Professional Documents
Culture Documents
Ata121 11 Ders Sevr Ant Ve Dogu Cephesi12
Ata121 11 Ders Sevr Ant Ve Dogu Cephesi12
Taslak, büyük bir baskı altında tutulan Osmanlı Devleti’ne 11 Mayıs’ta sunularak bir ay
içinde cevap verilmesi istenmiştir. Osmanlı Devleti heyetinin başkanı Tevfik Paşa İstanbul
Hükümeti’ne, bu barış antlaşmasının imza edilmesi durumunda, Osmanlı Devleti’nin
ortadan kalkıp bir sömürge haline geleceğini bildirmiştir.
Sévres (Sevr) Antlaşması 10 Ağustos 1920
Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti ile onun güneyinde özerk bir Kürdistan
kurulacaktı. İngiltere, diğer müttefikleri hoşnut etmek için onlara da Anadolu’da etki
alanları-çıkar bölgeleri veriyordu. Fransa’ya Adana, Malatya ve Sivas çevreleri verilirken,
Antalya ve Konya çevreleri de İtalya’ya verilmişti. Bunun sonucunda Osmanlı Devleti’nin Ege
ve Akdeniz’de hiç kıyısı kalmıyordu.
Sévres (Sevr) Antlaşması 10 Ağustos 1920
İtilaf Devletleri Türkiye’ye yardım olsun diye İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden bir
Maliye Komisyonu oluşturacaklardır. Komisyon Türkiye’nin gelirlerini korumak ve artırmak
için her türlü tedbiri alacaktır. Türk Meclis-i Mebusan’ına sunulacak olan bütçe önce Maliye
Komisyonu’na verilecek ve onun kabul ettiği şekilde Meclis’e gönderilecektir, Meclis’in
yapacağı değişiklikler ancak komisyonca uygun görülürse yürürlüğe konulabilecektir. Duyun-u
Umumiye İdaresi Osmanlı Bankası ile anlaşarak Türkiye’nin para işlerini düzenleyecek ve
düzeltecektir.
Sévres (Sevr) Antlaşması 10 Ağustos 1920
T.B.M.M. bağımsız yeni bir ulus ve devlet ilkesiyle Sevr Antlaşması’nı tanımamıştır. Bu
antlaşma imzalanan ve yürürlüğe girmeyen yani ölü doğan bir antlaşmadır, diğer
antlaşmaların (Versailles, St. Germain, Neuilly, Trianon) hepsi uygulanmıştır. Bunun üzerine,
İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri işbirliği ile yürütülen ayaklanmalarla Anadolu bir iç
savaşa sürüklenmişti. Bu ayaklanmalar ile onları meydana getiren unsurları ortadan
kaldırmak T.B.M.M.’nin amacı açısından; varlığı, başarısı ve sürekliliği için yaşamsal öneme
sahipti.
Sévres (Sevr) Antlaşması 10 Ağustos 1920
Bu antlaşma ile sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi değil, Türk milletinin yok
edilmesi amaçlanıyordu. TBMM’nin Sevr Antlaşmasına tepkisi çok sert oldu. Bu
antlaşmayı tanımadı. Zaten İstanbul Hükümetinin hiçbir işleminin yeni devlet gözünde
hukuki önemi yoktu. Bu antlaşmayı onaylayan bütün Osmanlı Devlet adamları 19
Ağustos’ta TBMM’nce verilen bir kararla vatan haini sayıldılar ve vatandaşlık haklarından
yoksun kılındılar.
Sévres (Sevr) Antlaşması 10 Ağustos 1920
Dolayısıyla, İstanbul Hükümetlerinin imzaladığı antlaşmaları geçersiz sayması ve Ankara’nın
İstanbul ile haberleşmeyi kesmesi, Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılarak (19 Ağustos 1920)
İstiklâl Mahkemeleri’nin kurulması ve silahlı mücadeleye girişmesi, Ulusal Meclisin iç
isyanlar meselesini sadece bir asayiş sorunu olarak ele almadığını da göstermiştir. Milli
Mücadele’nin iç ve dış cephesinde şüphesiz ki girişilen ulusal mücadeleyi, ulusla beraber
belirlenen hedefe taşıyacak asıl vurucu kuvvet; askeri bakımdan donanımlı ve emir-komuta
zinciri ile, profesyonel bir biçimde idare olunan düzenli ordu olabilirdi.
Düzenli Orduya Geçiş
getiriyordu.
Düzenli Orduya Geçiş
Milis kuvvetlerin en belirgin özellikleri, yerel ve bölgesel direniş güçleri olduklarından emir
komuta zincirine bağlı siyasi-askeri stratejileri yoktu. Dolayısıyla alan savunması yapabilmeleri
mümkün değildi. Merkezden emir almaksızın hareket ettiklerinden denetimsizdiler ve
topladıkları haraçlarla baskıcı tutumları halkın tepkisini çekiyordu. Hatta ayaklananları da hukuk
kurallarına göre değil, kendi kurallarına uygun yargılıyorlar ve çoğunlukla bu cezalandırma
öldürme eylemi ile sonuçlanıyordu. Milli Kuvvetler, 1920 yılı başlarında işgallere karşı başarılı
direniş göstermekle beraber, 22 Haziran 1920’deki ilk düzenli ve donanımlı Yunan ordusu
karşısında dağılmışlardı. Dolayısıyla, 8 Kasım 1920’de tasfiye edilerek düzenli orduya geçiş kararı
alınmıştır.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
T.B.M.M. Hükümeti belirlediği Millî Misak ilkeleri çerçevesinde doğu sınırını güvenlik altına
almak için Ermeniler’e karşı bir askerî harekâta girişmeyi kararlaştırdı. Kâzım Karabekir
komutasındaki 15. Kolordu, işgal altında bulunan Sarıkamış, Kars, Gümrü’yü geri aldı.
Taşnak Partisi’nin başında bulunduğu Ermeni Hükümeti barış istemek zorunda kaldı. 3
Aralık 1920’de Ermenistan ile Türkiye arasında Gümrü Barış Antlaşması imzalandı.
Rusya’nın I. Dünya Savaşı’ndan çekilmesi (Brest-Litovsk Antlaşması-1918) ile bölgede iki
bağımsız devlet oluştu: Kars, Erivan ve Gümrü’yü içine alan Ermenistan ile Batum, Artvin
ve Ardahan’ı kapsayan Gürcistan.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
T.B.M.M.’nin yabancı bir devletle imzaladığı ilk antlaşma olan Gümrü Antlaşması ile 1878
Osmanlı-Rus savaşı ile kaybedilmiş olan Artvin, Posof, Şavşat, Ardahan, Çıldır, Kars, Iğdır,
Tuzluca, Sarıkamış, Oltu tekrar Anadolu topraklarına katılıyor ve hemen hemen bugünkü
doğu sınırı belirlenmiş oluyordu. Ermenistan Hükümeti, Türk topraklarının hiçbir bölgesinde
Ermeniler’in nüfus çoğunluğunu oluşturmadığını onaylıyor ve Sevr Antlaşması’nı yok
sayarak, Avrupa emperyal devletleri elinde, siyasi tahrik aleti haline gelmiş temsilcilerini geri
çekmeye söz veriyordu.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Ermeni meselesine son veren Gümrü Antlaşması, Kafkaslar kanalı ile Türk Hükümeti'nin
Sovyet Rusya ile daha rahat ilişki kurmasını sağlamış ve doğu sınırı güvenlik altına
alındığından buradaki askerî birlikler Batı cephesine kaydırılmıştır. Gümrü Antlaşması’nın
imzalanmasından bir gün sonra Ermenistan’da Taşnak Hükümeti devrilmiş ve Bolşevik
Sovyet rejimi kurulmuştur. Dolayısıyla ortada bağımsız Ermeni Hükümeti kalmadığından,
Türkiye-Ermenistan arasında şartları belirlenen Gümrü Antlaşması, 16 Mart 1921 Türk-
Sovyet-Moskova Antlaşması ve 13 Ekim 1921’de Türkiye-Sovyetler Birliği-Kafkas Sosyalist
Cumhuriyetleri arasında imzalanan Kars Antlaşması ile teyit edilerek onaylanmıştır.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Doğu bölgesinde ortadan kaldırılan ancak Fransızlar’ın desteği ile Güney cephesinde devam
eden Ermeniler’in yıkıcı faaliyetleri Türkiye-Fransa arasında imzalanan 20 Ekim 1921 Ankara
Antlaşması’na kadar devam etmiştir.
Çarlık Rusya’sının, I. Dünya Savaşı’ndan da çekilmesine yol açan; aynı zamanda Lenin’in
önderliğindeki Ekim Devrimi ile de yıkılmasının ardından meydana gelen yeni rejime ve
ideolojisine Batılı devletler tepki göstermişlerdi. Buna mukabil T.B.M.M. ile Sovyetler arasında
ideolojik temelde değil, ancak ortak tehlike ve düşman olarak gördükleri emperyalizme karşı
bir yakınlaşma süreci başlamıştır.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Sovyet Hükümeti, Türk Hükümeti'nin istek ve ilkelerine bağlı olarak T.B.M.M.’yi resmen
tanıyor; Türkiye-Ermenistan-İran sınırlarının belirlenmesinde aracılık yapmayı kabul
ediyordu. Karşılıklı ilişkilerin saptanması açısından Türkiye, Moskova’ya bir heyet
göndermeyi kararlaştırdı. 19 Temmuz 1920’de Moskova’ya varan Türk heyeti ile Sovyet
delegeleri yedi maddeden oluşan bir Türk-Sovyet Dostluk Antlaşması taslağı hazırladılar.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Türk-Sovyet Antlaşması tasarısı için kurulan üç komisyon, sınır sorunları, sömürge altında
bulunan halkların bağımsızlıkları sorunu, ticari ve ekonomik sorunlar ile Karadeniz ve
boğazlara ilişkin sorunlar üzerinde çalıştı. Bu görüşmeler, Sovyetler Birliği ile T.B.M.M.
arasında 16 Mart 1921 tarihinde bir Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması’nın imzalanmasıyla
resmiyet kazandı. Antlaşmanın önemli maddeleri:
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
1. Sovyetler Birliği, 28 Ocak 1920’de İstanbul meclisinde onaylanan Millî Misâk’ı resmen
tanıyor; Türkiye’yi ilgilendiren, T.B.M.M.’nin onaylamadığı uluslararası antlaşmaları
tanımayacağını ilan ediyordu. Sovyetler, Kars, Ardahan, Artvin’i Türkiye’ye bırakıyor,
Türkiye de Gürcistan’ın Batum üzerindeki egemenliğini tanıyor ve bugünkü Doğu sınırı
çizilmiş oluyordu.
Bu antlaşma dolayısıyla Sovyet Rusya Türkiye’ye 1921-1922 yılı süresince tüfek, makinalı tüfek,
mermi, top, askeri donatım araçları ve külçe altın yardımı yapmıştır. Sovyetler’e bağlı
Azerbaycan Hükümeti de Türkiye’ye petrol, benzin ve gazyağı yardımında bulunmuştur. Bu
antlaşma, Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak, Çarlık Rusya’sı ile padişahlık
Türkiye’si arasındaki karşılıklı güvensizliğe de son veriyordu. Türkiye’nin kuzey-doğu ve doğu
sınırı güvence altına alınıyor, burada ordu bulundurulmasına gerek kalmıyordu.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Afganistan, sömürgeci İngiliz baskısına karşı bir güç birliği oluşturmak için T.B.M.M. ile
dayanışma içine girmek istemiş ve iki tarafın amaçlarına uygun Türk-Afgan Dostluk
Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşma hükümlerine göre Afganistan yeni Türk Devleti’ni
resmen tanıyor, Millî Mücadele’yi destekliyordu. Taraflar birbirlerine diplomatik açıdan
yardım edeceklerini de taahhüt ediyorlardı. Pek çoğu esaret altında bulunan İslâm
dünyasının halkları T.B.M.M.’ye destek veriyorlar, bununla beraber de T.B.M.M. siyasî bir
güç ve zafer elde etmiş oluyordu.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Ukrayna, Türkiye’nin bu antlaşma ile sahip olduğu sınırları kabul ediyor ve Kars
Antlaşması’nı da onaylıyordu. Türkiye de Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni özerk
bir devlet olarak kabul ediyordu. Türkiye ve Ukrayna, Karadeniz’de kıyısı olan devletler
olarak, Karadeniz’e dökülen nehirlere yönelik olabilecek herhangi bir antlaşmanın
kendileri katılmaksızın yapılamayacağını da karara bağlıyorlardı.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Adana, Maraş, Antep, Urfa Savunmaları
Güney Cephesi’nde yürütülecek harekatı Mustafa Kemal Paşa belirlemiş ve bölgedeki Kuva-i
Milliye Teşkilatı, Fransızlar ve Ermenilere karşı yoğun bir mücadele başlatmıştır. Adana
(Kilikya) Bölgesi’ni Fransızlar, 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’nden sonra ve yoğunlukla
1919-1921 arasında bölgeye yerleştirdikleri Ermenilerin de yardımı ile işgal etmişlerdi.
Fransa’nın amacı, Ermenilere askerî harekâtta yer verilmesiyle Adana Bölgesi’nin
Ermenileştirilmesi idi ve bu amaçla bölgeye Ermeni idarecileri atamışlardı.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Yerel direnişin Adana’da örgütlediği Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, merkezi İstanbul’da olmak
üzere kurulan Kilikyalılar Cemiyeti’nin silahlı direnişi ile, Fransızlar 19 Aralık 1919’dan itibaren
Dörtyol’dan geri çekilmeye başlamışlardır. Kararlı direnişle tutunamayacağını anlayan
Fransızlar, 1921 Ankara Antlaşması’nın ardından nihai olarak 5 Ocak 1922 tarihinde bölgeyi
tamamen boşalttılar.
Maraş, 22 Şubat 1919’da önce İngilizler’in eline geçmiş, bir antlaşma ile 29 Ekim 1919’da da
Fransızlar’ın işgaline terk edilmiştir. Fransızlar ve onların desteklediği Ermeniler’in halka
saldırmasına tanık olan Sütçü İmam’ın, Ermeni saldırganlardan birini öldürmesi Maraş’taki
durumu daha da gerginleştirmiştir.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Ermenilerle birlik olan Fransızlar’ın Maraş kalesindeki Türk bayrağını indirmesi ile yoğunlaşan
bölge halkının kararlı direnişi; 11 Şubat 1920’de Fransızlar’ın şehri boşaltması ile sonuçlanmıştır.
Antep, 15 Ocak 1919’da İngilizler tarafından; onların geri çekilmesiyle de 29 Ekim 1919’da
Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransızlar’ın desteklediği Ermeniler’in taşkınlığından dolayı, 10
Kasım’da şehirde çıkan olayların, Mustafa Kemal Paşa tarafından dünya kamuoyu nezdinde
protesto edilmesi istenmiş, bunun üzerine bölge halkı teşkilatlanmaya başlamıştı.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
1 Nisan 1920’de Antep halkının ayaklanmasına rağmen 9 Şubat 1921’de şehir, Fransızlar’a
teslim oldu. Fransızlar’ın kuşatmasıyla dışarısı ile bağlantısı kesilen şehirde, aç-susuz
direnen ve savaşan Antep, Fransızlar’la yapılan Ankara Antlaşması üzerine, 25 Aralık
1921’de işgalden kurtulmuştur.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
Urfa Şehri önce İngilizler tarafından işgal edildi (24 Mart 1919). 15 Eylül 1919’da
İngilizler’le Fransızlar arasında yapılan Suriye Antlaşmasıyla, İngilizler çekilmiş ve Urfa,
Fransız işgaline uğramıştır (30 Ekim 1919). Urfa’da da silahlı Ermeni’lerin halka yönelik
kışkırtıcı davranışları ve Fransızlar’ın bazı Kürt aşiretleri üzerindeki bölücülük faaliyetleri
başarılı olamayınca 8 Nisan’da istedikleri ateşkesin ardından Fransızlar, 10 Nisan 1921’de
Urfa’yı boşaltmışlardır.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler
5. Türk nüfusunun yoğun olarak yaşadığı İskenderun yöresi için özerk bir idare tesis
ediliyordu. Süleyman Şah’ın mezarının bulunduğu Caber Kalesi Türk toprağı sayılıyor ve
buraya Türk bayrağı çekilerek asker bulundurma hakkı da veriliyordu.
Milli Mücadele Döneminde Cepheler