten.
rall, düzenli, yinelenen, sk frfgesc/ö -ere gf soumak;
sk olan; -senatus senato- hareketsizlemek, atl kal-
nun kalabalk bir toplants; mak.
-enter z. çok sayda; tekrar frîgidulus s. epeyce souk, do-
tekrar, sk sk. nuk.
frequentâti/o -ön is d. y- frlgid/us s. souk, serin; üü-
ma, biriktirme, toplama. tücü; (mec.) kaln kafal, ga-
frequentî/a -ae d. tam kat- bi, uyuuk; ( sözcükler düz, il-

lm, kalabalk, izdiham. gi çekmeyen, mymnt; -a


frequent/o —üre -fivî -ütüm -ae d. souk su; -e z. zayf bir
gçf kalabalklatrmak, dop- biçimde.
dolu etmek, bir araya topla- frî/go -gere -xî -ctum gçf.
mak; (yer) kalabalkla doldur- kzartmak, tavada kzart-
mak, mal ymak yo da mal mak.
ile doldurmak: tekrar tekrar frîg/us -oris cns. souk; souk
ziyaret etmek, sk sk gitmek; hava, k; ölüm; (mec.) gabi-
yinelemek, tekrar etmek; (fes- lik, kaln kafallk, durgun-
tival) kutlamak. luk, atalet; soukluk, kayt-
fret/um -I cns. boaz, geçit; szlk.
deniz: (mec.) zor, cebir, iddet; frigutt/ö -re gf. pepelemek;
-Siciliense Messina Boaz; kekelemek.
-enss s. Messina Boaz 'na fri/ö -are gçf. harap olmak,
ait. çökmek.
fret/us -us er. boaz, geçit, fritill/us -î er. zar atmaya
fretus 5. güvenen, itimat eden, mahsus kupa.
bal, sadk. frlvolus s. bo, deersiz, önem-
fric/ö -fire -uî -tu m gçf. o- siz.

mak, oalamak; masaj yap- frfxl gç. frigo


mak. frondfit/or -öris er. baa,
frîctus gedo. frîgö budaya.
frgetact/ö -fire gçf. serinlet- frpnd/eö -ere yapraklan-
mek.
frlg/eo -5re gf. soumak;
m olmak.
frondesc/5 -ere gf yaprak-
gf.

(mec.) cansz olmak, gücü ke- lanmak, filiz sürmek.


silmek; souk bir biçimde ka- frovtdeus s. yaprakl.
bul edilmek, büyük bir baa- frondifer -I s. yaprakl.
nszla uramak. frondfisus 5. bol yaprakl, çok
fro 251 fru

yaprakl. frügifer/ens -entis s. yemi


fr/öns -ondU d. yaprak, yeil- tayan ya da veren, verimli,
lik; yaprakl çelenk, frügilegus 5. yiyecek topla-
fr/öns -on t is d. aln, ka; ön yan, öz. meyva toplayan,
taraf, bir yapnn yüzü, cep- frfigiparus s. yemi verir,
he; görünü, ifade;
(mec.) müsmir; verimli, semereli,
—ontem contrahere ka frutentöri/us 5. tahlla ilgili,

çatmak; â -onte önünde; n tahl (srat niteliinde), erzak


-onte geniliinde, ya da zahire ile ilgili, erzak
frontâli/a -um cns. ç. aln ba- (sifaf niteliinde ); lex -o tahl

. ya da erzak datmyla ilgili


front/o -önis er. geni yüzlü yasa; res -a (ordu) erzak me-
adam. selesi ya da ii; er. tahl satc-
früctuörius s. verimli, s.
früctuösus s. çok verimli; çok frümentöti/ö -önis d. yiye-
kârl. cek salama, yem ve yiyecek
fructu gen. fruor tedarik etme.
früct/us -û» er. zevk, holan- frûmentötor -ör is er. tahl
ma: gelir, irat, kâr, kazanç; tüccar, msr ya da buday
ürün, meyva; (mec.) sonuç, salayan kimse,
ödül, karlk; -ul esse ka- frument/or -ör -o s gf. yi- t
zanç getirmek (birine); -um yecek ya da yem tedarik et-
percipere (-nn) meyvalar- mek, tahl alp getirmek, te-
n toplamak. darik etmek, salamak, yiye-
frûgâli/s s. tutumlu, lml, cek salamaya çalmak,
basiretli, ihtiyatl, deerli; früment/um -i cns. msr, hu-
-ter z. lml olarak, bubat; ç. ürün, ekin, erzak,
frûgölit/âs -ötis d. tutumlu- frunîse/or -î gçf. zevk almak,
luk, lmllk, itidal; öz dene- holanmak, kazanç sala-
tim, deerlilik, erdem, mak.
früges bak. fröx fr/uor -uî -üetus gçf. & gf.
frûgl s. ( çkz .) tutumlu; idareli, (çgnl. di. ile) zevk almak, ho-
lml, onurlu; tedbirli, ihti- lanmak, yarar salamak,
yatl; erdemli; yararl, elveri- -nn eliinden zevk almak;
li. (yasa) yararlanma hakkna
frûgifer -f s. yemi tayan, sahip olmak.
meyvedar, yemi verir, müs- früstillötim z. küçük parçalar
mir; mahsuldar, verimli, be- halinde.
reketli, kazançl yararl. früstTö z. bouna, beyhude ye-
) m

fru 252 fug

re, neden yokken, aslsz ve fuc/us -I er. krmz boya, kr-


temelsiz olarak; yanllkla, mz renk, krmzmtrak renk,
sehven; -es se aldatlmak. allk, anlarn bir çeit krmz
frustram/et -ni cns. aldat- yapkan salgs; (mec.) hile,

ma, aldanma. yalan, bahane,


frttströti/ö -önis d. aldatma, fuc/us -I er. erkek bal ans,
bouna.urama. födî gç. fundü
frustr/or -ûrî —atus -5 -öre fug/a -ae d. kaç, firar; boz-
gçf. aldatmak, yalan söyle- gunluk; sürgün; hz, hzl ge-
mek, hile yapmak. çi; snak; (mec.) saknma,
früstulentus s. knntlarla do- kaçma; -a m
facere, in -a
lu. d cr e kaçmalanna frsat tan-
früst/um -î cns. parça, krnt, mak.
artk. fug/âx -öcis s. ürkek, korkak,
frut/ex -icis er. çal, çallk, çekingen kaçak, kaçkn; ça-
funda; ( komedya kaln kafal buk, hzl, geçici, süreksiz;
kimse. (/n/. ile) saknan, kaçnan;
früticSt/un -î cns. sk çallk -öcius z. çok ürkerek.
ya da aaçlk. fOgf gç. fuglö
frutic/or -Sri gf. sürmek, filiz fug/ens -en t is f.zom. o. fu-
vermek. giö s. geçici, fani, ölümlü,
fruticosus s. çallk, çallkla ölen, kaçman, ürken.
dolu. fug/Ö -ere fOgi -it um gf.
fru/x -Ü 9 1 d., öz. ~üges kaçmak, firar etmek, sürgüne
-ügum ç. topran meyvala- gitmek; (mec.) gözden kaybol-
n, ürün, baklagillerden bitki mak, hzla geçip gitmek; gçf.
tohum ya da taneler; (mec.) -den kaçmak, -den firar et-
sonuç, ödül, baan; erdem, mek; saknmak, kaçnmak;
deer; se ad -Qgem bonom (mec.) kaçmak, dikkatinden
recipere yeni ekle koymak, kaçmak; -e guaerere soru
düzene koymak, iyiletirmek. sorma!; me -it farkna var-
fuarn eskiz. k. sum madm ya da bilmiyonm.
füc/ö -öre -övl —otum gçf. fugitfv/us -I er. kaçak köle,
boyamak, boya vurmak; (öz. okul ya da görev kaça; ka-
krmz) -ötus s. taklit, sahte, çak kimse; s. kaçak, mülteci,
kalp, yapay. snmac.
fücösus s. boyanm, renklen- fugit/ö -öre gçf. -den kaç-
dirilmi, güzelletirilmi; sah- mak, -den saknmak.
te, taklit, yapma. fug/o -Öre -övl -otum gçf.
ful 253 fun
kaçmak zorunda brakmak; fülîg/ö -ini d. is, kurum; ka-
sürgün etmek; defetmek, ra boya.
fulclm/en -ini cns. destek, full/Ö -ön is er. çrpc, kassar.
fulcio -clre -si -t um
gçf. des- fullönius s. çrpcya ait, çrp-
tek yapmak, desteklemek; cyla ilgili.
güçlendirmek, korumak, gü- fulm/en -ini cns. yldrm;
venlik altna almak; (mec) yldrm çarpmas; ate;
dayanmak, tahammül et- (mec.) felaket, bela, musibet,
mek, desteklemek, fulment/a -ae d. ayakkab-
fulcr/um -î cns. karyola dire- nn ökçesi.
i; sedir, divan, döek, fulmineus s. imee ait;

ful/ged -gere -s gf. birden (mec) görkem; öldürücü, yok


alevlenmek, birden parla- edici, ölümcül.
mak, prldamak, parlda- fuimin/Ö -âre gf. aydnlan-

mak; k
saçmak; (mec.) ünlü mak, k saçmak, yldrm
olmak, ünlenmek, göze çarp- frlatmak; (mec) gürlemek;
mak. tehdit etmek, tehlikeli olmak,
fulgidus s. birden parlayan, fulsl gç. fulcio; gç. fulgeö
fulgö bak. fulgeö fultür/a -ae d. destek, payan-
fulg/or -öris er. imek, yld- da.
rm, imek pmlts; parlt, fullus gedo. fulcio
ani ma, parlaklk, prlt; Fulv/ius -î er. Roma'I aile ad;
(mcr.) görkem, debdebe, a- -ia -iae d. M. Antonius'un
aa. kans.
fulgur -s cns. imek, yld- fulvus 5. san, turuncu, kumral,
rm, anszn çakan imek; boz.
görkem, debdebe, fumeus s. tüten, dumanl.
fulgurâlis s. imek ya da yl- fOmidus s. dumanl, tüten,
dnmla ilgili, tann iareti ola- fümifer -I s. tüten; buhar sa-
rak yldnm ya da imee lan.
ilikin ya da ilgili, fumiflc/Ö -âre gf. buhur yak-
fulgurât/or -öris er. imek mak.
ya da yldnm yorumlayan fumificus s. buhar salveren
kâhin. duman çkan.
fulgurîtus s. yldrm çarpm, füm/ö -âre gf tütmek, buhar
fulgur/ö -öre gf. aydnlan- çkarmak.
mak, k saçmak, fûnâl/e -is cns. ip, sicim, kay-
fulic/a -ae (fulix -cis) d. sa- tan; mumlu meale; avize,
karmeki, su tavuu. fünambul/us -I er. ip camba-
.

fun 254 fur

Zl. fünerötus s. öldürülmü,


fûnctlo -onis d. i, fiil, amel, fünereus s. cenaze törenine
ifa, icra: yapan, ifa eden, icra ait; öldüric ii,mahvedici,
eden. fünest/ö -üre gçf. öldürerek r-
fünctus geo. fungor zna geçmek, kutsal bir eye
fund/o -ae d sapan, manc- kar saygszlkta bulunmak,
nk; suda ya da tarlada gezdi- fünestus s. ölümcül, öldürücü,
a.
rilen mahveden; kederli, yasl,
fundâm/en -ini cns. temel, fungnus s. mantara ait.
esas, dayanak. fun/gor -gi fünctus gçf. & gf.
fundöment/um -I cns. temel, (genellikle dh. ile) megul ol-

esas, dayanak. mak, yerine getirmek, ifa et-


fundöt/or -öris er. kurucu; mek, yapmak, icra etmek;
(Jcenf. vb.) bani. ödemek, vermek,
fundit/ö -âre gçf. sapanla at- fung/us -î er. mantar, mantar
mak, frlatmak. türünden bitki; (mum) fitil üs-
fundit/ör -oris er. sapan atan tündeki birikinti,
kimse. fünicul/us -î er. ince ip, ba,
funditus z. tamamen, bütün erit.
bütün: dipte. fun/is -Is er. ip, sicim: gemi ar-
fund/o -öre -Svi -otum gçf. mas ya da geminini çeitli
kurmak, temelini atmak; ko- çarmklan, ipleri; -em
rumak, emniyet altna al- dücere efendisi olmak, ege-
mak. meni olmak.
fund/ö -ere fudî füsum gçf. fün/us -eri cns. cenaze töre-
dökmek, aktmak, sçratmak, ni; ölüm; ceset; yknt, hara-
boaltmak; (maden) dökmek; be.
(kat maddeler) hzla atmak, für füris er. hrsz; köle.
saçmak, datmak, serpmek, für/âx -âcis s. hrszlk ya-
yadrmak; (ask.) bozguna pan; -dcissime z. en hrszca
uratmak: (ekin) bol miktar- biçimde.
da üretmek; (konuma) söyle- furc/a -ae d. iki uçlu çatal, ça-
mek. bildirmek; (mec.) yay- tal biçiminde snk ya da ka-
mak. uzatmak. zk, payanda; çatal biçimin-
fund/us -î er. dip: çiftlik, de bir ceza arac, odundan
mülk; (yasal yetkili, seîahiyet- boyunduruk; çatal biçiminde
li (kimse ya da ev). daraac; Furcoe CamJinae
funebris s. cenaze törenine ait; dar Cauriium geçidi,
öldürücü. furcifer -î er. bir ceza olarak
fur 255 fut

furco tayan kii {genellikle fürtiflcus 5. hrszla alm,


köle); köpek gibi aslmaya la- fûrtim z. gizlice, gizli bir biçim-
yk kii, alçak, kötü ya da ha- de.
bis adam. furtîv/us s. çalnm; gizli, sin-
furcill/a -ae d. küçük çatal. si; -e z. gizlice.

furcill/o -öre gçf srkla tut- furt/um -I cns. hrszlk, soy-


mak, destek yapmak. gun; ç. çalnm mallar;
furcul/o -ae d. çatall snk; (mec.) hile, oyun, entrika, do-
dar geçit. lap; -ö . gizlice,
furenter z. öfkeli bir biçimde, füruncul/us -I er. küçük hr-
hiddetle. sz, eli uzun kimse,
furfur -is er. kepek; cilt üzerin- furvus s. kara, siyah,
de kabuk, pullar. fuscit/a -«e d. üç dili glad-
Furi/a -ae d. intikam alan yatör mzra.
tanrsal varlklar ya da üç öç fusc/o -öre gçf. karartmak,
alma tanrçalan (Furiae); çl- fuscus s. koyu renkli, koyu es-
gnlk, delilik, hiddet, gazap. mer, yaz, sanmtrak esmer,
furtâli/s s . Furialar'a ait; çl- esmer; (ses) ksk, bouk, be-
gn, kendinden geçmi, çile- lirsiz.

den çkm, korkunç; çldrt- füsilis s. erimi, yumuam,


c. çok öfkelendirici; -ter z. fûsi/o -dis d. dökülme, ta-
delice. ma, akma.
furibundus s. deli, çlgn. füst/is -is er. denek, çubuk,
furi/ö -öre -övî -ât um gçf. topuzlu sopa, sopa, çomak;
delirtmek. (ask.) ceza olarak öldüresiye
furios/us s. deli, çlgn; -e z. dövme.
çlgnlk halinde. füstuâr/ium -I & iî cns. öldü-
furn/us -î er. fnn. resiye dövme.
fur/ö -ere gf. gazaba gelmek, ffis/us gedo. fundö s. geni,

çldrmak, delirmek, çlgn- yaygn; bol, mebzul; -e z.


lamak. yaygn olarak.
fur /or ~örî -âtus çalmak,
gçf. futtil/is s. kolay kmlr, gevrek;
armak, talan etmek; taklit deersiz, ie yaramaz; e- z.

etmek ya da aldatmak ama- bo yere.


cyla kendini baka bir kii- futtilit/ös -ötis d. yararszlk,
likte göstermek, kendine ... abes olu.
süsü vermek. futör/us gl. ç. sum. s. gelecek,
fur/or -öris er. delilik, çlgn- gelen, olmak üzere olan;
lk, tutku. -um -I cns. gelecek, istikbal.
Gab/f -iorun er. ç. Lati-
G yaayan Gallia'llar; -ia -ae
um'dû eski bir ehir; -înus 5. d. Gallia, -icus s. Gallia ile il-

Gabit/us -I er. Roma'l ad; gili; d. bir tür Gallia ayakka-


öz. Aulus, Iö 67’de tribunus; bs; -cönus s. talya'daki
-ius -ianus s. lex a kor- - Gallia'l.
sanlarn aleyhine Pompei- gallln/a -ae d. tavuk; -ae al-
us'a kumanda yetkisi veren bae filius kaderin kayrd.
yasa. galllnSceus s. kümes hayvan-
gaes/um -I cns. Gallia'llann larna ait.
kulland bir çeit karg. .
gaUînör/lus-I & il er. kümes
Gaetül/T -örum er. ç. Sah- hayvancl yapan çiftçi.
ra'nn kuzeyinde yaayan Af- Gallograec/f -örum er. ç. Ga-
rika halk; -us, -icus s. latia'llar; -ia -iae d. Gala-
Gâ/ius -I er. Roma'l önad, öz. tia.

mparator Caligula; -ius, -la gall/us -î er. horoz.


( evlenme töreni) güvey, da- Gall/us -î er. Gallia'l; Roma'l
mat, gelin. soyad, öz. lirik air; Kybele
Galat/ae -urum er. ç. Anado- rahibi.
lu'da Galatia halk; -ia, -iae gane/a -ae d., -um -î cns.
d. Galatia. aevi; genelev.
Golb/a -ae er. Roma'l ad, öz. gane/ö -önis er. obur, sefih,
68-69’da imparator, hovarda.
galbaneus 5. eytantersine ait, Gang/es -is er. Ganj nehri;
Suriye'de yetien bir bitki, -eticus -aridaerum er. ç.
s.

galbinus s. yeile çalan sar; Ganj'da yaayan bir halk.


cns. ç. donuk yeil giysiler, gann/iö -re gçf. kesik kesik
gale/a -ae d. mifer, ba zrh, ve aa aa havlamak; ( mec.)
galeötus s. miferli, söylenmek, yaknmak, ika-
galerîtus s. köye ya da kra yet etmek, drdr etmek.
ait. gannît/us -us er. kesik kesik
galer/um -I cns., -us -î er. ve ac aa havlay.
tüylü balk; peruka, Ganymid/es -is er. Olym-
gall/a -ae d. ya maz. pos'da tann ve tannçalara
Gall/î —örum er. ç. mod. Fran- arap sunucusu.
sa ve Kuzey talya bölgesinde garr/iö -ire gf. gevezelik et-
gar 257 gen
mek. gçf. iki kat yapmak, iki kat
9ar rulit/ as -ötis d. gevezelik, etmek, bir araya getirmek; yi-
garrulus s. gevezelik eden, saç- nelemek; olmak,
gf. çift e ol-
malayan, konukan, mak, iki kat olmak.
gar/um cns. balk sosu. gemînus s. birlikte domu,
Garumn/a -ae d. Gallia'da ikiz domu, ikiz; iki kat, iki

bir nehir. kere, çift, berikisi; iki; benzer;


gaud/eö -ere gâvfsus gçf. & er. ç. kizler, öz. Kastor ve Pol-
gf. sevinmek, memnun ol- lux.
mak, holanmak, zevk al- gemi t /us -üs er. inleyi, iç çe-
mak; in sö, in sinil- gizlice ki; inleme sesi.

sevinmek. gemin /a -oe d. tomurcuk,


gaud/ium -I & ii cns. sevinç, gonca, deerli ta, mücevher,
nee, zevk, holanma, göze benzer ey; mücevher
gaul/us -I er. kova, gerdel, süslü kâse, mühür.
gousop/e -s cns. -a -ör um ç. gemmâtus s. mücevherle do-

bir yün giysi, ayak, kaba çu- nanm, mücevherlenmi.


ha. genuteus s. mücevherli, de-
gâvsus geo. gaudeÖ erli tala süslenmi; parla-
gaza -oe d. hazine, servet, zen- yan, panldayan.
ginlik. gem mi fer -I s. deerli ta üre-
gelid/us s. souk, çok ssouk, ten.
ayazl, kral, buzlu, dondu- gemm/ö -öre gf (bitki) sür-
rucu; üüten, katlatran, mek, tomurcuklanmak, kon-
sertletiren; d. souk su; -e z. calamak, filiz vermek; kvl-
zayf bir biçimde, hafifçe, cmlar saçmak, mücevher gi-
gel/ö -fire gçf. dondurmak, bi parldamak.
katlatrmak. gem/ö -ere -uî -i tu gf. iç m
gel/ö -üs cns. don, ayaz, buz. çekmek, inlemek, ah etmek,
gemebundus s. inleyen, iç çe- figan etmek; gçf feryat et-
ken. mek, alamak (biri için), ma-
gemellipar/u -oe d. ikiz an- temini tutmak.
nesi, ikiz dourma, Gemöni/ae -ârum d. ç. Ro-
gemellus s. ikiz, iki kat, çift; ma'da Aventinus tepesinden
benzer, ayn; birlikte domu, Tiber nehrine inen ta merdi-
ikiz domu, ikizli; er. ikiz, ven; idam edilmi suçlulann
geminöti/ö -ön is d. iki kat ol- cesetleri buradan Tiber nehri-
ma, iki kat etme, ne atlrd.
gemin/ö -öre -övf —ât um gence -örum d. ç. yanak,
gen 258 gen
avurt; gözler, göz çukurlan, genitâli/s s. verimli, üreme
geneâlog/us -î er. ereced, yetenei olan; doutan; -ter
nesep uzman, z. verimli olarak,
gener -I er. damat, genit/or -oris er. meydana
generali/s s. türlere ait; evren- getiren (erkek cinsinden), ba-
sel; genel, bütünle ilgili; -ter ba, yaratc; kaynak, saik, kö-
z. genel olarak; genel, bütün- ken.
le ilgili. genitus gedo. gignö
generâsc/ö -ere gf. üretilmek, gen / us i -I & il er. koruyucu
generötîm z. türler halinde, s- ruh; aileyi ve devleti koruyan
nflar halinde; genel olarak; ve sürdüren kutsal eril güç;
aynntlanyla. zevk, holanma, eilim; yete-
generat/or -oris er. üretici, nek; -15 indulgere keyfine
gener/ö -Öre -Övî -otum gçf. bakmak, hoça vakit geçir-
dourmak, yavrulamak, döl- mek.
lemek. gens gentis d. klan, aile, rk,
geterösus s. soylu; namuslu, silsile, soy; kabile, halk, ulus;
vakur, arbal; türü içinde soydan gelen kimse, hafit; (ç.)

mükemmel, üstün nitelikli; yabana toplumlar; minime


cömert, eli açk, yüce gönül- gentium kesinlikle, asla:
lü, kahraman, nazik, cesur; ubî gentium dünyann ne-
(eyler) yüce, ulu. resinde.
genes/s -is d. doum, doma; genticus j. ulusal, ulusa özgü,
zayiçe, yldz fal, gentlicîus s. belirli bir soya
genethliac/on -î cns. dourn ait, klana ait.

günü iiri. gentîlis s. ailevi, irsi, soydan


genetîvus 5. doumla ilgili ne- geçme; ulusal; er. d. ayn sso-
sil ya da soyla ilgili, ya da ait, yun, ayn klann, ailenin bir
doutan; ismin genetîvus, üyesi, akraba, ada,
in hali. gentîlit/âs -ât is d. klan ya da
genetr/lx -Icis d. anne, mey- soy akrabal,
dana getiren kimse (kadn cin- gen /O -ös cns. diz.
sinden). genuâlia -um cns. ç. dizba.
genîöli/s s. evlenmeye ya da genuf gç. gignö
düüne ait; neeli, en. güler genulnus s. doal,
yüzlü; -ter z. neeyle. genuînus s. avurta ait; er. ç. ar-

geiculötus düümlü,s. ka diler.


genist/a -ae d. katrtrna, gen/us -eri cns. doum, do-
genitâbilis 5. üretken. u, soy, doutan oyluluk,
)

geo 259

torun, hafit, nesep; rk; çeit, d um- yansz olmak; prae


tür,snf; yön, husus; (mantk) se- tehir etmek, sergilemek;
genel terim; id- bu türden; n bellum- savamak; res-
omnl her yönde, her husus- stae yaplm ya da baarl-
ta.
geögraphia -ae d. corafya.
m iler; öz. tarih,
ger /o -ân is cns. tayc,
geovnetr/Ss -ae er. geometri gerr/ae -örum d. ç. saçmalk-
uzman. lar, bo eyler.
geömetrî/a -ae d. geometri, gerr/ö -on is er. bo gezen
geömetricus s. geometriye ait, kimse, aylak,
geometrik; cns. ç. geometri. gerul/us -I er. tayc.
Germdn/I -örum er. ç. Al- Ger y/ ön -onis er. Herkules'in
manlar; -ia -ae d. Alman- öldürdüü üç-bedenli süylen-
ya; -cus Nero Claudius
s. er. cesel kral,
Drusus ve olunun soyad. gessî gç. gerö
germönt/2s -âtis d. erkek gestöm/en -ini cns. silahlan
kardelik, kzkardelik; ana tahtrevan, sedye,
süsler; yük;
ehirden gelen karde koloni- binek arabas.
lerin birlii, aralarndaki ba- gesti/o -ön is d. idare, yöne-
nt. tim, yapma, ifa, icra,

german/us s. ayn anne ba- gest/iö -ire gf. sevinçten zpla-


bayla ilgili; hakiki, gerçek, mak, heyecanlanmak; çok el
sahi, asli, asl, doru; er. öz kol hareketleri ya da jestler
erkek karde; d. öz kzkarde; yapmak, kendinden geçmek;
-5 z. içtenlikle, samimiyetle, çok istekli olmak.
germ/en -inls cns.tomurcuk, gestit/5 -öre gçf her zaman
sürgün, filiz; cenin, rüeyrn, giymek ya du tamak,
dölüt; (mec.) tohum, gest/ö -öre gçf. tamak, ma-
ge/rö -rere -ssî -stum açf. ta- lik olmak, kullanmak; oka-

mak; getirmek; malik ol- mak, sevmek; gevezelik et-


mak; ( bitkiler meyva vermek, mek; (edl.) at binmek, sür-
ürün vermek; ( duygular) bes- mek, yelken açmak,
lemek (kin, nefret vb.), göster- gest/or -ör is er. geveze,
mek; (faaliyet) yönetmek, ida- gestus gedo. gerö
re etmek; eylemek, yapmak; gest/us -us er. duru, poz, ha-
(zaman) harcamak morem- reket, jest; jestler yapma.
uymak, ayak uydurmak; Get /ae -örum er. ç. Tuna'mn
persönam- rol oynamak; yakannda yaayan Thrada'l
se- davranmak; se me- halk; icus s.
gib 260 gna
gibb/us -f er. kambur, hörgüç. glöreosus s. çakll,
Gigant/es -um er. ç. Devler, glaucöm/a -atls cns. (g!au-
gign/ö -ere genuf gen it um cum /a -ae, d.) bir göz hasta-
gçf babas olmak, vücuda ge- l, katarakt, perde,
tirmek,meydana getirmek, glaucus s. açk mavi,
dourmak, üretmek; neden gleba bak. glaeba
olmak. gles/um -I cns. kehribar,
gilvus s. donuk san, boz. er. kakrca,
glls -iris
gingîv/o -ae d zamk; disiz, glisc/ö -ere g( büyümek, i-
glab/er -ri s. düz, pürüzsüz, mek, kabarmak,
dazlak; er. gözde köle, globösus s. küresel,
glaciâlis s. buzlu, glob/us -I er. top, küre; (ask.)

glaci/es -fi d. buz. birlik; kitle, kalabalk, grup,


glacf/5 -üre gçf. dondurmak, glomeröm/en -ni cns. çan,
buz haline getirmek, çngrak.
gladiot/or -oris er. gladya- glomer/5 -öre -öv! -ötum
tör; (ç.) gladyatör gösterisi, gçf yumak haline koymak,
gladiötörius s. gladyatörlere top top etmek, toplamak, bir
ait; cns. gladyatörlere verilen araya getirmek, biriktirmek,
ücret. glom/us -eri cns. iplik yuma-
gludiöt&r/a -ae d. gladyatör ; ipucu, iaret.
meslei. glöri/a -ae d. an, eref, ün,
glad/ius -4 & II er. klç; (mec.) öhret; hrs, gurur, övünç; (ç.)

cinayet, ölüm; -ium strin- anl iler.


gere klç çekmek, glöriöti/ö -ön is d. övünme,
glaeb/a -ae d. çim, toprak ya övünç.
da çamur parças; toprak; glöriol/a -ae d. biraz an,
parça, küme, topak, öhret.
glaebul/a -ae d. küçük çiftlik, glöri/or -örf -ata gçf. & gf.
mülk; küme ya da topak, övünmek, gurur duymak,
glaesum bok. glesum glöriös/us s. ünlü, anl;
glandifer -I s. mee palamu- övüngen; -e z.
du tayan, mee palamutlu, glüt/en -ini cns. tutkal,
gland/ium -& il cns. gudde, glütinöt/or -öris er. mücellit,
beze. ciltçi.

gl/âns -andis d. mee pala- glutt/iö -îre gçf yutuvermek.


mudu, sert kabuklu yemi; gnörus, gnâruris s. bilgisi
mermi, kurun, olan, uzman; tannm, bil-
glâre/a -ae d. çakl. dik.
gna 261 gra
gnatus bak. nâtus (mat.) derece; ( mec.) rütbe,
gnSvus bak. nâvus mevki; citât8, pleno -ö hz-
Gnös/us -I d. Knossos, Girit'in l yürüyüle; suspenso -4i
eski bakenti;» -i us -iacus ayak ucunda; de -0 deicf
-ias -i* Knossos'lu, Giritli; d. düzeni bozulmak, can skl-
Ariadne. mak.
göb/ius -I & il gobiö -on is Graec/ia -iae d. Yunanistan;
er. yem için kullanlan ufak Mâgna- Güney talya; -us s.
tatl su bal. Grek; -
z. Grekçe; -ulus s.

Gorgi/âs ~ae er.Sidiyal so- (hor görerek) Grek.


fist ve retorik öretmeni. graeciss/o -fire gf. Greklere
Gorg/5 -onis d. insanlan taa öykünmek.
çeviren söylencesel canavar, groec/or -örf gf. Grekler gibi
Medusa; -o -neus s . equus; yaamak, Grek tarznda ya-
pl. pegasus amak.
goryt/os -I er. ok klf, ok. GrSiugen/a -ae er. Grek, Grek
grabot/us -I er. kamp yata, kökenli.
yer yata, ot ilte. GrSius s. Greklerle ilgili, Grek.
Grocch/us -I er. Romal soya- grallöt/or -öris er. yüksek
d, öz. ünlü Tiberius ve Gaius. ayaklkla ya da koltuk de-
gracilis s. ince uzun, narin, nekleriyle koan ya da yürü-
nahif, zayf; {üslup) düz, sade, yen kimse.
gracilit/âs -ati s d. incelik, gröm/en -ini cns. çimen, ça-
narinlik, nahiflik, zayflk; yr; bitki, ot.

(üs/up) yalnlk. gromineus s. çimenle ilgili, çi-

grâcul/us -I er. bir tür küçük men kapl, çimenli, otlu; ka-
karga. mtan.
gradatim z. adm adm, dere- grammaticus s. edebi, grame-
ce derece, tedricen, re ait, dilbilgisi kurallanna
gradâti/ö -önis d. (ret.) doruk uygun; er. edebiyat ve dil ö-
noktas. retmeni; d., cns. ç. dilbilgisi,

gr/adior -adi -e s s us gf. grar#er, edebiyat, filoloji.

admlamak, ilerlemek, yürü- grânâri/a -örum cns. ç. tahl


mek. amban.
Grâdîv/us -I er. Mars, grondaevus s. çok yal, ihti-
grad/us -us er. adm; evre, yar.
safha, aama, ileri adm; sa- grandisco -ere gf. büyümek.
bit dun, konum, duru, dur- grandrçulus s. azçok büyük,
ma; (ç.) basamak; (saç.) örgü; oldukça büyümü ya da yeti-
) )

g ra 262 ara
mi. cenlik,efkat; lütuf, inayet;
grondifer -i s. üretken, bol bol minnettarlk, ükran; -om
meyva veren. facere özür dilemek; -om
grandilogu/us A er. büyük referr© minnettar olmak; n
konuan; övüngen kimse. -om redir© cum bantnl-
grandn/at -fire gf hzl ve mak; -fis agere teekkür et-
iddetli yayor. mek; -fis habere minnettar-
grandis s. büyük, geni, uzun- lk duymak; -fi (inh. ile uru-
bol, bereketli; yüce, soylu; na; -Is hiçe.
yal; kuvvetli, güçlü; (üslup) grâtificâti/ö -fini d. lütuf-
vakur, yüce, görkemli; soylu; karlk.
-nfitfi yal. grâtiflc/or -örî gf lütuf gö-
grandit/fis -ofis d. büyüklük, termek, memnun etmek, ho-
yücelik, azamet, görkem, nut etmek, minnettar klmak;
grand/o -ini d. dolu, dolu gçf. vermek, armaan etmek,

yamuru, dolu frtnas, sunmak.


granifer -i s. taneli, grötiîs, grfitîs z. hiç yoktan,
grfin/un -I cns. tohum, tane, hiçe, yok pahasna.
küçük çekirdek; tahl, grotifisus s. sevilen; lütuf gö te-
graphic/us s. ince, zarif, hü- ren, mültefit.
nerli, ustalkl; -i z. iyi bir grfit/or -firi -fitus gf sevin-
tarzda. mek, memnun olmak; tebrik
graph/ium -I Sr if cns. tablet etmek, kutlamak.
üzerine yan yazmak için kul- grâtuitus s. bedava, parasz;

lanlan ine ya da madeni kendiliinden, gönüllü; -6 z.


kalem. bedava.
grassöt/or -firis er serseri, grfitulâbundus s. tebrik eden,
avare, derbeder; soyguncu, kutlayan.
yol kesen ekiya. gratulât/5 -fini d. sevinme,
gross/or -firi -ötus gf. dola- holanma; kutlama; ükran
p durmak, sinsi sinsi dola- duas.
mak, aylakça dolamak; ( ha- grfitul/or -firi -ötus gçf. & gf

reket ilerlemek; (mec.) saldr- kutlamak, tebrik etmek; ük-


mak, gazaba gelmek. ranlarn sunmak, müteek-
grfitSs d. ç. teekkürler, teek- kir kalmak.
kür etme. grat/us s. ho, sevimli, hoa
grfiti/a -ae d. çekicilik, cazibe, giden, sevindirici, ho karla-
incelik, zarafet; etki, nüfuz; nan, aziz, makbul; minnet-
sayg, hürmet, dostluk; seve- tar, müteekkir, deerbilir;
n

gra 263 gul


(eylemler)teekküre deer; -or -örî gçf & gf sknt duy-
»um focere bir yardmda mak; itiraz etmek; tepeden
bulunmak; -e z. zevkle; min- bakmak; -Öte z. istemeyerek,
nettar olarak. kyamayarak.
gravötim z. gönülsüzce, isste- gregölis s. sürüye ait, genel,
meyerek. umuma ait; er. yolda,
gravedinösus s. soua veya gregörus s. genel, yaygn,
nezleye maruz. umuma ait; (ask.) er.
graved/ö -ni d. souk, nez- gregötim z. kalabalk halinde,
le, grem/ium -I cns. göüs, sine,
groveol/ens -ents s. ar ya bar, kucak,
da keskin kokan. gressus geo. grodior
gravesc/ö -ere gf arla- gressus -üs er. adm; yön, ci-

mak; kötülemek. het.


gravidit/ös -öt is d. gebelik. gr/ex -egis er. sürü, küme; bö-
gravid/ö -öre gçf. gebe brak- lük, birlik.
mak. grunn/tö -ire gf homurdan-
gravidus s. gebe, hamile; yük- mak.
lü, dolu. grunnlt/us -us er. homurdan-
grovi/s s. ar; yüklü, hamile; ma.
(koku) ar ya da keskin; (ses) gr/üs -uis d. turna,
bas; (gövde) hasta; (gda) haz- gr/yps -ypis er. yars arla
molunmayan, sindirilme- yans kartal farz olunan ej-
yen; (mec.) ezici, zulm edici, derha.
ac veren, keskin, iddetli; va- gubernöcul/um (gubernö-
him; önemli, etkili, vakur; clum) dümen, dümen
-î cns.
-ter z. ar
bir biçimde; güçlü yekesi; yönetim, hükümet,
olarak, derinden; iddetli bir gubernöti/ö -ör» »s d. dümen
biçimde, ciddi olarak, sertlik- kullanma; yönetme,
le, ar ya da vahim bir bi- gubernötor -öris er. dümen-
çimde; arbal olarak, va- ci, klavuz; yönetici.
karl bir biçimde; -ferre can gubernötr/fx -icis d. yöne-
sklmak. ten, yönlendiren kadn,
grovit/ös -Stis d. arlk; id- gubern/ö -öre -Övî -öt um
det, sertlik; hastalk; önem, gçf dümen kullanmak, kla-
vakar, ciddiyet. vuzluk etmek; yönetmek, ida-
gruv/ö -öre gçf. yüklemek, re etmek.
yük altna koymak, üzerine gul/a -ae d. boaz, grtlak;
yüklenmek, arlatrmak; oburluk, açgözlülük.
gul 264 oy*
gulösus s. obur, açgözlü, guttur -is cns. grtlak; obur-
gurg/es -ti er. gayya kuyu- luk.
su, derin su, takn, sel; (çi/) güt/ us -V er. bir tür ya iesi.
müsrif, savurgan, Gy/Ss -oe er. yüz kollu bir dev.
gurguü/ö -ön is d. boaz, grt- G?g/es -is & ae er. Lydia kral,
lak, soluk borusu, sihirli yüzüü ile ünlü; -aeus

gurgust/ium -V & il cns. açk 5.

al, baraka. gymnasarchus -I er. gymna-


gustât/us -Gs er. tat alma du- sium yöneticisi.
yusu, lezzet, tat, çeni, gymnas/ium -I & iî cns. spor
gust/ö -öre -âvf -ötum gçf. alan, okul.
tat almak; bir iki lokma ye- gymnasticus, gymnicus s.

mek, ayaküstü attrmak; jimnastik.


(mec.) denemek, tecrübesini gynaec/Sum -el, -ium -II
yapmak; itirak etmek; cns. harem (Grekler arasn-
prlmTs labrîs- yüzeysel bil- da).
giye sahip olmak, gypsâtus s. alç tayla kapl,
gust/us -Gs er. tat alma, tad- gyps/um -î cns. alç; kabart-
na bakma, tat; tadmlk, ma.
gutt/a -oe d. damla, katre; gfr/us -î er. daire, halka, kan-
nokta, benek. gal; atlann eitildii yer.
guttâtfm z. damla damla.
ha, lahae, hahahae tini, (se-
H eden kimse, bir evin sahibi,
vinç ya da kahkaha belirtir) ya - kiracs.
?a! habit/ö -öre -5 vi -ât um gçf.
haben/a -ae d. kay; (ç.) diz- sakin olmak, ikamet etmek;
gin, yular; ( mec.) denetim; gf. yaamak, oturmak, ika-
-âs dar e, immittere özgür- met etmek; kalmak, her za-
ce komasna izin vermek. man bir yerde olmak.
hab/e$ -ere -uî -ittim gçf. sa- habitüd/o -ni d. hal, du-
hip olmak, malik olmak; tut- rum, vaziyet.
mak, saklamak, hfzetmek, habitus gedo. habeo 5. müte-
ihtiva etmek, içine almak; mayil, yatkn; iman, etli.
(olay) bilmek; (ms. bir ey-
ile) habit/us -üs er. hal, durum,
ler yapma yetki ve durumun- görünüm; giysi, giyim; karak-
da olmak; (kii) davranmak, ter, nitelik; mizaç, tabiat,
muamele etmek, saymak, te- huy, duyu.
lakki etmek; dikkate almak; hac z. burada, bu yanda.
(eylem)yapmak, yerine getir- hâctenus z. imdiye kadar, bu
mek; gf. mal sahibi olmak; noktaya gelinceye kadar.
Srâtionem- konuma yap- Hadri/a -ae d. Kuzey tal-

mak; in animö- niyet et- ya'da kent; Adriyatik Denizi;


mek, tasarlamak; pro -öticus, -anüs, -acus 5.

certö- emin olmak; s e- ol- -ön us -önî er. imparator


mak, kendini bulmak; sîc Hadrianus.
-eto bundan emin ol. haedUi/a -ae d., haedulus -I
habilis s. yönetilir, yönetilebi- er. keçi yavrusu, olak.
len; uygun, elverili, yatkn; haedînus s. keçi yavrusuna
yetenekli; çevik, tez; uzman, ait.

mütehasss. haed/us -I er. keçi yavrusu;


hobilit/os -otis d. yetenek, is- Auriga takmyldznda iki

tidat. yldz.
habilitöbiUs s. oturulabilir, Haemon/a -ae d. Thesselia;
ikamete elverili. -us s. Thesselia 'ya ait.
habitöti/ö -onis d. mesken, Haem/u -I er. Thracia'da bir
ev. da silsilesi.
hobitât/or -öris er. ikamet hae/reö -r$re -slvî -sîtum
hae 266 har
gf. yapmak, tutunmak, ili- neleri ya da kancalar, çengel-
ik olmak, raptedilmek; (ya - donanm.
lerle
Jbn/Jc) yakn durmak, bal hâmâtus s. kancal, bir kan-
olmak; ( süreklilik) aynlama- cayla donanm; kanca biçi-
mak, kalmak; (durdurma) i- minde.
lemez hale gelmek, Hamilcar -s er. Hannibal'in
haeresc/â -ere gf. yapmak, babas.
tutmak. hömvs -I er. kanca; pençe; ba-
haeres/is -is d. frka, mezhep, lk inesi.
felsefe okulu, Hannibal -s er. kinci Karta-
haesl gç. haereo ca savanda ünlenen Karta-
haesitanti/a -oe d. kekeleme, komutan.
ca'l
haesitâti/o -önis d. kekele- hara -oe d. evcil hayvani ann
me; kararszlk, duraksama, kümesi; domuz al.
haesit/d ~flre gf tutulmak; harSn/a -oe d. kum; çöl, kum-
kekelemek; duraksamak, te- sal; kumlu meydan, arena (f-

reddüt etmek, emin olma- yatroda).


mak. harenösus s. kumlu.

hahoe, hahahae bak. ha. horiol/or -örî gf. kehanette


Halicarnassus Halicarnâ- bulunmak; saçma konu-
su s -î d. Caria'da ünlü tarih- mak.
sel kent; Heredotus ve Diony- horiolus -I er., -a -oe d.

sius'un doum yeri; kral Ma* kâhin, bilici.

usolos'un antkabiri mousole- harmon/a -oe d. badama,


um buradadr; mod. Bodrum, imtizaç; (mec.) uyum, ahenk.
halyaeet/os -I er. balk karta- harpag/o -Öre gçf. çalmak,
l, deniz tavancl. armak.
hâlt/us -us er. soluk, nefes; harpag/o -ân is er. borda
buhar. kancas; (kii) soyguncu.
hall/ex -icis er. ayak ba par- harp/e -âs d. enli klç, pala.
ma. Harpyi/ae -örum d. ç. söy-
haliuc- hâlöc- bak. âlüc- lencesel yan kadn yan ku
hâl/o -Öre gf. güzel kokulu ol- yaratklar.
mak; gçf. soluk vermek, bu- harundifer -î s. kam ta-
har çkarmak, yan, kam ile çelenkîenmi.
ham /a -ae d. su kovas. horundineus s. kamlarla il-

Hamâdry/as -adis koru gili, kaml.


nympha's. horundinösus s. kam bol.
hâmâtüis s. kancal balk i- horundâ -ini d. kam, saz;
)

har 267 hed


olta kam; ince sap, ok; ( ku haust/us -us er. çekme (su); iç-

avcl) ku tuza; (müzik) me; içki; yudum,


kaval, flüt; (oyuncak) salla- haut bok. haud
nan oyuncak at; (dokuma) ta- hebdoma/s -dis d. bir felake-
rak; (yazi kalem. tinya da hastaln yedinci
haruspex -ds er. iç uzuvlar- günü; hafta.
dan kehanette bulunan kim- Heb/e -ds d. tannlara arap
se; kahin. tayan gençlik tannças.
haruspica -oe d. bilici, kâhin. heben/us -î d. abanoz,
haruspicînus s. iç uzuvlardan heb/ed -ere gf. (bçak vs.) kör-
kehanette bulunmaya ait; d. lemek, kör olmak: gabi ol-
bu tür kehanette bulunma mak, ar
olmak, bat olmak,
sanat. hebe/s -tis s. (bçak vs.) kör;
haruspic/ium -I & il cns. ke- gabi, anlay kt, ar, batî;
hanet, keif. kaln kafal, aptal,
Hasdrubol -is er. Hannibal'in hebesc/ö -ere gf. (bçak vs.)
erkek kardei. körlemek; donuklamak;
hast/a -oe d. karg, mzrak; belli belirsiz olmak.
müzayede satnda iaret; hebot/5 -ore gçf körletmek;
(mzrak) yere tutturulmu; donuklatrmak; zayflat-
sub -â vendere müzayede mak.
de satmak. Hebr/us -î er. Thrada'da r-
hostâtus s. mzrakl; er. ç. sa- mak, mod Meriç..

vata Roma ordusunun ön Hecot/d -es d. Diana ile özde-


saf; prîmus- mzrakllann letirilen sihir, büyü tannça-
ön saf. s;-erus, -els s.
ha stil /e -is cns. ok, karg, mz- hecatomb/e -es d. yüz öküz-

rak; ba sn. den ibaret kurban.


haud, haut, hau z. deil, hiç, Hector -is er. Priamos'un olu;
asla, kesinlikle. Troia'llann en çetin savaçs
houddum z. henüz deil. ve bakan; -eus s. Hektor'la
haudquâquam z. hiç, asla, ilgili; Troia'l.
kesinlikle. Hecub/o -oe -e -es d. Pria-
hau/rid -rîre -si -stum gçf mos'un zevcesi,
çekmek, çekip çkarmak, ç- hedcr/o -oe d. sarmak,
karmak, boaltma; tüketmek; hederiger -I s. sarmak örtü-
ipne almak, içmek, yutmak; lü.
hrsla yemek. hederösus s. sarmakla kapl,
houstus gedo. hourio dolu.
hed 268 her
hedychr/um ~î cns. parfüm, lik sv ölçü birimi,
güzel koku, höndecasyllabî -ör i s er. ç. on
hei, hela bok. el, eia bir heceli vezin, bu vezinle
Helen/a -«e, -e -es d. Paris yazlan dizeler.
tarafndan kaçrlan Menela- hepter/is -Is d. yedi kürek s-
us'un kans. ral gemi,
Helen/us -4 er. bilicilik güçle- hera lxk. er a
riyle donanml, Priamos'un Her/a -ae d. Iuno ile özdele-
olu. tirilen tanrça; -aea -neo-
HeHad/es -um d. ç. Günein nun cns. ç. Hera adna yap-
kzlan. lan bayram.
Helice -es d. Büyük Ay. Heracllt/us -4 er. Herakleitos,
Helic/ön -onis Appollo ve antik ça lonia'l filozofu,
Musa'lann Yunanistan'daki herb/a -ae d. bitki; çimen, ot,
kutsalda; ön us 5 i . önlü- yaramaz ot, yeillik; yeni bit-
de* -um ç.d. Musa'lar. mi bitki.
Hellas -dis d. Yunanistan. herbeus s. çimen yeili,
Hell/e -es d. Çanakkale boa- herbidus 5. çimen dolu, çimen-
zna adn veren söylencesel li.

kadn; kanatl ve altn postlu herbifer -I s. çimenli, çimen


koç tarafndan Kolkhis'e gö- üreten.
türülürken Çanakkale boa- herbösus s. çimenli, çimen-
znda denize düer. den, çimden ya da ottan ya-
Hellespontus -i er. Çanakkale plma.
Boaz; -i us, -iacus s. herbul/a -ae d: ksa ot.
hellu/ö -önis er. obur kimse, hercîsc/ö -ere gçf. miras böl-
hellu/or -ârî gf. obur olmak, mek.
helvell/a -oe d. lezzetli bir ot. herde ünl. Herculus adna!
Helvet/î -ör um er. ç. Dou herct/um -î cns. miras.
Gallia halk; mod. sviçre; -us Hercul/es -is & î er. söylence-
-cus z. sel kahraman; -e ünl. Hercu-

hem ünl. (art ifade eder) ey! les adna! -eus 5. arbor- ka-
vay! ya! hayret! vak; urbs- Herculaneum
hemerodrom/us 4 er. özel ehri.
kurye. here bak. herî
hemiclll/us -S er. katr, hereditörius miras kalan;
hemicycl/um -i & iî cns. ya- mirasla ilgili.

n-dairevi kanape. heredit/ös -ötis d. miras,


heminû -ae d. dörtte bir litre- hired/lum -T & il cns. miras
-

her 269 hie

kalm mülk. hftât/us -üs er. çatlak, yank,


her/es -edi er., d varis, mi- açklk, uçurum; açma,az
rasç; (mec.) halef, ardl, esneme; ( dilb .) hemze, iki ses-
vâris. li harfin birlemeden iki hece

heri, here z. dün. veya iki kelime arasnda yan


herîlis bak. erilis yana gelmesi.
Herm/h -ae er. Grek tanns, Hiber/es -vm er. ç. Ispanyol
Mercurius; Hermes sütunlan. lar; -us, -cus s. spanyol,
Hernic/T -orum ç.er. Orta -ia -iae d. spanya; -us -I er. -

talya halk; -«s 5. Ebro rma.


Herodot/us -i er. Halikamas- hîbern/a ~5rum cns. ç. klk
sus'lu ilk tarihçi. ordugâhlar.
hSroicus s. kahraman ile ilgili, hlberndcul/a -ör um cns ç. .

destans; söylencesek klk ordugâhlann çadn.


heroln/a -ae d yan tannça; Hiberni/a -ae d. rlanda,
kadn kahraman, hibern/o -d re gf. geçir- k
herdi/s -dis d. yan tannça; mek, klamak, klk or-
kadn kahraman, dugâhta kalmak,
hero/s -is er. yan tann, erkek hîbernus s. klk, ka ait.
kahraman. hibisc/um -î cns. hatmi çiçe-
heröus 5. kahramana ait, des- i, gül hatem.
tans. hibrid/a, hybrida -ae er., d.

herus bak erus . melez, yanm kan kimse,


Hesiod/us -I er. Thebai'li di- hc, haec, höc za., s. (eril, diil

daktik air; -eus, ~îus 5. yakndaki kimse ve


ve cinssiz)
Hesper/us -I er. akam yldz, eyler için bu; hîc Korno bu
Ziihre; -ius, -s s. batya ait; ben, ite ben; (zaman) bu,
-ia -iae d. talya; Ispanya; imdiki.
-ides -dutt d. ç. söylencesel hîc z. burada; bunda, bunun
bahçenin bakalan.
bir içinde; (zaman) bu noktada,
hesternus s. düne ait, dünle il- hîce, haece hoce; hiçine,
gili. haecîne, hoclne, hîc haec
heu ünl. ( korku yo da ac ifade ve höc'un vurgulu biçimleri,
eder) öyle mi? ya! sahi! yazk! hiemâliss. ka
ait, frtnal,

heus ünl. (dikkat çekme) hey! hiem/o -âre gf. geçirmek; k


hexamet/er -rî er. alt ayakl frtnal olmak.
dizeden oluan iir. hiem/s (hiemps) -is d. k; fr-
hexer/is -is d. alt kürek sral tnal hava, souk.
gemi. Hierönym/us -î er. Hiero
.

hie 270 his

Il'nin takipçisi; gezginci Yu- pisti.

nan filozofu. Hippolyt/us -I er. Theseusün


Hierosolyma -örum cns. ç. olu, üvey annesi Phaedra ta-
Kudüs; -örlus s. rafndan öldürüldü,
hiet/ö -öre gf esnemek, hippomnn/es -s cns. scak-
hilari/s s. neeli, en, ho, nee ken ksraktan akan yapkan
saçan, keyifli; -i z. sv; yeni doan tayn alnn-
hilorit/âs -ötis d. neelilik, daki küçük siyah zar
enlik, gürültülü nee. Hppöna/x er. ünlü Yu-
-eti*
hilaritSd/ö -ini* d keyif, nan ozan; -ct€u* s.
yergi
cümbü, elenti, enlik. Hipponaks'a ait; er. onun
hilar/5 -öre gçf. neelendir- kulland iambos nazm tü-
mek, memnun etmek, honut rü.
klmak. hippotoxot/ac -örum er. ç.

hilarulus s. neeli, memnun, atl okçular.


hilarus bak. hilaris hlr/a -ae d. bo barsak.
hîll/oc -örum d. ç. tütsülü bir hircYnus s. keçiye ait.
tür sucuk. hircösus s. keçi gibi,
Hilötae -urum ( Sparta ) He- hirc/us -I er. erkek keçi; teke,
lot'lar. teke kokusu,
hîl/um -I cns. bir ey, bir neb- hi rne/a -ae d. testi.
ze hirq- bak. hirc-
hine z. buradan, bundan, bu h irs üt us s. pösteki gibi kaba
zamandan; bu yanda; bu tüylü, kll; kaba, süssüz.
kaynaktan, bu nedenden; hirtus s. kll, pösteki gibi kaba
(zaman) bundan böyle, bun- tüylü; kaba, ham.
dan sonra. hrüd/ö -ini d. sülük,
tinn/iö -re gf. kinemek, hirundinlnus s. krlangçlara
hlnnîtus -üs er. kineme, ait.

hinnule/us -I er. karaca veya hirundo -ini d. krlangç,


geyik yavrusu. hîse/ö -ere gf esnemek; az-
hl/ö -ore gf. açk olmak, az- n
açmak; gçf. söylemek, be-
n açk tutmak, esnemek; (ko- yan etmek.
numa) aralk brakmak; gçf Hispön/ia -iae d. spanya;
ark söylemek. -ensis, -us spanyol.
s.

hippocentour/*' -I er. insan hspidus s. kll, kaba.


bal at biçiminde söylencesel Hst/er -rl er. aa
Tuna,
yaratk. histori/a -ne d. tarih, sorgu,
hlppodromos -I er. at yan soruturma; öykü.
his 271 hor
historicus s. tarihsel; er. tarih- rüstlük; güzellik (eyler).
çi- honest/ö -öre gçf. eref ver-
histricus s. sahneye ait. mek, hürmet etmek, paye
histrl/ö -ön is er. erkek oyun- vermek, itibar etmek; süsle-
cu. mek, tezyin etmek.
histriönölis s. erkek oyuncuya honest/us s. onurlu, saygn;
ait. itibarl, erdem sahibi; (görü-
histriönî/a -oe d. rol yapma, nüm) yakkl; er. kibar
oynama. adam, efendi; cns. erdem,,
hiulc/o -ör« gçf yanp açmak, doruluk, güzellik; -e /. terbi-

hiulc/us açklk, yark; ( ko-


s. ye ölçüsünde, erdemli bir bi-

numa ) aralkl; -« z. aralkl çimde.


olarak. hon/or hon/ös -oris er. onur,
hodie z.bugün; imdi, bugün- eref, itibar, hürmet; resmi
lerde; imdiye dein, görev, mevki, terfi; ödül, tok :
hodiernus 5. bugüne ait. dir; süs, güzellik; -öris
holit/or -öris er. bostanc, causö saygyla: akna, u-
holitörlus s. bostanclara ait. runa: -ör em praeföri bir
hol/us -eri cns. sebze, zerze- ihtar karsnda özür dile-

vat. mek.
holuscul /um -i cns. küçük la- honörâbilis s. itibar edilir,
hana. hürmete layk; namuslu,
Homer/us -I er. ünlü epik air, muhterem.
Homeros; -icus s. hotörârius s. saygyla yapl-
homicfd/a -oe er. adam öldü- m, erefe ait.
ren, katil. honörificus s. övme kabilin-
homicfd/ium -i & l cns. ka- den; -e . övücü ekilde.
til; katillik, insan öldürme, honör/ö -Öre -övî -öt um
hom/ö -ini er., d. insanolu, gçf. onurlan -lrmak; süsle-
insan; toplum, halk, dün-
ç. mek, güzelletirmek; -ötus s.
ya; (Jcüçi/fücii anlamda) herif, saygn, seçkin, üstün, kibar;
yurank; inter -ines esse yüksek mevkide; övme kabi
canl oimak. ünden; -öte z. onurla, eref-
homull/us -I homunc/ö le.

—önis homuncul/as -i er. hoörus s. övmeye ait. övme


küçük adam, zavall yaratk, kabilinden.
ölümlü. honos bak. honor.
honest/S s -otis d. iyi karak- Sör/a -ae d. saat; zaman,
ter, iyi ün; onur duygusu, dü- mevsim; ç. saat; in -ös saatte
hor 272 hor
bir; in -om vîvere anm ya* pan; taranmam; ( mec .) ka-
amak. ba.
hörae/um -f cns. salamura. horrid/us s. tüyleri kabaran,
Horât/ius -i er. Roma'l ad, diken diken olan; çok kll,
öz. Porsenna'ya kar »Ro- kaba, pürüzlü; titreyen;
ma'y savunan kimse; lirik (mec.) kaba, vahi; (davran)
air Horatius; -ius s. kaba; korkutucu; -S z.
horde/um - cns. arpa, horrifer -î s. ürpertid, titreten,
hori/a -de d. balkç kay, tahrik eden, heyecanland-
hornötinus s. bu yla ait; ilk- ran; korkunç, korkutucu.
bahara ait. torrific/5 -Öre gçf. düzgünlü-
hörn/us s. bu yla ait; ilkbaha- ünü bozmak, buruturmak;
ra ait; -o z. bu yl. korkutmak.
hörolog/ium -T & iî cns. saat, horriftcus s. korkutucu; -i z.
güne saati, su saati; saatçi- korkutucu bir biçimde,
lik. horrisonus s. korkunç ses ve-
horrendus s. korku dolu, kor- ren.
kunç, müthi; tüyler ürperti- horr/or -Örs er. tüylerini ka-
ci;dehet veren. bartma; titreme; stma; deh-
horr/ens -entis .zom.o. hor- et, korku, huu, hayet,
reö s. tüylerini kabartan, ka- hörsum z. bu yolda,
ba tüylü, çok kll, hortöm/en -ini cns. desaret
horr/eo -ere -nî gf tüylerini verme, tevik etme,
kabartmak; tüyleri diken di- hortöment/um -I cns. cesaret
ken olmak, tüyleri ürpermek, verme, tevik etme, tevik, yü-
titremek; gçf çok korkmak, reklendirme.
korku ve endie duymak; hortöti/ö -onis d. cesaret ver-
hayrete dümek, me, tevik etme.
horresc/ö -ere gf. ürpermek, hortöt/or -ör is er. cesaret ve-
tüyleri diken
diken olmak; ren, tevik eden kimse,
sarslmaya, sallanmaya, tit- hortöt/us -us er. cesaret ver-
remeye balamak; gçf. korku me. tevik etme.
ve endie duymak, Hortes/ius -I er. Roma'l aile
horre/um -f cns. ahr, çiftlik ismi, öz. Cicero zamannda
amban, tahl amban. bir hatip.
horribilis s. korkutucu, dehet hort/or -ört -âtus gçf sevket-
verici, tüyler ürpertici; hayret mek, üstelemek, tahrik et-
verici. mek, tevik etmek, cesaret
horridulus s. biraz çknt ya- vermek; zorlamak.
) e

hor 273 hyd


hortul/us -er. küçük bahçe, uygun olarak; sevecenlikle,
hort/us -î er. bahçe; (ç.) park, humân/us insana ait, insa-
s.

hosp/es »iti er., hospita -a ni; insansever,merhametli;


d. ev sahibi, ev sahibesi; ko- kültürlü, incelmi, iyi öre-
nuk, arkada; yabana, ecne- nim görmü; -5 möior insa-
bi; s. yabana. nüstü; -i, -iter z. nsanî bir
hospitöli/s 5 . ev sahibine ait; biçimde; incelikle, nezaketle,
konua ait; konuksever; -ter humâti/ö -ön is d. gömme,
z. konukseverlikle. defnetme.
hospitölif/os -ofis d. konuk- hüme-, hû m- bak. ume-,
severlik. ûmî-
hospit/ium -î & il cns. konuk- humilis s. alçak, s; (koul) dü-
severlik, dostluk; geçici mes- ük, kötü, mütevaz; (dil) bas-
ken, han. makalp; (akl) vasat; -ter z.
hosti/a -ae d. kurban, alçakçasna, sefilce,

hostiötus s. kurbanlklar teda- humullt/âs -ât is d. alçak


rik edilmi. boyluluk, küçüklük, slk;
hosticus s. düman; yabanc; anlamszlk, önemsizlik; al-

cns.düman bölgesi, çaklk, adilik.


hostîli/s dümanas. ait, dü- hum/5 -öre -âvî -âtum gçf.

manla ilgili; -ter z. düman- gömmek, toprak ile örtmek,


ca bir tarzda. hum/us -I d. yer, zemin; kara;
hostiment/um -I cns. kar- -î yerde, zeminde, toprakta,
lk, bedel. hyacinthinus s. sümbüle ait.
host/iö -ire gçf. karln hyocinth/us - er. sümbül.
vermek, mukabele etmek, Hy ad/es -um d.ç. Boa takm-
host/is -is er., d. düman (siya- yldznda yedi yldzl bir
si); hasm. grup.
hiic z. buraya, buraya doru; hyaen/a -ae d. srtlan,
-1ÜC uraya buraya, tyal/us -î er. cam.
hui ünl. (art ifade eder hey! hybrida bak. hbrida
ya! eyvah! Hydr/a -ue d. yedi bal söy-
huiusmodf bu tarzda, lencesel bir ylan,
hûmânit/ös -ât is d. insan do- hydraul/us -I er. su kuvvetiyle
as, insanlk; beeriyet; in- ileyen hidrolik araç,
sanclk, sevecenlik, yumu- hydri/o -oe d. ibrik.

aklk, nezaket; kültür, ince- Hydrocho/us -I er. Kova Bur-


lik. cu.
hümânitus z. insan doasna hydröpcus s. su toplanmasn-
hyd 274 hyp
dan ya da ödemden strap nnda da, bal ve mermeriy-
çeken. le ünlü.
hydröp/s er. su toplanma-
-i* Hyperbore/I -ör um er. ç. Ku-
ya da sskalk illeti.
s, istiska zeyde söylencesel bir halk;
hydr/us -î er. ylan. -us s.

Hyvn/en -enis, Hymenoeus Hyper/ön -onis er. Güne'in


-I er. evlilik tanns; düün babas; Güne.
türküsü; düün. hypodidascul/us -I er. öret-
Hymett/as -f er. Atina yak- men yardmcs.
I
Iocch/is -I er. Bokkhos; a- sallanma.
rap. ioctitd -öre gçf. demek, söyle-
iac/eo -«re -uî gf uzanmak; mek, atmak, lakrdstn et-

hasta yatmak, hasta olmak; mek, aza


almak; (söz) at-
ölü gibi yatmak ya da uzan- mak, savurmak; övmek; gös-
mak; {yerler belli bir konum-
) termek, süslü göstermek,
da, mevkide bulunmak: düz iact/o -üre -üvf -ütüm gçf
yass, alçak; (deniz) sakin atmak, serpmek; saçmak, sal-
uzanmak; yknt halinde ol- lamak, çalkalamak; (akl) ra-
mak; (bir yerde) uzun süre kal- hatsz etmek, endie vermek;
mak, sürüncemede olmak; (fikirler) göz önünde bulun-

(giysi, saç) sarkmak; (mec.) durmak, -i görümek, müza-


hareketsiz, bitkin, kederli ol- kere etmek, mütalaa etmek,
mak, yere serilmi olmak; anmak, zikretmek; (konuma)
(eyler)deersiz olmak; (söz, -ileövünmek; s- tereddüt
nutuk) cansz gevek, skc ol- etmek, bocalamak; gösterili
mak. biçimde davranmak; igüzar
iacio -ere iecl iactum gçf. at- olmak.
mak, frlatmak; ina etmek, iactüra -ae d. gemiden denize
kurmak, dikmek; (tohum) saç- otma; ziyan, kurban,
mak, ekmek; (konumû) önce- iactus gedo. iacio
den bildirmek, azndan ka- iactus -üs er. atma, frlatma,
çrmak; söylemek, zikretmek. at, atma intra teli iactum
iactöns -antis .zam.or. iactö bir mzrak atm uzaklkta,
s. övüngen, kendini beenen; ierui iaceo
gç.
-anter z. gösterili bir biçim- iaculâbiiis s. mzrak, ok.
de. iaculâtor -oris er. atc, vuru-
iactantia -ae d. övünme, gös- cu, niana; hafif silahl as-
teri. ker.
actâtiü -Önis d. atma, hava- iaculâtrlx -cis d. kadn ava.
ya frlatma, sarsma, hareket: iacul/or -ârî -âtus gçf. at-
jest yapma; övme, gösteri, mak, frlatmak, savunmak;
-populâris herkes tarafn- cirit atmak; nian alp ate et-

dan bilinme, alenilik. mek, hedefe isabet ettirmek;


actotus -üs er. dalgalanma. (mec.) hedef almak, saldrmak.

iac 276 idi

iaculum -î cm. karg, cirit; ba- bas -îonides -«e er. Atlas.
lk a. ISpy/x -9S s. îapygiaÜ; Apu-
fÜic- bak. îSn- lia'l, ya da ait; er. Apu-
lam z. (geçmi) önceden, o za- lia'dan esen kuzeybat, bat
mana dein; (imd/) daha rüzgân.
imdi, artk imdiden; (gele- lâsöh -onis er. Iason, Argonat-
cek) derhal, pek yaknda (vur- lar'n önderi, Medea'nn ko-
gu) gerçekten, kesinlikle; (ç- cas -onlus 5.
karsama) öyleyse kesinlikle, iospls -dis d. yeime benzer bir
bu yüzden, bundan dolay; ta.
(balant) bundan baka, son- Iber- bak. Hber-
ra gelen. ibl z. orada, oraya; o zaman;
lam dudum uzun bir süredir, burada, bu noktada.
çoktandr, çoktan beri, Ibîdem z. ayn yerde; ayn an-
lam lam hemen imdi, imdi, da.
her hangi bir an. fbls -is £1 d. çeltik kargas.
id is
lam lam kâh kâh icarus -î Daedalus'un olu
er.

lam nunc hemen imdi, -lus s. -lam -I cns. Ege Deni-


lam prldem çoktandr, çoktan zi.

beri. îco -ere -I ictum gçf. vurmak,


iambeus s. bir ksa bir uzun çarpmak foedus- antlama
heceli vezine ait, iambik. yapmak.
iambus -I er. bir ksa bir uzun ictericus 5. safravi.
heceden kurulmu; bu vezin- ictis -dis d. sansar, gelincik.
le yazlan iir. ictus gedo. îco
ISnlcul/um -I cns. Roma ken- Ida -ae -î -es d. Girit'te da;

tinin Tiber Irma karsnda- Troia yaknnda da, Kaz Da-


ki bir tepesi. -aeus s. Girit'li; Troia 'l.
iânitor -oris er. kapc, kap IdcircS z. bundan dolay;
muhafz, hamal, amacyla.
iânua -ae d. kap; giri (mec) idem, eadem, idem za. ayn;
anahtar. hem de, ayn zamanda, keza,
lânuârius s. ocak ayna ait er .
ayn vechiyle, kezalik, ayn
ocak ay. biçimde.
Iânus -I er. geçitlerin ve girile- identidem z. tekrar tekrar,
rin tanrs; kemeralt yolu, s- mükerreren.
ra kemerler -ölis s. deo 1 bu yüzden, bundan do-
.

Iapetus -I er. s. bir Titan, At- lay, bu nedenden.


las'n ve Prometheus'un ba- idiota -ae er. cahil kimse, mes-
-

ido 277 gn
lek sahibi olmayan kimse. uk, kaytsz, ilgisiz; korkak;
idolon -I cm hayalet, görün- gevek -e -iter z. güçsüz bir
tü, tayf. biçimde, gevekçe, tembelce,
döneus s. uygun, yakr, ya- ignesco -ere gf. ate almak,
rar, yeterli, elverili -4§ z. yanmak.
d üs mum d. ç. mart, mays, igneus s. yanan, ateli, ate-
temmuz ve ekim aynn 15. ten.
ve dier aylarn 13. günleri. igniculus -I er. kvlcm (mec.)
IScigç. iacö hiddet, atelilik.
ecur -oris & inoris cns. kara- ignfer -I s. ateli, ateten,
cier; (az) kalp; mec.) tutku.
( ignigena -ae er. ateten do-
iecusculum -I cns. küçük ka- an (Bacchus).
racier. gnipes -edi s. ateten ayakl,

leiüniösus s. aç. ignipotens -entis s. atei yö-


ieiünitös -Sti* d. perhiz etme, neten, atee hakim (Vulca-
oruç tutma; olmay, -in yok- nus).
luu; (üslup) kuruluk, zayf- gnis -is er. ate; meale, öksü,
lk; (düünce, onlatm) özenti imek; aydnlk,
parlaklk,
sizlik. kzart (mec.) tutku, ak.
eiûnium -i & il cns. yiyecek- gnöbilis s. bilinmeyen, belir-
lerden geri durma, perhiz, siz, müphem; aa soydan,
oruç, unsak; açlk; zayflk, ignöbilitâs -atis d. belirsizlik,

yaszlk; ktlk; ksrlk, ve- '


müphemlik; aa soydan
rimsizlik. doma.
Siünus s. perhiz yapan, per- gnominia -ae d. ayp, reza-
hizkâr, aç; (eyler) çplak, ku- let, yüz karas, leke, utanç, e-
ru, kraç, verimsiz; (mec.) za- refsizlik.

vall, ksr, güçsüz; alçak, re- igfiöniniosus s. (kii) alçaltl-


zil; kt, önemsiz; (üslup) zayf, m, rezil olmu; (eyler)
kuru, cansz. utanç verici, çirkin, yüzkara-
ientâculum -I cns. kahvalt. s.
igiturz. bu yüzden, bundan ignorâbilis s. bilinmeyen,
dolay, binaenaleyh; o halde. meçhul.
ignörus s. cahil, bilgisiz, tecrü- igrorantia -ae d. cehalet, ca-
besiz; bilinmeyen, meçhul. hillik.
gnâvia -ae d. aylaklk, tem- ignSrâtio -onis d. cehalet, ca-
bellik, uyuukluk; korkaklk, hillik.
alçaklk. ignor/o -öre -âvî -a tun» gçf.
gnüvus s. aylak, tembel, uyu- bilmemek, (hakknda) bilgisi
ign 278 H
olmamak, tanmamak, hür- ya dökmek, at yak-
göz
met etmemek. mak. alamak, feryat etmek.
gno/scö -sc«re -vî -t um gçf ilaeus s. incinmemi, yara-
& gf balamak, affetmek, lanmam.
ignûtus 5. bilinmeyen; aa lloetâbilis s.neesiz, keyifsiz.
soydan; cahil. Hlâpsus geo. illâbor
lex — icis d. prnal, illague/ö -âre gçf. tuzaa dü-
îlîa -um cns. ç. kask; iç organ- ürmek, yakalamak,
lar -dücere solunum aygt illâtus gedo. înferö
bozulmu olmak. illauducus s. övülmeyen, ha-
Ilia -ae d. Romulus ve Re- bis, erir, hain.
mus'un annesi -ades -adae ill/e -a -ud za & s. u, o, hani
er. llicTnn olu; Troia’h. u, hani o (d//), o (erkek), o
Ilias -di d. Ilias destan, Tro- (cinssiz); ünlü; bir önceki,
ia'l kadn. öbürü, öteki.
Ilicet z. tamarn, giaelim, her- Ulecebr/a -ae d. çekicilik, ca-
ey bitti; hemen,
derhal, zibe, sihir, aldatma, cezbet-
îlico z. bu noktada, tam bu yer- me, tuzak: tuzaa getiren
de; hemen, derhal. herhangi bir ey.
îJignus 5. prnala ait. illeceftrösus s. ayartn, çekici,
flrthyia -o« a. Öreklerin do- illectus gedo. illiciö
um tannças. ile ct us s. okunmam.
Ilium -o -I ms„ -os -I d. Tro- Ulepidus s. zarif olmayan, za-
ia -us, -acus s. Troia'l. rafetsiz, kaba, vahi -e z.
illâ z. o yolla. illex -icis er, d. cazibe, tuzak;
iliabefactus 5 . krk olmayan, tuzaa düüren, öteki hay-
salam. vanlar tuzaa getiren ku.
bor -bî -psus
illa/ gf. içine ülex -egis s. yasaya aykr, ya-
don akmak, aaya ya da sa tanmaz.
üzerine dümek, içine ile- Ulexi gç. illiciö
mek. illibâtus s. zarar görmemi,
illabör/5 -âre gf. çalmak, eksilmemi, azalmam.
çabalamak. lllberâli/s s. cömert olma-
illâc z. o yolla, o yönde. yan, cimri, nekes, hatr kna
llacessltus s. kkrtlmam. -ter z.

illacrimâblis s. ölümüne a- Üliberâlit/âs -öt is d. cimri-


lanmayan; amansz, merha- lik, nekeslik; aalk, baya-
metsiz, yaman. lk.
illacirm/o -âre -or -âri gf Ulc -aec -öc za. o (erkek), o
ili 279 ima
(dii), o (dnssiz); u. ilSGcescit, illuxit (ortalk)
illîc z. orada, oraya; o konuda, aanyor.
ill/icid -içere -exî -ectum illû/dö -dere -sî -sum gçf &
gçf. ayartmak, ifal etmek, gf. oynamak, oyalamak: ala-

tuzaa düürmek, yanl yola ya almak, yuha çekmek; is-


yöneltmek, tihza etmek, gülünçletirmek:
iliicitâl/or -öris er. hileli tek- kötüye kullanmak; suistima)
lif veren kimse (açk arttrma- etmek.
da). illümin/ö -dre -dc'-dtum
illicitus s. yasaya aykr olan, gçf. yakmak, tututurmak:
illi/dö -dere -sî -sum gçf. aydnlatmak; süslemek -dtS
vurmak, çarpmak, z. parlak biçimde,
illig/ö -öre -âvî -otum gçf illüst/ö -önis d. istihza, bir çe-

balamak, raptetmek, ilitir- it kinaye.


mek, takmak, birletirmek; -e illûstris s. parlak, berrak; açk,
yük olmak, engellemek, zor- belli; üstün, yetkin, ünlü, seç-
lamak, mecbur etmek, kin.
illim z. oradan. UlGstr/o -dre -dvî -ât um
lilmi s. açk, berrak. gçf. aydnlatmak, klandr-

lline z. oradan; o yanda. mak; uçklamak, açkla ka-


ill/nö -inere -evi -it um gçf. vuturmak; ünlü etmek,
üzerine sürmek, kaplamak, illûsus gedo. illûdd.
örtmek, bulatrmak, illuvi/es -el d. kir, pislik, mur-
illiguefactus s. eritilmi, eri- darlk; sel. takn,
mi. lliyri/i -urum er. ç. Adriyatik
illisi gç. illido denizinin dousundaki hak:
llisus gedo. illido -a -ae d. -cum -cî cns. Illi-

illitterötus s. kültürsüz, cahil, ria; -cus -us s. Illiria'l.

eitimsiz. imöginârius s. hayal edilmi,

illitus gedo. illino tahayyül edilmi; görünüte,


illö z. oraya; o amuçla. sözde olan, muhayyel,
illötus s. kirli. imâginöti/o -önis d. dü. ha-
illtic z. oraya; o eye, o kiiye; o yal, imge, tahayyül, muhay-
noktaya, o sonuca; böyle bir yile.
dereceye. imâgin/or -drî gçf hayal et-

illSc/eö -ere gf. alevlendir- mek. tasavvur ve tahayyül et-

mek. mek, tasarmlamak,


illû/cesco -cescere -xl gf. ay- îmâg/o -ins d. suret, tasvir,
dnlanmak* afak sökmek. tasanm, resim* heykel; ata
itnb 280 mm
portresi; hayalet, tayf; yank, niçkarmak, resmetmek; öy-
zihinsel görüntü, fikir; ( mec.) künmek, benzer harekette
benzerlik,taklit, gölge (ret.) bulunmak -otus s. kopyas
benzetme, tebih, mecaz, çkanlm.
imbecillit/es ~5tis d. zayflk; immod/escö -escere -uî gf
beceriksizlik. slanmak.
imbecill/us s. zayf, nahiv, çe- ivnmn/is s. pek büyük, iri; ge-
limsiz; beceriksiz; -e z. azck, ni, vasi; azman, canavarsal,
hafiften. vahi, yabanl, korkutucu -e
imbellis s. bunç; uysal, sa- z. yabanl bir biçimde.
kin; korkak. immânit/âs -ötis d. genilik,
imb/er -ris er. yamur, saa- büyüklük; yabanllk, barbar-
nak; su; (mec.) akarsu, dere. lk.
imberbs, imberbus s. sakal- immönsuetus s. yabanl, vah-
sz. i.
imb»b/ö -ere -4 gçf içine çek- immötürit/ös -ötis d. ham-
mek, emmek (zihin) kavra- lk, olgun olmay; acelecilik,
mak, idrak etmek; karar ver- an istek, an sabrszlk.
mek. mmötSrus s. zamansz, mev-
imbr/ex -icis d. kiremit, simsiz.
imbricus s. yamurlu, immedicöbilis 5. iyi olmaz, i-
imbrifez -î s. yamurlu, ya- fa bulmaz.
mur getiren. immemor -is s. unutan, hat-
imb/uö -nere -uî -Otum gçf. nnda tutmayan, unutkan, ih-
slatmak, suya bastrmak, malkâr, dikkatsiz.
daldrmak; (mec.) lekelemek, immemoröbilis s. tanmlan-
doldurmak; esinlemek, al- maz. betimlenmez; söz etme-
trmak, eitmek; balamak, ye demez.
ilk kefeden olmak, inmemorâtus s. imdiye ka-
imitöbilis s. öykünülebilir. dar anlatlmam.
imiîörrt/en -ini cns. öykün- immenslt/ös -ötis d. genilik,
me, taklit; benzerlik, uçsuz bucaksz olma.
imitöment/a -ör um cns. ç. innens/us s. ölçütemez, ge-
yapmack, bahane, ni, bitimsiz -um -î cns. snr-
imitöti/ö -onis d. öykünme, szlk, snrsz bir mesefa ya
taklit. da uzaklk, ya da alan; -um
imitüt/or -oris er. -rîx -rlcis z. fazlasyla.
d. taklitçi, öykünen kimse, immer/îns -entis s. (iyi on-
hnit/or -orî -otus gçf sureti- larda) hak ermeyen, layk ol-
) )

imm 281 nm
mayon, müstahak olmayan, (ret.) bir eyi olduundan ha-
masum. fif gösterme.
immer/go -gere -s -sum imni/sceo -scere -scue -
gçf suya daldrmak, daldr xtum gçf birbirine kartr-
mak, batrmak. mak, meczetmek, harman
mmerit/us s. ( iyi anlamda yapmak se ile birlemek; ka-
hak etmeyen, layk olmayan, rmak.
masum; ( kötü anlamda müs- immiseröbilis s. acnmayan,

tahak olan, gayn layk, hak merhamet uyandrmayan,


edilmemi; -ö z. haksz bi- immisericor/s -d i s 5. acma-
çimde. sz, merhametsiz, balamaz;
immersâbilis s. hiç batma- -diter z. merhametsizce,
yan; yenilmez. immissi/ö -ön is d. büyütme,
i mm e rs us gedo. immergö. gelitirme; kendi haline b-
immetotus s. ölçülmemi, öl- rakma, kanmama.
çüsüz, geni, vasi. mmissus gedo. immittö.
mmigr/ö -öre -âvî -otum immitis s. ham; keskin, iddet-
gf. -ye gitmek, hareket et- li, amansz, merhametsiz; ka-

mek; göç etmek; yer deitir- ba, ilkel, hain, hrçn, kat,
mek; (sözcükler) uygun bir sert, vahim, vahi, azgn,
kullan bulmak. imm/ittö -ittere -isî -issum
immineö -5 re -ui gf. sark- gçf almak, içeriye
içeriye
mak. üzerine sarkmak, çkn- koymak ya da sokmak; ala-
t yapmak; yakn olmak, te- mak; brakmak, koyuvermek,
mas etmek, snrda olmak, salvermek; atmak, frlat-
bitiik olmak; tehdit edici ol- mak, tahrik etmek, kkrt-
mak; ( mec.) istekli, hevesli ol- mak, saldrmak.
mak; elde etmeye çalmak, immixtus gedo. immisceö.
erimeye uramak. immo z. (önceki sözleri düzelt-
immin/uo -uere -ul -öt um me) hayr, evet; tersine, ya da
gçf küçültmek, ufaltmak, k- tercihan, -sî vah! keke!
saltmak; eksiltmek, azalt- immöbilis 5. hareketsiz; sabit,
mak, hafifletmek, kuvvet ve kmldanamaz, duraan,
tokattan düürmek, zayflat- immoderâti/ö -ön is d. ar-
mak; tecavüz etmek; harabe- lk, ifrat.
ye çevirmek. immoderöt/us s. snrsz, en-
imminutiö -on i s d küçültme,
. gin; (mec.) itidalsiz, müfrit;
azaltma, zayflatma, eksilt- an, azgn; gereinden fazla
me, bozma, kötürüm etme; igüzar; -e z. an olarak; sa-
mm 282 imp
vurganlkla. samak.
immodesti/a -ae d. itidalsiz immundus s. pis, kirli,
ya da takn davranp ba immün/iö -ire -Tvî gçf. des-
kaldrma, asilik, itaatsizlik, teklemek, takviye etmek, tah-
serkelik; gaspetme. kim etmek.
immodest/us s. an, ifrata mmünts s. kamu yükümlülü-

kaçan, itidalsiz, müfrit; arsz, ü olmayan, resmi memur-


hayasz; -4? z. an olarak; ha- luk görevi bulunmayan, ver-
yaszca. gisiz; (mec) -den ari, -den
immodic/us s. an, ifrata ka- serbest; muaf, bak,
çan, yasaya boyun emeyen; immünit/âs -öts bak-
d.

tutumsuz; -« z. lk, dokunulmaz-


muafiyet,
immodulâtus 5. ritmik olma- lk, imtiyaz, ayncalk.
yun. immünîtus s. savunmasz,
immolöti/ö -ön i s d. kurban. tahkim edilmemi; {yollar)
immolöt/or -öris er. kurban kaldnmsz, ta döeli olma-
eden (kimse). yan.
mmolîthus s. kalkk, dikil- immurmur/5 -öre gf. mnl-
mi; mcmurlatnlm. danmok.
immol/o -öre -övî -ât um immGtöbiis s. deitirilemez,
gçf. kurban etmek; katletmek. deiemez, deiemeyen.
immor/ioT -I -tuu gf. içinde immûlöbilit/ös -öt is d. de-
ya da üzerinde ölmek, zayf- imezlik, deitirilemezlik.
laya zayflaya eriyip gitmek. i mm üt ati /ö -önis d. deiti-
immonus s. smlm; (mec.) rim, yerine geçme, mübadele;
uyanlm. {ret.) bir eyi belirli bir Özelli-

immortâl/is ölümsüz, ebe-


5. iyle isimlendirme usulü, me-
di, sonsuz, fenâ bulmaz, yok tonvmy.
olmaz, baki; -iter z. son dere- immütötus s. deitirilmemi,
cede. imm öt o -Öre -övî -Ötum gçf.
immortölit/ös -âti s d. ölüm- deitirmek, dönütürmek,
süzlük; kalc ün. tahvil etmek; ( sözcükler ) bir
imnötus s. hareketsiz, kml- eyi belirli bir özelliiyle isim-
damayan, sabit; (mec.) sarsl- lendirme usulüyle bir kelime-
maz; metin; salam; dei- yi dieri iie deitirme,
mez. impöcötus saldrgan, müte-
s.

immüg/iö -ire -il gf. güm- savakan,


caviz,
bürdemek. impöctus gedo. impingö.
immulg/eo -ere gçf. sütünü imp/âr -oris s. eit olmayan,
)

mp 283 mp
gayn muntazam, birbirine impeg gç. mpingd.
benzemeyen: güç bakmn- mp/eilö -«1lere -ull -ulsum
dan denk olmayan, ikind de- gçf. çarpmak, sürmek; hare-
recede; at veznine ait; kete geçirmek, itmek, atmak,
-ariter z. eit olmayacak bi- frlatmak; tahrik etmek, sev-
çimde. ketmek, ileri sürmek; (mec.)
Impardtus hazrlksz, ihti-
s. ykmak, devirmek, yerle bir
yatsz, {-den) yoksun, dona- etmek.
tmz. imp/ended -ere gf. sarkmak,

impastus s. aç, beslenmemi, üzerinesarkmak; zuhur ve


yemek verilmemi. vukuu yakn olmak, olmas
mpati/Çns -entij s. dayank- yaknlamak, tehdit etmek.
sz, sabrsz; hogörüsüz; mu- mpend/ium 4&U
cns. mas-
ti; zaptolunmaz -enter z. raf, fiyat, paha, harcama;
katlanlmaz bir biçimde, ödünç paradan alnan faiz
impatienti/a -ae d. dayank- -lo pek çok.
szlk, sabrszlk; ehliyetsiz- imp/endö -endere -endî
lik; yeteneksizlik, -dnstm gçf. ödemek, harca-
impavidus s. korkusuz, çok ce- mak; (mec.) adamak, vakfet-
sur, ylmaz, -e z. mek.
impedlmentum -I cm. engel, mpenetrâbilis s. delinemez,
mania; (ç.) yolcu eyas, ordu içine girilemez, hulul edile-
arl; -3 esse engel tekil mez, nüfuz edilemez.
etmek. impens/a -n« d. paha, fiyat,
imped/Ö -ire -ivî -41 -îtum giderler, harcama.
gçf engellemek, mani olmak, impens/us gedo. impendö 5.

tuzaa düürmek; kuatmak; (fiyat) yüksek, pahal, (mec.)


(mec.) sknt vermek, mü- istekli -î z. pahalya, büyük
külâta uratmak, güçletir- bir istek ve gayretle, istekle.
mek; artmak, engel olmak, imperât/or -öris er. bako-
önlemek, kösteklemek, brak- mutan, general; imparator;
mamak, caydrmak (soyut an- bakan, amir.
lamda) -it us s. (ask.) ordu imperâtorius s. komutana
arlyla engellenmi, sava- imparatora ya da impa-
ait;

a hazr olmayan (yer çetin, ratorlua ait.


geçilmesi olanaksz; (akl) imperât/um -i cns. buyruk,
megul, tedirgin, saplantl, emir.
impedîti/ö -önis d. engel, imperceptus s. bilinmeyen,
mania, set. ulglananayan; kefedilme-
mp 284 imp
mi; sezilmemi. olmak.
impercussus s. gürültüsüz. mperterritus s. çok cesur, yl-
imperditus s. katledilmemi, maz.
öldürülmemi; tahrip edilme- impert/io -îre -iv & iî

mi. -ît um gçf. pay, hisse veya bir


imperfectus s. bitmemi, tam parça vermek, pay etmek,
olmayan, eksik; olgun olma- sunmak; ( mec .) birini, bir e-
yan. ye ortak etmek, birine bir eyi
tmperfossus s. delinmemi, armaan etmek.
delip geçilmemi; yaralan- mperturbfinus s. heyecansz,
mam. telasz, sakin.
imperiösus s. güçlü, mpara- mpervius s. geçilemez, ala-
tora ait; zalim, gaddar. maz.
imperiti/a -ae d. deneyimsiz- impetibilis s. çekilmez, daya-
lik, tecrübesizlik, acemilik. nlmaz, tahammül oluna-
mperit/o -öre gçf. & yö-
gf. maz, katlanlamaz.
netmek, komuta etmek, bu- Impetrfibs s. elde edilebilir,
yurmak. ulalabilir, eriilebilir; baa-
mperit/us s. deneyimsiz; bil- . rl; icras mümkün, yaplabi-
meyen, cahil, -in cahili; -e z. lir.

acemicesine. impetrati/5 -önis d. rica ede-


Imperium -i & il cns. komuta, rek elde etme; yalvarma, s-
buyruk; hâkimiyet, egemen- rarla rica etme, niyaz.
lik, iktidar, krallk gibi en impetr/ifi -re gçf. uygun,
yüksek bir makamn kati ikti- uuriu fallarla ele geçirmeye
dan, yetkisi, öz. askeri ûçdan ; çalmak.
askeri komuta, yüksek otori- mpetr/fi -fire -fivî -otum
te, nüfuz; komutanlk, impa- gçf. baarmak, üstesinden
ratorluk; (ç.) komutanlar, nü- gelmek; rica ederek elde et-

fuz sahipleri. mek, ele geçirmek, salamak.


impermissus s. yasaya aykr, impet/us -us er. saldn, hü-
yasaklanm. cum; hzl hareket, hamle,
imper/5 -fire -fivf -fit um iddet, itme, güç, hz; ( akt)
gçf.& gf. emretmek; buyur- dürtü, saik, tutku.
mak; mükellefiyete tabi tut- impexus s. taranmam, da-
mak, zorla yaptrmak; talep nk.
etmek, istemek; komuta et- impiet/ös -fitis d. tannya
mek, yönetmek, hüküm sür- kar saygszlk, sadakatsiz-
mek, denetlemek; imparator lik, evlada yakmaz davra-
. )

imp 285 imp


ni. implexus s. birlikte dokunmu
impig/er -ri s. etkin, hareket- ya da örülmü; dolatrlm,
li, faal, enerjik, yorulmak bit- dolak, kark, girift, çetrefil,
kinlemek bilmez; -re z mulak.
impigrit/ös -âti s d. enerji, implicöt/Ö -ön is d. kank-
tezcanllk, etkinlik. lk, dolaklk.
imp/ingö -ingere -egî implic/ö -öre -av & uf
-öctun gçf. vurmak, çarp- -âttm & tum gçf. dolatr-
mak, itmek, sürmek; zorla- mak, bükümlemek, kat kat
mak, cebretmek, bir eyin ya- sarmak, katlamak, sarmak,
plmas. kabul edilmesi, ol- kuatmak; kucaklamak, kav-
mas kullanmak; taz-
için zor ramak, skca tutmak; (mec.)
yik etmek, zorlamgk; (mec) birinin ban
derde sokmak,
atmak, savurmak (aleyhe, artmak; skca balamak,
kar). birletirmek, içli dl ilgi kur-
mpi/o -öre gçf. günahkâr mak; ihate etmek; üzerine al-
yapmak, günah ya da suçla mak; -ötus s. karmak, kar-
kirletmek, lekelemek, murdar k -ite z. kank olarak,
etmek. implöröti/ö -ön is d. yardm
ivnpi/us tannya kar sayg-
s. yalvarma, rica etme,
için
sz, günahkar; ( ana babaya itnplör/ö -öre -övî -otum
kar ) sorumsuz; ( ülkesine kar- gçf. dua etmek, niyaz etmek,

) bal olmayan; hayrsz, gözyalaryla yalvarmak,


vicdansz; -e z. yardm talebinde bulunmak,
ivnplöcâbili/s s. amansz, ga- implumis s. tüyü bitmemi,
zab ve adaveti teskin edile- tüysüz.
mez, bartrlamaz; uzlatn- implu/ö -ere gf. üzerine ya-
lamaz; yattnlamaz; -ter z. mur yamak.
implöcatus s. yattnlamaz, impluv/ium -f & il cns. Roma
teskin edilemez; doymak bil- afrium'unda çat açkl; afr/-

mez, açgözlü. um'da yamur haznesi,


implacidus s. kaba, yrta, za- impolif/us s. zarif olmayan,
lim, vahi. kaba; (mec.) bitmemi; -5 z.
impl/eo -ere -evi -etum gçf. süssüz.
doldurmak, doygunlatr- impollütus s. lekesiz,
mak, tatmin etmek; (zaman, ivnponö -önere -osuî -osi-
say) tamamlamak; (görev tum gçf. içeri koymak, yerle-
yerine getirmek, tamamla- tirmek,* gemiye binmek;
mak. (mec.) yüklemek, (an, ac ya
) ) ) )

mp 286 imp
da ceza) vermek; atamak, gö- vuru.
revlendi: mek; (vergi) zorla impressus gedo. imprtmö
yüklemek, tarh etmek; (eh. imprîmfs z. özellikle, en ziya-
ile zorla kabul ettirmek, hile de.
yapmak, dalavere yapmak, impr/imö -me re -essi
import/ö -«ire -ovi -ât um -essum gçf. üzerine bask
gf. içeri tamak, d ülkeler- yapmak, üzerine, ya da içine
den ithal etmek; ( mec .) orta- basmak, sktrmak; zihinde
ya çkarmak, neden olmak, iz brakmak; damga ya da

importunit/âs -ât is d. küs- mühür basmak, hakketmek,


tahlk, kabalk nezaketsizlik, improboti/ö -ön is d. onayla-
importün/us s. uygun olma- mama; suçlama,
yan; zahmetli, skntl; kötü improbit/os -âti s d. kötülük,
huylu, kaba tavrl, zorbalk onursuzluk.
eden -e z. improb/ö -öre -av -âtum
importuosus s. limansz, onaylamamak, tasvip et-
gçf.
fanpo/s -tis s. ( üzerinde haki- memek, knamak, reddet-
miyeti olmayan. mek, geri çevirmek,
impositus, impostus gedo. improbuius s. biraz küstah,
impönd marur, kibirli.
impot/ens -en ti s 5. güçsüz, improb/us s. kötü, adi nitelik-
zayf, aciz, kudretsiz, iktidar- li; hayrsz, kötücül, sapk, kö-
sz; inatç, dikbal; serke; e- tü huylu, zalim; boyun eme-
dit; özdenetimden yoksun; yen, srara, bakaldran -ö z.
-enter z. zayf olarak, etkisiz kötü bir biçimde, yanl bir
olarûk. biçimde; srarla,
impotenti/a‘-ae d. yoksulluk, impröcerus s. normalden da-
acizlik, zayflk; özdenetim ha küçük, alz.
yoksunluu, ifrat, taknlk. imprödictus s. ertelenmemi,
impraesentiorum z. haliha- tehir edilmemi,
zrda, mevcut artlarda; im- imprömptus 5. hazr olma-
di. yan, yava; tereddüt eden.
imprânsus 5. perhizle ilgili, mproperâtus s. geciken, ay-
perhizli,kahvaltsz. rlmayan, acele etmeyen,
imprec/or -5rî gçf. birisinden improsper -î s. baansz; ta-

bireyi dilemek, niyaz etmek, lihsiz; bolluk ya da refah için-


irnpressi/ö -on is d. ( ask .) sal- de olmayan; -e z. ne yazk ki,

dn, hamle, akn; (akl) izle- maalesef.


nim; ( konuma vurgu; ( ritm ftmprövid/ts s. ileriyi göreme-
imp 287 in

yen, düüncesiz, gafil, dikkat- (mec.) kkrtma, tahrik.


siz, ulu orta, umursamaz, ba- impöne z. güvenlikle, emin
siretsiz; -ö z. olarak, cezadan bak ola-
imprövîs/us s. beklenmedik, rak.
umulmayan; ~ö, de -5, ex impünitâs -ötis d. cezadan
-o beklenmedik bir biçimde, bak olma.
imprud/ens -entis s. ileriyi intpönîtus s. cezalandnlma-
göremeyen, öngörüsüz, bek- m, güvenli, emin, tehlike-
lemeyen; cahil, farknda ol- den uzak; zaptolunmam,
mayan; -enter z. düüncesiz- serbest; -ö z. cezadan bak
ce; hazrlksz olarak, olarak.
imprüdenti/o -ae d. düün- impörötus s. aalk, alçak,
cesizlik; cahillik: amaçszlk, rezil.

impüb/es -eri & is 5. genç, inpûrit/âs -ötis d. pislik,


sakal çkmam, bakire;
taze, murdarlk.
namuslu, iffetli, saf, bozul- impür/us s. pis, murdar; ad
mam. kötüye çkm, rezil, alçak -«
impud/ens -en t» s s. utan- z.

maz, arsz, edepsiz: enter z. imputötus s. budanmam.


impudenti/a -ae d. tedbirsiz- imp ut/ ö -öre -övi -öt um
lik, ihtiyatszlk; utanmazlk. gçf.vennek, yüklemek, isnat
mpudicitl/a -ae ae d uçan- . etmek; inanmak, itimat et-*
lk, açk saçklk. mek: affetmek; üstüne yk-
itnpudîcus s. utanmaz, arsz, mak.
açk saçk,
iffetsiz, îmlus 5. en alçak.
impugnöti/ö -ön is d. saldn, imus s. en alçak, en derin, en
tecavüz. aa, dip, alt, en sonraki, so-
impugn/ö -öre -Övî -otum nuncu.
gçf. saldrmak; (/nec.) kar in edt. ( dh . ile) içinde, içine, üs-
koymak, kar çkmak, aley- tünde, üstüne, tarafnda, -de.
hinde bulunmak, -da; arasnda, arasna; oldu-
impull gç. impellö u takdirde: (zaman) srasn-
impulsi/ö -önis d. bask, taz- da, süresince, zarfnda {Ih, ile)

yik, basnç; {akl) dürtü, içine, dahiline, üstüne -e, -e


impuls/or -öris er. kkrta doru, tarafna, dorultusun-
kimse. da;karsnda; (zaman) için,
impulsus gedo. impellö için; -ormis si-
dein; (amaç)
impuls/us -us er. iti, kak, lahlanm; silah altnda;
dürtü, basnç, itici güç, sevk; -ecjuö at srtnda; -eö esse
ino 288 ina

ut bakmndan; -horcu saat- gelmek.


te bir; -rem hukuksal) ahs- ( inambitiösus s. hrsl olma-
larla ilgili olmayarak; -unl- yan, alçakgönüllü, mütevazi.
versum genel olarak, inambulâti/ö -ön is d. aa
inacessus s. yanalmaz, varl- yukar dolama; sallanma,
maz, eriilmez, salnma, sarsma,
inocescö Tere gf. ekimek. inambul/ö -öre gf. bir aa
nach/us -I er. Argos'un ilk bir yukan yürümek,
kral; -us s. înachus'a alt, inamoenus 5 . hoa gitmeyen;
Argos'lu; -ides -idae er. Per- naho, huysuz; lo, kasvetli,
seus; Epaphus-is -idis d lo. inanîmus s. cansz, ruhsuz,
inadsuetus s. allmam, inan/iö -îre gçf. boaltmak,
inadüstus s. yanmam, inön/is 5. bo, ssz; risimsiz,
inaedific/ö -öre -av -otum deersiz, yararsz, beyhude;
gçf. ina etmek, bir yapnn ( cns. (fel.) mekân; (mec.) kibir-
üst ksmn, üstyapy) dikmek, lilik, kendini beenmilik;
(ilave olarak) duvar çkmak, -iter z. tembelce, aylakça,
duvarla takviye etmek; kapa- bouna.
mak, tkamak. inânit/ös -ötis d. bosluk; an-
inaequöbilis 5 pürüzlü, düz . lamszlk, beyhudelik, deer-
olmayan; arzal, engebeli; sizlik.

eit olmayan; (say) orantsz. narötus s. nadas,


inaequölis s. eit olmayan, inör/descö -descere -si gf.
benzemeyen; büyüklükte tutumak, ate almak, alev-
farkl; deiken; kaprisli, ha- lenmek, yanmak, parlda-
vai; -ter z. mak.
inaequötus s eit olmayan. . nass- bak. inads-
inaequö -öre gçp. denk kl- inattenuötus s. eksilmemi,
mak, düzlemek. zarar görmemi.
inaestimöbils s. hesaba gel- inoudöx -öcis s. ürkek, kor-
mez; deer biçilemez; deer- kak.
siz. inaudiö -îre gçf. haber almak,
inoestu/ö -öre gf. (öfke ya da örenmek.
s ile) kabarmak ve köpür- inaudtus s. iitilmedik, all-
mek. madk.
inamöbiüs s. nefret edilen: ca- inaugurö -öre gf. kehanet ia-
zibeli olmayan, naho, çir- retlerini almak, augurluk iini
kin, tiksinç, souk, defedid. yapmak; gçf. kutsamak, res-
ftamöresc/ö -ere gf. ac Y\q le mi göreve balatmak; -ötö
ina 289 ine
kehanet iaretlerini aldktan ü ya da zafer töreni yapmak;
sonra. (ask.) -e kar yürümek, ilerle-

inaures -i um d. ç. küpeler. mek; (duygular) ortaya


çk-
inaur/5 -öre -ovf -otum gçf mak, baa gelmek, vuku bul-
altn kaplamak; (mec.) zen- mak (soyut özneler) rastla-
ginletirmek. mak, ulamak, yaklamak,
inauspicdt/us s. kehanet saldrmak.
alâmetleri alnmakszn ya- incelebrötus s. bilinmeyen,
plm -o z. kehânet alâmet- tannmam, yaylmam,
leri almakszn. incenötus s. akam yemei ye-
nausus s. cüret edilemeyen, meden.
giriilemeyen. incendiör/îus -I & if er. kun-
incaeduus s. kesilmemi, dakp.
incal/escö -öscere -ul gf incend/îum -i & i yangn,
snmak, scaklamak; (mec.) yangn felâketi; s; (mec.) tut-
(tutku, öz. ak) yanmak, tutu- ku, hiddet.
mak. incend/ö -ere -î incensum
incalfac/iö -ere gçf. stmak, gçf. atee vermek, tututur-
incallid/us 5 hünersiz, aptal,
. mak: k vermek, aydnlat-
basit; -e z. beceriksizce. mak, parlatmak; (mec.) tah-
incand/Sscö -escere -uî gf. rik etmek, uyandrmak, öfke-
scak olmak, yanmak, ate lendirmek.
almak, akkor haline gelmek, incens/5 -ön i s d. yanma,
incân/escö -escere -uf gf. incensus gedo. incendö
krlamak, aarmak. incensus s. kaytsz, tescil
ncantötus s. büyülenmi, olunmam,
inconus s. gri, kr, aarm. incipî gç. incipiö
ncassum z. bouna, amaçsz, incepti/ö -ön is d. balama,
yararsz olarak. üzerine alma.
incastîgötus s. azarlanma- incept/ö -öre gçf balamak,
m, ceza almam. girimek.
ncout/us 5. dikkatsiz, düün- incept/or -oris er. yaratc,
cesiz, gafil; -e kar korunul- mucit.
mam ya da korunulama- incept/us gedo. ncipiö -um
m, önceden düünülmemi, -I os. balama, üstlenme, gi-
beklenilmedik, belirsiz, tehli- riim.
keli; -e z. dikkatsizlikle. incer/ö -Öre gçf balmumuyla
tc/Sdo -edere -essî -essum kaplamak.
gf. yürümek, gösteri yürüyü- Incertus s. kesin olmayan,
ine 290 ine

gayn muayyen, kararsz, ku- mak, kazmak, hakkederek


kulu; cns. kesin olmay, ka- ya da kazyarak yazmak;
rarszlk, üphe, tereddüt; -o hakketmek, yazt yazmak; fa-
z. kararszca, tereddütle. slaya uratmak, inkitaya ne-
incess/5 -ere -Ivî gçf. saldr- den olmak; son vermek, kesip
mak; (mec.) knamalarla sal- atmak, fazla uzatmamak, k-
drmak, dil uzatmak. sa kesmek.
ncess/us -üs er. yürüyü, gi- incl/e -is cns. hendek, ark.
di, gezinme, yaya gezintisi; incîl/o -âre gçf.azarlamak,
istila; yaklama, yanama. paylamak.
incest/Ö -üre gçf. kirletmek, incin/gö -gere -xf -et um
murdar etmek, namusuna le- gçf. sarmak, kuatmak, çevre-
ke sürmek. lemek.
incest/us s. pis, murdar, kirli incin/o -ere gçf. Sr gf. ses ç-
( ahlak v*e din açsndan) gü- karmak, ötmek; çalmak, öt-
nahkar; iffetsiz, kutsall bo- türmek; ark söylemek.
zulmu, fuhua ait, yakn ak- inc/ipiö -ipere -epf -eptum
rabayla cinsel ilikiye ait, suç & gf. balamak, -in ba-
gçf
ya da dinimle ilgili; cns. iffet- langc olmak.
sizlik, akraba ile zina; -e z. incipiss/o -ere gçf. balamak.
ncestus -üs er. iffetsizlik, ya- incîsim z. ksa cümleökler ha-
kn akraba arasnda cinsel linde.
iliki. ncisi/ö -ön is d. cümlecik; bö-
ineho- bak tcoh- lüm, ube.
inc/idö -idere -îdi -fisum gf. incis/us gedo. ineldö. -um -î
içine veya üstüne dümek; cns. cümlecik -e z. ksa cüm-

beklenmedik bir ekilde kar- lecikler halinde.


lamak, çatmak; (kii, ey) incitâmentum -i cns. tevik,
rastlamak; üzerine atlmak, tahrik, uyart, müevvik, mü*
saldrmak; {koul, durum ) içi- nebbih, saik.
ne dümek, -e duçar olmak; ncitâti/ö -ön is d. tevik et-

vuku bulmak, vaki olmak; me, tahrik etme; hz, sürat;


( düünce duygu konusu)
, gel- (mec.) iddet, atelilik; enerji,
mek; kabul etmek, mutabk çaba.
kalmak; rastgele üstlenmek; incitât/us gedo. ncitö s. ça-
n mentem- aklna gelmek, buk, hzl, süratli; (mec.) hid-
inel/dö -dere -dî -sum gçf. detli, iddetli, ateli heyecan-

keserek açmak, yarmak, do- l; equö -ö dörtnala; -e z. dü-


ramak, kesip çkarmak; oy- ünmeden, acele ve iddetle.
ine 291 ine

incit/ö -dre -övf -âtla gçf. m tirmek, direncini krmak; ge-


sevketmek, tahrik etmek; ace- riye dönmek, geriye hareket
le ettirmek, hzl bir harekete ettirmek; (mec.) (kii, ey) bir
zorlamak, hz vermek, hz- yöne meylettirmek, yönelt-
landrmak; uyandrmak, mek, deitirmek, aktarmak;
canlandrmak, heyecanlan- gf eilmek, meyletmek, bir
drmak, cesaret vermek; esin yöne dönmek; bükülmek;
vermek; arttrmak; S- acele batmak; (mec.) fenalamak,
etmek; car ren t e m- koan bozulmak; tarafn tutmak,
bir at mahmuzlamak; igü- lehine yönelmek, deimek;
zarlk yapmak. -otus eimli, eik; müte-
s.

Incitus s. çabuk, hzl, süratli, mayil; batm, baslm, knl-


incit/us 5. kmldamaz, sabit m, kötülemi, çökmü; (ses)

ad -âs -a redigere durgun derin.


hâle getirmek, son noktaya nclitus bak inci ut us
indirmek. inclü/dö -dere -s -sum gçf
inelâm/ö -fire gçf& gf. bar- kapamak, içerde tutmak, al-
mak, haykrmak, yüksek ses- koymak, içeri kapatmak,
le ikâyet etmek ya da çar- hapsetmek; tkamak, kes-
mak ya da rica ve niyaz et- mek, önünü kesmek; sarmak,
mek; küfür etmek, bararak snrlamak; ksmak; (mec.)
yüksek sesle azarlamak, pay- kapsamak, ihtiva etmek; (za-
lamak. man) bitmek, sana ermek,
nclâr/Ssc9 -esc ere -ul gf. inclûsi/ö -ön s d. hapsetme,
i

ünlenmek. mahpusluk,
inclem/ens -entis s. keskin, inelüsus gedo inelüdo
iddetli, sert, amansz, mer- inelutus, inclitus 5. ünlü,
hametsiz, hain, hrçn; anl.
-enter z. sertçe, huysuzca, incoctus gedo. ineoguö
inciementi/a -ae d. keskinlik, incoctus s. pimemi, ham.
iddet, sertlik, acmaszlk, incögitâbilis s. düüncesiz,
inelînöti/ö -on i s d. eilim, incögit/âns -antis s. düün-
meyil, eim; (mec.) zihinsel cesiz.
eilim, temayül; (k.) deiik- incögitanti/a -ae d. düünce-
yükselip alçalma,
lik; (ses) sizlik.

inclin/ö -öre -âv -otum gçf ineogit/ö -öre gçf. kurmak,


emek, meylettirmek, (bir eyi düünmek, tasarlamak, ha-
döndürmek; (ey) e-
bir yöne) zrlamak.
mek, bükmek; (ask.) geri çek- ineognitus s. bilinmeyen, ta-
nc 292 ine
nnmayan; {yasa) yarglan- bahtlk; -e z. uygunsuz ola-
mam, sorguya çekilmemi. rak, ne yazk ki.
ncoh/o -a re -âvi -ütüm gçf ncommGtâbilis 5 deiemez, .

balamak, harekete getir- incomportus s. bilinmeyen,


mek, ie balamak, açmak; anlalmayan ya da anlal-
-âtus s. bitmemi, maz.
incol/o -ae d. (bir yerde) ka- incomposit/us s. henüz tekil

met eden kimse, sakin. ya da edilmemi, bir-


terkip
ncol/ö -ere -ul gçf. sakini ol- letirilmemi, yaln; usulsüz,
mak, içinde oturmak, ikamet bozuk, düzensiz, kuralsz, ni-
etmek: oturmak,
gf. yaa- zamsz; -e z.

mak, sakin olmak, incömptus s. çplak, süssüz,


incolumis s. sa salim, zarar zarif olmayan, sanatsz, ha-
görmemi. zrlanmam, özensiz, kaba,
incolumit/âs -ütis d. güven- inconcessus s. yasak, yasal ol-
lik, emniyet, asayi, mayan, izni bulunmayan.
incomitâtus s. yannda kimse incovtclli/5 -Bre gçf hileyle
olmayan, yalnz, refakatsiz. kazanmak; aldatmak, hile
incommendötus korunma-
s. yapmak, aldatmak, kandr-
sz, tavsiye edilmemi, terk mak, sknt vermek, kandra-
edilmi. rak belaya sokmak.
incommodlt/ös -âti s d. uy- nconcinnts s. zevksiz, bece-
gunsuzluk; elverisizlik, zara- anlamsz, abes.
riksiz;

rna olma, zahmet, sknt, Inconcussus s. sarslmam,


zarar, ziyan. sabit;kantnlmam; sa-
incommod/Ö -Öre uygun- gf. lam;deimez, daimi; dei-
suz olmak, elverisiz olmak; memi, eskisi gibi,
zahmete, skntya, zorlua incondit/us s. yaplmam,
neden olmak, skntl, zah- yaratlmam; biriktirilme-
metli olmak; gçf (az) taciz et- mi ( meyve vb.); nizamsz, ku-
mek, usandrmak. ralsz, kark; biçimlenme-
ncommod/us s. uygunsuz, el- mi; kaba; gömülmemi; ör-
verisiz; zahmetli, skntl; gütlenmemi; {dit) sanatsz,
mevsimsiz, zamansz; tedir- yaln; -âe z. karmakark bi-

gin edid; felâketli; naho; çimde.


-um -I cns. uygunsuzluk, el- inconsfderöt/us s. düünce-
verisizlik; yararna olmay, siz; tedbirsiz, ihtiyatsz -e z.

zahmet, sknt, mahzur; ka- incönsölSbilis s. çaresiz;

yp, zarar, ziyan; felâket, bed- avun tuuz.


ine 293 ine

ncönst/öns -ontis s. dönek, ncrebr/esco, increbescö


kararsz, tutarsz -anter z. -escere -ul artmak, bü-
gf.

tutarsz bir biçimde. yümek; yaylmak; canlan-


ncönstonti/a -oe d. gelgeç- mak, dirilmek.
lik, deiken olma, döneklik, ineredibili/s s. inanlmaz,
kararszlk, tutarszlk; -anter olaanüstü, emsalsiz, esiz,
z. tutarsz oiarak. benzeri olmayan; -ter z.
incönsult/us 5. düüncesiz, ineredulus s. inanmaz, güven-
boboaz; ihtiyatsz, tedbir- mez.
siz; yantsz; danlmam; inerement/um -î cns. büyü-
-e z. düüncesizce, me, artma; ek; zam; takviye
incönsultu danmadan, isti- etme; ürün, döl.
are etmeksizin.' inerepit/ö -öre gçf. azarla-
inconsûmptus 5. tüketilme- mak, paylamak; hiç durma-
mi, azaltlmam, dan kusur bulmak, drlamak;
incontâminutus s. lekesiz, be- itiraz etmek; dürtmek, tevik
neksiz. saf. etmek; meydan okumak.
incontentus s. gerilmemi, inerrp/ö -Öre -ul -i tu gf. m
akortsuz. gürültü çkarmak, ses çkar-
ncontin/ens -entis s. takn, mak (haber) yank uyandr-
an, nefsini tutamaz, ölçü- mak gçf. gürültü çkarmaya
süz, itidalsiz, müfrit; -enler yol açmak; ( birine kar) ba-
z. özdenetimsiz, kendine ha- rp çarmak; azarlamak,
kim olamayarak. paylamak.
incontinenti/a -oe d. öz- inere/ scö -scene -vî gf büyü-
denetim eksiklii; hrs, ta- mek, gelimek, artmak.
mah. ncretus s. kalburdan geçmi.
inconveni/ens -en tis s. uy- incruentâtus s. kanla lekelen-
gun olmayan, elverisiz; bir- memi; yaralanmam.
birine benzemeyen, farkl. ineruentus 5. kansz, kan dö-
inco/quo -quere -xî -ctum külmeden.
gçf kaynatmak, halamak; inerüst/ö -öre gçf. kabuk ba-
boyamak. lamak.
incorrectus s. gözden geçiril- incub./ö -öre -uî -i tu gf. m
memi, düzeltilmemi, tashih (yer) içine, içinde yatmak ya

edilmemi. da uzanmak; (peyler) üstünde,


ncorrupt/us s. bozulmam; üzerinde durmak, kalmak;
ayartlmam, hakiki; -3 z. kuluçkaya yatmak; içinde ol-
adaletle, taraf tutmayarak. mak, bulunmak; (bir eye)
ine 294 ine

balanmak, tutunmak; ka- ncOnSbul/a -Ör um cns. ç.

met etmek; -i düleyip dur- kundak takm (mec.) beik,


mak ya da kurmak, titizlikle bebeklik; doum yeri, köken.
gözönünde tutmak. ncGrâtus s. bakmsz; ifasz,
ncubî gç. incubö gç. in teduvisiz.
cumbö incüri/a -ae d. ihmal, gaflet.
incuic/o -öre -övf -ât um incGriös/us s. dikkatsiz, ih-
gçf. ezmek, skmak, basmak, malkâr, kayttsz, ilgisiz,

sktrmak ya da icbar et- umursamaz; özenle yaplma-


mek; zorla sokmak, sokmak; m; -e z. dikkatsizce.
zihnine sokmak, üzerinde de- incu/rrö -rrere -rrî & curri
rin bir etki yapmak, intiba, -rtum gf. -ye, -ya doru ko-
izlenim hasl etmek, -e zorla- mak; çarpmak, hücum et-
mak. mek, akn ya da baskn yap-
inculpötus 5 suçsuz, masum.
. mak, istila etmek; (yer) uzan-
incult/us s. ilenmemi, sürül- mak, snrda olmak; -e ka-
memi, ekilmemi (toprak): nmak, alakas olmak, duçar,
(mec.) zerafetsiz, süssüz, ba- maruz olmak; rastlamak, u-
kmsz, kaba; özensiz, nizam- ramak; gücendirmek; sürç-
sz; eitim ve örenimden mek; (suç) ilemek; (kadn) te-
yoksun, yabanl; -e z. kaba- cavüzetmek; (olaylar) vaki ol-
ca. mak, vuku bulmak.
ftncult/uj -Us er. zariflik, ince- ncursi/ö -önis d. saldn; isti-
lik ya da kültürden yoksun la, akn, baskn.

olma, bakmszlk. incurs/â -öre gçf & gf. -ye, -


ncu/mbö -m bere -bul ya doru komak; çarpmak,
-bitum gf. -e dayanmak, -e saldrmak; (kadn) tecavüz et-
doru eilmek; üstünde bu- mek; sk sk akn ya da bas-
lunmak; üzerinden sarkmak; kn yapmak; (mec.) rastgel-
üzerine atlmak; üzerine bas- mek, çarpmak.
mak, yük olmak, ar
gelmek ncurs/us -0* er. koma, kou;
ya da olmak; dikkat etmek, saldn, tecavüz; (akl) dürtü.
kendini zahmete sokmak ya itcurv/ö -âre gçf. kvrmak,
da gayret etmek, gayret sar- bükmek, imek.
fetmek, kendini bir ie ver- ncurvus s. kvnk, bükük, eri,
mek, yakasn brakmamak; çarpk.
meyyal olmak, eilim duy- tc/fis -Selis d. örs; (mec.) dü-
mak, gönlü çekmek ya da zeltme, yeniden tashih etme.
seçmek. ncflsâti/5 -önis d. suçlama,
-

nc 295 ind

ayplama. dan; u
yanda; o zamandan
ine us/ 5 -öre -övi -âtum gçf. -den bu yana; ondan
beri,

hatal bulmak; suçlamak. sonra, o zaman,


ncussI gç. ncutio indebitus s. vadesi gelmemi,
ncussus gedo. ncutio ödenmemi.
incuss/us -ös er. darbe, vuru, indeclînötus s. sabit, dei-
sadme. mez.
incustödtus s. korunmasz, indecor -is s. uymaz, yak-
gizlenmemi; (etken) dikkat- maz, yakk almaz; çok ayp,
siz, aldn etmeyen, arsz, yüzkzartc, erefi ihlâl eden,
yüzsüz. indecor/ö -öre gçf gözden
incusus s. ilenmi, dövülmü düürmek, rezil etmek,
(dernir). indecör/us s. yakksz, yak-
incu/tiö -tere -ssî -ssum gçf. maz, uygunsuz, erefi ihlâl
çarpmak, vurmak; atmak, eden, utanç verici; göze ho
frlatmak, (mec.) ( korku vb.) görünmeyen; -e z. edepsizce,
uyandrmak; -e uratmak, ahlâkszca.
duçar etmek, kkrtmak, or- indefensus s. savunmasz,
taya çkarmak. indefessus s. yorgun olmayan,
indögöti/ö -öns d. arama, bezgin olmayan, yorulmak
aratrma. bilmez.
indögöt/or -Ör is er., -rîx indefletus s. alanmam, ar-
-rîcis d. tasanm yapan kim- dndan yas tutulmam,
se; iz süren kimse, an avcs; indifiectus s. tahrip edilme-
su kayna bulma uzman; mi.
(mec.) aratran kimse, arat indelebilis s. silinmez, zeval-
nc, keaf (erkek; kadn). siz, ebedi.
indög/ö -öre gçf izleyerek indelîbötus s. zarar görme-
bulmak, izini sürmek; (mec.) mi, dokunulmam, tamam,
aratrmak, soruturmak; olduu gibi.
aramak, elde etmeye ura- indemnâtus s. suçlu bulun-
mak. mam; yarglanmam,
indög/ö -inls d. (av) sürme; indeplörötus s. alanmam,
kuatma, sarma; vahi hay- acnmam.
van, düman ve miras avcl- indeprensus s. görülmemi,
; aratrma, soruturma, in- kefedilmemi, fark edilme-
celeme. mi.
indaudiö, inaudiö
bak. indeptus geo. indipiscor
nde z. oradan, undan, onlar- indesertus s. terk edilmemi,
nd 296 ind
braklmam. indic/ö -içere -ixî -ictum
indestrictus s. dokunulma- gçf. resmi olarak bildirmek,
m, ziyan ya da zarar görme- beyan etmek, ilan etmek; (bu-
mi. luma, toplant yeri) tayin et-
indetonsus s. saç ya da sakal mek, saptamak; vazetmek,
kesilmemi. yüklemek, zorlamak; ihtar et-
ndevltötus s. yanlmaz; kaç- mek, emretmek; -e urat-
nlmaz; güvenli. mak, duçar etmek,
ind/ex -icis er. iaret parma- indictus gedo. indîcö
; gösteren, belirten kimse, indict/us s. söylenmemi;
kâif; yönetmen, rehber; ha- causâ -o iitilmeksizin.
berci, tank, muhbir, eleveren indiden* z. ayn yerden ya da
kimse, casus; (kitap, sanat ) eyden, ayn kaynaktan,
balk; (fa) denek ta; (mec.) indidî gç. indo
belirti, kant, iaret; katalog, indiffer/ens -entis s. ne iyi
dizin, liste, çizelge, özet. ne kötü; (kii) yansz, bitaraf;
Ind/ia -iae d. Hindistan -us umursamaz.
-î er. Hintli; EtiyopyalI; fil se- indigen/a -oe er. yerli kimse
yisi -vs, -icus s. s. yerli.

indicâti/o -onis d. deer. indigenti/a -oe d. gereksi-


indîcente me ifadem olmaks- nim, ihtiyaç, lüzum, zaruret;
zn. yoksulluk; doymak bilmez is-
ndic/ium -î & il cns. bilgi, ta- tek, doyumsuzluk; iddetli ar-
nklk; ihbar için verilen ödül; zu.
iaret, kant; -profi-
belirti, indig/eo -ere -ul gf. (dh. ile)

teri, offerre suç ortaklan gereksinmek, muhtaç olmak;


aleyhine ehadet etmek, suç iddetle arzu etmek; -ens
ortaklann ihbar etmek; -entis s. muhtaç, yoksul,
-postulâre, dare kant iste- indig/es -etis er. (tannlar ve
mek; kant için izin vermek, kahramanlara ilikin ) yerli,

icazet vermek. ulusal.


indic/o -âre -âvf -otum gçf. indîgestus 5. karmakark,
belirtmek, iaret etmek, bil- düzensiz, örgütten yoksun;
dirmek; ifa etmek, ele ver- yiyecek ) sindirilmemi,
(

mek; yanl yola sevketmek, indignâbundus 5. kzgn, öf-


ihanet etmek; bilgi vermek, keli; öz. hakl olarak hiddetle-
kant vermek; fiyat vermek, nen, protesto eden,
fiyatn açklamak, deer biç- indignöti/o -onis d. kzgn-
mek. lk, öfke; öz. hakszlktan do-
ind 297 ind
an his, infial. indiscrStus s. sk skya bal,
indlgnit/âs -atis d. deersiz- aynlmam, bölünmemi;
lik f
alçaklk, habislik; hor gö- ayrt edilmemi, tefrik edil-
rücü hareket; (iyi anlamda ) memi, ayrt edilmeyen; ayrt
haksz davran karsnda edilemez; (etken) ayrt etme-
duyulan öfke. yen; geliigüzel, rastgele.
ndign/or -örî -âtus gçf. ho- indisert/us s. hitabet yetene-
nut olmamak, deersiz gör- ine sahip olmayan; z.

mek, yakksz, yersiz say- belâgatsz.


mak; kzgn olmak; -dns îndispositus s. düzensiz, ni-
-antis hiddetlenmi, kz-
s. zamsz, kank.
m; katlanamayan, ta-
Öz. indissolubilis s. çözülemeyen,
hammül edemeyen, sabrsz, çözülmez; (mec.) ( kiiler) ze-
hakl olarak infial duyan. valsiz, ebedi, ölmez, ykl-
indign/us s. lâyk olmayan, maz.
hak etmeyen, deersiz, liya- indistinctus 5. lay ky la ayrd
katsiz; ( cansz ve soyut eyler) edilmemi, alelade, kark;
yakk almaz, uygunsuz, de- belirsiz, mulak; gösteriten
eri olmayan, katlanlmaz, kaçnan, ihtirazsz, kendine
kaba, amansz, utanç verici, egemen olan.
sert; hak edilmemi; -5 z. la- indtus gedo. indö
yk olmayarak, hak etmeye- indîviduus 5 bölünmez; aynl-
.

rek, erefsizce, utançla; hid- maz; cns. atom.


detli bir biçimde. nd/ö -ere -di -i tu m gçf. içe-

ftndigus s. muhtaç, yoksun; -in riya da üstüne koymak, içeri


isteklisi. ya da üstüne yerletirmek,
tdîlig/ens -entis s. dikkat- koymak; sokmak; vermek;
siz, ihmalkâr, özen gösterme- vaz etmek, zorla yüklemek;
yen; ihmal edilmi, bakmsz; (mec.) ad vermek, adlandr-
-enter z. mak.
indîligenti/a -ae d. dikkatsiz- indocilis s. öretilmesi güç, ca-
lik, ihmalkârlk, umursamaz- hil, tahsil görmemi; ( cansz
lk. ve soyut eyler) kaba, ilkel, ze-

ndipisc/or -4 indeptus gçf. rafetsiz.


salamak, temin etmek, elde indoct/us s. eitimsiz, okuma
etmek, ulamak; (mec.) bala- yazmas olmayan, ei- cahil,
mak. tilmemi, örenilmemi, ö-
ndireptus s. yamalanma- retilmemi, bilgisiz, hünersiz
m. ya da beceriksiz; -i z. becerik-
) )

ind 298 ind


sizce. (yaz) silmek anmum, in
indolenti/o -ae d. aadan animum- hayal etmek, ta-
kurtulma ya da azade olma; sanmlamak, tasavvur etmek,
hissizlik ( baylma vb.). inducti/ö -önis d. yol göster-
ndol/Ss -4s d. yerli, ülkesel ni- me, içeri getirme ya da sok-
telik; doasal, ftrî yetenekler; ma, meydana getirme, gir-
ftrat, yaradl; eilimler; de- me, giri; (akl) amaç, niyet,
ha, yetenekler. karar, öneri, belirleme; (ruh-
ndoI/€sc5 -escere -ue gf. sa/) temayül, eilim; (mantk)
kendini üzgün hissetmek, ca- tümevanm; örneklerden mu-
n yanmak, anmak, szla- hakeme etme, akl yürütme;
mak, müstarip olmak (bir ey- genelletirme,
den). inductus gedo. indGcö
indomitus s. evcilletirilme- indugredior bak ingredior
mi, yabanl, yönetilemeyen. ndul gç. induo
indorm/ö -ire gf. üzerinde, indulg/ens -entis . zam. or.
üstünde uyumak (bir eyin); ndulgeo s. hogörülü, göz
ihmalkâr, dikkatsiz olmak; yuman; müfik; nahif, yumu-
(vücud) uyumak, ak: saf; -enter z. hogörülü
indötâtus s. çeyizi olmayan; olarak.
ereflendirilmemi; (mec.) indul genti/a -ae d. hogörü,
süssüz, donatmsz. incelik; ruhsal yumuaklk,
indublt/ö -âre gf. kukulan- evkat, muhabbet, sevecen-
maya balamak, lik; (hava) yumuaklk,
iiidubius s. kesin, üphesiz, indul/geö -gere -si gf. (eh.

ind/ücö -öcere -uxî -uçtum ile) nazik davranmak, ho


gçf. (yer içine, içeri sevket- görmek; müptela olmak, dü-
mek, götürmek, getirmek, -e kün olmak, kendini (bireye)
kar sevketmek; kaplamak, vermek; gçf. vermek, brak-
üzerini örtmek; (mec.) hareke- mak, ihsan etmek, bahet-
te sevketmek, ikna etmek, mek sibi- küstahlk etmek,
kandrmak, ayartmak: (isyan, hürmetsizlik göstermek,
nifak, adet) sokmak; ( konu- ind/uö -uere -ui -Otum gçf.

ma yaz) içine katmak,


,
ta- (giysi) giydirmek, giyinmek,
nmlamak; karar vermek, be- süslemek, donatmak, sar-
lirlemek, sonuçlandrmak; mak, örtmek; (mec.) üzerine
(muhasebecilik) deftere kay- almak, deruhte etmek; dola-
detmek; (giysi giymek; (kamu trmak, karmakark etmek,
gösterisi) sergilemek, sunmak; indup- bak imp-
ind 299 ine

ndBr/Ssco -escere »uf gf içine ya da -e doru gitmek;


sertlemek. gçf. (mekân) içine, içerisine
indür/Ö -fire gçf. sertletir- girmek; (görev, sava, tehlike
mek. vb.) balamak, giri-
girmek,
industri/u -ae d dikkat, . ihti- mek, üstlenmek; cSnsillum-
mam, özen, etkinlik, gayret, karar vermek; grâtiovn- te-
çalkanlk; de, ex -ü bile bi- ekkür, teveccühünü kazan-
le, mahsus, dikkatle, gayret- mak; numerum- saymak,
le. birer birer saymak; ra-
industri/us s. dikkatli, çal- tiönem- hesaplamak, gözö-
kan, gayretli, özenen, dikkat nünde tutmak, tertip etmek;
harcayan; etkin; -e z. suffrügium- oyla seçmek;
ndüti/ae -ârum d. ç. atekes, vtam- bir yol bulmak, yolu-
mütareke. nu bulmak (bir ey yapann );
indBtus gedo. induo yolculua balamak,
indût/us -us er. elbise giyme, inepti/a -ae d. aptallk, saç-
induvi/ae -ârum d. ç. giysi- malk: (ç.) saçmalklar, deer-
ler. siz, önemsiz eyler,

indüx gç. indOco inept/iü -ire gf. aptalca ko-


inebri/ö -üre gçf. sarho et- numak, davranmak,
mek, mest etmek; zehirlemek; inept/us s. uygun olmayan;
( mec.) emdirmek, doyurmak, yararsz, arsz, yüzsüz, haddi-
inedi/a -ae d. açlk, yiyecek- ni bilmeyen, münasebetsiz,
ten kaçnma; (mec.) perhiz. saçma; ~ z.

Ineditus s. bilinmeyen, nermi, inermus s. silahsz,


ineleg/âts -antls s. zevksiz, savunmasz: zararsz,
zarif olmayan; -antek z. inerr/âns -ontis s. sabit, do-
zevksizce, incelii bir kenara lap gezmeyen,
brakarak, zerafetsiz olarak, inerr/ö -üre gf. yanlmak,
iniluctübills s. kaçnlmaz, delâlete dümek; dolanp
saknlamaz. durmak.
Inemor/lor -I gf. ölmek (
örne- iner/s -tis s. hünersiz, becerik-
in gösteri srasnda) siz; hareketsiz, âtl, tembel,
inemptus s. satn alnmam. üengeç; korkak, ürkek; tat-

nünörrübills s. tanm ola- sz, yavan.


naksz, anlatlmaz, Inerti/a -ae d. beceri eksiklii;
inenödübilis s. nedeni anla- aylaklk, tembellik, uyuuk-
lamaz, açklanamaz, luk.
in/eö -ire -Ivî S il -itum gf neruditus s. eitimsiz, eitim
)

ine 300 inf

ve örenimden yoksun, bilgi- da çözülmemi, girift; (mec.)


siz. cahil, becereksiz; ( soyut nedeni anlalmaz, açklana-
eyler) kaba. maz; uygulanamaz, bitimsiz,
inesc/Ö -öre gçf. ayartmak, sonuçsuz.
aldatmak, inexplörSt/us s. kefedilme-
inevectus 5. kaldrlm, yük- mi, bilinmeyen.
seltilmi, nexpugnöbils s. alnamaz,
inevîtâbilis 5 . kaçnlamaz, zaptolunamaz, yenilemez.
saknlmaz. inexspectât/us s. beklenilme-
inexcîtus s. rahat, sakin, asu- yen, umulmayan.
de. inexstinctus s. söndürülme-
nexcüsâbilis s. özürsüz, ma- mi; tatmin edilemez; orta-
zereti olmayan. dan kaldnlamaz.
Inexercitatu$ s. eitilmemi, inexsuperöbilis s. alamaz,
çaltrlmam, deneyimsiz; geçilemez; (mec.) yenilemez.
maharetsiz. inextrîcöbilis s. içinden çk-
inexhaustus s. tüketilmemi, lamaz, halledilemez, girift,

israf edilmemi; yamalan- çok kark, çözülmez,


mam; güçten düürülme- fnfabre z. beceriksizce,
mi. infabricâtus s. modas geç-
inexöröbilis s. amansz, mer- mi; ilenmemi,
hametsiz; ( eyler sert. înfacetus s. zarif olmayan, ka-
*experrects 5 . uyandrlma- ba, anlaysz, gabi, alk.
m. nfâcundus s. açk ve düzgün
nexpertus 5 . snanmam, de- olmayan (ifade); zarif olma-
neyimsiz; denenmemi; tah- yan.
kik edilmemi. nfâmi/o -ae d. rezalet, yüz
inexpiâbilis 5. kefaretle öde- karas; kötü ün, erefsizlik; if-

nemez, aff olanaksz, yatt- tira; utanç.


nlamaz; uzla tnlamaz, di- înfSmis s. ad kötüye çkm,
renci knlmaz. itibarsz, kötü ünü olan.
inexplebilis s. doldurulama- înfâm/Ö -üre -av -ütüm
m; tatmin edilememi, ye- gözden düürmek, itibar-
gçf.

terli olamam; doymak bil- sz hale getirmek.


mez, doymaz. Infandus s. ifade edilemez,
inexpletus s. doldurulmam, söylenemez; irenç, menfur;
tatmin edilmemi, yeterli ol- iitilmemi, doal olmayan.
mam; sürekli, devaml. nf/âns -antis s. suskun, dil-
ftnexplicâbiIs s. açlmam ya siz; yavru, bebek, dili tutul-
inf 301 nf
mu; çocuksu er., d. bebek, ço- kzgn; -e z. saldrganca.
cuk. Itferc/iö -ire gçf. tktrmak,
Infont/a -ae d. konuma ye- tka basa doldurmak.
tenei olmama, dilsizlik; be- 7nferi/ae -Ör uru d. ç. ölüye
beklik, çocukluk; açk ve düz- sunulan kurbanlar ve benzer
gün ifade eksiklii. eyler.
înfatu/ö -fire gçf. (birini) mas- înferi/or -öris k. inferus -us
karaya çevirmek, aktan çl- k. infrö
gn hale getirmek. Infern/us s. aada, altta;
înfaustus s. anssz, bahtsz öbür dünyaya ait, cehenne-
(kiiler için); hayra alamet ol- me ait er. ç. ölüler diyan sa-
mayan, uursuz, elverisiz, kinleri, gölge varlklar; cns. ç.

uygun olmayan. öbür dünya; -3 z. aada,


fnfect/or -öris er. boyaa. aa.
fnfectus gedo. inficiö înfer/ö -re ntulf Ulötum
Infect/us s. yaplmam, biti- gçf içeri tamak, getirmek,
rilmemi, tamamlanmam; koymak; ithal etmek; ileri

ilenmemi; re -a amacn doru hareket ettirmek, -e


yerine getiremeden. kar getirmek, yönetmek;
fnfScundit/Ss -âtls d verim- gömmek; (ate) yakmak, uy-
sizlik, ksrlk. gulamak; sunu sunmak, kur-
înfecundus s. verimsiz, ürün- ban kesmek; (mec.) ortaya ç-
süz. karmak, sebep olmak, tahrik
înfellcît/âs -otis d. talihsiz- etmek, -e duçar etmek; (söz)
bahtszlk.
lik, zikretmek; (muhasebecilik)
înfelic/o -öre gçf. mutsuz et- deftere kaydetmek; (mantk)
mek. çkarsamak beli um- sava
fnfel/lx -îcis s. verimsiz, açmak pedem- ilerlemek
ürünsüz; mutsuz, anssz, ta- se- gitmek, acele etmek; ar-
lihsiz, kara yazgl; zavall; ma, bellum, 9 r ad um ya da
(etken) talihsizlie ya da felo- signa- saldrmak!
kete neden olan, felaketli; înfer/us (k. -lor ud. infimus)
-îciter z. s. aa, aada; er. ç. ölü.
nfens/ö -öre gçf. tehlikeli ha- ölüler, öbür dünya; k. daha
le getirmek, düman etmek; aa; daha sonraki: üd. dip,
düman muamelesi yapmak; en aadaki, en sondaki, en
yakp ykmak; gf. düman sonuncusu; (mec.) en alçak-
durumunda olmak. gönüllü; en deersiz; en al-
Inföns/us s. düman, tehlikeli; çak, en âdi.
inf 302 inf
fnfer/vöscö -v esçe re -bul gf. Infirmâti/ö -onis d. geçersiz

kaynamak. klma, çürütme.


Infest/ö -üre gçf. saldrarak nflrmit/âs -ötis d. zayflk,
taciz etmek, yormak, bizar et- kuvvetsizlik; hastalk.
mek. Inflrm/5 -Üre gçf zayflat-
Infest/us güvenilmez, emin
j. mak; geçersiz klmak, çürüt-
olmayan; tehlikeli, saldrgan; mek.
-5 z. saldrgan bir biçimde. infirm/us s. zayf, kuvvetsiz,
Inficet- bak. nfacet- clz, halsiz; iradesiz (ey/er);
fnf/cio -içere -ecl -ectum önemsiz, deersiz; -e z. zayf
gçf. batrmak, banmak; boya- bir ekilde.
mak, rengini bozmak, lekele- înfit gf. (ek.) balyor.
mek, bulatrmak; ( mec.) zih- înfitlâs 55 yadsmak.
nini doldurmak, telkin et- nfitiöls s. olumsuz, nef'i, de-
mek, öretmek; bozmak, ze- illemeye dayanan.
hirlemek. Inftioti/5 -onis d. yadsma,
Infideli/s s. inançsz, hain, sa- inkâr.
dakatsiz, itimat edilmeyen; fnfitâât/or -oris er. yadsyan
-ter z. haince, sadakatsizce. ya da reddeden kii; (borcu-
nfldellt/Ss -âtis d. vefasz- nu) inkdr eden kimse.
lk; imanszlk. inflti/or -örf -Stus gçf. yads-
fnffdus s. güvenilmez, inanl- mak, tanmamak; yalanla-
maz, vefasz, hain, mak, tekzip etmek.
înfl/go -gere -xl -xum gçf. inflxus gedo. InfTgo
itmek; saplamak; mhlamak; nflammati/Ö -onis d. yak-
balamak; içine dikmek, a- ma, ateleme; (mec.) heyecan
lamak; eklemek, takmak: verme, ilham verme.
(mec.) basmak, etkilemek, Inflamm/ö -öre -övî -ât um
yerletirmek, oturtmak (ruh, gçf ate yakmak, tututur-
an ). mak: (mec.) tahrik etmek,
fnflms înferus
üd. uyandrmak.
Infind/ö -ere gçf kesip ayr- 7nflöti/o -onis d. gazl ya da
mak, yarmak. yelli olma.
nfnit/âs -ötis d. snrszlk, înflât/u s -üs er. esinti, ani
sonsuzluk, bitimsizlik. esen rüzgar; esin.
înfinlti/ö -onis d. sonsuzluk, înfle/ctö -etere -xî -xum
înfinît/us snrsz, bitimsiz,
s. gçf imek, bükmek, kavile-
sonsuz; belirli olmayan, say- tirmek; deitirmek; gerektii
sz; -e . sonsuzca. zaman ses perdesini deitir-
,

inf 303 inf

mek; (mec.) etkilemek. lihsizlik, bedbahtlk; belâ,


Infletus s. ölümüne alanma- felâket.
yan, alanmam. Infossus gedo. Infodiö
nflexi/ö -önis d. ime; bük- Infrö (ic. nferius) z. altna,
me; dönme, meyil. altnda, aa,aada; k.
Inf1exus gedo. Inflectö daha aa, daha altta; edr.
nflî/go -gere -xî —ctum gçf. (ih. ile) altnda, aasnda;
vurmak, çarpmak; (ar, ac rütbece altnda; -den daha
ceza) vermek, -e uratmak, sonra.
çektirmek. fnfröcti/ö -önis d. knk, knk
înfl/o -üre -övî -otum gçf. parça; (mec.) zayf ve halsiz
üflemek, körüklemek, havay- düürme; umutsuzluk, yeis,
la iirmek; (mec.) esin ver- înfröctus gedo. înfrivtgö
mek, cesaret vermek, tevik nfragilis 5. krlgan olmayan;
etmek, canlandrmak; överek (mec.) güçlü, yorulmaz, yo-
iirmek; -ötus s. imi rulmam.
(mec.) övgüyle iirilmi, ki- înfrem/ö -ere -uî gf. hrla-
birli; (üs/up) tumturakl; -e z. mak, mrldanmak, gürültü
tantanal bir biçimde. yapmak.
Tnflu/ö -ere -xi -xum gf. içeri înfrenötus gedo. tfrenö
akmak; (mec.) sel gibi akmak, infrenötus s. dizginsiz.
akn etmek, istila etmek. înfrend/Ö -ere gf. di gcrdat-
înf/odlö -ödere -5dî -
mak.
-ossum gçf. kazmak, göm- fnfren/is -us s. dizginsiz, diz-
mek. gin taklmam.
informâti/ö -Ör» i s d. temsil, Infren/ö -Öre -övî -ât um
temsil edilme; tasan; düün- gçf. dizgin takmak, at araba-

ce, kavram. ya komak; (mec.) tutmak,


înförmis s. biçimi olmayan, zaptetmek.
biçimi bozulmu, biçimsiz; i- fnfregu/ens -entis s. kalaba-
renç, korkunç. lk olmayan, sayca az, sey-
fnform/Ö -öre -avî -otum rek; az katlm olan.
gçf biçimlendirmek, biçim înfrequenti/a -ae d. az mik-
vermek; taslak yapmak; kur- tar, seyreklik; boluk; yalnz-

mak, örgütlemek; eitmek; lk.


betimlemek. nfr/ingö -ingere -egl
infortünâtus s. talihsiz, ans- -öctum gçf. parçalamak, kr-
sz. mak. berelemek; (mec.; bo-
fnfortün/iuvn -I & iî cn.v ta- yun edirmek, durdurmak.
.

inf 304 mg
yenmek, zayflatmak, tüket- lim, karakter; yetenek, deha,
mek, yattrmak. dahi.
nfr/öns -on di s s. yapraksz, ing/ens -entis s. çok iri, ce-
infucâtus 5 gösterili,
.
sim, an derecede kocaman,
nful/a -ae d. yün sarg; (kut- güçlü, büyük; dikkate deer,
sq[) bant, onur nian, müstesna (her bakmdan).
nfumus bok. înflmus ivtgennt/ös -Stis d. soylu ya
Tnf/undö -undere -udî da hür olarak doma; cö-
-usum cjçf. içine ya da üstü- mertlik, saflk, samimiyet.
ne dökmek; hizmet etmek, ingenu/us s. yerli, doal, do-
( mec .) yaymak, sermek. utan, hlki; özgür doumlu;
Infusc/ö -fire gçf. karartmak; soylu; nazik, narin, ince; -€ z.

lekelemek, kirletmek, cömertçe, serbestçe, açkça,


înfüsus gedo infundö dobra dobra.
ingemin/Ö -ore gçf. iki katma inge/rö -rere -ssî -s tu m gçf
çkarmak, gf iki katna çka- içeri üstüne ymak;
tamak;
rlmak. hzla atmak, frlatp atmak;
ingem/îsco -iscere -uî gf. n- (mec.) skmak, sktrmak,
lemek, ah etmek, iç çekmek; zorlamak.
gçf.- için can atmak, özlemi- ing/igno -ignere -enuî
niçekmek. -en it um vücuda getir-
gf.

ingem/o -«re -ul gçf. & gf. öz- mek, dourmak, hâsl etmek,
lemini çekmek; yas tutmak, dikmek.
alamak, kederlenmek, inglorîus s. utanç verici, onur-
ingener/ö —öre -avt -ât um suz.
vücuda getirmek, dour-
gçf. ngluvi/es -5Î d. kursak; obur-
mak, hâsl etmek, üretmek, luk.
yaratmak. ingrotils, ngrâtfs z. isteme-
ingeniötus s. doal yetenei yerek.
olan. ingrât/us s. hoa gitmeyen,
ingeniös/us s. yetenekli, zi- naho; iyilik bilmez, nankör;
hince üstün, muktedir; aydn; non- (kiiler) ho, nazik, be-
dahi; zeki; (eyler) doa! ba- enilir; -e . istemeyerek; iyi-
kmdan uygun; -i z. zekice, lik bilmezlikle.
ingenitus gedo. ingignö s. do- ngravesc/5 -ere gf. arla-
utan, doal. mak; kötüye gitmek, artmak.
ngen/ium -î & il cns. yarad- ngrav/5 -fire gçf. bask yap-
l, ftrat; doutan ya da do- mak, üzerine olanca arl
al nitelik, ftri kabiliyet; ei- vermek; arlatrmak.
ng 305 nh
ingre/dior -dî -ssus gçf & gf. küreklerini siya etmek,
içeri girmek, girmek; yürü- inhibiti/ö -onis d. yasakla-
mek, ilerlemek; girimek, ba- ma, tutma yeri, tutma, snr-
lamak, konumaya bala- lama; kayk küreklerini siya
mak; üzerine almak, kendini etmek.
bir ie vermek. inhi/Ö -öre gf azn
açmak,
ingressi/o -önis d. giri; yürü- hayretle aznaçmak, esne-
yü, admlama, {nutuk) ba- mek; gçf imrenmek, gpta et-
langç, önsöz. mek.
ingress/us -us er. giri; ( ask.) inhonest/ö -öre gçf namusu-
baskn; balangç; yürüyü, na leke sürmek, itibardan dü-
gidi. ürmek, gözden düürmek,
ingru/ö -ere -4 gf. üstüne dü- inhonest/us s. namussuz, e-
mek, üzerine atlmak, çullan- refsiz, utanç verici; çirkin; -e
mak, -e saldrmak, z.

ingu/et -ni cm. kask. inhonörötus s. namusuna le-


ingurgit/5 -are gçf. içine dök- ke sürülmü; rezil olmu;
mek; se- oburca yemek ye- ödüllendirilmemi,
mek, pek çok yemek, inhonörus s. görünüü bozul-
ingustötus s. önceden tadna mu, çirkinletirilmi,
baklmam. inhorr/eö -ere -ul gf. dikel-

inhabilis s. kaba, acemi, eli ie mek, irkilmek, tüylerini ka-


yakmaz; uygunsuz, bartmak, tüyleri diken diken
inhabitöbilis s. içinde oturul- olmak.
maya elverisiz. inhorr/escö -escere -ui gf.
inhabit/5 -öre gçf içinde öfkelenmeye balamak, di-
oturmak, ikamet etmek, kelmeye balamak; titremek,
inhae/reö -rere -si -sum gf. tüyleri ürpermek, hayet duy-
yapmak, tutunmak, skca mak.
sarlmak, skskya bal ol- inhospitölis s. konuk sevmez,
mak, devaml eliinde ol- inhospitölit/ös -atis d. ko-
mak. nuk sevmezlik.
inhoeresc/ö -ere gf. skca tu- inhospitus 5. konuk sevmez,
tunmak, yapmak, inhümönit/ös -d t is d. insani*
inhölo -öre gçf hohlamak, yetsizlik, yabanllk, kabalk,
inhib/eö -öre -ul -it um gçf evkatsizlik, hatr krclk, ta-
durdurmak, alkoymak, kst- mahkârlk, adilik,
lamak; kullanmak, uygula- inhumön/us s. yabanl, vah-
mak; -remis, növem kayk i, kaba; terbiyesiz, uygar cl-
inh 306 ini

mcyan, kültürsüz; -e -iter z. -deönayak olmak; kutsa-


yabanl bir biçimde; nezaket- mak, takdis etmek, kabul et-
sizce. mek.
inhumötus s. gömülmemi, init/ium -I & il cns. balan-
inibi z. orada, o yerde; nere- gç; (ç.) öeler, ilk ilkeler; kut-
deyse. hemen hemen, sal ayinler, gizli ayinler,
în/icio -içere -iecf -iectum initus gedo. ineö
gçf utmak, içine atmak, fr- init/us -üs er. yaklama; ba-
latmak, içine koymak, sok- langç.
mak; (mec.) esinlemek, ilham iniücundit/üs -ofis d. tatsz-
etmek; vesilesi olmak, neden lk. naholuk.
olmak; üstü kapal konu- iniûcund/us hoa gitmeyen,
mak, ima etmek; atfetmek; naho: hain, sert; -e z.
mantm- zaptetmek, almak; ini/ungö -un gere -unxî
terorem- gözünü korkut- -ünctum gçf birletirmek,
mak. raptetmek, ilitirmek; (mec.)
iniect/us -us er içine koyma, zorla yüklemek, vaz etmek,
üzerine atma, savurma, -e uratmak; mucip olmak;
inimîciti/a -ae d. dümanlk, da emretmek,
tevdi ya
husumet: niza. iniûrötus s. yemin edilmemi,
inimîc/ö -are gçf. düman et- iniüri/a -oe d. hakszlk, ada-
mek, aray bozmak, letsizlik; hakaret, tecavüz, ha-
inimic/us j. dostça olmayan, ta; acmasz muamele; zarar;
dümanca; zararl, muzr er., (yasa) zorbalk ya da cebir,
d. düman (özel): -issimus ihlâl; (dil) hakaret, sövme;
en büyük düman; -e z. dü- haksz mülkiyet; -ö adaletsiz
manlkla. bir biçimde.
iniguit/ös -ötis d. pürüzlü- inûriös/us s. haksz, adalet-
lük, düz olmay; güçlük; siz, insafsz; zararl; -e z. in-

hakszlk, haksz talepler; uy- safszca.


gun olmay; mantkszlk. initirius s. haksz, adaletsiz,
intqu/us s. eit olmayan, düz yasaya aykr; insafsz.
olmayan: ters, zt, zararl, niûssü (-den) emir almaks-
muzr, mahzurlu, elverisiz; zn.
an; adaletsiz; tehlikeli: ye- iniüssus s. gönüllü (isteyerek),
tersiz: sabrsz, honutsuz er. kendi isteine uygun,
düman; -e z. eit olmaya- iniustiti/a -oe d. adaletsizlik,

rak; adaletsizce, hak bilmezlik, sertlik, iddet;


initi/ö -öre gçf balatmak, merhametsizlik.
ini 307 ino
iniustus s. adalet ve dorulua innocu/us s. zararsz; (ky*) gü-
aykr, haksz, adaletsiz, hak venli; {yol) tartlmaz; maz-
yiyen; makul olmayan; ezici, lum, masum; zarar görme-
elverisiz, münasebetsiz, ar mi: -e z. masum olarak,
ya da yük olan: gasp edilmi: innot/üseö -c.\c«re -u gf. îü
an, sert. -« z. nnmuk. bilinmek,
ini- hak. îll— inov/d -âre gçf. yenilemek,
inin- hak. ivnm- onarmak- se- dönmek, yeni-
innâbilis s. içinde yürüteme- den balamak.
yen. innoxius s. zararsz, tehlikesiz;
innâ/scor -sel -tus gf -de masum: zarar görmemi
domu olmak, -de yetimi, innûbÜus bulutsuz, s.

gelimi, büyümü olmak, innub/a -ae s. evlenmemi.


innat/o -Öre gçf. içinde veya tek, bakire (innub/v)
üzerinde yüzmek; yüzmek, innu/bo -bere -psî gf evlen-
innâtus ger*, innoseor 5. yara- mek. evlilikle kendiri de
dltan, doutan, ftrî, do- birletirmek
al. inmtmerübili/s s. saysz, he-
innovigöbilis 5. gemiyle gidi sapsz. Ölçüsüz; ucu buca
gelie elvnnli olmayan, olmayan; -ter z. sovimz ola-
inne/cto -etere -xuî -xum rak.
gçf. balamak, birbirine ba- innumerâbilit/üs -at d. sa-
lamak, çevresini sarmak; yya gelmezlik, sayca son-
(mec.) aralarnda ilgi kur- suzluk.
mak: kurmak, tertip etmek, innumeröliâ s. saysz, hesap-
yapmak. sz.
innî/tor -tî -xus k sus gf. innumerus s. saysz, hesapsz,
dinlenmek, uzanmak; bal sayya gelmez.
olmak. inm/ö -ere -î gf. birisine ia-
inn/o -ûre gf üzerinde yüz- ret vermek; kabul iareti 0U1-
mek: akmak; yelken açmak, '»k ban emek: üstü kapa’t
innoc/cns -en t is s. zararsz, tn ak. ima etmek,
masum, mazlum, tehlikesiz, innüpt/a -oe s. evlenmemi
lekesiz, suçsuz; öz. hasbi: dü- kz. bakire kimse.
rüst, bencil olmayan: -enter I n/ö -üs d. K.dmus'un kz:
z. suçsuz olarak, ons 5 .

innoeenti/o -ae d. masum- inoblîtus s. unurmaynn.


luk; dürüstlük, bencil olma- anmsayan.
ya inoorutus s. bunalmam;
i no 308 ins

kahredilmemi ya da ezilme- övülmemi, kutlanmam,


mi. inp- bnk. imp-
inobservöbilis s. farkedilme- inquam gçf. (ek.) söylüyorum;
m,gözden kaçnlm; kaç- (vurgulu) yineliyorum, ileri

nlamaz, önüne geçilemez. sürüyorum.


nobservötus s. dikkat edilme- inqu/Ss -«ti s s. huzursuz, ra*
mi. idrak edilmemi, hatsz.
inotfensus s. engelsiz, yanda inguiet/ö -öre gçf. düzenini
kesilmeyen. bozmak, rahatsz etmek.
inofficiösus s. sorumsuz; hatr 3nquletus s. huzursuz, karar-
kna. sz, tedirgin.
inol/ens -entis 5. kokusuz, iquilin/us -I er. ikamet eden
imle/sco -sceve -v gf. idinde kimse, sakin; kiraa.
yetimek, büyümek; (mer.) in<|uin/ö -are -âvî -ât um
müzminlemek, gçf kirletmek, pisletmek, le-

inöminütus s. uursuz, me- kelenek, bulatmak; (mec.)


um. bozmak, itibarn düürmek,
inopi/a -ae d. yokluk, eksik- alçaltmak; —a tos s. pis, kirli,
lik, hacet, yoksulluk, krlk, saf olmayan; -öte z. kirli ola-
nadir olu* acizlik, zayflk; rak.
(zihin, üslup) yetersizlik, ksr- inguT/ro -rere -slvî -sltum
lk. gçr. aratrmak; soruturmak;

inopîn/üts -antis s. farknda inceleme yapmak; (yasa) ka-


olmayan, habersiz, nt toplamak.
inopînât/us s. beklt-nmedik. inqui.?iti/d -on is d. aratr-
ani; -o z beklenmedik bir bi- ma, soruturma; (yasa) so*gu,
çimde. resmi tahkik ve tetkik,
inopînus s. beklenmedik, inguîsît/or -öris er. sorutur-
inopiosus s. muhtaç, ma görevlisi; arutrc, casus:
inop/s -is s. yoksul, mahrum, inceleme yapan.
muhtaç, âciz, za;nf, çaresiz, inqu!$îtus gedo. inquîrö
mülksüz; Uü^ in-
( ileri sürülen inguîstus s. soruturulmam,
açsndan) zayf,
celer inr- bak. rr-
inörâtus s. savunulmam, it- însalütâtus s. selamlanma-
ham ya da savunma yapl- m. istikbal edilmemi, kar-
mam. lanmam, uurlanmam,
inördinâtus 5. düzensiz, ni- insânâbilis s. tedavi edilemez;
zamsz, kuralsz, (mec.) telafi edilmez, çaresiz,
inornötus 5. süssüz, yaln; ümitsiz.
ins 309 ins

însfini/o -ae d. delilik; diva- meyen, cahil, -den habersiz.


nelik, dnnet, iirsel vedt hali. Inscri/bfi -bere -psî -ptum
mson/i5 -re -Itum gf
-îvî gçf. üzerine yazmak, taa ve-
deli olmak, çldrmak; gaza- ya tunca yazt yazmak; ver-
ba gelmek; esinlenmek, mek, yüklemek, atfetmek; ( k-
insani t /ât -fiti* d. hastalk, tap) ad koymak; (satlk) lan
salkszlk. vermek.
nân/ us s. akln ya da duyu- Inscrîpti/5 -onis d. yan t yaz-
lann yitirmi; deli gibi dav- ma, yazt; balk,
ranan, çlgn, öfkeli; ta-
deli; fnscriptus gedo. Inscribo
kn; -i çlgnca; -um z. (ar-
z. Insculp/o -ere -el -t um gçf.
go) korkunç bir biçimde. oymak, hakketmek, kazmak.
fnsatifibiK/s 5 tatmin edilme-
. Insectâti/5 -ân is d. scak ta-
mi, doymak bilmez, doy- kip, ardndan kovalama;
maz; asla bkmayan, usan- ( sözcükler) incitme, sözle teca-
mayan; -ter z. vüz, olumsuz eletirme, tak-
fnsatiet/ffs -ötis d. doymak bih, tahkir.
bilmezlik, tamah, açgözlü- Insectfit/or -5ris er. knayan
lük. kimse; kovalyan
izleyen,
7nsatur5bil/s s. doymak bil- kimse; gadreden, eza eden
mez; tamahkâr; gözü doy- kimse.
maz; -ter z. fnsect/or -örf -âtus /ö -fire
Insc/endd -endere -endi gçf. izlemek; sözlerle üzerine
-ensum gçf & gf. trmanmak, yürümek; takbih etmek, tah-
yukan çkmak, gemiye bin- kir etmek; sövüp saymak; sal-
mek ya da bindirmek, drmak, eletirmek.
înscensl/o -onis d. gemiyle Insectus s. çentilmi,
gitme. insedâbüiter z. sürekli olarak,
Inscensus gedo. Inscendd ard arkas kesilmeden.
fnsci/ens -entis s. -in cahili, Insldf gç. Vnsldfi
farknda olmayan; aptal; fnsen/Sscfi -Sscere -uf gf
-enter z. cahilce. (arasnda, içinde) yozlan-
Inscienti/a -ae d. cehalet, bil- mak; yalanmak, köhnemek.
meme; deneyimsizlik; hmal, insin silis s. görülemez, seçile-
însclti/a -ae d. cehalet, cahil- mez, farkedilemez, duyumsa-
lik. aptallk, dikkatsizlik, namaz.
fnscît/us s. cahil, aptal; -i z. însepultus s. gömülmemi;
hantalca. dinsel cenaze töreni yaplma-
Tnscius s. bilgisi olmayan, bil- m.
ms 310 ins

lnsequ/ens -entis . zam. or . virmek. pusuda beklemek,


înseguor- s. takip eden, ar- însidiös/us s. hilekör. aidatla,
kasnda gelen. tuzaklar dolu; -e . sinsice,
înse/quor -qul -cütus gçf iz- îns/îdö -îdere -edî -essum
lemek, takip etmek, heyecan- gf oturmak, yerlemek, tüne-
la izlemek; ileri gitmek, ilerle- mek (mec.) sabitlemek, kök
mek {zaman) sonra gelmek, salmak gçf. igal etmek,
arkasndan gelmek; (mec.) insign/e -is cns. ayrt edici ia
eletirmek, knamak; zulmet- ret, nian, alamet, madalya

mek. (ç.) nian alametleri, nian-


îns/ero -erere -evi -ituvn lar, rütbe iaretleri, eref pa-
gçf. alamak; ekip dikmek; yeleri (konuma) süs.
(m er.) telkin etmek, insign/iö -ire gçf. ayrt et-
fnser/ö -ere -uf -t um gçf mek, aikâr klmak; -îte z.
sokmak, içeri almak, içeri dikkate layk ölçüde,
sokmak, dercetmek, eklemek, însigni/s s. üstü, yetkin, siv-
katmak: (mec.) içeri almak, it- rilmi, seçkin, göze çarpan,
hal etmek, birletirmek, bariz, ayan hayret, dikkat;
însert/ö -öre gçf içine koy- -ter z. önemli ölçüde,
mak, sokmak, însili/a -um cns. ç. dokuma
însertus gedo. înserö tezgâh pedallan.
înserv/iö -ire -il -îtum gçf fi Insil/ö -re -uî gf içine ya da
gf birine köle olmak, adan- üstüne atlamak, yukan ya da
m olmak, birine tabi olmak.
nsessus gedo. însfdö
havaya sçramak, atlamak,
sekmek; yukan çkmak,
insîbil/ö -Öre gf..shk çalmak. însimulöti/ö -önis d suçla-
Insid/eÖ -ere gf. üzerine ya da ma, itham etme,
içine oturmak; sabit kalmak, însimul/ö -öre -övî -ütüm
yerieik olmak; gçf yer tut- gçf itham etmek, suçlamak,
mak. megul etmek, zaptet- iddia etmek; (öz. yalan ola-
mek, igal etmek, rak).

fmidi/ae -ör um d. ç. tuzak, îvtsincerus s. kank, saf olma-


pusu; (mec) engel, hile, hile- yan, bozulmu.
karlk. însinuöti/ö -önis d. birinin
Insidiât/or -ör is cns. pusuya sevgisini kazanma, sevdirme.
yatan asker; (mec) yol kesen, Tnsinu/ö -öre -övî -Ütüm
entrikac, casus, gçf üstükapal ekilde sun-
fnsidi/or -örf -otus gf pusu- mak, sinsice ortaya koymak;
ya yatmak; (ek ile) entrika çe- sinsice ve kurnazlkla kendi-
ins 311 ins

ne yol bulmak, çeri sürün- çimde ve küstahça davran-


mek, çeri nüfuz etmek; se- mak; mutlu olmak, cokun
kendim sevdirmek; yolunu olmak.
yapmak, içeriye sokulmak, fnsolidus 5. yumuak.
fnsipi/ens -entis 5 duygusuz, . Tnsoiitus s. allmadk, ola-
aklsz; -enter z. aklszca, and, mutad olmayan, ga-
fnslpienti/a -ae d. aklszlk, rip.

aptallk. însomni/a -ae d. uykusuzluk;


ins/istö -istere -titl gf üze- uyku yoksunluu,
rinde durmak, ayaklannn însomnis s. uykusuz.
üzerinde durmak; sabit dur- însomn/ium -I & il rns. dü,
mak, duraklamak, ksa bir rüya.
süre için durmak; peine dü- înson/ö -öre -ul gf. çnla-
mek, üzerine bask yapmak, mak, tnlamak; ses vermek;
izlemek; balamak, girimek, gürültü çkarmak.
bavurmak; srar etmek, sür- Ins/öns -ontis s. masum; za-
dürmek, musallat olmak, rarsz.
insiti/d -ön is d. alama, a însöpltus s. uykusuz, uyank,
zaman, mevsimi, înspect/ö -öre gçf. bakmak,
însitivus s. al (mec.) sahte, înspectus gedu. inspiciö-
düzmece. insper/öns -ontis s. itekleme-
însit/or -ör is er. aa. yen, ummayan; ümitsiz,
insitus gedo. înserö- s. ftrî, insperöt/us beklenmeyen,
s.

doutan, yaradltan olan, umulmayan, (ho olmayan


doal; alanmam; birleik, eyler) önceden beklenmeyen,
insociabilis s. birbirine tymo- umulmayan; -ö, ex -o bek-
yan. lenmedik bir biçimde,
insölobiliter z. teselli kabul insper/gö -gere -s! -sum gçf
etmez ekilde. üzerine ya da içine serpmek,
fnsol/ens ~«ntis s, gelenek, serpmek.
göreneklere aykr, allma- Insp/iciö -içere -exî -eetum
m, olaand; am, abart- gçf içine bakmak; incelemek,
mal, küstah, arsz; -«nter z. tefti etmek; (ask.) tefti et-

allmadk bir biçimde; an mek; (okl) göz önünde bulun-


olarak, küstahça. durmak, düünmek,
Insolenti/o -oe d. deneyim- fnsple/ö -öre gçf keskinletir-
sizlik, yenilik, gariplik; ar- mek.
lk, küstahlk. Inspîr/ö -öre -övî -otum gç
fnsolesc/ö -«re gf. an bir bi- Sr gf esmek, üflemek, soluk al-
ns 312 ins

mak; ilham vermek, esinle- tevik etmek, tahrik etmek,


mek; tevik etmek, kkrt- kkrtmak.
mak; zihnine sokmak, telkin 7nstill/ö -öre gçf üzerine
etmek. damlatmak, damla damla
Inspollâtus s. yamalanma- içine aktmak.
m. fnstimulöt/or -oris er. kkr-
nspüt/ö -öre gçf. yüzüne tü- ta kimse.
kürmek. î«tstimul/ö -öre gçf. dürtmek,
fnstâbilis s. sabit olmayan, kkrtmak, uyarmak, gayrete
duraan olmayan; (mec.) ka- getirmek.
rarsz, sebatsz, tutarsz, de- fnstinct/or -oris er. kkrta
iken. kimse.
fnst/ons —an t s . zam. or. Instinctus s. tahrik olunmu,
fnstö s. imdiki, hazr; ad!; esinlenmi.
tehdit ediri; -anter'z. iddet- nstinct/us -ös er. itid güç, it-

le, hiddetle. ki; sevk, tahrik, esin.


instantf/a -ae d. huzur, hazr fnstipul/or -öri -öt us gf. pa-
bulunma; iddet, hiddet. zarlk etmek.
Instar cns. ( çkz .) benzerlik, gö- fnstit/a -ae d. kadn tüniinin
rünü, hayal; gibi olma, ye- farbelas.
rinde olma, kadar iyi, kadar Instit} gç. fnsistö
büyük, kadar çok olma; -in Tnstiti/5 -önis d. durdurma.
biçiminde, -e eit olma. Instit/or -öris er. gezgin sat-
înstaurâti/5 -önis d. yenile- c, çerçi.
me. înstit/uö -uere -uî -ütüm
instaurStîvs s. yenilenmi. gçf koymak, salamca yer-
Instaur/o -öre -âvî -ât um letirmek, dikmek; kurmak,
gçf. tesis etmek, kurmak, mu- tesis etmek, ina etmek; sra-

kadder klmak; yenilemek, ya koymak, düzenlemek, ör-


onarmak, tekrarlamak, yeni- gütlemek; öretmek, eit-
den bolamak, tazelemek; mek; üstlenmek, karara var-
hazrlamak, düzenlemek; mak.
karln vermek. InstitBt/ö -Önis d. âdet; dü-
nst/ernö -emere -rövî zenleme, tanzim; eitim (ç.)
-rotum gçf üzerine yaymak, eitim ilkeleri; adetler; in-
örtmek. stitütîs iitor adetlere riayet
fnstigöt/or -ör i s er., -rîx ediyorum.
-rlcis d. kkrta kimse. Insttüt/um -i cns. yaam tar-
înstig/ö -öre g<,f. dürtmek, z, gelenek, yasa; koul, an-
ins 313 ns
lama; amaç; (ç.) ilkeler. öretmek, eitmek,
Inst/o -öre -itî gf içinde veya nsuas/um -i cns. koyu renk,
üzerinde durmak; yakn ol- însuâvis hoa gitmeyen, na-
s.

mak, hemen arkasnda ol- ho.


mak, izlemek; (olaylar) yak- însud/ö -a re gf. terlemek, ter
lamak, vuku yakn olmak; dökmek.
( mec.) srarla, istekle üzerinde Insuefactus s. alkn,
durmak, üzerinde bask kur- însue/scö -scere -v -tum
mak, taciz etmek, tedirgin et- gçf eitmek, altrmak; gf
mek; tehdit etmek; (konuma) alkn hale gelmek, alkn
srar etmek, srarla anlat- olmak, âdetinde olmak.
mak. Tnsuetus gedo. nsuescö
Instratus gedo. nsternö insuetus s. allmam, mu-
Instrenuus 5. ruhsuz, gevek, tad olmayan, kullanlma-
yava. m; denenmemi, âdet olma-
nstrep/o -ere gf. gardamak. m; garip, acayip; hilkat ga-
Insiructi/o -ön is d. yapma, ribesi.

ina etme, kunna; bir srada însul/a -ae d. ada; bitiik bir
dizme, yerletirme, sra ev.
fmtruct/or -oris er. hazrla- Insulân/us -I er. ada sakini.
yan, düzenleyen, Insulsit/âs -ötis d. tatszlk,
înstruct/us gedo. înstrud 5. yavanlk; saçmalk, aptallk.
tedarikli, donanml; hazr, Tnsuls/us s. tatsz, tuzsuz; saç-
deneyimli, bilgili; -îus z. da- ma, kaln kafal; -e z.
ha iyi bir tarzda. insult/o -öre gçf & gf. üzerine
Instruet/us -us çr. donanm, atlamak, sçramak; (mec.)
teçhizat. comak, övünmek, inele-
InstrSment/um -I cns. araç, mek, satamak, hor görmek,
gereç; donanm, teçhizat, e- aalamak.
ya, mefruat, depo mal; însultür/a -4»e d. üzerine atla-

(mec.) araç, vasta, tedarik mak.


olunan ey; giysi, süsleme, In/sum, ncsse, Infu gf. için-
fftstru/ö -ere -xî -ctum gçf. de ya da üzerinde olmak; ait
dikmek, ina etmek, tesis et- olmak.
mek; oluturmak, kurmak; Insüm/ö -ere -psi -ptum gçf
(ask.) orduyu sava nizamn- harcamak, adamak,
da dizmek, saf çekmek; do- fns/uo -uere -ui -ütüm gçf
natmak, teçhiz etmek, sala- dikmek, dikerek kapamak,
mak, hazrlk yapmak; (mec.) nsuper z. üzerine, üzerinde,
.

ms 314 im
üstünde, tepesinde; yannda, est mihi özgüriim: -re z. tü-
yan s ra; (dh. ile edt.) bundan müyle, bütün bütün; dürüst-
baka, aynca. çe; doru olarak, tam tam-
însuperâbilis s. fethedilemez, na.
vermez,
ele geçirilemez, geçit int/ego -«gere -ex -eetum
îsur/gö -gere -rexl -rec- gçf üzerini kaplamak; koru-
tum gf kalkmak, yükselmek; mak.
domak, büyümek, artmak, integrose/o -ere gf hep yeni-
çoalmak: -e kar ayaklan- den balamak.
mak. integrâti/o -önis d. yenile-
isusurr/ö -ore gçf. R gf. fsl- me, onarma.
damak; telkin etmek, integrit/ös -ötis d. bütünlük,
insûtus gedo. insuö salamlk; masumiyet, saflk,
intob/escö -escere -uî gf. eri- doruluk, dürüstlük, onur, if-
yip ortadan kaybolmak, git- fetlilik; (dil) doru, yanlsz
tikçe zayflamak, eriyip bit- olma, kurala uygunluk; maz-
mek. butluk.
intâctüis s. el ile tutulamaz, integr/o -are gçf yenilemek,
dokunulamaz. tekrar balamak, onarmak;
intâctus 5. dokunulmam, bo- (akl) canlandrmak, tazele-
zulmam, tamam, hiç zarar mek, yeniden yaratmak.
görmemi; denenmemi; iffe- integument/um -î rns. örtü,
ti bozulmam, namuslu, kapak, kaplama, snak.
intâminötus s. lekesiz, kirlen- ntellectus gedo. intellego
memi. intelleet/us -us er. anlama,
inteetus gedo. integö anlay, ( sözcük ) anlam.
inteetus s. örtülmemi, çplak, ntelleg/ens -entis f. zam. or.
giysisiz; içten. intellego- s. akll, zeki, fa-
integellus s. oldukça saf, bü- tin, ehil, erbap; -enter z. ze-
tün. kice.
integ/er -rl s. tam, tüm, bü- ntellegenti/a -ae d anla-
görmemi,
tün, bitmi; zarar ma, idrak etme, akl yürüt-
bozulmam; salam, taze, me, anlay; feraset, avrt et-
yeni; (akl) yansz, özgür; (ka- me, muhakeme, bilgi, malu-
rakter) erdemli, saf, dürüst; mat; sanat, hüner, zevk; uz-
(karar) karar verilmemi, açk manlk; fikir, düünce, kavra-
in -rum restituere önceki ma, kavram.
durumuna getirmek; ab, dc, nteli/egö -eere -exl
ex -rö yeniden, tekrar; -rum -eetum gçf. anlamak, kavra-
)

int 315 int

mnk, idrak etmek, tasavvgr mek, meram etmek; avtimo-


etmek; ehil olmak. amaçlamak: se- çabalamak,
intemerâtus s. on, saf, kirlen- uramak.
memi. inteti/ö -önis d. germe, zor-

intemper/öns -antis s. ar, lama, gerilim: (ak!) yorma,


lml olmovon, abartl; nef- dikkat verme; (yasa) suçlama.
sine egemen olamayan; intent/ö -d re gçf. -e doru
-unter z. abartl bir biyem- uzatmak, uzanmak; yönelt-
de. mek ya da amaçlamak:
intemperanti/a -oe d. ar- fmec.) tehciit etmek, saldr-
lk, abart: küstahlk. mak.
intemperâi/us s. ar; -e z. intent/us gedo. intendö s.

ahlakszca. gergin, sk; dikkatli, gayretli


itatemperi/oe -örum d. ç. fr- çok titiz; (konuma) etkili: -e
tnal hava; çlgnlk. z. tam anlamyla.
interoperi/es -ei d. lmllk- intent/us -üs er.
tan yoksunluk; usule aykr- intep/eö -ere gf. lklamak.
lk, düzensizlik; (su) taknlk, intep/escö -escere -uf gf, ya-
yamur mevsimi; frtnal ha- va yava stlmak, lkla-
va, frtna; (mec.) ifrat, teca- mak.
vüz, çlgnlk. inter edt. (iti. ile) aralannda,

intempestîv/us s. mevsimsiz, arasnda, arasna; srasnda,


zamansz, vakitsiz, zamann- esnasnda; ramen; -haec
dan önce olan; -e z. vakitsiz bu arada; -man üs menzil
ce. içinde; -nös güvenerek: -se
intevnpestus s. mevsimsiz, el- karlkl olarak, birbirine,
verisiz; gecenin ortas; sa- kendi aralannda; -viam yol-
lksz; (iklim) frtnal, boral. da.
irtemptatus s. denenmemi, interâment/a -ör um cns. Ç.

giriilmemi, dokunulmam. keresteden yaplm gemi ter-

inten/dö -dere -di -t um gçf. tibutlan.


skca germek, çok germek, interaptus s. birbiriyle birleti-
zorlamak, yaymak; (silah) he- rilmi.
def almak; çadr kurmak; interâresc/ö -ere gf kuru-
( dikkat , gidi) yöneltmek, yön- mak, solmak.
lendirmek; ( hakikat abart- înterbib/ö -ere gf. içmek.
mak; (konuma) iddia etmek; interblt/o -ere gf baansz
(dert) tehdit etmek; gf. -e do- olmak; vazgeçilmek; suya
ru gitmek, yürümek; niyet et- dümek (i, giriim vb.).
)

int 316 int

intercolfiris s. derç ile, derç et- arada vuku bulmak ya da


mek ile ilgili; eke, eklemeye meydana gelmek; yitmek, za-
ait, eklenmi, orasna sokul- man amna uramak, mo-
mu; öz. takvime eklenen. das geçmi hale gelmek,
intercfila/rius s. eke, ekleme- unutulmak.
ye ait, arasna sokulmu ya ntercI/dfi -dere -dî -sum
da eklenmi; Öz. takvime ek- gçf. kesip ayrmak, yarmak,

lenene ait. kesmek, bölmek.


intercal/fi -fire gçf derç et- intercin/5 -ere gçf. arasnda
mek, arasna sokmak ya da ark söylemek.
eklemek, öz. takvime ekle- interc/ipifi -pere -epî ep-
mek. tum durdurmak, önle-
gçf.
ntercaped/ö -ni d kesinti, . mek, yolunu kesmek; zimme-
kesme, inkita; ara, fasla, er- tine geçirmek çalmak; kes-
teleme, tehir, mühlet. mek, engellemek.
interc/edo -edere -esef ntercis/us gedo. înterctdfi
-essum gf. araya girmek, -fi z. parça parça.
arada olmak; müdahale et- ntercia/do -dere -sî -sam
mek, karmak; vuku bul- gçf darda brakmak, kapa-
mak, ara sra meydana çk- mak;' kesmek, yolunu kes-
mak: kefil olmak; engel ol- mek, engellemek, durdur-
mak; itiraz etmek, protestoda mak, fikamak, önlemek; anl-
bulunmak, men etmek (fribu- mom- bomak, soluunu
nus). kesmek.
intercepti/3 -fini d. alp gö- interclfisl/o -fini d. tkama,
türme. durdurma, kesme.
ntercept/or -öris er. zimme- Interclusus gedo. interclfido
tine para geyirjen kimse. intercolumn/ium -f & il erts.

interceptus gedo. ntercipio iki sütun aralanndaki bo-


ntercessi/5 -fini d. (yasa) luk.
araya girme, kefil olma; mü intercurr/fi -ere gf arasnda
dahale; men etme (tribunus komak; araya girmek; kar-
tarafndan mak, ihtilaf etmek.
intercess/or -öris er. arabu- intercurs/5 -Öre gf çapraz
lucu, arac, kefil; men eden, komak; savunma hatt ara-
engelleyen ya da iriraz eden snda saldnya geçmek,
kii. in^ercurs/us -ûs er. kanma,
Intercd/fi -ere -I gf. eksik müdahale; arasnda koma,
gelmek, yeterli gelmemek; intercu/s -tls s. aqua— beden-
int 317 int

de su toplanmas, ödem. interf/iciö -içere -ecî


interd/Ico -çere -lxî -eetum gçf öldürmek; tah-
-i ctum gçf. fit gf. yasakla- rip etmek.
mak, menetmek; (praetor) ge- interf/îö -iere gf. göçüp git-
çici buyruk çkarmak aqua mek, ölmek, yok olmak, telef
et 19111- sürgün etmek, olmak.
interdi-etî/ö -ön is d. yasakla- intertlu/ö -ere ~xî gçf. & gf.

ma, sürgün. arasnda akmak (iki eyini


interdict/um -î cns. yasakla- berisinden geçmek (rmak).
ma, yasak; geçici buyruk interfod/iö -ere gçf. delmpk,
(
praetor tarafnda). içine ilemek.
interdiü z. gündüzün, interfug/tö -ere gf arasn-
interd/ö -are gçf. ara sra ya dan ya da aralarndan kaç-
da aralklarla yapmak: dat- mak, firar etmek,
mak. interful gç. intersum
interduet/us -üs er. noktala- interfulg/eo -ere gf. aralarn-
ma. da ya da örtül annda prlda-
interdum z. ara sra, zaman mak, mak; faslalarla prl-
zaman, bazen, damak.
ittereö z. bu arada; yine de. înterfusm gedo. arasnda uza-
interemî gç. înterlmo nan, okun, dökülen (iki eyin);
interemptus gedo. interimö oraya buraya yaylm,
inter/eö -re --Î -itum gf. înteriac/eö -ere gf. orasnda

kaybolmak: ölmek; telef ol- uzanmak, yatmak ( iki eyin).


mak: mahvolmak. interibi z. bu arada,
irtereqit/ö -öre gçf. gf. or- «S
r
inter/iciö -içere -iecl
tasnda at üstünde olmak, at -iectun gçf arasna atmak
üstünde gitmek; atla gezin- (iki veya çok eyin), arasna ya

mek. da ortasna koymak; ötesine


nteresse ms. intersum belisine kantrmak: birletir
interfoti/o -Önis d. sözün ke- mek, birbiriylekantrmak;
silmesi. lafa kanma. anno -iectö bir yl sonra,
interf/utur -ârl -âtus gf. sö- interiect/us -us er. araya koy-
zünü kesmek, lafa kanmak. ma, araya girme; ara, fasla;
interfeeti/ö -önis d. öldürme, (zaman) bu arada,
katliam. interif gç. intereö
inlevfect/or -ors er., -rlx interim z. bu arada; bu srada;
-rîcîs kadn)
d. katil (erkek, imdilik, geçici olarak; kimi
interfeetus gedo. Int^rfciS kez, bazen; buna karn, yine
int 318 int

de. bununla birlikte, interminötus geo. intermi


inter/imö -»inere -e mî nor s. yasaklanm.
-emptum gçf ortadan kal- interminötus s. snrsz, bitim-
drmak; tahrib etmek; öldür- siz.

mek; katlanlmaz bir biçimde ntermn/or -örî -ötus gf


üzmek, keder vermek, tehdit etmek; tehdit ederek
interi/or -oris s. içerideki, iç, yasaklamak.
dahili;daha yakn, yakn ke- intermi/sceö -scere -scuî
narda; gizli, özel; daha içten, -xtum gçf kantrmak, birbi-
daha derinden; -us z. içte, iç- rine kantrmak ya da mec-
ten; çok ksa. zetmek.
interiti/ö -ön is d. yknt, intermissi/ö -ön is d. kesme,
interit/us -üs harap etme,
er. ara verme, inkita, -e devam
ykm, helak, yknt, ölüm, etmeme.
interiünctus s. birletirilmi, interm/ittö -ittere -isi
interlüb/or -I gf. arasnda -issum gçf. knp ayrmak;
kaymak; süzülmek, szmak. kesmek, ara vermek; dahil et-
interleg/Ö -ere gçf. oray bu- memek ya da atlamak, brak-
ray yolmak, kopan p topla- mak, ihmal etmek; geçmesi-
mak. ne izin vermek; gf durmak,
interl/inö -inere -evi -it um duraklamak, ara vermek.
gçf yer yer sürmek; bulatr- intermixtus gedo. intermi
mak; oray buray silmek, içi- sceö
deitirmek.
ni silmek, silerek intermor/ior -I -tuus gf bi-
interlo/quor -gul -cütus gf rer birer ölmek; sönmek; orta-
konumay kesmek, ara ver- dan kaybolmak; unutulmak;
mek. -tuus baygn dümek.
interlu/ceö -çere -xf gf ara- intermundi/a -örum cns. ç.

sndan ya da ortasnda pnl- dünyalar arasndaki alon.


damak, mak; faslalarla intermûrâlis s. iki duvar ara-
aydnlamak, düzensizce pa- s.
rldamak; apkça görülmek, internâtus s. arasnda büyü-
interlüni/a -orum cns. ç. ye- yen, gelien; bir yolla türe-
ni ay. yen.
nterlu/d -ere gçf ( akarsular internecînus, internecfvus
içir) ykamak, arasndan ak- s. öldürücü, ölüm saçan, im-
mak. haya ait, yok edici.
intermenstruus v. yeni aya interneci/o -onis d. katliam,
ait; cns. yeni ay. imha.
a

int 319 nt
internect/ö -«re gçf birlikte interp/onö -önere -osul
balamak, birletirmek; sar- -osituvn gçf arasna ya da
mak; birbirine geçirmek, ag ortasna koymak, araya ekle-
haline koymak. mek ya da sokmak, arasna
internödi/a -ör um cns. ç. dü- sktrmak; araya girmek;
ümler veya ekler arasndaki arasna yerlemek; karnr-
boluk. mak; (zaman) geçip kitmesine
internö/scö -scere -vi -tum izin vermek; (kii) tantr-
gçf. birbirinden ayrt etmek, mak, kabul etmek; (bahane
tefrik etmek; farketmek. vs.) ileri sürmek; ftdem- biri-

internünti/ö -öre gf. haber nin sözüne kefalet etmek; se-'


teatisinde bulunmak; müza- kanmak; ilgili olmak.
kereye girimek. interpositi/ö -ön is d. tan-
internunt/ius -î fr if er., -i trma, takdim; derç, ilave, ek.
-iae d haberci; arac, arabu-
. interpositus gedo. interpönö
lucu. interposit/us -üs er. arasna
internus s. içe ait, dahili; ken- koyma, müdahale; engel,
di ülkesine, devletine, halk- mania.
na ait; cns. ç. ev ileri. interpre/s -tis er., d. etken, fa-
int/erö -erere -rîvî -rtum il, amil, arabulucu; yorumcu,

gçf ovalyarak ya da sürerek çevirmen, açklama yapan


yedirmek; ( rnec .) birbirine ka- kimse; gökyüzü bilimcisi;
rtrarak hazrlamak; ufala- kâhin, hnruspe x.
mak. nterpretöti/ö -önis d. yo-
interpellötî/ö -ön is d. ara, rum, açklama, izah, erh,
kesilme, fasla; lafa kanma. anlam.
nterpellöt/or -ör is er. aras- interpret/or -âri -öt us gçf
n kesen ya da arasna giren yorumlamak, açklamak, çe-
kimse veya ey. virmek, anlamak -ötus s.
interpell/ö -öre -övî -öt um çevrilmi.
gçf faslaya uratmak, kes- interpr/imö -i m er e -essl
mek, ara vermek; rahatsz et- -essum gçf. skmak, ezmek.
mek, taciz etmek; engelle- in terp «inçti /ö -önis d. nokta-
mek. lama.
nterpolis s. onarlm, yeni gi- interpüncts s. iyi bölünmü
bi yaplm. cns. noktalama.
ç.

nterpol/ö -öre gçf yeniletir- interquie/scö -scere -vi gf


mek, tazelemek; {yaz) tahrif bir süre dinlenmek.
etmek, bozmak. interregn/um -i cns. fetret
)

int 320 int

dönemi; ora krallk; hüküm- ratmak; kesmek, ksmlara


darsz geçen dönem; ( cumhu- ayrmak, bölmek, engelle-
riyette) konsüllük makamnn mek, tadz etmek; parçala-
bota kald zaman. mak.
interr/ex -egis er. geçici kral, inters/erö -erere -evi -itum
kral naibi, genel vali; ( cumhu- gçf. aralklarla eklemek,

riyette geçici hükümet baka- inters/erö -ere -ul -t um gçf.


n, konsül vekiii. arasna yerletirmek, arasna
iterritus s. çok cesur, ylmaz, koymak, eklemek; (mec.) ba-
korkusuz. hane olarak ileri sürmek,
interrogâti/ö -ön i s d. soru; intersitus gedo. interserö
(yasa) tana somlan soru; interspiröti/ö -önis d. solu-
(mantk) tasm, kyas. unu kesme, nefesini durdur-
interrogâtiuncul/a -oe d. k- ma.
sa tartma. interstin/guö -goere -ctum
interrog/ö -öre -ov -ât um gçf. benek ve lekelerle ört-

gçf. aralklarla soru sormak, mek, beneklemek, iaret koy-


bir sorunu ortaya koymak; mak; söndürmek, bastrmak.
(yasa) suçlamak, sorguya nterstring/Ö -ere gçf. bo-
çekmek. mak, boazlamak,
interr/umpö -umpere -öpl inter/sum -esse -ful gf. ara-
-uptum gçf. ortasndan ya snda olmak; hazr bulun-
<ia birbirinden ayrmak, ko- mak: farkl olmak; fark et-
parmak, kesmek, parçala- mek; (zaman) akmak; -«st il-
mak; tahrip etmek; yarmak, gilendirir, alâkadar eder,
datmak, bölmek; (mec.) kes- önemi vardr; meo -est be-
mek, ara vermek; ~upt£ z. nim için önemlidir, beni ilgi-
aralklarla, faslalarla, lendirir.
intersoep/iö -ire -si -t um ntertextus s. birlikte dokun-
gçf. çit veya parmaklkla ka- mu, örülmü,
birbirleriyle
pamak, etrafn çevirmek, t- intertro/hö -here -xî gçf. or-
kamak, kapamak, kapat- tasndan çekmek, alp götür-
mak, güven altna almak; mek.
kesmek, kesip koparmak, intertriment/um -f cns. an-
ayrmak; engel olmak, mayla yitmi; bou bouna
int ersel/ mlö -ndere -d harcama, sraf; (mec.) ziyan,
-ssum gçf. kesip ikiye ayr- hasar.
mak, iki parça etmek, yar- interturboti/ö -önis d. kar-
mak; ayrmak, faslaya u- klk, düzensizlik.
int 321 int

intervali/um -I cns. çitler ara- intervom/Ö -ere gçf. (orasn-


sndaki uzaklk, orta veya ara da, aralannda) boaltmak,
mesafe; uzaklk, aralk; (za- kusmak.
man) geçici duraklama, du- intestâbüis s. ad kötüye çk-
rak, nkita, ara, fasla, ertele- m, menfur, melûn,
rezil, la-
me, tehir; fark, benzemeyi. nete layk, kerih, murdar.
tntervell/o -«re gçf. orasn intestSt/us vasiyetname b- s.

burasn koparmak, yolmak; rakmadan tanklarcaölen;


yrtp ayrmak. suçlu bulunmayan; -o z. va-
interv/enÖ -enire -eni siyetname brakmakszn.
-entum gf. arada gelmek, intestlnus s. iç, içe ait, dahili
içine girmek; araya girmek; cns. & cns ç. barsaklar, iç
.

müdahale etmek, -e kar- organlar.


mak; arada vaki olmak, vu- intex/ö -ere -uî -tu gçf. m
ku bulmak, ortaya çkmak; (baka eyin) içine örmek, üze-
ara vermek, arasn kesmek, rinenak ilemek, gibi ör- a
faslaya uratmak; durdur- mek, dokuyarak birbirine bir-
mak, engel olmak, kar dur- letirmek; kuatmak, sarmak;
mak, taciz etmek. ( konuma ) birbirine kantr-
intervent/or -Ör is er. davet- mak.
siz konuk. intib/um -I cns. hindiba.
intervent/us -üs er. ortaya ntim/us 5 en içerideki, en iç-
.

çkma, görünü, zevahir; ka- teki; en derin, gizli; çok gizli,

rma, müdahale; araya gir- mahrem, çok yakn dostlua


me, zuhur, vaki olma; tavas- ait er. en yakn dost; -e z. en
sut,yardm, efaat. candan biçimde, yürekten.
nterver/t5 (ntervortö) Intin/go (intinguö) -gere
-tere -ti -sum gçf, bir yana -xf -ctm gçf. içine daldr-
döndürmek, saptrmak; zim- mak, banmak; iyice slat-
metine geçirmek; soymak, mak.
dolandrmak. intolerSbüls s. mukavemet
intervis/ö -ere -I -um gçf edilemez, kar konulmaz; çe-
göz atmak, bakmak, gözden kilmez, dayanlmaz, taham-
geçirmek, gizlice bakmak, tef- mül edilemez; (etken) katlan-
ti etmek; zaman zaman zi- maz, sabrsz.
yaret etmek. intolerondus s. tahammül
ntervolit/5 -Üre gf. oraya edilemez, dayanlmaz, çekil-
buraya ya da öteye beriye uç- mez.
mak. intoler/5«s -antis 5. sabrsz,
) ) )

int 322 int

kütlanamaz, tahammülsüz; ntremo -ere gf titremek, sar-


( edilgen tahammül edilemez, slmak; sarsmak.
gçf.

katlanlmaz; -anter z. am nterpd/us s. sarslmam,


olarak. metin, ylmaz, atlgan, cesur;
ntoleronti/o -ae d. küstah- korkudan uzak; (dü-
sakin,
lk, tahammüledilmeme, mandan) rahatszlk ya da s-
katlanlmama; sabrszlk. knt görmeyen; -« z.
nton/ö -öre -ul -ât um gf. intrlc/ö -are gçf dolatrmak,
gümbürdemek, gürlemek. karmakark etmek.
intonsus s. saç kesilmemi, t- ntrfnsecus z. iç tarafta, içte,

ra olmam; uzun saçl, sa- içeride.


kall; kaba; yaprakl; çimen- intritus s. ypranmam, an-
ler, yapraklar, çallarla örtü- mam, tüketilmemi, bütün,
'

lü. tam; salam,


intor/queö -quere -si -tum intrîvi gç. interö
gçf. bükmek, kvrmak, sar- intro z. içeride, içeriye, içine,
mok; hzla atmak, savurmak. intr/ö -öre -âv -ât um gçf. &
intortus gedo. intorqueo s. gf. içeri girmek, içine girmek;
bükülmü, kvnk; karmak. delmek, içine ilemek.
int ra z. içinde, içeride; edt. (ih. ntrod/Oco -öccre ~üxl
ile) içinde, içeride; (zaman) -uçtum gçf. sunmuk, arz et-

içinde, srasnda;
zarfnda, mek; içeri sevketmek, içeri ge-

-den daha ksa; miktar -den ( sokmak; ileri sür-


tirmek, içeri
daha az, daha küçük, snrla- mek, iddia etmek; (konuma)
r içinde. bildirmek, takdim etmek;
intrâbilis s. girilebilir, deniz kurmak, tesis etmek,
ulamna uygun. intröducti/ö -ön s d. içeri ge-
intractâbilis s. yönetilemez, tirme, içeri alma, takdim, ta-
ele avuca smaz, serke, diz- ntrma; balangç,
ginlenemez; kaba, hoyrar, intro/eö -ire -î -it um gf içe-

yabanl, ilkel; ikamet edile- ri girmek, girmek,


mez. intrö/ferö -ferre —tull
intractâtus s. yönetilmemi, -lâtum gçf. içeriye tamak,
evcillememi, yabanl; de- intrögre/dior -d -ssus gf.
nenmemi, giriilmemi; (at) içeriye adm atmak, girmek,
terbiye edilmemi; (yün ta- introit/us -iîs er. giri; balan-
ranmam. gç-
intrem/Tsce -istere -ul gf. introiâtus gedo. intröferö
sallamaya balamak. intröm/ittö -ittere -si
;

int 323 inv

-issus gçf. içeriye gönder- inund/ö -öre -övf -at um


mek; içeri girmesine izin ver- gçf. & gf. tamak, sel basmak.

mek; kabul etmek. n/unguö -unguere -ünxl


ivttrörsflm, ntrörsus z. içeri- -önctum gçf. yalamak,
ye doru, içte, içeriye. meshetmek, sürmek, bulatr-
ntrorump/Ö -ere gf. zorla mak, ovalamak; içirmek, s-
girmek. latmak, kvama getirmek,
intröspect/ö -Öre gçf. içine inurbün/us s. köye ait; neza-

bakmak. ketsiz, saygsz, eitimsiz, ze-


ntrösp/cö -içere -exî rafetsiz, kaba; -« z.
-ectum gçf içeriyebakmak; inurg/eö -ere gf. itmek, tos
(mec.) dikkatle bakmak, tefti vurmak.
etmek, dikkatle gözlemek. inö/rö -rere -«si -s tu m
gçf.

ntubum bak. intibum atele hakketmek, yakmak,


intu/eor -eri -itus gçf. bak- iaretlemek, dalamak; (mec.)
mak, dikkatle bakmak, gözet- lekelemek, -e duçar etmek,
lemek, seyretmek; gözlemek; maruz brakmak, damgala-
tefekküre dalmak, mak; (mühür, imza) basmak.
intum/escö -escere -aî gf. Inûsitöt/us s. allmadk, ola-
imeye ya da kabarmaya anüstü; -e z. garip bir biçim-
balamak; artmak; öfkelen- de.
mek. inüstus gedo. niirö
ntumulötus s. gömülmemi, inütili/s s. yaranz, faydasz;
intuor bak. ntueor zararl; -ter z. karsz olarak,
inturbidus s. rahatsz edilme- inütilit/ös -eötis d. yararszlk,
mi; sakin. zararllk.
inîus z. içinde, içeride, içeri- invö/dö -dere -sî -sum gçf. &
den. gf. içine girmek, girmek; giri-
ntûtus s. güvenilmez; korun- mek, kalkmak; üstüne gel-
masz; tehlikeli, mek, saldrmak, istila etmek;
inul/a -ae d andzotu. ele geçirmek, zaptetmek; üze-
inultus alnmam;
5. intikam rine almak, deruhte etmek;
cezalandn lmam; tatmin- sözlerle saldrmak, surkmt^
siz; zarar görmemi; güvenli; etmek.
nedametsiz; (mec.) doyma- inval/escö -öscere -uî gf da-
m, yatmam, doyurul- ha güçlü olmak,
maz. invalidus s. zayf; yetersiz,
inumbr/Ö -öre gçf. gölgele- invösî gç. invödö
mek, karartmak; örtmek. nvecti/ö -ön s d. ithal etm -
inv 324 inv

gemiyle içeri girme, ulama; tersyüz etmek, altüst etmek;


küfür, hakaret, ac söz. deitirmek, saptrmak.
invectus gedo. invehö nvesperösc/t -ere gf alaca-
inve/hö -here -xî -ctm gçf. karanlk oluyor, akam olu-
içeri tamak, getirmek; sfc- yor.
saldrmak; -hor -h -ctus nvestigâti/ö -on is d. incele-
gf.ata binmek, sürmek, gemi me, aratrma.
ile gitmek; içeri tanmak; nvestlgât/or -örîs er. arat-
saldrmak; paylamak, çk- rc, inceleyen kii, müfetti.
mak. nvestfg/Ö -öre -ovf -ât um
nvendibilis s. satlamaz, gçf izinden gitmek; (mec.) z-
in v/eniö -enire -eni -en tu m leyerek bulmak, örenmek;
gçf. bulmak, rast gelmek; far- aratrmak, incelemek,
kna varmak, kefetmek; icat inverterâ/scö -scere -vf gf
etmek; uydurmak, tertip et- yalanmak; yerleik hale gel-
mek, kurmak; kazanmak, el- mek, sabitlemek, müzmin
de etmek. hale gelmek; köklemek, âdet
inventi/ö -ön is d. bulu, icat; haline gelmek; kullanlmaz
(ret.) konuyu çeitli yaptlar- ya da terkedilmi olmak.
dan seçip toplama, derleme, inveteröti/5 -onis d. kronik
invent/or -oris er., -rlx hastalk, süreen illet.
-rîcis d. mucit, kâif; yazar, nveterâtus s. uzun zamandr
öneri sahibi, kurucu, süren, köklemi, müzmin,
inventus gedo. nveniö cns. süreen.
bulu, icat, keif. invexî gç. nvehö
nvenusts 5. çekici olmayan; invicem z. srayla, birbirini iz-

akta anssz. leyerek; karlkl olarak, mü-


nveröcundus s. utanmaz, ar- navebeyle, mütekabil olarak,
sz, ffetsiz, açk saçk. invictus s. yenilemez, fethedi-
nverg/5 -ere gçf. üstüne dök- lemez.
mek; meylettirmek, emek, invidenti/a -oe d. gpta, m-
inversi/ö -önis d. yerini dei- renme. kskançlk,
tirme; (ret.) takdim ve tehir, inv/ideö -idire -idi -fsam
tümcedeki sözcük srasn de- gçf & gf eytani bir bak fr-
itirme; istihza. latmak; (ek. ile) gpta ya da
nversus gedo. ftnvertd s. tepe- haset etmek, çok görmek, gö-
taklak olmu, tersyüz; doru zü kalmak, esirgemek.
yoldan çkm. nvid/a -oe d. hased, ks-
Inver/t5 -tere -tf -sam gçf kançlk, adavet, kötü niyet,
nv 325 Ivr

garaz; gözden dümü olma. kkrtma, tahrik, meydan


nvidiös/us s. hasedle dolu, okuma, mücadeleye davet.
hatr kna, nispetçi; gpta nvîtöt/us -üs er. çan, davet.
edilen, istenen; kskandmc, invft/o -öre -öv -ötum gçf.
nefret edilen; -ö . nispet ve- çarmak, davet etmek; ye-
rerek; garezle. mek çkarmak, ölen vermek,
itvidus s. kskanç, hasut, dü- konuk kabul etmek, arla-
man. mak, ikram etmek; celp et-
invigil/ö -öre gf. uyank ol- mek; çekmek, cezbetmek; k-
mak, tetikte olmak; dikkatli krtmak; talep etmek, iste-
olmak; bir ey yapmaya az- mek.
metmek, olmak.
niyeti invit/us s. isteine kar, gö-
tnviolöbilis yaralanamnz,s. nülsüz; -ö z. gönülsüz olarak.
metin, mukavim; bozulmaz, invius s. yolu olmayan, geçile-
fena bulmaz, yok olmaz; mez, alamaz; yanna vanl-
nakz edilemez, ihlali caiz ol- maz, eriilemez, girilemez.
mayan, dokunulmaz; takdis invocötus gedo. Invocö
edilmi, kutsallatnlm. invocötus s. çanlmam, da-
nviolöt/us s. zarar görmemi, vet edilmemi.
bozulmam, nakz edilme- invoc/ö -öre -avf -ötum gçf
mi, edilmemi, eref ve
ihlal dilemek, istimdat etmek, yal-
onuru ihlalden masun; doku- varmak; çarmak, davet et-
nulmaz, bozulamaz; mutebeT mek, yardm için çarmak;
olmayan; ( toprak) sürülme- bavurmak, istirham etmek;
mi; -e z. onuruna dokunul- hitab etmek, ad vermek ya
mam olarak. da koymak.
invisitötus görünmeyen, bi-
5 .
involöt/us -üs er. uçu.
linmeyen, yabana, garip. involit/5 -öre gf üzerinde uç-
itvls/ö -ere -I -um gçf. gidip mak, üzerinde havada dur-
görmek, ziyaret etmek, bir mak; uçumak.
göz atmak; tefti etmek. nvol/ö -öre gf, üstüne atl-
itvisus s. nefret edilen, irenç, mak, saldrmak, yakalamak;
düman. mülk edinmek, alp götür-
invîsus s. görünmeyen. mek.
InvAament/um -I cns. çekici- involücr/e -Is cns. peçete, pe-
lik, cazibe, saik, tevik edici kir.

ey, vait. involücr/um -I cns. örtü,


invîtöti/ö -Ön is d. çan, da- mahfaza.
vet; elenti, ölen; kkrt, ftnvolütus gedo. nvolvö s.
inv 326 irr

karmak. bats.
in vol/vö -vere ~vt -ütüm gçf iöta cns. (çkz.) Yunanca 1 harfi.
yuvarlanmak, yuvarlanma- lovts inh. Iuppiter.
ya devam etmek; sarmak, ku- phianass/a ~ae d. Iphigenia.
atmak, örtmek, dolatrmak, phigenf/a -ae d. Agamem-
karmakark etmek; vakfet- non'un kz.
mek, tahsis etmek. ip*/e, -a -um -îus edt. (peki-
tvolvol/us -I er. trtl, kurt. tirme) ahsen;
kendi; bizzat,
invlnerâtus s. yaralanma- kendiliinden, kendi nzasy-
m. la, kendi kendine; tam tam-

id unl. (sevinç.) yaa! (an) ah! na, kesin olarak, tümüyle, ta


(çan) hey oradaki! kendisi; üstad; ev sahibi;
locâti/5 -ön is d. aka, aka- -isslmus tam kendisi; nunc
lama. -um tam imdi.
oc/or -örî -öt us gçf. & gf a- Ir/a -oe d. kzgnlk, öfke; hak-
ka etmek, latife etmek, bir e- szlktan doan his, infial;
yi aka olarak söylemek. kzgnla neden olan ey ve-
ocös/us 5. aka ya da alay do- ya sebep, tahrik, kkrtma;
lu; tuhaf, gülünç, alayc; nük- tutku.
teli, mizahl, elenceli; -e z. Iröcundi/a -ae d. kzgnlk,
aka yollu. çabuk öfkelenme; öfke, gü-
ioculâris 5. güldürücü; akac, cenme, küskünlük; tutku, id-
tuhaf; alaya; cns. ç. akalar. det.
oculöris 5 . gülünç, tuhaf, Irâcund/us s. kolay öfkelenir,
komik. huysuz, ters, çabuk kzan, ko-
ioculât/or -ör is er. dalkavuk, lay tahrik olan; gücenik; he-
soytar; akaa. yecanl, ateli; -5 z. öfkeli bir
iocul/or -örf gf aka etmek, biçimde.
alay etmek. Irösc/or -I gf öfkeli olmak,
iocul/us -I er. küçük bir aka, gazaba gelmek.
akaak. îrât/us s. öfkeli, gazaba gelmi
ioc/us -I er. (ç. -a -ör um cns.) -* z.
aka, alay, latife; per -um îre ms. eö
aka olarak, alay ederek. Iri/s -di* (h. -m) d. tannlann
I ön/es -um er. ç. lonia'llar; habercisi, gökkua.
-ia -lae d. îonia, bat Anado- frönf/a -ae d. istihza.
lu'nun ky bölgesi; -us, irrösus s. trasz.
-cus s. îonia’h; -îum - cns . irrau/cescö -cSscere -si gf
Adalar denizi, Yunanistan'n sesi bouklamak.
irr 327 irr

irrodivîvus s. onarlamaz, ça- rarsz; kesin.


'

resiz. rri/deo -dere -sî -sum gf


irreligâtus bal olmayan,
s. gülmek, aka etmek gçf. (biri-

çözük; (gemi) demirlememi. ne) gülmek, alay etmek,


rreligiös/us s. dindar olma- irrdicule z. nüktesiz bir bi-
yan, dinsiz; dine aykn, tann- çimde.
ya kar saygsz; -e z. irrîdicul/um -I cns. gülüne-
irremeabilis 5 dönüü olma-
. cek kii ya da ey; maskara,
yan, geriye alnmayan, irrigâti/ö -onis d. sulama,
irreparobilis s. telafisi ola- irrig/ö -d re -av -ât um gçf.
naksz, giderilmesi mümkün sulamak; suyla kaplamak,
olmayan, tamir edilemez; bir suya bomak; (mec.) üzerine
daha ele geçmez, sel gibi su salvermek, üzerine
irrepertus s. kefedilmemi. aktmak, dökmek; yaymak;
irrep/5 -«re -si gf. sokulmak, tazelemek, yeniden canlan-
içeri süzülmek ya da kay- drmak.
mak; gizlice içine sokulmak, irriguus s. iyi sulanm; batak-
eklenmek. lkla ilgili, batakla ait; su
irreprehensus s. suçsuz, ma- salayan, su salam ya da
sum. bulmu olan; slatlm; yaa-
irreguietus s. huzursuz, rahat- yan, tazeleyen, yeniden can-
sz; mustarib: kayg veren; landran.
huzursuzlua neden olan, irrîsi/ö -onis d. hinv, tala-
irresectus s. kesilmemi, ma, alay etme, istihza
yergi;
irresolutus 5. gevetilmemi, etme; gülünç bir ey. gülünç-
çözülmemi. letirme, alay, istihza,
irret/ö -îre -il -ît um gçf. a- irrîs/or -ör i s er. alay eden
la yakalamak; tuzaa düür- kimse, istihza eden kii,
mek; dolatrmak, karmaka- irrlsus gedo. irrldeö
rk etmek. irrîsus -üs er. alay, istihza,
irretortus s. geri dönmemi, alay edilen bir ey ya da kii
geriye bakmayan, olma.
irreverenti/a -ae d. saygsz- irrîtöbilis 5. kolay heyecanla-
lk, hürmetsizlik. nr, tahriki kolay,
rrevocÖbils s. geri alnamaz, irrîtom/en -itis cns. heye-
deimez; teskin edilemez, can, tela, galeyan, kkrt-
yattnlamaz. ma, tahrik.
irrevocâtus 5. tekrar edilmesi irrîtati/o -onis d. tevik, tah-
istenemez, istenmemi, tek- rik, kkrtma; öfke, hiddet;
)

rr 328 ist

taharrü; uyart, uyarc. içeriye girmek, -in üzerine


rrlt/o -öre -öv -otum gçf. atlmak, üzerine çökmek, çul-
kkrtmak, tahrik etmek, te- lanmak, saldrmak, istila et-
vik etmek; öfkelendirmek, öf- mek, hrsla kucaklamak; (ko-
keden çldrtmak, sabnn tü- numa) gaf yapmak.
ketmek, sinirlendirmek; heye- rrupti/d -önis d. istila, akn,
canlandrmak, uyartmak, baskn.
uyandrmak; hasl etmek; rruptus gedo. irrumpö
alevlendirmek. irruptus s. kmlmam, kopma-
Irritus s. kararlatnlmam, m; bozulmaz, kopmaz.
mukarrer olmayan, askda is, ea -id za. o (eril, diil, cins-

olan; hükümsüz, yetersiz; ba- siz); bu, u (yakndaki ve bili-

tl; yararsz; bo, abes, etkisiz; nen); öyle, bu türden; nön is


(kii) baansz, bo eylerle sum qui ben öyle biri dei-
uraan, amaçsz. lim; îd est yani (açklamada);
rroâti/o -önis d. hüküm ve id quod ey... olan ey; od
karar verme; üzerine koyma, idimdiye kadar, bu amaç
vaz etme, yükleme. için; bundan baka.
irrog/Ö -âre gçf. -in aleyhine Ismar/us -î er., -a -ör um cns.
bir ey önermek, kararlatr- ç. Thracia'da Ismarus da;
mak; zorla kabul ettirmek, -iuss. Thrada'l.
zorunda brakmak, yükle- socrot/ös -is er. Atinal hatip
mek; ( ceza vb.) -e çarptrmak, ve retorik öretmeni.
-e uratmak; vermek, uyan- istâc z. u yoldan.
drmak ya da yolaçmak (ac, st/e, -a, -ud —fus konuu- za. (

heyecan vb.). lan ahs veya bueye ilikin)

irrör/ö -âre gçf. çiy taneleriy- veya u


ahs veya ey; (yasa
le slatmak, nemlendirmek, müvekkil, davaa; daval;
hafifçe slatmak, rutubetlen- (hor gören) herif; o, u, böyle,
dirmek, üzerine serpmek, öyle, öyle.
irr/umpö -umpere -üpî Isthm/us (-os) -I er. Korinthos
-uptum & gf. ileri
gçf. frla- berza; -ius s. cns. ç. Istmia
mak, hamle yapmak; zorla oyunlun.
içeriye sokmak, içeri dalmak, ist/ic, -aec, -uc & oc za. tam
knp girmek, zorla girmek, is- bu kii veya ey; o (bizimki, si-

tila etmek, saldrmak; fasla- zinki, bildiimiz).


ya uratmak; ihlal etmek, istîc orada; bulunduun yer-
z.

irru/ö -ere -I gf. hamle yap- o konuda, o hususta.


de;
mak, içeriye dalmak, hrsla istinc z. oradan; ondan; o ey-
st 329 iud

den dolay. iterum z. tekrar, ikinci kez


istîusmodî böyle, bu türden. -atque- tekrar tekrar.
istö, istöc z. oraya; o yönde, Ithac/a -ae, -3 -ös d. Yuna-
orada. nistan'n batsnda ada,
istörsum z. oraya doru, o yö- Odysseus'un yurdu; -ensis
ne. -us s, Ithacia'l; -us -i er.

stüc z. olduu yere, o yöne, Odysseus.


oraya; o eye. itidem z. ayn ekilde, benzer
ita z. böylece, bu suretle, böyle, biçimde.
öyle, öyle; aadaki gibi; ti/o -önis d. gidi, yüriime,
evet; uygun binaen
olarak, yolculuk etme.
itane? gerçekten mi? non t/ö -öre gf. gitmek.
ita tam öyle deil ita ut tp- it/us -üs er. gidi, hareket; ay-
k ita... ut öyleki... cak ka- nl.
dar ita... ut non ...mayacak ub/o -ne d. yele; sorguç.
kadar ut... ita tpk... gibi; lub/a -ae er. Numidia kral,
ramen... yine de. Pompeius'un koruyucusu.
tal/i -önm er. ç. Italyanlar; k,
-ia -iac d. talya, -icus, -is,
-us s. Italyan.
ubar
güne
ubötus
.
-is cns. parlaklk,

s. sorguçlu.
itaque ba. böylece, bu yüz- iu/beö -bere -ssl -ssum gçf.
den, uygun olarak. emretmek, buyurmak, komut
tem z. ayn veçhile, kezalik; vermek; (selâm) söylemek;
hem, dahi. (tp) reçeteyazmak; (siy.) res-
iter -neris cm. yol, yolculuk, men buyurmak, resmen o-
sefer; bir günlük yolculuk ya naylamak, atamak; -valere
da yürüyü; tarik, geçit; Hoçakal.
(mec.) seyir -mihi cst gitme- iücundit/Ös -ötis d. haz,
liyim -dare birine geçi hak- zevk, holuk.
kn vermek ex, in -inere iücund/us s. ho, lâtif, honut-
yolda, yürüyüte, yolculuk s- luk-verici; -3 z. tatllkla.
rasnda; (ask.) mâgnîs -4te- ludae/a -ae d. Yahudilerin ül-
ribus cebrî yürüyüle, asker kesi; -us, lüdaicus s. Yahu-
yürüyüüyle. dilere ilikin.
ter5t/5 -önis d. yineleme, iüd/ex — icis er. yargç; (ç.) jüri

tekrarlama. heyeti; (mec.) eletirmen.


ter/3 -a re -âvi -otum gçf. iüdicötio -önis d. adli soru-
yinelemek, yenilemek; sa- turma; soruturma; yargla-
banla tekrar sürmek. ma; fikir, kan.
iud 330 un
iüdicüt/um -I cns. yarg, hü- boazn kesmek, öldürmek,
küm, karar; para cezas; tea- katletmek; (mec.) yok etmek,
mül, yaplageli. yere vurmak; durdurmak, de-
iüdicât/us -ös er. yargçlk; fetmek, red ya da cerhetmek;
yargçlk makam ya da dai- mahkum etmek, suçlandr-
resi. mak: susturmak.
iüdiciüliss adli mahkemelere iugul/um -f ms., -us - er.
ya da hükümlerine ilikin; köprücük kemii; boaz, grt-
adli, hukuki. lak; boazlama, öldürme.
iudicörius s. adli, hukukî. iug/um -i cns. ( hayvanlar) bo-
iüdic/ium - & il cns. duru- yunduruk, tasma; çift, çift

ma; mahkeme; ilam, karar; hayvan takm; ( da) srt, do-


hüküm; yarg, kan; basiret, ruk; (gb .) terazi burcu (doku-
tercih, in- vocöre,
dirayet; ma) otura;
kiri; (den.) filika
-5 arcessere dava açmak, ( boyun edirme, tabi kl-
ask.)
celp etmek; -ö meo benim ma boyunduruu; (mec.) ba,
kanma göre. kayt.
iüdic/ö -öre -av —ütüm gçf lugurth/o -ae er. Numidia
yarglamak, sorguya çekmek, kral. Romc'ya kar isyan et-
mâhkum etmek, hakknda ti; Inus s.

hüküm vermek, karar ver- lül/ius -i er. Roma'l aile ad,


mek; beyan etmek. öz. Caesar; (ay) temmuz;
iugölis s. birlikte boyundurua -i us, -i ön us s.

koulmu; evlilie ya da dü- lül/us -i Aeneas'n olu,


er.

üne ilikin. Ascanius; -«us s. Iulus'a, Ca-


iugütiü -önis d. yetitirme (as- esar'a yo da temmuz ayna
ma kütüüyle ilgili); bala- ait.

mak. iüment/um -i cns. yük hayva-


üger/um - cns. bir arazi ölçü n, yük beygiri.
sistemi ( 240x120 ayak). iunceus s. sazlarla ilgili ya da
ISgis s. sürekli, aralksz. ait; ince uzun.
iQgl/öns -and is d. ceviz aa- iuncisus s. sazl.
c. iüncti/ö -önis d. birlik, birle-
ug/o -öre -avi -a t um gçf. tirme, bititirme, balant,
çiftlemek, evlenmek. ballk.
iugösus s. tepelik. iûnctflr/a -ae d. eklem; birle-
Iugul/ae -ör um d. ç. Orion im, birleme; akrabalk.
Kua. iünctus gedo. iungö s. bal,
iugui/ö -Öre -övi -öt um gçf iliik.
)

u 331 iut

unc/us -I er. saz. iürisconsult/us -I er. dava ve-


iun/gö -gere iönxl i ü net um kili, avukat.
gçf birletirmek, raptetmek; iürisdieti/ö -on is er. adli yö-
boyunduruu vurmak, beygi- netim; yetki, otorite,
rin takmn vurmak; (nehir) iürisperît/us 5. hukukta dene-
köprü kurmak; ( mec.) bir ara- yimli.
ya getirmek; (an/a^ma) yap- iür/o -öre -övi -âtum gf. S
mak; ( sözcükler birletirmek. gçfyemin etmek, ant içmek,
iüni/or -öris s. yaça küçük. ahd etmek; gizli ittifak yap-
iuniper/us -I d. ardç. mak; in nâmen- ballk ye-
lün/ius -I d. Roma'l aile ad; mini etmek; -ât us yemin et-
(ay) haziran; -us s. Hazirana mi, yeminli.
ilikin. iüs iüris cns. et suyu, çorba,
Iût/ö -önis d. bir Roma tanr- iüs iuris cns. hukuk, hak, ada-
ças, Jüpiter'in kans, kadn- let; mahkeme; yarglama
larn ve evliliin koruyucusu; hakk, yetki; -gentium ulus-
-ön i us, -ö nal is 5. -oni lararas hukuk, devletler hu-
-col/a -oe er. Iuno'ya tapan kuku; -pfiblicum anayasa
~önigen/a -oe er. Romn'l- hukuku sul iüris bamsz;
larda ate tanrs, Vulkanus. ȟre hakl olarak, adaletle,
luppiter Kovis er. luppiter, iüsiürandum iürisiürandi
tannlann kral, gök ve hava cns. yemin,
tanns -Stygius; (Pluto); sub iussi gç. iubeo
Iove açk havada. »üssü dh. er. emriyle,
ürât/or -öris er. yeminli yar- iussus gedo. iubeo cns, emir,
gç. buyruk, komuta, talimat,
iürecönsultus bak. üriscön- iûstiti/o-oe d adalet, dürüst-
.

sult/us doruluk.
lük,
iüreiür/ö -âre gçf. yemin et- iüstit/ium -I Sr iî cns. yasal
mek. çalmann kesintiye ura-
iüreperîtus bok. iürisperî- mas.
tus üst/us 5. doru, hakl, âdil,
iürg/ium -î & iî cns. kavga, yasal; kurala uygun, düzenli,
az dala. usul ya da yönteme göre; cns.
iurg/ö -âre gf. kavga etmek, hak; cns. ç. haklar; formalite-
olay çkarmak gçf. azarla- ler; cenaze törenleri; -ö z.
mak. hakkvla, laykyla, doru
iüridiciâlis s. yasalara ilikin, olarak.
adlî, kanunî. iü tu s gedo. iuvö
iuv 332 ixi

iuvenoli/s 5. genç, taze, dinç; iuvent/Ös -âti* d. gençlik.


cns. ç. gençlik oyunlan, yan- uvent/ûs -üti* d. gençlik, er-
malan; -tor z. dinç olarak, keklik; erkekler, askerlik ça-
cokun bir biçimde, ndaki kimseler (toplu).
luvenöl/is -s er. Roma’l ünlü iuv/ö -Öre övt fûtum gç(
hiciv yazan. yardm etmek, yararl olmak;
uvenc/a -ae d. dourmam sevindirmek, honut etmek;
genç inek, düve; kz. -at mi houma gider,
iuvenc/us -i er. genç boa; iurtâ z. yannda, yaknnda;
genç insan; s. genç. benzer, ayn, tpk; edt. (h.
uvet/escö -escere -uî gf. bü- ile) pek yakn, yaknda; he-

yümek, gelimek, tekrar men hemen; az daha.


gençlemek. iuxtim z. yakn, yaknda; eit
luvenîli/s s. genç; -ter z. dinç olarak.
olarak, cokun bir biçimde, eo
IvI gç.
luvenis s. genç; er., d . genç Kxî/ön -onis er. Tartaros'ta ya-
adam ya da kadn (20-45 ya- nan tekerlee balanan La-
lan); savaç, cenkçi, pithai kral, îksion; -oneus s.
iuven/or -Sri gf. düüncesizce -onid/es -ae er. Pirithous
davranmak. -onid/ae -ârum er. ç. Ken-
uvent/a -ae d. gençlik. tauroslar.
lobfisc/ö -ere gf. sendelemek,
L çökmek.
yalpalamak, sallanmak, du- S /bor -bf -psus gf. kaymak,
raksamak. kayp gitmek, akp gitmek;
löbecul/a -oe d. iftira, leke. batmak, dümek; ölmek;
labe/focI5 -facere -îeci (mec.) mahvolmak, telef ol-
-iactum (edl. -fio -fierî) mak, zeval bulmak; düknk-
gçf. sarsmak, çalkalamak, tit- lna uramak, yanl yap-
retmek; ( mec .) zayf düür- mak.
mek, harap etmek, lab/or (-ös) -firis er. gayret,
labefact/ö -öre -evi -ât um çaba, emek; i, görev; eza, z-
gçf. sarsmak, çalkalamak; trap, meakkat, dert, sknt;
(mec.) zayf düürmek, mah- ( gb .) tutulma.
vetmek. lobörifer -I s. çok kederli, an
labell/um -I cns. dudak. dertli.

label!/um -I cns. küçük su ka- labörios/us s. zahmetli, skn-

b. tl, zor, mükül; çalkan,


Laber/ius -I er. Roma'l aile gayretli; -i z. emek vererek,
ad, öz. ünlü bir mim us yaza- güçlükle.
n. labör/ö -fire -övf -otum gf.

lfib/es -I* bat, düü; ha-


d. çalmak, zahmet çekmek;
rap etme, mahvetme, yok et- aa çekmek, üzülmek, kederli
me, helâk. olmak; tasal olmak, kaygl
lâb/es -s d. leke; gözden dü- olmak gçf. yapmak, üretmek.
me, rezalet, leke, ar; (kifi) labfis bak.labor
ayp, kusur. labr/um -I cns. dudak; kenar;
Ub/ia -lae d, -i um & II 4 primis -Is gustfire yüzeysel
cns. dudak. bilgi edinmek.
Labftet/us -I er. Romal soya- fibr/um -I cns. tekne, fç;
d, öz. Pompeius'un yanna banyo küveti.
geçen Caesaryanls subay. lfibrusc/a -oe d. yabani
labfisus s. iri dudakl, üzümden yaplan arap.
labium bak. labia. fibrusc/m -4 cns. yabani
lab/5 -üre gf. sendelemek, sal- üzüm.
lanmak, sabit olmamak; du- labyrinth/us -I er. labirent;
raksamak, tereddüt etmek. öz. Girit'te Knossos sarayn-
lac 334 lac

daki; -«us s. labirent gibi; do- kenan, bastnlm kenan;


lambaçl, (hayvan) boyun altnda sar-
lac locts 015. süt. kk deri, gerdan; (mec.) küçük
Lacaen/a -a« d. Sparta'l ka- parça, ya da ksm.
dn s. Sparta'l. Lacln/ium -I cns. Güney tal-
Lacedaem/5n (-ö) -onls (/7. ya'da Iuno tapnann bu-
ona ) d. Sparta; -onius s. lunduu dalk burun; -üs s.
Sparta'l. Lac/o (-ân) -onis er. Spartal;
lacer -f s. yrtlm, yarlm, Sparta köpei -ânicus s.
vurularak ezilmi, Spartal cns. sauna,
lacerâti/ö -on is d. yrt, lacrim/a -ae d. gözya; (bitki)

lacern/a -ne d. pelerin, sakz damlas.


lacernâtus s. pelerinli. lacrimâbilis 5 yasl; gözyala-
.

Iocer/5 -öre -âvf -ât um gçf rna deer.


yrtmak, yaralamak, vurarak lacrm/o -öre âvî -ât um
ezmek ya da parçalamak; gçf. & gf. alamak, gözya
(gemi) kazaya uratmak; (ko- dökmek, yas tutmak,
numa, duygu) sözle iftirada lacrimösus s. alayan, gözü
bulunmak; ikence etmek, yal; alanacak halde, ac-
azap vermek, ac çektirmek; nacak halde.
(eya, zaman) harap etmek, lacrimula -ae d. gözya, ya-
ypratmak, bouna harca- kmaktan alama.
mak. lacrum- bak lacrim-
lacert/a -ne d., -us -I er. ker- lact/âns -antis s. süt veren;
tenkele; bir deniz bal, emici.
lacertosus s. kuvvetli, adaleli, Iactöti/ö -onis d. çekme, cez-
lacert/us -I er. kolun üst bölü- betme.
mü, kol; (ç.) kas, adale (iyi ge- lact/£ns -entis s. süt emici,
limi). süt emen; sütlü; öz sulu, usa-
lacertus bak. lacerta reli, özlü.
!ocess/d -ere -ivl & il -it um lacteolus 5 süt beyaz,
.

gçf. çatmak, kzdrmak, mey- lact/es -lum d. ç. barsaklar,


dan okumak; (mec.) kkrt- ince barsaklar,
mak, sabnn tüketmek, öfke- lactesc/o -ere gf süt haline
lendirmek, çileden çkarmak. gelmek.
Laches/is -is d. kader tannça- lacteus s. sütlü, süt beyaz.
lar Moira'lardan biri. lact/5 -âre gçf. aldatmak, yal-
Iacini/a -oe d. bir giysinin taklanmak, kandnp elinden
sarkk parças, zrh çekilmi almak.
lac 335 lam
lactüc/a -ae d marul, kulu, takn; -ö z. memnuni-
lacün/a -ae d. çukur, delik; yetle.
gölcük, havuz; (mec.) kusur, laev/us s. sol; budala; uur-
noksanlk. suz, talihsiz; ( kb.) elverili,
lacun/ar -ar is cns. yaldzl ansl; d. sol el; -e z. acemice-
tahta tavan. sine.
lacun/ö -âre gçf. aynalk tah- lagan/um -I cns. bir tür küs-
tayla süslemek, pe.
lacünösus s. suda batm, lage/os -I d. bir Yunan arab.
lac/ us -üs er. tekne, fç; sar- lagoen/a (lagöva) -ae d. bü-
nç; göl. yük ie.
lae/dö -dere -sî -sum gçf. in- lagö/is -idis d. bir tür ku.
citmek, yaralamak, vurmak; Lö/ius -I er. Oidipus'un baba-
(mec.)kzdrmak, darltmak, s; -1 ad /es -ae er. Oidipus.
krmak, cann skmak. lall/ö öre gf. ninni söylemek,
Lael/ius -I er. Romal ad öz. löm/a -ae d. bataklk,
Scipio’nun arkada, lamber/ö -âre gçf. parçalara
laen/a -ae d. astarl pelerin. ayrmak.
Lâert/es -ae er. Odysseus'un lamb/ö -ere -* gçf. yalamak,
babas; -lus s. -lades er. dokunmak; (rmak) ykamak,
Odysseus. lâment/a -orum cns. ç. ala-
laesi gç. laedö y, feryat.
laesi/5 -ön is d. saldn. lâmentâbilis s. yasl, acl,
Laestrygon/es -um er. ç. lamentârius s. acl, kederli,
Campania'nm dü ürünü lamentâtl/ö -önis d. ala-
yamyamlan, Formiae'n ku- ma, inleme, figan,
ruculan;-lus s. lament/or -ârl -ât us gf. a-
laesus gedo. laedö lamak, inlemek, figan etmek
laetâbilis s. sevinçli, en. gçf. yas tutmak, biri için ala-
lactific/ö -âre gçf. sevindir- mak, feryat etmek,
mek. lami/o -ae d. cad, büyücü ka-
laetificus honut, sevinçli,
s. dn.
laetiti/a -ae d. sevinç, keyif, lamin/a (lammina, lâmna)
haz, nee, coku, -ae d. levha, tabaka (maden,
laet/or —ör i -ötus gf. sevin- aaç); bçak az; sikke,
mek, honut olmak, lampa/s -dis d. meale; par-
laet/us s. honut, neeli, en; laklk, gün.
hoa giden, sevindirici; (ün/n) Lam/us -I er. Laestiygones'in
bereketli, zengin; (üslup) co- kral.
lan 336 lap
lâvt/a -ae d. yün. lanist/a -«»e er. gladyatör ei-
lönör/lus -I & il er. yün içisi, ticisi; klç kalkan ustas;
lânotus s. yünlü, kkrtc.
(mec.)
lonce/a -ae d. karg, mzrak, lönit/ium -î & II cns. yün elde
lancin/ö -öre gçf harap et- etme amacyla koyun besle-
mek; israf etmek, çarçur et- me.
mek. lan/i us -I Sc il er. kasap.
iöneus s. yünlü, yünden yapl- lantern/a -ae d. fener.
m. lanternar/ius -I & ii er. reh-
languefac/iö -ere gçf. yor- ber, klavuz.
mak, bezdirmek, lünög/ö -ini d. ince tüy, hav,
langu/eö -öre gf. yorgun ol- yünlülük.
mak, bezgin olmak, zayf ol- LÖnuv/um -î cns. via Appia
mak; güçten dümek, halsiz üzerinde (Appia yolu) bir Ro-
olmak; vaktini boa harca- ma kasabas; -fnus s.
mak, aylak gezmek, Ianx lancis d. tabak, çanak;
langu/escö -esere -uf gf ba- (denge) terazi gözü, kefe.
ylmak, güçten dümek, Löomed/ön -ontis er. Troia
languidulus 5. baygn, bayla- kral, Priamos'un babas
cak gibi; mecalsiz, -ontSus, -on ti us s. Troia'l
languid/us s. baygn, bayla- -ontiad/es -ae er. (ç.) Tro-
cak tembel tabi-
gibi, takatsiz, ia'hlar.
atl, ar; kaytsz, zayf -S z. lopath/um -I cns., -us -I d.
longu/or -öris er. baygnlk, kuzukula.
takatsizlik, bitkinlik, zayflk; lapicfd/a -ae er. taç, ta kin-
duygusuzluk, vurdumduy- ci.

mazlk. lapicidîn/ae -ânm d. ç. ta


laniot/us -ûs er. yrtma; par- ocaklan.
çalama; ezme; (zihin) bunal- lapidârius s. tala ilgili, taa
t, kasvet. ait; (sfat niteliinde) ta; öz.
lanien/a -ae d. kasap dükkâ- ta ocaklan, ta gemisi, ta
n. ustas tamlamalannda.
lötifc/um -7 & T cns. yün- Iapidöti/ö -ön is d. bir ta at-
cül ük. m, ta atma.
löniger -I s. yünden er., d. koç, lapidötor -öris er. ta aüa.
koyun. lapideus s. tatan, tatan iba-
lani/ö -öre -övf -Ötum gçf ret, ta.
parçalara ayrmak, parçala- lopid/ö -Öre gçf talamak;
mak. ta döemek; gf ta yamak.
lop 337 las

lopdösus s. tala dolu, tal; verme, datma; rüvetçilik,


(mec.) ta kadar sert, lorgft/or -ör is er. cömertçe
lapill/us -I er. çakl ta; de- veren, eli açk, datan kim-
erli ta, mozaik parças, se; müsrif, rüvetçi,
lapi/s -dis er. ta; kilometre lorg/us s. bol, mebzul; cömert,
ta, snr ta, mezar ta; de- eli açk -i, -iter z. bol bol,
erli ta; mermer;mezatçnn mebzulen, cömertçe, pek çok.
durduu yer; bis is od eun- lörid/um (lordum) -I cns.
dem (offendere ayn hatay ) tuzlanm tütsülenmi et ya-
ikinci kez yapmak; luppi- l.
ter- Capitolium'daki Juppi- Löriss/a (Lortsa) -o e d. Tes-
ter heykeli. salia'da kent -aeus, -en sis 5 .

Lapith/ae -ör um & um er. ç. Lor /i us -î er. Como gölü.


Lapith'ler, Tessalia'dakl söy- Iori/x -cis d. kara çam.
lencesel halk; -aeus, -eius s. lorv/a -oe d. hayalet, tayf,
Iöpsi/Ö -ön »s d. eilim, hortlak; maske; (serze//) bos-
lops/ö -âre gf. kaymak, sürç- tan korkuluu; gulyabani, if-
mek, sendelemek. rit.

ISpsus geo. löbor lorvotus 5. büyülü,


lâps/us -Üs er. düü, kay, lasat/um -I cns. kap, kava-
uçu, uçma; yanl, kusur, noz.
lague/us -I er. ilmik; tuzak, lasarpîcifer -i s. eytantersi
kapan; yular. üreten.
L5r Lor s er. koruyucu ev tan- lascîvi/a -oe d. en olu,
rs; yurt, aile oca, oyunculuk; tedbirsizlik, ihti-
lordum bok. loridum yatszlk, uçarlk.
lorgiflcus s. cömert, eli açk, asclv/ö -ire gf. gülüp elen-
largifluus 5 bol,
. mebzul, bere- mek, sçrayp oynamak; ba-
ketli. bo kalmak, sorumsuz ol-
largîloguus s. konukan, mak.
larg/ior -iri -itus gçf. bol bol lascivus s. en, akaa, oynak,

harcamak, israf etmek, sa- cilveli, oyunbaz, neeli; (kötü)


vurganlk etmek; ihsan et- arsz, edepsiz, yüzsüz, ehvet
mek, balamak, vermek gf. dükünü.
rüvet vermek, ihsanda bu- lassitûd/ö -inls d. yorgunluk,
lunmak. bitkinlik, arlk,
lorgit/os -âtis d, cömertlik, el lass/ö -ore gçf. yormak, usan-
açkl; bolluk, çokluk, drmak.
lorgîti/ö -ön is d. cömertçe lassulus s. oldukça yorgun.
las 338 lat

lassus s. yorgun, tükenmi, bit- mn'l soylu.


kin. lâtifund/um -i & iî cns. bü-
lâle z. geniçe, yaygn olarak; yük arazi.
longe -gue her yerde, enine Latlnit/âs -ötis d. iyi Latince;
boyuna. Latinlik; Latin haklan.
latebr/a -ae d. saklanacak Latîn/us s. Latin; er. Lauren-
yer, inziva yeri, snma yeri; tia'llarn efsanevi kral; -e z.

(mec.) kaçamak, bahane, söz- Latince, Latinceye; -logui


de neden. Latince konumak, düzgün
lotebricol/a -oe kukulu, kö- konumak; -reddere Latin-
tü mahallelerde oturan, ceye çevirmek.
lotebrös/us s. gizli, gizlilik do- löti/ö -önis d. getirme; öner-
lu; gözenekli; -e z. sakl ola- me.
rak. latt/ö gf. saklanmak, hrsz
lat/ens -entis fh. ç. loteo s. gibi gizlenmek.
sakl, gizli -enter z. gizlice. lâdtâd/ö -ini d. genilik, en,
Iat/eÖ -ere -uî gf pusuya yat- enlilik; büyüklük, boyut,
mak, korkudan ya da kötü ebat; kaba söyleyi, kaba te-

niyetle gizlenmek; güven laffuz.


içinde olmak, münzevi bir Lot/ium -I cns. (Roma'y da
hayat yaamak; bilinmemek, içine talya'da bölge;
alan)
dikkatten kaçmak, Latin halk! an; -ius, -fnus,
later -is er. tula, kiremit -em -iâris s. latin; -iar, -i ör is

lavâre birinin zamann çal- cns. Iuppiter Latiaris enlii.


mak. Lotmus (-os) -I er. Caria'da
lateröm/en -Ins cns. çanak büyük Menderes rmann
çömlek, toprak ii. azndaki da; orada ay tan-
latercul/u$ -I er. küçük tula, nças Luna Endymi-
(Selene)
kiremit; bir çeit pasta, on'u uyurken öpmütü; Mod.
lotericius s. tuladan cns. tu- Beparmak dalan.
la ii. lotom- bak. loutum-
laterna bok. lanterna Lötön/a -oe d. Apollo ve Dia-
lotesc/ö -ere gf. kendini gizle- na'nn annesi -ius s. d. Dia-
mek, gizlenmek. na -igen/ae -ârum ç. Apol-
lat/ex -icis er. su; herhangi lo ve Diana.
birsv. löt/or -öris er. öneren, teklif
latibul/um -î cns. gizlenme eden.
yeri, in, maara, Lötö/us s. Latona'yn ilikin er.

loticlövius er. senatör, Ro- Apollo -ius, -is s. -is -idis d.


lot 339 lau
Diana. name.
lötröt/or -ör i» er. havlayan, laudöt/or -oris er., -rix
baran insan veya köpek, -rîcis d. öven, metheden (ki-

r
lö ât /us -üs er. havlay, i); methiye ya da kaside ya-
havlama. zan; cenaze töreninde konu-
latr/ö -öre gf havlamak; atp an kimse.
tutmak, azkalabal et- loud/ö -öre -övl -otum gçf
mek, kükremek gçf. (birine) övmek, tavsiye etmek, salk
havlamak; yaygara kopar- vermek, onaylamak, tasvip
mak. etmek, tasdik etmek, cenaze
latr/ö -ön i s er. .paral asker; töreninde söylev vermek; ad-
haydut, ekiya; ( satranç) ta. n vermek, birinin sözünü ak-
latröcin/ium -î & iî cns. yol tarmak -otu s s. mükemmeli
kesme (soygun), korsanlk, kusursuz.
latröcin/or -ar i -a tu s gf. pa- laureötus s. defneyle taçlan-
ral askerlik etmek; haydut m; yenen, galip gelen.
ya da korsan olmak, Laurent/es -um er. ç. Lau ren-

latruncul/us -i er. haydut; tia'llar, eski Latium halk;


(satranç) ta. -ius s.

lâtumiae bak. lautumiae laureol/a -oe d. zafer.


latus gedo. ferö loure/us s. defneden -o -ae d.

latus s. geni, enli, engin, vâsi; defne aan; defneden taç; za-
yaygn umullü; (söyleyi) ka- fer, yengi.
yaygn.
ba; (üslûp) lauricomus s. defneyle örtülü.
lat/u$ -eri cns. böür, yan, lauriger -I s. defneyle taçlan-
taraf, kenar; akcier; gövde; m.
-dare kendini göstermek; laur/us -I d. defne aaa; def-
-tegere yannda yürümek; neden taç; zafer, yengi, utku.
-eri dolor zatülcenp ars; lons laudis d. övgü, onama,
ab -ere Kanatlardan, cenah- tasvip; eref, an, öhret, ün;
lardan (sava nizam), övgüye deer hareket, deer,
latuscul/um -¥ cns. küçük ke- kymet.
nar. lauti/a -orum cns. ç. resmi zi-
laudöbili/s s. övgüye deer; yafet.
-ter z. övgüye deer olarak, lautiti/a -ae d. lüks, ar, gös-
takdire lâyk olarak. teri.
Saudöti/ö -önis d. tavsiye, sa- lautumi/ae -ör um d. ç. ta
lk verme, övgü, methiye, se- oca; hapisane.
na; tavsiye mektubu, takdir- la ut /us ged/, lavö s. zarif, düz-
lav 340 leg

gün, incelikli; görkemli, tan- leb/is -?tls er. leen, kazan,


tanal, gösterili, üstün mü- lectfc/o -oe d. tahtrevan, sed-
kemmel -i z. zerafetle, ince- y«-
likle; olaanüstü bir biçimde; lecticâr/us -I & il er. sedye
kusursuzca, mükemmelen, taycs.
pekâlâ. lectlcul/a -oe d. küçük sedye;
lavâbr/um -I yns. banyo, ha- küçük cenaze teskeresi,
mam. lecti/a -Öns d. seçme, seçi;
IavÖt/5 -öni d. ykama, y- ad okuyarak yoklama yap-
kanma, hamam; hamam e- ma.
yas. lectstern/um - & II cns.
Lâvfn/tm -i cns. eski Lati- ölen.
dinsel
um'da kent -4us s. lectisternâtor -ör is er. ölen
lav/5 -âre 15 vf lautum (la- sedirlerinin düzenleyicisi.
vâtum & lotum) gçf. yka- lectit/5 -öre gçf. sk sk oku-
mak, banyo etmek; slatmak, mak.
suya batrmak, suyla temizle- lectiutcul/a -oe d. hafif sesle
mek. ve ksa okuyu.
Iax5ment/usn -I cns. tatil, l5ct/or -oris er. okuyucu;
dinlenme. efendisine yüksek sesle bir ey
laxit/fis -5tis d. ferahlk. okuyan özel köle,
lax/5 -îre -övl -5tum gçf. lectul/ts -4 er. sedir, yatak,
uzatmak, yaymak, genilet- lect/as -I er. sedir, yatak; ce-
mek, danya doru açlmak; naze teskeresi.
bozmak, iptal etmek; gevet- lectus gedl. legö s. seçilmi;
mek, iddetini azaltmak; seçkin, güzide, mükemmel,
(roec.) gönlünü ferahlatmak, kusursuz.
skntsn hafifletmek; gev- Led/o -oe -5 -es d. Kastor,
etmek, azaltmak gf dümek Polluks, Helen ve Klytemnest-
(fiyat). ra'nn annesi -oeus s.
lax/us s. geni, gevek; ferah; legati/ö -önis d. elçi gönder-
(zaman) ertelenmi, tehirli; me; elçilik dairesi; elçilik he-
(mec.) özgür; -5 z. gevek ola- yeti; elçilik heyetinden bir

rak, özgürce. üye; komutan yardmcl.


le/a -oe d. dii aslan. egöt/or -oris er. vasiyetna-
leaen/a -oe d. dii aslan. me sahibi; muris,
Leond/er -rl er. Hero'nun Ça- ligât/um -I cns. vasiyet, vasi-
nakkale boazn yüzerek ge- yetle braklm ey, miras.
çen sevgilisi. I5göt/us -I er. sefir, büyükelçi,
)

leg 341 len

elçi; yetkili temsilci, murah- snf avukat.


has; vekil; bakomutan veki- legüm/en -ini cns. baklagil-
li, yardmcs, bir lejyonun ler, fasulye.
komutan. lemb/us - er. keskin proval,
leglfeo -I s. yasama. küçük süratli filika.

legl/5 -önls d. lejyon, alay Lemn/o (-«s) -I d. Ege'de bir


(6,000 kiiye kadar); (ç.) as- ada, Vulcanus'un oturduu
kerler, ordu. yer; -H* s. -ini d. Lemnos'lu
legiânâr/us s. alaylardan kadn; -icoi/a -ae er. Vulca-
olumu, alayla ilikili. nus; mod. Umni, Limnos.
ligirup/o -ae -iö -önis er. Lemnr/Ss -um er. ç. ölmü
yasaya aykn davranan kim- kimselerin hayalleri, tayflar,
se. gölge varlklar.
lSgitim/us 5. yasal, yasaya ISn/a —ne d. pezevenk kadn;
uyan, meru; uygun, müna- ayartc kadn.
sip-« z. yasaya uygun bir bi- LSnaeus s. Bokkhos'a yada
çimde, yasa gereince, uygun Bakkhos âyinlerine ilikin er.
biçimde, hakk ile. Bakkhos.
legiuncul/a -ae d. küçük lej- linfm/en -ini cns. avuntu,
yon. teselli.

leg /o -öre -âvî -âtum gçf. lenfment/um -I cns. avuntu,


göndermek, görevlendirmek, yattran; yumuatan ey.
memur etmek, atamak; yar- 12n/ö -re -ivf & II -îtum
dma olarak atamak; (vasi- gçf. yumuatmak, yattr-
yet) miras brakmak, brak- mak; iyiletirmek.
mak. leni/s s. yumuak, mülâyim;
leg/o -ere legi lectum gçf. düz, pürüzsüz; lml, kibar,
toplamak, devirmek, bir ara- nazik, yumuak huylu, sakin
ya getirmek; seçmek, ayr- -ter z. yumuakça, tatllkla;
mak, intihap etmek; (gemi lml olarak, isteksiz olarak.
yelken sarmak; {yer) bir yan- lenit/âs -atis d. yumuaklk,
dan öbür yana geçirmek, geç- pürüzsüzlük, düzlük; uysal-
mek, ky boyunca gitmek; lk; nezaket.
(zihin) iyice incelemek; oku- lenitüd/ö -ini d. yumuak-
mak, ezberden okumak; se- lk; uysallk; nezaket, tatllk;
nâtum- senatoda ad okuya- sakinlik.
rak yoklama yapmak. l2n/5 -ftns er. muhabbet tel-

KgulS/iu -I & lî er. madra- lâl, pezevenk, genelev ileti-


bazlk eden dava vekili, aa cisi; arac, arabulucu.
m 342 leu

lenöcin/ium -f &r iî cns. peze- lepid/us s. ho, latif, çekici, se-

venklik: meftun etme, cezbet- vimli, zarif, nükteli e z. zarif-


mo; cicili bicili, kaba süs. cana yakn olarak: (yant)
çe,

lenöcin/or -örf -ât us gf. yal- çok iyi, olaanüstü,


taklanmak; ayartmak, cez- lep/os (lepor) -öris er. hoa
betmek; dil dökerek kandr- gitme, memnuniyet verici ol-
mak, güzel sözlerle aldat- ma, çekicilik; nükte,
mak; ilerletmek, terfi ettir- lep/us -oris er. yabani tavan,
mek, hizmet etmek; artr- lepuscui/us -î er yavru yaba-
mak; katmak. ni tavan.
lenönius s. pezevenge ilikin, Lern/a -oe, -e -is d. Herak-
lens lentis <. mercimek, les'in Hvdra'y öldürdüü
lentesc/o -ere gf. yapkan yer, Argos yaknnda batak-
hale gelmek; yumuamak; lk.
gevemek. Lesb/os (-us) -I d. Ege'de ada,
letiscifer sakz aac Alkaeos ve Sappho'nun yaa-
yan.
-I s.

lentiic/us -î d. sakz aan,


ta-
d
iadis
ver -ius, -ous, -is
d. I.esbos'lu
s.

kadn;
-iu

lentitüd/ö -ini d. yavalk, mod. Midilli,


vurdumduymazlk, duygu- letölis s. Ölümail.
suzluk lethargic/us -î er. uyuuk
lent/Ö -öre gçf. kvrmak, bük- kimse.
mek. emek. letharg/us -î er. uykulu olma,
lentulus s. oldukça yava, uyuukluk.
lent/us s. yapkan, ar: es- Leth/e -is d. ölüler diyarnn
nek, eilip bukülebiir; yava, yeralt rma, söylentiye gö-
sürekli, (fo>/) sakin, rahat, re unutmaya yoi acar -aeus
teklifsiz, kaytsz -e z. yava s. Lethe'ye ilikin, cehenneme
yava; kaytszca, sakince, ilikin; uyku getiren,
lenuntul/us -î er. hafif yel- letifer -î s. öldürücü,
kenli filika, let/ö -âre gçf. öldürmek,
le/o -ön is er. aslan. let/um mahvet-
-i cns. ölüm;
Leönid/âs -oe er. Thermopv- me, harap etme.
lae'da âl dün ilen Sparta kral, Leuca/s -dis -dia -diae d.
leüninus s. aslana ilikin. Yunanistan'n batsnda ada
Leontin/î -ör um er. ç. Sicil- —di us s.

ya'da kent; -us s. Leucothe/a -ae -e -es d. de-


lepa/s -dis d. kayalara yap- tanrças no.
niz
ik yaayan bir deniz böcei. Leuchtr/a -ör um cns. ç. Boeo-
) ))

Iev 343 lib

tinVia muharebe alan -icus gönlünü ferahlatmak; boz


5. mak, zayflatmak; (tehlike)
levûm/en -4 nis yns . hafifle- önlemek sü- yükselmek,
me, yatma, avunç. lev/ö -öre gçf. düzletirmek,
levâment/un -I cns. hafiflet- parlatmak, cilalamak,
me, azaltma, teselli, avunç. lev/or -5ris er. düzlük, pürüz-
levâti/o -ötis d iç rahatla- süzlük.
mas, ferahlama; azalma. lex legis d. yasa, nizam, ka-

]«vi gç. linö nun; hukuk; yasa tasana; ku-


leviculus 5. hafif akll, önem- ral, ilke: anlama, akit; art,
siz, dikkate demez, fodul, kavt; perferre ivr
legorn
kendini an beenmi, bo teklifi onaylamak: legorn
gururlu. ferre yasa tasars sunmak;
levidensis s. önemsiz, lege agere yasa gereince
levip/es -«di* s. çevik bacakl. dava açmak; sine lege dene-
I«vi/s s. ( arlk hafif; (ask.) ha- timden çkm.
fif silahl; (mec.) sakin, yumu- libömen -ini* cns. tanrlar
ak huyiu; (önem)
önemsiz, için erefe sunulan sunu,
cüzî, saçma; ( devinim ) çevik, zekât; öz. sv sunulan, kur-
atik, çabuk; (karakter) dönek, ban töreni balangcnda saç
kararsz; -ter z. hafifçe; sunusu; cenaze üstüne yn
önemsizce; sakince, konan sunu; (mec.) bir eyden
levis s. düz, pürüzsüz; saçsz, duyulun ilk keyif, zevk; iirde
sakalsz; ( iirde genç, ince, libamentum.
narin; ( konuma düz, akc, libömen t /um -î cns. tanrlar
levisomnus 5. hafif uykulu için erefe sunulan içki sunu-
(kimse). larndan biri; kank içkiler-
levit/âs -âti* d hafiflik; hare- den yaplanlar da kapsar,
ketlilik, oynaklk; ( mec.) hafif lîböti/ö -onis d. içilen içkinin
aklllk, döneklik; hafiflik, bir bölümünün mabutlann
tutarszlk, gelgeçlik, vefasz- erefine yere dökülmesi, bu
lk; (konuma) slk, yüzeysel- nedenle dökülen içki,

lik. llbell/o -ae küçük sikke,


d.

ISvit/os -ati* d. düzlük, pü- sikke, bir dinaris'un onda bi-


rüzsüzlük; akclk, fesahat, ri, as para birimi; su düzeyini
iev/ö -öre gçf. hafifletmek, ra- ölçen aletler; od -om kesin-
hat ettirmek; (mer.) yattr- likle; ex -ö tek vâris, biricik
mak, teskin etmek, azaltmak, mirasç.
küçültmek; teselli etmek, libell/jus -I er. kitapçk; defter,
.

lib 344 lib

günlük, mektup; el ilân, mek, azad etmek, tahliye et-


ilân, ihbarname, program; mek, brakmak; muaf tut-
ikâyet, yaknma, rica, hiciv, mak, baklk tanmak; (hu-
yergi, tezyif. kuk) suçsuz çkarmak, beraet
llb/ens -en ti» 5 stekli, gönül-
. ettirmek; {kölelik) azad etmek,
lü, honut -enter z. isteye- özgürlüünü vermek fidem-
rek, içten, zevkle. sözünü tutmak ndmino-
lib/er -rl er. bir aaan iç ka- borçlan silmek.
buu; kitap; kütük, resmî ka- lîbert/a -ae d. azatl kadn kö-
yt defteri. le.

Lîber -I er. talyanlarn bere- Ifbert/âs -fitis d. özgürlük; öz-


ket tanns, Bakkhos (yerine) gür kiinin toplumsal statü-
-olia —âli um çns. ç. Mart'ta sü; {siy.) bamszlk; konu-
yaplan Liber enlii. ma özgürlüü, sözünü sakn-
lîber *4s. özgür, açk, snrsz, mazlk.
rahatsz edilmemi; ( d.h ile) - . Ifbertftus s. özgür kiiye ait;
den kurtulmu, muaf, azâde; er. özgür erkek; d. özgür ka-

{söyleyi) açk sözlü, içten; dn.


(s/y.) özgür, köle olmayan, de- Ifbert/u» -l er. özgür kii (er-

mokrat; -e z. özgürce, açk kek).


sözlüce, cesaretle. lîb/et (lubet) z. -ire -uit &-
Llber/a -ae d Proserpina; Ari- itum est gf. (öz.) hoa gider,
adne. memnun eder... mitil- beni
liberal i /s s. özgürlüe ilikin, memnun eder; ut- nasl ister-

özgür yurttalara, efendiye seniz.


yakr, onurlu, itibarl, eli Hbfdn5s/us s. kasü, bilerek
apk, cömert, yakkl; -ter z. yaplan, keyfî, an, mü-
nazikâne, soyluca; cömertçe. balâal; tensel, duyusal, eh-
lîberâlât/âs -âti» d. nezaket, vetli; -e z. kasten, mahsus, bi-

incelik, kibarlk, sevecenlik; lerek.


cömertlik. libîd/5 (lubldö) -ini» d. arzu,
lfberSti/5 -on is d. kurtarma, istek, tutku; eilim; ahlak
serbest brakma, azad etme geveklii, an
heves, kapris;
{hukuk) berael. ehvet.
lfberöt/or -öris er. serbest b- libit/a -örura cns. ç. zevk,
rakan, azad eden, kurtaran. haz, hayal.
lîber /I -ör ura er. ç. çocuklar. Libitin/a -ae d. cenaze töreni
lîber/5 -âre -âvî -ât um gçf. tannças.
serbest brakmak, salver- lîb/ö -âre -âvî -a tu gçf. m
. )

lib 345 lig

tatmak, yudumlamak, do- serbestlik; yasa tanmamaz-


kunmak; dökmek (tanrlar lk, haddini bilmeyi; ruhsat.
erefine içki), sunmak; çkar- Iic/e5 -ere -uT satlk ol-
gf.

mak, çkartmak, sökmek; mak, kymet yapmak;


takdiri
bozmak. üzerine fiyat konmak; sata
libra -ae d. libre (arlk); tera- sunulmak; fiyatm saptamak
zi, denge ad -om eit boyut- (satc bakmndan).
larda. lc/eor 4Frî -tus gçf & gf
KlbrSment/um -î cns. seviye; müzayedede fiyat arttrmak;
denge; arlk, denkletirme fiyat vermek, pahasn biç-
arl (denge ya da hareket mek.
salamak için); (su) ya. Uc/et -ere -uit & -i tu m est
librâri/a -a* d . kadn kalfa. gf (sz.) izin verilir, caizdir {ya-
librSriol/s -I kopya, suret nt peki;( ba) gerçi, her ne
yazcs,
lbrâr/ium
er.

miistensih; kâtip.
-4 & II as. kitap-
kadar; mihi
durumlar için).
— bilirim ( olas

lk, kitap raf. Licin/ius -I er. Roma'l aile


librârius s. kitaplarla ilgili; er. ad, öz. Crassus soyadyla;
kopya, suret yazas. -4 US 5.
Übrils s. bir libre arlnda. licitafi/ö -önis d. fiyat arttr-
Ilbrlt/or -Öris or. sapan atc. ma (satta).
llbr/ö -fire -övf nStum gçf Ilcit/or -örl gf fiyat vermek,
dengelemek, dengede tut- paha biçmek; (mec.) döü-
mak; sallamak, savurmak, mek, mücadele etmek, ura-
frlatmak; -5tus s. düz, ufki, mak.
bir düzeyde; güçlü. licits s. yasaya uygun, meru.
Kb/uvn -I cns. çörek. Ifc/ium -î & il cns. iplik, tire,
Liburn/I -örum er. ç. IUyria licui gç. llced; gç. liguescö
halk; -us s. Libumia'l; -a Kigâm/en -ini cns. erit,
-ae d. hzl kadrga. bant, kordele; sarg, ba.
Liby/a -ae -e d Afrika ligâment/um 4 cns. sarg,
-cus, -ss us, -stiunus, -s t is ba.
s. Afrika'l -es -um er. ç. Lib- Liger -is er. Loire rma,
ya'llar, K. Afrika halk. lignor/ius -I & il er. maran-
lic/ens -en ti s s. özgür, cesur, goz.
gözüpek dizginsiz, kistsz; lignât/or -eri er. oduncu,
-enter z. özgürce, yasa tan- ligneolus s. aaçtan,
mayarak. ligneus s. aaçtan; odun gibi,
Ucent/a -ae d. özgürlük, an odunsu; ya oduna benzer.
lig 346 Un
lignor -öri gf. odun getirmek, dan geçen patika, snr yolu;
toplamak, tedarik etmek. yol,yaya yolu, patika; snr,
lign/um -î cns. tahta, kereste, snr çizgisi.
aaç, odun. lîm/Ö -a re -övI -otum gçf.
lig/ö -öre -Övî -otum gçf. eelemek, törpülemek; (mec.)
balamak, sarmak (yara ya inceltmek; dikkatlice incele-
da (mec) birletirmek.
goz); mek; -den alp götürmek,
lig/ö -onis er. kazma, çapa. llmösus s. çamurlu; bulank,
Ligu/r, Ligu/s -ris er., d. Ligu- limpidus s. açk, berrak, duru,
ria'li; -ria -riae d. kuzey bat saydam.
talya’da bölge; -sticus, lîmus s. yan, yandan, yan yan.
-stfnus s. lîm/us -i er. balçk, kir, pislik.
ligur/iö (ligurriö) -ire gçf. Ilm/us -î er. tören göüslüü,
yalamak, incelikle yemek; lîne/a -ae d. çizgi, hat, yol; a-
(mec.) ehvetle istemek; bü- kül sicimi; snr od -om, rec-
yük bir zevkle yemek; gf. za- tö -ö dikey olarak extremÖ
rif, nazik olmak. -ö amöre uzaktan sevgi,
Hgurît/ö -önis d. zerafet, in- llneöment/um -I cns. çizgi,

celik, nezaket. hat; resim ya da haritann


Liguj bak. Ligur ana hatlan.
Hgustr/um -I cns . kurtban lîneus s. keten, ketenden, ke-
(bitki). ten bezinden,
lil/ium -i & il cns. leylâk. ling/ö -ere gçf. yalamak,
Um/a -ae d. ee, törpü; (mec.) lingu/a -ae d. dil; konuma,
düzeltme, tashih. söz söyleme, lisan; (co.) dil;

lfmötulus s. ince, kibar, zarif. -Latin a Latince.


limötius z. daha incelikle, ol- lngul/o -ae d. (co.) dil, bu-
dukça zarif ya da nâzik bir bi- run.
çimde. Hvtiger -¥ s. keten kapl.
Iîm/öx ~öcis d sümüklübö- . Ki n/o -ere levî litum gçf. bu-
cek, salyangoz. lamak, bulatrmak, sva-
limb/us -I er. saçak, püsküllü mak, yaymak; kaplamak;
saçak, giysi kenan. (yaz) silip çkarmak; (mec.)
Ifm/en -ini cns. kap eii, kirletmek.
kap ya da pencerenin üst sö- Ingu/ö -ere llgui gçf. brak-
vesi, üst eik; kap aral, gi- mak, terk etmek; vaz geçmek;
ri, antre; ev; (mec.) balan- iine kanmamak; ( edl .) ba-
gç. ylmak, üzerine baygnlk
lîm/es -iti er. tarlalar arasn- gelmek.
,

lin 347 m
lintefitus s. yelken bezi, çadr halindeki su; -o z. açkça,
bezi. açk olarak.
ünte/5 -onis er. keten doku- Iiqu/ö -«re gçf. eritmek,
yucu. lîgu/or -i gf akmak; (mec.) za-
lint/er -ris d. kayk, sandal, yflaya zayilaya eriyip git-
gemi; tekne, yalak, mek, ar arazalmak,
linte/um -I cns. keten kurna^, ligu/or -ör s er. akalk, ak-
yelken ya da çadr bezi; yel- kan, sv; deniz.
ken. Lir/ is -iser. Latium ve Cam-

linteus 5. ketenden. pania arasnda bulunan r-


Hntricul/us -I er. küçük gemi, mak.
lîn/um -i cns. keten; iplik, tire, lis ltis d. kavga, çekime, tar-.

sidm, halat; a. tma; dava; litevv aestimâ-


Lpar/a -ae -î -£s d. Sicil- re tazminat tâyin etmek,
ya'nn kuzeyinde ada, mod. litati/ö -onis d. uygun sunu,
Lipari; hicus, -^nsis 5. litero bak. littera
lippitûd/5 -ni d. gözlerin k- litigât/or -oris er. davac,

zarmas ya da iltihaplanma- lîtigiösus s. kavgaa, ters, sü-


s. rekli çekien; tartmal,
lippus s. mahmur, uykulu litig/iuvn -I & if cns. kavgt
(göz); (rnec.) kör. çekime.
lique/facio -facere -feci - Iitig/o -fire gf kavga etmek,
factum (edl -ffiö) gçf. erit- çekimek, mahkemeye ba-
mek, çözmek; ayrtrmak; vurmak, dava etmek,
(mec.) zayflatmak, geveklik lit/fi -fire -fivl -fitum gf.
vermek. makbul bir kurban sunmak;
liquens -en t is s. akkan, sey- (e.h. ile) yattrmak, teskin
yal. etmek gçf baanl bir biçim-
Iiquisc/fi -ere llcuf gf. eri- de sunmak.
mek (mec) zayflaya zayfla- litorâlls s. kyya ilikin,
ya eriyip gitmek. lltoreus s. kyya ilikin,
liqu/et -ere licuit gf (z) \
litter/a -ae d. harf (alfabe)
açktr, aikârdr; non- ispat- -ae -firum d. ç. yaz; mek-
lanmam. tup; belge; edebiyat; bilginlik,
lîqui gç. linguo ilim, bilgi, irfan; -ös discere
liquid/us s. akkan, seyyal, okuma yazma örenmek;
akc, sv; berrak, saydam, homo trium -firum hrsz
effaf, saf, an; açk, sakin, (öm., kürk) sine -Is aydn ol-

durgun, banal, net; cns. sv mayan.


)

lit 348 log

litterSrius 5. okuma-yazm a ya locöt/ö -ön is d. kiralama,

ilikin. icar, kira sözlemesi,


Iltteröt/or -öris er. dilbilgisi locâtörius s. kiralamayla ilgi-

uzman, gramerci. li.

ltterStÜr/o -ae d. yan, alfa- locit/ö -üre gçf. sk sk kiraya


be. vermek.
lltterat/us s. üzeri harfli, mar- loc/ö -fire -avf -öt um gçf.

kal, alâmetli; örenim gör- yerletirmek, koymak, kiraya


mü, aydn, bilgili, bilgin; -e vermek, sözleme ile kirala-
z. harfi harfine. mak; kocaya vermek; anla-
Utterul/a -ae dl küçük harf; nja yapmak; (para) yatrm
ksa not ç. edebi çalmalar. yapmak.
ltör/o -ae d düzeltme, tas- . locul/us -I er. küçük yer (ç.) el
hih; silme, bozma (yaz). çantas, para kesesi,
Htus gedo. litö locupl/is -etis 5 zengin, . bol;
lit/ us -oris eri, ky, kumsal, güvenilir, itimat edilir, so-
sahil; kenar (nehir, göl); rumlu, mesuliyetli.
-aröre bo emek. locuplet/ö -öre gçf. zengin-
litu/us -i er. boru (çalg); au- letirmek, zengin etmek,
gur sopas; (mec.) balaüa. loc/us -I er. (ç. -I er. & -a cns.)
llv/ens -entis . zam. o. lîveö yer, mevki, mahal, mevzi,
5. mavimsi, morarm. mekân, bölge, mntka, hava-
liv/eo -5re gf. kara ve mavi ol- li (ask.) ordugâh; ( tiyatro otu-
mak; morarmak; kskanmak. racak yen (kitap) parça, bent,
Ifvesc/ö -«re gf. morarmaya paragraf; (konuma) konu,
yüz tutmak. mevzu; (mec.) oda; durum,
Hvidus mavimsi, mavimt-
s. hal; rütbe, derece, mevki; -i
rak, morarm; kskanç, gpta tek tek yerler; -o birbirleriyle
eden, kötü niyetli, bedhah. balantl yerler; -i Gömme-
Lv/ius -I Romal aile ad, öz. ne* genel kantlar; -o ( inh
ilk Latin âiri; ünlü tarihçi Li- ile) yerine; in -ö tam zama-

vius, 'i us, -i an us s. nnda; ntereS -1 bu arada,


Ilv/or -oris er. mavimsi renk; bu srada.
imrenme, gpta, kskançlk, locust/o -ae d. çekirge,

kötü niyet, garaz. locfiti/ö -ön is d. konuma;


Ux/a -ae er. orduya gda mad- söyleyi, telâffuz,
deleri satan gezgin satc; ç. locfitus geo. loguor
orduyu izleyen sivil yardmc- Iöd/ix -îcis d. battaniye,
lar, ordu yoldalar. logic/a -ör um cns ç. mantk. .
log 349 luc

log/os (-«s) -f er. sözcük, keli- Ioquâculus s. biraz konukan.


me; bo konuma; nükteli loqu/3x -deis s. konukan,
söz, aka, espri, geveze -dciter z.
löllg- bak. lollîg loquella -a e d. dil, konuma.
IoI/um-1 & l cns. delice otu. lo/quor -qul efltus gçf. & gf.
lollîg/3 -ni d. mürekkepba- konumak, söylemek, konu-
l. ma yapmak, demek; üzerine
Iöment/um -I cns. yüz kremi. konumak, söz etmek, an-
Londln/um -1 cns. Londra, mak, zikretmek, aza al-
longaevus 5. yal. mak; (mec.) iaret etmek, do-
longS z. uzak, çok uzak; ( za- layl olarak belirtmek; rîs
man) uzun; (ki.) büyük bir -quitur psa bizzat gerçek
farkla, pek çok; -esse çok konuuyor.
uzakta olmak, bouna, bey- lorâr/is -I & il er. döven,
hude; -latlque her yerde. kamçlayan.
longinquit/âs -a t s d. uzun- lörlc/a -oe d. zrh, göüslük;
luk, boy; mesafe, uzaklk, istihkâm siperi.
ara; süre, müddet. 15ric5tus s. zrhl.
longnquus s. uzak, rak; ya- Srip/Ses -edi s. çarpk ba-
banc, ecnebi, el; sürekli olan, cakl, paytak.
skc, bktrc, usandnc; er- I5r/um -I cns. kay; kamç,
telenmi (ümit). krbaç, kamç darbesi; mus-
longitüd/ö -ni d. uzunluk, ka; (ç.) dizgin, yular,
boy; süre, müddet; in -ine löt/os (-«s) -I d. nilüfer çiçei.
uzunluuna. IStus gedo. lavft
longiusculus s. uzunca, ol- lubens, Iubet, iubidö bak.
dukça uzun. Ilblns, libet, Ubidö
longul/s s.uzunca, oldukça lubeti/a -ae d. zevk, haz.
uzun -3 z. oldukça uzak. lübric/5 -öre gçf. kayganla-
longur/as —I fir II er. uzun s- trmak.
nk. labricus s. kaygan, kayaan,
long/us s. uzun; geni, engin, yapkan; çabuk geçen, sü-
vâsi; (zaman) uzun, uzatl- reksiz; (mec.) tehlikeli; muha-
m, usandna, ska; (ümit) taral.
uzak; -a növis sava gemisi; bös d. fil.
iflca
ni -um faciam uzun bir LÜcan/iae d. Güney talya'da
hikâyeyi ksa kesmek. bölge -m» s. Lucana'l; er.

loqu5cit/3s -dtis d. konu- epik air Lucanus; -ica d. bir

kanlk. sucuk türü.


luc 350 luc

!uc/ar -öris cns orman . vergi* gütmeyen kimse.


si. Ltcrîn/us -I er. Baiae yaknn-
ucell/um -î cns. küçük ka- da istiridyeleriyle ünlü göl;
zanç. -us, -ensis
k
s.

lu/ceö -çere -xî gf ver lucr/or -örî -üt us gçf kazan-


mek, k saçmak, mak, pa- mak, kâr etmek; kazanmak,
rldamak, aydnlanmak; (z.) yenmek; ele geçirmek, elde et-
afak sökmek, gün aarmak; mek.
( mec .) çok seçkin olmak; gö- iucrosus s. kârl, kazançl, fay-
rülebilir, gözükebilir olmak; dal.
kolay anlalr, aikâr, vazh, lucr/um -î cns. kâr, kazanç,
sarih olmak. yarar: hrs,tamah; zenginlik,
LGcer/es -um er. ç. Roma'nn servet, varlk; -Ifacere ka-
en eski kabilesi. zanmak, güvence elde etmek;
Lucer/io -ae d Apulia’da -o esse avantajl olmak.
kent; Inus s. luctöm/en -ini cns. savam,
lucern/a -ae d lamba, kan- ura, çaba, gayret, emek.
dil. luctöti/ö -onis d. güreme,
lucesc/ö (lûcîscö) -ere gf. güre; kavga, dövü, çekime,
parlamaya balamak, aydn- karlama.
lanmaya balamak, gün luctât/or -öris er. güreçi.
aarmak. Iictificus 5. meum, uursuz.
lucid/us s. parlak, berrak, lüctisonus s. kederli, üzgün,
açk; (mec.) vazh, açk, kolay mahzun.
anlalr; açk olarak. luct/or -örî -atus gf güre-
k
z.

lücifer -I s. getiren er. sa- mek; mücadele etmek, dövü-


bah yldz, Venüs; gün. mek, kavga etmek.
lûcifugus s. ktan saknan. liîctuösus s. kederli, elemli,
Lücîl/ius -I er. Roma'l aile acl, hazin, alanas, acna-
ad, öz. ilk Latin yergicisi. cak halde, matemli.
Lucît/a -ae d. doum tanrça- luct/us -us er. kederlenme, a-
s. lama. yas tutma, alay, fer-
lucesco
lö cîscö bak. yat, inleme; yas giysisi.
Lucret/ius -î er. Roma'l aile IGcubröti/ö -onis d. lamba
ad öz. filozof âir; ia -iae d. nda çalma, gece çal-
Targuinius tarafndan teca- mas.
vüze urayan Colktinus'un lücubr/ö -öre -öv» -ât um gf
kans. geceleyin çalmak; gçf. gece-
lucrifug/a -ae er. kâr amac leyin meydana getirmek.
luc 351 lum
luculent/us s. parlak, kl: ICdi/ö -onis er. erkek oyuncu,
( mec.) parlak, göz alc, yet- lüd/ius -î fr il er. erkek oyun-
kin, kusursuz, zengin, ince, cu; gladyatör.
zarif: -e z. olaanüstü bir bi- ]ü/dö -dere -si -sum gf oy-
çimde, mükemmelen: -er z. namak; elenmek, gülüp e-
çok iyi, pek ala. lenmek, (bakasna) oyun oy-
LGcull/us -I er. Roma'l soyad namak; zaman öldürmek,
öz. Mithridates’i yenen L. Lici- oyalanmak, sevimek gçf.
nius Lucullus. (filân) oyunu oynamak; ken-
Lucum/o (Lucvnö) -ön »s er. dini -ile avutmak, elendir-
Etrüsk prensi ya da rahibi, mek: öykünmek, taklidini

luc/us -I er. koru, aaçlk, or- yapmak; alay etmek, istihza


man. etmek, elenmek; aldatmak,
ludi/a -ae d. kadn gladyatör, yanl yola sevketmek.
lüdibr/ium -î & iî cns. istihza, lud/us -î er. oyun, elence,
alay: gülünecek kii, gülünç spor; (ç.) gösteri; oyunlar
kimse ya da ey; elence, okul; (mec.) çocuk oyunu; a-
oyun: elence konusu; -iö ka, latife, alay; (ak) oyna-
habere biriyle alay etmek, ma, cilveleme; -um d ar e
elenmek, alay konusu et- hevesine boyun emek, mü-
mek. samaha etmek: -os facere
lüdibundus s. en, akac, lati- oyun yapmak, akalamak;
feci: güvenli; rahat, herkese açk gösteri düzenle-
lüdic/er -rî s. elendirici, gül- mek (sahneye koymak),
dürücü, tiyatrovari; -um cm*, lueil/a -ae d. kefalet, tazmi-
sahne gösterisi, halk oyunla- nat.
r, sahne oyunu, lu/es -is d. belâ, dert: talihsiz-
lüdiflcöti/ö -ân is d. elen- lik. felâket.
me, istihza, alay; hile, oyun, Lugdün/um -I cns. Dou Gal-
desise, dolap. lia'da kent, mod. Lvons;
IGdificât/or -öris er. alay -ensis s.

eden, istihza eden, elenen, Iü/geö -gere -xi gçf & gf yas
lüdific/ö -öre -or -ar -ötus tutmak, matom tutmak; yasl
gçf (birini) enayi yerine koy- olmak.
mak, budala durumuna dü- iGgubris s. yasl; felâket geb-
ürmek, istihza etmek, alay ren, feci; (ses) yakman, szla-
etmek; aldatmak, yanl yola nan, kederli cns. ç. yas giysisi,
sevketmek, kar gelmek, iini lumb/i -Örum er. ç. bel, sulp,
bozmak. lumbrîc/us -i er. kurt, solu-
lum 352 m
can. luscitiösus s. yan kör, donuk
lut/en -ni er. k; lamba, gören.
meale; gün; göz; yaam; luscus s. tek gözlü,
(mec.) k, yani en seçkin bir lüsi/ö -Kls d. oyun.
kimse, ya da ey; aydnlatc Lüsitân/a -iae d. m od. Porte-
bir kimse; bir süs, ziynet nes- kiz'i de içine alan, Ispan-
nesi; ah öhret; açklk, ber- ya’nn bat kesimi; -us s.

raklk, lekesizlik. lOsit/ö -öre gf. oyun oyna-


0minör/e -Is cns. pencere. mak.
lGminöss s. parlak, göz aha. Ifls/or -ör s er. oyuncu; mizah
lün/a -ae d. ay; ay (takvim); yazan.
yanmay, hilâl, lkay. lüstrfilis s. annmaya ilikin;
ISnâris s. aya ilikin. kefalet kabilinden; yattr-
ISnâtus s. yanm ay biçimli. mayla ilgili; be ylda bir
lün/Ö -öre gçf. yanm ay biçi- olan.
minde bükmek, kvrmak, IQstrÖti/5 -ön s d. antma; te-
lu/ö -ere -I gçf. ödemek; (bir mizleme, ayinde ykayp ant-
suçu) telâfi etmek, balata- ma; dolamak, sürekli gez-
cak harekette bulunmak, ke- mek.
faretini çekmek, IBstr/5 -öre -övf -ötum gçf.

lup/a -ae d. dii kurt; fahie, antmak; (birini) temize


(din)
lupân/ar -ör i s cns. genelev, çkarmak; (devinim) gezin-
lupâtus s. dili er. & cins. ç. sivri mek, etrafn dolamak, bir
dili suluk zinciri, engel. yandan öbür yana geçmek;
Luperc/us -I cns. Pan; Pan'n (ask.) tefti etmek; (gözler) n-
rahibi; -al -ölis cns. Pan 'a it- .
ceden inceye gözden geçir-
haf edilen bir maara; -ölia mek, dikkatle göz gezdirmek;
-alium cns. ç. ubat'ta yap- (akl) üzerinde düünmek;
lan Pan enlii. (k) aydnlatmak,
lupînus s. kurta ilikin, benzer, lustr/or -Sri gf. sk sk genele-
lupin/us -I er., -um -I cns. aa ve gitmek.
bakla; sahte para, lustr/um -I cns. in, maara;
lupus -I er. kurt; (balk) tuma- (ç.) yabanl belde, ormanlk
bal; dili gem; filika demi- bölge; (mec.) genelevler; sefa-
ri; borda kancas. hat.
Brdus s. soluk san, ölü gibi, lustr/um -I cns. annma ama-
sapsan, benzi atm, cyla kurban kesme, sunu
lür/or -öris er. sanlk (renk). sunma; (zaman) be yl.
lfiscin/a -ae d. bülbül. lOsus gedo. IQdo
lus 353 lys

lOsus -ös er. oyun, elence, z. ehvetli bir biçimde.


spor; oynama, cilveleme, Iux/us -üs er. arlk, ifrat; is-

lütreolus 5. san. raf; sefahat; tantana, debde-


Luteti/a -ae d. Kuzey Gal- be, lüks.
lia'da kent, mod. Paris. Lyae/us -I er. Bakkhos; arap.
IBteus 5. san, portakal rengi, Lycae/us -l er. Arkadia'da
luteus 5. kilden, balçktan; ça- da, (Pan ve Juppiter'in ta-
murlu, kirli, bulank; ( mec.) pm yeri).
alçak, âd, irenç, Lycâ/ön -on is Kallisto'nun
lutit/ö -Bre gçf, ftira etmek, babas, Büyük Ay -onius s.
karalamak. Lyce/um (Lyciutn) -I cns.

lutulentus s. çamurlu, pis, kir- Aristoteles'in Atina'daki fel-

li; {mec.) irenç, pis, tiksindiri- sefe okulu.


ci {karakter). lycKnüch/us -I er. lamba seh-
lüt/um -i cns. Yemen safran, pas, amdan.
cehri; san. lychn/us -I er. lamba, k.
lut/um -f cns. çamur, batak; Lyc/a -«e d. Anadolu'nun
kil,

lüx Bcis
balpk.
d. k; gün ; gün;
güneybatsnda ülke; -us s.
Lykia'l.
yaam;
umut ; (mec.)

görkem, hamet; Bce gün-


halk, dünya;
cesaretlendirme;
Lyctius
Lycurg/us
öldürdüü
s. Giritli.

-i er. Bakkhos'un

Thrada'l kral;
düzün, gün prTtuSnda; Sparta'l yasa-koyucu; Ati-
IBce afakta, seherde; lüce na'l hatip.
carentSs ölüler. Lyd/io -iae d. Küçük Asia'da
10x1 gç. lüceö gç. lûgeö ülke; -us -i er. Lydia'h; -ius
lux/or -Sri gf. lüks içinde ya- s. Etrüsk.
amak, cümbü yapmak. lymph/a -ae d. su.

lax«ri/a -ae, is, -iri d. bol- lymphSticus s. deli, plgn;


luk, amlk, müsriflik, takn- korkuya ait.

lk, lüks yaama dalma, an lymphBtus s. plgm, akl ba-


bolluk içinde yaama. ndan gitmi.
lsx«ri/5 -Bre ~or -BrI gf. çok Lync/eus -«I er. keskin görü-
bol olmak; anya kaçmak; lü Argonaut; s. görüü kes-
(mec.) zevk, sefaya dalmak; kin.
azmak; ahlakszlamak. lynx lyncls er. d. vaak.
laxurios/us s. çok bol, bere- lyr/o -ae d. lir, lavta; lirik iir.
ketli; an; müsrif, itidalsiz; lyricus s. lire ait, lirik.

sefahata, ehvete dükün; -i Lysi/âs-ae er. Atina 'l hatip.


Moced/5 -ortis
-onld
en Makedo-
Makedonia
M entrika çevirmek, tertip dü-
nia'l; d. zenlemek, dolap çevirmek.
-on us -oncus s. mac/es -«I d. zayflk, yasz-
macell/um -I cns. pazar, çar- lk, incelik; ksrlk, verimsiz-
; mezbaha. lik ( toprak, azalma;
ekin); (su)
mac/eö -îre gf zayf olmak, (dil.) zayflk, yavanlk,
yasz olmak. macilentus 5 ince, .

mac/er -rl s. zayf, yasz, na- vnacritûd/ö -ini d. zayflk,


hif, sska, kuru. yaszlk, sskalk,
möcer/a -ae d. duvar, macrocoll/um -I cns. büyük
mâcer/o -öre gçf. yumuat- ebatta kât.
mak; (gövde) zayflatmak, gü- mactâbilis s. öldürücü, ölüm-
cünü krmak; (ru/sa/) üzmek, cül.
keder vermek, ac çektirmek, moctot/ us -us er. kurban,
mocesc/o -«re gf. incelmek, vnacte mübarek, kutlu ol!; afe-
zayflamak; yoksullamak, rin!

machaer/o -ae d. klç, mact/o -üre -3vl -otum gçf


machaerophor/us -i er. klç- kurban etmek; cezalandr-
l asker. mak; öldürmek; yerle bir et-
Machâ/5n -onis er. söylence- mek, tahrib etmek,
sel Yunan cerrah; -onius s. mact/o -öre gçf övmek, yü-
mâchin/a -ae d. makina; celtmek, ululamak,
(mec) tertip, entrika, hile, do- macul/a -oe d. benek, nokta,
lap, desise. leke; a gözü; (mec.) kusur,
machinâment/um -I cns. hata.
makina; sava makinas; macul/ö -âre -5vî -ât um
duyu organlan.
âlet; gçf lekelemek, kirletmek, pis-
machinâti/o -onis d. meka- letmek.
nizma, makina; (mec.) tertip, macutösus s. benekli, nokta
hile, dolap, desise, nokta; lekeli, kirli,

möchinât/or -öris er. mü- made/faciö -facere -fecî


hendis; (mec.) tertipçi. -foctum (edl. -fîo -flerî)
mâchin/or -ârl -ât us gçf. gçf slatmak, srlsklam et-
tertip etmek, kurmak, tasar- mek; sulamak.
lamak, icad etmek; (mec.) mad/eö -ere gf. slak olmak,
mad 355 mag
srlsklam olmak; kaynaya- matem, keder, ac, hüzün,
rak yumuamak; (Jtom/k) sar- üzüntü.
ho olmak; (mec.) içine ile- maestiti/a -ae d. hüzün,
mek. üzüntü, keder, karakayg,
madesc/ö -ere gf slanmak, melankoli.
nemlenmek. maest/u s. kederli, üzgün,
madidus s. nemli, slak, snl- mahzun, gaml; kasvetli,
sklam; ayya; (pierek) yu- umutsuz; yasl; -ter z.

muam, pimi; dolu. magâli/a -um cns. ç. kulübe-


maduls/a -oe er. ayya kimse. ler; çadrlar,
Maeand/er (-ros) -rl er. Kü- mage bak. magis
çük Asya'da bir rmak; (mod.) magicus s. büyüsel, büyüye
Büyük Menderes; dolambaç, ilikin.
dolaan. magis (mage) z. daha, daha
Maecen/as -âti s er. Augus- çok, daha ziyade; eö-.
tus'un kültür danman, mag ist /er -rl efendi, sahip,
âirlerin koruyucusu. ef, amir, reis, üst, yönetici;
maen/a -ae d. çaçabal. öretmen, (mec.) dan-
(okul)
Maena/s -dis d. Bakkhos ra- man, müavir; -equitum sü-
hibesi. vari snf efi, bir diktatörün
Maenal/us (-os) -I er., -a - yardmcs; -morum sansür
örm cns. ç. Arkadia'da sra- memuru, ba denetçi; -sac-
dalar; -ius, -is s. Maera- rorunt ba rahip.
lus'a ait; Arkadia'l. magi$ter/ium -I & il cns. ba-
Maen/us -I er. Roma'l aile kanlk, riyaset; mürebbilik.
ad -4a columna- Forum 'da magistr/a -ae d. nüfuz sahibi
hrszlarn ve kölelerin bala- kadn, kadn eitmen,
narak krbaçland sütun magiströt/us -üs er. yüksek
-iânum cm. balkon. devlet memurluu, makam
Maeoni/a -ae Lydia, -des ya da mevkii; yüksek resmi
-dae er. Homeros -as, -s d. görevli.
Lydia'l; Homeros ve iirlerine mögnanmit/Ss -âti s d. yüce
ait: ttrüsk. gönüllülük, alicenaplk,
Maeöti/s -dis d. Azak denizi magnanimus s. yüce gönüllü,
-cus, -as s. Scythia'l, âlicenap.
Maeotis'e ait. Mâgn/es -âtis er. Magnesia'l
maereö -ere gf. matem tut- (Manisa) s. -es i a d. Tessa-
mak, kederli olmak. lia’da bir bölge; -esius,
maer/or -5ris er. yas tutma, -essus, -€ti s s.
mag 356 mal
mögnidicus s. övüngen, pa- mogus -I er. bilgili kimse; bü-
lavrac, kendini öven ya da yücü s. büyülü, sihirli.

büyük gören. Mûl/a -oe d. Mercurius'un an-


mâgnificend/a ~ae d. bü- nesi -u* -I er. Mays s. Ma-
yüklük, azamet, görkem (kii- ys'a degin.
lerde); tantana, debdebe, gös- mâiest/ös -ötis d. büyüklük,
terili tavr. vakar, azamet, görkem, hey-
mögnific/ö -öre gçf. yüksek bet, evket; hainlik, hyanet
sayg göstermek, büyük itibar -ötem loedere, minilere
göstermek, çok hürmet et- -nin egemenliine kar suç
mek. ilemek, lex -âti* hainlie
mögnific/us -entior üd.
(ki. kar yasa (siyasal).
-entissimus) büyük, ulu,
s. mâf/or -öris k. mâgnus.
görkemli, kusursuz, muhte- -notu daha yal, daha bü-
em, olaanüstü (kiiler, ey- yük; -öre* -ör um er. ç. ata-
ler); azametli, gösterili, tan- lar;in -us credere, ferre
tanal, debdebeli; -i z. gör- abartmak, mübalâa etmek,
kemli bir biçimde, gösterili büyütmek, izam etmek,
olarak; gururla, azametle. möiusculus s. biraz daha bü-
mâgniloquenti/o ~ae d. soy- yük; biraz daha yal.
lu, yüksek üslûp; atafatl, mö/o -oe d. yanak, avurt, çe-
tumturakl ya da üslûp,
dil ne.
mögnitld/ö -ni d. büyük- molaci/o -oe d. denizde sa-

lük, hacim, oylum; cesamet; kinlik, süt limanlk; bitkinlik,


büyük miktar; (mec.) itibar, iç çöküntüsü, duyumsamaz-
büyüklük. lk.
mögnopere z. çokça, pek çok. malocus s. yumuak, müla-
mögn/us (ki. möjor üd. mâ- yim.
ximus) s. büyük, kocaman, mole (k. pSius üd. pessmS)
iri,geni, azim; (ses) yüksek; z . fena halde; yanl bir bi-

(ya) ileri; (deer) yüksek; çimde, yazk ki; baarsz bir


(mec.) soylu, önemli, büyük - biçimde; -est onintö kendi-
o loqui övünme, kurumlan- mi kötü hissediyorum;
ma; -I oestimöre çok deer -sön us deli, plgtn; -dlcere
vermek; -4 esse yüksek deer- lanet, beddua etmek -facere
de olmak, yüksek fiyata mal zarar vermek, hasar vermek,
olmak; -ö störe pahalya kötü davranmak,
mal olmak; -Ö öpere pek maledlcti/ö -ön i* d. küfürlü,
çok. hakaret edici, tiksinti verid
mal 357 mam
konuma; beddua, lânet, in- (mec.) yetersiz, kstl -5 z. ha-
kisar; bunlarla ilgili davra- ince, kindarca; istemeyerek,
n. kyam ayarak, kerhen,
maledict/um -I cns. küfür, maliti/a -ae d. kötülük, kötü
hakaret sözcüü; beddua, huy, kötü nitelik, bedhahlk,
lanet, inkisar. garaz; kurnazlk; çapknlk;
maledic/us s. kaba, küfürlü ( iyi anlamda) yaramazlk,
-e z . az bozuk biçimde. malitiös/us 5. kötülükle dolu,
molefacf/um -I cns. kötü bir hilekâr, kurnaz: z.

i ya da hareket; hakszlk, maliv- bak. mal ev-


zarar. indik ms. mâlö
molefic/ium -T & il cns. her- malleol/us - er. küçük çekiç,
hangi bir büyü ya da vasta- tokmak; (*;.>*.) meale, öksii
s; (mec.) hakszlk etme, kö- ya da yanar mzrak,
tülük etme; kötülük, haksz- malle/us î er. çekiç, tokmak,
lk, zarar. möl/ö -le -ul gçf. yelemek,
malefic/us 5. kötülük eden tercih etmek; tercihan seçmek
(kimse), kötü, bedhah; suçlu, ya da arzu etmek,
mücrim (er.); günahkâr kim- mâlobathr/um -4 cns. Hindis-
se; (er.); -e z. tan'da ya da Suriye'de yeti-
malesuâdus s. ayartn, çekici. en bir bitki ya da bu bitkiden
nalevol/ens -ents 5 . ga- elde edilen pahal bir mer-
rezkâr, nispetçi, kinci, hain, hem.
isyana eilimli, asi. malul gç. mâld
malevolenti/a -ae d. kötü ni- mâl/um -I cns. elma, meyva.
yet, garaz, kin. mâl/us -4 d. elma aac,
nalevolus s. kötü huylu, kötü mâl/us -I er. gemi direi, snk,
niyetli, garezkâr, kötü yürek- kazk.
li, asi, kskanç. mal/us (ki. peior üd. pessi-
mâlifer -4 s. elma yetitiren. mus) s. kötü, fena, kem,
malignit/âs -Stis d. kötü ni- bursuz, zararl; çirkin; mu-
yet, garaz, kin, kötülük, bed- i in -om rem cehenne-

hahlk; hasislik, eli sklk, min dibine git!-u*n -4 cns.


cimrilik. günah, er, fenalk, kötülük,
raalign/us s. huysuz, ters, kö- zarar hakszlk, zulüm; ters
tü huylu, garezkâr, kindar, olay, felâket, belâ,
kötü niyetli, bedhah, kötücül, malv/a -ae d. ebegümed.
uursuz; hasis, pinti, cimri; Mömer/s -tis er. Mars -tln/I
(toprak) verimsiz, ürünsüz; -5rum er. ç. Messana'y igal
mam 358 man
eden paral askerler. sabahleyin, erken.
mammJU/a ae d. göüs, me- man/eö -ere mânsl
me mânsum kalmak; dur-
gf.

mamm/a -ae d. meme, gö- mak; geceyi geçirmek; dayan-


üs; hayvan memesi, mak, sürmek, sebat etmek;
mân âb ili 5. içine ileyen, nü- gçf. birini beklemek, intizar

fuz eden, delip geçen, etmek; n


condiciöne- an-
manc/eps -pi» er. s atn alc, lamayla itaat etmek.
mübayaaa; müteahhit, üs- Mön/es -ium er. ç. ölülerin
tenci. tanrlatrlm ruhlan; ölüler
mancip/ium -I & V ms. resmi diyarnn varlklan; ölünün
satn alm ya da resmi sat; ruhu, hayalet; ölüler diyar;
mülkiyet, mal, mülk; köle, kalntlar (gövde).
mancip/ö -öre gçf. satmak, mong/ö -Önis er. satc, tacir;

devretmek, ( resmî sat sözle- (öz.) köle taciri.


mesiyle); (mec.) brakmak, ter- manic/ae -ârum d. ç. kelep-
ketmek. çeler; gömlek kollan, yenler;
mancup- bak. mancip- eldivenler.
mancus s. sakat, kötürüm, manicötus s. uzun kollu göm-
mundöt/um -I cns. görev, va- lek.

zife, buyruk; (yasa) sözleme, manicul/a -ae d. küçük el, el-

mandöt/us -S» er. buyruk, ko- saban kolu.


cik;

mut, kumanda. manifest/ö -öre gçf. açkça


mand/ö -öre -âvf -ötum gçf. göstermek, açklamak, ifa
emniyet etmek, emanet et- etmek.
mek, tevdi etmek, teslim et- manifest/us s. açk, aikar,
mek; görevlendirmek, me- sarih, net, vazh, yaln, belir-
mur etmek, buyurmak, gin; ortaya çkm, bulunmu
mand/ö ere -î mânsum gçf (kimse) -ö z. açkça, belirgin
çinemek, dilerle çineyip olarak, sarahaten, aikâr ola-
ezmek; yemek, hrsla yemek, rak.
yutmak. monipl- bnk. manipul-
mandr/a -ae d. al, mandra; nunipulâris er. asker, er, ne-
hayvan sürüsü (davar, koyun, fer; ayn bölükten olan asker;
keçi). yolda; s. bölüe ait.
mandflc/us -I er obur kimse; monipulötim z. bölükler ha-
yiyecek çineyen bir kimseyi linde; ynlar halinde; avuç
temsil eden maskeli kii, dolusu olarak.
mfine cfs. (çkz.) sabah, seher z. matipul/us -i er. yn (öz. sa-
man 359 inan
man); (ask.) piyade bölüü. montel/e -Is cns. peçete, pe-
Manl/ius -I er. Roma'l aile kir, havlu.
ad, öz. Roma'daki luppiter man tel/ um -I cns. pelerin,
tapman Galliallar'dan manto.
kurtaran Manlius Capitoli- mantic/a -ae d. srt çantas,
nus; sert disipliniyle tannan el çantas/valiz, bavul.
Manlius Torguatus; -ius, manticin/or -Sri fitus gf.
-iânus 5 . kâhin olmak ya da kehanette
mann/os -I er. bir cins Gallia bulunmak.
at. mant/o -öre gf kalmak, dur-
mân/ö -fire -5vf -otum gf. mak; beklemek (birini).
damla damla akmak, damla- Mantu/a -ae d. Vergilius'un
mak, akmak, aknt gibi git- Kuzey talya'da doduu yer.
mek; (rnec.) yaylmak, çk- manuâlis s. ele ait, etle ilgili.

mak (soyut). manub/ae -ânm d. ç. gani-


vnönsî gç. maneo metin satndan elde edilen
mânsi/5 -on is d. kalma, dur- para.
ma, ikâmetgâh (öz. konakla- manûbr/ium -I &i cns. sap,
ma yen). kulp, kabza.
mansit/ö -are gf. kalmak, manuleâtus 5. uzun kollu
oturmak, durmak, beklemek; gömlekli.
ikamet etmek. manümissi/o -on i s d. azad
mönsuS/facio -facere -fecî edilme (köle).

-foctum (edl. -fîo -fierî) manûm/itto -ittere -isî


gçf. evcilletirmek, ehliletir- -issum gçf özgürlüüne ka-
mek. vuturmak, azat etmek.
tnönsue/scö -scere -vî -t um manupret/ium -î & il cns.
gçf evcilletirmek, ehliletir- ücret, maa; ödül, mükâfat,
mek; gf. evcil hale gelmek; karlk.
uysallamak, yumuak bal man/us -üs d. el; (mec.) güç;
olmak. dinçlik; cesaret: göüs göüse
mânsrâtüd/5 -ini d. evcil- çarpma; yiitlik; el yazs, el

lik, uysallk; nezaket, lml- ii; (ask.) kta, kol, bölük; (fU)

lk. hortum; -extr?ma rötu ( sa-


monsuet/us gedo. mân natta);son darbe (askerlik);
su esc 5 s. evcil; uysal, yumu- -ferrea kanca, borda kanca-
ak huylu, lml; -â z. s; -om dare vazgeçmek; tes-
nonsus gedo. mandö; gedo. lim etmek; -S sahte olarak,
maneö yapay olarak; -fi mlttere
map 360 mor
azat etmek; od -um hazr; n ma'nn dördüncü kral; -us
-0 açk, aikar, besbelli; in -iânus s.

-ibus tannm, ünlü; yakn, mor/e -s cns. deniz; -no-


yannda, el altnda; -ibus n strum Akdeniz; -inferum
habirc -ile megul olmak; Tiren denizi; -superum Adri-
per -üs zorla, mecburi ola- yatik denizi.
rak; per -üs trüdere kuak- Mareoticus s. Mareota ile ilgi-

tan kuaa aktarmak. li; Msrl.

mapSli/o -um cns. ç. Afrika margart/a -oe d. inci.

kulübeleri. margin/ö -öre gçf. snr koy-


mopp/o -oe d. peçete, pekir, mak, kaldmm tayla ayr-
masa örtüsü; kuma, bez. mak.
marath/on —ötis d. Atti- vnarg/ö -ini er. d. kenar,
ka'nn dou kysnda köy, yan, ky; snr; -cenae gar-
Perslere kar Atinallann ka- nitür, salata gibi yiyecek.
zandklan zaferle anlr; Maric/o -oe d. Latin mitoloji-
-dnius s. sinde su perisi, Latinus'un
Morcell/us -î er. Roma'l soy annesi.
ad, öz. Syracusa'y ele geçi- marTnus s. denize ait.

ren Claudius Marcellus; -a morftâlis s. evlilere ait, evlen-


-idrum as. ç. Marcelli'nin meye ait, düüne ait.
adna yaplan ölenler. maritimus s. denize ait, deniz-
marc/eö -ere gf. solmak, ku- le iliii olan; kyya ait, ky-
rumak; solup eilmek, halsiz sal; cns. ç. ky bölgesi.
olmak, canlln yitirmek, marft/ö -fire gçf evlenmek.
gevemek, kuvveti kesilmek; morît/us -i s. evlilie ait, ev-
yava yava gevemek, durul- lenmeye ait, düüne ait; er.

mak. koca.
marcesc/o -ere gf. solmaya Mor /us -4 er. Roma'l aile ad
balamak, zayflayarak eri- öz. [ugurtha ve TeutonTan
yip gitmek, canlln yitir- yenen C. Marius; -us,
mek, güçten dümek, der- -iânus s.

manszlamak. mormor -is cns. mermer i-


marcidus s. solmu, kurumu, lenmi mermer parças; mer-
gevek, cansz, sarkk, halsiz, mer kaldnm (ç.); ta; denizin
dermansz; ( mec.) ruhsuz, düz ve parlak yüzeyi.
gevek. marmoreus s. mermerden,
Marc/ius -I er. Roma'l aile mermere ait; mermer gibi.
ad, öz. Ancus Maraus, Ro- Mor/d -önis er. Vergilaus'un
mar 361 mat
soyad. tu, pösteki; -öt us s. pösteki
marr/a -ae d. bir tür çapa. giyen; pöstekili.
Mars Martis er. sava tanns, matar/a -ae -is -is d. Kelt d-
Romulus'un babas; sava; riti.

Mars gezegeni aequö Mart e matelli/ö -ön s er. kap, kava-


eit koullarda suö art e M noz, tas.
insann kendi çabasyla mât/er -ris d. anne, sahibe,
Marti/us s. Mars'a ait; matron; sütanne; (mec.) ana,
Mart'a ait; savaç, dövüken kaynak, köken; Mögna- ‘

-ölis Mars'a ait.


s. Kybele; anayurt,
Mars/i -ör um er. ç. Orta tal- matercul/a -ae d. annecik.
ya'da bir topluluk, savaçl- möter/a -ae -es -el d. mad-
yla ünlüdür; -us, -icus 5. de, cevher, cisim, özdek; ke-
Marsl. reste; gereçler; (mec.) konu,
marsupp/ium -I & il cns. ke- mevzu, tema; frsat, neden,
se, torba, para kesesi. vesile, münasebet; (kii) yete-
Martcol/a -ae er. Mars'a ta- nek, karakter.
pan kimse. mâteriar/ius -I & l er. keres-
Martigen/a -ae er. Mars'n te tüccar.
olu. materies bak. möteria
mâs maris er. erkek, adam s. mâteriötus s. ahap,
erkek, erkek özelliklerine sa- möteri/or -Sri gf. kereste sa-
hip, erkee ait. lamak, kereste tedarik etmek,
masculus s. erkee ait, erkeksi, mâternus s. anneye ait.
erkek. mâterter/a -ae d. annenin
Masiniss/a -ae er. Numidia kz kardei, teyze,
kral. mathematic/us -4 er. mate-
mass/a -ae d. parça, küme, y- matikçi; gökbilimci,
n, öbek, kütle. matricid/a -ae er. d. ana kati-
Massic/us -î er. Campania'da li.

da; -um -I cns. bu dada mStricîd/um -I & II cns. ana


yetien üzümlerden elde edi- öldürümü, katli.
lenarap. mStrimön/um -I & il cns.
Massili/a -ae d. Galia'daki evlilik, evlenme, zdivaç.
phocaea kolonisi; mod Marsil- . mStrimus s. annesi hayatta
ya; -insis s. olan (kimse).
mastîgi/a -ae m. alçak, adi nStrön/a -ae d. evli kadn;
kimse. hanmefendi, sahibe.
mastrBc/a -ae d. koyun pos- mötrönSls s. evli kadna ait;
mat 362 med
kadna yarar, kadnca, sa- quam- mümkün olduu ka-
hibelie ya da hanmefendili- dar çok ya da mümkün oldu-
e özgü. u derecede, mümkün merte-
matui/a -ae kap, kavanoz. bede.
mötur/escö -€cer« -ul gf maximit/â* -öti* d. büyük
olgunlamak, olgun hale gel- boyut, büyüklük, azamet.
mek. mâximu dü. mögnus
mâtürit/as -âtis d. olgunluk, mâxum- bok. mâxîm-
(mec.) olgunluk hali; mükem- mûzonom/us -I er. tabak, ça-
mellik, yetkinlik, erikenlik, nak; tepsi,

kemal; yükseklik. meapte kendimin,


mâtür/ö -âre -övi -ât um meât/us -üs er. devinim; ge-
gçf. olgunlatrmak, olgun çi; geçit; yol, kanal.
hale getirmek; acele ettirmek, mScastor ün i Kastor adna!
hzlandrmak; vaktinden ön- mScum benimle, benimle be-
ce yapmak; gf. acele etmek. raber.
mâtûr/us s. olgun, olmu, ke- Med$/a -ae d. lason'un Kolk-
male ermi, ergin; -e z. tam his'li büyücü kans; -i* s. bü-
vaktinde, vakitli, çabuk, bir yülü.
an önce, erken erken. med/eor -5r gf (eh. ile) iyile-

Matüt/a -ue d. afak tanrça- tirmek, ifa vermek, tedavi et-

s. mek; -enfes -en t um er. ç.

mötatlnus s. sabahleyin; er- '


doktorlar.
ken. meddix tuticus er. Osc’lu yük-
Maur/us -4 er. Fas; Marib; s. memur.
sek
Fasl, Afrikal, Maribi; mediasîin/us -4 er. ar iler-
-itân/a -ae d. Moritania; de çaltnlan kimse, genel ya
mod. Fas; Marake kenti da kaba saba ilerde çalan
-Gsius 5. köle.
Mâvor/s -ti* er. Mars; -tius s. medic/a -ae d. kaba yonca,
maxill/a -ae d. çene, çene ke- medicâbilis s. tedavisi müm-
mii. kün, geçici ( hastalk).
mâximS z. pek; en, en çok, son medlcdvn/en -ini* crts. ilaç,

derece, fazlasyla, an dere- deva; kozmetik; (mec.) çare.


cede, ziyadesiyle, özellikle, medcSment/um -V cns. ilaç,
özel olarak, bilhassa; kesin- deva; zehir; ilaç dozu; (mec.)
likle, tam tamna, tam, ay- panzehir; çare.
nen; elbette, tabii, kukusuz, medcSt/us -42* er. büyülü çe-
pekâlâ; cum- aynen, tpk kicilik, albeni.
med 363 meg
medicfn/a -ae d. tp sanat; (bir ey üzerinde) düünmek,
muayenehane; tedavi; (mec.) düünüp tanmak, tefekkür
ilaç, çare. etmek; pratik yapmak, altr-
medic/ö -âre -âvf -ötum ma yapmak, çalmak; -ötus
gçf. ilaçla tedavi etmek, iyile- s. tasarlanm, kastl, üstün-
tirmek, saaltmak; boyamak, de düünülmü.
renklendirmek. medi/us s. orta, ortadaki, orta-
medic/or -örf gçf. & gf. iyile- s; düzeyde bulunan;
orta
tirmek, tedavi etmek; iyile- arada bulunan; vasat, lml;
mek. yansz, tarafsz cns. kamu,
medcus s. iyiletirici, ifa veri- halk; orta er. arabulucu, ara-
ci, iyilemeye ilikin er. dok- c; -um complect? belini
tor. kavramak; se gerere yansz
mediet/ös -ât i s d. orta yer, or- olmak; -ö yan yolda -ö tem-
ta. poris bu arada, ayn zaman-
medimn/um -I cns. -us -I er. da; n
-um kamu yaranna;
Yunan kilesi. in -um pröferre yaymla-
mediocr/s s. orta, sradan, mak; d? -ö tollere ortadan
alelade, ortalama; -ter z. or- kaldrmak, iptal etmek; 3 -ö
talama olarak; az çok; anya oblre ölmek, yok olmak; in
kaçmadan. -S esse halktan olmak; -ö n
mediocrit/Ss -âti s d. iki e- positus herkese açk; in -5
yin ortas, vasat, orta; lml- relinquere sallantda brak-
lk, itidal; bayalk, sradan- mak.
lk, aleladelik. medius fldius ünl. tann ad-
MediolÖn/um -I ons. Kuzey na.
talya'da kent; mod. Milano; medix bak. meddix
-ensis s. medull/a -ae d. ilik; (mec.) öz,
meditâment/um -T cns. uy- esas, iç, merkez, en içteki k-
gulama, pratik, altrma, ta- sm.
lim; hazrlk yapma. medullitus z. yürekten.
meditât/3 -on i s d. (bir ey medullul/a -ae d. ilik.

üzerinde ) düünme; hazrlk, Med/ us -i er. Med, Pers; -us,


altrma, uygulama. -cus s.
mediterröneus s. ülkenin iç Medus/a -ae d. bakt her e-
bölümünde yer alan; ülkenin yi taa çeviren bir Gorgon;
denizden uzak bölümünde -aeus 5. -equus Pegasus.
yer alan, dahili. Megalensi/a (Megalesia)
medit/or -ârl -âtus gçf. & gf. -um cns. ç. Nisan'da yaplan
meg 364 mem
Kybele enlii. yara kabuu; ince tabaka,
Megar/a -oe d., -örum cns. ç. parömen.
Yunanistan'da Isthmus yak- membrânul/a -oe d. parö-
nnda kasaba; -eus, -cus, men parças.
-us s. Megara'l. membrotim z. parça parça;
megistön/es -um er. ç. eraf, ksa cümleler halinde.
ileri gelenler, ekâbir (saray), membr/um -T cns. organ,
mehercules, mehercule, me- uzuv, üye, (gövde); parça, bö-
herde, ünl. Herakles hakk lüm, ksm, cüz.
için. memet, me'nin vurgulu biçi-
mei/o -ere gf iemek. mi.
mel mellis cns. bal. memin/I -isse gf. ( inh . ile)

melandiolicus s. melankolik, anmsamak, hatrlamak; an-


karakaygl. mak, zikretmek.
mel? ç. melos. Memn/ön -onis er. Troia'da
Meleog/er (-ros) -ri er. Kaiy- öldürülen Etiopia kral;
donia prensi. -on i us s.
melicus s. müzie ait; lirik, metnor -is s. düünceli, hatr-
melilöt/os -i d. san yonca. layan; ansna (birinin); -ter
melim?l/a -örum cns. ç. elma z. bellekten, hatrlayarak;
ras. doru olarak.
MSlîn/nm -I cns. Melos beya- memoröbIis s. anlmaya de-
z. er, dikkate deer.
mell/or -öris s. daha iyi. memorandu s. dikkate deer,
melisphyll/um -i cns. melisa, önemli.
oulotu. memoröt/us -üs er. anma, zi-

Melit/a -oe d. Malta -önsis s. kir, ima.


Malta'h; Maita'ya ait. memori/o -oe d. bellek, haf-
melius cns. (melior) z. daha iyi. za; hatrlama süresi; ömür;
meliuscul/us s. çok daha iyi; an; geçmi olay; tarih;
-3 oldukça iyi.
z. hoec- günümüz; -oe
mel lifer -I s. bal yapan, bal prödere gelecek kuaklara
tayan. geçirmek; post hominum
mellltus s. ball; tatl, -om tarihin balangcndan
mel/os -I cns. ark, name, bu yana.
ezgi. memorlol/o -oe 'd. zayf bel-
Melpomen/i -Ss d. tragedya lek.
Musa's. memor/3 -öre -övf -Öt um
membrSn/a -oe d. deri, zar; gçf. anmak, zikretmek, söyle-
mem 365 men
mek, anlatmak nakletmek - gelir, ortaya çkar,
5 1 us 5. ünlü, naml. mente captus deli, plgn.
Memph/is -U & idos d. Orta mente ut niyetiyle,
Msr'da bir kent; -îtes, Ifs, mens/a -ae 1 masa; kap, .

-îticus s. Memphis'e ait; M- öün; tezgâh «ecuda- tatl


sr'l. (yemek som. ).

Menand/er (-ros) -ri er. Grek mensâr/ius -î & il er. sarraf,


komedya yazar: -reus s. bankac.
mend/a -oe d. kusur, hata, mensi/5 - d. (ölçü) mik-
yanl, leke. tar, nice ...

mendâc/um -I Sr il cns. ya- mens/fts -s er. ay (takvim).


lan. mins/or -oris er. ölçmen, tar-
mendöcuncul/um -I cns. ya- tla, müfetti; mimar, mühen-
lanak, uyduruk. dis; arazi ölçmeni.
mend/dx -öcis s. yalan söyle- mSnstruâlis s. bir ayla özgü,
yen, yalana, aldata, alda- menstruus s. ayda bir olan,
tan; gerçeksiz; er. yalana aylk; bir aylna özgü; cns.
kimse. bir aylk erzak,
mendfcit/fis -ötts d. an minsul/a -ae küçük masa.
yoksulluk; dilencilik. m5nsQr/o -ae d. ölçü, ölçüm,
mendIc/5 -<Sre, ~or -ar gf ölçme; ölçüt, standart; mik-
dilenmek, sadaka istemek, di- tar, boyutlar, ebat; kapasite,
lenmeye gitmek. mensus geo metior ,

mendos/us s. kusurlu, hatal; ment/a -ae d. nane.


yanl, z. menti/5 -ön is d. ima, üstü ka-
mend/um -I cns. hata, kusur, pal söz, çtlatma, zikretme.
noksan, eksiklik, gaf. ment/or -ri -ît us gf. yalan
Meneld/ts -î er. Agamem- söylemek, aldata olmak, sö-
non'un kardei, Helen'in ko- zünü tutmamak; gçf. yalan-
cas; -e us s. dan söylemek, hilekâr bir bi-
Menoetiod/is -ae er. Patrok- çimde davranmak; gibi gö-
los. rünmek, -imi gibi göster-
metis mentis d. düünce, akl, mek; sahtesini yapmak, öy-
zihin, dima, drak, zihinsel künmek; -lens -lenf is er. al-
yetiler, anlay, kavray; datma, hile, yanltma; -Itus
duygular, yürek; cesaret, s. yalan.
mertlik, azim, sebat, meta- Menfor -is er. Odysseus'un ün-
net; plan, niyet, amaç; yenif lü arkada; maden ilemeci-
n menfam hatrlanr, akla liiyle tannm bir sanatç;
men 366 mer
süslü arap kadehi {maden); hak kazanmak; kazanmak,
-eus s. edinmek, hak etmek, elde et-
ment/um -I cns. çene. mek, ele geçirmek, yenmek,
me/5 -5re gf. gitmek, geçmek, galip gelmek; ( ask .) hizmet
mephft/is -is d. yeryüzünden görmek; bene- de iyi hizmet
szan zehirli ya da zararl bu- etmek; -equö süvari snfn-
har, stma; bir tanr, da hizmet görmek,
merâcus s. saf, katksz, meretrfcius 5. fahieye ait.
mercâbilis s. satn alnabilir, meretrîcui/a -ae d. güzel fa-
mercât/or -öris er. tacir, tea- hie.
men, sata. meretr/ix -Icis d. fahie,
vnercâtür/a -ae d. ticaret, te- merg/ae -ör um d. ç. saman
cim; satn alma; mal. trm.
mercât/us -us er. ticaret; gi- mer/gö -gere -si -sum gçf.

dip gelme, seyrüsefer; pazar- suya batrmak, daldrmak,


yeri, çar, panayr, fuar, banmak, suya sokmak;
mercedul/a -ae d. düük üc- (mec.) gömmek; batmak, ba-
ret, düük kira ücreti, taa saplanmak ( ahlaki ya da
mercennârius s. paral, ücret- mali).
li, kiralk; er. hizmetçi, mer g/us -I er. dalgç kuu,
merc/es -edi d. kira ücreti, merîdiönus s. öleyin, öleye
ücret, maa, bedel; kâr, gelir; ait; doru olan,
güneye
rüvet; (mec.) ödül, karlk, vnerîdi/es -el d. öle vakti, ö-
mükâfat. le; güney.
mercimön/ium -I & II cns. merîdi/ö -âr e gf. öle uykusu
mallar, emtia, ticari eya, uyumak.
merc/or -Sri -ât us gçf. tica- merit/o -âr e gçf. kazanmak
retyapmak, mubayaa. etmek, (düzenli biçimde).
satn almak. meritörius s. kiralk cns. ç. ki-

Mcrcur/ius -î er. tanrlann ralk oda, pansiyon,


habercisi; ticaretin ve hrsz- merit/us gedo. mereö s. lâyk,
larn tanns; stella -î Merkür hak kazanm, müstahak;
gezegeni; -iâlis s. -um -î cns. hizmet; sevecen-
merd/a h»« d. pislik, hayvan lik, yumuaklk; yararlk, de-
tersi, gübre. er: hak; ihtar, tembih (okul),
merend/a -ae d. hafif öle ye- suç, kabahat, ayp, kusur;
mei. (mec.) iyi bir neden -ö z. hak-
mer/eo -ere ~ni -eor -eri, kyla. hakl olarak,
-itus gçf. S gf. lâyk olmak, merop/s -is d. an yiyen bir
mer 367 mid
ku. zanan komutan.
mersi gç. mergö Methymn/a -oe d. LesboVda
mers/o -öre gçf. tekrar tekrar kent -aeus s.
suya daldrmak ya da suya me/tior -tîrî -nsus gçf. ölç-
batrmak. mek ölçüp ayrmak; bir yan-
mersus gedo. mergo dan öbür yana geçerek ölç-
merul/a -ae d. karatavuk, mek; (mec.) tahmin etmek,
mer/ um -î cns. arap, yargda bulunmak,
merus 5. saf, katksz, su katl- me/to -tere -ssul -ssum gçf.

mam; yalnzca, sofi. biçmek, hasat etmek, ürün


merx mercis d. mal, emtia. toplamak; biçmek (ot vs.), ke-
Mesall/a -oe er. Roma’l ad öldürmek,
sip biçerek
öz. Corvinus Augustus döne- net/or -örf -ât us gçf. snr
minde hatip, asker ve edebi- koymak, snrlann belirle-
yat hâmisi -îna -înae d. im- mek; ölçmek, uzunluuna
parator Claudius'un kars; belli bir bölümü ölçmek, ölçe-
Neron'un kans. rek tayin etmek ya da plana
Messûn/a -oe d. Sicilya'da göre tanzim etmek,
kent mod. Messina. metret/o -ae d. svlar için bir
mess/is -is d. hasat, Yunan ölçü birimi,
mess/or —öris er. orakç, biçi- metucalösus 5. korku dolu,
ci. met/uö -uere -uî -ütüm gçf.
messorius 5. orakçya ait, ili- korkmak, endie etmek, -den
kin. korkmak.
messuî gç. met o met/us -üs er. korku, tasa, en-
messus gedn. metö die, dehet, kuruntu, vesve-
met/a -oe d. sirk pistinde bi- se, huzursuzluk,
tim noktalarna konan tu meus s. benim, Irana ait.
sütun, dönüm noktas; (mec.) mî eh. eqo; sin. & er. ç. meus.
snr,
hedef, bitim, mîc/o -ae d. kmnt, zerre, lok-
metall/um -î cns. maden, me- ma, parça, tane, habbe,
tal; maden oca, mic/ö -öre -uf gf. titremek,
metâtor -oris er. meahac, titremek, çrpnmak, titrek
meahu menü. yanmak; (mec.) birden alev-
Metaur/us -î er. Umbria'da r- lenmek. imek gibi parla-
mak, Hasdrubal'n bozgu- mak. panldamak, saçmak.
nayla ün kazanmtr. Midas -ae er. dokunduu her
Mete)l/us -I er. Roma'l ad öz. eyi altna çeviren Phrygia k-
Jugrtha'ya kar zaferler ka- ral.
mg 368 mn
migröti/ö -önis d. yer dei- na'l general.
tirme, nakil, alkanlklarn mllulnus s. çaylaa ait, çayla-
deitirme. a benzer; yrtc.
ttigr/ö -öre -av -at um gf. mîlu/us (mllvus) -I er. çay-
ev deitirmek, göç etmek gçf. lak; krlangç bal,
götürmek, tamak, naklet- mim /a -ae d. kadn oyuncu.
mek. MimolKoni/s -d is d. Bakkhos
mit/es -iti* er. er/asker; ordu^ rahibesi; Bakkhos'a tapan
birlikleri, asker snf. kadn.
Mîle/tus -tf d. Küçük Asya'da mîmic/us 5 .
gülünç, tuhaf,
kent; -silis s. maskaralk kabilinden; öy-
mîli/a -um cns. ç. binler; künme komedyasna uygun;
-passuum millerce. z.

mîliâr/ium (milliârium) -I Mimnervn/us -I er. Atina 'l


& l cns. kilometre ta, elegia âiri.
militâri/s s. askerî, askerlere, mimul/a -ae d. kadn oyun-
askerlik hizmetine ya da sa- cu.
vaa ait; -ter z. askeri biçim- mim/ us -I er. erkek oyuncu (p.
de. mim); pandomim oyunu,
mlliti/a -ae d. askerlik hizme- pandomim, fars.
ti, sava; ordu; -ae hizmette; mi n/o -ae d. Yunanllann kul-
domf -aeque yurtta ve yurt land gümü sikke,
dnda; mec ( .) savata ve ba- min/ae -ör um d. ç. tehditler;

rta. (duvar) süs için yaplan sivri

milit/5 -öre gf. asker olmak, tepeli kuleler,


asker olarak hizmet görmek, minâti/ö -önis d. tehdit.
mi! /i um -I & l cns. ak dan. mn/ öx -öcis s. tehdit eden;
mfl/le (ç. -ia) sy. bin; -passOs tehditle dolu -ociter z.

mil (bir). Minerv/a -ae d. sanat, bilim


mlll/islmus, -Insimus 5 . bi- ve bilgelik tannças, öz. doku-
ninci. ma; (mec.) yetenek, deha;
millia bak. rnlUa yün iinde çalma; sOs -om
milliârium bak. mîlârum "büyük annene öret!"
mlIi/Zns, -Ss z. bin kez. miniânus s. parlak krmzyla
M1/5 -ön s er. Cicero'nun sa- boyal.
vunduu ve Clodius'un katili miniatnlas s. krmz boyal.

olan tribunus; -öniânus s. mininZ en az derecede, zer-


z.

Mltiad/ls -is er. Marat- re kadar, pek az; (yant) hayr,


hon’da zafer kazanan Att- asla.
mn 369 mir
minimus 5. en az, en küçük, inin /uo -nere -uf -Otum gçf
pek küçük; en genç. küçültmek, azaltmak, parça-
mini /o -ere -5v -ötum gçf lara ayrmak, eksiltmek, za-
krmzya boyamak. yflatmak, gf ( gelgit ) çekil-
minist/er -ri er., -ra -rae d . mek.
hizmetçi, hizmetkâr; yardm- minus cns. minör z. daha kü-

c, vekil. çük, daha az; daha az derece-


minister/ium - & iî cns. hiz- de; deil, hiç deil, asla, kati-
met, vazife, görev; heyet, ma- yen; quo - (menetme) -den.
iyet. minusculus s. ufakça, küçük-
ministrfit/or -firis er. -rix - çe.

rlcis d. yardma, hizmetli, minut/al -fil is cns. kylm


hizmetçi kz, evlâtlk, kyma.
et,

ministr/o -fire gçf. hizmet et- minOtotim z. parça parça, kü-

mek; salamak, tedarik et- çük parçalar halinde,


mek; yönetmek; yerine getir- minut/us gedo. minuö 5. kü-
mek, ifa etmek, çük; deersiz, kymetsiz,
minitöbundus s. tehdit edici, önemsiz; -e z. önemsiz bir
minit/or -firl -fi -fire gçf & tarzda.
gf tehdit etmek, mirâbili/s 5. olaanüstü, hari-
min/ium -i & koyu kr-
II cns. ka, hayret verici; -ter z.

mz bir çeit boya, sülüen, mirâbundus 5. hayret dolu,


min/or -firl -fitus gçf. & gf mir Seul/ um -î cns. mucize,
tehdit etmek; çknt yapmak tansk, hayret veren ey; hay-
-anter z. tehdit ederek, ret, aknlk,
min/or -firis s. daha küçük, mirandus $. olaanüstü,
daha az; ikinci derecede, öne- mir fi ti/ 5 -fini d. tansk, hari-
mi az; daha genç; (ç.) soyun- ka, mucize.
dan gelenler. mîrfit/or -firis er. takdirkâr.
Mînö/s -Is er.öbür
Girit kral, mfrotr/Ix -Ics s. takdir eden,
dünyada yargç; - us, -us s. beenen.
-is -idis d. Ariadne. mîrific/us 5. olaanüstü, hay-
MInÖlaur/us -î er. yar boa, ret verici; -e z.

yan adam görüntüsünde, Gi- mirmUfi bak. murmillö


rit labirentinde yaayan efsa- mIr/or -ör! -fitus gçf. a-
nevi yaratk. mak, hayret etmek; takdir et-
Minturn/ae -firum d. ç. Gü- mek; gf hayran olmak, ar-
ney Latium'da kent-finsis s. mak.
minum- bak. minim- mir/us s. hayret verici, olaa-
mis 370 mit
nüstü, tuhaf, garip -um misericor«i/a -ae d. aama,
cjuarn, quontum olaanüs- merhamet, efkat, sevecenlik,
tü olarak -e z. duygudalk, inayet,
miscellüne/a —örum cns. ç. misericor/s -dis 5 duyguda, .

(gda ) karmakark yemek, aayan, merhamet duyan,


türlü yemei. merhametli, efkatli, sevecen,
mi/sceo -scere -scuî -xtuno miseriter z. kederle, hüzünle,
gçf kantrmak, katp kar- miser/or -örî -ötusgçT; (-den
trmak, harman yapmak; bir- dolay) kederlenmek, ac-
letirmek, bir araya getirmek: mak, merhamet duymak,
kantrmak, karmakank et- mîsf gç. mittö
mek, düzeni bozmak. tiss/a -ae d. ( dn .) Aai Rab-
vnisellus s. zavallck, zavall bani.
kü<^ük. missilis s. atlabilen, atlr.
Mîsen/um -I cns. Napoli yak- missi/Ö -ön is d. gönderme; sa-
nnda dalk burun ve liman lverme, tahliye; (ask.) terhis

-ensis s. etme, (gladvatörler) talim yeri;

miser -î s. sefil, perian, yok- (olaylar) son; sine -öne ölü-


sul, dükün, acnas, merha- müne.
met uyad ran. missit/ö -öre gçf tekrar tekrar
miserâbili/s s. acnacak hal- göndermek,
de olan, ackl, merhamet missus gedo. mittö
uyandran; -ter z. miss/us -üs er. gönderme;
mise ra nd us s. acnacak hal- at, atma; -sagittae ok
de, merhamete deer, mües- menzili.
sif. mitell/a -ae d. sank, turban,
miseröti/o -ön i s d. acma, mîtesc/ö -ere gf.: olgunla-
merhamet, acnacak ey, do- mak, kemale ermek; yumu-
kunakl, keder verici ey. ak ya da lml hale gelmek.
miser/eö -ere -uf, eor, eri Mithridöt/es -is er. Pompei-
-it us gçf. & gf ( inh ile) ac-
. us'un yendii Pontus kral
mak, merhamet etmek, ya- -eus, -icus s.

knlk duymak; -et me aa mîtigüti/ö -onis d. yattr-


duyuyorum, bana ac verir, ma, teskin etme, yumuat-
müteessirim. ma.
miseresc/ö -ere gf acmak. mitig/ö -öre -övî —otum gçf
miseri/a -ae d. dert, zdrap, olgunlatrmak, kemale er-
perianlk, sefalet, bezginlik, dirmek; yumuatmak, lml
mutsuzluk. yapmak; sakinletirmek, ya-
) )

mit 371 mod


ttrmak. moderâbilis 5. lml, mutedil,
miti s s. olgun, olmu, kemule ölçülü, makul.
ermi; yumuak, lml, zarif, moderâm/ert -ini cns. dene-
mitr/a -ae d. sark, turban, tim; hükümet, yönetim,
vnitt/ö -ere misi missum gçf moderanter z. denetleyerek,
brakmak, koyuvermek, gön- moderâtivn z. derece derece,
dermek, sevketmek; atmak, moderöti/ö -ön is d. denetim:
savurmak, frlatp atmak; git- yönetme; snrlama, kstla-
mesine izin vermek, azlet- ma; öz-denetim; kurallar;
mek; çkarmak, ihraç etmek, lmllk, itidal.
yaymak; ( azdan çkarmak; moderöt/or —ör i s er. dene-
göndermek, (arma-
(haber) timci, yönetici, müdür.
an) vermek; (olay) sona er- moderâtr/Ix -îcis d. sahibe,
mek; sanguinem- kana- denetimci.
mak; ad cenan- akam ye- moderöt/us s. ölçülü; dene-
meine davet etmek; mis- timli; düzenli, tertipli; -e z.

sum facere vazgeçmek, itidalle.


mîtul/us -I er. midye. moder/or -ârî -otu s gçf fir gf.

mixtim z. ayrmsz olarak. (eh. snrlamak,


ile) frenle-
mixtur/a -ae d. katp kartr- mek, tutmak ya da zaptet-
ma. mek, denetim altna almak,
Mnemosyn/e -is d. Musa’la- ksmak, azaltmak, yattr-
rn annesi. mak, yumuatmak, dunla-
nutemosyn/on -I cns. hatra, trmak; (ih. ile yönetmek,
yadigâr, andaç. idare etmek, gütmek, yol gös-
möbili/s s. hareket edebilen, termek, düzenlemek, ayarla-
kmldayabilen; çabuk, çevik, mak.
atik, çabuk geçen; kolay he- modesti/a -a« d. arlktan
yecanlanr, tahriki kolay, dö- kaçma, lml davranma, in-
nek, kararsz, maymun itah- zibat; alçakgönüllülük,
l; -ter z. hzla, süratle. modest/us s. ciddi, makul; öl-

möbÜIt/âs -otis d. hareket çülü, lml, temkinli, kendine


edebilirlik, müteharrik olma, egemen; itaatkâr; disiplinli;
devingenlik; (mec.) akclk gösterisiz, mütevazi; -3 z.

(d/); çabukluk, canllk; dei- lmllkla, itidalle; alçakgö-


ebilirlik. nüllü olarak.
möbilit/ö -ore gçf. harekete modiâlis s. Roma arlk biri-
geçinmek ya da çabuklatr- mi olan; modiusu ihtiva
mak. eden.
mod 372 mol
modic/u s. lml, mutedil; or- ntoech/us -f er. zina yapan er-
ta; sradan, ortalama, vasat, kek.
öyle böyle; az, küçük, ufack, moenera bak. mfinas.
seyrek; -î z. lml olarak; pek moeni/a -um cns. ç. kent sm-
az olarak. n; kenti çevreleyen savunma
modlficötus s. ölçülü, duvarlan, surlar; kale, müs-
mod/ i us -I & II er. Roma'da tahkem yer.
tahl ölçü birimi, moertiâ bak. mGniö
tnodo z. yalnzca, sadece; hiç, Moes/i -örum er. ç. Tu- aa
herhangi bir yolla, yöntemle, na halk mod. Bulgaristan,
biçimle; ancak; (em. i/e) sade- mol/a -ae d. deirmen ta,
ce; (zaman) hemen imdi, bi- deirmen; kaplca buday ta-
raz önce, tam imdi; (ba.) neleri.
keke; nön- ...deil, ... -nön molör/i$ -Is er. deirmen ta;
nerdeyse, hemen hemen, az az dii.
(d/)
kalsn -den baka; .... mâl/Gs -is d. kütle, küme, kül-
moduSât/or -öris er. müzikçi; çe, top, yn; yapay liman,
sesi ritmik olarak ölçen kim- mendirek, baraj, iskele, rh-
se; müzik yönetmeni, tm, dev yap; (mec.) büyük-
modul/or -Örf -ât us gçf (ses) lük, kudret, kuvvet, güç, ar-
zamann ayarlamak; ritmik lk; güçlük, zorluk, mükülât,
olarak ölçmek: ses perdesini yük; kargaalk, belâ, felâket,
deitirmek; sesini tadil et- âfet.
mek, gamn deitirmek; ar- molestl/a -ae d. zahmet, s-
k söylemek, çalg çalmak; knt, belâ, zahmetlilik, üzün-
-âtus ölçülmü; -öte z. tü, rahtszlk, dert; kzma; en-
uyumla. die, tasa, kayg; (üslup) kat-
modul/us -I er. ölçü, lk, sertlik; yapmaak, taklit,
mod/us -I er. ölçü; boyutlar; molest/us j.skc, bktnc, ta-
vezin, müzik, ritmik hareket, ciz edid, usandrc, (üslup)
süre, (müzik) yöntem,
yol, atafatl, yapmaak -G z.
usul, tarz; snr, bitim; Gius -I mâlîm/ en -ni cns. gayret,
bunun gibi, bu tarz, bu bi- çaba, cehit; emek; önem,
çim; -5 n -um gibi, tarzn- mö lmen t/u m -I cns. büyük
da. çaba; zahmet, sknt, zorluk.
moech/a -ae d. zina yapan mÖl/or -iri -ftus gçf. büyük
kadn. çaba harcamak, gayret sar-
moech/or -örf gf. zina le- fetmek, uramak, yapmak;
mek. ( büyük bir çabayla) atmak, fr-
.

mol 373 mon


tatmak, savurmak, kullan- mâly -«s cns. büyülerde kuUa-
mak, harekete geçirmek; üze- nlan bir ot.
rine almak, plân yapmak, se- mâm/en -ni cns. devinim,
beb olmak; gf. çabalamak, hareket; an, lâhza; önem,
uramak. mâment/um -I cns. devinim,
molitî/5 -5nis d. yorucu çal- hareket, deime, deiim;
ma. (zaman) ksa aralk ya da sü-
mollt/or -örts er. yap a. re, an, (mec.) itici güç, sevk,
molISsc/5 -«re gf. yumua- dürtü, saik; önem; nullVus -I
mak; (mec.) kadmmsüa- önemsiz.
mak. momordf gç. mor de ö
molllculus s. yumuakça, ko- M on/o -ae d. iki adann ad;
lay ncinir, nazik, narin, za- Adam ve AngUsea adatan,
rif. monach/us -I er. kei,
moll/iâ -Tre -Ivf -Itum gçf. monidui/o -ae d. Küçük kar-
yumuatmak, esnekletir- ga.
mek; yattrmak, hafiflet- mon/eâ -ire -ul -itam gçf.
mek, kolaylatrmak; yldr- hatrlatmak, akl öretmek,
mak, moralini bozmak. tavsiye etmek, önermek,
molli/s s. yumuak, esnek, ei- uyarmak; yol göstermek, ön-
lip bükülebilir; nazik, kolay ceden haber vermek
incinir; (karakter) duyarl, za- monir/s -is d. kadrga, çek-
yf, kadnms; (iir) âkane, tirme.
ateli; (görü) deiken; (yo- monerula bak. monidula
ku) kolay; -fer z. yumuak monit/o -ae d. darphane; pa-
olarak, nazik bir biçimde; sa- ra; pul.
kince; ehvetli bir biçimde. monil/e -is cns. gerdanlk,
molliti/a -ae -es £î d. yumu- mon m- bak. monum-
i

aklk, esneklik; zayflk; du- moniti/ö -önis d. hatrlatma,


yarlk; sevecenlik; kadnslk. uyarma.
mollitud/ö -ni d. yumuak- monit/or -âris er. uyaran,
lk; esneklik, hassaslk, aln- hatrlatan; danman; öret-
ganlk. men; süflör.
tnol/o -ere gçf. öütmek (de- monit/um -I cns. uyan; keha-
irmen). net.
Moloss/I -orun er. ç. Molos'- monit/us -Us er. uyarma, ha-
lular, Epirus halk; -is -ids trlatma, uyan; tembih, ih-
d. Molos'lulunn ülkesi; -us -î tar, öüt.
er. Mol os tazs; -icus, -us s. |
monogrommus s. gölgeli, ka-
mon 374 mor
ranlk. mörötus s. belirli üslup ya da
monopod/ium - & il cns. tek davran biçimi olan,
ayakl masa, morbîdus -I er. salam olma-
m öns m on
ti s er. da. yan, salksz, bozuk, zararl,
mönstrût/or -ör is er. göste- morb/us -I er. hastalk, rahat-
ren ya da belirten kimse, ö- szlk, illet; dert, sknt, keder.
retmen. mucit. mord/öx -âcis s. keskin, kes-
mönstr/ö -üre ~âv -otum kin kokulu, tad aa, src;
gçf. belirtmek, göstermek; bil- (mec.)hrlayan, ac konuan
gi vermek', rehberlik etmek, -âciter z.
öretmek; atamak; ihbar et- mor/deö -dere momordî
mek, haber vermek, ifa et- -sum gçf. srmak, dilemek;
mek; —âtus s. üstün, yetkin, sk tutmak, pençe atmak,
seçkin. kapmak, kavramak; (souk)
mönstr/um -I cns. gelecei dondurmak, szlatmak; (söz-
gösteren belirti; er alameti; cükler) incitmek, ar gibi sok-
mucize; canavar, hilkat gari- mak; küçük düürmek.
besi, ucube. mordcus z. snrak, dileye-
monstruös/us 5 doaya ayk- . rek; (mec.) sebatla,
r, gayn tabiî, yapay; -5 z. möresç. mös

montânus s. dalk; daa ait. moret/um -I cns. salata,


monticol/a -ae er. dal, moribundus s. ölme noktasn-
montivagus s. dada gezen, da, ölen, ölümlü, fani; öldü-
montuösus, montösus s. da- rücü, ölümcül.
lk. möriger/or -orî -âtus gf. (eh.
monument/um -I cns. ant, ile) memnun etmek, honut
abide; kayt. etmek, keyfine uymak, gön-
Monsopius s. Atina'l. lünü almak.
mor/a -ae gecikme, durma,
d. morigerus s. uyan, taat eden.
sekte durgu; engel, mâni; mor/or -î -tu us gf. ölmek; ze-
ara, fasla; geçici olarak kal- val bulmak, çürümek, kuv-
ma, konukluk; -am facere vetten dümek, solmak,
tehir etmek, geciktirmek, moritürus gl. çr. morior.
mor/a -ae d. Sparta ordusun- mörologus s. saçma, budala,
da tümen. mor/or ~örî -âtus gf. geç kal-
Mörâlis s. ahlaka ait, ahlak- mak, gecikmek, oyalanmak,
sal. aynlamamak, aylakça dola-
morât/or -öris er. tehir eden, mak, babo dolamak gçf.
geciktiren, erteleyen. alkoymak, engellemek, ge-
mor 375 mov
ciktirmek, tehir etmek (o/m. mös möris er. tabiat, mizaç,

ile) dikkat etmek, saknmak, yaradl, maya; görgü, terbi-


raz olmamak, kar gelmek; ye; ruh hali; huy, kapris;

nihil, nîl- itiraz olmamak; âdet, alkanlk, usul; hukuk;


ilgilenmemek, yükümlülük- kural; (ç) davran, karakter,
ten kaçnmak. ahlâk; -möiörum ulusal ge-
mörösit/ös -atî* d huysuz- . lenek; tnörem gerere -nin
luk, aksilik, hrçnlk. arzusunu yapmak; memnun
mörosus s. titiz, huysuz, ters, etmek. lütuf göstermek;
aksi, zorlu -e z. nöre, in morem âdet oldu-
Morph/eus -e o s er. dülerin u gibi, âdetine göre.
tanns. Mos/a -ae er. Mouse rma.

mors mortis Ölüm; ceset


d. Mös/es, Möys/es -is er. Mu-
morfem sibl cönscîscere sa.

intihar etmek mortis poena mot/5 -önis d. devinim, ha-


ölüm cezas. reket.

morsiuncul/o ~ae d. öpücük. mot/o -öre gçf. harsketlitit-


morsus gedo. mordeö cns. ç. mak.
ufak lokmalar. möt/us gedo. moveü
mors/us -üs er. srma, dile- mot/us -üs er. devinim, hare-
me, srk; yeme; kavrama, ket, çalkant, sarsnt; dans,
tutma; (mec.) an, sz; sinir- jest; heyecan, tutku, coma,
lenme, kzma. vecit; (akl) dürtü, güdü, saik;
mortölis s. ölümlü, geçici, fa- düünme süreci, esin; (siy.) is-

ni, kalmsz; insan yaps er. yan,ayaklanma, kargaa;


insanolu. terrae- yer sarsnts.
mortâlit/âs -âtis d. ölümlü- mov/ens -en ti s . zam. ç. mo-
lük, ölüm. veö s. hareket edebilen, mü-
mortor/ium -i & il cns. ha- teharrik, oynak; cns. ç. güdü-
van, dibek. ler.

mortfer -î s. öldürücü, mah- mov/eö ~5re movf mötiMt


vedici, yok edici. gçf. kmldatmak, hareket et-

mortuus geo. morior s. ölü er. tirmek, harekete getirmek; ra-


ölü adam. hatsz etmek; deitirmek; ye-
mor/ um -I cns. böürtlen, dut. rinden çkarmak, defetmek,
mor/ us -î d. kara dut aac. çkûrmak; neden olmak, vesi-
mörus s. budala, aklsz, saç- le olmak, balatmak, önayak

ma er. ahmak, aptal, budala olmak; (görü) sarsmak; (akt)


kimse. etkilemek, harekete geçir-
.

mox 376 mul


mek, uyartmak; gf. hareket s.
etmek; castra- ordugah mulg/eÖ -ere mulsl gçf. süt
bozmak ya da nakletmek; vermek, samak,
se- kmldatmak; dans et- mulkebrfi/s s. kadna ait, ka-
mek. dns, kadn gibi; kadnms;
mox z. birazdan, derhal, he- -ter z. kadnca; kadnms
men, çok geçmeden; hemen tarzda.
sonra. mulier -Is d. kadn; e, kan.
Möyses bak Möses. mulierörius s. kadna ilikin,
mücidus s. burnunu çeken; a- muliercul/a -ae d. kz.
zndan salyas akan, ala- mulerösit/Ss -ötis d. kadn

makl; küflü, küf balam. dükünlüü, zenperestlik.


Mûc/ius -I er. Roma'l aile ad mlierösus s. kadn dükünü,
öz. Porsena'nn önünde sa zenperest.
elini yakan Scaevola. mSIIvtus 5. katr gibi; inatç.
mücr/ö -önis er. sivri uç ya da möli/5 -onis er. katr sürücü-
kenar; klç. sü.
mûc/us -I er. sümük, balgam, mülionus s. katr sürücüsüne
mügü/is -is er. dubar ( kefalgil- ait.

lerden birçok balk). mull/us -4 er. krmz dubar öz.


mgin/or -âr gf. duraksa- tekir, barbunya bal,

mak, tereddüt etmek, mulsî gç. mulceö; gç. mulgeö


mûg/io -îre gf böürmek, mulsus gedo. mulceö
kükremek, nlemek, vnulsus s. ball, tatl cns. bal-
mügit/us -üs er. böürme, dan yaplma arap, baldan
kükreme. yaplm bir likör,
mOl/a -ae d. dii katr, mult/a -ae d. ceza; para ceza-
mul/ceö -çere -s -sum gçf. s.
okamak, kucaklamak; yat- multangulus s. çok açl,
trmak, yumuatmak, hafif- multötlcius s. cezadan doan,
letmek; memnun etmek, se- cezayla ilgili.

vindirmek. multâti/ö —öuis d. para ceza-


Mulciber -is & I e,*. Vulca- sna çarptrma,
nus'unbir ad. multesimus s. çok küçük,
mulc/5 -öre -övî -ütüm gçf multicavus s. çok delikli,
dövmek, sopayla dövmek, kö- multîci/a -örum cns. ç. say-
tü davranmak, zarar vermek. dam ya da yumuak giysi, za-
mulctr/a -ae d. -ör i um, -ârl rif giysi.

& âril, -um -i cm. süt kova- multifâriam z. pek çok yerde,
mul 377 man
pek çok tarafta. mek; -um z. fazla derecede,
multifidus s. pek çok parçaya çokça, pek, çok, sk sk; -o z.
ayrlm; yarya da çatla çokça, fazla derecede, büyük
pek çok. bir farkla, uzak; (zaman)
vnultiformis 5 çok biçimli,
. uzun.
çok biçimleri olan, türlü tür- mül/us -4 er. katr (n/. küfür
lü, katmerli. olarak).
multiforus s. çok delikli, Mulvius s. Tiber rmanda bir
multigen/eris, -us s. çok tür- köprü.
lü. mundfin/us -I er. dünya yurt-
multiiug/ls -us s. birlikte bo- ta.
yundurua koulmu; kar- munditi/a -ae -es -eî d. te-
mak. mizlik; düzgünlük, zerafet
multilogu/ium -I & l cns. incelik.
konukanlk. mund/us 5 temiz,
. düzgün, za-
multUoquus 5. konukan, rif, nazik n -5 esse hazr ol-

multimodîs z. farkl olarak, mak.


çeitli olarak, birçok tarzda. mund/us -4 er. süs malzemele-
multipl/ex -4c s çok katl,
5. ri, süs, tak (kadn); evren,
çok kvnmi, dolambaçl; çok dünya; insanlk, insanolu,
kenarl, türlü türlü, çeitli; (k- beeriyet.
yak) çok daha büyük; (karak- mfinerigerul/us -4 er. arma-
ter), dönek, kararsz, kurnaz. an getiren (kimse).
vnultiplc/Ö -fire -övf -otum müner/5 -fire, -or -liri gçf.
gçf. çoaltmak, arttrmak, sunmak, takdim etmek, ödül-
büyültmek, geniletmek. lendirmek.
multipot/Sns -entis s. çok münl/a -firum cns. ç. resmi
güçlü. görevler.
multitüd/ö -ini d. çok say, münic/eps -4ps er., d. yurt-
çokluk, kalabalk, ta, bir eyaletin bireyi.
multivolus 5 fazla steyen,
. mfinicipfilis s. eyalete ait, ta-
muit/ö -öre -fivi -âtum gçf. raya ait.

cezalandrmak, para cezas- mfinicip/ium -4 & if cns. ta-


na çarptrmak. ra kenti, kasaba.
mult/us (Jb. plüs üd. plGri- mDnificenti/a -ae d. cömert-
mus) s. çok, bir hayli, fazla; lik, el açkl.
(konuma) uzun, ska; (za- munflc/5 -fire gçf cömertçe
man) geç. -fi nocte gece yan- davranmak.
s; ne -a hikâyeyi ksa kes- mûniflc/us s. cömert, eli açk
)

mun 378 mus


-S z. gürleme; vzldama (an),
mûnm/en -ini cns. savun- murmurill/um -i cns. hafifçe
ma, müdafaa, korunma. mnldanma.
munîment/um -I cns. savun- murmur /o -âre gf mnldan-
ma, korunma ii. muk, mrlt çkarmak, gürle-
mün/ld -îr* -l -îtum gçf. mek, gümbürdemek; söylen-
salamlatrmak, takviye et- mek, yaknmak,
mek, pkmak; iyot) yapmak; murr/a -a« d. mür, mürrüsafl.
(mec.) korumak. murreus s. güzel kokulu; mur-
munis s. hizmete hazr, yard- ra adl tatan yaplma,
ma hazr. murrij/a -ae d mür arab,
mü:nti/ö -enli d yap; is- murrin/a -orum cns. ç. çiçek
tihkâm; (rmak) köprü yap- kakmal renkli vazolar,
ma. mür' den yaplma vazolar,
mflnîtâ ~5re gçf. açmak.
(yol) murt- bak. myrt-
mûnît/or -oris kazmac,er. mür/us -I er. duvar; (öz) kent
lâma, istihkama, yapa. duvan; hendek, bent, baraj;
mun/us -*ris cns. hizmet, gö- savunma.
rev, ilev; armaan; halka müs muris er., d fare, sçan.
açk elence; vergi;
gösteri, Müs/a -ae d esin veren tanr-
(cenaze) övgü; ( kitop yapt, ça; iir (ç.) edebi çalmalar,
eser. sanatlar.
mOnuscul/um -f cns. küçük müsaeus s. iirsel, iire ait; mü-
armaan. ziksek müzie ait.
muraen/a -ae d. bir balk tü- musc/a -ae d. sinek,
rü,müren. muscipul/a -ae d, -um -î
mürâlis 5. duvara ait, duvara cns. fare kapan,
aslan. muscosus s. yosunlu,
mOr/ex -icis er. eflâtun boya, muscul/ûs -I er. fare, sçan;
eflâtun renk, mor renk; sivri kas, adale; (as*.) sundurma,
kaya. hangar.
mrl/a -ae d. tuzlu su, sala- mtSsc/us -î er. yosun,
mura. müsic/us müzie ait,
s. iire
murmill/5 -önis er. bir tür ait er. müzikçi d müzik, kül-
gladyatör. tür cns. ç. müzik; -e z. çok ho-
murmur -Is cns. mnlü, mnl- a gider bir biçimde,
danma, söylenme, dudaklan mussit/ö -âre gf. sessiz ol-
kapal 'm' sesi çkarma, gu- mak, susmak, alçak sesle ko-
ruldamak; kükreme ( arslan ); numak gçf. sessizlie dayan-
mus 379 myr
mak. mecazî dil.

muss/5 -*ire gçf. & gf. sessiz mutt/io -ire gf. mrldanmak,
kalmak, susmak; sessizce dü- fsldar gibi söylemek, lakrd-
ünceye dalmak; kararsz ol- y gevelemek.
mak; rmnldanmak, söylen-
'
m&tuSti/b -on is d. ödünç
mek. alm.
mustâce/u -I er., -um -I cns. mûtuit/b -are gçf. ödünç al-
düün pastas. maya çalmak.
mCUrtel/a -ae d sansar, gelin- mOtu/or -ör! —âtus gçf.
cik, kakm, samur. ödünç almak, borç almak.
must/um -I cns. mayalandrl- mutus s. dilsiz, sessiz.

mam arap, ra; ba bozu- mü tu /us s. ödünç alnm,


mu. borç olarak alnm, ireti
mûtâbilis s. deiken, deie- alnm; karlkl, mütekabil;
bilir; dönek, karanz. -um dare ödünç vermek;
mütöbilit/ös -âtis d. karar- -um sumere ödünç almak;
szlk, döneklik, deikenlik, -um facere benzerine dö-
gelgeçlik; deiebilme. nümek; -um -I cns. ödünç
nütüti/d -ön is d. deiiklik, verilen ey, istikraz; -Ç, -o .
deime; istihale, bakala- karlkl, srayla, mütekâbil.
ma; deitoku, mübadele. Mycen/ae -arum d. ç. Aga-
mutil/ö -öre -fivf -ötum gçf. memnon’un kral olduu Gü-
kesmek, kesip koparmak ya ney Yunanistan'daki ünlü
da ayrmak, budamak, krk- kent; -aeus, -ensis s. -is
mak, krpmak; sakat etmek, -idis d phigenia.
kötürüm brakmak; ksalt- Mygdonius s. Frigya'U.
mak, küçültmek, azaltmak, myopar/o -on is er. korsan
eksiltmek. kadrgas.
mutilus s. sakatlanm. myr «c/a -ot d. lgn.
Mutin/a -oe Kuzey tal- d. Myrmidon/cs -um er. ç.

ya'da kent; -Snsis s. mod. Myrmidon'lar; Tessalia'da bir


Modena. boy, Troia savanda Achille-
mütiö bak. muttiö us'un sava yoldalan.
müt/o -5 re -dvi -otum gçf Myr/5n -Önis er. ünlü Yunan-
yer deitirmek, kmldat- l heykeltra.
mak, deitirmek, tahvil et- myropdl/o -ae er. melhem,
mek; mübadele etmek, dei esans, belsem taciri; koku ve
toku etmek, trampa etmek; kozmetik sahas.
gf. deimek; «ota verba myropöl/lun -î 6r il cns. mel-
.

myr 380 myt


hem, esans, belsem satlan Mys/a -iae d Küçük Asya'da
dükkân, koku ve kozmetik bölge; -us, -us s.

dükkân parfümeri
( ). myst/a -ae er. dinsel gizli

myrothSc/ium «4 Sr il cns. ko- ayinlerin rahibi, gizli mez-


kularn korunduu kutu, heplerin ( mysterium ) rahibi.
myrrh- bak. m «ur r- mysta909/«s -I er. gizli mez-
myrtet/um -I cns. mersin ko- srlann açk-
heplerin dinsel
rusu. layan yada öreten kimse,
myrteus s. mersine ait, mersin- mystir/ium -4 & il cns. gizli
den. mezhep, gizli din; gizli ey,
Myrtöum ma re Girit'in Ku- giz, gizem.
zeybatsnda kalan deniz, mysticus s. gizemli, mistik, gi-
myrt/um -I cns. mersinin zemcilikle ilgili.

meyvas. Mytilen/S -es d., -a« -örum


myrt/us -I & ös d mersin aa- d. ç. Lesbos'un bakenti;
a. -aeus -enss s.
)

nobl/om -I & T cns. bir harp


N nârrât/or -öris er. öykücü,
türü. anlata, tarihçi,
noctus geo. nancîscor. nörrâtus -Üs er. öykü, anlat.
nae bak. ni nârr/5 -fire -dvi -otum gçf.
noena bak. nSmio anlatmak, demek, söylemek,
Naev/ius -I er. Latin âiri nakletmek; male- kötü ha-
-iânus s. ber getirmek.
naev/us -4 er. ben (vücud). narthec/ium -i Sr II cns. ilaç
Nâ/as -ad is -c -di s d. su pe- kutusu, ilaç sand,
risi. Noiad -cus s. nâ/scor -sci -tus gf. domak,
nam ba. ( açklama çünkü, zi- hayata balamak; hâsl ol-
ra; (tanm) örnein; (se.) ama, mak, çkmak, üremek, mey-
(ekleme) vurucu tak, ek; im- dana gelmek.
di, oysa. Nds/5 -onis er. Ovidiusün so-

namque ba. çünkü, örnein, yad.


zira, oysa, ama. nass/a -o« d. balk yakalama-
nancisc/or -I noctus & ya yarayan sepet; (mec.) tu-
nonctus gçf. almak, ele ge- zak, kapan.
çirmek, elde etmek; bulmak, n as tu rt/ium -I & II cns. frenk
no n/us -f er. cüce, bodur. teresi, Latin çiçei,
Nopae/oe -orum d. ç. koru nfls/us -4 er. burun,
perileri. nösüt/us s. ri burunlu; yergi-
nâp/us -i er. algam. sel; -e z. alay ederek, istihzay-
Narb/o -ön is er. Güney Gal- la.

lia’da kent; -önensis 5. . nât/a -ae d. kz evlât, kerime,


norciss/us, -4 er, nergis, nâtdlicius s.yagününe ait,
nard/us -I d., -um -I cns. hint doua alt; d. doum günü
sümbülü, sümbül ya, elentisi.
nâr/is -s d. burun delii; (ç.) nâtâlis s. dou ya da doum-
burun; (mec.) ariflik, akllk, la ilgili, doua ait; er. doum
tepeden bakma, istihfaf, günü; er. ç. doum, doma,
ndrrâbilis s. anlatlacak olan, dou, velâdet, balangç,
anlatlabilirolan. kaynak, soy, sülâle, nesil, kö-
nârrat/ö -onis d. anlat, öy- ken, aile.

kü. natoli/5 -Öns d. yüzme.


nat 382 nav
nutat/or -öris er. yüzücü, nauarch/us -I er. kaptan,
nâti/o ~dnis d. kabile; oymak, naucl nön esse, facere, ha-
soy, nesil, snf; doum tanr- bere hiçbir deeri olmamak,
ças. nauclericus s. gemi sahibi ya
not/is -Is d. ( çnl . ç.) but, kal- da kaptana ait (gemi süvarisi,
ça, kç. ba kaptan).
notîvus 5. doutan, yaradl- naucler/us -I er. gemi sahibi
tan; yerli, doma büyüme, yada ba kaptan,
anayurda ilikin, doutan taufrag/ium -I & il cns. ge-
gelen, doal. mi lei, enkaz; -facere (ge-
n at/ö -âre gf. yüzmek, su yü- mi) enkaz haline gelmek,
zünde durmak, batmamak; naufragus s. enkaz haline gel-
akmak, cereyan etmek, ta- mi, kazaya uram (gemi);
mak; (gözler baygnlamak, ) (deniz) seyir için tehlikeli er.
donuklamak; (mec.) kararsz kazazede kii; (mec.) yklm
olmak, duraksamak, tered- kimse.
düt etmek. naul/um -t cns. geçi paras,
nütr/îx -îcis d. su ylan, navlun, bilet ücreti,
natü dh. er. doutan, yaça naumachi/o -a e d. deniz sa-
grandis- mâ 9 no- oldukça va gösterisi, taklidi,
yal möior- daha yal mâ- nause/a ~ae d. deniz tutmas;

ximus- en yal, kusma, bulant.


nâtur/a ~ae d. doum; doa, nause/ö -öre gf. hasta olmak;
tabiat; nitelik, mizaç, tiynet, (mec.) irenmek, tiksinmek,
eilim, huy, hususiyet, karak- nauseol/a -ae d. irençlik, tik-
ter; nesnelerin doal düzeni; sinti.

dünya, nesnelerin ya-


fiziksel naut/o (nâvlta) -ae er. deniz-
ps, mevcudat, evren; (fizik) ci, gemici.
öge, unsur; rerum- doa, ev- nauticus s. denizcilie ya da
ren; nesnelerin özyaps. denizcilere ilikin er. ç. deniz-
tötüröli/s s. doumdan, do- ciler.

utan; alî, hlkî, ftrî, doal; nâvâlis s. sava gemilerine ait,


doaya ait; -ter z. doal ola- denize ait, bahrî; cns. & cns. ç.
rak, tabiatyla. tersane; donatm (gemi),
notus geo. nöscor er. oul s. nâvicul/a -ae d. gemi, tekne,
domu, yaplm; yallkla növiculöri/a -ae d. gemicilik.
ilgili, yal; prö, S r? nötö naviculör/us -î & ii er. gemi
bu koullar altnda; annos sahibi.
vlgintî- 20 yanda. növifragus s. tehlikeli.
)

nav 383 ec
növigöbilis s. seyire elverili lkan, etkin, gayretli.
(deniz). Nax/os -I d. Ariadne öyküsü
növigöti/ö -onis d. yolculuk, ve araplanyla ünlü Ege ada-
deniz yolculuu, s.
növiger -î s. gemi tayan, se- ne ünl. gerçekten, hakikaten, iç-

yire elverili. tenlikle.


növig/im -î & il cns. gemi, ne z. bag ( bir kelimeyi olumsuz
tekne. hale getirmek için deil, olma-
növig/ö -öre —av -öt um gf. sn diye; (korku) ...duun-
gemiyle yola çkmak, yelken- dan, olmasndan; (amaç) ....

le seyretmek gemiyle do-


gçf. masn diye, ...mamas için;

lamak, klavuzluk etmek, ( dolayl emir) ...memesini,


növ/is -is d. gemi -longa sa- ...mamasn.
va gemisi; -mercötöria ta- -ne (ek) soru kelimesi; mi?, m?.
cir;-oneröria deniz tama- Neöpol/is -Is d. Napoli
cl; -praetöria amiral ge- -ît an us s.

misi; -em dedücere gemi- nebul/o -ae d. sis, pus, du-


nin suya indirilmesi; -em man, bulut.
solvere yelken açmak; -em nebul/ö -onis er. bo gezen
statuere rüzgâr baa alp •
kimse, aylak, hiç bir ie yara-
gemiyi durdurmak; -em maz.
subdiicere gemiyi kyya nebulösus s. sisli, puslu, bulut-
çekmek; -bus atgue lu.

quadrigîs var güçle, elden nec bak. neque


geldiince, necdum z. henüz deil,

növita bak. nauta. necessâri/us s. gerekli, kaç-


növit/ös -ötis d. enerji, ça- nlmaz; zorunlu, zamri, el-
bukluk, gayret, evk, yorul- zem; (akrabalk) ilikin, ba-
mazlk. lantl; er., d. akraba, hsm;
növiter z. enerjik bir biçimde; cns. ç. gerekli ey, ihtiyaç, za-
gayretle, evkle, kesin olarak, ruret; -e, -ö z. zorunlu ola-
tümüyle. rak, kaçnlmaz bir biçimde,
növ/ö -öre gçf. enerjik bir bi- necesse s. (çkz.) kaçnlmaz, sa-
çimde yerine getirmek, evkle kmlamaz; gerekil, lâzm, el-

yapmak, gayretle, dikkatle ic- zem. zorunlu; -est zaruridir,


ra ya da ifa etmek, bir ii sür- necessit/ös -ötis d. kaçnl-
dürmek, takip etmek; ope- mazlk, saknlmozlk, gerek-
ram- enerjik olmak, lilik, lüzum, zorunluluk, mec-

nâvus (gnövus) s. enerjik, ça- buriyet; gerekler, ihtiyaçlar,


nec 384 neg
hacet; akrabalk, toplumsal melûn: dinsiz, inançsz, nef-
bant. ret uyandran.
necessitüd/ö -ini erekli nefâr/us s. tiksindirici, irenç,
ey, gereksinme, ihtiyaç, za- kötü, suçlu, mücrim; -i .
ruret, lüzum, hacet; bant, nefâs cns. ( çkz.) günahkârlk,

dostluk; (ç.) akrabalar, hsm, irenme, nefret, istikrah, suç,


necessum bak. necesse günah, caiz olmama, kusur;
necne z. çift sorulu dolayl bir nefâs est. caiz deildir; (ün/.)
soru tümcesinin ikind ks- ayp!
mnda kullanlr (olup) ... ol- nefastus s. dine aykm, dince
mad. yasak, uursuz, meum; top-
necnon z. hem, hem
da, dahi, lumsal ilerin dince yasak ol-
de, yine, ayn zamanda, ke- duu günler.
yan sra, aynca.
za, negöti/ö -onts d. yadsma,
nec/o -öre -âvf -otum gçf inkâr, yalanlama,
öldürmek, cinayet ilemek, negit/ö -ore gçf. yadsmak,
necopîn/ans -ontis s. farkn- inkâr etmek, geri çevirmek,
da olmayan, habersiz, negleeti/ö -ö*is d. ihmal,
necopînot/us s. beklenmedik; savsaklama.
—O 2 . negleetus gedo. neglegö
necopfnus s. beklenmedik, ku- negleet/us -ös er. ihmal etme,
ku duyulmayan, umursamaz, yüzüstü brakma, savsakla-
nector -4* cns. nektar, tannla- ma.
nn içkisi, balözü. negleg/ens -en t is z. ç. ne-
nectoreus s. nektara ait. glegö s. kaytsz, dikkatsiz,
ne/ctö- etere -xi & qul -xum ihmalci; -enter z. dikkat et-
gçf. balamak, tutturmak, meden, kaytsz bir biçimde,
raptetmek, birletirmek; -den neglegenti/o -oe d. dikkatsiz-
zinciryapmak; kurmak, yap- lik, ihmal; soukluk, ilgisiz-

mak, icat etmek, (mec.) tut- lik, duyarszlk.


mak, menetmek, elini ayam negl/egö -eere -exi
balamak, köle yapmak; icat -öetum gçf ihmal etmek,
etmek, kurmak, tertip etmek. savsaklamak, ilgilenmemek;
necub ba. diye, hiçbir yerde önemsememek, aldrmamak,
olmasn diye. saymamak, gözden kaçr-
nöcude ba. hiçbir yerden ol- mak; (emir) dinlememek,
masn diye. neg/ö -ore -övf -öt um gçf Sr
nefondus s. çok kötü, müstek- gf. hayr demek, yadsmak,

reh, irenç, eni, habis, nkâr etmek; geri çevirmek.


neg 385 neq
reddetmek; çekilmek, istin- nemorlvogus s. ormanda do-
kaf etmek. laan.
s. ie ait.
negötifilis nemorösus s. bol ya da sk
negoti/âns -antis er. iada- aaçl; sk yaprakl; çok göl-
m, toptana, tacir. geli.

negötiâti/5 -önls d bankaa- nempe z. (onay) elbette, kuku-


hk; toptanalk. suz; kesinlikle.
negotât/or -ör is er. iadam; nem/us -oris cns. orman,
bankaa; toptana, tacir, sim- aaçlk yer, koru,
sar. râni/a -ae d at, mersiye; ef-
negötiol/um -I cns. önemsiz sun, büyü arks ya da teker-
sorun. lemesi, sihirli sözler, sihir; ar-
negöti/or -Sri -ötus gf. i k, ninni.
yapmak, ticaret yapmak. neS nere nevi ne tu m gçf.

negötiösus s. megul, ii ba- eirmek, bükmek, dokumak.


ndan akn; zor, skntl. Neoptolem/us -I er. Akhille-
neg5t/um -V ör II cns. , çal- us'un olu Pyrrhus.
ma, meguliyet; özel görev, nep/a -ae d. akrep.
(mec.) güçlük, zahmet, skn- nep/5s -öt is er. torun; neslin-
t; ey, konu, sorun; quid est den ahfadndan olan kimse;
-4 sorun nedir? mirasyedi.
Nil/eas -el er. Nestor'un ba- nepdtln/us -I er. küçük torun,
bas -iri us, -ius s. nept/ls -is d kz torun.
Nemeo -ae d Güney Yunanis- Neptün/us -I er. deniz tanrs;
tan'da bir kent; Herakles bu- deniz -ius s.-herös Theseus.
rada aslan öldürmütü; nequam s. çkz. deersiz, ie ya-
-aeus s. Nemea'li; -o -örn m ramaz, kötü.
cns. ç. Nemea Oyunlan. niguâguam z. asla, kesinlikle,
nt/5 -4nis er., d kimse, hiç hiçbir surette, hiç.
kimse s. hiç -nön herkes nequl, nec z., bo. deil, ve de-
nön- pekçok -I3us tek kii il; neque (nec) neque
...

bile deil. (nec)- ne ... ne; neque (nec)


nemorölis s. ormana ait, or- ... et (que) ve et neque
manlk. (nec)- (bir cümle olumiu ol-
nemorinsis s. koruya ait, duunda)- bir yandan de-
aaçlk, koruluk, korulu. il... öte yandan.
nemorfcultr/Ix -icis d or- nequ/eö -ire -IvI -t um gf.
manda yaayan bir canl, öz. muktedir olmamak; nequit
domuz. (nadiren sz) mümkün deil
neq 386 nag

(equin vck). bilgeliiyle ünlü önderi,


nequiquam z. bo yere, nafile, neu bak. neve
beyhude olarak, mantkszca. neut/er -ri s. ikisinden hiç bi-
nequîor, nequissimus k., ri, ne bu ne öteki; yansz, bi-

uad. nequom taraf; (dlb.) cinssiz; -eö z. iki-


nequiter z. deersizce, yanl sinden hiçbiri olmakszn.
bir biçimde. neutiquam z. asla, hiçbir bi-
nequiti/a ~oe -es d. deersiz- çimde, kesinlikle hayr,
lik, kötülük. neve, neu ba., ve deil, veya
Ner/eus -eî er. deniz tanrs; deil, ve ne de, ne dahi, ne.
deniz; -elus s. -e i s -eidis d. neve... neve (neque ... neqve
deniz.perisi, Nereid. gibi) -ne ... ne de.
Nerit/os -î er. Ithaka yaknn- nevî gç. neö
da ada; -ius s. Neritos'a ait; nex necis d. ölüm; adam öl-
Ithaka'l. dürme, cinayet.
Ner/o -önis er. Roma'l soyad s. birbirine bal.
nexi!is
öz. imparator Nero; -öiâ nex/um -I cns. kiisel özgürlü-
nus s. ünü karlk göstererek borç
ncrvös/us s. sinirli, güçlü, diri; alann yapt sözleme, borç
(iislup) güçlü, iddetli, canl; yüzünden köle olma.
-e z. enerjik bir biçimde. nexus gedo. necto
nervui/î -örum er. ç. sinir, nex/us -üs er. birbirine bala-
güç, iddet. ma, balama; birletirme;
nerv/us -î er. veter, kiri, sinir, birbirine sarma;
geçirme;
kas, tendon: yay (çalg): pran- kavrama; (yasa) zorunluluk,
ga. buka, hapisane; (kal- yükümlülük; öz. borca bal
kan) koruyucu deri; (ç.) güç, kölelik.
gayret, enerji. nf z. deil, ba. ...madkça;
nesc/io -ire -îv & iî -ît um quid ni? niçin olmasn?
gçf. bilmemek, habersiz ol- nîceter/ium -î & iî cns. ödül,
mak; aciz olmak, yapama- nict/o -Üre gf. göz krpmak,
mak; -quis, —quid biri, biri- nîdâment/um -î cns. yuva,
si, bir ey; -an belki de, bil- nîd/or -öris er. buhur; kötü
mem, acaba. koku, duman.
nescius s. cahil, bilgisiz, haber- nldul/us -î er. küçük yuva,
siz, farknda olmayan; ikti- nîd/us -î er. yuva; (ç.) yavru
darsz; bilinmeyen, meçhul. kular; (mec.) ev. yuva,
Nest/or -oris er. Troia'da Ak- nig/er -rî s. siyah, kara, koyu,
haioi ordusunun ileri ya ve samur rengi, esmer; kederi*
nig 387 nit

neesiz, kasvetli, uursuz; (ka- nimi/us s. anbüyük, an,


rakter) kötü. fazla; pek büyük; cns. arlk,
nigr/âns -öntis s. kara, çok ifrat, fazlalk; -5 z. çokça, faz-
karanlk, koyu esmer. la derecede, uzak; -um z. faz-
nigresc/o -are gf kara ol- la, gereinden çok, çok fazla,
mak, kararmak; karanlk ol- pek, çok, pekçok.
mak. ning/it, ningu/it -ere gf
nigr/ö -ore gf, siyahça olmak, ningu/es -i um d. ç. kar.
siyahms olmak, esmerle- Niob/a -a e -e -es d. Alayan
mek. kayaya dönüen Tantalos'un
nigr/or -ör is er. karalk, si- kz; -e us s.
yahlk. Nîr/eus -el & eos er. Tro-
nihil, nfl cns. (çkz.) hiç bir ey, ia'daki Akhaioi ordusunun
hiç; z. hiç, hiçbir bakmdan; en yakkls.
-od nös bizimle hiçbir ilikisi nii ba. deilse, olmazsa; me-
yok; -est yararsz, hiçbir so- er ki, -medikçe; dnda, ha-
nuç vermez, beyhude(dir); ricinde,-den baka,
-est quod; ...mas için hiçbir nlsus geo. nftor
sebeb yok; -nii yalnzca, sa- nls/us -us er. bask, bamç,
dece; -nön her ey; non- bir kuvvet; çabalama, gayret et-
ey, falan. me; uçma, uçu.
tihil/um (nllum) -i cns. hiç Nls/us -I er. Srylla’nn babas:
bir ey, hiç; -î esse deersiz -oeus, -e i us s. -e i s -eidis d.
olmak; -ö vninus bununla Scylla.
birlikte, her eye karn. nitedul/a -ae d. kokarca,
nil, mln bak. nihil, nili nit/ens -entis . zam. or. nl-
lum teö s. parlak, çok parlak, göz
Nl/us -î er. Nil nehri; suyolu, aha güzel.
kanal; -iacus Nil'e ait; M- nit/eö -ere gf parlamak, k
n
s.

srl. saçmak, saçmak, pnlda-


nimbifer -I s. frtnai, frbna mak; tavl, besili olmak, yal
getiren. clmnk; salk ve güzellikten
nimbösus s. frtnal; yamur- dolay ksaçmak; (ii) iyi
lu. gitmek, iyi gelimek,
nimb/us -I er. bulut, yamur, nitesc/ö -ere nitul gf. parla-
frtna. mak, ksaçmak, parlak ol-
nîmîrum z. elbette, kukusuz. mak. kur haline gelmek,
nimis z. çok fazla, pek çok, a- nitidinscul/us s. biraz daha
r derecede; nön- çok deil. parlak; -e z. oldukça ince bir
nit 388 nod
ekilde. yüzünde durmak; yelken aç-
nitid/us s. parlak,
{hayvanlar) besili, semiz, bere-
k saçan; mak, uçmak.
nobilis tannm,
s. ünlü; soy-
ketli; (mec.) iyi eitilmi, na- lu; yetkin, kusursuz, üstün,
zik, k, yakkl; (konuma ) seçkin.
incelikli; -ö z. olaanüstü nöbilit/ös -fitis d. ün, öhret,
olarak, yetkin biçimde, nam; soyluluk; yetkinlik, üs-
nlf/or -ört» er. parlaklk, pnl- tünlük, seçkinlik,
t; ihtiam, aaa; güzellik, nöblit/ö -öre -övî -ât um
gözalclk; incelik, zerafet; se- gçf. ün kazandrmak, mehur

mizlik, besililik. etmek, adn tantmak; adm


nl/tor -tl -sus & xus g£ da- çkarmak, dile düürmek,
yanmak, yaslanmak; bas- noc/ens -entis . zam. or. no-
mak, skmak; sabit kalmak; ceö s. zararl, muzr; suçlu,
hi2a leriemek, trmanmak, kabahatli, mücrim,
uçmak; çabalamak, ura- noc/eâ -Sre -ol -tam gf. {eh.

mak, gayret sarfetmek, müca- le) zarar vermek, kötülük et-


dele etmek, çekimek, srar et- mek, incitmek, yaralamak,
mek, ayak diremek; zahmet noclvas s. zararl, muzr, inciti-

çekmek; çkarmak, meydana ci.

çkarmak; bal olmak, tabi noctifer -l er. akam yldz,


olmak; güvenmek, bel bala- zühre.
mak. noctUOc/a -ae d. ay.
nitr/um -I cns. soda. noctivagus s. gece-gezen.
nvSlis s. karl, karla ilgili; ka- noctfi z. geceleyin,
ra benzer. noctu/a -ae d bayku,
nlveus s. karla ilgili, karl, kara noctuâbundus s. gece yolcu-
ait, kar-beyaz. luk eden.
nivösus s. karl, çok karl. noctumus 5. geceye ait, gece-
nix nivis d kar. al.
nîx/or -örf gf dayanmak; ça- nöd/ö -öre -Övî -otum gçf.
lmak, gayret etmek, ura- düümlemek, düüm halin-
mak, mücadele etmek. de balamak, balamak,
nixus geo. nltor. raptetmek.
nfx/us - 0s er. bask, cebir, zah- nödosus s. düümlü, düüm
met, meakkat, strap, ac, düüm.
doum acs; çabalama (bkz. nöd/us -I er. düüm; yumru,
nisus). top; kuak, kemer; (mrc.) güç-
no, nâre nâvf gf. yüzmek, su lük, engel, mâni; ba, rabta.
)

nol 389 nos


nöl/ö -le -«I gçf. & gf. arzu et- yok.
memek, stememek, gönülsüz Nön/ae -örum d ç. Roma tak-
olmak, geri çevirmek, reddet- viminde Mart, Mays, Tem-
mek. muz ve Ekim'in 7nci günü ve
Nomo/s -di* er., d. göçebe, be- öbür aylann 5ind günü.
devi; Numidia'l. BönögSsntu* s. doksanna.
nom/en -ini* cns. ad; ünvan, nönâgi/Sns -ös z. doksan kez.
lakap; (i) talep, borç; {dilb.) nönögintâ sv. doksan,
ad, (mec.) ün, öhret, nam; nönönus s. dokuzuncu lejyona
özür, bahane, sözde neden; ait.

-dare, profiterl kaydetme; nöndum z. henüz deil.


-deferre suçlamak, itham nöngent/I -örum sy. dokuz
etmek; -Ina facere borç yüz.
maddelerini kayda geçirmek, tonn/a -oe d. rahibe,
nömenclöt/or -öris er. efen- nönne z. deil mi? fiil olumsuz
disine karlat klan kimse- + mi? fiil olumlu + deil mi?
nin adn söyleyen köle, {evet cevab bekler); (sorusuz)
töminötim z. ismiyle, ismen, elbet; (dolayl soru) fiil olum-
katiyetle, özellikle, hususiyle, suz + mi?
sarahatla, aynntlanyla, bi- nönnullus 5. biraz, bir miktar,
rer birer. (ç.) birkaç, birçok, müteaddit,
nominâti/o -ön is d aday bir bölümü.
gösterme, ad verme ya da nönnunquom z. ara sra, ba-
takma. zen, kimi zaman,
nöminit/ö -öre gçf. çoun- nönus 5. dokuzuncu; d. doku-
lukla aday olarak göstermek, zuncu saat.
nömin/ö -öre -âvî -ât um nönusdecîmus s. ondokuzun-
gçf. adyla çarmak, ismen cu.
çarmak, ad koymak, isim NÖric/um -i cns. Tuna ve Alp-
vermek, tesmiye etmek; zik- arasnda kalan ülke -us s.
ler
retmek, adn anmak, belirt- norm/a -ue d. kural, standart,
mek; ünlü yapmak; aday ola- Ölçü, ölçek, düzgü, norm; ör-
rak göstermek, memur et- nek, mostra, düstur,
mek, tayin etmek; nazan dik- nös za. biz, bizi; (mec.) ben, be-
kate arzetmek, dikkati celbet- -met ( vurgulu
ni
mek; ittiham etmek, suçla- nöscit/ö -öre gçf. bilmek, ta-
mak. nmak; dikkatle bakmak, in-
nomisma -ti* cns. sikke, celemek, gözden geçirmek;
nön z. deil, olmayan; hayr, kavramak, farkna varmak.
) ))

nos 390 nov


nö/scö -scere -vf -tum gçf. çimde, dikkate deer olarak,
tanmaya balamak, ören- notör/ius -4 & il er. stenocu;
mek; tanmak; dikkatle göz- katip, yazman.
den geçirmek; mülahaza et- notöti/ö -onis d. iaret koy-
mek; kabul etmek, izin ver- ma, kaydetme; seçme, incele-
mek; (gç.) bilgi edinmi ol- me; gözlem; ( censor damga-
mak, bilmek. lama; ( sözcükler) etimoloji.
nost/er -rf iyelik za. ve s. bizim, notSsc/o -ere notul gf. tann-
bizimki; (mec.) benimki, be- mak.
nim; ( adlarla birlikte va da hi- nothus 5. piç; sahte, taklit,
tap) canm; er. dostumuz; er. kalp; (hayvan) melez,
ç. bizim taraf, bizim birlikler; nöti/ö -onis d. (yasa mahke-

öz. bizimkiler, askerlerimiz; menin davay dinlemesi, so-


cns. ç. bize ait eyler, mallar- ruturma fel .) kavram, fikir,
(1

mz; {yer, vb.) uygun, elverili; notiti/a -oe -es -el d. ün; ta-
{kendi) bu dost; -rî (hedef ge- ndk. bildik, tan; (fel.) kav-
nef/vus'u); -ram (bölüm gene - ram, fikir; önyarg.
tivus'u). not/5 -öre -öviS -âtum gçf.

nostr/âs -âti s s. ülkemize ait, iaretlemek, belirtmek, yaz-


yerli. mak; gözlemek; damgala-
not/a -ae d. iaret, im, alâ- mak, markalamak; delâlet
met, marka, nian, belirti, iz, etmek, göstermek,
remiz, damga; (yaz) not, ya- nötuf gç. notesco
zl karakter, harf, (ç.) muht- notus gedo. nöscö s. bildik, ta-
ra, not, gizli yaz, ifre; (kitap) n, âinâ, bilinen; ad çk-
noktalama kenar
iaretleri, m, kötü öhretli, rezil; er. ç.

notu, (arap, marka, kali-


vs.) tandklar, tanlar.
te; ( hareket ) iaret; ( mec .) ia- Not/us (-os) -* er. güney
ret, andaç, simge; ( censor ka- rüzgân.
ra damga; (mec.) leke, ar, novocul/o -oe d. ustura.
ayp, rezalet. novol/is -is d., -e -is cns. na-
notâbiI/s 5. dikkate deer, gö- das tarlas; tarla; ürün, mah-
ze çarpar, bariz, önemli, ola- sûl.

anüstü, anlmaya deer, novötr/ix -icis d. yenileyen


unutulmaz, kayda deer; (kö- kadn; yeniletiren kimse ya
tü anlamda) mahud, rezil, kö- da ey.
tü öhretli; ad çkm, dile novellus s. genç, taze, yeni,
dümü; -ter z. gözle görüle- novem sy. dokuz.
cek ya da göze çarpacak bi- Novemb/er -rls s. Kasm'a ait
)

nov 391 nud


er. Kasm. belirsizlik; nocte, noctü ge-
novendecm sy. ondokuz. celeyin; d nocte geceleyin,
novendiâlis s. dokuz gün sü- gece süresince.
ren; dokuzuncu gün. nox/a -ae d. zarar, ziyan, ha-
NovensiJ/es -4 um er. ç. yeni sar; kusur, kabahat, suç; ce-
tannlar; Roma yerli tannlar za.
dünyasna sonra ve dardan noxi/us s. zararl; suçlu; -a
katlan tannlar. -ae d. zarar, hasar; suç, ka-
novenf -ör um s. dokuzarh; bahat, kusur.
dokuz. nübecul/a -ae d. bulutlu gö-
noverc./a -ae d. üvey ana. rünüm, sisli.

novercâlis s. üvey anaya li- nub/is -is d. bulut, duman,


kin. buhar, sis; ( mec .) bulut gibi
növrî gç. nöscö. toplanm kalabalk, sk kü-
novlcius s. yeni, me ya da yn, sürü; kasvet;
novi/ens -«s z. dokuz kez. örtü, peçe.
novit/ös -atis d. yenilik, yeni nübifep -i s. tepesi bulutlu; bu-
çkm ey; tuhaflk, acayip- dumanl.
lutlu,

lik. nübigen/a -ae er. buluttan do-


nov/â -öre -övi -otum gçf. an; Kentauros'lara ilikin.
yenilemek, tazelemek, hayat nubilis 5 . evlenecek yata.
vermek; deitirmek; (sözcük- nubilus s. bulutlu, kapal,
ler) yeni sözcükler bulmak; sümbülî; kasvetli, skntl,
pes- devrim yapmak, hüzünlü, kederli; cns. ç. bu-
nov/ us s. yeni, genç, taze; ga- lutlar.
rip, tuhaf, allmadk; de- nG/bö -bepe -psi -ptum gf.

nenmemi; -homö birden ( kadnlar evlenmek.


yükselen kii, eleme yoluyla nucle/us -I er. meyva çekirde-
ve kiisel becerisiyle ailesin- i, kabuklu yemi.
den daha yüksek snfa ve nudius tertius- önceki gün.
yüksek bir makama giren ki- nud/o -öre -av -ötum gçf.

i, örn. Cicero;-ae pes dev- çplaklatrmak, soymak, giy-


rim; -ae tabulae borçlann sisini çkarmak; ( ask .) savun-
iptali quid -i ne haber? - masz brakmak; yama et-
issimus sonuncu, en son, mek; (mec.) açmak, ifa et-
art; -e z. allmadk bir bi- mek; ele vermek.
çimde; -issime yaknlarda; nfld/us s. çplak, örtüsüz; -den
hepsinin sonuncusu. ari;savunmasz, muhafaza-
nox noctis d. gece; karanlk, sz; yalnzca tünik giyen;
nug 392 nun
(mec.) kln deitirmemi; un nüfuslu, katmerli; ahenk-
yoksul, muhtaç; sade, yaln, li, ritmik; -S z. ritmik olarak,
süssüz, yalnz, tek, yegane, numer/us -I er. say; çok say-
saf. ldk, çokluk; (ask.) birlik;
nüg/ae -örum d. ç. saçma, (mec.) ifre; (ç.) matematik;
önemsiz eyler; (kii) ie yara- kategori, mertebe, aama;
mayan, boa harcayan, ritm, ölçü, nazm; n -5 esse,
nügât/or -öris er. yalana, hi- haberi gibi saylmak, sayl-
lekâr kimse, soytan, bobo- mak; nullö -5 hiçbir deeri
az, zevzek, cakaa, hoppa, olmama; -5 z. tam anda, u
havai kimse, çabuk, acele, derhal.
nugötörius s. bo, abes. Numid/ae -örum er. ç. Kuzey
nug/öx -âcis s. önemsiz, saç- Afrika halk, Numidia'llar,
ma. -ia -ae, d bu halkn ülkesi;
.

nQg/or -örî -âtus gf saçma -a, -icus s.

konumak; gevezelik etmek, Numit/or -oris er. Romu-


null/us -lus (eh. -1) s. hiçbir, lus'un büyükbabas, Alba k-
hiç; er. d. hiç kimse, ral.
num se. (hayr cevab bekler) fi- nummörius s. parasal, mali;
il olumlu* mi yoksa? fiil ücretli; paragöz, parayla elde
olumsuz + deil mi? elbette edilir.

deil (somsuz); (dolayl soru) nummâtus s. paral.


olup... olmadn. nummul/I -örum er. ç. küçük
Num/a -oe er. Roma'nn ikinci kasa, önemsiz para,
kral. numm/us -I er. sikke, para,
nüm/e -ni cns. korkuyla nakit; (Roma sikkesi) sesterti-
kank büyük bir saygyla us; (Yunan sikkesi) iki drahmi,
eilme ya da huuyla ban numnom, numnc bak. num.
öne eilmesi; istem; tanrsal numquam, nunguam z. asla,
istenç, güç; tanrsallk, tann. hiç bir zaman; -nön her za-
numerâbilis s. saylabilir, say- man; nön- bazen, ara sra,
mas kolay. num quandö, num quis,
numer/o -öre -övî -at um quid bak. num
gçf. saymak, hesap etmek, nunc z. imdi; hali hazrda,
numaralamak; (para) öde- imdiki durumda, bugünler-
mek; (mec.) sanmak, farzet- de; nunc nunc kâh
mek; -ât us s. nakit; cns. na- kâh, bir keresinde.... ba-
kit, pein para. ka bir keresinde,
numeros/us s. sayca çok, yo- nuncupöti/ö -onis d. söyle-
nun 393 nys
me, telâffuz etme; çarma, nur/us -üs d. gelin; genç ka-
ad verme, bildirme. dn.
nuncup/5 -dire -övf -öt um nfls«|uam z. hiç bir yerde; bo-
gçf. çarmak, seslenmek, ad una, neden yokken,
koymak, isim vermek; res- nöt/ö -öre gf. ba
öne emek;
men bildirmek. sallamak,sendelemek, yal-
nündin/ae -Ör um d. ç. pazar palamak, sürçmek,
kurulan gün, haftalk; pazar, nütrlc/ius -I er. özel öretmen
dokuzuncu gün; alveri, de- ya da özel eitmen.
i toku, piyasa; ticaret, nütric/5 -öre, or -örî gçf,
nündinöti/d -ön is d. ticaret emzirmek, beslemek, büyüt-
yapma, dei toku yapma, mek, yetitirmek,
satma, satn alma, nüttfcul/a -ae d. sütnine, da-
nundin/or -öri gf. ticaret d; besleyen, bakan, muhafa-
yapmak, dei toku etmek; za eden kadn.
gçf. satn almak, nutrîm/en -ini cns. gda, ye-
nundin/um -i cns. pazar za- mek, beslenme.
man trinum- 17 gün. nûtrlment/um -4 cns. beslen-
nunq- bük. numq- me, gda, destek.
nûntiâti/Ö -ön is d. bildirme, nOtr/iö -re -Ivî -tum gçf.
tebli. emzirmek, beslemek, büyüt-
nunti/ö -öre -âvi -ötum gçf. mek, yetitirmek, bakp iyile-
bildirmek, beyan etmek, teb- tirmek.
li etmek, rapor etmek, söyle- nütr/ix -Icis dad, sütnine,
d.

mek. sütana; bir eyi, öz. ate ya da


nüntius bildiren; rapor eden
s. bir canly besleyen, muhafa-
er. haber getiren kimse,
özel za eden kadn ve ey.
haberci, ulak; özel haber, ha- nüt/us -üs er. ba öne eme,
ber, tebli; emir, buyruk, stem, buyruk; (fizik) yerçeki-
uyarma; boanma ihban; mi.
cns. özel haber, bildiri, tebli, nux ncis d. findik ve ceviz gi-

nüper z. yaknlarda, geçenler- kabuklu yemi; bu ye-


bi sert
de, son zamanlarda, milerin aaa, badem aaa.
nüpsî gç. nPbö Nyctî/is -idls d. Antiopa.
nupt/a -ae d. gelin, e. nymph/a -ne, -e -es d. gelin;
nüpti/ae -ör um d. ç. evlen- su perisi; su.
me, düün, evlilik, Nys/a -ne d. Bakkhos'un do-
nuptiölis s. evlenmeye ait, dü- um yeri -aeus, -«is, -4 us s.

üne ait.
5 ünl. (sevinç, arma, ac
o
vs.) yutmak, kahretmek; büzmek,
O! ya! buruturmak, krtrmak, bir-
ob edt. (ih. ile) (hareket fiilleriyle ) biriyle birletirmek ya da dü-
-doru, -ye; ( hareketsizlik , kal- ümlemek; zararvermek; kar-
ma fiilleriyle) önünde; için, snda olmak, rakibi, hasm
-den dolay, uruna; kar- olmak; geniletmek; (mec.)
snda; quam -rem binaen, örtmek ya da saklamak, gizle-
bu sebepten dolay. mek; (zaman) geçirmek, har-
oboerotus s. borç yüzünden camak.
kölelik, serflik; er. borçlu. obducti/ö -ön i s d. örtü, peçe;

obambul/o -öre önde ve- gf. (mec.) infazdan önce idam


ya yanda yürümek, sinsice mahkumunun ban örtme.
yannda dolamak. obduct/Ö -öre gçf. -e kar
obarm/ö -öre gçf. birine kar sevketmek ya da (birine) ra-
silahlanmak. kip, hasm olarak sürmek,
obar/ö -öre gçf. saban sür- obductus gedo. obdücö
mek. obdur/escö -escere -uî gf.
obc- bak. occ- sertlemek, katlamak;
obd/ö -ere -idî -itum gçf. (mec.) inatç olmak, sertle-
koymak, önüne ya da kars- mek ya da katlamak; vur-
na yerletirmek; kapatmak, dum duymaz, hissiz, lâkayt
skca kapatmak; ( iirde ) gös- olmak.
termek, sergilemek. obdOr/ö -öre gçf. katlatr-

obdorm/îscö -sçe re -îv gf. mak; srar etmek, inat etmek,


uyuyakalmak; gçf. uyuyarak sebat etmek, dayanmak,
geçirmek. ob/eö -re -Iv & iî -itum gf.

obd/ücö -Gcere -üxî -uç- -e doru gitmek, karla-


tum gçf. önüne ya da öne sev- mak; dümek, (kent vb.) mah-
ketmek, -e kar götürmek, ile- volmak, ölmek; (gb.) bat-
riye getirmek ya da götürmek; mak; gçf. (bir eye, bir yere) git-

kapamak, örtmek, üzerine mek, ziyaret etmek; dikkatle


yaymak, kuatmak, sarmak, gözden geçirmek, incelemek,
kaplamak; içine çekmek, iç- muayene etmek; sarmak, ku-
mek, yudumlamak, emmek, atmak; (i) balamak, giri-
içip bitirmek; bütün bütün mek, yerine getirmek, üzerine
)

obe 395 obl

almak, tamamlamak; ( beüi kar korumasz brakmak;


bir zamanda) bulumak, top- suçlamak, sitem etmek; azar-
lanmak, görünmek; diem- lamak, itiraz etmek, uygun
ölmek; (yasa) belirlenen gün- bulmamak.
de bulunmak. obiectus gedo. obicfiö s. önün-
obequit/ö —öre gf. -e doru at de ya da karsnda bulunan,
sürmek. zt, aksi, meydanda; cns. ç.

oberr/o -öre gf. avare ya da suçlamalar.


amaçsz dolamak; önünde obiect/us -üs er. -in karsna
uçumak; yanl yapmak, ya- koyma; aksi, zdd olan ey
nlgya dümek, ya da kimse, ztlk; tarafsz;
obesus s. iman, semiz, yal, görülür ve dokunulur ey, gö-
dolgun, tombul, tknaz. rünme.
Öb/ex -icis er., d. sürgü, kol de- obîrötus s. öfkeli, hiddetli,
miri, set, duvar; engel, mania, obiter z. yol üstünde, yolda;
obf- bak. otftf- raslant olarak, tesadüfen,
obg- bak. ogg- obitus gedo. obeö
obhae/rescö -rescere -sf gf. obit/us -üs er. -e doru gitme;
-e yapmak. yaklama, ziyaret; ölüm, son
obiac/eö -ere gf. önünde, -e gün; yknt; (gb.) batma,
kar yatmak, uzanmak, obîürgöti/ö -on is d. azar,
ob/iciö -içere -iecî -iectum paylama, tekdir,
gçf. (bir eyi birine doru at- obiürgöt/or -öris er. azarla-
mak, frlatmak; (savunma) -e yan, paylayan kimse,
kar atmak, frlatmak; (mec.) obiürgötorius s. azarlayan,
önüne koymak, takdim et- çkan, sitem eden, serzeni
mek, sunmak, arz etmek, tes- eden; sitem dolu,
lim etmek; f konuma) damar- obiürgit/ö -öre gçf. azarla-
na basmak, alay etmek, azar- mak, iddetle knamak, zem-
lamak, satamak, sitem et- metmek, serzeni etmek,
mek, serzeni etmek; . ( edl .) obiürg/ö -öre -övi -öt um
vuku bulmak, vaki olmak, gçf. azarlamak, paylamak,
olup bitmek. halamak, tekdir etmek, it-

obiectâti/ö -ön i s d. aypla- ham etmek, knamak; azar-


ma, knama, sitem, serzeni, layarak niyetinden vazgeçir-
obiect/ö -öre gçf. -e kar tek- mek.
rar tekrar atmak, karsna oblungu/escö -escere -uî gf.
koymak; terketmek, brak- zayflamak, dennanszla-
mak, tehlikeye koymak, -e mak, güçten dümek.
) )

obl 396 obl

oblfitrfitr/Ix -Ics d. çart* vb.) arkaya çekmek; rüzgara


kan kadn, dil uzatan, sövüp çevirmek.
sayan kadn, oblqu/us 5. eimli, meyilli,
oblötus gedo. offerö yan, çarpk, çapraz, verev, e-
oblectâment/um -I cns. e- ri; (bak) göz ucuyla yan yan,
lence. kskanç; ( konuma dolayl,
oblectöti/ö -ön is d. zevk, haz. örtük; -fi z. dolayl olarak, ör-
oblect/ö -öre -övî -otum tük bir biçimde,
gçf. zevk vermek, memnun et- oblfsus gedo. oblfdfi
mek, sevindirmek, elendir- oblitfisc/ö -ere gf. gizlenmek,
mek, avutmak, megul et- kendini saklamak,
mek; alkoymak; {zaman) oblitter/ö -fire -övf -otum
zevkle geçirmek; geciktirmek, gçf. silmek, bozmak,
kaz-
tehir etmek; sfi- keyif almak, mak, ptal etmek; (mec.) tü-
oblf/dö -dere -si -sum gçf. müyle akldan çkarmak,
ezmek, bask yapmak, tazyik oblitus gedo. oblifiö
etmek, bastrmak, bomak, oblftus gedo. oblîvfscor
obligfiti/fi -ön is d. balama, obllvi/fi -fini d. unutulmu
taahhüt. olma, unutulma; unutkanlk,
oblig/9 -öre -övi -a t um gçf. belleini yitirme, bellek yiti-

balamak, (yara vb.) sarmak; mi.


zorunluluk altna sokmak, s- obllvifisus 5. unutkan, kolay-

knt vermek; (yasa suçlu kl- lkla unutan, unutkanlk ge-


mak, ipotek altna sokmak. tiren.
oblTm/Ö -fire gçf. çamurla ört- oblY/vfscor -vîscî -tus gçf. &
mek, bulatrmak, sel bas- gf. unutmak, ihmal etmek,

mak ya da çok slatmak; israf aldn etmemek, kaytsz ol-


etmek. mak; -den vazgeçmek,
obl/infi -inere -evi -itum oblîv/ium -I & il cns. unut-
gçf yapkan ya da yal bir kanlk, unutu, nisyan.
eyle svamak; kirletmek, pis- oblocüt/or -oris er. yalanla-
letmek; (yazl bir eyi) silmek, yan, tezkip eden ya da aksini
sürterek temizlemek; (mec.) söyleyen kimse.
doldurmak, am bir biçimde obiongus s. dikdörtgen biçim-
doldurmak, an yüklemek. li, uzunca.
oblîqu/5 -fire gçf. bir yana oblo/quor -qul -c S tus gf. ya-
döndürmek, bükmek, bir ya- lanlamak, tersini iddia et-
na emek, çarpk ya da eri mek, tekzip etmek; yanda
bir dorultuya çevirmek; ( saç kesmek; kar olmak; sövüp
obl 397 obr
saymak; (müzik) elik etmek. uursuzluk ya da kötülük
obKuct/or -5rl kar koymak, olarak yorumlama,
mücadele etmek, savam oboedi/ens -ents f.zam. or.
vermek. oboediö 5. söz dinleyen, yu-
obmöl/ior -ri gçf. yukan at- muak bal, itaatli; -enter z.
.

mak, önüne itmek (savunma seve seve, gönüllü olarak,


ya da engel olmak için). obedienti/a -ae d. söz dinle-
obmuraur/Ö -öre gf gürle- me, boyun eme, itaat,
yerek yantlamak, aleyhinde oboed/iö -ire gf. dinlemek,
homurdanmak. boyun emek, itaat etmek,
obmüt/Ssc5 -îcere -uf gf. tabi olmak.
sessizlemek, birdenbire sus- obol/eö -9re -uf gçf. kokmak,
mak, konuma yetisini yitir- koku çkarmak.
mek. obor/ior -Vrf -tu* gf. ortaya
obnâtus s. yetien, büyüyen, çkmak, yükselmek, domak,
serpilen. zuhur etmek, görünmek,
obnl/tor -xu* gf. savam
-ti obp- bak. opp-
vermek, mücadele etmek, sal- obrip/9 -ere -*I -t um gçf. &
drmak; salamca durmak, gf. hissettirmeyerek ya da sü-
ayak diremek, direnmek. rünerek yaklamak; anszn
obnIx/tu gedo. obnltor s. sa- üzerine gelmek, artmak;
bit, deimez, salam, karar- yapmak, dolandrmak.
hile
l; -5 z. kararl biçimde, azim- obr$t/!5 -ire gçf. dolatrmak,
le. karmakark etmek.
obnox3*us s. boyun een, uy- obrig/£sc5 -esc ere -ul gf.
sal, itaatkâr. sertlemek, pekimek.
obnoxi/us s. (suça) eilimli, obrog/5 -öre -âvf -a t um gçf.
dükün, müptelâ; sorumlu; hükümsüz ya da geçersiz kl-
suçlu, kusurlu; itaatkâr, bo- mak, iptal etmek (yeni yasa
yun een, köle huylu, zayf, çkararak).
korkak, çekingen; yükümlü- obru/9 -ere -I -tu m gçf. üstü-
lük altnda, borçlu; tehlikeye nü örtmek, gömmek, gizle-
maruz; -i z. kölece. mek, saklamak; yok etmek,
obnB/bö -bere -psl -ptum ortadan kaldrmak; batr-
gçf. üstünü kapamak, peçeyle mak; kahretmek, altetmek;
örtmek, gizlemek. tohum etmek, tanm yapmak;
obnOntiâti/9 -3ni* d. kubtli- an yüklemek, çatlyacak de-
cilikte ya da ku falnda uur- recede yedirmek; gf harabe-
suz bir haberin verilmesi, ye çevrilmek, viran olmak, y-
)

obr 398 obs


klmak. siz; -e z. gizlice.
obruss/a -ae d. altnn atele obsecröt/ö -onis d. dilek, ri-
snanmas, denetlenmesi, de- ca, temenni; halkn
niyaz,
netlemek, denekta. birlikte katld dua.
obrutus gedo. obruö obsecr/ö -öre gçf. niyaz et-
obsaep/iö -re -sî -t um gçf. mek, dilemek, yalvarmak,
tkamak, kapamak, engelle- büyü aracl ile (ruh ya da
mek. gizli bir gücü) çarmak,
obsatur/o -öre gçf. doyur- obsecund/ö -öre gf. uymak,
mak, tka basa yedirmek, a- -e raz olmak, itaat etmek,
zna kadar doldurmak; gere- nazm çekmek, kaprisine bo-
inden çouna sahip olmak, yun emek,
obscaen- bak. obscen- obsedf gç. obsideö
obscenit/as —âti s d. pislik; ob.se p- bak. obsaep-
ahlakszlk; uursuzluk, obsequ /ens -entij .zam. or.
obscen/us s. ahlak bozuk, i- obsequor 5 itaatkâr, uysal,
.

renç, kirli, pis, murdar; me- yumuak bal; aalk dere-


um, uursuz; -e z. ahlaksz- cesinde itaatli, dalkavukluk
ca. eden; ( taunlar kerim, rahim;
obscurâti/o -onis d. karar- -enter z. uysal bir biçimde,
ma, karanlklama, gözden itaatkâr olarak.
kaybolma. obsequenti/a -ae d. hatr ku-
obscîirit/âs -ötis d. karanlk; rnazlk, cemilekârlk, raz ol-

(mec.) kesin olmama, belirsiz- ma; aalk derecede ita-


lik, mulaklk, tereddüt, üp- atkarlk.
he; (nitbe) aa olma, obsequiösus s. raz olan,
obscör/ö -Öre -avt -otum uyan, hatr gönül bilir, lü-
gçf. karartmak, gölgelemek, tufkâr; aalk derecede ita-

gizlemek, örtmek, örtbas et- atkarlk, dalkavukluk.


mek, saklamak; (konuma) obsequ/ium -î & iî cns. uy-
mulak, üstü kapal konu- ma, itaat, raz olma; müsa-
mak; (edl.) kullanlmaz hale maha. hogörü, göz yumma;
gelmek. ballk, sadakat (yurt vs.).
obscflr/us s. karanlk, gölgeli,, obse/qor -quî -cütus gf. uy-
gizli; (mec.) mulak, belirsiz; mak, raz olmak, itaat etmek,
bilinmeyen; (karakter) kapal, teslim olmak, boyun emek,
ketum, ser verir sr vermez; ho görmek.
(hava) bulutlu, kapal, kasvet- obser/ö -öre gçf. kilitlemek,
li; (duygu) anlalmaz, belir- kapamak.
obs 399 obs

obs/erö -erere -evi -tura gçf. mek, yolunu gözlemek, koru-


tohum ekmek, dikmek; tarm mak, doldurmak; gf otur-
yapmak; (topra) kalnca ört- mak.
mek. obsidi/ö -onis d. kuatma,
observ/öns -antis .zam. or. abluka, muhasara; (mec.) ya-
observö 5. tetik, uyank, dik- knda, olmas beklenen tehli-

hizmete hazr, saygl,


katli, ke.
observanti/a -a e d. sayg, obsid/ium -I & il cns. kuat-
dikkatlilik. ma, abluka, muhasara; rehi*
observöti/ö -ön is d. yakn- nelik.
dan gözleme ya da gözetle- obsîd/ö -ere gçf kuatmak,
me, riayet, uyum, inceleme, muhasara etmek, igal et-
aratrma: dikkatlilik, mek.
observit/ö -öre gçf. dikkatlice obsignat/or -öris er. mühür-
göziemek, gözetlemek, dik- leyen (mektup vs.): tank,
bakmak.
katle obsign/ö -öre -öv -otum
observ/ö -öre -övl -âttm gçf (bir tank olarak) mühürle-
gçf gözetlemek, yolunu göz- yip imzalamak; mühürle-
lemek; dikkat etmek, dikkatle mek; (mec.) damgalamak,
bakmak; bakmak, tedarik et- damga basmak,
mek, salamak; raz gelmek; obs/istö -stere -t iti -titum
korumak, muhafaza etmek; gf. kar durmak, direnmek,

(yasa) uymak, itaat etmek; obsitus gedo. obserö


(kii) sayg sunmak, sayg obsole/flö -fieri gf. anmak,
göstermek, itibar etmek, eskimek, bozulmak,
obs/es -idis er., d. rehine; te- obsole/scö -scere -v -t um
minat, güvence, kefalet. gf. anmak, eskimek, zama-
obsessi/Ö -o is d. abluka, ku- n zaman amna
geçmek,
atma, muhasara, uramak, modas geçmek,
obsess/or -ör is er. abluka al- obsolet/us gedo. obsolescö s.

tna alan, kuatan; sk sk u- ypranm, eskimi, eski püs-


rayan kimse, mukim, oturan kü; kullanlmayan, modas
kimse. ya da zaman geçmi, eski;
ofcsessus gedo. obsitieö (mec.) sradan, ortalama;
obs/ideö -»dere -edî -essum -ius z. klkszca, pejmürde
gçf -e oturmak; sk sk ura- bir halde.
mak; (ask.) kuatmak, ablu- obsönöt/or -öris er. yiyecek
kaya almak; tkamak, önünü salayan kimse, vekilharç,
kesmek, kapatmak; bekle- obsönöt/us -ör er. pazarla-
.

obs 400 obt


ma. mak, sarp balamak; (mec.)
obson/um -I & il cns. ekmek- tahdit etmek, snrlamak, ser-
le yenen yiyecek, çnl. balk, bestçe hareket etmesini en-
obson/o -4Sre -or -ârl gf. yi- gellemek, zorlua uratmak;
yecek salamak, erzak satn yükümlülük altnda tutmak.
almak; yemek tedarik etmek, obstruct/5 -ön i s d. engel,
obson/ö -fir e gf. kesmek ya mania.
da ara vermek, fasla vermek, obstructus gedo. obstruö
obsorb/efi -?r e gçf. yutmak, obstrü/do (obstrudö) -dere
çinemeden yutmak, tktr- -sî -sum gçf. zorlamak, bas-
mak; içip bitirmek, k yapmak; yutuvermek, t-
obstant/io -um cns. ç. engel- ktrmak.
ler, setler. obstru/ö -ere -xî -ctum gçf.
obstetr/Ix -îcl d. ebe. -e kar ynoluturmak ya
obstlnâti/fi -5ds d. azim, se- da inaat yapmak, takviye et-
bat, kararllk, inat, metanet, mek ya da kurmak, tkamak;
obstinfit/us s. sabit, metin, engellemek; kapamak, önü-
azimkar, kararl, güçlü; inat- nü kesmek.
ç; z. metanetle, sebatla, obstrupe/fociÖ -facere
inatla. -feci -factum ( edl -fifi
obstin/ö -fire gf. kararl ol- -flerl) gçf. an ölçüde art-
mak, srar etmek, sebatl ol- mak, aptallatrmak, felce
mak. uratmak.
obstip£sc5 bak. obstupSscö obstup/escfi (obstlplsco)
obstfpus s. eik, eimli, kavis- -esc ere -uf gf. büyük akn-
li, geriye çekik. la uramak, felç olmak,
obsdtf gç. obsistfi; gç. obstö obstupldus s. hissiz, uyumu,
obst/5 -fire -iti gf. yolunda ob/sum -esse -ful gf. karsn-
durmak, karsnda ya da da olmak, zarar vermek,
kar kar olmak; engelle- obs/uö -uere -uf -ütüm gçf.
mek, tkamak, alkoymak ya üzerine dikmek, dikerek ka-
da önlemek. pamak.
obstrep/5 -ere -uf -itu gf. m obsurd/iscfi -fiscere -ul gf.
gürültü etmek; yaygara ko- tümüyle sarlamak; (mec.)
parmak; kötülemek, rahatsz iitmedikten gelmek,
etmek; gçf. gürültüye bo- obsfifus gedo. obsufi
mak; gürültüyle doldurmak. obt/egö -«gere -fix -îctum
obstr/ingfi -ingere -inici gçf. üstünü örtmek, gizlemek,
-ictum gçf. sargyla bala- ob temper fiti/ö -onis d. bo-
obt 401 obt

yun eme, itaat, itaat etme, malik olmak; korumak; tut-


raz gelme. mak; kazanmak, edinmek,
obtemper/ö -fire -övf temin etmek; gf. baskn ol-
-âtrnn gf. (eh. ile) uymak, mak, sürmek.
itaat etmek, boyun emek, obti/ngö -ngere -gl gf. ba-
raz olmak, dinlemek, teslim na gelmek; olmak, vuku bul-
etmek, irade ve tasvibine b- mak, vaki olmak.
rakmak. obtorp/ÖscÖ -escere -uî gf.
obten/dö -dere -di -t um gçf. duygusuzlamak, uyumak,
üstüne sermek, yaymak, kap- duygulann yitirmek.
sayacak ekilde yaymak; -e obtor/queö -quere -sî -t um
kar uzanmak; özür için yal- döndürmek, bükmek,
gçf.

varmak, rica etmek; gizle- burmak, çevirmek,


mek; bahane bulmak, obtrectöti/ö -önis d. aleyhin-
obtentus gedo. obtendö; gedo. de bulunma, kötüleme, zem-
obtineö metme.
obtent/us -üs er. üzerine yay- obtrectöt/or -ör is er. kötüle-
ma; bahane, hileli söz. yen, aleyhinde bulunan,
obt/ er 5 -erere -rîvi -rtum zemmeden kii.
gçf. ayakla çinemek, ezmek; obtrect/ö -öre gçf. & gf. eksilt-
kötülemek, aleyhinde bulun- mek, deerden düürmek, kö-
mak, küçük düürmek, tülemek, zemmetmek,
obtestoti/o -önis d. tanrlar obtritus gedo. obterö
hakk için diye ricada bulun- obtrudö bak. obstrüdö
ma; yalvan, niyaz, obtrunc/Ö -öre gçf. kesmek,
obtest/or -örf -ot us gçf. ta- topluca öldürmek,
nk olarak çarmak; rica et- obtu/eor -eri, -or -i gçf. gö-
mek, niyaz etmek, dilemek, zünü dikip bakmak, açk se-
itiraz etmek, bavurmak. görmek,
çik
obtex/ö -ere -u gçf. üstüne obtuli gç. offerö
yaymak, üzerine dokumak, obt/undö -undere -udi
örtmek ya da kaplamak, -usum & -Onsum gçf. döv-
obtic/eö -ere gf. sessiz olmak, mek, vurmak; zayflatmak,
obtic/escö -esc ere -ul gf. dil- tüketmek, körletmek; sersem-
siz olmak, letmek, durmakszn söyle-
obtigî gç. obtingö mek, drdr etmek, cann sk-
obtigö bak. obtegö mak, rahat vermemek, srar-
obt/ineö -inere -inuî la talep etmek, sktrmak;
-entum gçf. sahip olmak, (konuma) kulan sar et-
obt 402 occ
mek, ban artmak. mak, vaki olmak; ans ya da
obturb/ö -öre gçf. karkla rastlantyla gelmek, ksmeti-
ya da düzensizlie yol aç- ne çkmak, payna dümek,
mak, altüst etmek, taciz et- obvers/or -ârî gf (görüntüler)
mek, tedirgin etmek; cann -in önünde dönenip durmak,
skmak, sknt vermek, ra- önünde ya da çevresinde ge-
hatsz etmek. zinip durmak; görünmek,
obturgesc/ö -ere gf imek, kendini göstermek,
kabarmak. obversus gedo. obvertö s. -e
obtür/ö -Sre gçf. tkamak, ka- kar yönelik ya da dönük; -e
pamak, kabarmaya bala- doru yöneltilmi, döndürül-
mak. mü; -ile yükümlü; er. ç. kar-
obtüsus, obtûnsus gedo. ob tlar, muhalifler, hasmlar.
tundö s. kör, küt; (mec.) kö- obver/tö -tere -ti -sum gçf
relmi, kesmez, zayf, bula- -edoru yöneltmek, karya
nklanm, duygusuz, duyar- doru çevirmek,
sz. obvam z. -e doru, -e kar,
obtüt/s -üs gözünü dikip
er. engel olacak durumda, engel
bakma; seyretme, düünce- olacak biçimde, -ile yüz yüze,
lerle dolu seyretme, temaa -in yüzüne kar; karla-
etme. mak için; karlamak,
-ire
obobumbr/ö -fire gçf. gölge- -venire karlamaya gel-
lemek, karartmak, karanlk- mek, karlamak,
latrmak; (mec.) gizlemek, obvus s. engel olacak durum-
saklamak, örtmek, muhafa- da olan, karlaan, rastla-
za etmek. yan, kar, karsnda olan,
obuncus s. çengelli, bükük, yüz yüze, aykn, zt, -e kar;
kuncalam. el altnda; yanma girilebilir,

obüstus s. yank, atete sertle- eriilebilir; açk, maruz, koru-


mi; don ya da ayaz yüzün- masz.
den yanm. obvol/vo -vere -vî -ütüm
obvailâtus 5. tahkim edilmi, gçf. sanp sarmalamak, ört-

salamlatrlm; red edil- mek.


mez klnm. occaec/ö -öre -âvi -ât um
obv/eniö -enire -eni gçf. kör etmek, görme yetisin-

-entum gf. yanma gelmek. den yoksun klmak; karart-


( birine ya da bir eye) yana- mak. gizlemek; (mec.) belir-
mak; yoluna çkmak, kar- siz, mulak klmak, anlal-

amak; olmak, vuku bul- maz etmek; körletirmek, küt-


occ 403 occ

letirmek. olmak, telef olmak,


occall/escö -escere -uf gf occiduus s. batan; batya ait;
derisi kalnlamak; sertle- düen, inkraz eden, zayfla-
mek, hîssizlemek, uyumu yan. biten.
olmak. occin/ö -ere -ul gf uursuz
occon/o -ere gf. saldny boru bir biçimde ark söylemek ya
öttürerek bildirmek; içine üf- da ötmek, ku, kurbaa
(öz.

lemek, borazan çalmak. vb.), om


azllk etmek,
occâsi/o-Önis d. frsat, uygun occ/ipiö -ipere -epi -ptum
zaman; (osk.) baskn, gçf S gf balamak,
occüsiuncul/a -ae d. frsat, occipit/ium -I & il cns. ban
occâs/us -üs er. batma {güne arkas.
vb.) bat; çökü, düü, ykl- occîsi/ö -onis d. katliam, k-
ma, harap olma, helak, ym, cinayet,
occöti/ö -onis d. topra tr- occls/or -öris er. katil,
mkla tarama, trmklama, occlsus gedo occîdö
.

occöt/or -öris er topra tr- occlömit/ö -üre gf haykr-


mklayan kimse, mak, feryat etmek,
occed/ö -ere gf. -e doru git- occlü/dö -dere -sî -sum gçf
mek, -e doru çkmak, kapamak; durdurmak,
occent/ö -âre gçf S gf söyle- occ/ö -âre gçf topra trmk-
yerek ya da çalarak serenat la taramak, trmklamak,
yapmak ya da söylemek; hi- occub/ö -are gf. {bir yerde)
civ söylemek, yatmak, uzanmak; (mezarda)
occepi gç. occipid dinlenmek, istirahata çekil-
occepsö arkaik gl. occipiö mek, yatmak.
occept/5 -üre gçf balamak, occulc/ö -öre gçf ayakla çi-
occid/ens -en t Is .zam. or. oc nemek, ayak altna almak,
cido er. bat. occul/ö -ere -uî -tu gçf m
occîd/ö -onis d. katliam, k- üzerini örtmek, gizlemek,
ym; -öne occldere imha et- occultöti/ö -ön is d. gizleme,
mek, yok etmek, saklama.
occl/dö -dere -d -sum gçf occultât/or -öris er. gizleyen,
kesip devirmek, yere ykmak; saklayan kimse,
öldürmek; skmak, sknt ver- occult/ö -âre -övî -ât um
mek. gçf gizlemek, saklamak,
occ/idö -idere -idî -asum occult/us gedo. occulö s. giz-
gf dümek; batmak {güne li, sakl; (kii) az
sk, sr sak-
vs.); ölmek, mahvolmak, yok layan, ketum; cns. sr, giz; -ö
occ 404 oct

z. gizlice. kar koymak, -ile ilk önce ol-


occu/mbö nmbert -bul mak, önceden davranmak ya
-bitum gf batmak (gb .) ölü- da yapmak; görünmek, ken-
me dümek, ölmek; sofra kur- dini takdim etmek, sunmak;
mak. -edoru gelmek; önceden gö-
occupöt/ö -önis d. zaptet- rünmek, kendini takdim et-
me, alma; ; meguliyet. mek, sunmak; öz. zihinde gö-
occup/5 -4re -âvf -otum gçf. rünmek, düüncelere girmek,
-in mülkünü almak, sahibi occurs/us -üs er. karlama,
olmak, zaptetmek, almak, ele rastlama.
geçirmek; megul etmek, i Oceon/us -I er. okyanus; ok-
vermek, çaltrmak, istihdam yanus akntsnn bir bölü-
etmek; saldrmak; istila et- mü; Atlas Okyanusu; -ttis
mek, tümüyle zapt ve gal et- -îti d s d. Okeanos'un kz,
mek; tutmak, -ile doldurmak, ocell/us -î er. göz; sevgili, cev-
kaplamak; önceden davran- her.
mak, önceden yapmak, üstün öci/or -oris s. aceleci, aya-
çkmak (herhangi bir eyde); na çabuk.
-ötu s. megul, zaptedilmi. öcius z. daha hzl olarak; hz-
occur/rö -çere -rî -sum gf. la, süratle, çarçabuk,
-e doru komak, karla- ocre/a -oe d. baldr zrh,
mak; saldrmak; rastgelmek, ocreötus s. baldr zrhl.
tesadüf etmek; acele etmek; Octâv/ius -I er. Roma'l aile
(mec.) önlemek,önüne geç- ad, öz. imparator Augustus;
mek, önünü almak, karla- imparator Augustus'un ba-
mak, mukabele etmek; (söz- bas; -iönus s. Octavius'a
cükler) iüraz etmek, kar çk- ait; er. Augustus'un lâkab,

mak; ( düünce ) akla gelmek, octflv/us s. sekizinci; d. günün


hanra gelmek, telkin etmek, sekizinci saati.
fikir vermek. octövsdecims s. onsekizin-
occursöti/ö -önis d. telala ci.

karlama. octl/Sns -es z. sekiz kez.


occrs/ö -öre gf. karlamak octingentesimus s. sekiz yü-
ya da bulumak için komak, züncü.
gitmek ya da gelmek; kar- octingent/T -orum sy. sekiz
lamak, rastlamak; -e kar yüz.
frlamak, saldrmak, -e kar octlp/Ss -edi s. sekiz ayakl,
mücadele etmek, uramak, octö sy. sekiz.
çekimek; muhalefet etmek, Octöb/er -ris s. Ekim 'e ait; er.
oct 405 oet

Ekim. odordtus 5 .
güzel kokulu, rayi-
octdgdn/I -dram 5. seksenli hal.
gnp. odordt/us -üs er. koklama du-
octogdsimus 5. sekseninci. yusu; koklama.
octdgiSns -es z. seksen kez. odorifer -4 s. güzel kokulu; ra-
octögintâ sy. seksen. yiha çkaran.
octSugis 5 sekizi birden,
. oddr/d -dre gçf. ho koku ver-
octdn/î -oram s. sekizli grup, mek.
octdphoros 5 (fahfnevan) se-. oddr/or -Sri -dtus gçf. kokla-
tarafndan tanan,
kiz kii mak, kokusunu alarak izini
octuplicotus 5 sekizle çarpl- . bulmak; (mec.) aratnp ö-
m, katlanm, renmek, incelemek, tahkik et-
octuplas 5. sekiz katl. mek, yüzeysel bilgi almak.
octuss/s -is er. ( octo ve as) se- odorus s. güzel kokulu, rayiha-
kiz ÛS. l; keskin kokulu.
occulât/us 5. gözü olan, gö- odds bak. odor
ren; göze çarpan, görünebilir, Odrysus s. TrakyalI.
ocul/us -î er. göz; görme gücü; Odyssd/a -ae d. Odysseia; Ho-

(bitki)tomurcuk; (mec.) sevgi- meros'un bir eseri: Livius


li, mücevher; -ds adcere ad Andronicus'un bir eseri.
göz atmak, göz dikmek; aitte Oeagrius s. Thrada'l.
-ds ponere hayal etmek; ex Oebol/us -I er. Sparta kral;
-is görü alan dnda; esse -ius s. Spartal; -io -iae d.

in -Is görü alan içinde ol- Tarentum; -dds -4doe er.

mak; gözde olmak, Kastor ve Polluks.


öd/l -sse gçf. sevmemek, nef- Oedp/Os -od s & I er. Thebai
ret etmek. kral; muammalarn çözücü-
odios/s s. tiksinç, irenç, nef- sü.
hoa gitmeyen; -d z.
ret verici; oenophor/um -I cns. arap-
od /i um -I & il cns. kin, nefret, sepeti.
dümanlk, hoianmay, Oenop/a -ae d. Aegina ada-
honutsuzluk; küstahlk; -45 snn eski ismi.
esse nefretle dolu olmak, ho- Oenotri/o -oe d. talya'nn
lanmamak, nefret telkin et- güney dou bölgesi; -us s.
mek. talyan.
od /ot (~os) -dr s er. koku, ra- oestr/us -î er. at sinei; (mec.)
yiha; kötü koku; (mec.) sezi, çlgnlk, cinnet.
ima, iaret, telkin, Oet/ o -ae, -e -ds d. Thesse-
oddrdti/d -dns d. koklama. lia'da srada, Herakles'le
ofe 406 off

birlikteanlr; -ueus s. nah ve suça iten ey.


ofHI/ö -ae d. lokma, parça, offensiuncu!/a -ae d.küçük
az dol usu ey. bir aksilik, talihsizlik ya da
off/a -ae d. küçük topak, par- baarszlk, tiksinti, hoian-
ça, lokma, bir dolusu az may.
ey. küçük top, öz. undan ya- offens/ö -5re gçf. & gf. tekrar
plm hctp; topak, küme, ka- tekrar vurmak, çnrprnak; sen-
bart; biçimsiz yn
ya da kü- delemek, hafif hafif ya da se-
me; vakitsiz doum, çocuk kerek yürümek; kekelemek,
düürme. ot fen s us gedo. offendö 5 te- .

offectus gedo. officio cavüzi, saldnsal, tahkir edi-


off/endû -endere -endi ci; tiksinç, irenç; dargn, gü-
-ensum gçf. vurmak, çarp- cenik, danltlm, ac hisler
mak; ( rnec .) rastgelmek. kar- uyandrlm, incitilmi, ren-
lamak: suç ilemek, gaf cide edilmi; cns. indîme, gü-
yapmak; gücendirmek, da- cendirme.
rltmak, alçaltmak, küçük offens/us -iis er. sadme, dar-
düürmek, mahcup etmek, sarsnt, iddetli vuru; gü-
be,
incitmek, rencide etmek; (her- cendirme; sknt; rast gelme,
hangi bir eyde) baarszla offer/ö -re obtuli oblütum
uramak, kötü talihi olmak, gçf.ileriye ya da öne getir-
kötü sonuçlara rastlamak; fe- mek, arz etmek, takdim et-
lakete uramak, belasn bul- mek, sunmak; göstermek, te-
mak. hir etmek; manz brakmak,
oftens/a -ae d. honutsuzluk, -e uratmak, duçar etmek;
memnuniyetsizlik, düman- önermek, delil olarak ileri
lk, husumet, kötü niyet bes- sürmek; getirmek, sebep ol-
leme, incitme, gücendirme. mak, vesile olmak; vermek,
offensi/Ö -onis d. sendeleme; ihsan etmek; (din) tannya
sürtme ta; öz. günah ve ha- sunmak, kutsamak, ithaf et-
taya düüren neden, incitme, mek: se- karlamak, rast
gücendirme, tasvip etmeyi, gelmek, yüz yüze gelmek,
holanmav, nefret, tiksin- offerument/a -a* d. arma-
me, irenme, beenmeme, an.
güvensizlik, kötü ün; suç, cü- offîcîn/a -ae d. atelye, ilik,
rüm, houna gitmeme, küs- off/iciö -içere -ecl -eetum
me; ikayet, isteksizlik; kaza, gf. engel olmak, tkamak,
kötü taiih, talihsizlik, baan- müdahale etmek; rencide et-
szlk; bitme, tükenme; gü- mek, incitmek, haksz yere
)

off 407 olf

zarar a uratmak, offusus gedo. offu ndö


officios/us s. nezaket ya da lü- oggunn/iö -re gf. hrlamak,
tufkârlkla dolu, mültefit, ogger/ö -ere gçf. getirmek;
yardma hazr, görevsever, önermek, teklif etmek, arz et-
hizmete hazr; görevini bilen; mek.
-e . nâzikâne. Ogygius s. Thebaili.
offic/ium -I & il a s. lütuf, oh ul. (arma, sevinç, üzün-
inayet, cemilekârlk; hizmet, tü ifadesi) öyle mi! ya! sahi!
i. megul olma; görev, görev ohe üni (an yeme ifadesinde)
duygusu, görevseverlik; resmi dur! yeter!
görev, törensel görev; zorunlu ol tini, (yaknma, alama ifade-
görev, zorunluluk, yükümlü- si) ya! vah canm!
lük; memuriyet, ksm; ilev oiei ünl. (keder, hüzün, matem
ya da özel, resmi tören, ifadesi) ah canm!
offig/ö -ere gçf. balamak, Oîleus -eî cr. az. bir üne sahip
tespit etmek: içeri sürmek ya elan Aiax'n babas, Locris
da sokmak, kakmak, kral.
offirm/ö -âre gçf. & gf. sa- ole/a Hie d. zeytin; zeytin aa-
lamlatrmak, dayankl kl- c.
mak, sabitletirmek; sebat et- oleâginuss. zeytin aaana ait.
mek, srar etmek, azimle sür- oleârius s. zeytin yandan,
dürmek; -öts s. kesin, azim- zeytin yana ait; er. zeytin
li, salam, kararl, inatç, ya satcs.
muannit, metin, oleast/er -rî er. yaban zeytini,
offlect/ö -ere gçf. (öbür yana) ol/ens -entis z. ç. oleo s. ra-
döndürmek. yihal; pis kokulu, küf koku-
offrenötus s. gemlenmi, gem lu.

vurulmu; (sadece mecazi kul- ol/eö -ere -uî gçf. & gf. koku
lanlr), öfkesini yenmi, ehli- yavmak, kokmak: (mec.) iha-
letirilmi. net etmek, ele vermek,
offuci/a -ae d. ( kozmetik ras- ole/um -î cns. zeytin ya;
tk. düzgün, allk; (mec.) hile, (mec.)güre okulu, edebi ya-
oyun. rmalar, hitabet çalmalar,
offul/ged -gere -sî gf. parla- alîrmalon; -et operam
mak, parldamak, mak, perdere- zaman kaybetmek
off/undö -undere -üdî ve skntya girmek,
-usum gçf. dökmek; üzerine ol/facio facere -fecî -fac-
dökmek, yaymak; örtmek, tum gçf. koklamak, kokusu-
doldurmak. nu almak.
)

olf 408 one


o!fact/ö -öre gçf kokusunu '. ömin/or -örf -o t us gçf. önce-
almak. den haber vermek, kehanette
olidus s. kokan, kokan, ar bulunmak.
ölim z. bir zamanlar, eskiden; ömissus gedo. ömittö s. ih-
bir varm bir yokmu; za- malci, dikkatsiz. ^
man zaman, ara sra; bir öm/ttö -itte re -si -ssum
hayli zaman; bir gün (gele- gçf. brakmak, koyuvermek,
cekte). serbest brakmak, vazgeç-
olit- bak. holit- mek; aldrmamak, ihmal et-
olîv/a -ae d. zeytin, zeytin mek, görmemezlikten gel-
aac; zeytin dal; zeytin de- mek, önemsememek; ( konu-
nei. ma atlayp geçmek,
olf vet/um -I cns. zeytinlik, omnifer -I s. hereyi tayan
olivifer -I s. zeytin tayan, (yani, yeryüzü),
oliv/um -I cns. zeytinya; gü- omnigenus s. her türden,
re okulu; güzel koku, omnimodfs z. bütün bütün,
oll/a -ae d. kap, kavanoz, her tarzda.
olle, ollus, bak. ille omnfnö z. bütün bütün, tama-

ol/or -Öris er. kuu, men; genel olarak; (kabul, ti-


olörlnus s. kuuya ait. raf) elbette, mutlaka, evet;
olu bak. holus. (say) tam, tamna; -nön hiç
Olymp/a -ae d. Elis'de Yu- deil.
nan oyunlarnn yapld omnipar/Sns -entis s. her e-
yer; -acus -cus -us -a s.; yin anas.
-örum cns. ç. her dört ylda omnipot/Cns -entis s. her e-

bir yaplan olimpiyat oyunla- ye kadir.


r; —as -adis d. olimpiyat, ovnnis s. bütün, hep, her, her
dört yllk süre. bir, her biri; her türden; tü-

olympiotîc/is -ae er. olimpi- mü; cns. evren; er. ç. herkes;


yat kazanan (kimse). cns. ç. her ey.
Olymp/us -I er. kuzey Yuna- omnitu/ens -entis s. hereyi
nistan'da da; tannlann gören.
oturduu yer olarak düünü- omnivogus s. her yerde dola-
lür; cennet an.
ovnös/um -I cns. ikembe; ka- omnivolus s. her eyi arzula-
nn, kann nahiyesi, yan.
om/en -ini cns. kehanet, ia- onag/er -ri er. yaban eei.
ret; (mec.) vakar, dddiyet. onerörus s. (hayvan) yükle il-

oment/um -f cns. barsak. gili, yük (sfat niteliinde); (ge-


one 409 opi

mi) nakliye. (mec.) gücünü krmak, ez-


oner/ö -Sre -övl -8twn gçf mek; gizlemek, saklamak.
yüklemek, yükletmek, an oper/or -ört -otus gf büyük
yüklemek; (mec.) bask yap- bir dikkatle çalmak, zahmet
mak; arlatrmak, tartmak, çekmek, megul olmak.
yenmek, skmak, sktrmak, operös/«s s. etkin, çalkan,
kahretmek, alt etmek, yükle- gayretli; zahmetli, özenli,
mek, örtmek; daha kötü bir mükellef; -8 z. özenli bir bi-
duruma getirmek, ziyadele- çimde.
tirmek. opertu* gedo. operiö $, örtülü,
onerösus s. ar, sknt verici, gizli; cns. sr, giz.
külfetli, ska, bktrn, o pes ç. ops
on /us -«ri* cm. yük, hamule, opi c us s. barbara ilikin, kaba.
kargo; (mec.) güçlük, görev, opftfer «I s. yardm getiren, yar-
onnsts s. yüklü, yüklenmi; dma olan.
(mec.) doldurulmu. opif/cx -4cls er., d. yapan kim-
ony/x -chis er., d. oniks, da- zenaatç, esnaf.
se;

marl akik; oniksten yaplma Öpü/5 -önis er. çoban.


kutu. oplmlt/ds -ötis d. bolluk,
opöcit/ös -âti* d. gölge. mebzuliyet.
opöc/Ö -a re gçf. gölgelemek, opfm/us s. zengin, verimli, be-
opöcus s. gölgeli; karanlk. reketli; iman, semiz; bol,
ope dh. ops mebzul, görkemli, tantanal;
opell/a h»« d. hafif i; küçük (üslup) an
yüklü; spolla -a
hizmet. Romal bir generalin öldür-
öper /o -ae d. çaba, emek, düü düman komutannn
gayret, ; hizmet; özen, dik- silahlan.
kat; bo vakit, süre; içi; -om oplnöbilis s. tahmini, hayali,
dar© dikkat harcamak; elin- hayal niteliinde.
den geleni yapmak; «ae oplnötft/ö -önis d. san, tah-
pretium deerli, yararl; «d min, fikir, kan.
meâ benim sayemde, oplnöt/or -Sri s er. tahmin
operorius s. çalan; er. içi, eden.
öpere ul /um «I cns. kapak, ör- oplnöt/us -üs er. tahmin, sa-
tü. n, fikir, kan.
operfment/um -I cns. kapla- opfni/5 -önis d. zan, san,

ma, muhafaza. tahmin, fikir, düünce, varsa-


oper/o ire -ul -tum gçf. kap- ym, inanç, beklenti; ad, ün,
lamak, örtmek; kapamak; öhret, itibar, saygnlk; soy-
op 410 opp
lenti, dedikodu; contrâ, tirmek;sunmak; açmak, b-
praeter -önem beklenenin rakmak, terketmek; (tartma)
tersine. delil olarak ileri sürmek, id-

oplniosus s. varsaymlarla do- dia etmek, karssna koymak;


lu. yantlamak, karlatrmak;
opîn/or -irî -Stus gf düün- (mülkiyet) rehine koymak,
mek, sanmak, tasavvur et- bahse ginnek.
mek, hayal etmek, tahmin et- opportünit/âs -ofis d. uy-
mek, inanmak, yarglamak, gunluk, yarar, çkar; iyi fr-
oplpar/us s. zengin, görkemli, sat.
tantanal; -5 z. opporf îin/us s. uygun, elveri-
optu3/or -Sri -ötus gf. (eh. li; yararl; açk, maruz; -e z.

ile) yardm
etmek, tam zamannda.
oport/et -ere -uit gçf. (z.) ge- oppositi/ö -ön is d. kar
rekir, icap eder. olum (mantkta).
opped/o -ere gf hor görmek, oppositus gedo. oppönö s.
kötü davranmak, tahkir et- kar, aykn, zt, aksi, kart,
mek. ters.

opper/ior -iri -tus gçf.


gf & opposit/us -us er. kar dur-
beklemek, yolunu gözlemek, ma.
oppet/ö -ere -îvî -ît um gçf opposuf gç. oppönö
kar karya gelmek, rast gel- oppressi/ö -onis d. zor, id-
mek; ölmek. det, cebir; yakalama, el koy-
oppidanus s. taraya ait, ta- ma, zapt; ykma, devirme.
ral; er. ç. kasaba halk, oppressus gedo. opprivnö
oppîdö z. tümüyle, tamamen, oppress/us -us er. bask, taz-
aynen, kesin olarak, yik. basnç.
oppidul/um -î cns. küçük ka- oppr/itnö -i m
ere -essf
saba. -es s um gçf bastrmak, ez-
oppid/uvn -i cns. kasaba, mek; sktrmak, kapamak,
oppigner/o -öre gçf rehine zaptetmek, kahretmek, yen-
koymak, kefalet etmek. mek, devirmek; hayrete dü-
oppl/5 -Sre gçf tkamak, ka- ürmek, beklenmedik bir an-
patmak. da yakalamak.
oppl/eo -ere -evi -et um gçf opprobr/ium -I & il cns.
doldurmak, tkamak, ayp, rezalet, ar, leke, yüz ka-
opp/ono -önere -ösuf -osl- ras, utanç, gözden düme.
tum gçf. karsna ya da önü- opprobr/ö -Sre gçf alay et-
ne koymak; kar karya ge- mek, satamak, hakaret et-
opp 411 6rb
mek. opulent/ö -öre gçf. zenginle-
oppgnâti/o -ön is d. saldn, tirmek, zengin etmek,
hücum, tecavüz. opulent/us s. zengin, tantana-
oppvgnât/or -öris er. sald r- l, görkemli, güçlü; -« er. z.

gan, mütecaviz (kimse), görkemli bir biçimde,


opptgn/ö -a re —övî -at um op/us -eri cns. i, çalma, za-
gçf. saldrmak, hücum etmek, naat, ustalk, (sonat) yapt,
kuatmak, -ile harbetmek, te- kitap, yap; (usfc.) kuatma;
cavüz etmek. (kd.) i; (esse ile) ihtiyaç, lü-

op/s -opis d. güç, kuvvet, ta- zum, gereklilik duymak; virö


kat yardm; op /es -um d. ç.
;
— est birine ihtiyaç var;
mali kaynaklar, varlk. mögnö -ere çok fazJa, hayli,
Ops bereket tanrças, çokça.
ops- bak. obs- opuscul/um -I cns. küçük i.
optâbilis s. arzu uyandran, ör /a -«e d. kenar, snr ky;
çekid, cazip. ülke, bölge, diyar; (den.) pala-
optöti/ö -ön is d. arzu, istek, mar.
dilek, emel, temenni, ör ocu)/ um -f cns. kehanet, ke-
optim/ös -at s. aristokrasi- hanette bulunma,
ye ait, soylu; er. ç. soyluluk, öröti/ö —önis d. konuma, ,sö«
asalet, asilzadelik, söyleme, tekellüm, dil; hita-
optmö z. en iyi, en uygun; bet, söylev, nutuk; belagat,
tam zamannda, fesahat;düzyaz; imparato-
optim/us s. en yi; mükem- run mesaj; -önem habere
mel, kusursuz; -5 iûre hak- konuma yapmak,
kyla, hakl olarak. örötiuncul/a -ae d. ksa ko-
opt/ö -ön is d. seçme, ayrma; numa.
er. yardma. örât/or -öris er. konumac,
optlvus s. seçilmi olan, tercih- hatip, sözcü.
li. orâtörius s. hatiplie ait, hita-
opt/ö -öre -Övî -âtm gçf. betle ilgili; -ez.
seçmek, ayrmak; arzula- örötr/îx -Icis d. rica ve niyaz
mak; -öt us s. özlenen; cns. eden kadn,
arzu, istek; -ötö birinin arzu- öröt/us -üs er. rica,
suna göre. orböt/or -öris er. mahrum
optum- bak. optim- eden.
opul/ens -en t is s. zengin, orbiculâtus s. yuvarlak, deir-
opulenti/a -oe d. varlk, zen- mi.
ginlik; güç, kuvvet. orb/s -is er. daire, çember.
orb 412 ori

halka, disk, yörünge; dünya; düzenlemek, tertip etmek,


(devinim) devir, deveran; (üs- tanzim etmek, sraya koy-
lup) yuvarlama; -lacteus Sa- mak, düzene sokmak; -âtus
manyolu; -signfer zodyak, s. atanm.
burçlar kua; -fortünae ör/dior -diri -sus gçf. & gf.

kader çark; -terrSjrum yer- balamak, üzerine almak,


yüzü, dünya; -«m con-n yüklenmek.
sistere daire yapmak. Srd/ö -ini er. düzenli sra,
orbit/a -ne d tekerlek izi, iz,
. saf, dizi; düzenli ya da yön-
yol, oluk. temi! sraya koyma; nizam,
orbit/Ss -âtls d. çocuksuzluk, intizam, tertip, öz. kurala uy-
öksüzlük, dulluk. gun sralama, sava düzeni
orbitösus s. tekerlek izleriyle (askerlerin); (ç.) bölük komu-
dolu. tanlan; (yap) kat, tabaka;
orb/ö -öre -övl -âtum gçf. (oturacak yer) sra; (siy.) snf,
mahrum etmek, yoksun kl- mertebe, makam, mevki;
mak, öksüz brakmak, çocuk- sra; ex -ine sray-
(ask.) saf,

suz brakmak. la, arka arkaya; extrâ


orbus s. yoksun, mahrum, ök- -ineni düzensiz olarak, ola-
süz, çocuksuz; yoksul, muh- and biçimde.
taç. Orea/s -dis d. da perisi.
orc/a -ae d. tekne, fç. Orest/es -s&oe er. Agamem-
Orcad/es -um d. ç. Iskoç- non'un olu; s. 4a
ya'nn kuzey adalan. orex/is -is d. itah.
orcha/s -d is d. bir tür zeytin. organ/nn -f cns. araç, alet;
orchistr/a -ne d tiyatroda . uzuv, organ (canl, cansz).
Koro'nun bulunduu ksm orgi/a -örum cns. ç. Bakkhos
(Roma’da bu ksm senatorla- enlikleri, bu enliklere özgü
ra ayrlrd). cokunluk.
Orc/ns -î er. Plüton; ölüler orichalc/um -I cns. bakr cev-
dünyas, ölüm. heri, pirinç.
ârdlnârius s. düzenli, nizam, dricill/a -ned. kulak memesi.

düzenle ilgili, mûtad olan, ori/âns -entis .zam. or. orior


usule uygun, kurall. er. sabah; dou.
Srdinâtim z. düzenli, uygun orlg/5 -ni d. balangç, kay-
biçimde, kurall olarak. nak, mene, köken, rk; ecdat,
5rdnâti/o -Ön is d. düzenli s- nesep, soy, asi, ahfat; kuru-
ra, tamim. cu.
ördin/o -öre -âvî -âtum gçf. Or J/ön -onls & -önis er. söy-
on 413

lencesel avc ve takmyldz, kaynak, menba; (bitki) büyü-


or/ior -Irî -tu* gf. yükselmek, me, bitme ya da yeerme;
kalkmak, (öz. göksel cisimler) mene, köken, asil.

domak. Ortygi/a -ae, -2 -Ös d. Delos


oriundus s. neslinden olan, zu* adas; -us s.

hur eden, doan, vücuda ge- ory/x -gis er. ceylan, gazal,
len ya da vüad bulan, -den ahu.
meydana çkan, oryz/a -ae d. pirinç,

ornâment/um -I cns. teçhi- os ossis cns. kemik,


zat, donatm, giysi; ziynet, ös -ör is cns. az; yüz; giri,
süs, tezyinat. açklk; küstahlk, yüsüzlük,
ornat /us gedo. örnö s. dona- hayaszlk; ünö öre tam itti-
tml, döeli; süslü, teçhiz edil- fakla; in öre esse hakknda
mi, tezyin edilmi; -2 z. na- konuulmak, dile dümek;
zik bir ekilde. quÖ öre redi-bo hangi yüzle
örn/ö -öre -övi -otum gçf. geri döneceim?
teçhiz etmek, donatmak, giy- osc/en -ini er. ötücü, öten
dirmek, hazrlamak, süsle- ku; öz. tirii, ötüü, hareket
mek, tezyin etmek, tarz, uçu yönü üzerinde
orn/us -I d. yabani üvez aa- kehânet yaplan ku.
c, alç. öscill/um -I cns. küçük mas-
ör/ö -öre -övi -otum gçf. ko- ke.
numak, rica etmek; dilemek, ösct/öns -antls .zam. or.

yalvarmak, yakarmak, niyaz öscitö z. kaytsz, kaygsz,


etmek; dua etmek. dikkatsiz, halsiz, uyuuk, ser-
Oront/es -i* & i er. Suriye'de sem; -an ter z. yan canl ola-
bir rmak; -eus s. Suriyeli. rak, bitkin bir biçimde,
Orph/eus -«I & eos (h. -ea) öscit/o -öre, -or -orî gf. hay-
er. söylencesel Thracia'I ar- retten az
açk kalmak, az-
kla; -eus, -icus s. n geni biçimde açmak, es-
örsü* gedo. ördior cns . ç. ba- nemek, uykulu olmak,
langç; konuma, söz söyle- ösculâti/ö -önis d. öpme,
me. öpü.
ors/us -üs er. balangç, üzeri- öscul/or -ört -öt us gçf. öp-
ne alma, giriim, mek; deerlendirmek, deer
ortus gedo. orior s. domu, vermek.
neslinden olmu. öscul/um -I cns. küçücük (se-

ort/u$ -us er. çkan, yükselen, vimli, tatl, ho) az; öpücük.
doan (gb.); dou; (rmak) Oscus s. Osk'îu
)

os 414 ovu
Osîr/is -is & id s er.i Msr tan- ostrinus s. erguvan renk, mor
rs, lsis'in kocas. renk.
Os s/o -ue d. Thessalia'da da. ostr/um -I cns. erguvanî renk,
osseus s. kemikli, kemik gibi, mor renk; mor giysi ya da ör-
kemik gibi kat. tü.
osten/dö -dere -d -tu gçf. m ösus, Öür us gedo. & gl. ç. ödl
göstermek, tehir etmek; urz Oth/ö -onis er. atl snfna ti-

etmek; açmak, ifa etmek, yatroda oturacak yer verilme-


açklamak, aça vurmak; sini salayan yasann yarat-
(konuma) söylemek, açkla- cs; Galba'dan sonraki Roma
mak, bildirmek. imparatoru; -öniânus s.

ostentuti/ö -onis d tantana, . ötiol/um -î cns. çok az bir ser-


debdebe; gösteri; hile, baha- bestlik, bo vakit,
ne. öti/or -örî gf. tatil yapmak,
osfentat/or -öris er. gösteri- oz. resmi görevlerin dnda
çi; övünen kimse. kalmak.
ostent/ö -öre gçf. arz etmek, ötiös/us s. serbest, bo vakti
önermek, tehir etmek; göste- olan; kamu ilerinden uzak-
ri yapmak, övünmek, kendi- ta; yansz, kaytsz; sakin, he-

ni methetmek; bildirmek, yecansz; ( nesneler serbest; er.


göstermek, belirtmek. resmi ii olmayan yurtta, si-
ostent/us gedo. ostendö -um vil kimse; -e z. yava yava,
-î cns. alâmet. acele etmeden; sessizce; kor-
ostent/us -us er. gösterme, d kusuzca.
görünü, zevahir, tehir, arz, öt/ium -I & il cns. bo vakit,
görünü, gösteri; kant, delil. serbestlik; devlet görevlerin-
Osti/ a -ae d., -orum cns. ç. Ti- den çekilme, inziva; huzur,
ber'in aznda liman; -ensis özel ve bireysel ilere aynlan
s. vakit.
östiâr/ium -î & il cns. kap ovati/ö -onis d. küçük zafer,

vergisi (Caesar'da geçer). ovl/e -is cns. koyun al, keçi


östiötim z. kapdan kapya, al.
evden eve. ovillus s. koyuna ait.
öst/ium -I & il cns. kap, giri, ov/is -is koyun,
d.

az. ov/ö -öre gf. sevinmek, mem-


östre/a -ae d., -um -I cns. isti- nun olmak, holanmak; kü-
ridye. çük bir zaferi kutlamak,
ostreosus s. istiridyeyle dolu. öv/um -I cns. yumurta.
ostrifer -î s. istiridye üreten.
) )

pöbulöti/ö —on is d. çayr;


p
ot- poc/o -a re -âv —âtum gçf
lak; (asfc.) at ve davar yemi bantrmak, uzlatrmak, yu-
toplama. muatmak, boyun edirmek;
pâbulat/or -oris er. ( ask .) yi- -Ötus s. sakin, uysal, yumu-
yecek vs. bulmak aratr-için ak bal, asude, rahat; cns.
ma yapan, yem toplayc, dost ülke.
pâbul/or -ar gf beslenmek, pocti/o -önis d. pazarlk, an-
otlamak; (ask.) yiyecek vs. lama. mukavele; hile, tuzak,
bulmak için aratrma yap- dankl dövü; (sözcükler ge-
mak, yem toplamak, nel kurallar, resmi deyimler.
pöbul/um -i cns. yemek, gda, Pactol/us -î er. altnyla ünlü
besin:hayvan yemi, Lydia rma.
pâcâlis s. huzura (bara) ait, puct/or -oris er. miitahit; de-
huzurlu, asude. lege.
Pachyn/um -î cns. Sicilya'nn poct/usgeo. paclscor s. mu-
Güney Dou ucu; mod. Cape tabk, kararlatrlm olan,
Passaro. çözülmü olan, kararlatml-
pöcifer -î s. ban getiren, ba- m; nianl; -um -î cns. an-
nsever. lama, mukavele, sözleme.
pâcificati/o -önis d. ban Pncuv/ius -î ef. Latin fragedia
yapma. airi.
pâcificSt/or -oris er. ban Pad/us -i er. Po rma.
yapan, banç (kimse)- pue/Ön -önis er. iyiletiren
-örius s. bar yapan, kimse, Apollon'un lakab; öv-
pocific/o -öre gf. bar yap- gü ilahisi: sevinç çl; ( oiçu

mak ya da akdetmek; gçf. tes- bir ayak, vezin; bir uzun üç


kin etmek, yattrmak, ksa hece
pöcificus s. ban yapan, bar- paedagög/us -î er. çocuklun
çl. bontnc. okula götüren köle.
pac/Iscor -îscl -tus gf. pazar- paed/or -oris er. pislik, k:r.

lk yapmak, anlamak, uyu- murdarlk.


mak; gçf. art komak ya da pael/ex -icis d. koparma,
tayin etmek, mübadele et- odalk, cariye, metres.
mek, bireyi baka bireyle poeMcöt/us -üs er. odalk cia-
deitirmek. .ak yaama, istiîra, odalk
.

pae 416 pal

alma. yaprak.
Paelign/I -orum er. f. orta pâginul/a -ae d. küçük sayfa.
talya halk; -us s. pâg/us -I er. köy, krsal mnt-
paene z. hemen hemen, nere- ka; kanton.
deyse; (Ü5f) paenissume, pe- pöl/a -ae d. bahçvan beli;
nissime tamamiyle tümüy- (yüzük) ka.
le. palaestr/a -ae d. güre okulu,
paeninsul/a -ae d. yanma- spor salonu, jimnastikhane;
da. idman, güre; (ret.) eitim,
paenitendus s. üzücü, can s- altrma.
kla. palaestrlc/us s. güre okulu-
paenitentf/o -ae d. piman- na ya da jimnastikhaneye
lk, nedamet, tövbe. ait; -e z. jimnastik tarznda.

paenit/et -Sre -ult gçf.& gf. palaestrit/a -ae er. güre


(z.) pimanlk verir; an -et okulu bakan, jimnastik uz-
deil mi?
yeterli man.
paenul/a -ae d bütün vücu- palam z. açkça, alenen, ka-
du örten bir tür Roma peleri- muya açk olarak; tannm;
ni; yamurda öz. yolculukta edt. (dh. He) huzurunda,
giyilirdi. önünde.
paenulâtus s. pelerin giyen, Palöt/ium -I cns. Roma’nn
paenula giyen. yedi tepesinden biri; saray;
pae/on -ön is er. bir uzun ve -înus s. Palatlnus'lu; impa-
üç ksa heceden oluan bir öl- ratorlua ait.
çü aya. palât/um -I cns. damak; tat,

paednius s. iyiletirici, ifa ve- çeni; yarg.


rici. pale/a -ae d. hububat kabu-
Paest/um Güney tal-
-î cns. u.
ya'da kent; -dnus s. paleâr/ia -um cns. ç. gerdan.
paetulus s.
na sahip olan.
a
bir göz yaps- Pal/es -is d. çoban tanrças;
Pales
-îlis s. Pales'e ait; cns. ç.

paets s. a;
göz krpan; eh- enlii.
vet ya da kötü niyetle yan ba- palimpsüst/us -V er. bir parö-
kan. men.
pSgSnus s. krsal; er. köylü, PalnSr/us -I er. Aeneas'n k-
çiftçi yama. lavuzu, dümencisi; Güney
pagâtim z. her köyde; köy köy. talya'da dalk burun, Poli-
pdgel!/a -ae d. küçük sayfa. nurus onun açnda denize
pâgln/a -ae d. {kitap) sayfa, düüp kaybolmutu.
pal 417 pal

paliür/us Isa'nn dikeni, palmörius 5. ödül kazanan,


pall/o -ae d. kadn giysisi; t ra- palmötus s. hurma tayan,
gedia hurma dallaryla nak yapl-
giysisi.

Pallos -dis & dos d. Athena,


Minerva; zeytinya; zeytin
m olan.
palm/es -it» er. budanm as-
aoa; -dium 5. Pallas'a ait; ma filizi, sürgünü, dal; a-
-d i um -dî cns. Pallas’m hey- rap; bir uaç dal,
keli. palmet/um -î cns. hurmalk,
Pal!/ös -anüs er. Evandros'un palmiyelik alan,
olu ya da soyu; -anteus s. palmifer -4 s. hurma tayan,
pall/ens -en ti s .zam. or. pal- palmösus s. bol hurmal, hur-

leö s. soluk, donuk; yeilim- ma aac dolu.


trak. palmul/a -ae d. kürek palas;
pall/eö -ere -u gf. soluk ya kürek.
da sanmtrak olmak, sarar- pâl/or -ârî -ötus gf dolap
mak; rengi uçmak; kaygl, durmak, amaçsz, tembel
vesveseli olmak, tembel gezinmek; yoldan
pall/escö -esc ere -uf gf. sol- sapmak.
gunlamak, sanmtrak renge palpöti/ö -ön is d. dalkavuk-
dönmek, saranp solmak, luk.
palliâtus s. Grek pelerini gi- palpöt/or -öris er. dalkavuk,
yen. palpebr/a -ae d. göz kapa,
pallidulus 5. solgunca, donuk- palpit/ö -öre gf. vurmak,
ça, epeyce renksiz, çarpmak, titremek, titremek,
pallidus 5. solgun, soluk, mat, kvranmak.
donuk, benzi atm, sararm, palp/ö -öre -or -ârî gçf. ok-
yeilimtrak; âk, sevdal, amak, kucaklamak; gönlü-
palliol/um -î cns. küçük pele- nü yapmak, gururunu oka-
rin, kukulete, balk, mak.
pall/ium -I & il cns. yatak ör- polp/us -î er. gönlünü yapma,
tüsü, örtü; Grek pelerini, övme.
pall/or -öris er. solgunluk, pa!fldöment/um -I cns. aske-
renksizlik, matlk; korku, ri pelerin.
palm/a -ae d. avuç, el ayas; paiudötus s. general pelerini
el; (kürek) pala; palmiye, hur- giyen.
ma; (ujaç) dal; (mec.) ödül, palüdösus s. batakla ait, ba-
zafer, eref, an. taklkl.
palmöris s. yetkin, kusursuz, palumb/es -Is er., d. orman
mükemmel. tavuu, yabani güvercin,
pal 418 pop
üveyk. pang/ö -ere panxî & pepigî
pöl/us -f er. kazk, parmaklk pöctum gçf. balamak, sk-
çubuu. ca balamak, tutturmak; tes-
pâl/us -ödis d. bataklk, ha- pit etmek; içeriye sürmek,
vuz, göl. sokmak; yapmak, meydana
palust/er -ris s. batakla ait, getirmek, oluturmak, yaz-
bataklkl. mak. kaydetmek; karara var-
pampineus 5. asma filizine mak, anlamak,
cit. pönicul/o -ae d. demet; yulaf
pampin/us -i er. asma filizi. ya da dar benzeri bitki baa-
P/ön -Ön us (T. -âna) er. ,çaty oluturan kam de-
Greklerde çobanlann. dala- meti; i, yumru,
rn ve ormanlarn tanrs; öz. pânic/um -î cns. talyan ak-
Arkadia ile birlikte anlr. dans.
panace/a -ae d. bütün hasta- pön/is -is er. ekmek, somun,
lklar iyiletirdiine inanlan parça, topak, küme, yn.
bir ot, panzehir. Pönisc/us -î er. küçük Pan, bir

Panaet/ius -I er. Yeni Stoac kr tanrs.


bir filozof. pannicui/us -î er. çaput, pa-
Pancha/ia -iae d. Arabis- çavra.
tan'da bir bölge; -aeus, Pannonl/a -ae d. Orta Tuna
-öius s. bölgesinde ülke; -us 5.

panehrestus s. her ey için iyi pannösus 5. eski püskü, par-


ve kullanl, genellikle yarar- tal, lime lime, yrtk,
l. pann/us -î er. giysi parças,
panerat/ium -I & i as. boks paçavra, yama.
ve gürein birlikte yer ald Panorm/u$ -I d. Sicilya'da
bir karlama. kent, mod. Palermo,
pandicul/or -öre gf gerin- pönsa s. tarakl ayak,
mek, uzanmak. pönsus gt'dn. pandö
Pandî/ön —onis er. Atina kra- panther/a -ae panter.
l, Prokne ile Philornola'nn Panth/Gs -I er. Troio'daki
babas; -onius s. Apollon rahibi; -oid/es -ae
pand/ö -ere -î pânsum & er. Euphorbus.

passam gçf. germek, uzat- pantic/es -um er. ç. barsak-


mak, kasmak, çekmek, geni- lar; sucuk, sosis.
letmek: açmak; ( rnec .) aç- panx gç. pangö
mak, ifa etmek, açklamak. pupae t ini. (hayret ifade eder)
padus s. eik, bükük, kavisli. harika! ne garip! gerçekten
pap 419 par
mi! hazrlkl; dikkatli; derhal, ça-
pap/os -ae er. özel öretmen, bucak, bir an önce,
papâver -s cns. gelincik; -e us parât/us -üs er. hazrlk, do-
s. natm.
Paph/os -î d. Kbns'ta kent; Parc/a -ae d. Kader tanrços.
Venüsün kutsal yeri; -ius s. par/co -çere pepercî -sum
pâpili/5 -onis er kelebek, gçf. Sr gf. (eh. ile) esirgemek,
papill/a d. meme, meme kyamamak; idareli kullan-
ba; göüs. mak, ekonomi yapmak; -den
papp/us -I er. yal bir adam, kendini almak, içtinap et-'
dede; (mec.) yünlü, bitkilerin mek, saknmak, vazgeçmek;
tüylü tohumu, ( ms . ile) kaçnmak, çekinmek,
papul/a -ae d. sivilce, durmak.
papyrifer -I s. papirüs tayc- parc/us s. esirgeyen; tutumlu,
s. idareli; pinti, cimri; yetersiz,
papyr/us -i er, d., -um -i cns. kt, çok az; -e z. tutumlu ola-
papirüs; kât. rak; lml olarak,
pâr paris s. eit, benzer, denk; pard/us -I er erkek panter
uygun, layk, yarar, doru; pâr/ens -en ti s .zam. or. pö-
er. akran, emsal, yolda, e; reo s. söz dinleyen, itaatkâr
cns. çift, par parî re- er. ç. uyruklar.
spondere benzerine dön- par/ens -entis er., d. ebeveyn,
mek; 10 dere pâr impör tek anne, baba; ata. soy; kurucu,
mi çift m oynamak, parentâlis s. ana babaya ili-
parâbilis s. elde etmesi kolay, kin; cns. ç. ölü atalar ve akra-
parasit/a -ae d. dii parazit, balar onuruna yaptlun en-
parusitast/er -rî cr. bir para- lik.

zit. prent/ö -âre gf ölü atalar


puruslticus s. parazite ait. ve akrabalar onuruna kur-
parast/ts -i er. parazit, asa- ban kesmek; öç almak ( baka-
lak, bakasnn srtndan ge- larnn ölümüyle).
çinen, dalkavuk, beleçi, pâr/eö -ere -uî -itum gf gö-
parâti/ö -onis d. elde etmeye rünür olmak, ortada olmak,
çalma. aikâr olmak; (eh. ile) boyun
parotragoed/5 -öre gf. sah- emek, itaat etmek, tâbi ol-
nedeymi gibi konumak, ti- |
mak, uymak;
-et açktr,
yatrovari konumak, aikârdr, kantlanmtr,
parât/us gedo. parö s. hazr: puri /es -etis r. duvar,
doatml; deneyimli; -e . pârietin/ee -urum d. ç. y-
par 420 par
kntlar. Par/os -I d. beyaz mermeriyle
Porîl/ia -i um cns. ç. Pales en- ünlü Ege adas; -ius s.
lii. parr/a ae d bayku.

.

parîlis e, müsavi, denk.


s. c-sit, Parrlas/is -idis -ius s. Arku-
par/iö -«re peperl -tu gçt. m dia'l.
dourmak, meydana geür- parricid/a -ae er. kendi anne
mek; üretmek, yaratmak, ne- ya da babasn öldürme; ken-
den olmak; tedarik etmek. di anne yo da babasn öldü-
Par/s -dls er. Priamos'un o- ren kimse, katil; hain kimse,
lu, Helena'y kaçran efsane- parricîd/ium -I & ii parrici
vi kiilik. de cns. anne, baba ya da ya-
poriter z. eit olarak, ben/er kn akrabann öldürülmesi;
biçimde; ayn zamanda, bir- hükümdara kar hyanet,
likte, bir aada. por/s -tis d. parça, pay, ksm;
parit/ö -öre gçf. hazr oimok. taraf, yan, yön; sayg; derece;
porm/u -ae d. bir tür kalkan birkaç, baz; (ç.) rol,
(ç. fiil ile)

(hafifyuvarlak). sahne görevi; ilev, görev;


parma t us .s. kalkanl. tâgna - çounluk; mö-
purmul/u -ae d. küçük kal- gnam -tem çounlukla, faz-
kan. lasyla; n eam -tem u ta-
Partös/us -î er. Orta Yunanis- rafta, u yanda, u anlamda;
tan bölgesinde Parnassos da- omni -te hepten, tümüyle;
; -ius, -is -idis s. Pamas- ex -te ksmen; ex oltera -te
sos dana ait. öte yandan; ex mögnö -te
par/ö -öre -Övl -otum gçf. büyük miktarda; prö -te ba-
hazrlamak, hâzr etmek, do- na kalrsa, bence; -tes agere
natmak; niyet etmek, tasarla- rol almak; duae -tes üçte iki:

mak, balamak, girimek, ko- tres -tes dörtte üç; multfs


yulmak; tedarik etmek, elde -ibus büyük miktarda; nul-
etmek, edinmek, satn al- lö -te hiç, asla.
mak; düzenlemek. parsimönl/a -ae d. tutum,
poroch/a -ae d. gerekli eyle- idare, tasarruf, tutumluluk,
rin salanmas ( resmi yolcu- parthenic/i -is d bir bitki.
luklar için). Parthcnop/e -es d. Napo-
paroch/'us -î er. erzak müte- li'nin eski ad; -eîus s.

ahhidi; konuk kabul eden ev Parth/I -orum er. ç. Dou'da


sahibi. Roma'nm büyük düman
paropsi/s -dis d. tabak, ça- olan Parth'lar; -us -cus s.
nak. Portic/eps -ipls s. paylaan,
par 421 pas
katlan, itirak eden, ortak; Pasch/a -ae d. Paskalya yor-
er. ortak; arkada, yolda, as- tusu.
kerlik arkada. pöseö -scere -vf -stum gçf.
particip/o -öre gçf. payla- beslemek, otlatmak; biivüt-
mak, bireye itirak etmek, mek, bakmak, korumak;
katlmak, ortak olmak, dahil (mec.) ziyafet çekmek; gf. ot-

olmak; bildirmek, tebli et- lamak.


mek, ihbar etmek, pöseuus s. otlyan; cns. çayr,
particul/a h>« d. parçack, otlak, mera.
partim z. ksmen, bir dereceye Pösipha/e -es d. Minos’un ka-
kadar; çounlukla, çok kere, rs, Minotauros'un annesi,
part/iö -ire -îvî -Itm, -ior passer -is er. serçe; pisi bal;
-iri gçf. paylamak, datmak, -marnus devekuu,
bölmek, taksim etmek. passercul/us -T er. küçük ser-
partît z. düzenli olarak, çe, serçecik.

partîti/ö -on i s d. datm, passim z. urada burada; ara-


taksim, pay etme, sra; rastgele, tesadüfen, fark
partur/iö -re gf. zahmet çek- gözetmeden.
mek, zorluk çekmek; (mec.) s- pass/um -I cns. kuruüzüm a-
kntl olmak, tasal olmak; rab.
gçf. üretime hazr olmak, ve- possus gedo. padö s. yayl-
rimli olmak; (mec.) düünce- m, saçlm, karma kank;
ye dalmak, derin derin dü- kurutulmu,
ünmek. passus gedo. patior
partus gedo. pariö cns. ç. ser- pass/us -üs er. adm, hatve,
vet, mal, mülk, bir admlk mesafe; mille
part/us -us er. doum; genç, -üs bin adm, bir mil; ç.
param z. çok küçük, yetersiz; mîlîa -ant miller,
çok deil, ancak, güç belâ, pastill/us -I er. baklava biçi-
hemen hemen, hemen hiç. mi.
panmper z. ksa bir süre için, pöst/or -öris er. çoban,
parvit/ös -âti s d. küçüklük, pastörölis s. çobana ilikin,
parvulus, parvolus s. çok kü- pastoral, krsal, kr ve çoban
çük, cüzî, önemsiz; çok genç; yaamna ait.
er. çocuk. pöstoricius, pastörius s. ço-
parv/us {ku minör üd. mini bana ait, krsal, kr ve çoban
mas) s. küçük, az, cüzî; (süre) yaamna ait.
ksa; (ya) genç; -I esse az de- pâstus gedo. pöseö
eri olmak. post/ us -üs er. çayr, otlak; be-
pat 422 pat
sin. taba, kâse.
Patar/a -ae d. Lykia'da kent, paterfamHiâs patrisfami-
Apollo kehanet ocayla ün- liâs er. evin efendisi, aile rei-

lüydü; -oeus, -ünu5, -es s. si.

Patava/ium -î ctis. Livius'un poternus s. babaya ait, baba

doum yeri; mod. Padua; tarafndan olan; yerli.


-n us s. patesc/o -ere gf. açlmak;
pate/facid -facere -feci - uzanmak, yaylmak; aikâr
factum (edl. -fiö -Heri) gçf olmak, ortaya çkmak.
açmak, söz açmak; ifa et- patîbilis s. katlanlabilir, da-
mek, tehir etmek, ortaya yanlabilir; duyarl.
koymak ya da çkartmak, ay- patibulâtus 5. boyundurua
dnlatmak. balanm.
patefact/5 -on s d. ifa et- patibul/um -I cns. çatal bi-
me, ortaya koyma ya da ç- çimli boyunduruk, suçlulan
kartma. tehir arac.
patefîö bak. patefaciö pati/ens -entis f.zam. or. pa-
putell/a -oe d. küçük çanak, tior s. dayanabilir, taham-
tabak. mül edebilir; sabrl; boyun
pot/ens -entis f.zam. or. pa- emez, direngen; salam,
teös. açk, içine girilebilir, gi- metin, çetin; -enter z. sabrl
rilir, içinden geçilir, engelsiz; olarak.
meydanda, açkta kalm ya patienti/a -ae d. sabr, da-
da braklm, maruz, korun- yanma, tahammül, dayank-
masz; geni, enli; vazh, bel- llk; saknma, çekinme, mü-
li, apaçk, aikâr; -enter z. samaha, hogörürlük: boyun
açk bir biçimde. eme, itaat etme, mülayim-
pat/eö -ere -uî gf. açk ol- lik.

mak, (çine) girilebilir olmak: patin/a -ae d. çanak, tepsi,


açk kalmak, açkta brakl- tava.
mak, maruz kalmak; yayl- pa/tior -tî -ssus gçf. katlan-
mak, serilmek, uzanmak; ser- mak, tahammül etmek, da-
best olmak, kabul edilebilir yanmak, çekmek; görüp ge-
olmak, ya da vanhr ol-
eriilir çirmek, duçar olmak, ura-
mak; aikâr olmak, tann- mak, maruz kalmak, ban-
mak ya da bilinmek. dan geçmek; boyan emek,
pat'/er -eis er. baba; (ç.) ata- itaat etmek: brakmak, izin
lar, cetlen senatörler. vermek; (dlb.) edilgen durum-
pater/a -ae d. çanak, fincan da olmak; edilgen bir anlam
pat 423 pau
içermek; facile- honut kal- patron /a -ae d. koruyucu
mak; oegre- can sklmak, tannça; hami kadn, kadn
honut olmamak. patron; koruma, himaye,
Putr/ae -örum d. ç. Yunanis- patrön/us -I er. koruyucu, ha-
tan'da bir liman kenti, mod. mi kimse, patron; (yasa) avu-
Patras; -ensis s. kat, dava vekili.

patröt/or -öris er. eyleyen, patruelis s. kuzene, karde ço-


yapan kimse. cuklarna ait; er. karde çocu-
potratus s. pat er- ayin yöne- u.
ten rahip. patru/us -I er. amca; s. amca-
patri/a -ae d. anayurt, mem- ya ait.
leket, doum yeri, patulus s. açk; geni, enli,
patriclus s. soylulara ait, Ro- yaygn.
ma soylulanyla ilgili; er. aris- paucit /as -ofis d. az miktar,
tokrat. azlk, nadirlik,
patrimön/ium -î & il cns. mi- pauctlus s. pek az.
ras, kalt. paucus s. az, az miktar, cüzî; d.
potrimus s. babas hayatta er. ç. birkaç, biraz; cns. ç. bir-
olan (kimse). kaç söz, birkaç (cns. isimlerle).
patrss/o -Öre gf. babasnn p< ulat im 2. azar azar, derece
yolunda yürümek, derece, tedricen,
patrîtus s. birinin babas ya paulisper z. ksa bir süre için,
da atalaryla ilgili, ait. paululus s. çok az; cns. bir par-
patrius s. babaya ait, baba gi- çack.
bi; atalardan intikal eden, paul /us s. az; -o -ura 7. biraz.
atalara ait ya da ilgili, aileye bir dereceye kadar.
ait. geleneksel; kaltsal, irsi, Paul/us Paull/us -î er. Ro-
doutan, yaratlta olan, ma 't soyad, öz. Pvdnn galibi
hususi (iir); memlekete, do- L. Aemilius Paulus.
um yerine ait, yerli, pauper -Is s. fakir, yoksul, zen-
potr/ö -öre -övî -otum gçf. gin olmayan, kt kanaat geçi-
baarmak, üstesinden gel- nen: (eyler) kt, az, önemsiz,
mek, yapmak, etmek, icra et- küçük, bereketsiz, verimsiz;
mek, tamamlamak, (mec.) muhtaç, yoksun: ( zi-

patröcin/ium -T &r iî cns ko- hin ) yetersiz, zayf, aciz; er. ç.

ruma, himaye, hamilik, yan fakir fukara,


turma, taraftarlk, savunma, puuperculus s. fakir,
patröcin/or -örî gf. (eh. ile) puuperi/es -eî d. yoksulluk,
savunmak, desteklemek. pouper/ö -öre gçf. yoksulla-
.

pau 424 pec


trmak; soymak, yama et- pax pöcis d. ban; (tannlar) ke-
mek. rem, rahmet; (akl) berraklk;
paupert/âs -ötis d. yoksul- (üni) yeter! pâce tuâ izniniz-
luk, orta hallUik; (mec.) ihti- le.

yaç, hacet, yokluk, peccât/um -I cns. yanllk,


paus/a -ae d. durdurmak, so- kusur, kabahat, günah,
na erdirmek. pecc/o -ore -fivl -ât um gf
pauxillâtim z. azar azar, ya- hata yapmak, yanlmak, ya-
va yava. nlgya dümek, aldanmak,
pauxillulus s. pek az. günah ilemek, kusur etmek,
pauxillus s. az. kabahat ilemek,
pavefacts s. korkutulmu, pecorösus s. bol. sn
dehete düürülmü. pect/en -ini er. tarak; (deniz)
pav/e5 -ere pâvî gf dehete tarak; (lir) mzrap; ( dokuma )
dümek, çok korkmak, korku- gücü.
dan sarslmak ya da titre- pe/ct5 -etere -xî -xum gçf
mek; gçf. -den korkmak, -den taramak.
ürkmek. pect/us -öris cns. göüs; yü-
pavesc/ö -«re gçf. & gf kork- rek, duygu; akl, düünce,
maya balamak, heyecana pecü cns. koyun sürüsü; (ç.) ça-
kaplmak; dehete dümek. yr, otlak, mera.
pâvî gç. pâsco pecuârius s. sra sr
ait; er.

pavitl/us s. titreyen, korkak, yetitiricisi; cns. ç. sr sürü-


dehete dümü; çekingen, s- sü.
klgan, ürkek; korku
(mec.) pecölâtor -Öris er. zimmetine

uyandran, müthi, korkunç, para geçiren kimse,


dehetli; skntl, bunalml; pecülât/us -üs er. zimmete
cns. -um z. gibi, korkuyla, geçirme.
korkarak, müthi olarak; -S pecflliâris s. kendine ait, özel.
z.panik halinde, pecOiâtus s.parayla sala-
pavîmentâtus s. tala döeli, nan.
pavîment/um -I cns. döen- pecüliösus s. özel mülkiyeti!,
mi yol, döeme, pecül/ium -I & il cns. küçük
pav/iö -ire gçf. vurmak, çarp- mülk,
tasarruf, özel
mak. pecüni/a -ae d. mülk; para,
pavit/ö -öre gf çok korkmu pecüniörius s. paraya ait.
olmak; titremek (korkudan) pecüniösus s. paral, hali vak-
pâv/ö -ön is er. tavus, ti yerinde.
pav/or -öris er. dehet, panik. pec/us -âris cns. sr, davar,
pec 425 pel

hayvan sürüsü; hayvan, nistan’m halklanndan bi-


ilk

pec/us -udls d. koyun; sürii ri; -us s.


-4 as, -Is,

ba; hayvan; kaba, renç ya Pel/eus -eî & eos (ih. -ea) er.
da zalim kimse. Akhilleus'un babas, Thessa-
pedâlis 5. bir ayak uzunluu* lia kral; -IdSs -Idae er. Ak-

na ait, lgili. hilleus; Neoptolemus.


pedârius s. ( senatör) tam hak- Peli/fis -ae er. Iason’un amca-
lara sahip olmayan, s.
ped/es -tls er. piyade, s. ya- Peli/on -I cns. Thessalia'da
yan. da; -lacus, -i as, -ius s.
pedest/er -ris s. yayan, yaya; Pell/a -ae, -5 -€s d. Makedo-
piyadeye ait; karada; (yaz) nia’da kent, skender'in do-
düzyaz, iirsel olmayan, duu yer; -aeus s. Pella'ya
pedetemptim z. adm adm, ait; skenderiye'n; Msr'l.
dikkatli bir biçimde, pellöci/a -ae d. cazibe, çekici-

pedic/a -oe pranga, buka-


d. lik, almllk.
, tuzak, kapan. pell/öx -Öcis s. ayartc, çeki-
ped/s -s er. bit, kehle. ci.

pedisequ/us -î er., -a -oe d. pellecti/o -ön is d. batan so-


hizmetçi, hizmetkâr, uak, na okuma.
evlatlk, besleme, pellectus gedo. pelllciö
peditdt/us -üs er. piyade, pell/lciö -içere -exi -ectum
ped/um -I cns. dirsek, döne- gçf. ayartmak, aldatmak,
meç. kandrmak.
Pegas/us -I cns. mitolojik ka- pellicul/a -ae d. deri, koyun
natl at; -eus, -Is -idis s. Pe- postu.
gasus'a ait. pelli/o -Önis er. kürkçü,
pegma -tis cns. kitaplk; sah- pell/is -Is d . deri, hayvan deri-
ne yükseltici. si, post; keçe; çadr, ota,
p2ier/5 -öre gf. yalan yere ye- pellîtus s. deri mantolu, deri
min etmek. giyen.
pei/or -ör is k. malus; -us z. pell/ö -«re pepuli pulsum
daha kötü, beter. gçf. itmek, dürtmek, vurmak,

pelagus s. denize ait. çarpmak, gütmek, sürmek;


pelag/us -I (ç. -e) cns. deniz, bozguna uratmak, kovmak,
açk deniz. defetmek, tardetmek; (lir) çal-
pelamy/s -dis küçük orki-
d. mak; (ak 0 etkilemek,
nos bal, palamut bal. pellüc- bak. perlüc-
Pelasg/I -örum er. ç. Yur'' Peloponnes/us -I d Pelopon-
.

pel 426 pen


nesos, Güney Yunanistan; Penelop/S -es -a -ae d. evli-
-iacus, -i us s likteki ballyla tannan,
Pelop/s -i* er. Agamem- Odysseus'un kars,
non'un büyükbabas, Tanta- penes edt. (ih. ile) evinde; ege-
los’un olu; -5ias, -Sis, menliinde, gücü altnda,
-Si us, -e us 5 -idae . penetrobilis s. delinebilir, nü-
-dörum er. ç. Pelops'un evi. fuz edilebilir; delici, delip ge-
pelör/is -idls d. büyük bir çen, nüfuz edebilen,
midye türü, pina. penetrölis s. delen, nüfuz
pelt/a -oe d. deriden yaplm eden, delip geçen; içerideki,
küçük ve hafif kalkan, dahili, en içeride olan, de-
iç,

peltast/ae -arum er. ç. hafif runî; cns. oda, iç, iç taraf ya


ç.

kalkanla silahlanm asker. da yerler; dahili, mabet;


Pelüs/ium -I cns. Nil'in dou (mec.) en ücra köeler,
aznda Msr kenti; -iacus, penetr/ö -öre -övî -otum
-us s. gçf. girmek, nüfuz et-
Sr gf.

pelv/s -Is d. leen, mek, ilemek.


içine
penarits s. erzaka ait, erzakla Pene/us -î er. Thessnlia’nn en
ilgili. büyük rma; -e Is, -eius,
Penât/es -ium er. ç. ev ve aile -eus s.
tannlar, kilerin koruyucu penicill/us -î er. ressam frça-
kutsal ruhlar; ev. s, kurunkalem,
penâtlger -I s. ev tannlann penicul/us -1er. frça; sünger,
tayan. pen/is -is er. erkeklik organ,
pend/eö -ere pependi gf. penis; (mec.) ehvet dükün-
aslmak; sarkmak, üzerine lüü.
sarkmak, üzerinde ve çevre- penite z. içte, içeride,
sinde uçmak; sarkk olmak; penitus z. iç, iç taraf, dahilin-
(mec.) bal, baml olmak; de. içinde; derinliklerden, de-
gözünü dikip bakmak, dik- tümüyle, bü-
rince, derininde;
katle dinlemek; ( akl) kukulu tün bütün, adamakll,
durumda olmak, kararsz du- penn/a, pinn/a -ae d. tüy;
'rumda kalmak, kanat; uçu.
pend/o -ere pependi pennâtus s. kanatl; tüy biçim-
pensum gçf. tartmak; öde- li.

mek; (mec.) zihninde tart- penniger-is. tüylü,


mak, deerlendirmek; gf. bel- pennipot/ens -entis s. kanat-
li bir arl
olmak, l, uçabilir.
penduius s. asl; kukulu. pennul/a -ae d. küçük kanat.
pen 427 per
pensüis 5. asl, sarkk, sarkan, pepull gç. pello
pensi /o —öns d. ödeme, tak- per edt. ( h ile) (olan) içinden,
.

sit. arasndan, ortasndan, bir


pensi t/o -öre gçf. ödemek; dü- yandan öbür yana; (zaman)
ünmek. batan baa, srasnda; ( araç-
pens/ö -Öre -övi -ât um gçf. lar) ile, araclyla; nedeniy-
tartmak, tartp ayrmak, taz- le, uruna; -Iram
sebebiyle,
min etmek, telafi etmek, kar- öfkeyle; -manüs elden ele;

ln vermek; düünmek,
mütalaa etmek, yarglamak,
-me bana kalrsa; -vim
la, zorunlu olarak; -ego t?
zor-

pens/um -I cvs. yün eirenin deös örö Tanrlar adna sa-


gündelik i, yün eirme, yün na yalvaryorum,
eirme karl verilen yün; per /a -ae d. çanta,
ödev, görev, vazife; deer, perabsurdus s. çok saçma,
önem; -f esse önemli olmak; peraccommodötus s. çok uy-
-I habere hereyi önemse- gun.
mek. perâc/er -ris 5 çok keskin,
.

- pensus gedo pendo


. peracerbus s. çok eki,
penter/is -is d. Eski Grekler ve perac/escö -escere -uî gf. si-
Roma'llar tarafndan kulla- nirlenmek, can sklmak.
nlan ve esirlerin kürek çek- peröcti/5 -önis d. tamamla-
tikleri sava gemisi. ma, sona erdirme, son eylem,
Penth/eus -î & eos er. Thebai perâctus gedo. perago
kral, Bakha'lar tarafndan perocût/us s. çok keskin, çok
öldürüldü. açk; kolay anlalr; (mec.)
pcnüri/a -ae d. gerek, lüzum, zeki, zeyrek; -e z. çok keskin
ihtiyaç, hacet. olarak, zekâ ile.

pen/s -üs & I er., d., -um -I, perad ulesc /ens -entis s. çok
-us -oris cns. zahire, erzak; genç.
zahire ya da erzak amban. peraeguS z. her zaman ayn
pependî gç. pendo; gç. pendo tam eit olarak,
biçimde,
pepercî gç. parcö peragitötus 5 kkrtlm, . ta-
peperi gç. poriö ciz edilmi, bizar, rahatsz,
pepîgi gç. pangö per/agö -«gere -egî -öetum
pepl/um -I cns., -us -I er. so- gçf. bitirmek, ikmal etmek,
kak giysisi, resmi giysi, bir tür tamamlamak, sonuçlandr-
manto; öz. Atina'da be ylda mak; içinden geçmek, nüfuz
bir giydirilen tannça; Athe- etmek; rahatsz etmek, taciz
na'nn resmi giysisi. etmek, kkrtmak; (yasa ) bir
per 428 P er
suçlamay kovuturmak: cümbü yapmak, çlgnca i-
( sözcükler) tekrar etmek, ta- ret etmek.
nmlamak. perbeâtus s. çok mutlu,
peragrâti/ö -on is d. yolculuk perbelle z. çok ho bir biçimde,
etme, içinden ya da ortasn- büyük bir nezaketle,
dan geçme, batan sona yol- perbene z. çok iyi, en iyi biçim-
karya geçme.
culuk etme, de.
peragr/5 -öre -av -otum perbenevolus s. -e kar çok
batan seyahat etmek, bir
gçf. iyi niyetli olan, çok iyi olan,
yandan öte yana geçmek; scakkanl.
(mec.) girmek, içine ilemek, perbenigne z. çok nazikçe,
nüfuz etmek. perbib/o -«re -I gçf. içip bitir-
peram/âns -antîs s. çok dü- mek, içmek; massetmek, içi-
kün, çok seven; -ântcr z. ne çekmek, emmek,
ballkla, fedakârcasna, öz- perbît/d -ere gf. mahvolmak,
verili olarak. telef olmak.
perambul/ö -üre gçf. batan perblunds s. çok çekici, çok
sona yürümek, enine boyuna alml; çok nazik,
dolap germek, avare dola- perbonus s. çok iyi.
mak; kardan karya geç- perbrevi/s s. çok ksa; (dhi)
mek. perbrevi çok ksa zamanda;
peratnoenus s. çok ho. -ter z. çok ksa olarak, en
peramplus s. çok geni, özetiyle.
perongust/us s. çok dar; -2 z. pere /o -oe d. tatl su levrei,
perantîguus s. çok eski, percalefocts s. oldukça s-
peroppositus s. çok uygun, cak.
perarduus s. çok zor. percal/escd -îscere -uf gf.

perargGtus 5. keskin zekâl, epeyce scak olmak,


çok nükteli; (ses.) tiz, keskin, percall/escö -2scere -uf gf.

perar/o -öre batan baa


gçf. çok katlamak, çok sertle-
çift sürmek; (deniz) karya mek; (mec.) gçf. -in ustas ol-
geçmek; saban izi yapmak; mak, bileni ya da uzman ol-
balmumuna yazmak, mak.
perattent/us s. çok dikkatli; percârus s. çok aziz; çok paha-
-2z. l.
peraudiendus s. sonuna ka- percautus s. çok dikkatli, çok
dar dinlenmek zorunda olan, ihtiyatl.
perbocch/or -drî gçf. doya percelebr/5 -üre gçf. sk sk
doya yiyip çip elenmek. telaffuz etmek ya da söyle-
per 429 per
mek, sk sk bakasnn nam- kudurgan; atlgan, cokulu;
na konumak, bakasnn sö- çabuk heyecanlanan, çarça-
zünü skça tekrarlamak, buk coan.
perceler -is s. çok çabuk; -iter per coctus gedo. percoquo
z. percol/ö -fire gçf. süzmek,
perc/ellö -«lere -ali süzgeçten geçirmek; (mec.)
-lsum gçf. yere ykmak, de- içinden geçip gitmesine ya da
virmek, altüst etmek; çarp- szmasna neden olmak,
mak; harap etmek, vi-
(mec.) perc/olö -olere -ol al -ul-
ran etmek, yenmek; dü knk- tum gçf. süslemek, güzelle-
hma uratmak, hevesini kr- tirmek; sayg göstermek, hür-
mak, cesaretini knmak, gü- met etmek.
venini sarsmak, percömis s. çok dostça,
percens/eo -ere -ul gçf. he- percommod/u s. çok uygun;

saplamak, yekûn etmek, bi- -eçok uygun olarak,


z.

rer birer saymak; (yer) batan percontoti/ö -fini d. srarla


aa dolamak; (mec.) göz- sorma, soru sorma; sorgu, so-
den geçirmek. ru.

percepti/ö -onis d al, al- percontöt/or -oris er. müte-


ma, toplama ya da bir araya cessis, çok merakl kimse,

getirme, devirme; kavray, percont/or -ârî -fit us gçf. so-


anlama, idrak, düünce, fikir, ru sormak, soruturmak,
perceptus gedo. percipiö percontumâ* -ficls s. çök
perc/ieo -iere, -iö -re gçf. inatç.
kmldatmak, tahrik etmek, perco/quö -quere -xî -ctum
kkrtmak, uyandrmak; gçf. tümüyle piirmek; st-
(mec.) sözcüklerle hücum et- mak, kavurmak, olgunlatr-
mek, hakaretli sözlerle bah- mak, kemale erdirmek,
setmek ya da küfür etmek, percreb/oscfi, pererebr/
perc/ipiö -ipere -epî esco -escere -al gf. uraya
-eptum gçf. almak, yakala- buraya ya da her tarafa ya-
mak, kapmak, tutmak; topla- ylm olmak, çok sk olmak,
mak; devirmek; hissetmek; genel ya da her tarafta geçer-
(zihin) örenmek, kavramak, li olmak.
anlamak. percrep/o -öre -ul gf. çnla-
percltus gedo. percieö s. id- mak, tnlamak, ses vermek.
detle tahrik edilmi ya da k- perculî gç. percello
krtlm, hareket ettirilmi, perculsus gedo. percelfi
uyartlm, heyecanl; öfkeli, per cu t us gedo. pe rcolÖ
per 430 per
perctnet- bak. percont- gçf vurmak, dövmek, çarp-
percupidus s. çok dükün, mak; öldürmek; (duygu) üze-
percup/i o -ere gf çok iste- rinde etki ya da izlenim b-
mek. rakmak, iddetle vurmak,
pcrcüriosus s. çok merakl, aniden darbe, sille indirmek,
percür/o -öre gçf tümüyle tahrik etmek; (kd.) aldatmak,
iyiletirmek. hile yapmak,
percu/rrö -rrere -currî & perdelîrus 5. tam çlgn,
rrî -rsum gçf. koarak geç- perdid gç. perdö
mek, batan baa dolamak, perdifficili/s s. çok güç, çok
-in içinden geçmek, ortasn- zor; -ter z. büyük güçlükle,
dan geçmek; ( mec .) öyle bir perdignus s. en deerli,

göz atmak, hzla gözden ge- perdîlig/ens -entis s. çok ça-


çirmek ya da bakmak; üze- lkan ya da gayretli; -enter
rinde hiç durmamak, önem z.

vermeden geçmek; gr. ko- perdi/sco -scere -dicî gçf ez-


mak, boyunca komak; vakit bere örenmek.
yitirmeden hemen ilerlemek; perdiserte z. çok fazla belagat-
hzla gelip geçmek, la.

percursâti/ö -ön is d. batan perdit/or -oris er. yok edici


baa, boyunca, içinden seya- ya da tahrip eden ey ya da
hat etme; kardan karya kimse.
geçme. perdit/us gedo. perdö i.

percursi/ö -ön is d. çabucak umutsuz, yklm; terkedil-


inceleme, hzla gözden geçir- mi, sefih; -e z. umutsuzca;
me, üzerinde durmama, uluorta, pervaszca,
pcrcurs/ö -3re gf. avare dola- perdiu z. uzun bir süre için,

p durmak. perdiüturms s. çok uzun sü-


percursus gedo. percurrö ren, sürüncemeli.
percussi/ö -önis d. dövme, perdîv/es -iti s. çok zengin.
vurma; (parmak) çtrdatmak; perd/îx -Icis er., d. keklik,
(müzik) tempo tutmak, tem- perd/ö -ere -idî -i tu gçf m
po. mahvetmek, ykmak, tahrip
percuss/or -oris er. suikastç, etmek; bo yere harcamak,
katil. har vurup harman savur-
percussu s gedo pcrctiö
.
mak; kaybetmek, yitirmek;
percuss/s ~ös er. çarpma, dî te -uint lanet olsun sana!
vurma. pcrdoc/eö -ere -ui -t um gçf.
percu/tiö -tere -»si -ssum tümüyle öretmek, iyice eit-
per 431 per
mek. luk etme.
perdol/escö -escere -uf gf peregrinöt/or -öris er. yolcu,
büyük bir aa duymak, derin- peregrlnit/ös -öt is d. yaban-
den kederlenmek, c üslup.
perdom/ö -üre -ui -itum peregrîn/or -örf —ât us gf
gçf. boyun edirmek, tabi kl- yabana ülkede olmak, yolcu-
mak, hakkndan gelmek, yen- luk etmek; yabana olmak,
mek; tümüyle evcilletirmek, peregrînus s. yabana, baka
perdormisc/ö -«re gf. uyku- yerden gelmi, göçmen; er.
ya dalmak. yabana, ecnebi, yabanc uy-
perd/Qcö -ücere -üxî -uç- ruklu.
tum gçf. alp götürmek, getir- pereleg/âns -nnts s. çok za-
mek; sevketmek; klavuzluk rif, nazik, ince; -anter z. çok

etmek, yol göstermek; kandr- nazik bir biçimde, büyük bir


mak, ayartmak; üzerine ser- zerafetle.
mek; uzatmak, temdit etmek, perelogu/ens -entis s. çok
sürdürmek. açk ve düzgün anlatm
perduct/ö -öre gçf. yol göster- olan, çok belogatl.
mek. peremi gç. peri mö
perduct/or -ör is er. klavuz; peremn/ia -i um cns. ç. bir r-
pezevenk. ma geçerken bavurulan
perductus gedo. perdücö kehânet, yaplan falalk.
perduelli/ö -ön is d. hyanet, peremptus gedo. perime
hainlik. perendie öbür gün, öbür ya
z.

perduell/is -is er. düman, da ertesi günde,


perduint arkaik k. perdö perendlnus s. öbür gün.
perdur/ö -öre gf. dayanmak, perennis s. sürekli, daimi, fas-
sabretmek, tahammül etmek, lasz, tükenmez, sonsuz,
çekmek. perennit/ös -ötis d. sürekli-
per/edö -edere -edl -es um lik, devam.

gçf. tüketmek, hrsla yemek, perenn/ö -öre gf uzun bir sü-


yutmak. re sürmek.
peregre z. evden uzak, gurbet- per/eö -ire -iî -itum gf kay-
te; gurbetten, yabanc ülke- bolmak, yitmek, ölmek, telef
den. olmak, mahvolmak; ( mec.)
peregrînöbundus s. yolculuk heba olmak, yava yava
eden. güçten dümek, karasevdaya
peregrlnöti/ö -ön i s d. ya- tutulmak, ümitsizce âk ol-

bana ülkede yaama, yolcu- mak; perian olmak.


.

per 432 per

perequit/ö -öre gçf. & gf. aa- duyurmak.


yukan atla gezinmek, perf/icio -çere -€cî -eetum
pererr/d -öre -âvf -ât um gçf. tamamlamak, bitirmek,
gçf oradan oraya dolap ikmal etmek, yetkinletir-
durmak, avare gezmek, mek; neden olmak, sonuçlan-
pererudtus 5 . çok bilgili, drmak, yapmak.
peresus gedo. peredö perflcus s. tamamlayn, ikmal

perexcelsus s. çok yüksek; âlî, eden; yetkinletiren.


yüce. perfldelis s. çok bal, çok sa-
perexlgu/us çok küçük, çok
s. dk, çok hakikatli.
ufak, çok ksa; -e z. çok yeter- perfldi/a -ae d. vefaszlk, ha-
sizce. inlik, ihanet, namussuzluk,

perfacet/us s çok nükteli; -5 onursuzluk, sodakatsizlik.


z. çok nükteli bir biçimde. perfidiös/us s. hain, namus-
perfacîl/-s çok kolay; -e
s. z. suz, onursuz, haysiyetsiz, sa-
çok kolay bir ekilde, dakatsiz; -5 z.

perfaniliaris s. çok yakn, içli perfidus s. hain, vefasz, sada-


dl; er. çok yakn dost, can katsiz, sözünden dönen; er.

dan arkada. alçak, habis kimse; (yol) gü-


perfeeti/o -Ön s d. bitirme, vensiz.
tamamlama, ikmal; mükem- perfi/go -gere -xî -xum gçf.
mellik, kusursuzluk, yetkin- delmek, içine ilemek, nüfuz
lik. etmek.
perfect/or -öris er. tamamla- perflobilis s. estirilebilir; üfle-

yan, mükemmel hale getiren, nebilir, dokunmayla hissedi-


kemâle ya da yetkinlie ula- lemez; ( havaya benzer etken)
tran. esen.
perfect/us gedo. perficio 5 . perflâgitiösus 5. çok kötü, gü-
tamam, bitmi, kemale er- nahkâr.
mi; yetkin, kusursuz, eksik- perfl/ö -Öre gçf. iddetle üfle-
siz; -e z. tamamen, tamamy- mek ya da üfürmek; esmek.
la, tastamam, tam. perfluetu/ö -âre gçf. iddetle
per/ferö -ferre -tu II -lâtum tamak, iddetle su basmak.
gçf. tamak, getirmek, götür- perflu/ö -ere xî gf. akmak,
mek; katlanmak, dayanmak, szmak.
tahammül etmek, çekmek; perf/odio -ödere -ödl
(i) bitirmek, tamamlamak, -ossum gçf. kaz yapmak,
ikmal etmek; {yasa ) geçmek; kazmak, hafriyat yapmak,
(haber) getirmek, bildirmek. kazp delmek, delip geçmek,
. .

pcr 433 per


delmek. perf/ugio -ugere -Ggl gt:
perfor/ö -5r« -fivî -otum kaçmak, firar etmek, brakp
gçf. delmek, delik açmak, oy- kaçmak, terketmek; sn-
mak, delip geçmek, mak, iltica etmek,
perfortiter z. çok cesurca. perfug/ium -I & iî cns. sna-
perfoss/or -öris er. -parie- cak yer, snak, barnak.
tum soyguncu, perfUncti/ö -Ön is d. yerine
perfossus gedo perfodiö
.
getirme; icra etme, ifa etme;
perfrâctus gedo perfrngÖ katlanma.
perfregî gç. perfringo perfüncts geo. perfungor
perfrem/ö -ere gf. burnun- perf/undö -un de re -udi
dan kuvvetle solumak; kükre- -usum gçf. dökmek, boalt-

mek, gürlemek. mak; smlsklam etmek, slat-


perfregu/ens -enti* 5. çok mak; serpmek, saçmak; boya-
kalabalk. mak; (mec.) tamak, comak;
perfric/ö -öre -ui -tum & doldurmak.
otum gçf. tümüyle ovala- perfun/gor -gî perförctus
mak ya da ovmak; ös~ utan- gf. (dh. ile) yerine getirmek,
maz bir yüz ifadesi almak. ifa etmek, görevini yapmak;
perfrîgefac/iö -ere gçf! kor- çekmek, katlanmak,
kudan tüylerini ürpertmek, perfur/ö -ere gf. delice öfke-
perfrl/gescö -gescere -xl gf. lenmek, köpürmek.
fena halde souk almak ya perfBsus gedo. perfundo
da üütmek. Pergam/o -ör um cns. ç. Tro-
perfrgdus s. çok souk, ia; -euss. Troia'l.
perfr/ingo -in gere -£rgi Pergom/um -4 cns. kitaply-
-öctum gçf. bütünüyle kr- la ünlü Mysia'da kent; -Svtus
mak, paramparça etmek, en- s.

kaz haline getirmek; (mec.) pergoud/eö -ere gf. çok ho-


bozmak, ihlal etmek; güçlü nut olmak.
bir biçimde etkilemek. per/gö -gere -rexf -reetum
perfrîxi gç. perfrlgSscö gf. ileri gitmek, ilerlemek, sür-
perfructus geo. perfruor mek, devam etmek; gçf. sür-
perfr/uor -ul -üctus gf. ( dh dürmek.
ile) sonuna kadar keyif al- pergraec/or -orf gf. ho vakit
mak, zevk almak ya da ho- geçirmek.
lanmak; yerine getirmek, ifa pergrandis 5. çok büyük; çok
etmek, icra etmek, yal.
perfug/a -ae er. firari, kaçak. pergrophicus s. çok ustalkl.
per 434 per
per g rötu s. çok ho. dikkate deer; son derecede
pergravi/s s. çok ar; -ter z. seçkin, son derece saygn.
çok ciddi biçimde, perinbecülus s. çok zayf, çok
pergul/a -ae d balkon; okul; aciz.
genelev. per/imö -î inere -Smî - emp
perhib/eö -ere -ul -it um gçf tum gçf. harap etmek, mah-
öne sürmek, çarmak, davet vetmek, ykmak, önlemek,
etmek, söz etmek, zikretmek, engellemek, öldürmek.
pertllum z. çok küçük, perincommod/us s. çok uy-
perhonörlfic/us an övgü- s. gunsuz; -€ z.
lü; -e z. ar saygl biçimde, perinde z. benzer ekilde, eit
perhorr/escö -escere -ul gf. derecede, gibi.
iddetli olarak titremek; gçf. perindulg/ens -entis s. çok
dehete dümek, sevecen, hogörülü, sevkatli.
perhorridus s. tümüyle kor- perinfirmus s. çok zayf, çok
kunç, çok dehet verici, dermansz.
perhümön/us s. çok nazik, peringeniösus s. çok zeki,
gerçekten müfik; -iter z. akll.
Pericl/es -s & î er. ünlü Ati- periniguus s. çok adaletsiz,
na’l devlet adam ve hatip. çok haksz; çok honutsuz,
perîclitâti/5 -on is d. deney, pek isteksiz.
perîclit/or -örf -a t us gçf de- perînsignis j. çok göze çar-
nemek, çalmak, kalkmak, pan, çok aikâr.
tecrübe etmek, snamak; teh- perinvtus j. çok gönülsüz,
likeye girmek, göze almak, pek isteksiz.
tehlikeye atmak; gf. kalk- period/u$ -î d. tam cümle,
mak, yeltenmek, teebbüs et- döngü ya da sralama, mü-
mek, cüret etmek; tehlikesi ol- selsel bent (hit., edb.); dönem.
mak, talihe brakmak; tehli- Peripatetlc/î -ör um er. ç. Pe-
kede olmak. ripatetikler, Aristoteles'in ar-
perîculös/us s. tehlikeli; -«z. dllan.
pericul/um (perîclum) -I peripetasmat/a -um cns. ç.

cns. tehlike; gaile; tecrübe, de- perdeler, örtüler, örtü gibi


neme, snama, deney; giri- sarkk kumalar, hallar.
im, teebbüs; (yasa) dava, perîrötus s. çok kzgn.
ilâm. perisceli/s -dis d. halhal,
peridöneus s. çok uygun. ayak bilezii.
periî gç. pereö periström/a -atis cns. örtü,
perillustris s. çok parlak, çok perde, hah.
per 435 per
peristyl/um -I cns. sra sütun- gönüllü; -enter z.

lar. perliberoii/s s. çok kibar, çok


perît/a -oe d. amelî bilgi, uy- terbiyeli; -ter z. çok cömert-
gulamal bilgi, deney; hüner, çe, çok özgürce; seve seve,
perît/us s. deneyimli, mahir, memnuniyetle.
usta, tecrübeli, uzman; -e z. perlib/et (perlubet) -ere gf.

uzmanca. (z.) çok hoa gider,


periücund/s s. çok ho, çok perliciö bak. pelliciö
uygun, münasip; -e z. perlit/ö -fire -ovi —otum gf.
periur/ium -» & il cns. yalan kehanet sonuçlanna göre
yere yemin, kurban kesmek,
peri ur o bak. peiero perlong/us s. çok uzun, çok s-
periürus s. yeminini bozmu kla; -e z. çok uzak,
ya da bozan, yalan yere ye- perlub- bak. perlib-
min etmekten suçlu; yalan perlü/ceo (pelluceo) -c-'re
söyleyen. -xî parlamak,
gf. saç- k
perlâ/bor -bi -psus gf kayp mak, saydam olmak: (nite)
gitmek, kaymak, üstünden tümüyle anlalabilir olmak,
geçmek, içinden ya da orta- perlücidulus s. biraz saydam,
sndan geçmek; ilerlemek, perlûcidus s. saydam* çok par-
varmak, gelmek, lak.
perlaetus s. çok honut, çok perluctuösus s. çok mahzun,
memnun ya da mesrur, perlu/o -ere gçf. tümüyle y-
perlâpsus geo. perlâabor kamak, silmek, temizlemek;
perlote z. çok yaygn biçimde, (edl.) banyo etmek,

perlot/eo -ere gf. sürekli ya perlüstr/o -âre gçf. tümüyle


da tamamiyle gizli kalmak, öbür tarafa ya da karya
sakl bulunmak ya da olmak, geçmek; içinden geçmek,
perlâtus gedo. perfero (mec.) dikkatle göz gezdir-
perl/egö (pellego) -«gere mek, muayene etmek,
-egî -ictum gçf. dikkatle permâgnus s. çok büyük, çok
göz gezdirmek, yoklamak, iri.

muayene etmek; inceden in- permönanter z. içinden aka-


ceye aratrmak; batan sona rak.
okumak, mütalâa etmek, permönâ$c/5 -ere gf. girmek,
perlevi/s s. çok hafif, çok içine ilemek, nüfuz etmek,
önemsiz; -ter z. perm/aneo -a nere -ans
perlib/ens (perubens) -eri- -onsum gf. sonuna kadar
ti s. -e kar çok istekli, çok kalmak; sürmek, devam er-
per 436 per
mek, baki olmak; srar et- mak; teslim etmek, brak-
mek, sebat etmek, sonuna ka- mak, vazgeçmek, emanet et-
dar dayanmak. mek, tevdi etmek; kabul et-
permûn/ö -öre -övî -a tu m mek, ikrar etmek; izin ver-
gf. szmak, szp akmak, içine mek, müsaade etmek.
imlemek. permixti/ö -önis d. kanm;
permonsi/ö -ön is d. süren, kankhk, kargaa.
devam eden. permixt/us gedo. permisceö
permarinus s. denizde elik s. kank, karmakank; dü-
eden. zensiz, nizamsz, bozuk; -e z.

permatur/esco -escere -ui permodestus s. çok lml,


gf. tanamiyle olgunlamak, permolest/us s. çok zahmetli;
permediocris s. çok lml, öl- z. büyük skntyla.
çülü. permöt/ö -onis d. heyecan,
permensus geo. permetior heyecanlandrma, tahrik et-
perme /Ö -öre gçf. cr gf. için- me; harekete getirme,
den geçmek, geçip gitmek; permötus gedo. permoveö
içine ilemek, nüfuz etmek, p erm/oveö -övere -evi
perme/tior -tlrî -nsus gçf. -otum gçf. iddetle kanür*
ölçmek; içinden geçmek, kar- mak, harekete getirmek;
dan karya geçmek, (mec.) etkilemek, ikna etmek,
permfrus s. çok harika, kandnpbir ey yaptrmak;
perni/sceo -scere -scuf heyecanlandrmak, kkrt-
-xtum gçf. katp kantrmak, mak.
birbirine kantrmak, kat- permut/ceö ~c5re -si -sum
mak; kankln içine at- gçf. okamak, nazikçe svaz-
mak. lamak, ovalamak, nazikçe
permi ss/ö -onis d. kaytsz dokunmak; yumuatmak;
artsz teslim; izin, ruhsat, (mec) büyülemek, teshir et-
permissus gedo. permi ttö mek, cezbetmek, fazla öv-
permiss/us -üs er. izin, icazet, mek, gururunu okamak; ya-
ruhsat. ttrmak, teskin etmek, tat-
permitâlis s. yka, zararl, min etmek.
tahrip edici. permnlsus gedo. permulceÖ
permiti/es -eî d. yknt, ören, permultus s. pek çok, bir hay-
perm/ttö -itte re -s li.

-issum gçf. brakmak, sal- permûn/iö -re -îv -Itum


vermek, geçmesine izin ver- gçf. tahkimat bitirmek; güçlü
mek; savurmak, frlatp at- bir ekilde tahkim etmek.
per 437 per
permütöti/o -ön is d. deitir- genel olarak tannmak,
me, deime, mübadele et- pernötus gedo. pernöscö
me. pern/ox -oetis s. gece boyu.
permOtö -are ~âvf -otum pernumer/Ö -öre gçf. say-
gçf. batanbaa deitirmek; mak, hesap etmek,
mübadele etmek; (para) poli- per/ö -önis er. ham deriden
çe yoluyla havale etmek, yaplan ayakkab,
per n/a -a* d. domuz budu. perobscurus s. çok belirsiz,
pernecessSrius s. çok gerekli; çok mulak.
birisiyle çok yakn bir biçim- perodiösus s. çok zahmetli,
de ilikisi olan, çok yakn, çok skntl.
çok
samimi. peroffcösS z. çok dikkatli bir
pernecesse s. zorunlu, elzem, biçimde.
zaruri. perol/eö -«re gf. keskin koku
perneg/5 -öre gf. açkça yad- çkarmak, keskin keskin kok-
smak. mak.
perniciöbilis s. ykc, harap peropport ön/us s. çok verin-
edici, tahripkâr. de, tam vaktinde olan, çok
pcrnic/es -öl d. harap etme, uygun, çok müsait ya da mu-
mahvetme, helâk, harap ol- vafk; -ö z. tam zamannda,
ma, harabiyet, ykm, ölüm, peroptötö z. tam isteine gö-
perniciös/s s. yka, harap re, isteine tam uygun ola-
edici; -e z. rak.
pernîcit/âs -öt is d. çeviklik, peropus est çok gereklidir,
tetiklik, çabukluk, perörâti/ö -önis d. bir konu-
pernleiter z. çevikçe, may sona erdirme, nutkun
per ni mi us s. derecede an sonu.
fazla. perörnötus s. çok süslü, ata-
pern/lx -icis s. ç abuk, çevik, fatl .

atik, ayana tez, süratli, perörn/Ö -are gçf. daima ya


pernöbilis s. çok ünlü, da sk sk süslemek, donat-
pernoct/ö -öre gf. gecelemek, mak, çok farkl klmak,
geceyi geçirmek, perör/ö -öre -övî -âtum gçf.
pernö/scö -scere -vî -t um uzun uzadya yalvarmak;
gçf. batan aa
incelemek; (kor/uma) sona erdirmek, bi-

tümüyle tanr hale


(biriyle ) tirmek, sonuçlandrmak, bir
gelmek ya da tanmak, iyice sonuca varmak,
tanmak, bilmek, perösus s. nefret etme, tiksin-
pernöt/escö -escere -uî gf. me, irenme.
per 438 per
perpâc/o ~âre gçf. tümüyle ya uramakszn; sonsuza
sakinletirmek, tümüyle tes- dek, daima; tü-
ebediyen,
kin etmek, yattrmak, müyle, tamamen, bütün bü-
perparce z. çok cimrice; çok tün.
idareli bir biçimde, perpetu/ö -âre gçf. sonsuzla-
perparvujus 5. mini minicik, trmak, ebediletirmek, daimi
çok küçücük, çok ufack, hale getirmek, korumak, mu-
perpöstus s. iyi besili, hafaza etmek.
perpauculus s. çok çok az, az- perpetu/us s. sürekli, daimi;
ck. tamam, bütün, yekpare; ev-
perpaucus s. çok az, çok az rensel; in -um her zaman,
miktarda. daima.
perpauper -is s. çok yoksul. perplac/eö -ere gf. çok sevin-
perpauxill/um -i cm. çok az. mek, çok holanmak.
perp/ellö -«Here -ulî perplex/or -ârî gf. kankla
-ulsum gçf. dürtmek, zorla- yol açmak.
mak. etkilemek, perplex/us s. kark, dolak,
perpendicul/um -I cns. a- çetrefil, grift; mulak, belir-
kul, çekül; ad- dikey olarak, siz, anlalmaz, iki anlaml,
perp/endö -endere -endi andnl; smna eriilmez,
-ensum gçf. dikkatlice tart- hikmeti anlalmaz; -â z. be-
mak, dorusunu aratrmak, lirsiz bir biçimde.
perperam z. yanl bir biçim- perplicötus s. a gibi örül-
de, yalan olarak, mü.
perp/es -etis s. sürekli, de- perplu/o -ere gf. (yamur)
vaml, faslasz. arasna ya da içine yamak,
perpessi/ö -önis c/. taham- yamasna izin vermek; sz-
mül, sabr, dayanma, kaldr- mak.
ma. perpol/id -ire -iv» -ît um gçf.
perpessus geo. perpetor tamamen cilalamak, parlat-
perpe/lior -ti -ssus gçf. sabr- mak; -îtus s. bitmi, anal-
la dayanmak, raz olmak, m.
izin vermek. perpopul/or -âri -âtus gçf.

perpetr/Ö -öre -âvf -ât um tamamen tahrip etmek.


gçf. yerine getirmek, ifa et- perpötâti/ö -önis d. içki ale-

mek, yapmak, icra etmek, mi.


perpuit/âs -ötis d. süreklilik, perpöt/ö -âre gf sürekli ola-
devamllk, aralksz süre, rak içmek; gçf. içip bitirmek.
perpetuo z. kesilmeden, fasla- perprlm/ö -ere gçf. sürekli ez-
per 439 per
mek, sürekli bastrmak. perr/umpö -um pere -upî
perpugn/öx -öcis s. çok hr- -uptum gçf. fr gf yanp geç-
çn, çok kavgaa. mek, (ey) yarmak, zorla yol
perpulch/er -rî s. çok güzel. açmak; kardan karya geç-
perpull gç. perpellö mek; ( mec .) ykmak, krmak,
perpürg/ö -Öre -av -otum yenmek.
gçf. tümüyle temizlemek; perruptus gedo. perrumpö
açklamak. Pers/ae -orum as. ç. Pereler;
perpusîllus s. çok küçük, min- -es -oe er. Pers; -is -dis ve
nack. Persia -ae d ran; d. eftali
.

perguam z. pek, çok, fazlasy- aac; cns. eftali,


la, an biçimde. persaepe z. çok sk.

perqu/rö -rere -sîvf -situm persols/us s. çok nükteli; -ö z. *


gçf. aratrmak, bilgi edin- persalütöti/ö -ön i s d. herke-
mek için sormak, dikkatlice si srayla selamlama,

incelemek. persalüt/ö -öre gçf srayla


perquîsîtius z. daha keskin selamlamak.
bir biçimde. personctö z. en ciddi ve vakur
per rar/ us 5. çok seyrek; -o z. biçimde.
çok nadir, çok ender, persapî/ens -entis s. çok akl-
perreconditus s. anlalmas l; -enter z.

çok güç, çok mulak, perscienter z. çok tedbirli ola-


perrep/ö -ere gçf & gf (orta- rak. çok basiretli bir biçimde,
sndan, içinden ya da üzerin- persci/ndö -ndere -~dl
den) sürünmek, sürünerek -ssum gçf. parçalara ayr-
gitmek, -e sokulmak (yer, mak, bölmek, yarmak,
W). perscîtus 5 çok açkgöz, akll,
.

perrept/ö -are -âvl -otum perscrî/bö -bere -psf -ptum


gçf & gf sürünmek, ayaklan- gçf etraflca, ayrntlaryla,
n sürüyerek gitmek, güçlükle mufassalan yazmak; bütü-
yürümek; sokulmak, içine so- nüyle tanmlamak; (para) ya-
kulmak ya da girmek. zyla devretmek, havaleyle
perrexl gç. pergö ödemek.
perrfdicul/us s. çok gülünç; perscrîpt/ö -onis d. kaydet-
-ez. me, kayt, resmi kayt, yazy-
perrogdti/ö -onis g. yasann la devretme, tahsis etme, ha-
geçmesi. valeyle ödeme.
perrog/ö -âre gçf h^biri ard- perscript/or -öris er. muha-
na sormak. sebeci, katip.
per 440 per
perscrlptus gedo. perscrfbö öc almak; {edim) yerine getir-
perscrüt/or -ari —ât us gçf mek, ifa etmek; {sözcükler)
aratrmak, batan aa in- yazmak, kaydetmek, tanm-
celemek ya da inceden inceye lamak.
yoklamak. Pers/es -ae er. Makedonia'nn
persec/ö -âre -uî -tum gçf son kral.
parçalara ayrmak, parça Pers/eus -el & eos (T. -ea) er.
parça kesmek, doramak, ke- Medusa'y öldüren kahra-
sip çkarmak, doann gizle- man, Danae'm olu; Andro-
rini açkça ortaya koymak meda'nn kurtanas; -«us,
(rerum naturas). “« us s.
persect/or -ârî gçf. büyük bir persever/öns -an ti s z. ç.
istekle izlemek, takip etmek, persevero s. srarl, inatç, s-
incelemek. rar eden, sebat eden; -ânter
persecüti/o -önis d. {yasa) z.

dava. perseverânt/a -oe d. srar,


persecutos geo. persequor inat, sebat, azim.
pers/edeö -edere -edî persever/ö -âre -ovf -ât um
-essum oturup kalmak,
gf. gf (üzerinde) sebat etmek,
persegnis s. çok yava, durmak, srar etmek, tam an-
pers/entiö -en tire -ensî gçf. lamyla bal olmak, berbut
açkça görmek, açk seçik far- olmak; gçf ( bireye) sebatla
kna varmak, kavramak; de- devam etmek, bir eyi srarla
rinden duymak, sürdürmek.
persentîsc/o -ere gf görmeye perseverus s. çok sert.
balamak; hissetmeye bala- Persicus s. Pers; Perslere ait.
mak. pers/Tdö -de re -edî -essum
Persephon/e -es d. Proserpi- gf -in içine girmek, ilemek,
nö, Ceros ile juppiter'in kz, nüfuz etmek.
Pluto'nun kars; ( mec .) ölüm. persign/o -âre gçf kaydet-
Alt dünya (iir). mek.
perse/guor -<|uî -cütus gçf persimilis s. çok benzer.
yol boyunca peinden git- persimpl/ex -icis s. çok basit,

mek; kovalamak,
izlemek, çok sade.
peine dümek, av peinden pers/isto -istere -titî gf se-

gitmek; arkadan yetimek, batla devam etmek, srar et-

yetiip geçmek; (birinin) izle- mek.


yicisi olmak, taklit etmek; per söl us s. sadece bir tok.
*

(düman) karsna çkmak, |


persolütus gedo. persolvö
per 441 per
persol/vd -vere -vf -ut um perst/erno -emere -rövf
gçf. ödemek, borcunu öde- -rotum gçf. tümüyle kald-
mek; açklamak, nm döemek.
persön/a -o e d. maske; karak- perstimul/ö -öre gçf. iddetli
ter, rol; kii, kiilik, bir biçimde tahrik etmek ya
personâtus 5 maskeli; varsa-
. da uyartmak.
ylan bir karakterde, perstiti gç. persîsto gç.
person/ö -âre -uî -4tmn gf persto
çnlamak, tnlamak, ses ver- -iti -otum gf.
perst/ö -öre
mek, sesledolmak; çalmak; deimeden ya da sabit dur-
gçf. çnlatmak; yüksek sesle mak; sürmek; devam etmek;
barmak. srar etmek.
perspect/ö -öre gçf bakmak, perströtus gedo. persterso
seyretmek; gözden geçirmek, perstrep/ö -ere gf çok gürül-
perspect/us gedo. perspicio tü yapmak.
s. tannm, açk olarak fark perstrictus gedo. perstringö
edilmi, aikâr, besbelli: -e z. perstr/ikigo -in ger e -inxî
akllca. -ictum gçf. syrmak, hafifçe
perspecul/or -öri gçf adam- dokunmak; (sözcükler) (tepin-
akll aratrma yapmak, mek, küçültmek, alçaltmak;
hakknda inceleme yapmak, eletirmek; (duyular) körlet-
keif yapmak. mek, bomak, hafifletmek,
persper/ge -gere -si -sum perstudiös/us s. çok dükün;
gçf serpmek, saçmak. -e z. çok büyük arzuyla, çok
perspic/ax -<îcls s. keskin istekli olarak.
zekâl, keskin gözlü, anlay- persuâ/ieö -dere -s -sum
l, ferasetli, surat intikal sa- gf. (eh. ile ) ikna etmek, inan-
hibi. drmak, gönlünü yapmak,
perspicienti/a -a e d. tam raz etmek; -sum hubeö,
kavray. mihi -sum est ikna oldum.
persp/icio -içere -exî persuû$i/o -onis d. ikna et-
-ectum gçf batan aa me, inandrma.
bakmak; incelemek, muaye persuâs/us -ös er. inandrma,
ne etmek, gözlemek, ikna etme.
p-erspicmt/ös -ötis d. açklk, persubtllis s. çok iyi, nitelikli,

vuzuh, berraklk, özenli.


per s piçti/ us s. saydam; ber- persult/o -nre gçf S: gf zpla-
rak, açk; aikâr; -e z. açk mak, sçrayp oynamak.
olarak. pertae/det -dere -sum est
per 442 per
gçf. (z .) bkknlk verir, bez- pertim/escö -esc e re -ul gçf
ginlik verir. gf çok korkmak, çok dehe-
«Sr

pert/egö -eere -€xî -ectum te dümek.


gçf.üstünü örtmek, üstünü pertinöci/a -ae d. sebat, ka-
kaplamak. rarllk, azim, taannüt, srar,
pertempt/ö -5re gçf. dikkatle inatçlk, direngenlik.
denetlemek, snamak, dene- pertin/5x -öcis s. çok diren-
mek; iyice düünüp tartmak; gen, hiç vazgeçmeyen; sert,

tümüyle kaplamak; istila et- boyun emez, inatç; -öciter


mek, derin bir biçimde etkile- z.

mek. perdn/eo -ere -ul gf uzan-


pertend/5 -ere -î gf. ilerleme- mak, yaylmak, ulamak; ait
ye çalmak, ilerlemek; gçf. olmak, raci olmak, ilgili, ili-
bireye devam etmek, sürdür- olmak, teallük etmek, iç-
kili

mek; yerine getirmek, icra ya kin olmak; uygun olmak, el-


da ifa etmek, yapmak. verili olmak; meyyal olmak,
pertenuis s. çok küçük, çok eilimli olmak; guod -et ad
cüzî, çok zayf, çok narin. ilgilendirdii kadaryla,
perterebr/ö -öre gçf. batan perting/ö -ere gf. yaylmak,
baa delmek ya da oymak. uzanmak, varmak,
perter/geö -gere -sî -sum pertoler/o -öre gçf. sonuna
gçf. silmek, silip çkartmak, kadar dayanmak ya da kat-
silip kurutmak; hafifçe do- lanmak.
kunmak. pertorqu/eö -ere gçf. eri
perterrefac/io -ere gçf. çok bürü etmek, çarptmak,
korkutmak, dehete düür- pertractöte z. harcâlem,
mek. günlük bir tarzda.
perterr/eö -ere -ul -ît um pertractöt/ö -ön is d. kul-
gçf. çok korkutmak, ürküt- lanma, -ile ii olma, idare et-
mek. me.
perterricrepus s. takrts, z- pertract/ö -öre gçf. dokun-
rlts dehete düüren. mak, demek, ellemek; ile

pertexö -ere -ul -tum gçf megul olmak, ele almak,


baarmak, üstesinden gel- kullanmak; (mec.) ilemden
mek. geçirmek, incelemek,
per ti c /a -ue d. snk, direk, çu- pertractus gedo. pertrahö
buk. pertra/hö -here -xf -ctum
pertimefactus s. çok kork- gçf. [bir yere) çekmek ya da sü-

mu, çok korkutulmu. rüklemek, getirmek ya da zor-


per 443 per

la götürmek; (bir yere) vaat- perü/ro -re re -ssl -s t um gçf.


lerle çekmek, cezbetmek; yakp kavurmak;
bitirmek,
(mec.) çekip çkarmak; (ayart- alevlendirmek, ovarak st-
mak) batan çkarmak, mak; donmak, buz kesilmek,
pertrect- bak. pertruct- dondurmak, szlatmak (kra-
pertristis s. çok üzgün, çok hü- 90
zünlü ya da kederli; çok ha- Perus/ia -iae d. Etrusk kenti,
in ya da abus, mod. Perugia; -inus s.

pertull gç. perferö perüstus gedo. perürö


pertumultuöse z. çok heye- perûtüis s. çok kullanl,
canl biçimde. perva/ dö -dere -s -sum gçf.
pert/undö -undere -udi & gf içinden geçmek, geçip
-usum gçf delmek, bir ba- gitmek; nüfuz etmek; delip
tan öbür baa delmek, delik girmek, hulul etmek; ula-
açmak, oymak. mak, varmak.
perturbfitj/ö -ön i sd. kanck- pervag/or -öri -âtus gf gez-
lk, kargaa; si-
düzensizlik, mek, avare dolap durmak;
yasal kargaa, düzen yoklu- yaylmak, uzanmak; gçf. isti-
u. devrim; zihinsel ya da ki- la etmek, içine yaylmak;
isel karklk, rahatszlk; -âtus s. yaygn, tannm; ge-
heyecan, tutku. nel.
perturbötr/x -icis d. kank- pervagus s. dolap duran, ser-
lk çkaran. seri, avare, göçebe,
perturbfit/us gedo. perturbö pervarie z. çok çeitli biçimde,
s. üzgün; korkmu,
tedirgin, çeitli olarak.
dehete uram; -2 z. kank- pervast/ö -öre -fivî -fitum
lk içinde. gçf harap etmek, viran et-
perturb/ö -fire -fivî -fitum mek, mahvetmek,
gf. kankla girmek, altüst pervâsus gedo. pervödfi
olmak, dehete dümek, pervectus gedo. pervehö
perturpis s. rezalete ait, rezil, perve/hfi -here -xî -ctum
kepaze; çok utanç verici, gçf tamak, nakletmek, gö-
pertfisus gedo. pertundo s. türmek; (edi) binmek, sür-
szdran, delinmi, mek, yelken açmak; varmak,
per/ungfi -ungere -unxf ulamak.
-önctum gçf her tarafa bu- pervell/o -ere -I gçf. çekmek,
latrmak. birdenbire kapp çekmek,
perurbânus s. çok kibar, çok çimdiklemek, sktmp act-
ince, an nazik. mak, cann yakmuk; uyar-
)

per 444 per


mak, heyecanlandrmak, perv/deö -4 de re -îdi -Isum
tahrik etmek; aleyhinde bu- gçf. incelemek, muayene et-
lunmak, kötülemek, mek, göz gezdirmek, tefti et-
perv/eniö -enire -€rî -en mek, yoklamak; üzerinde dü-
tum gf. vannak, erimek, ünmek; ayrt etmek, tefrik
ulamak, vasl olmak. etmek; seyretmek, nazan dik-
pervSn/or -Örf gf. avlanmak, kate almak.
yakalamak için peinden git- pervig/eö -ere -uî gf sonu-
mek. na kadar gelimeyi sürdür-
perversit/âs -öt is d. sapklk, mek.
ahlakszlk, yoldan pkma. pervigil -4s s. uyank, tetik,
pervers/us (pervorsus) gedo. pervigilâti/ö -önis d. uyank
perverto s. çarpk, yanl, durma, ibadet için uyank
a; yoldan çkm, kindar, kalma.
kötü niyetli, sapk; -Ö z. ah- pervigil/ium -î & il cns. uya-
lakszca. nk durma.
pervcr/tö (pervorto) -tere pervigil/ö -Öre -övî -öt um
-tî -sum gçf devirmek, al- gçf & gf bütün gece uyuma-
tüst etmek; ykmak, altetmek; mak, uyank kalmak; nöbet
bozmak, ihlal etmek; (konu- tutmak.
ma ) red ve cerh etmek, • pervîlis s. çok ucuz,
pervesperl z. (gece) çok geç. perv/incö -inccre -îcl
pervestîgati/ö —önis d. ba- -ictum gçf & gf tümüyle fet-
tan baa aratrma, incele- hetmek, tümüyle yenilgiye
me. uratmak, tam bir zafer ka-
pervestfg/ö -öre -av -öt um zanmak; üstün gelmek, gale-
gçf. izleyerek bulmak; ara- be çalmak; baskn çkmak,
mak, aratrmak, peini b- faik olmak; büyük bir etkiyle
rakmamak; gözden geçir- üzerinde hakim olmak, mü-
mek. essir olmak, etkilemek; baar-
pervet/us -eri s. çok eski, mak; ( tartma kentli görüü-
pervetustus s. çok eski, ne getirmek; iddia etmek, ta-
pervicöci/a -ne d. inatçlk, ntlamak, ispat etmek,
dikballk; metanet, selâbet. pervlv/ö -«re gf yaam sür-
pervic/âx -âcis s. inatç, dik- dürmek, uzun yaamak, -den
bal, azimli; söz dinlemez, sonra da yaamak,
bildiinden amaz; bendi, pervîus s. geçilebilir, geçilir;
hodyâm; -öciter z. eriilebilir.
pervictus gedo. pervincö pervolgö bak. pervulgö
)

per 445 pet

pervolit/o -fire gçf & gf. öte- pessum z. yere, dibe aaya;
ye beriye uçmak, -dare son vermek, tahrip et-
pervol/fi -öre -fivî -ât um mek, mahvetmek; -ire bat-
gçf. 6r gf bir yandan öbür ya- mak, mahvolmak, telef ol-
na uçmak ya da üzerinden mak.
uçmak, -e doru uçmak, pestifer -I s. veba getiren, bu-
perv/olfi -elle -oluî gf pek lac, bulaan (hastalk); me-
çok istemek. um, uursuz, ykc, zararl.
pervolüt/fi -fire gçf. (kitap) tü- pestI/2ns -entis s. sala za-
müyle okumak, mütalaa et- rarl, bulaan, san (hastalk);
mek; göz gezdirmek, ykc, tahrip edid.
pervol/vo -vere -vf -utum pespestilenti/a -ae d. belâ;
gçf öteye beriye yuvarlan- zararl ey ya da kimse; veba,
mak; çevirmek; (kitap) tü- taun salgn, salgn; salksz-
müyle ya da dikkatle oku- lk, salksz ortam.
mak; (edl.) (-ile) çok megul pestilit/fis -fiti» d. bela; veba
olmak, balanmak, salgn, salgn.
pervor- bak. perver- pest/is -Is d. bela, musibet, za-
pervulg/ö -fire -fivf -otum rarl ey ya
da kimse; veba
gçf kamuya tantmak, yay- salgm, salgn; harap olmc
gnlatrmak, ilan etmek, bil- yknt, harabe, mahvetme,
dirmek, tebli etmek; musal- helak.
latolmak, dadanmak, usan- petasâtus s. geni kenarl ap-
drmak; -fitus s. çok yaygn, ka giyen.
pes pedls ed. ayak; (uzunluk) petasuncul/us -I er. domu-
ayak; (nazm) ölçü, ayak; (yel- zun ön aya.
ken) iskota; pedem cfinferre petas/us -I er. geni kenarl
göüs göüse dövümek; pe- apka.
dem referre geri dönmek; petess/fi -«re gçf. hevesli ol-
ante pedes aikâr, açk, bel- mak.
li, ortada olan; pedibus ya- petltl/fi -fini d. hamle, sald-
yan; pedibs ire n
senten- n; rica, bavurma, dilekçe;
tiam yan tutmak; pedîbus (i) bir memuriyet için aday
aequis (gemicilik)pupa yel- olma, adaylk; (yasa kamu
kenle; servus a pedibus davas; alacak hakk.
uak, ayvaz petît/or -oris er aday, dava-
pessim/us üd. mal us, -e üd. c.
maîe. petitur/iö -ire gçf aday ol-

pessul/us -I er kap sürgüsü. may çok stemek.


pet 446 pha
petîtus gedo. peto ken öldürülen, Güne'in o-
petîtum - cns. istek, arzu, lu;-onteus 5. -ontiad/es
petît/us -us er. -e kar eilim, -um d. ç. Phaethon'un kz-
meyil; arzu, istek, rica, kardeleri.
pet/ o -ere -Ivî & i -ît um gçf. phalang/ae -orum d. ç. tah-
hedef almak, saldrmak; (yer) ta makaralar.
yolunu tutmak, gitmek; ara- phalavtglt/ae -ar um er. ç.

mak, aratrmak, talep et- mzrakl alay askerleri.


mek, istemek; (yasa) dava aç- phalan/x -gis d. mzrakl
mak; (ak) kur yapmak; (i) alay; birlikler, sava düzeni.
adayln koymak, Phalari/s -dis er. Agrigen-
petorrit/um -î cns. binek ara- tum'un tiran.
bas. phaier/ae -orum d. ç. madal-
petr/o -ön is cns. çiftçi yama- yalar, nianlar; (af) süslü ko-
um takm.
Petron/ius -f cns. imparator phalerâtus s. madalya takan
Neron'un gözdesi, Roma'l ö- (kimse); süslü, tezyin edilmi,
valye. müzeyyen.
petul/ans -antis s. arsz, - Phaler/um - cns. Atina’nn
mank, saygsz, edepsiz, yüz- liman; -eus, -icus s.
süz, ehvete dükün; -ânter pharetr/a -ae d. ok klf, sa-
z. dak.
petulanti/a -ae d. arszlk, Pharetrötus s. ok klf ta-
saygszlk, manklk, yüs- yan (kimse).
süzlük. pharmaceutri/a -ae d. büyü-
petulcus s. vuran, boynuz
tos cü kadn.
atan, tos vurmaya meyyal. pharmacopol/a -ae er. sahte
pexus gedo. pecto doktor, arlatan hekim.
Phaeâ/ces -cura er. ç. Odysse- Ptarsûl/us (-o») -I d. Cae-
ia'da ad geçen, düürünü sar'm Pompeius'u yendii
adallar; -x -cis, -cius, -cus Tessalia'daki kent, mod. Fer-
s. Phakuc'luru ait. sala; -icus, -iuss.
Phaedr/a -ae d. Hlppoly- Phar/us (-os) -î d. skenderi-
tos'un üvey annesi. ye açnda feneriyle ünlü
Phaedr/us -l cns. Sokrates'in ada; fener; -us s.
örencisi; Latin hayvan öy- phasel/us -î er. Fransz fasul-
küleri yazar. yesi, börülce; (tekne) büyik fi-
Phaeth/on -ontis er. babas- lika.
nn sava arabasn kullanr- Phâsi/s -dis & dos er. Kolk-
pha 447 phr
his'de bir rmak, Karadeniz'e ünmek, felsefe yapmak.
dökülür; -s, -acus s. Kalk- philosoph/us -î er. felsefed; s.

t is' li; -ön us, -âna er. d. sü- felsefi, felsefeye ait; -e z.

lün. philtr/um -I cns. ak iksiri.


phasmo -tis cns. hayalet. philyr/a -ae d hlamur aac-
.

Pher/ae -ârum d. ç. Tessa- nn iç kabuu.


lia'da kent, Admetus'un yur- phlm/ us -î er. zar atmaya
du; -aeus 5 . mahsus kupa.
phial/a -ae d. fincan taba. Phlegeth/Ön -ontis er. Ha-
Phîdi/âs -ae er. ünlü Atina'l des'te bir rmak; -ontis er.
heykelci; -acus 5. Phlf/Os -untis d. bir Pelepon-
philema -Üs cns. öpü. nesos kenti; -Ösîus s.
Philipp/I -ör um er. ç. Mace- phöc/a -ae d. mühür, damga.
donia’da Brutus ve Cassi- Phöc/is -idis d. Kuzey Yuna-
us'un yenilgiye uradklar nistan'da bir memleket, Boe-
kent. otia'nm bats; -eus -ius
Philipp/us -4 er. Macedonia -aicus s.
kral; altn sikke; -«us, -icus Phoeb/e -es d. Diana, ay.
s. -icae d. ç. Cicero'nun An-, Phoebigen/a -ae er. Phoe-
tonius'a kar yapt konu- bus'un olu, Aesculapius. .

malar. Phoeb/us -I er. Apollo, güne;


phlliti/a (phîditia) -ör um -e i us, -eus s. -as -adi s d.

cns. ç. Sparta'da yaplan hal- kadn biliciler.

ka açk yemekler, ölenler. Phoenf/ce -ces d Fenike; .

Phil/Ö (-ön) -on is er. Cice- -ces -cum er. ç Fenike’liler .

ro'nun öretmeni Yeni Aka- -ssus s. Fenike'li; d. Dido.


demici filozof. phoenlcopter/us -I er. fla-
Philoctet/es -ne Herak-
er. mingo.
les'e zehirli oklar veren söy- Phoen/fx -Icis er. Akhille-
lencese! okçu. us'un arkada.
philologi/a -ae d. edebi u- pkoen/îx -îcis er. anka kuu,
ra, edebiyat çalmas. zümrüdü anka.
philologus 5. bilimsel; bilgine Phorc/us -î er. Neptunus'un
özgü; edebi. olu, Medusa'nm babas; -is
Philomel/a -ae d. Prokne'nin -idos, -ynis -ynidos d. Me-
kzkardei; bülbül. dusa.
philosophi/a -ae d. felsefe. Phraât/es -ae er. Parthia kra-
philosoph/or -ör i -ötus gf. l.
flozofça konumak ya da dü- phrenes/is -is d. hezeyan, sa-
)

phr 448 pe
ykloma; taknlk, kefaret sunusu; kurban; kefa-
phreneticus s. çlgn, heze- ret, tazminat, ceza; günah,
yanl. suç.
PhrU/us -I altn postlu ko-
er. piöm/en -ni cns. kefaret,
çu Kolkhts'e götüren Hel- tazminat, kefaret ödeme ge-
le'nin kardei; -e us s. reci.

Phryg/es -um er. ç. Troia- pic/a -ae d. saksaan,


l'lar; -ia -iae d. Phrygia, picâri/a -ae d. zift yaplan
Anadolu'da bir bölge; Troia; mekân ya da baraka,
-iuss. Phrygia'l, Troia'h. pice/a -ae d. çam; öz. kara
Phthi/a d. Tessella'da Ak- çam. orman çam.
hilleus'un yurdu; -ota, -ötes Pic/ens -en tis, -en us s. dou
-ötae er. Phtia'l; -us s. talya'da Picenum'a ait;

phthis/is d. tüketim, istihlâk, -en um -eni cns.


phy ün/, tu! piceus s. simsiyah; zifte ait.

phylac/a -ae d. hapisane. pict/or -dr s er. ressam,


Phylarch/us -I er. kabile reisi, pictür/a -ae d. resim, boyal
prens, ( Arabistan emir, resim, boya ile resmetme; re-
physlc/a -ae, -e -es d. fizik, sim sanat; ressamlk; gergef
doa bilimi, doa felsefesi, fi- ya da nak ii, nak; ( dil)
zik bilimi. tasvir, betimleme,
physic/s doa bilimi ya da
s. pictürâtus s. boyanm, nak-
doa felsefesine ait ya da ilgi- lanm.
doasal, doal; er. doa fel-
li; pctus gedo. pingö s. renkli,
sefecisi, doa bilimcisi; er.ç. fi- boyanm, rengarenk, çeitli
zik bilimi; -d doa bilimcisi
z. renklerle ilgili; süslü dövmeli;
tarznda, fiziksel olarak, {üslup) çok süslü, atafatl;
physiognöm/on -önis er. yüz (korku) gerçek olmayan,
ve endam özelliklerine baka- pîc/us -I er. aaçkakan,
rak insan tabiatn kefetme pie z. dindarca, vicdanla, gö-
bilimdsi, uzman, revseveriikle, sevgi ve saygy-
physftologi/a -ae d. doa fel- la.

sefesi, bilim. Pferi/s -dis d. Musa: -us s. Mu-


pâbilis s. kefareti mümkün, sa'lara ait, iirsel,

piâcuioris s. kefaret ödeyen, piet/ös -âtîs d. dindarlk ve


suçu balatan davranta görevse verlik, görev duygusu
bulunan; kefaret kabilinden. (tanrlara, aileye, ülkeye), sa-
pScul/um -I as. günahlann dakat, ballk, muhabbet,
balanmas için sunulan yurtseverlik.
pg 449 pn
pig/er -rl s. gönülsüz, isteksiz, pîlent/um -I cns. binek araba-
tembel, batî; uyuuk, duygu- s.
suz,kaln kafal, gabi, pilleötus s. keçe apka giyen,
pig/et -ere -uit gçf ( .z .) can pilleol/us -I cns. küçük keçe
skar, honutsuzluk verir, apka, takke.
pigmentâr/ius -& il er. bo- pilie/us -î cns., -um -I cns.
ya ticareti yapan, azad edilmi kölelere verilen
pigment/um -I cns. boya, keçe apka ya da balk;
kozmetik; {üslup) renkli, . (mec.) özgürlük,
pigneröt/or -orls er. ipotek, pilösus s. kll, hiyh'i.

gaynmenkul rrhni. pil /um -î rns. uzun ve ar sa-


pigner/ö -öre gçf. rehine koy- va kargs ya do mzra,
mak, ipotek etmek, pîl/us -î er. Roma lejyonunda
pigner/or -örî -ât us gçf. re- bölüü,
triarii'nin birinci lej-

hin ya da teminat olarak al- yonun en güçlü bölümü; de-


mak, pey akçesi olarak al- neyimli askerlerden kurulu
mak; sahip çkmak, kendine birlik; primus- eski Roma'da
mal etmek. ba yüzba.
pgn/us -ör is & eri cns. re- pil/us -I cns. saç; zerre, nebze.
hin, rehine, taahhüt, temi- Pimple/a -ae, -is -idis d. Mu-
nat. güvence; bahis, bahis tu- sa; -us s. Musa'lara ait.

tuma, bahiste ortaya konan Pitdar/us -I cns. Pindaros.


para; ( mec.) güven, itimat, Yunan lirik airi; -icus s.
yadigâr; (ç.) çocuklar, sevi- Pin«!/us -î cns. Tesselia'da s-
lenler. rada.
pigriti/a -ae, -üs -eî d. ar- pinet/um -I cns. çam orman.
lk, miskinlik, uyuukluk, pîneus s. çama ait.
tembellik. ping/ö -ere pinxi pictum
pigr/ö -öre, -or -örî gf. ya- gçf boyamak, boya ile resim
va olmak, gevek olmak, yapmak, eklim çizmek, ter-
tembel ya da bati olmak, sim etmek, birinin resmini
pîl/o -ae d. havan, dibek. yc pnak; renklendirmek; na-
4

pll/a -ae d. direk, sütun; iske- k ilemek, süslendirmek,


le, nhtm, mendirek, tezviri etmek; betimlenn k. ta-
pil/a -ae d. top, top oyunu, nmlamak.
pîlön/us -î er. üçüncü saf as- pinguesc/ö -ere gf imanla-
keri, yedek erler, mak: bereketli hale gelmek,
pîlötus s. ar mzraklarla si- pinguis s. iman; bereketli,
lahlanm. bol, zengin; {akl) kaba, ar,
pili 450 pis

gabi; (huzur) rahat, sakin; -örum cns.ç. mod. Pire: -us s.


(hava) sisli; cns yay.
. pir ât/a -ae er. korsan,
pînlfer - pîniger ~î s. çam prâticus s. korsanlarla ilgili

aüçlan üreten. ya da ait, korsanvari, korsan


plnn/a -oe d. tüy, telek; ka- (sfat niteliinde); d. korsanlk.
nat, ok; kale burcundaki Pfren/e -es d. Korinthos'ta bir
mazgall siper; balk yüzgeci, kaynak; -is -dis s.
pînnâtus s. tüylü, kanatl, ka- Pîritho/us -î er. Lapifhae'n
nat taklm, tüylerle süslen- kral.
mi, telek damarl, pir/uvn -î cns armut, .

pinniger -î s. kanatl, kanat pir/us -î d. armut aan.


taklm; tüylü; yüzgeçli, yüz- Pîs/a -ae d. Olimpiyat oyun-
geçleri olan. larnn yapld yere yakn
pinnip/es -edi s. ayaklan Grek kenti; -aeus s.
kanatl. Pls/ae -örum d. ç. Etruia’ria
pinnirap/us -î er. gladyatör, kent; mod. Pisa; -ân us s.
pinnul/a -ae er. küçük kanat, pîscârius s. bala ait; balkç-
kanat tüyü. la ait.
pinnul/a -ae d. küçük kanat, piscâti/us -I er. batk saf as.
pînoter/es -ae er. bir tür yen- piscari/a -oe d. balk pazan.
geç. çaanoz. piscât/or -öris er. balkç,
pîns/ö -ere gçf. vurmak, ddv- piscâtörius s. balk avlamay-
mek, yumruklamak, çarp- la ya da balkçyla ilgili; balk
mak. tutan.
pîn/us -us & I d. fstk çam, piscût/us -üs er. balkçlk, ba-
çam; gemi, meale, çelenk. lk avlama; (mec.) yakalama,
pinxî gç. pingo avlama (kadn).
p/ö -öre gçf. dinsel eylemler- piscicul/us -I er. küçük balk,
le: 1. tannlar ve kutsal yerle- pise n/a -ae d. balk havuzu;
re yaklamak; 2. tapnmak; yüzme havuzu, su cetveli, sa-
3. arnmak; 1. tunnlon yat- vak; kanal havuzu: sarnç, su
trmak, teskin etmek: 5. im- haznesi.
ek ya da yldnmm uursuz piscînâr/ius -I fc î er. balk
kabul edilen baz iaretlerini havuzlarna merakl kimse,
etkisizletirmek; (/nec.) ceza- havuz bal yetitiricisi,
landrmak, intikam almak, pisc/is -is er. balk; (gb.) Balk
piper -is cns. biber. burcu.
pipiJ/o -are gf. avldamak. pisc/or -ar -atus gf balk
Pirae/eus, -us -I er., -o |
tutmak, balk avlamak.
pis 451 pla
piscösus 5. balk dolu, bal c, vastas.
bol. plâcati/ö -onis d. yattrma,
psculentu$ s. balk dolu, bal- teskin etme.
bol. plocât/us gedo. pluco s. sa-
Pisîstrat/us -I er. Atina tiran; kin. sessiz, durgun, rahat,
-idae -idörum er. ç. Pisistra- asude, bank, uzlam; z.

tus'un oullar, sakin bir biçimde.


pistill/um -î 015. havaneli, plocent/o -oe d. pasta. kek,
pist/or -oris er. deirmenci; f- çörek.
rnc. Placent/ia -iae d. kuzey tal-
pistrill/a -oe d. küçük havan, ya'da kent; mod. Piacenza:
pîstrln/um -î cns. deirmen, -n us s.

frn, ar
ve ska i. plac/eö -ere -uî -itum gf.

pistr/is -is -îx -îcis d. deniz (eh. He) honut etmek, mem-
canavan, balina; hzl gemi, nun etmek, tatmin etmek;
pithec/ium -I & il cns. küçük -et hoa gider, doru görü-
maymun. nür, kararlatrlr: mihl -eo
pîtuît/a -oe d. balgam; nezle, kendimden memnunum.
ban souk almas, soukol- plocid/us 5. sakin, sessiz, asu-
gnl; aaç küspesi, de, nazik, yumuak huylu,
pîtuîtosus balgam dolu,
5 . bal- uysal; -e z. sessiz bir biçimde,
gaml, balgama ait. uysalca, kibar ya da nazik
pius s. görevini bilen, görevse- olarak.
ver, vicdanl, dürüst, insafl; placit/us geo.placeö s. ho-
dindar; kutsal; seven, sevgi nut edici, ho, uygun, muta-
gösteren; yurtsever; doru, bk, kabul olunur, makbul;
dürüst; er. ç. kutsal ölü. -um-î cns. ilke, inanç.
pix picis d. zift, plöc/ö -öre -Övî -ât um gçf.
plöcâbilis s. kolayca yatan, sakinletirmek, yattrmak;
uzlaan, baran, teskini bartrmak, aralarn bul-
mümkün; kolay yatm, uz- mak.
lam, banm. plog/a -ae d. darbe, vuru,
plâcâbilit/ös -atis d. kolay hamle, bere, yara.
yatma ya da affetme özelli- plag/o -ae d. bölge, mntka.
i, uzlama ya da barma plag/a -ae d. av a, tuzak,
eilimi ya da istei, kapan.
plöcöm/en -ini, plâcö- plagtör/ius -f Sr iî er. ikence-
ment/um -î cns. ban öneri- ci kimse; yamalayan, talan
si, sulh teklifi; yattrma ara- eden, fidyeci, birini zorla ka-
pla 452 ple
çran, daa kaldran kii; ba- hat rahat.
kasnn eserini kendine mal plan/ us -I er. sahtekâr kimse,
eden kimse, eser hrsz, inti- dolandna.
hal ci. platale/a -ae d. kakç balk-
ptâgigerulus s. çok dayak ye- çil.

mi. plate/a -ae d. cadde.


plâgösus s. cezalandrma ya Plat/ö -ön is er. Plato, ünlü
da dayak atma dükünü: cok Atinn’l felsefeci; -önicus s.
tartmal. plau/do -dere -s -sum gçf.
plagul/a -ae d. perde. tokatlamak, vurmak, bas-
planct/us -üs er. gürültüyle mak; gf. alklamak, el çrp-
vurma, dövme, hrdama, mak; tasvip etmek, onayla-
kükreme, gürleme; dövünme, mak, honut kalmak,
gösünü dövme; yas tutma. plauslbilis s. övülmeye deer,
plone z. açkça; tümüyle, bü- takdire lâyk.
tün bütün; elbette, kesinlikle. plaus/or -öris er. beenen,
plan/gö -gere -xî -ctum gçf. takdir eden.
& gf. gürültüyle vurmak ya plaustr/um - cns. dört teker-

da dövmek, elem içinde vur- lekli yük arabas; (gh.) Büyük


mak; dövünmek, yüksek sesle Ay; -percellere bir çuval n-
alamak ya da inlemek, fer- ciri berbat etme,
yat etmek. plausus gedo. piaudö
plang/or -oris dövme;
er. plaus/us -üs er. çarpma, ka-
yüksek sesle alama ya da nat çrpma; alklama, el
at yakma. çrpma, alk, övgü, beeni.
p!ânip/es -edi er. bale dans- Plaut/us -I er. ilk Latin kome-
çs. di airi; -înus s.
planit/âs -ötis d. açklk, vu- plebecul/a -ae d. kalabalk,
zuh. ayak takm.
plSniti/es -el (-o -ae) d. yay- plebeius s. avama ait; genel,
van yüzey, ova, düz alan. yaygn: baya, düsiik.
plant/a -ae d. filiz, sürgün; plebicol/a -ae er. halkn dos-
ayak taban, ayak. tu. p/eb'lerin dostu,

plantâr/ia -ium cns ç. (oaç) .


plebîscît/um -4 cns. halkn
daldrmalk çelik, fide; fidan- iradesi ya da oyu, plebisit,
lar. pieb/s (plebes) -is d. halk,
plân/us s , düz, yatay, ufkî; p/eb' ler: avam, aa tabaka-
yayvan, yass; açk, berrak; dan olanlar; kitleler, alt snf-
de -o kolaylkla, kolayca, ra- lar.
ple 453 poc
plect/ö -«re gçf. cezalandr- Öz. ölüye) gözya dökmek,
mak. hayflanmak, üzüntüsünü
plectr/um -I cns. mzrap, çal- bildirmek.
gç, lir, lirik iir. plösptell/um -î cns. iki teker-

Pleia/s -dis Süreyya burcu;


d. lekli yük arabas.

Ülker; (ç.) Yedi Kardeler. ploxen/um -î cns. araba san-


plen/us s. dolu, doldurulmu; d.
(mec.) doygun; (ya) olgul; plu/it -«re -it gf. (z.) yamur
(miktar) tamam, bitmi; (göv- yayor.
de) iri, enine boyuna, dolgun, plüm/a -ae d. yumuak tüy,
tombul, tknaz; (dii) gebe; ince tüy; hav.
(madde) kat; (üslup) zengin; plumbeus s. kurundan, kur-
(ses) yüksek; od -um bol bol; undan yaplm, kurunla il-
-e z. tamamen, bütünüyle, gili; (mec.) ar, kafas ile-

tamamen. mez, gabi, deersiz,


pler/usque s. büyük bölüm, plumb/um -î cns. kurun; ka-
çounlukla ilgili, çounlukta lplanm mermi, boru, cet-
olan, en çok, en fazla; (ç.) ço- vel; -albüm kalay.
unluktakiler; pek çoklan; plCmeus s. ku tüylü, havl,
-umque z. genel olarak, çok plümip/es -edi s. tüylü
kere. ayakl.
plexus s. örgülü, birlikte do- piümösus s. bol tüylü.
kunmu. plûrimus üd. multus s. en
Plîas bak. Pleias çok.
plicâtr/ix -icis d. giysi katla- pl/üs -ör is üd. multus z. da-
yc. ha; daha çok; daha ziyade,
plic/ö -öre -âvf & uf -otum plösculus s. biraz daha çok.
& itum katlamak, kan-
gçf. plute/us -I er. smak, çat ka-
gal etmek, sarmak, kvrmak. t,çekme kat; siper; in, yaba-
Plîn/ius -I er. Roma'h ad, öz. nl hayvan banna; kitap
Vezüv yanardann püskür- dolab, kitaplk.
mesi srasnda ölen büyük Plut/ö -ön is er. öbür dünya-
Plinius; mektup yazan genç nn ba tanns; -önius.
Plinius. pluvi/a -ae d. yamur,
plöröt/us -üs er. feryat etme, pluviölis s.yamurlu,
inleme. pluvius s. yamurlu, yamura
plor/ö -öre -övî -ötum gf. ait.

inlemek, feryat etmek, figan pöcill/um -i cns. küçük ka-


etmek, alamak; gçf. (biri için deh.
poc 454 pol

pocul/um -I cns. fincan, bar- pollenti/a -ae d. güç, kudret,


dak, kâse, kadeh; içki, iksir, poll/eö -ere gf. güçlü olmak,
ilaç dozu. kudretli olmak.
podagr/a -oe d. gut hastal, po!l/ex -icls er. baparmak,
podugrövus v: gut hastalna pollic/eor -erî -itus gçf. söz
tutulmu. vermek, vaat etmek, öner-
pod/ium -î & il cns. balkon, mek.
poema -tis cns. iir. pollicitâti/ö -on is d. söz, va-
poen/a -ae d. ceza, tekdir. at, taahhüt.
Poen/ -ör um cns. ç. Kartaca- pollicit/or -orf -ât us gçf. söz
llar; -us, Punicus s. Karta- vermek, vaat etmek, taahhüt
callara ait. etmek.
poes/is -is d. iir sanat, iir, pollicit/um -I cns. söz, vaat,
nazm. taahhüt.
pot t/ a -ae er. air, Polli/ö -onis er. Roma'l soya-

poetic/us s. iirsel, iire ait; d. d; öz. Augusts döneminde


iir, iir sanat, nazm; -e z. asker, devlet adam, edebiyat
airane, nazm kurallunna hamisi C. Asinius.
uygun olarak, polljs bok. pollen
poetri/a -ae d. kadn air, pollûcibiliter z. görkemli bir
pol ünl. Pollux adna; gerçek- biçimde, tantanal bir biçim-
v
ten mi! öyle mi! de.
polent/a -ae d. kabuu soyul- pollûctus gedo. polluceo cns.
mu arpa. sunulan ey, sunu; s. sunul-
pol/io -re -Ivî -tum gçf. ci- mu olan.
lalamak, parlatmak; iyiletir- po!l/uö -uere -uî -Otum gçf.
mek. slah etmek, iyi bir düze- kirletmek, pisletmek, bula-
ne koymak; -îtus s. cilal, trmak, murdar hole getir-
parlak, ice, zarif, aydn; mek, lekelemek; (nite.) iffetini
z. ncelikle, nezaketle, bozmak, namusuna leke sür-
polîti/a -ae d. Plato'nun Dev- mek, eref ve haysiyetine do-
leti. kunmak; ihlal etmek, boz-
politicus s. siyasal, mak; kutsalln bozmak,
poll/en -ni cns., -is -ini kutsal bir eye saygszlk et-
er., d. elenmi ince un ya da mek, telvis etmek.
saf un, yemek, öün, PolI/üx -ücis er. Kastor'un
poll/ens -entis .zam. ç. pol- ikiz kardei.
leö- s. güçlü, kuvvetli, kud- pol/us -î er. kutup, Kuzey kut-
retli. bu, gökyüzü.
. )

pol 455 pon


Polyhymni/a -ae d. bir Musa. va aaa.
Polyphem/us -I cns. tek gözlü pom/us -î d. meyva aac;
Kikiops. meyva
pölyp/us -î er. polip, deniz po- ponder/o -âre gçf. tartmak;
lipi; ur, oz. burunda. düü-
(mcc.) zihinde tartmak,
pomâr/ius -î & il er. yemi sa- nüp tanmak, düünmek.
tan kimse, yemiçi, manav; s. ponderosus s. çok ar, ar;
meyva ya da meyva aacyla (mec.) önemli, anlaml, an-
ilgili. lam dolu.
pömâr/ium -I & ii cns. mey- pondo z. tartarak; (saylarla)
va bahçesi, meyvelik. libre olarak.
pömerîdiânus s. öleden son- pond/us -eri cns. arlk; küt-
ra. le, yük; (mec.) önem, itibar,
pövner/iunf (pomoerium) -î nüfuz; ( karakter metanet, se-
& iî cns. kent snrlarnn çev- batllk; (ç.) denge.
resindeki serbest alan. pöne z. arkasnda, ardnda.
pomifer -î s. meyva veren, ve- pön/o -ere posuî posttum
rimli. koymak, yerletirmek, ya-
gçf.

pömoerium bak. pomerium trmak, sermek; bir yana koy-


pömosus s. meyvayla dolu, mak; (mec.) saymak, itibar et-
meyvesi bol. mek, hesaba katmak; (sanat)
pomp/a -ae d. resmi veya dini yapmak, meydana getirmek;
bir tören, tören olay, maiyet, (kamp) kurmak; (ceset) gö-
kafile, sra, saf; gösteri, nü- mülmeye hazrlamak, göm-
mayi, tantana, debdebe. mek; (örnek) almak; (yemek)
Potnpei/I -oruvt er. ç. Vezüv hizmet etmek, hizmetini gör-
yanardann püskürmesi s- mek; (saç) düzenlemek;
rasnda lavlarn altna gömü- (umut) balamak; (hipotez)
len Canpana bölgesinin sanmak, farzetmek, varsay-
kenti; -anüs s. mak; (kurum) atamak; (para)
Pompei/us -î er. Roma'l aile yatrmak; (deniz) sakinle-
ad, öz. Büyük Pompeius; mek; (tema) önermek; (za-
-us, -ân us s. man) harcamak, ayrmak;
Pompil/ius -i er. Roma kralla- (aaç) dikmek; gf (rüzgâr) ha-
nnn kincisi Numa; -ius s. fiflemek.
Pomptînus s. Pomptine, Gü- pons pontis er. köprü; asma
ney Latium'da bataklk böl- köprü; yap iskelesi; balama
genin ad. geçidi; dehliz; (gemi) güverte
Pöm/um -î cns. meyva; mey- iskelesi, güverte.
p on 456 por
ponticul/us -I er. küçük köp- makbul, halka uygun; de-
rü. mokratik; er. yurtta, er. ç.

pontif/ex -cis er yüksek ra- halk partisi, demokratlar;


hip, yüksek rahipler heyeti- -ter z. genellikle; avamca;
nin (pontificium) bir üyesi, halk tarznda, halkça, de-
pontificâlis s. yüksek rahibe mokratik bir biçimde,
(pontifex).a it ya da ilgili, populârit/ös -ötls d. halkn
pontificât/us -us er yüksek teveccühünü ya da sevgisini
rahiplik makam, kazanma.
pontificius yüksek rahibe
s. populoti/o -onis d. harab et-
ya da ilgili.
(pontifex) ait me, viran etme; yamalama,
pont/5 -onls er. büyük yass yama, talan.
gemi. populât/or -öris er. tahrip
pont/us -I er deniz. eden, harap eden; yamala-
Pont/us -I er. Karadeniz; Kü- yan, talan eden,
çük Asya'da Mithridates'in populeus s. kavaa ait.
krallk ettii bölge; -icus s. pöpulifer -I s. kava bol.
pop/o -ae er. ikinci dereceden popul/or -örî -5 1 us -6 -Öre
rahip, rahip yardmcs, gçf tahrip etmek, harap et-
popan/um -î rns. kurban tö- mek; yama etmek, talan et-
renine ait çörek, mek; mahvetmek, viran et-
popell/us w er. nizamsz in- mek.
san kalabal, kara halk y- popul/us -I er. halk, ulus, va-
n, ayaktakm, avam, tandalarn tümü; cumhuri-
popln/a -oe d. aevi, lokanta, yet; avam, ahali, tmum; si-
popîn/o -önis er. obur kimse, viller (asker kart); büyük
popl/es -iti er. dizin alt ya da kalabalklar; mntka,
iç ksm, diz çukuru, at vb.nin pöpul/us -1 d. kavak aaa.
arka dizi, diz. porc/o -ae d. dii domuz,
popl- bak. publ- porcell/o -oe d. -us -I er. kü-
poposc gç. posco çük domuz.
poppysma -tis cns. öpü vb.' porcinâr/ius -I & il er. do-
nin aprts, az aprts, muz kasab.
populobiüs 5. tahrip edilebi- porcfn/a -oe d. domuz eti.
lir, mahvedilebilir. Porc/ius -î er. Cato'nun aile
populâbundus s. tahrip edici, ad; -ius s.
harap edici. porcul/us -la er. besili domuz,
populâri/s s. halka ait, halkla porc/us -1 er. domuz, evcille-
ilgili; genel; yerli; halkça tirilmi domuz.
por 457 pos
porgo bak. porrigo olay; canavarlk, ucube, hil-
Porphyri/ön -Önis er. bir dev. kat garibesi; hayret verici ya
porrect/ö -önis d. uzatma, da acayip bir masal, öykü ya
porrect/us gedo. porrigo s. da hayal, anlk, saçmalk;
uzun, uzatlm; ölü; (mec.) (mec.) canavar, zebani, ifrit,

çok yaygn, urnüllü; uzatl- porthm/eus -«i & eos er. ka-
m, temdit edilmi. ykç; Charon.
(mec.)
porrexî gç. porrigo porticul/o -ae d. küçük deh-
porric/iö -«re gf. öneride bu- liz.

lunmak; inter coesa et portic/us -us er. revak, sra


porrecta on birinci saatte, sütunlar; ( ask .) dehliz; (fel.)

porr/igö -igere -ex -ectun Stoaclk.


gçf. uzatmak, yaymak, ger- porti/ö -önis d. pay, taksit,
mek, geniletmek; önermek, bölüm, pre -öne nispeten,
ileri sürmek. portit/or -öris er. gümrük
porrîg/ö -ini d. ba kepei, memuru; gümrük dairesi,
konak. portit/or -öris er. hammal;

porrö z. öne, ileri; (zaman) ge- gemici, kaykç; Charon.


lecekte, daha sonra, bir son- port/ö -öre -av -otum gçf
ra;ard ardna, srayla, bun- tamak, nakletmek, götür-
dan baka. mek.
porr/um -* cns. prasa. portor/ium -I & iî cns. güm-
Porsen/a, Porsenn/a Por- rük resmi, vergi,
sinn/o -ae d. Etruria'da Clu- portul/o -ae d. küçük kap,
sium kral. portuösus s. limanlar bak-
port/a -ae d. kap; giri, dan mndan zengin, limanlan
çkacak yer. bol.
portöti/ö -önis d. tama, port/us -üs er. liman; (mec.)
porten/do -dere -di -t um güven, snak, melce,
gçf. delalet etmek, göstermek, pösc/a -ae d. sirke,
belirtmek, kehanette bulun- posc/ö -ere poposcl gçf. s-
mak. rarla istemek, talep etmek; bi-
portentificus s. garip, acayip, rinden bir ey yapmasn ta-
hayret olaanüstü,
verici, lep etmek; arzu etmek.
portentösus s. doaya aykr, Posidön/ius -î er. Stoaa filo-

canavarsal, irenç, menfur, zof, Cicero'nun öretmeni.


portent/um -I cns. kehânete posit/Ö -önis d. konum; ik-
ait iaret, alâmet ya da uur- lim.
suz bir belirti, doaya aykm posit/or -öris er. yapa., ina-
pos 458 pos
atç; kurucu (Roma'nn) kuruluundan be-
positür/a -oe d. konum: olu- ri.

um. posteâ z. sonra, sonradan, on-


positus gedo. pönd
mukim,s. dan sonra; en yakn, hemen
yerleik, kâin, bir durumda sonra, sonra gelen, derken;
olan, bulunan, kurulmu, te- -quatt ba. -den sonra,
sis edilmi. posteri /ot -oris s. daha son-
posse ms. possum ra, bir sonraki, sonra gelen;
possedî gç. possideo pos- ikinci önemi az;
derecede,
Sdö -us z. daha sonra,
possessi/ö -önis d. tutma, posterit/os -ötis d. gelecekte-
zaptetme, alma; tasarruf, iye- kiler, gelecek zaman, istikbal,
lik, malik olma, sahip olma; gelecek, sonraki dönem, son-
mülkiyet. raki kuaklar; zürriyet, nesil;
possessiuncul/a -ae d. küçük (hay\’anlar) döl, yavn.
mülk. posterus s. bir sonraki, sonra
possess/or -oris er. mal sahi- gelen, izleyen; er. ç. zürriyet,
bi, -i elinde bulunduran. gelecek kuaklar,
possessus (jrdo possideo & postfer/o -re gçf arkasna
possîdö koymak, az itibar tmek: kur- i

poss/ideö -idere -ed ban etmek.


-essum gçf. tutmak, zaptet- postgenit/î -ör um er. ç. son-
mek; malik olmak; sahip ol- raki kuaklar.
mak, mutassanf olmak. posthob/eö -ere -uf -itum
poss/fdö -îdere -edl -essum gçf sonraya brakmak, ihmal
gf. zaptetmek, zorla almak, etmek, gereken ilgiyi göster-
ele geçirmek, istila etmek; sa- memek, aldrmamak, önem
hibi olmak. vermemek.
po/ssum -sse -tul gf. -e ola- posthöc z. ileride, bundan son-
bilmek. muktedir olmak, ede- ra, bundan böyle, gelecekte,
bilmek, yapma olanana sa- postibi z. ileride, buradan son-
hip olmak; gücü olmak, ie ra; sonra.
yaramak, yarar olmak. postfcul/um -I cns. küçük eski
post z. (yer) ardnda, arkasn- bina.
da; (zaman) sonra, -dan son- postîcus s. arka, art, arkadaki:
ra; (sra) bir sonraki; edt. (h. cns. arka kap,
ile) arkada, ardnda; sonra, postideö z. bundan sonra,
beri; patld- hemen sonra; postillö z. sonra, sonradan,
-urbem conditam kentin post/ is -is er. kap yn da pen-
pos 459 pot
çere yan dikmesi, kenar per- aleyhine dava açmak; dava
vaz; kap. açmak amacyla ilam bavu-
postlîmin/ium -î & iî cns. rusunda bulunmak,
yurda geri dönme, -e yeniden postumus s. en son, en sonra
kavuma, erime; sava doan.
v.b'lerinde yitirilmi hak ve postus hak. positus
hukukun geri verilmesi, veril- posuî gç. pono
me hakk. pötâti/o -onis d. içme, içi,
postmeridiünus 5. öleden pötât/er -oris er. ayya kim-
sonra. se.

postmodo, postmodum z. pote bak. potis


yaknda, birazdan, derhal. pot/ens -entis s. muktedir,
postp/ono -önere -osuî kadir; güçlü, kuvvetli, kudret-
-o s tu m gçf. aldrmamak,
i li; bakii, efendi, hükmeden;

itibar etmemek, ihmal et- -«nter z. güçlü bir biçimde;


mek. yeterli olarak.
postput/5 -öre gçf. önem ver- potentüt/us -üs er. siyasal ik-
meden düünmek, az itibar tidar.
etmek. potenti/a -oe d. güç, kuvvet,
postquam ba. -den satra. etki; (nec.) siyasal güç, yetki,
postrem/us en sonraki, so-
s. hüküm, nüfuz, paye, istibdat,
nuncu. en uç, en geri; en adi, poter/ium -i & II cns. kadeh,
en kötü; -45 z. en sonunda, potesse arkaik m.s. possum
her eyin en sonunda, en ni- potest/Üs -4itis d. güç, kuvvet,
hayet. yetenek, ehliyet, yeterlik, ikti-

postrîdie z. ertesi gün. dar; denetim, özdenetim; ege-


postscaen/ium -i & iî cns. ti- menlik, hakimiyet, hüküm-
yatronun sahne arkas bölü- ranlk, yönetim, yetki, otori-
mü. te; frsat, izin; (kii) yüksek de-
postscrîb/o -ere gçf. yazya receli memur; (eyler) mül-
eklemek. kiyet; -ütem suî facere fr-
postulüti/o -onis d. talep, id- sat veya izin vermek,
dia;yaknma, ikâyet. potin yapabilir misin? müm-
postulot/um -I cns. talep, is- kün mü?
tek, iddia. pot/o -onis d. içki, yudum,
postulât/us -üs er. iddia. ak iksiri.
postul/o -üre -av -ât um pot/io -îrc gçf. hüküm altna
gçf. talep etmek, istemek, id- almak, baml klmak,
dia etmek; (yasa) celp etmek, pot/ior -îrî -îtus gf. (inh & dh.
pot 460 pra
//e) zaptetmek, almak, ele ge- mek, tasvir etmek, temsil et-
çirmek, kazanmak, sahip ol- mek; se- davranmak, kant-
mak; efendisi olmak, lamak.
poti/or -oris s. daha iyi, ye proebib/Ö -ere -I gçf. haan,
tutulur, yelenebilir, mutluluk ya da erefe içmek,
potis pote.s. (çkz.) güçlü, muk- praebit/or -oris er. satc, te-
tedir; mümkün. darik eden kimse, levazmat
potissim/us s. belli bal, ana, veren kimse, erzak müteahhi-
en önemli; -um z. özellikle, di.

pötit/o -üre gçf. çok içmek, praecalidus s. çok scak,


potius z. daha ziyade, daha praecönus s. zamanndan ön-
çok. ce aarm.
pöt/ö -Öre -âvl -otum & um praecautus gedo. praecaveo
gçf.içmek. praec/aveö -övere -5vî
pöt/or -oris er. içkiri; ayya. -autum gçf. önceden önlem
potr/Ix -îcis d. kadn akam- almak; gf. saknmak, kaçn-
c. mak, tedbir almak, ihtiyatl
potuî gç possum olmak.
pötulent/o -orum cns. ç. içki- praece/dö -dere -s si -ssum
ler, içilir, içilmesi mümkün gçf. önden gitmek, önünde

eyler. gitmek, üstün gelmek, üstün


pötus gedo. pot 5 s. sarho, çkmak, takaddüm etmek; gf.

prae z. ön tarafta, önünde, klavuzluk et-


yol göstermek,
cephesinde; -e oranla; edt. mek, üstün olmak, yüksek bir
(dh. önünde, ön tarafn-
ile) dereceye erimek,
dan; kyasla; (neden) yüzün- praecell/ö -ere gf. geçmek,
den, nedeniyle; -se açkça, ileride olmak, üstün olmak,
açktan aça; -sö ferre gös- mükemmel olmak; gçf. geç-
termek tehir etmek; -mönü mek, baskn çkmak, üstün
elinde. gelmek, üstüne çkmak,
praeacOtus s. keskin, sivri uç- praecelsus s. çok yüksek,
lu. praecenti/ö -ön is d. balan-
praealtus s. çok yüksek, çok gç niteliinde olan ey, mu-
derin. kaddeme türünden bir ey
praeb/eö -ere -u -i t um gçf. söyleme ya da yapma, pre-
önermek, teklif etmek, arz et- lüd.
mek, ileri sürmek; vermek, te- proecent/ö öre gf. -e için bü-
darik etmek, salamak, bir yü sözleri ya da tekerlemeleri-
eksiini doldurmak; göster- ni söylemek.
s

pra 461 pra


proec/eps -pi t i* s. ba ön- -entum gf ( müzikçiler) önde
de; ba aa, sarp, uçurum ark söylemek, çalg çalmak
gibi; tez, zorlu, iddetli, hzl, ya da oynamak, büyü sözleri-
seri, acele; eilimli; tehlikeli; ni makamla ve ark biçimin-
cns. uçurumun kenan, sarp de söylemek; gçf. kehanette
kayalk; tehlike; 2. paldr kül- bulunmak, önceden haber
dür; tehlikeli. vermek.
praecepti/5 -on is d. önceki praec/ipiö -i pere -eri
fikir, bilgi, tasavvur, kyas ya -eptum gçf önceden almak,
da san; yönlendirici kural, önceden tahmin etmek, um-
usul, düstur. mak; öretmek, öüt vermek,
praecept/or -öris er. -rix tembih etmek, buyurmak,
-rlcis d. öretmen, praecipitanter z. tam hzla.
praecept/um -î cns. kural, proeciptem ih. proecep
düstur,hüküm; buyruk, emir, proecipit/ö -Öre -av -ât um
praeceptus gedo. praecipiö gçf aaya yatmak, ba aa-
praecerp/ö -ere -si -t um ya atmak; acele ettirmek;
gçf. zamanndan önce topla- (mer.) ortadan kaldrmak,
mak; erken olarak toplamak; alp götürmek, harap etmek;
önüne geçmek, daha önce gf paldr küldür komak,
davranmak; önceden yol- dümek; aceleci olmak,
mak, koparmak; (mec.) azalt- praecipu/us s. özel; ba, ana
mak, küçültmek, alp götür- balca, önemli, göze çarpan;
mek. •45 . özellikle, balca,

praecî/dö -dere -di -sum proecîs/us gedo. praecldö s.


gçf. önünde kesip koparmak, dik, sarp; -45 z. ksaca; kesin
ayrmak, doramak, parçala- tamamen,
olarak,
mak, boylu boyunca kesmek, praeclör/us s. çok parlak; gü-
yarmak; (söz) ksa kesmek, zel, göz kamatrc; seçkin,
birden bire son vermek; özet- soylu; -e z. çok açk biçimde;
lemek; kesmek, bitirmek, tah- mükemmelen.
rip etmek; açkça yadsmak, praeclü/dö -dere -si -sum
reddetmek. gçf. kapatmak, kapamak, t-

praecinctus gedo. praecingö kamak, engellemek,


praec/ingd -ingere -inxî praec/ö -onis er. tellal, gezgin
-inctuvn gçf. kuatmak, sar- sata, haberci, müjdeci; me-
mak, çevrelemek, kuakla zatç.
sarmak. praecögit/ö -öre gçf. önce-
praec/inö -nere -inui den düünmek, tasarlamak,
)

pra 462 pra


amaçlamak. praecursl/ö -ön is d. daha
praecogntus s. Önceden gö- önce meydana geli, olu, vu-
rülmü, önceden bilinen, kua geli; (ref.) hazrlama,
praec/olo -olere -olu i hazrlk.
-ultum gçf. erkenden yeti- praecurs/or -öris er. öncü
tirmek; (mec.) erkenden eit- kuvvet: keif kolu,
mek; vaktinden önce kavra- proecut/iö -ere gçf. önce sal-
mak. lamak.
praecompositus s . iyi düü- praed/a -ae d. ganimet, ya-
nülmü, düünerek yaplm, ma, çapul, talan; ( hayvan av;
çallm. ( mec.) kazanç.

praecon/ius s. resmi tellâla, praedâbundus s. yamala-


münadiye ait; -ium -i & ii yan, talan eden, mahveden,
cns. resmi tellâln ii, iyeri; harabeye çeviren,
reklam; tavsiye, salk verme. , praedamn/ö -öre gçf. önce-
praecönsum/ö -ere -ptum den mahkum etmek,
gçf. önceden tüketmek, önce- praedöti/ö -onis d. yamala-
den kullanp bitirmek, ma.
praecontrect/ö -öre gçf. ön- praedât/or -öris cr. yaman,
ceden düünmek, praedâtörius s. yamalayan,
praecordi/a -ör um cns. ç. di- çapulculuk eden.
yafram, kann zan; mide; gö- praedeias$/ö -öre gçf. erken
üs, yürek; akl. uyanmak.
praecorr/umpö -umpere praedestin/ö -öre gçf. önce-
-öpî -uptum gçf. önceden den belirlemek. Önceden ka-
rüvet teklif etmek. rarloürmak.
praeco/x -cis s. erken, zama- proediât/or -öris er. gayri-
nndan önce. menkul satn alan kimse,
praecultus gedo. praecolo prnediötörius s. gayrimenkul
praecu/rro -rrere -currî & satyla ilgili,

rrî -rsum gf önde ya da ön- praedicöbilis s. övücü,


ce komak, önce acele etmek, proedicâti/ö -önis d. ilan,
önünden gitmek, takaddüm bildiri; tavsiye, salk verme,

etmek, önce gelmek; geçmek, praedicöt/or -öris er. kaside-


üstün olmak; gçf önceden ci.

görmek, tahmin etmek; bas- proedic/ö -öre -öv! -öt um


kn çkmak, üstün gelmek, gçf ilan etmek, bildirmek, be-
üstün çkmak; -rrent/ia yan etmek, kamuya tant-
-ium cns. ç. soy, ced. mak; övmek, övünmek.
pra 463 pra
praed/îcö -îcere -Ixl -ictum gf yol göstermek, önden git-
gçf önceden söylemek, önce- mek; yazdrmak, ön-
(fomiif)
den düzenlemek, tertip et- ceden okumak; gçf önde ol-
mek; önceden haber vermek: mak, önce gelmek, takad-
uyarmak, kumanda etmek, düm etmek, yarta geçmek,
praedicti/o -onis d. önceden üstün çkmak,
haber verme. praeesse ms. praesum
praedict/us gedo. praedîcö praefâti/o -onis d. formül;
-um -I cns. kehanet, önceden önsöz, balangç,
haber verme; emir, kuman- praefötus geo. praefor
da; önceden alnan tertibat, praefectür/a -oe d. eyalette-
proediol/um -î cns. küçük ki en yüksek devlet memuru;
mülk. nezaretçinin, valinin ya da
praedisc/5 -ere gçf. önceden asbakamn resmi dairesi; Ro-
örenmek. ma dndaki bir valilik ya da
praedispositus s. önceden dü- bir valiyle yönetilen bir kent;
zenlenmi. mntka, eyalet.
praeditus s. doal olarak sa- praefeftus gedo. proeflciö er.

hip olmu, kabiliyetli, malik, yüksek nezaretçi, idareci, mü-


haiz. fetti, yönetici, vali, komu-
praed/ium -1 & il cns. mal, tan; -classis amiral; -legiö-
mülk, arsa. nis albay; -urbis ya da urbf
praedîv/es -iti s. çok zengin, Roma'da vali; prae/ferö
praed/o -ön is cns. hrsz, hay- -ferre -tulî -lötum önde ta-
dut, aki, yol kesen kimse, mak, vermek, sunmak; ye-
korsan. lemek; göstermek, tehir et-
praed/or -âri -âtus gçf. & gf. mek; haber vermek, bildir-
yama etmek, talan etmek, mek, belirtmek; önceden tah-
soymak; (mec.) kâr etmek, min etmek; ( edl .) çabuk
praed/ûcö -üçer e -uxî olmak, elini çabuk tutmak;
-uçtum gçf önce ya da daha (osk.) kanattan kuatp arka-

önce çekmek ya da koymak, dan sarmak.


önünde yapmak, ina etmek, praefer/ox -öeis s. çok sert,
kurmak. çok kzgn; kendini an
be-
proedulciss. çok tatl, enmi, çok küstah,
praedûrus s. çok kat, çok sert. praefervidus s. çok scak,
pra€mit/e5 -ere gçf geçmek, praefestîn/o -fire gf çok ace-
baskn çkmak, üstün olmak. leci olmak, çabuk olmak, eli-

pr ae/eö -ire -Ivi & iî -itum ni çabuk tutmak, acele et-


pra 464 pra
mek. fringö s. birdenbire olan, ani
praefic/a -oe d. kiralk yas tu- olan; sert, hogörüsüz, hain,
tan kadn. kat; -e z. azimle, kararl ola-
praef/iciö -içere -ec rak, sebat ve metanetle.
-ectum gçf. bana, -in ko- praefrlgidus s. çok souk.
mutanlna atamak, göreve proefr/ingö -ingere -egl
getirmek, komutanla otar- -öctum gçf krmak, kesmek,
mak. koparmak, parçalara ayr-
praefîd/ens -entis s. kendine mak.
an güvenen, kendinden çok praefuî gç. praesum
emin. praeful/ciö -«îre -si -t um
praefi/gö -gere -x -xum gçf desteklemek; destek ola-
gçf. önden balamak, ilitir- rak kullanmak.
mek, dikmek; baa koymak; praef/ulgeö -ülgere -nii
uç yapmak, ucunu sivrilt- gçf ilerde ya da önde parla-
mek; mhlamak, sivri uçla mak, belirgin bir biçimde pa-
delmek. rldamak; daha çok parla-
praefîn/iö -îre -Ivî & iî mak; dikkat çekmek, ilgi çek-
-itum gçf. önceden belirle- mek.
mek, tayin etmek, nizam koy- proegelidus 5 çok souk..

mak. praegest/io -re gf çok istekli


praefiscin/e -î z. kusursuz, olmak.
suçsuz, kabahatsiz olarak. praegt/öns -ants s. gebe,
praeflör/o -öre gçf kirlet- hamile; dolu.
mek, lekelemek, karartmak. praegracilis s. çok ince uzun

praeflu/ö -ere gçf. & gf. hzl yapl, çok narin.


akmak. proegrondis s. çok geni, çok
praefoc/ö -öre gçf. bomak, büyük.
tkamak, aznkapamak. praegravis s. çok ar; çok s-
praef/odiö -ödere -odl gçf kla.
önünde, karsnda kazmak; praegrov/ö -öre gçf. iddetle
önceden gömmek. bastrmak, sktrmak, tazyik
praef/or -örf -ötus gçf & gf etmek, ezmek, -e yük olmak,
peinen söylemek, önsözle yük altna koymak; (mec.)
balamak, mukaddeme yap- skmak, ezmek, eziyet ver-
mak; önceden dua etmek; ön- mek; (keder, tasa vb.) bastr-
ceden haber vermek, keha- mak, ezmek; önemli olmak,
bulunmak.
nette üstün çkmak.
praefract/us gedo. pre- praegre/dior -d -ssus gçf. &
pra 465 pra
gf önünden gitmek, geçmek, gede brakmak, daha çok
geçip gitmek; geçmek, baskn parlamak.
çkmak. proelûstris s. çok görkemli.
praegressi/Ö -ön is d. önce praemand/ö -öre -övî
geli, takaddüm, önce gelme, -ötum gçf smarlamak, ön-
üstünlük. ceden buyurmak, önceden ta-
praegustöt/or -ör is er. tad- lep etmek, talep etmek; -öta
na bakan, çenici, cns. ç. tutuklama emri.
proegust/ö -öre gçf. önceden praemötür/us s. çok erken,
tatmak. zamanndan önce; -e z. çok
praehib/eö -ere gçf. öner- erken.
mek, teklif etmek, vermek, proemedicötus s. büyülerle
praeiac/eö -ere gçf önüne ya korunan.
da önde uzanmak, praemedtöti/ö -önis d. ön-
praeiüdic/ium -7 & iî cns. ör- ceden düünme, önceden
nek, emsal, numune; önyar- kurma (zihin), taammüd, ka-
91 - st.
praeiudic/ö -a re -övî praemedit/or -Örl -Öt us gçf
-öt um gçf önyargda bulun- (bir ey üzerinde) derin dü-
mak, pein hüküm vermek, ünmek, düünceye dalmak;
praeiuv/ö -öre gçf ön yar- önceden düünmek, tasarla-
dmda bulunmak, mak; uygulamak, icra etmek;
praelö/bor -bl -psus gçf & -ötus s. tasarlanm, kastl.
gf kaymak, kayp gitmek, sü- praemetuenter z. tasayla, en-
zülmek. dieli olarak.
praelamb/ö -ere gçf. önce- praemetu/ö -ere gf önceden
den yalamak, tatmak, korkmu olmak, korkuya
proelötus gedo. praefero dümek, tasalanmak, endie-
praeleg/ö -ere gçf ky bo- li olmak; gçf gelecekten kork-
yunca gitmek. mak.
praelig/ö -öre gçf balamak, praemissus gedo. praemittö
raptetmek, balayp kapa- proem/ittö -ittere -isi
mak. -issum gçf önce ya da leri,
praelongus s. çok uzun, çok ileri doru göndermek, pei-
uzun boylu. nen, önceden yollamak.
praelo/quor -quî -cütus gf praet/iuvtt -I & iî cns. ödül,
önce konumak, mükâfat.
praelu/ceö -çere -xl gf par- praemolesti/a -oe d. korku,
lamak, mak; bakasn göl- tasa, endie, kuruntu, vesve-
pra 466 P ra
se. bilmek.
praemöl/ior -îrl gçf. adama- praenöti/o -ön i s d. önceki
kll hazrlamak, düünce ya da kavram; ön-
praemon/eö -ere -uî -t um yarg.
gçf.önceden uyarmak, önce- praenûbilus s. çok kasvetli,
den haber vermek, gaipten çok ska.
haber vermek, önceden gös- praenGnti/ö -âre gçf önce-
termek, gelecei göstermek, den haber vermek.
praemonit/us -us er. önsezi, praenûnt/ius -î & iî er., -ia
uyarma. -iae d. haberci, müjdeci.
praemönstrât/or —öris er. praeoccup/ö -âre -öv
yol gösterme, klavuzluk et- -otum gçf önceden elde et-

me. mek, igal etmek; zihnini i-


praemönstr/ö -âre gçf. yol gal etmek, daha önce almak,
göstermek, rehberlik etmek, yakalamak, elkoymak; önce-
önceden haber vermek, keha- den tahmin etmek, sezinle-
nette bulunmak, mek.
praemord/eö -ere gçf srp praeolit milli bana malum
koparmak; çalmak, armak, oldu.
praemor/ior -I -tu us gf. za- praeopt/ö -âre -övî -ât um
manndan önce ölmek, gçf. yelemek, tercih etmek.

praemun/iö -îr e -vî -Itum praeopand/ö -ere gçf aç-


gçf. önde takviye etmek, güç- mak, yaymak, önce yaymak;
lendirmek, salamlatrmak, tehir etmek; açklamak, zah
konmak, güvenlik altna al- etmek, erh etmek, yorumla-
mak. mak.
praemünîti/ö -ön is d. (ret.) praeparâti/ö -önis d. hazr-
hazrlk. lk.
proenârr/ö -Öre gçf önceden praepar/ö -öre -övî -ât um
söylemek. gçf hazrlamak, hozt lk yap-
praenot/ö -ar e gçf. yüzmek, mak.
akmak, yüzerek akp gitmek. praeped/iö -îre -îvî -ît um
Praenest/e -is cns. d. Latin gçf zincirle balamak, pran-
kenti, mod. Palestrina; -înus gaya vurmak; iple bir yere
s. balamak; engel olmak,
praenit/eö -ere -uî gf daha mâni olmak.
çekici görünmek, praepend/eö -ere gf önde as-
praenom/en -ini cns. ilk ad. mak.
proenösc/ö -ere gçf önceden praep/es -etis s. hzl, kanat-
pra 467 pra
h, uurlu kehanete ait; d. ku. praeguestus s. önceden
praepilötus 5. ucuna bir bilye ikâyet edilen.
ya da düme taklm. praeradi/ö -öre gçf. bakas-
praepinguis s. çok zengin. ngölgede brakmak, -dan
praepoll/eö -ere gf. çok güç- daha çok parlamak; gf. panl-
lü olmak, üstün olmak. damak, ldamak.
praeponder/5 -öre gçf. daha praerapidus s. çok hzl,
ar gelmek. praereptus gedo. praeripiö
praep/ono -önere -osui praerig/escö -escere -uf gf.
-ositum gçf. ilk önce koy- çok katlamak, çok sertle-,
mak, önüne yerletirmek; gö- mek.
reve getirmek, komutan ola- praer/ipiö -ipe re -ipuî
rak atamak; yelemek, tercih -eptum daha önce al-
gçf.

etmek. mak, erken davranmak, önü-


praeport/ö -öre gçf. önce ta- ne geçmek; zamanndan ön-
mak. ce alp götürmek; boa çkar-
proepositi/ö -önis d. yele- mak.
me, tercih, tercih hakk; prcerö/dö -dere -«um gçf.

(di/b.) edat. ucunu kemirmek, azar azar


praepositus gedo. praepönö srmak.
er. yönetici, müfetti, komu- praerogötfv/us s. ilk oyla-
tan. yan; -a -ae d. oy vermede
praepo/ssum -sse -tuî gf. öncelik hakkna sahip soy ya
çok güçlü olmak, üstün ol- da Centuria: ilk oy, erken se-
mak, galip gelmek, üstün çk- çim; kehanet, gelecpgi bildi-
mak. ren belirti, güvenilir iaret ya
praeposter/us s. ahlaksz, sa- da alâmet.
pk, yoldan çkm, kötü huy- pruerösus gedo. praerödö
lu; saçma. pruer umpö -umpere -Opî
praepot/ens -en ti s s. çok -uptum gçf. krlp ayrlmak,
güçlü. praeruptus gedo. prae-
praeproperanter z. çok acele rumpö s. dik, sarp; ters, ha-
ederek. in; inatç, dikbal.
praeproper/us s. an aceleci, pr/aes -aedis er. kefil: bir kefi-
atlgan, sabrsz, telal; -e z. lin mülkü.
çok acele biçimde. praesaep- bak. praesep-
praeput/ium -f & iî cns. sün- praesâg/iö -ire gçf. önceden
net derisi, gulfe. hissetmek ya da sezmek, ön-
praeguam z. karlatrlnca. ceden haber vermek.
) [

pra 468 pra


praesöglt/ö -onls d. önce praesetsi/Ö -Öns d. önceden
den haber verme, hissetme, içine doma; pein
praesög/ium —I £r il m s. önse- hüküm verme.
zi; kehanet. praesensus gedo. praesentio
praesâgus 5. önceden haber praesentârlus s. hemen olan,
veren, kehanetle ilgili, hazr, çabuk, mevcut,
praesc/iö -îre -il gçf önce- praesenti/a -ne d. hazr bu-
den bilmek. lunma, mevcudiyet, var ol-
praescsc/ö -ere gçf. önceden ma, var olu; etkililik,
farkna varmak, praes/entiö -entîre -ensî
praescius s. önceden bilen, -ensum gçf. gelecei önce-
praescrl/bö -bere -psî den hissetmek, önceden fark
-ptum gçf ilk önce yazmak, etmek, önsezi sahibi olmak,
önyaz yazmak; yönetmek, praesep/e -is cns. -is, -es -is
kumanda etmek; söyleyip d. al; mezbele; kovan,
ahr,
yazdrmak, tanmlamak, be- praesep/iö -re -sî -t um gçf
timlemek; taslan çizmek; yapmak, barikat yap-
siper
bahane olarak öne sürmek, mak.
praescrîpti/ö -ön is d. balk, praesertim z. Özellikle,
serlevha, önsöz; kural, ni- praeserv/iö -ire gf. köle ola-
zam; bahane. rak hizmet etmek,
praescrîpt/us gedo. prae praes/es -idis er. koruyucu,
scrîbö -um -î cns. düzen, muhafz, hami, bakan, yö-
nizam, kural. netici.
proesec/ö -Öre -uf -t um & praes/ideö -idere -eri gf ko-
-ötum gçf kesip koparmak, rumak, muhafaza etmek, sa-
kabuunu soymak, vunmak; nezaret etmek, yö-
praes/evs -entis 5. imdide netmek.
olan ya da bulunan; imdide praesidiârius s. ordugâha ait.

ahsen ya da bizzat bulunan; praesid/ium -î & iî cns. sa-


( nesneler) imdide mevcut vunma, koruma; destek, yar-
olan, derhal olan; tez davra- dm; muhafz, nöbetçi, or-
nan; ( okl) sebatl, azimli, me- dugâh, kafile; savunulan yer,
tin;(zaman) imdiki, çada, hendek, siper.
güncel; ( tanrlar kerim, lü- praesignfic/ö -öre gçf. önce-
tufkur; cns. ç. mevcut koul- den göstermek, önceden bil-

lar; in -es imdide, haliha- dirmek.


zrda; in re -enti hemen der- praesignis s. göze çarpan, be-

hal. lirgin, aikâr, bariz.


pra 469 pra
praeson/o -üre -uî gf önce- mek. sunmak, temin etmek,
den ses çkarmak, seslenmek, salamak: se- davranmak,
çalmak. kan.tlnmak.
praesparg/ö -ere gçf. önce- praestöl/or -ar -ütus gçf. :
fi

den saçmak ya da yaymak, gf heklpmek, ummak.


praestübilis s. önemli, göze praestrictus gedo. praestrîn-
çarpan, mütebariz, mümtaz; 9o
tercih olunur. praestr/ingö -ingere -inxî
praest/âns -antis .zcm. or. -ictum gçf hzl ya da gay-
praesto s. önemli, göze çar- retle balamak; sarmak; tut-

pan, mümtaz; faik, üstün, mak, men etmek; kuatmak;


seçkin. skmak, sktrmak, ezmek;
praestanti/a -ae d. üstünlük, (mec.) körletmek, donukla-
praest/es -iti s. nezaret trmak, (göz) kamatrmak.
eden, muhafz. praestru/o -ere -xî -ctum
praestîcji/ae —örum d. ç. ha- gçf önünde ina etmek, ka-
yal, kuruntu, hülya, yonlsa- pamak. tkamak, geçilmez,
mn; el çabukluu, geçit vermez, varlmaz yap-
praestîgiât/or —ör is er. -rix mak: kar durmak.
-rlcîs d. sihirbaz, büyücü, proesul -is rn.s. Roma'da
dolandna, hilekâr. oyunlar srasnda halkn
praestin/ö -üre gçf. satn al- önünde dans eden kimse.
mak. praesultât/or -oris er. halkn
praestitf gç. piaeste önünde dans eden kimse.
praestit/uo -uere -ul -ütüm praesult/o -üre gf önünde
gçf önceden düzenlemek, ter- dans etmek, hoplayp sçra-
tip etmek; emretmek. mak.
proestitus gedo. praesto proe/sum -esse -fuî gf (eh.

praesto z. yakn, yannda, ha- ile) banda olmak, komuta-


zr. snda olmak; korumak.
proest/o -öre -iti -itum fit praesüm/5 -ere -psl -ptum
—ütüm gf önemli olmak, gçf önceden almak; önceden
mümtaz olmak, üstün ol- tahmin etmek, sezinlemek,
mak; gçf geçmek, üstün gel- gelecei görmek; olmu gibi
mek; sorumlusu olmak, tekef- kabul etmek; muhakkak ad-
fül etmek; (görev) azlolmak, detmek.
çkanlmak; yerine getirmek, proesütus s. dikilip kapatl-
ifa etmek; (nitelik) göstermek, m, yani örtülmü.
ispat etmek; (nesneler) ver- praetempt/ö -üre gçf önce-
prt 470 pra
den ihtiyatla aramak, varl- detmek. kabul etmemek; bas-
n hissetmek; el yordamyla kn çkmak, üstün olmak; ih-
yolunu bulmak; önceden lal etmek.

aratrmak, incelemek ya da praetereguft/öns -ant is s.

snamak. at a binerek geçip giden.


praeten/do -dere -t um d proeterflu/o -ere gçf Sr gf
gçf ileri sürmek, sunmak, akarak geçip gitmek.
önüne yerletirmek, önde proetergre/dior -d -ssus
yaymak; bir bahane göster- gçf geçmek, gitmek, yürüyüp
mek, delil göstermek, geçmek; baskn çkmak, üs-
praetento bak. praetemp tün gelmek.
praeterttus gedo. praetendö proeterhâc z. bunun ötesinde,
s. -e kar yatan, uzanan, bunun dnda, ek olarak,
praetep/eo -ere -ul gf. önce- bundan baka; daha, daha
den ya da daha evvel kzar- çok, daha ziyade.
mak ya da kor haline gel- praeteritus gedo. praetereo
mek. s. geçmi, geçip gitmi; rns. ç.

praeter z. ötede, öteye, ötesi- olup bitenler, geçmitekiler.


ne, ötesinde; edt. ( ih . ile) ötesi- praeterlö/bor -bî -psus gçf
ne, -den ötede; -den baka, kaymak, kayp gitmek; gf
hariç; bundan baka, ayrca, belli etmeden savuuvermek,

yan sra; -den çok; -e ek ola- svmak.


rak, ayrca, -nin tersine, practerlatus .s. muharrik, ile-
practerag/o -ere gçf. sürüp ten, süren, sevk eden; uçup
geçmek. giden.
praeterbit/o -ere gçf. & gf praeterme/ö -ore gf geçip
yanndan geçmek, geçip git- gitmek.
mek. praetermissi/o -önis d. zü-
praeterdüc/ö -ere gçf yol hul, ihmal, danda brakma,
göstermek, yedip geçmek, atlayp geçme.
prnetereâ z. aynca, yan sra, praeterm/itto -ittere -Isî
bundan baka, üstelik; bun- -issum gçf geçip gitmesine
dan böyle, bundan sonra, izin aldrmamak;
vermek,
praeter/co -îre -il -itum gf brakmak, koyuver-
serbest
yanndan geçmek; gçf. geç- mek; ( zaman ve frsatlar) ka-
mek, arkadan yetimek; kaç- çrmak, elinden kagrmak, ih-
mak, dikkatinden kaçmak; mal etmek, atlamak, yapma-
yapmamak, unutmak, ihmal mak; dikkate almak.
etmek, hariç brakmak, red- praeterguâm z. -den baka.
pra 471 pra
hariç, bundan baka, aynca, gistratslar.
yan sra. praetöriönus s. Praetor'un,.
praetervecti/ö -önis d. geçip daha sonra imparatorun mu-
gitme. hafz askerleriyle ilgili,
proeterve/hor -hl -cts gçf praetör/lun - & iî cns. gene-
& gf sürmek, ata binmek, ralin çadr, kamp karargah;
yelken açmak; (ask.) yürüye- valinin ikâmetgâh; sava
rek geçmek; (mec.) dikkate al- kurulu; saray, büyük yap;
mamak, terk ve ihmal etmek, imparatorun muhafz,
praetervol/ö -öre gçf. & gf. praetör/ius s. praetor‘Q ilikin;
svp gitmek, kaçmak, uçup propraetor'a ait; imparatorun
gitmek. muhafzlarna ait; er. sabk
praetex/o -ere -ul -tu m gçf -ia cohors bir ko-
praetor,
snr koymak; kenar takmak; mutan veya imparatorun
süslemek, donatmak; yalan- muhafz askeri: porta -ia
dan yapmak, kln
deitir- düman yönündeki ordugâh
mek. kaps.
praetextâtus s. toga practc.rta praelorc|u/eo -ere gçf önce-
giyen (kimse); reit olmam. den bükmek, burmak, bo-
praetext/us gedo. praetexö mak.
s. toga praetexta giyen; d. mor praetrepii/âns -ântis s. çok
kenarl toga; Roma'l karak- sabrsz.
teriyle ilgili trajedi; cns. baha- praetrunc/5 -öre gçf kesip
ne, sözde neden. atmak, ayrmak,
praetext/us -üs er. parlaklk, praetull gç. praeferö
aaa, görkem; hile, bahane, praetür/a -ae d. praetorî uk.
praetim/eö -ere gf önceden praeumbr/ans -antis s. ka-
korkuya kaplmak, karanlklatran,
rartan,
praetnctus s. önceden içine praeüstus s. ucu atele sertle-
batrlm, önceden suya bat- tirilmi; souktan donmu,
rp braklm; önceden hafif- praeut z. -e göre, kyaslann-
çe slatlm, nemlendirilmi, ca.
praet/or -öris er. {Roma'da) praeval/eö -ere -ul gf çok
buyurgç; hazine bakan; güçlü olmak, en büyük etkiye
{talya'da) komutan; koloni sahip olmak, yenmek, galip
olarak Capa'nn iki magist- gelmek.
ratus'u; ( herhangi bir yerde) bir praevalidus s. çok güçlü, çok
örgütün lideri; Grek kentle- zorlu; gereinden çok güçlü.
rinde ylda bir deien ma- praevöricöti/ö -önis d. mu*
pra 472 pre
vazon, dankl i, gizli ve hi- mei yemek; gçf yemek ye-
leli anlama. mek.
praevöricöt/or -ör is er gizli prand/ium -I & iî cns. öle
ve iin sahte savunucu-
hileli yemei.
su, avukat. pröns/or -önis er öle yeme-
praevöric/or -örî -âtus gf i davetlisi.
(eh. ile ) yalandan suçlamak, prönsus s. öle yemei yemi,
savunma yapmak.
sahte beslenmi.
praeve/hor -hî -ctus gf. ön- prasinus s. yeil.
de tanmak, önde ata bin- prötensis s. çayrda yetien,
mek, akp geçmek, önde uç- çayra ait.
mak. protul/um -î cns. küçük çayr.
praev/enid -enire -eni prat/um -I cns. çayr; çimen.
-en t um gçf. & gf önce gel- provit/âs -ötis d. kuralszlk,
mek; önceden tahmin etmek, usulsüzlük, düzensizlik, inti-
sezinlemek; önlemek. zamszlk; sapklk, ahlak bo-
praeverr/o -ere gçf önceden zukluu, azgnlk, fesat.
süpürmek, sürümek. prüv/us s. eri, çarpk, biçim-
praevert/ö -ere -I, -or -I gçf. siz; ters, aksi, yoldan çkm;
daha önce koymak, yele- kötü, habis, günahkar, kötü-
mek. tercih etmek; daha Önce cül; -e z. yanl bir biçimde,
dönmek; daha önce megul fena halde.
olmak; üstün gelmek; önce- Prâxtel/es -Is er ünlü hey-
den tahmin etmek; boa ç- kelci; -i us s.

karmak, dü krklna u- precâri/us s. yalvarma ya da


ratmak. sürekli ricalarla elde edilen;
proev/ideo -idere -îdi -e z. rica üzerine.
-Isum gçf önceden görmek, precöti/ö -Önis d. dua, yal-
ileriyi görmek. varma.
proevit/ö -üre gçf önceden precöt/or -öris er. aran, ara-
lekelemek ya da bozmak. bulucu, efaatçi.
praevius s. yol gösteren, reh- preces ç. prex
berlik eden; önce, önünde gi- preci/oe -ör um d. ç. bir asma
den. türü.
praevol/Ö -öre gf önde uç- prec/or -öri —âtus gçf & gf
mak. dua etmek, dilemek, niyaz et-
pragmaticus s. ilere ait; er. mek, yalvarmak, rica etmek,
yasa uzman. arzu etmek; lanet etmek, bed-
prand/eö -ere -i gf öle ye- dua etmek, inkisar etmek.
pre 473 pre
preh/endö (prendo) -ende- ma, gönlünü kazanmaya ça-
re -endi -ensum gçf tut- lma.
mak, ele geçirmek, yakala- prens/ö (prehensö) -öre
mak, kapmak; alkoymak; -övî -otum gçf kavramak,
artmak; görmek, (akl) kav- skca tutmak, ele geçirmek,
ramak, anlamak, yakalamak; alkoymak, önle-
prehensö bak. prensö mek; gönlünü kazanmaya
prehensus gedo. prehendo çalma, rica etme,
prel/um -î cns. üzüm cendere- prensus gedo. prehendo
si, zeytin cenderesi, presbyter -î er. ( dn .) kilise mü-
pre/ mo -mere -ssf -ssum tevelli heyeti üyesi,
gçf. basmak, skmak, sktr- pressî gç. prenö
mak, birlikte sktrmak; pressi/ö -önis d. bastrma, s-
(göz) kapatmak; ( bel) skmak; ktrma, bask, skma; (mec.)
aaçlar budamak; (ky) yak- manivela mesnedi,
nndan gitmek ya da izle- press/ö -öre gçf bastrmak,
mek, dorultusunda seyret- sktrmak.
mek; tazyik etmek, bastr- press/us ynio. premö .s. (v
mak, oturmak, oturtmak, lup ) özlü, veciz, dikkatli, ke-
üzerinde durmak; uzanmak; sin; ack, yaln, süssiiz: (adm)
örtmek, gizlemek, kapayp yava; (ses) belirli, tane tane
gizlemek, gömmek, - ile ka- söylenen, anlalr, -e z. özlü
pamak, donatmak; ezerek bi- olarak, kusursuz bir biçimde,
çimlendirmek, yapmak; al- yaln olarak.
çaltmak, küçültmek, saygn- press/us -us er. bastrma, s-
ln bozmak, deerden dü- ktrma.
ürmek; ezmek, kahretmek, prest/er -eri er. deniz hortu-
manen çöktermek, yenmek; mu.
baskn çkmak, üstün olmak; pretiös/us s. çok deerli, pa-
geçmek, amak; yönetmek, hal; an; -e z. pahal bir bi-
hüküm sürmek; engel olmak, çimde.
durdurmak, men etmek, tut- pret/ium -î & iî cns. fiyat, de-
mak; tamir etmek, eski hali- er; kymet, servet, bedel; pa-
ne sokmak; üzerinde düün- ra, ücret, ödül; mögni -I in
celere dalmak, -iö deerli; operae e de-
prendo bak. prehendo er.
prensâti/ö -önis d. bir görev pr/ex -eci d. rica, niyaz, yal-
için oy toplama, halkn fikir- varma; dua; iyi dilek, temen-
lerini sorma, ricada bulun- ni; lanet.
)

pr 474 pri

Priom/us -î er. Troia kral; -dum birinci olarak, ilkin,


-eius s. -i d es -idae er. Pria* prîm/us s. ilk, birinci, bata
mos'un olu; -eis -eidis d gelen, en öndeki, uçtaki; en
Kassa ndra. eski;ba, balca, en üstün;
Priâp/us -î er. bahçeler ve be- -veniö gelecek olan ilk kii-
reketlilik tanrs, yim; -o mense ayn banda;
prîdem z. çok önce, uzun za- -Is digitls parmak uçlaryla;
mandr. -âs ogere yol gösterici rol
prldie z. önceki gün. oynamak; -5s dare ilk yeri
primaevus s. genç, taze, dinç, vermek; in -is ön hatta; özel-
prlmön/î -örum er. ç. birinci likle.

lejyon askerler. prlnc/eps -ipis s. ilk, birinci,


prfmârius s. ba, ana, balca, önde, ba, en seçkin ya da
birinci snf. yetkin, en soylu; er. impara-

primigenus s. özgün, orijinal, tor, en kdemli senatör (prin-


her eyin ilki. ceps senatus): önder, bakan,
primi pil âr /is -Is er. yüzba, en önemli ya da yetkili kii;
primipîl/us -i er. yüzba, yazar, yaratc, kurucu kii;
prîmiti/ae -örut d ç. ilk ye- lejyonun ar
silahl ikinci saf
miler, turfanda yemiler, askerlerinin komutan; ç.

prlmltus z. aslnda, aslen, öz- ikinci saf askerler ya da onla-


gün bir biçimde, nn yönetim merkezi,
prîmö z. ilk önce, önceden; il- prîncipâlis s. ba, özgün; il-
kin, ilk olarak, evvela, kel, en eski; ( mertebe me\'ki, ,

primord/ium -I & II cns. ba- itibar birinci, ba, asl; impa-

langç,köken, mene; -ia ratora ait.

rerum atomlar, prîncipat/us -us er. balan-


prmöris s. birinci, bata ge- gç, mebde; ilk ya da birinci
len, en öndeki; ucu; ana, ba, makam, bakanlk, egemen-
balca; er. ç. soylular; ( ask .) lik; bakomutan, hükümdar-
ön hat. lk, yönetim; bakomutanlk
primul/us s. en birinci, en ilk; mevkii; imparatorluk,
-um z. evvelâ, ilk önce, birin- prîncipiâlis s. balangçtan
ci olarak. gelen, özgün.
prmum z. evvelâ, ilk önce; bi- prîncip/ium -I & iî cns. ba-
rinci olarak; ilk kez; cum, langç, kaynak, mene; ç. ilk

ubi ut- derhal, hemen, olur ilkeler, kurumlar, unsurlar,


olmaz, yapar yapmaz; öeler; (ask.) ön saf; kamp ka-
quam~ mümkün olduunca; rargâh.
) )

pri 475 pro


pr/or -örfts (cni. -us) i. Önce- önünde; için, nedeniyle, -den
ki, eski, evvel, sabk; daha iyi, dolay, ( birisinin adna, uru-
yelenir, tercih olunur; er. ç. na, yerine, karlk olarak; gi-
atalar. bi, suretle, hemen hemen, ne-
prîsc/us s. önceki; eski, kadim, redeyse; göre, nazaran, oran-
lkel; eski moda; -e z. tam an- la, yetkisiyle, -den dolay, ne-
lamyla, kesinlikle, deniyle, binaen; -e© ac tpk,
prstinus 5. önceki, evvelki, es- gibi, olsa bile;-eö quod bu
ki; ilkel; özgün, aslî; düne ait. nedenden dolay; -eö quan-
prius z. önceden, evvelce, ön- tum, ut oranla, nazaran,
ce; eski zamanlarda; -<|u<m prö ünl. (hayret ya da üzüntü ifa-
önce, -den evvel, de eder) ya! eyvah, yazk!
prîvâtim z. kiisel, bireysel proögor/us -i er. Sicilya kent-
olarak, özel olarak, resmi ol- lerinde bayargç.
madan; evde. proavîtus s. atalara ait, ata-
prfvöti/ö -önis d. kaldrma, dan kalm.
ilga; yerini deitirme, nakil; proov/us -I er. biiyük-büyük
-den mahrum olma, yoksun baba; ata, ced..
olma. proböbili/s s. övgüye deer,
prlvötus s. resmi olmayan, ki- takdire layk; inanlr, güve-
i için özellii olan, bireysel, nilir, güvene layk; olc ,
kiisel, özel, hususi, mahrem; muhtemel; -ter . güvenilir
resmi olmayan; er. özel yurt- biçimde.
ta. probâbilit/as -ât is d. güveni-
Privern/um -* cns. eski Latin olma, inamlabilirlik,
lebilir
kenti; -ös -ûtss. inanlabilme; ihtimal, olas-
prîvlgn/a -oe d. üvey kz. lk, muhtemel olma,
prlvfgn/us -î er. üvey oul; ç. proböti/ö -önis d. uygun bul-
üvey çocuklar. ma, onama, onaylama, tas-
prTvileg/um -î & if cns. kii vip;deneme, deney, snama,
lehine ya da aleyhine yasa, denetim.
pr iv/ö -5 re -övi -ütüm gçf. proböt/or -Öris er. onayla-
yoksun klmak, soymak; ser- yan, tasvip eden,
best brakmak, azat etmek, probit/ös -ötis d. iyilik, güzel-
prîvus s. tek, bir, yalnz, ayr, lik, doruluk, düriistlük, na-

münferit; özel, kendinin: kii- musluluk, iffet.

sel, mahrem. prob/ö -öre -övf -ât um gçf.


prö z. (ut ve quam ile ) oranla, onaylamak, tasvip etmek,
nispeten, -e göre; edt. (dh. ile uygun bulmak; deer biç-
pro 476 pro
mek, kymet takdir etmek; procellösus s. frtnal,
önermek, salk vermek, tavsi- procer -is er. reis, bakan, soy-
ye etmek; göstermek, ispat et- lu kii, asilzade, prens.
mek, doruluunu sapta- procerit/as -fitis d. yüksek-
mak; -fi tu s s. güvenilir, gü- lik, uzunluk.
vene layk, kusursuz, mükem- procerus s. uzun, yüksek.
mel; kabul olunabilir, processi/$ -on s d. ilerleme,
makbul. ileri gitme, terakki,
probrösus s. az bozuk, kü- process/us -üs er. ilerleme,
fürbaz; utanç verici, rezil. ileri gitme, gelime,
probr/um -I cns. kötüye kul- pröcid/o -ere -I gf. öne ykl-
lanma, suistimal, ayp, ar, re- mak, dümek.
zalet, yüz karas, utanç; göz- procînct/us -üs er. hazr ol-

den düme; alçaklk, enaat, ma (eylem için),


iffetsizlik, iftira. pröclömöt/or -ör is er. ba-
proh/us s. iyi, yetkin, mükem- rarak sat yapan kimse,
mel, kusursuz: dürüst, hilesiz, proclâm/ö -fire gf. haykr-
doru sözlü, açk kalpli, na- mak, barmak,
muslu; -e z. hakkyla, lay- proclîn/ö -öre gçf. kvrmak,
kyla, uygun biçimde, doru bükmek, emek: -ötus s. sen-
olarak; tamamen; baarl, deleyen, sallanan,
iyi yaplm. pröclfv/is -us s. inili, meyilli,
procficit/âs -fitis d. tedbirsiz- dik; (akl) yatkn, eilgen, mü-
lik, ihtiyatszlk. temayil, meyyal, gönüllü, is-
proc/âx -öcis s. cesur, gözü- tekli; ( hareket ) kolay; in -I ko-

pek, cüretkâr, ar, müfrit, lay; -e z. aa doru; kolay-


küstah, terbiyesiz, arsz: lkla.
-ficiler z. küstahça, cü- prficlîvit/âs -fitis d. inme,
retkârca, ini, meyil; eilim,
proc/edö -Sdere -essî essum proclfvus bak. proclîvîs
gf ileri gitmek, ilerlemek; d- Procn/e -es d. krlangca dö-
ar çkmak, meydana çk- nüen, Tereus'un kans; kr-
mak, kendini göstermek, gö- langç.
rünmek; (mec.) (zaman) sür- procönsul -s er. bir eyaletin
mek, devam etmek; (olaylar) valisi; yüksek komutan, süre-
olmak, sonuçlanmak; baar- sini tamamlam consul (pro
l olmak. consul), prokonsül.
procell/a -ae d. kasrga, bora, proconsulöris s. prokonsüle
frtna; (ask.) görev, vazife. ait, sabk Consul'e ait.
pro 477 pro
pröcönsulöt/us -üs er. pro- pröcürât/or -oris er. yöneti-
konsüllük. ci, maliye memuru; (eyalet)

pröcröstinöti/ö -on i* d. sü- vali.


rüncemede brakma; ertele- procörötr/fx -îcis d. müreb-
me. biye, kadn koruyucu ya da
pröcröstin/ö -üre gçf. gün- hami.
den güne geciktirmek, pröcûr/ö -öre -övî -otum
procreöti/ö -on i s d. vücudû gçf. bakmak; korumak; yö-

getirme, tenasül, hasl etme, netmek; kefaret etmek; gf.


üretme, tevlit etme, maliye memuru olmak (pro-
procreât/or -oris er. yaratc, curator).
ebeveyn. pröcu/rro -rrere -currf Sr

pröcreötr/fx -Icis d. anne, rrî-rsum gf. ileriye doru


procre/ö -öre gçf. dourmak, komak; çknt yapmak, ç-
vücuda getirmek, hasl et- knt tekil etmek, frlak ol-
mek, üretmek; (mec.) istihsal mak: (bitki) erimek: (para)
etmek, yapmak, nedrn ol- çoalmak, artmak: ilerlemek,
mak, mucip olmak, ileri gitmek.
pröcresc/ö -ere gf. üretilmek, pröcursöti/ö -önis d. (ask.)

büyümek, olgunlamak. çk hareketi, huruç; saldn,


Procrflst/es -ae er. kurbanla- hücum.
rna yatakta ikence eden At- pröcursöt/ores -öris er. ç.

tika'l ekiya. hafif çarpmaya katlanlar,


pröcub/ö -öre gf. yere uzan- ava birlikler.
mak. pröcurs/ö -öre gf. sk sk hafif
pröcu/do -dere -di -sum gçf. çarpma yapmak, kuatma
demiri ocakta kzdrp ile- srasnda çk
saldns yap-
mek ya da dövmek; üretmek, mak.
procul z. uzakta, uzak bir yer- pröcurs/us -üs er. ileriye do-
de, uzak, uzaktan, ru komak, saldn, hücum,
pröculc/ö -öre gçf. ayak al- hamle, çk saldns.
tnda çinemek, pröcurvus s. ileriye doru kv-
pröcu/mbö -mbere -buî nlm, eri, çarpk, bükük;
-bitum gf. ileri eilmek ya dolanbaçl.
da dayanmak, üzerine eil- pröc/us -I er. soylu kimse.
mek; batmak, yklmak, çök- proc/us -I er. ak, evlilie ta-
mek. lip erkek.
pröcürött/ö -önis d. yöne- Procy/ön -önis er. Büyük Kö-
tim, idare; (din) kefaret. pek buramdaki yldzdan ön-
)

pro 478 pro


ce yükselen bir yldz, ymlamak; ihanet etmek, ele
prödeombul/ö -öre gf yürü' vermek, vazgeçmek, teslim
yü için dan çkmak, yürü- olmak; {gelenek ) kuaktan ku-
yüe çkmak. aa devretmek.
pröd/eö -»re -iî -itum gf. çk' prödoc/eo -ere gçf vazetmek,
mak, yerinden ya da kapdan öreterek göstermek, ( bir ey/)
çkmak, ortaya çkmak; ( bit- tekrar ede ede birinin kafas-
ki çkmak, büyümek, sür- na sokmak ya da alamak.
mek; gözükmek, görünmek, prödrom/us -I er. haberci,
belirmek; ileri gitmek, ilerle- müjdeci.
mek; frlamak, pröd/ucö -ucere -üxf
prödesse m s. prosum -uçtum gçf ileri sürmek, ile-

pröd/îcö -çere -îxl -ictum rigötürmek ya da sevketmek;


gçf. atamak, tayin etmek; er- ortaya atmak, meydana ç-
telemek, tehir etmek, karmak, göz önüne sermek;
prödictât/or -öris er. dikta- refakat etmek, eslik etmek,
tör yardm as. sürdürmek; sürüklemek;
prodigenti/a -ae d. bolluk, uzatmak; yaymak; ( oyuncu-
müsriflik, israf. luk) rolünü yapmak, sahnede
prödigiöliter z. garip bir bi- oynamak, canlandrmak;
çimde, doal olmayarak, (çocuk) babas olmak, vücuda
prödigiösus s. doaya aykr, getirmek, tevlit etmek; yeti-
tabii olmayan, yapay; garip, tirmek, büyütmek; (gerçek )
acayip, artc, gün na çkarmak; (yeni-
prödig/ium -î & iî cns. lik)sunmak; (rütbe) yükselt-
kehânet iareti, olaanüstü mek; (köle) sata çkartmak;
iaret, alamet; doaya aykr (zaman) uzatmak, sürünce-
olgu, olay; hilkat garibesi, mede brakmak, tehir etmek,
ucube. geciktirmek; (aaç) yetitir-
pröd/igo -tgere -egî mek: (sesli harf) uzatmak;
-öctum gçf. bo yere harca- yapmak, meydana getirmek,
mak, israf etmek, üretmek; -i belli etmek, gös-
prödig/us s. harap eden; müs- termek, açavurmak; yük-
rif, savurgan; cömert,
eli açk, seltmek, eitmek; düünmek
âlicenap; -« tutumsuzca,
z. tasarlamak.
an olarak, abartyla, pröducti/ö -ön i s d. uzatma.
prod/ö -ere -idi -itum gçf. pröduct/ö -öre gçf uzatmak,
meydana getirmek, hâsl et- uzun uzadya söylemek; ara-
mek, üretmek: tantmak, ya- sna girmek, müdahale et-
pro 479 pro
mek. professi/5 -önis d. ilan, bildi-

pröduct/us gedo. produco s. ri; kamuya ait kaytlann tu-


uzatlm, uzun; -e z. uzun, tulduu sicil defteri; meslek,
proegmen/ot -î cns. tercih sanat, ikolu.
edilen ey. profess/or -öris er. öretmen,
proeliöt/or -Öris er. savaç, professörius s. yetkili,
proeli/or -örf -üt us gf sa- professus geo. profiteor
vamak, kavga etmek, dövü- profests s. tatil olmayan; ça-
mek, savaa katlmak, lmayla ilgili, öz. günler (ça-
proel/ium -î & il cns. sava, lma günleri).
çekime, ihtilaf. pröf/Iciö -içere -ecî -eetum
profân/o -öre gçf. kutsal bir gf. ilerlemek, ileri gitmek; te-

eye kar saygszlk etmek, rakki etmek, kâr getirmek;


profânus s. kutsal olmayan, yararl olmak.
baya, âdi; zndk; uursuz, prof/icîscor -icîscî -eetus
profötus gen. profor gf. yola çkmak; meydana ge-
profeeti/ö -önis d. çk; kay- tirmek; ileri gitmek, ilerle-

nak. mek.
profectö z. gerçekten, elbette, prof/iteor -iteri -essus gçf.
tabii. bildirmek, ilan etmek, beyan
profeetus geo. proficîscor etmek; itiraf etmek, açkça
pröfectus gedo. pröficiö söylemek; resmen bildirmek,
pröfect/us -us er. büyüme, (ad, mülk, i) iadesini resmen
gelime, inkiaf, ilerleme, ile- beyan etmek; söz vermek, va-
ri gidi; kâr, kazanç, at etmek, gönüllü olarak
prö/ferö -ferre -tulî -lâtum önermek, sunmak,
gçf. ileri sürmek, ortaya at- pröfligöt/or -öris er. müsrif,
mak; meydana getirmek, mirasyedi (kimse),
hâsl etmek; ortaya çkar- pröflig/ö -öre -övî -otum
mak, göz önüne sermek; gçf. yere vurmak; harap et-

uzatmak, yaymak, büyült- mek. mahvetmek, ykmak,


mek, geniletmek; (süre) uzat- devirmek; hemen hemen so-
mak, sürdürmek, ertelemek, nu erdirmek: alçaltmak, tezlil

tehir etmek; (örnek) zikret- etmek; -ötus s. ahlaksz, çap-


mek, aktarmak; (bilgi) aça kn, sefih.
vurmak, ifa etmek; pedem- pröfl/ö -öre gçf. ileriye doru
ileri gitmek, ilerlemek; si- üflemek, danya doru solu-
gna- ileri götürmek, terakki mak, hohlamak.
etmek. pröfJu/ens -entis ./um.or.
pro 480 pro
pröfluö s. oka, selis, beli, zürriyet, nesep, soy, döl, so-
belagatl; d. akarsu; -enter z. yundan ya da ahfadndan
kolaylkla, kolayca, olanlar.
pröfluenti/a -ae d. ifade düz- progevtit/or -ör is er. ata, soy,
günlüü, akalk, selâset, be- sop.
lagat. prög/ignö -enuî
-ignere
pröflu/ö -ere -xl gf ileriye -enitum babas olmak,
gçf.

akmak, tamak; (mec.) ileri vücuda getirmek, meydana


gitmek, ilerlemek, getirmek, ürün vermek,
pröfluv/ium -î & il cns. ak, prögnötus 5. domu, bir aile-
akma. den ya da bir soydan gelmi;
prof/or -ör î -ât us gf. konu- er. oul, torun, hafit.

mak, ifade etmek, Progne bak. Proc ne


prof/ugiö -ugere -ugl gf prognöstic/a -ör i s cns. ç. ha-
kaçmak, firar etmek- sn- vaya ait iaretler,
mak; gçf -den kaçmak, prögre/dior -di -ssus gf ileri
profugus s. kaçak, kaçkn, fi- gitmek, ilerlemek: çkmak,
rari; sürgün; göçebe, aynlmak.
pröfui gç. prösum prögress/ö -ön i s d. ilerleme,
prof/undö -undere -ödî ileri gitme, terakki, art, ar-

-usum gçf dökmek, akt- tm; (ret.) ifadelerin aama


mak; meydana getirmek, ha- kaydederek vardklan en
sl etmek, üretmek; yere ser- yüksek nokta.
mek, yere ykmak; israf et- prögressus geo. prögredior
mek, bo yere harcamak, prögress/us -us er. ilerleme,
profundus s. derin, geni, en- ilerleyi, terakki; (olaylar) in-
gin, vâsi, yüksek: (mec.) çok kiaf.
bilgili; lml olmayan, itidal- pröh bak. prö ünl.
siz; cns. denizin derinlikleri, prohib/eö -öre -uî -itum
derinlik; deniz; ( komedi) mi- gçf. engellemek, mani olmak,

de anlamnda dipsiz kuyu, önlemek; uzak durmak, uzak


profüs/us gedo. profundö s. tutmak, korumak; menet-
savurgan, müsrif; fazla, ifrat, mek, yasaklamak,
am;-ö z. düzensiz olarak, prohibiti/ö -öns d. yasakla-
prögener -I er. büyük kz evla- ma.
dn kocas. prö/iciö -içere -iecl
prögener/ö -âre gçf. babas -iectum gçf. ileriye doru at-
olmak, vücuda getirmek, mak, frlatmak: sürgün et-

progeni/es -el d. kuak, nesil, mek, kovmak; (yap) proje


pro 481 pro
yapmak, tasarmlamak; uzama; erteleme, tehir; kant
(mec.) atmak, skartaya çkar- gösterme; zikretme, anma.
mak, bertaraf etmek, vazgeç- prölSt/5 -Öre gçf. uzatmak,
mek, feragat etmek; yüzüstü yaymak; ertelemek, tehir et-
brakmak, terk etmek; (söz- mek.
cükler) azndan kaçrmak; prölâtus gedo. pröfero
( zaman ) sonraya brakmak, prölect/ö -üre gçf. ayartmak,
ertelemek; se- hzla komak, cezbetmek; mevtun etmek;
frlamak, tehlikeye komak; götürmek.
ileri

yüzüstü kapaklanmak, pröl/es -is d. mahsul, ube,


pröiecti/ö -ön i s d. ileriye ahfad, zürriyet, döl; evlatlar;
doru frlatma. soy, kuak, torunlar,
pröiectus gedo. pröiciö s. ç- pröletâr/ius -î & iî er. prole-
kntl, frlak olan; yüzüko- tarya, çocuklanndan baka
yun yatm, yere uzanm; al- bir mal olmayan, Roma'daki
çak, sefil, aalk, yararsz; en alt snf.
üzgün, kederli; dükün, müp- pröli/ciö -çere -xJ gçf. ayart-
tela. mak, tevik etmek, tahrik et-
pr5iect/us -üs er. çknt, mek.
proinde, proin z. sonuç ola- prölix/us s. uzun, geni, yay-
rak, bu nedenle, binaena- gn; (kii) açk düünceli, cö-
leyh, bu yüzden, bundan do- mert; (koullar) uygun; ~e z.
lay, onun için, gibi, mebzulen, bol bol; isteyerek,
pröla/bor -bf -psus gf. kay- prölog/us -I er. balangç, gi-
mak, ileriye doru hareket et- ri, önsöz.
mek; aayadümek; kapak- pröiol/quor -qui -cütus gçf
lanmak, yuvarlanmak; ya- açkça söylemek, yüksek sesle
vaça, süzülerek gidrvermek; söylemek, ifade etmek, anlat-
(mec.) devam etmek, ilerle- mak, bildirmek; (din) gelecei
mek; (bir eye) varmak, kapl- bildirmek.
mak; savuuvermek, azn- prölub/ium -î & iî as. ei-
dan kaçrmak; bitkinlemek, lim, meyil; arzu, zevk,
tükenmek, yanlmak; çök- prölü/dö -dere -sî -sum gf.
mek, inkiraz bulmak, ykl- yapmak, icra etmek,
mak. pröl/uö -uere -uî -ütüm gçf.
jrölâps/ö -Ön is d. düme, sürüp götürmek, dar at-
koyma, sürçme. mak, kovmak; alp götür-
prölâpsus geo. prölabor mek; slatmak, ykamak; ta-
pröloti/ö -onis d. uzatma, mak, suya bomak.
pro 482 pro
pr5lüsi/ö -ön is d. balangç, pröm/ittö -ittere -isi
giri, prelüd. -îssum gçf. gelimesini sa-
pröluvi/es -el d. sel, takn, lamak; söz vermek, taahhüt
tufan, seylap; pislik, kir, süp- etmek.
rüntü. pr om/ö -ere -ps -ptum gçf.
prömer/eö -ire -uî prö- meydana çkarmak, meyda-
mer/eor -eri -itus gçf. hak na koymak, ortaya çkar-
kazanmak, layk olmak, ka- mak, göz önüne sermek, be-
zanmak, edinmek, hak et- lirtmek; açmak, ifa etmek,
mek. prömont- bak. prömunt-
promerit/um -î en s. hak et- prömöt/us gedo. prömoueö
me, liyakat; suç, mücrimlik. cns. ç. yelenen eyler, terdh
Prometh/eus eos er.
-eî & olunur eyler.
atei tanrlardan çalan yan pröm/oveö -övere -övl
tanr; -e us s. -otum gçf. ileri doru hare-
prÖmîn/ens -eriti z. Ç. ket etmek, ilerlemek; büyült-
promineo s. çkntl, ileriye mek, geniletmek; ertelemek,
frlam; cns. denize uzanan tehir etmek; açmak, ifa et-
çknt, burun, mahmuz, da- mek.
n ovaya uzanan bumu, prömpsî gç. prömo
da çknts. prömpt/ö -öre gçf. datmak,
promin/eö -ere -ul gf. çknt tevzi etmek, yaymak,
halinde dan frlam ol- prömptü dh. er. n- yakn, ya-

mak, sarkmak; uzatmak, nnda, el altnda, hazr;


yaymak, geniletmek. aikâr, açk, apaçk, besbelli;
promisc/am -e -ue z. rastge- göze çarpan; kolay,
le, tefrik etmeyerek. prömpt/us gedo. prömö s.

prömiscuus (prömîscus) s. yakn, yannda, el altnda,


geliigüzel, rastgele, ortakla- hazr; -e z. açk olarak, ser-
a; sradan; herkese açk. bestçe; kolaylkla, kolayca,
prömls gç. promittö rahat rahat.
promissi/ö -onis d. söz, vaat, prömu 9 öti/ö -önis d. res-
taahhüt. men ilan etme, duyurma,
prömiss/ör -ör is er. söz ve- neretme.
ren, vaat eden. prömulg/ö -öre -övf -ötum
prömiss/um -i cns. söz, vaat gçf. yaymlamak, ilan etmek,

taahhüt. açkça duyurmak,


promissus gedo. promittö s. prömuls/is -idis d. çerez, me-
uzun, aaya sarkan. ze, Romallarn ziyafetlerin-
pro 483 pro
de ilk sunduklar yiyecekler. len; ba eik, aa doru;
promuntur/ium -I & il cns. batan; (mec.) meyleden, isti-

karann denize uzanan çkn- datl, uygun, elverili; kolay,


ts, burun; dan çknts, prooem/ium -i & il cns. ba-
ovadaki uzants, dalk bu- langç, giri; önsöz; (tyt. ve
run, srt. muz.) önoyun, prelüd, uver-
pröm/us -I er. kilerci, ba er- tür, perev.
kek hizmetkar, kethüda, ba propâgâti/ö -ön is d. yayma,
uak. neir, datma, yaylma, sira-
prömütuus s. peinen ödünç yet; çoaltma, büyütme,
verilmi; istikraz edilmi. propâgöt/or -oris er. genile-
pronep/os -öt is er. büyük to- tici, yayc, çoaltan kimse,

run. propâg/ö -âre -âvî -otum


pronoe/a -ae d. ilahi takdir, gçf. yaymak, datmak, ne-
tann inayeti. retmek; (soy) kuaklar yoluy-
prönöm/en -Inis cns. (dlb.) la sürmek, kaltm yoluyla
adl, zamir. geçirmek.
prönub/a -ae d. düünlerde propâg/ö -ini d. dikilecek fi-
geline ait hazrl düzenle- dan; daldnnahk dal; filiz;
mekle görevli sadç kadn; dal sürgünü; (insan) zürriyet,
öz.Juno'nun bir sfat. döl, ahfad; rk, soy; nesep, ku-
prönüntiâti/o -ön is d. ilan, ak; allaf, gelecek kuaklar,
bildiri, takrir, beyanname, evlatlar.
tebli, ihbarname; (ret.) ko- pröpolom z. açkça, açktan
numa tarz; ( mantk ) öner- aça, bilindii gibi,
me, kaziye. pröpotul/us s. açk, önü açk
prönBntiöt/or -oris er. anla- olan, kapal olmayan; -um
tc, öykücü. -I cns. apk alan,
prönünti/ö -öre -âvî -ât um prope z. (ki. propius, üd. pro-
gçf. açkça bildirmek, alenen xime) yakn; hemen hemen,
beyan etmek, ilan etmek, ha- n erdeyse; edt. (ih. ile) yakn,
ber vermek; nakletmek, yaknnda, -dan uzakta de-
hikâye etmek, söylev vermek; il.
söylemek, anlatmak; aday propediem z. çok geçmeden,
göstermek; -otum -âti cns. pek yaknda.
adl, zamir. pröp/ellö -«lere -ulî
prönur/us -fls d. kz torunun -ulsum gçf sürmek, gütmek,
ei. sürmek ya da itmek, tep-
ileri

prönus s. eilimli, meyilli; ei- mek, sevketmek; kovmak, de-


pro 484 pro
fetmek, sürüp uzaklatrmak, kadehi bakasna geçirmek.
yaklatrmamak, uzak tut- propinqut/ös -ötis s. yakn-
mak. lk, akrabalk, hsmlk, dost-
propemod/um -o z. hemen luk.
hemen, neredeyse. propinqu/ö -öre gf. yaklatr-
pröp/endeo -endere -endi mak, yakna getirmek; gçf.
-insum sarkmak/ asl-
gf. acele ettirmek, hzlandrmak.
mak, asl durmak; daha ar propinquus s. yakn, komu;
gelmek; (mec.) baskn gel- ilgisi olan, akraba; er. d. ili-
mek, üstün olmak; istekli ol- ki, bant, alaka; cns. kom-
mak, eilimli olmak. uluk.
pröpensi/ö -onis d. eilim, propi/or -öris s. daha yakn;
meyil, temayül, istek. daha yakndan ilgili, daha
propens/us s. eilimli, meyil- benzer; (zaman) daha yakn-
li; istekli; -e z. isteyerek, seve larda; -us z. daha yakn bi-
seve. çimde, daha yaknnda ola-
*
properonter z. aceleyle, tela- rak.
la. çarçabuk. proplti/ö -öre gçf. yattr-
properanti/a -oe d. acele, mak, teskin etmek.
hz, sürat, tela. propitius s. uygun, elverili,
properöti/ö -ön is d. acele, müsait, münasip; cana ya-
hz, sürat, tela. kn, zarif.
properip>{es -edi 5. hzl ko- propöl/a -oe d. perakende sa-
an, ayana tez. tan kimse.
proper/ö -ere -övî -otum pröpollu/ö -ere gçf. kirlet-

gçf. acele ettirmek, hz ver- mek, pisletmek.


mek, tacil etmek, aceleyle pröp/önö -önere -osuf
yapmak; gf. acele etmek, ace- -ositum gçf. öne koymak,
leyle gitmek, komak; -ötus öne sürmek, ileri sürmek, gö-
s. hzl, süratli, çabuk; -oto z. zönüne sermek, tehir etmek;
çabukça, çarçabuk. (mec.) önermek, tasavvur ve
Propert/ius -i er. Latin elegia tahayyül etmek, idrak etmek,
airi. kavramak; göstermek, iaret
proper/us s. çabuk, seri, hzl, etmek, ilan etmek, beyan et-
tez, süratli, acele eden; -« z. mek, ifade etmek, anlatmak,
çarçabuk, çabuk bir biçimde. nakletmek, söylemek, önce-
pröpexus s. öne taranm. den zikretmek, neretmek,
propfn/o -öre gçf. salna yaynlamak; arzetmek, sun-
içmek, kadeh tokuturmak; mak, önermek, sat için ser-
) )

pro 485 pro


gilemek; niyet etmek, murad sra; için, -den dolay, yüzün-
etmek, zihninde kurmak, tas- den, sebebinden; amalyla,
mim etmek, karar vermek, vastasyla.
belirlemek, tasanmlamak; proptereâ z. bu yüzden, bun-
maruz brakmak; ( mantk ilk dan dolay, bu sebepten dola-
terimi ifade etmek; ante y-
oculös- dülemek, tasavvur propud/ium -I & il cns. utanç

etmek. verici hareket; hain ya da ca-


Propont/is -idis & idos d. ni kimse.
(mod.) Marmara Denizi; pröpugnöcul/um -I cns. si-

-acus s. per, istihkâm, kule; savun-


pröporrö z. bundan baka, ay- ma.
nca, tümüyle, bütün bütün. pröpugnöti/ö -önis d. sa-
pröporti/ö -ön i s d. karla- vunma.
trmal oran, orant, tenasüp, pröpugnöt/or -oris er. koru-
tenazur, simetri, bakm; yucu kimse, savunan kimse,
analoji, antrma; benzerlik. mücadeleci kimse, mübariz.
pröpositi/ö -önis d. teklif et- pröpugn/ö -öre gf. yarma
me, önerme, sunu, takdim; harekât yapmak, huruç et-
amaç, erek; karar belirleme, mek; savunma sava yap-
her çeit öneri; ana tema, ko- mak.
nu; mantk ilk terim.
( pröpulsöti/ö -önis d. geriye
pröpraet/or -oris er. Ro- atma, püskürtme, defetme,
ma'da Cumhuriyet dönemin- kovma, saldny tard etmek,
de eyalet valisi ya da vali yar- pröpuls/ö -öre -övf -öt um
dmcs. gçf. defetmek, geriye atmak,

propriet/âs -âti s d. özellik, püskürtmek, baka yöne çe-


hususiyet, mülkiyet, mülk. virmek, men etmek,
proprîtim z. uygun biçimde, pröpulsus gedo. pröpellö
hakkyla. Propylae/a -ör um cns. ç. Ati-
propri/us 5. kendine özgü, na'da Akropolis’in girii,
kendinin; özel; kiisel, karak- prö quaestöre er. Roma'da
teristik, tipik; sürekli, daimi; yüksek bir devlet memurlu-
(sözcükler) kelimesi kelimesi- u; quoestor yardmcs.
ne, kurall; -e uygun biçim- z. pröquam ba. göre, aynen,
de, tam anlamyla; özellikle, prör/a -ae d. geminin ba,
özel olarak. pruva; gemi.
propter yakn, yannda; edf.
z. prörep/ö -ere -si -t um gf.
(h. ile ) yakn, yannda, yan gizli gizli synlmuk; sürün-
pro 486 pro
mek, sürünerek yürümek. gf ileri doru hzla yürümek
pröret/o -ue er. pruvada du- ya da komak.
ran gözcü tayfa. pröruptus gedo. prörumpö
prör/eus -eî er. pruvada du- prösapi/a -ae d. soy, kuak,
ran gözcü tayfa. nesil, rk, aile.
prör/piö -ipere -ipul proscaen/ium -f Sr iî cns. ak-
-eptum gçf uzatmak, uza- törlerin göründüü sahne
mak; aceleyle uzaklamak; önü.
se- frlayp çkmak, koarak proscî/ndö -ndere -d
uzaklamak. -ssum gçf sabanla topra
prörogâti/o -önis d. uzatma, ilemek, saban sürmek;
tevsi,temil etme, genilet- ( mec.) sövmek, yermek,

me, büyütme; sonraya brak- pröscrl/bö -bere -psî -pturt


ma, erteleme. gçf yazl olarak yaymla-
prörog/o -öre -övl -öt um mak; ilan etmek, bildirmek;
gçf. uzatmak, büyütmek, tev- müsadere etmek, haczetmek,
si, temil etmek; temdit et- müsadere etmek; yasakla-
mek; sürdürmek; sonraya b- mak, memnu klmak, yasad-
rakmak, ertelemek, tehir et- ilan etmek, yasa himaye-
mek. sinden yoksun kalmak.
prorsum z. ileri doru, ileri, pröscrîpt/ö -önis d. bildiri;
doru; tamamen, kesin ola- yasaklama, yasad ilan et-
rak. me, müsadere etme,
prörsus z. ileri doru, ileri, pröscrîptur/iö -îre gf yasal
doru; tamamen, kesin ola- cezalara özlem duymak,
rak; ksaca. pröscrîptus gedo. pröscrîbo
prör/umpö -umpere -Gpi er. yasad kimse,
-uptum gçf. ileriye doru at- prösec/ö -öre -uf -tu m gçf
mak, frlatmak, ileri doru kurban ) kesmek,
(J

yollamak; ( ecil ileri


.)doru prösemin/ö -öre gçf. tohum
atlmak; zuhur etmek, pat-
gf. ekmek, saçmak, serpmek,
lak vermek, ileri frlamak; dikmek; tohum yoluyla; ço-
kendini görünür klmak. altmak, arttrmak, sürdür-
pröru/ö -ere -î -t gçf. aa- m mek.
doru frlatmak ya da at- prös/entiö -entîre -en si gçf
mak, hzla yere frlatmak, önceden görmek, alglamak,
yrtp koparmak, aaya
çek- pröse/guor -gu -cütus gçf
mek, ykmak, tahrip etmek, beraber olmak, refakat et-
devirmek, alt etmek, yenmek; mek, elik etmek; kovala-
. )

pro 487 pro


mak izlemek, saldrmak; e-
#
bolluk, refah, bayndrlk,
duymak, (i/e) onur duy-
ref prosper/ö -«re gçf baanl
mak; ( sözcükler) türemek, sür- klmak, bollua ya da refaha
mek. kavuturmak,
Proserpn/a -oe d Proserpi- prosperus bük. prosper
ne, Çere s' in km ve Plüto'nun prospicienti/a -oe d. tedbir,
kans. ihtiyat, sagörü, basiret,
proseuch/a -oe d. dua edenin prösp/icio -içere -exî
ya da yalvaran, niyaz edenin -ectum gf. gözetmek, gözle-
bulunduu yer. mek; önlem almak; gçf uzak-
pr5$il/iö -îrc -ul gf. ileriye tan görmek, seçmek, farket-
atlmak, üstüne atlmak, ile- mek, sezmek, ayrdetmek; gö-
riye sçramak; ileri frlamak, zetlemek, tarassut etmek; ile-

fkrmak. bakmak, darya bak-


riye
prösocer -I er. zevcenin bü- mak, bakmak, görmek; man-
yükbabas. zaraya egemen olmak,
pröspect/ö -«re gçf. ileriye pröst/erno- -emere -rövl
bakmak, dan bakmak, (biri- -rotum gçf yere sermek, ye-
ne, bir eye) bakmak, seyret- re ykmak, yere düürmek;
mek, görmek, gözlerini dik- ykmak, düürmek, harap et-
mek; uzaktan bakmak; (mec.) mek, viran etmek; se- yüzüs-
beklemek, ummak; (yer) -e tü kapaklanmak, baylp yere
bakmak, nazr olmak. yklmak: kendini küçültmek,
prospectus yedo. pröspiciö prostibul/um -i cns. fahie,
pröspect/us -üs er. görüntü, orospu.
manzara, görünüm, görü prostit/uö -uere -u -ütüm
alan; (mec.) gözlerini dikme; gçf satla çkarmak, fuhua
görme yetenei; görü mesa- vermek.
fesi. prost/ö -öre -iti gf satlk ol-
prospecul/or -or gf. gözet- mak; kendini fuhua vermek,
mek, keif yapmak, aratr- fahie olmak.
mak, aranrma yapmak; gçf prostrotus gedo. prosterno
beklemek, yolunu gözlemek. prösubig/ö -ere gçf. kazp ç-
prosper prosper/us s. uygun, karmak.
elverili, talihli, bahtiyar, bol- prö/sum -desse -fu gf (eh.
luk ya da refah içinde; baan- ile yararl olmak, iyilii do-
I; -€ z. kunmak.
prosperit/Ös -ofis d. iyi talih, Prötagor/âs -ae er. Abdera'l
bahtiyarlk, baar, iyi sonuç, ünlü sofist.
)

pro 488 pro


prötictus gedo. prötegö men, derhal, gecikmeden.
prot/ego -eere
-5x1 protoll/Ö -ere gçf ileriye do-
-«ctum gçf. üstünü kapa- ru uzatmak; geciktirmek, te-
mak ya da örtmek, çatyla hir etmek, baka vakte brak-
kaplamak; ( mec.) korumak, mak.
muhafaza etmek, siper ol- protractus gedo. prötrahd
mak. protra/hö -here -x! -ctum
prötel/ö -âre gçf. ileri sür- gçf ileriye doru sürüklemek;
mek, sürüp uzaklatrmak, uzatmak; günna çkar-
kaçrtmak, kovmak, defet- mak, aça vurmak, ifa et-

mek. mek.
prötel/um -I cns. sr sürüsü; protrîtus gedo. proterö
tevali, yerini alma, prötrü/dö -dere -sî -sum
proten/dö -dere -di -t um gçf ileriye doru itmek; erte-
gçf uzatmak, yaymak, geni- lemek, tehir etmek.
letmek, büyütmek, tevsi et- protulf gç. pröferö
mek, temil etmek, pröturb/Ö -öre -övf -ât um
protentus gedo. prötendâ gçf kovmak, itip kakmak;
prot/erö -erere -rîvî -rîtum ykmak, etmek, yenmek,
alt

gçf ayak altnda çinemek, prout ba. göre, tpk, aynen,


ezmek; ykmak, devirmek, alt prövectus gedo. pröveho s.

etmek. ilerlemi, ileri.

pröterr/eö -ere -uf -itum prâve/hö -here -xî -ctum


gçf. korkutup kaçrmak. gçf tamak, nakletmek, gö-
protervit/âs -ötis d. cüret, türmek; ilerletmek, ileri gö-
küstahlk. türmek; ( konuma uzatmak;
proterv/us s. an, müfrit, cü- (edl.) sürmek, ata binmek,
retkâr, atlgan, gözüpek, ar- yelken açmak.
sz, mank, küstah, ylk, pröv/e niö -enîre -5nf
edepsiz, yüzsüz; -e z. küstah- -entum gf. ortaya çkmak,
ça, cüretkârca; cesaretle. görünmek; zuhur etmek, do-
Prötesilâ/us -I er. Troia'da öl- mak, hasl olmak, çkmak,
dürülen ilk Akha'l; -eus s. gelimek, büyümek; devam
Pröt/eus -el & eos er. istedii etmek, ilerlemek; refaha er-

biçime giren deniz tannsi. mek, bollua kavumak, ba-


prothyme z. memnuniyetle, armak.
prötinam z. hemen, derhal, provent/us -ös er. büyüme,
prötinus z. öne, gelecee do- çoalma, artma; sonuç, se-
ru, ileri; sürekli, kesintisiz; he- mere, mutlu son ya da baa-
.

pro 489 pru


n. prövî/vö -vere -xi gf. yaa-
pröverb/ium -I &l cns. söz; mak, yaam sürmek, ömür
deyim, atasözü. sürmek.
prövid/ens -entis .zam. or. prövocötl/ö -onis d. meydan
prövideo s. basiretli, sadu- okuma; bavurma,
yulu; -enter z. önceden göre- prövocöt/or -ör is er. bir tür
rek. gladyatör.
prövidenti/a -oe d önceden prövoc/ö -öre -övî -otum
görme, saduyu, ihtiyat, ted- gçf. meydan okumak; neden

bir, basiret, önceden düün- olmak; gf. bavurmak,


me. prövol/ö -öre gf. dan uç-
prov/ideo dere -idî -istim mak, dan frlamak,
gf. ileriyi görmek; dikkatli ol- prövol/vö -vere -vî -ütüm
mak, tedarikli olmak; gçf. ön- gçf. öne doru yuvarlamak;
ceden görmek; bakmak, gö- ( edl .) aa dümek, yere dü-
zetmek; önlemek, önüne geç- mek, kendini alçaltmak ya
mek. da küçük görmek, yklmak;
prövidus s. önceden gören; $e- çamur vb.ne yatp yuvar-
tedbirli, ihtiyatl, saduyulu, lanmak.
basiretli. provom/ö -çre gçf. geirmek;
prövinci/o -ae d. görev, ödev, (az) püskürtmek.
eyalet. proxivne z. sonraki, ertesi, he-
prövinciölis s. eyalete ait, ta- men sonra; (zaman) hemen
raya ait; er. ç. taral. önce ya da sonra; (ih. ile) he-
provfsi/ö -önis d. öngörmek, men hemen, çok yakn, çok
saduyu, ihtiyat, tedbir, basi- benzer.
ret. proximit/ös -ötis d. yaknlk;
prövîs/ö -ere gf. gitmek ve yakn akrabalk; benzerlik.
görmek. proximus s. en yakn, bir son-
pr5vîs/or -ör is er. gelecei raki, hemen sonraki; (zaman)
anlayan kimse; önceden gö- önce, evvel, en son, mütea-
ren kimse; tedarik eden kim- kip, takip eden; en benzer, en
se, salayan kimse. yakn; er. en yakn akraba;
prövls/us gedo prövideö -o
. cns. komu.
z. ihtiyatl olarak, saduyuy- proxum bak. proxim-
la. prüd/ens -en ti s s. basiretli;
prövîs/us -üs er. ileriye bak- ilerisini gören, sagörülü; ha-
ma; önceden görme; sala- berdar, vakf; akll, tedbirli,
ma; ihtiyat, basiret, tedbir. ferasetli, bilge; ihtiyatl, dik-
pru 490 pub
katli; mahir, usta, deneyimli, psithius s. bir tür Grek arab.
bilgili, marifetli;-enter z. psittac/us -I er. papaan.
basiretle, sagörüyle, ihtiyat- psychomante/um -(îum) -î
la; maharetle, ustalkla. cns. ölülerle haberleerek fala
prOdenti/a -a e d. basiret, baklan yer.
sagörü, ihtiyat; teenni; bilgi, -pte (ahs zamirlerine taklan
pruîn/o -o e d. kra, bir vurgu taks) kendi, kendi-
pruînösus s. kra tutmu, k- sinin vs.
ral, don yemi, buz tut- ptisanâr/ium -I & il cns. sulu
mu. yulaf lapas.
prün/a -ae kor halindeki kö- Ptolemae/us -i er. Ptolemai-
mür. os, Msr krallannn ad;
prûnitius s. erik aaa odu- -eus, -us s.

nundan. püb/ets -entis s. ergen, eri-


prfin/um -î cns. erik, kin; (bitki) özlü, sulu.
prGn/us -I d. erik aaa. pübert/âs -âtis d. erkeklik; er-

prür/ö -re gf. kanmak, genlik belirtileri.

prytane/um - cns. Atina ve püb/es (pûber) -oris s. eri-


baz Grek sitelerindeki beledi- kin, ergin, reit; (bitki) ince
ye saray. tüylü.
prytan/is -is er. baz Grek püb/es -is d. ergenlik çanda
kentlerindeki belediye meclisi çkan kllar; gençlik, yetikin
üyesi. erkekler.
psall/o -«re gf. lir ya da ut çal- püb/esc5 -Sscere -ui gf. er-
mak. genlik çana erimek, erkek-
psaKer/ium -I & II cns. bir tür lie adm atmak, ergin ol-
ut. mak, olgunlamak; giydiril-
psaltri/a -ae d. kz müzikçi. mek.
psec/as -adis d. hanmefendi- püblicânus s. devlet vergi geli-
nin saçlarna koku süren kö- rine ait; er. tanm vergisi.
le. pGblicât/o -onis d. müsade-
psSphisma -Us cns. halkn re, haciz.
hükmü. pûblictus z. devlet gideri ola-
Pseudocat/ö -onis er. sahte rak;toplum hesabna, devlet
Cato. adna, halkn huzurunda,
psedomen/os -î er. sofistçe açkça, herkesin gözü önün-
tartma. de.
pseudothyr/um -I cns. arka public/ö -öre -âvf -otum
kap. gçf. müsadere etmek, haczet-
pub 491 Pu 9
mek; halka tehir etmek. puellul/a -ae d. küçük kz.
Pûblicol/a -ae er. Roma kon- puell/us - er. küçük olan.
sülü P. Valerius. puer -I er. olan çocuk; oul;
pûblic/us s. devlete ait, halka köle.
ait, umuma ait, genel, yay- puerîli/s s. olan çocuk gibi;

gn, er. kamu görevlisi; -um olan çocua ait; çocuksu;


-I cns. devlet geliri; devlet önemsiz, cüzî; -ter z. çocuk
arazisi; halk, ahali, umum; - gibi; çocukça.
o causa cinayet mahkemesi; pueriti/a (puertia) -ae d. ço-
r es -a devlet; de -ö toplum cukluk, gençlik.
hesabna; in -o açkça, her- puerper/ium -I & iî cns. ço-
kesin önünde; -e z. devlet cuk dourma.
adna, hesabna hep beraber, puerperus s. dourmak üzere
birlikte. olan, douran; d. lohusa ka-
Publ/ius -î er. Roma'l ad. dn.
pudendus s. ayp, utanç verici. puertia bak. pueritia
pud/ens -entis 5. utangaç, s- puerul/us -I er. küçük çocuk,
klgan, mahcup, alçakgönül- köle.
lü, mütevazi; -enter z. göste- pugil -is er. yumruk dövüçü-
risizce, tevazuyla. sü.
pud/et -ere -uit & tu m i est pugilât/iö -iöis d. -us -üs
gçf. (jz.) utanç verir, mahcup er. yumruk dövüü.
eder, Pugillâris s. elde tutulabilir;
pudibundus s. alçakgönüllü, er. ç., cns. ç. yaz tabletleri, ya-
mütevazi. z levhalan.
pudlciti/a -ae d. alçakgönül- pugiliâtörius s. yumrukla il-

lülük, tevazu, saflk, iffet. gili.

pudc/us s. alçakgönüllü, mü- pugi/Ö -önis er. bir çeit ka-


tevazi, iffetli, namuslu, saf; ma, hançer.
-e z. pugiuncul/us -I er. küçük
pud/or -ör is er. utanç, ar, hançer.
haya, hicap, ayp, iffet, al- pugn/a -ae d. kavga, dala,
çakgönüllülük, onur duygu- çarpma, sava.
su; gözden düme, rezalet, pugnâcit/ös -ât is d kavgaya
yüz karas. dükünlük.
puell/a -ae d. kz; sevgili, genç pugnâcul/um -I cns. is-

e. tihkâm, kale, hisar.


puellâris s. genç kz gibi, genç, pugnâtor -öris er. kavga eden
taze. kimse.
pug 492 pum
pugn/öx -öci s s. kavga dü- nin etli parças.
künü, saldrgan; inatç, dik pulpâment/um -I cns. hay-
kafal; -öciter z. saldrgan vanlann etli ksmlan, çok
bir biçimde. lezzetli parça, küçük ve lez-

pugneus s. yumrukla ilgili ya zetli lokma.


da ait. pulpit/um -I cns. tahta plat-
pugn/ö -öre -övf -otum gf. form, sahne.
savamak, kavga etmek; puls pultis d. yulaf lapas,
uyumamak, tartmak; mü- pulsâti/ö -onis d. vurma,
cadele etmek; secum- tutar- çarpma.
sz ulmnk; -ötum est sava puls/o -öre -övî -otum gçf
yapld. sert darbelerle vurmak, hr-
pugn/us -I er. yumruk, palamak, dövmek, çarpmak,
pulchellus s. epeyce az. pulsus gedo. peliö
pufch/er -rl s. güzel, ho, ya- puls/ us -ös er. iti, dürtü, dö-
kkl; parlak, görkemli, za- vü, darbe, vuru; dürtü, itici
rif; -re z. yetkin bir biçimde, güç.
mükemmelen; aferin! bravoj pultiphag/us -I er. lapa yiyen
pulchritüd/ö -ini d. güzel- kimse.
lik, seçkinlik, mümtaziyet. pult/ö -öre gçf. dövmek, vur-
pule/ium, puleg/ium -I & il mak, çarpmak, çalmak (ka-
cns. yarpuz, yaban fesleeni. p).
pül/ex —icis er. pire, pulvereus s. tozla ilgili, tozlu,
pullör/ius -1 fir iî er. kutsal ta- toz kadar ince; toz.
vuklan besleyen kimse, pulverulentus s. tozlu; kalkan
pullâtus s. karalar giymi, toz.

pullul/ö -öre gf. sürmek, filiz pulvill/us -I er. küçük yastk,


vermek. pulvfn/ar -öris cns. kutsal se-
pull/us -I er. hayvanlann gen- dir ya da döek; eref sediri,
ci; civciv. pulvîn/us -î er. yastk, min-
pullus 5. koyu gri; kederli, üz- der.
gün, mahzun, yasl; cns. koyu pulv/s -eri er. toz, pudra,
gri giysiler. kum; çaba, gayret.
pullvnent/ârium -örf & pu!viscul/us -î er. ince toz.

-öriî, -um -î cns. güzel tat, piim/ex -icis er. süngortn


lezzet, çeni; gda, besin, ta; kaya.
pulm/ö -onis er. akcier, pümiceus s. yumuak tatan
pulmöneus s. akcierlere ait. ya da ilgili.

pulp/o -ae d. hayvan gövdesi- pümic/ö -öre gçf süngerta-


)

pum 493 pus


yla düzgünletimek. çocuu.
pümili/Ö -önis er., d cüce, bo- . pürgâm/evt -ini cns. süprün-
dur hayvan ya da fidan, pig- tü, kir; kefaret arac.
me. pûrgâment/um -I cns. süp-
pünctim z. klcn ucuyla. rüntü, kir.

pQnct/um -î cns. uç, nokta; le- pürgöti/ö -ons d. temizleme,


ke, benek; oy, rey; (zaman) paklama; kendini hakl ç-
an; ( konuma ksa bölüm, karma, mazur gösterme.
püng/ö -ere pupugl punç- pürg/o -Öre -övî -öt um gçf.
tum gçf. delmek, ine sok- temizlemek, paklamak; temi-
mak, an gibi sokmak, bat- ze çkarmak, suçsuz çkar-
mak, içine ilemek, delip geç- mak, hakl çkarmak; münez-
mek; (mec.) cann skmak, zeh klmak.
kzdrmak. püriter z. temiz bir bipmde, te-
PGnicânus 5. Kartaca tarzn- mizce; lekesiz bir biçimde, saf
da. olarak.
püniceus s. krmzmtrak, er- purpur/a -oe d. bir tür kabuk-
guvani renk. lu deniz hayvan; erguvan,
PGnic/s s. Kartaca'hlara ait; lâl rengi, eflatun; eflatuni
eflatuni; -um -I cns. nar; -e renkte kuma; süs; krallk.
z. Kartaca'llara özgü tarzda, pürpurötus s. eflatuni renkte
pun/io (poeniö) -ire -lor giysi giyen; er. saray mensu-
-iri cezalandrmak; öc
gçf. bu.
almak, intikam almak. purpureus s. krmz, erguvan
pDniyt/or -oris er. intikama. renk, eflatun renk, kara; efla-
püp/a -<»e d. oyuncak bebek, tuni renkte giysi giyen kimse;
kukla.
püpull/a -ae d. yetim kz, ve-
parlak,
purpuriss/um
n yayan.
-I cns. bir tür
sayet altnda bulunan çocuk; allk.
(göz) bebek. pur/us s. açk, berrak, safl
püpullöris s. vesayet altndaki bozulmam, engelsiz ya da
çocua ait; yetime ait. katksz; saf, temiz; süssüz,
pGpull/us -î er. yetim, vesayet yaln; (ahlak) saf, iffetli; cns.
altndaki çocuk, açk gökyüzü; -€ z. temiz bir
pupp/s -Is d. geminin kç ta- biçimde, parlak bir biçimde;
raf; gemi, yaln olarak, katksz ola-
pupugî gç. pungö rak, kusursuzca, iffetli olarak.
pûpul/a -ae d. gözbebei. pös piiris cns. cerahat, irin;
pGpul/us -I er. küçük olan (mec.) kötülük.
pus 494 pyr
pusillus çok az; önemsiz, ky-
s. p5t/or -oris er. kötü koku,
deesiz.
metsiz, putre/facio -facere -feci
pusi/ö -ön is er. küçük olan -factum gçf. çürütmek; ha-
çocuk. rap etmek.
püstul/a -ae d. sivilce, kabar- putresc/ö -ere gf. çürümek,
ck, su toplama. .bozulmak, çürüyüp toz hali-
putam/en -ini cm. soyulmu ne gelmek, ufalanmak,
kabuk; (deniz) tarak kabuu; putridus s. çürümü, bozul-
ceviz, fndk vb.'nin d kabu- mu; solmu, kurumu,
u. putris bak. puter
putati/ö -onis d. budama, putu s s. katksz, halis,
putöt/or -oris er. budaya. put/us -I er. olan çocuk,
pute/al -âlis cns. kuyunun ya pyct/o -es ae er. yumruk dö-
da kutsal bir yerin çevresini vüçüsü.
saran alçak duvar, Pydn/a -ae d Makedonya'da
.

puteölis s. kuyuya ait. -aeus s.


kent;
put/eo -ere gf. pis kokmak, pyg/a -ae d. but, kalça, kç.
kokumak, taaffün etmek. Pygmaeus s. Orta Afrika zen-
Puteoli -orum er. ç. Canpania cisi, plgme.
kysnda kent; -ânus s. Pytad/5* -ae & is er. Ores-
put/ er, put/ris -ris s. çürük, tes'in arkada; -eus s.
bozuk, çürümü; çürüyen, ze- Pyl/ae -ör um d. ç. Thermopy-
val bulan; harap olan, gev- lai; -öicus s.

rek, sarkk, yumuak, gevek, Pyl/os -I d. Pylus, Peloponne-


pörsük. sos'da kent, Nestor'un yurdu;
put/3sc5 -öscere -uf gf. çürü- -US 5.
meye balamak, pyr /a -ae d. ölülerin yakld
pute/us -I er. kuyu, kaynak; odun yn.
çukur. pyram/ s -idis d. piramit.
putidiusculus s. oldukça sk- Pyram/us -î er. Thisbe'nin
c, mide bulandrc, sevgilisi.

patid/us s. çürümü, kokuan; Parene -es d. Pireneler; -aeus


(konuma) yapmack, skc; s.

-ez. pyrethr/um -I cns. Ispanyol


put/5 -are -övl -otum gçf. san papatyas.
düünmek, sanmak; üzerinde Pyrg/ -orum er. ç. Etruria'da
düünmek; saymak, addet- antik kent; -5nsis s.

mek; (para ) ödemek, hesab pyröp/ us -I er. bronz.


kapatmak; (aaç) budamak. Pyrrh/a -ae, -e -ös d. Deuca-
pyr 495 py*
lion'un kans; -aeus s. -icus s. Pythia'l, Delphi; er.

Pyrrh/ö -on is er. Septik oku- Apollo; cns. ç. Pythia oyunla-


lun kurucusu, Grek filozof; n; d. Apollo'nun rahibesi.
-oneu 5 . Pyth/ön -onis er. Apollo'nun
Pyrrh/us -i er. Achilleus'un öldürdüü ylan,
olu, Epiros kral. pytisma -tis cns. arap tatma-
Pythagor/ös -ae er. Güney da dudaklardan tükürme,
talya'da okul kuran Sa- pytîss/o -ore arap tükürmek.
mos'lu filozof; -e us, -icus s. pyxi/s -dis d. küçük kutu, tu-
Pythagoras'a ait. valet kutusu.
Pyth/5 -üs d. Delphi; -us,
qu3 z. -d yerde, ki orada;
-dii kadaryla; ksmen ...
Q quadrlg/ae -3rum d. ç. dört-
lü takm; dört tekerlekli ge-
ksmen; hangi ekilde, hangi zinti arabas.
tarzda, hangi yolla, hangi quadrîgâr/ius -I & l er. ara
yöntemle. ba yarçs.
quöcumque z. her nerede; her quadrfgâtus s. dört tekerlekli
naslsa, ne olursa olsun. gezinti arabas figürüyle
qu3dam tenus z. belli bir de- damgalanm.
receye kadar, belli bir ölçüde, quadrgul/ae -ârum d. ç. kü-
birazck. çük dört atl takm.
quadr/a -oe d. kare; lokma, quadrîiug/is -us 5. dörtlü ta-
küçük parça (yiyecek); yemek kma ait; -I -ör um er. ç. dört-
masas. lü takm.
qodrâgen/I -ör um 5 . krkar. quodrilîbris s. dört libre ar-
quadrögesimus 5 krkna; d. . lnda.
yüzde 2 V 2 vergi. quadrimulus s. dört yanda.
quadrâgi /ens -es z. krk kez. quadrlmus s. dört yanda.
quadrögînt3 sy. krk. quadringenârius s. dörtyü-
quadr/3ns -antis er. dörtte zerlik.

bir bölüm, çeyrek. quadringen/î -ör um s. dört


quadrantârius s. çeyree ait. yüzer.
quadröt/us gedo. quadrö s. quadritgentesims s. dört
kare, dört köeli; -o agmine yüzüncü.
sava düzeninde; -um -î cns. quadringent/I -orum sy.

kare; gök cisminin


(gb.) iki dört yüz.
arasndaki mesafe 90" oldu- quadringenti/£ns -es 2. dört
u zamanki durum, dördün, yüz kez.
terbi. quodripertItus 5. dört katl.
quadridu/um -I cns. dört quadrirem/s -s d. dört kü-
gün. rekli sandal.
quadrenn/ium -I & iî cns. quadriv/ium -V & l cns. yol-

dört yl. lann birletii nokta, dörtyol


quadrifâriam z. dört bölüm az.
halinde. quadr/Ö -öre gçf. kare yap-
quadrifidus s. dört çatlak. mak; tamamlamak; gf. kare
)

qua 497

olmak, karesini almak; uy- ç. kazanç, gelir.

mak. quaeslvf gç. quaerö


quadr/um -î cns. kare, kare quaes/ö -ere gçf. rica etmek,
biçimli bir ey dilemek.
quadruped/öns -an ti s s. quaesticul/us -I er. az kâr.
dörtnala koturan. quaesti/ö -önis d. arama, sor-
quadrup/es -edi s. dört gulama; aratrma, tahkik,
ayakl, dört ayak üzerinde; tefti, inceleme; cinayet dava-
er., d. dört ayakl. s; duruma, mahkeme; ser-
quadruplât/or -ör is er. dört yum în -önem ferre iken-
misli çarpan ya da büyüten; ceyle soruturmak için köleyi
abartan; düzenbaz, doland- alkoymak; -öne s perpe-
rc. tuoe cinayet davalarna ili-
quadrupl/ex -icis s. dört kat. kin süregelen mahkeme du-
quadrupl/um - cns. toplam rumalar.
dört kat, toplam dört misli quaestiuncul/a -ae d. önem-

kadar (özellikle ceza olarak). dava ya da sorgulama.


siz
quaerit/ö -öre gçf. tekrar tek- quaest/or -oris er. Roma'da
rar aramak, dikkatlice ara- idam cezas vermeye yetkili
trmak; kazanmak; srarla yargç; maliye, Hazine baka-
sormak. n.
quae/rö -rere -sivî siî fsr quaestörius s. quaestoro ait;
-situm gçf aramak, ulatr- er. eski quu<*stor; ms. quaes-
mak; çabalamak; kazanmak, toriun ikâmetgâh.
elde etmek; (plan) düünüp quaestuösus s. kârl, kazançl,
sonuç çkarmak; ( sorgulama ) yararl, verimli, münbit, bere-
sormak, soruturmak; (yasa ketli; para kazanmaya ili-
incelemek, gözden geçirmek, kin; varlkl.
tefti etmek; (ms. ile) arzu et- quaestQr/a -ae d. quaestor-
mek; quid -ris? ksaca?; sî luk, kamu sermayesi.
-rls, -rimus gerçei söyle- quaest/us -us er. kâr, yarar,
mek gerekirse. çkar, menfaat; para kazan-
quaesîti/ö -önis d. sorutur- ma (ii); i güç, meslek; -ui
ma, aratrma, sorgu. habere kazanç sahibi ol-
quaesît/or -oris er. müfetti, mak; -um facere geçimini
yargç. salamak.
quaestus gedo. quaerö s. bu quölibet, qualubet z. her-
türe özgü, hususi; yapmack, hangi bir yere ya da yerde;
doal olmayan; cns. soru; cns. her naslsa, ne olursa olsun.
.

qua 498 qua


quSli/s s. (se.) ne dns, nasl nîsi'den sonra) günün birin-
(nitelik); ilg. ki o dns, gibi, ör- de, bir zamanlar; ba. -ince,
nein; -ter z. tpk. -dii zaman.
quölis/cumque, -cunque 5 . quandö/cumque, -cunque
ne çeitten olursa olsun, nasl z. her ne zaman; günü gelin-
olursa olsun ( nitelik açsn- ce, bir gün.
dan ). quandöque z. her ne zaman;
quâlit/âs -ads d nitelik . bir gün, bir vakit; ...dii za-
quöl/us -i er. hasr sepet. man, ...ince.

quâm z. (se., ün.) nasl, ne gibi, quandöquidem ba yüzün-


ne kadar, ne derece; (k.) den, nedeniyle, ...dii için.

...den, dan, kadar; (üd. ile) quanquam bak. quamquam


mümkün olduu kadar...; quantillus se. ne kadar? (bü-
(vurgu) çok; quamj.. tam ne yüklük).
kadar ... o kadar; dimidium quontopere z. ne kadar çokça,
-quod eyin yans;
bir büyük ölçüde (tantopere'den
quîntö d i e- 4 gün sonra; sonra) kadar, gibi.
quam maximam mümkün quantulus s. ne kadar küçük,

mertebe. ne kadar ufak.


quömdiü ne kadar zaman?
z qunntiasnmque s. her ne
dein.
sürece, -e kadar küçücük.
quam/tibet -lubet z. houna qaantum z. ne kadar; ...kadar
gittii kadar, ne ölçüde, her çok; -cumque her ne kadar
ne derecede, her ne kadar. çok (miktar); -libet (istediin)
quömobrem z. (se.) niçin, ne- kadar çok (miktar); -vis (iste-
den, niye? (ilg.) ki bu sebep- diin) kadar çok (miktar); her
ten; ba. bu yüzden, bundan ne kadar.
dolay, onun için. quant/us s. (ilg.) - ki o kadar;
quâmquam ba. gerçi, her ne (se.) ne büyüklükte, ne cesa-
kadar, ise de, olmakla birlik- mette (nicelik); -i ne kadar de-
te, olduu halde; ancak, erli, ne kadar yüksek; -ö (ki.
lâkin. ile) ne kadar daha...; in -um

quâmvls z. istediin kadar, ne ...kadanyla.


kadar, ne ölçüde; her ne ka- quontuscumque s. her ne ka-
dar, gerçi, ise de. dar büyük (miktar).
quonam z. hangi yolla; hangi quantuslîbet s. istediin ka-
yöntemle. dar büyük.
quando z. (se.) ne zaman; (ilg.) quantus quantus s. ne kadar
ki o zaman; (si, ne, num, büyük.
qua 499 que
«luontusvis s. istediin kadar quütenus z. (se.) nereye kadar?

büyük. ne kadar süre? (ilg.) ...kadar;


quopropter z. neden, niçin, ...ki kadar; yüzünden, sebe-

niye; ve bundan dolay, bu biyle, ...diinden.


yüzden. quater z. dört kez; -deciSs on-
quâ quâ z. herhangi bir ekil' dört kez.
de. quatem/i -örum s. dörder.
quor$ z. nasl, neden, niçin; qua/tiö -tere -ssum gçf. sal-
araclyla; ve bundan dola- lamak, sarsmak, altüst et-
y- mek; vurmak, çarpmak, kr-
quartadecumân/î -örum er. mak, paramparça etmek,
ç. ondördüncü lejyonun as- darmadan etmek; (nec.)
kerleri. kkrtmak, tahrik etmek, ra-
quartönus s. her dört günde hat vermemek, taciz etmek.
bir tekrarlayan; d dört günde
. quottuor sy. dört.
bir gelen hararet, ate; er. ç. quottuordecim sy. on dört.
dördii nri lejyonun askerleri. quuttu»rvirot/us -us er. dört
quortür/ius -I & iî er. dürt k- memurdun oluun kurulun
sm. üyesi.
quart/u$ s. dördüncü; -um -o quattuorvir/f -örum er. ç.
dördüncü kez. dört memurdan oluan ku-
quartusdecimus s. ondördün- rul.

cü. -que ba. ve (ikinci kelimenin


quasf z. güya, sözde, sanki; (sa- ardna taklr); hem ... hem;
y) yaklak olarak. (olumsuzdan sonra) ancak.
quosill/um -f cns., -us -I er. quemadmodum z. (se.) nasl,
küçük sepet. ne tarzda; {ilg.) tpk, gibi, ki

quassâti/ö -önis d. sallant, bu tarzda.


sallay. qu/eö -ire -î/vî & il -itum
quoss/o -Öre -av -ütüm gçf gf.muktedir olmak, yapabil-
iddetle sarsmak, silkelemek; mek.
krmak, parçalamak,^ zarar quercet/um -î cns. mee or-
vermek, ykma uratmak. man.
quassus gedo quatio s. knl-
. querceus s. meeye ait.
m, paramparça edilmi; querc/us -us d. mee; mee
(ses) zayf. dallanndan çelenk; mee pa-
quate/faciö -facere -feci lamudu.
gçf. sarsmak, dalgalandr- querell/a (querela) -ae d.
mak, titretmek; zayflatmak. yaknma, ikâyet, dert yan-
) )

que 500 qui

ma; szlanma. niye; hangi bakmdan, ne de-


queribundus s. yaknan; inil- receye kadar
tili. quTd<m, quaedcm, quod
querimöni/a -a e d. yaknma, dam herhangi
za. biri, birisi,

ikâyet, dert yanma; at. bir (ad bahsedilmeyen an-


qerit/or -ö*î gf. an yakn- cak belli biri).

mak. quidem z. (vurgulu) gerçekten,


quernus s. meeyle ilgili, mee. hakikaten, filvaki; ( niteleme
que/ror -r -stus gçf. & gf. ya- her naslsa, her halde; (kabul
knmak, ikâyet etmek, yas etme) doru; ( kastetme örne-
tutmak; ( kular) akmak. in ne ...-bile deil.
querquetu!ânus s. mee or- quidtam, quîdpiam, quid-
manna ait. quam, quidquid quisnam,
querulus s. yakman, ikâyet guispiam, qui$quam,
eden, szlanan; akyan. quisquis7n cinssiz ekilleri.
questus geo. queror quidnî z. neden olmasn?
quest/us tO s er. yaknma, quî/es -etis d dinginlik, sü-
ikâyet, yas tutma. kun, huzur, rahat, ban; ses-
qul, quae quod za. (se.) ne, sizlik, sükut, sükunet, asayi;
hangi? ( ilg .) ki o, ki o ey; ve uyku, dü, ölüm; yanszlk;
bu, o kimse vs.; (sî, nii, n5, yatacak yer, in.
nam ile) herhangi birisi, her- quie/scd -scere -vî -tum gf.
hangi bir ey. dinlenmek, rahat etmek, sa-
qtf z. (se.) nasl; (ilg.) ...ki kin olmak, sessiz olmak; hu-
onunla; ne tarzda? her nasl- zurlu olmak, yansz kalmak;
sa, herhangi bir tarzda; (ün.) (sava) hareketsiz kalmak;
gerçekten. güçsüz olmak; uyumak; (ms.
quia ba. çünkü, -den dolay; ile) sona ermek, durmak, b-

-nam niçin, niye, neden? rakmak.


quicquam cns. quisquam quiet/us geo. qui2sc5 s. hare-
quicque cns. quisque ketsiz; rahat, sakin, âsude,
quicqud cns. quisquts bançl; yansz, bitaraf; uyu-
qucum (cam ite qui'n/n eski mu; -3 z. uysallkla, süku-
abl. ekil) ki onunla, ki o ey- netle, sakin bir biçimde, ya-
le. vaça, sessizce, hareketsizce.
qu!/cumque, -cunque her quîllbet, quaelibet, quodli-
kim, her ne; mümkün olan bet za. houna giden biri,
her ey. herhangi bir kimse, kim olur-
quld cns. qais z. neden, niçin, sa olsun, herhangi bir; quid-
)

qu 501 ««*
libet cns. herhangi bir ey. bir; be yl süren.
qufn z. (se.) neden olmasn? ni- qufnquennis s. be yanda;

çin ... deil?; (dorulama) ger- be ylda bir.


çekten; (ba.) neden ...myor; qufnqaenn/im -i fit 17 cns.
...sz, siz; (önleme) den, dan; be yl.
(üphe) ki. quînquepartftus 5 . be kat
quînam, quaenam quod- qunqueprîm/I -orum er. ç.

nam za. hangi, hangisi, han- be yönetici.


gisini?; ne? qufnqueemis 5 be çift kürek-
.

Qulnct- bak. Quînt- li; d. be çift kürekli gemi.


quînc/ünx -üne is er. yüzde quinquevirat/us -üs er. beli
be, zardaki be says. kurul üyelii.
quîndeci/£ns, -es z. onhe qu!nquevlr/T -örum er. ç.

kez. beli kurul.


quîndecim sy. onbe says; quînqui/ens, -«s z. be kez.
-primi onbe ba yargç. qunquiplic/ö -öre gçf. bele
quindecimvirölis s. onbe ki- çarpmak.
ilik kurula ait. qu7ntadecmön/î -Örum er. ç.

quîndecimvir/î -orum er. ç. on beinci lejyonun askerleri.


onbe kiilik kurul. quîntönus s. beinciye ait; d.

qu7ngevt/î -ör um s.be yüzer, beinci altna bölükler


ve
guingentesimus s. be yüzün- arasndaki kampta sokak; er.
cü. ç, beinci lejyonun askerleri.
quln 9 ent/l -örum sy. be yüz. Qulntiliön/us -I er. Röma'da
quîngenti/öns, -es z. be yüz ünlü retorik öretmeni.
kez. Qulntîlis (Quînctllis) s. Tem-
quîn/ -örum s. beerli, beli: muza ait.
be; -denT on beerli; qu7nt/us s. beinci; -um, -Ö z.

-vîcenl yirmi beerli. beinci kez olarak.


quinquâger«/I -örum s. elli- Quint/us -I er. Roma'l ad.
erli. quîntusdeclmus s. on beind.
quînquöge$mus s. ellinci; d. quippe z. (onay) elbette, tabii;
yüzde 2 vergi. bag. ( açklama gerçekte, çün-
qulnqtâgintâ sy. elli. kü, -den dolay, madem ki;
Qulngötr/üs -um d. ç., -ia -quî madem ki ben. o vs...
-lorum ium cns ç. Miner-
fit
.
quippiam bak. quisplam
va enlii. quippinf z. elbette, tabii.
quinque sy. be. Quirîn/us -i er. Rom ulus; s.
quînquennölis s. be ylda Ramulus'a ait; -ölis s. Romu-
)

qui 502 quo


lus'o ait; Quirinalis (tepe). si.

Qur/fs -îti* er. Cures sakini; quîvf, quaevîs, quodvfs,


Romal yurtta; yurtta. quîdvîs za. istediin herhan-
quirîtâti/o -önis d. çlk, gi biri, herhangi bir kimse,
haykr, feryat. kim olursa olsun, herhangi
Quirites Sabin ehri Cu-
ç. bir....

ahinlerle Ro-
res'ten olanlar. quîvîscumque, quaevfscum
mallar birletikten sonra olu- que, quodvîscumque za.
an halka verilen ad. her kim (ne) olursa olsun.
quirît/o -fire gf. haykrmak, quo z. (se.) nereye, nerede? ne-
barmak, feryat etmek, fi- ye? hangi amaçla? ne için?
gan etmek; quirites xf Ro- ( ilg .) ki nereye; ki hangi (ye-
ma vatandalarnn yardm- re); ki kime; (ki. ile) ne kadar
n dilemek. ... o kadar; (sî ile) herhangi
quis, quid za. kim? ne? ( belir- bir yere ya da yerde; ba. (k.
siz herhangi biri, herhangi ile) (-sn) diye.
bir ey. quoad z. ne kadar uzak? ne ka-

quis quibus'un iirsel biçimi. dar süre? ba. -kadaryla, sü-


quisnam, quaenam, quîd- resince; ...inceye dein.
nam za. kim, ne? quficîrcfi ba. bu yüzden, bun-
quispiom, quaepîam quod- dan dolay.
plan & quidpiam za. biri, quocumque z. her nereye, ne-
bir kimse, bir ey. reye olursa.
qusquam quaequam, qulc- quod ba. çünkü, -dndan;
quam & quid-quam za. niçin; -sî ve eer, fakat eer,
(olumsuz cümlelerde) hiçbir, ... ise de, eer.
hiçbiri, hiçbir ey. qufidam m od o z. belli bir tarz-

quisque, quaeque, quodque da, belli bir ölçüde.


za. herbiri, her bir kimse; quoi, quoius cuî ile cuius'un
qudque, quicque her ey; eski biçimleri.
decimus- her (bir) onuncu... quölibet z. (istediin) herhan-
optlmus- bütün en iyiler, en gi bir yere, herhangi bir yöne.
iyilerin hepsi; prfmus - olas quom bak. cum ba.
olan ilk.... quöminus ba. fmpedio
quisquîli/ae -artm d. ç. süp- obstö vs. fiilleriyle birlikte
rüntü, çerçöp, döküntü. kullanlr, ki ...den, dan.
quisquis, quaequae, quod- quömodo z. (se.) nasl? hangi
quod quidquid & quic- tarzda? (ilg.) ki bu tarzda, gi-
quid . r kim, her ne, hep- bi; -cumque her ne derece-
quo 503 quu
de, her nasl; -nam nasl, çok; ...kadar çok.
hangi tarzda? quotin/f -oram s. kaçar tane.
quonam z. nerede, nereye? quotid- bak. cottfd-
Quondam z. bir zamanlar, es- quoti/ens -es z. ne kadar sk?;
kiden, önceden; bazen, ara s- kaç kez; ( ilg .) ...kadar sk, gi-
ra; (gl.) bir gün (bilinen). bi.

quö»am ba. madem ki, quotienscümque z. her ne ka-


...dndan dolay, ...dna dar sk olursa olsun.
göre, halbuki. quotquot s. her ne kadar çok
quopiam z. herhangi bir yere. olursa olsun.
qudquam z. herhangi bir yere. quotumus s. hangi say? han-
quoque z. de, da, dahi, bile. gi tarih?
quÖ quö z. her nereye, herhan- quot/s s. hangi say, kaç ta-
gi bir yere. ne; -quisque ne kadar az; -o
quöquö modo z. her ne dere- hora saat kaç?.
cede, her ne kadar. quotuscumque s. hangi say-
qu5qu5 vers/us -um z. her da olursa olsun, ne kadar bü-
yönde. yük olursa olsun.
quor$um quorsus z. nereye, qu5usque z. (yer) ne kadar
hangi tarafta; hangi amaçla, uzak? (zaman) ne zamana
ne için. kadar, ne kadar süre?
quot s. kaç, ne kadar; her. qu5vfs z. istediin herhangi bir
quofannîs z. her yl. yere.
quotcumque 5 her ne kadar
. 'uum bak. cam ba.
)

robid/us 5. çldran, çlgn, he-


R râ/dö -dere -sf -sum gçf. ka-
zeyan hnlimle olnn, rieli, di- zmak. kazyarak temizle-
vane, hrçn; -e z. öfkeyle, mek, tra etmek, trmala-
hiddetle. mak; silmek, andrmak,
rabi/es -«m -e d delilik, öfke, bozmak; syrmak, syrp geç-
gazap, hiddet. mek.
rab/i5 -ere gf. çldrmak, he- raed/a -«e d. dört tekerlekli
zeyan etmek. seyahat arabas.
rabiösulus 5. yan deli, yan kz- raedâr/ius -î & il er. sürücü.
gn. Roet/f -örum er. ç. talya ile
rabiSs/us 5. öfkeli, çlgn, -e z. Almanya arasnda yaayan
yabanlca, vahice, çlgnca. Alp dalan halk; -ia -ae d.
rabul/a -ae er. mugalâta ya- bu halkn ülkesi; -icus -ius
pan; laf canbaz, avukat. -us s.
racemifer -î s. salkm, demet râmâl/io -ium m s. ç. ince
halinde. dallar, sürgünler, çal çrp,
racem/tu -I er. üzüm vb. mey- sk çallk.
va salkm; (mec.) arap. râ men t/ um -I tala, yon-
radiâtus s. m
radîcitus z. kökleriyle
yayan, parlak.
birlikte;
ga.
râmeus s. dallara ait.
cns.

bütünüyle. râm/ex -icis er. kopma, kn 1-

rödîcul/a -ae c/. küçük kök. ma, aynlma; akcierlerin


radi/ö -öre gçf. aydnlatmak; kan daman.
gf. nyaymak, saçmak, n Ramn/es Ramnens/es -ium
parlamak. er. ç. ilk Roma kabilelerinden
rad/ius -I & iî er. denek, bas- biri.

ton, çubuk, asa, snk; (k) râmösus s. bir çok dala sahip,
n, ua; ( dokuma mekik; çok dall.
(mat.) ekil çizmeye yarayan râmul/us -I er. ince dal, sür-
çubuk, bir dairenin yançap; gün, çubuk, filiz.

(bitki) bir çeit zeytin; öhret, rfim/us -I er. dal.


ün. rân/a -ae d. kurbaa; kurba-
râd/îx —îcis d. kök; turp; (tepe) a bal.
etek; (mec.) temel, esas, kay- ranc/ens -entis 5. çürük, çü-
nak, mene, köken. rümü, bozuk.
ran SOS rat

roncidulus 5. ekimi, kok- mak; yamalamak, talan et-


mu. mek, tahrip etmek, yakp yk-
rancidus 5 keskin, ar koku-
. mak; ( duygular) harekete ge-
lu; ekimi, kokmu; menfur, çirmek, heyecanlandrmak.
irenç. rapt/nr,~oris er. yaman, ta-

rânuncul/us -I er. iriba, teta- lana, hrsz, gaspç,


ri, kurbaa yavrusu, raptus gedo. rapio cns. ya-
rapâcid/a -oe er. hrszn o- ma, talan, çapul,
lu. rapt/us -üs er. kapp götürme,
rapâcit/âs -âti s d. hrs, ta- kaçrma, (insan) kaçrma;
mah, açgözlülük. , yamalama, talan etme,
rap/âx —öcis s. hrsl, ta- râpui/um -i cns. küçük al-
mahkâr, açgözlü, haris; çok gam.
aç, yrtc. rap/um -I cns. algam.
raphon/us -î er. turp, râre/facö -facere -fecî
rapidit/âs -âtis d. sürat, hz- -factum (edl. -fîo -flerî)
llk. gçf. younluunu azaltmak,
rapid/us s. zorla kopanp alan, seyrekletirmek,
yiyip yutan; çabuk, hzl, sü- râresc/o -ere gf. younluu
ratli, tez; aceleci, telal, dü- azalmak, ncelmek, seyrekle-
ünmeden hareket eden; -e z. mek; tükenip gitmek, boal-
hzla, süratle, çeviklikle, ace- mak.
leyle, çabucak. rârit/âs -âtis d. dokunun gev-
rapln/a -ae d. yama, çapul- eklii, seyrek dokuma; sey-
culuk, talan, hrszlk, adam reklik, azlk.
soyma; ganimet, çapul, av. ror/us s. sk ya da kaln olma-
rop/io -nere -uî -t um gçf. yrt- yan, dokusu gevek; ince, kt,
mak, kapmak, koparmak, çok nz: serpilmi, dalm,
koptp götürmek; kaçrmak; (omda burada); (ask.) dank
yama etmek, talan etmek, sava düzeninde; az, seyrek,
gasp etmek; acele etmek, ça- nadir, az bulunur; -o, -â z.

bukça ele geçirmek, nadiren, pek az, seyrek,


raptim z. aceleyle, telala, id- râsî gç. râdö
detle, vahice. râsilis s. düz, pürtüksüz, müs-
rapti/o -ön is d. adam kaçr- tevi, pürüzsüz, cilal, parlak,
ma, tecavüz. râstr/um-i cns. çapa, kazma,
rapt/ö -öre -av -ât um gçf. râsus gedo. râdö
ele geçirip götürmek; sürükle- roti/ö -pnis d. hesaplama, he-
yip götürmek; hzla uzakla- sap: liste, pusula, kütük; i,
rat 506 reb

maslahat, meslek, görev, va- mez; karara balanm, he-


zife; gözömine alma, önem, saplanm; prö -S (porte) nis-
itibar, sayma; ilem, yöntem, peten; -um ducere, focere,
sistem, yol, plan, proje; usa habere onaylamak, tasdik
vurma, muhakeme etme, dü- etmek.
ünce; neden, illet, dürtü; bi- raucisonus s. bouk, ksk.
lim, bilgi, felsefe. -at<|ue raucus s. bouk, ksk; sert, ac,
ûsus teori ve pratik; -est ma- hain; gartl, tiz.
kul, akla yatkn; Stöicö- raud/us (riids) -eri cns. ba-
rum- Stoaclk; -«nem kr sikke.
ducere, inire hesaplamak; rauduscul/um -I cns. az mik-
önem habere hesaba kat- tar para.
mak, göz önünde bulundur- Ravenn/a -ae d. kuzey dou
mak; -önem reddere hesa- talya'da liman; -fis -ötis s.

bn vermek; cum -öne akla râv/is -m d. bouk seslilik.


yatkn olarak, makul surette; râvus s. kr, esmer, koyu kum-
meae -ön es, çkarlanm; -fi ral.

-önibus muhasebeci, say- re/a -ae d. daval kii, dava


man. edilen kimse, sank, mücrim,
ratiöcinfitiö -önis d. usa vur- suçlu.
ma, akl yürütme; tasm, k- reâpse z. gerçekten, hakikaten.
yas. Refit/e -is cns. eski Sabin ken-
ratiöcinfitîvus s. tasma ait, ti; -înus s.
kyasa ait. rebellâti/ö -Önis d. isyan,
ratiöcinfit/or -oris er. muha- bakaldrma.
sebeci, sayman. rebellötr/îx -îcis d. isyanc,
ratiöcîn/or -arf -öt us gçf. A âsi.
gf. hesaplamak; göz önünde rebelli/ö -önis d. isyan, ba-
bulundurmak, kant göster- kaldrma.
mek, sonuç çkarmak, istidlal rebellis s. isyanc, âsi; er. ç. is-

etmek. yanclar, âsiler.


ratiönâlis s. akla uygun; ta- rebell/ium -f & il cns. isyan,
smsal, kyasla ilgili. bakaldrma.
rat/is -is d. sal; tekne, sandal. rebell/ö -fire gf. isyan etmek,
ratiuncul/a -ne d. küçük he- bakaldrmak.
sap; önemsiz neden; (fam) rebît/ö -ere gf. geri dönmek,
çarptma. geri gelmek.
rot/us geo. reor s. sabit, yerle- rebo/ö -fire gf. tekrar yank-
ik; geçerli; kesin, deitirile- mak, bir daha aksetmek; gçf.
)

rec 507 rec

ses verdirtmek, yanklatmak; recepf gç. reciplfi


çnlatmak. receptâcul/um -I cns. depo,
reca!citr/fi -fire gf. geriye tep- hazne, sarnç, bent; smak,
mek. barnak.
recal/efi -ere gf. yeniden sn- recept/fi -fire gçf. geri almak;
mak. barndrmak; arlamak, eve
recalesc/fi -ere gf. tekrar s- kabul etmek; yeniden ele ge-
cak hale gelmek, çirmek, kuvvetle çekmek ya
recol/facio -fa çere -fici gçf. da aslmak.
stmak,
tekrar recept/or -öris er., -rix
recolvs s. önden kel. -ricis d. kabul eden, barnd-
recand/escfi -escere -uf gf. ran.
aarmak, beyazlamak; kor recept/um -î cns. zorunluluk,
haline gelmek, parlamak, yüküm.
recant/o -fire -fivl -otum receptus gedo recipifi .

gçf. sözünden dönmek, vaz- recept/us -üs er. çekilme, geri


geçmek, caymak; büyüyle alma; geri çekilme; geri dö-
saptrmak, nü, geriye dönme; smak,
reccîdî gç. recidfi bannak; ricat borusu çal-
rec/edo -edere -essl -essum mak.
gf. uzaa ya da geriye git- recessî gç. recfidfi
mek, uzak durmak; çekilmek; recessim z. geriye doru, tersi-

geriye çekilmek, ayrlmak; ne.


(yer) uzaklamak; rucu et- recess/us -üs er. geri çekilme,
mek; (bo) kopanlmak; yok ricat; aynl, terk; girinti, gizli
olmak. yer; mahfuz yer; (gelgit) cezir,
recell/ö -ere gf. geriye tepmek recidlvus s. yeniden canlan-
yada sçramak. m.
rec/ens -entis s. genç, taze, rec/idö -idere -eldi -fism
yeni olmu; (yazar yeni; (ab gf. geri çekilmek; nüksetmek;

hemen sonra; z. yakn za-


ile) (mec.) dümek, çökmek,
manda; biraz önce, bugünler- reci/ d o -dere -di -smu gçf.
de, yaknlarda. budamak, kesip ayrmak,
recens/eo -ere -uî -um gçf. recîn/gfi -gere -ctum gçf. ku-
tekrar hesaplamak, yeniden an gevetmek, çözmek,
gözden geçirmek, serbest brakmak,
recensl/ö -fini d. düzeltme, recin/ fi -ere gçf. & gf. yeniden
tashih, listeleme, yank yapmak, çnlattrmak;
recensu s gedo. recenseö vinelemek, uyan iaretleri
)

rec 508 rec

vermek. srtüstü uzanmak, arkaya


recipe*- hak. recuper- yaslanmak.
rec/ipiö -ipere -epl -eptum reclü/dö -dere -sî -sum gçf
gçf geri almak, yeniden al- söz açmak; açmak, ifa et-
mak; geri dönmek, yeniden mek.
kazanmak, kurtarmak; kabul reclûsus gedo. reclüdö
etmek, teslim etmek; (ask.) i- recoctus gedo. recoguö
gal etmek; (görev) üstlenmek; recögit/ö -öre gf üzerinde
taahhüt etmek, söz vermek, düünmek, tefekkür etmek.
garanti etmek; s5- çekilmek, recognfti/ö -ön is d. yeniden
geri çekilmek; nömen- dava gözden geçirme.
ihban almak. recogn/öscö -oscere -Övî
recîproc/ö -öre gçf. öteye be- -itum gçf. hatrlamak; ince-
riye hareket etmek; {gemi gi- lemek, muayene etmek, göz-
di yönünü deitirmek; (öne- den geçirmek.
ri) tersine çevirmek; gf. (gelgit) recoll/igö -igere -egf
yükselmek ve alçalmak, -ectum gçf. bir araya getir-
reciprocus s. çekilen (deniz), mek, toplamak; (mec.) tekrar
reclsus gedo recdö
. ele geçtrmek, raz etmek, uz-
recitâti/ö -ön is d. yüksek ses- latrmak.
le okuma, ezberden okuma, rec/olö -olere -oluî -ultun
topluluk önünde okuma, gçf yeniden yetitirmek, bir
recitöt/or -öris er. okuyucu, daha terbiye etmek; eski hali-
ezberden okuyan kimse, inat ni almak; üzerinde düün-
eden kimse. mek. t^fpkkür ötmek: yeniden
recit/ö -öre -övî -öt um gçf. ziyaret etmek.
yüksek sesle okumak, ezber- recomminîsc/or -î gf hatr-
den okumak. lamak.
reclârnöH/ö -ön is d. bara- recompositus s. yeniden dü-

rak kar çkma, ya da onay- zenlenmi.


lamama. reconcîliöti/ö -ön is d. onar-
reclamit/ö -öre gf (bir eye ma, yenileme, uzlama, ba-
kar) haykrmak, rma, telif.

reclöm/ö -öre gf haykrmak, reconcili/Ö -öre -övî -ât um


protesto etmek; yanstmak, gçf.tekrar kazanmak, yenile-
yanklanmak. mek, onarmak, uzlatrmak,
reclnis s. geriye yaslanan, sr- telif etmek.
tüstü uzanan. reconcinn/ö -öre gçf tamir
reclîn/ö -öre -övî -ât um gçf etmek, onarmak.
rec 509 rec

recovtditus gedo. recondö 5. mamen, bütün bütün, ger-


gizli, kapol, mahfuz: mu- çekten; (kd.) iyi, pek iyi; hayr
lak. anlatlmas güç. çok de- teekkür ederim,
rin; (karakter) ihtiyatl, sakn- recti/o -ünis d. hükümet, yö-

gan. netim, bakanlk,


recond/o -«re -idî -ituvn gçf. rect/or -oris er. yol gösteren
biriktirip saklamak, istif et- kimse, rehber, klavuz, sürü-
mek; saklamak, gizlemek, cü, dümenci; yönetici, efendi,
gömmek. sahip, amil.
reconfl/ö -üre gçf. yeniden rectus gedo. regö s. doru,
tututurmak, yakmak. düz; dikey, dik; don, yanl-
reco/quö ~quere -xî -ctum sz, tam, dürüst, uygun, yak-
gçf. yeniden piirmek, yeni- r, münasip; (ahlak) iyi, er-
den kaynatmak; (demiri) ye- dem sahibi, doru ve dürüst;
niden dövmek; (maden) yeni -um -î cm. iyilik, doruluk,
dökmek; ( mec.) yeniden genç- erdem, fazilet.
letirmek. recub/o -üre gf uzanmak,
recordüti/ö -ünis d. hatra, dinlenmek.
hatrlama. recultus gedo. recolö
record/or -ürî -ütus gçf 6r recu/mbö -mbere —buî gf.
gf.anmsamak; üzerinde dü- uzanmak, yaslanmak; dü-
ünüp tanmak, mek, batmak.
recre/o -üre -5vî -ütüm gçf recuperâti/ö -ön is d. tekrar
yeniden yapmak, yeniden ele geçirme, geri alma,
üretmek: canlandrmak, taze recuperöt/or -öris cr. yeni-
hayat vermek, tazelemek, dr ek* geçiren kimse; (ç.) hz-
recrep/ö -âre gçf & gf çnla- l karar gerektiren davalara
mak, yeniden yank vermek, bakan yargçlar kurulu, öz.
recre/scö -scere -vf gf yeni- yabanalan ilgilendiren da-
den büyümek. valar.
recrüd/escö -escere -ui gf recuperötörius s. hzl karar
(yara) yeniden açlmak; (sa- gerektiren davalara bakan
va) yeniden patlak vermek, yargçlar kuruluna ait.

rectâ z. açkça, dostoru, do- recuper/ö -üre -övî -ütüm


rudan doruya, hemen, der- gçf tekrar ele geçirmek, geri
hal. almak, tekrar zaptetmek.
recte z. don, düz, müstakim; recûr/Ö -üre gçf. onarmak,
tam tamna, doru olarak, yenilemek.
uygun biçimde, hakkyla; ta- recurr/ö -ere -I gf. geri ko-
) )

rec 510 red


mak, geri dönmek, yeniden mek, ödemek; (suret) örnei
olmak, tekerrür etmek, olmak, çoaltmak; konuma (

recurs/ö -öre gf sk sk tekrar- anlatmak, nakletmek, yinele-


lanmak. mek, ezberden okumak, ya-
recurs/us -us er. geri dönme, ntlamak; çevirmek, tercüme
geri çekilme. etmek; (s. ile) yapmak; üdi-
recurv/ö -öre gçf geri bük- cium- duruma tarihini sap-
mek, emek. tamak; üs- adaleti uygula-
recurvus s. bükük, eik, kvnk. mak.
recûsâti/ö -ön i s d. kabul et- redegî gç. redigö
meyi, ret, imtina, gerileme; rede mî gç. redimö
yasa )
(
itiraz, davada kar redempti/ö -Önis d. fidyeyle
sav. kurtarma, rüvet verme; geli-
recüs/ö -öre -av -ötum gçf. rin vergilenmesi,
geri çevirmek, reddetmek, im- redempt/ö -öre gçf fidyeyle
tina etmek, gönülsüz olmak; kurtarmak.
(yasa) itiraz etmek, savun- redempt/or -ör is er. müteah-
mak. hit, sözleme yapan kimse,

recussus s. yanklanan. vergi mültezimi,


redöctus gedo. redigö redemptür/a -ae d. anlama
redasnbul/ö -öre gf geri gel- yapma; vergi salmas,
mek. redemptus gedo. redimö
r edam/ö -öre gçf. akna kar- red/eö -îre -iî -it um gf dön-
lk vermek. mek, geri dönmek, geri gel-
redördesc/ö -ere gf yeniden mek; ( konutan haa dön-
alevlenmek. mek; (para) geliri olmak; (k.)
redargu/ö -ere -î gçf yalan- arlamak, çkmak;
ortaya
lamak, kantlarla çürütmek, ulamak, varmak,
tekzip etmek; kar çkmak, redhâl/ö -öre gçf. soluk ver-
redauspic/ö -öre gçf. geri mek, buhar çkarmak,
dönmek için ku falna bak- redhib/eö -ere gçf. geri al-
mak. mak.
redditus gedo. reddö red/igö -igere -egi -öctum
redd/ö -ere -idi -itm gçf gçf geri geri sürmek, geri ge-
geri vermek, geri dönmek, ye- tirmek; (para) tahsil etmek,
nilemek, onarmak; yantla- toplamak; (kou/) arlatr-
mak, karln ödemek; vaz- mak, yo! açmak; (say) kü-
geçmek, teslim olmak, brak- çültmek, azaltmak; ad irri-
mak, tevdi etmek, teslim et- tum- yararsz klmak.
red 511 ref

redif gç. redeö nüte elik etmek; tekrar ev-


redimcul/um -î cns. bant, lenmek; ( birlikler) geri çekil-
kurdele, aln ba, gerdanlk, mek; geri çekilmeye neden ol-

kolye. mak; (mec.) ihya etmek; (ko-


redim/iö -öre -iî -tum gçf ul) ortaya çkarmak,
sarmak, sarmalamak, çevre- reducti/ö -ön is d. onarma ve
lemek; bezemek, taçlandr- düzeltme, ihya.
mak. reduct/or -öris er. geri geti-
red/imo -i tere -imi -emp- ren kimse, ihya eden kii,
tum gçf. yeniden satn al- reductus gedo. redücö s.

mak; fidyeyle kurtarmak, be- münzevi, uzaklam, ücra


delini verip geri almak; tahli- ssz, uzak; z. uzak, uzakta,
ye etmek, serbest brakmak, reduncus s. geriye kvnk.
kurtarmak; {ma!) tedarik et- redundonti/a -a e d. arlk,
mek, salamak; (kötülük) de- ifrat.

fetmek; (kusur) telafi etmek; redund/ö -öre -övî -otum


(i) sözleme yapmak; üstlen- gf tamak; çok olmak, bol ol-
mek, vergilendirmek; tazmi- mak, an olmak; {mec.) an
nat vermek, kiralamak. olmak, braklm olmak, kal-
redintegr/ö -öre -âvf mak, akc olmak, akmak,
-otum gçf yenilemek, onar- reduvi/a -oc d. eytantrna.
mak, tazelemek. redu/x -cs s. (tannlar) geri ye-
redipîsc/or -f gçf geri almak, ren, iade eden; {insanlar) geri
ele geçirmek. verilmi olan,
rediti/Ö -is d. geri dönme. retfectus ya/o. reficiö
redit/us -üs er. dönü, geri dö- refell/ö -ere -I gçf. tersini is-

nü, geri dönme; {para ) gelir, pat etmek, çürütmek (düün-


irat. ce), kantlarla reddetmek.
redivîvus s. yeniletirilmi, ta- refer/cö -cire -s -tum gçf.
zelenmi. tka basa doldurmak, tktr-
redol/eö -ere -uî gf. koku mak, tkamak, skca doldur-
yaymak, güzel kokmak; mak, soluunu kesmek,
(mec.) kokusunu ya da hava- refer/iö -ire gçf. geri çarp-
sn tamak. mak, vurmak, yeniden darbe
redön/ö -öre gçf. yenilemek, ndirmek; aksetmek, yans-
onarmak; vazgeçmek. mak.
red/ücö -öcere -üxf -uçtum re/fero -ferre -ttulî -lötum
gçf. geri çekmek; geri götür- gçf geri getirmek, geri ta-
mek, geri getirmek; geri dö- mak; geri vermek, geri öde-
ref 512 ref

mek, karln ödemek; yi- yapmak.


nelemek, yenilemek; {ses) refîxus gedo. refîgö
yanklamak; {makam) ba- reflâgit/ö -öre gçf. yeniden
vurmak, asln arayp bul- talep etmek, geri istemek,
mak; (suç, güven) atfetmek, reflöt/us -üs er. ters rüzgâr,
yüklemek, isnat etmek; ( ben- refle/ctö -etere -xî -xum
zerlik) yeniden üretmek, an- gçf. geri kvrmak, geriye do-
drmak; (am) hatrlamak; ru bükmek; (mec.) geri getir-
(haber) bildirmek, zikretmek; mek, deitirmek, durdur-
{görii) dikkate almak, hesa- mak; gf teslim olmak, çök-
ba katmak; (kayt) kaydet- mek.
mek; (senato) önüne getir- reflexus gedo. reflectö
mek, sunmak; ( konuma ) ya- refl/Ö -Üre -övi -ütüm gf.

nt vermek, karlk vermek; tersine esmek; gçf. yeniden üf-


grötiam- minnettar olmak, lemek.
karln vermek; pedem, reflu/ö -ere gf tamak; tersi-
gradum- dönmek; geri çekil- ne akmak.
mek; se- geri dönmek; ra- refluus s. geriye akan; çekilen
tiönes- hesap vermek, (deniz).
re/fert -ferre -tulit gf. (z.) reformîd/Ö -üre gçf. çok
alakadar eder, ilgilendirir, korkmak, korku duymak;
önemlidir: meo- benim kin korkuyla kaçnmak,
önemlidir, beni ilgilendirir, reform/ Ö -öre gçf. yeniden bi-
refertus gedo. referciö sk- s. çimlendirmek,
ca doldurulmu, tamamen refotus gedo. refoveö
dolu, yl, tklm tklm, ref/oveö -övere -övî -otum
referv/eö -«re gf. tamak, gçf. tazelemek, canlandr-
refervesc/ö -ere gf kabar- mak.
mak, fkrdamak, refröctöriolus s. çok inatç,
ref/iciö -çere -ecl -ectum refröctus gedo. refringö
gçf. onarmak, tamir etmek, refrög/or -örî —ötus gf. (eh.
yenilemek; {gövde akl) taze-
; ite) kar koymak, kar çk-

lemek, canlandrmak; (para) mak, kar gelmek, muhale-


geri almak, karln al- fet etmek, engel olmak,

mak; yeniden seçmek,


(s/y.) refregî gç. refrtngo
refî/gö -gere -x -xum gçf refren/ö -öre gçf. tutmak, en-
çözmek, gevetmek, sökmek; gel olmak, zaptetmek, dizgin-
(mec.) bozmak, iptal etmek, lemek, snrlamak,
reflng/ö -ere gçf. yeniden refric/o -üre -uî -ütüm gçf
ref 513 reg

yeniden sürtmek, sürterek ya- ma.


ra etmek; yeniden açmak, ye- refutat/us -us er. yalanlama.
nilemek, yeniletirmek; tadz refut/5 -üre -âvî -otum gçf
etmek, rahatsz etmek, tahrik durdurmak; bastrmak; ya-
etmek; gf yeniden zuhur et- lanlamak, tersini ispat et-
mek, patlak vermek, mek.
refrgerâti/ö -onis d. serin- râgâli/s s. krala ait, kraliyete
lik. ait; -ter z. görkemli bir bi-

refrger/o -öre -övl -ât um çimde; zalimce, müstebitçe,


gf. soumak; ( mec.) pörsü- rege/rö -rere -ssî -stum gçf
mek; kuvveti kesilmek, geri çekmek, geri tamak, ge-
refrl/gescö -gescere -xî gf ri getirmek, geri atmak.
giderek soumak; (mec.) pör- rSgi/o -ae d. saray; (kamp)
sümek, bayatlamak, kuvvet- kraliyet çadn; (kent) bakent,
ten kesilmek. regificus s. görkemli,
refr/ingö -ingere -eg regign/ö -ere gçf yeniden
-âctum gçf. krmak, zorla üretmek.
açmak; knlp ayrlmak; Regill/us -I er. Sabin kenti; La-
(mec.) durdurmak, engel ol- tium'da göl; -önus, -ensis s.
mak. regim/en -ini cns. yol göster-
refrîxî gç. refrgesco me, klavuzluk etme, yönet-
ref/ugio -ugere -ug gf geri- me, idare etme; dümen; hü-
ye komak, kaçmak, büzül- küm sürme, yönetme, ku-
mek, çekmek ya da küçül- manda etme, yönetim, hükü-
mek; gçf. -den kaçp uzakla- met; hükmeden, yöneten,
mak, saknmak, regln/a -ae d. kraliçe, soylu
refug/ium -î & iî as. snak, kadn.
refugus s. kaçak, firari, geri çe- regi/o -onis d. yön, çizgi; snr
kilen. çizgisi; mahalle, bölge; mnt-
reful/geö -gere -sî gf geriye ka, kou, arazi; (mec.) saha,
yansmak, parlamak, panl- alan vilayet; e -öne düz bir
damak. ile) tam tersi,
çizgide; (-in
ref/undo -undere -âd regiönotim z. mntkalar ha-
usum gçf geriye boaltmak, linde; mntkalara göre.
aktmak, dökmek, geriye ak- Reg/ium -i & il as. Güney
masna neden olmak; (edi.) talya'nn en ucunda kent;
tamak. mod. Reggio; -inus s.
refusus gedo. refundö regi/us s. krala ait, kraliyete
refutati/o -onis d. yalanla- ait; asil, soylu, görkemli.
reg 514 rcl

muhteem; ~e z. kral gibi; kral ailesinden bir üye.


mütehakkim bir ekilde, za- Regul/us -î er. Kartaca'Ilar
ruri olarak. tarafndan hapse atlm Ro-
reglütin/ö -öre gçf. yapkl- ma'l consül.
kaldrmak, zamkla yapt- regust/ö -5re gçf yeniden tat-
rlm eyi açmak, mak.
regnöt/or -öris er. hükmeden rî/icio -içere -iecî -ectum
kimse, yönetici. gçf. atmak, omuzun
geriye
regnotr/ix -Icis s. imparato- üstünden atmak, frlatp at-
ra ait. mak; geriye sürmek, çkanp,
rSgn/o -öre -övî -otum, gf ya da kaldnp atmak, püs-
kral olmak, hüküm sürmek, kürtmek; reddetmek, geri çe-
saltanat sürmek; hakim ol- virmek; küçümseyerek red-
mak; ( olmak,
eyler) üstün detmek, hor görmek; (jüri)
galip gelmek, egemen olmak; reddetmek, itiraz etmek; (gö-
gçf. yönetmek, hükmetmek, rüme konusu) -in önemine
regn/um -I cns. krallk; ege- dikkati çekmek; (zaman) erte-
menlik, üstünlük, mutlaki- lemek, tehir etmek; se- öne
yet, istibdat; hükümdarlk; atlmak.
nüfuz bölgesi. reiectâneus s. reddedilecek
reg/ö -ere rex rectum gçf olan.
dorultusundan sapmamak, reiecti/o -ön is d. reddetme,
klavuzluk etmek, dümen reddedilme; (yasa) reddetme,
kullanmak; yönetmek, idare itiraz etme.

etmek; denetlemek, kontrol rpiect/ö -Öre gçf geriye frlat-


etmek, hükmetmek, hükü- mak.
met (etmek) sürmek; -tflnes reiectus gedo. reiciö
(yasa) hadleri belirlemek, relö/bor -bl -psus gf geriye
regre/dior -di -ssus gf geri kaymak, yeniden -e girmek,
dönmek, geri gelmek, dön- geriye dümek.
mek; ( ask.) geri çekilmek, relangu/escö -escere -î gf
regressus geo. regredior baylmak, solmak; zayf dü-
regress/us -üs er. geri dönü; mek.
geri çekilme. relâti/o -ön is d. (yasa ) kar
regul/a -oe d. kural, nizam, suçlama yapma; (ref.) tekrar-
kural koyucu; sopa; (mec.) öl- lama; (ç.) Magistratus'un ra-
çüt, model, örnek, ilke, poru.
regul/us -i er. küçük bir ülke- relût/or -öris er. rapor eden
nin kral; prens, kabile reisi, kimse, öneri sunan kii.
rel 515 rel

relötus gedo. referö rellgi/ö -Önis d. dinsel bal-


relât/us -us er. resmi rapor; lk, korkuyla kank sayg,
anlat, inat etme. hürmet, ihtiram, huu, ha-
relaxöti/ö -ön is d. rahat et- bani itikat, bo inan;
yet; din;
tirme, skntdan kurtarma. vicdani neden, vicdanllk;
re!ax/Ö -öre -av -otum gçf. kutsallk, kutsalolma, mu-
gevetmek, danya doru kaddeslik; sayg nesnesi ya
açlmak; (mec.) kurtarmak, da konusu, kutsal yer; dinsel
salvermek; rahatlatmak, tören, dinsel kurallara uyma?
gevetmek, gönlünü ferahlat- tanrlara kar görev; tann
mak. korkusu, dinsel yükümlülük-
relectus gedo. relegö ler, dinsel inanç, dinsel sis-

relegöti/ö -ön is d sürgün,


. tem, tapnma biçimi, kült.
releg/ö -öre -övî -otum gçf. religiös/us s. dindar, sofu,
kovmak, uzaklatrmak, yol- dinsel, dine ait; boinançl,
dan uzaklatrmak; sürgün batl tikatl, batl itikata ait;

etmek; (mec.) reddetmek; is- dinsel zorluu içeren; vicda-


nad etmek, yüklemek, nnn sesini dinleyen, vicdan-
rel/egö -eere -egl -ectum l, vicdan sahibi, insafl; (nes-
araya getirmek, topla-
gçf. bir neler) kutsal, mukaddes; -e z.

mak; (yer) bir yandan öbür imanla; vicdanla, vicdani


yana geçmek; yeniden ge- olarak.
miyle geçmek; (konuma) ye- relig/ö -öre -övi -otum gçf.
niden ele almak; yüksek sesle balamak, arkadan bala-
yeniden okumak, mak; (gemi) palamarlamak;
relentösc/ö -ere gf. yava ya- (mec.) balamak, zincire vur-
va gevemek, mak.
relevi gç. relinö rel/inö -nere -evi gçf. müh-
relev/ö -öre -övî -otum gçf. rünü bozmak ya da çkar-
yükseltmek; aydnlatmak, mak.
k saçmak; (mec.) gönlünü
ferahlatmak,
rel/fnquö -inguere -fqul
-ictum gçf. terketmek, brak-
rahatlatmak,
rahat ettirmek. mak, geride brakmak; vasi-
relicti/ö -önis d. brakmak, yet etmek; tümüyle brak-
terk etmek. mak, vazgeçmek, yüzüstü b-
relictus gedo. reünguö rakmak; savsaklamak, aldr-
röKcuus bak. religuus mamak, ihmal etme;
religöti/Ö -önis d. balamak, (tartma) kabul etmek; ho
balayp kapamak. görmek; (edl.) kalmak.
) )

rel 516 rem


rSIigul/ae -ör um d. ç. artk- çekme; kürek; kürekçiler.
lar, bakiye, geride kalan pey- rSmig/9 -öre gf. kürek çek-
ler. mek.
relligu/us s. kalan, braklan; remigr/ö -Öre gf. geri gelmek;
(zaman) sonra gelen, sonraki, dönmek.
(eve)
gelecek; (borç) kalm, cns. ba- reminîsc/or -î gçf. & gf. (ge-
kiye, kalan miktar; -I focere hatrlamak,
nellikle inh. ile)
geride brakmak, gözard et- reml/sceö -scöre -xtvm gçf.
mek; n -um gelecek için, kantrmak, birbirine kar-
reli- bak. rel- trmak.
relû/ceö -çere -xl gf. alev al- revnissi/ö -ön is d. kurtarma,
mak, parlamak. salverme; (gerilim geveme,
relS/cöscö -cescere -xî gf. hafifleme, rahatlama; ( öde-
yeniden parlaklamak, yeni- me vazgeçme, feragat; (akl)
den parlamak. geveklik, lmllk, ferahla-
reluct/or -örf -âtus gf. mü- ma; ( hastalk) hafiflemek,
cadele etmek, direnmek, remiss/us gedo. remitto s.

rem/oneo -a nere -cinsî gf. gevek, sarkk; ihmalci, kayt-


geride kalmak; baki kalmak, sz; hogörülü, müsama-
devam etmek, sürmek, da- hakâr, neeli, en; - z. kibar-
yanmak, tahammül etmek. ca, efkatle, nezaketle,
remân/5 -are gf. geriye ak- rem/ittö -itte re -îsî -issutt
mak. gçf geri gitmesine izin ver-
remânsl/o -ön s d. geride kal- mek, geri göndermek, salver-
ma. mek, tahliye etmek; gevet-
remed/ium -I & il cns. tedavi, mek, çözmek, yumuatmak;
çare, deva, ilaç, neretmek, yaymak, üret-
remensus geo. remetior mek; (ato) gevetmek, rahat-
reme/ö -öre gf. geri gelmek, latmak, ferahlatmak; (tasa-
geri gitmek, geri dönmek, rm) brakmak, vazgeçmek,
remö/tior -tîrl -nsus gçf. ye- çkarmak; (kusur, ceza) ba-
niden ölçmek; yeniden göz- lamak, hafifletmek, vazgeç-
lemlemek; yeniden geçmek. mek; (hak) istifa etmek, çekil-
rem/ex -igi* er. kürekçi. mek, feda etmek; (ses) yank-
Rem/î -Ör um er. ç. m od. Rhe- lanmak; gf azalmak, hafifle-
ims bölgesinde Gal halk, mek.
remigöti/ö -on is d. kürek remixtu$ gedo. remisceö
çekme. remöl/tor -iri -îtus gçf. geri-

remig/ium -î & il cns. kürek ye basmak, itmek, sktr-


rem 517
mok. nat; ödül, mükâfat,
remollSsc/ö --ere gf. yeniden remüner/or -Sri -âtus gçf.

yumuamak, yumuamak, geri vermek, ödemek, ödül-


remoll/iö -ire gçf. zayf dü- lendirmek, ödül vermek,
ürmek, zayflatmak, remurmur/ö -öre gf. mrlda-
re mor /a -<e d. engelleme, en- narak yant vermek.
gel, mani. rSm/us -I er. kürek.
remorâmin/a -um cns. ç. en- Rem/ us -î er. Romulus'un kar-
geller. dei.
remor/deo -dire -«um gçf. renârr/9 -Öre gçf. yeniden
(mec.) eziyet etmek, rahatsz anlatmak.
etmek, üzmek, cann sk- renö/scor -sel -t us gf. yeni-
mak. den domak; yeniden büyü-
remor/or -Öri -âtus gf. ayr- mek; yenilenmek, tekrar can-
lamamak, gitmemek, oya- lanmak, yeniden ortaya çk-
lanmak, arkada durmak; gçf. mak.
engellemek, mani olmak, er- ren ât us geo. renâseor
telemek, tehir etmek, sonraya renövig/ö -öre gf. geri seyir
brakmak, geciktirmek, etmek.
remorsus gedo. remordeo ren/eö -ere gçf. sökmek, bü-
remöti/ö -ön is d. yer deitir- külmü eyi açmak, çözmek,
me, uzaklatrma, ren/es -um er. ç. böbrekler,
remot/us gedo. revnoveö s. retîd/eö -ere gf. panldamak,
uzak, rak; münzevi, gözden parlak olmak; en olmak, ne-
rak; (mec.) apayn, uzak, eli olmak, gülümsemek, gül-
-den kurtulmu; -5 z. uzak, mek.
rem/oveö -övere -ovî renldesc/ö -ere gf. parlda-
-otum gçf. geriye hareket et- mak, panltsm yanstmak,
mek, geri çekilmek, bir tarafa renlt/or -I gf. mücadele et-
koymak; çkarmak, hesaptan mek, direnmek,
düürmek. ren/ö -öre gf. geri yüzmek,
remug/iö -ire gf. bararak ren/ö (rhenö) -on is er. kürk,
cevap vermek, tekrar akset- renöd/ö -öre gçf. düüm ha-
mek. linde balamak, arkadan dü-
remul/ceo -çere -sî gçf. vur- ümleyerek balamak,
mak; ( kuyruk) sarkmak, renovâm/en -ini cns. yeni
remulc/um -I cns. çekme ha- durum, dönüüm,
lat. renovöti/ö -önis d. yenileme;
remöneröti/ö -ön is d. tazmi- bileik faiz.
ren 518 rep

re no v/ 5 -üre -övi -ütüm gçf. yeniden canlandrmak; (ask.)


yenilemek, onarmak, tamir asker kaydetmek,
etmek, canlandrmak, tazele- repastinâti/d -önis d. yeni-
mek; ( konuma ) yinelemek; den kazp pkarmak.
faenus- bileik faiz almak. rep/ello -ellere -puli
renumer/5 -öre gçf. geri öde- -ulsum gçf. geri itmek, geri-
mek. ye sürmek, defetmek, geri
renQnt&âti/o -onts d. bildir- püskürtmek; ortadan kaldr-
me, haber verme, ilan, bildi- mak, reddetmek, geri çevir-
ri, tebli. mek.
renünti/ö -5 re -övf -ât um rep/endâ -endere -endi
gçf bildirmek, haber vermek; -ensum gçf. arl kadar
tebli etmek, ilan etmek, res- ödemek; karln
vermek,
mi açklamada bulunmak; ödemek, geri vermek, tazmi-
(seçim) seçileni açklamak; nat vermek.
(görev) geri çevirmek, iptal et- rep/ens -entls s. apansz, ani;
mek, vazgeçmek, reddetmek. yeni.
renünt/us - & iî er. haber repensus gedo. rependo
veren, muhbir. repente z. birdenbire, aniden,
renu/ö -ere -I gçf. & gf. yads- repentîn/us 5 apansz, ani;
.

mak, inkâr etmek, reddet- acele, tez, çabuk; zppkh; -Ü


mek, geri çevirmek, . birdenbire, aniden,
renut/ö -fire gf kesinlikle red- repercö bak. reporcö
detmek. repercussus gedo. repercutiö
rfeor rer ratus gf düünmek, repercuss/us -üs er. sekme,
farzetmek. yansma, yankma,
repÖ 9 ul/a -dr um cns. ç. (kap) repercu/tiö -tere -ssl -ssum
sürgüler, kol demirleri, gçf. çarptnp geri sçratmak,

repandus s. geriye bükülen, yanstmak, yanklatmak,


reparâbills s. tekrar tamir edi- reper/io -ire repperf -tam
lebilir. gçf. bulmak, örenmek, ha-

reparc/5 -ere gf esirgemek, berdar olmak; elde etmek, te-


birey yapmaktan çekinmek, darik etmek; kefetmek, ara-
-den kaçnmak, trmak, soruturmak; kur-
repar/ö -ö re -av -ât um gçf mak, icat etmek,
tekrar ele geçirmek, geri al- repert/or -öris er. kâif, mu-
mak; onarmak, tamir etmek; cit, yazar.
gayretle ele geçirmek, kazan- repertus gedo. reperiâ cns. ç.

mak; (akl, gövde) tazelemek, keifler.


rep 519 rep

repetîti/ö -5nis d. tekerrür, eyi açmak.


tekrar yapma; (ref.) birkaç rep/o -ere -si -tum gf. yerde
cümlenin balangcnda ayn sürünmek, sürünmek, sokul-
kelimenin tekrarlanmas mak.
(anaphora). rep/5nö -inere -osul
repetît/or -âris yeniden
er. -ositum gçf. yerine geri ver-
geri isteyen, talep eden kii. mek, yerine koymak, onar-
repetltus gedo. pereto s. alte, mak; geriye kvrmak; uygun
longe-- tabii olmayan, zora- yere koymak; (i, gösteri) tek-

rarlamak; (alnan bir ey) kar-


ki.

repet/o -ere -iv & il

gitmek, yeniden ziya-


-Itum ln vermek ya da öde-
mek; (stok) toplamak, biriktir-
gçf. geri

ret etmek; geri istemek, geri mek; (ödev) bir yana brak-
almak; (asfc.) yeniden saldr- mak; umut beslemek; (pro
mak; konuma) yeni-
(eylem, ile) bakasnn yerine koy-
den balamak ya da devam mak ya da geçmek; In
etmek, yinelemek; (an) hatr- n ümerâ, in numerum-
lamak, üstünde düünmek; olarak saymak, arasnda say-
(köken) izini aratnp bul- mak.
mak, aratrmak; (hak) iddia report/ö -öre -ovi -ât um
etmek, talep etmek, geri iste- gçf. geri getirmek, geri .ta-

mek; res- maln geri iste- mak; (ödül) kazanmak, alp


mek, tazminat istemek; götürmek; (sözcükler) bildir-
pecuniae -undae zorla al- mek.
ma. reposc/ö -«re gçf. geri talep
repetund/ae -oram d ç. (eya- etmek; istemek.
let valisi tara/indan ) zorla al- repositus gedo. rep ono s.

ma, müsadere. uzak.


repexus s. yeniden taranm. repost/or -oris er. onaran,
repl/eo -ere -evi -et um gçf. düzelten.
doldurmak, yeniden doldur- repostus bak. repositus
mak; tamamlamak, iyi hale repöti/a -orum cns . ç. ikind
getirmek; doyurmak, taacak içim (bir elence sonras yeni-
kadar doldurmak; -etus s. den içme, elenme),
dolu. repperî gç. reperio
replicSti/5 -ân is d tomar . reppuli gç. perellâ
yapma, sarma. reproesentâti/5 -ân i s d.

replic/o -5re gçf. tomar aç- temsil, canl gösteri; (i) pein
mak, açlmak, katlanm bir ödeme.
rcp 520 rep
repraesent/Ö -öre -övî repftdiöti/ö -onis d. reddet-
-âtm gçf. ortaya sermek, me, yadsma.
göstermek, çoaltmak, üret- repudi/ö -öre -öv -öt um
mek; hemen yapmak, acele gçf. reddetmek, yadsmak, ge-
etmek; (i) pein ödem A. ri çevirmek, hor görmek, kü-
repreh/endö, repr/endö çümsemek; (e) boamak,
-endere -endi -ensum gçf repud/ium -I & il cns. boan-
alkoymak, tutmak; engelle- ma; reddetme, geri çevirme,
mek, dizginlemek; azarla- repuerâsc/ö -ere gf. yeniden
mak, suç bulmak, eletirmek, çocuklamak; çocukça dav-
ayplamak; yanln göster- ranmak.
mek. repugnant/ia -i um cns. ç. çe-
reprehensi/ö -onis d. durdur- likiler.
ma, önleme; suç bulma, k- . repugnonter z. gönülsüz bir
nama, ayplama, yanln biçimde, istemeye istemeye,
gösterme. repugn/ö -öre -öv —öt um
reprehens/ö -öre gçf. zaptet- gf. kar koymak, direnmek;
mek, tutmak. uyumamak, tutarsz olmak,
reprehens/or -oris er. eletir- repuls/a -ae d. geri çevirme,
men, gözden geçiren kimse. ret, kabul etmeme, yadsma,

repretensus gedo. repre- uzaklatrma, püskürtme; (se-


hendö çim) baarszlk,
reprendo bak. reprehendo repuls/ö -öre gf. çarpmak,
repress/or -öris er. alkoyan, yank. Ummak,
engelleyen, dizginleyen, s- repulsus gedo. repellö
nrlayan. repuls/us -üs er. (k) yans-
repressus gedo. reprimö ma; (ses) yanklanma.
repr/mö -imere -essî repung/ö -ere gçf. yeniden
-essum gçf. alkoymak, dur- dürtmek.
durmak; engellemek, frenle- repurg/ö -öre -övî -otum
mek, bastrmak, kstlamak, gçf. yeniden artmak ya da

snrlamak. berraklatrmak, yeniden te-


reprömissi/ö -ön is d. karlk mizlemek.
olarak söz verme, reputöti/ö -onis d. üzerinde
repröm/ittö -trere -isi düünüp tanmak,
-issum gçf. karlk olarak reput/ö -öre -övî -öt um gçf.
söz vermek. geriye saymak; üzerinde dü-
rept/ö -Öre gf. sürünmek, çok ünmek, göz önünde tutmak,
yava yürümek. mütalâa etmek.
req 521 res

requi/es -eti s d. dinlenme, ra- den, o halde; I in malam


hatlama, geveme, dinginlik. rem cehennem ol! beter ol!
requii/scö -scere -vl -tum contrö rem püblicam ana-
gf dinlenmek, rahat etmek; yasaya aykn olarak; S re
desteklenmek, teselli bulmak; publica anayasaya uygun
(ölüler) istirahat etmek, uyu- olarak; re verö gerçekten,
mak; durmak, kesilmek, din- hakikatte, bilfiil; eö re bu ne-
mek; -tu s s. dinlenmi, din- denden; tuö re, ex tuö re se-
gin, taze, canl. nin yaranna; ab rS yararsz
requîrit/o -öre ardna gçf. bir biçimde; e re (nö -tö) bu
dümek, srarla aratrmak. durumda; prö re koullara
requ!/ro -rere -slvf & siî göre; res adversae terslik,
-sftum gçf. (bir eyi) aratr- talihsizlik; res dubiae tehli-
mak, aramak; sormak, soru- ke; res gestae baanlar; res
turmak; (ex ya da ab ile) soru novae devrim; res prospe-
sormak; gereksinmek; iste- rae, secundae baan, mu-
mek, taleb etmek; elden ka- vaffakiyet, refah; rerum
çrmak, bouna aramak. mâximus dünyada en bü-
requîsitus gedo. requfrö yük; rerum scrîptor tarihçi,
r5s rel d ey, nesne; koul, hal,
. resacrö bak. reseccö
durum, olgu, olay, sorun, i; resaev/iö -ire gf. yeniden id-
muamele; gerçeklik, hakikat, detlenmek, yeniden öfkelen-
mal, servet, varlk, para;
fiil; mek.
çkar, kâr; (yasa) dava; ( ask.) resalût/o -öre gçf. karlk
sefer, harekât; (siy.) politika, olarak selamlamak,
iktidar, devlet; (yaz) konu, resân/escö -escere -u gf. ye-
öykü, tarih; -mihi est niden iyilemek,
tecum seninle ilikim olmak resar/cio -cr e -tum gçf. ya-
zorundadr; -dîvîna kurban; mamak, onarmak,
-mîlitöris sava; -pûblica resci/ndö -ndere -dî -ssum
kamu ileri, siyaset, devlet, gçf. tekrar yrtmak, kesmek,

cumhuriyet; -rustica tanm; yontmak, ksaltmak, parçala-


rem focere zengin olmak; mak; (yasa, anlama) kaldr-
rem gerere sava açmak, mak, feshetmek, ilga etmek,
dövümek; ad rem yerinde, resc/îscö -îscere -Ivî & il
amaca, sadede, konuya uy- -ît um gçf. örenmek, haber-
gun; in rem
yararl olarak; dar olmak, farkna varmak,
ob rem amaca; ob ea m rescissus gedo. rescndö
rem bundan dolay, bu yüz- rescr/bö -bere -psi -ptum
)

r es 522 res

gçf yant vermek; yeniden rulmak.


yazmak, gözden geçirmek; residuus s. kalan; (para) öden-
(imparator) kararvermek; meden biriken, tahsil edilme-
(ask.) nakletmek, kaydetmek; mi.
ödemek,
(para) geri resign/o -âre gçf. mührünü
rescrlptus gedo. rescrîbö cns. krmak; açklamak,
(mec.)
imparatorluk buyruu. aça vurmak; (i) bozmak;
resec/Ö -öre -uî -t um gçf. geri ödemek.
kesmek, ksaltmak, azalt- resü/io -ire -ul gf geri tep-
mak. mek, geri çekilmek, geri sek-
resecr/o -öre gçf. yeniden mek, çekinmek, büzülmek,
dua etmek; bedduadan uzak çekilmek.
olmak. resîmus s. yukan çevrilmi,
resectus gedo reseco
. resln/a -ae d. çam sakz, reçi-

resecutus geo rese<§uor


. ne.
resSdî gç. reslded gç. resîdo resînötus s. çam sakz bula-
res$min/o -öre gçf. yeniden m, reçine bulam.
üretmek, çoaltmak. reslp/i5 -ere gçf. bir eyin lez-

rese/quor -qul -cütus gçf tadna varmak,


zetine,
yantlamak. resip/îsco -îscere ~i & ui gf
reser/5 -âre -övî -âtum gçf (baygnlktan sonra) kendine
sürgüsünü açmak, kilidini aç- gelmek, yeniden aylmak,
mak; açmak, ifa etmek, gös- res/istö -stere -titf gf hare-
termek, izhar etmek, ketsiz durmak, kmldama-
reserv/ö -âre -âvî ihtiyaten mak, durmak; direnmek, kar-
saklamak, ilerisi için sakla- koymak; yeniden ortaya
mak; korumak, muhafaza et- çkmak.
mek. resolütus gedo. resolvâ
res/es -idi s s. kalan; çalma- resol/vö -vere -v -ütüm gçf
yan, lemeyen; üengeç, ay- çözmek, gevetmek, açmak,
lak; sakin. salvermek; eritmek, çözmek;
res/deâ -idere -edi gf. arka- rahatlamak; (borç) ödemek;
da kalmak; aylak olmak, ka- (güçlük ) kovmak, uzaklatr-

ytsz olmak; (mec.) kalmak, mak; kaldrmak;


(vergi) ( söz-

dinlenmek. cükler] açklamak,


res/ido -idere -edî gf. otur- resonâbfilis s. çnlayan, ses ve-
mak, batmak, garkolmak, yanklanan,
ren,
yerlemek; çökmek, yat- reson/o -öre gf çnlamak, ses
mak; (mec.) sakinlemek, du- vermek, yankmak; gçf. -nn
res 523 res

sesini yanstmak; çnlatmak, soluklanmak, canlanmak;


resonus s. çnlayan, yankla- (eyler) eksilmek, hafiflemek,
nan. resplend/eo -ere gf yeniden
resorb/ed -ere gçf yeniden parlamak, parlak bir ekilde
emmek, yeniden yutmak ya k saçmak.
da içine çekmek, resp/ondeö -öndere -ondi
respect/ö -öre gf. arkaya bak- -onsum gçf. yantlamak, ce-

mak, baknmak; gözünü di- vap vermek; ( avukat rahip, bi-


,

kip bakmak, seyretmek; gçf. lici) danmak, yant vermek;


aramak, beklemek, ummak; ( mahkeme) çkmak; (söz, ye-
sayg duymak, min) karlkl vermek;
söz
respectus gedo. respiciö (eyler) tekabül etmek, uyu-
respect/us -üs er. geriye ba- mak; pör pari- aynen mu-
k, özen, dikkat, sayg, göz kabele etmek.
önüne alma, önem; bannak, responsi/ö -önis d. cevap;
snma yeri. tekzip.
resper/go -gere -si -sum gçf respönsit/o -öre gf öüt ver-
serpmek, saçmak, lekelemek, mek, nasihat etmek,
çamur ya da su sçratmak, respons/ö -öre gçf. (r gf kar
respersi/ö -ön is d. serpme, yant vermek; meydan oku-
saçma, lekeleme, mak, kar gelmek,
respersus gedo respergÖ
. respons/or -oris er. yant ve-
resp/icio -içere -exi -ectum ren kimse.
gçf. arkaya bakmak, geriyi respons/um -i cns. yant,, ce-
görmek; (yardm) ummak; vap, karlk; yantlama; tep-
sayg duymak, göstermek, ki; zan, görü; kehanet,
dikkate almak, önem ver- respublica reîpublicae d. ka-
mek; gf geri bakmak, bak- mu leri, siyaset, politika,
mak, baknmak, devlet, cumhuriyet,
respîröm/en -ini cns. soluk respu/o -ere -î gçf. aça vur-
borusu. mak; tükürük saçmak, çkar-
resplröti/ö -ön is d. soluk al- mak, fkrtmak; kabul etme-
ma; soluk alp verme; durma, mek, reddetmek, onaylama-
ara verme. mak.
respirât/us -üs er. solukla içe- restagn/5 -öre gf tamak; sel
riye çekme, teneffüs etme, ne- basmak, sularla kaplanmak,
fes alma. restaur/ö -öre gçf. onarmak,
respîr/ö -öre -övf -ât um gçf tamir etmek, yeniden ina et-

& gf soluk almak; bir daha mek.


res 524 ret

restcul/a -oe d ip, halat, si- raklmak; beklemede olmak;


cim, kaytan, erit, quod -at gelecek için. /

restincti/ö -ön is d söndür- restrîct/us gedo. restrlngö s.


me, bastrma, hararetini gi- sk, gergin, szmaz; ksa; cim-
derme. ri, kstl; keskin, iddetli; -e z.

restinctus gedo. restingud tutumlu olarak; tam anla-


restin/ guö -guere -x -ctum myla.
gçf. söndürmek, bastrmak, restrî/ngö -ngere -nxf
ortadan kaldrmak, harareti- -ctum skca geri çek-
gçf.

ni gidermek; (mec.) harap et- mek, sk balamak; snrla-


mek, mahvetmek, ykmak, mak, kuatmak, yasakla-
resti/ö -ön is er. ipçi, halatç, mak; (d/) çekmek,
restipulâti/ö -önis d kar result/ö -âre gf. çarpp geri
yükümlülük. sçramak, geri tepmek; tekrar
restipul/or -Öri gçf. kar art yanklanmak.
komak, söz vermek, resüm/ö -ere -psf -ptum gçf.

rest/ is -is d ip, halat, yeniden almak; ele geçirmek;


restiti gç. resistö; gç. restö (mec.) yenilemek,
restit/o -âre gf. geride dur- resupîn/ö -âre gçf. geri çevir-

mak, duraksamak, mek, geri kvrmak, bükmek;


restit/uö -uere -uî -ütüm srt üstü yatrmak,
gçf. tekrar yerine koymak, ye- resupînus s. srtüstü yatan,
rine geçmek, eski haline koy- resur/gö -gere -rexî
mak, onarmak, restore et- -rectum gf yeniden ortaya
mek; yeniden ina etmek, ye- çkmak, canlanmak,
nilemek; geri vermek, dön- resuscit/o -öre gf canlan-
mek; mevkiine ya da
eski mak.
haline iade etmek; (karar) ip- retardâti/ö -önis d engelle-
tal etmek, feshetmek; (karak- me, mâni olma,
ter) slah etmek, iyiletirmek, retard/ö -âre -övî -ütüm
restituti/ö -önis d onarma, gçf geciktirmek, tehir etmek,
düzeltme, restorasyon; eski geriye brakmak, alkoymak;
mevkiine ya da haline iade engellemek, durdurmak, de-
etme. netim altna almak,
restitüt/or -öri s er. onaran ret/e -is cns. a, ebeke; (mec.)
kimse. tuzak, kapan,
restitütus gedo. restituö retectus gedo. retegö
rest/ö -âre -itî gf. direnmek; ret/egö -eere -ex -e ctum
salam durmak; kalmak, b- gçf örtüsünü kaldrmak, aç-
ret 525 ret

mak; ifa etmek, apklamak, mak, snrlamak; saklamak,


aça vurmak. hfzetmek, elde tutmak, mu-
retempt/fi -fire gçf yeniden hafaza etmek, korumak.
denemek. retinn/5 -ire gf. ses vermek,
ret/endfi -endere -endi çnlamak.
-en t um & -e ns um gçf. gev- reton/fi -fire gf ar yant ver-
etmek, dinlendirmek, rahat- mek.
latmak. retor/quefi -qufire -si -t um
retent/fi -fini d. engelleme. gçf. geriye dönmek, bükül-

retent/5 fire gçf. engellemek, mek, burkulmak,


retentfi bak. retemptfi retorridus s. kurutulmu, pör-
retentus gedo. retendo; gedo. sümü, pörsük,
retinefi retortus gedo. retorquefi
retfixl gç. retegfi retractât/ö -fini d. durak-
retex/o -ere -ul -tun» gçf. sama, tereddüt.
çözmek, açmak, sökmek; retract/fi (retrecto) -fire
( mec.) datmak, iptal etmek; -fivî-fitum gçf. yeniden ele
yenilemek. almak, yeniden almak; yeni-
rfitiör/ius -î &l er. ala dö- den dokunmak, yeniden kul-
vüen kimse. lanmak; yenilemek; yeniden
reticenti/a -ne d. hiç bir ey düünmek, gözden geçirmek;
söylememe; durma, durakla- geri çekmek, çarmak; gf
ma, tereddüt etme, duraksamak, geri çekilmek,
retretic/efi -fire -ul gf. sessiz retractus gedo. retrahfi s.
olmak, bir ey söylememek; uzak.
gçf. sr tutmak. retra/hfi -here -xi -ctum
rfiticul/um -i cns. küçük a, gçf geri çekilmek ya da çek-
saç a; a örgüsü çanta, mek, geri sürüklemek; geri al-
retlnficul/um -I cns. hayvan mak, kaldrmak, ^ defetmek,
balama ipi, palamar; ya- ortadan kaldrmak,
ma. retrecto bak. retracto
retin/ens -entis .zam. ç. reti- retrib/uo -uere -uî -utum
nefi s. azimli, dikkat eden, gçf onarmak, restore etmek,
dikkatli, riayet eden, yenilemek; geri vermek, geri
retinenti/a ~ae d. bellek, haf- ödemek.
za; an. retrö z. geri, geriye, geriye do-
ret/inefi -inere -inuî ru, tersine, geri geri, ardnda,
-entum gçf. zapt etmek, tut- arkada, arkasnda; (zaman)
mak, alkoymak, yasakla- geçmi.
ret 526 rev

retrörsum z. geriye doru, ter- rever/Sns -entis .zam. ç. re-


sine, geri geri, arkada, arka- vereor s. hürmet gösteren,
snda, ardnda, gerisinde; ters saygl, hürmetkar, riayetkar;
düzende. -enter z. saygl olarak, hür-
retrü/dö -dere -sum gçf geri metkarane.
itmek; geri çekmek, geri al- reverenti/a -ae d. sayg, hür-
mak. met, ihtiram, ululama, kor-
rettulî gç. referö ku, huu.
ret/undo -undere -udi & rever/eor -Sri -itus gçf. huzu-
tudl -Usum & Onsum gçf rundan korku, sayg veya
körletmek; (mec.) durdur- utanç duymak, sayg göster-
mak, zayflatmak, mek, korkmak.
retüsus, retOnsus gedo. re- reversi/o (revorsio) -ötis d.
tundo j. kör, keskin olma- geri dönme; yinelenme, tek-
yan; gabi, hissiz, duygusuz, rarlanma, tekerrür etme,
re/us -I er. sank, maznun, da- reversus geo. revertor
val, müddeialeyh; kefil, ga- revert/ö -ere -I, rever/tor
ranti eden kimse, sorumlu -tl -sus gf. geri dönmek, geri
kimse; mücrim, suçlu. gelmek, geri gitmek, dönmek.
reval/esc5 -esc er e -ul gf. tek- revexî gç. revehö
rar ele geçirmek, geri almak; r eviç t us gedo. revinco
iyilemek. revin/ciö -cîre -xl -ctum
reve/hö -here -xl -ctum gçf. gçf. arkadan balamak, sk-

geri tamak, geri götürmek, ca balamak.


geri getirmek; ( edl .) ata bin- rev/incö -incere -lef -i ctum
mek, sürmek, yelken açmak, gçf. fethetmek, zapt etmek,
rev/ello -ellere -elli -ulsum bask altnda tutmak, bastr-
(olsum) gçf. çekip çkarmak, mak, menetmek; ( sözcükler)
ayrmak, yrtmak; defetmek, yalanlamak, mahkum et-
uzaklatrmak. mek.
revel/ö -öre gçf. açmak, göz revinctus gedo. revincid
önüne koymak, örtüsünü kal- revir/esco -Iscere -ul gf. ye-
drmak, aça çkarmak, niden yeillenmek; yeniden
rev/enlo -enire -5nl -entum gençlemek; yeniden güçlen-
gf. geri gelmek, dönmek, mek; yeniden serpilmek.
reverâ z. gerçekten, hakikaten, revls/Ö -«re gçf. £r gf. geri gel-
reverendus s. sayg uyand- mek, yeniden ziyaret etmek,
ran, saygyla kan k
korku revî/vîscö (-vescö) -vîscere
uyandran. -xî gf. yeniden yaama dön-
) ) )

rev 527 rho


mek, canlanmak, rexi gç. regö
revocöbilis s. geri alnabilir, Rhodamanth/us -I er. öbür
feshedil ebilir. dünyadaki yargç.
re vo cam/ en -ini cns. hatr- Rhamn/üs -öntus d. Atti-
lama, anmsama, ca'da kent, Nemesis heykeliy-
revocâti/ö —önis d. hatrla- le ünlü; -üsius s. -Gsis
ma, anmsama; (söz) geri al- -ûsidis d. Nemesis.
ma. rhopsodi/a -oe d. bir iir kita-
revoc/o -öre -âv -otum gçf b, çounlukla Homeros'un
geriçarmak; hatrlamak, Illiada's için kullanlr.
anmsamak; (eylem) hüküm- Rhe/a -ae d. Kybele.
süz klmak, geçersiz klmak, Rhe/a Silvi/a -oe -oe d. Ro-
iptal etmek; ( eski durum) geri mulus ve Remus'un annesi.
almak, tekrar kazanmak, ih- Rhegium bak. Regl um
ya etmek; ( büyüme durdur- rhenö bak. renö
mak; (konuk) ziyaret karl- Rhen/us -I er. Ren nehri;
nda davet etmek; (yasa ye- -onus s. Ren 'e ait.
niden celp etmek; ( oyuncu RhSs/us -I er. Troia'da öldürü-
tekrar sahneye çarlmak; len Thracia kral,
(birlikler) çekilmek, rhet/or -ör is er. retorik öret-
revolübilis s. geri yuvarlana- meni; hatip.
bilen. rhetoric/us s. retorikle ilgili;
revolütus gedo. revolvö -o -oe, e -es d. hitabet sana-
revol/vö -vere -vî -Otum gçf t, retorik, belagat; -I -örum
(tomar) açmak, göz önüne er. ç. retorik öretmenleri; -5
sermek, tehir etmek, sanlm z. hitabete uygun biçimde,

eyi çözmek; (konuma) anlat- rhînocer/ös -ofis er. gerge-


mak, nakletmek, yinelemek; dan.
(düünce) yeniden düünmek; rhö cns. (çkz.) Yunancada rho
(yaz) yeniden okumak; (edl.) (p) harfi.
döndürmek, çevirmek, dev- Rhodan/us -I er. Rhone nehri.
dönmek,
rettirmek, Rhodop/e -es d. Thracia 'da s-
revom/ö -ere -ul gçf. kus- radalar; -eius s. Thraaal.
mak, boaltmak, Rhod/os (Rhodus) -I d. Ro-
revor- bak. rever- dos adas; -i us s.

revulsus gedo. revello Rhoete/um -I cns. Troia yak-


r€x regis er. kral; zorba, des- nnda, Çanakkale boaznda
pot; lider; patron, zengin dalk bunn.
kimse. rhomb/us -I er. büyücünün
rho 528 riv

halkas; (balk) kalkan, peklik; duygusuzluk, souk;


rhomphae/a -ae d. uzun bar- sertlik, iddet,
bar ciriti. rlgul gç. rigeSscö
rhythmic/tu -I er. düzyaz riguus 5. sulayan, tazelendi-
ritm öretmeni. sulanm, tazelenmi,
ren;
rhythm/os (-us) -I er. ritm, si- rim/a -ae d. çatlak, yank.
metri, bakm, rlm/or -arî -âtus gçf. yrta-
rlc/a -ae d. peçe, rak açmak; aratrmak, yok-
rfcfn/ium -i & ii cns. kukule- lamak, muayene etmek, ince-
tal küçük pelerin, lemek; haberdar olmak, far-
rict/us -üs er., -um -I cns. es- kna varmak.
nerken az içi ve dilerin gö- rlmösus s. yanlm, çatlam,
rünmesi. szntl.
rl/deo -dere -si -sum gf gül- ring/or -I gf karma kark ya
mek, gülümsemek; gçf. gül- da çaprak bir hal almak,
mek, gülümsemek; alay et- rip/o -ae d. rmak kys; ky,
mek, elenmek, sahil.
rfdibundus s. gülen, Rphae/i -orum er. ç. Kuzey
ridlculör/ia -ium cns. ç. a- Scythia'da srada; -us s.
kalar. rlpul/a -ae d. rmak kys,
rldicul/us s. elenceli, gülünç, risc/us -I er. gövde, beden, gö-
aptal; er. soytar; cns. aka; -e üs.
z. akaa bir biçimde; saçma rîsl gç. rfdeo
bir biçimde. rîs/or -oris er. alay eden kim-
rig/?ns -entis z. ç. rigeo s. se.

kat, sert, pek, donmu, rîs/us -us er. gülü, gülme,


rig/eö -ere gf. kat olmak, hande; gülünecek kii, ey.
rig/escö -escere -uî gf. sert- rîte z. dinsel uygulamaya uy-

lemek, katlamak; dikel- gun olarak, usulen, laykyla,


mek, tüylerini kabartmak, uygun biçimde, hakkyla,
rig id/us s. kat, sert, pek; doru olarak; allm biçim-
(mec.) dayankl, tahammül- de.
lü, mukavim, sk, eilmez, rt/us -üs er. âyin, tören, me-
çok sert; -S z. sert bir biçimde, rasim; gelenek, âdet, örf ve
dakik olarak. âdet; ritü, gibi.
rlg/o -öre gçf sulamak, nem- rîvol/is -s er. akta rakip, ra-
lendirmek, çi taneleriyle s- kip.
latmak; tamak (su), rîvâlit/âs -âtis d. akta reka-
rig/or -oris er. katlk, sertlik, bet, çekememezlik.
riv 529 ros

rfvul/us -I er. küçük çay, r- se, seçimde oylan sayan kim-


mak. se.

rîv/us ~î er. akarsu, dere, çay, rogöt/us -Os er. rica, istek.
rmak; e -ö flumino mag- rogit/Ö -öre gçf. sormak, ara-
no facere deveyi pire yap- mak, talep etmek, srarla so-
mak. ruturmak.
rix/a -oe d. kavga, çekime, rog/Ö -öre -övî -otum gçf.
bozuma, az dala. sormak, aramak, talep et-
rix/or -örî -ât us gf. kavga et- mek; (tasar) önermek; (aday)
mek, çekimek, dala az et- seçime girmek legem-, po-
mek, olay çkarmak, pulum yasa tasars sunmak
röbiginösus s. pasl, ya da önermek; magistra-
röbîg/ö -ini* d. pas; küf, tum populum- seçimlerde
mantar. aday göstermek; militüs
roboreus s. mee aacma ait, socrömento- birliklere ye-
meeden. min ettirmek; vnolö emere
robor/o -öre gçf. destekle- guom rogöre ödünç alaca-
mek, takviye etmek, canlan- ma satn almak isterdim.
drmak, güçlendirmek, rog/us -i er. ölülerin yakld
röb/ur -5ris cns. mee aac; yn.
sert aaç; hapisane, zindan Rom/o -ae d. Roma; -önus s.

(Roma'da); ( mec.) güç, kuv- Roma'l.


vet, gayret, enerji; en iyi bö- Römu/us -I er. Roma'nn ilk

lüm, seçkin snf, kral ve kurucuu; -e us, -us


röbustus s. mee aacna ait; s. Romulus'a ait; Roma'l;
güçlü, kat, sert, pek; salam, -idae -idârum er. ç. Ro-
gürbüz, güçlü, olgun, ma'llar.
rö/dö -dere -si -sum gçf. ke- rörör/i -orum er. ç. ava müf-
mirmek; paslanmak; (sözcük- rezesi (askerlik).
lef) iftira etmek. röridus j. çiye ait, çiyle slan-
rogölis 5. ölüleri yakmaya öz- m.
gü odun ynna ait. rörifer -î s. çiy getiren.
rogöti/ö -önis d. öneri, teklif, rör/ö -öre gf. damtmak;
teklif etme, takrir, önerge, ya- damlamak, damla damla ak-
sa tasans; rica, istek; (ret.) so- mak; gçf. çiyle slatmak, nem-
ru. lendirmek.
rogötiuncul/o -ae d. önem- rös röris er. çiy; nem, rutubet,
sizyasa tasans; soru, su; (bitki) biberiye; -mormu
rogöt/or -öris er. öneren kim- biberiye.
ros 530 rud
ros/a -ae d. gül; gül koncas. aka, yumuak; -e z. zarif bir
rosâri/a -ör um cns. ç. gül biçimde.
bahçesi. rube/faciö -facere -fici
roscidus 5. çiyli; slak. -factum gçf. krmzlatr-
Rosc/ius -4 er. L. -OthÖ I.Ö. mak.
67'de yaayan tribunus, ç- rub/ens -ents z. ç. rubeö s.

kard yasayla tiyatrolarda krmz; kzaran,


atllar için oturacak yer ayar- rub/eö -ere gf. krmzlamak;
tlmasn salad; Q. -Gallus kzarmak.
Cicero'nun savunduu ünlü rub/er -ri s. krmz; mare
oyuncu; Sex. - Cicero'nun sa- -rum Kzl ran Körfe-
Deniz;
vunduu Ameria'l; -ius, zi; Öcennus- Hint Okyanu-
-iönus 5. su; Saxa -ra Roma ve Veü
roset/um -4 cns. gül tarh, ya- arasndaki ta ocaklan.
ta. rub/escö -öscere -uf gf. kr-
roseus s. güllü; güllere ait. mzlamak, kzarmak,
rösi gç. rödö rubet/a -ae d. kara kurbaa,
röstrât/us s. gagal, eik; co- rubet/a -«rum cns. ç. böürt-
luvnna -a bir deniz zaferinin len çallan.
ansna dikilen sütun. rubeus s. böürtlene ait.
röstr/um -I cns. (ku.) gaga, Rubic/ö -on is er. talya ve
az; (hayvan) uzun burun, Galya arasndaki snn belir-
böceklerde hortum; (gemi) leyen akarsu.
burun, pruvann ucu; (ç.) fo- rubicundulus s. krmzmtrak.
rumda hatiplerin çkt kür- rubcundus s. krmz, al.
sü. rübîg- bak. röbig
rösus gedo. rödö rub/or -öris er. krmzlk; k-
rot /a -ae d. tekerlek; çömlekçi- zart; utangaçlk; utanç,
nin çark, ikence çark; ara- rubrîc/a -ae d. krmz top-
ba, disk; (deniz) rota. rak, krmz demir cevheri, a
rot/ö -öre -övl -otum gçf. boyas.
döndürmek, hzla döndü- rubuî gç. rubescö
mek, hzla yuvarlamak; (edl) rub/us -î er. böürtlen çals;
döndürmek, çevirmek. böürtlen.
rotund/ö -öre gçf. yuvarlak ruct/ö -öre, -or -öri gçf. & gf.
yapmak. geirmek.
rotund/us s. yuvarlak, deir- ruct/us -us er. geirme,
mi, daireye ait, küresel, küre- rud/ens -entis .zam. ç. rudÖ
vi; (üslup) mülayim, sakin; er. ip, halat, sicim, kaytan, e-
)

rud 531 ran


rit; (ç.) donatma, giydirme, döküntü, yknt, enkaz, ha-
teçhiz etme. rabe, ören; harap etme, mah-
Rud/iae -lorum d. ç. Güney vetme, yok etme, felaket, mu-
talya'da kent, Ennius'un do- sibet.
umyeri; -înus s. rumosus s. çöken, göçen, yk-
rudiâr/lus -I & II er. emekli lan, yklm, harabeye dön-
gladyatör. mü.
rudfment/um -I cns. ilk giri- rum/ex -icis d. kzl doru, ku-
im, balangç. la.

rudis s. ilenmemi, ham; ka- rOmific/5 -Sre gçf. haber ver-


ba, pürüzlü, kötü yaplm; mek, rapor etmek.
(ya) genç; (Mff) kültürsüz, Rümft/a -oe d. emziren ka-
hünersiz, hantal, biçimsiz; dnlan n tanrças; flcus-âlis
habersiz, cahil, deneyimsiz, Remus ve Romulus'un altn-
rud/is -is d çubuk, kol, de- da bir kurt tarafndan enzi-
nek; (döü uygulamalan rildikieri incir aac.
için) ince sopa; (mec.) bir rOminoti/5 -Ön »s d. gevi ge-
onur ödülü; eref nian, tirmek; (mec.) zihinde evirip
rud/ö -ere -îvl -ît um gf. çevirmek.
gümbürdemek, kükremek bö- rfimin/ö -öre gçf & gf gevi
ürmek, yüksek ele konu-* getirmek.
mak, anrmak; gcrdamak, rüm/or -oris er. gürültü, al-
rfld/us -eri cns. moloz ta, klama; söylenti, yaynt, ka-
moloz, çerçöp, süprüntü; ba- muoyu; ün.
. kr parças, rumpio bak. rhomphaea
rüfulus s. kzl saçl. rump/ö -ere rüpî ruptum
Rüfui/f -ör um er. ç. general gçf krmak, parçalamak, pat-
tarafndan seçilen askeri tri- latmak, çatlatmak, yrtmak;
bunuslar. ykmak, yarmak; {eylem) kes-
rOfus s. krmz, kzl saçl, mek; ( anlama bozmak, ihlal
lüg/a -oe d. buruuk, knk. etmek, ilga etmek, kaldr-
rög/ö -ere gf. krmak. mak; (gecikme) son vermek;
rOgosus s. burumu, kuruya- (ses) aça vurmak; (yol) zorla
rak çekilip büzülmü, kr- açmak.
m. rGmuscul/f -örum er. ç. dedi-
ruf gç. ruo kodu, gevezelik.
ruln/o -oe d. düü, düme, run/o -oe d. küçük ok.
ykl, sukut, gerileme, çök- runc/o -Sre gçf yararsz otlan
me, inkraz; göçme, yklma; çkanp temizlemek.
ro 532 rut

m
ru/ö -ere -I -tu gf. dümek, rösticit/ös -ötis d. köy âdet-
yklmak, devrilmek; komak, leri, köylülük.
acele etmek; yklmaya yüz rüstic/or -âr gf. krda yaa-
tutmak; gçf. vurmak, çarp- mak.
mak, yere doru hzla savur- rösticul/us -i er. köylü, çiftçi

mak; yukan atmak, yama.


rüp/es -is d. kaya, uçurum, rustic/us s. kra ait, krsal; ba-
rüpl gç. rumpo sit, kaba, budala; er. köylü;
rupt/or -öris er. tecavüz eden -e z. köylümsü bir tarzda,
kimse. acemicesine,
ruptus gedo. rumpo rüsum bak rürsus.

rüricol/a -oe s. krsal, köye rutacaesa ç.cns. bir arazideki


ait. kerestelik aaç ve maden fi-

rüri gen/a -ae er. taral, köy- lizleri.

lü. röt/a -ae d. sedefotu; (mec.)


rürsus, rûrsum (rüsum) z. naholuk, tatszlk,
geri, geriye; tersine, karl- rutil/ö -üre gçf. krmzya bo-
nda; yine, tekrar. yamak; gf sdan kzarmak,
rOs röris cns. kr, tara, krlk rutilus s. krmz, kzl,
bölge; malikâne, çiftlik; rüs rutr/um -I cns. bahçvan beli,

kra, taraya; röri krda, ta- kürek, mala.


rada; rüre krdan, taradan, r ütül /a -ae d. küçük sedefotu
rusc/um -I cns. kasap süpür- parças.
gesi. Rutul/î -orum er. ç. eski Latin
russus 5. krmz, koyu krmz, halk; -us s.
rüsticönus s. kra ait, taraya Rutup/iae -iârum d. ç.

ait, köye ait, taral, köylü. Kent'te deniz liman; mod.


rösticâti/ö -önis d. kr yaa- Richborough; -Inus s.

m. rut us gedo. ruö


s
Sab/o h»c d. Yemen'de kent; yol; -rum -rî cns. kutsal ey,
-aeus s. kutsal çanak; kutsal mahal,
Sobûz/ius -î er. Bakkhos; -4a sunu; kurban; âyin; (ç.) kur-
-lorum cns. ç. Bakkhos enli- ban etme, tapnma, din; -ra
i. facere kurban etme; inter -
Sabbat/a -oram cns. ç. Sab- rum saxumque srt duvara
bath, Musevi'lerin kutsal gü- dayal olarak; höreditas si-
nü ve tatili. ne -rîs hiçbir sorumluluu
Sabell/us -I er. Sabin; -us, olmayan miras.
-CUS5. sacerd/ös -o t is er., d. rahip,
Sabîn/i -ör um er. ç. Orta tal- rahibe.
ya'da yerleik bir kavim; -us sacerdöt/ium -I & il cns. ra-
s.Sabin d. Sabin kadm; n. Sa- hiplik.
bin çiftlii, Sabin arab. sacrâment/um -I cns. bir da-
Sabrin/a -ae d. Sevem rma- va için taraflarca yatnlan
. kamu davas, uyu-
depozito;
saburr/a -ae kum, safra. mazlk; (ask.) ballk yemini.
Sac/ae -örum er.ç. Scythia'l- sacrar/ium -I & il cns. kutsal
lar ( skit kabilesi). mahal, mabet.
sacciper/ium -î & iî cns. kese sucricol/o -ae er., d. kurban
koymak ipn cep. törenine bakanlk eden ra-
sacc/ö -fire gçf. fazla germek, hip veya rahibe.
zorlamak, süzmek. sacrifer -î s. kutsal eyleri ta-
Saccul/us -I er. küçük çanta, yan.
kese. sacrificâlis s. kurbana ait.
sacc/us -I er. çanta, kese, cüz- sacriflcâti/o -ön is d. kurban
dan. etme.
sacell/um -I cns. mabet. sacrific/ium -i & il cns. kur-
sac/er -rl s. kutsal, mukaddes; ban.
adanm, kutsanm; kurban sacrific/Ö -öre gçf. & gf. kur-
olarakadanm; ceza gerekti- ban etmek.
ren, murdar, melun, suçlu; sacrificul/us -I er. kurban
MÖns- Roma'l pleblerin çe- eden rahip; rex- ba rahip.
kildikleri tepe; Via -ra Fo- sacrificus s. kurbana ait.
rum'u Capitolum'a balayan sacrileg/ium -î & î cns. kut-
.

sac 534 sag


sal bir eye kar saygszlk, verme alan.
sacrilegus s. kutsal bir eye saet/a ~ae d. kl, sert kl.
kar saygszlkla ilgili; kafir, saetiger -I s. kll,
zndk, kutsal olmayan, gü- saetosus 5. bol kll, sk kll,
nahkâr; er. tapnak hrsz, saevîdicus s. öfkeli,
sac r/ö -öre -av -âttm gçf. saev/io -ire -iî -îtum gf. çok
kutsamak; mahkum etmek, Öfkelenmek, hiddetlenmek,
lanet etmek, beddua etmek; çlgnca bamp çarmak,
adamak, hasretmek, vakfet- soeviti/a -oe d. öfke, hiddet;
mek; dokunulmaz klmak; vahilik, zalimlik,
(iir) ölümsüzletirmek; -âtus saev/us s. öfkeli, hiddetli; za-
s. kutsal, olunmu;
takdis lim, gaddar, barbar; -S -ter
-âta lex çinendiinde ye- z. hiddetli bir biçimde, zalim-
ralt tannlanna emanet edil- ce.

meyi gerektiren yasa, sâg/o -ue d. fala,


sacrösanctus s. bozulamaz, sagocit/ös -âti s d. (köpekler)
ihlal edilemez, dokunula- keskin koku; (akl) kurnazlk,
maz. açkgözlülük.
sucruficö bak. sucrificö sâgâtus s. asker pelerini giy-
saeclum bak. saeculum mi kimse.
saeculâris s. yüzyllk, yüzyl- sag/âx -âcis s. (duyular) kes-
da bir olan; ( dn .) dünyevi, cis- kin, keskin kokulu; (akl) zeki,
mani, putperest, kvrak zekal, kurnaz; -oc-
saecul/um -7 cns. kuak, nesil, ter z. keskin bir biçimde; kur-
ömür, ya; ça; yüzyl; in -« nazca.
(dn.) ebediyen. sagîn/a -oe d. tka basa dol-
saepe z. sk sk, -n ümerâ çok durma, besleme, yiyip içme;
sk. yemek, besin, ar yemek;
saep/es -is d. çal, engel, çit. yal hayvan.
saepîment/um -I cns. kapa- sogîn/Ö -are gçf. tknmak, t-
ma, kuatma, çevirme, ka basa yemek, yalanmak,
saep/io -ire -si -t um gçf. çit- seminnek; beslenmek, ziya-
le çevirmek, kapamak, hap- fette bol bol yemek,

setmek; (mec.) snmak, ko- sög/iö -ire gf. keskin bir bi-
runmak. çimde alglamak,
saeptus geüo soepio cns. çit, saegitt/a -ae d. ok.
duvar; kazk, parmaklk çu- sagittör/ius -î & iî er. okçu.
buu; (koyun) al, sürü; (Ko- Sagittifer -i s. okla donanm
ma) Campus Martius'daki oy (kimse).
sag 535 sal

sogm/en -ini* cns. dokunul- sal/i5 -re -uî -t um gf sçra-


mazlk iareti olarak kullan- mak, atlamak; vurmak, at-
lan kutsanm ot yn, mak (nabz).
sagul/um -I cns. ksa asker pe- saliv/a -ae d. salya, tükürük,
lerini. tat, lezzet.

sag/um -î cns. asker pelerini, sal/ix -icis d. söüt aaa.


yün pelerin. Sallust/us -I er. Roma'l ta-
Sagunt/um -I cns., -us (os) -I rihçi; -iönus s.

d. Dou Ispanya'da kent; Salmön/eus -eos er. Aelosun


-in us s. imee öykündüü için Tar-
sâgus s. kehanette bulunmay- taros'ta cezalandnlan olu;
la ilgili; kehanetle ilgili, -is -idis d. kz Tyro.
sâl ali* er. tuz; tuzlu su, sala- salsâvnent/um -I cns. tuzlu
mura, deniz; (mec.) kurnaz- su, salamura; tuzlu balk,
lk, açkgözlük, zekâ, nükteli sals/us s. tuzlu; tuz, salamu-
söz, aka; zevk, zerafet. rayla ilgili; (mec.) zarif, nük-
salac/ö -dnis
er. kabaday. teli, esprili; z. zekice, hazr-

Salam/is -ini d. Atina yak- cevaplkla.


nnda Yunan adas; Kbns'ta saltöti/o -ön is d. dans, dans
kent; -inius s. etme.
salaput/um -I & man- il cns. saitât/or -öris er. dansç.
ken, küçük adam, adamck, saltâtSrius s. dansa ait.
salörius s. tuza ait; cns . öde- saltötr/ix -Icis d. dansç,
nek, maa. saltât/us -ös er. dans,
sal/âx -öcis s. ehvetli, ehva- saitem z. en azndan, ne olur-
ni, kösnül, dnsellîgi uyarha. sa olsun, her halükârda,
salebr/a -ae d. engebelilik, salt/ö -öre gçf. & gf. dans et-
anzallk. mek.
Saliâris s. Salii'ye ait; debdebe- soltuösus s. aaçl, ormanlk,
li, gösterili. salt/us -üs er. sçray, atla-
salict/um -I cns. söütlük, ma.
salient/es -ium d. ç. pnarlar, salt/us -üs er. onnanlk alan-
salignus s. söüte ait. da çayr, orman içindeki açk-
Soli/I -örum er. ç. Mars'n ra- lk; koyak, dar ve derin dere,
hipleri. solûbri/s (saluber) s. salk
salill/um -I cns. küçük tuz ki- veren, salkl, shhi; salam,
leri. pek; -ter z. salkl olarak;
salîn/ae -örm d. ç. tuzla, yararl bir biçimde.
saln/ um - cns. tuz kileri. scdübrit/Ss -âtis d. salk,
sal 536 san
shhat. meden.
salul gç. salio Samarobri v/a -ae d. Belçi-
sol/um -î cns. deniz, açk de- ka'da kent, bugün Amiens.
niz. sambüc/a -ae d. harp (mü-
sal/Gs -ütis d. salk; afiyet, zik).

iyilik, yaam; güvenlik; iyi ni- sambüci$tri/a -ae d. harp ça-


yet, selamlama; -ötem lan.
dlcere selamlamak, selam Sam/e -es d. Yunan adas Cep-
vermek; veda etmek, hallenia'nm eski ad; -aous
salutüri/s s. sala yararl, s.

salkl; yararl; -littera A Samn/ium -i & iî cns. Orta


harfi(absolvö'nun ksaltl- talya'da bölge; -is -itls s.
mas, yani beraat, aklanma); Samnium'lu.
-ter z. yararl olarak, Sam/os (-us) -I d. Ege'nin
salûtâti/o -ön is d. selamla- Anadolu kysnda ada, çöm-
ma; resmi sabah ziyareti. lekçiliiyle ve filozof Pythago-
salGtât/or -öris -rîx
er, ras'n doum yeri olmasyla
-ricis d. büyük bir ahsiyetin ünlüdüf; -ius s. Samoslu; cns .

evine sabah ziyaretinde bulu- Samos çömlei.


ç.

nan kii. Samothrac/ia -iae, -a -ae d.


salCtifer -i s. salk veren, Semendirek, Kuzey Ege'de
sal ütiger ulus s. selam götü- ada; -us a -esum er.ç.d. Sa-
ren. mothracia'llar.
sal üt/ ö —a re -âvl -at um gçf. sartöbilis s. tedavisi mümkün.
selamlamak, esenlemek, say- sân âti/ö -onis d. iyileme, i-
glanm, iyi dileklerini sun- fa bulma.
mak. san/cio -cîre -xl -ctum gçf.

salve z. iyi, shhatte; pek iyi. kutsallatrmak; rahiplie


salve em. salveö atamak, tasdik etmek; yapt-
salv/eö -ere gf. iyi olmak, sa- rm uygulamak.
lkl olmak; -e -etö -ete se- sanctimoni/a -ae d. kutsal
lam! iyi günler! hoçakal! ere olma, mukaddeslik; iffet, is-
iubeö iyi günler dilerim, met.
salv/us, salv/os s. güvenli, sancti/ö -onis d. resmi emir,
salim, sa, canl, bozulma- irade, hüküm, yasay çine-
m, iyi; bozma, ihlal etme- yenlere verilen ceza.
yen; pek alâ; -sîs sana iyi sanctit/âs -atis d. kutsallk;
-a r5s est her ey ta-
günler! doruluk, dürüstlük, iffet, is-
mam; -ö lege yasay çine- met.
.

san 537 sap


sanctitOd/ö »ni d. kutsallk. sani/es -em -e d. hastalkl
sanct/or -orij er. yaptnm ge- kan; ylan ya da akrep zehir!
tiren; müeyyide koyan. sönit/âs -ât is sa- d. (gövde)
sonct/us gedo. sanciö s. kut- lk, salamlk;salkl (akl)
sal, dokunulamaz; muhte- düünme, doru düünme;
rem, saygdeer; dindar, tak- makul olma, akl banda ol-
va ehli, erdem sahibi, iffetli; ma; (üslup) halislik, haslk,
-e z. ciddiyet ve vakarla, din- saflk, uygunluk,
darane. sann/o -ae d. smtma, alay et-
sondaligerul/a -ae d. sandal me.
giyen. sanni/Ö -onis er. soytar,
sandal/i um -I & iî cns. san- sân/o -âre -av -ötum gçf
dal, terlik. iyiletirmek, ifa vermek;
sandapil/a -ae d. tabut seh- (mec.) çare, bulmak, deva
pas. bulmak, sknty hafiflet-
sand/yx -yeis d. al renk, kr- mek.
mz renk. sanquölis avis d. balk karta-
sânö z. makul bir biçimde; çok, l, tavancl,
deniz
kukusuz; (alayl) elbette, ta- sânus s. salam, salk-
(gövde)
bi; (kabul) kukusuz, tabii, l; (akl) akl banda, mantk-

gerçekten; (yant) elbette, ta- l; (üslup) yanlsz; male -


bii; (emir) buyur bakalm; deli, çlgn; sanan es? akln

Hjuam pek çok; haud- pek banda m? akln m kaçr-


deil. dn.
sanguen bak. sanguis sanxî gç. sanciö
sanguin/âns -ântis s. kana sap/a -ae d. taze arap,

susam. sapi/ets -entis z. ç. sapiö s.

sanguinörlus s. kana susa- akll, basiretli, ihtiyatl; er.

m. akll adam, felsefeci; zevk sa-


sanguneus s. kanl, kana ait, hibi kii; -enter z. akll bir
kan krmz. biçimde, makul bir biçimde,
sanguinolentus s. kanl; kan sapienti/a -ae d. akl, akll-
krmz; kandan ibaret. lk, idrak, muhakeme, akl
sangu/is -ini er. kan, kan yürütme, basiret, feraset; fel-
dökme; zürriyet, nesep, soy, sefe; bilgi.

asl, ahfat, aile; ürün, döl, ev- sap/iö -ere -Ivi & ul gf. tad
lat; (mec.) güç, yaam; -ineni ya da lezzeti olmak; akll ol-
dare kan dökmek; -ineni mak; tedbirli olmak, ferasetli
mittere kanatmak. olmak; gçf. kokusunu almak,
sap 538 sat

tadm almak; anlamak, s. Surlu.


sap/or -öris er. tat, çeni, lez- sarröc/um -I cns. atl yük ara-
zet; (gda) nefayis; (mec.) be- bas.
eni, incelik. sarrö bak. sarö
Sapph/ö -üs d. Lesbos'lu ka- sarsl gç. sarciö
dn air; -icus s. sartâg/ö -ini d. tava,
sarcln/a -ae d. paket, bohça, sart/or -öris er. çapalayan
yn, yük; (askerlik) takm, kimse, yabani otlan aykla-
sorcinârius 5. bavulla ilgili, yan kimse,
sarcinöt/or -öris er. yama- sartus gedo. sarciö
yan kimse. sat bak. satis
sarcinul/a -ae d. küçük pa- satag/Ö -ere gf. beladaba
ket. olmak; taciz edilmek; tela et-
sar/cio -cfr e -si -tum gçf. ya- mek, ii bandan amak,
mamak, onarmak, tamir et- satell/es -iti er., d. hizmetçi,
mek. hizmetkâr, yardma, suç or-
sarcophag/us -I er. gömüt, ta.
mezar, sin, lahit, sati/ös -ötis d. yeterlilik, kifa-

sarculum -I cns. küçük çapa. yet; doymuluk, tokluk,


Sard/es (-is) -i um d. ç. Sardis, satiet/as -ötis d. yeterlilik,
Lydia'nm bakenti; -iânus s. doymuluk.
Sard/ina -niae d. Sardunya satin, satîne, satisne yerine z.

adas; -us -5 us -iniönsis s. gerçekten, hakikaten.


sordony/x -chis d. akik ta, sati/ö -öre -övf -öt um gçf.
sar/iö -ire -îvl & uî gçf. çapa- doyurmak, tatmin etmek, ya-
lamak, aynk otlarn çkarp ttrmak, teskin etmek; dol-
temizlemek. durmak, doyurmak; tka ba-
saris/ a -ae d. bir tür Macedo- sa doyurmak, bktrmak,
nia mzra. usandrmak, irendirmek,
sarisophor/us -î er. Macedo- sati/ö -ön is d. tohum ekme,
nia'l mzrakç. aaç yetitirme; (ç.) tarlalar,
Sarmat/ae -urum er. ç. Sar- satis, sat 5 yeterli, kâfi, elveri-
.

matiailar, Güney Dou Rus- li; . yeterli bir biçimde, yeter-


ya'da bir kavim; -cus -is s. li ölçüde, oldukça, iyice, gere-
sarment/um -i cm. çallk, ça- i gibi; -accipiö yeterli temi-
llar. nat almak; -agö, agitö taciz
Sarped/ön -ön is er. Lykia edilmek, ii bandan amak;
kral. -dö önermek;
yeterli kefalet
Sarr/a -ae d. Sur kenti; -önus -faciö doyurmak, tatmin et-
a) .

sat 539 sca

mek; telafi etmek; ( alacakl mek, nefret ettirmek


ödemek. satus gedo. serö er. oul; d. kz
satisdati/5 -önls d. güvenlik çocuk; cns. ç. ürünler, mah-
veren. sul, ekin.
setisdo bok. sotis do sat/ us -üs er. tohum ekme,
satisfaciö bak. sats faciö aaç yetitirme; vücuda getir-
sotisfoçtö -ön i s d. telafi, me.
özür. sotyrisc/us -I er. küçük satir,
satius ( k .) sotis daha iyi, da- satyr/u s -î er. satir.
ha yeterli. souciöti/5 -onis d. yaralama,
sot/or -oris er. tohum eken souci/ö -öre yaralamak, in-
kimse, aaç yetitiren kimse; citmek.
baba; teebbüs sahibi, kuru- soucius s. yaral, incinmi;
cu. hasta.
sotrap/Ss -is er. satrep, Pere- sauromatae bak. Sorma t ae
lerde yönetid. sâviât/ö -onis d. öpme.
satur -î s. dolu, doymu; (mec.) söviol/um-I cns. tatl öpü,
zengin. sövi/or -örî gçf. öpmek,
sotur/a -oe d. kank yemek; söv/ium -I & ii cns. öpü.
karmakark ey; ($«r) yergi; saxötlis kayaya ait.
s.

pcr -om arta bir biçim- sax€t/um -I cns. kayalk yer.


de. saxeus s. kayalk, kaya, kaya-
saturei/a -orum cns. ç. lezzet- ya ait olan.
li, itah aça. saxiflcus s. ta haline getiren.
saturit/ös -âtis d. dolgunluk; saxo sus s. tal, çok kayal, çok
tokluk; bolluk, mebzuliyet. tal.
Soturnol/io -i um & iörum saxul/um - cns. küçük kaya.
cns. ç. Arahk'ta yaplan Sa- sax/um -î cns. kaya, kopmu
tumus enlii. kaya parças; Tarpeia kayas,
Soturnln/us -I er. Iö 103-100 scob/er -rl s. kaba, kepekli,
arasnda görev yapan dev- kabuklu; uyuzlu, kantl,
rimci tribün. scabi/es -em -« d. kabalk,
Saturn/us -i er. Altn Ça'n ba kepei, kabuk; uyuz, ka-
hakimi, tohum ekme tanrs; nt.
Satürn gezegeni; -ius s. -i scabill/um -I cns. iskemle, ta-
-iae d. evlilik tannças. bure; ayakla çalnan bir kas-
satur/ö -öre -övî -öt um gçf. tanyet.
doldunnak, tka basa doyur- scab/ö -ere scâbl gçf. trma-
mak, tatmin etmek; irendir- lamak, kamak.
sca 540 sce

Scae/a port/a -oe -ae ç.d. scoph/o -oe d. tekne, kayk,


Troia'mn bat kaps, hafif yelkenli filika,
scaen/a -ae d. sahne, sahne scoph/ium -i & il cns. kayk
dekoru; (mec.)kamu yaam; tabak.
d görünüm, yanltc görü- scopul/oe -örum d. ç. kürek
nü, -gibi görünü, kemikleri; omuzlar,
scaenölis s. tiyatroya ait, tem- scöp/us -I er. mil, aft; (doku-
sili. ma tezgâh) plik kirii,
scaenicus sahneye ait, tiyat-
s. scar/us -I er. (balk) skaros, gü-
roya oyuncu.
ait; er. ne bal.
Sacevola -oe m. Porsenna'mn scatebr/a -ae d. fkran su.
önünde sa elini atete ya- scot/eö -öre ~ö -ere gf. kay-
kan eski bir Romal kahra- namak, fkrdamak, fkr-
man; Cicero döneminde ünlü mak, tamak; (mec.) bol ol-
yargç. mak, mebzul olmak, oul
scaevus s. solda; yoldan çk- vermek.
m, sapkn; d. kehanet, scatiirîgin/es -um d. ç. kay-
scöl/ae -örum d. ç. merdiven, naklar, pnarlar,
basamaklar, scatür/iö -ire gf. fkrmak,
scolm/u -T er. iskarmoz. tamak; (mec.) bol; d. fkran
scalpell/um -I cns. küçük ve su.
düz bçak. scaurus s. ayak bilei geni,
scolp/5 -ere -si -tu gçf. oy-m sceleröt/us s. kutsal bir eye
mak, hakketmek, kazmak, kar saygszlk etmi; gü-
kabartma ii yapmak; trma- nahkâr, kötücül, ad kötüye
lamak. çkm, lanetlenmi, melun;
scolpr/um -I cns. bçak, çak; habis, kinci; -ö z. günahkar-
keski. ca.
scalpurr/iö -ire gf trmala- sceler/ö -öre gçf. kutsal bir e-
mak, kazmak. ye kar saygszlkta bulun-
$camand/er -rl er. Troia'da mak.
rmak, Ksanthos olarak da bi- scelerösus s. kötü, bedhah, la-
linir, Menderes Nehri. netlenmi, melun,
scamm5ne/a -oe d. (bitki) scelost/us s. günahkâr, habis-
mahmude otu. lie ait, alçak; anssz; -e z.
scamn/um -î cns. sra, bank, günahkârca.
iskemle, tabure; taht, scel/us -eri» cns. günahkârlk,
scand/ö -ere gçf. & gf. trman- suç, günah; (kii) alçak, adi
mak, çkmak. ve habis kimse; (olay) bela, fe-
sce 541 sci

laket, afet. açmak, yarmak, bölümlere


scSn- bak scaevt-
. ayrmak; ikiye ayrmak.
sceptrifer -î s. hükümet asas scntill/â -ae d. kvlcm, ça-
elinde bulunan. km.
sceptr/um -I cns. asa, salta- scintill/ö -âre gf. kvlcm
nat, krallk asas, krallk, yö- saçmak, pmldamak.
netim, egemenlik, yetkililik, scintlllul/a -ae d. küçük kvl-
sceptüch/us -I er. krallk asas cm.
tayan. sc/io -ire -IvI -itum gçf. bil-

scheda bok. scida mek; hüner sahibi olmak;


schevn/a -ae d. biçim, üslup. (ms. ile) ne yapacan bil-

Schoen/eus -ei er. Atalan- mek; quod -iam bildiim


ta'nm babas; -eius s. -eis kadanyia; -Itö emin olabilir-
-eidis d. Atalanta. sin.
schoenobat/es -ae er. ip cam- sctpi/ö -onis er. denek, sopa,
baz. çomak.
schol/a -ae d. bilgili konu- Scipi/ö -onls er. ünlü Roma'l
ma, bilgili tartma, müzake- soyad (öz. Africanus Aemili-
- re, münazaa, deneme, çal- anus).
ma; okul; frka, mezhep, izle- scirpeus s. sazdan, hasrdan.
yiciler. scirpicul/us -I er. hasr sepet.
scholasticus 5 . okula ait; er. scirp/us -I er. saz otu, su heza-
retorikçi. ram, hasr saz.
sci d/a -ae d. kât tabakas, scîscit/or -örf -ötus, -5 -öre
sci/ens -en ti s .zam. ç. sclö s. gçf. soruturmak; soru sor-
bilen, kavrayan, zeki, fatin; mak.
deneyimli, bilgili, hünerli, scî/scö -sce re -v -tu m gçf.

ahsen tannan; -«nter z. us- soruturmak, örenmek; (siy.)


talkla, mahirane. önaylamak; buyurmak, ata-
scienti/a -ae d. bilgi, hüner; mak.
bilim. scissus gedo. sclndo s. yark,
scllicet z. açkça, aikâr ola- çatlak; (ses) sert, kaba.
rak, kukusuz, tabii; (kabul et- scftament/a -onm cns. ç.

me) hiç kuku yok; ( alayl ) sa- lezzetli eyler.


nrm, tabii, scit/or -örî -öt us gçf. & gf.
scilla bak. squilla sormak, soruturmak; dan-
scn, scisne yerine, mak, bavurmak.
scl/ndo -ndere -dî -ssum scltulus s. temiz ve düzgün,
gçf. yrtarak ayrmak, keserek tertipli.
)

sci 542 ser

seft/um -¥ cns. resmi emir, ira- tanmlamak; (belge) yazmak;


de, hüküm, yasa, nizam, (yasa) uygulamak; (ask.) kay-
seft/us gedo. selo; gedo. detmek.
Sefseö s. zeki, akll, anlay- serîn/ium -I & i cns. kitap
l, hünerli; ( sözcükler) mantk- muhafazas, mektupluk.
l, nükteli; (görünüm tertipli, scrfpti/5 -on s d. yaz; kom-
i

düzenli, k; -e z. zekice, zevk- pozisyon, tahrir; metin,


lice. scrlptlt/o -öre -övî -ütüm
scit/us -fls er. emir, irade, hü- gçf. kurallara uygun yazmak,
küm. yapt yazmak (vermek).
sciûr/u -î er. sincap, scrîpt/or -oris er. yazar, yapt
sefvî gç. sciö; gç. scîscö rerum- tarihçi,
sahibi; kâtip;
sco b/ is -is d. bçk tozu, tala, scrfptul/a -orut cns.ç. dama
ee tala. tandaki çizgiler; duodecim
scomb/er -rî er. uskumru, s. oniki çizgi; dama tahtas

scöp/ae ~örum d. ç. ince dal- üzerinde oynanan bir oyun,


lar, sürgünler; katr trna, scrfpt/um -I cns. yaz, kitap,
scopulosus s. kayal, bol, çok yapt; yasa, kanun,
kayal. scrîptür/a -ae d. yaz; kom-
scopul/us -I er. kaya, sarp ve pozisyon; belge, evrak; (siy.)

kayalk uçurum, dalk bu- kamu otlaklarna konan ver-


run; ( mec.) tehlike. gi.

scorp/ö -ön is, -us & os -î er. scrfptus gedo scrîbö


.

akrep; (ask.) manank. scrîpt/us -üs er. kâtiplik,


sco rtot/or -oris er. zina eden scrîpul/um -î cns. hafif ar-
kimse, evlilik d dnsel iliki, lk, eczac tarts,
scorteus s. deriden, serob/is -is d. hendek, ark, si-
scort/or -örl gf. fahielerle per, mezar.
iliki kurmak. seröf/a -ae d. dii domuz,
scort/um -î cns. fahie, oros- scröfipâsc/us -î er. domuz ye-
pu. titiren.
screüt/or -oris er. boazm scrüpeus s. tal, pürüzlü,
gürültülü bir biçimde temizle- scrüpösus s. çok kayal, çen-
yen kimse. tikli.

sereot/us -üs er. boaz temiz- scrflpulösus s. tal, pürüzlü;


leme. (mec.) kesin, dakik,
scrlb/a -ae er. kâtip, yazc. serüpulum bak. seripulunt
seri/bo -bere -psî -ptum gçf. scrûpul/us -I küçük, kes-
er.

yazmak, çizmek; kaydetmek, kin ta; (mec.) huzursuzluk,


ser 543 sec

rahatszlk, kuku, z'nda tehlikeli bir kaya ya da


serüp/us -î er. keskin ta; deniz canavar; -oeus s.
(mec.) huzursuzluk, rahatsz- scyvtn/us -I er. yavru (ay, as -

lk. lan).
seröt/a -örum cns. ç. çerçöp , seyph/us -I er. arap kâsesi.
süprüntü. Scyr/os -us -î d. Euboea ya-
sc rfit/or -ör -atus gçf. ara- knlarnda bir Ege adas; -lus
mak, sondayla yoklamak, in- -os s.
celemek; farkna varmak. seytalo bak. scutula
sculp/5 -ere -si -tum gçf. oy- Scyth/o, -es -ae er. skit; -ia
mak, hakketmek, kazmak, -oe d. Iskitya, Kara Deniz'in
sculpöne/ae -örum d. ç. en- kuzey dousunda ülke; -cus
geller, köstekler, s. -is -idis d. Iskitya 'l kadn,
sculptilis s. oyulmu, hakke- se, sese za. kendisi, kendileri;

dilmi. apud- yurtta, evde; inter-


sculpt/or -ör is er. yontucu, karlkl, kendi aralannda.
heykeltra. seb/um -t cns. don ya, mum
sculptus gedo. sculpfi ya, içya, kuyruk ya,
scurr/a -oe er. dalkavuk, soy- sec/edö -edere -essl -essum
tan; züppe. gf. aynlmak, uzaklamak, ge-

scurrllis s. alayl, alay eden, ri çekilmek; bakaldrmak;


scurrlit/âs -ât is d. bo- az (siyasal ya da dinsel bir ör-
zukluu, küfürbazlk, soytan- gütten) aynlmak.
lk. sec/ernö -emere -revî
scurr/or -ürî gf. maskaralk -re tu m gçf. ayrmak, tefrik
yapmak. etmek, bir kenara ayrmak;
sefitâl/e -is sapan kay,
cns. ayntrmak; ayrt etmek.
scütötus 5. kalkan tayan, sece$si/â -fini d. çekilme; ay-
scutell/a -oe d. kâse, tas. ni m a ( siyasal ya da dinsel bir
scutic/a -oe d. kamç, krbaç, örgütten).
scutr/o -ae d. düz tabak, secess/us -üs er. iten çekilme,
scutul/o -oe d. küçük tabak, yalnzlk; geri çekilme,
scutul/o scytal/a -oe d. tah- seclü/do -dere -si -sum gçf.
ta makara; gizli mektup, kapamak, tecrit etmek, ayr-
scutulât/a -oe d. kareli giysi, mak; ayrmak, tefrik etmek,
ftcûtul/um -i cns. küçük kal- ortadan kaldrmak.
kan. secIOsus gedo. seclüdfi s.
scût/um -î cns. kalkan, siper. uzak.
Scyll/a -oe d. Messina Boa- sec/ö -fire -u -tum gçf. kes-
sec 544 sec

mek; yaralamak; bölmek; sScul- bak. saecul-


(f/p) ameliyat etmek; ( devi- secum kendisiyle birlikte.
nim) içinden geçmek; (uyu- secondön/T —orum er.ç. ikinci
mazlk) karara varmak, lejyon askerleri,
sec ret i/ö -ön i s d. ayrma, tef- secundörius s. ikindi,
rik etme. secundö z. ikind olarak,
söcretö z. münferit olarak, özel secund/ö -öre gçf. yarar sa-
bir ekilde, gizlice, mahrem lamak, baanl klmak,
olarak. secundum edt. (yer) arkasnda,
sicret/um -I cns. özellik, hu- boyunca; (süre) sonra; (sra)
susilik, gizlilik; geri çekilme, bitiik; (anlama) lehine, gö-
gözden uzak yer; giz, sr, gi- re; z. arkasnda.

zem. secund/s s. izleyen, arkadan


sScretus gedo. secesnö s. ayr; gelen, bitiik, bir sonraki;
yalnz, uzak; gizli, mahrem, ikind derecede, aa; uygun,
sect/a -ae d. yol, patika; yön- elverili, talihli, bahtiyar;
tem, yaam biçimi; (siy.) par- (mec.) ikindi; d. ç. (oyun) ikin-
ti; (kl.) okul. ci bölüm; ons. ç. boan; talih,

sectörius s. önde gelen, yol ans; -ö fHZmine aknt yö-


gösteren. nünde; r€s -ce ikbal, boan,
sectöt/or -oris er. hayran, iz- refah.
leyici, tilmiz, çömez. secüricul/a -ae d. küçük bal-
sSctilis s. kesik; kesici, ta.

secti/ö -önis d. kesme, kesi; secürifer -I s; baltal.


haciz edilen mallan açk art- secüriger -
s. baltal, balta ta-

trmayla satma, yan.


sect/or -ör is er. kesid, kesen secur/is -is d. balta; (mec.)
kimse; açk arttrmada satn ölüm darbesi; (siy.) otorite,
alan kimse. yetke.
sect/or -örf -ötus gçf. dikkat- sScürit/Ss -ötls d. endiesiz-
lice takip etmek, elik etmek; lik, kaygszlk, dinginlik; gü-
peine dümek, avlamak, venlik, emniyet, güvenlik
sectfir/a -ae d. kazma, duygusu.
söctus gedo. secö secürus s. skntsz, kaygsz,
secubit/us -üs er. yalnz uzan- endiesiz; keyfi yerinde, nee-
mak, tek bana yatmak, li, en; dikkatsiz,
secub/ö -Öre -u« g( yalnz secus cns. (çkz.) seks, dnsiyet,
uyumak; yalnz yaamak, cinslik.
söcul gç. secö |
secus z. baka suretle, baka
)

sec 545 sel

türlü, baka ekilde; an bi- sakinletirmek, teskin etmek,


çimde; nön- hatta, böyle ol- uyuturmak.
sa bile; sequius, seti us (k.) sed/ücö -flcere -QxT -uçtum
daha baka türlü, yoksa; n- gçf. alp götürmek, geri çek-

hilö- bununla beraber, her- mek; bölmek, ayrmak,


eye ramen. seducti/o -onis d. taraf tut-
seciît/or -öris er. izleyen, pe- ma, bir yana çekme.
inde koan. sSductus gedo. sedGcÖ s. uzak,
sed ba. ama, fakat; ama yine ücra.
de, ama aslma baklrsa. sedulit/os -ofis d. ciddilik,
sSdâti/5 -onis d sakinleme, . ciddiyet, çalkanlk, gayret;
yatma. igüzarlk.
sedât/us gedo. sîdo s. sakin, sedul/us 5. megul, çalkan,
sessiz,kendi halinde; -5 z. sa- gayretli; -ö z. megul bir biçi-
kin bir biçimde. de, çalkan bir biçimde, kas-
sSdecim sy. on alt. ten, mahsus, bile bile,
sed/eö -ere sedl sessuvt gf. seg/es -ti d. msr tarlas;
oturmak; (ordu) kamp kur- ürün, mahsul, buday. ,

mak, kuatmak; (magistra- Segest/o -ae d. Sicilya'nn ku-


tus'lar) toplantda olmak; zeybatsnda kent; -anüs s.
(giysi) uymak; (yerler aada segmentâtus s. farbola ile süs-
yatyor olmak; (ar eyler) lenmi.
çökmek; (silahlar) hzla sapla- segment/um -I cns. brokar,
mak; (eylem) aylak olmak; biryüzü kabartmal kuma,
(düünce) kesinlikle kararl ol- segnlp/es -€dis s. kanl, ar
mak. segn/is s. yava, ar, miskin,
sed/is -is d. oturacak yer, is- uyuuk, tembel; -e, iter z.
kemle; ikametgâh, ev; yer, te- yavaça, tembelce,
mel. segniti/a -ae, -es -em -e d.
sedl gç. sedeö yavalk, arlk, tembellik,
sedîl/e -is cns. iskemle, san- segreg/ö -öre -avl -otum
dalye. gçf. ayrmak, ayr yere koy-

sediti/ö -onis d. isyan, ihtilal, mak; tefrik etmek,


ba kaldrma, ayaklanma. seiugâtus s. ayrlm,
seditiös/us s. isyankâr, ithilaf seiug/is -is er. alt atl araba,
çkaran, hizipçi; kavgaa; te- selünctim z. aynlm olarak.
dirgin; -e z. ayaklandracak sSiûncti/ö -onis d. aynlk, ay-
ekilde. rlma, ayrma,
sid/5 -öre -âvi -otum gçf seiünctus gedo. seingû
sei 546 sem
seiun/gö -gere seiünxf kin.
seiünctum ayrmak, böl- seme s uss. yan yenmi.

mek, ayni m ok. semet za. se


selecti/ o -ön is d. seçme, ayrl- semiadapertus 5 yan açk, .

ma, seçilme, semianim/is, -us s. yan ölü.


selectus gedo. seligö semiapertus s. yan açk,
Seleuc/us -î er. Suriye kral, semib/ös -ovis s. yan-öküz.
selîbr/a -ae d. 250 gram, semicap/er -rî s. yan-keçi.
sel/igö -igere -egl -ectum semicrematus, semicremus
gçf. seçmek, ayrmak, s. yan yanm.
seli /a -ae d. iskemle, sandal- semicubitâlis s. yanm cubit
ye, tabure; tahtrevan; çürü- uzunluunda.
lis yüksek devlet memuru semideus s. yan ilah; er. yan
mevkii. tann, yan insan varlk,
sellisterni/a —ör um cns.ç. semidoctus s. yan okumu,
tanrçalar için kutsal ziyafet- yan aydn.
ler. semierm/is -us 5. yan silahl,
sellul/a -ae d. tabure; tahtre- semiesus s. yan yenmi,
van. semifactus s. yan bitmi,
sellulâr/ius -I & il er. el içisi, semifer -î s. yan hayvan; yan
semanimus bak. semianimls vahi.
semel z. bir kez; son olarak; bi- semigermönus 5 . yan Ger-
rinci, ilk; -atque iterum tek- men.
rar tekrar; -aut iterum bir semigravis s.yan hakkndan
iki kere. gelinmi, yan zaptedilmi;
Semel/e -5s d. Bakkhos'un an- yan sarho.
nesi; -ei us s. semigr/ö -üre gf. uzaa git-

sem/en -ini cns. tohum; (bit- mek.


ki) fide, daldnlmak için ko- semihi/Sns -an t is s. yan açl-
panlan dal; (insan) rk, çocuk; m.
(fizik) parçack; (mec.) kay- semihom/ö -ini er. yan er-

nak, mene; kkrtc kimse. yar insan.


kek,
sSmentifer -î s. meyva veren, semihör/o -ae d. yarm saat,
seme nt/ is -is d. tohum ekme, semilacer -I s. yan ezilmi,
fide dikmek; buday filizi, semilautus s. yan ykanm,
sementl/vus s. tohum ekme semilîber -î 5. yar özgür.
zamanna ait. semilix/a -ae er. karargâh ar-
Semermi bak. Semlermi kada kadar iyi.
semestris 5. alt aya ait, ili- semimarînus s. yan denizsel,
sem 547 sen

yan denizde. semitölis s. yan yollara ait.

sSmim/os -aris er. hermafro- sSmitörius s. sk sk rastlanan


dit, hünsa, erselik; s. idi yan yollar.
edilmi. semiöst- bak. semflst-
s€ mi mor tu us s. yan ölü. semivir -I s. yan-adam; ha-
semirtâr/um —I 6r il cns. fi- dm edilmi; erkekçe olma-
danlk. yan.
seminât/or -öris er. kaynak, semivivus 5 yan canl; hemen
.

mene, köken, hemen ölmü.


seminecls s. yan ölü. semed/ius -i & ii er. kile'nin
semin /i um -I Sr iî cns. dölle- dörtte birinin ölçüsü.
me; yavrulama, sSmötus gedo. semoveö s.

semin/ö -öre gçf. tohum ek- uzak; ayn, farkl, baka,


mek; üretmek; vücuda getir- sem/oveö -övere -Övî
mek. -otum gçf. yana koymak,
bir
seminudus s. yan çplak; he- ayrmak.
men hemen silahsz. semper z. her zaman, daima,
sSmipögânus s. yan-köylü. durmadan.
semiplenus 5 yan dolu.
. sempiternus s. ebedi, ölüm-
sSmlputötus 5. yan budan- süz, daimi, yaam boyu.
m. Semprön/ius -4 er. Roma aile
Semlram/is -is & idis d Asur ad, özellikle Gracchi'ler; -ius
kraliçesi; -ius s. -ionus s.
se miras usyan tral,
5. semunci/a -oe d. ons'un yan-
semireductus s. yar geri dön- s; yirmi dörtte bir.
mü. semütciörius s. (faiz) yirmi
sSmirefectus s. yan onanl- dörtte bir orannda,
m. semüstulötus s. yan yanm,
semirutus s. yan tahrip olun- semüstus s. yan yanm,
mu, yan yknt. senöcul/um -I cns. Sena-
sSm/is -ssis er. (sikke) as'n tomun açk hava toplanma
yans (bronz birimin yans); yeri.
(faiz)ayda yüzde 1/2; (alan) senâriol/us -i er. küçük alt
bir aknn yars. ayakl dize.
sSmlsepultus s. yan gömük. senâr/ius -I & iî er. alt ayak-
sSmisomnus s. yan uykulu, tan oluan vezin,
semisupînus 5. yan geriye senöt/or -ör is er. senatör,
uzanm. senötörius s. senatörlüe alt,

sömit/a -oe d yol, patika. Senato'da.


)

sen 548 sen


senöt/us -üs er. Senato; Sena- anlama, düünce, yarg; (he-
to'nun toplants; -ü s con- yecan) duygusal davran;
sult/um -I cns. Senato kara- (dil) anlam, cümle, kavram;
r. contmOnis- evrensel insani
Senec/a -ae Stoaa filozof,
er. duygular, nsani duyguda-
Neron'un öretmeni, lk, toplumsal içgüdü.
senect/a -ae d. yallk, sententi/a -ae d. görü, zan,
senectus s. yal, ihtiyar, düünce, yarg; amaç, niyet,
senect/üs -uts d. yallk; istek; (yasa jüri karan, karar,
yal adamlar. hüküm; (siy.) oy, karar; (dil)
son/e5 -3re gf. yalanmak, anlam, tümce; maxim epi-
s en/escö -escere -ul gf. ya- gram meâ -5 benim görü-
lanmak; (mec.) zayflamak, üme göre; de mea -5 istei-
. solmak, zeval bulmak. me göre; isteime uygun ola-
sen/ex -is (to. -lor) s. (45 ya- rak; ex mea -ö tam istedii-
n üstünde) yal; er. d. yal me (alakama) göre; ex ani-
erkek, yal kadn, mi mei -â bildiim ve inan-
sen/i -ör um s. altlk, alt kez, dm kadanyla; in -om pe-
yarm düzine; altar, dibus ire bir hareketi destek-
senîlis 5. yal bir kimseye ait. lemek.
seni/5 -5nis er. zarda alt say- sententiol/a -ae d. ibare, de-
s. yim.
seniar ki senex . sentent5s/ns s. özlü, özü çok,

sen /i um -i & T cns. yallk za- çok anlaml, veciz, keskin; -5


yfl, zeval bulma; dert, ke- z.

der, elem, bela; huysuzluk, sentln/a -ae d. sintine suyu;


terslik, hrçnlk. (mec.) tortu, telve, köpük, cü-
Sena n/es -um cns.ç. Güney ruf.

Gallia'l kabile, sent/iö -ire -sensi sensum


sensi sentio
gç. gçf. (duyular) duymak, hisset-
sensifer -I s. duyumsal, duyu- mek, görmek, alglamak;
sal. (k.) deneyim,; çekmek, ura-
sensilis s. duyumlar olan, mak; (akl) gözlemlemek, an-
sensim z. yaklak olarak, geçi- lamak; (görü) düünmek,
ci olarak, tedricen, aamal, yarglamak; (yasa) oylamak,
sensus gedo. sentio cns. ç. dü- hüküm vermek.
ünceler, hisler. sent/is -is er. diken, funda.
sens/us -us er. (gövde) duyum- sentîsc/o -ere gçf. alglamaya
sama, duyma, duyum; (zekâ) balamak.
)

sen 549 sep

sentus 5. dikenli; düzensiz, da- septempl/ex -Ics s. yedi kat.


nk. septemtrö bak. septen-
senuî gç. senbcS triönes
leorsum, seorsus z. ayn ola- septemvirâÜs 5. septemviri'ye
rak, baka türlü bir biçimde, ait; er. ç. septemvirl
separöbilis s. ayrlabilir, tefrik Septemviröt/us -Os er. sep-
edilebilir. temvir'lik; septemvir'lik yö-
separotim z. ayn olarak, ayn netimi.
ayn. septemvir/T -örum er. ç. yedi
separâti/o -öns d. aynlk, resmi görevliden oluan ku-
aynlma, aynna, bölme. rul.
sSpar/ö -öre -3vi -Öt um gçf. septenör/ius -î & i er. yedi
ksmlara ayrmak, bölmek, ayakl dize.
ayrmak; ayrd etmek; -ötus septendecim sy. on yedi say-
s.aynlm, farkl; -ötius z. s.
daha az yakn olarak. septen/I -örum s. altar, alt-
sep/eUö -«lire -elîvî & elif lk.
-ultura gçf gömmek; ( mec . septentriönölis 5. kuzeye ait;
ezmek, yenmek, üstün gel- cns. ç. kuzey bölgeleri,
mek, alt etmek. septentrl/önes -onum er. ç.
söpi/a -a« d. mürekkep bal. -ö -önis er. Büyük Ay, Kü-
SSplasT/a -a« d. Capud'da çük Ay; kuzey; kuzey rüzgân.
parfüm satlan sokak. septi/Üns -es z. yedi kez.
sSp/önö -önere -ösuî septimân/I -örum er.ç. ye-
-ositum gçf bir yana koy- dinci lejyon askerleri,
mak, seçmek, ayrmak; ilerisi septim/us (septumus) s. ye-
içinsaklamak; sürgün etmek, dinci; -um z. yedinci kez ola-
kovmak; almak, kendine mal . rak; -decimus onyedind.
etmek; bölmek, tefrik etmek, septingentesimus 5. yedi yü-
sepositus gedo sSponÖ s. . züncü.
uzak; ayn, farkl, seçkin, septigent/f -örum s. yedi
sepso z. kendisi, bizzat, yüz.
septem sy. yedi says. septuâgesimus 5. yetmiinci,
Septemb/er -ris er. Eylül; s. septuagintö s. yetmi,
Eylül'e ait. septuennis s. yedi yanda.
septemdecim bak. septende- sept/ünx -Gncis er. yedi ons.
cim sepulcrâüs s. cenaze törenine
septemfluus s. yedi dereli, ait, gömmeye veya define ait.

septemgeminus s. yedi kat. sepulcret/um -i cns. mezar-


sep 550 ser

hk. zü, iyi hava.


sepulcr/um -î cns. mezar, ka- Ser /es -um er. ç. Çin halk;
bir, gömüt. -cus s. Çinli; ipek,
sepultür/a -ae d. gömme, de- seresc/ö -ere gf. kurumak,
fin, cenaze töreni, seri/a -ae d. uzun kavanoz,
sepultus gedo sepeliö.
. seric/a -örunt cns. ç. ipekler,
Sequön/a -ae d. Seine nehri; seri/es -em -e d. sra, saf, dizi,
-i-ör um er, ç. Kuzey Gallia seri, düzen, ardllk, silsile,

halk. seriol/a -ae d. küçük kava-


sequ/öx -acis 5. izleyen, takip noz.
eden. Serîph/us (-os) -I d. Ege ada-
sequ/ens -en t is z. ç. $equor s; -ius s.

s. izleyen, bir sonraki. seri/us s. ciddi; -o z. ciddi ola-


sequest/er -rî & ris er. vekil, rak, ciddi bir biçimde.
mutemet, mütevelli, yed-i serfus k. ser o
emin; temsilci, acenta, arac; serm/ö -önis er. konuma,
-rum -rî cns. emanet, pey. konuma, söy-
söylei; bilgili
sequius ki. secus lem, muhavere, karlkl ko-
se/quor -qul -cütus gç( & gf. numa; söylenti, ayia, dedi-
izlemek; elik etmek, birlikte kodu; dil, üslup; günlük dil,

gitmek; (süre) sonra gelmek, düzyaz; (ç.) Horatius'un Sa-


ardndan gelmek; (düman) tirler adl yapt.
izlemek; (amaç) amaç edin- sermöcn/or -örî gf konu-
mek; (çekme) kolayca gelmek; mak, sohbet etmek,
(sözcükler) kendiliinden, do- sermuncul/us -i er. dedikodu,
al olarak gelmek, kolayca gevezelik, söylenti,
gelmek. se r/ö -ere sevi s a tu m gçf to-
ser /o -ae d. kap demiri, sür- hum ekmek, dikmek; (mec.)
gü. üretmek, tohum atmak,
& idi s er. Msr’n
Serâp/is -is ser/ö -ere -tu m
gçf. dikmek,

ba tanrs;-eum -eî cns. Se- katlmak, çelenk yapmak;


rapis tapna. (mec.) oluturmak, düzenle-
serenit/âs -5lis d. iyi hava; mek, tertip etmek, tasarla-
açklk, durgunluk, mak, ile megul olmak,
seren/ö -öre gçf. aydnlat- ser/ö (k. -ius) z. geç; çok geç.
mak, parlatmak. Serp/ens -entis er., d. ylan;
v*renus s. açk, berrak; (rüzgâr) bir takmyldz.
elverili; (mec.) neeli, ho, serpentigen/a -ae er. ylan-
en, mutlu; cns. açk gökyü- dan doma, ylandan gelme.
) )

ser 551

serpentip/es -edi 5 .
ylan serv/iö -îre -îvl & iî -itum
ayakl. gf. köle olmak; (eh. ile) hizmet

serperastr/a -ör um cns. ç. k- etmek, kullanlmak, yara-


rk kemik sarmaya özgü ince mak; ( mülkiyet ipotek edil-
tahtalar, sarglar, balar, mek.
serp/o -ere -si -t um gf. sü- servit/ium -I & il cns. kölelik,

rünmek, emeklemek; ( mec.) kulluk; köleler,


yavaça yaymak, servitüd/ö -ini d. kölelik,
serpyll/um -I cns. yaban keki- servit/üs -üt is d. kölelik, hiz-
i. met; köleler; ( mülkiyet taah-
serr/a -ae d. bçk, testere, hüt.
serracum bak. sorrâcum serv/ö -üre -âvl —ütüm gçf.
serrâtus s. testere dili {yap- korumak, kurtarmak, imda-
rak), çentikli, dili, dna yetiip kurtarmak; sak-
serrul/a -ae d. küçük testere. lamak, hfzetmek; alkoy-
Sertör/ius - er. Marius yöne- mak; biriktirmek, levazmn
timinde, Ispanya'da Sulla'ya salamak, ihtiyaten sakla-
kar çkan komutan; -ianus mak; gözlemek, gözkulak ol-
s. mak, gözetlemek; (yer) kal-
sertus gedo. serö cns. ç. çelenk- mak.
ler. servul/a -ae d. hizmetçi kz.
ser/um -I cns. kesilmi sütün servul/us (servolus) -I er.
suyu, serum. genç köle.
ser/ us s. geç; çok geç; -â nocte serv/us (servos) -I er. köle,
gece geç vakit; -um -I cns. hizmetçi; s. köle gibi, hizmet
geç saat. eden; (mülk) sorumluluk al-
serv/a -ae d kadn hizmetçi, tnda.
köle. sescenöris s. bir buçuk yan-
servâbilis s. kurtanlamaz, ko- da.
runamaz. sescenl -ör um s. altyüzer.
servât/or -oris er. kurtaran sescentesimus s. alt yüzüncü,
kimse; koruyucu, esirgeyen; sescent/ -Ör um sy. alt yüz;
gözleyen kii. çok sayda.
ser vâtr/Ix -îcs d kurtarc, . sescenti/ens, -es z. alt yüz
servîli/s s. kölelere ait, hizmet- kez.
çiye ait, köleye yakr; -ter z. sese bak. se
kölece. sesel/is -is d. bir bitki.

Servîl/ius - er. pek çok konsü- sesqui z. bir buçuk kez.


lün aile ad; -ius, -anüs s. sesxuialter -i s. bir buçuk.
ses 552 sex

sesquimod/ius -I & il er. kile. sever/us s. sk, sert, kat, ha-


sesquioct3vus s. 9/8. in; gaddar, merhametsiz,
sesquop/us -eri cns. bir bu- korkunç; -4 z. hain bir bi-
çuk günlük . çimde, acmaszca.
sesquipedâlis s. bir buçuk »evi gç. serö
ayak. sevoc/5 -ore gçf. bir tarafa ça-
sesquip/Ss -e ds er. bir buçuk rmak; geri çekmek, uzak-
ayak. latrmak,
sesquiplâg/a -oe bir buçuk- sevum bak. sebum
luk vuru. *ex sy. alt says.
sesquipl/ex -icij s. bir buçuk sexâgenârius s. altm yan-
kez. da.
sesquitertiusl s. 4/3'lük. sexâgîn/T -ör um s. altmar.
sessilis oturmaya mahsus,
s. sexâgîsmus s. altmna.
sessl/ö -onis d. oturma; otur- sex3gi/ens -es z. altm kez.
ma yeri; oturum; oyalanma, sexâgintâ sy. altm says.
sessit/o -âre -dvl gf. düzenli sexangulus s. altgen.
olarak oturmak, sexcînârus s. altyüze ait.

sessiuncul/a -ae d. küçük sexcen- bak. sesce-


toplant. sexennis s. alt yanda, alt yl
sess/or -öris er. seyird; otu- sonra.
ran, sakin, mukim, sexenn/um -4 & il cns. alt
s&tert/ius -T 8c il bir çeyrek; yl.
eski bir Roma sikkesi; sesters; sexi /ens -5» z. alt kez.
-um -I cns. 1000 sesters; sexprîm/I -orum er. ç. eyalet
dîna -a 10.000 sesters; kenti konsülü.
centSna mllia -ium sextodeciman/î -orum er. ç.
100.000 sesters; deciens onaltna lejyonun askerleri.
-ium 1.000.000 sesters. sext/âns -ontîs er. altda bir
Sest/os (-us) -I d. Çanakkale (sikke, arlk) as 'n altda biri.

Boaznda kent; Hero'nun sextâr/ius -4 6r il er. bir galo-


yurdu; -us s. nun sekizde biri.

Ȕt- bok. saet- sextil/is -i* er. Austos; s.


Setia -iae d. Güney Latum'da Austos'a ait.
arabyla ünlü kent. sextul/o -ae d. bir onsun alt-
sStius ki. secus da biri.
seu bak. ive sext/us s. altna; -um z. altn-
sevîrit/os -fiti» d. katlk, sert- a kez olarak; -decimus
lik, hainlik. onaltna.
)

sex 553 sie

sex/us -ös er. cinsiyet, seks. sicc/us s. kuru; susam, dddi;


s ba. eer, ise, ayet, keke; si (gövde) sert, pek, salkl; (ka-
forte umulduu gibiyse; si nt) salam; (üslup) düz, sk-
lam bir an varsayarsak; si c; cns. kuru toprak; -â z. (ko-
m in us tersi durumunda, ol> numa) güçlü bir biçimde.
mazsa; quand5 her ne za-
si Scil/a -ae d. Sidlya; -insis
man quidem eer
olursa; si -s-d i s s. Sialyal.
gerçekten, madem öyle, öy- sicilicul/a -ae d. küçük orak.

leyse; si quij eer birisi...; sîcine sîc öyle mi?, böyle mi?
mirum s artn; quod s sicubk z. her neredeyse, her-
ama eer. hangi bir yerde ise.
sIbil/5 -öregf. slk sesi çkar- Siculus s. Sidlyal.
mak, slk çalmak; gçf. birine sfcunde z. herhangi bir yerden
slk çalmak. ise.

sibif/us-4 er., -a -orum as. ç. slcut, slcuti z. tpk; (kt.) gibi;


slk çalma, slk sesi çkarma, (örnek) örnein, sözgelimi;
sibilus s. slk sesi çkaran. (.k. ile) imi gibi, sanki.
Sibyll/o (Sibulla) -ae d. bir Scy/ön -onis d. .Kuzey Pelo-
kâhine; -fnus s. ponnesos'da kent; -onius s.
sîc z. böylece, bu suretle, bu ka- Sidicin/I -orum er.ç. Campa-
dar, nitekim, aada göste- nia halk; -us s.
rildii biçimde; bu durumda; sîd/o -ere -I gf. oturmak; yer-
evet. lemek; banmak.
sîc/a -ae d. kama, hançer. sîdereus s. yldzl; (mec.) aa-
Sîcön/f -orum er. ç. talya'nn al, parlak.
eski halk, daha sonra Sldl- sid/ö -ere -î gf. oturmak, yer-
yal; -us, -ius s. Sicanial, Si- lemek; batmak, çökelmek,
cilyalI; -ia -iae d. Sidlya. dibe çökmek.
slcâr/ius -I & l er. suikastç, Sîd/on -onis d. ünlü Fenike
katil. kenti, Sayda; -onius s. Say-
siccit/âs -âtis d. kuruluk, ku- da'l, Fenike'li; -onis -onidis
raklk, susuzluk; (gövde sert- s. Fenike'li.
lik; (üslup) kuru, SId/us -eri er. takmyldz,
sicc/o -âre -âvl -âtum gçf. burç; gök dsmi, yldz; mev-
kurutmak, kurutmak (batak- sim, iklim, hava; kader, yaz-
lk), suyunu aktmak, boalt- g, nasip, ksmet; (ç.) gökyü-
mak; (yara) iyiletirmek; zü; (mec.) ün, nam, eref, an,
(mec.) tüketmek, öhret.
siccoculus s. kuru gözlü. sîem arkaik k. sum
.

sig 554 sil

Sigambrî bak Sugambr mek (ask.); -a ferre kararga-

Slge/um -I cns. Güney tal- h nakletmek; saldrmak; -a


ya'nn en ucundaki orman, inferre saldrmak; -o prö-
sigill/a —Örum cns. ç. küçük ferre ilerletmek, ilerlemek;
heykelcikler; mühür, damga, -a sequl nizam çinde yürü-
sigillötus s. küçük heykellerle mek; ab -is discedere harp
süslenmi. saflann terketmek; sub -îs
signöt/or -öris er. bir belgeyi îre nizam içinde yürümek,
imzasyla onaylayan, sîlön/us -I er. çeme, su fski-
signifer -î s. takmyldzl; yesi.
-orbis burçlar kua; er. Sîl/a -ae d Güney talya'nn
( ask .) sancak tayan kimse, en ucunda orman,
significanter z. anlaml ola- sil/ens -en tis z. ç. sIeö s. sa-
rak, belirli bir kimseyi hedef kin, durgun, sessi2; er. ç. ölü-
alarak, etkili bir biçimde, ler.

signîflcöti/ö -on s d. bildir- silent/ium -I & il cns. sessiz-

me, anlatma, iaret, belirti, lik, sükunet; (mec.) durma, i-


nian; onay iareti; (ret.) vur- lemez hal, hareketsizlik.
gu; ( sözcük) anlam. Sîlet/us -I er. Bacchus'un ya-
sgnific/o -öre -övî -ât um l ve ayya arkada,
gçf. iaret etmek, göstermek; sil/eo -ere -ul gf. sessiz ol-
delalet etmek, önceden haber mak, durgun olmak; dur-
vermek; (sözcük) ifade etmek. mak, kesilmek; gçf. hiçbir ey
sgn/o -öre -övî -öt um gçf. söylememek,
iaretlemek, damga vurmak; siler -is cns. söüt.
{yaym) basmak; (belge) dam- silesc/Ö -ere gf. sakinlemek,
galamak; (para) sikke, darp- yatmak, suskunlamak.
hane; (mec.) etkilemek, gös- sil/ex -ics er. çakmakta; ka-
termek, belirtmek, ya.
sign/um -î cns. iaret, im, be- silicern/ium -î & î cns. cena-
lirti, nian; (ask.) sancak; pa- ze ziyafeti.
rola, iaretle verilen buyruk; silîg/ö -ini d sonbaharda
(sanat) resim, küçük
imge, ekilip yazn biçilen buday,
heykel; (belge) mühür; (gb.) kbuday; elenmi ince un.
takmyldz; -a cönferre sa- siüqu/a -ae d. bakla ya da be-
vaa katlmak, birlikte sava- zelyenin tohum zarf, msr
mak; -a cönstîtuere dur baann d yapraklan; (ç.)

emri vermek; -a convertere baklagiller.


yönünü deitirmek, çark et- sillyb/us -I er. kitabn adn
sil 555 sim
tayan etiket. sîm/ius -I & il er. maymun.
Silur/es -um er.ç. Güney Gai- Simo/ls -entis er. Troia rma-
lemde ngiliz kabile, .
silûr/us -I er. atbal, Slmönid/es -is er. lirik Yunan
sil us s. kalkk burunlu, airi; -eus j.

sil v/a -«e d. koru, orman; fi- simpl/ex -icis s. tek, bir, basit,

danlk, çallk, fundalk; ( bit- sade; doal, dürüst, hilesiz;


ki) çiçek açan sap; (ed.) mal- (karakter) içten, samimi; - ici-
zeme. ter z. doal olarak; içtenlikle;
Silvön/us -I er. ilenmemi basit bir biçimde.
toprak tanrs. simplicit/âs -ötis d. içtenlik,

silvesc/ö -ere gf. ormana ko- masumluk.


mak. simpl/um -I cns. tek say.
silvestris s. aaçl, ormanl, simpul/um -I cns. küçük kep-
ormana ait; yabanl, vahi; çe; excitâre fluctüs in -ö
krsal, krsal yaamla ilgili, bir bardak suda firtna kopar-
silvicol/a -ae er. d. ormana mak.
ait, ormanlk. simpuv/ium -Y & l cns. sunu
silvicultr/Ix -Icis s . ormanda (içki) kâsesi.
yaayan (kimse). simul z. ayn zamanda, he-
silvifragus s. aaç kesen. men, derhal, imdi; keza, ay-
silvSsus 5 aaçl. . n biçimde, ve de, ve yine,
smî/ a -ae d. maymun. hem, hem de, yine; -ac
simil/s s. birbirine benzer, bir- aque, ut olur olmaz, yapar
birine yakn, müabih; yapmaz; (ba.) olur olmaz,
-atque ayn ekilde; verî- yapar yapmaz.
olas, muhtemel; -e -is cns. simulâcr/um -I cns. benzer-
karlatrma, mukayese, pa- lik, benzeme, biçim, suret,
ralel, kout; -iter z. benzer bi- tasvir, portre, küçük heykel;
çimde. hayalet, hayal; (yaz) simge;
similitüd/ö -ini d. benzerlik, ( mec.) suret, gölge.
benzeme, benzeyi, müabe- slmulâm/en -ini cns. kopya,
het; taklit, öykünme; analoji, nüsha.
suret,
antrma; tekdüzelik, mono- simul/ons -antis .zam. o. si-

tonluk; (ret.) tebih, benzet- mulö s. öykünen.


me, temsil. simulâte z. hileyle, kandra-
slmiol/us -I er. maymun, rak.
simitu z. ayn zamanda, birlik- slmulâti/ö -on is d. ikiyüzlü-

te. lük, mürailik, -mi gibi gö-


) )

sim 556 sin

rünrne. singul/I -örum s. münferit,


simulöt/or -öris er. taklitçi, singultim z. hçkrarak,
öykünmed; -mi gibi görü- singult/ö -öre gf. hçkrarak
nen kii; kiyüzlü kimse. alamak, içini çekmek, lkr-
simulatque ba derhal, he- . damak; gçf. zorlukla solu-
men. mak, iç geçirmek, soluk al-
simul/Ö -öre -övî -ütüm gçf. mak.
öykünmek, taklit etmek, gös- singult/us -üs er. hçkrarak
termek, tasvir etmek; temsil alama, iç çekme, can çeki-
etmek; yalandan yapmak, me hnlhs.
sahtesini yapmak, -gibi gö- singulus bak. slngulT
rünmek. sinist/er -rl s. sol; (mec.) yol-
simult/ös -5tis d. kan davas, dan çkm, ahlaksz, hayrl
kavga, çekime, olmayan, elverisiz, uursuz;
sîtnulus 5. kalkk burunlu, {Roma fal) ansl; (Yunan fah)
sîmus s. kalkk burunlu, uurlu; -ra -rae d. sol el, sol
sîn ba ya öyleyse; -aliter,
. taraf ( ask.); rö z. fena halde,
minus ya öyle deilse. siniströrs/us, -um z. solda.
snöp/I -s 075., -is -is d. har- sin/5 -ere sîvî situm gçf. izin

dal. vermek, müsaade etmek, ha-


slncerit/âs -öt is d. doruluk, line brakmak; n£ di irin t
dürüstlük, bütünlük, Allah esirgesin!
sincer/us s. temiz, tam, bütün, Sinop/5 -ös d. Karadeniz'de
hakiki, gerçek; (mec.) saf, Mlletos'un kolonisi; -3nsis,
som, halis, salam, dürüst; -5 -eus s.
z. dürüstçe. Sinuess/a -ae d. Latium ve
sincipitâment/um -I cm. ka- Campania snnnda kent.
fann yans. Sin um bak. sinüs
sincip/ut -iti cns. ban yar- sinu/o -öre —av -atum gçf.
s; beyin. döndürmek, emek, kavis
sine edt. ( dh . ile -sz, -meksi- meydana getirmek,
zin. sinuosus s. kavisli, bükük, kv-
singillötim z. birer birer, nml.
singulör/is s. tek, bir, ayn, sin/us -üs er. eri, kavis, kv-
münferit, biricik, yegane; e- nm, kat, büklüm; ( balkçlk
siz, olaand; -iter z. ayn a; co ( .) koy, körfez, vadi;
ayn, an derecede, (saç) kvnm, bukle; (gemi) yel-
singulörius s. tek, bir, ayn, ken; (kifi) göüs, sine; (mec.)
münferit. koruma, himaye, ak, yürek,
)

sin 557 sob


gizlenme yeri; n -41 gaudi- kayay sürekli olarak tepeye
re gizliden gizliye memnun doru yuvarlamaya mah-
olmak. kum suçlu; -i us s. -ides
sln/us -I er. büyük kâse. -idae er. Odysseus.
sfpar/um -I & il cns. sahne sltell/a -ae d. kur'a kavano-
perdesi. zu.
sIph/5 -önis er. içecek kamm, SIthon/us s. Thracia'l; -is
yangn tulumbars. -idis Thrada'l.
s.

slqand5 2. herhangi bir za- sîtYculosus s. susuz, kuru,


manda. siti/îns -entis z. ç. sitio s. su-
siquidem z. eer gerçekten öy- suz, kuru; kavurucu; ( mec.)
leyse; ba. öyleyse. çok istekli; -enter z. istekli

sfquî sTquis za. her kim ise; olarak.


eer biri ise. sit/iö -ire gf. susuz olmak;

sirenpse s. ayn. kavrulmak; gçf. susuzluk çek-


Sfr/en -enis d. Siren, mek, imrenmek, gpta etmek,
sîris, slrit gç. k. sno sit/is -is d. susuzluk; kuraklk.
SIr/ius -I er. Sirius, köpek bur- sttybus bak. sillybus
cunun en büyük yldz; s. SU situl/a -oe d. kova, gerdel,
ros yldzna alt. situs gedo. sno s. (yer.) bulu-
sis (si vls yerine) z. lütfen, nan, yerletirilmi olan; ora-
sist/d -ere stitî statüm gçf da olan; (ö/ti/er) orada yatan
koymak, yerletirmek, dik- ya da bulunan; (mec.) bam-
mek, tesis etmek; (yasa) mah- l.
kemede göstermek; (ant) dik- sit/us -ös er. konum, yer, mev-
mek; ( devinim durmak, dene- ki, mahal; yap, kurulu; ih-
tim altna almak; gf. ayakta mal, bakmszlk, toz, kir,

durmak, dinlenmek; (yasa) pas; (akl) ahmaklk,


mahkemeye pkmak; ( devi- ive seu bag. ya da; ya... ya da;
nim ) hareketsiz durmak, dur- ya ... ise.

mak, sk durmak; s£- görün- sîvî gç. sino


mek, kendini tantmak; va- svnaragd/us -î er d. zümrüt .,

dimoniam- mahkemeye uy- smîl/ax -acis d. kahkaha çi-


gun biçimde pkmak; -i nön çei.
potest durum umutsuz, Sminth/eus -eî er. Apollo.
sistr/um -î cns. çngrak, Smyrn/a -ae Anadolu'da d.

sisymbr/ium -I Sr l cns. güzel lonia kenti; zmir; -aets s.


kokan yabani kekik. Sobol- bak. subol-
Slsyph/us -I er. Hades'te bir sobrîn/ts -I er., -a -ae d. an-
sob 558 sol

ne tarafndan kuzen, da; demek üyesi, suç orta,


sobri/us 5 dengeli, . ölçülü, sodâlit/âs -âtis d yoldalk, .

lml, mutedil; (akt) akll, dostluk, demek, cemiyet; gizli


mantkl; -5 z. lml olarak; demek.
makul bir biçimde, s od âli ti us bak sodâlicius .

socc/us -î er. terlik, öz. komedi södes . lütfen.


oyunlannda oyunculann giy- s51 sölis er. güne; gün, gü-
dii ksa çorap; komedi, ne ss; (iir) gün; mitoloji ( )

socer -I kaynpeder,
er. Güne tanns; -oriens, -is
sociâbilis 5. uygun, geçimli. ortus dou; -occidens, -s
sociâl/is s. müttefiklere ait, occasus bat.
müttefik; evlilikle ilgili, kan sölâciol/um -î cns. bir parça
kocala ait; -iter z. candan, teselli.

socienn/us er. -i arkada, sölöc/ium -I & il cns. huzur,


societ/âs -ât is d.arkadalk, teselli avuntu, iç rahatlama-
birlik; ittifak. s, ferahlama.
soci/5 -öre -öv -âtum gçf. solâm/en -ini cns. avuntu,
birletirmek, ortak etmek, teselli, iç rahatlamas.
paylamak. Solaris s. günee ait.
sociofraud/us -I er. arkada- sölâr/ium -I Sr iî cns. güne
lann aldatan kimse, saati; saat; balkon, teras,
socius s. birleik, ortak, mütte- sölötium bak. sölöcium
fik; er. dost, arkada, yolda; sölât/or -oris er. avutan, avu-
ortak, erik, müttefik, tucu.
söcordi/a -ae d. tembellik, soldQri/-i —ör um er. ç. hiz-
duygusuzluk, kaytszlk, metliler.
socor/s -dis s. tembel, aylak, soldus bak. solidus
uyuuk, duygusuz; aklsz, sole/u -ue d. sandal, ayakka-
ahmak; -dlus z. daha ihmal- b; pranga, buka; (balk) dil-
ci bir biçimde, tembelce. bal.
Söcrat/es -is er. ünlü Athena- soleâr/us -I & II er. sandal
l filozof; -cus s Sokrates'e . yapan kimse.
ait, Sokrates'in felsefesine ait; soleâtus s. sandal giyen kimse,
er. ç. Sokrates’in izleyicileri, sol/eö -ere -Itus gf. alkn ol-
socr/us -us d. kaynvalide, mak, itiyadnda olmak, ge-
sodâlic/ium -î & if cns. arka- nellikle yapmak; ut- her za-
dalk, dostluk, gizli grup, manki gibi.
sodâlicius 5 arkadala ait. . solidit/âs -âtis d. katlk, sa-
sodâl/is -Is er., d. yolda, arka- lamlk.
sol 559 sol

solid/ö -öre gçf. katlatr- gçf. harekete geçirmek; rahat-


mak, pekletirmek, güçlendir- sz etmek, tedirgin etmek,
mek. zahmet vermek, skmak, ta-
solid/us s. kat, pek, sert, yo- ciz etmek, kkrtmak; sevket-
un; tam, bütün, tüm; bitmi; mek, tevik etmek, tahrik et-
(mec.) salam, eksiksiz, me- mek, batan pkarmak, ayart-
tin, dayankl, hakiki, gerçek; mak, birinin iine karmak.
cns. kat madde, salam ze- sollicitöd/ö -ini d. huzur-
min; -e z. kesinlikle, suzluk, rahatszlk, endie,
söliferre/um demirden
-î cns. kuruntu, kayg.
yaplma karg,
bir tür sollicitus s. kkrtlm, taciz
sölistimus s. (kb.) en elverili, edilmi; (zihin) endieli, kay-
sölitarius s. yalnz, kimsesiz, gl, tedirgin; (neden) rahatsz
sölitüd/ö -ini d. yalnzlk, edici, huzur kaçrc.

kimsesizlik; yoksunluk, mah- solliferreum bak. sölifer


rumiyet; (yer) çöl, sahra, reum
solit/us geo. soleö s. allm, sollistimus bak sölistimus
.

mutat, âdet hükmünde; cns. soloccism/us -i er. dilbilgisi


âdet, gelenek; plus -o all- yanl.
mtan fazla. Sol/ön -onis er. ünlü Atina'l
sol/iuvn -I & il cns. iskemle, yasa koyucu.
taht; fç; (mec.) egemenlik, söl/or -örî -ötus gçf. rahat et-

saltanat. tirmek, yattrmak, avut-


sölivagus s. yalmzbana ge- mak, teselli etmek; gönlünü
zen, dolaan; tek, yalnz, ferahlatmak, skntdan kur-
sollemn/is s. yllk, düzenli, tarmak.
dinsel, arbal, vakur; ola- s. yaz gündönümü-
sölstitiölis
an, allm, sradan; -2 -is ne ait.
cns. dinsel tören, enlik; uy- sölstit/ium -I & iî cns. yaz
gulama, kullanma, kullan; göndünümü; yaz dönümü,
-iter z. ciddiyet ve vakarla, yaz sca.
soller/s -tis s. hünerli, zeki, sol/um -I cns. yer, zemin, dip,
uzman, marifetli, usta; -ter alt; toprak, arazi, ülke; (ayak)
z. zekice. taban; (mec.) temel -ö ae-
sollerti/a -ae d. hüner, mari- quöre yerle bir etmek.
maharet, ustalk,
fet, solum z. yalnzca, sadece, an-
soliicitöti/ö -onis d. tahrik cak.
etme, kkrtma, tevik. söl/us ( inh -îus eh. -î) s. yal-
.

sollicit/ö -öre -Övî -öt um nz, tek bana; kimsesiz, terk


sol 560 sop
edilmi; (yer) ssz, metruk. rem- ödemek; -vendd esse
solûtl/o —önis d. gevetme bütün borçlann ödemeye
çözme; ödeme. muktedir olmak; sacrSmen-
solüt/us gedo. solvö s. gevek, to yükümlülükten kurtul-
serbest; rahat, bo vakti olan, mak.
en, keyifli; (zorunluluktan) Solym/a —orum cns. ç. Kudüs;
bak; (yasaklamadan) öz- -us s. Musevi'lere ait.

gür, bamsz, önyargsz, ta- Somniculös/us s. uykulu; -8


rafsz; (ahlak) gevek, sk ol- z. gözlerinden uyku akarak,

mayan, kaytsz, zayf, arsz, somnifer -4 s. uyku getiren,


küstah;(dil.) düz yazya li- uyutucu (ilaç); öldürücü,
olmayan; (konu-
kin, ritmik mahvedici.
mac) aka konuan; örâtiö somni/ö -öre gçf. dü görmek;
-a, verba -a düzyaz; -e z. saçma konumak,
gevek olarak, serbestçe, ka- sotn/ium -I & iî cns. dü;
ytsz bir biçimde, zayfça, saçma, hayal.
aka bir biçimde. somn/us -i er. uyku; tembel-
sol/vo -vere -vî -ütüm gçf lik.

gevetmek, çözmek, bozmak, sonâbilis s. gürültü,


iptal etmek; serbest brak- sonip/es -edi er. at, kühey-
mak, azat etmek, suçsuz ç- lan.
karmak, bak
tutmak; erit- sonit/us -Us er. ses, gürültü.
mek, datmak, ayrmak, tef- sotivius 5. gürültülü.
rik etmek; yumuatmak, ha- so n/ö -üre -ui -i tu gf ses m
fifletmek, gevetmek, zayf çkarmak, gürültü etmek; gçf.

düürmek, zayflatmak; orta- söylemek, konumak, kutla-


dan kaldrmak, tahrip etmek; mak, benzer ses çkarmak,
çözümlemek, açklamak; son/or -öris er. ses, gürültü,
ödemek, yerine getirmek; sonörts s. gürültülü, yüksek
(tartma) kantlarla çürüt- sesli.

mek; (disiplin) uymamak; söns sontis 5 suçlu, mücrim,


.

(duygular) kurtulmak; (saç) sonticus s. yaamsal; önemli,,


salvermek; (mektup) açmak; ciddi.
(yelken) açmak; (kuatma) kal- son/ us -î er. ses, gürültü;
drmak; (birlikler) gf. yelken (mec.) ton.
açmak; ödemek; nâvem- sophist/es -ae er. sofist.

yelken açp kalkmak; poe- Sophoci/es -is er. ünlü Yu-


nos- cezalandnlmak; prae- nanl air; -eus s. Sofokles'e
sens- pein para ödemek; ait.
sop 561 sos

sophus 5. akll, bilge, ferasetli, ne.


söp/io -re -îv -itum gçf. sör/ex -cs er. soreks, tarla fa-
uyutma; (mec.) sakinletir- resi.

mek, dinlendirmek, süricfnus s. tarla faresine ait.

sop/or -öris er. uyku; duygu- sörît/es -ae er. zincirleme k-


suzluk. yas.
sopörifer -I s. uyku getiren, d. kzkarde.
sor/or -öris
uyutucu (ilaç), uykulu, soröricd/a -ae er. kzkarde
sopör/ö -öre gçf. sakinletire- katili.
rek uyutmak, sororius s. kzkardee ait.
sopörus s. uykulu. sors sortis d. kur'a; kur'a ile

Söract/e -is cns. Güney Etru- belirlenen görev; kehanet;


ria'da da. kader, talih, nasip; (para) ser-
sorb/eo -ere -ul gçf. emmek, maye, anapara,
massetmek, yutmak; (mec.) sörsum bak. seörsum
dayanmak, katlanmak. sortilegus s. kehanetle ilgili;

sorbill/5 -Öre gçf. yudumla- er. kâhin, bilid.


mak. sorti/or -iri -itus gf. kur'a
sorbiti/5 -önis d. içki, et ya çekmek; gçf. kur'a usulü ile
da balk suyu. tayin etmek, tahsis etmek;
sorb/um -i cns. çiiekgillerden datmak, pay etmek; Seç-
birmeyva mek; kabul etmek.
sorb/us -I d. üvez. sortîti/5 -önis d. kur'a çekme,
sord/e5 -ere gf. kirli olmak, kura ile seçme.
pis olmak; klksz görünmek; sortt/us geo. sortios s. atan-
adamdan saylmamak ya da m,tahsis edilmi; -ö kur'a
önemsiz olmak. ile.

sord/es -is d. kir, pislik, ba- sortit/us -üs er. kura çekme.

kmszlk, klkszlk; yas tut- Sos/ius -I er. Roma aile ad, öz.
ma; adilik, kabalk; ( toplum ) ünlü kitapç Sosii kardeler,
yn, ayak takm, söspes -ti s. güvenilir ve sa-
sordesc/ö -ere gf. kirlenmek, lam, zarar görmemi; uurlu,
sordidotus s. klksz; yasl, müsait, elverili.
sordidulus s. kirli, lekeli, klk- s5spit/a -ae d. kurtanc, ha-
sz. laskar.
sordid/us s. kirli, pis, murdar, sospitâlis s. uurlu, hayrl,
klksz; yasl; yoksul, adi; yararl.
aa, aalk; -e z. alçakça- söspit/5 -üre gçf. korumak,
sna, kabaca, terbiyesizcesi- esirgemek, baanl klmak.
)

sot 562 spe


söt/?r -eri er. kurtarc, ha- (uykuda) dü; görüntü; (görü-
laskar. nü) güzellik, görkem; gibi gö-
spöd/îx -Ics s. kestane rengi, rünmek; (snflandrma) tür;
spad/ö -önis er. hadm, n -em ele güne kar, göste-
jpar/gö -gere -si -sum gçf. ri olsun diye; gibi, benzer;
atmak, frlatmak, datmak, per -em sahte bir görünüm-
saçmak, serpmek, yaymak, le; sub -? görünü altnda.

beneklemek, nemlendirmek, specill/um -I cns. aratrma,


sporsus gedo. spargö s çilli. . yoklama.
Spart/a -ae, -e -es d. ünlü specim/en -ini cns. iaret,
Sparta kenti; -önus, -icus s. kant, delil, ispat; örnek, nu-
Sparta'l; -iâtes -iötae er. mune, ideal.
Sparta 'l. speciös/us s. gösterili, güzel;
Spartac/us -I er. Roma'ya aldata, göz boyayan; -S z.
kar isyana önderlik eden güzel olarak.
gladyatör. spectöbilis s. görülür, görü-
Spart/um -4 cns. tspanya çal- nür; dikkate deer, olaanüs-
s. tü.
sparul/us -î er. izmaritgiller- spectâcul/um (spectâclum)
den bir balk ( mercan sinagrit ,
-î cns. görme, görülecek ey;
vb.). halka açk gösteri, oyun; ti-

spar/us -î er. avc mzra, zp- yatro, oturulacak yer.


kn. spectâm/en -ins er. kant, is-

spath/o -ae d. pala, pat, delil.


spatl/or -Sri -ât us gf. yürü- spectâti/5 -önis d. bakma;
mek; yaymak, sermek, deneme.
spatiös/us s. geni, büyük, spectöt/or -oris er. seyirci,
bol; (zaman) uzatlm; -ö z. gözlemci; eletirmen.
çokça; bir süre sonra, spectâtr/îx -icis d. gözlemci.
spat/ium -I & î cns. yer, oda, spectâtus gedo. spectö s. de-
mesafe, alan; (açk alan) mey- nenmi, kantlanm; deerli,
dan, kaldrm, gezinti yeri; mükemmel.
(yan) bir kerelik dönüm, yol; specti/ö -önis d. kehanete
(zaman) süre, ara, fasla; fr- bavurma hakk.
sat, uygun zaman; (ölçü) bir spect/5 -öre -övl -âtum gçf.
hecenin uzunluu, bakmak, gözlemek; (yer ha-
speci/es -eî d. görme, göz eri- zr olmak, bakmak; (amaç)
mi; görünü, biçim, suret, edinmek, amaçlamak, göz
ana hat; düünce, kavram; önünde tutmak, düünmek;
spe 563 spi

yönelmek; ( hüküm vermek -ötae d. gelin.


çin ) incelemek, gözlemle- spös spel d. umut, beklenti;
mek. praeter spem anszn,
spectr/um -f ctw. hayal, ha- umulmadk bir biçimde; sp3
yalet, tayf. deiectus dü knklma u-
specul/a -ae d. gözetleme ku- ram, umudu krlm.
lesi, gözetleme yeri; yüksek- Speusipp/ts -î er. Akade-
lik. mia'da Platon'un ardl,
specul/a -ae d. zayf umut. sphaer/a -ae d. top, küre.
speculâbundus s. gözetlemek- Sph/inx -Ingis d. Thebai'daki
te olan. sphinx.
speculSrls s. saydam, effaf, spfc/a -ae d. baak; (bitki) püs-
berrak; cm. ç. pencere, kül, küme; (gb .) Virgo, yani
speculöt/or -oris er. kâif, Baak burcundaki en parlak
müfetti; (as/c.) casus, gözcü, yldz.
speculötörius s. casuslukla il- spceus s. buday baaklanna
gili; gözcülükle ilgili; d. casus ait.

gemisi. spîcul/um -I cns. sivri uç, bu-


speculâtr/ix -îcis d. gözcü, run, ine; karg, ok.
casus. spln/a -ae d. diken; sivri uç.
specul/or -örf -ât us gçf. ca- klçk; omurga, belkemii,
susluk yapmak, gözetlemek, srt; (ç.) zorluklar, karmak-
gözlemlemek, gözlemek, lklar.
specul/um -i cns. ayna, splnet/um -I cns. dikenli çit.

spec/us -us er., cns. maara; spîneus s. dikenlere ait.


oyuk, çukur, boluk, splnifer -I s. dikenli,
spelae/um -î cns. maara, n. splnösus s. çok dikenli; (üslup)

spelunc/a -ae d. maara, in. çetin, güç.


speröbilis s. ümit edilebilir. spînt/er -örls cns. esnek bile-
Sperch$/u s (-os) -I er. Thes- zik.

salia'da rmak; -Is -Idis s. spln/us -î d. karaçal; yabani


spern/ö -ere sprevî erik.

spretuvn gçf. kaldrmak, de- spîr/a -ae d. kangal, halka,


fetmek, uzaklatrmak, geri spirabills s. solunabilir, tenef
çevirmek, reddetmek, tepe- füs edilebilir, yaam veren,
den bakmak, küçümsemek, spiröcul/um -i cns. delik,
sper/o -öre -Övî -ölüm gçf. menfez.
umut etmek, beklemek; gü- spîröment/um -I cns. delik,

venmek; ummak; -âta menfez; gözenek.


spi 564 spo
splrit/us -üs er. soluk, soluk spol/ium -î & iî cns. (hayvan)
alma; meltem, hava; esin; deri; ( düman ) yama, çapul,
karakter, ruh; cesaret, kibir. ganimet.
spîr/ö -ûre -övî -ât um gf. so- spond/a -ae d. yatak çerçeve-
luk almak, esmek, üflemek; si; yatak, yastk,
canl olmak; esinlenmek; gçf. spondâl/ium -I & il cns. flüt
yaymak, neretmek, dan eliinde söylenen ilahi,
vermek, salvermek, soluk spond/eö -ere spopondf
vermek; (mec.) ifade etmek, spörsum gçf. söz vermek, ta-
açklamak. ahhüt etmek, ant içmek; (ya-
spissötus s. younlam, ke- sa) kefalet etmek; ( evlilik ) söz
sif. kesmek, nianlanmak,
spissesc/5 -ere gf. koyula- sponde/us -T er. iki uzun hece-
mak. li vezin.
spiss/us s. koyu, youn, kesif, spongi/a -o« d. sünger; zrh
kalabalk; yava; ( mec.) çetin, elbise.

güç; -8 z. yakn olarak; ya- spöns/a -ae d. nianl, gelin,

vaça. sponsöl/ia -4 um cns. ç. nian-


splend/eö -ere gf. parlamak, lanma.
ldamak; ünlü olmak. sponsi/ö —önis d. söz, vaat, ta-
splendesc/o -ere gf. parlak- ahhüt, güvence; (yasa) dava
lamak. sonunda kaybedenin kaza-
splendid/us s. parlak, gözal- nana para vermesini öngö-
a, parldayan; (ses) net; (giy- anlama; iddia, bahis,
ren
si, ev) görkemli; (kii) ünlü; spons/or -oris er. kefil, rehin,
(görünü) gösterili; 5 z. par- teminat.
lak bir biçimde, görkemli bi- sponsus gedo. spondeö er. ni-
çimde, soyluca. anl, güvey, damat; cns. an-
splend/or -ör i* er. parlaklk, lama, akit, ahit,
panlt; görkem, ihtiam, ber- spöns/us -üs er. mukavele,
raklk; soyluluk. akit, ahit.
spoliöti/ö -onis d. yamala- sponte d. (dh.) gönüllü olarak;
ma, talan etme. yardm almadan, kendiliin-
spoliöt/or -oris er., ~rix den.
-rfcis d. hrsz, haydut, soy- spopondf gç. spondeö
guncu. sportell/a-aed. meyva sepeti,
spo2î/ö -öre -övî -5 1 um gçf. sportul/a -ae d. küçük sepet;
soymak; talan etmek, yama müterilere verilen armaan;
etmek. pay.
)

spr 565 $ta

spreti/ö -ön is d. küçük gör- li olmak; yasl olmak.


me, hor görme. squölid/us 5. kaba, pürüzlü,
spret/or -öris er. hakir göen, pul pul; ihmal edilmi, kirli,
hor gören. pis; ( konuma süssüz; -e z.

spretus gedo. spernö kabaca, sertçe.


sprevî gç. spernö squöl/or -öris er. kabalk; kir-

spflm/a -ae d. köpük, lilik, pislik, bakmszlk.


spömesc/ö -ere gf. köpüklen- squom/a -a« d. balk vs. pulu,

mek. balk puluna benzer zrh giy-


spOmens s. köpüklü, si.

spümffer -I s. köpüklü, köpü- squömevs 5 .


pullu.
ren. squömifer -T 5. pullu.
spumiger -I s. köpüklü, köpük squömi<}cr -î s. pullu; er. ç. ba-
tayan. lklar.
spüm/ö -öre gf. köpüklen- squömösus s. pulla kapl, pul-
mek, köpüklü olmak, lu.

sp/uo -uere -uî -ütüm gf tü- squill/a -ae d. deniz tekesi,

kürüklenmek; gçf. tükürmek, karides.


spurcidicus s. müstehcen, st ünl sus! dur! dinle!
açk saçk. stabilfment/um -i cns. des-
spurcificus s. müstehcen, açk tek.
saçk. stabil/iö -ire gçf. sabitletir-
spurcîti/a -ue, -es -eî d. pis- mek; kurmak, etmek,
tesis

lik, kir, murdarlk, kurum, is. stobilis j. sabit, istikrarl, dura-


spurc/ö -öre gçf kirletmek, an; mec.)( metin, sebatkâr,
pisletmek. sarslmaz.
spurc/us s. pis, kirli, tiksinti stobîlit/ös -atis d. metanet,
verici, irenç, kerih, murdar; sebatllk, sarslmazlk, güve-
-e z. müstehcen olarak, nilirlik.

spûtötilicus s. adi, alçak, de- stabul/ö -öre gçf. yerletir-


ersiz. mek, bir yeri mesken edin-
spütüt/or -Öris er. tüküren, mek.
sput/ö -ör e gçf tükürmek, stabul/uvn-I cns. ahr; mes-
spît/um -I cns. tükürük, sal- ken, kulübe; genelev,
ya. stoct/a -ae d. mür ya,
squöl/eö -ere -uî gf pürüzlü stad/ium -i & ii cns. bir milin
olmak, sert olmak, kat ol- sekizde kouyolu.
biri;

mak, phtlamak; scaktan Stagîr/a -ör um cns.ç. Mace-


çatlamak; ihmal edilmek, kir- donia'da kent, Aristoteles'in
)

sta 566 ste

doum yeri; -TtSs, -Itae er. yerletirmek, kurmak, tesis et-

Aristoteles. mek; durdurmak; destekle-


stagn/ö -öre olu-gf. birikinti mek; meydana getirmek, te-
turmak, kaplanmak;
suyla kil etmek; tayin etmek, ata-
gçf. suyla kaplamak, takna mak, kararlatrmak; buyur-
neden olmak. mak; (ms. ile) karar vermek,
stagn/um -t cns. durgun su, önermek, arzetmek; (Ih. ve ms.
havuz, bataklk; sular, ile) üzerinde düünmek, sonu-
stöm/en -ini cns. palamar; ca varmak; (ordu) yaklamak;
iplik, tire; (çalgi) saz teli; (ra- (ant) dikmek; (fiyat) sabitle-
hip) saç band, tirmek; (hüküm) vermek; (ça-
stöminens s. iplikle dolu, dr) kurmak; (kenf) ina et-

statamöter Ocak tannças, mek; condiciö-nem- zorla


Vesta. kabul ettirmek; fînem- sona
statörius s. sabit, duraan, tit- erdirmek ius- ilke koymak;
remez; sakin; d. edebi kome- modum- kstlama koymak;
di; er. ç. bu komedideki aktör- m
opud ani um- karar ver-
ler. mek; de se- intihar etmek;
stater/a -ae d. kantar, gravius- kat ya da sert bir
statim durmadan, muntaza-
z. biçimde ele almak,
man; hemen, derhal, doru- statur/a -ae d. yükseklik, boy,
dan doruya; ut- olur olmaz, endam.
stati/ö -önis d. hareketsiz status gedo. slstö
durma; yer, mahal, mevki, stat/us -ös er. duru, vaziyet,
kâmetgâh; (ç.) nöbetçiler; tutum; konum; ( toplum ) ko-
(den.) demirlemeyeli. num, koullar, mevki; (siy.)
Stat/ius -I er. Caerilius, kome- durum, devlet, hükümet biçi-

di yazan; Papinus, Gümü mi; (doa) koul; rel publi-


Ça'm epik ve lirik airi, cae- siyasal durum; anaya-
statîvus s. sabit, duraan; cns. sa; de -ö movere konumu-

ç. sürekli kamp. nu deitirme,


stat/or -öris er. hizmetçi, stat öt us gedo. statuö
emir eri. steg/a -ae d. güv erte,
Stot/or -Öris er. durdurucu; stell/a -ae d. yldz; -erröns
Juppiter'in bir ad. gezegen.
statu/a -ae d. küçük heykel, stell/öns -öntfis s. yldzl,
statûm/en -ini cns. (gemi stellötus s. yldz yaplm,
omurga. stellifer -I s. yldzl, yldz ta-

stat/uö -uere -ul -öt um gçf. yan.


ste 567 sd
stelliger -I s. yldzl, yldz ta- us'un babas; Cyaus'un ba-
yan. bas; -Sis, -eidiss.
stelli/5 (stelio) -önis er. su stigma -Üs cns. marka, ala-
keleri. met, dalama, nian.
stemma -Üs baa taklan stigmaü/ös -ae er. dalan-

aaa.
cns.

çelenk; ecere, nesep, soy; soy m köle.


still/a -ae d. damla, katre.
stercoreus s. kirli, pis. stUlicid/ium -4&I cns. dam-
stercor/5 -öre gçf. gübrele- layan su, saçaklardan dam?
mek. layan yamur suyu.
sterc/us -oris cns. pislik, hay- stiIl/5 -are -âvî -âtum gf.

van tersi, gübre. damlamak, azar azar gel-


stetilis s. ksr, kraç; çplak, mek; gçf. damla damla dam-
bo; kârsz, verimsiz. latmak, imbikten çekmek.
steri lit /as -otis d. çplaklk, stil/s -î er. kazk; kalem;
ksrlk. (mec.) yaz, üslup; -um ver-
stern/âx -âcis s. yere atma; tere silme.
sçrayp binicisini srtndan stimulâd/5 -ön is d. uyart,
atmak (at). tenbih, saik.
stern/o -ere stravi strâtum stimulâtr/ix -îcis d. kkrtc
gçf.yaymak, kaplamak, saç- kadn.
mak; düzeltmek, düzletir- stimuleus s. üvendireye ili-
mek, düz yüzey haline getir- kin; kölelerin üvendire ile ce-
mek; sermek, yaymak; yere zalandn mas.
frlatmak, yere sermek; yk- stimul/ö -Öre -övî -âtum
mak, yenmek; (yatak) yap- gçf. üvendireyle dürtmek;
mak; (af) semer vurmak, eyer- zahmet vermek, eziyet etmek;
lemek; (yol) tala döemek. uyandrmak, canlandrmak,
sternGment/um -I cns. aksr- tahrik etmek, heyecanlandr-
ma, haprma. mak.
sterna/5 -ere -I gçf. & gf. ak- stimul/us -î er. üvendire;
srmak, haprmak. (ask.) kazk; (ac) batmak, i-
Sterop/S -ös d. Pleiadlardan ne gibi aatmak, sanc; (dürtü)
biri. tahrik, saik.
stert/3 -ere -uî gf. horlamak. stingu/ö -ere gçf. söndürmek,
StSschor/us -I er. Yunan lirik bastrmak, ortadan kaldr-
airi. mak.
stetf gç. sto stîpöd/5 -önis d. kalabalk,
Sthenel/as -î er. Euysthe- maiyet.
sti 568 str

stipöt/or -öris er. hizmetçi, stlattöriu s s. denizin getirdii,


refakatçi; (ç.) maiyet, muha- stö stâre stetl statüm gf.
fz asker. ayakta durmak, kaim olmak;
stipendiârius s. vergi veren; sk durmak; göze çarpar du-
(ak.) ücret; er. ç. mükellef rumda olmak, bariz olmak;
kimseler. konumunu korumak; ( mec.)
stipend/ium -I & il cm. vergi srar etmek, sürdürmek; (sa-
mükellefi; askerin ücreti; as- va) sürmek; (saç) dik durmak;
kerlik hizmeti, seferberlik; (den.) demirlemek; (oyun) ba-
-tnerere, m ereri hizmet et- arl olmak; (fiyat) mal ol-
mek (orduda); -emerer hiz- mak; (ab, cum, prö ile) tara-
met süresini tamamlamak, fnda olmak, desteklemek; (in
stîp/es -iti er. kütük, aaç dyanmak,
ile) baml
olmak;
gövdesi; aaç; (hakaret) dan- (per ile) kabahati olmak; stat
galak. sententîa karar verildi; per
stp/ö -üre -av -Ölüm gçf. Afrönium stetit guöminus
basmak, sktrmak; tka- dimicöretur Afranius saye-
mak, tka basa doldurmak, sinde sava olmad.
stips stipis d iane, hibe, ba-
. Stöic/us s. Stoac; er. Stoac fi-

, katk.
stipu/a -ae d. sap, ince uzun
lozof;
Stoaa gibi.
cns. ç. Stoaclk; -e z.

yaprak, ekin dibi, anz; ka- stol/a -ae d. uzun giysi, öz. Ro-
m. mal kadnlarn giydii; flüt

stipulâti/ö -ön is d. söz, vaat, çalan erkein Minerva enlik-


pazarlk. lerinde giydii giysi,
stiplötluncul/a -ae d. stoiid/us s. kaln kafal, aptal;
önemsiz bir taahhüt, art, -8 z. aptalca.
stipulatus s. vaad edilmi, stomc.ch/or -Sri -öt us gf. si-

stipul/or -örl gçf. & gf. resmi nirli olmak, can sklmak,

taahhüt talep etmek, pazar- stomachös/us -I er. kzgn, si-

lk etmek, art koymak, nirli; -ez.


stlri/a -ae d. buz saça, stomach/us -er. boaz, yu-
stirpes bak. stirps tak; mide; beeni, tat; ho-
stirpîtus z. batan baa, lanma; holanmama, öfke,
stirp/s (-es) -is d. alt gövde ve store/a (storla) -ae d. paspas.
kökler; bitki, filiz; aile silsilesi, strab/Ö -ön Is er. a,
kaynak, mene, kö-
soy, nesil; strög/es -is d. döküntü; yn,
ken; ab -e bütün bütün, ykm; hasar, katliam,
stiv/a -ae d. saban tutama. strâgulus s. kaplayan; cns. ya-
str 569 str

tak örtüsü, hal. striöt/o -oe d. deniz tara,


ström/en -ini cns. saman, strictim z. görünüte, yüzeysel
çerçöp. olarak, geliigüzel olarak,
ströment/um saman,
-I cns. strictûr/a -ae d. metal kütlesi,
dam örtüsü olarak kullanlan strictus gedo. stringö s. sk,
saz ya da saman; ot yatak; strd/eö -ere -î, -ö -ere -î gf.
örtü, kilim, yayg, hal, gcrdamak, slk sesi çkar-
strömineus s. saman daml, mak, çlk atmak,
strangul/ö -öre -avî -öt um strîd/or -öris er. gcrt, slk
gçf. bomak, boazn sk- sesi, gcrdama.
mak, nefesini kesmek, tka- strdulus s. gcrdayan, slk se-

mak. si çkaran.
strangürî/a -oe d. idrar zoru, strigil/is d. kama, kaa,
strategema -tis cns. strateji, strig/ö -öre gf. durmak; diret-
strateg/us -î er. komutan, mek.
bakan. strigösüs s. ince, kuru, zayf;
stratiöticus s. askeri, (üslup) sönük.
strât/us gedo. sternö s. yüzü- stri/ngö -ngere -nxî -ctum
koyun yatm, yere uzanm; gçf. bir araya getirmek, sk-
-um -î cns. yatak örtüsü, ör- latrmak; dokunmak, syr-
tü, battaniye; yatak, kanepe; mak; kesmek,, budamak; (k-
at örtüsü, eyer, semer; yol dö- lç) çekmek; (akl) etkilemek,
eme, yolyapma, üzmek.
str övî gç. sternö string/or -oris er. birden ge-
strenuit/ös -âtis d. enerji, len iddetli sana.
canllk, hareketlilik. str/ix -igis d. cüce bayku,
str£nu/us s. canl, enerjik; stroph/a -oe d. hile, oyun.
megul; huzursuz; -i z. ener- Stroph ad/es -um d.ç. Güney
jik bir biçimde, çarçabuk, Yunanistan açklarndaki
strepit/ö -öre gf. gürültü et- adalar.
mek, takrdamak, hrda- strophior/ius -I & il er. göüs
mak. kua yapan.
strepit/us -üs er. gürültü, pa- stroph/ium -I & il cns. göüs
trt, amata, takm, gürleme; kua, kafa band,
ses. struct/or -oris er. duvara,
strep/ö -ere -uî gf. gürültü et- marangoz; sofra hizmetçisi,
mek, çnlamak, gürlemek, h- structür/a -ae d. yap, inaat,
rdamak, vs. gçf. azarlamak, kurulu; bayndrlk ileri,
halamak. structus gedo. struö
. .

str 570 sty

stru/is -Is d küme.yn, stult/us 5. aklsz, saçma, ah-


stru/Ix -iris d. yn, küme. mak; er. aptal; -i z.-aptal bir
strOm/o -a e d. i, yumru. biçimde, aklszca,
strümSsus s. sracal, stupe/farid -facerc -fici
stru/ö -«re -xl -ctum gçf. -factum (edl. -fîö -fien) gçf.
ymak, biriktirmek; ina et- sersemletmek, artmak,
mek, dikmek; sraya koymak; stup/ed -ire -mî gf. sersemle-
yapmak, hazrlamak; kur- mek, afallamak, hayrete dü-
mak, tertip etmek, neden ol- mek; ilemez hale getirilmek,
mak. durdurulmak; gçf garip bul-
strüthes s. papaana ait. mak, hayret etmek,
strüthiocamel/us -I er. deve- stpisc/ö -ere gf hayrete
kuu. dümek, armak.
Str^m/ön -onis er. Macedo- stGpeus bok. stuppeus
nia Thrada arasmda r-
ile stupidit/âs -âtis d. aklszlk,
mak; -onius s. Strymonia'l, stupidus 5. aklsz, afallam;
Thrada'l. gabi, kaln kafal, aptal,
stud/eö -ire -al gf. (genellikle stup/or -oris er. duyarszlk,
eh. le) hevesli, gayretli ol- uyuukluk, aknlk, sersem-
mak, çalkan olmak, kendi- lik; kaln kafallk, aptallk,

ni -e vermek; çalmak; (kii) stupp/o -ae d. yedekte çekme


destekçisi olmak, ya da çekilme, çekme halat,
studios/us s. (genellikle inh stupr/ö -öre -âvf -âtum gçf.
ile) çok hevesli, merakl, dü- kapp götürmek, iffetini boz-
kün, eilimli; gayretli; er. ö- mak, rzna geçmek, lekele-
rend; -i z. istekli olarak, ça- mek.
lkan bir biçimde, stupr/um -f cns. sefahat; iffet-

stud/ium -î & il evk, cns. sizlik.

gayret, istek, özen, itina, ei- sturn/us -I er. sra k kuu.


lim; dükünlük, muhabbet; Sty/gius 5. alt dünya yani
parti ruhu, partizanlk; edebi Stygia ile ilgili.

yopt, çalma. Stylus bok. stilus


stultloquenti/a -ae d . aptal- Stymohal/us -I Arkadia'da
ca konuma. Hercules tarafndan öldürü-
stultiloqu/ium -I & iî cns. ap- len yrtc kulanyla ünlü bir
talca konuma. bölge; -icus, -ius, -Is ç.

stultiti/a -ae d. aptallk, ah-, Stymphalia'l.


maklk. Styx -ygis & -y9os d. Hades'te
stultîvidus 5. safdil. rmak; -us s.
sua 571 sub
sufidel/a -ae d. inandrma, ik- olmak.
na etme. subabsurd/us s. biraz saçma,
uS/deS -dere -el -sum gf. saçmams; yersiz; -fi z.
(eh. öüt
vermek, tavsiye
ile) subaccüs/ö -öre gçf. suçla-
etmek; srar etmek; kna et- mak, tham etmek, bir dere-
mek. ceye kadar kabahatli bul-
sufisi/5 -ön s d. bir önerinin mak.
lehinde konumak; hitabetin subficti/o -on is d. topra -
ikna edia türü. leme; (zihin) disiplin,
suâs/or -ör is er. öüt veren subâctus gedo. subigo
kimse; avukat, subadroganter z. biraz kibir-
su as us gedo. suâdeo lice.

suâs/us -us er. öüt, tavsiye, subagrestis s. oldukça kaba,


suâveol/ins -entis s. güzel subalâris s. kol altnda ta-
kokulu. nan.
suâvifitiö bak. sâvifitiÖ subamârus s. oldukça ac,
sufividicus s. çekici, büyüleyi- acmtrak.
ci. subaquilus s. kahverengim-
sufivilogu /ens -entis s. büyü- trak.
leyici, çekici. subuuscult/ö -fire gçf. & gf.
sufiviloguenti/a -ae d. ko- gizlice dinlemek, kulak misa-
numann çekicilii, firi olmak.

suâviör bak. sfivior subbasilicfin/us -I er. tembel-


sufiv/is s. tatl, ho, latif, ince- ce yaayan kimse, aylak ay-
likli; -iter z. lak dolaan kii,
suâvit/ös -ât is d. tatllk, ho- subbland/ior -iri gf. (eh. ile)

luk, çekicilik. yaltaklanmak, tatl sözlerle


Suavium bak. Savium kandrmak,
sub edt. L dh. ile (yer) altnda, subc- bak. succ-
altta, altna; (tepeler, duvarlar) subdidi! gç. subdö
eteinde, bitiik; (zaman) sra- subdiffcilis 5. oldukça güç.
snda, -de, -da; (sra) bitiik; subdiffid/d -ere gf. biraz ku-
(yönetim) altnda, hükümdar- kulu olmak.
l alanda; 2. h. ile: (yer) al- subditîcus s. yapmack, düz-
tnda, (duvarlar, tepeler) yuka- mece.
rya, yüksee; (zaman) he- subditlvus 5 yapmack,
.

men önce, hemen sonra; subdîtus gedo. subdö s. sahte,


-manam hükmü altnda; yapmack, düzmece,
-ictum venire kapsamnda subd/ö -ere -idi -i tu gçf. m
sub 572 sub
altna koymak, içine daldr- mek; (akt) hatra gelmek,
mak; boyun edirmek; yerine süber -is cns. mantar meesi,
geçmek, sahtesini yapmak, mantar.
subdoc/eö -ere -dî -itum sub esse ms. subsum
gçf. yardmc öretmenlik subf subg- bok. suff- sugg-
yapmak. subhorridus s. biraz kaba,
subdol/us 5. kurnaz, hilekâr, subiac/eö -ere -ui gf altnda
sinsi; -e z. kurnazca, olmak, yakn olmak; balan-
subdubit/o -öre gf. biraz ka- tl olmak.
rarsz olmak. sub/iciö -içere -i Sel
subd/ûcö -ücere -uxî -iectun gçf. atmak, frlat-
-uçtum gçf. çekip çkarmak, mak, alta koymak; yanna
yükseltmek; geri çekmek, geri getirmek, yaklatrmak; bo-
almak, ortadan kaldrmak; yun edirmek, birinin buyru-
gizlice alp götürmek, çal- u altna koymak; eklemek,
mak; (hesap) bilanço yap- ilitirmek; yantlamak; kant
mak; (gemi) durmak; karaya göstermek, ileri sürmek; yeri-

çekmek; se- yavaça savu- ne geçmek; akln çelmek,


mak, ortadan kaybolmak, ayartmak; sahtesini yapmak;
subducti/ö -onis d. (gemi) se- büyümek, yetimek,
durmak; (düünce) sanmak, subiecti/ö -onis d. altna koy-
farzetmek. ma, serme; sahtesini yapma,
subductus gedo. subdöcö subiect/ö -öre gçf altna koy-
sub/edö -esse -edî gçf. altn mak; aadan yukan at-
andrmak; yiyip bitilmek, mak.
subegî gç. subigö subiect/or -öris er. sahtekâr,
sub/eö -ire rii -t um gf aa subiect/us gedo. subiciö s.
gitmek, içeri girmek, belli bir komu, yakn, snrda; tabi,
düzeye gelmek, belli bir nok- boyun een; -e z. boyun ee-
taya gelmek, trmanmak; rek, uysallkla.
hemen arkasndan
ilerlemek; subgitöti/ö -onis d. iffetsiz-

gelmek, yardma gelmek; ye- lik, hafifmereplik,


rine gelmek, halef olmak; giz- subigit/ö -öre gçf. uygunsuz
lice gelmek, gizlice girmek; bir biçimde davranmak,
aklna gelmek; gçf girmek, sub/igö -igere -egf -öetunt
suya daldrmak; trmanmak, gçf alta sürmek; istek bird
yaklamak, saldrmak; yerini ey yapmaya sevketmek; sür-
almak; boyun emek, çek- mek, itmek, zorlamak, icbar
mek, kütlanmak, gizlice gir- etmek; zorla boyun edir-
)

sub 573 sub


mek, fethetmek; ( hayvan ) ev- mak, garkolmak; kayp git-
cilletirmek; ( bçak ) keskinle- mek.
tirmek; (tekne) kürek çekmek, sublâpsus geo. sublâbor
ileriye doru sürmek; ( açlk) sublâti/ö -ons d. yükseltme,
hamur haline getirmek; (top- kaldrma.
rak) altüst etmek, kazmak; sublöt/us gedo. tollö s. kibirli,
( akl) eitmek. marur; -e z. marurca,
subf gç. subeo sublect/ö -öre gçf kandr-
subimpud/ens -entis s. ol- mak, akln çelmek,
dukça küstah, sublectus gedo. sublegö
subinâtis 5. oldukça bo. subl/egö -eere -eg -ectut
subinde z. hemen arkasndan; gçf bir araya getirmek, topla-
tekrar tekrar. mak; yerine koymak; (çocuk)
subînsülsus 5. oldukça yavan, kaçrmak; (konuma) kulak
oldukça sönük. misafiri olmak.
subinvid/eö -ere gf biraz ks- sublestus s. zayf, mecalsiz; cü-
kanmak. zi, önemsiz.
subinvlsus 5. biraz irenç, sublevâti/ö -ön is d. yattr-
subinvit/ö -öre gçf. belli be- ma, teskin etme.
lirsiz davet etmek, sublev/Ö -ore -övî -otum
subîrâ/scor -scî -tus gf ol- gçf yükseltmek; desteklemek,
dukça öfkeli olmak, cesaret vermek; hafifletmek,
subîrâtus s. oldukça öfkeli, yattrmak.
subitârius s. apansz, ani; bir- sublîc/o -ae d. çit, kazk,
den ortaya çkan (durum, sublicius s. büyük kazklara
î«y)- dayal.
subito z. birdenbire, anszn, subligâcul/um -i, sublig/ar

subitus gedo. subeo s. birden- -öris petemal, kuak,


cns.

bire, beklenmedik, ani; (in- sublig/ö -ore gçf. balamak,


san) fazla aceled; (ask.) ace- sublîm/is s. yüce; yükseltil-
leyle toplanm; cns. adi du- mi; (karakter) seçkin, üstün,
rum. emel besleyen, iddetli istei
subiunctus subingö
gedo. olan; ( dil yüksek, görkemli; -
subi/ungö -ungere -ünxî e z. yukan, yukarya, hava-
-ünctum gçf. hayvan ko- da.
mak; eklemek; tabi klmak, sublîmit/os -ât is d. yücelik,
boyun edirmek; bask altn- subllmus bak. sublîmls
da tutmak. sublingi/ö -önis er. ahç ya-
sublâ/bor -bî -psus gf bat- ma.
sub 574 sub
subl/lnS -nere -evi -tam -mihi seziyorum.
gçf. ös~ aldatmak, dolandr- subol/Ss -Is d. ürün, döl, ço-
mak. cuklar.
sablitus gedo. sublinö subolSsc/5 -ere gf büyümek,
sublüc/eö -5re gf. parlda- gelimek.
mak, hafif k
vermek,
sublu/d -ere gçf. (rmak) etek-
subor/or
taya çkmak,
-iri gf. ardarda or-
meydana gel-
lerinden akmak, aadan mek.
akmak. subörn/5 -öre -âvî -ât um
sublOstrls s. hafifçe aydnla- gçf. donatmak, teçhiz etmek;
tan. gizliden gizliye kkrtmak,
sublOtus gedo. subluâ akln çelmek.
subm- bak. lumm- subort/us -üs er. tekrar tekrar
subnâtus 5. altta büyümek, ya meydana gelmek, zuhur et-

da gelimek. me.
subne/ctö -«tere -xuî -xum subp- bak. supp-
gçf. aadan balamak, rap- subrancidus s. biraz bozuk,
tetmek. çürük, çürümeye yüz tutmu,
subneg/o -öre gçf. yan yanya subraucus s. oldukça bouk,
reddetmek. subreetus gedo. subrigö
subnexus gedo. subnectö subremig/ö -âre gf. yavaça
subnig/er -r s. siyahms, es- kürek çekmek.
merimsi. subrSp/o -ere -sî -tu gf. sü- m
subnf/xas -sus s. alttan des- rünerek ilerlemek, görünme-
tekli, dayal; güvenen, yerek yaklamak,
subnub/a -ne d. rakip, subreptus gedo. subripiâ
subtübilus s. bulutlu, sünbü- subrî/deo -dere -sî gf. gü-
li. lümsemek.
sub/o -âre gf. azgnk devre- subrfdîcule z. oldukça gülünç
sinde olmak. bir biçimde.
subobscenus s. oldukça edep- subr/igo -igere -45x1 -eetum
siz. gçf. yükseltmek, kaldmak.
subobscürus s. biraz belirsiz, subring/or -I gf. ask sratl
subodiösts s. oldukça tiksinti olmak, can skkn olmak,
verici. subr/ipiö -ipe r 8e -ipuî &
suboffend/ö -ere gf. gücen- upuî -eptum gçf. gizlice alp
dirmek, kzdrmak, götürmek, çalmak,
subol/et -€re gf. (z.) hafif ya subrog/ö -öre gçf. ardl ola-
da belirsiz bir koku var; rak önermek.
sub 575 sub
subröströn/î -orum er. ç. teklemek; öykünmek, taklit

vaktini bo geçiren kimseler, etmek.


aylaklar. subserv/ö -ire gf köle ol-

subrub/eo -5re gf. hafiften k- mak; (mec.) uymak, itaat et-


zarmak, krmzya dönmek, mek.
kzla çalmak. subsicivus s. kesilip arta ka-
subru/ö -ere -I -t um gçf. yk- lan; (zaman) bir iten arta ka-
mak, tahrip etmek, altn lan; (i) fazla mesai.
kazmak. subsidiörius s. ihtiyat ya da
sbrüsticas 5. köylümsü, yedek olarak tutulan; er. ç.
subrutus gedo. subruö yedek kuvvet.
subscri/bö -bere -psl -ptum subsid/um -i & l cns. yedek
gçf. altna yazmak; (belge) erler, yedek birlikler; çare,
imzalamak; (sansür) ithamn yardm.
sebebini yazmak, not dü- subs/îdö -Idere -ed -essum
mek; (yasa ) iddianameye ek gf oturmak, çömelmek, yere
yapmak, aleyhine dava aç- çökmek; batmak, yerlemek,
mak; (mec.) kaydetmek; (eh. sakinlemek; (pusu) yatarak
ile) raz olmak, muvafakat et- beklemek; (ikamet) oturmak,
mek, onaylamak. yerlemek; gçf. pusuya yat-
subscrfpti/Ö -ön i s d. alta ya- mak.
zdan yaz, imza; (sansür) not subsignönus s. özel yedek (bir-

,etme; (yasa) iddianame; kü- likler), asl birlikleri güçlen-


tük, sicil. dirmek için ihtiyatta tutulan-
subscrîpt/or -öris er. bir iddi- lar.

anameyi imzalayan kii; it- subsign/Ö -öre gçf. kaydet-


ham eden kimse, mek, tescil etmek; garanti et-

subscrîptus gedo. subscrîbö mek, olmak.


kefil
subsecîvus bak. subsicivus subsil/iö -re -ui gf yukan
subsec/ö -öre -ul -ctum gçf sçramak.
kesmek, krkmak, krpmak, subs/istö -istere -t i ti gf. ha-
subsedl gç. subsldâ reketsiz durmak; durmak;
subsell/ium -S & il ons. sra, kalmak, sürmek, devam et-
bank, iskemle; (yasa) yargç- mek, dayanmak; (eh. ile) di-
lar heyeti, mahkeme. renmek; gçf. dayanmak, kar
sbs/entiS -entire -ens gçf koymak, mukavemet etmek.
kukulanmak, sezmek, subsort/or -ri -îtus gçf. ku-
subse/guor -qul -cutus gçf. rayla ardl seçmek.
6r gf yakndan izlemek; des- subsortfti/ö -ön is d. kurayla
sub 576 sub
ardl seçimi. subterdfi/cfi -çere -xl gçf
substanti/a -ae d. servet, var- gizlice çekmek.
lk; refah. subterf/ugiö -ngere -ügî
subst/ernö -emere -rfivl gçf -den kaçmak, kaçnmak,
-rotum gçf alta datmak, saknmak.
altna yaymak, altna serp- subterlâbor -I gçf 6c gf qlttan
mek, altna saçmak; (rnec.) akp kaymak; gizlice
gitmek,
birinin hizmetine sokmak, svmak, kaçmak,
substitî gç. subsistö subterrâneus s. yeralt.
substit/uo -uere -u -ütüm subtex/ö -ere -uî -tu gçf m
gçf. yerine koymak; yerine ge- dokumak, örtmek, gizlemek,
çirmek;ardl yapmak; (fikir) subtîl/is s. ince uzun, zayf;
sunmak; hayal etmek, tasav- (duyular) hassas; (yarg) takdir
vur etmek. eden, ayrd eden, kesin; (üs-
substftutus gedo. substituö lup) dolaysz; -iter z. inceden
subst/5 -öre gf. dayanmak, inceye; kusursuz bir biçimde;
substrâtus gedo. substernö yaln bir biçimde,
substrictus gedo. substringo subtllit/os -fitis d. incelik;
s. dar, sk. (yarg) amazlk, keskinlik;
substri/ngö -ngere -nxî (üslup) dolayszlk,
-ctum gçf balamak; kulak subtim/eö -?re gçf. biraz
kabartmak; denetlemek, korkmak.
substructi/d -Ön is d. temel, subtractus gedo. subtrahö
tesis. subtra/hö -here -xl -ctum
subsult/ö -fire gf yukan atla- gçf altndan çekmek; gizlice
mak. almak; çekmek, uzaklatr-
substru/ö -fire gf ina etmek, mak.
bir temel kurmak, ta le dö- subtrists s. oldukça kederli,
emek (yol). subturpis s. oldukça ackl,
sub/sum -esse gf altta ol- subtus z. altnda, altna,
mak; yakn olmak, elde ol- subtusus s. hafifçe zedelenmi,
mak; (mec.) temelinde olmak, subücul/a -ae d. gömlek, ye-
gizli olarak bulunmak, lek.
subsutus s. saçakl (ip), sfibul/a -ae d. biz, saraç ve
subtem/en -ini cns. atk, ar- kundurac bizi.
gaç; iplik, tire. subulc/us -I er. domuz çoba-
subter z. aa, aada, altn- n.
da; aas-
edt. (ih. 6c dh. ile) SubGr/a -ae d. Roma'nn kötü
na. tannan bir mahallesi;
sub 577 suc

-ân us 5. subvol/ö -âre gf. yukanya


suburbânit/fis -âti s d. Ro- doru uçmak.
ma'ya yaknlk. subvolv/o -ere gçf tepeye
suburbonus s. Roma'ya ya- doru yuvarlamak,
kn; cns. Roma yaknnda vil- succavus s. alt bo.
la; er. ç. Roma yaknndaki succ/edö -ödere -essî
kasabalarda oturanlar. -essum gçf. & gf. (eh. ile) alt-

suburb/um -T & iî cns. varo, tan gitmek, içinden geçmek,


yörekent. aaya gitmek, üstlenmek;
suburg/eö -îre gçf. yakna (eh. ile, h. in) yukanya çk-

sürmek. mak, trmanmak; (eh. ile ih.

subvecti/5 -on is d tama, ad, sub) ilerlemek, yürümek;


nakliyat. (eh. He, in) yerini almaya gel-
subvect/ö -âre gçf. düzenli bi- mek, imdadna yetimek; (eh.
çimde tamak, ile, in, ad) peinden gitmek,

subvectus gedo. subvehö halefi olmak; (sonuç) baanl


subvect/us -üs er. nakliyat, olmak.
tama. succ/endö -endere -endi
subve/hö -here -xi -ctum -ensum gçf. tututurmak,
gçf. yukar tamak, akntya alevlendi rmek; (mec.) tahrik
kar tamak. ctm.*k.
subv/eniö -enire -eri succenseö bak. suscenseö
-entum gf. (eh. ile) yardm- succensus gedo sccendö.

na gelmek, kurtarmak, succenturiâtus s. ihtiyat, ye-


subvent/o -âre gf. (eh. ile) ça- dek.
bucak yardmna komak, succenturl/5 -önis er. yüzba-
subver/eor -eri gf. biraz kork- nn altnda,
mak. successf gç. succödo
subvers/or -Öris er. altüst successi/o -önis d. ardllk,
eden, harap eden, ykc (ey, silsile.

kimse). success/or -öris er. ardl, ha-


subversus gedo. subverto lef.

subver/to (subvortö) -tere successus gedo. succedo


-ti -sum gçf. tersyüz etmek, success/us -üs er. yukanya
devirmek; ykmak, harap et- ilerleme; sonuç; baar,
mek. succldi/a -ae d. but eti.
subvexi gç. subveho succf/dö -dere -dî -sum gçf.
subvexus s. yukarya doru kesmek, biçmek,
meyilli. succid/o -ere -I gf. batmak;
suc 578 suf

gücü tükenmek, süctus gedo. sügö


succiduus s. batan; gücü aza- sucul/a -a e d bocurgat,
.

lan. sucul/o -ae d. domuz yavru-


succinctus gedo. succngo su; ç. Hyada adalan.
succin/gö -gere -xl -ctum süc/us -I er. özsu, bitki özü;
gçf. sarmak, kuatmak, ipne ilaç, ilaç dozu; lezzet, çeni;
tkmak, altna kvrmak; teç- (mec.) güç, dinçlik, yaam.
hiz etmek, silahlanmak. sGdor/ium -I & II cns. mendil,
succingul/um -4 cns. kuak, s&dötörîus s. terlemeye ilikin;
kemer. cns. sauna.
succin/o -ere gf.uymak, sud/is -Is d. kazk, karg, mz-
succsus gedo. succfdö rak, ekser, enser,
succlâmâti/o -önis d. bar- süd/ö -öre -övî -ötum gf. ter-
mak, tezahürat yapmak. lemek, ter dökmek, -den s-
succlâm/5 -öre -övî -öt um lanmak; sk çalmak; gçf.
gçf arkasndan barmak, szdrmak.
bararak sözünü kesmek, süd/or -ör is er. ter, terleme;
succontuneliöse z. biraz küs- nem; sk çalma, çaba,
tahça. emek.
succresc/ö -ere gf. büyümek, sudus s. bulutsuz, açk; cns. gü-

büyüyüp gelimek, hava.


zel
succrispus s. oldukça kvrck, su/eö -ere gf. alkn olmak,
succu/mbö -mbere -bul sue/scö -scere -vî -tu gf. m
-bitum dümek, dibe bat-
gf. almak, alkanlnda ol-
mak ya da dümek; boyun mak; gçf altrmak.
emek, teslim olmak, Suess/a -ae d. Lntium'da
succur/rö -rere -ri -sum gf kent.
çabucak yetimek, yardmna Suessön/es -um er.ç. Gallia
komak, imdadna komak; halk, ( mod .) Soissons.
(düünce) akla gelmek, suetus gedo. suescö s. all-
succus bak. sucus m; olaan.
succuss/us -üs er. sallama, Suev/î -orum er. ç. Kuzeydou
succust/ös -odis er. yardma Almanya'daki halk,
muhafz. suf/es -etis er. Kartaca devlet
succu/tiö -tere -ssî -ssum bakam.
gçf. aadan yu kan frlat- suffarcinötus s. tka basa dol-
mak. mu.
sûcidus s. özlü, sulu, taze, suffectus gedo. sufficiö s.

sucin/um -î cns. kehribar. (konsül) görev dönemi içinde


\ .

suf 579 sug


bir boluu doldurmak üzere vermek; desteklemek, lehinde
atanm. olmak.
suffer/o -re gçf. desteklemek, suffritg/5 -«re gçf. krmak,
katlanmak, dayanmak, parçalamak.
suffes bak. süfes suff/ugiö -ugere -üg gf. s-
suff/iciö -içere hecî -ectum naa komak; gçf. kaçnmak,
gçf boyamak; salamak, te- saknmak.
min etmek; bir bakasnn ye- suffug/lum -I & il cns. s-
rine atamak, yerini almak; nak, bannak.
gf. yeterli olmak; yetimek, sufful/cio -cre -s -tum gçf.

kâfi gelmek. yapmak, desteklemek,


destek
suffi/gö -gere -xî -xum gçf. suff/undo -un d ere -udi
alttan balamak; nallamak, -usum gçf. içine aktmak;
suffîm/en -ini, suffiment/ çevreye yaylmak, doldur-
m -î cns. tütsü, buhur,
suff/io -ire gçf. tütsülemek,
mak; renk vermek, boyamak,
kzarmak; yaymak.
güzel kokmak. sufTür/or -ârf gf. çalmak,
suffxus gedo. sufffgo armak.
sufflâm/en -ini cns. köstek, suffuscus s. siyahmtrak,
fren. suffusus gedo. suffundö
suffl/o -5regçf. iirmek, üfle- sugge/rö -rere -ssl -stum
mek. gçf. altna koymak ya da yer-

suffoc/5 -öre gçf. bomak, so- letirmek, salamak; üstüne


luunu kesmek. eklemek, dayatmak,
suff/odio -ödere -ödl suggest/um -I cns. platform,
-ossum bçaklamak; al-
gçf. kürsü, sahne; yapay tepe, y-
tn kazmak, altna çukur aç- n; tribün.
mak. suggestus -üs er. platform,
suffossus gedo. suffodiö sahne.
suffrâgâti/5 -on is d. oyunu suggestus gedo. suggerd
vermek, desteklemek. suggrandis s. oldukça geni
sufTrâgât/or -öris er. oy ve- ya da büyük.
ren kimse, destekçi, suggre/dior -di -ssus gf. ya-
suffrâgâtönüs s. bir aday kna gelmek, yaklamak; gçf.
desteklemeye ilikin, saldrmak.
suffrâg/ium -I & iî cns. oy, oy sügillâti/5 -önis d. hakaret,
pusulas; oy kullanma hakk; tahkir etme, erefine dokun-
( mec.) yarg, onay; -ferre oy. ma.
suffrög/or -ârî -âtus gf. oy sögilldtus 5. ezilmi; zedelen-
sug 580 sum
ini; (gurur) incinmi. runun asl, özet; toplam,
«0/95 -gere ~xl -ctum gçf. yekûn, miktar; yüce güç;
emmek, massetmek, -rSram genel refah, genel
sul inh. si yarar; -sunt-mfirum evren;
suî gç. suö ad -am ksacas, velhasl,
suillus domuzlara ait.
5. gerçekte; son söz olarak; n
suIc/5 -fire gçf. saban yap* i -fi hepsi, tamam, yekûnu;
m ak, saban sürmek, topra nihayet.
sürmek. Summan/us -I er. gece ime-
sulc/us -I er. saban zi; çukur, i tanns.
hendek, siper; iz. summ/âs soylu bir aileden ge-
slfur bak. sulpur len, soylu, seçkin,
Sull/a -ae er. ünlü Roma’lt summâtim z. geliigüzel ola-
-Snus s.
diktatör; rak, resmi muameleyi bekle-
Sullatur/o -ire gf. Sulla gibi meden, özel olarak, aceleyle,
olmak, Sulla'ya özenmek. summfit/us -üs er. egemenlik,
Sulm/d -onis er. Dou tal- sunimi z. en yüksek derecede,
ya'da kent, Ovdius'un do- an derecede, ziyadesiyle,
um yeri; -finensis s. summer/go -gere -si -sum
sultls z. lütfen. sokmak, daldrmak,
gçf. alta

sam esse fui gf. olmak, var ol- batrmak.


mak; -ab ait olmak; -ad bir summersus gedo. summergö
amaç için yaplmak; -ex iba- summinstr/5 -fire -fivV
ret olmak, -den olumak; -Stum gçf. salamak, teçhiz
est, sunt vardr; est mlhi sa- etmek.
hibim; mlhi tecum nîl est summssi/5 -onis d. indirme,
seninle hiç iim ya da ilikim azaltma.
yok; est quod bir ey, ... ne- summiss/us gedo. summttÖ
den vardr; est ub ara sra, s. alçak; (ses) alçak, sakin;
bozan; est ut ... muhtemel- (karakter) adi, boyun
alçak,
dir; est (inh. He) ait, görevidir, een; -fi z. yava yava, tatl-
iidir, alametidir; (ms. ile) lkla; alçakgönüllülükle,
olasdr, caizdir; sunt qul suvnm/ittö -ittere -isi
vardr(lar); fuit tlium artk -issum gçf. (büyüme) yükselt-
Uium (Toia) yok. mek, kaldrmak, dikmek; sev-
söm/en -ini cns. inek meme- ketmek, salamak, indirmek,
si,meme, emcik; dii domuz, alçaltmak, azaltmak; yerine
suntm/a -ae d. ana bölüm, geçmek, yerini almak; gizlice
anû hedef, ana konu; 02, so- göndermek; onimum- bo-
sum 581 sup
yun emek; sö- tenezzül et- sGmpti/5 -önis d. san, zan,
mek, sözde alçakgönüllülük farz, tahmin.
göstermek. sumptuörius s. harcamalarla
sammolest/us bira&an s-
s. ilgili.

kta; z. bir parça can sk- sümptuös/us s. pahal, müs-


larak. rif, savurgan, an; -e z.
sammon/eö -ire -ul gçf. giz- sümptus gedo. sGmö
licehatrlatmak, etmek, ma sumpt/us -Üs er. paha, mas-
svmmörosus s. oldukça titiz, raf, fiyat.
huysuz. Sun/i um -I, -il cns. Attika ya-
summöt/or -öris er. daha te- nmadasmda bir burun,
miz, daha açk, suö suere sul sütüm gçf. dik-
summotus gedo. summoveö mek, araya getirmek,
bir
summ/oveö -övere -övt suomet, suöpte suus'un vur-
-otum gçf. sürüp uzaklatr- gulu ablativus ekli,
mak, kalabal açmak; geri suovetauril/ia -i um cns. ç.
çekmek, ortadan kaldrmak, domuz, koyun ve öküz klr-
sürmek, kovmak; (mec.) defet- ban edilmesi.
mek, uzaklatrmak, supeil/ex -ectilis d. eya,
summ/us en yüksek, en üs-
s. mefruat, mal, gereçler,
tü, yüzeyi;sonuncu, sonu, bi- süper 5 bak. superus
.

timi; (mec.) en büyük, en süper z. yukanda, üstünde, te-


önemli; (kii) seçkin, yetkin; pede; bundan baka, yans-
er. en yüksek makamnda ra; kalan; edt di . . iie üstüne,
oturan kii, en yüksek mevki- üzerine, üstünde, üzerinde;
deki kimse; -um -î cns. üst, dair, -ile ilgili olarak; (za-
yüzey; -um z. olsa olsa, en man) -de, da; (/7. /7e) üzerin-
çok. de, üstünde, üzerine, üstüne;
summGt/5 -fire gçf. yerine ötesinde; yansra, üstüne üst-
geçmek, vekil atamak, lük.
süm/ö -ere -psi -ptum gçf. superfi bak. sup ra
almak, üzerine almak, yuka- superöbils s. yenilebilir, fet-
r çekmek; farzetmek, iddia hedilebilir; üstesinden geline-
etmek; (eylem) üstlenmek; bilir, alabilir.
(tartma) farzetmek, olmu superodd/ö -ere -itum gçf.

gibi kabul etmek; (giysi) giy- -den baka eklemek, daha da


mek; (ceza) mecbur tutmak; ekmek.
(bir amaç çin) kullanmak, super/öns -antis .zam. o. su
harcamak. perö s. üstün, egemen, faik.
sup 582 sup
galip. superfüsus gedo. superfundo
superot/or -oris er. fatih, ele supergre/dior -di -ssus gçf.
geçiren kimse. geçmek, baskn çkmak, a-
superbi/a -oe d. kibir, küstah- mak.
lk, zulüm, gaddarlk; gurur; super/iaciö -iacere -HEcf
marur mizaç. -iectum & ioctum gçf. üste
superbiloquenti/a -a e d. atmak, frlatmak; amak;
küstah konuma, (mec.) abartmak,
süper b/ io -ire gf küstah ol- superiectus gedo. superiacio
mak, kibirli olmak, gurur superimmin/eo -ere gf sark-
duymak; görkemli ya da en mak, üzerine sarkmak,
üstün olmak. superimpendens -entis s.
stperb/us s. kibirli, küstah; sarkk, sarkan.
zorba tavrl; titiz, mükülpe- superimp/öno -önere -osul
sent; görkemli, muhteem; -e -ositum gçf tepeye yerletir-
z. küstahça, despotça, mek, üzerine yerletirmek.
sapercil/ium -I & il cns. ka; superimpositus gedo. supe-
(tepe) yamaç, srt; ( mec.) küs- rimpönö
tahlk. süperi ncid/ens -entis s. yu-
superemin/eö -ere gçf. tepe- kardan düen.
siniamak, üstüne geçmek, süperi ncub/öns -antis s.

-den üstün olmak, üzerine uzanan.


superesse ms. supersum superincumb/ö -ere gf. üs-
superflci/es -eî d yüzey; yu- . tünde yatmak, uzanmak,
kan taraf, tepe; (yasa) yap; superinger/ö -ere gçf. aa
öz. bir bakasnn topran- dökülmek.
da. superin/icö -çere -iecl
superf/Tö -erl gf. arta kal- -iectum gçf. üstünden at-
mak; ( ihtiyaç) -den fazla ol- mak, üste frlatmak, üste koy-
mak. mak.
superfîxus s. tepeye ya da te- superiniectus gedo. superi-
pesine yerletirilmi. nicö
superflu/5 -ere gf tamak, superinstern/ö -ere gçf. üstü-
superful gç. supersum. ne yaymak, üzerine sermek,
superf/utdo -undere -öd! superi/or -Öris s. daha yük-
-usum gçf. & gf üzerine bo- sek, üstteki; (zaman, sra) ön-
altmak, yadrmak, saa- ce gelen, önceki, eski; (ya)
nak halinde yamak; ( edl .) daha yal; (sava) galip, da-
tamak, yaylmak. ha güçlü; ( nitelik) üstün, da-
sup 583 sup
hû büyük. superstiti/ö -önis d. dehet
superlöti/ö -önis d. abart, verici korku, batl itikat, bo
mübalaa. inan.
superlâtus 5. abartl, mübala- svperstitiös/us s. batl itikata
al; abartlm. ait; kehanette bulunmayla il-

supern/us s. üstteki; göksel, gili; i z. batl inançlara sapla-

semavi; -5 z. tepede, zirvede, narak; vicdanla, ilkelere ba-


yukardan. l olarak.
super/ö -âre -Svî -Stum gf. superst/ö -ere -xl -ctum gçf.
üstün olmak, üstün gelmek; fir gf. üstünde durmak, üze-
an olmak, fazla olmak; ba- rinde olmak.
ki kalmak, bakasndan fazla süper /sum -esse -ful gf. kal-
yaamak; gçf. üstünden geç- mak, baki kalmak, durmak;
mek, üstün gelmek, faik ol- braklmak; bolluk içinde ol-
mak; öteye geçmek; baskn mak, yeterli olmak; ol- an
çkmak; (osk.) yenmek, fet- mak.
hetmek; (den.) denizde seyre- superteg/ö -ere gçf. kapla-
dip geçip gitmek, dolaarak mak, üzerini örtmek.
geçmek. superurg/ens -entis s. yuka-
superobru/ö -«re gçf. bas- rdan bastran.
mak, kahretmek, ezmek. super/us (k. -ior iid. suprö-
superpend/ens -entis 5. sar- mus, summus) s. üstteki, yu-
kan. kanda olan er. ç. yukandaki
superp/önö -önere -osuî tanrlar; yaayanlar cns. ç.
-ositum gçf. üzerine koy- göksel cisimler; yüksek yerler;
mak; görevlendirmek, yü- mare -um Adriyatik Denizi.
kümlü klmak. supervacaneus s. fazla, gere-
superpositus gedo. super- inden fazla, istediinden
ponö çok.
superscand/ö -ere gçf. üzeri- supervacuus s. fazla, gereksiz,
ne trmanmak. anlamsz.
sapers/edeö -edöre -edl supervdd/ö -ere gçf. üstün
-essum gf. üstüne oturmak; gelmek, baskn pkmak.
kaçnmak, saknmak, çekin- superve/hor -hl -ctus gçf.
mek, vazgeçmek. ata binerek geçip gitmek, de-
superst/es -iti s. mevcut, ha- nizde seyretmek.
zr, tanklk eden; hayatta ka- superv/eniö -enire -ni
lan, bir bakasndan daha -entum gçf. yetiip geçmek
fazla yaayan. yetimek; üzerine yükselmek;
sup 584 sup
gf. ortaya çkmak, beklenme- suppeti/or -5rl -atus gf. yar-
dik biçimde gelmek. dmna gelmek.
supervent/us -üs er. geli, va- suppet/o -ere -IvI & ti -itam
n $. gf. elde mevcut olmak, hazr
supervolit/d -âre gçf. üzerin- olmak; eit olmak, elvermek,
den uçmak. olmak.
yeterli
supervoI/5 -âre gçf. & gf. üze- suppîl/ü -üre gçf. çalmak,
rinden uçmak. armak.
supfn/ö -üre -âvî -ütüm gçf. supp/ingö -ingere -üctum
içini dna çevirmek, tersine gçf alttan balamak,
çevirmek. supplant/ö -üre gçf. çelme
suplnus s. arkaüstü yatan; srt takmak.
üstü uzanan; eik, meyilli; supplement/um -I cns. teda-
geriye doru; (akl) tembel, rik, teçhiz, ilave, ek; ( ask.)
kaytsz. takviye birlikler,
suppâctus gedo. suppingo- suppl/eo -ere gçf tümüyle
suppaenlt/et -ere gçf. (z.) bi- doldurmak; tedarik etmek,
raz üzgün olmak. tamamlamak; noksan olan
suppalp/or -örî gf. tatl sözle bir eyi doldurmak, onar-
kandrmak, gönlünü yap- mak.
mak. suppl/ex -icis s. rica ve niyaz
supp/âr -oris s. hemen he- eden, yalvaran (kimse), yal-
men eit. varma, niyaz etmeyle lgili;
supparasît/or -Sri gf. guru- -citer z. yalvararak,
runu okamak. supplicüti/ü -ün is d. dua gü-
suppar/um -i cns. -us -I er. nü, toplumsal ükran sunma,
keten kadn giysisi; gabya supplic/ium -i & II cns. dua,
yelkeni. niyaz; kurban; ceza, infaz, s-
suppeditütfi/ö -ün is d. bol- trap, aa; -15 afftcere idam
luk, mebzuliyet. etmek, infaz etmek,
suppedit/Ö -üre -âvî -ütüm supplic/o -üre -üvi -ütüm
gf. el altnda olmak, bol bol gf. (eh. He) niyaz etmek, dua

olmak, yeterli olmak; -den etmek, tapnmak.


zengin olmak; gçf. salamak, supp!ö/dö -dere -si gçf. dam-
teçhiz etmek, tedarik etmek. ga vurmak.
supped/ö -ere gf. hafifçe yel- supplosi/ö -onis d. damgala-
lenmek. ma.
suppeti/ae -ar um d. ç. yar- supp/onö -önere -osul
dm. |
-ositum gçf. alta koymak,
)

sup 585 sus

yerletirmek, tatbik etmek, supröscand/ö -ere gçf. üstün


uygulamak; hükmü altna gelmek.
almak; eklemek, katmak; ye- supröm/us s. en yüksek; so-

rine geçmek, bozmak, tahrif nuncu, en geç; en büyük, en


etmek. üstün; cns. ç. ölüm ân; cena-
supporf/3 -öre gçf. yetitir- ze törenleri; vasiyet; -um z.

mek, nakletmek, tamak, son kez olarak.


suppositfcius 5. sahte, taklit, sür/a -ae d baldr,
suppositi/d -ön is d. bakas- sörcul/us -i er. ince dal, sür-
nn yerini alma, gün; a, daldmlmak için ko-
suppositus gedo. suppönö panlan dal.
supposuî gç. suppönö surdast/er -rl s. oldukça sa-
suppressi/ö -önis d zimmete . r.
geçirme. surdlt/ös —ötis d. sarlk,
suppressus gedo. supprlmö s. surd/us s. sar; sessiz.
(ses) alçak. Suren/a -ae er. parth’lann bü-
suppr/imö -ime re -essî yük veziri.
*-essum gçf. batrmak, dibe surg/ö -ere surrexf
yollamak; tutmak, dizginle- surrectum gf. yükselmek,
mek, zapt etmek, alkoymak, domak, kalkmak, ayaa
durdurmak; gizli tutmak, kalkmak; zuhur etmek, orta-
bastrmak, sindirmek, ya çkmak, büyümek,
suppröm/us -I er. yardma, surpere vs. surripere için vs.
kâhya. surr- bak subr-
.

suppud/et -öre gçf. (z.) biraz surrSxî gç. surgö


utanmak. surrupuf gç. subrlpiö
suppûr/ö -öre gf. iltihaplan- surruptlcius s. çalnm,
mak, azmak, sürsum, s ur s us z. yukan do-
suppuss. baaa. ru, yukarya, yukanda;
supput/ö -öre gçf. saymak, -deörsum batan aa.
telakki etmek, tahmin etmek, süs suis er„ d. domuz, erkek do-
suprâ z. üzerinde, tepesinde; muz.
(zaman) erken, daha önce, ev- Sûs/a -ör um cns. ç. Persler'in
velce; ( miktar daha çok; eski bakenti.
-guam -den ötesinde; edt. suscens/eö -öre -ul gf. kzgn
(ih. ile) üzerinde, üstünde, da- olmak, öfkeli olmak,
ha yukanda; ötesinde; (za- susceptl/ö -önis d. üzerine al-
man) önce; (miktar) -den çok, ma, üstlenme, deruhte etme,
üzerinde. susceptus gedo. suscipiö
.

sus 586 sus

susc/ipiö -pere -ep duymak, hürmet etmek; gü-


-eptum gçf. üzerine almak, venmemek.
üstlenmek, taahhüt etmek; suspîci/ö -önis d. güvensizlik,
almak, ele geçirmek; (çocuk) kuku.
evlat edinmek; kanunen tan- susplciös/us s. kukulu; -ö z.

mak, vücuda getirmek; birini kukulu bir biçimde.


korumasna almak, suspic/or -örf -öt us gçf. ku-
suscit/ö -öre -Övî -otum gçf. kulanmak; sanmak, zannet-
kaldrmak, yükseltmek; mek, farzetmek.
uyandrmak, canlandrmak; suspîröt/us -üs er. iç çeki, ah
cesaretlendirmek, tevik et- etme.
mek; kztrmak, harekete susplrit/us -üs er. derin soluk,
getirmek, tahrik etmek, zor soluk alma; ç çeki.
suspect/ö -öre gçf. & gf. bak- suspr/um -I & if cns. derin
mak, gözlemek;kukulan- soluk, iç çekme.
mak, güvenmemek, susplr/ö -öre -övî -otum gf.
suspectus gedo. suspiciö s iç çekmek; gçf. hasret çek-

üpheli, kukulu, mek.


suspect/us -üs er. yukar bak- susque deque z. yukan aa.
ma; saymak, itibar etmek, sustentöcul/um -i cns. des-
sayg göstermek, tek.
suspend/ium -I & iî cns. as- sustentöt/ö -önis d. kapn-
ma. ma, saknma.
susp/endö -endere -endi sustent/ö -öre -övî -öt um
-cnsum gçf. asmak, idam et- gçf. yardmda bulunmak,
mek, ertelemek; (ölüm) asl- desteklemek; (mec.) tarafn
mak; (yop) desteklemek; tutmak, yüceltmek; (gda ,

(akl) muallâkta brakmak; araç) tedarik etmek; destekle-


(devinim) durdurmak, kes- mek; (düman) durdurmak;
mek; (edl.) bal olmak; -o (zahmet) katlanmak, çekmek,
grado ayaklarnn ucuna direnmek; (olay) ertelemek.
basarak. sust/ineö -inere -en-nu
suspens/us gedo suspendö
. s. tum gçf. desteklemek; dur-
kalkk, yükselmi, asl; (mec.) durmak, denetlemek; (mec.)
endieli, muallakta, bal, ta- tutmak, muhafaza etmek; (yi-
bi. yecek) desteklemek; (zohmet)
suspc/öx -öcis s. kukulu, katlanmak, çekmek; (olay) er-
svsp/iciö -çere -exî -ectum telemek, geciktirmek.
gçf. yukan bakmak; sayg sustoll/ö -ere gçf. yükseltmek,
sus 587 syr

kaldrmak; tahrip etmek, sylob/a -oe d. hece,


sustu)! gç. tollo syllabâtim z. hece hece,
susurrât/or -örfe er. fslda* symbol/a -oe d. katk,
yan kimse. symbol/us -î er. belirti, nian,
susurr/ö -öre gçf. Sr gf. mrl- iaret, sembol, simge,
danmak, vzldamak, fslda- symphöti/a -ae d. uyum,
mak. ahenk.
susurr/us -üs er. fsldama, symphöniacus s. koroya ait.
mnldanma. symplegad/es -um d.ç. Kara-
sussurrus s. fsldayan, deniz'de çarpan kayalar,
sütel/a -oe d. hile, oyun, desi- synedr/us -I er. Makedo-
se. nia'da senatör.
sütilis s. dikilmi, Synepheb/I -ör um er.ç. Cae-
süt/or -örfe er. ayakkabc, cilius'un güldürüsü Gençler
ayakkab tamircisi, Bir Arada.
sûtörlus s. ayakkabcya ait. syngraph/a -ae d. bono,
sütrînus 5. ayakkabaya ait. syngraph/us -î er. yazl söz-
sütür/o -ae d. diki yeri, diki.' leme; pasaport.
s üt us gedo . suö Synnad/a -örum cnsjç. Frig-
suus s. ( tümcedeki üçüncü ahs ya'da kent, mermerleriyle ün-
özneye ait) kendisinin, kendi- lü; -ensis s.

lerinin,onun, onlann; kendi- synod/üs -ontis er. çipura,


sine ait, kendine özgü, bir karagöz.
kimsenin hakk; er. ç. bir kim- synthes/is -is d. akam yeme-
senin adamlan, arkadalar. i servisi; takm elbise; sabah-
Sybor/s -is d. Güney tal- lk.
ya'da sefahatyla ünlü bir Syph/öx -öcfe er. Numidia
kent; -ta -itae er. Sybaris'li. Kral.
Sychae/us -î er. Dido'nun ko- Syröcüs/ae -örum d. ç. Sicil-

cas ya'da ehir; -önus, -lus


s^cophant/a -oe er. iftirac, Syröcoslus s. Syracusae'l.
hilekâr, dalkavuk, Syr/ia -iae d. Akdeniz'in Do-
sycophanti/a -oe d. hile, ya- usunda ülke; -ius, -us,
lan. hilekârlk, -iocus, -scus s. Suriyeli,
sycophantiöse z. hilekârca. syrm/a -ae d. uzun eteklikli
sfcophont/or -örf gf. hile giysi; (mec.) trajedi.
yapmak. Syrt/is -is d. Kuzey Afrika'da
Syen/5 -es d. Güney Msr'da Sidra Körfezi; kumsal.
kent; ( mod.) Assuan.
tobell/o -ae küçük tahta; yaz
T nn ptali.
levhas; oy levhas; adak lev- tabulâr/ium —I &r T cns. ariv,
has; resim; (ç.) yaz, kaytlar, belgelik.
yazmalar. tabulâti/9 -otis d. döeme-
tabellSrius s. oyvermeye ait, lik, bina kat.
er. haberci. tabulât/um -I cns. döemelik,
tSb/eo -5re gf. solup gitmek, bina kat; (aaç) tabaka, dizi,

ölüp gitmek. tâb/um -I cns. çürüyen mad-


tabern/a -ae d. kulübe; de; hastalk, veba.
dükkân; han; ahrlar, tac/e5 -ire -ul -Itum gf. ses-

tabernâcul/um -î cns. çadr siz olmak, ses çkarmamak;


-capere ( kâhinlik etmek için ) sakin olmak, sükût etmek gçf.
bir yer seçmek. -den söz etmemek,
tabernârî/f -ör um er. ç. taciturnit/âs -âtis d. sessiz-
dükkân sahipleri. lik, suskunluk,
tâb/Ss -is d. telef olma; çürü- taciturnus s. sessiz, sakin,
me, zeval bulma, erime; kok- tacit/us gedo. taceö s. sessiz,
ma; taun, veba, hastalk, suskun, sakin; gizli, sözü edil-

töb/escö -escere -ul gf. telef mez; zmnî, sözsüz ifade olu-
olmak, erimek, çürümek, nan, îmal per -um sessKce
(mec.) üzülmek, bitkin hale -e z. sessizce; gizlice.
gelmek, zayf dümek, Tacit/us -i er. ünlü Roma'b
tâbidulus 5. tüketen, çürüten, tarihçi.
telef eden. tâctiliss. dokunulur, tutulur.
tâbidus s. eriyen, çürüyen; bit- tocti/5 -önis d. dokunma; do-
kin hale düen; bozan, bula- kunma duygusu,
c, sâri. tâctus gedo. tango
tabiftcus s. eriyen, tükenen, tâct/us -üs er. dokunma, do-
tabul/o -ae d. tahta, kalas; kunu, temas, deme; etki,
yaz levhas; adak levhas; taed/a -ae d. çra, çam tahta-
harita; resim; mezat; (ç.) he- s; meale; kalas; (mec.) dü-
sap defterleri, kaytlar, liste- ün.
ler, -Sullae Sulla’nn
vasiyet; taed/et -ere -uit & taesum
yasaklan XII -ae on iki lev- est gçf. (z.) bezdirir,' bkkn-
ha yasas -ae novae borçla- lk verir.
tae 589 tan
taedifer -l 5. meale tayan, ökçe; (ç.) ak kemikleri; uzun
taed/ium -I & il cns. bezgin- zar.
lik, yorgunluk, nefret. tam z. o kadar, o derece, u ka-
Taenor/as (os) -I er. Güney dar, böyle.
Yunanistan'da kent ve bu- tamdlii o kadar uzun süre,
z.

run; mod Mataban; yeralt tasen bununla birlikte, yi-


z.

dünyas; -ius -is 5. Taena- ne de, mamafih.


rus'a ait; Isparta'l. Tâmes/is -is, -a -ae er. (mod)
taenia -ae d. saç ba, kurde- Thames nehri. >

le. tametsl ba. gerçi, her ne ka-


taesuvn est gç. t a ede t dar, se de, olmakla birlikte,
taet/er -rl s. irenç, çok çir- tamguam, tanguam z. gibi,

kin, kerih -r5 z. irenç bir bi- suretle, tpk, aynen ba. san-
çimde. ki, gûya.
taetricus bak. tetricus Tanagr/a -ae d. Boeotia'da
tag/ax -âcis s. hrsz, yankesi- kent.
ci. Tana/is -is er. Sarmatia'da r-
Tag/us -I er. Lusitania rma, mak, mod. Don.
mod Tagus.
. Tanagu/il -ili d. Yal Tarqu-
talöris 5 ayak bileklerine uza-
. in'in kans.
nan; kanatl sandallar;
cns. ç. tandem z. en sonunda; sonuç-

ayak bileklerine kadar uza- ta, nihayette; demek öyle


nan elbise. (hayret belirtisi olarak).

taiârlus s. oyun zarlanna ili- tang/5 -ere tetii töctum


kin. gçf. dokunmak, el sürmek;
Talâs/is -I 6r i! er. düün ( gda ) tatmak; (giiç ile) vur-
tanns; düünlerdeki gele- mak, çarpmak; (sv ile) serp-
neksel bar. mek; (akt) etkilemek, dokun-
tale/a -«e d. çubuk, denek, mak, derin tesir etmek, hare-
âsa. kete geçirmek; (yer) ulamak;
talent/um -î cns. talent, Ati- girmek; (ödev) idaresini ele al-
na'da para birimi, mak; aldatmak, yuttur-
(hile)

tâli/o -önis d. aynyla muka- mak; söz etmek; de caelö


bele. tâctus yldnmla çarplm,
tölis s. bu tür, bunun gibi, böy- yldmm çarpm.
le, öyle; aadaki, izleyen, tanquam bak. tamguam
talp/â -ae d köstebek, .
( zooloji- Tantal/us -i er. Tartarus'ta
de ) talpa europaea. açla ve susuzlua mahkûm
tül/us -i er. ayak bilei; topuk edilen Pelops ve Niobe'nin
tan 590 tau
babas; -eös s. -ides -i da e möni olmak, engellemek gf.

er. Pelops, Atreus, Thyestes gecikmek, yava gitmek,


veya Agamemnon; -is -idis tard/us yava, geç kalan,
s.

d. Niobe veya Hermione. geç; ( kaln kafal;


akt) gabi,
tantillus s çok az, çok küçük,
. (konuma) ölçülü; -4E z. yava-
tantisper z. bir an için, sadece ça, ar ar.
bir an. Tarent/um -4 cns. Güney tal-
ta nt öper e z. o kadar çok; çok ya'da bir kent (mod.) Taranto
fazla. s. Tarentum'lu.

tantulus s. o kadar az, o kadar tarm/es -iti er. aaç kurdu.


küçük. Tarpei/us s. Tarpeia'l, Tarpe-
tantum z. bak. tantus ia'ya ait; mons Capitoline te-
tantummodo z. yalnzca, an- pesinde suçlulann atld ka-
cak. ya.
tantundem bak. tandusdem tarpezit/a -ae d. banker, pa-
tant/us s. o kadar büyük; o ka- ra deitiren, para bozan.
dar küçük; cns. öyle az, öyle Tarquin/ius -i er. Roma'nn
çok; -4 esse fazlasyla deerli 5. kral Priscus ve son kral
olmak, çok önemli olmak; (ki. Superbus.
ile ) ... o kadar; n
-um bir de- Tarracin/a -o e d. -ne
receye kadar. -örumd.ç. Latium'da kent.
T' jntö öyle çok, öyle uzak; trio Tarrac/ö -on s d. Ispanya'da
-o üç kat. kent, mod. Tarragona.
*vmtusdem s. o kadar, o kadar Tars/us -I d. Kilikya'nn ba-
büyük. kenti; -ensis s.

tap$t/a -ne er., -4a -ium cns. Tartar/us (-os) -î er., -a


ç. hal, duvar kilimi, duvar -örum cns. ç. Tartarus, yeral-
hals v.s. t dünyas; öz. suçlular için
Tap oban/e -es d. Seylan. aynim bölüm; -e us s. ce-
tardesc/Ö -ere gf. yavala- henneme ait.
mak. tat! (bir hayret ifadesi) ne?
tardip/es -edi s. topallayan, Tat/ius -î er. Romulus'la ikti-

aksayan. dara ortak olan Sabine kral,


tardit/ös -atis d. yavalk, taureus s. boaya ait.
geç kalma (ahi) gabilik, tauriförmis s. boa biçimli,
tardiusculus s. oldukça ya- taurînus s. boaya ait.
va. taur/us -I er. boa.
tard/o -öre -övî -öt um gçf. Taur/us -I er. Toroslar, Güney
geciktirmek, tehir etmek. Anadolu'da sradalar.
tax 591 tem
, toxöti/ö -ön is d. deer biç- baslk, cüppe.
mek. tegim/en (tegumen, te-
taxeus s. porsukaaçlanna ait. men) -ini cns. örtü,
taxill/us -4 er. küçük zar. tegiment/um (tegumen-
tax/ö -öre gçf. deerlendir- tum, tegmentum) -I cns.
mek, hesaplamak, tahmin et- örtü.
mek. tegm- bak. tegm
tax/us -I d. porsukaaa. teg/5 -ere tex tectm gçf.

Tâyget/e -es d. Pleiad'lardan kapamak, örtmek, kapla-


biri, Atlas ve Pleione'nin kz. mak; gizlemek, gizli tutmak;
Tâyget/us -I er. -a -orum korumak, muhafaza etmek,
cns. ç. Güney Yunanistan'da savunmak; gömmek,
srada. tegum- bak. tegim
te ih. & dh. tü -te tG için (so- TS us s. Teos'a ait.

nek). tel /a -ae d. a; çözgü; dokuma


Teân/um -î cns. Apulia'da tezgah; (mec.) plân.
kent; Campania'da kent; Telam/Ön -onis er. Aax'n
-Snss s. babas.
techn/a -ae d. hile, oyun, de- Telemach/us -i er. Odysseus
sise. ile Penelope'nin olu.
Tecmess/a -oe d. Aiax'n ka- Teleph/us -I er. Mysia kral,
rs. Achileus'un klayla yaralan-
tSct/or -oris er. svac, d.
tectoriol/um -î cns. biraz al- tell/ös -Gris d. yeryüzü; top-
ç, biraz sva. rak, zemin; ülke diyar,
tectör/ium -I & il cns. alç, teli um -T cns. silâh; karg; k-
tectörius s. svaaya ait. güne nlan; im-
lç; (mec.)
tect/um -I cm. tavan, çat, ek, yldmm; küçük ok.
bannak, snak,
gölgelik; ev, temerârius s. kaza eseri olan,
tectus gedo. tegö s. gizli, sakl; arzî; fazla aceleci, düünce-
saklanm, kapal, siz.

teenni seninle. temerS z. kazara, raslant ola-


Tege/o -oe d. Arcadia'da rak, rastgele; fazla aceleyle,
kent;-aeus s. Arcadia'l; er. düünmeksizin; non- bou-
tann Pan; d. Atalanta; -at ae na deil; kolayca deil; güç-
-atanm er.ç. Tegea'llar. bela.
teg/es -etis d. küçük örtü, pas- temerit/ös -otis d. talih,
pas. ans, raslant; acelecilik, dü-
tegül/um -i cns. kukulete, üncesizlik.
tem 592 tem
temer/5 -öre -Svf -5 tu m gçf yumuak olmak, kaçnmak,
kutsalln bozmak, saygsz- çekinmek; (eh. ile) esirgemek,
lk etmek. yumuak huylu olmak,
timât/um -I cns. arap) alkol. tempest/âs -âtis d. zaman,
temn/Ö -«re gçf hor görmek, mevsim, dönem; hava; frt-
küçümsemek, önemseme- na; (mec.) iddetli öfke.
mek. tempestlvit/Ss -âtis d zama- .

tSm/5 -ön i saban ya da


s er. nnda olmak.
araba kirii; atl yük arabas; tempestfv/us s. zamannda,
(asf.) Büyükay. mevsimine uygun; olgun, er-
Tempo cm.ç. Theselia'daki gin; erken; -ö z. tam zama-
mehur vadi. nnda, uygun olarak,
temperdment/um -I cns. templ/um -I cns. kâhinlik çin
lmllk, itidal, uzlama. iaretlenen açk alan; açk
temper/âns -ontis . zam or. alan, bölge, mmtka; mabet,
temperö- s. lml, mutedil, tapnak.
-anter z. lmllkla. temporârius s. bir anlk ya da
temperonti/o -«e d. lmllk, bir sürelik, geçid.
öz denetim. temptâbundus s. sürekli giri-
temperöti/ö -5nis d. uygun imlerde bulunan,
kanm, bileim, yap; düzen- temptâment/um -I cns. de-
leyici güç, örgütlendirme gü- neme, giriim, kant.
cü. temptSmln/a -um cns. ç. giri-
temper&t/or -Öris er. düzen- imler, denemeler.
leyici, örgütleyid. temptSti/ö -öns d. deneme,
temperât/us gedo. temperö snama, kant; saldn,
s. lml, ölçülü -S z. lml temptât/or -âris er. saldr-
olarak. gan.
temperY z. zamannda, doru tempt/5 -öre -âvî -otum
zamanda^ gçf hissetmek, dokunarak de-
temper/Ss -îî d. doru ya da nemek; giriimde bulunmak,
uygun oran; duygusal scak- saldrmak; snamak, dene-
lk, yumuaklk, lmanlk. mek, gayret etmek; etkileme-
temper/ö -Üre -av! -ât um ye çalmak, birinin iine ka-
gçf doru oranda kartr- nmak, ayartmak, tevik et-
mak, harman yapmak, kva- mek; vSnâs' -nabz duymak
ma düzenlemek,
getirmek; ya da nabzm dinlemek,
yumuatmak, ahenk vermek; temp/us -orls cns. zaman;
yönetmek, hükmetmek gf doru zaman, frsat; tehlike,
)

tem 593 ten

adi vaka, koul; (ba) akak; lik, belirsizlik.

• (iir) ölçü birimi;zaman;


( fiil) tenebricösus s. kasvetli, ka-
-ore tam zamanda, zama- ranlk.
nnda; tam sras; ad -us tenebrâsus s. karanlk, kasvet-
doru zamanda; an çin; u li.

ante -us çok yaknda; ex Tened/os(üs) -I d. Troia ya-


-ore aniden, bir anda; koul- knlarnda bir Ege adas; -ius
lara uygunken; in -ore za- 5.
mannda; n -us geçid ola- tenellulus s. küçük, zarif.
rak; per -us tam zamann- ten/eâ -2re -uî gçf. tutmak,
da; pro -ore frsata uygun, korumak, muhafaza etmek;
frsat çktnda, sahip olmak, zaptetmek, i-
temulentus s. sarho, mest. gal etmek, efendisi olmak;
tenocit/Ss -âtis d skca tut- kazanmak, elde etmek; (tar-
ma, tutunma, vazgeçmeme; tma) iddia etmek, srar et-

hasislik, dmrilik, elisklk. mek; kapsamak;


(kategori)
ten/âx -iicis s. kavrayan, tu- (amaç) bir yere yönelmek; (//-
tan, brakmayan; yapkan; gi) büyülemek, meftun et-
(mec.) srara, pek, metin; mek; (yasa ) tutmak, bala-
inatç; cimri; -âclter z. sk- mak; (akt) kavramak, anla-
ca, inatla. mak, hatrlamak; (devinim)
tendlcuf/a -ae d. küçük tu- dizginlemek, alkoymak gf.

zak. süregelmek, sürmek, srar et-


tend/9 -ere tetendl tentum mek (söylentf) yaygn olmak;
Sr tSnsum uzatmak, ser-
gçf. cursum- rota tutturmak; s2~
mek, yaymak; germek; (ok) kalmak; kendini tutmak.
hedeflemek, atmak; (yay tener -I s. narin, kmlgan, ind-
bükmek; (yön) yönlendirmek; nir, ince; kadns;
genç, zayf;
(lir) akort etmek; (çadr) kur- (air) erotik;yumuakça.
-2 z.

mak; (zaman) süreyi amak, tenerâsc/5 -«re gf. zayf dü-


uzatmak; (tuzak) kurmak; gf. mek.
ordugâh kurmak, ilerlemek; tenerit/Ss -âtis d. incelik, za-
amaçlamak, eiliminde ol- riflik.

mak; (ms. ile) yapmaya çal- ten/or -ârls er. sabit yön, ro-
mak, çabalamak, ta; önâ -öre kesintisiz, dei-
tenebr/ae -Srum d. ç. karan- meyen; daima ayn tarzda.
lk, gece; bilinçsizlik, ölüm, tens/a -ee d. geçit alaynda
körlük; (yer) zindan, öbür tanrlarn imgesini tayan
dünya; (mec.) cehalet, cahil- araba.
.

ten 594 ter

tensus gedo tendo s. gergin, terdeci/ens -es z. onüç kez.


tentâ- bak. tempta- terebinth/us -î d. katran aa-
tentg/ö -Inis d. ehvet, c.
tento bok. temptö terebr/a -ae d. burgu, delgi,
tentör/ium -î & i» cns. çadr, terebr/ö -âre gçf delik aç-
tentus gedo. tendö mak, burgu ya da matkapla
temiculus s. deersiz, önemsiz, delmek.
tenu/is j. ince, zarif; küçük, tered/o -ni d. trtl, sürfe,
s; (hava) basnc az; (su) ber- kurt.
rak; (koul) kötü, önemsiz, va- Terent/ius -î er. Roma'l aile
sat; anlamsz; (üslup) incelik- ad öz. komedi yazan Terenti-
li, dolaysz, açk; -iter z. ha- us; -i us, -iânus s. -ia -iae
fif, yetersiz olarak; kesin bi- d. Cicero'nun kans.

çimde; üstünkörü bir biçim- ter/es -etis s. yuvarlak (öz. si-

de, yüzeysel olarak, lindirik) düz, biçimli, endam-


tenuit/as -âtis d. incelik, za- l (mec.) parlak, zarif.
riflik; yoksulluk, önemsizlik; Ter /e us -eî & eos er. Thracia
açk, kesin,
(üslûp) kral, Procne'nin kocas,
tenu/ö -âre -âvl -ütüm gçf Itys'in babas.
inceletirmek, seyrekletir- tergeminus s. üç katl, üçlü,
mek; azaltmak; indirmek, ter/ged -gere (-gö -gere) -s
tenus edl. (inli, ya da dh.) ...ye -sum gçf silmek, ovalayarak
kadar; verbö- ismen, sözde temizlemek; alalamak, par-
olarak. latmak.
Te/os -î d. küçük Asia kysn- tergîn/um -i cns. ham deri,
da kent, Anacreon'un doum tergiversâti/ö -önis d. ret,
yeri; Te/ius s. kabul etmeyi, kaçamak, ba-
tepe/faciö -facere -fecî hane.
-factum gçf. stmak, kzdr- tergivers/or -örî -ât us gf
mak. duraksamak, kapnmak, ka-
tep/eö -ere gf. snmak; ln- çamakl davranmak, batan
mak; (mec.) ak olmak, savmak.
tep/escö -escere -uî gf. sn- tergo bak. tergeâ
mak; lk hale gelmek; scakl- t erg/ um - -us -oris cns. srt,

n kaybetmek, soumak,
tepidus s. scak, lk,
geri, arka; (toprak) srt, bayr;
(su) yüzey; (ef) srt eti; (deri)

tep/or -öris er. scaklk, lklk; -u vertere kaç-


post, kösele;
serinlik, mak; ö -ö arkada, arkasn-
ter z. üç kez. da, en geride.
)

ter 595 tes

tergus bak. tergum terricul/a -örum cns. ç. ani


term/es -ti er. dal. korku, panik; korkuluk, uma-
Terminâl/ia -i um cns.ç. snr c.
tanrs festivali. terrifc/ö -öre gçf. dehete
ter mi not i/o -ön is d. snr, s*- düürmek.
nrlayan ey; karar, (sözcük - terrificus s. korku veren, kor-
ter)cümle sonlan, kunç.
termin/ö -Öre -5vî -otum terrigen/a -ae er. insanolu,
gçf. snrlar koymak, snrla- topraktan doma.
mak; tanmlamak, belirle- terri!oquus s. korku veren,
mek; sona erdirmek, territ/ö -öre gçf. dehete dü-
termin/us -I er. snr çizgisi, s- ürmek, sindirmek, korkut-
nr; snrlar tanns. mak.
tem/î -ör um s. üçer; üç. territor/ium -I & II cns. top-
ter/ö -ere trlvî trîtum gçf. rak, arazi, memleket,
ovmak, sürtmek, ezmek, bas- ferr/or -öris er. korku, terör,
k yapmak, öütmek; düzle- dehet, ylg; korku veren,
tirmek, keskinletirmek; an- tersi gç. tergeö
drmak, tüketmek, harca- tersus gedo. tergeö s. temiz;
mak; (yol) sk sk gitmek; (za- veciz, düzgün, zarif.

man) tüketmek; ( sözcük sra- tertiadeclmön/I -örum er. ç.


danlatrmak ya da basma onüçüncü lejyon askerleri,
kalplatrmak. tertiönus s. iki günde bir yine-
Terpsichor/e -es d. dans Mu- lenen; d. günam tutan stma
sa's. nöbeti; er.ç. üçüncü lejyon as-
terr/a -ae d. yeryüzü, toprak, kerleri.
zemin; ülke, diyar; orbis terti/us s. üçüncü; -um z.

-ör um dünya; ubi -örum üçüncü kez olarak; -ö z.


dünyann neresinde, üçüncü kez olarak; üçüncü
terrenus s. yeryüzüne ait; dün- olarak; -decimus (decu-
yevî, karaya ait, cns. kara, mus) onüçüncü.
terr/eö -ere -u -it um gçf. terünc/ius -î 5r II er. dörtte
korkutmak, dehete düür- birlik 'as' ( rnec .) metelik.

mek; korkutup kaçrmak; tesqu/a (tesca) -örum cns. ç.


caydrmak. kurak toprak, çorak arazi,
terrestris s. yeryüzüyle ilgili, tessell/a -ae d. mozaik tatan
dünyada, karaya ait. küp.
terribilis s. dehet verici, kor- tesser/a -ae d. küp, zar; ( osk .)
kunç. parola; arkadalarn birbirini
tes 596 tex

tanma iareti. testüdineus s. kaplumbaa


tesserâr/ius -î & il er. nöbetçi kabuundan, kaplumbaaya
subay; pay senedi. ait.

test/o -oe d. tula, kiremit; testûd/ö -ni d. kaplumba-


(toprak) kavanoz, testi; ka- a; kaplumbaa kabuu; lir,

buklu hayvan; hayvan ka- lavta; kuatanlann sal-


(aslc.)

buklan, öz. deniz kabuklula- dn srasnda kalkan vb. nes-


r. nelerle balannn üstünde
testömentörius 5 vasiyetle
. il- yaptklan korunma düzeni;
gili; er. vasiyetnamede sah- (yap) tonoz,
tekârlk yapan kimse. testum bak. testü
testament/um -4 cns. vasiyet- tetend gç. tendö
name, vasiyet. tete vurgulu /7, tö
testöti/ö -ön is d. tank çar- teter bak. taeter
ma. Tethy/s -os d. deniz tannças;
testötus geo. testor s. kamuya deniz.
ait. tetii gç. tango
testicul/us -I er. testis, erbezi. tetradrachm/um, tetrachm
testificâti/ö -önis er. kant /um -I cns. dört drahmi,
verme, kant. tetra/ö -önis er. kara erkek
testific/or -Sri -ât us gçf. ka- keklik, orman tavuu,
nt göstermek, dorulamak; tetrarch/es -ae er. bir yerin
aça çkarmak, günna dörtte birini yöneten kii,
çkarmak, ilan etmek; tank tetrarchiâ/a -ae d. tetrark
çarmak. yönetimi.
testi mön/ um -î &
i il cns. ka- tetricus s. lo, kapank; abus,
nt, tanklk, ahadet; ispat, yüzügülmez; netameli, eki
delil. yüzlü, sert, merhametsiz,
test/is -s er., d. tank; görgü tetuli arkaik gç. ferö
tan. Teuc/er -rl er. Salamis'li Tela-
testis -i er. testis, erbezi. mon'un olu; Dardanus'un
test/or -ârl -ât us gçf. kant damad; -ri -rorum er.ç.

göstermek, kantlamak, ta- Troia'llar; -ria -riae d. Tro-


nklk etmek; ispatlamak; ta- ia.

nklna bavurmak; bavur- Teuton/i -ör um, -es -um er.

mak; gf. vasiyetname yaz- ç. Teuton'lar, bir Germen


mak. kavmi; -icus s. Teuton'lara
test/û (d/. û), -um -î cns. top- Germen.
ait,

rak kapak, toprak kap. tixi gç. tegÖ


tex 597 the
t«x/5 -«re -uî -tum gçf. doku- epik iiri.
mak, örnek; kvrm yapmak; thec/a -5« d. kap, zarf.

yapmak, ina etmek; ( mec.) TKemi/s -dis d. adalet tanr-


düzenlemek, tertip etmek, ças.
kurmak. Themistocl/is -i & is er. ünlü
tertllis s. dokunmu; cns. ku- Atina'l devlet adam; -«us s.
ma, bez. thSnsaurârius s. hâzineye ait.
tert/or-oris er. dokumac. thensaurus bak. thesaurus
textrin/um -î cns. dokuma; theolog/us -I er. teolog, ilahi-
tersane. yatç.
tertâr/a -ae d. a, dokuma, Theophrast/us -I er. Yunanl
bez. filozof, Aristoteles'in ardl.
tertus gedo. tcx5 cns. a, örgü, Theopomp/us -î er. Yunanl
fert /us -us er. doku. tarihçi.
texuî gç. tex5 therm/ae -ârum d. ç. scak
Thâ/is -idis d. bir Atina'l. banyolar.
thalom/us -I er.’ oda, yatak Thermod/on -ontis er. Ama-
odas; zifaf yata; evlilik, zon'lann yurdu Pontus'ta r-
thalassicus s. deniz yeili. mak; ontSus -ontlacus s.

thalassnus s deniz yeili.


. Amazonlar.
Thol/es -is & iti er. antik thermopol/ium cns. scak iç-

ça lonia filozofu, yedi bilge- kiler veren lokanta,


lerden biri. thermopot/ö -5 re gçf. scak
Thali/a -ae d. komedi Mu- içkilerle yeniden canlandr-
sa's. mak.
thall/us -I er. yeil dal. Thermopyl/ae -ârum d. ç.

THamyr/âs -5e er. kör Thra- Yunanistan'da Leonidas'n


cia'l air. savunduu ünlü geçit
Thaps/us (-os) -I d. Güney thesaur/us, thensour/us -I
Afrika'da bir kent; Caesar'm er. hazine, hazne, ambar, ar-

zafer kazand yer. diye, hazine dairesi.


theâtrölis s. tiyatroya ait, ti- Thes/eus -ee & eos er. Yunan
yatroda. kahraman, Atina 'llann kra-
theâtr/uvn -I cns. tiyatro; zle- l; -e us -«us s. Ides -îdoe
yici; (mec.) tiyatro, sahne. er. Hippolytus ç. Atina’llar.
Theb/ae -ârum d. ç. Thebai, Thespi/oe -ârum d.ç. Helicon
Boeotia'nn bakenti; -anüs yaknlannda Boetia kenti.
s. Thebai 'li; -als -a idis d. Thesp/s -is er. geleneksel Yu-
ThebaiTi kadn; Statius'un nan tragedyasnn kurucusu.
the 598 tic

Thessal/io -iae d. Theselia, Thybr/is -is Sc dis er. Tiber r-


Kuzey Yunanistan'da bölge; ma. t
-icts, -us, -is, -idis s. The- Thyest /5s -ae er. Atreus'un
selia'l. kardei, Atreus'a kendi olu-
Thet/s -idis & idos d. deniz nun etini yedirdi; -eus s.
perisi, Achileus'un annesi, lades -iadae er. Aegisthus.
deniz. Thyi/us (Thyas) -adis d.
tHias/ us -I er. Bakkhos ayinle- Bakkhos rahibesi.
rinde yaplan dans. Thyle bak. Thüle
Tho/os -an t s er. Krm kral, thymbr/a -ae d. lezzetli, itah
Orestes tarafndan öldürül- aça.
dü; Lemnos kral, Hypsipy- thym/um -T cm. kekik.
le'nin babas; -anteus s. Thyn/a -ae d. Bthynia; -us
thol/us -T er. daire biçiminde -iacus -ias s. Bithynia'l.
kubbeli yap; oda. ttynn/us -î er. ton bal.
thör/ax -âcis er. göüs zrh. Thyon/eus -eî er. Bakkhos.
Thrâc/a ~ae, -e -es, -ia -iae thyrs/us -I er. Bakkhos'un
d. Ihnda; -ius, Threcus s. asas.
Thraaa'l; Thr/âx -âcîs er. tiar/a -ae d., -âs -ae er. sank,
Thraaa'l; birglatyatör türü. turban.
Thrase/a -ae er. Nero döne- Tber/is (Tibris) -s er. Tiber
minde Stoac filozof. rma -nus, -ni s. -nus
Thrasymach/us -î er. Yunan- -ini Tiber-
er.

l sofist Tiber/ius -I er. Roma'l ad öz.

Thress/a -ae, Tlreiss/a -ae ikind imparator -iânus s.


d. Thrada'l kadn. tibi eh. tü
Thr/ec -eci er. bir gladyatör tlbi/a -ae d. incik kemii; bo-
türü. ru, flüt.

Thücydid/es -is er. ünlü Yu- tibîc/en -ini er. flütçü; direk,

nanl tarihçi -ius s. Thurcydi- sütun.


des'eait. tîbîcin/a -ae d. flütçü.

Thul/e (thyle) -es d. en ku- tlblcin/ium -i & iî cm. flüt

zeydeki ada, belki Shetland. çalma.


thunnus bak. thynnus Tibull/us -I er. Latin elegia a-
Thur/il -iörum er.ç. Güney iri.

talya'da kent; -inus s. Tibur -is cm. Anio rma üze-


thus, thur- bak. tus, tür- rinde kent; ( mod .) Tivoli; -s
thy/a (thyia) -ae d turunç . -tis -nus s. Tiburtine.
aa a. Ti cin/ us -I er. Po rmann
ti 9 599 tis

kolu. tintinnâbul/um -I cns. çng-


Tigellin/us -I er. Nero'nun rak, çan.
gözdesi. tintin/Ö -üre gf çnlamak.
tigill/unm -I cns. küçük kütük, tn/us -î er. çal, funda.
küçük kiri. tinxi tlngo
gç.
tignârius s. aaç ileyen (kim- Tiphy/s -os er. Argo'nun dü-
se) faber- marangoz, mencisi
tign/um -î cns. kereste, kütük, tippul/a -ne d. su örümcei.
aaç gövdesi. Tiresi/as -ae er. Theba'nin
tigr/is -is & itlis d. kaplan, kör bilicisi.
tlli/a -ae d. hlamur aac. Tlridât/es -ae er. Armenia
Tîmae/us -î er. Sidlya'l tarih- kral.
çi; Pythagorasç filozof; Plü- tlr/o -öniser. acemi asker, ye-

ton'un bir diyalogu, balayan.


ni
timefactus s. korkmu, Tîr/ö -önis er. Cicero'nun kö-
tim/eö -ere -uf gçf. & gf. kork- leyken serbest braklm sek-
mak. -öniânus
reteri; s.

timidit/âs -âtis d. korkaklk, tiröcin/ium -î & il cns. askeri


timid/us s. korkak; -5 z. kor- tecrübesizlik; acemi askerler;
kakça. (mec.) ilk giriim, deneysizlik.
tim/or -oris er. korku; dehet, tiruncul/us -1 er. acemi, yeni
ylg. balayan genç.
tinctills s. batrlm, daldnl- Tîryn/s -this d. Yunanistan'n
m. güneydousunda eski bir
fi net us gedo. tlngo kent; Hercules'in yurdu;
tine/a -ae d. güve, kitap kur- thius s. Tiryns’e ait, Hercu-
du. les'e ait; er. Hercules; -tls (es-
tin/gö -gere -xf -ctum gçf. ki gen.) tii.

batrmak, daldrmak, boya- Tsiphon/e -es d. bir Furia;


mak, renk vermek; (rnec.) -eus s. suçlu.
massettirmek. Tît/ân -an is, -anüs -ân er.
tinnîment/um -î cns. çnla- Titan, eski bir tanr soyu; gü-
ma sesi. ne; -ani us, -âniacus,
tinn/iö -îre gçf. & gf çnla- -ân is s.
mak, çngrdamak, Tîthön/us -1 er. Aurora'nn
tinnlt/us -us er. çnlama, n- ei, ölümsüzlük baland;
grt. -ius s.
tinnulus s. çnlayan, ngrda- tis arkaik inh. tâ
yan. Tsiphon/e -es d. Furia -eus
tit 600 ton
s. suçlu. toleröbil/is s. katlanlabilir,
Tît/ön -ân is -ân us -ani er. çekilebilir sabrl; -ler z. sa-
Titan, tannlann eski bir soyu; brl olarak.
güne -önus, -önacus, toler/âns -antis . zam. or to-
-ân is s. lero s. sabrl z. sabrl bir e-
tftillâti/ö -onis d. gcklama, kilde.
gdklama. toleranti/a -ae d. sabr, ta-
Iflill/ö -öre gçf. gaklamak, hammül, dayanma.
gdklamak. toleröti/ö -önis d. dayanma
titubanter z. tereddütle, du- z.

raksayarak. toler/ö -Öre -öv! -ölüm gçf.

titubâti/Ö -önis d. sendele- dayanmak, kaldrmak, ta-


me, sersemleme, hammül etmek; desteklemek,
titb/ö -öre gf. sendelemek, üstlenmek -atus s. dayanla-
sersemlemek, yalpalamak, bilir.

pepelemek, kekelemek; du- tollen/ö -onis er. vinç, maçu-


raksamak, tereddüt etmek. na, kaldraç.
Utul/ us -î er. kitabe, yazt, yaf- toll/ö -ere -sustulf uhta-
ta, ilân; onur ünvan, ün, nm kaldrmak, yükselt-
gçf.

an; sözde neden, bahane. mek; ortadan kaldrmak, alp


Tlty/os -î er. Tartarus'ta ceza- götürmek; tahrip etmek, Ilga
landrlan dev. etmek; (çapa) demir almak;
Tmöl/us -I r. Lydia'da da. (çocuk) yetitirmek; (akiO mo-
toculi/ö -onis er. tefeci, ralini yükseltmek, sevindir-
tof/us -î er. süngerta. mek; (yolcu) gemiye çkmak;
tog/a -ae d- toga, Roma'l signa- ordugâh nakletmek,
yurtta giysisi; ( mec.) ban; kaldrmak.
-condida seçime katlan Tolös/a -ae d. Toulouse.
adaylarn giydii giysi; tolütim z. tns giderek.
-picta muzaffer komutann tomöcul/um -I cns. sucuk.
giydii tören giysisi; -prae- töment/um -I cns. yastk vs.

texta devlet adamlarnn ve doldurulan ey, dolgu.


içine
çocuklarn giydii eflâtun ke- Tom/is -is Ovidius'un sürgün
narl toga; -pura, virllis er- edildii Karadeniz kysnda-
keklerin giydii toga. -Ilânus
ki kent; s.

togatus s. toga giyen (kimse) Ton/âns -antis er. gürleyen,


er. Roma'l yurtta; müteri d. luppiter'in sfat.
Roma temal oyun, tond/eö -erre totondî
togul/a -ae d. küçük toga. törsum gçf. makasla kes-
ton 601 tor

nek, krpmak, tra etmek, rgat, burma, bükme, manc-


kazmak; krkmak, krpmak, nk, katapult, ar silahlar; i-
biçmek; syrmak, otlamak kence aleti; (mec.) eziyet,
(mec.) bir kimseyi soymak, azap, elem, yeis.
tonitrölis s gök gürlemesi gibi
.
tormin/a -um cns. ç. karn
ses çkaran, gürleyen, ars.
tonitr/us -Qs er., -uo torminüsus s. kann arsna
-uorum cns. ç. gök gürlemesi, uram.
ton/o -Öre -uî gf. gümbürde- torn/ö -öre ~övl -öt um gçf.

mek, gürlemek gçf. bireyi ( torna tezgahnda) döndür-


gürleyerek söylemek, mek, yuvarlak yapmak.
töns/a -ae d. kürek, torn/us -I er. torna tezgâh.

tönsill/ae -Örum d. ç. badem- torösus s. kasa ait, kasl, kasla


cikler. ilgili.

töns/or -öris er. berber, torpöd/ö -ns d. duygusuz-


tönsörius s. tra olmaya ait. luk, uyuukluk, atalet; (balk)
tönstrfcul/a -«e d. berber kz. elektrik bal.
tönstrin/a ~öe d. berber torp/eö -ere gf. katlamak,
dükkân. sert olmak, duygusuzlamak,
tönstr/x -fcis d. kadn ber- aptallamak.
ber. torp/öscö -escere -ul gf. kat-
tönsûr/a -ae d. makasla kes- lamak, duygusuzlamak,
me, krpma, krkma, kaytsz olmak.
töns/us gedo. tondeö torpdus s. uyuturulmu.
töns/us -ös er. kadn berberi, torp/or -öris er. duygusuzluk,
töphus bak. töfus uyuukluk, canszlk, kayt-
topiörlus s. s. süs bahçecilii- szlk.
ne ait er. süslü biçimde buda- torquötus s. gerdanlk takan.
yan kimse d. süslü biçimde Torquöt/us -î er. Manlius'un
budama sanat. soyad.
topicle -es d. konular bulma tor/queö -quere -sî -t um
sanat. gçf. döndürmek, çevirmek,
tor/al -alis cns. saçak, farba- bükmek, emek, burkmak;
la. (silah) hzla gitmek, hzla at-
torcul/ar -öris -um -I cns. mak, frlatmak, savurmak;
arap veya zeytin basts, (gövde) ikence etmek; (akl)
toreuma -tis cns. kabartma i, azap çektirmek.
rölyef. torqu/es -is -is er., d. boyun
tormeqt/um -I cns. bocurgat, zinciri, boyuna taklan zincir;
)

tor 602 trc

boyunduruk; gerdanlk, ya- totondî gç. tondeo


ka. tüt/us ( inh -lus eh.
. -I) s. tek
torr/3ens -entls . zam or. mil, tam, tamam, bütün,
torreo s. kavurucu, scak; tüm, hep; büsbütün, tama-
acele eden, hzl; er. ikence. men; ex -o tamamen; bütün
torr/eS -ere -uî tostum gçf. bütün; in -o umumiyetle.
kavurmak, atee tutmak, k- toxic/um -I cm. zehir,
zartmak. trabâlis s. kirilerle ilgili clâ-
torresc/ö -ere gf. kavrulmak, vus- büyük çivi,
torridus s. kavrulmu, kuru- trabe/a -ae d. tören giysisi,
tulmu; donmu, trabeötus s. tören giysisi gi-
torr/is -is er. meale, yen.
torsi gç. torqueö tr/abs -abis d. direk, kiri, ke-
tortilis s. bükülmü, burul- reste; aaç; gemi; çat.
mu. Trâch/îxt -ni d. Theselia'da
tortor -ari gf. kvranmak, kent, Hercules kendisini bura-
tort/or -oris er. ikenceci, cel- da yakt; -înfus s.
lat. tractöbilis s. yönetilebilen,
tortuosus s. sarmal; (mec.) kar- söz dinler, uysal,
mak. tractâti/o -ön i s d. ileme, ele
tort/us gedo. torqueö s. eri, alma; yönetme.
çarpk; karmak; -5 z. ters, tractât/us -üs er. leme, ele
yanl. alma; yönetme,
tort/us -üs er. burkulma; kv- tractim z. yavaça, azar azar,
ranma. tract/ö -öre -âvi -otum gçf.
torul/us -f er. püskül (saç), dövmek, berelemek; ele al-
tor/us -I er. düüm; çknt, mak, yönetmek, iini gör-
i, kas; yatak, sedir, divan; mek; ( faaliyet) yürütmek, yeri-
(yer) bayr, toprak yn; ( dil) ne getirmek; ( kii) davran-
süs. mak; (konu) tartmak, üstün-
torvit/âs -âtis d. yabanllk, de düünmek,
ele almak,
gaddarlk, zulüm, tractus gedo. trahö s. ak-
torvus s. yabanl, vahi, gad- kan.
dar, hiddetli, troct/us -üs er. sürükleme,
tostus gedo. torreo çekme; peinden sürüklenme,
tot s. çkz. o kadar çok, pek çok. izini takip etme; (yer) alan,
totidem s. (çkz.) ayn çoklukta, bölge, mntka; ( devinim ro-
totiens, tot i es z. o kadar sk, ta, gidi; (zaman) geçme, mü-
pek sk, sk sk. rur; (sözcük) uzatarak konu-
) )

tra 603 tra

ma. tragic/us s. trajediye ait, tra-


trâddi gç. trfidâ jik; trajik bir tarzda, azamet-
tr adi ti/5 -ön is d teslim, terk, li, yüksek; müthi, dehetli;
feragat; kuaktan kuaa er. trajedi yazar; -5 z. drama-
devretme. tik bir tarzda.

trâdit/or -oris er. dönek, ha- tragoedi/a -de d. trajedi;


in. (mec.) abartmal söz ya da
tr âdi t /us geâo. trâd/ö konuma.
tröd/5 (trânsdö) -«re -idi tragoed/us -î er. tarjik oyun-
-itum gçf. devretmek, teslim cu (erkek).
etmek, feragat etmek; tevdi trâgu!/a -ae d. bir tür karg
etmek, havale etmek, emanet ya da mzrak.
etmek; ele vermek; vasiyet et- trahe/o -ae d. ar çekiç, var-
mek, miras olarak brakmak, yos.
kuaktan kuaa devretmek; tra/hö -here -xi -ctum gçf
(an/af) nakletmek, bellee çekmek, sürüklemek, kopar-
geçirmek; ( öreti ileri sürmek mak; çekip çkarmak, uzat-
se- kendini teslim etmek, mak; büzmek, kasmak; kapp
kendini adamak, götürmek, yama etmek, ta-
trâd/ücö (trönsdücö) lan etmek; (sv) içmek, em-
-çere -üxî -uçtum gçf. mek; (para bo yere hare -
kardan karya götürmek, mak; (yün) eirmek; (mec.)
kardan karya nakletmek; çekmek, cezbetmek; (sonuç)
artmak, geçirmek; gösteri almak; (övgü, suç) atfetmek,
yapmak, (toplumda) sergile- hamletmek, vermek, yükle-
mek, tehir etmek; (zaman) mek, isnat etmek; (düünce)
geçirmek, harcamak, zihninde tartmak; (zaman)
troducti/o -önis d. nakil et- uzatmak.
me; (zaman) geçme; (sözcük) trâ/iciö (trânsiciö) -içere
metonymy. -iecî -ieetum kardan gçf.

trâduct/or -oris er. devreden, karya atmak, karya frlat-


geçiren kimse, mak; (birlikler) kardan kar-
trdductus gedo. trödûcö ya nakletmek, geçirmek; (si-

trâd/ux -ucis er. asma fidan, lahla) delmek, yaralamak; (r-


yerinden çkarlp bir baka mak, geçmek; (mec.) nak-
vs.)

yere dikilmek için hazrlan- letmek, devretmek gf. kar-


m olan çubuk,
tragicocömoedi/a -ae d. tra-
dan karya geçmek.
trâiecti/5 -onis d. geçi, geçi
ji-komedi. yeri, geçit (mec.) nakletme,
tra 604 tra

devretme (ret.)abartma; (söz- den geçmek; üstün gelmek,


cükler) yerini deitirme. baskn çkmak; haddini a-
tröectus gedo tröiciö. mak, ihlâl etmek, çinemek,
tröiect/us -üs er. geçi, geçi trönscrl/bö (transscrlbÖ)
yeri, geçit. -bere -pot -ptum aynn
trölât- bak. trönslat- kopya etmek (mec.) yenile-
Trall/es -i um d.ç. Lydia'da mek, devretmek, aktarmak,
kent; (mod.) Aydn; ionus s. trönscur/rö -rere -rl -sum
tröfüceö bak. trönslüceö gçf. & gf. kardan karya
trom/a -ae d. (dokumada) at- komak, koup geçmek, bir
k, argaç; örümcek a. yandan öbür yana geçmek,
tr5m/es -iti* er. keçi yolu, pa- trönscurs/us -üs er. içinden
tika. koma, koup gitme, (konu-
trömlttö bak. trönsmittö ma) gelii güzel laf.
trönatö bak. trönsnatö trönsd- bak. tröd
trön/ö (trönsnö) -öre -övî - trönsSgl gç. trönsigö
ötum gçf. & gf. kardan kar- trönsenn/a -oe d. a, tuzak,
ya yüzmek; (hava) iArdan kapan; kafes ii, dantel ii.
uca uçmak. tröns/eö -re -l -t um gçf. &
tranquülit/ös -öt is d. dur- gf.öbür tarafa geçmek, kar-
gunluk, sükû-net, dinginlik; dan karya geçmek, amak;
(mec.) ban, asayi. görüp geçmek, yanndan geç-
tronquill/ö -öre gçf. sakinle- mek, geçip gitmek; geçip git-
tirmek. mek, geçip devam etmek;
tranquill/us s. sakin, durgun, -den daha ileri gitmek, önü-
dingin; cns. sakin deniz; -ö z. ne geçmek; üstün gelmek;
yavaça, sessizce, hareketsiz- (deiiklik) dönümek; (konu-
ce. ma) ksaca deinmek, atla-
tröns edt. (Ih. ile) ötesine, öte- mak; (zaman) geçmek, geçip
sinde,kardan karya, an. gitmek.
trönsab/eö -îre -il gçf. del- tröns/ferö -ferre -tull
mek, içine ilemek, -latum gçf. kardan karya
trönsöct/or -öris er. yönetici götürmek, tamak, naklet-
trönsöctus gedo. trönsigö mek, devretmek; (deime)
trönsadig/ö -ere gçf. içine dönümek; (dit) çevirmek;
doru sürmek, delmek, (ret.) mecazl konumak; ( za-

trönsc/endö (trönsscendö) man) ertelemek; (yaz) nüsha


-endere -endT -insum gçf. çkarmak.
Sr gf. atlayp geçmek, üstün- trönsfî/gö -gere -xJ -xum
tra 605 tra

gçf. delipgeçmek; bir yandan -Ö ctum gçf. bitirmek; sonuç-


sokup öbür yandan çkar- landrmak, tamamlamak;
mak. (anlamazlk) çözmek; (za-
trönsflxus gedo. trönsflgö man) geçmek, harcamak;
trânsf/odiö -ödere -ödl (cum He) son vermek; (silâh
-ossum gçf içinden geçmek, ile) saplamak,

boyunca geçmek; bçak vs. trönsiî gç. trönseö


saplamak, bçaklamak, han- trânsil/iö, trânssil/iö -re
çerlemek, -nî gf karya sçramak; gçf.
trânsformis s. ekilce dei- üstünden atlamak (mec.) gör-
mi. meden geçmek, önemseme-
transform/ö -öre gçf. eklini mek; amak.
deitirmek. trönsit/ö -öre boylu boyunca
trönsfossus gedo. trönsfodiö geçmek.
trönsfug/a -ae firari, kaçak, trönsiti/0 -önis d. geçit; bra-
trönsf/ugiö -ugee -ögî gf. kp kaçma, firar, kaçma;
kaçmak, firar etmek. (hastalk) bulama,
trönsfug/um -I & iî cns. ka- trönsitus gedo. trönseö
ç, firar. trönst/us -Üs er. üstünden
trönsf/undö -undee -Cdl geçme, geçme, gitme; firar et-
-üsum gçf tortudan ayrmak me, kaçma, geçip gitme; hal-
için dikkatlice dökmek, svy den hale geçme, istihale ya
bir kaptan baka bir kaba bo- da intikal.
altmak. trönslâtfcius, trölötfcius s.

trönsfü'si/Ö -önis d. hiaet, geleneksel, allm, mutat,


göç. genel.
trönsfüsas gedo. trSnsfundS trönslöti/ö, trölöti/ö -önis
trönsgre/dior -d -ssus gçf d. tama, aktarma, devret-

& gf bir yandan öbür yana me, nakletme; (dil) mecaz,


yürümek, üstünden geçmek, trönsiötfvvs s. tamas müm-
geçmek; amak, kün, devredilebilir, aktanla-
trönsgressi/ö -önis d. geçit; bllir.

(sözcükler) yerini deitirme, trönslöt/or -oris er. devreden


trönsgressus geo. trönsgre- kimse.
dior trönslötus gedo. trönsferö
trânsgress/us -üs er. geçme, trânslegö/ -ere gçf. bir ba-
geçi. tan bir baa okumak,
trönsiciö bak. tröiciö trönslüc/eö -ere gf. akset-
tröns/igö -igere -Ögî mek, yansmak.
tra 606 tra

trânsmarlnus 5. denizar. nazar.


trönsme/ö -öre gf kardan trönspic/iö -ere gçf ucdan
karya geçmek. uca görmek, bakmak,
trânsmigr/ö -öre gf. göçet- trânsp/önö -önere -osuT
mek. -ositum gçf üzerine ya da
trânsmss/o -onis d geçi, karya yerletirmek; devret-
geçme. mek, nakletmek; (bitkiler) ye-
trönsmissus gedo. trân- rini deitirmek,
smittö trânsport/d -öre gçf kar-
transmiss/us -us er. geçme, dan karya tamak, naklet-
geçi. mek, yerini deitirmek,
trönsm/ittö (trömitto) trönspositus gedo. tröns-
-ittere -si -issum gçf. bir pönö
yandan öbür yana gönder- Trönsrhenönus s. Rhine'nm
mek, öbür tarafa geçirmek; dousunda olan.
devretmek, aktarmak; tevdi Trönstîberinus s. Tiber'in
etmek, havale etmek, ada- karsnda olan,
mak, hasretmek; vazgeçmek, trans- bak. trâns-
brakmak; (yer) üstünden geç- transtin/eö -ere gf içinden
mek, içinden geçmek, geç- geçmek, gitmek, varmak,
mek; gf kardan karya geç- erimek.
mek. trönstr/um -i cns. gemide kü-
trönsvnontönus s. dalann rekçilerin oturduu sra,
ötesinde. trönstull trönsferö
gç.
trönsm/oveö -övere —Öv trönsult/ö -öre gf. karya at-
•otum gçf nakletmek, ula- lamak.
trmak; devretmek, aktar- trönsutus s. delinmi.
mak. trönsvecti/ö, trövecti/ö
trânsmüt/ö -Öre gçf. deitir- -onis d. geçme, geçi,
mek; istihale ettirmek; yerini trönsvectus gedo. trans-
deitirmek. vehö-
transnat/Ö, tranot/ö -öre trönsve/hö, tröve/hö -here
gf. karya, kar yakasna ya -xl -ctum gçf öbür yana ta-
da boyunca yüzmek, gçf yüz- mak, tamak, nakletmek,
dürmek. -hor -hî -ctus gf karya
trönsnö bak. trönö geçmek, üstünden geçmek;
Trânspadön/us s. Po rma- (gösteri) atla geçmek; (zaman)
nn kuzeyinde olan. akmak.
trönspect/us -üs er.* bak, trönsverber/ö -öre gçf. delip
tra 607 tri

geçmek, yaralamak, sarslmak, titremek gçf. çok


trânsvers/us (trânsvorsus, korkmak.
trfiversus) s. karya uza- trem/ o r -oris er. sallanma,
nan, çaprazvari; de -fi bek- titreme; ürperme; yer sarsn-
lenmedik biçimde; ex -fi yan- ts.
dan, yan taraftan, tremulus s. titreyen, titreen;
trfinsvolit/ö -fire gçf. boydan sallanan.
boya uçmak. trepidanter z. heyecanla, kor-
tronsvol/ö, trâvol/5 -fire kuyla.
gçf. & gf. karya uçmak, boy- trepîdfiti/ö -onis d. heyecan,
dan boya uçmak; hzlca kar- kkrtma, korku, dehet, a-
ya geçmek; önemsememek. knlk, hayret.
trânsvorsus bak. trânsver- trepid/Ö -fire -fivî -fitum gf.

sus kkrtlmak, heyecanlan-


trapet/us -I er. zeytin deir- mak, tela etmek, acele et-
meni. mek, korkmak; çrpnmak,
trapezita bak. tarpezîto titremek gçf. harekete geç-
Trapez/üs -üntis d. Trabzon. mek, balamak.
Trasumenn/us (Trasime- trepid/us s. huzursuz, endie-
nus) -I er. Etruria'da göl, li, korkmu; korkutan, tehli-
Hannibal Roma'y burada keli; -« z. aceleyle, aknlk-
yendi. la.

traxf gç. traho tres trium sy. üç says.


trfiv- bak. trönsv- tress/s -is er. üç 'as'.
trecen/T -orum s. üç yüzer, tres vir i triumvirorum er. ç.

trecentesimus s. üçyüzüncü. üç kiilik heyet üyeleri, trium-


trecent/ -ör um sy. üçyüz sa- virler.

ys. triargul/us s. üç köeli; -um


trecenti/ens -es z. üçyüz kez. -î cns. üçgen.
tredecim sy. on üç. triâri/î -örum er. ç. Roma sa-
tremebundus s. titreyen, va düzeninde üçüncü hat,
treme/faciö -facee -fecî ihtiyatlar.
-factuvn gçf. sallamak, tribufirius s. kabilelere ait.
tremendus s. korkunç, müt- triböl/is -is er. ayn kabileden
hi, dehetli. kimse.
trem esc/ö (tremîscö) ere gf. trîbul/um -î cns. harman
titremeye balamak; gçf. dövme aleti.
-den korkmak. tribul/us -I er. yldz dikeni.
trem/ö -ere -u gf. titremek, tribün/a! -filis cns. kürsü;
tr 608 tri

yargç koltuu; ölmü birini trichil/a -ae d. çardak, kame-


anmak için dikilen ant, riye, yazlk ev.
tribünât/us -üs er. tribu- trîci/Sns, -Ss z. otuz kez.
nus'luk görevi (eski Ro- trlclîn/lum -I & ii cns. yemek
ma'da), bu görevlinin rütbe- yenen kanape; yemek odas,
si. trîc/o -onis er. kavga p karan
trbüniclus s. triubunus'a ait kimse, fitneci.
er. emekli tribunus. tric/or -örf gf. zorluk çkar-
tribün/us -î er. Eski Roma'da mak, haylazlk etmek, dolap
hak ve çkarlan korumak için çevirmek.
halk tarafndan seçilen bü- tricorpor -Is s. üç gövdeli.
yük memur; -plebis pleble- tricusp/is'-dis s. üç uçlu,
rin haklarn savunan büyük trid/ens -e m ti s s. üç sivri uçlu;
memur, legatus’un altndaki er. üç dili mzrak,

görevli memur; mîlitum ya tridentiger -I s. üç dili mz-


da mîlitaris askeri tribunus; rak kullanan ( Neptunus ile il-
-î aerâril maa kâtipleri, gili).

trib/uö -uere -uf -Otum gçf. trldu/um -4 .cns. üç günlük


tahsis etmek; vermek, ihsan (süre).

etmek, ödemek; teslim etmek, trienn/a -i um cns. ç. üç ylda


kabul etmek, izin vermek; at- bir yaplan enlik,
fetmek, hamletmek, isnat et- trienn/ium -f & II cns. üç yl.
mek; (konu) bölmek; (zaman) tri/ens -entis er. üçte bir; (sik-

ayrmak. ke) bir as'n üçte biri.

trib/us -üs er. kabile, - trlentâbul/Um -i cns. devlet


tribütâri/us s. -ae tabellae borcunun üçte biri olarak
kredi mektubu, devlet tarafndan verilen top-
tribütim z kabileler halinde,
. rak.
tribüti/ö -ön is d. datm, triercrch/us -I er. bir kadrga-
tribut/us gedo. tribuo -um -i nn kaptan,
cns. itirak, katlma; vergi, trler/is -Is d. kadrga,
tributus s. kabileler halinde di- trietericus s. üç ylda bir cns.
zilmi. ç. Bakkhos enlii,
trfc/oe -ârum d. ç. saçma; trieter/is -dis d. üç yl; üç yl-
küskünlük; ibirar, hileler, da bir yaplan enlik,
desiseler, aldatmalar, trifâriam z. üç bölüm halin-
tricen/i -ör um s. otuzarl. de, üçlü olarak, üç yandan.
tric/eps -ipitis s. üç bal, trif/aux, -aucis s. üç boazl,
trîcesimus s. otuzuncu. trifidus s. üç çatall.
)

tri 609 tri

triformis s. üç kat, üç misli, yaprakl yaz tableti,


üçlü, üç biçimli, üç biçimi triplus s. üçlü, üç kat.
olan. Trptolem/us -ft er. tanm icat
trif/ür -firser. ba hrsz. eden Hades'teki üç yargan
trifurcfer -I er. aslacak herif, biri.

ipten kazktan kurtulmu trpudi/ö -fire gf. dans etmek;


kimse. ayakla yere vurmak, sçra-
trigeminus s. üç kat, üç misli, mak, atlamak, zplamak,
üçlü; er. ç. üç eyden ibaret ta- tripud/ium -I & II cns. (din)

kmlar. tören dans, dans; ( kehanet


trigintfi sy. otuz, kutsal tavukiann hevesle
trig/ön -öns er. bir top oyu- yem yemeleriyle ortaya çkan
nu; trilinguis üç dilli.
s. uurlu iaret.
tril/Ix -Icis î. üç katl, üç erit- trip/Gs -odis d. üç ayakl seh-
li ya da kordonlu. pa; Delphi 'de Apollon tap-
trimestris s. üç aya ait. nandaki Pythia'nn üç
trimetr/us -Ier. üç cüz (tefi- ayakl sehpas.
le)'den oluan dize, triquetrus s. üç köeli; Scil-

trimus s. üç yanda. ya'l.


Trfnacr/ia -ae d. Sicilya trls bak. tres
adas; -ius, -is -dis s. Siril- trirSmis s. üç katl kadrgayla

ya'l. üç katl kadrga


ilgili; d.

trîn/ -ör um s. üçerli; üçlü, üç triscurri/a -ör um cns. ç. ka-


kat. ba soytanlklar.
trinodis s. üç boumlu, trîsti trîvisti yerine,
triöbol/us -î er. yanm drah- tristiculus s. oldukça ackl,
mi. tristificus s. meum, uursuz,
Triön/es -um er. ç. Küçük Ay tristimönl/a -ae d. keder, hü-
takm yldz. zün, üzüntü.
tripartit/us, tripertt/us s. trist/is s. kederli; hüzünlü; so-

üç bölüme ayrlm, üç misli; murtkan, melankolik; kasvet-


-ö z. üç bölüm olarak, li, neesiz; (t ad) ac; (koku) tik-

tripectorus 5 üç gövdeli. . sinç; (mizaç) iddetli, sert,

Yripedölis s. üç ayakl, huysuz, aksi, kötü huylu; -e


trpert- bak. tripart- z. hüzünlü bir biçimde, keder-
trp/es -edi s. üç bacakl. li bir halde, iddetle,
tripl/ex -icis s. üç katl, üç ka- tristiti/a -oe d. keder, üzüntü,
t, üç üç misli
misli, üçlü; cns. hüzün, melankoli; somurt-
hisse, pay, parça; er. ç. üç kanlk, iddet.
tri 610 tru

tristiti/es -eri d keder, hü- trvenefic/a -ae d yal bü-


zün. yücü, cad,
trisulcus s. üç çatall, trîvî gç. terö
trîticeus budaydan yapl-
s. Trvl/a -ae d Diana,
m, budaya ait. triviölis s. genel, umumi, yay-
trîtic/um -î cri5. buday. gn, revaçta, rabette olan,
Trît/ön -onis er. deniz tanns, triv/ium -I & il cns. ara yol,
Neptunus'un olu; Miner- yan yol; ana cadde,
va’nn doduu Afrika'da göl trivius s. yan yollara ait.
-onius, -oniacus, -onis 5. Tr Ö/as -adis d Troia bölgesi;
Triton gölüne ait, Minerva'ya (mod) Çanakkale bölgesi;
ait d Minerva. Troia'l kadn; s. Troia'h.
trîtur/a -ae d harman döv- trochae/us -I er. bir uzun bir
me. ksa iki heceli vezin; üç ksa
trîtus gedo. terö s. iyice eski- heceli vezin parças,
mi, çok giyilmi; (yarglama) trochle/a -ae d palanga,
uzman; (dit) basmakalp, adi. troch/us -î er. çember, kas-
trît/s -ûs er. ovma, sürtme, nak.
triumphölis s. zafere ait cns. ç. Tröi/a -ae d. Troia; (mod) Hi-
nianlan,
bir zaferin sarlk; -us, -ân us, -cus s.

triumph/o -öre -övf -Öt um Troia'l.


gf bir zaferi kutlamak; zafer Tröiugen/a -ae er. d Troia'l;
kazanmak; (zafer sonucu) Roma'l.
comak, gçf. yenmek, galip tropae/um -I cns. zafer ant;
gelmek, fethederek yenmek, yadigâr, andaç; zafer; ant,
triumph/us -i er. zaferden abide; nian, iaret.
sonra yaplan yürüyü, zafer trucîdâti/ö -onis d mezba-
alay; zafer, utku, yengi, gali- ha, salhane.
biyet. truc'd/ö -öre -övf -öt um
triumvir -i er. üç görevliden gçf. hayvan kesmek, boazla-

biri, bir koloni kuran üç gö- mak, klçtan geçirmek, katli-


revliden biri; vali ( eyalet kenti- am yapmak. *

nin). truculenti/a -ae d vahilik,


triumvirölis s. triumvir'e ait. vahet; buhranl hal.
trlumviröt/us -fis er. trium- truculent/us s. vahi, yrtc,
vir'lik görevi. gaddar, merhametsiz-e z.
triumvir/f -ör um er. ç. bir ko- trud/is -is d karg, mzrak,
loni kuran üç görevli; üçlü trü/dö -dere -sf -sum gçf. it-
yönetim ( diktatörlük). mek, dürtmek, kakmak, sür-
) .

tn 611 tum
mek; ( tomurcuklar) sürmek, tudit/ö -âre gçf. tekrar tekrar
trull/a -oe d. kepçe; lavabo. vurmak.
trunc/5 -öre -âvî -ât um gçf tu/eor -Örf -itus &r t öt us gçf
budamak, ksaltmak, kesip görmek, seyretmek, gözönün-
düürmek, sakatlamak, kötü- de tutmak, düünüp tan-
rüm etmek. mak, yoklamak; korumak,
trunc/us -I er. (aaç) gövde; kollamak, savunmak, destek- .

(nsan gövde; kaim kafal lemek, muhafaza etmek,


kimse, dangalak kimse; s. sa- tugur/ium -î £x i! cns. kulübe,
kat, knk, kabuu soyulmu; küçük ev.
kusurlu, noksan. tuiti/ö -ön is d. savunma, ko-
trGsî gç. trudö ruma, himaye, gözetme,
trusit/ö -âre gçf. sk sk itmek, tuitus geo. tueor
trüsus gedo. trudö tulî gç. ferö
trutin/a -ae d. denge, terazi. TuII/ius -î & ii er. Roma'l ad;
tr/ux -ucis s. yabanl, vahi, öz. altna kral (Roma'nn); ha-
gaddar, aamasz. tip Cicero; -iânus s. -ön/
trygön/us -î er. dikenli balk, um -i cns. Roma'nn devlet
tu zo. sen. zindan.
tuötim z. senin allagelmi Tullus -i er. Roma'nn üçüncü
adetlerine göre. kral.
tub/a -ae d. boru ya da bora- tum z. (zaman) o zaman; (sra)

zan, trompet; sava borusu, ondan sonra, bir sonraki; ba


tuber -is cns. kabart, ilik, üstelik, yansra; tum ... tum
i; hörgüç, tümsek; yumru, bazen...bazen, kâh...kâh; bir
ur, topak; (gda ) domalan, keresinde... baka bir defa da;
yermantar. cum ... tum ayn zamanda
tuber -is d. bir elma aac tü- da, her ne zaman; cum ...
rü. tum tum vnaxime,
vero,
tubic/en -ini er. borucu, bo- tum praeci pae veya tum
Tazanc. inprimis sadece deil... özel-
tubilüstri/a -ör um cns. ç. likle de, sadece deil... esasen
kutsal borazanlan arndrma ayn zamanda da.
de,
töreni; mart ve mays aynn tume/focö -facere -f?cî
23'ünde kutlanrd, -factum gçf kabartmak, i-
tuburcln/or -fir 'gf. çabuk ye- irmek, (mec.) ar
derecede
mek, yutmak, çok hzl ç- methetmek.
mek. tum/eö -ere gf kabarmak, i-
tub/us -i er. boru. mek, iirilmi olmak; (duygu)
tum 612 tur
heyecanlanmak; (gurur) iin- mek, yumruklamak, çekiçle
mek; ( dil) abartl olmak. vurmak; (hububat) ezmek,
tam/iscff -escere -öi gf. i- dövmek; (konuma) tekrar
meye balamak, iip kabar- tekrar söylemek, srarla iste-
mak. mek.
tumids s. iik, ien; (heye- Tün/ös -et is er. Tunus,
can) tahrik edilmi, öfkelendi- tunic/a -ae d. bir çeit tunik;
rilmi; (gurur) an övülmü, (Roma'l kadn ve erkeklerin s-
iirilmi; tumturakl.
(dil) radan bir giysisi) (mec.) deri,
tm/or -öris er. iik, ime, d kabuk.
kabarma, yumru, tümsek, ç- tnicStns s. tunik giyen,
knt, tepecik; ( mec.) gürültü, tnicul/a -ae d. küçük tunik.
kanklk, heyecan. tOnsus gedo. tundö
tmul/o -Sre gçf. gömmek. tuor bak. tueor
tumul/ösus s. tepelik. turb/a -ae d. kargaa, isyan,
tumultuârius s. acele, tez, ça- kanklk; az dala, kavga,
buk; (birlikler) acil olarak bi- çekime; kalabalk, zdiham,
raraya getirilen, toplanan. güruh, sürü, çokluk,
tumultuâti/ö -önis d. gürül- turbâment/a -orum crs. ç.
tü, kanklk. propaganda; kargaa çkar-
tumuItu/5 -öre -or -Sri gf. ma araçlan.
gürültü etmek, velvele içinde turbâti/ö -önis d. kanklk,
olmak. düzensizlik, kargaa, nizam-
tumultuos/us s. gürültülü, szlk.
velveleli, heyecanl, çalkant- turbât/or -öris er. kkrtn,
l. tahrikçi.
tmult/us -üs er. gürültü, vel- turbât/us gedo. türbo s. tedir-

vele, kanklk, kargaalk; gin, rahatsz edilmi, düzen-


(as/c.) ayaklanma, iç sava; siz, nizamsz; -e z. düzensiz-
(hava) frtna; (zihin) kank- lik içinde kargaa içinde ola-
lk. rak. .

tumul/us -î er. toprak yn, turbell/ae -orum d. ç.

küme, tümsek; me-


tepecik, ’
türben bak. turbo-
zarlann bulunduu ya yma turbid/us s. kank, yabanl,
da yapma tepe. takn; (su) çalkantl, çamur-
tane z. (zamon) o zaman; (ard- lu; (mec.) düzensiz, nizamsz,
fiklk) sonra, ondan sonra. tehlikeli; korkulu; -e z. dü-
tund/ö -«re tutudî tünsum zensiz bir halde,
& t üs um gçf. vurmak, döv- turbineus s. konik, mahruti.
tur 613 tus

turb/o -d re -övl -otum gçf. tPrilegus s. tütsü toplama,


rahatszlk vermek, karkl- turm/o -ae d. askeri birlik, sü-
a itmek; (su) bulanklatr- bölüü; kalabalk,
vari
mak; çamurlu hale getirmek. turmâlis s. birlie ait; atl,
turb/o -ini er. hzl dönü ya turmâtim z. bölük bölük.
da döndürü, dolam, deve- Tur/us -I er. Aeneas'm ba ra-
ran; pknk ii, makara; ( oyun- kibi.
cak) topaç; ( rüzgâr) kasrga, turpiculus s. biraz çirkin;
hortum; (mec.) iddetli öfke önemsiz derecede hayasz,
ya da heyecan. turpificâtus s. deeri düürül-
turbulent/us s. kkrtlm, mü, ayan bozuk,
kankhk ya da kargaayla turpilucricupidus s. kirli ka-
dolu, gürültülü, frtnal, bo- zançlara dükün,
ral; rahatsz, nizamsz, dü- turp/is s. çirkin, ekli bozuk,
zensiz; fitned, müfsit, zah- göze ho görünmeyen; alçak,
metli; girdap; asi; -2, -«r z. adi, rezil; utanç verici; cns.
vahice, çlgnca. ayp, rezalet, yüz karas -ter
turd/us -I er. ardçkuu, bir çe- z. irenç biçimde; utanç, uta-

it balk. nlacak biçimde.


tlireus s. tütsüye, buhara ait. turpitüd/Ö -ini d. biçimsiz-
tur/ge5 -gere -si g( imek, lik, sakatlk, çirkinlik; alçak-
kabarmak, iirilmi olmak; lk, rezillik.
(konuma) abartmal ya da turp/o -Öre gçf. biçimini boz-
tumturakl. mak, çirkinletirmek, kirlet-
trgesc/5 -ere gf. imek, ka- mek, lekelemek,
barmak, imeye balamak; trriger -f s. kule biçiminde,
(mec.) Öfkelenmeye bala- kuleli.
mak. turr/is -is d. kule, döner kule;
turgidulus s. iirilmi küçük kuatma kulesi; fil srtnda ta-
ey. man gölgelikli tahtrevan;
turgidus s. iirilmi, iik; (mec.) kâane.
abartl, tantanal. turrftus s. kule biçiminde, ku-
tpribu!/am -î cns. buhurdan, leli; mazgall ve kuleli olarak
buhurdanlk. yaplm,
tPrcremus s. tütsü yakan. tursf gç. turgeö
tPrifer -I s. tütsü yapan, üre- turtur -is er. üveyik,
ten. tfis tûris cns. günlük, buhur,
tPrlegus s. tütsü yapan, üre- tütsü.
ten. tfiscul/uvn -4 cns. az miktar-
)

tus 614 tyr

da, günlük. . gü; sana ait.

Tuscul/um -4 er. Roma yak- tympanotrîb/a -a e er. zilli

nnda kasaba; -5num -ân tef çalan kimse.


cns. Cicero'nun Tusculum'da- tyvnpan/um (typanum) -t
ki villas. cns. davul, zilli tef (öz. Cybele
Tuscus s. Etrüsk. rahiplerine ait); ( mekanik ) te-

tuss/io -îre gf. öksürmek, ök- kerlek.


sürüü olmak. Tyndar/eus -eî er. Sparta kra-
tuss/s -Is d. öksürük, l ve Leda'mn kocas; -Idae
tuu s gedo. tündü -idörum er. ç. Castor ve Pol-
tütöm/en -ini cns. savunma, lux adl yldzlar; -is -idis d.

tütâment/um -T cns. koruma, Helen; Clytemnestra.


tüte fu'nun vurgulu biçimi, Typhö/eus -eos er. Etna altn-
tütü z. emin bir biçimde, daki dev; -ius, -Is s.

tütel/a -ae d. koruma, muha- typ/us -î er. ekil, biçim.


faza etme, nezaret, bakm; tyrannicid/a -ae tiran öldü-
(küçükler için vasilik, velilik; rümü.
(kif) bekçi, nöbetçi, muhafz; tyrannic/us s. zalimane, gad-
vesayet, nezaret, darca; -e z.

tûtemet fu'nun vurgulu hali, tyrann/is -idis d. mutlakiyet,


tut/or -ör! —ütus -ü -üre gçf. tiranlk.
beklemek, nezaret etmek, ko- tyrannocton/us -I er. tiran
rumak; önceden tedbir al- kym ya da öldürümü
mak. tyrann/us -I er. müstebit, ti-
tlit/or -üris er. koruyucu, ran.
hâmi; (y 050 ) bir kimsenin tyrotarîch/os -i er. tuzlu bal-
özel öretmeni, muhafz, lk ve beyaz peynirden oluan
tutudl gç. tundo yiyecek.
tüt/us gedo. tucü s. emin, gü- Tyrrhen/us s. Etrüsk; -a -iae
venli; ihtiyatl, tedbirli, sakn- d. Etruria.

gan cns. güvenlik, emniyet; Tyrtae/us -I Sparta'l sava


-e, -o z. emin bir biçimde, airi.
emniyetle. Tyr /us (-os) -î d. Sur kenti, Fe-
tuus s. senin, seninki, senin nike liman; -îus s. Sur'lu, Fe-
kendinin, sana has, sana öz- nikeli, Kartaca'l; mor.
fiber -is cns. göüs, meme;
u ubiub z. (biz.) her nerede ...

( mec.) zenginlik, verimlilik; ise, her nerede olursa olsun,


verimli toprak ya da tarla; bîvis z. (istediin) herhangi
oul veren anlarn aaç dal- bir yerde; (ubicumque, ubi ubi
lanndan sarkan kümesi ya gibi bir yardma fiil gerektir-
da yn. mez).
Gber -is s. bereketli, verimli, üdus 5. slak, ya , nemli,
bol, mebzul, üretken ya da ulcer/o -öre gçf. yaralamak,
dourgan, ( bir eyce) zengin; berelemek.
(dil ve tarz) anlaml, etkili, ulcerösus s. yarayla dolu; ya-
dolgun, tam, bütün. ral.
Cber/ius (üd. -rime) k. s. da- ulclsc/or -î ultus gçf. öç al-
ha bol, daha dahaverimli, mak; cezalandrmak; öcünü
bereketli; (yaz ve tarz) daha almak, karln
vermek,
dolgun, daha tam, daha an- aasn çkarmak,
laml. ulc/us -eri cns. yara, ülser
übert/âs -ât is d. zenginlik, -tangere nazik konuya de-
bereketlilik, mebzuliyet, bol- inmek,
luk, üretkenlik ya da dour- ullg/o -ini d. nem, rutubet,
ganlk. bataklk hali.
übertim z. bol olarak, mebzu- Ulix/es -is er. Odysseus, Itha-
len. ke kral, Homeros'un Odys-
ubl z. (se.) nerede? (ilg.) ki o yer- seia destannn kahraman,
de; ki o zaman; (ba.) -ince, ull/us (inb. -lus eh. -1) s. hiçbir
-d
-ince, zaman; -pri- (sadece olumsuz tümcelerde).
mum -d anda, olur ol- ulmeus s. karaaaca ait.

maz. im/ us -I d. karaaaç,


bîcuiK|ue z. (biz.) her nere- uln/a -ae d. dirsek; kol; (ölçü)
de; hangi bir yerde, her yerde; endaze, arn.
(ilg.) her nerede ... ise. ulter/or -oris k. s daha .

ubînam z. (se.) neresinde, ne- uzak, daha uzun, ötede, öte-


rede? sinde, daha uzakta, daha bü-
ublquâque z. her yerde. yük bir derecede,
ubique z. her bir yerde; ve -dii ulterius k. ultrâ
yerde. ultim/us üd. 5. en uzak, en üc-
)

alt 616 umb


en sonu, son; (zaman) en
ra,... umbillc/us -I er. göbek; (mec.)

evvel,en geç, sonuncu; (dere- merkez, orta yer; (deniz) ta-


ce son, en uç, en büyük, en rak, çakl ta.
ajçak cns. ç. son, bitim -um umb/ö -önis er. kabartma,
son kez olarak od -um so- kalkann kabartma süsü; kal-
nunda, nihayette, kan; dirsek.
ulti/o -önis d. öc, kin, inti- umbr/a -oe d. gölge, karan-
kam. lk, zulmet, gölgelik yer, ölü-
ult/or -örs er. öç alan kimse, nün ruhu, hayalet; (akam ye-
kin tutan, kindar kimse; ceza- mei) davetsiz konuk; (balk)
landran kimse. dere kayas; (resim) gölgele-
ultrü z. ötede, ötesinde, daha me, rengi koyulatrma ya da
uzak; aynca, yansra; edt. hafifletme; (yer) snak,
(h. ile), öteye, ötede, -mn okul.
uzak kenannda, tarafnda; umbröcul/um -T cns. çardak,
(zaman) geçmi; (derece) -den kameriye; okul; güne emsi-
. fazla, -den an, -den üzerin- yesi, günelik.
de. uvnbröticol/a -oe er. tembel-
ultr/îx -îcis s. öç alan (kimse). ceyaayan kimse, gölgelie
ultrö z. öbür yanda, uzakta; dükün kimse, kadns kii.
yansra, aynca; kendiliin- umbraticus s. gölgeye ilikin
den, kendi nzasyla, isteye- ya da lgili; gölgelik altnda
rek, gönüllü olarak, ihtiyari vakit geçirmeyi seven, dal-
olarak; -trlbüto cns. ç. kamu gn, kendi ine kapanm,
ileri için devlet harcamalan. hizmetten çekilmi, aylakla
ultus geo. ulclscor dükün.
ulul/o -ae d. cüce bayku, umbrötills s. gölgede, tenha-
ululât/us -üs er. inleme, fi- da ya da evde kalmay seven,
gan, feryat, haykn, çlk. dalgn, kendi içine kapan-
ulul/3 -üre -övl -ütüm gf. m, göze çarpmay isteme-
çlk atmak, haykrmak, yen; mektebe bal, si-
(söz.)

ulumak; gçf. birine haykr- yasal ve toplumsal konular


mak. dnda olan; akademik.
ulv/a -oe d. ayakotu. umbrifer -I s. gölgeli, gölge
umbell/a -oe d. güne emsi- veren, gölge getiren; ölülerin
yesi, günelik. ruhunu, hayalini tayan.
Umb/er Umbria'l er.
-rî s. umbr/ö -üre gçf. gölge yap-

Umbria köpei -rlo -rioe d. mak.


Umbria, Orta talya'da bölge. umbrösus s. çok gölgeli; gölge
ume 617 und
salan, gölgeleyen. Gnct/ö -ört is d. yalama, bu-
Omect/5 -öre gçf. slatmak, latrma.
sulamak. Gnctit/ö -fire gçf. sk sk ya-
Gmectus s. slak, nemli. lamak, bulamak, bulatr-
Gm/eö -öre gf slak olmak, mak.
nemli olmak. unct/or -öris er. yalayan
tvner/u$ <4 er. kolun üst bölü- kimse.
mü, üstkol; omuz. Gnctûr/o -ae d. ölünün ya-
Gmesc/ö -«re gf. slanmak, lanmas.
nemli hale gelmek. Gnctus gedo. ungö s. yalan-
Gmidulus s. oldukça nemli, ru- m, yal, sakzl; (mec.) zen-
tubetli. gin, tantanal cns. mükellef
Omid/us s. slak, slak ve so- akam yemei.
uk, ya, nemli, rutubetli, küf unc/us -I er. kanca, borda
kokulu -e z. nemli olarak. kancas.
Gvt/or -öris er. sv, akkan, ancus s. kancal, eri, çarpk,
nem, rutubet. dikenli.
umqaam, unquatn z. hiçbir und/a -ae d. dalga, su; büyük
vakit, hiçbir zaman (olumsuz dalga, akarsu; gel-git olayn-
cümlelerde). da denizin kabarmas, met,
Ona z. birlikte, bir ve ayn yer- kabank dolgu, kkrtlm y-
de; ayn zamanda. n ya da kalabalk.
Gnanim/öns -anüs s. ayn unde z. (yer için) (se.) nereden?;
düüncede olan, badaan. hangi yerden?; ( ilg .) -ki o yer-
Gnanimt/as -fitis d. bada- den; {kaynak, neden) (se) han-
ma, imtizaç; oy ya da söz bir- gi kaynak, amaç, husus, ne-
lii, fikir ittifak. denden? {ilg.) -ki o kaynak,
Ononimus s. düünce birliine amaç, husus, nedenden; han-
ilikin, badak, uyumlu. gisinden; -petitus daval
Gnci/a -«e d. yirmide bir, -unde her nereden, her ne
{arlk) çar libresine göre kaynak, amaç, husus, neden-
28,3 gram; ( uzunluk) 25,4 den.
mm. Gndec/Öns -ös z. on bir kez.
Gnciârius s. yirmide bire ait; Gndecm sy. on bir.
(faSr) yüzde 8.1/3 Ondecimus s. onbirind.
ünciâtim z. azar azar. undecumgue z. herhangi bir
uncfnötus s. dikenli, kancal. yerden.
Gnciol/a -ae d. küçük yirmide undön/i -ör um s. onbirer, on-
bir, küçük unda. bir.
. .

und 618 um
Gndenönögintö sy. seksen do- ku, çiçek yalan (gül vb.) ve
kuz says. satas.
güzellik merhemleri
Gndeoctögintâ sy. yetmi do- unguentâtus s. koku sürün-
kuz says. mü, güzellik merhemleri sü-
.

Gndequatragintâ sy. otuz do- rünmü.


kuz says. unguent/um -I cns. güzellik
ündequînquöge simus s. krk merhemi ya da kokusu, mer-
dokuzuncu. hem.
Gndequnquâgintâ sy. elli do- unguicul/us -î er. trnak,
kuz says. ungu/is -is er. el veya ayak tr-
GndStrlcesimus s. yirmi doku- na; pençe, toynak ad -em
zuncu. kusursuz bir sonla; de tene
ündevîcesimân/I -ör um er. rö -î çocukluun bandan
ç. ondokuzuncu lejyonun as- beri; transversum -em tr-
kerleri. nak kalnlnda, önemsiz,
Gndevîcesimus s. ondokuzun- ungul/a -oe d toynak, pençe,
cu. unguö bak. ungö
Gndövîgintl ondokuz.
sy. Gnicol/or -öris s. bir renk.
undique z. her yandan; her Gnic/us s. bir ve tek; esiz, em-
yerden; tümüyle, tamamen. salsiz, benzeri olmayan, biri-

undisonus s dalga sesi, deni- cik; -e z. sadece, olaanüstü

zin gürlemesi. olarak.


und/ö -öre gf.dalga gibi ka- Gniformis s. yalnkat, hepsi
barmak, dalgalanmak; yu- bir biçimde, ayn ekilde
varlanmak, kabarmak. olan.
undosus s. çok dalgal, dalga Gnigen/a -ae s. tek domu,
dalga kabaran. ayn anne babadan do-
tek;

Gnetvicesim3n/I -ör er. ç. um ma, ayn aileden gelme.


yirmibirind lejyonun askerle- Gnimanus 5 tek elli. .

ri. Gni/ö -ön is er. bir tek büyük


Gnetvîcesmus s. yirmi birin- inci.

ci. Gniter z. bir arada.


an/go (unguö) -gere -unxl Gnversâlis s. genel.
-G net um gçf. yalamak, s- Gniversit/ös -âtis d. bütün-
vamak, bulatrmak, bele- lük, külliyet; evren.
mek, üstüne ya sürmek. Gnvers/us s. tümü bir araya

ungu/en -ini cns. ya; mer- gelmi; tümel, bütün, genel


hem. er. ç. bir bütün olarak tüm

unguentor/ius -î & iî er. ko- toplum, bütün insanlar, her-


)

uq 619 uru
kes; cns. evren; in -um genel bastrmak; içine almak, ihate
olarak; -e z. tüm olarak, ge- etmek, tahdit etmek ya da s-
nellikle, genel olarak. nrlamak; -e yüklenmek, taz-
unquam bak. unquam yik ezmek, skmak;
etmek,
ün/us sy. bir says s. yalnz- tahrik etmek, tevik etmek,
biridk, yegâne, bir tek; bir ya harekete geçirmek; (tartma-
da ayri; Önemli kimse; birey da kantlaryla) sktrmak,
-quisque her bir kimse üzerinde durmak ya da srar
nemö- hiç kimse. etmek, üstelemek; (i vb.) pe-
Bnx gç. urgö ini brakmamak, üzerinde
Bpili/ö -ön is er. çoban, ayak diremek, sebat etmek,
upp/a -oe d. çnvukuu; bir ( faaliyete devam etmek,
tür çapa, birucu küskü ya da ûrîn/o -ae d. idrar, sidik.
balta, öbür ucu çapa olan bir Grînöt/or -Öris er. dalgç.
tür kazma. Grinor -ori gçf. suyun altna
Brani/o -oe, -e -es d. gökbili- dalmak, suya dalmak,
min Musa's. urn/a -oe d. pimi kilden
urbönit/os -o t is d. kent yaa- kab, su kab, vazo; oy kulla-
m; incelik, kibarlk, nezaket; nlan vazo, piyango kab, ölü
zekâ, nükte. külü konulan vazo, para ko-
urban/ us s. kasabaya ait, ken- nulan kavanoz; sv birimi,
te ait; ince, nazik; akll, nük- aa yukar iki buçuk galon,

teli;akaa, mizahl; küstah; urnul/a -oe d. küçük vazo; sü-


er.kasabal; -e z. nazik bir bi- rahi ya da ibrik.
çimde; zekice, zarifçe, Gr/ö -ere üssî üstüm gçf. yak-
urbicap/us -I er. kentleri ele mak; kavurmak, atee tut-
geçiren. mak; (souk) dondurmak;
urbs urbls d. kent; Roma, (tp) dalamak; (sürtme) yp-
urceol/us -I er. testi, ratmak, ncitmek; (tutku) tah-
urce/us -I er. testi, sürahi, ib- riketmek, canlandrmak; (s-
rik. knt) rahatsz etmek, eziyet
flred/ö -ini d. don, samyeli vermek.
ve bitki hastalklannm bitki- urs/a -oe d. dii ay, ay; (gb.)
lerde neden olduu kötü be- Büyük Ay, Küçük Ay.
lirti, kuruma, kavrulma, kül- ursf gç. urgeo
leme vb. ursînus s. ayya ait.
ur/ged -gere -si gçf. & gf. zor- urs/us -î er. ay.
lamak, mecbur etmek, itmek, urtîc/a -oe d. srgan,
sürmek, sktrmak, skca ür/us -i er. yaban öküzü.
) )

usi 620 uti

Üslt3t/us 5. mutat, allm, lanma; faiz, tefecilik, mura-


olaan, bildik; -e z. allm baha.
tarzda. GsGrSrus s. kullanma ve zevk
uspiam z. herhangi bir yerde, alma niteliinde olan, bunla-
bir yerde. ra ilikin; faiz ödeyen.
usquavn z. ( olumsuzlarda hiç- Gsurpâti/5 -önis d. kullanma
bir yerde; ( olumlu tümcelerde) kullan, istimal etme; gas-
herhangi bir yerde; ( olumsuz- petme.
larla ) hiçbir biçimde, tarzda usurp/ö -öre -övî -otum gçf.

ya da bakmndan; ( olumlu kullanmak, istihdam etmek,


tümcelerde herhangi bir tarz- istimal etmek, tatbik etmek,
da ya da bakmndan; ( mec.) uygulamak; -den holan-
-esse -nin hiçbir deeri ya da mak, keyif duymak; (yasa)
önemi olmamak; ( hareket fiil- mülkiyetini elde etmek, ka-
leriyle ) herhangi bir yere ya zanmak, edinmek; yasal ol-
da dorultuya; (sadece olum- mayan yollardan ele geçir-
suzlarla) hiç, hiç deil. mek, gaspetmek; (duyular) al-
usque z. (yer) her yandan, her glamak, iliki kurmak; (söz-
taraftan, kesintisiz olarak, sü- cük) zikretmek, adlandrmak,
rekli; (zaman), süreksiz, de- addetmek.
vaml, tüm sürece; -ye kadar; Gsus geo. Gtor
-inceye kadar; (öteki ilikiler, Gs/us -üs er. kullanma, zevk
öz. derece) -e nazaran, -se; alma, uygulama; deneyim,
—quâque her yere, her yerde; hüner; örf ve âdet; iliki,
her an, her frsatta. ainalk; yararllk, yarar, ç-
fissî gç. ûrö kar, gereksinme, ihtiyaç, za-
Gst/or -oris er. ölü yakan kim- ruret, lüzum; -est, venit ge-
se. reksinim var; -uf esse, ex -ü
Sstul/5 -üre gçf. yakmak. esse faydal olmak; -G ven-
Gstus gedo Crö . re olmak, vaki olmak; Gsus-
Gsuc/apio -öpere -epf fructus intifa hakk.
-aptum gçf. (yasal olarak kul- ut, utl z. (açklama) göre, gibi;
lanma ya da zoman yo- am -n öratöre bir hatibe göre,
-nn sahibi olmak, dev-
luyla) için; (tarz gösteren ilgi zarf ola-
ralmak. rak) -ki o tarzda, -ki o biçim-
Gsucapi/ö -önis d. kullanma de; (tarz gösteren soru zarf ola-
ya da mülkiyet yoluyla sa- rak) hangi tarzda? nasl?
hiplik. hangi bi 0 mde?; (sebep göste-
GsGr/a -ae d. kullanma, ho- ren zarf olarak) -ki bu yüzden,
utc 621 utr

bundan ötürü, nedeniyle; bet za. stediin (ikisinden) bi-


(ba. 1. dlc le) (tarz) birlikte ri.

gibi; ( imtiyaz) gerçi, velev, ise uterque, utraque utrumtjue


de, olmakla; (zaman) ...d za. herbiri (ikisinden), ikisin-
zaman, olur olmaz, den beri;
,
den biri, her kisi,
her ne zaman; (soru) nasl, ne uter/us -I er. (-um -4 cns.) ra-
ekilde, ne tarzda (ilg.) ... ka- him; çocuk; rahimin meyve-
daryla (bir örnek verme) gibi, leri; genç; cenin; karn,

örnein, örnek olarak (ta, utervls utrevis utrumvfs za.


sic... bazen -idem, itetn) gi- houna giden, istediin (iki-

bi, tpk gibi, ayn ekilde (k- sinden) biri; her ikisi.
yas cümlelerinde) ne kadarsa... Gt ms. ötor
o kadar; 2. k
ile (esas fiilin fik- uti bak. ut
rini ya da tasavvurunu açklar- ûtibilis s. kullanl, yararl, ie
ken) ...ki; (amaç) için, diye; yarar, elverili.
(nedense!) olduu için; (imti- Gtil/is s. yararl, ie yarar, uy-
yaz) kabul edelim ki, olsa bi- gun, muvafk; yakr, müna-
le; (sonuç) ... ki ... der; ... cak sip kazançl ya da kârl; -ter
kadar ... der; (korku) ... ma- z. yararl olarak, yararl bir
masndan; -nön -sz, siz. biçimde.
utctnu|ie (utcunque) z. her- Gtilit/âs -ötis d. yararllk, ya-
hangi tarzda, her naslsa, her rar, çare, kullanlk, çkar,
nasl olsa da ( boml ya da menfaat,
yan tümlecik ve balak sözcük utinam z. keke,
olarak); bir ya da baka bir uticjuez. en azndan, elbette,

tarzda, herhangi bir tarzda kukusuz, özellikle,


(bitimli bir fiil, sfatla). utor Gtî usus gf. (dh. ile) kul-
Gtensilis s. faydal cns. ç. ge- lanmak, istimal etmek, istih-
rekli ey, aletler, gereçler. dam etmek; malik olmak, sa-
öt /er -ris er. torba, kese, deri, hip olmak; uygulamak, ba-
ie. ndan geçmek, maruz kal-
ut/er (inh. -rius eh. -r!) -ra mak; (kii) dostluundan
-rum za. hangisi (ikisinden); zevk almak.
biri veya dieri. Gtenduvn rogâre ödünç al-
utercumque utracumque mak.
utrumcumque utrum utpote z. madem ki, çünkü,
cumque za. herhangi biri ütrâr/ius -î & Iî er. su tayc-
(ikisinden). s.
uterlibet utralibet utrumli- fltriculSr/us -i & il er. gay-
utr 622 uxo
daa. mamafih
utrimque (utrinque) z. hur ütv/a -ae d. üzüm, asma,
iki yanda. üzüm salkm; ba kütüü;
utrö z. hangi yönde, iki tarafn hevenk.
hangisine. flvesc/ö -«re gf. slanmak.

utrobîque bak. utrublque üvidulus s. nemli, rutubetli.


utröque z. her iki yönde, her Ovidus 5. slak, ya, nemli; sar-
iki ekilde. ho.
utrubî z hangi tarafta.
.. ux/or -oris d. kan.
utrubîque z. her iki yanda, uxorcul/a -ae d. kanak, kü-
utrum z. olup olmadn, çük e.
olursa, ise de. uxöris s. evli kadna ait; kar-
utut z. bununla birlikte, ama, sna dükün.
vac/âns -antis . zam. or.
V âri; megul olmayan, serbest;
vocö s. bo, igal edilmemi, (deer) deersiz; (kadn)
(kadn) bekâr, tek. bekâr, tek; os. bo mekân,
vacöti/Ö -ön is d. özgürlük, vadimön/ium -i & ii cns. ke-
muafiyet; askerlikten muaf falet, güvenlik; -sistere
olma; görevden muafiyet üc- mahkemeye çkmak; -dese
reti. rere kefalet olarak yatnlan
vacc/a -ae d. inek. kaybetmek.
vaccfn/ium -i & ii cns. süm- vâd/ö -ere gf. gitmek, yola de-
bül. vam etmek.
vaccul/a -ae d. dourmam vâd/or -âri -âtus gçf. kefalet-
genç inek. le balamak, senetle bir ii

vocef/iö -ieri gf. boalmak. yapmaya mecbur klmak,


vocill/o -öre gf. sendelemek, vadösus s. s.
sarslmak; kararsz olmak, vad/um -I cns. slk, kumsal,
güvenilmez olmak. rmakta yürüyerek geçilen s
voclvlt/âs -ötis d. yokluk; yer; deniz; dip.
noksanlk. vae ünl. Vah! Yazk!

voclv/us (vocî/vus) s. bo, vaf/er -rî s. hîlekâr, kurnaz


serbest; -e z. serbest olarak, -re z. maharetle, ustaca,
rahatça. vâgîn/a -ae d. klf, km, klç
voc/Ö -öre «ovi -ât um gf. kn; (tahl) kabuk,
bo olmak, megul olmamak; vâg/iö -re gf. alamak, ço-
serbest olmak, özgür olmak, - cuk vzldamak,
gibi
den uzak olmak; bir ey ipn vögit/us -üs er. alama, vzl-
zamana sahip olmak, zama- dama, meleme.
nm bir eye vakfetmek; -at vag/or -âri -âtus gf. babo
zaman vardr. dolamak, gezinmek, avare
vacue/facid -facere -feci dolamak; mec) etrafa yayl-
(

-factum gçf. boaltmak, te- mak.


mizlemek. vâg/or -oris er. barma, fer-
vacult/âs -âtis d. özgürlük, yat, avaz.
muafiyet; boluk. vog/us s. dolaan, gezen, yer-
vacuus s. bo, eksik, noksan; leik olmayan; (mec) dönek,
...den yoksun, ...sz, ...den kararsz, müphem, bulank.
vah 624 vap
vah ünl. (aknlk, sevinç, kz- vall/es, vall/is -is d. vadi, ko-
gnlk, ifade eder) ey, oh, ah, yak.
of, vah, ya; Acayip! Hayret! vall/ö -öre -övl —öt um gçf
valde z. çok, çok fazla, çokça, kazklarla yaplm çitler ve
fazlasyla, ziyadesiyle. surlarla etrafn çevirmek,
val5, volete Hoça kaln, esen hendek veya siper kazmak,
kaln. salamlatrmak, tahkim et-
val/€ns -entis . zam. or. va- mek.
leö s. güçlü, kuvvetli, dinç, vall/um -I cns. hendek, siper,
gayretli; salkl; -enter z. sur, kazklarla yaplm çit.
kuvvetle, kuvvetli bir ekilde, voll/us -I er. kazk; savunma-
valentulus s. güçlü, da kullanlan siper, sur, s-
val/eö -ere ~ul -i tu gf güç- m tihkâm; (tarak) di.
lü olmak; muktedir olmak; volv/ae -ör um d.ç. çift kanat-
bir ey yapacak güce sahip l kap.
olmak; salkl olmak, sa- vönesc/ö -«re gf gözden kay-
lam olmak; (mec.) kudreti ol- bolmak, kaybolmak, geçip
mak, etkin olmak; (güç) yen- gitmek.
mek, hdkim olmak; (para) vânidic/us -I er. yalana.
kymetli olmak; (sözcük) an- vöniloqenti/a -ae d. bo ko-
lam fade etmek; -apud üze- numa.
rinde nüfuz sahibi olmak; v3niloquus yalana, haki-
s.

-ere iubeö birine hoça ka- katsiz; metheden,


kendini
im demek; -5 dfco hoça ka- övüngen, böbürlenen,
im demek; -eâs uurlar ol- vönit/ös -at d. boluk; ya-
sun. lan, deersizlik, döneklik, ka-
valesc/o -ere gf. güçlenmek. rarszlk; kibirlilik,

valetSdinör/ium - fit U cns. vönîtüd/ö -ini d. yalan,


hastane. vann/us -î d. harman savur-
valetOd/Ö -ini d. salk hali, ma aleti.
beden sal; hastalk, güç- vönus s. bo; asl esas olma-
süzlük. yan, yararsz, yersiz; yanl,
valgus s. çarpk bacakl, gerçek d, güvenilmez; kibir-
volid/us s. güçlü, muktedir; li.

salam, salkl; etkili -e z. vopidus 5. bozuk, yavan, tat-


kudretle, kuvvetle, sz.
vallâris 5 . kale ya da istihkâm- vap/or -öris er. buhar, islim,
la ilgili, sura ilk çkan askere buu; s, scaklk,
ait. vapörör/ium -I fir il cns. bu-
. )

vap 625 vat

har bacas. cero'nun çanda yazar


vapör/ö -öre gçf. buhar sal- -öniönus s.
mak, stmak, tütsülemek; gf. var us s. çarpk bacakl; eri,
yanmak. çarpk; ters, kar,
vapp/ai -oe d. tatszlam a- vos vadis er. teminat, emniyet,
rap; (kii) ie yaramaz, deer- kefalet.
siz. vos vösis (ç. vös/a -ör um)
vâpul/ö -öre gf. dövülmek, cns. kap, tas, tabak, çanak,
krbaçlamak; yenilmek, ma- alet, araç; (ask.) ordu arl,
lup olmak. vösör/ium & il cns. (eyalet
-i
vorîontl/a -ae d. bakalk, çe- valisinin) donanm tahsisat,
itlilik, farkllk, fark, tenev-
. vösculör/ius -I & iî er. ma-
vü. den içisi.
voriöti/ö -önis d ayrlk, vâscul/um -I cns. küçük kap,
fark. tabak, çanak.
vöric/ö -öre gf. bacaklann vastöti/ö -önis d. harap et-
açp durmak veya yürümek, me, harabiyet.
app durmak. vastöt/or -öris er. harap
vöricösus s. varisli. eden.
vöricus s. bacaklar ayn du- vastificus s. harap eden,
ran. vastit/ös -ötis d. bo bir me-
voriet/ös -âti s d. aynlk, fark, kân, çorak, ssz; boluk, ha-
bakalk, çeitlilik. rap olma, haraplk; genilik,
vari/o -öre -övî -otum gçf vastiti/es -ef d. harap olma,

türlü türlü ekil vermek; çeit- harabiyet, viran,


lemek; farkl klmak, deitir- vost/ö -öre -övî -ötum gçf.
mek; gf renk deitirmek; bo brakmak, harap etmek,
farkl olmak, bakalatrmak. viran etmek, soymak, açmak;
vori/us s. renkli, benekli; muh- tahrip etmek.
telif, çeit çeit; deiken, çe- vast/us s. bo, ilenmemi, ço-
itli; (yetenek) çok yönlü; (ka- rak; tahrip edilmi, harap
rakter) dönek, kararsz; -e z. edilmi; (görünü) kaba, ince-
muhtelif surette, çeitli ola- liksiz; (hacim) çok iri, cesim,
rak. pek büyük; -e z. (hacim) an
Var/ius -î er. Epik air, Vergili- derecede; ( konuma kabaca,
us ve Horatius'un arkada. vösum bak. vos
var/ix —fcis d. varisli damar. vöt/es -Is er., d. kâhin, kâhine;
varr/ö -önis er. Cannae'da air, ozan.
bozguna uratlan consul; Ci- vöticönus s. vatikan (Tiber'in
vat 626 vel

sa tarafndaki tepe), zuyla, büyük evkle; güçlü bir


vöticinöti/ö -önis d. kehâ- ekilde, çok.
net, önceden haber verme, vehementi/a -ae d. hiddet,
vöticinöt/or -oris er. kâhin, iddet, atelilik.
vöticin/pr -ârî -ötus gçf. & vehcul/um -i cns. binek ara-
gf. kehânette bulunmak; di- bas, atl yük arabas; (deniz)
zeleri ark biçiminde söyle- tekne, gemi.
mek; hezeyan etmek, abuk ve/hö -here -xl -ctum gçf.
sabuk konumak, kala- az tamak, nakletmek, götür-
bal etmek, demogoji yap- mek; (edl.) ata binmek, deniz-
mak. de seyretmek, sürmek.
vöticinus s. kelueite bulun- Vei/t -urum er. ç. Güney Etu-
mayla ilgili. ria'da eski bir yer; -ens
-ve ba. ya da; ya... ya. -entis, -entönus, -us 5.

vecordi/a -ae d. uursuzluk; Veiov/is, Vediov/is -is er Es-


delilik, cinnet. ki bir Roma tanrs.

vercor/s -ds s. duygusuz, his- vel bag. ya da, ya da belki; ya


siz, donuk, aptal, deli, da daha ziyade: yn da baka;
vectîg/ol -ol is cns. vergi; üc- ya... ya z. bile, gerçekten; bel-
ret; gelir, kazanç, irat, ki; örnein.

vecti/ö -ön is d. nakil, tama, velöm/en -ini cns. örtü, giy-


bir yerden bir yere götürme, si, giyim eyas.
vect/is -s er. manivela, (kap) velöment/um -i cns. perde;
sürgü, kol demiri, (ç)dua eden kiilerce taman
vect/ö -öre gçf. tamak, nak- perde ile örtülmü zeytin dal-
letmek; (edl.) ata binmek, lar.
vect/or -öris er. taya; yol- velör/ium -i & il cns. tente,

cu, binici. günelik, sayvan.


vectörius s. nakletmeye ili- velöt/î -ör er. um ç. gerein-
kin. den fazla sayda olan askeri
vectör/a -oe d. nakil, müna- birlik.

kalât; (ücret) nakliye ücreti. vel/es -iti er. hafif silâhl as-
gedo. vehö. ker, ava.
vegetus s. canl, en, neeli, r. v?llfer -I s. nakil yelkmi.
tarelll. viIflcöt/ö -ön s d. gemi ile i

vegrandis s. küçük, yola çkma, yelkenle seyret-


vehem/ens -entis s. zorlu, me.
sert, iddetli; güçlü, kuvvetli - velific/ö -öre gf gemi ile yol-
enter z. iddetle, iddetli ar- culuk etmek; gçf bir batan
)

vel 627 ven


mek; -or -Sri gf yelkenliyle vena -ae d. damar, arter, kr-
seyretmek; (-e/ ile) ele geçir- mz kan daman; maden da-
mek için çûba sarfetmek. man; su yolu, kanal; (mec.)
velitâris s. hafif silâhl oskeri duygulann en iç yaps, yete-

birlikle ilgili. nek, güç; -Ös temptâre na-


velitâti/ö -önis d. çatma, bz çarpntsn hissetmek -âs
velites ç. veles tenere parman nabznn
velit/or -ârî gf. çatmak, üstünde tutmak,
velivolus s. yelken-kanath. venâbul/um -I cns. av mzra-
velle ms. vol5 §>•

vellic/ö-âre gçf. çimdikle- venâfr/um -I cns. zeytin ya-


mek, kstrmak, birdenbire yla ünlü bir Samnit ehrir
kapp çekmek, koparmak; -ân us 5 .

( konuma alay etmek, ineli venâlicius s. satlk er. köle-


söz söylemek, kötülemek, kü- taciri.

çük düürmek. venâlis s. satlk; rüvet teklif

vell/o (-«re velli Sr vulsf vul- edilebilir er. satlmas için tek-
sum gçf koparmak, çekmek, lif edilen köle.
kopanp toplamak, yolmak, venâticus s. avlanmaya ili-

yrtp koparmak; çkarmak; kin.


harap etmek. venâti/ö -önis d. avlanma;
vell/us -«rîs cns. koyun postu, av; vahi hayvanlarla dou
hayvan derisi; yün, yapa; oyun,
gösterisi;
yün veya yapa gibi bulut- venât/or -oris er. avc,
lar. venâtörius s. avaya ait.
vil/o -âre -övî -ötum gçf venâtr/ix -îcis d. kadn ava.
örtmek, giydirmek, üstünü venötur/o -ae d. avalk.
örtmek, kaplamak; (mec.) vena t/ us ~ös er. avclk,
saklamak, gizli tutmak, vendibîlis s. satlabilir; (mec)
velâcit/âs -âtis d. hz, sürat. rabette, revaçta olan,
vel/öx -ocis s. hzl, çabuk, sü- vendltâti/ö -önis d. sata
ratli -öciter z. süratle, sunma, reklâm yapma,
vel/um as. yelken; perde,
-î venditât/or -oris er. övüngen
tente remîs
-iscjue var kuv- kimse, yüksekten atan kimse,
vetle, elden geldii kadar -a venditi/ö -önis d. sat,
dare yelken açmak, vendit/ö âre gçf satmaya ça-
velut, velutT z. gibi, tpk gibi; lmak, övmek, reklâm yap-
örnein; tpk-imi gibi, mak se- yaclk yaparcas-
vemens bak. vehemens. na birine sokulmak.
ven 628 ven
vendit/or -oris er. sata. Venet/us s. Adriyatik denizi-
vend/ö (edl. veneö) -ere -idi nin kuzey-bat kysnda ya-
-itum gçf satmak; para için ayan, Tracia kökenli; (renle)

hyanet etmek; övmek, tavsi- mavi; -ia -ioe d. Veneti hal-


ye etmek. knn yaad bölge; -îcus s.

venefic/ium -î & il crs. zehir- venl gç. venio


leme; büyü, sihir, veni/a -ae d. hogörü, göz
veneficus s. zehirli, büyülü; er. yumma, teveccüh, lütuf, iyi-

büyücü d. büyücü kadn, lik; ( herhangi bir eyi yapmak


venenifcr -1 s. zehirli, için) izin; af, suçunu bala-

venen/o -öre gçf. zehirlemek ma, mafiret; bono tuâ -ö


-otus s. zehirli; büyülü, müsaadenle,
venen/um -I crs. ilâç, uyutu- venif gç. veneö
rucu madde, ecza, özsuyu ven/iö -ire venl ventum gf
(meyva, bitki), boya maddesi; gelmek; (mec.) ( herhangi bir
zehir, a;
büyümaddesi, ec- durum ve koula) dümek, gir-
zas, muska; (mec) zarar zi- mek; kadar gitmek; in ami-
yan, kötülük, felâket, ykm; citiam- arkadalk etmek,
cazibe, çekicilik, batan çkar- ven/or -örf -âtus gçf & i av-
ma, ayartma. lamak; (mec.) ardna dü-
ven/eo -îre -il -itum gf. satl- mek, ( bir eyin) peinde ko-
mak. mak.
venerâbilis 5. eref bahedil- vent/er -ris er. mide, kam;
mi, muhterem, sayg deer, rahim, dölyata, domam
veneröbundus 5. hürmetkar, çocuk.
saygl. ventüot/or -oris er. hokka-
veneröti/o -onis d. hürmet, baz.
çok derin sayg, itibar, ventil/Ö -öre gçf havaya fr-
veneröt/or -ör is er. hürmet latmak, sallandrmak, hava-
eden, saygda kusur etmeyen. da sallamak; hava vermek,
Venereus, Venerius s. Ve- yelpazelemek, buday vb.'le-
nus'a ait, cinsel aka ya da rini savurarak tanelerini ayr-
cinsel ilikilere ait. mak, harmanlamak; dalga-
vener/or -örî -âtus gçf. iba- landrmak, hareket ettirmek,
det etmek, hürmet etmek, tahrik etmek, rahatn boz-
sayg göstermek, dua etmek; mak, altüst etmek,
eref bahetmek, hürmete venti/ö -ön »s d. geli,
layk saymak; yalvarmak, ni- ventit/ö -öre gf gelip durmak
yaz etmek. ya da durmakszn gelmek,
ven 629 ver

gelme itiyadnda olmak, dü- ürtlen çals.


zenli bir ekilde gelmek, sk ver veri cns. ilkbahar; (mec.)
sk gelmek. yaamn bahar zaman,
ventösus s. rüzgârl, çok esinti- gençlik.
li; rüzgar gibi, hafif, hzl, vSratr/um -I cns. çöpleme.
atik, çevik; dönek, deiken, ver/öx âcis s. doru sözlü,
tutarsz; kibirli. doruyu söyleyen, gerçei di-
ventricul/us -i er. kann; le getiren, doru, gerçek, ha-
kannck.
(kalp) kiki.
ventriosus s. geni karnl. verben/a -ae d mine-çiçei,.
ventul/us -î er. hafif rüzgâr, güvercinotu; (ç.) haberciler
esinti, meltem. veya rahipler tarafndan ta-
vent/us -I er. rüzgâr. nan kutsal aaç dallan,
venücul/a -ae d bir çeit verber kamç, krbaç;
-is cns.
üzüm. kay; dayak, kötek, kam-
(ç.)

venum, venö satlk. ç ile dövme, vurular,


venumd/ö (venunndo) -öre verberöbilis s. krbaçla dövül-
m
-edî -a tu gçf. satmak, sat- meye lâyk.
a pkarmak. verberöti/ö -önis d. ceza,
ven/us -eri d cazibe, çekici- verbereus s. kamç ile dövme-
lik, güzellik; ak, cinsel ak, ye lâyk.
çiftleme, cinsel iliki. verber/ö -öre -5vi -otum
Ven/us -eri d Ak tanrças; gçf. kamç ile dövmek, kamç-
Venüs gezegeni; -ereus, lamak, kamçlayarak ceza-
-erius s. landrmak, dnmek, vurmak,
Venus/io -iae d. Apulia'da, kamçlamak, tedip etmek,
Horatius'un doduu yer eziyet, eza etmek, yormak, bi-
-Inus s. -.ur etmek; aleyhte söz söyle-
venust/âs -ötis d cazibe, gü- mek, hiclvli sözlerle tezyif et-
zellik, sanatsal zerafet, zera- mek.
fet, incelik. verber/ö -övis er. alçak, adi
venustulus s. cezbedici, çekici, ve habis, hain kimse,
ho, sevimli, güzel, sanatsal, verbös/us s. kelimesi çok, keli-
zarif, ince; -e z. cana yakn melerden ibaret, gereksiz söz-
olarak. cüklerle dolu; -e z. iirerek,
vepallidus s. çok solgun. verb/um -î cns. kelime, söz-
veprecul/a -ae d küçük di- cük; deyi, ifade; (dilb.) fiil;

kenli çal. (ç.) dil, konuma, laf; -e j^ie,


vepr/es -is er. dikenli çal, bö- prö) -o harfi harfine; od
)

ver 630 ver


-«m kelimesi gerçekten keli- veri similitüd/ö -ini d. ola-
mesine; -î causâ (grâtîâ) slk, ihtimal.
örnein; -o sözel olarak; ksa- virit/ös -ötis d. hakikat, ger-
ca;-a dare hile yapmak, al- çek, doruluk; gerçeklik, ger-
datmak; -a facere konu- çek yaam; ( karakter) doru-
mak; mels -Is adma, nam- luk, dürüstlük; {dit) köken bi-
ma. lim.
vere z. gerçekten, tam tamna, veri tu s geo. vereor
doru olarak. vermiculütus s. helezon bi-
verecundi/a -oe d. alçak gö- çimli; ( mozaikle ilgili dal gali -
nüllülük, tevazu, mahcubi- çizgilerle kakmal, kurt yenii
yet; hürmet, sayg, huu; biçiminde süslü olan,
utanç, ar, haya, hicap. vermicul/us -î er. küçük kurt,
verecund/or -orl gf. utangaç solucan.
olmak, mahcubiyet hisset- vermin/a -um cns. ç. mide a-
mek. rlan.
verScund/us s. alçakgönüllü, verm/s'-is er. solucan, kurt,
mütevaz, utangaç, sklgan, vern/a -ae d. efendisinin evin-
mahçup, çekingen, kendine de domu olan köle, dou-
güvenmeyen; lml, ölçülü, tan evin kölesi; yerli kimse,
anlktan kaçan; -e z. vernâculus s. evde doan kö-
verendus 5 . muhterem, sayg- lelere ilikin; yerli, doutan
deer. oral, ( bir anlamda) Roma'l;
ver/eor -eri -itus gçf. & gf. doal, genel.
korkmak; sayg göstermek, vernfl/is s. köle gibi, köleye
hürmete lâyk saymak. yakr, süfli, alçak, aalk;
Vergil/ius -i er. Augustus dö- arsz, mank, yaltaklanan,
neminde yaam
ünlü des- ylk; alay ya da aka eden,
tan airi. nükteli, latifeci; -iter z. köle-
verg/o -ere gçf. döndürmek, ce, yaltaklanarak,
çevirmek, meylettirmek gf. vern/o -5re gf. çiçeklenmek,
dönmek, eilmek, meylet- çiçek açmak, bahanms ol-

mek; (yer) nazr olmak ya da mak. yeillenmek; gençle-


-e bakmak. mek, yenilenmek,
verdicus s. doru, doru söz- vernul/a -ae d. efendisinin
lü, gerçei dile getiren, haki- evinde domu genç ya da
ki, gerçek. küçük köle; yedi,
veri similis s. olasl, muhte- vernus s. bahara ilikin; as.
mel. ilkbahar zaman; vernö ilk-
ver 631 ver

baharda. ilikin; hilekar, eytan, kur-


virö z. gerçekten, elbette, mu- naz er. kurt ekline girebilen
hakkak; (güçlendirme) kesin- kimse.
likle, üphesiz, pek tabii, evet; vers/ö -öre -övi
(vorsö)
(kar fikri ifade etme ) ama ger- -ötum dönmek,
gçf. sürekli

çekte, ama yine de, yalnz bu- oraya buraya döndürmek, çe-
na kar. virmek, döndürmek; (mec.)
örön/a -ae d. Kuzey talya'da devirmek, altüst etmek, kan-
Catullus'un doum yeri trmak, harap etmek, viran
-ensis 5. etmek; (akt) zihninde tart-
verp/us -î er. sünnet edilmi mak, düünmek, düünüp ta-
erkek ya da adam, nmak.
verr/es -is er. erkek domuz. vers/or (vorsor) -Sri -ötus
Verr/es -s er. Cicero tarafn- gf. yaamak, var olmak, vali

dan aleyhine dava açlan Si- olmak; ...ile megul olmak.


cilya valisi; -ius, -înus 5. versum (vorsum) bak. versus
verrlnus s. domuz'a ilikin, do- versür/a (vorsura) -ae d.
muz etine ait. borç ödemek için ödünç al-
ver/ro -re re -rl -sum gçf. sü- ma, istikraz.
pürmek; süpürüp temizle- versus (vorsus) gedo. vertö z.
mek. ...e doru, yönünde.

verrüc/a -ae d. siil; (mec.) vers/us (vorsus) -üs er. hat,


küçük bir kabahat, kusur, çizgi; dize; (dans) adm.
verrücösus s. siilli. versüti/ae -örum d. ç. hileler,
verrunc/ö -öre gf. öbür taraf- oyunlar, desiseler, dolaplar.
tan alnmak; (dinsel apdan) versütiloquus 5. sinsi, tilki gi-
mutlu bir sona sahip olmak, bi, kurnaz.
versöbundus s. dönen, ekseni versüt/us (vorsütus) s. zeki,
üzerinde dönen, kurnaz, hilekar; -e z. kurnaz-
versötilis s. döner, devir ya- ca.
pan; çok yönlü, çeitli yete- vert/ex (vortex) -icis er. çev-
nekleri olan. rinti, girdap, anafor; kasrga,
verscol/or -ör is s. deien, hortum; ban tepesi, ba; zir-

çeitli renklere ilikin, ve, doruk; (gök) kutup.


versicul/ us -I er. ksa çizgi; vertcösus s. girdap dolu, ana-
(ç.) gösterisiz dizeler, for yapan, girdap gibi hare-
versificât/or -öris er. iir ha- ket eden.
line koyan. vertîg/ö -ini d. dönme; ba
versipellis s. deien görünüe dönmesi, sersemlik
ver 632 ves

ver/ to (vorto) -tere -ti -sum veru/$x -eci er. idi koç.
gçf döndürmek, çevirmek; al- vesân/a -ae d. delilik.

tüst etmek, devirmek, tersine vSsâni/ens -entis s. hiddetten


çevirmek; dönütürmek, ba- köpüren, öfkeden çldran.
ka biçime sokmak, deitir- viEsânus s. deli; aklca hasta;
mek, tahvil etmek; mübadele öfkeli, kzgn, gözü dönmü,
etmek, trampa etmek, alp vesc/or -I gf. (dh. le) beslen-
vermek; (sebep) hamletmek, mek; yiyecek olarak almak
yüklemek, isnat etmek, ver- ya da kullanmak, yemek;
mek; (dit) çevirmek, tercüme holanmak, zevk duymak,
etmek; (sava) ykmak, boz- kullanmak, yararlanmak,
mak; (edl.) ile megul olmak; malik olmak.
gf. dönmek, çevrilmek; dei- vescus s. küçük, ufak, ince, za-
mek; in fugam- döüe ba- yf, dermansz, takatsiz; an-
lamak; terga- kaçmak, firar dran, yiyip tüketen; yoksul,
etmek; solum- baka ülkeye çaresiz.
gitmek, göç etmek, sürgüne vesîc/a -ae d. hayvan vücu-
gitmek; vitiö- azarlamak, dundaki kese, mesane, sidik
suçlamak; annö -tente yln torbas, kese, para kesesi, fe-
gidiatnda. ner, oyun topu; ur benzeri ka-
Vertumn/us -I er. mevsimle- bart, kabarck; mesane, kese,
rin tanns. sidik torbas.
ver/û -üs cns. kebap ii; mz- vesîcul/a -ae d. kesecik, ka-
rak, karg. barck.
verum z. hakikaten, gerçekten, vesp/a -ae d. yabanans.
kesinlikle, üphesiz; evet, el- Vespasân/us -I er. bir Roma
bette; ancak gerçekte; -tu- imparatoru.
rnen yine de bununla bera- vesper -is & I er. akam; ak-
ber. am vakti, arife; akam ye-
ver/us s. gerçek, hakiki, sahih, mei; akam yldz; bat, ari-
sahici, öz; hakikate uygun; fe; -e, -î akam vaktine ait.
doru makul, akla uygun, vesper/u -ae d. akam,
doru sözlü; -um -î cns. ha- vesperâsc/o -ere gf. akam
kikat, gerçeklik,doruluk; -î olmak, geç olmak.
similis olas, muhtemel. vespertîli/5 -ön is er. yarasa,
verût/um -I cns , karg, mz- vespertlnus s. akama ait, ge-
rak. ceye ait, akamleyin; batya
verütus s. mzrak, kargyla si- ait.

lâhl. vesperög/ö -ini d. akam


ves 633 vet

yldz. Vesuv/ius -I er. Vezüv yanar-


Vest/a ~ae d. Roma ocak tan- da.
rças; -âlis s. Vesta'ya ait; d. veterönus s. kdemli, tecrübe-
Vesta'nn bakire rahibeleri, li; askerlikte eskimi, dene-
vest/er (voster) -rl s. sizin, si- yim kazanm.
ze ait, sizinki. vetera/scö -scere -vî gf. ya-
vestibul/um -I cns. ön avlu, lanmak, ihtiyarlamak.
giri. veteröt/or -oris er. yalanm
vestg/ium -I & iî cns. adm, kii, saçlar krlam kimse;
ayak izi, iz, nian; ( mec .) ia- bir konuda uzmanlam kii;
ret, alâmet, belirti; {zaman) {kötü anlamda ) kurnaz adam,
an, dakika lahza; -e -iö he- eski kurt, sinsi tilki; ihtiyar
men, derhal. köle.
vestîg/ö -öre -övi -atam gçf. veterfnus s. yüke, yük tama-

izini takip etmek, aramak, clna, ulatrmacla ili-


aratrmak, izleyerek bul- kin; d. & cns. ç. yük hayvanla-
mak, kefetmek, r.
vestîment/um -I cns. elbise, veternösus s. uyuuk, uykulu,
giysi; çamar, gecelik, duva- mahmur, baygn, hülyal,
ra gerilen ilemeli örtü, dalgn, cansz, arlk bas-
vest/lö -îr e -il -itam gçf. giy- m.
dirmek; örtmek, süslemek, vetern/us -I er. uyuukluk, uy-
donatmak. kulu olma, uyku sersemlii.
vestipic/a -ae d. giysi dolab vetitas gedo. veto cns. yasak.
hizmetkân, giysilere bakan vet/Ö -öre -II -t um gçf. ya-
kadn. saklamak, yasak etmek, en-
vest/is -Is d. elbise, giysi; örtü, gel olmak, kar koymak, kar-
duvara gerilen ilemeli örtü, çkmak; ( halk tribunus'u ile

battaniye;ylann büyüme ilgili) senatus ya da yüksek bir


aamalannda deitirdii de- devlet memurunun karanna
risi, ylan gömlei; -em itiraz etmek, protestoda bu-
mütöre giysilerini deitir- lunmak.
mek; yasa girmek, vetuius s. yalca, oldukça ya-
vestispic/a bak. vestiplca l; -f er. küçük yal adam; mi
vestît/us -üs er. giysi, elbise; -le benim zavall küçük dos-
örtü; mütöre -um yasa,ma- tum! zavall ihtiyarm!
teme girmek; redire ad vet/us -eri s. yal, yalanm
suum -um yastan, matem- {genç kart); eski, eskiyle ilgi-
den çkmak. li (yeni kart); (osk.) deneyim-
)

vet 634 vib

li, kdemli; geçmi zaman sarsmak, yerinden oynat-


(imdiki zaman kart), sabk; mak; ziyan vermek, zarara
er. ç. en eski insanlar; bir za- sokmak, sknt vermek, incit-
mann insanlar, atalar; d. ç. mek, taciz etmek, rahatszlk
Forum'daki eski dükkânlar; vermek, huzurunu bozmak,
cm. ç. eski eyler; ilk ya da en tedirgin etmek, gücendirmek,
eski zamanlar; anane, gele- kötü davranmak, sövmek, ce-
nek. fa etmek, eziyet etmek,
vetust/ös ~ötis d. eski ça, de- vi/a -ae d. yol, cadde, da yo-
vir; ilk çalar, en eski zaman; lu; seyahat, yürüyü; geçit,
uzun ömür; eski uzun dost- suyolu, kanal; (mec.) yol,
luk, pek eski arkadalk; gele- yöntem, tarz, adet, usul; do-
cek zaman, uzak gelecek; ru yol; -ö esasen, doru ekil-
(tp) süreen, müzmin. de, uygun tarzda,
vetustus 5. yal, eski; uzun za- viâlis s. yollara, anayollara
mandr var olan, en eski. ilikin.
vexâm/en -ini cns. sarslma. viurius s. yollara, anayollara
vexöti/ö -öns d. sarsnt; ilikin; Iex- yollarn bakm
dert, sknt, keder, strap, ga- için.

ile; zulüm, eziyet. viöticatus s. yolculuk paras


vexöt/or -öris er. hasm, dü- salanm, verilmi,
man; sknt veren, taciz viatlcus s. yolculukla ilgili ya

eden, gücendiren, inciten ki- da ait; cns. seyahat tahsisat;


i. yolluk, yol harçl; (asfc.) bir
vexî gç. veho askere ödül olarak verilen pa-
vexillör/ius -I & il er. bayrak- ra.
tar, alemdar; çapulcu, ekya viât/or -öris er. seyahat eden,
ba; ç. imparatorluk döne- yolcu; (yasa bir mogistra-
minde eski askerlerin olutur- tusun hizmetine verilen
duu snf; en son silah altna ulak.
çanlanlar. vib/îx -îcis d. kamç izi.
vexill/um -I cns. sancak, bay- vibr/ö -öre -övl -otum gçf.

rak; bölük, askeri birlik; ihtizaz ettirmek, titretirmek,


-proponere muharebe için ileri geri hzla hareket ettir-

bayra yukan kaldrmak, mek, sallamak, sarsmak, ye-


savaa balama iureti ver- rinden oynatmak, kmldat-
mek. mak; savurmak, frlatp at-
vex/ö -öre -öv i -öt um gçf mak; (dit) hiddetle söylemek;
iddetle hareket ettirmek. tehdit etmek; gf. sarslmak,
vib 635 TC
sollanmak, titremek, titren- havali.
mek; donuk bir halde prlda- viçlnus s. yakn, komu; ben-
mak, prldamak, parlda- zer, akraba; er., d. komu cns.
mak, kvl am saçmak, komuluk.
viburn/um -I cns. kartopu çi- vc/is inh (h. -em
. dh. -e) d.
çei. mübadele, deitirme, birbiri-
vicânus j. köyde oturan, köye nin yerini alma, münavebe;
ilikin, köyden köye dolaan; birbirini takip etme, tevali et-
er. ç. köyde oturanlar, köy me; karlama, telafi etme;
halk, köylüler. misilleme, aynen karln
Vic/a Pot/o -a e -ae d . zafer yapma; talih, baht, deien
tanrças. artlar görev, ödev, i, ilev,
vîcarius s. bir eyin veya kii- mevki, memuriyet; in -em s-
nin yerini alan, vekil tayn rayla karlkl,
edilen er. vekil; yardma köle, vcissim z. srayla, tekrar,
vtcotim z. caddeden caddeye, vicissitöd/o -ini d mübade- .

cadde boyunca; köyden köye, le, deitirme; tevali etme,


köyler boyunca. birbirini izleme,
vice (inh. (/e) için, hasebiyle, victim/o -ae d. kurban,
-den dolay; gibi, victimâr/ius -i k iî er. kur-
vicem srayla; (inh. ile) yerine; ban kesme töreninde yardm-
için, hasebiyle -den dolay; c kimse, hizmet eden kimse,
gibi tu a m- senin hesabna, vctit/ö -öre gf. yaamak, var
vicenârius s. yirmiye ilikin. olmak, mevcut olmak,
vîcen/I -orum s yirmier, vict/or -oris er. fatih, galip
vîces ç. vicis gelen, kazanan kimse; s. ga-
vîcesimân/î -orum er. ç. yir- lip. muzaffer,
min a lejignun askerleri, victöri/a -ae d. zafer,
vlcesimârius s. yüzde be ver- victöriöt/us -us er. zafer
giden çkan. damgal gümü madeni pa-
vlcesimus s. yirminci d. yüzde ra.
be vergi. victöriol/a -ae d. Zafer tanr-
vîcî vincö
gç. çasnn küçük heykeli.
vîci/a -ae d. baklagillerden victr/îx -icis d. fatih (kadn):
herhangi bir bitki, s. galip, muzaffer,
vîcî/ens -es z. yirmi kez. victtts gedo. vincö
vîcînölis 5. komu, yakn, vict/as -üs er. gda, beslenme,
vcîn it/âs -ât is d yaknlk, . geçim, geçinme, maiet, nzk;
komuluk; yöre, semt, çevre, yaam ekli.
)

vic 636 vg
vfcul/us -î er. ufük köy, birkaç buruuk, pörsük, kuruyup bü-
evden ibaret köy ya da ma- zülmü.
likâne, krsal emlâk, vig/eo -ere -uf gf güçlü, id-
vlc/us -I er. (ehir) semt, hava- detli, baanl
etkin olmak, ol-
li, etraf, mahalle, civar; cad- mak, baan kazanmak; iyi

de; köy, krsal konak, gelimek, inkiaf etmek, ba-


videlicet z. açkça; ( alayc ta- yndr, mamur olmak; ünlü,
bii,elbette; (apklama) yani, saygn, saygl olmak, erefli,
öyle ki. namuslu olmak; yaamak,
viden videsne? yerine, hayatta olmak, canl, diri,
vid/eö -ere vld vîsum gçf. dinç olmak.
görmek, bakmak; (zihin) alg- vigescö -ere gf. serpilmeye
lamak, farknda olmak, bil- bolamak, geliip büyümeye
mek; üzerinde düünmek; balamak, inkiaf etmek,
dikkat etmek, mukayyet ol- canl ve neeli hale gelmek,
mak, korumak ya da gözet- etkin ve dinç hale gelmek,
mek, megul olmak, cabna vîgesimus bak. vîcesimus
bakmak, ilgilenmek; ( edl .) gö- vigil -is s. uyank, tetik, nöbet-
rünmek, gözükmek, gibi gel- te, açkgöz, uyank er. bekçi,
mek; doru gibi gözükmek, nöbetçi, gözcü; (ç.) bekçiler,
uygun görünmek, düünül- gözcüler.
mek; me -e bana güven, vigilöns -an t is . zam. or. vl-
vderit icabna baksn mihi - gilo s. tetik, uyank; -antek
eor esse var olduumu düü- z. ihtiyatla, tetikte,
nüyorum; s (tibi) videtur vigilantia -ae d. uyanklk;
eer istersen. gece nöbet tutma.
vduit/ös -âti s d. mahrumi- vigilâx -acis s. tetik, uyank,
yoksun olma; dulluk,
yet, vigilia -ae d. uyank olarak
vdul/us -î er. sandk, kutu, uzanmak; uykusuzluk; nöbet
vidu/ö -öre gçf mahrum et- tutma, bekçilik etme; nöbetçi;
mek -âta s. dul kalm, nöbetçiler; gece nöbeti tutma;
viduus s. mahrum edilmi; ev- uyanklk; tetikte olma, dik-
lenmemi; (dl.) sz, siz, d. dul; kat, ihtiyat.
evde kalm kz. vigilo -öre -avi -otum gf.
Vienn/a -ae d. Gallia Narbo- uyank kalmak; nöbet tut-
nensis'te bulunan ehir mak, gözetlemek, nöbet bek-
(mod.) Viyana. lemek; tetikte olmak, ihtiyatl
vietus s. birlikte bükülme, çe- olmak; gçf. zaman uyank
kilmi, büzümü, solmu, geçirmek, geceleyin uyank-
vg 637 vn
ken yapmak, vlmentum -I cns. sepetçi söü-
viginti sy. yirmi, dü, saz.
vîgintîvirâts -us er. yirmi ki- vimineus s. sepetçi söüdün-
ilik bir kurulun üyelii. den yaplm, sazdan yapl-
vigntlviri -ör um er. ç. yirmi
üyeden oluan kurul,
m
vnâceus
eylerle
s.
ilgili,

araba ait ya da
vigor -öris er. enerji, erke, gü- arapla ilgili, üzümle ilgili,

re, kuvvet, dinçlik, gayret, vînâliö -i um cns. ç. arap fes-

vflicö âre gf. pezuretçi, çiftlik tivali, her yl 22 Nisan ve 19


kâhyas ya da bir kâhya ol- Austos'ta kutlanrd,
mak, nezaretçilik yapmak; vfnörius s. araba ait, arapla
(mec.) çiftlikte, köyde yaa- ilgili; er. arap tüccan: cns. a-
mak; gçf. kâhya olarak, tarla rap iesi.
tokad yönetmek, vincibilis s. kolayca yenilmi,
vîlicus -I er. yönetici, çiftlik malup edilmi olan; (etken)
kahyas, vekilharç -a -ae d. yenen, muzaffer,
kâhya kans. vinciö -cire -xi -ctum gçf.
vilis s. düük fiyata satlm; balamak; raptetmek; dü-
deer ya da fiyatça çok dü- ümlemek, iliklemek; zincire
ük, hiç deerinde ucuz; de- vurmak, bukalamak; etraf-
ersiz, baya, adi. n kuatmak, çevirmek, sar-
vîlitâs -ât is d. ucuzluk, düük mak, ihata etmek; (mec.) s-
fiyat; deersizlik, saygszlk, nrlamak, tahdit etmek, en-
itibarszlk, hakir görme, gellemek.
villa -ae d. kr-evi, villa, vincö -ere vfcî victum gçf.

vllic- bak. vüic- fethetmek, zaptetmek, hezi-


villösus s. kll, tüylü, pösteki mete uratmak; boyun edir-
gibi kaba tüylü, havl, mek; kazanmak, yenmek, ga-
vîllula ae d. küçük kr evi, kü- lip gelmek, baan kazanmak;

çük villa. üstüne çkmak, trmanmak;


vfllum -i cns. bir yudum a- (
yemek piirme maden eritme,
,

rap. kar erimesi) deitirmek, bir


villus -I er. pösteki gibi kaba hale sokmak; (mec.) üstün ol-

tüy, koyun postu; (kuma) mak, geçmek, baskn çkmak,


tüylü yüz, baz tüylü kuma- faik olmak; (sav) ikna etmek,
larn yüzündeki ksa iplikler, inandrmak, yalanlamak, de-
vmen -ini cns. sepetçi söü- lillerle çürütmek, kesin ola-
dü, saz örgü ileri öz. sepet,
; rak kantlamak; (yaam ) bi-
küfe. rinden fazla yaamak; daha
vin 638 vio

uzun sürmek, özgür klmak, azat etmek,


vinctus gedo. vincio brakmak,
serbest
vinculum (vinclum) -i cns. vindicta ae d. özgürlük verme
ba, balayan herhangi bir töreninde köleye dedirilen
ey, düüm, kuak, kay, e- sopa, esaretten azat etme so-
rit, ip,pranga, buka, zincir; pas ya da asas; kurtarma,
(ç.) hapishane, cezaevi, azat etme, savunma, himaye
yîndimio ae d. (üzüm, arap ) etme; öç, intikam, cezalandr-
ba bozumu; ç. ba bozumu ma.
mevsimi ya da benzeri eyle- vînea ae d. ba, üzüm ba;
rin toplanma, hasad edilme asma, ba kütüü; (ask.) ku-
zaman. atanlarn snd sundur-
vîndemiâtor -ör is er. üzüm ma.
toplayan kimse, virgo ya da vinetum -I (ns.) ba, üzüm ba-
sünbüle burcundan bir yldz, §1 -

vndemiola ae d. küçük ba vînitor -oris er. baa,


bozumu. vinnulus s. ho, lâtif, tatl,
vindex -icis er. (bir ey için ) ya- vinolentia -ae arap içme,
sal istemde bulunan kimse, sarholuk, mest olu,
davac, savunucu kimse, ha- vînolentus s. arapla dolu, a-

mi, destekleyen kimse; halâs raptan sarho olan, mest


eden; kurtaran veya azat olan.
eden kimse; intikam alan, ce- vînösuss. arap dolu, araba

zalandran kimse; s. öc alan, dükün, sarho, arap içen,


vindicâtiö -on is d. suçlara ce- vînum -I cns. arap; (mec.)
za verme, savunma, koruma, üzümler, meyvalardan yapl-
vindiciae -ârum d. ç. yasal
iddia, talep-ös ab lîbertöte
m arap, meyva arab.
vinxl gç. vincio
in servitutevn özgür bir kii- viola -ae d meneke; meneke
.

yi kölelie mahkûm etmek, renginde; ebboy,


vindicö -are -âvî -ât um gçf. violâbilis s. yaralanabilir, in-
( birine ait bir ey için ) yasal is- cinebilir, zedelenebilir,
temde bulunmak, istemek, violöcets s. meneke renkli,
talep etmek, iddia etmek; mor.
(haksz yere) almak, kendine violörium -I & iî cns. menek-
mal etmek; serbest brakmak, e yata, meneke kümesi,
kurtarmak; himaye etmek, yn.
korumak; intikam almak, ce- violârius -I & l er. meneke
zalandrmak; in lîbertöte m ya da mor renge boyayan.
vio 639 vir

violâtio -on is d. tecavüz, za- irde) insanolu, insan; erkek-


rar verme, ihlâl, hürmetsizce lik ya da erkek dünyas,
kullanma, kutsiyetini bozma. virâgo -ini d. erkek gibi ka-
violStor -oris er. ziyana so- dn, kadn savaç, kadn
kan kimse, tecavüz eden kim- kahraman.
se, dinsel eylere sayg göster- vîrectum, vîretum -î cn s.
meyen kimse. üzeri çimenlerle yeil olan
violens -entis s. çok öfkele- yer, yeil yer, çimenlik, çayr,
nen, hiddetten köpüren, çl- çim parças, kesek; yeillik,
gn, iddetli; -enter z. iddet- çim.
le, çlgnca. vîreo -ere -ui gf. yeillenmek;
violentia ae d. zorbalk, id- (mec.) taze olmak, canl ya da
detlilik, vahet, vahilik, dinç olmak, serpilmek, geli-
violentus 5 iddetli, zorlu, ça-
. mek.
buk öfkelenen, takn, vîres ç. vîs
violö -öre -ovi -otum gçf. viresco -ere gf.yeillenmek; fi-
iddetle ya da zorbalkla mu- lizlenmek, gelimek; büyü-
amele etmek ya da davran- mek.
mak (vücutça ve daha sk ola- virga -ae d. ince dal, sürgün
rak zihince), incitmek, kötülük çubuk; a; denek; baston,
etmek, onuruna ya da erefi- asa; sihirli asa; keten bitkisi-
ne dokunmak, tecavüz et- nin sap; gökteki belirsiz çiz-
mek, rzna geçmek, ziyan giler; giysi üzerindeki renkli
vermek; (nesnesi yer) istila et- parça; soy aacnn dallan,
mek, kutsalln bozmak; virgâtor -öris er. sopa ya da
(mesnesi duyular) saldrmak, kamçyla dayak atan, döven,
sarsmak; (nesnesi soyut eyler) virgötus s. sepetçi; söütten
yasaya aykn davranmak, ih- yaplm olan; soyulmu, ç-
lal etmek, bozmak, krmak, kanlm.
zedelemek. virgetum -î cns. sk söütlük,
vpera ae d. zehirli ylan, en- virgeus s. sk çalla, fundal-
gerek, sar ylan, a ait; çubuklarla ilgili,

vipereus s. ylana ait. virgidemia -ae d. dövmeye


viperinus s. ylana ait, ylan yarayan krbaç.
biçiminde, ylana benzer, virginölis s. kz gibi; genç kza

vir virî er. adam, erkek; yeti- ya da bakire kza ait.


kin adam, zat, kii; cesur, ilke virginârius s. genç kzla ya da
sahibi, namuslu, adna layk bakire kzla ilgili ya da ait.
adam; koca; ( ask.) piyade; (i- virgineus s. kz gibi, bakire,
a

vr 640 vs
bakirelere ilikin, yiitlik, cesaret, mertlik, ba-
virginitös -atis d. kzlk, er- hadrlk, kahramanlk; (ah-
denlik, bakirelik, lak) erdem, fazilet, üstünlük,
virgo -ini d. genç kz, bakire faikiyet, seçkinlik, mümtaz
kz; genç kadn; Virgo ya da olu.
Sünbüle takm yldz; bir Ro- vîrus -I cns. yapkan ve nemli
ma su yolu kemeri, herhangi bir madde, yap-
virgula -ae d. ince dal, sür- kan sv; zehir; irenç koku;
gün; küçük denek, çubuk, tuz tad.
asa. vfs (ih. vim dh. vl
#
ç. vîres) d.

virgulta -ör um ç. sk çal- cns. güç, kuvvet; kudret; iddet;


lk, aaçlk; daldrmak için saldn; nicelik, miktar, bol-
kesilen aaççubuklan. luk; (zihin) enerji, gayret, kuv-
virguncula -ae d. küçük kz. vet; ( sözcük) anlam; (ç.) (er-

viridöns -antis s. yeil, kek) erkee özgü güçler ya da


viridârium -i & il cns. koru, organlar; ( soyut eyler) fikir,

fidanlk, bahçe. anlam, duygu, önem, öz, asl;


viridis s. yeil; taze, genç, can- (ask.) askeri kuvvetler, birlik-

l, dinç; cns. ç. yeil bitkiler, ler; per vim zorla, mecburi


otlar, aaçlar. olarak; de vî damnârî teca-
viriditâs -ötis d. yeillik; yeil vüz yüzünden mahkûm edil-
renk; tazelik, canllk, dinçlik, mek; pro vlribus bütün kud-
viridor âri gf. yeillenmek, ye- retiyle.

ermek; gçf yeillendirmek, vs 2.k. volö


yeertmek. viscâtus s. ökse ile svanm.
virîlis s. erkee özgü; ergin, re- viscerötiö -önis d. etin halka
it; erkek, cesur, gözüpek; datlmas.
-pars bireysel rol veya görev; visc/ö -dre gçf. sürmek, yal
prö -I parte, portiöne ye- ya da yapkan bir eyle bu-
teneinin elverdii oranda, latrmak; -e bulamak.
virîlitas âtis d. erkeklik, er- vîscum -4 cns. ökse otu, ökse
keklik dönemi; ( mec .) erkek- otundan elde edilen yapkan
lik, yiitlik. madde.
virîtim z. ayn ayn, adam ada- viscus -eri ( çgnl . 4) -er
ma, tek olarak, birey olarak, —er um cns. (hayvan vücu-
virösus s. pis kokun, kokmu, dunda tümüyle) iç bölüm;
kokumu, taaffün etmi, (insan) iç organlar, (soylu ni-
virtüs -ötis d. erkeklik, yiit- telikte) kalp, kara ve akcier,
lik; güç, cesaret, iktidar; (ask.) (aa nitelikte) mide, bar-
VI s 641 vit

saklar vb.; (deri altndaki) olma, mevcut olma.


tüm etler; rahim ya da dölya- vtSbilis s. saknlmas, kaç-
ta, onun meyveleri yani ço- nlmas gereken, arzu edilme-
cuk, yavru; (sadece) kalp, yen.
barsaklar; (mec.) vücud dn- vltâbundus s. kaçnan, kaça-
da herhangi bir eyin iç bö- makl bir havaya giren, sak-
lümleri içindekiler. nan.
vîsiö -onis d. görme ii ya da vtâlis s. yaamsal, hayati, ya-
duyusu; gözle görülen ey; amla ya da ait, dirim-
ilgili

görünme; bir eyin zihindeki sel; cns. yaam için gerekli


hayali; fikir, düünce, görü; ey, nzk, maiet, geçim; cns.
(hukuk) farz, zan, dava; nos- ç. kalp ve beyin gibi hayat

yon, idea. için esas olan organlar, haya-


vsitö -fire gçf sk sk görmek; ti ksmlar; -iter z. yaam do-
ziyaret etmek. lu olarak, zevkle.
vsö -ere -î -um gçf. dikkatle vîtâlitas -âtis d. yaamsal
bakmak, dikkatle hereye göz gayret, yaama, canllk.
gezdirmek; ihtimam etmek, vitötiö -onis d. saknma, içti-

gözetmek; gidip bakmak; zi- nap, kaçnma.


yaret etmek; -«ndus s. gör- Vitellius -I er. M. S. 69'da Ro-
meye deer. ma imparatoru; -ius, -»anüs
vîsum -î cns. görülen ey, gör- s.

me, görünü; dsal nesnele- vitellus -i er. küçük dana, bu-


rin duyular üzerinde yapt za; (yumurta) sans.
izlenim, hayal. vteus s. asmayla ilgili ya da
visus -üs er. görme, bakma; asmaya ait.
bak, ksa bak; görme yeti- vlticulo -ae d. küçük asma,
si; göz erimi, görme kuvveti; asma filizi.

görme organ; görülen ey, vîtigenus s. asmadan üretilen,


görüntü, görünme; dtan gö- asma kökenli.
rünü, aldota görünü, ola- vitilena oe d. genelev patronu
slk. kadn.
vlta -oe d. yaam; destek, mai- vitiö -are -âvî -öt um gçf. ka-
et, geçinme; yaam tarz ya bahat ya da kusur etmek, za-
da yaam ekli; meslek haya- rar ziyana sokmak; bozmak,
t; kendi yaammz gibi bi- ihlâl etmek; ayartmak, ifsat
zim için deerli, aziz olan her etmek, bulatrmak, lekele-
ey; beeriyet, insanlk; ya- mek, (kadn) tecavüz etmek;
am süresi, süre ( bitki vb.); var (saym günü ad vermekten)
vit 642 viv

kaçnmak. vitta -ae d. kordelâ, saç bant.

vitiösitös -ötis eksiklik, ku- kurban edilecek hayvanlan


surluluk, bozulma, kötü ol- süsleyen erit, kordelâ.
ma, ayp, fsk fücur. vittötus s. erit ya da kordelâ

vitiösus s. kusur ya da eksiklik- süslenmi.


ile

lerle dolu, noksan, özürlü, kö- vitula -«e d. düve, dourma-


tü, bozuk vb.; ahlakça kusur-
lu ya da noksan, habis, erir,
mgenç inek.
vitulînus s. dana etine, buza
ahlak bozuk; -cönsul keha- etine ait d. dana eti, süt dana-
nete aykn olarak seçilmi s eti, buza eti.

olan konsül; -e z. fena halde, vftulor -ör i gf. bir bayram


kusurlu olarak, noksan ola- kutlamak, tatil yapmak, ne-
rak. eli en olmak.
vîti* -Is d. asma, ba kütüü; vitulus -i er. dana, buza;
asma dal; Romal yüzbaya tay; -marinus ay bal,
ait asma dalndan yaplm fok.
asa; yüzbalk. vituperöbilis s. ayplamaya
vtisator -öris er. asma yetiti- ya da takbih edilmeye lâyk,
ricisi, asma tarmcs. kusurlu, kabahatli, takbih
vitium -i & iî cns. kusur, eksik- edilir.

lik, noksanlk; yanlg, hata, vituperötiö -ön i s d. knama;


yanllk; (ahlâk) kabahat, eletirme, olumsuz eletiri, k-
kusur, leke, zaaf, suç; (din) nay, sövüp sayma (eden ya
kulann hareketine bakp da edilenle ilgili) knayc dav-
kâhinlik etmekteki kusur, ran, kmayalk.
noksanlk; (dil) kabalk, fone- vituperötor -öris er. knayan,
tik ya da morfolojik yapdaki küfür eden.
kusur, yanllk. vîtuperö -ör e.gçf. kötülemek,
vîto -öre -övî -ötum gçf. ka- aleyhinde bulunmak, küçük
çnmak, saknmak, kaça- düürmek, knamak, eletir-
makl yol bulmak. mek, küfür etmek, kabahatli
vitreus s. camdan; cam gibi, bulmak, suçlamak; (din) ek-
camla ilgili, cams: parlak, sik icra etmek, bir fal ya da
açk, saydam; (renk) cam gö- kehanet iaretini bozmak.
bei, deniz yeili; cns. ç. cam- vîvörium -î & it cns. balk ha-
dan eyalar. vuzu, av hayvanlan için ay-
vitricus -î er. üvey baba. nlm koru.
vitrum -I cns. cam; çivitotu, vfvötus s. hayat dolu, canl,
mavi boya elde edilen bitki. hareketli, en, neeli.
viv 643 voc
vîv5x -öcis s. uzun ömürlü; vocöbulum -I cns. isim, un-
canl; (somur ve soyut eyler) van, lakap; (dllb.) isim,
dayankl, sürekli; dinç, güç- vöcölis insan sesine ait, sesli,
s.

lü, en, uh; (sü//îir) ate alr. sesle söylenen; konuan, ses
vfvirâdix -ici* d. köklü bir ke- çkaran, sedal, baran, ar-
sim, kökleri kesilmeden top- k söyleyen; konumaya ya
raa daldrma yaplan dal- da ark söylemeye neden
lar, köîdü bitki ve çallardan olan, lham eden; d. sesli, ün-
oluan çit. lü.
vfvsco bak. vîvescö vocümen -ini cns. ad, isim,
vivö -vere -xi -ctum gf yaa- lakap, mahlas, unvan,
mak, sa olmak, hayatta ol- vocâtiö -ön is d davet, çanr.

mak; bakasndan uzun ya- (yasal) celp, resmî emirle da-


amak, daha uzun ömürlü vet.
olmak; iyi yaamak, rahat vocotus -Gs er. çarma, davet

yaamak, yaamdan zevk al- etme; mahkeme çagns,


mak; (ün) sonsuza dein sür- resmî emirle davet, çan.
mek, hatrlanr olmak; (d/. vöciferâtio -ön is d. yüksek
hali) - ile beslenerek ya da sesle haykrma, barp çar-
desteklenerek yaamn sür- ma, feryad etme, gürültü ç-
dürmek; ömrünü geçirmek, karma.
oturmak, ikamet etmek; -ve vociferor -Sri gçf. yüksek ses-
uurlar olsun, güle güle! lehaykrmak, bar bar bar-
-xerunt öldüler, mak, nida etmek, ac aa fer-
vîvus s. sa, hayatta, yaayan, yad etmek, çlk koparmak,
canl, diri; (k) yanan; (Kaya) gürültü etmek.
doal; (su) akan; -o vi- vocitö -öre -Gvi -ötm gçf.

dentîque tam gözlerinin çarmak ya da davet etmek


önünde; me -o yaadm alkanlnda olmak, çar-
sürece, yaarken, ad -um rc- mak, ad vermek; gf. yüksek
secâre ciddiye almamak; -o sesle haykrmak, feyad et-
detrahere sermayeyi alpgö- mek.
türmek. vocfvus bak. vocîvus
vlx z. zorlukla, güçlükle, güç- vocö -öre -övi -otum gçf. ça-
belâ, kta kt. rmak, resmî emirle davet
vixdum z. ancak, hemen he- etmek; celbetmek, mahkeme-
men. ye çarmak, toplantya ça-
vfxet, vîxîsset yerine. rmak, toplamak;
davet ile

vlxf gç. vîvö ad vermek, ya da adlandr-


)

voc 644 vol

mak, tesmiye etmek; ( tanrlar) buk hareket etmek; (mec.)


niyaz etmek, çarmak ( misa- fazla hareket etmeden ve faz-
fir davet etmek; (düman) la ayrlmadan bir yerin üze-
meydan okumak; tevik et- rinde uçmak, havada dur-
mek; tahrik etmek, ortaya mak, olduu yerde kanat
çkmasna sebeb olmak çrpmakszm süzülüp dur-
(mec.) (bir durum ya da koul, mak; urda burda gezinmek,
vaziyete) getirmek, sokmak, dolamak; heyecanlanmak,
koymak, çekmek, sevketmek; voln- bak. vulu-
-de isimlendirmek, ad ver- •
volo -öre -övl -etum gf. uç-
mek; in dubium üpheye mak, çabuk gitmek, süratle
düürmek; in iüdicium he- gitmek, komak, acele etmek,
saba almak. volo velle voluî gçf, istemek,
vocula -ae d.zayf ses; yumu- dilemek, arzu etmek; istekli

ak ton; küçük sohbet, aya- olmak; niyet etmek, tasarla-


küstü konuma; kelimecik, mak, belirlemek; (fikir) ileri

parçack. sürmek, iddia etmek; (sözcük,


volaema cns. ç. bir cins büyük eylem) kastetmek, mana ver-
armut. mek; -dîcere kastediyorum;
volâticus sr kanatl; çabuk ge- bene- hoa gitmek, istemek,
çen, uçucu, kaçkn, ömürsüz, sevmek;male- sevmemek,
tutarsz, kararsz, dönek, holanmamak; orotum te-
volâtilis s. kanatl, uçup gi- senden diliyorum numquid
den; ayana tez, hzl, sürat- vls? (aynlmadan önce) ba-
li; çabuk geçen, geçici, ka bir ey var m? quid sibi
volâtus -üs er. uçu, uçma; sü- vult? ne kastediyorsun?
rat, hzllk, tezlik, çabukluk. velim faciâs lütfen onu yap.
Volcânus -I er. Vulcanus, ate vellent fecisses keke yapm
tanrs; ate -iu s s. olsaydn.
volens -entis . zam. or. volo volones -um er. ç. gönüllüler,
s. istekli, hevesli, isteyerek ya- volpes bak. vulpes
pan, gönüllü, uygun, elveri- Volscl -örum er. ç. Güney La-
li, lütufkâr; milli -entî est tium'da halk -us s. Volsklu.
bana uygundur, volsello -ae d. cmbz, kerpe-
volg- bak. VU9- ten.
volito -âre gf (aceleyle) her volsus gedo. vellö
yöne uçmak, etrafta uçu- volt, voltis eski biçimdeki vult
mak, ordan oraya uçmak; te- vultis
laa dümek, acele etmek, ça- Voltumna -ae d. Etruria'nn
vo! 645 vol

ba tanrças, -fi tem nzasyia, oyuyla,


voltus bak. vultus volup z. ho bir ekilde, mem-
volübilis s. dönen, kendi ekse- nun edici bir biçimde,
ninde dönen, yuvarlanan, voluptâbilis s. ho, tatl, mü-
devreden, devir yapan; (ta- nasip, uygun.
lih) dönek, deiken; (konu- voluptufirius 5. zevk ve haza
ma) aka; -iter z. ak a ola- ilikin ya da ilgili, hoa gi-
rak, pürüzsüzce, kolaylkla, den, zevk veren, sefahata
volubilitfis -âti s d. dönme dükün, ehvetli, zevki seven,
dönme; yu-
hareketi, fini fini voluptâs -atis d. zevk, sefa,
varlaklk; akclk, fesahat, haz, keyif, memnuniyet; zevk
ifade düzgünlüü; (talih) ka- ya da haz arzusu, meyil, tut-
rarszlk, deikenlik, ku; (ç.) elenceler, spor, oyun,
voluc/e -ris s. uçan, kanatl; volütobrsm -I cns. hayvanla-
(hzla hareket eden herhangi bir nn yuvarland yer; çamur-
ey) uçan, kanatl, süratli, lu çukur, gölcük, bataklk, öz.
kaçkn, tez; hzla giden, ko- domuzlar için.
an; hzla geçip giden, geçici, volutatio -on is d. çamurda
süreksiz, fani. yuvarlanma; (mec.) rahatsz-
volucris -is d. ku, uçan her- lk, endie, huzursuzluk; da-
hangi bir yaratk. yankszlk, sebatszlk,
Volfimen -ini cns. tomar (ya- volütö -fire gçf. etrafnda dön-
zl ), yazl kat veya kitap; dürmek, devirmek, yuvarla-
büklüm, kvnm, hzla dönü mak; (zihin) tutmak, zaptet-
veya döndürü, girdap; dei- mek, igal etmek; (düünce)
im, bakalama, tegayyür. zihninde tartmak, düün-
voluntorius s. gönüllü, özgür mek, düünüp tanmak, üze-
iradesiyle hareket eden, ken- rinde düünmek; (edl.) ça-
diliinden olan; er. ç. gönül- murda yuvarlanmak, çamu-
lüler. ra veya suya bata çka yürü-
voluntfis -âtis d. istek, dilek, mek.
arzu, hür irade, seçme, tevec- volatus gedo. volvo
cüh, temayül, eilim, ( kötü ve volva (vulva) -ae d. kabuk;
iyi anlamda) bir ey ya da kii- rahim dölyata, özellikle, di-
ye kar istek, niyet; iyi niyet, i domuzun.
teveccüh, sevgi, muhabbet; volvo -vere -vî -ütüm gçf. yu-
amaç; son arzu, ahit; (dil ve varlamak, etrafnda döndür-
konuma) anlam, ifade, meal; mek; evirip çevirmek, çevir-

sufi -fite kendi nzasyia; od mek; (hava) solumak; (kitap)


vom 646 vul

açmak; (daire) oluturmak; adakla ilgili, vadedilen.


ekil vermek; (düünce) zih- votö bak. vetö
ninde tartmak, evirip çevir- vötum -î eri, adak, yalvan, ni-
mek, düünüp tanmak; (za- yaz; adak olarak sunulan; di-
man) akp geçmek; (zahmet) lek.
çekmek, katlanmak; (edl.) vötus gedo. voveö
devrilmek; dönmek, dev-
gf. voveö -öre vövl vötum gçf.
retmek; geçmek (zaman), adak adamak, dinsel bir bi-
vömer vömis -eri er. saban çimde söz vermek; kutsamak,
demiri, saban kula. ithaf etmek; arzu etmek, dile-
vomca -ae d. ülser, çban, ya- mek.
ra, apse; sknt, üzüntü, ke- vöx vöcis d. ses; seda, avaz,
der, belâ, musibet, çlk; deyi, ifade, söz; aksan
vömis bak. vömer una vöce tam ittifakla.
vomitiö -on s d. kusma, istif- Vulcânus bak. Volcönus
ra etme. vulgöris 5. sradan, baya,
vomitus -üs er. kusma, kus- umumi, avamla ilgili ya da
muk. ait; gündelik, hergünkü, ola-
vomö -ere -ul -tum gçf. kus- an, alelade; -iter z. sradan,
mak; bolca dan atmak ya avama yakr bir biçimde,
da dökmek; danya yaymak, hergünkü, olaan alelâde bir
vorögö -ini d. yerin dibi, gay- tarzda.
ya, abîs, derin yank,uçurum, vulgator -ör s er. genellikle
kasrga hortum; (su) girdap, bilinen bir eyi yapan kimse;
anafor; yalayp yutmak, hay- nair, yaymc; ifa eden kim-
van gibi yutma, israf, savur- se.

gan, müsrif kimse. vulgö z. sradan, hergünkü


voröx -öcis s. doymak bilmez, olaan ya da alelâde bir tarz-
oburcasna yiyen, açgözlü; da, avamca.
hrsla yutan. vulgö -öre -övî -Ötum gçf.
vorö -öre -övi -öt um gçf. genel hale getirmek, genelle-
yutmak, hrsla yemek; (deniz) tirmek, yaymak neretmek,
yutmak, içine çekmek; (oku- etrafayaymak, söylemek, if-
ma) hrs ve istekle bir nefeste a etmek; fahielie sevket-
okumak. mek; aa seviyeye düür-
vors- vort- bak. vers- vert- mek; -Ötus s. genel, umumi;
vös za. siz. genellikle bilinen, dile dü
voster bak. vester mü.
vötivus s. adak olarak verilen, vulgus -î ons. (ar. er.) halk
vul 647 vul

ahali, umum; kalabalk, vulticulus -î er. çehre, yüz, gö-


avam, sürü, güruh; düzensiz rünü, veçhe,
kalabalk, yn, yutum bak vultus
.

vulnerâtiö -ön is d. yarala- vultuösus s. yüz ifadesiyle ilgi-


ma, yara, indnme, zarar, li, çok anlaml, buruuu ya

vulnerö -öre -av! —öt um gçf. da kr çok, etkili,


yaralamak yara yapmak, in- vltr -is er. akbaba; haris
citmek; hasar vennek, zarar kimse.
vermek. vulturius -I & if er. akbaba,
vulnificus s. yaralayan, yara yrtc ku; (oyun zarlar) ans-
açan, yara bulatran, sz bir at.
vulnus -eri (n.) yara, bere, in- Vulturnus -i er. Camponia'da
cinme; (eyler) delik, çukur; nehir.
deme, yarma; çentik, kertik, vultus (voltus) -üs er. çehre
yrtk, yark, çatlak; (mec.) hatlan, yüz ifadesi, ifade;
ani gelen felâket, talihsizlik, yüz, çehre (hatlan ve anlamla-
darbe, yenilgi; keder, üzüntü, ryla), eda, surat, anlam, ta-
aa. vr; kzgn ya da kederli yüz
vulpecula -ae d küçük tilki, ifadesi, sert bak; boyal yüz,
vulpes -is d. tilki; (mec.) kur- portre, benzerlik; ( eyler) d
naz. görünü.
vulsf gç. vellö vulva bak. volva
vulsus gedo. vellö
Xonthipp/e 45s d Socrates'in
X genç Cyrus'un aabeyi
rihçi;
kans. kralna yapt sefere ko-
Pers
xanth/u$ -îer. küçük Mende- mutan olarak katld, bu ko-
res nehri; Lyda'da rmak. nuda yazd kitapla ünlü-
xen/ium -4 & ii cns. hediye. dür; -ont2/us s.
Xenocrates -s er. Chalche- xerampelin/ae -ör um d. ç.

don'lu (Kadköy) ünlü filozof, koyu krmz veya koyu renkli


Platon'un örencisiydi, îö giysiler.
400 doumlu. Xerx/5s -4* er. Salamis'te boz-
Kenophan/es -is er. Colop- guna uratlan Pers kral.
hon'lu (Deirmendere) ünlü xiph/ös -ae er. klç bal; k-
filozof, doumu yaklak IÖ lç biçimindeki gezegen.
556. xyst/us -4 er. yürüme gezinti
(enoph/Ön -ontis s. ünlü ta- yeri, aaçlkl cadde.
Zacynth/us (-os) -I d Bat
z Zeth/us -4 er. Amphlon'un er-

Yunanistan'da ada -ius s. kek kardei, Juppiter'in Anti-


Zam/a -ae d. Numidia'da Sa* opa'dan doma olu.
pio'nun Hanibal'i bozguna Zeux/is -is & idis er. Herec-
uratt yer. lea'l ünlü ressam.
zömi/a -ae d. zarar, ziyan. Zmyrna bak. Smyrna
Zancl/e -es d. Messana'nm es- zödiac/us -I er. Burçlar mnt-
ki ismi -aeus, -e i us s. kas, burçlar kua,
zelotypus 5 kskanç.
. zön/a -ae d. kuak, kemer;
Zen/ö, -ön -ön is er. Stoacl- (cog.) mntka; (gb .) Oriyon
n kurucusu; Elea'l filozof; Kua.
Gcero'nun epikuroscu öret- zönârius s. kuaklara ilikin
meni. er. kuak yapcs,
Zephyrlt/is -idis d. Arsinoe, zönul/a -ae d. küçük kuak,
Msr kraliçesi. zöthec/a -ae d özel oda.
Zephyr/us -i er. bat rüzgar; zöthecul/a -ae d küçük ya-
rüzgâr. tak odas, odaak.
Latince Türkçe Sözlük
Erdal Alova

dünyamzn yllardr derinden hissettii bir ihtiyac belli bir ölçüde


Kültür

karlamak amacyla hazrlanm olan bu "Latince /Türkçe Sözlük" yak-


lak 30 bin sözcük ve deyimi içermekte ve ülkemizde kendi türünün ilk

örneini oluturmaktadr.

Latince, bugün artk ölü bir dil olmasna, bir yurdu, bir halk bulunmama-
sna ramen, önemini korumaya devam ediyor ve çamz insanlarnn
deiik nedenlerle, ilgisini çekiyor. Bu nedenlerden biri, hiç üphesiz, la-

tincenin zengin bir literatüre sahip olmasdr. Büyük düünürlerin, air ve


yazarlarn eserlerinden oluan bu literatürü, aslndan okumann bir zevk
olduunu kim inkar edebilir? Sonra, insanln en gelimi kültür dairesi

olan ve bizim de Cumhuriyet devriminden bu yana içinde yer almay


amaçladmz "Bat Kültürü"nün temelde dayand iki uygarlktan biri

olan Roma uygarlnn diliydi latince. Dahas, latince, Roma mparator-


luu'nun dalmasndan sonraki yüzyllarda, farkl corafi ve sosyal

artlar içinde oluan ve "Roman dilleri" olarak adlandrlan dillerin (bata

Franszca ve talyanca olmak üzere) ortak atasdr. Dolaysyle, yalnz


zengin literatürü için deil, altsoyu denilebilecek olan bu dillerin bilgisin-

de derinlemek için de bilinmesinde yarar olan bir dildir. Öte yandan, en


bata tp, hukuk, felsefe -ve hatta siyaset- olmak üzere, çeitli uzmanlk
alanlarnda kullanlan ve "enternasyonal" nitelik tayan saysz terim ve
deyimlerin latinceden alnma ya da türeme olduunu da belirtmek gere-
kir. Bu nedenle, bu "Latince /Türkçe Sözlük"ün, ilk bakta sanlabilece-
i gibi, yalnzca klasik filoloji örenimiyle snrl kalmayan çok geni bir

bilgi alanna hitap ettiini söyleyebiliriz.

You might also like