You are on page 1of 9

ANTİK ROMA EDEBİYATI

Roma İmparatorluğu ve onun selefi Roma Cumhuriyeti çok sayıda ü nlü edebiyat eseri ü retti; şiirler,
komediler, dramlar, tarihi ve felsefi eserler, Romalılar tragedyalardan kaçınışlardır. Bunların çoğ u
bugü n varlığ ını sü rdü rmektedir. Bununla birlikte Roma edebiyatı yalnız anılamaz. Komşuları
Yunanlılara (ö zellikle Atinalılara) çok şey borçludurlar. Eğ itimli Romalıların çoğ u kendi
edebiyatlarındaki kalitesizliğ in farkındadır, çü nkü bu Romalı yazarlar kuşkusuz Yunan klasiklerinin
konularını kopya etmişlerdir, hatta birçok ö nemli Yunan eserini Latince’ye çevirecek kadar ileri
gitmişlerdir. Fakat Romalıların çoğ u tarafından bu çalışma gereksiz bulunur, çü nkü iyi eğ itimli
vatandaşların çoğ u hem Yunanca hem Latince okuyup konuşabiliyordu. Zaten zengin sınıfından pek çok
genç Romalı eğ itimlerine devam ediyordu. Yunan Helenizmiyle olan bağ yıllarca sü rmü ş olsa da
Romalılar kısa sü re içinde kendilerine ait zengin bir edebiyat geliştirdiler.

KOMŞULARI YUNANLILARA (ÖZELLİKLE ATİNALILARA) ÇOK ŞEY BORÇLUDURLAR.

Yunan Etkisi

Yunanistan’a olan bu minnet kendi yazarları tarafından bile kabul edildi. Roma edebiyatının altın
çağ ının şairlerinden biri olan Horatius, Yunanistan’ın sanatları “geri kalmış Latium’a” tanıttığ ını
yazmıştır. Tarihçi Nigel Rodgers Roman Empire kitabında Yunan yazarların Cicero, Seneca, Boethius,
Catullus ve Virgil gibi Romalıları etkileyen birçok felsefi ve politik kavramı ortaya çıkardığ ını yazdı - "bir
Yunan ve Roma sentezi" (258). Roma'nın, Yunanistan'ın teknoloji ve felsefeden şiir ve heykele kadar
hem entelektü el hem de kü ltü rel uğ raşılarda daha rafine ve ü stü n olduğ unu inkâ r edemeyeceğ ini ve
etmediğ ini de sö zlerine ekledi. Gerçek şu ki, Yunan şehirleri on yıldır hem aşağ ı yarımadada hem de
Sicilya'da var olduğ undan, Roma, Yunanistan'a yakınlığ ını inkâ r edemezdi.

Komedya Yazarları

Rodgers'a gö re, Kartacalılara karşı yapılan Pö n Savaşları’ndan (264 – 146 MÖ ) ö nce Roma edebiyatı
geleneğ i çok cılızdı. Roma, Makedonya Savaşları’na dâ hil olduğ u bu sü re zarfında nihayet Yunan şehir
devletlerini topraklarına kattı. Roma edebiyatı, MÖ 3. yü zyılın sonlarına doğ ru Plautus, Terentius ve
Ennius gibi komedya oyun yazarlarının ortaya çıkmasıyla başladı. Onların oyunları, seyircilerinin bü yü k
kısmının erkek olduğ u şehrin birçok festivalinden birinde sıklıkla sergilenirdi.

Ü çü nü n ilki Plautus (254 – 184 MÖ ) idi. 130’dan fazla oyunun sadece 20 tanesi eksiksiz olarak
gü nü mü ze ulaştı. Eski kaynaklara gö re Umbria’da doğ du ve kariyerine sahne marangozu olarak başladı.
Yunan oyunlarını Latince’ye uyarladığ ı Orta Çağ ’a kadar hiçbir şey yazmamıştı. Roma’nın gü ldü rü
zevkini yansıtan yaygın şakaları, kelime oyunlarını ve şarkıları (dü etler veya aryalar) kullanırdı.
Yunanca yazmamasına rağ men, onun tü m karakterli Yunan isimlerine sahipti ve Yunan şehirlerinde
yaşardı. En ü nlü iki eseri Aulularia (Çö mlek) ve Captivi (Esirler)’dir.

Plautus

Terentius olarak bilinen Publius Terentius Afer (195-159 MÖ ) ve Ennius (239-169 MÖ ) Plautus’un
çağ daşlarıydı. Terentius Kuzey Afrika’dan gelen bir kö le olarak Roma’da yaşadı, sonunda hem
ö zgü rlü ğ ü nü hem de tahsil elde etti. Oyunlarının çoğ u, Eunuchus (Haremağ ası) gibi cahil Romalılara
hitap etmedi, Yunan oyunlarını “arakladığ ı” için çağ daşları tarafından eleştirildi.

Ennius, hem Plautus hem de Terentius’tan çok daha ü nlü dü r, “Latin şiirinin babası” olarak bilinir. Gü ney
İtalya’daki (Magna Graeica/Bü yü k Yunanistan) Calabria’da doğ du, Sardunya’daki Roma ordusunda
gö rev yaptı, MÖ 204’te arkadaşı Yaşlı Cato ile Roma’ya geldi ve sonunda çok istediğ i Roma
vatandaşlığ ını elde etti. Homeros’un reenkarnasyonu olduğ unu iddia etmesine rağ men çalışmalarından
sadece fragmanları gü nü mü ze ulaşmıştır. Rodgers, Latin şiiri hâ lâ Yunan biçimlerini taklit ederken
onun nasıl başarıya ulaştığ ını ispat ettiğ ine değ iniyor. Onun Annales (Yıllıklar)ı efsanevi Troya
kahramanı Aeneas’dan kendi zamanına kadar olan Roma tarihidir. Maalesef ki yoksulluk içinde
ö lmü ştü r.

Roma Şiirinin Altın Çağ ı

Ennius ‘un habercisi olduğ u gibi Latin edebiyatı yakında kendine gelecekti. Roma şiirinin Altın Çağ ı (MÖ
70 - MS 14), Vergilius, Horatius, Catullus, Propertius, Tibullus ve Ovidius gibi unutulmaz yazarlar
çıkardı. Rodgers’a gö re, Vergilius, Horatius ve sü rgü n Ovidius bü yü k Yunan yazarlarla mukayese
edilecek bir klasik yazı sitili oluşturdu. Bunların en seçkinlerinden biri Publius Vergilius Maro veya
Vergilius (MÖ 70-19)’dur. Takipçisi olan pek çok şairin aksine Vergilius okurlarına Roma’nın daha
romantize edilmiş bir resmini sundu. Cisalpina Galyalı olan ve mü tevazi çiftçi bir aileden gelen
Vergilius’un temalarının çoğ u kırsal yaşama olan sevgisini yansıtmaktadır. MÖ 29 civarında
yazdığ ı Georgics Roma kö y yaşamını (çiftçilik yapmak, ağ aç dikmek, sığ ır beslemek ve hatta arı
yetiştirmek) ö verken MÖ 37 civarlarında yazdığ ı Ekloglar çobanların yaşamları ve aşklarından
bahseder. Fakat en unutulmaz eseri, Troya’nın dü şü şü nden sonra Remus ve Romulus’un Roma’yı
kurmasından Augustus çağ ına kadar Aeneas’ın yolculuklarını anlatan etkileyici bir destan
olan Aeneis’dir. Aeneas, Roma yaşam tarzı için ideal bir model olduğ undan, Augustus, şiirin Roma'nın
kaderinin gerçekleştiğ ini gö sterdiğ ine inanıyordu.

Vergilius'un Portresi
Quintus Horatius Flaccus, yaygın bilinen adıyla Horatius (MÖ 65 – MÖ 8) azatlı bir kö lenin oğ luydu.
Filippi Muharebesi’nde yanlış tarafta (Augustus’a karşı) savaşmış olsa da kısmen şairliğ inden dolayı
ama asıl Vergilius ile olan dostluğ u sayesinde imparatora kendini sevdirmişti. Epikü rcü felsefeyle
uyumlu olarak şiirleri yaşam sevincini ve doğ a sevgisini yansıtıyordu. Birçok eseri arasında Roma’da
yaygınlaşan namussuzluklara bir eleştiri olan Hicivler, Yunan yazar Archilochus’dan
esinlendiğ i Bölümler ve Augustus çağ ındaki Roma’da hayatı ö vdü ğ ü Odlar vardır. Horatius tü m bu
eserlerinde Yunanlılara çok bü yü k saygı ve hayranlık gö sterir ve Roma'nın tü m entelektü el ve kü ltü rel
alanlarda Yunan ü stü nlü ğ ü nü kabul etmesi gerektiğ ine inanıyordu.

Augustus hü kü mdarlığ ı altındaki bu yeni çağ , Roma siyasetindeki ve toplumundaki değ işimlere farklı
tepkiler veren birçok genç şair de çıkardı. Ortaya çıkan bu şairlerin ö ncü sü Gaius Valerius Catullus (MÖ
84 – MÖ 54), tü m Roma lirik şairlerinin en bü yü klerinden biri olarak kabul edilir. Politikaya herhangi
bir kişisel girişimden kaçınarak ilham doğ udaki komşuları Sappho ve Callimachus gibi Yunan yazarlara
yö neldi. Tarihçi Rodgers’a gö re, onun şiiri, hem tutkuyu hem de şehirliliğ i hayatın geçiciliğ ine dair bir
farkındalıkla harmanladı ve "halk seviyesindeki Latince'yi yeni zirvelere yü kseltti” (386). Benzer
şekilde, tarihçi Norman Cantor, Antiquity eserinde, Catullus'un insanın ö lü mlü lü ğ ü nü kabul ettiğ ini ve
Roma yaşamının farklı bir yö nü nü ortaya çıkardığ ını sö yledi. Şiirleri, Roma toplumundaki
karamsarlığ ın, bireyciliğ in ve derin bencillik duygularının varlığ ını ortaya koydu:

Ne kö len var, ne kesen Furius

ne tahtakurun, ne ö rü mceğ in, ne de ateşin

bir baban var, bir de ü vey anan,


dişleri bir kayayı bile ö ğ ü tebilir:

gü zel gü zel geçinip gidiyorsun babanla

kuru değ nek gibi karısıyla.

(Catullus, Şiir 23)

Diğ er şairler uzun sü redir yitmiş olan aşklardan ilham aldı. Bu gö nlü yaralı şairlerin ilki Sextus
Propertius (MÖ 54 – 16), akranı şairlerden farklı olarak hukuk eğ itimi almış ama siyasette herhangi bir
kariyeri reddeden bir sü varinin oğ ludur. En ü nlü şiir kitabı Elegiae’ydi. Hem Ovidius hem de
Vergilius’un dostu, hatta Esquiline Tepesi'ndeki sanatın koruyucusu Maecenas'tan bir ev aldı; ancak,
bazı çağ daşlarının aksine, imparator Augustus hakkında bir destan yazmayı reddetti. Propertius gibi,
Albius Tibullus (MÖ 50 – 19) da sü vari bir ailenin oğ lu, eski aşkı Delia hakkında yazdı ve Vergilius gibi
kö y yaşamını idealize etti.

Muhtemelen çağ ın en ü nlü hatta kö tü şö hretli şairi Publius Ovidius Naro (MÖ 42– MS 18)’dur.
Ovidius’dan sonra Roma şiiri kısa bir ara vermiştir. Rodgers, Ovidius'la birlikte Latin şiirinin nihayet
herhangi bir Yunanlınınkine rakip olacak bir "zarafet ve lirizm" elde ettiğ ini yazdı. Ovid için aşk,
oynamaya değ er tek oyundu. MÖ 22 yayınlanan Amores kitabında, genç bir adamın talihsizliklerini ve
elde edilemez bir genç kıza olan aşkını çok neşeli bir tarzda anlattı. Heroides, Penelope ve Dido gibi
Yunan ve Roma mitolojik kadın figü rleri tarafından kendilerine kö tü davranan ya da terk eden
sevgililerine yazılan 15 mektuptan oluşan bir seriydi. Ars Amatoria'sı (Aşk Sanatı) Horace'ın Ars
Poetica'sını (Şiir Sanatı) yansıtır. Bununla birlikte, en ü nlü eseri, yalnızca insanlığ ın tanrılarla
etkileşiminden değ il, aynı zamanda kahramanlardan ve kadın kahramanlardan da bahseden destansı
bir şiir olan 15 kitaplık mitolojik Dö nü şü mler’dir. Ne yazık ki, Augustus şiirine hayranlıkla bakmadı ve
onu sü rgü ne gö nderdi. Hayatı boyunca takdir gö rmese de, şiir eserleri tarih boyunca Chaucer, Milton,
Dante, Shakespeare ve Goethe dahil olmak ü zere birçok bü yü k yazarı etkilemiştir.

Roma Şiirinin Gü mü ş Çağ ı

Roma şiirinin Gü mü ş Çağ ı olarak adlandırılan dö nemle bağ lantılı iki ü nlü Roma şairi vardır: Marcus
Annaeus Lucanus (MS 39-65) ve Publius Papinius Statius (MS 45 – 96). İspanya doğ umlu Lucanus,
İmparator Neron’un danışmanı Seneca’nın kuzeniydi. Atina'da Stoa felsefesi bile okudu; ancak, Pison
Komplosu’na karıştığ ı şü phesi onun hayatına mal olacaktı. En ü nlü eseri olan Pharsalia, MÖ 1.
yü zyıldaki Roma iç savaşıyla ilgiliydi. Daha az tanınan çağ daşı Statius, Oidipus'un Thebes'teki lanetiyle
ilgili on iki kitaplık Thebaid'i yazdı.

Roma Nesri
Roma'da çok sayıda şair ile beraber birçok seçkin nesir yazarı da vardı. Kent, Roma Forumu'nda
gö rü şlerini kitlelere duyurmak için sahneye çıkan hatiplerle adeta canlandı. Mü vekkilleri için savunma
yapmak isteyen avukatlar için de bir platformdu. Daha akılda kalıcı olanlardan biri, sadece parlak bir
devlet adamı ve yazar değ il, aynı zamanda 911 mektubunun yanı sıra sanattan eğ itime kadar çeşitli
konularda yazan bir hatip olan Marcus Tullius Cicero (MÖ 106 - 43) idi. Bir dizi iğ neleyici mektupta,
kendisini emekli olmaya zorlayan Sicilya Verres'in yozlaşmış eski valisi aleyhine yazar, yine de Caesar
daha sonra eski valiyi serbest bıraktı. Devlet Üzerine ve Kanunlar Üzerine gibi siyasi denemelerin yanı
sıra antik felsefe ü zerine Latince beş kitap yazdı - De finibus bonorum et malorum (İyinin ve kö tü nü n
sınırları hakkında). Epistulae ad familiares (Arkadaşlara Mektuplar) dö nemin canlı tarihi ve kü ltü rel
belgeleri olarak iş gö rü r ve Cumhuriyet'in iç işleyişine dair bir fikir verir. Ne yazık ki, diktatö rü n varisi
Octavian'ı (Augustus) kızdıran şey Julius Caesar'a karşı konuşmuş olmasıydı. Bir kez sü rgü ne
gö nderilen Cicero kendini kurtaramadı ve Roma'dan kaçamadan idam edildi.

Cicero

Seneca (MÖ 4 - MS 65) Stoa felsefesi ö ğ rencisi ve İmparator Nero'nun ö ğ retmeniydi. Sadece bir deneme
yazarı değ ildi, Oidipus, Herakles ve Medea gibi Yunan efsanelerine dayanan dokuz oyun yazdı. Ayrıca
vejetaryenlikten kö lelere insancıl muameleye kadar değ işen konularda 124 makale yazdı. Pison
Komplosu’na karışınca Nero tarafından intihara zorlandı.

Yaşlı Pliny (MS 23-79) veya Gaius Plinius Secundus, Germen savaşları hakkında ve bilinen evrenle ilgili
bilgilerin yanı sıra hayvanlar, bitkiler ve ağ açlar hakkında bilgileri de içeren 37 ciltlik Doğ a Tarihi
(Naturalis Historia) kitabını yazan bir yö neticiydi. Ö rneğ in ü çü ncü cilt İtalya’nın coğ rafyasını ve
Roma’nın topografyasını tanımlar:

Binaların yü ksekliğ i daha fazla dikkate alınırsa, çok adil bir tahmin oluşturulacak ve bu, tü m dü nyada
Roma ile karşılaştırılabilecek bü yü klü kte bir şehir olmadığ ını kabul etmemizi sağ layacaktır. (Gaius
Plinius Secundus, Doğ a Tarihi, III. Kitap, 67.)
Yaşlı Plinius MS 79’da Vezü v Yanardağ ı’nın patlamasını izlerken soluduğ u dumandan dolayı ö ldü .
Yeğ eni Genç Plinius ise(MS 61 – 112), İmparator Traianus'un hü kmü nde hem senatö r hem de konsü l
olarak başarılı bir kariyere sahip oldu. En çok, imparatora çeşitli konularda yazdığ ı uzun mektuplar
dizisiyle tanınır.

Birkaç Romalı romancı da vardı: Petronius, Apuleius, Martialis ve Juvenalis. Petronius veya Gaius
Petronius Arbiter (MS 27 – 66) hem konsü l olarak hem de Bithynia valisi olarak gö rev yaptı. En ü nlü ve
gü nü mü ze ulaşan tek eseri, esprili ama ahlak dışı ve hedonist olarak kabul edilen bir eser
olan Satyricon'dur. Maalesef, çağ daşlarının birçoğ u gibi, Neron imparatorluğ u sırasında Pison
Komplosu’na karıştı ve MS 66'da intihara zorlandı.

Kuzey Afrikalı Lucius Apuleius (yaklaşık 124 – 170), gü nü mü ze eksiksiz ulaşan tek Roma romanı olan
ahlak dışı Asinus Aureus (Altın Eşek) dahil olmak ü zere çok sayıda mü kemmel eser yazdı. Romanın
içerdiğ i on bir ayrı kitaptan biri, Lucius adında bir eşeğ e dö nü şen genç bir adamın maceralarından
bahsediyor. Diğ er eserleri arasında Apologia, Florida ve De Deo Sokratis sayılabilir.

Marcus Valerius Martialis (MS 40 - 104), aslen İspanya kö kenli olmasına rağ men, hayatının çoğ unu
Roma'da geçirdi. İmparator Domitianus’un yakın bir arkadaşı olarak, bazılarına pornografik
denebilecek çeşitli konularda ö zdeyişler yazdı:

Neden mi ö pmü yorum seni, Philaenis?

Kel kafalısın da ondan.

Neden mi ö pmü yorum seni, Philaenis?

Kızıl saçlısın da ondan.

Neden mi ö pmü yorum seni, Philaenis?

Şaşı gö zlü sü n de ondan.

Bunları yalar seni ö pen, Philaenis.

(Martialis, Epigram 2.33)

Decius Junius Juvenalis (MS 60 – 130), Romalı hicivcilerin en bü yü ğ ü olarak kabul edilir. Ne yazık ki,
yazarın Hicivler’inde olumsuz bir şekilde tasvir edildiğ ine inanan İmparator Domitianus ile ters dü ştü
ve Mısır'a sü rgü n edildi; ö lü m yeri bilinmiyor.

Sonraki Dö nem Roma Edebiyatı


Hristiyanlığ ın yayılması, MS 4. yü zyıldan itibaren, din adamlarının ö nceki yü zyılların ahlak dışı ve
genellikle cinsel açıdan mü stehcen eserlerine keskin bir karşıtlık içinde Hristiyan ahlakı ü zerine
yazdıkları yeni bir edebiyat tü rü nü n ortaya çıkmasına neden oldu. 4. yü zyılın ö nde gelen din
adamlarından biri Aziz Ambrosius (MS 340 – 397) idi. Ambrosius, Galya'nın praefectus praetoriosunun
oğ luydu ve klasik Yunan geleneğ inde eğ itim gö rdü . İmparator Theodosius'a sık sık meydan okumasına
rağ men, hem Roma hem de Milano'nun piskoposu ve Aemilia-Ligurya valisi olarak gö rev yaptı. Yazıları
arasında ahlak ve kilise disiplini ü zerine bir tartışma olan De officiis ministrorumile Hristiyan bir
imparatorun kilisenin oğ lu olduğ u fikrini ortaya koyan De obitu Valentiniani ve De obitu Theodocii
vardır.

Aziz Ambrosius
Decimus Magnus Ausonius (MS 310 – 395) Bordeaux'dan geldi ve geleceğ in imparatoru Gratianus'un
ö ğ retmeni olarak hizmet etti; tanınmış bir gramerci ve retorikçiydi. Hristiyan değ erleriyle daha az
ilgilendi ve çeşitli konularda yazdı. Praefatiunculae (Ö nsö z) ve Eclogarum Liber (Ekloglar), astronomi
ve astroloji ü zerine dö rtlü kler daha çok dikkat çeken eserleridir. Son olarak, Aziz Augustinus’un (MS
354-430) yazılarını unutmamak gerekir. En çok MS 410 istilası sırasında Batı Roma İmparatorluğ u'nun
sonlarına doğ ru yazdığ ı De civitate Dei (Tanrı'nın Şehri) ve İtirafları ile ü nlü dü r.

Ambrosius, Augustinius ve Ausonius, Hristiyan yazarların ortaya çıkışını temsil ederken, bir pagan
yazar da sahneye çıktı: Claudius Claudianus (MS 370 - 404). İskenderiye'nin yerlisi olan Claudianus,
İmparator Honorius'un saray şairiydi. Romalı general Honorius ve Stilicho için methiyeler yazdı. Eski
Romalı ve Yunanlı şairlerden etkilendiğ inden klasik geleneğ in son ö nemli şairi olarak kabul edilir.

Tarihçiler

Şiir ve nesir yazarlarının yanı sıra tarihçiler de vardı: Sallustius, Tacitus, Livius ve Suetonius. Ne yazık
ki, erken Roma tarihinin çoğ u mitlere dayanmaktadır ve bazı tarihçiler maalesef bunu gerçek olarak
kabul etmişlerdir. Ancak, gerçek ya da değ il, Romalılara bir kimlik duygusu verdi. Kayda değ er ilk
tarihçi, ahlaksızlık nedeniyle sınır dışı edilen eski bir senatö r olan Gaius Sallustius Crispus’tur (MÖ 86-
35). Yunan tarihçi Thukydides'ten o kadar etkilendi ki, tarih yazmaya yö neldi. Cicero'nun dü şmanı
olarak, Afrika valisiyken gö revi kö tü ye kullanma suçlamalarıyla mü cadele etmesine yardım eden, ö mü r
boyu diktatö r Julius Caesar'ın yanında yer aldı. En ü nlü eserleri arasında Catiline komplosunu konu
alan Bellum Catilinae (Catilina Tertibi), Roma'nın Numidya kralı Jugurtha'ya karşı savaşıyla ilgili bir
kitap olan Bellum Iugurthinum (Iugurtha Savaşı) ve yalnızca parçalar halinde kalan Historiae (Tarihler)
sayılabilir.

Livius (MÖ 59 – MS 17) 142 kitaplık ayrıntılı bir Roma tarihi yazdı, ancak maalesef sadece 35'i
gü nü mü ze ulaştı. Birçok efsaneyi gerçek olarak kabul etmesine rağ men, kitabı Roma'nın kaderine olan
inancını gö stermiştir.

Livy'nin Roma Tarihi, 1664

Cornelius Tacitus'un (MS 58 – 120) çalışmaları arasında kayınpederinin Britanya valisi olduğ u
zamandan bahseden De vita Iulii Agricolae; Germen kabilelerine karşı yapılan savaşlarla ilgili Germania;
ve parçalanmış Annales ve Historiae vardır.

Son olarak Suetonius'tan (yaklaşık olarak MS 69 - 130) bahsetmek gerekir. De viris illustribus (Ü nlü
Kişiler) adlı eseri Romalı edebiyatçıların kısa biyografilerini içeriyordu; şairler, gramerciler, hatipler ve
filozoflar. De vita Caesarum (On İki Sezar), Julius Caesar'dan Domitianus'a kadar olan Roma
sezarlarından sö z eder. Daha ö nceki tarihleri kaynak olarak kullanan eserleri ilginç kabul edilir, ancak
tamamen gü venilir değ ildir. Bir imparatorun siyasi başarılarından çok kişisel alışkanlıklarıyla
ilgilenirler.

Ne yazık ki Roma, Yunanistan gibi çok sayıda filozof ü retmedi; ancak, en azından anılması gereken iki
kişi var. Marcus Aurelius sadece mü kemmel bir imparator değ il, aynı zamanda Stoacı bir
filozoftu; Kendime Düşünceler’i Yunanca yazmıştır. Son olarak, T. Lucretius Carus (MÖ 99 – 55) Evrenin
Doğası Üzerine, dü nyanın mekanik olduğ unu, ilahi mü dahale olmadan işlediğ ini ve gerçek mutluluğ un
kamusal yaşamdan tamamen çekilmekten var olduğ unu sö yleyen bir Epikü rcü doktrin yazdı.

Miras

Roma edebiyatı başlangıcından itibaren bü yü k ö lçü de Yunanlılardan alıntı yapmıştır. Ancak,


prangalarından kurtulup kendilerine ait canlı bir edebiyat yaratmayı başarmıştır; şiir, nesir ve tarih.
Romalı yazarlar, Dante, Shakespeare, Milton ve daha birçoklarını, takip eden on yıllar ve yü zyıllar
boyunca etkilemiştir. Kitap raflarında Roma şiiri ve nesir gö rmeden ne bir kü tü phaneye ne de bir
kitapçıya girilemez; Cicero, Tacitus, Suetonius'un yanı sıra Vergilius ve Horatius. Batı edebiyatı,
dü nyaya kazandırdıkları için Romalılara şü kran borçludur.

You might also like