You are on page 1of 2

OSMANLI-TÜRKİYE TARİHÇİLİĞİNDE BAŞLICA YAKLAŞIMLAR

19.YY TARİHÇİLİĞİ (modernleşmeci bakış açısı) :Klasik Osmanlı tarih anlayışı.Siyaset ve bürokrasi
ve elitler ön planda. Sivil toplumun yokluğuna ve bürokrasinin güçlü yapısına yaptığı vurgu ile
ceberrut devlet ya da güçlü devlet geleneği yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın yarattığı söylem, hem
devlete eleştirel yaklaşanlarda hem de devleti yüceltenlerde görülmektedir.
Öyle ki kusursuz yönetim anlayışı, Osmanlı tarihçiliğindeki temel eksen haline gelmiş bir klasik
çağ dönemselleştirmesi ile paradigmal bir boyut kazanmıştır. Kusursuz yönetimin
sonlanmasının nedeni olarak, dış etkiler ve gayrimüslimler gösterilirken; toprak rejiminin
bozulması duraklama – gerileme dönemselleştirmeleri için temel referans noktası haline
gelmiştir

Örneğin: Tanzimat Dönemi, modernleşmeci okula göre, iktidarın saraydan Bab-ı Ali’ye yani
bürokrasiye geçmesiyle tanımlanagelmiştir. Modernleşme paradigmasına göre, Tanzimat
bürokratlarının devleti kurtarma misyonu ile hareket ettikleri, bu bağlamda da muhalefet ve iktidar
içermeyen bir yaklaşımla sorunları çözmeye çalıştıkları; ancak Genç Osmanlılar ile birlikte bürokrasinin
siyasallaştığı ve muhalefete başladığı analizi yapılır.

DÜNYA SİSTEMİ YAKLAŞIMI(SOSYAL BİLİM YÖNELİMİ):Osmanlının dünya ekonomi-kapitalist


sistemine eklenlenme sürecini ele alır. Dünya Sistemi yaklaşımına göre temel sorular 16.yy.
den sonra Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ticaret ve pazar yapılarının Avrupa ticaretinin
genişlemesi ile nasıl dönüştüğü ve Avrupa kapitalist sistemi tarafından içerilme sürecinin nasıl
geliştiği sorularıdır. Söz konusu süreç içinde Osmanlı, hammadde sağlayan ve merkez
(Avrupa)’den sanayi malları alan bir çevre ülke haline gelmiştir.
Örnek: “modernleşme”=elitler (19.yy tarih anlayışı)
“modernleşme”=kapitalizm(dünya sistmi anlayışı)

AŞAĞIDAN TARİH PERSPEKTİFİ:Dönemi ve reformları halkın üzerinden anlatmak.Halkın


reformlara nasıl tepki verdiğini merezi politikaların halk üzerinde nasıl etki bıraktığını ele alır.

POSTMODERNİZM: Tarih yazımı alanında bir eğilim. her türlü belgenin ve tarihi vesikanın bir
şekilde yanlı olduğunu ve bu yüzden objektif bir tarih yazımı olamayacagını savunan anlayış.
Bunlara göre tarih yazan kişinin de yaptığı esasında bir kurgulamadan başka bir şey değildir.
objektif bir tarih yoktur, sadece farklı öyküler vardır.Her siyasi grup tarihi kendi perspektifinden ele
alır ve onu aracı olarak kullanır.Örneğin 1930 larda Osmanlı tarihi reddedilirken günümüzde
idealleştirilir.

1) 17.VE 18.YY BİR BUNALIM YÜZYILIMIDIR


 16.YY daki üretimde ve genişlemede bir azalma oldu.
 17.yy Avrupanın güçlendiğibir dönemdir.Bu dönemde İngiltere ilk pazar politikasını
kuran devlettir.İngiltrenin sanayi devrimini 17.yy da yapacak ham madde ve teknoloji
gücü olmasına rağmen 18.yy da başlayabilmiştir çünkü henüz uluslararası bir pazar ağı
yoktur.Ayrıca köylüler de tam olarak mülksüzleşip ücretli işçi olmadıklarından 18.yy da
sanayi devrimi başlamış.
 Bu dönemde Osmanlı yönetim mekanizması çok küçüktü
 Osmanlı gelirlerinin çoğu aracılar tarafından ele geçirildiği için hazineye ulaşamıyordu
bu dönemde aracı kurumlar güç kazandı.
 Savaş mali yükümlülük getirmişti ve devlet bubun altından kalkmak için vergileri
arttırıyordu.
 Osmanlı ekonominin belirli kesimlerini teşvik eden veya koruyan merkantilist
politikalar geliştirmemiştİ.

Merkantilizm: İhracatı teşvik edip ithalatı sınırlandırma ve gümrük vergilerini arttırarak


tekelci bir ticaret anlayışı ortaya çıkarılmış Avrupada.

 Tarımsal üretim esas vergi tabanıydı ve bu vergiler heryerde iltizam ile


toplanıyordu.
 İLTİZAM:Bir bölgenin belli bir dönemdeki vergi toplama hakkının devlet tarafından
açık arttırma ile satılması ve bireylerin bunu satın alıp parasını önceden peşin
ödeyip vergiyi toplama işlerine denir.En çok vergi toplayabilene verilirdi bu ihale.
Devletin mali krizi aşabilmesi için başvurduğu yöntem.Bu işi yapanlara mülltezim
denir.
Faydaları:
Net gelir devlete verilir, vergi miktarı hasat başarısına bağlı değildir. Devlet böylece
nakit sıkıntısını giderirdi.
Zararları:
Mültezim iltizam aldığı bölgenin yöneticisi konumuna gelmişti.Devlete
vadettiği miktarın kat kat fazlasını halktan almaya çalışıyordu. Bu yüzden halk
ağır vergileri ödeyemediği için toprağını terk etmek zorunda kalmıştı. Buda
üretimin düşmesine, devlet ekonomisinin bozulmasına neden oldu.
Celali İsyanları: Köylülerin vergi artışına karşı çıkardığı isyanlardır.Yeniçeriler de
isyan ediyor.Ciddi bir asayiş sorunu var 17.yy da.

ÖNEMLİ:İLTİZAM SİSTEMİ BİR İÇ BORÇLANMADIR.DEVLET MÜLTEZİMDEN 1 YIL


SONRA ALACAĞI VERGİYİ O ANDA ALIYOR.
17.yy da toplanan vergilerin 1/3 ü devlete ulaşabiliyor.Geri kalanı aracı kesime
kalıyor.

(19. YY MAKALESİNİ OKU )

2) MODERN DEVLET OLUŞUMUNDA İLK ADIMLAR

“SULTAN 3. SELİM DÖNEMİ”


 Nizam-I Cedit:Reform programının ve yeni kurulan ordunun ismi.Yeni ordu
yabancı subaylar (Fransızlar) tarafından eğitildi.Her ne kadar yeni bir ordu gibi
görünse de ayanlar tarafından kurulmuşttur.
 Yeniçeriler yeni kurulan ordutya karşı ayaklanıyor
 Avrupada ilk daimi alçilikler kuruluyor

You might also like