You are on page 1of 6

ARKEOLOJİK KAYNAKLAR, KAYA RESİMLERİ VE NÜMİZMATİK KAYNAKLAR

Mukhammadiyar ANKABAYEV
ÖZET
Tarih biliminin, geçmişteki olayları, kültür ve uygarlıkları incelerken onların ne kadar
doğru olup olmadığına kanıtlar ve deliller getirmesi lazımdır. Tarihte, arkeolojik, petroglif ve
nümizmatik kaynaklar her zaman birinci el kaynakları olmuştur ve tarih yazıcılığında her zaman
dikkat çekmiştir. Sikke üzerindeki simgeler, kaya üzerindeki petroglifler ve arkeoloji
araştırmalarında elde edilen veriler yorumlanarak günümüze kadar aktarılmıştır. Orta Asya tarih
yazıcılığında bu kaynaklar XX. yüzyılın başından itibaren günümüze kadar bilim insanları
tarafından incelenilip araştırılmaktadır.

ANAHTAR KELİMELER: Arkeoloji, petroglif, damga, nümizmatik, sikke, kaynak.

ABSTRACT
In the study of historical events, cultures, and civilizations, it is necessary for the
discipline of history to provide evidence and proof of the accuracy of past occurrences.
Throughout history, archaeological, petroglyphic, and numismatic sources have consistently
served as primary sources and have always garnered attention in historical writing. Symbols on
coins, petroglyphs on rocks, and data obtained through archaeological research have been
interpreted and transmitted to the present day. In Central Asian historiography, these sources
have been examined and researched by scholars from the early 20th century to the present day.

KEY WORDS: Archaeology, petroglyph, seal, numismatics, coin, source.

GİRİŞ
Orta Asya tarihinde önemli yer alan Baktriya bölgesi, Kuşan, Hun, Akhun ve Türk
devletlerinden kalmış arkeolojik kaynaklar, kaya resimleri ve nümizmatik veriler günümüze
kadar ulaşmıştır. M.Ö. IV. yüzyılın sonu ve II. yüzyıllar arasında Amuderya ve Sırderya
havzasında yer alan devletlerin tarihini Antik Yunan bilim insanlarının eserlerinden görmekteyiz.
Bu arada M.Ö. VI. yüzyılda Ahameniş hanedanına mensup Pers imparatoru Darius tarafından
yapılan Behistun yazıtını da unutmamamız gerekmektedir. M.Ö. III-II. yüzyıllardan başlamış
tarihi olayların çoğu Çin kaynaklarında görülmektedir. Türkistan coğrafyasına ait birçok
arkeolojik buluntular başta Alman kökenli Rus bilim adamları tarafından toplanmıştır. Bu
arkeolojik veriler tarihin maddi ve manevi kültürünü yazmaya çok katkı sağlamaktadır. Çünkü


Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih bölümü, 702242015@ogr.uludağ.edu.tr.

1
arkeolojik kaynaklar, kaya resimleri ve nümizmatik veriler her zaman birinci el kaynakları
sayılmaktadır.

1. ARKEOLOJİK KAYNAKLAR VE KAYA RESİMLERİ


Orta Asya’da Sovyet dönemi ve ondan sonraki yıllarda birçok arkeolojik kazı işleri
yapılarak, önemli veriler ele geçirilmiştir ve her bulunan arkeolojik kaynaklar tarihe yeni
görüşler katmıştır. Sovyet arkeologları Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve
Türkmenistan’da araştırmalar yapmıştır. Vadim Masson’a göre Orta Asya’daki şehirlerin
gelişimi M.Ö. IX-VII. Yüzyıllarda başlamıştır (1966, s. 31).
Kaya resimleri Orta Asya’da Paleolitik ve Mezolitik çağlardan itibaren görülmeye
başlamıştır. Özbekistan’ın güneyinde “Zaraut Kaman” kaya resimleri tespit edilmiştir. Bu
resimlerde Av sahneleri ve köpeğin kullanıldığı görülmüştür. Kaya üzerindeki av ya da savaş
sahneleri Hun ve Köktürkler dönemine kadar uzanmıştır. Kazakistan hududunda ise Türkistan ve
Taraz şehirleri arasında, Karadağ’da Mezolitik ve Neolitik Çağ’a ait kaya resimleri bulunmuştur.
Kırgızistan’da Saymalıtaş Vadisinde bulunmuş kaya resimleri 10 bin taşın üzerine yapılmış 100
petroglifden oluşmaktadır. Türkmenistan’da önemli sayılan kaya resimlerinden biri Ulu Bezeli
Dere’de yar alan bezemeli kaya resimleridir (Ceylan, 2015, s. 16).
XX. yüzyılın 70-80'li yıllarında Orta Asya'daki kaya sanatı anıtlarının incelenmesinde
önemli başarılara ulaşılmıştır. Rusya dahil olmak üzere Orta Asya'da yapılan araştırmalar,
petroglifler hakkındaki bilginin teorileştirilmesine yönelik artan bir eğilime neden olmuş, bu da
sonunda petroglif çalışmalarının kaya sanatı anıtlarının bilimsel arkeolojik araştırmalarının
bağımsız bir yönü olarak oluşturulma sürecini belirlemiştir. Kaya resimleri, petroglif ya da taş
oymacılığı diye bilinen bu sanat Orta Asya Türk tarihinde çok yaygındır. Sakalara ait birçok
arkeolojik buluntular Kazakistan’da çok bulunmuştur. Hun dönemine ait buluntuların birçoğu
Orta Yenisey Havzasında bulunmaktadır (Erdy, 2002, s. 721-722).
Orta Asya arkeolojik ve nümizmatik kaynakları için Edvard Rtveladze’nin kitaplarını
kullanabiliriz. Onun liderliğinde (Toharistan ekibi) Kuşan Krallığı döneminde antik bir şehir
olan Kampırtepe’de arkeolojik kazılar yapılmıştır. Tarih, arkeolojik ve nümizmatik bilim
alanında 800’den fazla bilimsel makale yayınlamıştır. Arkeoloji alanında yaptığı çalışmalar, Orta
Asya tarihini nümizmatik bakış açısından yazmaya katkı sağlamıştır. Örneğin, Büyük
İskender’in parası Orta Asya’da birçok yerde bulunduğunu ve bu sikkeler Büyük İskender’in
bizzat kendisinin oralarda olduğunu ya da sefere çıktığını ifade ettiğini söylemektedir (2002, s.
52).
Kazakistan hududunda bulunmuş kaya resimlerinin arasında Tamgalı vadisindeki
petroglifler önemli sayılmaktadır. Vadide 100’den fazla anıt ve 5000 civarında petroglif

2
bulunmaktadır. Tunç Çağı’nın 7 tane mezar anıtı Tamgalı nehrinin sağ ve sol kıyılarında
bulunmuştur (Karibozova, 2020, s. 38).
Kazakistan’ın güneyinde, İpek Yolu üzerinde yer alan Eski Çağ ve Orta Çağ dönemlerine
ait arkeolojik veriler hakkında Kazak bilim adamları Karl Baypakov, Kemal Akişev, Zeynolla
Samaşev ve Madiyar Eleuov tarafından araştırmalar yapılmıştır. Baypakov kendi alanında 50
monografi, yüksek okul derslikleri için 6 ders kitabı ve 500’e yakın makale yazmıştır. Arkeolojik
kazı işlerinde ele geçirilen arkeolojik verileri kullanarak kitaplar yazmıştır. Örneğin, Yedisu
bölgesinde kazı işlerinde elde edilen, Soğd halkına ait bir veri bulunduğunu, onun ateş kültüyle
ilgili olup, Soğdların kültür inancı hakkında bahsetmiştir (1971, s. 52).
Zeynolla Samaşev, dünyaca ünlü arkeolog, tarihçidir. Son zamanlarda Doğu Kazakistan,
Altay dağı eteklerinde bulunan Saka ve Türk mezarlıklarında arkeolojik araştırmalar
yapmaktadır. Onun kazı işlerini yönettiği alan arkeolojik verilere çok zengindir. Örneğin, 2021
yılında Samaşev’in liderliğindeki Kazakistan Arkeoloji Enstitüsü’nün arkeologları altından
yapılan görkemli altın plakalar, kutsal bir şekilde tahtında oturan ve yanında hizmetkarlarla
çevrili, başında tacı bulunan hükümdar tasviri bulunmuştur. Samaşev birçok bilimsel arkeolojik
gezi lideridir. Kendisi Kazakistan’da kaya üzerindeki resim ve damgalar alanında uzman
sayılmaktadır. Samaşev’in araştırmalarında Köktürkler’e ait damga ve yazıtlar bulunmaktadır
(2010, s. 168).
Madiyar Eleuov Kazakistan’ın güneyinde, İpek Yolunun üzerinde yer alan Orta Çağdaki
şehirlerde araştırma yapan arkeologlar ekibinin liderliğinde bulunmuştur. Onun araştırmalarında
Taraz, Otrar, Sauran ve Yedisu bölgelerinde bastırılmış sikkeler hakkında bilgiler verilmiştir
(2014, s. 54).
Kemal Akişev, Yedisu bölgesindeki arkeolojik kazı işlerini yapan Kazakistan Tarih,
Etnografya ve Arkeoloji Enstitüsü arkeoloji ekiplerinin liderliğinde bulunmuştur. Bu bölgede yer
alan Saka ve Köktürk kurganlarında araştırmalar yapmıştır. 1969 tarihinde Esik kurganında
gerçekleşen arkeolojik kazılarında Sakalar’a ait ilk Altın Elbiseli Adam bulunmuştur. Bronz,
bakır ve demir devirlerinde Orta Asya’ya yayılan medeniyetlerin tarihini arkeolojik verileri
faydalanarak araştırmalar yapmıştır (1963, s. 320). Arkeolojik ve kaya üzerindeki resimler tarih
yazıcılığında çok önemlidir. Köktürk tarihinde Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve
Özbekistan hudutlarında Köktürk devletine ait birçok arkeolojik veriler bulunmaktadır.
Moğolistan’da bulunmuş Orhun yazıtları Köktürk devletinden kalma kitabelerdir. Bu yazıtlar
Aşina hanedanından gelen Bilge Kağan (716-734) zamanında dikilmiştir. Kül Tegin yazıtı, onun
vefatından sonra 732 tarihinde ağabeyi Bilge Kağan tarafından dikilmiştir. Bilge Kağan yazıtı,
onun ölümünden sonra 735 tarihinde oğlu tarafından dikilmiştir. Tonyukuk yazıtı 720-725
yıllarda kendisi tarafından dikilmiştir. Orhun yazıtındaki harflerin okunmasına yol açan Philip

3
Johan ve Tabbert (Strahlenberg) gibi bilim adamlarıdır. Orhon Yazıtındaki harflerin okumasının
sırını çözmeye ilk kez muvaffak olan, “Tengri”, “Türk” ve “Kül Tegin” kelimelerini okuyan
dünyaca ünlü Danimarkalı Vilhelm Thomson sayılmaktadır (Ergin, 2015, s. 21-22).
1977 yılında, araştırma sonuçlarına dayanarak Karatau bölgesindeki 11 büyük ve birkaç
küçük petroglif lokasyonunu M.K. Kadırbayev ve A.N. Maryashev gibi bilim insanları bölgedeki
petrogliflerin tam bir tanımını veren monografi yayınlamıştır. Arkeolog ve tarihçiler tarafından
yürütülen araştırma, petrogliflerin incelenmesine yönelik tamamen yeni bir yaklaşımla
karakterize edilmektedir. Karelya, Ural, Sibirya ve Uzak Doğu gibi geniş bir bölgede kaya sanatı
çalışmalarındaki metodolojik gelişmeleri biriktiren bilim adamları, petrogliflerin herhangi bir
yerinin tam ve güvenilir bir analizi için anıtların sürekli olarak tespit edilmesinin gerekli ve
metodolojik açıdan en doğru olduğu sonucuna varmışlardır.

2. NÜMİZMATİK KAYNAKLAR
Nümizmatik kaynaklar Orta Asya tarihinde önemli yer akmaktadır. Nümizmatik
kaynaklar, devlet yöneticilerinin kestirdiği sikkeler hakkında bilgi vermektedir. Önce
“nümizmatik” teriminin anlamını açıklayalım. “Nümizmatik” terimi Yunanca “nomos”
kökünden türeyip, madeni paralar daha doğrusu sikkeler hakkında araştırma yapan bilim dalıdır.
“Sikke” kelimesi de yabancı bir dilden yani Arapça’dan gelmiş olup “damga ya da nakış basmak
için hazırlanmış kalıp, demir kalıp” anlamını taşımaktadır.
İpek Yolunun büyük ticaret yoluna dönüşmesi onun üzerindeki devletlerin birçok
ülkelerle ticaret yapmasını sağlamıştır. Çin’den çıkan tüccarlar kendi kervanlarını yerleşik hayat
tarzında ikamet eden şehirlere sürmüşlerdir. Özellikle, Doğu Türkistan, Yedisu, Kırgızistan,
Güney Kazakistan ve Maveraünnehir topraklarında yapılan arkeoloji araştırmalarda ele geçirilen
sikkeler buna somut kanıt getirmektedir. Bu diyarları idare eden, sahip çıkan her bir hükümdar
kendi devletinin finansal ilişkilerini sağlamak için kendi adına sikkeler darp ettirmiştir. Zaman
geçtikçe Orta Asya mıntıkalarında Kuşan ve Part devletlerinin sikkeleri kullanılmıştır. Kuşan ve
Part devletlerinden sonra Harezm ve Soğd sikkeleri kullanılmıştır. Hunlar döneminde kendilerine
ait bir sikkenin bulunmadığı ama Çin hudutlarında yaşadığından dolayı Çin paralarını kullandığı
kaynaklarda rastlanmıştır. Tilla Deniz Baykuzu bıçakların üretim aleti sayıldığından başlangıçta
ilk sikkelerin bıçak terzinde yapıldığını, ön yüzü ve arka yüzünde Çince karakterlerin olduğunu
kanıt getirmektedir (2008, s. 5).
Bıçak şeklindeki sikkeler Rus tarihçisi O.İ. Smirnova’nın araştırmalarında da yer
almaktadır. Smirnova, araştırmalarında bıçak tarzındaki Soğd yazılarıyla damgalanmış sikkeler
Sankt-Peterburg’ta (Rusya) yer alan Ermitaj Müzesinde Sovyet Rus arkeolog-şarkiyatçı Leonid
Romanoviç Kızlasov tarafından görüldüğünü rastlamaktadır (1981, s. 33). Bu tarzdaki paralar

4
Minusink’ta (Rusya) Martyanov Müzesinde de bulunmaktadır. Günümüzde Orta Asya’da
nümizmatik alanda birçok araştırmalar yapan Özbek bilim adamı Gaybullah Babayarov ve
Andrey Kubatin, Kırgız bilim adamı Mikhail Kamışev ve Kazak bilim adamı Rayhan Burnaşeva
sayılmaktadır. Babayarov’ın popüler yayınları arasında Semerkant’ta Bulunan “Kağan ve
Hatun” Unvanlı Eski Türk Sikke ve Mühürleri, “Tegin” Unvanlı Batı Türkistan Yöneticileri
Hangi Soydan Gelir, Göktürk Kağanlığı döneminde Çaç (Taşkent) Yönetim Sistemi, Hanedanlar
yer almaktadır. Babayarov kendi araştırmalarında Orta Asya’nın farklı bölgelerinde darp edilmiş
sikkeler hakkında bilgi vermektedir (2007, s. 244).
Sonuç olarak günümüzde Orta Asya bölgesinde bulunmuş birinci el kaynakları dünyaca
ünlü bilim insanları tarafından incelenmiştir. Yukarıda Orta Asya bilim adamlarının
araştırmalarından bahsedilmektedir. Türkiye’de, Orta Asya Türkleri hakkında yazılmış en önemli
eserlerden biri, konu ettiğimiz arkeolojik kaynaklar, kaya resimleri ve nümizmatik veriler
üzerinde birçok makalelerden oluşmuş Türkler eseridir. Bu eser 21 ciltten ibarettir. Orta
Asya’da kaya üzerindeki tasvirlerin Tunç çağında iyice geliştiği görülmüştür. Kaya üzerindeki
petrogliflerin mitolojik içeriği konusuna gelince araştırmacılar arasında farklı görüşler
oluşmaktadır. Bir kısmı Hint-Avrupa kökenlerine kadar götürmüştür. Konu ettiğimiz kaynaklar
Orta Asya tarihini yazmak için her zaman kullanılmaktadır.

KAYNAKÇA

5
Akişev, K., & Kuşaev, G. (1963). Drevnyaya Kul'tura Sakov i Usuney Dolinı Reki İli. Alma-Ata:
Akademii Nauk Kazahskoy SSR.
Babayar, G. (2007). Köktürk Kağanlığı Sikkeleri. Ankara: Tika.
Baykuzu, T. D. (2008). Geç Dönem (IV.-V. YY) Asya Hun Devletleri Sikkeleri. Tarih
Dergisi(45), 1-26.
Baypakov, K. (1971). Drevnie Goroda Kazahstana. Almatı: Nauka.
Ceylan, A. (2015, Temmuz - Ağustos). Taştaki Türkleri Okumak. (K. Aydın, Dü.) Düşünce
Dünyasında Türkiz(34), 9-52.
Eleuov, M. (2014). İslam Öncesi Taraz Sikkeleri. Almatı: Kazak Üniversitesi.
Erdy, M. (2014). Yenisey'in Batısındaki Hun Arkeolojik Kalıntıları. H. C. Güzel, Ç. Kemal, &
K. Salim içinde, Türkler (B. Keneş , Çev., Cilt 1, s. 719-727). Ankara: Yeni Türkiye.
Ergin, M. (2015). Orhun Abideleri (49 b.). İstanbul: Boğazıcı.
Karibozova, A. (2020, Ocak 15). Ekskursiya Materialdarı "Tamgalı Tas Türkı Dauırınıng
Petroglifterı". Dünya Multidisipliner Araştırmalar dergisi(2), 33-52.
Masson, V. (1966). Strana Tısyaçi Gorodov. Moskva: Nauka.
Rtveladze, E. (2002). Aleksandr Makedonskiyv Baktrii i Sogdiane. Taşkent.
Samaşev, Z., & Bazılhan, N. (2010). Drevnetyurkskie Tamgi. Almatı: Abdi.
Smirnova, O. (1981). Svodnıy Katalog Sogdiyskih Monet: Bronza. Moskva: Nauka.

You might also like