You are on page 1of 5

HİNDİSTAN

 Zayıf ama canlı bir demokrasinin istisnai bir örneği


 22 resmi ulusal dil

MODERN HİNDİSTANIN SÜRECİ

Hindistan’ın modern olarak kuruluş süreci, Britanya Hindistanı’nın bağımsızlık hareketleri ve ardından
gelen bölünme ile şekillenmiştir. İşte bu sürecin ana aşamaları:

• Britanya İmparatorluğu Dönemi: Hindistan, 1858’den itibaren resmi olarak Britanya İmparatorluğu’nun
bir parçası haline geldi. Ancak, bağımsızlık hareketleri 19. Ve 20. Yüzyıllarda güç kazandı. Mahatma
Gandhi’nin liderliğindeki sivil itaatsizlik kampanyaları ve diğer bağımsızlık çabaları, Britanya yönetimine
karşı toplumsal bir bilincin oluşmasına katkıda bulundu.

• Salt Satyagraha ve Sivil İtaatsizlik: Mahatma Gandhi’nin öncülük ettiği sivil itaatsizlik ve pasif direniş,
Britanya yönetimine karşı büyük bir etki yarattı. 1930’da tuz yürüyüşü gibi olaylar, Hindistan’ın bağımsızlık
mücadelesini uluslararası arenada da gündeme getirdi.

• İkinci Dünya Savaşı ve Bağımsızlık Vaadi: İkinci Dünya Savaşı sırasında, Britanya’nın Hindistan’a verdiği
destek ve savaştan çıkış sonrasında ortaya çıkan zorluklar, Britanya’nın Hindistan’dan çekilme kararını
hızlandırdı. 1942’de Cripps Misyonu ve ardından gelen Quit India Hareketi, bağımsızlık taleplerini
güçlendirdi.

• Bölünme ve Bağımsızlık (1947): Bağımsızlık süreci, 1947’de Britanya’nın Hindistan’I iki ayrı devlete
bölmek suretiyle sona erdi. Hindistan Cumhuriyeti, Hindu çoğunluğa sahip bir ülke olarak kurulurken,
Pakistan Müslüman çoğunluğa sahip bir devlet olarak ortaya çıktı. Bölünme sırasında, milyonlarca insan
yer değiştirmek zorunda kaldı ve toplu şiddet olayları yaşandı.

• Cumhuriyetin İlanı (1950): Hindistan, 26 Ocak 1950’de anayasasını kabul ederek resmi olarak bir
cumhuriyet haline geldi. O tarih, Hindistan Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak resmen ilan edildi.

Hindistan’ın modern olarak kuruluş süreci, bağımsızlık mücadelesi ve ardından gelen bölünme gibi
önemli olaylarla şekillenmiştir. Bu süreç, birçok toplumsal, politik ve kültürel dinamiklerin etkileşimini
içerir.
YÖNETİLME SÜRECİ

Hindistan’ın yönetilme şekli, bağımsızlık sonrasında demokratik bir cumhuriyet olarak belirlendi. İşte
Hindistan’ın yönetilme şekli sürecinin temel aşamaları:

• Anayasa Hazırlığı (1947-1950): Bağımsızlık sonrasında, Hindistan’ın bağımsız bir devlet olarak kurulması
için bir anayasa hazırlığı süreci başlatıldı. Bu süreç, 1947’de Anayasa Montaj Komitesi’nin kurulmasıyla
hızlandı. B.R. Ambedkar, anayasa taslağını hazırladı ve 26 Ocak 1950’de Hindistan, kendi anayasasını
kabul ederek resmi olarak bir cumhuriyet oldu.

• Demokratik Seçimlerin Başlaması (1951): Hindistan, 1951-1952’de genel seçimlerle demokratik bir
yönetim oluşturdu. Bu seçimlerde, Hindistan Ulusal Kongresi’nin lideri Jawaharlal Nehru, Hindistan’ın ilk
Başbakanı olarak seçildi.

• Parlamento Sistemi ve Federal Yapı: Hindistan, Britanya modelini temel alarak parlamento sistemini
benimsedi. Federal bir yapıya sahip olan ülkede merkezi hükümet, eyaletler ve birlik bölgeleri arasında
yetki dağılımı bulunmaktadır.

• Secularism (Lâiklik) İlkesi: Hindistan’ın anayasası, laik bir devlet ilkesini benimsemiştir. Bu, devletin
hiçbir dini tercihte bulunmayacağı ve tüm dinlere eşit mesafede olacağı anlamına gelir.

• Ekonomik Reformlar (1990’lar): 1991’deki ekonomik kriz, Hindistan’I ekonomik liberalizasyon ve


reformlara yönlendirdi. Bu dönemde, özellikle Manmohan Singh’in mali reformlarıyla birlikte, Hindistan
ekonomik olarak hızla büyüdü.

• Teknolojik Gelişmeler ve Küresel Rol (21. Yüzyıl): Hindistan, bilgi teknolojisi ve hizmet sektöründeki
başarılarıyla küresel bir oyuncu haline geldi. Ayrıca, nükleer enerji ve uzay teknolojilerinde de önemli
adımlar attı.

Hindistan’ın yönetilme şekli süreci, demokratik ilkeler, laiklik ve anayasal çerçevenin oluşturulması gibi
önemli unsurları içerir. Bu süreç, ülkenin karmaşık ve çeşitli toplumsal, kültürel ve ekonomik
dinamiklerini yansıtmaktadır.

Hindistan’ın anayasal yapısı, yasama, yürütme ve yargı organlarını içerir. İşte bu organların detaylı
açıklamaları:
• Yasama Organı (Parlamento):

• Lok Sabha (Halk Meclisi): Hindistan’ın alt meclisi olan Lok Sabha, halk tarafından seçilen
milletvekillerinden oluşur. Lok Sabha’daki milletvekili sayısı, Hindistan’ın nüfusuna dayalı olarak belirlenir
ve genellikle beş yılda bir yapılacak genel seçimlerle belirlenir.

• Rajya Sabha (Eyaletler Meclisi): Hindistan’ın üst meclisi olan Rajya Sabha, eyaletlerin temsilcileri,
Cumhurbaşkanı tarafından atanmış uzmanlar ve sanat, edebiyat, bilim ve sosyal hizmet alanlarında başarı
kazanmış bireylerden oluşur.

• Yürütme Organı (Hükümet):

• Başkan: Hindistan’ın devlet başkanıdır ve devletin sembolik temsilcisidir. Başkan, genellikle beş yılda bir
halk tarafından seçilir. Ancak, günlük yönetimle ilgili sorumlulukları sınırlıdır.

• Başbakan ve Bakanlar Kurulu: Başbakan, Lok Sabha’da çoğunluğu elde eden parti veya koalisyonun
lideridir. Başbakan, hükümetin başıdır ve bakanlar kurulunu yönetir. Bakanlar Kurulu, farklı bakanlıkları
içerir ve her bir bakan, belirli bir bakanlık alanından sorumludur.

• Yargı Organı:

• Yüksek Mahkeme: Hindistan’ın en yüksek yargı organıdır. Yüksek Mahkeme, anayasa davaları da dahil
olmak üzere önemli hukuki meseleleri karara bağlar. Başkan ve diğer yargıçlardan oluşur.

• Yüksek Mahkemeler ve Alt Mahkemeler: Her eyalette, bir Yüksek Mahkeme ve altında çeşitli
mahkemeler bulunmaktadır. Ayrıca, federal düzeyde Diğer Alt Mahkemeler de yer alır.

Bu organlar, Hindistan’ın demokratik, laik ve anayasal bir yapıya sahip olduğu temel prensipleri üzerine
kurulmuştur. Yasama organı kanunları yapar, yürütme organı hükümeti yönetir ve yargı organı yasaların
anayasaya uygunluğunu değerlendirir.

PARTİLER
Hindistan’da birçok siyasi parti bulunmaktadır, ancak öne çıkan bazı büyük ve etkili partiler şunlardır:

Bharatiya Janata Party (BJP – Hint Halk Partisi): Merkez sağda konumlanan Hindu milliyetçisi bir parti olan
BJP, Narendra Modi liderliğinde Hindistan’ın en büyük siyasi partilerinden biridir.

Indian National Congress (INC – Hindistan Ulusal Kongresi): Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde
önemli rol oynayan bu merkez sol parti, tarih boyunca Hindistan’ın ilk Başbakanı Jawaharlal Nehru ve
diğer liderlerle ilişkilendirilmiştir.

Aam Aadmi Party (AAP – Ortak Adam Partisi): 2012’de kurulan AAP, özellikle Delhi’de güçlü bir varlığa
sahip bir parti olmuştur. Parti, yolsuzlukla mücadele ve temiz siyaset vurgusu yapmaktadır.

SEÇİMLER

Hindistan, federal, eyalet ve yerel düzeylerde düzenli olarak seçimler yapar. Bu seçimler, demokratik bir
süreçte halkın temsilcilerini seçmesini sağlar. İşte Hindistan’daki seçimlerle ilgili detaylar:

• Federal Seçimler (Lok Sabha): Hindistan’ın en yüksek yasama organı olan Lok Sabha (Halk Meclisi) için
genel seçimler, beş yılda bir düzenlenir. Lok Sabha’nın üye sayısı, eyaletlerin nüfuslarına bağlı olarak
belirlenir. Üyeler, doğrudan seçimle belirlenir ve bu seçimler tüm Hindistan genelinde yapılır.

• Eyalet Seçimleri (Vidhan Sabha): Her eyalet, kendi yerel yasama organına sahiptir, bu organa Vidhan
Sabha denir. Eyalet seçimleri, eyalet hükümetinin oluşmasını sağlar. Eyalet seçimleri, Lok Sabha
seçimlerine benzer bir şekilde düzenlenir ve beş yılda bir yapılır.

• Yerel Yönetim Seçimleri: Köy, kasaba ve şehirlerde yerel yönetim seçimleri düzenlenir. Bu seçimlerde
yerel meclis üyeleri ve yerel yönetim başkanları seçilir. Bu seçimler, yerel düzeyde yönetim ve kalkınma
için önemli bir rol oynar.

• Rajya Sabha Seçimleri: Rajya Sabha (Eyaletler Meclisi), Hindistan’ın üst meclisi olup, eyaletlerin
temsilcileri, Cumhurbaşkanı tarafından atanmış uzmanlar ve sanat, edebiyat, bilim ve sosyal hizmet
alanlarında başarı kazanmış bireylerden oluşur. Rajya Sabha üyeleri, eyalet meclisleri ve birlik bölgeleri
tarafından seçilir veya atanır.
• Cumhurbaşkanı Seçimi: Hindistan’ın devlet başkanı olan Cumhurbaşkanı, seçimle belirlenir. Ancak,
Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilmez. Cumhurbaşkanı, Lok Sabha, Rajya Sabha ve eyalet
meclisleri tarafından seçilen seçiciler kurulu tarafından seçilir.

Hindistan’daki seçimler, geniş bir nüfus ve çeşitli kültürler arasında demokratik bir katılımı teşvik eder.
Seçimler, ülkedeki farklı politik partilerin rekabet ettiği bir ortamda gerçekleşir ve genellikle çeşitli
koalisyon hükümetlerine yol açar.

You might also like