You are on page 1of 3

Öenmli sahneler hakkında koşuyor. Basit bir hikayemiz var chronicles???

Bir yazara10 ay önce ne


oluyor, a women poet in london. Ama ilgiç olan şey bu hikaye, bir discussion, idea of fictionality,
gerçek ne kurgu ne, fact ne. Bazen ana karakter kurgu ve gerçeklik arasına nasıl bir çizgi koymamaız
gerektiğini tartışıyor. Ve kurgusal karakterleri nasıl tanımlamamız gerektiğini tartışıyor. Fleur, bazı
karakterleri hakkında konuşuyor arkadaşıyla. Dotie ve fleur konuşuyorlardı kurgusal karakterler
hakkında. Fleurun karakterlerini tartıştılar warrander chaseteki. Dotie, margarie evil mi diye
soruyordu, fleur nasıl bileyim demişti. Ama bu cevap problemli çünkü bu cevap takes us into problems
themselves does not solve anything it adds more problems into situation. Karakteri hakkında soru
soruyosun yazar ben nasıl bileblirim diyor, bu ne? Fleur kendini kurgusal karakterlerinden ayırıyor, ı
am a real character diyor ama margaire kurgusal bir varlık bu yğzden bilmiyorum evil mi. Ne
düşnüyorsunuz bu cevap hakkında. Unutmayın o yazar karakterlerin annesi,neden böyle diyor,
margaire is only words. Dont ask me she says. Margarie hakkında hiç bilgisi yok mu hayır herşeyi
biliyor o yazar, her cümlesini biliyorsun peki neden bilmiyorum diyor. Tabiki cevaplayabilir evet onu
kötü yarattım der. Ya da kötü yazmadım der ama bilmiyorum diyor, bir şey yapıyor burada, ben değil
okuyucu karar vermeli evi lor not diyor. Hepimiz okuyucu olarak farklı düşünürüz, eğitimiz
yaşantımızdan dolayı, sen nasıl okuyucu olarak değerlendiriyorsun diyor, kafanda nasıl bir resim
oluşuyor diyor. Tabiki ben biliyorum ama bu anlamsız. Ben değil sen okyuucu karar vermesi gereken.
Okumayı bitirdiğinde işin kalitesine karar verecek olan sensin sevdin mi sevmedin mi nu romanı, sen
karar verecek mercisin yazar değil. Bu bir kural değil ama neredeyse kural ayzara sormayız soruları
okuyana sorarız eleştirmen yada okuyucu çünkü yazarımız olmasına rağmen yazar konuşuyor demeyiz
narrator anlatıcı konuşuyor deriz, ayzarı romandan ayırırız. Artık bu eser bizim biz verecez kararı. Bu
en öenmli şey. She seperates herself from margarie, bu karakterler onun karakterleri olmasına
rağmen, ben gerçek bir varlığım onların yaşadığı gerçeklikte yaşamıyorum diyor, farklı dünyalarda
yaşıyoruz seperation disassociation var. Dünyalar farklı. Ve bu kurgusal dünyaya adım atmak istemiyor.
Bu roman krugusal bir eser örneği olarak kurgu hakkında sorular soruyor, bize sürekli krugusal
karakterler olduğunu hatırlatıyor. Fleur kurgusal ama warrender chase de onun kurgusal karakteri.
Fleur murriel sparkın protagonisti, warrender chase de fleur un protagonisti. İç içe geçmiş halkalar var
bu hikayede. Üyeler mesela eric, bazen fleur gibi bir karakter çünkü bu hikayede gerçek bir insan
ikiside murriel spark tarafından yazılmış ama Fleur eric in otobiyografisini yazınca artık eric Fleur
tarafından yazılmış bir karaktere dönüşüyor. Daha iç bir çembere girmiş oluyor warrender chase in
levelin inmiş oluyor. Bunlar kurgunun çemberleri, her roman bir kurgu örneği ama burada dha derin
bir kurgusallık var. Further level in fictionality. Bu romanın ana problemlerinden biri. Başka
örneklerde, fleurun yine kurgusallık hakkında sorularını görüyoruz. Bu romanda bu romanın da
aslında kurgu olduğu hatırlatılıyor, hey okuyucu ben kurguyum gerçek birşeyi okumuyorsun ben
uyduruldum diyor.

Chapter 4

Burada warrender chase in sir quentini temsil ettiğini görüyoruz. Çünkü ilk hikayede warrender chase
Quentin gerçek hayatta napıyorsa onu yapıyor. Ama problem şu ki fleur bu hikayeyi quentinle
tanışmadan önce ayzdı yani ondan ilham almadı. Burada coincidence var sometimes life imitates
fiction. İmitaiton of real life. Hikayes nerdeyse bitmişti son dokunuşları yapıyordu quentini örnek
almasını bir yolu yok ama bazen bu olur çünkü writer’s imagination is limitless. Because it is human
imagination, hiç kopyalamadığını söylüyor quentini. Genelde kurgu hayatı kopyalar ama bazen zıttı
olur örnekleri var İngiliz edebiyatında. Diğer örnek,

“One woman committed suicide, unable to stand the impressions of her own guilt that he made upon
her and convinced that she had no friends; two others went mad, and this included his housekeeper
Charlotte, that English Rose who was enthralled by him. His nephew’s wife, Marjorie, was on the
point of mental crash when the car crash killed Warrender.”

“All these years since, the critics have been asking whether Warrender was in love with his
nephew. How do I know? Warrender Chase never existed, he is only some hundreds of words,
some punctuation, sentences, paragraphs, marks on the page. If I had conceived Warrender
Chases’s motives as a psychological study I would have said so. But I didn’t go in for motives, I
never have” dottie söylediğine çok benziyor nereden bileyim warrened chase hiç var olmadı, kendini
gerçek bir karakter olarak kurgusal karakterlerden ayırıyor, gerçek olduğunu vurguluyor sürekli. Çok
anlamlı bir ccümle nereden bileyim geçek bir varlığım ben, ben onlardan birisi değilim, onların
dünyasında yokum bilemem, cevaplayamam sorunu. Başka bir şey, karakterlerine bir yazar olarak bazı
özgürlükler veriyor, bu yüzden kendini ayrıyıor, yaratıcı olmasına ragmen onların işlerine karışma
hakkı vermiyor kendine. Yazar olsa bile I connot interfere, bu dünya onlara ait. She gives
independence freedom privilege to her characters. She has given some existence, shows respect. She
does not change, breaks down. Umarım anlaşılmıştır.

Nasıl bileyim diyordu, warrender hiç var olmadı, kendisi real entity, sadece cümleelrden ibaret
warender kurgu. Ama ironi yokmu burada,.ünkü fleur da zaten bir kurgu hiç var olamdı sadece
cümlelerden ibaret. Parodi yapıyor aslında kendi durumuna, fleur gerçek olduğuna inanıyor ama
aslında değil. She is a fictional character as well.

Chapter 5

Eric I görüyoruz yine, “Eric Findlay was real, sitting there on the sofa by my side complaining how Mrs
Wilks had failed tot appreciate the latest part of his autobiography” neden sir eric gerçek diyor, çünkü
iki tane eric var biris üyelerden biri, diğeri ise fleuron yazdığı karakter.

‘You shouldn’t have revealed it. Those autobiographies are dangerous,’ I said. ‘Well, a lot of them
were your doing, Fleur,’ eric said.

Görüyoruz ki quentin hala frankness olarak tamtmlamasına ısrar edioyr. Yarı franknessdan bile
bahsedemeyiz böyle bişey yok fleur uyduruyor hikayeleri bu bir ironi.

Dottie ve fleur yeniden konuşuyor. Quentin hala franknessten bahsediyor. Hepsi aslında manipulated
and invented made up. “Sir Quentin insists on complete frankness.’ It stuck in my mind so that, a few
days later when I sat with Eric Findlay in his club and he twice spoke that very phrase, I was convinced
that Sir Quentin Oliver had started orchestrating his band of fools.” Fleur burada üyelere aptallar
diyor çünkü hala quentine inanıyorlar, onun hala gerçekçi olduğunu düşünüyorlar körce.

Hala herkes quentine inanıyor, “Those people and their Sir Quentin were sheets of paper on which I
could write short stories” bu ne anlama geliyor; bu insanlar ve quentin üzerine hikaye yazabileceğim
bir kağıt diyor. Quentin fleura tam yetki veriyor, herşeyi değiştirebilir yetki onda. Nasıl onları
kurgulaştırdığını extreme bir örneği bu. Roman bile yazabilirim ama herkes haal complete franknessa
inanmaya devam eder. Üyeler bomboş kağıt diyor istediğim gibi değitirebilirim onları farketmezler
bile, umursamazlar, full authority to constructa sahip, her istediğini yapabilir isterse roman kısa hikaye
yazsın.

Son örnek chapter 6; bütün hikaye kurguyla ilgili. “I told her that Sir Quentin was conforming more
and more to the character of my Warrender Chase;” çünkü quentin warrender I taklit ediyor imitate.
Quentin in elinde çalınan manuscriptle var, ve bunları okuyordu ve bir şekilde warrender chase den
etkileniyor ve onun yaptıkalrını aypıyor. Bu yüzden fleur quentin her gün daha falza warrednera
benziyor diyor. Şaşırıyor, şu sonuça varmasına bak, onu ben yaratmış olabilirim, herkesi ben yaratmış
olabilirim diyor, onlar gereçk varlıklar aslında ama, fleur diyor ki sadece quentin değil bütün üylere
kolayca fleur tarafından yazılabilir. Aslında onlar kurgusal varlıklar diyor. “I could have invented him, I
could have invented all of them” sir quentin onun yaratıığı karaktere benziyor, “Edwina was the only
real person out of the whole collection”. Diğer bir örneği bu kurguyu gerçekten ayıra çizgi bulanmış,
onları ben yaratmış olabilirim, onlar gerçek mi yoksa kurgu mu, aslında ikisi de!! Kurgusal karakterlere
benzeyen gerçek karakterler onlar,conforming. Kurgunun kurallarına uyuyorlar.

You might also like