Professional Documents
Culture Documents
HTR 311 - Osmanlıda Vergi
HTR 311 - Osmanlıda Vergi
Siyaseti (1839-1908)
HTR 311.21
Vergi ve Adalet
Günümüze Etkileri
Osmanlı’da devletin en temel vergi kalemidir. Sebebi ise; Osmanlının tarım toplumu
olması, halkın asıl geçim kaynağının tarım olmasıdır.
Aşar, tüm vergi gelirleri içinde %30-%35 arasında bir orana sahiptir.
Osmanlı’da bir köylü yalnızca kendi tüketimi için tarımsal üretim yapmış olsa
bile, yani gelir elde etmese bile ürünlerin %10’unu devlete ödemekle mükellef.
19. yüzyılda Gümrük vergisi bütçe gelirleri içerisinde %10-%15 arasında bir orana
sahip.
Emlak ve servet sahibi kimseler direndiği ve karşı geldiği için emlak vergisi bütçe
içerisinde ağırlık kazanamıyor.
Üst Gelir Gruplarının Vergilendirilmesi
19. Yüzyılda Osmanlı’da bir gelir vergisi modeli yer almıyor ve inşa edilemiyor
ancak denemeler olduğunu söyleyebiliriz.
Yüzyılın sonunda maliye bakımından zayıf ve basit bir vergi olan Vergi-i Şahsi
getiriliyor.
Ancak, bu tür vergilerin kalıcı bir gelir vergisine dönüşmesi konusunda adım henüz
yok.
1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru kademeli bir şekilde artan bir sistem
getiriliyor. Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Rusya’da gelir vergisi 1. Dünya
Savaşı’na yaklaşılırkenki dönemde önem kazanmaya başlıyor.
Vergi Sistemindeki Değişikliğin Kırılma Noktası
Tanzimat’la beraber vergi tahsil sisteminde değişiklik yapmak üzere bir niyetin
olmasını kırılma noktası olarak değerlendirebiliriz.
Tanzimat, kağıt üzerinde de olsa ilk defa herkesin gelirine göre bir vergi alınması
gerektiğini belirtiyor.
“Bundan sonra memleket ahalisinden her ferdin mülklerine ve gücüne göre bir uygun
vergi tayin olunarak kimseden fazla bir şey alınmaması ve Devlet-i Aliyemizin deniz
ve karada askeri masrafları vesaire dahi olumlu kanunlar ile sınırlanmış ve
belirlenmiş olup, ona göre icra olunması gereklidir.”
Vergi gelirlerinin merkezi hazineye aktarılması ise 18. Yüzyılın sonlarında hayata
geçiyor.
Vergi Tahsilatındaki Değişimin Osmanlı’ya Etkisi
Vergi tahsilatı Osmanlı’nın halk ile, sıradan köylü ile temas ettiği tek nokta.
Köylü ile vergi tahsildarını ya da mültezimin (vergiyi toplamanın tahsis edildiği kişi)
köylere gelip vergi toplamaya başlaması ile sorunun asıl olarak köylünün üretimine
el konulması olduğunu görüyoruz.
Burada Osmanlı köylüsü ile devlet arasında sürekli bir çatışma söz konusu.
Vergi tahsilatının en kapsamlı olduğu durumda bile bu alanda görevli memur sayısı
1500 civarında.
Vergi Tahsilatındaki Değişimin Osmanlı’ya Etkisi
Sivilleşmede tüm kazalarda, sancaklarda verginin tümünün devletin memurlarının
yapması mümkün değil.
Eğer o bölgede maliye teşkilatı, defterdar var ise muhtarlar aracılığıyla aktarılıyor.
Jandarma ya da vergi tahsildarları bir sorun yaşandığında (vergi ödenmediğinde)
devreye giriyor.
Doğu Anadolu ve Rumeli Bölgelerinde Vergi
1890’lı yıllarda Doğu bölgesinde Ahmet Şakir Paşa vergi sistemine adalet getirmeye
çalışıyor ve köylünün desteğini alıyor.
Hüseyin Hilmi Paşa vergi toplanırken Rumeli köylerinde barışçıl bir tavır sergiliyor
ve başarılı oluyor.
Ahmed Zeki Paşa ise askeri yöntemlerle vergi almaya çalışıyor ama çatışmalar
çoğalıyor.
Avrupa ile Vergi Reform Karşılaştırması
Gelir vergisi Avrupa’da önem kazanıyor. Doğrudan vergi ortaya çıkıyor. Tahsilat
sırasında beyan ortaya çıkıyor. Bu da Avrupa’daki devletlerle vatandaşlar arasında
güven ilişkisinin arttığını gösteriyor. Osmanlıda ise bu gelişmeleri göremiyoruz.
Avrupa’da askeri ve kamu harcamaları artarken yurtiçi hasılada oranları düşüyor fakat
Osmanlı’da azalıyor. Bunun sonucunda meşruiyet azalıyor.
Osmanlı vergi sistemi o zamanlar en çok Portekiz vergi sistemi ile benziyor.
Teşekkürler!