You are on page 1of 4

OSMANLlLAR

Tezkireler: Mustafa Mücib, Tezkire-i Mü- zade İshak Efendi, el-İstiştafi tercüme - Şentürk- Ahmet Karta!, Eski Türk Edebiyatı Ta-
ti'ş-Şita, Bostdnü'l-arifin Tercümesi; Er-
rihi, İstanbul 2004, tür.yer.; Kemal Yavuz. "Xlii-
cib; Safa!, Nuhbetü'l-asar min fevai-
XV!. Asır Dil Yadigarlannın Anadolu Sahasında
di'l- eş'ar; Salim, Tezkire-i Şuara; Hüse- zurumlu İbrahim Hakkı; Marifetname;
Türkçe Yazılış Sebepleri ve Bu Devir Müellifleri-
yin Ramiz, Adab-ı Zurefa; Silahdarzade Sursalı İsmail Hakkı, RCıhu'l-beyan. nirı Türkçe Hakkındaki Görüşleri", TDA, sy. 27
Mehmed Emin, Tezkire-i Şuara; Esrar XIX. yüzyılda Batı dillerini öğrenen ve {ı 983). s. 9-56; Hasibe Mazıoğlu, "Türk Edebiya-
Dede, Tezkire-i Şuara-yı Mevleviyye; tı, Eski", TA, XXXII, 81-134.
Batı eserlerini okuyan yazarlar özellikle
Enderunlu Akif Bey, Mir'at-ı Şi'r; Uşşa­ yüzyılın ikinci yarısında oldukça sade bir Iii M URAMMET YELTEN
kizade Seyyid İbrahim Haslb, Zeyl-i Atai; nesirle roman ve tiyatro eserleri yazarak
Şeyh! Mehmed Efendi, Vakayiu'l-fuzala; bu yeni türleri okuyucuya tanıttılar. Ede-
3. Eğitim ve Eğitim Kurumları. Osman-
Sursalı İsmail Bellğ, Nuhbetü'l-asar li- biyat- ı Cedlde nesri bir taraftan ahenkli dil
lı eğitim sistemi farklı din mensupianna
Zeyli Zübdeti'l-eş'ar, Güldeste-i Riyaz-ı endişesiyle yeniden Arapça, Farsça keli -
İrfan ve Veteyat-ı Danişveran-ı Nadi- ait çeşitli kurumları içine almaktaydı. Os-
melere dönerken bir taraftan da Fransız
manlı sistemine göre devletin asli unsu-
redan; Osmanzade Ahmed Taib, Hadi- cümle yapısına yönelmiştir. Siyasi düşün ­
katü'l-vüzera; Müstakimzade Süleyman ru olan müslümanlar soy ve mezhep far-
celerin ve olayların etkisiyle bir müddet
kı gözetilmeksizin tek bir millettir. Gayri
Sadeddin, Devhatü'l-meşayih, Tuhfe-i sonra Türkçü ve milli hassasiyetiere yö-
Hattatin; Suyolcuzade Mehmed Nedb, müslimlere din ve mezheplerine göre ay-
nelik bir nesir anlayışı ortaya çıkmış. bu
rı birer statü verilmiştir. Her millet kendi
Devhatü'l-küttab; Şeyhülislam Ebuishak- anlayış XX. yüzyıl Türk edebiyatının oluşu­
zade Mehmed Esad Efendi, Atrabü'l- ruhani riyasetinin gözetimi altında ayrı bi-
muna zemin hazırlamıştır. XIX. yüzyılda
asar. Tarihler. Mustafa Naima, Ravza - rer eğitim sistemine sahipti. Tanzimat'a
yazılmış başlıca eserler şunlardır: Şuara
tü '1-Hüseyn ii hulasati ahbari'l-hdfi- kadar Osmanlı Devleti'nin bütün unsurla-
tezkireleri: Sahaflar Şeyhizade Esad Efen-
kayn; Musarrifzade Şefik Mehmed Efen- ra yönelik merkezi bir eğitim politikası bu-
di, Bağçe-i Satd-endCız; Şefkat, Tezki-
lunmadığından farklı milletierin eğitim sis-
di, Şefikname; Raşid Mehmed Efendi, retü'ş-şuara; Şeyhülislam Arif Hikmet Bey,
Zübdetü'l-vekayi'; Küçük Çelebizade is- temleri arasında herhangi bir eşgüdüm
Arif Hikmet Tezkiresi; Fatln Efendi, Ha-
mail Asım, Tarih-i Asım; Arpaeminizade söz konusu olmamış, gayri müslim cema-
timetü'l-eş'ar; Mehmed Tevfik, MecmCı­
Mustafa Sami Bey, Tarih-i Sami; Şakir atler eğitim ve öğretimin amaç ve kapsa-
atü't-teracim; Çaylak Tevfik, Katile-i Şu­
mını kendileri belirlemiştir. Buna karşılık
Hüseyin, Tarih -i Şakir; Subhi Mehmed, ara. Biyografiler: Mehmed Süreyya, Si-
Tarih; izzl Süleyman, Tarih -i İzzi; Ha- müslüman halkın eğitimi devletin dene-
cili-i Osmani, Nuhbetü'l-vekayi'; Şey­
timi altında yürütülmüş, XVIII. yüzyılın
kim Mehmed Efendi, Tarih; Çeşmlzade hülislam Arif Hikmet Bey, Keşfü'z-zunCın
sonlarına kadar -bütün dünyada olduğu
Mustafa Reşid, Çeşmizade Tarihi; Silah- Zeyli, MecmCıatü't-teracim; Habib Efen-
dar Fındıklılı Mehmed Ağa, Silahdar Ta- gibi- dini ağırlıklı bir eğitim anlayışı ege-
di, Hat ve Hattatan; Mektublzade Ab-
rihi, Nusretname; Musazade Mehmed dülaziz Efendi, Zeyl-i Devha-i Meşayih-i men olmuştur. 1770'li yıllardan itibaren
Abdullah, Müneccimbaşı Tarihi; Sildul- Avrupalı güçler karşısındaki askerl-siyasi
Kibdr; Hacı Mehmed Zihni Efendi, Me-
lah Enver!, Tarih -i Enveri; Hafız Süleyman şôlıirü'n-nisa; Recaizade Mahmud Ekrem,
gerilerneyi durdurmak amacıyla askeri eği­
Molla, Vekayi'name. Surnameler: Seyyid Kudemadan Birkaç Şair; Muallim Naci, timde başlatılan Batılılaşma 1830'lu yılla ­
rın sonlarında sivil eğitimi de etkisi altına
Vehbi, Surname-i Hümayun; Hazin, Sur- Osmanlı Şairleri, Esami; Faik Reşad, Es-
aldı. Tanzimat'tan sonra ivme kazanan
name; Haşmet, Viiadetname -i Hüma- laf, Teracim -i Ahval; Hacıbeyzade Ah-
Batılılaşma'ya paralel olarak devlet tara-
yun; Melek İ brahim , Viiadetname-i Ha- med Muhtar, Şair Hanımlanmız; Hüse-
dice Sultan. Sefiiretnameler: Kırımlı Rah- yin Vassaf, Setine-i Evliya -yı Ebrar. Ta- fından klasik İslami eğitim sisteminin ya-
nı sıra Batı modelinde yarı - seküler yeni bir
mi, İran Sefaretnamesi; Seyyid Abdul- rihler: Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cev-
eğitim sistemi tesis edildi. Böylece devle-
lah Efendi, Mustafa Rasih'in Rusya Se- det; Ahmed Vefik Paşa. Fezleke-i Tarih-i
faretnamesi; Ahmed Resmi, Berlin Se- Osmani; Hayrullah Efendi, Devlet-i Aliy- tin yönetim ve denetimi altında birbirin-
faretnamesi; Eğinli Nurnan Efendi, Ted- ye -i Osmaniyye Tarihi; Maraşit Meh- den farklı dünya görüşüne sahip insanlar
med Fevzi, Osmanlı Tarihi; Mehmed Şa­ yetiştiren iki sistem ortaya çıktı. XIX. yüz-
birat-ı Pesendide; Yirmisekiz Çelebi Meh-
yılda Batılı devletler ve dini gruplar tara-
med, Fransa Sefaretnamesi; Ebubekir kir Paşa. Yeni Osmanlı Tarihi; Ali Ce-
vad, Mükemmel Osmanlı Tarihi; Meh- fından açılan misyoner okulları Osmanlı
Ratib Efendi, Nemçe Sefaretnamesi;
eğitimindeki çoklu yapıya yeni bir boyut
Nişli Mehmed Ağa, Sefaretname; Dürrl med Tevfik Paşa, Telhis-i Tarih-i O sm a-
ni; Ahmed Rasim, Resimli ve Haritalı kazandırdı.
Ahmed Efendi, Sefaretname. Seyahat-
nameler: Nabl, Tuhfetü'l-Haremeyn; Osmanlı Tarihi (ayrıca bk. İNŞA; NESİR). Klasik Dönem. Osmanlı yönetimi bir
Seyyid İbrahim Hanlf Bey, Hasıl-ı Hacc-ı BİBLİYOGRAFYA : yandan sivil ve askeri kurumların nitelikli
Şerif li-menazili'l-Haremeyn; Meh- Mehmed Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi insan ihtiyacını karşılamak, öte yandan
med Edib, Nehcetü'l-menazil. Münşeat {İstanbul 1926), İstanbul 1986, s. 371, 391-392; Selçuklu Devleti'nden devraldığı Sünni is-
Agah SırrıLevend, Türk Dilinde Gelişme ue Sa- lam'ın liderliğini sürdürebilmek ve gerekli
mecmuaları: Koca Ragıb Paşa, Kani, Os-
deleşmeSafhaları, Ankara 1949, s. 37-41; Fahir
manzade Ahmed Taib, Çelebizade Asım ideolojik alt yapıyı güçlendirmek için müs-
İz, Eski Türk Edebiyatında Nesir, İstanbul 1964,
Efendi, Raşid Mehmed Efendi, Nevres-i I, s. V-XVI; Vasfi Mahir Kocatürk. Türk Edebiya- lüman halkın eğitimine ayrı bir önem ver-
Kadim, Akif Paşa, İki Bayraklızade, Seyyid tı Antolojisi, Ankara 1970, s. 6-14; Nihad Sami miş ve eğitimi merkezden denetlemiştir.
Mehmed Neslb'in münşeat mecmuaları. Banarlı. Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul Osmanlı Devleti'nde eğitim, diğer müslü-
Şiir ve şairler hakkında yazılan eserler:
1971, I, 489, 604; Faruk K. Timurtaş, Tarih İçin­ man devletlerinde olduğu gibi sıbyan mek-
de Türk Edebiyatı, İstanbul 1990, tür.yer.; Mus-
Haşmet, Senedü'ş-şuara; Müstakimza- tepleri ve medreselerde yapılmaktaydı.
tafa isen, "Başlangıçtan XVIII. Yüzyıla Kadar
de, el-Istılahatü'ş-şi'riyye. Dini, tasavvu- Türk Edebiyatı", Türkler {nşr. Hasan Celal Güzel Köylere kadar yayılan sıbyan mektepleri
fi, ahlaki eserler: Şeyhülislam Ebı1ishak- vdğr). Ankara 2002, Xl, 536-588; Ahmet Atilla birer temel eğitim kurumuydu. Genellik-

565
OSMANLlLAR

le tek derslikli ve tek öğretmenU olan bu gören öğrencilere ortak derslerin alındığı risini arttırıyorlardı. Kardeş kavgalarını ön-
kurumların asli görevi üç dört yıl süren öğ­ ilk iki yıldan sonra ihtisast aşmak istedik- lemek için )011. yüzyıl sonlarından itiba-
renim hayatı boyunca çocuklara dini 1 ge- leri alana yönelik ders seçme imkanı sağ­ ren bu uygulama terkedilmiştir. Osmanlı
leneksel kültürü aktarmaktı . Program ağır­ lanmıştır. Lisans düzeyinde eğitim veren Devleti'nde tekke ve zaviyeler, kütüphane-
lıklı olarak Kur'an okuma, ilmihal ve ah- her medrese külliyesi öğrencilerin barın­ ler, kıraathaneler, konaklar da birer halk
lak bilgisinden oluşuyor. ayrıca yazı ve arit- ma. beslenme, temizlik vb. ihtiyaçlarını eğitim kurumu gibi faaliyet göstermiştir.
metik gibi dersler veriliyordu. Sıbyan mek- karşılayan birimlerden oluşan birer karn- Tekkeler. din ve ahlak eğitiminin yanı sı­
tepleri bir vakıf veya mahalle ya da köy püs şeklinde gelişmiştir. Medrese siste- ra müzik ve spor eğitiminde de etkili ol-
halkı tarafından yaptırılır, bakım ve per- minde lisans üstü düzeyde eğitim veren muştur. Bazı seçkinterin konutları, birçok
sonel giderleri de aynı kaynaklardan karşı­ darülhadis, darüttıb. darülkurra. darül- şehirde ve özellikle İstanbul'da birer yay-
lanırdı . Müslüman halk öğretmene büyük mesnevi gibi medreseler de faaliyet gös- gın eğitim kurumu ya da akademi işlevi
saygı göstermişse de çocuklarını sıbyan termiştir. Merkezi yönetim, müderrislerini görmüştür.
mekteplerine göndermede pek istekli dav- tayin ettiği ve eğitim öğretimini denetie-
Gayri müslimlerin eğitim ve öğretimi her
ranmamıştır. Nitekim 1820'1i yıllarda is- diği medreseterin finansmanını vakıflara
milletin ruhani başkanlığının (hahamba-
tanbul gibi bir merkezde bile çocukların ve halka bırakmıştır.
şılık, Rum Ortodoks Patrikhanesi, Ermeni
önemli bir kısm ı temel eğitimden yoksun Medreseler )0111. yüzyıldan itibaren bo- Patrikhanesi vb.) gözetimi altında yapılı­
bulunuyordu. Özellikle çocukların çırak ola- zulmaya başl amıştır. Bunda müderrisle- yordu. Okulların açılması. yönetici ve öğ ­
rak çalışmaları sebebiyle sıbyan mektep- rin seçim ve yükseltilmesinde liyakat, bil- retmen tayini, eğitim öğretimin program-
lerine devam edememelerini önemli bir gi ve beceri aranmaması önemli rol oyna- lanması ve denetimi bunların yetki alanın­
eksiklik gören ll. Mahmud bu anlamdaki mıştır. Felsefe ve akli ilimierin dışlanması daydı. Müslüman okulları gibi gayri müs-
bir eğitimi zorunlu kılan bir ferman yayım­ gibi zihnl daralmalar, bozulmayı kısa za- lim eğitim kurumlarının yapım. bakım ve
lamış . ancak para ve personel yetersizliği manda Avrupa karşısında geri kalmışlık personel giderleri ilgili cemaat vakıfları ve
yüzünden bu teşebbüs sonuçsuz kalmış­ haline dönüştürmüştür. Medreselerdeki halk tarafından karşılanıyordu. Kamusal
tır. Tanzimat'tan sonra sıbyan mekteple- bozulma ve çağın dışında kalma durumu alanla ilgili bir sorun yaşanmadığı sürece
rinin eğiti m öğretim kalitesi bakımından XX. yüzyıla gelindiğinde en üst noktaya Osmanlı yönetimi gayri müslim okullarına
özellikle Batı tipi ilkokullara (ibtida!) göre ulaşmıştır (bk. MEDRESE) .
herhangi bir müdahalede bulunmamıştır.
geri kaldığı gözlemlenm iştir.
ll. Mahmud dönemine kadar doğrudan Batılılaşma Dö nemi. Avrupa'daki geliş­
Osmanlı eğitim sisteminin omurgasını devlet tarafından kurulan eğitim kurum- meler, )01111. yüzyıldan itibaren Osmanlı
medreseler teşkil eder. Gerçekten med- ları Enderun Mektebi ve askeri okullardır.
idarecilerini devleti hemen her alanda Ba-
reseler kültür ve medeniyetin gelişiminde Enderun Mektebi'nin temel görevi hıristi­ tı modeline göre yeniden yapılandırmaya
hayati bir rol oynamıştır. Kuruluş devrin- yan tebaadan devşirilen çocuklardan bilgi.
de İznik, Bursa ve Edirne'de olgunlaşan mecbur etmiştir. Batı'nın üstünlüğü so-
beceri ve görgü sahibi güvenilir devlet ada-
medreseler, )01 ve )011. yüzyıllarda Fatih m ut biçimde ilk defa savaş meydanların ­
mı ve asker yetiştirmekti. Enderun'a alı­
Sultan Mehmed'in kurduğu Sahn-ı Sernan da hissedildiği için yenileşme de askeri
nacak çocuklar önce Türk-İslam kültürünü
eğitimden başladı. Bazı askeri birliklerin
Medresesi ve Kanuni Sultan Süleyman ' ın öğrenmeleri için bir Türk ailenin yanına
tesis ettiği Süleymaniye Medresesi ile ge- Avrupai usulde yapılandırılıp eğitilmesiyle
veriliyor, orada birkaç yıl kaldıktan sonra
lişiminin zirvesine ulaşmıştır. Bu gelişme­
ortaya çıkan askeri eğitimdeki modern-
askeri eğitim almak üzere acemi oğlanları
leşme süreci, )01111. yüzyıl sonlarından iti-
de sağlanan maddi imkanlar kadar İslam mekteplerine gönderiliyordu. Bu okullar-
dünyasından İstanbul'daki medreselere ya- baren askeri mühendishaneterin (Mühen-
dan seçilenler Enderun'a alınıyor ve bu-
pılan beyin göçünün de önemli rolü olmuş­ dishane-i Bahri-i Hümayun, 1775; Mühen-
rada kendilerine üst düzeyde bir eğitim
tur. Bu parlak devirlerinde medreseler dini dishane-i Berri-i Hümayun, ı 795), askeri
veriliyordu. Enderun'dan yüzyıllarca im-
ilimler yanında pozitif bilimiere de ağırlık tıp okulunun (Tıbh§.ne-i Amire ve Cerrah-
paratorluğun yönetiminde söz sahibi olan
vermiştir. hane-i Ma'mCıre, 1827) ve harp okulunun
pek çok sadrazam, vezir, ordu kumanda-
(Mekteb-i FünCın-ı Harbiyye, 1834) açıl ­
Osmanlı medrese sistemi, günümüz- nı . vali, mimar, mühendis yetişti. XIX. yüz-
masıyla ileri bir aşamaya ulaştı. İlk yıllar­
deki sistematiğe göre ilköğretimin ikinci yılda yeni kurulan Batı tipi sivil ve askeri
da nicelik ve nitelik bakımından oldukça
kademesinden lisans üstü eğitime kadar bürokrasinin her düzeyde personel ihtiya-
yetersiz olan bu askeri eğitim kurumları
farklı eğitim kademelerini kapsayan. bir- cı modern okullar dan sağlanmaya başla­
zaman içinde önemli gelişmeler kaydetti
birinin devamı niteliğindeki medreselerden nınca Enderun Mektebi'nin işlevi ortadan
ve Osmanlı ülkesine pozitivist düşünce ve
oluşuyordu. Medreselerde eğitimi ve aka- kalktı ve nihayet kapatıldı. öte yandan Os-
seküler dünya görüşünün girişinde öncü
demik çalışmaları yürüten müderrislerin manlı sarayında padişah çocuklarının öğ­
renim gördüğü bir okul (Şehzadegan Mek- rolünü oynadı.
niteliğini arttırmak için bilimsel çalışma
ve tecrübeyi esas alan bir kariyer sistemi tebi) bulunuyordu. İlköğretim düzeyinde- ll. Mahmud modernleşmenin sivil eği­
oluşturulmuş, böylece onlara en alt dü- ki bu okulda Kur'an ve din bilgisi, yazı . dil tim al anında da başlamasını sağladı . Av-
zeydeki medreseden en üst düzeydeki bilgisi, matematik, spor ve sanat eğitim rupa'ya öğrenci ilk defa onun zamanın­
medreseye kadar yükselme imkanı sağ­ öğretimi veriliyordu. Şehzade ve sultanlar da gönderildi. Kurduğu bir eğitim meclisi
lanmış. terfi eden müderrislere daha iyi ileriki yıllarda kendilerine tahsis edilen öğ­ (Meclis-i Um ur-ı Nafıa, 1838), yüksek öğ­
maddi şartlar sunulmuştur. Ayrıca bir tür retmenlerle öğrenimlerine devam ediyor- retime öğrenci yetiştirmek üzere gelenek-
sertifika sistemi uygulanarak öğrencilere lardı. Şehzadeler, lala adı verilen tecrübe- sel eğitim sisteminin dışında "rüşdiye" adı
öğretim elemanını seçme fırsatı verilmiş­ li devlet adamlarının refakatinde taşraya verilen yeni okullar açılmasını teklif etti.
tir. Öte yandan lisans düzeyinde öğrenim vali olarak gidip yöneticilik bilgi ve bece- Bunu gerçekleştirmek üzere bir nezaret

566
OSMANLlLAR

(müdürlük) kurulduysa da (Mekatib-i Rü ş­ ve farklı dini ve etnik gruplara mensup ço- rinde önemli bir gelişme kaydetti. Bu ge-
diyye Nezareti, 1838) başlatılan reform , cukları Osmanlılık ülküsüyle yoğurup bir lişme hem nicelik hem nitelik bakımından
yeni kurulan Batı tipi bürokrasinin perso- Osmanlı milleti oluşturmaya katkıda bu- meydana gelmişse de nice! gelişme ağır
nel ihtiyacını karşılamak için ilk sivil mo- lunmak amacıyla kuruldu. Ancak ilk yıl ­ basmaktadır. İstanbul'daki yüksek öğret­
dern okulların (Mekteb-i Maarif-i Adliyye larda yalnız müslüman halk değil hıristi­ men okulu (DarülmuallimTn-i Aliye) ilkokul,
ve Mekteb-i Ul Gm-ı Edebiyye , 1839) açıl­ yan ve MGsev'i tebaa da dini itikadlarının ortaokul ve liselere öğretmen yetiştirecek
masıyla sınırlı kaldı. bozulacağından kaygı duyarak çocukları­ şekilde yeniden yapılandırılırken ülkedeki
nı bu okula göndermek istemedi. Benzer öğretmen yetiştiren kurumların sayısı yak-
Tanzimat Fermanı ' nın ilanından sonra
bir durum Amerikalı Protestan misyoner- laşık beş kat arttırılarak otuzun üzerine çı­
Osmanlı Devleti, Batı tipi yarı seküler mo-
ler tarafından açılan Robert College'da karıldı . Demiryolculuktan bağcılığa kadar
dern bir eğitim sisteminin kuruluşuna sah-
da yaşandı. Fakat bu psikolojik engel bir- farklı alanlarda pek çok meslel<i öğretim
ne oldu. Sultan Abdülmecid 1845 yılında
yayımladığı bir fermanda ülkenin maddi kaç yıl sonra aşıldı ve imparatorluğun en kurumu açıldı. İmparatorluğun kritik böl-
seçkin aileleri çocuklarını bu iki okula gön- gelerindeki aşiretlerin çocuklarını Osrr:ıan­
ve manevi gelişimi için modern okulların
derme yarışına girdi. 18S9'da devletin yö- lılık bilinciyle yetiştirmek amacıyla İstan­
açılması gerektiğini vurguladı. Bunun üze-
netici ihtiyacını karşılamak üzere bir siya- bul'da bir aşiret mektebi tesis edildi. 1900
rine oluşturulan Meclis-i Maarif-i Muvak-
sal bilgiler okulu (Mekteb-i Mülkiyye) açılmış­ yılında Tanzimat'ta bir türlü yaşatılama­
kat ülkede Batı'da olduğu gibi ilk, orta ve
tı. Bu okul, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuru- yan darülfünun son defa açıldı , farklı alan-
yüksek öğretimden oluşan üç kademeli bir
luşunda ve gelişiminde önemli rol oyna- larda pek çok yüksek okul kuruldu. Hemen
eğitim sistemi kurulmasını önerdi. 1846'-
yan sivil bürokrasinin kadrolarını yetiştir­ hepsi Türkiye Cumhuriyeti'ndeki üniver-
da açılan modern okulların geleneksel eği­
mede hayati bir rol oynamıştır. site 1 fakültelerin çekirdeğini oluşturan bu
tim kurumlarının da bağlı olduğu Evkaf
kurumlardan belki de en önemlisi, yetiş­
Nezareti'nin yerine yeni teşkil edilen Me- 1869'da çıkan ve imparatorluğun çö-
tirdiği hukukçularla devletin seküler nite-
katib-i Umumiyye Nezareti'ne bağlanması küşüne kadar yürürlükte kalan Maarif-i
liğinin güçlenınesini destekleyecek olan
kararlaştırıldı . Bu idari ayrışma , 1857'de Umumiyye Nizamnamesi, bu tarihe kadar
Mekteb-i Hukük-ı Aıiye'dir. Gelecekte ül-
bir bakanlık statüsündeki Maarif-i Umu- açılan bütün okulları bütüncül bir örgüt-
kenin kültür ve sanat çizgisini belirleme-
miyye Nezareti'nin açılmasıyla tamamlan- sel yapıya kavuşturdu . Fransız eğitim sis-
de önemli rol oynayacak bir başka geliş­
dı. Böylece ülkede imparatorluğun sona temi model alınarak hazırlanan bu nizam-
me de geleneksel Osmanlı 1 İslam sanat-
erişine kadar varlığını sürdürecek, ayrı eği­ nameye göre Osmanlı eğitim sistemi ilk,
larından çok Batı sanatlarını öne çıkaran
tim felsefelerini ve dünya görüşünü temsil orta ve yüksek öğretimden meydana ge-
Sanayi-i Nefise Mektebi'nin açılmasıdır.
eden iki ayrı eğitim sisteminin temelleri liyordu. Nizamname, bu kademelerde yer
Kendi döneminde eğitim alanında büyük
atıldı. alan bütün okulların yönetim ve eğitim
gelişmeler kaydedilmişse de ll. Abdülha-
1847'de ilk ortaokulun (rüşdiye), 18SO'li öğretim faaliyetlerini hükme bağlamış , bü-
mid okullarda eğitim özgürlüğünü kısıtla­
yıllarda sıbyan mekteplerinin aksine çağ­ tün Osmanlı milletlerine mensup çocuk-
makla eleştirilmiş, açılan okulların nitelik
daş eğitim veren ilkokulların (ibtidal ), ların Maarif Nezareti'ne tabi genel okullar-
bakımından genellikle asgari standartlar-
1874'te ilk lisenin (idadl) ve nihayet -kısa da karma öğrenim görmesini teşvik etmiş­
dan yoksun olduğu ileri sürülmüştür. Ni-
süreli de olsa- bir üniversitenin (darülfü- tir. Böylece Osmanlıcılık ideolojisini haya-
tekim 1908 Jöntürk ihtilaliyle başlayan
nun) açılmasıyla ( 1870) Batı tipi üç kade- ta geçirerek imparatorluktaki etnik ve
Meşrutiyet devrinde az sayıda , fakat daha
meli bir eğitim sistemi ortaya çıktı. Bu sis- dini gruplar arasında birlik ve vatandaşlık
kaliteli okula sahip olma anlayışı benim-
temin tamamlanması bakımından kız or- bilincinin gelişmesini de hedeflemiştir. An-
senmiştir.
taokullarının (inas rüşdiyesi) ve erkek ve cak bu girişim bazı ekonomik, sosyal ve
kültürel engeller dolayısıyla fazla etkili ol- Tanzimat'tan itibaren gelişen modern
kız öğretmen okullarının (Darülmuallimln,
eğitim sistemi Meşrutiyet devrinde geli-
1848; Darülmuallimln-i Sıbyan, 1868; Da- mamış, devlet tarafından açılan okullar-
şiminin son evresini yaşadı. Kaliteyi yük-
rülmuallimat, 1870) açılması da son de- da öğrenim gören gayri müslim öğrenci
seltme eğitim politikalarının ana ilkesi ol-
rece önemlidir. Çünkü kız ortaokulları , is- sayısı çok sınırlı kalmıştır.
muşsa da ilk ve orta öğretimdeki büyüme
lam tarihinde ilk defa on yaşından büyük Tanzimat'ın ardından çağdaş pedagoji devam etti. Okul öncesi eğitim kurumla-
müslüman kızlara örgün eğitime devam Osm an lı eğitimcileri tarafından izlenıne­
rı (ana mektebi) açıldı ; buna par alel olarak
etme yolunu açarken öğretmen okulları ye başlandı. İçlerinde kadınların da bulun- anaokula öğretmen yetiştirmek üzere Ana
da ülkede ilk defa medrese dışında yarı duğu pek çok eğitimci değerli eserler ver-
Muallim Mektebi kuruldu. Kızların eğiti­
seküler okullarda öğretmen yetiştirme im- di. Bu bilimsel birikime paralel olarak ül- minde önemli bir atılım gerçekleştirilerek
kanı sağladı. 1860'lı yıllarda açılan erkek kede çağdaş pedagojik ilkeleri okullarda ilk kız lisesi (inas SultanTsi) ve kız üniversi-
ve kız meslek okulları ile (ıslahhane) Tan- uygulamayı amaçlayan bir eğitim akımı
tesi (İnas Darülfünunu) açıldı. Bu arada teş­
zimat'! izleyen yıllardaki başarısız girişim­ doğdu. Bu akımla birlikte çağdaş öğretim
kilat bakımından yeniden yapılandırılan
lerden sonra meslel<i eğitimin de temel- ilke ve yöntemleriyle öğretim araç gereç- darülfünun yabancı bilim adamlarının da
leri atıldı. Sistemi oluşturan okullar genel- leri okullara girmeye başladı . Programlar- katkısıyla niteliğini yükseltti. 1913 geçici
likle önce İstanbul 'da açılmış, ardından da bazı din dersleri de bulunmakla birlikte ilköğretim kanunu ile ( Ted rls at- ı ibtidaiy-
bütün imparatorluğa yayılmıştır. ağırlık pozitif bilimiere ait derslerde oldu. ye KanOn - ı Muvakkati ) ilköğretim teşkilat,
1868'de açılan Galatasaray Mekteb-i Bu hareket istisnai bazı tepkilere rağmen eğitim öğretim ve fınansman bakımından
Sultanisi Osmanlı Devleti'nin Batı'yla iliş­ ciddi bir direniş görmedi. ayrıntılı biçimde tanımlandı. Bazı madde-
kilerinde ihtiyaç duyduğu Avrupa dili ve Temelleri atılan modern yarı seküler Os- leri değiştirilerek 1960 ' lı yıllara kadar uy-
kültürüne vakıf insan gücünü yetiştirmek manlı eğitim sistemi ll. Abdülhamid dev- gulanan bu kanunla ilköğretim okulları-

567
OSMANLlLAR

nın öğretim süresi -üç devre halinde- altı lıklı ve yüksek bürokrasiye mensup ailele- sı olması bakımından ayrı bir yeri vardır.
yıla çıkarıldı. ilk öğretmen meslek cemi- rinin çocuklarına eğitim vererek kültürel Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde dini ve
yetleri kuruldu, ilk mesleki dergiler yayım­ nüfuz alanları oluşturmayı hedefledi. Ame- insani değerlere ancak ilim yoluyla ulaşı­
landı. imparatorluğun karşı karşıya kaldığı rikalılar'ın açtığı misyoner okulları Protes- labileceğinin vurgulanması yazıyı öne çı­
felaketler dolayısıyla Osmanlı-Türk aydın­ tanlığı yaymayı amaçladı. Bu konuda özel- karmış. l-11. (VII-VIII.) yüzyıllarda imla ve
ları tarafından eğitim ve öğretmen mille- likle Anadolu'daki yoksul Ermeniler ara- alfabe sisteminde yapılan düzenlernele-
tin başlıca kurtuluş vasıtaları olarak gö- sında başarılı oldular. Genellikle hıristiyan rin ardından Kur' an-ı Kerlm'i Allah sözü-
rülmeye başlandı. Satı Bey, ismail Hakkı öğrencilerin devam ettiği, sayıları yüzleri ne yaraşır güzellikte yazma heyecanı, gay-
(Baltacıoğlu) gibi ünlü eğitimeHer yetişti. bulan Anadolu'daki Amerikan misyoner ret ve titizliği hattı sanat yazısı seviyesi-
Bu devirde eğitimde gerçekleştirilen en okulları da çok defa imparatorluk aleyhi- ne yükseltmiştir. ilahi ve hikeml sözlerin
önemli girişimlerden biri de yüzyılı aşkın ne çalışan bölücü hareketlere beşiklik ve soluk zemin üzerinde siyah, yer yer ince-
bir süredir modern okulların yanı başında yataklık etti. ten, kıvrılan ve kalınlaşan, dik ve yatay
kendi haline terkedilen medreseleri ıslah BİBLİYOGRAFYA : çizgilerle oluşturduğu ahenk, ritim yazıya
etme projesidir. Bu kapsamda teşkilat ve Mahmud Cevad. Matirif-i Umümiyye Nezareti okuma ve yazma aracı olmasının yanında
program bakımından çağdaş ölçütlere uy- Tarihçe-i Teşkfltit ve İcraatı, istanbul 1338; Nafi dini. soyut bir sanat niteliği kazandırmış­
gun yeni medreseler (Darülhilafe med- Atuf [Kansu]. Türkiye Maarif Tarihi, istanbul 1932, tır. Hat sanatının tarihi ve tecrübl estetik
reseleri) kuruldu. Ancak böyle bir medre- ll; Türkiye Maarif Tarihi, 1-V; Aziz Berker. Türki- safhalarından geçerek dünya sanatları dü-
ye'de İlk Öğretim 1: 1839-1908, Ankara 1945;
se reformuna girişilmeden imparatorluk zeyine erişmesinde hattatların sanat gü-
Nevzat Ayas, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi:
tarihe karıştı. Türkiye Cumhuriyeti'nin çı­ Kuruluşlar ve Tarihçeler, Ankara 1948; Faik Re- cü, sabır ve gayretinin yanında onları ko-
kardığı Tevhld-i Tedrlsat Kanunu ile ( 1924) şit Unat, Türkiye Eğitim Sisteminin Gelişmesi­ ruyup destekleyen sultan ve devlet adam-
darülfünuna bağlı bir ilahiyat Fakültesi ne Tarihi Bir Bakış, Ankara 1964; Uzunçarşılı, İl­ larının da önemli rolü olmuştur.
ve imam-Hatip mekteplerinin açılması ile miye Teşkilatı; Andreas M. Kazamias. Educali-
on and the Quest {or Modemity in Turkey, Chi- Emevıler ve özellikle Abbasüer devrinde
fonksiyonlarını kaybetmiş olarak kapatıldı.
cago 1966; Cahit Baltacı , XV-XVI. Asırlarda Os- ulaşılan siyasi ve ekonomik güce paralel
Osmanlı Devleti'nin kurduğu modern eği­ manlı Medrese/eri, istanbul 1976; Abdülhak Ad- olarak ilim ve sanatta görülen yenilikler
tim sistemi nicelik bakımından çokyeter- nan Adıvar, Osmanlı Türklerinde ilim (haz. Ay- hat sanatına da yansımıştır. Vezir ibn Muk-
siz de olsa Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran kut Kazancıgil- Sevim Tekeli). istanbul 1982; Ül-
le, kardeşi Ebu Abdullah Hasan b. Ali ile
sivil ve askeri kadroları yetiştirerek tarihi ker Akkutay, Enderün Mektebi, Ankara 1984; B.
Lewis, Modem Türkiye 'nin Doğuşu (tre. Metin birlikte mevzun hatlarda ayıklama ve sı­
bir görev yapmıştır. nıflandırma yaparak harf nisbetlerini da-
Kıratlı), Ankara 1988, tür.yer.; İlknur Polat Hayda-
XIX ve XX. yüzyıllarda Osmanlı Devle- roğlu. Osmanlıİmparatorluğu'nda Yabancı Okul-
ti'nde gayri müslim azınlıkların eğitim ala- lar, Ankara 1990; Hasan Ali Koçer. Türkiye'de
Modem Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi: 1773-1923,
nında önceki yıllarda sahip oldukları hak ve
istanbul 1991; Ali Akyıldız. Tanzimat Dönemi
özgürlükleri devam etti. Babıali'nin 1869 Osmanlı Merkez Teşkilatında Reform: 1836-
Maarif-i UmOmiyye Nizamnamesi ve son- 1856, istanbul 1993; Hasan Ali Yücel, Türkiye'de
raki mevzuat düzenlemeleriyle gayri müs- Orta Öğretim Tarihi, Ankara 1994; Cavit Binba- Ahmed Karahisari'nin sülüs-nesih hatta vazdrğr Kur'an-ı Ke-
şıoğlu, Öğretmen Yetiştirme A çısından Türkiye'- rim ' den Bakara sOresinin ilk ayetleri rrsMK, Yeni Yazmalar,
lim okullarını doğrudan denetim altına al- nr. 999)
de Eğitim Bilimleri Tarihi Üzerinde Bir Araştır­
ma çabaları vaktiyle verilen haklar ve ya-
ma, Ankara 1995; Kemal Beydilli, Türk Bilim ve
bancı devletlerin müdahalesi yüzünden
Matbaacı/ık Tarihinde Mühendishane, Mühen-
sonuç vermedi. Hıristiyan ahalinin eğitil­ dishane Matbaası ve Kütüphanesi: 1776-1826,
diği okullar 1820'lerden itibaren ayrılık­ istanbul 1995; Mustafa Ergün, İkinci Meşrutiyet
çı hareketlere hizmet etmeye başladı ve Devrinde Eğitim Hareketleri: 1908-1914, Anka -
ra 1996; Cemi! Öztürk. Atatürk Devri Öğretmen
özellikle Balkan savaşları ve ı. Dünya Sa-
Yetiştirme Politikası, Ankara 1996; a .mlf. , Tür-
vaşı yıllarında devlet aleyhindeki faaliyet-
kiye'de Dünden Bugüne Öğretmen Yetiştiren
lerin üsleri haline geldi. öte yandan ticari Kurumlar, İstanbul 2005; Yahya Akyüz, Türk Eği­
ve ekonomik ilişkilerdeki aracı rollerine pa- tim Tarihi, istanbul 1997; Ekmeleddin İhsanoğ­
ralel biçimde Batı kültürüne vakıf olma lu, " Osmanlı Eğitim ve Bilim Müesseseleri" , Os-
manlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi (haz. Ekme-
mecburiyeti hisseden azınlıklar da Batı ti-
leddin ihsanoğlu). istanbul 1998, ll, 223-359;
pi okullar açma yoluna gitti. Bu okullar da- a.mlf .. "Darülfünun Tarihçesine Giriş : ilk iki Te-
ha çok ticaret burjuvazisinin yoğunlaştığı şebbüs", TTK Belleten, LIV/ 210 (1990). s. 699-
şehirlerde kuruldu. 738; Mefail Hızlı, "Osmanlı Sıbyan Mekteplerin-
de Okutulan Dersler (Klasik Dönem Bursa örne-
XIX. yüzyılda büyük Avrupa devletleriy-
ği)", Osmanlı Dünyasında Bilim ve Eğitim Mil-
le Amerika Birleşik Devletleri ve bu ülke- letlerarası Kongresi Tebliğleri (haz. Hidayet Ya-
lerin dini örgütleri Osmanlı Devleti'nde vuz Nuhoğlu). İstanbul 2001, s. 109-115; Şamil
yüzlerce okul açtı. Osmanlı yönetimi, bu Mutlu, Osmanlı Devleti'nde Misyoner Okulları,
okullar için açılış imtiyazı vermeyi uluslar İstanbul 2005. f;i;1 ..
(li!I!J CEMİL ÜZTÜRK
arası ilişkilerde bir araç olarak görmüş ol-
makla beraber çok sayıda izinsiz eğitim
veren okulların açılmasını önleyemedi ve H) Sanat. 1. Hat. islam medeniyetinde
bunlara göz yummak zorunda kaldı. Av- dini ve içtimal ihtiyaçların biçimlendirdiği
rupalılar'ın kurduğu devlet ve misyoner sanat dalları arasında hat sanatının is-
cemaat okulları, daha ziyade ülkenin var- lam'ın sembolü ve en güçlü ifade vasıta-

568

You might also like