You are on page 1of 27

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 5

Çin ve Hindistan’da Bilim

http://www.cultural-china.com/chinaWH/html/en/10Kaleidoscope1658.html

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ndus_Vadisi_Uygarl%C4%B1%C4%9F%C4%B1#/m
edia/File:IndusValleySeals.JPG

Prof.Dr. Atike NAZİK


Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Çin de Bilim

Çin’de uygar toplumun başlangıcına ait gelenekler başka


yerlerdekine göre daha güçlü ve sürekli olmuş, ideografik yazı, sulu
tarım, eski Bronz Çağı uygarlıkları ile ilişkili gördüğümüz bilginler
bürokrasisi, modern zamanlara kadar yaşamıştır.
• Çin uygarlığında bilimsel faaliyetlerin başlangıcı M.Ö. 2500' lere kadar
götürülebilir. Zaman zaman sınırları Hindiçin' i de içine alan, zaman
zaman ise sadece Sarı Irmak civarında ufak bir devlet şeklinde
görülen Çin, ilk insan kalıntılarının bulunduğu yerlerden biridir.

http://www.antiquemaps-fair.com/images/large/i_101/18505.jpg
http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi
http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi
http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi
Konfüçyüs, Çin’le özdeşleşmiş bir
büyük usta ve filozoftur. Çin
uygarlığından söz edip ondan
bahsetmemek büyük eksiklik olur.
Konfüçyüs’e göre insanın amacı hem
iyi hem de uzun yaşamaktır.

Konfüçyüs’ün felsefesi erdeme


dayanır. Konfüçyüs derki;
http://media.sondevir.com/250x190/2012/02/27/konfucyus1.jpg

İnsan bildiği şeyi bildiğini, bilmediği şeyi de


bilmediğini bilmelidir. Gerçek bilgi budur.
http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi
Eski ÇİN
• Çin felsefesinin temel kavramları olan Yin ve Yang sırasıyla
edilgen güç-etkin güç
karanlık-aydınlık
dişi-erkek
kötülük-iyilik
zıtlıklarına karşı geliyordu.

Eski Çin felsefesinde, dünyadaki bütün cisimlerin beş temel


öğeden oluştuğu kabul ediliyordu.

Çin’in beş temel öğesi:


su, ateş, odun, metal, toprak
Eski ÇİN

“Suyun yapısı ıslatmak ve inmektir; ateşinki parlamak ve


çıkmaktır; odununki eğrilmek ve doğrulmaktır; metalinki erimek
ve değişmektir; toprağınki ise tohum büyütmek ve ekin
vermektir.

Islanan ve inen tuz olur; parlayan ve çıkan acı olur; eğrilen ve


doğrulan ekşi olur; eriyen ve değişen keskin olur; tohum
büyüten ve yetiştiren tatlı olur”

“toprak suyu yutar; su ateşi söndürür; ateş metali eritir; metal


odunu keser; odun da toprağı yarar”
Eski ÇİN

Eski Çin de Temel Öğeler ve Onlarla Eşleştirilen Özellikler

ÖĞELER Odun Ateş Metal Su Toprak

YÖNLER Doğu Güney Batı Kuzey Merkez

MEVSİMLER İlkbahar Yaz Sonbahar Kış Hepsi

RENKLER Yeşil Kırmızı Beyaz Siyah Sarı

ERDEMLER İyilik Uygunluk Adalet İyi Niyet Akıl


http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi
Çin tıbbı, evren, doğa ve insan arasında sıkı bir ilişkinin
bulunduğu anlayışına dayanır. Evrensel sistemin bir parçası olan
insan, ikilem gösteren ying ve yang ilkesinin (Ölüm –
Doğum, Gece – Gündüz, Siyah – Beyaz, Kadın – Erkek, Acı – Tatlı,
Yer – Gök gibi) etkisi altındadır.
Geleneksel Çin tıbbının tedavi şekillerinden olan masaj ve
akupunktur yöntemleri günümüzde de kullanılmaktadır.

http://www.cinmacerasi.com/wp-
content/uploads/2015/04/yinyang.jpg https://static.suite.io/article_images/orig/8f4114b1-7854-49d9-99fd-
755a7619543d.jpg
• Çin uygarlığı, genellikle, kapalı bir
uygarlık olarak nitelendirilmiş ve
bilimsel etkinliklerin gelişmesinde
doğrudan doğruya bir etkisi olmadığı
ileri sürülmüşse de, erken devirlerde
komşuları Türklerle ve daha sonra da
Hintlilerle yakın ilişkiler içinde
oldukları bilinmektedir. Bu etkileşim
sonucunda Türklerin kullandıkları On
İki Hayvanlı Türk Takvimi' ni
benimsemişlerdir. Hint uygarlığından https://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/8/88/Turktakvim1.jpg

ise, özellikle matematik konusunda


etkilendikleri bilinmektedir.
• Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem
yapmalarını kolaylaştıran, abaküs ve çarpım cetveli gibi bazı
basit aletler de kullanmışlardır.

• Diğer uygarlıklardan farklı olarak Çin'de daha çok aritmetik ve


cebir bilimleri gelişme göstermiş ve hatta geometri problemleri
bile bu iki disiplinden yararlanılarak çözülmeye çalışılmıştır.

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/d/d6/Chounumerals.jpg
Çin astronomisi hesaplamalarında yıldızlar esas alınmıştır.
Gözle görülebilen yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve kutup
yıldızı hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

10
https://insanveevren.files.wordpress.com/2013/08/eski-bir-cin-parasinda-yildiz-takimlari-samanyolu-ve-
diger-bazi-gok-cisimleri-para-79mm-capinda-ve-3-5mm-kalinliktadir.jpg?w=529&h=450
Galileo'dan önce Güneş lekeleri konusunda bilgi
verildiği görülmektedir (M.Ö. I.). Ayrıca meteor ve
meteoritler ile nova ve süpernovalar hakkında
kayıtlara da rastlanmaktadır.

https://ucuiyagi.files.wordpress.com/2011/02/chinese-star-map.jpg
XII. yüzyıldan itibaren yapılan seyahatler
sonucunda, matbaa ve barut gibi teknik buluşlar,
Çin'den Avrupa'ya götürülmüştür.

http://img546.imageshack.us/img546/5949/15d.jpg http://www.nkfu.com/wp-content/uploads/2013/10/barutun-icadi.jpg
Özet Olarak Çin’ de Bilim

• Eski Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır.

• Takvim hesaplamalarında, diğer uygarlıkların Güneş veya


Ay'ı esas almalarına karşın, Çin uygarlığında yıldızlar esas
alınmıştır ve diğer sistemlerde yıllık hesaplamalar
kullanılırken, burada günlük hesaplamalar kullanılmıştır.

• ilk Güneş Tutulması kaydı MÖ 2136 yılına ait Çin


kaynaklarında yer alıyor.

• İlk süpernova gözlemi: MÖ 1054 (Yengeç Bulutsusu)


• İlk ay tutulması gözlemi: MÖ 1361

• İlk kuyrukluyıldız gözlemi: MÖ 240 (Halley)

• İlk güneş lekeleri gözlemi: MÖ 100

• Geleneksel Çin tıbbının tedavi şekillerinden olan masaj ve


akupunktur yöntemleri günümüzde de kullanılmaktadır.

• Pusula, matbaa, kağıt ve barut gibi teknik buluşlar,


Avrupa'ya Çin'den götürülmüştür. Kağıdın Çin’de kullanımı
MÖ 100 lere, barutun kullanımı ise MS 10 yy a dayanır.
Hint Bilimi
Uygar toplum, Hindistan’da da Mezopotamya, Mısır ve Çin’de
olduğu gibi, bir nehir vadisindeki Tunç Çağı kültüründen ortaya
çıkarak gelişmiştir. Fakat İndüs’te M.Ö. ~3000’de yeşermiş M.Ö.
uygarlık hakkında bugüne kadar fazla bir şey bilinmemektedir.
İndüs vadisi halkları, bir resim yazısına ve bir ondalık sayı
sistemine sahiptiler.
Onlarda Sümerler gibi
 hızlı dönen çömlekçi tekerleği kullanıyor,
 bakırı kalayla karıştırarak tunç alaşımı yapıyor ve
 doğudakiler gibi ipek veya
 batıdakiler gibi keten yahut yün yerine, pamuk dokuyorlardı.
Bununla beraber ~3000’de İndüs uygarlığı yok oldu.
Hint Bilimi
Hindistan'daki bilimsel etkinliklerin başlangıcı M.Ö. 5000'lere kadar
geriye gider.

Hindistan'da kullanılan sayı sistemi, on tabanlıdır.

Sıfırı ilk defa Hintli matematikçiler kullanmıştır. Sayı


sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim
hızını büyük ölçüde etkilemiştir.

Daha sonra Pythagorasçılara mal edilecek olan Pythagoras


Teoremi'nin çözümü ile ilgili erken çözüm örneklerine
Hintlilerin geometrik metinlerinde rastlamak mümkündür.
Hint Bilimi

Cebir alanında birinci ve ikinci derece denklem çözümleriyle


ilgilenmişler ve trigonometri alanında ise, sinüs ve kosinüs
fonksiyonlarını kullanmışlardır.

Hintlilerin aritmetik, cebir ve trigonometri konusundaki


bilgileri Arapça'ya yapılan çevirilerle İslâm Dünyası'na
aktarılmış ve XII. yüzyıldan itibaren Arapça'dan Latince'ye
yapılan çeviriler sonucunda ise, Hıristiyan Dünyası bu
bilgilerle tanışmıştır.
Hint Bilimi

Hintlilerin evreni Yer merkezlidir ve astronomiden söz eden


metinlerde Ay ve Güneş'in hareketleri ve tutulmaları, Yer,
Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün hareketleri, Yer ve
Güneş'in birbirlerine uzaklıkları hakkında ayrıntılı bilgiler
verilmiştir.
Hint Bilimi

M.S.V. ve XII. yüzyıllar arasında konuyla ilgili


yapmış oldukları çalışmalarda ise, trigonometrik oranları da
dikkate almak suretiyle, Güneş-Yer, Ay-Yer uzaklıklarını,
Güneş, Ay ve diğer gezegenlerin konumlarını ve dolanım
periyotlarını hesaplamaya çalışmışlar ve bunlarla ilgili sayısal
değerleri içeren eserler bırakmışlardır.

Bunlardan Aryabhata adındaki bir astronom ilk defa Yer'in


kendi etrafındaki hareketinden söz etmiştir.
Hint Tıbbı

Hint tıbbı, başlangıcından itibaren Hint felsefesi ve kozmolojisiyle


iç içe gelişmiştir. Onlara göre, canlı varlıklar evrenin küçük bir
modelidir ve doğadaki diğer varlıklar gibi, toprak, su, hava, ateş
ve eterden meydana gelmiştir. M.Ö. 3’üncü yüzyıldan itibaren
gelişen tıpla ilgili sistemler konuya yeni bakış açıları getirmiştir.

Bunlardan Yoga Okulu, sağlıklı olabilmek için beden disiplinin


yanı sıra, zihin disiplinini de şart koşarken, yine aynı dönemlerde
ortaya atılan bir başka görüş, beden yapısının temelde kimyasal
esaslara dayandığını, dolayısıyla tedavinin de aynı esaslara
dayanması gerektiği tezini savunmuştur.
Yararlanılan Kaynaklar

• https://mertugrul.files.wordpress.com/2010/03/blmtarh-2-eskicagdabilim.ppt
• http://www.yarbis1.yildiz.edu.tr/web/userAnnouncementsFiles/dosya4bd7ccecad414
3c460d9b4f9f343632a.ppt
• http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/tonta.html
• https://ucuiyagi.wordpress.com/2011/02/24/eski-cin-kayitlarinda-bir-
supernova/
• http://www.turkcebilgi.com/hindistan'da_bilim
• http://www.slideshare.net/Ebruiskender/in-bilim-tarihi

You might also like