You are on page 1of 17

Osmanlı'da Vergi

Siyaseti (1839-1908)
HTR 311.21

Yağmur Kara & Harun Kuzucu


Akış
Osmanlı’da Vergi Çeşitleri

Üst Gelir Gruplarının Vergilendirilmesi

Vergi Sistemindeki Değişikliğin Kırılma Noktası

Vergi Tahsilatındaki Değişimin Osmanlı’ya Etkisi

Doğu Anadolu ve Rumeli Bölgelerinde Vergi

Vergi ve Adalet

Günümüze Etkileri

Avrupa ile Vergi Reform Karşılaştırması


Osmanlı’da Vergi, Siyaset ve Toplumsal Adalet

Milliyetçilik akımının sonucu olarak vergi tahsilatında sıkıntılar


Vergi Tahsilatı Pratikleri
yaşanıyor.

Halil İnalcık "Tanzimat'ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler" makalesinde vergi


isyanlarını anlatıyor. Bu isyanlar milliyetçilikle birleşerek
Vergi Tahsildarlığı büyüyor.
Kurumunun Gelişimi

1880-1890 yıllarında Doğu bölgelerinde en büyük sorunlardan


Vergi Rejiminin bir tanesi vergi. Bu
Yapısal Dönüşümü
dönemde bölgede idari boşluk oluşuyor ve bunun sonucunda de aşiret
yapılanmaları çoğalıyor, halktan birden fazla ‘vergi’ alınır hale geliniyor.
Vergi Adaleti

Verginin Toplumsal Dağılımı


Tüketim Vergisi
Maktu Gelirler Aşar Vergisi
ve Ağnam Vergisi

Üst Gelir Gruplarının Osmanlı’da Temel Vergiler Damga Vergisi


Vergilendirilmesi

Emlak Vergisi Gümrük Vergisi


Aşar Vergisi
Osmanlı’daki tarımsal ekonomi Avrupa ile kıyaslandığında en büyük farktır.

Aşar, tarımsal ürünlerde halktan doğrudan %10 oranında alınan vergidir.

Osmanlı’da devletin en temel vergi kalemidir. Sebebi ise; Osmanlının tarım toplumu
olması, halkın asıl geçim kaynağının tarım olmasıdır.

Aşar, tüm vergi gelirleri içinde %30-%35 arasında bir orana sahiptir.

Osmanlı’da bir köylü yalnızca kendi tüketimi için tarımsal üretim yapmış olsa
bile, yani gelir elde etmese bile ürünlerin %10’unu devlete ödemekle mükellef.

1924’te Cumhuriyet ile beraber kaldırıldı.

Ağnam ise hayvan başına halktan alınan vergidir.


Gümrük Vergisi & Emlak Vergisi
Hem iç hem de dış ticaret Osmanlı ekonomisinde büyük öneme sahip.

19. yüzyılda Gümrük vergisi bütçe gelirleri içerisinde %10-%15 arasında bir orana
sahip.

Emlak vergisi servetin, mülkiyetin vergilendirilmesine karşılık geliyor.

Ancak; emlak sayımı ve kadastro teknikleri henüz bilinmediğinden 19. Yüzyıl


Osmanlısında bir önemki yok. 1860-1870 sonrasında bu teknikler kullanılmaya
başlanıyor.

Emlak ve servet sahibi kimseler direndiği ve karşı geldiği için emlak vergisi bütçe
içerisinde ağırlık kazanamıyor.
Üst Gelir Gruplarının Vergilendirilmesi
19. Yüzyılda Osmanlı’da bir gelir vergisi modeli yer almıyor ve inşa edilemiyor
ancak denemeler olduğunu söyleyebiliriz.

Yüzyılın sonunda maliye bakımından zayıf ve basit bir vergi olan Vergi-i Şahsi
getiriliyor.

Bu arayışlar bütçe açığının olduğu zamanlarda karşımıza çıkıyor.

Ancak, bu tür vergilerin kalıcı bir gelir vergisine dönüşmesi konusunda adım henüz
yok.

1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru kademeli bir şekilde artan bir sistem
getiriliyor. Almanya, Fransa, İngiltere, ABD, Rusya’da gelir vergisi 1. Dünya
Savaşı’na yaklaşılırkenki dönemde önem kazanmaya başlıyor.
Vergi Sistemindeki Değişikliğin Kırılma Noktası
Tanzimat’la beraber vergi tahsil sisteminde değişiklik yapmak üzere bir niyetin
olmasını kırılma noktası olarak değerlendirebiliriz.

Tanzimat, kağıt üzerinde de olsa ilk defa herkesin gelirine göre bir vergi alınması
gerektiğini belirtiyor.

“Bundan sonra memleket ahalisinden her ferdin mülklerine ve gücüne göre bir uygun
vergi tayin olunarak kimseden fazla bir şey alınmaması ve Devlet-i Aliyemizin deniz
ve karada askeri masrafları vesaire dahi olumlu kanunlar ile sınırlanmış ve
belirlenmiş olup, ona göre icra olunması gereklidir.”

Vergi gelirlerinin merkezi hazineye aktarılması ise 18. Yüzyılın sonlarında hayata
geçiyor.
Vergi Tahsilatındaki Değişimin Osmanlı’ya Etkisi
Vergi tahsilatı Osmanlı’nın halk ile, sıradan köylü ile temas ettiği tek nokta.

Köylü ile vergi tahsildarını ya da mültezimin (vergiyi toplamanın tahsis edildiği kişi)
köylere gelip vergi toplamaya başlaması ile sorunun asıl olarak köylünün üretimine
el konulması olduğunu görüyoruz.

Burada Osmanlı köylüsü ile devlet arasında sürekli bir çatışma söz konusu.

1860’larda toplumsal huzursuzluklar nedeniyle bazı vilayetlerde Jandarma’nın yanında


sivil bir vergi teşkilatına geçiliyor. Ancak bu halkın şikayetlerinde azalma sağlamıyor.

Jandarma Teşkilatı’nın vergi toplaması direnmelere giden kapıyı açıyor.

Vergi tahsilatının en kapsamlı olduğu durumda bile bu alanda görevli memur sayısı
1500 civarında.
Vergi Tahsilatındaki Değişimin Osmanlı’ya Etkisi
Sivilleşmede tüm kazalarda, sancaklarda verginin tümünün devletin memurlarının
yapması mümkün değil.

İltizam sisteminin olduğu durumda mültezimin adamları tarafından toplanıyor.

Ya da köyün ileri gelenleri, muhtar, imam, papaz, ihtiyar heyetinin inisiyatifinde


toplanıyor.

Eğer o bölgede maliye teşkilatı, defterdar var ise muhtarlar aracılığıyla aktarılıyor.
Jandarma ya da vergi tahsildarları bir sorun yaşandığında (vergi ödenmediğinde)
devreye giriyor.
Doğu Anadolu ve Rumeli Bölgelerinde Vergi

Milliyetçilik akımının sonucu olarak vergi tahsilatında sıkıntılar yaşanıyor.

Halil İnalcık "Tanzimat'ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler" makalesinde vergi


isyanlarını anlatıyor. Bu isyanlar milliyetçilikle birleşerek büyüyor.

1880-1890 yıllarında Doğu bölgelerinde en büyük sorunlardan bir tanesi vergi. Bu


dönemde bölgede idari boşluk oluşuyor ve bunun sonucunda de aşiret
yapılanmaları çoğalıyor, halktan birden fazla ‘vergi’ alınır hale geliniyor.
The dissolution of the Ottoman Empire, 1807–1924, Britannica
Halil İnalcık, Tanzimat’ın Uygulanması ve Sosyal Tepkiler, 1964
Vergi ve Adalet
Vergi o dönemde devlet ve vatandaşın temas ettiği tek
nokta sayılabilir. Vergi konusunda anlamda bir sıkıntı
yaşanması vatandaş için devletin meşruiyetine zarar
veriyor.

Rumeli’de yaşayan vatandaşlar ve Kürt vatandaşların


özellikle vergi adaletsizliğinden kaynaklı direnmeleri
sonucunda Tanzimat Fermanı’nda vergi konusunda
rahatlamalar yapılacağının sözleri veriliyor.

Aşar vergisinin adaletsiz olduğunu özellikle belirtmek


gerekiyor. Çünkü vatandaşın geliri tespit edilmeden
direkt malı alınıyor. Bunun sonucunda tahsildar ile
vatandaş arasında çatışmalar ortaya çıkıyor ve isyan
boyutuna varabiliyor. Osmanlı’da Aşar Pusulası
Günümüze Etkileri
Bugün de var olduğu gibi Osmanlıda da Kürtler ile devlet bir çatışma içerisinde.
Başka nedenleri de olsa vergi bu sorunların başında geliyor.

1890’lı yıllarda Doğu bölgesinde Ahmet Şakir Paşa vergi sistemine adalet getirmeye
çalışıyor ve köylünün desteğini alıyor.

Hüseyin Hilmi Paşa vergi toplanırken Rumeli köylerinde barışçıl bir tavır sergiliyor
ve başarılı oluyor.

Ahmed Zeki Paşa ise askeri yöntemlerle vergi almaya çalışıyor ama çatışmalar
çoğalıyor.
Avrupa ile Vergi Reform Karşılaştırması
Gelir vergisi Avrupa’da önem kazanıyor. Doğrudan vergi ortaya çıkıyor. Tahsilat
sırasında beyan ortaya çıkıyor. Bu da Avrupa’daki devletlerle vatandaşlar arasında
güven ilişkisinin arttığını gösteriyor. Osmanlıda ise bu gelişmeleri göremiyoruz.

Avrupa’da askeri ve kamu harcamaları artarken yurtiçi hasılada oranları düşüyor fakat
Osmanlı’da azalıyor. Bunun sonucunda meşruiyet azalıyor.

Osmanlı vergi sistemi o zamanlar en çok Portekiz vergi sistemi ile benziyor.
Teşekkürler!

Yağmur Kara & Harun Kuzucu

You might also like