Professional Documents
Culture Documents
ÖZET
B ir ço k a raştırm acı ergen p sik o te ra p isin d e so n la n ışa ilişk in ç o k a z sayıda k lin ik m a te ry a l o ld u ğ u n a
d ik k a t ç e km ekted ir. B u n a k a rş ın litera tü rd e so n la n ışı belirleyen ö lçü tler a çısın d a n g ö rü ş birliğinin
b u lu n d u ğ u n u sö y le m e k g ü ç tü r. G enelde ödipal so ru n la rın işlen m esi, ödipal bağların ç ö zü m ü , g e n i
tal kim liğ in gelişm esi, a yrışm a sü reçlerin d eki ilerlem eler so n la n ışm tem el belirlileyicileri olarak
a n laşılm a kta d ır. Ç alışm ada ise sayılan ça tışm aların ve süreçlerin iş le n m e si yarn sıra y a p ıs a l ve işlev
sel değ işim ler d e so n la n ışm belirleyicileri ara sın d a sayılm a kta d ır. B u n e d e n le so ru n la rın iş le n
m e s in d e k i s ü r a tle n m e , g e n ita l d ö n e m e u la şm a , sa v u n m a la r ın y u m u ş a m a s ı, a k ta r ım ın
işlenebilirliliği, sta b il b ir h a s ta tera p ist ilişkisi, k im lik y a p ıla n m a sı gibi so n la n ışm ölçütleri a rasında
b u çalışm ada y a p ıs a l ve işlevsel değişim ler d e y e r a lm aktadır.
A n a h ta r k e lim e le r: Ergen, p siko tera p i, so n la n ış
SUMMARY: TERMINATION OF PSYCH OTHERAPY IN ADOLESCENTS
M o st resea rch ers h a v e n o te d th a t th ere is p a u c ity o f clinical ca se m a teria l on term in a tio n in ad o les
c e n t p sy c h o th e ra p y . H owever, th ere is n o c o n se n s u s on criteria fo r term in a tio n in th e literature.
G enerally, w o rkin g th ro u g h o f oedipal conflicts, reso lu tio n o f oedipal ties, d e v e lo p m e n t o f se x u a l id e n
tity, a n d w o rkin g th ro u g h o f sep aration is s u e s are co n sid ered a s basic cha ra cteristics o f term ination.
In additio n to those, th ere are also stru c tu ra l a n d fu n c tio n a l ch a n g es a m o n g th e criteria fo r term i
na tio n . T here are stru c tu r a l ch a n g es su c h as g a in in g sp e e d in w o rkin g th ro u g h o f is su e s, arriving a t
g en ita l period, th e a b ility to a cq u ire flexible u se o f defen ses, g a in in g tru e in s ig h t in to th e disto rtio n s
o f tran sferen ce a n d a sta b le th e ra p ist-p a tie n t relationship.
K e y w o r d s: A d o lesce n t, p sy c h o th e ra p y , term in a tio n
36
Ergenlerde ruhsal sağaltım ın sonlanışı
şiddetlenir ve sağaltım süresince sürer. Bu yö ter A lm anya'da isterse Türkiye'de olsun benzer
nüyle başlayış sağaltımın gidiş ve sonlanışının özellikler göstermekteydi. iki ülkede de ruhsal
bir belirleyicisi olma özelliğini kazanır. Örneğin sağaltımda oluşun başkalarınca öğrenilmesi ola
ergen kaygılarının, korkularının, özsevisel (nar- sılığı çok kaygı uyandırıyordu. Gelenlerin bir ke
sisistik) duyarlılıklarının göz ardı edildiği bir simiyse korku içinde olduklarının bilinmesinden
başlangıç, sonlanışın olumsuz bir belirleyicisi yani korkularından korkuyorlardı. Beğenmedik
dir. Gençlerin psikoterapiye gelmesini engelle leri, m eydan okudukları, değiştirmek için canla
yen sorunlarının, kuşkularının, kaygılarının, rını ortaya koydukları toplum un yardımını al
korkularının anlaşılmaması, onun gelişini kolay m ak onları yaralıyordu. Bu kaygılar, korkular,
laştırıcı yollar aranmaması, onun sağaltıma ka yaralanm alar her iki ülkede sağaltıma gelişi en
zanılmaya çalışılmaması hasta/terapist işbirliği gelleyici en etkili nedenlerdendi. Bu kuşak yar
ni başlam adan sonlandırabilir. Özetle hasta di dımı ilgiyi ve saygıyı hepim izden daha da çok
namiğini yeterince aydınlatm adan, tanıyı doğru hak ettiği halde sağaltım olanaklarından ne ya
koym adan, ergenlik dönemine özgü özellikler zık ki yeterince yararlanamadı.
hakkında yeterli bilgi ve deneyim kazanm adan
Sayılan bu nedenler sağaltıma gelişi zorlaştırır,
sağaltıma başlanılması sonlanışı daha başlarken
hatta 68 kuşağında olduğu gibi, tüm üyle engel
olumsuzlaştırır. Bu bağlam da sağaltıma başvu
ler. Kanımızca ergeni sağaltım dan uzaklaştırıcı
ran bir ergenin kuşku, kaygı, kırılganlığı ve dö
nedenler sağaltıma güdüleyici nedenlerden az
neme özgü başka özelliklerinin bilindiği bir ta
değildir hatta bazen daha da çoktur. Bu sorunla
nışma olumlu bir sonlanışın önkoşulu konu
rı bilen, kuram sal bilgilerle donanmış bir tera
m undadır. Ergenin kabarmış özsevisel gereksi
pistte başlayış ve buna bağımlı olarak sonlanış
nimleri, tasarımları, şiddetlenen dürtüleri, art
daha olumlulaşabilir. Bu arada ergenin sağaltım
mış motor etkinlikleri, özerklik çabalarıyla gele
dan kaçış ile sağaltıma geliş eğilimlerinin bera
ceğe dönüklüğü, başkalığın ve yeniliğin peşinde
berliğine yani bu alandaki ambivalansa da işaret
oluşu onu aynı zam anda ailenin ve toplum un
etmek gerekir. Gelişi zorlaştıran, sağaltımdan
m eydan okuyucusu, eleştirmeni, düzelticisi ko
uzaklaştıran sayısız nedenlere karşın, psikotera
num una getirir (Blum 1972, M uuss 1975, Odağ
piye en çok direnen bir ergende bile; terapiste
2001, Offer ve ark. 1996, Origlia ve Ouillon 1972).
yakınlaşma, onun tarafından anlaşılm a/keşfe
Topluma m eydan okuyan, toplum u düzeltme
dilm e/beğenilm e/sevilm e isteklerinin varlığı
konum undaki bir kişinin, toplum dan yardım is
unutulm am alıdır. Aslında sağaltım dan kaçış ve
temesi, yani sağaltıma gelmesi bir çelişkidir, da
sağaltıma güdüleniş birbirlerini dışlamazlar ve
hası yaralayıcıdır. Bu yaralanmalara arkadaşları
birliktedirler. Birçok alanı kapsayan bu birlikte
nın saygısını yitireceği kaygıları, nasıl bir hasta
lik ergen sağaltımının ihmal edilmeyecek güçlü
lığı bulunduğu korkuları, tanışacağı yeni kişiye
bir dayanağıdır.
karşı kuşkuları da eklenir. Kuşku gençlerde her
alandaki ambivalansın bir gereğidir, deneyim ve Burada ergenlerle çocuklar arasındaki bir farklı
bilgi eksiğiyle şiddetlenir, güven geliştirmenin lığa işaret etmek gerekir. Ergenlerde döneme öz
bir önkoşuludur. Ayrıca ergenler için hastalık gü özelliklerin iyi bilinmesi ne denli önemli ise
bir güçsüzlüğü simgeler, ülküsel benliğe yakış çocuklarda da aile dinam iğinin ayrıntılarıyla
m ayan bir eksiklik anlamına gelir. Bazılarına gö saptanm ası önceliklidir. Çünkü, çocuklardaki
re hastalık bir cezadır. Bu yaşantılara bir de tera sorunlar daha çok aile dinam iğinin bir uzantısı
pistin yabancılığı eklenir. Terapist birçok ergen dır. Çocuğun aile dinam iğinin bir uzantısı, bir
için ebeveynlerin bir uzantısı (Shefler 2000), on sem ptom u konum unda olması sağaltımın başla
ları beğenmedikleri, eleştirdikleri ve m eydan yış, gidiş ve sonlanışını aile dinam iğinin daha
okudukları erişkinler dünyasına uyum a zorla çok etkisinde kalmasına neden olur. O nedenle
yan bir kişidir. Örneğin, 68 kuşağından, ruhsal aile dinamiği ve dinam iğin patolojisini çok iyi
yakınmaları olan ve sağaltıma gelen bir kesim is tanımlamak çocuklarda başlangıcın bir önkoşu
ludur. Genelde çocuklarda aile dinamiğiyle bir
37
ODAĞ VE BİLDİK
içiçelik, bir beraberlik, bir bütünleşme varken er yun, beni sahiplenin" isteklerinin anlaşılmaması
genlerde bu içiçeliğe bir "karşıkoyuş" söz konu gibi. Ayrılış ergenin yardım a en çok gereksinim
sudur. duyduğu zam andır ama bunu söyleyemez. Tam
bunun tersini yapar ve eleştirilerini şiddetlendi
Sonlanışla İlgili Genel Bilgiler rir. Öte yandan övgüye neden olan öğeler genel
likle yitmezler, iyi giden bir sağaltımda ayrılış
Ablon (1988), Abrams (1978), A. Freud (1970),
tan bir süre sonra sevgiye, estetiğe, güvene bürü
Bergmann (1988), van Dam, Heinicke ve Shane
nerek belirginleşir.
(1975), Erlich (1988), Limentani (1982), Novick
(1976, 1982, 1988, 1991), Shane ve Shane (1984),
Ö rnek : Kendi isteğiyle, tekyanlı bir kararla sa
Shopper (1989) çocuklarla yapılan psikoanalitik
ğaltımı bitiren ve bitiş anında sağaltımı şiddetle
tedavinin sonlanmasına ilişkin bir çok sorunu ta
eleştiren bir ergen bir buçuk yıl sonra terapistine
nımlamış ve açıklamışlardır (Aktaran Brinich
bir hasta gönderir. Gönderdiği hasta aracılığıyla
1991). Ergenlerde ise sağaltımın bitişi ile ilgili
selamlarını, sevgilerini de iletir, iyi olduğunu,
araştırmacılar bu konunun ihmal edildiği görü
sağaltımı bitirişten pişm an olmadığını eklemeyi
şünü öne sürmektedirler. Novick (1976, 1982) er
de ihmal etmez. Öte yandan buna ergence yani
gen analizinde sonlanışa ilişkin az sayıda klinik
ergenlerin usulüne göre övgü diyoruz. Burada
olgu örneği olduğuna ve çok az sayıda ergenin
övgü ve eleştirinin içiçeliğine bir kez daha işaret
karşılıklı anlaşmaya dayalı sonlanışı deneyimle-
etmek gerekir. Övgü ve eleştiri, uzaklaşma ve
diğine dikkat çekmektedir (Aktaran Kay 1991).
yakınlaşma böyle konum larda iç içedir. Yeterli
Ergen analizine ilişkin literatür, analizin erken
bir süre sonra övgü belirginleşir.
sonlanışı ve tek yanlı sonlanışın sıklığına dikkat
çekmektedir (Anthony 1974, Friend 1972, Meeks Ayrılığın dinam iğinin anlaşılması geriye dönük
1971, Novick ve Novick 1991, Shefler 2000, Uribe araştırmaları gerektirmektedir. Bu tür araştırma
1988, Yanof 1991). Ergenlerin sağaltımı tekyanlı lar için sağaltımın başlayış, gidiş ve bitişi özetle
bitirişlerini anlamak ve nedenlerini bulmak zor sağaltımın tüm ünün irdelenmesi gerektirmekte
dur. Bu zorluk terapistlerce yetersizlik ve çare dir. Yani sonlanışı anlam ak için sağaltımın başla
sizlik duygularına ve genelde bir belirsizliğe ne yış ve gidişini iyi anlam ak gerekir. Sağaltımın
den olmaktadır. Bu belirsizlik ve çaresizlik ise başarı ya da başarısızlığını salt sonlanış dönemi
konuya eğilmeyi engellemekte ve bu bir ihmal ne bağlamak, tekyanlı bir gidiş için tek bir olgu
gibi görünmektedir. Böyle konum larda sağaltı yu ya da tek bir çatışmayı sorum lu tutm ak doğ
mın tekyanlı bitişi bir "direnç" ya da "eyleme ru değildir. Uygulamalar başarısızlığı tek bir dö
vurum " olarak anlaşılmaktadır ki bu eksik bir neme ya da tek bir nedene bağlayan terapistle
yaklaşımdır. Çünkü böyle bir sonlanış ergenin rin, sıkça yanıldıklarını gösteren örneklerle do
"özerkliği" yönünde atılmış olumlu bir adım an ludur.
lamına da gelebilir (Friend 1972, Tamar ve Ay
Araştırm acıların bir kesimi sonlanışın ihmal
dın 1998, Yanof 1991). Hatta böylesi bir sonlanış
edildiğinden yakınır, ergenlerin erişkinlerden
artmış özgüveni dile getirebilir, ergenin terapis
kaynaklanan kavramlarla araştırıldığını eleştirir.
tine kendince yaptığı bir övgü de olabilir: "..Siz
Ama eleştirdiklerini kendileri de yapm a eğili
den yeterince yararlandım, öyle bir noktadayım
mindedirler. Sonlanışın koşulları olarak ruhçö-
ki, sağaltımımı artık ben kendim sürdürebilirim,
zümsel süreçlerin varlığını, aktarım ve karşıt ak
kendime güveniyorum " biçiminde özetlenebi
tarımı işlenebilirliliğini, dayanıklı bir hasta tera
lecek bir övgü. Ama bu övgüde ergenin bağım
pist işbirliğinin gelişmesini, ödipal döneme ula
sızlık ve özerklik eğilimleri, kendi deneyimleri
şılmasını, ödipal sorunların işlenmesi ve aşılma
ne verdiği önem, risk alma ve öğrenme istekleri
sını öne sürerler. Bu görüşler doğrudur ama tü
de yer alır. Ama bu övgü ayrılış anında ergenin
m üyle erişkin psikoterapilerindeki kavramlara
sağaltımı tekyanlı bitirişi konum unda genellikle
dayanır hatta erişkin psikoterapilerine benzer
anlaşılmaz. Tıpkı gidişte "beni tutun, beni alıko
38
Ergenlerde ruhsal sağaltım ın sonlanışı
likler gösterir. Öte yandan sağaltımın temel ilke mamaktadır. Oysa ergenin içinde bulunduğu
lerinin erişkinlerde yararlanılan kavram lara da karmaşa ve dürtülerinin şiddetlenmesi gibi dö
yandırılması ergen ve çocuklarda dönemlerine nemsel özellikleri, bunun içrel bir baskıya neden
özgü özelliklerinin ihmalini de birlikte getirmek oluşu, bu baskının motor etkinliği arttırması ve
tedir. Örneğin "dayanıklı hasta terapist ilişkile ideal benliğin beklentileri nedeniyle daha da şid
ri" ergenlerde özerklik ve bağımsızlık eğilimleri detlenmesi bilinmektedir. Ama bu bilinirken
nin ayrışma süreçlerinin etkisindedir. Bu erge baskının sağaltımı bir sürat yarışına benzettiği,
nin temel amacının yeterli gücü ve donanımı ka bu sürat yarışının gerginliği içinde ergenin acele
zandığı anda sağaltım dan uzaklaşma olgusunu kararlar verdiği yeterince belirtilmemektedir.
da birlikte getirir. Aslında getirmelidir de. Öte yandan sürat yarışının yavaşlaması ve nor
mal bir tempoya dönüşmesi ergene davranışları
Bazen de çocuklarda aktarım olgusu anlatılırken
nı ayarlaması, kararlarını sağduyunun süzgecin
çocuğa özgü çocuğa mal olmuş, erişkinlerden
den geçirebilme olanaklarını da sağlar. Bu ya
bağımsız bir süreçten söz edildiği izlenimi veril
nıyla tempo azalması sonlanışın önemli bir ölçü
mektedir. Oysa çocukların aktarımı anne ya da
tüdür. Bu ölçütlere başka yapısal değişiklikler de
baba aktarım ından tüm den etkilenir. O kadar et
eklenir: Nesne ve kendilik tasarımlarının ayrış
kilenir ki çocuk aktarımına anne/baba aktarımı
ması, nesne ve kendilik tasarımları arasındaki
nın bir sürgiti görüntüsü bile verir. Ergenlerde
sürtüşm enin durulm ası, regressif/pro g ressif
ise anne/baba tasarımlarıyla kendilik tasarımla
eğilimlerin şiddeti ve aynı zamanlılığın azalma
rı arasındaki ayrışma süreçleri (Burgner, 1991),
sı, ergeninin kimliğini bulduracak yepyeni bir
özerklik sorunları ağırlıktadır. Bu ergenin içya-
örgütlenmenin başlaması gibi.
şamında ebeveyn tasarımlarıyla kendilik tasa
rımları arasında bitmeyen bir sürtüşm e/boğuş- Öte yandan sayılan süreçlerin tüm ü kimliğin ya
maya neden olmaktadır. Bu boğuşma anlaşama pılanması amacını taşır. Ergenin asıl amacı da, iç
yan ebevenlerde ergenin içselleştirdiği a n n e/b a düzenini sağlamak, ruhsal örgütlenmesini ta
ba tasarımları arasında da sürer. Bu durum ise m amlamak ve kimliğini bulmaktır. Bu ise ba
ergenlerdeki gerginliklerin önemli bir nedenidir ğımsız bir kimliktir. Kimliğin kazanıldığı oranda
ve aktarımı da etkiler. Ergenlerde aktarım bu dö gerginlik azalmağa başlar ya da gerginliğin azal
neme özgü tüm sorunların etkisindedir, onların ması bir yapılanmanın işaretidir. Bağımsızlık,
gölgesindedir. Başkaldırı, isyan, karşıkoyuş eği özerkliğin kazanılması, birincil nesnelerden çö
limleri, özerklik ve bağımsızlık çabaları, prog- zülme, ikili ilişkilerden üçlü olanlarına geçiş, ay
resy o n /reg resy o n u n dalgalanm ası aktarım ın rışma, iç düzenin sağlanması, kimlik yapılanma
şiddeti, oynaklığı, çokyanlılığını ve sürekliliğini sının öncül koşullarıdır. Burada ayrışma ile yal
belirler. Aktarım süreçlerinde bağımsızlığı en nızca nesne ve kendilik tasarımlarının birbirle
gelleyen, özerkliğe karşı ya da birbirleriyle bo rinden ayrışması, birincil nesnelerden çözülme
ğuşan ebeveyn tasarımlarının etkinleşmesi erge anlaşılmamaktadır. Ayrışma dürtü ve duygular
nin iç dünyasındaki sürtüşmeyi, sorunların çok- daki iç içeliğin yumuşaması, birbirlerinden ayrıl
yönlülüğü de içsel karmaşayı daha da şiddetlen masını, uzaklaşma yakınlaşm a/ güven güven
dirir. Bazı olgu sunum larında aktarım süreçle sizlik içiçeliğinin yumuşaması, tüm öğelerin bir
rinden söz edilirken döneme özgü özelliklerin düzen içinde yerlerini almasını da içermektedir
aktarıma etkileri üzerinde ise yeterince durul- (Odağ 1995, 1999,2001).
mamaktadır. Ayrıca bitirişin ölçütleri olarak ak
Burgner (1991) sonlanışı yok edilme ile eşanlam
tarım ın işlenmesi, ödipal döneme ulaşılması,
lı gören, bu nedenle de ilkel ve korkutucu bir ay
ödipal dönem sorunlarının işlenmesi, savunm a
rılma kaygısı yaşayan ergenlerin bulunduğunu
ların yum uşam ası gibi özellikler sayılırken dö
vurgular. Bu ergenlerin analizi onların gelişimle
neme özgü yapısal değişmelerden söz edilme
ri sırasında yaşadıkları ilişki deneyiminin yeterli
mekte, dönemin en baskın özelliği 'yepyeni bir
düzeyde olmadığını ortaya çıkarmıştır. Sıklıkla
ruhsal örgütlenme' üzerinde, yeterince durul-
39
ODAĞ VE BİLDİK
ne ödipal yaşantılara, ne ödipal çatışmalara ne öğütlerine kulak asmayan bir ergende sağaltı
de çözüm olanaklarına sahiptirler. Özellikle an m ın başarısız olduğu çıkarsaması doğru değil
neleri ergenin hem iç dünyasında hem de ya dir. Sonlanışla ilgili aşağıdaki sonuçları özetleye
şamlarında sürekli bir istilacı gibi yer almakta biliriz:
dır. Gelişim sürecinde ortaya çıkan ayrışma ve
1. Çocuklardaki ruhsal rahatsızlıkların, ruhsal
düşm anlık ile baş etmede de yetersizdirler, bu
belirtilerin aile dinam iğinin bir uzantısı, bu
gençler iç dünyalarının bir parçası olarak ana
dinam iğin bir sonucu hatta bir semptomu ol
baba tasarımlarını olumsuzluklarına karşın tut
duğu gerçeği biraz ihmal edilmektedir.
m ak zorundadır. Laufer ve Laufer'e (1984) göre
böyle gelişimsel sapmalar, ergenin gelişim süre 2. Araştırmacıların ufak bir kümesi çocuk ve er
cinin engellenmesine neden olur. Bazı ergenler genlerin erişkin kavramlarıyla değerlendiril
sonlanışı var olanın tüm den yitimiyle eşanlamlı mesini eleştirmektedirler. Ama eleştirdikleri
tutar, bitiş süresinde yitim korkuları, boşluk şeyi kendilerinin de yapması yani ergenleri
duyguları şiddetlenir ve sonlanışı olumsuz etki erişkinlerde kullanılan kavram larla değer
ler. lendirmeleri dikkat çekicidir.
Daha derin bir araştırma için psikolojik kapasite 3. Ergenlerde sağaltımın sonlanışıyla ilgili ya
leri yetersiz olan hastalar sonlanışı yapay bir bi yınların azlığı, konunun ihmal edildiği bir
çimde kolay gerçekleştirdikleri izlenimini verir. çok araştırmacının öne sürdüğü ortak bir gö
Oysa hastalar ifade edebildikleri ya da algılaya- rüştür (Freud 1970, Novick 1976, 1982).
bildiklerinden daha fazlasını yaşar. Terapist sık 4. Ergenlerde tekyanlı bir sonlanışın olumlu bir
lıkla bu kolaylığı sorgulamak ve hastaların güç adım olabileceği gerçeği yeterince araştırıl
lü bağlanma istemlerini, yaşadıkları olumsuz mamıştır. Oysa sonlanıştan sonraki geriye
duyguları ayrıntılarıyla bilmek konum undadır. yönelik araştırmalar tekyanlı sonlanışın her
Ayrılmanın acılarından korkan ergenlerin yapay olguda olumsuz değerlendirilemeyeceği so
bir iyileşmeyi yeğledikleri ve bu yapay iyileşme nucunu vermektedir.
ye derinden inandıklarını görülmektedir. Bunu
bilmek sonlanış süresinde birdenbire ortaya çı SONLANIŞ
kan iyileşmelerin, m em nunluğun ve övgülerin
ayrılma acılarına bir savunm a oluşunu anlamayı I. Bir savunm a olarak terapistin dışlandığı tek-
kolaylaştırır. Daha şiddetli psikopatolojisi olan yanlı bir karar sonucu sonlanış (Burgner 1988):
hastalar hiçbir zaman tam bir sonlanma deneyi Bu tür sonlanış terapistlerce olumsuz olarak de
mine sahip olamayabilir. Gerektiğinde tedavinin ğerlendirilmekte bir başarısızlık olarak algılan
ya da ilişkinin yeniden başlayabileceği sınırlı ay maktadır.
rılmalar ve aralıklı tedavi gerekebilir. Bu durum II. E beveyn/terapist/ergen üçlüsü arasında
erişkinler kadar borderline çocuk ve ergenler çokyanlı bir karar sonucu anlaşm aya dayalı
için de doğrudur (Gillman 1991). Ortaya çıkan sonlanış (Burgner 1988): Bu tür sonlanış olumlu
sorunların şiddetine bağlı olarak görüşmelerin olarak değerlendirilmekte, bir başarı olarak algı
süresi ve sıklığı yeniden ayarlanabilir. (Lewis lanmaktadır.
1996, Wallace 1994).
I. Sağaltıma direnç olarak tekyanlı bir sonlanış,
üçlü arasındaki bir anlaşmaya dayanmaz, olum
Çocuk ve Ergen D inam iklerinde Farklılıklar
lu bir adım olarak değerlendirilmesi güçtür, bir
Bu süreçler vurgulanırken çocuklarda aile dina başarısızlığı işaretler. Terapistini ülküleştiren bir
miğinin ergenlerde ise döneme özgü özelliklerin ergenin ilk düş kırıklığında ondan uzaklaşması
ve özgül sorunların etkileri biraz gerilerde kal (çözülmemiş aktarım sorunu) bu tür bir sonlanı-
maktadır. Örneğin işbirliğini kendi kararı ve is şın örneğidir. Ya da olumlu yürüyen bir ruhsal
teği ile zam anından önce bitiren ve terapistinin sağaltımda ergeninin terapistine yakınlaşması,
40
Ergenlerde ruhsal sağaltım ın sonlanışı
onu sevmesi konum larında etkinleşen biseksüel eğilimleri ebeveynlerin çözülmemiş ayrışma so
eğilimlerin alevlenmesi, ya da sevginin neden runlarını, özerkleşmeye karşı korkularını alev-
olduğu yutulm a gibi korkular böyle bir sonlanı- lendirebilir. Tıpkı ödipal sorunlarını çözme ça
şın nedenleridir. Burada içrel gerginliklerin ey balarındaki bir ergenin ebeveynlerinde de çözül
lem yoluyla bir boşalım sağladığını ve eyleme memiş ödipal çatışmaları etkinleştirmesi gibi.
yatkınlığın sağaltım dan kaçışı kolaylaştırdığını Ödipal sorunları salt ergen ya da çocukları ilgi
unutmamalıyız. Ergenin artmış m otor etkinliği lendirdiği, onların çözmeleri gerektiği düşüncesi
eylemleri kolaylaştırır ama çoğu kez de bir soru eksik bir görüştür. Çünkü ödipal ilişkiler ebe
nu dile getirir, bir anlam taşır. O nedenledir ki veynleri de yakından ilgilendirir. Ebeveynlerde
kaçış içindeki bir ergende onun artık geriye dön işlenmemiş ödipal sorunların alevlenmesi bir
meyeceği kaygılarına kapılmak yerine bu gidişin yandan olumsuz yaşantılara neden olur. Ama
ne anlama geldiğini araştırmak daha yerinde bir bu aynı zam anda ebeveynlere çözülmemiş ödi
yaklaşımdır. Parsons'a (1990) göre; çocuk ve er pal bağlarını yeniden irdeleme ve işleme olanak
genlerin sorunları nörotik olmaktan çok gelişim larını kazandıran bir fırsattır, bir şanstır. Bu açı
sel, yapısal ve karakterolojik özellikler taşır ve dan ergenlik dönemi ergenler için ikinci bir bi
terapist olabildiğince çok aktarım ın yapıldığı ye reyselleşme (Blos 1967) olanağını verdiği, sorun
ni bir nesne olarak işlev görür (Aktaran Gillman larını yeniden işleyebilme fırsatını kazandırdığı,
1991). Böyle bir süreçte sonlanış, bitirişten daha yani ikinci bir şans olduğu kadar, bu karşılıklı et
çok bir ara verme gibidir. kileme ebeveynler içinde üçüncü bir şanstır. iş
lenmemiş ruhsal sorunlarını yeniden gözden ge
A. Freud (1965) çocuğun analize gelmesi, analizi
çirme şansıdır. Bu şansı kullanabilenler sağaltı
sürdürm esi ve sonlandırmasının bilinçli ya da
ma daha yardımcı olabilir. Böylece bireyselleş
bilinçdışı olarak ebeveynin istek ve gereksinim
meye izin veren ilişkiler kurabilme olanağını ka
lerinin etkisi altında olduğunu vurgulam ıştır
zanır ve çocuklarının gelişimine engel olmaları
(Aktaran Weiss 1991). Ebeveynlerden gelen di
da azalır. Bu şansı kullananlar kendi çocukları
rençler en azından ergen ve çocukların dirençle
kadar torunlarıyla da daha iyi anlaşabilme, on
ri kadar etkilidir. Bunlar erken ya da olumsuz
larla gerçek bir sevgiyi paylaşma yetilerini de
diye nitelediğimiz bir sonlanışın önemli neden
kazanırlar.
leri arasındadırlar (Chused, 1991; Novick ve No-
vick 1991;Tamar ve Aydın 1998; Weiss, 1991). 3. Kendileri ayrışmayı kaldıram ayanlar, ba
ğımsızlığı tüm üyle bir yitim olarak algılayanlar.
Ebeveynlerden G elen Dirençler: Ayrışma y itim /yas/öfke üçlüsünün işlenmesine
bağımlı bir süreçtir. Ayrışma ve bağımsızlığı bir
1. Çocuklarını kendi gereksinimleri için kulla
terk edilme, bir ihanet gibi ayrımsayanlar, ayrıl
nanlar, onları sömürenler.
m anın zararlı olduğu, hasta ettiği, yıkıcı olduğu
2. Ergenlerin içinde bulunduğu gelişim döne tasarımlarını taşıyanlar bu üçlünün işlenmesini
mine koşut olarak ebeveynlerde kendi geçmişle de engellerler. Biz çocuk ya da ergenlere ayrışma
rinde işlenememiş benzer sorunların alevlenme ve bağımsızlığın yukarıdaki nedenlere bağlana
si. Alevlenen bu sorunların ebeveynlerde kaygı, rak kötü bir şey olduğu iletisinin (mesaj) veril
korku ya da suçluluk duygusu uyandırm ası son- mesini gelişimi engelleyici önemli bir etmen ola
lanışın bir nedeni olabilir. Burada ergenlerle ebe rak görüyoruz.
veynler arasındaki ruhsal gelişim dönemlerine
4. Suçlanma gereksinimi duyanlar, hastalıkla
uyan karşılıklı etkileşimi vurgulam ak isteriz.
rını kullananlar. Böyle ebeveynlerin çocukları
Karşılıklı etkileşim ile söylenmek istenen çocuk
hastalığın bir araç olduğu deneyimlerini yapar
larda alevlenen döneme özgü sorunların ebe
ve iyileşme, gelişme, bireyselleşme özlenen bir
veynlerde de aynı döneme özgü işlenmemiş so
amaç olmaktan çıkabilir. Bu gençler arasında
runları alevlendirmesidir. Ergenlerin ayrışma
hasta olmanın bir kazanç olduğuna, ilgiyi arttır
süreçleri ve doğurduğu sorunlar ya da özerklik
41
ODAĞ VE BİLDİK
dığına, desteği sağladığına inananlar çoğunluk Çünkü olumlu aktarımın da erken bir sonlanışa
tadır. Bu inançtakilerde sağaltımı sonlandırm ak neden olduğunu uygulam alardan bilinmektedir.
çok güçleşir. Bazı ebeveynler ise çocuklarının Sevgiyi yutucu, boğucu, bağımsızlığı engelleyici
hastalığını bir başarısızlık ve suçlanma nedeni bir süreç olarak algılayanlar bunların arasında
olarak görmektedir. Katı, acımasız, suçlayıcı üst- dır (Bknz 4 /5 /6 . maddeler).
benliği taşıyan ebeveynlerde çocuklarının hasta
11. Narsisistik sorunlar erken sonlanışın önemli
lığı suçlanma gereksinimlerine bir doyum ağla
nedenleri arasındadır. Sağaltımda bu yönde dik
yabilir. Sağaltımın uzaması bunun doğal bir so
katsiz bir yorum özsevisel yaralanm alara neden
nucudur.
olabilir. Ya da olum suz/değersiz kendiliğe za
5. Çocuklarını uzantıları (kendilik nesneleri ) m anından erken yaklaşılması da ergende katla
olarak görenler. nılmayacak boyutlarda olumsuz yaşantıları et
kinleştirir. Bu da beklenmedik, birdenbire gelen
Kendilik nesnelerinin gördükleri işlevlere ba
bir sonlanışla sonuçlanabilir. Bu tür bir bitirişten
ğımlı olanlar. Savaş/deprem /göç gibi şiddetli
sonra ergeni yeniden sağaltıma kazanmak genel
örselenmiş ebeveynler bunların başında gelir. Bu
likle güçtür. Bu durum eğitiminin başlangıcın
kişiler için çocuklar tutunulacak bir dal olma, ya
daki kendi özsevisel sorunlarını çözememiş tera
ralarını sarma, yasını dindirm e özelliğini taşıya
pistlerde sıkça rastlanan bir olgudur.
bilirler. (Odağ 2001).
II. Üçlü arasındaki anlaşmaya dayalı olumlu bir
6. Çocuklarını kendi yanlarına çekmek isteyen
sonlanış başarılı bir sağaltımın doğal bir sonucu
ler, ve onları haklılıklarının bir kanıtı olarak kul
dur. istatistiksel araştırmalar normal olumlu bir
lananlar. Ebeveynler arasındaki uyuşmazlıklar
sonlanışın ender olduğu sonuçlarını vermekte
aralarındaki güç dengesizliğin bir sonucudur.
dir. Anna Freud (1971) analitik tedavisi sonlan
7. Babadan ve sonra da eşinden düş kırıklığına mış 49 olgunun gözden geçirilmesi sonucunda
uğrayanlar. Babadan sonra eşinden ya da anne sadece %14'ünün ebeveyn, terapist ve çocuk ara
den sonra eşinden yaşadıkları engellenmeleri sında karşılıklı mutabakat ile sonlandığını bildir
(doyumsuzluğu) çocukları yoluyla dengelemeye miştir (Aktaran M. Lewis 1996, sf. 807). Bu ista
çalışanlar da bu küm edekilerdendir. Burada in- tistiksel veriler okuyanlarda ergen ve çocuklarda
sest sorunları başat bir konum dadır. prognozun kötü olduğu izlenimini verebilir. An
8. içsel saldırganlıklarını çocuklarında absorbe cak üçlü arasında anlaşma olm adan kendi başı
etmeye çalışanlar. Bu küm enin çocukları ebe na buyruk her bitiriş her zaman sağaltımın başa
veynden birinin ya da her ikisinin agresyonları- rısızlığına işaret etmez.
nı absorbe etmek bazen de bu agresyonların giz
li uygulayıcısı olmak konum undadırlar. Korkak Çocuk ve Ergende Ruhsal Sağaltım ın Sonlanış
ve çekingen çocuklarda böyle bir dinamiği d ü Ölçütleri
şünm ek yerindedir. Ruhsal sağaltımı başlangıç gidiş ve sonlanış dö
9. Çocukların terapiste yönelmesi ve onu ülkü nemleri diye evrelere ayıranlar bulunmaktadır.
leştirmeleri. Anne ve babalarda doğal bir kıs Bu yaklaşım kabataslak onaylansa da, gençlerde
kançlığa (Chused 1991, Friend 1972), "çocuğu böylesi evreleri saptam anın güçlüğüne de işaret
m uz elden gidiyor" kaygılarına neden olabilir. etmek gerekir. Aslında ergenlerde yaklaşılan her
Sağaltım kolaylıkla ebeveyn terapist arasındaki yeni sorun yeni bir başlangıç anlamına gelebilir,
bir rekabete bir sürtüşmeye dönüşebilir. yaklaşılan her yeni çatışma sonlanışa neden ola
bilecek bir riski taşıyabilir. Sonlanış da sağaltı
10. Olumsuz aktarım ın sonlanışa neden olması. m ın tıpkı borderline hastalarındaki gibi en du
Olumsuz aktarımının sonlanışa neden olduğu yarlı ve en riskli evrelerinden biridir. Bu risk ba
çok tekrarlanmıştır ancak olumlu aktarımın da zen gereğinden önce tekyanlı bir sonlanışa ne
ayrılışa neden olabileceğini eklemek gerekir. den olabilir. Bundan da çok kaygı duym am ak
42
Ergenlerde ruhsal sağaltım ın sonlanışı
gerekir. Çünkü ergen o güne kadar sağaltımdan ğerlendirmesini yapm a olanaklarını sağlar. Er
öğrendiklerini unutm az, sağaltım dan kazanım- genlerin bu yetilerinden yararlanm ak terapistin
larını yitirmez, gelişimini kendi başına da sürdü görüş alanını çok genişletir. Gençlerin bu yetile
rebilir. Birkaç yıl sonra Size pek de rastlantısal rine güvenen terapistler sağaltım dan her uzak
olmayan olumlu bir haber de gönderebilir. laşmanın, terapiste her kafa tutuşun bir kaçış bir
dikkafalılık olmadığını kolayca saptayabilir ve
Sonlanışın ölçütlerini aşağıdaki gibi özetleye gidişi bir ileti olarak da yorumlayabilir. Çünkü
biliriz: kaçış, başkaldırı gibi görünen bazı bitirişlerde er
genin "...ben bazı doğrularım ı sizden daha önce
1. Hastaların pregenital sorunlarını aşmaları
kavradım, kendim için en yararlı yolu sizlerden
ve genital (ödipal) düzeye ulaşmaları. Burada
daha önce seçtim,kendime güveniyorum " iletisi
genital kimliğin aslında bireysel kimliğin bulun
de yatabilir.
masındaki önemine işaret etmek gerekir. Ruhsal
sağaltım bu süreçleri kolaylaştırır. Öte yandan
Sonlanışın Diğer Ölçütleri
ruhsal sağaltımın kimliğin yapılanmasına dek
sürmesi biçiminde anlaşılması sakıncalıdır. Çün Tempo süratlenmesi, sorunların daha kısa za
kü kimliğin gelişmesi yaşam boyu sürmektedir. m anda kolay çözümü, daha doğrusu çözüme
Önemli olan sağaltımda bunu başlatabilmek ve yaklaşım, işlenmiş gibi görünen eski çatışmala
ergene bunu sürdürebilecek yolları göstermek, rın yeniden alevlenmesi, aktarım ın işlenebilirlili-
bu gücü kazandırmaktır. ği, savunmaların yumuşaması, genital döneme
ulaşm ak, genital/agresif sorunları konuşabil
2. Aktarım nevrozunun gelişmesi, işlenebilir
mek sonlanış evresinin belirtilerindendir.
hale gelmesi, yumuşaması, çözülmesi.
Araştırmacılar bu evrede tem ponun süratlendiği
3. Benlik gücünün artması :
kansındadır. Bununla bir sorunun, direncin ya
a) Korku, yasa ve engellenmelere katlanma eşi da savunm anın daha süratle, daha kısa bir za
ğindeki artm a m anda işlenmesi söylenmek istenmektedir. Oy
b) Savunmaların yumuşaması, tıpkı aktarım gi sa ergenlik dönem inde ruhsal süreçlerde zaten
bi işlenebilir olmaları bir süratlenm e vardır. Ayrıca sürat ve yoğunluk
pregenital ve ergenlik döneminin özgül belirtile
c) D u y g u ların /istek lerin /tasarım ların /an ıla- ri arasındadır. Bu hızlanma yani sorunların çö
rın sözelleştirilebilmesi züm ündeki hızlanma ile yapısal süreçlerin bo
d) Seksüel ve agresif duygu ve dürtüler üzerin zukluğuna bağlı süratlenm eyi birbirlerinden
de durabilme, onları işleyebilme ayırmak aslında güçtür.
e) Eyleme vurum ların yerine anıların geçmesi. Olumlu bir sonlanışta sorunlar ya da çatışmalar
Yani anıların ve onlarla ilgili çağrışımların çoğal daha kolay işlenmeye başlanır, çözümleri kolay
ması, sözelleştirilmesi. laşır. Hastaların regresyona girmeleri de daha az
sorun yaratır. Hastalar sorunların işlenmeden
f) Birbirleriyle bağdaşmayan, birbirlerine kar
önceki davranışları, aktarımı, hatta belirtileri ya
şıt tasarım ve duyguların bütünleşmeleri.
ni başlangıçtaki konumlarını yineleyebilir. Tera
Ergenin kendisinin sonlanışla ilgili verdiği işa pist birdenbire dışlayıcı, cezalandırıcı, baskı ya
retlerin paha biçilmez önemine bir daha işaret pan bir kişi özelliklerini kazanabilir. Eski bırakıl
etmek gerekir. Ne yazık ki sağaltımda ergenlerin mış gibi görünen savunm alar yeniden kullanılır,
sezgi, görü/içgörü, olay ve olguları anlamadaki gittiği sanılan bölme (splitting) yeniden etkinle
yetileri bu alanlardaki süratlilikleri yeterince de şir. Tatsız şakalar, patavatsız davranışlar, yapay
ğerlendirilmemektedir. Oysa bu yetileri erişkin bir bilgelik, aşırı bir alttan alıcılık, göze batan bir
lerden çok daha üstün ve çok daha süratlidir. Bu uyum luluk belirebilir. Özetle eski çatışmalar ve
üstünlük onlara sonlanışın güvenilecek bir de eski dirençler yeniden ortaya çıkabilir. Ama
43
ODAĞ VE BİLDİK
bunlar işlenmeleri için daha kısa bir zamanı ge kin kaygı gibi konuların araştırılmasına ve geç
rektirir. Terapistlerin m em nun oldukları dönem mişteki ayrılma deneyimleri ile bağlantı kurm a
ler çoğalır, yetersizlik duyguları, her şeyi karış larına olanak sağlar (Gillman 1991, Kernberg
tırdığı düşüncelerinde belli bir azalma olur. 1991). Önceki yitimler, ayrılıklar ve reddedilm e
ler üzerine çözülmemiş duyguları canlandırır
Bu belirtilere yapısal değişikliklerin eklenmesi,
(Wallace 1994). Psikoterapide yas görüngüleri
içsel baskının ve gerginliğin azalması, sorunlar
nin en belirgin olarak görüldüğü evre sonlanma
daki çokyanlılığın ve çoğul nedenliliğin tekyan-
evresidir. Başarılı sonlanma dönem inde karışık
lılığa dönüşmesi dinam iğin daha kolay saptana
duygular, yas, belirtilerin alevlenmesi ve ayrılık
bilmesi, içsel bir örgütlenmenin kendisini yavaş
anksiyetesi gibi bazı belirtiler ortaya çıkar (Va-
yavaş belli etmesi sonlanışın en önemli ölçütleri
hip 2002). Bazı ergenlerde terapistten ayrılma ve
dir. Şöyle ki bir oturum da ergen kız arkadaşının
aileye geri dönüş karşısında belirtilerinin tekrar
ondan uzaklaştığını, onsuz yaşayamayacağını
ortaya çıkması ile karakterize geçici bir regres
şiddetli bir gerginlik içinde anlatır. Derin bir yas
yon ortaya çıkabilir. Bazı ergenler ise benzer so
içindedir, karamsar, um utsuz ve çökkündür. Kız
runlara karşı ileriye, olgunlaşm aya yönelik
arkadaşının kendisinden uzaklaştığını anlatan
(progressif) bir yanıt ile tepki verir. Hastalar ol
ergende yas ve çökkünlüğünün temel nedenleri
gunlaşmış, iyileşmiş bir kişi gibi davranırlar. Bu
ni doğrudan kız arkadaşının yitimine bağlamak
davranışların yaşa uyuşmazlığı ve iyileşmenin
bizi sağaltım da yanlış ipuçlarına götürebilir.
çabuk gelişi, kalıcı olmayan, yapay bir iyileşme
Çünkü ergen kız arkadaşının yitiminden söz et
yi düşündürm elidir.
m ektedir ama yas ve çökkünlüğünün nedeni:
1. Çocukluğunun geride kalışından mı? SONUÇ
2. Ayrışma bireyselleşme süreçlerinden mi? Ruhçözümcüleri sorunların çözümündeki sürat
3. Regresyon ile daha da kolaylaşan birincil lenen tempoyu, genital döneme ulaşmayı, sa
nesnelerin çözülmesinden, vunm aların yumuşamasını, aktarım ın işlenebi-
4. Ödipal nesnelerden uzaklaşm adan mı kay lirliliğini, hasta/terapist işbirliğindeki dayanıklı
naklandığı; lığı sonlanışın belirtileri olarak sayarlar. Burg-
5. Daha önce geçirilmiş şiddetli örselenmelerin ner'a (1991) göre sonlanış işlemi ve içeriği; erge
bir sonucu m u olduğu nin ödipal nesnelerden ayrımlaşma ve çocuklu
ğunu geride bırakması kadar terapistinden de
6. Yoksa ergenlik dönem inde yeniden etkinle
ayrılabilme kapasitesini yansıtmaktadır.
şen preödipal/ödipal sorunların etkinleştirdiği
yoğun suçluluk ve utanm a duygularının bir Bunlara yapısal değişmeleri de katmak gerekir.
üzüntü görüntüsü mü aldığı bilinmez. Çünkü ergenlik dönem inde sorunlar tek bir ne
dene dayanmaz, düz bir çizgi izlemez, çatışma
işte bu bilinmezliğin yavaş yavaş bilinirliliğe,
lar / sorunlar / nedenler birbirlerinden ayrışarak
yukarıda sayılan çokyanlı nedenlerin tekyanlılı-
bir düzen içinde yerlerini almış yani örgütlenmiş
ğa dönüşleri, daha kolay anlaşılabilir oluşları
değildir. D uygular/dürtüler/tasarım lar birbir-
sonlanışın aktarım ya da savunm alardaki deği
leriyle karışabilir, birlikte ortaya çıkabilir. Örne
şikler kadar önemli ölçütleridir.
ğin suçlanm a/utanm a/depresyonun beraberliği
Hele duyum sanabilir bir yasın bunlara eklenme ve bunların etkinleşen sorunlardan dolayı şid
si terapisti sonlanış yönünde daha da yüreklen- detlenmesi bu duygulara bir depresyon görün
dirmelidir. Çünkü yaslanma ise sekiz yaşma ka tüsü verebilir. Buna karşın ergende belirli sorun
dar ki çocukların hiç yaklaşamadıkları ergenle ların ve anlaşılır duyguların baskınlaşm ası,
rinse çok zor işleyebildikleri bir süreçtir. Sonlan belirsizliğin azalması, çoknedenliliğin ve çok-
ma evresi ayrılma, yitime tepki, bağımlılığa kar yanlılığın, teknedenliliğe ve tekyanlılığa dönüş
şı bağımsızlık ve progresif gelişimsel gidişe iliş mesi sonlanışın önemli ölçütleri arasındadır.
44
Ergenlerde ruhsal sağaltım ın sonlanışı
Çünkü bu belirtiler içsel bir örgütlenmenin baş technique o f interpretation. A C om prehensive Textbook.
S eco n d E dition içinde. M L ew is (ed.). W illiam s a n d Wil
ladığı anlamına da gelir. Bu örgütleniş, savun
kins, Baltim ore, M aryland.
maların yumuşaması, aktarım ın işlenebilmesi,
M eeks R (1971) T he Fragile Alliance. W illiam s a n d Wil
ödipal döneme ulaşılabilmesi, genital sorunlar kins, Baltim ore.
üzerinde konuşulabilmesi gibi sonlanışın sayılan M u u ss R E (1975) Theories o f A dolescence. İkinci b a sk ı
ölçütlerinden çok daha önemlidir. içinde. Çeviren: M Çileli. R a n d o m H ouse, N ew York. sf.
58-84. E rgenlikte kim lik bunalım ı. E rgenlik Psikolojisi
içinde. B O nur (ed.). H acettepe-T aş Kitapçılık, A n ka ra.
KAYNAKLAR
N ovick J ve N ovick KK (1991) D eciding on termination:
A n th o n y E J (1974) P sychotherapy o f ad o lescen ts. A m e
T he relevance o f child a n d a d o lescen t analytic experien
rican H andboo k o f P sychiatry, Vol. 2: Child a n d A d o le s
ce to w o rk w ith a d u lts. S a yin g Goodby: A C aseb o o k o f
cen t P sychiatry. İkinci b a s k ı içinde. S A rieti (ed.). B asic
Term ination in Child a n d A d o le sc e n t A n a ly sis a n d T he
B ooks, N ew York, s:234-249.
rapy içinde. A G S ch m u kler (ed.). T he A n a lytic Press,
B los P (1967) The S eco n d individuation p ro cess o f a d o London.
lescence. P sych o a n a l S tu d y Child 22: 162-186.
O dağ C (1995) İntihar (Özkıyım) :Tanım-Kuram-Sağal-
B lu m GS (1972) P repuberty a n d adolescence. S tu d ie s in tım. İzm ir P sikiyatri Derneği, İzmir, s:102.
A dolescence. İkinci b a sk ı içinde. Ç e v ire n M Çileli. The
O dağ C (1999) Nevrozlar-1. H alim e O dağ P sika n a liz ve
M acm illan Com., N ew York. D u yg u sa l ve d ü rtü se l geli
P sikoterapi V a kfı Y ayınları No:1, İzmir, s:153.
şim . E rgenlik Psikolojisi içinde. B O nur (ed.). H acettepe-
T aş Kitapçılık, A n ka ra . Sf. 69-87. O dağ C (2001) Nevrozlar-2. H alim e O dağ P sika n a liz ve
P sikoterapi V a kfı Y ayınları No:2, İzmir, s:89-93.
B rinich (1991) E choes o f a fa m ily secret. S a yin g Go-
odby: A C asebook o f Term ination in Child a n d A d o le s O dağ C (2001) K endilik (Self) K im lik (identity). Nevroz-
cen t A n a ly sis a n d T herapy içinde. A G S ch m u kler (ed.). lar-2 içinde. H alim e O dağ P sika n a liz ve Psikoterapi V a k
The A n a lytic Press, London. f ı Yayınları No:2, İzmir.
B urgner M (1988) A n a lytic w o rk w ith a d olescents: term i O ffer D ve ark. (1996) Norm al a d o lescen t developm ent:
nable a n d interm inable. In t J P sych o a n a l 6 9 ( Pt 2): 1 7 9 em pirical r e s e a r c h fin d in g s . C hild a n d A d o le sc e n t
87. P sychiatry: A C om prehensive Textbook. S eco n d Edition
içinde. M L ew is (ed.). W illiam s a n d W ilkins, Baltimore,
B urgner M (1991) Is su e s o f term ination in th e p sy c h o
M aryland.
a n a ly s is o f the severely d istu rb e d a dolescent. S a yin g
Goodby: A C asebook o f Term ination in Child a n d A d o Origlia D ve Ouillon H (1972) L ’adolescent. Yedinci b a s
lescen t A n a ly sis a n d T herapy içinde. A G S ch m u kler kı. çeviren: B Onur. L es E ditions ESF, Paris sf. 45-78. Er
(ed.). The A n a lytic Press, London. g en likte kişilik. E rgenlik Psikolojisi içinde. B O nur (ed.).
H acettepe-T aş Kitapçılık, A n ka ra .
C h u sed J F (1991) T he tra n sferen ce neurosis in child
a n a lysis. S a yin g Goodby: A C asebook o f Term ination in S h efler G (2000) Tim e-lim ited p sy c h o th e ra p y w ith a d o
Child a n d A d o lesce n t A n a ly sis a n d T herapy içinde. A G lescen ts. J P sych o th er Pract R e s 9(2): 88-99.
S ch m u kler (ed.). T he A n a lytic P ress, London. T am ar M ve A y d ın C (1998) Ç ocuk ve ergenlerde p sik o
Friend MR (1972) P sych o a n a ly sis o f adolescent. H a n d terapi. P sikiyatri Tem el Kitabı. Cilt 2 içinde. C Güleç ve
book o f Child P sych o a n a lysis: R esearch, Theory, a n d E Köroğlu (ed.). H ekim ler y a y ın Birliği, A nkara.
Practice içinde. B B W olm an (ed.). V an N o stra n d R ein Uribe VM (1988) Short-term p sy c h o th e ra p y fo r a d o les
hold C om pany, N ew York. cents: M a n a g em en t o f initial resista n ce. J A m A ca d
Gillman RD (1991) Term ination in p sy c h o th e ra p y w ith P sych o a n a l 16: 107-116.
children a n d adolescent. S a yin g Goodby: A C aseb o o k o f V ahip I (2002) P sikoterapi sü recin d e y a s. Psikopatoloji
Term ination in Child a n d A d o le sc e n t A n a ly sis a n d T he ve P sika n a litik T e k n ik içinde. A Eğrilm ez ve I Vahip (ed.).
rapy içinde. A G S ch m u kler (ed.). T he A n a lytic Press, H alim e O dağ P sika n a liz ve P sikoterapi V a kfı Yayınları,
London. İzmir.
K a y Paul (1991) A m biguity in term ination. S a yin g Go- W allace E R (1994) D inam ik P sikiyatri: K uram ı ve u y g u
odby: A C asebook o f Term ination in Child a n d A d o le s lam ası. Türkçesi: H A ta la y. E ylü l Yayınları, İstanbul.
cen t A n a ly sis a n d T herapy içinde. A G S ch m u kler (ed.).
W eiss S (1991) V icissitudes o f termination: transfer
The A n a lytic Press, London.
e n ces a n d countertransferences. S a y in g G oodby: A
K ernberg PF (1991) Term ination in child p sy c h o a n a ly C a seb o o k o f T erm ination in C hild a n d A d o le sc e n t
sis: Criteria fr o m w ith in th e se ssio n s. S a yin g Goodby: A A n a ly sis a n d T herapy içinde. A G S ch m u kler (ed.). The
C asebook o f Term ination in Child a n d A d o lesce n t A n a ly A n a lytic Press, London.
s is a n d Therapy içinde. A G S c h m u kler (ed.). T he A n a ly
Y a n o f J A (1991) Singing harm ony: Term ination in an
tic Press, London.
a d o lescen t a n a ly sis. S a yin g Goodby: A C asebook o f
L ew is M (1996) In ten sive individual p sy c h o d y n a m ic Term ination in Child a n d A d o le sc e n t A n a ly sis a n d
p sych o th era p y: th e therapeutic relationship a n d the T herapy içinde. A G S ch m u kler (ed.). T he A n a lytic Press,
45