Professional Documents
Culture Documents
CUMHURİYETİ
Arkın Çalapala
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
1
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Editörler:
Fazıl Moralı
Yaren Soykan
Gurur Çalapala
Umut Demirci
Yonca Çakar
Nilay Tek
Uğur Tek
Rıdvan Çalapala
Nazım Günbeyi
Akın Gülseven
Bahadır Arıcı
Serkan Alkan
Serkan Çatar
Çağla Arslan
Zeynep Şen
Esra Hayat
Duru Duru
Aslı Sevim
Arzu Ufuk
Aslı Şen
ARKIN ÇALAPALA .
2
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
3
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
BİRİNCİ
DÜNYA
BARIŞI
Anısına
230420230000
Bosphorus
SON
DÜNYA
BARIŞI
230420311200
China
Powered By
YANAN KARAVAN
Farklı Şeyler Üretin! Dünyayı Dikkatle İzleyin!
ARKIN ÇALAPALA .
4
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Başlamadan Önce
ÖNEMLİ UYARI
ARKIN ÇALAPALA .
5
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
6
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Başlangıç
İNSAN PARLAMENTOSU GURURLA SUNAR
ARKIN ÇALAPALA .
7
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
8
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
9
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
10
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Birinci Bölüm
HARABİ
Roni Alter | I Follow Rivers | 03:26
Euzübillahiminehşeytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a
mahsustur. O, Rahman’dır ve Rahim’dir. Ceza gününün malikidir.
Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru
yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin
yolunu. Gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil. Amin.
Gözlerimi açtığımda bir masanın başında oturuyordum ve bu
sayfa karşımda durmuş bir şeyler yapmamı bekliyor gibiydi. Masanın
üzerinde kadife ciltli kalınca bir bordo defter vardı. Masanın üzerinde
tütünler ve oldukça ince çarşaf, ve filtre vardı. Masanın üzerinde kül
tablo su ve de çakmak vardı. Masanın üzerinde Kur’an-ı Kerim vardı.
Masanın iç altına baktım. Turkuazla ve biraz turuncu ile yapılmış bir
resim vardı. Geçmiş zamanları şimdiki zamanlarla birleştirip gelecek
zamanları oluşturmayı ilk defa o anda başardım. Sonra ar kası geldi.
Kafamı sola çevirdiğimde bir duvar piyanosunun bozulmamış
iskeletiyle karşılaştım. Kontrol ettim, güzel ses çıkarabiliyordu. Derin
bir nefes aldım. Yaşadığıma dair tek kanıtım şimdilik buydu. Kendimi
bu karşılıksız duruma nasıl düşürmüştüm acaba? Hayıflandım.
Aslında, baktığım her şeyin hikâyesini bildiğim noktadaydım.
Aklıma olağandışı şeyler, anlar, cümleler, tasvirler ve belirimler gelip
duruyordu. Hafızamda bunları bütünleştirmek işime yarayabilir diye
düşündüm ve geçmişten çektiğim bilgilerle cümleler üretip durdum.
Su bardağı kumdan yapıldı. Kum tanelerinden fazla yıldız var.
Karga biriktirmek istiyorsan ceviz ağacın olacak. Şarkı listelerini yerli
yerine oturtmuş insanlar dünyanın en mutsuz insanlarıdır. Hayattaki
en harika şey, Kur’an-ı Kerim okuyup tövbe etmektir. Com adında bir
şey var ve bilgisayar; com’put’er. En sevdiğim aşk romanını okumak
için bir ay boyunca sabretmem gerekiyor. Kiraz çekirdeğinden tespih
yapılır. Daktilo şeridinin kıskacından yüzük yaptım. Tütün saranların
yalnızlık sebebi parasızlıktır. Aşk ekonomisttir. Matematik bilenlerin
çoğu sahtekârdır. Sevdiği insanların yanında olamayanlar suçludur.
Baktığım her şeyin hikâyesini bildiğim o nokta’daydım. Böyle
olunca insan yoksullaşmış sayılır ama “ölmüş” olur. Belki mükemmel
ARKIN ÇALAPALA .
11
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
12
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
13
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
15
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
16
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
hangi bir anı aktif etmek istediğinizde zaten aktif oluyor hafızanız. İlk
uyanma zamanından uzaklaştıkça da güçleniyor. ”
“Öyleyse geçmiş yalan. Uzaylıya bir isim verseydiniz bari.”
“Audrey Alkestis ismini istedi, biz de istediği ismi verdik. Öyle
güzel ki! Lagri Milla’yı birkaç gün içinde etkisi altına aldı resmen.”
“Lagri Milla’yı etkisi altına mı aldı! Onu görmek isterim. Şimdi
hemen görebilir miyim? Nasıl yaptı ki bunu? Vay şeytan!”
“Hayır, siz 299 gün sonra göreceksiniz onu. Anlaşmanız böyle.
Kuralları siz koydunuz halife hazretleri. Ya da yeni oylama yapıp...”
“Yetkilerim pekâlâ? Hala halife miyim? Hümani ne durumda?
Onu görmeliyim! Oylamaları birkaç saat içinde başlatacağım.”
“Elbette halifesiniz. Hümani hal en beklemede. Sağlık durumu
aşırı şüpheliymiş. Bazıları çok yakında öleceğini söylüyorlar.”
“Anladım, onu göremem, çok teşekkür ederim. Çıkabilirsiniz.”
Marion Cotillard bile sıkıcı geliyorsa bana, bu işin içinde bir iş vardır,
kesin vardır, dedim kendi kendime. Kurduğumuz cumhuriyet, şimdi
bu hale gelmiş, vay be, diye de hayıflandım. Hayıflanmış görünmeyi
istedim birden bire. Bunu gayet doğal bir hareketmiş gibi başardım.
“Ben de teşekkür ederim. Ne zaman isterseniz, emrinizdeyim
halife hazretleri. Herhangi bir yere herhangi bir düşünceyi yazmanız
isteklerinizin yerine getirilmesi için yeterli olacak. Unutmayın!”
Zbigniew Preisner, Home At Last.
İçinde hapsolduğumu sandığım oda aslında oldukça büyük ve
organize bir piyano idi. Bu kuyruklu piyanonun içlidışlında yüzlerce
insan çalışıyordu ve hareketlerimin mutlaklığı için destek oluyordu.
Her istediğim gerçekleşiyordu fakat bu sadece PlanetA teorimizin bir
parçasıydı. Hümani’nin durumu hakkında söylenenler ise beni hüzün
çemberine çekti. Daha dikkatli düşünmeliydim. Düşüncelerimden hiç
haberleri yoktu ve olamazdı. Sadece düşüncelerim bana aitti.
Kurgumuzun tamamına dikkatle baktığımda ve herkesin, her
isteğinin, ilk anında gerçekleştiğini fark ettiğimde, rahatladım aslında
ve gülümsedim. Bu, “cennette yaşamaya başladığımızı” gösteriyordu.
Bırak şimdi “uçucu düşünceler”le uğraşmayı, dedim kendime ve şunu
yazdım odanın duvarına, sağ elimin işaret parmağı ile:
“Bir araba, iki bayan, iki koruma, bir paket mentollü sigara.”
ARKIN ÇALAPALA .
17
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
18
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
19
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
20
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
21
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
23
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
24
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
26
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
İkinci Bölüm
MÜJGAN RABİA
Mooryc | Saint Saens | 05:44
O kitap Kur’an, onda asla şüphe yoktur. O, sakınanlar ve arınmak
isteyenler için bir yol göstericidir. Onlar gayba inanırlar, namaz
kılarlar, kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.
Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler,
ahiret gününe de kesinkes inanırlar. İşte onlar, Rablerinden gelen bir
hidayet üzeredirler ve kurtuluşa eren onlardır. … Gerçek şu ki, kafir
olanları azap ile korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; onlar
iman etmezler. … Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. … Onlar
fasıklar ki, Allah’a kesin söz verdikten sonra sözlerinden dönerler. …
Bilerek hakkı batıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin. Namazı tam
kılın, zekatı hakkıyla verin, rüku edenlerle birlikte rüku edin. … Sabır
ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. … Şüphesiz, sabır ve namaz,
Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir
görevdir. … Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O
halde şehre inin! … Kim bir kötülük eder de kötülüğü kendisini
çepeçevre kuşatırsa, işte o kimseler cehennemlik. Onlar orada devamlı
kalırlar. … Kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve
Mikail’e düşman olursa, bilsin ki Allah da inkarcı kafirlerin
düşmanıdır. … Büyücüler Allah’ın izni olmadan hiç kimseye zarar
veremezler. … Kim imanı küfre değişirse, şüphesiz dosdoğru yoldan
sapmış olur. … Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. … Sana gelen ilimden
sonra eğer onların arzularına uyacak olursan, işte o zaman sen hakkı
çiğneyenlerden olursun. … Şeytan sizin açık bir düşmanınızdır. O size
ancak kötülüğü, çirkini ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri
söylemenizi emreder. … Allah aşırıları sevmez. … Fitne adam
öldürmekten daha kötüdür. … Allah’ın hesabı çok süratlidir. … Kafir
olanlar için dünya hayatı cazip kılındı. … Allah zalimleri iyi bilir. …
Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha
iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur. … Allah yaptıklarınızı
görmektedir. … Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin
eder. … Allah faizi tüketir, faiz karışan malın bereketini giderir. …
Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. …
Ey iman edenler! Allah’tan korkun!
Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin!
ARKIN ÇALAPALA .
27
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
28
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
29
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
30
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
31
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
32
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
33
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
34
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
35
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
36
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Geriye kaldı ikisi kız altı genç, iki yaşlı, çocuklarla benimkiler.
“Sigara neden hala gelmedi? Acele edin! İşimiz çok!”
“Buyur Harabi! İkisi de hocanın evinde bekliyorlar.”
Yaşlı olanlara dönüp şunları söyledim:
“O çocuklara gözünüz gibi bakacaksınız. Hepinize A11 telefon
verecekler ve en ufak bir problemle karşılaşınca, hemen beni arayıp
anlatacaksınız. Siz olmasaydınız bu işi çözemezdik. Allah sizden razı
olsun! Çocuklarla bu ikisini evlerine bırakın! Allah’a emanet olun!”
Yaşlılar ve çocuklar gittikten sonra benim kilere, dışarı çıkın,
dedim ve iki kız dört erkekle, caminin içinde baş başa kaldım. Kesin
telefon çalacak, çok eminim çalacak, çalmazsa olmaz!
“Siz beni muhtarın odasında bekleyin! Telefonum çalıyor.”
Arayan Ceren idi. Kesin hayıflanacak. Şimdi ne gerek var ki!
“Yapma şunu, içme şu zıkkımı, lütfen! Kaç kere dedim sana…”
“İçmem lazım, biliyorsun. İşim bitti hem, birazdan çıkarız.”
“Ya, tabi, bitti. Ateş başındakilere ne olacak?”
“Onlara ilgili ayetler okundu. İfadeleri alındı. İyi halden dolayı
herkes beraat etti. Asıl aktörler hocanın evinde bekliyor.”
“Kamerayı kapatma lütfen! Seni çok özledim.”
“Yok, yok, kapatmam. Sen de dikkatli giyin, söz olur.”
Sigarayı yaktım, usturuplu bir fırt çektim ve söndürdüm.
“Ateş başındakiler tamam mı? KaftanDrone bu mu? İyiymiş!”
“Tamamdır Harabi! Sıfır fire, sıfır olay! Telefonları dağıtıldı.”
“Teşekkür ederim. Muhtarın odasına gidelim öyleyse.”
Muhtarın odasına gittiğimizde, o yıldız kaçıran gözleriyle deli
gibi bakınan şahane altı genci gördüğümde içimden dedim ki:
“Vay be, daha onuncu yılındalar ama nasıl iş çıkardılar. Helal
olsun çocuklara. Bunlar gibi insanlar lazım işte millete, vatana.”
Yine de şımarmasınlar diye sert davranmak zorundaydım.
Eğer on yıl daha hatasız hatta günahsız yaşarlarsa, bunlardan
biri halife olacaktı belki de. Baktım gözlerine! Dikkatle baktım ve o an
bir şey oldu. Kapı yavaşça açılmaya başladı ve içeriye sakince Selamın
ARKIN ÇALAPALA .
37
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
38
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
39
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
40
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
42
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
43
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
44
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
45
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
46
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
47
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
48
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ölemiyor. Bir sürü tantana ve mit var, diyelim. Zamanı gelince hepsini
anlarsın. Hayatının aşkıyla tanış hele, gerisi zaman mektubu gibidir.”
“Dalga geçme Harabi. Lütfen! Alırım bak intikamımı!”
“Benden intikam alacaksın, öyle mi? Nasıl olacak o?”
“Unutma, ben bir kadınım. Bizim yöntemlerimiz farklıdır.”
“Unutma sen bir bakiresin ve ben tüm insanların halifesiyim.”
“Unutma birazdan Ceren’le buluşacaksın ve gözün Ceren’den
başka hiç kimseyi ve hiçbir şeyi göremeyecek kadar körleşecek.”
“Biz Piyano İstanbul’u niye yaptırdık sanıyorsun Müjgan?”
“Nasıl yani! Anlamadım. Ne demek şimdi bu?”
“Haydi girelim! Aşk Meleği olanlar içeride her şeyi, her andaki
haliyle bilip görüyor, yaşıyor ve gelecek; beş dakika geriden geliyor.”
Lena Chamamyan, Love In Damascus.
Bir zamanlar bir imparatorluk varmıştı ve bu imparatorluğun
adı Roman Empire imiş. Bu imparatorlukta ne arasanız varmış ve hep
kötülük çalışırmış. Ve o, aşk! Ve müzik! Adam öldürenlerden tutun da
insan satanlara kadar, kölelikten tutun da homoseksüelliğe kadar bir
çok konuda âlimler yaşarmış burada ve buranın halk meclisi dünyada
kurulmuş ilk meclis imiş. O zamanlar “senatör” diye anılan, çok zeki
ve her şeyden anlayan adamlar varmış, ki bu zıpır adamlar kanunları
yapar, işletir, savaşları çıkarır veya bitirirler, törenleri düzenler ve
yönetir, her an bir iş çevirirler ve zekâlarının kendilerine ettiğinden
bihaber yaşayıp gidelermiş. Bir zamanlar, bu imparatorluk sınırları
içinde yaşayanlar hep kafalarına göre yaşarlar, isteyenler istediğine
tecavüz eder, isteyen kişi istediğinin malını çalar, isteyenler istediğini
doyurup istediğini aç bırak taktiğiyle etraflarına yansır, işte, KarGaŞa
içinde yaşayıp giderlermiş vesselam. Eski romanlar bunlar, dikkat!
Bir gün bir roman, evet roman bu imparatorlukta yaşayan her
bireye verilen ad, bir gün bir roman ermişi çıkmış demiş ki; çok yakın
bir zamanda, bundan iki bin yıl kadar sonra, bir adam gelecek ve tüm
insanların ilk halifesi seçilecek. O adam ne derse yapın yoksa hepimiz
o adamın sözünü dinlemediğimiz için ateşe atılacağız ve öldürülecek,
soysuzluğa itileceğiz. O adam bize okuma yazmayı öğretecek. O adam
bize ev verecek. O adam bizi ayadam edecek, bize ilim öğretecek. Eğer
o adamın kurallarına uymayan olursa, onlar bu dünyada gün yüzünü
ARKIN ÇALAPALA .
49
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
50
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
51
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
fazla teori olduğu için; insan kaçırma, uyuşturucu, suikast gibi eylem
ve davranışlar üreterek, kendi kapalı toplumlarını koruyabilecekleri
gerçeğini neredeyse iki bin yıl önce imparatorlukları parçalandığında
anlamış ve yürürlüğe sokmuşlardır ki kayıtlı tarihleri Roma’daki elçi
yani Papa tarafından koruma altına alınmışsa da, bu bir İsa tribidir.
Şimdi ben tüm insanların halifesi olarak, tüm insanları cidden
uyarmak zorundayım ki hepimizden daha insanca yaşayan, beslenen
bu insanları, kendi örf ve adetleri bozulmadan eğitmeli ve toplumun
içindeki hayata, birer birey misali dâhil etmenin yollarını aramalıyız.
Onlar, en mutlu günlerimizde sırf daha mutlu olalım, eğlenen
ve oynayan insanlar olarak barış içinde yaşayalım diye saatlerce veya
günlerce müzik yaparlar ama biz onları anlamayız. Onlar müziği niye
bu kadar çok seviyor, hiç düşünmeyiz. Ses’in efendisi kim, bilmeyiz.
Onlar çöplerimizi ayrıştırıp dururken biz onları zalimix açlığa
mahkûm etmenin gururunu yaşarken, onlar atalarından öğrendikleri
ağaç kurtarma öğretileri sayesinde doğamızı kurtarmaya devam eder
ve bize buna benzer iyilikler edip dururlar ki onlar da Müslüman.
Onlar oldukları gibi görünmeye binlerce yıldır devam edebilir
haldeler ve her şeyi açıkça yapıyorlar. Kavga ettiklerinde kimseyi hiç
umursamıyorlar, sevdiklerinde çok netler; içleri dışları hep bir. Ve bu
güzel hayatı yaşarlarken, toplumlarına zarar vermeye kalkanları da
hemen yok etmeyi gayet iyi biliyorlar. Ok canıma değmesin!
Şunu belirtmekte fayda görüyorum, romanların tanrısı Zeus,
ondan sonra üretilmiş olan tanrı felsefesi boylamında yahut enlemi
sırasında tanımlanan tanrı veya Allah’la farklı bir yapıda değil. Yani
Zeus da Allah, tanrı da Allah, Allah zaten Allah.
Roman halkı Allah’ı bizden binyıllar önce buluyor, biliyor ve
Fatih Sultan Mehmet Zeus’un ismini ki çokta değiştirilmişi de mevcut,
Zeus’un değiştirilmiş ismini bir daha değiştirip Allah dediğinde, onlar
bunu da kabul ediyor çünkü ismi ne olursa olsun tek tanrıya inanıyor
ve güveniyor ve teslim oluyor Romanlar. Filörtü sevmeleri de cabası.
En güzel kıyafetleri tüm tarihleri boyunca onlar giyindiler. En
güzel müzikleri kırık zamanlarında onlar yaptılar. İlk cumhuriyet, ilk
demokrasi hep onların işidir beaga. En büyük aşklar onların yarı tanrı
dedikleri arasında yaşanmıştır ki şimdi buradaki Paris örneğini verip
mitolojik birleştirme üzerinden duygu bindirmeleri yapmayı pek de
doğru bulmuyorum. But ICAN! O da bu sebeple kuruldu, in an ki!
ARKIN ÇALAPALA .
52
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
53
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
54
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
55
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
56
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Üçüncü Bölüm
ARKIN Ç.
Artbat | Tabu | 06:34
Allah’tan başka ilah yoktur. … Allah asla sözünden dönmez. … Allah
adaleti ayakta tutarak, delilleriyle şu hususu açıklamıştır ki
kendisinden başka ilah yoktur. … Nefsani arzulara, kadınlara,
oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara,
sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici
kılındı. Bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. … İşte böyledir;
Allah dilediğini yapar. … İşte böyledir; Allah dilediğini yaratır. Bir işe
hükmedince ona sadece “Ol!” der, o da oluverir. … Allah tuzak
kuranların hayırlısıdır. … Allah zalimleri sevmez. … Gerçek Rabbinden
gelendir. … Allah her şeyi bilendir, siz ise bilemezsiniz. … Hiçbir
insanın, Allah’ın kendisine kitap ve peygamberlik vermesinden sonra
kalkıp da insanlara “Allah’ı bırakıp bana kul olun!” demesi mümkün
değildir. Bilakis şöyle demesi gerekir: Okutmakta ve öğretmekte
olduğunuz kitap uyarınca Rabbe halis kullar olunuz. Ve size: Melekleri
ve peygamberleri ilahlar edinin, diye de emretmez. Siz Müslüman
olduktan sonra hiç size kafirliği emreder mi? Hani Allah,
peygamberlerden “Ben size kitap ve hikmet verdikten sonra
nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka
inanıp yardım edeceksiniz.” diye söz almış, “Kabul ettiniz ve bu ahdimi
yüklendiniz mi?” dediğinde “Kabul ettik.” cevabını vermişler, bunun
üzerine Allah: “O halde şahit olun, ben de sizinle birlikte şahitlik
edenlerdenim.” buyurmuştu. Artık bundan sonra her kim dönerse, işte
onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir. … İnandıktan sonra kafirliğe
sapıp sonra inkarcılıkta daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul
edilmeyecektir. Ve işte onlar sapıkların ta kendisidirler. … Ey iman
edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin! … Allah iyi
davrananları sever. … Hiçbir kimse yok ki ölümü Allah’ın iznine bağlı
olmasın. Ölüm belli bir süreye göre yazılmıştır. … Allah içinizde ne
varsa hepsini bilir. … Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın.
Bilakis onlar diridirler, Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine
verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar
olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış
olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı
müjdesinin sevincini duymaktadırlar. … Allah’ın her şeye gücü yeter.
ARKIN ÇALAPALA .
57
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
58
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
59
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
60
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
61
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Dördüncü Bölüm
HÜLYA HÖKENEK
Bjarno | Factor 30 | 09:45
Zengin olan iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da ihtiyaç ve emeğine
uygun olarak yesin. … Hesap sorucu olarak da Allah yeter. … Şüphesiz
Allah ilim ve hikmet sahibidir. … Allah her şeyi hakkıyla bilendir,
halimdir. … Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu
zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır, orada devamlı
kalıcıdırlar, işte büyük kurtuluş budur. … Allah’ın kabul edeceği tevbe
ancak bilmeden kötülük edip de sonra tez elden tevbe edenlerin
tevbesidir, işte Allah bunların tevbesini kabul eder. Allah her şeyi
bilendir. … Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir. … Allah yükünüzü
hafif kılmak ister çünkü insan zayıf yaratılmıştır. … Allah kendini
beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. … Allah’ın
insanların bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve
mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve
koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. … Allah
kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. … Sana gelen iyilik
Allah’tandır, başına gelen kötülük ise nefsindendir. … İman edenler
Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise batıl davalar, şeytan
yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın! Şüphe
yoktur ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır. … Allah her şeyin hesabını
arayandır. … Şüphesiz Allah kafirler için alçaltıcı bir azap
hazırlamıştır. Allah’ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında
hükmedesin diye sana Kitab’ı hak ile indirdik. Hainlerden taraf oma!
… Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını
değiştirecekler, dedi. Kim Allah’ı bırakır da şeytanı dost edinirse,
apaçık bir ziyana düşmüştür. … Nefisler kıskançlığa hazırdır. …
Üstüne düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında adil davranmaya güç
yetiremezsiniz; bari birisine tamamen kapılıp diğerini askıya alınmış
gibi bırakmayın. … Kim dünyalık isterse bilsin ki dünyanın da ahiretin
de mükafatı Allah katındadır. Allah her şeyi işiten ve her şeyi görendir.
… Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. ... Göklerde, yerde olanlar
Allah’ındır. … Allah dilerse sizi yokluğa gönderip başkalarını getirir,
Allah buna kadirdir. … Allah kıyamet gününde aranızda
hükmedecektir ve kafirler için müminler aleyhine asla bir yol
vermeyecektir. … Eğer siz iman eder ve şükrederseniz, Allah size
neden azap etsin! Allah şükre karşılık veren ve her şeyi bilendir.
ARKIN ÇALAPALA .
63
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
64
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
65
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
66
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
67
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
68
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
69
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Bütün dünya, bu canlı yayın çok farklıydı ama çok çabuk bitti,
diye üzülürken, Piano Mekke’nin ana kapısında, Harabi ıssız bir köşe
bulup GGG’yi öpmeye başlamıştı bile. Az sonra.
“Dur, yapma! Bir gören olacak! Fırınlar sonra kapanacak.”
“Beni göremezler, kafanı yorma! Ekmeden ekmek alma!”
“Peki, ya ben? Ben ne olacağım? Neyimi niye çalacağım?”
“Sen bir Tantra Master olacaksın! Besteleri karıştıracaksın.”
“Dalga geçme. Zaten hala çizimleri vermedin. Hangi hareketin
nasıl yapıldığı konusunda ciddi şüpheler oluştu. Çok zor iş, bu iş. Nasıl
oluyor da o hareketleri düşmeden yapabiliyorsun?”
“Namaz kılarak geliştirebilirsin kendini. Tüm hareketler sade
birer namaz kılma anının dordurulmuş ve durdurulmuş halleri.”
“Onu fark ettim ama fizik kurallarına aykırı çoğu hareket.”
“Fizik kurallarını manyetizma ve biyoenerji ile halletmeyi bir
an evvel öğrenmelisiniz. Başka bir yolu yok. Ben bulamadım.”
“Bırak o zaman bu işi de kaftanlarımız halletsin.”
“Kaftanlarımız olmadığında başarısız olma riskini alamayız.”
“Sen öyle diyorsan…” dedi GGG, istemsizce öpüşü Verdi.
Aşk, en yüksek iletişim seviyesidir. Bu durumun doğruluğunu
bilim insanlarının kanıtlamasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Yine de kısa
bir paragraf, süslü püslü hikayemizin hızlı gidiş atına oldukça büyük
bir katkı sağlayacaktır, kanaatindeyiz. Waltz Trieste. Karelia Waltz.
Aşk, insanın, yeryüzünde, Allah’ının oldukça benzer hallerini,
bir başka insan suretinde görme halidir. Bu durumda, elbette O’ndan
başkasını düşünmez ve dinlemez, istemez ve kabul etmeyiz. Yine de
bu işin doğrusunu Allah bilir çünkü her işin sonu Allah’a varır.
Bazı insanlar gerçek ile yalan, komik ile ciddi arasındaki kolay
ayrımı neden yapamazlar? Bu mesele asıl ilgilenilmesi gereken oluş.
Düşüncelerini gerçekleştirme kabiliyeti gelişmiş olan insanla
gelişmemiş olan insan arasındaki en büyük fark, bakma ve duyma, bir
şekilde gerçek’ten izole olarak kafasındaki hayali gerçekliğe yansıtıp
taşıma ve olumlamadır. Gerçek aşıklar da bunların arasından çıkar.
Gerçek aşıklar diğer insanların yapamadığı çoğu şeyi rahatça
yaparlar. Çünkü onların taraf oldukları yaratılışta mucizeler var.
ARKIN ÇALAPALA .
70
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Beşinci Bölüm
GGG
Otzeki | True Love | 08:35
Allah dilediğine hükmeder. … Allah’tan korkun çünkü Allah’ın cezası
çetindir. … Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan,
boğulmuş, vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş,
boynuzlanıp ölmüş, canavarların yediği hayvanlar, dikili taşlar yani
putlar üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet
aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır. … Bütün iyi ve
temiz şeyler size helal kılınmıştır. … Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın,
başlarınızı mesh edip topuklara kadar ayaklarınızı da yıkayın. … Su
bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin. Yüzünüzü ve
dirseklere kadar ellerinizi onunla mesh edin. … Şüphesiz Allah iyilik
edenleri sever. … Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder. … Kim
bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın,
haksız yere bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her
kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. … Hırsızlık
eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah’tan bir
ibret olmak üzere ellerini kesin. … Kim Allah’ın indirdiği ile
hükmetmezse, işte onlar zalimlerdir. … Allah adil olanları sever. …
Üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah’ın tarafını tutanlardır. … Allah
bozguncuları sevmez. … Allah daima galiptir, öç alandır. … Şarap,
kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Şeytan
içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi
Allah’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. … Huzuruna
toplanacağınız Allah’tan korkun. … Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek
olan şeyleri sormayın. … Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca
sapan kimse size zarar veremez.
Bir rüyaya yatmak istiyorsanız, uyurken bu rüyanın seslerini
dinleyebileceğiniz bir mekanizma üretmeniz şart. Rüyadaki kabuslar
ve sert anlar, soğukluk, ısı dolayısıyladır. Yeyip içtiklerimiz, rüyadaki
hareket kabiliyetini üretir. Uykunun pozisyonları, zorlukları belirgin
kılar. En nemli şey ise şudur: Allah istemezse hiç kimse istediği rüyayı
göremez, gördüğü rüyayı gerçekleştiremez. Rüyanın gerçek kılınması
Allah’ın yalnızca sevdiği kullarına verdiği önemli hediyelerdendir. Bu
hediyeyi alan insanların, tevil, tedbir, tehdit, tıb, cebr gibi ilimlerle de
donatılmış olması sırf kendi iradeleri ve ricaları dolayısıyladır.
ARKIN ÇALAPALA .
71
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
72
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
73
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
74
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
76
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Altıncı Bölüm
AUDREY ALKESTİS
Sarah Mc Lachlan | Angel | 04:30
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden
Allah’a mahsustur. … Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak
ki onu insan suretine sokar, onları yine düşmekte oldukları kuşkuya
düşürürdük. Senden önceki peygamberlerle de alay edilmiş, bu yüzden
onlarla alay edenleri alay ettikleri şey, azap kuşatıvermişti. … De ki:
Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah’tan
başkasını mı dost edineceğim? De ki: Bana Müslüman olanların ilki
olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma, denildi. … Onların
ateşin karşısında durdurulup “Ah keşke dünyaya geri gönderilsek de
bir daha Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!”
dediklerini bir görsen! … Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek hiçbir
kimse yoktur. … Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve iki kanadıyla uçan
kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. … Kim iman
eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de
çekmeyecekler. … Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır, onları
O’ndan başkası bilmez. O karada ve denizde ne varsa bilir. Onun ilmi
dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir
taneyi dahi bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır. … O
kullarının üstünde yegane kudret ve tasarruf sahibidir. Size
koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi, elçilerimiz,
görevli melekler onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler. …
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği
bileceksiniz. Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları
gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur.
Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler
topluluğu ile oturma! … Kazandıkları sebebiyle hiçbir nefsin zarara
uğramaması için Kur’an ile nasihat et! … Allah’ın hidayeti doğru yolun
ta kendisidir. Bize alemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir. …
Ben sizin O’na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Ancak,
Rabbimin bir şey dilemesi hariç. Rabbimin ilmi her şeyi kuşatmıştır. …
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya,
işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır. … Hepsini
alemlere üstün kıldık. … İşte bu, Allah’ın hidayetidir, kullarından
dilediğini ona iletir. … Allah’a karşı yalan uydurandan yahut
kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken “Bana da vahyolundu.”
ARKIN ÇALAPALA .
77
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
78
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
79
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
80
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
sayılacağı için, şöyle güzel bir dizi cümle yazayım: Kuldan ilaç arayan
muammayı devşirir. Kıldan haraç toplayan soylu aynaya da hapşurur.
Düzgün dur karşımda sevgilim, penceremizi aç. Birliğin ölçü oldurur.
Boyacılarla kuyumculardan hep kaç. Gül yüzünü soldurur. İnsanlarını
da iyi seç çünkü kimi si ses dalgası kim isiyse ses akımı oluşturur. Bilir
misin iz neye denir ses dalgası? Hayır, Echo sade sıfırın bir olması. İki
insan yan yana geldiğinde “bir birine” bağırarak seslerini çarpıştırıp,
diyelim ki ses akımı üretip ateş yakacaklar; bir adet echo’nun ortaya
çıkması için “iki adet ses” gerektiği için, sıfırdan birin çıkışını veya iki
tanenin bir tane olmasını da konuşabilirdik, fakat şu daha önemli: Ses
akımlarını kontrol altına almadan “sesleri” tam kontrol edebileceğini
sanan o dangalaklar yüzünden de başımıza gelmemiş iş kalmamıştı
ve biz bu yüzden tek ekranda tek ses ve tek kadraj gerçekliği üstüne
dikkati çekip demiştik ki insana dair ol an tüm gerçekler Felek isimli
kitabımızda yazmaktadır. İnsan ya okur ya da yazar. Ey sabırlı okur!
Âlemin asıl derdin ey, biliyor musun? Şimdiye kadar hiç görmedikleri
O’na, Allah’a ve de rahmetine kavuşmak. Felek Operası’na git ey okur!
Şimdi düşün ki yüksek varsayımlı bir köprüde saatte 99 kilometre ile
gidiyorsun. Bir anda durdun. Ne olur? Zaman durur. İnsana dair olan
“tam olarak” işte budur. “Ve şehrin ışıkları vurunca koyu mavisinden
perdenin, hayret eder perde, yeni rüyalar görür insanlar ve şehir işini
yapmış olmanın rahatlığına kokar.” Annelerin sıradan etraflarındaki
markaların “bilinçdışı kodlarını” sık tekrar ile bilinçsiz kullanımların
dayatılması sayesinde çocuklarımızın aklı ve beynine omo, al o gibi
sözcüklerle kazıyabileceğini sanan ve “mutlak şifasızlık” içinde yüzen
dangalaklara dair cümlelerim ancak şunlar olabilir: Biz homoseksüel,
alo, malo, gibi ithamlarla “geleceğini inşa eden bir ırk” değiliz. Devlete
ihanetten beş yıl cezası onanmış bir adamı, vekil olma hakkı ve yetisi
olmadığı halde meclisimize sokan herkes net suçludur. Bu “cezadan
dolayı onun vekilliğini düşürmeyenler de” suçludur. Vekil olduğu için
serbest bırakanlar da suçludur. Vekilleri böyle suçsuz kabul edip ilgili
kanunları hazırlayan, yapan yahut onayanlar da suçludur. Böylesine
davaları olan “beş para etmezleri” vekil gösterenler zaten yüzsüzdür.
Biz, bir şeyi deniz mahsulü tadında yemek istersek üstüne limon sıkıp
yeriz. Biz birini özlersek yanına gideriz. Biz istersek buluruz yokluğu.
Allah’ımız bulutlarda yağmuru tutuyor. O Allah bulutları yönlendiren
gökyüzünü tutuyor. Mikail bu işleri çok iyi biliyor çünkü her kadın ve
insan, opera sanatçısı olduğu anda kıyamet hala kopmamış olabilir ve
öyle olursa biz yine aynı duruma düşeriz. Allah’ı görmeyi hayal edin!
ARKIN ÇALAPALA .
81
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
82
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
83
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
84
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
86
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Yedinci Bölüm
LADY DI
Souad Massi & Marc Lavoine | Paris | 04:56
Elbette kendilerine peygamber gönderilen kimseleri de, gönderilen
peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz. Ve onlara olup bitenleri
tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. O gün tartı haktır. Kimin sevap
tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimin de tartıları
hafif gelirse, işte onlar, ayetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden
dolayı kendilerini ziyana sokanlardır. … Allah: Haydi, sen mühlet
verilenlerdensin, buyurdu. İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana
karşılık, ant içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru
yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden
arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların
çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın, dedi. Allah buyurdu: Haydi,
yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki onlardan kim
sana uyarsa, sizin hepinizi cehenneme dolduracağım. … Ey
Ademoğulları! Şeytan, ana babanızı, ayıp yerlerini kendilerine
göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de
aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları sizin onları göremeyeceğiniz
yerden sizi görürler. … De ki: Allah kötülüğü emretmez. … Ey
Ademoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin, yiyin, için
fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez. De ki: Allah’ın
kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki:
Onlar dünya hayatında özellikle kıyamet gününde müminlerindir. …
Her ümmetin bir eceli vardır. … Allah buyuracak ki: Sizden önce
geçmiş cin ve insan toplulukları arasında siz de ateşe girin! Her
ümmet girdikçe yoldaşlarına lanet edecekler. Hepsi birbiri ardından
orada, cehennemde toplanınca, sonrakiler öncekiler için, “Ey
Rabbimiz! Bizi işte bunlar saptırdılar. Onun için onlara ateşten bir kat
daha fazla azap ver!” diyecekler. Allah da: Zaten herkes için bir kat
daha fazla azap vardır, fakat siz bilmezsiniz, diyecektir. … Bizim
ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya,
işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine
girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir! Suçluları işte böyle
cezalandırırız. Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de
örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırrız. … Allah bizi doğru
yola iletmeseydi, kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik.
Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. … İki taraf,
ARKIN ÇALAPALA .
87
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
88
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
89
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
90
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
91
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
92
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
93
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
94
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
95
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“İkiliğe “dikkat” et! Bir tarafta düz bir açısal yol üzerinde epey
yavaş hareket eden bir yelkovanın gerçekliği var ama öte yandan bu
yelkovan, eğri hareketi dolayısıyla, herhangi bir noktasından dikkatli
bir şekilde ele alınırsa, üzerinde de sonsuz sayıda nokta olduğu için,
sonsuz sayıda “eğri yol” üzerinde hareket ediyor. Yani yelkovanın ucu
başka yolda ilerlerken kendisi başka yolda ilerlediği için bunların hiç
biri doğru yol kabul edilemez.”
“Bu yüzden mi ‘yel kovan’ demişler?”
“Zor sorular sormak en iyisi ama neyse…”
“Aynen kardeşim. Yel kovuyor ki bereket azalsın! Bununla
ilgili Kur’an’da da ayet vardı, Süleyman’dan ve bereketten bahseder.”
“Uzay Ajansı’na bunları anlatmamız lazım.”
“Ajansı kelimesi de tedirgin edici. Ajan mı ajansı mı belli değil.
Niye böyle dediniz ki kurarken? Ajans birçok ajan demektir. Boş işler,
boş bunlar. Doğru yol net. Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de anlattıkları belli.
Doğrularımız onlardır! Gerisi hikâyedir. Ben zaten hiç anlamıyorum;
Hafızlar Kur’an’ı ezbere biliyor ama ayet manasını, işleyişini sorunca
apışıp kalıyorlar. Acayip bir sistemin ortasına doğmuşuz abicim.”
“Arapçasını ezberlersen olacağı budur. Türkçesini ezberle, iyi
“anla” bakalım neler oluyor. Ama nerede? Türkçesini ezberlemek için
sürekli okumak lazım. Zaten sürekli okunmasın diye, kimse kendi ana
dilinde sürekli Kur’an okumasın diye “Arapçasını ezberletme” fikrini
ortaya atmış şerefsizler. Doğrusu; herkesin ana dilinde ezberlemesi.”
“Şimdi anladım. Halk eğitim merkezlerinde tarım ve bahçeyle
ilgili eğitim verilip doğu insanına yeşil, çiçek sevdirilirse terör biter.”
Öyleyse;
ARKIN ÇALAPALA .
96
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
97
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
98
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
99
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
100
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
durumda lambayı açıp kapattıkça ışık bana göz kırptı. Sonra koşmaya
başladım ve ışık iyice büyümeye başladı. İyice yaklaştığımda lambayı
görmeye başladım. O arada telefonla emir verdim ve lambanın yakın
alanına masa sandalye çiçek tablo içki böğürtlen şarabı şarap kadehi
koydurdum. Lambayla aramda on metre kaldığında gördüğüm sahne
mükemmeldi. Birazdan varmış oluruz.”
“Yok artık. Bunu gerçekten yaptın mı? Biz şimdi bunu yapmak
için mi yoldayız? Ya sen ne tatlı bir insansın.”
“Sana bir şiir yazdım. Onu okumak istiyorum. Bugün bizim ilk
evlilik yıldönümümüz. Ama sen yor gun sun galiba. Anlattıklarımdan
asıl çıkarman gereken manayı çıkartmayı unuttun.”
“Hayır unutmadım. Bu yolla zamanda yolculuğu ispatlamış ve
ilk uygulamasını örneklemiş oldun, farkındayım Habibi.”
“Evet ama Işık Sıfırlaması denklemi dikkatinden kaçtı.”
“Noktasal ışık – Mesafe = Işık Sıfırlaması?”
“ZamanYolculuğu=IşıkSıfırlaması=AydınlananKaranlık”
“Şimdi anladım neden 1 = 0 denklemini savunduğunu.”
“Drone Araba teknolojisini de zamanda yolculuk yapabilmek
için tasarlatmıştım. Şimdi anladın mı kurguyu? Ayrı cana düşünceyle
zaman yolculuğu yapmaktan da oldukça sıkıldım.”
“Bir şey soracağım. Işık Büyütmesi mi Işık Sıfırlaması mı?”
“Elbette ışık büyütmesi. Önemli olan tek şey bu bence.”
ARKIN ÇALAPALA .
101
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
SONUÇ
ARKIN ÇALAPALA .
102
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Sekizinci Bölüm
EMMA SHAPPLIN
Emma Shapplin | Spente Le Stelle | 05:08
Müminler ancak Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine
Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını arttıran ve yalnız Rablerine
dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve
kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah yolunda harcayan
kimselerdir. İşte onlar gerçek müminlerdir. Onlar için Rableri katında
nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. … Şüphesiz
Allah katında canlıların en kötüsü, düşünmeyen sağırlar ve
dilsizlerdir. Allah onlarda bir hayır görseydi elbette onlara işittirirdi.
Fakat işittirseydi bile yine onlar yüz çevirerek dönerlerdi. Ey
inananlar! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve
Resul’üne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer ve siz
mutlaka O’nun huzurunda toplanacaksınız. Bir de öyle bir fitneden
sakının ki o içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz, umuma
sirayet eder ve hepsini perişan eder. Biliniz ki Allah’ın azabı
şiddetlidir. … Ey iman edenler! Allah’a ve peygamberine hainlik
etmeyin; sonra bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz.
… Allah tuzak kuranların en iyisidir. … Halbuki sen onların içinde iken
Allah onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerken de Allah
onlara azap edici değildir. Kafirlikte ısrar edenler ise cehennemde
toplanacaklardır. Bu toplama Allah’ın murdarı temizden, mümini
kafirden ayırması ve kafirlerin bir kısmını diğer bir kısmının üstüne
koyup hepsini yığarak cehenneme atması içindir. İşte onlar ziyana
uğrayanların kendileridir. … Fitne ortadan kalkıncaya ve din
tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. … Allah olacak bir
işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları
sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu.
Bütün işler Allah’a döner. Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile
karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki başarıya
erişesiniz. … Çalım satmak, insanlara gösteriş yapmak ve insanları
Allah yolundan alıkoymak için yurtlarından çıkan kafirler gibi
olmayın. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır. … Kim
Allah’a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak odur. … Melekler yüzlerine
ve arkalarına vurarak ve “Tadın yakıcı cehennem azabını!” diyerek o
kafirlerin canlarını alırken onları bir görseydin. İşte bu, ellerinizle
ARKIN ÇALAPALA .
103
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
104
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
105
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
106
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
107
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
hatırlarsın, beş yüz yaşındaki sık ağaçlarla dolu sulu ve yemyeşil bir
ormanda ikimiz tamda üç dakika boyunca delicesine öpüşüyorduk ve
sen heyecandan bayıldığın için ben panik atak geçiriyordum. Ben onu
demek istiyorum ki, burada yaşadığım her an, o üç dakika kadar özel,
fakat bu durumları “sana nasıl” anlatabilirim, bilemiyorum. Sıfatların,
isimlerin, fiilimsilerin, nesneler hatta öznelerin alışılageldik bütün o
kullanımlarından ayrı yaşıyorum burada. Belki sabahların güzelliğini
hiç yaşamıyorum seninle, belki elini tutamıyorum, belki hiç gözleme
de kızartamıyorum; lakin içtiğim her şey, sanki soda ya da asit içerikli
içkiler içerken ağzımızın içinde beliren sesler misali notalar üretiyor.
Ve bu notalar çoğu zaman, öylesine ortalığa savrulmuş, dağınık ruhlu
notalar değil de romantik ve epik bir aşka dair bir şarkıya, bir müziğe
ait notalar oldukları için sanırım, o maddenin, o içkinin hem etkilerini
hissediyor ve duyuyorum hemi de “esrarına kapılıp” müziği ile mest
olurken vücudumu ne derece, ne şekilde ve neye neden tedavi ettiğini
anlıyorum. Aslında uyandığımda, çoğu defa yanımda olmazdın. Kendi
kişiliğinin, şu problemlerle dolu tercih yapamama davranışıyla bazen
saatlerce çatışırdın ve ben büyük bir keyifle, kendi içinde ürettiğin bu
acayip savaşları kazanmanı izlerdim. Seni hep seyretmenin ne demek
olduğunu şu dünyada yaşayan kaç kişinin hakkıyla bildiğini, inan hiç
bilmiyorum. Bildiğim tek şey, senin bu dünyadaki “en harika oyuncu”
olduğun. Senin ve benim gibi “sert aşık”lardan oluşan bir çift, sahneye
çıkıp hangi şarkıyı söylemek ister ki? Bilemedim. Şimdi Meryem Boz
ile George’s Cafe söylemek isterdim. Kızma! Yeri gelmişken şunları da
söylemeliyim; Maskeli Balo filminin montajında, insanların aşık olma
anlarındaki parametrelerin birbirlerine mutlak uyumunu da dikkatle
incelemeli ve bu mutlak hatta tanrısal uyumun yakalanamadığı bütün
sahneleri aynı mekanda, aynı kostüm ve aynı gölgesiz ışıklarla çekip,
evet tekrar çekip, ancak ondan sonra bu özel projeyi masum halklara
sunmalısın. Mutlak “uyum”un parametrelerini tam ve eksiksiz olarak
kayıt altına almadıkça tüm sanatları bilimsel değerler çerçevesindeki
ispatlarla güçlendirme eyleminde başarılı olamazsın. Bunu o şekilde
başaramazsan, şeytana kazık atmış sayılmazsın, hiç. Lütfen unutma!
Şeytana kazık atamadıkça, kendini de, beni de, bizi de geçmişimizi de,
geleceğimizi de tam manasıyla bulamazsın. İnsan Cumhuriyeti’nin ilk
dizi çekimlerinde umarım istediğiniz başarıyı elde edersiniz. Sana ve
ekibindeki her bir halifeye sonsuz güveniyorum bu konuda, fakat şu
önemli detay, son zamanlarda zihnimi oldukça meşgul ediyor: Bence
TransHuman yani Evrilen İnsan olan herkes, filmdeki ilk sahnesinde
ARKIN ÇALAPALA .
109
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Dokuzuncu Bölüm
CEREN ERLÜLE
Nessi Gomes | All Related | 06:09
Allah haksızlıktan sakınanları sever. … Onlar size dürüst
davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın çünkü
Allah ahdi bozmaktan sakınanları sever. … Allah’a ortak koşanlar,
kendi kafirliklerine bizzat kendileri şahitlik ederken, Allah’ın
mescitlerini imar etmeye layık değildirler. … İman edip de hicret
edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe
bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de
işte onlardır. … Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa,
babalarınızı ve kardeşlerinizi bile veli edinmeyin. Sizden kim onları
dost edinizse, işte onlar zalimlerin kendileridir. … Ey iman edenler!
Müşrikler ancak bir pisliktir. … Cehennem kafirleri mutlaka
kuşatacaktır. … De ki: Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize
asla erişmez. O bizim mevlamızdır. Onun için müminler yalnızca
Allah’a dayanıp güvensinler. … Sadakalar, zekatlar, Allah’tan bir farz
olarak ancak yoksullara, düşkünlere, zekat toplayan memurlara,
gönülleri islama ısındırılacak olanlara, hürriyetlerini satın almaya
çalışan kölelere, borçlulara, Allah yolunda olana, yolda kalana
mahsustur. … Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin
velileridir. … İyilik edenlerin aleyhine bir yol yoktur. … Allah pek iyi
işiten, çok iyi bilendir. … Allah müminlerden mallarını ve canlarını,
kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar
Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. Bu Tevrat’ta, İncil’de ve
Kur’an’da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok sözünü
yerine getiren kim vardır? O halde O’nunla yapmış olduğunuz bu
alışverişinizden dolayı sevinin. İşte bu gerçekten büyük kazançtır.
Bu alışverişi yapanlar, tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler,
oruç tutanlar, rüku edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten
alıkoyanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri
müjdele! … Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere
yaraşır ne de inananlara. … Allah bir topluluğu doğru yola
ilettikten sonra sakınacakları şeyleri kendilerine
açıklayıncaya kadar onları saptıracak değildir.
Allah her şeyi çok iyi bilendir.
ARKIN ÇALAPALA .
111
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
112
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ekibi topla, gibi bir atraksiyon yaşadım fakat tasarım bozulur diye bu
atraksiyonu tumturaklı duruşuyla baş başa bıraktım. Kış kış!
Kraliçe mavisi gökyüzündeki Muhammed beyazı güneşin tüm
sıcaklığı, beyaz bulutları değişik şekillerde aşarak camdaki tülde hicri
gölge üretiyor şimdi. Artbat Mix, bilemiyorum kaçıncı defadır çalıyor
ve her şeyi yoluna sokuyor. Cevizler karar ip küçülmeye başlamışlar,
leylekler varmaları gereken noktaya gitmeye devam ediyorlar ve son
anda hatırladığım Ceren şimdi kim bilir nerelerde, kimlerle, nelerden
ve hangi şeylerden bahsederek sohbet ediyor. Kus kus! Kös kös köz!
Hava sıcaklığı mevsim normallerinden. Birazdan Amerika’nın
son otuz yıldır gördüğü en şiddetli kasırga California eyaletinin kıyısı
ve içlerini vuracak, Florencerenflue veya çiçeğe benzer bir ad altında.
Masanın üzerindeki Kur’an-ı Kerim’den bir ayet okumam; şu
an şart. O, zamanı değiştiren ayet şuydu: “Bilir misin nedir Târık?”
Terlik giyinmeyi unutmuşum. Hemen gidip terlik giymeliyim.
Şunu itiraf edeyim, terlik giyinmeye değil de giymeye gitmek
tam otuz altı dakikaya mal oldu. Terlik giyilirken görülen kızılcığın şu
üzüm asmasına yönlendirmesi veya yirmi küsür dakikalık tatlış üzüm
operasyonu temel sebepti ama ben daha temel sebebimin ciddi açlık
olduğunu da biliyordum. Ses etmedim. Enerjim çok zimakinotzi.
Terlik ter için yapılmış bir icat değil sanki. Çetik daha iyi.
Patik de çok fena kelime. Kombinezon gibi, jartiyer gibi.
Kelimelerden çık! Zamanı kırmak için yapıp durma şunu!
Tek başına yaşamayınca eşyalar sürekli yer değiştiriyor.
Duvar piyanosunun metal aksamından yaptığım harp bana şu
pis bakışlarını atıp durmayı ne zaman bırakacak? Harpiyano!
Dünyanın her yerinde sel ve su baskınlarının sayısı artıyor. O
kadar kötü gelişmeler yaşanıyor ki, her an yeni bir afet haberi alıyor,
her gün yeni bir insancıl kötüleşmeyle karşı karşıya kalıyorum. İnsan
çevresinden başlayarak temizlik yapsa da en genel akışa müdahalede
çok büyük bir etkinliğe sahip olamıyor. Bunu çözmeliyim. Agape!
Dünyanın bir yanında zenginler, sayıları hiç de azım sanacak
kadar az değil, zenginler keyiflerine bakarak tuhaf hayatlarına devam
ediyor ve tüketimin artışını hızlandırıyorken, dünyanın öteki yanına
ARKIN ÇALAPALA .
113
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
114
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
115
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
116
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
117
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
aslında Ceren vardı, belki benim hayatımda yoktu ama gerçekte vardı
ve asıl kendisi bu gerçekle yüzleşmek istemiyordu.
Yonca Evcimik, Sonbaharda Geleceğim.
Sözleri seslerle uzatmayı ve zamanı böylece hızlandırmayı ilk
defa Ceren’den öğrendim ben. Manayı kantitatif renklerle de kesmeyi
yapıştırmayı ve curcunayı yaldızla hislendirmeyi ilk defa Ceren’den
öğrendim ben. Yağmur altında dua etmeyi ve kabul edilen duaya nasıl
şükür edileceğini ilk defa Ceren’den öğrendim ben. Öpüşmeyi ilk defa
Ceren’den öğrendim ben. Zamanı durdurmayı ve zamanda kaybolana
“derin” zamanda kaybolanı buldurmayı ilk defa Ceren’den öğrendim
ben. Yolda sevmeyi, yollarda ayrılmayı ve yolları ve yollardaki vahşi
yaşam formlarını ilk defa Ceren’den öğrendim ben. Kıskanmayı da ilk
defa Ceren’den öğrendim ben. Güvenmeyi, korkmayı da ilk Ceren’den
öğrendim ben. Sevişmeden uyumayı uyumadan sevişmeyi, sevmeden
sevilmeyi de sevilmeden sevmeyi de, bakmadan görmeyi de “hat’ta”
görmeden bakmayı da ilk defa Ceren’den öğrendim ben. Küsmeyi ilk
defa Ceren’den öğrendim. Ki asla küs’emem. Yalan söylemeyi ilk defa
Ceren’den öğrendim ama asla söylemem. Hiç tanımadığım bir insana
güvenmeyi ve “tanıdım” ‘sandığım’ insanlara güvenememeyi ilk defa
Ceren’den öğrendim. Gitmem gerektiğinde gitmeyi yahut kalmayı ve
hemen ölmem gerektiğinde ölmeyi veya ölmemeyi ilk defa Ceren’den
öğrendim ben. Şarkı dinlemeyi ilk defa Ceren’den öğrendim ben. Her
şeyin dilini ve o her şeyle konuşabildiğimizi, bunu ilk defa Ceren’den
öğrendim ben. Affetmeyi de ilk Ceren’den öğrendim ben. Susmayı da
ilk defa Ceren’den öğrendim ben. Gülümsemeyi, ağlamayı da ilk defa
Ceren’den öğrendim ben. Her şeyi ilk defa Ceren’den öğrendim ben.
Ve her şeyi ilk defa benden öğrendi Ceren. Her şeyi ilk defa Ceren’le
yaşadım ben. Ve her şeyini ilk defa benimle yaşadı Ceren. Her şeyim
Ceren’di benim. Ve her şeyiydim ben Ceren’in.
Sen söyle lütfen, ey okur! Ceren’i nasıl unutabilirim?
Marjan Farsad, Khooneye Ma.
Aşkı anlatmak istiyorum. Anlatmazsam biri beni kandırır ve
Ceren’le ayrılmış oluruz. Biri kendisini kandırırsa biz yine ayrılırız.
Herkes de sanıyor ki biz, o ve ben insanları kandırıyoruz.
Yok öyle bir şey. Yok öyle bir şey. Dikkatli dinleyin şimdi!
ARKIN ÇALAPALA .
118
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
119
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
120
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
121
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
122
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CEREN’E MEKTUP
Sevgilim,
Beethoven, Moonlight Sonata.
Bu mektubu okursan hemen yanıma gel. Ben köy evimizin üst
katında sana şiirler yazıyorum. Çünkü Azrail fazlasıyla kızmış olmalı
ki akla hayale gelmeyecek hastalıklarla baş ediyorum. Bir gün başım
dönüyor bir başka gün sırtım ağrıyor, bir gün göğsüm acıyor bir diğer
gün kalbim duruyor. Biliyorum; bana verdiği sürenin dolmasına daha
otuz sekiz yıl var ki bu, bu varlık âleminin yani bu dünyanın kuralları
dâhilinde geçerli ama yine de aşkımızı riske atmak istemiyorum. Olur
da erken ölürsem, olur da ruhum ait olduğu o yere çekilirse sen de bu
dünyanın kahrını çekip sefasını süremeden ölme diye, şiir yazıyorum.
Okulunu bitirdiğini ve “avarelikle” meşgul olduğunu görüyor,
dışımdan gülümserken, içten içe kan ağlıyorum sevgilim. İki bin hatta
üç bin yıl önce sana şu dağa çıktığımızda söylemiştim, hafızanı dikkat
ederek koru, beni sakın unutma, Yunanistan’a gittiğinde “Drama!” de,
bağır ki beraber hazırladığımız denklem hareketlensin! Ama seni son
gördüğümde bana “Yunanistan’a gittim, çok güzeldi.” dedin. Başka da
hiçbir şey demedin. Neden böyle yapıyorsun? Unuttun yine değil mi?
Desenlerinin hepsini gözüm gibi koruyorum fakat şu yazmam
gereken kitaplar yüzünden gönül gözüm kapanacak ve seni bir daha
göremeyeceğim diye çok üzülüyorum. Bunu da unutma!
Terinden yaptığımız parfüm şişesi yarılandı. Demek ki dünya
zamanıyla dört yıl daha sensiz idare edebilirim. Eğer ki dört yıl sonra
hala barışmadıysak ve kokunu alamazsam nefesim bitecek, öleceğim,
öldüğümde ise yok olacağım. O zaman, beni arama, bizi koruma sırası
sana geçecek sevgilim. Önceki yüzyıllarda yaptığın gibi fahişelerin ve
ruhsuz âlimlerin vücutlarından doğarak beni bulabileceğini sanıp da
sakın ola yanılma, o devir kapandı. Beni bulabilmek için şarap içmek
eylemine de girişme; çünkü üzüm bağları on dört yıl sonra kurumuş
olacak. En iyisi Cebrail’i çağırman olabilir. Ona de ki “İsrafil’e söyle, o
sırrı bende gizli kalacak, söz veriyorum.” Böyle dersen, seni ihtiyacın
olan her bilgiyle buluşturur. Ben Cebrail’e güveniyorum çünkü o Ruh-
ül Emin! Yok yok, bunların hiçbirini yapma! Harabi isminde bir Halife
var, İnsan Cumhuriyeti’nin halifesi, ona mesaj at, seni uçan sarayıyla
Sabit Yıldızlar Feleği’ne getirsin! Allah’ın izniyle.
ARKIN ÇALAPALA .
123
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
124
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
dinleyen sayısı bir trilyon oluyor ve elli birinci şarkı olarak Kur’an-ı
Kerim’i Arapça okumak zorundasın. Sen bilirsin. Ben karışmam.
Sophie Hunger, Le Vent Nous Portera. Nuhari, Yaratık.
Marjan Farsad, Porteghale Man. Sertab Erener, Lal.
Teoman, Aşk Kırıntıları. Sibel Sezal, Dönesim Geldi.
Tarkan, Kuzu Kuzu. Eminem, Loose Yourself.
Böyle şarkılar söyle! Bunlar her zaman kaliteli şarkılardır.
Bisiklete binerken dikkat et! Ata binme! Arabaya hiç binme!
Kıyafet seçerken gölgelere dikkat et. Kıyafetindeki gölgeler ile
“kendi gölgendeki kıyafetinin parçacıkları” birbirine karışınca başına
ne işler geldiğini gayet iyi biliyorsun. Sıkılmadın mı bu oyunlardan!
Her türlü ışığa karşı dikkatli ol lütfen! Nakışlı elbiselerindeki
desenlerin içinde ışığı hapsetmeyi sevdiğini bilmiyorum sanma bak!
Sonunda ne olduğunu gayet iyi biliyorsun; o ışık, kendisini hapsetme
merakın yüzünden seni şan ile şöhretin en ortasına hapsedip duruyo
ve sen r harfine olan hassasiyetinden dolayı nasıl ki park kelimesinde
çuvalladıysan, gelecek zamanların tümünde pelerin, mor, Trakya, kir,
rol, kerem ve yeryüzü kelimelerinde de çuvallamış oluyorsun.
Benimle konuşana kadar kimseyle konuşma: Sakın! Bütün şu
konuştuğun insanlar, seninle benim ortak ürettiğimiz kelimelerden o
doğru yola çıkan en ufak bir patikayı dahi bozuyor, allak bullak yapıp
yanyana gelmemizi engelliyorlar. Cahillere prim yaptırdığımız içindir
ki bu hallere düştük. Lütfen davranışlarından sorumlu olmayı öğren!
Kalbim çok acıyor şu anda. Seni bulduğum halde, kaybettiğim
gerçeği beni çıldırtıyor. Bunu bana neden yapıyorsun? Hangi cümleni
tamamlanmamış kıldım? Hangi sözünü ait olduğu yere koymadım? O
en devrik cümlelerin bile onları bilmek istediğin yerlerde değil mi? O
en vahşi ünlemlerin bile; kimseye zarar vermeden uçan halılara çizili
desenlerde doğular ile batıların en pahalı gözdeleri değil mi? Konuş!
Bahçede aradığın gerçek cebinde çıkmıyorsa suç bende mi?
Daha fazla yazamayacağım sevgilim. Bu kadarı yeterli.
Hooverphonic, Unfinished Sympathy.
Seni sevdim. Seni seviyorum. Seni seveceğim.
Hooverphonic, Mad About You.
ARKIN ÇALAPALA .
125
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CEREN’İN CEVABI
Sevgilim,
Ane Brun, Big In Japan. Kovacs, My Love.
Forabandit, Cancion. Mohsen Namjoo, Rooberoo.
Biliyorum bu yazdıklarımı okuduğunda çıldıracaksın ve yine
kıyameti koparacaksın ama ne yapayım ki elimde değil, ben böyleyim
ve böyle kalacağım. Sen de beni seviyorsan, önce bana katlanacaksın.
Sen beni terk ettikten sonra, evet tatlım, bu dünyadaki formu
düşünerek oku yazdıklarımı, senden sonra ben ne tuhaf acılar çektim,
biliyor musun sen? Bir yandan parasız kaldım, bir yandan yalnızlıkla
savaştım, bir yandan bu formun iğrenç kişilik bozulmalarını düzeltip
durmaya uğraştım, bir yandan ailem olan insanları öğrenebilmek için
çabaladım. Bu liste öyle bir uzar gider ki hap’ışır kalırsın.
Sen gidip başka kadınlarla fingirdeşirken ben ders çalıştım şu
tiyatrocu tayfası dediğin insanlarla. O insanlar olmasaydı okulumu da
bitiremezdim, mutlu da olamazdım. Anladın mı beni! Aptal!
Oyuncak bebeğime bir daha laf söylersen seni bulurum ve çok
sert cezalandırırım. Sen çoğu zaman yoksun yanımda ve ben varlığım
ile yan yana geldiğim andan beri bu bebek sayesinde senin aşkınla bir
oluyorum. Aptal! Aptal aptal konuşma bana. Delirtme beni!
En güzel anlarımı, en güzel aylarımı sana verdim ben. Daha ne
istiyorsun Allah’tan? Belanı mı istiyorsun? Kolpa rezene!
Dikkatli davransaydın, ona buna salça olmasaydın da aşkımız
tamamına ersin diye uğraşsaydın. Şimdi suçlu ben mi oldum? Rakıları
ve uyuşturucuları içip içip içinde yaşadığımız o güzelim gerçekliği bir
çırpıda mahvettin, üstüne üstlük beni kaç defa terk ettin, şimdiyse şu
sırça köşkünde oturmuş bana artistlik yapıyorsun. Neymiş efendim,
köy evinde ölmek üzereymiş. Geber yâr! Geber! Öl ki ikimiz de bir an
evvel kurtulalım. Ben seni sevmiyorum, istemiyorum mu sandın!
Aptal erkeğim! Bıdı bıdı sersem!
Keşke zamanı geri alabilsek ve on iki bin yıl önce yaşadığımız
o dünyaya geri dönebilsek. Ama ben sana demiştim o cennette, yeme
şu ağacın meyvesinden. Sonsuzluk içinde sonsuzluk, sonlu olmaktır.
Dinlemiyorsun ki laflarımı. Hep kendi bildiklerini okuyup yazıyorsun
ve beni tahrik edip duruyorsun. Deli ediyorsun beni, deli.
ARKIN ÇALAPALA .
126
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
127
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
128
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Onuncu Bölüm
MARION COTILLARD
Lena Chamamyan | Love In Damascus | 05:04
Güneş’i ışıklı, Ay’ı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz
için Ay’a bir takım menziller takdir eden O’dur. Allah bunları bir
gerçeğe ve hikmete binaen yaratmıştır. … Onların oradaki duası
“Allah’ım seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz.” sözleridir. Orada
birbirleriyle karşılaştıkça söyledikleri ise “selam” dır. Onların
dualarının sonu da şudur: Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
… İnsana bir zarar geldiği zaman yan yatarak, oturarak veya ayakta
durarak bize dua eder. Fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki
kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü bize dua etmemiş gibi geçip
gider. İşte böylece haddi aşanlara yapmakta oldukları şeyler güzel
gösterildi. … Eğer Allah dileseydi onu size okumazdım. Allah da onu
size bildirmezdi. Ben bundan önce bir ömür boyu içinizde durmuştum.
Hala akıl erdiremiyor musunuz? … İnsanlar sadece bir tek ümmetti,
sonradan ayrılığa düştüler. … Güzel davrananlara daha güzel karşılık,
bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz, kara leke bulaşır ne
de bir horluk gelir. İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedi
kalacaklardır. … Orada herkes geçmişte yaptıklarının ne olduğunu
anlar. Artık onlar gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülmüşlerdir. …
İşte O sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Haktan ayrıldıktan sonra
sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl sapıklığa
döndürülüyorsunuz? İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar
hakkındaki “Onlar inanmazlar.” sözü gerçekleşmiş oldu. … Onların
çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan, ilimden
hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi
bilendir. … Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara, üstelik
akılları da yetmiyorsa, sen mi duyuracaksın? Onlardan sana bakan da
vardır. Fakat gerçeği göremiyorlarsa, körleri sen mi doğru yola
ileteceksin? Şüphesiz ki Allah insanlara hiçbir şekilde zulmetmez
fakat insanlar kendilerine zulmederler. … Her ümmetin bir
peygamberi vardır. Peygamberleri geldiği zaman aralarında adaletle
hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez. … Her ümmetin bir eceli
vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri
giderler. … Kazanmakta olduğunuzdan başkasının karşılığını mı
bulacaksınız? … Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan
bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, işte o işe daldığınız
ARKIN ÇALAPALA .
129
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
130
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
132
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
133
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Harabi geçmiş yıllarda kısa süren ama çok etkilendiği bir aşkı
ve sarsıntılarını hala atlatabilmiş değil bence. Bu kızın adı Ceren. Ama
bu günlerde evli olduğu kadın GGG. Gözleri Güneş Güzel derseniz her
Allah’ın kulu onu tanır. Çok güzel gözleri var. Bu Harabi’nin bir de ilk
kadın halifemiz deyip durduğu Müjgan isminde bir yardımcısı var. Bu
kadın ikinci halife efendim. Ve asıl dikkat edilmesi gereken kişi o.
Müjgan, bu hayata geldiği günden beri işi sadece halife olmak
üzere yetiştirilen nadir insanlardan biri fakat çok ama çok donanımlı.
Bir defasında tek başına bir alay bedeviyi öldürdüğü rivayet ediliyor
ama bu işin arkasındaki asıl kişinin GGG olduğu söylentisi de mevcut.
Müjgan’ın en yakın arkadaşı Fransız sinemasından sizlerin de
yakından tanıyor olduğunuz Marion Cotillard efendim. Marion C. salt
Hristiyan olmasına karşın Müslümanlığın tüm emirlerine uyduğu için
mümin kabul ediliyor ve kendisine aşırı güven duyuluyor.
Marion C.’nin kocasından tutun da Tom Cruise’ye kadar fazla
fazla sinema erbabı var bu işin içinde. Herkesin Evangelist Sandığı bu
insanlar aslında dünyanın en mümin varlıkları, Allah’ın en mümin kul
ve sevgilileri bana sorarsanız. Sormazsanız, siz bilirsiniz.
Sizi yazlık sarayınızdaki geyiklerin gözlerine taktıkları kamer
vari kameralarla takip ettiklerini de bilmenizi isterim. Take Care!
Faizi bitirmeleri, Türkiye esaslı denemeyle başlattıkları o, her
bilgiyi kimlik kartlarında işleme ve kullanma tezgahı sayesinde, ufak
bir an meselesi. Vergi, tapu, satın alma, nüfus, sigorta, her şeyi tek bir
kart üzerinden yaptırıyorlar ve bu sayede kimse kimseyi dolandırıp
duramıyor. Bu sayede malın içten veya gizliden arttırımı da duruyor.
Faizi bu kadar kolay bitirebildiklerine göre, her şeyin çözümü
ellerindedir, isterlerse Süleyman Mabedi’ni bile inşa edebilirler diye
düşünüyorum Kraliçe hazretleri.
Ben daha ne diyeyim ki! Hümani artık tek başkan!
Ben daha ne diyeyim! Harabi artık halife!
Ben daha ne diyeyim! Pianoları aktif!
Ben daha ne diyeyim ki!
Sincerely Yours.
ARKIN ÇALAPALA .
134
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Birinci Bölüm
PARİS
Dead Can Dance | Agape | 06:55
Bu kitap, Kur’an Allah’tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi.
… Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz sonra da O’na tevbe etmeniz
için indirildi. Eğer bu emirleri yerine getirirseniz Allah sizi tayin
edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan
herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin
başınıza gelecek büyük günün azabından korkarım. … İyi bilin ki
onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların
gizlediklerini de açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin
özünü bilendir. Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı yalnızca
Allah’ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda
bırakılacağı mekanı bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta, Levh-i
Mahfuz’dadır. O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda
sizi imtihan etmek için, Arş’ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı
günde yaratandır. Yemin ederim ki; “Ölümden sonra muhakkak
diriltileceksiniz.” desen, kafir olanlar derhal “Bu, açık bir büyüden
başka bir şey değildir.” derler. … Eğer insana tarafımızdan bir rahmet
tattırılır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve
nankör olur. Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir
nimet tattırırsak, “Kötülükler benden gitti.” der. Çünkü o şımarıktır,
kibirlidir. Ancak musibetlere sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir.
İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükafat vardır. … Kim yalnız
dünya hayatını ve ziynetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada
onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.
İşte onlar ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyi olmayan
kimselerdir. Dünyada yaptıkları da boşa gitmiştir. Yapmakta
oldukları şeyler zaten batıldır. … Bu iki zümrenin, müminlerle
kafirlerin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir.
Bunların hali hiç eşit olur mu? Hala ibret almıyor musunuz? …
Nihayet “Ey Yer! Suyunu tut! Ey Gök! Sen de suyunu tut!” denildi. Su
çekildi, iş bitirildi, gemi de Cudi Dağı’nın üzerine yerleşti. Ve “O
zalimler topluluğunun canı cehenneme!” denildi. … O halde sabret.
Çünkü iyi sonuç sabredip sakınanlarındır. … Günah işleyerek Allah’tan
yüz çevirmeyin. … Yürüyen hiçbir varlık yoktur ki O, onun
perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır. …
Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, her şeye galip gelendir.
ARKIN ÇALAPALA .
135
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
136
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
137
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
138
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
139
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
140
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
141
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
142
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
143
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
144
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
145
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
146
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On İkinci Bölüm
YONCA Ç.
Charlotte Gainsbourg | Kate | 03:42
Ben rüyamda on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde
ederken gördüm. … Yusuf dedi ki: Size yedirilecek yemek gelmeden
önce, onun yorumunu mutlaka size haber vereceğim. Bu Rabbimin
bana öğrettiklerindendir. Şüphesiz ben Allah’a inanmayan bir kavmin
dininden uzaklaştım. Onlar ahireti inkar edenlerin kendileridir.
Atalarım İbrahim, İshak ve Yakup’un dinine uydum. Allah’a herhangi
bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu Allah’ın bize ve insanlara
olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler. Ey zindan
arkadaşlarım! Çeşitli tanrılar mı daha iyi yoksa gücüne karşı
durulamaz bir tek Allah mı? Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve
atalarınızın taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir. Allah
onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir. Hüküm sadece
Allah’a aittir. O size, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi
emretmiştir. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu
bilmezler. … Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz. Ve güzel
davrananların mükafatını zayi etmeyiz. İman edip de kötülüklerden
sakınanlar için ahiret mükafatı daha hayırlıdır. … Ben onu sadece
Allah’a emanet ediyorum; Allah en hayırlı koruyucudur. O, acıyanların
en merhametlisidir. … Söylediklerimize Allah şahittir. … Allah’tan
gelecek hiçbir şeyden sizi savamam. Hüküm Allah’tan başkasının
değildir. Onun için ben yalnız O’na dayandım. Tevekkül edenler yalnız
O’na dayansınlar. … Benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden
asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır. … Kederini
içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi. … Allah’ın rahmetinden
ümit kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın
rahmetinden ümit kesmez. … Kur’an alemler için ancak bir öğüttür.
Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki onlar bu delillerden yüzlerini
çevirip geçerler. Onların çoğu ancak ortak koşarak Allah’a iman
ederler. … Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin
yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada onlara yardımımız gelir
ve dilediğimiz kimse kurtuluşa erdirilir. Fakat suçlular topluluğundan
azabımız asla geri çevrilmez.
Hiç sevmedim. Hiç sevemedim. Bunu hep yaşadım. Bunu bana
yaşatanları çoğu zaman affettim. Bu zaafiyetlerini fark edecekler bir
gün nasılsa. Bu yüzden sabırla bekledim. Ama çok canım yandı.
ARKIN ÇALAPALA .
147
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
148
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
149
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
150
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
151
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
152
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
153
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
154
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
155
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
156
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
157
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
158
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
159
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
160
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
163
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
164
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
165
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
166
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
167
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
168
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
169
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
170
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Üçüncü Bölüm
CANSU CANAN
Monophona | Black On Black | 03:14
Bunlar Kitab’ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat
insanların çoğu anlamazlar. Görmekte olduğunuz direkleri yükselten,
sonra Arş’a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah’tır.
Bunların her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O,
Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi
düzenleyip ayetleri açıklamaktadır. Yeryüzünde birbirine komşu
kıtalar, üzüm bağları, ekinler, bir kökten ve çeşitli köklerden
dallanmış hurma ağaçları vardır.bunların hepsi bir su ile sulanır.
Böyle iken yemişlerinde onların bir kısmını bir kısmına üstün kılarız.
… Kafirlerin seni yalanlamalarına şaşırıyorsan, asıl şaşılacak şey
onların “Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi yaratılacağız?”
demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkar edenlerdir, işte onlar kıyamet
günü boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve onlar ateş ehlidir.
Onlar orada ebedi kalacaklardır. … Her dişinin neye gebe kalacağını,
rahimlerin neyi eksik neyi ziyade edeceğini Allah bilir. Onun katında
herşey ölçü iledir. O, görüleni de görülmeyeni de bilir, çok büyüktür,
çok yücedir. … O size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve yağmur
dolu, ağır bulutları meydana getirendir. Gök gürültüsü Allah’ı hamd
ile tesbih eder. Melekler de O’nun heybetinden dolayı tesbih ederler.
Onlar, Allah hakkında mücadele edip dururken O, yıldırımlar gönderip
onlarla dilediğini çarpar. Ve O, azabı pek şiddetli olandır. … Kafirlerin
duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır. Göklerde ve yerde bulunanlar da
onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah’a secde
ederler. … Onlar Allah’ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü
bozmayanlardır. Onlar Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri
gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir.
Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru
kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah
yolunda harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte onlar
var ya, dünya yurdunun güzel sonu sadece onlarındır. O yurt, Adn
cennetleridir. Oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından salih
olanlarla beraber girecekler melekler de her kapıda onların yanına
varacaklardır. Melekler: Sabrettiğinize karşılık size selam olsun,
dünya yurdunun sonu cennet ne güzeldir, derler. … Bilesiniz ki kalpler
ancak Allah’ı anmakla huzur bulur. … Eğer okunan bir kitapla dağlar
ARKIN ÇALAPALA .
171
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
174
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
175
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
176
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
177
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
178
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
179
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
180
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
181
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
182
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
183
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
184
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
185
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
iki gün önce, hediye olarak Piano İstanbul’a davet edildikleri için, en
güzel resimleri de yanlarında, mekana giriş yaptılar.
Boyalarını çantalarından çıkardılar ve istedikleri dokunuşları
“istedikleri gibi yapma izni” ceplerinde olduğu için, Piano İstanbul’u
sertçe boyamaya başladılar. Bu olay için basit bir kural koydurmuştu
Hümani. O kural da şuydu:
“Ne çizerlerse çizsinler, nereyi boyarlarsa boyasınlar, mekanı
yükseltmesinler, alçaltmasınlar ve sağa sola kaydırmasınlar.”
Bin beş yüz çocuk ressamın birer metre kare alanda boyama
yapacağını düşünürseniz, bin beş yüz metre kare eder. Üç metre kare
olsa, dört bin beş yüz metre kare eder. Piano İstanbul ikinci, sonuncu
yerine taşındığında kamulaştırılan alan dokuz yüz doksan dokuz bin
metre karelik bir alandı. Bu ayrıntıyı dikkatle vermek faydalı olur.
Ressam çocuklar bu özgürlük dahilinde, Hümani’nin koyduğu
kurala bütünüyle uydular ve saatlerce nakşettiler hayallerini, Piano
İstanbul duvarlarına, tavanlarına, zeminlerine, akışlarına, ışıklarına.
Bir ressam çocuk vardı, gözleri çok büyüktü ve bu sayede çok
küçük nehirler, bulutlar, sinekler ve gözleri olan canlılar çiziyordu.
Bir çocuk vardı büyü erbabıyla dolu ünlü kabileden geliyordu.
Piano İstanbul’un duvarlarına dünyanın en sert büyülerinin şekilleri
ve renklerini nakşediyordu. O sade siyah, gri ve beyaz kullanıyordu.
Bir kız vardı, esmer bir kızdı o, Nakkaşlar Şehri’nden geliyor,
şapkasında sincap taşıdığı için saygı görüyordu ve bu kıza dokunmak
daha doğrusu şapkasına dokunmak kanunen yasak olduğu için, kızın
çizdiği resimler sadece fotoğraflarının satılmasıyla bile büyük kazanç
üretiyordu. Bu kızın yüzünde fazlaca “değişik” hareketler oluşuyordu
ve bu durum “şapkası yüzünden” sanılıyordu. Kızın gözlerinden akan
insanlar vardı, saçlarında üçgenler vardı, burnunda insan suratı vardı
ve bu suratın gövdesini dudakları taşıyordu. Bu kız yokluğu çizmeyi
çok seviyor ve nasıl yapıyorsa yapıyor ama yokluğu çizebiliyordu.
Bir erkek çocuğu vardı, altı yaşında olduğu bildirilmişti fakat
sonradan dört yaşında olduğu öğrenilince herkes şaşırmıştı ve olacak
şey değil edasıyla onu incelemeye başlamıştı. Bir milyar takipçisi olan
bu bebek çocuk, adeta balerinler daha doğrusu baletler misali, sadece
parmakları üzerinde yürüyordu ve bunu yapma sebebi sp’ordu. Öyle
uzun süre durabiliyordu ki ayak parmakları üzerinde, belki de sırf bu
ARKIN ÇALAPALA .
186
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
187
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
188
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Dördüncü Bölüm
HÜMANİ
Tanita Tikaram | Twist In My Sobriety | 04:51
Allah’ın emirlerini onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız
kendi kavminin diliyle gönderdik. … Onlardan sonra sizi mutlaka o
yerde yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkan ve tehdidimden
sakınan kimselere mahsustur. Peygamberler fetih istediler, Allah da
verdi. Her inatçı zorba da hüsrana uğradı. Ardından o inatçı zorbaya
cehennem vardır. Kendisine irinli su içirilecektir. Onu yudumlamaya
çalışacak fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm
gelecek, oysa o ölecek değildir ki azaptan kurtulsun. Bundan ötede
şiddetli bir azap da vardır. Rablerini inkar edenlerin durumu şudur:
onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle
benzer. Kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. İyiden iyiye
sapıtma, işte budur. Allah’ın gökleri ve yeri hak ile yarattığını
görmedin mi? O dilerse sizi ortadan kaldırıp yepyeni bir halk getirir.
Bu Allah’a güç değildir. Kıyamet gününde hepsi Allah’ın huzuruna
çıkacak ve zayıflar o büyüklük taslayanlara diyecekler ki: Biz sizin
tabilerinizdik, şimdi siz Allah’ın azabından herhangi bir şeyi bizden
savabilir misiniz? Onlar da diyecekler ki: Ne yapalım, Allah bizi
hidayete erdirseydi, biz de sizi doğru yola iletirdik. Şimdi sızlansak da
sabretsek de birdir çünkü bizim için sığınacak bir yer yoktur.
Hesapları görülüp iş bitirilince şeytan diyecek ki: Şüphesiz Allah size
gerçek olanı vadetti, ben de size vadettim ama size yalancı çıktım.
Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi inkara
çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni
yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni
kurtarabilirsiniz. Kuşkusuz daha önce ben, beni Allah’a ortak
koşmanızı reddettim. … İman edip de iyi işler yapanlar, Rablerinin
izniyle içinde ebedi kalacakları ve zemininden ırmaklar akan
cennetlere sokulacaklardır. Orada birbirleriyle karşılaştıkça
söyledikleri söz “Selam!” dır. Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi:
Güzel bir sözü, kökü yerde sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca
benzetti. O ağaç Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt
alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün misali,
gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkanı olmayan
kötü bir ağaca benzer. Allah Teala, sağlam sözle iman edenleri hem
dünya hayatında hem de ahirette sapasağlam tutar. Zalimleri ise
ARKIN ÇALAPALA .
189
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
190
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
191
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
192
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
194
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
195
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
196
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
197
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
199
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
200
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
201
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
202
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
203
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
204
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
205
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
206
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
207
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
208
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Milla, Serkan A. ile Ilgın G. ve koruma orduları vardı. Beni bir defa,
boynuma yakın yanağımdan öptü, Aksak’la selamlaştım, o “bize biraz
bira biriktirsene kız” bakışını attığım için zıt garson kızla bakış dalaşı
yaptık, kız sinemacıymış, ben ne bileyim kardeşim, zaten saçım ıslak
o sırada hala, Harabi bana dedi ki; “Bak Albina! Bir gün olur da ölür
veya kaçırılırsam, aksutik mezarımın başına gelip Dünyanın En Güzel
Masalı’nı okumanı ve o sırada toprağıma Nervous Tention eşiliğinde
LimonJeli sürmeni istiyorum. El-Hamı filan biliyor musun, neyse, işin
bittiğinde en yakındaki ağacın altına git ve “iki rekat” namaz kıl! Yok
yok, onu da boşver. O ağacın altına git ve Exils, Manifest çal!” Allahım
Yarabbim, hala inanamıyorum Harabi’nin kaçırıldığına. Ben Albina!
Masallarında bulutlar da dahil her şey ve de herkesi ağlatan kız. Ben
Albina! Su’yun, Toprak’ın, Yağmur’un, Bulut’un, Rüzgar’ın öz kardeşi
ve dava dostu. Ben Albina! Dünyanın “en güzel” üç masalının sahibi.
İnanıyorum ki Harabi en kısa zamanda ortaya çıkacaktır. Mikro fonu,
Audrey Alkestis’e bırakmak istiyorum.”
Evet, şimdi Audrey Alkestis’i dinliyoruz.
“Herkese Merhaba! Bildiğiniz gibi bizim çete konserde değildi
ve bu yüzden hor masumiyetimizi ispatlamamız biraz zaman alacağa
benziyor lakin Harabi’nin son görüşmelerinde Karga’dakik Albina’ya
söylediklerine bakılırsa, Arkın Ç. ile iş çeviriyor olmalı bunlar. Sekiz
Kral’ın arasıra bu tip şeyler yaptığını iyi biliyoruz zaten. Yalnız bu
seferki hiç de “akıl karı” gibi görünmüyor. Biz ekip olarak buradayız
çünkü ilk suçlanacak kişilerin bizler olacağını gayet iyi biliyoruz. Sözü
Esra Rengiz’e bırakmadan önce son bir şey söylemek istiyorum: Ben
Lagri Milla’nın neler olup bittiğini bildiğini, düşünüyorum. Neticede,
hem ağabeyini, hem Arkın Ç.’yi, hem de Akın Ş.’yi en “fazla iyi” tanıyan
kendisi. Şimdi buradan Lagri Milla efendiye hızlı canlı yayın ve basın
toplantısı talebi yapıyorum. Esra R.!”
Ben Hümani! Esra R.’nin sözlerinden önce Lagri Milla’ya aynı
çağrıyı ben de yapmak istiyorum. Lütfen hemen canlı yayına bağlan!
“Merhabalar! İzin günümde böylesi bir olayın yaşanması çok
ilginç. Haftalardır Kabe’deyim, deyim yerindeyse. Ve tek yaptığım şey
ibadet etmek. Sizler de biliyorsunuz, bu olay benim çok işime yarıyor
çünkü bir başkası anlaşmalarını üstleninceye yahut da Harabi ortaya
çıkıncaya kadar tüm hükümleri geçersizleşti ki bu durumda bendeniz
Kabe hapsinin sonuna gelmiş bulunuyorum, tabi ki GGG veya Hümani
ya da şu Müjgan ki onun da kaçırıldığı haberini duydum, Cansu Canan
ARKIN ÇALAPALA .
209
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
210
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
211
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
212
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
213
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
214
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
215
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
216
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
218
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Beşinci Bölüm
LAGRİ MİLLA
Orange Blossom | Habibi | 06:03
İnkar edenler zaman zaman keşke biz de Müslüman olsaydık, diye
arzu ederler. Onları bırak, yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları
oyalayadursun. Kötü sonucu yakında bilecekler. Helak ettiğimiz hiçbir
ülke yoktur ki hakkında bizce bilinen bir yazgı olmasın. Hiçbir millet
ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez. Dediler ki: “Ey kendisine
Kur’an indirilen Muhammed! Sen mutlaka bir mecnunsun. Eğer doğru
söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin.” Biz melekleri
ancak hak ile indiririz. O zaman onlara mühlet verilmez. Kur’an’ı
kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız. … Onlara
gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar, yine de “Gözlerimiz
boyandı, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır.” derler. Andolsun, biz
gökte birtakım burçlar yarattık ve seyredenler için onu süsledik.
Onları taşlanmış, kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak
hırsızlığı eden müstesna. Onun da peşine açık bir alev sütunu
düşmüştür. … Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu
ancak belli bir ölçüyle indiririz. Biz rüzgarları aşılayıcı olarak
gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı
karşıladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz. Andolsun ki biz,
sizden önce gelip geçenleri de biliriz, geri kalanları da biliriz. Şüphesiz
Rabbin onları kıyamette toplayacaktır. Çünkü O, Hakim’dir, Alim’dir.
Andolsun biz insanı pişmiş kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara
balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce zehirli ateşten yaratmıştık. …
Kullarıma benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu haber
ver. Benim azabımın elem verici bir azap olduğunu da bildir. …
Hayatın hakkı için, onlar sarhoşlukları içinde bocalıyorlardı. Güneş
doğarken onları o korkunç ses yakaladı. Böylece ülkelerinin üstünü
altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık. İşte
bunda ibret alanlar için işaretler vardır. Onlar hala gözler önünde
duran bir yol üzerindedirler.… Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi
ayeti ve Kur’an’ı verdik. … Rabbin hakkı için, mutlaka hepsini
yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz. Sen emrolunanı açıkça söyle
ve ortak koşanlardan yüz çevir. Seninle alay edenlere karşı biz sana
yeteriz. Onlar Allah ile beraber başka bir tanrı edinenlerdir. Kimin
doğru olduğunu yakında bilecekler. Onların söyledikleri yüzünden
senin canının sıkıldığını andolsun biliyoruz. Sen şimdi Rabbini
ARKIN ÇALAPALA .
219
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
221
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
222
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
223
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
224
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
225
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
226
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Altıncı Bölüm
PUTİN
Yann Tiersen | Naval | 03:29
Allah’ın emri gelmiştir. Artık onu istemekte acele etmeyin. Allah
onların ortak koştuklarından uzak ve yücedir. Allah kendi emriyle
melekleri, kullarından dilediği kimseye vahiy ile “Benden başka tanrı
olmadığına dair kullarımı uyarın ve benden korkun!” diye gönderir. …
O, insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki insan Rabbine
karşı apaçık bir hasım oluvermiştir. Hayvanları da O yarattı. Onlarda
sizin için ısıtıcı şeyler ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını
da yersiniz. Ayrıca onlarda sizin için akşamleyin gelirken, sabahleyin
salıverirken bir güzellik, bir zevk vardır. Bu hayvanlar sizin
ağırlıklarınızı, ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir
memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek
merhametlidir. Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve gözlere ziynet
olsun diye yarattı. Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice nakil
vasıtaları yaratır. Yolun doğrusu Allah’ındır. Yolun eğrisi de vardır.
Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. Gökten suyu indiren odur.
Ondan hem size içecek vardır hem de hayvanlarınızı otlatacağınız
bitkiler. Allah su sayesinde sizin için ekinler, zeytinler, hurmalar,
üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte bunlarda, düşünen
bir toplum için büyük ibret vardır. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı
sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah’ın emriyle hareket ederler.
Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.
Yeryüzünde sizin için regarenk yarattıklarında öğüt alan bir toplum
için gerçek bir ibret vardır. İçinden taze et, balık yemeniz ve süs eşyası
çıkarmanız için denizi emrinize veren O’dur. Gemilerin denizde suları
yara yara gittiklerini de görüyorsun. Bütün bunlar O’nun lütfunu
aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir. Sizi sarsmaması için
yeryüzünde sağlam dağları, yolunuzu bulmanız için de ırmakları ve
yolları yarattı. Daha nice alametler yarattı. İnsanlar yıldızlarla da
yollarını doğrulturlar. O halde yaratan Allah yaratmayan putlar gibi
olur mu? Hala düşünmüyor musunuz? … O, büyüklük taslayanları asla
sevmez. Onlara Rabbiniz ne indirdi, denildiği vakit, öncekilerin
masallarını derler. Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak
taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin
günahlarının da bir kısmını yüklenmeleri için öyle derler. Bak ki
yüklenecekleri şey ne kötüdür. Onlardan öncekiler de peygamberlere
ARKIN ÇALAPALA .
227
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
228
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
229
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
230
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
232
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
233
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
235
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
JOKE A :Hümani
JOKER :Harabi
J-SEKİZ KRAL :Tarkovski, Putin, Tom Cruise, Trump, Reis, Tom Waits, Kraliçe, Arkın Ç..
O-SEKİZ KRALİÇE :Cansu C., Marion C., Paris, GGG, Müjgan, Lady Di, Hülya H., Emma Shapplin.
K-SEKİZ PRENS :Serkan A., Lagri M., Hans Z., Akın Ş., Guilliame G., Hugh Grant, Bahadır A., Saygın S..
E-SEKİZ PRENSES :Tuba B., Berfin E., Sümeyye Şen., Zeynep Şen., Elif Şen., Eliz O., Alin O., DuruDuru,
SEKİZ A :Ann Brune., Anıl Ö., Ay, Audrey T., Aleyna Tilki., Ann H., Azelia B., Audrey A..
SEKİZ ONLU :Tuğçe Ş., Meryem Boz, Görkem Şen, Hale A.,, Emma Stone, Rüya P., EsraR, Ceren E.
ARKIN ÇALAPALA .
236
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Yedinci Bölüm
EMMA STONE
Azur | İsra | 07:55
Bir gece kendisine ayertlerimizden bir kısmını gösterelim diye,
Muhammed kulunu Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız
Mescid-i Aksa’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir. O
gerçekten işitendir, görendir. … Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola
iletir. … İnsan hayrı istediği kadar şerri de ister, insan pek acelecidir.
… Her insanın amelini, kaderini boynuna bağladık. İnsan için kıyamet
gününde açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Kitabını
oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter. … Kim
hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur. Kim
de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkar
başkasının günah yükünü yüklenmez. Biz, bir peygamber
göndermedikçe, kimseye azap edecek değiliz. Bir ülkeyi helak etmek
istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşlarına
iyilik emrederiz, buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o
ülke helake müstahak olur, biz de orayı darmadağın ederiz. Nuhtan
sonraki nesillerden nicelerini helak ettik. Kullarının günahlarını bilen
ve gören olarak Rabbin yeterlidir. Her kim bu çarçabuk geçen dünyayı
dilerse, ona yani dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını dünyada
hemen verir, sonra da onu kınanmış ve kovulmuş olarak gireceği
cehenneme sokarız. Kim de ahireti diler ve bir mümin olarak ona
yaraşır bir çaba ile çalışırsa, işte bunların çalışmaları makbuldür.
Hepsine, onlara da bunlara da Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin
ihsanı kısıtlanmış değildir. … Allah ile birlikte bir ilah daha tanıma.
Sonra kınanmış ve kendi başına terk edilmiş olarak kalırsın. Rabbin
sadece kendisine kulluk etmenizi, ana babanıza da iyi davranmanızı
kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında
yaşlanırsa, kendilerine “of” bile deme, onları azarlama, ikisine de
güzel söz söyle. Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat
ger ve “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi
de sen onlara öyle rahmet et!” diye dua et. … Bir de akrabaya, yoksula,
yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. Zira böylesine
saçıp savuranlar şeytanın dostlarıdır. … Eli sıkı olma, büsbütün eli
açık da olma. Sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker
durursun. … Zinaya yaklaşmayın. Zira o bir hayasızlıktır ve çok kötü
bir yoldur. … Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar ancak en güzel
ARKIN ÇALAPALA .
237
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
238
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
239
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
240
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
243
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
244
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
defter diktim. Bu defterin içine üçe katlanmış on iki adet beyaz kâğıt
da diktim ve onları boyamaya, kendi sırlarımı bu kâğıtlar üzerine bir
şekilde nakşetmeye de o gece başladım. Bu durumun aklı başında bir
okur için mutlak aşkın ispatı olacağını ise 23 Nisan 2023 gecesindeki
sevişmemiz sırasında hamile kaldığımı öğrenince ayrımsadım.
O gece, biz insanlar ne üretirsek üretelim, neleri düşünürsek
düşünelim, asla yaratıcı kadar mükemmel olamayacağımızı anladım
çünkü Allah yarattıklarını gerçekte yaratıyordu oysa bizler sadece şu
komik ekranlarda veya kontrollü alanlarda bunu başarabiliyorduk.
O gece öpüşürken zamanı durdurabildiğimi fark ettim.
O gece dünyanın en güzel kadını olduğumu hissettim.
O gece benzemiyordu kimse bana, çıldırmak üzereydim.
O gece Harabi’ye, serserim benim, delidolu sevgilim, dedim.
O gece o konuşurken ben seviştim ama ben konuşuyordum.
O gece ben konuşurken o beni sevdi ve severek konuştu.
O gece gerçekten çok başkaydı, bambaşkaydı, pek başkaydı.
O gece su bardağı içindeki su kabarcıklarını hareket ettirdim.
O gece varlık aleminin hamdini uzun havaya ben nakşettim.
O gece bir daha doğmak zorunda kalmayacağımızı anladım.
O gece reflekslerimi Harabi’nin reflekslerine sıkıca bağladım.
O gece bana bir şarkı söyledi, yemin ederim fena ağladım.
Harabi ile saatlerce konuştuk bütün gece ve her teorime, her
düşünceme bir kulp uydurabildiğinden emin olduktan sonra onunla
birlikte oldum. Bir erkekle birlikte olmak çok güzel ve çok anlamlı bir
şeymiş, bunu öğrendim. İnsan Cumhuriyeti’nin asıl fikir babasının da
bizzat kendisi olduğunu öğrendiğimde ise saat “sabaha karşı” dörttü.
Beni bırakın, sizi ve de Cansu Canan’ı, Lady Di’yi hatta Kraliçe’yi bile
senelerdir o kontrol ediyormuş. Eşiniz Hümani de ona çalışıyormuş.
Şunu unutmayın, herkes ona çalıştığını bilmeden ona çalışırmış. Bu
tamamıyla Allah’ın takdiri olmalı, dedi hatta öpüşürken.
O gece, “Benzemez kimse sana.” cümlesini şu dünya üzerinde
yaşayan her bir insanın yüzüne tek tek haykırmak istedim. O gece kor
gibi sıcak ya da sular gibi serin oldum ben. O gece o beni bir ceylan
gibi görüyormuş, böyle dedi. Ben onu vahşi bir aslan zannediyordum.
ARKIN ÇALAPALA .
245
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
246
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Sekizinci Bölüm
REİS
Mohsen Namjoo | Nameh | 05:48
Hamdolsun Allah’a ki, O, insanları kendi tarafından çetin bir azap ile
ikaz etmek, iyi iş ve davranışta bulunan müminlere kendileri için
içinde ebedi kalacakları cennette güzel bir ecir bulunduğunu
müjdelemek ve “Allah evlat edindi.” diyenleri de uyarmak için, Kulu
Muhammed’e, kendisinde hiçbir tezat ve eğrilik bulunmayan
dosdoğru Kitab’ı indirdi. … Biz, insanların hangisinin daha güzel amel
edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine
mahsus bir ziynet yaptık. Bununla beraber, biz mutlaka, oradaki her
şeyi kupkuru toprak yapacağız. … O yiğit gençler mağaraya
sığınmışlar ve: Bize tarafından rahmet ver ve bize şu durmumuzdan
bir kurtuluş yolu hazırla! demişlerdi. Bunun üzerine biz de o
mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk.
(Onları uykuya daldırdık.) … Resulüm! Orada bulunsaydın Güneş’i
görürdün. Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder, batarken
de sol taraftan onlara isabet etmeden geçerdi. Böylece onlar güneş
ışığından rahatsız olmaksızın mağaranın bir köşesinde uyurlardı. İşte
bu Allah’ın ayetlerindendir. Allah kime hidayet ederse, işte o hakka
ulaşmıştır. Kimi de hidayetten mahrum ederse, artık onu doğruya
yöneltecek bir dost bulamazsın. Kendileri uykuda oldukları halde sen
onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. … Onların
sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır.
Öyle ise Ashab-ı Kehf hakkında, delillerin açık olması haricinde bir
münakaşaya girişme ve onlar hakkında ileri geri konuşan kimselerin
hiçbirinden malumat isteme. Allah’ın dilemesine bağlamadıkça,
inşallah demedikçe, hiçbir şey için “bunu yarın yapacağım” deme.
Bunu unuttuğun takdirde Allah’ı an ve: “Umarım Rabbim beni,
doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir.” de. Onlar
mağaralarında 300 yıl ve buna ilaveten 9 yıl kalmışlardır. … Hak,
Rabbinizdendir. Öyleyse dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. …
İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar bilmeli ki, biz, güzel
işler yapanların ecrini zayi etmeyiz. İşte onlara, alt taraflarından
ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Onlar Adn cennetlerinde tahtlar
üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler, ince ve kalın
dibadan yeşil elbiseler giyecekler. … Düşün o günü ki, dağları yerinden
götürürüz ve yeryüzünün çırılçıplak olduğunu görürsün. Hiçbirini
ARKIN ÇALAPALA .
247
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
248
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
249
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
250
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
belirtildiği gibi, hem haram, hem aptalca hem de akla yatkın olmadığı
için, hem kötülüğü hem de pek büyük günahları ürettiği için, dikkatle
eğitim verilmesi gereken bir konu olup mutlaka yasaklanmalı ve yok
edilmelidir. Zira tüm heykeller putsa, heykeltıraşlar da putperest ilan
edilmelidir. Tarih bilincine sahip olmanın yolu “al oraya ver buraya”
heykel dikmekten geçmez, heykelini diktiğimiz şeylerin etken olma
faktörlerini öğrenip unutmamaktan geçer. Böyle biline!
Rızık verip razı olduğu ve de razı olup rızık verdiği kullarının,
canını zaten alıp, azapla ve gazapla süsleyip işaretlediği taş ve putlara
taptığını görmek ve bilmek, eminim yüce Allah’ımızı kızdırıyordur.
Fakat O öyle merhametli bir Allah’tır ki, yine de bizim boş başımıza
belalar örüp tufanlar yollamıyor. Öyleyse yüceler yücesi Allah’ımızın
sevgili peygamberimize bildirdiği “kıyametin yakın olması gerekir”
hakikatinden yola çıkarak yapacağımız kıyamet provasında, Kur’an-ı
Kerim’i Arapça aslından okumaları için bütün iyi sanatçılardan talep
toplamaya başlayınız.
İnsanlara Kur’an-ı Kerim’i “ezber etme” yöntemlerini yayınız
ve bu işi kolaylaştırınız. Kolaylaştırma meselesini ise kendi dillerinde
sade çeviriler ile Arapça aslı arasındaki renkler ve de ritimler, sesler
aracılığı ile ilişkiler üreterek tamamına erdiriniz. Bu konudaki her
türlü ilim, teori ve bilimsel tezleri, gerekirse çok yüksek telif hakları
ve bedeller ödeyeceğinizi ilan ederek vakit kaybetmeden toplayınız.
Unutmayınız ki vakit nakittir çünkü Allah bize onu peşinen vermiştir.
Sizlere yolladığımız teknik, politik ve bürokratik tüm üretim
ve tüketim detaylarını da, “artık elinizde” mevcut bulunan manyetik
“ak akçe” tartma makinalarını hızla çoğaltıp iyi ticaret işlerinize dâhil
ederken kullanınız. Bundan böyle, çok yakın bir zamanda, her türlü
bilgiyi “translate yöntemiyle transfer” edebilen transister kıvamında
yollayacağımız ak akçeler yani süper paralar haricinde para kullanan
olursa, hiç acımam kellesini alırım. Bilesiniz! Bundan böyle Allah’ın
mülkünde Allah’ın kullarından vergi almak da yasaktır. Bahsi geçen o
manyetik ak akçeler, her türlü işlenmiş bilgiyi birbirine dönüştürüp
değerlendirebildiği için, kim değişik zaman dilimlerinde “ne tür” işler
yaptıysa ve ne gibi faydalar, iyilikler ürettiyse, hepsi takip edilmiş ve
kayda geçilmiş olacağı için, bedelleri bu paralar sayesinde kolaylıkla
ödenecek ve hiç kimsenin hakkı hiç kimsede kalmayacaktır. Sakın ola
unutmayın; Hristiyan da, Yahudi de, Budist de, Müslüman da; tüm
insanlar Allah’ın yarattığı kendi kullarıdır. Ve hepsi kardeşlerimizdir.
ARKIN ÇALAPALA .
255
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
256
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
257
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
geçirdiniz?” diye sorunca nasıl bir cevap vereceksiniz ha? Nasıl cevap
vereceğiz? Nasıl? Deyin bakalım!
Ey Yüceler Yücesi Allah’ın Emirleri! İşte, Allah’ın mülkünde,
Allah’ın malını Allah’tan çalmaya kalkanlar ve bunun için her türlü
entrikayı çeviren ve her türlü kötü enstrümanı kullanan, her türden
rüşveti veren soysuzlar var ya, işte onlar biraz olsun utanmazlar, o
cahil ve zalim olduğu için hızla zavallılaşanlar, yedi kat göklerin ve
azametli Arş’ın Rabbini anlayamazlar ki bilemezler. Kimdir yedi kat
göklerin Rabbi? Azametli Arş’ın Rabbi kimdir? Allah’tır. Rahman ve
Rahim olan Allah’tır. İşte onlar Allah’tan da korkmayan zalimlerdir.
Sakın unutmayın! Unutturmayın! Allah’tan korkmayan kuldan nasıl
korksun? Allah’ı sevmeyen kullarını nasıl sevsin?
Ey Allah’ın Emirleri!
Zalimin zulmü varsa âlimin Allah’ı var.
O Allah’ın mülkünde, sırf ilim öğrenmek için hiç bilmedikleri
şehirlere taşınan veyahut o şehirleri yurt edinmeye kalkıp doğru yolu
şaşıran gençleri ve göçen yahut göç etmek zorunda kalan, bırakılmış
insanları kendi memleketleri dâhilinde tutmak için güzel yaşatmanın
çarelerini çokça bulun ki ahlakları, sağlıkları, soyları ve de refleksleri
bozulmasın. Tüm bunların yanında mutlak zina oranlarını düşürecek
en değerli iki şeyin “anne baba sevgisi” ve “Allah korkusu” olduğunu
da sakın es geçmeyin, ihmal etmeyin! Bu insanlar, içinde yaşadıkları
kalabalık şehirlerin bütün dinamikleri “Allah’ı unutturmaya yönelik”
çalıştığı, aktığı için insani değerlerini yitirmek zorunda kalıyorlar hep
veya bir hızla yitirmek zorunda bırakılıyorlar. Eğer ki “köy” ve kasaba
enstitülerini bir an evvel geliştirip yaygınlaştırabilirsek, yeri, zamanı
geldiğinde bu süper enstitülerle şehirlerdeki bütün insanlara Allah’ı
hatırlatacağız inşallah. Âmin!
Anlamayacak gibisiniz fakat ben sizlere güveniyorum. Allah
Enam Suresi 4ncü ayetinde diyor ki; “Onlara Rablerinin ayetlerinden
hiçbir ayet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler.” Anlamadınız, tekrar
işte, anlam adınız. Anlamayacak gibiydiniz oysa. 8 inci ayet de çok iyi
sevgili din kardeşlerim. Allah diyecek ki kıyamet kopunca: “Nerede
ilah olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız? Kimlere diyecek? Allah’a
ortak koşanlara. Neyse, bu bilgiyi özümsedikten sonra gülümseyin ve
de şu bilgiye takılın! Kıyamet günü dağların yerleri dümdüz olacağına
göre, yolların ve bölünmüş yolların ve toprak olmayan her türlü düz
ARKIN ÇALAPALA .
258
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
259
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
260
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
261
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
262
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
263
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
267
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
268
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
269
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
bir sonrakiler de yasak ya, öyle bir tedbir düşün, dur, diyeceğim kendi
kendime, fakat ne çabuk unuttunuz ki ben Harabi! Yezdan Yıldızı’nın
Mucidi. Yeryüzündeki tüm genç kızların dayısı, tüm arkadaşlarının ve
kardeşlerinin duacısı, tüm genç erkeklerin abisi, tüm annelerin gözü
kulağı, tüm babaların aşk enerjisi, tüm “seslerin merkez kaç kuvveti”
Yezdan Yıldız’ının ilk ve son bekçisi. Organ üretmemiz lazım lan, bize
yakışan ancak bu olur. Organ üretirsek ve yapay zekâyla aktif edince
yüksek verimlilikte çalıştırabilirsek, ben diyeyim en az iki yüz yıldan
fazla yaşarız, siz deyin, çüş, o kadar yaşarsak sorumluluklarımız epey
artar! Ben diyeyim, artsın anasını satayım, siz deyin, ciddisin sen!
Şimdi! Geriye kalır başlık paraları, nikâh akdi, tekrarlar, atın
sırtına sinek konuyor ve at sineği öldürüyor kuyruğu ile. Kuyruktan
keman yayı yapıyoruz ve anlayana sivrisinek saz oluyor. Anlamayana
davul zurna az da şöyle; iki insan Allah katında nikâh kıyıyor ve bunu
bütün dünyaya ilan ediyor düğün yaparak, davul zurna ile. Ama işte
anlamayana davul zurna da az. Kapiş?
Anlattıklarım ve benzerleri “hep köle” üreten uygulamalar ve
davranışlar oldukları için haramdırlar. Aklı başında olan iyi bir insan
kendi öz kızını para ile satar mı? Asla! İnsan olan, adam olan, bırakın
kendi öz kızını satmayı, bırakın kız veya çocuk satmayı, insan satmaz.
Demek ki hesabı kime veriyoruz? Allah! İnsanız, insan! “İnsan insana”
bunları yapar mı? Hiç yak ışık alıyor mu? İnsan insanın yüzüne bakar,
gülümser ve birçok oluşun tasvirine ihtiyaç duyarız. Bu kadar.
Artı: Daha Prag’daki Saat Kulesi’nin astrolojik içinde olmayan
ama olması gereken o hayali restoranın tasvirine dair bir cümle bile
yazılmadı. Olmayan bir restoranı niye tasvir edersin kardeşim? Allah
bana derse; başka şeyler de yoktu ama onları öyle tasvir etmedin…
Ben de diyeceğim ki; Allah’ım senin rızanı alabilmek için elimizden
geleni yaptık ve işte şimdi karşındayız. Bizim hesabımızı en iyi bilen
zaten sensin. Çünkü sen bu yüzden de Allah’sın. Ve birçok tasvir daha
gelir. Bu işler hep böyle. Konu dağılınca gülümsenir hep. Zarifçe.
Kısa tutalım, bu yazdıklarımın 1453 yılının ilk gününe kadar
Arapçaya ve İngilizceye çevrilmesini kesinlikle istemiyorum.
Eğer ki bu isteğimin aksi hareket eden olursa, herkese büyük
bir tazminat davası açarım. Varsa bana da açmak isteyen, buyursun,
açsın! Bilesiniz! 50.000.000.000.000 tazminat talep ederim ve ben
alırım ama o veremez.
ARKIN ÇALAPALA .
270
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
271
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
272
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
273
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
274
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
275
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
276
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
278
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
279
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
280
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
281
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
283
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Ey Allah’ın Emirleri!
Ey Allah’ın Emirleri!
ARKIN ÇALAPALA .
284
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
On Dokuzuncu Bölüm
TRUMP
R.E.M. | Loosing My Religion | 04:29
Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de verdik. O çok
sakınan bir kimse idi. Ana babasına çok iyi davranırdı. O isyankar bir
zorba değildi. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden
kaldırılacağı gün ona selam olsun! … Meryem onlarla kendi arasına
bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o
kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. Meryem dedi ki:
Senden çok esirgeyici olan Allah’a sığınırım. Eğer Allah’tan sakınan
bir kimse isen bana dokunma. Melek: Ben yalnızca sana tertemiz bir
erkek çocuk bağışlamam için Rabbinin bir elçisiyim, dedi. Meryem:
Bana bir insan eli değmediği halde, iffetsiz de olmadığım halde, benim
nasıl bir çocuğum olabilir, dedi. Melek: Öyledir, dedi, zira Rabbin
buyurdu ki; Bu bana kolaydır çünkü biz onu insanlara bir delil ve
kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış,
ezelde olup bitmiş bir iş idi. … Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz.
Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir.
Senin Rabbin unutkan değildir. … İçinizden oraya uğramayacak hiçbir
kimse yoktur. Bu Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. … Sürekli
kalan iyi işler, Rabbinin nezdinde hem mükafat bakımından daha
hayırlı hem de akıbetçe daha iyidir.
“Evet, Arkadaşlar! İnsan Cumhuriyeti Başkanı seçilmemin, ilk
dakikasındayız. Hepinize sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Siz
olmasanız bu işleri asla kıvıramazdık. Akın Şahin’in ve canım dostum
Harabi’nin, Putin, Reis ve Macron’un, GGG’nin, Camille P., Lady Di ve
Paris, Deren, Marion C. ve Cansu C., Müjgan R. ve Emma S. ekiplerinin
hepsine ayrı ayrı, teşekkürler. Bence bu cumhuriyeti sizler kurdunuz
ve bu teşekkürler hakettiğinizin yanında hiçbir şeydir. Ne demeliyim,
hiç gerçekten bilmiyorum. Paris? Sen de konuşsana biraz ya!”
“Hümani! Bebeğim kısa tut! Başkansan başkanlığını bil!”
“Kız öyle deme! Adam çok çalıştı! Kaç kilo verdi, baksana!”
“Bırakın Allah aşkına ya! Asıl ben kaç kilo aldım, ona bakın!”
“Oho! Sizin ilk toplantınız böyleyse, yandı keten helvam…”
“Gerçekten, herkes fikirlerini göndermeye başlasın lütfen!”
“Sululuğu keselim arkadaşlar. Marion! Sen başlar mısın?”
ARKIN ÇALAPALA .
285
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
286
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
288
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Şu güzel: Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine gelen her bir
peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.”
“Yasin.40.”
“Ne güneşin aya çatması yaraşır ne de gece gündüzü geçebilir.
Onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.”
“Ay ve güneş yüzüyorsa, dünyamız da yüzüyor olabilir mi? Bu
durumda sürekli su içinde olmalıyız. Ona göre tedbir almalıyız.”
“Bütün âlemler içinde Nuh’a selam olsun!”
“Şüphesiz İbrahim de onun kolundandı. Çünkü o Rabbine
tertemiz bir kalp ile gelmişti. O babasına ve kavmine şöyle demişti.”
“Siz nelere tapıyorsunuz? Yalancılık edebilmek için Allah’tan
başka ilahlar mı istiyorsunuz? Alemlerin Rabbini ne sanıyorsunuz?”
“Allahsızlık yalancılığın önünü açar. Bütün insanlar hakkı’yla
Allah’a inanırsa yalancılıkların tümü biter. Kısaca, doğrunun referans
noktası Allah’a inanmaktır.”
“Taha ve Yasin sureleri Kur’an yazılmadan önce indirilmişse,
meleklerimiz de “bu surelerin indirildiği ümmet ne güzel” gibisinden
bazı laflar ettiyse, o zaman meleklere bu lafları söyleten Allah, bizim
ümmetimizi gerçekten de seviyor demektir. O zaman, bütün insanları
bizim ümmetimizden yapmamız şart oldu!”
“Mutasyon Tantra! Daha Necromanicon. Akın Şahin’den fena
bir roman tasarımı. Olaylar Mısır ve Paris arasında geçer. Şaka gibidir
‘bu, kitaplar. Şaka gibidir’den sonra o virgül bir şekilde gelir. Böyle
eflatunumsu, platonumsu, sezarımsı, tuhaf bir serüvenin esrarengiz
uç boşluğunda ayakkabı boyanırken okunursa… Alo!”
“Biggest! Smallest! ABDEST! Tamamen rastlantı! Ne alaka!”
“İç çamaşırı giyme alışkanlığı aslında dış çamaşırı giyinmeme
veya uyduruktan giyinme alışkanlığını üretiyor olabilir. Nasıl yani? İç
çamaşır giyinmeyi bırakırsak kıyafetler eski hallerine döner mi?”
“Yok artık! Trafik oluşmadan cevap gelmeli.”
“İsteyen istediğini giysin kardeşim! Boş işlerle uğraşmayın!”
“Ölüm yerçekimi kuvvetidir.”
“Yerçekimi kuvveti ölümlülere dairdir.”
ARKIN ÇALAPALA .
289
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
290
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
291
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
292
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
293
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
294
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
295
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
296
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Yirminci Bölüm
AKIN ŞAHİN
Ömer Göksel | Veda (Walzer) | 02:01
Allah kendisinden başka ilah olmayandır. En güzel isimler O’na
mahsustur. … Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver. Muhakkak
ki ben, yalnızca ben Allah’ım. Benden başka ilah yoktur. Bana kulluk
et! Beni anmak için namaz kıl! Kıyamet günü mutlaka gelecektir.
Herkes peşine koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye, neredeyse onu
kendimden gizleyeceğim. … Ey Musa! Sevilmen ve benim nezaretimde
yetiştirilmen için sana kendimden sevgi verdim. … Ona yumuşak söz
söyleyin. Belki o aklını başına alır veya korkar. … Rabbim ne yanılır ne
de unutur. … Korkma, dedik, üstün gelecek olan kesinlikle sensin. …
Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarından yiyiniz. Bu
hususta taşkınlık ve nankörlük de etmeyiniz. Sonra sizi gazabım
çarpar. Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o yıkılıp
gitmiştir. Şu da muhakkak ki, ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş
yapan, böylelikle doğru yolda giden kimseyi bağışlarım. … O gün
insanlar davetçiye, İsrafil’e uyacaklar. Ona karşı yan çizmek yoktur.
Artık, çok esirgeyici Allah hürmetine sesler kısılmıştır. Bu yüzden,
fısıltıdan başka bir ses işitemezsin. … Rabbim, benim ilmimi arttır, de!
… Ey Adem, dedik, bu hem senin için hem de eşin için büyük bir
düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulur, sıkıntı
çekersin. Şimdi burada senin için ne acıkmak vardır ne de çıplak
kalmak. Yine burada sen susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da
bunalmayacaksın. Derken, şeytan onun aklını karıştırıp, Ey Adem,
dedi, sana ebedilik, sonsuzluk ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı
göstereyim mi?… Sen onların söylediklerine sabret. Güneşin
doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et,
gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında, iki ucunda da tesbih
et ki hoşnutluğa eresin. … De ki: Herkes beklemektedir. Öyle ise siz de
bekleyin. Yakında anlayacaksınız, doğru düzgün yolun yolcuları
kimmiş ve hidayette olan kimmiş.
“Bilmiyorum. Sorduğun soruların cevabını ben bilmiyorum.”
“Humani! Beni resmen hasta ettiniz ya! Matrakçı Nasuh’u boş
ver sevgilim, Asena, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Odessa var, İlyada
da var. Takılma! Biz şehirlerimizi birebir resmeden veyahut anlatan
sanatçıların hepsini iyi biliriz. İstersek de onları hemen buluruz. Ama
ARKIN ÇALAPALA .
297
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
299
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
300
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
301
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
302
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
303
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
304
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
306
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
veya gereklilik yoktur. Her insan her yerde her istediği ile evlenebilir,
yeter ki evlenecek insanların rızıkları ve iradeleri tam ve özgür olsun.
Her insan, anne baba soyunu sürdürdüğü için, kendi ismi ile birlikte
anne babasının soy isimlerini de taşır ve kendi çocuklarına bu soy
isimlerden yalnızca bir tanesini verebilir. Her insan tek başına veya
başkalarıyla ortaklaşıp her türden mülk edinme haklarına sahiptir.
Mülksüzleşme Yasası’nın uygulandığı şehirler dâhil, her türlü mülk
tapusu ve faturası, o insanın kendisi veya Para Polisleri tarafından
saklanır ve de arşivlenir. Her insan “düşünce” özgürlüğüne sahiptir.
Düşüncelerini her türden yöntemle yayma hakkı bütün şehir devlet
uygulamaları dâhilinde hep oluşturulur. Düşüncelerin gelişmesi için
araştırma yapmak gereklidir ve her insanın her şeyi araştırma hakkı
her zaman sağlanır. Her şehir devletindeki bilgi melekleri bu konuda
uygulama üretip detaylı hesap vermekten sorumludur. Her insan, bir
mekânda, toplum polisi ve mekân sahibi izni ile gösteri, yürüyüş ve
tören yapma hakkına sahiptir. Kamu mekânları her yönüyle her türlü
uygulama dâhilinde ilgili şehir devletinin başkanı ve yardımcısının
sorumluluğundadır ve İnsan Parlamentosu gözetimindedir.
Her yaştan her insan, istediği her tür eğitimi bilgi meleklerine
“talep yapmak” kaydıyla alır. Bilgi melekleri ve sanat polisleri, medya
polisleri ve bu gibi müesseseler ortaklaşa komisyonlar ve oylamalar
aracılığı ile çalışmalarını yürütürler.
Yetim, öksüz, aç, evsiz, işsiz, hasta, sakat, dul, yaşlı ve engelli
vatandaşların bakımları ve sorumluluğu o şehir devletin başkanı ve
yardımcısındadır. Bu konuda tüm insanlar gözlem yapabilir, herkes
yetkindir ve İnsan Parlamentosu’na talep yapıp bilgisini ve delillerini
paylaşabilir. Delikanlı dediğin bunları korumakla yükümlüdür.
Sosyal güvenlik, sigorta, adalet, eğitim, sendikalaşmalar, sivil
toplum kuruluşları, elverişli ve iyi koşullarda çalışma, işsizliğe karşı
korunma hakkı, ücretli izin, eğlence, kültür ve diğer tüm toplumsal
konularda, şehir devletinin başkanı ve yardımcısı mutlak yetkilidir.
Uygulamaları izlemek veyahut müdahale etmek, İnsan Parlamentosu
yetkisindedir.
Seçimler ve bir uygulamanın durdurulması veya oylanması, o
şehirde yaşayan insanların çevrimiçi katılımıyla gerçekleşir. Bir şehir
devletinde; birden az başkan olabilir ama birden çok başkan olamaz
fakat başkan yardımcısı olabilir.
ARKIN ÇALAPALA .
307
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
308
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
310
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
311
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
312
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
313
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
314
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
kadar teker teker herkesi ve her şeyi aradım fakat hiçbir iyi habere
ya da net bilgiye ulaşamadım. Herkes büyük bir tedirginlik içindeydi
ve onu aramak için Deren’i anneannesine bırakmam gerektiğini akıl
ettiğimde, bir defa daha çıldırmak sanırım benim kaderimdi. Paris’in
annesi o sabah niyeyse kalp krizi geçirmişti ve iki üç hafta hastanede
müşahede altında kalması, yoğun bir bakımla iyileşmesi gerekiyordu.
Paris’i televizyonda gördükten beş altı saat sonra, Macron ve
Kraliçe kelimelerinin yerlerini değiştirmem gerektiğini fark edip vaz
geçtikten sonra, Artbat ile DJ Tarkan aynı anda çalıyordu diye panik
yapmış ve fikirlerimi dağıtıp toplayarak net beyin jimnastiği yapma
eylemine başlamıştım ki “Namazda tekrarlanan mikro yahut makro
hareketlerin tümünün “yavaş çekimle uzun zamanda tecrübe edilen
halleri” asıl İslam sanatının alfabesini üretir.” cümlesini yazdım.
Ben olağanüstü saf bir roman kahramanı gibi güçsüz değilim.
Paris’i televizyonda gördükten beş altı saat sonra, odasındaki çalışma
masasının zamanlı anahtarlı çekmecesini kırıp ona hızla kavuşmamı
sağlayacak herhangi bir bilgiye ulaşmak için çabalarken bir defter
buldum. Bu defter boş bir defterdi fakat içinde üç tane mektup zarfı
vardı. Zarfların dolu oldukları her hallerinden belliydi. Bunlar “okur”
mektubu olmalı, deyip bir köşeye sıpıttım. Sadece zehruyuşturucuyu
değil, sigarayı da bırakma kararımın ürediği ilk an işte bunları temize
çektiğim ilkbahar ki masalı gerçekte yaşayan Deren E.’ye sorsanız
son ilkbahar olduğu için sonbahar, der o, nokta. Bir gün sonra, acaba
o mektuplarda lezbiyenlik, iğnecilik ve ensest iğrençliği dâhilinde bir
şeyler bulabilir miyim merakıyla okumaya başladığımda, düz kafayla
okuduklarıma inanamadım.
Kilitli çekmecede bir şey bulamadığıma hayıflanıp tümeni kır,
Deren’in yanına gittim. Kızımız televizyon karşısına öylece oturmuş
ve sabırla Paris’in gelmesini bekliyor gibiydi. Onun o iri masum halini
görünce yanına gidip sıkıca sarıldım, öptüm onu, acısını paylaşmaya
çalıştım. Başardım mı, bilmiyorum.
Tüm kanallar sabah saatlerinde (gözün çaresiz olduğu anı da
ispatladım bak, görüyor aslında ama akışı durduramıyor ki) yaşanan
olayların yatıştırıldığını ve o silahlarla eylem yapanların etkisiz hale
getirildiğini açıklıyordu. Anayasa o anlarda zaten kabul edilmişti ve
yarın İnsan Parlamentosu tüm bu kötü yaşananlara rağmen işletime
sokulacak, çalışmalarını ve erkini mutlak olarak başlatacaktı. Haber
kanallarında yapılan yorumlara bakılırsa, dünya nüfus sayımlarına
ARKIN ÇALAPALA .
315
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
316
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
317
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
kalması gerçeği ile kıyaslanınca adeta devede kulak veya atta sinek
gibi kalıyordu. Okur mektuplarının ilk ikisini hop bitirdiğimde Paris’e
olan kızgınlığım epey artmıştı fakat üçüncü mektubu da okumalıyım
diye düşünmüş ve o mektubu da okuduktan sonra şundan iyice emin
olmuştum ki bu okurun eşime duyduğu aşk karşılıksız bir aşktı.
Evet, bu aşkın karşılıksız olması bir tarafa, hemen söyleyeyim
ama siz de hemen unutun, bu mektupları kankamız GGG’nin yazıp
göndermesinin temel sebebi, İnsan Cumhuriyeti ekibinde yaklaşık
altı ay cirit atan ajanı yakalamaya çalışmak uğraşı imiş. Yani Paris
mektupların aslen GGG tarafından yazıldıklarını gayet iyi biliyor ama
kimlik tespitinde mutlak bilgiye erişebilmek için kendilerince oyun
çeviriyorlar. Paris’in birkaç köşe yazısında bu silik onun okur tavrına
uzak durma kararıyla ilgili açıklamaları da var ki bu da kurguymuş.
Yine de bana hiçbir şeycik anlatmadan ortadan kaybolması
affedilecek bir hareket değildi. Üçüncü mektupta yazanlara bakılırsa,
bu ajan Paris’i evimize kadar takip etmiş bile olabilir. Ki Paris’in tüm
bu durumlarda kızımız Deren’i risk altında bırakmış olma durumu
beni çok kızdırıyordu. İnsan, bütün insanları rahat ettireceğim diye
kendi öz evladının hayatını riske atar mı? Siz yapabilir miydiniz?
Paris yapabiliyor. Konuyu buradan değiştirmeyelim.
İki ihtimal vardı. Paris ya tutuklanmıştı, “gözlem altın”day’dı
ki tutuklayan taraf bu az önce bahsettiğim ajanın kendisi için çalıştığı
insanlar bile olabilirdi, ya da Paris ve GGG başka tür işler çevirdikleri
için Paris’e ulaşmam zorlaşmıştı.
İyi de ona ulaşmak ve onu tutuklamak isteyen birileri olsaydı,
ilk önce bakacakları yer evimiz olmaz mıydı? Oysa bugüne kadar ne
bir gelen vardı evimize, ne de kendisini soran vardı.
Ya konferans salonunda tutuklandıysa?
Belki de tutuklanma fikri tamamıyla saçma. Bu kurucu ekibin
hareket tarzı belki de budur. Can güvenliklerini sağlayabilmek adına
“gizlenmek” kararı da almış olabilirler.
İşte böyle büyüyen binlerce kurşuni düşüncenin çapraz ateşi
altında alevleri körüklenen fıstık gibi cehennemin zıpır dönüşünün
ortasında bakakalmıştım içinde yaşadığım zamanın acı gerçekliğine.
Her şeyi bir kenara bırak, dedim kendi kendime. Dünya güzeli kızım,
yaşama sebebim Deren’le artık daha fazla ilgilenmem gerekiyordu.
ARKIN ÇALAPALA .
318
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
319
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
320
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
321
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
323
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
324
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
325
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
var. Tıpkı sizin gibi onlar da nefes alıyorlar, hissediyor, bir şeyler için
çabalıyorlar. Konu sadece çikolata değil. İnsanlar insanları gerçekten
de fark edip özen gösteremedikleri için insan olmanın nasıl güzel bir
şey ve ne kadar yüce bir duygu olduğunu oldum olası öğrenemiyorlar
ve anlamıyor, bilemiyor daha da kötüsü yaşayamıyorlar. Her varlığın
bin bir çeşit, milyon çeşit varoluş anı var. Hem bakkal kendi çocuğuna
da bu kadar sıradan yahut lakayt davransa ya. Yok, o kendi çocuğu ya,
o öz evladı ya, ona öyle davranamaz. İşte bütün mesele bu noktada
düğümleniyor. Dünyadaki her insana kendi kardeşimiz gibi bakıp
ona göre davranmalıyız ama bunu bir türlü başaramıyoruz biz. Her
çocuğu özenle ve dikkatle, sevgi ve şefkatle izlemeli, büyütmeli yahut
böyle büyümesine destek olmalıyız ama bunu da hiç umursamıyoruz.
Konu yalnızca çikolata olsa, keşke fakat öyle değil.
İnsanlar “çok” değişik rastlantılar ve şans sayesinde yan yana
geliyorlar. Bunu başarıyorlar. Fakat diğer insanlar yaşam alanlarına
bir şekilde öyle kötü müdahalelerde bulunuyorlar ki, bir süre sonra,
gerçekte yaşanma ihtimali olan çoğu güzellik ve iyilik yaşanamamış
oluyor. Her bir insana ve insanların yan yana gelerek oluşturdukları
topluluklara o kadar az özen gösteriyoruz ki, bu yüzden iyi ve güzel
insanları daha fazla tanıyıp onlardan bir sürü güzel, sevgili ve iyi şeyi
öğrenmenin ve bu iyilikleri, güzellikleri hayatlarımıza uygulamanın
keyfini de tadamıyoruz.
Her insan elbette ki bir ormandır, fakat bugünkü toplumlar ve
insanlar sadece katliamlar ve parasal oyunlarla, döngülerle meşgul
oluyorlar. Ve tüm bu olanlara rağmen insan hala o kadar saf, naif bir
düşünce sistemine sahip ki kendisine bunu yapan hoşafları bırakın
cezalandırmayı veyahut yok etmeyi, bu fikri veya düşüncelerini bile
üretmeye niyetlenmiyor. Aynı anda iki bin canlı bombanın en büyük
iki bin şehirde kendisini patlattığını düşünün, ne demek istediğimi
rahatlıkla anlayacak, terör denen pisliğin üremesindeki asıl sebebin
“kontrolsüz öfke” olduğunu bir çırpıda fark edeceksiniz.
Onların yani teröristlerin de doğduklarında tamamen masum
ve günahsız olduklarını biraz dikkate alabilirseniz eğer, bunu onlara
insanların, toplumların, kötü sistemler ve döngülerin dayattığını fark
etmemeniz bence imkânsız. Teröristlerin neredeyse tümü, psikolojik
baskı ve tehditlerle veya uyuşturucuyla “yalnızlaştırılmış insan” olma
durumunu yaşamıştır. Ki bunların birçoğu üzerine, içine doğdukları
topraklar ellerinden öyle ya da böyle alınmış ve toplumları dağıtılmış
ARKIN ÇALAPALA .
326
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
327
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
328
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
329
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
330
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
332
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
333
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
334
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
335
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
şeyi görüyorsa, elbette ki her şeyi bilen olması gayet doğal, olağan ve
nettir. Allah’ı önce öğrenip sonra öğretiniz! Acele ediniz!
Ey aslında ilim fakiri olduğu için bilimin çılgın ve tehlike dolu
sularında kaybolan zavallılar! Hey gidi kumarbaz cahiller! O öyle bir
Allah’tır ki nefsimizi en iyi bilen de yine O’dur. Allah, aldığımız her
nefesin en ufak sesini ve o nefesle yaptığımız en mikro hareketi dahi
işitip, görüp bildiği için, daha önemlisi, almadığımız ve verdiğimiz
yahut vermediğimiz tüm nefesler için de aynı şey geçerli olduğu için,
nefsimizi bizden daha iyi biliyor ve bu yüzden de kaderimizi yazıyor
olması gayet doğaldır, mantıklıdır, dürüstçe ve akıl kârıdır. Ey nefsini
köreltemediği için körleşip o “en doğru” yoldan sapmışlar! Ey düzgün
işitmeyi bilmediği için kendi kaderini kendisi bozan çıtkırıldımlar!
Yüce Allah’ımız, olur da bir an gelir, biz nefsimize hâkim veya savcı
olamayız diye, bari eşimiz bize hâkim olsun diye bizleri çifter çifter
yaratmıştır. En doğrusunu her zaman âlim olan Allah bilir. Ve biz aciz
kulları, onu anlamak varken, belki de onu anlamamak için şu dünya
malına, mülküne tapar dururuz. Ki mülk de Allah’ındır. Bu yüzden de,
yine O’nun iradesi altında, yine O’na tapmış sayılırız, bilmeden.
Siz salak mısınız efendiler? Mal mısınız ya? Dangalak mısınız?
Allah Mü’min Suresi’nde ne diyor? Allah’ın ayetleri hakkında inkâr
edenlerden başkası tartışmaya girişmez. Bu ne demek? Mümin olan
Allah’ın ayetlerini olduğu gibi kabul eder, demek. Ben size daha ne
diyeyim, bilemiyorum ki! Cahilsiniz işte, zalimsiniz! Sürekli ve olağan
ödüksünüz olm sizler! Tırtsınız! Tırt! What? Tırt!
Ey makamlarını birer markaya dönüştüreceğine şu akıllarını
birer hırkaya dönüştürmeyi ve kıvrak sandıkları o sapkın zekâlarıyla
öpüştürmeyi dahi akıl edemeyecek derecede soysuzlaşanlar! Şimdi
şunu ezberleyin ki; “İman etmiş olamazsınız birbirinizi sevmedikçe,
cennete giremezsiniz iman etmedikçe.” kalbiniz temizlensin!
Büyük Hac meselesine gelecek olursak, şunu iyice biliniz ki
Müslümanlar da Müslüman olmayanlar da her an unutuyorlar. Büyük
Hac sonrasında Allah’ın ve Resulünün Müslüman olmayan kesimlerle
yaptıkları antlaşma sona ermiş olacaktır. Öyleyse tüm insanlar en geç
Büyük Hac vakti Müslüman olup şehadet getirmeli, imana gelmelidir.
Bu yüzden zorlu Kıyamet Provası’nın dili Arapça, duası ise Kur’an-ı
Kerim olmalıdır. Besteler ve tarz, tüm coğrafyalara dair olmalı!
ARKIN ÇALAPALA .
336
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
tek bayrak, tek vatan, tek devlet! İşte İnsan Cumhuriyeti tam olarak
budur, bu temelde algılanmalıdır.
Tek millet; yaratılmış olan tüm insanları hatta tüm canlıları
ve hatta her şeyi temsil eder. Allah her şeyi yaratan olduğuna göre,
her şey aslında birlik içindedir ve tek millettir. Ve sizler bugüne kadar
bu aziz insan milletini, kutlu emaneti ayrıştırıp durdunuz, parçalayıp
durdunuz, sömürüp durdunuz. Biraz olsun akıllı olun, akıllı!
Tek bayrak Hz. Muhammed’in sancağı olabilir. O zaten, ancak
Kur’an-ı Kerim olabilir. Kur’an-ı Kerim’i inanarak ve de inandırarak
okumayan insanlar sonunda, her zaman, hep, bir şekilde kaybettiler,
kaybetmeye mahkûmdurlar, kaybederler.
Tek vatanımız Allah’ın mülküdür ve bu mülk her biri ayrı ayrı
halife olan bütün insanlar tarafından onurla, adalet içinde, barışla ve
demokrasiyle yönetilmelidir. Siz kim oluyorsunuz da yüce Allah’ımın
mülkünde, kuralları, kanunları, haramları, yasakları, günahları zaten
yüzyıllardır pek belirgin olduğu halde, kafanıza göre yeni yeni, saçma
sapan kanunlar yapmaya kalkışıyorsunuz? Allah’ın kanunları zaten
her an ve her yerde yazılıdır, yazılmaktadır, yazılıyor olacaktır. Fakat
anlayanlar için elbette. Siz kim oluyorsunuz da Allah’ımın mülkünde,
Allah’ımızın sonsuzlukla dolaylı dolaysız olarak çalışan ilmini inkâr
edip bilim denen acayipliği ve saçmalığı icat ediyor ve bu bağlamda
insanları köleleştiriyor, yeryüzünü azap dolu bir tasarımla boğuyor
ve bozuyor dahası mahvediyorsunuz? Allah’ım bunları görmüyor mu
sanıyorsunuz ey cahiller! Açın da Kur’an-ı Kerim okuyun! Sefiller!
Tek devlet, organik demokrasi fikri ile oluşturulmuş ve ancak
bu fikir etrafında belirmiş teorilerle yönetilen, Cumhuriyet esaslı bir
yapılanmadır. Çünkü hak ancak bu sayede korunur. Ezberleyin!
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek. Siz kim oluyorsunuz
da yüce Allah’ın yarattıkları üzerine zar atıyor, tasarruf hakkı iddia
ediyorsunuz? Devam edin kardeşim! Günü geldiğinde herkes yaptığı
her şeyin hesabını tek tek verecek. Gelecek yine ölümsüz gerçek, şu
ölümlü yalan bir anda bitecek. Dağlar yürüdü, sular coşuyor. Devam!
Mülk Allah’ındır ve adalet mülkün temelidir. Gerçekten adalet
isteyenler işte bu yüzden ilk önce ve her zaman Allah’tan korksunlar.
İnsan Allah’ın yeryüzündeki halifesidir, yaratılmış en şerefli varlıktır.
İnsanı yaratan yüce Allah’tır çünkü her şeyi yaratan yüce Allah’tır. Siz
utanmıyor musunuz Allah’ın mülkü olan her şeyin minnacık bir kısmı
ARKIN ÇALAPALA .
338
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
339
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Ey Arabistan Kralı!
Sen kim oluyorsun da Müslümanların, Hristiyanların dahası
bütün inananların hacca gitmelerine engel üretiyorsun? Dünkü bebe!
Senin sülalen yokken biz o çöllerde aslan beslerdik millet olarak. Sen
kim oluyorsun da Allah’ın kanunlarını hiçe sayanlarla işbirliği yapıp
canım kutsal topraklarımızda kargaşaya, zulme ve ihanete sebebiyet
veriyorsun? Allah sizleri en kısa zamanda bozguna uğratır ve yerinize
daha akıllı, iman dolu insan ve yöneticiler getirir inşallah! Âmin!
Ey Pentagonluların da kafasını karıştıran Evangelistler!
Siz kim oluyorsunuz da yüce Allah’ın mülkünde insanları ve
toplumları ayrıştırıcı teorilerle her an zehirleyip bölüyor ve halkların
öz kaynaklarını sömürüp zenginleşmeye çalışıyorsunuz? Yahu sizler
kim oluyorsunuz da Süleyman’ın saltanatının sadece asasını yiyen bir
pire yüzünden sonlandığını bilmeden, onunla bunu ve şununla onu
birbirine düşürüp o iğrenç tezgâhlar ve hokkabazlıklarla yeryüzünde
bozgunculuğa sebebiyet veriyorsunuz? Allah sizi ve ülkenizi en kısa
zamanda bozguna uğratır ve yerinize akıllı ve iman dolu toplumlar ve
yöneticiler getirir inşallah! Âmin!
Aklınızı başınıza toplayın! Beni oraya getirmeyin!
Üşenmem, ışık olur gelirim, gözlerinizi kör ederim!
Hiç acımam, çığlık olup gelir, kulaklarınızı sağır ederim!
Ölüm olur gelir, zebani nasıl olurmuş, gösteririm.
Kendi halklarınıza ettiğiniz zulmün haddi hesabı yok!
Siz nasıl insansınız ya! Yüzleriniz de bakışlarınız da hileli!
Siz nasıl insansınız ya! Kıyafetleriniz hep pahalı, hep yeni!
Siz nasıl insansınız ya! Refleksleriniz dahi oldukça düşünceli!
Siz nasıl insansınız ya! Kandırmak sizin tek amacınız, belli!
Siz nasıl insansınız ya! Birileri size dur demeli, sabretmemeli!
Siz nasıl insansınız ya! Birileri size hak ettiğiniz dersi vermeli!
Siz nasıl insansınız ya! Birileri sizin iç yüzünüzü göstermeli!
Siz nasıl insansınız ya! Birileri halklarınızı hemen uyarmalı!
Siz nasıl insansınız ya! Biri çıkıp bunlar insan değil, demeli!
Siz insan mısınız?
ARKIN ÇALAPALA .
340
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
341
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
342
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
343
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
345
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
346
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
347
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
348
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
350
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
351
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
352
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
353
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
354
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
355
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
356
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
süslemeyi? Helal olsun sana ya! Ben neler neler hayal ediyorum da,
bu neden benim aklıma gelmedi, anlamıyorum. Demek ki bu da senin
kısmetinmiş Reis. Allah arttırsın! Âmin!
Geçen gün evin balkonunda otururken aklıma Kara Yıldızlar
isimli bir kitap yazmak geldi. Sonra başladım tuhaf tuhaf tamlamalar
arasında dolaşmaya. Dur sana da yazayım, belki de aklına bir iki fikir
gelir. Biraz uzun ama olsun, sen sabırlı adamsındır, bilirim.
Rüyaların Prensi Şerif, Gözleri Güneş Güzel, Siyahımsı Peçete,
Maskeli Balo, Pardon Perspektif, Desenli Yağmurlar, Mükemmelleri
Buluşturan Sokaklar, Zamanda Yolculuk Yapabilen Rüzgâr, Bisikletli
Kızlar Çetesinin Şehri, Karanfil Kokulu Su, Kelimelerin Ölümleri, Pek
Mutlu Aşıklar Şehri, Kedi Oyunları, İnsan Atölyeleri, Beyaz Karanlık,
Âlem Yaratanların Âlemi, Renklerin Esrarlı Hanımı, Rüya Halısı, Mavi
Daktilo, Sessizliğin Esrarı, Yeşil Yansımalar, Kokusuz Tatların Gizemi,
Hayal Havuzu, İnsan Kuşlar, Uçan Çiçek Rüzgârı, Fosfor Facialarından
Önceki Geri Sayım, Pembe Para, Kırmızı Mermerler, Kremli Karizma,
Kahverengimsi Küllük, Bordo Bunalım, Azmış Çoğalmak İster, Büyü
Günahsa Büyümek Daha Günah, Kiralık Kıyamet, Surat Köprüsü, Kim
Sakladı Hırkayı, Ayak İzi Kimde, İman Kimde, Kuş Kalbi, Pencerenin
Masalı, Bahçenin Masalı, Çiçekli Piyano, Kaderin Cilvesi, Altın Bisiklet
Nerede, Seyre Diyorsun, Gümüş Daktilo, Ay Yıldız, Cebri Şiir, Sıktım
Öldü, İm İma İman, Salak Put İle Avanak Heykel, Köle Bakışı, Zarafet
Zarfı, Gülümseyen Buse, Aşk Tatlısı, Cep Telefonu Hapı, İnce Çizgi…
Aslında kafamdaki hayallerin, cümle ve kelimelerin ucu başı
yoktur, bilirsin, fakat şimdi müsaadenle daha ciddi, önemli meseleleri
yazmak istiyorum. İslam bunların başında geliyor her zamanki gibi.
Bu nasıl İslam? Kadın erkek örtünüp camide yan yana namaz
kılamıyor ama soyunup yan yana denize girebiliyor. Hristiyanlar en
azından ikisini de birlikte hatta çoluk çocuk yapabiliyor. Ne dersin?
Bana sorarsan terör, içki, kumar, hırsızlık, zina, yalan, küfür,
şirk ve benzeri bütün kötülükleri bitirip erkeklerin zehirlenmelerini
ve doğru yoldan çıkmalarını engelleyebilirsek, yeniden evlerine yani
yuvalarına, çocuklarına, eşlerine dönüp geleneksel “aile” kavramıyla
iç içe yaşamaya tekrar başlayabilirler. Bu naif durum daha huzurlu
yaşayıp daha çok ibadet etmelerini, daha risksiz ve güvenli biçimde
çoğalmalarını da sağlayacaktır. Bunun için önce Gıda Devrimi sonra
da Kumar Devrimi ve İçki Devrimi yapmamız lazım.
ARKIN ÇALAPALA .
357
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
359
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
360
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
361
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
362
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
363
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
364
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
365
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
366
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
367
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
368
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
369
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
370
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
371
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Kim kime ne yapmış? Kim neyin reklamı ile kime göz kırpmış,
kimi gözaltına almış, kime göz atmış, kimi göz etmiş? Kimler yıldızları
ve hafızaları silebileceklerini sanmış acaba? Kimler kıyamet ağıtlarını
aramış da Kur’an-ı Kerim hakkını gözetmek hep unutulmuş? Kimler
çocukları yaşlandırmış? Kimler kimleri nasıl aptal etmiş? Cam şişeli
içecek kapaklarının üreticileri ile araba lastiği üreticileri ve kaldırım,
sokak mühendisleri arasında ne gibi anlaşmalar ve savaşlar varmış?
Ortada bir antlaşma varsa mutlaka bir savaşın da var olması ihtimali,
gerekliliği kimin gözünden kaçmışmış? Neler neler nelerin üretimini
yavaşlatmış ve neler nelerin tüketimini hızlandırmış? Bunu yapanlar
insanların alışkanlıklarıyla oynayıp kolay para kazanma cahilliğine
ve zalimliğine genlerindeki hangi pisliğin etkisi dolayısıyla bulaşmış?
Kimler hangi türden “organize kötülükleri” neye binaen tasarlamış?
Kimler kamu mallarını, parklarını ve bahçelerini hatta meydanlarını
kimlere ne amaçla kaç paraya ne kadar süreliğine yobazca kiralamış?
Kiralamaların önünü açan ve kira süreleri belirleyen yasaları ve buna
benzer sömürgen yasaları kimler kimlerle bir olup çıkarmış, sonra da
meclislerden geçirmiş, yayınlamış? Bu kişilerin yaptıkları diğer yasa
ve kanunlar da dikkatle incelenmiş mi? Peki, bu yolla alınan paralar?
O paralar “alındı” gibi gösterilip, nerelere “harcandı” gösterilmiş ve
kimlere dağıtılmış? Hangi kanunu kim nerede neden kiminle nasıl ne
zaman çıkartmış? Kimler bu rezil kanunları onaylamış? Kimler hangi
kanunları onaylatmış? Kıraathane ve barlarda erkeklerin zehirlenip
eksiltilmesi ve güçsüzleştirilmesi yoluyla yuvalarımızın yıkılmasını
kimler tasarlamış? Neden hiç kimse suyu dekorasyon yoluyla taşıyıp
temizlemeyi ve arıtmayı akıl etmemiş? Bu nasıl insanlık kardeşim!
Dua edelim de Allah yıldızları silmesin!
Kendi şehrinde dolaşmayan büyük lastiklerin yükseklik farkı
bilgisini kimler hangi işlerinin takibinde kullandı? Sigara dumanının
“akış yönünün” rüzgârın hareketi bilgisini verdiğini kuşlardan başka
kimler ciddiye aldı? Peki, kuşların dökülmüş kanatlarındaki delilleri
kimler topladı? Asil kuşları çiftleştirmek için kanatlarını kesmek ve
çiftleşme sonrasında bu kesik kanatları koparıp kanatları yeniden
çıkartabildiğimiz bilgisi neden bu kadar geç anlaşıldı? Hak, haklı olan
insanlara ve canlılara neden teslim edilmedi? Kınalar niye yakıldı o
kına gecelerinde? Allah’ın davul zurna çalın ve eğlenin diye bir emri
vardı da biz mi bilemedik ulan? Nikâhlar yapılmaz veya geçersiz hale
getirilmeye uğraşılırken, düğünler neden yapıldı? Nikâhların kronik
ARKIN ÇALAPALA .
372
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
373
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
374
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
375
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
376
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
377
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
378
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
379
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
380
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
381
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
383
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
384
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
385
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Bu işleri kotarabilmek için ona buna taş atmaya gerek yok, imanı ve
ahlakı yerinde, kaliteli ve ciddi birkaç ekip çalıştırmak yeterli olacak
ve unutmayı engelleyici istatistiki tedbirlerin halklarımızla paylaşımı
bu süreci hızlandıracaktır. Bu ekip, hem Kur’an-ı Kerim’i hem de yasa
ve kanunları, adaleti, insan hak ve ödevlerini bilmeli, İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesi’nin aslında insanları insanlıklarından çıkartıp
doğru yoldan saptırmak amacıyla üretilmiş “büyük ve organize” bir
palavra olduğunun gayet farkında olarak felsefe yapmalı, edebiyat
üretmeli, medyatik yaklaşımlarda bulunmalı ve daha birçok ilmi veya
bilimi biliyor, hayata uyguluyor olmalıdır. Hâkim demek sadece basit
hukuk bilgisine sahip olmak veya hukuka, usule hâkim olmak demek
değildir, ne kadar çok ilme hâkim olursak o kadar çok adalet sağlarsın
demektir, bence. Ki yüceler yücesi Allah sırf bu yüzden hâkimlerin
hâkimi değil midir? Öyle değilse nedir? De bakalım!
En çok neyi merak ediyorum biliyor musun: İman kimde? İşte
bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Bence dünyamızın en iyi
insanı kim ise, “iman” da ondadır. Peki, bir soru daha: Yeryüzündeki
tüm günahlar ve sevaplar aynı terazide tartılıp denk ve eşit geldikleri
an, o an “zamanın durma ihtimali” var mı sence? Çünkü şu sıralar o
çizgiye çok yakınız, haberin olsun! Allah hakkıyla bilendir tabi, ben
bilmem, biz bilemeyiz, bunu bilemeyiz, bunu kimse bilemez.
Camilerden bahsederken unutmadık fakat yinelemekte fayda
görüyorum, Cuma namazı hutbelerinde ve bazı “vaaz pratiklerinde”,
yetkili kişiler, bence, sadece Allah’ın peygamberlerimize “De ki..” diye
emrettiği şeyleri anlatmalı ve bu konuları açıklamalı insanlara. Ben
şahsen koca peygamberin ve peygamberlerin Allah’ın emrinin dışına
çıkıp günaha bulaşacaklarını hiç sanmıyorum. Bu noktada hadis ilmi
de âlimi de dikkatli olmalıdır çünkü mezhepçilik denen ve birçok dişi
olan canavar bu konu yüzünden de yaygınlaşıyor ve kontrol edilemez
bir hale geliyor. Ne olursa olsun, bence peygamberlerin hepsi Allah’ın
kendilerine “De ki..” diye emretmiş olduklarını demiş olmalılar sade
insanlara. Zaten en gerçekçi ve hiç yıkılmayacak olan camiler beton,
taş, cam, uranyum, karbon alaşımlarından veya mozaiklerden, vitray
ve benzeri teknolojilerden yapılan camiler değil, insanla insanlık ve
insan için insanlarla yapılan camiler değil midir? Adalet de böylesine
sağlıklı inşa edilmeli aslında, sadece insanlar ve insanlık için sadece
insanlar, insan olanlar tarafından yapılmalı. Elbette hâkimler adaleti
sağlar ama günümüz hâkimleri cahil, cahil sanılan halklar ise hâkim
ARKIN ÇALAPALA .
386
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
387
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
389
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
391
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
393
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
394
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
395
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
396
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
397
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
yıl, kim, kime, ne gibi acılar çektirmiş, neden çektirmiş, işte bütün bu
bilgiler şarkılarda ve filmlerde kayıtlı, marşlarda, türkülerde, ağıtlar
ve operalarda kayıtlı, tiyatrolarda ve showlarda kayıtlı. Bu kayıtları
bir an evvel toplamalı, yorumlamalı, yayınlamalıyız.
Sorup soruşturmak lazım Reis!
Kimler, hangi insanlar ve kavimler, hangi topraklarda ne tür
acılar çekmişler? Şarkılar bunları binlerce yıldır anlatıyor. Filmler ise
bunun da ötesinde, anlatmakla kalmıyor, ispat ediyor. Tüm filmler bir
şekilde hayatı anlatıyor, bazen gerçek görüntülerle bazen de gerçek
bilginin hayal gücüyle örtüşmesi sayesinde. Allah isterse o bilgileri
yeniden yeniden yaratır, isterse de bir anda siler. Hz. Muhammed işte
bu Allah’ın elçisi, biz de bu peygamberin ümmetiyiz şükürler olsun.
Allah Hz. Muhammed’den razı olsun! Âmin!
Her milletin “ata sözü” var fakat ata sözü olup verdiği sözleri
hala tutmayan milletlerden bahis açmak, bizi zaman kaybına itebilir.
Atlara verdiğimiz sözler binlerce, on binlerce olsa dahi intikam sahibi
olan atlar değil yüce Allah’tır. Her türlü intikamı azaltabilmek, belki
de yok edebilmek gerekir mi, Allah bilir, ancak bu gibi durumlar için
tüm orman ve çiftliklerdeki ağaç ve yaprak çeşitlerini kalibre etmeli
ve faydalı ürün haline getirme çalışmaları yapmalıyız.
Atların, çocukların, yaşlıların, kadın ve kızların rızıklarına göz
koymayınız. Erkekleri de rızık peşinde koşmuyor diye parasızlaştırıp
itibarsızlaştıran ve yalnızlaştıran bir sistemin ucuz ve zavallı öğeleri
haline getirmekten vaz geçiniz. Rızıkları Allah dilediğince dağıtmakta
ve de nasip etmektedir. Şeytanın en sevdiği şeylerden biri ise işleri
karıştırmaktır. Tıpkı insanların insanları durdurmak için envaı çeşit
plan, kurgu yapıp oyun çevirmesi gibi. Şeytanın röveşatası ise türlü
türlü hilelere ve kurgulara bağımlı dizaynlarda genişlettiği çıplaklık
oyunudur, gölüdür. Bu gole karşın sevgili peygamberimiz “temizlik”
şutunu çekmiştir ve bu şut direkten dönüp durmak cibilliyetindendir.
Ben, mesela, bulaşıkları yağmur suyu ile yıkıyorum, elbette ki yağmur
suyu içiyorum çünkü bir tek o bedava fakat konumuz bu değil.
Haydi, bakalım; şu alicenap bilgi de bedava olsun! İnsanların
vücutlarındaki yağ oranlarını yaz, kış mevsimlerine göre, ilkbahar ve
sonbahar mevsimlerinde ayarlarsanız, üşüme daha doğrusu ısınma
problemleri ortadan kalkacak boyutta çözümlenir. Doktorlarınız ve
onlara hastalıkların belirtilerini üreten mühendisleriniz ve diğer âlim
ARKIN ÇALAPALA .
398
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
399
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
401
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
402
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
403
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
olarak verseler, yine onlardan kabul edilmez. Onlar için can yakıcı bir
azap vardır.” Buna bayılıyorum ya! Süper ayet!
Allah yalnızca kendisinden korkanlardan kabul eder. Yoksa O
“Göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu, dilediğine azap
edip dilediğini de bağışladığını bilmedin mi?” der mi?
Allah her şeye kadirdir. Tövbe de ona edilir, şükür de.
Kelimeleri yerlerinde değiştirenler küfürde yarış edenlerdir.
Yine onlar “Eğer size bu verilirse alın, verilmezse sakının.” dermiş.
Olur, küfre düşer, şeytanın oyununa gelirsen, bol bol dua et!
Çünkü O, Allah birini şaşırtmak isterse, sen onun için Allah’a
karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onların
kalplerini temizlemek istememiştir. Onlar için dünyada rezillik var ve
yine onlar için ahirette de “büyük bir azap” vardır. Onlar yalana “çok”
kulak verirler ve “çok” “haram” “yerler”. Eğer sana gelirlerse, “ister”
aralarında “hükmet”, “ister” onlardan “yüz çevir”. Eğer onlardan yüz
çevirsen sana hiçbir zarar veremezler. Eğer aralarında hükmedersen,
“adaletle” “hükmet”! Şüphesiz “Allah” (“hiçbir konuda hiçbir şüphesi
olmayan, her şeyi net, doğru, özünde bilen Allah” manasında bence.)
“adaletli” davrananları sever.
İyi diyoruz da, yalana çokça kulak veren gerçeği nasıl duysun
Reis? Nasıl olacak, duyamaz elbette. İşte, şeytan bu yüzden de sağır
Reis. İyi belle bunları! Hem “İçinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat
yanlarında dururken, seni nasıl hakem yapıyorlar da ondan sonra da
dönüveriyorlar? Onlar inanıcı değillerdir.” demiş Allah hem de buna
bağımlı ve bundan bağımsız olarak “İnsanlardan korkmayın, benden
korkun, ayetlerimi az bir paraya satmayın.” demiş ve eklemiş;
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin
kendileridir.”
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin
kendileridir.”
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin
kendileridir.”
Reis! Sen Allah’ın indirdiğiyle hükmediyorsun, değil mi?
Reis! Hemen ara Putin’i! Bu dediğimi ona sen ilet! O hele, hiç
unutmasın! Allah ikinizden de razı olsun! De ki ona; “Allah şunu der:
ARKIN ÇALAPALA .
404
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
405
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
406
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
407
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
408
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
410
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
bu bozuk gidişata bir gün “Yeter artık durun, söz milletin!” deyip sade
bizim milletimizin değil tüm insanlığın liderlerinden biri olacaksın.
Ki hâlihazırda öyle olasın diye senelerdir uğraşmıyor muyuz Reis?
Peki, insanlar çokça seyahat edip daha çok ibadet ettiklerinde
ne olacak? O zamanlar çok güzel olacak işte. İnsanlar, cennet gibi bir
dünyada yaşamaları gerektiğini ve aslında sadece bunu korumak için
çalışmaları gerektiğini anlayacaklar.
Şimdi şunu düşün! Akıllıca çalıştık, ibadet ettik, gezdik, bildik,
anladık ve saire… Üç dört yıl içinde, diyelim ki 2023 yılında dünyayı
gerçekten de cennete çevirdik. Savaş yok, kötülük yok, hiç günah yok,
haram yok. Eee? Allah nerede? Sorarlar adama kardeş! Zaten o anda
“web merkezli haberleşme sistemi” gibi şeyler de olur ama sen şunu
düşün! Herkes, aynı anda “çığlık” atıyor. “Allahüekber! Allahüekber!”
Dünya gezegeninden çıkan bu ses, bu Allah’a çağrı, bütün evrende ve
kâinatta derin bir yankı uyandırıyor. Ki tam olarak o anda da yüce
Allah’ımız bizi görüyor olacaktır. Allah Hz. Muhammed efendimizden
razı olsun. İşte bu noktada şu sorum beliriyor: İyi de, kıyamet filan,
dedin, cehennem dedin. Allah bizi cehennemde yakmaktan vaz mı
geçti? Sen kimi kandırıyorsun? Çocuk mu kandırıyorsunuz? Peki, ya
Allah’la Muhammed arasında bizim bilmediğimiz bir anlaşma varsa?
Ya Muhammed “Herkes benim ümmetime dâhil olur da bu dünyayı
cennete benzeyen bir yere çevirirse onları affeder misin?” dediyse?
Ya Allah “Ben çok çok affedenim. Elbette ki affederim.” deyip herkesi
affedeceğini beyan ettiyse? Ya bu aralarındaki sırlardan biriyse?
İnanmıyorlar Reis! İnsanlarımız, bütün dünya insanları artık
iyiliğe, güzelliğe, doğruluğa inanmıyorlar. Bırak bunları Allah Kur’an-
ı Kerim’i bize “emanet” etmiş, orada hakkı ve haklıyı, haksızı, her şeyi
açıklamış ama şu insanlar, koskoca Allah’ın dediklerini anlamıyorlar
çünkü inanarak okumuyorlar çünkü inanmıyorlar Reis! Nasıl bunca
cahiller! Nasıl bilgiden ve araştırmaktan uzaklar! Nasıl da zalimler!
Nasıl da acımasızca katlediyorlar güzeli, insanlığı! Nasıl da ilim, irfan
yoksunu insanlar! Nasıl açgözlü bu zavallı insanlar! Nasıl kapanmış
kalp gözleri! Nasıl körleşmiş gözleri! Nasıl sağırlaşmışlar!
Aslında ben insanları haklı buluyorum bu durumların hepsini
inceleyip düşündüğümde. Eğer bu tavırlar içine girmeselerdi, mutlak
olarak insanlık hatta insan soyu tükenirdi. Kendilerine gerek şeytan
gerekse şeytanca insanlar musallat olduğu için, çareyi kötü olmakta
bulmuş milyarlarca insanın tüm devirlerde yaşadığını fark etmemek
ARKIN ÇALAPALA .
412
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
414
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
416
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
417
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
bana getirebilir? Cinlerden bir ifrit: sen yerinden kalkmadan ben onu
sana getiririm, dedi, buna gücümün yeteceğinden eminim. İlahi
kitabın ilim ve bilgisine sahip olan bir vezir de: Sen gözünü açıp
kapamadan, ben onu sana getiririm, dedi. Süleyman onu, melikenin
tahtını yanıbaşında görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa
nankörlük mü edeceğim, diye beni sınamak üzere Rabbimin gösterdiği
lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük
edene gelince, o bilsin ki hiçbir şeye muhtaç olmayan Rabbim çok
kerem sahibidir. Süleyman devam etti: Onun tahtını bilemeyeceği bir
hale getirin. Bakalım tanıyacak mı yoksa tanımayanlar arasında mı
olacak. Melike gelince: Senin tahtın böyle miydi, dendi. O cevap verdi:
Sanki odur, fakat daha önce bize bilgi verilmişti, Allah’ın kudretini ve
senin peygamber olduğunu anlamış, Müslüman olmuştuk. Belkıs’ı o
zamana kadar Allah’tan başka taptığı şeyler tevhid dinine girmekten
alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkarcı bir kavimdendi. Ona, saraya gir,
denildi. Daha önce Süleyman tarafından yaptırılan, altından sular
akan salonu görünce onu derin su zannetti, eteğini yukarı çekti.
Süleyman: Doğrusu bu camdan yapılmış şeffaf bir saraydır, dedi.
Belkıs: Rabbim, şüphesiz ben önceden kendime yazık etmişim,
Süleyman’la beraber alemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum, dedi.
… İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Anlayan bir kavim için
elbette bunda bir ibret vardır. … Göz göre göre hala o hayasızlığı
yapacak mısınız? … De ki: Hamdolsun Allah’a! Selam olsun seçkin
kıldığı kullarına! … Onlar mı hayırlı yoksa ilk başta yaratan, sonra
yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran
mı? … De ki: Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin bir kısmı herhalde
yakında başınıza gelecektir. … Gökte ve yerde, göze görünmeyen
hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta, Levh-i Mahfuz’da bulunmasın.
Ve o müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir. … Bil ki
sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da
daveti duyuramazsın. Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola
getiremezsin. Ancak ayetlerimize inanıp teslim olanlara
duyurabilirsin. … Kıyamet yaklaşıp o söz başlarına geldiği zaman,
onlar için bilmedikleri bir yaratığı, Dabbe’yi yerden çıkartırız. Onlara,
insanların ayetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
… Siz benim ayetlerimi, ne olduğunu kavramadan yalan saydınız, öyle
mi? Değilse, yaptığınız neydi? Yaptıkları haksızlıktan ötürü azaba
uğrayacaklarını bildiren o söz gerçekleşmiştir. Artık onlar
konuşamazlar. Dinlensinler diye geceyi karanlık, çalışsınlar diye
ARKIN ÇALAPALA .
418
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
420
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
421
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
423
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Ey Kumarbazlar Prensi!
Yirmi lirayla masaya oturanların şu diğer insanlardan beş yüz
lira söğüşlediklerini duydum. Ki o yirmi lirayı da aynı masadaki sevgi
dolu arkadaşlarından borç alıyorlarmış. Kimin parasıyla kimi, ne diye
dolandırıyorsunuz siz kardeşim? Kimin hangi iradesini kullanıp neyi
nereye kaçırıyorsunuz? Buna izin vermenin bir sebebi olmalı moruk!
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın” adıyla meclisini feshet! Sana
gönderdiğim “kumar” yasalarını ve “yasaklarını” bu satırı okuduktan
sonraki satır bitmeden önce referanduma götür. Şimdi.
O şehri üçüncü “Hilafet Şehri” ilan ettik. Bundan böyle şehrin
halkı sadece ve sadece halife yetiştirmekle yükümlüdür.
Allah yardımcın, razı olsun! Âmin! Sana dair en güzel hediyem
Hûd Suresi 104, 105, 106, 107 ve 108 inci ayetlerini tavsiyemdir.
Allah’a şükürlerimiz sonsuz olsun! Âmin!
Mektubunuz bu kadar. Bir diyeceğiniz var mı?”
“Şu Zaman Mektubu’nu Görkem Şen ile birlikte buradan çıkıp
Hans Zimmer’a iletmenizi rica edeceğim. Elmasları getirdiniz mi?”
Bahadır Arıcı şu her zamanki ılık soğukkanlı tavırlarıyla Rüya
Pamuk üzerinde huzur üretmişti ve genç kız büyük bir saygıyla kendi
çevresindeki eşyalara bakınmaya başladı. Bir şey aradığı belliydi. Bir
çiçek, bir kadife eşya, dokusu tatlı olan herhangi bir şey. O an aklında
bir fikir oluştu. Elmasların sarılı olduğu kadifeyle flok arası maddeye
gülümseyerek cevabını verdi.
“Elmasları getirdik. Yalnız Tarkovski bu kadife varisi maddeyi
geri götürmemizi emretti. Buyurun lütfen, elmaslar.”
Bahadır Arıcı, Arkın Ç. ile son yaptıkları resim sergisinden bu
yana gördüğü en güzel renkli kadifeye sahip olacağını sanmıştı bir an
ki o anı Rüya Pamuk acımasız bir Tarkovski planıyla mahvetti.
“Nasıl olur? Elmasları nereye koyacağız pekala?” dedi ilk önce
Bahadır A. ama Rüya P.’nin bu sorunun cevabını bildiği aşikardı.
“Efendim ben size kendi çantamı bırakayım, sonra yollarsınız
bana geri. Buyurun, içinde özel eşyam yok sanırım.”
Bahadır Arıcı sinirlendi ve sadede geldi.
“Ne yapacakmış ki Tarkovski bu kadifeyle?”
ARKIN ÇALAPALA .
424
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
425
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
426
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
427
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
428
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
430
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
etkisiz eleman bana göre. Hepimizin iradesi var. İyi şeyler düşünen
bir insanı basit bir şeytan nasıl olur da yoldan çıkarabilir ki? İşte bunu
anlamakta gerçekten ama gerçekten zorlanıyorum.
Bu konu beni kötülük kelimesine götürdü. Kötülüğün doğal
akışı söz konusu sanki biraz. Dışarı çıkınca rüzgâr esiyor mesela, ya
da “yağmur yağıyor” diyelim, hızla ıslandığımız anlar oluyor. Islaklık
beni tedirgin ediyor. O tedirgin halimle eve doğru yürürken karşıma
bir arkadaşım çıksa, al işte, kötülük başlangıcı bir durum. “Merhaba”
dedikten sonra biraz sinirli yahut da gergin cümleler kuracağım. Eğer
arkadaşım da ıslaksa, o da kesin gergindir. Al sana biraz kötülük daha.
Demek istediğim, kötülük “önce doğada oluşmuş” olmalı. Ben, zaaten,
buna inanmak istiyorum.
Bir örnek daha vereyim. Mesela eski “zam” anlardaymışız. Bir
erkek, minik çocuklarına meyve toplamak için doğada dolaşırken bir
aslana rastlamış ve alp aslan onu hemen paramparça etmiş. Kulübede
bekleyen çocukların ve de eşinin “dumurunu” düşününce, kötülüğün
doğada ve aniden oluştuğunu kabul etmeden geçemem. Bu çok vahşi
bir örnek oldu ama ben sevdim doğrusu. Alpaslanlar da gökyüzünde
uçabilmeli miydi? Elbet, tabii ki. Hatta aslanların üçayaklı olmaları bir
nebze daha iyi olabilirdi. Evet, dikkatli düşünmek lazım.
Bazen bu oyunu oynamayı çok seviyorum. Varlıkları olduğu
gibi değil de daha değişiklermiş gibi düşünmek oyununu. Mesela hep
şaşırmışımdır; neden ağaçların bir tane gövdeleri var. Bir ağaç iki, üç
tip gövdeyle de toprağa bağlanıp beslenebilmeliydi. Aynı şey şerceler
için de geçerli. Serçelerin üç ya da dört tane kanadı olsaydı, eminim
soyları daha yaygın ve de çok daha görünür olurdu. Bu garip durum
yaşama uğraşlarında daha güçlü kılardı onları ve bizler de bu sayede
“daha fazla serçe” görürdük. Serçeleri ve kelebekleri çok seviyorum.
Harikalar. Dünya üzerinde o kadar çok harika var ki!
Kaplumbağalar asıl çok tatlı. Onların da uçmaları taraftarıyım
ama bir şartla; ufo muamelesi yapmak yok asla. Ayrıca kartal, şahin
gibi “yırtıcı” kuşların “tek kanatla” uçmaları da güzel olurdu. Binlerce
beyaz tavşan bıdı bıdı dolaşırdı etrafımızda. Ne olur ki! İstanbul gibi
bir şehre gökdelenler dikmektense “havuç” ekerdik. Tavşanların bir
olup köprüde yürüdüklerini hayal ettim şimdi. Konu; bozuk ve acılı
havuçlarının pil tasarımı. Tavşanlara kiraz ve somon hormonlu havuç
vermişiz ve beğenmemişler ve yürüyorlar. Tavşan haklarını savunan
hâkim ve savcılar da ön saflarda pankart açmışlar. Tavş anlara dört
ARKIN ÇALAPALA .
432
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
433
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
434
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Otuzuncu Bölüm
HANS ZİMMER
Pitbull | Oye | 04:02
Eninde sonunda emir Allah’ındır. … Allah dilediğine yardım eder. …
Allah vaadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler. Onlar
dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise tamamen
gafildirler. … Onun delillerinden biri de gökleri ve yeri yaratması,
lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. … Yine O’nun
delillerindendir ki size korku ve ümit vermek üzere şimşeği gösteriyor,
gökten su indirip ölümünün ardından arzı onunla diriltiyor. … Sen
yüzünü gerçek olan dine, Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa
ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur. İşte dosdoğru din
budur. … İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi
bir faiz Allah katında artmaz. Allah’ın rızasını isteyerek verdiğiniz
zekata gelince, işte zekatı veren o kimseler sevaplarını ve mallarını
kat kat arttıranlardır. … İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden
karada ve denizde düzen bozuldu. Ki Allah yaptıklarının bir kısmını
onlara tattırsın, belki de tuttukları kötü yoldan dönerler. … Allah
O’dur ki rüzgarları gönderir, bunlar da bulutu kaldırır. Derken Allah
onu gökte dilediği gibi yapar ve parça parça eder. Nihayet arasından
yağmurun çıktığını görürsün. Allah dilediği kullarına yağmuru nasip
edince onlar seviniverirler. Oysa daha önce üzerlerine yağmur
yağdırılmasından iyice ümitlerini kesmişlerdi. … Elbette sen ölülere
duyuramazsın, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti
işittiremezsin. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola
iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek ayetlerimize iman edenlere
duyurabilirsin. … Kıyamet koptuğu gün günahkarlar dünyada ancak
pek kısa bir süre kaldıklarına yemin ederler. İşte onlar dünyada da
haktan böyle döndürülüyorlardı. Kendilerine ilim ve iman verilenler
şöyle derler; Andolsun ki siz Allah’ın yazısında hükmedildiği gibi,
yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bugün yeniden dirilme
günüdür ama siz onu tanımıyordunuz. … Şayet onlara bir mucize
getirsen, inkarcılar kesinlikle şöyle diyeceklerdir: Siz ancak batıl
şeyler ortaya atmaktasınız. İşte: bilmeyenlerin, hakkı tanımayanların
kalplerini Allah böylelikle mühürler. Sen şimdi sabret!
Bil ki Allah’ın vaadi gerçektir. Buna iyice inanmamış olanlar,
sakın seni gevşekliğe sevk etmesin.
ARKIN ÇALAPALA .
435
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Jamais Vu *
| Prenses Diana Günlüklerinden Seçkiler |
*
Bu metinler birer kopya olarak, Müslümanların “son” Halifesi
Beştepe Reis’ine, Hristiyanların son Halifesi Putin’e, İngiliz Kraliçesi ve
İspanyol Kralı’na, Katar Emiri’ne, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’a ve
Papa’ya gönderilmiş olup orijinal metinler ve evrak, Yezdan Yıldızı’na
saklanmıştır. En son “Tanrım neler oldu ya?” dediğini sandığınız sevgili
Prenses Diana, “Lady Di”, aslında ondan sonra da birçok şey söylemiş,
birçok ölümcül meseleyi çözümüne kavuşturmuştur. Fakat sizler bunu
bilmiyordunuz. İşte şimdi onu öğreneceksiniz. Lady Di günlüklerinin ilk
sayfalarında şu cümlenin yazılı olması ise hem “oldukça” düşündürücü
hem de gölgede daha fazla sevindiricidir:
“Di-rector was kissing com-poser for the re-public.”
*
ARKIN ÇALAPALA .
436
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
437
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
438
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
439
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
440
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
441
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
442
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
444
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
445
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
446
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
447
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
448
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
449
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Elli bin yılda bir kez kıyamet kopsa, yedi milyar yılda on dört bin defa
kıyamet koptu demektir. Allah bilir. …
… İnsanları azdırmak ki doğru yoldan çıkarmak için çabalayıp
duran sahtekârlar! O büyük gün, mahşer günü nasıl vereceksiniz her
pisliğinizin hesabını, çok merak ediyorum. Kubrick! Yine yaptın her
zamanki gibi yapacağını. Eyes Wide Shut ile aşıkları oyuna, insanları
sapkınlığa sürükledin. Farkında değil misin yoksa? …
… Bugün çok güzeldi ya! Rüya Enstitüsü’nün açılışını adada
yapmak zorunda kaldık. Aynı anda hem Dejavu hem de Jamais Vu gibi
bir şey yaşadım. Leonardo Di Caprio da oradaydı. Herkes şaşkındı. İlk
kayıtlı rüyamı anlatayım. Yağmur ormanlarının içlerine kurulmuş ilk
zıplayan insanlar şehrine gitmiştik. Gerçekten gerçek hatta masaldan
gerçek gibiydi her şey. On metreye kadar sıçrayabilenler vardı. Bazısı
firavun faresi yiyordu. Ama biz fil kuşu yumurtalarının kırılmalarını
engellemek ve fil kuşlarının yeniden büyümesi, çoğalması için dualar
ettik. Böylece firavun faresinden intikam almış olacaktık. O olmadığı
için değil, daha garanti olacağı için zürafa kurtları bukalemunlarla bir
olup intikam aldılar. Saniyenin 30.000’de biri hızıyla döverek intikam
alabilen… Neyse… Çok mutluyum. İntikam alma işimiz bitince şu orta
parmak hareketini çektik ve bambu ağaçlarında siyanür elde edenler
için zaman istifledik. Altın takı verdiler bize. Biz tehlikeli olduk. Şehri
duvarlarla örmüşlerdi. Pijama desenliydi duvarlar. Üstten giriş vardı.
Çok tuhaf! Suikastçıların içindeki dilenci adeta gardiyan gibi davranır
bir haldeydi. Rüyanın sonunda şu cümleyi bağırıp uyanırken kendimi
yakaladım: “O zaman alttan girişi büyütmemiz lazım ya!” …
… Pardon Perspective! Big “butterfly baloon” in untisocial but
so simetric saloon, was just a joke of joker. …
… Prenses Adaları’ndan komşum Traje “Zamanların Hafızası”
isimli kitabını göndermiş. Serigrafi ile çoğaltmış diye ipek tohumları
gönderdim Traje’ye. Onun da gölgesi suçlu, kendisi değil. Bence. …
… Zamanda yolculuğun formülü: Üç boyutu iki boyuta ve bu
boyutun kodlarına indirgemek gerekiyor. Eğer bu kodları galakside
tutabilirsek, bu kodları tekrar iki ve üç boyutlu varlıklara dönüştüren
klonlama tekniği ile “Lazer Printer Ship”e yüklersek, işte o zaman bu
gemiye bineriz, kodları gizlediğimiz yerlere gideriz, klonlamayı ve de
üretimi yaparız ve üç boyuta dâhil oluruz. Zamanda yolculuk böylece
geriye doğru aktif edildi. Ancak bu şekilde ve bu sayede zamanda geri
ARKIN ÇALAPALA .
450
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
451
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
452
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
454
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
durum yine böyle mi olacak! Yok efendim, Çin malı tahta oyuncaklar
ucuzmuş! Yalanın dibi bu. Çin’deki ormanları katletmek ve yok etmek
için yapıyorlar bu sahtekârlığı. Yok efendim, çikolata çocuklara fayda
sağlarmış kahvaltıda. Yalan! Karadeniz halkının fındığını sömürmek
için uydurulmuş bir yalan bu yalnızca. Yok efendim, arabalar sağlam
olmalıymış. Demirin de’yerini değiştirip durarak düzeni bozmak için
uydurulmuş bir oyun daha. Kaynaklarınızı ki yeraltı zenginliklerinizi,
yerüstü varlıklarınızı ve suyunuzu, havanızı, canlılarınızı korumalı ve
kendi yerelinde geçmişten süregeldiği oranlarda yaşamalısınız. Rızkı
gerçekten muhtaç olanlarla paylaşmanız lazım. Kalplerinizi de onlara
gerçekten zarar vermeyecek olanlara açmalısınız. Çin, Tayland, Kore
gibi ülkelere bakın. Cep telefonu ve benzer bütün teknolojileri kendi
ülkelerindeki öz kaynaklardan kendileri üretiyor olmalarına rağmen,
bir de üstüne para vererek satın alıp kullanıyorlar. Bu nasıl bir ahmak
davranışıdır böyle! Bu ne cahil bir toplumsal davranıştır! Kendilerine
ait kaynaklarla kendi ürettikleri mallara para vererek sahip olanlara
ne denir? Salak, denir. Hava bedava, “su” bedava, diyen bir Türk şair
vardı, yakında su da parayla satılacak. Ki “en küçük hava parçacığı”
olan “ses” hakkındaki “telif yasaları” zaten oldukça meşhur. Herkes,
hepimiz, bütün insanlar, dokunun da dokunanın da hakkına saygılı
davranmalıyız. Hepimiz hakkımızı da haddimizi de bilmeliyiz. Sahte
güzellikten gerçek güzelliği ayırt edebilmek için, Allah’ın verdiği akıl
ve zekâmıza, “kıyas yapma” ilmini daha bilimsel ve de matematiksel
temellere dayandırarak çalıştırmayı öğretmeliyiz. Çünkü mükemmel
düşünce tasarımlarımızı da, kararlarımızı da, niyetlerimizi de, durum
ve hallerimizi de bizden başka birinin daha iyi bilmesi imkânsız. Ey
sömürülen halklar! Uzaktan davulun sesi kulağa hoş gelir. Çünkü bu
ses, rüzgârın kulağı yalarken çıkarttığı o ses ile neredeyse aynıdır.
Unutmayalım ki din, imanı korumak için üretilmiş olsa dahi, elbette,
öyleyse dinsizin hakkından imansızın geliyor olması gayet aklidir. …
… Azgınlık varsa tufanlar kaçınılmaz. Tüm azgınlıkların bir an
evvel bitmesi için Allah’ın kötüleri de affetmesi gerekecek gibi. Peki,
şeytanı da affeder mi? Firavun’u? Hitler’i? Churchill’i? Kraliçe’yi? Bu
yüzden mi “Tanrı Kraliçe’yi affetsin!” deyip duruyoruz. Yeryüzünde
en çok edilen dualardan birine bakın hele! Tanrı Kraliçe’yi affetsin!
Bu duayı eden halklar nasıl bu kadar cahil olabilir, cidden ama cidden
anlamıyorum. Peki, Amerikan başkanları? Teröristler, insan katilleri,
sapıklar pekâlâ? What a long list! …
ARKIN ÇALAPALA .
455
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
457
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
459
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
460
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
461
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
462
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
463
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
her geçen gün “daha iyi bir dünyaya dönüşen” gezegendeki yaşamını
kolaylıkla sürdürebiliyor.
Bilgi melekleri, kendi toplumlarındaki her türden gelişmenin
kaydını tutuyorlar ve bunu diğer şehir ve toplumlardan gelen bilgi ve
gelişmelerle birleştirip yayınlıyorlar. Böylece her insan, bir gün önce
İnsan Cumhuriyeti’nde neler olup bittiğini hemencecik öğrenebilir ve
müdahale edebilir halde yaşamına devam ediyor.
Bilgi meleklerinin evleri yok. Onlar bilgi saraylarında ikamet
ediyor fakat genellikle kendi şehir devletlerindeki değerli insanların
evlerinde kalıyor ve evinde kaldıkları insanlara kendilerini, yaşamak
ve “şehrin sosyal hayatına dâhil olmak” konusundaki kuralları ve iyi
tecrübelerini öğretmeye uğraşıyorlar.
Bilgi melekleri tasarımı bütün insanlara ait olan şehirlerarası
bilgi ağını kullanıyorlar ve bu ağa kaydettikleri bilgilerin her insana
açık, şeffaf ve “net” olmasına özen gösteriyorlar. Kendileri veya diğer
insanlar bu bilgilerde bir yanlışlık, “sapma” veya özensizlik olduğunu
fark edip “uyarı” yapınca, o zaman oylama, düzeltme işlemi başlıyor.
Bu işlem tamamlanıncaya kadar, hatayı yapan “her” bilgi meleği, bilgi
sarayındaki kendi köşesine çekiliyor ve hata konusuyla ilgili kitaplar
okuyup eğitimler almak zorunda kalıyor. Kendisini geliştirmek ya da
yenilemek için çalışma, sabretme ve bekleme süreci başlıyor.
Bilgi başkanları ve başkan yardımcıları yönetiminde hayatını
sürdüren her bilgi meleğinin “istediği şehre, istediği zaman” yolculuk
yapma ve “bilgi edinip yayma” hakkı mevcut. Ve bir bilgi meleği başka
bir şehre hangi amaç ya da konuyla seyahat edeceğini ilan ettiğinde,
bütün şehirlerde ve toplumlarda bu konuyla ilgili tepkiler, fikirler ve
istekler teker teker toplanıyor ve bilgi meleği müdahale ağı üzerinde
özenle işlenmeye başlıyor. Bu noktada ilk delillerini toplayan ve diğer
polislerle de işbirliği yapan bilgi meleği “konuyla ilgili” çalışmalarını
yayınladığında, bu yeni bilgi, yorum ve deliller, insan parlamentosu
aracılığıyla tartışmaya ve gözleme açılıyor ve kısa zaman içinde halk
oylamasına sunuluyor. Böylece bir konu, bir kanun veya bir olay, net
bir biçimde incelenmiş ve sonuçlandırılmış oluyor.
Bilgi melekleri, “isteyen her insanın, istediği her şeyi” hemen
yapabilmesi için çok çaba gösteriyorlar. Fakat bu isteklerin suç teşkil
etmemesi, diğer insanların özgürlük alanlarına müdahale etmemesi
gerekiyor. Sistem bu “koşullar altında” çalıştırılıyor.
ARKIN ÇALAPALA .
464
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
465
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
467
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
469
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
470
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
471
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
472
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
473
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
474
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
475
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
476
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
477
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
478
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
480
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
değil, insan olarak yaşamayı bilmekte. İnsan önce insan gibi yaşamayı
öğrenecek, ondan sonra kadın olmuş, erkek olmuş, ne fark eder, öyle
değil mi? Şapka taktığınızda çok güzel oluyorsunuz.
Kadın peygamber geldiğini var sayalım. Kadınlardan kurulu
bir ordusu olacaktır çok büyük ihtimal. Ve kadın başkanları ve kadın
bakanları, subayları olacaktır. Kadınlar ülkesi... Eskiden Azerbaycan
civarında, İran sınırlarına yakın bir dağın çevresinde varmış böyle bir
ülke, bunu biliyor muydunuz? Elbette biliyorsunuzdur, benimkisi de
soru işte. Umarım kafanızı şişirmiyorumdur.
Kadın peygamber gelseydi neler olurdu, bunu biraz “deşmek”
istiyorum. Bir defa kadınlar çok daha farklı bir “kıyafet kültürüne” ve
tasarımına sahip olurlardı ve onları daha da çıplak görürdük, bence.
Gerçi gelen o peygamberin savunacağı fikirlerle de doğru orantılı bir
kıyafet kültürleri olurdu fakat kadın bir peygamberin, erkek cinsinin
peygamberlerinin savunduğu şeyleri savunacağını pek sanmam.
Dünya, daha güzel yemeklerin olduğu bir cennete dönüşürdü
büyük ihtimal. Evler daha büyük ve daha özel tasarlanırdı. Kadınlar
ev konusunda fazla hassaslar, öyle demeyin. Erkekler için kesinlikle
ilginç ve çekici ödüllendirme sistemleri geliştirirdi böylesi bir kadın
peygamber ve acayip prim yapardı bu tip ödül sistemleri. Şehirler ve
dükkânlar kesin daha temiz ve bakımlı olurdu. Daha çok tören, daha
çok eğlence ve elbette ki daha fazla savaş olurdu, bence. Ayrıca kadın
peygamberler tarafından tasarlanmış ilginç dünyada, bugüne kıyasla
çok daha fazla yazılı kanun ve yasa olacağına olan inancım daha tam.
Kadınlar çok detaycı ve de ayrıntıcı oldukları için kim bilir ne acayip
yasalar yaparlardı. Bu kötü bir şey mi? Sanmam.
Haydi, kadın peygamberin yasalarından örnek maddeler alıp
biraz eğlenelim. Hadi ama! Bunu bana çok görmeyin!
Kadın dayanışmasını bozan kadınların ayakkabı giymesi beş
yıl boyunca yasaklanmıştır. Kıyafet “yorumlama nöbeti” şehirlerdeki
caddelerde dört saat, kasabalardaki sokaklarda ise altışar saattir. Her
kadının bir şoförü vardır veya olmalıdır. Her kadının evinde en az bir
hizmetçi, iki arkadaşçık odası, bir “kıyafet çanta ayakkabı” odası ve
yansıtmalı boy aynaları ve tuvalet aynaları da olmak zorundadır. Her
erkek, her aybaşında, eşine biraz çanta, bir elbise ve birkaç ayakkabı
almak zorundadır. Bir kadının renkli günleri “üç ila yirmi gün” arası
sürebilir. Bu süre içinde ilişkiye girmek istemezse kendi bileceğidir.
ARKIN ÇALAPALA .
481
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Böyle bir durumda eşini aldatan her erkeğe haftada yirmi saat fazla
mesai bir yıl boyunca yazılır. Parası eşine peşinen ödenir. Alışveriş
merkezleri, üyesi olan kadınlara yüzde yirmi ila seksen arası indirim
uygulatırlar. Hırsızlık yapan bir kadın eğer ki evli ise, cezayı eşi çeker,
bekârsa üç vakte kadar evlendirilir. Evlilik öncesi şartların bazıları
şunlardır: Her erkek evlenmeden önce çamaşır ve bulaşık makinası
kullanmayı bildiğini ispatlayan kurs veya eğitim belgesini sunmakla
yükümlüdür. Bir kadına tecavüz etmenin cezası mutlak idamdır. Kız
kaçırmanın cezası erkeğin mal varlığının kaynanaya geçmesidir. Kız
kaçıranlar bunu peşinen kabul etmiş sayılır. Evde futbol maçları veya
spor müsabakaları izlemek yasaktır. Çorabını çıkaran erkek hemen o
anda yıkar ve kurumaya bırakır. Yemeğe başlamadan bulaşıklar hop
yıkanır. Her erkek resim çizmeyi, saç boyamayı, manikür pedikür ve
ağda yapmayı bilmelidir. Her kadının her gün dışarıya çıkması şarttır
ve bu kanun değiştirilemez. Saçında kırık olan kadınlar ifadeye gider.
Kadınların tüm eşyaları uydu takibine kaydedilir. Erkeklerin, kadının
eşyalarını saklaması veya bozması hapis suçudur. Kadınlar az, makul
oranlarda bunu yapabilirler. Eşyaları kadınlar seçer. Eğlenilecek olan
mekanı kadınlar seçerler. Yemekleri kadınlar seçerler. Her erkek her
kıyafetini kendisi ütüler. Tüyleri veya kılları dökülen erkekler acilen
tedavi görürler. Durup dururken ağlayan kadınlara her türden destek
verilir. Para kazanmayan erkekler evlenemez. Evi olmayan erkekler
çocuk talep edemez. Arabası olmayan erkekler mutluluğu haketmez.
Aldatan erkek idam edilir. Kadınların aldatmaları aldatma sayılamaz.
Boşanma kadın isterse gerçekleşir. Boşanan erkek boşadığı o kadına
hayatı boyunca hizmet edecektir. Erkekler iki defa evlenemez. Kadın
olmak ve kadınca yaşam her kanunla kolaylaştırılır. Kadın dedikodu
yapabilir ama erkek yapamaz. Futbol yok hükmündedir. Bir kadının
arkadaşları ve akrabaları kocasından önce gelir. Erkeklerin hepsi bir
çeşit eğitime muhtaçtır. Ağır eşyaları erkekler taşır. İntihar eden her
erkeğin mal varlığı kadın yöneticilere ve kadınlara devredilir.
Bilemedim doğrusu, böyle cılız problemlerle mi ilgilenirlerdi
yoksa erkek denen varlığın daha iyi eğitildiği bir toplum yaratıp bu
toplum içinde huzur ve barışın gölgesinde mi yaşarlardı?
Umarım sizi az da olsa neşelendirebilmişimdir.
Hoşça kalın..
ARKIN ÇALAPALA .
482
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
483
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
484
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
485
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
486
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
487
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
488
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
489
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
490
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
491
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
492
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
493
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
494
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
495
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
496
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
498
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
499
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Moda gibi, medya gibi, hukuk gibi, sigorta gibi birçok yöntem
ve disiplin kullanarak insanlığı, güzelim toplumları ve toplumların öz
kaynaklarını, tüm idari birimleri ve kurumlarıyla kontrol etmeye ve
yönetmeye çalışan bir “devletler yapılanması” söz konusu. Günümüz
devletleri... Uygar olduğunu düşündüğümüz birçok toplumu yöneten
bu devletler, insanoğlunun en temel meselelerini, örneğin can ve mal
güvenliğini dahi tesis edemiyorlar. Fatura, abonelik, “vergi”, askerlik,
para gibi birçok üst sistem ve teori ile toplumları sömürmeye devam
ederken, değişik ve de zorunlu bağımlılıklar, sosyal ortamlarda hızla
bulaşan psikolojik hastalıklar yaratıyorlar. Dünyamızı pis savaşların
hatta ki insan ve doğa katliamlarının ürediği bir dünyaya çeviriyorlar.
Bizler ise tıpkı aciz birer robot gibi, bu katliamlara “dur ” diyemeden,
çalışmak için “çırpınıp” duruyoruz, elimize hiçbir şey geçmeden, “bu”
iğrenç düzenin durdurulamaz ve sahte akışında hayatımızı geçirmek
zorunda bırakılıyoruz. Akademisyenler ve yetkin kişiler, felsefeciler
ve yazarlar da hiçbir şey yapamıyorlar sisteme. Tüm bu davranışsal,
toplumsal bozukluklar; cumhuriyet, demokrasi, medeniyet, gelenek,
barış, sevgi, hoşgörü, doğa, özgürlük, ‘insan ve aşk’ gibi birçok önemli
kelimenin manasını yitirmesine sebep oluyor. Yine de bazı devletler
ve yöneticileri var ki, hala insanları korumak, can ve mal güvenliğini
tesis etmek ve insanoğlunu özgürleştirmek için çaba sarf ediyorlar.
Küçük bir ihtimal olmakla beraber, belki de en doğrusu, her yıl; bu yıl
halifemiz şu kişidir, deyip meclis eliyle ve referandum aracılığı ile o
devletlerin başkanlarını onurlandırmaktır.
Turizm merkezleri, benzin kullanımı daha da doğrusu benzin
sömürgeciliği, yeraltı kaynaklarındaki sömürgecilik, temiz ve sürekli
enerji üretimleri, tarihten eser kaçakçılığı, insan kaçakçılığı gibi konu
başlıkları da mevcut. Terörist ve sömürgeci ahlaka sahip olan devlet
“ve insanlar” ve sermaye sahipleri, hırslarından kurtulamayacak gibi
görünüyorlar. Bunların en temel ve acınası, en zavallı amacı içlerine
yayılmış o iğrenç kötülüğü hatta sergüzeşt pisliklerini, iyi insanlara
ve toplumlara dayatabilmek. Yeryüzündeki iyiliği kontrol edebilmek
için araç olarak kullanıp pis ruhlarını bu sayede tatmin ettikleri para
ve güç gibi etkenlerin, “iyi”, erdemli insanların kontrolüne geçmesini
türlü türlü entrikalarıyla engellemek. Oysaki tam olarak bu noktada
çok büyük bir yanılgıya düşüyorlar çünkü erdemli insanlar onların ne
paralarını, ne kötülük, şehvet ve lükse bağımlı ruhlarını, ne de sahte
dostluklarını çevrelerinde istiyorlar. Bu insanlar sadece kendi özgür
ARKIN ÇALAPALA .
500
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
501
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
502
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
503
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
504
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
505
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
506
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
oldu. Fakat bu mutsuzluk size duyduğum aşkı bitirdi veya azalttı, diye
düşünmek hatasına sakın ola düşmeyin. Bana karşı “kırıcı bir cümle”
kurmadıkça veya saldırgan bir tavır sergilemedikçe, emin olun ki size
karşı hissettiğim büyülü duygularda “bir gram” dahi eksilme olamaz,
olmayacaktır.
Çantanızı verdiğim güvenlik görevlisi size beni tarif etmiştir
mutlaka ama beni, ben istemediğim müddetçe göremeyeceğinizi iyi
bilmelisiniz. Size kendimi göstermemi istiyorsanız, o zaman…
Şöyle yapalım; ne zaman ki beni tanımak istediğiniz ana gelip
büyük, delice bir merak duygusuyla yanmaya başlarsanız, köşenizde
bir okurunuzun size tehdit mektupları yazdığını ve sizi ölümle tehdit
ettiğini yazın. O zaman anlarım ki beni tanımak istiyorsunuz ve bu
durum sizi yoruyor, yıpratıyor. O zaman, hemen ertesi gün karşınıza
çıkarım. Bunu yapmak benim için çok basit.
Elbette ki cüzdanınızdaki resmin kime ait olduğu konusuna
da açıklık getirmeniz şartıyla. Hayır, çok üzülmüyorum.
Hayır, lütfen ama, hafta sonunda evinizin sokağının başında
topuklu ayakkabılarıyla yürürken hemen önünüze, yere yığılıp kalan
kişi de ben değildim. Samimi bir arkadaşımdı o. Vereceğiniz tepkileri
merak ettiğimi söyleyebilirim. Evet, ben “o” sırada arkadaşımın mini
eteğine ve bacakları arasına bakıp bakmadığınızı kontrol edip cinsel
arzularınız ne kadar güçlü, bunu “anla maya” çalışıyordum arabamın
içinde. Evet, az kalsın size çarpacak olan kırmızı arabadaki gözlüklü
tuhaf kişi bendim. Evet, yıldızlı nakışlı elbiselere bayılırım.
Evet, biliyorum arkadaşımın bacaklarına bakmadığınızı. Ben
sadece “ölüm korkunuzun seviyesini tespit etmek için” size çarpacak
gibi yaptım. Ve gördüm ki ölmekten korkmuyorsunuz. Ölmekten hiç
korkmuyorum ben de. Ölmekten korkanların aşkı yaşayabilecekleri
bir dünyada yaşadığımızı da sanmıyorum. Aşk, bana sorarsanız, her
an ölmenin ve her an yeniden doğmanın en güzel yollarından biridir.
Sizi öldürmek ister miydim? Bu, hangi anı nasıl yaşayacağız,
ona da bakar bence. Mesela beni aldatırsanız sizi öldürmek isteyebilir
hatta size “işkence etmek” fikrine bulaşabilirim. Beni aldatmazsanız
sizi asla öldürmem. Şaka yapıyorum şaka, aldatırsanız da öldürmem.
Ben sizi asla öldüremem ya. Siz o kadar iyi bir insansınız ki,
aldatsanız dahi mutlaka geçerli bir sebebiniz vardır, diye düşünüp
içimde sizi korurum. Aldatmak elbette ki iğrenç bir hareket fakat siz
ARKIN ÇALAPALA .
507
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
509
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
510
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
511
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
513
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
514
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
515
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
516
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
517
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
518
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
519
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ilgili olduğu için ve ben aslında bunların gerçek hallerini bildiğim için
emin bir şekilde bunları yazabiliyorum. Ve tek sebep benimle ilgili
olanlar değil. Birlikte olduğumuz anlarda bir olaya ikimizin de tanık
olmasına rağmen o olayı senin nasıl yorumladığına da defalarca tanık
olmuş olmam.
Dediğim gibi, yarattığın şu tuhaf gerçekliğin içinde saplanıp
kaldığını düşünüyorum. Ve aslında bu sebepten, bu yazdıklarımın da
hiçbir etkisi olmayacağını düşünüyorum. Çünkü şöyle yapıyorsun: O
dünyada beni yarattığın haldeyim. Ve her şeyi sen kurguladığın için,
benim neyi nasıl söylemem gerektiğini, nasıl davranırsam iyi insan,
nasıl davranırsam kötü insan olacağımı, hislerimin değişkenliğini ve
gerçek sonuçlarını, davranışlarım, düşüncelerim ve bunların alacağı
şekilleri, bu yolları... Hepsini, hepsini sen biliyorsun. Ve sanki ucuz bir
karikatür gibi orada bir “ben” var, tepesinde bir konuşma baloncuğu.
Aslında oraya neyin yazılacağı da belli ve “sen” ancak, oraya yazılması
gerekeni söylersem bunu kabul edeceksin hatta ancak o zaman beni
gerçekten duyacaksın. Duyduğunu sanacaksın belki de. Senin sevgine
inandığımı söylememi istemen gibi ve bunun aslında doğru olmaması
gibi ve buna asla inanmıyor olmak gibi...
Söyleyeceklerim sanırım bu kadar. Sana “son defa” anlatmaya
çalıştım. Ne yazık ki anlayacağını düşünmüyorum. Ama bilmelisin ki
karşılaştığımız o yerden sonra ben çok ve çok başka yollara girdim ve
birbirimizden artık çok uzaktayız. Ve varlığının benim için bir önemi
kalmıyor artık. Yavaş yavaş varlığın “söz” konusu bile olmayacak gibi
görünüyor bu gidişle.
Bu iyi bir şey değil ama böyle.
Kendini o “bıdı bıdı” dünyanın sınırlarının biraz olsun dışına
çıkarıp şöyle etraflıca bir etrafına bakmanı dilemekten başka ne gelir
elimden? Hiçbir şey gelmez elimden.
Ancak bu kadarını yapmak isterim sana dair.
Kendine iyi bak.
Yine de kendine iyi bak.
Not. Hala hop tereyağlı ballı ekmekler mi? Yoksa elma dilimli
kızarmış patates ve sarımsaklı soğanla afiyet mi? Böğürtlenli şirincik
pastası mı yoksa içmeyen erkeğin kızlar hastası mı? Sevgimle…
ARKIN ÇALAPALA .
520
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Kırkıncı Bölüm
MUHAMMED
Orange Blossom | Mexico | 05:44
Bu kitap, mutlak galip, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tevbeyi
kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafından indirilmiştir.
O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O’nadır. İnkar edenler
hariç, hiçkimse Allah’ın ayetleri hakkında tartışmaz. Onların
şehirlerde rahatça gezip dolaşması seni aldatmasın. Onlardan önce
Nuh Kavmi ve bunlardan sonraki topluluklar da peygamberlerini
engellemeye, her ümmet kendi peygamberini yakalamaya azmetmişti.
Batılı hakkın yerine koymak için mücadele etmişlerdi. Bunun üzerine
ben onları kıskıvrak yakaladım. İşte, cezalandırmamın nasıl olduğunu
gör! İnkar edenlerin cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü
böylece gerçekleşti. Arş’ı yüklenen bir de onun çevresinde bulunan
melekler Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler.
Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve
ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve sinin yoluna girenleri
bağışla, onları cehennem azabından koru, derler. Rabbimiz! Onları da,
onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da
kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz Aziz ve Hakim
olan sensin. Bir de onları her türlü kötülüklerden koru. O gün sen kimi
kötülüklerden korursan, muhakkak ki onu rahmetine mazhar etmiş
olursun. Bu en büyük kurtuluştur. İnkar edenlere şöyle seslenilir:
Allah’ın gazabı, sizin kendinize olan öfkenizden elbette daha ağırdır.
Zira siz imana davet ediliyor fakat inkarda ısrar ediyordunuz. Onlar:
Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de
günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha bu ateşten çıkmaya yol var mıdır,
derler. Onlara denilir ki: İşte bunun sebebi şudur; Tek Allah’a ibadete
çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O’na ortak koşulunca bunu tasdik
edersiniz. Artık hüküm yücelerin yücesi Allah’ındır. Size ayetlerini
gösteren, sizin için gökten rızık indiren O’dur. Allah’a yönelenden
başkası ibret almaz. Haydi! Kafirlerin hoşuna gitmese de Allah’a,
Allah için dindar ve ihlaslı kullar olarak dua edin! Dereceleri
yükselten, Arş’ın sahibi Allah, kavuşma günüyle korkutmak için,
kullarından dilediğine, iradesiyle ilgili vahyi indirir. O gün onlar
kabirlerinden meydana çıkarlar. Onların hiçbir şeyi Allah’a gizli
kalmaz. Bugün hükümranlık kimindir? Kahhar olan, soran ve cevabını
veren Allah’ındır. … Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçisi
ARKIN ÇALAPALA .
521
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
522
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
524
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
525
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
526
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
527
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
528
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
529
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
banka hesabı, bir ekip, bir kamera, bir telefon, bir bilgisayar, bir tane
de dizüstü bilgisayar, bir tane büyük ekran, çok hızlı ve süper limitsiz
internet bağlantısı, bir tane iki yana açılabilen telefon, bir tane de üç
yana açılabilen telefon, biraz yiyecek içecek, biraz tütün filtre kağıt ve
değişik otlar, bir baba kamera, bir server, biraz tual, biraz yağlı boya,
biraz kumaş, biraz ip ve bir dikiş makinesi, bir bahçe, bazı tohumlar
ve bir laboratuvar, birkaç yüz dönüm arsa, birkaç at, birkaç kilo altın,
bir cam ocağı, bir kayıkhane, deniz kenarı, bir sevgili, bir kanka, biraz
zaman, biraz güç, biraz sabır, biraz daha iman, biraz daha sabır ve bir
seccade lazım. Daha bir sürü şey lazım bana.
Kendimi serbest bırakmalıyım fakat çok korkuyorum.
Korkularımla yüzleşmeliyim fakat yüzleşmek çok zor.
Yola çıkmaya hazırlanmam gerekiyor fakat içimden gelmiyor.
Sanırım ben de fermuar sesi duymaktan nefret ediyorum.
Kendime kahve yapayım dedim az önce ama kahve taştı.
Yeni bir algoritme yazmaya başladım. Çok güzel olacak.
Bir sürü insan bana mesaj atıp yazılarımı övüyor. Ne güzel.
Düşüncelerimin hepsi mükemmel olmalı. Başarmalıyım.
Acaba turkuaz renkli çantayı hala kullanıyor musun Paris?
Acaba sana aldığım kitapları neden ve kimlere dağıttın?
Acaba hayat kadın başına sandığın kadar kolay mı?
Acaba sokağa çıkarken makyaj yapıyor musun bu ara?
Mükemmel düşünceler tasarlamalıyım yoksa biterim.
Kutsal kitapların hepsini bir defa daha okumalı, bitirmeliyim.
Turuncu kalem öteki ceketin cebinde kaldı, of ya, unutma!
Yalan yakalamak için uğraşan kişiler neden yalan söylüyor?
Tiyatro sahnesinde kusma repliği yazılmış mıdır acaba hiç?
Gerçek bir kusma, tiyatro sahnesinde devrim niteliğindedir.
Kadınların ayaklarının öpülmesine neden bu kadar baygın?
Şu hırkayı üşütmeden giysem iyi olacak. Hava da kararmış!
Müzik dinleyip dinlenmeliyim. Güzel bir şarkı seç bakalım!
Mano Solo, sha La La. 07:18… Hey There Delilah. 03:45…
ARKIN ÇALAPALA .
530
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
532
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
533
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
534
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
535
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
536
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
537
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
538
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
539
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ilişkisi bozulmadan devam eder ama özne nesne olur, nesne de özne.
Yalan gerçeği gizler ama hakikat delildeki delildedir. Hükümse birlik
içinde olma halidir. Korku tedbiri üretir. Tedbir tevili çıkarır. Tehdit
tedbir tevil tevhid. Ses, olmanın ispatıdır, olacağı haber verir. Nesneyi
özne yapan hümü verebilir. Işık olmayınca gölge olacağı imleyebilir.
Doku ve iş, Muhsin, imanı haber eder. Tat ve renk ile helal ve haram
şeytanı haber verir. Müminler ümit kesmez. Zamanda yolculuk ancak
ışık hızının desenlere yansıması olabilir. Kalp Huzuru: Kalpler ancak
Allah’ı anmakla huzur bulabilir. Tuzak: Bütün tuzaklar Allah’a aittir.
Allah: Şüphesizdir. Diğer tüm varlıklar şüphelidir ve şüphe duymaklı.
Cinler zehirli ateşten yaratılmıştır. Allah hayatın hakkını bile gözetir.
Doğru Yol: Yolun doğrusu Allah’ındır. Yeryüzü: Sarsıcı. Dağlar bunu
engeller. Bal: Ters evrim. Meyve ağacı tedavisi: Ağacın toprağına veya
dallarına bal sürerek yapılabilir mi? Kuşları işaretlemek faydalı mıdır
ki! Namaz: Sabah namazı şahitlidir. Kafirin Kıyameti: Kıyamet günü,
onları kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzükoyun hasrederiz. Uyku:Kulak
perdelenince uıykuya dalarız. Güneş: Boyun eğen kullalrdandır. İlim:
Münakaşa: Delilin açık ve net değilse, münakaşaya girişme! İleri geri
konuşanların bilgisine başvurma. İmanın Engeli: Öncekilerin başına
gelenlerin kendi başlarına da gelmesini yahut da azabın göz göre göre
kendilerine gelmesini beklemeleri. Sabır: İç yüzünü bilmediğin bir işe
nasıl sabredersin? Zülkarneyn: Gündüz gören gece duyan sistem var.
Hakiki güneşin doğduğu yer arş olabilir. Bizimkisi yansıma olabilir. O
bu sayede dünyada olup biten her şeyi anlıyor olabilir. Çünkü her şeyi
ve halini başka bir şeyle anlıyor Allah. Güneşin battığı yer! Ve güneşin
doğduğu yer! Melekler fotoğrafçı ve sesçi mi yoksa kameraman mı?
Beyaz fotoğrafın süsü. Gölge beyazın süsü. Hangi fotoğraf hangi sese
aittir? Allah bunu da biliyor. Nesnenin özne oluşunda hayat vardır.
Tremiz olan zorba değildir. Allah unutkan değildir. Taha15: Kıyamet
günü mutlaka gelecektir. Herkes peşinden koştuğu şeyin karşılığını
bulsun diye, neredeyse onu kendimden gizleyeceğim. Detay: Halklar
unuturlar. Bağışlanmak: Ben tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapanı,
sonra da böylece doğru yolda giden kimseyi bağışlarım. Namaz Vakti:
Güneşin doğmasından önce, batmasından önce, gecenin bir kısım
saatleri ve gündüzün etrafı (iki ucunda). Gökyüzü ayetleri… Yeryüzü
ayetleri… Rüzgar & Bereket: Süleyman’ın emrine de kasırga gibi esen
rüzgarı verdik. Onun emriyle içerisinde bereketler yarattığımız yere
doğru eserdi. Biz her şeyi biliriz. Allah’ın Sevgisi: Allah hain ve nankör
olan herkesi sevgisinden mahrum eder. Allah’ın Zamanı: Muhakkak
ARKIN ÇALAPALA .
540
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
541
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
bilek kırılma açısı 90 derece olunca hareket edemez. Güzel: Allah ki,
yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmış.
Büyük mükafat! Büyük mükafat! Buldum: kendisine kavuştukları gün
Allah’ın onlara iltifatı, “Selam”dır. Allah onlar için çok değerli mükafat
hazırlamıştır. Emanet: Allah’ın nefsi mi? Biz emaneti, göklere, yere ve
dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, korktular.
Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir. İMAN. Allah bu
emaneti insana vermek suretiyle, münafık erkeklere ve münafık olan
kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap edecek, inanan
erkelerin ve inanan kadınların tevbesini kabul buyuracaktır. Cinler
gaybı bilmez. Yani iradeleri var ama akılları yok. Çünkü Allah’ın nefsi
onlarda yok. Süleyman’ın Rüzgarının Hızı: 1000 km/saat. Selçuklu’da
Şehircilik Anlayışı Bu: Onların yurdu ile içlerini bereketlendirdiğimiz
memleketler arasında kolayca görünen nice kasabalar var ettik ve bu
kasabalar arasında yürümeyi konaklara ayırdık. Oralarda geceleri ve
gündüzleri korkusuzca gezin, dolaşın, dedik. Dolandırıcılığı engeller:
Tek ID. Rızık: Siz hayra neyi harcarsanız, Allah onun yerine başkasını
verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır. Buradan Fatır üçüncü ayete!
İşte aynen böyle oluyor. Allah ol deyince, nefsinden dolayı oluyor. İlk
önce şaşırtma. Sonra arayış. Rızık verenleri gören göz ve akıl hemen
arayışa geçti. Arayışa girmek bile küfür. Haklı olarak kızıyor Allah’ım.
Demek ki imanı kazanmak için dünya yaratıldı. İman başka yerlerde
yok. Hayat Sırrı bu olsa gerek. Varsa da biz bilmiyoruz. Allah’a ancak
güzel sözler yükselir. Gölge. Sıcak. Yaldızlı Not: Cennette şöyle derler:
Bizden şüpheyi gideren Allah’a hamdolsun! Yapışkan çamur! Akıllıca
Ayet: Birinci ölümümüz haricinde, biz bir daha ölmeyecek ve bir daha
azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu büyük kurtuluştur. İlyas,
yaratanların en iyisi olan, demiş. Yalanlama kanunu aktif etmiş sanki.
Yaratanlar, dediğinde bunu kabul edenler, hem yalancı hem de Allah’ı
yalanladığı için imansız olur. Onlardan uzak dur! İmansızı bu şekilde
yakalamak mümkün. Rüya ilmiyle kader ilmi birleşiyor: Ey İbrahim!
Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız. Az önceki
büyük mükafat bu da olabilir. Cehennem: Cehenneme girecek olanlar
azıp veya azdırılıp saparlar. Onlar haricindekiler imanlı ve cennetlik.
Kuvvet: Kulumuz Davut’u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O hep Allah’a
yönelirdi. … ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. Tapu ayrıştırma
kanunu için o ayet: Doğrusu ortakçıların çoğu birbirlerinin haklarına
tecavüz ederler. Güneş ve ay, akıp gidenlerden. Güzelin güzel tanımı:
Güzel, yaratanın doyurmasına nesne olandır. Meshep problemimizin
ARKIN ÇALAPALA .
542
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
temeli: Dikkat et! Halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp kendisine
bir takım dostlar edinenler, Onlara, bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar
diye dua ediyoruz, derler. Allah’ın iki eli var: Allah; Ey İblis! İki elimle
yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir? Böbürlendin mi
yoksa yücelerden misin? dedi. Hükmün Temeli Hakkında Ayet: De ki:
Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de aşikarı da bilen Allah! Kullarının
arasında ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen vereceksin. O:
İnsanların ve suretlerin hepsi, her an tanıdık gelince… İki defa geleni
anla: Onlar, Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de
günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha bu ateşten çıkmaya yol var mıdır,
derler. Onlara denir ki: İşte bunun sebebi şudur: Tek Allah’a ibadete
çağrıldığı zaman inkar edersiniz. O’na ortak koşulduğunda ise tasdik
edersiniz. … Allah’a yönelenden başkası ibret almaz. Güzel Ayet: Allah
gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir. Müminlerin nefret
etmesi de bir kişinin kalbini mühürler. Şaşırtma ilmi hakkında: Bu
sizin yeryüzünde haksız olarak şımarmanızdan ve aşırı olarak sevinir
ve böbürlenir olmanızdan ötürüdür. Uğursuz günler: Soğuk rüzgar!
Haram: Güneş ve aya secde. Müminler: Onlar büyük günahlardan ve
hayasızlıktan kaçınırlar. Kızdıkları zamanlar da kusurları bağışlarlar.
Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Bir
detay: bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar,
içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar, süzme baldan ırmaklar. Bir
ilim: Müminler arasındaki savaşta, ilk saldırana saldırmak esastır. Şu
Zan: Zannın çoğundan kaçının çünkü zannın bir kısmı günahtır. Bazı
Rüzgar Çeşidi: Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca
süzülenlere, işi ayıranlara and olsun ki… Yakından Seslenen Konusu:
Seslenenin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. Bir rüzgar da
şu: Kasıp kavuran rüzgar. Dikkat Ayet: Ahiret de dünya da Allah’ındır.
Göklerde nice melek var ki onların şefaatleri, dilediği, hoşnut olduğu
kimse için, Allah’ın izin vermesi dışında bir işe yaramaz. Rahman 26:
Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Demir göktendir. Kurtuluş:
Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
İsabet: Allh’ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Vade Ayet:
Allah’ın tayin ettiği vade gelince, artık o ertelenmez. Allah’ın uzaklığı:
elli bin yıl. Bu meleklerin hızı. Araçla bir milyar kilometre, bizim hız.
Dünyanın hızı 1760 km. sapma oranı %2 ile saatte 36 km cehenneme
yaklaşıyoruz. İsrafile yan çizmek yoktur. Düz! Titremelerin sebebleri
yörüngeden çıkma ve ısı değişiklikleri. Sırat cehennemden kaçış mı?
Ayet: Peki inkar ederseniz, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çevirecek o
ARKIN ÇALAPALA .
543
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
544
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
546
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
547
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
548
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
549
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Akıllı ol! Aklını alırım! Bunu da öyle sizin yaptığınız gibi hile
yahut zorbalıkla değil sadece düşünerek ve “dua ederek” yaparım ki
sen de mutlaka duymuşsundur düşüncelerimle savaş açtığım kişileri
ve varoluş formlarını bugüne kadar yenemediğim görülmemiştir.
Bunları bilmeye layık mısın ben bilemem lâkin kendi görevim
olduğu için belirtmeliyim ki yaratıcıya ve insana inanmayanlar, işte
bunlar korkmayı bilmezler. Çünkü korku ancak kötülüğün içinde ve
içinden öğrenilen bir bilgi topluluğudur. Kötü insanlar zaten kötülük
içinde(n) oldukları için korkuyu bilirler ve yine bu yüzden korkmayı
bilmezler, bu yüzden de hiçbir şeyden korkmazlar.
Sen sakın onlardan olma! Sen sakın şeytana uyma Papa!
Ben yalnızca Allah’tan korkarım. Umarım size de korkmakla
ilgili ilmi burada layığı ile öğretebilmişimdir. Yaratıcıya ve insanlara
inananlar, iyiliğin içine kötülüğün karıştığı tüm anlarda korkarlar ve
o anların yaşandığı mekânlardan kendilerini soyutlamayı iyi bilirler.
Çünkü korku tam olarak böyle anlarda doğar. İşte hepsi bu kadar.
Korkmayanların kalpleri taş tutmuş gibidir. Kadınların korku
ile ilişkilerine erkeklerin “korku ile ilişkilerini” kıyaslarsan ne demek
istediğimi daha rahat anlarsın. Korkmayanların kulakları yüce yahut
ilahi sesleri duyamaz çünkü onlar bu seslerden mahrum kılınmıştır.
Elbette ki her ses yüce ve ilahi kabul edilmelidir lâkin helal rızkın az
indirildiği de göz ardı edilmemelidir.
Daha fenası görme biçimleridir. Korkmak yahut inanmaktan
uzak olan insanlar hakikati, gerçekleri ve varlığın en güzel hallerinin
yansımalarını ve suretlerini görmekten yoksundur. Çünkü güzellikler
kutsaldır ve kutsal bilgiler ve varoluşlar kutsal olmayanlarla asla bir
araya gelmez, onlara dokunmaz, açılmaz, yayılmaz, nüfuz etmez. Eğer
bu dediğim olmayıp kutsal olanlarla olmayanlar birbirine karışabilir
olsaydı, bu çok büyük bir haksızlık olurdu ki Allah haksızlık etmez ve
edilmesini de edenleri de sevmez.
Bol bol Kur’an okumadıkça bahsettiklerimi anlayamazsınız.
Tüm bunlara rağmen Allah’ımıza inanmayan kötülük sahibi o
insanlar kendilerinin diğer insanlara kıyasla farklı ve üstün olduğunu
savunur. Oysa asıl ahmaklık budur çünkü her insan farklı yaratılmış
olduğu için, her insanın bambaşka üstünlükleri mevcuttur.
Dikkat et Papa Efendi!
ARKIN ÇALAPALA .
550
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
551
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
553
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
554
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
için yeni yeni spor dalları… Bunlar gibi yüzlerce işle ve proje ile ilgili
vakit ayırmam gerekirken oturmuş sana mektup yazıyorum. Dikkatle
dinle ve sakın unutma!
Bizzat CERN’de yetiştirdiğiniz Afgan macunu, kubar, kokain,
şeker, hap mad ve daha yüzlerce uyuşturucu ve uyarıcı maddenin her
birinden haberimiz vardır. Eğer “bilimsel çalışma” adı altında yapılan
bu tür zındıklıklara ve soysuzluklara dur demezseniz ve eğer ki 2020
yılının Temmuz ayına kadar yok yere çıkardığınız ve yönettiğiniz tüm
savaşları ve savaş oyunlarını bitirmezseniz, ensene binerim! Ayrıca,
NASA, CERN, CIA, MIT, MI5, BERKELEY, HARWARD, OXFORD, İTÜ ve
BOĞAZİÇİ, BİLGİ, ODTÜ, AÜ, İÜ gibi onlarca üniversitede ve enstitüde
gizli terör elemanları yetiştirdiğinizden, bu amaca yönelik ürettiğiniz
sakız kameralardan, ses kaydeden bisküvilerden, ortam ısısını bozan
çay kaşıklarından, uçan ve yapraklı yahut kanatlı kamera sistemleri
ile envaı çeşit chemical’dan da haberimiz var brother! Kendi uyarıcısı
ve uyuşturucusunu yapabilen öğretim görevlileriniz, asit dahi üretir
hale gelmişken sizlerin ayakta uyuduğunu sanmamızı sağlamaya dair
tavırlarınızı da yemezler brother! Be wise, we’ll rock you, otherwise!
İnsan Cumhuriyeti Başkan Adayları Meselesi’nde, benim aday
listemin başında her zaman dava arkadaşım Hümani ilk sıradadır ve
kendisini Beştepe Reis’i Erdoğan takip etmekte, Putin ise üçüncü kişi
olarak bu listede belirmektedir. Dördüncü kişi Fransız Xxxxxxxx, beş
numaralı adayım Çin Başkanı, altı numaralı aday İspanya Kralı, yedi
numaralı adayım ise Japon Kralı veya Güney Kore Başkanıdır. Sen ve
çevrendekiler, her ne olursa olsun Hümani’yi destekleyeceksiniz, bu
dediğimi sakın unutma! Bahsettiğim kişilerin “tümü” makam sahibi
olmanın ve halk yönetmenin ne demek olduğunu gayet iyi bildikleri
için, sabrı bilip de şirke asla düşmedikleri için, tanrı gibi davranmayıp
sadece insanlara hizmet etmek amacıyla çalıştıkları hatta yaşadıkları
için Allah onlardan da razı olsun. Neticede “bizim başkan” tüm dünya
vatandaşları tarafından oylama ile seçileceği için, %51 oy alan kişi bu
yarışı kazanacaktır. Sen ister benim dediğimi çevrendekilere yaptır,
istersen de yaptırma, insanların “en çok güvendiği ve sevdiği” kişiler
bundan böyle başkanlığa seçileceklerdir. Gerçek “demokrasi” de işte
budur. Ben sana, Hümani için çalışacaksın, diyorum çünkü böyle bilgi
türlerinde istatistik takip edebilmemiz için bir başlangıç istatistiğine
ihtiyacımız oluyor ve çevrendekilerin Hümani’ye oy vermesi bu konu
ARKIN ÇALAPALA .
555
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
556
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
557
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
558
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
560
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
561
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
562
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
563
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Papa Efendi! Biz de iki başörtüden bir bluz, iki seccadeden bir
elbise yapmayı gayet iyi biliyoruz. Lakin kemik köpek karınca doktor
zengin olur diye çekiniyoruz.
Anladın? Hayır! Nerde e?
Eledeki mezhep farklılıklarını yok etmek, tüm dinleri hemen
birleştirebilmek için tüm kutsal kitapları birleştirmeli ve ibadethane
denen yerleri tüm dinlerin kullanımına açmalıyız.
Elle, sesle, kıyafetle, renkle, düşünceyle, duruşla konuşanlar
içinde en güçlü ve en tehlikeli konuşmacılar bakışla konuşanlardır.
İnsan, “gözünde büyütme” hastalığına, ya bir şeyi ilk gördüğü
anda yahut da ilk duyduğunda yakalanır. Bu hastalığın çözümü o şeyi
yine gözde küçültmeye çalışmaktır. Gözde büyüyen kalpte de büyür.
Gözde küçülen kalpte de küçülür.
Kadınların geneli büyü yemeyen çocuklar, erkeklerin çoğu ise
büyüyebilen en yaşlılardır. Anladın mı? Hayır! Olsun anasını satayım!
Bak Papa Efendi! Hangi anlaşmalar, hangi devlet ve sultanlar
arasında kimler tarafından neden, nasıl, ne zaman imza edildi, biliriz.
Biz, bütün bu kayıtları tüm dünya vatandaşlarının kolayca inceleyip
anlayabileceği şekilde tasarlanmış bir algoritma ile yayına hazırlıklar
yapıyoruz. Orijinal metinleri ve çoklu çeviri sistemlerini kullanıyoruz
ve emin ol bu projemiz tüm devletlerin ve insanların işine yarayacak.
Devletleri ilk önce ve sırasıyla tanıyan devletlerin listeleri, kimin kimi
ne zaman “kimlerce” neden tanıdığının bilgileri, hangi devletlerin ne
tür kanunları ne zaman ve neden, hangi anlaşmalara referans vererek
çıkardıkları, bu kanunları kimlerin onayladığı ve kimlerin nerelerde
nasıl hilelerle uyguladıkları, her şey ama her şey elimizde ve zamanı
geldiğinde bunları gün ışığına çıkaracağız.
Kim olursa olsun, ne yaparsa yapsın istisnasız herkes kıyamet
koptuğunda hesabı Allah’a verecektir. Bu yüzden “sen sakın” şeytana
uyma! Zalimliği bırak ve ayakta uyuma!
İnsanların din yolculuğu yaşları ile de alakalıdır. 15-25 yaşlar
arasında sekse odaklı insanlar içki ve zina peşinde koşturur ve Hz. İsa
öğretisi Hristiyanlığı tecrübe eder. 25-35 yaş arasındaki çoğu insansa
hem Yahudi hem Hristiyan gibi yaşayıp içki içer, para peşinde koşar,
zina ve kumara merak salar. Ancak 35-40 yaşları civarında gerçekleri
ARKIN ÇALAPALA .
564
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
565
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
… Bugün Kur’an-ı Kerim siparişim geldi. Çok ilginç ama ilk an,
okuduğum ayette İncil’in hükmünün bittiği yazıyordu. Ahkaf Suresi
30ncu ayet aynen şunları diyor ki bu sözler tanrının yani Allah’ın ilk
ağızdan hiç değiştirilmemiş sözleri ve bu sözlere inanmamak aptallık
olur. Hem Muhammed Musa’dan sonra değil İsa’dan sonra geldiği için
Kur’an İncil’i tasdik ediyormuş. Tam sırasıyla şunları okudum, Ahkaf
Suresi, 30ncu ayet: “Onlar kavimlerine şöyle dediler: - Ey kavmimiz!
Gerçekten biz Musa’dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri
tasdik eden bir kitap dinledik. O kitap gerçeği, doğru yolu gösteriyor.”
Sonra Ahkaf -29 okuyunca aklım başıma geldi. “Ey Muhammed! Hani
biz cinlerden bir grubu Kur’an’ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.
Onlar Kur’an’ı dinlemek için hazır bulundukları zaman birbirlerine
“susun” dediler. Kur’an’ın okunması bitince de birer uyarıcı olarak
kavimlerine döndüler.” Cinlerin elçisinin Musa’nın olması ihtimali bir
yana, benim için İncil’in hükmü artık bitti demektir. Hem hangi İncil?
Kur’an’da her şey o kadar mükemmel anlatılmış ki! Bence Kur’an hem
gerçeği ve güzeli hem de doğru yolu gösteriyor. Sanmıyorum kolayca
devretsin ama yıldırımlar yaratan ırk böyle devre diyor olabilir. …
… A Letter To Papa
Subject: If Order
Dear Papa, Subject is order. Allah is God. God is Allah. Gold is
not God or Allah. Think about order, not subject. This time subject is
order. Post Script: Take care Pop, subjectif order is not the same with
subjectis order.
Sincerely Yours, …
… İman kimde Allah bilir. Sen Allah mısın, hele onu söyle! …
… Günahları ile sevapları eş değer olanlardır belki de zamanı
durdurup duranlar. Matematiksel boşlukta kimyasal yayılanlar!…
… In God We Trust! Dün gece yarısı Trump isimli bir tüccarla
tanıştırıldım. Çok tehlikeli bir adam. Sağı solu hiç belli değil. Umarım
Amerika’yı satın almaya kalkmaz. Kendisi öyle dedi. Eğer bu adam bir
gün Amerika’yı satın alırsa, zaten Kraliçe’nin de parası bitti, bence bu
adamı hiç kimse durduramaz. Çok acayip şeyler oluyor. Bu demektir
ki daha da acayip şeyler olacak. Allah bilir neler olacak. …
… Lanet olsun! Kyoto Protokolü iyiden iyiye nükleer enerjinin
telifi haline gelmeye başladı. Ve ben, bugün de nükleer enerji konusu..
ARKIN ÇALAPALA .
566
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
567
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
568
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
571
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
572
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
573
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
her an, yaklaşık olarak her gün on beş saat, değişik işlerde çalıştırılır
ve şehrin ihtiyaçları için yaptırılan üretimlere dâhil olur.
Çalışmasından elde ettiği var sayılan gelir, öldürdüğü kişinin
mirasçılarına nakledilir. Adalet bu şekilde yerini bulmaktadır.
Zarar verenler üç gruba ayrılırlar. Bunlar ise; kendisine zarar
verenler, doğaya zarar verenler ve başkasına zarar verenler olarak
kabul edilmiştir. Zarar verenlerin en büyük zararı kendilerinedir.
Kendisine zarar verenler, ilaç tedavisi ve terapilerle başlayan,
spor veyahut sanat çalışmalarıyla devam eden ve muhabbetlerle dolu
üretimler sonrasında neticelenen bir sürece alınırlar.
Bu sürecin ne kadar süre süreceği tamamıyla, kendisine zarar
verip yaşamın akışını bozan, “insan olmanın değerini azaltan” kişinin
çabalarına, çalışmalarına, tepkileri ve davranışlarındaki gelişmelerin
istatistiklerine, raporlarına göre saptanır.
Doğaya zarar verenler, verdikleri zarara eş değerli sayılacak
bir yararı üretene kadar insan atölyelerindeki şiirli üretim süreci ve
çalışmalarına tabi tutulurlar. Verdikleri zararı kendisine eş değer bir
yararla onardıkları an itibariyle de serbest kalırlar. Bu yararı bulmak,
tavsiyeler veya kendi talepleri dolayısıyla mümkündür. Üç metreye
bir metrelik odalarda kalırlar.
İnsan dışındaki canlıları, yasalara riayet etmeden, amaçsızca
veya insanca hiçbir iyi amaca uymaksızın öldürmenin cezası, o canlı
hakkında en az yüz sayfalık beş farklı kitap yazmak ve o canlı türünün
gelişimine, evrimine ve yaşamına saygı gösterdiğini ve oldukça katkı
sağladığını ispatlayana kadar çaba göstermektir.
Başkasına zarar verenler üç gruba ayrılırlar.
Bu gruplar az ve geçici zarar verenler, çok zarar verenler ve
bilmeden zarar verenlerden oluşur.
Bilmeden zarar verenler, zararı verdikleri konularla ilgili bir
kitap yazıp, bir müzik albümü yapıp bir de film çektikten bir ay sonra
serbest kalırlar. Bu bir ay boyunca bilmek veya olmak, bilmemek ve
olmamak konularındaki yayınları izler ve bütün soruları cevaplamak
için yalnızlıklarla beslenmiş çalışma zinciri içinde, dört metreye dört
metrelik odalarda kısıtlanırlar.
Az ve geçici zarar verenler, yüzde yirmi beşlik zarar sınırının
altında kalıyorsa, verdikleri zarar tamamıyla geçinceye kadar ve bu
ARKIN ÇALAPALA .
574
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
zararı bir daha asla vermeyeceklerini yazılı veya sözlü, “tam” olarak
ispatladıkları ilk salaş ana kadar beş metreye beş metrelik odalarında
düşünmeye sevk edilirler. Bu süre boyunca yemek, içmek ihtiyaçları
atölye başkanlığı tarafından karşılanır.
Az ve geçici zarar verenler, yüzde yirmi beşler ila ellilik zarar
sınırlarının arasında kalıyorsa, dört metreye dört metrelik odalarda
sınırlandırılırlar ve verdikleri tüm cani’ce zararlar toplum tarafından
unutulana kadar veyahut oylamayla serbest kalmaları kararı verilene
kadar balık üretimi esaslı atölyelere katılırlar. Karar çıkıp da serbest
kaldıkları ilan edildikten üç ay sonra serbest bırakılırlar ve bu zaman
zarfında işledikleri suçlarla ilgili yasaya üretim ve teklif çalışmalarına
katılırlar. Dünya döndükçe avantajları bitmez. Bu bilgi nettir.
Çalışmaları boyunca, olur da “şansen” kendi yasalarını kabul
ettirebilirler ise, dört metreye sekiz metre olarak odaları değiştirilir
ve kendilerine “manzara” imkânı sunulur. Odalarına banyo küveti ve
kolonya konulur.
Çok zarar verenler, yüzde elli ila yetmiş beşlik zarar sınırları
arasında kalıyorlarsa elbiselerinin ağırlığı kendi ağırlıklarının yarısı
olacak şekilde tasarlanır ve iki metreye bir metre “bir oda” ile, yarım
metreye yarım metre masa ile sınırlanırlar. Bunlar, bu masada zarar
verdikleri kişiye ve sevdiklerine, mirasçılarına mektupla kendilerini
affettirene kadar bu odalardan dışarı çıkamazlar.
Kendilerini affettirdikleri anda, oylamaya gidilir ve oylamayla
serbest kalmaları kararı verilene kadar susu üretim esaslı atölyelere
katılırlar. Karar çıkıp da serbest kaldıkları ilan edildikten tam yedi ay
sonra serbest bırakılırlar ve bu zaman zarfında işledikleri suçla ilgili
yasa üretimi, teklif veya deneme çalışmalarına katılırlar. Çalışmaları
boyunca olur da kendi yasalarını kabul ettirebilirler ise, dört metreye
on iki metrelik odalara nakledilirler ve kendilerine havuz, manzara,
masa tenisi masası ve iyi film arşivi imkânları sunulur. Odalarına ise
banyo küveti, müzik sistemi, daktilo ve kolonya konulur.
Çok zarar verenler, eğer ki yüzde yetmiş beşin üstünde zarar
sınırlarına dâhil oluyorsa sırtlarında kilolarının yarısı ağırlığında taş
taşımak zorunluluğuyla, çıplak olarak dolaşımlar ve gözetimler esasa
çalıştırılır. Öyle Goethe, böyle Dante!
Bunlara ezberletilen kitapların listesi .pdf olarak, internetteki
çvrmç kütüphanelerde bulunup ince elenebilir ama sık doku namaz.
ARKIN ÇALAPALA .
575
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
576
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Ellinci Bölüm
İSA
Radiohead | Exit Music | 04:24
Biz, toprağın onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz.
Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır. … Yeryüzünü de
döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden
bitkiler yerleştirdik. Allah’a yönelen her kula, gönül gözünü açmak ve
ibret vermek için yaptık bütün bunları. … Andolsun insanı biz yarattık
ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Biz ona şah damarından
daha yakınız. İki melek insanın sağında ve solunda oturarak
yaptıklarını yazmaktadır. İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında
gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın. Ölüm sarhoşluğu
gerçekten gelir de, işte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir, denilir.
Sur’a üfürülür. İşte bu, geleceği vadedilen gündür. Herkes yanında bir
sürücü ve bir de şahitle beraber gelir. … Benim huzurumda söz
değiştirtirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim. … Seslenenin
yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. O gün insanlar bu sesi
gerçekten işiteceklerdir. İşte bu çıkış günüdür.
Ey Alkolikler Ülkesi Kralı!
İçki haramdır.
Bu ise Allah’ımızın emridir. Benim Allah’ımın emridir, senin
Allah’ının emridir, bizim Allah’ımızın emridir. Benim Allah’ım, bizi ilk
defa yaratan Allah’tır. Biz, bir şeyi açıklasak da, gizler gibi yapsak da,
gizlesek de, şüphe yoktur ki O, Allah her şeyi bilmektedir. Yaptığımız
eylemlerle ya da çıkardığımız seslerle yerkürenin, gökler ve kaderin
hareketlerinin hızlarıyla alçakça oynuyor olsak bile, bu zoresrarengiz
ötesi durumların sabitlerinin ve değişkenlerinin okunması, bilinmesi
ve yazılması ilmi de Allah’ımıza ait olduğu için “kıyamet vakti saatini”
yalnızca yüceler yücesi Allah’ımız bilir. Kıyamet saatinin yakın olması
gerekir çünkü Allah’a kavuşmamızın tek yolu bu yakınlıktan geçiyor.
Allah Hazreti Muhammed Efendimize böyle buyurmuştur. Bu yüzden
de tüm insanları tek bir din çatısı altında birleştirmeliyiz ve aynı gün
aynı saatte, kıyameti tüm yeryüzünde prova edip Allah’a kavuşmaya
çabalamalıyız. Bu varolan bütün fikirlerin ulaşacağı tek gerçektir.
Ben Halife Harabi. O, masum insanlara bol içirip tedavilerinde
kullandığınızı da söyleyip, hem onları hem de kendinizi kandırdığınız
ARKIN ÇALAPALA .
577
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
578
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
579
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
580
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Pardon?”
“Paris nerede, kiminle, ne yapıyor?”
Herkes fısıldaşmaya başlıyor, fısıldaşmalar sonuç vermezse
cep telefonları çıkarılıyor, ilk kelimeler yazılmaya başlanıyor ve otuz
saniye sonra herkes bulduğu bilgiyi paylaşıyor.
“Paris ölü gözüküyor.”
“Paris anayasa çalışmaları sonrası kaçırılmış.”
“Paris bir kadınla birlikte, dün gece öldürülmüş.”
“Paris son yazısını yayınladıktan altı saat sonra ortak intihar
teşebbüsüyle yargılanmış ve bundan tam üç buçuk saat sonra araba
ile giderken direksiyonu kırıp bir köprüden uçmuş ve ölmüş.”
“İyi de bu bilgileri ben neden göremiyorum?”
“Telefonunuza engel konulmuş olmalı beyefendi.”
“Paris’in arabası başka bir kadındaymış. Paris ölmemiş.”
“Yazar mezarlığı 26.026 numaralı mezarda yattığı yazıyor.”
“Bence saklanıyor o. İnsan Cumhuriyeti dâhilindeki şehirlerin
yasaları tamamlanınca ortaya çıkacaktır. Bunlar bizim gibi roman ve
tarih yazarı değiller arkadaşlar. Ciddi tehdit altında olduklarına ve iyi
korunmaları gerektiğine inanıyorum ben. Kadın geleceği yazıyor.”
“20.026 numaralı mezara nakil işlemi dün tamamlanmış.”
“Bir saniye, bir saniye ya! Telefonu hala iade edilmemiş. Bu ne
demek oluyor şimdi? Ölülerin telefon numaraları aktif edilmeli mi?”
“Ne fark eder ki? İsterse bir telefona hemen ulaşabilecektir o.
Onlar için telefon bulmak o kadar zor olmamalı.”
“Kim bu Paris ya, yeter artık ya, yeter! Deminden beri kafamı
şişirdiniz. Umberto nerede, kiminle, ne yapıyor?”
“Bir dakika, bir dakika! Hangi Umberto?”
İşte böylesi bir oyun. Bir başka isim söylenene kadar devam
edebiliyor ancak. Böyle de bir kuralı var. Aşk gibi. İç ten dinamitli.
Kızım Deren’le şu 20.026 numaralı mezara gitmek üzere yola
çıktığımız anda aklımdan şunlar geçiyordu: Mezarı açmazsan, gerçek
mi “yalan” mı olduğunu anlayamazsın. Ya mezarlık görevlisi de bizim
ARKIN ÇALAPALA .
581
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
582
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
583
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
sana kırk bir albümün de sanatçı isimlerini veremem ama şunlar her
türlü çalışmanıza destek oluruz diyenler: Madonna, JJ Johnson, REM,
Dead In Vegas, Emma, Hooverphonic, Riff Cohen, Hindi Zahra, Tom
Waits, Prodigy, Susheela Raman, Emel Mathouluthi, Orange Blossom,
Yann Tiersen, Tuğçe Şenoğul, Preisner ve Eleny K., Dead Can Dance,
Melody Gardot, Şebnem Ferah, Sezen ve Tarkan, Sıla, Azelia Banks,
Artbat, Artbat beş albümle ilk sırada, şimdi başka konular da var, bu
konuyu geçiyorum bebiş. Artbat Mix’i hala dinlemedim deme, uç tığın
an olur bak, bilesin!
Bilmeden destek olanları da yazmak lazım aslında. Biraz kaba
bir hareket olacak ama olsun! Tito Tarantula, Calexico, Johhny Cash,
16 Horsepower, DreamCity Film Club, Burning Caravan, Ve ve ve ve;
Lee Harris, Paul Webb, Tim Friese, Martin Ditcham, Hugh Davies,
Robbie Macintosh, Mark Felthan, Simon Edwards, Nigel Kennedy,
Michael Jeans, Andrew Marriner, Christhoper Hooker, Joy Division ki
Closer, The Stone Roses, The Smiths ki Queen Is Dead, Charlatans,
Happy Mondays, Buzzcocks, Ian Brown, Unfinished Monkey Business
ve Brian Eno Music For Airports, Boards Of Canada Music Has The
Right To Children, The Orb Orb’s Adventures Beyond The UltraWorld
ve Autechre Amber, Aphex Twin Selected Ambient Works Volume II,
Biosphere Microgravity, AVI Allison / Brown Ki Caravans Soundtrack
ile devam edecek olursak, Sonic Youth Daydream Nation, Minuteman
Double Nickels On The Dime, Joy Division Unknown Pleasure, Talking
Heads Remain In Light, Madonna Like A Player, Dela Soul Three Feet
High And Rising, Pixies Suffer.., Nirvana Nevremind ve Loveless My
Bloddy Valentine, The Stone Roses The Stone Roses, Pavement ikilik
Slanted & Enchanted, Sonic Youth Goo, PJ Harvey Dry, Radiohead Ok
Computer, Jeff Buckley Grace, DJ Shadows Entroducing, The Beach
Boys Pet Sounds, The Beatles White Album, The Doors The Doors ve
Bob Dylan ilk albüm ve Blood On The Tracks, The Jimi Hendrix Are
You Experienced, Pink Floyd Piper At The Gates Of Down, Rolling
Stones Exile On Main Street, The Who Who’s Next, Joni Mitchel Blue,
Black Sabbath Paranoid, Patti Smith Horses, Steve Wond Innervision,
Er, Pere Ubu The Modern Dance, Brian Eno, Another Green World,
Neil Young After The Goldrush, Van Morrison Astral Weeks, elbette
ki Tim Buckley Starsailor, Kraftwerk Trans Europe Express ve ölmüş
bir Yanan Karavan tribi olarak Takehisa Kosuqi, Ryo Koike, Yukio
Tsuchiya, Seigi Nagai, Michihiro Kimora, Esra, Takio Hasegawa, Kingi
ARKIN ÇALAPALA .
586
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
587
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
588
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
589
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
590
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
591
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
sanat enstitüleri; sanatı açık sanat, zanaatı ise “faydalı zanaat” olarak
gerçekleştirmenin yollarını arıyor ve güzelliğin önünü açıyorlar.
Her yıl, her şehirde on binlerce insan sanatçı, zanaatkâr, usta,
şair, yazar, felsefeci, müzisyen, ressam, oyuncu, heykeltıraş, modacı,
tiyatrocu, reklamcı, tüccar hatta iş adamı, politikacı, haberci olarak
bu enstitülerdeki eğitimini tamamlıyor ve şehir devletlerin içindeki
kendisini bekleyen bireysel yaşamına başlıyor. Üretmeye başlıyor.
Açık Sanat Enstitüleri, bilgi melekleri ve moda melekleriyle iş
birliği içinde atölyelere, fabrikalara, açık sergi salonlarına, okullara,
sinema salonlarına, açık tiyatrolara, insanla ilgilenen vakıf ve kamu
kurumlarına, “organize sanayi bölgelerine”, kafeteryalara, kullanışlı
spor tesislerine, kısacası toplum içinde aklınıza gelebilecek her yere,
eğitimli ve bilinçli, “üretmeyi seven ve erdemli” insanlar yetiştirmek
için çalışıyor, çabalıyor. Ve bu enstitüleri bitirip toplumsal katılım ve
uygulamalarda, üretim ve yorumlamalarda başarı gösteren insanlar,
önce sanat polisi sonra da “sanat meleği” ilan ediliyor.
Katılım yaşı diye bir şey yok. İsteyen her insan, istediği her an
başvuru yapabiliyor açık sanat enstitülerine. Çıraklık eğitimini alan,
kalfalık eğitimine ve çalışmalarına başlıyor. Bu eğitimi de bitiren usta
oluyor ve kendi özel ve öz öğrencileriyle buluşturuluyor. Eğitimlerini
doğal kabiliyetleri dolayısıyla daha hızlı bitirenler, çok daha çabuk
mezun oluyor bu enstitülerden. Ve bu naif enstitülerde yaş, cinsiyet,
ırk, din, dil, uyruk yahut da benzeri hiçbir ayrım yapılmaksızın, şehir
devlet destekleri güzel insanlara ulaştırılıyor. İsteyen insanlar yatılı
eğitimler de görebiliyor. Yasaları çiğnemediğiniz ve başka insanların
haklarına ve özgürlük hallerine saldırmadığınız müddetçe bu sağlıklı
enstitülerde istediğiniz konuda istediğiniz eğitimleri alabiliyorsunuz.
Açık sanat enstitülerinin temel amaçları şunlar: Sanat polisi
ve iyi sanat meleği yetiştirmek, arabaları ve silahları eritmek, beton
binaları yok etmek, uzaya insan fırlatmak, dünyadaki tüm sınırları
kaldırmak, yeni şehir devletleri kurmak, ihtiyaç duyulduğunda şehir
devletlerini gizlemek, sanat eseri maliyetlerini düşürmek, sanat eseri
değer belirleme çalışmaları yapmak, “açık sanat” davaları açmak ve
kazanmak, sahtecilik girişimlerine engel olmak, görsel veyahut yazılı
yayınlarda medya polisleri ve internet polisi ile uyumlu bir biçimde
işbirliği yapmak, “telif haklarını” hukuk polisleriyle birlikte korumak,
mülksüzleşmeyi öğretmek ve hep yaymak, tüm savunma sistemlerini
bilgiyle inşa ederek doğanın ve özümüzün bozulmasına engel olmak,
ARKIN ÇALAPALA .
592
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
593
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
594
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
595
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
596
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
597
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Bazen her insana olduğu gibi, bana da bir şeyler oluyor ve bir
anda matematiksel bir tamamlanma hissi yaşıyorum. Bir ahengin iç
duvarlarına çarpıp kendimi yaraladığımı bolca hissetsem de, akışsız
duyguların bulunduğu ve kayda geçilebildiği, deli boşluğa düşer gibi
bırakıyorum, sunuyorum kendimi kalem kâğıdın hizmetine.
Bir yanımda hissedilebilen kelimeler geçiyor bir yanım’dansa
kafiye tutkalıyla birbirine yapışmış satırlar. Bana kalan bu olmamalı,
diyorum çoğu zaman. Kimse beni duymuyor, kimse anlamıyor kibeni.
Yokluğun anlamsızlığını anlatmaya uğraşıyorum çünkü. Kimse beni
anlayamıyor ve görmüyor kimse beni. Varlığımı, anlamını saklamaya
çalışıyorum çünkü. Bir yanım aşkın, bir yanım sevdiğim kelimeler...
Birgün Tuğçe’nin Bir Günah Gibi şarkısını dinlerken de aynı
şey olmuştu. Genellikle Leonard Cohen dinlerken oluyor ama o gün o
şarkıda olmuştu. Tuğçe telefon açmış ve Gaye’nin ne kadar kaltak bir
karı olduğunu anlatıyordu ki Hakan Tamar aradı. Üçümüz konferans
konuşmada Gaye Su’yu çekiştiriyorduk ki kapı çaldı. Gelen elbette ki
Yonca idi. Yonca da konferansa katılınca muhabbet hip hop’un farklı
bakış açıları dolayısıyla gelişemediğine geldi. Aslında farklı bakış, açı,
syntax gibi kelimeler her şeyi geliştirirdi ama hip hop gelişemiyordu.
Kahve fincanındaki sessizliğin işaretinden anladığım kadarını
anlatacak olursam, hip hop ve benzeri müzik türleri, insanların veya
varlıkların kendi tercihleri dolayısıyla dinledikleri şeyler değillerdi.
Bunu sessizliğin katsayısıyla anlatabileceğimi hissettiğim çok
an yaşadım ama kıyamadım o anların bütünlüğüne. Daha farklı yollar
da kullanabilirdim çünkü hip hop’un gelişememesi üzerine yaptığım
destansı çalışmalarda. Tarih bilincim o derece mükemmeldi.
Çok uzatmayayım. Hip hop’u nasıl güzelleştirdiğimi anlatacak
ve bitireceğim. Ki bunu basit bir yasayla yaptım. Şöyle bir yasa:
Psikolojik testlerden başarıyla geçemeyenler ve en az üç tane
müaik aleti çalamayanlar hip hop yapamaz. Hip hop şarkılarına klip
çekmek yasaktır ve bu madde değiştirilemez. Hip hop kelimesi de tik
tok kelimesi gibi yasaklanmıştır. Sebebi ruhun i ve o harflerindeki şu
refleks eksikliğinden kaynaklanan bozulmalardır. Hip hop müzikleri
sadece kafelerde dinlenebilir ve bireysel dinlemelere kapalıdır.
Yaşadığım dejavuyu logaritmik saplantıya kazıdım rüyamda.
Kısacası, geceler boyunca aşk mektupları yazıyordum.
ARKIN ÇALAPALA .
598
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
599
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
600
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
601
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
602
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
603
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
606
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
607
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
608
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
609
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
610
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Altmışıncı Bölüm
ANIL ÖZBEK
Nancy Sinatra | Bang Bang | 02:42
Rabbimiz! Bizi inkar edenler için deneme konusu kılma! Bizi bağışla!
… Allah adaletli olanları sever. … Ey iman edenler! Kendilerine
Allah’ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin!
Aptal! Aptal! Aptal! Aptal! Aptal!
Senin rüya halısı dediğin o hayalde, kendi acayip rüyalarımın
falına baktığım bir mekanizma geliştirdim. Bu mekanizma, gerçekleri
hep kendi gerçekliğimde yaşamama olanaklar sağlıyorken, istediğim
durumları istediğim zamanlarda görmemi kolaylaştırıyor. Görmem
gereken veya yaşayacağım olayları ve durumları, bana birkaç zaman
önceden haber ediyor, böylece rahatlıyorum.
Bazen seni öyle özlüyorum ki, rüya halımız böyle zor anlarda
devreye giriyor ve “seni” geceler boyunca rüyalarıma getiriyor. Bilim
insanları buna şizofreni veyahut koşullanma diyor olabilir. Fakat ben
biliyorum ki bu mesele “o kadar basit değil”. Böyle söyledim çünkü
hiçbir mesele bizim anlayıp bildiğimiz düzeyde basit değil.
Rüya halısında gördüğüm hatta bildiğim şeylerden bahsedip
aşkın ne kadar yüce bir varoluş olduğunu da anlatmak istiyorum sana
biraz. Çünkü insan aklının almayacağı ve sadece yaratıcının bileceği
konuları boş yere konuşup ahkâm kesmek de boş. Onun yerine, seni
nerelerde, nasıl görebildiğimi anlatmayı tercih ederim. Hem böylece
hangi hislerimi nasıl yaşadığımı daha kolay anlayabilirsin.
Karmaşık ve tanrıça kokulu, ütüsüz eşyalarını şu darmadağın
tıkıştırdığın valizin en donuk rengini gördüm rüya halımızda ilk önce.
Makyaj masanı ve kendine yaptığın yünden küpeliği gördüm hemen
sonra. Hız, ritim ve zaman asla bulaşmadı rüya halımızın desenlerine,
asla. Rüya halımızın dokunuşları da tıpkı senin dokunuşların gibiydi.
Yumuşacık ve naif. İşte böylelikle, çokça var saydığım anların
bazılarındaki robotik yaklaşımlarımla benim de tıpkı cahil senin gibi
aşkımızı bitirmeye çalıştığımı gördüm.
O, bahçe penceremizin önündeki ağacın yaşadığı heyecanlar,
hayretle izliyordu tüm olanı biteni. Ne diyeyim?
ARKIN ÇALAPALA .
611
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
612
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
613
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Sana sarılmak nasıl bir filmdi, nasıl bir “felaketti”, bunu nasıl
unutabilirim? Yaşadığımız anların hiçbirini, kimseyle yaşayamam ki!
Burada ilk ve son defa samimi yetimle anlattığım her şeyi hayatımda
“ilk ve son defa yalnızca seninle” yaşadığıma emin olabilirsin. Çünkü
bir gece yine rüya halısının kenar desenlerinde dolaşıyordum ve sen
birden ortaya çıkmaların şiir prensesi olarak şöyle fısıldadın: Peki bir
kadınla aşk yaşadığımı ve nasıl öpüşeceğimi anlattığın paragraf, o ne
olacak? Öt bakalım! Öt hadi öt, yalıdaki çapkın! Sana da günaydın!
Şaşırmıştım çünkü bu anı bir yerlerden ve ılık bir zamandan
hatırlıyordum. Yazdığım bir paragrafta bir kadınla nasıl öpüşülmesi
gerektiğini anlatmıştım, evet. Fakat sonraları “seninle” bu öpüşmeyi
birebir yaşayınca benim de kafam pis karışmıştı. Böyle acayip anlarla
dolu hayaller işte. Bak, seni yeni düşüncelerinle tanıştırdım şimdi.
Şaka bir yana, sen hep en büyük hayallerimi gerçekleştirirdin.
Bunu nasıl başarabildiğini şu anda bilemiyorum ama durum bundan
ibaret. Zaten bu saatten sonra ne yapacağım, inan bilmiyorum.
Daha önce de dediğim gibi, “önemli olan” yaşadıklarımız değil
yalnızca. Yaşayamadıklarımız “da” var sevgilim. Hem yaşadıklarımız
çok önemli olsaydı ayrılmaz ve bu duruma düşmezdik. Öyle değil mi?
İnsanların suretleri arasında akıp duruyorum artık.
Daha şiirsel değil belki fakat manayla sürekli buluşuyorum.
Uzmanların söylediklerine bakılırsa, kıyamet epey yaklaşmış.
Aynı kitabın aynı cümlelerini okuyup refleks biriktiriyorum.
Günler azaldıkça veya çoğaldıkça, umarım fark etmişsindir.
Saatler azaldıkça ve çoğaldıkça, umarım fark etmişsindir.
Gölge biriktiriyorum. Gölge biriktiriyorum. Gölge.
Gerçeği resme, resmi desene, deseni hafızaya ekledim.
Büyünün sokaklarında kimsesizleri koruyorum.
Burası çok soğuk. Burası çok minimal titrek.
Kargalarla da konuşabiliyorum.
Bulutlarla uçuyorum.
Suyla akı yorum.
Here It Is, Leaonard Cohen, 04:16.
ARKIN ÇALAPALA .
614
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
615
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
616
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
617
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
619
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
620
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
622
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
623
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
gelmeleri gayet doğaldır. Doğal olma yan, bazen bazı kelimelerin yan
yana gelmeyi bilmemesi olabilir. Bu kontrol edilemez.
Şimdi artık kelimelerin ve rakamların oyunlarına bahaneler
üretmek nasıl da yersiz. Ne çok isterdim, biliyor musun sen, öldükten
sonra kedi olmayı. Ne güzel; hız ve hareketi denetliyorlar, selam alıp
vermeyi kontrol ediyorlar ve sevilmeye bakıyorlar. Kadınlar da kedi
gibi aslında. Bana sorarsan yalnızca iki büyük fark var aranızda. Siz
konuşabiliyorsunuz ve kedilerin elleri yok, patileri var. Elleri olsaydı
eminim şeytana yıldız atıp dururlardı. Konuşabilselerdi, taş nasıl ki
ağacın ustası, onlar da biz insanların ustası olurlardı. Okuduğumuz
için güçlenen her metin gibi bize insan olmayı biraz daha, biraz daha
öğretirlerdi. Modern tasarımların tümünde “siyah ile beyazın” ölüm
için oynaştığını da onlar itiraf ederdi, eğer ki konuşabilselerdi. Bize
derlerdi ki; doğru deseni üreten doğru işaretler, doğru malzeme ve
doğru ustayla, doğru zamanda buluştuğunda üreyen “lüks” aslında
tarihi ve “insanın bilincini” koruyor. Bize derlerdi ki: İnsan zamanı
yüklenmekten ne zaman, nasıl vazgeçecek? Kutsal kitaplar fiziksel,
kimyasal, biyolojik ve de “zamansal geri dönüşün pis imkânsızlığını”
anlatmıyor mu yeteri kadar? Açık sevap nedir? Kapalı günah nedir?
Açık günah ve kapalı sevap nedir? Bize derlerdi ki: Uzak gökyüzünde
mutsuz hatırlama seansları hayal edeceğinize, el yazısıyla söz verip
yerine getirmemenin ne kadar büyük bir günah olduğunu ezberleyin
ey insanlar! Gerçekten isterdim be öldükten sonra kedi olmayı. Kesin
seni tırmalardım, hem de çok fena.
Çok şaşırdım biliyor musun son mektubun elime geçtiğinde.
Bir sevgili nasıl bu kadar acımasız şeyler yazabilir sevdiğine? İnsan
sevdiği birine bunu nasıl yapabilir? Bu yüzden seni cezalandırmaya
karar verdim sevgilim.
Açıklanamayan üzerine sözcüklerin dizinimi sayesinde sana
bunları yazıyorum. Dokunun da, dokunanın da hakkı olmalıydı ama
olmadı. Herkes hakkını bilmeliydi “ama” bilemedi. Akıl belki henüz o
olgunlukta değil. Sahte güzelliklerden “gerçek güzelliği” ayırmak için
kıyas ilmini kullanmayı henüz hepimiz öğrenemedik. Yine de en güzel
kararlarımı benden başka kimse bilmiyor.
Yine de hala çok fazla denecek kadar hızlı soru biriktiriyorum.
Cevabını veremediğim soruları buraya yazayım mı?
İster misin?
ARKIN ÇALAPALA .
624
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
625
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
626
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
628
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
629
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
630
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
sabırlı olmalısın, dedi. Bana yardım edeceğini söyledi. Oysaki her şey
kendileri tarafından planlanıyormuş ve bilgiler olaylar üzerinden çok
değişik insanlara yansıtıldığı için kimse kimin ne yaptığını anlamıyor
ve öğrenemiyormuş. Akıllıca, dedim içimden.
Bu görüşmedeki en ilginç şey GGG’nin gözlükleriydi. Üzerinde
ve camlarında adeta bilgisayar gibi çalışan ekranlar olan bu gözlükler
onu tanımamı engelledi ilk başta. Fakat bir ara, gözlük camları buğulu
olduğu için çıkarmak zorunda kaldığında onu tanıdım. Bana arabayla
yaklaşıp Farsça konuşmak isteyen kadındı GGG. Ve gözleri güneş gibi
güzeldi. Yapay zekâyla çalışan ilk insan sen misin, dediğimde anladı
onu hatırladığımı ve gülümsedi. Hayır, ben değilim, eşiniz Paris, dedi.
O an beynimden kaynar sular döküldü. İsteyen herkes yapay zekânın
kullanıcısı olabiliyor mu, dediğimde, evet, dedi. Tansiyonum çıktı.
Bana çok iyi davrandılar ama Paris hakkında yardım etmeleri
konusunda söz veremediler. Bir yandan içlerine sızmaya başladığımı
düşünüyor ve seviniyordum fakat bir yandan da bunun büyük bir risk
olabileceğini düşününce hayıflanıp duruyordum. Biraz daha filmleri
konuştuk, sonra da gittiler. Vay be! Allah ne insanlar yaratıyor!
Bu işi sevmiştim. Dünyanın en zeki, en üretken ve en idealist
insanlarıyla toplantılar yapıyor ve kendi çapımdaki katkımı yeni ilan
edilmiş cumhuriyete adeta hediye ediyordum.
Deren, otelde onun için özele hazırlattığım ıhlamur ve hatme
çiçeği karışımını içince kendisine geliverdi ve normale döndü. Uçağa
bindik ve ver elini Hollywood. Yönetmenler bu şehri istila etmişti.
Bu şehrin en ilginç yanı; herkesin kostüm içinde ve kalabalık
gruplar halinde, ellerinde kameralarla, ışık tertibatlarıyla ve o acayip
“itici ses kayıt” cihazlarıyla dolaşıyor olmasıydı. Her kalabalık grubun
içinde, beyaz kıyafetlere bürünmüş bir kişi vardı ve bu kişiler gerçek
yönetmenler oluyordu. Kıyafetleri konusunda mutlak bir yasa vardı.
Yönetmenlerin üzerlerindeki her şey “hep” beyaz olmak zorundaydı.
Saatlerinden kıyafetlerine, saç “tokalarına” kadar her şey. Bu sayede
herkes onların yönetmen olduğunu biliyor, onlara zarar vermemeye
özen gösteriyordu. Yönetmenlerin açık seyahat hakları vardı çünkü
ancak bu sayede her istedikleri “kadr”aja ulaşabiliyorlardı. Uçaktaki
araştırmamı iyi yapmış ve dersime iyice çalışmış, yönetmenlerle ilgili
birçok şeyi onlarla buluşmadan önce zaten öğrenmiştim.
ARKIN ÇALAPALA .
632
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
633
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
634
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
635
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
636
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
637
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
638
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
639
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
640
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
641
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
642
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
644
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Yetmişinci Bölüm
PELİN ÇİFT
Nil K. | Resmen Aşığım | 03:21
Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından, inkarcılara
gelecek olan ve hiçkimsenin savamayacağı azabı istedi. Melekler ve
Ruh, Cebrail, oraya miktarı dünya senesi ile elli bin yıl olan bir günde
inip çıkar. Şimdi sen güzelce sabret. Doğrusu onlar o azabı ihtimalden
uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görmekteyiz.
“Bir şey soracağım, siz şu büyük mafyanın başı mıydınız?”
“Hayır, Putin başkan. Ben yardımcılardan biriydim yalnızca.”
“Diğer yardımcıları kimlerdi? Böyle bir sisteme, nasıl oldu da
dâhil olabildiniz? Neden tüm gerçekleri dünyaya anlatmadınız?”
“Trump, Çin başkanı, Japonya başkanı, Fransa başkanı, İngiliz
Kraliçesi, Hindistan Başkanı, Azerbaycanın başkanı, neredeyse bütün
başkanlar vardı, diyebilirim. Nasıl anlatacaktım ki! Her an, tehditlerin
ve suikast girişimlerinin muhatabıydık. Hepimiz bir aradaydık.”
“Siz hepiniz mafyaydınız ve dünyayı böyle mi yönettiniz?”
“Ya ne sandınız? Başka türlü nasıl yürür tüm o karmaşık işler
ve uluslararası anlaşmalar, görüşmeler? Bir şey rica edeceğim, bana
bir iyilik yapmanızı istiyorum. Bu mektubu, teknoloji şehrine gizlice
gidip başkanına elden verir misiniz? Bu çok önemli bir mektup. İlgili
tüm kanunlar hazırlatıldı. Kanada üzerinden gitmelisiniz. Bu sayede
“daha az şüphe” çekersiniz. Bu mektubu başkana verdiğinizde, İnsan
Cumhuriyeti’nin temelleri sağlamlaşmış olacak. Bana güvenin!”
“Peki, bir şey soracağım. Birleşmiş milletlerde bütün orduları
ve polis güçleri birleştirip tek bir kolluk kuvveti yaratmayı ve bütün
dünyayı bu kuvvete endeksli teorilerle yönetmeyi hiçbiriniz mi akıl
edemediniz? Tabii, bir yandan teröristlere silah dağıtmak da gerekli,
öyle değil mi? Hangi devlet başkanları silah dağıtıyordu pekâlâ?”
“Bakın! Yardımcılarım eşinizi bulmak istediğinizi ilettiler. Bu
söylemlerinize bakılırsa eşinizi bulmak istemiyor gibisiniz.”
“Size gerçekten güvendiğim için şehrinize geldiğimi unutmuş
gibisiniz sayın başkan. Bu mektubu yayınlamamı ister misiniz?”
“Buranın gazeteciler şehir olduğunu unuttunuz sanıyorum.”
ARKIN ÇALAPALA .
645
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
646
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
647
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
648
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
649
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
650
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
651
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
652
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
653
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
654
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
655
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
656
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
658
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
659
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
660
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
661
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
663
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
664
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
665
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
666
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
667
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
668
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
bir şey de diyemem. Ve dememeliyim. Ama eğer sen de bir şeyler fark
edersen, söyle lütfen. Çünkü konuşmazsak biteriz. Bunu biliyorum."
Bu konuşmamızı hatırlıyorsun, değil mi? O an çektiğim acıları
bir ben biliyorum. Sonrasında ise sen şunları söylemiştin:
"Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Bence bunlar çok
sağlıksız ve paranoyak tavırlar. Konuşma böyle ama! Düşünme böyle!
İnsanları bu şekilde sertçe, acımasızca yargılama, lütfen."
"Napayım? Sen söyle! Gözlerimi kapatayım ve bütün dünyaya
ağlıyayım mı? Kendimi öldürmemi ister misiniz? Kendimi yakayım ve
bir Simurg gibi küllerimden yeni bir ben üreteyim. Seni de yakmamı
ister misin? Evet? Sus masana! Evet, cevap bekliyorum."
Sen, kelimelerini yalan dolan içinde hatta acımasızca ve inatla
tekrar ederken, ben bir gün sana bu uzun mektubu yazacağımı ve tüm
zavallı teorilerimi temize çekerken hüngür hüngür ağlayacağımı fark
etmemiş, doğal olarak bir başka masadaki kötü kızın, hem de sevgilisi
yanındayken, sevgilisi yanında olan diğer bir masadaki ciddi aptal bir
erkek ile maskeli baloya girişini ve kötülüğün cins oyununu izlemeye
başlamıştım. İçimden ise şunlar geçiyordu: Kim “bu oyunda” ne kadar
iyi yani kötü olursa olsun, kimin tecrübesi hangi ilimleri aşarsa aşsın,
maskeli balo tamamen “ritme ve hayal gücüne” dayalı bir algı oyunu
olduğu için, mutlak sınırlamalar ve düzenli saldırılarla herkes herkesi
rahatlıkla yenebilir. Yaratıcının edebinden, etik ve iyilikten az da olsa
nasibini almamış olanların hepsi, “ucuz”, basit makyaj hileleri ve akıl
oyunları ile alt edilebilir. Çünkü gerçek hayra vesiledir. Şer’be’şerbet!
Ben bunları düşünürken, sen sevgilim, bir başka masadaki hiç
tanımadığımız uyuz bir adamla maskeli baloya girmiştin. Ve beni, bu
durumda ne yapılır ki, deyip pis masaya beyaz bir peçete bıraktıktan
sonra kalkmak zorunda bırakmıştın.
O berbat günden sonra aylarca insanları izledim. İnsanların
hareketlerindeki sebep sonuç ilişkilerini anlamaya gayret ettim hep.
Öyle çirkin ilişkiler ve iletişimler kuruluyormuş ki tüm bunları birer
birer senin sayende öğrendim. Çok teşekkür ederim.
Seninle her ayrılığımız maskeli balonların yüzünden oldu. Bu
yüzden yaptığımız her tartışmada “kalbimi kırdın” ve her defasında o
kırıkları ben tedavi etmek zorunda kaldım. Yine de şu “aşık çabaların”
dolayısıyla her istediğinde seninle barıştım ve iletişimi sürdürmeye
devam ettim. Ve sen, yine, hatta hep aynı şeyleri yaptın. Üstüne bir de
ARKIN ÇALAPALA .
669
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
670
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
672
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
673
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
674
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
675
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ben onları izlerken fark ettim ki kötü ve çirkin ve çok hızlı yaşlanmış
olanlar da maskeli baloda başrol kapıyorlar.
Geriye sadece “çocuklar” kalıyor. Onların gerçekten masum
olduklarını biliyor ve bu gerçeğe tüm kalbimle inanıyorum.
Bir gün bir arkadaşım “sıçraya sıçraya” muhabbet ediyorken
etrafımızdaki genç kızları düşünüp sıçramasını durdurabilmek için,
neden zıplıyorsun, sen zıplayan insanlar şehrinden misin, dedim. Bir
yandan zıplamasına devam edip öte yandan, ben deliyim, of ya, ben
hep deliyim, diye cevap verdi. O günden sonra onunla görüşmedim.
Maskeli baloyu yeterince ve iyi oynayanlar hangi uzuvlarını
hızlandırmaya yönelik tavırlar sergilerse o konuda hastalanıyorlar.
Ellerini çok kullananlar “hırsız” oluyor çünkü elleri haddinden fazla
hızlanıp aniden ruhsuzlaşıyor, çalma refleksi kazanıyor. Ayaklarını
çok kullananlar “korkak” oluyor. Göğüslerini kullananların göğüsleri
sarkıyor. Saçlarını kullananların saçları dökülüyor. Nefesini tutanlar
mide rahatsızlığına kapılıyor veya sinir hastası oluyor. Ülser “olmuş”
ama hala beş dakikada iki sigara içebilen insanlara rastladım. Fazla
sigara kullananlar maskeli baloya tutku yüzünden akciğer kanserine
yakalanıyor. Üşürken hatta titrerken maskeli baloya katılanlar var.
Geceleri pencere dikizleyenler körleşiyor, almadan vermek tanrıya
mahsustur, diyenler ise oldukça nankör oluyor. Durduk yere sürekli
öksürmek, tırnak yemek, yerlere tükürmek neden ayıp sence?
Bence herkes ama herkes neyin doğru neyin yanlış olduğunu
gayet iyi biliyor. Sadece iradeleri zayıf, sadece şu reflekslerini kontrol
edemeyecek kadar eğitimsiz ve duygusuzlar, sadece hayatın iyilikler
üzerine kurulu olduğu gerçeğiyle yüzleşmek onlar için hiçbi şey ifade
etmiyor, hepsi bu. Yoksa herkes, binde birini istisna kabul edelim, en
kötü olduğu anda bile hemen durup iyileşebileceğini fark ediyor.
Cep telefonunu elinden hiç düşürmeyen ve ona sürekli ayna,
arkadaş hatta alet muamelesi yapanlar var. Bir gün bir garsondan bir
şey isteyeceğim fakat garson beni rahat görmüyor. Yanımdaki bayan
arkadaşım, dur, ben hallederim, dedi ve de arkadaşım daha ağzına ilk
lokmayı attığı sırada garson masamıza geldi. O bayan arkadaşımı da
görmüyorum artık. Böyle insanlarla, epik maskeli baloyu yalan yanlış
yorumlayan ve kötüye kullananlarla görüşmek istemiyorum.
Neler neler, kimlerle kimler... Daha neler, diyeceğin bir anımı
anlatayım. Yeni tanıştığım iyi bir bayan arkadaşım var. Geçen yıl bir
ARKIN ÇALAPALA .
677
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
çocuğa aşık olmuş. Bu anlattığı olay ilk ve son aşkından maskeli balo
yüzünden ayrılmasından sonra yaşanmış. İlk aşkı ve kız arkadaşım,
oynarken birbirlerini aylarca izlemişler ve sonunda da ayrılmışlar.
Arkadaşım bu yüzden yemin etmiş, oynamayacağım, oynayanları da
bozacağım, demiş. Sonra geçen yıl bir çocuğa aşık olmuş bizimki. Hiç
oynamıyoruz, ne güzel, derken, bir gün bir de bakmış, sevgilisi onun
olmadığı bir anda, bir kafede çatır çutur “maskeli tören”de. Bizimki
öyle bir sinirlenmiş ki, çocuktan bunun intikamını alma yemini etmiş.
Çocuğun bir sonraki sevgilisini “hem elinden almış” hem de lezbiyen
olmuş veya olmak zorunda kalmış yahut da olduğunu anlamış. Bana
böyle anlattı. Şimdi bu örnek “maskeli balonun cinsiyetlerimizi bile
değiştirdiğini” ispat eder mi, yoksa bir istisna olarak gerçeği, yalnızca
tanrı tarafından doğal ve özenle yaratılmış olanı mı bozar?
Sana maskeli baloyla ilgili anlatabileceğim o kadar fazlaca pis
örnek var ki, bu örneklerden “etik ve epik” değerlerle dolu bir kitap
üreteceğim zamanı geldiğinde ve o kitabı kendi elimle en doğru insan
gruplarına sunacağım. Kısaca şu kadarını söyleyebilirim: Şeytanların
yani şeytanın ve yavrularının mikro hareketlerinden tutalım, makro
hareketlerine kadar her şey, neyse… Bu noktada bazı kelimelerle bazı
maskeli balo türlerini işaret edip konuyu kapatmak istiyorum.
Tespih, bisikletler, park, parklardaki ebeveynler, tahterevalli,
minibüsçül, kavşak ve tümsek, fren, ev hanımları ve pencere önünde
yapılan gündelik işler, yemek, kafelerde prizlere laptop fişi takmak,
sigara, kalem, dondurma, içilen şeyler, vurmalı çalgılar...
Aslında gerçekte, özünde iyi olanlar ve iyi kalabilen insanlar
özellikle de kadınlar maskeli baloya hiç tamah etmiyor, inanmıyor ve
sevmiyorlar. Bilmeyen veya oynamayan birine rastladıklarında adeta
tanrılarını görmüş veyahut bulmuş gibi davranıyorlar. Bunun aksine
bilmeyen ya da öyle görünen kişilerle dalga geçenler de mevcuttur.
Bütün bu anlattıklarım bir yana, tüm maskeli balolar oynandıkları ve
yaşandıkları yerlerde kalıyor her zaman. Ve bu durum birçok ruhsal,
insani, içsel ve toplumsal kayba sebep oluyor. O çok eski kabileler bir
dağdan öteki dağa anlaşmak ve haber uçurmak için kullanırken de
oynandığı yerde kalıyordu maskeli balolar. Ve şu sahte yüzleri. Sakın
unutma, eğer ki değerli bir şey kırılmadıysa, tüm maskeli balo anları
zaten unutulup gidiyor, hızla bitiyorlar. Mesafeli iletişimin en büyük
problemi bu; akıl maskeli baloda üreyen “hızlı yalnızlıklar” yüzünden
serbest kalıyor ve dikkat dağılınca zaman da hızla akıyor. Bence en
ARKIN ÇALAPALA .
678
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
679
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
680
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
681
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
682
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
683
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
684
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
685
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Ben size demedim mi, biz bir milyon drone ile hareket ediyor
ve rüzgar nereye uçurursa orayı temizliyoruz, Allah rızası için.
Ben size demedim mi, insanların namuslarını koruyabilmeyi
başarırsanız Allah işlerinizi yoluna koyar, Allah rızkınızı arttırır.
Ben size demedim mi, her insan halifedir. Birazdan, on dakika
sonra, dünyadaki bütün cellatları ve psikopatları tek bir emrimle size
yönlendirdiğimde, nasıl kaçacaksınız ellerinden?
Nükleer uydumdan fırlattırdığım minnacık bir roketle bütün
o şehri yerle bir edebileceğimi bilmiyor musunuz?
Ben size demedim mi, benim hükmettiğim dünyanın düzenini
bozanın anasını sikerim. Ben size demedim mi götünüzden şırınga ile
kan alırım. Ben size demedim mi amı fazla kaşınana kafa da sokarım.
Ben sizi uyarmadım mı, halife şehrinin tek tutkusu müziktir. Eğer bu
telif hakları meselesini uzatırsanız onları üzersiniz, sonra onları ben
bile durduramam, demedim mi? Ben sizi uyarmadım mı?
Müzisyenler şehrinin alimleri alim de siz neden zalimsiniz?
Ben size, zalimin zulmü varsa sevenin Allah’ı var, dedim mi,
demedim mi? Ben size yasanızdaki yaptırımlarımın bütün delilleriyle
sebep sonuç ilişkilerini açık etmedim mi? Ben size o koca şehri kurma
çabasındayken onbinlerce insanla yardım etmedim mi? Ben size asla
kibirli olmayın, demedim mi? Ben size Hümani müzik konusunda çok
vahşidir, sizi asla ama asla affetmeyecektir, idamınız yakındır, dedim
mi, demedim mi? Söyleyin bakalım! Siz neden akıllanmıyorsunuz?
İdam fermanınız elimde şu anda. Parlamentodan emir aldım.
Size beş dakika veriyorum. Eğer beş dakika içinde telif hakları
hakkındaki emrimi yerine getirmezseniz, işinizi bitirmeye geliyorum.
Göreceğiz bakalım, el mi yaman bey mi yaman!
Göreceğiz bakalım, ilham mı önemli iman mı!
Göreceğiz bakalım, kimin adı kimde saklı!
Göreceğiz bakalım hangi şarkılar neden yasaklı!
İki dakika sonra yola çıkmış oluruz.
Anlaşıldı, size, Allah yarattı, demeyeceğiz!
“Canlı yayın başlasın! Kaftanlar füzyon moduna geçirilsin!”
Geliyorum! Geliyoruz!
ARKIN ÇALAPALA .
686
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Sekseninci Bölüm
TILDA SWINTON
The Cyristal Method | Turbulence | 04:46
Hayır! İnsan Allah’ın emrettiğini yapmadı. İnsan yediğine bir baksın!
Paris gerçekten de sinirlenmiş olmalıydı ki “Moda Melekleri”
isimli yazısında inanılmaz cümleler kurmuştu. Beni resmen tehdit
etmişti ve bunu kimsenin anlamayacağı bir dille, adeta “cumhuriyet
fikrinin şeffaflık edasıyla” yapmış ve ürkmeme sebep olmuştu. Pes
edecek miydim pekâlâ? Elbette ki hayır. Peki, kırmızı elbisem deyip
beni çıldırttığı o mini etekli elbiseyi giyerse? O elbiseyi giyip, aşıklar
şehrinin sokaklarında ıslık öttürüp gezecekmiş. Laflara bak! Nasıl da
“dişi” hareketlerdi bunlar! Aşıklar şehrinden tam olarak kastı neydi
acaba? Yüze yakın aşıklar şehrinin hangisinde olabilirdi “şimdi”? Onu
bulmak imkânsız! Rüyalarım da olmasa…
Şairler şehrinde, yasa çalışmalarından çok şairlerle ve şiirle,
kafiyenin matematiksel ve rastlantısal akışlarıyla, ha, bir de ilhamın
iflah olmaz, çılgın perileriyle meşgul olmuştum. Bu yüzden kadınlar
şehrine gitmektense bir gün daha orada kalmaya karar verdim.
Şehirde tuhaf diyebileceğim bir “enerji” vardı ve beni sürekli
şiirsel anlar düşünmeye ve yaşamaya itiyordu. Bunu bir fırsata çevir
ve Paris’in gönlünü al, dedim kendi kendime ve bu defa oldukça naif
ve romantik bir yazı yayınlamaya karar verdim.
Otelime döndüm, Deren’le ve anneannesiyle konuştum ve ilk
defa, adeta bir şairmişim gibi, dolmakalem ile yazmaya koyuldum.
Bir ara telefonum çaldı ve baktığımda arayan kişinin gazeteci
kodu olduğunu gördüm. Telefonu cevapladığımda, mektubunun hala
bende olduğunu gayet iyi bilen başkan Erdoğan konuşuyordu.
“Merhaba, nasılsınız? Şairler Şehri Şiraz nasıl? Orada bazı iyi
dostlarım vardır, size yardımları dokunacaksa yönlendirebilirim.”
“Merhaba. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.”
“İyiyim, teşekkürler ederim. Hediyemi ne zaman ileteceğinizi
öğrenmek için aramıştım aslında. Çok zamanımız kalmadı da.”
“Biliyorum. Hediyenizi birkaç gün içinde ileteceğim.”
“Oldu öyleyse, esenlikler dilerim.”
ARKIN ÇALAPALA .
687
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
688
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
689
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
691
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
çıkmadı bu insan? İyi de bir insan, iki kişilik bir geçmişe tek başına
sahip çıkabilir mi? Tarihe tek kişilik olduğu zaman da tarih diyebilir
miyiz? Eskiden, beni aklına getirdiğin anda, hemen gülümsediğini
hissettiğim anlar vardı. Bunu bana ezberleten ise sadece sendin. O
güzel günlere nasıl geri dönülür?
Geçmiş, kendisine tarih dediğimiz an itibariyle geri dönülmez
bir şey oluyor gibi. Kendimi böylesi yanılgıların kalbine bıraktım.
Eyvahlar olsun! Artık yetişemiyorum düşüncelerimin hızına!
Ve tarihler kayboluyor yanılgılarımda.
Şiirsel bir boşluğuna doğru hızlanıyorum hayatın. Oysa sen...
Şu haline bak!
Adeta; “Gelecek de bir gün gelecek geçmiş olacak.” der gibisin
ukala mı ukala bakışlarınla, yalancı mı yalancı duygularınla.
Kimsin artık sen, tanrı aşkına!
Hiç hatırlamadığın için, bir gün hatta hemen şimdi hatırlamak
zorunda kalacağın mutlu gecelerimizden birinde aşkımıza şu onlarca
mum şahitlik etmişti. Ki sen o günlerde benim yanımda ve benim için,
bana ağlayabiliyordun Resimi. Bunların hepsini hatırlıyorum, buraya
yazdım. Fakat sen.. Aşkın ve dişinin intikam dolu sokaklarında iflah
olmaz bir aristokrat gibi nefes alıp vermeyi çok sevdiğin için, evet sen
bir türlü hatırlayamadın geçmişini hicri miladi “söz” aşk cümlelerinin
kalplerimizdeki yakıcı veya mim yıkıcı süzülmelerini. Bir insana onu
sevdiğini söylemek ne kadar büyük bir sorumluluk istiyormuş, öyle
değil mi? Ben bu sorumluluğu “dal” seni sevdiğimi tam olarak anlayıp
bu gerçeklikte karar kıldıktan rı sonra anladım. Oysaki sen küçük bir
çocuğun sevilmek istemediği o zamanlarda yaptığı, o kaçıp kurtulma
hareketlerini sergiledin durdun. Zavallı sevgilim “in yap tığı” bu.
Şimdi burada bana en az yüz defa söylediğin o cümleyi sana
hatırlatmak için değil, bu artık hayatımdaki en büyük ve en tehlikeli
gerçeklik olduğu için tekrar etmek istiyorum. Hüzün ve aşk ve acıyla
karışık biçimlerde seni seviyorum. İşte budur bana kalan.
İşte budur kendi kafamda “yar attığımı” söylediğin gerçeklik.
Aşkımızın ilk gününde bana demiştin ki, her şey ikimiz de iyice inanıp
kabullendikten sonra gerçek haline ulaşıyor. Ve “ben sana” güvendim
bu konuda, sana inandım. Ve hala boş sözlerine inanıp seni sevmeye
devam ediyorum. Ve seni severken, senin yapma ihtimalin olan tüm
ARKIN ÇALAPALA .
692
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
693
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
694
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
695
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
696
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
697
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
698
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
699
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
700
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
701
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
702
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
703
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
705
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
706
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
707
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
708
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
709
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
710
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
711
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
713
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
714
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
715
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
716
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
717
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
718
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
719
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
720
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Doksanıncı Bölüm
JOHN CUSACK
Moderat | Therapy | 05:41
Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona doğruyu ve
eğriyi göstermedik mi? Fakat o sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş
nedir, bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde, yakını olan bir
yetimi yahut aç, açık bir yoksulu doyurmaktır. Sonra da iman
edenlerden, birbirine sabrı tavsiye edenlerden ve
birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır.
Organik şehir üzerinde uçarken gördüklerim inanılmaz ama
inanılmaz derecede güzeldi. Öyle büyük tarlalar, öyle güzel kuşlar ve
ahenkler, öyle renkli hayatlar gördüm ki anlatamam. Organik şehrin
yasaları keşke bütün dünyada kabul edilmiş olsaydı, diyeceğim fakat
monarşiyle yönetilmesi biraz üzücü olduğu için bu söylemimden vaz
geçmek durumundayım. Neden monarşi, hi çanla yamıyorum!
Uçaktan in dikten sonra Alkolikler Şehri New York caddeleri
ve sokaklarında dolaşmak ise tam bir nostaljiydi. Paris’le balayımızda
gelmiştik ilk defa bu şehre. Sonraki yıllarda da neredeyse her yıl bir
çok sebepten geldik. Zaten ilk önce, en son oturduğumuz restorana
gittim. Rakı söyledim, balıkla birlikte rakı içmek istedi canım. Koca
şişeyi bitirmiş olmalıyım ki, otele vardığımda kafam epey güzeldi. Bir
şeyler yapmalıydım. Uçaktayken yayınladığım iki yazıya da hiç tepki
vermemişti Paris. Beni sevmiyor muydu ki artık? Tıklamalarda hala
birinciydim fakat artık bunu takip etmek istemiyordum. İlgili tıklama
servisini ilk defa kapattım. Eğer ki Paris’i elde etmeyi ve bana geri
dönmesini sağlamak istiyorsam, daha da samimi yazılar üretmeliyim,
ona daha etkileyici bir biçimde seslenmeliyim, diye düşündüm.
Yazının “hızlı etki üretmekteki güçsüzlüğünü” o gün “birden”
“bire”, hiç olmadık bir durumda keşfettim. 1=? Evet? Cevap? Evet,
yazı kendi başınayken varlığını yüz yıllar hatta bin yıllar boyunca
sürdürebiliyordu fakat sese ya da görüntüye kıyasla “etkisel hızı” hep
geride kalıyordu. Görme duyusu değerli duyu idi fakat işitme duyusu
daha ileride bir evrim göstermiş olmalıydı ki, sözün sesli versiyonları
her zaman yazılı versiyonlarına kıyasla daha etkileyici. Müzik burada
verilebilecek en güzel örnektir. Versiyonların insanlara ulaşmalarını
kıyasladığımızda hız faktörünün ses’in içine daha rahat gizlendiğini
de yine o sırada fark ettim.
ARKIN ÇALAPALA .
721
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
725
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
726
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
727
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
728
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
729
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
730
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
731
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
732
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
733
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
734
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
736
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
738
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
hissediyorum. Korku da kedi masalı gibi fiyaka. Bir var, bir yok. Beyaz
kâğıtlarımın sayısı çılgınca ve sayılamayacak kadar çok. En kötüsü ise
mürekkep. Mürekkepler dans ediyor düşüncelerin dehlizinde ve bir
bir ayrılıyor anılarla hatıralar parmak uçlarımda.
Yine de öznesi veyahut nesnesi sen olduğunda kesin var olan,
kurulmuş, var edilmiş, düşünülmüş yahut da yaratılmış herhangi bir
cümlenin konusunun ne olduğu umurumda bile değil. Sen ne zaman
ne istersen yaparım. Yeter ki senin iyi olduğunu ve bir huzur içinde
yaşadığını bileyim. Yeter ki iyi kaldığına “canı gönül”den inanayım.
Ama görüyorum ki sen artık bakmıyorsun, görmüyorsun.
Sevgilim. Seni birkaç noktada bir türlü anlayamadım ve asla
anlayamayacağımı düşünüyorum. Gerçekten anlamak istiyorum seni
ama anlayamıyorum. Ben bugün bile sadece sana olan sonsuz aşkım
yüzünden hiç kimsenin hayatına ya da hayaline dâhil olup dürüstçe,
basit bir teslimiyet sergileyemiyorken, sen nasıl oluyor da aşkıma,
sevgime veya sana olan hislerime “yalan” gözlüğü ve yakıştırmasıyla
bakabiliyorsun? Beni sevdiğine hiç inanmıyorum. Böyle bir cümleyi
kurma hakkına sahip olabilmen için “en az” benim “sevgim” kadar
harika bir sevgin olması gerekmez mi? Bunu sana anlatıyorum çünkü
senin kendi söylemin bu: Benim seninle ilgili hissettiğim şey yoğun
olan hiçbir şey. Bu laf eski bir aşık için söylendiğinde ne kadar kaba,
farkında değil misin? Bunu yanlışlıkla söylemiş olduğunu varsaymak
bile çıldırtıyor beni. Neyi anlatmaya çalışıyorsun ki? Cingöz!
Gurursuz olan da bence sensin ha. Bir adamla birlikte dahası
beraber oluyorsun, sonra da diyorsun ki, ben senin büyük sevgine
inanmıyorum, senin sevgin yalan. Bir adamı boş verelim, bir insana
söz veriyorsun ve sözünü tutmuyorsun.
Gerçekten merak ediyorum:
Hangimizin sevgisi daha dürüst?
Acaba kim gerçekten daha gururlu?
Farklı şeyler üret sevgilim!
Dünyayı dikkatlice izle!
Ve lütfen senin için buraya yazdıklarımı dikkatle oku! Artık
şunu, basit olanın güzelliğini düşünmeyi bırakmanın zamanı gelmedi
mi? Doğru olanın yüceliğini düşünmeye ne zaman başlayacaksın?
ARKIN ÇALAPALA .
739
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
740
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
741
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Evet.”
“Deren iyi, merak etme!”
“Biliyorum.”
“Sence ne yapmalıyım?”
“Bilmiyorum.”
Sevdiğim kadının sevgi dolu gözleriyle cama dokunduğunu ve
yanağımı okşadığını görünce, bunun bir rüya olabileceğini ve kendi
kendime tokat atarsam bu rüyanın sonlanacağını düşündüm ve o an
kendime sert bir tokat attım. Paris ne yapıyorsun, yapmasana, bakışı
attı ve o an, içinde bulunduğumuz anın gerçekliğinden “emin olmuş”
oldum. Yaklaştım cam kutusuna, yaklaştım ve ona tüm dikkatimle
bakmaya başladım. Dakikalarca bakışmış olmalıyız ki cam buğulandı
ve o buğunun üzerine “seni seviyorum” yazdım.
Gülümsedi Paris, gözleriyle yüzümün her bir santimini kesen
bakışlar fırlatıyordu ve tenimden yayılan çaresizlikle besleniyordu.
Gözlerimiz doluyordu fakat o da ben de hiç ağlayamıyorduk.
Zaman durmuştu fakat sarılamıyor, eskiden olduğu gibi uzun uzun
koklayamıyorduk birbirimizi. Paris öylece gülümsüyordu.
Kalem kâğıdı tekrar elime aldım ve yazmaya başladım.
“Nasıl nefes alıyorsun orada?”
Paris gülümsemeye başladı tekrar. İki elini de aynı anda dışa
ve yukarıya doğru çevirip, çok basit, işareti yaptı. Dua etmek gibi.
“Yasaları incelemeli miyim? Beklemek zorundayım, değil mi?
Her insanın her isteği? Beni seviyor musun?”
Paris kollarını iki yana açtı ve gözlerini kapattı. Ağlıyordu.
“Ben de seni seviyorum sevgilim. Üzülme, her şey düzelecek.”
Başkan Paglia adamlarıyla birlikte geldiğinde şunları söyledi:
“Oylamayı kaybedeceğiniz zaten belliydi. Aranızdaki ilişkinin
mutlak olduğunu ispatlamadan bir araya gelmeniz imkânsız. Bunu
anlamış olmalıydınız. Yerinizde olsam evime geri dönerdim.”
“İğrençsiniz! Hepinizden iğreniyorum ya. Zavallısınız hepiniz.
Bunu yanınıza bırakmayacağım. Bunu yanınıza bırakmayacağım.”
Paris gittikten sonra odadaki boy aynasına baktığımda, artık
kendimi değil de onu gördüğümü fark ettiğimde, içimdeki büyük aşk
ARKIN ÇALAPALA .
743
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
744
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
745
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
746
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Söz! Sihirli kelime bu. Bir anı yaşamak için herhangi biriyle
anlaştığımız zaman ne yapmış oluyoruz? Söz vermiş oluyoruz. Bu söz
sayesinde özel bir anı istediğimiz zaman yaşayabiliyoruz. Yani sözler
sayesinde zamanda yolculuk edebiliyoruz zaten günümüzde.”
“Biraz daha açık olabilir misiniz?”
“Bir kafede oturup bir arkadaşınızla çay içtiniz. Sonra haftaya
bir daha aynı yerde buluşmak üzere anlaştınız. Tam bir hafta sonra
aynı anı yine yaşamış oluyorsunuz. Ve bunu sadece sözünüzü tutup
zamanı tekrarlamayı başardığınız için yaşamış oluyorsunuz.”
“Yani sizce zamanda yolculuk yapabilmenin şartı sözlerimizi
tutmak mı? Bu sayede istediğimiz anlara gidebiliyoruz çünkü.”
“Çok basit aslında. Neden bu kadar karmaşık hale getiriyor
tüm insanlar zamanda yolculuğu. Sadece sözlerimizi tutmamız...”
“Bence çok saçma! Bu adam bizimle kafa buluyor.”
“Bir saniye, bir saniye, o zaman niye bize geldiniz ki? Madem
sözleri tutmak aracılığıyla zamanda yolculuk yapabiliyorsunuz, bize
hangi konuda ihtiyacınız olabilir ki?”
“Bakın deminden beri bahsettiğim şey geleceğe doğru zaman
yolculuğu idi. Sizden öğrenmeye geldiğim şey ise geçmişe doğru bir
yolculuk. İkisi arasındaki farkı anlayabiliyor musunuz? Eğer gelecek
bir zamansa ve biz geleceğe doğru yolculuk yapabiliyorsak, geçmiş
de bir zaman olduğu için geçmişe doğru da yolculuk yapabiliriz.”
“Bence de doğru söylüyorsunuz. “Zamanda yolculuk” demek
tam olarak böyle bir şey olmalı. Fakat geçmişe nasıl gidilebilir ki?”
“Az önce anlattığım gibi. Geçmişe yolculukta da sihirli kelime
“söz” olabilir. Sözün etkisi mutlaka geçmişi de gerçek kılacaktır.”
“Hadi ama dalga geçmeyi bırakın da sihirli kelimeyi söyleyin!
Yoksa söylediğiniz zaman geçmişe gitmekten mi korkuyorsunuz?”
“Peki o zaman sihirli kelimeyi söylüyorum.”
“Dinliyoruz.”
“Child In Time! Pornopolitika final sahnesi.”
“Pardon?”
“Drone Pervanesi Lastikli Araba, sayısız öncül drone ekranı.”
ARKIN ÇALAPALA .
747
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
748
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
749
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
750
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
751
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
752
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
753
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
754
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
755
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
756
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
757
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
758
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
hamile kalsa ve bebek kusursuz doğsa. Bebek yakın bir dostları olsa.
Yakın dostları büyür ve insan olur ve günaha bulanır. Peygamber bu
defa bir kız, bayan, kadın ve o dişi. Balığın ve kedinin yemini unuttuk!
Yemin etme! Peygamber yok, artık yok. Kız kalkındı. Giyinir hemen.
Çocuk üzgün. Kararlı aşık bakışı, yazık. Kız gitti, çocuk ise bir sigara
yaktı. Elindeki çakmakla da parmağını ısıtıyor. Yanacaksın hey, aptal!
Mumlar içinde seviştikleri günü hatırladı. En temel çizgisi kızdı. Kızın
en temel çizgisi geçmiş. Mektubuna neler yazacak neler. Bir düşünce
daha! Bir kiraz ağacı yavaş yavaş büyüyor. Kapıyı çalan kimmiş?
Bize kalan budur sevgilim. Bir çift kiraz küpe.
Kız büyük bir oyuncudur. Peygamber olabilir. Çocuk en güzel
mektubunda “bu kızı” bıraksın. Bacakları fazla mı uzun? Noktalardan
çizgiler oluşuyordu. Çizgilerden ise harfler oluşuyor. Kız bir gün, bu
yazdıklarımı okuyunca çocuğu unutacak mıdır? Çocuk kendine nasıl
baksın? Erkekler kendilerine burada da bakamıyor. Burası ruhların
ve maddelerin saf akış halinde olduğu ve de kazadan soyutlanmış bir
bakış. Kimse anlamasa “dahi sen” beni anlardın. Uyanınca uzun uzun
konuşurdun. Ben istemeden istemezdin dışarı çıkmayı. Bir şehirden
öteki şehre farklılıklar gösterdiğini de bilmiyorsun henüz.
Bize kalan kontrol etmeyi başaramadığımız tüm bu düşünce
dizilerinden bir an önce kurtulmaktır sevgilim.
Kız sokakta yürüyor. Çocuk ise mumları yaktı. Tam yirmi altı
mum var. Hepsi yanıyorlar. Babacan mum ılık bir rüzgâr tarafından
yaralandı ve söndü. Çay buharlaşıyor, yok oluyor. Kapıyı anahtarıyla
açmayacak kız. Bahse girerim. Büyük bir tartışma mı istiyoruz?
İçeri gir, turuncu atkını çıkart, özür dile!
Bacakları da üşüdü. Önce kendi konforunu üretme hastası.
Hastalanınca çorba gelecektir bir gün sonra. Kremalı mantar
pakete iki ay öncesinden girmiş. Su ısınıyor. Bakışıyorlar ve sakıncalı
bir cümle her şeyi mahvedecek. Bunu neden yapıyorsun?
Susun. Lütfen susun.
Kız dolgun dudaklarını ısırmakta.
Zeki bakışlarıyla bu çocuğun gömleğinin üstten iki düğmesini
birden açtı. Oda sıcaklığı normal. Açlık ortalama. Rüzgâr çift yönlü.
ARKIN ÇALAPALA .
759
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
762
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
763
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
764
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
765
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
766
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
767
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
769
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
770
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
771
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
773
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
774
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Tarih: 23.04.2031
Konu: Kıyamet
| İspat Lobisi |
HARABİ290820182222
HÜMANİ290820182223
MÜJGAN290820182224
LADYDI290820182225
MARION290820182226
NAGEHAN290820182227
FATİHA290820182228
MELİSAD290820182229
BURCUB290820182230
RABİAM290820182231
TANITAT290820182232
SERKANA290820182233
PARİSVEHÜMANİSÖYLÜYOR!DIRTYDIANA!
HARABİVEMÜJGANSÖYLÜYOR!LOOSINGMYRELIGION!
BANKSYSÖYLÜYOR!
ARKIN ÇALAPALA .
775
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
İNSAN CUMHURİYETİ
PARLAMENTO KARARI
Tarih: 23.04.2023
Konu: İDAM
| İspat Lobisi |
HARABİ290820182222
HARABİ290920182222
HARABİ291020182222
HÜMANİ290820182223
HÜMANİ290920182223
HÜMANİ291020182223
MÜJGAN290820182224
MÜJGAN290920182224
LADYDI290820182225
LADYDI290920182225
MARION290820182226
NAGEHAN290820182227
FATİHA290820182228
FATİHA290920182228
FATİHA291020182228
MELİSAD290820182229
BURCUB290820182230
RABİAM290820182231
TANITAT290820182232
SERKANA290820182233
BANKSYHARABİVEHÜMANİSÖYLÜYOR!QUICK&SLOW!
ARKIN ÇALAPALA .
776
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
777
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
778
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
kendisine ihanet eden ve her şeye ihanet eden bir adamı, bir kadını,
bir insanı ve bir canlıyı öldürmek üzereyim. Bu düşünceyi durdur!
Rüzgârın sesi gölgenin efsane gücüne yön vermeye kalkıyor.
Kar taneleri, yıldız yağsaydı ne olurdu, işte bunu da anlatıyor. Eyvah,
şımarmayı öğreniyor bir kedi, donarak ölmeden önce. İlk defa ama ilk
defa ıskalıyorum kendi gerçeğimi hiç tanımadığım, hiç bilmediğim şu
insanlar, şu kalabalık yüzünden. Neden?
Uykuya çağrı baladını yazmalıyım acilen. Belki o zaman susar
tüm ayrılıklar, tek kişilik bir opera, hayır hayır, mevsim kaygısı yok
olmuş bir arya, belki birazdan belki de çok yakınımda başlar.
Üşüyorum ve üşümüyorum. Bekliyorum ve beklemiyorum.
Bu nasıl oluyor anlamıyorum. Gülüyorum ama aslında ağlıyorum.
Kendimi uyuşturmalıyım. Birilerinin beni uyuşturmasına izin
vermeliyim. Yürümeliyim uzun uzun. Kaldırım taşları arasında yuva
kuran karıncalara şeker atmalıyım ve bıkmadan usanmadan, yıldızla
çevrili şu evrende varlığımı hissetmeliyim. Fakat nasıl?
Gölgem büyüyor. Olamaz! Gölgem büyüyor. Anla beni!
Bir aşk kasabasına gitmeliyim. Seninle gittiğimiz o sahildeki
kumlara ayaklarımı sürtmeliyim. O kasabada bir ev tutmalıyım. Tüm
haksızlıklarımı durdurmalıyım. Büyük hatalar yaptım. Evet. Belki de
yapmadım. Hatırlamalıyım her şeyimi. Kendimi tarihin kollarına hiç
bırakamadım ki. Ya bu yüzleşme beklediğimden daha da zorsa? Sana
beni yaşamayı neden öğretemiyorum ki ben? Ben olmasam bile beni
yaşamayı bilmelisin. Öğrenmelisin. Sevgi varlıktan yansıyor sadece,
varlığa hapsolmuyor ki. Neden korkuyorsun ya ölmemden? Ben, beni
ister miydim? Cevap ver bakalım, korkak!
Büyürken öğrendiğim her şeyi unuttum. Bütün o gereksiz ve
geçersiz bilgileri kafama yüklemelerine nasıl izin verdim, neden izin
verdim? Güzel olana tapınma uğraşı yüzünden mi ki bu yaşadıklarım?
Sen de böyle fa re miydin? Hayır, senin çok basit kuralların vardı. Seni
anlamalı ve dikkatli olmalıyım. Senden uzaklaşırsam her şey daha da
kötüleşecek. Ölüm fikri beni ele geçiriyor.
Hayır!
Gereksiz ve işe yaramayan her bilgiyi hatta her düşünceyi bir
şekilde silmeliyim. Bu iyiliği kendime yapmalıyım.
ARKIN ÇALAPALA .
779
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
780
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
781
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
782
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CANLI YAYIN
EMMASHAPLIN030220262222
EMMASHAPLIN 030220262226
ARKIN ÇALAPALA .
783
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
tutmaktan vaz geç artık, düşün ki sen varsın, düşün ki ben varım ve
çocuklar da var etrafımızda ve yaşlı insanlar her zaman olduğu gibi
huysuzlanıyorlar ve telefonlar “yok artık”, çiçeklerimiz var, aşk var,
anlamalısın, naif dokunuşlarının derinine gizliyorum sana açlığımı
dilim dilim, unutma, sakın ola unutma çünkü orada, ait olduğumuz
yerde, kaçtığımız o büyülü zamanda sen de olmalısın sevgilim.
Seni senden çalmalarına izin verme! Seni benden almalarına
asla göz yumma. Korun tüm güzellikleri ile iyi aşık olmanın ve bulut
güldürme hevesi ile komik bisikletler süren canlı anarşi ile bir şeyler
yap, ne istersen yap ama orada ol. Ödünç aldığımızı bildiğin yaşam ve
formların kıyas yapmaktan aciz halleri de çünkü benimle birlikte seni
izliyor ve bekliyor olacaklar.
Unutma! Hayaletler sesleri duyamaz. İlk defa yapılan fakat şu
sonsuza kadar unutulamayan bir gece yarısı konuşması gibi, nasıl da
büyülüydü gözlerin ve sıcak, çayı unuturum soğur, kapıyı unuturum
dış ses, belki bir akordeon da bir flüte göz kırpar, belki de sıradan bir
hapşuruğun ok misali saplanır yüreğime, ellerin uzun yıllar geçse de
ellerime değebilir ve her şey o anda değişebilir diye en azından, orayı
ara. Seni oraya taşımama engel olma!
Kelebek kazalarını düşünmeyi bırak artık, geçmişin kopuk ve
arsız yanlarında dolaşmayı sonsuza dek ertele. Seni sevenleri ve seni
gerçekten sevenleri en iyi sen bilebilirsin. Ara teker teker hepsini, iki
üç şaka gönder onlara, “şans ve büyü” ve “kahkaha” bizimle buluşmak
istiyor bak uzun zaman sonra. Durma, hiç durma ve her zaman oranın
da bir hayal olduğunu unutma. O hayalde beni sakın yalnız bırakma.
Yıldızlar çünkü ne dense eriyorlar.
Bir yanım hep eksik. Aramadığım yer kalmadı. Sormadığım o
insanlar ve kış mevsiminde uzun sakallarıyla bir dede ve bıdı bıdı bir
kuş; kanadında dualarla. Aynı şeyi tekrarlıyor bana her bulmaca. Bir
yanım hep eksik, asırların, tarih bilinci ve sosyoloji, bunların hepsi
sadece çarpık birer kurmaca. Eğer ki en yüce olan buysa, bana bile
inanma! Bana sakın göz kırpma! Hayır, dur, gözlerini kapatma!
Bir yanım hep durgun ve tembel, kadınsı ve küskün ihtiraslar
eşiğinde salınıyor, buna karışma. Yabancıydım ve yabancıyım tüm o
savaşlara, biliyorsun, bir sokakta tek başıma, yürüyor ve duruyorum
tıpkı zaman gibi. Buna da aldırma. Geçer çünkü her yansıma.
ARKIN ÇALAPALA .
786
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
787
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
var ve yok edeceğim bir gün. Yak kendini! Haberin dahi olmasın. Ah,
bu sürgün, bu oyun, bu hınzırlık hep senin suçundur.
Çay bardağı ve kalemler ve başıboş defterler masada. Dışarı
çıkan hep doğa. Özü doğa olanın pis saldırıları tehlikeli yamacımda.
Işıkları az önce kestiler, yeni hayalleri canlandırdı yaratıcı. O da her
şeyin farkında. O da istediğini alma telaşında. Ah, ne acı!
Yalnızlığım kendi duygu mağaralarını oluşturuyor sevgilim.
Özlemin mağarasında senin için ördüğüm kazaklar da nöbet tutuyor.
Tutkunun mağarasında asıl çıplaklığının esasları inceleniyor. Gizem
mağarası camdandı, duvarsız. Ve şu aşk mağaramızın duvarlarındaki
güller bir ellerime, bir kalbime, bir yüzüme, bir şu gözlerime batıyor.
Mağaraların her biri aşkının tehlikeli ve azgın canavarları tarafından
korunuyor. İşte en çok bu duruma canım sıkılıyor. Yüzün her yerde
beliriyor, her notada ve her ıslıkta hatta sokak başında. Bir canavar
olmanı ister miydim? Bir hayalet hızından. Fakat sen yine bir melek
gibi giyinmişsin. Yıldızlar niye parlıyor saçlarında öyle evhamlı? Tren
yolları neden kesişiyor ki’bar sayım’larında? Dans ediyorum aykırı
fısıltılarıyla keskinliğimin. Telaş tırnaklarımla kazınanlarda değil ki
düşüncelerini hızla çarpıştırıp hemen toparlayanda. Risk dolu “rüya
yürümeleri” ve boşuna aşk beklemeleri arasına mum alevleri ve ateş
dansları ihraç ediyorum, kadınım. Gök tanrı ve yer tanrıça baş başa.
Dizi dizi yazılmış en organik tepkiler hepimizin damarlarında
ve ihanet ederken anneye babaya, parmaklarımı toprağa daldırıyor
ve avuçlarımdaki kalbimi senin için gömüyorum oraya. Artık geldim.
Sen de varmış olmalısın uçurtma hızına. Son bir fırtın fırtına öncesi
yanışı gibiyse aşkın, kalsın, yok olma ihtimalimin sarsıcı gücünü ve
beni bulamadığın andaki pişmanlığını anlatamam sana bir defa daha.
Beni en çok kendinden korumalıydın ama bir tür oyun sandın
uzaklaşmamın bilgeliğini. Bana böyle bakma! Senden ürettiğim
hayaletler ince bir çizgi oluşturacaktı yakın gelecekte belki ama sen
bana aldırma. Günümü hatta gündüzümü, gece yarılarımı sana
soyunacağım varlıkla yok arasında. Şimdi bana kalan şarkıyı
değiştirmektir. Şimdi bana kalan şiiri bozmak ve yok etmektir. Hep
böyleydim, dur hemen kızma. Belirsiz olan belirgin yalnızca aslında.
Orada ol ve gerisine karışma!
ARKIN ÇALAPALA .
788
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CANLI YAYIN
ARKINÇALAPALA030220262222
ARKINÇALAPALA030220262226
ŞİRAZ
ARKIN ÇALAPALA .
789
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
790
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
793
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
795
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
797
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
799
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
800
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
801
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
802
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
803
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
805
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
806
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
807
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
808
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
809
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CANLI YAYIN
MÜJGAN230420230905
MÜJGAN230420231159
KUDÜS
ARKIN ÇALAPALA .
811
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Bismillahirrahmanirrahim.
İsmini son sayfaya yazdığınız yerde size anımsatan şey nedir?
Bilemediniz. O zaman dinleyeceksiniz. Görüyorum ki şu an aramızda
olmayan Hristiyanların Halifesi Papa, bakalım neredeymiş cici Papa,
evet, kütüphanesinde, kendisine yazdığımız mektubu okuyor, hemen
yansıtayım ekranlarınıza, buyurun bakın. İşte Papa! Geçtik!
Ey İnsanlar! Hiçbir ayrım yapmadan hepinizi, her birinizi ilk
ve son defa buradan uyarmak istiyorum. Şu ana kadar yaptıklarınızın
hesabını Allah’a zaten vereceksiniz ama şu andan itibaren yaptığınız
her kötülüğün hesabını “görevim bitip yetkilerim alındığı an”a kadar
ben soracağım. Bunu yapmam için seçtiniz beni. Uyarım şudur: Sakın
şeytana uymayın! Sakın kimseyi öldürmeyin! İnsanız, unutmayın! Bu
uyarıyı yaptığım an itibarı ile tüm şehirlerde ve de ülkelerde sıfırdan
aktif edilen kamera sistemleri ve her türlü cihaz, sizleri huzurunuz ve
mutluluğunuz için koruma altına almaya başlamıştır. Kendi tercihini
yapan şehirler bu kapsamın dışındadır lakin o şehirlerin halkları biz
İnsan Cumhuriyeti şehirlerinin turizm, sanayi, gıda ve eğitim gibi hak
ve özgürlüklerinden faydalanamamaktadırlar. Bu yüzden de her gün
sayıları biraz daha azalıyor. Bizim güvenlik sistemimizi tercih eden
şehirlerin oranı tercih etmeyen şehirlere göre yirmi üç kat fazla. Yani
dünyadaki her yirmi üç şehirden yalnızca biri güvenilir değil. Durum
aslında şöyle: Halife “astığı astık kestiği kestik adam” sanıyorlar ama
asla öyle değil. Bizim şehirlerimizde herkes istediği kıyafet ve araçla,
istediği zamanda istediği gibi dolaşabiliyor ve yaptığı hareketlerin bir
bir hesabını verebilmenin olgunluğuyla yaşıyor. Biz hiç kimseyi içki
ve kumarla meşgul diye, zina yapıyor diye de tutuklamıyoruz. Bunlar
Kur’an-ı Kerim uygulamasının mutlak kabul edildiği şehirlerde böyle
ama tüm şehirlerimizde değil. Mesela Berlin’i veya Londra’yı da biz
yönetiyoruz ama kimse sokakta Allahüekber diye nara atmıyor. Niye?
Çünkü oradaki insanlar İsa peygamberimizi seviyor, onun ümmeti de
ondan. İstanbul da aynı. Kimse mini etek giyenlere kötü kötü bakıp
laf atmıyor. Herkes kendi hayatını yaşar. Bu bizim güvenlik sistemini
kabul etmeyen şehirler hakikaten pislik insanlarla dolu olanlar. Tüm
insanları, evet neredeyse tüm insanları suç işlemeye bayıldığı için bu
toplumlar “potansiyel suçlu” olmuşlar. Biz ne yaptık? Onların bizim
şehirlerimize girmelerini de yasakladık, bizim onların pis şehirlerine
gitmemizi de yasakladık. Hem iyi insanların ne işi var ki pislikle, kötü
olayların ve caniliğin, zalimliğin olduğu şehirlerde? Diyeceğim: Allah
ARKIN ÇALAPALA .
812
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
813
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
814
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
815
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
816
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
_____________________________________________________________________
Bu fonksiyonu anlatmak biraz uzun sürer. Sakın ola kimseler
şüpheye düşmesin! Allah’a inancımızla bu fonksiyonların veya şu an
yaptığımız açıklamaların hiç, hiçbir ilgisi yoktur. Zamanı durdurmuş
olmamız veya ölümü tıbbi yöntemlerle öteleyebiliyor olmamız başka
başka meselelerdir. Biz elbette biliyoruz ki Allah’tan başka tüm canlı
hatta cansızlar ölür. Lakin bizler ölümsüzlüğü, ölümsüzlüğün insan
formu üzerindeki etki ve tepkilerini inşa etmez ve bulmaz yahut icat
etmezsek, Allah’ı nasıl ikna edeceğiz insan formunda yaşamanın ne
kadar güzel olduğuna? Bakın halimize! Altı milyar yıl geçti ve biz hala
ikna edemedik Allah’ı! Ayıp ayıp, resmen ayıp bu yaptığımız! Burada
problem şu: Allah ve melekleri uzaylı ve nur dolu oldukları için form
arayışları var ve bence bunun en akli sebebi zamansızlığa ve zamana
hükmedebiliyor olmaları mevzuu. Allah’ın bize biçtiği görev bu kadar
önemliyken, düşünsenize, uzaylısınız, yalan mı, Allah uzayda ikamet
etmiyor mu, uzaylısınız ve Allah’sınız ve bir forma girsem hangisini
seçerdim şeklinde düşünüyorsunuz. Sonra insanı yaratıyorsunuz ve
böylece bu diri merakınızı gidereceğinizi sanıyorsunuz. Tövbe tövbe.
Allah’ım sen beni affet ya rabbim. Âmin! Sonra insan ne yapıyor? Tüm
geri zekâlı hareketleri yapıyor ve onu yarattığınıza pişman ediyor sizi
ve insan için cehennem yaratıyorsunuz. Bizler insan olarak biraz az
bencil olsaydık ve sadece kendimizi değil Allah’ımızı da adam akıllı
düşünseydik, yaşadığımız katliam kötülüklerin yani cezaların hiçbiri
başımıza gelmezdi. Allah’ı gerçekten, gerçekten anlamak isteyenlere
seslenmiyorum hakikaten şu an! “Bir bok bildiğiniz yok! Salak salak
takılıyorsunuz! Siktirin gidin! Sizin bizi Allah’ımıza kavuşturacağınız
yok!” Neyse işte, ölümün imam bayıltan fonksiyonunda gelinen nokta
budur. Eğer ki ölümün çaresini yani ölümsüzlüğü bulmazsak Allah’ı
hep insan formunda görünmeye belki de yaşamaya ikna edemeyiz. O
zaman da onu yaratmış olamayız. Neticede insan formuna girdiğinde
O ilk defa madde olacağı için O’nu da biz yaratmış olacağız. Hem bu
sayede tapacağı bir tanrısı da ilk defa olacak. Allah insana tapar, insan
da Allah’a taparsa ne olur? El-Fatiha! Bir sokakta yürüyor, diyelim, O,
yüceler yücesi Allah’ımız, her gördüğü insan tapılması gereken bir
varlık olacak O’na göre yahut da bizlere göre. Aynı şekilde bizim bu
namütenahi(!) evrimi tamamlayabilmemiz için, bizim de her insana
taparcasına iyi davranmamız gerekiyor. Bu yüzden bir nefsi kurtaran
tüm insanlığı kurtarmış oluyor sevgili kardeşlerim. Eğer ki her nefse
ARKIN ÇALAPALA .
817
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
818
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
819
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
820
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
821
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
822
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
823
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
824
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
825
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
826
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
827
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
828
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
829
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
830
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
831
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
832
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
833
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
834
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
836
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
837
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Bir saniye, bir saniye, konu çok karıştı. Benim sorum basitti,
onu nasıl bu kadar çok seviyorsunuz?”
“Onu tanımıyorsunuz. Onu tanısanız bu soruyu asla ama asla
sormazdınız. Onu tanısanız şu anda onun yanında olmak isterdiniz.”
“Çok merak ediyorum şu Paris’i ya! Bakalım nasıl birisiymiş.”
“Peki, bir şey soracağım. Birkaç saat sonra Paris’e indiğimiz
zaman, onunla aynı masada oturacaksınız, değil mi? İlk önce...”
“Planı değiştirmeyin, kafede oturmak yok.”
“Kendisine soralım. Kafede oturmak ister misiniz Paris’le?”
“Kameraları en fazla yirmi olmadı yirmi beş dakika devre dışı
bırakabiliriz. Oturmak istiyorsanız söyleyin ki ona göre davranalım.”
Özsorgu: Paris’le bir kafede oturmak istiyor muydum?
Önce herkesi net olarak görüp yönetebileceği bir masa seçer
ve etrafındaki herkesi bir güzel sentezler.
Benim duygu durumuma göre, ihityacımız olan duyguları her
türlü oluşturabilir. Bunu yapmak için kimi zaman komik kimi zaman
da seksi insanları seçer. Mutsuzsam, komik birini seçer ve onunla bir
şekilde temas kurup topu bana atar. Mutsuzsam, güzel bir kadını ilk
defasında kendisine hayran bırakıp avlar ve bana hediye eder.
Bunların hepsini maskeli balo kullanarak yapacağı kesin.
Büyücü! İnsanların reflekslerindeki açıkları kullanarak günde
on kere, yüz kere maskeli baloya girip tatminler üretiyor.
İlk on dakika böyle geçerse, bu iyi bir şey.
Benim duygularımı önemsemediği bir andaysak ki bu her için
geçerli bir davranış bozukluğu, işte o zaman kendi duygularını tatmin
edecek demektir. O zaman da kavga edeceğiz ve ben onu kıracağım.
Sonra barışmanın dayanılmazlığını yaşayacak ve mutlu olup
bana sarılacak, gülecek, ve saire, ve saire…
Onunla bir kafede oturmak ister miydim?
İsterdim. İsterim. Kimsenin olmadığıu bir kafe güzel olurdu.
Bana şarkı söylerdi belki daha önce hiç dinlemediğim.
Bana, çocuk yapalım, mı diye sorardı belki.
Beni çok sevdiğini bilirdi.
ARKIN ÇALAPALA .
839
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
CANLI YAYIN
HÜMANİ230420231200
HÜMANİ230420231226
KUDÜS
ARKIN ÇALAPALA .
841
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
842
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
843
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
844
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
845
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
846
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
“Biliyorum.”
“Özür dilerim.”
“Asıl ben özür dilerim.”
“Boş ver, unutalım gitsin.”
“Ben unuttum zaten.”
“Peki, o mektuplar?”
“Paglia! O neydi gerçekten? Neden çekmecende sakladın?”
“Onlar kitabımda kullanmak için yazdığım aşk mektuplarıydı.
Anlamadın mı benim yazdığımı ya? Aşk olsun!”
“Onları sen mi yazdın yani?”
“Hala öğreniyorsun. Bu kadar sene geçti.”
“Nasılsın?”
“İyi değilim aslında.”
“Neden? Neyin var?”
“Çok yorgunum. Sabrımın sonuna geldim sanırım.”
“Benden vaz geçmediğine inanamıyorum.”
“Ben de.”
“Deren’i çok özledim.”
“Ben de.”
“Köydeki evi çok özledim.”
“Ben de.”
“Seni çok özledim.”
“Yanımdayken bile mi?”
“Evet, yanındayken bile.”
“Aptal!”
“Aptal!”
“Zamanda yolculuk yapalım mı?”
“Aptal! Aptal! Aptal! Paylaşma sırlarımızı herkesle.”
“Beğenmedin mi yazdıklarımı?”
“Bilmiyorum. Tekrar okumalıyım.”
ARKIN ÇALAPALA .
847
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
848
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
849
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
850
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
854
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
855
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
Bitirmeden Önce
ÖNEMLİ AYRINTILAR
İnsan Cumhuriyeti’ni bu noktada kesmeyi doğru buluyorum
çünkü beni Piyano İstanbul kelime grubu kurtarır hiçbir şey yazmak
istemesem dahi yazmakla ilgili ilhamım geldiğinde. Bu yüzden bu zor
hikâyeyi bambaşka karakterlerle ve bambaşka bir edebi anlatıyla en
güzel şekilde yazmam daha doğru olacaktır.
Uzunca bir süre roman yazmak istemeyişim bir tarafa, belki
de bundan sonra hiç roman yazmam. Daha heyecanlı bir hikâye bulup
o hikâyeyi İnsan Cumhuriyeti’nin ötesinde geliştirebileceğim hissine
yaklaşabileceğimi de sanmıyorum fakat elbette Allah bilir her şeyi.
Şu an düşünüyorum da, yüzlerce sayfa yazdım son altı yılda.
Bir sürü karakter yarattım ve hepsini tek bir varlığa bağladım ve o
varlıkla hem kendim hem de okur arasında kaliteli bir ahenk üretip
eseri tamamına erdirmeye uğraştım.
Hayallerimdeki hayatta, yüksek çözünürlükteki kameralarla
sigara fırtının dumanının sesi bile kaydediliyor. Her şey ve her anımız
kayıt altında olduğu için düzgün davrananlar puan topluyorlar. Belli
bir puana ulaşanlar görünmezlik zırhını aktif edebiliyorlar. Bazen bu
mekanda rahatlamak istiyorum, dediğimizde, o mekanı karartabiliriz
gibisinden bir refleks de geliştirilip duruyor. Her şey yolunda.
Paris ile yani Ceren ile Paris’te gezindiğimizi hayal etmedim.
Forabandit | Cancion 6:23.
Bu isimde bir kitap veya kitapçık yazdım aslında kafamda ve
karakterleri Ceren ile ben olmuştuk. Ama Ceren’in gerçeklik konusu
üzerinden yaptığı göndermeler, yıllar içinde “o kadar” aklımı başıma
getirdi ki, bir dikiş makinesinin başına geçip kendi söküğümü dikmek
durumunu yaşamam gereken zamanların geldiğini düşünüyorum her
an. Devrik ve bozuk cümlelerimiz için gerçekten özür dilerim. Bunca
kötü bir edebi eser vermekteki asıl amacım, okurun eserle bütünleşip
kendisini bir roman kahramanı gibi hissetmesini gerçekten başarıp
mutlu olmaktı. Romanımızın tamamını okuyan sabırlı okur dur!
Sabırlı okurla konuşmak, dertleşmek istiyorum biraz.
Aslına bakarsan şu an hiç mutlu değilim ama şu “süper” dikiş
makinasıyla harikalar yaratmaya başlayınca moralim düzelir.
ARKIN ÇALAPALA .
856
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
857
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
859
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
da kitabı yazar ama her şeyi kaybederdim. Birçok defa öldüm, değişik
yöntem ve hareketlerle son anda kurtuldum hep. Yemin ederim. Niye
bunun bu kadar zor olabileceğini en başta anlamadım ki?
En başta şöyle düşünmüştüm: Birkaç yıl takılırım, yeter. Kral
malzeme çıkar bu camiadan! Ya! Çok kral malzeme çıktı, gördük!
Bir amacım daha vardı: terörü bitirmek. Şimdi onlar da bu net
satırı okuyunca, evet, teröristlerden biri mesela okuyunca bu yazıyı,
ulan bu herif bize savaş açmış deyip yine Azrail’i aktif edebilir.
Çılgınlık yani! Boru değil! Neyse, abartmayayım!
İki taraftan da çok rica ediyorum, beni öldürmeyin! Yazmam
gereken birkaç kitap daha var. Yeteri kadar insan öldürdünüz siz!
İnsan Cumhuriyeti romanında cevap vermek istediğim konu
başlıkları ve sorunlar oldukça büyüktü ve kısaca şöyleydi:
İnsanlar neden uyuşturucu kullanıyor ve nasıl vaaz geçerler?
Devletler insanları nasıl mahvediyor ve bu durum engellenebilir mi?
Politikacılar neden bu kadar adaletsiz bir dünya yarattı? Bilim neden
insanların işlerine yarar olmaktan bunca uzakta? Sanat neden olması
gerektiği gibi değil? Terör ne ayak ki? İnsanlar Allah’ı niye anlamıyor?
İnsanlık nereye gidiyor? Bu gidişata birisi dur diyebilecek mi?
Kıyamet yakın mı?
Ölüm de nedir?
Yok, var mı?
Son ne?
Bütün bu süre boyunca Allah korudu beni. Herkes ve her şey
üzerime gelirken, ben “zaten” bu psikopat problemlerle ve sağlığımla
uğraşırken hem de, Allah beni bir saniye olsun yalnız bırakmadı.
Allah’ıma şükürler sonsuz olsun ki başardım.
Aradığım bütün soruların cevaplarını bir şekilde paragraflara
ve sayfalara döşedim, yapmam gereken her şeyi yaptım.
Şimdi yapmam gereken iki şey kaldı.
İnsan Cumhuriyeti’ni yazabilmek için mahvettiğim hayatımı
eskisi gibi yoluna koymak ve son bir iyilik.
Kim olursa olsun, nasıl yaşarsa yaşasın, bu kitabı insanlığın
onuru, erdemi, ahlakı için yazdım. İnsan için yazdım.
ARKIN ÇALAPALA .
860
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
861
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
862
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
863
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
864
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
865
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
866
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
867
█ İNSAN CUMHURİYETİ █ ..
ARKIN ÇALAPALA .
868