You are on page 1of 6

ENGELSİZ HAYAT TEKNOLOJİLERİ

Dünyada ve Türkiye’de Engelliler

 Birleşmiş Milletlerin yapmış olduğu çalışmalarda yayınladığı rakamlara göre


dünyada 1 milyar kadar engelli insan bulunduğu bilinmektedir.
 Türkiye’de ise ulusal engelliler veri tabanında ülkemiz sınırları içerisinde yaşayan
ve sağlık raporlarına göre engelli kabul edilen 1,6 milyon engelli birey
bulunmaktadır.
 Bu istatistikler engellilerin genel nüfus içerisinde hiç de azımsanmayacak ölçüde
olduğunu göstermektedir.
 Günlük hayatta birçok engelli birey ile karşılaşamamamızın nedeni engelli
bireylerin sayısının az olması değil, bu kişilerin günlük yaşamda bazı fiziksel ve
psikolojik engellere maruz kalmasıdır.
 Engelli bireyler de sosyal devletin tüm imkânlarından yararlanabilmelidir. Bu
hakkın bireylere eşit bir şekilde sağlanabilmesi ancak gerekli yasal ve mekânsal
düzenlemeler yapılırken engelli bireylerin gereksinimlerinin göz önünde
bulundurulmasıyla mümkün olabilmektedir (Hidayetoğlu ve Müezzinoğlu, 2018).

Engelli Kavramı

Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve
sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın
gereklerine uyamama durumunda olup, bağımsız hareket edebilmesi için yapılarda ve açık
alanlarda özel fiziki düzenlemelere gereksinim duyan kişidir.

Engel

Ulaşmak/yapmak istediğiniz ve ihtiyaç duyduğunuz bir şey ile aranıza giren maddi veya
manevi bir durumdur.

Engel türleri

 Engelli bireylerin ihtiyaç ve isteklerinin belirlenebilmesi ve karşılanabilmesi için


öncelikle engelli türlerinin bilinmesi ve daha sonra ise engel türlerine göre uygun
tasarımların yapılması gerekmektedir.
 Engelliler TÜİK’e (2004) göre görme engelli, işitme engelli, konuşma engelli,
ortopedik engelli, zihinsel engelli ve diğer engelliler olarak sınıflandırılmaktadır.
 Görme engelliler, gözlerinde tam veya kısmi görme kaybı olan kişilerdir.
 İşitme engelliler, kulağında tam veya kısmi işitme kaybı olan kişilerdir. İşitme
cihazı kullananlar da engelli grubuna dahildir.
 Konuşma engelliler, konuşamayan veya konuşma hızında ve telaffuzunda sorun olan
kişilerdir.
 Ortopedik engelliler, kas ve iskelet sisteminde yetersizlik ve fonksiyon kaybı olan
kişilerdir.
 Zihinsel engelliler, zihinsel yetersizliği olan kişilerdir.
 Sürekli kontrol altında kalması gereken hastalığa sahip (als, otizm ve down
sendromu gibi) olan kişiler de diğer engeller grubuna girmektedir (TÜİK, 2004).

Engelli bireyleri toplumun ayrılmaz bir parçası olarak görmek ve bu yaklaşımı mekan,
ürün ve hizmet tasarımlarına yansıtmak oldukça önemlidir. Bu noktada evrensel tasarım
kavramı gündeme gelmektedir.

Evrensel Tasarım Kavramı

 Evrensel tasarım; mekanların, ürünlerin ve hizmetlerin, farklı yaş, boyut,


cinsiyet, ilgi ve becerilere sahip olan farklı insan grupları tarafından eşit,
erişilebilir ve kullanılabilir bir şekilde tasarlanması olarak ifade edilebilir.
 Bu kavramın hedefi: Hayatı paylaşan kişilerin yaşlanma, hastalık gibi sebeplerle,
belli ölçüde sınırlılıkları olduğunu varsayarak (Dostoğlu vd., 2009) özel tasarım ve
uyarlamalara gerek duymaksızın potansiyel maksimum sayıdaki insan tarafından
kullanılabilecek çevre ve ürünler tasarlamaktır.
 Kullanıcı gruplarında sadece engelli bireyler yoktur. Bireylerin kendi yaşam
süreleri içerisinde çeşitli aşama (bebeklik, çocukluk, yaşlılık vb. gibi) veya
durumlarda (hastalık, özürlülük, gebelik vs gibi) farklı tasarımsal düzenleme ve
standartlara gereksinim duyulmaktadır (Tutal, 2013).

Evrensel Tasarım İlkeleri

Ana düşüncesi, herhangi bir kullanıcıyı ayırmaktan ya da açığa çıkarmaktan kaçınmak olan
evrensel tasarım yaklaşımı “ürünlerin ve ortamların mümkün olan en yüksek ölçüde her
yaş ve yetenekten kişiler tarafınca kullanılabilir olması” olarak tanımlanmaktadır (Story,
2001).

Temelinde eşitlik ilkesi olan evrensel tasarım ilkeleri şunlardır:

İlke 1: Kullanımda eşitlik (adil kullanım): Tasarımın geniş bir kitle tarafından
kullanılabilir olması.

İlke 2: Kullanımda esneklik: Tasarımın birçok farklı şekilde kullanılabilir olması.

İlke 3: Basit ve Sezgisel Kullanım: Tasarımın nasıl kullanılacağının kendiliğinden


anlaşılabilir ve çok kolay olması.

İlke 4: Anlaşılabilir Bilgi: Tasarım üzerinde bulunan simge, işaret, yazı vb. bilgilerin her
yaş ve dilden kişi tarafından anlaşılır olması.

İlke 5: Hata toleransı: Olası yanlış kullanımlara karşı kullanıcı dostu olması.

İlke 6: Düşük fiziksel çaba: Tasarımın en az çaba sarf edilerek kullanılabiliyor olması

İlke 7: Yaklaşım ve kullanım için gerekli boyut ve alan: Tasarımların ölçülerinin her
kullanıcı (Örneğin: tekerlekli sandalye kullanıcısı) için uygun olması.
Bu ilkeler ile tasarlanıp üretilen tüm çözümlerin toplumun neredeyse tüm kesimlerini
kapsayacağı düşünülmektedir. Bu kapsayıcı tasarım anlayışı bireylerin kişisel
farklılıklarının özellikle vurgulanmadığı, ekonomik ve sürdürülebilir çevrelerin oluşmasını
sağlayacaktır.

Evrensel Tasarım Uygulamaları

Bu başlık altında evrensel tasarım ilkelerinin mekan, ürün ve hizmet alanlarındaki kullanım
şekilleri örnekler verilerek anlatılacaktır.

1-Mekanda Evrensel Tasarım İlkeleri

Toplumdaki bireyler sosyalleşme amacı ile kültürel yaşamını özgürce yaşayabilme hakkına
sahiptir. Engelli ya da normal tüm bireylerin beraber yaşayabileceği mekânların
tasarlanması önemlidir. Aynı mekân içerisinde hareket eden insanların hareketlerinin
değişikliği temelde kişiye ait özelliklerin farklılaşmasından kaynaklansa da, bu durum
engelli ya da engelsiz kullanıcı olmayı gerektirmez. Bu yüzden evrensel tasarım kullanıcı
farkı gözetmeden mekânsal tasarımlar yapmayı önermektedir.

Enginöz (2015), çalışmasında erişilebilir tasarımın sadece bina girişleri ile ilgili
olmadığını, ortak mahallerin, tuvaletlerin, rampa, asansör ve merdiven gibi elemanların
engellilere uygun standartlarda yapmanın ötesinde sağlıklı bireylerle engellilerin bir
arada olabileceği çözümler şeklinde yapılması gerektiğini belirtmektedir.

Kolay ulaşım ve erişim kavramları üzerine geliştiren; mutfak donanımları çocuk, yaşlı ve
engelli kullanıcılar da dahil olmak üzere herkesin rahatlıkla kullanabileceği, evrensel
tasarım esaslarını karşılayan uygulama ve çözümlere sahiptir.

2-Üründe Evrensel Tasarım İlkeleri

Herkesin kullanımına uygun olan ve evrensel tasarım ilkeleri bağlamında olumlu sonuçlar
ortaya çıkaran iyi tasarlanmış bir ürün; herkes tarafından kullanılabilen, bireysel yetenek
ve isteğe uyumlu, basit, kavranabilir, algılanabilir olmalı, tehlikeleri en aza indirebilmeli,
rahat ve kolay kullanım imkanı sunmalıdır.

Kapı kolu, musluk gibi kavranarak ve belli bir kuvvet uygulanarak kullanılabilen
donanımların ellerinde problem olan bireylerin de kullanabileceği modellerde seçilmesi
evrensel tasarım ilkeleri bakımından önemlidir. Bu sayede engelli birey kendine özel bir
uygulama olduğunu fark etmeden donanımları rahatlıkla kullanabilir.

3-Hizmet Sunumunda Evrensel Tasarım İlkeleri

Hizmet tasarımı, fiziki olarak bir ürün oluşturmaktan çok mevcut ürünlerin kullanıcıya
nasıl sunulacağına ilişkin kararlar ile soyut ya da elektronik ortamlarda hazırlanarak
kullanıcının faydasına sunulan tasarımları ifade eder.
Hizmet tasarımı bir yemeğin sunumundan, artırılmış gerçeklik kullanılarak bir kanepenin
evinizde nasıl durduğunun telefon ekranında görüntülenebilmesine kadar geniş bir
çerçevede ele alınabilir.

Ülke genelinde merkezi sınavlar yapan ÖSYM ve Açık Öğretim kurumları engel durumu
bulunan öğrenciler için özel bir hizmet sunumu sağlamaktadır. Yapılan sınavlardan önce,
engel sahibi bireylerin dilekçe ve sağlık raporu ile merkezlere başvurmaları durumunda
engellilerin de normal bireylerle aynı anda sınava girmeleri sağlanmaktadır. Bu adayların
sınav salonları ve gerekiyorsa yardımcı personelleri özel olarak belirlenmektedir.

Bu yaklaşım herkesin faydalanabilmesi öngörüsüyle oluşturulan bir hizmet tasarımıdır.


Benzer şekilde sesli kitap, yazıları okuyan yazılımlar hizmet tasarımı sınıfında
değerlendirilebilir.

Engelliler İçin Kent Çözümleri

Temel yaklaşım engellilerin kendilerini toplumun bir parçası olarak görebileceği evrensel
tasarım ilkeleriyle biçimlenmiş mekan, ürün ve hizmetlerin tasarlanması olsa da bazı özel
durumlarda doğrudan engellilerin yaşamlarını kolaylaştıran tasarımların da yapılması
gerekebilmektedir.

Bu uygulamalardan bazıları aşağıda ele alınmıştır:

1-Hissedilebilir yüzeyler

Görme engelli bireylerin dokunma duyusuna hitap eden, görme engellilerin


yönlendirilmesini ve amaçlarına ilişkin yön değiştirmesini sağlayan, engellemeler
konusunda uyarmak amacıyla kullanılan kabartmalı yüzeyler olarak tanımlamaktadır.

Hissedilebilir yüzey işaretçileri üç temel uyarı içerir:

A-Kılavuz iz

Görme engellilerin gidecekleri yere güvenlik içerisinde erişmelerini sağlamak amacıyla


kullanılan kılavuz iz üstünde birbirine paralel en az altı adet çubuğun bulunduğu, asgari
40 mm. genişliğindeki bir yüzeydir. Bu yüzeyin üstündeki çubuklar hareket yönüne paralel
olarak düzenlenmiştir.

B-Uyarıcı yüzey

Uyarıcı yüzey olarak adlandırılan hissedilebilir yüzey tipi görme engelli bireyleri çeşitli
kentsel engeller ve seviye farklılıkları konusunda uyarmaya yarar ve yaya geçitlerini
zorlanmadan kullanabilmelerini sağlar. Bu tarz yüzeylerin üstündeki uyarıcı kabartma
dokusu kesik kubbeler şeklinde olur.

C-Eliptik yüzey veya eliptik uyarıcı yüzey


Kabartma dokusu elips biçiminde düzenlenmiş olan eliptik yüzeyler görme engellilerin
metro gibi raylı sistemlerde ve hemzemin geçitlerindeki seviye farklılıklarını
algılayabilmelerini sağlar.

2-Rampalar, kaldırımlar ve asansörler

 Rampa, kaldırım ve asansörlerin ilgili yasa ve yönetmeliklere bağlı olarak belirli


ölçülerde ve biçimde yapılması gerekmektedir. Örneğin engeli olmayan bir
kaldırımın genişliği en az 180 cm olmalıdır. Eğer kaldırımda durak varsa 300 cm,
dükkan varsa 350 cm genişlikte yapılması uygundur (Gümüş, 1999).
 Kaldırımda bulunan ağaç, levha, bank gibi çıkıntıların ve engellerin yükseklikleri ve
etraflarının belirlenmesi de çok önemlidir. Kaldırımın döşemesi baston, tekerlekli
sandalye gibi araçların takılmayacağı boşluksuz bir malzeme ile kaplanmalıdır.
 Kaldırım inişleri, binaya girişler gibi geçiş alanlarında uygulanan rampaların eğimi
sadece tekerlekli sandalye kullanıcılarını değil bebek arabası, alışveriş arabası,
bisiklet gibi kullanımlar için de önemlidir.
 Dikey yükseklikler arasında bağ kuran rampaların yapılamadığı durumlarda veya
ulaşımın çok zor olacağı yüksekliklere kolayca ulaşabilmek için asansörler çok
pratik bir alternatiftir.
 Asansörler en azından bir tekerlekli sandalye girebilecek ölçüde olmalı, asansörün
önünde tekerlekli sandalyenin dönüş yapabileceği yeterli alan bulunmalıdır. Kontrol
düğmeleri kabartma yazılı braille alfabesi ile yazılmış olmalı ve düğmelerin yerden
yüksekliği 90 cm civarında olmalıdır.

3-Kent mobilyaları, telefonlar, turnikeler ve otomatlar

 Dış mekanlarda yayaların dinlenmelerini sağlamak amacıyla belirli aralıklarla


banklar yerleştirilmelidir. Bu bankların tasarımları, engelli bireylerin kullanımına
da uygun olmalıdır.
 Telefonlar, bankamatikler ve otomatlar tekerlekli sandalye kullanıcılarının
erişebileceği yükseklikte olmalı ve diğer engelli bireylerin de fark edebileceği
tasarım özelliklerine sahip olmalıdır.
 Diğer tüm kent mobilyaları da engellilerin görebileceği, kullanabileceği ve zarar
görmeyeceği şekilde planlanmalıdır.
 Örneğin, trafik levhalarının yükseklikleri ve genişlikleri ortalama insan boyuna
göre düşünülerek yüksek tutulmalı, çevresi hissedilebilir yüzeylerle
belirtilmelidir.
 Bankamatik ve bilet otomatlarının yükseklikleri de tekerlekli sandalye
kullanıcısının kullanabileceği yüksekliğe monte edilmeli, mümkünse sesli
talimatlarla yönlendirme olmalı ve kabartma yazılarla desteklenmelidir.
 Metro, otobüs ve bina girişlerindeki turnikelerin genişlikleri de tekerlekli
sandalyeye uygun genişlikte olmalıdır.

4-Engelsiz toplu ulaşım

 Engelli bireylerin sosyal hayatta zorluk çektikleri ve herkes için tasarım ilkesinin
uygulamasının en zor olduğu alanlardan biri toplu ulaşım araçlarının kullanımıdır.
 Çağdaş toplu taşıma araçlarının tamamında engelli bireylerin oturabilecekleri veya
tekerlekli sandalyelerini koyabilecekleri yerler bulunmaktadır.
 Ayrıca uyarılar sesli yapılmakta ve ikaz butonları erişilebilir yüksekliktedir.
 Genel olarak yaya ve araç trafiğinden bağımsız olarak işleyen metro hatları
engelsiz ulaşım için daha kolay çözümler barındırabilmektedir.
 Raylı toplu taşımada gişelerden geçişle beraber yönlendirme levhaları,
hissedilebilir yüzeyler, rampa, asansör ve yürüyen merdiven yardımı ile araca
kadar rahatlıkla gidilebilir.

5-Braille alfabesi ve yönlendirme levhaları

 Braille alfabesi görme engellilerin metinleri okuyabilmelerini ve yazabilmeleri


sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Görme engelli birey parmak uçlarıyla bu
çıkıntıları hissederek metinleri okuyabilir.
 Ulaşılabilir mekanlar için Braille alfabesinin kullanımı her geçen gün daha da
artmaktadır.

6-İşaret dili

 Engelsiz kentler ve sosyal hayat için bir diğer iletişim şekli de işitme engellilerin
hayatını kolaylaştıran işaret dilidir. Özellikle hizmet tasarımlarının etkinliğinin
artması açından işaret dili ile iletişim önemlidir.

You might also like