Professional Documents
Culture Documents
1.DERS
﴾١﴿ اﻟرﺣْ ٰﻣ ِن ﱠ
اﻟر ِﺣ ِﯾم ﷲ ﱠ ِ ﺳ ِم
ْ ِﺑ
Rahim Rahman Allah’ın adıyla
﴾ ٢﴿ َ ۙ ب ا ْﻟﻌَﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ِ ّ � َر
ِ ِ ُا َ ْﻟ َﺣ ْﻣد
Alemlerin Rabbi Allah’ındır Hamd
﴾٥﴿
ۜ ﺳﺗ َ ِﻌ
ُﯾن ْ َاِﯾﱠﺎكَ ﻧَ ْﻌﺑُد ُ َو اِﯾﱠﺎكَ ﻧ
Yardım Ve yalnız Yalnız Sana
dileriz Senden Kulluk ederiz
Bu ٰھذَا Alemler,
dünyalar َ ا ْﻟﻌَﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن
Ad,
isim ﺳ ٌم
ْ ِا
Malik,
Zeyd ٌَز ْﯾد Sahip َﻣﺎ ِﻟ ِك Rahman اﻟرﺣْ ٰﻣ ِن
ﱠ
Darb,
vuruş ب َ
ٌ ﺿ ْر Gün ﯾَ ْو ِم Rahim
اﻟر ِﺣ ِﯾم
ﱠ
8
4
هدي Bizi
ilet
اِ ْھ ِدﻧَﺎ عبد Biz
ُ ﻧَ ْﻌﺑُد
taparız
Biz
نعم Nimet
َا َ ْﻧﻌَ ْﻣت عون yardım ْ َﻧ
ﺳﺗ َ ٖﻌﯾ ُن
verdin isteriz
Ben
فعل Yaptı ﻓَﻌَ َل شه د şahitlik ْ َا
ُﺷ َﮭد
ederim
10
5
Değil,
eğer ا ِْن Kim, ki o َﻣ ْن ile ب
ِ
ﻋﻠَﻰ
Mutlaka,
Ancak اِﻧﱠ َﻣﺎ gerçekten ا ﱠِن
Üzerine,
üzerinde َ
Ki, olması,
-e, -a, -e
doğru اِﻟَﻰ olduğu için ا َ ﱠن İçine, ِﻓﻲ
içinde
Lakin,
fakat, ﻟَ ِﻛ ْن Ki, olması, ا َ ْن Değil, َﻻ
ama olduğu için yok 11
ُ ﺳو ُل ا َ ﱠ
� ُ ﺷ َﮭدُ ا َ ﱠن ُﻣ َﺣ ﱠﻣدا ً َر ُ ّ َ ﺷ َﮭدُ ا َ ْن َﻻ اِﻟَﮫَ ا ﱠِﻻ ا
ْ َ� ا ْ َا
ُ ﻗُ ْل ُھ َو ﱠ
ٌا� أ َ َﺣد
birdir Allah O de ki
َ ُاَﻓَ َﻼ ﺗ َ ْﻌ ِﻘﻠ
ون
hâlâ akıllanmayacak
mısınız?
َ ِإ ْن ُھ َو ِإ ﱠﻻ
ٌﻋ ْﺑد
bir başkası O değildir
kuldan
ٌﻲ ﻓِﺗْﻧَﺔ
َ ﺑَ ْل ِھ
bir sınamadır o hayır
ﺳ َﻼ ُم ِْ ﷲ
ْ اﻻ ِ َِّﯾن ِﻋ ْﻧد
َ ا ﱠِن اﻟد
İslam’dır Allah katında din şüphesiz
َ ﺻﺎ ِﺑ ِر
ﯾن َ ا ﱠِن
ﷲ َﻣ َﻊ اﻟ ﱠ
sabredenlerle beraberdir Allah şüphesiz
َ ََﺧﻠ
َ ﻖ ْاﻻَ ْر
ض
yeri yarattı
Yeri yarattı (20:4)
ََودَ َﺧ َل ا ْﻟ َﻣدِﯾﻧَﺔ
o şehre (Musa) girdi
ُﻓَدَﻋَﺎ َرﺑﱠﮫ
Rabbine sonra
duâ etti
ﺎص
ُ ﺻَ ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ُم ا ْﻟ ِﻘ َ ُِﻛﺗ
َ ب
kısas size farz kılındı
ْ َﺳﺎﻋَﺔً َو َﻻ ﯾ
َ ﺳﺗ َ ْﻘ ِد ُﻣ
ون َ ون ْ َﻓَ ِﺎذَا َٓﺟﺎ َء ا َ َﺟﻠُ ُﮭ ْم َﻻ ﯾ
َ ﺳﺗَﺄ ْ ِﺧ ُر
ve ne de ileri gidebilirler bir an ne geri ecelleri geldiği zaman
kalabilirler
ون ْ َﺳﺎﻋَﺔً َو َﻻ ﯾ
َ ﺳﺗ َ ْﻘ ِد ُﻣ ْ َﻓَ ِﺎذَا َٓﺟﺎ َء ا َ َﺟﻠُ ُﮭ ْم َﻻ ﯾ
َ ﺳﺗَﺄ ْ ِﺧ ُر
َ ون
ve ne de ileri gidebilirler bir an ne geri ecelleri geldiği zaman
kalabilirler
َ ُا� ﯾَ ْﻐ ِﻔ ُر اﻟذﱡﻧ
ً وب َﺟ ِﻣﯾﻌﺎ َ ا ﱠِن ﱣ
bütün günahları bağışlar Allah şüphesiz
ِ اﻟ َﻣ ْﻎ ﺿُو
ب َ ب ا ْﻟﻌَﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ِ ّ َر ُا َ ْﻟ َﺣ ْﻣد
Öfkelenilmiş olanlar Alemlerin rabbi -Bütün övgüler
ْ َﻧ
ﺳﺗ َ ِﻌﯾ ُن َ ﺻ َرا
ط ِ اَ ﱠ
ﻟرﺣْ َﻣ ِن
Yardım isteriz Yol Rahman 20
10
ٌَﻣ ِﺟﯾد َ
ﻏﯾ ِْر ا ِْن
Şerefli -den başka Eğer; değil21
ٌﺎرك
َ َُﻣﺑ ﻓِﻲ ا ﱠِن
Mübarek, kutlu -e, içine, içinde Gerçekten
ٌﻋ ْﺑد
َ ِل اَﻧَﺎ
Kul İçin, ait Ben
ﺳ ِﻣﯾ ُﻊ
اﻟ ﱠ ﻟَ ِﻛ ْن اِﻧّ َﻣﺎ
İşiten Fakat, ama, lakin Ancak
2.DERS
َ َِإﻧﱠﺎ أ َ ْﻋ َط ْﯾﻧ
َ َ( ﻓ١) ﺎك ا ْﻟﻛ َْوﺛ َ َر
ﺻ ِ ّل ِﻟ َر ِﺑّ َك
Rabbin öyle ise Kevser’i biz şüphesiz
için namaz kıl Sana
verdik
(٣)( إِ ﱠن ﺷَﺎﻧِﺋَ َك ُھ َو ْاﻷ َ ْﺑﺗ َ ُر٢) َوا ْﻧ َﺣ ْر
asıl soyu sana kin ve kurban
kesik olan besleyendir şüphesiz kes
Şüphesiz biz
Sana Kevser’i verdik. Öyle ise Rabbin için namaz kıl ve
kurban kes. Şüphesiz asıl soyu kesik olan, sana kin
besleyendir.
ٌ َ ِﻛﺗ
ﺎب ﻗُ ْر ٰا ٌن
Bir Bir
Kitap ُ َ ا َ ْﻟ ِﻛﺗ
ﺎب Kitap okuma
ﺳول اَ ﱠ
ُ ﻟر ﺳو ٌل
ُ َر
Bir elçi, bir
اَ ْﻟ َﺣ ﱞ
Gerçekten
Elçi,
Peygamber peygamber diri olan ﻲ
(Allah)
ُ�ا
ﱣ: kelimesi özel isimdir, belirlidir, tenvin ve ال
takısı almaz.
Şahıs isimleri belirlidir, bu isimler الtakısı
almaz, ancak tenvin alır: ٌُﻣ َﺣ ﱠﻣ ٍد ُﻣ َﺣ ﱠﻣدا ً ُﻣ َﺣ ﱠﻣد
Ayetlerdeki isimleri belirlilik - belirsizlik
bakımından tahlil edin.
ٌ َﻋذ
اب أ َ ِﻟﯾ ٌم َ َھذَا
acı bir azabdır bu
Bu, acı bir azabdır. (44:11)
ٌﺎﻣﯾَﺔ ٌ َﻧ
ِ ﺎر َﺣ
kızgın o bir
ateştir
O, kızgın bir ateştir! (101:11)
13
َ َھذَا
ٌ ﺷ ْﻲ ٌء ﻋ َِﺟ
ﯾب
şaşılacak bir şeydir bu
ٌ ُ ﻏﻔ
ور ﻟَﮫُ ﺑَ ْﻠدَةٌ َط ِﯾّﺑَﺔٌ َو َر ﱞ
َ ب
çok ve bir güzel işte bir
bağışlayan Rab belde
ُ َُو ُھ َو ا ْﻟﻐَﻔ
ُور ا ْﻟ َودُود
sevendir bağışlayandır O
ْ َذَ ِﻟ َك ُھ َو ا ْﻟﻔ
ُ ﺿ ُل ا ْﻟ َﻛ ِﺑ
ﯾر
büyük lütuf işte budur
ْ ﺻ َرا َط ا ْﻟ ُﻣ
ﺳﺗ َ ِﻘﯾ ۙ َم ّ ِ اِ ْھ ِدﻧَﺎ اﻟ
Dosdoğru Yola Bizi Hidayet et
ِ ُ اﻟز ْﯾﺗ
ون ِ ّ َواﻟ ِﺗ
ﯾن َو ﱠ
ve zeytine incire yemin
ederim
Filin
arkadaşları ﺎب ا ْﻟ ِﻔﯾ ُل ْ َا
ُ ﺻ َﺣ ا ْﻟ ِﻔﯾ ُل ﺎب ْ َا
ٌ ﺻ َﺣ
Bu evin
ِ ب ٰھذَا ا ْﻟﺑَ ْﯾ
ت َر ﱡ ُٰھذَا ا ْﻟﺑَﯾْت ب
َر ﱞ
Rabbi
Hasetçinin
şerri
ﺳ ٍد
ِ ﺷ ﱡَر َﺣﺎ ٌﺳد
ِ َﺣﺎ ﺷ ﱞَر
16
Belirli isimle tamlama yapan isimler belirli olur:
ِ ا ِٰﻟ ِﮫ اﻟﻧﱠ
ﺎس ﺎب ا ْﻟ َﺟﻧﱠ ِﺔ
ُ ا َﺻ َﺣ اﻟرﺣْ َﻣ ِن
ﻖ ﱠ ِ َﺧ ْﻠ
İnsanların İlahı Cennet ehli Rahman’ın yaratması
ﯾم اﻟرﺣْ ٰﻣ ِن ﱠ
ِ اﻟر ِﺣ ﷲ ﱠ ِ ﺳ ِم
ْ ِﺑ
Rahim Rahman Allah’ın adıyla
ِ ۜ َّﻣﺎ ِﻟ ِك ﯾَ ْو ِم اﻟد
ِﯾن
Din(hesap) Gününün Sahibi
ب ا ْﻟ ِﻔﯾ ِل
ِ ﺻ َﺣﺎ َ أَﻟَ ْم ﺗ َ َر َﻛ ْﯾ
ْ َ ف ﻓَﻌَ َل َرﺑﱡ َك ﺑِﺄ
fil sahiplerine yaptı nasıl görmedin mi
Rabbin
Görmedin mi? Rabbin fil sahiplerine nasıl
yaptı? (105:1)
34
17
َ ﺳ ٍد ِإذَا َﺣ
َﺳد ِ َو ِﻣ ْن ﺷ ِ َّر َﺣﺎ
hased zaman hasedçinin ve
ettiği şerrinden
Ve hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden.36
(113:5)
18
ِ ت َو ْاﻷ َ ْر
ض َو َﻣﺎ ﺑَ ْﯾﻧَ ُﮭ َﻣﺎ َ ﺳ َﻣ
ِ ﺎوا ب اﻟ ﱠ
ِ ّ َر
ve ikisi yerin göklerin Rabbi
arasındakilerin
َ ا ْد ُﺧﻠُوا أ َ ْﺑ َو
َ اب َﺟ َﮭﻧﱠ َم َﺧﺎ ِﻟد
ِﯾن ﻓِﯾ َﮭﺎ
içinde ebedi kalıcılar cehennemin girin
olarak kapılarından
ِ ﺳ ِم
ﷲ ْ ِﺑ ُ ُا ْﻟﻐَﻔ
ور ﺷ ْﻲ ٌء
َ
Allah’ın adı ile Çok bağışlayıcı Şey
ب ا ْﻟ ِﻔﻲ ل ْ َا
ِ ﺻ َﺣﺎ ْ َا ْﻟﻔ
ﺿ ُل ٌ َﻋذ
اب َ
Filin arkadaşları Lütuf Azap
ِ َﺷّت
اء ِ ِرﺣْ ﻠَﺔَ اﻟ ُ اﻟ َﻛ ِﺑ
ﯾر اَ ِﻟﯾ ٌم
Kış yolculuğu Büyük Acıklı
ِ َب ا ْﻟﻔَﻠ
ﻖ ِّ َر ْاﻻ ِﻟﯾ َم َ
ٌ ُ ﻏﻔ
ور
Sabah aydınlığının
Acıklı Çok bağışlayıcı
rabbi
ﺳ ٍد
ِ ﺷ ِ َّر َﺣﺎ اَ ْﻟﻛ َِرﯾ ٌم ﺑَ ْﻠدَة
Hasetçinin kötülüğü Şerefli Belde
ِ ا ِٰﻟ ِﮫ اﻟﻧﱠ
ﺎس ِ ﺷ ْﯾ َط
ﺎن ﻋ َﻣ ِل اﻟ ﱠ
َ َط ِﯾّﺑَﺔ
İnsanların ilahı Şeytanın işi Güzel, temiz
اﻟرﺣْ ٰﻣ ِن
ﻖ ﱠ ِ َﺧ ْﻠ اَﺑَﺎ ا َ َﺣ ٍد ﺳو ٌل
ُ َر
Rahman’ın yaratışı Birisinin babası Elçi
ت
ِ ﺎوا
َ ﺳ َﻣ
ب اﻟ ﱠ
ِ ّ َر اب َﺟ َﮭﻧﱠ َم
َ اَ ْﺑ َو ﻛ َِرﯾ ٌم
Göklerin rabbi Cehennemin kapıları Şerefli
3.DERS
Mümin
kadın
ٌُﻣ ْؤ ِﻣﻧَﺔ Mümin
Erkek ُﻣ ْؤ ِﻣ ٌن Güzel,
en güzel ﺳﻧَﻰ
ْ ُﺣ
23
Dişil(çift organ) Dişil(kuralsız) Dişil(kuralsız)
Göz ﻋ ْﯾ ٌن
َ Rüzgar ِرﯾ ٌﺢ Can, kişi,
nefis
ٌ ﻧَ ْﻔ
س
ْ َٰھذَا ﯾَ ْو ُم ا ْﻟﻔ
ﺻ ِل
ayırma günüdür işte bu
ﻲ ا ْﻟ َﻣﺄ ْ ٰوى
َ ﻓَﺎ ﱠِن ا ْﻟ َﺟﻧﱠﺔَ ِھ
(ona) barınaktır cennet şüphesiz
ٌِإ ﱠن َھ ِذ ِه ﺗ َ ْذ ِﻛ َرة
bir öğüttür bu şüphesiz
َ ﻋد
ُون َ ٰھ ِذ ِه َﺟ َﮭﻧﱠ ُم اﻟﱠﺗِﻲ ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗُو
tehdit edilmekte olduğunuz cehennemdir işte bu
İşte bu, tehdit edilmekte olduğunuz cehennemdir! (36:63)
َ َﻋذ
اب اﻟﻧﱠ ِﺎر َ ﺳﻧَﺔً َو ِﻗﻧَﺎ َ َرﺑﱠ ٓﻧَﺎ ٰاﺗِﻧَﺎ ِﻓﻲ اﻟدﱡ ْﻧ َﯾﺎ َﺣ
ٰ ْ ﺳﻧَﺔً َوﻓِﻲ
َ اﻻ ِﺧ َر ِة َﺣ
ateşin azabından ve bizi iyilik ver ahirette de iyilik dünyada bize Rabbimiz
koru ver
Rabbimiz! Bize dünya da iyilik ver, ahirette de iyilik
ver ve bizi ateş/cehennem azabından koru! (2:201)
َ ﷲ ﻋ َٰﻠﻰ ﺑَ ِﺻ
ﯾر ٍة ُٓ ﺳﺑِﯾ ِٓﻠﻲ ا َ ْد
ِ ﻋوا اِﻟَﻰ َ ﻗُ ْل ٰھ ِذ ِه
bir basiret Allah’a davet benim işte bu de ki
üzere ediyorum yolumdur
ۚ
َ ِﺗ ْﻠ َك ا ُ ﱠﻣﺔٌ ﻗَ ْد َﺧ َﻠتْ ﻟَ َﮭﺎ َﻣﺎ َﻛ
َ ﺳﺑَتْ َوﻟَ ُﻛ ْم َﻣﺎ َﻛ
ﺳ ْﺑﺗ ُ ْم
sizin sizedir kazandıkları onlara hakikaten bir Bunlar
kazandıklarınız da gelip geçti ümmetti
ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم
َ ﷲ ْ َو
ِ َاذﻛ ُُروا ﻧِ ْﻌ َﻣﺔ
üzerinizdeki Allah’ın nimetini hatırlayın
ِ ق أ َ ْﯾد
ِﯾﮭ ْم َ ا� ﻓَ ْو
ِ ﯾَدُ ﱠ
onların elleri üzerindedir Allah’ın eli
ٍ ع ا ِٰﻟﻰ ِﺣ
ﯾن ٌ َوا ِْن اَد ِْري ﻟَ َﻌﻠﱠﮫُ ِﻓﺗْﻧَﺔٌ ﻟَ ُﻛ ْم َو َﻣﺗَﺎ
bir vakte ve deneme belki de o bilmem
kadar faydalanmadır (azabın ertelenmesi)
ﺳﺑِﯾ ٌل
َ اُوﻟَﻰ ٌا ُ ْﺧت
Yol Önceki, ilk Kız kardeş
ٌ ِﺻ َرا
ط اُوﻟَ ِﺋ َك اُذُ ٌن
Yol Onlar Kulak
28
ٌﺻ َﻼة
َ ٰاﯾَ ٍﺔ ْ َا
ﺳ َﻣﺎ ٌء
Namaz, dua Ayet, işaret,mucize İsimler
ٌ ﻋ َٖﺟ
ﯾب ٌَﯾد ﺎب ْ َا
َ ﺻ َﺣ
Acayip, garip El Arkadaşlar
ﻋ ْﯾ ٌن
َ ﺑَ ِﯾّﻧَ ٍﺔ ُ اَ ْﻻَ ْر
ض
Göz Apaçık Yeryüzü
4.DERS
ﻗُ ْل ُھ َو ﱠ
(١) ٌا�ُ أ َ َﺣد
birdir Allah O de ki
(٣) ( ﻟَ ْم َﯾ ِﻠ ْد َوﻟَ ْم ﯾُوﻟَ ْد٢) ُﺻ َﻣد
ا�ُ اﻟ ﱠ
ﱠ
ve O Samed’dir Allah
doğurulmamıştır doğurmamıştır
İSİM CÜMLESİ:
İki isimden meydana gelir. Birinciye mübteda
(özne) ikinciye haber (yüklem) denilir.
Her iki isim merfudur; son harfi ötrelidir.
Mübteda genellikle belirli (marife), haber
genellikle nekira (belirsiz) olur.
ُﻲ ا ْﻟ َﺣ ِﻣﯾد
ﷲ َوﷲُ ُھ َو ا ْﻟﻐَ ِﻧ ﱡ َٓ َﺎس اَ ْﻧﺗ ُ ُم ا ْﻟﻔُﻘ
ِ ـرا ُء اِﻟَﻰ ُ ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ
Hamîd/çok Gani/çok Allah’tır Allah’a muhtaç siz insanlar ey
övülmeye zengin olanlarsınız
layık olan
Muhammed (SAV)
ِ ﺳو ُل
ﷲ ُ َر ٌُﻣ َﺣ ﱠﻣد
Allah’ın resulüdür.
ﺻ ْﻠ ُﺢ َﺧ ْﯾ ٌر
َواﻟ ﱡ
en hayırlısıdır sulh
َ ﺳد
ُون ِ اَﻻَ اِﻧﱠ ُﮭ ْم ُھ ْم ا ْﻟ ُﻣ ْﻔ
Dikkat
bozguncular onlar şüphesiz edin
اِﻧﱠ َك ا َ ْﻧتَ اﻟ ﱠ
ﺳ ِﻣﯾ ُﻊ ا ْﻟ َﻌ ِﻠﯾ ُم
hakkıyla hakkıyla Sen şüphesiz
bilensin işitensin
ِ ﻗَﺎﻟَتْ ُھ َو ِﻣ ْن ِﻋ ْﻧ ِد
ﷲ
Allah katındandır O dedi ki
ِ ت َو ْاﻻَ ْر
ض ِ ﺳ ٰﻣ َوا ُ ُاَ�ُ ﻧ
ور اﻟ ﱠ
ve yerin göklerin nurudur Allah
ٰ ْ ﱠار
اﻻ ِﺧ َرةُ َﺧ ْﯾ ٌر ُ ب َوﻟَﮭ ٌْو َوﻟَﻠد
ٌ َو َﻣﺎ ا ْﻟ َﺣ ٰﯾوةُ اﻟدﱡ ْﻧﯾَٓﺎ ا ﱠِﻻ ﻟَ ِﻌ
daha ahiret ve bir başka dünya değildir
hayırlıdıryurdu ise eğlenceden oyun bir şey hayatı
َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ون ِ َوا ِٰﻟ ُﮭ ُﻛ ْم َو
ْ اﺣدٌ َو َﻧﺣْ ُن ﻟَﮫُ ُﻣ
teslim ona ve biz birdir sizin
olanlarız ilahınız da
ﻗَﺎ َل ا ﱠِن ﻓِﯾ َﮭﺎ ﻟُـوطﺎ ً ﻗَﺎﻟُوا ﻧَﺣْ ُن ا َ ْﻋﻠَ ُم ِﺑ َﻣ ْن ِﻓﯾ َﮭﺎ
orada kimin daha iyi
biz dediler ki Lût ama (İbrahim)
olduğunu biliriz orada var dedi ki
(İbrahim) dedi ki: “Ama orada Lût var!” dediler ki:
“Orada kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. (29:32)
ٓ
َ ﻟَ ُﻛ ْم ﻓِﯾ َﮭﺎ َﻣﻧَﺎ ِﻓ ُﻊ ا ِٰﻟﻰ ا َ َﺟ ٍل ُﻣ
ﺳ �ﻣﻰ
belirli bir süreye faydalar onlarda sizin için
vardır
kadar
Onlarda belirli bir süreye kadar sizin için faydalar
vardır. (22:33)
َ ﻟَ ُﮭ ْم ِﻓﯾ َﮭﺎ ﻓَﺎ ِﻛ َﮭﺔٌ َوﻟَ ُﮭ ْم َﻣﺎ ﯾَدﱠﻋ
ُون
istedikleri ve onlara orada onlar için
her şey vardır meyveler vardır
Onlar için orada meyveler vardır. Ve onlara
istedikleri her şey vardır. (36:57) 69
َو ِﻟ ُﻛ ِ ّل ا ُ ﱠﻣ ٍﺔ ا َ َﺟ ٌل
bir eceli her ümmetin
vardır
Her ümmetin bir eceli vardır. (7:34)
ِ ون َوا َ ْﻛﺛ َ ُر ُھ ُم ا ْﻟﻔَﺎ
َ ُ ﺳﻘ
ون َ ُِﻣ ْﻧ ُﮭ ُم ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
fasıklardır (fakat) iman onlarda
onların çoğu edenler n vardır
Onlardan iman edenler vardır, (fakat) onların
çoğu fasıklardır. (3:110)
ٌ ﻟَ ِﻌ
ب ِ ﺳ ٰﻣ َوا
ت اﻟ ﱠ اَ َﺟ ٍل
Oyun Gökler Süre
َ ِِﻟ ْﻠ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن ﺳ ِﻣﯾ ُﻊ
اﻟ ﱠ ِ اﻻَ ْر
ض
Müminler için İşiten Yeryüzü
ﻰ
ٌ ﺳ �ﻣ
َ ُﻣ َ
ٌ ُ ﻏﻔ
ور ٌٰاﯾَﺔ
Belirlenmiş Çok bağışlayan Ayet, işaret
َ ا ْﻟ ُﻣﺷ ِْرﻛ
ُون ون ِ ا ْﻟﻔَﺎ
َ ُ ﺳﻘ ُا ْﻟ َﺣ ِﻣﯾد
Ortak koşanlar Yoldan çıkanlar Övgüye layık
َ ﺳد
ُون ِ ا ْﻟ ُﻣ ْﻔ ُا ْﻟ ِﻔﺗْﻧَﺔ ا ْﻟ َﺣﯾَﺎةُ اﻟدﱡ ْﻧﯾَﺎ
Bozguncular İmtihan, deneme Yakın hayat
ِ ِﻣ َن اﻟﻧﱠ
ﺎس ا ْﻟﻘَتْ ِل ٰذ ِﻟ َك
İnsanlardan Öldürme Şu,o
َ ُا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ون ٌ ﻗَد
ِﯾر س
ٌ ِْرﺟ
Müminler Gücü yeten Pislik
ٌ ﻧَ َﺟ
س ﻛ َِرﯾ ٌم ِ ﺳو ُل
ﷲ ُ َر
Pislik Şerefli Allahın elçisi
ٌ ﻧَذ
ٌ ِﯾر ُﻣ ِﺑ
ﯾن ُﻛ ِ ّل ا ُ ﱠﻣ ٍﺔ ٌاﺣد
ِ َو
Apaçık uyarıcı Her ümmet Tek,bir
5.DERS
ِ ﻲد
(٦) ِﯾن ﻟَ ُﻛ ْم دِﯾﻧُ ُﻛ
َ ْم َو ِﻟsizin
benim bana dininiz size
dinim de
SAHIS ZAMİRLERİ:
َاَ ْﻧت
Siz ا َ ْﻧﺗ ُ ْم Sen
ﻲ
َ ِھ
O(dş)
ٌ ِِﯾر ُﻣﺑ
ﯾن ُ ﻗُ ْل ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ
ٌ ﺎس اِﻧﱠ َٓﻣﺎ اَﻧَﺎ ﻟَ ُﻛ ْم َﻧذ
apaçık bir sizin Ben ancak insanlar ey de ki
uyarıcıyım için
De ki: “Ey İnsanlar! Ben ancak sizin için apaçık
bir uyarıcıyım. (22:49) 78
39
ُ َُو ُھ َو ا ْﻟﻐَﻔ
ُور ا ْﻟ َودُود
sevendir bağışlayandır O
ﷲ
ِ ﺎر
ُ ﺻَ ﻧَﺣْ ُن ا َ ْﻧ
Allah’ın (dininin) biz
yardımcılarıyız
َ ﺷﺋ
ُون َ أَأَ ْﻧﺗ ُ ْم أَ ْﻧﺷَﺄْﺗ ُ ْم
ِ ﺷ َﺟ َرﺗَ َﮭﺎ أ َ ْم ﻧَﺣْ ُن ا ْﻟ ُﻣ ْﻧ
yaratanlar biz onun ağacını yarattınız siz mi
miyiz yoksa
َ ظ
ون َ ِﯾن ُھ ْم ﻋ َٰﻠﻰ
ُ ِﺻﻠَ َوا ِﺗ ِﮭ ْم ﯾُ َﺣﺎﻓ َ َواﻟﱠذ
muhafaza ederler namazlarını onlar ki
َ ُوﻟٓﺋِ َك ُھ ُم ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
� ون َﺣـﻘﺎ ٰ ُا
gerçek Mü’minler onlardır işte
ُ ﻗَﺎﻟُوا
ﺳ ْﺑ َﺣﺎﻧَ َك ا َ ْﻧتَ َو ِﻟﯾﱡﻧَﺎ ِﻣ ْن دُوﻧِ ِﮭ ْم
onlar velimiz Sensin Seni tenzih derler ki
değil ederiz
َ ﻓَﻘَﺎ َل اِ ِﻧّﻲ
ﺳ ِﻘﯾ ٌم
hastayım ben dedi
gerçekten
َ ظ
ون ُ ِاِﻧﱠﺎ ﻧَﺣْ ُن ﻧَ ﱠز ْﻟﻧَﺎ اﻟ ِذّ ْﻛ َر َواِﻧﱠﺎ ﻟَﮫُ ﻟَ َﺣﺎﻓ
koruyacak ve Zikr’i indirdik biz muhakkak
olanlar da onu şüphesiz
biziz (Kur’an’ı)
Muhakkak Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik ve
şüphesiz onu koruyacak olanlar da biziz! (15:9)
ﺑَ ْل ْٰ
اﻻ ِﺧ َرة اَﻧَﺎ
Aksine Ahiret Ben
ِ ا ْﻟ َﺣدِﯾ
ث ا ﱠِﻻ َاَ ْﻧت
Söz -den başka Sen
ُ اﻟر ﱠزا
ق ﱠ ُ ُا ْﻟﻐَﻔ
ور اِﻧﱠﻧِﻲ
Çok rızık veren Çok bağışlayan Süphesiz ben
ُ ا ْﻟ َﻣ ِﺻ
ﯾر ٌ ﻧَذ
ِﯾر ُا ْﻟ َودُود
Dönüş yeri Uyarıcı Çok seven
ُ اﻟﻧﱠ
ﺎس ُھ ْم ﻧُﺣْ ِﯾﻲ
İnsanlar Onlar Diriltiriz
44
6.DERS
Görmedin mi?
Rabbin fil sahiplerine nasıl yaptı? Hilelerini boşa
çıkarmadı mı?
ِ ﺎر ٍة ِﻣ ْن
(٤)ﺳ ِ ّﺟﯾ ٍل ِ ﺗَ ْر ِﻣ
َ ﯾﮭ ْم ِﺑ ِﺣ َﺟ
pişirilmiş çamurdan taşlar onlara
atıyorlardı
Yaptınız ﻓَ َﻌ ْﻠﺗ ُ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم Yaptın َﻓَ َﻌ ْﻠت َا َ ْﻧت
Siz Sen
ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﻗ ْﻠﺗ ُ ْم ﻋ َِﻣ ْﻠﺗ ُ ْم ﺿ َر ْﺑﺗ ُ ْم
َ َ َﻧ
ﺻ ْرﺗ ُ ْم ﻓَﺗَﺣْ ﺗ ُ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم
َ ﺎﺟد
ِﯾن ِ ﺳ َ َاِ ِﻧّﻲ َراَﯾْتُ اَ َﺣد
َ ﻋﺷ ََر ﻛ َْوﻛَﺑﺎ ً َواﻟﺷ ْﱠﻣ
َ س َوا ْﻟﻘَ َﻣ َر َراَ ْﯾﺗ ُ ُﮭ ْم ِﻟﻲ
secde bana onları ve ayı güneşi yıldızla on bir (rüyamda) gerçekten
ederlerken gördüm gördüm ben
Gerçekten ben on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm.
Onları bana secde ederlerken gördüm”. (12:4)
ُون
ِ س ِإ ﱠﻻ ِﻟﯾَ ْﻌﺑُد
َ veاﻹ ْﻧ
ِ ْ َو َﻣﺎ َﺧﻠَ ْﻘتُ ا ْﻟ ِﺟ ﱠن َو
bana ibadet ancak insanları cinleri ben yarattım
etsinler diye
Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet
etsinler diye yarattım! (51:56)
ﷲ َر ٰﻣﻰ
َ َو َﻣﺎ َر َﻣ ْﯾتَ ا ِْذ َر َﻣ ْﯾتَ َو ٰﻟ ِﻛ ﱠن
attı Allah fakat attığın zaman da sen atmadın
َ َوذَﻛ ََر
ً ﷲ َﻛﺛِﯾرا
çok Allah’ı ve zikretti
َ ًﻋ َﻣﻼ
ً ﺻﺎ ِﻟﺣﺎ َ ﻋ َِﻣ َل
salih amel işleyenler
ﺳ ُﻛ ْم
ِkendinize َ َدَ َﺧ ْﻠﺗ ُ ْم ﺑُﯾُوﺗﺎ ً ﻓ
ُﺳ ِﻠّ ُﻣوا ﻋ َٰﻠﻰ ا َ ْﻧﻔ
selam evlere girdiğiniz zaman
(birbirinize) verin
َ ﺛ ُ ﱠم ا َ َﺧ ْذتُ اﻟﱠذ
ِﯾن َﻛﻔَ ُروا
inkâr edenleri yakaladım sonra
ﯾرا
ً ﺻﺑَ ُروا َﺟﻧﱠﺔً َو َﺣ ِر
َ َو َﺟ َزا ُھ ْم ﺑِ َﻣﺎ
ve sabretmeleri ödülleri
ipektir cennet sebebiyle
ُ وﯾ ُﮭ ُم اﻟﻧﱠişte
ﺎر َ َِﯾن ﻓ
ٰ ْ ﺳﻘُوا ﻓَ َﻣﺄ َ َوا َ ﱠﻣﺎ اﻟﱠذ
ateştir onların fasıklar ise
varacakları yer
Fasıklar ise, işte onların varacakları yer ateştir. (32:20)
ا ِْذ
ْ َ َٓﺟﺎ ُؤ ُﻛ ْم ِﻣ ْن ﻓَ ْوﻗِ ُﻛ ْم َو ِﻣ ْن اhani
ﺳﻔَ َل ِﻣ ْﻧ ُﻛ ْم
ve alt tarafınızdan üst tarafınızdan onlar size
gelmişlerdi
Hani onlar, üst tarafınızdan ve alt tarafınızdan
size gelmişlerdi. (33:10)
51
Kelimelerin anlamlarını yazın.
َﺳ َﺟد
َ ََر َﻣﯾْت َﺟﺎ ُءو
Secde etti Attın Geldiler
َ َﻓ
ﺳﻘُوا ﺻ َﺑ ُروا
َ َ َﺧ َﻠ
ﻖ
Yoldan çıktılar Sabrettiler ا Yarattı
َ
ﻏﻔَ َر دَ َﺧ ْﻠﺗ ُ ْم
َُظﻠَ ْﻣت
Bağışladı Haksızlık yaptım Girdiniz
ﻛ َ
َﺎن َﺟ َﻌل ﻟَﺑِﺛْتَ
Oldu, -dır, -dir Yaptı Kaldın
َ
ﺿ َرﺑْتُ َ
ﻋ ِﻠ ْﻣتُ َﻛﺗَﺑْتُ ُﻛ ْﻧتُ ﻗُ ْﻠتُ ﻓَﻌَ ْﻠتُ اَﻧَﺎ
ﻋ ِﻠ ْﻣتَﺿ َر ْﺑتَ َ َ َﻛﺗ َ ْﺑتَ ُﻛ ْﻧتَ ﻗُ ْﻠتَ ﻓَ َﻌ ْﻠتَ ا َ ْﻧتَ
ﻋ ِﻠ َم
َ ب
ﺿ َر َ َ َﻛﺗ َ َ
ب ﻛ َ
َﺎن ﻗَﺎ َل ﻓَﻌَ َل ُھ َو
َ
ﺿ َرﺑَتْ َ
ﻋ ِﻠ َﻣتْ َﻛﺗَﺑَتْ ﻛ َ
َﺎن ﻗَﺎﻟَتْ ﻓَﻌَﻠَتْ ﻲ
ِھ َ
ﻋ ِﻠ ْﻣﻧَﺎ
ﺿ َر ْﺑﻧَﺎ َ
َ َﻛﺗَ ْﺑﻧَﺎ ُﻛﻧﱠﺎ ﻗُ ْﻠﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن ﻓَ َﻌ ْﻠﻧَﺎ
ﺿ َر ْﺑﺗ ُ ْم َ
ﻋ ِﻠ ْﻣﺗ ُ ْم َ َﻛﺗ َ ْﺑﺗ ُ ْم ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﻗُ ْﻠﺗ ُ ْم ﻓَﻌَ ْﻠﺗ ُ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم
ﻋ ِﻠ ُﻣوا َ
ﺿ َرﺑُوا َ َﻛﺗَﺑُوا ﻛَﺎﻧُوا ﻗَﺎﻟُوا ﻓَﻌَﻠُوا ھ ُﮭ ْم
53
7.DERS
Dini
yalanlayan kimseyi gördün mü? İşte o, yetimi
itip-kakar. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez.
َ ( اﻟﱠذ٤) ﯾن
َ ِﯾن ُھ ْم ﻋ َْن
ﺻ َﻼﺗِ ِﮭ ْم َ ﻓَ َو ْﯾ ٌل ِﻟ ْﻠ ُﻣ
َ ّﺻ ِﻠ
namazlarından ki onlar o namaz kılan vay
(münafık)ların haline
َ َُوﯾَ ْﻣﻧَﻌ
َ ون ا ْﻟ َﻣﺎﻋ
(٧) ُون
ma’unu/her türlü ve engellerler
yardımı da
Yaparız ﻧَ ْﻔﻌَ ُل ﻧَﺢْ ُن Yaparım اَ ْﻓﻌَ ُل اَﻧَﺎ
Biz Ben
ﯾَ ْﻔﻌَﻠُ َ
ون ُھ ْم Yapar
ﯾَ ْﻔﻌَ ُل ُھ َو
Yaparlar
Onlar )O(er
ﺗَﻛُوﻧُ َ
ون ﺗَﻘُوﻟُ َ
ون ﺗ َ ْﻌ َﻣﻠُ َ
ون ﺗَ ْ
ﺿ ِرﺑُ َ
ون ون ﺗ َ ْﻧ ُ
ﺻ ُر َ ﺗ َ ْﻔﺗ َ ُﺣو َن ا َ ْﻧﺗ ُ ْم
ﯾَﻛُوﻧُ َ
ون ﯾَﻘُوﻟُ َ
ون ﯾَ ْﻌ َﻣﻠُ َ
ون ون ﯾَ ْ
ﺿ ِرﺑُ َ ﯾَ ْﻧ ُ
ﺻ ُر َ
ون ﯾَ ْﻔﺗ َ ُﺣو َن ھ ُﮭ ْم
55
Geniş zaman fiillerinin çekimi hem önlerine hem de
sonlarına ek getirmek suretiyle yapılır.
Başta ()ن, sonda Başta ()ا Ben (-arım)
bir şey yok Biz (-arız)
ısıtıcı
yersiniz ve onların bir ve pek çok (korunma onlarda sizin yarattı
kısmından da faydalar maddeleri) için vardır hayvanları da
َ ﷲ ا ْﻟ َﻛذ
َ ِب َو ُھ ْم ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون ِ ﻋﻠَﻰ َ َُوﯾَﻘُوﻟ
َ ون
bile bile onlar yalan Allah’a söylüyorlar
karşı
ٍ ب ا َ ِﻟ
ﯾم ّ ِ َﺎس ﻓَﺑ
ٍ ﺷ ْر ُھ ْم ﺑِﻌَذَا ِ ﺳ ِط ِﻣ َن اﻟﻧﱠ َ ِﯾن ﯾَﺄ ْ ُﻣ ُر
ْ ون ِﺑﺎ ْﻟ ِﻘ َ اﻟﱠذ
elem bir azab işte onları insanlardan emredenleri
verici ile müjdele adaleti
ُ ﯾَ ْﺧ ُر
ج َﺧﻠَﻘَ ُﻛ ْم ا َ ْﻋﻠَ ُم
Çıkar Sizi yarattı Bilirim
ُ ُﯾَ ْﺧﻠ
ﻖ َﺧﻠَﻘَ َﮭﺎ َ ُﺗَﺎ ْ ُﻛﻠ
ون
Yaratır Onları yarattı Yersiniz
59
ج
ُ ﯾَ ْﻌ ُر ﻋ َِﻣﻠُوا ﺗَﺷ َْرﺑُو َن
Yükselir İşlediler İçersiniz
َ ُﯾَ ْﻘﺗُﻠ
ون َ َﻗ
ﺿ ٰﻰ َ ﺗ َ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون
Öldürürler İcra etti Bilirsiniz
ع
ُ ُﯾَد َ ﻧَ َر
اك ﯾَﻛُو ُن
İtip kakar Seni görürüz Olur
ُ ُ ﯾَ ْﻛﺗ
ب َ ُﯾَ ْﻣﻧَﻌ
ون ض
ﯾَ ُﺣ ﱡ
Yazar Engel olurlar Teşvik eder
ُ ُ ﺗَ ْﻛﺗ
ب ُ ُ ﺗ َ ْﻛﺗ
ب ُ ُ اَ ْﻛﺗ
ب
Yazarsın Yazar (dş) Yazarım
60
Bilmek Vurmak Yazmak Olmak Demek Yapma
8.DERS
ِ ﺎﻣ ُﻊ اﻟﻧﱠ
َ ﺎس ِﻟ َﯾ ْو ٍم َﻻ َر ْﯾ
ب ِ َرﺑﱠﻧَﺎ اِﻧﱠ َك َﺟ
şüphe günde insanları Rabbimiz
olmayan bir araya şüphesiz
getirecek olansın Sen
BİTİŞİK ZAMİRLER
Sana,
Sizi,
ُﻛ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم
Seni,
َك َا َ ْﻧت
Size, Siz
Sizden,
Senden, Sen
Senin
Sizin
Onlara, Ona,
ُھ ْم
Onları, Onu,
ُھ ْم Onlardan,
Onlar
ُه ِه Ondan, ُھ َو O(er)
Onların Onun
Ona,
ﻲ
َ ِھ
Onu,
َھﺎ Ondan, O(dş)
Onun
َ ِﷲ ٰاﺗَﺎﻧ
َ َﻲ ا ْﻟ ِﻛﺗ
� ﺎب َو َﺟﻌَﻠَﻧِﻲ ﻧَ ِﺑﯾﺎ َ ﻗَﺎ َل اِ ِﻧّﻲ
ِ ُﻋ ْﺑد
peygamber ve beni kitap O bana Allah’ın şüphesiz dedi ki
yaptı verdi kuluyum ben
ًغ ﻗُﻠُوﺑَﻧَﺎ َﺑ ْﻌدَ ا ِْذ َھدَ ْﯾﺗَﻧَﺎ َو َھ ْب ﻟَﻧَﺎ ِﻣ ْن ﻟَدُ ْﻧ َك َرﺣْ َﻣﺔ
ْ َرﺑﱠﻧَﺎ َﻻ ﺗ ُ ِز
kalplerimizisonra
bir katından bize ihsan
et bizi hidâyete erdirdikten eğriltme
Rabbimiz
rahmet
Rabbimiz! Bizi hidâyete erdirdikten sonra
kalplerimizi eğriltme! Bize katından bir rahmet
ihsan et. (3:8)
َو ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم اَ ْﻣ َواﺗﺎ ً ﻓَﺎَﺣْ ﯾَﺎ ُﻛ ۚ ْم ﺛ ُ ﱠم ﯾُ ِﻣﯾﺗ ُ ُﻛ ْم ﺛ ُ ﱠم ﯾُﺣْ ﯾِﯾ ُﻛ ْم
Sizi sonra Sizi sonra Sizi diriltti ölüler
diriltecek öldürecek idiniz
ْ َﺎي ﻓ
ِ ُﺎر َھﺑ
ون ِ ُ َواَ ْوﻓُوا ِﺑﻌَ ْﮭ ٓدِي ا
َ وف ﺑِﻌَ ْﮭ ِد ُﻛ ْم َواِﯾﱠ
korkun Ve yalnız size olan Ben de yerine Yerine
benden ahdimi getireyim ahdimi getirin ki
Onlar sizin için bir elbise siz de onlar için bir elbise. (2:187)
130
65
ِ ﻲد
ِﯾن َ ﻟَ ُﻛ ْم دِﯾﻧُ ُﻛ ْم َو ِﻟ
benim bana sizin size
dinim de dininiz
ِ ﺳ ِﯿّﺌ َ ٍﺔ ﻓَ ِﻤ ْﻦ ﻧَ ْﻔ
َﺴﻚ َ ﺻﺎﺑَﻚَ ِﻣ ْﻦ ِ ﺴﻨَ ٍﺔ ﻓَ ِﻤ َﻦ
َ َ ﷲ َو َٓﻣﺎ ا َ ﺻﺎﺑَﻚَ ِﻣ ْﻦ َﺣ
َ َ َٓﻣﺎ ا
nefsindendir her kötülük ise sana isabet Allah’tandır her iyilik sana dokunan
eden
Sana dokunan her iyilik Allah’tandır. Sana
isabet eden her kötülük ise nefsindendir. (4:79)
131
ﺎر ُھ ْم
َ ﺻَ ﺻ ﱠﻣ ُﮭ ْم َوأ َ ْﻋ َﻣﻰ أ َ ْﺑ
َ َ ا�ُ ﻓَﺄ َ أُوﻟَﺋِ َك اﻟﱠذ
ِﯾن ﻟَﻌَﻧَ ُﮭ ُم ﱠ
ve kör kulaklarını Allah’ın kendilerini kimselerdir
işte onlar
gözlerini de
ettiği sağırlaştırdığı lanetleyip
ِ ّ َوﻗُ ْل َر
ً ب ِز ْد ِﻧﻲ ِﻋ ْﻠﻣﺎ
ilmimi artır Rabbim de ki
ﯾر
ٌ ﺷ ٌ اِﻧﱠﻧِﻲ ﻟَ ُﻛ ْم ِﻣ ْﻧﮫُ ﻧَذ
ِ َِﯾر َوﺑ
ve bir bir O’nun size şüphesiz
müjdeleyiciyim uyarıcı tarafından ben
ِ ﻋﻠَ ْﯾ َك َﺣ
ً ﺳﯾﺑﺎ ِ ا ِْﻗ َرأْ ِﻛﺗَﺎﺑَ َك ﻛ َٰﻔﻰ ِﺑﻧَ ْﻔ
َ ﺳ َك ا ْﻟﯾَ ْو َم
hesab sorucu sana bu gün nefsin yeter kitabını oku
olarak
َ ب ا ْﻟ َﻌﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ِ ّ � َر
ِ ِ ﺎي َو َﻣ َﻣﺎ ِﺗﻲ
َ َﺳ ِﻛﻲ َو َﻣﺣْ ﯾ َ ﻗُ ْل ا ﱠِن
ُ ُﺻ َﻼﺗِﻲ َوﻧ
âlemlerin Allah ve hayatım ibadetlerim namazım şüphesiz de ki
Rabbi olan içindir ölümüm
ا َ ْﻧﺗ ُ ْم
Size, Seni,
ُﻛ ْم Sizden, Siz
َك Senden, َاَ ْﻧت Sen
Sizin Senin
Onlara, Ona,
ُھ ْم Onları,
ُھ ْم ُھ َو
Onu,
Onlardan,
Onlar
ُه ِه O(er)
ِھ ْم
Ondan,
Onların Onun
Ona,
َھﺎ
Onu,
Ondan, ﻲ
َ ِھ O(dş)
Onun
ﻧَ ْد ُﺧ ُل دَ َﺧ ْﻠﻧَﺎ ﻧَ ْﻔﺗ َ ُﺢ ﻓَﺗَﺣْ ﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن Biz
َ ُﺗ َ ْد ُﺧﻠ
ون دَ َﺧ ْﻠﺗ ُ ْم َ ﺗَ ْﻔﺗ َ ُﺣ
ون ﻓَﺗَﺣْ ﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم Siz
َ ُﯾَ ْد ُﺧﻠ
ون دَ َﺧﻠُوا َ َﯾ ْﻔﺗ َ ُﺣ
ون ﻓَﺗَ ُﺣوا ھ ُﮭ ْم Onlar
68
ﻋدَﻟَ َك
َ َُﺧﻠَ ْﻘﺗَﮫ اَ ْﺑﻧَﺎ َء ُﻛ ْم
Seni düzgün yaptı Onu yarattın Oğullarınız
ﻋ ْﮭ ِد ُﻛ ْم
َ َ َا
ﺻﺎﺑَ َك اَﺣْ ﯾَﺎ ُﻛ ْم
Sizin ahdiniz Sana çarptı Sizi diriltti
ون ْ َﻓ
ِ ُﺎر َھﺑ َرﺑﱠﻧَﺎ ُا ُ ﱡﻣﮫ
Benden korkun Rabbimiz Onun annesi
ُﺳوﻟَﮫ
ُ َر ﺳ ِﻠ ٖﮫ
ُ ُر َ ُاَ ْﻧﻔ
ﺳ ُﻛ ْم
Onun elçisi Onun elçileri Sizin kendiniz
9.DERS
De ki:
“İnsanların Rabbine sığınırım. İnsanların
Melikine/mutlak hükümdarına. İnsanların
ilâhına.”
ِ اس ا ْﻟ َﺧﻧﱠ
(٤) ﺎس ْ ِﻣ ْن ﺷ ِ َّر ا ْﻟ َو
ِ ﺳ َو
o sinsice vesvese vesvesecinin şerrinden
veren
ِ ُور اﻟﻧﱠ
(٥) ﺎس ِ ﺻدُ س ﻓِﻲ ْ اﻟﱠذِي ﯾُ َو
ُ ﺳ ِو
insanların göğüslerine vesvese ki o
verir
ِ ِﻣ َن ا ْﻟ ِﺟﻧﱠ ِﺔ َواﻟﻧﱠ
(٦) ﺎس
ve gerekse gerek cinlerden
insanlardan
اِﻟَﻰ َﺣﺗﱠﻰ
sonra gelen kelime
mecrur olur (tekil ِﻣ ْن ِل
isimlerde son harfinin
harekesi esre olur).
Bazı fiiller belirli harf-i cerler ile birlikte
kullanılır ve bazen anlamları değişir:
Onu bağışladı: ( ُﻋ ْﻧﮫ َ ) Allah’a iman etti:( �
َ ﻏﻔَﺎ ٰ
ِ )ا َﻣ َن ﺑِﺎ
ٰ Onlara emniyet verdi:( ) ٰا َﻣ َن ُھ ْم
Ona inandı: ( ُ)ا َﻣ َن ﻟَﮫ
Allah’a tevbe etti: (ﷲ َ َ )ﺗOnu bağışladı:( ُﻏﻔَ َر ﻟَﮫ
ِ ﺎب اِﻟَﻰ َ )
Allah onun tevbesini kabul etti: ( ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ َ َ ) ﺗ141
َ ُﺎب ﷲ
Allah
için
�
ِِﱠ ﷲ
ِ ِل Adıyla ﺳ ِم
ْ ِﺑ ْ ِا
ﺳم ب
ِ
İnsanlara
ﺎس ِ ِل اَﻟﻧﱠ
ِ ﺎس ِﻟﻠﻧﱠ Kalemle ِﺑﺎ ْﻟﻘَ َﻠ ِم ا ْﻟﻘَﻠَ ِم ب
ِ
Müminler
için ﯾن َ ِِل ا َ ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
َ ِﯾن ِﻟ ْﻠ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ Bir kalp ٍ ﺑِﻘَ ْﻠ
ب ٍ ﻗَ ْﻠ
ب ب
ِ
ile
Köşk
gibi ﻛَﺎ ْﻟﻘَﺻ ِْر gibi َك
Taşlar
gibi َ ﻛَﺎ ْﻟ ِﺣ َﺟ
ﺎر ِة
Suçlular
gibi
َ ﻛَﺎ ْﻟ ُﻣﺟْ ِر ِﻣ
ﯾن
Ayrık Harf-i Cerler
71
içinde,
içine ﻓِﻲ -e َﺣﺗﱠﻰ
kadar
önce
ﻗَ ْﺑل
arkasında َ َﺧ ْﻠ
ف
َ ِﺳو ِﻟ ِﮫ َو ِﻟ ْﻠ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن ُ � ا ْﻟ ِﻌ ﱠزةُ َو ِﻟ َر
ِ َو ِ ﱠ
ve Resûlünün izzet oysa
Mü’minlerindir Allah’ın
ﺳ ًرا
ْ ُﺳ ِر ﯾ
ْ ُ ﻌ ْ ِإ ﱠن َﻣ َﻊ ا
ﻟ
bir zorlukla beraber
kolaylık vardır gerçekten
ت َو ُھ َو اﻟﱠذِي ﯾَ ْﻘﺑَ ُل اﻟﺗ ﱠ ْوﺑَﺔَ ﻋ َْن ِﻋ َﺑﺎ ِد ِه َوﯾَ ْﻌﻔُوﻋ َِن اﻟ ﱠ
ِ ﺳ ِﯾّﺋَﺎ
affeden kullarından tevbeyi kabul eden O
kötülükleri
ﯾم
ٍ ﺳ ِﻠ ٍ ا ِْذ َٓﺟﺎ َء َرﺑﱠﮫُ ﺑِﻘَ ْﻠ
َ ب
bir
kalple Rabbine gelmişti hani
selîm
ﷲ
ِ ب ِ َﺟﻌَ َل ﻓِﺗْﻧَﺔَ اﻟﻧﱠ
ِ ﺎس َﻛ َﻌذَا
Allah’ın insanların değerlendirir
azabı gibi işkencesini
اﻟرﯾَﺎ َح ﺑُﺷْرا ً ﺑَ ْﯾ َن ﯾَد َْي َرﺣْ َﻣ ِﺗ ِﮫ َ َو ُھ َو اﻟﱠ ٓذِي اَ ْر
ّ ِ ﺳ َل
rahmetinin önünde bir müjde olarak rüzgârları gönderen O’dur
ﯾم ِ ﻋذَا
ِ ب ا ْﻟ َﺣ ِﻣ ِ ْق َرأ
َ ﺳ ِﮫ ِﻣ ْن َ ﺻﺑﱡوا ﻓَ ْو
ُ ﺛ ُ ﱠم
kaynar su azabından başının üstüne dökün sonra
ُﻛ ِ ّل
Her, hepsi, bütün manalarına gelir. Kendinden
sonra gelen isimle isim tamlaması yapar.
150
75
ظ ْﻠ َم ا ْﻟﯾَ ْو َم
zulüm
َ اَ ْﻟﯾَ ْو َم ﺗُﺟْ ٰزى ُﻛ ﱡل ﻧَ ْﻔ ٍس ِﺑ َﻣﺎ َﻛ
ُ ﺳﺑَتْ َﻻ
bugün yoktur kazandığıyla her nefis cezalandırılır bugün
ٍ ﺷﻛ
ُور َ ﺻﺑﱠ ٍﺎر ٍ ِإ ﱠن ِﻓﻲ ذَ ِﻟ َك َﻵَ َﯾﺎ
َ ت ِﻟ ُﻛ ِ ّل
çok çok sabreden elbette bunda şüphesiz
şükreden herkes için ibretler vardır
َ ُﻛ ِ ّل
ﺻﺑﱠ ٍﺎر ﺑَ ْﯾ َن ﯾَد َْى �
ِِﱠ
Her sabırlı Önünde Allah için
َ ُﻛ ﱠل
ﺷ ْﻲ ٍء ت
ِ ﺎوا
َ ﺳ َﻣ
َﻣﺎ ِﻓﻰ اﻟ ﱠ ﺳو ِﻟ ِﮫ
ُ ِﻟ َر
Her şey Göklerde ne varsa Onun elçisi için
ﺳ ِﻠ ٍ
ﯾم ِﺑﻘَ ْﻠ ٍ
ب َ ﻓَ ْو َ
ق َراْ ِ
ﺳ ِﮫ ﻋ َْن ِﻋﺑَﺎد ِٖه
Sağlam, temiz
kalp ile Başının üzerinde Onun kullarından
ﺳ �ﻣﻰ
ُﻣ َ ﺳ ِﮫ ﻓَ ْو َ
ق َرأْ ِ ﯾَ ْطﺑَ ُﻊ
Belirli Başın üstüne Mühürler
اَﺣْ َ ﺳﺑْتُ
َﺣ ِ ا َ ْﻛذ ُ
ِب َﻛذَﺑْتُ اَﻧَﺎ
Ben
ب
ﺳ ُ
ب
ﺳ ُﺗَﺣْ َ ﺳ ْﺑتَ
َﺣ ِ ﺗ َ ْﻛذ ُ
ِب َﻛذَ ْﺑتَ اَ ْﻧتَ Sen
ب
ﺳ َ
َﺣ ِ ﯾَ ْﻛذ ُ
ِب َﻛذَ َ
ب ُھ َو )O(er
ب
ﺳ ُ
ﯾَﺣْ َ
ب ﺗَﺣْ َ
ﺳ ُ ﺳ َﺑتْ
َﺣ ِ ﺗَ ْﻛذ ُ
ِب َﻛذَﺑَتْ ﻲ
ِھ َ )O(dş
ب ﻧَﺣْ َ
ﺳ ُ ﺳ ْﺑﻧَﺎ
َﺣ ِ ﻧَ ْﻛذ ُ
ِب َﻛذَ ْﺑﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن Biz
ﺗَﺣْ َ
ﺳﺑ ُ َ
ون ﺳ ْﺑﺗ ُ ْم
َﺣ ِ ﺗَ ْﻛ ِذﺑُ َ
ون َﻛذَ ْﺑﺗ ُ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم Siz
ﺳﺑ ُ َ
ون ﯾَﺣْ َ ﺳﺑُوا
َﺣ ِ ﯾَ ْﻛ ِذﺑُ َ
ون َﻛذَﺑُوا ھ ُﮭ ْم Onlar
78
10.DERS
َ ﺳ ٍد ِإذَا َﺣ
(٥) َﺳد ِ َو ِﻣ ْن ﺷ ِ َّر َﺣﺎ
hased zaman hasedçinin ve
ettiği şerrinden
ً ق َﺧ ْوﻓﺎ ً َو َط َﻣﻌﺎ
َ ُھ َواﻟﱠذِي ﯾُ ِرﯾ ُﻛ ُم ا ْﻟﺑَ ْر
ve ümit korku şimşeği size gösteren O’dur
içinde
Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren O’dur. (13:12)
ِ ْ ﻲ ِ َو
اﻻ ْﺑﻛ َِﺎر ِ َﺳ ِﺑّـﺢْ ِﺑﺎ ْﻟﻌ
ّ ﺷ ْ َو
َ اذﻛ ُْر َرﺑﱠ َك َﻛﺛِﯾرا ً َو
sabah akşam ve tesbih çokça Rabbini zikret
et
Rabbini çokça zikret ve akşam–sabah tesbih et! (3: 41)
ٌاﺟﻔَﺔ ٌ ُﻗُﻠ
ِ وب ﯾَ ْو َﻣﺋِ ٍذ َو
titreyecek o gün kalpler
َ ب ا ْﻟ َﻌﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ُ ﯾَ ْو َم ﯾَﻘُو ُم اﻟﻧﱠ
ِ ّ ﺎس ِﻟ َر
âlemlerin insanların divan günde
Rabbi için duracakları
ٌ َو َﻣﺎ ٰھ ِذ ِه ا ْﻟ َﺣ ٰﯾوةُ اﻟدﱡ ْﻧﯾَٓﺎ ا ﱠِﻻ ﻟَﮭ ٌْو َوﻟَ ِﻌ
ب
ve başka dünya bu değildir
oyundan eğlence bir şey hayatı
ﺻ ُرا َ ْﻧ ُ ﻧَ َ
ﺻ ْرتُ ا َ ْظ ِﻠ ُم َظﻠَ ْﻣتُ اَﻧَﺎ Ben
ﺗ َ ْﻧ ُ
ﺻ ُر ﻧَ َ
ﺻ ْرتَ ﺗ َ ْظ ِﻠ ُم َظﻠَ ْﻣتَ اَ ْﻧتَ Sen
ﯾَ ْﻧ ُ
ﺻ ُر ﻧَ َ
ﺻ َر ﯾَ ْظ ِﻠ ُم َظﻠَ َم ُھ َو )O(er
ﺗ َ ْﻧ ُ
ﺻ ُر ﻧَ َ
ﺻ َرتْ ﺗ َ ْظ ِﻠ ُم َظﻠَ َﻣتْ ﻲ
ِھ َ )O(dş
ﻧَ ْﻧ ُ
ﺻ ُر ﺻ ْرﻧَﺎ
ﻧَ َ ﻧَ ْظ ِﻠ ُم َظﻠَ ْﻣﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن Biz
ﺗ َ ْﻧ ُ
ﺻ ُر َ
ون ﻧَ َ
ﺻ ْرﺗ ُ ْم ﺗ َ ْظ ِﻠ ُﻣ َ
ون َظﻠَ ْﻣﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم Siz
ون ﯾَ ْﻧ ُ
ﺻ ُر َ ﻧَ َ
ﺻ ُروا ﯾَ ْظ ِﻠ ُﻣ َ
ون َظﻠَ ُﻣوا ھ ُﮭ ْم Onlar
ﻟَﮭ ٌْو ﺿ ّر ا ً
َ ﺑَل
Hayır, aksineben
Eğlence Zarar
ٍ َُﻣﺣْ ﻔ
وظ َ َا ْﻟﻔ
ُﺳﺎد ُ َﺧﺎ ِﻟ
ﻖ
Korunmuş Bozgunculuk Yaratan
ٌ ُم ِﺣﯾ
ط ْ َﻓ
ﺿ ًﻼ َﺧ ْوﻓًﺎ
Kuşatan Lütuf Korku için
َ اﻟﻧﱠ
ﺎس ٌ ُﻗُﻠ
وب ا ْﻟ َﻣﻼَﺋِﻛَﺔ
İnsanlar Kalpler Melekler
ِْ
اﻻ ْﺑﻛ َِﺎر ﻋﻧُ ِﻘ ِﮫ
ُ َظ َﮭ َر
Sabah Boynuna Alenileşti
ا ْﻟ َﻣ ْﮭ ِد ﺷدًا
َ َر ٌ ُﻣ ِﺣﯾ
ط
Beşikte Fayda Kuşatmış
87
11.DERS
Allah’ın yardımı ve
fetih geldiği zaman, Ve insanların, bölük bölük Allah’ın
dinine girdiklerini görünce Rabbini hamd ile tesbih et
ve O’ndan mağfiret dile. Zira O, tevbeleri çok kabul
edendir.
FİİL CÜMLESİ:
İçinde en az bir fiil olan cümledir. Fiiller
şahıslara ve zamana göre çekilir. Akılsız
çoğullar tekil dişil olarak kabul edilir.
ﯾن َ ا ْﻟ ُﻣ ْر
َ ﺳ ِﻠ اﻟﺣﺟْ ِر
ِ ﺎب ْ َا
ُ ﺻ َﺣ َ َﻛذﱠ
ب َوﻟَﻘَ ْد
Elçileri Hicr halkı Yalanladı Andolsun
َ اﻟر ْز
ق ِّ ُ ﺳ
ط ُ ﯾَ ْﺑ َ َا
� ا ﱠِن
Rızkı Genişletir Allah Şüphesiz
ُ َﷲ َﻣﺎ َﻻ ﯾ
ﺿ ﱡر ُھ ْم َو َﻻ ﯾَ ْﻧﻔَﻌُ ُﮭ ْم ِ ُون ِﻣ ْن د
ِ ُون َ َوﯾَ ْﻌﺑُد
ve fayda zarar veremeyecek Allah’ı tapıyorlar
sağlamayacak şeylere bırakıp
َ ﻓَﻘَﺎ َل ا ْﻟ َﻣ َﻸ ُ اﻟﱠذ
ِﯾن َﻛﻔَ ُروا ِﻣ ْن ﻗَ ْو ِﻣ ِﮫ
kavminden kâfirler ileri gelen dediler ki
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki. (11:27)
َ ﺳـ�ﻠُ ُﻛ ْم
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ ِﻣ ْن اَﺟْ ٍر ْ َ َو َٓﻣﺎ ا
herhangi ona sizden
bir ücret karşılık istemiyorum
َ ﺳﺄ َ ُل أَﯾﱠ
ﺎن ﯾَ ْو ُم ا ْﻟ ِﻘﯾَﺎ َﻣ ِﺔ ْ َﯾ
kıyâmet günü ne zamanmış sorar
diye
ِ ت َو ْاﻷ َ ْر
ض ب اﻟ ﱠ
َ ﺳ َﻣ
ِ ﺎوا َ ا� ﯾَ ْﻌﻠَ ُم
َ ﻏ ْﯾ َ ِإ ﱠن ﱠ
ve göklerin gaybını/ bilir Allah kuşkusuz
yerin gizliliklerini
28
92
Muzari Mazi Muzari Mazi
ﻧَﺎ ْ ُم ُر ا َ َﻣ ْرﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن ٰا ُﻣ ُر ُا َ َﻣ ْرت اَﻧَﺎ
Emrederiz Emrettik Biz Emrederim Emrettim Ben
َ ﺗَﺎ ْ ُﻣ ُر
ون ا َ َﻣ ْرﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗَﺎ ْ ُم ُر َا َ َﻣ ْرت َا َ ْﻧت
Emredersiniz Emrettiniz Siz Emredersin Emrettin Sen
َ ﯾَﺎ ْ ُﻣ ُر
ون ا َ َﻣ ُروا ھ ُﮭ ْم ﯾَﺎ ْ ُم ُر ا َ َﻣ َر ُھ َو
Emrederler Emrettiler Onlar Emreder Emretti O(er)
ﻧَ ْﻛﻔُ ُر َﻛﻔَ ْرﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن ا َ ْﻛﻔُ ُر َُﻛﻔَ ْرت اَﻧَﺎ
İnkar ederiz İnkar ettik Biz İnkar ederim İnkar ettim Ben
ِ َﺧ
ﺳ َر ﯾَ ْﻌﻠَ ُم اَﺟْ ٍر
Kaybetti Bilir Karşılık
َ ََﺧﻠ
ﻖ ﯾَ ْﻧﻔَﻌُ ُﮭ ْم اِذَا
Yarattı Onlara fayda verir Olacağı zaman
س
َ اﻟﺷ ْﱠﻣ ْ َﻧ
ُﺷ َﮭد ﺳﺎَﻟُ ُﻛ ْم
ْ َا
Güneş Şahitlik ederiz Sizden isterim
ﺻدَﻗَ ُﻛ ُم
َ ﻓَﺗ َ ُﺣوا ُ َا
ﺷدﱠ ُه
Sizi doğruladı Açtılar Olgunluk çağı
َ َ َﻛﺗ
ب ﻗَﺎﻟُوا ِ ّ ِﺑﺎ ْﻟ َﺣ
ﻖ
Yazdı Dediler Hak ile, gerçek olarak
َ ُﻛَﺎ ِذﺑ
ون ﻗُل ِ َِﻟﻘ
ﺎء
Yalancılar De Kavuşma
َ ﻟَ ْﯾ
س ا ْﻟ ِﻘﯾَﺎ َﻣ ِﺔ ﺗ َ ْﻌﻠَ ْم
Değil Kıyamet Bilmen
ﺗ َ َر ْﻛﻧَﺎ َ ﻛ
َﺎن َﺟﺎ َء َك
Terk ettik Oldu, -dır, -dir Sana geldi
12.DERS
FİİL ÇEKİM TABLOSUNUN KULLANILMASI
34
95
1a: Bu bölümde yer alan fiillerin mazi ve muzari
çekimlerinde orta harfin harekesi üstündür.
Mastar İsmi Mef'ul İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ٌ َﺑ ْﻌ
ث ٌ َُﻣ ْﺑﻌ
وث ٌ َﺑﺎ ِﻋ
ث اِ ْﺑﻌَ ْث ُ َﯾ ْﺑ َﻌ
ث َ َﺑ َﻌ
ث
َﺟ ْﻌ ٌل َﻣﺟْ ﻌُو ٌل َﺟﺎ ِﻋ ٌل اِﺟْ ﻌَ ْل ﯾَﺟْ ﻌَ ُل َﺟﻌَ َل
ٌﺗ َ ْرك ٌَﻣﺗْ ُروك ٌﺗ َ ِﺎرك اُﺗْ ُر ْك َُﯾﺗْ ُرك ﺗَ َر َك
terk terk terk terk terk terk
etmek edilen eden et eder etti
ٌ َﺧ ْر
ج ٌ َﻣ ْﺧ ُرو
ج ٌ َﺧ ِﺎر
ج ْا ُ ْﺧ ُرج ُ ﯾَ ْﺧ ُر
ج َﺧ َر َج
ﺻ ْﺑ ٌر
َ ﺻﺑُو ٌر
ْ َﻣ ْ ِا
ﺻﺑِ ْر ﺻﺑِ ُر
ْ َﯾ ﺻﺑَ َر
َ
ﺻﺎ ِﺑ ٌر
َ
ْ َﺧ
ﺳ ٌر ور
ٌ ﺳُ َﻣ ْﺧ ِ َﺧﺎ
ﺳ ٌر َ ا ِْﺧ
ﺳ ْر َ ﯾَ ْﺧ
ﺳ ُر ِ َﺧ
ﺳ َر
ٌ ﻗُ ْر
ب ٌ َﻣ ْﻘ ُر
وب ٌ ﻗَ ِﺎر
ب ا ُ ْﻗ ُر ْب ُ َﯾ ْﻘ ُر
ب َ ﻗَ ُر
ب
yaklaşmak yaklaşılan yaklaşan yaklaş yaklaşır yaklaştı
ٌ ور
ث ٌ َو ِار
ث ُ ﯾَ ِر
ث َ َو ِر
ث
----- ِ ُﻣ -----
miras alınan miras
-----
alan
----- miras alır miras aldı
ع
ﯾَدُ ﱡ دَ ﱠ
ع َﯾ ِﺿ ﱡل َ
ﺿ ﱠل
itip
kakmak iter itti sapmak sapar saptı
ﯾَﺑُ ﱡ
ث ﺑَ ﱠ
ث ﻖ
ﯾَ ِﺣ ﱡ ﻖ
َﺣ ﱠ
dağıtmak dağıtır dağıttı hak olmak hak olur hak oldu
98
1h: Bu bölümde fiillerin ilk harfi vav’dır. Mazi çekimlerde
orta harfin harekesi genellikle üstündür, muzari
çekimlerde ise genellikle esredir.
Anlamı Muzari Mazi Anlamı Muzari Mazi
ُ ﯾَ ِﻌ
ظ َ ﻋ
ظ َ َو ُﯾَ ِﻌد َﻋد
َ َو
Öğüt Öğüt vaat
vermek Öğüt verir verdi etmek vaat eder vaat etti
ُ ﯾَ ُز
ور َ َز
ار ُﯾَ ُﻣوت ََﻣﺎت
ziyaret ziyaret
ziyaret eder ölür ölmek öldü
etmek etti
ُ َﯾﻌُوذ َﻋﺎذ
َ ُ ﯾَ َﺧ
ﺎف َ َﺧ
ﺎف
sığınır sığınmak sığındı korkar korkmak korktu
99
1j: Bu bölümde fiillerin son harfi elif, vav veya ye’dir.
Mazi çekimlerde orta harfin harekesi üstündür, muzari
çekimlerde ise üstün, esre veya ötredir. Sondaki elif
vav’a döner; sondaki elif maksura ye’ye döner;
sondaki ye elif masura’ya döner.
Muzari Anlamı Mazi Muzari Anlamı Mazi
1j: Bu bölümde fiillerin son harfi elif, vav veya ye’dir. Mazi
çekimlerde orta harfin harekesi üstündür, muzari
çekimlerde ise üstün, esre veya ötredir. Sondaki elif
vav’a döner; sondaki elif maksura ye’ye döner; sondaki
ye elif masura’ya döner.
Muzari Anlamı Mazi Muzari Anlamı Mazi
َ ﯾَ ْر
ﺿﻰ ﻲ
َ َر ِﺿ ﯾَﺗْﻠُو ﺗَ َﻼ
razı olur razı olmak razı oldu okur okumak okudu
َ ﯾَ ْﻧ
ﺳﻰ ﻲ ِ َﻧ
َ ﺳ ﯾَ ْﻌﻔُو ﻋﻔَﺎ
َ
unutur unutmak unuttu affeder affetmek affetti
13.DERS
َ ﺳ
ْ ﺎن ﻟَ ِﻔﻲ ُﺧ
﴾٢﴿ﺳ ٍر ِ ْ ﴾ ا ﱠِن١﴿َوا ْﻟﻌَﺻ ِْر
َ اﻻ ْﻧ
kesin bir ziyan insan gerçekten asra yemin olsun
içindedir
ﺻ ْوا ﺑِﺎﻟ ﱠ
﴾٣﴿ ﺻ ْﺑ ِر ِ ّ ﺻ ْوا ﺑِﺎ ْﻟ َﺣ
َ ﻖ َوﺗ َ َوا َ َوﺗَ َوا
birbirlerine
sabrı ve birbirlerine hakkı
tavsiye edenler tavsiye edenler
Asra yemin olsun,
Gerçekten insan kesin bir ziyan içindedir. Ancak iman
edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye
edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler
müstesna.
YEMİN HARFLERİ:
48
102
ﺳ ٰﺟﻰ
َ ﺿ ٰﺣﻰ َواﻟﱠ ْﯾ ِل اِذَا
َواﻟ ﱡ
kuşluk vaktine
sakinleştiği zaman geceye yemin ederim
ْ َ ﺢ إِذَا أ
ﺳﻔَ َر َواﻟﻠﱠ ْﯾ ِل ِإ ْذ أَ ْد َﺑ َر َواﻟ ﱡ
ِ ﺻ ْﺑ
ağardığı vakit ve sabaha dönüp zaman geceye
andolsun gittiği
ِ ﺿ َﻼ ِﻟ َك ا ْﻟﻘَد
ِﯾم ِ ﻗَﺎﻟُوا ﺗَﺎ
َ � اِﻧﱠ َك ﻟَ ِﻔﻲ
eski hâlâ şaşkınlığındasın vallah dediler ki
i
gerçekten sen
Dediler ki: “Vallahi, gerçekten sen hâlâ eski
şaşkınlığındasın!”(12:95) 49
ِ ﻓَ َﻼ أ ُ ْﻗ
ِ ﺳ ُم ِﺑ َﻣ َواﻗِ ِﻊ اﻟﻧﱡ ُﺟ
وم
yıldızların yerlerine yemin ederim
ki
ْ َﻓَ ِﺈﻧﱠﮫُ ﯾ
َ ﺳﻠُكُ ِﻣ ْن ﺑَ ْﯾ ِن ﯾَدَ ْﯾ ِﮫ َو ِﻣ ْن َﺧ ْﻠ ِﻔ ِﮫ َر
ﺻدًا Arka َ َﺧ ْﻠ
ف
gözcüler ve ardından onun (peygamberin) salar çünkü O
önünden
Çünkü O, onun önünden ve arkasından gözcüler salar.
ِ� ﺳ ﱠﺠﺪًا
ُ ﺸ َﻤﺎﺋِ ِﻞ ِ ﯾَﺘَﻔَﯿﱠﺄ ُ ِظ َﻼﻟُﮫُ ﻋ َِﻦ ْاﻟﯿَ ِﻤ
ﯿﻦ َواﻟ ﱠ Sağ ﯾَ ِﻣ ْﯾ ٌن
Allah’a secde ve sola sağa gölgeleri dönerler
ederek
Gölgeleri Allah’a secde ederek sağa ve sola
dönerler.
َ ﺷ َﻣﺎ ِل ِﻋ ِز
ﯾن ِ ﻋ َِن ا ْﻟﯾَ ِﻣ
ّ ِ ﯾن َوﻋ َِن اﻟ
bölükler halinde sollu sağlı
Sol ﺷ َﻣﺎ ٌل
ِ
Sağlı sollu bölükler halinde.
َ ُﻗُ ِل ﷲ
ﺷ ِﮭﯾدٌ ﺑَ ْﯾﻧِﻲ َوﺑَ ْﯾﻧَ ُﻛ ْم
benimle sizin şahiddir Allah de ki
Arasında ﺑَ ْﯾ َن
aranızda
ث اَ ٰﺗﻰ
ُ ﺎﺣ ُر َﺣ ْﯾ
ِ ﺳَو َﻻ ﯾُ ْﻔ ِﻠ ُﺢ اﻟ ﱠ Her nerede ُ َﺣ ْﯾ
ث
varsa nereye büyücü ise iflah olmaz
ِ ﺻ ْﻠ
ِ ِب َواﻟﺗ ﱠ َراﺋ
ب ُ ﯾَ ْﺧ ُر
ج ِﻣ ْن ﺑَ ْﯾ ِن اﻟ ﱡ
(kadının) (erkeğin) bel arasından çıkar
göğüs kemiği kemiği ile
ﺷ َﻣﺎ ِﻟ ِﮫ ﻓَﯾَﻘُو ُل ﯾَﺎ ﻟَ ْﯾﺗَﻧِﻲ ﻟَ ْم أُوتَ ِﻛﺗَﺎﺑِﯾَ ْﮫ َ َِوأ َ ﱠﻣﺎ َﻣ ْن أُوﺗ
ِ ﻲ ِﻛﺗَﺎﺑَﮫُ ِﺑ
kitabım bana keşke der ki solundan kitabı verilen kimse ise
verilmeseydi
Kitabı solundan verilen kimse ise der ki:
“Keşke kitabım bana verilmeseydi! (69:25)
َ ظ
ون َ ِﯾن ُھ ْمﻋ َٰﻠﻰ
ُ ِﺻﻠَ َوا ِﺗ ِﮭ ْم ﯾُ َﺣﺎﻓ َ َواﻟﱠذ
muhafaza ederler namazlarını onlar ki
َ ُب ُﻣﻧَﺎﻓِﻘ
ون ِ َو ِﻣ ﱠﻣ ْن َﺣ ْوﻟَ ُﻛ ْم ِﻣ َن ْاﻻَﻋ َْرا
münafık olanlar bedevilerden vardır çevrenizdeki
ُ ﷲ ﺗ ُ ْر َﺟ ُﻊ ْاﻻ ُ ُﻣ
ور ِ ﯾَ ْﻌﻠَ ُم َﻣﺎ ﺑَ ْﯾ َن اَ ْﯾد
ِ ِﯾﮭ ْم َو َﻣﺎ َﺧ ْﻠﻔَ ُﮭ ْم َواِﻟَﻰ
bütün döndürülür Allah`a ve arkalarındakini önlerindekini (önlerinden (Allah)
işler (geride bıraktıklarını) gönderdiklerini) bilir
ْ َ ا ِْذ َٓﺟﺎ ُؤ ُﻛ ْم ِﻣ ْن ﻓَ ْو ِﻗ ُﻛ ْم َو ِﻣ ْن ا
ﺳﻔَ َل ِﻣ ْﻧ ُﻛ ْم hani
ve alt tarafınızdan üst tarafınızdan onlar size gelmişlerdi
َ ﻓَ ْو
ق ِ ا ُ ْﻗ
ﺳ ُم اﻟذﱠﻛ ََر
Üzerinde Yemin ederim Erkek
ِ ا ْﻟﻘَد
ِﯾم ور ﺷ َﻣﺎل
ِ
Eski İşler Sol
ﺻ ِدّﻗًﺎ
َ ُﻣ ﺑَ ْﯾ َن ﯾَد َْي ِ اﻟﻧﱡ ُﺟ
وم
Doğrulayıcı olarak Önünde Yıldızlar
َ ُُﻣﻧَﺎﻓِﻘ
ون ِ ﺗَﺎ
� اَﻟﻧﱠ َﮭ ِﺎر
Münafıklar Allah’a andolsun Gündüz
َُوﺟْ ﮫ َﺗَﺣْ ت �
ِ َو
Yüz Altında Allah’a andolsun
ْ َﻧ
ﺻ ِﺑ ُر ﺻﺑَ ْرﻧَﺎ
َ ﻧَﺢْ ُن ْ َا
ﺻ ِﺑ ُر ُﺻﺑَ ْرت
َ اَﻧَﺎ
Sabrederiz Sabrettik Biz Sabrederim Sabrettim Ben
ون ْ َﺗ
َ ﺻ ِﺑ ُر ﺻﺑَ ْرﺗ ُ ْم
َ ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ْ َﺗ
ﺻ ِﺑ ُر َﺻﺑَ ْرت
َ َا َ ْﻧت
Sabredersiniz Sabrettiniz Siz Sabredersin Sabrettin Sen
َ ﺻ ِﺑ ُر
ون ْ َﯾ ﺻﺑَ ُروا
َ ھ ُﮭ ْم ﺻﺑِ ُر
ْ َﯾ ﺻﺑَ َر
َ ُھ َو
Sabrederler Sabrettiler Onlar Sabreder Sabretti O(er)
ْ َﺗ
ﺻﺑِ ُر ْﺻﺑَ َرت
َ ﻲ
َ ِھ
Sabreder Sabretti O(dş)
ﻧَﺣْ ِﻣ ُل َﺣ َﻣ ْﻠﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن اَﺣْ ِﻣ ُل َُﺣ َﻣ ْﻠت اَﻧَﺎ
Taşırız Taşıdık Biz Taşırım Taşıdım Ben
َ ُﺗَﺣْ ِﻣﻠ
ون َﺣ َﻣ ْﻠﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗَﺣْ ِﻣ ُل ََﺣ َﻣ ْﻠت َاَ ْﻧت
Taşırsınız Taşıdınız Siz Taşırsın Taşıdın Sen
َ َُﯾﺣْ ِﻣﻠ
ون َﺣ َﻣﻠُوا ھ ُﮭ ْم َﯾﺣْ ِﻣ ُل َﺣ َﻣ َل ُھ َو
Taşırlar Taşıdılar Onlar Taşır Taşıdı O(er)
ِ ﺻ َﻼﺗِ ِﮭ ْم َﺧﺎ
َ ُ ﺷﻌ
َ ﴾ َواﻟﱠذ٢﴿ ون
ِﯾن ُھ ْم َ ﻓِﻲ
onlar ki namazlarında
huşu içinde olanlardır
﴾٥﴿ َ ظ
ون ُ وﺟ ِﮭ ْم َﺣﺎ ِﻓ
ِ ِﯾن ُھ ْم ِﻟﻔُ ُر َ ُﻓَﺎ ِﻋﻠ
َ ﴾ َواﻟﱠذ٤﴿ ون
koruyanlardır ırzlarını onlar ki verenlerdir
Mü’minler gerçekten
kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki namazlarında huşu içinde olanlardır.
Onlar ki boş şeylerden yüz çevirenlerdir. Onlar ki, zekâtı verenlerdir.
Onlar ki ırzlarını koruyanlardır.
ÇOĞUL KELİMELER:
68
112
Eril Çoğullar Mansub - Mecrur Merfu İsim
ﺳ ِﻠ ٌم
ْ ُﻣ
Müslüman
erkekler
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن ْ ُﻣ َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ون ْ ُﻣ
Gönderilenler َ ﺳ ِﻠ
ﯾن َ ُﻣ ْر َ ُﺳﻠ
ون َ ُﻣ ْر ﺳ ٌل
َ ُﻣ ْر
َ ُوﻟٓ ِﺋ َك ُھ ُم ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
� ون َﺣـﻘﺎ ٰ ُا
gerçek Mü’minler onlardır işte
َ ظﺎ ِﻟ ُﻣ
ون َ َوا ْﻟﻛَﺎﻓِ ُر
ون ُھ ُم اﻟ ﱠ
zalimlerin ta kendileridir kâfirler
َ ﺳ ُر
ون ِ ﺷ ْﯾ َط
ِ ﺎن ُھ ُم ا ْﻟ َﺧﺎ َ أَ َﻻ ِإ ﱠن ِﺣ ْز
ب اﻟ ﱠ
hüsrana şeytanın kesinlikle dikkat
uğrayanlardır taraftarları edin
ِ ْب ا ْﻟ ُﻣﺣ
َ ِﺳﻧ
ﯾن َ ا ﱠِن
ﷲ ﯾُ ِﺣ ﱡ
iyilik sever Allah şüphesiz
yapanları
ۢ ٍ ﺿ ُﮭ ْم اَ ْو ِﻟ َﯾٓﺎ ُء َﺑ ْﻌ
ض َ َُوا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ُ ون َوا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧَﺎتُ َﺑ ْﻌ
birbirlerinin ve Mü’min Mü’min erkekler
velileridirler kadınlar
َ ﺎﺟد
ُون ون اﻟ ﱠ
ِ ﺳ ون ﱠ
َ ُاﻟرا ِﻛﻌ ُون اﻟ ٓﱠ
َ ﺳﺎﺋِ ُﺣ ِ ُون ا ْﻟ َﺣ
َ ﺎﻣد َ ُاَﻟﺗٓﱠﺎﺋِﺑ
َ ون ا ْﻟﻌَﺎﺑِد
secdeye rükû edenler hamd
(cihad için) ibadet tevbe edenler
kapananlar seyahat edenler edenler edenler
ِ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ ِﻣ َن ا ْﻟ َﺣ ِﻣ
ﯾم َ ُون ﻓَﺷ َِﺎرﺑ
َ ون َ ط َ ﻓَ َﻣﺎ ِﻟﺋ
ُ ُُون ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ا ْﻟﺑ
kaynar sudan üzerine de içeceksiniz karınlarınızı ondan dolduracaksınız
َ ِﺳ ِرﻓ
ﯾن ﺳ ِرﻓُوا اِﻧﱠﮫُ َﻻ ﯾُ ِﺣ ﱡ
ْ ب ا ْﻟ ُﻣ ْ ُ َو ُﻛﻠُوا َواﺷ َْرﺑُوا َو َﻻ ﺗ
israf edenleri sevmez şüphesiz fakat israf etmeyin için yiyin
o (Allah)
ْ َرﯾن ﺑِ ْﺎﻻ
ﺳ َﺣ ِﺎر ْ ﯾن َوا ْﻟ ُﻣ
َ ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ َ ِﯾن َوا ْﻟﻘَﺎﻧِﺗ
َ ﯾن َوا ْﻟ ُﻣ ْﻧ ِﻔ ِﻘ َ ِﺻﺎ ِدﻗ
ﯾن َواﻟ ﱠ اَﻟ ﱠ
َ ﺻﺎ ِﺑ ِر
seherlerde ve bağışlama infak edenler kulluk/itaat dosdoğru (onlar)
dileyenlerdir edenler olanlar sabredenler
Müjdeleyiciler َ ﺷ ِّر
ﯾن ِ َُﻣﺑ َ ﺷ ُّر
ون ِ ُﻣ َﺑ ﺷ ٌّر
ِ َُﻣﺑ
Gönderilenler َ ُ ﺳﻠ
ون َ ُﻣ ْر َ ُ ﺳﻠ
ون َ ُﻣ ْر ﺳل
َ ُﻣ ْر
Teslim olanlar
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن ْ ُﻣ َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ون ْ ُﻣ ْ ُﻣ
ﺳ ِﻠ ٌم
َ ُﻣ ْﻔ ِﻠ ِﺣ
ﯾن َ ُﻣ ْﻔ ِﻠ ُﺣ
ون ُﻣ ْﻔ ِﻠ ٌﺢ
Başaranlar
Övenler َ ﺎﻣد
ِﯾن ِ َﺣ َ ﺎﻣد
ُون ِ َﺣ ٌﺎﻣد
ِ َﺣ
Zarar edenler
ِ َﺧﺎ
َ ﺳ ِر
ﯾن ون ِ َﺧﺎ
َ ﺳ ُر ِ َﺧﺎ
ﺳ ٌر
Doğru
söyleyenler
َ ﺻﺎ ِد ِﻗ
ﯾن َ َ ُﺻﺎ ِدﻗ
ون َ ق
ٌ ﺻﺎ ِد
َ
15.DERS
(٢)ت ِو ْﻗ ًرا
ِ ﺎﻣ َﻼ ِ َواﻟذﱠ ِارﯾَﺎ
ِ ( ﻓَﺎ ْﻟ َﺣ١)ت ذَ ْر ًوا
ağır yüklü savurdukça savuranlara
(bulut)lara andolsun
( إِﻧﱠ َﻣﺎ٤)ت أ َ ْﻣ ًرا ّ ِ َ( ﻓَﺎ ْﻟ ُﻣﻘ٣)ﺳ ًرا
ِ ﺳ َﻣﺎ ِ ﻓَﺎ ْﻟ َﺟ ِﺎرﯾَﺎ
ْ ُت ﯾ
kesinlikle işleri taksim edenlere kolayca akıp gidenlere
َ ّ( َو ِإ ﱠن اﻟد٥)ق
(٦)ِﯾن ﻟَ َواﻗِ ٌﻊ َ َُون ﻟ
ٌ ﺻﺎ ِد َ ﻋدَ ﺗُو
gerçekleşecektir ceza ve doğrudur size va’dedilen
mutlaka
Savurdukça
savuranlara, ağır yüklü (bulut)lara, kolayca akıp
gidenlere, işleri taksim edenlere andolsun, size
va’dedilen kesinlikle doğrudur. Ve ceza, mutlaka
gerçekleşecektir.
120
DİŞİL ÇOĞUL
85
Gönderilenler ٍ َﺳﻼ
ت َ ُﻣ ْر ٌﺳﻼَت
َ ُﻣ ْر ٌﺳﻠَﺔ
َ ُﻣ ْر
ٍ ﺻﺎ ِدﻗَﺎ
ت َ ٌﺻﺎ ِدﻗَﺎت
َ ٌﺻﺎ ِدﻗَﺔ
َ
Doğru kadınlar
121
Dişil Çoğullar Mansub - Mecrur Merfu İsim
Salih
ت
ٍ ﺻﺎ ِﻟ َﺣﺎ
َ ٌﺻﺎ ِﻟ َﺣﺎت
َ ٌﺻﺎ ِﻟ َﺣﺔ
َ
kadınlar
Sabreden ت
ٍ ﺻﺎﺑِ َرا
َ ٌﺻﺎ ِﺑ َرات
َ ٌﺻﺎﺑِ َرة
َ
kadınlar
ٍ ﺿ ُﮭ ْم ِﻣ ْن ﺑَ ْﻌ
ض َ ُا َ ْﻟ ُﻣﻧَﺎﻓِﻘ
ُ ون َوا ْﻟ ُﻣﻧَﺎﻓِﻘَﺎتُ ﺑَ ْﻌ
birbirlerindendir ve münafık kadınlar münafık erkekler
َ ُ ض ُﻛ ﱞل ﻟَﮫُ ﻗَﺎﻧِﺗ
ون ِ ت َو ْاﻻَ ْر َوﻟَﮫُ َﻣ ْن ﻓِﻲ اﻟ ﱠ
ِ ﺳ ٰﻣ َوا
boyun eğmiştir O’na hepsi ve yerdeki göklerdeki herkes O’nundur
ﺳ ٰطﻰ
ْ ﺻ ٰﻠو ِة ا ْﻟ ُو ِ ﺻﻠَ َوا
ت َواﻟ ﱠ ﻋﻠَﻰ اﻟ ﱠ ُ َِﺣﺎﻓ
َ ظوا
orta (ikindi) ve namaza da namazlara devam edin
َ ﺻﺎ ِد ِﻗ
ﯾن ت َواﻟ ﱠ ِ َوا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧَﺎ
َ ت َوا ْﻟﻘَﺎ ِﻧ ِﺗ
ِ ﯾن َوا ْﻟﻘَﺎ ِﻧﺗَﺎ
doğru ve itaate devam itaate devam eden ve
erkekler eden kadınlar erkekler Mü’mineler
ت
ِ ﺻﺎ ِﺑ َرا َ ﺻﺎ ِﺑ ِر
ﯾن َواﻟ ﱠ ِ ﺻﺎ ِدﻗَﺎ
ت َواﻟ ﱠ َواﻟ ﱠ
ve sabreden kadınlar sabreden erkekler ve doğru kadınlar
ً ﻏﻔُورا ً َر ِﺣﯾﻣﺎ
َ َُﺎن ﷲ َ ُﯾُ َﺑ ِدّ ُل ﷲ
َ ﺳ ِﯾّـ�ﺎ ِﺗ ِﮭ ْم َﺣ
ٍ ﺳﻧَﺎ
َ ت َوﻛ
pek onların
merhametli çok bağışlayıcı Allah -dir iyiliklerekötülüklerini Allah
çevirir
ت ْ ﺳﻰ َرﺑﱡﮫُ إِ ْن َطﻠﱠﻘَﻛ ﱠُن أَ ْن ﯾُ ْﺑ ِدﻟَﮫُ أ َ ْز َوا ًﺟﺎ َﺧ ْﯾ ًرا ِﻣ ْﻧﻛ ﱠُن ُﻣ
ٍ ﺳ ِﻠ َﻣﺎ َ ﻋ
َ
Müslüman sizden daha eşler ona sizin o sizi eğer Rabbi belki
hayırlı yerinize verir boşarsa
ً ت َوأ َ ْﺑﻛ
َﺎرا ٍ ت ﺛ َ ِﯾّﺑَﺎ
ٍ ﺳﺎﺋِ َﺣﺎ ٍ ت ﻗَﺎﻧِﺗَﺎ
ٍ ت ﺗَﺎﺋِﺑَﺎ
ٍ ت ﻋَﺎﺑِدَا
َ ت ٍ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧَﺎ
ve bakire dul oruç tutan ibadet tevbe gönülden Mü’min
eden eden itaat eden
Dullar
ٍ ﺛ َ ِﯾّﺑَﺎ
ت ٌﺛ َ ِﯾّﺑَﺎت ٌ ﺛَﯾِّﺑَﺔ
Bahçeler ٍ َﺟﻧﱠﺎ
ت ٌَﺟﻧﱠﺎت ٌ َﺟﻧﱠﺔ
Koruyanlar ت
ٍ َﺣﺎﻓِظﺎ ٌَﺣﺎﻓِظﺎت ٌَﺣﺎﻓِ َظﺔ
125
Dişil Çoğullar Mansub - Mecrur Merfu İsim
Oruç
tutanlar ٍ ﺻﺎ ِﺋ َﻣﺎ
ت َ ٌﺻﺎﺋِ َﻣﺎت
َ ٌ ﺻﺎ ِﺋ َﻣﺔ
َ
İtaatkar ٍ ﻗَﺎﻧِﺗَﺎ
ت ٌﻗَﺎ ِﻧﺗَﺎت ٌ ﻗَﺎﻧِﺗَﺔ
olanlar
İyilikler ٍ ﺳﻧَﺎ
ت َ َﺣ ٌﺳﻧَﺎت
َ َﺣ ٌ ﺳﻧَﺔ
َ َﺣ
ٍ ﺳ ِﻠ َﻣﺎ
ت ْ ُﻣ ٌﺳ ِﻠ َﻣﺎت
ْ ُﻣ ٌ ﺳ ِﻠ َﻣﺔ
ْ ُﻣ
Teslim olanlar
ٍ ُﻣﻧَﺎﻓِﻘَﺎ
ت ٌُﻣﻧَﺎ ِﻓﻘَﺎت ٌ ُﻣﻧَﺎﻓِﻘَﺔ
Münafıklar
Gökler ِ ﺎوا
ت َ ﺳ َﻣ
َ ُﺎوات
َ ﺳ َﻣ
َ ٌ ﺳ َﻣﺎء
َ
Kötülükler ٍ ﺳﯾِّﺋَﺎ
ت َ ٌﺳﯾِّﺋَﺎت
َ ٌ ﺳ ِﯾّﺋَﺔ
َ
Sabredenler ت
ٍ ﺻﺎ ِﺑ َرا
َ ٌﺻﺎ ِﺑ َرات
َ ٌ ﺻﺎﺑِ َرة
َ
Gökler ِ ﺎوا
ت َ ﺳ َﻣ
َ ُﺎوات
َ ﺳ َﻣ
َ ٌ ﺳ َﻣﺎء
َ
Kötülükler ٍ ﺳﯾِّﺋَﺎ
ت َ ٌﺳ ِﯾّﺋَﺎت
َ ٌ ﺳ ِﯾّﺋَﺔ
َ
Sabredenler ت
ٍ ﺻﺎﺑِ َرا
َ ٌﺻﺎ ِﺑ َرات
َ ٌ ﺻﺎ ِﺑ َرة
َ
Gönderilenler ٍ ﺳ َﻼ
ت َ ُﻣ ْر ٌﺳ َﻼ ت
َ ُﻣ ْر ٌ ﺳﻠَﺔ
َ ُﻣ ْر
Salihler, ت
ٍ ﺻﺎ ِﻟ َﺣﺎ
َ ٌﺻﺎ ِﻟ َﺣﺎت
َ ٌ ﺻﺎ ِﻟ َﺣﺔ
َ
iyiler
16.DERS
KIRIK ÇOĞUL
ٓﺎء
ِ ﺳ ْ َﻲ ِ ﻟ
َ ّﺳﺗ ُ ﱠن َﻛﺎ َ َﺣ ٍد ِﻣ َن اﻟ ِﻧ ّ ﺳٓﺎ َء اﻟﻧﱠﺑ
ِ َ ِﯾَﺎ ﻧ
herhangi siz hanımları! ey
kadınlardan biri gibi değilsiniz Peygamber
ُو ُﺟوI ٌَوﺟْ ﮫ
Yüzler
KIRIK ÇOĞULLAR
Eşler ٌ ا َ ْز َوا
ج ٌ َز ْو
ج
Şahitler
ٌ ﺷ ُﮭود
ُ ٌﺷَﺎ ِھد
Kalpler ٌ ُﻗُﻠI
وب ُ ﻗَ ْﻠ
ب
Pınarlar ٌ ُ ﻋﯾ
ون ُ I ﻋ ْﯾ ٌن
َ
KIRIK ÇOĞULLAR
Aylar ْ َا
ﺷ ُﮭ ٌر ﺷﮭ ٌْر
َ
Kitaplar ٌ ُ ُﻛﺗI
ب ٌ َِﻛﺗ
ﺎب
KIRIK ÇOĞULLAR
Elçiler
ﺳ ٌل
ُ ُر ﺳو ٌل
ُ َر
Seneler َ ﺳ ٖﻧ
ﯾن ِ I ٌﺳﻧَﺔ
َ
KIRIK ÇOĞULLAR
İsimler ْ َا
ﺳ َﻣﺎ ٌء ْ ِا
ﺳ ٌم
İnsanlar ٌ َﻧ
ﺎس ﺳﺎ ٌن
َ اِ ﻧ
Mescitler ٌﺎﺟد
ِ ﺳَ َﻣ ٌﺳ ِﺟد
ْ َﻣ
Ahlaksızlar ٌﻓَ َﺟ َرةI ِ َﻓ
ﺎﺟ ٌر
ُ ب ِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم ُﺟ ْز ٌء َﻣ ْﻘ
ﺳو ٌم ٍ ﺳ ْﺑﻌَﺔُ ا َ ْﺑ َوا
ٍ ب ِﻟ ُﻛ ِ ّل ﺑَﺎ ﻟَ َﮭﺎ
َ onun
ayrılmış bir grup onlardan her bir kapı kapısı yedi
için vardır vardır
Onun (cehennemin) yedi kapısı vardır. Her bir kapı
için, onlardan ayrılmış bir grup vardır. (15:44)
ور َ ﯾز
ٌ ُ ﻏﻔ َ ﷲ ِﻣ ْن ِﻋﺑَﺎ ِد ِه ا ْﻟﻌُﻠَ ٰ ٓﻣؤُا ا ﱠِن
ٌ ﷲ ﻋ َِز َ اِﻧﱠ َﻣﺎ َﯾ ْﺧﺷَﻰancak
pek azizdir Allah kuşkusuz âlim Allah’tan korkarlar
bağışlayıcıdır olanlar kullarından (hakkıyla)
َ ﻲ ا ْﻟ ُﻣﺗ ﱠ ِﻘ
ﯾن ﱡ ٍ ﺿ ُﮭ ْم أ َ ْو ِﻟﯾَﺎ ُء ﺑَ ْﻌ
ض َو ﱠ
ا�ُ َو ِﻟ ُ ﯾن ﺑَ ْﻌ َوإِ ﱠن اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
muttakilerin dostudur Allah diğerinin dostlarıdırlar bir
zalimlerin
şüphesiz
kısmı
ِ � ﻓَ َﻼ ﺗ َ ْدﻋُوا َﻣ َﻊ ﱠ
ا� أ َ َﺣدًا ِ ﺎﺟدَ ِ ﱠ
ِ َ َوأ َ ﱠن ا ْﻟ َﻣ
ﺳ
kimseye Allah’la beraber o halde Allah’ındır mescidler şüphesiz
yalvarmayın
İnsanlar ٌ َﻧ
ﺎس ﺳﺎ ٌن
َ اِ ﻧ
Mescitler ٌﺎﺟد
ِ ﺳَ َﻣ ٌﺳ ِﺟد
ْ َﻣ
Kulaklar ٌ َٰاذ
ان اُذُ ٌن
İsimler ْ َ اI
ﺳ َﻣﺎ ُء ْ ِا
ﺳ ٌم
Kalpler ٌ ُﻗُﻠI
وب ُ ﻗَ ْﻠ
ب
Pınarlar ٌ ُ ﻋﯾ
ون ُ I ﻋ ْﯾ ٌن
َ
Aylar
ْ َا
ﺷ ُﮭ ٌر ﺷﮭ ٌْر
َ
Kitaplar ٌ ُ ُﻛﺗI
ب ٌ َِﻛﺗ
ﺎب
Elçiler ﺳ ٌل
ُ ُر ﺳو ٌل
ُ َر
Seneler َ ﺳ ٖﻧ
ﯾن ِ I ٌﺳﻧَﺔ
َ
Anahtarlar َﻣﻔَﺎﺗِﯾ ُﺢ ٌ ِﻣ ْﻔﺗَﺎ
ح
ض َوﷲ
ُAllah ِ ت َو ْاﻻَ ْر � ُﻣ ْﻠكُ اﻟ ﱠ
ِ ﺳ ٰﻣ َوا ِ ِ َو
ve yerin göklerin mülkü Allah’a aittir
126
141
TAMLAMA ÇOĞUL TEKİL
ْ ا َ ﱠو ُل ا ْﻟ ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن ْ ون ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ْ ُﻣ ﺳ ِﻠ ٌم
ْ ُﻣ
Müslümanların ilki Müslümanlar Müslüman
َ ﺎئ ا ْﻟ ُﻣ ْر
َ ﺳ ِﻠ
ﯾن ِ َ َوﻟَﻘَ ْد َٓﺟﺎ َء َك ِﻣ ْن ﻧَﺑmuhakkak
peygamberlerin haberlerinden bir sana da
kısmı geldi
Muhakkak peygamberlerin haberlerinden bir
kısmı sana da geldi. (6: 34) 128
142
َﺎن ﻋَﺎﻗِﺑَﺔُ اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن َ فﻛ ُ ِﯾن ِﻣ ْن ﻗَ ْﺑ ِﻠ ِﮭ ْم ﻓَﺎ ْﻧ
َ ظ ْر َﻛ ْﯾ َ ﻛ َٰذ ِﻟ َك َﻛذﱠ
َ ب اﻟﱠذ
zalimlerin sonu oldu nasıl ama bir onlardan yalanlamışlardı böyle
bak öncekiler de
ِ اﺧ ِﺗ َﻼ
ف ِ ت َو ْاﻻَ ْر
ْ ض َو ِ ﺳ ٰﻣ َوا ِ ا ﱠِن ﻓِﻲ َﺧ ْﻠ
ﻖ اﻟ ﱠ
ve ard arda gelişinde ve yerin göklerin yaratılışında şüphesiz
َوﻟَﻘَ ْد ﻛ ﱠَر ْﻣﻧَﺎ ﺑَ ِٓﻧﻲ ٰادَ َم َو َﺣ َﻣ ْﻠﻧَﺎ ُھ ْم ﻓِﻲ ا ْﻟﺑَ ِ ّر َوا ْﻟﺑَﺣْ ِر
ve denizde karada onları Âdemoğullarını şerefli hakikaten
taşıdık kıldık
Hakikaten Âdemoğullarını şerefli kıldık, onları
karada ve denizde taşıdık. (17:70)
ِ ﺻﺎﻟُو ا ْﻟ َﺟ ِﺣ
ﯾم َ َﺛ ُ ﱠم إِﻧﱠ ُﮭ ْم ﻟ
cehenneme onlar şüphesiz gireceklerdir sonra
َ َو َﻣﺎ ﻧَﺣْ ُن ِﺑﺗ َ ِﺎر ِ ٓﻛﻲ ٰا ِﻟ َﮭﺗِﻧَﺎ ﻋ َْن ﻗَ ْو ِﻟ َك َو َﻣﺎ ﻧَﺣْ ُن ﻟَ َك ِﺑ ُﻣ ْؤ ِﻣ ِﻧ
ﯾن
iman edecek ve biz senin
kimseler de sana değiliz biz değiliz
sözünle ilahlarımızı bırakacak
Biz senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz ve
biz sana iman edecek kimseler de değiliz. (11:53)
َ ِﺳﻧ
ﯾن َ ﺻﺑِ ْر ﻓَﺎ ﱠِن
ِ ْﷲ َﻻ ﯾُ ِﺿﯾ ُﻊ اَﺟْ َر ا ْﻟ ُﻣﺣ ْ َوا
iyilik yapanların ecrini zayi etmez Allah kuşkusuz öyle ise sabret
ٓﺎء
ِ ﺳ ْ َﻲ ِ ﻟ
َ ّﺳﺗ ُ ﱠن َﻛﺎ َ َﺣ ٍد ِﻣ َن اﻟ ِﻧ ّ ﻧﱠ ِﺑhanımları!
ﺳٓﺎ َء اﻟ
َ ِﯾَﺎ ﻧey
kadınlardan herhangi siz
biri gibi değilsiniz Peygamber
َ اِﻧﱠﺎ ُﻣ ْﮭ ِﻠ ُٓﻛوا اَ ْھ ِل ٰھ ِذ ِه ا ْﻟﻘَ ْرﯾَ ِﺔ ا ﱠِن ا َ ْھﻠَ َﮭﺎ ﻛَﺎﻧُوا َظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن
zalim kimselerdir oranın çünkü memleket şu halkını helak kuşkusuz
halkı edicileriz biz
ﻋﻠَ ْﯾﻧَﺎ َرﺑﱡ َك ِ َوﻧَﺎد َْوا ﯾَﺎ َﻣﺎ ِﻟكُ ِﻟﯾَ ْﻘ
َ ض
Rabbin hakkımızda hüküm ey Malik seslenirler
versin diye
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن ِ ﻗَﺎ َل ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ ا ْﻟ َﻣﻠَؤُا اَﯾﱡ ُﻛ ْم َﯾﺄ ْ ِﺗﯾ ِﻧﻲ ﺑِﻌَ ْر
ْ ﺷ َﮭﺎ ﻗَ ْﺑ َل ا َ ْن ﯾَﺄْﺗُوﻧِﻲ ُﻣ
teslimiyetle onlar bana önce onun bana hanginiz ileri ey dedi ki
gelmeden tahtını getirebilir gelenler!
َ
ظﺎ ِﻟﻣﻰ اَ ْﻧ ﻔُ ِﺳ ِﮭ ْم ﻋَﺎ ِﻗﺑَ ﺔُ اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن ِ ﻋَﺎ ِﻗﺑَ ﺔُ ا ْﻟ ُﻣ
َ ﺟْر ِﻣ
ﯾن
Kendilerinin
zülmedicileri Zalimlerin sonu Suçluların sonu
َ اَ ﱠو ُل ا ْﻟ ُﻣ ْﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن َ ﺟْر ا ْﻟ ُﻣﺣْ ِﺳ ِﻧ
ﯾن َ َا ت
ِ ﺎوا ِ َﺧ ْﻠ
َ ﻖ اﻟ ﱠﺳ َﻣ
Müslümanların İyilik yapanların mükafatı Göklerin yaratılışı
َ ُﻣﻧَ ﱡﺟ
وك ﯾَ ْو ِم ا ْﻟ ِﻘﯾَﺎ َﻣ ِﺔ ﺑَﻧِﻰ ٰادَ َم
Senin kurtarıcıların Kıyamet günü Adem’in oğulları
ِ ﯾَﺎ اَ ْھ َل ا ْﻟ ِﻛﺗَﺎ
ب ﺳ َراﺋِﯾل
ْ ﯾَﺎ ﺑَﻧِﻲ ا َ ﯾَﺎ ا َ ْھ َل ﯾَﺛْ ِر
ب
Ey kitap ehli Ey İsrailoğulları Ey Yesrib halkı
148
18.DERS
(١٦)ٌﻲ َﻣ ْﺑﺛُوﺛَﺔ
( َو َز َرا ِﺑ ﱡ١٥)ٌﺻﻔُوﻓَﺔ ُ َوﻧَ َﻣ ِﺎر
ْ ق َﻣ
serilmiş ve halılar vardır dizilmiş yastıklar
143
َ ُﺳ ِرﻓ
ون ْ ﺑَ ْل ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﻗَ ْو ٌم ُﻣ
aşırı giden bir kavimsiniz siz hayır aslında
َ ون ا ْﻟ َﯾ ْو َم ِﻓﻲ
ٍ ﺿ َﻼ ٍل ُﻣ ِﺑ
ﯾن ٰﻟ ِﻛ ِن اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ُﻣ
apaçık bir sapıklık bu gün o zalimler fakat
içindedirler
ٍ ب َوﻗُ ْر ٰا ٍن ُﻣ ِﺑ
ﯾن ِ ا ٓﻟ ٰـر ﺗِ ْﻠ َك ٰاﯾَﺎتُ ا ْﻟ ِﻛﺗَﺎ
apaçık Kur’an’ın Kitap’ın âyetleridir bunlar elif. lâm. râ.
ً ﺷﻛُورا
َ ًﻋ ْﺑدا َ اِﻧﱠﮫُ ﻛ
َ َﺎن
çok şükreden bir kul idi şüphesiz o
ً ﺳ ِﺑّﺣْ ﮫُ ﻟَ ْﯾ ًﻼ َط ِو
ﯾﻼ ْ َو ِﻣ َن اﻟﻠﱠ ْﯾ ِل ﻓَﺎ
َ ﺳ ُﺟ ْد ﻟَﮫُ َو
uzunca gece ve O’nu O’na secde gecenin bir
tesbih et et kısmında
َ ُور اﻟﱠذ
ِﯾن اُوﺗُوا ا ْﻟ ِﻌ ْﻠ َم ِ ﺻدُ ﺑَ ْل ُھ َو ٰاﯾَﺎتٌ ﺑَ ِﯾّﻧَﺎتٌ ﻓِﻲ
ilim kendilerine sinelerinde apaçık âyetlerdir o hayır
verilenlerin
Hayır, o, kendilerine ilim verilenlerin
sinelerinde apaçık âyetlerdir. (29:49)
vardır.
Biz değiliz ﺳﻧَﺎ
ْ َﻟ Ben değilim ْ َﻟ
ُﺳت
Siz değilsiniz ْ َﻟ
ﺳﺗ ُ ْم Sen değilsin ْ َﻟ
َﺳت
Onlar değiller ُ ﻟَ ْﯾ
ﺳوا O değil َ ﻟَ ْﯾ
س
O (dş) değil َ ﻟَ ْﯾ
ْﺳت
ﺳتُ ﺑِ َر ِﺑّ ُﻛ ْم ﻗَﺎﻟُوا ﺑَ ٰﻠﻰ
ْ َاَﻟ
evet dediler ki sizin ben değil
(Rabbimizsin) Rabbiniz miyim
ِ ِإذَا َو َﻗ َﻌ
َ ت ا ْﻟ َواﻗِﻌَﺔُ ﻟَ ْﯾ
ٌس ِﻟ َو ْﻗﻌَﺗِ َﮭﺎ ﻛَﺎ ِذﺑَﺔ
yalanlayacak onun yoktur gerçekleşecek vuku zaman
vukuunu (Kıyâmet) bulduğu
Gerçekleşecek (Kıyâmet) vuku bulduğu zaman.
Onun vukuunu yalanlayacak yoktur. (56:1-2)
ِ ﺳﻼً ﻗُ ْل ﻛ َٰﻔﻰ ﺑِﺎ
ً � ﺷ َِﮭﯾدا ْ َِﯾن َﻛﻔَ ُروا ﻟ
َ ﺳتَ ُﻣ ْر َ َوﯾَﻘُو ُل اﻟﱠذ
şahid Allah yeter de ki gönderilmiş Sen inkâr edenler
olarak bir kimse değilsin derler ki
ٓﺎء
ِ ﺳ ْ َﻲ ِ ﻟ
َ ّﺳﺗ ُ ﱠن َﻛﺎ َ َﺣ ٍد ِﻣ َن اﻟ ِﻧ ّ ﺳٓﺎ َء اﻟﻧﱠ ِﺑ
َ ِﯾَﺎ ﻧ
siz hanımları! ey
kadınlardan herhangi değilsiniz Peygamber
biri gibi
Ey Peygamber hanımları! Siz kadınlardan
herhangi biri gibi değilsiniz. (33:32)
ٍ ﺿ َﻼ ٍل ُﻣ ٖﺑ
ﯾن َ ﺳ َوا ًء
َ ً اﺛْﻣﺎ ً ﻋ َِظﯾﻣﺎ
Apaçık sapıklık Eşit Büyük günah
ٌ َﻋذ
اب ا َ ٖﻟﯾ ٌم َ ﺳ َرا ًﺟﺎ َو ﱠھﺎ ًﺟﺎ
ِ ٍ اَﺟْ ٍر ﻛ َِر
ﯾم
Acıklı azap Parlak kandil Cömert karşılık
ً ﺻﺎ ِﻟﺣﺎ
َ ًﻋ َﻣﻼ
َ َﻛ ِﻠ َﻣ ٍﺔ َﺧﺑِﯾﺛَ ٍﺔ ٌا ُ ﱠﻣﺔٌ ﻗَﺎﺋِ َﻣﺔ
Salih iş Pis, kötü söz Ayakta duran topluluk
ٍ ﻗُ ْر ٰا ٍن ُﻣ ٖﺑ
ﯾن َ ﻟَ ْﯾ
س اَ ْو ِﻟ َﯾﺎ ُء
Apaçık bir kur’an Değil Dostlar
َ ً ﻋ ْﺑدا
ً ﺷﻛُورا َ ْ َﻟ
ﺳﺗ ُ ﱠن ُض ا ْﻟ َﻣ ْﯾﺗَﺔ
ُ ْاﻻَ ْر
Çok şükreden kul Değilsiniz (dş) Ölü yeryüzü
َ ُﺳ ِرﻓ
ون ْ ﻗَ ْو ٌم ُﻣ ًﻟَ ْﯾﻼً َط ِوﯾﻼ ﯾن ُ َا ْﻟﺑَﻼ
ُ غ ا ْﻟ ُﻣ ِﺑ
Aşırı giden kavim Uzun gece Apaçık bildirme
ﺷ َﺟ َر ٍة َﺧﺑِﯾﺛ َ ٍﺔ
َ َﻛ ِ ﺻ ْﯾ َﺣﺔً َو
ًاﺣدَة َ ﺷدَادًا
ِ ﺳ ْﺑﻌًﺎ
َ
Kötü bir ağaç gibi Tek çığlık Yedi kuvvetli
157
19.DERS
ْ َﻗُ ْل َٓﻣﺎ ا
َ ﺳـ�ﻠُ ُﻛ ْم
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ ِﻣ ْن اَﺟْ ٍر ا ﱠِﻻ
sadece herhangi bunun sizden de ki
bir ücret karşılığında istemiyorum
Çıkmam ُ ﻻ ا َ ْﺧ ُر
ج Çıkarım ُ اَ ْﺧ ُر
ج
Zannetmem ُ ََﻣﺎ ا
ظ ﱡن Zannederim ُ َا
ظ ﱡن
ُ َوﻧَﺣْ ُن أ َ ْﻗ َر
َ ب ِإﻟَ ْﯾ ِﮫ ِﻣ ْﻧ ُﻛ ْم َو َﻟ ِﻛ ْن َﻻ ﺗ ُ ْﺑ ِﺻ ُر
ون
siz göremezsiniz ancak sizden ona daha yakınız (o anda) biz
� َ س ِﻟﻧَ ْﻔ ٍس
ِ ﺷ ْﯾﺋ ًﺎ َو ْاﻷ َ ْﻣ ُر َﯾ ْو َﻣ ِﺋ ٍذ ِ ﱠ ٌ ﯾَ ْو َم َﻻ ﺗَ ْﻣ ِﻠكُ ﻧَ ْﻔ
yalnızca o gün emir hiçbir bir başka hiçbir yapmaya güç gün
o
Allah’ındır şey nefis için nefis yetiremez
O gün hiçbir nefis bir başka nefis için hiçbir şey yapmaya
güç yetiremez. O gün emir yalnızca Allah’ındır. (82:19) 5
َ ﺻ ﱡم ا ْﻟﺑُ ْﻛ ُم اﻟﱠذ
َ ُِﯾن َﻻ ﯾَ ْﻌ ِﻘﻠ
ون ِ َاب ِﻋ ْﻧد
ﷲ اﻟ ﱡ ِ ّ ا ﱠِن ﺷ ﱠَر اﻟد َٓﱠو
akıl ve sağırlar Allah debelenenlerin en şüphesiz
erdirmeyen dilsizlerdir katında şerlisi
Şüphesiz Allah katında, debelenenlerin en şerlisi,
akıl erdirmeyen sağırlar ve dilsizlerdir. (8:22)
َ ۜ ﺷﻌُ ُر
ون َ ُُون ا ٓﱠِﻻ ا َ ْﻧﻔ
ْ َﺳ ُﮭ ْم َو َﻣﺎ ﯾ ۚ ُِﯾن ٰا َﻣﻧ
َ وا َو َﻣﺎ ﯾَ ْﺧدَﻋ َ ﷲ َواﻟﱠذ َ ﯾُ َﺧﺎ ِدﻋ
َ ُون
Farkında aldatmıyorlar İman Ve o Allah’ı aldatırlar
değiller Kendilerindenbaşkasını etmiş kimseleri
ُﻖ ا ِْن ُﻛ ْﻧتُ ﻗُ ْﻠﺗُﮫ َ َﻣﺎ َﯾﻛُو ُن ِٓﻟﻲ اَ ْن اَﻗُو َل َﻣﺎ ﻟَ ْﯾ
ٍ ّ س ِﻟﻲ ِﺑ َﺣ
ben onu olmayan söylemem bana yakışmaz
söylemiş olsaydım hakkım bir şeyi
ِ س ِإ ﱠﻻ ِﻟﯾَ ْﻌﺑُد
ُون ِ ْ َو َﻣﺎ َﺧﻠَ ْﻘتُ ا ْﻟ ِﺟ ﱠن َو
َ اﻹ ْﻧ
bana ibadet ancak ve cinleri ben yarattım
etsinler diye insanları
ُ ﺻﻠَﺑُوهُ َو ٰﻟ ِﻛ ْن
ﺷ ِﺑّﮫَ ﻟَ ُﮭ ْم َ َو َﻣﺎ ﻗَﺗَﻠُوهُ َو َﻣﺎ
kendilerine (İsa’ya) benzer fakat ve asmadılar öldürmediler
gösterildi
ُﺻﻠَﺑُوه
َ َﻣﺎ َﻣﺎ ﻧَد ِْرى ُﻻ اَ ْﻣ ِﻠك
Onu asmadılar Bilmiyoruz Malik olmam
ﺳ ِﻣ ْﻌﻧَﺎ
َ َﻣﺎ َ ﻻَ ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون َ ُﻻ ﺗَﺎ ْ ُﻛﻠ
ون
İşitmedik Bilmezler Yemezsiniz
َ َﻓَﻼ
ﺻد َﱠق ﺳ ُﻛ ُﮭ ﱠن
ِ َﻣﺎ ﯾُ ْﻣ َ ُﻻَ ﺗَ ْﻔﻌَﻠ
ون
Doğrulamadı Onları tutmuyor Yapmazsınız
ﺻﻠﱠﻰ
َ َﻻ َﻣﺎ ﺗُﺟْ َز ْو َن ُﻻَ ﺗَ ْﻣ ِﻠك
Namaz kılmadı Karşılık verilmezsiniz Malik olmazsın
20.DERS
ِ َو ِﻋ ْﻧدَهُ َﻣﻔَﺎﺗِـ ُﺢ ا ْﻟﻐَ ْﯾ
ب َﻻ ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ َٓﮭﺎ
onları bilmez gaybın anahtarları O’nun katındadır
ُ ُﺳﻘ
ط ِ ْا ﱠِﻻ ُھ َو َوﯾَ ْﻌﻠَ ُم َﻣﺎ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺑ ِ ّر َوا ْﻟ َﺑﺣ
ْ َ و َﻣﺎ ﺗveَ رdenizde
düşmez ki karada ne varsa bilir O’ndan
ُ ِﻣ ْن َو َرﻗَ ٍﺔ ا ﱠِﻻ ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ َﮭﺎ َو َﻻ َﺣﺑﱠ ٍﺔ ِﻓﻲbaşkası
ِ ظﻠُ َﻣﺎ
ت onu mutlaka bir yaprak
karanlıklarındaki hiçbir bilmesin
dâne
ٍ ض َو َﻻ َر ْط
ب َو َﻻ ﯾَﺎﺑِ ٍس ا ﱠِﻻ ِ ْاﻻَ ْر
ve hiçbir kuru yoktur ki hiçbir yaş yerin
﴾٥٩﴿ ﯾن
ٍ ٍ ﻓِﻲ ِﻛﺗَﺎ
ِب ُﻣﺑ
apaçık bir kitapta bulunmasın
«Gaybın anahtarları O’nun katındadır, onları O’ndan başkası
bilmez. Karada ve denizde ne varsa bilir. Bir yaprak düşmez ki onu
mutlaka bilmesin! Yerin karanlıklarındaki hiçbir dâne, hiçbir yaş ve
hiçbir kuru yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın.»(En’âm Sûresi 59)
166
…… اﻻ.َﻻ
Bu kalıp ve benzerleri Kuran’da çok sık
kullanılır. “…den başka ….. yoktur”, “….den
başka …. değildir” anlamlarına gelir. Bu şekilde
kullanılan üç kalıp vardır. Bunlar. … اﻻ. َﻻ, - … اﻻ.َﻣﺎ
ve …اﻻ. ا ِْنolup bunlarla ilgili örnekler aşağıda
verilmiştir.
ب ﷲُ ﻟَﻧَﺎ ُھ َو َﻣ ْو ٰﻟﯾﻧَﺎ
َ َ ﻗُ ْل ﻟَ ْن ﯾُ ِﺻﯾﺑَ ٓﻧَﺎ ا ﱠِﻻ َﻣﺎ َﻛﺗ
bizim O bizim Allah’ın başkası asla bize de ki
Mevlâmızdır için yazdığından isabet etmez
ٍ ُﺷ ْﻲ ٍء ا ﱠِﻻ ِﻋ ْﻧدَﻧَﺎ َﺧ َٓزاﺋِﻧُﮫُ َو َﻣﺎ ﻧُﻧَ ِ ّزﻟُـﮫُٓ ا ﱠِﻻ ﺑِﻘَد ٍَر َﻣ ْﻌﻠ
وم َ َوا ِْن ِﻣ ْن
belirlenmiş bir ancak onu hazineleri katımızda mutlaka hiçbir yoktur ki
ölçü ile indiririz bulunmasın şey
ٍ ﻋذَا
َ ب
ﺷدِﯾ ٍد ٌ ﺎﺣﺑِ ُﻛ ْم ِﻣ ْن ِﺟﻧﱠ ٍﺔ ا ِْن ُھ َو ا ﱠِﻻ ﻧَذ
َ ِﯾر ﻟَ ُﻛ ْم ﺑَ ْﯾ َن ﯾَد َْي ِ ﺻَ َِﻣﺎ ﺑ
şiddetli bir öncesinde sizin bir uyarıcıdan O herhangi arkadaşınızda
azabın için başkası değildir bir delilik yoktur
َ ِإ ْن ُﻛ ﱡل ﻧَ ْﻔ ٍس ﻟَ ﱠﻣﺎ
ٌ ِﻋﻠَ ْﯾ َﮭﺎ َﺣﺎﻓ
ظ
bir koruyucu üzerinde nefis hiçbir
melek bulunmasın yoktur ki
( )فve ()و
( ) وharfi Türkçe’deki anlamında kullanılan bir
bağlaçtır. ( ) فharfi buna çok benzer, ancak
önceki ifadeye de bağlantı yaparak “o halde,
öyleyse, nihayet, derhal” anlamlarını da katar.
َ َﻓ
ﺻ ِ ّل ِﻟ َر ِﺑّ َك َوا ْﻧ َﺣ ْر
ve kurban kes Rabbin öyle ise
için namaz kıl
Öyle ise Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (108:2)
َ َﺳ ُﻛ ْم ا َ ْﻣرا ً ﻓ
ﺻ ْﺑ ٌر َﺟ ِﻣﯾ ٌل ُ ُﺳ ﱠوﻟَتْ ﻟَ ُﻛ ْم اَ ْﻧﻔ
َ ﻗَﺎ َل ﺑَ ْل
güzel artık bir işe nefisleriniz sizi hayır (Yakub)
(bana düşen) sabırdır sürüklemiş dedi ki
ﱠﺎي
َ اﺣﺪٌ ﻓَ ِﺈﯾ
ِ ُﻮن ُھ َﻮ ِإﻟَﮫٌ َو ْ َﻓ
ِ ﺎر َھﺒ
o halde bir tek ilahtır O korkun
yalnız benden
O, ancak bir tek ilahtır. O halde yalnız benden korkun!
(16:51)
ِ � ﻓَ َﻼ ﺗ َ ْدﻋُوا َﻣ َﻊ ﱠ
ا� أ َ َﺣدًا ِ َﺎﺟد
ِ ﺳَ َوأ َ ﱠن ا ْﻟ َﻣ
kimseye Allah’la beraber o halde Allah’ındır mescidler şüphesiz
yalvarmayın
Şüphesiz mescidler Allah’ındır. O halde Allah’la
beraber kimseye yalvarmayın. (72:18)
َﺎن ﻧَ ِﻛ ِﯾر
َ فﻛَ ِﯾن َﻛﻔَ ُروا ﻓَ َﻛ ْﯾ
َ ﺛ ُ ﱠم اَ َﺧ ْذتُ اﻟﱠذ
azabım oldu nasıl inkâr edenleri yakaladım sonra
َ َﻓ
ﺻﺑَ ُروا َﺟ ِﻣﯾ ٌل اَ َﺟ ٌل
Boylece sabrettiler Güzel Süre
َ َﻓ
ﺻ ِل ِﺟﻧﱠ ٍﺔ ً اَ َﺣد ا
O halde namaz kıl Delilik Bir, bir kişi
ُﻓَﻘَﺗَﻠَﮫ ِ ا ْﻟ َﺧﺎ
َ ﺳ ِر
ﯾن ُاَ َﺧ ْذت
Böylece onu öldürdü Kaybedenler Tuttum, yakaladım
ٰ َﻗ
ﺿﻰ ِذ ْﻛ ٌر ا َ ْﻣ ًرا
İcra etti Öğüt, hatırlama İş
ًﻛَﺎﻓﱠﺔ ًﺳﺎﻋَﺔ
َ ُاَ ْﻣ ِﻠك
Toptan, hep birlikte Saat Malikim, sahibim
ٌ ُﻣ ِﺑ
ﯾن ﺳ ِﻣﯾ ٌﻊ
َ َ ْاﻻَ ﱠو ِﻟ
ﯾن
Apaçık Hakkıyla işiten Öncekiler
َ ُا ْﻟ ُﻣﺗﱠﻘ
ون ﺷَﺎ َء َﺑﺷ ٌَر
Sakınanlar İstedi İnsan
ٍ َُﻣ ْﻌﻠ
وم ﺷدِﯾ ٍد
َ ً ﺷﯾرا
ِ َﺑ
Bilinen Şiddetli Müjdeleyici
ٌ ﻧَذ
ِﯾر ًﺻ ْﺑرا
َ ﯾر
ٌ َﺑ ِﺻ
Uyarıcı Sabır Gören
173
ﺳﺗ َ ِﻌ ْذ
ْ ﻓَﺎ ِﻋ ْﻠ ْم ْ ﻓَﺎ
ﺻ ِﺑ ْر
O halde sığın İlim, bilgi O halde Sabret
ْ َ ﻓَﺎ
ﺻﺑَ َﺢ ور ُ
ٍ ﻏ ُر ﻓَﺎﻧﱠ َﻣﺎ
Böylece oldu Aldanma O halde ancak
21.DERS
ﻲ ﱠ
ُ�ا َ ِﻗُ ْل أَ َرأَ ْﯾﺗ ُ ْم ِإ ْن أ َ ْھﻠَ َﻛﻧ
Allah beni helak ne dersiniz de ki
etse eğer
ﯾر
ُ ﻲ أَ ْو َر ِﺣ َﻣﻧَﺎ ﻓَ َﻣ ْن ﯾُ ِﺟ
َ َو َﻣ ْن َﻣ ِﻌ
kurtaracaktır bize ya da ve benimle beraber
artık kim rahmet etse olan (Mü’min)leri
َ ﻗَﺎ َل َﻣ ْن اَﻧ
ُ�ﺻﺎراﻟَﻰ ﱠ َﻣ ْن
Allah yolunda yardımcılarım kim? dedi Kim? Ki o
َ ﻋ ُﻣ
ون َ ا َ ْﯾ َن ﺷ َُرﻛَﺎ ُؤ ُﻛ ُم اﻟﱠذ
ُ ِﯾن ﻛُﻧﺗ ُ ْم ﺗَ ْز اَ ْﯾ َن
Nerede, ilah olduklarını iddia ede geldiğiniz
ortaklarınız? Nerede?
َ ﺳ ِﻧ
ﯾن ِ َﻋدَد ِ ﻗَﺎ َل َﻛ ْم ﻟَ ِﺑﺛْﺗ ُ ْم ِﻓﻲ ْاﻻ ْر
َ ض َﻛ ْم
“Yeryüzünde sene adedi olarak ne kadar
kaldınız?” dedi Kaç tane; ne kadar?
َ ﺷ ْﻲ ٍء اَ ْﻛﺑَ ُر
ﺷ َﮭﺎدَة ﻗُ ْل ا َ ﱡ
َ ي اَ ﱡ
ي
De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha
büyüktür?” Hangi?
ِ ْاﻣﺗ َ َﻸ
ت َوﺗَﻘُو ُل َھ ْل ِﻣ ْن َﻣ ِزﯾ ٍد ْ ﯾَ ْو َم ﻧَﻘُو ُل ِﻟ َﺟ َﮭﻧﱠ َم َھ ِل
fazlası var mı der doldun mu cehenneme deriz de o gün
ا�ُ ِإﻧﱠﮫُ ﯾَ ْﻌﻠَ ُم ا ْﻟ َﺟﮭ َْر َو َﻣﺎ ﯾَ ْﺧﻔَﻰ َ ﺳﻧُ ْﻘ ِرﺋ َُك ﻓَ َﻼ ﺗَ ْﻧ
ﺳﻰ ِإ ﱠﻻ َﻣﺎ ﺷَﺎ َء ﱠ َ
gizli açığı da bilir şüphesiz Allah’ın ancak sen de Sana
olanı da O dilediği başka unutmayacaksın (Kur’an’ı)
okutacağız
Sana okutacağız, sen de unutmayacaksın! Ancak
Allah’ın dilediği başka! Şüphesiz O, açığı da bilir, gizli
olanı da. (87: 6-7)
ُ ﺳ
ﺎن ِ ْ ﺎن ِإ ﱠﻻ
َ ْاﻹﺣ ِ ﺳ ِ ْ َھ ْل َﺟ َزا ُء
َ ْاﻹﺣ
iyilikten başka bir şey iyiliğin karşılığı
midir
İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir? (55:60)
َ ٌَوﻟَ ْو َﻻ َﻛ ِﻠ َﻣﺔ
َ ﺳﺑَﻘَتْ ِﻣ ْن َر ِﺑّ َك ﻟَﻘُ ِﺿ
ﻲ
elbette hüküm Rabbin önceden bir olmasaydı
verilmiş olurdu tarafından verilmiş söz
Rabbin tarafından önceden verilmiş bir söz olmasaydı,
elbette aralarında hüküm verilmiş olurdu. (11:110)45
ٌ ﻗَد
ِﯾر ﺳﺎ ُن ِْ
َ ْاﻻ ﺣ َﻣﺗَﻰ
Gücü yeten İyilik Ne zaman
ِ ا ْﻟﻘُ ُر
ون َا َ ِذ ْﻧت ا َ ْﯾ َن
İzin verdin
Nesiller, çağlar Nerede
َ ﻛ
َﺎن ا َ ْﻓﻠَ َﺢ َﻛ ْم
Oldu Başardı Ne kadar?
ِ ا ْﻟﻛ َِر
ﯾم ا َ ْھﻠَ ْﻛﻧَﺎ اَ ﱡ
ي
Şerefli, cömert Helak ettik Hangi
َ ُ ور ﻓَﺗَﺄْﺗ
ون ِ ﺻﯾَ ْو َم ﯾُ ْﻧﻔَ ُﺦ ِﻓﻲ اﻟ ﱡ
artık siz geleceksiniz sûr’a üfürülür o gün
َ ﻛ
إِ ﱠنve َﺎن
ِإ ﱠنMuhakkak, gerçekten anlamlarına gelir.
İsim cümlelerinin mübtedalarını (özne)
mansub yapar.
ً ﺷ ْﻲ ٍء َﺟدَﻻ
َ ﺎن اَ ْﻛﺛَ َر
ُ ﺳَ اﻻ ْﻧ
ِ ْ َﺎن
َ َوﻛ
tartışmacı her daha fakat -dır
şeyden çok insan
ً ا�ُ ﻋ َِز
ﯾزا َﺣ ِﻛﯾ ًﻣﺎ َ َوﻛ
َﺎن ﱠ
hikmet üstündür/mutlak Allah -dir.
sahibi galiptir
ﷲ َﻻ ﯾَ ْﮭدِي ا ْﻟﻘَ ْو َم اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن َ ا ﱠِن
zalimler topluluğunu hidâyete Allah şüphesiz
erdirmez
Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu hidâyete
erdirmez. (16:77)
َ ُ ﺳﻘ
ون َ ا ﱠِن ا َ ْﻟ ُﻣﻧَﺎﻓِ ِﻘ
ِ ﯾن ُھ ُم ا ْﻟﻔَﺎ
fasıkların ta kendileridir münafıklar gerçekten
ﻖ
ﷲ َﺣ ﱞ ِ ت َو ْاﻻَ ْر
ِ َض ا َ َٓﻻ ا ﱠِن َو ْﻋد ِ ﺳ ٰﻣ َوا ِ ِ اَ َٓﻻ ا َ ﱠن
� َﻣﺎ ِﻓﻲ اﻟ ﱠ
haktır Allah’ın gerçekten dikkat ve göklerdeki Allah’ındır
edin yerdeki her şey
dikkat
va’di şüphesiz edin
َ ُﺳ َﻣﻌ
ون ٍ ا ﱠِن ﻓِﻲ ٰذ ِﻟ َك َ ٰﻻﯾَﺎ
ْ َت ِﻟﻘَ ْو ٍم ﯾ
dinleyen bir kavim âyetler bunda şüphesiz
için vardır
Şüphesiz bunda, dinleyen bir kavim için âyetler
vardır. (10:67)
bir
muvahhid
ِ ِ ً َﺎن ا ُ ﱠﻣﺔً ﻗَﺎ ِﻧﺗﺎ
ً � َﺣ ِﻧﯾﻔﺎ َ ا ﱠِن اِ ْﺑ ٰر ِھﯾ َم ﻛ
itaat eden ve
Allah’a hakka bir idi İbrahim şüphesiz
yönelen ümmet
Şüphesiz İbrahim, (başlı başına) bir ümmet Allah’a
itaat eden ve hakka yönelen bir muvahhid idi. (16:120)
ً ﺷﻛُورا
َ ً ﻋ ْﺑدا َ ذُ ِ ّرﯾﱠ َﺔ َﻣ ْن َﺣ َﻣ ْﻠﻧَﺎ َﻣ َﻊ ﻧُوحٍ اِﻧﱠﮫُ ﻛ
َ َﺎن
çok bir kul idi şüphesiz Nuh ile taşıdıklarımızın nesli
şükreden o beraber
Nuh ile beraber (gemide) taşıdıklarımızın nesli!
Şüphesiz o, çok şükreden bir kul idi. (17:3) 55
ً ﻋ ُﺟوﻻ
َ ﺎن
ُ ﺳَ اﻻ ْﻧ
ِ ْ َﺎن
َ َوﻛ
pek aceleci insan -dir
ً ﺷﻛُورا
ْ ﺳ ْﻌﯾُ ُﮭ ْم َﻣ ٰ ُ ﻓَﺎ
َ وﻟﺋِ َك ﻛ
َ َﺎن
karşılığı verilir çabalarının işte onların
َ ﺳ َﻼ ٌم ﻗَ ْو ٌم ُﻣ ْﻧﻛ َُر
ون َ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ ﻓَﻘَﺎﻟُوا
َ ﺳ َﻼ ًﻣﺎ ﻗَﺎ َل َ ِإ ْذ دَ َﺧﻠُوا
tanınmamış kimseler selam o da selam demişlerdi yanına girmişler hani
demişti
ًﺎس ٰاﯾَﺔ
ِ ﺳ َل ا َ ْﻏ َر ْﻗﻧَﺎ ُھ ْم َو َﺟﻌَ ْﻠﻧَﺎ ُھ ْم ِﻟﻠﻧﱠ َوﻗَ ْو َم ﻧُوحٍ ﻟَ ﱠﻣﺎ َﻛذﱠﺑُوا ﱡ
ُ اﻟر
bir ibret insanlar ve onları onları peygamberleri vakit
için kıldık boğduk yalanladıkları
Nuh’un kavmi
de
َ َﺣﺗﱣٓﻰ اِ ٓذَا اَﺗ َ ْوا ﻋ َٰﻠﻰ َوا ِد اﻟﻧﱠ ْﻣ ِل ﻗَﺎﻟَتْ ﻧَ ْﻣﻠَﺔٌ ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ ْﻣ ُل ا ْد ُﺧﻠُوا َﻣ
ﺳﺎ ِﻛﻧَ ُﻛ ْم
yuvalarınıza girin karıncalar! ey bir dedi ki karınca geldikleri zaman
karınca vadisine neticede
ً ﻋ ْﺑدا
َ َ ا ْﻟﻔُ ﱠﺟ
ﺎر َر ٖﺣﯾ ٌم
Kul Günahkarlar Çok merhametli
ً ﺷﻛُورا
َ ٍ ﻧَ ٖﻌ
ﯾم ْ ُﻛ ِ ّل ﺷ
َﻰ ٍء
Çok şükreden Nimetler Her şey
188
ً ﻋ ُﺟوﻻ
َ ِ ا ْﻟﻔَﺎ
ﺳﻘُو َ ﻛ
َﺎن
Çok aceleci َن
Yoldan çıkanlar Oldu, -dır, -dir
ﺳ ْﻌﯾُ ُﮭ ْم
َ ﺳﻠَﻧَﺎ
ُ ا ﱠِن ُر ً ﻋ َِز
ﯾزا
Onların çalışması Gerçekten elçilerimiz Güçlü, yüce
ُورا
ً ﺷﻛْ َﻣ َ َُﯾ ْﻛﺗُﺑ
ون َﺣ ِﻛﯾ ًﻣﺎ
Şükredilen Yazarlar Hikmet sahibi
َ ِﺳﯾﻧ
(٢)ﯾن ِ ور
ِ طُ ( َو١)ون ﯾن َو ﱠ
ِ ُ اﻟز ْﯾﺗ ِ ّ َواﻟ ِﺗ
Sînâ dağına ve zeytine incire yemin
İŞARET ZAMİRLERİ
Dişil Eril
Bunlar
ھؤ َُﻻ ِء
Şunlar,
onlar اُوﻟَﺋِ َك
190
ون
ِ ﺿ ُﺣ َ ﻗَﺎ َل ا ﱠِن ٰ ٓھؤ َُٓﻻ ِء
َ ﺿ ْﯾ ِﻔﻲ ﻓَ َﻼ ﺗ َ ْﻔ
sakın beni benim bunlar şüphesiz (Lût)
utandırmayın misafirlerimdir dedi ki
OLUMSUZLUK EDATLARI:
ُ ﺳ ِﻣﯾ ُﻊ ا ْﻟ َﺑ ِﺻ
ﯾر َ س ﻛ َِﻣﺛْ ِﻠ ِﮫ
ﺷ ْﻲ ٌء َو ُھ َو اﻟ ﱠ َ ﻟَ ْﯾ َ ﻟَ ْﯾ
س
Hiçbir şey O’nun benzeri değildir. O hakkıyla Değil
işiten, hakkıyla görendir.
ﺳ ٍﯾر َ ﯾن
ِ ﻏ ْﯾ ُر َﯾ َ ﻋﻠَﻰ ا ْﻟﻛَﺎ ِﻓ ِر
َ َ
ﻏ ْﯾر
Kafirler için kolay değildir. Değil, -den başka
ﺎرا
ً ﺻَ ا� اَﻧ ِ ﻓَﻠَ ْم ﯾَ ِﺟدُوا ﻟَ ُﮭ ْم ِﻣ ْن د
ِ ُون ﱠ َ ِﻣ ْن د
ُون
Kendilerine Allah’tan başka yardımcılar -den başka
bulamadılar.
OLUMSUZLUK EDATLARI:
ٰ ون
اﻻ ِﺧ َرة َ َُﻛﻼﱠ َﺑل ﻻ ﱠ َﯾ َﺧﺎﻓ ﺑَل
Hayır, onlar ahiretten korkmuyorlar. Aksine, hayır
َٓ ُون ٰذ ِﻟ َك ِﻟ َﻣ ْن َﯾ
ﺷﺎ ُء َ ﷲ َﻻ َﯾ ْﻐ ِﻔ ُر ا َ ْن ﯾُﺷ َْر َك ِﺑ ِﮫ َو َﯾ ْﻐ ِﻔ ُر َﻣﺎ د
َ ا ﱠِن
dilediği kimse bunun dışında bağışlar kendisine şirk bağışlamaz Allah şüphesiz
için olanları ise koşulmasını
ﻲ ٍ َو َﻻ ﻧَ ِﺻ ٍﯾر
ّ ﷲ ِﻣ ْن َو ِﻟ ِ َو َﻣﺎ ﻟَ ُﻛ ْم ِﻣ ْن د
ِ ُون
yardımcı da bir dost da Allah’tan başka sizin için yoktur
Sizin için Allah’tan başka bir dost da yardımcı75da
yoktur. (29:22)
ب
ِ harfi :
Olumsuzluk edatlarıyla birlikte ( ب
ِ ) harfinin
kullanılması anlama kesinlik vurgusu katar:
ّ ٍ ِﻣ ْن َو ِﻟ
ﻰ ٰھذَا ٰھ ِذ ِه َﻣﺎ
Hiçbir dost Bu Bu (dş) Ne, değil, o şey ki
س ﺑِ َظ ﱠﻼ ٍم
َ ﻟَ ْﯾ َ ا ْﻟ ُﻣ ْﻔ ِﻠ ُﺣ
ون َﻻ
َذَ ﻟِك
ٰ ُا
وﻟ ِﺋ َك ٰھؤ َُﻻ ِء َ
ﻏ ْﯾر
Onlar Bunlar Değil, başka
ٍ ﺳﺎ
ب َ ِﺑﻐَ ْﯾ ِر ِﺣ ا ِْن َ ﯾر ْاﻻَ ﱠو ٖﻟ
ﯾن ُ ﺎط َ َا
ٖ ﺳ
Hesapsız Eğer Değil Eskilerin masalları
24.DERS
(٢) ب
َ ﺳ َ َﻣﺎ أ َ ْﻏﻧَﻰ
َ ﻋ ْﻧﮫُ َﻣﺎﻟُﮫُ َو َﻣﺎ َﻛ
ve kazandıkları malı kendisine bir yarar
sağlamadı
SAHİPLİK EDATLARI
ور ذُو ﱠ
اﻟرﺣْ َﻣ ِﺔ ُ َُو َرﺑﱡ َك ا ْﻟﻐَﻔ ذُو
Rabbin, çok bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir. Merfu Eril
ِ ف ٰا
ُت ذَا ا ْﻟﻘُ ْرﺑَ ٰﻰ َﺣﻘﱠﮫ َ ذَا
Öyle ise akrabaya (yakınlık sahibine) Mansub Eril
hakkını ver.
SAHİPLİK EDATLARI
ِ ﺎء ذَا
ِت ا ْﻟﺑُ ُروج ِ ﺳ َﻣ
َواﻟ ﱠ ت
ِ ذا
Burçlar sahibi göğe andolsun Mecrur Dişil
ِ اﺧﺗِ َﻼ
ف ِ ت َو ْاﻻَ ْر
ْ ض َو ِ ﺳ ٰﻣ َوا ِ ا ﱠِن ﻓِﻲ َﺧ ْﻠ
ﻖ اﻟ ﱠ اُو ِﻟﻰ
ve ard arda gelişinde ve yerin göklerin şüphesiz
yaratılışında
ُ ﺎس ﻋ َٰﻠﻰ
ظ ْﻠ ِﻣ ِﮭ ْم ِ َوا ﱠِن َرﺑﱠ َك ﻟَذُو َﻣ ْﻐ ِﻔ َر ٍة ِﻟﻠﻧﱠ
zulümlerine insanlar bağışlama Rabbin şüphesiz
rağmen için sahibidir
َ َو ٰاﺗَﻰ ا ْﻟ َﻣﺎ َل ﻋ َٰﻠﻰ ُﺣ ِﺑّ ِﮫ ذَ ِوي ا ْﻟﻘُ ْر ٰﺑﻰ َوا ْﻟﯾَﺗَ ٰﺎﻣﻰ َوا ْﻟ َﻣ
َ ﺳﺎ ِﻛ
ﯾن
miskin/yoksullara yetimlere yakın akrabaya Ona olan mal verir
sevgisine rağmenı
ِ ﺿ ُﻊ ُﻛ ﱡل ذَا
ت َﺣ ْﻣ ٍل َﺣ ْﻣﻠَ َﮭﺎ َ َ َوﺗ
hamlini hamile her bırakır
‘ اِ ﱠنnin kardeşleri
‘ اِ ﱠنnin kardesleri diye adlandırılan ve aynı
ozelliğe sahip olan baska edatlar da vardır:
َ ﷲ ﻋ َٰﻠﻰ ُﻛ ِ ّل
ٌ ﺷ ْﻲ ٍء ﻗَد
ِﯾر ﻗَﺎ َل ا َ ْﻋ َﻠ ُم اَ ﱠن
َ gerçekten
gücü yetendir her şeye Allah dedi ki
biliyorum ki
Biliyorum ki gerçekten Allah, her şeye gücü yetendir. (2:259)
ٌ ﺳﺎﻋَﺔَ ﻗَ ِر
ﯾب ﯾك ﻟَﻌَ ﱠل اﻟ ﱠ
َ َو َﻣﺎ ﯾُد ِْر
yakındır kıyâmet saati belki ne biliyorsun
َ ا َ َو َﻻ ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون ٰﻟ ِﻛ ﱠن ا ﱠِن َرﺑﱠ َك
Bilmezler mi Fakat, lakin Gerçekten senin rabbin
ِ ا َ ْھ ُل ا ْﻟ ِﻛﺗَﺎ
ب َﺳﺎﻋَﺔ
اﻟ ﱠ ﺎن
ِ ﺳَ ْاِﺣ
Kitap ehli Kıyametin vakti İyilik, güzellik
ْ َﻓ
ِ ﺿ ِل
ﷲ ً اَ ْﻣرا ذِى ا ْﻟﻘُ ْر ٰﺑﻰ
Allah’ın lütfu İş Yakınlık sahibi
ْ َذُو ﻓ
ﺿ ٍل ًٰا ِﻟ َﮭﺔ ذَ ِوى ا ْﻟﻘُ ْر ٰﺑﻰ
Lütuf sahibi İlahlar Yakınlık sahipleri
�
ِِﱠ ٰا َﯾﺎﺗُﻧَﺎ ا ْﻟﯾَﺗ َ ٰﺎﻣﻰ
Allah için Ayetlerimiz Yetimler
َ ا َ ﱠن
ﷲ ْ ََﻛﺎ َ ْن ﻟَ ْم ﯾ
ﺳ َﻣ ْﻌ َﮭﺎ ِ ذَا
ت َﺣ ْﻣ ٍل
Ki Allah Duymamış gibi Yük sahibi (gebe)
Kuşluk vaktine
yemin ederim. Sakinleştiği zaman geceye, Rabbin
seni terk etmedi ve darılmadı.
97
َ َ َﺎن ﻗَﺎم ﺗ
ﺎب َ َﻣﺎتَ ﻛ ﯾَﻘُول ﻗَﺎ َل
İllet harfi ortada
()ا َﻛَﺎد ُ ﯾَ َﺧ
ﺎف َ َﺧ
ﺎف
İllet harfi َﺎر ﻛَﺎد
َ ﺳ
َ
ortada ( ) ي ُﯾَ ِزﯾد ََزاد
İllet harfi sonda ﺗَ َﻼ ﻋﻔَﺎ ﯾَ ْدﻋُو دَﻋَﺎ
() و ﺑَدَا
İllet harfi
sonda ( ) ي ﻲ
َ ﻲ َر ِﺿ ِ َﻧ
َ ﺳ ﯾَ ْﺧﺷَﻰ ﻲ ِ َخ
َ ﺷ
İllet harfi sonda َھدَى َﺟ َزى َﺟ َرى ﺑَﻐَﻰ َﯾ ْﻘ ِﺿﻲ َ َﻗ
ﺿﻰ
()ى
206
Aynı özellikteki filler Muzari Mazi
ُﻧَ ِﺟد دَﻋ َْوﻧَﺎ Biz ُا َ ِﺟد ُدَﻋ َْوت Ben
Buluruz Çağırdık Bulurum Çağırdım
َ ﺗ َ ِﺟد
ُون دَﻋ َْوﺗ ُ ْم Siz ُﺗَ ِﺟد َدَﻋ َْوت Sen
Bulursunuz Çağırdınız Bulursun Çağırdın
َ َﯾ ِﺟد
ُون دَﻋ َُوا ُﯾَ ِﺟد دَﻋَﺎ O(er)
Onlar
Bulur Çağırdı
Bulurlar Çağırdılar
َ ﺗ َ ِﺟد
ُون ﻗُ ْﻠﺗ ُ ْم Siz ُﺗ َ ِﺟد َﻗُ ْﻠت Sen
َ ﯾَ ِﺟد
ُون ﻗَﺎﻟُوا Onlar ُﯾَ ِﺟد ﻗَﺎ َل O(er)
َ ﺗ َ ِﻌد
ُون ﻗُ ْﻣﺗ ُ ْم ُﺗ َ ِﻌد َﻗُ ْﻣت
Vaad Siz Sen
edersiniz Kalktınız Vaad edersin Kalktın
َ ﯾَ ِﻌد
ُون ﻗَﺎ ُﻣوا ُﯾَ ِﻌد ﻗَﺎ َم
Onlar O(er)
Vaad ederler Kalktılar Vaad eder Kalktı
ﻧَﺎ ْ ُﻣ ُر ِﺧ ْﻔ َﻧﺎ Biz ٰا ُﻣ ُر ُِﺧ ْﻔت Ben
Emrederiz Korktuk Emrederim Korktum
َ ﺗَﺎ ْ ُﻣ ُر
ون ِﺧ ْﻔﺗ ُ ْم Siz
ﺗَﺎ ْ ُﻣ ُر َِﺧ ْﻔت
Sen
Emredersiniz Korktunuz Emredersin Korktun
َ ﯾَﺎ ْ ُﻣ ُر
ون َﺧﺎﻓُوا ﯾَﺎ ْ ُﻣ ُر َ َﺧ
ﺎف
Onlar
O(er)
Emrederler Korktular Emreder Korktu
ُ ﯾَ َﺧ
ﺎف اَ َﻣ َر ﺗَﺎ ْ ُﻣ ُر َْﺧﺎﻓَت
Kök O(dş)
Korkar Emretti Emreder Korktu
َ ُ ﺗَﺎْﺗ
ون ِز ْدﺗ ُ ْم Siz
ﺗَﺎْﺗِﻲ َِزدْت Sen
َ ُ ﯾَﺎْﺗ
ون َزادُوا Onlar
ﯾَﺎ ْ ِﺗﻲ ََزاد O(er)
َ ﺗ َ ِﺿﻠﱡ
ون ﺿﻠَ ْﻠﺗ ُ ْم
َ Siz ﺗ َ ِﺿ ﱡل َﺿﻠَ ْﻠت
َ Sen
َ ﯾَ ِﺿﻠﱡ
ون ﺿﻠﱡوا
َ Onlar ﯾَ ِﺿ ﱡل َ
ﺿ ﱠل O(er)
ون ُ َﺗ
َ ظﻧ ﱡ َظﻧَ ْﻧﺗ ُ ْم ُ َﺗ
ظ ﱡن ََظﻧَ ْﻧت
Siz Sen
Sanarsınız Sandınız Sanarsın Sandın
ون ُ َﯾ
َ ظﻧ ﱡ َظﻧﱡوا ُ َﯾ
ظ ﱡن َظ ﱠن
Onlar O(er)
Sanarlar Sandılar Sanar Sandı
ظنن ُ َﺗ
ظ ﱡن َْظﻧﱠت O(dş)
Kök Sanar Sandı
210
Muzari Mazi Muzari Mazi
ْ َﻧ
ﺻﺑِ ُر ﺻ َﺑ ْرﻧَﺎ
َ Biz ْ َا
ﺻﺑِ ُر ُﺻ َﺑ ْرت
َ Ben
ْ َﺗ
َ ﺻ ِﺑ ُر
ون ﺻﺑَ ْرﺗ ُ ْم
َ Siz ْ َﺗ
ﺻﺑِ ُر َﺻﺑَ ْرت
َ Sen
َ ﺻ ِﺑ ُر
ون ْ َﯾ ﺻﺑَ ُروا
َ Onlar ﺻ ِﺑ ُر
ْ َﯾ ﺻﺑَ َر
َ O(er)
ْ َﺗ
ﺻ ِﺑ ُر ْﺻﺑَ َرت
َ O(dş)
Sabreder Sabretti
ﺎرا
ً ﺳَ ﯾن ا ﱠِﻻ َﺧ َو َﻻ َﯾ ٖزﯾدُ اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ٖﻣ
Zarar başka zalimleri artırmaz
bakımından
ون َ ب ا ْﻟ ِﻌ ﱠز ِة
َ ُﻋ ﱠﻣﺎ ﯾَ ِﺻﻔ ِ ّ ﺎن َر ِﺑّ َك َر
َ ﺳ ْﺑ َﺣ
ُ
onların nitelemelerinden izzet sahibi Rabbin münezzehtir
ت َرﺑﱠﮫُ ُﻣﺟْ ِرﻣﺎ ً ﻓَﺎ ﱠِن ﻟَﮫُ َﺟ َﮭﻧﱠ َم َﻻ ﯾَ ُﻣوتُ ﻓِﯾ َﮭﺎ َو َﻻ ﯾَﺣْ ٰﯾﻰ
ِ ْ اِﻧﱠﮫُ َﻣ ْن َﯾﺄ
ne de ne cehenne ona kuşkusuz suçlu Rabbine muhakkak ki
yaşar orada ölür m vardır olarak gelirse kim
Gerçekten biz seni ve aileni kurtaracağız, ancak karın
müstesna, o, geride kalanlardan olacaktır. (20:74) 112
213
ج ﻓِﯾ َﮭﺎ
ُ ٓﺎء َو َﻣﺎ ﯾَ ْﻌ ُر
ِ ﺳ َﻣ ِ ﯾَ ْﻌﻠَ ُم َﻣﺎ ﯾَ ِﻠ ُﺞ ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
ُ ض َو َﻣﺎ ﯾَ ْﺧ ُر
ج ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ َو َﻣﺎ ﯾَ ْﻧ ِز ُل ِﻣ َن اﻟ ﱠ
ve ve
oraya çıkanı
bilir
gökten ineni oradan çıkanı yerin içine gireni
َ ﻓَﺎ ِْن َزﻟَ ْﻠﺗ ُ ْم ِﻣ ْن ﺑَ ْﻌ ِد َﻣﺎ َٓﺟﺎ َءﺗْ ُﻛ ُم ا ْﻟﺑَ ِﯾّﻧَﺎتُ ﻓَﺎ ْﻋﻠَ ُٓﻣوا ا َ ﱠن
ٌ ﷲ ﻋ َِز
ﯾز َﺣ ِﻛﯾ ٌم
hikmet üstün/mutlak bilesiniz ki apaçık geldikten sonra saparsanız eğer
sahibidir galip olandır deliller
(2:209): Size apaçık deliller geldikten sonra eğer saparsanız,
bilesiniz ki gerçekten Allah, üstün olandır, hikmet sahibidir.
Tevbe etmek
ُ ُ ﯾَﺗ
وب َ َﺗ
ﺎب
Tevbe eder Tevbe etti
ﯾَﺎْﺗِﻲ اَﺗَﻰ
Gelmek
Gelir Geldi
ُ ﯾَ َﺧ
ﺎف َ َﺧ
ﺎف
Korkmak Korkar Korktu
215
َُﯾﻛَﺎد َﻛَﺎد
Olayazmak
Olayazar Olayazdı
ُ ﯾَ ُز
ور َ َز
ار
Ziyaret etmek
Ziyaret etder Ziyaret etti
ُ َﯾ
ظ ﱡن َظ ﱠن
Zannetmek
Zanneder Zannetti
ﯾر
ُ ﺳِ َﯾ ﺎر
َ ﺳ
َ
Seyahat etmek Seyahat eder Seyahat etti
َﯾﺑُ ﱡ
ث َﺑ ﱠ
ث
Dağıtmak
Dağıtır Dağıttı
ُﯾَﻌُوذ َﻋَﺎذ
Sığınmak
Sığınır Sığındı
ق
ُ ِﯾَﺢ ﻖ
َﺣ ﱠ
Gerçekleşmek Gerçekleşir Gerçekleşti
217
Vaad etmek
ُﯾَ ِﻌد َﻋد
َ َو
Vaad eder Vaad etti
ف
ُ َﯾ ِﺻ ف
َ ﺻ
َ َو
Nitelemek
Nitelenir Nitelendi
َ ﯾَ ْر
ﺿﻰ ﻲ
َ َر ِﺿ
Razı olmak Razı olur Razı oldu
َ َﯾ ْﻧ
ﺳﻰ ﻲ ِ َﻧ
َ ﺳ
Unutmak
Unutur Unuttu
ُ ﯾَ ِﻌ
ظ َ ﻋ
ظ َ َو
Öğut vermek Öğut verir Öğut verdi
218
َ ﯾَ ْﻧ
ﺳﻰ ﻲ ِ َﻧ
َ ﺳ
Unutmak
Unutur Unuttu
ُ ﯾَ ِﻌ
ظ َ ﻋ
ظ َ َو
Öğut vermek Öğut verir Öğut verdi
Tutmak
ُﯾَﺎ ْ ُﺧذ َاَ َﺧذ
Tutar Tuttu
ُ ﯾَ َﺧ
ﺎف َ َﺧ
ﺎف
Korkmak Korkar Korktu
َ ف ﺗ َ ْﻌﻠَ ُﻣ
﴾٤﴿ون َ ﺛ ُ ﱠم ﻛ ﱠَﻼ
َ ﺳ ْو
bileceksiniz ileride hayır yine
ْ ُ ﺛ ُ ﱠم ﻟَﺗ
ِ ﺳـ�ﻠُ ﱠن َﯾ ْو َﻣ ِﺋ ٍذ ﻋ َِن اﻟﻧﱠ ِﻌ
﴾٨﴿ ﯾم
nimetten o gün mutlaka sorguya sonra da
çekileceksiniz
Bilecek ف َﯾ ْﻌ َﻠ ُم
َ ﺳ ْو
َ Bilir َﯾ ْﻌ َﻠ ُم
ً ﺳ ِﻌﯾرا
َ ﺻﻠَ ْو َن َ ُاِﻧﱠ َﻣﺎ ﯾَﺄ ْ ُﻛﻠ
ُ ُون ﻓِﻲ ﺑ
َ طوﻧِ ِﮭ ْم ﻧَﺎرا ً َو
ْ َﺳﯾ
alevlenmiş bir onlar bir ateş karınlarına yemiş/doldurmuş ancak
ateşe gireceklerdir olurlar
Ancak karınlarına bir ateş yemiş/doldurmuş olurlar.
Onlar, alevlenmiş bir ateşe gireceklerdir. (4:10)
ِ َ اب ْاﻷ
ﺷ ُر ُ ﻏدًا َﻣ ِن ا ْﻟ َﻛذﱠ
َ ون
َ ﺳﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ
َ
şımarık olduğunu çok yalancı kimin yarın onlar
öğreneceklerdir
Yarın onlar, kimin çok yalancı, şımarık
olduğunu öğreneceklerdir. (54:26)
ْ َف ﯾُ ْﻐﻧِﯾ ُﻛ ُم ﷲُ ِﻣ ْن ﻓ
ﺿ ِﻠ ِﮫ َ َﻋ ْﯾﻠَﺔً ﻓ
َ ﺳ ْو َ َوا ِْن ِﺧ ْﻔﺗ ُ ْم
dilerse Allah korkarsanız
fazlından sizi zengin edecektir fakirlikten
Eğer
(9:28)fakirlikten korkarsanız, Allah dilerse sizi
fazlından zengin edecektir. (9:28) 130
222
ﯾرا
ً ﺳِ َﺳﺎﺑًﺎ ﯾ
َ ب ِﺣ
ُ ﺳ
َ ف ﯾُ َﺣﺎ
َ ﺳ ْو َ ِﻓَﺄ َ ﱠﻣﺎ َﻣ ْن أُوﺗ
َ َﻲ ِﻛﺗَﺎ َﺑﮫُ ِﺑﯾَ ِﻣﯾﻧِ ِﮫ ﻓ
kolay bir hesapla o hesaba çekilecektir sağından kitabı verilir kimin artık ise
ﺳ ًرا
ْ ُﺳ ٍر ﯾ ُ َا�ُ ﺑَ ْﻌد
ْ ﻋ ﺳﯾَﺟْ ﻌَ ُل ﱠ
َ
bir sonra yaratacaktır
bir kolaylık güçlükten Allah
ِ ف ﯾُ ْؤ
ت َ ﷲُ ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣ ِﻧ
َ ﯾن اَﺟْ را ً ﻋ َِظﯾﻣﺎ ً َو
َ ﺳ ْو
verecektir büyük bir mükâfat Mü’minlere Allah
ً ﺳرا
ْ ُﯾ ف ﯾُ ْﻐ ِﻧﯾ ُﻛ ُم َ َﻓ
َ ﺳ ْو ﺻﻠَ ٰﻰ
ْ َﺳﯾ
َ
Kolaylık Sizi zengin edecek Ateşe girecek
َ ُﺳﯾَ ْد ُﺧﻠ
ون َ ِ َْاﻻ
ﺷ ﱡر ﺳﯾُ ْﻐﻔَ ُر
َ
Girecekler Küstah Bağışlanacak
ﺳ ٍر
ْ ﻋ
ُ َ اﻟﺷﱠﺎ ِﻛ ِر
ﯾن ف َﯾﻛُو ُن َ َﻓ
َ ﺳ ْو
Zorluk Sükredenler Olacak
224
َ ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣ ِﻧ
ﯾن ِ َﻻ اَﻋ
ْﺻﻲ ﺳﺗَ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َف ا
َ ﺳ ْو
َ
Müminler İsyan etmem Bağışlanma
dileyeceğim
ِذ ْﻛ ٌر َ
ﻏدًا َ ف ﺗ َ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون َ ﺳ ْو
َ
Öğüt Yarın Bileceksiniz
ِ ف ﯾُ ْؤ
ُت ﷲ َ ﺳ ْو
َ ً ﺳﯾرا
ِ َﺳﺎﺑﺎ ً ﯾ
َ ِﺣ َ ﺳ َﯾ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون َ
Allah verecek Kolay hesap Bilecekler
َ ﻓَﺗَ ْر
ﺿ ٰﻰ َ ف ﯾُ ْﺑ ِﺻ ُر
ون َ َﻓ
َ ﺳ ْو ا ِْن ِﺧ ْﻔﺗ ُ ْم
Razı olursun Görecekler Eğer korkarsanız
َ ف ﯾُ ْﻌ ِط
ﯾك َ ﺳ ْو
َ َ ﺳﯾَ ْﻛﻔُ ُر
ون َ َ ُﺳﺎَﻟ
ون ْ ُف ﺗ
َ ﺳ ْو
َ
Sana verecek İnkar edecekler Sorulacaksınız
ﺳ َﯾ ْﮭدِي ِن
َ ب
ُ ﺳ
َ ف ﯾُ َﺣﺎ َ َﻓ
َ ﺳ ْو ف َﯾ ْدﻋُو َ َﻓ
َ ﺳ ْو
Bana yol gösterecek Hesaba çekilecek Çağıracak
225
Muzari Mazi Muzari Mazi
ﻧَﻘُو ُم ﻗُ ْﻣﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن اَﻗُو ُم ُﻗُ ْﻣت اَﻧَﺎ
Kalkarız Kalktık Biz Kalkar Kalktım Ben
َ ﺗَﻘُو ُﻣ
ون ﻗُ ْﻣﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗَﻘُو ُم َﻗُ ْﻣت َا َ ْﻧت
Kalkarsınız Kalktınız Siz Kalkarsın Kalktın Sen
َ ﯾَﻘُو ُﻣ
ون ﻗَﺎ ُﻣوا ھ ُﮭ ْم َﯾﻘُو ُم ﻗَﺎ َم ُھ َو
Kalkarlar Kalktılar Onlar Kalkar Kalktı O(er)
َ ُ ﺗَﺎْﺗ
ون اَﺗ َ ْﯾﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗَﺎ ْ ِﺗﻲ َاَﺗ َ ْﯾت َا َ ْﻧت
Gelirsiniz Geldiniz Siz Gelirsin Geldin Sen
َ ُ ﯾَﺎْﺗ
ون اَﺗَ ْو ھ ُﮭ ْم َﯾﺎ ْ ِﺗﻲ اَﺗَﻰ ُھ َو
Gelirler Geldiler Onlar Gelir Geldi O(er)
ِ ُا ْﻟ َﻣ ْﻧﻔ
﴾٥﴿وش ِ ﴾ َوﺗَﻛُو ُن ا ْﻟ ِﺟﺑَﺎ ُل ﻛَﺎ ْﻟ ِﻌﮭ٤﴿ث
ْن ِ ا ْﻟ َﻣ ْﺑﺛُو
atılmış renkli yün gibi dağlar da olurlar yayılmış
. Çarpacak felaket
Nedir o çarpacak felaket? Nedir bilir misin o çarpacak
felaket? O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi olurlar.
Dağlar da, atılmış renkli yün gibi olurlar.
İSMİ TAFDİL
İSMİ TAFDİL
En zor ﺳ َرى
ْ ﻋ
ُ En güzel ﺳﻧَﻰ
ْ ُﺣ
En alçak ﺳ ْﻔﻠَ ٰﻰ
ُ En yüksek ﻋ ْﻠ َﯾﺎ
ُ
Allah en
büyüktür. ا َ�ُ اَ ْﻛﺑَ ُر Bu ondan daha
büyüktür َُھذا ا ْﻛﺑَ ُر ِﻣ ْﻧﮫ
َ ﺳ ُن ا ْﻟ َﺧﺎ ِﻟ ِﻘ
ﯾن َ ﻓَﺗ َ َﺑ
َ ْﺎر َك ﷲُ اَﺣ
yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir
َ ﺳﺎﻓِ ِﻠ
ﯾن ْ َ ﯾم ﺛ ُ ﱠم َردَ ْدﻧَﺎ ُه أ
َ ﺳﻔَ َل َ ْﺎن ﻓِﻲ أَﺣ
ٍ ﺳ ِن ﺗَ ْﻘ ِو َ ﺳَ اﻹ ْﻧ
ِ ْ ﻟَﻘَ ْد َﺧﻠَ ْﻘﻧَﺎ
aşağıların döndürdük sonra da insanı biz hakikaten
aşağısına biçimde en güzel yarattık
ُ َوﻧَﺣْ ُن أ َ ْﻗ َر
َ ب ِإﻟَ ْﯾ ِﮫ ِﻣ ْﻧ ُﻛ ْم َوﻟَ ِﻛ ْن َﻻ ﺗ ُ ْﺑ ِﺻ ُر
ون
siz göremezsiniz ancak sizden ona daha yakınız biz
ِﯾن ٰا َﻣﻧُوا
َ ﻲ َواﻟﱠذ ِﯾن اﺗﱠﺑَﻌُوهُ َو ٰھ
ذَا اﻟﻧﱠﺑِ ﱡelbette َ ﺎس ِﺑ ِﺎ ْﺑ ٰر ِھﯾ َم ﻟَﻠﱠذ
ِ ا ﱠِن اَ ْوﻟَﻰ اﻟﻧﱠ
ona
ve iman peygamber bu İbrahim’e insanların en yakın şüphesiz
edenlerdir (Muhammed) tabi olanlar olanı
Şüphesiz İbrahim’e insanların en yakın olanı, elbette ona
tabi olanlar, bu peygamber ve iman edenlerdir. (3:68)
َ ب ْاﻻَد ْٰﻧﻰ د
ِ ُون ا ْﻟﻌَذَا
َ ُب ْاﻻَ ْﻛﺑَ ِر ﻟَﻌَﻠﱠ ُﮭ ْم َﯾ ْر ِﺟﻌ
ون ِ َوﻟَﻧُذِﯾﻘَﻧﱠ ُﮭ ْم ِﻣ َن ا ْﻟﻌَذَا
dönerler umulur ki en büyük önce en yakın azabdan elbette onlara
onlar azabdan tattıracağız
ِ ع ا ْﻟ َﺣﺎ
َ ﺳ ِﺑ
ﯾن ْ َ ﻖ ا َ َﻻ ﻟَﮫُ ا ْﻟ ُﺣ ْﻛ ُم َو ُھ َو ا
ُ ﺳ َر ِ ّ ﷲ َﻣ ْو ٰﻟﯾ ُﮭ ُم ا ْﻟ َﺣ
ِ ﺛ ُ ﱠم ُر ٓدﱡوا اِﻟَﻰ
hesap en O yalnız dikkat gerçek dostları Allah’a sonra
görenlerin süratlisidirhükümO’nundur edin! olan döndürülürler
Sonra gerçek dostları olan Allah’a döndürülürler.
Dikkat edin! Hüküm yalnız O’nundur. O, hesap
görenlerin en süratlisidir. (6:62)
َ اﺣ ِﻣ
ﯾن َواَد ِْﺧ ْﻠﻧَﺎ ﻓِﻲ َرﺣْ َﻣﺗِ َك َوا َ ْﻧتَ ا َ ْر َﺣ ُم ﱠ
ِ اﻟر
merhametlilerin en merhametlisisin Sen rahmetine ve bizi kat
Ve bizi rahmetine kat.Sen merhametlilerin en
merhametlisisin. (7:151)
َ َ َﺎﻻَ ْﻧ َﻌ ِﺎم ﺑَ ْل ُھ ْم ا
َ ﺿ ﱡل
ًﺳ ِﺑﯾﻼ ْ ا ِْن ُھ ْم ا ﱠِﻻ ﻛ
yol daha da onlar hayvanlar ancak oysa
bakımından sapıktırlar hayır gibidirler onlar
Oysa onlar ancak hayvanlar gibidirler, hayır,
yol bakımından onlar daha da sapıktırlar. (25:44)
150
232
ُ َﺧ ْﻠ
ﻖ ا َ ْﻋ َظ ُم َ َا
ﺷد ﱡ
Yaratılış Daha/en büyük Daha/en şiddetli
َ ﻋَﺎ ِﺑد
ُون ا َ ْﻛ َر ُم ا َ ْﻋﻠَﻰ
Tapanlar Daha/en serefli Daha/en yüce
ﯾن
ٍ ُﻣ ِﺑ ُﻛ ْﺑ َرى اَ ْﻛ َﺑ ُر
Apaçık Daha/en büyük Daha/en büyük
ّ ِ َﻧُﯾ
ﺳ ُر ﺳ َرى
ْ ﻋ
ُ ا َ ْﻛﺛَ ُر
Kolaylaştırırız Daha/en zor Daha/en çok
َ ُﯾَ ْر ِﺟﻌ
ون َ ﺳﺎﻓِ ِﻠ
ﯾن َ َ ْاَﺣ
ﺳ ُن
Dönerler Alçaklar Daha/en güzel
ٰاﯾَﺎﺗِﻧَﺎ ﺳ ِﺑﯾﻼ
َ ا َ َﺣ ﱡ
ﻖ
Ayetlerimiz Yol bakımından Daha/en haklı
َ ﺳ ِﺑ
ﯾن ِ َﺣﺎ َﻣﺛ َ ُل اَ ْر َﺣ ُم
Hesaba çekenler Misal, örnek Daha/en merhametli
َ ُﻣ ْﮭﺗَد
ِﯾن ا َ ْظﻠَ ُم اَﻗَ ﱡل
Doğru yolu bulanlar Daha/en zalim Daha/en az
َ ُﯾَ ْر ِﺟﻌ
ون َ ﺳﺎﻓِ ِﻠ
ﯾن َ َ ْاَﺣ
ﺳ ُن
Dönerler Alçaklar Daha/en güzel
234
Muzari Mazi Muzari Mazi
ُﻧَﺎ ْ ُﺧذ اَ َﺧ ْذﻧَﺎ ﻧَﺢْ ُن ُاَ ُﺧذ ُا َ َﺧ ْذت اَﻧَﺎ
alırız aldık Biz alırım aldım Ben
َ ُﺗ َﺎ ْ ُﺧذ
ون ا َ َﺧ ْذﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ُﺗَﺎ ْ ُﺧذ َا َ َﺧ ْذت َاَ ْﻧت
alırsınız aldınız Siz alırsın aldın Sen
َ ُﯾَﺎ ْ ُﺧذ
ون ا َ َﺧذُوا ھ ُﮭ ْم ُﯾَﺎ ْ ُﺧذ َا َ َﺧذ ُھ َو
alırlar aldılar Onlar alır aldı O(er)
َ ُﺗ َ ِﺟد
ون َو َﺟ ْدﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ُﺗ َ ِﺟد ََو َﺟدْت َاَ ْﻧت
Bulursunuz Buldunuz Siz Bulursun Buldun Sen
َ ﯾَ ِﺟد
ُون َو َﺟدُوا ھ ُﮭ ْم ُﯾَ ِﺟد ََو َﺟد ُھ َو
Bulurlar Buldular Onlar Bulur Buldu O(er)
ت َو َﻣ ْن ﯾَ ْﻌ َﻣ ْل ِﻣ َن اﻟ ﱠ
ِ ﺻﺎ ِﻟ َﺣﺎ
salih ameller işlerse kim
وﻟٓ ِﺋ َك
ٰ ُ ِﻣ ْن ذَﻛ ٍَر ا َ ْو ا ُ ْﻧ ٰﺛﻰ َو ُھ َو ُﻣ ْؤ ِﻣ ٌن ﻓَﺎ
işte onlar Mü’min olarak o ki kadın veya erkek
ْ َ ﷲ َوا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗ
َ ﺷ َﮭد
ُون ِ ون ِﺑ ٰﺎﯾَﺎ
ِ ت
inkâr
ِ َﯾٓﺎ ا َ ْھ َل ا ْﻟ ِﻛﺗَﺎ
َ ب ِﻟ َم ﺗ َ ْﻛﻔُ ُر
görüp durduğunuz halde siz Allah’ın âyetlerini ediyorsunuz niçin Ey Ehl-i Kitap
َ ظ ُر
ون ﻋ َْن أَ ْﻣ ِر َر ِﺑّ ِﮭ ْم ﻓَﺄ َ َﺧذَﺗْ ُﮭ ُم اﻟ ﱠancak
ُ ﺻﺎ ِﻋﻘَﺔُ َو ُھ ْم َﯾ ْﻧ ﻓَﻌَﺗَ ْوا
onlar
bakıp onlar yıldırım kendilerini Rablerinin emrine karşı geldiler
dururlarken çarpıverdi
ﻲ دُ َﺧﺎ ٌن
َ ﺎء َو ِھ ْ ﺛ ُ ﱠم ا
ﺳﺗَ َوى إِﻟَﻰ اﻟ ﱠ
ِ ﺳ َﻣ
bir duman halinde göğe yöneldi sonra
olan
Sonra bir duman halinde olan göğe yöneldi. (41:11)
7
ٌ ﺳ
ﯾر ِ ﺳﺋ ًﺎ َو ُھ َو َﺣ َ ﺻ َر ﻛ ﱠَرﺗَ ْﯾ ِن ﯾَ ْﻧﻘَ ِﻠ ْب إِﻟَ ْﯾ َك ا ْﻟ َﺑ
ِ ﺻ ُر َﺧﺎ ْ ﺛ ُ ﱠم
َ َار ِﺟ ِﻊ ا ْﻟﺑ
ve bitkin olarak yorgun göz sana dönecektir tekrar tekrar gözünü çevirsonra
ًاﺿﯾَﺔً َﻣ ْر ِﺿﯾﱠﺔ
ِ ار ِﺟ ِﻌﻲ إِﻟَﻰ َر ِﺑّ ِك َر
ْ
O’da senden Sen O’ndan Rabbine dön
hoşnut olarak hoşnut
Sen O’ndan hoşnut, O’da senden hoşnut olarak
Rabbine dön! (89:28)
ْ ﻲ َوأْﺗُوﻧِﻲ ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن َ اَ ﱠﻻ ﺗَ ْﻌﻠُوا
ﻋﻠَ ﱠ
teslim olanlar olarak bana gelin bana karşı büyüklenmeyin
َ ﺎﺟد
ِﯾن َ ُﺳ َﺣ َرة
ِ ﺳ َ ﻓَﺎ ُ ْﻟ ِﻘ
ﻲ اﻟ ﱠ
secdeye sihirbazlar da bunun üzerine
kapandılar
ٌَوﻛ َٰذ ِﻟ َك اَ ْﺧذُ َر ِﺑّ َك اِذَا ا َ َﺧذَ ا ْﻟﻘُ ٰرى َو ِھ َﻰ َظﺎ ِﻟ َﻣﺔ
Zulme olan memleketlerin yakaladığında Rabbinin yakalaması İşte
sapmış halkını böyledir
Zulme sapmış olan memleketlerin halkını yakala-
dığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! (11:102) 11
İSMİ MEVSULLER
İki cümle parçasını birbirine bağlamak için
kullanılan kelimelere ismi mevsul denir. Bu
kelimeler cümleye “ki o …yapandır”, “ki o
yaptı”, “… yapan /eden kişi” gibi anlamları
ilave eder. İsmi mevsuller aşağıdaki tabloda
gösterilmiştir:
Çoğul Tekil
Eril َ اَﻟﱠ
ذﯾن اَﻟﱠ ِذي
ِ ّ ِﯾن ا ْﻟ َﺣ
ﻖ ِ ﺳوﻟَﮫُ ِﺑﺎ ْﻟ ُﮭ ٰدى َود َ ُھ َو اﻟﱠـ ٓذِي ا َ ْر
ُ ﺳ َل َر
hak din ile hidâyet Resûlünü gönderendir O (Allah)
َ َُﻣﺎ ٰھ ِذ ِه اﻟﺗ ﱠ َﻣﺎ ِﺛﯾ ُل اﻟﱠ ِﺗﻲ اَ ْﻧﺗ ُ ْم ﻟَ َﮭﺎ ﻋَﺎ ِﻛﻔ
ون
tapmakta kendilerine sizin olduğunuz heykeller şu nedir
أ ُ ﱠﻣ َﮭﺎﺗِ ِﮭ ْم ِإ ْن أ ُ ﱠﻣ َﮭﺎﺗ ُ ُﮭ ْم ِإ ﱠﻻ ﱠ
اﻟﻼﺋِﻲ َوﻟَ ْدﻧَ ُﮭ ْم
kendilerini doğuranlardır ancak onların anneleri kendi anneleri
ً ض ذَ َھﺑﺎ
ِ ﺎر ﻓَﻠَ ْن ﯾُ ْﻘﺑَ َل ِﻣ ْن ا َ َﺣ ِد ِھ ْم ِﻣ ْل ُء ْاﻻَ ْر
ٌ َ ا ﱠِن اﻟﱠذ
ِﯾن َﻛﻔَ ُروا َو َﻣﺎﺗُوا َو ُھ ْم ُﻛﻔﱠ
altını dünya dolusu onların kabul
kâfir kimseler ve ölen inkâr şüphesiz
hiçbirinden edilmeyecektir olarak var ya edenler
ض ِﻣﺛْﻠَ ُﮭ ﱠن
ِ ت َو ِﻣ َن ْاﻷ َ ْر
ٍ ﺎوا
َ ﺳ َﻣ
َ ﺳ ْﺑ َﻊ َ َا�ُ اﻟﱠذِي َﺧﻠ
َ ﻖ ﱠ
benzerlerini ve yerden de göğü yedi kat yarattı Allah
َ ﻋ ِذّﺑُ ُﮭ ْم
َ ً ﻋذَاﺑﺎ
ً ﺷدِﯾدا َ ﻓَﺎ َ ﱠﻣﺎ اﻟﱠذ
َ ُ ِﯾن َﻛﻔَ ُروا ﻓَﺎ
şiddetli bir azab cezalandıracağım Fakat inkâr edenlere
ile gelince
ِ َاﻻ ِﺧ َر ۘ ِة َو َﻣﺎ ﻟَ ُﮭ ْم ِﻣ ْن ﻧ
َ ﺎﺻ ِر
ﯾن ٰ ْ ِﻓﻲ اﻟدﱡ ْﻧ َﯾﺎ َو
yardımcılardan hiç kimse onlar için ve ahirette dünyada
yoktur
ب اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن َ ا ُ ُﺟ
ّ ور ُھ ْم َوﷲُ َﻻ ﯾُ ِﺣ
zalimleri sevmez Allah mükâfatlarını
َ ﺻ ِﺑ ِﺣ
ﯾن ْ ُﻣ ا َ ِطﯾﻌُو ﱠ
َ�ا ُون ْ َ َواَﻧﺗ ُ ْم ﺗ
َ ﺷ َﮭد
Sabaha ererken Allah’a itaat edin Gördüğünüz halde
ُﺻ ْﯾ َﺣﺔ
اﻟ ﱠ ا ْﻟ ُﮭدَى ْ َواَﻧﺗ ُ ْم ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ون
Çığlık Yol gösterme Siz Müslümanlar iken
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
ﯾن ْ ُﻣ ﱠ
اﻟﻼﺋِﻲ ِﯾن ٰا َﻣﻧُوا
َ ﯾَﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
Müslümanlar olarak Ki onlar (dş) Ey iman edenler
َ ﺎﺟد
ِﯾن ِ ﺳ
َ ِ ﻓُﻘَ َر
اء َو ُھ َو ﻗَﺎﺋِ ٌم
Secde edenler olarak Fakirler Ayakta durduğu halde
ﯾن ِ َﺧﺎ
َ ﺷ ِﻌ ﻋَﺎ ِﻛﻔُو َو ُھ َو َرﺑﱡﻧَﺎ َو َرﺑﱡ ُﻛ ْم
َن
O bizim ve sizin
Huşu duyanlar olarak Adayanlar rabbiniz iken
ً ﺑَﯾَﺎﺗﺎ ِ ا ْﻟ ُﻣ َﮭ
َ ﺎﺟ ِر
ﯾن ﻲ ﺗَﻔُو ُر
َ َو ِھ
Geceleyin Muhacirler Kaynarken
245
َ ُِﻣﺷ ِْرﻗ
ﯾن ٍ ﺳ ٰﻣ َوا
ت َ ﺳ ْﺑ َﻊ
َ اَ ْھ ُل ا ْﻟﻘُ َر ٰى
Güneş doğarken Yedi gök Sehirler ahalisi
ﯾن ِ َﻧ
َ ﺎﺻ ِر َ ً ﻋذَاﺑﺎ
ً ﺷدِﯾدا َ َ ا ُ ُﺟ
ور ُھ ْم
Yardım edenler Şiddetli azap Mükafatları
ِ َﺧﺎ
ً ﺳﺋﺎ ِ ﺳﻧﱠﺔَ ﱠ
�ا ُ ً ِﻟﺑَﺎﺳﺎ
Aciz Allah’ın kuralı Elbise, örtü
َ َُم ﺗ
ﺻ ِدّﻋًﺎ ً ﻗُﻌُودا َ دَ اﺋِ ُﻣ
ون
Parçalanmış Otururken Devamlı olanlar
ﺗ َ َر ْو َن َرأَ ْﯾﺗ ُ ْم ا َ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗَ َرى ََرأ َ ْﯾت َا َ ْﻧت
Görürsünüz Gördünüz Siz Görürsün Gördün Sen
َﯾ َر ْو َن َرأ َ ْو ھ ُﮭ ْم ﯾَ َرى َرأَى ُھ َو
Görürler Gördüler Onlar Görür Gördü O(er)
ِ وﻟٓﺋِكَ ُھ ُم ا ْﻟ َﺧﺎ
َ ﺳ ُر
﴾ ﻗُ ْل٦۳﴿ون ٰ ُ ا� ا
ِت ﱣ ِ ِﺑ ٰﺎ َﯾﺎ
hüsrana Allah’ın
işte
de ki onlar âyetlerini
uğrayanlardır
Yapmak ﻓِ ْﻌ ٌل َﻣ ْﻔﻌُو ٌل ﻓَﺎ ِﻋ ٌل َﯾ ْﻔ َﻌ ُل ﻓَ َﻌ َل
Bilmek ِﻋ ْﻠ ٌم َﻣ ْﻌﻠُو ٌم ﻋَﺎ ِﻟ ٌم َﯾ ْﻌ َﻠ ُم ﻋ ِﻠ َم
َ
Vurmak ب َ
ٌ ﺿ ْر ٌ ﺿ ُر
وب ْ َﻣ ب َ
ٌ ﺿ ِﺎر ب ْ َﯾ
ُ ﺿ ِر ب َ
َ ﺿ َر
İşitmek ﺳ ْﻣ ٌﻊ
َ ع
ٌ ﺳ ُﻣو
ْ َﻣ ﺎﻣ ٌﻊ
ِ ﺳَ ﺳ َﻣ ُﻊ
ْ َﯾ ﺳ ِﻣ َﻊ
َ
Sapıtmak ٌﺿﻼَﻟَﺔ
َ ﺿﻠُو ٌل
ْ َﻣ َ
ﺿﺎ ﱞل َﯾ ِﺿ ﱡل َ
ﺿ ﱠل
Demek ﻗَ ْو ٌل َﻣﻘُو ٌل ﻗَﺎﺋِ ٌل ﯾَﻘُو ُل ﻗَﺎ َل
Çağırmak دُﻋَﺎ ٌء َﻣ ْدﻋ ﱞُو دَا ِﻋﻲ َﯾ ْدﻋُو دَﻋَﺎ
Yemek ا َ ْﻛ ٌل َﻣﺎْﻛُو ٌل ٰا ِﻛ ٌل ﯾَﺎ ْ ُﻛ ُل اَ َﻛ َل
250
َ ظ
ون ُ وﺟ ِﮭ ْم َﺣﺎ ِﻓ
ِ ِﯾن ُھ ْم ِﻟﻔُ ُر َ ُﻠز ٰﻛو ِة ﻓَﺎ ِﻋﻠ
َ ون َواﻟﱠذ َ َواﻟﱠذ
ِﯾن ُھ ْم ِﻟ ﱠ
koruyanlardır ırzlarını onlar ki verenlerdir zekâtı onlar ki
Onlar ki, zekâtı verenlerdir. Onlar ki ırzlarını
koruyanlardır. (23:4-5)
َ ﺎﺻ ِر
ﯾن ُ َو َﻣﺄ ْ ٰوﯾ ُﻛ ُم اﻟﻧﱠ
ِ َﺎر َو َﻣﺎ ﻟَ ُﻛ ْم ِﻣ ْن ﻧ
yardımcılar da ve sizin için yoktur ateştir varacağınız yer
َ ِﺷ ِر ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن َ ظ
ِ ون ِﻟ ُﺣدُو ِد
ّ ِ َﷲ َوﺑ ُ َِوا ْﻟ َﺣﺎﻓ
mü’minleri müjdele Allah’ın sınırlarını ve koruyanlar
ِ َٓﺎن َواِﯾﺗ
ﺎئ ِ ﺳَ ْاﻻﺣ َ ا ﱠِن
ve vermeyi iyiliği adaleti emreder Allah şüphesiz
onun
ُ َو َﻣ ْن ﻗُﺗِ َل َﻣ ْظﻠُوﻣﺎ ً ﻓَﻘَ ْد َﺟﻌَ ْﻠﻧَﺎ ِﻟ َو ِﻟ ِﯾّ ِﮫ
ً ﺳ ْﻠ َطﺎﻧﺎ
velisine
kim
yetki verdik şüphesiz haksız yere öldürülürse
ﯾر
ٌ ﺳ ِﻣﯾ ٌﻊ َﺑ ِﺻ
َ ﷲ ِ َﻣﺎ َﺧ ْﻠﻘُ ُﻛ ْم َو َﻻ ﺑَ ْﻌﺛ ُ ُﻛ ْم ا ﱠِﻻ َﻛﻧَ ْﻔ ٍس َو
َ اﺣدَ ٍة ا ﱠِن
hakkıyla hakkıyla kuşkusuz bir kişinin ancak ve diriltilmeniz sizin
görendir işitendir Allah (yaratılması ve diriltilmesi) gibidir! yaratılmanız
ُورا
ً ﺷﻛْ ﺳ ْﻌﯾُ ُﻛ ْم َﻣ
َ َﺎن َ إِ ﱠن َھذَا ﻛ
َ َﺎن ﻟَ ُﻛ ْم َﺟ َزا ًء َوﻛ
makbul çabanız görülmüştür ödül size -dür. bu şüphesiz
َ ِﺷ ِر ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن ّ ِ ﯾب َو َﺑ ِ َوأ ُ ْﺧ َرى ﺗ ُ ِﺣﺑﱡوﻧَ َﮭﺎ ﻧَﺻ ٌْر ِﻣ َن ﱠ
ٌ ا� َوﻓَﺗْ ٌﺢ ﻗَ ِر
Mü’minleri müjdele yakın ve bir Allah’tan bir yardım seveceğiniz şey daha var ve başka bir
fetih
Ve seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan bir
yardım ve yakın bir fetih! Mü’minleri müjdele. (17:33)
َ ط
ون َ ُﻓَ ِﺎﻧﱠ ُﮭ ْم َ ٰﻻ ِﻛﻠ
ُ ُون ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ﻓَ َﻣﺎ ِﻟؤ َُن ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ا ْﻟﺑ
karınlarını ondan ve doldururlar ondan yerler kuşkusuz onlar
Kuşkusuz onlar, ondan yerler ve karınlarını
ondan doldururlar. (37:66) 37
Bilmek ِﻋ ْﻠ ٌم َﻣ ْﻌﻠُو ٌم ﻋَﺎ ِﻟ ٌم َﯾ ْﻌ َﻠ ُم ﻋ ِﻠ َم
َ
İşlemek ﻋ َﻣ ٌل
َ َﻣ ْﻌ ُﻣو ٌل ِ ﻋ
َﺎﻣ ٌل ﯾَ ْﻌ َﻣ ُل ﻋ َِﻣ َل
Tutmak ٌا َ ْﺧذ ٌَﻣﺎ ْ ُﺧوذ ٌٰا ِﺧذ َُﯾﺎ ْ ُﺧذ َاَ َﺧذ
Tapmak
ٌِﻋﺑَﺎدَة ٌَﻣ ْﻌﺑُود ٌﻋَﺎ ِﺑد َُﯾ ْﻌﺑُد َﻋ َﺑد
َ
Affetmek ﻋ ْﻔ ٌو
َ ----- ----- ف
ُ َﯾ ْﻌ ﻋﻔَﺎ
َ
Sapmak ٌﺿﻼَﻟَﺔ
َ ﺿﻠُو ٌل
ْ َﻣ َ
ﺿﺎ ﱞل ﯾَ ِﺿ ﱡل َ
ﺿ ﱠل
Hükmetmek َ َﻗ
ﺿﺎ ٌء َﻣ ْﻘ ِﺿ ﱞ
ﻲ ٍ َﻗ
ﺎض ﯾَ ْﻘ ِﺿﻲ َ َﻗ
ﺿﻰ
Yasaklamak ٌ ﻧَﮭ
ْﻲ َﻣ ْﻧ ِﮭ ﱞ
ﻲ ﻧَﺎ ٍه ﯾَ ْﻧ َﮭﻰ ﻧَ َﮭﻰ
Vaad etmek ٌَو ْﻋد ٌَﻣ ْوﻋُود ٌَوا ِﻋد ُﯾَ ِﻌد َﻋد
َ َو
255
Anlam Mastar İsmi Mef'ul İsmi Fail Muzari Mazi
Yapma Yapılan Yapan Yapar Yaptı
30.DERS
ب ٰھ ِذ ِه
اِﻧﱠـ َٓﻣﺎ ا ُ ِﻣ ْرتُ ا َ ْن اَ ْﻋﺑُدَ َر ﱠ
bu Rabbine ibadet ben ancak
etmekle emrolundum
َ ا ْﻟﺑَ ْﻠدَ ِة اﻟﱠذِي َﺣ ﱠر َﻣ َﮭﺎ َوﻟَﮫُ ُﻛ ﱡل
ﺷ ْﻲ ٍء
her şey O’nundur burayı haram ki O beldenin
kılmıştır (Mekke’nin)
ْ ا ْﻟ ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
﴾٩١﴿ﯾن َ َوا ُ ِﻣ ْرتُ ا َ ْن اَﻛ
ُون ِﻣ َن
müslümanlardan olmamla ben emrolundum
ِ س ِإ ﱠﻻ ِﻟﯾَ ْﻌﺑُد
ُون ِ ْ َو َﻣﺎ َﺧﻠَ ْﻘتُ ا ْﻟ ِﺟ ﱠن َو
َ اﻹ ْﻧ
bana ibadet ancak ve cinleri
etsinler diye insanları ben yarattım
ِ َواِﻧﱠﺎ ﻟَ ْن ﻧَ ْد ُﺧﻠَ َﮭﺎ َﺣﺗﱣﻰ ﯾَ ْﺧ ُر ُﺟوا ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ﻓَﺎ ِْن ﯾَ ْﺧ ُر ُﺟوا ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ﻓَ ِﺎﻧﱠﺎ د
َ َُاﺧﻠ
ون
hemen kuşkusuz çıkarlarsa eğer oradan kadar asla oraya şüphesiz
gireriz biz de oradan çıkmayıncaya girmeyeceğiz biz
Şüphesiz onlar oradan çıkmayıncaya kadar biz
asla oraya girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa,
kuşkusuz biz de hemen gireriz. (5:22)
َ ب أ َ ْن ﻟَ ْن ﯾَ ْﻘد َِر
ٌﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ أ َ َﺣد َ ْأَﯾَﺣ
ُ ﺳ
hiç kimsenin kendisine asla güç o sanıyor
yetiremeyeceğini mi
O, hiç kimsenin kendisine asla güç
yetiremeyeceğini mi sanıyor? (90:5) 48
259
ً ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم ﺷ َِﮭﯾدا
َ ﺳو ُل ُون ﱠ
ُ اﻟر ِ ﻋﻠَﻰ اﻟﻧﱠ
َ ﺎس َو َﯾﻛ َ
şahid sizin peygamber de olsun insanlar
üzerinize üzerinde
51
Vurmak ْ َﻣ
ٌ ﺿ ُر
وب ب َ
ٌ ﺿ ِﺎر ب ْ َﯾ
ُ ﺿ ِر ب َ
َ ﺿ َر
Vurmak ْ َﺗ
ﺿ ِرﺑُوا ْ َﯾ
ﺿ ِرﺑُوا َ ُﺿ ِرﺑ
ون ْ َﯾ
َ ُﺿ ِرﺑ
ْ َون ﺗ
Sapmak ﺿﻠﱡوا
ﺗَ ِ َﯾ ِﺿﻠﱡوا ون ﯾَ ِﺿﻠﱡ َ
ون ﺗ َ ِﺿﻠﱡ َ
262
Anlam Mansub Merfu
Yazmak َ ُ ﻧَ ْﻛﺗ
ب َ ُ اَ ْﻛﺗ
ب ُ ُ ﻧَ ْﻛﺗ
ب ُ ُ اَ ْﻛﺗ
ب
Demek ﻧَﻘُو َل اَﻗُو َل ﻧَﻘُو ُل اَﻗُو ُل
Affetmek ﻧَ ْﻌﻔُ َو اَ ْﻋﻔُ َو ﻧَ ْﻌﻔُو اَ ْﻋﻔُو
31.DERS
َ ( ﺛ ُ ﱠم ﻛ ﱠَﻼ٤) ون
َ ﺳ َﯾ ْﻌﻠَ ُﻣ
(٥) ون َ ﻛ ﱠَﻼ
َ ﺳ َﯾ ْﻌﻠَ ُﻣ
yakında hayır sonra yakında hayır
bileceklerdir bileceklerdir
Birbirlerine neyi
soruyorlar? O büyük haberi mi? Ki onlar onun hakkında
ayrılığa düşmüşlerdir. Hayır, yakında bileceklerdir.
Sonra hayır, yakında bileceklerdir.
263
َ ﺎن ِﻣ ﱠم ُﺧ ِﻠ
ﻖ ُ ﺳَ اﻹ ْﻧ ُ ﻓَ ْﻠﯾَ ْﻧ
ِ ْ ظ ِر
yaratıldı neyden insan bir baksın
َ ﺷﻌُ ُر
ون ۜ ﷲ ا َ ْﻣ َو
ْ َ اتٌ ﺑَ ْل اَﺣْ ﯾَٓﺎ ٌء َو ٰﻟ ِﻛ ْن َﻻ ﺗ َ َو َﻻ ﺗَﻘُوﻟُوا ِﻟ َﻣ ْن ﯾُ ْﻘﺗ َ ُل ﻓِﻲ
ِ ﺳ ِﺑﯾ ِل
siz diridirler “ölüler” Allah öldürülen kimseler demeyin!
anlayamazsınız fakat Bilakis (onlar) yolunda için
ٌﻟَ ْم ﯾَ ِﻠ ْد َوﻟَ ْم ﯾُوﻟَ ْد َوﻟَ ْم ﯾَﻛ ُْن ﻟَﮫُ ُﻛﻔُ ًوا أَ َﺣد
hiçbir dengi O’nun yoktur ve doğurulmamıştır O doğurmamıştır
Eğer size bir iyilik dokunursa, onları üzer! Eğer size bir
kötülük erişirse, onunla sevinirler. Eğer sabreder ve
sakınırsanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez. (3:120)
Vurmak ْ َﺗ
ﺿ ِر ْب ْ َﯾ
ﺿ ِر ْب ب ْ َﺗ
ُ ﺿ ِر ب ْ َﯾ
ُ ﺿ ِر
Vurmak ْ َ ﺿ ِرﺑُوا ﺗ
ﺿ ِرﺑُوا ْ َون ﯾ ْ َون ﺗ
َ ُﺿ ِرﺑ ْ َﯾ
َ ُﺿ ِرﺑ
Çağırmak ﺗ َ ْد ُ
ع ﯾَ ْد ُ
ع ﺗَ ْد ُ
ع ﯾَ ْدﻋُو
Sapmak ﺗَ ْ
ﺿ ِﻠ ْل ﯾَ ْ
ﺿ ِﻠ ْل ﺗَ ِﺿ ﱡل ﯾَ ِﺿ ﱡل
Sapmak ﺿﻠﱡوا
ﺗَ ِ َﯾ ِﺿﻠﱡوا َ ون ﯾَ ِﺿﻠﱡ َ
ون ﺗ َ ِﺿﻠﱡ َ
268
Anlam Meczum Merfu
Yazmak ﻧَ ْﻛﺗ ُ ْب اَ ْﻛﺗ ُ ْب ُ ُ ﻧَ ْﻛﺗ
ب ُ ُ اَ ْﻛﺗ
ب
Demek ﻧَﻘُو ْل اَﻗُو ْل ﻧَﻘُو ُل اَﻗُو ُل
Karşılık
vermek ﻧَﺟْ ِز اَﺟْ ِز ﻧَﺟْ ِزي اَﺟْ ِزي
32.DERS
Sizin yapmanız
için اَ ْن ﺗ َ ْﻔ َﻌﻠُوا Yapmanız ﺗَ ْﻔﻌَﻠُوا
70
270
Bir kelimenin kök harflerini bulamadığımızda
aşağıdaki değişiklikleri yaparak bulmaya
çalışılır.
71
َ ﻖ ا ْﻟﻘَ ْو ُل
َ ﻋﻠَﻰ ا ْﻟﻛَﺎﻓِ ِر
ﯾن َ ِﻟﯾُ ْﻧذ َِر َﻣ ْن ﻛ
َﺎن َﺣﯾﺎ � َوﯾَ ِﺣ ﱠ
kâfirler aleyhine de (azab) ve hak diri olanları ta ki uyarsın
hükmü olsun
ٌ ُِﻣﺑ
ﯾن ُﻋﻠﱠ ْﻣﻧَﺎه
َ َﻣﺎ ﺷ ْﻌ َر
ّ ِ اﻟ
Apaçık Biz ona öğretmedik Şiir
ﻖ
َو َﯾ ِﺣ ﱠ ِذ ْﻛ ٌر � َﺣﯾﺎ
Ve hak olsun Bir öğüt Diri
33.DERS
Ayağa kalkmak ﻗُو ُﻣوا ﻗُ ْم َﯾﻘُو ُم ﻗَﺎ َم
Sormak ﺳﺋَﻠُوا
ْ ِا ﺳﺋ َ ْل
ْ ِﺳ ْل ا
َ ﺳﺎ َ ُل
ْ َﯾ ﺳﺎ َ َل
َ
Okumak ا ِْﻗ َر اُوا ْا ِْﻗ َرا ُ ﯾَ ْﻘ َرا َﻗَ َرا
Terk etmek اُﺗْ ُرﻛُوا اُﺗْ ُر ْك َﯾﺗْ ُركُ ﺗَ َر َك
İnkar etmek ا ُ ْﻛﻔُ ُروا ا ُ ْﻛﻔُ ْر ﯾَ ْﻛﻔُ ُر َﻛ َﻔ َر
Bilmek اِ ْﻋﻠَ ُﻣوا اِ ْﻋﻠَ ْم ﯾَ ْﻌ َﻠ ُم ﻋ ِﻠ َم
َ
ﯾن ب َھ ْب ِﻟﻲ ِﻣ َن اﻟ ﱠ
َ ﺻﺎ ِﻟ ِﺣ ِ ّ َر
salihlerden (bir evlat) bana ihsan et Rabbim
ْ ُﺻﻔَﮫُ أَ ِو ا ْﻧﻘ
ُص ِﻣ ْﻧﮫ ً ﻗُ ِم اﻟﻠﱠ ْﯾ َل ِإ ﱠﻻ ﻗَ ِﻠ
ْ ِﯾﻼ ﻧ
ondan eksilt ya da (gecenin) yarısı birazı hariç geceleyin
kadar
ﯾﻼ َ ﯾﻼ أَ ْو ِز ْد
ً ِﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ َو َر ِﺗ ّ ِل ا ْﻟﻘُ ْرآ َ َن ﺗ َ ْرﺗ ً ﻗَ ِﻠ
ağır bir Kur’an’ı ve tane üzerine ilave et yahut biraz
okuyuşla tane oku
Birazı hariç, geceleyin kalk! (Gecenin) yarısı kadar, ya
da ondan biraz eksilt. Yahut üzerine ilave et. Ve
Kur’an’ı ağır bir okuyuşla tane tane oku. (73:2-4)
َ ﺷﺋْﺗ ُ ْم َر
ً ﻏدا ُ َوا ِْذ ﻗُ ْﻠﻧَﺎ ا ْد ُﺧﻠُوا ٰھ ِذ ِه ا ْﻟﻘَ ْر َﯾﺔَ ﻓَ ُﻛﻠُوا ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ َﺣ ْﯾ
ِ ث
bolca dilediğiniz yerden orada yiyin şehre şu girin demiştik Hani bir
zaman
Hani bir zaman şu şehre girin demiştik, orada
dilediğiniz yerden bolca yiyin. (2:58) 85
َ ﺳد
ِﯾن ِ ض ُﻣ ْﻔ
ِ ا ﻓِﻲ ْاﻻَ ْرve ٰ ْ ار ُﺟوا ا ْﻟﯾَ ْو َم
اﻻ ِﺧ َر َو َﻻ ﺗ َ ْﻌﺛ َ ْو ْ ﷲ َو ُﯾَﺎ ﻗَ ْو ِم ا ْﻋﺑ
َ دُواibadet
bozgunculukla karışıklık ahiret umut Allah’a ey
yeryüzünde çıkarmayın gününe bağlayın edin kavmim
َ ﺳﻧَﺔً َوﻗِﻧَﺎ
َ َﻋذ
اب اﻟﻧﱠ ِﺎر ٰ ْ ﺳﻧَﺔً َوﻓِﻲ
َ اﻻ ِﺧ َر ِة َﺣ َ َرﺑﱠ ٓﻧَﺎ ٰاﺗِﻧَﺎ ﻓِﻲ اﻟدﱡ ْﻧﯾَﺎ َﺣ
ateşin azabından ve bizi iyilik ahirette de iyilik dünyada bize Rabbimiz
koru ver ver
Rabbimiz! Bize dünya da iyilik ver, ahirette de iyilik ver
ve bizi ateş/cehennem azabından koru! (2 :201)
ْﺳ ِﺑّﺢ
َ َو ْ َﻓ
ﺎﻓ َﻌﻠُوا اِ ْﻋ َﻣﻠُوا
Ve tesbih et Öyleyse yapın İşleyin
َوﻗِﻧَﺎ ُ ﻓَﺎْﻧ
ظ ُروا اِ ْﻓﻌَ ْل
Ve bizi koru Öyleyse bakın Yap
ار ُﺟوا
ْ َو ﻛ ُْن ِز ْد
Ve ümit edin Ol Arttır
ﺳ ُﺟدُوا
ْ َوا ْ َوا
ﺷﻛ ُُروا ْ َو
اذﻛ ُْر
Ve secde edin Ve şükredin Ve an
280
34.DERS
َ ﺎﺣﺷَﺔً َو
ﺳٓﺎ َء َ اﻟز ٰﻧٓﻰ اِﻧﱠﮫُ ﻛ
ِ ََﺎن ﻓ ّ ِ َو َﻻ ﺗ َ ْﻘ َرﺑُوا
ve ne kötü bir şüphesiz o zinaya yaklaşmayın
hayâsızlıktır
ﷲ ا ﱠِﻻ َ ﴾ َو َﻻ ﺗ َ ْﻘﺗُﻠُوا اﻟﻧﱠ ْﻔ٣٢﴿ًﺳﺑِﯾﻼ
ُ س اﻟﱠﺗِﻲ َﺣ ﱠر َم َ
olmadıkça Allah’ın bir canı öldürmeyin bir yoldur
haram kıldığı
ُ ﻖ َو َﻣ ْن ﻗُﺗِ َل َﻣ ْظﻠُوﻣﺎ ً ﻓَﻘَ ْد َﺟﻌَ ْﻠﻧَﺎ ِﻟ َو ِﻟ ِﯾّ ِﮫ
ً ﺳ ْﻠ َطﺎﻧﺎ ّ ِﺑﺎ ْﻟ َﺣ
yetki onun verdik şüphesiz haksız yere kim haklı
velisine öldürülürse sebep
ُ َﺎن َﻣ ْﻧ
﴾٣٣﴿ً ﺻورا َ ف ِﻓﻲ ا ْﻟﻘَﺗْ ِل اِﻧﱠﮫُ ﻛ ْ ُﻓَ َﻼ ﯾ
ْ ﺳ ِر
yardım görmüştür zira o kısasta ancak aşırı gitmesin
Zinaya yaklaşmayın! Şüphesiz o, bir hayâsızlıktır. Ve ne kötü bir
yoldur! Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın haram kıldığı bir canı
öldürmeyin! Kim haksız yere öldürülürse, şüphesiz onun velisine
yetki verdik. Ancak kısasta aşırı gitmesin! Zira o, yardım görmüştür.
ُ َ ﺳ ُن َﺣﺗﱣﻰ ﯾَ ْﺑﻠُ َﻎ ا
ﺷدﱠ ُه َ ﺑِﺎﻟﱠﺗِﻲ ِھ
َ ْﻲ اَﺣ
rüşdüne erinceye kadar güzel bir şekilde
Ayağa kalkmak ﻻ ﺗَﻘُو ُﻣوا ﻻ ﺗَﻘُ ْم َﯾﻘُو ُم ﻗَﺎ َم
Açmak ﻻ ﺗ َ ْﻔﺗ َ ُﺣوا ﻻ ﺗ َ ْﻔﺗَ ْﺢ ﯾَ ْﻔﺗ َ ُﺢ ﻓَﺗ َ َﺢ
Terk etmek ﻻ ﺗَﺗْ ُرﻛُوا ﻻ ﺗَﺗْ ُر ْك ُﯾَﺗْ ُرك ﺗَ َر َك
ﺳ ِرﻓُوا
ْ ُ ﯾن َو َﻻ ﺗ ْ ب ا ْﻟ ُﻣ
َ ِﺳ ِرﻓ اِﻧﱠﮫُ َﻻ ﯾُ ِﺣ ﱡ
fakat israf etmeyin israf edenleri sevmez şüphesiz o (Allah)
Ey Âdemoğulları! Her mescid yerinde (mescide
gidişte) ziynetinizi alın (güzel elbisenizi giyin).
Yiyin, için, fakat israf etmeyin. Şüphesiz o
(Allah), israf edenleri sevmez. (70:31)
ﻖ ا َ ْن ﺗَﻘُو َم ﻓﯾ ِﮫ
ﻋﻠَﻰ اﻟﺗ ﱠ ْﻘ ٰوى ِﻣ ْن ا َ ﱠو ِل ﯾَ ْو ٍم ا َ َﺣ ﱡ
َ س
َ ﺳ ْ َﻻ ﺗَﻘُ ْم ﻓِﯾ ِﮫ اَﺑَدا ً ﻟَ َﻣ
ّ ِ ُ ﺳ ِﺟدٌ ا
içinde (namaza) daha ilk günden takva kurulmuş bir mescid, asla orada (namaza)
durmana layıktır beri üzeri olan elbette durma
� َﺻﯾﺎ
ِ ﻠرﺣْ ٰﻣ ِن ﻋ َ ﺷ ْﯾ َط
َ ﺎن ﻛ
َﺎن ِﻟ ﱠ َ ﺷ ْﯾ َط
ﺎن ا ﱠِن اﻟ ﱠ ت َﻻ ﺗ َ ْﻌﺑُ ِد اﻟ ﱠ
ِ َﯾَٓﺎ اَﺑ
asi Rahman’a oldu şeytan şüphesiz şeytan’a ibadet etme ey babam
Ey babam! Şeytan’a ibadet etme. Şüphesiz
şeytan, Rahman’a asi oldu. (19:44)
َ ب ا ْﻟﻔَ ِر ِﺣ
ﯾن ﷲ َﻻ ﯾُ ِﺣ ﱡ ُا ِْذ َﻗﺎ َل َﻟﮫ
َ ﻗَ ْو ُﻣﮫُ َﻻ ﺗ َ ْﻔ َر ْح ا ﱠِنdemişti
şımaranları sevmez Allah kuşkusuz şımarma kavmi ki hani
kendisine
Hani kavmi kendisine demişti ki: “Şımarma!
Kuşkusuz Allah, şımaranları sevmez. (28:76)
َ َِو َﻻ ﺗ َ ِﮭﻧُوا َو َﻻ ﺗَﺣْ َزﻧُوا َوا َ ْﻧﺗ ُ ُم ْاﻻَ ْﻋﻠَ ْو َن ا ِْن ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن
Mü’min eğer iseniz en üstün sizlersinizve üzülmeyin gevşemeyin
olanlar
Gevşemeyin ve üzülmeyin! Eğer Mü’min iseniz,
en üstün olanlar sizlersiniz! (3:139)
ْ ِﯾن َﻛﻔَ ُروا ِﻣ ْن دِﯾﻧِ ُﻛ ْم ﻓَ َﻼ ﺗ َ ْﺧﺷ َْو ُھ ْم َو
اﺧﺷ َْو ِن َ اَ ْﻟ َﯾ ْو َم َﯾـ ِﺋ
َ س اﻟﱠذ
benden korkun artık onlardan sizin kâfirler ümitlerini kestiler
korkmayın dininizden bugün
َ ﺳد
ِﯾن ِ ﺷﯾَٓﺎ َء ُھ ْم َو َﻻ ﺗ َ ْﻌﺛ َ ْوا ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
ِ ض ُﻣ ْﻔ ْ َﺎس ا ُ َو َﻻ ﺗَ ْﺑ َﺧ
َ ﺳوا اﻟﻧﱠ
fesat
bozguncular yeryüzünde
çıkarmayın
ait olan insanlara kısmayın
olarak eşyaları
Yeryüzünde bozguncular olarak fesat
çıkarmayın. (26:183)
َ ﻖ ِﻣ ﱠﻣﺎ َﯾ ْﻣﻛ ُُر
ون َو َﻻ ﺗَﺣْ َز ْن َ ﻋ َﻠ ْﯾ ِﮭ ْم َو َﻻ ﺗَﻛ ُْن ﻓِﻲ
ٍ ﺿ ْﯾ َ
sakın üzülme kurmakta oldukları sıkıntıda ve olma
onların
tuzaklardan dolayı da yüzünden
ٍ ب ُﻛ ﱠل ُﻣ ْﺧﺗَﺎ ٍل ﻓَ ُﺧ
ور ﷲ َﻻ ﯾُ ِﺣ ﱡَ ِ َو َﻻ ﺗ َ ْﻣ ِش ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
ض َﻣ َرﺣﺎ ً ا ﱠِن
kendini övünen hiç Allah muhakkak
beğenip sevmez yeryüzünde ve yürüme
kimseyi böbürlenerek
Büyüklenerek insanlardan yüzünü çevirme ve
yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Muhakkak Allah,
kendini beğenip övünen hiç kimseyi sevmez. (31:18)
ِ طوا ِﻣ ْن َرﺣْ َﻣ ِﺔ ﱣ
�ا ِ ُﺳ َرﻓُوا ﻋ َٰﻠٓﻰ ا َ ْﻧﻔ
ُ َﺳ ِﮭ ْم َﻻ ﺗَ ْﻘﻧ َ ﻗُ ْل َﯾﺎ ِﻋ َﺑﺎد
َ ِي اﻟﱠذ
ْ َ ِﯾن ا
şüphesiz Allah’ın umut nefisleri aşırılığa düşen ey kullarım de ki
rahmetinden kesmeyin aleyhinde
ﺳ ْط َﮭﺎ
ُ َﻻ ﺗ َ ْﺑ ﻻَ ﺗ َ ْﻌﺑُ ْد َﻻ ﺗُﺷ ِْر ْك
Onları acıp yayma Tapma Ortak kosma
ُ َِوﻻَ ﺗ َ ْﻠﺑ
ﺳوا ﻻَ ﺗ َ ْﻘﺗُﻠُوا َﻻ ﺗَﺟْ ﺎ َ ُروا
Karıstırmayın Öldürmeyin Sızlanmayın
َ ْ ﻻَ ﺗَﺎ
س ﻻَ ﺗَ ْﻌﺛ َ ْوا َﻻ ﺗَﺟْ َﻌ ْل
Üzülme Kötülük yapmayın Kılma
ﺳﺎَﻟُوا
ْ َ ﻻَ ﺗ َوﻻَ ﺗَ ْﻣ ِش ﻻَ ﺗَﺟْ َﻌ ْﻠﻧَﺎ
Sormayın Yürüme Bizi kılma
ِ ﻻَ ﺗ ُ ْﻔ
ﺳد ُوا ُ َﻻَ ﺗ َ ْﻘﻧ
طوا ﻻَ ﺗَ ْﻔ َر ْح
Bozgunculuk yapmayın Ümit kesmeyin Övünme
287
35.DERS
َﺻ ٰﻠوة
ﯾﮭ ْم ﻓَﺎَﻗَ ْﻣتَ ﻟَ ُﮭ ُم اﻟ ﱠ
ِ َواِذَا ُﻛ ْﻧتَ ِﻓ
namaz Sen
onlara kıldırdığın içlerinde olup dazaman
َ
ٌ ﻏﻔ ﱠ
ﺎر ٌ َو ﱠھ
ﺎب ُ َر ﱠزا
ق
Çok bağışlayan Çok hibe eden Çok rızık veren
ﻋﻔُ ﱞو
َ ٌَودُود َ
ٌ ُ ﻏﻔ
ور
Çok affeden Çok seven Çok bağışlayan
ﺳ ِﻣﯾ ٌﻊ
َ ﯾر
ٌ ﺑَ ِﺻ ﻋ ِﻠﯾ ٌم
َ
Hakkıyla işiten Hakkıyla gören Hakkıyla bilen
111
ً ﻋ ُﺟوﻻ
َ ﺎن
ُ ﺳَ اﻻ ْﻧ
ِ ْ َﺎن
َ َوﻛ
pek aceleci insan -dir
ور ٍ ب ُﻛ ﱠل َﺧ ﱠو
ٍ ُان َﻛﻔ َ ا ﱠِن
ﷲ َﻻ ﯾُ ِﺣ ﱡ
ve nankörleri hain bütün sevmez Allah kuşkusuz
ٍ ﺷﻛ
ُور َ ﺻﺑﱠ ٍﺎر ٍ ا ﱠِن ﻓِﻲ ٰذ ِﻟ َك َ ٰﻻﯾَﺎ
َ ت ِﻟ ُﻛ ِ ّل
çok şükreden hem çok âyetler/ bunda şüphesiz
için sabreden ibretler vardır
Şüphesiz bunda hem çok sabreden, çok
şükreden için âyetler/ibretler vardır. (31:31) 113
ِ ﻋﻠَﻰ ُﻛ ِ ّل ﻗَ ْﻠ
ب ُﻣﺗ َ َﻛ ِﺑّ ٍر َﺟﺑﱠ ٍﺎر َﻛذَ ِﻟ َك ﯾَ ْطﺑَ ُﻊ ﱠ
َ ُ�ا
zorbanın kibirli her kalbini Allah mühürler işte böyle
mühürler. (40:35)
292
ٌ ف َﻛذﱠ
اب ْ ا� َﻻ ﯾَ ْﮭدِي َﻣ ْن ُھ َو ُﻣ
ٌ ﺳ ِر َ ا ﱠِن ﱣ
çok israfçı kimseyi hidâyete Allah
yalancı (ölçüyü taşıran) erdirmez şüphesiz
ٌ ﻋ ِﻠﯾ ٌم ﻗَد
ِﯾر َ أَ ْو ﯾُ َز ّ ِو ُﺟ ُﮭ ْم ذُ ْﻛ َراﻧًﺎ َو ِإﻧَﺎﺛًﺎ َو َﯾﺟْ َﻌ ُل َﻣ ْن ﯾَﺷَﺎ ُء
َ ُﻋ ِﻘﯾ ًﻣﺎ إِﻧﱠﮫ
hakkıyla hakkıyla şüphesiz dilediğini de ve dişiler onları yahut
kadirdir bilendir O kısır bırakır olarak erkekler çift yapar
ٍ ﺷﻛ
ُور َ ٌ ﻗَد
ِﯾر ﻓَ ْﻠﯾَ ْﻛﻔُ ْر
Çok şükreden Gücü yeten İnkar etsin
ﺻﺑﱠ ٍﺎر
َ ا ْﻟﻘَ ﱠﮭ ِﺎر ٍ ِاَﺛ
ﯾم
Çok sabırlı İstediğini yaptıran Çok günahkar
ً َظﻠُوﻣﺎ ٌ َﻛذﱠ
اب ٌ ﺗَ ﱠو
اب
Çok zalim Çok yalancı Tevbeleri çok kabul
eden
َ
ٌ ُ ﻏﻔ
ور ً َﻛﻔُورا َﺟﺎ ِﻋل
Çok bağışlayıcı Çok nankör Kılan, yapan
ٌ َر ُء
وف ً ﻋ ُﺟوﻻ
َ َﺟﺑﱠ ٍﺎر
Çok şefkatli Çok aceleci Zorba
ﻋ ِﻠﯾ ٌم
َ ﻋﻔُ ﱞو
َ ً َﺟ ُﮭوﻻ
Hakkıyla bilen Çok affedici Çok cahil
295
36.DERS
ِ ـرا ُء اِﻟَﻰ
ُﷲ َوﷲ ٓ َﺎس ا َ ْﻧﺗ ُ ُم ا ْﻟﻔُﻘ
َmuhtaç ُ ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ
Allah’tır Allah’a siz insanlar ey
olanlarsınız
﴾١٦﴿ﺟدِﯾ ٍد
َ ﻖ ِ ْ َو َﯾﺄ
ٍ ت ِﺑ َﺧ ْﻠ
yeni bir halk ve getirir
َ ُون
ِ ﻋﻠَﻰ ْاﻻَ ْر
ض َ اﻟرﺣْ ٰﻣ ِن اﻟﱠذ
َ ِﯾن ﯾَ ْﻣﺷ َو ِﻋﺑَﺎدُ ﱠ
yeryüzünde yürürler Rahman’ın kulları
ب اﻟ ﱠ
ﺳ ِﻌ ِﯾر ِ ﺻ َﺣﺎ ْ ََوﻗَﺎﻟُوا ﻟَ ْو ُﻛﻧﱠﺎ ﻧ
ْ َ ﺳ َﻣ ُﻊ أ َ ْو ﻧَ ْﻌ ِﻘ ُل َﻣﺎ ُﻛﻧﱠﺎ ﻓِﻲ أ
alevli halkı olmazdık veya olsaydık eğer ve derler
ateşin içinde akletseydik dinlemiş ki
Eğer dinlemiş olsaydık veya akletseydik alevli
ateşin halkı içinde olmazdık. (67:10)
َ ﻲ ْاﻻَ ْﻣ ُر ﺛ ُ ﱠم َﻻ ﯾُ ْﻧ َظ ُر
ون َ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ َﻣﻠَكٌ َوﻟَ ْو ا َ ْﻧ َز ْﻟﻧَﺎ َﻣﻠَﻛﺎ ً ﻟَﻘُ ِﺿ
َ َوﻗَﺎﻟُوا ﻟَ ْو َٓﻻ ا ُ ْﻧ ِز َل
kendilerine sonra da iş elbette bir melek eğer bir indirilmeli dediler
mühlet verilmezdi bitirilmiş olur indirseydik melek Ona değil miydi ki
َ ﺳﺗَ ْﺑ ِد ْل ﻗَ ْو ًﻣﺎ
ﻏ ْﯾ َر ُﻛ ْم ﺛ ُ ﱠم َﻻ َﯾﻛُوﻧُوا أَ ْﻣﺛَﺎﻟَ ُﻛ ْم ْ ََو ِإ ْن ﺗَﺗَ َوﻟﱠ ْوا ﯾ
sizin gibi de onlar sonra sizden bir yerinize siz yüz eğer
olmazlar başka kavmi getirir de çevirirseniz
O, size mükâfatınızı verir ve sizden mallarınızı da
istemez. (47:36)
َﺎء ا ْﻟ َﺧ ْﯾ ِر َو ِإ ْن َﻣ ﱠ
ٌ ﺳﮫُ اﻟﺷ ﱡﱠر ﻓَﯾَﺋ
ٌ ُوس ﻗَﻧُو
ط ِ ﺎن ِﻣ ْن دُﻋ
ُ ﺳ ِ ْ ﺳﺄ َ ُم
َ اﻹ ْﻧ ْ ََﻻ ﯾ
umutsuzluğa hemen çok bir kendisine hayır istemekten insan usanmaz
kapılıp me’yûs olur şer dokunsa eğer
İnsan, hayır istemekten usanmaz. Eğer kendisine bir şer
dokunsa hemen umutsuzluğa kapılıp çok me’yûs olur. (41:49)
ﺳﺑَﻘُوﻧَﺎ ِإﻟَ ْﯾ ِﮫ َ ِﯾن آَ َﻣﻧُوا ﻟَ ْو ﻛ
َ َﺎن َﺧ ْﯾ ًرا َﻣﺎ َ َوﻗَﺎ َل اﻟﱠذ
َ ِﯾن َﻛﻔَ ُروا ِﻟﻠﱠذ
ona onlar bizi hayırlı o (Kur’an) iman edenler küfredenler dediler ki
(iman etmede) geçemezlerdi bir şey olsaydı için
Küfredenler, iman edenler için dediler ki: “Eğer o
(Kur’an) hayırlı bir şey olsaydı, ona (iman
etmede) onlar bizi geçemezlerdi. (46:11) 130
300
َ ا� ﻟَﻛ
َﺎن َﺧ ْﯾ ًرا ﻟَ ُﮭ ْم َ ﻓَ ِﺈذَا ﻋ ََز َم ْاﻷ َ ْﻣ ُر ﻓَﻠَ ْو
َ ﺻدَﻗُوا ﱠ
onlar daha şüphesiz Allah’a onlar şayet iş ciddiyet zaman
için hayırlı olurdu sadakat gösterselerdi arz ettiği
َ ﺻﺎ ِﺑ ِر
ﯾن َ ﺻ ِﺑ ُروا ا ﱠِن
ﷲ َﻣ َﻊ اﻟ ﱠ َ َوﺗ َ ْذ َھ
ْ ب ِرﯾ ُﺣ ُﻛ ْم َوا
sabredenlerle Allah şüphesiz o halde rüzgârınız gider
beraberdir sabrediniz (kuvvetiniz)
134
302
Kelimelerin anlamlarını yazın.
ﺳﻠَ َم
ْ ََﻣ ْن ا ﻟَ ْو ﺷَﺎ َء ُ اِ ْن ﺗَ ْن
ﺻ ُروا
Kim teslim ederse Eğer isteseydi Yardım ederseniz
ْ ََﻣ ْن ﯾ
ﺷﻛ ُْر ﷲ ْ َﻟَ ْوﻻَ ﻓ
ِ ﺿ ُل اِ ْن ﺗ ُ ْؤ ِﻣﻧُوا
Allah’ın lütfu
Kim şükrederse İman ederseniz
olmasaydı
ُ َﻓَ ْﻠﯾ
ُﺻ ْﻣﮫ ا َ ْﯾ َن َﻣﺎ ﺗَﻛُوﻧُوا اِذَا َﺧﺎ َطﺑَ ُﮭ ُم
Onda oruç tutsun Nerede olursanız olun Onlara hitap ettiği
zaman
َ ﻓَﻠَ ْو
ﺻدَﻗُوا ْ َﻟَ ْو ُﻛﻧﱠﺎ ﻧ
ﺳ َﻣ ُﻊ َﻣ ْن ﺗَ ِﺑ َﻊ
Eğer doğru
söyleseydiler İşitir olsaydık Kim tabi olursa
ٌ ﻗَﻧُو
ط ِﻟ َﯾ ْﺑﻠُ َو ً َﻣ ْذ ُﻣوﻣﺎ
Umutsuzluğa kapılıp Sınamak için Kınanmış
303
37.DERS
ﻟَ ْم َﯾ ْﻔﻌَ ْل َﯾ ْﻔ َﻌ ُل َﻣﺎ ﻓَﻌَ َل ﻓَﻌَ َل
Yapmadı Yapar Yapmadı Yaptı
ﻟَ ْم ﯾُ ْؤ ِﻣ ْن ﻟَ ْم ﯾَﺗ ُ ْب ﻟَ ْم ﯾَ ْﻌﻠَ ْم ﻟَ ْم ﯾَ ْﻐﻧَوا
İman etmedi Tevbe etmedi Bilmedi Yaşamadılar
3
ِ ِإ َر َم ذَا
ت ا ْﻟ ِﻌ َﻣﺎ ِد اﻟﱠﺗِﻲ ﻟَ ْم ﯾُ ْﺧﻠَﻖْ ِﻣﺛْﻠُ َﮭﺎ ِﻓﻲ ا ْﻟ ِﺑ َﻼ ِد
şehirler içinde onun bir benzeri yaratılmamıştı ki sütunlar sahibi İrem’e
ض َﻣﺎ أ َ َﻣ َر ُه
ِ ﻛ ﱠَﻼ ﻟَ ﱠﻣﺎ َﯾ ْﻘ
ona emrettiğini yerine getirmedi hayır
ُ ِﯾن َﻛذﱠﺑُوا
ﺷﻌَ ْﯾﺑﺎ ً َﻛﺎ َ ْن ﻟَ ْم ﯾَ ْﻐﻧَ ْوا ﻓِﯾ َﮭﺎ َ اَﻟﱠذ
orada sanki hiç oturmamışlardı Şuayb’ı yalanlayanlar
ُ ِﯾن َﻛذﱠﺑُوا
ِ ﺷﻌَ ْﯾﺑﺎ ً ﻛَﺎﻧُوا ُھ ُم ا ْﻟ َﺧﺎ
َ ﺳ ِر
ﯾن َ اَﻟﱠذ
asıl hüsrana uğrayanlar oldular Şuayb’ı yalanlayanlar
Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orada hiç oturmamışlardı.
Şuayb’ı yalanlayanlar asıl hüsrana uğrayanlar oldular! 5(7:92)
َ ﻲ
ً ﺻ ْﺑرا ْ َ ﻗَﺎ َل اَﻟَ ْم اَﻗُ ْل اِﻧﱠ َك ﻟَ ْن ﺗ
َ ﺳﺗ َ ِطﯾ َﻊ َﻣ ِﻌ
sabır benimle gösteremezsin demedim mi dedi ki
beraberliğe gerçekten sen
Dedi ki: “Gerçekten sen benimle beraberliğe
sabır gösteremezsin demedim mi? (18:72) 6
306
ﻋﻠَ ْﯾ َك
َ ص ُ ﻋﻠَ ْﯾ َك َو ِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم َﻣ ْن ﻟَ ْم ﻧَ ْﻘ
ْ ﺻ َ ﺻﻧَﺎ َ َﻗ
ْ ﺻ
sana kıssalarını kiminin ve sana kıssalarını
anlatmadık de onlardan anlattık
Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik.
Onlardan, kiminin kıssalarını sana anlattık, ve
onlardan kiminin de kıssalarını sana anlatmadık. (40:78)
َ َﻣﺛَ ُل اﻟﱠذ
ِﯾن ُﺣ ِ ّﻣﻠُوا اﻟﺗ ﱠ ْو َراةَ ﺛ ُ ﱠم
sonra Tevrat kendilerine yükletilip durumu
ٌﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ أ َ َﺣد
َ ب أ َ ْن ﻟَ ْن َﯾ ْﻘد َِر َ ْأَ َﯾﺣ
ُ ﺳ
hiç kendisine asla güç o sanıyor
kimsenin yetiremeyeceğini mi
O, hiç kimsenin kendisine asla güç
yetiremeyeceğini mi sanıyor? (90:5)
ٰ َوا ِْذ ﻗُ ْﻠﺗ ُ ْم ﯾَﺎ ُﻣ
َ وﺳﻰ ﻟَ ْن ﻧُ ْؤ ِﻣ َن ﻟَ َك َﺣﺗﱣﻰ ﻧَ َرى
ًﷲ َﺟﮭ َْرة
açıkca Allah’ı görene ta ki sana asla Ey demiştiniz
kadar inanmayacağız Musa Hani bir zaman
Hani bir zaman ta ki Allah’ı açıkca görene kadar
Ey Musa, sana asla inanmayacağız demiştiniz. (2:55)
ْ َ ا�ُ أ
ﺿﻐَﺎﻧَ ُﮭ ْم ج ﱠ ٌ ِﯾن ﻓِﻲ ﻗُﻠُو ِﺑ ِﮭ ْم َﻣ َر
َ ض أ َ ْن ﻟَ ْن ﯾُ ْﺧ ِر َ ب اﻟﱠذ ِ أَ ْم َﺣ
َ ﺳ
kinlerini Allah’ın asla ortaya maraz/ kalplerinde sandılar yoksa
çıkaramayacağını mı hastalık bulunanlar
Yoksa kalplerinde hastalık bulunanlar, Allah’ın asla
kinlerini ortaya çıkaramayacağını mı sandılar? (47:29)
12
309
ف ﺗ َ ٰرﯾ ِﻧﻲ
َ ﺳ ْو ْ ظ ْر اِﻟَﻰ ا ْﻟ َﺟﺑَ ِل ﻓَﺎ ِِن ا
َ َﺳﺗَﻘَ ﱠر َﻣﻛَﺎﻧَﮫُ ﻓ ُ ا ْﻧ
sen de beni göreceksin yerinde durursa eğer dağa bak
Dedi ki: “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana
bakayım!” “asla (dünyada) beni göremezsin,
fakat dağa bak, eğer yerinde durursa, sen de
beni göreceksin!” buyurdu. (7:143)
َ ﻟَ ْن اَﻛ
ُون ص ُ ﻟَ ْم ﻧَ ْﻘ
ْ ﺻ ُﻟَ ْم ﯾَ َره
Olmayacağım Anlatmadık Onu görmedi
َ ﻟَ ْن ﺗَ ْر
ﺿ ٰﻰ ﻟَن ﺗَ ْﺑﻠُ َﻎ ﻟَ ْم ﺗ ُ ْؤ ِﻣﻧُوا
Razı olmayacak Ulaşmayacaksın İman etmediniz
ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ْر
ْ َ ﻟَ ْم ﺗ ﻟَ ﱠﻣﺎ ﯾَﺎْﺗِ ُﻛ ْم َ ﻟَن ﺗَ ْﺧ ِر
ق
Bağışlanma dilemedin Size gelmedi Delmeyeceksin
38.DERS
ُ
ْﺿ ِرﺑَت َ
ْﺿ َرﺑَت ب ُ
َ ﺿ ِر ب َ
َ ﺿ َر
18
ّ ِ ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ُم اﻟ
ﺻﯾَﺎ ُم َ ِِﯾن ٰا َﻣﻧُوا ُﻛﺗ
َ ب َ ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
oruç size de farz kılındı iman edenler Ey
ً ﺿ ِﻌﯾﻔﺎ
َ ﺎن
ُ ﺳَ اﻻ ْﻧ
ِْ ﻖ
َ ُﺧ ِﻠ
zayıf insan zira
yaratılmıştır
ٍ ُت ﯾَ ْو ٍم َﻣ ْﻌﻠ
وم ﻓَ ُﺟ ِﻣ َﻊ اﻟ ﱠ
ِ ﺳ َﺣ َرةُ ِﻟ ِﻣﯾﻘَﺎ
belli bir günün belirlenen sihirbazlar böylece bir
vaktinde araya getirildi
Böylece sihirbazlar belli bir günün belirlenen
vaktinde bir araya getirildi.(26:38)
ﺳﺗ َ ِﻘ ْم َﻛ َﻣﺎ أ ُ ِﻣ ْرتَ َو َﻻ ﺗَﺗ ﱠ ِﺑ ْﻊ أَ ْھ َوا َء ُھ ْم ُ ﻓَ ِﻠذَ ِﻟ َك ﻓَﺎ ْد
ْ ع َوا
onların uyma emrolunduğun ve dosdoğru sen işte bunun
hevâlarına gibi ol davet et için
َ ُِﯾن ﯾُﻘَﺎﺗَﻠ
ُ ون ﺑِﺎَﻧﱠ ُﮭ ْم
ظ ِﻠ ُﻣوا َ ِن ِﻟﻠﱠذ
َ اُذ
zulmedilmeleri kendileriyle (savaşmaların
sebebiyle savaşılanlara a) izin verildi
öldürüldüğü ٍ ي ِ ذَ ْﻧ
ْب ﻗُﺗِﻠَت ّ َ ﺳﺋِﻠَتْ ﺑِﺄ
ُ ُ َو ِإذَا ا ْﻟ َﻣ ْو ُءودَةzaman
suçtan dolayı hangi sorulduğu diri diri gömülmüş kız çocuğa
Diri diri gömülmüş kız çocuğa sorulduğu
zaman: Hangi suçtan dolayı öldürüldüğü. (81:8-9)
ِ ب ِﻣ َن
ﷲ َ َﺳ َﻛﻧَﺔُ َو َﺑٓﺎ ُؤ ﺑِﻐ
ٍ ﺿ ْ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ُم اﻟ ِذّﻟﱠﺔُ َوا ْﻟ َﻣ ُ َو
َ ْﺿ ِرﺑَت
Allah’tan gazap ile döndüler Ve yoksulluk zillet üzerlerine (damgası)vuruldu
Üzerlerine zillet ve yoksulluk damgası vuruldu
ve Allah’tan bir gazap ile döndüler. ((2:61)
َ َ ﻋذ
ِ اب ا ْﻟ ُﺧ ْﻠ ِد َھ ْل ﺗُﺟْ َز ْو َن ا ﱠِﻻ ﺑِ َﻣﺎ ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗ َ ْﻛ
َ ُ ﺳﺑ
ون َ ِﯾن َظﻠَ ُﻣوا ذُوﻗُوا
َ ﺛ ُ ﱠم ﻗِﯾ َل ِﻟﻠﱠذ
kazanmakta başkası ile mi sonsuzluk azabını tadın denilir ki
olduğunuzdan cezalandırılacaksınız zulmedenlere sonra
Sonra zulmedenlere denilir ki: “sonsuzluk
azabını tadın! Kazanmakta olduğunuzdan
başkası ile mi cezalandırılacaksınız?” (10:52) 23
ِ ُف ﻧ
ْﺷ َرت َوإِذَا اﻟ ﱡ
ﺻ ُﺣ
ُamel
açıldığı defterleri zaman
Amel defterleri açıldığı zaman. (81:10)
ﻲ ﱣ
ا�ُ َوﺣْ دَهُ َﻛﻔَ ْرﺗ ُ ْم َ ٰذ ِﻟ ُﻛ ْم ﺑِﺎَﻧﱠـ ٓﮫُ اِذَا دُ ِﻋ
bir
inkâr Allah’a çağrıldığı zaman çünkü işte bu
ettiniz olan böyledir
َ ب ا ْﻟﻌَﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ِ ّ � َر َ ﻓَﻘُ ِطـ َﻊ دَا ِﺑ ُر ا ْﻟﻘَ ْو ِم اﻟﱠذ
ِ ِ ُِﯾن َظﻠَ ُﻣوا َوا ْﻟ َﺣ ْﻣد
âlemlerin Rabbi Allah’a hamd/ zulmeden kavmin kökü böylece
olan mahsustur övgü kesildi
َ ُ ﺎﻣﺗ
ون ِ ﺻَ ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم اَدَﻋ َْوﺗ ُ ُﻣو ُھ ْم ا َ ْم اَ ْﻧﺗ ُ ْم
َ ﺳ َٓوا ٌء
َ
sussanız da yahut onları çağırsanız sizin için birdir
Onları çağırsanız yahut sussanız da sizin için
birdir. (7:193) 28
317
ِ ون َﺧ ْﯾ ٌر ا َ ِم ﷲُ ا ْﻟ َو
ُ اﺣدُ ا ْﻟﻘَ ﱠﮭ
ﺎر ٌ َءا َ ْر َﺑ
َ ُﺎب ُﻣﺗَﻔَ ِ ّرﻗ
mutlak galib bir olan yoksa daha ayrı ayrı olan birçok
olan Allah mı hayırlıdır rabler mi
ْﺳﺋِﻠَت
ُ ُﺟ ِﻣ َﻊ َا ُ ِﻣ ْرت
Soruldu Toplanıldı Emrolundun
ﺳﺋِﻠُوا
ُ ﻗُ ِط َﻊ ْﺑُ ْﻌﺛِ َرت
Soruldular Kesildi Alt-üst edildi
ُ
ظ ِﻠ ُﻣوا ْﻗُﺗِﻠَت ْﺷ َرت
ِ ُﺣ
Zülmedildiler Öldürüldü Toplanıldı
َ ُھد
ِى ﻗِﯾ َل ْد ُِﺧﻠَت
Yol gösterildi Denildi Girildi
ْﺳﯾِّ َرت
ُ َ ُﻛ ِﺗ
ب دُ ِﻋ َﻰ
Yürütüldü Yazıldı Çağırıldı
ُ
ْﺿ ِرﺑَت ِ ُﻧ
ْﺷ َرت ذُ ِﻛ َر
Vuruldu Yayıldı Anıldı
َ َُﯾ َﺧﺎﻓ
ون َا َ َراد ﺳ َواء
َ
Korkarlar İstedi Eşit, aynı
319
ُ ﯾَ ْر ُز
ق َ َا
ﺷد ﱡ اَم
Rızık verir Daha şiddetli Yoksa
ش ا ُء
َ َﯾ اَﺷ ﱞَر َﻋ ْظت
َ اَ َو
İster Kötülük mü Öğüt verdin mi
ب
ُ ﯾَﺷ َْر اَﻓَﺳِﺣْ ٌر ﺑَﻧَﺎ َھﺎ
İçer O halde sihir mi Onu bina etti
39.DERS
﴾٨﴿ﯾرا
ً ﺳ َ ب ِﺣ
ِ َﺳﺎﺑًﺎ ﯾ bir
َ ف ﯾُ َﺣﺎ
ُ ﺳ َ َﻓ
َ ﺳ ْو
kolay hesapla o hesaba çekilecektir
ﺳﺑِّ ُﺢ
َ ُﯾ ُ ﯾُ ْﺧ ِر
ج ُﯾُ َﺟﺎ ِھد
ون ْ ُ ون ﻗُ ْل َﻻ ﺗ
َ ُﺳـ�ﻠ َ ُﻋ ﱠﻣﺎ ﺗ َ ْﻌ َﻣﻠ ْ ُﻋ ٓﱠﻣﺎ اَﺟْ َر ْﻣﻧَﺎ َو َﻻ ﻧ
َ ﺳـ� ُل َ
siz sorumlu de ki sizin yapmakta biz sorumlu işlediğimiz
tutulmazsınız olduklarınızdan da tutulmayız suçtan
َ ب ﻛَﺎﻧَتْ ﻗَ َو ِار
ﯾر ٍ ﺿ ٍﺔ َوأ َ ْﻛ َوا
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ْم ﺑِﺂَﻧِﯾَ ٍﺔ ِﻣ ْن ِﻓ ﱠ ُ َوﯾُ َط
َ ﺎف
billur olan kupalar gümüşten kaplar çevrelerinde dolaştırılır
ْ ﺳ ُﺟو ِد ﻓَ َﻼ َﯾ
َ ُﺳﺗ َ ِطﯾﻌ
ون ﺎق َوﯾُ ْدﻋ َْو َن ِإﻟَﻰ اﻟ ﱡ
ٍ ﺳ ُ ﯾَ ْو َم ﯾُ ْﻛﺷ
َ َف ﻋ َْن
ama güç yetiremezler secdeye ve
çağrılırlar baldırları açılır (hak) o gün
َ ﺳ ِﮫ ﻓَﺄُوﻟَﺋِ َك ُھ ُم ا ْﻟ ُﻣ ْﻔ ِﻠ ُﺣ
ون ِ ﺷ ﱠﺢ ﻧَ ْﻔ َ َو َﻣ ْن ﯾُو
ُ ق
kurtuluşa işte nefsinin cimriliğinden korunursa kim
erenlerdir onlar
Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte
onlar kurtuluşa erenlerdir. (64:16) 44
325
TEMYİZ: Bir isin hangi bakımdan yapıldığını
gostermek icin tenvinli mansub isimler kullanılır.
ض ﻓَﺎ َ َﺧذَ ُھ ُم ﱣ
ُ�ا ِ ﺷدﱠ ِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم ﻗُ ﱠوةً َو ٰاﺛَﺎرا ً ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
َ َا
Allah onları yeryüzündeki ve eserleri kendilerinden daha
yakaladı bakımından kuvvet üstün
ٍ ا� ِﻣ ْن َو
اق ِ َﺎن ﻟَ ُﮭ ْم ِﻣ َن ﱣ
َ ﻛَﺎﻧُوا ُھ ْم ِﺑذُﻧُو ِﺑ ِﮭ ْم َو َﻣﺎ ﻛ
koruyan da Allah’tan onlarıve günahları onlar idiler
olmadı yüzünden
Onlar kuvvet ve yeryüzündeki eserleri bakımından (40:21)
kendilerinden daha üstün idiler. Allah, onları günahları
yüzünden yakaladı. Ve onları Allah’tan koruyan da olmadı.
ﷲ َ ِﯾن ٰا َﻣﻧُوا َو َھﺎ َﺟ ُروا َو َﺟﺎ َھدُوا ﻓِﻲ
ِ ﺳ ِﺑﯾ ِل َ اَﻟﱠذ
Allah yolunda cihad edenler hicret edenler iman edip
َ َْو َﻣ ْن أَﺣ
ِ ﺳ ُن ﻗَ ْو ًﻻ ِﻣ ﱠﻣ ْن دَﻋَﺎ إِﻟَﻰ ﱠ
ا� َوﻋ َِﻣ َل
işleyen Allah’a duâ eden sözlü daha güzel kimdir
َ ُﺷ َﮭﺎدَةً ﻗُ ِل ﷲ
ﺷ ِﮭﯾدٌ َﺑ ْﯾ ِﻧﻲ َو َﺑ ْﯾﻧَ ُﻛ ْم َ ﺷ ْﻲ ٍء ا َ ْﻛﺑَ ُر
َ ي
ﱡ َ ﻗُ ْل ا
benimle sizin Allah de ki şahidlik daha şey hangi de ki
aranızda şahiddir bakımından büyüktür
ﺳﺎ َ ُل
ْ ُﯾ َ َُﯾ ْﻔ َﻌﻠ
ون َ ﯾُ ْؤ َﻣ ُر
ون
Sorulur Yaparlar Emrolunurlar
َ ُﯾُ ْﺧﻠَﻘ
ون َ ُس اَﻟ
ون ْ ُﯾ ﯾُ ْؤذَ ُن
Yaratılır Sorulurlar İzin verilir
ُ ﯾُ َﺧﻔﱠ
ف ﯾُ ْدﻋ َْو َن ﯾُو َﺣ ٰﻰ
Hafifletilir Çağırılırlar Vahyolunur
َ ﺳ
ون ُ ﯾُ ْﺑ َﺧ ﯾُ ْﻘﺗ َ ْل ُ ﯾُ ْﻛﺷ
َف
Mahrum edilirler Öldürülmesi Açılır
َ ﺗ ُ ْر َﺣ ُﻣ
ون ُ َ ﺗ ُ ْﻛﺗ
ب َ ﯾُ ْﻘ
ﺿ ٰﻰ
Merhamet edilirsiniz Yazılır İcra edilir
َ ُﺗ ُ ْر َﺟﻌ
ون َ ﺗ ُ ْؤ َﻣ ُر
ون ﯾُﻘَﺎ ُل
Döndürülürsünüz Emrolunursunuz Denilir
ﺳﻘَ ْو َن
ْ ُﯾ ﺗ ُ ْظ َﻠ ُم ف
ُ ﯾُ ْﻌ َر
Sulanırlar Zuülmedilirsin Bilinir
329
ً ِﺳﺑ
ﯾﻼ َ ًد ََر َﺟﺔ ً َﻣ
ﺎﻻ
Yol bakımından Derece olarak Mal bakımından
ًﻋ َﻣﻼ
َ ً َط َﻣﻌﺎ ً َوﻟَد ا
İş bakımından Ümit olarak Çocuk bakımından
40.DERS
َ ﻖ ﻓَ ِﺎذَا ِھ
ﻲ َ َو ْاﻗﺗَ َر
ب ا ْﻟ َو ْﻋدُ ا ْﻟ َﺣ ﱡ
işte o zaman gerçek olan va’d yaklaştı
َ َظﺎ ِﻟ ِﻣ
﴾٩٧﴿ﯾن ﻏ ْﻔﻠَ ٍﺔ ِﻣ ْن ٰھذَا ﺑَ ْل ُﻛﻧﱠﺎ
َ ُﻛﻧﱠﺎ ﻓِﻲ
zalim bizler idik hayır bundan bir gaflet biz
kimseler (derler) (aslında) içinde idik
ب
ُ ﺻ
َ ﷲ َﺣ ِ ُون ِﻣ ْن د
ِ ُون َ اِﻧﱠ ُﻛ ْم َو َﻣﺎ ﺗَ ْﻌﺑُد
yakıtısınız ve Allah`tan taptıklarınız şüphesiz siz
başka
﴾٩٩﴿ َ ٰا ِﻟ َﮭﺔً َﻣﺎ َو َردُو َھﺎ َو ُﻛ ﱞل ﻓِﯾ َﮭﺎ َﺧﺎ ِﻟد
ُون
ebedi olarak orada hepsi de oraya (gerçek)
kalıcıdırlar girmezlerdi ilah
ِ َوا ِْذ ﻗَﺎ َل َرﺑﱡ َك ِﻟ ْﻠ َﻣ ٰﻠٓ ِﺋ َﻛ ِﺔ اِﻧِّﻲ َﺟﺎ ِﻋ ٌل ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
ًض َﺧ ِﻠﯾﻔَﺔ
bir yeryüzünde Muhakkak Rabbin demişti Bir
halife yaratacağım Ki ben meleklere zaman
(Hani) bir zaman Rabbin meleklere yeryüzünde
bir halife yaratacağım demişti. (2:30)
َ َﻋذ
اب َر ِﺑّ َك ﻟَ َواﻗِ ٌﻊ َﻣﺎ ﻟَﮫُ ِﻣ ْن دَاﻓِ ٍﻊ َ ِإ ﱠن
engel olacak ona elbette Rabbinin şüphesiz
hiç kimse yoktur gerçekleşecektir azabı
Şüphesiz Rabbinin azabı elbette gerçekleşecektir.
Ona engel olacak hiç kimse yoktur. (52:7-8)
ٌ َﻋذ
اب ُﻣ ِﻘﯾ ٌم َ ﯾن ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ َوﻟَ ُﮭ ْم
َ َو َﻣﺎ ُھ ْم ِﺑ َﺧ ِﺎر ِﺟ
devamlı bir azab onlara vardır oradan çıkacak onlar değildirler
Onlar oradan çıkacak değildirler. Onlara
devamlı bir azab vardır. (5:37)
ۙ
َ ۜ ُاﺟﻌ
ون ِ ِ ﺻﺎ َﺑﺗْ ُﮭ ْم ُﻣ ِﺻﯾ َﺑﺔٌ ﻗَﺎ ٓﻟُوا اِﻧﱠﺎ
ِ � َواِ ٓﻧﱠﺎ اِﻟَ ْﯾ ِﮫ َر َ َِﯾن اِ ٓذَا ا
َ اَﻟﱠذ
dönücüleriz O’na ve Allah’a Şüphesiz derler bir isabet zaman Onlar
kuşkusuz biz aidiz biz musibet ettiği (o sabredenler) ki
Onlar ki, kendilerine bir musibet isabet ettiği zaman
“Şüphesiz biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz biz O’na
dönücüleriz” derler. (2:156)
َ َﺎن ﻟَ ُﻛ ْم
ﻋﻠَ ْﯾﻧَﺎ ٰ ُ َوﻗَﺎﻟَتْ ا
َ وﻟﯾ ُﮭ ْم ِﻻ ُ ْﺧ ٰرﯾ ُﮭ ْم ﻓَ َﻣﺎ ﻛ
bizden sizin yoktur sonrakileri öncekiler ise derler ki
için
َ ُﺛ ُ ﱠم ا ِٰﻟﻰ َر ِﺑّ ُﻛ ْم َﻣ ْر ِﺟﻌُ ُﻛ ْم ﻓَﯾُﻧَ ِﺑّﺋ ُ ُﻛ ْم ِﺑ َﻣﺎ ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ِﻓﯾ ِﮫ ﺗَ ْﺧﺗ َ ِﻠﻔ
ون
ayrılığa hakkında olduğunuz size haber dönüşünüz sonra başkasının
düşmekte şeyleri verecektir Rabbinizedir
َ ِﺑ ُﻣ ْن ﺷ َِر
ﯾن ﻓَﺎ ِﻋ ٌل َﻻ ﺗَﻘُوﻟَ ﱠن
Yayılanlar Yapan Sakın deme
ﺢ ْ ﻓَﺎ
ِ َﺻﻔ َ ِﺑ ُﻣ ْﺧ َر ِﺟ
ﯾن ب َ َﻧ
ٌ ﺻ
O halde hoş gör Çıkarılanlar Yorgunluk
337
َ ُ َﻣ ِﯾّﺗ
ون َﺳﺎﻋَﺔ
اﻟ ﱠ َ ُُﻣ ْﻐ َرﻗ
ون
Ölüler, ölenler Kıyametin vakti Boğulanlar
َ اﺟ ُﻊ
ون ِ َر ٌُﻣ ِﺻﯾ َﺑﺔ ﺻﺎﺑَﺗْ ُﮭ ْم
َ َا
Dönenler Müsibet, sıkıntı Onlara çarptı
َ ُﻛَﺎﻧُوا ﯾَ ْﻛ ِذﺑ
ون َ َُاﺧﻠ
ون ِ د َُو ْﻋدُ ه
Yalan söyleyegeldiler Girenler Onun vaadi
َ ﺿ ُر
ون َ ُْﻣﺣ ون ِ ﻛُﻧﺗ ُ ْم ﺗ َ ْﻛ
َ ُ ﺳﺑ َ ﻛَﺎﻧُوا ﯾَ ْﻛﻔُ ُر
ون
Hazır edilenler Kazanageldiniz İnkar edegeldiler
َ ُﻛَﺎﻧُوا ﯾَ ْﻌ َﻣﻠ
ون َ ُُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ِﻓﯾ ِﮫ ﺗ َ ْﺧﺗَ ِﻠﻔ
ون َ ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗ َ ْﻛﺗ ُ ُﻣ
ون
Yapa geldiler Üzerinde anlaşamadınız Saklaya geldiniz
338
41.DERS
Kabir ِ َﻣﻘَﺎ
ب ُر ٌَﻣ ْﻘ َﺑ َرة ﻗَ َﺑ َر
İçme yeri-zamanı ُ َﻣﺷ َِﺎر
ب ب
ٌ َﻣﺷ َْر ب
َ ﺷ َِر
Allah’ın ﷲ
ِ َﺎﺟد
ِ ﺳَ َو َﻣ ْن اَ ْظﻠَ ُم ِﻣ ﱠﻣ ْن َﻣﻧَ َﻊ َﻣ
mescidlerinde mani kimseden daha kimdir
olan zalim
ٍ ُت ﯾَ ْو ٍم َﻣ ْﻌﻠ
وم ﻓَ ُﺟ ِﻣ َﻊ اﻟ ﱠ
ِ ﺳ َﺣ َرةُ ِﻟ ِﻣﯾﻘَﺎ
belli bir günün belirlenen sihirbazlar böylece bir
vaktinde araya getirildi
Böylece sihirbazlar belli bir günün belirlenen
vaktinde bir araya getirildi. (26:38)
َ ﺎﺟ ِﻊ َﯾ ْدﻋ
ُون ِ ﺿَ ﺗَﺗَ َﺟ ٰﺎﻓﻰ ُﺟﻧُوﺑُ ُﮭ ْم ﻋ َِن ا ْﻟ َﻣ
duâ ederler yataklarından yanları uzak kalır
ٍ ﺻ ْﺑ ُﺢ ﺑِﻘَ ِرﯾ
ب َ ﺻ ْﺑ ُﺢ اَﻟَ ْﯾ
س اﻟ ﱡ ا ﱠِن َﻣ ْو ِﻋدَ ُھ ُم اﻟ ﱡ
yakın sabah değil mi sabah onlara va’d olunan şüphesiz
vaktidir (azab) zamanı
Şüphesiz onlara va’d olunan (azab) zamanı
sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi? (11:81)
ﻲ ا ْﻟ َﻣﺄ ْ ٰوى
َ ﻓَﺎ َ ﱠﻣﺎ َﻣ ْن َط ٰﻐﻰ َو ٰاﺛَ َر ا ْﻟ َﺣ ٰﯾوةَ اﻟدﱡ ْﻧ َﯾﺎ ﻓَﺎ ﱠِن ا ْﻟ َﺟ ِﺣﯾ َم ِھ
barınaktır cehennem şüphesiz dünya hayatını ve tercih ederse azarsa artık kim
س َﻣﺛْ َوى اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن ُ َو َﻣﺄ ْ ٰوﯾ ُﮭ ُم اﻟﻧﱠ
َ ْﺎر َو ِﺑﺋ
zalimlerin barınacakları ne ateştir varacakları
yer kötüdür yer
Onların varacakları yer ateştir. Zalimlerin
barınacakları yer ne kötüdür! (3:151)
Merdiven ج
ٌ َﻣﻌَ ِﺎر ج
ٌ ِﻣ ْﻌ َرا ﻋ ََر َج
Tartı َﻣ َو ِاز ٌن َ ِﻣ
ٌ ﯾز
ان َو َز َن
343
َ ﺳد
ِﯾن ِ ﺷﯾَٓﺎ َء ُھ ْم َو َﻻ ﺗ َ ْﻌﺛ َ ْوا ِﻓﻲ ْاﻻَ ْر
ِ ض ُﻣ ْﻔ ْ َ ﺎس ا ُ َو َﻻ ﺗ َ ْﺑ َﺧ
َ ﺳوا اﻟﻧﱠ
ifsad ediciler yeryüzünde bozgunculuk eşyalarını insanlara eksik
olarak yapmayın vermeyin
ً ﺷ ْﯾـٴﺎ
َ س ٌ ﺳ َط ِﻟﯾَ ْو ِم ا ْﻟ ِﻘ ٰﯾ َﻣ ِﺔ ﻓَ َﻼ ﺗ ُ ْظﻠَ ُم َﻧ ْﻔ َ ﺿ ُﻊ ا ْﻟ َﻣ َو ِاز
ْ ﯾن ا ْﻟ ِﻘ َ ََوﻧ
hiçbir hiçbir zulme kıyâmet günü adalet terazileri biz koyarız
şeyle nefis uğramaz için
ح
ٌ ﺻﺑَﺎ
ْ ِﻣ َﻣﻔَﺎﺗِ ُﺢ َﻣﺛْ َو ٰى
Lamba Anahtarlar Yaşama yeri
ﯾر
ُ َﻣ ِﺻ َﻣﻘَﺎ ِﺑ َر َﻣ ْرﻗَ ِدﻧَﺎ
Dönüş yeri, oluş
yeri Gömülme yerleri Uyku yerimiz
ﺎﺟ ِﻊ
ِ ﺿَ َﻣ َُﻣﻘَﺎ ِﻟﯾد َﺎﺟد
ِ ﺳ
َ َﻣ
Yataklar, ölüm yerleri Kilitler Secde yerleri
ِ ِﻣﯾﻘَﺎ
ت َﻣ ْو ِﻋدَ ُھ ُم ان َ ِﻣ
َ ﯾز
Belirlenmiş vakit Vaad edilen zamanları Tartı
ِ َﻣﻐَ ِﺎر
ب ق
ُ َﻣﺷ ِْر َﻣﺷ َْر َﺑ ُﮭ ْم
Batılar Doğu İçme yerleri
345
42.DERS
ِ َ ﺳ ْﺑﻌَﺔٌ َوﺛ
ﺎﻣﻧُ ُﮭ ْم َﻛ ْﻠﺑُ ُﮭ ْم َ َُو َﯾﻘُوﻟ
َ ون
köpekleridir sekizincileri yedidirler diyecekler
َ َا
﴾٢٢﴿ ً ﺣدا ﯾﮭ ْم ِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم ِ ﺳﺗَ ْﻔ
ِ ِت ﻓ ْ ََو َﻻ ﺗ
hiç kimseye bunlardan onlar ve bir şey
hakkında sorma
40 َ ُا َ ْر َﺑﻌ
ون 100 ٌِﻣﺎﺋَﺔ 1/2 ْف
ُ ِﻧﺻ
1/3 ثُ ُﺛُﻠ
50 َ ﺳ
ون ُ َﺧ ْﻣ 200 ِ َ ِﻣﺎﺋَﺗ
ﺎن
2/3 ِ َﺛُﻠُﺛ
ﺎن
60 َ ﺳﺗ ﱡ
ون ِ 1000 ٌ ا َ ْﻟ
ف 2/3 ﺛُﻠُﺛ َ ْﯾ ِن
70 َ ُﺳ ْﺑﻌ
ون َ 2000 ا َ ْﻟﻔَ ْﯾ ِن 2/3 ﺛُﻠُﺛ َ ْﻲ
1/4 ُرﺑُ ُﻊ
80 َ ُﺛ َ َﻣﺎﻧ
ون
1/6 ُس
ُ ﺳد ُ
90 َ ُ ﺳﻌ
ون ْ ِﺗ 1/8 ﺛ ُ ُﻣ ُن
347
ﻋﺷ ََرَ َﺳ َﻌﺔ َ ﺳﻘَ ُر َﻻ ﺗ ُ ْﺑ ِﻘﻲ َو َﻻ ﺗَذَ ُر ﻟَ ﱠوا َﺣﺔٌ ِﻟ ْﻠﺑَﺷ َِر
ْ ﻋﻠَ ْﯾ َﮭﺎ ِﺗ َ َو َﻣﺎ أَد َْر
َ اك َﻣﺎ
on dokuz üzerinde insanı yakar ve geride Sekar nedir bilir
(melek) vardır kavurur bırakmaz komaz misin
ًون ﻧَ ْﻌ َﺟﺔ
َ ُﺳﻌ ْ ِا ﱠِن ٰھ ٓذَا اَ ِﺧﻲ ﻟَﮫُ ﺗ
ْ ِﺳ ٌﻊ َوﺗ
koyunu doksan onun benim bu
dokuz var kardeşimdir kuşkusuz
ِ ﻏ ْﯾ ُر ُﻣ ْﻌ ِﺟ ِزي
ﷲ ْ َ ض اَ ْرﺑَﻌَﺔَ ا
َ ﺷ ُﮭ ٍر َوا ْﻋﻠَ ُٓﻣوا اَﻧﱠ ُﻛ ْم ِ َﻓ
ِ ﺳﯾ ُﺣواﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
Allah’ı âciz bırakamazsınız siz biliniz ki ay daha dört yeryüzünde artık dolaşın
ُ َوﻟَ ُﻛ ْم ﻧِﺻ
ْف َﻣﺎ ﺗ َ َر َك اَ ْز َوا ُﺟ ُﻛ ْم ا ِْن ﻟَ ْم ﯾَﻛ ُْن ﻟَ ُﮭ ﱠن
onların yoksa eğer zevcelerinizin bıraktıklarının yarısı sizindir
ﺎك ا ْﻟ َﺣ َﺟ ۜ َر
َ ﺻَ ﺿ ِر ْب ِﺑ َﻌ ٰ ﺳ ٰﻘﻰ ُﻣ
ْ وﺳﻰ ِﻟﻘَ ْو ِﻣ ِﮫ ﻓَﻘُ ْﻠﻧَﺎ ا ْ َ ﺳﺗ
ْ َواِ ِذ ا
taşa asan ile vur demiştik kavmi için Musa su Hani bir
istemişti zaman
ﺳ ِﻛﯾﻧًﺎ َ ّ ﺳ ِﺗ
ْ ﯾن ِﻣ ْ َﺳﺎ ﻓَ َﻣ ْن ﻟَ ْم ﯾ
ِ ﺳﺗ َ ِط ْﻊ ﻓَ ِﺈ ْطﻌَﺎ ُم أَ ْن ﯾَﺗَ َﻣﺎ ﱠ
yoksulu altmış doyurmalıdır buna da güç kimse temaslarından
yetiremeyen
Kim (imkân) bulamazsa, temaslarından önce ardı
ardına iki ay oruç tutmaları gerekir. Buna da güç
yetiremeyen kimse, altmış yoksulu doyurmalıdır. (58:4)
9
َ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ َﻣﺎ
ﻋﻧِﺗ ﱡ ْم َ ﯾز ُ ﻟَﻘَ ْد َٓﺟﺎ َء ُﻛ ْم َر
ِ ُﺳو ٌل ِﻣ ْن ا َ ْﻧﻔ
ٌ ﺳ ُﻛ ْم ﻋ َِز
sıkıntıya ona çok ağır kendinizden öyle bir size andolsun
düşmeniz gelir peygamber geldi ki
Andolsun size, kendinizden öyle bir peygamber geldi
ki, sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. (9:128)
ُ ﷲ َوﻗَ ْد َھ ٰدﯾﻧَﺎ
ْ َﺳﺑُﻠَﻧَﺎ َوﻟَﻧ
ﺻ ِﺑ َر ﱠن َ َو َﻣﺎ ﻟَـ ٓﻧَﺎ ا َ ﱠﻻ ﻧَﺗ َ َو ﱠﻛ َل
ِ ﻋﻠَﻰ
elbette yollarımızı Allah’a tevekkül bize ne
sabredeceğiz göstermişken etmeyelim olmuş ki
ﻟَﺗَﻌُود ﱠُن ﻓِﻲ ِﻣﻠﱠﺗِﻧَﺎ ﻓَﺎ َ ْو ٰ ٓﺣﻰ اِﻟَ ْﯾ ِﮭ ْم َرﺑﱡ ُﮭ ْم ﻟَﻧُ ْﮭ ِﻠﻛ ﱠَن اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن
zalimleri muhakkak Rableri onlara bunun dinimize mutlaka geri
helak edeceğiz üzerine döneceksiniz
diye vahyetti
Küfredenler peygamberlerine dediler ki:
“Muhakkak sizi ya yurdumuzdan çıkaracağız
veya mutlaka dinimize geri döneceksiniz!” Bunun
üzerine Rableri onlara: “Muhakkak zalimleri 97
helak edeceğiz” diye vahyetti. (14:13)
ًﺳﻧَﺔ ُ ﷲ ِﻣ ْن ﺑَ ْﻌ ِد َﻣﺎ
َ ظ ِﻠ ُﻣوا ﻟَﻧُ َﺑ ّ ِوﺋَﻧﱠ ُﮭ ْم ﻓِﻲ اﻟدﱡ ْﻧ َﯾﺎ َﺣ َ َواﻟﱠذ
ِ ِﯾن َھﺎ َﺟ ُروا ﻓِﻲ
güzel bir dünyada elbette kendilerine sonra Allah hicret edenleri
şekilde yerleştireceğiz zulmedildikten yolunda
ﻋذَاﺑﺎ ً َوا َ ْﺑ ٰﻘﻰ َ َ ﻓِﻲ ُﺟذُوعِ اﻟﻧﱠ ْﺧ ِل َوﻟَﺗ َ ْﻌﻠَ ُﻣ ﱠن اَﯾﱡ ٓﻧَﺎ ا
َ ﺷد ﱡ
ve daha azabını daha hangimizin dallarına hurma
devamlı olduğunu n şiddetli öğrenmiş olacaksınız
99
اﻟرﺑُ ُﻊ
ﱡ َﺳﻌَﺔ
ْ ِﺗ َ اﺛْﻧَﺗَﺎ
َﻋﺷ َْرة
Dörtte bir Dokuz On iki
ﺳ ُﮭ ْم
ُ ﺳﺎ ِد
َ ﺛ َ َﻼﺛَ ٍﺔ َا َ ْر َﺑ َﻌﺔ
Altıncıları Üç Dört
َ ُﺳ ْﺑﻌ
ون َ َ ِﺛَ َﻣﺎﻧ
ﯾن َ اَ ْرﺑَ ِﻌ
ﯾن
Yetmiş Seksen Kırk
َ ﺳ ْﺑ ِﻌ
ﯾن َ ٌﺳﺔ
َ َﺧ ْﻣ َ ا َ ْﻟ
ف
Yetmiş Beş Bin
353
ﺳﺗ ﱠ ِﺔ
ِ َ ﺳ
ﯾن ِ َﺧ ْﻣ ﺳ ٌﻊ
ْ ِﺗ
Altı Elli Dokuz
َ ّ ﺳ ِﺗ
ﯾن ِ َر ا ِﺑﻌُ ُﮭ ْم ﺳ ْﺑﻌَ ٍﺔ
َ
Altmış Dördüncüleri Yedi
ُ ُاﻟﺛﱡﻠ
ث ٌﻋﺷ ََرة
َ َ ُ ﺳﻌ
ون ْ ِﺗ
Üçte bir On Doksan
ُس
ُ ﺳد
اﻟ ﱡ ﻋﺷ ََر
َ ُ اﻟﻧِّﺻ
ْف
Altıda bir On Yarım
43.DERS
﴾٤٣﴿ط ٰﻐﻰ
َ ُ﴾ ا ِْذ َھ َﺑٓﺎ ا ِٰﻟﻰ ِﻓ ْرﻋ َْو َن اِﻧﱠﮫ٤٢﴿ِﻓﻲ ِذ ْﻛ ِري
azmıştır çünkü o Firavun’a gidiniz beni zikretmede
ٰ ﯾَ ْﺧ
﴾٤٤﴿ﺷﻰ وﻻ ﻟَﮫُ ﻗَ ْوﻻً ﻟَ ِﯾّﻧﺎ ً ﻟَﻌَﻠﱠﮫُ ﯾَﺗَذَﻛ ُﱠر ا َ ْو
َ ُﻓَﻘ
korkup yahut öğüt belki o yumuşak söz ona söyleyin
ürperir alır
﴾٤٥﴿ط ٰﻐﻰ
ْ َﯾ ﻋﻠَ ْﯾ ٓﻧَﺎ ا َ ْو اَ ْن َ اَ ْن ﯾَ ْﻔ ُر
َ ط
azmasından veya bize karşı onun taşkınlık
yapmasından
ِ َ َطﺎﺋِﻔَﺗ
ﺎن ِ َ اﻣ َراَﺗ
ﺎن ْ ِ ََﻣ ﱠرﺗ
ﺎن ِ ََﺟﻧﱠﺗ
ﺎن
İki taife, grup İki kadın İki kere İki cennet
Siz
ikinizi/ikinize/ikinizin
ُﻛ َﻣﺎ Siz ikiniz اَ ْﻧﺗ ُ َﻣﺎ
O ikisini/ikisine/ikisinin ُھ َﻣﺎ O ikisi ُھ َﻣﺎ
2. Şahıs 3. Şahıs
Emir Muzari Mazi Muzari Mazi
ﻛُوﻧَﺎ ِ َﺗَﻛُوﻧ
ﺎن ُﻛ ْﻧﺗ ُ َﻣﺎ ِ َﯾَﻛُوﻧ
ﺎن ﻛَﺎﻧَﺎ
َ ُﻗ
وﻻ ﺗَﻘُوﻻَ ِن ﻗُ ْﻠﺗ ُ َﻣﺎ ﯾَﻘُوﻻَ ِن َ َﻗ
ﺎﻻ
َ ُون ا َ ْﻧﻌَ َم ﷲ
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ َﻣﺎ َ ﻗَﺎ َل َر ُﺟ َﻼ ِن ِﻣ َن اﻟﱠذ
َ ُِﯾن ﯾَ َﺧﺎﻓ
kendilerine Allah’ın nimet (Allah’tan) iki adam dedi ki
verdiği korkanlardan
َ ﺎب ﻓَ ِﺎذَا دَ َﺧ ْﻠﺗ ُ ُﻣوهُ ﻓَ ِﺎﻧﱠ ُﻛ ْم
َ ُﻏﺎ ِﻟﺑ
ون َ َﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ُم ا ْﻟﺑ
َ ا ْد ُﺧﻠُوا
galip muhakkak oraya zaman kapıdan onların girin
gelirsiniz siz girdiğiniz üzerine
(Allah’tan) korkanlardan, Allah’ın kendilerine
nimet verdiği iki adam dedi ki: “Onların üzerine
kapıdan girin! Oraya girdiğiniz zaman muhakkak
siz galip gelirsiniz. (5:23)
bir
ٍ ِﻣ ْن اَ ْﻋﻧَﺎ
ً ب َو َﺣﻔَ ْﻔﻧَﺎ ُھ َﻣﺎ ﺑِﻧَ ْﺧ ٍل َو َﺟ َﻌ ْﻠﻧَﺎ ﺑَ ْﯾﻧَ ُﮭ َﻣﺎ َز ْرﻋﺎ
ekinlik ve yaptık hurmalıklarla her ikisinin de
üzümden
aralarında da etrafını çevirdik
ب ا ْﻟ َﻣﺷ ِْرﻗَ ْﯾ ِن َو َر ﱡ
ب ا ْﻟ َﻣ ْﻐ ِرﺑَ ْﯾ ِن َر ﱡ
iki batının da iki doğunun da O
Rabbidir Rabbidir
َﺎن ﻋَﺎﻗِﺑَﺗ َ ُﮭ َﻣﺎ أَﻧﱠ ُﮭ َﻣﺎ ﻓِﻲ اﻟﻧﱠ ِﺎر َﺧﺎ ِﻟدَ ْﯾ ِن ِﻓﯾ َﮭﺎ َوذَ ِﻟ َك َﺟ َزا ُء اﻟ ﱠ
َ ظﺎ ِﻟ ِﻣ
ﯾن َ ﻓَﻛ
zalimlerin cezasıdır işte içinde ebedi ateş her ikisinin akıbeti neticede
bu olarak kalacakları de olacaktır
َ ﺳ
وﻻ َر ِﺑّ َك ُ َر ِ َ َطﺎﺋِﻔَﺗ
ﺎن َر ﺑﱡ ُﻛ َﻣﺎ
Rabbinin iki elçisi İki bölük İkinizin rabbi
ٍ اَ ْﻋﻧَﺎ
ب ﯾُ ْر ِھﻘَ ُﮭ َﻣﺎ
Üzüm Onun kendilerini sürüklemesinden
361
44.DERS
Yaptı Üçlü,
basit
I فعل 3 ﻓَﻌَ َل
Kök Harf
Anlamı Cinsi Kalıp Harfleri Sayısı Fiil
Soruştu Beşli,
türetilmiş VI سال 5 َ َﺗ
ﺳﺎﺋَل
Beşli,
Yarıldı türetilmiş II فطر 5 اِ ﻧﻔَ َط َر
Anlaşmazlığa Beşli,
türetilmiş
VIII خلف 5 َ َا ِْﺧﺗَﻠ
ف
düştü
Fısıldadı Dörtlü,
basit
وسوس 4 ﺗَذَﻛ َﱠر
363
Muzari Mazi Anlamı Muzari Mazi Anlamı
َ ُﻧ
ﺳ ِﺑّ ُﺢ ﺳﺑﱠﺣْ ﻧَﺎ
َ Biz َ ُا
ﺳ ِﺑّ ُﺢ ُﺳﺑﱠﺣْ ت
َ Ben
ون َ ُﺗ
َ ﺳ ِﺑّ ُﺣ ﺳﺑﱠﺣْ ﺗ ُ ْم
َ Siz
َ ُﺗ
ﺳ ِﺑّ ُﺢ َﺳﺑﱠﺣْ ت
َ Sen
َ ﺳﺑِّ ُﺣ
ون َ ُﯾ ﺳﺑﱠ ُﺣوا
َ Onlar
ﺳﺑِّ ُﺢ
َ ُﯾ ﺳﺑﱠ َﺢ
َ O(er)
َ ُﺗ
ﺳ ِﺑّ ُﺢ ْﺳﺑﱠ َﺣت
َ O(dş)
ﻖ ﻧَ ِﺑﯾﺎ � ِﻣ َن اﻟ ﱠ
َ ﺻﺎ ِﻟ ِﺣ
ﯾن ْ َوﺑَﺷ ْﱠرﻧَﺎهُ ﺑِ ِﺎ
َ ﺳ ٰﺣ
salihlerden bir peygamber İshak’ı Ona
olarak müjdeledik
Ona, salihlerden bir peygamber olarak ishak’ı
müjdeledik. (37:112)
ﻲ ِ ﺳ َن ا ْﻟ َﺣدِﯾ
َ ث ِﻛﺗَﺎﺑﺎ ً ُﻣﺗَﺷَﺎ ِﺑﮭﺎ ً َﻣﺛَﺎ ِﻧ َ ْاَ ﱣ�ُ ﻧَ ﱠز َل اَﺣ
ve tekrar tekrar (âyetleri) bir kitap sözün en indirdi Allah
okunan birbirine benzeyen olarak güzelini
ٌ ُﺎن َﻛﻔ
ور َ ﺳ ِ ﺳ ِﯾّﺋَﺔٌ ﺑِ َﻣﺎ ﻗَدﱠ َﻣتْ أ َ ْﯾد
ِ ْ ِﯾﮭ ْم ﻓَ ِﺈ ﱠن
َ اﻹ ْﻧ َ
pek insan işte o zaman takdim ettikleri bir
nankördür hakikaten ellerinin dolayısıyla kötülük
ُ ّﺷﺎ ُء َوﯾُﻌَذ
َٓ َِب َﻣ ْن ﯾ
ﺷﺎ ُء َٓ َض ﯾَ ْﻐ ِﻔ ُر ِﻟ َﻣ ْن ﯾ ِ ﺳ ٰﻣ َوا
ِ ت َو َﻣﺎ ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر � َﻣﺎ ﻓِﻲ اﻟ ﱠ
ِ ِ َو
ve ne
dilediği kimseye azab dilediği kimseyi bağışlar yerde varsa göklerde aittir yalnız Allah’a
de eder ne varsa
ﺳو ِﻟ ِﮫ
ُ ا� َو َر َ ﯾَﺎ أَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
ِ ِﯾن آَ َﻣﻧُوا َﻻ ﺗُﻘَ ِدّ ُﻣوا ﺑَ ْﯾ َن ﯾَدَي ِ ﱠ
ve Resûlünün Allah önüne geçmeyin iman edenler ey
ٰ ْ � َو َﻻ ِﺑﺎ ْﻟ َﯾ ْو ِم
اﻻ ِﺧ ِر َ ﻗَﺎﺗِﻠُوا اﻟﱠذ
َ ُِﯾن َﻻ ﯾُ ْؤ ِﻣﻧ
ِ ون ِﺑﺎ
haram ve ahiret Allah’a iman etmeyen savaşın
saymayan gününe
ِ ّ ِﯾن ا ْﻟ َﺣ
ﻖ َ ُﺳوﻟُﮫُ َو َﻻ ﯾَدِﯾﻧ
َ ون د َ َو َﻻ ﯾُ َﺣ ِ ّر ُﻣ
ُ ون َﻣﺎ َﺣ ﱠر َم ﷲُ َو َر
hak dini din ve Allah’ın haram
edinmeyenlerle Resûlünün kıldığını
Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen,
Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram
saymayan ve hak dini din edinmeyenlerle
savaşın. (9:29)
130
368
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ﺗ َ ْز ِﯾ ٌ
ﯾن ُﻣ َزﯾﱠ ٌن ُﻣ َز ِﯾّ ٌن َز ِﯾّ ْن ﯾُ َز ِﯾّ ُن َزﯾﱠ َن
Süslemek
ﺗ َ ْﻘدِﯾ ٌم ُﻣﻘَدﱠ ٌم ُﻣﻘَ ِدّ ٌم ﻗَ ِدّ ْم ﯾُﻘَ ِدّ ُم ﻗَدﱠ َم
İleri göndermek, sunmak
ﺗ َ ْﻛذ ٌ
ِﯾب ُﻣ َﻛذﱠ ٌ
ب ُﻣ َﻛذّ ٌ
ِب َﻛذّ ْ
ِب ﯾُ َﻛذّ ُ
ِب َﻛذﱠ َ
ب
Yalanlamak
ﺗَﺣْ ِرﯾ ٌم ُﻣ َﺣ ﱠر ٌم ُﻣ َﺣ ِ ّر ٌم َﺣ ِ ّر ْم ﯾُ َﺣ ِ ّر َم َﺣ ﱠر َم
Haram kılmak
ﯾر
ﺷ ٌﺗ َ ْﺑ ِ ُﻣﺑَﺷ ٌﱠر ﺷ ٌّر
ُﻣ َﺑ ِ ﺷ ّْر
ﺑَ ِ ﺷ ُّر
ﯾُ َﺑ ِ ﺑَﺷ َﱠر
Müjde vermek
ﺗ َ ْﻧ ِزﯾ ٌل ُﻣﻧَ ﱠز ٌل ُﻣﻧَ ِ ّز ٌل ﻧَ ِ ّز ْل ﯾُﻧَ ِ ّز ْل ﻧَ ﱠز َل
İndirmek
369
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ٌ ﺗ َ ْﻌذ
ِﯾب ٌ ُﻣ َﻊ ذﱠ
ب ٌ ُّﻣ َﻊ ذ
ِب ْ ّﻋذ
ِب َ ُ ّﯾُﻌَذ
ِب َ ﻋذﱠ
ب َ
Cezalandırmak
ٌ ﺗ َ ْﺑ ِﯾ
ﯾن ُﻣ َﺑﯾﱠ ٌن ُﻣﺑَ ِﯾّ ٌن َﺑ ِﯾّ ْن ﯾُﺑَ ِﯾّ ُن ﺑَﯾﱠ َن
İndirmek
ﺗ َ ْﺑدِﯾ ٌل ----- ُﻣﺑَ ِدّ ٌل ﺑَ ِدّ ْل ﯾُﺑَ ِدّ ُل ﺑَدﱠ َل
Değiştirmek
----- ﺳ ﱠﺧ ٌر
َ ُﻣ ﺳ ِ ّﺧ ٌر
َ ٌﻣ ﺳ ِ ّﺧ ْر
َ ﺳ ِ ّﺧ ُر
َ ُﯾ ﺳ ﱠﺧ َر
َ
Boyun eğdirmek
ﺗ َ ْﻛ ِﻠﯾ ٌم ----- ----- َﻛ ِﻠّ ْم ﯾُ َﻛ ِﻠّ ُم َﻛﻠﱠ َم
Konuşmak
ٌ ﺗ َ ْذ ِﻛ
ﯾر ---- ُﻣذَ ِﻛ ٌّر ذَ ِﻛ ّْر ﯾُذَ ِﻛ ُّر ذَﻛ َﱠر
Hatırlatmak
370
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
----- ----- ----- َﻣ ِﺗ ّ ْﻊ ﯾُ َﻣﺗِ ّ ُﻊ َﻣﺗ ﱠ َﻊ
Faydalandırmak
Yararlanmak
45.DERS
وﻟٓﺋِ َك
ٰ ُ ﺻ ُٓروا ا
َ َِﯾن ٰا َو ْوا َوﻧ
َ ﷲ َواﻟﱠذ
ِ ﺳ ِﺑﯾ ِل
َ ﻓِﻲ
işte yardım edenler ve (bir de onları) Allah
onların var ya barındırıp yolunda
ٍ ﺿ ُﮭ ْم اَ ْو ِﻟﯾَٓﺎ ُء ﺑَ ْﻌ
ض ُ ﺑَ ْﻌ
diğer kısmının velileridirler bir kısmı
«Gerçekten iman edip hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve
canlarıyla cihad edenler ve (bir de onları) barındırıp yardım edenler
var ya, işte onların bir kısmı diğer kısmının velileridirler. » (Enfal
Sûresi 72- a)
371
ٌُﻣ َﺟﺎ َھدَة ٌُﻣ َﺟﺎ َھد ٌُﻣ َﺟﺎ ِھد َﺟﺎ ِھ ْد ُﯾُ َﺟﺎ ِھد ََﺟﺎ َھد
Cihat etmek
----- ----- ُﻣﻧَﺎ ٍد ﻧَﺎ ِد ﯾُﻧَﺎدِي ﻧَﺎدَى
Çağırmak, nida etmek
ٌُﻣ َﺟﺎدَﻟَﺔ ----- ُﻣ َﺟﺎ ِد ٌل َﺟﺎ ِد ْل ﯾُ َﺟﺎ ِد ُل َﺟﺎدَ َل
Tartışmak
372
Muzari Mazi Anlamı Muzari Mazi Anlamı
ُﻧُ َﺟﺎ ِھد َﺟﺎ َھ ْد ﻧَﺎ Biz ُا ُ َﺟﺎ ِھد َُﺟﺎ َھ ْد ت Ben
َ ﺗ ُ َﺟﺎ ِھد
ُون َﺟﺎ َھ ْد ﺗ ُ ْم Siz
ُﺗ ُ َﺟﺎ ِھد ََﺟﺎ َھ ْد ت Sen
ً ﺳ ُؤﻻ
ْ ﷲ َﻣ َ ﺎر َوﻛ
َ َﺎن
ِ ُﻋ ْﮭد َ ﷲ ِﻣ ْن ﻗَ ْﺑ ُل َﻻ ﯾُ َوﻟﱡ
َ ون ْاﻻَ ْد َﺑ َ َوﻟَﻘَ ْد ﻛَﺎﻧُوا ﻋَﺎ َھدُوا
sorulacaktır Allah’a -tır sırtlarını kaçmayacakları Allah’a söz onlar muhakkak
verilen söz dönüp na dair daha önce vermiş idiler ki
َ ﷲ َوﻛ
َ َُﺎن ﷲ
ً ﻏﻔُورا ً َر ِﺣﯾﻣﺎ َ ﻓَﻘَ ْد َوﻗَ َﻊ اَﺟْ ُر ُه
ِ ﻋﻠَﻰ
onun
mükâfatı düşer elbette
pek merhamet çok Allah -dir Allah’a artık
edici bağışlayıcı
َ ﺳ ِﻠ ُﻣ
ون َ أُو ِﻟﻲ ﺑَﺄ ْ ٍس
ْ ُﺷدِﯾ ٍد ﺗُﻘَﺎﺗِﻠُوﻧَ ُﮭ ْم أ َ ْو ﯾ
müslüman ya da onlarla (ya) çok zorlu
olurlar savaşacaksınız
Bedevilerden geri bırakılanlara de ki: “Siz, yakında çok
zorlu bir kavme (karşı savaşmaya) çağrılacaksınız.
Onlarla savaşacaksınız, ya da Müslüman olurlar. (48:16)
146
376
ُ س ا ْﻟ َﻣ ِﺻ
ﯾر ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ْم َو َﻣﺄ ْ َوا ُھ ْم
َ ْ َﺟ َﮭﻧﱠ ُم َو ِﺑﺋonların َ
bir dönüş o ne cehennemdir onlara
yeridir kötü barınma yeri karşı
Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad
et ve onlara karşı sert davran! Onların barınma yeri
cehennemdir. O, ne kötü bir dönüş yeridir! (66:9)
ِ َُوأ َ ْﻧﻔ
َ ﺳ ُﻛ ْم ذَ ِﻟ ُﻛ ْم َﺧ ْﯾ ٌر ﻟَ ُﻛ ْم ِإ ْن ُﻛ ْﻧﺗ ُ ْم ﺗ َ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون
bilir iseniz eğer sizin için daha hayırlıdır bu ve canlarınızla
وﻟٓﺋِ َك
ٰ ُ ﺻ ُٓروا ا
َ َِﯾن ٰا َو ْوا َوﻧ
َ ﷲ َواﻟﱠذ
ِ ﺳ ِﺑﯾ ِل
َ ﻓِﻲ
işte yardım edenler ve (bir de onları) Allah
onların var ya barındırıp yolunda
ٍ ﺿ ُﮭ ْم ا َ ْو ِﻟﯾَٓﺎ ُء ﺑَ ْﻌ
ض ُ ﺑَ ْﻌ
diğer kısmının velileridirler bir kısmı
ٌُﻣ َﺟﺎدَﻟَﺔ ----- ُﻣ َﺟﺎ ِد ٌل َﺟﺎ ِد ْل ﯾُ َﺟﺎ ِد ُل َﺟﺎدَ َل
Tartışmak
ٌ ُﻣﻘَﺎﺗَﻠَﺔ ُﻣﻘَﺎﺗَ ٌل ُﻣﻘَﺎﺗِ ٌل ﻗَﺎﺗِ ْل ﯾُﻘَﺎﺗِ ُل ﻗَﺎﺗَ َل
Savaşmak
ٌُﻣﻌَﺎ َھدَة ----- ----- ﻋَﺎ ِھ ْد ُﯾُﻌَﺎ ِھد َﻋَﺎ َھد
Ahitleşmek, sözleşmek
378
46.DERS
اﻟرﺣْ ٰﻣ َن
ﻲ ﱠ ِ اِﻧﱠ َﻣﺎ ﺗ ُ ْﻧذ ُِر َﻣ ِن اﺗﱠﺑَ َﻊ اﻟ ِذّ ْﻛ َر َو َﺧ
َ ﺷ
Rahman’dan ve Zikr’e uyan kimseyi ancak
korkan (Kur’an’a) uyarabilirsin
ّ ِ َب ﻓَﺑ
ٍ ﺷ ْرهُ ﺑِ َﻣ ْﻐ ِﻔ َر ٍة َواَﺟْ ٍر ﻛ َِر
﴾١١﴿ ﯾم ِ ﺑِﺎ ْﻟﻐَ ْﯾ
pek değerli ve bir bağışlama öyle ise gıyabında/
bir mükâfatla onu müjdele görmeden
Onları uyarmışsın, yoksa uyarmamışsın onlara göre birdir,
iman etmezler. Ancak Zikr’e uyan ve görmeden Rahman’dan
korkan kimseyi uyarabilirsin. Öyle ise onu bir bağışlama ve
pek değerli bir mükâfatla müjdele!
ٌ ا ِْﺧ َرا
ج ٌ ُﻣ ْﺧ َر
ج ٌ ُﻣ ْﺧ ِر
ج ْاَ ْﺧ ِرج ُ ﯾُ ْﺧ ِر
ج اَ ْﺧ َر َج
Çıkarmak
ﺿﻼَ ٌل
ْ ِا ----- ُﻣ ِﺿ ﱞل ْ َا
ﺿ ِﻠ ْل ﯾُ ِﺿ ﱡل َ َا
ﺿ ﱠل
Saptırmak
----- ----- ٌُﻣ ْﮭ ِﻠك اَ ْھ ِﻠ ْك ُﯾُ ْﮭ ِﻠك اَ ْھﻠَ َك
Helak etmek
ُ ﻧُ ْﺧ ِر
ج ا َ ْﺧ َرﺟْ ﻧَﺎ Biz ُ ا ُ ْﺧ ِر
ج ُاَ ْﺧ َرﺟْ ت Ben
َ ﺗ ُ ْﺧ ِر ُﺟ
ون ا َ ْﺧ َرﺟْ ﺗ ُ ْم Siz
ُ ﺗ ُ ْﺧ ِر
ج َاَ ْﺧ َرﺟْ ت Sen
َ ﯾُ ْﺧ ِر ُﺟ
ون ا َ ْﺧ َر ُﺟ ِوا Onlar
ُ ﯾُ ْﺧ ِر
ج اَ ْﺧ َر َج O(er)
ُ ﺗ ُ ْﺧ ِر
ج ْاَ ْﺧ َر َﺟت O(dş)
380
َ اﻟرا ِﻛ ِﻌ
ﯾن ار َﻛﻌُوا َﻣ َﻊ ﱠ ﺻ ٰﻠوةَ َو ٰاﺗُوا ﱠ
ْ اﻟز ٰﻛوةَ َو َواَﻗِﯾ ُﻣوا اﻟ ﱠ
Rüku birlikte rüku zekatı verin namazı İkame edin
edenlerle edin
Namazı ikame edin, zekatı verin ve rüku
edenlerle birlikte rüku edin. (2:43) 5
Allah, bir kavme kötülük dilediği zaman, artık onun için geri
çevrilme yoktur! Onlar için O’ndan başka birdostda yoktur. (13:11)
6
381
ٰ َوﻗَﺎ َل ُﻣ
ًوﺳﻰ َرﺑﱠـ ٓﻧَﺎ اِﻧﱠ َك ٰاﺗ َ ْﯾتَ ﻓِ ْرﻋ َْو َن َو َﻣ َﻼَ ُه ِزﯾﻧَﺔ
ziynet ve ileri Firavun’a verdin gerçekten Rabbimiz Musa dedi
gelenlerine sen ki
َ َواَ ْﻣ َواﻻً ﻓِﻲ ا ْﻟ َﺣ ٰﯾو ِة اﻟدﱡ ْﻧﯾَﺎ َرﺑﱠـﻧَﺎ ِﻟﯾُ ِﺿﻠﱡوا ﻋ َْن
ﺳ ِﺑﯾ ِﻠ َك
senin saptırsınlar Rabbimiz dünya ve mallar
yolundan diye mi hayatında
ﺻدﱡوﻧَﺎ َ ﻗَﺎ ٓﻟُوا ا ِْن اَ ْﻧﺗ ُ ْم ا ﱠِﻻ ﺑَﺷ ٌَر ِﻣﺛْﻠُﻧَﺎ ﺗ ُ ِرﯾد
ُ َُون ا َ ْن ﺗ
bizi istiyors bizim bir ancak siz de dediler
döndürmek unuz gibi beşersiniz ki
ﯾن ٍ ﺳ ْﻠ َط
ٍ ﺎن ُﻣ ِﺑ َﺎن ﯾَ ْﻌﺑُدُ ٰاﺑَٓﺎ ُؤﻧَﺎ
ُ ِ ﻓَﺄْﺗُو َﻧﺎ ﺑatalarımızın َ ﻋ ﱠﻣﺎ ﻛ
َ
olduklarından
apaçık bir öyle ise
tapmakta
mucize bize getirin
Dediler ki: “Siz de ancak bizim gibi bir beşersiniz! Bizi
atalarımızın tapmakta olduklarından döndürmek
istiyorsunuz. Öyle ise bize apaçık bir mucize getirin! (14:10)
ً ﺳ
وﻻ َ ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم َﻛ َﻣﺎ أ َ ْر
ُ ﺳ ْﻠﻧَﺎ ِإﻟَﻰ ِﻓ ْرﻋ َْو َن َر ً ﺳ
َ وﻻ ﺷَﺎ ِھدًا َ ِإﻧﱠﺎ أ َ ْر
ُ ﺳ ْﻠﻧَﺎ ِإ َﻟ ْﯾ ُﻛ ْم َر
bir Firavun’a gönderdiğimiz şahidlik yapacak size de gönderdik kuşkusuz
peygamber gibi üzerinizde bir peygamber
ٌ اِﯾ َﻣ
ﺎن ----- ُﻣ ْؤ ِﻣ ٌن ٰا ِﻣ ْن ﯾُ ْؤ ِﻣ ُن ٰا َﻣ َن
İnanmak, iman etmek, emniyet vermek
َ ِا
ﻧزا ٌل ُﻣ ْﻧ َز ٌل ُﻣ ْﻧ ِز ٌل اَ ْﻧ ِز ْل ﯾُ ْﻧ ِز ُل اَ ْﻧ َز َل
İndirmek, açıklamak
----- ----- ٌُﻣﺷ ِْرك اَﺷ ِْر ْك ُﯾُﺷ ِْرك اَﺷ َْر َك
Ortak koşmak
ٌ اِ ْﻧﻔَﺎ
ق ----- ٌ ُﻣ ْﻧ ِﻔ
ﻖ ْا َ ْﻧ ِﻔﻖ ُ ﯾُ ْﻧ ِﻔ
ﻖ َ َا َ ْﻧﻔ
ﻖ
Harcamak
ٌﺻﺎﺑَﺔ
َ ِا ----- ﯾب
ٌ ُﻣ ِﺻ اَ ِﺻ ْب ﯾب
ُ ﯾُ ِﺻ ﺎب
َ ﺻَ َا
İsabet etmek, başına gelmek
386
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ٌ اِﻗَﺎ َﻣﺔ ----- ُﻣ ِﻘﯾ ٌم ا َ ِﻗ ْم ﯾُ ِﻘﯾ ُم َ اَﻗَﺎم
Kılmak, kaldırmak
اِﺣْ ﯾَﺎ ٌء ----- ُﻣﺣْ ﯾِﻲ ِ اَﺣْ ﻲ ﯾُﺣْ ﯾِﻲ اَﺣْ ﯾَﺎ
Hayat vermek, yaşatmak
ٌ َاِ ْﻧذ
ار ----- ُﻣ ْﻧذ ٌِر اَ ْﻧذ ِْر ﯾُ ْﻧذ ُِر اَ ْﻧذَ َر
İkaz etmek, uyarmak
ﺳﺎ ٌل
َ ا ِْر ﺳ ٌل
َ ُﻣ ْر ﺳ ٌل
ِ ُﻣ ْر ِ اَ ْر
ﺳ ْل ﺳ ُل
ِ ﯾُ ْر َ اَ ْر
ﺳ َل
Göndermek
ُ ﻗَﺎﻟَتْ ﻟَ ُﮭ ْم ُر
ﺳﻠُ ُﮭ ْم ا ِْن ﻧَﺣْ ُن ا ﱠِﻻ
ancak biz Peygamberleri onlara dediler ki
َٓ َﷲ ﯾَ ُﻣ ﱡن ﻋ َٰﻠﻰ َﻣ ْن ﯾ
ﺷﺎ ُء َ ﺑَﺷ ٌَر ِﻣﺛْﻠُ ُﻛ ْم َو ٰﻟ ِﻛ ﱠن
dilediğine lütfeder Allah fakat sizin gibi bir beşeriz
ﺎن ُ َِﺎن ﻟَـ ٓﻧَﺎ اَ ْن ﻧَﺄْﺗِﯾَ ُﻛ ْم ﺑ
ٍ ﺳ ْﻠ َط َ ِﻣ ْن ِﻋﺑَﺎ ِد ِه َو َﻣﺎ ﻛ
herhangi bir size bizim mümkün kullarından
delil getirmemiz değildir
ُ َوﻗَ ْد َھ ٰدﯾﻧَﺎ
ْ َﺳﺑُﻠَﻧَﺎ َوﻟَﻧ
ﺻﺑِ َر ﱠن ﻋ َٰﻠﻰ َٓﻣﺎ ٰاذَ ْﯾﺗ ُ ُﻣوﻧَﺎ
bize yaptığınız elbette yollarımızı göstermişken
eziyetlere karşı sabredeceğiz
ﺗ َ َو ﱡﻛ ٌل ُﻣﺗ َ َو ﱠﻛ ٌل ُﻣﺗ َ َو ِ ّﻛ ٌل ﺗ َ َو ﱠﻛ ْل َﯾﺗَ َو ﱠﻛ ُل ﺗَ َو ﱠﻛ َل
Dayanmak, tevekkül etmek
َ ُﺗَﺗ َ َو ﱠﻛﻠ
ون ﺗ َ َو ﱠﻛ ْﻠﺗ ُ ْم Siz
ﺗَﺗَ َو ﱠﻛ ُل َﺗ َ َو ﱠﻛ ْﻠت Sen
َ ُﯾَﺗ َ َو ﱠﻛﻠ
ون ﺗ َ َو ﱠﻛﻠُوا Onlar
ﯾَﺗَ َو ﱠﻛ ُل ﺗَ َو ﱠﻛ َل O(er)
ﺳ ِﯾّـ�ﺎ ِﺗﻧَﺎ َوﺗَ َوﻓﱠـ َﻧﺎ َﻣ َﻊ ْاﻻَ ْﺑ َر ِار َ َرﺑﱠﻧَﺎ ﻓَﺎ ْﻏ ِﻔ ْر ﻟَﻧَﺎ ذُﻧُو َﺑﻧَﺎ َو َﻛ ِﻔّ ْر
َ ﻋﻧﱠﺎ
iyiler beraber ve kusurlarımızı ört bağışla Rabbimiz
ile ruhumuzu al günahlarımızı
� ﺗَﺑَ ﱠراَ ِﻣ ْﻧﮫُ ا ﱠِن اِ ْﺑ ٰر ِھﯾ َم َﻻَ ﱠوا ٌه َﺣ ِﻠﯾ ٌم َ ُﻓَﻠَ ﱠﻣﺎ ﺗَﺑَﯾﱠ َن ﻟَـ ٓﮫُ اَﻧﱠﮫ
ِ ِ ﻋد ﱞُو
çok yumuşak çok içli şüphesiz uzaklaştı Allah kendisine apaçık belli
idi idi İbrahim ondan düşmanı olduğu onun hakikaten olunca
ﺷ ٓﻔَﺎ ٌء
ِ ف ا َ ْﻟ َواﻧُﮫُ ِﻓﯾ ِﮫ
ٌ اب ُﻣ ْﺧﺗ َ ِﻠ ُ ُج ِﻣ ْن ﺑ
ٌ طو ِﻧ َﮭﺎ ﺷ ََر ُ ﯾَ ْﺧ ُر
bir şifa onda renklerde muhtelif bir içecek/ onların çıkar ki
vardır bal karınlarından
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ْم
َ ُ�ا
ب ﱠ َ ِﯾن آَ َﻣﻧُوا َﻻ ﺗَﺗَ َوﻟﱠ ْوا ﻗَ ْو ًﻣﺎ
َ ﻏ ِﺿ َ َﯾﺎ أَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
Allah’ın gazab bir kavmi dost edinmeyin iman edenler ey
kendilerine ettiği
Ey iman edenler! Allah’ın, kendilerine gazab
ettiği bir kavmi dost edinmeyin. (60:13) 26
391
ُغ ا ْﻟ ُﻣﺑِﯾن
ُ ﺳو ِﻟﻧَﺎ ا ْﻟﺑَ َﻼ َ ﺳو َل ﻓَ ِﺈ ْن ﺗ َ َوﻟﱠ ْﯾﺗ ُ ْم ﻓَ ِﺈﻧﱠ َﻣﺎ
ُ ﻋﻠَﻰ َر ُ اﻟر َ َوأ َ ِطﯾﻌُوا ﱠ
ا� َوأ َ ِطﯾﻌُوا ﱠ
apaçık bir elçimize sadece yüz eğer ve Resûle itaat Allah’a itaat
tebliğdir düşen çevirirseniz edin edin
Allah’a itaat edin ve Resûle itaat edin. Eğer yüz (64:12)
çevirirseniz elçimize düşen sadece apaçık bir tebliğdir.
Rabbi onu hüsnü kabul ile kabul etti ve onu güzel bir
bitki gibi büyüttü ve Zekeriyya’yı da ona kefil kıldı. (3:37)
ُ ﺎط
ﯾن َھ ْل اُﻧَ ِﺑّﺋ ُ ُﻛ ْم ﻋ َٰﻠﻰ َﻣ ْن ﺗَﻧَ ﱠز ُل اﻟ ﱠ
ِ َﺷﯾ
şeytanların ineceğini kime size haber
vereyim mi?
ٍ ِﺎك اَﺛ
ﯾم ٍ ﺗَﻧَ ﱠز ُل ﻋ َٰﻠﻰ ُﻛ ِ ّل اَﻓﱠ
ve çok her çok iftiracı onlar
günahkâr üzerine inerler
----- ----- ُﻣﺗ َ َو ٍ ّل ﺗَ َو ﱠل َﯾﺗ َ َوﻟﱠﻰ ﺗَ َوﻟﱠﻰ
Dönmek, dost edinmek
ﺗَذَﻛ ٌﱡر ----- ُﻣﺗَذَ ِﻛ ٌّر ﺗَذَﻛ ْﱠر ﯾَﺗَذَﻛ ُﱠر ﺗَذَﻛ َﱠر
Öğüt almak, hatırlamak
ﺗَﺑَﯾﱡ ٌن ----- ----- ﺗَﺑَﯾﱠ ْن ﯾَﺗَﺑَﯾﱠ ُن ﺗَﺑَﯾﱠ َن
Açık olmak, açığa çıkmak
ﺗ َ َﻛﺑﱡ ٌر ----- ُﻣﺗ َ َﻛﺑِّ ٌر ﺗَ َﻛﺑﱠ ْر َﯾﺗ َ َﻛﺑﱠ ُر ﺗَ َﻛﺑﱠ َر
Büyüklenmek
ﺗَﻔَﻛ ٌﱡر ----- ُﻣﺗَﻔ ِ ّﻛ ٌر ﺗَﻔَﻛ ْﱠر َﯾﺗَﻔَ ﱠﻛ ُر ﺗَﻔَﻛ َﱠر
Düşünmek, tefekkür etmek
----- ----- ----- ﺗَﻌَﻠﱠ ْم َﯾﺗَ َﻌﻠﱠ ُم ﺗﻌَﻠﱠ َم
Öğrenmek
ٌ ﺗ َ َرﺑﱡ
ص ----- ٌ ُّﻣﺗ َ َر ِﺑ
ص ْ ﺗَ َرﺑﱠ
ص ُ ﯾَﺗ َ َرﺑﱠ
ص َ ﺗَ َرﺑﱠ
ص
Beklemek
ﺗ َ َﻣﺗ ﱡ ٌﻊ ----- ----- ﺗ َ َﻣﺗ ﱠ ْﻊ ﯾَﺗَ َﻣﺗ ﱠ ُﻊ ﺗ َ َﻣﺗ ﱠ َﻊ
Faydalanmak
----- ----- ----- ----- ﯾَﺗ َ َزﻛ ٰﱠﻰ ﺗَ َزﻛ ٰﱠﻰ
Temizlenmek
ﺗَﻧَ ﱡز ٌل ----- ----- ﺗَﻧَ ﱠز ْل َﯾﺗَﻧَ ﱠز َل ﺗَﻧَ ﱠز َل
İnmek
394
48.DERS
ﺎرﻓُوا ِإ ﱠن أ َ ْﻛ َر َﻣ ُﻛ ْم
َ ﺷﻌُوﺑًﺎ َو َﻗ َﺑﺎ ِﺋ َل ِﻟﺗ َ َﻌ
ُ َو َﺟ َﻌ ْﻠﻧَﺎ ُﻛ ْم
en kuşkusuz ve kabilelere milletlere ve sizi
üstününüz birbirinizle tanışasınız diye ayırdık
ٌ ﻋ ِﻠﯾ ٌم َﺧ ِﺑ
(١٣)ﯾر ا� أَﺗْﻘَﺎ ُﻛ
َ ِإ ﱠن ﱠen ْمtakvalı
َ �ا َِﻋ ْﻧد
ِ ﱠAllah
haber bilendir Allah
alandır şüphesiz olanınızdır katında
Ey insanlar! biz sizi, bir erkek ve dişiden yarattık. Ve birbirinizle
tanışasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Kuşkusuz Allah
katında en üstününüz en takvalı olanınızdır. Şüphesiz Allah,
bilendir, haber alandır.
ف ُ ﺗ َ َﻌ
ٌ ﺎر ف َ َُﻣﺗَﻌ
ٌ ﺎر ٌ ُﻣﺗَﻌَ ِﺎر
ف ف َ َﺗَﻌ
ْ ﺎر ف َ َف ﯾَﺗَﻌ
ُ ﺎر َ َﺗَﻌ
َ ﺎر
Birbirini tanımak, tanışmak
----- ----- ----- ----- ﯾَﺗَ َظﺎ َھ ُر ﺗَ َظﺎ َھ َر
Birbirini desteklemek, arka çıkmak
ف َ َﻧَﺗَﻌ
ُ ﺎر ﺎر ْﻓﻧَﺎ
َ َﺗَﻌ Biz ف َ َاَﺗَﻌ
ُ ﺎر ُﺎر ْﻓت
َ َﺗَﻌ Ben
َ ُﺎرﻓ
ون َ َﺗَﺗَﻌ ﺎر ْﻓﺗ ُ ْم
َ َﺗَﻌ Siz
ف َ ﺗَﺗَ َﻌ
ُ ﺎر َﺎر ْﻓت
َ َﺗَﻌ Sen
َ ُﺎرﻓ
ون َ َﯾَﺗَﻌ ﺎرﻓُوا
َ َﺗَﻌ Onlar
ف َ َﯾَﺗَﻌ
ُ ﺎر ف َ َﺗَﻌ
َ ﺎر O(er)
ف َ َﺗَﺗَﻌ
ُ ﺎر ْﺎرﻓَت
َ ﺗ َ َﻌ O(dş)
396
ً ﯾن ﻧَذِﯾرا
َ ُون ِﻟ ْﻠﻌَﺎﻟَ ِﻣ َ ﺎن ﻋ َٰﻠﻰ
َ ﻋ ْﺑ ِد ِه ِﻟ َﯾﻛ َ َﺎر َك اﻟﱠذِي ﻧَ ﱠز َل ا ْﻟﻔُ ْرﻗ
َ َﺗَﺑ
uyarıcı (korkutucu) alemlere olsun kuluna Furkan
indiren (Allah) ne
olsun diye diye (Kur’an)’ı yücedir
Âlemlere uyarıcı (korkutucu) olsun diye kuluna
Furkan (Kur’an)’ı indiren (Allah) ne yücedir. (25:1)
َ َص ﻋ َٰﻠﻰ
ﻋ ِﻘﺑَ ْﯾ ِﮫ َ ﺎن ﻧَﻛ ِ ﻓَﻠَ ﱠﻣﺎ ﺗَ َٓرا َء
ِ َ ت ا ْﻟ ِﻔﺋَﺗ
topukları geriye döndü iki ordu birbirini zaman
üzerinde gördüğü
َ ِﺻﺎ ِﻟ ُﺢ ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣﻧ
ﯾن َ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ ﻓَ ِﺈ ﱠن ﱠ
َ ا� ُھ َو َﻣ ْو َﻻهُ َو ِﺟ ْﺑ ِرﯾ ُل َو َ َو ِإ ْن ﺗ َ َظﺎ َھ َرا
Mü’minlerin ve onun ona birbirinize destek eğer
salihleri de Cibril Mevlâsıdır Allah
elbette karşı verirseniz
َ ﺻ ْﺑ ِر َوﺗَ َوا
ﺻ ْوا ﺑِﺎ ْﻟ َﻣ ْر َﺣ َﻣ ِﺔ َ ِﯾن آَ َﻣﻧُوا َوﺗ َ َوا
ﺻ ْوا ِﺑﺎﻟ ﱠ َ ﺛ ُ ﱠم ﻛ
َ َﺎن ِﻣ َن اﻟﱠذ
merhameti ve tavsiye sabrı birbirine iman olmaktır sonra
edenlerden tavsiye edenlerden edenlerden
Sonra iman edenlerden, sabrı birbirine tavsiye (90:17)
edenlerden ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır.
ﺳو ِل
ُ اﻟر ِ ﺷ ْﻲ ٍء ﻓَ ُردﱡو ُه اِﻟَﻰ
ﷲ َو ﱠ َ َﻓَﺎ ِْن ﺗَﻧ
َ ﺎز ْﻋﺗ ُ ْم ﻓِﻲ
ve Resûlüne Allah’a onu döndürün bir şeyde çekişirseniz eğer
ٌب َو َﻻ ﺷ َِﮭﯾد
ٌ ﺎر ﻛَﺎ ِﺗ
ﺿ ﱠَٓ ُﺷ ِﮭدُٓوا اِذَا ﺗ َ َﺑﺎ َﯾ ْﻌﺗ ُ ْم َو َﻻ ﯾ
ْ َ َوا
şahid’e de kâtip’e de alış veriş zaman şahid
zarar verilmesin yaptığınız bulundurun
َ ُﺻﺎ ِدﻗ
ون َ َِﻟ َو ِﻟ ِﯾّ ِﮫ َﻣﺎ ﺷ َِﮭ ْدﻧَﺎ َﻣ ْﮭ ِﻠ َك ا َ ْھ ِﻠ ِﮫ َواِﻧﱠﺎ ﻟ
doğru ve gerçekten onun öldürüldüğü biz o yerde velisine
söyleyenleriz biz ailesinin sırada değildik
44
400
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ُ َﺗَﻌ
ﺎو ٌن ----- ----- ﺎو ْن
َ َﺗَﻌ َ َﯾَﺗَﻌ
ﺎو ُن َ ﺗ َ َﻌ
ﺎو َن
Yardımlaşmak
َ َﺗ
ﺳﺎﺋ ُ ٌل ----- َ َ ُﻣﺗ
ﺳﺎ ِﺋ ٌل َ َﺗ
ﺳﺎﺋَ ْل َ ََﯾﺗ
ﺳﺎﺋ َ ُل َ َﺗ
ﺳﺎﺋ َ َل
Soruşmak, birbirine sormak
49.DERS
إِذَا اﻟ ﱠ
ُ ( َو ِإذَا ا ْﻟﻛ ََوا ِﻛ١) ْﺳ َﻣﺎ ُء ا ْﻧﻔَ َط َرت
ب
yıldızla zaman çatlayıp yarıldığı gök zaman
Gök çatlayıp
yarıldığı zaman. Yıldızlar saçıldığı zaman. Denizler
fışkırtıldığı zaman. Kabirler deşildiği zaman. Her nefis,
gönderdiğini de, geride bıraktığını da bilir.
ﻏ ﱠر َك ﺑِ َر ِﺑّ َك
َ ﺎن َﻣﺎ
ُ ﺳ ِ ْ ﯾَﺎ أَﯾﱡ َﮭﺎ
َ اﻹ ْﻧ
Rabbine seni aldatan insan ey
karşı nedir
ٌ َاِ ْﻧ ِﻘﻼ
ب ٌ ُﻣ ْﻧﻘَ َﻠ
ب ٌ ُﻣ ْﻧﻘَ ِﻠ
ب اِ ْﻧﻘَ ِﻠ ْب ُ َﯾ ْﻧﻘَ ِﻠ
ب َ اِ ْﻧﻘَ َﻠ
ب
Dönmek, dönüşmek
َﺎن ﯾَ ْﻧﺑَ ِﻐﻲ ﻟَـ ٓﻧَﺎ ا َ ْن ﻧَﺗ ﱠ ِﺧذَ ِﻣ ْن دُو ِﻧ َك ِﻣ ْن ا َ ْو ِﻟﯾَٓﺎ َء ُ ﻗَﺎﻟُوا
َ ﺳ ْﺑ َﺣﺎﻧَ َك َﻣﺎ ﻛ
veliler senden edinmemiz bize uygun olmaz Seni tenzih derler ki
(dostlar) başkasını ederiz
ُ ﻖ ﻓَﯾَ ْﺧ ُر
ج ِﻣ ْﻧﮫُ ا ْﻟ َٓﻣﺎ ُء ُ ﺷﻘ ﱠ
َوا ﱠِن ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ﻟَ َﻣﺎ ﯾَ ﱠ
su ondan çıkar çatlar da onlardan öylesi ve
de vardır ki çünkü
Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, ondan nehirler
fışkırır. Ve çünkü onlardan öylesi de var ki çatlar
da ondan su çıkar. (2:74)
ٍ ﺿ ُﮭ ْم ا ِٰﻟﻰ ﺑَ ْﻌ
ض َھ ْل ﯾَ ٰرﯾ ُﻛ ْم ِﻣ ْن ا َ َﺣ ٍد ُ ورةٌ ﻧَ َظ َر ﺑَ ْﻌ
َ ﺳُ َْواِذَا َٓﻣﺎ ا ُ ْﻧ ِزﻟَت
birisi sizi görüyor mu (derler) birbirlerine bakıp bir sûre indirildiği zaman
َ ﺳ ْل ا ِٰﻟﻰ ٰھ ُر
ون ِ ﺳﺎﻧِﻲ ﻓَﺎ َ ْر ُ ﺻد ِْري َو َﻻ ﯾَ ْﻧ َط ِﻠ
َ ﻖ ِﻟ َ ﻖ
ُ َوﯾَ ِﺿﯾ
Harun’a da onun için dilim dönmez göğsüm daralır
(Cebrail’i) gönder
َ ﺎن ﻓَﻛ
َ َﺎن ِﻣ َن ا ْﻟﻐَﺎ ِو
ﯾن ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ ﻓَﺎَﺗْﺑَﻌَﮫُ اﻟ ﱠ
ُ ﺷ ْﯾ َط
azgınlardan ve böylece şeytanın peşine onlardan
olan taktığı
ُ ﻖ ْاﻻَ ْر
� ض َوﺗَ ِﺧ ﱡر ا ْﻟ ِﺟﺑَﺎ ُل َھدا َ ط ْر َن ِﻣ ْﻧﮫُ َوﺗَ ْﻧ
ﺷ ﱡ ﺳ ٰﻣ َواتُ ﯾَﺗَﻔَ ﱠ ُﺗَﻛَﺎد
اﻟ ﱠneredeyse
dağılacaktı dağlar ve yer yarılacak bundan çatlayacak gökler
yıkılıp dolayı
Bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak,
yer yarılacak ve dağlar yıkılıp dağılacaktı. (19:90)
ا� َﺣﺗﱠﻰ ﯾَ ْﻧﻔَ ﱡ
ﺿوا ُ ﻋﻠَﻰ َﻣ ْن ِﻋ ْﻧدَ َر
ِ ﺳو ِل ﱠ َ ُِﯾن ﯾَﻘُوﻟ
َ ون َﻻ ﺗ ُ ْﻧ ِﻔﻘُوا َ ُھ ُم اﻟﱠذ
dağılıp ki Allah yanında hiçbir şey infak derler öyle onlar
gitsinler Resûlünün bulunanlara etmeyin kimselerdir ki
Onlar öyle kimselerdir ki: “Allah Resûlünün
yanında bulunanlara hiçbir şey infak etmeyin ki,
dağılıp gitsinler” derler. (63:7)
ٌ َاِ ْﻧ ِطﻼ
ق ----- ----- ْاِ ْﻧ َط ِﻠﻖ ُ ﯾَ ْﻧ َط ِﻠ
ﻖ َ اِ ْﻧ َط َﻠ
ﻖ
Yola çıkmak, gitmek
ٌ اِ ْﻧ ِﻔ َط
ﺎر ----- ُﻣ ْﻧﻔَ ِط ٌر ----- َﯾ ْﻧﻔَ ِط ُر اِ ْﻧﻔَ َط َر
Yarılmak
Dağılmak
Sıyrılmak, çıkmak
ٌ َاِ ْﻧ ِﻘﻼ
ب ٌ َُﻣ ْﻧﻘَﻠ
ب ٌ ُﻣ ْﻧﻘَ ِﻠ
ب اِ ْﻧﻘَ ِﻠ ْب ُ ﯾَ ْﻧﻘَ ِﻠ
ب َ َاِ ْﻧﻘَﻠ
ب
Dönmek, dönüşmek
50.DERS
﴾١٥﴿ ً ﺳو ﻻ
ُ ث َر َ َو َﻣﺎ ُﻛﻧﱠﺎ ُﻣﻌَ ِذّ ِﺑ
َ َﯾن َﺣﺗﱣﻰ ﻧَ ْﺑﻌ
bir peygamber göndermedikçe (hiçbir kavme) Biz
azab ediciler değiliz
Kim hidâyete ererse, ancak kendisi için hidâyete ermiş olur. Kim
de sapıtırsa, ancak kendi aleyhine sapıtmış olur. Hiçbir günahkâr,
bir başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz bir peygamber
göndermedikçe (hiçbir kavme) azab ediciler değiliz.
407
ﻋﻠَ ْﯾ َﮭﺎ
َ ﻖ َ َُﻣﺗْ َرﻓِﯾ َﮭﺎ ﻓَﻔ
ﺳﻘُوا ﻓِﯾ َﮭﺎ ﻓَ َﺣ ﱠ
oraya böylece orada fasıklık oranın şımarık
gerekli olur da yaparlar ileri gelenlerine
ٌ َا ِْﺧﺗِﻼ
ف ٌ َُﻣ ْﺧﺗَﻠ
ف ٌ ُﻣ ْﺧﺗَ ِﻠ
ف ْ ا ِْﺧﺗ َ ِﻠ
ف ُ ﯾَ ْﺧﺗَ ِﻠ
ف َ َا ِْﺧﺗَﻠ
ف
İhtilaf etmek, farklı olmak
َ ﺷﺗ َ ُر
ون ِ ِﯾن اُوﺗُوا ﻧَ ِﺻﯾﺑﺎ ً ِﻣ َن ا ْﻟ ِﻛﺗَﺎ
ْ َب ﯾ َ اَﻟَ ْم ﺗ َ َر اِﻟَﻰ اﻟﱠذ
satın Kitap’tan bir pay kendilerine kimseleri görmedin mi
alıyorlar verilen
ُ َﺳ ُﻛ ْم َﻻ ﯾ
ﺿ ﱡر ُﻛ ْم َﻣ ْن َ ِﯾن ٰا َﻣﻧُوا
َ ُﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم ا َ ْﻧﻔ َ ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
kimse size zarar nefsinizden siz iman edenler ey
vermez sorumlusunuz
ْ ئ ا ْﻟﻘُ ْر ٰا ُن ﻓَﺎ
َ ﺳﺗ َ ِﻣﻌُوا ﻟَﮫُ َوا َ ْﻧ ِﺻﺗُوا ﻟَ َﻌﻠﱠ ُﻛ ْم ﺗ ُ ْر َﺣ ُﻣ
ون َ َواِذَا ﻗُ ِر
merhamet umulur ve susun onu dinleyin Kur’an okunduğu zaman
olunursunuz ki
َ ﺳو ِﻟ ِﮫ َو َﻻ ا ْﻟ ُﻣ ْؤ ِﻣ ِﻧ
ًﯾن َو ِﻟﯾ َﺟﺔ ُ ﷲ َو َﻻ َر ِ َوﻟَ ْم ﯾَﺗ ﱠ ِﺧذُوا ِﻣ ْن د
ِ ُون
sırdaş ve mü’minlerden Resûlünden Allah’tan ve edinmeyenleri
başkasını
ِﯾن آَ َﻣﻧُوا َوﻋ َِﻣﻠُوا ُ ﺳﺗ َ ِوي ْاﻷ َ ْﻋ َﻣﻰ َوا ْﻟ َﺑ ِﺻ
َ ﯾر َواﻟﱠذ ْ َو َﻣﺎ َﯾ
işleyenlerle ve iman edip gören körle bir olmaz
ٌ اِ ِﺗ ّﺑَﺎ
ع ----- ُﻣﺗ ﱠ ِﺑ ٌﻊ اِﺗﱠﺑِ ْﻊ ﯾَﺗ ﱠ ِﺑ ُﻊ اِﺗﱠﺑَ َﻊ
Takip etmek, uymak
ٌاِ ِﺗ ّ َﺣﺎذ ----- ٌُﻣﺗ ﱠ ِﺣذ اِﺗ ﱠ ِﺧ ْذ ُﯾَﺗ ﱠ ِﺧذ َاِﺗ ﱠ َﺧذ
Edinmek, benimsemek
ا ِْﻓﺗِ َرا ٌء ُﻣ ْﻔﺗَ َرى ُﻣ ْﻔﺗَ ٍر ا ِْﻓﺗَ ِر ﯾَ ْﻔﺗ َ ِري ا ِْﻓﺗَ َرى
İftira etmek, uydurmak
اِ ْھ ِﺗدَا ٌء ----- ُﻣ ْﮭﺗَ ٍد اِ ْھﺗَ ِد َﯾ ْﮭﺗَدِي اِ ْھﺗَدَى
Doğru yolu bulmak
اِ ْﺑﺗِﻐَﺎ ٌء ----- ----- اِ ْﺑﺗَ ِﻎ َﯾ ْﺑﺗَ ِﻐﻲ اِ ْﺑﺗَﻐَﻰ
Aramak, istemek
ٌ َا ِْﺧﺗِﻼ
ف ٌ ُﻣ ْﺧﺗ َ َﻠ
ف ٌ ُﻣ ْﺧﺗ َ ِﻠ
ف ْ ا ِْﺧﺗَ ِﻠ
ف ُ َﯾ ْﺧﺗَ ِﻠ
ف َ َا ِْﺧﺗَﻠ
ف
İhtilaf etmek, farklı olmak
Yaklaşmak
51.DERS
ِ ّ ﻗَﺎ َل َر
ب إِ ِﻧّﻲ دَﻋ َْوتُ ﻗَ ْو ِﻣﻲ ﻟَ ْﯾ ًﻼ
gece kavmimi davet gerçekten dedi ki
ettim ben Rabbim
َ َﻟَ ُﮭ ْم َﺟﻌَﻠُوا أ
ْ ﺻﺎ ِﺑﻌَ ُﮭ ْم ﻓِﻲ آَذَاﻧِ ِﮭ ْم َوا
ﺳﺗ َ ْﻐﺷ َْوا
büründüler kulaklarına parmaklarını tıkadılar onları
(ﺳﺗ َ ْﻔ ِﻌ ُل
ْ َﺳﺗ َ ْﻔﻌَ َل – ﯾ
ْ ِ )اKalıbı: Birinci kök harften önce
( )اﺳتeklenerek yapılır. İsteme anlamını katar.
Mastar İsmi Meful İsmi Fail Emir Muzari Mazi
ٌ َﺳﺗِ ْﻐﻔ
ﺎر ْ ِا ﺳﺗَ ْﻐﻔَ ٌر
ْ ُﻣ ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ٌر
ْ ُﻣ ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ْر
ْ ِا ﺳﺗَ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َﺳﺗَ ْﻐﻔَ َر ﯾ
ْ ِا
Bağışlanma dilemek
Yapabilmek
ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َﻧ ﺳﺗ َ ْﻐﻔَ ْرﻧَﺎ
ْ ِا Biz ﺳﺗَ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َا ُﺳﺗَ ْﻐﻔَ ْرت
ْ ِا Ben
َ ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ُر
ون ْ َﺗ ﺳﺗ َ ْﻐﻔَ ْرﺗ ُ ْم
ْ ِا Siz ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َﺗ َﺳﺗ َ ْﻐﻔَ ْرت
ْ ِا Sen
َ ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ُر
ون ْ َﺳﺗ َ ْﻐﻔَ ُروا ﯾ
ْ ِا Onlar
ﺳﺗ َ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َﯾ ﺳﺗَ ْﻐ َﻔ َر
ْ ِا O(er)
ﺳﺗَ ْﻐ ِﻔ ُر
ْ َﺗ ْﺳﺗ َ ْﻐﻔَ َرت
ْ ِا O(dş)
ْ َوﯾَﺎ ﻗَ ْو ِم ا
ِ ﺳﺗَ ْﻐ ِﻔ ُروا َرﺑﱠ ُﻛ ْم ﺛ ُ ﱠم ﺗُو ٓﺑُوا اِﻟَ ْﯾ ِﮫ ﯾُ ْر
ﺳ ِل
göndersin O’na tevbe sonra Rabbinizden bağışlanma ey
edin ki dileyin kavmim
َ ﺳﺗ َ ْﻘ ِد ُﻣ
ون ْ ﺳﺎﻋَﺔً َو َﻻ َﯾ َ ﺳﺗَﺄ ْ ِﺧ ُر
َ ون ْ َو ِﻟ ُﻛ ِ ّل ا ُ ﱠﻣ ٍﺔ ا َ َﺟ ٌل ﻓَ ِﺎذَا َٓﺟﺎ َء ا َ َﺟﻠُ ُﮭ ْم َﻻ َﯾ
ve ne de ileri bir an ne geri geldiği ecelleri zaman bir eceli her ümmetin
gidebilirler kalabilirler vardır
Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği
zaman, ne bir an geri kalabilirler ve ne de ileri
gidebilirler. (7:34)
َ ﺳ ٍل ِﻣ ْن ﻗَ ْﺑ ِﻠ َك ﻓَ َﺣﺎ
ق ْ َوﻟَﻘَ ِد ا
َ ﺳﺗُﮭ ِْز
ُ ئ ِﺑ ُر
ama senden peygamberlerle alay andolsun
kuşatıverdi önceki de edildi
ﺳ ِﺧ ُروا
َ ِﯾن َ ﺳ ٍل ِﻣ ْن ﻗَ ْﺑ ِﻠ َك ﻓَ َﺣﺎ
َ ق ﺑِﺎﻟﱠذ ُ ئ ِﺑ ُر ْ َوﻟَﻘَ ِد ا
َ ﺳﺗُﮭ ِْز
alay ama kuşatıverdi senden peygamberlerle alay andolsun
edenleri önceki de edildi
ْ َِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم َﻣﺎ ﻛَﺎﻧُوا ِﺑ ِﮫ ﯾ
ﺳﺗَﮭ ِْزؤ َُن
alay kendisiyle oldukları onlarla
etmekte şey
Andolsun senden önceki peygamberlerle de alay
edildi, ama onlarla alay edenleri, kendisiyle alay
etmekte oldukları şey kuşatıverdi. (21: 41)
َ ﺳﺗَﺄْذَ َن اﻟﱠذ
ِﯾن ِﻣ ْن ﻗَ ْﺑ ِﻠ ِﮭ ْم ْ ََواِذَا ﺑَﻠَ َﻎ ْاﻻَ ْطﻔَﺎ ُل ِﻣ ْﻧ ُﻛ ُم ا ْﻟ ُﺣﻠُ َم ﻓَ ْﻠﯾ
ْ ﺳﺗَﺄ ْ ِذﻧُوا َﻛ َﻣﺎ ا
kendilerinden izin istedikleri onlar da izin ergenlik çocuklarınız eriştikleri zaman
öncekiler gibi istesinler çağına
ِﯾن آَ َﻣﻧُوا
َ ون ﺑِ َﮭﺎ َواﻟﱠذ َ ﺳﺗَ ْﻌ ِﺟ ُل ﺑِ َﮭﺎ اﻟﱠذ
َ ُِﯾن َﻻ ﯾُ ْؤ ِﻣﻧ ْ َﯾ
iman edenler ise ona inanmayanlar onu çabuk
istiyorlar
hak ﻖ
َ ون ِﻣ ْﻧ َﮭﺎ َوﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣ
ون أَﻧﱠ َﮭﺎ ا ْﻟ َﺣ ﱡ َ ُﺷ ِﻔﻘ
ْ ُﻣ
olduğunu ve gerçekten onun bilirler ondan korkarlar
Ona inanmayanlar, onu (kıyâmeti) çabuk istiyorlar.
İman edenler ise ondan korkarlar ve gerçekten
onun hak olduğunu bilirler. (42:18) 86
421
ﺳﺗ َ ْﻌ ِﺟ ْل ﻟَ ُﮭ ْم
ْ َ ﺳ ِل َو َﻻ ﺗ ﺻ َﺑ َر أُوﻟُو ا ْﻟ َﻌ ْز ِم ِﻣ َن ﱡ
ُ اﻟر ْ ﻓَﺎ
َ ﺻ ِﺑ ْر َﻛ َﻣﺎ
onlar
için
de acele azim sahibi olanların (Nuh, sabrettikleri öyle ise sen
etme peygamberlerden ibrahim, Musa ve isa’nın) gibi de sabret
ٌ َﺳﺗِ ْﻛﺑ
ﺎر ْ ِا ----- ﺳﺗَ ْﻛ ِﺑ ٌر
ْ ُﻣ ﺳﺗَ ْﻛ ِﺑ ْر
ْ ِا ﺳﺗَ ْﻛ ِﺑ ُر
ْ َﯾ ﺳﺗ َ ْﻛﺑَ َر
ْ ِا
Tekebbür etmek, büyüklenmek
ْ ِا
ﺳﺗِ ْﻌ َﺟﺎ ٌل ----- ----- ﺳﺗَ ْﻌ ِﺟ ْل
ْ ِا ﺳﺗَ ْﻌ ِﺟ ُل
ْ َﺳﺗَ ْﻌ َﺟ َل ﯾ
ْ ِا
Acele etmek, ettirmek
52.DERS
ِ َإِذَا ُز ْﻟ ِزﻟ
ت
sarsıldığı zaman
ُ ت ْاﻷ َ ْر
ض ِ ( َوأ َ ْﺧ َر َﺟ١) ض ِز ْﻟ َزاﻟَ َﮭﺎ
ُ ْاﻷ َ ْرyer
yer çıkardığı zaman şiddetli bir sarsıntı ile
ْ َ ﺎس أ
ﺷﺗَﺎﺗًﺎ ِﻟﯾُ َر ْوا ُ ﺻد ُُر اﻟﻧﱠ
ْ َﯾ ْو َﻣ ِﺋ ٍذ َﯾ
kendilerine bölük insanlar çıkıp o gün
gösterilsin diye bölük giderler
ص ا ْﻟ َﺣ ﱡ
ﻖ ْ اﻣ َراَتُ ا ْﻟﻌَ ِز ِﯾز ا ْﻟ ٰـٴ َن َﺣ
َ ﺻ َﺣ ْ تِ َﻗَﺎﻟ ﺣﺻﺣص
hak ortaya çıktı işte şimdi Azizin karısı dedi ki
Azizin karısı dedi ki: “İşte şimdi hak ortaya çıktı. (12:51)
425
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮭ ْم
َ َ َرﺑﱡ ُﮭ ْم ِﺑذَ ْﻧ ِﺑ ِﮭ ْم ﻓonları
ﺳ ﱠوا َھﺎ َ ﻓَ َﻛذﱠﺑُوهُ ﻓَ َﻌﻘَ ُرو َھﺎ ﻓَد َْﻣدَ َم دﻣدم
ve orayı da günahları bunun üzerine ve deveyi fakat onu
dümdüz etti sebebiyle Rableri de yerle bir etti de kestiler yalanladılar
ﺑﯾن ﺑَ ْﯾ َن ٰذ ِﻟ َك َٓﻻ ا ِٰﻟﻰ ٰ ٓھؤ َُٓﻻ ِء َو َٓﻻ ا ِٰﻟﻰ ٰ ٓھؤ َُٓﻻ ِء
َ َُﻣذَ ْﺑذ ذﺑذب
ne de bunlara ne onlara arasında bocalayıp
(kâfirlere tam bağlıdırlar) (Mü’minlere) dururlar
ِ ﺳ َن ا ْﻟ َﺣدِﯾ
ً ث ِﻛﺗَﺎﺑﺎ ً ُﻣﺗَﺷَﺎ ِﺑﮭﺎ َ ْا َ ﱣ�ُ ﻧَ ﱠز َل اَﺣ
(âyetleri) birbirine bir kitap sözün en güzelini indirdi Allah
benzeyen olarak
ﻗﺷﻌر
َ ﺷ ِﻌ ﱡر ِﻣ ْﻧﮫُ ُﺟﻠُود ُ اﻟﱠذ
ِﯾن ﯾَ ْﺧﺷ َْو َن َرﺑﱠ ُﮭ ْم َ َِﻣﺛَﺎﻧ
َ ﻲ ﺗ َ ْﻘ
Rablerinden derileri ondan ürperir (tüyleri ve tekrar
korkanların diken diken olur) tekrar okunan
ﺎن
ٍ ﺳ ّ ﻋ ْﺑﻘَ ِر
َ ي ٍ ِﺣ َ ﺿ ٍر َو ٍ ﻋﻠَﻰ َر ْﻓ َر
ْ ف ُﺧ َ ُﻣﺗ ﱠ ِﻛ ِﺋ
َ ﯾن ﻋﺑﻘر
harikulade ve işlemeli yeşil yastıklara yaslanırlar
güzel döşeklere
ﺷ ْﻲ ٍء ﻓَ ﱠ
ًﺻ ْﻠﻧَﺎ ُه ﺗ َ ْﻔ ِﺻﯾﻼ َ َو ُﻛ ﱠل
açık açık Biz beyân ettik her şeyi
َ � ﻓَﻘَ ْد
َ ﺿ ﱠل
ً ﺿ َﻼﻻ ً ﺑَ ِﻌﯾدا ِ َو َﻣ ْن ﯾُﺷ ِْر ْك ﺑِﺎ
uzak bir sapmış muhakkak Allah’a şirk kim
sapıklıkla olur koşarsa
ً ﺷ ْﻲ ٍء ﻓَﻘَد َﱠر ُه ﺗَ ْﻘدِﯾرا َ ََوﻟَ ْم ﯾَﻛ ُْن ﻟَﮫُ ﺷ َِرﯾكٌ ﻓِﻲ ا ْﻟ ُﻣ ْﻠ ِك َو َﺧﻠ
َ ﻖ ُﻛ ﱠل
mukadderatını ona şeyi her O hükümranlıkta ortağı O’na olmamıştır
tayin etmiştir (o yarattığına) yaratmıştır
bir düzen vermiş/
َُوﻟَ ْم ﯾَﻛ ُْن ﻟَﮫُ ﺷ َِرﯾكٌ ﻓِﻲ ا ْﻟ ُﻣ ْﻠ ِك َوﻟَ ْم ﯾَﻛ ُْن ﻟَﮫ
olmamış olan mülkte ortağı kendisinin olmamış
ْ َ ﺳ ِﻠّ ُﻣوا ﺗ
ً ﺳ ِﻠﯾﻣﺎ َ ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ َو َ ِﯾن ٰا َﻣﻧُوا
َ ﺻﻠﱡوا َ اﻟﱠذ
içtenlikle siz de ve selam ona salât iman edenler
getirin
Kuşkusuz Allah ve melekleri, Peygamber’e
salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona
içtenlikle salât ve selam getirin. (33:56)
ً ﺷﺋْﻧَﺎ َﺑدﱠ ْﻟﻧَﺎ أ َ ْﻣﺛَﺎﻟَ ُﮭ ْم ﺗ َ ْﺑد
ِﯾﻼ ْ َ ﺷدَ ْدﻧَﺎ أ
ِ ﺳ َر ُھ ْم َو ِإذَا َ ﻧَﺣْ ُن َﺧﻠَ ْﻘﻧَﺎ ُھ ْم َو
tebdil onları değiştiririz zaman ve sımsıkı onları
yarattık biz
eder benzerleriyle dilediğimiz da bağlarını bağladık
ً ت َوﯾُ َط ِ ّﮭ َر ُﻛ ْم ﺗ َ ْط ِﮭﯾرا
ِ س ا َ ْھ َل ا ْﻟ َﺑ ْﯾ ّ ِ ﻋ ْﻧ ُﻛ ُم
َ ْاﻟرﺟ َ اِﻧﱠ َﻣﺎ ﯾُ ِرﯾدُ ﷲُ ِﻟﯾُ ْذ ِھ
َ ب
pâk ve sizi tertemiz ey Ehl-i günah gidermek Allah istiyor ancak
yapmak Beyt! kirini sizden
ُ َا� ﺗ َ ْوﺑَﺔً ﻧ
ﺻو ًﺣﺎ َ ﯾَﺎ أَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﱠذ
ِ ِﯾن آَ َﻣﻧُوا ﺗُوﺑُوا ِإﻟَﻰ ﱠ
kesin bir tevbe ile Allah’a tevbe edin iman edenler ey
س
َ َﺳﻌ
ْ ﻋ
َ ﻓَ ُﻛ ْﺑ ِﻛﺑُوا ص
َ ﺻ َﺣ
ْ َﺣ
Ayrıldı Baş aşağı atıldılar Ortaya çıktı
ّ ﻋ ْﺑﻘَ ِر
ٍي َ س
ُ ﺳ ِو
ْ ﯾُ َو َ ُﻣذَ ْﺑذَ ِﺑ
ﯾن
Halılar Fısıldar Tereddüt edenler
ْ َ ﺳ ِﻠّ ُﻣواْ ﺗ
ً ﺳ ِﻠﯾﻣﺎ َ ً ﺗ َ ْﻔ ِﺟ
ﯾرا ﯾُﻔَ ِ ّﺟ ُروﻧَ َﮭﺎ
Teslimiyetle
selamlayın Fışkırtma Onu fışkırtırlar
ُ ﺗ َ ْوﺑَﺔً ﻧﱠ
ً ﺻوﺣﺎ ً ﻗَد ُﱠرو َھﺎ ﺗَ ْﻘد
ِﯾرا
İçten tevbe Onu ölçüyle takdir ettiler
َ ﺻﻠ ﱡ
ون َ ُﯾ ً ﯾُ َط ِ ّﮭ َر ُﻛ ْم ﺗَ ْط ِﮭﯾرا
Salat ederler Sizi temizledikçe temizlesin
53.DERS
ٰ ْ ﱠار
َاﻻ ِﺧ َرة َ ﺳوﻟَﮫُ َواﻟد َ َوا ِْن ُﻛ ْﻧﺗ ُ ﱠن ﺗ ُ ِرد َْن
ُ ﷲ َو َر
ve ahiret yurdunu Resûlünü Allah’ı istiyor -sanız eğer
﴾٢٩﴿ً ت ِﻣ ْﻧﻛ ﱠُن اَﺟْ راًﻋ َِظﯾﻣﺎ ِ ْﻋدﱠ ِﻟ ْﻠ ُﻣﺣ
ِ ﺳﻧَﺎ َ ﻓَﺎ ﱠِن
َ َﷲ ا
büyük bir içinizden iyi hazırlamıştır Allah
mükâfat davrananlar için bilin ki gerçekten
َف
ْ ﺿﺎﻋ َ ُﺷ ٍﺔ ُﻣﺑَ ِﯾّﻧَ ٍﺔ ﯾ ِ َت ِﻣ ْﻧﻛ ﱠُن ِﺑﻔ
َ ﺎﺣ ِ ْ ﻲ ِ َﻣ ْن ﯾَﺄ
ّ ِﺳٓﺎ َء اﻟﻧﱠﺑ
َ ِﯾَﺎ ﻧ
çıkarılır açık bir sizden yaparsa kim hanımları! ey
hayâsızlık Peygamber
﴾٣٠﴿ً ﺳﯾرا
ِ َﷲ ﯾ َ ََﺎن ٰذ ِﻟك
ِ ﻋﻠَﻰ ُ َﻟَ َﮭﺎ ا ْﻟﻌَذ
َ اب ِﺿ ْﻌﻔَﯾ ِْن َوﻛ
pek kolay Allah’a bu da -dır. iki katına azabı onun
Eğer Allah’ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah,
gerçekten içinizden iyi davrananlar için büyük bir mükâfat
hazırlamıştır. Ey Peygamber hanımları! Sizden kim açık bir
hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır. Bu da Allah’a pek
kolaydır.
Yaptınız
Yaparsınız ﺗ َ ْﻔﻌَ ْﻠ َن ﻓَﻌَ ْﻠﺗ ُ ﱠن
Seni/sana/
senin ِك Sen (kadın) ِ اَ ْﻧ
ت
ﻓَﻠَ ﱠﻣﺎ َٓﺟﺎ َءتْ ﻗِﯾ َل ا َ ٰھ َﻛذَا ﻋ َْرﺷ ُِك ﻗَﺎﻟَتْ َﻛﺎَﻧﱠﮫُ ُھ َو
sanki o! dedi ki senin tahtın da böyle mi denildi ki gelince
ِ ﺻ َط ٰﻔ
ﯾك َ ت ا ْﻟ َﻣ ٰﻠٓﺋِﻛَﺔُ َﯾﺎ َﻣ ْر َﯾ ُم ا ﱠِن
ْ ﷲا
seni Şüphesiz Allah Ey melekler demişlerdi
ِ ََوا ِْذ ﻗَﺎﻟ
seçti Meryem hani
ki
َ ِﯾك ﻋ َٰﻠﻰ ﻧ
َ ٓﺎء ا ْﻟﻌَﺎﻟَ ِﻣ
ﯾن ِ ﺳ ِ ﺻ َط ٰﻔ
ْ َو َط ﱠﮭ َر ِك َوا
âlemlerin kadınlarından ve seni seni tertemiz
üstün kıldı kıldı
Hani melekler demişlerdi ki: “Ey Meryem!
Şüphesiz Allah, seni seçti, seni tertemiz kıldı ve
seni âlemlerin kadınlarından üstün kıldı. (3:42) 115
ار َﻛ ِﻌﻲ َﻣ َﻊ ﱠ
َ اﻟرا ِﻛ ِﻌ
ﯾن ْ َﯾﺎ َﻣ ْر َﯾ ُم ْاﻗﻧُﺗِﻲ ِﻟ َر ِﺑّ ِك َوا
ْ ﺳ ُﺟدِي َو
rükû edenlerle beraber rükû et secde et Rabbine kulluk et Ey
Meryem!
Ey Meryem! Rabbine kulluk et, secde et ve rükû
edenlerle beraber rükû et. (3:43)
وج ُه �نَ ات َيغ ُْضضْ َن ِم ْن اَ ْب َصارِ ِه �ن َو َي ْح َف ْظ َن فُ ُر ِ َوقُ ْل لِلْ ُم ْؤ ِم َن
َو َ�� ُي ْب ٖدي َن ٖزي َن َت ُه �ن اِ ��� َما َظ َه َر ِم ْن َها َولْ َيضْ ِر ْب َن بِ ُخ ُم ِر ِه �ن
َعلٰى ُج ُيوبِ ِه �ن
Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar,
ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna,
zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının
üzerine kadar salsınlar. (24:31) 116
436
َو َ�� ُي ْب ٖدي َن ٖزي َن َت ُه �ن ا ِ ��� ل ِ ُب ُعولَتِ ِه �ن اَ ْو ا ٰ َبائ ِ ِه �ن اَ ْو ا ٰ َبا ِء ُب ُعولَتِ ِه �ن اَ ْو اَ ْب َنائ ِ ِه �ن اَ ْو
اَ ْب َنا ِء ُب ُعولَتِ ِه �ن اَ ْو اِخْ َوانِ ِه �ن اَ ْو َب ٖنى اِخْ َوانِ ِه �ن اَ ْو َب ٖنى اَ َخ َواتِ ِه �ن اَ ْو ن ِ َسائ ِ ِه �ن اَ ْو
ال اَ ِو ال �ط ْف ِل ِ َما َملَ َك ْت اَ ْي َمانُ ُه �ن اَ ِو الت�ابِ ٖعي َن َغ ْي ِر اُولِى ا ْ� ِ� ْر َب ِة ِم َن ال �ر َج
ات ال �ن َسا ِء َو َ�� َيضْ ِر ْب َن بِاَ ْر ُجلِ ِه �ن ل ِ ُي ْعلَ َم َما ِ ين لَ ْم َي ْظ َه ُروا َعلٰى َع ْو َر َ ال� ٖذ
ُيخْ ٖفي َن ِم ْن ٖزي َنتِ ِه �ن َوتُو ُبوا اِلَى الل� ِه َج ٖمي ًعا اَي� َه الْ ُم ْؤ ِم ُنو َن لَ َعل� ُك ْم تُ ْفلِ ُحو َن
Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının
babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut
erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından,
yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman
kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği
kalmamış hizmetçilerden, yahut kadına ihtiyacı bulunmayan
erkek tâbi'lerine, yahut henüz kadınların mahrem yerlerini
anlamayan çocuklara gösterebilir. Gizledikleri süslerin bilinmesi
için ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, topluca Allah'a tevbe
edin ki felâha eresiniz. (24:31) 117
ْ
اﺧ َواﻧِ ِﮭ ﱠن ُﺧ ُﻣ ِر ِھ ﱠن َ اَ ْﺑ
ﺻ ِﺎر ِھ ﱠن
Erkek kardeşleri Baş örtüleri Gözleri
ارﻛ َٖﻌﻰ
ْ ُﺟﯾُو ِﺑ ِﮭ ﱠن ﯾَﺣْ ﻔَ ْظ َن
Ruku et Yakaları Korusunlar
437
ﺳﺎﺋِ ِﮭ ﱠن
َ ِﻧ ِﺿ ْﻌﻔَ ْﯾ ِن ﻓُ ُرو َﺟ ُﮭ ﱠن
Kadınları İki kat Edep yerlerini
َ ﯾُ ْﺧ ِﻔ
ﯾن اَ ْر ُﺟ ِﻠ ِﮭ ﱠن ْ َﻻ َﯾ
ﺿ ِر ْﺑ َن
Gizlerler Ayakları Vurmasınlar
ﺻ ْر َح
اﻟ ﱠ ﺑَﻧِﻲ ا َ َﺧ َواﺗِ ِﮭ ﱠن
Saray Kız kardeşlerinin oğulları
ْ ا ْﻟ ُﻣ
َ ﺳ ِﻠ ِﻣ
﴾٩١﴿ﯾن َ َوا ُ ِﻣ ْرتُ اَ ْن اَﻛ
ُون ِﻣ َن
müslümanlardan olmamla ben emrolundum
Getirmek ِ اَﺗَﻰ
ب Gelmek اَﺗَﻰ
Zulmetmek ﻋﻠَﻰ
َ ﺑَﻐَﻰ Aramak ﺑَﻐَﻰ
Tevbeyi kabul ﻋﻠَﻰ َ َﺗ
َ ﺎب Tevbe
ﺎب اﻟَﻰ
َ َﺗ
etmek etmek
Getirmek ب
ِ َﺟﺎ َء Gelmek,
varmak َﺟﺎ َء
Bir şeye
dönmek َوﻟﱠﻰ اﻟَﻰ Dönmek,
döndürmek َوﻟﱠﻰ
Bir şeyden َوﻟﱠﻰ ﻋ َْن Dönmek,
döndürmek
َوﻟﱠﻰ
dönmek
440
ْ ع ِﻣ ْﻧ ُﮭ ْم ﻗَﺎﻟُوا َﻻ ﺗَ َﺧ
ف ُ ا ِْذ دَ َﺧﻠُوا ﻋ َٰﻠﻰ د
َ َاودَ ﻓَﻔَ ِز
korkma dediler ki ürkmüştü Davud’un girmişlerdi hani
onlardan yanına de
َ ﺎﺟ ِر
ﯾن ّ ﻋﻠَﻰ اﻟﻧﱠ ِﺑ
ِ ﻲ ِ َوا ْﻟ ُﻣ َﮭ َ ُﺎب ﷲ َ َﻟَﻘَ ْد ﺗ
Allah hakikaten
muhacirlerle Peygamber’in tevbesini kabul etti
ْ ُﻋ ِﺔ ا ْﻟﻌ
ﺳ َر ِة َ ِﯾن اﺗ ﱠ َﺑﻌُو ُه ﻓِﻲ
َ ﺳﺎ َ َو ْاﻻَ ْﻧ
َ ﺻ ِﺎر اﻟﱠذ
zor ve zamanda ona tabi olan ensar’ın
ٌ ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم ُﺟﻧَﺎ
ح َ ض ﻓَﻠَ ْﯾ
َ س َ َواِذَا
ِ ﺿ َر ْﺑﺗ ُ ْم ﻓِﻲ ْاﻻَ ْر
bir günah size yoktur yeryüzünde sefere çıktığınız zaman
ﻋﻠَﻰ اﻟﱠذِي
َ ﺷﯾﻌَﺗِ ِﮫ ْ ﻓَﺎ
ِ ﺳﺗَﻐَﺎﺛَﮫُ اﻟﱠذِي ِﻣ ْن
olana karşı kendi olan kendisinden
tarafından yardım istedi
ﻋﻠَ ْﯾ ِﮫ
َ ﺿﻰ ٰ ﻋد ّ ُِو ِه ﻓَ َوﻛ ََز ُه ُﻣ
ٰ َوﺳﻰ ﻓَﻘ َ ِﻣ ْن
onun böylece işini Musa ona bir düşmanından
bitirip öldürdü yumruk vurdu
َ ﺿ ْﻌﻧَﺎ
ﻋ ْﻧ َك ِو ْز َر َك َ َو َو
yükünü ve indirip
senin atmadık mı
ً ﻋدَدا َ ِﺳﻧ
َ ﯾن ِ ﺿ َر ْﺑﻧَﺎ ﻋ َٰﻠٓﻰ ٰاذَاﻧِ ِﮭ ْم ِﻓﻲ ا ْﻟ َﻛﮭ
ِ ْف َ َﻓ
nice yıllar (orada mağarada onların bunun üzerine
uyuttuk) kulaklarına (perde) vurduk da
ْ ب َﻣﺛ َ ٌل ﻓَﺎ
ُﺳﺗ َ ِﻣﻌُوا ﻟَﮫ ُ َﯾٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ
ُ ﺎس
َ ﺿ ِر
onu dinleyin bir misal verildi insanlar ey
ْ ﻓَﺄَﻋ ِْر
ض ﻋ َْن َﻣ ْن ﺗَ َوﻟﱠﻰ ﻋ َْن ِذ ْﻛ ِرﻧَﺎ َوﻟَ ْم ﯾُ ِر ْد إِ ﱠﻻ ا ْﻟ َﺣﯾَﺎةَ اﻟدﱡ ْﻧﯾَﺎ
ve
isteyenden zikrimize sırt çeviren
dünya sadece öyle ise yüz
hayatını çevir
َ َﻗ
ﺿﻰ ﺑَ ْﯾ َن ب َ
َ ﺿ َر ِ اَﺗَﻰ
ب
Hüküm verdi Vurdu Getirdi
ﻋﻠَﻰ َ َﻗ
َ ﺿﻰ َ
َ ﺿ َر
ب ﻓِﻲ ﻋﻠَﻰ
َ ﺑَﻐَﻰ
Öldürdü Seyahat etti Zülmetti
ﺿ َﻊ ﻋ َْن
َ َو ﻋﻠَﻰ
َ ب َ
َ ﺿ َر ﻋﻠَﻰ َ َﺗ
َ ﺎب
Kaldırdı Çarptı Tevbesini kabul etti
اَﺗَﻰ ْ ﻓَﺎ
ُﺳﺗَﻐَﺎﺛَﮫ َ َو
ﺿ َﻊ
Kendisinden yardım Koymak,
Gelmek istedi yerleştirmek
ُ ا َ ْن ﺗ َ ْﻘ
ﺻ ُروا ُﻓَ َوﻛ ََزه ْ ﻓَﺄَﻋ ِْر
ض ﻋ َْن
Kısaltmanızda Ona bir yumruk vurdu Öyle ise yüz çevir